ÇANAKKALE LİMAN BÖLGESİNDEKİ DENİZ SUYUNDA
HALOFİLİK BAKTERİ VE MAYALARIN İZOLASYONU
GRUP: EXTREM
Tamer GÖK Yahya Kaptan Anadolu Lisesi
Esra ŞENBABAOĞLU
Özel Gebze Lisesi
Hazım BOZKURT Rıza Malatyalı İlköğretim Okulu
DANIŞMANLAR
Prof. Dr. Turan GÜVEN Prof. Dr. Sezai TÜRKEL Prof. Dr. Ahmet AKSOY
TÜBİTAK-BİDEB Fen ve Teknoloji – Fizik, Kimya, Biyoloji Bilim Danışmanlığı Çalıştayı
6-16 Temmuz 2008
(ÇANAKKALE FEN LİSESİ)
2
PROJENİN ADI: Çanakkale liman bölgesindeki deniz suyunda halofilik bakteri ve
mayaların izolasyonu
GRUBUN ADI: EXTREM
GRUP ÜYELERİ: Tamer GÖK, Esra ŞENBABAOĞLU, Hazım BOZKURT
DANIŞMAN: Prof.Dr.Turan GÜVEN, Prof.Dr.Sezai TÜRKEL, Prof.Dr.Ahmet AKSOY
PROJENİN AMACI: Bu çalışmada biyoelektronik ve biyoteknolojik uygulamalarda
önemli bir yer tutan halofilik bakteri ve mayaların Çanakkale liman bölgesindeki durumunun
tespiti amaçlanmaktadır.
3
ÖZET:
Bu çalışmada Çanakkale liman bölgesinde deniz yüzeyi, dip çamuru ve yosunlu
bölgelerden alınan örneklerde biyoteknolojik öneme sahip halofilik bakteri ve maya varlığı
saptanmıştır. Bunun için zenginleştirilmiş besiyerlerinin yanında halofilik
mikroorganizmaların yaşayabildiği tuzlu ortamlara ekimler yapılmıştır. Bakteri ve maya
örnekleri morfolojik özelliklerine göre değerlendirildi. Analiz edilen deniz suyu örneklerinde
deniz suyu zonlarında farklı miktarlarda bakteri ve maya örnekleri olduğu bulundu. En çok
mikroorganizmaya dip çamurunda rastlandı. İzole edilen maya ve bakteri örneklerinin
bazılarının halofililk olduğu belirlendi
4
GİRİŞ:
Enzimler, hücrelerde biyokimyasal reaksiyonları katalize eden protein yapısında
moleküllerdir. Hücrelerde çok önemli metabolik görevleri olan enzimler çeşitli amaçlarla
kullanılmak üzere günlük ve ekonomik hayata girmiştir (Wiseman, 1987). Enzimler ile
katalizlenen reaksiyonların 0 – 40 oC arasında reaksiyon hızı yükselir. Fakat 40 oC de enzim
zarar görmeye başlar. Böylece reaksiyon yavaşlar ve 60 oC de enzim tamamen bozulur. 40 oC
bu enzim için optimum ısıdır Bu noktada çözüm olarak
mikroorganizmalardan elde edilen enzimler büyük ilgi çekmektedir. (Bhat, 2000).
Son yıllarda yapılan çalışmalar mikrobiyal yaşamın spesifik çevrelerle sınırlı
olmadığını, mikrobiyal komünitelerin yüksek sıcaklık, yüksek tuz, düşük sıcaklık, asidik ve
alkali pH, yüksek basınç gibi ekstrem olarak tabir edilen çevrelerde de bulunabileceğini
ortaya koymuştur. Bu ekstrem çevrelerde yaşayan mikroorganizmalar ekstremofiller olarak
adlandırılırlar (Van den Burg, 2003). Ekstremofilik mikroorganizmaların, yüksek tuz
konsantrasyonlarında yaşayan üyeleri halofillerdir (Horikoshi and Grant, 1998).
Halofiller Kushner’e göre (1978, 1993); halofilik olmayanlar (0-1M NaCl), az
halofiller (0,2-2,0M NaCl), ılımlı halofiller (0,4-3,5M NaCl), ekstreme yakın halofiller(1.4-
4.0 M NaCl), ekstrem halofiller(2,0-5,2M NaCl), halotolerantlar (0->1M NaCl) ve değişken
halofiller (0- >3M NaCl) olarak sınıflandırılırlar.
Halofilik mikroorganizmalarIn yüksek tuz konsantrasyonlarInda nasıl yaşamlarını
sürdürülebildikleri Halobacterium gibi model organizmalarla yapılan çalışmalarla ortaya
konulmuştur. Bu tip mikroorganizmaların çevrelerindeki yüksek ozmotik basınçta yaşabilmek
için temel olarak iki strateji geliştirdiği kabul edilmektedir.
Bunlardan iç tuz stratejisinde hücre içinde K+ veya bazı hücrelerde Na+ akümüle
edilir ve böylece tüm hücre içi sistemler dış ortamdaki yüksek tuz konsantrasyonu
nedeniyle oluşan basınca karşı adapte olabilirler. İkinci strateji olan “compatible
solute” stratejisinde hücre kendisinin ürettiği stabilite edici organik maddeler ile
(ektoin, glisin, betain gibi) hücre içi sistemlerin yüksek tuz koşullarına adaptasyonu
gerekmeksizin hücre ile ortamın ozmotik basıncını dengeler ve yaşamını sürdürür.
(Oren, 1999).
Halofilik mikroorganizmalar diğer ekstremofilik mikroorganizmalarla
karşılaştırıldıklarında basit besiyerlerinde kolay üretilebilmelerinden dolayı biyoteknolojik
olarak büyük bir potansiyele sahiptirler. Ancak Ekstremofilik mikroorganizmalarla ilgili
alınan patent uygulamalarının sadece %20’si halofilik mikroorganizmalara aittir (Horiskoshi
and Grant, 1998).
5
Bu uygulamalardan bazıları bakteriyorodopsin (biyosensör yapımı, bilgilerin
holografik olarak depolanması, elektronik sanayi), halorodopsin (deniz suyunun
desalinizasyonu),biyopolimerler (polihidroksialkonatlar, parçalanabilir plastik üretimi) 84
kda’luk bir protein (myc onkogenin saptanması). Bunların dışında, fermente gıdaların ve gıda
katkı maddelerinin hazırlanmasında, biyosürfektanlar petrol kontamineli toprak ve suların
temizlenmesinde kullanılmaktadır (Margesin and Schinner, 2001).
Endüstrinin hemen her alanında kullanılan enzimler genellikle mikroorganizmalardan
elde edilmektedir. Bunun nedeni mikroorganizma kaynaklı enzimlerin bitkisel veya hayvansal
kaynaklı enzimlere göre katalitik aktivitelerinin çok yüksek olmaları, istenmeyen yan ürün
oluşturmamaları, daha stabil ve ucuz olmaları, fazla miktarda elde edilebilmeleridir
(Wiseman, 1987).
Ekstremofilik mikroorganizmalar; volkanların yüksek sıcaklıklarında, kutupların
düşük sıcaklıklarında, çok düşük ve çok yüksek pH değerlerinde (pH 0-3 veya pH 10-
12) veya çok yüksek tuz konsantrasyonlarında (%5-30) yaşamak için adapte olmuşlardır
(Niehaus ve ark., 1999).
Bu şekilde farklı ekolojik koşullarda yaşayan mikroorganizmalar termofilik, asidofilik,
alkalifilik ve halofilik bakteriler şeklinde sınıflandırılmıştır (Zeikus, 1979).
Enzim teknolojisinin giderek gelişmesi ürünlerin kullanım alanlarının çeşitliliği ve
ekonomik değerinin çok yüksek olması nedeniyle biyoteknolojinin endüstriyel enzimler ile
ilgili alanında yapılan çeşitli araştırmalar daha da önem kazanmaktadır. Özellikle son yıllarda
stratejik alan şeklinde değerlendirilen rekombinant DNA teknolojisinden yararlanılarak enzim
üretimi büyük boyutlara ulaşmış ve kullanımı giderek yaygınlaşmıştır (Gessese, 1998).
Halobakterilerin plazma zarlarında bulunan bakteriyorodopsin ışığa duyarlı bir protein
molekülü olup biyoelektronik ve geleceğin moleküler bilgisayarlarında kullanılmaya aday
moleküllerden biridir. Buharlaşma göllerinde tuzlu su buharlaştırılır ve tuz elde edilir ki; bu
durumda su azalır, bunu takiben suda çözünen oksijen suyla aynı oranda azalır, oksijen
azalınca oksijenli solunum şansı ortadan kalkar ve bakteriyorodopsin sentezlenerek zara
yerleştirilir. Bu pigment pembe ışık hariç görünen ışığın tüm dalga boylarını absorblar. Bunun
sonucunda halofilikler mor-pembe görünürler, bu pigment sayesinde hem enerji hem de
fotosentezle organik madde sentezlenmiş olur.
Halobacteriales’in bir çok üyesi, çözünür oksijen miktarı düşük olan tuzlu sularda
oksijen ve ışık alımını arttıran ve yüzme olanağı sağlayan gaz vezikülleri içermektedirler.
6
Bunların UV ışınlarının zararlı etkilerine karşı koruyucu kalkan oldukları belirtilmiştir
(DasSarma 1993, Beard et al. 1997).
Şekil-1:Birinci fotoğraf bir alt paragrafta bahsedilecek olan California,San Francisco'daki Owens Gölüne ait,ikinci fotoğraf ise Owens Gölü’nün ve bir tuz işletmesinin buharlaşma göllerine aittir.
7
ARAÇ VE GEREÇLER:
1.Nutrient agar besiyeri (250 gr)
2.Nutrient broth besiyeri (250 gr)
3. Steril petri kapları ( disposable, plastik) 8 cm lik (40 adet)
4. Cam tüpler - yaklaşık ebatlar 15mmX150 mm ( 10 adet)
5. Cam pipet 5 mililitrelik pipet ( 5 adet)
6.Erlenmayer ( 250 mililitrelik) ( 10 adet)
7.Cam baget ( 5 adet)
8. Sarı uç-otomatik pipet için (1 torba)
9. Mavi uç-otomatik pipet ( 1 torba)
10.Yeast ekstrakt (Maya özütü) ( 250 gram)
11.Pepton ( 250 gram)
12.Glikoz ( 250 gram)
13.Agar agar( 250 gram)
14.NaCl ( 250 gram)
15.Alüminyum folyo (2 kutu)
16..Konik tabanlı santrifüj tüpü ( 20 adet) (15x100 mm)
8
METOD :
Çanakkale liman bölgesinden numune alınacak üç bölge belirlendi. Halofilik bakteri
ve mayaları çoğaltmak için gerekli besiyerleri aşağıda verildiği şekilde hazırlandı:
I. erlenmayere 150 ml su ve 3 gr Nutrient Agar eklendi. Ağzı alüminyum folyo ile
kapatılarak sterilizasyon için hazırlandı. II. Erlenmayere 150 ml su ve 1,2 gr Nutrient Broth
eklendi. Ağzı alüminyum folyo ile kapatıldı. III . erlenmayere ise 150 ml su, 1.5 gr pepton ve
1.5 gr Yeast Ekstrakt eklenip manyetik karıştırıcıda çözüldü. Daha sonra 3 gr Agar Agar
eklenerek sterilizasyona bırakıldı. Sterilizasyon işleminden sonra III. Erlenmayere 3 gr glukoz
eklendi. Glukoz çözeltisi katılaşmayı önlemek için sterilizasyondan sonra seyreltilerek
eklendi.
Tuza dirençli bakteri ve mayaları izole etmek için I. ve III. erlenmayere NaCl
eklenerek 0.1 M lık tuzlu ortam sağlandı. Aynı şekilde sterilizasyona bırakıldı. Diğer cam
malzemelerde aynı şekilde sterilizasyon işleminden geçirildi.
Erlenmayerde hazırlanan ve sterilizasyondan geçirilen besiyerleri petri kaplarına
dökülerek ekime hazır hale getirildi.
Çanakkale liman bölgesinde deniz yüzeyi, dip çamuru ve yosunlu bölgeden alınan
örnekler sterilize edilmiş besiyerlerine ekildi. Santrifüj edilerek (3 dakika 2000rpm)
çöktürülen örnekler YPD (Yeast Pepton Dekstroz) besiyerine ekildi. Örnekler üremenin daha
çok olması için Nutrient Agar Broth besiyerine 5 ml glikoz ilave edilerek ekildi.1 gün
boyunca inkübasyona bırakıldı. Sıvı besiyeri Nutrient agar broth besiyerine ekilen örnekler 1
gün sonra katı besiyerine ekildi.
İnkübasyon sonucu bakteri ve mayaların üremeleri morfolojik olarak incelendi.
9
BULGULAR
Araştırmalarımızda Çanakkale liman bölgesinde yüzey, yosunlu bölge ve dip çamuru
olmak üzere üç farklı örnek alındı. Bu örneklerdeki bakteri ve maya türlerinin analizi için
standart mikrobiyolojik yöntemler kullanılarak ekimler yapıldı. Araştırmamızın amacı
halofilik bakteri ve maya örneklerini izole etmek olduğundan , alınan örnekler hem normal
hem de 1 M NaCl içeren üreme ortamlarına ekim yapıldı. Deney sonuçları analiz edildiğinde
yüzey suyunda normal besiyerinde üç farklı bakteri türü görülürken halofilik ortamda üreme
olmadığı görüldü (Tablo 1)
Dip çamuru analiz edildiğinde koloni morfolojisine göre beş farklı türe ait toplam 243
cfu/ml bakteri olduğu belirlendi. Fakat bu bakterilerden dört farklı türe ait 16 bakterinin
halofilik olabileceği belirlendi.
Yosunlu bölgeden alınan örnekte ise normal besi yerinde iki farklı türe ait 6 bakteri
türü olduğu bulundu. Fakat bu bakteri örneklerinde sadece 2 bakterinin halofilik olduğu
belirlendi.
Tablo 1: Alınan örneklerin farklı besiyerlerine ekimleri sonucu üreyen bakteri kolonileri sayıları (Parantez içindeki rakamlar farklı türlerin koloni sayısını vermektedir.)
Mayalar için yapılan deney sonuçları analiz edildiğinde yüzey suyunda normal
besiyerinde üç farklı maya türü görülürken halofilik ortamda tek çeşit maya ürediği görüldü
(Tablo 2)
Dip çamuru analiz edildiğinde koloni morfolojisine göre dört farklı türe ait toplam 62
cfu/ml maya olduğu belirlendi. Fakat bu mayalardan iki farklı türe ait 3 mayanın halofilik
olabileceği belirlendi.
cfu/ ml cfu/ ml Üreme birimi
Örnekler
NA besiyeri
NA+NaCl besiyeri
Yüzey suyu 6 ( 3+2+1 ) ÜREME YOK
Dip çamuru 243 (13+10+2+5+212) 16 (2+2+3+9)
Yosunlu bölge 6 (5+1) 2
10
Yosunlu bölgeden alınan örnekte ise normal besi yerinde iki farklı türe ait 6 maya türü
olduğu bulundu. Fakat bu maya örneklerinde 5 mayanın halofilik olduğu belirlendi .
Tablo 2: Alınan örneklerin farklı besiyerlerine ekimleri sonucu üreyen maya kolonileri sayıları (Parantez içindeki rakamlar farklı türlerin koloni sayısını vermektedir.) (Cfu/ml: Colony forming units/ml., mililitre örnekte koloni oluşturan maya sayısı)
cfu/ml cfu/ml Üreme birimi
Örnekler
YPD
besiyeri
YPD+NaCl
besiyeri Yüzey suyu
332 ( 244+68+20) 1
Dip çamuru 62 (3+1+10+48) 3 (1+2)
Yosunlu bölge 6 (4+2) 5 (2+3)
11
Şekil:2.Maya kolonilerinin mikroskopik görüntüsü
Şekil 3: Tüm besiyerlerinde üreyen bakteri ve maya kolonleri
Yapılan çalışmalar sonucunda alınan örneklerde normal tuzlu ortamda bakteri ve
mayalar ürerken NaCl eklenmiş besiyerlerinde bakteri ve koloni sayısının azaldığı görüldü.
Halofilik olmayan bakterilerin tuzlu ortamda üreyemedikleri, görüldü. Çanakkale liman
bölgesinde halofilik bakteri izolasyonunun mümkün olduğu sonucuna varıldı.
12
TARTIŞMA
Halofilik mikroorganizmalar çeşitli tuz konsantrasyonlarında üreyebilen
mikroorganizmalar olup hem bilimsel hem de teknolojik açıdan önemi olan canlı gruplarıdır.
Bazı halofilik mikroganizmalar kaya tuzları gibi katı ortamlarda bulunurken bir grup halofilik
mikroorganizma ise tuzlu deniz sularında ve tuz göllerinde bulunabilmektedir (Horokoshi ve
Grant 1998). Halofilik bakteri ve mayalar endüstriyel önemi olan ve ekstrem şartlar olan 1 M
NaCl gibi yüksek tuz içeren ortamlarda biyokimyasal özelliklerini ve aktivitelerini
kaybetmeyen çeşitli enzimler içermektedir. Bu tür mikroorganizmalardan aşırı şartlarda
aktivite gösteren değişik enzimlerin saflaştırılması endüstriyel açıdan çok önemlidir. (KSU.
Journal of Science and Engineering 9(1), 2006)
Araştırmamızın amacı Çanakkale liman bölgesindeki deniz suyunun farklı deniz suyu
örnekleri hem normal hem de yüksek konsantrasyonlarda tuz içeren üreme ortamlarına
ekilerek mikroorganizma profilleri belirlendi. Elde edilen sonuçlara göre liman bölgesinden
alınan deniz suyu örneklerinin yüzey sularında çok az sayıda mikroorganizma olduğu
belirlendi. Yüzey suyunda az sayıda mikroorganizma bulunması boğaz akıntıları nedeni ile
sürekli olarak boğaz suyunun temizlenmesi, ayrıca Çanakkale yerleşim merkezi evsel
endüstriyel atıklarının liman suyuna karışmaması veya çok iyi derecede arıtılarak verilmesi
olabilir. Benzer sonuçlar yosunlu bölgeden alınan deniz suyu örneklerinden elde edildi.
Çanakkale liman bölgesi deniz dibi çamur örneklerinin mikrobiyolojik analizi ise bu
bölgede önemli çeşitlikte normal ve halofilik bakteri ve maya türlerinin bulunduğunu
gösterdi. Bu bölgeden elde edile örneklerin yaklaşık % 10’unun halofilik bakteri ve
mayalardan oluştuğu bulundu. Bu halofilik mikroorganizmaların türlerinin kesin olarak
belirlenebilmesi için daha ayrıntılı araştırmalar yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte
üreme ortamlarındaki koloni morfolojilerine göre analiz edildiklerinde toplam sekiz farklı
halofilik bakteri ve maya türü olduğu belirlendi. (Özcan 2004)
13
KAYNAKLAR :
1) Beard, S. J., Hayes, P. K. and Walsby, A. E. 1997. Growth competetion between
Halobacterium salinarum strain PHH1 and mutants affected in gas vesicle
2) synthesis. Microniology UK, 143; 467-473.
3) Bhat, M.K., 2000. Cellulases and Related Enzymes in Biotechnology. iotechnology
Advances 18, 355-383.
4) DasSarma, S. 1993. Identification and analysis of the gas vesicle gene cluster on an
unstable plasmid of Halobacterium halobium. Experientia, 49; 482-486.
5) Gessesse, A., 1998. Purification and Properties of Two Thermostable Alkaline
Xylanases From an Alkaliphilic Bacillus sp. Applıed and Envıromental Microbiology .
p. 3533-3535.
6) Horikoshi, K., Grant, W.D. (1998). Extremophiles, sayfa 93-.133
7) Niehaus, F., Bertoldo, C., Kahler, M., Antranikian, G., 1999. Extremophiles As a
Source of Novel Enzymes For Indusrtial Application. Appl Microbiol Biotechnol. 51:
711-729Zeikus, J.G., 1979. Enzyme Microb. Technol. 1,243.
8) Van den Burg, B. (2003) Extremophiles as a source for novel enzymes. 9) Current Opinion in Microbiology, 6, sayfa 213-218
10) Wiseman, A., 1987. Handbook of Enzymes Biotechnology. Second Edition. Chapter
3. The Application of Enzymes in Industry p. 274-373.
14
TEŞEKKÜR
Çalışmamız boyunca desteğini bizden esirgemeyen başta Prof. Dr. Sezai TÜRKEL
olmak üzere, Prof. Dr. Turan GÜVEN ve Prof. Dr. Ahmet AKSOY hocalarımıza, çalıştayda
varlıkları ile moralimizi yüksek tutan arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.