+ All Categories
Home > Documents > Uluslararası¼tün-Kaçakçıları-ve-Kolcu... · Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim...

Uluslararası¼tün-Kaçakçıları-ve-Kolcu... · Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim...

Date post: 30-Aug-2019
Category:
Upload: others
View: 26 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
37
Transcript

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKİYE

İmtiyaz Sahibi, Yazı İşleri Müdürü ve Editörü /

License Owner, Editorial Manager and Editor

Prof. Dr. Cengiz ALYILMAZ

Editör Yardımcıları / Editor Assistants

Prof. Dr. Osman MERT - Doç. Dr. Erhan DURUKAN

Yayın Kurulu / Editorial Board

Prof. Dr. Ahmet AKÇATAġ (Uşak Üni.) - Prof. Dr. Ahmet BURAN (Fırat Üni.)

Prof. Dr. Ahmet GÜNġEN (Trakya Üni.) - Prof. Dr. Ali BORAN (Selçuk Üni.)

Prof. Dr. Asiye Mevhibe COġAR (Karadeniz Teknik Üni.) - Prof. Dr. Bilgehan Atsız GÖKDAĞ (Kırıkkale Üni.)

Prof. Dr. Cengiz ALYILMAZ (Atatürk Üni.) - Prof. Dr. Ceval KAYA (Ardahan Üni.)

Prof. Dr. Cüneyd OKAY (İstanbul Teknik Üni.) - Prof. Dr. Ercan ALKAYA (Fırat Üni.)

Prof. Dr. Esma ġĠMġEK (Fırat Üni.) - Prof. Dr. Gülden SAĞOL YÜKSEKKAYA (Marmara Üni.)

Prof. Dr. Gülhan ATNUR (Atatürk Üni.) - Prof. Dr. Gürer GÜLSEVĠN (Ege Üni.)

Prof. Dr. Hacı Ömer KARPUZ (İstanbul Kültür Üni.) - Prof. Dr. Ġrfan MORĠNA (Priştine Üni.)

Prof. Dr. Ġsahan VELĠYEV (Bilik Fondu) - Prof. Dr. Kadirali KONKOBAYEV (Girne Amerikan Üni.)

Prof. Dr. Kemal POLAT (Amasya Üni.) - Prof. Dr. Kerim GÜNDOĞDU (Adnan Menderes Üni.)

Prof. Dr. Leyla KARAHAN (Gazi Üni.) - Prof. Dr. Luo XIN (Pekin Üni.)

Prof. Dr. M. Fatih KĠRĠġÇĠOĞLU (Gazi Üni.)- Prof. Dr. M. Fatih KÖKSAL (Amasya Üni.)

Prof. Dr. Mehmet TEZCAN (Uludağ Üni.) - Prof. Dr. Mehmet ZAMAN (Atatürk Üni.)

Prof. Dr. Metin EKĠCĠ (Ege Üni.) - Prof. Dr. Metin ÖZARSLAN (Hacettepe Üni.)

Prof. Dr. Muammer DEMĠREL (Uludağ Üni.) - Prof. Dr. Muharrem DAġDEMĠR (Atatürk Üni.)

Prof. Dr. Muhittin ELĠAÇIK (Kırıkkale Üni.) - Prof. Dr. Murat YAKAR (Mersin Üni.)

Prof. Dr. Mustafa ARGUNġAH (Erciyes Üni.) - Prof. Dr. Mustafa ÖNER (Ege Üni.)

Prof. Dr. Nevzat ÖZKAN (Erciyes Üni.) - Prof. Dr. Orhan SÖYLEMEZ (Emekli Öğr. Üyesi)

Prof. Dr. Osman GÜNDÜZ (Atatürk Üni.) - Prof. Dr. Osman KARATAY (Ege Üni.)

Prof. Dr. Önder ÇAĞIRAN (Erciyes Üni.) - Prof. Dr. Rıdvan CANIM (Trakya Üni.)

Prof. Dr. Sadettin ÖZÇELĠK (Dicle Üni.)- Prof. Dr. Sedat ADIGÜZEL (Atatürk Üni.)

Prof. Dr. Serhan ALKAN ĠSPĠRLĠ (Atatürk Üni.) - Prof. Dr. Sırrı AKBABA (Üsküdar Üni.)

Prof. Dr. ġureddin MEMMEDLĠ (Ardahan Üni.) - Prof. Dr. Takashi OSAWA (Osaka Üni.)

Prof. Dr. Ülkü ELĠUZ (Karadeniz Teknik Üni.) - Prof. Dr. Vahit TÜRK (İstanbul Kültür Üni.)

Prof. Dr. Zeki KAYMAZ (Ege Üni.) - Doç. Dr. Adnan KÜÇÜKOĞLU (Atatürk Üni.)

Doç. Dr. Bahadır GÜNEġ (Karadeniz Teknik Üni.) - Doç. Dr. Altangerel ENKHTUR (Moğolistan Arkeoloji Enstitüsü)

Doç. Dr. Funda KARA (Atatürk Üni.) - Doç. Dr. Galip GÜNER (Erciyes Üni.)

Doç. Dr. Sedat MADEN (Giresun Üni.) - Doç. Dr. Semra ALYILMAZ (Atatürk Üni.)

Doç. Dr. Vefa GULĠYEVA (Azerbaycan Bilimler Akademisi) - Yrd. Doç. Dr. Cevdet ġANLI (Yıldız Teknik Üni.)

Doç. Dr. Ġbrahim ġAHĠN (Ege Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Nurdin USEEV (Manas Üni.)

Yrd. Doç. Dr. Özgür AY (Uşak Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Safiye BULUT (Gazi Üni.)

Dr. Fahri VALEHOĞLU (Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı) - Dr. Hu HONG (Pekin Üni). - Uz. Harun ġAHĠN (YÖK)

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKİYE

Yayın Danışma Kurulu / Board of Editorial Advisor

Prof. Dr. Ahmet B. ERCĠLASUN (Emekli Öğretim Üyesi) - Prof. Dr. Babek Osmanoğlu KURBANOV (Gaziantep Üni.)

Prof. Dr. Biçeldey Kaadır-ool ALEKSEEVĠÇ (Bakan) – Prof. Dr. Cefer M. CEFEROV (Azerbaycan Pedagoji Üniversitesi)

Prof. Dr. Efrasiyap GEMALMAZ (Emekli Öğr. Üyesi) - Prof. Dr. Enver MOKAYEV (Manas Üni.)

Prof. Dr. F. Sema BARUTCU ÖZÖNDER (Ankara Üni.) - Prof. Dr. Ferruh YILDIZ (Selçuk Üni.)

Prof. Dr. Fuat BOZKURT (Emekli Öğr. Üyesi) - Prof. Dr. Hayati DEVELĠ (İstanbul Üni.)

Prof. Dr. Hülya ARGUNġAH (Erciyes Üni.) - Prof. Dr. Ġbrahim Ethem ATNUR (Atatürk Üni.

Prof. Dr. Kemal ABDULLA (Azerbaycan Cumhuriyeti CumhurbaĢkanlığı) - Prof. Dr. Kemal YAVUZ (Fatih Sultan Mehmet Üni.)

Prof. Dr. Li XIAO (Renmin Üni. / Turfan Araştırmaları Merkezi) - Prof. Dr. Luo FENG (Yinchuan Ningxia Arkeoloji Enstitüsü)

Prof. Dr. Luvsandojiín BOLD (Moğolistan Tarih Enstitüsü) – Prof. Dr. Mahmut DOĞRU (Fırat Üni.)

Prof. Dr. Mukim SAĞIR (Emekli Öğr. Üyesi) - Prof. Dr. Mustafa S. KAÇALĠN (Türk Dil Kurumu)

Prof. Dr. Oktay AlipaĢa SAMEDOV (Bilik Fondu / Azerbaycan) - Prof. Dr. Osman F. SERTKAYA (Emekli Öğr. Üyesi)

Dr. Öner KABASAKAL (TĠKA Eski BaĢkanı) - Prof. Dr. Sıtkı ÖZTAġ (Emekli Öğr. Üyesi)

Prof. Dr. Süleyman ÇĠĞDEM (Atatürk Üni.) - Prof. Dr. Tınçtıkbek ÇOROTEGĠN (Kırgızistan Bilimler Akademisi)

Prof. Dr. Viktor BUTANAYEV (Hakasya Katanov Üni.) - Prof. Dr. Yavuz AKPINAR (Emekli Öğr. Üyesi)

Genel Koordinatör / General Coordinator

Yrd. Doç. Dr. NurĢat BĠÇER

Yabancı Dil Sorumlusu / Responsible for Foreign Language

Prof. Dr. Orhan SÖYLEMEZ - Yrd. Doç. Dr. Sinan DĠNÇ - Yrd. Doç. Dr. Yasemin KAYA

Dr. Nadya TIDIKOVA - Uz. Ayten MERDAN HACILAR - Uz. Kemal ALYILMAZ

Düzelti Sorumluları / Responsible for Revision

Yrd. Doç. Dr. KürĢad Çağrı BOZKIRLI - ArĢ. Gör. Ġsmail ÇOBAN – Uz. Aykut GÜVELĠ

ArĢ. Gör. Faruk POLATCAN - Dr. Negizbek ġABDANALĠYEV – Dr. Fatih CAN

Muhammet Lütfü AKYÜZ – Namık HACILAR

Kaynakça Sorumluları / Responsible for Bibliography

Yrd. Doç. Dr. Sıddık BAKIR – Dr. Nurullah ġAHĠN – Okt. Bahattin ġĠMġEK - Ramazan AVCI

Sanat Danışmanı / Art Advisor

Görsel Sanatlar Uz. Levent ALYAP

Doç. Dr. Semra ALYILMAZ - Yrd. Doç. Dr. Onur ER

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKİYE

Dış Temsilciler / Representative of Foreign Country

Prof. Dr. Cumaali ġABANOV (Özbekistan) - Prof. Dr. Erden KAZHYBEK (Kazakistan)

Doç. Dr. Ergin JABLE (Kosova) - Prof. Dr. Jeren HACIYEVA (Türkmenistan)

Prof. Dr. Kadirali KONKOBAYEV (Kırgızistan) - Prof. Dr. Kerima FĠLAN (Bosna Hersek)

Prof. Dr. Luo XIN (Çin Halk Cumhuriyeti) - Prof. Dr. Tsendiyn BATTULGA (Moğolistan)

Prof. Dr. Mihail DOBROVĠTS (Macaristan) - Dr. Nazire ĠSKENDEROVA (Amerika BirleĢik Devletleri)

Prof. Dr. Nazım ĠBRAHĠM (Makedonya) - Prof. Dr. Peter ZIEME (Almanya)

Rafig HÜMMET (Gürcistan) - Prof. Dr. Takashi OSAWA (Japonya)

Doç. Dr. Vefa GULĠYEVA (Azerbaycan) - Yrd. Doç. Dr. Nazım MURADOV (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti)

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKİYE

Bu Sayının Hakemleri / Reviewers of the Issue

Prof. Dr. A. Mevhibe COġAR (Karadeniz T. Üni.) - Prof. Dr. Alev SINAR UĞURLU (Uludağ Üni.)

Prof. Dr. Adem CEYHAN (Celal Bayar Üni.) - Prof. Dr. AyĢehan Deniz ABĠK (Çukurova Üni.)

Prof. Dr. Cengiz ALYILMAZ (Atatürk Üni.) - Prof. Dr. Dilek BATIBAY (Marmara Üni.)

Prof. Dr. Duygu Piji KÜÇÜK (Marmara Üni.) - Prof. Dr. Erdoğan BOZ (Osmangazi Üni.)

Prof. Dr. Esma ġĠMġEK (Fırat Üni.) - Prof. Dr. Feridun TEKĠN (Giresun Üni.)

Prof. Dr. Ferruh AĞCA (Osmangazi Üni.) - Prof. Dr. Gencay ZAVOTÇU (Kocaeli Üni.)

Prof. Dr. Gürer GÜLSEVĠN ( Ege Üni.) - Prof. Dr. Harun DUMAN (Marmara Üni.)

Prof. Dr. Kadirali KONKOBAYEV (Girne Amerikan Üni.) - Prof. Dr. Kemal POLAT (Amasya Üni.)

Prof. Dr. Kerime ÜSTÜNOVA (Uludağ Üni.) - Prof. Dr. M. Fatih KĠRĠġÇĠOĞLU (Gazi Üni.)

Prof. Dr. M. Fatih KÖKSAL (Amasya Üni.) - Prof. Dr. M. Naci ÖNAL (Muğla Sıtkı Koçman Üni.)

Prof. Dr. Melek ÇOLAK (M. Sıtkı Koçman Üni.) - Prof. Dr. Muharrem DAġDEMĠR (Atatürk Üni.)

Prof. Dr. Muhittin ELĠAÇIK (Kırıkkale Üni.) - Prof. Dr. Mustafa ARGUNġAH (Erciyes Üni.)

Prof. Dr. Mustafa TURAN (Gazi Üni.) - Prof. Dr. Osman GÜNDÜZ (Atatürk Üni.)

Prof. Dr. Osman KARATAY (Ege Üni.) - Prof. Dr. Osman MERT (Atatürk Üni.)

Prof. Dr. Pervin ÇAPAN (Muğla Sıtkı Koçman Üni.) - Prof. Dr. Sadettin ÖZÇELĠK (Dicle Üni.)

Prof. Dr. Saadet KARAKÖSE (Pamukkale Üni.) - Prof. Dr. Salahaddin BEKKĠ (Ahievran Üni.)

Prof. Dr. Sami KILIÇ (Fırat Üni.) - Prof. Dr. Serhan ALKAN ĠSPĠRLĠ (Atatürk Üni.)

Prof. Dr. Tülin ARSEVEN (Akdeniz Üni.) - Prof. Dr. Ülkü ELĠUZ (Karadeniz Teknik Üni.)

Prof. Dr. Yavuz AKPINAR (Emekli Öğretim Üyesi)

Doç. Dr. Adem ÖGER (Nevşehir H. Bektaş V. Üni.) - Doç. Dr. AyĢe DEMĠR (Yıldırım Beyazıt Üni.)

Doç. Dr. Bahadır GÜNEġ (Karadeniz Teknik Üni.) - Doç. Dr. Bayram BAġ (Yıldız Teknik Üni.)

Doç. Dr. Bilginer ONAN (M. Kemal Üni.) - Doç. Dr. Cüneyt AKIN (Kocatepe Üni.)

Doç. Dr. Deniz MELANLIOĞLU (Kırıkkale Üni.) - Doç. Dr. Elmas ġAHĠN (Çağ Üni.)

Doç. Dr. Engin ÇETĠN (Çukurova Üni.) -Doç. Dr. Erhan DURUKAN (Karadeniz Teknik Üni.)

Doç. Dr. Galip GÜNER (Erciyes Üni.) -Prof. Dr. Gülhan ATNUR (Atatürk Üni.)

Doç. Dr. Hacer TOKYÜREK (Erciyes Üni.) - Doç. Dr. Hülya TAġ (Uludağ Üni.)

Doç. Dr. Kelime ERDAL (Uludağ Üni.) - Doç. Dr. Kerim DEMĠRCĠ (Pamukkale Üni.)

Doç. Dr. KürĢat YILDIRIM (İstanbul Üni.) - Doç. Dr. M. Abdullah ARSLAN (Erzincan Üni.)

Doç. Dr. M. Fatih KANTER Kilis 7 Aralık Üni.) - Doç. Dr. Mithat DURMUġ (Kafkas Üni.)

Doç. Dr. Mehmet SOĞUKÖMEROĞULLARI (Gaziantep Üni.) - Doç. Dr. Murat ELMALI (İstanbul Üni.)

Doç. Dr. Semra ALYILMAZ (Atatürk Üni.) - Doç. Dr. Serkan ġEN (Ondokuz Mayıs Üni.)

Doç. Dr. Suat ÜNLÜ (Akdeniz Üni.) - Doç. Dr. Süleyman EFENDĠOĞLU (Atatürk Üni.)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Faruk GÜLER (İnönü Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Ahmet GÜNGÖR (Sinop Üni)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Turan SĠNAN (Fırat Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Armağan ZÖHRE (Kilis 7 A. Üni.)

Yrd. Doç. Dr. Birol ĠPEK (Fırat Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Cavit GÜZEL (Amasya Üni.)

Yrd. Doç. Dr. Fettah KUZU (Gaziantep Üni.) – Yrd. Doç. Dr. Genç Osman GEÇER (Ö. Halisdemir Üni.)

Yrd. Doç. Dr. Halil UZUN (Kilis 7 A. Üni.) -Yrd. Doç. Dr. Ġrfan Murat YILDIRIM (Celal Bayar Üni.)

Yrd. Doç. Dr. Ġsmail Turan KALLĠMCĠ (M. Sıtkı Koçman Üni.) - Yrd. Doç. Dr. KürĢad Çağrı BOZKIRLI (Kafkas Üni.)

Yrd. Doç. Dr. M. Emin BARS (Bingöl Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emre ÇELĠK (Ondokuz M. Üni.)

Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖZEREN (Fırat Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Muhammed HÜKÜM (Kilis 7 A.Üni.)

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKİYE

Yrd. Doç. Dr. Murat ġENGÜL (N. H. Bektaş Veli Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Nurdin USEEV (Manas Üni.)

Yrd. Doç. Dr. NurĢat BĠÇER (Kilis 7 Aralık Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Oğuz ERGENE (Mersin Üni.)

Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan YILMAZ (Erzincan Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Onur ER (Kafkas Üni.)

Yrd. Doç. Dr. Safiye SARICI BULUT (Gazi Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Serkan ÇAKMAK (Atatürk Üni.)

Yrd. Doç. Dr. Sezgin DEMĠR (Fırat Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Sinan DĠNÇ (Atatürk Üni.)

Yrd. Doç. Dr. Suat POLAT (Ağrı İ. Çeçen Üni.) - Yrd. Doç. Dr. Veli BATDI (Kilis 7 Aralık Üni.)

Yrd. Doç. Dr. Yasin Mahmut YAKAR (Erzincan Üni.)

Dr. Elvan GÜN DURU (M. Akif Ersoy Üni.) - Dr. Selami ALAN (Abant İzzet Baysal Üni.)

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKİYE

ASOS Index, Index Copernicus, Türk Eğitim Ġndeksi, Arastirmax, Academic Journals Database Akademik Dizin,

ResearchBib, InfoBase Index, DOAJ, EBSCO, SOBIAD, ULAKBĠM tarafından dizinlenmektedir.

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKĠYE

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 TÜRKĠYE

CONTENTS / ĠÇĠNDEKĠLER

Cengiz ALYILMAZ

PROF. DR. EFRASİYAP GEMALMAZ’IN 80. YAŞI DOLAYISIYLA

IN HONOUR OF 80TH

BIRTHDAY OF PROF. DR. THE EFRASĠYAP

GEMALMAZ

1980-2011

Ülkü POLAT

ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE SAYGI BİLDİREN (yarlıġḳa-, ötün-, tegin-, yükün-) YARI

TASVİR FİİLLERİ

RESPECT INDICATING VERB PROTODESCRIPTIF IN OLD UYGHUR

TURKISH (ötün-, tegin-, yarlıka-, yükün-)

2012-2026

Serap ALPER

AŞÇILIK RİSALESİ (RİSALE-İ AŞFEZLİK)

PAMPHLET OF COOKING

2027-2066

Farhad RAHĠMĠ

İRAN KİTAPLIKLARINDA BULUNAN ÇAĞATAY TÜRKÇESİ SÖZLÜKLERİ

CHAGATAI TURKISH DICTIONARIES FOUND IN IRAN LIBRARIES

2067-2079

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKĠYE

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 TÜRKĠYE

Ümit EKER

ÇAĞATAY TÜRKÇESİ ESERLERİNDEN GARİP SENEM ŞAH (Dil İncelemesi - Metin - Aktarım)

GHARIP SANNAM SHAH FROM THE WORKS OF CHAGATAI TURKISH (Linguistic Analysis - Text

– Intralingual Translation)

2080-2113

Sadettin ÖZÇELĠK

SÜHEYL Ü NEVBAHÂR ve TARAMA SÖZLÜĞÜ’NDE boyla- FİİLİ ÜZERİNE DÜZELTMELER

CORRECTIONS ON THE boyla- VERB IN THE SÜHEYL Ü NEVBAHÂR AND TARAMA SÖZLÜĞÜ

2114-2121

Ezgi DEMĠREL

KUÇGUNDI “SOĞAN” SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ ÜZERİNE

ON THE ETYMON OF THE KUÇGUNDI "ONION" WORD

2122-2131

Ferdi GÜZEL

“DALYAN” KELİMESİNİN KÖKENİ ÜZERİNE

ON THE ORIGIN OF WORD “DALYAN”

2132-2143

Kerime ÜSTÜNOVA

GEÇİŞLİ DURUM EYLEMLERİNDE YAPTIRIM EKİNİN KULLANIMI

USAGE OF SANCTION AFFIX IN TRANSITIVE STATIVE VERBS

2144-2153

Merve DEMĠRBAġ

TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDA SESLENME SÖZLERİ

ADRESSING WORDS IN TURKEY DIALECTS

2154-2181

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKĠYE

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 TÜRKĠYE

Jale ÖZTÜRK

TÜRK DİLİNDE DAHA ÇOK ÇABA İSTEYEN DEĞİŞİMLER

CHANGES THAT REQUIRE MORE EFFORT IN THE TURKISH LANGUAGE

2182-2208

Turgay SEBZECĠOĞLU

TÜRKÇEDE ÇEKİLİM İLKESİ VE TABANA YANAŞIKLIK HİYERARŞİSİ

GRAVITATION PRINCIPLE AND HIERARCHY OF CONTIGUITY IN TURKISH

2209-2231

Ġsmail ÇOBAN

İSLAM TÜRKAY’IN “TÜRK OĞLU TÜRKEM MEN” BAŞLIKLI ŞİİRİNİN ORHUN YAZITLARI

İLE METİNLERARASILIK BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

THE EXAMINATION OF INTERTEXTUALITY BETWEEN ĠSLAM TÜRKAY’S POEM ENTITLED

“TÜRK OĞLU TÜRKEM MEN” AND THE ORKHON INSCRIPTIONS

2232-2255

Mayramgül DIYKANBAYEVA

KIRGIZ TÜRKÇESİ VE TÜRKİYE TÜRKÇESİ ARASINDAKİ YALANCI EŞDEĞERLER

PSEUDO-EQUIVALENTS BETWEEN KYRGYZ TURKISH AND TURKISH

2256-2271

Osman YILDIZ

MAHTUMKULU’NUN DİLİNDE KUŞ ADLARI

BIRD NAMES IN MAHTUMKULU’S LANGUAGE

2272-2290

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKĠYE

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 TÜRKĠYE

Hamdullah OKAY

BÂKÎ’NİN “SÖYLEN SÖYLESÜN” REDİFLİ GAZELİNİN YAPISALCILIK AÇISINDAN

İNCELENMESİ

THE ANALYSIS OF BAKI’S GHAZEL WITH RHYME “SÖYLEN SÖYLESÜN” IN TERMS OF

STRUCTURALISM

2291-2301

Ġdris KADIOĞLU

CÂM-I CEM-ÂYÎN’DE CEM SULTAN’IN TALİHSİZ HAYAT HİKÂYESİ VE YENİ ŞİİRLERİ

THE UNLUCKY LIFE STORY OF CEM SULTAN IN CÂM-I CEM-ÂYÎN AND HIS NEW POEMS

2302-2321

Armağan ZÖHRE

MUHİBBÎ DÎVÂNI’NDA EĞLENCE MECLİSLERİ VE ÇEŞİTLİ UNSURLARI

ENTERTAINMENT COUNCILS IN MUHIBBI’S DIVAN AND THEIR VARIOUS ELEMENTS

2322-2343

Kadriye YILMAZ - AyĢe Gül CANYILDIRAN - Hatice GEZER

KISSA-İ KERB GÂZÎ VE HİKÂYE-İ MUHAMMED HANEFÎ’NİN MENSUR BİR NÜSHASI

THE PROSE COPY OF KISSA-Ġ KERB GÂZÎ VE HĠKÂYE-Ġ MUHAMMED

HANEFÎ

2344-2361

Levent Ali ÇANAKLI

TAHİR OLGUN’UN MANZUM BATI EDEBİYATI TARİHİ

TAHIR OLGUN’S POETIC WESTERN LITERATURE HISTORY

2362-2388

Atıf AKGÜN

MEHMET AKİF ERSOY’UN TÜRK DÜNYASI ŞAİRLERİNDEKİ TESİR ALANINA BİR BAKIŞ

A VIEW ON MEHMET AKĠF ERSOY’S SPHERE OF INFLUNCE ON TURKISH WORLD POETS

2389-2413

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKĠYE

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 TÜRKĠYE

Gencay ZAVOTÇU

İSTİKLÂL MARŞI’NIN TEMEL KAVRAMLARI

BASIC CONCEPTS OF ISTĠKLÂL MARCH

2414-2435

Duygu OYLUBAġ KATFAR

KADIN DERGİLERİNDE ÖNCÜ BİR ERKEK AHMET EDİP VE EV HOCASI DERGİSİ

A PIONEER MEN IN WOMEN’S JOURNALS AND EV HOCASI JOURNAL

2436-2447

Elmas ġAHĠN

A HISTORICAL AND CRITICAL SURVEY OF COMPARATIVE LITERATURE IN TURKEY

TÜRKĠYE'DE KARġILAġTIRMALI EDEBĠYATIN TARĠHSEL VE ELEġTĠREL

DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

2448-2472

Tülin ARSEVEN

KURGUDAN GERÇEĞE OSMAN NEVRES

FROM FICTION TO REALITY OSMAN NEVRES

2473-2482

Burak ARMAĞAN

TOPLUMSAL ÇÖZÜLÜŞÜN KISKACINDA KADIN OLMAK: AFRODİT BUHURDANINDA

BİR KADIN

BEING A WOMAN IN THE GRIP OF SOCIAL DISINTEGRATION: AFRODĠT BUHURDANINDA

BĠR KADIN

2483-2492

Ġrfan Murat YILDIRIM

YUSUF ATILGAN’IN ROMANLARINDA KAHRAMAN TİPOLOJİSİ

HERO TYPOLOGY IN NOVELS OF YUSUF ATILGAN

2493-2502

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKĠYE

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 TÜRKĠYE

Dinçer ATAY

JOSEPH CAMPBELL’IN MONOMİT AŞAMALARI BAĞLAMINDA DEDE KORKUT’UN

BEGİL OĞLU EMREN’İN BOYU DESTANI

ANALYSIS OF "THE STORY OF EMREN, SON OF BEGIL"WITHIN THE CONTEXT OF JOSEPH

CAMPBELL'S MONOMYTH STAGES

2503-2521

Mehmet ALPTEKĠN – Tuba KAPLAN

BAMSI BEYREK DESTANINDA SELAMLAŞMA

GREETINGS IN THE EPIC OF BAMSI BEYREK

2522-2544

Mustafa AÇA – Ġskender KELEġ

TRABZON ÇEVRESİNDE TÜTÜN KAÇAKÇILARI VE KOLCULAR ETRAFINDA OLUŞAN

ANLATILAR

NARRATIVES SHAPED AROUND TOBACCO SMUGGLERS AND WATCHMEN IN TRABZON

PROVINCE

2545-2564

Cavit GÜZEL

BİLİNMEYEN BİR YATIR VE BATTAL GAZİ DESTANI BAĞLAMINDA AZİZ MAMAS’TAN

CAMBAZ PİR’E KUTSAL’IN SÜREKLİLİĞİ

THE CONTINUITY OF THE SACRED, FROM SAINT MAMAS TO CAMBAZ PIR IN THE CONTEXT

OF BATTAL GAZI SAGA AND AN UNKNOWN ENTOMBED SAINT

2565-2578

Hülya TAġ

KAYBOLMAKTA OLAN BİR MADDİ KÜLTÜR GELENEĞİ: BURSA'DA TAKUNYACILIK

THE TRADITION OF A DISSAPPEARING MATERIAL CULTURE: TAKUNYACILIK IN BURSA

2579-2596

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKĠYE

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 TÜRKĠYE

Müberra ÇELĠK – Murat ġENGÜL

TÜRKÇE ÖĞRETMENİ ADAYLARININ KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ VE MESLEKİ KAYGI

DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

THE RELATION BETWEEN THE OCCUPATIONAL ANXIETY LEVEL AND PERSONAL

CHARACTERISTICS OF TURKISH TEACHER CANDIDATES

2597-2615

Berna ÜRÜN KARAHAN

8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN OKUMA ALIŞKANLIĞINA YÖNELİK TUTUMLARININ TÜRKÇE

DERSĠ ÖZ YETERLĠK ALIGILARI ĠLE ĠLĠġKĠSĠ

THE RELATIONSHIP BETWEEN 8th GRADE STUDENTS’ ATTITUDES TOWARDS READING

HABIT AND SELF-EFFICACY PERCEPTION ON TURKISH LESSON

2616-2626

Bilginer ONAN

DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE SENTEZCİ YAKLAŞIM

SYNTHETIC APPROACH IN GRAMMAR TEACHING

2627-2638

Ġrem BAYRAKTAR – Olcay BAYRAKTAR – Erhan DURUKAN

DİL FELSEFESİ VE TÜRKÇE ÖĞRETİMİ

LANGUAGE PHILOSOPHY AND TURKISH TEACHING

2639-2668

Önder ÇANGAL - Serdar YÖRÜSÜN

ÖZEL AMAÇLI TÜRKÇE ÖĞRETİMİ DERS KİTABI ÖNERİSİ: BANKACILIK TÜRKÇESİ

A COURSEBOOK PROPOSAL FOR TEACHING TURKISH FOR SPECIAL PURPOSES: BANKING

TURKISH

2669-2693

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKĠYE

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 TÜRKĠYE

Oğuzhan YILMAZ vd.

ORTAOKUL DERS KİTAPLARINDAKİ KURGUSAL METİNLERLERDEN HAREKETLE

DEĞERLER ANALİZİ: TÜRKİYE VE KAZAKİSTAN ÖRNEĞİ

VALUES ANAYSIS IN REFERENCE TO THE FICTIONAL TEXTS IN SECONDARY EDUCATION

COURSE BOOKS: A TURKEY AND KAZAKHSTAN CASE

2694-2710

Yıldız YENEN AVCI

TEMALARIN ÖĞRETİMİNDE ŞİİR DİLİNDEN YARARLANMA: ÂŞIK VEYSEL ÖRNEĞİ

UTILIZING POETRY LANGUAGE IN TEACHING OF THE THEMES: ÂġIK VEYSEL EXAMPLE

2711-2740

Selami SÖNMEZ

REHBER ÖĞRETMENLİĞİN MURPHY YASALARI

MURPHY LAWS OF GUIDE TEACHING

2741-2751

Ġsmail Hakan AKGÜN - Fatma BULUT ÖZKAR

DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE YER ALAN “TABLO

VE DİYAGRAM OKUMA” BECERİSİNİ KAZANMA DÜZEYLERİNİN ÇEŞİTLİ

DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ

EXAMINATION OF GRADE LEVELS OF “READING TABLE AND DIAGRAM” IN SOCIAL

STUDIES LESSON OF FOURTH GRADE STUDENTS ACCORDING TO VARIOUS VARIABLES

2752-2775

Fethi KAYALAR – Türkan Güler ARI

STUDY INTO THE VIEWS OF CLASSROOM TEACHERS UPON INTEREST-BASED

LEARNING IN PRIMARY SCHOOLS

ĠLKOKULLARDA ĠLGĠYE DAYALI ÖĞRENME ÜZERĠNE SINIF ÖĞRETMENLERĠNĠN

GÖRÜġLERĠNĠN ĠNCELENMESĠ

2776-2787

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKĠYE

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 TÜRKĠYE

Bülent HALVAġĠ

OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARININ PİYANO EĞİTİM METOTLARI ÜZERİNE BİR GÖZLEM VE

DEĞERLENDİRME

AN OBSERVATION AND EVALUATION OF PIANO EDUCATION METHODS FOR PRE-SHOOL

CHILDREN

2788-2798

Ġsmet ARICI – Ġbrahim BĠRDAL

PROFESYONEL KAYIT STÜDYOLARINDAKİ TONMAİSTERLERİN EĞİTİM DURUMLARI

VE MÜZİKSEL ÜRETİME KATKILARI

EDUCATIONAL SITUATIONS OF TONMAISTERS AT PROFESSIONAL RECORDING STUDIOS

AND THEIR CONTRIBUTIONS TO MUSICAL PRODUCTIONS

2799-2810

Ġbrahim Doğukan DOKUR

AVRASYA KONAR GÖÇERLERİNİN SOSYOEKONOMİK YAPILARI VE YAŞAM TARZLARI

ÜZERİNE BİR İNCELEME

A STUDY ON THE SOCIO-ECONOMIC STRUCTURES AND LIFE STYLES OF EURASIA NOMADS

2811-2824

Mehmet ÇANLI

BALKANLARDA KOMİTACILIK VE ÇETECİLİK: II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ MECLİS-İ

MEBUSAN OTURUMLARINDA YAPILAN TARTIŞMALAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

KOMITAJ AND GANGS IN BALKANIA: AN EVALUATION ON THE ARGUMENTS MADE IN THE

11. CONSTITUTIONAL PERIOD ASSEMBLY AND SOLUTION PROPOSALS

2825-2846

Abdulkadir KIYAK

ANADOLU ALEVİLİĞİNDEKİ “DÜŞKÜNLÜK” CEZASININ DİNLER TARİHİ AÇISINDAN

DEĞERLENDİRİLMESİ

EVALUATION OF THE PUNISHMENT OF DÜġKÜNLÜK IN ANATOLIAN ALEVISM IN TERMS

OF HISTORY OF RELIGIONS

2847-2864

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017, TÜRKĠYE

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 TÜRKĠYE

Halime ÇAVUġOĞLU

PROF. DR. SERHAN ALKAN İSPİRLİ'NİN KARSLI HACI MEHMED RIFAT DİVANI

(İNCELEME-METİN) ADLI ESERİ ÜZERİNE

ABOUT PROF. DR. SERHAN ALKAN ĠSPĠRLĠ’S WORK NAMED KARSLI HACI MEHMED RIFAT

DĠVANI (ĠNCELEME-METĠN)

2865-2871

Mehmet EREN

RAHMANKUL BERDİBAY’IN, BAYKAL’DAN BALKAN’A ADLI ESERİ ÜZERİNE

ABOUT RAHMANKUL BERDĠBAY’S WORK NAMED BAYKAL’DAN BALKAN’A

2872-2879

Türker BARIġ BULDUK

PROF. DR. İBRAHİM HALİL TUĞLUK’UN DİVANÇE-İZMİR MÜFTÜSÜ MEHMED SAİD

EFENDİ ADLI ESERİ ÜZERİNE

ABOUT PROF. DR. ĠBRAHĠM HALĠL TUĞLUK’S WORK NAMED DĠVANÇE-ĠZMĠR MÜFTÜSÜ

MEHMED SAĠD EFENDĠ

2880-2883

Abdülhakim KILINÇ

PROF. DR. AZMİ BİLGİN’İN ENÎSÜ’L-CELÎS ADLI ESERİ ÜZERİNE

ABOUT PROF. DR. AZMĠ BĠLGĠN’S WORK NAMED ENÎSÜ’L-CELÎS

2884-2889

Faruk POLATCAN

DR. NURŞAT BİÇER’İN TÜRKÇE ÖĞRETİMİ TARİHİ ADLI ESERİ ÜZERİNE

ABOUT DR. NURġAT BĠÇER’S WORK NAMED THE HISTORY OF TEACHING TURKISH

2890-2894

Yakup ALAN

DR. MUHAMMED HÜKÜM’ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE

ABOUT DR. MUHAMMED HÜKÜM’S WORK NAMED POET - SOCIOLOGIST: KEMAL TAHĠR

2895-2900

AÇA, M. ve KELEġ, Ġ. (2017). Trabzon Çevresinde Tütün Kaçakçıları ve Kolcular Etrafında OluĢan

Anlatılar. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 6(4), 2545-2564.

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

TRABZON ÇEVRESİNDE TÜTÜN KAÇAKÇILARI VE KOLCULAR ETRAFINDA

OLUŞAN ANLATILAR

Mustafa AÇA

İskender KELEŞ

Geliş Tarihi: Eylül, 2017 Kabul Tarihi: Kasım, 2017

Öz

Coğrafi keĢifler sırasında yeni dünyadan getirilen tütün, dünyanın önemli

tarım ürünlerinden biri olmuĢtur. 17. yüzyıla gelindiğinde tütün, Osmanlı

coğrafyasında da rağbet edilen bir tarım ürünü olmaya baĢlamıĢtır.

Tüketimine dönük olarak aralıklarla yürürlüğe konulan yasaklara rağmen

imparatorluk coğrafyasında ve ötesinde hızla geniĢleyen pazar, yeni Osmanlı

coğrafyasında ekim alanlarının ortaya çıkmasında etkili olmuĢtur. 18.

yüzyılın baĢlarına gelindiğinde Doğu Karadeniz bölgesinde de

yaygınlaĢmaya baĢlayan tütün tarımı, yüzyıl sonra devletin politik ve iktisadi

anlamda zayıf düĢmesi sonucunda, hâkim unsurların devletin kaynaklarına el

koyma eylemleri açısından stratejik bir ürün hâlini almıĢtır. 19. yüzyılın son

çeyreğinden itibaren Osmanlı sınırları içindeki tütün tarımını, kurulmasını

sağladıkları Reji idaresi ile kontrol altına alan Batılı devletler ve onlarla

iliĢkili finans çevreleri, tütün üreticilerine hükmetmeye baĢlamıĢlardır.

Uygulanan baskılardan ötürü çaresiz kalan Anadolu çiftçisi, mahsulünü

çoğunlukla kaçakçılara satmak zorunda kalmıĢtır. Kaçakçılıkla kolcular

vasıtasıyla mücadele eden Reji Ġdaresinin tüm gayretlerine rağmen artan

kaçakçılık faaliyetleri, Rejinin kapatıldığı dönemlerden sonra nispeten

azalarak devam etmiĢtir. Sosyal ve kültürel hayatta önemli izler bırakan

tütün, kaçakçılar ve onlarla mücadele eden kolcular, Trabzon yöresi manileri

ve türkülerine konu olmanın dıĢında, anlatılarda da kendilerine yer

bulmuĢlardır. Birkaç nesil boyunca aktarılan bu anlatılara zaman içinde

yenileri eklenebildiği gibi aynı anlatılar çeĢitlenebilmiĢtir. Bu çalıĢmada

Trabzon çevresinde alan araĢtırması ile tespit edilebilen tütün kaçakçılığı ile

kaçakçılar ve kolcular arasında yaĢanan mücadeleleri konu alan anlatılar;

sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla değerlendirilecektir.

Anahtar Sözcükler: Trabzon, tütün, kaçakçılık, reji, kolcu teĢkilatı.

NARRATIVES SHAPED AROUND TOBACCO SMUGGLERS AND

WATCHMEN IN TRABZON PROVINCE

Abstract

Brought from the New World during the geographical discoveries tobacco

had become one of the major agricultural products of the World. In the 17th

century, tobacco started to be an agricultural product in demand in the

Ottoman geography. Despite the fact that, the consumption of tobacco is

Yrd. Doç. Dr.; Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü,

[email protected]. Yüksek Lisans Öğrencisi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

[email protected].

2546 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

banned with acts brought into force at intervals, the rapidly expanding market

in and around the imperial territories influenced the emergence of new

tobacco plantations in the Ottoman territories. In the early 18th

century, the

tobacco production sought into the Eastern Blacksea Region of the empire.

During the end of the century, tobacco became a strategic product as a result

of the weakening of the state in terms of politics and economy, as the

colonizing countries attempted to confiscate the sources of the empire.

Starting from the last quarter of the 19th

century, the Western countries and

the financial circles in relation to them, who had controlled the tobacco

planting with stage management (Reji) they established, started to dominate

the tobacco producers. The Anatolian farmers, who were desperate because

of this domination, had to sell their product to the smugglers. The smuggling

activities, which gradually increased in spite of the efforts of the Reji

management who tackled with the smugglers with the help of watchmen,

continued at a low pace after the closure of Reji. Tobacco, smugglers, and the

watchmen who tackled with them, became the subject matter of Trabzon folk

songs, as well as folk narratives. While these narratives had been passing

from generation to generation, not only some others were added within the

course of time, but also the existing narratives had some variations. This

study aims to analyze the narratives, gathered with the field studies around

Trabzon, and mentioning the tobacco smuggling, as well as the struggles

between the smugglers and the watchmen, in terms of their social, economic

and cultural dimensions.

Keywords: Trabzon, Tobacco, Reji, watchman organization.

Karadağun üstünde

Ben kolciyim, kolciyim

Hakkini helal eyle

Dağlarda bi yolciyim

Osmanlı Ġmparatorluğunun 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yüzleĢmek zorunda

kaldığı siyasi ve ekonomik sorunlar, siyaset tarihi ve iktisat tarihi çalıĢmalarında çeĢitli

yönleriyle pek çok kez ele alınmıĢtır. Batılı devletlere ve onlarla iliĢki içinde olan finans

kurumlarına borçlanma ve bu borçların ödenmesi konuları bağlamında yapılan çalıĢmalarda

sıklıkla Reji Ġdaresine ve onun uygulamalarına yer verildiği görülmektedir. Kültür bilimleri

alanında ise söz konusu idarenin uygulamalarının sosyal ve kültürel hayata etkileri kısa atıflar

dıĢında problematik esasta çalıĢılmamıĢtır. Trabzon çevresinde Reji Dönemi ve sonrasında

gerçekleĢtirilen kaçakçılık faaliyetlerini ve kolcuları konu alan ve günümüzde artık unutulmaya

baĢlamıĢ olan bu anlatıları derlemek için alan araĢtırması yapılmıĢ ve bilgiler mülakat yoluyla

tespit edilmiĢtir. Anlatıları, kaçakçıların ve kolcuların kolektif bilinçteki yerleri, kahraman

tipolojisinin güncellenmesi ve olayların halk hayatına etkileri gibi açılardan değerlendirmeyi

amaçlayan bu çalıĢmada, anlatıların oluĢmasına zemin hazırlayan siyasi ve ekonomik durum

kısaca özetlendikten sonra, anlatılar esasında amaçlarla uyumlu bulgular ve değerlendirmeler

ortaya konulacaktır.

2547 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

Yörenin sosyal ve iktisadi tarihi üzerine araĢtırmalar yapan bazı uzmanlar, Trabzon

havalisinde tütün ziraatının, 17. yüzyılın sonlarında, önceleri Akçaabat çevresinde, sonrasında

ise Yomra ve Maçka çevrelerinde yaygınlaĢmaya baĢladığını ifade ederlerken (Aygün, 2008:

101) bazı araĢtırmacılar tütünün bölgeye 19. yüzyılda Rusya üzerinden girdiğini ve Batum’dan

bugünkü Samsun’a (Canik) uzanan mesafede yaygınlaĢtığını ifade etmiĢlerdir (Kılıçaslan, 1994:

360). Osmanlı dönemine ait gümrük ve vergi kayıtlarından anlaĢıldığı kadarıyla 17. yüzyılda

baĢlayıp 20. yüzyılın sonlarına kadar devam eden tütün tarımı, yöre insanının en önemli geçim

kaynaklarından biri olmuĢtur (KaraçavuĢ, 2010: 63)1. Tütün üretiminin 1862 yılında devlet

tekeline alınması ve takip eden süreçte 1884 yılında kurulan Reji Ġdaresince denetlenmesi, tütün

üretiminin yapıldığı diğer bölgelerde olduğu gibi yöre insanı açısından da önemli sonuçlar

doğurmuĢtur. 1854 yılından itibaren Ġngiltere ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinden borç almaya

baĢlayan Osmanlı Devleti’nin 1876’da borçlarını ödeyemez duruma gelmesi sonucunda 1881’de

Duyûn-ı Umûmiye idaresinin kurulması ile diğer pek çok üründe olduğu gibi, tütünden elde

edilen gelirin önemli bir kısmı borçlara karĢılık olarak yabancı unsurlarca tahsil edilmeye

baĢlanmıĢtır (Ösen, 2015: 52; Akpınar 1998: 5-8).

Osmanlı yönetimince ilan edilen bir fermanla kurulan, ancak iĢletme ve imtiyaz hakkı

büyük oranda Batılılara ait olan tütün rejisi, belirtilen sürecin sonuçlarından biri olmuĢtur. Reji

teĢkilatlanması tamamlandıktan sonra Anadolu’da yapılan tütün üretimi üzerine sıkı bir denetim

baĢlatılmıĢtır. Reji Ġdaresi, tütün üretimini denetim altına almak amacıyla ilk iĢ olarak tütün

ekimini ruhsata bağlamıĢtır. Tütün ekilecek alanın tespiti ve ruhsatlandırılması Reji görevlileri

tarafından yapıldığı için elde edilecek ürünün ortalama miktarının da bu yolla tespit edilmesi

amaçlanmıĢtır (Akpınar, 1998: 47). Rejinin sıkı denetimi ve tütüne belirlediği fiyatın üreticilerin

ihtiyaçlarını karĢılamaması, teslim edilen tütünün Reji görevlilerince bilinçli Ģekilde eksik

tartılması ve üreticiye itiraz hakkı tanınmaması gibi sebepler, mahsulün Anadolu’daki diğer

üretim alanlarında olduğu gibi, Trabzon çevresinde de kaçakçılara satılması sonucunu

doğurmuĢtur. Geçimlerini temin etmek amacıyla kaliteli tütünü, nispeten değerinde, kaçakçılara

satan Trabzonlu tütün üreticilerinden bazıları, düĢük kaliteli tütünü yükümlülüklerini yerine

getirmek amacıyla Rejiye teslim etme yoluna gitmiĢlerdir. Kaliteli tütüne ulaĢmak isteyen ve

1 Yörede tütüne duyulan ilginin bir sonucu olarak antik dönemlerden beri takip edilebilen zeytinciliğe gösterilen ilgi

azalmıĢ; nitekim zaman içinde zeytin ağaçları sökülerek yerine önce tütün, sonrasında ise fındık dikilmeye

baĢlanmıĢtır. Yörenin ihraç ürünleri içinde tütünün yeri daima üst sıralarda yer almıĢtır (Aygün, 2008: 101). 1898 yılı

verilerine göre Trabzon merkez kaza, Akçaabat, Yomra ve Maçka havalilerinde dört milyon kilo tütün üretimine

ulaĢılmıĢtır. Bu miktarın üç buçuk milyon kilosu ihraç edilirken geri kalanı iç tüketime ayrılmıĢtır (KaraçavuĢ, 2010:

63).

2548 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

bölgesinde tütün üretimi yapılmayan tüketicilerin kaçakçılar marifetiyle satılan tütüne rağbet

göstermeleri, kaçakçılığın her geçen gün artmasında etkili olmuĢtur2.

Kaçakçılık olaylarının tüm tütün ekim alanlarında gün geçtikçe artması ve Rejinin

kaliteli tütünden beklediği gelirin düĢerek tabir yerindeyse kârdan zarar etmesi, kaçakçılara

karĢı sert tedbirlerin alınması yolunda devlet görevlilerine baskıların artmasına sebep olmuĢtur.

Kaçakçılık olaylarını engellemek amacıyla 1886 yılında Kordon Bölükleri de denilen “Kolcu3”

birlikleri kurulmasını sağlayan Reji, âdeta devlet içinde ayrı bir güç gibi hareket ederek kendi

adâletini kendisi sağlamaya baĢlamıĢtır (Yüksel, 2012: 187). Önemli imtiyazlara sahip kolcu

grupları, oluĢturuldukları andan itibaren amansız bir biçimde tütün kaçakçılarının peĢine

düĢmüĢtür4. Tütün kaçakçılığının Anadolu’da üretim yapılan hemen her yerde giderek artması,

kolcu sayısının da Rejinin bu amaçla yaptığı harcamanın da giderek artmasına sebep olmuĢtur.

Tarihi verilere göre 1887 yılında ülke genelinde 3600 kolcu istihdam eden Reji, 1899 yılında bu

sayıyı 6500’e çıkarmıĢtır. 1908’e kadar geçen süre içinde ise Reji, kaçakçılığı önleme amacıyla

215.000 Türk lirası harcama yapmıĢtır (Akpınar, 1998: 81). Diğer bölgelerde olduğu gibi

Trabzon çevresinde, elinde tabaka bulunduran ahaliden kaçakçılık merkezli anlatıların

baĢkahramanları olan usta kaçakçılara kadar çok geniĢ bir yelpazede baskı uygulayan kolcular,

Reji Ġdaresinin tamamen lağvedildiği 1925 yılına kadar yoğun Ģekilde Rejinin paralı askerleri

gibi faaliyet göstermiĢlerdir. ÇarĢıbaĢılı Ali KeleĢ (KK-1), babasından naklen kolcuların sıkı

denetimlerini Ģöyle anlatmaktadır: Ey gidi eskiden araba yoğudi. Trabzon'a yürüme giderduk.

Bir hafta sonu Trabzon'a giderken Akçaabat Ahanda'da (Kavaklı Köyü/Akçaabat) kolcu

önümüzü kesti. Üstümüzi başimizi aradi. Kaçak sigaralarımizi aldi. Sinirli bir şekilde „Buni size

kim pazarlay?‟ dedi. Biz da „Akçaabat'ta ekrabamız tütün ekey.‟ deduk. Ceza yazmadi bize.

Adami oyle ikna ettuk. Yoksa bulur sora sora. O zamanlar Akçabat'tan adamlar pazar olduğu

zaman İskefe‟ye (Çarşıbaşı), Vakfıkebir'e gelidı. Kaçak tütün alurduk olardan5.

Kolcu Ahmet adlı ünlü bir kolcu ile tütün içen bir tanıdığı arasında yaĢanan diyaloğa

Ģahit olan Arsinli Emrullah Bülbül (KK-9), tütün içen köylülerin bile kolcular tarafından sıkı

Ģekilde denetlendiğini Ģu cümlelerle anlatır: Kolcu Ahmet dayı vardı. Bizim köye bir cenaze

namazına gelmişti. Eskilerden konuşuyorlardı. Ben de yanlarına yaklaştım. Kolcu Ahmet dayı

2 Anadolu genelinde I. Dünya SavaĢı yıllarında tütün kaçakçılığının aktörleri arasına asker kaçakları ile savaĢ

sonrasında terhis olan, ancak yapacak iĢ bulamayanlar da dâhil olmuĢtur (Müderrisoğlu, 1990: 134). 3 Kolcu tabiri, devlet gelirlerinin zararına mahal vermemek ve kaçakçılığı engellemek için geçit yerlerini gözleyen ve

bekleyen veya denizde kaçakçılar peĢinde dolaĢan bekçileri ve memurları ifade etmek için kullanılmıĢtır

(Karamursal, 1989: 36). Trabzon havalisinde kaçakçılardan çok, kolcuların namı hafızlarda tutunabilmiĢtir. Bugün

adları hatırlanan kolcular arasında Kolcu Hasan lakabıyla Trabzon’un Çağlayan beldesinden Hasan Emral, Vakfıkebir

ilçesinden ġerifoğlu Ali (Ali ġerifoğlu) yer almaktadır (KK-3). 4 Kaçakçılığı engelleme konusunda kolcuların yetersiz kaldığı noktalarda jandarmadan da yardım isteyen Reji,

yakalanan tütün miktarına göre ikramiye vermeyi taahhüt etmiĢtir (Akpınar, 1998: 79). 5 Kaynak kiĢilerden bazıları ağız özelliklerini yaĢatmakta iken bazıları genel konuĢma dilini kullanmaktadırlar.

2549 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

bizim köylülerden birisine kaçak tütün içtiğini biliyorum dedi. Kolcularla birlikte yaylaya

giderken senin kaçak tütün içtiğini gördük dedi. Senin peşine düştük sen kaçtın dedi. Bir türlü

içtiğin tabakayı bulamadık. Ne yaptın o tabakayı? Karşısındaki kişi Ahmet Dayı tabakami

sabaha kadar arasanız bulamazdınız dedi. Orada benum eşeğim varidi. Eşeğin kulağına

sakladım.

Akçaabatlı Hamza Güner (KK-2), kolcuların seçiminde dikkat edilen hususlara,

meziyetlerine, kaçakçıların kullandıkları güzergâhlara ve kaçakçılığın ilerleyen dönemlerde de

devam ettiğine temas eder biçimde Ģunları anlatır: Kolcular devletin kendi yetişturduğu

adamlardan değil, o çevrede bulunan adamlardan seçilirdi. Kolcular ilçede tanınmış, az biraz

okumuş, sözü geçen, güçlü ve istihbaratı iyi olan kişilerden seçilirdi. Belediye memurlari gibi bi

yere kayitli değildiler. Bu adamlari köy muhtarlari seçerdi. Kolcular tütün kaçakçılarini

kollardi. Tütüni gizleyip kaçak satanlari yakalardi. Daha sonradan çıkan Tekel‟e tütün

satmayıp kaçak alıp satan satıcılari da yakalardi. Bu tütün kaçakçuluğu yaklaşuk yüz sene

öncesine var imiş. Tütün kaçakçılari tütünü üreticiden TEKEL fiyatından daha pahalı alırdı.

Tütün olmayan yerlere götürüp daha pahaliya satardi. Devlet izni olmadan tütünü başka bi yere

satamazdı.

ÇarĢıbaĢılı Ali Usta (KK-4), kolcuların kimlikleri ile halk arasındaki tavır ve

davranıĢları hakkında yukarıdaki anlatıya benzer Ģekilde Ģunları aktarır: Bizim küçüklüğümüzde

kolcular vardı. Kolcularda bir gösteriş havası vardı. Astığı astık kestiği kestik tiplerdi. Her

bölgede her ilçede kolcular vardı. Kolcular halkı tanıyan kişilerden seçilirdi. O yüzden tütün

kaçakçılığı kimin yaptığını bilirdiler. Kolcular bu yaylalarda çok dolanırdı. Sert adamdılar.

Sadece tütün kaçakçılığı yapanlara değil kaçak tütün içenlere de işlem yapardiler. Millet

tabakasıni saklardi. Herkesin cebini arardiler. Üstünü koklardiler. Tütün var mi diye. Tütün

buldu mi hemen alırdiler. Kimden aldın diye sorardiler adama.

Akçaabat havalisinde daha ziyade bugünkü adlarıyla Söğütlü ve Yıldızlı ile Sera

vadisindeki yerleĢimlerde yoğun Ģekilde tütün tarımı yapılmıĢtır. Trabzon kent ve kırsal tarihi

üzerine uzun yıllar araĢtırmalar yapan Muzaffer Lermioğlu, Akçaabat ilçesinde tütün ziraatı

yapılan yerlerden bahsederken Ģunları söyler: İlçenin hâlen üç mahallesi ile 77 köyünde tütün

zer'iyyatı yapılmaktadır. En iyi tütün yetiştiren köyler sahil köyleridir. Birinci derecede tütün

yetiştiren kasabayı teşkil eden Dürbınar, Orta, Nefsipulathane mahalleleri ile Ahanda,

Üstürkiya, Salari, Kalanima, Osmanbaba, Fiz, Şinik, Helvacı, Macera, Kalyara, Cavana,

İspendam, Mersin, Haldandoz, Akçakale, Karciya, Serasor, Cera, İle, Kuduna köyleridir

(Lermioğlu, 2011: 38). Bahsedilen alanlardan bazılarında bugün de az miktarda tütün ekimi

yapılmaktadır. Belirtilen safahatla uyumlu Ģekilde havalideki üreticilerden tütünü alan

2550 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

kaçakçılar, aldıkları tütünleri katırlarla aĢılması zor olan Trabzon dağlarındaki vadi ve yayla

geçiĢ hatlarından yukarıya taĢıyarak Erzurum’a kadar uzanan geniĢ bir alanda pazarlamıĢlardır.

Vakfıkebirli Ahmet Usta (KK-5), gençlik yıllarında tanık olduğu kaçakçılık olaylarından

bahsederken kaçakçıların yöntemlerini ve menzillerini anlatı karakteri taĢır bir biçimde Ģöyle

aktarır: Benim çobanlık yaptığım zamanlardı. O zamanlar Akçaabat'ta tütün kaçakçıları vardı.

Kaçakçılık işlerini katırcılar da yapardı. Her köyde katırcılar vardı. Ama öyle her katırcı

kaçakçıların işini görmezdi. Kaçakçıların anlaştığı katırcılar vardı. Kaçakçılar katırcılarla

birlikte tütün satmaya giderdi. Katırcılar öyle bi kişi gitmezdiler. Genelde kalabaluk giderdiler.

Katırcılar katırlara üstüne tütünleri yüklerdi. Tütünleri gizlemek için üstü kapatılırdı.

Akçaabat'ta üretilen tütün katırcılar vasıtasıyla Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Erzincan

taraflarına götürülürdü. Orada tütün kaçakçılarının iletişimde olduğu kimseler vardı.

Hayatının büyük bölümünde yaylalarda yaĢayan Vakfıkebirli Murat Furuncu (KK-6),

kaçakçıların kullandıkları güzergâhlar ve menzilleri Ģöyle aktarır: Biz görmeduk ama eskilerden

işuttuk. Eskiden çok fenaluklar varidi. Yaylalarda vurgunlar olurdi. Gümüşhane'nin dağ

köylerine tütün götürürdiler. Bayburt'a götürürdiler. Sonra Giresun'un yüksek ilçelerine

götürürdüler. Giresun'un Alucra, Çamoluk, Şebinkarahisar taraflarına tütün giderdi

Trabzon'dan. Yine Akçaabat tütünü bizim Büyükliman taraflari da götürülürdü.

Tütün kaçakçıları sadece Trabzon’a komĢu illere tütün kaçırmamıĢlar, Hamza Güner’in

(KK-2), Ģu ifadelerinden anlaĢıldığı kadarıyla menzilleri Erzurum’a kadar uzanmıĢtır:

Kaçakçılar tütüni köylerden alır katırlarla beraber dağlari yukari götürürdü. Buradan Haçka

obasina çıkarlardi. Sera deresine okari da götürürdüler. Oradan Maçka, Zigana, Gümüşhane

yolundan Erzurum'a kadar götürürlerdi. O yayla yollarinin dili olsa da konuşsa. Kolcular ile

tütün kaçakçılari anlaşamazdi. Bazi kolcular para karşuluğunda tütün kaçakçılarina bişe

etmezdi. Yani kolcularda tütüncülerle çeşitli şekillerde anlaşırdi.

Trabzon çevresinden yapılan tütün kaçakçılığının bir kolu, Niğde’ye kadar uzanmıĢtır.

Konu üzerine araĢtırmalar yapan Serdar Ösen, kaçakçıların Trabzon’dan Niğde’ye uzanan

yolculuklarının güzergâhını Ģu Ģekilde tespit etmiĢtir: Trabzon‟dan yola çıkan tütün

kaçakçılarının Niğde'ye kadar olan yolculuklarında genellikle daha önceden belirlenmiş bir

güzergâh takip ediyorlardı. Kaçakçılar ilk olarak Trabzon'da belli bir mahalde toplanıyorlar ve

oradan Bayburt sancağına bağlı Şiran kazasına, oradan da Erzincan sancağının Refahiye

kazasının Tekeli nahiyesi köyleri yoluyla, Sivas sancağında bulunan Koçgiri ve Tonus

(Altınyayla) kazalarını geçerek Aziziye kazasına bağlı Sarıoğlan nahiyesinden Sarmısaklı

köyüne geliyorlardı. Sarmısaklı köyünden Kayseri'ye bağlı olan Tomarza ve Everek köyleri

2551 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

yoluyla Niğde'nin Yahyalı nahiyesine vardıktan sonra Sulucaova ve Bayemdere (Bademdere)

köylerine gelerek Niğde sancak merkezine yaklaşmaktaydılar (Ösen, 2015: 55).

Kaçakçıların hatırı sayılır bir gelir elde etmeleri ve mevcut ekonomik koĢullar içinde

baĢka bir seçeneğin bulunmaması gibi sebepler, tüm tehlikelerine rağmen kaçakçılığı cazip bir

iĢ hâline getirmiĢtir. Lermioğlu, yörede gerçekleĢen tütün kaçakçılığı olaylarına çarpıcı bir

üslupla Ģöyle atıfta bulunur: Kaçakçılığın men'i için evvel ve ahar daima zecri tedbirler alınmış,

hiçbir vakit ilmi bir sistem takip edilmemişti. Kaçakçılık bilhassa sahil köyleri halkıyla Sera ve

Hacıbeşir deresi köylüleri arasında taammüm etmişti. Evvelce kazaya bağlı iken 1341'de Nefsi

Trabzon'a ilhak edilen Ağrit köyünden Karabinaoğulları kaçakçılıkta bir şöhreti mahsusaya

sahiptirler. Kaçakçılarla Reji şirketi kolcuları arasında bazı çarpışmalarda vukua gelen

facialar cidden hazin olmuş, yankıları yanık türkülerle halkı arasında terennüm edilmiştir. (…)

Ecnebi bir şirketin menfaati namına memleket çocuklarından karşılıklı birçok kanlar dökülür,

birçok facialar vücuda gelirdi. Cesaret ve maharet bakımından galebe en ziyade kaçakçılarda

kalır bu çarpışmalar halk nazarında bir kahramanlık menkıbesi telakki edilir, türküler,

destanlar yazılıp çağrılırdı. Reji şirketi, alakalı memurları para ile ıtma ederek bunları

kaçakçılarla mücadeleye sevk ederdi. İlimiz valilerinden eski rejimde en kuvvetli otorite temin

eden Kadir Paşa'nın açtığı şiddetli, sürekli, emsalsiz takip ve mücadeleye rağmen kaçakçılar

yine zekâ, maharet ve cesaretleri ile muvaffak olmuş, eksilmeyen ve belki de artan bir faaliyetle

kaçakçılığı idame ettirmişlerdi (Lermioğlu, 2011: 38).

Tütün kaçakçılarının yukarıdaki anlatıda bahsedilen sergüzeĢtleri manilere de konu

olmuĢtur. Kaynak kiĢilerin, kaçakçılar ile kolcular arasındaki mücadeleleri ve kaçakçıların

maceralı yaĢamlarını anlatırken söyledikleri manilerden birkaçı Ģöyledir:

Yükledum katuruma

Kıyılmiş tütünleri

Kolculardan kaçarken

Yedum kendi kendimi

*

Parabelli tabancam

Belimde görünecek mi

O yaman kolcular

Peşime düşecek mi (KK-11)

*

2552 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

Bir kurşun atacağum

Tütün kolcularına

Sorayırım yarımı

Yayla yolcularina (Gedikoğlu, 2016: 75).

1925 yılında Reji Ġdaresinin kaldırılıp yerine Ġnhisar Ġdaresinin kurulması ile tütün

tarımı ile ilgili düzenleme yetkisi bu idareye bırakılmıĢtır (Yüksel, 2012: 191). Trabzon

havalisinde tütün tarımı ilerleyen dönemlerde de devam etmiĢ ve tütün alım satımı uzun yıllar

bir devlet kuruluĢu olan TEKEL tarafından idare edilmiĢtir. Ġronik bir biçimde tütünün yeni

idari birimlerin sorumluluğuna bırakılmasından sonra da kaçakçılık olayları devam etmiĢtir.

Daha önce olduğu gibi verilen fiyattan memnun olmama ve uygulanan vergiler gibi sebeplerle

yöredeki üreticilerden bir kısmı mahsullerini kaçakçılara satmayı tercih etmiĢlerdir. Alan

araĢtırmaları sırasında tespit ettiğimiz kaçakçılık anlatılarının önemli bir kısmı, bu yeni döneme

ait kaçakçılık olaylarını konu almaktadır. Tütün kaçakçılığının devam ettiği ilerleyen süreçlerde

kaçakçılarla mücadele devletin kolluk kuvvetleri tarafından yürütülmüĢ olsa da halk hafızasında

yer edinen “kolcu” tabiri, onlar için de kullanılmaya devam etmiĢtir.

Diğer yerleĢimlerde olduğu gibi Trabzon çevresinde de halk hayatı üretim ve pazarlama

süreçleri etrafında ĢekillenmiĢtir. Bu anlamda tütüncülük, yapıldığı alanlarda uzun süre hâkim

üretim modeli olmuĢ, hayat ona göre ĢekillenmiĢtir. Geçimini tütüncülükle sağlayan aileler,

baharın ilk günlerinden kıĢ aylarına kadar uzanan geniĢ bir zaman diliminde zahmetli

süreçlerden geçmiĢlerdir. Ailesi 1975 yılına kadar uzun yıllar tütüncülük yapan Akçaabatlı

Nermin Öncü (KK-7), tütün üretiminin halk hayatına etkisine, süreçlerine ve münferit

kaçakçılık olaylarına dair Ģu bilgileri vermektedir: Kendi arazimiz çok olmadığı için başkasının

arazisini „kesim‟le kiralıyorduk. Kesim parası peşin ödendikten sonra tütün için neredeyse tüm

yıl emek harcanırdı. Tütünün önce fidanı yetiştirilirdi. Mart, nisan gibi 20-30 metre kadar bir

yere tohum atıyorduk. Tohumların özel olarak hazırlanmış küçük bir alanda yeşertilirdi.

Fidanlar yetiştirilirken çok faydalı olan insan dışkısı bile gübre olarak kullanılabilirdi. Onun

dışında pişmiş yani bekletilmiş inek ve koyun gübresi de kullanılırdı. İnsan dışkısını temin etmek

için tuvalet çukurlarından (şima kuyusu) zahmetli bir şekilde dışkılar taşınırdı. Fideler yeşerip

bir karış kadar olduktan sonra yerlerinden sökülüp sepetlere konulur tarlaya götürülürdü.

Dikimden önce tarlaya evlekler açılırdı. Taşıma suyla ve „yamkı‟ adı verilen uzun bir burgu

çubukla çukur açılır içine su dökülür. Arkadan gelen kişi fidanları bu küçük çukurlara dikerdi.

Tarlaya ekilen fidanlar tutmazsa başkasından parayla fidan alınıp dikildiği de olurdu. Tütünler

biraz büyüyünce çapaya benzer bir aletle ayıklama yapılırdı. 15-20 gün sonra tütünün boya

değil de yaprağa çalışması için tepesi kırılır; buna „doruk kırma‟ denirdi. Doruktan sonra tütün

2553 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

temmuz, ağustos gibi olgunlaşmaya başlar. Tütünün ilk önce alt yaprakları olgunlaşır. Sabah

namazında kalkıp güneş etkisini göstermeden alttan olgunlaşan bir iki yaprağı kırılır. Güneş

olduğu zaman yapraklar kustele (fidanın gövdesi) sarılır, toplamak zor olur. Olgunlaşan ilk

yapraklar alttan alındıktan sonra tütün havalanmaya başlar; bu sayede yukarıya doğru

kuvvetlenir. Toplanan ilk yapraklar dama götürülür ipe dizilir ve vagonlara asılır. Hava açıksa

vagonlar dışarı çıkarılır ama hava bozuksa vagonlar dama itilir. Vagonlar raylı olsalar da çok

ağır oldukları için yerlerinden zor hareket ettirilirdi. Sonrasında tütünün bel yaprağını alırdık.

Tütünün en kaliteli yaprağı çillenen doruk yapraklarıydı. Her kırmada kaliteleri farklı olduğu

yapraklar ayrı ayrı kurutulurdu. Tütün yaprakları kuruduktan sonra demet (hevenk) yapılır.

Kuruyan yapraklar demet yaparken döküleceği için nem kuyularına asılır, nemlendirilirdi. İşler

kışa kadar sürerdi. Kışın tütünler nem kuyularından çıkarılır ve evde dizlerimizin üstünde

yaprakları üst üste koyardık. 15-20 yapraktan oluşan her bir desteyi babam kalın çubukla seçip

sımsıkı balya yapardı. Babam bu işin ustasıydı; başkalarına yevmiyeyle tütün bağlamaya da

giderdi. Balyalar TEKEL‟e götürülünce eksper kalitesine göre fiyat verirdi. Doruk yaprakları

da toplandıktan sonra tütün sonradan filiz atardı. Annem bu filizleri toplar kendine harçlık

ederdi. Bu filizlerin toplanıp satışı yasaktı. Bazen annem bazen biz bu filizleri toplayıp gizlice

kıyıcılara götürürdük. Kıyıcı tütünü lif hâline getirirdi. Kıydırdığımız tütünleri öyle gizli saklı

satardık. Bazen iyi para da kazanırdık. Çocuk hâlimizle sırtımızda sepetler, içinde tütünle

Satari‟ye (bugünkü Ortaköy, Tütüncüler, Düzlük, Kaleönü köylerinin bulunduğu havali) kadar

giderdik korka, saklana. Kolcular sürekli denetim yapardılar. Tanıdık çıkarsa bazen göz

yumardılar. Biz bu işi harçlık için yapardık. Daha büyük kaçakçılık yapanlar da olurdu elbet.

Ben hatırlamam ama eskiden çok namlı kolcular varmış. Tütün kaçakçılarına göz

açtırmazlarmış. Aralarında böyle lakap almış namlıları da varmış, Kolcubaşının Sabri gibi6.

Zahmetli bir biçimde mahsulünü elde eden üreticiden tütünü alan kaçakçılar, yukarıdaki

bazı anlatılarda da bahsi geçtiği üzere, tütünü taĢırken gözden uzak ücra yolları kullanmaya

özen gösterseler de yaylacılık faaliyetlerinin bugüne nispetle daha yoğun olduğu dönemlerde

sıklıkla yaylacılarla karĢılaĢmıĢlardır. Kaçakçılarla kolcular arasındaki mücadeleye bu

münasebetle Ģahit olan pek çok yaylacının hafızasında yer edinen olaylar, zaman içinde sözlü

anlatı niteliği kazanmıĢtır. Uzun yıllar hayvancılıkla uğraĢan Ahmet Usta (KK-5), yaylalarda

karĢılaĢtığı kaçakçılarla ilgili Ģu anlatıyı aktarır: Eskilerin anlatmasina göre kaçakçılar burdan

yukari katırcılarla beraber gidermişler. Öyle kaçakçılar kolculara mücadele ederlerdi.

Kaçakçılık tütün satmaya yaylalara okari giderken arkadaşlarıyla kalabaluk gidermişler. O

katırların üstüne yaklaşık yüz kilo tütüni yüklerdiler. Anlaşılmasın diye üstüne bazen odun

6 Tütün tarımının yapıldığı alanlarda faklı teknik ve yöntemler kullanılabilmektedir.

2554 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

bazen yiyecek malzemeleri koydukları için çok ağır olurdi. Kış kıyamet o dağların soğuğu

hayvan çok zulüm çekerdi. Akçaabat'ın Sera çevresi meşhur idi kaçakçuluk işinde. Kaçakçılar

Sera‟dan yukari Maçka'ya çıkar, ordan Gümüşhane‟ye aşardiler. Kaçakçılar gittikleri yerlerde

tanınırdı. Ben çobanlık yaptığım için gelip giden kaçakçıları yaylada görürdüm. Ey gidi ne

mücadeleler oldi. 1950'li yılların ya ortası ya sonlarıydı. O zamanlar yaylalarda kaçakçılarla

çok rastlaşuduk. Bazısını tanurduk. O zaman koyunları Trabzon yaylalarindan yukari

Gümüşhane'ye yaylaya götüruyruk. Gümüşhane'nin Karaorman mevkiine geldik. Orada

duruken baktım ki kaçakçılar katırlarla gelıyler. Tütünleri katırlara yükledi götüruyler. O

sırada aşağıdan silah sesleri gelmeye başladi. Kaçakçılar silahlara davrandi. Baktuk aşağıdan

kolcular gözüktü. Kaçakçılara bağirdilar. Kaçakçılar ormana doğru gittiler. Ormanluk bölgede

çarpışmalar başladi. Kaçakçılar boş gezer mi. Tabancalar bellerinde gezeyler. Kolcularla

tütüncüler çarpışmaya başladi. Ağaçların arkasina geçerek çatiştiler. Biz ormanın diğer

tarafina doğru sürduk koyuni. Kaçakçıların mermisi bile çoğudi. Kimisi tüfeklan atayi kimisi

tabancalan. Kolcuları korkutmak için verdiler merminin gözüne. Toz duman oldi ortaluk.

Kaçakçılar baskın geldi; kolcular kaçmaya başladı. Kolcuların mermisi kalmadi heralde. Fazla

kalabaluk değilidiler. Kaçakçılar oradan yukari yolina devam etti. Aşti geçtiler dağlara yukari.

Kaçakçılar ellerinde mavzer tüfekleri, bellerinde parabelli tabancalar kaçakçuluk yapardiler.

Türküsü bile varidi. O zamanlar o tütün işi onların mesleğu idi. O işten bu kaçakçılar ey para

kazandiler.

Yöredeki tütün kaçakçıları, kadınların dokunulmazlıklarından yararlanarak onları

tütünün nakliyesinde kullanma yoluna da gitmiĢlerdir. Ancak bu durumu pek çoğu kadın olan

muhbirleri yardımıyla haber alan kolcuların raporlarından hareketle Reji tarafından kadın

kolcular iĢe alınmaya baĢlanmıĢtır. Zamanla kadınların üstlerinin aranmaya baĢlanması, ahali ile

kolcular arasında gerginliklere de sebep olmuĢtur (Akpınar, 1998: 84). Akçaabatlı Fatma ġen

(KK-8) tarafından aktarılan Ģu anlatı, tütün kaçakçılığı ile ilgili bir sergüzeĢtleri konu almasının

yanı sıra kadın kaçakçılara vurgu yapması bakımından dikkat çekicidir: Bobam anlatırdi Polita

(Pazarcık Köyü/Akçaabat) köyünden katırcılar Gümüşhane, Bayburt bölgesine tütün

götürürmüşler. Yine bi zaman tütün götürmek için yola koyulup bugünkü Seyrantepe denilen

yere gelmişler. Orada karşılarina kolcu çıkmış. Kolci katırlara dikkatli dikkatli bakmış. „Ne var

habu katırın üstünde? Tütün bişe kaçırmaysınız daa?‟ demiş. Bizimkiler katırların üstüne

anlaşılmasın diye odun yüklemiş. Kolcu demiş ki „Siz ey adama benzeysınız ama ben gene habu

odunların altina bakayim.‟ Odunlari tek tek kaldırmiş bakmiş; altında tütünleri görmüş. „Ceza

yazacam size!‟ demiş. Bobamın arkadaşi Ahmet Aga yalvarmiş adama „Oğulcuğum sana az

para verelım geçir bizi.‟ demiş. Al aşağa vur yukari, bir türlü kolciyi ikna edememişler. O

sırada yukarıdan aşağa tanıdık bir adam geliyomuş. „La uşaklar noliy haburda?‟ demiş.

2555 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

Bizimkiler „Geçit vermiyor bize habu kolci.‟ demişler. „Ulaaa adam kolci vururum seni.

Bıraksana adamlari gitsinler! Parabelliyi görmey misin?‟ demiş adam. Kolcunun gözüni

korkutmaya başlamişler. Eskiden vurgun işleri çok olduğundan Kolci uğraşmadan kaçmaya

başlamiş. O zaman sadece tütün kaçakçuluğu yokti. Ormanlardan ağaç kesme yasağıdi. Silah

kaçakçuluği varidi. Kolci denilen adamlar tütün kaçakçısının peşine takılmışken bulari da

görürdi. Yaylaya giderken da kaçak tütün götürülürdü. Tütüni bazen karilar götürürmüş. E

kolcular erkeğudi kadini arayamazdiler. Ama köylerde kolcu tutulan adamlar o karilari da

tanirmiş. Karilar arasında konuşup daha çok olduğu için karilar kaçakçuluğu kim yapar

bilirmiş. Kolcular kaçakçılık yapan karilari da bi karidan öğrenirmiş. Öyle çok tütün

kaçakçuluğu varidi. Ne yapacasun ekmek parasi. Kaçakçılar yaylalara okari giderken

kalabaluk gidermişler. Ellerinde mavzer tüfekleri, tabancalari varimiş. Öyle kaçak tütün içenler

korkardi kolcudan. Tütün kaçakçıları hazırlıkli gezdiği için korkusuzdular, kalabalukdılar.

Tütün, Akçaabat'ın çoğu köyünde yapılirdi. Şinik, Helvaci, Salari (Kibarlı), Dimana (Fıstıklı),

Ahanda (Kavaklı), Demirci (Fiz), Kalanima ve Sera deresine okari olan köyler yapardi. Habu

bugünkü Söğütlü ve çevresi tütüncüydi.

Kolcuların baskısından bunalan kaçakçılar, yakalandıkları zamanlarda belirsiz

akıbetlerinden kurtulmak amacıyla yukarıdaki anlatıda da geçtiği üzere kolcularla rüĢvet

pazarlıklarına da girmiĢlerdir. Kolcular arasında rüĢvet alanlar, kaçakçılar tarafından zaman

içinde bilinir hâle de gelmiĢtir. Adını vermek istemeyen bir kaynak kiĢi, babasının baĢından

geçen bu türde bir olayı Ģöyle anlatır: Bobam Akçaabat pazarına gidip yağ, çökelek satmiş.

Parayı koymuş cebine. Tütünleri alıp kaçak tütün satmaya gitmiş. Bunu yolda kolcu yakalamış.

Kolcu tütünleri alacakmış. Bobam „Evlat pazarda yağ sattım. Ha buriye bi para aldım. Vereyim

oni sana da dokunma baa. Bi daha olmaz.‟ demiş. Kolci parayi kabul etmiş. Oyle kurtarmış

bobam.

ÇarĢıbaĢılı Ali KeleĢ (KK-10), yakın geçmiĢte Türkiye genelinde popülerlik kazanan

Kolbastı oyununun aslında kolcularla kaçak tütün içen ahali arasındaki kovalamacadan ortaya

çıktığını Ģu ifadelerle anlatır: Eskilerin anlatmasına göre tütün kaçakçılığı zamanlarında kaçak

tütünün yasaklanmasından sonra kaçak tütün içenler gizli, kuytu yerlere gidermiş. Bu yerler

bazen deniz kenarında sahildeki yerler olurmuş. Bazen de ormanlık bölgelerde, kırlarda, eski

kullanılmayan evlerin olduğu yerlerde, yaylalarda, tepelerde olurmuş. Buralarda kaçak tütün,

içki vesaire içip eğlenirlermiş. Devlet kolcu kuvvetleriyle bunlara baskı yaparmış. Kolcuların

onlara basması üzerine „kolbastı‟ demişler. Kolbastı oradan gelir. Erkan Ocaklı'nın söylediği

kolbastı da diyor ya „geldiler, bastılar, vurdular.‟ Sanırsam orada kolcuların bunlara olan

baskınından bahsediyor. Tütün kaçakçıları kaçak tütün içerken oyun da oynarmışlar,

2556 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

eğlenirmişler. Eskiler kaçak tütün içmek için toplandıkları yerlerde kemençe ile oyun

oynadıklarını anlatırdılar. Tütün içenler oynadıkları yerlere onları kollaması için bir arkadaşını

nöbetçi bırakırmış. Kolcuların geldiği görünürse tütün tabakaları saklanılıp oyuna devam

edilirmiş7.

Tütün hasadının yapıldığı dönemden itibaren hummalı biçimde faaliyet göstermeye

baĢlayan kaçakçılar, tüm yıl boyunca tütün nakletmeyi sürdürmüĢlerdir. Zor kıĢ Ģartlarında bile

faaliyetlerini sürdüren kaçakçılardan pek çoğu, hastalıktan veya yolculuk sırasında yaĢanan

kazalardan ötürü hayatlarını kaybetmiĢtir. Diğer kaynak Ģahıslarda olduğu gibi uzun yıllar

yaylacılık yapan Vakfıkebirli Murat Furuncu (KK-6), kaçakçıların bu zor yaĢamları ve

kolcularla rekabetlerini Ģöyle anlatır: Eskiden kaçakçılık yapanlar kış kıyamette o dağlarda

konaklardi. Kış kıyamet demeden kaçakçuluk yapardiler. Eskiler anlatırdi; çok kişi grip,

zatürre, verem gibi hastaluklardan öldi gittiler. Çok eski zamanlarda bu kaçakçı kolci

mücadelesine ne adamlar kırılmiş. Sade adam değil çatışma sırasında at, katır gibi

hayvancuklar da vurulurmuş. Ben hem Giresun'un dağlarinda hem Gümüşhane dağlarinda

yaylaculuk yaptığım için kolculari ve tütün kaçakçılarini görürdum. O dağlarda hastaluktan

ölen ne kadar kaçakçi oldi. Ey gidi günler her yerin bi kolcisi varidi. Kolcular tütün

kaçakçılarini yakaladuklari zaman kaçak tütünleri alırmiş. Ceza olsun diye hayvanina el

koyarmiş. Ama herkes ona cesaret edemezdi. Zaten adamın bişesi yok hayvanini aldın mi canini

da aldın. Kolcular kaçakçuluk yapani kayıt aldina alidi. Ama bu kolcuya göre değişirdi.

Kaçakçılar yakalanmamak içun bazen önden adam yollarmiş. Eğer kolcular orayi kestiysa o

yoldan gitmez yol değiştirirlermiş. Kaçakçılar o yüzden yaylaları karış karış bilirdi. Öyle her

kolci kaçakçıyi yakalayamazdi. Kolcuların kimisinin kıyafeti varidi; kimisinin yoğudi.

Kaçakçıların yaĢamlarının zorluğu hakkında çeĢitli detaylara sahip diğer bir anlatı da

Tonyalı Hüseyin Lermi (KK-3) tarafından Ģöyle aktarılmıĢtır: Tütün genelde Akçaabat

sahilinden içeri doğru 15 km‟lik bir alanda yetişirdi. Oradan tütün alan Lermioğlu Ali (Ali

Lermi), Likoğlu Derviş (Derviş Kurt) ve oğlu Derviş Kurt, Kurnoğlu Süleyman (Süleyman

Yılmaz) tütünü hayvanlara yükleyip Tonya‟dan Şalpazarı‟na oradan da Sisdağı‟ndan

Çanakçı‟ya varırlar. Yorulurlar, ayaklarındaki çarıklar yırtılmış, orada bulunan ıssız bir evin

serenderinin sofasına (balkonuna) oturmuş hem dinleniriz hem de çarıklarımızı dikeriz

demişler. Konakladıkları yer ormanlık bir arazi imiş. O sırada orman memurlarıyla tütün

kolcuları bir olmuş ormanı kesen birkaç kişiyi arıyorlarmış. Ormandan çıkıp serenderin

sofasında oturanları gördüklerinde „Aha bunlar onlar!‟ demişler ve ateş etmişler. Ali Lermi,

Derviş Kurt ve Süleyman Yılmaz‟ı vurmuşlar. Keleş Kurt da iki kolcuyu vurmuş. Kolculardan

7 Kolbastının kökeni ile baĢka görüĢler de vardır. Bu görüĢlerden bazıları için bk. (Pelikoğlu, 2009).

2557 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

bir tanesi Karnisoğlu Mehmet‟ti. Süleyman Yılmaz sağ kaldı. Bu olayı da bizlere o anlatmıştı.

Bu olay 1880 ile 1900 lü yıllar arasında gerçekleşmiş.

Trabzon çevresindeki tütün kaçakçılığı olayları, günümüzde nostaljik ve ilgi çeken bir

konu hâlini aldığından zaman zaman yerel basına da konu olmaktadır. Gazeteci Recep Ergenç,

anlatı niteliği taĢıyan dolaylı bir aktarımda Ģunları belirtir: Tütünün Trabzon ekonomisinde

önemli yer tuttuğu dönemde, tüccarın ya da tekelin almadığı tütün, üreticisi tarafından kaçağa

verilirdi. Yosma Düzü “tütün kaçakçılığının” lojistik merkeziymiş. Yosma Düzü, Akçaabat‟ın

eski adı Mayer yeni adıyla Fındıklı köyünün mezeresidir. (Mezere: köye yakın- yayladan önceki

otlaktır. Ünü ise; Akçaabat‟ın altın sarısı tütününün Gümüşhane-Bayburt-Erzurum‟a; hatta

daha da güneye “kaçak yolculuğunun” başlangıç noktalarından biri olmasıdır. Kaçakçılar,

Mayer ve Haraga ağalarının koruması altında toplandıkları Yosma Düzü‟nden, doru atlarına

yükledikleri tütün tayları ile yola çıkarlarmış. Akçaabat ve Trabzon köylerinde üretilen

tütününü taşıyan tütün kaçakçılarının geçiş yollarına hem kolcular hem de Jandarma pusu

kurarmış. Göğüslerine doladıkları çapraz mermi bağları ve genellikle taşıdıkları mavzer ile

çatışmalara girdikleri de olurmuş. (URL-1)

1892 yılında Trabzon valiliğine atanan ve uygulamalarından ötürü halk arasında

“Tüfekçi Kadri”, “Deli Kadri” gibi lakaplarla anılan Kadri Bey, görev süresi boyunca bölgedeki

tütün kaçakçıları ile yoğun bir biçimde mücadele etmiĢtir8. Kendi döneminde yakalanan tütün

kaçakçılarından bazılarını ikna ederek Trabzon Reji idaresinde iĢe sokan Kadri Bey’in anlatı

niteliği de taĢıyan sergüzeĢtlerinden ikisinde, kaçakçılıkla ilgili detaylara da yer verilecek

Ģekilde Ģunlar anlatılır: Kaçakçılığı engellemek için özel yöntemler geliştiren Kadri Bey, bir gün

İmamkızoğlu denilen meşhur bir kaçakçının büyük bir barhane (yük kervanı) ile Erzurum

yolunu tuttuğunu haber aldı. Barhane, Sera Deresi'nden hareket etmişti. Maçka Nahiyesi

üzerinden geçecekti. Pek çok sevdiği ve mühim meselelerde kendileriyle istişare ettiği Müftü

İmadüddin ve Eşref Efendileri, kaçakçılara nasihat vermek maksadıyla yolladı. Bu iki zat,

Maçka civarında İmamkızoğlu‟na tesadüf etmişlerdi. Aldıkları cevap; „Artık ok yaydan çıktı,

benim için avdet (dönüş) imkânı yoktur. Çünkü bu haysiyetime dokunur. Fakat bundan sonra

düşünür ve belki bu işten vazgeçerim‟ sözlerinden ibaret oldu. Aradan bir hafta geçti. Kadri

Bey bir gün Meydan-ı Şarki‟deki karakolda otururken uzaktan bir süvarinin dörtnala geldiği

görüldü. Filhakika süvari pek mühim bir haberle geliyormuş. Habere göre, Sincan

Mesehorlular İmamkızoğlu‟yla avanesini tutarak Maçka hükümetine teslim etmişler. Ertesi

günü yine karakolda olduğumuz sırada, İmamkızoğlu ve avanesinin kolları arkalarına bağlı

olarak süvari jandarmaların muhafazaları altında geldiklerini gördük. Süklüm büklüm ilerleyen

8 Kadri Bey’in hayatı ve Trabzon valiliği döneminde yaptığı faaliyetler hakkında bk.: (Yazıcı, 1995).

2558 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

şakiye (eşkıya) Kadri Bey: „Nasıl oldu İmamkızoğlu, bu defa haysiyetini gözetmedin?‟ „Efendim,

Cenab-ı Hak dünyada iki zâlim yarattı, biri Haccac, biri de sen! Sincan Mesahor köylerini bize

saldırtmak nereden hatırına geldi?‟ „Pekiyi nasıl oldu? Anlat bakalım.‟ „Efendim! Biz o köylerin

hududuna yakın bir yerde biraz dinlenmek istedik. Bir çocuk gelip beni sordu, gösterdiler. Bana

dedi ki: Sincan Mesahorlular etrafınızı sardılar. Buradan kurtulmak sizin için mümkün değildir.

Nihayet düşündük, taşındık, teslime razı olduk‟. Herkes Kadri Bey'in bu adamlara karşı ne

yapacağını bekliyordu. O hiçbir şey yapmadı ve İmamkızoğlu‟nu ve avanesini affederek

köylerine gitmelerine müsaade verdi. Bu sayede herkes aradığı huzur ve istirahata kavuştu.

Fakat bir yandan da, yakalattığı belli başlı kaçakçıları Rejiye ve Duyûn-ı Umumiyeye

yerleştirdi ve bu tarzda onların kaçakçılıktan ilişiğini kesti (URL-2).

*

Trabzon‟daki asayiş meseleleri arasında önemli bir yer tutan diğer bir mesele ise sosyal

ve ekonomik yaşamı derinden etkileyen kömür ve tütün kaçakçılığı idi. Tütün kaçakçılarına göz

açtırmayan Kadri Bey ile tütün kaçakçıları arasındaki mücadele de Trabzon‟da dilden dile

dolaşmıştı. Hatta “O zamanlar tütün kaçakçılığı ile şöhreti dillerde dolaşan biri, Kadri Bey‟e

bir gün haber göndermiş: „Beni takip ettirmekten vazgeçsin, ben istersem onun gözü önünde

tütün kaçakçılığı yaparım. O farkına bile varmaz‟. Bu haberden bir kaç gün sonra Kadri Bey,

Bakioğlu Kahvesi‟nin önünde otururken önünden bir cenaze alayı geçer. Cenazeye hürmeten

Kadri Bey de halkla beraber ayağa kalkar ve alay bütün kalabalıklığı ile önlerinden gider.

Ertesi gün o meşhur kaçakçıdan Kadri Bey‟e şu haber gelir: „Dün önünüzden geçen tabutta ölü

yoktu. Sizin bile hürmetle ayağa kalktığınız tabut kaçak tütünle dolu idi‟. Kadri Bey tahkikat

yapar, hakikaten böyle olduğunu anlayınca fevkalade kızar ve daha şiddetle mücadeleye

koyulur”. Kadri Bey‟in oğlu Hüseyin Kazım Kadri Bey, babasının Trabzon valiliği günlerinde

tütün kaçakçıları ile mücadelesine dair hatıralarında şunları anlatmaktadır: “Trabzon

Vilayeti‟nin tedavisi müşkül dertlerinin biri de „kaçakçılık‟ idi. Memleketin dinç ve cesur

evladını bu fena sanat ve ticarete sevk ve icbar eden sebepler de eksik değildi. Sûfiyyenin tevil

ettikleri tarzda „Hırsızın ihtiyaçtan eli kesilmek‟ daha doğru olurdu. Pederim, kaçakçıları

şiddetle tenkile (uzaklaştırmaya) uğraştığı kadar, buna saik olan sebepleri de ortadan

kaldırmaya çalıştı. Trabzon Vilayetinin bilhassa Lazistan (Rize) Sancağı dağlık ve taşlık

yerlerdir. Nüfusu başka sancaklara nispet edilemeyecek derecede çoktur. Buna mukabil ziraata

elverişli yerler pek azdır. Bundan dolayı, sürü sürü insanlar Kafkasya‟ya, Rusya‟nın cenup

vilayetlerine, Romanya‟ya, Bulgaristan‟a, İstanbul‟a İzmir‟e giderek ve enva-ı şedâide göğüs

gererek çalışmaya mecburdurlar. Kaçakçılığın, birçok müşkilât ve mezahimle beraber, bu

yerlerde revaç bulmasının en belli başlı sebebi budur‟. „Pederim, kaçakçılara karşı mukabil bir

2559 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

teşkilat vücuda getirdi ve bu kuvvetle takibata başladı. Kaçakçıların gelecekleri mühim

noktaları tutturdu. Bir taraftan da belli başlı kaçakçıları Rejiye ve Duyûn-ı Umumiyeye

yerleştirdi ve bu tarzda onların ihtiyaçtan ellerini kesti (URL-2).

Sonuç

1990’lı yıllara kadar Akçaabat havalisi baĢta olmak üzere tütün tarımının yoğun Ģekilde

yapıldığı Trabzon çevresinde 1993 yılında devlet tarafından baĢlatılan kota uygulaması ile

tütüncülük, yerini büyük oranda fındıkçılığa bırakmaya baĢlamıĢtır. Tütün bahçelerini bozan

çiftçiler, mevcut fındık bahçelerini geniĢletme yoluna giderek yaĢamlarını kazanmaya

çalıĢmıĢlardır. Kısa zaman içinde tütünün devlet tarafından verilen destekleme kapsamından

çıkarılması ve alımların kota sözleĢmesi ile yapılması gibi sebeplerle tütün değer kaybetmeye

devam etmiĢtir (Ergün ve Uğurlu, 2006: 133). Mevcut koĢullar içinde sürdürülebilirliği

kalmayan tütüncülük, bugün Akçaabat’ın birkaç köyünde oldukça sınırlı ekim alanlarında

devam eden uygulamalar istisna tutulacak Ģekilde sona ermiĢtir.

Dünyanın en kaliteli tütünleri arasında yer alan Doğu Karadeniz tütününün yaklaĢık üç

yüz yıllık sergüzeĢti bu Ģekilde sona ererken tütün kaçakçılığı ve kolculuk da mazideki yerlerini

almıĢlardır. Reji Dönemi ve sonrasında tütün kaçakçıları ile kolcular arasında yaĢanan

mücadelelerde Türkiye genelinde on binlerce kiĢinin hayatını kaybettiği yolundaki iddialar

(Salih Zeki, 1928: 17) dikkate alındığında Trabzon özelinde sınırlı bir kısmı tespit edilebilen

anlatıların sosyal ve kültürel tarihimiz açısından ne derece önemli olduğu anlaĢılacaktır.

Trabzon yöresinde eylemlerinden ötürü olumsuz imajları ile toplumsal ve kültürel

bellekte yer edinen kolcuları ve onların mücadele ettiği tütün kaçakçılarını konu alan türkü ve

mani gibi söylemelik halk edebiyatı türlerinin yanı sıra, sözlü tarihin vesikaları olarak da

değerlendirilebilecek anlatılar, zamana tutunmayı baĢarabilmiĢtir. Bunların bir kısmı bizzat

yaĢanmıĢ olayların yarı kurgusal sunumlarından oluĢmakta iken bir kısmı ikinci ağızlar

tarafından aktarılan dolaylı ve geniĢ kurgulu anlatılardan oluĢmaktadır. Aynı olayı konu alan

ancak farklı kaynak kiĢilerden tespit edilen anlatılar arasındaki farklar, bunların çeĢitlenme ve

anonimleĢme yolunda olduklarının göstergesidir.

Yöre insanı, geçimlik ölçekte sürdürdüğü tütüncülükle elde ettiği sınırlı varlıkların

sömürülmesine karĢı bir tepki olarak, gerçekte yaĢanan olayları çoğu zaman idealize anlatılar

hâline getirmiĢtir. Anlatılardaki vurgulardan anlaĢılacağı üzere, yörede bugün de tespiti

mümkün olan çoğu mani ve türküde görülen Ģekliyle, kaçakçılara büyük bir sempati beslenmiĢ,

hatta onlara özenilmiĢ, kolcularla giriĢtikleri mücadeleler hasebiyle birer kahraman olarak

görülmüĢlerdir. “Astığı astık, kestiği kestik” kolcuların tavırlarının vurgulu Ģekilde ifade

2560 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

edilmesi, kahramanlık konulu halk anlatılarındaki karĢıt/kötü tiplerin tasvirleriyle uyumludur.

Kolektif hafızasında zulme ve gaspa karĢı yarattığı kahraman imgesini anlatılar üzerinden yeni

kuĢaklara aktaran insanımız, değiĢen ekonomik ve sosyal koĢullar karĢısında kahraman tipini ve

ona yüklediği iĢlevleri güncelleme yoluna gitmiĢtir. Yöre insanının silaha ve mücadeleye yatkın

karakteristiği bu sürece ayrıca katkı sağlamıĢtır.

Kültür, onu ortaya çıkartan ortamlarla ve süreçlerle anlam taĢır. Tütüncülük etrafında

oluĢan kültürel belleğin tütüncülüğün sona ermesiyle zayıflamaya baĢlaması, bu türden

anlatıların sınırlı sayıda anlatıcıdan tespit edilmesine sebep olmuĢtur. Tütüncülüğü bütün

süreçleri ve olayları ile hafızalarında yaĢatmaya çalıĢan ve sınırlı geçim kaynaklarına sahip olan

bölge insanı, bu anlatılar üzerinden ayrıca tütün ekimine eskiden olduğu gibi izin verilmesi

dileğini dile getirmektedir.

EKLER

1990‟ların ortalarında Trabzon ve Akçaabat‟ta tütün ekimi yapılan alanlar (Kılıçaslan,

1994: 370).

2561 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

Tütün bahçesi ve bitişiğinde tütün damı / Akçaabat-Fıstıklı Köyü

Tütün damında kurutma / Akçaabat-Fıstıklı Köyü

Açık alanda tütün kurutma / Akçaabat-Fıstıklı Köyü

2562 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

Tütün kurutmada kullanılan vagonlar.

Tütün bahçesini hazırlamakta kullanılan bel. Tütün bahçesine gübre atmada kullanılan

anadut.

Tütünlerin dizildiği ipler. Tütün ayıklama çapası.

2563 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

Tütün bahçesi bellendikten sonra oluşan büyük toprak kütlelerini ufalamak için kullanılan ve

“volar kazması”.

Kaynaklar

Yazılı Kaynaklar:

AKPINAR, M. (1998). Reji İdaresi (1908-1925). YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Trabzon:

KTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü.

AYGÜN, N. (2008). XIX. Yüzyılın Ortalarında Trabzon’da Sosyal ve Ġktisadi Yapı. Karadeniz

Araştırmaları, 17, 75-111.

GEDĠKOĞLU, H. (2016). Trabzon Folkloru. Ġstanbul: Trabzon Valiliği Yayınları.

GÜNAY-ERGÜN, S. ve UĞURLU, K. E. (2006). 1935 Yılından Günümüze Türkiye’de Tütün

Ekimi ve Üretiminde Bölgesel DeğiĢimler ile Alternatif Ürün Projesinin Etkileri. IV.

Ulusal Coğrafya Sempozyumu Bildirileri, 115-134, Ankara: Ankara Üniversitesi

Türkiye Coğrafyası AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Yayınları.

KARAÇAVUġ, A. (2010). XIX. Yüzyıl Sonu ve XX. Yüzyıl BaĢlarında Trabzon’da Tarım.

Uluslararası Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 9, 47-70.

KARAMURSAL, Z. (1989). Osmanlı Malî Tarihi Hakkında Tetkikler. Ankara: Atatürk Dil

Tarih Kurumu Yayınları.

KILIÇASLAN, A. (1994). Trabzon ve Akçaabat’ta Tütün Tarımı. Türk Coğrafya Dergisi, 29,

359-373.

LERMĠOĞLU, M. (2011). Akçaabat Tarihi ve Birinci Genel Savaş, Hicret Hatıraları. Ġstanbul:

Has Matbaa.

MÜDERRĠSOĞLU, A. (1990). Kurtuluş Savaşı‟nın Mali Kaynakları. Ankara: Atatürk Kültür

Merkezi Yayınları.

ÖSEN, S. (2015). Osmanlı Devleti’nde Tütün Kaçakçılarıyla Mücadele: Niğde Örneği. Selçuk

Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 38, 49-68.

2564 Mustafa AÇA – İskender KELEŞ

______________________________________________

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 6/4 2017 s. 2545-2564, TÜRKİYE

PELĠKOĞLU, M. C. (2009). Trabzon Yöresi Halk Müziği ve Kolbastı. Atatürk Üniversitesi

Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi, 16, 37-44.

Salih Zeki (1928). Türkiye‟de Tütün, Ziraat Zanaat ve Ticareti. Ġstanbul: Cumhuriyet Matbaası.

YAZICI, M. (1995). Osmanlı Dönemi On Meşhur Trabzon Valisi. Trabzon: Trabzon Valiliği

Yayınları.

YÜKSEL, A. (2012). Türkiye’de Tütüncülerin KaçakçılaĢma Sürecinde Kolculuğun Baskısını

Ġki Kolcunun Tercüme-i Hâlinden Anlama Denemesi. Kebikeç, 34, 185-200.

URL-1: https://www.haber61.net/yosma-duzu-makale,1966.html (EriĢim: 07.06.2017)

URL-2: http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Trabzon_Valisi_Kadri_Bey (EriĢim: 07.06.2017)

Sözlü Kaynaklar:

KK-No Adı Soyadı Doğum Tarihi ve Yeri Tahsili Mesleği

KK-1 Mustafa KeleĢ (Akt.

Ali KeleĢ)

1923-ÇarĢıbaĢı/Kaleköy Okuryazar Gemici

KK-2 Hamza Güner 1933-Akçaabat/Fıstıklı

Köyü

Okuryazar Çiftçi

KK-3 Hüseyin Lermi 1954-Trabzon/Tonya Ġlkokul Emekli

KK-4 Ali Usta 1947-ÇarĢıbaĢı/Kaleköy Lise Emekli

KK-5 Ahmet Usta 1941-Vakfıkebir Okuryazar Çoban

KK-6 Murat Furuncu 1954-

Vakfıkebir/Demirci

Okuryazar Emekli

KK-7 Nermin Öncü 1951-Trabzon/Akçaabat Üniversite Emekli

Öğretmen

KK-8 Fatma ġen 1950-Akçaabat/Pazarcık

Köyü

Okuryazar Ev Hanımı

KK-9 Emrullah Bülbül 1948-Arsin/Harmanlı

Köyü

Okuryazar Emekli

KK-10 Ali KeleĢ 1965-ÇarĢıbaĢı/Kaleköy Lise Emekli

KK-11 Havva KeleĢ 1923-ÇarĢıbaĢı/Kaleköy Okuryazar

değil

Ev Hanımı


Recommended