+ All Categories
Home > Documents > ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK...

Date post: 28-Jul-2020
Category:
Upload: others
View: 2 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
68
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hakan ÇOPUR SERA HIYAR FİDESİ ÜRETİMİNDE PACLOBUTRAZOL VE BAKIR SÜLFAT UYGULAMALARININ FİDE BÜYÜMESİ VE ÇİFT ÜRÜN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BİTKİ GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI ADANA, 2011
Transcript
Page 1: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hakan ÇOPUR

SERA HIYAR FİDESİ ÜRETİMİNDE PACLOBUTRAZOL VE BAKIR SÜLFAT UYGULAMALARININ FİDE BÜYÜMESİ VE ÇİFT ÜRÜN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BİTKİ GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ

BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

ADANA, 2011

Page 2: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

SERA HIYAR FİDESİ ÜRETİMİNDE PACLOBUTRAZOL VE BAKIR SÜLFAT UYGULAMALARININ FİDE BÜYÜMESİ VE ÇİFT ÜRÜN

YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BİTKİ GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ

Hakan ÇOPUR

YÜKSEK LİSANS TEZİ

BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

Bu tez 20/01/2010 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/Oyçokluğu ile Kabul Edilmiştir. …………………….. ..………………………… ………………......................... Prof. Dr. Nebahat SARI Prof. Dr. Ahsen Işık ÖZGÜVEN Prof. Dr. Ruhsar YANMAZ DANIŞMAN ÜYE ÜYE

Bu tez Enstitümüz Bahçe Bitkileri Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No:

Prof. Dr. İlhami YEĞİNGİL Enstitü Müdürü Bu Çalışma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi

Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: ZF2010YL50 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, şekil ve fotoğrafların kaynak

gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

Page 3: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

I

ÖZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

SERA HIYAR FİDESİ ÜRETİMİNDE PACLOBUTRAZOL VE BAKIR SÜLFAT UYGULAMALARININ FİDE BÜYÜMESİ VE ÇİFT ÜRÜN

YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BİTKİ GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ

Hakan ÇOPUR

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI Danışman : Prof. Dr. Nebahat SARI Yıl: 2011, Sayfa: 57 Jüri : Prof. Dr. Nebahat SARI Prof. Dr. Ahsen Işık ÖZGÜVEN Prof. Dr. Ruhsar YANMAZ

Hıyar fide üretiminde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri çimlenmeden sonra hıyar fidelerinin aşırı boylanmasıdır. Bu çalışmada fidelerde aşırı boylanmanın kontrolü amacıyla yapraktan paclobutrazol ve bakır sülfatın iki farklı yetiştirme döneminde (ilkbahar ve sonbahar) iki farklı dozda ve üç farklı zamanda yapılarak bitki boyu kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Bu amaçla bitkilere yapraktan 400, 400+400, 400+400+400, 800, 800+800, 800+800+800 ppm olacak şekilde paclobutrazol ve 4000, 4000+4000, 4000+4000+4000, 8000, 8000+8000, 8000+8000+8000 ppm bakır sülfat uygulanmıştır.

İlkbahar uygulamalarında paclobutrazolun bütün dozları fidelerde boylanmanın kontrolünde etkili olurken, bakır sülfatın boy kontrolünde bir etkisi görülmemiştir. Sonbahar uygulamalarında paclobutrazolun 800+800+800 ppm uygulaması dışında kalan uygulamalarda herhangi bir etki gözlenmemiştir. Araştırmada en kısa boylu fideler 2.64 cm ile paclobutrazolun 800+800+800 ppm uygulamasından elde edilmiştir. Bulgular ışığında ilkbahar hıyar fidesi yetiştiriciliğinde paclobutrazolun bütün dozları boy kontrolünde etkiliyken, sonbahar uygulamalarında hava sıcaklığı yüksek olduğundan dolayı paclobutrazol uygulamaları yeterli etkiyi gösterememiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre hıyar fidelerinde aşırı boylanmanın kontrolü amacıyla paclobutrazolun etkili bir şekilde kullanılabileceği, bakır sülfatın boy kontrolünde istenilen etkiye sahip olmadığı belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Paclobutrazol, bakır sülfat, hıyar, büyüme geciktirici, fide

büyüme kontrolü.

Page 4: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

II

ABSTRACT

MSc THESIS

THE EFFECTS OF PACLOBUTRAZOL AND CUPPER SULPHATE ON SEEDLING AND PLANT GROWTH IN DOUBLE CROP GROWING IN

GREENHOUSE CUCUMBER PRODUCTION

Hakan ÇOPUR

ÇUKUROVA UNIVERSITY INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES

DEPARTMENT OF HORTICULTURE

Supervisor : Prof. Dr. Nebahat SARI Year: 2011, Pages: 57 Jury : Prof. Dr. Nebahat SARI Prof. Dr. Ahsen Işık ÖZGÜVEN Prof. Dr. Ruhsar YANMAZ

One of the biggest problems encountered in the production of cucumber seedlings is extreme increase in seedling height after germination. In this study, leaf applications of paclobutrazol and copper sulfate were done in two different growing seasons (spring and autumn) in two different doses at three different times to control excessive increase in plant height. For this purpose, 400, 400+400, 400+400+400, 800, 800+800, 800+800+800 of paclobutrazol and 4000, 4000+4000, 4000+4000+4000, 8000, 8000+8000, 8000+8000+8000 ppm copper sulfate were applied to the leaves. In spring applications, all doses of paclobutrazol were effective in controlling seedling height while the copper sulfate did not influence the seedling height. In autumn applications, any effect was observed in applications except 800+800+800 ppm of paclobutrazol. The shortest seedlings were obtained from 800+800+800 ppm doses of paclobutrazol with 2.64 cm. According to the results in spring cucumber seedling growing, all doses of paclobutrazol were effective in controling height while in autumn applications, could not show sufficient effect because of high temperatures. According to the results of the study in order to control cucumber seedling height it was determined that paclobutrazol can be used effectively, copper sulfate did not possess the desired effect. Keywords: Paclobutrazol, copper sulfate, cucumber, growth retardant, seedling

growth control

Page 5: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

III

TEŞEKKÜR

Yüksek lisans tez konumun belirlenmesinde ve bu araştırmanın her

aşamasında yönlendirici katkıları ve değerli yardımları için Danışman Hocam Sayın

Prof. Dr. Nebahat SARI’ya sonsuz saygı ve teşekkürlerimi sunarım.

Çalışmalarım esnasında yardımlarından dolayı Mersin Fide Ltd. Şti. sahipleri

Serdar ve Gürkan VETEM’e, Üretim Müdürü Mustafa ŞENGÜL’e ve Mersin Fide

personeline, Erdemli İlçe Tarım Müdürü Sayın Berdan TUN’a, Dr. İlknur

SOLMAZ’a, Ziraat Mühendisleri Onur ERGÜN, Kerim SÜYÜM ve Mehmet

AKYOL’a, Ziraat Teknikeri Zülfü KESKİN’e, Bölümümüz öğrencilerinden Ömer

ŞEN’e, Kuzenlerim Mustafa ATAMAN, Mikail ABAR ve Bengül ABAR’a

teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca çalışmamı finansal olarak destekleyen Çukurova Üniversitesi Bilimsel

Araştırma Projeleri Birimi (ZF2010YL50 No’lu Proje)’ne teşekkür ederim.

Bu süreçte evliliğimizin ilk haftasından serada ve laboratuvarda benimle

beraber çalışarak bana maddi ve manevi destek olan sevgili eşim Ziraat Mühendisi

Onur KARADENİZ ÇOPUR’a, sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Son olarak tüm hayatım boyunca maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman

esirgemeyen Annem Fatma ÇOPUR, Babam Ziya ÇOPUR, Ablam Süheyla ÇOPUR

ve Kardeşim Musa ÇOPUR’a sonsuz teşekkür ederim.

Page 6: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

IV

İÇİNDEKİLER SAYFA

ÖZ ........................................................................................................................ I

ABSTRACT ........................................................................................................ II

TEŞEKKÜR ...................................................................................................... III

İÇİNDEKİLER ............................................................................................ …..IV

ÇİZELGELER DİZİNİ ...................................................................................... VI

ŞEKİLLER DİZİNİ ......................................................................................... VIII

1. GİRİŞ ............................................................................................................. 1

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ............................................................................... 5

3. MATERYAL VE METOD ........................................................................... 11

3.1. Materyal ................................................................................................. 11

3.2. Metod .................................................................................................... 11

3.2.1. Arazi Çalışmaları ......................................................................... 11

3.2.2. Fide Döneminde Yapılan Ölçümler ............................................... 15

3.2.3. Dikimden Sonra Yetiştiricilik Serasında Yapılan Ölçümler ........... 16

3.2.4. Verilerin Değerlendirilmesi .......................................................... 16

3.2.5. Deneme Deseni ............................................................................. 17

4. BULGULAR VE TARTIŞMA ...................................................................... 19

4.1. Araştırma Bulguları ............................................................................... 19

4.1.1. İlkbahar Dönemi Sonuçları ........................................................... 19

4.1.2. Sonbahar Dönemi Sonuçları ......................................................... 32

4.1.3. İlkbahar ve Sonbahar Fide Ölçümlerinin Karşılaştırılması ............. 42

4.2. Tartışma ................................................................................................. 48

5. SONUÇ VE ÖNERİLER .............................................................................. 51

KAYNAKLAR .................................................................................................. 53

ÖZGEÇMİŞ ...................................................................................................... 57

Page 7: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

V

Page 8: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

VI

ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA

Çizelge 4.1. İlkbahar hıyar yetiştiriciliğinde paclobutrazol ve CuSO4

uygulamalarının fide gelişimi üzerine etkileri ...................................... 20

Çizelge 4.2. Paclobutrazol ve CuSO4 uygulamalarının ilkbahar hıyar

yetiştiriciliğinde fide gövde ve kök yaş ve kuru ağırlıkları üzerine

etkileri ................................................................................................. 23

Çizelge 4.3. İlkbahar hıyar yetiştiriciliğinde farklı paclobutrazol ve CuSO4

uygulamalarının bazı bitki gelişim parametrelerine etkisi (22 Nisan

2010 tarihi ölçümü) ............................................................................. 25

Çizelge 4.4. İlkbahar hıyar yetiştiriciliğinde farklı paclobutrazol ve CuSO4

uygulamalarının bazı bitki gelişim parametrelerine etkisi (9 Mayıs

2010 tarihi ölçümü) ............................................................................. 27

Çizelge 4.5. İlkbahar hıyar yetiştiriciliğinde farklı paclobutrazol ve CuSO4

uygulamalarının bazı bitki gelişim parametrelerine etkisi (23

Mayıs 2010 tarihi ölçümü) ................................................................... 29

Çizelge 4.6. İlkbahar hıyar yetiştiriciliğinde farklı paclobutrazol ve CuSO4

uygulamalarının bazı bitki gelişim parametrelerine etkisi (6

Haziran 2010 tarihi ölçümü) ................................................................ 31

Çizelge 4.7. Sonbahar hıyar yetiştiriciliğinde paclobutrazol ve CuSO4

uygulamalarının fide gelişimi üzerine etkileri ...................................... 33

Çizelge 4.8. Paclobutrazol ve CuSO4 uygulamalarının sonbahar hıyar

yetiştiriciliğinde fide gövde ve kök yaş ve kuru ağırlıkları üzerine

etkileri ................................................................................................. 36

Çizelge 4.9. Sonbahar hıyar yetiştiriciliğinde farklı paclobutrazol ve CuSO4

uygulamalarının bazı bitki gelişim parametrelerine etkisi (26 Eylül

2010 tarihi ölçümü) ............................................................................. 38

Çizelge 4.10. Sonbahar hıyar yetiştiriciliğinde farklı paclobutrazol ve CuSO4

uygulamalarının bazı bitki gelişim parametrelerine etkisi (9 Ekim

2010 tarihi ölçümü) ............................................................................. 39

Page 9: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

VII

Çizelge 4.11. Sonbahar hıyar yetiştiriciliğinde farklı paclobutrazol ve CuSO4

uygulamalarının bazı bitki gelişim parametrelerine etkisi (23 Ekim

2010 tarihi ölçümü) ............................................................................. 41

Page 10: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

VIII

ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA

Şekil 3.1. Fidelere bitki gelişim geciktiricilerin ilk uygulama zamanından,

uygulama şeklinden ve uygulama yapılmış bir fideden görünümler ...... 12

Şekil 3.2. Denemenin yapıldığı seradan genel görünümler ................................... 14

Şekil 3.3. Deneme serasında yapılan ölçümlerden görünümler ............................. 17

Şekil 4.1. İlkbahar döneminde uygulama yapılan fidelerden genel bir görüntü ..... 22

Şekil 4.2. Sonbahar döneminde uygulama yapılan fidelerden genel bir görüntü .... 34

Şekil 4.3. İlkbahar ve sonbahar döneminde kotiledon uzunluklarının

karşılaştırılması .................................................................................... 42

Şekil 4.4. İlkbahar ve sonbahar döneminde kotiledon genişliklerinin

karşılaştırılması ................................................................................... 42

Şekil 4.5. İlkbahar ve sonbahar döneminde hipokotil uzunluklarının

karşılaştırılması .................................................................................... 43

Şekil 4.6. İlkbahar ve sonbahar döneminde bitki boyu uzunluklarının

karşılaştırılması ................................................................................... 43

Şekil 4.7. İlkbahar ve sonbahar döneminde yaprak sap uzunluklarının

karşılaştırılması ................................................................................... 44

Şekil 4.8. İlkbahar ve sonbahar döneminde yaprak uzunluklarının

karşılaştırılması ................................................................................... 44

Şekil 4.9. İlkbahar ve sonbahar döneminde yaprak genişliklerinin

karşılaştırılması ................................................................................... 45

Şekil 4.10. İlkbahar ve sonbahar döneminde kök uzunluklarının

karşılaştırılması ................................................................................... 45

Şekil 4.11. İlkbahar ve sonbahar döneminde fide yaş ağırlıklarının

karşılaştırılması ................................................................................... 46

Şekil 4.12. İlkbahar ve sonbahar döneminde kök yaş ağırlıklarının

karşılaştırılması ................................................................................... 46

Şekil 4.13. İlkbahar ve sonbahar döneminde fide kuru ağırlıklarının

karşılaştırılması ................................................................................... 47

Şekil 4.14. İlkbahar ve sonbahar döneminde kök kuru ağırlıklarının

karşılaştırılması ................................................................................... 47

Page 11: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

IX

Page 12: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

1. GİRİŞ Hakan ÇOPUR

1

1. GİRİŞ

Örtüaltı tarımı, bitkilerin mevsimleri dışına kaydırılarak ya da mevsimleri

dışında yetiştirilmesine olanak sağlayan bir yetiştiricilik şeklidir. Farklı

uygulamaları olan örtüaltı tarımı, Ülkemizde alçak plastik tüneller ve seralardaki

üretimi kapsamaktadır. Alçak plastik tüneller ya da toprak yüzeyini örten plastik

örtüler altında yapılan yetiştiriciliklerde erkencilik sağlanması amaçlanmaktadır.

Seralarda ise yetiştiricilik; iklim koşullarına bağımlı olarak ve genellikle sadece

dondan koruma yapılarak, ya da son yıllarda yüksek teknolojinin kullanıldığı

seralarda olduğu gibi iklim kontrolü sağlanarak (sıcaklık, nem, ışıklandırma, CO2

gübrelemesi) yapılmaktadır (Tüzel ve ark., 2010).

Ticari olarak örtüaltı yetiştiriciliği 20. yüzyılın başlarında kuzey Avrupa

ülkelerinde başlamış, ancak İkinci Dünya savaşından sonra gelişim göstermiştir.

Ülkemizde ise seracılık 1960’lı yıllardan itibaren yayılmaya başlamıştır.

Seracılığımızdaki en önemli aşamalar, tarımda plastiğin kullanılmaya başlaması

(1960’lı yıllar), ısıtma maliyetlerinin yükselmesine neden olan petrol fiyatlarındaki

yükselmeler (1970’li yıllar), sera örtü materyallerindeki gelişmeler (1980’li yıllar),

sera yatırımlarına ve serada yetiştiriciliğe uygulanan % 25’lik kaynak kullanımı ve

destekleme fonu teşviki (1990-1995), yüksek teknolojinin kullanıldığı modern

seraların ve topraksız tarımın girişi (1990’lı yıllar) ve sürdürülebilir üretim

tekniklerinin ve danışmanlı/sertifikalı üretimin yaygınlaşmaya başlaması (2000’li

yıllar) olarak sayılabilir. Türkiye, örtüaltı yetiştiriciliği bakımından içinde

bulunduğu Akdeniz iklim kuşağı ülkeleri arasında önemli bir yere sahiptir. Toplam

örtüaltı alanının 350.000 ha’dan fazla olduğu Akdeniz Havzasında Türkiye, alçak

plastik tünel alanları bakımından Mısır’dan sonra ikinci, sera alanları bakımından ise

İspanya ve İtalya’dan sonra üçüncü sırada yer almaktadır (Tüzel ve ark., 2010).

1.1. Türkiye’de Örtüaltı Yetiştiriciliği

Toplam örtüaltı alanımız 2008 yılı itibariyle 54 215.8 ha’a ulaşmıştır. Bu

alanın % 33.4’ü (18 126.5 ha) alçak plastik tünel, geriye kalanı ise yüksek tünel (6

Page 13: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

1. GİRİŞ Hakan ÇOPUR

2

696.0 ha), cam (8 225.3 ha) ve plastik (21 168.0 ha) sera alanlarından oluşmaktadır.

Toplam örtüaltı alanı son on yıl içerisinde 1.27 kat artmıştır. Örtüaltı yetiştiriciliği,

özellikle iklimin uygun olduğu sahil kuşağımızda gelişmiştir. Nitekim 2008 yılı

itibarıyla, seralarımızın % 64.6’sı ve toplam örtüaltı alanlarımızın % 86.9’u

Akdeniz bölgesinde yer almaktadır. Ege bölgesinde 2004’den sonra PE seralarda

artış olmuştur ve bu bölgede jeotermal enerji kaynaklarının varlığı sera alanlarının

değişiminde rol oynamaktadır. Marmara bölgesinde ise yüksek tünel alanlarının son

yıllardaki artışı dikkat çekicidir. 1980’li yılların sonuna doğru diğer bölgelerimizde

de seracılık faaliyetleri başlamıştır ve günümüzde giderek artan bir eğilim

göstermektedir (Tüzel ve ark., 2010).

Ülkemiz örtü altı yetiştiriciliğinin % 48’i Adana ve Mersin bölgesinde

bulunmaktadır. Bu da bölgemizde fidecilik çalışmalarının daha da artacağı anlamına

gelmektedir. Çünkü fidecilik sektörü genel olarak birinci derecede örtüaltı

yetiştiriciliği yapan çiftçilere, daha sonra açık tarla sebzeciliğine hizmet etmektedir.

1.2. Yetiştiriciliği Yapılan Türler

Sera alanlarının yetiştirilen türlere göre dağılımı incelendiğinde, toplam

alanın % 96’sında sebze türlerinin, % 3’ünde kesme çiçek ve iç mekan bitkileri ve %

1’inde meyve türlerinin yetiştiriciliğinin yapıldığı görülmektedir. 2008 yılı itibarıyla

sebze seralarının % 61.2’sinde domates, % 23.4’ünde hıyar, % 8.4’ünde biber, %

3.5’inde patlıcan yetiştirilirken, geriye kalan % 3.5’luk dilimde ise kabak, kavun,

fasulye ve marul-salatalar yer almaktadır. Yüksek ve alçak tünelleri de kapsayan

örtü altında üretimi yapılan sebze türleri içinde % 48.5’lik üretim payı ile domates

ilk sırayı almakta; bunu hıyar (% 18.6), karpuz (% 14.6), biber (% 6.7), patlıcan (%

3.7) izlemektedir. Fasulye, marul, kavun, kabak, çilek ve diğer sebze türlerinin

üretimdeki payları ise % 8’dir (Tüzel ve ark., 2010).

Hıyar üretimi 1.678.770 ton ile Türkiye toplam sebze üretimi içerisinde %

7’lik bir paya sahiptir. Türkiye, hıyar üretimi bakımından dünyada ikinci sırada yer

almaktadır (FAO, 2008). Ülkemizde hıyar üretimi son yıllarda artan örtü altında

Page 14: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

1. GİRİŞ Hakan ÇOPUR

3

yapılan yetiştiricilik ile kış ayları da dahil olmak üzere bütün yıl boyunca

yapılabilmektedir.

1.3. Türkiye’de Fideciliğin Durumu

Türkiye’de 1994 yılında Antalya’da 10 dekarlık bir üretim alanında kurulan

ilk modern fide üretim tesisinden sonra, hazır fide üretimi, üretici talebinin artması

sonucu hızlı bir gelişme göstermiş olup, günümüzde fide firmaları sera ve açık tarla

yetiştiriciliğine yönelik sebze fidesi üretiminin yanısıra süs bitkileri ile tıbbi ve

aromatik bitkilerin fidesini de üretmektedirler. Ayrıca 1998 yılından itibaren aşılı

sebze fidesi üretimine de başlanmıştır. 2000’de 12 olan (Sevgican ve ark., 2000) fide

üretim tesisi sayısı, 2004 yılında 30’a ulaşmıştır. 2009 yılı itibariyle fide üretim

belgesi alan işletme sayısı 79’a, üretim alanı 110 hektara ulaşmıştır. Bu rakam

büyümenin devam edeceğinin göstergesidir. Bu anlamda Ülkemizde fide işletmeleri

yaklaşık 160 milyon dolarlık bir fiziki yatırıma sahiptir. Hazır fide işletmelerinin

yaklaşık olarak % 65’i Antalya ilinde bulunmaktadır. Bursa (% 13.6), Mersin (% 8)

ve İzmir (% 8) ile birlikte bu faaliyet Muğla, Adana, Denizli’de de yayılmıştır

(Tüzel ve ark., 2010).

Ülkemizde hızla artan örtü altı yetiştiriciliğinin yanısıra gelişmekte olan

fidecilik sektörü son yıllarda büyük bir hızla artmıştır. Bu hızlanmanın sebebi

kullanılan tohumların hibrit ve çok pahalı olması, üreticilerin üretime başlamada

daha kaliteli üretim materyali kullanmak istemeleri ve sera hazırlığı sırasında aynı

anda fide üretimine vakit ayıramamaları şeklinde sıralanabilir.

Fidecilik sektöründe firmaların artmasıyla, fide kalitesinin artması ve

fiyatların düşürülmesi ön plana çıkmaktadır. Fide kalitesi olarak; bitki boyu, yaprak

sayısı, boğum arası uzunluğu, gövde kalınlığı, kök miktarı vb. parametrelerin

sağlanabilmesi için yeni üretim teknikleri ve uygulamalar fidecilik sektöründe

kullanılmaya başlanmıştır. Kullanılan bu teknikler ve uygulamalar bazen olumsuz

sonuçlar doğurabilmektedir. Bu uygulamaların bazılarından en çok zararı hızlı bir

gelişim göstermekte olan hıyar bitkileri görmektedir. Bilindiği üzere hıyar fideleri

uygun koşullarda çok hızlı büyüme ve gelişme eğilimi gösterdiğinden, fide

Page 15: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

1. GİRİŞ Hakan ÇOPUR

4

üretiminde kaliteli fide eldesi için büyümenin baskı altına alınması gerekmektedir.

Bunun için bazı kimyasallar uygulandığı bilinmektedir. Bu kimyasalların etkileri,

kısa sürede bitki bünyesinden atılamadığından, bu baskı sera ya da tarla şartlarında

da devam etmekte ve üreticiler için erkenci ve toplam verimde kayıp, meyve

kalitesinde düşüş, bitki yeşil aksam oluşturmada aşırı derecede yavaşlama olarak

kendini göstermektedir.

Bu çalışma ile hıyar fide üretiminde kullanılan bitki gelişim geciktiricilerden

paclobutrazol ve bakır sülfatın, fide kalitesi ve yetiştirme serasındaki bitki gelişimi

üzerine etkileri ortaya konulmuştur. Fide ve yetiştirme serasında ölçümler yapılarak

iklimsel verilerle birlikte gözlem sonuçları desteklenmiştir.

Page 16: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Hakan ÇOPUR

5

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

Panelo ve ark. (1992), sınırsız büyüme gösteren ‘Carmelo F1’ domates

çeşidine cycocel (CCC) ve N,N-dimethyl-piperidinium chloride (DPC)’i 2500, 5000

ve 10000 mg.l-1 konsantrasyonlarında, bitkilerin 2, 3, 4, 5 ve 6 yaprak oluşturma

evresinde topraktan uyguladıktan sonra vegetatif büyüme ve generatif gelişme

parametrelerindeki değişimleri kaydetmişlerdir. Her iki kimyasal madde de boğum

arası uzunluklarını azaltarak bitkilerde geçici de olsa boy kontrolünü sağlamıştır. Bu

kimyasal maddeler ayrıca bitkileri stres koşullarına karşı daha toleranslı duruma

getirmiştir.

Uğur ve Eser (2000), alçak plastik tünelde veya açıkta viyoller içerisinde

yetiştirilen şaşırtma büyüklüğüne gelmiş domates fidelerinde aşırı büyümeyi kontrol

altına almak amacıyla fidelere bakır oksiklorid, CCC, paclobutrazol ve etephon

uygulamışlardır. Alçak plastik tünel ortamında bakır oksiklorid etkili olmazken,

diğer kimyasallar fide boylarında % 32 ile % 49 oranında bir azalmaya neden

olmuştur. Açıkta yetiştirilen fidelerde ise denemede yer alan tüm kimyasal maddeler

boy kontrolünde (% 44 - 69) etkili olmuştur.

Pasian ve Bennett (2001), fide boyunu kontrol altına almak amacıyla domates

tohumlarını 0, 500 ve 1000 mg.l-1 paclobutrazol içeren çözeltiler’e 6, 16 ve 24 saat

süre ile tuttuktan sonra ekim yaparak sonuçlarını incelemişlerdir. Araştırıcılar,

paclobutrazol ile muamele edilen tohumların daha az çimlenme gösterdiğini

bulmuşlar ve bunun nedenini de tohumların etrafında yoğunlaşan paclobutrazola

bağlamışlardır. Araştırıcılar fidelerin hayatta kalma oranının paclobutrazol tarafından

etkilenmediğini ve 1000 mg.l-1 paclobutrazol konsantrasyonunun (24 saat) büyüme

kontrolünde en iyi sonucu verdiğini (% 40 sınırlama) ortaya çıkarmışlardır.

Uslu ve Özgür (2002), fidelerde aşırı boylanmanın kontrolü amacıyla hıyar

tohumlarını 12 ve 24 saat süre ile paclobutrazol ve uniconazole (250 ve 500 mg.l-1)

çözeltilerine batırmışlardır. Deneme sonunda 250 ve 500 mg.l-1 paclobutrazol bitki

boyunu sırasıyla % 58.71 ile % 62.52, 250 mg.l-1 uniconazole ise % 67.45 - 67.58

oranlarında azaltmıştır. Uniconazole'ün 500 mg.l-1'lik uygulaması çimlenmeyi

tamamen engellemiştir.

Page 17: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Hakan ÇOPUR

6

Patil ve ark (2003), hıyar birtkilerinde fitokrom B ve giberellik asidin

boylanma üzerine etkisini ortaya çıkarmaya çalışmışlardır. Fitokrom B eksikliği

gösteren yabani bir hıyar tipi ile normal bir gelişim gösteren hıyar çeşidi, değişen

gündüz ve gece sıcaklıklarında gün sonunda kızıl ötesi ışık uygulamasına tabii

tutulmuştur. Kızıl ötesi ışın uygulaması olmaksızın gece sıcaklığının gündüz

sıcaklığından fazla olması, hipokotil ve boğum arası uzunluğunu azaltmıştır. Kızıl

ötesi ışın uygulaması ile hipokotildeki bu kısalma etkisi azaltılabilmiştir. Sıcaklık

farkından dolayı ortaya çıkan etki GA4 uygulaması ile azaltılabilmiş, paclobutrazol

ve Pro-Ca (Prohexadione-Calcium) uygulaması ile de GA4’ün etkisi ortadan

kaldırılmıştır.

Alvarez Leon (2004), Mungo fasulyesinin çiçeklenme zamanını kontrol

etmek için fideleri paclobutrazol (100, 250 ve 500 mg.l-1), uniconazole (10, 50 ve

100 mg.l-1), giberellik asit (100, 250 ve 500 mg.l-1) ve ethephon (100, 250 ve 500

mg.l-1) ile muamele etmiştir. Paclobutrazolün bütün konsantrasyonları ile ethephonun

100 ve 500 mg.l-1 dozları boğum arası uzunluğunda ve bitki boyunda azalmalara

sebep olmuştur. Uniconazolenin en yüksek dozu boğum arası ve bitki boyunu

uzatmıştır. Giberellik asidin tüm konsantrasyonları bakla oluşumunu % 32

artırmıştır.

Zengin ve Munzuroğlu (2004), klor tuzu halinde uygulanan bakır ve kurşunun

fasulye fidelerinin kök, gövde ve yaprak büyümesi üzerindeki etkilerini araştırmıştır.

Her iki ağır metalin de fidelerin kök, gövde ve yaprak büyümesini önemli oranda

engellediği tespit edilmiştir. Ağır metal tuzunun konsantrasyonundaki artış ile kök,

gövde ve yaprak büyümesinin azalma oranı arasında bir paralellik görülmüştür.

Fidelerin ağır metale maruz kalma süresinin uzaması kök, gövde ve yaprak

büyümesindeki azalmanın daha fazla olmasına yol açmıştır. Kök büyümesinin

kurşun ve bakır stresine daha duyarlı olduğu, bunu gövde ve yaprak büyümesinin

takip ettiği belirlenmiştir.

Hilgers ve ark. (2005), bitki büyüme düzenleyicilerinden ancymidol,

dikegulac sodium, paclobutrazol, CCC ve CCC/daminozide karışımının farklı

dozlarda ebegümeci bitkisinde büyüme ve dallanmaya etkisini araştırmışlardır. CCC

ve CCC/daminozide karışımının tüm konsantrasyonları bitkilerin daha kısa boylu

Page 18: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Hakan ÇOPUR

7

olmasına ve daha fazla kol oluşturmasına neden olmuştur. Paclobutrazol iki defa

uygulandığında ve sadece boy kontrolünde etkili olmuş, ancymidol ve dikegulac

sodium ise herhangi bir etkide bulunmamıştır.

Brigard ve ark. (2006), paclobutrazolün domates bitki büyümesine ve

gelişmesine etkilerini ortaya çıkarmak amacıyla, domates tohumlarını 0, 250, 500,

750 ve 1000 mg.l-1 paclobutrazol içeren suda 1 saatten 12 saate kadar değişen

sürelerle bekletmişlerdir. Araştırıcılar yeterli büyüme kontrolünün sadece 250 mg.l-1

paclobutrazol ile elde edildiğini, suda bekletme zamanının fide büyümesi üzerine

etkili olmadığını bulmuşlardır. İkinci denemede tohumlar sadece bir saat suda

bekletilmiş ve sonuçta 100 mg.l-1 üzerindeki konsantrasyonlarının bitki büyümesine

ve hipokotil gelişmesine önemli bir etkide bulunmadığı saptanmıştır.

Fernandez ve ark. (2006), Phillyrea angustifolia bitkisine bitki boyunu

kontrol etmek amacıyla 30 ve 40 mg.l-1 dozlarında paclobutrazol uygulamışlardır.

Uygulamadan bir ay sonra yapılan ölçümlerde bitki boyunda ve gövde çapında

azalma olduğu saptanmıştır. Paclobutrazolun ayrıca bitki yaş ağırlığında, yaprak

alanında ve stoma yoğunluğunda azalmaya neden olduğu belirlenmiştir.

Thakur ve ark. (2006), su kültüründe (hydroponik) yetiştirilen zambak

bitkilerinde büyüme geciktirici olarak kullanılan paclobutrazol veya ancymidolun

etkilerini araştırmışlardır. Büyüme geciktiricileri ile muamele edilen bitkilerde

yapraktaki klorofil ile epikütikular mum miktarında, bitki kuru ağırlığında ve

soğanların nişasta içeriklerinde önemli miktarda artış saptanmıştır. Fakat toplam

yaprak alanı ve yaş ağırlıktaki artış çok az olmuştur. Bu sonuçlar bitkinin dış

ortamda hayatta kalma yeteneğini artırmıştır.

Terzi ve ark. (2006), çimlenme öncesi uygulanan juglonun (ceviz ağaçlarının

yaprak ve köklerinden çevreye salıverilen toksik karakterli madde) fizyolojik ve

anatomik parametrelerle ilgili olarak hıyar (Cucumis sativus cv. Beith Alpha)'ın fide

büyümesi üzerine etkilerini araştırmışlardır. Büyüme parametreleri (fide büyümesi,

taze ve kuru ağırlık) 1mM juglon tarafından azaltılmıştır. Aynı zamanda juglon

anatomik yapılardan gövdenin trake ve demet çapı ile kotiledonlardaki stoma sayısını

ve stoma uzunluğunu azaltmıştır. Buna karşılık kotiledon mezofilinde kalınlaşmalar

Page 19: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Hakan ÇOPUR

8

belirlenmiştir. Ayrıca juglon, protein ve klorofil miktarı ile katekolaz ve tirozinaz

enzim aktivitelerinde azalmaya sebep olmuştur.

Ergun (2007), hıyar fidelerinde boylanmanın kontrolü amacıyla topraktan ve

yapraktan farklı konsantrasyonlarda uygulanan Pro-Ca’nın (Prohexadione-Calcium)

fide kalitesi ve bitkilerin daha sonraki gelişmeleri üzerine etkilerini araştırmıştır. Bu

amaçla bitkilere topraktan 2.5, 5 ve 10 mg.l-1 ve yapraktan 25, 50 ve 100 mg.l-1 Pro-

Ca uygulamıştır. Pro-Ca’nın hem topraktan hem de yapraktan uygulaması fidelerde

boylanmanın kontrolünde etkili olmuştur. En kısa boylu fideler (6.73 cm) yapraktan

25 mg.l-1 Pro-Ca uygulamasından elde edilmiştir.

Ming-Li (2008), çim bitkisinin ısıya dayanımı ve paclobutrazolun

büyümedeki etkilerini araştırmak için bir çalışma yapmıştır. Paclobutrazol bitki

gelişimini geciktirmekle kalmamış, ayrıca köklerin artmasını ve kuvvetli gelişen

bodur bitkiler elde edilmesini sağlamıştır. Paclobutrazolun en uygun kullanım dozu

olarak 40, 60 ve 80 mg/m2 belirlenmiştir.

Zhao ve ark. (2009), lahana ve hıyar bitkisinde paclobutrazolun büyümeyi

geriletici etkisini belirlemek için analitik bir metot geliştirmişlerdir. Örnekler

asetonitril ile ekstrakte edilmiş ve florosil katı faz yöntemi ile iyice yıkanmıştır. GC-

NPD ile de büyüme geriletici etkisi belirlenmiştir. Lahana ve hıyar bitkisinde

paclobutrazolun geriletici etkisi lahanada % 88.4, hıyarda % 102 olmuştur.

Baninasab (2009), bitki büyüme inhibitörlerinden biri olan paclobutrazolun

karpuz fidelerine tohum ıslatma ve yapraktan püskürtme yöntemiyle uygulanarak (0,

25, 50 ve 75 mgl-1) soğuklara karşı toleranslarını araştırmıştır. 35 günlük fideler

günde 5 saat +4 oC’de 5 gün soğuğa maruz bırakılmıştır. Soğuklama sonunda kontrol

bitkilerine kıyasla paclobutrazol uygulamalarında yaprak klorofil içeriğinde artış

meydana gelmiştir. Paclobutrazolun tohumdan uygulanması yapraktan uygulamaya

göre daha çok etkili olmuştur. Soğuğa karşı en dayanıklı fideler tohumdan 50 ve 75

mg.l-1 paclobutrazol uygulamasında görülmüştür.

Orabi ve ark. (2010), Mısır Ulusal Araştırma Merkezinde yapmış oldukları

çalışmada seralarda hıyar bitkilerinde düşük sıcaklığın zararlı etkilerini gidermek için

salisilik asit (2.4 mM) ve paclobutrazol (25, 50 mg/l) kullanmışlardır. Çalışmada

salisilik asit ve paclobutrazolun etkilerinin ayrı ayrı bitki boyu, yaprak sayısı, yaprak

Page 20: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Hakan ÇOPUR

9

taze ve kuru ağırlığı, yaprak alanı, fotosentetik pigmentler, antioksidan enzim (CAT

(catalase), POX (peroxidase), APX (ascorbate) ve GR (guluthatione reductose)

aktiviteleri, lipid peroksidasyonu ve verime etkileri incelenmiş, sonuçlar, 25 mg/l

paclobutrazol uygulamasının düşük sıcaklık altındaki strese karşı antioksidan (CAT,

POX), karotenoid, klorofil a ve klorofil b içeriğinde artışa neden olduğunu

göstermiştir.

Wang ve Zhang (2010), tuz stresi altındaki turp fidelerinin gelişim ve

büyümesinde paclobutrazol etkisini belirlemek için % 0.8 NaCl altındaki tuz

konsantrasyonunda paclobutrazolun 600 mg/l, 400 mg/l ve 200 mg/l dozlarını

kullanmışlardır. Sırasıyla % 94.10, %93.45 ve % 91.03 bitki büyümesinde gerileme

olmuştur. Bu sonuçlar göstermiştir ki, tuz stresi altında bitkilerin büyümesinde

paclobutrazol kısmen etkili olmuştur.

Page 21: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Hakan ÇOPUR

10

Page 22: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

3. MATERYAL ve METOD Hakan ÇOPUR

11

3. MATERYAL ve METOD

Bu çalışma, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü’ne

ait laboratuar, araştırma ve uygulama serası ile Mersin Fide Üretim Seralarında

yürütülmüştür. Araştırmada iki farklı dönemde farklı konsantrasyonlarda uygulanan

paclobutrazol ve CuSO4’ün hıyar fide büyümesi ile sera koşullarında bitki büyümesi

üzerine etkileri araştırılmış, fide döneminde bitki gelişimi için en uygun bitki gelişim

geciktirici ve dozu belirlenmeye çalışılmıştır.

3.1. Materyal

Araştırmada bitkisel materyal olarak Antalya Tarım A.Ş.’ye ait Gordion F1

hıyar çeşidi kullanılmıştır. Bu çeşit ilkbahar, yaz ve güz sezonunda geniş bir

adaptasyona sahip olup, kısa sürede ve bol veriminden dolayı üreticiler tarafından

tercih edilmektedir. Bitki yapısı olarak orta güçlü bir yapıya sahip olup, 18-20 cm

meyve uzunluğuna sahip ve her koltuktan 2-3 meyve veren bir çeşittir.

Gelişme geciktirici olarak Paclobutrazol % 25 SC ve Bakır Sülfat; fidelerin

yetiştirilmesinde ise torf, vermikulit ve perlit karışımı kullanılmıştır. Paclobutrazol

bitki hücrelerinde giberellin sentezini engelleyerek bodurlaştırıcı etkisi olan bir

büyüme düzenleyicisidir.

3.2. Metod

3.2.1. Arazi Çalışmaları

Araştırma iki dönem olarak planlanmış olup, birinci dönemde Gordion F1

hıyar çeşidine ait tohumlar 08.03.2010 tarihinde 2:1:1 oranında karıştırılmış

torf:perlit:vermikulit ortamı içeren 128’li (43 cc) gözlere sahip viyollere ekilmiştir.

Her tekrarlama için 20’şer adet tohum ekimi yapılmış ve çimlenme odasına

konulmuştur. Bir gün çimlendirme odasında (24 oC) kalarak çimlenme işlemi

gerçekleşmiş kökçükler çimlendirme odasında viyollerden çıkartılarak kontrol

Page 23: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

3. MATERYAL ve METOD Hakan ÇOPUR

12

edilmiş, 2-3 mm olduğunda üretim serasındaki yerlerine aktarılmıştır. 09.03.2010

tarihinde fide üretim serasındaki yerlerine alınan viyollere ilk uygulama 13.03.2010

tarihinde hipokotil göründüğünde yapılmış olup, bunu takiben bir gün sonra

14.03.2010 tarihinde ikinci uygulamalar ve iki gün sonra 16.03.2010 tarihinde

üçüncü ve son uygulamalar yapılarak bitkilerin fide serasında dikim büyüklüğüne

gelmesi beklenmiştir. Bitki gelişim geciktiricilerin uygulama aşamalarında her doz

ve kimyasal için tek başına püskürtme şeklinde uygulama yapılmıştır (Şekil 3.1).

Fideler dikim büyüklüğüne 05.04.2010 tarihinde gelmiş olup, fide ölçümleri 12’şer

fidede bu tarihte yapılmıştır.

Şekil 3.1. Fidelere bitki gelişim geciktiricilerin birinci uygulama zamanından, uygulama şeklinden ve uygulama yapılmış bir fideden görünümler

Sonbahar dönem tohum ekimleri 28.08.2010 tarihinde yine aynı şekilde

128’lik (43 cc) gözlere sahip viyollere 2:1:1 oranında karıştırılmış

torf:perlit:vermikulit karışımına yapılmış olup, bir gün çimlendirme odasında (24 oC) kalarak çimlenme işlemi gerçekleşmiş kökçükler çimlendirme odasında

Page 24: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

3. MATERYAL ve METOD Hakan ÇOPUR

13

viyollerden çıkartılarak kontrol edilmiş, 2-3 mm olduğunda üretim serasındaki

yerlerine aktarılmıştır. 29.08.2010 tarihinde viyoller üretim serasındaki yerlerine

alınmıştır. Birinci uygulama hipokotil göründüğünde 31.08.2010 tarihinde, ikinci

uygulama 01.09.2010 tarihinde, üçüncü uygulama ise 03.09.2010 tarihinde

yapılmıştır. İkinci dönem fide dikimleri 12.09.2010 tarihinde yapılmış olup, aynı

gün fide ölçümleri 12’şer fidede gerçekleştirilmiştir. Bütün uygulamalar püskürtme

şeklinde yapılmıştır.

Araştırmada kullanılan gelişim geciktiriciler ve uygulama dozları aşağıda

sunulmuştur:

Dozlar ve uygulama zamanları (Paclobutrazol için)

1. Kontrol

2. Hipokotil göründüğünde 400 mg.l-1

3. Hipokotil göründüğünde 400 mg.l-1 + 1 gün sonra 400 mg.l-1

4. Hipokotil göründüğünde 400 mg.l-1 + 1 gün sonra 400 mg.l-1 + 2 gün

sonra 400 mg.l-1

5. Hipokotil göründüğünde 800 mg.l-1

6. Hipokotil göründüğünde 800 mg.l-1 + 1 gün sonra 800 mg.l-1

7. Hipokotil göründüğünde 800 mg.l-1 + 1 gün sonra 800 mg.l-1 + 2 gün

sonra 800 mg.l-1

Dozlar ve uygulama zamanları (Bakır sülfat için)

8. Hipokotil göründüğünde 4000 mg.l-1

9. Hipokotil göründüğünde 4000 mg.l-1 + 1 gün sonra 4000 mg.l-1

10. Hipokotil göründüğünde 4000 mg.l-1 + 1 gün sonra 4000 mg.l-1 + 2

gün sonra 4000 mg.l-1

11. Hipokotil göründüğünde 8000 mg.l-1

12. Hipokotil göründüğünde 8000 mg.l-1 + 1 gün sonra 8000 mg.l-1

13. Hipokotil göründüğünde 8000 mg.l-1 + 1 gün sonra 8000 mg.l-1 + 2

gün sonra 8000 mg.l-1

Araştırmada yukarıda bulunan uygulama dozları ve zamanları için başlarında

bulunan numaralandırma çizelgeler ve şekillerde kullanılmıştır.

Page 25: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

3. MATERYAL ve METOD Hakan ÇOPUR

14

Fide serasında bitkilerin sulama ve gübrelemeleri birinci dönemde NPK

içeriği 18:18:18 olan gübrelerle EC 1.8, pH 6 olacak şekilde yapılmıştır. İkinci

dönem gübrelemeleri ise NPK içeriği 18:9:27 olan gübrelerle yine EC 1.8, pH 6

olacak şekilde yapılmıştır.

Bitkiler dikim büyüklüğüne geldiğinde hipokotil, kotiledon, bitki boyu,

yaprak, bitki ve kök yaş ve kuru ağırlık ölçümleri yapılmıştır. Her uygulamadan 10

adet olacak şekilde (90 x 40) x 40 cm mesafelerle ilkbahar dönemi için 05.04.2010,

sonbahar dönemi için 12.09.2010 tarihinde seraya çift sıralı şekilde fide dikimleri

yapılmıştır (Şekil 3.3). Bitkiler, askıda tek gövdeli olarak yetiştirilmiş ve damla

sulama sistemi ile sulanmıştır. Budama, sulama, gübreleme, ilaçlama gibi tüm

bakım işlemleri düzenli olarak yapılmıştır. Şekil 3.2’de denemenin yapıldığı seradan

genel görünümler sunulmuştur.

Şekil 3.2. Denemenin yapıldığı seradan genel görünümler

Kökler yıkanarak bir kâğıt havlu üzerinde fazla suyun süzülmesi için

bekletilmiş ve daha sonra yaş ağırlıkları ölçülmüştür. Gövde ve kökler bu

Page 26: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

3. MATERYAL ve METOD Hakan ÇOPUR

15

ölçümlerden sonra kâğıt torbalara konulmuş ve etüvde 65 oC’de 48 saat

kurutulduktan sonra tartım yapılarak kuru ağırlıkları belirlenmiştir.

3.2.2. Fide Döneminde Yapılan Ölçümler

Her uygulama için 12’şer fidede aşağıda belirtilen ölçümler yapılmıştır.

Kotiledon Uzunluğu ve Genişliği (cm): Her uygulamadaki 12’şer adet fidede

dikim aşamasında cetvel ile ölçülmüştür.

Hipokotil Uzunluğu (cm): Dikim aşamasında kök boğazı ile kotiledon yaprakları

arasında kalan kısım cetvel ile ölçülmüştür.

Fide Boyu (cm): Viyollerden çıkarılan fidelerde toprak hizasından başlayarak cetvel

yardımıyla ana gövde boyları ölçülmüştür.

Boğum Sayısı (adet): Fidelerin ana gövde üzerinde bulunan tam açmış yaprakların

bağlı olduğu boğumların sayılması ile elde edilmiştir.

Yaprak Sapı Uzunluğu (cm): Fidelerde ilk gerçek yapraklarda yaprak saplarının

gövdeye bağlandıkları nokta ile yaprak arasında kalan kısmın cetvel ile ölçülmesi ile

elde edilmiştir.

Yaprak Uzunluğu (cm): Fidelerde ilk gerçek yaprakta yaprak sapının aya ile

birleştiği nokta ile ayanın en uç kısmı arasında kalan kısım cetvel yardımı ile

ölçülmüştür.

Yaprak Genişliği (cm): Fidelerde ilk gerçek yaprakta yaprağın en geniş kısmından

cetvel yardımıyla ölçülmüştür.

Fide Gövde Yaş Ağırlığı (g): Fidelerde gövdelerin yaş ağırlıkları hassas terazi ile

ölçülmüştür.

Fide Gövde Kuru Ağırlığı (g): Yaş ağırlığı saptanan fidelerin gövdelerinin kese

kâğıtlarına yerleştirilerek, sıcaklığı 65 oC’ye ayarlı etüvde sabit ağırlığa gelinceye

kadar bekletilmesi sonrasında terazide ölçülen kuru ağırlıklarıdır.

Kök Uzunluğu (cm): Toprak yüzeyinden kesilen köklerin yıkandıktan sonra

köklerinin cetvel yardımıyla ölçülmesi sonucu elde edilmiştir.

Page 27: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

3. MATERYAL ve METOD Hakan ÇOPUR

16

Kök Yaş Ağırlığı (g): Fide köklerinin yaş ağırlıkları hassas terazide (0.0001 g

hassasiyetinde) tartılarak belirlenmiştir.

Kök Kuru Ağırlığı (g): Yaş ağırlığı saptanan fide köklerinin, sıcaklığı 65 oC’ye

ayarlı etüvde sabit ağırlığa gelinceye kadar bekletilmesi sonrasında terazide ölçülen

kuru ağırlıklarıdır.

3.2.3. Dikim Sonrası Yapılan Ölçümler

Dikimden 15 gün sonra başlamak üzere aşağıda verilen bitki büyüme

parametreleri incelenmiştir. Bu ölçümler 15’er gün aralıklarla ilkbahar döneminde

4, sonbahar döneminde 3 kez yapılmıştır (Şekil 3.3).

Kök Boğazı Çapı (mm): Serada yetiştirilen bitkilerde, ana gövdede kotiledon

yaprakların hemen üstünden, her uygulamanın her tekrarlamasından 5’er adet

bitkide dijital kumpas ile ölçülmüştür.

Bitki Boyu (cm): Serada yetiştirilen bitkilerde her uygulamanın her

tekrarlamasından 5’er adet bitkide ana gövde uzunluğu, kotiledon yapraklardan

itibaren şeritmetre yardımı ile ölçülmüştür.

Boğum Sayısı (adet): Serada yetiştirilen bitkilerde her uygulamanın her

tekrarlamasından 5’er adet bitkide ana gövde üzerindeki boğum sayısı kotiledon

yapraklardan itibaren sayılarak tespit edilmiştir.

Yaprak Sapı Uzunluğu (cm): Serada yetiştirilen bitkilerde her uygulamanın her

tekrarlamasından 5’er adet bitkide büyüme ucundan itibaren 5. yaprakta cetvel ile

ölçülmüştür.

Yaprak Uzunluğu (cm): Serada yetiştirilen bitkilerde her uygulamanın her

tekrarlamasından 5’er adet bitkide büyüme ucundan itibaren 5. yaprakta, yaprak

sapının aya ile birleştiği nokta ile ayanın en uç kısmı arasında kalan kısım cetvel

yardımı ile ölçülmüştür.

Yaprak Genişliği (cm): Serada yetiştirilen bitkilerde her uygulamanın her

tekrarlamasından 5’er adet bitkide büyüme ucundan itibaren 5. yaprakta yaprağın en

geniş kısmından cetvel yardımıyla ölçülmüştür.

Page 28: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

3. MATERYAL ve METOD Hakan ÇOPUR

17

Şekil 3.3. Deneme serasında yapılan ölçümlerden görünümler

3.2.4. Verilerin Değerlendirilmesi

Uygulamalar sonucu elde edilen rakamsal değerler, Mikrosoft Excel paket

programına girilerek grafikler çizilmiş, ayrıca istatistiksel analizler Costat paket

programı ile varyans analizine tabii tutulmuştur. Ortalamaların karşılaştırılmasında

Tukey testinden yararlanılmıştır.

3.2.5. Deneme Deseni

Araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre ve 3 tekrarlamalı olarak

kurulmuştur. Her tekrarlama için 30’ar adet tohum ekilmiştir. Uygulamalar yukarıda

verilen doz ve zamanlarda fidelikte yapılmıştır.

Page 29: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

3. MATERYAL ve METOD Hakan ÇOPUR

18

Page 30: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

19

4. BULGULAR ve TARTIŞMA

4.1. Araştırma Bulguları

4.1.1. İlkbahar Dönemi Sonuçları

Çizelge 4.1’de ilkbahar dönemi denemesinde paclobutrazol ve CuSO4

uygulamalarının fide büyümesi üzerine etkileri verilmiştir. Kotiledon uzunluğu

açısından uygulamaların etkisi % 1 seviyesinde önemli bulunmuştur. En uzun

kotiledonlar bakır sülfat uygulamaları ve kontrol uygulamalarında görülürken,

paclobutrazol uygulamaları, kotiledon uzunluğunu önemli düzeyde azaltmıştır. En

uzun kotiledonlar 4.05 cm ile CuSO4-8000+8000 mg/l uygulamasında tespit

edilmiştir. En kısa kotiledonlar ise 3.14 cm ile paclobutrazolun P-800 mg/l

uygulamasında bulunmuştur. Aynı çizelgede uygulamaların kotiledon genişliği

üzerine etkisi de % 1 seviyesinde önemli bulunmuştur. Yapılan ölçümlerde en geniş

kotiledon bakır sülfat uygulamaları ve kontrol uygulamalarında görülmüş, bu

bulgular kotiledon uzunluğu ile paralellik göstermiş ve paclobutrazol uygulamaları

kotiledon genişliğini önemli düzeyde azaltmıştır. En geniş kotiledon CuSO4-

8000+8000 mg/l uygulamasında tespit edilmiştir. En dar kotiledon ise

paclobutrazolun P-800 uygulamasında bulunmuştur. Hipokotil uzunluğu üzerine

uygulamaların etkisi de, kotiledon boyutlarında olduğu gibi, paclobutrazolun

baskılayıcı etkisini daha net bir şekilde ortaya koymuştur. Hipokotil uzunluğu

açısından uygulamaların etkisi Tukey testine göre % 1 seviyesinde önemli

bulunmuştur. Yapılan ölçümlerde en uzun hipokotil bakır sülfat ve kontrol

uygulamalarında görülmüş, paclobutrazol uygulamaları ise hipokotil uzunluğunu

önemli ölçüde azaltmıştır. En uzun hipokotil 6.81 cm ile bakır sülfat’ın 4000 mg/l

uygulamasında bulunmuştur. En kısa hipokotil 1.83 cm ile paclobutrazolun

800+800+800 mg/l uygulamasında görülmüştür. Paclobutrazol hipokotil uzunluğunu

kontrol uygulamasına göre % 339 oranında kısaltmıştır.

Page 31: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

20

Page 32: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

21

İlkbahar yetiştiriciliğinde paclobutrazol ve bakır sülfat uygulamalarının fide

boyu üzerine etkisi de % 1 önem seviyesinde farklı bulunmuştur. En uzun fide boyu

bakır sülfat ve kontrol uygulamalarında ölçülmüş, en kısa boylu fideler ise

paclobutrazol uygulamalarında tespit edilmiştir. En uzun fide boyu 10.23 cm ile

CuSO4-4000 mg/l uygulamasında bulunurken, bunu 9.72 cm ile CuSO4-8000 mg/l

uygulaması takip etmiştir. En kısa boylu fideler 2.64 cm ile paclobutrazolun P-

800+800+800 mg/l uygulamasında görülmüştür. Paclobutrazol uygulamaları

fidelerde boy kontrolünde son derece önemli olurken, kontrol uygulamasına göre

fide boyunu % 324 oranında azaltmıştır.

İlkbahar ölçümlerinde uygulamaların etkisi yaprak sap uzunluğu açısından

değerlendirildiğinde Tukey testine göre %1 önem seviyesinde önemli bulunurken,

diğer ölçümlerde olduğu gibi bakır sülfat ve kontrol uygulamalarında en uzun

yaprak sapı uzunlukları tespit edilmiştir. En uzun yaprak sapı uzunluğu 7.35 cm ile

bakır sülfatın CuSO4-4000 uygulamasında bulunmuştur. En kısa yaprak sapı

uzunluğu ise diğer ölçümlerde olduğu gibi 3.07 cm ile paclobutrazolun P-

800+800+800 mg/l uygulamasında görülmüştür. Yaprak uzunluğu açısından

ilkbahar dönemi uygulamalarının etkisi yaprak sap uzunluğuna paralel olarak yine

bakır sülfat ve kontrol uygulamalarında görülmüştür. Daha önceki ölçümlerde

olduğu gibi yine en kısa yapraklar paclobutrazol uygulamalarında tespit edilmiştir.

En uzun yapraklar 5.82 cm ile kontrol uygulamasında tespit edilirken, en kısa

yapraklar 4.31 cm ile paclobutrazolun P-800+800+800 mg/l uygulamasında

görülmüştür. Yaprak genişliği açısından da diğer ölçümlere paralel sonuçlar ortaya

çıkmıştır. Yaprak genişliği ölçümleri % 1 seviyesinde önemli bulunurken, en geniş

yapraklar 7.10 cm ile bakır sülfatın 4000+4000+4000 mg/l uygulamasında tespit

edilirken, bunu 6.93 cm ile bakır sülfat uygulamasının 4000 mg/l dozu takip

etmiştir. En dar yapraklar ise 5.14 cm ile paclobutrazolun P-400+400+400 mg/l

uygulamasında görülmüştür.

İlkbahar denemesinde fidelerde yapılan ölçümlerde boğum sayısı ve kök

uzunluğu açısından uygulamaların etkisinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Tüm

fidelerde boğum sayısı 2 ve kök uzunluğu 9.30-11.30 cm arasında değişmiştir.

Page 33: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

22

Paclobutrazol ve bakır sülfat uygulamalarının fide yaş ve kuru ağırlıkları

üzerine etkileri Çizelge 4.2’de sunulmuştur. Çizelgeden de izlenebileceği gibi

uygulamalar hem yaş hem de kuru ağırlıklar üzerine önemli düzeyde etkide

bulunmuştur. Diğer ölçümlere benzer olarak en ağır fideler kontrol ve bakır sülfat

uygulamalarında, en hafif fideler ise belirgin bir şekilde paclobutrazol

uygulamalarında tespit edilmiştir. Fide yeşil aksam yaş ağırlığı bakımından en ağır

fide 3.09 g ile bakır sülfatın 4000 mg/l uygulamasında tespit edilirken, bitki yaş

ağırlığı bakımından en hafif fide 1.90 g ile P-800 mg/l uygulamasında tespit

edilmiştir. Paclobutrazol uygulamasının bu dozu fide yaş ağırlığını kontrol

uygulamalarına göre % 154 oranında azaltmıştır. Diğer bir ölçüm olan kök yaş

ağırlığı açısından uygulamaların etkisi Tukey testine göre % 1 seviyesinde önemli

bulunmuş, en ağır kökler 0.90 g ile paclobutrazolun P-800+800+800 mg/l

uygulamasında, en hafif kökler ise 0.54 g ile bakır sülfatın 8000 mg/l

uygulamasında tespit edilmiştir. Kök yaş ağırlığı bakımından bakır sülfat,

paclobutrazol ve kontrol uygulamalarının etkisi arasında sonuç itibariyle belirgin bir

fark tespit edilememiştir. Yaş ağırlıklara paralel olarak fide yeşil aksam ve kök kuru

ağırlıkları da uygulamalardan önemli düzeyde etkilenmiştir. Şekil 4.1’de

uygulamaların ilkbahar döneminde fide gelişimine etkileri gösterilmiştir (Şekildeki

rakamlar çizelgedeki uygulama sırasını göstermektedir).

Şekil 4.1 İlkbahar döneminde uygulama yapılan fidelerden genel bir görüntü

Page 34: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

23

Page 35: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

24

İlkbahar döneminde sera ortamında yetiştirilen hıyarlarda 15’er gün

aralıklarla yapılan bitki ölçümleri sonuçları sırasıyla Çizelge 4.3-4.6’da verilmiştir.

İlk ölçüm tarihinde (22 Nisan 2010) ölçülen parametrelerden kök boğazı çapı, bitki

boyu ve boğum sayısı % 1 seviyesinde önemli bulunurken, yaprak ölçüm sonuçları

önemli bulunmamıştır. En kalın kök boğazı çapı 10.87 mm ile paclobutrazolun P-

800+800 mg/l uygulamasında tespit edilirken, en ince kök boğazı çapı CuSO4-4000

mg/l uygulamasında tespit edilmiştir. Paclobutrazolun dozlarındaki artış, genel

olarak kök boğazı çapını da arttırmıştır. Bakır sülfat uygulamalarının ise kök boğazı

çapına bir etkisi gözlenmemiştir. Bitki boyu ölçümleri değerlendirildiğinde; en uzun

boylu bitkiler bakır sülfat ve kontrol uygulamasında, en kısa boylu bitkiler ise

paclobutrazol uygulamasında tespit edilmiştir. En uzun boylu fide 39.97 cm ile

CuSO4-8000+8000 mg/l uygulamasında tespit edilirken, en kısa boylu bitkiler ise

23.67 cm ile P–800+800+800 mg/l uygulamasında belirlenmiştir. Paclobutrazolun

baskılayıcı etkisinin bu ölçümde de devam ettiği açık bir şekilde görülürken, P–

800+800+800 mg/l dozu kontrole göre boylanmayı % 38 azaltmıştır (Çizelge 4.3).

Boğum sayısı ölçümlerinde en çok boğum sayısı 9.40 adet ile bakır sülfatın

CuSO4-4000+ 4000+4000 mg/l uygulamasında bulunurken, en az boğum sayısı ise

7.80 adet ile paclobutrazolun P–800+800+800 mg/l uygulamasında sayılmıştır.

Paclobutrazolun bu dozu dışında kalan diğer dozların boğum sayısı üzerine çok

belirgin bir etkiye sahip olmadığı tespit edilmiştir (Çizelge 4.4).

Page 36: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

25

Page 37: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

26

İlkbahar döneminde serada yetiştirilen bitkilerde yapılan ikinci ölçüm

sonuçları Çizelge 4.4’de verilmiştir. Sera ortamında yetiştirilen hıyarlarda yapılan

kök boğazı çapı ölçümleri % 5 önem seviyesinde önemli bulunmuş olup, en kalın

kök boğazı çapı paclobutrazol uygulamalarında ortaya çıkmıştır. En ince kök boğazı

çapı da kontrol ve bakır sülfat uygulamalarında meydana gelmiştir. En kalın kök

boğazı çapı 12.31 mm ile paclobutrazolun P-800+800 mg/l uygulamasında tespit

edilirken, bunu 12.20 cm ile paclobutrazolun P-800+800+800 mg/l uygulaması takip

etmiştir. Paclobutrazolun diğer dozlarının bu ölçümde kök boğazı çapı üzerine

önemli bir etkisi tespit edilemezken, en ince kök boğazı çapı 9.99 mm ile bakır

sülfatın 8000+8000+8000 mg/l uygulamasında tespit edilmiştir. Paclobutrazolun bu

uygulaması kök boğazını kontrol uygulamasına göre % 19 arttırmıştır. Bitki boyu

ölçümlerinde en uzun boylu bitki 138.96 cm ile bakır sülfatın 8000 mg/l

uygulamasında tespit edilirken, en kısa boylu bitkiler ise 117.99 cm ile

paclobutrazolun P–800+800+800 mg/l uygulamasında belirlenmiştir.

Paclobutrazolun diğer dozları bu ölçümde bitki boyu üzerinde baskılayıcı etkisini

kaybetmiştir. Boğum sayısı üzerine yapılan ölçümlerde ise boğum sayısı en düşük

paclobutrazolda çıksa da, paclobutrazolun P–800+800+800 mg/l uygulaması dışında

kalan uygulamaların hepsi kontrol uygulamasına yakın sonuçlar gösterdiğinden çok

önemli bulunmamışlardır. En fazla boğum sayısı 23.67 adet ile bakır sülfatın 8000+

8000 mg/l uygulamasında bulunurken, en az boğum sayısı ise 18.47 adet ile

paclobutrazolun P–800+800+800 mg/l uygulamasında belirlenmiştir. Yaprak eni

sonuçları da % 1 seviyesinde önemli bulunmuş, en geniş yapraklar 16.88 cm ile

paclobutrazolun P–800+800+800 mg/l uygulamasında tespit edilmiş, en küçük

yapraklar 13.96 cm ile bakır sülfatın CuSO4-4000 mg/l dozunun uygulandığı

bitkilerde belirlenmiştir. Yaprak uzunluğu ölçümleri değerlendirildiğinde, yaprak

genişliği ölçümünde belirlenen sonuçlarla paralellik gösterdiği izlenebilmektedir.

İkinci ölçüm tarihinde yapılan yaprak sapı uzunluğu ölçümleri ise istatistiksel olarak

önemsiz bulunmuştur (Çizelge 4.4).

Page 38: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

27

Page 39: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

28

Bitki yetiştirme serasında yapılan üçüncü ölçüm sonuçları Çizelge 4.5.’de

gösterilmiştir. Yapılan kök boğazı çapı ölçümleri Tukey testine göre % 5 önem

seviyesinde önemli olmuş, en kalın kök boğazı 11.99 mm ile paclobutrazolun P-800-

800 mg/l uygulamasında bulunmuştur. En küçük kök boğazı çapı 10.34 mm ile bakır

sülfatın CuSO4-4000 mg/l uygulamasında tespit edilmiştir. Kök boğazı çapı üzerine

paclobutrazolun arttırıcı etkisi bu ölçümde de devam etmiştir. Bir başka bitki gelişim

parametresi olan boğum sayısı ölçümü % 5 önem seviyesinde önemli bulunurken, en

çok boğum 30.00 boğum ile bakır sülfatın 8000+8000 mg/l uygulamasında

bulunurken, en az boğum sayısı ise 25.13 boğum ile paclobutrazolun P-

800+800+800 mg/l uygulamasında kaydedilmiştir. Bu iki uygulama dışında kalan

diğer uygulamaların kontrol uygulaması ile aynı önem seviyesinde harf alarak

belirgin bir etkiye sahip olmadıkları belirlenmiştir. İlkbahar döneminde serada

yapılan üçüncü ölçümde bitki boyu, yaprak sapı uzunluğu, yaprak uzunluğu ve

yaprak genişliği ölçümleri istatistiksel anlamda önemli bulunmamıştır (Çizelge 4.5).

Page 40: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

29

Page 41: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

30

Çizelge 4.6’da ilkbahar sera hıyar yetiştiriciliğinde paclobutrazol ve bakır

sülfat uygulamalarının bitki büyümesine etkileri için yapılan 4. ölçüm sonuçları

sunulmuştur. Bu ölçüm tarihinde en kalın kök boğazı çapı 11.43 mm ve 11.39 mm

ile paclobutrazolun P- 400+400+400 mg/l ile P-400 mg/l uygulamasında tespit

edilirken, en küçük kök boğazı çapı 9.81 mm ile bakır sülfatın CuSO4-4000 mg/l

uygulamalarında belirlenmiştir. Bu ölçüm tarihinde uygulamaların bitki boyu ve

boğum sayısı üzerine etkileri önemsiz bulunmuştur. Uygulamalar; yaprak sapı

uzunluğu, yaprak genişliği ve yaprak uzunluğu üzerine de önemli etkiler yapmıştır.

Yaprak sapı uzunluğu önemli bulunmuş, en uzun saplı yapraklar 14.99 cm ile

paclobutrazolun P-800+800 mg/l uygulamasında, en kısa saplı yapraklar ise 11.45

cm ile bakır sülfatın CuSO4-8000+8000+8000 mg/l uygulamasında tespit edilmiştir.

Yaprak genişliği de % 5 önem seviyesinde önemli bulunmuş olup, en geniş

yapraklar 15.43 cm ile paclobutrazolun P-800+800 mg/l uygulamasında, en dar

yapraklar ise bakır sülfatın CuSO4-8000+8000+8000 mg/l uygulamasında

bulunmuştur. Yaprak uzunluğu açısından en uzun yapraklı bitkiler 13.48 cm ile

paclobutrazolun P-800+800 mg/l uygulamasında, en kısa yapraklı bitkiler ise 11.17

cm ile bakır sülfatın CuSO4-4000+4000 mg/l uygulamasında kaydedilmiştir

(Çizelge 4.6).

Page 42: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

31

Page 43: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

32

4.1.2. Sonbahar Dönemi Sonuçları

Farklı paclobutrazol ve bakır sülfat uygulamalarının fideleri ve bitkileri

durdurucu etkisini belirlemek üzere yapılan bu araştırmanın sonbahar dönemi

sonuçları fide ölçüm ve gözlemleri için Çizelge 4.7 ve 4.8, sera ölçüm ve gözlemleri

için ise Çizelge 4.9-4.11’de verilmiştir.

Dikim aşamasına gelen fidelerde yapılan ölçümlerde kotiledon uzunluğu

açısından uygulamaların etkisi % 1 seviyesinde önemli bulunmuştur. En uzun

kotiledonlar 4.78 cm ile paclobutrazol P-400 mg/l uygulamasında, en kısa

kotiledonlar ise 4.28 cm ile bakır sülfatın CuSO4-8000+8000+8000 mg/l

uygulamasında bulunmuş, bunu da 4.31 cm ile paclobutrazolun P-800+800+800

mg/l uygulaması takip etmiştir. Uygulamalar sıcak hava döneminde yapıldığından

dolayı paclobutrazolun burada uygulanan birçok dozu bu yetiştirme döneminde bitki

gelişim kontrolünde genel olarak yetersiz kalmıştır. Uygulamaların geneli kontrol

uygulaması ile yakın değerde sonuç vermiştir. Kotilodon genişliği ölçümleri

kotiledon uzunluğu ölçümleri ile benzerlik göstermiş olup, istatistiksel olarak önemli

bulunmuştur. En geniş kotiledon 2.31 cm ile paclobutrazol P-400 mg/l

uygulamasında bulunurken, en dar kotiledon 2.07 cm ile paclobutrazolun P-

800+800+800 mg/l ve bakır sülfatın CuSO4-8000+8000+8000 mg/l

uygulamalarında tespit edilmiştir. Bakır sülfatın bu dozunun sonbahar döneminde

bitkide toksisiteye neden olduğu tahmin edilmektedir. Paclobutrazolun düşük

dozlarda uygulamaları kotiledon genişliği üzerine bu dönemde herhangi bir etki

oluşturmamıştır. Bakır sülfatın diğer dozları da kontrol uygulamasında olduğu gibi

herhangi bir etki gösterememiştir. Hipokotil uzunluğu bakımından uygulamaların

etkisi önemli bulunmuştur. En uzun hipokotil 8.25 cm ile bakır sülfatın 4000+4000

mg/l uygulamasında, en kısa hipokotil uzunluğu ise 5.11 cm ile paclobutrazolun

800+800+800 mg/l uygulamasında tespit edilmiş, bunu 5.97 cm ile bakır sülfatın

8000+8000+8000 mg/l uygulaması takip etmiştir. Düşük paclobutrazol dozları bakır

sülfata göre hipokotilde bir kısalmaya sebep olsa da çok net bir fark sağlamamıştır.

Page 44: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

33

Page 45: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

34

Şekil 4.2.’de uygulamaların sonbahar döneminde fide gelişimine etkileri

gösterilmiştir (Şekildeki rakamlar çizelgedeki uygulama sırasını göstermektedir).

Şekil 4.2. Sonbahar döneminde uygulama yapılan fidelerden genel bir görüntü

Fide boyu açısından da uygulamaların etkisi önemli bulunmuştur. En uzun

boylu fide 9.53 cm ile bakır sülfatın 4000+4000 mg/l uygulamasında tespit edilirken,

bunu 9.16 cm ile bakır sülfatın 8000 mg/l uygulaması takip etmiştir. En kısa boylu

fideler ise 6.80 cm ile CuSO4-8000+8000+8000 mg/l uygulamasında tespit

edilmiştir. Paclobutrazolun P-800+800+800 dozu da eşit önem seviyesinde

boylanmanın gecikmesine etkili olmuştur. Düşük dozlardaki paclobutrazol ve bakır

uygulamaları fide boylanmasını geciktirmede herhangi bir etki gösterememiştir. Aynı

çizelgede görülen yaprak sap uzunluğu ölçümleri de önemli bulunup, en uzun saplı

yapraklar 3.27 cm ile paclobutrazolun P-800 mg/l uygulamasında, en kısa saplı

yapraklar ise 1.95 cm ile bakır sülfatın 8000+8000+8000 mg/l uygulamasında

belirlenmiştir. Yaprak uzunluğu da yine yaprak sap uzunluğu ölçümü ile aynı önem

seviyesinde önemli olup, en uzun yapraklı bitkiler 4.28 cm ile paclobutrazolun P-400

mg/l ve P-800 mg/l uygulamalarında bulunurken, en kısa yapraklar ise 3.30 cm ile

bakır sülfatın 8000+8000+8000 mg/l uygulamasında bulunmuştur. Yaprak genişliği

açısından uygulamaların etkisi diğer yaprak parametreleri ile aynı önem seviyesinde

önemli bulunmuş, en geniş yapraklı bitkiler 5.66 cm ile paclobutrazolun P-800 mg/l

uygulamasında, en dar yapraklı bitkiler ise 4.31 cm ile bakır sülfatın CuSO4-

8000+8000+8000 mg/l uygulamasında görülmüştür. Sonbahar döneminde fidelerde

Page 46: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

35

yapılan boğum sayısı ve kök uzunluğu ölçümlerinde ise farklı uygulamaların etkisi

önemli bulunmamıştır (Çizelge 4.7).

Paclobutrazol ve bakır sülfat uygulamalarının sonbahar hıyar fidesi

üretiminde fide yaş ve kuru ağırlıkları üzerine etkileri Çizelge 4.8’de sunulmuştur.

Fide yeşil aksam yaş ağırlığı bakımından uygulamaların etkisi önemli bulunmuş, en

yüksek fide yaş ağırlığı 1.35 g ile P-400+400, 1.33 g ile P-400, 1.31 g ile

paclobutrazolun P-800 mg/l ve P-800+800 mg/l uygulamalarında; en düşük fide yaş

ağırlığı 0.97 g ile bakır sülfatın CuSO4-8000+8000+8000 mg/l uygulamalarında

tespit edilmiştir. Uygulamaları fide yaş ağırlığı bakımından genel olarak

değerlendirdiğimizde önemli derecede bir farklılık görülmemektedir. Kök yaş

ağırlığı bakımından uygulamaların etkisi bitki yaş ağırlığı ile aynı önem seviyesinde

olmuş; en yüksek kök yaş ağırlığı 0.166 g ile bakır sülfatın CuSO4-8000+8000+8000

mg/l uygulamasında, en düşük kök yaş ağırlığı ise 0.084 g ile paclobutrazolun P-

800+800+800 mg/l uygulamasında bulunmuştur. Fide ve kök kuru ağırlıkları da

istatistiksel olarak önemli çıkmıştır. Fide kuru ağırlığı en yüksek bitkiler 0.081 g ile

paclobutrazolun P-400+400 mg/l uygulaması, en düşük bitkiler ise 0.058 g ile bakır

sülfatın 8000+8000+8000 mg/l uygulaması olmuştur. En yüksek kök kuru ağırlığı

0.0144 g ile bakır sülfatın CuSO4-8000+8000+8000 mg/l uygulamasında, en düşük

kök kuru ağırlığı ise 0.0069 g ve 0.0071 ile paclobutrazolun P-800+800+800 mg/l ile

bakır sülfatın 4000 mg/l uygulamalarında bulunmuştur.

Page 47: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

36

Page 48: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

37

Sonbahar döneminde seraya dikimden 15 gün sonra yapılan ilk ölçüm

sonuçları Çizelge 4.9’da verilmiştir. Bitki boyu ve yaprak genişliği haricindeki tüm

parametreler istatistiksel olarak % 5 önem seviyesinde önemli bulunmuştur. En kalın

kök boğazı 6.90 mm ile paclobutrazolun P-800+800+800 mg/l uygulamasında, en

ince kök boğazı çapı ise 4.92 mm ile kontrol uygulamasında tespit edilmiştir. Kontrol

uygulaması belirgin bir harf farkıyla düşük kök boğazı çapı alarak diğer

uygulamaların bu parametre üzerindeki etkinliğini göstermiştir. Boğum sayısı

ölçümlerinde ise en çok boğum 6.80 adet ile paclobutrazolun P-800+800 mg/l ve P-

800+800+800 mg/l uygulamalarında, en az boğum sayısı ise 5.53 adet ile bakır

sülfatın CuSO4-4000 mg/l ve CuSO4-4000+4000+4000 mg/l uygulamalarında

bulunmuştur. En uzun yaprak sapı 7.39 cm ile paclobutrazolun P-800+800 mg/l

uygulamasında, en kısa sap uzunluğu ise 5.28 cm ile kontrol uygulamasında; en uzun

yaprak 13.29 cm ile paclobutrazolun P-800+800 mg/l uygulamasında, en kısa

yapraklar 9.66 cm ile bakır sülfatın CuSO4-4000+4000+4000 mg/l uygulamasında

bulunmuştur.

Sonbahar döneminde serada yapılan ikinci ölçümlere ait sonuçlar Çizelge

4.10’da verilmiştir. Dikimden 1 ay sonra yapılan bu ölçümde kök boğazı çapı ve

boğum sayısı dışında kalan diğer parametreler birbirinden önemli farklılıklar

göstermemişlerdir. En kalın kök boğazı 11.05 mm ile paclobutrazolun P-

800+800+800 mg/l uygulamasında, en ince kök boğazı 7.20 mm ile kontrol

uygulamasında bulunmuştur. Paclobutrazolun kök boğazı çapını arttırıcı etkisi

ilkbahar denemelerinde olduğu gibi bu dönemde de kısmen de olsa devam etmiştir.

Boğum sayısı bakımından ölçümler ele alındığında, en çok boğum 13.40 adet ile

paclobutrazolun P-800+800+800 mg/l uygulamasında, en az boğum sayısı 9.40 adet

ile bakır sülfatın 4000+4000+4000 mg/l uygulamasında sayılmıştır.

Page 49: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

38

Page 50: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

39

Page 51: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

40

Sonbahar denemesinde yapılan üçüncü ölçüme ait sonuçlar ise Çizelge

4.11’de verilmiştir. Kök boğazı çapı ve yaprak genişliği ölçümleri istatistiksel olarak

% 5 seviyesinde önemli bulunmuş; en kalın kök boğazı çapı 11.15 mm ile

paclobutrazolun P-800+800+800 mg/l uygulamasında, en ince kök boğazı çapı ise

8.38 mm ile kontrol uygulamasında belirlenmiştir. Daha önceki ölçümlerde de

olduğu gibi paclobutrazolun kök boğazı çapını arttırıcı etkisi bu dozda da devam

etmiştir. İki dönem de göz önünde bulundurulursa paclobutrazolun genel olarak kök

boğazı çapını arttırıcı etkiye sahip olduğu söylenebilir. En geniş yaprak 19.72 cm ile

CuSO4-4000+4000 mg/l uygulamasında, en dar yaprak 15.43 cm ile paclobutrazolun

P-400+400+400 mg/l uygulamasında bulunmuştur.

Page 52: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

41

Page 53: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

42

4.1.3. İlkbahar ve Sonbahar Fide Ölçümlerinin Karşılaştırılması

İlkbahar ve sonbahar döneminde fidelerde yapılan kotiledon uzunluğu ve

kotiledon genişliği ölçümleri Şekil 4.3 ve 4.4’te karşılaştırılmıştır.

Karşılaştırmalardan anlaşılacağı üzere yapılan bütün uygulamalar ilkbahar

döneminde kotiledon uzunluğu ve kotiledon genişliğini belirgin olarak azaltmıştır.

Şekil 4.3. İlkbahar ve sonbahar döneminde kotiledon uzunluklarının karşılaştırılması

Şekil 4.4. İlkbahar ve sonbahar döneminde kotiledon genişliklerinin karşılaştırılması

Page 54: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

43

Hıyar fidelerine yapılan uygulamaların ilkbahar ve sonbaharda hipokotil

uzunluğu ve fide boyu üzerine etkileri Şekil 4.5 ve Şekil 4.6’da karşılaştırılmıştır.

Karşılaştırmalar sonucu hem hipokotil uzunluğu, hem de fide boyu

karşılaştırılmalarında ilkbahar dönemi ölçümleri belirgin bir şekilde küçük çıkmıştır.

Karşılaştırmalarda özellikle paclobutrazol uygulamalarının diğer uygulamalara göre

hem fide boyunu hem de hipokotil uzunluğunu daha yüksek oranda baskıladığı

şekillerden izlenebilmektedir.

Şekil 4.5. İlkbahar ve sonbahar döneminde hipokotil uzunluklarının karşılaştırılması

Şekil 4.6. İlkbahar ve sonbahar döneminde fide boyu uzunluklarının karşılaştırılması

Page 55: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

44

Yaprak sap uzunluğu, yaprak uzunluğu ve yaprak genişliği karşılaştırmaları

sırasıyla Şekil 4.7, 4.8 ve 4.9’da gösterilmiştir. Bütün karşılaştırmalarda ilkbahar

uygulamaları daha büyük çıkarken, en büyük fark bakır sülfat uygulamalarında

ortaya çıkmıştır. Bakır sülfatın bütün uygulamaları ilkbaharda sonbahara göre büyük

fark göstererek belirgin bir şekilde öne çıkmıştır. Paclobutrazol uygulamaları bu üç

karşılaştırmada ilkbaharda daha büyük görünse de kontrol ve bakır sülfata göre çok

da önemli görünmemektedir.

Şekil 4.7. İlkbahar ve sonbahar döneminde yaprak sapı uzunluklarının

karşılaştırılması

Şekil 4.8. İlkbahar ve sonbahar döneminde yaprak uzunluklarının karşılaştırılması

Page 56: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

45

Şekil 4.9. İlkbahar ve sonbahar döneminde yaprak genişliklerinin karşılaştırılması

Kök uzunluğu açısından ilkbahar ve sonbahar uygulamaları Şekil 4.10’da

karşılaştırılmıştır. İlkbahar ölçümleri, sonbahar ölçümlerine göre daha büyük rakam gibi

görünse de ölçümler arasında çok önemli bir fark olduğu düşünülmemektedir.

Şekil 4.10. İlkbahar ve sonbahar döneminde kök uzunluklarının karşılaştırılması

Page 57: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

46

Fidelerde yapılan ağırlık ölçümlerinin karşılaştırılması Şekil 4.11, Şekil 4.12,

Şekil 4.13 ve Şekil 4.14’de verilmiştir. Yapılan karşılaştırmaların hepsinde ilkbahar

ölçümleri, sonbahar ölçümlerine göre daha ağır olarak belirlenmiştir. İlkbahar

döneminde fide yetiştirme süresinin daha uzun olması fidelerde ve köklerde yaş ve kuru

ağırlıkların yüksek olmasına sebep olmuştur.

Şekil 4.11. İlkbahar ve sonbahar döneminde fide yaş ağırlıklarının karşılaştırılması

Şekil 4.12. İlkbahar ve sonbahar döneminde kök yaş ağırlıklarının karşılaştırılması

Page 58: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

47

Şekil 4.13. İlkbahar ve sonbahar döneminde fide kuru ağırlıklarının karşılaştırılması

Şekil 4.14. İlkbahar ve sonbahar döneminde kök kuru ağırlıklarının karşılaştırılması

Page 59: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

48

4.2. Tartışma

Bu çalışmada elde edilen bulgular hıyar fidelerinin boy kontrolünde ilkbahar

dönemi uygulamalarında paclobutrazolun bütün dozlarının etkili olduğu ve

paclobutrazolun ilkbahar uygulamalarında fide boyu kontrolünde sonbahar

uygulamalarına göre daha etkili olduğu şeklindedir. Bakır sülfat uygulamaları boy

kontrolünde ilkbahar ve sonbahar uygulamalarında yeterli etkiyi gösterememiştir.

Sonbahar uygulamalarında bakır sülfatın 8000+8000+8000 mg/l uygulaması sıcak

dönemde bitkide boylanmayı azaltsa da da, asıl sebep boy kontrolü sağlamaktan çok,

sıcak havalarda bitkiye verdiği toksik etkiden kaynaklanmıştır. Uğur ve Eser (2000)

alçak plastik tünellerde domates fidelerinde boy kontrolü sağlamada bakır oksiklorid,

paclobutrazol ve CCC uygulamışlardır. Bakır oksiklorid boy kontrolünde etkili

olmazken, paclobutrazol ve CCC boylanmada % 49 ve % 32 etkili olmuştur. Bizim

çalışmamızda da ilkbahar döneminde paclobutrazolun 800+800+800 mg/l

uygulaması % 279 oranında etkili olmuş, bir diğer ifadeyle fidenin hızlı gelişmesini

baskı altına almıştır.

Paclobutrazolun fide döneminde boylanma üzerine baskısı ilkbahar

döneminde sera yetiştiriciliğinde bir ay süre ile etkili olurken, sonbahar

yetiştiriciliğinde paclobutrazolun 800+800+800 mg/l uygulaması dışında kalan

uygulamaları hem fide döneminde hem de sera koşullarında bir etki gösterememiştir.

İlkbahar döneminde yapılacak daha yüksek paclobutrazol uygulamaları hıyar

bitkisinde geri dönüşümü olmayacak birtakım fizyolojik olaylara sebep olabilir.

Araştırmamızda paclobutrazolun ilkbahar uygulamaları boy kontrolünde

sonbahar uygulamalarına göre daha etkili olmuştur. Bunun sebebi, sonbahar

döneminde aşırı sıcaklıklardan dolayı paclobutrazolun bitkinin bünyesinde hızlı

parçalanarak etki gösteremediği ve bitkinin sonbahar dönemi yetiştiriciliğinde aşırı

sıcaklardan dolayı daha fazla sulama işlemine tabi tutulması ve dolayı ile bitki

bünyesinden daha hızlı atılmasının neden olduğu düşünülmektedir. Daha önce

yapılan bazı araştırmalarda (Panelo ve ark., 1992; Pasian ve Bennett, 2001; Uslu ve

Özgür, 2002, Alvarez Leon, 2004; Zengin ve Munzuroğlu, 2004, Hilgers ve ark.

2005, Brigard ve ark. 2006, Zhao ve ark, 2009) da çalışma sonuçlarımıza paralel

Page 60: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

49

olarak fide boy kontrolünde paclobutrazolun etkin bir şekilde kullanılabileceği tespit

edilmiştir.

Sonbahar dönemi yüksek dozlu bakır uygulamalarında elde ettiğimiz sonuçlar

Zengin ve ark. (2004)’nın bulgularına benzer olarak, bir ağır metal olan bakırın

bitkileri strese sokarak gelişmelerini engellemesi şeklinde yorumlanmıştır.

Paclobutrazolun sonbahar dönemi uygulamalarından tespit edilen başka bir

etkisi de aşırı sıcaklarda kontrol ve bakır uygulamalarına göre bitkiyi sıcak stresine

karşı daha çok koruyabilmiştir. Bu bulgu Baninasab (2009)’ın bulgusunu

desteklemektedir.

Paclobutrazolun bütün uygulamaları ilkbahar döneminde sera koşullarında

yapılan ölçümlerde gövde çapı üzerine önemli etki yaparken, sonbahar döneminde

paclobutrazolun 800+800+800 mg/l uygulaması dışında kalan uygulamalar gövde

çapı üzerinde önemli bir etki oluşturmamıştır.

İlkbahar döneminde yapılan ölçümlerde paclobutrazolun bütün dozları bitki

yaş ağırlığı bakımından düşük çıkarken, en yüksek bitki yaş ağırlıkları bakır sülfat

uygulamalarında bulunmuştur. İlkbahar döneminde bitki yaş ağırlığı üzerine bakır

sülfat, sonbahar döneminde ise paclobutrazol daha etkili olmuştur. Kök yaş ağırlığı

bakımından yapılan uygulamalarda ilkbahar dönemi paclobutrazol uygulamaları

genel olarak etkili çıkarken, bakır sülfat uygulamaları kök yaş ağırlığını azaltmıştır.

Sonbahar dönemi uygulamalarında genel olarak bir fark bulunmazken, kök yaş

ağırlığı en yüksek bakır sülfatın 8000+8000+8000 mg/l uygulamasında tespit

edilmiştir. En düşük kök yaş ağırlığı ise paclobutrazolun 800+800+800 mg/ l

uygulamasında tespit edilmiştir.

Gerek paclobutrazol gerekse bakır sülfat ilkbahar ve sonbahar

uygulamalarında boğum sayısı üzerine kontrol uygulamasına göre önemli bir etki

yapmamıştır.

Page 61: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

4. BULGULAR ve TARTIŞMA Hakan ÇOPUR

50

Page 62: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

5. SONUÇ ve ÖNERİLER Hakan ÇOPUR

51

5. SONUÇ ve ÖNERİLER

Araştırmamızda bakır sülfat ve paclobutrazol uygulamalarının ilkbahar ve

sonbahar döneminde fide gelişimi; kök ve gövde yaş ve kuru ağırlıkları ile sera

yetiştirme ortamında kök boğazı çapı, bitki boyu, boğum sayısı ve yaprak gelişimi

üzerine en uygun konsantrasyonları belirlenmeye çalışılmıştır.

Araştırma sonuçları paclobutrazol uygulamalarının ilkbahar döneminde bitki

boy kontrolü üzerine başarılı bir şekilde uygulanabileceğini, bakır sülfat

uygulamalarının ilkbahar döneminde herhangi bir etkisinin olmadığını göstermiştir.

Paclobutrazolun sonbahar uygulamalarında boy kontrolü için en az

800+800+800 mg/l uygulamalarının kullanılması gerektiğini, yüksek sıcaklıklarda bu

konsantrasyonun da üzerine çıkılması gerektiği elde edilen sonuçlar arasındadır.

Bitki kök boğazı kalınlığı üzerine ilkbahar dönemi paclobutrazol

uygulamaları etkili olurken, sonbahar döneminde bakır sülfat uygulamaları daha

etkili olmuştur.

Hipokotil uzunluğunu kontrol etmede ilkbahar döneminde yapılan ölçümlerde

paclobutrazol uygulamalarının daha etkili olduğu, bakır sülfat uygulamalarının ise

etkisinin olmadığı tespit edilmiştir.

Kotiledon uzunluğu üzerine uygulamaların etkisi yapılan ölçümlerde ilkbahar

döneminde paclobutrazol uygulamalarında daha net bir şekilde görülürken, bakır

sülfat uygulamalarının kotiledon uzunluğu üzerine herhangi bir etkisi görülmemiştir.

Paclobutrazol ve bakır sülfat uygulamalarının hem ilkbahar döneminde hem

de sonbahar döneminde fide boğum sayısı bakımından kontrol uygulamasına göre

herhangi bir etkisi olmamıştır.

İlkbahar döneminde uygulanan paclobutrazol dozları hıyarda fide boylarını

kontrol altına alabilirken, sonbahar uygulamalarında hava sıcaklıkları göz önünde

bulundurularak uygulanan paclobutrazol dozlarının yetersiz geldiği tespit edilmiştir.

Bakır sülfat uygulamaları genel olarak boy kontrolünde bir etki

göstermezken, sıcak dönemlerde yoğun uygulamalar fide gelişimini ve sera

şartlarında bitki gelişimini olumsuz etkilemiştir.

Page 63: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

5. SONUÇ ve ÖNERİLER Hakan ÇOPUR

52

Bundan sonra yapılacak çalışmalarda, fide boy kontrolünde kimyasallardan

önce yetiştirme serası içerisinde ışıklanma, sıcaklık, nem kontrolü sağlanarak bitki

gelişiminin kontrol altına alınması, burada başarılı olunamıyorsa ve paclobutrazol

kullanılacaksa sonbahar dönemi hıyar fidesi yetiştiriciliğinde fide boy kontrolü için

püskürtme şeklinde uygulamalarda ilkbahar dönemine göre daha yüksek

paclobutrazol uygulamalarının denenmesi, bu uygulamalarda yayıcı yapıştırıcıların

etkisinin araştırılması,, bunun yanında fide harç karışımına paclobutrazol

uygulaması ile fide boy kontrolünün sağlanıp sağlanamayacağının araştırılması,

yapılacak çalışmalarda verimin de araştırmaya dahil edilmesinin sonuçları

değerlendirmede faydalı olacağı, ancak bu kimyasalların kullanılmasının doğuracağı

olası sonuçlar için de mutlaka kalıntı analizlerinin yapılması önerilmektedir.

Page 64: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

53

KAYNAKLAR

ALVAREZ LEON, L.D., 2004. Control de la Floracion Produccion del Gandul

Cajanus Cajan (L.) Millisp. Utilizando Reguladores de Crecimiento.

University of Puerto Rico. pHD thesis, Mayaguez (Puerto Rico), 80 p.

BANINASAB, B., 2009. Amelioration of Chilling Stress by Paclobutrazol in

Watermelon Seedlings. Department of Horticulture, College of

Agriculture, Isfahan University of Technology, Isfahan 84156-83111,

İran

BRIGARD, J. P., HARKESS, R. L., BALDWIN, B.S., 2006. Tomato Early Seedling

Height Control Using a Paclobutrazol Seed Soak. HortScience, 41

(3):768-772.

FAO, 2008. http://www.fao.org/

ERGUN, N., 2007. Prohe Prohexadione-Calcium Uygulamalarının Hıyarda Fide

Kalitesi ve Bitki Gelişimi Üzerine Etkileri. Kahramanmaraş Sütçü İmam

Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi.

FERNANDEZ, J.A., BALENZATEGUI, L., BANON, S., FRANCO, J.A. 2006.

Induction of Drought Tolerance by Paclobutrazol and Irrigation Deficit

in Phillyrea Angustifolia during the Nursery Period. Scientia

Horticulturae, 107 (3):277-283.

HILGERS, K.R., HAYNES, C., GRAVES, W.R., 2005. Chemical Height Control of

Containerized Seashore Mallow. HortTechnology, 15(2):330-332.

MING-LI, Y., 2008. Effects of Paclobutrazol on the Growth and Heat Tolerance of

Tall Tescue Turfgrass (Binzhou Vocational College, Binzhou, Shandong

256603). Journal of Anhui Agricultural Sciences.

ORABI, S.A., SALMAN S.R., MAGDA A.F., 2010. Increasing Resistance to

Oxiadative Damage in Cucumber (Cucumis sativus L.) Plants by

Exogenous Application of Salicylic Acid and Paclobutrazol. World

Journal of Agricultural Sciences, 6 (3): 252-259, 2010 ISSN 1817-3047

IDOSI Publications.

Page 65: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

54

PANELO, M.S., NAKAYAMA, F., MORANDI, E. 1992. Retardant Substances

Effects on Tomato Growth. Pesquisa Agropecuaria Brasileira, 27 (4):

561 573.

PASIAN, C.C., BENNETT, M.A., 2001. Paclobutrazol Soaked Marigold, Geranium

and Tomato Seeds Produce Short Seedlings. HortScience, 36 (4):721-

723.

PATIL, G.G., ALM, V., MOE, R., JUNTTILA, O. 2003. Interaction Between

Phytochrome B and Gibberellins in Thermoperiodic Responses of

Cucumber. Journal of the American Society for Horticultural Science,

128 (5): 642-647.

SEVGİCAN A., TÜZEL Y., GÜL A., ELTEZ R.Z., 2000. Türkiye’de örtüaltı

yetiştiriciliği. Türkiye Ziraat Müh. V. Teknik Kongresi, Ankara, Cilt II,

679-707.

TERZİ, İ., KOCAÇALIŞKAN, İ., BENLİOĞLU, O., 2006. Çimlenme Öncesi

Uygulanan Juglonun Hıyar Fidelerinde Büyüme ile İlgili Fizyolojik ve

Anatomik Parametreler Üzerine Etkileri. Dumlupınar Üniversitesi Fen

Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Sayı 10.

THAKUR, R., SOOD, A., NAGAR, P.K., PANDEY, S., SOBTI, R.C., AHUJA,

P.S., 2006. Regulation of Growth of Lilium Plantlets in Liquid Medium

by Application of Paclobutrazol or Ancymidol for its Amenability in a

Bioreactor System: Growth Parameters. Plant Cell Reports, 25 (5):382-

391.

TÜZEL, Y., GÜL, A., DAŞGAN, H. Y., ÖZTEKİN, G. B., ENGİNDENİZ, S.,

BOYACI, H. F., ERSOY, A., TEPE, A., UĞUR, A., 2010. Türkiye’de

Örtüaltı Yetiştiriciliği. Türkiye Ziraat Müh. VII. Teknik Kongresi

Bildiriler Kitabı, Ankara, 559-576.

UĞUR, A., ESER, B., 2000. Domates Fidelerinde Büyümenin Kontrolü. III. Sebze

Tarımı Sempozyumu, 61-63, Süleyman Demirel Üniversitesi Basımevi,

Isparta.

Page 66: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

55

USLU, A., ÖZGÜR, M., 2002. Hıyar Fidesi Yetiştiriciliğinde Boylanmanın

Kontrolü Üzerine Bazı Büyümeyi Düzenleyici Maddelerin Etkisi. VI.

Sebze Tarımı Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 49-56, Uludağ Üniversitesi

Basımevi, Bursa,

ZENGİN, F.K., MUNZUROĞLU, Ö., 2004. Fasulye Fidelerinin Kök, Gövde ve

Yaprak Büyümesi Üzerine Kurşun ve Bakır’ın Etkileri. G.Ü. Fen

Bilimleri Dergisi Sayı 17(3):1-10.

ZHAO, J., YANG, T., ZHANG, H., LU, Y., 2009. GS Analysis of Paclobutrazol

Residue in Cabbage and Cucumber, Acta Agriculturae Sciences, Jiangxi

China, 2009-11-33.

WANG, Y., ZHANG W., 2010. Effect of Seed Soaking With Paclobutrazol on

Adverse Resistance of Radish Under Salt Stress (Department of Life

Science, Luoyang Normal University, Luoyang, Henan 471022, China),

2010-10-15

Page 67: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

56

Page 68: ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK …traglor.cu.edu.tr/objects/objectFile/KPhFD9by-1492013-42.pdf · 2018-04-12 · döneminde (ilkbahar ve sonbahar)

57

ÖZGEÇMİŞ

1979 yılında Mersin’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Mersin’de tamamladı. 1997 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne girdi. 2002 yılında ‘Ziraat Mühendisi’ unvanı ile mezun oldu. Aynı yıl Antalya da Hishtil - Toros fide firmasında işe başladı, 2003 yılı sonuna kadar Antalya’da fide sektöründe çalıştı. 2003 yılında askerlik görevi için ayrıldı. 2004-2007 yılları arasında Mersin’de değişik firmalarda çalıştı. 2007 yılında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na ataması yapıldı, halen Mersin Toroslar İlçe Tarım Müdürlüğü’nde görev yapmaktadır. 2009 yılında Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans Eğitimine başladı ve halen devam etmektedir. Evlidir.


Recommended