+ All Categories
Home > Documents > TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları,...

TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları,...

Date post: 03-Feb-2020
Category:
Upload: others
View: 20 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
28
Erbay 47 TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE İZLEMEYE YÖNELİK UYGULAMALARIN ELEŞTİREL ANALİZİ VE BİR MODEL ÖNERİSİ A Critical Analysis of the Practices towards Presentation, Dissemination and Follow- up of Children’s Rights in Turkey and a Model Proposal Ercüment ERBAY* * Dr., Hacettepe Üniversitesi İ.İ.B.F. Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Görevlisi ÖZET Bu araştırma, Türkiye’de çocuk hakları an- layışının ve uygulamalarının varolan duru- munu analiz etmek ve bunun sonucunda bir model önerisi geliştirmek amacıyla gerçek- leştirilmiştir. Araştırma nitel araştırma metoduyla yürü- tülmüş ve bu kapsamda Türkiye’de konuyla ilgili çalışan akademisyenler, kamu temsilci- leri, hükümet dışı örgütlerin temsilcileri ve çocuklardan oluşan 43 özne ile derinlemesi- ne görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda Türkiye’de çocuk hak- larını tanıtma, yaygınlaştırma ve izlemeye yönelik uygulamaların ne durumda olduğu ve çocuk haklarıyla ilgili iyi işleyen bir sis- tem için nasıl bir modelin uygulanması ge- rektiği ortaya konulmuştur. Anahtar Sözcükler: Çocuk, çocuk hakları, çocuk hakları anlayışı ve uygulamaları, ço- cuk refahı, sosyal hizmet ABSTRACT This study aims to do an analysis of current state of the understanding and application of children’s rights in Turkey. The study had been carried out with quali- tative research method and 43 in-depth in- terviews had been made with academicians, public authorities, non-governmental au- thorities working in this area besides chil- dren. It is revealed that how is practices of presen- tation, dissemination and follow-up of chil- dren’s rights and which model shall be used to well-worked system about children’s rights in Turkey at the end of research. Key Words: Child, children’s rights, under- standing and application of children’s rights, child welfare, social work GİRİŞ Çocuk hakları, insan hakları çatısı al- tında özel bir hak kavramsallaştırması olarak ve üçüncü kuşak haklar çerçe- vesinde doğmuştur. Bu doğuşta çocuk- luğun yetişkinlikten ayrı bir dönem ola- rak kabul edilmesinin ve bu dönemin Araştırma
Transcript
Page 1: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

47

TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE İZLEMEYE YÖNELİK UYGULAMALARIN ELEŞTİREL ANALİZİ VE BİR MODEL ÖNERİSİ

A Critical Analysis of the Practices towards Presentation, Dissemination and Follow-up of Children’s Rights in Turkey and a Model Proposal

Ercüment ERBAY*

* Dr., Hacettepe Üniversitesi İ.İ.B.F. Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Görevlisi

ÖZETBu araştırma, Türkiye’de çocuk hakları an-layışının ve uygulamalarının varolan duru-munu analiz etmek ve bunun sonucunda bir model önerisi geliştirmek amacıyla gerçek-leştirilmiştir.

Araştırma nitel araştırma metoduyla yürü-tülmüş ve bu kapsamda Türkiye’de konuyla ilgili çalışan akademisyenler, kamu temsilci-leri, hükümet dışı örgütlerin temsilcileri ve çocuklardan oluşan 43 özne ile derinlemesi-ne görüşmeler gerçekleştirilmiştir.

Araştırma sonucunda Türkiye’de çocuk hak-larını tanıtma, yaygınlaştırma ve izlemeye yönelik uygulamaların ne durumda olduğu ve çocuk haklarıyla ilgili iyi işleyen bir sis-tem için nasıl bir modelin uygulanması ge-rektiği ortaya konulmuştur.

Anahtar Sözcükler: Çocuk, çocuk hakları, çocuk hakları anlayışı ve uygulamaları, ço-cuk refahı, sosyal hizmet

ABSTRACT This study aims to do an analysis of current state of the understanding and application of children’s rights in Turkey.

The study had been carried out with quali-tative research method and 43 in-depth in-terviews had been made with academicians, public authorities, non-governmental au-thorities working in this area besides chil-dren.

It is revealed that how is practices of presen-tation, dissemination and follow-up of chil-dren’s rights and which model shall be used to well-worked system about children’s rights in Turkey at the end of research.

Key Words: Child, children’s rights, under-standing and application of children’s rights, child welfare, social work

GİRİŞ

Çocuk hakları, insan hakları çatısı al-tında özel bir hak kavramsallaştırması olarak ve üçüncü kuşak haklar çerçe-vesinde doğmuştur. Bu doğuşta çocuk-luğun yetişkinlikten ayrı bir dönem ola-rak kabul edilmesinin ve bu dönemin

Araştırma

Page 2: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

48

insan yaşamında çok önemli olduğu-nun vurgulanmasının büyük bir etkisi vardır.

Kökeni 1924 Çocuk Hakları Bildirgesi-ne kadar uzansa da çocuk hakları 1989 tarihli BM Çocuk Hakları Sözleşme-si ile dünya gündemine gelmiştir ve bu bakımdan henüz çok yeni bir hak kav-ramsallaştırması olduğu ifade edilebilir.

Türkiye, Birleşmiş Milletler Çocuk Hak-ları Sözleşmesi’ni 1990 yılında imzala-mış ve 1995 yılında Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla onaylamıştır. Bu şu anlama gelmektedir; çocuk hakları cid-di anlamda yaklaşık onaltı yıldır ülkenin gündemindedir. Bu süre çocuk hakları ile ilgili adımlar atmak için kısa bir süre olarak gözükse de özellikle politika an-lamında birçok adımın atılmış olması ve bu adımlar bağlamında verimli uy-gulamaların gerçekleştirilmesi beklenir.

Bu araştırmanın temel amacı, kendi sı-nırları dâhilinde bugüne kadar çocuk haklarını tanıtma, yaygınlaştırma ve iz-leme ile ilgili olarak neler yapıldığını/ya-pılmadığını güçlü-güçsüz yönleriyle or-taya koymak ve sonrasında daha iyi iş-leyen bir çocuk hakları sistemine ulaş-mak için nasıl bir modelin gerekli oldu-ğunu tartışmaktır. Ayrıca sosyal hizmet mesleğinin en önemli alanlarından biri olan çocuk refahı alanına, Türkiye’deki literatür ve uygulamalar bağlamında katkı vermek bu araştırmanın doğal amaçlarından biridir.

ARAŞTIRMANIN SORUNU

Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun ve hükümet dışı örgütlerin gündemine gelmiş ve bu yön-de çalışmalar başlamıştır. Geçen 16 yıl-lık sürede azımsanamayacak çalışmalar

gerçekleştirilmiş ve önemli bir yol kate-dilmiştir ancak ülkemizdeki çocukların sayısı ve yaşanan çocuk hakları ihlalleri düşünüldüğünde çocuk haklarını tanıt-ma, yaygınlaştırma ve izleme bağlamın-da tam anlamıyla iyi işleyen bir sistem kurulamadığı düşünülmektedir. Bunun-la birlikte çocuk hakları alanında gerek uluslararası gerek ise ulusal bağlamda önemli düzenlemeler bulunmakla bir-likte bunların uygulamaya aktarılama-dığı ve çocuk haklarının teorik ve kav-ramsal bir çerçeve olarak kaldığı görül-mektedir. Ayrıca literatürde yukarıda be-lirtilen sorunları gündemine alan, çocuk hakları konusunu bütüncül bir bakış açı-sıyla ele alıp, sonunda uygulamaları ge-liştirmeye ve politikalar oluşturmaya yö-nelik model önerisi getiren bilimsel ça-lışma bulunmamaktadır.

Çocuk haklarını tanıtma, yaygınlaştırma ve izlemeye yönelik olarak ilgili SHÇEK, Milli Eğitim Bakanlığı, TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi, yerel yöne-timler, hükümet dışı örgütler ve medya-nın tam anlamıyla işlevsel uygulamalar gerçekleştirememesi, başarılı bir model oluşturulamaması, bu yönde analiz ya-pan ve model geliştiren bilimsel araştır-maların olmaması, bu araştırmanın ya-pılma nedeni olmuştur. Diğer taraftan araştırmacının bu konuyu ele almasının altta yatan diğer bir nedeni, onun sos-yal hizmette çocuk refahı alanına olan özel ilgisidir. Bu ilgi, araştırmacının ül-kemizdeki çocuk refahı uygulamaları-nı yetersiz görmesi ve bu uygulamala-rı düzeltme yönünde aktif rol almak is-temesinden kaynaklanmaktadır. Bu du-rumu Yıldırım, şu şekilde özetlemekte-dir; “bilim ister olup bitenleri anlama is-ter güvenilir bilgi arayışı olarak nitelendi-rilsin, amacında değer yargılarıyla yük-lüdür çünkü bilim adamını anlamaya ve

Page 3: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

49

araştırmaya yönelten şey, temelde kişi-sel eğilimini yansıtan değer yargısıdır” (2008, s. 317).

Kısaca özetlemek gerekirse araştır-macıyı bu çalışmayı yapmaya yönelten boyutlar, Türkiye’de çocuk hakları uy-gulamalarına bütüncül bakan, bu doğ-rultuda analiz ve model içeren bilimsel araştırmanın olmaması, çocuk hakla-rı konusunda ülke çapında iyi işleyen bir yapılanmanın ve uygulamalar diz-gesinin kurulamaması, varolan bilgi bi-rikiminin ve oluşturulan yasal düzenle-melerin uygulamaya yeterince aktarıla-maması ve araştırmacının çocuk refahı alanına olan özel ilgisidir.

ARAŞTIRMANIN AMACI

Araştırmanın temel amacı, Türkiye’de çocuk haklarını tanıtma, yaygınlaştır-ma ve izlemeye yönelik uygulamala-rın nasıl şekillendiğini ve bu doğrultuda hangi uygulamalara imza atıldığını aka-demisyenler, hükümet dışı örgütlerin temsilcileri, kamu temsilcileri ve çocuk-ların gözüyle farklı açılardan değerlen-dirmek, güçlü ve güçsüz yönleri belirle-yerek daha iyi işleyen bir çocuk hakla-rı modelinin oluşumuna aracılık etmek-tir. Bu temel amaç, varolan anlayışı ve gerçekleştirilen uygulamaları bir sonu-ca varma hedefi gütmeden eleştirme ve sadece betimleyici bir şekilde sorun-ları tespit etmeyi içermemektedir. Bu çalışma güçlendirilmesi gereken yanla-rı ifade eden ama bununla birlikte ne-ler yapılabileceğini bir model önerisiy-le ortaya koyan bir tarzda yürütülmüş ve çocuk merkezli politikalara öncülük etme ve çocuğun özne olarak toplum-da yer alması için öneriler geliştirme-yi de amaçlamıştır. Ayrıca sosyal hiz-metin çocuk refahı alanına hem uygu-lama hem de literatür bağlamında katkı

vermek, bu araştırmanın belki de ifade edilmesine bile gerek olmayan doğal amaçlarından biridir.

Bu temelde araştırmada alt amaçlar olarak ifade edilebilecek bugün ve ge-lecek bağlamında iki boyutta sorgula-ma yapılmıştır.

1. Bugün Türkiye’de çocuk haklarını tanıtma, yaygınlaştırma ve izleme-ye yönelik uygulamalar ne durum-dadır?

2. Türkiye’de çocuk haklarını tanıtma, yaygınlaştırma ve izlemeye yönelik uygulamaları güçlendirmek için ne-ler yapılmalıdır?

YÖNTEMARAŞTIRMA MODELİ

Bu araştırmada çocuk hakları alanın-da çalışan bireylerin ve bu konunun asıl uzmanları olan çocukların görüş ve deneyimlerinin derinlemesine incelen-mesine yoğun bir ihtiyaç vardır. Bu ihti-yaç temelinde araştırma, çocuk hakları ile ilgili uygulamaların güçlü ve güçsüz yanlarını birlikte irdeleyen, güçsüz yan-larını nasıl güçlü hale getirebiliriz nok-tasında tartışmalar yapan ve sonunda bir model önerisi ortaya koyan nitelik-sel bir çalışma olmuştur.

VERİLERİN TOPLANMASI VE ANALİZİÖzneler

Türkiye’de çocuk haklarını analiz etme-ye yönelik elde edilecek verilerin, fark-lı disiplinlerden ve farklı uzmanlardan toplanmasının gereği açıktır. Bu bağ-lamda çok boyutlu bir veri toplama sü-reci planlanmıştır. Bu plan çerçevesin-de veri toplama süreci aşağıda şema-laştırılmıştır. Araştırmacı bu süreçte

Page 4: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

50

katılımcı/birlikte üretici rolünü üstlene-rek öznelerle birlikte derin bilgi payla-şımının olduğu bir serüvene bizzat or-tak olmuştur.

Veri Toplama Sürecinin Özneleri

1. Akademisyenler

2. Kamu temsilcileri

3. Hükümet dışı örgütlerin temsilcileri

4. Çocuklar

Konuyla ilgili uzmanların seçimi, nitel araştırma yönteminin amaçlı örnekleme tekniğiyle gerçekleştirilmiştir. Bu bağ-lamda araştırmacı, altı yıllık çocuk hak-ları bilgisi, deneyimi ve bu alanda çalı-şan akademisyenler ve uygulayıcıların görüşleri çerçevesinde bir liste oluştur-muştur. Öte yandan araştırma sonlan-madan bazı öznelerin (özellikle kamu temsilcisi olanlar) ünvanları ve varolan görevleri değişmiş ancak görüşme tari-hindeki ünvanları çalışmada korunmuş-tur. Ayrıca çalışmanın yürütüldüğü Sos-yal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kuru-mu, 622 Sayılı Kanun Hükmünde Karar-name ile kapatılmıştır. Kurumun çocuk hakları temelindeki hizmetleri, bu dü-zenlemeden sonra Aile ve Sosyal Politi-kalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü eliyle yürütülmektedir.

Derinlemesine görüşmelerin gerçek-leştirildiği diğer önemli bir grup, kuş-kusuz konunun asıl muhatabı ço-cuklar olmuştur. Çocuklar, en başta Sözleşme’nin temel ilkelerinden katılım hakkının gereği olarak bu araştırmada yer almışlardır. Ayrıca çocuklar için de-ğil, çocuklarla ile birlikte bir şeyler yap-mak, çocuğu “nesne” konumundan çı-karıp “özne” konumuna getirmek adına

bu araştırmaya çocukların katılımının sağlanmasına özel önem verilmiştir.

Bu bağlamda görüşülen çocuklar, Bey-tepe İlköğretim Okulu’nda 6.7.8. sınıflar-da eğitim gören 11-14 yaşları arasında-ki çocuklar olup bu araştırmaya kendi is-tekleriyle katılmışlardır. Bu temelde ço-cukların ad ve soyadlarına araştırmada açık bir şekilde yer verilmemiş, bunun yerine çocuk öznelerin tümüne araştır-macı tarafından rumuzlar verilmiştir.

Öznelere Ait Tanıtıcı BilgilerAkademisyenler

Prof. Dr. Emine Akyüz: Ufuk Üniversi-tesi Hukuk Fak. Öğretim Üyesidir.

Prof. Dr. Sevil Atauz: Maltepe Üniver-sitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesidir.

Prof. Dr. İbrahim Cılga: Hacettepe Üniversitesi İ.İ.B.F. Sosyal Hizmet Bö-lümü Öğretim Üyesidir.

Prof. Dr. Serdar Değirmencioğlu: Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakül-tesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesidir.

Prof. Dr. Kasım Karataş: Hacettepe Üniversitesi İ.İ.B.F. Sosyal Hizmet Bö-lümü Öğretim Üyesidir.

Prof. Dr. Rona Serozan: İstanbul Bil-gi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğre-tim Üyesidir.

Prof. Dr. Sevda Uluğtekin: Hacettepe Üniversitesi İ.İ.B.F. Sosyal Hizmet Bö-lümü Emekli Öğretim üyesidir.

Doç. Dr. Hakan Acar: Hacettepe Üni-versitesi İ.İ.B.F. Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesidir.

Doç. Dr. Kemal İnal: Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Ta-nıtım Bölümü Öğretim Üyesidir.

Page 5: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

51

Doç. Dr. Ertan Kahramanoğlu: Baş-kent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fa-kültesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesidir.

Yrd. Doç. Dr. Cengiz Özbesler: Baş-kent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fa-kültesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesidir.

Dr. Emrah Akbaş: Hacettepe Üniver-sitesi İ.İ.B.F. Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Görevlisidir.

Kamu Temsilcileri

Selma Aliye Kavaf: Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanıdır.

Dr. İsmail Barış: Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdü-rüdür.

Dr. Özcan Kars: Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Çocuk Hiz-metleri Daire Başkanlığı’ndan sorumlu Genel Müdür Yardımcısıdır.

Osman Bilgin: Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Çocuk Hiz-metleri Daire Başkanıdır.

Yusuf Kara: Sosyal Hizmetler ve Ço-cuk Esirgeme Kurumu Çocuk Hizmet-leri Dairesi Çocuk Haklarının İzlenme-si ve Koordinasyonu Şube Müdürüdür.

Dr. Bülent İlik: Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Eski Genel Müdürüdür. Niyazi Kaya: Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü AB Projeler Şube Müdürüdür.

Müberra Algan: TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi Yasama Sorumlusudur.

Hükümet Dışı Örgütlerin Temsilcileri

Murat Altuğgil: Sosyal Hizmet Uz-manları Derneği Genel Başkanıdır.

Şahin Antakyalıoğlu: Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesidir.

Adem Arkadaş: Uluslararası Çocuk Merkezi Politika ve Savunuculuk So-rumlusudur.

Nüket Atalay: Yüksek Öğrenimde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştir-me Vakfı (YÖRET) Başkanıdır.

Seda Akço Bilen: İstanbul Barosu Ço-cuk Hakları Merkezi üyesidir.

Berin Alaca Çanlı: Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derne-ği Başkanıdır.

Nilgün Çavuşoğlu: UNICEF Çocuk ve Genç Katılımı Sorumlusudur.

Ceyda Dedeoğlu: UNICEF Çocuk Ko-ruma Program Sorumlusudur.

Emrah Kırımsoy: Gündem Çocuk Derneği üyesidir.

Ezgi Koman: Gündem Çocuk Derne-ği üyesidir.

Dilek Kumcu: Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesidir.

Gülgün Müftü: Uluslararası Çocuk Merkezi Çocuk Hakları Koordinatörüdür.

Mustafa Ruhi Şirin: Çocuk Vakfı Baş-kanıdır.

Çocuklar

Hasan: 12 yaşındaki Hasan, Beytepe İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisidir.

Ahmet: 12 yaşındaki Ahmet, Beytepe İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisidir.

Zeliha: 12 yaşındaki Zeliha, Beytepe İl-köğretim Okulu 6. sınıf öğrencisidir.

Mustafa: 12 yaşındaki Mustafa, Beyte-pe İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisidir.

Page 6: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

52

Zeynep: 14 yaşındaki Zeynep, Bey-tepe İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrenci-sidir.

Fatma: 14 yaşındaki Fatma, Beytepe İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisidir.

Yusuf: 14 yaşındaki Yusuf, Beytepe İl-köğretim Okulu 8. sınıf öğrencisidir.

Füsun: 13 yaşındaki Füsun, Beytepe İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisidir.

Sinem: 13 yaşındaki Sinem, Beytepe İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisidir.

Veri Toplama Süreci

Nitel araştırmada asıl amaç, araştırılan konu ile ilgili okuyuculara betimsel ve gerçekçi veriler ortaya koymaktır. Bunu sağlamak için toplanan verilerin ayrıntı-lı ve derinlemesine olması; araştırmaya konu olan bireylerin görüş ve deneyim-lerinin mümkün olduğu ölçüde doğrudan sunulmasıdır (Yıldırım ve Şimşek, 2004, s. 43). Bu amaç doğrultusunda ön dene-me sürecinde ve sonraki bütün görüş-melerde çocuk hakları konusunda ihti-yaç duyulan bilgileri toplamak için derin-lemesine görüşme tekniği kullanılmıştır.

Bu çerçevede yetişkinler ve çocuklar dâhil toplam 42 özne ile derinlemesi-ne görüşmeler, bizzat araştırmacı tara-fından gerçekleştirilmiş ve tüm görüş-meler ses kayıt cihazı ile kaydedilmiş-tir (bilgilendirilmiş onam formu kullanıl-mıştır). Görüşmeler, Kasım 2010 ile Ni-san 2011 tarihleri arasında altı aylık bir süreçte gerçekleştirilmiştir.

Verilerin Çözümlenmesi

Verilerin çözümlenmesi aşamasında araştırma ile edilen veriler, bizzat araş-tırmacı tarafından ses kayıt cihazın-dan bilgisayara aktarılmıştır. Tüm bu

metinler tekrar tekrar okunmuş ve göz-den kaçan hiçbir noktanın kalmaması-na özen gösterilmiştir. Sonrasında elde edilen veriler, yarı yapılandırılmış gö-rüşme formundaki sorular çerçevesin-de temalara ayrılmış, kuramsal çerçe-ve bölümünde yer alan bilgilerle ilişki-si temelinde incelenerek ve Windows Word işlemcisinden yararlanılarak be-timsel analize tabi tutulmuştur.

TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE İZLEMEYE YÖNELİK UYGULAMA-LARIN ELEŞTİREL ANALİZİKoordinatörlük Görevi

Başbakanlığın, 11 Ocak 1995 tarihli ta-limatı ile Çocuk Hakları Sözleşmesinin ilke ve hükümlerinin uygulanmasının iz-lenmesinden sorumlu “Koordinatör Ku-ruluş” olarak Sosyal Hizmetler ve Ço-cuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlü-ğü (SHÇEK) görevlendirilmiştir.

Öncelikle koordinatörlük görevinden ne anlaşılması gerektiği ile ilgili bir ön tar-tışmaya yer vermek gerekir. Bu konuda Arkadaş ve Kars, görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir:

Sanıyorum koordinatörlük görevi pek açık değil. Bu koordinasyon işi-nin neleri içerdiği, nasıl yapılması gerektiği ile alakalı bir yasal, politik bir şey yok, yani altı doldurulmuş bir şey değil. Herkes öyle denince tabi SHÇEK’den inanılmaz şeyler bekli-yor. Oysa SHÇEK’in koordine etme-si gereken şey, raporlama ve belki izleme…Koordinatörlük, çocuk hak-ları uygulamalarının tümünün koor-dine edildiği bir yer değildir ya da öyle bir yer olacaksa bunun tek işi-nin bu olması gerekir (Adem Arka-daş, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Page 7: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

53

Koordinasyonla ilgili görev tanım-larının net olarak belirlenmesi la-zım. Eğer bu koordinasyondan ka-sıt bizim şu anda yaptığımız rapor-lama sürecinin zamanında ortaya çıkması, Dışişleri Bakanlığı’na tesli-mi ve raporların sunumundan sonra BM’de yapılan savunma görüşme-lerine heyet olarak katılma süreci ise evet yeterliyiz bu konuda…Her-şey SHÇEK’in sorumluluğuymuş gibi algılanıyor. SHÇEK’in koordi-ne ettiği bir iş ile bunu SHÇEK yap-sın arasında ince bir çizgi var (Öz-can Kars, Kamu Temsilcisi)

SHÇEK’in koordinatörlük görevini yu-karıda ifade edilen sınırlar çerçevesin-de ne derece başarılı yürüttüğüne iliş-kin yapılan tartışmada özneler, üçe bö-lünmüştür. Bazı özneler, SHÇEK’in bu görevi sorunlar olsa da başarıyla yürüt-tüğünü, bazıları bir Genel Müdürlüğe koordinatörlük görevi verilmesinin yan-lış olduğunu, bazıları ise çocuk hakla-rı ile uygulamanın içinde olan bir kuru-mun aynı zamanda koordinatörlük gö-revini yürütemediğini ifade etmiştir.

İlk olarak SHÇEK’in yaşanan sorunlara rağmen koordinatörlük görevini yerine getirdiğini ve yerine getiremediği nok-taların ise kurumun dışındaki etkenler-den kaynaklandığını belirten öznelerin görüşleri şu şekildedir:

Koordinatörlüğün SHÇEK’e verildi-ği 11.01.1995 tarihinden beri 16 yıl geçmiş. Her geçen gün iş yoğunlu-ğu ve risk grubundaki kitlenin çok-luğu da düşünüldüğünde böyle bir Genel Müdürlüğün bundan böyle de bu görevi yürütmesinin uygun olup olmadığı tartışma götürür bir konu, tartışılmalıdır ama bugüne kadar SHÇEK bu görevi yerine getirmiştir.

Yalnız bugüne kadar takip edilme-si gereken bütün işler Genel Mü-dürlüğümüze kalmıştır, paylaşılma-mıştır. Diğer bakanlıklar bunu pay-laşmış olsaydı, çok daha farklı yer-de olurdu çocuk hakları çalışmala-rı. Strateji belgesinde de bu önerili-yor. Koordinasyonun içindeki bütün bakanlıklar ulusal eylem planlarını hazırlayacaklar ve kendi görevleri net olarak ortaya çıkacak. O zaman SHÇEK bu koordinatörlük görevi-ni rahatlıkla yürütür (Yusuf Kara, Kamu Temsilcisi)

SHÇEK, biraz yalnız bırakılmış bir kurum. Tabi ki aksamalar var. Her kurum için söyleyebileceğiniz şeyler SHÇEK için de geçerli. Yalnız çok ciddi bir iş yükü var SHÇEK’in ve benim gördüğüm kadarıyla çok ciddi sorunları var ama yalnız bir kurum. Sokakta çocuk bulunuyor SHÇEK’in sorunu, yaşlı SHÇEK’in sorunu. Mil-li Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlı-ğı demiyor ki ben de sorumluyum. SHÇEK hep bunun mücadelesini vermek zorunda kaldı bugüne ka-dar. Herkes kenara çekiliyor…Aynı şey koordinasyon konusunda ya-şanıyor. Çocuk haklarının izlenme-si, çocuk katılımı dahil SHÇEK so-rumlu. O zaman SHÇEK’in yapısını değiştirmek gerekiyor. SHÇEK’e bil-mem ne kadar bütçe ayırmakla ol-muyor çünkü İl Müdürlüğü KMÇ’ye bakıyor, çocuk korumaya bakıyor, sokaktakine bakıyor, ergene bakı-yor, çocuk katılımı, çocuk hakları komitesi yani binbir tane iş, üç kişi varsa il Müdürlüğü’nde mümkün de-ğil o işin yürümesi ve insanlar tü-kenmiş durumda ve çok haklılar (Nilgün Çavuşoğlu, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Page 8: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

54

Bir Genel Müdürlüğe koordinatörlük görevi verilmesinin yanlış olduğunu be-lirten Şirin ve Çavuşoğlu, görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir:

Bir ülkede bir Genel Müdürlüğe ço-cuk haklarının bütün koordinasyo-nunu, uygulamasını, tanıtımını yük-lemek kadar yanlış bir şey olamaz-dı. O zaman bu çığlığı duyan olma-dı. Bugün de bunu duyan yok. Bu kurumdaki, bu birimdeki arkadaşla-rımıza verilmiş bir görev olduğu için iyi niyetle bu şemsiyeyi açık tuttuk-ları söylenebilir ama amacı ve işle-vinden o kadar uzaklaştı ki, hatta bi-liyorsunuz ikinci ve üçüncü ilerle-me raporları bile zamanında hazır-lanamadı. Gereken izlemeyi yap-madı, yapamadı...Büyük bir tecrü-besi var Türkiye Bürokrasisinin ama ne yazık ki komisyona havale eder gibi SHÇEK’e havale edilmiş. Ben-ce topu taca atmaktır bu (Musta-fa Ruhi Şirin, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

En son bir toplantıda bir milletve-kilimiz mi demişti hatırlayamadım, “kartalı güvercine taşıtıyorlar” gibi bir şey demişti SHÇEK için. Bir Ge-nel Müdürlüğe ülkenin raporunu ha-zırlama, çocuk hakları, yaşlılar, en-gelliler verilmesi, oradaki hizmeti aksatıyor (Nilgün Çavuşoğlu, Hükü-met Dışı Örgüt Temsilcisi)

Doğrudan uygulamanın içindeki bir ku-rum olarak SHÇEK’in koordinatörlük görevini yürütemeyeceğini savunan öz-nelerin görüşleri şu şekilde oluşmuştur:

Doğrudan hizmetin verilmesinden sorumlu olan bir kurum, aynı za-manda çocuk haklarının uygulan-ması ve onun korunması ve izlen-mesinden de sorumlu olursa bir

çelişki doğması kaçınılmaz. O yüz-den kapasitesiyle ilgili bir problem değil ama yapısal olarak doğru ad-res değil (Seda Akço Bilen, Hükü-met Dışı Örgüt Temsilcisi)

SHÇEK’in iki tane sorumluluğu var. Bir, tüm çocuklarla ilgili sektörlerin koordinatör kurum ve çocuk hakla-rı uygulamalarında bir temel işle-vi var. İkincisi 2828 sayılı kanun ile SHÇEK’e verilen işleri yapma şap-kası var. SHÇEK bu bağlamda bu iki sorumluluğu ayrı ayrı birbirini destekleyen tüm çocukla ilgili sek-törlere önderlik yapacak bir ulusal koordinatör işlevini yerine getireme-di (İbrahim Cılga, Akademisyen)

Acar, koordinatörlük görevini yürüten bir kurumun önce kendisini değiştirme-si gerektiğinden bahsetmiş ve görüşle-rini şu şekilde belirtmiştir:

Hizmetlerini ve çalışan insan gücü-nü de bildiğim için aslında çocuk hakları felsefesinin kurum içerisine yerleşik olmadığını söylemek lazım. Koordinatör kuruluş ama işe kendi-ni değiştirerek başlaması lazım. Bu anlamda bir dönüşüm yaratmadı bence SHÇEK. Açıkçası diğer sos-yal kurumlar ağını da gözden geçi-rirsek, yine bu işi en iyi yapabilecek kurum SHÇEK (Hakan Acar, Aka-demisyen)

Ulusal Raporlar

Bazı özneler, ulusal raporun bir pres-tij meselesi olduğunu, BM’ye karşı açık vermemek adına ve hazırlamış olmak için hazırlandığını ifade etmiştir.

Öğrenciler son anda sınıfı geçmek için nasıl çalışıyorlarsa ben aynen öyle görüyorum. Sınıfta kalmayalım

Page 9: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

55

diye hazırlanan raporlar (Sevil Ata-uz, Akademisyen)

Ulusal rapor bir prestij meselesi ha-line dönmüş durumda. Cenevre’de Türkiye’yi en iyi temsil etmek üze-re hazırlanmış bir belge olarak gö-rülüyor. Dolayısıyla gerçekten ço-cuk haklarının durumu nedir? Ger-çekten uygulamada ne tür eksiklik-ler var? Mevzuatta ne tür boşluk-lar var. Biz ne kadarını yaptık? Bu-nun için ne yapmamız gerekli? gibi bir algıyla hazırlanmış değiller (Ezgi Koman, Hükümet Dışı Örgüt Tem-silcisi)

İki temel refleks var. Birincisi bu ra-por yazılmak zorunda ve son daki-kada bu işin bir şekilde teslim edil-mesi gerekir. Hummalı bir çalışma söz konusu olur. Pek çok uzman bir biçimde bu raporları, istatistikle-ri daha doğrusu bir araya getirirler ve zevahiri kurtarmak üzere bu ra-porları yazarlar. İkinci temel refleks daha ideolojik bir refleks. Biz ço-cuklarımıza gözümüz gibi bakıyoruz refleksi. Yani bu da aslında çocuk haklarıyla alakalı temel zihniyetin içselleştirilmediğini gösteriyor. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti gayet paternalist bir biçimde bizim çocuk-larımız güvence altındadır, onların kılına bile zarar vermeyiz refleksiy-le davranıyor (Emrah Akbaş, Aka-demisyen)

Ulusal raporun hazırlanmasıyla ilgili kurumsal desteğin SHÇEK’e verilmedi-ği ve bu sürecin sadece SHÇEK’in bir görevi olarak algılandığı yönünde eleş-tiriler de özneler tarafından vurgulan-mıştır.

Özellikle raporlar hazırlarken bi-zim birlikte çalışma kültürümüzde

bir sıkıntı aslında yok değil kurum-lar olarak. Bazen koordinatör ku-rum olma görevimizi yerine getirir-ken zorlanıyoruz. İlgili kurumlarla çalışırken herkes aynı hassasiyette meseleye eğilmeyebiliyor. Zaman ayıramayabiliyor. Bu raporlama sa-dece SHÇEK’in işi olarak değer-lendirilmemeli. Bu ülkenin bir işidir. Ülke bütünlüğü ve sorumluluğu içe-risinde ortaya çıkacak bir rapordur (Osman Bilgin, Kamu Temsilcisi)

SHÇEK, bir Devlet Bakanlığı’na bağlı bir kurum sadece ve bu yüz-den diğer Bakanlıklar çok fazla des-tek vermiyorlar SHÇEK’e. Bu ko-nuda canhıraş çalışan bir sürü SHÇEK çalışanı var. Biliyorum ki gönderiyorlar bilgi vermeleri için ama gelmiyor. Oysa Çocuk Hak-ları Sözleşmesi’nin Türkiye Cum-huriyeti Devleti imzaladı, tek bir kurumun derdi değil bu. Türkiye Cumhuriyeti’ndeki her kurumun yü-kümlülüğü bu (Adem Arkadaş, Hü-kümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Kavaf, raporun birleştirilmesine odak-lanmak yerine üretilen işe ve çalışma-lara odaklanılması gerektiğini belirte-rek şu yorumda bulunmuştur:

Bu bir defa olmuş, o rapor birleşti-rilmiş ama bence bu çok büyük bir eksi ya da büyütülecek bir şey de-ğil. Önemli olan taraf olduğumuz sözleşmenin hükümlerine, ihtiyari protokolün hükümlerine uygun ya-sal düzenlemeleri ve uluslararası anlaşmaları çıkarmış mıyız? Çıkar-mışız. Onların hayata geçmesi için uygulamada gerekeni yapıyor mu-yuz? Yapıyoruz. Esas olan bunlar-dır (Selma Aliye Kavaf, Kamu Tem-silcisi)

Page 10: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

56

İlik ise ulusla raporların toplumda bilin-mediğini ve tartışılır olmadığını belirte-rek raporların ciddiye alınması gerekti-ğini ifade etmiştir.

Siz kamuoyuna yansıdığını gör-dünüz mü ulusal raporun? Önem-li olan bu raporun hazırlanma süre-cinden başlayarak toplumda tartışı-lır hale gelmesi, Türkiye’nin günde-mine sokulması ve bunların konu-şulur hale gelmesi gerekir. Adı üs-tünde ulusal rapor, size hedef gös-terecek bir rapor olması gerekir. Bu rapor BM’de ciddiye alınıyor, otu-ruluyor, konuşuluyor, değerlendiri-liyor. Biz bu konularda da mış gibi yapıyoruz. Bu raporu ciddiye almak gerek (Bülent İlik, Kamu Temsilcisi)

İl Çocuk Hakları Komiteleri ve Çocuk Forumları

Araştırmada görüşülen dokuz çocuk, il çocuk hakları komiteleri ve çocuk fo-rumlarını duymadıklarını belirtmiştir. Çocuklardan biri, bu konuda şu yoru-mu yapmıştır:

Bahsettiğiniz çocuk forumlarının görevi ne bilmiyorum ama…her yıl oluyorsa ben neden duymadım ha-berlerde, gazetelerde falan (Füsun, 13 yaş)

Karataş da benzer şekilde 11 yıldır de-vam eden bir yapılanmanın toplum ta-rafından bilinir olması gerektiğini belir-terek şu yorumda bulunmuştur:

Bir iki defa ben de katıldım. Hatta Meclise gitti çocuklar, ben de gittim onlarla beraber. Bu tarz çalışmaları önemsiyorum ama 11.’si yapılıyorsa bir şeyin çok derin izler bırakmış ol-malıdır toplumda. Bu ne kadar top-luma mal edilmiştir, hayır maalesef

istenilen ölçüde değildir. Biraz adet yerini bulsun gibi yapılmaktadır (Ka-sım Karataş, Akademisyen)

Bu görüşler, komite ve forum yapılan-malarının bilinirliği hakkında uygulayı-cılara uyarı mahiyetindedir ve bu boyu-tun güçlendirilmesi yönünde yol göste-rici olabilir. Bu görüşlerin dışında bu ya-pılanmaların göstermelik olduğunu ve iyi işletilemediğini düşünenler de bu-lunmaktadır.

UNICEF-SHÇEK işbirliğinde yapı-lan bir çalışma. Bir kere bunlar gös-termelik çalışmalar. Ben bunları il-kinden sonuncusuna kadar izledim. Raporları da bende. Bunlar göster-melik, sadece Türkiye ölçekli 81 il-den gelen çocuklara, alanında uz-manların görüşü olmadan, sözde UNICEF işin içinde ama ne yazık ki bu alandaki çabaları da kuşatıcı değil…Türkiye’de 11 forum düzen-lendi, bu kararların hangisi hayata geçirildi. Sembolik bunlar…bir ara-ya geliniyor, bir fotoğraf veriliyor, 23 Nisan Başbakanı, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı gibi bir şey bu. Bun-lar etkinlik fotoğrafı ve ne yazık ki SHÇEK-UNICEF ile bunu çok abar-tılı bir şekilde başarı hanesine yazı-yor. Bu tam bir başarısızlık ve kör-düğümdür. Önce çocuk görüşünün nasıl alınacağını bu kurumların öğ-renmesi gerekir (Mustafa Ruhi Şi-rin, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Biz Uluslararası Çocuk Merkezi ola-rak 2006’dan 2009’a kadar doğru-dan bu kurullarla çalıştık. Forum-lara da her sene davet ediliyoruz, katılıyoruz. Çok iyi niyetli olmakla birlikte çocukların katılım hakkıy-la alakalı çok bilinçsizce yapıldığı-nı düşünüyorum. Bunun nedeninin

Page 11: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

57

sistemin çok kör topal kurulduğu ile alakalı olsa gerek. Bunlar her ilde yürümeyen, il müdürlükleri tarafın-dan belki 1-2 iyi niyetli insanla yü-rütülmeye çalışılan, Valiliğin altın-da ve bu yüzden inanılmaz resmi, resmi olunca da çocukları hiç cezp etmeyen, tek cezbeden şey ora-ya katılan iki üç çocuğun yılda bir Ankara’ya İstanbul’a vs. bir yerle-re yolculuk etmesi. Kötü değil aslın-da, katılımla alakalı insanları alıştır-mak gerekiyor çünkü binlerce yıllık çocuğun itilmişliğinden bahsediyo-ruz ama 1999’dan beri var, artık bi-raz bu retoriğin ve göz boyamanın ötesine geçmek gerekiyor (Adem Arkadaş, Hükümet Dışı Örgüt Tem-silcisi)

İyi niyetli bir çalışma ama mış gi-biden öteye gidemeyen bir çalış-ma. İl komitesindeki bazı çocuklar-la konuştuğumda, farklı bir yaşam deneyimi ediniyorlar, eğleniyorlar ama gerçek anlamda bir katılımdan bahsetmem mümkün değil. Forum-lardan birinde takım elbiseli, siyah gözlüklü çocuklar bir şeyler anlat-maya çalışıyorlar. Aslında bu o ka-tılım sürecinin çocuklara ne kadar olumsuz yansıdığını gösteriyor. Ye-tişkinleri öyle bir garip model alıyor-lar ki kendi çocukluklarını bile yaşa-yamıyorlar (Emrah Kırımsoy, Hükü-met Dışı Örgüt Temsilcisi)

Diğer önemli bir grup özne, bu yapılan-maların katılım hakkı bağlamında iyi kurgulanmadığını, çocukların seçimiy-le ilgili sıkıntıların olduğunu belirtmiştir.

Teknik olarak baktığınızda çocuk katılımının sağlanması için gerekli yöntemlere başvurulmadığını göre-biliyorsunuz. Kilit sayılar bulmuşlar,

81 örneğin. Çocuk katılımıyla 81’in nasıl eşleştirildiğini ben anlayamı-yorum. Ama biz devlet kuruluşuyuz, biz 81 ilden çocuk getirdik mi çocuk katılımı sağlamış olduk. Yani çocu-ğun bir yerde oturuyor, çocuğun bir yerde fiziksel olarak bulunuyor ol-ması, çocuk katılımı değildir (Ser-dar Değirmencioğlu, Akademisyen)

Bunlar işi geliştiren, zenginleştiren önemli mekanizmalar. Oradaki top-lantılara katılan çocukların bir bö-lümü, genç ve yetişkin oldular, ço-cuk hakları alanında aktivist oldu-lar. Bunu çok ciddiye almak gerek, geliştirmek gerek ama ilde 5-10 tane çocuk seçtim, bunlar genellik-le de sert gelmeyecek, sizi rahat-sız etmeyecek çocuklar…Bu forum-lar önemli ama 11.sini yapıyorsanız orada tutmamanız gerek. Hesap ve-rebilir hale gelmeniz gerek. Bu ka-rarları aldık, çocuklar şunları söy-lediler ama bunun hayata yansıyan bölümü ne? (Bülent İlik, Kamu Tem-silcisi)

Çocuk Hakları İl Komiteleri, biraz daha yapılışta demokratik gibi gö-rünüyordu…orada katılım biraz daha farklı sosyoekonomik çevre-lerden geliyorlar. O açından çocuk forumuna göre daha olumlu ama orada süreklilik önemli. Çocuk fo-rumları ise bence çocuk katılımı-nın Türkiye’deki en kötü örneğidir. Çocuk forumu dediğiniz şey, her il-den nispeten eli yüzü düzgün bir kız bir erkek öğrenciyi, nispeten ge-lir düzeyi belirli bir seviyeden yük-sek olan ya da SHÇEK’de ailesi ya da yakını çalışan çocuklardan olu-şuyorsa bu bir çocuk forumu de-ğildir.…bunlar benim için çocuk fo-rumunun aslında bir çocuk katılımı

Page 12: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

58

değil, raporlamaya yönelik bir ham-le olduğunun göstergesidir (Dilek Kumcu, Hükümet Dışı Örgüt Tem-silcisi)

Bu yorumların ve eleştirilerin ardından bu yapılanmaların yürütücülerine söz vermek ve eğer bir yanlış anlama var-sa bunu engellemek gerekir. Bu konu-da SHÇEK ve UNICEF yetkililerinin gö-rüşleri şu şekildedir:

Bizim açımızdan çok önemli bir ça-lışma çünkü 81 ilde varlar, bu azım-sanacak bir şey değil. Bazıları daha aktif çalışıyor. Bunun da far-kındayız. Böyle bir yapılanma var-ken bunca senedir, daha etkin ola-bilirler miydi? Evet. Bizim de tat-min olmadığımız tarafları var. Bun-ca emek ve sene sonra daha iyisi olabilir miydi? Evet olabilirdi (Cey-da Dedeoğlu, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

…eleştiren kişilerin illere gidip ço-cuklarla buluşmasını öneririm. Bir şeyi karşıdan eleştirmek çok kolay. Çocuk hakları alanında sosyal hiz-met uzmanlarının illerde ne kadar özveriyle çalıştığını biliyorum. 81 il-deki komitelerin mükemmel çalış-tığını söyleyebilir miyiz? Mümkün değil. Gidin ile kaç komite toplanı-yor?...Bizim çocuklarımız okul çocu-ğu değil. Bu sistemin en güçlü tara-fı içinde sokaktaki çocuk da var, ça-lışan da var, yurttan da var, kolej-den de var. Biz de sadece elit taba-kanın çocukları yok. Eğer öyle ol-saydı daha başarılı olurduk. Kolej-lerden, okullardan seçseydik, hepsi-nin yeri yurdu belli, çok rahat çalışır-dık…İkincisi yetişkinlerin çocuk ka-tılımını anlamaması. 12. yıl içinde-yiz, hala çocuk katılımını anlatmaya

çalışıyoruz insanlara. Bırakın bu ço-luk çocuk işini diyen valilerle çalış-tım ben. Önce yetişkinlerin eğitil-mesi gerektiğini, çocuklar söyle-di bize toplantıda…81 ilde 10 ço-cuk bile çocuk haklarının yaymaya çalışıyor olsa bizim için kazanımdır bu. Sıfırdan iyidir. Farz edin ki böyle bir şey yapılmamıştı, hiçbir ilde ço-cuklar çocuk haklarıyla uğraşmaya-caklardı. Yılda bir kere bir araya ge-lip birbirlerini tanımayacaklardı. Bu mekanizmanın içine girip okula de-vam eden o kadar çocuk var ki. So-kaktan gelip özeniyor çünkü birkaç toplantımızda Tutukevinden izin alıp birkaç çocuk getirmiştik. Bu çocuk-ların da hakkı. Onlar öyle güzel ile-tişim kurdular ki arkadaşları onlara yıllarca kitap gönderdiler, mektup-laştılar (Nilgün Çavuşoğlu, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Çocuk Haklarını Tanıtma ve Yaygınlaştırmaya Yönelik Uygulamalarının Eleştirel Analizi

Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatta yer alan Sosyal Bilgiler ve Vatandaş-lık ve İnsan Hakları Eğitimi gibi ders-ler aracılığıyla çocuk haklarını öğretme hedefi hakkında özneler önemli eleşti-rilerde bulunmuştur. Bu eleştiriler daha çok çocuk haklarının didaktik yollarla öğretilemeyeceği üzerinedir.

Çocuk haklarıyla ilgili insanların bi-linçlendirilmesi derslerle olmaz. Bir bilgi aktarımıyla çocuk hakları öğ-retilmez. Belki öğretilebilir ama dav-ranış değişikliği sağlanamaz (Ertan Kahramanoğlu, Akademisyen)

Bir şeyin anlatılması demek bu-nun uygulandığı anlamına gelmiyor.

Page 13: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

59

Bakanlığın yaptığı şey sadece bilgi-lendirme düzeyindedir. Çocuklarda, çocuklara hizmet sunan ilçe müdür-lerinde, il müdürlerinde, öğretmen-lerde, okul yöneticilerinde, çocuk-larda bir tutum değişikliği meyda-na geliyor mu? Bu çalışmalar tutum değişikliği sağlar mı? Bence sağla-maz (Niyazi Kaya, Kamu Temsilcisi)

Bu yaşam boyu öğrenmeyle olabi-lecek bir şey. Yoksa “Ahmet gel oğ-lum, aç sayfayı ben çocuğum be-nim haklarım var, ben 18 yaşına ka-dar çocuğum, öğrendin mi çocu-ğum, öğrendim” böyle bir öğretim metodolojisi yok. Bunu dikte meto-duyla kanalize edip, bir hap var, ço-cuk hakları hapını çocuğa aktara-yım, o da hakları konusunda bilgi-lensin diye bir sistem yok (Özcan Kars, Kamu Temsilcisi)

Çocuklar hak denilen konseptle okul kurumunda karşılaşıyorlar ve okul zaten doğası gereği hiyerarşik yapı-lanmanın olduğu bir yer. Yani çocu-ğun zaten doğası gereği nesne oldu-ğu bir kurumdan söz ediyoruz. Hak öğretilen bir şey değil, çocuğun ka-tılımıyla beraber içselleştireceği bir şey (Emrah Akbaş, Akademisyen)

Bununla birlikte çocuk haklarıyla ilgi-li dersleri verecek öğretmenlerin çocuk hakları konusunda ne derece donanım-lı olduğu tartışma konusudur.

Öğretmen geldiği zaman katılım hakkı bakış açısıyla gelmiyor. Ço-cuk Hakları Sözleşmesi’ni bilmez. Siz bunu öğretmediğiniz zaman, geldiği zaman müfettiş, ilçe müdü-rü, il müdürü de bunu sormuyorsa, veli de bunu talep etmiyorsa öğrenil-miş çaresizlik şeklinde gidiyor. Her sene ortalama 10.000 öğretmen

alıyorsunuz ilköğretim kurumları-na. 10.000’in hepsinin hazır geldiği-ni düşünseniz sorununuz kalmaya-cak. Eğitim Fakülteleri çocuk hakla-rına duyarlı, çocuklara haklarını ta-nıtacak şekilde öğretmenleri hazır yetiştirmiyor. Türkiye’de bu konuda uzman da yok. Hoca yok. Türkiye’de çocuk hakları üzerinde doktorası olan var mı? Siz yapacaksınız (Ni-yazi Kaya, Kamu Temsilcisi)

Sorunun okul yönetimlerinde, öğret-menlerde ve müfettişlerde olduğunu düşünen özneler vardır. Onların görüş-lerine göre kurumsallaşmış ve stan-dartlaşmış çocuk dostu bakış yoktur.

Mesela biz okullara eğitime gidiyo-ruz. Anlatıyoruz, çıkıyoruz, eğitim-den çıkan müdür bey, yanından ko-şarak geçen çocuğa bir tane vu-ruyor, “koşmayın demedim mi ben size”. Az önce bizimle beraber çok duyarlı, eğitimi organize etmiş, bizi oraya davet etmiş bir yöneticiyken uygulamada başka bir yöneticiye dönüşüyor (Dilek Kumcu, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Şirin ise Milli Eğitim’deki sorunun daha yapısal olduğunu düşünerek çok önem-li bir tespitte bulunmuştur:

Haklarını bilen bir çocukluk yetiş-sin isteyen bir milli eğitim sistemi-miz yok çünkü böyle bir anlayışımız yok. Sorgulayan, eleştiren, çağına tanıklık eden, haklarını bilen, bilinç ve duyarlılıkla çağına, kendine, top-lumuna tanıklık eden bir çocukluk istenmiyor ki. Milli Eğitim Bakanlı-ğı, tam bir kör sarmaldır ve çocuk-ların yararına ve çocukların esenli-ği için nitelikli bir eğitim ortamından yoksundur (Mustafa Ruhi Şirin, Hü-kümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Page 14: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

60

TBMM Çocuk Haklarını İzleme Komitesi’nin Çocuk Haklarını İzlemeye Yönelik Uygulamalarının Eleştirel Analizi

TBMM Çocuk Hakları İzleme Komite-si hakkında özneler, önemli bulanlar ve başarılı bir şekilde çalışmadıklarını dü-şünenler olarak ikiye ayrılmış durum-dadır. Çalışmalarının yeterince bilinme-diğini ve bilinen çalışmalarının ise ye-tersiz olduğunu düşünen öznelerin gö-rüşleri şu şekildedir:

Orası bir muamma aslında. Neden kuruldu? Ne yapıyor? Ne yapacak? Neyi destekleyecek çocuk hakları açısından? Dışarıdan bakıldığında bir web siteleri var. Bizim onlarla te-masımız olduğu için ayrıntıya sahi-biz ama dışarıdan birisi olarak bak-tığınızda TBMM’de çocuk hakları komitesi var, a ne güzel, sitesine gi-riyorsunuz, hiçbir şey anlamıyorsu-nuz. Bir de çocukların onlara ulaş-ması talepleri var… Aslında öyle bir komite çok iyi olabilir, meclise gelen yasaları çocuk hakları açısından in-celeyecek, etki değerlendirmesi ya-pacak, ihtiyaç olan yasaları ortaya çıkaracak. Mevzuata ilişkin çalışma yapabilir, başvuru da alabilir, mecli-sin denetleme işlevi de var ama çok kadük, kimsenin ulaşabildiği yok yani (Ezgi Koman, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Çalışıyorlar mı diye sormak gereki-yor. Gönüllü bir komite. Bir tane hu-kukçu var, ne yapıyor bilinmez. Yıl-lık rapor çıkmadı. Mecliste alınan her kararı incelemelerini beklerim Komite’den, böyle bir şey yapmıyor-lar (Adem Arkadaş, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Henüz yeterli derecede aktif olma-ması ile birlikte komiteyi önemli bu-lanların görüşleri ise şu şekilde ifa-de edilmiştir:

Mecliste bununla ilgili bir komisyon kurulmuş olması son derece önem-li. Baktığınızda birçok Avrupa ülkesi-nin Parlamentosunda yok. Şimdi ya-saları çıkarıyorsunuz ve yasaları dü-şünürken, hazırlarken, en iyi en idea-li düşünüyorsunuz ama bazen uygu-lamada, pratikte umulan faydayı sağ-lamayabiliyor. Dolayısıyla bunların bu uygulamadaki sıkıntılarını ya da boş-luklarını tabi bizzat yaşarken bizim kurumlarımızda gözlemliyorum. Ama mecliste kurulmuş bir komisyon tara-fından da bunun bizzat izlenmesi, iz-lemeye alınması son derece olumlu bir şey. Destekliyoruz, iyi çalışıyorlar (Selma Aliye Kavaf, Kamu Temsilcisi)

Meclisin içinde komitenin oluşturul-ması çok önemli, yalnız hiçbir yetkisi yok, bütçesi yok, herhangi bir prog-ramı yok, hiçbir insiyatifi yok, sadece milletvekillerinin iyi niyetinden doğan bir birliktelik (Emrah Kırımsoy, Hükü-met Dışı Örgüt Temsilcisi)

TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi’nde Yasama Uzmanı olarak görev yapan Müberra Algan, komitenin çok fazla bilinmediğini kabul ederek ça-lışmaları hakkında şu bilgileri vermiştir:

Açıldığından beri web sayfamız-daki mesaj kutusuna 210 başvuru, e-posta uzantılı mesaj kutumuza 70 başvuru geldi. Çocukların doğ-rudan Milli Eğitim Bakanlığı’na yazı yazarak ulaşmalarından ziyade si-yasi iradeyi araya koyarak ulaşma-ları güzel bir olanak çocukların se-sini duyurmaları adına. Komitemi-zin çok fazla bilinmediği bir gerçek.

Page 15: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

61

Örneğin İnsan Hakları Komisyonu-na günde bu başvuru gelirken, bize bir yılda bu kadar başvuru geldi…(Müberra Algan, Kamu Temsilcisi)

Komiteye ulaşma yollarından biri olan internet hakkında çocuk özneler, şu yo-rumda bulunmuşlardır:

Bütün Türkiye’yi düşündüğünüzde internet yolu çok sıkıntılı bir yol. Sa-dece bazı evlerde internet var (Fat-ma, 14 yaş)

Dilekçe yazılı yolla, telefon yoluyla ulaşabilir ya da internet yoluyla ama internet herkesin evinde yok diye düşünüyorum (Sinem, 13 yaş)

Yerel Yönetimlerin Çocuk Haklarını Tanıtma ve Yaygınlaştırmaya Yöne-lik Uygulamalarının Eleştirel Analizi Çocuk Meclisleri

Çocuk meclisleri, yerel yönetimlerin çocuklar için yaptıkları başlıca çalışma-lardan biridir. Bu meclisler, demokrasi kültürünün edinilmesi ve uygulamaların şekillendirilmesinde çocuk katılımının sağlanması bakımından önemli meka-nizmalar olarak görülebilir.

Çocuk meclislerinin sembolik ola-rak değeri önemli. Kulağa hoş gelen şeyler bir taraftan ama çocuk mec-lislerinden öte çocuğun demokra-si kültürü edinmesi, yetişkinlerin de-mokrasi kültürü edinmesi, çocuğun daha çok katılımı için aslında beledi-yenin böyle güçlü bir potansiyeli var (Emrah Akbaş, Akademisyen)

…Belediye başkanlarının ade-ta bir propaganda aracı haline dö-nüştürülüyor ama çocuk meclisle-rinin oluşturulması yararlı. Gördü-ğümüz kadarıyla çocuk meclislerin-de görev alan çocukların gelişimi ve

onların etrafındakilere etkileri ben-ce yüksek öneme sahip (Ertan Kah-ramanoğlu, Akademisyen)

Bununla birlikte çocuk meclislerinin gös-termelik yapılar olduğunu ve iyi kullanı-lamadığını belirten özneler de olmuştur.

Bizim çocuk meclisleri ile ilgili Serdar Hoca ile bir çalışmamız vardı, 8 ilde yürüttük. Çocuk meclisleri, iyi düşü-nülmüş ama çok kötü kullanılan yer-ler. Araştırmada şöyle çıkmıştı, bazı illerdeki meclislerde, Ankara’da öyle çıkmıştı, Belediye Başkanı’nın varsa oğlu, kızı, yakınları partililerin çocuk-ları vardı meclislerde. Hiçbir şekilde etkin kullanılamadı. Çok gösterme-lik her şey, ben açıkçası o çalışma-da iyi bir örneğe rastlamadım (Ha-kan Acar, Akademisyen)

Genel olarak meclis mekanizması çocuk katılımını sağlamak açısından çok zayıf ve göstermelik bir meka-nizma. Çocuk hakları çerçevesinden bakıldığında bizi özellikle kaygılan-dırmak durumunda olan ve gerçek-ten üzerinde durulması gereken ise çocuk haklarıyla ilgili bir araç olmak-tan çok çocuk meclislerinin yetişkin-lerin yaptığı bazı uygulamalara dam-ga vuran veya çocukların belirli gö-rüşlerle doldurulması mekanizması olarak kullanılması söz konusu (Ser-dar Değirmencioğlu, Akademisyen)

Yerel Yönetimlerin Çocuk Haklarını Tanıtma ve Yaygınlaştırmaya Yöne-lik Diğer Uygulamaları

Belediyeler, çocuklara yönelik ilk el-den ve yerelde hizmet sunabilecek çok önemli mekanizmalardır. Bununla bir-likte ülkemizde çocuk hakları konusun-da bilgili ve duyarlı belediyelerin yoğun-lukta olduğunu söylemek güçtür.

Page 16: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

62

Belediyeler, çocuk hakları bakı-mından belirli standartları tuttura-bilen bir hizmeti, anlayışı, kavrayı-şı Türkiye’nin her yerinde garan-ti ediyorlar diyemiyoruz. Bu çok en-dişe verici. Çocuk meclislerini ve bu alanda her adımı küçümsemiyorum, yararlı buluyorum ama bunları kap-samlı, sistemli, çok iyi düşünülmüş bir politikanın ürünü olarak görmüyo-rum (Kasım Karataş, Akademisyen)

Ben merkezi yönetimin çok daha fazla çocuk sorunuyla uğraştığı-nı düşünüyorum. Yerel yönetimle-rin çocuk gündemi neredeyse hiç yok…Bence Türkiye’de çocuk hak-ları açısından en geride olan yer, yerel yönetimler (Seda Akço Bilen, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Belediyelerde çocuklara yönelik hiz-metlerin gerçekleşmesini sağlaya-cak olan potansiyel çok zayıf. Bir be-lediyenin çocukla ilişkili bilgi sahibi personeli olma olasılığı çok zayıf…çocuktan haberdar, çocuğa yönelik nasıl hizmet vermesi gerektiğinden haberdar veya daha somut olarak düşünelim, çocuk haklarını çok iyi bilen personel bulmak çok zor (Ser-dar Değirmencioğlu, Akademisyen)

14 yaşındaki Sena Ece Ilgın ise büyük-şehirlerde çocukların ikinci planda ol-duğunu, yetişkinlerin kendi istek ve çı-karları doğrultusunda şehre şekil ver-me amacı taşıdıklarını belirtmiş ve bu nedenlerle şehirlerin çocuk dostu ol-mamasından yakınmıştır (2011, s. 181).

Acar ve Kars ise belediyelerin çocuk hizmetlerinin çocuk katılımı ilkesinden uzak olduğunu ifade etmektedir.

Yerel yönetimlerin hizmet sun-ma biçimi. Çok basit şeyler,

aslında o kadar somut şeyler ki. Bi-zim Keçiören’de örneğin evin ya-nında şey var. Park var. Yani o par-ka iki tane çocuğu çağırıp sorsalar öyle dizayn etmezler. Yeni de yap-tılar halbuki. Ama hiç sormadıkları için, yetişkinler de o parka gelip oy-namadıkları için yine yanlış yaptılar (Hakan Acar, Akademisyen)

Belediye oyun parkı yapıyor çocu-ğa ama çakıl taşlarıyla kaplı bir ze-minde çocuğun düşüp yaralanması var. Annenin çocuğu sallarken ço-cuk tepetaklak düşüyor. Oysa ora-da bir emniyet kemeri olsa çocuğun sağlığını koruyacağız (Özcan Kars, Kamu Temsilcisi)

Hükümet Dışı Örgütlerin Çocuk Haklarını Tanıtma, Yaygınlaştırma ve İzlemeye Yönelik Uygulamalarının Eleştirel Analizi

Çocuk hakları alanında çalışan hükü-met dışı örgütler, bazı özneler tarafın-dan olumlu yapılanmalar olarak nite-lendirilmiştir.

Çocuk çalışması yapan çok az sayı-da kurum olmasına rağmen, çok sı-nırlı kaynaklarla bu çalışmaları yap-malarına rağmen, kimi zaman sı-fır kaynakla bu çalışmaları yapma-larına rağmen, onların yine yüz akı kurumlar olduğunu düşünüyorum (Emrah Akbaş, Akademisyen)

AB süreci Türkiye’de çocuk hakları-nın gerçekten konuşulmaya başlan-dığı ve çalışmaların yeni yeni tam ayaklarının üzerine oturmaya başla-dığı dönem. Bundan önce sivil top-lum kuruluşlarının çocuk alanında yaptığı çalışmalar, biraz daha hava-da kalıyordu çünkü mevcut ihtiyaç-lara göre hemen çözümler içeren

Page 17: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

63

çalışmalar yapıyorduk. Şimdi biraz daha aslında politika, görüş oluş-turma, izleme ve denetleme düze-yinde kendimizi geliştirmeye baş-ladık. İkinci şey, kendi aramızda-ki iletişim ağı arttı. 8 yıl önce sade-ce kendi yaptığımızı biliyorduk. Bu birçok farklı kuruluşta tekrar çalış-malara, hatta sıfırdan dene, yanıl, öğren süreçlerine neden oluyor-du. Şimdi biraz daha birbirimizden haberdar, biraz daha sağlıklı ilerli-yoruz. Ama bunda da şöyle bir sı-kıntı var, kurumsallaşma ve yapı-lanma çok uzun ve zahmetli bir sü-reç. Mesela biz Ankara Çocuk Hak-ları Platformu’nu kurduk. Temsilci-ler 4 yıldır daimi kalmasına rağmen, yapılanmamız ve kurumsallaşma-mız ancak tamamlanıyor. Daha yeni yeni aslında toparlanma sürecinde-yiz ama aynı yüzler, aynı simalar. Bu bence sivil toplumun şu anki sı-kıntısı (Dilek Kumcu, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin im-zalanmasında bu yana baktığınızda çocuk çalışan, çocuğa hak temelli yaklaşan, bir birey olduğunu benim-seyerek yaklaşan örgüt sayısı artı-yor. Onun dışında biraz daha hak temelli çalışan, devlete baskı unsu-ru olma görevini hisseden sivil top-lum örgütleri de bence gittikçe daha uzmanlaşıyorlar (Ezgi Koman, Hü-kümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Bazı özneler ise çocuk hakları alanın-da çalışan hükümet dışı örgütlerin ken-di içlerinde anlaşamadığı ve örgütler arası işbirliğinin olmamasından yakın-mıştır.

Sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyon yok. Ankaradakilerle

İstanbuldakileri beraber çalıştıra-mıyorsunuz. Bu şaka gibi bir du-rum bence. Sivil toplumun gücü bir-likteliğinden gelir. Bizde ne yazık ki ayrışarak daha çok varolabiliyoruz (Ceyda Dedeoğlu, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Aralarında çekişme var. Çekiş-me olmaması mümkün değil çün-kü dünya görüşleri farklı insanlar ta-rafından kurulmuş (Ertan Kahrama-noğlu, Akademisyen)

İsim duyurma derdi var herkeste. Kendi iç dertlerimiz üzerinde çalışır-ken çocuk haklarını bir tarafa atmış oluyoruz bazen (Adem Arkadaş, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

STK’lar bir araya gelip bir network oluşturamıyor. Herkes kendi görü-nürlüğü ile ilgili dert yaşıyor. Be-nim adım yok, benim logom yok. Biz öne geçelim, niye biz başkan değiliz. Bir dönem UNICEF bir Ço-cuk Koalisyonu kurma çabasına gi-rişti, 2-3 yıl devam etti, olmadı. Çok güzel bir platformdu, başarabilsey-dik, ciddi bütçeler de alacaktık ama biz bir araya gelemedik. Çok kişisel kaygılar var, çok hırslar var. STK’lar yeni bir modelle gelmek yerine, sa-dece eleştirisel davranıyor. Herkes-te bir korumacılık, benim modelim, bunu ben geliştirdim, araya başka kimseyi sokmayım ama o zaman o model elinde patlıyor (Nilgün Çavu-şoğlu, Hükümet Dışı Örgüt Temsil-cisi)

Hükümet dışı örgütlerle ilgili diğer bir sorun ise ülkemizde kurumsallaşmış çocuk hakları örgütlerinin bulunmama-sıdır. Bu durumu, özneler şu yorumla-rıyla desteklemektedir.

Page 18: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

64

Çok çalışma yapılıyor ama gene-le hitap eden nitelikte olan, sürek-liliği olan çalışmalar maalesef yapı-lamıyor. Ama hiçbir şey yapılamıyor da değil. Çok birimin, baroların, üni-versitelerin çocuk birimlerinin falan tanıtmaya yönelik çalışmaları var. Ama kurumsallaşmış ve genele ya-yılmış çalışmalar değil bunlar. Ülke geneli için çalışma yapan büyük ku-ruluşlar da yok (Seda Akço Bilen, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Türkiye’de kurumsallaşmış çok STK yok. Yurtdışına gittiğinizde Save The Children, hükümet gibi. Alt bi-rimleri var, bütçesi var. Öyle bir güç-lenmiş ki bir otorite olarak masaya oturup yumruğunu vurabiliyor. Biz-de 10 STK falan sayabiliriz. STK’lar yeterince destek alamıyorlar, eğer bir finans desteği alabilirse arka-sına yükseliyor, dayamazsa kendi kaynaklarıyla çaba harcıyor, çok da iyi bir modeli varsa da güme gidiyor açıkçası (Nilgün Çavuşoğlu, Hükü-met Dışı Örgüt Temsilcisi)

MEDYANIN ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE İZLEMEYE YÖNELİK UYGULAMA-LARININ ELEŞTİREL ANALİZİ

Medya ve çocuk hakları ilişkisi, çok tartışmalı ve sorunlu bir alan olarak gözükmektedir. Olumlu uygulamala-rın çok baskın olamadığı bir yapı ola-rak medya, çocuk haklarını tanıtmak ve yaygınlaştırmak bir yana bizzat çocuk hakları ihlalleri gerçekleştiren bir me-kanizma işlevi görebilmektedir.

Medyada çocuk haklarının ihlali çok fazla. Bu büyük ölçüde iki faktörden kaynaklanıyor. Birincisi, medya pro-fesyonellerinin bilgisizliği. İkincisi

medya profesyonellerinin çocuğu reyting almada araç olarak kullan-ması. Yapılan hemen hemen bütün araştırmalardan çocuğun medyada görünürlük oranları % 5- %10. Ül-kede çocuk nüfusu yaklaşık % 35, hatta gençlerle % 50. Bu demektir ki yeterli temsil edilme yok. Temsil edildiklerinde de bir problem oldu-ğunda temsil ediliyorlar (Kemal İnal, Akademisyen)

Medyadaki yaygın çocuk hakları ihlal-leri konusunda Antakyalıoğlu, kapsa-yıcı bir değerlendirme yapmıştır. Diğer özneler de bu yapının olumsuzluklarını başarılı bir şekilde betimlemiştir.

Bizim en çok şikayetçi olduğumuz konulardan birisi, medyanın çocuk hakları ihlali gerçekleştirmesi, ço-cukların damgalanmasına, afişe ol-masına neden olabilecek yayınlar yapması, bilgilendirici yayınlar yap-maması ya da yanlış bilgi aktarma-sı, çocuklarla yapılan röportajlarda çocuğu travmatik hale getirebile-cek röportajların yapılması, bazı ya-rışmalarda çocuklara yer verilme-si, mağdur çocuğun resmini yayın-laması, çocuğun emeğini sömüren bir yaklaşımla reklamlarda kullanıl-ması gibi hak ihlallerini gerçekleş-tirmesi (Şahin Antakyalıoğlu, Hükü-met Dışı Örgüt Temsilcisi)

Medyanın işi sansasyon. Haberin halkın ilgisini çekmesi gerekiyor. Ço-cuğun başına bir taciz gelmemişse çocuk haber değil ve bu haberin ve-rilişinde çocuğun hakkı hiç gözetilmi-yor. İsmi de yayınlanıyor, görüntüsü de yayınlanıyor. Mahallesine kadar yayınlanıyor. O çocuk ertesi gün na-sıl okula gidecek? (Nilgün Çavuşoğ-lu, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Page 19: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

65

Ben okunan, dinlenen, izlenen her-şeyi yayınlarım. Reytingi varsa me-sele yoktur anlayışı medyanın bir numaralı prensibi olamaz. Senin haber yapma hakkın, özgürlüğün çocuğun haklarıyla karşı karşıya geldiğinde seçim yapmak gerekir. Hiçbir şey çocuğun yüksek yararın-dan önde tutulamaz (Kasım Kara-taş, Akademisyen)

Medyada bu hak ihlallerinin nedeni ola-rak medyanın bilinçsizliği konusu düşü-nülmektedir. Bununla birlikte medya so-rumluluklarının farkına varamamaktadır. Yapılan eğitimler göreli olarak bir fayda getirse de kalıcı ve sürekliliği olan başa-rılar ne yazık ki elde edilememektedir.

Türkiye’de medya kendini çocuk hak-larının tanıtımından sorumlu gibi gör-müyor. Halbuki uluslararası sözleş-meler, medyanın bu konuda önem-li bir rolü ve sorumluluğu olduğunu söylüyor. Hakları tanıtıcı yanda yer almalı, haklara saygılı davranmalı gibi. Türkiye’de hala habercilik, vaka-yı en sansasyonel biçimde sunmakla sınırlı algılanıyor (Seda Akço Bilen, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Çocuk haklarıyla ilişkili yapılan bazı eğitim çalışmalarından da bi-liyorum. UNICEF’in verdiği para ile Bianet’in bizim gibi insanlarla gerçekleştirdiği bir çalışma yapıl-dı. Orada şunu görebildim. Çocuk-larla ilgili doğru düzgün bir duyar-lılığa sahip, çocuklar için bir şeyler yapmak isteyen ama nasıl yapaca-ğını bilemeyen çok sayıda da med-ya çalışanı var. Örneğin çocuk fo-toğrafı koyduğu zaman bunun iyi bir amaçla koyduğunu size söylüyor, anlatıyor. Bunun nasıl ters bir şeye yol açacağını siz anlattığınızda da

anlıyor ama birinin anlatması gere-kiyor. Oradan da gördüm ki bir be-ceri, bilgi açığı var medyada ve bu-nun kapanması olasılığı zayıf (Ser-dar Değirmencioğlu, Akademisyen)

TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARI UYGULAMALARINI GÜÇLENDİRMEYE YÖNELİK MODEL ÖNERİSİModelin Amacı

Bu araştırmanın özgün yanı, güçlen-dirilmesi gereken alanları eleştirel bir gözle incelemesi ve bu doğrultuda bir model önerisi ortaya koymasıdır. Araş-tırma sonucu öznelerin önerdiği mo-del önerisi, araştırmacının süzgecin-den geçirilmiş ve Türkiye için en uygun olduğu düşünülen model önerisi tasar-lanmıştır. Bu modelin amacı, Türkiye’de çocuk haklarının tanıtılması, yaygınlaş-tırılması ve izlenmesi noktasında ya-pılması gerekenleri sistemli ve anlaşı-lır bir şekilde okuyuculara ve uygula-yıcılara sunmaktır. Öncelikle ilgili ku-rumlar ve yapılanmalar bağlamında ço-cuk haklarının nasıl güçlendirilebilece-ği tek tek vurgulanmıştır. Sonrasında ise bu kurumlar-yapılanmalar dışında Türkiye’de çocuk hakları ile ilgili iyi işle-yen bir sistem için yapılması gerekenler sistematize edilmiştir.

Modelin Dayandığı Temel İlkeler

Model önerisinin temel ilkeleri şu şekil-dedir:

• Sözleşmeye taraf ülke olarak Türkiye’de çocuk haklarının gelişti-rilmesi, güçlendirilmesi ve uygulan-ması için ortak sorumluluk, karar-lılık ve süreklilik düşüncesinin öne çıkarılması zorunludur (Cılga, 1996, s. 123).

Page 20: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

66

• Çocuk hakları ile ilgili atılacak tüm adımlarda sivil toplum örgütleriy-le işbirliği kurulmasına özel önem verilmelidir. Çocuk Hakları Sözleş-mesi, başlı başına önemli bir adım olmakla birlikte, çok taraflı bir işbir-liği sürecinin olanakları ve aynı za-manda sınırları analiz edilmelidir (Fuchs, 2007, s. 393).

• Çocuğun katılım hakkı, çocukla il-gili her süreçte, her kurumda, her birimde olmazsa olmaz bir süreç olarak yerini almalıdır. Bu modelin de temel dayanaklarından biridir.

• Oluşturulacak modelin temel kav-ramları arasında mutlaka kurum-sallaşma ve profesyonellik yer al-malıdır. Modelin tüm aşamaları, ol-ması gerektiği gibi siyasi etkilerden uzak tutulmalı, ilgili profesyonellerin seçiminde liyakat esas alınmalıdır.

SHÇEK’in Çocuk Haklarının Tanıtılması, Yaygınlaştırılması ve İzlenmesi Açısından Daha Güçlü Bir Hale Getirilmesi İçin Öneriler

Bu başlık altında SHÇEK’in koordina-törlük görevi doğrultusunda uygulama-larını güçlendirmeye yönelik öneri su-nulmamıştır. Bunun nedeni, araştırma-cının koordinatörlük görevi için aşağıda kısımlarda yeni bir yapılanma önerme-sidir. Bununla birlikte önerilen yeni ya-pılanmanın kabul görmemesi veya olu-şumunun uzun zaman alması göz önü-ne alınarak ulusal ilerleme raporları-nın nasıl hazırlanması gerektiği ile ilgili öneriler sunulmuştur.

Birincisi bu işe erken başlamak ge-rekiyor. Tam böyle yumurta kapıya gelince bu iş mümkün değil. Rapor iki yıl sonra mı? İkinci yılın başın-daki Ocak ayından başlamalı. Ciddi

katılımcı bir metotla yürütülmesi la-zım. Kaç kişi varsa Türkiye’de bu konuda çalışan. İllerden doğru bil-giyi toplamak gerekli. Vali, çocuk haklarıyla ilgili bilgi toplanması aşa-masında Vali Yardımcısı mı atıyor, Planlama müdürü mü atıyor, birinin o ilde çocuk haklarıyla ilgili son ra-pordan bu yana yaşanmış verile-rin, vakarın, müdahalelerin hepsini toparlayıp ilin bilgisini merkeze ak-tarması gerekiyor…Sürece mutlaka çocukların katılması gerekiyor. Bel-ki de raporu birkaç parçaya bölmek gerekiyor. Sivil toplum kuruluşla-rı alternatif raporları yazsınlar, hem de bu tarafta SHÇEK’e de destek versinler. Raporu yazarken maddi sorun varsa onu da yazalım, kapa-site sorunu varsa onu da yazalım. Ülkenin sorunlarını bilsin Komite (Nilgün Çavuşoğlu, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

193 tane ülke rapor gönderiyor. 18 kişilik bir uzman grubunun her gün çalışsa ancak yapabileceği bir şey. Öyle bir şey yok. Yılda 3 kez topla-nıyorlar. Normalde 18’inin birlikte bir ülke raporunu değerlendirmesi gerekiyor ama özel bir kararla 9-9 ayrılarak yapıyorlar, raporlar çok bi-riktiği için (Adem Arkadaş, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Çocuk Haklarının Tanıtılması ve Yaygınlaştırılması Açısından Daha Güçlü Bir Hale Getirilmesi İçin Öneriler

Milli Eğitim Bakanlığı ile ilgili en temel öneri, kendisini çocuk haklarının tanıtıl-ması ve yaygınlaştırılmasından sorum-lu kurum olarak görmesi ve tüm uygula-malarına (müfredat, ders içi etkinlikler,

Page 21: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

67

öğretmen öğrenci ilişkileri, okul yöneti-mi öğrenci ilişkileri gibi) çocuk katılımı-nı dâhil etmesi ve çocuk algısını değiş-tirmesidir.

Çocuk haklarının tanıtılması, tanıtı-mın her çocuğa ulaşabilmesi bağla-mında Milli Eğitim Bakanlığı’nda ol-malı. Bakanlığın bu konuda önemli çalışmaları var (İsmail Barış, Kamu Temsilcisi)

Tanıtma ve yaygınlaştırma işlevinin Milli Eğitim Bakanlığı’nın daha ra-hat yapabileceği bir şey olduğunu düşünüyorum. Çünkü SHÇEK bu alanda çok tahminimce maddi ola-nağa ve burada kullanacağı insan kaynağı açısından zayıf durumda (Hakan Acar, Akademisyen)

Öncelikli olarak müfredattaki çocuk hak-larıyla ilgili derslerin yürütülme metodla-rının iyi kurgulanması gereklidir. Varolan haliyle işlenmeye devam edecek ders-lerin uygulamaya dönüşmeyeceği ve bi-linç oluşturma yönünde fayda sağlama-yacağı açıktır. Bu konuda yetişkin özne-ler ve çocuk özneler tarafından sunulan öneriler aşağıda sunulmuştur:

Müfredata ders konması önemli ama ben olsam bunu en iyi nasıl öğreni-riz yönetimini çocuklarla konuşurum. Ders gibi anlatmak değil, bunu katı-lımlı modele çeviririm. Bunu anlata-cak moderatörlerimi yetiştiririm. Ço-cuğa ders gibi anlatırsanız, bilim-sel olarak benim bildiğim kadarıyla dersten sonra ilk 1 saat içinde % 30-40’ı gidiyor, ilk bir haftadan sonra % 20 ya kalıyor ya kalmıyor. O zaman dersin dışında bir modelle anlatabil-mek gerek. Ders olmasını küçümse-miyorum önemlidir ama bununla kal-mamalı. Mesela çocuk hakları tiyat-roları olmalı, müzikle anlatılmalı. Bir

kenti duvar resimleriyle donatmalı çocuklar. Drama kullanılmalı (Bülent İlik, Kamu Temsilcisi)

Derslerde bence olmaz. O derse öğrencilerin ilgisi olmaz. Boş ders gibi olur, kimse dinlemez. Eğlenceli hale getirilebilir. Çeşitli faaliyetlerle anlatmak lazım. Oyun gibi şeylerin içinde olabilir (Yusuf, 14 yaş)

…oyun gibi öğretmeli ve anlatma-lıdır. Oyunla daha kolay olur…Ders gibi anlatılırsa çocuklar sıkılır on-dan (Zeliha, 12 yaş)

İlk önce hakları çiğnenen çocukla-rın durumunu bir araştırın diye ya-pılabilir. Öğretmen birkaç örnek ve-rebilir ama sahte olmamalı ki öğret-menin yalan söylediğini düşünme-sinler. Tüketici hakları diye bir şey varmış. Kitapta okumuştum. Ga-zoz şişelerinden çıkan kapaklar-dan futbol topu veriyormuş bir mar-ka. Bakkal vermemiş. O da onu tü-ketici hakları mahkemesine şikâyet etmiş. Bunun gibi örnekleri verebi-lir. Sürekli ben onu derim. Çocuğa bağlı bir şey bu ama veliler senin de hakların var duygusunu ona aşıla-malı (Hasan, 12 yaş)

Çocukların haklarını kitabi değil de daha çok oyunlarla, katılımcı olarak, dramayla anlatmak lazım. Ondan sonra da bunların etki değerlendir-melerini yapmak lazım. Sürekli izle-me ve değerlendirme yapmak lazım (Sevil Atauz, Akademisyen)

Çocuk özneler ve Çavuşoğlu, çocuk hakları öğretimi ile ilgili rehberlik ders-lerinin önemini vurgulamıştır.

Çocukların eğitim amaçlı bir araya geldikleri tek yer okul. Mesela bizim rehberlik derslerimiz var, çarşamba

Page 22: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

68

günü son saat. Kulüplere dağılı-yoruz. Dağılmadığımız zaman bu dersler genellikle boş geçiyor. Her-kes ödev yapıyor. O derslerde ço-cuk haklarına daha fazla ağırlık ve-rilebilir (Füsun, 13 yaş)

Okulda rehberlik derslerimiz var. Rehberlik derslerinde bu gibi aktivi-telere yer verilmeli (Sinem, 13 yaş)

Bir arkadaşım var, o mesela baba-sından dayak yiyor, haklarını öğren-mek istiyor, öğretmeliler, araştırma-lılar bu çocuğa ne oluyor diye. Me-sela rehberlik var, çoğu şey biliniyor orada ama ona çocuk hakları neden öğretilmiyor. Psikolojisi tamam ama bir daha olduğu zaman haklarını bil-mesi gerekiyor (Zeynep, 14 yaş)

Rehber öğretmenin girdiği bir ders var. Bu dersi değerlendirip çocuk haklarını orada çok daha fazla vur-gulayabilirler. Okullarda çocuk hakla-rını anlatmak yerine test çözdürme-yi tercih ediyorlar (Nilgün Çavuşoğlu, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Müfredata bakıldığında dağınık birkaç derste ve öğretmenlerin insiyatifine bağlı olarak çocuk hakları öğretiminin varolduğu görülmektedir. Bu noktada araştırmacı, “çocuk hakları” adıyla yeni bir ders önermektedir.

Avrupa Konseyi, çocuk haklarının diğer dersler içinde değil, ayrı bir ders olarak okutulmasını istiyor. BM Çocuk Hakları Komitesi de okul ön-cesinden üniversiteye tüm meslek elemanları için çocuk hakları der-sinin ayrı olarak okutulması gerek-tiğini söylüyor (Emine Akyüz, Aka-demisyen)

Akyüz’ün belirttiği ve yukarıda da ifa-de edildiği gibi müfredata çocuk hakları

adıyla bir ders konulması gerekmekte-dir. Yalnız bu dersin konulması kadar önemli olan nokta, dersin işleyiş yön-teminin doğru oluşturulmasıdır. Birçok öznenin de vurguladığı gibi çocuk hak-ları didaktik metotlarla öğretilemez. Bu nedenle dersin işlenmesinde drama, role play (rol oynama) ve grup çalış-ması gibi katılımcı öğrenme teknikle-rinden yararlanılmalıdır. Bunun için bu dersi verecek öğretmenlerin bu teknik-leri içeren bir eğitim almaları gereklidir. Milli Eğitim Bakanlığı oluşturulacak bir projeyle, akademisyenlerin ve uzman-ların desteğini alarak bunu kolaylıkla sağlayabilir. Bu öneri çocuk öznelere sorulmuş, Füsun ve Mustafa bu öneri-ye şu şekilde yanıt vermiştir:

Çok iyi olur…Bu derste konu ço-cuk hakları olduğuna göre daha çok çocuklar konuşup öğretmenin sus-ması daha doğru olur. Görüşlerimi-zi paylaşmamız lazım. Diğer dersler gibi işlenirse faydası olmaz. Örnek metinlerden yola çıkılabilir. Çocuk-larla ilgili maddeler incelenebilir, na-sıl genişletilebilir diye düşünülebilir sınıf ortamında (Füsun, 13 yaş)

Bence yeni bir ders gerekli. Çocuk haklarının, kadın hakları da olabi-lir öğrenilmesi için devlet okulların-da fazladan bir ders gerekli (Musta-fa, 12 yaş)

Atalay ve Şirin ise çocuklarla birlikte yetişkinlere çocuk hakları öğretiminin çok önemli olduğunu vurgulamıştır.

Çocuk haklarının yaygınlaşma-sı, önce çocuklarla başlayarak de-ğil, bence yetişkinlerin, eğitmek ke-limesini kullanmak istemiyorum, iç-selleştirmesi lazım bu kavramları (Nüket Atalay, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Page 23: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

69

Asıl mesele çocuk haklarının önce yetişkinlere öğretilmesi gereken bir hak olduğu anlayışıdır. Yani önce yetişkinlere öğretmemiz gerekir ço-cuk haklarını, ondan sonra çocukla-ra veya paralel olarak çocuklara öğ-retmemiz gerekir (Mustafa Ruhi Şi-rin, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi’nin Çocuk Haklarının İzlenmesi Açısından Daha Güçlü Bir Hale Getirilmesi İçin Öneriler

TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi’nin güçlendirilmesine yöne-lik öneriler bağlamında ilk ve belki en önemli öneri, Komite’nin yasaların ha-zırlanma sürecine daha fazla dâhil ol-ması ve çocuk merkezli düzenleme-ler doğrultusunda savunuculuk yapma-sıdır.

Komitenin tek tek münferit olayları çözmekten çok buna sebebiyet ve-ren sorunun geri kalanını fark edip onu çözecek bir şey yapması lazım. Yasa yapması lazım. Yapılan ya-saları gözden geçirip çocuk hakla-rı aleyhine bir şey var mı, bunlara bakıyor olmaları lazım. Bir kuruma bütçe tahsis edilirken çocuğa önce-lik verilmesini sağlamak için girişim-de bulunması lazım. Daha yasama faaliyete ilişkin bir şey beklemek ge-rekiyor komiteden (Seda Akço Bi-len, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Komitenin uygulamalarını şekillendi-recek ve varolan güncel uygulamalar hakkında bilgi verecek teknik desteğe ve iyi bir uzman kadrosuna sahip olma-sı çok önemlidir.

Bu işin bütünüyle sekreteryası-nı yürütecek ve uzmanlık görüşü sağlayabilecek bir birimin orada

kurulması lazım. Sosyal çalışma-cı ve psikolog olması lazım (Sevda Uluğtekin, Akademisyen)

Yerel Yönetimlerin Çocuk Haklarının Tanıtılması ve Yaygınlaştırılması Açısından Daha Güçlü Bir Hale Get-irilmesi İçin Öneriler

Yerel yönetimler çocuk haklarının tanı-tılması ve yaygınlaştırılması bağlamın-da ne kadar güçlü olduklarının farkına varmalı ve bu gücü ivedilikle uygulama-ya dönüştürmelidir.

Çocuk Hakları Sözleşmesi bir ülke-de baskın olacaksa, hakim felsefeyi oluşturacaksa bunun yerel yönetim-lerden kopuk olmaması gerekli (Ha-kan Acar, Akademisyen)

Çocukların çocukluklarının yaşa-masında belediyelerin çalışması-nın çok önemi var. Çocuklara uygun oyun alanlarının, parkların, spor te-sislerinin oluşturulması çok önemli. Sosyal devletin yereldeki yansıma-sı olarak sosyal belediyecilik anla-yışının yol, kanal, tretuvar anlayışı-nın önüne geçmesi gerekiyor. Çağ-daş dünyada da bu tür hizmetler be-lediyeler eliyle yürütülüyor (Osman Bilgin, Kamu Temsilcisi)

Kurumlar bölge bölge dolaşıp ço-cuk haklarını anlatmalılar. Belediye, otobüs gibi bir şey kiralayıp anons-la çocuk haklarını tanıtmalı (Musta-fa, 12 yaş)

Halka açık şekilde duyurular yapıl-malı. Afişler asılmalı, okullara, so-kaklara, caddelere, otobüslerin ar-kasına. Çocuk meclisi gibi bir yer toplayıp ailelere bilgi vermek için gezilmeli. Ailelerin bilgilendirilmesi çok önemli (Sinem, 13 yaş)

Page 24: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

70

Hükümet Dışı Örgütlerin Çocuk Haklarının Tanıtılması, Yaygınlaştırılması ve İzlenmesi Açısından Daha Güçlü Bir Hale Get-irilmesi İçin Öneriler

Hükümet dışı örgütlerin güçlendirilme-si noktasında özneler öncelikle kamu-sivil toplum işbirliğinin, birlikte çalışma-nın ve bazı hizmetlerin kamu tarafın-dan maddi olarak desteklenmesinin al-tını çizmektedir.

Sivil toplumda uzmanlık var, kamu-da kaynak var. Bunun için kamu-stk eşgüdümünün sağlanması lazım. Kamu kurumlarıyla sağlıklı bilgilen-dirme, karşılıklı düzgün ilişkiler (Di-lek Kumcu, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Sivil toplum örgütlerinin nasıl güçle-neceği açık. Finans kaynağı yaratıla-cak. İşte bugün yurtdışına gittiğimiz-de görüyoruz. Yerel yönetimlerle be-raber çalışıyorlar. Yani ortak çalışma kültürünü bir kere geliştirmek lazım (Hakan Acar, Akademisyen)

Karşılıklı bir Hükümet-STK çekiş-mesi var Türkiye’de. İşbirliği yap-mak çok zor oluyor. Bence Ortak Akıl Platformu gibi bir şey yaratıp neden STK-Hükümet çalışamıyor diye karşılıklı tartışmak gerekiyor. Bence buna çok geç kalındı (Nil-gün Çavuşoğlu, Hükümet Dışı Ör-güt Temsilcisi)

Medyanın Çocuk Haklarının Tanıtılması, Yaygınlaştırılması ve İzlenmesi Açısından Daha Güçlü Bir Hale Getirilmesi İçin Öneriler

Şirin her ne kadar umutsuz olsa da medyada yeni bir anlayışın gerekliliği konusunda görüş belirtmiştir:

Türkiye’de medyanın çocuk hak ih-lalleri kapsamında yeni bir anlayı-şa ihtiyacı var. Bu da çocuk dos-tu medya düzeninin kurulması-dır. Yani çocuğun yararını öncele-yen bir medya anlayışı. Bunun önce medyadan başlaması gerekir ki bu-nun asla mümkün olmayacağını dü-şünüyorum çünkü dünyanın nere-sinde olursa olsun medya ticaridir. Tecimsel bir enstrümandır (Musta-fa Ruhi Şirin, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Bu anlayış değişikliğinin somut ola-rak gerçekleştirilmesine yönelik çözüm önerilerinin başında medya çalışanları-na yönelik eğitim konusu gündeme gel-mektedir.

Bunu önlemek için medyada eğitim yapılması gerek. Bunu çok gerçekçi bulmuyorum. Eğitime kim katılacak, genç muhabir çocuklar mı? Fayda-lı olur mu? Olur. Haberi işlerken bi-raz daha dikkatli olurlar ama izlen-me rekoru kırmak kaygısındaki yö-netimlerin egemen olduğu bir yak-laşım, o genç medya mensuplarına nasıl yaklaşım gösterir, lütfen bunu düşünelim (Bülent İlik, Kamu Tem-silcisi)

Bununla birlikte medya çalışanlarına yönelik eğitim çalışmaları konusunda karamsar olan özneler de bulunmak-tadır.

Başka kurumlar gibi onların yöne-ticilerine ulaşmak, muhabirleriyle bile belirli bir zaman diliminde çalış-ma yapmak mümkün değil. Her şey o kadar hızlı gidiyor ki en fazla size ayırabildikleri zaman 20 dakika, ya-rım saat gibi zamanlar. Diğer mes-lek gruplarına yönelik eğitimler ya-pılıyor da onlara yönelik bunlar da

Page 25: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

71

yapılamıyor (Seda Akço Bilen, Hü-kümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Medya o kadar bağımsız bir yapı ki, medya temsilcilerine yönelik çocuk haklarına duyarlı bir yaklaşım oluş-turulmasına yönelik adımlar çok zor ilerliyor çünkü aslında hepsi küçük patronlar ya da ilahlar gibi dolaşı-yorlar çünkü yazdıklarıyla gündemi, değiştirebiliyorlar. Onları değiştir-mek ve dönüştürmek çok zor (Em-rah Kırımsoy, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Medyada çocuk hakları ihlallerinin iz-lenmesi denildiğinde ilk akla gelen ku-rum Radyo Televizyon ve Üst Kurulu (RTÜK) olmaktadır. RTÜK’ün varolan yapısında çocuk katılımı yok denecek kadar azdır. Katılım sadece çocukların ihbarları yoluyla olabilir ama bunun da çok yüksek bir oranda gerçekleştiği dü-şünülmemektedir. Bu çerçevede her ne kadar RTÜK’ü işaret etmese de Şirin’in önerisi işe vuruk çözümler getirebilir.

…bence medya okuryazarlığını herşeye rağmen devreye sokmamız gerekir. Yani küçük yaşlarda neyi, nasıl, niçin, ne kadar izleyeceğini ve izlediği üzerine değerlendirme yapma anlayışını bir eleştirel med-ya okuryazarlığını geliştirmemiz gerekir. Çocuğun medyanın üre-tim süreçlerine katılımının ve katkı-sının da devreye sokulması gerek-tiğini düşünüyorum. Hatta öyle bir medya düzeni ki bütün izleme sü-reçlerini evinde yapabilecek, örgüt-lenebilecek çocuklar ama günün 45 dakikasını izleyebileceğini bilir. Ra-porunu gönderir. Diyelim ki ülke öl-çekli böyle bir yapı ve örgütlen-me, dolayısıyla medyanın izlenme-si veya medyanın olumsuzluklardan

korunması için aynı zamanda hem çocuğun danışmanlığı hem de ye-tişkinlerin danışmanlığı ve izleme-sine yönelik bir örgütlenme gerekir (Mustafa Ruhi Şirin, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

İnal ise RTÜK’de çocukların çalışması-nı önererek çocuk katılımının önemini vurgulamıştır.

RTÜK’de çocukların da çalışması ger-ekiyor. Bir programa akıllı işaret verilirken çocuk bakışının mut-laka alınması gereki-yor (Kemal İnal, Aka-demisyen)

Şirin’in ve Kemal İnal’ın önerileri çok yerindedir. Buna ek bir katkı vermek gerekirse, RTÜK’de Çocuk Hakla-rı Dairesi’nin kurulması mutlaka tartı-şılması gereken bir durumdur. Çocuk-ları etkileme gücü bu kadar güçlü olan medyanın denetlenmesinde, böyle bir dairenin kurulması, bu dairede çocuk gelişimi uzmanları, sosyal hizmet uz-manları ve psikologların görev yapması ve bu yolla yayın öncesi ve sonrası de-netimlere ağırlık verilmesi son derece yerinde olacaktır.

Çocuk Hakları İle İlgili İyi İşleyen Bir Sistem İçin Model Önerisi

Bu başlık altında Türkiye’de çocuk hak-ları ile ilgili iyi işleyen bir sistem için araştırmada ele alınan ilgili kurumlar ve yapılanmalar dışında ihtiyaç duyu-lan model, ortaya konulmuştur. Sayfa sınırı nedeniyle sadece ombudsman-lık ve Çocuk-Gençlik Yasası önerileri-ne yer verilmiştir.

Page 26: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

72

Çocuk Ombudsmanlığı

Çocuk ombudsmanlığı, çocuk hakla-rıyla ilgili oluşturulacak yeni yapının ol-mazsa olmaz bir parçasıdır. Özneler de bu konudaki ihtiyacı vurgulamış ve öneriler geliştirmiştir.

Çocuk özneler ombudsmanlık kurumu-nu bilmeseler de böyle bir yapıya ihti-yaç duydukları gayet başarılı bir şekil-de ifade etmişlerdir.

Çocuklara hakları öğretildikten son-ra her çocuk annesinden babasın-dan korkmadan bana bu yapılıyor diye birisine gidip söyleyebilse çok iyi olur. Evde bununla karşılaştım ve benim haklarım var diyebilmeli (Fat-ma, 14 yaş)

Bence bir numara olmalı ya da mektupla gönderilme desek aile-si izin vermez. Telefonla aranabi-len ya da gidilebilen bir yer olsa çok iyi olur. Olayı anlatır, onun hakkın-da soruşturma gibi bir şey olur (Ha-san, 12 yaş)

Çocuk Hakları Mahkeme-si olabilir. Bence Çocuk Hakla-rı Mahkemesi’nin alt kurumları, ilk önce onlara gitmeli çocuklar. Ora-daki yetkililer kendileri çözümleye-biliyorsa onlar halletmeliler, yetkile-ri olmalı tabi. Eğer daha üst bir du-rumda Mahkemeye gidilmeli (Fü-sun, 13 yaş)

Çocukları dinleyen, onların hakları-na saygı gösteren bir kurum olma-lı. Bu kurum, çocukların sorunlarını çözebilecek bir kurum olursa daha iyi olur bence (Sinem, 13 yaş)

Kars ise ombudsmanlık önerisini des-teklemekte ancak ombudsmanın ve ombudsmanlıkta görev yapacak

personelin çocuklara yönelik uygula-maları bilmesi gereğini vurgulamak-tadır.

Ombudsmanlık, bağımsız bir yapı-lanma olacaksa denetlesin ama de-netleyen birim de uygulayan kadar uygulamanın içinde olmalı. Uygula-mayı yapmalı anlamında söylemi-yorum, yapılan uygulamayı bilmesi lazım. Çocuk gözüyle olaya bakma-sı lazım (Özcan Kars, Kamu Tem-silcisi)

Kumcu ise Türkiye gibi büyük bir ülke-de merkezi bir ombudsmanlığın tam anlamıyla fayda getirmeyeceğini belirt-miştir.

Türkiye için merkezi bir ombuds-manlık da sıkıntılıdır. Tüm Türkiye’yi coğrafi, sosyoekonomik yapı olarak düşünün, sıkıntıdır, fiziksel erişilebi-lirlik önemlidir. Bazı yerlerde sırf da-ğınık yerleşke yüzünden çocuk om-budsmanlığı farklı kurgulanmıştır. Mesela İrlanda’da çocuk ombuds-manı Emily LOGAN’ın iş görüşme-sini çocuklar yapmıştır. Çocuklara verdiği cevaplar doğrultusunda işe alınmıştır (Dilek Kumcu, Hükümet Dışı Örgüt Temsilcisi)

Uluğtekin ise bazı şartlar toplumda ve ilgili kurumlarda sağlanmadığı takdirde ombudsmanlık kurumunun yararlı ola-mayacağını belirtmiştir.

Eğer sen hizmetleri oluşturamaz-san, çocuğun hakkına saygı gös-teren bir yapıyı çeşitli Bakanlıklar-da, toplumun içerisinde, okulda, her tarafta özümsemesini sağlayamaz-san ombudsmanlık bir işe yaramaz. Böyle havada asılı kalan, ayakları yere basmayan bir kurum olur (Sev-da Uluğtekin, Akademisyen)

Page 27: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Erbay

73

Tüm bu bilgiler ışığında bağımsız, özerk, çocuk dostu ve çocuk katılımı-nı en üst seviyede tutan bir çocuk om-budsmanlığı yapılanmasına olan ihti-yaç vardır.

Çocuk ve Gençlik Yasası Önerisi

Ülkemizde çocuklarla ilgili farklı yasal düzenlemeler bulunmakta ve bazen de bunlar birbiriyle çelişmektedir. Bunların dağınıklığı sorunu da kolaylıkla göze çarpmaktadır. Özneler de bu konudaki sıkıntıya dikkat çekmiş, İngiltere ve Al-manya örneklerinde olduğu gibi derle-yici ve şemsiye niteliğinde bir Çocuk ve Gençlik Yasası önermiştir.

Mevzuat yapımızın takibi çok zor, dağınık bir mevzuatımız var çocuk hakları bağlamında. Derleyici top-layıcı bir yasaya ihtiyaç var (Emrah Kırımsoy, Hükümet Dışı Örgüt Tem-silcisi)

Nüfusunun yarıdan çoğu, çocuk ve genç olan bir ülkenin çocuklara özel bir yasası yok. Almanya’da sanıyo-rum 12 yasa var ve 8. Yasası Ço-cuklara ve Gençlere Yardım Yasa-sı. Buna benzer bir yasanın mutlaka Türkiye’de oluşturulması gerekiyor. Diğer kanunlara atıf verecek. Öyle 40-50 maddelik bir yasa da değil, Almanya’daki yasa 150-160 mad-delik (Emine Akyüz, Akademisyen)

Çocuğun tüm gelişimsel dönemleri-ni gözden geçirebilecek, bunu bile-bilecek, bunlara cevap verebilecek hizmetler yasası olması lazım, ge-nel haklar yasası olması lazım. Ço-cuk Yasası olması lazım. Her taraf-ta, orada, burada, şurada çocuklar-la ilgili bütün mevzuatın bir araya toplanması gerekir (Sevda Uluğte-kin, Akademisyen)

Yıllardır söylediğimiz, çocukla ilgi-li bir şemsiye kanun olsun. Bir ço-cuk yasası olsun, İngiltere’de oldu-ğu gibi. Diğer bütün yasalar, bunun altına girsin (Sevil Atauz, Akade-misyen)

SONUÇ

Türkiye’de çocuk haklarını güçlü ve güçsüz yönleriyle irdelemeyi amaçla-yan ve sonunda bir model önerisi sun-mayı hedefleyen bu araştırma, ülkemiz için önemli sonuçlar ve önerileri bün-yesinde barındırmaktadır.

Öncelikle araştırmanın özneleri tara-fından ilgili kurumlar ve yapılanmalar olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esir-geme Kurumu, Milli Eğitim Bakanlığı, TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi, yerel yönetimler, hükümet dışı örgütler ve medyanın çocuk haklarını tanıtma, yaygınlaştırma ve izleme bağlamında uygulamaları eleştirel analize tabi tutul-muş ve güçlendirilmesi gereken yönler irdelenmiştir.

SHÇEK ile başlamak gerekirse, koordi-natörlük göreviyle ilgili SHÇEK’e diğer kurumların yeterince destek olmama-sı, koordinatörlük sınırlarının net olarak anlaşılamaması ve herşey SHÇEK’in sorumluluğuymuş gibi bir anlayışın ol-ması, SHÇEK’in ulusal raporları ha-zırlarken ilgili tarafları ve uzmanla-rı sürece çok fazla katmaması, rapor-ların genellikle eleştirel hazırlanama-ması ve zamanında BM Çocuk Hakla-rı Komitesi’ne çeşitli nedenlerle sunu-lamaması gibi önemli sonuçlara ulaşıl-mıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın çocuk hakları-nı tanıtma yönündeki uygulamaları ise müfredattaki ilgili derslerin bilinç oluş-turma yönünde yetersiz kaldığı, ders

Page 28: TÜRKİYE’DE ÇOCUK HAKLARINI TANITMA, YAYGINLAŞTIRMA VE ... · Türkiye’de çocuk hakları, Çocuk Hakla-rı Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 1995 yılından beri kamunun

Toplum ve Sosyal Hizmet Cilt 23, Sayı 2, Ekim 2012

74

işleme metodlarının bu amacı karşı-lamaktan uzak olması ve aslında Mil-li Eğitim Bakanlığı’nın yapısının, yöne-ticilerin ve öğretmenlerin özellikle ço-cukların katılım hakkıyla çelişmesi ne-deniyle yoğun olarak eleştirilmiştir.

TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi, çocuklar ve ilgili uzmanlar tarafından çok fazla bilinen bir yapı değildir. Çalış-maları bir rapor çerçevesinde kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. Ayrıca yasala-ra etki bağlamında henüz önemli başa-rılara imza atılamamıştır.

Yerel yönetimler, çocuğa yerelde ilk el-den dokunabilecek çok önemli yapılan-malardır. Ancak yerel yönetimlerde ço-cuk hakları bilincinin çok fazla yerleşik olmadığı görülmektedir. Çocuk meclis-leri, birçok özne tarafından gösterme-lik yapılar olarak nitelendirilmiş, çocuk katılımı açısından yeterli görülmemiş-tir. Bununla birlikte çocukla ilgili kent uygulamalarında çocukların katılımına önem verilmediği bir gerçektir.

Hükümet dışı örgütler, çocuk haklarını tanıtma, yaygınlaştırma ve izleme bağ-lamında önemli çalışmaları olan yapı-lanmalardır. Bu alandaki sıkıntı, büyük ve kurumsallaşmış örgütlerin oluşma-ması, kamu-hükümet dışı örgüt işbirli-ğinin yetersiz olması, örgütlerin mali sı-kıntılar yaşaması ve biraraya gelip or-tak çalışmalar yapamamasıdır.

Son olarak medya, çocuk hakları te-melinde diğer yapılanmalara göre daha sorunlu bir yapılanmadır. Medya, san-sasyon ve reyting odaklı olması ve ço-cuk haklarını tanıtmaktan ziyade bizzat çocuk hakları ihlalleri gerçekleştirme-si nedeniyle özneler tarafından eleşti-rilmiştir.

Tüm bu eleştirilerin karşında öneri-ler de geliştirilmiş ve bir model öneri-si ortaya konulmuştur. Metnin içinde bu öneriler, olabildiğince ayrıntılı olarak yer almıştır ancak sayfa sınırı nedeniy-le öznelerin tezde yer alan görüşlerinin çoğuna yer verilememiştir. İlgilenenle-rin tezin tamamını okuması önerilir.

KAYNAKLARCılga, İ. (1996). Çocuk sağlığı ve refahı açısın-dan uluslararası çocuk hakları sözleşmesi. Sü-rekli Tıp Eğitimi Dergisi, 5(4), 123-124.

Demir, A. D. (2011). Son söz sizin olsun ama! 1. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi, Çocuk Bildirileri Kitabı. İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.

Fuchs, E. (2007). Children’s Rights and global ci-vil society. Comparative Education, 43 (3), 393-412.

Ilgın, S. E. (2011). Çocuk düşmanı şehir. 1. Türki-ye Çocuk Hakları Kongresi Çocuk Bildirileri Kita-bı 1. İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.

Süt, N. B. (2011). Hayata çocuğun penceresin-den bakmak. 1. Türkiye Çocuk Hakları Kongre-si, Çocuk Bildirileri Kitabı. İstanbul: Çocuk Vak-fı Yayınları.

Yıldırım, A. ve Şimşek, H. (2004). Sosyal bilim-lerde nitel araştırma yöntemleri. Ankara: Seçkin Yayınevi.

Yıldırım, C. (2008). Bilimsel düşünme yöntemi. 2. Baskı. İstanbul: İmge Kitabevi.


Recommended