Date post: | 12-Mar-2023 |
Category: |
Documents |
Upload: | khangminh22 |
View: | 0 times |
Download: | 0 times |
T.C.
EGE ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
DRON ÜZERİNDEN TRAFİK YÖNETİMİ SİSTEM
TASARIMI
Zafer ÇALIŞKAN
Danışman: Doç.Dr. Radosveta SOKULLU
Elektrik-Elektronik Mühendisliği Anabilim Dalı
Elektronik Tezli Yüksek Lisans Programı
İzmir
2019
vii
ÖZET
DRON ÜZERİNDEN TRAFİK YÖNETİMİ SİSTEM TASARIMI
ÇALIŞKAN, Zafer
Yüksek Lisans Tezi, Elektrik Elektronik Mühendisliği Anabilim Dalı
Tez Danışmanı: Doç. Dr. Radosveta SOKULLU
Temmuz 2019, 142 sayfa
İnsansız Hava Araçları (İHA) veya drone’lar günümüzde askeri keşif,
gözetleme ve taarruz faaliyetlerinden meteorolojik gözlemlere, arama-kurtarma
faaliyetlerinden sinema sektöründe film çekimlerine kadar çok çeşitli platformlarda
çok çeşitli amaçlar için kullanılmaktadırlar. Bunda üzerlerine eklenebilen kamera
sistemlerinin ve çok amaçlı sensörlerin bulunulan ortama ait verileri
toplayabilmesinin ve toplanan bu verilerin belirlenen bir depolama alanına
aktarılabilmesinin payı oldukça fazladır.
Öte yandan 4. nesil hücresel haberleşme sistemleri (4G ve 4.5G) ile birlikte
geniş bant haberleşme mümkün hale gelmiştir. Öyle ki 4G içeri tanımlanan Uzun
Süreli Evrim (Long Term Evaluation, LTE) ile birlikte teorik olarak 100 MHz’e
kadar band genişliğine erişmek mümkündür. Böylece yüksek boyutlu veriler daha
kısa zamanlarda uçtan uca aktarılabilmektedir. LTE ile birlikte paket anahtarlamalı
devre üzerinden sesli ve görüntülü olarak çağrı yapılabilmektedir. Bu çağrılar
bütünleşik olarak aynı zamanda kablosuz bağlantı (Wi-Fi) üzerinden de
gerçekleştirilebilmekte ve heterojen bir network yapısı ile kullanıcıların
deneyimlerine hiçbir etki oluşturmadan sesli ve görüntülü görüşme
yapılabilmektedir.
Tez çalışması kapsamında 4. Nesil hücresel sistemlerin kablosuz bağlantı ile
heterojen bir network yapısı ile çalışmasından faydalanılan bir sistem
geliştirilmiştir. Burada drone üzerine konumlandırılan ana kart kablosuz ağ yayını
viii
oluşturup bu ağa bağlı olan ve hücresel sistemden herhangi bir sebeple (Hücresel
yayının olmaması veya hücresel sistemin çökmesi) hizmet alamayan kullanıcılara
hizmet sunmaktadır. Böylece tasarlanan sistem ile yeni bir altyapı yatırımına gerek
kalmaksızın (baz istasyonu ve ekipmanları) kablosuz ağ üzerinden sesli görüşme
(Voive over Wifi, VoWifi) teknolojisi ile alternatif şekilde çağrı
gerçleştirilebilmiştir. Sistem performansını değerlendirebilmek için Alınan
Sinyalin güç göstergesi (Received Signal Strength Indicator, RSSI) ve Ses
Kalitesinin Algısal Değerlendirilmesi (Perceptual Evaluation of Speech Quality,
PESQ) sisteme ait önemli performans göstergeleri (Key Performance Indicators,
KPI) olarak belirlenmiştir. Bu iki parametre arasındaki ilişki uyumlama analizleri
(regression analysis) ile incelenmiştir. Bununla birlikte önerilen sistemin kapsama
alanı yükseklik ve mesafe bazında tez içerisinde verilmiştir.
Testlerden elde edilen sonuçlara baktığımızda drone temelli kablosuz
bağlantı noktasına bağlı bir kullanıcı drone 180 m. yüksekte iken başarılı bir şekilde
çağrı kurabilmektedir . Bu da tasarlanan sistemin arama kurtama faaliyetlerinde
hücresel sistemden hizmet alamayan mağdur kimselere erişmek için
kullanılabileceğini kanıtlamıştır.
Anahtar Kelimeler: İnsansız Hava Araçları (İHA),Drone temelli kablosuz
bağlantı noktası sistem tasarımı, 4G, Kablosuz ağ üzerinden sesli görüşme
(VoWifi), RSSI, PESQ.
ix
ABSTRACT
SYSTEM DESIGN FOR DRONE CONTROLLED TRAFFIC MANAGEMENT
ÇALIŞKAN, Zafer
M.Sc. in Electrical and Electronic Engineering
Supervisor: Doç. Dr. Radosveta SOKULLU
July 2019, 142 pages
Todays, Unmanned Aerial Vehicles (UAV) or drones are widely being used
in different platforms with different purposes from military reconnaissance and
surveillance missions to meteorological observations and from search and rescue
operations to filming for cinema industry. Here, add-on Camera Systems and multi
purpose sensors play an important role to collect information about the environment
and transfer the obtained data to a desired storage medium.
On the other hand, the wireless communication over a broadband
communication system is became available with 4th Generation (4G or 4.5G) (Long
Term Evolution, LTE) cellular network systems. In fact, theoraticaly, it is possible
to reach out 100 MHz bandwidth with LTE. Hence the files that have a big size can
be transferred from one node to another in a very short time. On the other side,
Voice and Video calls over a packet switched circuit have also become available
with LTE. These calls can alternatively be made without impacting user experience
over a Wireless Fidelity (Wi-Fi) connection that is integrated with LTE in a
heteregenous network (Het-Net).
In this thesis study, a system that uses Wi-Fi technology integrated with 4th
generation cellular systems in a Het-Net way is designed. Here drone equipped with
a mainboard establishes a Wi-Fi Hotspot network to serve the terminals which lack
signal from cellular system due to any reason causing from congestion on cellular
networks to no cellular network available in a current region. Thus it let its users
make Voice over Wi-Fi (VoWifi) calls without any need to make an extra
x
investment for a base station and other equipments. In order to evaluate system
performance Received Signal Strength Indicator (RSSI) and Perceptual Evaluation
of Speech Quality (PESQ) are chosen as a key performance indicators (KPI).
Relationship between speech quality and RSSI is investigated based on regression
analysis. Besides that the coverage of the proposed system is given based on altitude
and distance.
The results obtained from the tests show that a user connected to drone based
hotspot network can make a succesfull call till the drone altitude is 180 m. this
proves that designed system can be used to reach victims in search and rescue
operations where there is no cellular system service is available.
Keywords: UAV, Drone Based Hotspot Network System Design, 4G, RSSI, PESQ,
VoWifi.
xi
ÖNSÖZ
Günümüzde mobil cihaz kullanıcılarının ve de birbirine bağlı makinelerin
artması veri trafiğinin dramatik şekilde artmasına neden olmuştur. Bu sebeple
belirli periyotlar ile yapılan projeksiyonlar göz önünde bulundurularak haberleşme
sistemleri geliştirilmekte ve sonrasında aşama aşama hayatımızın parçası haline
gelmektedirler. Son olarak 4. Nesil hücresel haberleşme sistemlerinin hayatımıza
kattığı VoWifi teknolojisi de bunlardan birisi. Çalışma hayatımda bağlı
bulunduğum kurumda farklı tipte sistem tasarımları (Tablet, Akıllı Tahta vb.)
gerçekleştirme fırsatı buldum. Akıllı telefon tasarımı da üzerinde çalışmış olduğum
konulardan bir tanesi. Özellikle hücresel ağ ayarlarının mobil operatör bazında
optimizasyonu, RF ön uç tasarımı ve mekanik tasarıma uygun anten tasarımının
performans optimizasyonlarının yapılması, ilgili olduğum konuların başında yer
almaktadır.
Bu tez çalışması kapsamında da ilgili olduğum hücresel ağ teknolojileri
konusunda yenilikçi bir sistem tasarımı yapmayı hedefledim. Tasarlanan sistem
drone ile akıllı telefon ana kartını birleştirmekte ve hücresel ağa erişimi mümkün
olmayan veya herhangi bir sebeple hücresel bağlantısı kesintiye uğramış
kullanıcaların sanki hücresel sistem içerisindeymiş gibi VoWifi teknolojisi ile
görüşme yapabilmelerini sağlamaktadır. Tasarlanan sistemin en önemli özelliği
ekstra bir hücresel sistem yatırımı gerektirmeksizin drone’un kapsama alanı
içerisinde sesli görüşme yapabilmeyi sağlamasıdır.
xiii
İÇİNDEKİLER
Sayfa
KABUL VE ONAY SAYFASI ............................................................................. İİİ
ETİK KURALLARA UYGUNLUK BEYANI ...................................................... V
ÖZET ................................................................................................................... Vİİ
ABSTRACT .......................................................................................................... İX
ÖNSÖZ .................................................................................................................. Xİ
İÇİNDEKİLER ................................................................................................... Xİİİ
ŞEKİLLER DİZİNİ .......................................................................................... XVİİ
TABLOLAR DİZİNİ .......................................................................................... XXİ
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ .................................................... XXİİİ
1. GİRİŞ .................................................................................................................. 1
1.1 Tezin Kapsamı ve Amacı ............................................................................................ 2
1.2 Literatür Taraması ....................................................................................................... 2
1.3 Tezin Bölümleri .......................................................................................................... 6
2 İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI (İHA) ‒ DRONELAR .................................... 8
2.1 Drone Sınıflandırmaları .............................................................................................. 8
2.2 Drone Modelleri ........................................................................................................ 14
2.3 Tez Çalışması için Drone Özelliklerinin Belirlenmesi ............................................. 18
xiv
İÇİNDEKİLER (devam)
Sayfa
3 VOWIFI (KABLOSUZ BAĞLANTI ÜZERİNDEN SESLİ GÖRÜŞME) ......20
3.1 Uzun Süreli Evrim (Long Term Evaluation, LTE) - 4G ............................................ 20
3.2 LTE Ağ Mimarisi ...................................................................................................... 22
3.3 IP Çoklu Ortam Alt Sistemi (IP Multimedia Subsystem, IMS) ................................. 24
3.4 IP Çoklu Ortam Alt Sistemi Çekirdeği (IP Multimedia Subsystem, IMS Core) ....... 26
3.5 LTE üzerinden Sesli Görüşme (Voice over LTE, VoLTE) Ağ Mimarisi .................. 28
3.6 Volte Hizmet Kalitesi (Quality of Services, QoS) Parametreleri .............................. 30
3.7 Volte Çağrıları için Ortalama Görüş Puanı (MOS) Hesaplamaları ........................... 32
3.8 Kablosuz Ağ Üzerinden Sesli Görüşme (VoWifi) ..................................................... 33
4 TEMEL PERFORMANS GÖSTERGELERİ (KPI) .........................................35
4.1 Alınan Sinyalin Güç Göstergesi (RSSI) .................................................................... 35
4.2 Ses Kalitesinin Algısal Değerlendirilmesi (PESQ) .................................................... 36
4.2.1 PESQ’e Genel Bakış ............................................................................................... 38
4.2.2 PESQ ve Öznel Değerlendirme Arasındaki İlişki ................................................... 39
4.2.3 Test için Kullanılacak Ses Verisinin Özellikleri ..................................................... 40
4.2.4 PESQ’in Çalışma Algoritması ................................................................................ 41
5 SİSTEM TASARIMI ........................................................................................49
xv
İÇİNDEKİLER (devam)
Sayfa
5.1 Drone ........................................................................................................................ 49
5.2 Ana Kart .................................................................................................................... 53
5.2.1 Ana Kart Teknik Özellikleri ................................................................................... 53
5.2.2 Ana Kartta Yapılan Değişiklikler ........................................................................... 57
5.3 Test Cihazları ............................................................................................................ 59
5.4 Li-on Batarya ............................................................................................................ 60
5.5 Harici Antenler.......................................................................................................... 60
5.5.1 Toplam Yayılan Güç (Total Radiated Power, TRP) ............................................... 62
5.5.2 Toplam İsotropik Hassasiyet (Total İsotropic Sensitivity, TIS) ............................. 63
5.5.3 Aktif Ölçüm Sonuçları ........................................................................................... 63
6 SAHA TESTİ VE ELE ALINAN SENARYOLAR ......................................... 69
6.1 Test Alanı .................................................................................................................. 69
6.2 Test Senaryoları ........................................................................................................ 69
6.2.1 Senaryo -1 (S1) ....................................................................................................... 77
6.2.2 Senaryo -2 (S2) ....................................................................................................... 78
7 TEST VE İNCELEME SONUÇLARI .............................................................. 81
7.1 Senaryo-1’e Ait Test Sonuçları ................................................................................. 82
xvi
İÇİNDEKİLER (devam)
Sayfa
7.2 Senaryo-2’ye Ait Test Sonuçları ................................................................................ 92
8 TARTIŞMA VE GENEL DEĞERLENDİRME .............................................105
KAYNAKLAR DİZİNİ .......................................................................................108
TEŞEKKÜR .........................................................................................................113
ÖZGEÇMİŞ .........................................................................................................114
xvii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil Sayfa
Şekil 2.1: Drone Tipleri (Hassanalian M. et al, 2017) ............................................. 9
Şekil 2.2: Drone Tipleri a) HTOL b)VTOL c)Rotoru Eğilen UAV d) Kanadı
Eğilen UAV e)Gövdesi Eğilen UAV f) Kanl İçerisinde Fana Sahip UAV
g)Üstten Pervaneli UAV h)Üstten Kanatlı UAV i) Sıradışı-aykırı tipte UAV
(Hassanalian M. et al, 2017) .......................................................................... 11
Şekil 2.3: Drone’ların Kanat ve Ağırlıklarına Göre Dağılımı (Hassanalian M. et al,
2017) .............................................................................................................. 11
Şekil 2.4: UDI U818A (Amazon.com_UDI U181A, 2019) .................................. 14
Şekil 2.5: DJI Phantom 4 (Amazon.com_Dji Phantom, 2019).............................. 15
Şekil 2.6: Dromida Ominus (Amazon.com_Dromida Ominus, 2019) .................. 15
Şekil 2.7: DJI Phantom 2 V2.0 (Amazon.com_DJI Phantom 2 V2.0, 2019) ........ 16
Şekil 2.8: Yunec Q500 4K Typhoon (Amazon.com_Yunec Q500 4K Typhoon,
2019) .............................................................................................................. 16
Şekil 2.9: Parrot Ar Drone (Amazon_Parrot Ar Drone, 2019) .............................. 17
Şekil 2.10: DJI Spark Fly More Combo (Amazon.com_DJI Spark Fly More
Combo, 2019) ................................................................................................ 17
Şekil 3.1: OFDMA ve SC-FDMA Frekans Domeni Gösterimi ............................ 21
Şekil 3.2: OFDM ve OFDMA arasındaki fark ..................................................... 21
Şekil 3.3: LTE Network Yapısı ( Anritsu, 2015) .................................................. 22
Şekil 3.4: IMS Network Yapısı (Spirent, 2014) .................................................... 24
Şekil 3.5: IMS ÇekirdekYapısı (Spirent, 2014) .................................................... 26
xviii
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)
Şekil Sayfa
Şekil 3.6: Volte Ağ Yapısı (ElWakiel M. et al, 2016) ...........................................28
Şekil 3.7: Band Genişliği Bazında EPS Taşıyıcı Sınıflandırması (ElWakiel M. et
al, 2016) .........................................................................................................30
Şekil 3.8: Güvenli olmayan Ağ Üzerinde VoWifi Ağ Mimarisi (Pularikkal B. and
Patil S., 2015) .................................................................................................33
Şekil 3.9: Güvenli Ağ Üzerinde VoWifi Ağ Mimarisi (Pularikkal B. and Patil S.,
2015) ..............................................................................................................34
Şekil 4.1: Log Üzerinden WLAN RSSI değerini Elde Etme .................................36
Şekil 4.2: PESQ’te kullanılan Temel Mantık Modeli (ITU-T P862, 2001) ...........39
Şekil 4.3: di zaman aralığındaki gecikmenin belirlenmesi (ITU-T P862, 2001) ...41
Şekil 4.4: PESQ Algısal Modeli (ITU-T P862, 2001) ..........................................42
Şekil 4.5: PESQ Algısal Modeli (devamı) ( ITU-T P862, 2001) ...........................43
Şekil 5.1: DJI GO 4.0 Uçuş Bilgi Ekranı ( (DJI GO 4.0 Application, 2019) ........51
Şekil 5.2: Akıllı Telefon ana kart ve bataryasının yerleşim yeri (Taslak
Görünümü) .....................................................................................................52
Şekil 5.3: Akıllı Telefon ana kart ve bataryasının yerleşim yeri (Gerçek Görünüm)
........................................................................................................................52
Şekil 5.4: Ana kart RF Ön Uç Tasarım Blok Diyagramı (Değiştirilmemiş Hali) ..55
Şekil 5.5: Ana kart RF Ön Uç Tasarım Blok Diyagramı (Değiştirilmiş Hali) .......57
Şekil 5.6: Ana kart RF Ön Uç Tasarım Blok Diyagramı (Değiştirilmiş Hali) .......58
Şekil 5.7: Ana kart Üstten Görünüm ......................................................................58
xix
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)
Şekil Sayfa
Şekil 5.8: Ana kart Alttan Görünüm ...................................................................... 59
Şekil 5.9: Ana Anten Dönüş Kaybı (RL) .............................................................. 61
Şekil 5.10: Wi-Fi Anten Dönüş Kaybı (RL) .......................................................... 62
Şekil 5.11:TRP Ölçüm Düzeneği (Foegelle M.D:, 2005) ..................................... 62
Şekil 5.12: TIS Ölçüm Düzeneği (Foegelle M.D:, 2005) ...................................... 63
Şekil 5.13:FAC TRP/TIS Ölçüm Düzeneği........................................................... 64
Şekil 5.14:Theta/Phi Açılarının FAC’de belirttiği konumlar ................................ 67
Şekil 6.1: Test Alanı .............................................................................................. 69
Şekil 6.2: WTM Mod Ims Kayıt İşlemleri Akış Şeması ....................................... 75
Şekil 6.3: HTM Mod Ims Kayıt İşlemleri Akış Şeması (10’ncu adım ve sonraki
adımlar WTM modta anlatıldığı şekilde gerçekleşmektedir) ........................ 75
Şekil 6.4: Qualcomm QXDM Log Paket Listesi ................................................... 76
Şekil 6.5: Qualcomm QXDM LTE Log Paket Listesi ........................................... 76
Şekil 6.6: S1 Test Düzeneği................................................................................... 78
Şekil 6.7: S2 Test Düzeneği................................................................................... 79
Şekil 7.1: Gönderilen Ses Verisi ............................................................................ 81
Şekil 7.2 : 10m_5m Koşulu Altında Ham Ses Dosyaları Arasındaki Zaman Farkı
....................................................................................................................... 83
xx
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)
Şekil Sayfa
Şekil 7.3 : 10m_5m Koşulu Altında Zamanda Eşitleme Yapılmış Ses Dosyaları (5
örnek alınmıştır) .............................................................................................83
Şekil 7.4: 10m_0m Koşulu Altında MT Tarafta Meydana Gelen Seste Kesilme ..89
Şekil 7.5: 10m_0m Koşulu Altında HO öncesi Kullanılan LTE Band, Hücresi,
Band Genişliği Bilgileri .................................................................................89
Şekil 7.6: 10m_0m Koşulu Altında HO Sonrası Kullanılan LTE Band, Hücresi,
Band Genişliği Bilgileri .................................................................................90
Şekil 7.7: HO Öncesi Bağlı Olunan Hücreye Ait Anlık Sinyal Seviyesi Değerleri
........................................................................................................................90
Şekil 7.8: HO Sonrası Bağlı Olunan Hücreye Ait Anlık Sinyal Seviyesi Değerleri
........................................................................................................................91
Şekil 7.9: Log No 21 MO ve MT Ses Verileri Karşılaştırması..............................92
Şekil 7.10 :Farklı Tipte Regresyon Fonksiyonlarına Ait Değişim Grafiği ............97
Şekil 7.11: 10 m Yükseklikte Alınan Sonuçların Dahil Edildiği Farklı Tipteki
Regresyon Sonuç Grafiği ...............................................................................98
Şekil 7.12: 30m_10m Koşulu Altındaki MO-MT Ses-Zaman Diyagramı...........100
Şekil 7.13: 30m_20m Koşulu Altındaki MO-MT Ses-Zaman Diyagramı...........101
Şekil 7.14: 30m_40m Koşulu Altındaki MO-MT Ses-Zaman Diyagramı...........101
Şekil 7.15: 30m_10m Koşulu Altında Zamanda Eşitleme Yapılarak Ele Alınan
Ses Verisi .....................................................................................................103
xxi
TABLOLAR DİZİNİ
Çizelge Sayfa
Tablo 2.1: UAV Model, Üretici ,Ağırlık ve Kanat Açıklığı Tablosu (Hassanalian
M. et al, 2017) ................................................................................................ 12
Tablo 2.2: Drone Model Karar Matris Tablosu ..................................................... 19
Tablo 3.1: Standart QCI Karakteristikleri (3GPP TS23.203 V9.9.0, 2011) .......... 31
Tablo 4.1: PESQ’in kabul edilebilir doğrulukla sonuç vermesine etki eden
faktörler.......................................................................................................... 38
Tablo 5.1: DJI SPARK Fly More Combo Genel Özellikleri ................................. 50
Tablo 5.2: DJI SPARK Fly More Combo Uzaktan Kumanda Teknik Özellikleri 50
Tablo 5.3: Ana Kart Donanım Özellikleri ............................................................. 54
Tablo 5.4: Test Telefonları Donanım Özellikleri .................................................. 60
Tablo 5.5: GSMA Operatör Kabul Performance Değerleri (TRP/TIS) ................. 65
Tablo 5.6: Tasarlanan Sisteme Ait Hücresel Sistem FAC Serbest Uzay TRP/TIS
Sonuçları ........................................................................................................ 66
Tablo 5.7: Tasarlanan Sisteme Ait Ana Kart Kablosuz Ağ FAC Serbest Uzay
TRP/TIS Sonuçları......................................................................................... 66
Tablo 5.8: MT cihaza ait 802.11g EIS Sonuçları .................................................. 66
Tablo 5.9: MT cihaza ait 802.11g Teorik Kapsama Mesafeleri ............................ 67
Tablo 6.1: Access for Entitlement (3GPP TS.43-v2.0-1) ..................................... 70
Tablo 6.2: S1’de kullanılan Hücresel Ağ Operatörleri .......................................... 77
Tablo 6.3: S2’de kullanılan Hücresel Ağ Operatörleri .......................................... 79
xxii
TABLOLAR DİZİNİ (devam)
Çizelge Sayfa
Tablo 7.1: HTM Modta Zamanda Eşitleme Yapılmış Ses Dosyaları ile elde Edilen
PESQ Sonuç Tablosu .....................................................................................84
Tablo 7.2:HTM Modta Yükseklik/Mesafeye Göre Elde Edilen RSSI,RAT
Değişim Tablosu ............................................................................................84
Tablo 7.3: HTM Modta Zamanda Eşitleme Yapılmamış Ses Dosyaları ile elde
Edilen PESQ Sonuç Tablosu..........................................................................87
Tablo 7.4: WTM Modta Zamanda Eşitleme Yapılarak Yükseklik ve Mesafeye
Göre Elde edilen PESQ Değerleri ..................................................................93
Tablo 7.5 : WTM Modta Yükseklik/Mesafeye Göre RSSI, RAT Değişim Tablosu
........................................................................................................................93
Tablo 7.6: WTM Modta Zamanda Eşitleme Yapılmadan Yükseklik ve Mesafeye
Göre Elde edilen PESQ Değerleri ..................................................................96
Tablo 7.7: Farklı Tipte Regresyon Fonksiyonlarına Ait Değişim Çizelgesi..........97
Tablo 7.8: 10 m Yükseklikte Alınan Sonuçların Dahil Edildiği Farklı Tipteki
Regresyonlara ait Sonuç Çizelgesi .................................................................99
Tablo 7.9: 30m yükseklikte Farklı Mesafelerdeki Ortalama RSSI Değerlerinin
PESQ skoru ile Değişimi .............................................................................102
xxiii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
Simgeler Açıklama
R2 Benzerlik oranı
X (t) Giriş sinyali
Y (t) Bozunuma uğramış giriş sinyali
Xs (t) Ölçeklendirilmiş Giriş Sinyali
Ys (t) Ölçeklendirilmiş Bozunuma Uğramış Giriş Sinyali
XIRSS (t) IRS filtreden geçirilmiş Ölçeklendirilmiş Giriş Sinyali
YIRSS (t) IRS filtreden geçirilmiş Ölçeklendirilmiş Bozunuma Uğramış
Giriş sinyali
XES (t) Zarf (Envelope) fonksiyonundan geçirilmiş Giriş Sinyali
YES (t) Zarf (Envelope) fonksiyonundan geçirilmiş Bozunuma
Uğramış Giriş Sinyali
P0 (f) Mutlak işitme eşik değeri
LX (f)n Giriş Sinyaline ait Ses Şiddeti Yoğunuğu
LY (f)n Bozunuma Uğramış Sinyale ait Ses Şiddeti Yoğunluğu
D (f)n Bozunum yoğunluğu
DA (f)n Asimetri Bozunum Yoğunluğu
m Metre
sn Saniye
dbm Desibel miliwatt
x Mutlak RSSI fark değeri
PESQ Regresyon sonucu elde edilen PESQ skoru
xxiv
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ (devam)
Simgeler Açıklama
R Derecelendirme Faktörü
Range Drone Kablosuz Ağı ile Ulaşıbilecek Maksimum Yayın
Uzaklığı
Kısaltmalar Açıklama
RF Radyo Frekansı
UAV Unmanned Aerial Vehicles (İnsansız Hava Aracı)
İHA İnsansız Hava Aracı
5G 5’nci Nesil Hücresel İletişim Teknolojisi
4.5G 4’ncü Nesil Sonrası Çıkan Hücresel İletişim Teknolojisi
4G 4’ncü Nesil Hücresel İletişim Teknolojisi
3G 3’ncü Nesil Hücresel İletişim Teknolojisi
2G 2’nci Nesil Hücresel İletişim Teknolojisi
LTE Uzun Süreli Evrim (4G)
LTE-A Uzun Süreli Evrim- Gelişmiş (4.5G)
UMTS Evrensel Mobil Telekomunikasyon Sistemi (3G)
GSM Mobil İletişim İçin Küresel Sistem (2G)
CA Taşıyıcı Toplama
Wi-Fi Kablosuz Bağlantı
VoWifi Kablosuz Bağlantı üzerinden Sesli Görüşme Teknolojisi
VoLTE LTE üzerinden Sesli Görüşme Teknolojisi
xxv
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ (devam)
Kısaltmalar Açıklama
MO Mobil Çıkışlı (Mobile Originated) Arama
MT Mobilde sonlu (Mobile Terminated) Arama
HTM Hücresel Ağ Tercihli Mod
WPM Wi-Fi Ağ Tercihli Mod
HSDPA Yüksek Hızlı Aşağı Yönlü Aktarım Paket Erişimi
HSUPA Yüksek Hızlı Yukarı Yönlü Aktarım Paket Erişimi
CPU Merkezi İşlem Birimi
PA Güç Yükselteci
ASM Anten Anahtarlama Modülü
LNA Düşük Gürültülü Yükselteç
RX Alıcı
TX Verici
FPC Esnek Baskı Devre
OTA Hava Üzerinden
TRP Toplam Yayılan Güç
TIS Toplam İzotropik Hassasiyet
CC Taşıyıcı Toplama (Component Carrier)
M2M Makineler Arası İletişim
IoT Nesnelerin İnterneti
GCS Yer Kontrol Sistemi (Ground Control Sistem)
xxvi
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ (devam)
Kısaltmalar Açıklama
RSSI Alınan Sinyalin Güç Göstergesi
PESQ Ses Kalitesini Algısal Değerlendirme Metriği
MOS Ortalama Görüş Puanı (Mean Opinion Score)
AP Erişim Noktası
KPI Temel Performans Göstergeleri (Key Performance Indicator)
IC Tümdevre
MMMB PA Çoklu Mod Çoklu Band Güç Yükselteci
EIRP Azami Etkin İletim Gücü
EIS Etkin İsotropik Hassasiyet
ACODS Drone bazlı gözetleme sistemi için adaptif hesaplama yükü
Aktarımı (Adaptive computation offloading for drone
surveillance system)
HOV Havada Asılı kalma (Hovering)
HTOL Yatay İniş/Kalkış
VTOL Dikey İniş/Kalkış
uUAV Mikro Boyutlu İnsansız Hava Aracı
MAV Mikro Boyutlu Hava Aracı
PAV Piko Boyutlu Hava Aracı
Li-Po Lityum Polimer Pil
IMS İnternet Çoklu Ortam Alt Sistemi
DL Aşağı Yönlü İlertim
xxvii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ (devam)
Kısaltmalar Açıklama
UL Yukarı Yönlü İletim
OFDM Ortogonal Frekens Paylaşımlı modülasyon
OFDMA Ortogonal Frekans Paylaşımlı Çoklu Erişimi
QPSK Faz kaydırmalı Dördün
QAM Dördün Genlik Modülasyonu
RB Kaynak Bloklar
FDD Frekans Bölüşümlü Çiftleme
TDD Frekans Bölüşümlü Çiftleme
FFT Hızlı Fourier Dönüşümü
eNB 4. Nesil Baz İstasyonu
PHY Fiziksel katman
MAC Ortam Erişim Katmanı
RLC Radyo hat kontrol katmanı
PDCP Veri Paket Birleştirme Protokolü
RRC Radyo Kaynak Kontrol
P-GW Paket Veri Ağı Ağ Geçidi
MME Mobilite Yönetim Birimi
NAS Erişimsiz Katman
S-GW Hizmet Ağ Geçidi
EPC Gelişmiş Paket Çekirdeği
xxviii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ (devam)
Kısaltmalar Açıklama
GMLC Mobil Konumlandırma Merkezi
PCRF Politika Yöneticisi ve Ücretlendirme Kuralları Yöneticisi
IMPU IP Çoklu Ortam Genel Kimliği
CSCF Çağrı Oturum Kontrol Fonksiyonu
GPS Küresel Konumlandırma Sistemi
1
1. GİRİŞ
İnsansız Hava Araçları (İHA) ya da daha bilinen adıyla drone’lar günümüzde
askeri amaçla keşif yapmaktan meteorolojik ölçümlere, arama-kurtarma
faaliyetlerinden, emniyet-asayiş uygulamalarına, tarım, endüstri alanlarındaki
uygulamalardan bilimsel araştırmalara kadar çok geniş bir alanda kullanım alanına
sahiptir (Motalak, D. W., 2015) . Bu kadar geniş bir alanda kullanılmasında hareket
kabiliyetinin yüksek olması, uzaktan kontrol ile veya otonom şekilde hareket
edebilmesinin, üzerine çok çeşitli algılayıcı, ölçüm cihazı, kamera sistemleri, silah
sistemleri gibi ekipmanların eklenebilmesinin payı oldukça fazladır. Amerika
Ulaştırma Bakanlığı’nın yapmış olduğu bir araştırmada, 2035 yılında Amerika
Birleşik Devletleri’nde 250.000 adet drone’un olacağı ve bunların 175.000’nin ise
ticari amaçlarla kullanılacağı öngörülmüştür (US Department of Transportation,
2013). Bu da şunu net bir şekilde gösteriyor ki yakın gelecekte drone’ların dünya
genelindeki toplam sayılarının milyonlar mertebesine erişeceği ve artık birçok
uygulamanın drone’lar vasıtasıyla otonom bir şekilde yapılacağıdır.
Öte yandan son yıllarda 4. Nesil hücresel haberleşme sistemleri ile birlikte
hücresel sistem üzerinden geniş bant haberleşme mümkün hale gelmiş ve yüksek
hızlarda veri aktarımı yapılabilmiştir. Öyle ki gelişmiş LTE (LTE Advanced, LTE-
A)’de tanımlanan Taşıyıcı Birleştirme (Carrier Aggregation, CA) hücresel
sistemlerde kullanılmaya başlanmış böylece mobil cihazlar birden fazla baz
istasyonuna bağlanarak veri indirme ve yükleme yapabilmiştir. CA ile birlikte bir
mobil cihaz teorik olarak maksimum 5 bileşen taşıyıcı (Component Carrier, CC)
kullanarak 100 MHz’e varan band genişliğine erişebilmektedir. Öte yandan
makineler arası iletişim (M2M), nesnelerin interneti (Internet of Things, IoT), 5.
Nesil (5G) hücresel haberleşme sistemleri veri trafiğinin yakın bir gelecekte
dramatik şekilde artacağını ve ortaya çıkan büyük verinin (Big Data)
yönetilmesinin gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu gereksinimler neticesinde
alternatif haberleşme altyapılarının araştırılması ve mevcut altyapılar ile uyumlu
sistemlerin geliştirilmesini zorunlu hale getirmiştir.
2
1.1 Tezin Kapsamı ve Amacı
Yapılan tez çalışmasında giriş bölümünde bahsedilen gereksinimlerden yola
çıkılarak drone ve akıllı telefon ana kartını bir araya getiren bir haberleşme
tamamlayıcı sistemi tasarlanmıştır. Bu sistem LTE ile birlikte hayatımıza giren
kablosuz bağlantı üzerinden sesli görüşme (VoWifi) teknolojisini kullanarak
kullanıcıların doğal afetler gibi olağan dışı durumlarda hücresel sistemlerden
hizmet alamadığı veya coğrafi konum itibariyle baz istasyonlarının sinyallerinin
ulaşmamaması sebebiyle haberleşmenin sekteye uğradığı noktalarda alternatif
olarak kablosuz bağlantı üzerinden sesli görüşme yapabilmelerine imkan
tanımaktadır. Mevcut teknolojide Wi-Fi modemler genellikle sabit bir noktada
bulunmaktalar ve kapsama alanı olarak da belirli ve sınırlı bir alanda bu
teknolojiden (Vowifi) yararlanabilmeye olanak sağlamaktadırlar. Tasarlanan
sistem ile akıllı telefon ana kartı üzerinden yayın yapan kablosuz bağlantı noktası
drone vasıtasıyla mobilite özelliği kazanmıştır. Böylelikle yukarıda bahsedilen
durumlarda örneğin arama-kurtarma faaliyetleri gibi acil ihtiyaçlarda ekiplerin veya
mağdur kimselerin sesli çağrı yapabilmelerini sağlamak mümkün hale gelmiştir.
Tez kapsamında yapılan saha testleri esnasında arama yapılan cihazlardan
anlık olarak kayıtlar (loglar) alınmış ve elde edilen veriler kayıt analiz programları
ve MATLAB aracılığıyla incelenmiştir. Kayıt analiz programları ile kablosuz ağın
sinyal gücüne ait veriler elde edilmiş ve MATLAB kullanılarak da ses kalitesinin
nesnel değerlendirme yöntemi vasıtasıyla skorları elde edilmiştir. Ortaya çıkan
sonuçlar karşılaştırılarak RSSI ile PESQ skoru arasında ilişki elde edilmeye
çalışılmıştır.
1.2 Literatür Taraması
Literatüre bakıldığında genel anlamda tez çalışmasına temel teşkil edecek
çalışmalar şu şekildedir:
Yong Z. et al (2016), çalışmalarında İHA destekli kablosuz bağlantılarla ilgili
tipik üç kullanım senaryosu önermiştir: Bunlardan ilki İHA destekli her daim her
noktada kapsama alanı yaratacak bir kablosuz ağ. Bu ağ ile İHA’lar var olan
haberleşme altyapısına destek olacak şekilde coğrafyaya dağılmaktalar ve hizmet
verilen bölgede kesintisiz bir kablosuz ağ sağlamaktadırlar. Böylece doğal afetler
3
sonrası kesintiye uğrayan hücresel sistemin yeniden çalışır hale getirilmesi veya
herhangi bir bölgede aşırı talep nedeniyle baz istasyonunun yükününün
hafifletilmesi maksadıyla veri trafiğinin kablosuz ağa aktarılması
sağlanabilmektedir. İkinci olarak, İHA destekli görüş açısı bulunmayan noktalar
arası aktarım yapan bir kablosuz ağ. Bu ağ ile aralarında güvenilir direkt bir bağlantı
bulunmayan kullanıcı veya kullanıcı grupları arasında örneğin komuta merkezi ile
arazide ilerleyen askerler arasındaki haberleşmenin sağlanmasıdır. Üçüncü olarak
ise İHA vasıtasıyla belirli bir bölge ile ilgili bilgilerin toplanmasını baz alan bir
kablosuz ağ. Bu ağ ile gecikmeye toleranslı bilgilerin toplanması öngörülmüştür.
Örneğin tarım ile ilgili konularda kablosuz sensör ağlarla arazi ve ortama ait
verilerin toplanması buna güzel bir örnektir.
Jung W.S. et al (2017), çalışmalarında Yer Kontrol Sistemi (Ground Control
System, GCS) ile drone sistemi arasında uyarlamalı hesaplama boşaltma (Adaptive
Computation Offloading, ACODS) mimarisini önermiştir. Önerilen sistem
mimarisi ile askeri keşif dronları için enerji verimliliği ve sistemin tepki süresi
değerlendirilmiştir. Sistem genel olarak Tepki Süresi Tahmin Modülü (Response
Time Prediction Module), Görev Boşaltma Modülü (Task Offloading Module) ve
Uzak Görev Yürütme Modülü’nden (Remote Task Execution Module)
oluşmaktadır. Bu modüller sırasıyla, sistemin topladığı bir veriyi kablosuz ağ
üzerinden aktarmak için gerekli toplam tepki süresinin hesaplanmasından, drone
sisteminin ne zaman yer kontrol sistemine görev aktarımı yapılacağına karar
vermesinden, yer kontrol sisteminde yer alan hesaplama kaynaklarının izlenmesi
ile ilgili servislerin çalıştırılıp GCS’de yer alan hesaplama kaynak izleme değerinin
güncellenmesinden ve bu verinin Tepki Süresi Tahmin Modülü ile
paylaşılmasından sorumludurlar. Yapılan çalışma neticesinde yüksek hesaplama
gücü gerektiren bir verinin GCS’ye aktarılıp işlenmesi sonucunda tepki süresinin
%65 oranında düşürüldüğü saptanmıştır.
Genc H. et al (2017), çalışmalarında IoT ile birlikte artan veri trafiği ve bunun
sonucunda da belirli bir bölgeden veri toplamak için kullanılan drone’ların, veri
işlem kabiliyetlerinin algılayıcı bulut mimarisi (Sensor Cloud Architecture) ile
iyileştirilip iyileştirilemeyeceğine dair inceleme yapmışlardır. Tasarladıkları
sistemde 3DR Solo drone Arm Cortext –M 19 tabanlı i.MX6 işlemcisini bünyesinde
4
barındırmaktadır. Buna ek olarak da drone’un işlem kabiliyetini arttırmak için
Jetson TX1 bilgisayar birimini drone sistemi üzerine dahil etmişlerdir. Çalışmayı
yürütenler Lideri Takip Et (Follow the Leader) isimli bir uygulama geliştirmişler
ve bu uygulama ile Tekli Sınıf Nesne Algılayıcı (Single-Class Object Detector) ve
Çoklu Sınıf Nesne Algılayıcı (Multi-Class Object Detector) ile sırasıyla bir
görüntüdeki tek bir hareketli cismin takibi ile birden fazla hareketli cismin otonom
bir şekilde takibini sağlayamaya çalışmışlardır. Bu uygulama drone üzerindeki
bilgisayarda çalıştığı durumda Tekli Sınıf nesne algılayıcı modunda 44 ile 55 kat
oranında hızlı işlem yapılabilirken Çoklu Sınıf Nesne Algılayıcı modunda ise TX1
bilgisayarı ancak 2.3 ile 2.5 kat oranında işlem hızını iyileştirebilmiştir. Çalışmayı
yürütenlere göre bunun en önemli sebebi Çoklu Sınıf Nesne Algılama modunda
işlemlerin bulut sisteminde hızlı bir şekilde yapılmasına karşın algılayıcılardan
gelen verilerin bulut sistemine aktarım süresinin uzun zaman almasıdır.
Lyu J. et al (2017), çalışmalarında hücresel ağ üzerinden hizmet alan mobil
terminallerin ağın uç noktalarında yaşadığı çekim sorununa çözüm olarak karma ağ
mimarisi (Hybrid Network Architecture) önermiştir. Önerilen mimari ile birlikte
tekli hücre sistemi (Single-Cell system) içerisinde yer alan Mobil Sonlu (Mobile
Terminating, MT) cihazlara adil bir veri hacmini gözetecek şekilde sağlanabilecek
en az veri hacmini maksimize etmeye çalışmışlardır. Bununla birlikte spektrum
tahsisi (Spectrum allocation), kullanıcı bölüntüleme (User partitioning) ve İHA
uçuş güzerhanı da optimizasyona dahil etmişlerdir. Yaptıkları çalışmayı sadece tek
bir İHA ile gerçekleştirdikleri için çoklu sayıda İHA’nın kullanılması durumu ile
ilgili olarak çalışmalarını nasıl genişletecekleri konusu açık kalmıştır.
Fotouhi A. et al (2017), çalışmalarında drone baz istasyonlarının yerleşimi ile
hücresel ağın performansının nasıl iyileştirilebileceğine odaklanmışlardır. Bu
hususta kullanıcı birleştirme (User association) yani baz istasyonlarına kullanıcı
ataması problemi ve drone’ların kendi aralarında fiziki olarak çarpışma olasılığı
problemini çözümleyebilmek için iki adet kullanıcı birleşim şeması (User
association scheme) ortaya koymuşlardır. Bunlardan ilki Alınan Sinyal Gücü
Tabanlı (Received Signal Strength Based, RSS Based) şema hücre içerisindeki
herhangi bir kullanıcının drone baz istasyonu seçimini RSS parametresine göre
yapmayı öngörmektedir. İkincisi ise Veri Hacmi Tabanlı şema (Throughput-Based
5
Scheme) ile hücre içerisindeki bir kullanıcı hizmet alacağı drone baz istasyonunu
bir sonraki kaynak tahsisi aralığına kadar veri hacmini maksimum düzeyde
alabileceği şekilde seçmeyi baz almaktadır. RSS tabanlı ve Veri Hacmi Tabanlı
Şemalar, Serbest Hareket Modeli (Free Movement Model), Kısıtlı Hareket Modeli
(Restricted Movement Model) ve Havada Asılı Durma Hareket Modeli (Hovering
Model, HOV) gibi üç farklı senaryo dahilinde test edilmişlerdir. Sonuç itibariyle
Serbest-Veri Hacmi tabanlı modelin paket veri hacmi kazancının HOV modele göre
%47, Serbest-RSS tabanlı modele göre %8, Kısıtlı Hareket modeline göre %22
daha başarılı olduğunu saptamışlardır.
Yanmaz E. et al (2017), çalışmalarında drone’ların iş birliğine dayalı bir ağ
kurmayı hedeflemişlerdir. Önerdikleri sistem yapısal olarak bir kullanıcı ara yüzü,
yer istasyonu (Ground Station) (Yapılacak olan görevlerin planlanması, kontrolü ve
algılayıcılardan gelen verilerin analizi başlıca görevleridir), haberleşme ağı ve
çeşitli algılama ve işlem kabiliyetine sahip drone’lardan oluşmaktadır. Yaptıkları
çalışmada tasarım blokları arasındaki etkileşimleri, gerekli fonksiyonları
uygulamaların kısıtlarına ve elde bulunan araçlara (drone) göre tanımlamışladır.
Spesifik olarak, algılama, haberleşme ve genel yapıya ait blokların
koordinasyonuna odaklanmışlardır.
Rebecchi F. et al (2015), çalışmalarında hücresel sistemlerde veri yükünün
başka bir altyapı üzerine aktarılması (Data Offloading) teknikleri üzerine inceleme
yapmışlardır. Bu teknikleri incelerken gecikme gereksinimlerine bağlı olarak
gecikmeye duyarlı (non-Delayed) ve gecikmeye duyarlı olmayan (Delayed)
teknikler olacak şekilde iki sınıfa ayırmışlardır. Öte yandan kullanılan veri yükü
azaltılması metoduna göre de kablosuz erişim noktası bazlı ve terminalden
terminale veri yükü azaltılması şeklinde sınıflama yapmışlardır.
Haque S.R. et al (2017), çalışmalarında drone ve yer kontrol istasyonları
(Ground Base Station) arasındaki haberleşme yapısını incelemiş ve yer-kontrol
istasyonunun niteliklerini belirlemeye çalışmışlardır. Drone Telemetry Link ve
Mavlink Haberleşme Protokolü (Mavlink Communication Protocol) olmak üzere
iki haberleşme yapısını ortaya koymuşlardır.
6
Wang L. et al (2018), çalışmalarında drone temelli baz istasyonları ile kablosuz
ağ kapsama alanlarını genişletmeyi konu almıştır. Genel olarak hizmet alacak
kullanıcıların minimum güç tüketimi yapacak şekilde verilerini göndermeleri için
Enerji Verimli Yerleşim (Energy-Efficient-Placement) algoritmasını önermişlerdir.
Yaptıkları çalışmadaki nümerik sonuçlar neticesinde optimum drone yüksekliği ile
hücresel ağın uç noktalarında bulunan kullanıcıların drone’a olan minimum yatay
mesafesi arasında lineer bir ilişki bulmuşlardır. Bu aynı zamanda optimum drone
yüksekliğinin hesaplanmasını da kolaylaştıran bir sonuç olarak değerlendirilmiştir.
Saha A. et al (2017), çalışmalarında Ardupilot 2.8 uçuş kontrolör boardunu
kullanarak, insanların ulaşmakta zorluk yaşadıkları bölgelerin efektif bir enerji
tüketimi ile gözetlenmesini hedeflemişlerdir. Bu hususta çeşitli ekipmanlara ait
maliyet ve çalışma saati analizi yapmışlardır.
Yang Y. et al (2017), çalışmalarında sabit bir erişim noktası (Access Point)
üzerinden Vowifi tekenolojisini kullanarak; yapılan aramaların kalitesini kablosuz
ağ sinyal seviyesine bağlı olarak tahmin edebilmek üzerine bir metot
geliştirmişlerdir. Geliştirdikleri metotta ses kalitesinin ortalama kanaat değerini
(Mean Opinion Score, MOS) anlık olarak MOS ölçümü yapabilen ölçüm
cihazlarında elde etmişler aynı zamanda Wi-Fi test ölçüm cihazı ile de kablosuz ağa
ait sinyal seviyelerini elde etmişlerdir. Değerlendirme neticesinde ses kalitesi ve
Wi-Fi sinyal seviyesi arasında polinomsal bir ilişki bulmuşlardır.
Yukarıda paylaşılan drone temelli birçok çalışmada genel olarak kablosuz
haberleşme teknolojisi, hücresel haberleşme teknolojisi ve drone’ların birbirleri
arasında iletişimi için kullanmış olduğu haberleşme sistemleri ele alınmış ve genel
anlamda teorik çalışmalar yapılmıştır. Fakat yapılan bu tez çalışmasının ana fikrini
oluşturan VoWifi teknolojisinin drone ile birlikte kullanımı ile ilgili olarak Canlı
Ağ (Live Network) ortamında gerçeklenen bir çalışma yoktur. Bu anlamda yapılan
tez çalışması özgünlük değeri taşımaktadır.
1.3 Tezin Bölümleri
Tez, sekiz bölümden oluşmaktadır. 1. Bölümde tezin genel hatlarının ortaya
konduğu giriş bölümü yer almaktadır. Yine aynı bölüm içerisinde tez çalışmasına
temel oluşturacak bir literatür taraması paylaşılmıştır. 2. Bölümde tez konusunun
7
yapı taşlarından biri olan drone’lar incelenmiştir. Drone’ların yapıları, çeşitleri
hakkında bilgiler verilmiştir. Ayrıca tezde kullanılan drone’un hangi kriterler
gözetilerek seçildiği de bu bölüm içerisinde yer almaktadır. 3. Bölümde tezin ana
fikrini oluşturan VoWifi teknolojisi VoLTE teknolojisi baz alınarak anlatılmıştır.
4. Bölümde tez çalışması esnasında elde edilen verilerin değerlendirilmesinde
kullanılan metrikler (RSSI ve PESQ) anlatılmıştır. 5. Bölümde ise tasarlanan
sisteme ait komponentler hakkında bilgiler verilmiştir. 6. Bölümde saha testi ve ele
alınan senaryolar incelenmiştir. 7. Bölümde elde edilen sonuçlar paylaşılmış ve son
bölümde de sonuçlara ait genel bir değerlendirme yapılmıştır.
8
2 İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI (İHA) ‒ DRONELAR
İnsansız hava araçları günümüzde kullanımı oldukça yaygın olan, sabit bir
kanat veya çoklu rotora sahip uzaktan kontrollü ve/veya otonom şekilde hareket
edebilen hava araçlarıdır. Bu bölümde dronelar ile ilgili olarak genel bir fikre sahip
olabilecek ve tez çalışması kapsamında kullanılan drone’un hangi kriterler
çerçevesinde seçildiği hakkında bilgi sahibi olabileceksiniz.
2.1 Drone Sınıflandırmaları
Literatüre bakıldığında droneların sınıflandırılması ile ilgili olarak birçok
kategori saptanmıştır. Hassanalian M. et al (2017) dronelar üzerine yaptıkları çok
geniş bir literatür taramasında farklı tipteki droneları mekanik boyutlarına bağlı
olarak farklı kategorilere ayırıp daha sonra herbir kategoriyi iniş kalkış özellikleri
ve kanat yapılarına göre sınıflandırmaya tabi tutmuştur. Şekil 2.1’de (Hassanalian
M. et al, 2017) yaptıkları sınıflandırma bulunabilir. Burada drone’lar, İnsansız Hava
Aracı (Unmanned Aerial Vehile, UAV), mikro boyutlu insansız hava aracı (Mikro
Unmanned Aerial Vehicle, µUAV), mikro boyutlu hava aracı (Mikro Aerial
Vehicle, MAV), nano boyutlu hava aracı (Nano Aerial Vehicle, NAV), piko
boyutlu hava aracı (piko Aerial Vehicle, PAV) ve akıllı toz (Smart Dust, SD) olarak
kategorize edilmiştir.
UAV’leri diğer küçük tipteki dronelardan ayıran en temel özellikler, aracın
kullanım amacı, üretiminde kullanılan malzemeler, kontrol sisteminin karmaşıklığı
ve maliyetidir (Cai G. et al., 2014). Bununla birlikte UAV’ler çok farklı boyutlarda
ve konfigürasyonlarda olabilmektedirler. Örneğin bir Boeing 737 kadar kanat
açıklığına sahip olanlardan, küçük, uzaktan kumanda ile kontrol edilebilen
modellere kadar çok geniş çapta olabilmektedirler (Hassanalian M. et al, 2017).
UAV’leri zaten bu şekilde popüler yapan da aslında budur. Yani zahmetsiz bir
şekilde bir çantaya koyarak taşıyabileceğiniz hobi amaçlı UAV’lerden askeri
amaçlı taarruz, keşif gibi görevler yapabileceğiniz UAV’lere kadar birçok amaç için
kullanılabilmektedirler. Şekil 2.1’deki sınıflandırmaya göre UAV’ler iniş kalkış
özelliklerine göre, kanat yapılarına göre, motor itki tiplerine bağlı olarak
sınıflandırılmışlardır. Burada yatay iniş-kalkış (Horizontal Takeoff and Landing,
9
HTOL) yapabilen UAV’ler genellikle düz bir kanat yapısına sahip pervaneli ya da
jet motorlu itki sistemlerine sahiptirler. Bu tip UAV’ler kalkış için bir piste ya da
düz bir zemine ihtiyaç duyarlar. Buna karşılık dikey iniş-kalkışlı (Vertical Takeoff-
Landing, VTOL) UAV’ler tek ya da çoklu rotora sahip olup bulundukları yerden
dikey olarak kalkıp inebilirler ve sabit bir noktada oldukları yerde havada asılı
vaziyette durabilirler. HTOL’ler VTOL’lere göre daha stabil bir uçuşa sahiptirler
ve havada kalma süreleri de VTOL’e göre uzundur. HTOL ve VTOL’lerin
birleşiminden oluşan hibrit yapılı UAV’ler de vardır (Hassanalian M. et al, 2017).
Bunlar da eğilebilen rotora sahip (Tilt-rotor), eğilebilen kanada sahip (Tilt-wing),
eğilebilen gövdeye (Tilt-body) sahip ve bir kanal içerisinde yelpazeye sahip
(Ducted Fan) şeklinde sınıflandırılabilmektedirler. Eğilebilen rotora sahip UAV’ler
Şekil 2.1: Drone Tipleri (Hassanalian M. et al, 2017)
kalkış ve inişlerini yatay/dikey olarak gerçekleştirebilirler. Dikey kalkış/iniş ve
uçuş için rotorlar yere dikey pozisyonda konumlanır buna karşılık yatay kalkış/iniş
ve uçuş için rotorlar 90° döndürülerek yatay pozisyonda konumlandırılmaktadır.
Eğilebilen kanat yapısına sahip UAV’lerde motorlar kanatta sabit bir şekilde
bulunmaktadır. Burada kanadın konumu yatay ve dikey olarak değiştirilerek
10
UAV’nin uçuş şekli yatay/dikey olarak ayarlanabilmektedir. Eğilebilen gövdeye
sahip UAV’ler sabit kanatlı ve döner kanatlı olan UAV’lerden farklı olarak ne sabit
bir kanada ne de tam manasıyla döner bir kanat yapısına sahiptirler. Burada kanat
eğim açısı oranında hareket etmekte serbesttir. Bu tip bir UAV’de eğimli bir gövde
sıradışı bir şekilde eklenerek harici bir kaynak tarafından gönderilecek komutlara
karşılık olarak geliş açısını değiştirebilmektedir. Bu tip UAV’lerin en önemli
özelliği kısa bir pistte iniş kalkış yapabilme özelliğine sahip olmasıdır. Bir başka
UAV tipi ise bir kanal içerisine yerleştirilmiş fan ile itme kabiliyeti kazanan
UAV’lerdir. Bu tip UAV’ler yatay/dikey iniş kalkışın yanında havada asılı da
kalabilmektedir. Tüm bunlara ek olarak karşılıklı çift rotor ve dört pervane ile
kontrol edilebilmektedirler (Ko, A.S. et al., 2007). Bu kategorideki son
sınıflandırmada ise üstten pervaneli (helicopter) ve üstten kanatlı (heli-wing)
UAV’ler yer almaktadır (Hassanalian M. et al, 2017). Burada tek rotorlu, koaksiyel
rotorlu, tandem rotorlu ve 4-rotorlu üstten pervaneli UAV bulunurken üstten kanatlı
UAV’lerde dönen kanat sistemi ile dikey iniş kalkış yapılabilir, aynı zamanda diğer
bir sabit kanat ile uçuş gerçekleştirebilmektedir.Tüm sınıflandırmanın dışında
kalan sıradışı, aykırı UAV çözümleri de mevcuttur (Hassanalian M. et al, 2017).
Örneğin FESTO AirJelly sıradışı, aykırı tipte bir UAV olarak ele alınabilir. Burada
helyum gazı ile doldurulmuş bir balon ahtapota benzer bir kanat yapısı ile hareket
edebilmektedir. Üzerinde kanatların hareketi için 8V 400 mA lik elektrik motorları
mevcuttur. 1m3lük hava ile yaklaşık olarak 1kg lık bir yük kaldırmak mümkün
olabilmekte ve UAV’nin toplam ağırlığı 1.3kg civarındadır (FESTO_Jelly, 2019).
Yukarıda bahsedilen UAV’lere ait örnekler Şekil 2.2’de paylaşılmıştır.
Şekil 2.1’de paylaşılan gruplar (UAV, µUAV, MAV …) kendi içlerinde
UAV’lere benzer şekilde sınıflandırılmışlardır. Burada farklılaşan tek nokta
kanatların boyu ve araçların kütleleridir. Nitekim bununla ilgili bir karşılaştırma da
Şekil 2.3’te bulunabilir. UAV’lerin model, üretici, ağırlık ve kanat açıklığı bilgileri
de Tablo 2.1’de paylaşılmıştır.
Alternatif olarak Vergouw B. et al (2016) yaptıkları çalışmada drone’ları
kanat yapısına göre, otonom yapısı yani hedeflenenen bir görevi hiçbir müdahale
olmadan yapabilme kabiliyetlerine göre, boyut ve ağırlıklarına göre ve hareket için
ihtiyaç duydukları enerji kaynaklarına göre sınıflandırmıştır. Buradaki
11
sınıflandırmaya bakacak olursak öncelikle dronelar üç ana katergoriye ayrılmıştır.
Bunlar sabit kanatlı sistemler, çoklu rotora sahip sistemler, ve diğer sistemlerdir.
Nitekim bu sınıflandırma Hassanalian M. et al (2017)’in çalışmasında ele aldığı
sınıflandırmayla benzeşmektedir.
Şekil 2.2: Drone Tipleri a) HTOL b)VTOL c)Rotoru Eğilen UAV d) Kanadı Eğilen UAV
e)Gövdesi Eğilen UAV f) Kanl İçerisinde Fana Sahip UAV g)Üstten Pervaneli UAV
h)Üstten Kanatlı UAV i) Sıradışı-aykırı tipte UAV (Hassanalian M. et al, 2017)
Şekil 2.3: Drone’ların Kanat ve Ağırlıklarına Göre Dağılımı (Hassanalian M. et al, 2017)
Vergouw B. et al (2016)’in dronelarla ilgili belirlediği ikinci karakteristik
ise otonom şekilde uçma kabiliyetidir. Normal şartlar altında drone’lar zaten
pilotsuz uçan hava araçlarıdır. Dolayısıyla da aslında havada bir nevi kendi kendine
12
uçabilmektedir. Ama bir de programlanarak belirlenen bir bölgede hiçbir
müdaheleye gerek olmaksızın uçabilen drone modelleri de vardır.
Tablo 2.1: UAV Model, Üretici ,Ağırlık ve Kanat Açıklığı Tablosu (Hassanalian M. et al,
2017)
UAV Model Adı Üretici Ağırlık (kg) Kanat Açıklığı
(m)
[a] RQ-4 Global
Hawk
Northrop
Grumman 14.628 39.9
[b] SkyTote AeroVironment 110 2.4
[c] Bell Eagle Eye Bell Helicopter 1020 7.37
[d] UAV Quad Tilt
Wing của GH Craft Ltd 23 2
[e] Specs (Model
100–60)
Freewing Tilt-
Body
technology (USA)
215 4.9
[f] V-bat MARTINUAV 31 2.74
[g] MQ-8 Fire
Scout
Northrop
Grumman
225 kg'dan1430
kg'a kadar 8.4
[h] Boeing X-50
Dragonfly
Boeing and
DARPA 645 2.71
[i] Air Jelly Festo - -
Bunlar harita üzerinden daha önceden belirlenen güzergahları GPS ve/veya
üzerlerindeki kameraları vasıtasıyla görüntü işleme tekniklerini kullanarak
dolaşabilir ve burada yer alan örneğin bir kablosuz sensör ağdan veriyi okuyabilir.
Rotaları üzerinde yer alan engelleri de yine üzerlerindeki sensör ve kameralar
vasıtasıyla algılayıp ufak manevralar ile kırıma uğrama riskini ortadan
kaldırmaktadır.
Vergouw B. et al (2016)’e göre bir diğer karakteristik de boyut ve ağırlıktır.
Keza bu ayrım Hassanalian M. et al (2017) tarafından da yapılmıştır. Droneların
boyut ve ağırlık sınıflandırmaları ülkelerden ülkelere farklılık gösterebilmektedir.
Örneğin Türkiye’de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu
İnsansız Hava Aracı Talimatnamesi’ne göre drone’lar azami kalkış ağırlıklarına
göre 4 ayrı sınıfa ayrılmışlardır (SHT Talimatnamesi, 2016). Bu sınıflandırmaya
göre ;
- İHA0: Azami kalkış ağırlığı 500 gr (dahil)- 4kg aralığında olan İHA’lar
- İHA1: Azami kalkış ağırlığı 4kg (dahil)-25kg aralığında olan İHA’lar
- İHA2: Azami kalkış ağırlığı 25kg (dahil)-150kg aralığında olan İHA’lar
13
- İHA3: Azami kalkış ağırlığı 150kg (dahil) ve daha fazla olan İHA’lardır.
Görüldüğü üzere yapılan sınıflandırmada 500 gr. altı dronelar ele
alınmamıştır. Bu sebeple Türkiye’de, 500 gr’ın altındaki drone modelleri için kanat
yapısı, motor çeşidi vb. özelliklerine bakılmaksızın herhangi bir yasal kısıtlamaya
yani uçuş için önceden izin alma, drone pilotluğu sertifikası gibi gereksinimlere
ihtiyaç duyulmamaktadır. Tam tersi şekilde eğer 500 gr’ın üzerinde bir drone’a
sahip iseniz öncelikle bu drone’u Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne kayıt
ettirmeniz ve dronenu’nuzun fiziki özelliklerine göre de drone pilotluğu eğitimi
almanız şarttır. Tez çalışması kapsamında da bu yasal durum göz önünde
bulundurulmuş ve drone seçimi yapılırken 500 gr. altı drone modelleri dikkate
alınmıştır.
Vergouw B. et al (2017)’e göre dördüncü karakteristik ise drone’lar
arasındaki enerji kaynağı farklılıklarıdır. Drone’lar yukarıda da behsedildiği gibi
boyut, ağırlık, kanat yapısı gibi çok geniş bir yelpazede olabildiğinden bu araçları
hareket ettirmek için kullanılacak olan enerji kaynakları da çok çeşitlidir. Örneğin
klasik jet yakıtı, batarya/pil, akaryakıt (benzin) ve güneş kaynağı. Bunlardan jet
yakıtı (kerosene) genel olarak geniş, sabit kanatlı drone’larda kullanılmaktadır
(Vergouw B. et al, 2016). Amerikan Predator jet yakıtı ile çalışan drone’lar için iyi
bir örnektir. Pil/Batarya kullanan drone modelleri ise genellikle küçük dikey iniş
kalkış yapma kabiliyetine sahip çoklu rotorlu drone’lardır. Bu tip bir drone’a DJI
Phantom örnek verilebilir. Akaryakıt ile çalışan drone’lar ise öncelikle yaktıkları
yakıttan elektrik enerjisi üretirler. Böylece direkt olarak akaryakıtla çalışan bir
motorda meydana gelen kayıpların önüne geçilmiş olur. Zira elektrik motorunun
verimi içten yanmalı motorlara göre daha fazla olduğundan ve de akaryakıttan birim
yanma başına elde edilen enerji ile elde edilen elektrik enerjisinin fazla olmasından
dolayı drone’lar daha uzak mesafelere gidebilmektedirler. Son olarak günümüzde
nadir de olsa Güneş enerjisi ile çalışan drone modelleri de mevcuttur. Bu tip
drone’lar genellikle sabit bir kanat yapısına sahip dronelardır ve Güneş’ten aldıkları
ışık ile elektrik enerjisi üretip motorlarına itki sağlamaktadır. Genel olarak küçük
boyutlu ornihopterler için uygundur (Vergouw B. et al, 2016).
14
2.2 Drone Modelleri
Günümüzde oldukça fazla sayıda ve çeşitte drone modeli bulunmaktadır.
Başlıca ele alınan drone modelleri şu şekildedir:
UDI U818A: UDI U818A, 1179 gram ağırlığında, 9.9 x 35.6 x 40.9 cm
boyutlarında, 6 eksenli uçuş kontrol sistemine sahip bir dronedur. 350 mAh Li-Po
(lityum Polimer) pil ile 6 ile 9 dakika arasında uçuş yapabilmektedir. Yaklaşık
olarak 80 ile 100 metre arasında da yerden yükselebilmektedir. 2.4Ghz frekans
bandında kumanda ile kontrol edilebilmektedir. Fiyatı Amazon.com baz
alındığında yaklaşık olarak 50$ (Amazon.com_UDI U181A, 2019) seviyesindedir.
Şekil 2.4: UDI U818A (Amazon.com_UDI U181A, 2019)
DJI Phantom 4: Phantom 4, 1380 gram ağırlığında, 38.4 x 22.7 x 32.77 cm
boyutlarında, 4 adet rotor ile hareket eden bir dronedur. Üzerinde 1 adet Lityum
Polimer batarya bulunmaktadır. İleri uçuş dinamik kabiliyetleri sayesinde uçuş
esnasında sabit, düzgün bir uçuş yapılabilmektedir. 2.4 Ghz frekans bandında
çalışan uzaktan bir uzaktan kumanda ile kontrol edilebilmektedir. Yaklaşık 72.4
km/sa’lik bir hızla 28 dakika gibi bir süre havada kalma kabiliyetine sahiptir. Bu da
15.2 V - 5350mAh’lik bir pil sayesinde mümkün olmaktadır. Drone üzerindeki
kamera ve sensörleri vasıtasıyla nesneleri takip edebilir ve gerektiğinde yüksek
çözünürlüklü fotoğraf ve video çekebilmektedir. Fiyatı yaklaşık olarak 1195 $
(Amazon.com_Dji Phantom, 2019)seviyesindedir.
15
Şekil 2.5: DJI Phantom 4 (Amazon.com_Dji Phantom, 2019)
Dromida Ominus: Ominus, 101 gram ağırlığında 28.2 x 46.1 x 15.4 cm
boyutlarında 4 adet rotora sahip bir dronedur. Üzerinde 3.7V-700mAh’lik Li-Po
batarya bulunmaktadır. 2.4 Ghz frekans bandında çalışan bir uzaktan kumanda ile
kontrol edilebilmektedir. Tam şarj ile yaklaşık olarak 10 ile 12 dakika arasında bir
uçuş süresi vaad etmektedir. Fiyatı yaklaşık olarak 70$ (Amazon.com_Dromida
Ominus,2019) seviyelerindedir.
Şekil 2.6: Dromida Ominus (Amazon.com_Dromida Ominus, 2019)
DJI Phantom 2 V2.0: Phantom 2 V2.0 , 1093 gram ağırlığında 28.2 x 28.2 x 18.2
cm boyutlarında 4 adet rotora sahip bir dronedur. Üzerinde 5200 mAh’lik Li-Po
batarya bulunmaktadır. 2.4 Ghz frekans bandında çalışan bir uzaktan kumanda ile
kontrol edilmektedir. Tam şarj ile yaklaşık olarak 28 dakikalık bir uçuş süresine
sahiptir. Fiyatı yaklaşık olarak 600$ (Amazon.com_DJI Phantom 2 V2.0,
2019)seviyelerindedir.
16
Şekil 2.7: DJI Phantom 2 V2.0 (Amazon.com_DJI Phantom 2 V2.0, 2019)
Yunec Q500 4K Typhoon : Yunec Q500 4K Typhoon, 1125 gram ağırlığında 56.8
x 42.2 x 24.1 cm boyutlarında 4 adet rotora sahip bir dronedur. Üzerinde 11.4V-
5400 mAh’lik Li-Po batarya bulunmaktadır. 2.4 Ghz bandında çalışan bir uzaktan
kumanda ile kontrol edilmekte olup ayrıca 5.8 Ghz bandından da kamerası
yardımıyla çekmiş olduğu görüntüleri iletmektedir. Ortalama uçuş süresi yaklaşık
olarak 20 dakikadır. Fiyatı da yaklaşık olarak 400$ (Amazon.com_Yunec Q500
4K Typhoon,2019) seviyelerindedir.
Şekil 2.8: Yunec Q500 4K Typhoon (Amazon.com_Yunec Q500 4K Typhoon, 2019)
Parrot Ar Drone: Parrot Ar, 400 gram ağırlığında 45 x 29 cm boyutunda 4
pervaneli bir dronedur. Üzerinde 1500 mAh’lik Li-Po batarya bulunmaktadır. 2.4
Ghz bandında çalışan bir uzaktan kumanda ile kontrol edilebilmektedir. Uçuş süresi
12 ile 18 dakika arasında değişmektedir. Hızı ise yaklaşık saatte 18 km civarında
olup azami uçuş uzaklığı 50 metre civarındadır. Fiyatı yaklaşık olarak 250$
(Amazon_Parrot Ar Drone, ET: 20 Temmuz 2019) seviyelerindedir.
17
Şekil 2.9: Parrot Ar Drone (Amazon_Parrot Ar Drone, 2019)
DJI Spark Fly More Combo: Spark, 300 gram ağırlığında 14.3 x 14.3 x 5.5 cm
boyutunda 4 rotorlu bir dronedur. Üzerinde 11.4V-1480 mAh Li-Po batarya
bulunmaktadır. 2.4 Ghz bandında çalışan uzaktan kumanda ile kontrol
edilebilmektedir. Uçuş süresi 20 km/sa hızda yaklaşık olarak 16 dakikadır. Azami
uçuş uzalığı 2km, azami çıkabileceği yükseklik 500 metredir. Fiyatı yaklaşık olarak
529$ (Amazon.com_DJI Spark Fly More Combo,2019) seviyelerindedir.
Şekil 2.10: DJI Spark Fly More Combo (Amazon.com_DJI Spark Fly More Combo, 2019)
Drone modellerine bakıldığında 500 gram altında olan droneların, DJI
SPARK hariç, neredeyse tamamının uçuş menzili azami 100-150 m civarlarındadır.
Bunun dışında 500 gr ve üstü dronelarda da fiyat ortalaması yaklaşık olarak 650-
700$ seviyelerindedir.
18
2.3 Tez Çalışması için Drone Özelliklerinin Belirlenmesi
Tez çalışması kapsamında yapılacak olan saha testlerinde sistemin yayın
yapabileceği kablosuz ağın sınırlarını tespit edebilmek için aşağıda teknik şartname
benzeri özellik listesi oluşturulmuştur.
Drone Kalkış Ağırlığı (Batarya Dahil) : 500 gr’dan az olmalıdır.
Drone Azami Sinyal Aktarım Mesafesi: Minimum 1500 m olmalıdır.
Drone Azami Uçuş Süresi (Rüzgarlı havada) : Minimum 16 dk. olmalıdır.
Drone Azami Uçuş Uzaklığı : Minimum 1000 m olmalıdır.
Drone Azami Yükselme Hızı : Minimum 0.5 m/s olmalıdır.
Drone GPS Uydu Desteği : GPS/GLONASS
Uzaktan Kontrol çalışma Frekans Aralığı: 2400 MHz – 2482.5 MHz
Batarya : Kapasitesi minimum 2300 mAh olmalıdır.
Batarya Ağırlığı : 150 gr’dan az olmalıdır.
Uçuş kontrol yazılım desteği : Drone’un uçuş esnasında kontrol edilebilmesi ve
de uçuş ile ilgili bilgilerini gösteren bir yazılıma sahip olması gereklidir. Firmware
güncellenebilir olmalıdır.
Pervane Sayısı : Drone çoklu rotora sahip olmalıdır. Minimum 2 adet pervane
olmalıdır. 4 adet pervane tercih sebebi olacaktır.
Uzaktan Kumanda Çalışma Frekansı : 2400 MHz – 2483.5 MHz
Uzaktan Kumanda Azami Aktarım Mesafesi : 2.4Ghz bandı için Minimum
2000m.
Yukarıdaki belirlenen özelliklerden Tez çalışması için en fazla önemsenen
kriterler göz önüne alındığında Tablo 2.2’deki gibi bir karar matrisi elde edilmiştir.
Bunun sonucu olarak da en fazla skoru alan DJI Spark olmuştur.DJI Spark ile ilgili
detaylı bilgiler Bölüm 6 içerisinde verilmiştir.
19
Tablo 2.2: Drone Model Karar Matris Tablosu
Drone Modelleri
Değerlendirme Kriterleri
Azami İrtifa
>=150m
Azami Uçuş
Menzili
>=500 m
Ağırlık
<500 gr
Uçuş
Süresi
>=15 dk
Dikey
iniş/kalkış
Uzaktan
Kumanda
ile kontrol
Skor
UDI U818A 100 m 100 m 1179 gr 6-9 dk var var 2
DJI Phantom 4 Belirtilmemiş 5000 m 1380 gr 28 dk var var 4
Dromida Ominus Belirtilmemiş 100 m 101 gr 10-12 dk var var 3
DJI Phantom 2
V2.0 Belirtilmemiş 1000 m 1093 gr 28 dk var var 4
Yunec Q500 4K
Typhoon Belirtilmemiş 800 m 1125 gr 20 dk var var 4
Parrot Ar Drone 50 m 50 m 400 gr 12 - 18 dk var var 4
DJI Spark Fly
More Combo 500 m 2000 m 300 gr 16 dk var var 6
20
3 VoWIFI (KABLOSUZ BAĞLANTI ÜZERİNDEN SESLİ
GÖRÜŞME)
Kablosuz bağlantı üzerinden sesli görüşme ya da diğer bir değişle VoWifi,
hücresel haberleşme sisteminde yer alan IP çoklu ortam alt sistemi (IP Multi Media
Subsystem, IMS) üzerinden çalışan hücresel sistemi tamamlayıcı bir teknolojidir.
Bu teknolojinin nasıl çalıştığını anlamak için öncelikle LTE’nin yapısı anlatılacak
olup sonrasında sırasıyla IMS, VoLTE ve en son olarak da VoWifi’ın ağ altyapısı
ortaya konulacaktır.
3.1 Uzun Süreli Evrim (Long Term Evaluation, LTE) - 4G
LTE, 4. nesil hücresel haberleşme sistemlerinin genel adıdır. 3GPP Yayın 8,
Yayın 9 ve en son olarak Yayın 10 ile ağ mimarisi ve altyapısı ortaya konmuştur.
3G sistemlerden sonra 4G sistemler için hedef konulan iletim hızlarının –ki bu
Yayın 8 için 20 MHz’lik bir band genişliğinde aşağı yönlü iletim veri hızı:100 Mbps
ve yukarı yönlü veri yükleme hızı:50 Mbps (Myung, H.G., 2008) - yakalanabilmesi
için kullanılan kanal erişim teknolojisini ve kanal band genişliklerini ön plana
çıkarmaktadır. LTE aşağı yönlü (Downlink, DL) iletimde kanal erişim teknolojisi
olarak OFDMA (Orthogonal Frequency Division Multiple Access) yani birbirine
dik ve frekansla bölünmüş alt taşıyıcılardan oluşan kanal erişim teknolojisini
kullanırken yukarı yönlü (Uplink, UL) iletimde ise kanal erişim teknolojisi olarak
SC-FDMA (Single Carrier Frequency Division Multiple Access) yani tek taşıyıcılı
frekansla bölünmüş çoklu erişim yöntemini kullanmaktadır. Frekans ortamında
OFDMA ve SC-FDMA iletim biçimleri Şekil 3.1’de (Telesystem Innovations,
2010) paylaşılmıştır. OFDMA, OFDM gibi bir çoklu taşıyıcı iletim teknolojisini
genişleterek daha esnek bir çoklu erişim şeması ortaya koymuştur (Sesia et.
al,2011). Öyle ki OFDM var olan band genişliğini sadece zaman ortamında
kullanıcılara paylaştırabilirken, OFDMA’de var olan band genişliği hem zaman
hem de frekans ortamında kullanıcılara paylaştırılımış olur. Bu paylaşımı gösteren
grafik Şekil 3.2’de (Archana B. and Surekha T.P., 2015) verilmiştir. Örneğin bu
grafikte, OFDMA sayesinde bir zaman dilimi içerisinde alt taşıyıcı 3 farklı kullanıcı
tarafından paylaşılırken, OFDM’de alt taşıyıcı bir zaman dilimi içerisinde sadece
bir kullanıcıya ayrılmıştır. LTE’de bir çerçeve, 10 adet 1ms’lik alt çerçeveden
21
oluşmaktadır. Her alt çerçeve iki zaman dilimine ayrılmıştır. Dolayısıyla her bir
zaman dilimi 0.5 ms’dir. Burada modüle edilmiş en küçük yapıya kaynak
elemanları (Resource elements) denmektedir. Bir kaynak bloğu (Resource Block,
RB), frekans ortamında 12 tane yan yana sıralanmış alt taşıyıcı (sub carrier) ve
zaman ortamında yan yana sıralanmış 7 sembolden oluşmaktadır. Bir kaynak
elemanı 15 khz band genişliğine sahip olduğundan bir RB toplamda 1 zaman dilimi
içerisinde 180 khz lik band genişliğine sahip olmaktadır.
Şekil 3.1: OFDMA ve SC-FDMA Frekans Domeni Gösterimi
Şekil 3.2: OFDM ve OFDMA arasındaki fark
LTE, modülasyon ve kodlama tekniklerini adaptif şekilde kullanabilmektedir.
DL ve UL için QPSK (Dördün Faz Kaydırmalı Anahtarlama, Quadrature Phase
Shifting Key), 16-QAM (Dördün Genlik Modülasyonu, Quadrature Amplitude
Modulation) ve 64-QAM gibi modülasyon teknikleri kullanılabilmektedir. LTE’de
22
frekans bölmeli çiftleme (Frequency Division Duplex, FDD) ve zaman bölmeli
çiftleme (Time Division Duplex, TDD) tekniklerinin ikisi de kullanabilmektedir.
FDD, ULve DL için iki ayrı frekans bandını kullanırken; TDD, UL ve DL için aynı
frekans bandını kullanır fakat farklı zamanlarda alma/gönderme işlemlerini
gerçekleştirir. FDD sesli görüşme gibi simetrik veri trafiği açısından avantajlı iken;
TDD internet ve diğer veri bazlı servisler gibi anlık ve asimetrik veri trafiği
açısından avantajlıdır (Netkrom Technologies, 2019).
3.2 LTE Ağ Mimarisi
Tipik bir LTE ağ yapısı Şekil 3.3’te (Anritsu, 2015) gösterilmiştir. Burada
kullanılan birimler ve yaptıkları işler şu şekildedir (Anritsu, 2015):
Kullanıcı Cihazı (User Equipment, UE): UE kullanıcıların hücresel ağ üzerinden
hizmet almasını sağlayan ve üzerinde bir radyo ekipmanı ve bir UICC kart
bulunduran bir cihazdır. Bu cihaz bağlı olduğu ağa kanal durumu ile ilgili yapmış
olduğu ölçüm sonuçlarını iletir.
Şekil 3.3: LTE Network Yapısı ( Anritsu, 2015)
Baz İstasyonu (Evolved NodeB, eNB):Bünyesinde Fiziksel katman (Physical
Layer, PHY), Ortam erişim Katmanı (Medium Access Control Layer, MAC),
Radyo Hat Kontrol Katmanı (Radio Link Control Layer, RLC), Veri Paket
Birleştirme Protokolü Katmanı (Packet Data Convergence Protocol,PDCP)
bulundurmaktadır. Kullanıcı tabanlı veri trafiğine ait başlık sıkıştırma (header
compression) ve şifreleme (encryption) ilgili kısımları kontrol etmekle birlikte
kontrol sinyalleri için de Radyo Kaynak Kontrol (Radyo Resource Control,RRC)
23
işlemlerini gerçekleştirir. Bunların dışında radyo kaynak yönetimi (Radio Resource
Management), giriş denetimi (Admission Control), Zamanlama (Scheduling),
yukarı yönlü iletim için belirlenmiş servis kalitesinin (Quality of Service, QoS)
uygulanması, kullanıcı (User Plane) ve kontrol tabanlı (Control Plane) veri
trafiklerinin şifrelenmesi (ciphering) ve şifrelerinin çözülmesi (deciphering), son
olarak da aşağı yönlü ve yukarı yönlü kullanıcı tabanlı veri paketi başlıklarının
(header) sıkıştırılması (compression) ve açılması (decompression) gibi görevleri de
gerçekleştirmektedir.
Paket Veri Ağı -Ağ Geçidi (Packet Data Network (PDN) Gateway, P-GW):UE
ve PDN arasında UE trafiği için bir giriş/çıkış noktası oluşturarak bağlantının
yapılmasını sağlar. Paketlerin izlenmesi, yasal dinleme, ücretlendirme desteği, her
kullanıcı için paketlerin filtrelenmesi, ağ için belirlenen politikların (kuralların)
uygulanması gibi işlemleri gerçekleştirir. 3GPP ve 3GPP olmayan teknolojiler (Wi-
Fi gibi) arasındaki geçişler için bir geçit noktasıdır.
Mobilite Yönetim Birimi (Mobility Management Entity, MME): LTE ağı için
önemli bir kontrol birimi olarak çalışmaktadır. UE’nin aktif olmadığı yani sadece
ağı dinlediği durumlarda, UE’nin izlenmesi ve çağrı arama (Paging) ile ilgili
işlemlerden sorumludur.Taşıyıcı aktivasyonu ve deaktivasyonu işlemlerini kontrol
eder ve UE’nin ilk hücresel ağa bağlantı kurduğu anda ve/veya LTE ağı içerisinde
bir başka hücreye geçiş yaptığı esnada kullanılacak olan Hizmet Ağ Geçidi’nin
(Serving Gateway, S-GW) seçimini yapar. Ağ içi Abone Sunucu’su (Home
Subscriber Server, HSS) ile iletişime geçerek kullanıcının kimliğinin
doğrulanmasını sağlar. Ayrıca Erişimsiz Katman (Non-Access Stratum, NAS)
sinyalleri için bir uç nokta olarak görev yapar (NAS hücresel sistemde kullanıcıya
ait geçici kimlik bilgilerinin toplanması ve üretiminden sorumludur, ayrıca
kullanıcının hücresel sisteme bağlantı yapmasına izin verilip verilmeyeceğini
kontrol eder.).
Hizmet Ağ Geçidi (Serving Gateway, S-GW): Kullanıcıya ait veri paketlerini
ilgili noktalara yönlendirir ve iletir. Kullanıcı sinyalleri için eNB’ler arasında geçiş
yapıldığı esnada bir geçiş noktası olarak görev yapar. Ayrıca aynı işi LTE ve diğer
3GPP teknolojileri arasındaki geçişler için de yapmaktadır. Yani LTE’den 3G’ye
geçiş veya LTE – LTE arasındaki geçişler esnasında UE bu ağ geçidini kullanarak
24
hedeflenen noktaya geçiş yapar. UE’ye pasif modda iken herhangi bir anda veri
paketi gelmişse öncelikle UE’nin pasif durumdaki veri yolunu kapatarak onu gelen
veriyi alması için tetikler. Ve son olarak UE’ye ait içerikleri örneğin ağ ile ilgili
yönlendirme bilgilerini saklar ve yönetimini sağlar.
Gelişmiş Paket Çekirdeği (Evolved Packet Core, EPC): EPC, LTE sistemi
içerisinde yukarıda bahsedilen MME, P-GW, S-GW gibi birimlerin oluşturmuş
olduğu bir yapıdır. Temel olarak UE’nin kontrolünden ve taşıyıcıların
kurulumundan sorumludur. Ayrıca Ağ geçidi mobil konumlandırma merkezi
(Gateway Mobile Location Centre, GMLC) ve HSS gibi birimlere ek olarak
Politika Kontrol ve Ücretlendirme Kuralları Fonksiyonunu (Policy Manager and
Charging Rules Function, PCRF) içermektedir. (Sesia et. al,2011). PCRF gerçek
zamanlı olarak hangi trafiğin hangi koşullar altında izin verileceğini ve bu trafiğin
ne şekilde ücretlendireleceği ile ilgili karar vermektedir (Spirent, 2014).
3.3 IP Çoklu Ortam Alt Sistemi (IP Multimedia Subsystem, IMS)
IMS katmanı LTE üzerinden yapılan sesli/görüntülü görüşmeler için
kullanılan bir katmandır. Bu katmanın yapısı Şekil 3.4’te verilmiştir. Buna göre
IMS katmanındaki birimlerin yaptığı iş ve görevler şu şekildedir (Spirent, 2014):
Şekil 3.4: IMS Network Yapısı (Spirent, 2014)
Kullanıcı ekipmanı (User Equipment, UE): UE, IMS mimarisinde kullanıcının
bulunduğu ağdan hizmet alması için kullandığı cihazdır. UE içerisinde evrensel tüm
25
devre kartı (Universal Integrated Circuit Board, UICC) ve Oturum Başlatma
Protokolü Kullanıcı Ara birimi (Session Initiation Protocol User Agent, SIP UA)
bulunmaktadır. Burada UICC kart farklı uygulamaları üzerinde bulundurabilir.
Bunlar GSM ağlarının kullanıcının kimliği ile ilgili bilgileri öğrenebilmesi için
Abone Kimlik Modülü (Subscriber Identity Module, SIM), UMTS veya LTE
ağlarının kullanıcı ile ilgili bilgileri öğrenebilmesi için UMTS SIM (USIM)
modülü, IMS katmanının alt sistemlerinin kullanıcı kimlik bilgilerini öğrenebilmesi
için de IP Çoklu Ortam Hizmetleri Kimlik Modülü’dür (IP Multi Media Services
Identity Module, ISIM) (Spirent, 2014).
IMS katmanının kullanmış olduğu ISIM kullanıcının LTE üzerinden sesli
görüşme yapması için gerekli bazı bilgileri saklamaktadır. İçerdiği bilgiler şunlardır
(Spirent, 2014):
- IP Çoklu Ortam Özel Kimliğini (IP Multimedia Private Identity, IMPI)
içerisinde bulundurur. IMPI, eski sistemlerde kullanılan Uluslararası
Mobil Abone Kimliğine (International Mobile Sunscriber Identity, IMSI)
benzer şekilde abonelerin erişemeyeceği bir yapıdadır. Kullanıcın bağlı
olduğu mobil operatöre ait bilgileri içermektedir.
- Abonenin asıl hizmet aldığı operatörün domain bilgilerini saklar.
- IP Çoklu Ortam Genel Kimliğini (IP Multimedia Public Identity, IMPU)
içerisinde barındırır. IMPU eski sistemlerdeki telefon numarasına benzer
bir yapıda olup hizmet alan kullanıcın diğer kullanıcılarla iletişimi için
kullanmış olduğu bir kimliktir.
- İçerisinde ayrıca uzun dönem gizli bir anahtar şifre vardır. Bu şifreyle
birlikte yetkilendirme ve şifre anahtarlarının hesaplanması için kullanılır.
- Eğer UICC içerisinde ISIM yok ise UE, USIM’i kullanmaktadır.
- SIP UA telefon ile ilgili fonksiyonları gerçekleştirdiğinden iki temel rolü
bulunmaktadır. Bunlardan ilki Kullanıcı Alıcı Taraf Ara Birimi (User
Agent Client, UAC) SIP isteklerini gönderirken, Kullanıcı Sunucu Ara
Birimi (User Agent Server) ise karşıdan gelen istekleri alır ve bunlara
istinaden üretilen SIP cevaplarını gönderir.
26
Gelişmiş Paket Çekirdeği (Evolved Packet Core, EPC): EPC ile ilgili detaylar
Bölüm 3.2’de paylaşılmıştır. Burada PDG (PDN-GW, P-GW) ve PCRF bloklarının
görevleri şu şekildedir (Spirent, 2014):
- PDG, temel görevi kullanıcının internet gibi ortak kullanılan dijital bir
ağa erişimini sağlamaktır. IMS katmanı içerisinde internet ve ims ağlarına
erişim için ayrı PDG’ler kullanılmaktadır. Diğer görevleri ile ilgili özet
bilgi Bölüm 3.2’de bulunmaktadır.
- PCRF ile ilgili kısımlar Bölüm3.2’de paylaşılmıştır.
3.4 IP Çoklu Ortam Alt Sistemi Çekirdeği (IP Multimedia Subsystem, IMS
Core)
IMS çekirdek katmanı oturum ve medya kontrolleri için kullanılmaktadır
(Bertnard G., 2007). İç yapısı itibariyle Şekil 3.5’teki (Spirent, 2014) gibidir.
Burada yer alan birimler ve görevleri şunlardır ( Bertnard G., 2007):
Şekil 3.5: IMS ÇekirdekYapısı (Spirent, 2014)
Çağrı Oturum Kontrol Fonksiyonu (Call Session Control Function, CSCF):
CSCF, çoklu ortam oturumlarını kurar, takip eder, gerektiğinde oturumla
ilgili destek sağlar ve alınan hizmet ile iş bittiğinde oturumu sonlandırır. Bunun
dışşında kullanıcı hizmerine ait etkileşimleri yönetir. Temel olarak üç farklı rolde
görev alır. Bunlar, Hizmet Edici Çağrı Oturum Kontrol Fonksiyonu (Serving
CSCF, S-CSCF), Vekil Çağrı Oturum Kontrol Fonksiyonu (Proxy CSCF, P-CSCF)
27
ve son olarak Sorgulayıcı Çağrı Oturum Kontrol Fonksiyonudur (Interrogating
CSCF, I-CSCF).
S-CSCF, haberleşme oturumunun kontrolünden sorumlu bir vekil
sunucudur. İlgili hizmetler için Uygulama Sunucularını (Application Servers)
çalıştırmaktadır. S-CSCF daima kullanıcının asıl kayıtlı olduğu ağ (Home Network)
içerisinde yer almaktadır (Bertnard G., 2007).
P-CSCF, SIP kullanıcı temsilci birimi ile IMS katmanı arasındaki etkileşimi
sağlar. SIP kullancı temsilci birimi için IMS bağlantı noktasını oluşturur. 3GPP’ye
göre P-CSCF, Politika Karar Fonksiyonu (Policy Decision Function, PDF)
bünyesinde barındırabilir. Burada PDF medya kontrol hattı (Media Control Plane)
üzerinden hizmet kalitesinin yönetimini sağlar (Bertnard G., 2007).
I-CSCF, bir kullanıcıya, ağa kayıt olma işlemleri sırasında S-CSCF
sunucusu atanması için gerekli işlemleri başlatmaktadır. Bunun yanında IMS
çekirdeği tarafından her bir kullanıcı için vekil bir sunucu olarak tanımlanır ve
kullanıcı ile S-CSCF arasında gerçekleşen SIP mesajlaşması için bağlantı oluşturur
(Spirent, 2014).
Yerel Abone Sunucusu (Home Subscriber Server, HSS): HSS, basit anlamda bir
veri tabanıdır. Kullanıcıya ait profilin ve bulunduğu coğrafi konum bilgisinin
devam ettirilmesi ve aynı zamanda isim / adres çözümlemesinden sorumludur.
Buna ek olarak doğrulama ve yetkilendirme işlemlerinden de sorumludur (Spirent,
2014).
Abone Konum Fonksiyonu (Subscriber Location Function,SLF): SLF
bünyesinde yerel ağda (Home Network) bulunan HSS’lerin listesini tutar ve daha
sonra gerektiğinde bu HSS’lerden birini kullanıcıya atama işlemini gerçekleştirir
(Spirent, 2014).
Ortam Ağ Geçitleri (Media Gateways, MGW): Ortam Ağ Geçitleri, Genel
Devre Anahtarlamalı Telefon Ağı (Public Switched Telephony Network,PSTN)
üzerinden Gerçek Zamanlı İletim Protokolü (Real Time Transport Proctocol,
RTP)ile gelen medyaların paketlerinin açılması ve burada IMS katmanı için uygun
şekilde yeniden kodlanmasını sağlamaktadır.
28
Ortam Ağ Geçitleri Kontrol Fonksiyonu (Media Gateway Control Function,
MGCF): MGCF’in temel görevi yukarıda görevleri belirtilen ortam ağ geçitlerinin
kontrolünü yapmaktır. Burada ağ altyapısının üreticisine bağlı olarak MGCF farklı
şekillerde işlev görebilir. Örneğin devre anahtarlamalı ağlar için bir çıkış noktası
olarak hizmet edebilir. Bu durumda MGCF ayrıca sinyalleşme mesajlarının
çevrilmesi, SIP mesajlarının Taşıyıcı Bağımsız Çağrı Kontrolü (Bearer
Independent Call Control, BICC) mesajlarına dönüştürülmesi gibi işlevleri de
yerine getirir (Spirent, 2014).
Kaçış Ağ Geçidi Kontrol Fonksiyonu (Breakout Gateway Control Function,
BGCF): Eğer MGCF devre anahtarlamalı ağa bir kaçış opsiyonu sunmuyorsa bu
işlem BGCF tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu işlemi ya bir MGCF seçerek ya
da MGW seçerek (IMS tabanlı olmayan bir ağ üzerinde) yapmaktadır (Spirent,
2014). Yani kendisi direkt olarak devre anahtarlamalı ağa geçiş opsiyonu sunmaz.
3.5 LTE üzerinden Sesli Görüşme (Voice over LTE, VoLTE) Ağ Mimarisi
Volte günümüzde oldukça yaygın kullanımı olan paket anahtarlamalı devre
üzerinden kullanıcıların yüksek kalitede sesli görüşme yapabilmelerini sağlayan ağ
alt yapısıdır. Tipik olarak IMS ve LTE’nin tümleşik olarak çalışması sonucunda
oluşan bir teknolojidir. VoWifi, Volte’nin altyapısını birkaç ufak değişiklikle
kullandığından öncelikle Volte altyapısını incelemekte fayda olacaktır. Tipik bir
Volte ağ yapısı Şekil 3.6’da paylaşılmıştır. Burada yer alan IMS katmanında daha
Şekil 3.6: Volte Ağ Yapısı (ElWakiel M. et al, 2016)
29
önce bahsedilen P-CSCF ve S-CSCF bulunmaktadır. Aynı zamanda şunlarda
bulunmaktadır:
- Hizmet Merkezleyicisi ve Devamlılığı Uygulama Sunucusu (Service
Centralization and Continuity Application Server) çağrının VoLTE’den
devre anahtarlamalı ağ üzerinden devam etmesini sağlamaktadır.
- Çoklu Ortam Telefon Uygulama Sunucusu (Multimedia Telephony
Application Server, MMtel AS) ise geleneksel sesle ilgili hizmetlere
destek olmak için kullanılmaktadır.
- IP Kısa Mesaj Ağ Geçidi (IP SMS Gateway), IMS katmanı üzerinden
SMS işlemlerinin yapılabilmesini sağlamaktadır.
- Bütün Uygulama Sunucuları (Application Servers, AS), Telefon
Uygulama Sunucusu (Telephony Application Server, TAS) üzerinde
entegre edilebilmektedir.
- CSCF karşı uçtan davet (INVITE) mesajını altıktan sonra eğer çağrı için
kullanılacak olan codec’lerde uyuşmazlık söz konusu ise bu durumu
Medya Kaynak Fonksiyonu Kontrolü’ne (Media Resource Function
Control, MRFC) aktarır. Daha sonra MRFC, çağrı akışını Medya Kaynak
Fonksiyonu İşleyicisi (Media Resource Function Processing,MRFP)
üzerinden codec dönüşümü sağlanacak şekilde SIP mesajlarını yeniden
düzenler ve her iki ucun farklı codecler kullansalar bile görüşme
yapmaları sağlanmış olur (Sharetechnote, ET:23.07.2019).
- Erişim Aktarma Kontrol Fonksiyonu, (Access Transfer Control Function,
ATCF) ve Erişim Aktarma Ağ Geçidi (Access Transfer Gateway,
ATGW) Volte hizmet kalitesinin sağlanması ve geliştirilmesi ile ilgili
olarak çok çeşitli Tek Radyo Sesli Görüşme Devamlılığı (SRVCC)
tekniğini kullanarak sesli çağrıların devamlılığını sağlamış olurlar.
SRVCC, temel prensip olarak VoLTE görüşmesinin cihaz veya cihazlar
LTE kapsama alanından çıksa dahi diğer teknolojiler üzerinden
devamının sağlanmasını sağlar. Radyo erişim teknolojileri arasındaki
geçişler kullanıcılar tarafından anlaşılmaz. Bazı durumlarda ağ ve radyo
koşulları sebebiyle seste kesilmeler veya bozulmalar görülebilmektedir.
30
Bunun dışında örneğin SRVCC tetiklendiği anda yani LTE’den 3G veya
2G’ye geçiş gerçekleşmesi muhtemel ise bu geçişin zaman almaması ve çağrının
hızlı bir şekilde diğer teknoloji ve banda geçmesi için geleneksel Mobil
Anahtarlama Merkezinin (Mobile Switching Center, MSC), SRVCC Birlikte
Çalışma Fonksiyonu (SRVCC Interworking Function, SRVCC-IWF) ile entegre
edilmiş olması gerekmektedir.
- SIP Abone Veritabanı (SIP Subscriber Database, SDB) ve Hafif Dizin
Erişim Protokolü (Lightweight Directory Access Protocol, LDAP)
kullanılarak IP üzerinden sesli görüşme yapan abonelere ait temel veriler
edinilmektedir.
3.6 Volte Hizmet Kalitesi (Quality of Services, QoS) Parametreleri
LTE gelişmiş paket sistemi (Evolved Packet System, EPS) taşıyıcıları için
QoS bant genişliği parametreleri, Garanti Edilmiş Veri Bitleri (Guaranteed Bit rate,
GBR) ve Garanti Edilmemiş Veri Bitleri (Non-Guaranteed Bit Rate, Non-GBR)
olacak şekilde iki ana gruba ayrılmıştır. Bant genişliği baz alınarak yapılan
sınıflamayı gösteren grafik Şekil 3.7’de (ElWakiel M. et al, 2016) verilmiştir.
Şekil 3.7: Band Genişliği Bazında EPS Taşıyıcı Sınıflandırması (ElWakiel M. et al, 2016)
Burada yer alan birimlerin görevleri de şu şekildedir (ElWakiel M. et al, 2016):
Hizmet Kalitesi Sınıf Göstergesi (QoS Indicator, QCI): Bu parametre sunulan
hizmetin QoS sınıfını tanımlamaktadır. Bu şekilde Çekirdek (Core) ve Erişim
(Access) ağları arasında, uçların veri aktarımını kontrol altında turmak için standart
olarak kullanılan QoS parametreleri kullanılır ve hizmet kalitesi tüm birimlerde
aynı düzeyde sağlanmaya çalışılır. 3GPP TS23.203’e göre QCI değerleri 1’den 9’a
olacak şekilde numaralandırılmıştır. Tablo 3.1’de 3GPP tarafından paylaşılmış olan
31
QCI değerlerine karşılık gelen QoS limitlerine göre hem ağ hem UE tarafı gerekli
ayarlamaları yapmak zorundadır. Örneğin bu tabloya göre QCI değeri 2 ise gerçek
zamanlı video görüşmesi yapıldığı anlaşılmakta ve kaynak tipinin GBR, paket hata
oranının binde bir (1/1000), gecikme toleransının 150 ms, QCI önceliğinin ise 4
olduğu tespit edilebilmektedir.
Tablo 3.1: Standart QCI Karakteristikleri (3GPP TS23.203 V9.9.0, 2011)
QCI Kaynak
Tipi
Paket
Hata
Oranı
Geçikme
Toleransı QCI Önceliği Örnek Hizmetler
1
GBR
10-2 100 ms 2 Sesli Görüşme
2 10-3
150 ms 4 Gerçek Zamanlı Video'lu Görüşme
3 50 ms 3 Gerçek Zamanlı Oyun
4 10-6 300 ms 5 Ön yüklenmiş Video
5
Non-GBR
10-6 100 ms 1 IMS sinyalleşmesi
6 10-6 300 ms 6
Ön yüklenmiş Video Yayımı
TCP Tabanlı uygulamalar (elektronik posta,
web, chat, ftp, dosya paylaşımı vb.)
7 10-3 100 ms 7
Ses
Canlı Yayın (Video)
Etkileşimli Oyun
8 10-6 300 ms
8 Ön Yüklenmiş Video yayımı
İletim Kontrol Protokolü (Transmission
Control Protocol,TCP) Tabanlı Hizmetler 9 10-6 9
Paylaşım/Saklama Önceliği (Allocation/Retention Priority, ARP): ARP,
taşıyıcı kurulum isteğinin kabul mü edildiği yoksa hücresel sistemde meydana
gelen çökme/yığılma sebebiyle red mi edildiğini belirlemektedir. Ayrıca herhangi
bir durumda hangi taşıyıcı (lar)ın serbest bırakılacağına karar verir.QCI öncelik
değeri kullanılacak hizmet ile ilgili olarak diğer hizmetlere göre öncelik seviyesini,
çağrı öncelik hakkından yararlanabilme ve kullanabilme yetkisini tanımlamaktadır.
Garanti Edilmiş Bit Oranı (Guaranteed Bit Rate, GBR): GBR, ağ tarafından
EPC’deki atanmış taşıyıcı üzerinde garanti edilebilecek bit oranını belirtmektedir.
Ağ, GBR’ın iletilebilceğinden daha düşük bir bit oranı ile veri akışını garanti
edebilmek için kaynaklarını muhafaza eder.
Azami Bit Oranı (Maximum Bit Rate, MBR): EPC’de aşılmamsı gereken trafik
oranını belirlemektedir. Ağ, veri akış oranının MBR’dan daha düşük olduğundan
emin olmak için ağ trafiğinde kısıtlamalar yapar. MBR, GBR’a eşit veya büyük
olmak zorundadır. Pratikte genellikle MBR değeri GBR’a eşit olmaktadır.
32
Erişim Noktası Adı başına Toplanmış Azami Bit Oranı (Per Access Point
Name Aggregate Maximum Bit Rate, APN AMBR): Belirli bir APN için UE’ye
tahsis edilmiş non-GBR taşıyıcılar için aşağı yönlü iletim ve yukarı yönlü iletim bit
oranlarını sınırlandırmaktadır.
Kullanıcı Cihazı başına Toplanmış Azami Bit Oranı (Per Access Point Name
Aggregate Maximum Bit Rate, UE AMBR): UE-AMBR, tüm aktif PDN
bağlantılarına ait APN AMBR’ların toplamına dayanan ve HSS’te saklanan
abonelik parametreleri ile sınırlandırılmış UE’ye tahsis edilen tüm non-GBR
taşıyıcılar için aşağı yönlü iletim ve yukarı yönlü iletim bit oranlarını sınırlar.
3.7 Volte Çağrıları için Ortalama Görüş Puanı (MOS) Hesaplamaları
Volte çağrılarındaki ses kalitesinin iletim hatlarının kurulumu esnasında
tahmin edilmesi, önceden değerlendirilmesi amacıyla ITU-T G.107 içerisinde E-
model önerilmiştir. Bu model ile hem kullanıcıları ses kalitesi açısından memnun
edecek hem de operasyonel maliyetleri en aza indirecek şekilde bir ağ kurulumu
gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. E-model’den hareketle Denklem 3.1 (ElWakiel
M. et al, 2016) ve Denklem 3.2 (ITU-T G.107, 2005) kullanılarak Ortalama Görüş
Puanı (Mean Opinion Score, MOS) hesaplanabilmektedir. Denklem 3.1’de
Derecelendirme Faktörü (Rating Factor, R) olarak nitelendirilen ölçüt IP üzerinden
çağrı için uçtan uca gecikme, paket kaybı gibi ses kalitesini bozucu etkenleri hesaba
katarak bir sonuç elde etmektedir. Denlem 3.1’de E-Model’in basitleştirilmiş bir
hali sunulmakta olup R değeri sadece codec ve paket kaybı ile ilgili etkileri baz
almaktadır (ElWakiel M. et al, 2016).
𝑅 = 100 − 𝐼𝑒 −(95 − 𝐼𝑒)𝑥𝐵𝑝𝑙
𝐵𝑝𝑙 + 𝑃𝑝𝑙 (3.1)
Burada Ie ağ üzerinde paket kaybından dolayı meydana gelen bozulmaları
temsil etmektedir. Bpl ise paket kaybı düzeltme faktörü, Ppl, paket hata oranını
göstermektedir. Denklem 3.2’de ise R değeri baz alınarak 1 ile 4.5 arasında değişen
MOS skorları hesaplanabilmektedir.
𝑀𝑂𝑆 = {1, 𝑅 ≤ 0
1 + 0.035𝑅 + 𝑅(𝑅 − 60)(100 − 𝑅)7 ∗ 10−6, 0 ≤ 𝑅 < 1004.5, 𝑅 ≥ 100
(3.2)
33
3.8 Kablosuz Ağ Üzerinden Sesli Görüşme (VoWifi)
VoWifi, tıpkı Volte gibi IMS katmanını kullanarak IP temelli sesli veya
görüntülü konuşmaya imkan tanıyan bir teknolojidir. 3GPP tarafından Güvenilir
Kablosuz Erişim Noktası Üzerinden (over Trusted Wireless Access) ve Güvenilir
olmayan Kablosuz Erişim Noktası üzerinden (over non-Trusted Wireless Access)
olacak şekilde iki ana başlık altında incelenmiştir. Burada güvenilir kablosuz ağ
üzerinden VoWifi, ağ operatörleri veya onların iş ortakları tarafından halka açık
noktalarda kurulmuş kablosuz ağa kullanıcıların ekstra herhangi bir işlem
yapmadan bağlanmalarını sağlayarak; sesli veya görüntülü konuşmaların bu ağlar
üzerinden devam etmesine imkan tanır. Buna karşın güvenilir olmayan ağ
üzerinden Vowifi, kişilerin kendi kablosuz ağ erişim noktaları ya da herhangi bir
yerde açık bir internet kanalı üzerinden bağlantı yapılan kablosuz erişim noktası
üzerinden sesli veya görüntülü görüşmenin devam ettirilmesini öngörmektedir.
Burada en önemli nokta güvenliktir. Zira kullanıcıya ait sesli veya görüntülü
konuşmanın şifrelenerek gönderilmesi ve 3. şahıslar tarafından elde edilememesi
gerekmektedir. Şekil 3.8 ve Şekil 3.9’da sırasıyla Güvenilir olmayan Ağ üzerinden
VoWifi ağ altyapısı ile Güvenilir Ağ üzerinden Vowifi ağ altyapısı paylaşılmıştır.
Burada güvenilir olmayan ağ için EPC’ye erişim ve bağlantının güvenliğinin
sağlanması için 3GPP TS23.402’de gelişmiş Paket Veri Ağ Geçidi (Evolved Packet
Şekil 3.8: Güvenli olmayan Ağ Üzerinde VoWifi Ağ Mimarisi (Pularikkal B. and Patil S.,
2015)
34
Data Gateway,ePDG) tanımlanmıştır. Buna göre ePDG’nin temel fonksiyonları şu
şekildedir:
- Kullanıcı Doğrulama ve Yetkilendirmesini gerçekleştirir.
- S2b taşıyıcıları ve erişim ağı arasındaki QoS haritalaması ve Tünelleme
işleminin yapılmasını sağlar.
- Aşağı yönlü iletim paketlerinin, PDN bağlantısı ile ilişkili SWu’ya
aktarılmasını sağlar.
Şekil 3.9: Güvenli Ağ Üzerinde VoWifi Ağ Mimarisi (Pularikkal B. and Patil S., 2015)
Güvenilir Ağ üzerinden VoWiFi arama yapılabilmesi için TWAP ve TWAG
kullanılmaktadır. Bunlar;
- Güvenilir WLAN Doğrulama, Yetkilendirme, Hesaplama Vekil
Sunucusu (Trusted WLAN Authentication, Authorization, Accounting
Proxy, TWAP) abonenin EPC’deki kimlik bilgilerine bağlı olarak
tanımlanması ve alınacak hizmetlerle ilgili yetkilendirmenin yapılmasını
sağlar.
- Ayrıca TWAP abonenin oturum yönetiminden de sorumlu
kısımdır.Örneğin ağa bağlanma kopma ve paket kullanımı miktarı ile
ilgili kullanıcayı uyarma vb. işlemleri gerçekleştirmektedir.
- Güvenilir WLAN Erişim Ağ Geçidi (Trusted WLAN Access
gateway,TWAG) ise Tünel anahtarlaması ve paket aktarımı için EPC’ye
veri yolu bağlantısı sağlar.
35
4 TEMEL PERFORMANS GÖSTERGELERİ (KPI)
Tez çalışması kapsamında toplanan verilerin değerlendirilmesi için ele alınan
metrikler bu bölümde incelenecektir. Bu kapsamda RSSI ve PESQ arasındaki ilişki
incelenerek sinyal seviyesi ‒ ses kalitesi arasındaki bağıntı bulunmaya
çalışılacaktır. Böylelikle drone için optimum yerleşim noktaları tespit edilmiş
olacaktır.
4.1 Alınan Sinyalin Güç Göstergesi (RSSI)
RSSI, mobil cihaz tarafından alınan sinyalin gücünü gösteren bir metriktir ve
IEEE 802.11 standardına göre 0 ile 255 arasında tam sayı değerler alabilmektedir
(IEEE Standards Association, 2012). Fakat 0 ile 255 arasında nasıl bir bölümleme
yapılacağı net bir şekilde ifade edilmemiştir. 0 ile 255 arasındaki aralığın nasıl
kullanılacağı üreticilere bırakılmıştır. Bu sebeple de üreticiden üreticiye RRSI için
kullanılan aralıklar farklı olabilmektedir. Tasarlanan sistemde drone üzerine
yerleştirilen ana kartta Qualcomm tabanlı WCN3680 ve arama testlerinde
kullanılan telefonlarda ise WCN3615 Wi-Fi modemleri kullanılmıştır. Qualcomm
bu entegrelerde RSSI ölçümünü 0 ile 100 arasında olacak şekilde
derecelendirmiştir ve Denklem 4.1’de belirtildiği şekilde dbm cinsinden değeri
hesaplanmaktadır. Bu denklemde belirtilen ham RSSI değeri ise en son alınan
geçerli 20 hat kesintisi iletisi (beacon frame) üzerinden ortalama alınarak elde
edilir.
RSSI (dbm)=RSSI (ham_veri ) − 100 (4.1)
Tez çalışması esnasında RSSI değerleri detayları Bölüm 6’da anlatılan log
toplama işlemleri sonucunda Qualcomm QXDM Tool’u kullanılarak elde
edilmiştir. Dolayısıyla ek bir hesaplama yapılmamıştır. Arama yapılan zaman
aralığında log sisteminin raporlamış olduğu RSSI değerlerinin ortalaması alınarak
o çağrıya ait RSSI değeri tespit edilmiştir. Bu kısımda örnek olması açısından Şekil
4.1’deki log örneğini inceleyecek olursak;
00:10:40.297 zaman diliminde en son alınan 20 tane geçerli beacon dizisinden
elde edilen ham RSSI değerleri tam sayı cinsinden yayınlanmıştır:
36
[40 40 40 40 39 38 39 39 39 39 37 37 37 37 37 37 37 37 38 39]
Akabinde gelen log izinde ise yukarıda paylaşılan dizinin ortalama değeri ve
bu ortalama değerin dbm cinsinden değeri verilmiştir. Bu sonuca göre 20 tane
beacon dizisinin ortalaması 38 olmaktadır. Ve buradan hesaplanan RSSI değeri de
Denklem 4.1’e göre -62 dbm’dir.
𝑅𝑆𝑆𝐼(𝑑𝑏𝑚) = (38 − 100)𝑑𝑏𝑚 = −62 𝑑𝑏𝑚 (4.2)
Şekil 4.1: Log Üzerinden WLAN RSSI değerini Elde Etme
Yukarıda anlatıldığı şekilde alınan tüm loglardan RSSI değerleri elde edilecek
ve ses kalitesi ile olan ilişkisi uyumlama analizi ile ortaya konacaktır.
4.2 Ses Kalitesinin Algısal Değerlendirilmesi (PESQ)
Uçtan uca ses kalitesi, hizmet kalitesinin ölçülebilmesi için önemli bir
göstergedir (Psytechnics Ltd., 2001).Ses kalitesini değerlendirmek için genellikle
iki yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan ilki öznel değerlendirme. Yani kişilerin
bizzat ses verileri dinleyerek yaptıkları değerlendirmedir. Burada orijinal ses verisi
ile bozunuma uğramış yada değerlendirilmesi istenen ses verisi belli bir gruba
dinletilir. Sonra kişilere dinledikleri bozunuma uğramış sesin ne oranda orijinaline
yakın olduğu hakkında bir puan vermesi istenir. Genel olarak 1 ile 5 arasında bir
puanlama sistemi kullanılır. Burada 5 ile puanlanan ses verisi orijinaline çok yakın
37
(hatta birbirinin aynı) yani az bozunmuş sinyal olarak değerlendirilirken 1 ile
puanlanan ses verisi ise orijinali ile arasında ilişki kurulamayacak derecede
bozulmuş olarak değerlendirilir. Bu yöntemde değerlendirme sistemi insanlardan
oluşan bir denek grubu olduğu için her zaman bu grubun istenilen zamanda
bulunabilmesi, yeterli sayının elde edilebilmesi oldukça zahmetli ve meşaketli
olabilmektedir. Bunun yerine insan algı sistemine yakın şekilde değerlendirme
yapabilecek yazılım tabanlı algoritmalar geliştirilmiş ve sonucunda nesnel
değerlendirme yapabilecek yazılımlar üretilebilmiştir. Bunlardan biri de ITU-T
tarafından 2001 yılında hücresel ağ sistemlerinde ses kalitesinin
değerlendirilebilmesine olanak sağlayabilen PESQ metriğidir. Bu metrik isminden
de anlaşılacağı üzere ses kalitesinin algısal değerlendirilmesini (Perceptual
Evaluation of Speech Quality, PESQ) yapmaya çalışmaktadır. ITU-T P.862
standardında belirtildiği şekliyle nesnel değerlendirme metodu şu şekilde
çalışmaktadır (ITU-T P862, 2001):
Gerçek sistemler kanal hataları ve düşük bit oranları nedeniyle filtereleme,
değişken gecikme ve de bozulma gibi sorunlara sahip olabilmektedir. Bu sorunlar
aynı zamanda ses kalitesine de birebir etken olmaktadırlar. PESQ, fonksiyon
eşitleme, zamanda parallelik kurma ve de gürültüleri zamana bağlı olarak
ortalamasını alarak üstesinden gelmeye çalışır.
ITU-T, PESQ kullanılarak ses kalitesinin yüksek doğrulukla
değerlendirilebilmesi için kullanılacak ses verisinin 3.1 kHz dar band bir ses
olmasını önermektedir. PESQ’in sadece ses kalitesine etki eden gürültüyü ve tek
yönlü ses bozulmalarını ölçebileceği vurgulanmıştır. Ses şiddetindeki kayıplar,
gecikme, yan ton, yankı ve diğer çift yönlü etkileşimle ilgili bozulmalar PESQ
skoruna yansıtılmamaktadır. Bu da ortalama bağlantı kalitesinin zayıf olduğu bir
iletişim kanalında bile yüksek bir PESQ skoru ile karşılaşılabileceği anlamına
gelmektedir. Bu nedenlerle ITU-T, PESQ algoritmasının haberleşme iletim
kanalının kalitesi ile ilgili olarak kapsamlı bir değerlendirme yapmaya uygun
olmadığını da standartta belirtmiştir. Ama Tablo 4.1’deki faktörler göz önünde
bulundurulduğunda yüksek doğruluklu sonuçlar elde edilebileceği söylenmiştir.
38
Tablo 4.1: PESQ’in kabul edilebilir doğrulukla sonuç vermesine etki eden faktörler
Uygulamalar
Codec Değerlendirmesi
Codec Seçimi
Canlı ağın ağa dijital ve analog bir bağlantı kurarak test edilmesi
Benzetimli ve prototip ağların test edilmesi
4.2.1 PESQ’e Genel Bakış
PESQ temel olarak original sinyal X (t) ve X (t)’nin haberleşme sistemi
üzerinden iletilip alıcı tarafta bozunuma uğraması sonucu oluşan sinyal Y (t)’yi
karşılaştırmaktadır. Başka bir ifadeyle, PESQ, Y (t)’ye öznel bir dinleme testi
sonucu verilebilecek bir skorun, nesnel bir yöntemle algısal kalitesinin tahmin
edilmesine çalışmaktadır. PESQ skoru ITU-T P8.862’ye göre şu şekilde
hesaplanmaktadır (ITU-T P862, 2001):
PESQ skorunu hesaplamak için ilk aşama olarak orijinal ve bozunuma
uğramış iki sinyal arasındaki bir dizi gecikme değerleri hesaplanır. Bu gecikmeler
herbir zaman aralığının bir önceki zaman aralığı ile karşılaştırılması sonucu elde
edilmektedir. Her bir zaman aralığı için de bir başlangıç ve bir de bitiş noktası
hesaplanmaktadır. PESQ aynı düzeye getirme algoritması (PESQ Alignment
Algorithm, PAA) belirli bir zaman aralığındaki iki gecikmenin olması durumu ile
yine aynı zaman aralığında tek bir gecikme olması durumunu karşılaştırma
prensibine dayanır. Bu algoritma ses dosyasındaki sessiz kısımlardaki gecikme
değişimleri ile normal aktif sesli konuşmaların yapıldığı kısımlardaki gecikme
değişimlerini tolere edebilmektedir.
PESQ , elde edilen gecikmeleri baz alarak orijinal sinyal ile PAA sonucu
elde edilen sinyali şekil 4.2’de (ITU-T P862, 2001) gösterilen algısal bir model
kullanarak karşılaştırmaktadır. Bu işlemin en önemli noktası hem orijinal hem de
bozunuma uğramış sinyalleri insan işitme sisteminin psikofizik yapısına
yakınsayan (algısal frekans (Bark) ve ses seviyesini (Sone) gözeterek) bir gösterime
dönüştürmedir. Bu dönüşüm birkaç aşamada gerçekleştirilir. Bunlar:
- Zamanda aynı düzeye getirme (Time Alignment)
39
- Kalibre edilmiş bir dinleme seviyesine göre aynı düzeye getirme
- Zaman ve frekans haritalaması yapma
- Farklı bir frekans domenine geçiş yapma (frequency warping)
- Gürültü seviyesini bastıracak şekilde ölçekleme yapma
Şekil 4.2: PESQ’te kullanılan Temel Mantık Modeli (ITU-T P862, 2001)
4.2.2 PESQ ve Öznel Değerlendirme Arasındaki İlişki
Öznel değerlendirme bu bölümün girişinde de belirtildiği şekilde 1 ve 5
arasında deneklerin vermiş olduğu ortalama bir skordur (Mean Opinion Score,
MOS). Nesnel bir değerlendirmenin başarısının ortaya konması için öznel
değerlendirme sonuçları ile yüksek bir ilişkiye sahip olması beklenir. ITU-T
tarafından PESQ ile öznel MOS arasındaki ilişkiyi bulmak için 3’ncü dereceden
monotonik bir polinom denklemi regresyon analizinde dikkate alınmıştır.
Hesaplama yapılırken alınan ses örnekleri bazında koşullu MOS peformans metriği
olarak ele alınmış ve regresyon analizi belirlenen koşul altında elde edilen MOS ile
yine aynı koşul altında elde edilen ortalama PESQ skoru arasındaki ilişkiyi ele
almaktadır. Burada her bir koşul en az dört farklı ses örneğinden oluşan bir kümedir
ve regresyon analiz sonucu testte elde edilen nesnel bir MOS değeridir. Nesnel ve
40
öznel skorları karşılaştırabilmek için öznel MOS skorlarının ITU-T P.830’a göre
elde edilmesi gerekmektedir. PESQ skoru ile öznel değerlendirme arasındaki ilişki
(korelasyon katsayısı) denkem 4.3’te belirtildiği şekilde Pearson formülü ile
hesaplanmaktadır:
𝑟 =∑ (𝑥𝑖 − �̅�) (𝑦𝑖 − �̅�)
√∑ (𝑥𝑖 − �̅�)2 ∑ (𝑦𝑖 − �̅�)2 (4.3)
Bu formülde xi, i’nci koşul altındaki koşullu MOS değerini, �̅� ise bu koşul
altındaki tüm MOS değerlerinin ortalamasını temsil etmektedir. Yine formüldeki
yi, i’nci koşul altında elde edilen haritalanmış koşullu-ortalama PESQ korunu, �̅�
ise aynı koşul altındaki tahmin edilen yi MOS skorları üzerinden alınan ortalamadır.
ITU’ya göre yapılan 22 kıyaslama sonucunda öznel değerlendirme ile PESQ
arasındaki ilişki katsayısı r=0.935 olarak bulunmuştur. Sonrasında herkesçe kabul
görmüş 8 deneme sonucunda da yine ortalama ilişki katsayısı 0.935 olarak
saptanmıştır.
4.2.3 Test için Kullanılacak Ses Verisinin Özellikleri
ITU-T P.862’de PESQ’in doğru sonuç vermesi için test esnasında
kullanılması gereken ses örneklerinin özellikleri belirtilmiştir. Standarda göre ses
verisi;
- Test ses verisi 1 ile 3 sn arasında sessiz boşluklara sahip bir konuşma
dizisi olmalıdır.
- Aralarında es’lerin olduğu cümleler toplamda 8 ile 20 sn arasında
olmalıdır.
- Eğer aynı ses örneği tüm test esnasında kullanılmışsa aralarındaki
zaman değişiklikleri PESQ skorlarına da yansıyacaktır.
- Ses örneği için kullanılacak olan test dosyaları 8 khz veya 16 khz ile
örneklenmiş olabilir.
Tez çalışması esnasında yukarıda bahsedilen özellikler neticesinde Harvard
cümleleri olarak bilinen örnek bir konuşma ses dosyası kullanılmıştır. Bu ses
dosyası “These days a chicken leg is a rare dish” şeklinde tekrar eden birbiri ile
ancak bütünsel anlamda ilgisi olan kelimelerden oluşturulmuş cümledir. Yani
41
cümledeki herhangi bir kelime eksik olduğunda anlam bütünlüğünü yitirmektedir.
Ses dosyası 16 khz ile örneklenmiş .wav formatında geniş bant (Wide Band, WB)
bir ses dosyasıdır ve test esnasında testte kullanılan telefonların kulaklık girişine
bilgisayar üzerinden 3.5 mm’lik ses bağlantı kablosu ile aktarılmış ardışık ve
sürekli halde Windows Ortam Oynatıcısı (Windows Media Player, WMP) ile
oynatılmıştır.
4.2.4 PESQ’in Çalışma Algoritması
PESQ sesin algısal bir yöntemle değerlendirilebilmesi için çok fazla
adımdan oluşan karmaşık bir algoritmaya sahiptir. Bu sebeple doğal olarak
algoritmayı basit bir matematiksel model ile anlatmak güçtür. ITU-T P.862’de
algoritma şu şekilde anlatılmıştır:
Şekil 4.3: di zaman aralığındaki gecikmenin belirlenmesi (ITU-T P862,
2001)
42
Şekil 4.4: PESQ Algısal Modeli (ITU-T P862, 2001)
Şekil 4.3’te paylaşıldığı üzere ilk aşama olarak X (t) orijinal ve Y (t)
bozunmuş sinyaller öncelikle zaman açısından aynı düzeye getirilmeye
çalışılmaktadır. Burada X (t)ve Y (t)’nin ITU-T P.830’da belirtilen işitme referans
noktası olan 79 db’lik bir sabit ses basınç seviyesinde olduğu varsayılmaktadır.
Seviye eşitleme algritması daha sonrasında şu şekilde devam etmektedir:
- Orijinal ve bozunmuş sinyaller ortalama sistem kazancının
hesaplanması için filtereden geçirilirler. Bu filtre 250 Hz in altındaki
tüm bileşenleri bloklamaktadır. Yani sesteki DC komponent elimine
edilmektedir. Sonrasında filtre 2000 Hz’e kadar düz ve akabinde belirli
frekanslarda sinyali zayıflatarak filtrelemektedir. Bu noktalar ve
43
kazançları ise şöyledir: {2000 Hz, 0 dB}, {2500 Hz, -5 dB}, {3000 Hz,
-10 dB}, {3150 Hz, -20 dB}, {3500 Hz, -50 dB}, {4000 Hz ve yukarısı,
-500 dB}
- Orijinal ses sinyali ile bozunmuş ses sinyalinin kare filtreden
geçirildikten sonraki ortalama değerleri hesaplanır.
- X (t) ve Y (t) nin seviyelerini eşitlemek için farklı kazanç değerleri
hesaplanır ve bunlar sırasıyla Xs (t) ve Ys (t) olacak şekilde elde edilir.
Şekil 4.5: PESQ Algısal Modeli (devamı) ( ITU-T P862, 2001)
44
Bu aşamadan sonra elde edilen Xs (t) ve Ys (t) sinyalleri IRS filtrelemeye tabi
tutulurlar. IRS filtre, ses kalitesinin insan değerlendirmesine ait bir algısal modelde
sinyallerin gerçek manada duyulabilir olduğunu anlamak için dikkate alınmaktadır.
Basit anlamda iki sinyalin önce FFT (Fast Fourier Transform) leri hesaplanır. Sonra
frekans ortamında filtre uygulanır ve sonra tekrardan ters FFT ile ses sinyalleri elde
edilmiş olur. Bu işlem sonucunda ses sinyalleri Xs (t) ve Ys (t) sırasıyla XIRSS (t) ve
YIRSS (t)’ye dönüşmektedir.
IRS filtereleme sonucunda iki ses sinyali zaman açısından eş düzeye
getirilmek için zaman eşitleme işlemine tabi tutulurlar. Burada
- Öncelikle orijinal ve bozunuma uğramış ses sinyalleri üzerinden zarf
tabanlı gecikme kestirimi (Envelope based delay estimation) yapılır.
- Ardından orijinal sinyal, ses (utterance) olarak kabul edilen alt
bölümlere bölünür.
- Bu alt bölümlerin de zarf-tabanlı gecikme kestirimleri gerçekleştirilir.
- Konuşma anındaki gecikme değişimlerini araştırabilmek için sesler
bölünür ve tekrardan zaman aralıkları eşitlenmeye çalışılır.
Zarf tabanlı kestirim için Xs (t) ve Ys (t) sinyallerinden XES (t) ve YES (t)
zarfları (envelopes) hesaplanır. Zarf, Denklem 4.4’te verildiği şekliyle
hesaplanmaktadır. Burada E (k) 4 ms uzunluğundaki k’ncı çerçevenin enerjisini,
Ethresh ise ses aktivite detektörü tarafından tanımlanan ses eşik değeridir. Orijinal
ve bozunuma uğramış sinyallerin çapraz korelasyonu bu iki sinyal arasındaki ham
gecikmeyi 4 ms ‘lik çözünürlük dahilinde kestirmek için kullanılmaktadır.
𝐸𝑛𝑣𝑒𝑙𝑜𝑝𝑒 = log (𝑀𝐴𝑋 (𝐸(𝑘)
𝐸𝑡ℎ𝑟𝑒𝑠ℎ, 1)) (4.3)
PESQ’in doğru sonuç üretebilmesi için iki sinyal arasındaki zaman farkının
iyi bir şekilde eşitlenebilmesi oldukça kritiktir. Çünkü algısal değerlendirmenin
sonucu zaman kaymalarına oldukça hassastır. Bu durumu göz önüne alarak doğru
sonucun üretilebilmesi için kurulan algoritmada şunlar dikkate alınmıştır:
45
- Orijinal ve bozunuma uğramış sinyaller zarf-tabanlı eşitlemeye tabi
olduktan sonra bu iki sinyalin 64 ms ‘lik çerçeveleri Hanning
penceresinden geçirilip, çapraz korelasyonları bulunur.
- İki sinyal arasındaki korelasyonun en üst değeri, herbir çerçevenin
eşitleme doğruluğunun tespiti için kullanılmaktadır.
- Bu gecikme kestirimlerinden, doğruluk ölçümü için ağırlıklandırılmış
bir histogram elde edilir. Bu histogram 1 ms genişliğindeki simetrik
üçgen çekirdeği (symmetric triangular kernel) ile evrişim (convolution)
edilerek düzleştirilmiştir.
- Histogramdaki azami indeks değeri, sonuçta elde edilen gecikme
değerini vermektedir.
- Histogramdaki maksimum değerinin, histogramın simetrik üçgen kernel
ile evrişim (convolution) edilmeden önceki toplamına bölünmesi sonucu
yapılan işlemlerin doğruluğuna dair bir ölçüm sonucu vermektedir.
Burada 0 ölçümün güvenilir olmadığını 1 ise tam güvenilir olduğunu
belirtmektedir.
Şekil 4.4’te gösterilen PESQ algısal modeli, orijinal ve bozunuma uğramış
sinyal arasındaki mesafenin hesaplanması için kullanılmaktadır. Burada PESQ
skoru MOS cinsinden -0.5 ile 4.5 arasında derecelendirilmiştir. Fakat birçok
durumda sonuçlar genellikle 1.0 ile 4.5 arasında olmaktadır. Şekil 4.4’te belirtilen
FFT işlemlerinde pencere genişliği kullanılan ses sinyalinin örnekleme frekansı ile
ilişkilidir. Nitekim bu işlem esnasında Hanning pencere genişliği 32 ms olduğundan
8 khz ile örneklenmiş bir sinyalde pencere başına 256 tane örnek kullanılmaktadır.
Eğer 16 khz’lik geniş band bir ses varsa da örnekleme frekansı orantılı olarak iki
katına çıktığından örnek sayısı 512 olmaktadır.
Mutlak işitme eşik değeri,P0 (f), Bark Band’ının merkezindeki değerleri
almak için interpole edilmekte ve bir dizi içerisinde saklanmaktadır. İlerleyen
süreçlerde Zwicker Ses şiddeti (loudness) formülünde kullanılmaktadır.
İnsan kulağı işitme esnasında zaman frekans dönüşümünü otomatik olarak
gerçekleştirir. PESQ’te bu durumu simüle etmek için, ses sinyalleri 32 ms’lik
pencere genişliğine sahip kısa dönem FFT’ye (short term FFT) tabi tutulurlar.
Burada ardışık zaman çerçeveleri birbiri üstüne %50 oranında gelmektedir. Orijinal
46
ve bozunuma uğramış sinyallerden elde edilen FFT bileşenlerinin herbirinin reel ve
sanal kısımlarının karelerinin toplamı (yani güç spektrumları) ayrı birer değişkende
saklanır. PESQ’te tek bir Hanning penceresi içerisindeki faz bilgisi göz ardı edilip
bunun yerine tüm hesaplamalar güç gösterimleri (PXWIRSS (f)n ve PYWIRSS (f)n )
üzerinden yapılmaktadır. Buradaki işlemlerde bozunuma uğramış sinyaldeki
pencerenin başlangıç noktası gecikme oranında ötelenir ve orijinal sinyalin zaman
ekseni olduğu gibi bırakılır. Eğer gecikme artarsa, bozunuma uğramış sinyalin ilgili
kısımları FFT işlemine sokulmaz, fakat gecikme düşerse bu sefer ilgili parçalar
tekrar işlemden geçirilir.
İnsan duyma sistemi yüksek frekanslarda daha iyi frekans çözünürlüğüne
sahip iken PESQ’te kullanılan Bark ölçeği düşük frekanslarda bu çözünürlüğü
yansıtabilmektedir. Bu durumu düzeltmek için FFT bandları birbiri ardına sıralanır
ve ilgili olan FFT bandları, bu şekildeki FFT bandlarının güçlerinin toplamı ile
normalize edilir. Elde edilen sonuçlar Alan Güç Yoğunluğu (Pitch Power Density)
olarak bilinmektedir. Referans ve bozunuma uğramış sinyal için sırasıyla PPXWIRSS
(f)n ve PPYWIRSS (f)n şeklinde gösterilmektedir:
PESQ’te orijinal ve bozunuma uğramış sinyallere ait alan güç yoğunlukları
Zwicker kanunu baz alınarak Sone ses şiddeti ölçeğine dönüştürülürler. Denklem
4.4’te P0 (f) mutlak eşik değerini ve Sl’de ses şiddeti ölçekleme faktörünü
göstermektedir. Literatüre bakıldığında 4 Bark’ın üzerindeki Zwicker gücü, γ, 0.23
olarak verilmektedir. 4 Bark’ın altındaki Zwicker gücü ise hafifçe artarak
recruitment effect’e neden olur. Buradan elde edilen sonuçlar, LX (f)n, LY (f)n, ses
şiddeti yoğunluğu olarak bulunmuş olurlar.
𝐿𝑋 (𝑓)𝑛 = 𝑆𝑙 . (𝑃0 (𝑓)
0.5)
𝛾
. [(0.5 + 0.5 .𝑃𝑃𝑋′
𝑊𝐼𝑅𝑆𝑆 (𝑓)𝑛
𝑃0 (𝑓))
𝛾
− 1] (4.4)
Ses şiddeti yoğunluğundan sonra algoritmada bozunum yoğunluğu
(Disturbance Density) hesaplanır. Bozunum yoğunluğu, bozulmuş sinyal ile
orijinal sinyal arasındaki işaretli farktır. Buna göre eğer bu farkın sonucu pozitif
ise, sisteme gürültü gibi bileşenlerin eklendiğini gösterir, ama eğer fark negatif ise
de bileşenlerin orijinal sinyale dahil edilmediği sonucunu doğurmaktadır. Her bir
çerçeveden elde edilen bu farklara ham bozunum yoğunluğu denilmektedir.
47
Sonrasında herbir zaman-frekans hücresi için orijinal ve bozunuma uğramış
sinyallerin ses şiddeti yoğunluklarının minimum değeri hesaplanır. Elde edilen bu
minimum değerler 0.25 ile çarpılır. Buradan elde edilen ilgili iki boyutlu dizi,
maske dizisi olarak adlandırılmaktadır ve aşağıdaki kurallar herbir zaman-frekans
hücresi için uygulanır:
- Eğer ham bozunum yoğunluğu pozitif ise ve maske değerinden büyük
ise, maske değeri ham bozunum yoğunluğundan çıkarılır,
- Eğer ham bozunum yoğunluğu maske değerinin kuvvetinin +/-
aralığında kalıyorsa, ham bozunum yoğunluğu sıfıra eşitlenir.
- Eğer ham bozunum yoğunluğu maske değerinin negatif değerinden de
küçük bir negatif sayı ise bu sefer maske değeri ham bozunum
yoğunluğuna eklenir.
Tüm bunların sonucunda bozunum yoğunluğu zaman ve frekansa bağlı bir
fonksiyon olarak bulunmuş olur.
Algoritmanın sonraki aşamasında, Codec’in giriş sinyalini bozması sonucu
oluşan asimetri efektinin modellemesi yapılır. Bu modelleme, bozunum yoğunluğu
D (f)n’in bir asimetri çarpanı ile çarpılması sonucu asimetri bozunum yoğunluğu
DA (f)n’nin hesaplanması ile elde edilmektedir. Buradaki asimetri faktörü
bozulmuş ve orijinal sinyallerin alan güç yoğunlukları oranının 1.2 katına eşittir.
Eğer asimetri faktörü 3’ten az ise sıfıra eşitlenir. 12’yi geçerse de bu değer 12’de
bırakılır. Böylece, bozulmuş sinyalin alan güç yoğunluğu, orijinal sinyalin alan güç
yoğunluğunu aştığı durumlar için sadece bu zaman-frekans hücreleri sıfırdan farklı
bir değer olarak kalmış olur.
Bundan sonraki aşamalarda bozulmalar ve gecikmelerden kaynaklı
hesaplamaların doğru şekilde yapılabilmesi için bazı hesaplamalar daha
yapılmaktadır. Tabi algoritma oldukça kompleks olduğu için ve de konunun dışına
da daha fazla çıkmamak için PESQ skorunun elde edileceği son aşamadan
bahsetmek daha uygun olacaktır. Son aşamada PESQ skoru ortalama bozunum
değeri ile ortalama asimetrik bozunum değerinin lineer bir kombinasyonu olarak
hesaplanmaktadır. Hesaplanan sonuç daha önce de belirtildiği şekilde -0.5 ile 4.5
arasında değer almaktadır.
48
Tez çalışması kapsamında PESQ skorunun hesaplanması için ITU-T
P862’yi baz alan açık kaynak kodlu bir MATLAB kodu (fonksiyonu) (Hu Y. and
Loizou, P., 2006) kullanılmıştır. Ayrıca ITU-T sitesinde bu algoritma gözetilerek
yazılmış açık kaynak kodlu bir C programı paylaşmıştır. Nitekim literatürde ve
genele bakıldığında PESQ hesaplaması için bu C kodu kaynak olarak kullanılarak
MATLAB’ta fonksiyonlar türetilmiştir.
49
5 SİSTEM TASARIMI
Tasarlanan sistem 5 ana bileşenden meydana gelmektedir. Bunlar: Drone, akıllı
telefon ana kartı, test esnasında kullanılacak olan akıllı telefonlar, ana kartı
beslemek için kullanılacak Li-On batarya, Wi-Fi ve hücresel ağ için erişiminin
sağlanması için kullanılacak olan harici antenler.
Bu bölümde yukarıda bahsedilen bileşenler alt başlıklar halinde detaylı şekilde
incelenecektir.
5.1 Drone
Tasarımda DJI markasının SPARK Fly More Combo drone modeli
kullanılmıştır. Drone seçiminde göz önünde bulundurulan kriterler Bölüm-2’de
belirtilmişti. Bu kriterler bazında maliyet, boyut, irtifa ve mesafe olarak en fazla
faydayı sağlayacak olan drone’un DJI SPARK olacağına kanaat getirilmiştir.
DJI SPARK gerek manevra kabiliyeti gerekse de uçuş menzili anlamında öne
çıkan bir modeldir. Bu modele ait üreticisinin paylaşmış olduğu özellik tablosu
Tablo 5.1’de, uzaktan kumandasına ait teknik özellik tablosu da Tablo 5.2’de
paylaşılmıştır (DJI Spark Aircraft Specifications, 2019).Yükseklik olarak
maksimum 500m, mesafe olarak da maksimum 2km.’ye kadar gidebilmektedir. Tez
çalışmasında ne kadarlık bir alanda VoWifi ile sesli görüşme yapılacağınım
saptanabilmesi için bu yükseklik ve mesafe yeterli görülmüştür. Drone, 2.4Ghz ve
5.8GHz olmak üzere iki ayrı frekans bandında kablosuz bağlantıya sahiptir. Bu
frekanslarda maksimum iletim gücü radyo frekanslarındaki iletim güçlerini
denetleyen kurumlara göre değişkenlik göstermektedir. Azami etkin iletim gücü
(Effective Isotropic Radiated Power, EIRP) FCC baz alındığında drone için 25 dbm,
uzaktan kumanda için 26 dbm’dir. Bu güçler azami iletim mesafelerini de
belirleyen önemli özelliklerdir. Tez çalışması kapsamında, kullanılan uzaktan
kumanda ile drone, 5.8Ghz bandındaki bağlantı üzerinden birbirlerine bağlanmıştır.
2.4Ghz bandındaki bağlantı ise DJI GO 4.0 uygulamasının çalıştırıldığı ayrı bir
akıllı telefon, drone ve uzaktan kumanda arasındaki bağlantı için kullanılmaktadır.
Buradan uçuş ile ilgili telemetri bilgileri (yükseklik, mesafe, hız, bulunulan
50
konum), drone üzerinde yer alan kamerayla elde edilen görüntüler uçuş kontrol
telefonuna aktarılmaktadır (bknz. Şekil-5.1).
Tablo 5.1: DJI SPARK Fly More Combo Genel Özellikleri
Özellikler
Ağırlık 300 gr.
Boyutlar 143 x 143 x 55 mm
Köşegen Uzunluğu 170 mm
Azami Yükselme Hızı 3 m/s (Spor Modul Kullanılması durumunda)
Azami Alçalma Hızı 3 m/s (Otomatik İniş kullanıldığı durumda)
Azami Hız 50 km/s (Spor modunda rüzgar yokken)
Deniz Seviyesine göre azami
çalışma yüksekliği
4000 m
Azami Uçuş Süresi 16 dk. (Rüzgar yokken ve 20 km/sa. hızla giderken)
Azami havada sabit olarak asılı
kalma süresi
15 dk. (Rüzgar yokken)
Çalışma Sıcaklığı 0 °C ‒ 40 °C
Konumlandırma Sistemi GPS/GLONASS
Kablosuz Ağ İletim Gücü (EIRP) 2.4Ghz
FCC: 25 dbm; CE: 18 dbm; SRRC: 18 dbm
5.8Ghz
FCC: 27 dbm; CE: 14 dbm; SRRC: 27 dbm
Çalışma Frekans Aralığı 2400‒2485 MHz; 5725‒5825 MHz
Tablo 5.2: DJI SPARK Fly More Combo Uzaktan Kumanda Teknik Özellikleri
Özellikler
Çalışma Frekans Aralığı 2400‒2485 MHz; 5725‒5825 MHz
Azami İletim Mesafesi
(Açık alanda ve
elektromanyetik girişim
yokken)
2.4 Ghz
FCC: 2 km.; CE: 0.5 km.; SRRC: 0.5 km.
5.8 Ghz
FCC: 2km.; CE: 0.3 km.; SRRC: 1.2 km.
Çalışma Sıcaklığı 0 °C ‒ 40 °C
Batarya Kapasitesi 2970 mAh
Kablosuz Ağ İletim Gücü
(EIRP)
2.4Ghz
FCC: <=26 dbm; CE: <=18 dbm; SRRC: <=18 dbm
5.8Ghz
FCC: <=28 dbm; CE: <=14 dbm; SRRC: <=26 dbm
Çalışma Voltaj Aralığı 950 mA @ 3.7V
Saha testleri esnasında drone uzaktan kumanda vasıtasıyla test için belirlenen
yükseklik ve mesafeye getirilmiştir. Drone belirlenen noktaya ilerlerken DJI Go
51
Şekil 5.1: DJI GO 4.0 Uçuş Bilgi Ekranı ( (DJI GO 4.0 Application, 2019)
uygulamasından da telemetri bilgileri gözetlenip istenilen noktaya erişilip
erişilmediği kontrol edilmiştir. Uygulamada sunulan veriler GPS bazlı bir ölçüm
olduğu için doğruluk payı kabul edilebilir seviyededir. Üretici, konum hata oranını
yatayda azami 1.5 m, düşeyde ise azami 0.5 m olarak belirtmiştir (DJI Spark
Aircraft Specifications, 2019).
DJI Spark mekanik açıdan değerlendirildiğinde oldukça kompakt bir yapıya
sahiptir. Öyle ki 300 gr. ağırlığında oluşu onu aslında kolay taşınabilirliğinin
yanında seri hareket edebilme yeteneği de kazandırmıştır. 300 gr. olmasının tez
çalışması açısından ayrı bir önemi de şudur ki Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü’nün yayınlamış olduğu talimatnameye göre 500 gr. ve üzerindeki
İHA’lar için uçuş izni alınması ve ayrıca uçuşu yapacak kişinin de drone pilotluk
eğitimi almış olma zorunluluğu vardır (SHT Talimatnamesi, 2019). Seçilen drone
300 gr. ağırlığında olduğu için bu talimatnamenin kapsamı dışında kalmaktadır ve
uçuş izni, drone pilotluk belgesi almaya gerek kalmamaktadır.
Mekanik boyut ve kanat yapısı dikkate alındığında akıllı telefon ana kartının
drone üzerine yerleştirilebileceği tek bir yer vardır. Şekil 5.3’te “A” ile belirtilen
bölge ana kart ve onun beslemesi için kullanılacak Li-On batarya için en uygun
yerdir. Ayrıca harici antenlerin pozisyonlarının da aşağı yönlü şekilde olabilmesi
için yerleşiminin drone’un alt bölgesinde yapılmasının önemi büyüktür.
Yükseklik Mesafe Hız
Telemetri Bilgileri
52
Şekil 5.2: Akıllı Telefon ana kart ve bataryasının yerleşim yeri (Taslak Görünümü)
DJI Spark çoklu ortam (multimedia) odaklı bir drone olduğu için üzerine
taşımak için ekstra yük yüklemeye pek müsait değildir. Tez çalışması esnasında
yapılan denemeler neticesinde drone’un stabil şekilde kalkış ve iniş yapabilmesi
için harici uçuş yükünün (payload) 100 gr’yi geçmemesi gerektiği tecrübeyle
anlaşılmıştır. Ana kart, ana kart bataryası ve harici antenlerin toplam ağırlığı 56 gr.
dır. Bu yüzden eklenen bu harici yükler uçuş yapılmasına engel olmamıştır. Şekil
5.3’te drone ile birlikte ana kart, ana kart bataryası ve harici antenlerin yerleşimi
bulunabilir. Burada batarya, ana kart ve antenler için bir şase görevi görmekte ve
Şekil 5.3: Akıllı Telefon ana kart ve bataryasının yerleşim yeri (Gerçek Görünüm)
53
sistemin stabil şekilde uçuş esnasında kalmasını sağlamaktadır. Antenler ana kart
üzerine çift taraflı bant ile sabitlenmiş ve tüm komponentler drone gövdesine
plastik bir kelepçe yardımıyla tutturulmuştur.
5.2 Ana Kart
Sistem tasarımında kullanılan ana kart, Vestel Elektronik AŞ bünyesinde
tasarımında bizzat yer aldığım bir akıllı telefon ana kartıdır. RF ön uç tasarımı,
anten tasarımı, Wi-Fi ön uç tasarımı, hücresel sistemle ilgili operatör bazlı modem
ayarlarının konfigürasyonlarının belirlenmesi ve uygulatılması ana kartta üzerinde
çalışmış olduğum ana tasarım bloklarıdır. Tez çalışması kapsamı itibariyle bu
blokların tasarım aşamaları ve detaylarına girilmeyecektir. Fakat blok şema
üzerinden alınan ve iletilen sinyallerin kart üzerinde hangi bloklar üzerinden
yapıldığı anlatılacaktır. Ana kart, akıllı telefon yapısındaki bir mekanik içerisinde
çalışacak şekilde tasarlandığından, tez çalışmasında kullanılabilmesi için anten ile
ilgili kısımlarda değişiklikler yapılmıştır. Bu kısımlara anten ile ilgili detayların
anlatıldığı Bölüm 5.5’te değinilmiştir.
5.2.1 Ana Kart Teknik Özellikleri
Ana kart, temel bant (Base Band) ve RF (Radyo frekansı) olmak üzere iki ana
gruptan oluşmaktadır. Temel bant grubu içerisinde İşlemci birimi, dc-dc çeviriciler,
güç yönetimi entegre devreleri (Power Management Integrated Circuits, PMIC), ses
ile ilgili bloklar, kamera ve sensörler, RAM ve ROM birimleri ve giriş-çıkış ara
birimleri yer almaktadır. RF grubu içerisinde ise Alıcı-Verici (Transceiver) tüm
devresi, Çoklu mod çoklu bant güç yükselteç (Multi mode multi band power
amplifier, PA)tüm devreleri, anten anahtarlama tüm devreleri (Antenna switch
modüle, ASM), çiftleyici süzgeçler (duplexer), yönlü kuplör (directional coupler),
alçak geçiren süzgeçler, düşük güç yükselteçleri (Low Noise Amplifier, LNA) yer
almaktadır. Karta ait temel bilgiler ve desteklenen band kombinasyonları Tablo
5.3’te verilmiştir.
Şekil 5.4’te ise ana karta ait RF Ön Uç blok diyagramı paylaşılmıştır. Tez
çalışması kapsamında bu blokta yer alan İkincil antene ait bloklar, GPS anteni ve
Wi-Fi 5Ghz’e ait bloklar devre dışı bırakılmıştır. Tasarımda sadece ana antene ait
54
Tablo 5.3: Ana Kart Donanım Özellikleri
Donanım Özellikleri
Temel
Özellikler
İşlemci Qualcomm MSM 8940
İşlemci Hızı 1.4Ghz
İşlemci Çekirdek Sayısı 8
Grafik İşlemci Birimi Adreno 505
RAM 4 GB LPDDR3
ROM 64 GB
Bağlantı
Özellikleri
2G GSM Frekans Bandları 850/900/1800/1900
3G UMTS Frekans
Bandları
B8 (900) / B1 (2100) / B5 (850)
/B2 (1900)
İletim Hızları 42 Mbps (Aşağı Yönlü İletim)
(HSDPA)
5,76 Mbps (Yukarı Yönlü İletim)
(HSUPA)
LTE LTE Frekans Bandları B20 (800) / B8 (900) / B3 (1800)
/B1 (2100)/B7 (2600)
LTE Aşağı Yönlü
İletim (DL) Taşıyıcı
Birleştirme (CA) Band
Konfigürasyonları
B1+B20, B3+B7, B3+B20,
B7+B20, B3+B3, B7+B7 (Band
içi taşıyı birleştirme)
İletim Hızları
(Kategori 6)
300 Mbps (Aşağı Yönlü İletim)
50 Mbps (Yukarı Yönlü İletim)
WIFI Desteklenen
teknolojiler
802.11 a / b /g /n
bloklar ve Wifi 2.4 Ghz’e ait bloklar aktif olarak çalışmaktadır. Burada yer alan
komponentlerin yaptığı işler kısaca şu şekildedir:
Yönlü Kuplör: Yönlü kuplör, cihaz GSM bandında çalışırken iletilen gücün
istenilen seviyede olup olmadığının kontrolü için kullanılmaktadır. İletim esnasında
26 dbm seviyelerinde zayıflatılmış sinyali geri besleme olarak Alıcı-Verici
tümdevresine gönderir. Burada istenilen güç seviyesi ile anlık basılan güç seviyesi
karşılaştırılır ve hata oranına bağlı olarak iletilen gücün kazanç değeri değiştirilir.
Çiftleyici Süzgeç: Çiftleyici süzgeçler kesim frekansları iletim yapılan bandın alma
ve gönderme frekansları olacak şekilde iki ayrı band geçiren süzgeçten oluşan pasif
devre elemanıdır. Ana kart üzerinde harici olarak Band 7 (2600 MHz) için çiftleyici
süzgeç bulunmaktadır. Diğer bandlara ait çiftleyici süzgeçler anten anahtarlama
modülü içerisinde yer almaktadır. Bu şekildeki bir tasarım baskı devre üzerinde yer
kazanılmasını sağlamıştır.
55
Birleştirici Süzgeç (Diplexer): Bu süzgeç kart üzerindeki iki ayrı frekans bölgesini
birleştirerek tek bir çıkış veren pasif bir devre elemanıdır. Kartta kullanım sebebi
ise Taşıyı Birleştirme işlemi için anten anahtarlama modülünden çıkan iki ayrı
frekans bandındaki sinyalleri tek bir hatta birleştirerek farklı frekanslardaki
sinyaller için tek bir anten kullanılabilmesine olanak tanır.
Anten Anahtarlama Modülü (Antenna Switch Module, ASM): Ana kart için
kullanılan anten geniş bir band aralığında tasarlandığı için alınan veya gönderilen
sinyallerin güç yükselteci veya Alıcı-Verici tüm devresinin ilgili portlarına
iletilmesi görevini üstlenir. Ayrıca içerisinde yeralan çiftleyici süzgeçler ile geniş
bandta alınan sinyalden sadece ilgili banda ait sinyallerin süzülmesi görevini de
üstlenir. Burada Tx portları iletim, Rx portları alış yönünde için kullanılmaktadır.
Şekil 5.4: Ana kart RF Ön Uç Tasarım Blok Diyagramı (Değiştirilmemiş Hali)
Bu sebepledir ki güç yükseltecinden çıkan sinyaller modül içerisindeki çiftleyici
süzgeçlerin Tx portuna, çiftleyici süzgeçlerin Rx portundan çıkan sinyaller ise
Alıcı-Verici tümdevresine bağlanmıştır. Ana kart LTE Kategori-6 desteği sağladığı
için ASM içerisinde Tablo 5.3’te paylaşılan taşıyıcı birleştirme (Carrier
Aggregation, CA) kombinasyonlarına göre bazı özel süzgeçler de kullanılmıştır.
Örneğin ana kart LTE kategori-6 gereği normal çalışma modunda LTE Band 3 ve
56
LTE Band 7’den alış yönünde aynı anda iletim yapabilir. Bu durum için ASM
içerisinde ana hattan gelen sinyal alçak (AGS) ve yüksek (YGS) geçiren iki ayrı
süzgeçten geçirilerek, AGS’den geçen sinyal ASM içerisindeki Band 3 çifltleyi
süzgecine, YGS’den geçen sinyal ise harici olarak baskı devre üzerinde yer alan
çiftleyici süzgecinden geçmektedir.
Tez çalışma konusu ile doğrudan ilgili olmadığı için CA konusu ayrı bir
başlık altında incelenmeyecek, fakat genel hatlarıyla bilgi vermek gerekirse, CA,
LTE Advanced (4.5G) ile birlikte kullanılmaya başlayan temelinde birden fazla
taşıyıcıya bağlanılarak band genişliğini dolayısıyla veri iletim hızını arttırmayı
amaçlayan bir tekniktir. Bu teknikte LTE teorik sınırı sebebiyle bir cihaz azami 5
taşıyıcıya bağlanabilmekte ve azami 100 MHz’lik band genişliğine
ulaşabilmektedir. CA, farklı bandlar arasında (inter band CA) yapılabileceği gibi
aynı bandlar arasında (intra band CA) da yapılabilir. Aynı bandlar arasındaki CA
de ikiye ayrılıp birinde ilgili bandın komşuluk olmayan iki taşıyıcı frekansını
birleştirilebilirken (intra band non-contiguous CA) diğerinde komşu iki kanal
birleştirilerek (intra band contiguous CA) band genişliği arttırılır. Tez çalışmasında
kullanılan ana kart aynı anda 2 taşıyıcıya bağlanabilmekte ve Tablo 5.3’te belirtilen
band kombinasyonları dahilinde aşağı yönlü iletimde 300 Mbps’ye varan hıza
ulaşabilmektedir. Ana kartta yukarı yönlü iletimde CA desteklenmemektedir.
Çoklu mod Çoklu Band Güç Yükselteçleri (MMMB PA): MMMB PA’ler GSM,
UMTS ve LTE teknolojilerinde Alıcı-Verici tümdevresinden gelen sinyalin 3GPP
spekleri dahilinde kuvvetlendirilmesi amacıyla kullanılan tüm devredir. 3GPP’ye
göre UMTS ve LTE (Güç Sınıfı Kategori 3) için nominal iletim gücü 23 dbm’dir.
Bu güç değeri azami 25 dbm, asgari ise 21 dbm olmalıdır. GSM için bu güç
değerleri frekans bazında farklılık göstermektedir. Düşük frekanslı GSM bandları
(GSM 850 ve GSM 900) (Güç Sınıfı Kategori 4) için nominal iletim gücü 33 dbm
iken azami 35 dbm, asgari 31 dbm olabilmektedir. Yüksek frekanslı GSM bandları
(GSM 1800 ve GSM 1900) (Güç Sınıfı Kategori 1) içinse nominal iletim gücü 30
dbm iken azami 32 dbm, asgari ise 28 dbm olabilmektedir.
Alıcı-Verici Tümdevresi (Transceiver IC): Alıcı-Verici tümdevresi, iletim
yönünde işlemcinin modem kısmından base band frekansında modüle edilmiş
sinyali içerisindeki mikser devreleri vasıtasıyla aktif iletim yapılan bandın taşıyıcı
57
frekansına bindirerek ilgili bandın portundan MMMB PA’ya aktarır. Alış yönünde
ise aktif kullanılan bandın Rx portundan gelen RF sinyalini, base band sinyaline
dönüştürür ve modeme demodülasyon için yönlendirir.
Wi-Fi modem: Basit anlamda 2.4 Ghz ve 5Ghz frekans bandlarında IEEE 802.11
a/b/g/n standartlarıyla uyumlu çalışabilen, wifi ile ilgili modülasyon ve
demodülasyon işlemlerinden sorumlu bir tümdevredir. Tez çalışması kapsamında
5Ghz lik blok kullanılmayacak olup kablosuz ağ yayını 2.4Ghz frekans bandı
üzerinden yapılacaktır.
5.2.2 Ana Kartta Yapılan Değişiklikler
Tez kapsamında yapılacak olan çalışmaya uyum sağlaması amacıyla ana kartta bazı
değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişiklikler şu şekildedir:
- Harici Wi-Fi anteni, koaksiyel kablosu Wi-Fi anten çıkış konnektörüne
uyumlu olmadığı için buradaki konnektör sökülerek kablo buraya lehim
vasıtasıyla bağlanmıştır.
- Ana anten bağlantı konnektörüne özelleştirilmiş geniş band PCB anten
koaksiyel kablo ile bağlanmıştır.
- İkincil anten hattı açık devre olacak şekilde bırakılmıştır.
- GPS anten hattı da açık devre olacak şekilde bırakılmıştır.
Şekil 5.5: Ana kart RF Ön Uç Tasarım Blok Diyagramı (Değiştirilmiş Hali)
58
Yukarıdaki maddelerde yapılan değişiklikler sonrası oluşan ana kart blok şeması
Şekil 5.5’te verilmiştir
Aynı şekilde yeni Wi-Fi blok diyagramı da Şekil 5.6’daki gibidir. Burada 5
Ghz Wi-Fi ile ilgili bloklar iptal edilmiştir..
Şekil 5.6: Ana kart RF Ön Uç Tasarım Blok Diyagramı (Değiştirilmiş Hali)
Ana kartta bileşenlere ait görseller Şekil 5.7 ve Şekil 5.8’de paylaşılmıştır.
Şekil 5.7: Ana kart Üstten Görünüm
Şekil 5.7’de metal olan kısımlar elektromanyetik girişimlerin oluşmasını
engellemek için konulmış metal kalkanlardır. Bu metal plakalar kartın toprak
noktasına bağlıdırlar. Bu şekilde istenmeyen gürültüler toprağa akıtılarak
sönümlenmiş olur. Şekil 5.8’de ana anten konnektörü mevcuttur bu konnektör Şekil
5.5’teki blok şemada Ana Anten bağlantı noktasına karşılık gelmektedir. Yine aynı
59
şekilde Şekil 5.6’daki blok şemada Wi-Fi Anten bağlantı noktası olarak gösterilen
kısım Şekil 5.7’de Wi-Fi Anten Bağlantı noktasına karşılık gelmektedir.
Şekil 5.8: Ana kart Alttan Görünüm
Şekil 5.8’de Sim kart konnektör yuvasına test senaryosu bazında belirtilen
sim kartlar takılarak ana kartın hücresel ağa erişimi sağlanmıştır. Ana kart bu
şekilde kablosuz ağ yayını için varsayılan ağ geçidi olarak hücresel ağı
kullanmaktadır.
5.3 Test Cihazları
Sistemde test amacıyla 2 adet akıllı telefon kullanılmıştır. Bu akıllı telefonlar
Qualcomm MSM8917 işlemcisi tabanlı LTE Kategori-4 (Cat4) hücresel ağ
modemine sahiptirler. Donanım özellikleri ise Tablo 5.4’te paylaşılmıştır. Bu
cihazlar drone üzerinde bulunan ana kartın oluşturmuş olduğu kablosuz erişim
noktasına bağlanarak detayları Bölüm 6’da anlatılan test senaryolarında
arama/aranma işlemleri için kullanılmıştır.
60
Tablo 5.4: Test Telefonları Donanım Özellikleri
Donanım Özellikleri
Temel
Özellikler
İşlemci Qualcomm MSM 8917
İşlemci Hızı 1.4Ghz
İşlemci Çekirdek Sayısı 4
Grafik İşlemci Birimi Adreno 308
RAM 2 GB LPDDR3
ROM 16 GB
Bağlantı
Özellikleri
2G GSM Frekans Bandları 850/900/1800/1900
3G UMTS Frekans
Bandları
B8 (900) / B1 (2100)
İletim Hızları 42 Mbps (Aşağı Yönlü İletim)
(HSDPA)
5,76 Mbps (Yukarı Yönlü İletim)
(HSUPA)
LTE LTE Frekans Bandları B20 (800) / B8 (900) / B3 (1800)
/B1 (2100)/B7 (2600)
İletim Hızları
(Kategori 4)
150 Mbps (Aşağı Yönlü İletim)
50 Mbps (Yukarı Yönlü İletim)
WIFI Desteklenen
teknolojiler
802.11 b /g /n
5.4 Li-on Batarya
Sistem üzerinde iki adet Li-On batarya mevcuttur. Biri ana kartın beslemesi
diğeri de drone’un beslemesi için kullanılmaktadır. Drone üzerindeki batarya 11.4
V -1480 mAh lik bir kapasiteye sahiptir ve tam şarj olduğunda drone ile yaklaşık
olarak 15 dk.’lık bir uçuş yapılabilmektedir. Uçuş süresi hava koşulları, drone’un
kalkış ağırlığı, bataryaların durumuna bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir.
Buna karşılık ana kart bataryası 3.85 V – 3050 mAh’lik bir kapasiteye sahiptir.
Normal çalışma koşullarında tam şarjlı bir batarya ana kartı 24 saati aşkın bir süre
besleyebilmektedir. Fakat kablosuz ağ erişim noktasının çalışması ve de eğer veri
trafiği yoğun ise bu süre 9-10 saatlere kadar düşmektedir. Ana kart bataryası, ana
kart Esnek Baskı Devre (Flexible Circuit Board, FPC) kablosu ile ana karta
bağlanmaktadır. Şekil 5.3’te batarya bağlantısında kullanılan FPC kablo
görülebilir.
5.5 Harici Antenler
Ana kart üzerinde hem hücresel hem de kablosuz ağın çalışabilmesi için iki
adet harici PCB anten kullanılmıştır. Bu PCB antenler ana karta uyumlu olmadığı
61
için öncelikle koaksiyel anten kabloları değiştirilmiştir. Şekil 5.7’deki görselde
gösterildiği gibi de ana karta bağlantı noktalarından bağlanmışlardır.
Antenlerin ana karttaki performanslarını gözlemlemek için öncelikle antenin
dönüş kaybı (Return Loss, RL) Network Analizör üzerinde ölçümlenmiştir. Genel
bir kabul olarak bir antenin kullanılabilmesi için RL’in -6 dbm ve aşağısında olması
beklenir. Şekil 5.9’da görüleceği üzere ana antenin RL’değerleri -12 dbm
seviyelerinde iken Şekil 5.10’da wi-fi antenin RL değerleri de -10 dbm ile -13 dbm
arasında değişmektedir. Bu sonuçlara göre yayılan elektromanyetik dalgaların %5
ile %10 arasında kayba uğrayacağı anlaşılmaktadır. Antenlerin sistemin bütünü ile
birlikte aktif olarak performanslarının ölçülmesi için Tam Yansımasız Odada (Full
Anechoic Chamber,FAC) bir dizi aktif ölçüm gerçekleştirilmiştir. Aktif ölçüm
cihazın normal çalışma modunda FAC içerisinde oluşturulan hücresel ağa veya
kablosuz ağa bağlanıp toplam yayılan güç (Total Radiated Power, TRP) ve toplam
izotropik hassasiyet (Total Isotropic Sensitivity, TIS) değerlerinin
ölçümlenmesidir. Buradan elde edilecek sonuçlar da sistemin genel performansını
etki edecek en önemli faktörlerdendir.
Şekil 5.9: Ana Anten Dönüş Kaybı (RL)
62
Şekil 5.10: Wi-Fi Anten Dönüş Kaybı (RL)
5.5.1 Toplam Yayılan Güç (Total Radiated Power, TRP)
TRP genel olarak Şekil 5.11’da paylaşılan bir düzenek ile ölçümlenmektedir.
Şekil 5.11:TRP Ölçüm Düzeneği (Foegelle M.D:, 2005)
Burada Trafik üreticisi (Traffic Generator) tarafından, kulanılan teknolojiye bağlı
olarak hücresel ağ veya kablosuz ağ üretilir. Üretilen bu ağ iletim hatları vasıtasıyla
Çift Polarizeli ölçüm antenine kadar gelir. Ölçüm anteni bir asansör vasıtasıyla 0
ve 180° lik açılar yapacak şekilde pozisyon değiştirir. Aynı şekilde test edilen
cihazın bulunduğu döner masa da 360° döndürülerek bir küre elde edilir. Her bir
açıda etkin isotropic yayılım gücü (Effective Isotropic Radiated Power, EIRP)
CalibratedMeasurement Paths
(One for each polarization)
TrafficGenerator
Directional Coupler
CalibratedReceiver
Communication Path
Variable Attenuator
Fully Anechoic Chamber
DUT
Positioner
Dual PolarizedMeasurement
Antenna
PolarizationControl
(RF Switch)
63
ölçümlenir ve bunlar daha sonra Denklem 5.1’de (Antenna Theory,ET:17.07.2019)
)yerine konularak TRP hesaplanır.
𝑇𝑅𝑃 =1
4𝛱∫ ∫ 𝐸𝐼𝑅𝑃(𝛳, 𝜑)𝑆𝑖𝑛(𝛳)𝑑𝛳𝑑𝜑
𝛱
0
2𝛱
0
(5.1)
5.5.2 Toplam İsotropik Hassasiyet (Total İsotropic Sensitivity, TIS)
TIS genel olarak Şekil 5.12’da (Foegelle M.D., 2005) gösterilen bir ölçüm
düzeneği ile ölçümlenmektedir.
Şekil 5.12: TIS Ölçüm Düzeneği (Foegelle M.D:, 2005)
Burada kalibre edilmiş paket üreticisi kullanılan teknolojiye (Hücresel Ağ
veya Kablosuz Ağ) bağlı olarak test amaçlı sinyaller üretir.Üretilen bu sinyal çeşitli
ara elemanlardan geçirilerek çift kutuplu ölçüm antenine iletilir. Burada TRP
ölçümünde olduğu gibi çift kutuplu anten 0° ile 180° arasında hareket eden bir
asansör vasıtasıyla hareket ettirilir. Aynı şekilde test edilen cihazın bulunduğu
döner masada 0° ile 360° arasında döner. Her bir noktada etkin isotropic hassasiyet
(Effective Isotropic Sensitivity, EIS) ölçümlenir ve Denklem 5.2 de yerine
konularak TIS hesaplanmış olur.
𝑇𝐼𝑆 =4𝛱
∫ ∫ [1
𝐸𝐼𝑆𝛳 (𝛳1,𝜑1)+
1
𝐸𝐼𝑆𝜑 (𝛳1,𝜑1)] 𝑆𝑖𝑛(𝛳1)𝑑𝛳1𝑑𝜑1
𝛱
0
2𝛱
0
(5.2)
5.5.3 Aktif Ölçüm Sonuçları
Cihazın aktif ölçümleri tam yansımasız odada (Full Anechoic Chamber, FAC)
gerçekleştirilmiştir. Burada tasarlanan sistem döner masanın üzerine Şekil 5.15te
gösterildiği şekilde yerleştirilmiştir. Sonrasında cihaza test sim kartı takılarak test
CalibratedPacket
Generator
Directional Coupler
ACKCounter Low-Loss
ACK Detection Path
Variable Attenuator
CalibratedMeasurement Paths
(One for each polarization)
Fully Anechoic Chamber
DUT
Positioner
Dual PolarizedMeasurement
Antenna
PolarizationControl
(RF Switch)
64
odasının içerisinde hücresel ağa bağlanması sağlanmıştır. Akabinde de TRP ve TIS
ölçümleri hücresel sistem için LTE B1 (2100 MHz), LTE B3 (1800 MHz) ve LTE
B8 (900 MHz)’de gerçekleştirilmiştir.
Şekil 5.13:FAC TRP/TIS Ölçüm Düzeneği
Bu frekanslarda gerçekleştirilmesinin sebebi ise kullanılan harici antenin bu
bandları destekleyecek şekilde tasarlanmış olmasıdır. TRP ve TIS sonuçları normal
bir telefon tasarımı için GSMA’in yayınlamış olduğu TS24-3 referans dökümanına
göre değerlendirilmektedir. Fakat bu sistem drone üzerindeyken hücresel sisteme
bağlandığı için yükseklik arttıkça sinyal gürültü oranı artacak ve drone yer
seviyesine göre daha fazla baz istasyonu sinyalini alacaktır. Bu nedenle TS24-3’te
belirtilen TRP, TIS değerlerini sağlayan yüksek verimli bir hücresel anten
kullanılması durumunda şehir merkezine yakın noktalarda drone üzerindeki ana
kart sürekli bir hücreden diğerine HO yapmak durumunda kalabilir. Bu da
65
performansı olumsuz yönde etkileyerek paket hata oranları ya da bu tez çalışması
özelinde drone kablosuz ağına bağlı olan cihazların yapmış olduğu VoWifi
aramalarda seste kesilme problemlerine yol açabilmektedir. Tablo 5.5’te GSMA
TS24-3’te bahsedilen TRP/TIS sonuçları bulunabilir
Tablo 5.5: GSMA Operatör Kabul Performance Değerleri (TRP/TIS)
LTE Frekans Bandı GSMA Operatör TRP Kabul
Değerleri (dbm)
(Serbest Uzay)
GSMA Operatör TIS Kabul Değerleri
(dbm)
(Serbest Uzay)
Band1 (2100MHz) 18.5 -94
Band3 (1800MHz) 18.5 -94
Band8 (900MHz) 18 -93.5
Aynı şekilde Tablo 5.6’da tasarlanan sisteme ait hücresel antenin sonuçları
bulunabilir. Burada GSMA tarafından paylaşılan değerler akıllı telefon kullanımı
gözetilerek belirlendiği için sisteme ait TRP/TIS sonuçlarının drone üzerindeki
kullanımda bir problem yaratmayacağı testler sonucunda da gözlemlenmiştir.
Sistemin asıl çalışma performansını kablosuz ağın performansı belirleyeceğinden
Tablo 5.7’deki ana karta ait TRP/TIS sonuçları, Tablo 5.8’deki MT cihazın
802.11g’deki etkin isotropik HassasiyetEIS (Effective Isotropic Sensitivity,EIS)
sonuçları ve Denklem 5.3’teki (Erceg V et al., 2001) serbest uzay yol kaybı göz
önünde bulundurulduğunda, Denklem 5.4’ten drone ve MT arasındaki açıya bağlı
olarak kapsama alanları elde edilebilmektedir (bknz. Tablo5.9). Denklem 5.3’teki
serbest uzay yol kaybında, Cost 231 Walfisch-Ikegami modeli baz alınmıştır.
𝐹𝑆𝑃𝐿 = 32.4 + 20 log (𝑅𝑎𝑛𝑔𝑒
𝑘𝑚) + 20 log (
𝑓
𝑀ℎ𝑧) − 𝐺𝑡 − 𝐺𝑟 (5.3)
Bu denklemde Range, kablosuz yayın yapan verici anten ile kablosuz yayını
alan alıcı anten arasındaki uzaklığın kilometre cinsinden değeridir. f ise yayın
yapılan frekansın MHz cinsinden değeridir. Testlerde 802.11 g kanal 6 kullanıldığı
için f, 2442 MHz olarak alınmıştır. Gt, yayın yapan antenin anten kazancı ki bu 0.7
dbi olarak alınmıştır. Gr ise yayını alan antenin kazancıdır bu da 0.04 dbi olarak
alınmıştır.
𝑅𝑎𝑛𝑔𝑒 = 1000 ∗ (10 (𝑃𝑡−32.4−20 log(2442)+0.7+0.04−𝐸𝐼𝑆 (𝛳,𝜑))/20) (5.4)
66
Bu denklemde Pt, drone üzerinden kablosuz yayın yapan ana karta ait iletim
gücüdür. 802.11 g’yi baz aldığımızda Tablo 5.7’den Pt= TRP802.11g=14.8 dbm
olarak alınmıştır. EIS (ϴ,φ) ise Tablo 5.8’de paylaşılan EIS değerlerinin teta ve phi
açılarındaki değerini temsil etmektedir. Range, Denklem 5.3’ten elde edildiği için
buradaki birimi kilometredir. Sonucu metre cinsinden elde etmek için Denklem
5.4’te ortaya çıkan sonuç 1000 ile çarpılmış ve Range metre cinsinden elde
edilmiştir.
Tablo 5.6: Tasarlanan Sisteme Ait Hücresel Sistem FAC Serbest Uzay TRP/TIS Sonuçları
LTE 900 (Band 8) 1800 (Band 3) 2100 (Band 1)
Kanal TRP (dBm) TIS (dBm) TRP (dBm) TIS (dBm) TRP (dBm) TIS (dBm)
Düşük 17,98 -80,26 15,05 -83,58 15,98 -89,82
Orta 17,53 -79,5 15,35 -83,38 18,55 -88,67
Yüksek 14,47 -80,72 12,78 -84,72 15,02 -88,36
Ortalama 16,66 -80,16 14,39 -83,89 17,18 -88,95
Tablo 5.7: Tasarlanan Sisteme Ait Ana Kart Kablosuz Ağ FAC Serbest Uzay TRP/TIS
Sonuçları
WLAN Hotspot
2.4GHz 11b_11Mbps 11g_6Mbps 11g_54Mbps 11n_6.5Mbps 11n_65Mbps
Channel TRP (dBm) TIS (dBm) TRP (dBm) TIS (dBm) TRP (dBm) TIS (dBm)
Ch_6 17,24 -79,25 14,84 -63,02 15,86 -61,16
Tablo 5.8: MT cihaza ait 802.11g EIS Sonuçları
Teta Phi: 0° Phi:45° Phi:90° Phi:135°
EIS (dbm) EIS (dbm) EIS (dbm) EIS (dbm)
0° -62,71 -69,2 -65,55 -66,75
45° -62,71 -68,36 -68,85 -68,59
90° -62,71 -63,11 -66,38 -70,5
135° -62,71 -56,42 -61,88 -66,38
180° -62,71 -55,18 -57,76 -65,23
225° -62,71 -53,4 -59,25 -67,27
270° -62,71 -66,15 -68,59 -70,93
315° -62,71 -68,15 -59,75 -69,72
360° -62,71 -69,2 -65,55 -66,75
67
Tablo 5.9: MT cihaza ait 802.11g Teorik Kapsama Mesafeleri
Teta Phi: 0° Phi:45° Phi:90° Phi:135°
Erim (m) Erim (m) Erim (m) Erim (m)
0° 71,70 151,36 99,43 114,16
45° 71,70 137,40 145,38 141,09
90° 71,70 75,08 109,40 175,79
135° 71,70 34,75 65,16 109,40
180° 71,70 30,13 40,55 95,83
225° 71,70 24,55 48,14 121,20
270° 71,70 106,54 141,09 184,71
315° 71,70 134,12 50,99 160,69
360° 71,70 151,36 99,43 114,16
Teta ve Phi’nin test odasındaki konumları Şekil 5.14’te verilmiştir.
Şekil 5.14:Theta/Phi Açılarının FAC’de belirttiği konumlar
68
Buradaki sonuçlara bakıldığında bazı açılarda 100 m’yi aşkın bir mesafeye
yayın yapabilmenin mümkün olduğu saptanmıştır. Tablo 5.9’da bazı açılarda,
örneğin (ϴ=180°, φ=45°), yayın yapılan mesafe 34 m olarak görülebilir. Fakat
Testler esnasında ϴ daima 0° ile 90° arasında tutulmuştur. Sonuç itibariyle,FAC’de
yapılan aktif TRP ve TIS ölçümlerine bağlı olarak elde edilen teorik sonuçlara göre
yayın yapılalabilecek minimum mesafe 71.7m, maksimum ise 175.8m olarak
saptanmıştır. Bu sebeple de testler esnasında ele alınan yükseklik ve mesafeler bu
teorik çıkarım gözetilerek belirlenmiştir.
69
6 SAHA TESTİ VE ELE ALINAN SENARYOLAR
Bu bölüm içerisinde tasarlanan sistemin test edilmesi ve ele alınan senaryolar
ile ilgili bilgileri bulabilirsiniz.
6.1 Test Alanı
Tasarlanan sistemin etkin bir şekilde test edilmesi için açık bir alan tercih
edilmiştir. Bina, yüksek gerilim hattı gibi engellerin olmaması, elektromanyetik
sinyallerin yansıma ve girişim sonucu bozulma olasılıklarını en aza indirmek için
kritiktir. Bu hususta Ege Üniversitesi Stadyumu hem uçuş güvenliği açısından hem
de drone üzerinden yayın yapan kablosuz erişim noktasının etkili şekilde yayın
yapabilmesi için uygun bir yerdir. Test alanınını gösteren görsel Şekil 6.1’de
paylaşılmıştır.
Şekil 6.1: Test Alanı
6.2 Test Senaryoları
Tasarlanan sistemin testlerinde 3GPP TS.43-v2.0-1’de tanımlanan ağ erişim
yetki tablosu baz alımıştır. Bu tabloya (bknz. Tablo 6.1) göre Ağ Erişim Yetki
değeri 3 ve 4’e göre iki senaryo özelinde drone Wi-Fi erişim noktası üzerinden
Vowifi çağrılar gerçekleştirilmiştir. Ağ erişim yetki değeri 3 ise yapılacak olan
çağrı için öncelik olarak hücresel ağ tercih edilirken, yetki değeri 4 ise WLAN/Wi-
Fi ağlar çağrı için öncelikli olarak tercih edilmektedir. Senaryo anlatımına
geçmeden önce anlatım esnasında kullanılacak olan terimlerin ne ifade ettiğine
değinmekte fayda olacaktır.
70
Tablo 6.1: Access for Entitlement (3GPP TS.43-v2.0-1)
Access for Entitlement Value Description
0 any access type
1 3GPP accesses only
2 WLAN/Wi-Fi only
3 3GPP accesses preferred, WLAN/Wi-Fi as secondary
4 WLAN/Wi-Fi preferred, 3GPP accesses as secondary
5-255 not assigned
Kullanılacak olan terimler ve işlemler şunlardır:
Radio Access Technology (RAT): RAT, ya da ağ erişim teknolojisi telefonun o an
için bağlı bulunduğu erişim teknojisini tanımlamaktadır. Yani test esnasında
kullanılan cihaz GSM (2G), UMTS (3G), LTE (4G), WLAN olmak üzere 4 farklı
erişim teknolojisinden birine bağlı bulunabilir.
Online Mode (OLM): OLM ya da çevrim içi çalışma modu telefonun hücresel ağ
ve diğer tüm radyo ekipmanlarının aktif olduğu çalışma modudur. Bu modta telefon
sesli/görüntülü arama/aranma, veri alma/gönderme gibi temel iletişim ile ilgili tüm
fonksiyonları gerçekleştirebilmektedir.
Airplane Mode (APM): APM ya da uçak modu telefonda hücresel sisteme
bağlanmak için kullanılan tüm katmanların devre dışı bırakıldığı modtur. Cihaz bu
durumda iken hücresel ağa bağlanamaz fakat bulunulan bölgede eğer kablosuz
erişim mümkün ise kablosuz ağa bağlanabilir. Cihazın eğer VoWifi desteği varsa
bu modta iken kablosuz ağa bağlı olmak şartı ile sesli/görüntülü arama/aranma
gerçekleştirebilir. Aksi durumda sadece veri alma/gönderme yapabilir.
Handover (HO): Handover ya da hücreler arası geçiş, bir mobil cihazın herhangi
bir an itibariyle hizmet aldığı baz istasyondan sinyal seviyesinin azalması ve/veya
ağ trafiğinin yoğun olması gibi çeşitli sebeplerden dolayı farklı bir kanal veya
hücreye geçiş işlemine denmektedir.
Source Radio Access Technology (SRAT): SRAT, telefonun herhangi bir an
itibariyle bağlı olduğu radyo erişim teknolojisi anlamına gelmektedir. Bu terim
genellikle HO işlemlerinde cihazın RAT’lar arasında seçim için kontrol ettiği
parametredir.
71
Target Radio Access Technology (TRAT): TRAT, telefonun herhangi bir an
itibariyle HO işlemi ile geçiş yapabileceği potansiyel ağ erişim teknolojisini temsil
etmektedir. TRAT, belli bir anda birden fazla olabilir. Bu sebeple olası HO
işleminde hangisine geçiş yapılacağı TRAT’ın teknolojisine (WLAN, LTE, UMTS,
GSM), sinyal seviyesine, kullanılan mobil operatöre (Örneğin, Vodafone, Turkcell,
Turk Telekom) göre değişkenlik gösterebilir.
Mobile Originating (MO): MO terimi senaryo anlatımı esnasında çağrıyı yapan
taraf olarak telaffuz edilecektir. Tüm çağrılar MO tarafından ağa erişim yetkisine
bağlı olarak bulunulan ağ erişim teknolojisi (RAT) üzerinden yapılmaktadır.
Mobile Terminating (MT): MT terimi senaryo bazında yapılan çağrılarda MO
tarafından yapılan çağrıyı alan taraftır. Yani aranan (çağrı yapılan) cihaz anlamına
gelmektedir. MT cihaz, çağrıyı yine ağa erişim yetkisine bağlı olarak o an bağlı
olduğu radyo erişim teknolojisi (GSM, UMTS, LTE, WLAN) üzerinden alacaktır.
Ana Kart (MB): MB drone üzerine yerleştirilmiş olunan ana karttır. Kablosuz
erişim noktası oluşturarak MO ve MT cihazlarının VoWifi üzerinden konuşma
yapmalarına imkan tanır.
Ses Aktarım Kablosu: Ses aktarım kablosu bilgisayardan oynatılan test ses
verisini arama esnasında MO cihazının kulaklık girişine aktarabilmek için
kullanılır. Kablo 3.5 mm’lik standart bir ses aktarım kablosudur. Konnektör üç
boğumlu olup mikrofon girişine bilgisayardan çıkan sağ ses çıkışı bağlanarak
MO’nun bilgisayardan aldığı sesi MT’ye aktarması sağlanır.
Wi-Fi Tercihli Mod (WTM): Wi-Fi çağrı için kullanılacak olan RAT önceliği
WLANLTEUMTSGSM olan çağrı arama modudur. Bu modta MO ve MT
cihazlar eğer kablosuz ağa bağlı iseler IMS katmanına kayıt işlemleri için aşağıdaki
adımları takip ederler ve bu aşamalardan sonra Wi-Fi üzerinden sesli arama
yapmaya hazır hale gelirler:
1- Cihazların Veri Alt sistemleri (Data Subsystem, DS) Wi-Fi’ın RAT olarak
kullanılabilir olup olmadığını denetler.
2- Eğer kullanılabilir ise DS bu cihazın IMS katmanına bu bilgiyi iletir.
72
3- Sonrasında Wi-Fi üzerinden arama ve ağ ile ilgili öncelikler kontrol edilir.
Cihazlar WTM olarak ayarlı olduğundan kayıt olunacak RAT seçiminde bu
öncelikler dikkate alınarak seçim yapılır.
4- Akabinde Cihaz Taşınabilirlik Katmanı (Device Portability Layer, DPL)
tüm IMS üzerinden işlem yapan birimleri (Kayıt Yöneticisi, Modem
Konfigürasyon Yöneticisi, Qualcom IP arama katmanı vb.) hangi RAT için
kayıt yapılacağı ile ilgili bilgilendirir.
5- Kayıt Yöneticisi, seçilen RAT üzerinden IMS katmanına kayıt işlemi
yapılıp yapılmayacağına karar verir.
6- DPL de bu arada Wi-Fi sinyal kalitesini raporlar ve bunu baz alarak da
WLAN üzerinden IMS kayıt işleminin yapılıp yapılamayacağını bildirir.
IMS katmanına kayıt işlemi ancak ve ancak Wi-Fi sinyal kalitesi belirlenen
eşik değerinin üzerindeyse yapılacaktır. Aksi durumda DPL, Wi-Fi sinyal
kalitesinin kötü olduğunu raporlayarak IMS katmanına kayıt işleminin
yapılmasını engeller. Wi-Fi sinyal kalitesinin iyi veya kötü olarak
değerlendirilmesi için kullanılan eşik değer -75 dbm olarak belirlenmiştir.
Yani herhangi bir kablosuz ağa bağlı olan cihaz eğer -75 dbm’den daha iyi
(örneğin -55 dbm) RSSI değeri ölçümlüyorsa DPL tarafından bu Wi-Fi
sinyal kalitesi iyi olarak yorumlanıp diğer katmanların bu duruma göre
hareket etmeleri sağlanmış olur.
7- Paket Veri Protokolü (Packet Data Protocol, PDP) aktif RAT WLAN olacak
şekilde işletilmeye başlanır. PDP, “ims” erişim noktası adı (Access Point
Name, APN) üzerinden veri alış/verişinin yapılabilmesini yönetmektedir.
8- RAT, WLAN olarak belirlendiği için bağlantının güvenli olabilmesi ve IMS
katmanının yer aldığı EPC’ye bağlantı sağlamak için ePDG tüneli kurulur.
9- En son olarak IMS katmanından, Kayıt Yöneticisi’ne PDP aktivasyonun
yapıldığı ve IP adresinin alındığını belirten bir bildirim gönderilir.
10- Bundan sonra Kayıt Yöneticisi, Vekil-Çağrı Yönetim Kontrol Fonksiyonu
(Proxy-Call Session Control Function, P-CSCF) adresinin IMS katmanına
kayıt işlemi için kullanılıp kullanılamayacağına karar verir.
11- Qualcomm IP üzerinden arama katmanı, Konfigürasyon Yöneticisi ve Kayıt
Yöneticisi’nden eklenecek olan özellik etiketlerine (Feature Tags) karar
vermek için bilgi alır. Bu özellik etiketleri Kısa Mesaj (SMS), Sesli
görüşme, Video Görüşmesi, Yapılandırılmamış Ek Hizmet Verileri
73
(Unstructered Supplementary Service Data, USSD) (Örneğin *06#, IMEI
Sorgulama gibi) olabilir.
12- Kayıt yöneticisi, kayıtla ilgili parametreleri alır. Burada operatör bazında
kayıt işlemlerinde farklılılar olabilmektedir. Bu sebeple cihazlarda
operatöre bağlı olarak uygun ayar setleri konfigüre edilmesi gerekmektedir.
Qualcomm tabanlı modemlerde dünya çapında birçok operatörün ayar
setleri mevcuttur. Eğer bir operatör için özel olarak bir ayar seti yok ise
3GPP IR.92’de tanımlanan ayar setleri baz alınarak kayıt işlemleri
gerçeklenir.
13- Oturum Başlatma Protokolü (Session Initiation Protocol, SIP) vasıtasıyla
Kullanıcı Veri Bloğu İletişim Protokolü (User Daragram Protocol, UDP) ve
İletim Kontrol Protokolü (Transmission Control Protocol, TCP) portları
açılır.
14- Toplanan veriler göz önünde bulundurularak bir Kayıt Paketi oluşturulur.
15- Oluşturulan Kayıt Paketi bağlı olunan hücresel ağa iletilir.
16- Hücresel ağ terminalden (MO ya da MT) aldığı bu kayıt paketini inceler ve
sonrasında talep edilen servisler içerisinden desteklemiş olduklarını seçer
ve bunları terminale bildirir. Sonrasında da kayıt işlemi tamamlanır.
17- Son olarak, Kayıt yöneticisi, ağdan gelen yanıta göre kullanılabilecek olan
servisleri ilgili olan tüm katmanlara iletir ve bilgilerin tüm katmanlarca
güncellenmesini sağlar.
Hücresel Ağ Tercihli Mod (HTM): HTM’de WTM’den farklı olarak sesli çağrılar
için öncelikli olarak hücresel ağ ön planda tutulmaktadır. Burada
LTEUMTSGSMWLAN şeklinde bir öncelik sıralaması mevcuttur. Yani
cihazın bulunduğu bölgede hücresel ağ mevcut ise cihaz hiçbir şekilde Wi-Fi ağ
üzerinden IMS katmanına kayıt işlemi gerçekleştirmez. Fakat herhangi bir sebeple
hücresel ağ kullanılamıyorsa ve de cihaz Wi-Fi ağa bağlı ise cihaz ancak o zaman
Wi-Fi üzerinden IMS katmanına kayıt işlemi gerçekleştirebilmektedir. Bu modta
cihaz eğer RAT olarak LTE’ye bağlı ise LTE üzerinden sesli görüşme (VoLTE)
yapabilmektedir. Nitekim testler esnasında bu modta yapılan aramaların neredeyse
tamamı LTE üzerinden yapılmıştır. IMS kayıt işlem basamakları ise şu şekildedir:
74
1- Öncelikle cihaz NAS’a (Non-Access Stratum) Attach kayıt isteğinde
bulunur ve bu isteği yaparken paket anahtarlamalı devre üzerinden yani IP
üzerinden arama veya aranma özelliğinin bulunduğunu bildirir. Buna
karşılık NAS da eğer bir problem yok ise varsayılan APN ile bağlantı
isteğini kabul eder.
2- Konfigürasyon Yöneticisi ve Veri Alt Sistemi, IP üzerinden arama/aranma
servisinin kullanıllanılabilir olduğu ile ilgili IMS DPL’i bilgilendirir.
Böylelikle IMS modülü tetiklenmiş olur.
3- DPL, tüm IMS ile ilgili işlem yapan katmanlara, servislere (Kayıt yöneticisi,
Qualcomm IP üzerinden arama katman vb.) yeni bir RAT’ın var olduğu
bilgisi verir.
4- İdare Yöneticisi (Policy Manager) ve Kayıt Yöneticisi, DPL’i APN’nin
kullanılabileceği hakkında bilgilendirir. Yani LTE üzerinden arama ve
aranma için kullanılacak olan APN’nin “ims” APN olduğu bildirilir.
Buradan sonraki adımlar WTM modun 10’ncu basamağından itibaren anlatılanlar
ile aynıdır. WTM ve HTM mod için yukarıda anlatılan IMS kayıt işlem basamakları
akış şeması halinde sırasıyla Şekil 6.2 ve Şekil 6.3’te verilmiştir.
Kayıt (Log) Alma: Testler esnasında ağ ile ilgili parametrelerin tespit edilmesi ve
test esnasında MO’dan MT’ye gönderilen test ses verisinin kayıtlarının alınabilmesi
için Qualcomm’un QXDM (Qualcomm Extensible Diagnostic Monitor) programı
vasıtasıyla loglar alınmıştır. QXDM, Qualcomm çipleri için tasarlanmış ve bu
çiplerin modem işlemcilerinden anlık olarak basılan kayıt izlerini (log print)
toplayan bir yazılım programıdır. GSM, WCDMA, LTE, WLAN gibi birçok radyo
erişim teknolojilerinin herbirinin ağ katmanlarına göre kayıt işlemi alabilmektedir.
Bünyesinde bununla ilgili log paketleri bulunmaktadır ve ilgili olunan log paketleri
seçilerek sadece ilgili teknoloji ve ağ katmanına ait veriler toplanmaktadır. Şekil
6.4’de genel olarak toplanabilecek log paket listesi paylaşılmıştır. Şekil 6.5’te de
LTE’ye ait seçilebilecek log paketleri bulunabilir. Bu kayıtlar özellikle bir hata ile
karşılaşıldığında sorunun neden kaynaklandığını tespit etmek için oldukça
kullanışlıdır. Bölüm 4’te de belirtildiği üzere tez kapsamında RSSI ile ilgili bilgiler
bu program kullanılarak elde edilmiştir. Program, USB bağlantısı üzerinden test
edilen cihazlara bağlantı kurmakta ve Qualcomm Tanılayıcı Port (Diagnostic Port)
75
Şekil 6.2: WTM Mod Ims Kayıt İşlemleri Akış Şeması
Şekil 6.3: HTM Mod Ims Kayıt İşlemleri Akış Şeması (10’ncu adım ve sonraki adımlar
WTM modta anlatıldığı şekilde gerçekleşmektedir)
76
ile de test edilen cihazlardan iletilen kayıt izleri bilgisayar tarafından
toplanmaktadır. Test cihazları ile QXDM üzerinde log alma işlemi başlatıldıktan
sonra, cihazlar yeniden başlatılır ve böylece açılış esnasında cihazın hücresel ağ
ve/veya Wi-Fi ağ ile yaptığı haberleşmeler, ağa kayıt işlemleri gibi birçok işlem de
kayıt altına alınmış olur. Test bittikten sonra log kayıt işlemi sonlandırılır ve
toplanan veriler kayıt edilir.
Şekil 6.4: Qualcomm QXDM Log Paket Listesi
Şekil 6.5: Qualcomm QXDM LTE Log Paket Listesi
77
6.2.1 Senaryo -1 (S1)
S1 kapsamında MO (Mobile Originating), HTM modta çalışmakta olup MT
(Mobile Terminating) ise hücresel ağın olmadığı durumu simüle edebilmek için
APM modta kablosuz ağa bağlı bir şekilde çalışmaktadır. S1’e ait test düzeni Şekil
6.6’da paylaşılmıştır. Burada APM modtaki cihazın IMS katmanına kayıt işlemleri
WTM modtakine benzer şekilde yapılmaktadır. HTM modtaki cihazın IMS
katmanına kayıt işlemleri birkaç farklılık dışında WTM modtakine benzer şekilde
yapılmaktadır. S1 kapsamında testlerde kullanılan mobil operatörler Tablo 6.2’de
paylaşılmıştır. Aramalar MO’dan MT’ye olacak şekilde gerçekleştirilmiş ve her iki
cihaz da bilgisayara USB kablosu üzerinden bağlanarak QXDM programı
vasıtasıyla anlık olarak loglar alınmaya başlanmıştır. Testler önceden belirlenen
yükseklik ve mesafelerde yapılmıştır. Tespit edilen yükseklik ve mesafeler
kablosuz ağın sınırları baz alınarak tespit edilmiştir. Bu hususta yapılan bir
çalışmada tek giriş tek çıkışlı (Single Input Single Output, SISO) bir anten
kullanılarak IEEE 802.11n ve %10 paket hata oranı ile yaklaşık olarak 125.8 m’lik
bir erime ulaşılmıştır (Gaonkar P. et al, 2015). Nitekim tez kapsamında yapılan
testlerde de bu mesafenin yaklaşık 50 – 60 m daha fazlası denenmiş ve kablosuz
yayın yapılabilecek alanlar tespit edilmiştir. Bununla ilgili tablolar Bölüm 7
içerisinde paylaşılmıştır.
Bu senaryoda toplamda 24 adet arama gerçekleştirilmiştir. APM modtaki
cihaz hücresel bir ağa bağlı olmadığı için -75 dbm’den sonra hücresel bir sisteme
HO yapamamaktadır. Bu durumda -85 dbm’e kadar eğer bir görüşme varsa çağrı
devam etmektedir. Bu durum genellikle test edilen cihaz ile dron arasındaki mesafe
arttıkça oluşmaktadır. Ama aynı zamanda antenin etkin yayın alanı dışında da bu
durum gerçekleşebilmektedir.
Tablo 6.2: S1’de kullanılan Hücresel Ağ Operatörleri
Senaryo – 1
Hücresel Ağ Operatörleri
MO Vodafone
MT Turkcell
MB Turk Telekom
78
Şekil 6.6: S1 Test Düzeneği
6.2.2 Senaryo -2 (S2)
S2 kapsamında MO ve MT’nin her ikisi de WTM modta çalışmakta olup
her birinin kablosuz ağ üzerinden çağrı özellikleri (Vowifi) aktif durumda ve her
ikisi de drone kablosuz erişim noktasına bağlıdır. Bu test düzeneği ile hücresel ağın
uç noktalarında bulunan kullanıcıların yaşamış olduğu çekim probleminin
giderilmesi veya bulunulan ağın trafiğinin yoğun olması sebebi ile mobil
operatörlerin ağ trafik yüklerinin hafifletilmesi ile ilgili durumlar test edilmiş
olacaktır. Test esnasında bulunulan ortamda hücresel yayın oldukça güçlü olduğu
için cihazların drone üzerindeki kablosuz erişime bağlanmalarını sağlamak için
WTM mod tercih edilmiştir. Böylece cihaz öncelikle Wi-Fi ağın var olup
olmadığını kontrol eder, eğer var ve bağlanma ile ilgili bir problem yok ise çağrıyı
daima kablosuz ağ üzerinden olacak şekilde yönlendirir.
S2’de her iki cihaz normal durumda hücresel ağ sistemine ve kablosuz ağa
bağlıdırlar. WTM gereği öncelik Wi-Fi’da olduğu için çağrılar kablosuz ağ
üzerinden gerçekleştirilir (eğer kablosuz ağ RSSI değeri -75 dbm’den büyük ise).
Bu esnada MO ve MT aynı zamanda hücresel ağı da pasif olarak dinlemeye devam
79
ederler ki kablosuz ağda bir problem olduğunda cihazlar hızlı bir şekilde hücresel
sisteme trafiklerini aktarabilirler. Aktarım işlemleri çok hızlı ve gecikme oranı
oldukça düşük olduğu için kullanıcılar bu geçişleri konuşma anında farketmezler.
Testler esnasında S1’de olduğu gibi aramalar yine MO’dan MT’ye olacak
şekilde yapılmış ve anlık olarak loglar alınmıştır. Testte kullanılan mobil operatör
listesi Tablo 6.3’te, test düzeneği ise Şekil 6.7’de paylaşılmıştır.
Tablo 6.3: S2’de kullanılan Hücresel Ağ Operatörleri
Senaryo – 2
Hücresel Ağ Operatörleri
MO Vodafone
MT Turkcell
MB Turkcell
Şekil 6.7: S2 Test Düzeneği
S2’de hücresel ağ ile kablosuz ağ her iki tarafta da (MO, MT) aktif olduğu
için (bknz. Şekil 6.7) bazı durumlarda sinyal seviyesinin ani kötüleşmesi, HO,
gürültü ve elektromanyetik girişim sebebi ile seste kesilme, bozulma gibi
80
problemler ortaya çıkabilmektedir. Nitekim bu durum test sonuçlarında da PESQ
skoruna etki etmiştir. Bu senaryo bazında toplam 27 adet çağrı yapılmıştır.
Çağrılarda en az bir taraf drone kablosuz ağı üzerinden iletişim gerçekleştirmiştir.
81
7 TEST VE İNCELEME SONUÇLARI
Tez çalışması kapsamında aşağıda belirtilen iki önerme yapılmıştır. Bu
önermelerin doğruluğu ve yapılabilirliği yapılan testler, elde edilen veriler
çerçevesinde değerlendirilecektir.
- Önerme-1: VoWifi teknolojisi kullanıcıların güvenilir veya güvenilir
olmayan kablosuz ağlar üzerinden sesli/görüntülü görüşme yapabilmelerine
imkan tanımaktadır. Öyleyse hücresel ağ sisteminin uç noktalarında
bulunup hat çekme sorunu yaşayan veya kapsama alanı dışında kalmış olan
kullanıcıların örneğin acil durum gibi hayati koşullar altında harici bir ağ
altyapı gereksinimi olmadan alternatif bir biçimde tasarlanan sistemle
VoWifi teknojisi ile sesli görüşme yapabilmeleri mümkündür.
- Önerme-2: Ses kalitesinin nesnel değerlendirme metodu olan PESQ ile
değerlendirilmesi ve sistemin buna göre optimizayonlarının yapılması
yapılan çalışmalar ve sonuçlara göre mümkündür. Öyleyse tasarlanan
sistemin kullanıcılara sunduğu ses kalitesinin tatmin edici olup olmadığının
saptanması ve de sistemin optimum çalışma koşullarının (drone’un
konumlandırılması vb.) saptanması için PESQ değerlendirme metodunun
kullanılıp kullanılamayacağı test edilebilir.
Kısım 4.2.3’te belirtildiği üzere testler esnasında referans ses verisi olarak
Harvard Cümlesi “These days a chicken leg is a rary dish” peş peşe medya
oynatıcısından oynatılarak MO cihazının kulaklık girişine uygulanmıştır.
Uygulanan sinyal MO’nun ses işleme biriminden çıkıp RF katına gönderildikten
sonraki hali Şekil 7.1’de gösterilmiştir. Testler esnasında bu ses verisi arka arkaya
en az 4 tekrar yapacak şekilde oynatılmış ve alıcı taraftaki ses verileri elde
edilmiştir.
Şekil 7.1: Gönderilen Ses Verisi
82
İnceleme metodu olarak öncelikle tüm testlerden elde edilen sonuçlar
senaryolar bazında ayrı başlıklar -Kısım 7.1, Kısım 7.2- altında verilecektir.
Sonrasında sonuçlar ile ilgili yorumlar belirtilecektir. Genel bir kurala uymayan ya
da aykırı gözüken sonuçlar için detaylı analiz sonuçları paylaşılacaktır ve çıkan
sonucun olası sebepleri ortaya konacaktır.
7.1 Senaryo-1’e Ait Test Sonuçları
Senaryo-1 kapsamında toplam 24 adet test yapılmıştır. Bu testlerden elde
edilen sonuçlar yükseklik ve mesafe’ye bağlı PESQ skorları olacak şekilde Tablo
7.1, yükseklik ve mesafe’ye bağlı RSSI değerleri ve bu test esnasında kullanılan
radyo erişim teknolojisi (RAT) ise Tablo 7.2’de paylaşılmıştır. Bu senaryoda MT
taraf Wi-Fi ağı üzerinden, MO taraf ise LTE üzerinden ağa kayıt işlemlerini
yapmışlardır. Wut. and Daengsi (2015), PESQ skoru 3.6 ve üzeri ise ses kalitesinin
kabul edilebilir olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle sistemin başarım oranı
belirlenirken “PESQ =3.6” alt sınır olaral kabul edilmiştir. Tablo 7.1’deki sonuçlara
baktığımızda parantez içindeki P harfi yapılan çağrıda elde edilen PESQ skorunun
3.6’dan büyük, yani kabul edilebilir sınırın üzerinde olduğunu, F harfi elde edilen
PESQ skorunun 3.6’dan küçük yani kabul edilebilir sınırın altında olduğunu
belirtmektedir. Parantez içindeki C harfi elde edilen skorların 3.6’ya çok yakın
olduğunu belirtmekte ve L harfi ise konuşmanın LTE ağı içerisinde yapıldığını
göstermektedir. Bu koşullar altında yapılan konuşmaları değerlendirdiğimizde 24
çağrıdan sadece 2’si 3.6’nın altında MOS skoru elde etmiştir ki bu sonuçlar da
3.6’ya çok yakındır. Bu sonuçları baz aldığımızda tasarlanan sistem ile HTM modta
yapılan konuşmaların %91.6’sında ses kalitesinin kabul edilebilir olduğu
söylenebilir.
Elde edilen PESQ skorlarının alınan sinyal gücü ile mukayese edilmesi
durumunda iki parametre, PESQ ve RSSI, arasında ilişki bulmak canlı ağ ortam
koşulunda oldukça güç olmuştur. Öyle ki buna bir de gönderilen ses verisi ile alınan
ses verisi arasındaki zaman farkının eklenmesi sonuçları oldukça etkilemiştir.
MO’dan yapılan çağrının MT tarafta kabul edilip ses aktarımının başlamasına kadar
geçen süre MO tarafta alınan kayıtlarda “silent” (sessiz) bölüm olarak geçmektedir.
Bu sebeple de MO’dan alınan ses kayıt verisi incelendiğinde MT’ye göre ötelenmiş
olduğu görülmektedir. Ses dosyalarının hiçbir müdahale yapılmadan
83
karşılaştırılması ile zaman eşitlemesi (mümkün olabildiğince) yapılarak elde edilen
PESQ skorları arasında farklar mevcuttur. Bu da aslında zamanda kayma meydana
geldiğinde PESQ’in bunu tam olarak çözümleyemediğinin göstergesidir. Tablo
7.3’te ham ses dosyaları ile elde edilen PESQ skorları mevcuttur. Örnek olarak
10m_5m (Yükselik_Mesafe) koşulu altında yapılan test sonuçlarını baz alırsak;
Tablo 7.1’de zamanda eşitleme yapılarak elde edilen PESQ skoru PESQTA=3.8176
iken; ham veri ile yapılan karşılaştırmada elde edilen PESQ skoru
PESQRAW=3.2347 olarak bulunmuştur. Dolayısıyla 3.6 referans nokta olarak kabul
edilirse zamanda eşitleme yapılarak elde edilen sonuçla ses kalitesi kabul edilebilir
olarak değerlendirilirken; ses verisi için zamanda eşitleme yapılmadan, ham veri
şeklinde bir karşılaştırma yapıldığında ses kalitesi tatmin edici olmayan ses kalitesi
sınıfına girmektedir. Ham veri ve zamanda eşitleme yapılan ses dosyalarına ait
görseller sırasıyla Şekil 7.2 ve Şekil 7.3’te verilmiştir.
Şekil 7.2 : 10m_5m Koşulu Altında Ham Ses Dosyaları Arasındaki Zaman Farkı
Şekil 7.3 : 10m_5m Koşulu Altında Zamanda Eşitleme Yapılmış Ses Dosyaları (5 örnek
alınmıştır)
84
Tablo 7.1: HTM Modta Zamanda Eşitleme Yapılmış Ses Dosyaları ile elde Edilen PESQ
Sonuç Tablosu
Yüksek-
lik.
(m)
Mesafe (m)
0 5 10 20 40 50 80 90 100 120
10 3,6798
(P)
3,8176
(P)
3,8280
(P)
3,7556
(P)
3,7841
(P)
20 4,0392
(P)
3,8134
(P)
3,6103
(P)
3,4730
(P)
3,603
(P)
30 3,9031
(P)
3,9499
(P)
3,9362
(P)
50 4,5550
(P)
4,1223
(P)
3,5947
(C)
90 3,5920
(C)
100 3,8983
(P)
3,9538
(P)
120 3,9784
(P)
3,6528
(P)
150 3,7832
(P)
4,0929
(P)
180 3,8023
(P)
Tablo 7.2:HTM Modta Yükseklik/Mesafeye Göre Elde Edilen RSSI,RAT Değişim Tablosu
Log No
MO (T)_
Yükseklik._
Mesafe.
Start/
Stop
Time
stamp RSSI
LTE/
UMTS
RSSI
RAT
PESQ
MOS
SCORE
RAT Değişim
Anı
1
MT_10m_0m Start 09:46:08
-61 WIFI
3,6798
Stop 09:47:15
MO_10m_0m Start 09:46:05
-61 -53,2 LTE
Stop 09:47:15
2
MT_10m_5m Start 12:54:19
-65 WIFI
3,8176
Stop 12:54:56
MO_10m_5m Start 12:54:17
-59 -78,21 LTE
Stop 12:54:53
3
MT_10m_
40m
Start 13:16:27 -79 WIFI
3,828
Stop 13:17:24
MO_10m_
40m
Start 13:16:24 -87 -44 LTE
Stop 13:17:22
4
MT_10m_
80m
Start 07:13:36 -74 WIFI
3,7556
Stop 07:14:21
MO_10m_
80m
Start 07:39:38 -78 -62 LTE
Stop 07:14:21
85
Log No
MO (T)_
Yükseklik._
Mesafe.
Start/
Stop
Time
stamp RSSI
LTE/
UMTS
RSSI
RAT
PESQ
MOS
SCORE
RAT Değişim
Anı
5
MT_10m_
120m
Start 08:16:50 -76 WIFI
3,7841
Stop 08:17:33
MO_10m_
120m
Start 08:16:47 -84 -68 LTE
Stop 08:17:33
6
MT_20m_
0m
Start 09:53:48 -66 WIFI
4,0392
Stop 09:55:00
MO_20m_
0m
Start 05:25:05 -68 -59,2 LTE
Stop 09:54:59
7
MT_20m_
20m
Start 05:25:08 -77 WIFI
3,8134
Stop 05:25:43
MO_20m_
20m
Start 05:25:08 -77 -75 LTE
Stop 05:25:42
8
MT_20m_
40m
Start 07:45:45 -69 WIFI
3,6103
Stop 07:46:17
MO_20m_
40m
Start 07:45:42 -70 -75 WIFI
Stop 07:46:16
9
MT_20m_
80m
Start 08:01:39 -76 WIFI
3,4730
Stop 08:02:26
MO_20m_
80m
Start 08:01:35 -74 -72,75 WIFI
Stop 08:02:25
10
MT_20m_
100m
Start 08:21:51 -85 WIFI
3,6030
Stop 08:22:34
MO_20m_
100m
Start 08:21:48 -83 -61 LTE
Stop 08:22:33
11
MT_30m_
0m
Start 09:59:58 -73 WIFI
3,9031
Stop 10:00:45
MO_30m_
0m
Start 09:59:57 -72 -71 LTE
Stop 10:00:45
12
MT_30m_
40m
Start 05:42:36 -79 WIFI
3,9499
Stop 05:43:15
MO_30m_
40m
Start 05:42:33 -85 -65 LTE
Stop 05:43:15
13
MT_30m_
90m
Start 06:02:50 -77 WIFI
3,9362
Stop 06:03:26
MO_30m_
90m
Start 06:02:49 -87 -61 LTE
Stop 06:03:26
14
MT_50m_
0m
Start 10:22:03 -69 WIFI
4,5550
Stop 10:22:40
MO_50m_
0m
Start 10:22:01 -68 -77 LTE
Stop 10:22:40
86
Log No
MO (T)_
Yükseklik._
Mesafe.
Start/
Stop
Time
stamp RSSI
LTE/
UMTS
RSSI
RAT
PESQ
MOS
SCORE
RAT Değişim
Anı
15
MT_50m_
10m
Start 08:24:01 -74 WIFI
4,1223
Stop 08:24:43
MO_50m_
10m
Start 08:23:56 -78 -61 LTE
Stop 08:24:41
16
MT_50m_
80m
Start 06:08:28 -81 WIFI
3,5920
Stop 06:09:04
MO_50m_
80m
Start 06:08:24 -86 -60 LTE
Stop 06:09:03
17
MT_90m_
50m
Start 09:26:09 -80 WIFI
3,5920
Stop 09:26:46
MO_90m_
50m
Start 09:26:07 -80 -65 LTE
Stop 09:26:45
18
MT_100m_
0m
Start 10:27:51 -75 WIFI
3,8983
Stop 10:28:40
MO_100m_
0m
Start 10:27:46 -78 -76 LTE
Stop 10:28:40
19
MT_100m_
40m
Start 08:39:53 -83 WIFI
3,2493
Stop 08:40:26
MO_100m_
40m
Start 08:40:01 -79 -63 LTE
Stop 08:40:36
20
MT_120m_
5m
Start 08:32:37 -76 WIFI
3,9784
Stop 08:33:26
MO_120m_
5m
Start 08:35:11 -73 -64 LTE
Stop 08:36:02
21
MT_120m_
40m
Start 11:42:06 -73 WIFI
3,6528
Stop 11:42:44
MO_120m_
40m
Start 11:42:07 -76 -60
WIFI
+
LTE
11:42:09 Stop 11:42:44
22
MT_150m_
0m
Start 10:35:44 -79 WIFI
3,7832
Stop 10:36:17
MO_150m_
0m
Start 10:35:41 -87 -73 LTE
Stop 10:36:16
23
MT_150m_
40m
Start 11:48:49 -84 WIFI
4,0929
Stop 11:49:31
MO_150m_
40m
Start 11:48:45 -88 -65
WIFI
+
LTE
11:49:05 Stop 11:49:31
24
MT_180m_
0m
Start 12:48:15 -83 WIFI
3,8023
Stop 12:48:51
MO_180m_
0m
Start 12:48:10
-82 -79 LTE
Stop 12:48:48
87
Tablo 7.3: HTM Modta Zamanda Eşitleme Yapılmamış Ses Dosyaları ile elde Edilen PESQ
Sonuç Tablosu
Yükseklik
(m)
Mesafe (m)
0 5 10 20 40 50 80 90 100 120
10 3,6798
(P)
3,2347
(F)
3,6798
(P)
3,5827
(F)
3,7592
(P)
20 3,5443
(F)
3,6290
(P)
1,3621
(F)
3,4730
(F)
3,3194
(F)
30 3,5735
(F)
3,3535
(F)
3,3402
(F)
50 3,4822
(F)
4,0179
(P)
2,5859
(F)
90 3,5510
(F)
100 3,8328
(P)
3,2493
(F)
120 3,8555
(P)
1,6139
(F)
150 3,7832
(P)
3,8068
(P)
180 2,4453
(F)
Sonuçların bu denli değiştiği koşullar altında sonuçları tek tek incelemek
durumu daha net ortaya koyacaktır. Örneğin mesafe 0m iken yükseklik bazında
PESQ skorlarını incelediğimizde beklenti olarak drone ile test altındaki telefonlar
arasındaki yükseklik arttıkça sinyal seviyesinin azalması dolayısıyla da paket hata
oranı arttığı için kaynaktan alıcıya ulaşan paket sayısının azalması ve de bunun
sonucu olarak kaynak ve alınan ses verisi arasında kalite anlamında farklılığın
artması yani PESQ MOS skorunun düşmesidir. Ama elde edilen sonuçlara
bakıldığında durum böyle değildir. Örneğin yükseklik 10m iken PESQ skoru
3.6798 olurken (Bknz. Tablo 7.1); yükseklik 20 m’ye çıktığında PESQ skoru
4.0392 (Bknz. Tablo 7.1) olmuştur. Test cihazlarından alınan loglara bakıldığında
10m_0m (Yükseklik_Mesafe) koşulu altında MT cihazı Wi-Fi üzerinden çağrıyı
gerçekleştirmiş ve ortalama RSSI değeri -61 dbm seviyelerindedir. MO cihazı da
aynı koşul altında LTE üzerinden çağrıyı gerçekleştirmiş ve RSSI değeri -53.2 dbm
dir. 20m_0m koşulu altındaki cihazlardan alınan loglara bakıldığında MO cihazının
LTE üzerinden çağrı gerçekleştirirken ortalama RSSI değerinin -59.2 dbm olduğu
görülmüştür. Aynı koşul altında MT cihazı Wi-Fi üzerinden çağrı gerçekleştirirken
ortalama RSSI değeri -66 dbm dir. Bu iki örnek durum arasındaki kıyaslamaya
bakıldığında her iki koşul altında MO ve MT’lerin kendi aralarındaki RSSI
değerlerinin farkları alındığında ki bu 10m_0m için 7.8 dbm, 20m_0m için de 6.8
88
dbm olduğu saptanmıştır. Bu gözlem neticesinde MO ve MT cihazlarının RSSI
değerleri arasındaki farklar ile PESQ MOS skoru arasında bir ilişki bulunmaya
çalışılmış ve bununla ilgili regresyon analizi yapılmıştır. Elde edilen sonuçlarda
örneğin lineer regresyonda R2 maksimum 0,25 civarlarında elde edilmiştir. Diğer
regresyon tiplerinde de sonuç yine aynıdır. Buradan hareketle PESQ ile RSSI
arasında direkt bir ilişki kurmak neredeyse imkansızdır. RSSI değerine bağlı bir
drone pozisyonlaması yapıldığı varsayıldığında ses kalitesinin MOS skoru
üzerinden kestirimi PESQ baz alındığında imkansızdır. Böyle bir sonuca neden
olabilecek sebepler şunlardır:
- Canlı ağ üzerindeki trafik yükü
- Kullanılan test cihazlarında mikrofon hattına girişmiş olan gürültü
(Örneğin, dip gürültüsü)
- IP üzerinden konuşma esnasında meydana gelen gecikmenin PESQ
tarafından tolere edilememesi
- Sinyal seviyesinin anlık değişimi
- MO ya da MT’nin bir hücreden diğerine veya bir RAT’tan diğerine geçmesi
(Handover yapması)
Bu örnekteki sonucun kök sebebini bulmak için ses verisinin anlık olarak
takip edilmesi ve aykırı bir durumun oluştuğu anda da ağdaki durumun kontrol
edilmesi gerekmektedir. 10m_0m koşulu altında alınan loglara bakıldığında burada
yapılan çağrı, Tablo 7.2 Log No:1’den başlama ve bitiş süreleri baz alınarak
hesaplandığında (09:47:15 (Bitiş)-09:46:08 (Başlangıç)) 1 dk 7 sn. sürmüştür.
Burada 59’ncu sn’de MO taraftan gönderilen ses verisi MT tarafta kayba uğramış
ve anlık olarak bir sessizlik oluşmuştur (Bknz. Şekil 7.4). Bu andaki ağ durumuna
baktığımızda MO tarafı LTE üzerinde çağrıyı devam ettirdiği için LTE RSSI değeri
-54 dbm seviyelerinde iken; MT tarafı WiFi ağı üzerinde ve RSSI değeri -61 dbm
seviyelerindedir. LTE özelinde logları kontrol ettiğimizde ise 09:47.09 dolaylarında
MO cihazının Band3’ten Band7’ye HO yaptığı saptanmıştır (Bknz. Şekil 7.5, Şekil
7.6). Bu da MT tararafta neden seste kesilme meydana geldiğini açıklamaktadır.
Genelleme yapacak olursak HO gerçekleştiği anda eğer geçiş yapılan hücre ile
mevcut durumda bulunulan hücre arasında sinyal seviyesi anlamında fark fazla
olursa seste anlık kesilme meydana gelebilmektedir.
89
Şekil 7.4: 10m_0m Koşulu Altında MT Tarafta Meydana Gelen Seste
Kesilme
Ele alınan örnekte ise Band 3’te bağlı olunan 420 nolu hücrenin anlık RSSI değeri
-52.19 dbm iken geçiş yapılan Band7’deki 86 nolu hücrenin anlık RSSI değeri -
74.75 dbm’dir (Bknz. Şekil 7.7 ve Şekil 7.8). Bu sonuca göre MO, bulunduğu
hücreden daha kötü sinyal seviyesine sahip bir hücreye geçiş yaptığı söylenebilir.
Aradaki sinyal farkı 20 dbm üzerinde olduğundan MT tarafta seste kesilme
duyulmuştur. Cihazın neden daha kötü sinyal seviyesine sahip bir hücreye geçtiği
sorusuna cevap vermek gerekirse MO’nun hücresel tercihli modta çalıştığı için
buradaki geçişin asıl kaynağının baz istasyonu olduğu bu sebeple anlık ağ trafiği
yükü veya bulunulan hücrede yaşanan anlık problem sebebiyle geçişin yapıldığı
söylenebilir. Sonuç itibariyle asıl meselemize geri dönecek olursak 10m_0m koşulu
altındaki PESQ skorunun 20m_0m koşulu altında elde edilen PESQ skorundan
düşük olmasının sebebi 10m_0m koşulu altında yaşanan seste kesilmedir.
Şekil 7.5: 10m_0m Koşulu Altında HO öncesi Kullanılan LTE Band, Hücresi, Band Genişliği
Bilgileri
90
Şekil 7.6: 10m_0m Koşulu Altında HO Sonrası Kullanılan LTE Band, Hücresi, Band Genişliği
Bilgileri
Şekil 7.7: HO Öncesi Bağlı Olunan Hücreye Ait Anlık Sinyal Seviyesi Değerleri
91
Şekil 7.8: HO Sonrası Bağlı Olunan Hücreye Ait Anlık Sinyal Seviyesi Değerleri
Bu örneğin dışında bir de Tablo 7.2 Log No 21 ve Log No 23’te yer alan sonuçlara
bakarsak HTM modta MO tarafın çağrı esnasında Wi-Fi’dan LTE’ye HO yaptığı
görülecektir. HTM mod, önceliği hücresel sisteme verdiği için bu tip durumların
yakalanması oldukça güçtür. Buradaki örnekte elde edilen PESQ skorlarının
beklenenden farklı elde edilmesinin yani drone’un uzaklık anlamında yakın,
kablosuz ağın ve hücresel sinyal seviyesinin iyi olmasına karşın daha kötü bir PESQ
skoru oluşmasının nedenini Şekil 7.9’daki ses verisi ortaya koymaktadır. Burada 7
nolu pencere MT tarafta kesintiye uğramıştır. Bu kesinti 1 sn’nin üzerinde
oluşmuştur. Çağrı başladıktan (11:42:07) yaklaşık olarak 31 sn. sonra (11:42:38)
seste kesilme meydana gelmiş ve çağrının 32. saniyesinden itibaren ses verisi MT
tarafa yeniden gelmeye devam etmiştir. Dolayısıyla ortalama sinyal seviyesi iyi
92
olmasına karşın 120m_40m koşulu altında 150m_40m koşuluna göre PESQ skoru
düşük elde edilmiştir. Bunun sebebi için tüm loglar (drone üzerindeki ana kartın
loğları da dahil olmak üzere) incelenmiş fakat sinyal seviyeleri iyi olmasına karşın
Şekil 7.9: Log No 21 MO ve MT Ses Verileri Karşılaştırması
bu sorunla karşılaşıldığı görülmüştür. Bu durumda tek bir nokta kalmaktadır o da
hücresel sistemde meydana gelen bir problemdir. Canlı ağ ortamında bu şekilde bir
problem olasıdır. Dolayısıyla MO taraftan kayıpsız olarak hücresel sisteme
gönderilen ses verisinin alıcı tarafta kayba uğramasının asıl kaynağını bulabilmek
için hücresel sistem servis sağlayıcılarının (Turkcell, Vodafone) kendi ağ loglarının
kontrol edilmesi gerekmektedir.
7.2 Senaryo-2’ye Ait Test Sonuçları
Senaryo-2 kapsamında yapılan test esnasında MO ve MT cihazların her ikisi
de WTM modta çalışmaktadır. Bu sebepledir ki eğer Wi-Fi RSSI değeri -75 dbm’in
altına inerse test edilen cihazlar handover işlemini tetikleyerek farklı bir teknoloji
ve banda geçmektedirler. Eğer bu mümkün değilse çağrı düşene kadar Wi-Fi
üzerinden görüşme devam ettirilir. Bu özet bilgiden sonra, Senaryo-2’de 27 adet
test yapılmıştır. Testlerde yapılan çağrılarda 27 aramanın 8’i Wi-Fi – Wi-Fi
arasında yapılmıştır. Yani MO ve MT tarafların her ikisi de Wi-Fi ağına bağlıdırlar.
Ölçüm sonuçları yükseklik ve mesafe bazında Tablo 7.4 ve 7.5’te verilmiştir.
Burada Tablo 7.4 yükseklik ve mesafeye bağlı PESQ değerlerini; Tablo 7.4 ise
yükseklik ve mesafeye bağlı RSSI değerlerini bunun yanında kullanılan radyo
erişim teknolojisini ve yapılan çağrıların hangi anda başlayıp hangi anda bittiğini
göstermektedir.
93
Tablo 7.4’te taralı olan bölgeler sistemin çalışma sınırlarını göstermektedir.
Şöyle ki eğer drone bu noktalara konumlandırılırsa yapılan çağrılar yüksek
olasılıkla hücresel sistem üzerinden yapılacaktır. PESQ skorlarını yükseklik ve
mesafe bazında incelediğimizde elde edilen MOS skorlarının düzensiz olduğu
görülmektedir. Yani mesafe arttıkça PESQ skoru azalır, veya tam tersi mesafe
yakınlaştıkça PESQ skoru artar şeklinde bir ilişki bulmak oldukça zordur. Zira canlı
ağ koşullarında birçok etmen bu sonuca etki etmektedir. Bununla birlikte Senaryo1
sonuçlarında bahsedildiği üzere MO ve MT cihazlarına ait ses kayıtlarının zaman
bazında paralellik gösterme durumları da sonuçlara etki etmektedir. Zaman
eşitlemesi yapılmayan sonuçlar Tablo 7.6’da paylaşılmıştır. Buradaki sonuçlar,
Tablo 7.4’deki sonuçlarla kıyaslandığında, zaman eşitlemesinin (Time alignment)
PESQ skorunu etkileyen en önemli faktörlerden birisi olduğunu ispat etmektedir.
Tablo 7.4: WTM Modta Zamanda Eşitleme Yapılarak Yükseklik ve Mesafeye Göre Elde
edilen PESQ Değerleri
Yükseklik
(m)
Mesafe (m)
0 5 10 20 40 80 160
10 3.9463 (P) 3.7854 (P) 3.8836 (P) 3.6564 (P) 4.2883 (P) 4.4988 (L)
20 3.9770 (P) 3.2767 (F) 3.9286 (P) 3.6304 (P) 4.500 (L)
30 3.9432 (P) 3.9151 (P) 3,6629 (P) 3.6575 (P)
50 4.2362 (P) 3.1945 (F) 4.3068 (P) 3.9000 (P) 3.5752 (F)
100 3.8707 (P) 4.2154 (L) 3.5418 (F) 4.3583 (L)
120 3.8440 (L) 3.9067 (L)
150 3.9320 (L)
Tablo 7.5 : WTM Modta Yükseklik/Mesafeye Göre RSSI, RAT Değişim Tablosu
Log No
MO (T)_
Yükselik
._Mesafe.
Start/
Stop
Zaman
izleri
WLAN
RSSI
LTE/
UMTS
RSSI
RAT
PESQ
MOS
SCORE
RAT
Değişim
Anı
1
MT_10m_0
m
Start 10:16:34 -68 WIFI
3,9463
Stop 10:17:08
MO_10m_0
m
Start 10:16:28 -65 WIFI
Stop 10:17:07
2
MT_10m_
10m
Start 10:23:09 -63 WIFI
3,7854
Stop 10:23:49
MO_10m_
10m
Start 10:23:05 -66 WIFI
Stop 10:23:48
94
Log No
MO (T)_
Yükselik
._Mesafe.
Start/
Stop
Zaman
izleri
WLAN
RSSI
LTE/
UMTS
RSSI
RAT
PESQ
MOS
SCORE
RAT
Değişim
Anı
3
MT_10m_
20m
Start 10:28:40 -67 WIFI
3,8836
Stop 10:29:21
MO_10m_
20m
Start 10:28:38 -65 -69 LTE
Stop 10:29:20
4
MT_10m_
40m
Start 10:34:08 -73 WIFI
3,6564
Stop 10:34:40
MO_10m_
40m
Start 10:34:05 -69 WIFI
Stop 10:34:39
5
MO_10m_
80m
Start 10:39:32 -75 -68 LTE
3,9026
Stop 10:40:07
MT_10m_
80m
Start 10:39:29 -73 WIFI
Stop 10:40:07
6
MT_10m_
160m
Start 10:54:33 -82 -69
WIFI+
LTE 4,4988
10:54:35 Stop 10:55:08
MO_10m_
160m
Start 10:54:30 -83 -58
WIFI+
LTE 10:54:35
Stop 10:55:08
7
MT_20m_
5m
Start 10:40:37 -65 WIFI
3,9770
Stop 10:41:09
MO_20m_
5m
Start 10:40:37 -66 WIFI
Stop 10:41:08
8
MT_20m_
10m
Start 11:15:26 -66 WIFI
3,2767
Stop 11:15:57
MO_20m_
10m
Start 11:15:22 -56 WIFI
Stop 11:15:56
9
MO_20m_
20m
Start 09:31:35 -75 WIFI
3,9286
Stop 09:32:08
MT_20m_
20m
Start 09:31:37 -78 WIFI
Stop 09:32:12
10
MT_20m_
40m
Start 10:45:45 -69 WIFI
3,6304
Stop 10:46:17
MO_20m_
40m
Start 10:45:42 -71 WIFI
Stop 10:46:16
11
MO_20m_
80m
Start 11:01:35 -77 -68
WIFI+
LTE 4,5000
11:01:41 Stop 11:02:25
MT_20m_
80m
Start 11:01:39 -74 -65 LTE
Stop 11:02:26
12
MT_30m_
5m
Start 10:45:29 -70 WIFI
3,9432
Stop 10:46:04
MO_30m_
5m
Start 10:45:27 -66 WIFI
Stop 10:46:03
13
MO_30m_
10m
Start 10:14:02 -75
-82 (*HO) -61
WIFI+
LTE 3,9151
10:14:22
(*HO) Stop 10:14:49
MT_30m_
10m
Start 10:14:02 -73 WIFI
Stop 10:14:49
95
Log No
MO (T)_
Yükselik
._Mesafe.
Start/
Stop
Zaman
izleri
WLAN
RSSI
LTE/
UMTS
RSSI
RAT
PESQ
MOS
SCORE
RAT
Değişim
Anı
14
MO_30m_
20m
Start 09:52:14 -75 WIFI
3,6629
Stop 09:52:44
MT_30m_
20m
Start 09:52:14 -75
-79 (*HO) -62
WIFI+
LTE
09:52:18
(*HO) Stop 09:52:44
15
MT_30m_
40m
Start 11:09:19 -67 WIFI
3,6575
Stop 11:09:51
MO_30m_
40m
Start 11:09:19 -74
-77 (*HO) -65
LTE+
WIFI
11:09:26
(*HO) Stop 11:09:51
16
MO_50m_
0m
Start 10:24:17 -75 -64
WIFI+
LTE
4,2362
10:24:28 Stop 10:24:50
MT_50m_
0m
Start 10:24:22 -70 WIFI
Stop 10:24:49
17
MT_50m_
5m
Start 10:52:22 -76 UMTS
3,1945
Stop 10:52:55
MO_50m_
5m
Start 10:52:04 -74 -66 WIFI
Stop 10:52:55
18
MT_50m_
10m
Start 09:59:02 -72 WIFI
4,3068
Stop 09:59:33
MO_50m_
10m
Start 09:58:49 -78 -65 LTE
Stop 09:59:33
19
MT_50m_
20m
Start 10:20:48 -74 WIFI
3,9000
Stop 10:21:21
MO_50m_
20m
Start 10:20:46 -81 -63 LTE
Stop 10:21:20
20
MO_50m_
40m
Start 10:41:23 -76 -57
WIFI+
LTE 3,5752
10:41:26 Stop 10:41:51
MT_50m_
40m
Start 10:41:23 -77 -59 LTE
Stop 10:41:54
21
MT_100m_
5m
Start 11:02:12 -82 -68 LTE
3,8707
Stop 11:02:46
MO_100m_
5m
Start 11:02:12 -74 -67 WIFI
Stop 11:02:44
22
MO_100m_
10m
Start 10:46:57 -76 -59 LTE
4,2154
Stop 10:47:30
MT_100m_
10m
Start 10:46:54 -78 -58 LTE
Stop 10:47:30
23
MO_100m_
20m
Start 10:26:44 -79 -58 UMTS
3,5418
Stop 10:27:23
MT_100m_
20m
Start 10:26:41 -74 -62
WIFI+
LTE 10:26:44
Stop 10:27:23
96
Log No
MO (T)_
Yükselik
._Mesafe.
Start/
Stop
Zaman
izleri
WLAN
RSSI
LTE/
UMTS
RSSI
RAT
PESQ
MOS
SCORE
RAT
Değişim
Anı
24
MO_100m_
40m
Start 10:28:50 -82 -63 LTE
3,5752
Stop 10:29:40
MT_100m_
40m
Start 10:28:40 -81 -62 LTE
Stop 10:29:37
25
MO_120m_
20m
Start 10:20:49 -80 -61
WIFI+
LTE 3,8440
10:20:53 Stop 10:21:34
MT_120m_
20m
Start 10:20:51 -80 -60
WIFI+
LTE 10:20:54
Stop 10:21:34
26
MT_120m_
40m
Start 10:13:34 -83 -61 LTE
3,9067
Stop 10:14:31
MO_120m_
40m
Start 10:13:31 -76 -62
WIFI+
LTE 10:13:52
Stop 10:14:31
27
MO_150m_
10m
Start 10:32:33 -85 -68 LTE
3,9320
Stop 10:33:23
MT_150m_
10m
Start 10:32:36 -85 -66 LTE
Stop 10:33:25
Tablo 7.6: WTM Modta Zamanda Eşitleme Yapılmadan Yükseklik ve Mesafeye Göre Elde
edilen PESQ Değerleri
Yükseklik
(m)
Mesafe (m)
0 5 10 20 40 80 120
10 3,9021 (P) 3,1596 (F) 3,2752 (F) 3,6564 (P) 3,9056 (P) 3,5430 (L)
20 3,7332 (P) 3,1156 (F) 3,6088 (P) 3,6304 (P) 3,9665 (L)
30 3,9432 (P) 3,0918 (F) 4,0187 (P) 2,9912 (F)
50 3,1849 (F) 2,7776 (F) 4,0479 (P) 3,3256 (F) 4,2374 (P)
100 3,9812 (P) 2,5694 (L) 3,5418 (F) 3,8548 (L)
120 3,5532 (L) 3,2025 (L)
150 3,1345 (L)
Tablo 7.5 göz önüne alındığında PESQ skorlarını Wi-Fi – Wi-Fi arası yapılan
aramalarda alınan sinyal gücü, RSSI, ile karşılaştırdığımızda şu sonuca varılmıştır:
- MO ve MT cihazlarının RSSI değerlerinin farkının mutlak değeri arttıkça
PESQ değeri azalmakta iken; fark azaldıkça PESQ değerinin de arttığı
gözlemlenmiştir. Bu da aslında eğer Wi-Fi ağı içerisinde bir çağrı
gerçekleştiriliyorsa, örneğin yükseklik 20m iken 5m, 10m, 20m ve 40 m
mesafelerdeki elde edilen PESQ ile RSSI değerlerinin mutlak farkı arasında
Denklem 7.1’de belirtilen ilişki bulunmaktadır. IBM SPSS programı ile
benzerlik oranı, R2, 0.981 olarak elde edilmiştir. Regresyon sonucu elde
97
edilirken, Tablo 7.5’teki 20m yükseklikte alınan tüm ölçümlere ek olarak
RSSI farkı 0 olduğu anda PESQ’in azami değer olan 4.5000 değerini alacağı
ve RSSI farkı 30 dbm olduğunda da en düşük değer olan 1.000 değerini
alacağı varsayılarak veri kümesine dahil edilmiştir. Ele alınan tüm
regresyon sonuçları Şekil 7.10 ve Tablo 7.7’de paylaşılmıştır. Görüleceği
üzere en iyi regresyon sonucu kübik regresyon ile elde edilmiştir.
PESQ = 4.37 − 0.3 ∗ x + 0.026 ∗ x2 − 6.47 ∗ 10−4 ∗ x3 (7.1)
𝐵𝑢𝑟𝑎𝑑𝑎 𝑥 = |𝑀𝑂𝑅𝑆𝑆𝐼 − 𝑀𝑇𝑅𝑆𝑆𝐼| , 𝑅2 = 0.981
Şekil 7.10 :Farklı Tipte Regresyon Fonksiyonlarına Ait Değişim Grafiği
Tablo 7.7: Farklı Tipte Regresyon Fonksiyonlarına Ait Değişim Çizelgesi
Yukarıdaki çizelgede logaritmik fonksiyon olarak sonuç elde edilememiştir.
Bunun sebebi farkın, x=|MOrssi-MTrssi|, 0 olması durumunda logaritmik
fonksiyonun tanımsız olmasıdır.
98
- Yukarıda belirtilen gözlemin diğer bir sonucu da şudur ki eğer çağrı
heterojen bir ağ içerisinde yani LTE – Wi-Fi arasında ya da tam tersi
şeklinde gerçekleşiyorsa RSSI ve PESQ arasındaki ilişkiden bahsetmek
neredeyse imkansıza yakın olmaktadır. Nitekim bu sonuç Senaryo-1
kapsamında yapılan testler neticesinde de elde edilmiştir.
- Denklem 7.1 de elde edilen ilişki aynı yükseklikte farklı mesafelerdeki
ilişkiyi göstermektedir. Fakat Denklem7.2’ye bakılacak olursa 20 m deki
Wi-Fi – Wi-Fi aramalar arasında elde edilen sonuca 10 m yükseklikteki
Wi-Fi – Wi-Fi çağrı sonuçları dahil edildiğinde iki metrik, PESQ –RSSI,
arasındaki ilişkinin benzerlik oranı R2, 0.981’den 0.976’ya düşmektedir. Bu
sonucu göz önüne alacak olursak farklı yükseklikteki sonuçlarla bile
benzerlik oranı hala yüksek seviyededir.
PESQ = 4.34 − 0.233 ∗ x + 0.017 ∗ x2 − 4.4 ∗ 10−4 ∗ x3 (7.2)
𝐵𝑢𝑟𝑎𝑑𝑎 𝑥 = |𝑀𝑂𝑅𝑆𝑆𝐼 − 𝑀𝑇𝑅𝑆𝑆𝐼| , 𝑅2 = 0.976
Ele alınan tüm regresyon sonuçları Şekil 7.11 ve Tablo 7.8’de paylaşılmıştır.
Burada da yine kübik fonksiyon ile en yüksek benzerlik oranı elde edilmiştir.
Şekil 7.11: 10 m Yükseklikte Alınan Sonuçların Dahil Edildiği Farklı Tipteki Regresyon Sonuç
Grafiği
Tablo 7.7 için bahsedildiği üzere Tablo 7.8’de de RSSI farkı 0 değerini aldığı
için logaritmik regresyon fonksiyonu tanımsız olmakta ve bu sebeple sonuç
üretmemektedir.
99
Tablo 7.8: 10 m Yükseklikte Alınan Sonuçların Dahil Edildiği Farklı Tipteki Regresyonlara
ait Sonuç Çizelgesi
Yukarıda fonksiyonlar bazında elde edilen sonuçlara LTE-Wi-Fi arası veya
LTE-LTE arası konuşmalar dahil edilmemiştir. Aksi halde korelasyon elde etmek
neredeyse imkansızdır. Tablo 7.4’teki sonuçları incelediğimizde 30m yükseklikte
elde edilen sonuçlar da incelemeye değer durumdadır. Zira burada çağrı esnasında
Wi-Fi’dan LTE’ye HO gerçekleşmiş ama PESQ sonuçlarına bakıldığında mesafe-
RSSI arasındaki ilişki doğrusal olarak kalmaya devam etmiştir. Bu durumu daha
net ortaya koymak için 30m yükseklikteki sonuçları detaylı inceleyelim:
- 30 m yükseklikte 5m, 10m, 20m ve 40m mesafelerde olacak şekilde toplam
dört çağrı gerçekleştirilmiştir. Burada 30m_5m koşulu altında Wi-Fi – Wi-
Fi arası çağrı gerçekleştirilirken 30m_10m, 30m_20m ve 30m_40m
koşullarında çağrı Wi-Fi – Wi-Fi başlayıp daha sonra LTE – Wi-Fi olacak
şekilde devam etmiştir.
- Sinyal seviyelerine bakıldığında 30m_5m koşulu altındaki sinyal seviyesi
görece diğerlerine göre daha durağan seyrettiğinden burada HO
tetiklenmemiştir.
- Fakat 30m_10m, 30m_20m ve 30m_40m koşulları altında Wi-Fi sinyal
seviyeleri -75 dbm seviyesine yakın ve de bu seviyenin altına indiğinden
HO tetiklenmiş ve cihazlar LTE’ye geçiş yapmışlardır. Buradaki en önemli
nokta HO’ların tetiklenme zamanlarıdır. 30m_10m koşulu altında MO,
10:14:19 ve 10:14:21 anlarındaki Wi-Fi RSSI değerleri -79 dbm
seviyelerinde olduğundan cihaz 10:14:22’de HO tetikleyerek LTE’ye geçiş
yapmıştır. Çağrının 10:14:02’de başladığı göz önüne alındığında MO,
çağrıyı yaklaşık olarak 20 sn. kadar Wi-Fi – Wi-Fi arası devam ettirmiş ve
akabinde LTE – Wi-Fi arasında da 27 sn kadar çağrı devam ettirilmiş ve
100
çağrı normal şekilde sonlandırılmıştır. 30m_20m koşulu altında çağrı
öncelikle Wi-Fi üzerinden 09:52:14’te kurulmuştur. 09:52:18’de MT
taraftaki cihaz Wi-Fi RSSI değeri -75 dbm’in üzerine çıktığı için LTE’ye
HO gerçekleştirmiştir. Çağrının bundan sonrki kısmı Wi-Fi – LTE arasında
yapılmıştır. Ve bu şekilde çağrı 26 sn. kadar daha devam etmiş, 09:52:44’te
normal şekilde sonlanmıştır. Diğer taraftan 30m_40m koşulu altında da
çağrı Wi-Fi üzerinden 11:09:19’da MO tarafından kurulmuş ve 7 sn kadar
Wi-Fi üzerinde çağrı devam ettirilmiştir. 11:09:26’da sinyal seviyesi -77
dbm seviyesine düştüğü için MO, HO tetikleyerek LTE’ye geçiş yapmıştır.
Sonrasında da çağrı 25 sn. daha devam ederek normal şekilde 11:09:59’da
sonlanmıştır.
- Yukarıda zaman akış durumları belirtilen üç çağrıda HO süresinin
tetiklenme anları sırasıyla çağrıların 23., 4. ve 7. saniyelerinde
gerçekleşmiştir. HO’ların ses verileri üzerine etkilerini gözlemlemek için
Şekil 7.12, Şekil 7.13 ve Şekil 7.14’ü inceleyebiliriz.
Şekil 7.12: 30m_10m Koşulu Altındaki MO-MT Ses-Zaman Diyagramı
101
Şekil 7.13: 30m_20m Koşulu Altındaki MO-MT Ses-Zaman Diyagramı
Şekil 7.14: 30m_40m Koşulu Altındaki MO-MT Ses-Zaman Diyagramı
- Burada 30m_10m koşulunda ses verisinin MO’nun kulaklık girişine geç
uygulanması nedeniyle HO’nun sonuca bir etkisi gözlemlenmemektedir.
Ayrıca 30m_20m koşulu altında HO, 4. Saniyede, 30m_40m koşulu altında
da HO, 7. saniyede gerçekleştiği için ses verisi MO’nun kulaklık girişine
uygulanana kadar (test esnasında MT tarafın çağrıyı kabul etme süresine ek
olarak ses kablosunun kulaklık girişine takılma anına ve MO’nun takılan
kabloyu farkedene (detect edene) kadar geçen süre) HO gerçekleşmektedir.
Dolayısıyla her üç durumda da HO’nun etkileri PESQ skorlarına
yansımamıştır. Burada HO sonrası sinyal seviyelerini kontrol ettiğimizde
(30m_5m koşulu hariç tutularak) sinyal seviyesi kötüleştikçe ses kalitesinin
de doğru orantılı olacak şekilde azaldığı söylenebilmektedir. Aşağıda
30m_10m, 30m_20m ve 30m_40m koşulları altında MO ve MT taraflara ait
elde edilen ortalama RSSI değerleri verilmiştir. RSSI değerleri
hesaplanırken cihazların HO’dan önce bulundukları RAT’ta kaç sn.
kalmışlar ise bu süre toplam süreye oranlanarak HO öncesi RSSI değeri ile
çarpılmış ve benzer şekilde de HO sonrası geçilen RAT’taki RSSI değeri de
Toplam süre – HO anı arasındaki farkın toplam süreye oranlanması ile
çarpılmış ve elde edilen sonuçlar toplanmıştır. Böylelikle her iki RAT’ın da
102
ağrlıkları oranında RSSI değerleri elde edilmiştir. Denklem 7.3 bu durumu
daha net ortaya koymaktadır.
𝑂𝑟𝑡𝑎𝑙𝑎𝑚𝑎𝑅𝑆𝑆𝐼 =(𝑇𝐻𝑂 − 𝑇𝑆𝑡𝑎𝑟𝑡)
𝑇Ç𝑎ğ𝑟𝚤∗ 𝑅𝑆𝑆𝐼𝐻𝑂ö𝑛𝑐𝑒𝑠𝑖 +
(𝑇𝑆𝑡𝑜𝑝 − 𝑇𝐻𝑂)
𝑇Ç𝑎ğ𝑟𝚤∗ 𝑅𝑆𝑆𝐼𝐻𝑂𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎𝑠𝚤 (7.3)
𝐵𝑢𝑟𝑎𝑑𝑎 𝑇𝐻𝑂: 𝐻𝑂 𝑎𝑛𝚤 , 𝑇𝑠𝑡𝑎𝑟𝑡 : Ç𝑎ğ𝑟𝚤 𝑏𝑎ş𝑙𝑎𝑚𝑎 𝑎𝑛𝚤, 𝑇𝑠𝑡𝑜𝑝: Ç𝑎ğ𝑟𝚤 𝐵𝑖𝑡𝑖ş 𝐴𝑛𝚤
𝑇Ç𝑎ğ𝑟𝚤: 𝑇𝑜𝑝𝑙𝑎𝑚 ç𝑎ğ𝑟𝚤 𝑠ü𝑟𝑒𝑠𝑖 = 𝑇𝑠𝑡𝑜𝑝 − 𝑇𝑠𝑡𝑎𝑟𝑡
𝑅𝑆𝑆𝐼𝐻𝑂ö𝑛𝑐𝑒𝑠𝑖 : 𝐻𝑂 ö𝑛𝑐𝑒𝑠𝑖 𝑅𝑆𝑆𝐼 𝑑𝑒ğ𝑒𝑟𝑖
→ 𝐻𝑂 ö𝑛𝑐𝑒𝑠𝑖 𝑐𝑖ℎ𝑎𝑧 ℎ𝑎𝑛𝑔𝑖 𝑅𝐴𝑇′𝑡𝑎 𝑖𝑠𝑒 𝑜𝑛𝑢𝑛 𝑅𝑆𝑆𝐼 𝑑𝑒ğ𝑒𝑟𝑖 𝑎𝑙𝚤𝑛𝑚𝑎𝑘𝑡𝑎𝑑𝚤𝑟.
𝑅𝑆𝑆𝐼𝐻𝑂𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎𝑠𝚤: 𝐻𝑂 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎𝑠𝚤 𝑅𝑆𝑆𝐼 𝑑𝑒ğ𝑒𝑟𝑖
→ 𝐻𝑂 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎𝑠𝚤 𝑐𝑖ℎ𝑎𝑧 ℎ𝑎𝑛𝑔𝑖 𝑅𝐴𝑇′𝑡𝑎 𝑖𝑠𝑒 𝑜𝑛𝑢𝑛 𝑅𝑆𝑆𝐼 𝑑𝑒ğ𝑒𝑟𝑖 𝑎𝑙𝚤𝑛𝑚𝑎𝑘𝑡𝑎𝑑𝚤𝑟.
Denklem 7.3’e göre 30m_10m koşulu altında MO tarafa ait OrtalamaRSSI değeri
şu şekilde elde edilmiştir:
𝑇ç𝑎ğ𝑟𝚤 = 𝑇𝑠𝑡𝑜𝑝 − 𝑇𝑠𝑡𝑎𝑟𝑡 = 10: 14: 49 − 10: 14: 02 = 00: 00: 47 𝑠𝑛
𝑅𝑆𝑆𝐼𝐻𝑂ö𝑛𝑐𝑒𝑠𝑖 = −75 𝑑𝑏𝑚 → (𝑊𝑖 − 𝐹𝑖)
𝑅𝑆𝑆𝐼𝐻𝑂𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎𝑠𝚤 = −82 𝑑𝑏𝑚 → (𝐿𝑇𝐸)
𝑂𝑟𝑡𝑎𝑙𝑎𝑚𝑎𝑅𝑆𝑆𝐼 =10:14:22−10:14:02
47∗ (−75) +
(10:14:49−10:14:22)
47∗ (−82) = −79 𝑑𝑏𝑚 (7.4)
Denklem 7.4’e göre 30m_10m koşulu altında ortalama RSSI değeri MO tarafı
için -79 dbm olarak hesaplanmıştır. Benzer şekilde 30m_20m ve 30m_40m
koşulları altındaki HO gerçekleşen taraflardaki ortalama RSSI değerleri
hesaplandığında sonuç itibariyle şu tablo elde edilmiştir:
Tablo 7.9: 30m yükseklikte Farklı Mesafelerdeki Ortalama RSSI Değerlerinin PESQ skoru
ile Değişimi
Koşul (Yükseklik
_Mesafe) MORSSI MTRSSI |MORSSI-MTRSSI| PESQ Skorları
30m_10m -79 dbm -73 dbm 6 dbm 3,9151
30m_20m -75 dbm -64 dbm 11 dbm 3,6629
30m_40m -67 dbm -67 dbm 0 dbm 3,6575
103
Tablo 7.9’dan da görüleceği üzere Wi-Fi – Wi-Fi arası yapılan çağrılarda
elde edilen korelasyon Wi-Fi – LTE görüşmelerde elde edilememiştir. 30m_10m
koşulundaki RSSI farkı 6 dbm iken PESQ skoru 3.9151 elde edilmişken; 30m_40m
koşulu altında fark 0 dbm olmasına karşın PESQ 3.6575 elde edilmiştir. Wi-Fi –
Wi-Fi aramalarda fark sıfıra yaklaştıkça PESQ skoru artmaktaydı. Ama burada
RSSI farkı azalsa bile PESQ değeri 30m_10m’e görece düşmüştür. Sinyal seviyesi
ve seslerin bi zatihi dinlenip değerlendirilmesinden sonra ses kalitelerinine etki
edecek etmenler şu şekilde tespit edilmiştir:
Alınan loglardan elde edilen ses dosyalalarında +/- 0.2 dBA’lık bir dip
gürültüsü yani test esnasında kullanılan ses kablosu kaynaklı bir gürültü
mevcuttur. Fakat bu hepsinde mevcut olduğundan PESQ skorlarının
RSSI bazında bağımlılığını etkileyecek bir durum değildir.
Ses verileri alınan kayıt süreleri bazında incelendiğinde Şekil 7.12, 7.13
ve Şekil 7.14’ten görüleceği üzere 30m_10m koşulu altındaki ses
verisinde konuşma sinyali görece diğerlerine göre daha azdır.
Dolayısıyla zamanda eşitleme yapılarak konuşma verisinden önceki
sessiz kısımlar atıldığında Şekil 7.15’te görüleceği üzere geriye sadece
3 adet örnek kalmaktadır.
Şekil 7.15: 30m_10m Koşulu Altında Zamanda Eşitleme Yapılarak Ele Alınan Ses Verisi
Asıl konuşma sinyalinin karşılaştırılması sonucunda örnek sayısı 3 olan
ses verisinin (30m_10m koşulunda) örnek sayısı 5 olan konuşma
sinyalleri karşısında en yüksek PESQ skorunu aldığı gözlemlenmiştir.
Bu, PESQ skorunun zaman bazındaki faklılıklara ne kadar açık
olduğunu göstermektedir.
104
Öte yandan Tablo 7.6 kontrol edildiğinde burada zamanda eşitleme
yapılmadan yani ses sinyalleri ham veri halinde karşılaştırıldığında
(bknz. Şekil 7.12, Şekil 7.13, Şekil 7.14) elde edilen PESQ skorları
30m_10m, 30m_20m ve 30m_40m koşulları için sırasıyla 3.0918,
4.0187 ve 2.9912’dir. Bu sonuç konuşma sinyalinin toplam alınan kayıt
süresi içerisindeki oranına bağlı olarak bir de alınan kayıttaki ses verisi
dışındaki istenmeyen anlık alçalma/yükselmelerin de etkisi olduğunu
göstermektedir. Zira, 30m_40m koşulunda Şekil 7.15’ten görüleceği
üzere konuşma sinyali öncesinde kulaklık girişine ses verisi uygulanana
kadar anlık olarak seste yükselme ve alçalmalar ya da diğer ifadeyle
gürültüler mevcuttur. Bu yükselme/alçalmalar kullanılan test
telefonunun o anda kendi mikrofonundan almış olduğu ortam
gürültüleridir. Kulaklık girişine ses kablosu takıldıktan sonra telefon
takılan kabloyu algıladığı anda kendi mikrofonunu devre dışı
bırakmaktadır.
Sonuç itibariyle oluşan bu durum aslında heterojen ağ koşullarında (LTE +
Wi-Fi) yaşanabilecek olası bir durumdur. Gerçek hayatta alınan ve gönderilen ses
verileri rasgele bir karakteristik gösterdiğinden yani periyodik ve uzunluk olarak
birbirlerine eşit olmadığından bu örnek durum PESQ’in ne oranda canlı ağ ortamı
koşullarında doğru ve başarılı sonuçlar elde edebileceği ile ilgili fikir vermektedir.
Wi-Fi – Wi-Fi arası gerçekleşen çağrılar nispeten daha kontrollü bir ağ ortamında
gerçekleştiği için PESQ ile elde edilen sonuçlar belli bir karakteristiğe sahip
olmaktadır.
105
8 TARTIŞMA VE GENEL DEĞERLENDİRME
Tez çalışması kapsamında drone temelli alternatif bir haberleşme sistem
modeli ve sistem modelinin canlı bir ağ üzerinde test edilmesine dair bilgiler ve
sonuçlar paylaşılmıştır. Bu tez çalışması kapsamında iki adet çalışma modu
üzerinde durulmuştur. Bunlardan ilki Hücresel Ağ Tercihli Mod (HTM) cihazın
önceliğini hücresel ağda tuttuğu ve test altındaki cihazın ancak ve ancak hücresel
ağdan sinyal alamaması veya bağlantısının tamamen kopması sonucu drone
üzerindeki ana karttan yayın yapan Wi-Fi ağına bağlandığı bir modtur. Bu mod acil
durum, afet gibi durumlarda hücresel ağ ile bağlantısını yitiren kullanıcıların
durumunu simüle etmektedir. İkinci üzerinde durulan mod ise Wi-Fi tercihli
(WTM) modtur. Bu modta cihazın önceliği Wi-Fi ağdadır. Ve belirlenen eşik
değerine kadar (-75 dbm) bu ağda kalacak şekilde cihazlar konfigüre edilmişlerdir.
Ele alınan iki senaryo ve yapılan saha testleri neticesinde, HTM modta toplam
24 test yapılmış ve bu çağrıların tamamında MT taraf Wi-Fi ağı üzerinden çağrıyı
gerçekleştirmiş, MO ise hemen hemen tamamında LTE üzerinden çağrı yapmıştır.
Testler esnasında elde edilen kayıtlardan çıkarılan ses dosyaları MATLAB üzerinde
analiz edildikten sonra PESQ skorları elde edilmiştir. HTM modtaki PESQ
skorlarına baktığımızda yapılan çağrıların %91.6’sında skorların 3.6’dan büyük
olduğu gözlemlenmiştir. Bu sonuca göre sistemin çağrı kurduktan sonra sesi kabul
edilebilir bir netlikte iletme başarım oranı %91.6 olarak görülebilir. HTM modta
ayrıca RSSI ve PESQ arasındaki ilişki incelenmeye çalışılmıştır. Fakat ölçüm
sonuçları değerlendiriliğinde HTM mod özelinde RSSI ve PESQ arasında direkt bir
ilişki kurulamamıştır. Bundaki en büyük etken MO tarafının LTE üzerinden ses
aktarımı yapmasının payı büyüktür. Zira bu şekilde ses hücresel sistem üzerinden
geçmekte ve bir çok bilinmeyenli denklem sonucu ortaya çıkarmaktadır. Yapılan
karşılaştırma uçtan uca bir karşılaştırma olduğu için hücresel sistemde meydana
gelen anlık değişimleri kontrol altında tutmak imkansız olduğu için sonucun
beklentileri karşılamadığı anlaşılmıştır.
WTM modta toplam 27 adet test yapılmış ve yapılan bu testlere ait sonuçları
gözlemlediğimizde, WTM’in çalışma mantığı gereği bu modta Wi-Fi – Wi-Fi arası
çağrı olasılığı daha fazladır. Nitekim bu test sonuçlarında gözlemlenmiştir.
Hesaplanan PESQ değerleri ve log üzerinden elde edilen RSSI sonuçları mukayese
106
edildiğinde tıpkı HTM modta olduğu gibi LTE-Wi-Fi arası yapılan çağrılarda RSSI
ve PESQ arasında direkt bir ilişki bulunmamaktadır. Fakat Wi-Fi – Wi-Fi arası
yapılan çağrılardaki PESQ ve RSSI değerleri karşılaştırıldığında PESQ skorunun
MO ve MT tarafların RSSI değerlerinin farklarının mutlak değeri ile ters orantılı
olduğu gözlemlenmiştir. Yani MO, MT arasındaki RSSI değerleri farkının mutlak
değeri artarsa PESQ değeri azalmakta, buna karşın fark azaldıkça da PESQ değeri
artmaktadır. Bununla ilgili olarak; test sonuçlarından elde edilen verilerden
regresyon analizi ile PESQ ve MO-MT RSSI farkı arasındaki ilişki matematiksel
olarak ortaya konulmuştur.
Bölüm 7’de yapılan iki önermeden ilki tasarlanan sistem ile VoWifi üzerinden
sesli görüşme yapılıp yapılamayacağını sorgulamaktaydı.Yapılan saha testleri
göstermiştir ki tasarlanan sistem ile VoWifi üzerinden drone kablosuz ağı içerisinde
sesli çağrı yapılabilmektedir. İkinci önerme ise algısal değerlendirme metodu olan
PESQ’in, sistemin kullanıcılara sunduğu hizmet kalitesinin (Quality of Service,
QoS) değerlerlendirilmesinde ve de drone’un QoS’i azami seviyede tutmak için
konumlandırılması amacıyla kullanılıp kullanılamayacağını sorgulamaktaydı.
Testlerden elde edilen sonuçlara göre QoS anlamında PESQ, verilen hizmet kalitesi
hakkında bir fikir vermektedir. Ama burada gönderilen ve alınan ses verileri
arasındaki gecikmenin PESQ skorlarını saptırabileceği testler neticesinde elde
edilen sonuçlarla ortaya konmuştur. Bununla birlikte heterojen bir ağ içerisinde
PESQ metriğine bağlı olarak drone’un konumlandırılması pek de mümkün değildir.
Ancak eğer yapılacak olan çağrılar sadece drone Wi-Fi ağı içerisinde yapılacaksa
bu durumda drone’un konumu, PESQ’i maksimize edecek şekilde RSSI değerleri
kontrol edilerek konumlandırılabilir. Tabi bu konumlandırma işleminin
yapılabilmesi için sisteme ayrı bir blok daha eklenmelidir. Bu blok, RSSI
değerlerini kontrol ederek korelasyon sonucu elde edilen formüllere göre çıkan
sonucu alt limit 3.6’ya (kabul edilebilir PESQ skoru) yakınlaştıracak şekilde
drone’u otonom konumlandırmalıdır.
Sistemin geneline bakıldığında tasarlanan sistem doğal afet veya ağ trafiğinin
sıkışık olduğu, bu nedenlerle de hücresel sistemin yetersiz kaldığı bölgelerde
alternatif şekilde kullanıcıların sesli çağrı yapabilmelerini sağlayabilecektir. Elbette
ki bu tip durumlarda sistemin kullanılabilmesi için öncelikle drone’un uçuş
107
süresinin daha uzun olması beklenmektedir. Nitekim tez çalışması kapsamında
karşılaşılan en büyük olumsuzluklardan bir tanesi de buydu. Tam şarj bir batarya
ile en fazla 5 ya da 6 sorti yapılabilmekte (yaklaşık 16 – 17 dk.) ve bu da test sürecini
kontrollü şekilde yapabilmeyi oldukça güçleştirmiştir.
Elbetteki tasarlanan sistemin eksik yanları vardır. Bunlardan ilki drone’un
yukarıda da bahsedildiği üzere uçuş süresinin kısıtlı olması. Daha yüksek kapasiteli
batarya kullanılarak uçuş süresi arttırılabilir fakat bu ekstra maliyet ve aynı
zamanda uçuş için izin alınmasını gerektirmektedir. İkinci eksiklik ise yerden
kumanda ile kontrol edilmesi ve istenilen noktaya kumanda ile götürülmesidir.
Örneğin drone’un otonom bir şekilde konumunu kendisi bulması ilerleyen
safhalarda sağlanabilir. Bunun için açık kaynak koduna sahip drone modelleri
seçilerek ana kart ile haberleşmesi gerçekleştirilebilir. Üçüncü eksiklik ise ana kart
üzerinde oluşturulan kablosuz ağın güvenlik anahtarının kullanan kişiler tarafından
biliniyor olması gerekmektedir. Bu soruna çözüm olarak kullanıcı cihazlarına
yüklenecek bir uygulama ile drone üzerine yerleştirilen ana kartın yayın yaptığı
kablosuz ağın adı ve şifresi tanımlanabilir. Böylelikle kullanıcı tercihlerine bağlı
olarak eğer drone temelli kablosuz ağ, kullanıcının bulunduğu bölgede ise
kullanıcının cihazı bu ağa rahatlıkla bağlanabilir.
Sonuç olarak tasarlanan sistemin asıl ve temel amacı harici ve pahalı bir ağ
yatırımı yapılmadan alternatif şekilde kullanıcıların sesli görüşme ihtiyaçlarını
karşılamaktır. Nitekim yapılan testler neticesinde de bu işlevi yerine getirebileceği
gözlemlenmiştir. Yakın gelecekte 5. Nesil hücresel sitemler için bu tipte heterojen
ağ çözümleri neredeyse zorunlu hale gelecektir. Bu sebeple yapılan bu çalışma
ileride tasarlanabilecek daha komplike sistemler için temel teşkil edebilir.
108
KAYNAKLAR DİZİNİ
3GPP TS.43_V2.0-1, 2018, Vowifi and Volte entitlement configuration version
2.0, 24p
3GPP TS23.203 V9.9.0, 2011, Policy and charging control architecture, 36-37p
Amazon.com_DJI Phantom4, 2019, https://www.amazon.com/DJI-CP-PT-
000314-Phantom-4-Quadcopter/dp/B01CFXQZD0 (Erişim Tarihi: 20
Temmuz 2019)
Amazon.com_DJI Spark Fly More Combo, 2019,https://www.amazon.com/DJI-
Spark-Combo-Alpine-White/dp/B072C36ZVK (Erişim Tarihi: 20 Temmuz
2019)
Amazon.com_Dromida Ominus, 2019,https://www.amazon.com/Dromida-
Unmanned-Vehicle-Quadcopter-Batteries/dp/B00NHLALDK (Erişim
Tarihi: 20 Temmuz 2019)
Amazon.com_Parrot Ar Drone, 2019,https://www.amazon.com/Parrot-AR-
Drone-2-0-Elite-Quadcopter/dp/B00FS7SSD6 (Erişim Tarihi: 20 Temmuz
2019)
Amazon.com_Phantom 2 V2.0, 2019,https://www.amazon.com/DJI-Phantom-2-
V2-0-Quadcopter/dp/B00P1QC43E (Erişim Tarihi: 20 Temmuz 2019)
Amazon.com_UDI U181A, 2019, https://www.amazon.com/UDI-RC-2-
4GHz%20Quadcopter-Camera/dp/B00O9NGVFC (Erişim tarihi: 20
Temmuz 2019)
Amazon.com_Yunec Q500 4K Typhoon, 2019,
https://www.amazon.com/Yuneec-Typhoon-Quadcopter-Camera-
Steady/dp/B00ZH45ZXG (Erişim Tarihi: 20 Temmuz 2019)
Anritsu, 2015, "LTE Resource Guide" ,
http://www.cs.columbia.edu/6181/hw/anritsu.pdf (Erişim Tarihi: 21
Temmuz 2019)
109
Archana, B., Surekha, T.P., 2015, Resource allocation in LTE: An extensive
Review on Methods Challenges and Future Scope, 11 p
Bernard, G., 2007, The IP multimedia subsystem in next generation networks, 10p
DJI Spark Aircraft Specifications, 2019,
https://dl.djicdn.com/downloads/Spark/Spark%20User%20Manual%20V1.
6-.pdf (Erişim Tarihi: 10 Temmuz 2019)
Drone Modelleri, 2019, https://www.outstandingdrone.com/best-drone-
comparison/ (Erişim Tarihi: 20 Temmuz 2019)
Elwakiel, M., ElBadawy, H., Elhennawy, H., 2016, Design of quality of service
parameters for voice over long term evolution "LTE" network, International
journal of sciences:Basic and Applied Research (IJBAR) volume 28
N02,107-125p
FESTO_Jelly,2019,
https://www.festo.com/net/SupportPortal/Files/42068/AirJelly_en.pdf
(Erişim Tarihi: 20 Temmuz 2019)
Foegelle, M.D., 2005, "OTA TRP and TIS Testing",54p,
https://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=
7&ved=2ahUKEwjNwPK2zrzjAhVSuXEKHaTwA7gQFjAGegQIARAC
&url=https%3A%2F%2Fmentor.ieee.org%2F802.11%2Fdcn%2F05%2F1
1-05-0944-00-000t-ota-trp-and-tis-testing.ppt&usg=AOvVaw1Vqhbt-
nPBhNPg-ODwDZBi (Erişim Tarihi: 17 Temmuz 2019)
Genc, H., Chin, T., Halpern, M., Reddi, V.J., 2017, Optimizing sensor-cloud
architectures for real-time autonomous drone operation, In sensors to Cloud
Architectures Workshop (SCAW), 8 p.
Guankar, P., Tandır, D., Refia, G., 2015, Range performance evaluation of IEEE
802.11n devices,IEEE International Conference on Industrial Technolohgy
(ICIT), 1920-1925p
110
Haque, S.R., Kormokar, R., Zaman, A., 2017, Drone Ground Control Station
with Enhanced Safety Features, 2nd International Conference for
Convergence in Technology (I2CT)-Mumbai, 1207-1210 p.
Hassanalian, M., Abdelkefi, A., 2017, Classifications application and design
challenges of drones: A review, Progress in Aerospace Sciences, 34 p.
Hu, Y., Loizou, P.C., 2006, "pesq: PESQ objective speech quality measure Matlab
Fonksiyonu"
IEEE Standards Association, 2001, "Part 11 Wireless LAN medium access
control (MAC) and physical layer (PHY) specifications" , p176
ITU-T P.862, 2001, Perceptual evaluation of speech quality (PESQ): An objective
method for end-to-end speech quality assessment of narrow-band telephone
networks and speech codecs , p30
Jungi, W.S., Yim, J.,Ko Y.B., Singh, S., 2017, ACODS: adaptive computation
offloading for drone surveillance system, 16th Annual Mediterranean Ad
Hoc Networking Workshop (Med-Hoc-Net), Budva, 1-6 p.
KO, A.S., Ohanian, O.J., Gelhausen, P., LLC, A., 2007, Ducted fan UAV
modeling and simulation in preliminary design, AIAA modeling and
simulation technologies conference and exhibit, 20 p.
Matolak, D. W., 2015, Unmanned aerial vehicles: Communications challenges
and future aerial networking, 2015 International Conference on Computing,
Networking and Communications (ICNC), Garden Grove,CA, 567-572 p.
Myung, H.G., 2008, Technical overview of 3GPP LTE, 53 p.
Netkrom Technologies, 2019, "Resource allocation in LTE: An extensive Review
on Methods Challenges and Future Scope",
http://www.netkrom.com/legado/support/whitepapers/TDD_vs_FDD_in_
wireless_backhaul_white_paper.pdf (Erişim Tarihi: 21 Temmuz 2019)
111
Psytechnics, 2001, "PESQ: An Introduction" , p15,
http://www.sageinst.com/downloads/960B/wp_pesq_introduction.pdf
(Erişim Tarihi: 14 Temmuz 2019)
Pulanikkal, B., Patil, S., 2015, "Wi-Fi calling: Supporting voice over carrier Wi-
Fi -Enterprise Wi-Fi and Residential environments" , p16-38,
https://clnv.s3.amazonaws.com/2015/usa/pdf/BRKSPM-2123.pdf (Erişim
Tarihi: 24Temmuz 2019)
Rebecchi, F., Amorim, M.D., Conan, V., Passarella, A., Bruno, F., Conti
M.,2015, Data Offloading Techniques in Cellular Networks: A Survey,IEE
Communications Surveys&Tutorials, 580-603p.
Saha, A., Kumar, A., Sahu, A.K., Raipur, N. , 2017, FPV Drone with GPS used
for Surveillance in Remote Areas, Third International Conference on
Research in Computational Inteligence and Communication Networks
(ICRCICN), 6 p.
Sesia, S., Toufik, I., and Baker, M., 2009, LTE: The UMTS Long Term Evolution
From Theory to Practice, John Wiley & Sons, 14-58 p
Sharetechnote, 2019, "IMS/SIP - MRFC/MRFP" ,
http://www.sharetechnote.com/html/IMS_SIP_MRFC_MRFP.html (Erişim
Tarihi: 23 Temmuz 2019)
SHT Talimatnamesi, "İnsansız hava aracı sistemleri talimatı (SHT
Talimatnamesi)",http://web.shgm.gov.tr/documents/sivilhavacilik/files/me
vzuat/sektorel/talimatlar/SHT-IHA_12062017.pdf (Erişim Tarihi: 11
Temmuz 2019)
Spirent, 2019, "IMS architecture" ,
https://www.spirent.com/~/media/white%20papers/mobile/ims_architectur
e_white_paper.pdf (Erişim Tarihi: 21 Temmuz 2019)
Telesystem Innovations, 2010, "LTE in a Nutshell: The Physical Layer",
https://home.zhaw.ch/kunr/NTM1/literatur/LTE%20in%20a%20Nutshell
%20-%20Physical%20Layer.pdf (Erişim Tartihi: 20 Temmuz 2019)
112
US Department of Transportation, 2013, Unmanned Aircraft System (UAS)
Service Demand 2015-2035: Literature Review & Projections of Future
Usage, tech. rep., v.0.1, 3-4 p.
Vergouw, B., Nagel, H., Bondt, G., Custers, B., 2016, Drone Technology:Types,
Payloads, Applications, Frequency Spectrum Issues and Future
Developments, 26 p.
Wang, L., Hu, B., Chen, S., 2018, Energy Efficient Placement of a Drone Base
Station for Minimum Required Transmit Power, IEEE Wireless
Communications Letters,4 p.
Wuttidittachotti, P., Daengsi, T., 2015, Quality Evaluation of Mobile Networks
Using VoIP Applications: A Case Study with Skype and LINE based-on
Stationary Tests in Bangkok, International Journal of Computer Network
and Information Security (IJCNIS), 14p
Yang, Y., Kumar, A., Sahu, A.K., Raipur, N. , 2017, FPV Drone with GPS used
for Surveillance in Remote Areas, Third International Conference on
Research in Computational Inteligence and Communication Networks
(ICRCICN), 6 p.
Yanmaz, E., Yahyanejad, S., Rinner, B., Hellwagner, H., Bettstetter, C., 2017,
Drone networks: Communications, coordination, and sensing, Ad-Hoc
Networks, 15 p.
Yong, Z., Rui, Z., Teng J., 2016, Wireless Communications with Unmanned
Aerial Vehivles: Opportunities and Challenges., IEEE Communication
Magazine., 7p.
113
TEŞEKKÜR
Yüksek Lisans Eğitimim ve Tez çalışmam sürecinde beni bilgi ve tecrübesiyle
yönlendiren, desteğini hiçbir şekilde esirgemeyen danışman hocam Sn. Doç. Dr.
Radosveta Sokullu’ya teşekkürü bir borç biliyorum.
İş arkadaşlarıma tez sürecinde göstermiş oldukları hassasiyet ve
anlayışlarından dolayı teşekkür ediyorum. Teknik anlamda cihazın tam yansımasız
oda ölçümlerinde göstermiş olduğu destekten dolayı Haluk Bağcıbaşı’na ayrıca
teşekkür etmek istiyorum.
Saha testleri esnasında drone’un kontrol edilmesi ve ölçümlerin sağlıklı şekilde
yapılabilmesi hususunda bana yardımcı olan Alişan Aygar ve Elif Ege Diken’e
değerli katkıları için teşekkür ederim.
Son olarak beni bugünlere getiren ve desteklerini her daim arkamda hissettiğim
aileme sonsuz teşekkürler ediyorum.
114
ÖZGEÇMİŞ
Ad: Zafer
Soyad: Çalışkan
Uyruğu: Türkiye Cumhuriyeti
Doğum Yeri: Balıkesir
Doğum Tarihi: 15.02.1988
E-mail Adresi: [email protected]
Telefonu: +90 542 541 12 84
Adres: Ege Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Müh.
35100, Bornova, İzmir
Lisans Eğitimi: Uludağ Üniversitesi
Elektronik Mühendisliği
Uzmanlık Alanları: Sistem Tasarımı,
Sayısal Elektronik ve Haberleşme,
Mikro dalga Elektroniği