A.Ü. Diş Hek. Fak. Derg. 30(2) 125-132, 2003
ASİT UYGULAMA SÜRESİNİN SMEAR TABAKASIÜZERİNE ETKİSİ
The Effect of Etching Time on Smear Layer
Doç. Dr. Yıldırım Hakan BAĞIŞ* Yrd. Doç. Dr. Ertan ERTAŞ**
ABSTRACTThe aim of this in vitro study was to evaluate
the etching time on the smear layer by using SEM. Fifteen human premolar teeth extracted for orthodontic reasons were used. One third occlusal parts of the teeth were removed by diamond bur under water cooling. A standard smear layer was created on the top surface of each tooth by using 600 grit discs for 60 seconds. The teeth were randomly and equally assigned 5 groups and dentin surfaces etched 5, 10, 15, 20 and 30 seconds with 35% phosphoric acid. Etched dentin surfaces were analyzed by using SEM. The results show that 5 seconds etching could not remove all smear layer on the surface but 10, 15, 20 and 30 seconds acid etching time removed all of the smear layer. Fifteen seconds and more acid etching time showed deep demineralized areas.
Key Wods: Acid etching, Smear layer, Dentin ÖZETBu in vitro çalışmanın amacı, asit uygulama
süresinin smear tabakası üzerindeki etkisini SEM ile incelemektir. Bu amaç için, ortodontik nedenlerle şekilmiş onbeş adet insan premolar dişi kullanıldı. Dişlerin üçte bir okluzal kısınılan elmas frezler yardımıyla su soğutması altında kaldınldı. 600 grit- lik diskler 60 sn boyunca kullanılarak yüzeylerde standart smear tabakası oluşturuldu. Dişler rastge- le, her birinde eşit miktarda olmak üzere 5 gruba ayrılarak dentin yüzeylerine 5, 10, 15, 20 ve 30 sn boyunca %35'lik fosforik asit uygulandı. Sonuçlar, 5 sn'lik asit uygulama işleminin smear tabakasını tamamen kaldıramadığını, fakat 10, 15, 20 ve 30 sn 'lik asit uygulamanın tüm smear tabakasını kal
dırdığını gösterdi. Onbeş ve daha uzun süreli asit uygulama ise; derin demineralize alanların oluşumuna neden olduğu gözlendi.
Anahtar Sözcükler: Asit uygulama, Stnear tabakası, Dentin
GİRİŞ
Restoratif materyallerin diş dokularına adezyonları restoratif dişhekimliğinin en önemli konuları arasında yer almaktadır (1). Bilindiği gibi dentin bonding ajanların mineye adezyonla- rı asit uyulama tekniğiyle başarılı şekilde sağlanabilmektedir (2, 3). Bu uygulama ile, düzgün mine yüzeyleri pürüzlü ve yüksek enerjili hale gelir. Asit uygulanmış böyle bir mine yüzeyine adezyonun esası, rezin uzantılarının ile sağlanan mikromekanik bağlantıdır (2,4). Mineden farklı olarak, dentine adezyon organik içeriği nedeniyle çok daha zordur (5). Bu nedenle çalışmalar daha çok dentine daha iyi bağlanabilme üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Kompozit ve diş yüzeylerinin birbirlerine bağlanabilmesinde, mine ve dentin yüzeylerinin hazırlanması ile ilgili en önemli gelişme şüphesiz "Total Etch" tekniğidir (6, 7). Bu teknikte mine ile aynı anda dentine uygulanan asit, konsantrasyonu ve uygulama süresine bağlı olarak, smear tabakasını tamamen ya da kısmi olarak kaldırır, dentini demineralize eder ve kollagen fibrilleri açığa çıkarır (8-10). Dentine adezyon ise, hidrofilik monomerlerin demineralize dentin yüzeyine yayılarak mikromekanik bir kenet
* Ankara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı.** Ondukuz Mayıs Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı.
126 YILDIRIM HAKAN BAĞIŞ - ERTAN ERTAŞ
lenme ile gerçekleştiği düşünülmektedir. Böyle- ce, birbiri içine girmiş kollagen fibrilleri, rezi- düel mineral parçaları ve rezin monomerden oluşan hibrit bir yapı oluşur (11-13). Demine- ralize dentin yüzeyinde oluşan bu yapıya hibrit tabaka ismi verilmektedir. Hibrit tabaka ve dentin kanalları içine uzanan rezin taglar total etch tekniği ile smear tabakasının dentin yüzeyinden uzaklaştırılması ile elde edilebilir. Fakat bu teknikte, kullanılan asidin konsantrasyonu ve uygulama süresi başarı için oldukça önemlidir. Fosforik asit (%30-40' lık) dentin bonding sistemlerde en yaygın olarak kullanılan asittir (6). Klinik ortamda dentini tam olarak üretici firmaların önerdiği sürelerde uygulamak oldukça zordur. Dentin yüzeyine normalden uzun süre asit uygulanması, aşırı demineralizsyona neden olur. İstenilenden fazla demineralizasyon, daha çok kollogen fibrilin açığa çıkmasına ve dolayısıyla dentin bonding ajan monomerlerinin dentin kanallarına akmasına engel olarak adezyonu olumsuz yönde etkiler (14). Bütün bunlara ilave olarak, dentin yüzeyine uygulanan asidin su ile uzaklaştırılmasından sonra, yüzeyin kurutulma aşaması kollagen fibrillerin büzülme risklerinden dolayı dentin bonding ajan monomerlerinin denetin kanalları ve kollegen fibriller arasına akmasına engel olacağından adezyonu olumsuz yönde etkileyecektir (9, 15).
Bu çalışmamın amacı asit uygulama süresinin dentin yüzeyindeki smear tabakası üzerindeki etkisini SEM ile incelemektir.
GEREÇ VE YÖNTEM
Bu in vitro çalışmada ortotontik nedenlerle çekilmiş 15 adet çürüksüz insan premolar dişi kullanıldı. Dişler eklentilerinden arındırılarak, musluk suyu içinde muhafaza edildi. Örnekleri oluşturmak amacıyla, Dişlerin üçte bir okluzal kısımları elmas frezler yardımıyla su soğutmalı aerotor ile uzaklaştırıldı. Örneklerde standart smear tabakası oluşturmak için 600 gritlik diskler (3M Dental Products, USA) 60 sn boyunca yüzeylere uygulandı. Her birinde eşit miktarda olmak üzere dişler rastgele, 5 gruba ayndı. Toplam 5 gruptaki örneklerin dentin yüzeylerine sırasıyla 5,10,15,20 ve 30 sn boyunca jel şeklindeki %35'lik fosforik asit (Scotchbond Etching Gel, 3M, Pithiviers, France) uygulandı. Yüzeyler 10 sn su ile yıkandıktan sonra yağ içermeyen
basınçlı hava ile 1-2 saniye kurutuldu. Örnekler %10'luk sodyum hipoklorit içinde 1 dakika bekletildi (16,17). Sodyum hipoklorit asit uygulanmış dentin yüzeylerinden protein artıklarını uzaklaştırmak için kullanılmıştır. Bu işlemi takiben örnekler altın palladyum ile kaplandı ve SEM (JEOL JSM-6400 SEM, Japan) ile incelendi.
BULGULAR
%35'lik fosforik asidin smear tabakası üzerine değişik sürelerdeki etkilerinin SEM ile incelemesinin amaçlandığı çalışmamızda, elde edilen görüntüler Resim 1-5’te yer almaktadır. Araştırma sonuçları; dentin yüzeyine 5 saniye gibi kısa süreli fosforik asit uygulamalarının smear tabakasını tamamıyla kaldıramadığını göstermektedir (Resim 1). Bununla beraber, 10, 15,20 ve 30 sn'lik uygulamalarda dentin yüzeylerinde smear tabakası kalıntısına rastlanmamıştır (Resim 2-5). Onbeş saniye ve daha uzun asit uygulamalarında ise, derin dekalsifiye bölgeler ve lateral kanallar açığa çıkmaktadır. Resimler karşılaştırıldığında, 10 sn asit yugulanmış dentin yüzey özelliklerinin, 15,20, 30 sn uygulanan örneklerden bazı farklılıklar içerdiği gözlenmektedir.
TARTIŞMAKompozit rezinin dentin douksuna bağlan
abilmesinde en önemli mekanizma mikromeka- nik retansiyondur. Bunun başarılabilmesi için dentin bağlayıcıların dentin kanalları içine akarak rezin taglar, bu taglar arasında çapraz bağlar ve hibrit tabaka oluşturabilmesi istenir. Smear tabakanın kaldırılması, bu yöntemi kullanan dentin bağlayıcı sistemelerin ilk hedefidir. Bu tabanın kaldırılması için farklı yöntemler olsa da, altında kalan dentin yüzeyinin bu olaydan nekadar etkileneceği odukça önem kazanmaktadır. Çünkü dentin mineye göre daha çok organik doku içeririr ve organik dokunun açığa çıkması olası hataları arttıracağından bağlanmayı olumsuz yönde etkiler (18).
Smear tabaka kavite preparasyonları esnasında döner uçlu aletlerle dentinin kesilmesi sonucu meydana gelen debrislerin yüzeye çökelerek oluşturdukları ve yaklaşık olarak 1-3 pim kalınlığında olan bir tabakadır. Bu tabaka yapı olarak hidroksiapatit kristalleri, denatüre kollagen
ASİT UYGULAMA SÜRESİNİN SMEAR TABAKASI ÜZERİNE ETKİSİ 127
Resim 2: % 35’lik fosforik asitle 10 saniye asit uygulanmış dentin yüzeyi.
128 YILDIRIM HAKAN BAĞIŞ ERTAN ERTAŞ
Resim 3: % 35'lik fosforik asitle 15 saniye asit uygulanmış dentin yüzeyi
Resim 4: % 35’lik fosforik asitle 20 saniye asit uygulanmış dentin yüzeyi.
ASİT UYGULAMA SÜRESİNİN SMEAR TABAKASI ÜZERİNE ETKİSİ 129
Resim 5: % 35’lik fosforik asitle 30 saniye asit uygulanmış dentin yüzeyi.
artıkları, mikroorganizmalar ve tükürük ihtiva eder ve mekanik olarak kaldırılması zordur (19, 20). Bu amorf, düzensiz ve gevşek yapı dentine3-4 MPa güçle bağlanmaktadır. Smear tabakası önceleri dentini koruyucu bir bariyer olarak düşünülmüşse de, kolaylıkla çözünerek, mine ve dentini korunmasız bıraktığı tespit edilmiştir. Ayrıca smear tabakanın mikroorganizmalarla kontamine olması bazı sorunlara neden olabileceği de belirtilmektedir (21,22).
Dentin bağlayıcı sistemler özellikleri ile farklılıklar sergileselerde günümüz dentin bağlayıcı sistemlerinin çoğunda smear tabaka çeşitli şekillerde ya kaldırılmakta ya da modifiye edilmektedir (6, 20).
Bu amaç için kullanılan yüzey düzenleyiciler (conditioner); asitler, şelasyon yapıcı ajanlar, air abrazyon ve laserler olarak bilinirler. Şelasyon yapıcı ajanlar, güçlü asitlerin aksine smear tabakasını alttaki sağlam dentinde önemli bir fiziksel değişikliğe ve dekalsifikasyona neden olmadan uzaklaştırırlar. En iyi bilinen şelasyon yapıcı ajan ilk üretilen Gluma bonding sistemde yer alan, Ph’sı 7.4 olan Ethylene Diamin Tetra Asetik asittir (EDTA). EDTA ile muamele edilen dentin yüzeyinde konkav yüzeylere rastlanırken kanal ağızlarında açılmalar olmamıştır. EDTA’nın 30sn uygulanması sonucunda bile
dentin kanal tıkaçlarının tamamen ortadan kalkmadığı gözlenmiştir (20).
Bakterilerin smear tabakası içerisinde bulunması ve dentini enfekte ettiği düşüncesi Brannström’ü (23) %0.2’lik EDTA içeren (Ph 7.4) ve dezenfeksiyon için % 0.1’lik Benzal- konyum klorid içeren bir conditioner geliştirmeye itmiştir. Bu ajan piyasaya "Tubulusid" olarak sürülmüştür. Bu ajan yüzeye birkaç saniye fırçalanarak uygulandıktan sonra 60 sn bekletilir ve tekrar bir fırçalamaya tabi tutulur. Böyle bir işlem sonunda yüzeyel smear tabakası uzaklaşırken kanal tıkaçları etkilenmeden kalmaktadır. Smear tabakasının uzaklaşması ile bazı açık dentin kanallarının görülmesine karşın permeabilitede önemli sayılabilecek bir artış görülmez. Dentin permeabilitesindeki bu değişmezlik ikinci defa fırçalamanın dentin kanalları içinde yer alan tübüler tıkaçları uzaklaştırmada çok fazla etkili olmadığını ortaya koymuştur.
Smear tabakasının kaldırılmasında kullanılan Nd:YAG laserin etki mekanizması ise termal geçişler esnasında oluşan mikro patlamalar şeklindedir. Laserle oluşan karbonize siyah kurumlar kolaylıkla yıkanarak uzaklaştırılabilir. Böyle bir dentin yüzeyinde dentin desensitize bir hal alır. Muhtemelen bu olay açık ve geçirgen dentin kanallarının tıkanması ile oluşur.
130 YILDIRIM HAKAN BAĞIŞ - ERTAN ERTAŞ
Mikroorganizmalar ve organik debrisler lazer uygulanmış yüzeylerden elimine edilir. Laser dentin yüzeyindeki organik madde oranını azaltır ve böylece inorganik madde oranı artmış olur. Dentine lazer uygulamasın güncel adeziv materyallerde adezyon gücünü arttırabildiği bilinmektedir. Lazerin etkisi ile yüzeyde organik dokuda destrüksiyonlar meydana gelir (20). Bağlanma gücündeki artışın nedeni belki de inorganik yapıdaki bu relatif artış olabilir. Fakat günümüzde bu amaç için lazer kullanımı pratik ve ucuz bir yöntem değildir.
Air abrazyon tekniğinde ise, aliminyumok- sit partikülleri kullanılır. Abrazyon etkisi, bu metodda partiküllerin boyutları kadar hızları ile de ilgilidir. Partiküller 0.5 mm boyunda veya daha küçükse dentin üzerinde temizlemeden başka kayda değer bir değişim yaratmazlar. Eğer partiküller 0.5 mm’den büyük ise dentin yüzeyinde smear tabakası oluşturur ve yüzey alanını arttırır. Bu yöntem pratik olmayışı nedeniyle kliniklerde yaygın olarak kullanılmamaktadır (20).
En yaygın olarak kullanılan smear uzaklaştırma yöntemi; çoğunlukla jel halindeki asitlerin kullanılmasıdır. Fosforik asidin çeşitli konsantrasyonlardaki jel formları, smear tabakasının kaldırılmasında ve dentinin demineralizas- yonunda en yaygın olarak kullanılan asitlerdir (21). Bu uygulamada beklenilen hedef halen tam olarak açıklanmamıştır. Çünkü asit, smear tabakasını eritirken konsantrasyonuna ve uygulama süresine bağlı olarak altındaki dentin dokusuna da etki eder. Bu etki, demineralizasyon- dur ve dentinin inorganik desteğinin kaybolmasına neden olur. Kaybolan inorganik destek organik doku açığa çıkarır ve bağlanma sorunları başlar. Bu aşamada ortay çıkan kollagenler de- natüre olabileceği gibi yüzeyinin havayla kurutulması esnasında kolaylık büzülebilirler (24). Uygulamada yapılabilecek bu hata, monomer- lerin kollagen fibrillerin arasına infiltre olmasına engel olarak hibrit tabakası oluşması zorlaştırır. Bu sorunların varlığı demineralizasyon derinliğinin çok sınırlı olması gerektiğini ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle çalışmamızda farklı sürelerde uygulanan asidin sadece smear tabaksı üzerine etkilerinin incelenmesini amaç edinilmiştir.
Dentin yüzeyine farklı sürelerde % 35'lik fosforik asit uygulamanın smear tabakası üzerine etkilerini SEM ile incelemeyi hedef alan çalışmamızda alınan sonuçlar Resim 1-5 te gösterilmektedir. Elde edilen SEM görüntüleri; 5 sn fosforik asit uygulama süresinin dentin yüzeyindeki smear tabakasını tamamen kaldıramadığını göstermektedir (Resim 1). İncelenen resimlerde özellikle kanal ağızlarının smear tabakasıyla kaplı, yer yer açılmaların olduğu fakat bunun başarılı bir bağlanma sağlayabilmek için yetesiz sayılabileceği görülmektedir (Resim 1).
Bununla beraber, 10, 15, 20 ve 30 sn'lik uygulamalarda dentin yüzeylerinde smear tabakasının kalıntısına rastlanmamıştır (Resim 2-5). Onbeş saniye ve daha uzun asit uygulamalarında derin dekalsifiye bölgeler ve lateral kanalların ortaya çıktığı gözlenmektedir. Bu etki daha fazla organik dokunun ortaya çıkmasına ve bağlanmanın zorlaşmasına neden olacaktır. On saniye asit uygulanmış örneklerdeki dentin yüzey özellikleri 15, 20, 30 sn uygulanan örneklerden farklıdır. Bu örneklerde asit uygulama süresinin artmasıyla beraber yüzey pürüzlülüğünün de arttığı gözlenmiştir. Perdigao ve Lopez (5) %35 fosforik asit uygulama süresinin dentin demine- ralizasyonu üzerine etkisini SEM ile inceledikleri çalışmalarında; asit uygulama süresiyle demineralizasyon derinliğinin arttığını bulmuşlardır. Araştırıcılar, 5 sn fosforik asit ile smear tabakasının uzaklaştığını, intertübüler dentinden0.9-1.3 mm.’lik dekalsifikasyon derinliği oluştuğunu saptamışlardır. Perdigao ve Lopez (5) incelemeleri ile elde ettikleri SEM görüntüleri ve 5 sn için bulguları çalışma sonçlarımızdan farklıdır. Beş saniye sonunda smear tabakasının tamamen uzaklaşması deney düzeneklerinin farkından, SEM görütülerindeki farklılıklarında çalışmamızda asit uygulama işleminden sonra protein fiksasyonu için kullandığımız %10’luk sodyum hipoklorit nedeniyle kaynalanmış ola- , I bilir. Kaneshima ve ark. (24) SEM çalışmaları ile çalışmamızın sonuçler paralellik göstermektedir. Araştırıcıların 30sn %38’lik fos- I forik asitle uyguladıktan sonra sodyum hi- II pokloritte beklettikleri örneklerin görüntüleri I bizim elde ettiğimiz görüntülerle benzer özellik- I tedir.
Goes ve ark. (25) smear tabakasının %35 I lik fosforik asit ile 15 sn sonunda tamamen
ASİT UYGULAMA SÜRESİNİN SMEAR TABAKASI ÜZERİNE ETKİSİ 131
uzaklaştığını açıklamaktadırlar. Fakat bu araştırıcılar daha kısa süreli asit uygulamalarını değerlendirmedikleri için çalışma sonuçlarımız ile tam olarak karşılaştırılamamaktadır.
Günümüzde bir çok üretici firma dentin için 15 saniye asit ugulamanın yeterli olacağını açıklarken, istenilen hedefin smear tabaksının uzaklaşması mı yoksa demineralizasyon mu, tam olarak belirtmemektedirler. Bu konuda yapılan çalışmaların çoğunun dentin bağlayıcıların bağlanma gücü üzerine olması ve deney düzeneklerinin in vitro şartlarda gerçekleşmesi kesin sonuçların alınmasını engellemektedir. Jacob- sen ve ark. (26) farklı konsantrasyonlardaki fosforik asidin dentin yüzeyinden uzaklaştırdıkları kalsiyum iyon farklılıklarına göre bağlayıcı ajanın makaslama bağlanma gücü farklılıklarını inceledikleri çalışmalarında kalsiyum iyon ayrışması ve bağlanma küvetleri arasında fark bulamamışlardır. Bunun yanısıra Uno ve Finger (27) %20 lik fosforik asidin 30 saniye uygulanması ile 10 mikron kalınlığında hibrit tabakanın oluştuğunu, klinik şartlarda mine ve dentine farklı sürelerde asit uygulamanın zorluğu nedenliyle her ikisinede tek süre 30 saniye asit uygulanabileceğini açıklamaktadırlar. Oysaki, hibrit tabaka kalınlığının ne derece önemi olduğu, dentine uzun sürli asit uygulama ile açığa çıkacak organik yapı ve artan dentin lenfi ile mücadele halen önemli konuyan konular arasındadır.
SONUÇ1. Dentin dokusuna 5sn uygulnan %35’lik
fosforik asit yüzeydeki smear tabakasını uzak- laştıramazken dentin kanal ağızlarını tam olarak açamamaktadır.
2. %35’lik fosforik asidin 10, 15, 20 ve 30 sn’lik uygulamalarında ise, dentin yüzeyindeki ve dentin kanalları içinde bulunan tüm smear tabakası uzaklaşmaktadır.
3. Dentin yüzeyine ugulanan %35’lik fosforik asidin bekleme süresi arttıkça, yüzeyin düzensizleştiği, derin dekalsifiye alanlar ve genişlemiş dentin tübül ağızları ile karakterize farklılıklar ortaya çıkmaktadır.
4. Elde edilen SEM resimleri smear tabakasının uzaklaşması için 10 sn bekleme süresinin %35’lik fosforik asidin için yeterli olacağını göstermektedir.
KAYNAKLAR1. Bounocore MG. A simple method of increasing
the adhesion of acrylic filling materials to enamel surfaces. J Dent Res, 1955; 34:849-53.
2. Gwinnett AJ, Matsui A. A study of enamel adhesives. The physical relationship between enamel and adhesive. Arch Oral Bio. 1967; 12: 1615-20.
3. Ruyter IE. The chemisrty of adhesive agents. Oper Dent Suppl. 1992;5:32-3.
4. Buonocore M, Matsui A, Gwinnet AJ. Penetration of resin into enamel surfaces with reference to bonding. Arch Oral Biol. 1968; 13: 61-70.
5. Perdigao J, Lopes M. The effect of etching time on dentin demineralization. Quintessence Int. 2001; 32:19-26.
6. Van Meerbeek B, Vargas M, Inoue S, Yoshida Y, Peumans M, Lambrechts P, Vanherle G. Adhesives and cements to promote preservation dentistry. Oper Dent Suppl 2001;6:119-24.
7. Fusayama T, Nakamura M, Kurasaki N, Iwaku M. Non presure adhesion of a new adhesive restorative resin. J Dent Res. 1979; 58: 1364-70.
8. Van Meerbeek B, Inokoshi S, Braem M, Lambrechts P, Vanherle, G. Morphological aspects of the resin-denin interdiffusion zone with different dentin adhesive systems. J Dent Res. 1992; 71:1530-40.
9. Pashley DH, Ciucchi B, Sano H, Horner JA. Permeability of dentin to adhesive agents. Quintessence Int. 1993; 24:618-31.
10. Sano H, Shono T, Takatsu T, Hosoda H. Microporosus dentin zone beneath resin impregnated layer. Oper Dent 1994; 19:59-64.
11. Nakabayshi N, Kojima K, Masuhara E. The promotion of adhesion by the infiltration of monomers into tooth substrates. J Biomed Mate Res. 1982;16:265-73.
12. Van Meerbeek B, Dhem A, Goret-Nicaise M, Braem M, Lambrechts P, Vanherle G. Comparative SEM an TEM examination of the ultrastructure of the resin dentin interdiffision zone. J Dent Res 1993;72:495-501.
13. Van Meerbeek B, Moherbacher H, Celis JP, Roos JR, Braem M, Lambrechts P, Vanherle G. Chemical characterization of the resin dentin interface by micro-Raman spectroscopy. J Dent Res. 1993;72:1423-8.
14. Paul SJ, Welter DA, Ghazi M. Nanoleakage at the dentin adheive interface vs microtensile bind strength. Oper Dent 1999; 24:181-8.
132 YILDIRIM HAKAN BAĞIŞ - ERTAN ERTAŞ
15. Sano H, Takatsu T, Ciucchi B, et al. Nanoleakage: leakage within the hybrid layer. Oper Dent. 1994; 20:18-25.
16. Nakabayshi N, Pashley DH. Hybridization of the dental hard tissue. Quinttessence Pub. Co. Ltd. Tokyo. 1998; 1-20.
17. Okomoto Y, Heeley JD, Dogon IL, Shintani H. Effects of phosphoric acid and tannic acid on dentin collagen. J Oral Rehabil. 1991; 18:507- 13.
18. Bouillaguet S, Gysi P, Wataha JC, Ciucchi B, Cattani M, Godin Ch, Meyer JM. Bond strength of composite to dentin using conventional, one step and self-ething adhesive systems. J Dent. 2001; 29:55-61
19. Attal JP, Asmussen E, Degrange M.Effect of surface treatment on the free surface energy of dentin. Dent Mater 1994; 10: 259-64,
20. Berlotti C: Conditioning dentin. Oper Dent 1992; Suppl.5 131-7,
21. Vargas MA, Cobb DS, Armstrong SR. Resin- dentin shear bond strenght and interfacial ultrastructure with and without a hybrid layer. Oper Dent 1997; 22: 159-66.
22. Wakefield CW, kofford KR. Advances in restorative dentistry. Dent Clin North Amer 2001;45:8-11.
23. K Brannström M: Smear layer pathological and treatment considerations. Oper. Dent Suppl. 1984; 3:35-42.
24. Kaneshima T, Yatani H, Kasai T, Watanabe EK, Yamashita A. The influence of blood contamination on bond strenghts between dentin and an adhesive resin cement. Oper Dent 2000; 25: 195-201.
25. Goes MF, Sinhoreti MA, Consani S, Silva MA. Morphological effect of the type, concentration and etching time of acid solutions on enamel and dentin surfaces. PMID: 9835798, Braz Dent J 1998; 9:3-10.
26. Jacobsen T, Soderholm KJ, Garcea I, Mondragon E. Calcium leaching from dentin and shear bond strength after etching with phosphoric acid of different concentrations. PMID: 10872996, Eur J Oral Sci 2000 108: 247-54.
27. Uno S, Finger WJ. Effects of acidic conditioners on dentine demineralization and dimension of hybrid layers. J Dent 1996 May; 24:211-6.
Yazışma Adresi:
Doç. Dr. Yıldırım Hakan BAĞIŞAnkara ÜniversitesiDişhekimliği FakültesiDiş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı06500 - Beşevler / ANKARA