+ All Categories
Home > Documents > Kaynakçalı Türk Dış Politikası Kronolojisi (1919-1938), Hiperlink Yayınları, Gözden...

Kaynakçalı Türk Dış Politikası Kronolojisi (1919-1938), Hiperlink Yayınları, Gözden...

Date post: 26-Nov-2023
Category:
Upload: dpu
View: 0 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
199
TÜRK DIŞ POLİTİKASI KRONOLOJİSİ KAYNAKÇALI (1919-1938) Yrd. Doç. Dr. Mustafa Bıyıklı
Transcript

TÜRK DIŞ POLİTİKASI KRONOLOJİSİ

KAYNAKÇALI

(1919-1938)

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Bıyıklı

Hiperlink Yayınları: 36

© Hiperlink Yayınları

Yayıncı Sertifika No: 16680

ISBN: 978-9944-157-34-6

2. Baskı: Nisan 2013

Genel Yayın Yönetmeni: Yusuf Günbaş

Kapak Tasarım: Yunus Karaaslan

İç Tasarım: Adem Şenel

Baskı-Cilt: NetCopyCenter (Tel: 0212 249 40 60)

Adres: Mumhane Cad. Murakıp Sok. Avcı İş Merkezi No: 13 Kat: 1-2 Tophane / İstanbul

Tel: 0212 293 07 05-06 Faks: 0212 293 56 58www.hiperlink.com.tr / [email protected]

© Bu kitabın yayın hakları, Hiperlink Yayınları’na aittir. Yazarın ve yayıncının izni olmadan yayınlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz.

Ancak kaynak gösterilerek kısa alıntı yapılabilir.

Bıyıklı, Mustafa Kaynakçalı Türk dış politikası kronolojisi : (1918-1938) / Mustafa Bıyıklı. –İstanbul : Hiperlink Yayınları, 2011. 288 s. ; 24 cm.—(Hperlink Yayınları;36) ISBN 978-9944-157-34-61. Türkiye – Uluslararası siyasi ilişkiler – 20. Yüzyıl 2. Türkiye – Siyaset ve yönetim – 20. Yüzyıl I. Kitap adı II. Dizi

DR477.B59 2011

TÜRK DIŞ POLİTİKASI KRONOLOJİSİ

KAYNAKÇALI

(1919-1938)

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Bıyıklı

Gözden Geçirilmiş 2. Baskı

Yrd.Doç.Dr. Mustafa BIYIKLI: 1965 yılında Trabzon, Akçaabat’ta doğdu. İlköğrenimini, Akpınar Beldesi Akpınar İlkokulu’nda(1977), Ortaöğre-nimini, Trabzon Fatih Ortaokulu’nda(1983), Liseyi, Trabzon Lisesi’nde(1987) tamamlayan yazar, 1992’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oldu. 1991’de Mısır’a giderek Osmanlı ve Türk Dün-yası Araştırmaları Merkezi’nde dil kurslarına katıldı. Mısır’da Türkiye ve Ortadoğu politikaları üzerine çalışmalar yaptı. 1994’de Dumlupınar Üni-versitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yakınçağ Tarihi Ana Bilim Dalı’na araştırma görevlisi olarak atandı. 1996’da Milli Eğitim Bakanlığı bur-suyla Tunus’a giderek Habib Burgiba Enstitüsü’nde dil kurslarına katıldı ve Türkiye ve Ortadoğu üzerine araştırmalar yaptı. 1997’de İstanbul Üniver-sitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkiye Cumhuriyeti Ana Bilim Dalı’nda, «Batılılaşma Sürecinde Türkiye’de Hilâfet Tartışmaları ve İslâm Dünyasın-daki Etkileri» konulu teziyle Yüksek Lisansını tamamladı. 2002’de İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bi-lim Dalında, «İki Dünya Savaşı Arasında Türkiye’nin Ortadoğu Politika-ları (1918-1938)» konulu teziyle doktora derecesini aldı. 2003 yılında, görev yaptığı Dumlupınar Üniversitesi’nde Yardımcı Doçentliğe yükseltildi. Ha-len Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yakın-çağ Tarihi Ana Bilim Dalı’nda akademik çalışmalarını sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Yayınlanmış Diğer Kitapları:

• Batı İşgalleri Karşısında Türkiye’nin Ortadoğu Politikaları -İki Dünya Savaşı Arası –, 3. baskı, Savaş Yayınevi, Ankara 2011.

• Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Editör: Mustafa Bıyıklı, 2 Cilt, 2. Baskı, Gökkubbe Yayınları, İstanbul, 2010.

• Türk Dış Politikası -Osmanlı Dönemi-, Editör: Mustafa Bıyıklı, 2 Cilt, Gökkubbe Yayınları, İstanbul, 2008.

• Mustafa Kemal Atatürk’ün Dış Politika Konuşmaları, Hiperlink Ya-yınları, İstanbul 2011.

• Donanma Mecmuası Çanakkale 5-18 Mart Zaferi ve Bir Destanın Hatıra Panoraması, Editör: Mustafa Bıyıklı, Hiperlink Yayınları, İs-tanbul 2011.

• Esat Paşa’nın Çanakkale Cephesi Yazışmaları, Çamlıca Basım Ya-yın, İstanbul 2011.

5

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ...................................................................................................... 7

GİRİŞ ........................................................................................................ 9

KAYNAKÇALI TÜRK DIŞ POLİTİKASI KRONOLOJİSİ ............ 16

1919.......................................................................................................... 16

1920.......................................................................................................... 30

1921.......................................................................................................... 53

1922.......................................................................................................... 71

1923.......................................................................................................... 91

1924........................................................................................................ 103

1925.........................................................................................................112

1926.........................................................................................................117

1927........................................................................................................ 121

1928........................................................................................................ 123

1929........................................................................................................ 127

1930........................................................................................................ 131

1931........................................................................................................ 135

1932........................................................................................................ 139

1933........................................................................................................ 143

1934........................................................................................................ 148

1935........................................................................................................ 152

1936........................................................................................................ 155

1937........................................................................................................ 162

1938........................................................................................................ 169

7

ÖNSÖZ

Olaylar kronolojisi niçin önemlidir ve gereklidir? Bir çalışma, bir tez, bir makale ve bir madde oluşturabilecek konular ele alınıp ortaya konulabil-

mektedir. Ancak en azından bir madde ve makale konusu oluşturmayan bil-giler, tarihin satır aralarında kaybolup gitmekte ve unutulup yok olmaktadır. İşte bu tür kronolojik çalışmaların faydası, kısa bir madde dahi oluşturama-yan bilgilerin kronolojik olarak göz önünde bulundurulması yanında; genel veya özel olayların kronolojik tarihi seyrini bir bütün olarak görebilmektir.

Bu çalışmada, tarihte hiçbir ayrıntı gözden kaçmasın anlayışıyla, Mus-tafa Kemal Atatürk liderliğinde, yeni Türkiye Cumhuriyeti ekseninde, 1919-1938 arası döne min dış politika olayları, genel hatlarıyla kronolojik bir şe-kilde ele alındı. Dönemin dış politikasının daha kolay anlaşılacağı, daha net görüleceği kanaatiyle, devam eden veya etmeyen, tekrar eden veya etmeyen her olay ve politika ve bunların yönü, kronolojik olarak verilmeye, böylece bu dönemin hangi gün ve yılında ne yoğunlukta nasıl bir dış politika ve fa-aliyet yapıldığı kronolojik olarak gösterilmeye çalışıldı.

Çalışma hazırlanırken 1919-1938 dönemi Türk dış politikasına kaynak oluşturan kitapların yanında pek çok araştırma eserler ve makaleler sayfa sayfa titizlikle tarandı. Bunun yanında Mustafa Kemal Atatürk’ün meclis konuşmaları ve Meclis tutanaklarından istifade edildi. Başbakanlık Cum-huriyet Arşivi’nden konuyla ilgili elde ettiğimiz arşiv belgeleri de taranarak kronolojiye eklendi. Bilgilerin alındığı kaynaklar, her kronoloji metninin so-nuna parantez içinde gösterildi.

Kronoloji, çok ince ve hassas çalışmayı gerektirmektedir. Bir metot çer-çevesinde Türk dış politikası olaylarını kronolojik ve toplu bir şekilde bira-raya getirmek ve sunmanın, dönemin Türk dış politikası açısından faydalı olacağı ve Atatürk’ün dış politika seyrinin daha iyi anlaşılacağı düşüncesiyle bu eser ince, titiz ve yorucu bir çalışma sonucu ortaya kondu. Buna rağ-men bu tür çalışmalarda gözden kaçan hatalar ve eksiklikler olabilmektedir.

Dolayısıyla bu çalışma, dönemin dış politika kronolojisini tümüyle eksiksiz içermektedir anlamına gelmemektedir.

Bu düşüncelerle hazırladığımız eseri takdim etmekten mutluluk duydu-ğumuzu ifade ederek, eserde gözden kaçabilecek hatalar ve eksiklikler için okuyucularımızın hoşgörüsüne sığınırız.

Mustafa BIYIKLI

Kütahya 2013

9

GİRİŞ

1919-1938 dönemi Türk dış politikası kronolojisine geçmeden önce “Kro-noloji”, “Zamanbilim” konusunda kısaca bilgiler vermek, çalışma açısın-

dan önem arzetmektedir.Kronoloji, Zamanbilim, olayları zamanına ve zaman sırasına göre değer-

lendirmek, tarihçiler ve araştırmacılar için önem taşıyan bir konudur. Bir ola-yın tarihte meydana geldiği zaman çok önemlidir. Olayın olduğu zaman tes-pit edilemediğinde, o olayın diğer şartları da bilinemeyeceğinden olayı doğru olarak değerlendirmek mümkün olamayacaktır. Tarihçiler, başlangıçta göreli, sonra da takvim bilgisi, zaman bilimi demek olan kesin kronolojiler oluştur-mayı başarmışlardır. XIX. yy’da bu alanda büyük gelişmeler olmuş ve te-meli belli tarihlere dayanan “olaylar tarihi”nin doğmasına yol açmış ve XX. yy’ın ikinci yarısından sonra tarih anlayışı büyük ölçüde gelişmiştir. Kro-noloji kelimesi eski Yunanca “zaman” manasına gelen “khronos” ile “bilgi” manasına gelen “logos” kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilmiş ve dilimize Fransızca’dan geçmiştir. Kronoloji, “Zaman bilimi”, “Zamanbilim”, “zaman-dizin”, “Takvim Bilgisi”, “Tarihî olayları zamanlarına ve zaman sırasına göre sıralama işi”, Tarihî olayların zaman sırasına göre oluşumunu, zaman ve ta-rihini inceleyen, konu edinen ilim, “Tarihin ek bilimi”, şekillerinde anlam-landırılmış, tarif ve izah edilmiştir.(Bıyıklı, 2007: 89-90).

Tarihî olayların zaman sırasına göre oluşumunu, zaman ve tarihini ince-leyen, konu edinen; zamanı bölümlere ayıran ve olayları tarihlerine göre sı-ralayan bir bilim dalı olarak tanımlanan kronoloji, tarihe yardımcı bilimler arasında yer almaktadır. Tarihhin yardımcı bir bilimi olarak kronoloji, ta-rihi olayların zamanlarını belirleyerek, meydana geliş sıralarını düzenler. Ta-rih yazımında, olayların tarih ve zaman içinde sıralanması ve bu maksatla olayları sırasıyla anlatıp yazmakta bir yöntem olarak kullanılır. Kronolojik bir çalışmada olaylar, meydana geldiği zamana göre sıralanarak veya belirli zaman aralıklarına yerleştirilerek incelenir. Bu şekilde kronolojik zaman ta-yini gerçekleştirilmeye çalışılır. (Bıyıklı, 2007: 90-91).

Takvim sistemleriyle yakından ilişkili olan kronoloji sistemleri, tarih bo-yunca bunları kullanan milletlerin gayeleri ve hedefleri, gelişmişlik düzeyi ve

10

becerilerine göre muhteva, doğruluk ve yöntem bakımından değişiklik gös-termiştir. İlmî kronoloji yöntemleri, bütün olayları tarihteki zaman sıralarına uygun biçimde sabit bir zaman ölçeği üzerinde doğru oranlanmış aralıklarla sıralamayı gaye edinmiştir. Bu maksatla astronomi, jeoloji ve paleontoloji ve-rilerinden yararlanmıştır. Tarihî kronoloji yöntemleri de ilgili medeniyetlerin becerilerine, maksat ve gayelerine göre değişmektedir. İlkçağ medeniyetle-rinin kronoloji yöntemlerinin incelenmemiş olması ve eski yazılı kayıtların çoğunun kaybolması gibi sebeplerle, ilmî kronolojileri tarihî kronolojilerle çakıştırmak oldukça güç olmaktadır. (Bıyıklı, 2007: 91).

Kronolojide zaman birimi olarak yıl kabul edilmiştir. Yalnız, tarih çok geniş bir zamanı içine aldığı, çok çeşitli olaylarla dolu olduğu için, bunların tek tek hangi yılda meydana geldiğini hatırda tutmak zor olmaktadır. Onun için daha genel olarak “yüzyıl” veya “asır” birimi kullanılmıştır. Özellikle tarihçiler ve araştırmacılar, tarihî olayların birbirleri ile olan ilgisini kavraya-bilmek için tarihi, çağlara bölmek gibi bir kolaylığa başvurmuşlardır. Önemli tarihi ve sabit dönüm ve hareket noktaları, çağları meydana getirmiştir. Bu-nun için de, tarihte herkes tarafından önemli olarak kabul edilebilecek bir olayı, tarih çağlarının başlangıç noktası olarak belirlemişlerdir. Mesela, Türk-lerde yeniçağ, Hz.Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicreti, Hz.İsa’nın doğuşu, Yunanlılarda olimpiyat çağı; Roma devletinde Roma şehrinin ku-ruluşu, dünyanın yaradılışı, gibi…(Bıyıklı, 2007: 91).

Genel olarak dünyada tarih, takvim ve kronoloji tespitinde güneş takvi-mine göre Hz.İsa’nın doğumu esas kabul edilmiştir. Hz.İsa’nın doğumu gü-neş takvimi esasalınarak “Milad” diye isimlendirilmiş ve miladî takvime göre bütün tarihî olaylar, “Milad’dan Önce”(M.Ö.), “Milad’dan Sonra”(M.S.) veya “İsa’dan Önce”(İ.Ö.), “İsa’dan Sonra”(İ.S.) olmak üzere iki geniş zaman dev-resi içinde ele alınmıştır. Milad’dan önceki olayların yıl rakamları Milad’a yaklaştıkça küçülmekte; Milad’dan sonraki olayların yıl rakamları ise zama-nımıza yaklaştıkça büyümektedir. M.Ö.IX. yüzyıldan önce hiç bir tarih ke-sinlikle doğru kabul edilmemektedir. (Bıyıklı, 2007: 91).

Koronoloji konusunda bunları belirttikten sonra, çalışmada ele aldığı-mız iki dünya şavası arası döneme, dünya genel politikası ve Türk dış poli-tikası açısından genel olarak bir göz atmakta fayda mülahaza edilmektedir.

Aslında uzun bir ateşkes olarak da değerlendirilebilecek iki dünya şa-vası arası bu dönemde, dört güçlü devlet olan İngiltere, Fransa, Amerika ve İtalya, görüşlerini küçük devletlere ve mağluplara kabul ettirmek ve uzun

11

ömürlü bir barış kurmak konusunda fikir birliği içinde olmalarına rağmen, ne toprakların dağılımı ne de gelecekteki uluslararası sistemin düzenlen-mesi konusunda anlaşamadılar. Bu açıdan, Amerika, tutumu ve idealizmiyle, öbür üç galip devletin tutumundan ayrıldı. Bununla birlikte, yine de, Baş-kan Wilson, Ocak 1918’deki “14 Madde”sinde önceden şart olarak bildirdiği özgürlük, say damlık, hukuk ve kolektif güvenlik ilkelerini kabul ettirmeyi başardı(Pacteau-Mougel, 1995, 79-80).

I.Dünya Savaşı sonucu, mağluplara kabul ettirilen Barış Antlaşmaları-nın sonuçla rını, mağlup devletler de kabul etmek zorunda kaldı.(Helmreich, 1996). Antlaşmaların sonucu bazı başka sorunlar ortaya çıktı; Azınlıklar so-rununun sürekliliği, sınır anlaşmazlıkları, istediklerini tam elde ede memiş İtalya’nın kırgınlığı, mağlupların(Avusturya-Macaristan, Bulgaristan, Türkiye ve özellikle de Almanya) ve aldatılmış Ortadoğu Araplarının hınçları ve ba-ğımsızlık mücadeleleri, Fransa’nın gelecekteki güvenliği, Fransa’yla İngiltere arasında Almanya’nın geleceği ve Ortadoğu işleri konusundaki anlaşmazlık-lar bu sorunlar arasındaydı. Hususiyle İtilaf Dev letleri’nin Türkiye’deki nü-fuzunu ortadan kaldıran ve bir Cumhuriyet olan Türkiye’nin bağımsızlığını kabul eden 1923 Lozan Antlaşması, hakemlik ve kolektif güvenlik üzerine kurulu yeni diplomasi ve politikanın sınırlarını ortaya koydu.(Pacteau-Mo-ugel, 1995, 82-84).

Barış diplomasisi ve politikası dönemi sayılan 1925-33 yılları, elverişli çevre durumu sebebiyle siyasî istikrar kendini kabul ettirmeye, demokrasi ya-yılmaya, ekonomik refah yerleşmeye, sosyal şartlar daha iyiye gitmeye baş-ladı. Silah sızlanma teşebbüsleri, 1929’da başlamış olan bir Avrupa birliği tas-lağı konusundaki görüşmeler, barış ve huzur umutlarını daha da uzun sürdü.(Pacteau-Mougel, 1995, 84-86).

Ne var ki 1929 ekonomik bunalımı, ekonomik savaşa, siyasî gerginlik-lere, gittikçe artan milliyetçi ve ideolojik çatışmalara yol açarak barış dina-miğini ve sürecini kırdı. Hitler’in iktidara gelmesiyle başlayan yeni süreç, Lozan Antlaşması’nın sağladığı kolektif güvenlik sisteminin sonunu getirdi ve bunalımlar dönemini başlattı.

1933-36 yılları arasında tehlikeler görülür duruma geldi. Dünya bunalımı, yerleştirilmeye çalışılan demokrasinin güçsüzleşmesine yol açtı. Bu durum, milliyetçiliği, iktidara geçme aracı ve kurtuluş yolu olarak kullanan yeni, otoriter ideolojileri özellikle Nazizmi, ortaya çıkardı. Çok zaman antlaşma-lara aykırı olarak yürütülen diktatörlerin saldırgan politikaları, demokratlar

12

yönünde sınırlı tepkilere yol açtı. Merkeziyetçiliğin ve diktatörlüğün karşı-sında korkak demokrasilerin zayıflığı, Avrupa’nın küçük devletlerinin endi-şeye düşmesi, durumu daha da tehlikeli hale getirdi. İki dünya savaşı arası süreçte Lozan Antlaşması’ndan kalan sorunları bir yandan halletmeye çalı-şan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, diğer yandan merkeziyetçilerin aksine cumhuriyetçi ve demokratik devletler çizgisinde rejim değişikliğini ve sos-yal inkılâplarını gerçekleştirme ve yerleştirmeye çalıştı.

Mustafa Kemal Atatürk bu ara dönemi çok iyi değerlendirmeye de ça-lıştı. I. Dünya Harbi sonunda, Milli Mücadele hareketi ile Türklerin var olma ve yaşama hakkı mücadelesinin organizasyonunu gerçekleştirdi. Millî Mü-cadele Lozan Antlaşmasının imzalanması ve barış kurma çabaları, önemli aşamaları teşkil etti. Lozan Antlaşmasının imzasından sonra Batı ile müna-sebetlerini normalleştirinceye kadar başlıca Sovyetler Birliğine dayanma ve daha sonra Batıya doğru kayma önemli politik aşamalardı.(Esmer, 1959).

Bu dönemde Yeni Türkiye, özel politikalar da sergiledi: Milli Mücadele döneminde kurtuluş politikası izleyerek bazı Ortadoğu ülkeleriyle, ortak düş-mana karşı yardımlaşma ve işbirliği, 1923 sonrası Ortadoğu ve İslâm dün-yasından ayrılış ve batı dünyasına geçiş.

Bu süreçte, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde yerini tayin etmede coğrafî konumunun büyük ehemmiyeti oldu. Bu coğrafî konum Osmanlı Devleti dö-neminde ol duğu gibi Türkiye’yi devletlerarası denge ile alakalı olarak bazı anlayışların ge liştirilmesi araştırmas ına zorladı. Atatürk döneminde dış po-litikaya salim bir istikamet verilerek(Lajos, 1940, 2) Türk dış politikası dört esasa dayandırıldı: Sabit denge denkleminde Türkiye’nin güvenliğini araştır-mak, ekonomik gelişme, Batılı gruplarla bütünleşme(El-Nuaymi, 1994, 35), Ortadoğu İslâm ülkeleriyle iyi ilişkiler.

Büyük bir siyasî geleneğin mirası olarak gerçeği ve uzağı görmek, vazi-yeti ölçmek ve müsait zamanı seçmek(Hüber, 1943, 27). Türkiye-Rusya iliş-kileri, Boğazlar ve Ortadoğu bakımından daima Türk-İngiliz, Türk-Fransız ve Türk-İtalyan ilişkilerine karşı bir denge oluşturdu. İngiltere ve Fransa, Bo-ğazlar ve Hatay konusunda bir çıkar birliği ümit ederek Türkiye’ye karşı an-laşma siyaseti güttüler.(Hüber, 1943, 28).

Bu dönemde dış politikada Kemal Atatürk’ün temel ilkeleri; gerçekçilik, devlet gücüne dayanma, güvenlik ve millî bağımsızlığın korunması için ba-rışçılık, çağdaşlaşma modeli olarak batılılaşma, uluslararası devletler huku-kuna uygunluk, karşılıklı güven ve işbirliği, dengeli dış politika ve fırsatçılık

13

oldu. Atatürk’ün gerçekçiliği, hedefler ile güçler arasında uygun bir denge kurmayı, hayali hedefler peşinde koşmamayı gerektirdi.

Mustafa Kemal’in dış politikası millî sınırlar içindeki Türk Devleti’nin güçlendirilmesi amacına yönelik oldu.

Dış politikanın temel ilkelerinden barışçılığı Kemal Atatürk, “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözüyle ifade etti. Bu ilkeye uygulamada uyuldu, milletlerarası uyuşmazlıklar barışçı yollarla, uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak çözülmeye çalışıldı.(Özbudun, 1992, 95). Barışçılık, Türkiye’nin sosyo-eko-nomik yapısı ve stratejik konumu dış politikaya belirli bir dünya görüşü ile bakmayı, ilişkilerde, sağlam dayanaklar ve antlaşmalara bağlı bir politika ta-kip etmeyi gerekli kıldı. Atatürk’ün barışçı politikası yalnızca sözde kalmadı. Barış yolunda Milletler Cemiyeti’ne katıldı. Balkan, Akdeniz ve Sadâbât vb. paktların oluşturulmasına aktif olarak katıldı.

Millî Bağımsızlığın Korunması yönünde Atatürk’ün milletlerarası iliş-kilerdeki gerçekçi yaklaşımı, onun dış politikada millî bağımsızlıktan taviz vermeyen ve bu konudaki kararları daha kesin bir dille söylemeye yöneltti.. Misak-ı Millî’de ifadesini bulduğu biçimde her alanda tam bağımsızlığın te-sisi ve onun korunması temel hedefi oldu.

Uluslararası ilişkilerde devletler hukukuna uygunluk prensibi, 1923’ten sonra uygulanan dış politikada devletler hukukuna bağlılık ve saygı Türkiye’nin temel prensibi oldu.

Dengeli Dış Politika anlayışı içinde Atatürk, bağımsızlığın muhafazası ve hızlı kalkınmanın temini için Londra Konferansı’ndan sonra denge politika-sının izlenmesine büyük önem verdi. Türkiye İngiltere’nin niyet ve hareket-lerini dengeleyebilmek için, Bulgaristan’la, Sovyetler ile, Fransa ile, İran’la dostluk ve iyi komşuluk antlaşmalarını imzaladı.

Karşılıklı Güven ve İşbirliğini esas alan Türkiye, dışarıda barışın sürek-liliği, içeride kalkınmanın ve huzurun temininde güven duygusuna olan ih-tiyaç sebebiyle dış politikasında karşılıklı saygı ve güven duygusuna büyük önem verdi. Bunun için Türkiye, karşılıklı güven duygusu içinde Sovyetler ile dostça münasebetlerini yürüttü. Batıya da dost elini uzatmaktan geri kal-madı. Karşılıklı güven ve işbirliğini her zaman ön plana çıkardı.

Lozan’dan sonra 1923-1930 dönemi inkılâp prensiplerine uygun olarak dış politikada Lozan’dan intikal eden meselelerin çözümü ve Lozan’da alı-nan kararların uygulanmasını öngördü.

14

Yeni Türkiye’nin bu yıllarda izlediği ortak barış, ortak güvenlik, Balkan ve Doğu birliği politikası, Avrupa’da yankı uyandırdı ve Türkiye’nin dışa-rıda saygınlığı önemli derecede arttı.

Türkiye, “barış yolu”nda izlediği ortak barış ve ortak güvenlik politikası içinde sınır komşuları ve yakın komşuları ile ilişkilerine özel bir önem verdi. Batıda Bal kan Anlaşması ve Doğuda Sadâbad Anlaşması, bu görüş ve özel önemden doğdu.(Aras, 2003: 137).

Bu politika çerçevesinde Türkiye, bütün Balkan milletleriyle toptan veya ayrı ayrı iyi geçinme siyaseti güttü. Özellikle Yugoslavlarla Yunanlıları, da-ima kendi Balkan müttefikleri olarak gördü.(Aras, 2003: 42, 43).

Türkiye’nin barışı koruma yolundaki bütün gayretlerine rağmen, Birinci Dünya Savaşını takip eden zamanın en önemli iki davası olan silahları bı-rakma ve tamirat davaları, galip devletlerin inatçı bir politika takip etmeleri yüzünden iflasa uğradı ve anlaşmaya inat bakımından başrolü Fransa oy-nadı. Silahları bırakma konferansında Almanya’daki yeni rejim niyetlerini belli etti ve savaşla neticelenmesi ça resiz olan yolu tuttu.(Aras, 2003: 87).

Balkan Birliği’ne dâhil olan devletlerden Yugoslavya ve Romanya, Fran-sa’nın müttefikleri idi. Türkiye-Fransız Tarafsızlık Antlaşması da Türkiye’nin teşebbüsü ve takibi üzerine yapıldı. Bundan başka yine Türkiye’nin teşebbüsü ile Bulgaristan’la da daha önce imzalanmış olan İyi Komşuluk ve Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması vardı. Balkan Birliği de Bulgaristan’ı içine almak ama-cını güdüyordu. Türkiye, doğuda da Balkan Birliği’ne paralel olarak Sadâbat Antlaşması’nı kolaylaştırmakla meşgul oldu.(Aras, 2003: 159).

Türkiye’nin dış politikası, Mustafa Kemal Atatürk’ün derin görüşüne ve hü kümetin bu yoldaki anlayışına göre tertip ve idare ediliyordu. Ne var ki, ufukta beliren İkinci Dünya Savaşı tehlikesi önünde Balkan Antantı devlet-leri eski birliklerini koruyamadılar. Dış poli tikada işbirliği bozuldu. Balkan-ların en büyükleri sayılan Türkiye, savaş dışında ve tamamıyla ayakta kala-bildi.(Aras, 2003: 53, 146,147).

Bu olumsuz süreçte Türkiye, diğer üyelerin taahhütlerini yapmaları şar-tıyla, Milletler Cemiyeti’nin kararlarından ileri gelen ta ahhütlerine bağlı kaldı.(Aras, 2003: 50).

Türkiye’nin, 1935-1945 yılları arasındaki zaman içinde güt tüğü dış po-litikayı da iyi kavrayabilmek için bu on yılı, eşit olmayan iki kısma ayıra-rak değerlendirmek gerekir. Birinci kısım, Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” parolası ile takip edilegelen bir dış politikanın 1935 senesinden sonra

15

da sürekli bir faaliyet sayesinde ve dünyanın durumu, özellikle Avrupa olay-larıyla bir arada olarak ortaya çıkan gelişmeler; İkinci kısım ise, 1939 yılı içinde yine barış endişesiyle müzakere ve sonuç açısından takip edilegelen bir siyasetin 1935 senesinden sonra da sürekli Birleşmiş Milletler Kuruluna girmesine kadar süren zaman içindeki Türk diplomatik faaliyetleridir. Bu iki devre esnasında Türkiye’nin imzaladığı antlaşmalara ve Milletler Cemi-yeti’ndeki faaliyetine bakılarak birinci kısma “ortak güvenlik savunmacı-lığı”, ikinci kısma da “ittifak dönemi” demek mümkündür.(Aras, 2003: 157).

1935 yılı sonbaharında Türkiye, Milletler Cemiyeti içinde güvenlik cephesi ni sağlamlaştırmak ve diğer taraftan memleketinin savunma ted-birlerini zamanında almak zorundaydı. Bu anlamda Türkiye, ortak işbirliği ve ortak barış siyasetinin ifadesi olan Montrö Sözleşmesi’ne giden süreçte, Avrupa’da icabı halinde müzakere yolu ile revizyon esasını kabul eden bir barış cephesi oluşturmaya çalıştı.(Aras, 2003: 165).

Bu dönemlerde, her milletin barış ve sükûn içinde yaşayabilmesi, bütün dünya da barış ve sükûnun devamıyla kabil olduğu anlaşıldı. Bütün devlet-lerin, ayrı ayrı ve derece de rece sorumlu olduğu ortak barışın ve genel gü-venliğin, bütün milletlerin elbirliğiyle kurulamamış ve korunamamış olması, hiçbir milletin kendi başına kalamadığı dünyayı sıkıntıya soktu. Bu süreçte Türkiye, ortak güvenliğin ve ortak barışın gereğini pek çoklarından önce anladı. Bu yolda 20 sene içinde elinden geleni yaptı. Her milletin istiklal ve hürriyet içinde yaşayabilmesi için sürekli barışın, milletlerden sürekli vazi-feler istediğini ve uluslararasında ortak güvenlik ve ortak barışın süreklili-ğinin de, ortak ve daimi dikkat ve gayrete muhtaç olduğu tecrübesini ya-şadı.(Aras, 2003: 36).

16

KAYNAKÇALI TÜRK DIŞ POLİTİKASI KRONOLOJİSİ

1919

03 Ocak 1919 Filistin'de Osmanlı kuvvetlerine karşı, Politik Siyonizm'in hâkimiyeti yolunda faaliyet gösteren Weizman, Faysal, Ermeni, İngiliz ve Amerikan kuvvetleri, birbirlerinin gerçek niyetleri ve entrikalılarından habersiz yan yana yer almışlardı. Osmanlılar çekilince, Weizman ve Faysal Filistin'in geleceği konusunda anlaşmışlardı. Buna göre; "A. Filistin Arapları, İngiliz idaresinin garantisi altında idarede hür olacaklar. B. Museviler de hür ve gelişmiş bir şekilde Siyonist Organizasyon tarafından yerleştirilmiş bulunacaklar. C. Karşılıklı antlaşma ve konferanslar yürütülecek, iki taraf da İngilizlerin kontrolü altında yaşantılarını sürdürecekler."(Manaz: 140-145; Bıyıklı, Aralık 2008: 351).

04 Ocak 1919 Marmaris limanına gemilerin demir atması için uygun bir yer olduğunu düşünen İtalyanlar, biri kruvazör olmak üzere, 3 savaş ve 2 nakliye gemisinde oluşan bir filoyu Marmaris’e gönderdiler.(Çelebi, 1999: 66).

07 Ocak 1919 İtalyan ve Yunan muhripleri İzmir’e girdi, birer siyasi mümessilleri şehre yerleşti.(Jaeschke, 1989: 12).

09 Ocak 1919 Yunanlılar, Uzunköprü-Hadımköy demiryolunu işgal etti.(Bal, 2001: 81).

10 Ocak 1919 Konya’ya asker gönderilmesinden sonra Trakya’daki İtalyan birliklerinde hareketlenme olmuş, bir yüzbaşı yönetimindeki 200 kişilik İtalyan birliği Edirne’ye gönderilmiş ve bunlar İtalyan konsolosluğuna ve Pomak okuluna yerleştirilmişlerdi.(Çelebi, 1999: 85).

13 Ocak 1919 Long Berenger Antlaşması ile İngiltere, Irak ve Suriye’nin taksimlerini gerçekleştirdi ve Fransızlara Irak petrollerinin %25’ini verdiler.(Aydın, 2001: 20).

15 Ocak 1919 İngilizler Gaziantep’i işgal ettiler.(Bayrak, 2000: 138).

17 Ocak 1919 Kars’ta Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti Muvakkat-ı Milliyesi (Güney Batı Kafkasya Geçici Milli Cemiyeti) adıyla kurulan bir örgüt kısa süre içinde İngilizler, tarafından dağıtıldı ve Kars Ermenileri’nin eline geçti.(Akyüz, v.d., 1997: 56).

18 Ocak 1919 32 devlet temsilcisinin katılımıyla Avrupa sorununu çözmesi beklenen ve Avrupa siyasi coğrafyasına yeni bir düzen verecek olan Paris Barış Konferansı düzenlendi. Paris’te Versay Sarayı’nın aynalı salonunda toplanan Barış Konferansı’nda Birinci Dünya Savaşının galibi olan İtilaf devletleri, mağlup İttifak Devletleri’nin durumunu görüşmek Osmanlı Devleti’nin

17

geleceğiyle ilgili önemli kararlar alındı. Niyetler, hedefler, çıkarlar, istekler, vaatler ve diplomatik stratejiler yoğunluğunda, Müttefik Kuvvetler arasında, mağlup ülkelere teklif edilecek istekler ve Osmanlı Devleti mirasının, Türkiye ve Ortadoğu'nun galip devletler ve Türklere karşı kendileriyle işbirliği yapan ve beraber savaşan azınlıklar arasında taksimi ve tanzimi konusu hüküm süren, barış konferansında, Osmanlı Devleti’nin parçalanması sonucunu doğuracak Yunan, Ermeni, Yahudi, Kürt ve Arap isteklerinin dile getirilmesi, Türkiye'de hükümet krizine de sebep olmuştu. O günlerde, Türkiye'nin kara sahasında Suriye, Irak ve Batum’un işgalini gerçekleştirmiş olan İngiltere, ayrıca işgalini kolaylaştıracak mütareke hükümlerinin uygulanmadığından da şikayet etmekteydi.(Jaeschke, 1989: 14; Yavuz, 1994: 28; Değerli, 2008: 54; Çelebi, 1999: 40; Akyüz, v.d., 1997: 114; Bal, 2001: 89; Ateş, 1980: 93; Bıyıklı, Aralık 2008: 351).

21 Ocak 1919 Osmanlı makamları yanında Paris Barış Konferansına katılan Amerikan İstihbarat şubesi memurları, bağımsız bir Ermenistan kurulması ile ilgili olarak başkan Wilson’a sundukları Türk karşıtı tavrı yansıtan bir dizi tavsiyeler içeren raporda, bu sorunun güçlüklere yol açtığını, çünkü her yerde Ermenilerin azınlıkta olduğunu, nüfusun ancak %30’unu ya da 35’ini oluşturduklarını ileri sürmüşlerdi. Raporda İstanbul ve boğazlarla ilgili istekler yanında Milletler Cemiyeti mandası altında olmak şartıyla yeni Arap devletlerinin şekillenmesi ve bir Ermeni devletinin ortaya çıkması tasdik edilmişti. Filistin'de oluşturulacak bir mandanın idaresi için en uygun ülke olarak özellikle İngiltere akla geliyordu.(Helmreich, 1996: 14-17; Bal, 2001: 63).

29 Ocak 1919 Kahire’deki İngiliz yüksek Komiser vekili Albay Meinertzhagen, İngiliz Dış işleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği telgrafta, Picot’ un Mustafa Kemal ile görüşmek üzere Anadolu’ya gideceğin Fransızların İngiliz çıkarları aleyhine, Arapları ve Türkleri kazanma Politikası güttüklerini bildirdi.(Yavuz, 1994: 51; Bıyıklı, Aralık 2008: 352).

30 Ocak 1919 Suriye, Irak, Filistin ve Arap Yarımadası’nın Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılarak kurulması düşünülen Ermenistan ile birlikte mandater bir rejimle yönetilmesi yolunda bir prensip kararı alındı.(Yavuz, 1994: 30).

Şubat 1919 Tevfik Rüştü Aras, İttihat ve Terakki Partisi’nin yerini almak üzere kurulan Teceddüt Fırkası yönetimine girdi. Ancak memleketin iç emniyetini bozmak suçundan tutuklandı ve senenin üçte ikisini hapiste geçirdi.(Aras, 2003: 89).

22 Şubat 1919 İngilizler Maraş’ı işgal etti.(Yavuz, 1994: 56).

18

Şubat 1919 Yunanistan Başbakanı Venizelos’un Paris gazetelerine verdiği demeçlere göre sadece Aydın ve Bursa illerinde 652 Rum okulu ve 91548 öğrenci vardı.(Kılıç, 2005: 71).

04 Şubat 1919 Venizelos, Paris Barış Konferansı’nda Yunalıların arzularını anlattı.(Çiftçi, 2010: 129).

01 Şubat 1919 İngiliz ve Fransızlar ortaklaşa Turgutlu-Aydın demiryoluna asker çıkardılar.(Kili, 1982: 73).

08 Şubat 1919 İtilaf Şark ordularının Fransız komutanı General Franşe Despere, Entre Kasto zırhlısı ile saat onda İstanbul’a geldi.(Şapolyo, 1949: 81).

22 Şubat 1919 Maraş Mondros’un yedinci maddesine dayanılarak İngilizler tarafından işgal edildi.(Ateş, 1980: 152).

05 Şubat 1919 Osmanlı Devleti sınırları içinde bir milyonun üzerinde İngiliz askeri bulunmaktaydı. Türkiye ve Ortadoğu'da bir Amerika Birleşik Devletleri mandası olacaksa, Osmanlı Devleti'ne hiç savaş açmamış olan Amerika'nın, ancak Milletler Cemiyeti üyesi sıfatıyla Türkiye ve Ortadoğu'da bir rolü olabilirdi. Askeri temsilciler tarafından 5 Şubat günü Onlar Konseyi'ne sunulan raporla, İngiliz birliklerinin Filistin'le Mezopotamya'yı, İtalyanların da Kafkas bölgesiyle Konya civarını işgal etmesi, Fransız birliklerinin Adana, Halep, Humus ve Şam demiryolu dâhil Suriye (Kilikya ve Filistin hariç tutulmak kaydıyla), işgal etmesi teklif edildi. (Bıyıklı, Aralık 2008: 352).

11 Şubat 1919 Clemenceau ile Lord Milner, bir araya gelmişler ve olayları bir yola koymayı becermişlerdi. İngiltere, Suriye'yi istemediğini ve Fransa'nın orada bulunmasına en küçük bir itirazının dahi olmadığı Fransa'ya(Clemenceau) açıkça ifade etti. İngiltere'nin isteği, hem Fransa'nın hem de Arapların kabul edeceği bir anlaşma sağlamaktı. İngiltere, Fransa'yı, Suriye'den çıkarmak gibi bir niyeti olmadığını ve Arap sorununu kendilerinin kışkırtmadığının Fransa'nın farkında olduğunu da ifade ediyordu. Çünkü İngiltere, işgal külfetinden uzak kalmak istedi. (Bıyıklı, Aralık 2008: 351).

12 Şubat 1919 Ahmed Tevfik Paşa, Paris Barış Konferansı’na gönderilmek üzere İstanbul’daki İtilâf Devletleri Yüksek Komiserlerine bir muhtıra vermişti. Söz konusu muhtırada, ilk önce, Wilson ilkelerinin benimsendiği belirtildikten sonra Rum ve Ermeni gerçeğini de ortaya koymuş ve Ermenilerin eski yurtlarına dönmeleri gerektiği vurgulanmıştı. Wilson ilkeleri benimsenmesine rağmen Arap vilâyetlerinin Osmanlı Devleti’nden koparılmaması istenmişti. Boğazlar meselesine de batılıların lehine ve avantajına yönelik vurgular yapılmıştı (Sonyel, 1973, 43; Akşin, 1992: 166; Tansel, 1991: 73).

19

04 Mart 1919 Damat Ferit Paşa ilk kez sadrazam oldu.(Çiftçi, 2010: 121).

06 Mart 1919 Paris’te Yunan taleplerini tetkik eden komisyon Batı Trakya’nın Yunanistan’a ilhakını teklif etti.(Jaeschke, 1989: 20). Doğu Akdeniz İtalyan Sefer Kuvveti Komutanı General Vittorio Elia, Dışişleri Bakanı Sonnino’ya Rodos’tan gönderdiği bir yazıda, Antalya’da asayişin mütarekeden sonra bozulduğunu, mahalli idarecilerin halk nezdinde itibar kaybettiklerini ve Rumlarında Osmanlı otoritelerini tanımadıklarını yazdı(Çelebi, 1999: 75).

09 Mart 1919 İngilizler Samsun’a bir birlik gönderdiler.(Ateş, 1980: 87).

10 Mart 1919 Osmanlı makamları, İtalyanlara karşı nasıl hareket edeceklerini kararlaştırırken, İtalya Savaş Bakanlığı, Başkomutanlığı gönderdiği bir yazıda dört kademeli bir Anadolu Sefer Kuvveti Komutanlığı kurulduğunu bildirdi.(Çelebi, 1999: 68).

14 Mart 1919 Yunanlıların çıkarma planı, İngiltere Başbakanı Llyod George, Fransa Başbakanı Clemenceau, İtalya Başbakanı Orlando, ABD Başkanı Wilson tarafından kabul edildi.(Uyanık, 2004: 7).

24 Mart 1919 İngilizler Urfa’yı işgal etti.(Yavuz, 1994: 8).

Konya’da İngiliz birliğinin yerine bir İtalyan birliğinin gönderilmesi ilk olarak İtalyan Genelkurmay Başkanı General Diaz ile İngiltere Genelkurmay Başkanı General Wilson arasında yapılan görüşmede ele alındı. (Çelebi, 1999: 83).

26 Mart 1919 İtalyanlar, limanda demirli bulunan bir savaş gemisine halktan bazı kimselerin yaptıkları ziyaret esnasında imzalattıkları boş bir kağıdı halkın şehrin işgalini talep ettikleri şeklinde göstermek istediler(Çelebi, 1999: 79).

28 Mart 1919 İtalyanlar Antalya’yı işgal etmekte kararlıydılar, nitekim limanda bekleyen Regina Elena kruvazöründen karaya çıkan 300’den fazla İtalyan askeri şehri işgal etmeye başladılar.(Çelebi, 1999: 77). İtalyanlar Antalya’yı işgal ettikten sonra Menteşe sahillerindeki faaliyetlerini artırdılar.(Çelebi, 1999: 69).

30 Mart 1919 Harbiye Nezareti’nin Antalya’daki durumun işgal olmadığını iddia etmesine rağmen İtalyanlar kuvvetlerini 600’e çıkardılar.(Çelebi, 1999: 80).

Delhi’de Hindularla Müslümanlar İngilizlere karşı boykot başlattılar.(Bal, 2001: 161).

Paris’te Yunan-Arnavut Komisyonu İzmir’in Yunanistan’a ilhakını teklif etti.(Jaeschke, 1989: 23).

20

07 Nisan 1919 Noel, Musul Bölgesindeki Faaliyetlerini tamamladıktan sonra Nusaybin üzerinde Güneydoğu Anadolu’ya geçti.(Türkmen, 2003: 20).

Yunan bağımsızlığının yıl dönümü dolayısıyla İstanbul ve Samsun’da gösteriler yapıldı.(Jaeschke, 1989: 24).

19 Nisan 1919 Atatürk liderliğinde milli mücadele dönemi başladı.(Bal, 2006: 672).

24 Nisan 1919 Haydarpaşa’dan trenle hareket eden ve Albay Guiseppe Bisogno’nun komuta ettiği 500 kişilik ve makinalı tüfeklerle donatılmış olan bu birlik Konya’ya hareket etti.(Çelebi, 1999: 84).

30 Nisan 1919 Anadolu'da durum karmaşık ve vahimdi. İşte böyle bir ortamda İlgâ edilmiş Yıldırım Grubu Kumandanı Mirliva Mustafa Kemal Paşa, Sultan Vahideddin'in 30 Nisan 1919 tarihli emri ile 9'uncu Ordu Birlikleri müfettişliğine tayin edildi ve bu emrin icrasına da Harbiye Nazırı memur edildi.(B. O. A., DUİT, 1919, 76-5/73; Yavuz, 1994: 23).

Mayıs 1919 Mustafa Kemal ilk olarak Sovyetlerle temasa geçerek Kafkaslardaki davalarını destekledi.(Hale, 2003: 42).

Mayıs 1919 İzmir’in işgalinden iki gün sonra Paris Konferansı’nda Hindular Türk meselesine temas ederek Hindlilerin İstanbul’u makamı hilafet kabul ettiklerini belirttiler.(Tansel, 1991: 177).

03 Mayıs 1919 İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalini A.B.D. Başkanı ve Fransız Başbakanı kabul ettiler.(Yalçın v.d., 2005: 153).

05 Mayıs 1919 Paris’te toplanan Üçler Konseyi’nde İngiliz Başbakanı Lloyd George, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalini A.B.D. Başkanı ve Fransız Başbakanı’na kabul ettirmeye çalıştı.(Yalçın v.d., 2005: 152); (Jaeschke, 1989: 29).

06 Mayıs 1919 Mustafa Kemal’e askeri ve mülki idarede istediği en geniş yetkileri kapsayan “Yetki Talimatı” çıkarıldı.(Yavuz, 1994: 23).

07 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Paşa'nın 9'uncu Ordu Müfettişi olarak, Harbiye Nezareti Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Dairesi'nin, 9'uncu Ordu Birliklerine ait hazırladığı, yalnız askerî olmayan, idarî görev ve yetkileri de ihtiva eden görev ve yetki talimatı ile hareket etmesi kendisine bildirildi.

Bu talimatnameye göre; görev bölgesinde asayişi bozucu sebeplerin tespiti, huzur ve sükûnun sağlanması, silah ve cephanelerin toplanarak bir depoda muhafazası, yer yer oluşmakta olduğu ve asker, silah tedarikine teşebbüs ettikleri haber alınan şûrâlara, kuruluşlara son verilmesi. Bunun için

21

3'üncü ve 15'inci Kolorduların Müfettiş emrine verildiği, bu birliklerde özel görev alacak subayların tayinleri, Müfettişin istek ve muvafakatiyle yapılacağı. Müfettişlik bölgesinin Trabzon, Erzurum, Sivas, Van illeriyle Erzurum ve Canik müstakil sancaklarını içine aldığı, müfettişlik sınırına komşu il ve sancaklar(Diyarbakır, Bitlis, Mamüretü’l-aziz, Ankara ve Kastamonu illeri) ile Kolordu Kumandanlıkları da müfettişliğin direkt olarak yapacağı istekleri nazarı dikkate alacakları. Müfettişliğin, askerî konularda mercii Harbiye Nezareti olmakla diğer hususlarda ilgili tüm makamlarla yazışma yapabileceği görev ve yetkileri müfettişliğe, dolayısıyla 9'uncu Ordu Birlikleri Müfettişliği'ne tayin edilen Mustafa Kemal Paşa'ya verildi(GNKUR. ATASE Arşivi, 14, 66, 66-1).

11 Mayıs 1919 İtalyanlar Menteşe sahillerini sabahtan itibaren işgal etmeye başladılar, işgal ettikleri ilk Menteşe sahili Fethiye’dir ve ilerleyen saatlerde Bodrum işgal edilmeye başlandı.(Çelebi, 1999: 87).

12 Mayıs 1919 Paris Konferansı’nda Yunanlıların İzmir’i işgaline karar verildi.(Özcan, 2005: 67).

14 Mayıs 1919 İtalyanlar Kuşadası’nı ve Selçuk İstasyonunu işgal ettiler.(Çelebi, 1999: 90).

15 Mayıs 1919 İngiliz, Amerikan ve Fransız savaş gemilerinin koruması altında bir Yunan Ordusu İzmir’e çıktı ve şehri işgale başladı ve İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edildi. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali milli duyguları büsbütün coşturdu. İtilaf devletleri donanmaları yirmişer kişilik birer müfreze karaya çıkararak, konsoloshaneleri muhafaza altına aldıktan sonra da istihkâm ve kaleleri teslim aldılar. Yunanistan'ın İzmir’i işgali, Anadolu'nun her tarafında büyük bir infiale ve protestolara yol açtı. İstanbul halkı, İzmirin Yunanlılar tarafından işgal edildiğini hükümetin bir resmi tebliğiyle öğrendi. Rumların “zito” (yaşasın) çığlıkları arasında İzmir’e çıkarma yapan Efzon alayına ilk kurşun sıkıldı. Bu kurşun İzmir’e kahraman edasıyla çıkan Yunan askerlerini paniğe uğrattı.(Atatürk, 2005: 1; Yavuz, 1994: 10; Yalçın v.d., 2005: 152; Akyüz, v.d., 1997: 52; Bal, 2001: 92; Irmak, 1973: 68; Şapolyo, 1949: 93; Şapolyo, 1949: 96).

16 Mayıs 1919 Yunanlılar Urla ve Seferhisar’ı işgal ettiler.(Uyanık, 2004: 8).

16 Mayıs 1919 İki İtalyan subayının idaresinde ve 262 kişiden oluşan bir birlik Afyon’a giderek istasyonu denetim altına alırken, bir subay komutasındaki 50 asker de Akşehir istasyonuna yerleşti.(Çelebi, 1999: 99).

17 Mayıs 1919 Kuşadası’nı işgal ettikten sonra Söke’ye yönelen İtalyan komutan Alessondra Ciano’nun keşif gezisinden sonra Söke’de

22

3 subay ve 200 askerden oluşan birlik tarafından işgal edildi.(Çelebi, 1999: 99).

19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Paşa, özel yetkilerle deniz yoluyla Samsun’a vardı. Anadolu’ya tayin edilen Mustafa Kemal Paşa Samsun’a giderek Milli Mücadelenin başına geçti ve liderliği ele aldı ve Anadolu’yu kurtarma kararını uygulamaya koydu. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun'a giderek oradan harekete başlaması, Türk milletinin var olma ve yaşama hakkının organizasyonunun gerçekleşmesinde bir dönüm noktası oldu.(İlgazi, 2008: 125; Yavuz, 1994: 23; Pehlivanlı, 2001: 34)

20 Mayıs 1919 Yunanlılar Torbalıyı işgal etti.(Uyanık, 2004: 8).

Yunan askerlerinin 3 trenle İzmir’den Kuşadası-Söke-Aydın istikametine hareket etmesi üzerine, Anadolu’daki İtalyan birliklerine Yunanlıların Selçuk’un güneyini İtalyan bölgesi olduğu için işgal edemeyeceklerini bildirdi. İtalyanlar, Yunanlıların güneye inmesini önlemek için işgal ettikleri Selçuk’un işgal edilmesine seyirci kaldılar(Çelebi, 1999: 167).

21 Mayıs 1919 Seydiköy ve Menemen Yunanlılar tarafından işgal edildi.(Jaeschke, 1989: 35; Uyanık, 2004: 8).

22 Mayıs 1919 Ayasuluk (Selçuk) İtalyanlar tarafından boşaltılıp Yunanlılar tarafından işgal edildi.(Jaeschke, 1989: 36).

23 Mayıs 1919 Paris Barış Konferansı’nın Osmanlı sorununun çözümünde iki türlü politika vardı: 1-Parçalama politikası, 2- Osmanlı Devleti’nin bütünlüğüne saygı politikasıydı. Gizli bir momerendumla; Paris Barış Konferansı’nda Osmanlı Devleti ile ilgili politikalar ve bunlar karşısında Fransız çıkarlarının değerlendirilmesi yapıldı (Yavuz, 1994: 29; Bıyıklı, Aralık 2008: 352).

25 Mayıs 1919 Yunanlılar Manisa’yı işgal ettiler.(Akyüz, v.d., 1997: 110; Turan, 1999: 179).

27 Mayıs 1919 Aydın Yunanlılar tarafından işgal edildi.(Turan, 1999: 142; Yalçın v.d., 2005: 258; Jaeschke, 1989: 37; Akyüz, v.d., 1997: 110-111; Şapolyo, 1949: 190).

29 Mayıs 1919 Ayvalık ve Turgutlu Kazası Yunanlılarca işgal edildi.(Akyüz, v.d., 1997: 111; Turan, 1999: 187).

30 Mayıs 1919 Barış görüşmelerini gözlemci olarak izlemekte olan Hintli Müslüman temsil heyetinin de Türkiye'nin yanında bu protestolara iştirak etmesi, İngiltere ve müttefiklerinin, Türkiye'ye yönelik tavırlarında zoraki değişikliğe sebep olmuştu. Bu arada Fransa'nın Türkiye'ye mandacı bir tavırla yaklaşımı, İngiltere'nin her zamanki gibi rekabetini celbetmişti.

23

Türkiye üzerine İngiliz-Fransız rekabeti Türkiye'nin işine yaramıştı. Bu fırsatı değerlendiren Osmanlı Hükümeti, Paris Barış Konferansı’na davet edilmişti. Bu davet, büyük savaştan ve mağlubiyetten sonra, galip devletler tarafından istemeyerek de olsa Türkiye'nin ve onun mevcudiyetinin "resmen tasdîki” ve kabulü manasına da gelmekteydi (Akşin, 1992: 364; Kurat, 1976: 37; Türkgeldi, 1987: 222-224).

Yunan işgallerinin kendi bölgelerine doğru ilerlemesini endişeyle izleyen İtalyanlar, Gülük’deki kuvvetlerinden 300 kadarını Milas’a sevk ettiler.(Çelebi, 1999: 100).

Haziran 1919 Ödemiş, Nazilli, Tire ve Akhisar’ı işgal eden Yunanlılar Bergama’ya yöneldiler.(Akyüz, v.d., 1997: 111).

01 Haziran 1919 İstanbul’daki Fransız Komiseri, Osmanlı haklarını konferans huzurunda savunmak üzere Osmanlı Hükümetinin Paris’e davet edildiğini bildirdi.(Aydın, 2001: 18).

Osmanlı Hükümetinin, Paris Barış Konferansı’na davet edilmesi üzerine, Hükümetin 1 Haziran’da yayınladığı tebliğde, Anadolu'nun, Türk ve Türklük yurdu olduğu, Türk kalması gerektiği ve haksız işgallerin, Paris Konferansı'nda dile getirileceği; kamuoyunda da Türk milletinin vicdanının sesi olarak, Osmanlı haklarını korumak için azamî gayret gösterilmesi, bu korumanın, devlet ve milletin tam istiklâli ile anavatanda çoğunluğun azınlıklara fedâ edilmemesiyle mümkün olabileceği, himaye ve manda gibi yönetim biçimlerinin reddedilmesi, İstanbul’suz bir Türkiye’nin bağımsız kalamayacağı belirtilmişti (Atatürk, Nutuk, 1987: 28-29; Karabekir, 1988: 40-42; Arslan, 1995: 73-74).

Yunanlılar Ödemiş’i işgal etti.(Akyüz, v.d., 1997: 111).

02 Haziran 1919 İtalyan Ege İşgal Kuvveti Komutanı General Battistoni Milas ve Muğla’yı ziyaret etti ve yetkililerle görüştü.(Çelebi, 1999: 101).

03 Haziran 1919 Paris Barış Konferansı’nda Osmanlı memleketleri hakkında İtilaf devlet temsilcileri ile müzakerelere katılmak ve bu hususta alınacak kararları imzalamak üzere Damat Ferit Paşa ile Tevfik Paşanın temsilci olarak tayin olunduğuna dair padişah iradesi çıktı.(Aydın, 2001: 19). İtalyan Ege İşgal Kuvveti Komutanı General Battistoni, Milas’tan tekrar Gülük’e döndükten sonra, ovası verimli, zengin ve tarıma elverişli olan Milas’da bir tabur İtalyan askeri tarafından işgal edildi.(Aker, 1937: 24-25).

04 Haziran 1919 Nazilli Kazası yunanlılarca işgal edildi.(Turan, 1999: 169).

05 Haziran 1919 Akhisar Kazası Yunanlılarca işgal edildi.(Turan, 1999: 193).

24

İtalyanlar bir tuğgeneralin idaresinde ve 4 makinalı tüfek ile 200 kişilik piyade kuvvetiyle Ahiköy (Yatağan) ve Çine’yi işgal ettiler.(Çelebi, 1999: 102).

10 Haziran 1919 İkinci bir dünya savaşının çıkmasını engellemek amacıyla kurulan Milletler Cemiyeti (Cemiyeti Akvam), otoritesini sağlayacak müeyyedesi olmadığı ve Amerika tarafından desteklenmediğinden çalışamaz hale geldi.(Bal, 2001: 71).

11 Haziran 1919 Mustafa Kemal Paşa, “3. Ordu Müfettişi Fahri Yaverin M. Kemal" imzasıyla Havza’dan Sultan Vahideddin’e bir Telgraf çekti.(Söylev ve Demeçler I: 1945: 16-17; Uluğ, 1975: 24).

12 Haziran 1919 Damat Ferit Paşa, Paris’te Türkiye’nin dünya savaşına katılması ve Şark Meselesi çözümü üzerine Osmanlı Devleti’nin fikirlerini açıkladı.(Çiftçi, 2010: 130).

13 Haziran 1919 Amerikan elçiliğinde siyasi parti liderleri ve çeşitli dernekler delegeleriyle görüşen heyet, azınlıkların ön kişilikleriyle de temas etti.(Kutay, 1979: 16). Dikili, Yunanlılarca işgal edildi.(Uyanık, 2004: 9).

16 Haziran 1919 Emir Faysal ve Mustafa Kemal Paşa’nın Halep’te, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin üyelerinden Kerek Mutasarrıfı Esad Bey’in aracılığı ile gizli bir antlaşma imzaladıklarını basın ajansları yazdılar(Umar, 2003: 47).

Emir Faysal ve Mustafa Kemal Paşa’nın, Halep'te, dokuz maddeden meydana gelen gizli anlaşmada, maddî ve manevî bağlarla birbirine bağlı olan bu iki milletin bir araya gelmelerinin ve birbirleriyle yardımlaşmalarının gerekliliğini hatırlatılmakta ve iki milletin el birliği yapmaları ve kuvvetlerini birleştirerek dinlerini ve vatanlarını korumalarının lüzumunu vurgulanmaktaydı (Rafık, 1994: 35-36; Gökbilgin, 1965: 389; TBMM Gizli Celse Zabıtları, 1980: 2-4).

17 Haziran 1919 Damad Ferid Paşa, Paris Barış Konferansında oluşturulan Onlar Konseyi’nde 8 sayfalık bir konuşma yapmıştı. Osmanlı devleti’nin barış isteklerini bildiren muhtırada Damad Ferid Paşa, ilk önce, Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesinden “ihtilâlci bir komite” olarak vasıflandırdığı İttihatçılar ile Almanların sorumlu olduğunu, böyle bir hükümetin faaliyetlerinden dolayı mensup olduğu Türk milletinin sorumlu tutularak suçlanamayacağını belirtmiş ve İzmir’in işgalinden sonra yaşanan facialardan bahsetmişti (Budak, 1999: 196-200; 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 9).

18 Haziran 1919 Mustafa Kemal’in Havza’da Sovyet Albayı Budenng ile Ermeni Sorununu ve Türk-Sovyet işbirliğini konuştu.(Soysal, 1989: 651).

25

20 Haziran 1919 İtalyanların faaliyetleri Isparta’da tepkiyle karşılandı ve bir miting yapıldı. İkinci Ordu Müfettişi Cemal Paşa, Afyonkarahisar’daki 23.Fırka Komutanlığına gönderdiği bir telgrafta, İtalyanların Burdur ve Isparta yönünde ilerlemelerine engel olunmasını emretti.(Çelebi, 1999: 104).

23 Haziran 1919 Damad Ferid Paşa ve Tevfik Paşa, Türkiye'nin, Türk barışı ve müdafaasıyla ilgili olarak resmî görüşlerini yansıtan ve Nâfıa Nazırı Ferid Bey tarafından kaleme alınan “Müdâfaanâme” muhtırasıyla teklif ve isteklerde bulundu (Budak, 1999: 196-200; Budak, 2002: 58).

25 Haziran 1919 Osmanlı Temsilci Heyeti, kovulurcasına Paris’ten ayrılmaya mecbur bırakıldı.(Aydın, 2001: 19).

27 Haziran 1919 İtalyan işgal tehlikesine karşı harekete geçen Uluborlu halkı da İtalyan işgallerini protesto eden bir telgrafı Dahiliye Nezaretine gönderdi.(Çelebi, 1999: 104).

28 Haziran 1919 Versay Antlaşması imzalandı. I. Dünya Harbi sonunda, ilk barış anlaşması Versailles Sarayı'nın aynalı salonunda Almanya ile imzalanmıştı. Esasen Sevr Antlaşması’ndan ziyade Alman sömürgelerinin ve nüfuz bölgelerinin paylaşımı maddesiyle Türkiye ve Ortadoğu'nun paylaşılmasında bu antlaşma esas alındı.(Çifti, 2010: 133; Bıyıklı, Aralık 2008: 353).

İtalyan kuvvetleri Burdur’un güneyindeki Kayapınar ve Kurne ile Çine ve Bucak’a yerleştirildi. Aynı gün Burdur’da, herhangi bir direnişle karşılaşmadan İtalyanlar tarafından işgal edildi.(Çelebi, 1999: 106).

29 Haziran 1919 Burdur’un işgalinden sonra İtalyanlar yeni bir çıkartma daha yaptılar.(Çelebi, 1999: 107).

İtalyan işgalleri Meclis-i Vükela toplantısında görüşüldü.(Çelebi, 1999: 113).

09 Temmuz 1919 Bir İtalyan binbaşısı Aydın’da bulunan Yunan fırka komutanlığı ile görüşerek İtalyanlarla Yunanlılar arasında bir anlaşmaya varıldı.(Çelebi, 1999: 168).

13 Temmuz

1919 Bölgede inceleme yapan Amerikan Heyeti İskenderun sancağına gelerek halkın yönetimden memnun olup olmadıklarını sormuş, Türk yönetimini istediklerini belirtti.(Pehlivanlı v.d, 2001: 35).

15 Temmuz 1919 Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Paris Barış Konferansına İstanbul’dan bir telgraf gönderdi. Yunanlıların İzmir’den etrafına büyük çoğunluğu Müslüman olan yerlere yayıldıklarını, Yunan birliklerinin girdikleri yerlerde vahşet yaptıklarını belirtti.(Bilge, 2000: 58).

26

18 Temmuz 1919 Paris Barış Konferansı toplantısında Clemenceau, Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin telgrafını okudu. Yunanlıları İzmir’e biz gönderdik sorumluluğumuz var, bir soruşturma komisyonu göndermeyi öneriyorum, dedi.(Bilge, 2000: 59).

23 Temmuz 1919 Muğla, İtalyanlar tarafından işgal edildi.(Çelebi, 1999: 107).

24 Temmuz 1919 İngiliz raporu ile Emir Faysal arasında Esad Bey ve Küçük Cemal Paşa aracılığı ile bir Türk-İslam Paktı oluşturulması, Konusunda görüşmeler yapıldı.(Umar, 2003: 47). İtalyanlar son olarak 60 askerle Andifli’yi (Kaş) işgal ettiler.(Çelebi, 1999: 107).

25 Temmuz 1919 Yapılan bir toplantıda soruşturma komisyonunun talimatı belirlendi. Komisyon Yunan birliklerinin İzmir, Ayvalık, Aydın ve civarını işgalden sonra meydana gelen olayları inceleyecek, sorumluları saptayacak ve yüksek konseye rapor verecekti.(Bilge, 2000: 60).

29 Temmuz 1919 Anadolu’daki işgal bölgelerinin tespit edilmesinden sonra Yunanistan ile İtalya arasında bir anlaşma daha imzalandı. Bu anlaşma Tittani Venizelos arasında yapıldı.(Çelebi, 1999: 170).

Temmuz 1919 Temmuzun son günleri: Milne’in Türk-Yunan sınır hattını tespit için İzmir’e gelmesi.(Jaeschke, 1989: 55).

05 Ağustos 1919 Festing Raporu’nda Yunanlılarla aralarındaki sorunların da tesiriyle Bulgarların Türklere sempati duyduğu tespitinde bulundu.(Değerli, 2008: 56).

12 Ağustos 1919 ABD tarafından İstanbul’a atanan Lewis Heck’i G. Bie Ravndal ve “yüksek komiser” unvanıyla atanan Amiral Mark Lambert Bristol takip etti (Bulut, 2010: 24).

Festing’e Bulgar Bilim adamı M. Lordan Ivanoff Kavala-Seres hattında 165 Bulgar Köyü’nün Yunanlılar tarafından yok edildiği şikâyetinde bulundu.(Değerli, 2008: 57).

19 Ağustos 1919 Le Temps gazetesinde şu ibare yer aldı.” Osmanlı imparatorluğu’nun ne şekilde paylaşılırsa paylaşılsın hiçbir paylaşma Fransızlar’a bu devletin muhafazasını sağlayacağı avantajlara eşit avantajlar sağlamayacak”.(Yavuz, 1994: 36).

26 Ağustos 1919 Batı cephesinde Kuvayı Milliye kuvvetleri Yunanlılarla Üç Yol Muhaberesini yaptı.(Almanak, 1986: 340).

Eylül 1919 İngiliz Binbaşı Noel, Ali Galip ve arkadaşlarını, Kemalistler’e karşı kışkırttı.(Sonyel, 2003/II: 5).

Eylül 1919 Mahatma Gandhi: “Türk meselesi yalnız Müslüman Hintlilerin değil bütün Hintlileri ilgilendiriyor. Türk meselesi 70 milyon

27

Müslüman’ın meselesidir. 70 milyon Hindistan’ın dörtte biridir ve milletin dörtte biri yaralıdır. Böyle bir yaranın hepimize tesiri olmazsa o zaman devlet sayılmayız” diye bir demeç verdi.(Tansel, 1991: 178).

04-11

Eylül 1919 Sivas Kongresi’nde Misak-ı Milli genişletildi.(Bal, 2006: 675).

08-09

Eylül 1919 İstanbul Bekir Ağa Bölüğü’nde tutuklu bulunan Halil Paşa ile Batum da Ardahan kışlasında tutuklu Nuri Paşa tabiatıyla birbirlerinden haberleri olmaksızın kaçtılar.(Gürün, 1991: 19).

12 Eylül 1919 Damat Ferit’in İngilizlerle yaptığı iddia edilen kamuoyuna duyurulmasıyla birlikte İstanbul’daki Fransız ve İtalyan temsilcilerinin sert protestolarına neden olan gizli sözleşme İtilaf Devletleri arasında soğukluğa neden oldu.(Yavuz, 1994: 68).

13 Eylül 1919 Türkiye’ye Ruslar kardeşlik elini uzatmaya hazır olduklarını bildirdiler (Tansel, 1991: 236). Rusya’daki Türkler, ülke aleyhine davranmamaları için uyarıldı.(Gürün, 1991: 17).

15 Eylül 1919 İngiltere ile Fransa yeni gizli ikili bir antlaşma yaparak Ortadoğu’daki Osmanlı topraklarını nasıl paylaşacaklarını belirlediler.(Kili, 1982: 75; Akyüz, v.d., 1997: 108; Turan, v.d., 2006: 126; Yavuz, 1994: 53). Fransızların Panislamizm korkularının kaynağı olan İngiliz Fransız sözleşmesine göre İngilizler, Kilikya, Antep, Urfa, Maraş ve Suriye’den çekilerek bu bölgeleri Fransızlara devredecekler karşılığında ise Musul’u da içine alacak şekilde Mezopotamya’ya sahip olacaklardı.(Yavuz, 1994: 40).

İngiltere ile Fransa arasında yapılan anlaşma ile Suriye ve Güney Anadolu, Fransız mandasına verilince bu bölgeye Fransız yönetimi ve Fransızların yanı sıra Ermeniler yerleşmeye başladı.(Akyüz, v.d., 1997: 79).

Paris Uzlaşması veya Suriye İtilafnamesi ile Osmanlı Türkiyesinden koparılmaya çalışılan bölge üzerinde işgal kuvvetlerin değişimi ve denetimi gerçekleştirildi.(Aydın, 2001: 20).

22 Eylül 1919 General Harbord’a Milli Mücadele’nin hedeflerini belirten momerandum verildi.(Gönlübol-Sar, 1990: 13).

23 Eylül 1919 Kazım Karabekir Paşa bu yolda çalışmayı vaat eden Halil Paşa’nın Çerkez kıyafetiyle Nahcivan’a geçmesini sağladı.(Gürün, 1991: 20).

Ekim 1919 Fransızlar bölgede Müttefikler Arası Muvakkat Batı Trakya

28

Hükümeti adıyla bir hükümet kurdular.(Değerli, 2008: 57).

Ekim 1919 Ermeni-Fransız işbirliği sonucu Antep işgal edildi.(Bal, 2001: 129).

02 Ekim 1919 Ali Rıza Paşa sadrazamlığa atandı.(Yavuz, 1994: 27).

07 Ekim 1919 İzmir’de Yunan işgali konusunda soruşturma yapmakla görevlendirilen komisyon, hazırladığı raporda “mütarekeden sonra Hıristiyanların tehlikede olmadıklarını, güvenlik şartlarının 7.maddeye dayanarak İzmir’in işgalini gerektirmeyeceğini, asayişin korunması amacıyla yapılan işgalin gerçekte ilhakın bütün şartlarını gösterdiğini” bildirdi.(Akyüz, v.d., 1997: 53).

09 Ekim 1919 Musatafa Kemal, Halep’te bulunan taraftarları aracılığı ile Suriyelilere bir bildiri gönderdi.(Bıyıklı, 2008: 327; Umar, 2003: 125).

15 Ekim 1919 İngilizlerin, Maraş’ı Fransızlara teslim edeceği havadisi duyuldu.(Şapolyo, 1949: 240).

17 Ekim 1919 Batı Trakya’da İskeç Yunanlılarca işgal edildi.(Uyanık, 2004: 13).

19 Ekim 1919 Bolşeviklerle temas için gönderilen Dr. Fuat Sabit Bey’den ilk rapor bu tarihte Kazım Karabekir Paşa’ya ulaştı.(Gürün, 1991: 23).

20 Ekim 1919 Fransız Başbakanı Clemenceau’ya Fransız şirketlerinden oluşan Osmanlı Devleti’nde Fransız çıkarları topluluğu Türkiye’nin kesin politik statüsünü kazanamamış olmasından duydukları rahatsızlığı dile getiren bir muhtıra gönderdi (Yavuz, 1994: 86). Paris Barış Konferansı’nda alınan karar doğrultusunda Bulgaristan, Batı Trakya’yı Fransızlara bırakmak zorunda kaldı.(Değerli, 2008: 57).

Horbord’la Mustafa Kemal ilk defa karşı karşıya geldiler.(Kutay, 1979: 12).

22 Ekim 1919 Mustafa Kemal, General Harbord’a Heyet-i Temsiliye Reisi olarak Milli Mücadelenin hedeflerini özetleyen bir memorandum verdi.(Gönlübol vd., 1996: 18; Kutay, 1979: 93).

24 Ekim 1919 İtalya Dışişleri Bakanı Tittoni, General Elio’ya gönderdiği telgrafta, İtalyan birliklerinin Mustafa Kemal’in askerleriyle hiçbir şekilde çatışmamalarını emretti.(Çelebi, 1999: 160).

28 Ekim 1919 Türklerle-Yunanlılar arasında ilk çatışma Ödemiş’te meydana geldi.(Winstone, 1999: 463).

29

01 Kasım 1919 Fransız Harp Bakanlığı’na verilen raporda, Fransızlar, gerek İngilizlerin gerekse kendilerinin Anadolu’da izlemiş oldukları politikaların değerlendirmesini yaptılar.(Yavuz, 1994: 42).

Urfa, Antep ve Maraş tamamen Fransız işgali altına girdi.(Yavuz, 1994: 8).

06 Kasım 1919 Mustafa Kemal, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne gönderdiği telgrafta Antep, Urfa, Maraş halkının işgalleri protesto amacıyla mitingler düzenlemeye başladığını, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin ve belediye başkanlarının bu durumu telgraflarla İtilaf Devletleri temsilciliklerine, Avrupa ve Amerika kamuoyuna duyurmaları gerektiğini bildirdi.(Yavuz, 1994: 39).

07 Kasım 1919 Afyon Karahisar’da tabur komutanı olarak görev yapan Labonne, gizli raporunda Türklere Kilikya’daki amacımızı tamamen ekonomik nitelikte olduğunu kabul ettirmek gittikçe güçleşiyor.’’ derken önemli bir gerçeği dile getirdi.(Yavuz, 1994: 51).

10 Kasım 1919 Mustafa Kemal’in Bursa 56. Fırka komutanı Bekir Sami Bey’e göndermiş olduğu telgrafta bağımsız bir Türkiye’nin İngilizlerin hiç işine gelmediğini Fransızların ise Türkiye’den olabildiğince yararlanmayı düşündüklerini, dolayısıyla Fransızlarla İngilizleri aynı kefeye koyduğunu söyledi.(Yavuz, 1994: 44).

Mustafa Kemal, Halep'te bulunan taraftarları aracılığı ile Suriyelilere bir bildiri göndermiştir. Mısır’daki İngiliz orduları komutan vekilinden Lord Curzon’a gönderilen 10 Kasım tarihli bir raporda Suriye’de Türk propagandasının arttığından, yeniden Türk idaresi kurulması istendiğinden, Fransız mandası istenmediğinden, Arap kamuoyunun Avrupalılar aleyhine dönmekte olduğundan bahsedildi.(Şimşir, 1975: 192-195).

16 Kasım 1919 Afyon Karahisar’da tabur komutanı olarak görev yapan Labonne Fransız Harp Bakanlığına verdiği raporda milliyetçilerin etki alanlarını Kafkasya, Azerbaycan ve Suriye’ye kaydırdıklarından söz ederek Fransa’nın rahatsızlığını dile getirdi.(Yavuz, 1994: 41).

İstanbul’dan İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Sir Robeck’in yine Lord Curzon’a yolladığı bir yazıya Mustafa Kemal’in Halep’te dağıttırdığı bir beyanname eklenmişti. Bu ilgi çekici beyannamede şu düşünceler yer almaktaydı: “Kederli bir milletin sesine kulak ver, despotizmin ellerine düşme, düşmanlarının kötü emellerine kapılma! Türklerle Araplar arasına sokulan nifaklara aldırma, kanma. Hainlere karşı birleş, sonra pişman olursun. T.B.M.M. Hükümeti vatanı ve milleti, Müslümanlığı kurtarmak istiyor. Din kardeşleri olarak

30

yaşayalım düşmanlarımızı kahredelim.” (Sonyel, 1973: 193).

17 Kasım 1919 Stamboulisky, İngiltere’yi Trakya konusunda ikna etmek için Londra’ya gitti.(Değerli, 2008: 58).

18 Kasım 1919 Yunanlılar tarafından savaş esiri olarak İzmir’e getirilmekte olan Türklerin öldürüldüğü Harbiye Nezareti tarafından General Milne’e bildirildi.(Özcan, 2005: 74).

24 Kasım 1919 Mahatma Gandhi: “Türkiye’nin istikbali garanti altına alınmadıkça ne Müslüman ne de Hindular için barış menasiminin hiçbir manası olmayacağını” belirtti.(Tansel, 1991: 179).

25 Kasım 1919 Serv Antlaşması’na dayanarak Ermeniler Türk topraklarına saldırdı.(Küççük, 2004: 60).

27 Kasım 1919 Başbakan Stamboulisky çok ağır şartlar taşıyan Nevilly Antlaşması’nı imzalamak zorunda kaldı.(Değerli, 2008: 58).

29 Kasım 1919 Kahire’deki İngiliz Yüksek Komiser vekili Albay Meinertzhagen, İngiltere Dış İşleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği telgrafta Picot’un Mustafa Kemal ile görüşmek üzere Anadolu’ya gideceğini, Fransızların İngiliz çıkarları aleyhine Arapları ve Türkleri kazanma politikası güttüklerini bildirdi.(Yavuz, 1994: 51).

04 Aralık 1919 Yunanlılar Tatarlıya hücuma başladılar.(Şapolyo, 1949: 197).

07 Aralık 1919 Fransız Yüksek Komiseri Georges Picot, Mustafa Kemal ile Sivas’ta görüşme yaptı.(Yavuz, 1994: 48). Demirci Mehmet Efe, 600’den fazla adamıyla Isparta’dan Burdur’a geldi ve İtalyan birliklerinin komutanı Teğmen Boza ile bir görüşme yaptı.(Çelebi, 1999: 160).

17 Aralık 1919 Yarbay Romieu komutasındaki birlikler Tarsus, Adana ve Misis’i işgal etti.(Yavuz, 1994: 56).

23 Aralık 1919 Amasya Protokolü’nde her iki taraf da Osmanlı yasalarına göre kurulacak olan bir Meslis-i Mebusan’ın İstanbul dışında seçilip toplanması ve Sivas Kongresi’nde alınan kararları sultan hükümetinin kabul ettiği konusunda anlaştılar.(Hale, 2003: 39).

1920

1920 Atina Antlaşması ile Batı Trakya Türkleri kendi dini liderini ve şehirlerdeki Cemaat Başkanı ile heyetlerini kendileri seçme hakkına sahip oldular (Ahmet, 1995: 39).

Azerbaycan Milli Hükümeti kuruldu (Akpınar, 1995: 359). Azerbaycan’da Hıyabani Ayaklanması oldu (Akpınar, 1995:

31

360)

Kilikya’da Ermenilerin Türklere karşı öç alma savaşı başladı.(Sonyel, 2003/II: 23).

Enver Paşa, Atatürk’e Rusya’nın İslam alemi hakkındaki düşüncesini bildirdi.(Gürün, 1991: 18).

Japonya tarihinde ilk defa Kur'an-ı Kerim'in tercümesi yapıldı.(Cemil-İlhan, 1989: 101).

RSFSC ve Türkiye arasında devrimci Türkiye’nin uluslararası durumunu büyük ölçüde güçlendiren ve Ankara hükümetini içinde bulunduğu dış politik yalnızlıktan kurtaran diplomatik ilişkiler kuruldu.(Bagidov, a.g.e, s.36).

Türkiye’deki Milli Mücadeleciler 1920 yılında Halep Teşkilat-ı Milliye riyasetinde yazdıkları bir yazıda direnişlerinin teşviki, faydaları ve yapılması gerekenleri dile getirdi.(Umar, 2003: 191).

Genç Araplar Cemiyeti'nin kurucularından ve Arap İstiklal Partisinin (Hızbu'l-İstiklali'l-Arabî) genel sekreteri Said Haydar, resmî bir elçilik heyeti ile Şam'dan İstanbul'a gönderilmiş ve burada Mustafa Kemal'in temsilcisi ile görüşerek iki taraf arasında dört maddeden oluşan bir dostluk anlaşması imzalayarak bunu Suriye hükümetinin onayına sunmuştu. Mustafa Kemal'in Suriyelilere gönderdiği, yardımlaşmanın zorunlu olduğunu açıklayan bildiriler dağıtıldı.(Şimşir, 1981: 100-101).

Ocak 1920 Maraş’ta savaşan Fransızlar’a yardım için giden Fransız askerleri Araplar Köyü halkını evlerinden attılar, eşyalarını yağmaladılar.(Akyüz, v.d., 1997: 109).

Lenin, Faysal’ın temsilcileri ile görüşme yapmak üzere Şam ve Halep’e gitti.(Winstone, 1999: 464).

02 Ocak 1920 Meclis, gizli oturumunda Misak-ı Milli’nin kararlarını oluşturdu.(Bal, 2001: 108).

10 Ocak 1920 I.İnönü Zaferi kazanıldı ve Yunanlılar’a büyük bir darbe indirildi.(Sonyel, 2003/II: 117).

12 Ocak 1920 İstanbul’un stratejik konumu, Hintli Müslümanların tepkileri ve Rus tehlikesi göz önüne alınarak Bab-ı Ali’nin İstanbul’da bırakılmasına karar verildi.(Yavuz, 1994: 35). 15. Kolordu, Türk topraklarına giren Ermenilerin üzerine yürüdü ve Kars'ı kurtardı.(Küççük, 2004: 61).

15 Ocak 1920 Fransızların elinden Urfa’yı kurtarmak için Kuva-yi Milliye teşkilatı kuruldu.(Şapolyo, 1949: 245).

18 Ocak 1920 Ferit Bey, Fransız Dış İşleri Bakanlığı Siyasi Bölüm Başkanı

32

Peretti de la Rocca ile yaptığı görüşmede, Mustafa Kemal’in kalıcı bir barıştan yana olduğunu, bunun için İzmir’i Yunanlılar tarafından boşaltılarak Türk egemenliğine bırakılmasının şart olduğunu belirtti.(Yavuz, 1994: 159).

25 Ocak 1920 Fuat Sabit Bey’in ikinci raporu, 26 Şubat’ta Kazım Karabekir Paşa’ya ulaştı. Raporda ismi belli olmayan bir yüzbaşının Bolşeviklerle iyi geçinmemiz gerektiği düşüncesini dile getidi ve bu askerlerin de Türk olduğunu savundu.(Gürün, 1991: 23).

28 Ocak 1920 Osmanlı Mebusan Meclisi toplandı. Gizli toplantıda bu Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde “Misak-ı Milli”nin ana hatları görüşüldü ve Misak-ı Milli kabul edilerek kanunlaştı. 17 Şubat’ta tüm dünyaya duyuruldu.(Yavuz, 1994: 11; İlgazi, 2008: 126; Demiray, 2008/I: 152; Ateş, 1980: 145; Turan, v.d., 2006: 262).

Şubat 1920 Türk askeri birliği, Nahcevan’ın o zamanki yöneticisi Kelbali-Han aracılığıyla hareket ederek Musavatçı yönetimi Nahcevan’ı terk etmek zorunda kaldı.(Bagidov, 2000: 66).

01 Şubat 1920 Hindistan Müslümanları, Türk davasını desteklemek için Avrupa’ya bir heyet gönderdiler.(Bal, 2001: 164).

02 Şubat 1920 Sovyet Rusya, Estonya ile Darpat Antlaşması’nı imzaladı.(Atabey, 2008: 194).

06 Şubat 1920 Mustafa Kemal Paşa, Sivas Merkez Heyet Başkanlığına gönderdiği telgrafında Bulgaristan’ın 1920 başları itibariyle ordusunu silâhaltına alarak Neuilly Antlaşması’na uymadığını belirterek bu sebeple de Türklerin hareketlerinde serbest olacağını açıkladı.(Değerli, 2008: 59).

11 Şubat 1920 Heyet-i Temsiliye döneminde 20.kolordu Kumandanlığı’nın 10.Kolordu Kumandanlığı’na gönderdiği bir telgrafta, Tiflis’deki heyetlerinden Azerbaycan’a silah vereceklerini söyleyen İtalyanların gerekirse Anadolu içinde silah alınabileceğinin yazılması gerekli askeri malzemenin bu ülkeden sağlanabileceğini gösteriyordu.(Çelebi, 1999: 280).

Maraş’ın kuşatılması üzerine Fransızlar, Maraş’ı boşaltmak zorunda kaldılar.(Bal, 2001: 129).

12 Şubat 1920 Fransızlar Maraş’ı terk etmek zorunda kaldılar.(Ateş, 1980: 152).

Londra Konferansı’nın başlaması, Müttefikler arasında Anadolu'yu pay konusunda Londra'da başlayan bu konferansta 14 Şubat'ta şu kararlara varılmıştı: 1. I. Dünya Savaşı'nda mağlup olmasına rağmen Türkiye gene bir devlet olarak kalmalıdır. 2. Türkiye Dünya barışını tehdit edici bir güç haline getirilmemelidir. 3. Boğazlar uluslararası bir kurul tarafından

33

idare edilmelidir. 4. Türkiye yeni kurulacak bir Ermenistan'ı tanımalıdır. 5. Türkiye Mezopotamya(Musul ve çevresi), Suriye ve Filistin'den vazgeçmelidir (80 Yıl Kronolojisi, 2004: 16).

13 Şubat 1920 Mustafa Kemal Paşa, Sivas Merkez Heyetine gönderdiği bir telgrafta, Bulgaristan’da komünistlerin Rus Bolşevikleriyle işbirliği yaptığını bildirdi(Değerli, 2008: 59).

14 Şubat 1920 Londra Konferansı’nda padişahın İstanbul’da kalıp kalamayacağı tartışıldı.(Yavuz, 1994: 35).

15 Şubat 1920 Ermeni ve Süryanilerden oluşan 1200 kişi Urfa da Fransızlara katıldı.(Yavuz, 1994: 58).

17 Şubat 1920 Taksim, pay tartışmaları sırasında, geçici de olsa Alman tehdidi ve rekabeti yokluğu, Türklerin, Ortadoğu’da İngilizlerle savaş ve son direnişten sonra, Ankara ve İstanbul'da aynı anda fakat temel örnekler ve belgelerin bir devamı olarak başlamış ve İstanbul'da oluşturulan bir komisyon tarafından son şeklini alan, öngörülen sınırlar içinde yaşayacak ana nüfusun niteliğinin, "ortak din/İslâm ve ortak vatan/Anadolu" bilinci ve anlayışı içinde haklarına sahip Müslüman olması ve Müslüman olmayanların azınlık kabul edilmesi yönündeki din temelli bir kıstasa dayanan Misak-ı Millî sınırları dünyaya ilan edildi (Budak, 2002: 501, 508).

12 Şubat 1920 I. Londra Konferansı Başladı.(Çiftçi, 2010: 132).

Mart 1920 Kemalistler ile İngilizlerin ikili görüşmeleri başladı.(Sonyel, 2003/II: 97).

02 Mart 1920 İngiliz deniz uzmanları, Türk Dışişleri Bakanlığına aşağıdaki memorandumu vermişlerdi: 1. Türkiye kendi kıyılarını koruyacak bir donanmaya sahip değildir. 2. Türk Donanması sadece balıkçı gemilerini koruyacak bir kuvvet biçimine sokulmuştur ve böyle kalacaktır. 3. Türk kıyıları nereye kadar uzanacaktır? Bıyıklı, 2007: 402).

03 Mart 1920 M. Kemal Paşa, şifre ile Kazım Karabekir Paşa’ya Karakol Cemiyeti namına Bakü’ye göndermiş olduğu Sait Bey’in Bolşeviklerle bir ittifak antlaşması yaptığının öğrenildiğini bildirdi.(Gürün, 1991: 24).

Yananlılar taarruza geçtiler. Gölcük Yaylasıyla Bozdoğan’ı işgal ettiler.(Nutuk, 2005: 270).

06 Mart 1920 Sevr Antlaşması sonucunda Damat Ferit baygınlık geçirdi.(Sonyel, 2003/II: 99).

Mustafa Kemal, Kazım Karabekir’e gönderdiği telgraf yazısında itilaf devletleriyle bir anlaşmaya ya da uzlaşmaya varılması ihtimalinden söz etti.(Sonyel, 2003/II: 68).

34

08 Mart 1920 İngiltere’nin ve İngiliz taraftarlarının Damat Ferit’in sadrazamlığını beklemelerine karşın bu göreve Salih Paşa getirildi.(Ateş, 1980: 158).

15 Mart 1920 İngiliz Generali Wilson Harbiye Nazırına İstanbul’un işgal edileceğini bildirdi.(Ateş, 1980: 160).

16 Mart 1920 İstanbul’un İngilizler tarafından resmen işgal edilmesinden sonra, başta İstanbul olmak üzere Türkiye, askeri ablukanın yanı sıra ekonomik bakımdan da itilaf devletlerince denetim altına alındı ve Mecliste kabul edilen öneriyle önceden imzalanılan tüm anlaşmalar yetkisiz sayıldı.(Sonyel, 2003/II: 3; Değerli, 2008: 63).

İşgale gerekçe olarak Maraş’ta 20 bin Ermeni’nin öldürüldüğü uydurularak, İstanbul’un işgaline karar verildi.(Bal, 2001: 110).

İstanbul işgaline kadar, İngilizlere karşı açıkça düşmanlık yapmaktan çekinildi ve Batının güvenini kazanmak için Amerikalı Genaral Harbor’da yazılı bir muhtıra vererek, amacın Misak-ı Milli sınırlarını ve egemenlik haklarımızı sağlamaktan başka bir şey olmadığı belirtildi.(Akşin, 1991: 87). İstanbul’daki hükümet yetkililerinin Anadolu’daki milli hareketi eleman ve malzeme yönünden sürekli desteklemesi İtilaf Devletleri silahlı kuvvetlerinin İstanbul’u işgal etmeleri sonucunu doğurdu.(Akyüz, v.d., 1997: 156). Enver Paşa, Halil ve Cemal Paşaların ayrılmalarından sonra Bekir Sami Bey heyeti Moskova’ya gitti.(Gürün, 1991: 44). Son Osmanlı Meclisi İngilizler tarafından basılarak dağıtıldı.(Irmak, 1973: 169). Meclisi basan İngilizler, mebusları tutukladılar ve bir kısmını Malta’ya sürdüler.(Irmak, 1973: 8). İngiltere, Fransa ve İtalya yüksek komiserlerinin müştereken İmzaladıkları nota, Sadrazam Salih Paşa’ya tebliğ edildi (80 Yıl Kronolojisi, 2004: 16).

Saltanatın ebediyen İstanbul’un işgaliyle kaldırıldığı bildirildi.(Çiftçi, 2010: 155).

İstanbul’un İtilaf Devletleri’nce “geçici” kaydıyla işgali, Meclis-i Mebusan’ın dağılması, aydınların ve milletvekillerinin tutuklanması, Osmanlı Devleti’nin sona erdiğini gösteriyordu.(Akyüz, v.d., 1997: 89).

17 Mart 1920 Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’un işgali sebebiyle yayınladığı beyannamede İslam dünyasına Hilâfeti ve Hilâfet Makamının vaziyet ve önemini vurguladı.(Mustafa Kemal, Âlem-i İslâm’a Beyanname, 1920: 1).

21 Mart 1920 İngiliz Yüksek Komiseri, Padişah Vahdettin tarafından kabul

35

edildi ve görüşmeler başladı.(Sonyel, 2003/II: 100).

22

Mart 1920 Kazım Karabekir Paşa, Erivan Cumhuriyeti Kumandanlığına bir mektup yazarak, Müslümanlara karşı, Ermenilerin yaptıklarını bildirdi (Tansel, 1991: 12).

Nisan 1920 Ortadoğu Konusunda Kahire’de bir toplantı yapıldı. İngiltere Faysalı Kral yapmaya karar verdi.(Türkmen, 2003: 26).

08 Nisan 1920 Baha Sait Bey kendisini yüksek bir paşa görüp komünist devlet adamlarını örnek alıcı konuşmalar sergiledi(Gürün, 1991: 29).

09 Nisan 1920 İbrahim Efendi son görevinden geri dönüşünde yaptığı temaslar konusunda bir rapor takdim etti.(Gürün, 1991: 29).

10 Nisan 1920 Türk komünist fırkası imzalı raporda İbrahim Efendi’nin Bolşevik heyet merkezi ile işbirliği yaptığı belirtildi(Gürün, 1991: 29).

13 Nisan 1920 K. Karabekir Paşa Bakü’ye gönderilen heyetin kendi başına iş yapmaması için uyardı.(Gürün, 1991: 31).

18

Nisan 1920 San-Remo Konferansı başladı.(Çiftçi, 2010: 132).

Kazım Karabekir Paşa, Moskova’ya heyet gönderilmesini istedi.(Gürün, 1991: 32).

19 Nisan 1920 İtilaf Devletleri başkanlığında oluşturulan konsey, Türklerle imzalanılacak olan barış koşullarına son biçimini vermek amacıyla San-Remo Konferansı’nın oturumlarına başladı.(Sonyel, 2003/II: 74).

20 Nisan 1920 İtilaf Yüksek Komiseri ile Türk Barış Delegasyonu görüşmesi başladı.(Sonyel, 2003/II: 79).

21 Nisan 1920 Bulgaristan’daki Müttefik Askeri Komisyonu Başkanı Gontrekur, Bulgar Savunma makamlarına verdiği bir nota ile Doğu Orduları Genel Kumandanı’nın elinde Bulgarların Doğu Trakya’da Türklerle yardım ettiklerine dair kesin deliller olduğunu bildirdi.(Değerli, 2008: 62).

23 Nisan 1920 TBMM “olağanüstü yetkilerle” açıldı ve çalışmaya başladı. Ankara’da 120 mebus ile toplanan ve Ankara da çalışmaya başlayan TBBM ve hükümet kuruldu. Tarihte ilk defa “Türkiye” adı resmen bu Meclisin toplanmasıyla kullanılmaya başlandı. TBMM’nin ilk oturumu gerçekleşti.(İnan, 1977: 68; Sonyel, 2003/II: 1; Çiftçi, 2010: 149; Irmak, 1973: 81).

24 Nisan 1920 Mustafa Kemal Paşa, ateşkesten Meclisin açılmasına kadar geçen süre içindeki siyasi durum hakkında, I. Dönem I. Yasama Yılı dolayısıyla Mecliste bir konuşma yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/1d1yy1.htm,

36

19.05.2011).

San Remo Konferansı’nda Suriye ve Lübnan Fransız mandasına verildi.(Yavuz, 1994: 87; Acar, 1989: 25).

Konferans ile Musul tekrar İngiltere’nin nüfuz bölgesi olarak kabul edilmiştir.(Kürkçüoğlu, 1978: 276).

M. Kemal Paşa, “Kurucu Meclis”te yaptığı ilk konuşmasında hedefinin Hilâfet ve Saltanat makamını yabancı baskılardan kurtaracak ve Osmanlı Devletini esaret ve yok olmaktan alıkoyacak tedbirleri almak olduğunu belirtmiş, yeni teşkilatın İslâmiyet’le mutabık olduğunu teyit etmiş ve İslâmiyet esaslarını nazarı dikkate almakta olduğunu söylemekle beraber Meclis’in doğrudan doğruya milletin bütün işlerine el koyma taraftarı olduğunu da vurguladı (Uluğ, 1975: 21; TBMMGCZ, I, 1980: 2-4; Öztürk, 1990: 73-74; İnan, 1977: 68).

25 Nisan 1920 Müttefik Devletler Yüksek Konseyi, San Remo toplantısında Suriye ve onun bir parçası sayılan Lübnan’ı “A” türü manda yönetimi olarak Fransa’ya bıraktı.(Pehlivanlı, 2001: 33).

İtilaf devletleri San Remo görüşmelerinde Musul bölgesini pazarlık konusu yaptılar.(Türkmen, 2003: 26).

26 Nisan 1920 Büyük Millet Meclisi, padişaha sadakat kararı aldı.(Yavuz, 1994: 77).

26 Nisan 1920 BMM tarafından Sovyet Rusya’ya Anadolu yönetimini tanımaya ve emperyalist devletlere karşı yardım içeren nota verdi.(Sonyel, 2003/II: 5).

26 Nisan 1920 TBMM’nin açılışından sonra M. Kemal’in Lenin’e yazdığı ve Moskova hükümetine bazı teklifleri kapsayan bir mektup, Türkiye ile Rusya arasında resmi ilişkilerin başlangıcı olarak kabul edildi.(Kolesnikov, 2010: 27; Meram, 1969: 245; Uluatam, 2001: 14).

M. Kemal Paşa, Bakü’ye gidecek heyete o bölge halkının nasıl korunması konusunda direktifler verdi.(Gürün, 1991: 33).

27 Nisan 1920 Azerbaycan Milli Hükümeti çaresizlikten istifa etmek mecburiyetinde kaldı. Böylece, Azerbaycan Türklerinin 2 yıl süren istiklal dönemi dramatik bir şekilde sona erdi. Başta Mehmet Emin Resulzade olmak üzere pek çok milliyetçi aydın ülkesini terk ederek Türkiye’ye sığınmak durumunda kaldı.(Saray, 1996: 49).

28 Nisan 1920 Azerbaycan’ı işgal eden Bolşevikler, istekleri doğrultusunda hizmet verecek Sovyet Sosyalist Azerbaycan Cumhuriyeti’ni kurarak işe başlamış ve en kısa zamanda Azerbaycan’ın Türk dünyası ile ilişkilerini keserek adeta enterne etmiştir.(Saray, 2006: 176).

37

30 Nisan 1920 M.Kemal, yansız devletler ve İtilaf Devletleri Dışişleri Bakanları’na gönderdiği yazıda İstanbul’un işgalini protesto etti.(Sonyel, 2003/II: 2).

Osmanlı Heyeti, Paris’e hareket etti.11 Mayıs günü barış şartları teverildi ve kuruldan bu şartlara bir ay içinde karşılık verilmesi istendi.(Sonyel, 2003/II: 79). TBMM açıldıktan kısa bir süre sonra, Mustafa Kemal Paşa Bulgar Başbakanı Aleksond Stamboulisky’ye bir mektup gönderdi.(Değerli, 2008: 64).

Mustafa Kemal Paşa, meclis reisi sıfatıyla TBMM’nin açılışını Avrupa ülkelerinin dış işleri bakanlıklarına birer nota ile bildirdi (Uluatam, 2001: 15).

Mayıs 1920 Kemalistler Kilikya’da Fransızlarla 20 günlük ateşkes imzaladı.(Sonyel, 2003/II: 12). Referandum yapıldı ve Batı Trakya’nın Yunanistan’a ilhak edilmesi doğrultusunda bir sonuç ortaya çıktı.(Değerli, 2008: 59).

TBMM oturumunda, gerici görüşmeleriyle dikkati çekmesine ve Sovyet-Türkiye dostluğuna karşı olmasına rağmen Türkiye Dışişleri Bakanı Sami Bey başkanlığındaki bir heyetin Moskova’ya gönderilmesi, yeni kurulan TBMM tarafından dış meseleler konusunda alınan ilk karar oldu.(Bagidov, 2000: 35).

01 Mayıs 1920 Mustafa Kemal, konuşmasında: “Hudud-ı Millimiz İskenderun’un cenubundan geçer, Şark’a doğru uzanarak Musul’un Süleymaniye’yi Kerkük’ü ihtiva eder” dedi.(Aydın, 2001: 21). Tevfik Paşa başkanlığındaki Barış Konferansı’na katılacak olan Osmanlı heyeti Paris’e gitti (80 Yıl Kronolojisi, 2004: 18).

04 Mayıs 1920 S.M. Kirov ve G.K. Orconikidze V.İ. Lenin’e şu raporu verdiler. Türk askerleri ve subayları Bakü’deki devrim yararına son derece etkin bir rol oynadılar. Musavatist hükümetin Bakü’den kaçma imkânını engellediler.(Bagidov, 2000: 41).

05 Mayıs 1920 TBMM M.Kemal’in başkanlığında oluşturulan Bakanlar Kurulu’nda dış siyasetle ilgili sorunları ele aldı.(Sonyel, 2003/II: 8).

TBMM’nin yaptığı ilk toplantıda görüşülen en önemli konulardan biri, müttefiklere ve Yunanlılara verilecek mücadelede Türkiye’nin yalnız kalmaması oldu.(İlgazi, 2008: 120).

K. Karabekir Paşa, özellikle kızıl ordunun Azerbaycan’a girmesinden sonra, bu heyetin gönderilmesinin daha da müstacel hale geldiği üzerinde durdu.(Gürün, 1991: 35).

38

09 Mayıs 1920 B.M.M. Reisi olarak, İslam Dünyasına yayınladığı bir bildiri aynı zamanda, Mustafa Kemal’in İslam Dünyasına ve Ortadoğu'ya ilişkin yaklaşımını vermesi açısından da önemliydi.(Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, IV, 1964: 323-326).

10 Mayıs 1920 Paris yakınlarındaki Sevr kasabasında Sevr Antlaşması imzalandı.(Bal, 2001: 121).

11 Mayıs 1920 Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey başkanlığında Yusuf Kemal (Tengirsek) Bey ile Fırat Sabit Bey’den oluşan 3 kişilik TBMM’nin ilk resmi heyeti, Sovyet yardımı ile ilgili görüşmelerde bulunmak ve anlaşma metnini hazırlamak üzere Ankara’dan Moskova’ya gönderildi.(Sonyel, 2003/II: 9; İlgazi, 2008: 121; Kolesnikov, 2010: 27; Meram, 1969: 245; Uluatam, 2001: 15). Kemalistlerin Sovyet Rusya’ya yaklaşması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 11 Mayıs 1920 tarihli oturumunda ciddi tartışmalara konu oldu.(Bagidov, 2000: 34).

San Remo’da itilaf devletleri temsilcilerince sağlanan barış antlaşması taslağı Versaille’de Tevfik Paşa’ya bildirildi (Uluatam, 2001: 19).

13 Mayıs 1920 Venizelos, Sevr’i Yunan BMM’de açıkladı.(Sonyel, 2003/II: 24). M. Kemal Paşa, Türkiye lehine İngiltere üzerinde bir baskı grubu oluşturmak maksadıyla Hindistan Müslümanlarının yeni Türkiye üzerinde ki hissiyatını ve beklentilerini de nazara olan M. Kemal Paşa, kendilerine hitaben B.M.M emriyle Reis M. Kemal sıfatıyla beyanname neşretti.(Bıyıklı, 2006: 226).

İstanbul Hükümeti ve Halîfenin güçsüzlüğünden istifade eden İngilizlerin, Hindistan üzerindeki faaliyet ve emelleri de Hindistan Müslümanlarını harekete geçiriyor ve Türkiye'nin kurtuluşuna yardıma sevk ediyordu. M. Kemal Paşa, Hindistan Müslümanlarının bu teveccühünün, kurtuluş için ne kadar öneme haiz olduğunu idrak etmekteydi. Bu sebeple Türkiye lehine, İngiltere üzerinde bir baskı grubu oluşturmak maksadıyla Hindistan Müslümanlarının yeni Türkiye üzerindeki hissiyatını ve beklentilerini de nazarı dikkate alan M. Kemal Paşa, kendilerine hitaben, “B.M.M. emriyle Reis M. Kemal” sıfatıyla bir beyanname neşretti.(Saray, 1988: 42-43). Fuad Deftari’nin evinde toplanan bir kısım Türk yanlısı Araplar, İngiliz mandasını reddetmeyi kararlaştırdılar.(Aydın, 2001: 22).

Melik Faysal, Bolşevik nüfuzunun Mustafa Kemal yönetimi üzerinde artması ve bu nüfuzun doğrudan, ya da Türkler aracılığıyla Suriye'ye geçmesi nedeniyle memnuniyetsizliğini

39

belirtti ve bu konuda telaşlanan İngiliz yetkililerine bölgede Bolşevik nüfuzunun yayılışını açıklayan birkaç mektup gönderdi. (Bıyıklı, 2007: 404).

14 Mayıs 1920 Yunanistan Batı Trakya’yı işgale başladı.(Değerli, 2008: 58).

20 Mayıs 1920 Fransız Kurulu Kemalistlerce Ankara’da soğuk karşılandı.(Sonyel, 2003/II: 70).

22 Mayıs 1920 Sevr Antlaşması’na TBMM’de büyük tepki gösterildi.(Sonyel, 2003/II: 80). Batı Trakya Yunanlılarca işgal edildi.(Almanak, 1986: 343).

Batı Trakya Bulgar ve Türklerin kongresi başladı.(Değerli, 2008: 61).

Fransız Kurulu’nun M.Kemal ile görüşmesi sağlandı.(Sonyel, 2003/II: 71).

26 Mayıs 1920 Temsilciler Meclisi üyelerini milletvekili olarak tanıyan Fransız yüksek komiseri Jouvenel, 16 kişilik bir de senato oluşturdu.(Acar, 1989: 25). Ortak bir toplantı yapan Meclis ve Senato, Grek-Ortodoks hukukçu Charles Dabbas'ı Lübnan'ın ilk Cumhurbaşkanlığı görevine getirdi.(Acar, 1989: 25).

27 Mayıs 1920 Cemal Paşa, Moskova’ya varınca Sovyet önderleriyle görüşmeye başladı.(Sonyel, 2003/II: 10).

Bolşevik Rusya ile Türkiye arasında ittifak görüşmeleri yapıldı.(Gürün, 1991: 43).

28 Mayıs 1920 Ermeniler Türkler’e karşı savaş bildirgesi yayımladı.(Sonyel, 2003/II: 24).

29 Mayıs 1920 TBMM hükümeti ile Fransız hükümeti arasında 20 günlük ateşkes antlaşması imzalandı.(80 Yıl Kronolojisi, 2004: 19).

30 Mayıs 1920 Kazım Karabekir Paşa, Ermenilere karşı hareket etmek istediğini BMM’ne iletti ve bu konuda ısrarda bulundu.(Sonyel, 2003/II: 24).

Lawrence’in Sunday Times gazetesindeki Türk aleyhtarlığındaki yazısı yayınlandı.(Sonyel, 2003/II: 96).

31 Mayıs 1920 Lloyd George, Londra’daki Sovyet Ticaret Kurulu Başkanı Kreşinle Sovyet yönetiminin Türklere yardım etmemesini bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 6).

01 Haziran 1920 ABD Senatosu, Doğu Anadolu’da bir Ermenistan mandaterliği kurulması teklifini Wilson’a rağmen 23’e karşı 52 oyla reddetti.(Bulut, 2010: 23).

40

02 Haziran 1920 Çiçerin’in, Mustafa Kemal Paşa’ya bir mesaj gönderdi.(Meram, 1969: 258).

03 Haziran 1920 Çiçerin M. K. Atatürk’e Moskova’ya heyet getirilmesi konusunu gündeme getirdi.(Gürün, 1991: 34). Çiçerin’in Cemal ve Halil Paşa’ya yazdığı mektuplar olumlu nitelikteydi.(Gürün, 1991: 55). Cemal Paşa, M.Kemal’e gönderdiği yazıda görüşmeler konusunda bilgi verdi.(Sonyel, 2003/II: 10). RSFSC hükümeti, Dışişleri halk komiserliği amacıyla TBMM kararını dikkate alındığını bildirdi ve her iki ülkede diplomatik ve konsolosluk temsilcilerin kurulmasını önerdi.(Bagidov, 2000: 36). Sovyet hükümeti, herhangi bir anda, ilgili tarafların çağrısı üzerine Türkiye ile Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki sınırı barış yoluyla tespit etmesi için de aracı olmaya hazır bulunduğunu açıkladığı ve Türk delegelerini görüşmeler yapmak için Moskova’ya çağırdığı bir mektupla Türkiye’ye başvurdu.(Bagidov, 2000: 49).

04 Haziran 1920 Kazım Karabekir Paşa, seferberlik ilan etmek için BMM’den izin istedi.(Sonyel, 2003/II: 24). I. Dünya Harbi sonunda, Macaristan ile antlaşma, Trianon'da imzalandı. Bu kadar geç kalınmasının sebebi harpten hemen sonra Macaristan'da meydana gelen iç bunalımdı. Bu antlaşmayla Macaristan Presburg Bölgesini Çekoslovakya'ya, Bosna-Hersek'i Yugoslavya'ya, Transilvanya'yı Romanya'ya ve Burgenland'ı Avusturya'ya veriyordu. Mecburi askerlik kaldırılıyor, ordu mevcudu 35000'e indiriliyordu; deniz ve hava kuvvetleri bulunduramayacak, Tuna nehrindeki donanmasını Müttefikler'e teslim edecekti. (Bıyıklı, 2007: 404).

05 Haziran 1920 Mardin’e gelen müntefikli Uceymi Sadun Paşa, Irak’ın ileri gelen aşiretlerinin tekrar Osmanlı Devleti’ne tabi olmak istediklerini bildirdi ve bu amaçla da asker, cephane ve para yardımı yapılmasını talep etti.(Kurtcephe, 2008: 435; Türkmen, 2003: 24).

06 Haziran 1920 Edirne vilayeti sekreteri ve Cafer Tayyar’ın siyasi müşaviri Şekip Bey Sofya’ya gelerek, Bulgaristan’da bir yıldan fazla kaldı ve bu süre içinde Bulgar Çiftçi Partisi Hükümeti ile görüştü.(Değerli, 2008: 62).

07 Haziran 1920 Erzurum, Erzincan ve Van’da seferberlik ilan edildi.(Sonyel, 2003/II: 24). İstanbul Hükümeti’nin 16 Mart 1920 tarihinden itibaren yaptığı ve yapacağı antlaşmaların vermiş ve vereceği imtiyazların

41

hükümsüz sayılacağına dair bir kanun TBMM’de kabul edildi (80 Yıl Kronolojisi, 2004: 19).

08 Haziran 1920 Fransızlar Karadeniz Ereğli’sini işgal etti.(Yavuz, 1994: 97).

Türk- Fransız ateşkesi sona erdi.(Sonyel, 2003/II: 74).

12 Haziran 1920 Damat Ferit Paşa İstanbul’dan Paris’e gitti.(80 Yıl Kronolojisi, 2004: 19).

15 Haziran 1920 İtalya Başbakanı Kont Sforza’nın yakın arkadaşı Kont Fago ile Mustafa Kemal arasında gizli ve geçici bir protokoli imzalandı(Yavuz, 1994: 76).

16 Haziran 1920 Çiçerin’in Ermeni harekâtını BMM’ne karşı onaylamaması ve Ankara’ya arabuluculuk için hareket etmesi askeri harekâtı erteledi.(Sonyel, 2003/II: 24).

17 Haziran 1920 İngiliz toplantısında Sir Perey Cox, Irak Yüksek Komiserliğine getirildi.(Aydın, 2001: 23). Paris’te toplanan Konferans’ta itilaf devletleri antlaşmayı imzalamak veya reddetmek hususunda Osmanlı delegelerine 27 Temmuz 1920 tarihine kadar süre tanıdı.(Türkler, XV, 2002: 704).

18 Haziran 1920 TBMM toplantıda Türk toprağını parçalayamayacağını Misak-ı Milliye sadık kalacağı konusunda yemin etti.(Yavuz, 1994: 100).

19 Haziran 1920 Türkiye ile yapılacak antlaşmanın esaslarını tespit etmek üzere İtilaf Devletleri’nin başlattıkları toplantı sona erdi(Uluatam, 2001: 14).

20 Haziran 1920 Mustafa Kemal Paşa, Çiçerin’e bir mektup yazdı. Mektupta; Ermeniler’in Müslümanlara karşı kırım girişiminde bulunduklarından yakındı.(Sonyel, 2003/II: 7; Uluatam, 2001: 17).

Çiçerin’ in Türkiye Ermenistan ve İran hududunun müzakere yoluyla tespit edilmesine cevap olarak olumlu karşılandı.(Gürün, 1991: 53).

22 Haziran 1920 Yunanlıların Milne Hattından genel taarruza geçtiler. İzmir’i ele geçirmek için saldırısı başladı.Başlayan Yunan saldırısı, Balıkesir ve Bursa’nın Yunanistan’ın işgali altına girmesine neden oldu.(Nutuk, 2005: 315; Sonyel, 2003/II: 88; Soysal, 2000: 661; Kocatürk, 1999: 223; Akyüz, v.d., 1997: 113).

23 Haziran 1920 Salihli Kazası Yunanlılarca işgal edildi.(Turan, 1999: 194).

24 Haziran 1920 Alaşehir Kazası ve Soma Kazası Yunanlılarca işgal edildi. Yunan Başkomutanı, Anadolu halkına işgal amacı gütmediğini

42

iddia etti.(Sonyel, 2003/II: 88; Turan, 1999: 196, 199).

25 Haziran 1920 Yunanlılar, Mudanya ve Bigadiç’i işgal ett.(Nutuk, 2005: 315; Uyanık, 2004: 19).

29 Haziran 1920 Yunan kuvvetleri Savaştepe’ye girdiler; Eşme ve Sındırgı’yı işgalettiler.(Uyanık, 2004: 19; Uyanık, 2004: 19).

30 Haziran 1920 Yunanlılar, Balıkesir’i işgal etti.(Nutuk, 2005: 315; Yalçın v.d., 2005: 209; Jaeschke, 1989: 110).

Temmuz 1920 Türkiye’ye ilk Sovyet yardımı yapıldı.(Meram, 1969: 258).

01 Temmuz 1920 Tevfik Rüştü Aras, isyancılar tarafından şehit edilen Kurmay Albay Mahmut Bey’in yerine Menteşe Milletvekilliğine seçildi.(Aras, 2003: 7).

02 Temmuz 1920 Yunan kuvvetleri Erdek ve Bandırma’ya asker çıkardı. Kirmastı, Karacabey, Mustafakemalpaşa ve Susurluk Yunanlılarca işgal edildi.(Nutuk, 2005: 315 Uyanık, 2004: 19).

İzmir halkı, Yunan işgaline karşı direniş kararı aldı.(Sonyel, 2003/II: 89).

Çiçerin, Mustafa Kemal Paşa’ya bir mektup yazdı (Uluatam, 2001: 17). Ağır mıntıka kumandası ve Arap hükümeti jandarma müfettişi Cemal Bey, Irak temsilcileri Yasin Paşa, Suriye Genel Emniyet Müdürü Taha ile Kilis Kuka-i Milliye kumandanı Polar ve heyeti Merkeziye reisi Molla Recepler arasında görüşmeler yapıldı (Umar, 2003: 47).

04 Temmuz 1920 RSFSC Dışişleri halk komiserliğinde eline geçen cevabı telgrafta, TBMM hükümeti dışişleri bakanlığı Sovyet Rusya’nın aracılığını kabul etmeye hazır bulunduğunu bildirdi(Bagidov, 2000: 49).

05 Temmuz 1920 Buldan Kazası Yunanlılarca işgal edildi.(Turan, 1999: 202).

İtalya- İngiltere Spa Konferansı görüşmeleri başladı.(Sonyel, 2003/II: 95).

07 Temmuz 1920 BMM Ermenilere kesin uyarı gönderdi ve Oltu’nun boşaltılmasını istedi.(Sonyel, 2003/II: 25).

Balya, Yunanlılarca işgal edildi.(Uyanık, 2004: 20).

08 Temmuz 1920 Yunanlılar, Bursa’yı işgal etti.(Kocatürk, 1999: 225); (Yalçın v.d., 2005: 209); (Jaeschke, 1989: 111).

09 Temmuz 1920 1920 Haziran’nda Ermeniler sınır bölgelerindeki Müslüman ahaliye arşı saldırıya geçti. Ankara 9 Temmuz’da Ermenistanı

43

bir nota ile protesto etti.(Ermeni Sorunu El Kitabı, 2002: 65).

10 Temmuz 1920 Orhaneli Yunanlılarca işgal edildi.(Uyanık, 2004: 20).

12 Temmuz 1920 İznik Yunanlılarca işgal edildi.(Uyanık, 2004: 20).

14 Temmuz 1920 Gördes, Yunanlılarca işgal edildi.(Uyanık, 2004: 20). Ankara’da Üçüncü Enternasyonal’in merkezi kuruldu.(Çiftçi, 2010: 144) Damat Ferit Paşa başkanlığındaki heyet Paris’ten İstanbul’a döndü.(80 Yıl Kronolojisi, 2004: 20).

16 Temmuz 1920 Yunanistan’ın, Kemalistleri kötüleyen bildirgesi yayınlandı.(Sonyel, 2003/II: 89).

19 Temmuz 1920 TBMM hükümeti Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey ve Kurmay Yarbay Seyfi Bey’den oluşan bir heyet görüşmeler yapmak üzere Moskova’ya gönderildi. Türk heyetinin Moskova’ya gönderildiği bu tarihte Rusya ile Polonya arasındaki savaş Rusya lehine gelişti.(Gürün, 1991: 35,55; Bagidov, 2000: 50).

20 Temmuz 1920 Doğu Trakya’da Yunan taarruzu başladı. Yunanlılar 3 tümenlik bir kuvvetle Doğu Trakya’ya saldırdılar. Tekirdağ, Mürefte ve Çorlu Yunanlılarca işgal edildi.(Nutuk, 2005: 335; Jaeschke, 1989: 113; Ateş, 1980: 192; Uyanık, 2004: 20).

21 Temmuz 1920 TBMM Heyeti, Moskova’ya vardı.(Sonyel, 2003/II: 9).

22 Temmuz 1920 Yıldız Sarayı’nda Padişah 6.Mehmet Vahdettin başkanlığında bir şura toplandı.(Çiftçi, 2010: 136).

İstanbul’da Padişah Vahdettin’in de iştirakiyle toplanan Saltanat Şurası’nda İtilaf Devletleri’nin Sevr Antlaşması Taslağına karşı görüşmeler yapıldı.(Kocatürk, 1999: 226; Yalçın v.d., 2005: 152); (Jaeschke, 1989: 113).

23 Temmuz 1920 Lüleburgaz ve Babaeski ile Hayrabolu, Yunanlılar tarafında işgal edildi.(Uyanık, 2004: 20).

Sevr Antlaşması’nı imzalayacak Osmanlı heyeti İstanbul’dan Paris’e hareket etti.(80 Yıl Kronolojisi, 2004: 20).

24 Temmuz 1920 Yunanlılar Uzunköprü’yü işgal etti.(Uyanık, 2004: 20). Türk Heyeti, Sovyet Dışişleri Komiseri Georgi Vasilieviç Çiçerin’le resmi olmayan görüşme yaptı.(Sonyel, 2003/II: 12; Gürün, 1991: 36).

25 Temmuz 1920 Edirne, Havza ve Pınarhisar ile Kırklareli (Kırkkilise), Malkara ve Lalapaşa Yunanlılar tarafından işgal edildi.(Jaeschke, 1989: 114; Uyanık, 2004: 20).

44

27 Temmuz 1920 Trakya’nın işgal edilmesi için üç tümenle harekete geçen Yunan güçleri durdurulamadı ve Trakya Yunan işgali altına girdi.(Akyüz, v.d., 1997: 114).

İpsala, Şarköy, Vize ve Demirköy Yunanlılar tarafında işgal edildi.(Uyanık, 2004: 20).

Yunanistan Kralı Aleksandır, bazı bakanlarla Edirne’ye geldi.(Uyanık, 2004: 20).

Ermenistan Çiçerin’e rapor gönderdi ve Ermeniler, Oltu’dan çekileceğini bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 26).

28 Temmuz 1920 Enez, Yunanlılarca işgal edildi.(Uyanık, 2004: 20).

29 Temmuz 1920 Bekir Sami Bey, Moskova’da Sovyet önderleriyle görüşmelere başladı.(Sonyel, 2003/II: 11).

30 Temmuz 1920 Keşan Yunanlılarca işgal edildi.(Uyanık, 2004: 20).

31 Temmuz 1920 Türk Heyeti, Başkanı Bekir Sami Bey’in Çiçerin’e gönderdiği mektupta görüşmelere tekrar başlamanın önemine değindi.(Sonyel, 2003/II: 13).

Ağustos 1920 Kızıl ordu komutanlığı ve Türk askeri yöneticileri arasında Türk birliklerinin Nahcevan’dan çekilmesine ilişkin görüşmeler başladı. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki karşılıklı ilişkilerin en önemli sorunu, Türkiye ordularının Nahcivan eyaletinden çıkması ve bu eyaletin statüsünün belirlenmesi oldu.(Bagidov, 2000: 60, 68).

01 Ağustos 1920 Sovyet Rusya Letonya ile Riga Antlaşması’nı imzaladı.(Atabay, 2008: 195).

02 Ağustos 1920 Henüz Bakü kurultayı toplanmadan önce Komunist Fırkası liderlerinden eski Zor mutasarrıfı Salih Zeki, Türkiye’ye gelip Kazım Paşa ile görüştü.(Gürün, 1991: 61).

03 Ağustos 1920 İstanbul’da Defrance’tan Dışişleri Bakanlığına gizli telgraf ve ekinde Amiral Bon’un telgrafı Mustafa Kemal’in Fransızlarla ilişkiye geçmek istemesi hakkında idi.(Yavuz, 1994: 180).

04 Ağustos 1920 Bolşevik delegesi Karahan’la yeni bir görüşme yapıldı ve bu görüşmede Ermeni Sorunu ele alındı.(Sonyel, 2003/II: 13).

10 Ağustos 1920 İstanbul Hükümeti adına, Hadi Paşa, Rıza Tevfik ve Reşat Halis’den oluşan bir heyet Fransa’ya ait demokrasi adlı bir Fransız harp gemisiyle Paris’e giderek Sevr kasabasında Osmanlı-İngiliz, Yunan, Fransız, İtalyanlar arasında Sevr Antlaşması’nı imzaladılar.(Akyüz, v.d., 1997: 115; Bayrak, 2000: 264; Bilge, 2000: 81); Oran, 1991: 104); (Yalçın v.d., 2005: 209; Demiray, 2008/I: 152; Sonyel, 2003/II: 87;

45

Demiray, 2008/I: 152).

Japonya üçlü ittifak devletinin bir üyesi olarak Sevr'i imzaladı.(Matsutani, 1995: 185).

I.Dünya Harbi sonunda, Osmanlı Hükümeti temsilcilerine Sevres(Sevr) Antlaşması imzalattırıldı. Buna göre; Osmanlı Devleti Tunus, Libya, Mısır, Süveyş ve Akdeniz adaları üzerindeki haklarından vazgeçecek; Hicaz'ın bağımsız devlet oluşunu, Irak, Suriye ve Filistin'de manda idareleri kurulmasını kabul edecek; Kıbrıs Adası'nın İngiltere'ye katılmasını resmen tanıyacaktı. Birinci Dünya Harbi başında kaldırılmış olan kapitülasyonlar tekrar yürürlüğe girecek, Türkiye toprakları İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan'ın nüfuz bölgelerine ayrılacaktı (Uçarol, 508-518; 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 21).

Sevr Antlaşmasına göre İstanbul Türklere bırakıldı.(Çiftçi, 2010: 137).

Sevr Antlaşması ile boğazlara tam serbesti getirildi ve boğazların her devletin ticaret, harp gemilerine kayıtsız şartsız, savaşta ve barışta açık olacağı belirtildi (Bulut, 2010: 107). Sevr Antlaşması, Ermeni sorunu ile ilgili de önemli düzenlemeler içermekteydi. Osmanlı Devleti Ermenistanı özgür ve bağımsız bir devlet olarak tanıdı(Ermeni Sorunu El Kitabı, 2002: 38).

İmzalanan Sevr Anlaşması’nın 89. maddesi Doğu Anadolu’dan bazı vilayetlerin Ermenistan’a verilmesini öngörmekte ve Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırın çizilmesini ABD Başkanı’nın yani Wilson’un hakemliğine havale etti (Bulut, 2010: 23). Bir yandan Anadolu’da milli kurtuluş hareketi başlayıp devam ederken diğer yandan da İstanbul Hükümeti Sevr Antlaşması’nı imzalamak zorunda kaldı. Sevr’de imzalanan Barış Andlaşması on üç bölüm içinde 143 maddeden oluştu.(Akyüz, v.d., 1997: 159; Ateş, 1980: 194).

Azerbaycan Sovyet Hükümeti, daha 10 Ağustos 1920’de Ermenistan’da Daşnak hükümetiyle ve Gürcistan’da da Nenşevik hükümetle barış antlaşması imzalamak için gerek Erivan’a gerekse Tiflis’e temsilcilerini gönderdi. Azerbaycan Hükümeti aynı zamanda Türk doğu komutanlığına ve şahsen Kazım Karabekir Paşa’ya Ermenistan bölgelerinde savaşa son verme isteğiyle birçok kere başvurdu.(Bagidov, 2000: 72). Çiçerin’le Ermenistan anlaşma imzaladı. Sovyet Rusya Kemalist Türkiye ile Sovyet Azerbaycan arasında kalan Nahcıvan demiryolunu Ermenilere bıraktı.(Sonyel, 2003/II: 27).

Ruslar ve Ermeniler arasında kadolunan mütarekede Azerbaycan’a zarar veren maddelerin kaldırılmasına çalışılacak ve her milletin mukadderatına hâkim olması düsturuna binaen, Karabağ vs. gibi Türk ekseriyetiyle meskûn yerlerin

46

Azerbaycan’a bağlı bulunması temin edilecekti.(Saray, 2006: 176).

12 Ağustos 1920 İzmir’de Yunan sivil idaresi kuruldu.(Jaeschke, 1989: 116).

14 Ağustos 1920 Moskova’da bulunan Bekir Sami Bey Başkanlığındaki Türk Heyeti, Lenin tarafından kabul edildi (Uluatam, 2001: 18).

17 Ağustos 1920 Rusya ile başlayan resmi görüşmeler bir hafta devam etti ve müzakereciler ile ilk önce esaslar belirlendi. Türk heyeti ile Rus hariciyesinden Sabanin ve Adamof isimli kişilerle 8 maddelik bir metin oluşturuldu ve Çiçerin tarafından metin parafe edildi.(Sonyel, 2003/II: 15; Gürün, 1991: 36).

19 Ağustos 1920 TBMM, aldığı kararla, İstanbul’un yaptığı hiçbir antlaşmayı tanımayacağını ortaya koydu.(Bal, 2001: 123).

24 Ağustos 1920 Türk Rus Dostluk Muahedesi’nin metni parafe edildi. Bu antlaşma Kafkasya olayları nedeniyle ancak 16 Mart 1921’de imzalanabildi.( Şapolyo, 1949: 267; Bal, 2001: 138; Soysal, 1989: 653; Saray, 1998: 87).

29 Ağustos 1920 Uşak, Yunalılar tarafından işgal edildi.(Nutuk, 2005: 315; Soysal, 2000: 661).

30 Ağustos 1920 Bekir Sami Bey Rusya’nın inatçı tutumundan bıkarak müzakereye devem etmedi ve BMM’ne Sovyetler’in Ermeni Sorunu konusundaki düşüncelerini mektupla gönderdi.(Sonyel, 2003/II: 18; Gürün, 1991: 37).

31 Ağustos 1920 Fransız Yüksek Komiseri Gouraud, bir tamim yayınlayarak; Beyrut, Beka, Trablusşam, Sayda, Sur’u kapsayan bir büyük Lübnan devleti kurduğunu ilan etti.(Acar, 1989: 25). Özdemir Bey, Derbent Muharebesi ile İngilizlere karşı kesin zafer kazandı.(Öke, 1991: 82).

Eylül 1920 Ruslar Bakü’de toplanan 1. Doğu Halkları Konferansı’nda Kemalistlere karşı nezaketsizce davrandı.(Sonyel, 2003/II: 39). TBMM, Ermenistan üzerine askeri harekata karar verdi ve bu kararı XV.Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya iletti.(Akyüz, v.d., 1997: 119).

Ankara hükümeti olaylara el koyarak Ermenistan’a saldırdı.(Hale, 2003: 42).

Yunanistan’da genel seçim yapılması kararlaştırıldı.(Sonyel, 2003/II: 103).

Necef Araf Hükümeti’nden 18 kişilik heyet Mustafa Kemal’e bir yazı gönderdi ve bu yazıda din düşmanlarının ülkeden tamamen uzaklaştırılması için destek almalarını istedi.(Bıyıklı,

47

2008: 326).

01 Eylül 1920 Doğu milletleri kurultayının Bakü’de toplanması kararlaştırıldı.(Gürün, 1991: 58).

Bu fikir Rusya Müslümanlarından çıktı. Türkiye’nin de içinde olduğu bir takım devletlerden temsilci davet edilen bu kurultaya 2000 civarında delegenin katıldığı anlaşılmaktaydı.(Gürün, 1991: 57).

Sovyet Azerbaycan’ın ve proleter enternasyonal kenti Bakü’nün bilimsel sosyalizmin kurtuluş düşüncelerinin doğudaki yayıcısı olarak oynadığı seçkin rol bu kongre sırasında açıkça ortaya çıktı. Kongre Azerbaycan hükümetine düşüyordu. Kongreye 1891 delege katıldı, delegeler Türkiye’de dâhil 26 ülkeden 37 ayrı devleti temsil ediyordu.(Bagidov, 2000: 55). Kurultay Azerbaycan cumhuriyeti başkanı Dr Neriman Nerimanov konuşması ile açıldı ve Zinoviev kongre başkanlığına seçildi.(Gürün, 1991: 59).

Bakü’de Üçüncü Enternasyonalin çağrısı üzerine toplanan Şark Milletleri Kurultayı'na Enver Paşa, Fas, Tunus, Cezayir ve Trablusgarb'ı temsil etmek üzere katıldı. Enver Paşa kurultay önünde bir demeç verdi. Enver Paşa, Moskova'ya giderek Şark ve İslâm Birliğini Moskova'nın ve III. Enternasyonalin yardımıyla sağlamayı düşündüğünü bir mektubunda yazdığı zaman, Kemal Atatürk buna Şiddetle itiraz ederek, bu teşebbüsün Moskova'da değil Ankara'da ve Türkiye'nin ilhamıyla olmasını da istedi (Cebesoy, 1982: 25; Akşin, 1991: 45; Tansel, 1991: 255; Bal, 2001: 184).

Fransa, mandater devlet olarak Halep, Şam, Lübnan ve Alevi bölgesi olmak üzere dört yönetim birimi oluşturdu.(Pehlivanlı, 2001: 33).

05 Eylül 1920 İtalya Başbakanı ile Osmanlı Büyükelçisi Galip Kemal’in görüşmesi başladı.(Sonyel, 2003/II: 95).

08 Eylül 1920 Külçe altın halinde ilk parti Rus yardımı, Erzurum’a geldi ve teslim alındı.(Kocatürk, 1983: 200).

09 Eylül 1920 Türkiye Komünist Partisi’nin Mustafa Suphi başkanlığındaki merkez bürosu Bakü’de bulunuyordu. Türkiye komünistlerinin I. Kongresi burada toplandı.Dağınık durumdaki Türkiye komünist grupların hepsi bu kongrede birleşti, Türkiye Komünist Partisi’nin programı ve tüzüğü kabul edildi.(Bagidov, 2000: 59).

10 Eylül 1920 I.Dünya Harbi’nde Ruslara esir düşen Türkler arasında komünizmi benimseyenlerden bir grup Mustafa Suphi başkanlığında Bakü’de, Türkiye Komünist Partisi’ni

48

kurdular.(Saray, 1998: 205; Uluatam, 2001: 18).

12 Eylül 1920 Henânu, 12 Eylül 1920'de Türkiye'den dönüşünde "Arap'tan Arap'a" diye başlayan bir bildiri yayınladı.. Anlaşma gereği Türk ordusundan, donatılmış iki yüz kişilik düzenli askerden oluşan bir birlik gizlice Henânu'ya gönderilmişti. Bu birliğin gönderiliş sebebi, muharebelere girmekten ziyade, isyancıları destekleyecek, onlara yardımcı olacak bir hükümetin bulunduğu konusunda tereddüt eden endişeli görüşleri teskin etmekti. Birlik Türkler ile Araplar arasında kardeşliğe işaret eden bir bayrak taşımaktaydı. Bayrağın bir yüzünde Arap bayrağı öteki yüzünde ise Türk bayrağı mevcuttu. Bayrağın bir yüzünde "İnananlar kardeştir", ikinci yüzünde ise "Kardeşlerinizin arasını düzeltiniz" ayetleri işlenmişti. Bu Türk birliği isyancıları teşvik etmek, onları gayrete getirmek için bir süre isyan bölgelerinde dolaşmıştı. Bu Türk kuvveti rivayetlere göre hem "kardeşliğin sembolü olarak korunmuş" hem de "isyancılarla birlikte birçok muharebeye girmiş"ti (Rafık, 1994, 39-44; Cündî, 1960: 12, 71, 74-80, 130; eş-Şuğûrî, 12, 13, 42).

15 Eylül 1920 Mustafa Kemal Paşa’nın Roma’ya temsilci olarak Cami Bey’i göndermeye karar vermesi üzerine Cami Bey İtalya’ya gitmek üzere Antalya’ya geldi ve ertesi gün İtalyan Komutan De Bisogno ile bir görüşme yaptı.(Çelebi, 1999: 213).

18 Eylül 1920 M.Kemal, Sovyetler’in raporunu değerlendirdi.(Sonyel, 2003/II: 18).

23 Eylül 1920 Damat Ferit, Milliyetçiler için af önerisinde bulundu. Onları 10 gün içinde İstanbul Hükümeti’ne bağlılık beyanına çağırdı.(Sonyel, 2003/II: 101).

24 Eylül 1920 Müttefik Yüksek Komiserler’i İstanbul’da toplandı.(Sonyel, 2003/II: 111).

Ermenilerin Kötek, Bariz ilçelerine saldırısı gerçekleşti.(Sonyel, 2003/II: 27).

25 Eylül 1920 Damat Ferit, baskı uygulamadıkça Anadolu’da bir uzlaşmaya varmak imkânsızdır görüşünü Müttefik Temsilcileri’ne iletti.(Sonyel, 2003/II: 112).

27 Eylül 1920 Damat Ferit, İngiliz Yüksek Komiseri’ni görmeye giderken Anadolu’daki mücadele hakkındaki görüşlerini tekrarladı.(Sonyel, 2003/II: 112).

28 Eylül 1920 Moskova’da, Rusların Ermeniler lehine Van ve Bitlis’te arazi istemeleri üzerine, doğu harekâtı başladı.(Gürün, 1991: 39).

Ekim 1920 M. Kemal Paşa, Enver, Cemal ve Talat Paşa’nın Anadolu mücadelesinin dışında kalmasını eleştirdi.(Gürün, 1991: 45).

49

01 Ekim 1920 Lord Curzon, İngiltere Büyükelçisi Lord Derby’e gönderdiği telyazısında işi geciktirmeden Sevr’in imzalanması yönünde İstanbul Hükümeti’ne baskı yapılmasını istedi.(Sonyel, 2003/II: 102).

05 Ekim 1920 Venizelos’un, Lloyd George’a yazısı: “… Türk hükümetinin Mustafa Kemal’i ortadan kaldıramayacağına kanaat getirdim. Mustafa Kemal’e karşı tedbir olarak: 1- Bütün Türkleri İstanbul’dan atalım(!). 2- Karadeniz’de Pontus Rum Devleti’ni kuralım(!).” (Kocatürk, 1999: 233).

RSFSC ve Azerbaycan SSC hükümetleri, Kafkasya’da barışı korumak ve hem Türkiye’ye hem de Ermenistan’a zarar verecek bir savaşı önlemek için hemen önlemler aldılar. G.V. Çiçerin, G.K. Orcunikidze’ye “barış politikasını sistemli olarak yürütünüz” dedi.(Bagidov, 2000: 71).

06 Ekim 1920 Moskova’daki görüşmelerle ilgili bilgi vermek üzere Yusuf Kemal Bey, Ankara’ya döndü.(Kolesnikov, 2010: 29). Türkiye’den Ermeniler lehine toprak isteyen Sovyet Hükümeti’ni son bir defa daha uyarmak için Sovyet Hükümeti’ne bir nota gönderildi.(Saray, 1998: 95).

11 Ekim 1920 Yusuf Kemal Bey, raporunu alarak Moskova’dan döndü ve Ankara’ya ancak bu tarihte ulaştı.(Gürün, 1991, 38).

16 Ekim 1920 Damat Ferit, sağlık sorunları nedeniyle istifa etti ve görevinden çekildi.(Sonyel, 2003/II: 102).

Yusuf Kamil Paşa meclisin gizli oturumunda izahat verdi.(Gürün, 1991: 38).

20 Ekim 1920 Güney cephesinde Ermenilerle Fransızların çalışmalarına karşı Kuva-yi Milliye’nin başarılı faaliyetleri neticesinde Fransızlarla Ankara Antlaşması imzalandı.(Bal, 2001: 130). Yunan Kralı Aleksander, zehirlenerek öldü.(Sonyel, 2003/II: 103).

22 Ekim 1920 Ermeniler, Sovyetlere gönderdiği notada Batı sınırı olarak Erzincan’dan geçen ve Trabzon’dan Harput’a kadar uzanan hattı istedi.(Sonyel, 2003/II: 30).

M.Kemal Paşa, Dışişleri Bakan Vekili Ahmet Muhtar Bey ile Sovyet Hariciye Komiseri Çiçerin’e bir mektup gönderdi.(Saray, 1998: 96; Meram, 1969: 263).

24 Ekim 1920 Türk Kuvvetleri Gediz’deki Yunan birliklerine taarruz etti.(Nutuk, 2005: 315).

25 Ekim 1920 Müttefik Yüksek Komiserleri, Tevfik Paşa’ya Sevr’i bir an önce onaylaması için nota verdi.(Sonyel, 2003/II: 108).

50

İstanbul Hükümeti’nin Müttefik Devletlerinin notasına verdiği cevapta ise Anadolu ile bağlantının kurulmasına kadar Sevr’in imzalanmayacağı yönünde idi.(Sonyel, 2003/II: 108).

Yunan Ordusu Bursa cephesinden taarruza geçti. Yenişehir ve İnegöl’ü işgal etti.(Nutuk, 2005: 339).

30 Ekim 1920 Kars, Ermenilerden geri alındı.(Gürün, 1991: 39; ermenisorunu.gen.tr, 12-12-2006).

Kasım 1920 Yunan Başbakanı Eletherios Venizelos genel seçimleri kaybetti.(Sonyel, 2003/II: 37).

04 Kasım 1920 Ankara Hükümeti’nin Samsun’a atadığı temsilcisi İsmail Bey, Ankara’ya gönderdiği telgrafta, bölgesi dâhilinde ABD tarafından atandığını söyleyen bir Amerikan temsilcisinin bulunduğunu haber verdi (Bulut, 2010: 24).

İstanbul Hükümeti, genel toplantıda kurula Sevr Anlaşması’nın uygulaması yönünde baskılar yapıldığını belirtti, aksi takdirde ne denli zorluklarla karşılaşılacağı bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 114).

06 Kasım 1920 İngiliz Temsilcisi, Lord Curzon’a Türk-Ermeni sorunu konusunda telgraf gönderdi.(Sonyel, 2003/II: 30).

Türk ordusunun Erivan yakınlarına kadar sokulması gerçekleşti.(Sonyel, 2003/II: 31).

Ermeniler mütareke istedi.(Gürün, 1991: 39).

07 Kasım 1920 Türkiye’de ilk yabancı büyük elçiliği yani Rusya Büyük Elçiliği açıldı.(Kolesnikov, 2010: 30). Türk-Ermeni Mütarekesi imzalandı.(Sonyel, 2003/II: 31; Gürün, 1991:).

08 Kasım 1920 TBMM Hükümeti, Ermeni Hükümeti’ne verdiği bir notada siyasi ve askeri isteklerini bildirdi.(Akyüz, v.d., 1997: 120).

09-10

Kasım 1920 Sovyet Kurulu, Türk-Ermeni arabuluculuk teklifinde bulundu.(Sonyel, 2003/II: 30).

BMM yönetimi, Dışişleri Bakan Vekili Ahmet Muhtar, Kazım Karabekir aracılığıyla Ermeni yönetimine barış şartlarını gönderdi.(Sonyel, 2003/II: 32, 33).

11 Kasım 1920 Türklerin Ermenilere karşı ileri harekâta geçmesi başladı.(Sonyel, 2003/II: 33). İngiltere Dışişleri Bakanı ile İtalya Büyükelçisi’nin görüşmeleri başladı.(Sonyel, 2003/II: 95).

13 Kasım 1920 Manchester Guardiyan (İngiliz gazetesi). Türklerin

51

Ermenistan’ı işgal haberini yayınladı.(Sonyel, 2003/II: 31).

14-15

Kasım 1920 Yunanistan’da genel seçim yapıldı. Seçimleri, Venizelos kaybetti.(Sonyel, 2003/II: 104; Jaeschke, 1989: 125).

Ermeniler, tekrar mütareke talep etti.(Gürün, 1991: 39).

15 Kasım 1920 Irak’ta meydana gelen isyan ve ayaklanma İngilizler tarafından şiddetle bastırılarak Faysal, Irak’a kral olarak atandı. Necef’de kurulan Irak geçici hükümetinin 15 Kasım 1920’de Büyük Millet Meclisi’ne gönderdiği telgrafta Irak ve Suriye’de bağımsızlık için harekâtın başladığı bildirildi. İngilizlerin uyguladığı şiddet eleştirildi. İngilizler ise Irak’ta olup bitenlerin Türk Milliyetçileri tarafından yönlendirildiğini ve Mustafa Kemal’in Mardin’de kurduğu küçük bir askerî ve sivil merkezin, olayların kökeninde bulunduğunu iddia ettiler. Suriye ve Irak'taki Arap milliyetçiliği, Kilikya'da Fransızlara, Irak'ta İngilizlere karşı kullanıldı ve Türk bağımsızlık mücadelesi için yardımcı bir güç oldu. (Bıyıklı, 2007: 406-407).

18 Kasım 1920 Ermeniler Türkler’den yeni bir ateşkes istedi ve ateş kesildi.(Sonyel, 2003/II: 33; Gürün, 1991: 39).

22 Kasım 1920 Türkiye, Gürcistan arası barış görüşmeleri başladı.(Sonyel, 2003/II: 47).

24 Kasım 1920 Stamboulisky Lloyd George’a Bulgaristan’a Dedeağaç’dan denize çıkış yolu verilmesi ve mali yardım taleplerini iletti.(Değerli, 2008: 59).

25 Kasım 1920 Kazım Karabekir Paşa ve M. Hatissiyan’ın barış görüşmeleri başladı.(Sonyel, 2003/II: 34; Gürün, 1991: 39).

27 Kasım 1920 İstanbul’daki İngiliz Yüksek komiseri S.H.Rumbold, Sevr konusunda Lord Curzon’a telyazısı gönderdi.(Sonyel, 2003/II: 105).

28 Kasım 1920 Albay İsmet Paşa, Eskişehir’den Kazım Karabekir’e Ermeni harekâtı konusunda telgraf gönderdi.(Sonyel, 2003/II: 34).

İtalya Dışişleri Bakanı Kont Sforza Londra’yı ziyaret etti.(Sonyel, 2003/II: 107).

30 Kasım 1920 Stamboulisky görüşmelerden olumlu bir alamayarak Londra’dan ayrıldı.(Değerli, 2008: 59).

01 Aralık 1920 Sovyet Rusya’nın isteğiyle Azerbaycan’ın Nahçıvan ve Zengezur’u komünist yoldaşlığı hatırına Ermenistan’a hediye etmesi, Türkiye’nin büyük tepkisine yol açtı.(Genç, 1997: 1211).

02 Aralık 1920 Gümrü de başlayan sulh görüşmeleri neticesinde Ermenistan’la

52

Gümrü Anlaşması imzalandı. Türkiye ve Ermenistan arasındaki savaşa son verildi.(Sonyel, 2003/II: 34; Saray, 2005: 110; Akyüz, v.d., 1997: 120).

2-3 Aralık 1920 gecesi imzalanan Gümrü Antlaşması ile hemen hemen bugünkü Nahçıvan’ın sınırları tespit edildi ve bölgede, şimdilik kaydıyla Türkiye idaresinde bir mahalli idare oluşturulması kararlaştırıldı.(Genç, 1997: 1211; Gürün, 1991: 39; Ateş, 1980: 220; Şapolyo, 1949: 265). Fransız Dışişleri Bakanı Genel Sekreteri M.Berthelot, verdiği demeçte İzmir’in Türklere geri verilirse M.Kemal’in bir uzlaşmaya yanaşması ihtimaline değindi.(Sonyel, 2003/II: 107).

03 Aralık 1920 İngiltere Başbakanı Lloyd George’un demeci: “… Mustafa Kemal Yunanlıları İzmir’den atabilir; bu sebeple Yunanlılara her türlü yardımı yapmalıyız (!).” (Kocatürk, 1999: 238).

04 Aralık 1920 Enver Paşa, Halil Paşa’ya gönderdiği mektupta bir İslam ordusunun başında Anadolu’ya geçeceğini bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 40).

05 Aralık 1920 Mustafa Kemal, Bilecik’teki garda İstanbul hükümeti temsilcilerini görüşmeye kabul etti.(Sonyel, 2003/II: 116).

09 Aralık 1920 Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti Dışişleri Halk Komiserliği, Ankara Hükümeti’ne, Sovyet Azerbaycan’ı ve Sovyet Ermenistan’ı temsilcilerinin katılmasıyla Moskova’da bir Sovyet-Türk konferansı toplama kararını bildirdi.(Bagidov, 2000: 77).

13 Aralık 1920 Halep'te, Fransız Siyasî Bürosunun hemen yakınlarında, Lenin imzalı Halep halkına hitap eden ve onları Fransız emperyalizmine karşı uyaran, Fransızlara mukavemet için bir araç olarak Bolşevikliği kabule çağıran Arapça bildiriler dağıtıldı. (Bıyıklı, 2007: 407).

16 Aralık 1920 Bekir Sami Bey Bakü’den Kars’a geldi.(Gürün, 1991: 64).

17 Aralık 1920 İngiliz Avam Kamarası’nın oturumunda konuşan Lloyd George, Türkiye hakkında şunları söledi: “Türkiye meselesini çözmek için, ABD’nin, Türk olmayan toprakları, Türklerin elinden alarak onlarla barış yapmıyorsunuz, çünkü İstanbul ve Boğazlar var”.(Akşin, 1991: 85).

18 Aralık 1920 Halep'de duvarlara Türkçe ve Arapça birçok afiş asılmış, bunlar halkı, Fransızlara karşı uyarmakta, onları isyana ve on gün içinde Fransızları kovmaya çağırmakta eğer bunu yapmazlarsa, tetikte beklemelerini ve işi Türklere bırakmalarını istemekteydi. Bu afişlerin kaynağı kesin belli olmamakla birlikte söylentilere göre, Mustafa Kemal'in karargâhından gönderilmiş ve Halep'teki taraftarlarınca asılmıştı. Türkler, Suriye'de Fransız

53

yönetimine karşı ayaklananlara yardımlarını arttırmışlardı. (Bıyıklı, 2007: 407).

28 Aralık 1920 BMM, Genel Kurmay Başkanlığı’na gönderdiği muhtırada, Türkler’in anlaşmanın onaylanmasından yana değil, yeni bir anlaşmanın yapılmasından yana bir tavır aldıklarını bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 109).

1921 Meydana gelen siyasi gelişmeler ve askeri alanda kazanılan başarılar sebebiyle siyasi üstünlük Ankara Hükümetine geçti.(İlgazi, 2008: 125).

Yunanlılar'ın saldırıları karşısında Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin bazıları başkentin Kayseri'ye hatta Sivas'a nakledilmesini isterken Mustafa Kemal bütün İslam dünyasını ayağa kaldıran bir beyanname kaleme aldı.(www.kultur.gov.tr, 29.10.2006). Bu beyannameyi Kurban Bayramı Namazı için 250 bin kişinin toplandığı Lahor'daki tarihi Badşahi Camiinde okuyan Büyük Şair ve Filozof Dr.Muhammed İkbal uzun bir konuşma yaptı.'(www.kultur.gov.tr, 29.10.2006). İskenderun (Adana Fransız işgali altındayken), Cebelibereket sancağına tabi Dörtyol Kazası ile birlikte bir guvernör idaresine bırakıldı; fevkalade komiserin bir kararnamesi ile İskenderun sancağı namı altında bir nevi idari otonomi ile Halep’e bağlandı.(Melek, 1991: 11).

Fransa, Suriye bölgesi için bir muhtar idare kurdu.(Gönlübol, 1997: 133).

Rusya, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne on üç milyon ruble gönderdi.(Meram, 1969: 269).

1921

Ocak 1921 Türk- Gürcü görüşmeleri başladı.(Sonyel, 2003/II: 61).

03 Ocak 1921 Mustafa Kemal Paşa, İtilâf Devletleri, Sovyet Rusya, Gürcistan ve Ermenistan ile olan ilişkiler hakkında bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler &IcerikNo=48, 19.05.2011).

Türkiye Dışişleri Bakan Vekili A.Muhtar TBMM’de yaptığı konuşmasında Batum ile ilgili yorumlarda bulundu.(Kolesnikov, 2010: 29). Erivan'da kurulan Bolşevik rejimi, Gümrü Antlaşması'na sert bir dille karşı çıktı. Bu antlaşmanın Ermenistan'ı Türklerin koruyuculuğu altına getirdiğini ileri sürdü. Bolşevik Ermenistan'ın Dışişleri Bakanı Behzadyan, Büyük Millet Meclisiyönetimi Dışişler Bakanı vekili Ahmet Muhtar'a gönderdiği yazıda, Kemalist Türkiye'nin Gümrü

54

Antlaşması'ndan vazgeçmesini istedi.(Karaca, 2001: 213).

05 Ocak 1921 Mustafa Kemal Paşa, Dağıstan’ın İstiklalinin, Sovyet Rusya tarafından tanınması münasebetiyle Lenin’e bir telgraf gönderdi.(Kocatürk, 1983: 226). Batı Cephesi Birlikleri Gediz’e girdiler I. İnönü Muharebesi başladı.(Uyanık, 2004: 24).

06 Ocak 1921 Yunan Ordusunun tamamı bütün cephe üzerinden taarruza geçti.(Nutuk, 2005: 372). Yunanlılar Eskişehir’e doğru ilerledi.(Jaeschke, 1989: 135).

Halep Heyeti Merkeziye Reisi Hilal Bey, 6 Ocak 1921 tarihinde Özdemir Bey’e bir yazı yazdı.(Umar, 2003: 132).

07 Ocak 1921 Fransız Maslahatgüzarı M. De. Fleavriav, İngiliz dışişleri bakanı müsteşar yardımcısı S.Eyre. Crowe ile görüştü ve M.Kemal’e bazı tavizler verildiği, Sevr’de yapılan kısmi değişiklikleri bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 118).

Lenin, Sovyet Sosyalist Federatif Cumhuriyeti Halk Komiteleri Başkanı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa’ya bir telgraf gönderdi.(Meram, 1969: 252).

08 Ocak 1921 Çivri Kazası, işgal edildi.(Turan, 1999: 204).

09 Ocak 1921 Türk kuvvetlerinin üç katı olan Yunan kuvvetleriyle Eskişehir İnönü mevkiinde karşılaşıldı.(Bal, 2001: 131).

10 Ocak 1921 Eskişehir yakınında 1. İnönü Muharebelerinde Yunanlılar durduruldu.(Kocatürk, 1999: 241; Jaeschke, 1989: 134).

11 Ocak 1921 Kazım Karabekir Paşa, Mustafa Suphi ve arkadaşı Ethem Nejat’a Erzurum üzerinden Bakü’ye gitmesini söyledi.(Gürün, 1991: 62).

14 Ocak 1921 Medivany Türkiye’nin Rusya ile askeri antlaşma yapmak istediğini açıkladı.(Gürün, 1991: 64). Mediveny Ali Fuat Paşa’ya Türkiye’nin Ermenilere toprak verilmesi hususunda bir şeyden bahsetmediğini açıkladı.(Gürün, 1991: 66).

15 Ocak 1921 Yeni Moskova Büyükelçisi Ali Fuat Paşa ve müzakere heyeti Kars’tan Rusya’ya hareket ettiler ve 19 Şubat günü Rusya’ya ulaştılar.(Gürün, 1991: 66).

16 Ocak 1921 İngiliz Başbakanı Lloyd George ve Dışişleri Bakanı Lord Curzon, Fransız Başbakan’ı A.Briant, İtalya Dışişleri Bakanı K.Sforza, Doğu Sorununu görüşmek üzere Paris’e gitti.(Sonyel, 2003/II: 119).

18 Ocak 1921 Amerika Birleşik Devletleri ile, kayıtsız ve şartsız

55

Kapitülasyonların kaldırılması şartıyla politik ilişkiler kurulması için teşebbüste bulunulması hususunda Hariciye Vekaleti'ne tam ruhsat verildi.(B.C.A., S. 533, Dos. 440-3).

Türk askerlerinin girdiği Urfa'ya bağlı ve Urfa Mutasarrıflığı tarafından mülkî idarelerinin iâdeten tesisi istenen Munbuç merkezinin Çerkezlerle ve Rakka ile beraber Munbuç köylerinin de kâmilen Araplarla meskün olması hasebiyle her iki ilçede doğrudan doğruya Osmanlı mülkî idaresinin iâdeten tesisi, öteden beri takip edilmekte olan ve Türkiye'nin millî sınırlarının ele geçirilmesi gayesine yönelik sarf olunan Hükümetin maksadıyla da uzlaşmadığı beyanıyla söz konusu iki ilçe ile bu kabilden halkı tamamen Araplarla meskün mahallerde mahallî halk tarafından hususî idareler tesis etttirilmesi ve yalnız inzibat ve asayiş meselelerinin işgal kuvvetleri tarafından idaresi uygun olacağı kararlaştırıldı(B.C.A., S. 550, Dos. 75-5).

20 Ocak 1921 Sovyet Dağlı Cumhuriyeti kuruldu.(Güney, 1995: 320).

20 Ocak 1921 İngiliz Yüksek Komiseri, Lord Curzon’a gönderdiği kapalı telyazısında, M.Kemal’in artık “haydut, elebaşı” olarak nitelenemeyeceği, Anadolu mücadelesinin başında olduğunu bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 118).

İngiliz Kabinesi Doğu Sorununu görüştü ve Sevr’de bazı değişikliklerin yapılması kararlaştırdı.(Sonyel, 2003/II: 118).

21 Ocak 1921 Paris görüşmelerinde Fransız Başbakan’ı A. Briant, Sevr Anlaşması’nda bazı değişikliklerin yapılmasını önerdi.(Sonyel, 2003/II: 119).

25 Ocak 1921 Mustafa Kemal Paşa, Elcezire komutanı Nihat Paşa’ya “Moskova ile aramızı bozmadan komünizm tehlikesine karşı tedbirli olunması” gerektiğini bildirdi.(Gürün, 1991: 63).

İtilaf devletleri 21 Şubat 1921’de Londra’da toplanacak konferansa Türk ve Yunan hükümetlerini de davet etme kararını aldılar.(Kocatürk, 1983: 231).

26 Ocak 1921 İstanbul’daki Bağlaşık Yüksek Komiserleri Londra Konferansı’na ilişkin Tevfik Paşa’ya çağrı gönderdi.(Sonyel, 2003/II: 120).

28 Ocak 1921 Mustafa Suphi ve 15 komünistin denizde boğularak ölmesi haberi Türk-Rus ilişkilerini bozacağı sanılarak iki aydan fazla gizli tutuldu.(Sonyel, 2003/II: 43).

29 Ocak 1921 Paris’te İngiltere Başbakanı Lloyd George ile görüşen eski Başbakan Venizelos, Lloyd George’un sonuna dek Yunanistan’a yardımı sürdüreceği ve bu konuda kendisine güvence verdiği yolunda teminat aldı.(Sonyel, 2003/II: 124).

56

30 Ocak 1921

Simon Medivanı, Gürcistan’dan görüşmeler yapmak için Ankaraya geldi.(Kocatürk, 1983: 233).

Şubat 1921 “Özel istihbarat” başlığı görevinin son günlerini yaşayan Sir Basil Thompson, Aubrey Herbert’den ateşkes sonrası Almanya’ya iltica etmiş eski dostu ile buluşmasını istedi.(Winstone, 1999: 440). Rıza Han isminde milliyetçi bir İran subayı hükümet darbesi yaparak siyasi kargaşaya son verdi ve İran’ın iç ve dış politikasında söz sahibi oldu.(Çetinsaya, 2008/I: 329).

04 Şubat 1921 Kemalistler, Gürcü bir gazeteciyle, Gürcü sorununu görüştü.(Sonyel, 2003/II: 62).

06 Şubat 1921 Mustafa Kemal, Lenin’e gönderdiği mektupta, Sovyet Rusya’nın Dağıstan’ın bağımsızlığını tanıması konusundaki düşüncelerini bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 50). Meşrutiyet döneminin tanınmış simalarından Selanik mebusu Emanuel Karasu’nun İtalyan tebaası sayılmak için yaptığı başvuru Meclis-i Vükela’nın yapılan toplantısında görüşüldü ve reddedildi.(Çelebi, 1999: 310).

10 Şubat 1921 Bolşevik Ermenistan Dışişleri Bakanı Behzadiyan Ahmet Muhtar’a bir telgraf gönderdi.(Sonyel, 2003/II: 35).

12 Şubat 1921 Sovyet Rusya, Gürcistan’a ani saldırı harekâtına girişti.(Sonyel, 2003/II: 64). MM gizli oturumunda Londra Konferansı’na olumlu ya da olumsuz cevap verilmesi konusunda görüşmelere başladı.(Sonyel, 2003/II: 124).

15 Şubat 1921 Tiflis’teki İngiliz diplomat, Lord Curzon’a gönderdiği kapalı telgraf yazısında, Kemalistleri Bolşevik Rusya’dan ayırarak Kafkaslardan atmak istemesini dile getirdi.(Sonyel, 2003/II: 63).

16 Şubat 1921 Amerikan Kolejinde yapılan aramada Pontus Cemiyeti’nin temelinin bu kolejde 1904’de atıldığı tespit edildi.(Sarınay, 1999: 7).

17 Şubat 1921

Bekir Sami Bey başkanlığındaki Ankara Heyeti, Roma’ya vardı ve Bekir Sami Bey, İtalya Hariciye Nazırı Kont Sforza ile görüştü.(Kocatürk, 1983: 237).

19 Şubat 1921 İngiliz Dışişleri Bakanı R.McDowell, Ankara yönetimi ile anlaşmaya yönelik raporunu gönderdi.(Sonyel, 2003/II: 63).

19 Şubat 1921 General Ali Fuat Cebesoy başkanlığındaki Türk elçilik heyeti, Moskova’ya ulaştı ve askeri törenle karşılandı.(Armaoğlu,

57

1994: 313; Sonyel, 2003/II: 51; Kocatürk, 1983: 237).

21 Şubat 1921 Fransız Başbakan’ı A. Briant, İstanbul ve Atina’daki Fransız diplomasi temsilcilerine Londra’da toplanacak olan konferansın doğu sorunu görüşmelerine ve Sevr’de yapılacak değişiklikleri görüşmeye çağırdı.(Sonyel, 2003/II: 120).

Dışişleri bakanı Ahmet Muhtar Bey, mecliste gizli bir toplantı yaparak dış ülkelerin Türkiye hakkında ne düşündüğü konusunda konuşma açtı.(Gürün, 1991: 66). II. Londra Konferansı başladı. TBMM Hükümeti, Gürcistan’a Ardahan ve Artvin’in 22 Şubat 1921 tarihinden itibaren tahliyesi ve Türkiye tarafına teslimi için nota verdi.(Kocatürk, 1983: 238).

22 Şubat 1921 Kemalistler, Gürcistan yönetimine ültimatom göndererek, Artvin ve Ardahan ilçelerinin ivedilikle boşaltılmasını talep etti.(Sonyel, 2003/II: 65).

Türkiye Büyük Millet Meclisi, yeni devletin ilk Genel Denge Yasasını çıkardı Bu yasaya göre yeni Devletin bütçesi 6. 3018. 358 Lira idi. Bu bütçeden Milli Savunmaya ayrılan 27. 868. 548 liranın yalnız 289. 548 lira Deniz Kuvvetlerine verildi. Anlaşılamayan nokta ise deniz bütçesinin TBMM Hükümeti'nin Bahriye Dairesi adına değil de Osmanlı Bahriye Nezareti adına tanzim edilmiş olmasıydı. Anlaşılmayan ikinci nokta da Bahriye Nezareti Dairelerine, dolayısıyla Bahriye Dairesi dairelerine hiçbir ödenek verilmemiş olmasıydı. Osmanlı Devleti'nin Bahriye Nazırlığı(Deniz Bakanlığı) ve Yeni Meclisin Umur-ı Bahriye Teşkilatı, "Bahriye Daire Reisliği"biçimine indirgendi (Büyüktuğrul, IV, 1984: 495-502).

23 Şubat 1921 Türkiye ile Gürcistan arasında görüşmeler yapıldı. Gürcüler, Ardahan’ı boşalttı ve buraya Türk bayrağı dikildi.(Gürün, 1991: 67; Bayrak, 2000: 147). Londra Konferansı Türkler’i dinlemek amacıyla yeniden toplandı.(Sonyel, 2003/II: 127).

24 Şubat 1921 Yunan Başbakanı, Londra Konferansı’nda Yunan iddiasını ileri sürdü ve konu hakkında soruşturma komisyonu gönderme kararı verildi.(Sonyel, 2003/II: 128).

26 Şubat 1921 Moskova Konferansı, Haritonenko Sarayı’nda başladı.(Sonyel, 2003/II: 54).

General Ali Fuat Cebesoy başkanlığındaki Türk elçilik heyeti ile siyasal anlaşma müzakereleri başladı.(Armaoğlu, 1994: 313). Bekir Sami, Ankara’ya gönderdiği kapalı telyazısında, Briand ile Sforza’nın İzmir ve Trakya’daki durumu soruşturacak uluslararası bir komisyon oluşturulmasını kabullendiklerini

58

bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 129).

Irak’taki İngiliz idaresi altında şekillenecek olan yeni yönetimin zeminini hazırlayan gelişmeler Lawrance, Noel ve Wilson’un bulunduğu Ortadoğu uzmanlarının bir araya gelmesiyle oluştu.(Aydın, 2001: 24).

27 Şubat 1921 Ali Fuat Paşa, Avrupalılarla siyasi ilişkiler kurdu. Bekir Sami Bey, 27 Şubat-12 Mart tarihleri arasında İngiltere, Fransa, İtalya’da görüşmeler yaptı ve antlaşmalar imzaladı ve M. Franklin Boullon ile 13-28 Haziran tarihleri arasında Ankara’da görüşmeler yapmayı kararlaştırdı.(Gürün, 1991: 73).

29 Şubat 1921 M.Kemal, Trakya konusundaki, iktisadi ve mali konudaki Türk çıkarlarını ve isteklerini Bekir Sami’ye telyazısı ile cevap verdi.(Sonyel, 2003/II: 129).

Mart 1921 Ermeni meselesi konusunda Türk-Rus konferansı başladı.(Sonyel, 2003/II: 36).

Merzifon Amerikan Koleji’ndeki yabancı öğretmenlerin Pontus Rum faaliyetine yataklık ettikleri anlaşılınca ve okuldaki bir Türk öğretmen Rumlar tarafından öldürülünce Türkiye’de bulunan tüm yabancı okullar kapatılıp öğretmenleri yurttan çıkarıldı.(Akyüz, v.d., 1997: 153). Bekir Sami, Lloyd George’a Türkiye’nin İngiltere ile bir anlaşmaya varmak istediğini bildirmeye gitti.(Sonyel, 2003/II: 133).

TBMM Hükümetinin Londra Konferansı’nda ayrı bir heyetle temsil edilmesinde İtalya’nın yaptığı aracılık ve Bekir Sami Bey’in İtalya ile imzaladığı ve İtalya’ya Anadolu’da bir takım ekonomik imtiyazlar veren antlaşma İtalya bakımından bu politikanın başarılı sonucu sayıldı.(Armaoğlu, 1990: 327).

01 Mart 1921 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin I. Dönem II. Yasama Yılı dolayısıyla Meclis açış konuşmasını yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/1d2yy1.htm, 20.05.2011.). Afgan heyeti ile Türk elçilik heyeti arasında da ilk Türk-Afgan ittifakı kuruldu ve Moskova’da Türk-Afganistan Dostluk Antlaşması imzalandı.(Cebesoy, 1955: 151; Sonyel, 2003/II: 58; Dursun, 1995: 415; Çiftçi, 2010: 234; Şapolyo, 1949: 268; Akyüz, v.d., 1997: 128; Bal, 2001: 132; Soysal, I, 2000: 25).

İran Hükümeti’yle devam eden ilişkiler doğrulandı. İngiliz siyasî devlet adamları ise, Türkiye'nin barışsever gayelerini daima anlamamış göründüler.(Millet Meclisi Tutanak Dergisi, IX, 1921: 2; Saray, 1999).

Yunan Millet Meclisinin kararı: Sevres Muahedesinin hiçbir maddesi tadil edilemez.(Jaeschke, 1989: 142).

59

02 Mart 1921 Tevfik Paşa, Lord Curzon’la görüştü ve Padişah’ın, Türkiye ile İngiltere arasındaki genel ilişkilerin yeniden kurulmasına yönelik isteğini bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 133).

03 Mart 1921 Mustafa Kemal Paşa, Afganistan Elçisi’nin konuşmasına karşılık olarak cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=66,20.05.2011).

Stalin Türk Heyeti ile görüşme isteğinde bulundu.(Sonyel, 2003/II: 55).

05 Mart 1921 Budi Medivani, Mustafa Kemal’e güven mektubu sundu (Soysal, I, 2000: 25).

08 Mart 1921 Gürcüler, Sovyet işgaline karşı Kemalistleri Batum’a çağırdı.(Sonyel, 2003/II: 65).

09 Mart 1921 Enver Paşa, Çiçerin aracılığıyla Cemal Paşa’ya gönderdiği mektupta, Londra Konferansı öncesi BMM’nin Ruslarla ivedilikle bir anlaşmaya varmalarını önerdi.(Sonyel, 2003/II: 55).

Türk Heyetinin Stalin ile görüşmesi gerçekleşti. Görüşme sonucu Batum Gürcistan’a bırakıldı.(Sonyel, 2003/II: 56; Gürün, 1991: 6). Kazım Karabekir Paşa kuvvetleri 9 Mart’ta Ahıska’yı, 11 Mart’ta Batum’u, 14 Mart’ta Ahılkelek’i aldı ve 17 Mart’ta gürcü Menşevik hükümeti Gürcistan’dan kaçtı. Sovyetler idareyi ele aldı.(Gürün, 1991: 67). Lloyd George Yunanlıların saldırıya geçme hazırlıklarını Konferansta açıkladı.(Sonyel, 2003/II: 132).

10 Mart 1921 Lloyd George, Yunan kralı ile Lozan Konferansı ve barış şartları hakkında özel görüştü.(Sonyel, 2003/II: 132). İngilizler ile esir değişimi konusunda bir antlaşması yapıldı. İngilizler, “Ermenilere ve İngilizlere fena muamele etmemiş olan” Türk esirlerini geri vermeyi kabul etti.(Armaoğlu, 2005: 318). Çiçerin ile müzakere yeniden başlayarak 14 Mart’ta anlaşma metni ortaya çıktı ve 16 Mart’ta imza edildi.(Gürün, 1991: 68).

11 Mart 1921 Bekir Sami’nin A.Briand ile yaptığı gizli görüşmelerden sonra bir anlaşma imzalandı. Briand-Bekir Sami antlaşması ile Fransızlar çatışmalara son verdi.(Armaoğlu, Siyasi Tarih (1789-1960): 636; Sonyel, 2003/II: 135). Türk ordusu Batum’a girdi. Albay Kazım yayımladıkları beyannamede, Batum’u devraldıklarını bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 65).

60

12 Mart 1921 Enver ve Halil Paşalar ile emsali kişilerin, Anadolu'nun her hangi bir mahalline gelmeleri iç ve dış politikaya aykırı görüldüğünden yasaklanmış, geldikleri takdirde derhal Türkiye'den çıkarılmaları İcra Vekilleri Heyeti'nce karara bağlandı (B.C.A., S. 731, F. Kod. 30. 18. 1. 1)

13 Mart 1921 Çarpışmalara son vermek için Londra’da İtalya ile uzlaşma görüşmesi imzalandı. Türkiye Hariciye Vekili Bekir Sami Beyle İtalya Hariciye Nazırı Kont Sforza bir İtalya İtilafnamesi imza ettiler.(Şapolyo, 1949: 273; Bayrak, 2000: 173).

14 Mart 1921 Hindistan Müslüman Heyet üyeleri Ankara Hükümeti'nin Dışişleri Bakanı Bekir Sami ile bir toplantı yaptı.Toplantıda Bekir Sami, Hintli Müslümanların kendilerine sağladığı destekten dolayı minnet ve şükranlarını belirtmek için kelime bulamadığını bildirdi.(www.kultur.gov.tr, 29.10.2006).

15 Mart 1921 Talat Paşa, Berlin’de bir Ermeni tarafından kurşunlanarak öldürüldü.(Gürün, 1991: 44).

16 Mart 1921 Moskova Hükümeti ile görüşmeler Dostluk Antlaşması’nın imzalanmasıyla sonuçlandı. TBMM Hükümeti, Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzaladı. Moskova Antlaşması ile Türkler, Kars ve Ardahan’ı aldı.(Sonyel, 2003/II: 66, 294; Demiray, 2008/I: 152; Kolesnikov, 2010: 28).

Moskova Dostluk Antlaşması ile, emperyalizmin şiddetli saldırılarına hedef olan iki devlet arasında tabiî sebeplerle oluşan dayanışma, hukuki bir şekilde de belirlendi.(Düstur, III. Tertip, III, 10; Soysal, 1989: 31; Armaoğlu, I, 1991: 313).

Antlaşma, aynı gün Londra da İngiltere ile ticaret anlaşmasının imzalanacak olması sebebiyle Türk anlaşmasının ilanı Rusların talebi üzerine 18 Mart’a yapıldı.(Gürün, 1991: 68). Antlaşma Ankara Hükümeti ile ilk kez büyük bir devletle yapılan eşit haklı bir antlaşmaydı.(Bagidov, 2000: 83). Yapılan Moskova Antlaşması’yla Batum Ruslar’a verildiği için TBMM idaresi Batum’da çok kısa sürdü.(Turan, v.d., 2006: 140; Bal, 2001: 132; Akyüz, v.d., 1997: 126).

Türkiye'yi Sovyetlere yaslayan ve Komünizmin Türkiye'ye girmesinin tolerans ve kapılarını açan Türk-Sovyet Antlaşması 21 Temmuz 1921'de onaylanıp resmî gazetede neşredildi. Türk tarafı Batı kapitalist işgalcilere karşı direnmek konusunda yalnız başına kalmak istemedi. Bolşevik Rusyasıyla anlaşmak yoluna gitti. Sovyet Rusya da Türklerle anlaşmada kendi hesabına yarar görmekteydi (Düstur, III. Tertip II, 72). Bekir Sami’nin R.Vansittart’la yaptığı gizli görüşmelerden sonra tüm savaş tutsaklarının karşılıklı serbest bırakılmasına yönelik bir anlaşma imzalandı. Bekir Sami ile İngilizlerin

61

anlaşmasına Kemalistler karşı çıktı.(Sonyel, 2003/II: 135, 147).

Hariciye vekilliğine Bekir Sami Bey’in yerine Yusuf Kemal (Tengirşek) bey getirildi (Gönlübol-Sar, 1990: 28).

18 Mart 1921 Türk tarafı adına Yusuf Kemal, Rıza Nur ve Ali Fuat Beylerin Rusya adına da George Tchitcherine ile Djelal Korklmassof’un imza koyduğu Moskova Antlaşması resmen imzalandı.(İlgazi, 2008: 122; Sonyel, 2003/II: 56).

Türk- Rus ilişkilerinin temelini teşkil eden 16 maddelik Moskova Antlaşması’nda 3. Madde ile Nahcivan arazisi Azerbaycan himayesinde muhtar bir bölge haline getiriliyordu.(Gürün, 1991: 68).

Lloyd George, Yunan önderleri ile Londra’da görüştü.(Sonyel, 2003/II: 142).

21 Mart 1921 Suriye’de Fransızlara karşı isyan eden liderler, Türkiye'den askerî destek sağlamanın yanında, Fransızların, yağmacı ve anarşist oldukları şeklinde kendilerine yönelttikleri suçlamaları reddetmek için yabancı konsolosluklarla da irtibat kurmuşlar ve Halep'te bulunan Amerika, İngiltere, İtalya ve İspanya konsolosluklarının her birine birbirine benzer bildiriler vererek, bu bildirilerde; yabancı işgaline karşı olduklarını, kendilerini destekleyen İslâm Birliği'nin bir parçasını meydana getiren İslâm Hilâfeti'nin (Osmanlı) yanında yer aldıklarını ve isyancıların hareketlerinin sadece gönülden ve temsil ettikleri milletin vatanperverliğinden kaynaklandığını vurgulamışlardı (Rafık, 1994: 46).

22

Mart 1921 İkinci Londra Konferansı'na Bogos Nubar Paşa ve Aharonyan katılmış, bunların teklifi 26 Şubat'ta dile getirilmişti. Buna göre, Ermenistan'ın birleşmiş ve müstakil bir devlet olduğu, Türklerin Ermenistan'a saldırısının Sevr'i yıkmayı amaçladığı ileri sürülerek, Sevr'in geçerli olması istenmiş ve Çukurova (Kilikya) konusunun bu antlaşmada yer almadığından bahisle, Çukurova'ya da muhtariyet verilmesinde ısrar edilmişti.(ermenisorunu.gen.tr, 22.12.2006).

26 Mart 1921 Yunanlılar Adapazarı’nı işgal etti.(Jaeschke, 1989: 146); (Uyanık, 2004: 25).

27 Mart 1921 Kazım Karabekir Paşa, Mustafa Kemal’e Lozan konusundaki görüşleri rapor etti.(Sonyel, 2003/II: 64).

01 Nisan 1921 2. İnönü Savaşı ile Yunan ordusu Bursa mevzilerine çekilmeye başladı.(Akyüz, v.d., 1997: 130; Kocatürk, 1999: 248; Jaeschke, 1989: 146).

04 Nisan 1921 S.H.Rumbold, Yunanlıların Türkler karşısında ciddi yenilgiye uğradığını Lord Curzon’a bildirdi.(Sonyel, 2003: 144).

62

09 Nisan 1921 Sovyetler Birliği’nin Dışişleri Türkiye Temsilcisi Medivani, Mustafa Kemal Paşa’ya bir mektup gönderdi.(Meram, 1969: 289).

11 Nisan 1921 M.Kemal, Kazım Karabekir’e Lozan konusundaki cevabını iletti.(Sonyel, 2003/II: 64).

N.Stratus, Atina’da millet meclisinde bir konuşma yaptı.(Sonyel, 2003/II: 140).

12 Nisan 1921 Atatürk, Yunan Ordusunun Anadolu’daki zulümlerini protesto etmek üzere, TBMM adına insanlık âlemine bildiri yayınladı.(Kocatürk, 1999: 249).

13 Nisan 1921 S.H.Rumbold, Lord Curzon’a gönderdiği mektupta Sevr Antlaşması’nda yapılan değişiklik hakkında arzularını ve memnuniyetini dile getirdi.(Sonyel, 2003/II: 139).

Yunan Maliye Bakanı parlamento da: “Amerikan ve İngiliz Hükümetleri bizim serbestçe borç sağlamamıza karşı çıkmayacaklar” dedi.(Sonyel, 2003/II: 150). Garp Cephesinde 15 Nisan’a kadar sürecek olan Dumlupınar Savaşları başladı.(Almanak, 1986: 344).

17 Nisan 1921 İtalyanlar, Antalya’yı tahliye etme niyetlerini Cami Bey’e bildirdikten sonra, Ankara Hükümeti’nin cevabını beklemeden Kuşadası ve Söke’de inşaatlarında çalıştırdıkları işçilerin işlerine son verdiler ve Milas ve çevresindeki birlikleri Güllük’e çekmeye başladılar.(Çelebi, 1999: 259).

22 Nisan 1921 Gunaris, Protopapadakis, Thetokis, Yunan generallerinden İoannis Guaris ile görüştü ve Yunan ordusunun başkomutanlık görevini Metaksas’a verilmesini önerdi ama stratejik bakımdan Yunanistan’ın savaşı kazanamayacağına inanan Metaksas bu görevi kabul etmedi.(Sonyel, 2003/II: 164).

28 Nisan 1921 Azerbaycan’da Bolşevikler tarafından hükümet darbesi yapıldı.(Sonyel, 2003/II: 60).

Mayıs 1921 Stambolisky Ankara’ya gizlice Angel Grozkov Kundalov, Çiftçi Partisi Meclis Grubu Temsilcisi Yüzbaşı Grigor Pisarev ve Tüccar Paskal Ençev’den oluşan bir heyet gönderdi.(Değerli, 2008: 101).

Medivani Ankara’ya gelerek büyükelçi olarak göreve başladı.(Gürün, 1991: 72).

08 Mayıs 1921 Bekir Sami Bey, Dış İşleri Bakanlığı’ndan istifa etti.(Yavuz, 1994: 129).

10 Mayıs 1921 Kemalistler, BMM’de yaptığı konuşmada “Müslüman olarak bizler Arnavut sorunu ile büyük ölçüde ilgileniyor ve Yunan

63

saldırısına karşı o ülkenin bizden yardım beklediğine inanıyoruz” şeklinde konuştular.(Sonyel, 2003/II: 233).

11

Mayıs 1921 El-Cezire Cephesi İstihbarat Müdürlüğünden bildirilen raporda belirtildiğine göre Fransızlar Suriye isyanını bastırmak amacıyla güneyde Türklerle ateşkes ve anlaşma yaptıklarını, cephedeki 80 bin askerin geri çağrılacağı tarzında ilanla halkı iğfale çağırdılar.(Umar, 2003: 133).

18 Mayıs 1921 İngiltere ve öteki İtilaf devletleri, ortaklaşa tarafsızlıklarını resmen ilan ettiler. Böylece İngiltere, tarafsızlık taahhüdünü teyid ettiği gibi, Fransa’nın ve İtalya’nın Türklere yardımını da frenlemeğe çalışıyordu.(Kürkçüoğlu, 1978: 185).

19 Mayıs 1921 M.Kemal, Bekir Sami’ye gönderdiği mektupta, imzalanılacak olan anlaşmaların ulusal ilkeleri zedelemeyecek olmasına dikkat çekti.(Sonyel, 2003/II: 139). Gazeteci Mime Goulis Ankara’dan İstanbul’a döndü.(Yavuz, 1994: 125).

21 Mayıs 1921 Bulgar Hükümeti, ihtilalci hareketin baskısı karşısında yönetimi tamamen Stamboulisky’e bırakmak zorunda kaldı.(Değerli, 2008: 58).

23 Mayıs 1921 Fransızlarla bir ateşkes kararı alındı.(Sonyel, 2003/II: 71).

29 Mayıs 1921 İngilizler, Mustafa Sagir’in idam edilmesini “canavarlık” olarak niteledi.(Sonyel, 2003/II: 149). Fransa Parlamentosu Dışişleri Komisyonunun kabul ettiği önergede Yunanistan’a hiçbir surette mali yardım yapılmayacağı kesinlikle belirtildi.(Sonyel, 2003/II: 171).

Haziran 1921 Gunaris, İngiliz Daily Telegraph gazetesi ile gizlice görüştü.(Sonyel, 2003/II: 142).

01 Haziran 1921 İtalya, Anadolu’da işgal ettiği yöreleri sessizce boşalttı.(Ateş, 1980: 227).

02 Haziran 1921 Fransız Bakanı Brianda Franklin Bouillan’un çektiği telgrafta İnebolu üzerinden Ankara’ya hareket edeceğini 9 Haziran’da ise Ankara’da olacağını ve ziyaretlerinden Türklerin çok etkilendiklerini yazdı.(Yavuz, 1994: 134).

05 Haziran 1921 Ar-Rayha bağımsız Arap gazetesinde Türk yanlısı bir yazı yayınlandı.(Sonyel, 2003/II: 72).

06 Haziran 1921 İtalyan tebaası olan Morazzini’nin seferberlik esnasında el konulan demiryolu malzemesinin iadesine ilişkin müracaatı Meclis-i Vükela toplantısında kabul edildi.(Çelebi, 1999: 310).

64

08 Haziran 1921 İngilizce Daily Mail gazetesi, İngiltere yanlısı haberler yayınlandı.(Sonyel, 2003/II: 152).

09 Haziran 1921 İngiliz milletvekili Cecile, H.Word Chamberlain’te İngiliz Hükümeti’ne, “Yunan Kralı Konstantin’e yardım edilecek mi?” sorusunu sordu.(Sonyel, 2003/II: 152).

Fransız Hükümeti Senato Dışişleri Komisyonu Başkanı Franklin Bouillan’u Ankara hükümetiyle gayri resmi bir temas kurmak üzere Ankara’ya yolladı. BMM adına Yusuf Kemal, Fransız temsilcisini Ankara’da karşıladı.(Bıyıklı, Aralık 2008: 357; Sonyel, 2003/II: 199).

10 Haziran 1921 İngiliz Binbaşı Henry, haber alma amacıyla Anadolu’ya gitti.(Sonyel, 2003/II: 154).

11 Haziran 1921 Kral Konstantin, Atina’dan İzmir’e gitti.(Jaeschke, 1989: 146).

13 Haziran 1921 Fransa hükümet temsilcisi Franklin Bovilan’la ilk görüşme yapıldı(Sözer, 1998: 172).

14 Haziran 1921 Moskova’daki Türk elçiliği RSFSC hükümetine Kafkaslar ötesi Sovyet cumhuriyetleriyle antlaşma imzalama işinin kabul edildiğini bildirdi.(Bagidov, 2000: 91).

21 Haziran 1921 BMM Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal, meclis konuşmasında: “İran ile olan dostlukluğumuzu geliştirmeliyiz”dedi.(Sonyel, 2003/II: 231).

Adapazarı, Kuva-yı Milliye tarafından Yunanlılardan geri alındı.(Almanak, 1986: 345).

22 Haziran 1921 Halil Bey’in 2.Kolordu Komutanlığına verdiği 22 Haziran 1921 tarihli raporda, halkın siyasi temsilcisi tarafından Türklerle Fransızlar arasında bir ay süreyle bir ateşkes yapılmış olduğu söylendiğini şartlar hakkında bir bilgiye sahip olmadığını bildirdi (Umar, 2003: 134).

23 Haziran 1921 Londra'da Yunanlılar'ın Anadolu'daki baskı ve katliamı protesto etmek amacıyla bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda söz alan Muhammed Ali Cinnah, İngilizlere Türkiye hakkında verdiği sözü hatırlattı.(kultur.gov.tr, 29.10.2006).

27 Haziran 1921

Ankara’da güven mektubunu kabulü sırasında Sovyetler Birliği Elçisi Nazeranûsâ şunları söyledi. “Müstevlilere karşı kendi hayat hakkı ve istikbâlini korumak için çarpışan milletlerin ittifakı pek tabidir"(Sözer, 1998: 187).

29 Haziran 1921 Faysal, Bağdat’a gitti. Göstermelik bir referandum sonucunda Faysal’ın krallığı meşrulaştırılmaya çalışıldı.(Aydın, 2001: 24).

65

Temmuz 1921 Ankara Hükümeti Bekir Sami’nin imzaladığı bütün anlaşmaları geçersiz saydı ve inkâr etti.(Sonyel, 2003/II: 140). İtalya’ya yeni Dışişleri Bakanı olarak Marhesse Della Taretta atandı.(Sonyel, 2003/II: 159). Yunan saldırısı Anadolu’daki şiddetini artırdı.(Sonyel, 2003/II: 183).

05 Temmuz 1921 S.C.Haringston, M.Kemal’e gönderdiği ve ona ‘Sayın Lord’ diye hitap eden telyazısında M.Kemal ile İnebolu veya İzmit’te “Ajax” adlı İngiliz zırhlısında görüşmek istediğini bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 155).

05 Temmuz 1921 Hâkimiyet-i Milliye ve Ankara’nın İtalyanlara intizar ettiği tahliye Salı günü gerçekleşmiştir.(Çelebi, 1999: 266).

07 Temmuz 1921 Moskova Antlaşması TBMM’nin onayına sunuldu.(Sonyel, 2003/II: 57). Kral Konstantin başkanlığında İzmir’de toplanan Yunan savaş konseyi, Yunan ordusunun Kemalistleri Anakara’ya dek kovalayabileceği kararını çoğunlukla kabullendikten dört gün sonra Yunan saldırısı İzmir savaş kesiminde başladı.(Sonyel, 2003/II: 173).

08 Temmuz 1921 Türk milletine karşı girişilen haksız saldırıları durdurmak Hilafet Merkezini kurtarmak için Hint Müslümanları bir Hilafet Komitesi kurdular ve bu komite ile Türkiye ve Türkler için maddi ve manevi yardımlar yaptılar, daha sonra bu Hilafet Komitesi Muhammed Ali başkanlığında Karaçi’de bir Hilafet Konferansı tertip etti.(Bıyıklı, 2006: 227). Bu konferansta şu karar alındı: "Şayet İngiliz hükümeti açıkça ve dolaylı olarak Ankara Hükümeti'ne karşı savaşacak olursa, önümüzdeki konferansta Hindistan Müslümanları, Hint Cumhuryeti'ni ilan edecekler ve İngiliz ordusu dâhil olmak üzere bütün İngiliz müesseselerinde işi bırakacaklardır"(Saray, 1988: 49). M.Kemal, Lord Curzon’a gönderdiği telyazısında, Ankara’nın verdiği karşılığın, tüm amaçlarını gerçekleştirme dayancında olan Kemalistlerle herhangi bir uzlaşmaya varmanın ne denli imkânsız olduğunu, Ankara’da dizginlerin kendi elinde olduğunu bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 156).

10 Temmuz 1921 Milli ordu kuvvetini arttırmakla meşgulken, Yunan Orduları, Kral Konstantin komutasında müttefiklerden aldıkları silahlarla Kütahya-Eskişehir yönünde yeni ve büyük bir saldırı başlattı.(Kocatürk, 1999: 256); (Nutuk, 2005: 412); (Bilge, 2000: 74; Irmak, 1973: 89).

13 Temmuz 1921 Yunan ordusu hiçbir direnişle karşılaşmadan Afyonkarahisar’ı işgal etti.(Sonyel, 2003/II: 174).

66

15 Temmuz 1921 General S.C.Haringston, İngiliz Savunma Bakanı’na gönderdiği telyazısında, M.Kemal’in haklı olduğu, görüşme yolunu tıkamanın ancak İtalyanlarla Yunanlıları memnun edecek bir yanılgı olacağı görüşünü savundu.(Sonyel, 2003/II: 156). Ali Fuat Paşa, Rusya’nın Moskova Antlaşması’nda vaat ettiği borcu kıtlıktan dolyı veremediğini anlatan bir bildiri yayınladı.(Gürün, 1991: 73).

16 Temmuz 1921 Enver Paşa, Kemal Atatürk'e yazdığı bir mektupta şöyle dedi: "Bana gelince, ben sadece bir idealin peşinden giderim. O da Müslümanları harekete geçirmek ve İslâm'ı pençesine almış Avrupalı canavarlarla hesaplaşmaktır." (Cleveland, 1991: 97-97). Eski Yunan Başbakanı Venizelos, yandaşı muhalefet Danglis’e gönderdiği mektupta Yunan yönetiminin müttefik yönetimin önerilerine karşı çıkmasını “Yunanistan’a karşı işlenen son cürüm” olarak niteledi.(Sonyel, 2003/II: 170).

17 Temmuz 1921 Yunanlılar, Kütahya’yı işgal etti.(Jaeschke, 1989: 156).

20 Temmuz 1921 İtalya Yüksek Komiserliğinin ısrarlı talepleri sonunda Meclis-i Vükela yaptığı toplantıda Emanuel Karasu’yu İtalyan tebaası kabul etti.(Çelebi, 1999: 310).

22 Temmuz 1921 Cevat Abbas Bey, Bulgaristan’dan ayrılmak zorunda kaldı.(Değerli, 2008: 68)

24 Temmuz 1921 Bekir Sami Bey ve yardımcısı Yusuf Kemal Bey, Rusya Dışişleri Halk Komiseri G.V. Çiçerin ve L.M Karahan ile görüştü.(Kolesnikov, 2010: 27).

26 Temmuz 1921 İtalyan bandıralı Leopolis vapuru müttefikler tarafından Bulgar ordusunu silahsızlandırmak maksatıyla Burgaz Limanı’na geldi ve bu gemiye toplanan denize atılacak olan bir vagon makineli tüfek yüklendi ve gemi İstanbul’a hareket etti.(Değerli, 2008: 62).

29 Temmuz 1921 Türk-İtalyan İlişkileri İtalyan senatosunda görüşüldü.(Çelebi, 1999: 250).

31 Temmuz 1921 Yunan Kralı Konsantin Eskişehir’e geldi.(Uyanık, 2004: 26).

Ağustos 1921 Ali Fuat Paşa, Sovyet Dışişleri Bakanı ile görüştü.(Sonyel, 2003/II: 183).

05 Ağustos 1921 BMM, Mustafa Kemal Paşa’yı 3 ay süre ile başkomutan atadı.(Sonyel, 2003/II: 179).

09 Ağustos 1921 Yunan Savunma Bakanı Thetokis, Atina’daki İngiliz Ateşemiliteri’yle görüştü ve M.Kemal’in ordusunun Sakarya

67

ırmağının doğu kesiminde ansızın kaybolduğundan yakındı.(Sonyel, 2003/II: 179).

14 Ağustos 1921 Yunanlılar, Sivrihisar’ı işgali.(Jaeschke, 1989: 159).

23 Ağustos 1921 Yunan ordusunun taarruzu ile Sakarya Meydan Muharebesi başladı.22 gün 22 gece devam eden Sakarya savaşında Yunanlılara ağır bir darbe indirildi.(Nutuk, 2005: 419; Kocatürk, 1999: 262; Akyüz, v.d., 1997: 137; Irmak, 1973: 9).

25 Ağustos 1921 Çiçerin-Hudson görüşmesi sağlandı.(Sonyel, 2003/II: 214).

27 Ağustos 1921 Ali Fuat Paşa, bir rapor hazırladı. Hazırladığı rapor, yunanlıların 10 Temmuz 1921 günü başlattıkları ileri yürüyüşün Sakarya’ya dayandığı günlerde kaleme alındı ve Ankara’da Sakarya muharebesinin son günlerinde 10 Eylül günü okundu.(Gürün, 1991: 73).

27 Ağustos 1921 Çiçerin, Ali Fuat Paşa’ya İngiltere ile Misak-ı Milli’den bazı fedakârlıklar yaparak barış anlaşması imzalamayı teklif etti.(Gürün, 1991: 87).

28 Ağustos 1921 Faysal, İngilizlerin himayesinde merasimle taç giyerek Irak kralı oldu.(Türkmen, 2003: 26).

30 Ağustos 1921 Ankara Hükümeti’nin Roma’daki temsilcisi Cami Bey’e Ankara-Roma İlişkilerini düzeltmek için çaba sarf etti. Cami Bey, Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey’e başvurarak İtalyanlarla olan İlişkileri düzeltmek için elinden geleni yapması çağrısında bulundu. Cami Bey, Ankara’ya yeni bir İtalyan ekonomik kurulu ve yeni bir temsilci göndermelerini istedi. Çünkü İngiltere, bu durumdan çok yararlanacak diye yazdı.(Çelebi, 1999: 257).

Eylül 1921 Kuşadası’na demirleyen İtalyan gemisinde Türk ordusu için binlerce battaniye, tıbbi malzeme ve cephane getirildi.(Çelebi, 1999: 288).

09 Eylül 1921 Milli ordu İzmir’i kurtardı.(Irmak, 1973: 9).

10 Eylül 1921 Ali Fuat Paşa, Rusya’nın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan dolayı gönderilen yardımın her iki ülke arasında dostluk bağlarını kuvvetlendireceğinin rapor etti.(Gürün, 1991: 75). Yunan ordusu Sakarya’nın batısına doğru kaçmaya başladı.(Bal, 2001: 146).

13 Eylül 1921 Sakarya Nehri’nin doğusuna geçmiş Yunan birlikleri 22 gün 22 gece süren savaş sonunda geri çekildi. Sakarya Meydan Muharebesi, zaferle sonuçlandı.(Nutuk, 2005: 419); (Kocatürk, 1999: 264); (Bilge, 2000: 74).

68

15 Eylül 1921 İtalya Dışişleri Bakanı Della Torretta, Savaş Bakanlığına gönderdiği yazıda, Antalya’nın tahliyesinden sonra Anadolu’da kalan İtalyan birliklerinin İtalyan bayrağını temsil ettikleri gibi uluslararası antlaşmalarla İtalya’ya tanınan haklarında güvencesi olduğunu belirtti.(Çelebi, 1999: 265).

17 Eylül 1921

Ukrayna ile TBMM Arasında Türk ve Ukraynalı asker tutsakların ve kamplardaki sivillerin ülkelerine geri yollanması konusunda Moskova’da bir antlaşma yapıldı.(Soysal, 1989: 62).

22-26

Eylül 1921 Moskova Antlaşması tasdiknameleri, 22 Eylül’de Kars’ta teati edildikten sonra 26 Eylül’de Rus, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan temsilcileriyle Kars konferansı açıldı Türk temsilcisi Kazım Karabekir Paşa’ydı.(Gürün, 1991: 70).

23 Eylül 1921 Kazım Karabekir Paşa, Enver Paşa’ya gönderdiği telyazısında Rus yardımının gerçekleşmediğinden yakındı.(Sonyel, 2003/II: 38).

24 Eylül 1921 Yunan yenilgisi Konstantin’in imzasını taşıyan kraliyet bildirgesi ile gizlendi.(Sonyel, 2003/II: 181).

26 Eylül 1921 Türkiye, Rusya, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan temsilcileriyle Kars konferansı düzenlendi. Türk temsilcisi Kazım Karabekir Paşa idi.(Gürün, 1991: 70; Bagidov, 2000: 95; Akyüz, v.d., 1997: 138).

İngiliz Sömürge Bakanı W.Churchill İngiliz Kabinesi’ne sunduğu muhtırada “Müttefikler, Türklerle Yunanlıları anlaştırmak için etkin biçimde davranmazlarsa rezalet olacağını” bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 242).

Ekim 1921 Faysal, geride problemlerle dolu Şam’ı bırakıp Bağdat’a muzaffer bir giriş yaptı.(Winstone, 1999: 467).

Ekim 1921 Bekir Sami Bey, Moskova’ya gitti ve mili mücadele konusu görüşüldü.(Gürün, 1991: 44).

02 Ekim 1921 İngiltere ile Türkiye tüm esirlerin değiş tokuşuyla ilgili bir anlaşma imzaladı.(Sonyel, 2003/II: 137).

13 Ekim 1921 Kazım Karabekir Paşa, Sovyetleştirilmiş üç Kafkas devletine: Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan’a Kars Antlaşması’nı âdete dikte etti.(Sonyel, 2003/II: 185).

Kars Konferans’ında taraflar uzun görüşmelerden sonra uzlaşmaya vardılar. Sovyet Rusya’nın isteği ile Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan temsilcilerinin katıldığı, TBMM Hükümeti’nin de Kazım Karabekir Paşa başkanlığında bir heyet tarafından temsil edildiği, Kars’ta yapılan konferans sonucu, Türkiye ile Kafkas Cumhuriyetlerinden Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan arasında Kars Dostluk Antlaşması

69

imzalandı.(Kili, 1982: 96; Akyüz, v.d., 1997: 138; Bal, 2001: 147; Bagidov, 2000: 103; Soysal, 1989: 77; Sözer, 1998: 35; Gürün, 1991: 71; Kolesnikov, 2010: 30).

14 Ekim 1921 Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilov, güven belgesini M. Kemal Paşa’ya sundu.(Sonyel, 2003/II: 197).

M. Kemal Paşa, güven mektubunu sunan Azerbaycan Elçisi İbrahim Abilof’un konuşmasına karşılık olarak cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page= SoylevDemecler&IcerikNo=80, 20.05.2011).

15 Ekim 1921 Yunan Başbakanı Gunaris, Yunan Millet Meclisin’de yaptığı konuşmada Sakarya Savaşı’nı Yunanlıların kazandığını ileri sürdü.(Sonyel, 2003/II: 181).

17 Ekim 1921 Ali Fuat Paşa, Sovyet lideri Stalin ile görüştü.(Sonyel, 2003/II: 186; Gürün, 1991: 70).

18 Ekim 1921 Cebeci’deki Azerbaycan elçiliğine bayrak çekme töreninde, Azerbaycan Elçisi İbrahim Abilof’un konuşmasına M. Kemal Paşa, cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=81, 20.05.2011).

20 Ekim 1921 Yunan saldırısı üzerine duraksayan Türk-Fransız görüşmeleri Sakarya Meydan Savaşı’ndan sonra yeniden başladı. Milli Mücadele sırasında Fransa ile silahlı çatışmanın durdurulması pahasına Ankara Hükümeti ile Fransa arasında Ankara Antlaşması imzalandı. Güney sınırı, bu antlaşma ile tespit edildi. Bu antlaşma ile aynı zamanda Ankara hükümeti bir büyük devlet tarafından tanınmış oldu. Fransa, Ortadoğu ile birlikte aynı zamanda Güneydoğu Anadolu’da Türk kuvvetleri ile mücadele ettiğinden, Ankara Antlaşması ile Anadolu’dan fiilî olarak çekildi ve bütün gücünü ve dikkatini Suriye'deki millî ayaklanma üzerine toplamaya çalıştı. 8. madde ile güney sınırları çizildi ve sancak bölgesinin milli sınırlar dışında kalması zaruri ve Türkiye’nin menfaatleri bakımından lüzumlu görüldü. Böylece Hatay, Fransız himayesindeki Suriye’ye bırakıldı. Suriye içinde bırakılan İskenderun Sancağı’na özel bir idare şekli tanındı. Fransa'nın İngiltere ile sorunları ve İngilizlere karşı hoşnutsuzluğu, İngiltere kadar Sevr Antlaşması’ndan da pay çıkaramamış olması, Fransız işgaline karşı Suriye'deki Arap millî mücadelesi ve Türk-Arap işbirliği ve Türklerin İnönü muharebelerindeki zaferleri üzerine, ekonomik ve kültürel imtiyaz isteyerek Türkiye'yi desteklemek işine gelmiş, kuvvetlerini de kontrol etmekte zorlandığı Suriye'ye aktardı.(İlgazi, 2008: 116; Sonyel, 2003/II: 187; Pehlivanlı, 2001: 35; Gönlübol, 1997: 133; Armaoğlu, 1990: 348; Akyüz, v.d., 1997: 140; Bal, 2001: 147; Irmak, 1973: 182;

70

Kili, 1982: 102; Uçarol: 551-552; Sarıhan, III, 612; Düstur, III. Tertip, II, 152; Atatürk, II, 1960: 625; Soysal, 1989: 39).

25 Ekim 1921 İtalyan Tuazzi Kurulu Ankara’ya ulaştı.(Sonyel, 2003/II: 208).

31 Ekim 1921 İtalyan tebaası olan Dominic Torpini’nin, Erdek ve Bandırma’daki granit ocaklarından Tekâlif-i Harbiye suretiyle elinden alınan parke taşlarının iadesi hakkındaki müracaatı toplanan Meclis kararıyla kabul edildi.(Çelebi, 1999: 310).

Kasım 1921 Türkiye ile İngiltere’yi yakınlaştırmak için Bulgar Milletvekili harekete geçti.(Sonyel, 2003/II: 215).

01 Kasım 1921 Irak sorunu İngiliz Kabinesi’nde görüşüldü.(Sonyel, 2003/II: 226).

02 Kasım 1921 Daily Telegraph gazetesi Kars Anlaşması’ndaki Türk başarısını yazdı.(Sonyel, 2003/II: 186).

19 Kasım 1921 İngiliz Yüksek Komiseri S.H.Rumbold, Lord Curzon’a bildirisinde Türk Yunan sorununun Müttefiklere bırakılamayacağını bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 243).

20 Kasım 1921 Mustafa Kemal Paşa Ali Fuat Paşa’ya Ankara Hükümeti’nin Rus siyasetini açıklığa kavuşturmasını söyledi.(Gürün, 1991: 75).

21 Kasım 1921 Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal, Roma Türk temsilcisi Cami Bey’e gönderdiği telyazısında Tuazzi’nin inatçı tutumundan yakındı.(Sonyel, 2003/II: 209).

Ali Fuat Paşa, elçi olarak Moskova’da göreve başladı (Soysal, 1989: 25).

22 Kasım 1921 İngiliz Kabine toplantısı gerçekleşti.(Sonyel, 2003/II: 244).

25 Kasım 1921 Bir İtalyan nakliye gemisi, Kuşadası limanına gelerek, karaya 600 asker ve bir kısım harb malzemesi çıkardı.(Kocatürk, 1983: 299).

27 Kasım 1921 Binbaşı Henry ile Refet Paşa’nın görüşmesi gerçekleşti.(Sonyel, 2003/II: 216).

Aralık 1921 8. Sovyet Kongresi’nde Türkiye ile olan ilişkilerin takviye edilmesi kararı alındı.(Sonyel, 2003/II: 50).

BMM yönetimi Ferit Bey’i temsilci olarak Paris’e gönderdi.(Sonyel, 2003/II: 205).

İtilaf Devletleri ile Kemalistler arasında bunalımlı dönem başladı.(Sonyel, 2003/II: 227).

71

01 Aralık 1921 Batılı devletlerin siyaseti, Enver Paşa ve arkadaşlarının Ortadoğu'yu içine alan politikaları, yeni ideal ve hayalleri karşısında Kemal Atatürk, daha sonra uluslararası dayatmaların ve şartların gerektirdiği Misak-ı Millî ve Ortadoğu politikasını da belirleyecek olan, Pan-Türkizm ve İslâm Birliği karşısındaki tepkisini, fikir ve tavrını ortaya koydu.(İnayet, 1991: 103).

05 Aralık 1921 İstanbul Hükümeti’nin Hariciye Nazırı Ahmed İzzet Paşa, Roma’da gönderdiği telgrafta büyükelçi Osman Nizami Paşa’dan, Ankara’nın Roma temsilcisi Cami Bey’e gönderdiklerinin haber alındığını bildirdikten sonra bu haberin doğruluk derecesinin araştırılıp sonucunun kendisine bildirmesini istedi.(Çelebi, 1999: 274).

08 Aralık 1921 BMM’nin gizli oturumu gerçekleşti.(Sonyel, 2003/II: 210).

13 Aralık 1921 Sovyet General Frunse Ankara’ya ulaştı.(Sonyel, 2003/II: 188).

14 Aralık 1921 Enver Paşa Kazım Karabekir’e gönderdiği telyazısında Sovyetler hakkında şüphelerini iletti.(Sonyel, 2003/II: 38).

16 Aralık 1921 İngilizler Revandiz’e saldırdı.(Türkmen, 2003: 36).

20 Aralık 1921 Mustafa Kemal Paşa, güven mektubunu sunan Ukrayna Büyükelçisi General Frunse’nin konuşmasına karşılık olarak bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page= SoylevDemecler&IcerikNo=84, 21.05.2011.

28 Aralık 1921 Ali Fuat Paşa, Sovyet Büyükelçisi Budu Mdivani ile dostluk görüşmesine başladı.(Sonyel, 2003/II: 50).

30 Aralık 1921 Mustafa Kemal Paşa, Ukrayna Büyükelçisi General Frunse için, Dışişleri Bakanlığı tarafından elçi onuruna verilen yemekte bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=85, 22.05.2011).

Muhammed Ali Cinnah'ın Başkanı bulunduğu Tüm Hindistan Müslüman Biriliği'nin Ahmedâbâd'daki 14.Kurultayı'nda kabul edilen karar tasarısında, Yunanlılar’a karşı kazandığı görkemli zaferden dolayı Mustafa Kemal Paşa, tebrik edildi.(www.kultur.gov.tr, 29.10.2006).

1922

1922 Filistin, Milletler Cemiyeti tarafından İngiltere’nin manda rejimi altına alındı.(Acar, 1989: 42).

İngiliz kadın yazar Grace Ellison Ankara’yı ziyaret etti.(Sonyel, 2003/II: 207).

İtalya da Faşizm yeniden iktidara geldi.(Bal, 2006: 675).

72

Rusya Kafkas ülkelerini birleştirmeyi düşündü.(Gürün, 1991: 105). Sovyetler Almanya’da bulunan Cemal Paşa’nın Afganistan’a döndükten sonra Afganistan Türklerini de Enver Paşa gibi organize edeceğini ve Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesini destekleyeceğini hesap etti ve Cemal Paşa’nın Afganistan’a dönüşünü engellemek istedi. Bunu başaramayan Sovyetler, Afganistan’a dönmekte olan Cemal Paşa’yı Tiflis’te kiralık bir Ermeni katile öldürttü.(Togan, 1969: 456).

Ocak 1922 Fransa’da A. Briant’in yönetimden çekilmesi R. Poincare’nın başkan olarak atanmasını sağladı.(Sonyel, 2003/II: 205).

Orlindley, Lord Curzon’a gönderdiği telyazısında Türklerin İtalyanlara iyi davranmadıklarını ama gene de ne pahasına olursa olsun İtalyanların barış istemekte ısrarcı olduklarını bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 211).

02 Ocak 1922 Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Ukrayna Sosyalist Şuralar Cumhuriyeti arasında yayılma ve istila siyasetine karşı Ankara'da Dostluk ve Kardeşlik Anlaşması imzalandı.(Düstur, III. Tertip, III, 10; Soysal, 1989: 31; Kili, 1982: 96; Kocatürk, 1983: 305). General Frunse, Ankara Hükümeti ile Moskova Anlaşması’nı andıran ama bazı ek şartlar içeren Türkiye Rusya İşbirliği Antlaşması imzaladı.(Sonyel, 2003/II: 189).

03 Ocak 1922 Ukrayna delege heyetinin oturduğu binada, General Frunse tarafından düzenlenen ziyafette, M. Kemal Paşa, bir konuşma yaptı ve Ruslardan övgüyle söz etti.(Sonyel, 2003/II: 189; atam.gov.tr/index.php?Page= SoylevDemecler&IcerikNo=86, 22.05.2011).

04 Ocak 1922 Frunse ülkesine dönmek için Ankara’dan ayrıldı.(Gürün, 1991: 76). Fransızlar Mersin ve Tarsus’u boşalttı.(Yavuz.1994: 157).

07 Ocak 1922 Mustafa Kemal Paşa, Buhara Şûra Cumhuriyeti Delegelerine bir konuşma yaptı.

TBMM, Erzurum mebusu Celaleddin Arif Bey’i yeni Roma temsilcisi olarak atadı.(Çelebi, 1999: 278).

10 Ocak 1922 Afganistan bayrağı Ankara’daki Büyükelçilik binasına çekildi.(Sonyel, 2003/II: 231).

15 Ocak 1922 S.H.Rumbold, Lord Curzon’a gönderdiği mektupta M.Kemal’in Misak-ı Milli konusundaki azmini eleştirdi.(Sonyel, 2003/II: 248).

73

18 Ocak 1922 Türkiye, Elcezire'de Fransızlarla çarpışan aşiret reislerine birer maaş verdi. Elcezire'deki Şeyh Sünûsî'nin artık dönüşüne imkân kalmamış ve Diyarbakır bölgesinde de memurların kendisini rencide etmiş olduğundan yüz nüfusa ulaşmış olan yakınlarını Adana vilayetine naklettirip TBBM Hükümeti'nin himayesi altında orada ziraat ile meşgul olacaklarından kâfî miktarda arazi ve beş kadar hanenin verilmesi hususunda Başkumandanlık makamı tarafından, Şeyh Sünûsî'nin teklifleri kabul ve uygun bulunmakla beraber, ancak o sırada Elcezire'den ayrılması uygun görülmediğinden bir müddet daha orada alıkonulması istendi.(B.C.A., S. 1326, Dos. 96-12).

21 Ocak 1922 İstanbul’dan Dışişleri Bakanlığı’na, Doğu Akdeniz İtalyan Sefer Kuvveti Komutanlığı’na Rodos ve Oniki Ada Hükümeti’ne bir yazı gönderildi.(Çelebi, 1999: 272).

22 Ocak 1922 İsmet Paşa, Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesi doğrultusunda bir konuşma yaptı.(Gürün, 1991: 104).

23 Ocak 1922 Mustafa Kemal Paşa, İtilâf Devletleri’nin Türkiye ile Yunanistan Anlaşmasında aracılıkları hakkında Petit Parisien muhabirine bir demeç verdi.

“Bu demeç duygularımıza ters düşse de Türkiye’nin güttüğü siyasetin değerli bir şahididir. İşin başlangıcında Mustafa Kemal Paşa’nın, devletler tarafından Türkiye’ye bildirilen bazı şartlara ne derece üzerine düşerek karşı durduğunu yazmalıyım”(Petit Parisien Muhabiri).(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=92, 27,05.2011).

24 Ocak 1922 S. H. Rumbold, L. Curzon’a bildirgesinde Türkiye’nin Sovyet yanlısı bir politika izlediğini bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 190).

Şubat 1922 Yusuf Kemal, Padişah’ın huzuruna çıktı.(Sonyel, 2003/II: 220).

Mısır ve Hindistan arasında kamusal kaynaşma gerçekleşti.(Sonyel, 2003/II: 224).

Amerikan Temsilcisi Gillespie’nin Türk Temsilcileri ile görüşmesi sağlandı.(Sonyel, 2003/II: 239).

02 Şubat 1922 Utah Senatörü William Henry King yaptığı bir konuşmada, Sevr Anlaşması’nın Türkler’ e zorla kabul ettirilebileceğinden bahsetti.(Bulut, 2010: 46).

07 Şubat 1922 Sovyet Büyükelçisi Aralov, BMM’ne gönderdiği mektupta Sovyet Rusya’nın Türk dostluğuna verdiği öneme değindi.(Sonyel, 2003/II: 190).

Türkiye’nin ilk Büyükelçisi Muhittin Paşa Tahran’da güven mektubunu sundu. Böylece iki devlet arasında siyasal ilişkiler

74

başladı.(Saray, 1999: 280).

08 Şubat 1922 Sovyetlerle çeşitli daireleri arasında karma toplantılar yapıldı.(Sonyel, 2003/II: 192).

20 Şubat 1922 Şeyh Sünûsî, TBMM Başkanlığına gönderdiği mektupta; Irak ahalisinden bir kısmının Emir Faysal'ı arzu etmemesine rağmen İngilizlerin Emîrin resmî tac giyme merasimi icra ettikleri ve Kürdistan kısmının kesin surette Faysal'a biat etmemesinden dolayı İngilizlerin İstanbul'dan Nemrud Mustafa'yı çağırarak Süleymaniye ve havalisine hâkim tayin ve Kürdistan'a İngiliz himayesi kurdukları ve bu suretle buralardan olacak teşebbüsleri neticesiz bırakmakta oldukları ve bu politikanın önüne geçilmediği takdirde o bölgeye de sıçraması muhakkak bulunduğu bildirilerek söylenen hallerin menedilmesi için icabeden tedbirlerin alınmasını bildirdi.(B.C.A., S. 1413, F. Kod. 30. 18. 1. 1).

Mart 1922 Hind Müslümanları, bilhassa fakir ve orta halli olanlar, Ankara Fonu’na yardım için ellerinden geleni yaptılar.(Şerif'ül-Hasan, 1966: 6). Aralov, M. Kemal şerefine verdiği ziyafette Türk Rus dostluğundan övgüyle söz etti.(Sonyel, 2003/II: 191).

01 Mart 1922 BMM dışişleri bakanı Yusuf Kemal Bey ve heyeti, Paris’e gitmek üzere yola çıktı ve deniz yolu ile Marsilya’ya hareket etti.(Sonyel, 2003/II: 205, 222).

M.Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin III. Toplanma Yılını açış konuşmasında, Misak-ı Milli konusunda direndi.(Sonyel, 2003/II: 248). Elcezire(Mezopotamya, -Dicle ve Fırat ırmakları arasındaki yerin adı- Musul bölgesi) cephesiyle merkezde ve ülkenin diğer bölgelerinde Türk birlikleri verilen görevleri sükûnetle yerine getirmeye devam etti.(M. M. Tutanak Dergisi, D. 1, XVIII, 1922, 2).

02 Mart 1922 İstanbul seferini yapan “Palcki” adlı İtalyan gemisi, başka yüklerinin arasında 643 kg. askeri malzeme taşıdı.(Değerli, 2008: 62).

03 Mart 1922 Osmanlı Hükümeti Hariciye Nazırı İzzet Paşa, İtalya’nın İstanbul Büyükelçisi Cawillo Garroni’ye Türk-İtalyan ticaret anlaşması hakkında bir proje verdi.(Çelebi, 1999: 311).

06 Mart 1922 Yusuf Kemal Marsilya’ya ulaştı.(Sonyel), 2003/II: 222).

08 Mart 1922 Türkiye sınırı dışında kalan Türklerin ikamet ettiği bölgelerin anavatana bağlanmasını temin ile hakların korunması için çalışmak üzere teşekkül eden "Akdeniz Türk Müdafaa-i Hukuk

75

Cemiyeti”, Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri gurubu başkanlığından Karamürselzâde İhsan imzasıyla havale edilmesine rağmen, Fransızlarla yapılan antlaşmaya aykırı görülerek, TBMM tarafından tasdik edilmedi. İtilaf Devletleri’ne, Türkiye’nin sulh şartlarını içeren bir proje gönderildi.(B.C.A., S. 1452, Dos. 80-3; İnan, 1977: 103). Lübnan’da Temsilciler Meclisi kuruldu.(Acar, 1989: 25).

16 Mart 1922 Yusuf Kemal, Lord Curzon’la görüştü.(Sonyel, 2003/II: 222).

17 Mart 1922 Remzi Bey, TBMM Hükümeti tarafından Revandiz’e Kaymakam olarak tayin edildi.(Türkmen, 2003: 40).

18 Mart 1922 Yunanistan yeni kabinesi, güvenoyu aldı.(Sonyel, 2003/II: 247).

20 Mart 1922 Gürcistan ile sınır bölgesi ahalisinin karşılıklı olarak diğer tarafa geçişlerine ve meralardan karşılıklı olarak istifadelerine dair Tiflis’te sınır sözleşmesi imzalandı(Gürün, 1991: 77, 104).

22 Mart 1922 İtilaf Devletleri, Paris’te yapılacak konferans hakkında toplandı ve Paris Konferansı gereğince, İstanbul, Ankara ve Yunan Hükümetlerine ateşkes antlaşması yapmalarını önerdiler.(Sonyel, 2003/II: 249; Bilge, 2000: 75; Nutuk, 2005: 438; Ateş, 1980: 229).

25 Mart 1922 İtalyanların Menderes Bölgesi’ni boşaltmaları başladı ve ilk olarak Çine tahliye edildi.(Çelebi, 1999: 321).

26

Mart 1922 Ateşkes önerisi Ankara’da incelenirken Paris Barış Konferansı’nda Müttefikler barış teklifi yaptılar.(Nutuk, 2005: 440; Bilge, 2000: 75; Irmak, 1973: 214).

27 Mart 1922 İtilaf Devletleri, Türklerle yeni bir savaşı önleyecek kararlar aldılar.(Sonyel, 2003/II: 250). Müdafaa-i Milliye Vekâleti, gönderdiği şifrede Celaleddin Arif Bey’den İtalya’dan bir denizaltı alınması için girişimde bulunmasını istedi.(Çelebi, 1999: 289).

30 Mart 1922 Lord Curzon, Lordlar Kamarası’nda konuşurken Türklerle yeni bir savaşın göze alınamayacağına ilişkin alınan kararların “akla yakın ve adil bir çözüm” olduğunu dile getirdi.(Sonyel, 2003/II: 250).

Nisan 1922 Cenova Konferansı düzenlendi ve bu konferans Kemalistleri endişelendirdi.(Sonyel, 2003/II: 191).

Fransız Yönetimi Albay Mougin’i Suriye’ye temsilci olarak gönderdi.(Sonyel, 2003/II: 206).

76

01 Nisan 1922 Dışişleri Bakanı’nın daveti üzerine, Menderes Bölgesi’ndeki İtalyan askerlerinin geri çekilmesini görüşmek üzere bir toplantı yapıldı.(Çelebi, 1999: 321).

05 Nisan 1922 BMM’de alınan kararlar İtilaf Devletleri’ne verildi.(Sonyel, 2003/II: 252).

Zaman kazanabilmek ve Yunanlılara yeni bir saldırı fırsatı vermemek için TBMM Hükümeti, karşı tekliflerini İtilaf Devletleri’ne sundu.(Akyüz, v.d., 1997: 141).

10 Nisan 1922 M. Kemal Paşa tarafından heyet oluşturulup Dr Rıza Nur Moskova’ya gönderildi.(Gürün, 1991: 76).

12 Nisan 1922 Medine savunucusu Fahrettin Paşa, temsilci olarak Afganistan’a gitti.(Sonyel, 2003/II: 231).

16 Nisan 1922 Hacim Paşa'ya Urfa'da arazi verilerek yerleştirilmesi uygun görüldü (B.C.A., S. 1516, Dos. 97-29).

19 Nisan 1922 Koçarlı, Bağarası, Boran ve Akköy havalisindeki İtalyan askerleri Söke’ye çekildiler. Stefani ajansı Anadolu’daki İtalyan askerlerinin geri çekilmeye başladığını duyurdu.(Çelebi, 1999: 322).

20 Nisan 1922 Tahliye hazırlıkları tamamlandığı zaman İtalyanlar ile görüşen Türk yetkililer, Söke’den ayrılmalarından sonra Yunan birliklerinin, güvenliğin bozulduğu iddiasıyla kasabayı işgal etmelerinden endişe ettiklerini bildirdiler.(Çelebi, 1999: 323). Milli Müdafaa Vekili Kazım Paşa ile Milano’daki İtalia şirketi arasında bir sözleşme imzalandı. Buna göre, adı geçen İtalya şirketi, 150 kamyon satışı için yapılan sözleşmeyle, 50 adet ilk partisi, 2 Temmuz’a kadar Mersin Limanı’na ve 60’ı 24 Eylül’e kadar İskenderun Limanı’na ulaştırmaya taahhüt etti.(Çelebi, 1999: 291).

21 Nisan 1922 Moskova Türk Ateşemiliterlik binası, Rus gizli polisi tarafından basıldı. Bu baskın olayından sonra Ali Fuat Paşa Moskova’dan ayrıldı.(Gürün, 1991: 71,77). İtalyanlar Söke ve Kuşadası’nı boşalttı, alınan askeri önleme rağmen İtalya birliklerinin ayrılmasından sonra Söke’yi Yunanlar işgal etti.(Söke 01.05.1920’de 02.02.1921’de ve 21.04.1922’ de olmak üzere üç defa işgal edildi.) (Turan, 1999: 175; Almanak, 1986: 346); Jaeschke, 1989: 180; Çelebi, 1999: 323).

22 Nisan 1922 Kemalistlerin İtilaf Devletleri’ne gönderdiği 2.notada Yunanlıların Anadolu’yu derhal boşaltmaları tekrarlandı.(Sonyel, 2003/II: 253).

77

24 Nisan 1922 Osmanlı Hariciya Nazırı İzzet Paşa ile İtalya’nın İstanbul Büyükelçisi Garroni arasında imzalanan anlaşma ile, İtalyanlara bazı konularda imtiyazlar verildi.(Çelebi, 1999: 320).

Kuşadası’ndaki İtalyan askerlerinin tahliyesi, kötü hava şartları altında ve güçlükle yapılabildi.(Çelebi, 1999: 323).

27 Nisan 1922 Marmaris, İtalyan askerleri tarafından boşaltılmaya başlandı ve tahliye işlemleri ertesi gün de devam etti.(Çelebi, 1999: 323).

Mayıs 1922 Azerbaycan ile diplomatik ilişkiler devam etti.(Sonyel, 2003/II: 197).

Galip Paşa, Ankara’dan Buhara’ya gitmek üzere yola çıktı.(Sonyel, 2003: 198).

01 Mayıs 1922 S.H.Rumbold, Lord Curzon’a gönderdiği mektupta, Türk ordusunda birçok subayların muhalefetine karşın, M.Kemal’in hala duruma hâkim olduğunu dile getirdi.(Sonyel, 2003/II: 252).

05 Mayıs 1922 Ankara Hükümeti, İtilaf Devletlerine, Ateşkesi Anadolu’nun boşaltılmasına bağlayan bir cevap verdi.(Nutuk, 2005: 441; Bilge, 2000: 76; Jaeschke, 1989: 187). Amerikalı Amiral Colby M. Chester “Ottoman American Development Company” adlı şirketini kapatmak zorunda kaldı ve Kanadalı işadamı Clayton Kennedy ile şirketi yeniden kurdu (Bulut, 2010: 119).

10 Mayıs 1922 Ali Fuat Paşa, Moskova’dan ayrıldı. Anlaşmazlık konusu, Rusya’nın özür dilemesiyle 2 Temmuz 1922 de tatlıya bağlandı.(Gürün, 1991: 78).

Yunanistan’daki Gunaris Yönetimi güvenoyu alamayınca yönetimden çekildi.(Sonyel, 2003/II: 257).

İtalya’nın Antalya temsilcisi Faralli, İstanbul’daki Büyükelçiliğine gönderdiği telgrafta, Sardegno vapuru ile 4 tane 76’lık top ve mühimmatın İtalya’dan Mersin limanına getirildiğini yazdı.(Çelebi, 1999: 292).

21 Mayıs 1922 Yunan Adalet Bakanlığı’na eski Başbakan Gunaris getirildi.(Sonyel, 2003/II: 257).

23 Mayıs 1922 Türkiye, Avrupa'daki Kudüs Arapları heyeti ile Siyonistlerden Şiferik'in Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasıyla ilgili soruları karşısında da sessiz kalmayı tercih etti.(B.C.A., Dos. 438A1).

25 Mayıs 1922 Lübnan’da, Temsilciler Meclisi ilk toplantısını yaptı.(Acar, 1989: 25).

78

Haziran 1922 Yunanlıların Samsun’u topa tutmaları barış görüşmelerini daha da bunalımlı bir döneme sürükledi.(Sonyel, 2003/II: 254). Yusuf Kemal, Fransa’dan silah ve mühimmat temin etti.(Sonyel, 2003/II: 206). M.Kemal Paşa, Irak’ta özel bir komite kurdu.(Sonyel, 2003/II: 228). Bir İran Heyeti Ankara’ya geldi.(Sonyel, 2003/II: 232).

Amerikalılar Ankara’ya resmi olmayan temsilci gönderme kararı aldı.(Sonyel, 2003/II: 239).

04 Haziran 1922 Fransız Albay Mougin Ankara’ya geldi.(Sonyel, 2003/II: 207).

08 Haziran 1922 Celaleddin Arif Bey’den, Roma Ziraat Enstitüsü’nün son yayınlarını isteyen TBMM Hükümeti, tel ve kablo satın alacağını da bildirdi.(Çelebi, 1999: 309).

21 Haziran 1922 Türkiye, komşu hükümetlerle de arzu olunan dostça ilişkiler kurmuş bulunduğundan Türk ordusu da olgun ve sakin bir biçimde talim ve eğitim ile uğraşarak görevini yerine getirmeye devam etmekle beraber, Türkiye'de iskânı kararlaştırılmış ve Türk Ordusuna hizmet etmekte bulunan Irak Şeyh'ül-meşayihi mücahidini Irak'tan Acemiyy’ül-Mansur Paşa'ya bir milyon dönüm genişliğinde minbit araziyi ihtiva eden Adana'daki mercimek çiftliğinden on sekiz bin dönüm münbit arazi verilmesi ve iaşelerinin mülteciler tertibinden karşılanması kararı alındı.(B.C.A., S. 1635, Dos. 136-36).

22 Haziran 1922 İran, Ankara hükümetini daha Kurtuluş savaşı sırasında, 22 Haziran 1922 günü tanımış ve o yıl içinde Ankara’ya Büyükelçi olarak Maşaghan Eshag’ı gönderdi.(Saray, 1999: 280).

30 Haziran 1922 Mustafa Kemal Paşa, güven mektubunu sunan İran Elçisi Mümtazüddevle’nin konuşmasına karşılık olarak cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=102, 29.05.2011).

Temmuz 1922 Mustafa Kemal Paşa ile Konya’da görüşen Townshend Ankara’ya geldi.(Sonyel, 2003/II: 229).

07 Temmuz 1922 Mustafa Kemal Paşa, İran Elçisi Mümtazüddevle İsmail Han’ın Ankara’ya gelişi dolayısıyla, Rus Sefiri Araloff’un, İran Sefiri Mümtâzüddevle İsmail Han onuruna verdiği ziyafette bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=104, 03.06.2011).

09 Temmuz 1922 Türkiye ile Rusya, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan arasında Tiflis’te konsolosluk antlaşma imzalandı.(Gürün,

79

1991: 77). Tiflis’te imzalanan konsolosluk antlaşması yürürlüğe konmadı ve hukuki statüleri de bir düzene bağlanmadı.(Gürün, 1991: 80).

10 Temmuz 1922 İngilizler Revandiz’i uçaklarla ilk kez bombaladılar.(Türkmen, 2003: 50).

22 Temmuz 1922 Cemal Paşa, Tiflis’te canını dişine takarak savaştı ve katledildi.(Gürün1991: 44).

29 Temmuz 1922 Yunanistan, Türkiye’ye Sevres Anlaşmasını kabul ettirmek için nota ile İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u işgale izin vermelerini istedi ve Tekirdağ’a birlikler çıkardı.(Bilge, 2000: 75); (Jaeschke, 1989: 187).

Ağustos 1922 Kemalistler Azerbaycan ve Buhara ile iyi ilişkiler kurdu.(Sonyel, 2003/II: 196).

Roma’daki Türk temsilci Kemal Arif’in Türk-İtalyan antlaşması için mücadelesi devam etti.(Sonyel, 2003/II: 212).

S.H.Rumbold ve Andrew Ryan Paris şartlarını görüştü.(Sonyel, 2003/II: 261).

R.Parincare, İngiliz barış önerilerini kabul etti.(Sonyel, 2003/II: 258).

Yunanlılara karşı Büyük Türk taarruzu başladı.(Sonyel, 2003/II: 230).

04 Ağustos 1922 Enver Paşa, Buhara’da Abdarra köyü yakınlarıda, İbrahim adlı bir kişi ile buluşmaya giderken, bir kızıl müfreze tarafından şehit edildi.(Winstone, 1999: 439). Bekir Sami Paşa, Rusların çatışmalarından birinde şehit düştü.(Gürün, 1991: 45). Lord Curzon’un Avam Kamarası’ndaki konuşması, Kemalistleri ivedilikle saldırıya geçmeye inandırdı.(Sonyel, 2003/II: 229,265).

11 Ağustos 1922 Ali Fethi, İngiliz Lordu L.Long ile görüştü ve ona Türk tezi hakkında bilgi verdi.(Sonyel, 2003/II: 263).

14 Ağustos 1922 Ali Fethi, İngiliz Hariciye yetkilileri ile görüşerek BMM’nin barıştan yana bir politika izlediğini bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 264).

22 Ağustos 1922 Büyük Taarruz başladı.(Çiftçi, 2010: 146).

26 Ağustos 1922 Yunan ordularına karşı, Sabah saat 5.30’da top ateşiyle Kocatepe’den Büyük Türk Taarruzu başladı. Başlayan büyük taarruzla, yunan cephesi sökülerek, 9 Eylül’de İzmir in kurtarılması ve 18 Eylül’de de Anadolu’da Yunan askerinin

80

kalmamasından sonra, Türk kuvvetleri 23 Eylül günü Çanakkale’de İtilaf Devletleri’nin tarafsız bölge saydıkları mıntıkaya girmeye başladı.(Nutuk, 2005: 455; Tansel, 1991/IV: 161; Gürün, 1991: 82; Akyüz, v.d., 1997: 143).

27 Ağustos 1922 Afyon, Yunan işgalinden kurtarıldı.(Jaeschke, 1989: 190).

29 Ağustos 1922 Dumlupınar Savaşı (Başkomutanlık Meydan Savaşı) başladı. Türk askerleri Kütahya’ya girdi.(Kocatürk, 1999: 292; Jaeschke, 1989: 190).

30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz sonucunda Yunan birlikleri ağır bir bozguna uğratıldı.(Nutuk, 2005: 456; Tansel, 1991/IV: 166-167).

31 Ağustos 1922 Özdemir Bey, birlikleriyle İngilizler’e saldırdı. Derbent Muharebesini kazandı.(Türkmen, 2003: 51).

01 Eylül 1922 Kütahya Dumlupınar’dan Türk ordusuna: “İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emri verildi.(Akyüz, v.d., 1997: 144). Türk askeri Uşak’a girdi.(Tansel, 1991/IV: 182).

02 Eylül 1922 Türk askeri Eskişehir’e girdi.(Tansel, 1991/IV: 182); (Almanak, 1986: 346). Yunan Başkomutanı Trikopis ve diğer yunan komutanları savaş esiri oldular.(Tansel, 1991/IV: 174); (Soysal, 2000: 663).

Yunanlılar için savaş o kadar vahim bir duruma geldi ki Yunan Yönetimi, daha iyi şartlar sağlar umuduyla İngiliz yönetimine başvurarak, Yunan ordusunun Küçük Asya’yı boşatabilmesi için bir ateşkes istedi.(Sonyel, 2003/II: 266).

05 Eylül 1922 Özdemir Bey, İngilizleri güneye sürdü.(Türkmen, 2003: 52).

06 Eylül 1922 Yunanlılar, Manisa’yı yaktı.(Jaeschke, 1989: 191).

07 Eylül 1922 Yunanistan, Anadolu’nun boşaltılmasına bağlı ateşkesi kabule hazır olduğunu İtlaf Devletleri’ne acele olarak bildirdi.(Bilge, 2000: 98).

İngiliz Diplomasi Temsilcisi R.Graham İtalyan Dışişleri Bakanı Schanzer ile görüştü.(Sonyel, 2003/II: 262).

İngiliz Kabinesi Türk zaferini görüşmek üzere toplandı.(Sonyel, 2003/II: 269).

Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa, Musul’un silahla kurtarılması emrini Milli Savunma Bakanlığı ile Doğu ve Elcezire Kumandanlıklarına birdirdi.(Kurtcephe, 2008: 404).

08 Eylül 1922 Manisa Yunan işgalinden kurtarıldı.(Almanak, 1986: 346).

İtalya Londra ve Paris elçiliklerine, Türklerle Yunalılar arasındaki silahlı çatışmanın durdurulması için Venedik’de bir

81

konferans toplanması için girişimde bulunmasını bildirdi.(Çelebi, 1999: 335).

09 Eylül 1922 Türk Ordusu İzmir’e girdi ve Yunan orduları denize döküldü. Kadife Kale’ye Türk bayrağı çekildi.(Bilge, 2000: 76; Sonyel, 2003/II: 268).

İzmir Metropoliti Chyrsostomos, İzmir, Türk ordusunca geri alınınca linç edilerek öldürüldü(Çiftçi, 2010: 147).

Filistinli Müslümanlar, Türk birliklerinin 9 Eylül’de İzmir’e girişini kutladı.(Akyüz, v.d., 1997: 144).

Filistinli Müslümanların, Türk birliklerinin 9 Eylül’de İzmir’e girişini kutlamaları o dönem Ortadoğu toplumlarındaki genel havayı ortaya koyması açısından önemliydi; Türklerin zaferi ilan edilince Kudüs Mustafa Kemal’in resimleri ile donatıldı. Gazze’de, Nablus’ta pencerelere Türk bayrakları asıldı. Camilerde dualar okunup ve Kudüs’teki El-Aksa Camii’nde büyük bir toplantı tertiplendi. Şair Muhammed İkbal de çeşitli manzumelerinde Türkler'in zor günlerini ve daha sonra başarı ve zafere kavuşmalarını dile getirdi.(www.kultur.gov.tr, 29.10.2006).

11 Eylül 1922 Bursa Yunan İşgalinden kurtarıldı.(Jaeschke, 1989: 193).

12 Eylül 1922 Rusya ile İngiltere’nin politikası boğazlar yüzünden çakıştı.(Gürün, 1991: 83). Rus notasından Türkiye’ye bilgi verilmedi.(Gürün, 1991: 86).

Şeyh Mahmut, Bağdat’a çağrılarak Süleymaniye’ye gönderildi.(kurtcephe, 2008: 439).

15 Eylül 1922 Ayvalık Yunan İşgalinden kurtarıldı.(Jaeschke, 1989: 194). İzmir’deki Fransız Amirali Dusmenil, M.Kemal Paşa ile görüşerek, Fransa’nın kendi müttefiklerinden ayrılmayacağı gibi ayrılmak niyetinde de olmadığını bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 271). İngiliz kabinesinin oturumunda Sömürgeler Bakanı Winston Churchill, İngiliz İmparatorluğu’ndaki manda ve ülkelerin, Boğazları savunmaya çağrılmaları görüşünü öne sürdü.(Sonyel, 2003/II: 270).

18 Eylül 1922

İstanbul’dan İzmir’e gelen Fransız Yüksek Komiseri General Pelle’yle Mustafa Kemal Paşa, İzmir'de bir görüşme yaptı(Sözer, 1998, 286; www. kranoloji.gen.tr, 28. 12. 2005).

19 Eylül 1922 İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon, Fransız Başbakanı Raymand Poincare ve İtalya’nın Paris Büyükelçisi Kont Sforza ile Paris’te yaptığı görüşmelerden sonra, müttefikler arasındaki gediği bir uzlaşma ile kapatmayı başardı.(Sonyel, 2003/II: 274).

82

20 Eylül 1922 Paris’teki Kemalist temsilci Ferit Bey, Müttefik devlet adamlarının orada yaptıkları görüşmeler konusunda Ankara’ya bilgi gönderdi. Çanakkale’deki baskıyı artırması için M.Kemal’e öneride bulundu ve İngiltere’nin ricat halinde olduğunu bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 275).

Moskova’daki İngiliz ticaret misyonu başkanı Mr. Dodgson İngiliz dışişleri bakanlığına bir metin yolladı, metinde, İngiliz-Rus görüşlerinin ahenkleştirilmesi gerektiği yer aldı.(Gürün, 1991: 100).

21 Eylül 1922 Dail Mail gazetesinde “Çanakkale’den Çekiliniz” başlıklı bir yazı yayınlandı.(Sonyel, 2003/II: 272).

22 Eylül 1922 Türkiye'nin Anadolu'da Yunanlılara karşı başarıları Ortadoğu'da büyük bir sevinçle karşılandı. Ortadoğu ülkelerinde gösteri ve şenliklerle kutlandı. Mustafa Kemal'e "Seyfu'l-İslâm"(İslâm'ın Kılıcı) unvanı verildi ve başarıları hızla yayıldı. Ortadoğulu vatanseverler Fransızlara, İngilizlere ve İtalyanlara karşı mücadelelerindeki rollerini Türklerle kıyaslıyorlardı. Bu münasebetle camilerde mevlit merasimleri düzenlendi ve Halep camilerinden bir camide her gün merasim yapıldı. Bunun da masraflarını Evkaf dairesi karşıladı. Mustafa Kemal, Şam müftüsüne, Yunanlılara karşı kazandığı zaferi bildiren ve ondan camilerde İslâm davasının başarıya ulaşması için mevlit okunmasını, dua edilmesini isteyen bir telgraf gönderdi. T.B.M.M. Hükümeti Suriye'de Kemal Atatürk ağırlıklı Türk propagandası yapan yayın faaliyetlerini arttırdılar ve hatta bazı gazeteler onlarla işbirliği yaptı. Bu gazetelerin başında T.B.M.M. Hükümeti’nin sempatizanı olarak tanınan İslâmî eğilimli "Fet’a1-Arab"(Genç Arab) dergisi geliyordu (Rafık, 1994: 58).

23 Eylül 1922 Müttefikler, Ankara Hükümeti’ni Mudanya Görüşmesine çağırma kararı aldılar.(Sonyel, 2003/II: 280).

24 Eylül 1922 F. Bouillan, Yusuf Kemal ile görüştü.(Sonyel, 2003/II: 200). Acemî Paşa ile maiyetindeki fertlerine muhacirîn iskânı hakkındaki kanuna uygun olarak beher nüfusa isabet eden miktara göre maiyetindeki fertlerinin ayrılan ve tensip edilen Adana ovasındaki hazine arazisinde iskânları kararlaştırılmış ve iaşe masrafları olan aylık 1000 liranın Müdafaa-i Milliye Vekâleti Bütçesinin ta'yinat kısmından geçmişteki gibi ödenmesi ve isteklerinin yerine getirilmesi kararlaştırıldı. (B.C.A., S. 1860/61).

25 Eylül 1922 Paris’teki Kemalist temsilci Ferit Bey, Ankara’ya gönderdiği telyazısında İngiltere’nin her konuda ödün verdiğini ve Mudanya Konferansı ile ilgili önerilerinin daha çok İngilizlerin onurunu kurtarmak için öne sürüldüğünü bildirdi.(Sonyel,

83

2003/II: 275).

Fransızlar, F.Boilleon’u M.Kemal’in Doğu Trakya’daki Türk ilerleyişini durdurmak amacıyla görüşmeye gönderdi.(Sonyel, 2003/II: 279).

26 Eylül 1922 Londra Sovyet ticaret temsilcisi M. Berzine üçlü notanın Türkiye’ye verilmesinden sonra politikalarının (boğazlar ile ilgili) İngiltere’den farklı olmadığını bildirdi.(Gürün, 1991, 85).

27 Eylül 1922 Yunanistan’da Venizelosçular, ihtilal yaptı, Kral Konstantin, oğlu lehine tahttan çekildi ve Atina’dan ayrıldı. Yunan savaş gemileri İstanbul’dan ayrıldı.(Jaeschke, 1989: 197).

29 Eylül 1922 Türkler’in müttefiklere gönderdiği notalarda müttefiklerin Batı Trakya ve Karaağaç konularında güçlükle karşılaştıkları belli oldu.(Sonyel, 2003/II: 305).

İngiliz Kabinesi Kemalistlere gönderdiği ültimatomda en kısa zamanda tarafsız bölgeden çekilmeleri uyarısında bulundu.(Sonyel, 2003/II: 277). İlk kademeli olarak dışişleri bakanı Y.Kamil Paşa’nın Fransa başbakanı M.Poincare’ye askeri harekâtın durdurularak acil konuların kararlaştırılması için Mudanya’da konferansı uygun gördü ve 23 Eylül notasına cevap vereceğini bildirdi.(Gürün, 1991: 86).

Dr.Reşat Nihat’la yaptığı konuşmayı kabineye duyuran Lord Curzon, General Harringston’a gönderilen talimatın 24 saat süre ile ertelenmesini istedi.(Sonyel, 2003/II: 278).

30 Eylül 1922 İngiliz Kabinesi’nin 3 kez yapılan oturumunda bir gün önce General Harringston’a gönderilen talimatın alınıp alınmadığı yolunda doğrulayıcı bir haberin gelmemiş olması kabineyi kaygılandırdı.(Sonyel, 2003/II: 278). İngiliz Kabinesi, Türklerin Çanakkale’ye doğru ilerledikleri yolunda istihbarat kaynaklarında kaygı verici haberler aldılar, bu habere göre Mustafa Kemal’in 30 Eylül’de İstanbul ve Boğazlara girme kararı aldığı bildirildi.(Sonyel, 2003/II: 277).

01 Ekim 1922 Mustafa Kemal, Haringston’a gönderdiği bir yazıda, Mudanya Konferansı’na katılmayı kabullendiğini bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 278).

03 Ekim 1922 Bazı uzman ve generallerin Mudanya’da toplanarak görüşmesi başladı.(Sonyel, 2003/II: 281).

Rusya nota ile Türk hariciyesine müracaat etti.(Gürün, 1991: 86).

Eğer Rusya notayı birkaç gün geciktirmiş olsaydı, o nota ile ileri sürdüğü görüşlerin yetersizliğini ve gereksizliğini anlamış

84

olacaktı.(Gürün, 1991: 88).

04 Ekim 1922 Türkiye, İtilaf Devletleri’ne, Batı Trakya ve Karaağaç konularında 2. bir nota gönderdi.(Sonyel, 2003/II: 305).

Rusya’nın notaları ile ismet İnönü tatmin olmadı.(Gürün, 1991: 91).

05 Ekim 1922 Mudanya Konferansı çıkmaza girdi.(Sonyel, 2003/II: 282).

06 Ekim 1922 M.Kemal, İsmet Paşa’ya gönderdiği telyazısında, konferans Trakya’yı Türkiye’ye geri vermeyi kabul etmezse, Trakya’daki düşmanı izlemek amacıyla, tespit edilen bir vakitte, Türk ordusunun harekete geçerek, Çanakkale’den geçeceğini; bir anlaşmazlık çıkmasını önlemek amacıyla General Harringston’a açıkça bildirmesini belirtti.(Sonyel, 2003/II: 284).

İngiliz Yüksek Komiseri S.H.Rumbold’a bilgi veren Lord Curzon, General Harringston’un, yarıda kalan Mudanya Konferansı’na dönebileceğini, ama Türklere kesinlikle daha fazla taviz verilmemesini bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 285).

İtilaf Devletleri generalleri Mudanya’ya döndüler.(Sonyel, 2003/II: 285).

07 Ekim 1922 Mudanya Konferansı oturuma başladı ve İsmet Paşa, Doğu Trakya’ya gönderilen müttefik komisyonlarından ötürü memnunluğunu beyan etti.(Sonyel, 2003/II: 285).

10 Ekim 1922 Kürdistan Hükümeti’nin resmen kurulduğu ilan edildi.(Kurtcephe, 2008: 439). Şeyh Mahmut Süleymaniye’ye gelerek İngilizlerin himayesinde Kürdistan Hükümetini resmen kurdu.(Türkmen, 2003: 55).

11 Ekim 1922 Yapılan görüşmeler sonucu, Türkiye ile İngiltere, Fransa İtalya devletleri arasında Kurtuluş Savaşı’nın ateşini kesmek için Mudanya’da Mudanya Anlaşması yapıldı.(Bayrak, 2000: 25). Yapılacak barış antlaşmasına zemin hazırlandı ve Mudanya Ateşkes Antlaşması Müttefikler arasında imzalandı.(Sonyel, 2003/II: 288; İlgazi, 2008: 133; Aydın, 2001: 24; Ateş, 1980: 240)).

Yunanistan Mudanya Ateşkes Anlaşması’na üç gün sonra ek bir protokol ile katıldı.(Soysal, 2000: 69-74); (Kocatürk, 1999: 308); (Bilge, 2000: 108). Mudanya Mütarekesi’nin imzalanmasıyla cephelerdeki savaş sona erdi. Ancak nihai barış henüz gerçekleşmedi.(Turan, v.d., 2006: 167).

18 Ekim 1922 Rus hükümeti yakındoğu’da boğazlar meselesinin öncelikli olarak ele alınmasını istedi.(Gürün, 1991: 90).

85

21 Ekim 1922 Türkiye'ye iltica edip Elcezire Cephesi'nde savaşan, Fransız ve İngiliz birliklerindeki Müslüman askerlerin Türklere karşı savaşmasını önleyen Hindistanlı Abdülkayyum'un Delhi'deki ailesine de yardım yapılmıştır (B.C.A., S. 1919, Dos. 97-37).

24 Ekim 1922 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye’nin barış şartları hakkında United Press yazarına bir demeci verdi.(atam.gov.tr/index.php?Page =SoylevDemecler&IcerikNo=117, 04.06.2011).

26 Ekim 1922 Barış Konferansının Lozan’da toplanması için İngiltere, Fransa, İtalya tarafından ortak davet mektupları, Rusya da dâhil olmak üzere ilgili devletlere yollandı.(Gürün, 1991: 89).

27 Ekim 1922 İngiltere, Fransa ve İtalya bir nota ile Ankara ve İstanbul hükümetlerini, “Doğuya kesin bir barış getirme amacı ile" 13 Kasım’da Lozan’da toplanacak Barış Konferansına çağırdı.(Akyüz, v.d., 1997: 174; Irmak, 1973: 94; Soysal, 1989: 71; İlgazi, 2008: 133).

Rus temsilcisi Çiçerin ile bakan yardımcısı Litvinov, İngiltere’nin Moskova’daki ticaret temsilcisine 3 soru önerisinde bulundu: Barış antlaşması için devlet hangi prensibe göre seçildiği, Rusya’nın boğazlar üzerindeki konumu ve Ukrayna ile Gürcistan davet edildi mi.(Gürün, 1991: 89). Çiçerin ile Litvinov’un Moskova’daki ticaret temsilcisine soduğu soruları, müttefikler, 10 Kasım’da cevaplandırdı.(Gürün, 1991: 96).

29 Ekim 1922 Ege Adaları konusu Lord Curzon’un başkanlığında toplanan oturumda tekrar ele alındı.(İlgazi, 2008: 151).

30 Ekim 1922 ABD Dışişleri Bakanı Hughes’ in, Türkiye ile Lozan Antlaşması’nda masaya oturmak için ortaya koyduğu 7 adet ön şart gerçekleşmedi: Kapitülasyonların muhafazası, eğitim, hayır ve din kuruluşlarının yeterli garantiler verilerek korunması, açık kapı politikası, savaşta zarar görenlerin kayıplarının telafisi, azınlıkların korunması, Boğazların serbestliği, arkeolojik araştırmalar için izin (Bulut, 2010: 50).

01 Kasım 1922 T.B.M.M.'nin yayınladığı ve oybirliği ile kabul edilen iki maddelik kanunla Saltanat kaldırıldı. Ancak Hilâfet yerinde bırakılmıştır. Fakat hâdiselerin seyri, T.B.M.M.'ni 16 ay sonra Hilâfeti ilgaya kadar götürecektir. Altı yüz yirmi üç sene devam eden Osmanlı saltanatı ve idaresine veda eden yeni Türkiye'yi, Türkleri ve bütün İslâm dünyasını ve hatta bütün dünyayı alakadar eden bir karar alındı, bütün hatıraları ve mirasıyla muazzam bir devri kapayıp, yani bir devir açan bu karar, 1 Kasım günü uygulamaya konuldu(Cerîde-i Resmiye, 1923: 4; Rafık, 1994: 61; Sonyel, 2003/II: 292). Emperyalist işgallere kadar İslâm dünyası birliğinin ve

86

Ortadoğu'da barış ve huzurun sembolü olmuş Hilâfet ve saltanat meselesi hakkında T.B.M.M.'si, 1. Teşri-i sani 1338 (1 Kasım 1922) tarihinde mün’akid 130. içtimaının birinci celsesinde Saltanatın kaldırılmasına karar verdi. Bu celsede neşir ve ilanı ittifakla kabul edilen kararda, Son padişah Vahideddin, "düşmanla birleşip millet aleyhine harekete gelmiş" olmakla ve "hıyanet"le suçlanıp, birinci madde ile "hâkimiyeti padişahtan alıp bizzat millete", ikinci madde ile de, "icrai ve teşrii kuvvetleri milletin eline" verdi. Alınan bu kararda saltanatın kaldırılmasına gerekçe olarak; Saray ve Bab-ı Âlî'nin "cehalet ve sefaleti" ve bu yüzden "felâketler içine düşmesi", “düşmanlarla birleşip millet aleyhine harekete gelmiş" olması ve "hıyaneti" olarak gösterildi (Hilâfet ve Saltanat Meselesi Hakkında... 1338; Bıyıklı, 2007: 414). Mustafa Kemal Paşa’nın 1 Kasım 1922 de Saltanatı kaldırılmasıyla birlikte Suriye’deki saltanat yanlıları da etkilendi.(Umar, 2003: 195).

02 Kasım 1922 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye ve kapitülasyonlar,Türk-İngiliz ilişkileri,Türklerin barış şartları,Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin yapısı, Türkiye ve padişahlık,Türkiye ve Halifelik konularında Petit Parisien muhabirine bir demeç verdi.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=120, 08.06.2011).

05 Kasım 1922 Tevfik Paşa, sadrazamlıktan çekildi.(Sonyel, 2003/II: 293). Türk Heyeti, Lozan’a gitmek için harekete geçti.(Sonyel, 2003/II: 296).

13 Kasım 1922 Tekirdağ Yunan işgalinden kurtarıldı.(Almanak, 1986: 347).

15 Kasım 1922 Milli Mücadele döneminden sonra Türkiye ile ABD arasında bir anlaşma imzalamak üzere yapılan ilk girişim Roma’da, Ankara Hükümeti’nin İtalya Büyükelçisi Celaleddin Arif Bey’in, ABD’nin İtalya Büyükelçisi Richard Washburn Child ile yaptığı görüşme oldu (Bulut, 2010: 29).

17 Kasım 1922 İsmet Paşa, Lozan Barış Konferansı’nın ilk safhasına(20 Kasım 1922-4 Şubat 1923) katılmak üzere giderken Paris'te bir İngiliz gazetecinin sorularını cevaplandırdığı esnada, "eskisi gibi, İslâm devletinin bütünlüğüne sarsılmaz bir bağla bağlı kalacaklarını ve gerekirse bunu kanlarıyla ödemeye hazır olduklarını" belirtti. İsmet Paşa bu mülâkatta, "Türk milletinin, Hilâfeti tasvip ettiğini, Hilâfetin Türk milletine emanet olduğunu" belirterek "kendileri yaşadıkça kanlarının son damlasına kadar Hilâfeti koruyup yaşatacaklarını" açık bir dille ifade etti. Ancak Lozan'ın imzalanmasından sonra Hilâfetin kaldırılması konusu da aniden gündeme geldi (Güz, 1991: 113; Hilâfet ve Millî Hâkimiyet, 1339, 218-224; Cerîde-i Resmiye,

87

1923: 4; Özcan, 1995: 25).

Son padişah Vahdettin halifeliği kuzeni Abdülmecit’e bırakarak İngiliz savaş gemisiyle sürgüne gönderildi.(Hale, 2003: 45).

Sultan Vahideddin, kendisini “vekili ve halifesi” saydığı “Hz. Peygaber’in eserine iktifa eylemek” ve “muhakkak bir ölümden” kendini “muhafaza için” Türkiye’yi terk eden Vahdettin, Malta’ya gitti.(Sonyel, 2003/II: 294; Bıyıklı, 2007: 414).

18 Kasım 1922 T.B.M.M., halîfe seçimi münasebetiyle 18 Kasım 1922 tarihli celsede halîfe ve Hilâfet hakkındaki müzâkerelerini yaptı. Bu celsede geçen müzâkerelerde Mecliste, mesele çok ciddi ve mühim telakki ediliyordu. Özellikle ulema, kendi ihtisaslarıyla ilgili bir konu bulabildiklerinden çok dikkatli ve tetikte idiler. Görüşler ve endişeler öne sürülüyordu. Uzun müzâkereler, lehte ve aleyhte konuşmalardan sora, M. Vehbi Efendi'nin verdiği fetva ile nihayet Vahideddin'in hilâfetten hal'ine karar verildi. Bitlis Mebusu Yusuf Ziya Bey: “fetva-yı şerife bizim reylerimizden üstündür, mademki fetva vardır Vahideddin hal’ olmuştur. ” dedi. Karar kabul edildikten sonra seçime geçildi ve 162 kişi rey kullandı. Bunlardan 9 kişi çekimser kaldı. Halîfeliğe aday olanlardan Selim Efendi’ye 3, Abdurrahman Efendi’ye 2 ve Abdülmecid Efendiye ise 148 rey verildi. ve B.M.M., 19 Teşrîn-i sâni/Kasım-29 Rebiü'l-evvel Pazar günü Sultan Aziz'in oğullarından son veliaht, yeni Halîfe Abdülmecid’in, isim okunmak suretiyle halifeliğe seçildiğini ilan etti. Abdülmecid Efendi, Osmanlı hanedanının padişah olmayan 29’uncu halifesi, T.B.M.M.’nin de seçmiş olduğu ilk halife unvanıyla ve 148 oy ile halîfeliğe seçilmiş oldu. Bu suretle hükümet T.B.M.M.'e ait olmak üzere, Türkler Saltanatla Hilâfeti birbirinden ayırarak bu defa Saltanatsız hilafeti ortaya koydu (Hâkimiyet-i Milliye, 1922: 664; Ayaşlı, 1994: 37).

19 Kasım 1922 Mustafa Kemal Paşa tarafından, açık bir telgrafla Abdülmecid Efendi'ye: "Hilâfete seçilmiş olduğu" bildirildi ve tebrik edildi. Ayrıca M. Kemal Paşa, Sultan Vahideddin’in hal’i ve Abdülmecid Efendi’nin Halîfeliğe seçilmesini, İslâm âlemine bir beyanname ile duyurdu (Atatürk, 1989: 462-465; Cebesoy, 1960: 159).

Yeni Halîfenin mevkii hususunda, M. Kemal Paşa’nın direktifleriyle, Halife Abdülmecid'e, halîfe seçildiğinin ertesi günü Halîfenin kıyafetinin, kendilerinin belirleyeceği bir kıyafet, bunun da redingot kıyafeti olacağı bildirildi. Mustafa Kemal bu husustaki görüşlerini şu cümlelerle ifade etti: "Halîfe-i Müslimîn unvanı ile beraber 'Hâdimü'l-Haremeyni'ş-Şerifeyn' tabirinin kullanılmasını uygun gördüm. Cuma merasiminde Fatih'in kıyafetini giymesini gayr-i tabii buldum. Redingot veya İstanbulin giyebileceğini, askeri üniformanın elbette söz konusu olamayacağını bildirdim. Yayınlanacak

88

beyannamede, Vahideddin'in ismi zikrolunmaksızın, sâbık Halîfe'nin manevî şahsiyetinden ve zamanında düşülen derekeden bahsedilmesi lüzumlu olduğu mütalaasında bulundum".(Bıyıklı, 2007: 415-416). 24 Teşrîn-i sâni- 4 Rebiü'l-âhır Cuma günü B.M.M.'nin gönderdiği bir heyet de hazır olduğu halde, Topkapı sarayındaki Hırka-i Şerîf dairesinde yeni Halîfe'ye biat edildi ve Fatih Camii'nde de hutbe okundu. Bu münasebetle Halîfe Abdülmecid, İslâm âlemine hitaben bir beyanname neşretti ve kendisini seçen Meclise de teşekkürlerini bildirdi. M. Kemal Paşa tarafından, açık bir telgrafla da Abdülmecid Efendi'ye: "Hilâfete seçilmiş olduğu" bildirildi ve tebrik edildi. M. Kemal Paşa, Sultan Vahideddin’in hal’i ve Abdülmecid Efendi’nin Halîfeliğe seçildiğini İslâm âlemine bir beyanname ile duyurdu (Danışmend, IV, 1955: 469; Ayaşlı: 36; Cebesoy, II, 1960: 159; Atatürk, 1989: 462-465).

20 Kasım 1922 ABD, toplanan Lozan Konferansı’na gözlemci olarak gönderdiği heyetten iki nokta üzerinde durmalarını istedi: Bunlardan birincisi, kapitülasyonların muhafazası ve bu arada din ve eğitim kurumlarına çalışma özgürlüğü tanınması, ikincisi ise, barış zamanında bütün devletlerin savaş ve ticaret gemilerine Boğazlar’dan geçiş serbestliği sağlanmasıydı (Bulut, 2010: 25).

İngilizler Lozan Konferansı öncesi, Musul’un Irak’ın bir parçası olduğu tezini ortaya atarak bunu her yerde savunmaya başladılar.(Türkmen, 2003: 65). Barış görüşmelerinin yapıldığı 1. Dönem Lozan Konferansı'nın törenle başladı. Lozan Konferansı Casino de Montbenon’da İsviçre Konfederasyonu Başkanı M. Haab’ın bir konuşması ile açıldı. 1. Dönem Lozan Konferansı'na katılan Türk Delegasyonu: Başdelege: İsmet İnönü (Dışişleri Bakanı), Delegeler: Dr. Rıza Nur (Sağlık Bakanı), Hasan Saka (Maliye Bakanı). Danışmanlar: Münir Ertegün, A. Muhtar Çilli, Veli Saltı, Zülfü Tigrel, Zekai Apaydın, Mahmut Celal Bayar, Şefik Başman, Seniyettin Başak, Şevket Doğruker, Mehmet Tevfik Bıyıklıoğlu, Tahir Taner, Nusret Metya, Yusuf Hikmet Bayur, Zühtü İnhan, Fuat Ağralı, Mustafa Şeref Özkan, Şükrü Kaya, Hamit Hasancan, Cavit Bey, Hayım Naum, Baha Bey. Basın Danışmanları: Ruşen Eşref Ünaydın, Yahya Kemal Beyatlı. Genel Sekreter ve Danışman: Reşit Saffet Atabinen. Kâtipler: Ali Türkgeldi, Mehmet Ali Balin, Cevat Açıkalın, Celal Hazım Arar, Saffet Şav, Süleyman Saip Kıran, Rıfat Bey, Dr. Nihat Reşat Belger, Atıf Esenbel, Sabri Artuç.(Soysal, 1989: 71; Akyüz, v.d., 1997: 176; Bal, 2001: 158; Kurtcephe, 2008: 441; Gürün, 1991: 96; Kocatürk, 1999: 314; www. turk-yunan.gen.tr/, 2002).

89

21 Kasım 1922 Lozan Konferansı genel toplantısı yapıldı.(Nutuk, 2005: 475; Kocatürk, 1999: 314). Lozan’da üç ana komisyon oluşturuldu.(Sonyel, 2003/II: 294).

Çalışmalarına başlayan “Yakın Şark İşleri Hakkında Lozan Konferansı” öncelikle iç tüzük konusunu ele aldı.(Akyüz, v.d., 1997: 177).

22 Kasım 1922 İnönü, Batı Trakya’nın plebisite(referanduma) başvurulmasını istedi.(Çiftçi, 2010: 155).

24 Kasım 1922 Yeni halîfe Abdülmecid Efendi, T.B.M.M. Riyasetine bir teşekkür telgrafı gönderdi. Bununla beraber, Hilâfet ve halife seçimi konusunda alınan kararlar Hindistan Hilâfet Komitesi, Hind Cemiyet-i Uleması, Kalküta Müslümanları, Mısır Müslümanları ve diğer İslâm ülkeleri arasında yankı buldu ve görüşlerini yazılı olarak duyurdular. (Hâkimiyet-i Milliye, 1922: 670; Hilâfet ve Millî Hâkimiyet: 157-161).

27 Kasım 1922 Lozan Konferansı’nın birinci komisyonunda Musul Meselesi ele alınacaktı. Fakat özel görüşmelerde ele alınmaya başlandı.(Aydın, 2001: 26).

30 Kasım 1922 Lozan Konferansı’nda maliye sorunları Alt Komisyon’da tartışılmaya başlandı.(ilgazi, 2008: 154).

02 Aralık 1922 Lozan’da kapitülasyonlar konusu görüşülmeye başlandı.(Akyüz, v.d., 1997: 179). Yunan Ordusunun yenilmesine neden oldukları gerekçesiyle, Yunan komutanı ve bazı bakanlar, Yunanistan’da idam edildiler.(Almanak, 1986: 347).

04 Aralık 1922 Lozan’da Toprak Komisyonu Boğazlar sorununu gündeme getirdi ve görüştü.(Sonyel, 2003/II: 317; Akyüz, v.d., 1997: 178). Boğazların görüşüldüğü ilk oturumda söz alan Sovyet delegesi Çiçerin, Boğazların kendileri de dâhil bütün gemilere kapatılmasını istedi.(Gürsel, 1968: 93).

05 Aralık 1922 Osmanlı Devleti borçlarının bölüştürülmesi konusuna devam edildi.(İlgazi, 2008: 155).

06 Aralık 1922 Fransa, İngiltere ve İtalya Osmanlı Devlet borcuna ilişkin tekliflerini sundu.(İlgazi, 2008: 155).

08 Aralık 1922 İngiliz Hükümeti Musul’da içinde düşülen duruma bir çözüm yolu bulmak amacıyla Irak Komitesi adını taşıyan bir komiteyi Londra’da topladı.(Türkmen, 2003: 67).

90

10 Aralık 1922 Suriye ve Arabistan istihbarat işleriyle uğraşan bir Türk görevlisi, Heyet-i Vekile başkanı Rauf Bey’e gönderdiği bir yazıda belirttiği üzere İstanbul’da, Filistin’den Lozan’a giden murahhas azasından Abdülkadir Muzaffer Efendi ile görüştü ve Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ne tebliğ edilmek üzere bilgiler getirdi(B.C.A., Dos. 400-121).

12 Aralık 1922 Lozan Konferansı’nda ilk defa Arazi ve Askerlik Komisyonu’nda azınlıklar meselesi görüşüldü.(İlgazi, 2008: 165).

Amerikan Heyet Başkanı Child, Lozan Konferansı oturumunda, azınlıkların güvenlik içinde yaşayabilecekleri toprak parçaları elde etme yollarını bulmanın şart olduğunu söyledi (Bulut, 2010: 37).

Lord Curzon, Türkiye sınırları içinde kalan azınlıklar için güvence istedi.(Akyüz, v.d., 1997: 178).

15 Aralık 1922 Rıza Nur Bey, Türkiye’de din azınlıklarının bulunduğu fakat soy azınlıklarının bulunmadığını söyledi.(Çiftçi, 2010: 170).

15-23

Aralık 1922 Halife Abdülmecid Efendi’nin TBMM’nce halife seçilmesi üzerine İskenderiye, Finlandiya ve Arnavutluktan çekilen telgrafnamelerle Halife Abdülmecid Efendiye, bağlılık ve tebrik telgrafları gönderildi(Hilâfet ve Millî Hâkimiyet: 161-167).

18 Aralık 1922 İsmet Paşa, Ankara’ya gönderdiği kapalı telyazısında Türk yönetiminin ve ordunun hazır olmasını istedi.(Sonyel, 2003/II: 323).

19 Aralık 1922 Fransızlar Adana’yı boşalttı.(Yavuz, 1994: 157).

22 Aralık 1922 Mustafa Kemal Paşa, İngiltere ile ilişkiler ve barış konferansı hakkında Morning Post muhabiri Greys Elison’a bir demeç verdi.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=126,10.06.2011).

25 Aralık 1922 Mustafa Kemal Paşa, barış amaçları ve konferans, kapitülasyonlar ve Musul Meselesi hakkında Le Journal muhabiri Paul Herriot’a Çankaya’da bir demeçverdi.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=127, 13.06.2011).

28 Aralık 1922 Adli kapitülasyonları incelemekle sorumlu olan Sir Horoce Rumbold başkanlığındaki tali komisyon, altı oturum yaptıktan sonra Lozan Konferansı nihayet bir çıkmaza girdi.(Sonyel, 2003/II: 322).

31 Aralık 1922 Lozan’da Ermeni yurdu meselesinin görüşülmesine devam

91

edildi.(İlgazi, 2008: 166).

1923

1923 Türkiye Cumhuriyeti Devleti dış politikasında M.Kemal Atatürk’ün bıraktığı “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesini benimsendi.(Duran, 2008/: 35).

Türk dış politikasında Lozan Anlaşması ile sağlanan statükoyu korumaya yönelik politikalar üretildi.(Demiray, 2008/I: 245).

Türk dış politikasını Batı’nın, Batı kurumlarının bir parçası olmak ve uluslararası ilişkilerde daha mütevazı role razı olmak olarak şekillendirmeye başlandı.(Bal, 2006: 674). İstanbul’daki Amerikan Baş Konsolosu, ipek gibi uygun bir alternatif ürün sunulduğunda Türkiye’nin haşhaş üretimine son verebileceğini belirtti.(Uslu, 2002: 223).

Türkiye Cumhuriyeti rejiminin kurulmasıyla İran’ın İstanbul’daki Büyükelçiliği Ankara’ya taşınırken ardından iki ülke ilişkilerinin gelişmesine paralel olarak İstanbul, Trabzon, Erzurum, İzmir şehirlerinde İran Başkonsoloslukları kuruldu.(byegm.gov.tr). Fransa mandater devlet olarak 1923 yılından itibaren sancak için kabul ettiği özel yönetimi korudu.(Pehlivanlı v.d, 2001: 35).

Türkiye-Fransa ilişkilerindeki bu olumsuzluk üzerine 1923 yılı başlarında Suriye’deki Türkler ile Türk taraflarını büyük bir takibe tabii tuttu.(Umar, 2003: 192). İskenderun ve Havalisi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.(Pehlivanlı, 2001: 38).

06 Ocak 1923 İsmet Paşa’nın kapitülasyonlar konusunda hiçbir taviz vermemesi sonucu Lozan Konferansı’nda çözüm yolu bulmak için harcanan çabalar sonuç vermedi.(Sonyel, 2003/II: 323).

07 Ocak 1923 Markov, Göztepe’de Mustafa Kemal’e ilk ziyaretini yaptı.(Değerli, 2008: 69).

08 Ocak 1923 Müttefik devletlerden her biriyle Türkiye ve Yunanistan’ın birer temsilcisinden oluşan Nüfus Mübadelesi Alt Komisyonu’nun Başkanı M. Montagna, Curzan’a hazırladıkalrı raporu sundu.(İlgazi, 2008: 157).

09 Ocak 1923 Müttefikler, Türklere iki önemli taviz verdiler: 1-Gayri Müslim azınlıkların korunması ile ilgili isteklerini sınırlanacak; 2- Cemiyet-i Akvam’ın İstanbul’da temsil edilmesi fikrinden vazgeçilecektir.(Sonyel, 2003/II: 317).

92

Azınlıklar Alt Komisyon başkanı Montagna Alt komisyonun çalışmalarına ilişkin olarak birtakım etnik topluluklara ilişkin anlaşmaya varılamadığı söyledi.(Çiftçi, 2010: 171).

10 Ocak 1923 Beyrut'ta bulunan bir İngiliz gözlemci şöyle bir değerlendirme yaptı: "Mustafa Kemal'in Yunanlılara ve batılı ülkelere karşı kazandığı zaferler, Müslümanlara onun Hilâfeti Saltanattan ayırması ve Saltanatı tamamen lağvetmesi hadisesini unutturdu. Fakat Araplar, Türklerin kendilerini askere almalarını ve İmparatorluğun girdiği harplerde ölmelerini hatırlamamaktadırlar. " (Rafık, 1994: 62).

11 Ocak 1923 Türklere Genel Af Genelgesi’nin 1. maddesini kabul ettirebilmek maksadıyla 100 Müslüman savaş esiri anlaşma dışı bırakıldı.(İlgazi, 2008: 172).

12 Ocak 1923 Curzon, İsmet Paşa’ya kendisinden haberiz olarak Londra’ya Ahmet Rüstem Bey başkanlığında temsilcilere gönderdiği için bir kınama mektubu gönderdi.(İlgazi, 2008: 172).

14 Ocak 1923 Mustafa Kemal Paşa, Cepheyi teftişe çıkacakları sırada, Lozan Konferansı hakkında İleri Gazetesi başyazarı Celâl Nuri’ye bir demeç verdi.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=129, 14.06.2011).

18 Ocak 1923 Vakit gazetesinin Lozan konusundaki yazısı yayınlandı.(Sonyel, 2003/II: 322).

23 Ocak 1923 Lozan Konferansının birinci oturumunda Musul Konusu Arazi Komisyonuna getirildi. ve Birinci Komisyon’da Musul sorunu tekrar ele alındı.(Sonyel, 2003/II: 310; Çiftçi, 2010: 173; Türkmen, 2003: 67).

İsmet Paşa, Arazi Komisyonu’na yaptığı açıklamada “Musul ilindeki nüfusun 4/5 Türklerle Kürtlerden oluşmaktadır” görüşünü ileri sürdü.(Sonyel, 2003/II: 307).

25 Ocak 1923 İngiliz yönetimi, Lozan Konferansı’nda, Musul konusunda bir anlaşma sağlanamadığını, konunun Cemiyet-i Akvam’a gönderileceğini belirtti.(Sonyel, 2003/II: 311).

30 Ocak 1923

Türkiye ile Yunanistan arasında Müslüman Türk ve Yunan halklarının nüfus mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol ile sivil tutuklular ve savaş tutsakları konusunda antlaşma yapıldı ve Lozan’da Türkiye ile Yunanistan arasındaki Mübadele Sözleşmesi imzalandı.(Soysal, 1989, 77; İlgazi, 2008: 179; Çiftçi, 2010: 149; Tosun, 2002: 110; Bilge, 2000: 156; Oran, 1991: 75).

Mustafa Kemal Paşa, İzmir’de, Lozan Barış Konferansı Hakkında İzmir Basın Mensuplarına bir demeç

93

verdi.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=142, 18.06.2011).

31 Ocak 1923 Lord Curzon, kapütülasyonlar, mali konular, tazminat ve Musul sorunuyla ilgili anlaşma taslağını, barış projesini İsmet Paşa’ya sundular. İsmet Paşa cevap hazırlamak için kendisine 8 gün mühlet verilmesini istedi.(Sonyel, 2003/II: 327; Akyüz, v.d., 1997: 180).

01 Şubat 1923 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye’nin istediği barış hakkında Anadolu muhabirine bir demeç verdi.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=145, 18.06.2011).

Lozan’da Boğazlar tasarısını temsil edecek tasarı ortaya çıktı. Çiçerin, bu tasarıyı imza etmeyeceğini beyan etti.(Gürün, 1991: 98). Lord Curzan ile görüşen İsmet Paşa, bir muhtıra sundu. Müttefik antlaşma projesinde itiraz edilen noktalar vardı. Bunlar arasında Musul da bulunuyordu.(Aydın, 2001: 41).

02 Şubat 1923 Batılı gözlemcilerden birisi Arapların Türkiye karşısındaki tavrını şöyle değerlendirdi: "Onlar Türk yönetimine dönmeyi arzu etmiyorlar. Eğer Türkiye taraftarı bir kamuoyu oluşturuluyorsa bunun hedefi kendilerine taviz koparabilmek için Fransızları ve İngilizleri tehdit etmektir. Türk İmparatorluğuna dönmeyi desteklemeleri de bu imparatorluğa olan sevgilerinden değil manda yönetiminden, kurtulmak içindir".(Rafık, 1994: 62).

04 Şubat 1923 Türk Heyeti, Lozan’da İngilizlere sunduğu karşı tasarıda, sınırlar, Trakya, adalar ve Boğazlarla ilgili şartları; Karaağaç, Meriç demiryolu, İmroz ve Bozcaada, Gelibolu garnizonu ve Anzaklar’ın mezarları konusunda Müttefiklerin önerilerini kabul etti.(Sonyel, 2003/II: 329). İsmet Paşa, İngiliz Temsilci Heyeti Başkanına yazdığı mektupta; Barışa engel olunmaması için Musul meselesinin İngiltere ve Türkiye arasında 1 yıl içinde çözülmek üzere konferans programından çıkarılmasını önerdi.(Aydın, 2001: 41).

Müttefikler, Türk notasında sözü edilmeyen önemli yeni önerilerin görüşülmeyeceğini belirttiler.(Sonyel, 2003/II: 339).

Lozan Konferansı kesildi ve I. Dönem Lozan Konferansı sona erdi.(Nutuk, 2005: 487; turk-yunan.gen.tr, 2002).

05 Şubat 1923 Mustafa Kemal Paşa, Lozan’daki görüşmelerin kesilmesi üzerine Vakit muhabiri tarafından sorulan bir soruya cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo

94

=146, 22.06.2011).

06 Şubat 1923 Rumların katliam ve tecavüz olayları bastırıldı.(Çiftçi, 2010: 144).

07 Şubat 1923 Mustafa Kemal, Balıkesir halkına tam bağımsızlık hakkında bir konuşma yaptı.(Sonyel, 2003/II: 331).

09 Şubat 1923 İsmet Paşa, Lozan'dan dönerken Şerîf Hüseyin'in özel temsilcisine, barış olsa da olmasa da Hicaz, Suriye, Filistin ve Mezopotamya'da Arapların tam bağımsızlıklarını tanıdıklarını ve bunda da kararlı olduklarını söyledi.(Özcan, 1995: 25).

12 Şubat 1923 İngiliz İstihbaratının 12 Şubat ve 13 Mart tarihlerinde de Halep'ten gönderdikleri raporlarda şunları belirttiler: "Türkiye taraftarları, kendi hesaplarına Türkiye'nin onlara, Fransız mandasının verebileceğinden daha fazla muhtariyet vereceğini ümit etmektedirler... Aynı şekilde Türk taraftarı kamuoyu, Fransızlar döneminde Anadolu'daki geleneksel pazarlardan koparılması sebebiyle düştüğü kötü ekonomik duruma karşı bir reaksiyondur. Öyle ki Fransız yönetiminde, Müslümanlar gibi kötü ekonomik şartlardan zarar gören Hıristiyanlar bile Türklerin gölgesinde Anadolu ile ekonomik birliğe taraftardılar. "(Rafık, 1994: 62).

17 Şubat 1923 Lozan Konferansı devam ederken, yeni Türk Devleti’nin ekonomi politikasını tesbit etmek amacıyla, İzmir’de Türkiye İktisat Kongresi toplandı ve çalışmalarına başladı.(Akyüz, v.d., 1997: 164; Gönlübol, 1990: 48; İlgazi, 2008: 162; Çiftçi, 2010: 155).

İsmet Paşa ile görüşen Handerson, Lord Curzon’un önerilerini aynen tekrarladı.(Sonyel, 2003/II: 334).

23 Şubat 1923 İran, Milli Mücadele yıllarında İngilizlerin baskısına rağmen TBMM Hükümetini tanıdı ve İshak Moşakhan adında bir elçisini Ankara’ya gönderdi. Türkiye’de Muhittin Paşa’yı 23 Şubat 1923’de Tahran’a elçi tayin ederek bu dostluğa mukabele etti.(Saray, 1999: 113). Ekonomik konulardaki anlaşmazlıklardan dolayı Lozan Konferansı, uzun sürmeyen politika oyunlarından sonra tekrardan açıldı ve aynı sertlik içinde devam etti.(Bıyıklı, Aralık 2008: 359).

25 Şubat 1923 Sömürgeler Bakanlığında bir araya gelen İngiliz karar vericileri, petrolle ilgili bir durum değerlendirmesi yaptılar.(Kurtcephe, 2008: 448).

01 Mart 1923 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin I. Dönem IV. Yasama Yılının açılış konuşmasını yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/1d4yy.htm,

95

24.06.2011).

Bulgar Hükümeti, temsilci olarak T.Markov’u İstanbul’a atadı.(Değerli, 208: 101).

06 Mart 1923 I. Dönem Lozan Konferansı’ndan kesin bir sonuç alınamadı. Çünkü Lozan Konferansı neticesinde teklif edilen anlaşma projesi, Türk istiklalini yok ediciydi. Türkiye, bu durumda Musul meselesinin kısa zamanda hallini, iktisadî, idarî meselelerin millet ve memleket menfaatine uygun hale getirilmesini istedi (B.C.A., Dos. 4962).

BMM toplantısında, Saruhan milletvekili Reşat Bey’in sunduğu önergenin çoğunlukla kabul edilmesi üzerine, görüşmelere son verildi.(Sonyel, 2003: 336).

07 Mart 1923 BMM Bakanlar Kurulu toplantısı gerçekleşti.(Sonyel, 2003/II: 339).

08 Mart 1923 İsmet Paşa, Müttefik Devletlerin dışişleri bakanlarına gönderdiği mektupla Türkiye’nin Müttefik Devletlerin teklifine karşı sunduğu anlaşma metnini bildirdi.(İlgazi, 2008: 143).

15 Mart 1923 Adana’ya giden Mustafa Kemal Hatay konusunda bakış açısını net bir şekilde ortaya koydu.(Pehlivanlı, 2001: 39).

21 Mart 1923 Londra’da toplanan Müttefik uzmanları, bağlaşıklar arasında dayanışmayı korumaya, Türk tasarısını inceleyerek Türkiye ile yapılacak yeni görüşmelerde uygulanacak tutumu kararlaştırmaya çalıştılar.(Sonyel, 2003/II: 339).

23 Mart 1923 Lozan Konferansı yeniden toplandı.(Nutuk, 2005: 475).

31 Mart 1923 Bağlaşıklar, İsmet Paşa’nın notasına cevaben: Türk tasarısında ileri sürülen tüm noktaları görüşmeye hazır olduklarını bildirdiler.(Sonyel, 2003/II: 339).

01 Nisan 1923 Türk Hükümeti, 2 ay içinde genel seçim yapma kararı aldı.(Sonyel, 2003/II: 341).

08 Nisan 1923 Musul’daki İngiliz-Irak birlikleri iki koldan ileri harekete geçtiler.(Aydın, 2001: 81).

09 Nisan 1923 Türkiye’nin, Müttefiklerle ABD arasında çıkar çatışması meydana getirmek amacıyla Chester Projesini imzalaması işe yaramadı (Bulut, 2010: 34).

Ottoman American Development Company ile TBMM Hükümeti’nin Nafia (Bayındırlık) Bakanlığı arasında imzalanan “Şarki Anadolu Demiryollarının İnşasına Dair Anlaşma” TBMM tarafından müzakere edilip onaylandı (Bulut, 2010: 119).

96

10 Nisan 1923 Türkiye emekli Amerikalı amiral Colby M. Chester’e Demiryolu yapımı için bazı imtiyazlar verdi.(Pehlivanlı, 2001: 19).

12 Nisan 1923 Özdemir Bey, müfrezesi tarafından yapılan baskın taarruzlarıyla İngilizlere zaiyat verildi.(Aydın, 2001: 81).

13 Nisan 1923 İngilizler daha fazla uçakla saldırıya geçtiler. Taarruzlar iyice şiddetlendi.(Türkmen, 2003: 81).

22 Nisan 1923 Türkiye, Rus ticaret teşkilatını tanımayacak olursa Rusya’da Türk halkının haklarını korumayacaktı.(Gürün, 1991: 99).

Lozan Konferansı’ndaki Amerikan gözlemci-temsilcisi Joseph Grew’ya göre, İsmet Paşa, kendisiyle yaptığı konuşmada, Chester Projesi’ne ABD ile ekonomik münasebetleri daha yakın bir hale getirecek bir başlangıç olarak baktığını söyledi.(Armaoğlu, 1991: 30). İngiliz kuvvetleri Revandiz’i geri aldılar.(Türkmen, 2003: 81).

23 Nisan 1923 Çeşitli arabuluculuk girişimlerinden sonra Lozan Konferansı ikinci kez başladı ve aynı sertlik içinde devam etti. Konferansa Lord Curzon’un yerine, İngiliz delegasyonunun başkanlığına getirilen İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri S.H.Rumbold başkanlık etti.(Sonyel, 2003/II: 341; Bal, 2001: 159; Ateş, 1980: 245).

1.Dönem Lozan Konferansı’na katılan gruptan A. Muhtar Cilli, Veli Saltık, Zülfü Tiğrel, M. Celal Bayar, Seniyettin Başak, Şevket Doğruker, Zühtü İnhan, Şükrü Kaya, Hamit Hasancan, Cavit Bey, Hayım Naum, Baha Bey, Ruşen Eşref Ünaydın, Yahya Kemal Beyatlı, Reşit Saffet Atabinen, Mehmet Ali Balim, Cevat Açıkalın, Celal Hazım Arar, Saffet Şav., Süleyman Saip Kıran, II. Dönem Lozan Konferansı'na da katıldı. (Bıyıklı, 2007: 418).

2. Dönem Lozan Konferansına Yeniden Katılanlar: Genel Sekreter ve Danışman: Tevfik Kamil Koperler. Kâtipler: Naci Kenter, Hamit Eseniş, Ali Muhtar Bey, Aziz Topkaç, Hüsnü Özer.(Not: Fransa, İsviçre ve Almanya'da görevli hariciyecilerden Ferit Tek, Cemal Hüsnü Taray, Cevat Üstün ve TBMM Almanya-Avusturya basın temsilcisi ve Servet-i Fünun dergisi sahibi Ahmet İhsan Tokgöz bir süre konferans çalışmalarına katılmışlardır). Gazeteciler: 1. Dönemde: Ahmet Cevdet (İkdam), Ahmet Şükrü Esmer (Vakit), Hüseyin Cahit Yalçın (Tanin). 2. Dönemde: Velid Ebuzziya (Tevhid-i Efkâr), Ahmet Şükrü Esmer (Vatan), Suphi Nuri İleri (İleri), Ali Naci Karacan (Akşam), Kerami Kurtbay (Hâkimiyeti Milliye), Mecdi Sadrettin Sayman (İkdam), Kemal Salih Sel (Yeni Gün), Asım Us (Vakit), Hüseyin CahitYalçın (Tanin), Ahmet Hidayet Reel (Öğüt). (www. turk-yunan.gen.tr, 2002).

97

Yapılan konferansın ikinci döneminde Yunanistan’ın tamirat meselesi gündeme geldi ve görüşmeler esnasında iki ülke arasında gergin bir hava oluştu.(İlgazi, 2008: 148).

23 Nisan 1923 Özdemir Bey, İran topraklarından çekilmeye karar verdi.(Türkmen, 2003: 81).

25 Nisan 1923 Türk Temsilcisi Hasan Bey’in Lozan Konferansı’nın 3. komisyonunda kapitülasyonları, 1914 yılında yürürlükten kaldırılan ‘tek taraflı davranışlar’ olarak nitelemesi, Müttefik temsilcileri arasında sert tepkilere yol açtı.(Sonyel, 2003/II: 346).

29 Nisan 1923 Özdemir Bey, İran’ın Uşnu Kasabasına ulaştı.(Türkmen, 2003: 82).

Mayıs 1923 Türkiye Hükümeti, Bulgaristan ile arasında normal diplomatik ilişkilerin kurulması için resmi müracaatta bulundu.(Değerli, 2008: 69).

05 Mayıs 1923 İsmet Paşa, ABD’nin İtalya Büyükelçisi Richard Washburn Child’in halefi Joseph Grew’e dostluk ve ticaret anlaşması yapılması teklifinde bulundu (Bulut, 2010: 31). Lozan Türk delegasyonu başkanı İsmet Paşa, ilk defa olarak resmi görüşmelerin başlamasını Büyükelçi Grew’dan istedi.(Armaoğlu, 1991: 89).

06 Mayıs 1923 İkdam Gazetesi Türkiye-Romanya arasındaki dostluğu vurguladı (Cemil, 1995: 304).

07 Mayıs 1923 İstanbul’daki Bulgar Temsilcisi Markov, Türklerin isteği karşısında kaba bir davranışta bulunmamız menfaatlerimizde son derece ağır bir şekilde etki yapacaktır görüşünü ekleyerek Sofya’ya bir telgraf gönderdi.(Değerli, 2008: 69).

10 Mayıs 1923 Özdemir Bey, Van’ın Saray İlçesi’ne Şark Cephesi Komutanlığı’na gitti. Musul’a yönelik askeri harekât sona erdi.(Türkmen, 2003: 84).

14 Mayıs 1923 Lozan’daki Yunan temsilcisi Venizelos, İsmet Paşa ile özel bir görüşme yaparken, Yunanistan’ın savaş tazminatı ödemeyeceğini, fakat Türk yönetimini manevi bakımdan tatmin etmeye hazır olduğunu bildirdi.(Sonyel, 2003/II: 344).

27 Mayıs 1923 Rumbold’un, Lord Curzon’a yaptığı bildiriye göre, İsmet Paşa, Türk ülkelerinin yakında boşaltılacağını Ankara’ya bildirerek, Yunanistan’dan istenilen tazminat konusunda uyguladığı uzlaştırıcı tutumu, iç siyaset bakımından haklı göstermek istiyordu; ama Lord Curzon buna yanaşmadı.(Sonyel, 2003: 351).

98

Bulgar Hükümeti Ankara Hükümeti’nin, İspanyol Elçiliğine bağlı olmayan yarı resmi bir nitelikte bir temsilci göndermesini kabul etti.(Değerli, 2008: 70).

28 Mayıs 1923 İsmet Paşa’nın Müttefiklerle özel görüşmesinde Trakya sınırının Thalwek’ten başlamasına ve Ege Denizi’ndeki Tavşan Adaları’nın Türkiye’ye verilmesine karşılık, Adakale ve Meis Adası üzerindeki Türk isteğinden vazgeçildi.(Sonyel, 2003/II: 343).

Haziran 1923 Türkiye ile ticari ilişkilerin yeniden tesisi ve diğer ülkelerin Türkiye’ye akın etmelerini engellemek için Sovyet Hükümeti, Türkiye ile ticareti geliştirmek için bir takım değişikliklerin yapılmasına karar verdi.(Kolesnikov, 2010: 32).

11 Haziran 1923 Lozan Konferansı’nda borçlar konusu görüşülürken İsmet Paşa her durumda taviz vermekten kaçındı.(Sonyel, 2003/II: 348).

13 Haziran 1923 Rumbold, Lord Curzon’a borçlar konusunda gönderdiği telgraf yazısında Müttefiklerin bir savaşa girme niyetinde olmadıklarını, bir savaş vuku bulursa bunu Türkler’den bileceklerini belirtti.(Sonyel, 2003/II: 349).

15 Haziran 1923 İsmet Paşa, İtalyan delegesiyle görüşürken, boşaltma şartlarını öğrenirse, Genel Borç Konseyi’ne yapılması gereken bildirgeyle ilgili olarak hukuk uzmanlarınca kaleme alınan formülün kabul edilebileceğini; durumunu güçlendirmek için boşaltma şartlarını Ankara’ya bildireceğini söyledi.(Sonyel, 2003/II: 352).

19 Haziran 1923 İstanbul’daki İsveç Elçisi, Wallenberg’e bir mektup göndererek İsveç sorumluluğundaki Bulgar temsilciliğinin kapandığını ve Bulgaristan Hükümeti’nin Türk Hükümeti ile doğrudan resmi diplomatik ilişkilerde bulunmak istediğini bildirdi.(Değerli, 2008: 71).

25 Haziran 1923 İsmet Paşa, Müttefiklerin Türk ülkelerini boşaltmak niyetlerini bir bildirgeyle belirtmeleri gerektiğini Rumbold’a bildirince, Rumbold görüşmeler başarıyla sonuçlanırsa, Müttefiklerin bu ülkeleri boşaltacaklarını söylemekle yetindi.(Sonyel, 2003/II: 351).

28 Haziran 1923 Rumbold, Lozan Konferansı’nda şu uzlaştırıcı öneriyi sundu: “Türkler, ya Paris borç formülünü ya da borç sorununun anlaşmadan çıkarılmasını kabul etmeliydiler; ama bu durumda Müttefikler alacaklıların haklarının saklı tutulduğunu tek taraflı bir bildirgeyle beyan edeceklerdi. Bundan başka Türkler Müttefiklerin imtiyazlarla ilgili ilkelerini kabul etmeli; Müttefikler ise anlaşmanın imzalanmasını izleyen 6 hafta içinde İstanbul’u boşaltmalıydılar.” (Sonyel, 2003/II: 350).

99

09 Temmuz 1923 Lozan Konferansı’nda Genel Borç Konusu çözüme bağlandı. Bundan sonra İsmet Paşa imtiyazlar konusunda bir uzlaşmaya hazırlanmaktaydı.(Sonyel, 2003/II: 354).

14 Temmuz 1923 Boğazlar rejimine ilişkin sözleşme imzalandı (Soysal, 1989: 78).

17 Temmuz 1923 2. Dönem Lozan Konferansı sona erdi(www. turk-yunan.gen.tr, 2002).

Müttefikler, imtiyazlar konusunda ödün verdiler ve Regie Generale ile Vickers Armstrong firmaları için ödenecek tazminatın beş yıl süre ile eşit rekabet esasına dayanmasını kabullendiler ayrıca Amerikalıların “açık kapı” siyasetine teslim oldular.(Sonyel, 2003/II: 355). Lozan Barış Antlaşması’nın tam bir eşitlik düzeyinde görüşüldüğü ve Türkiye’nin egemenliği kullanmasına ve bağımsızlığına ilişkin özlemlerin tam olarak gerçekleştiği ifade edildi.(Çiftçi, 2010: 183).

22 Temmuz 1923 Amerikan temsilcisi Joseph, ABD’nin Türk Büyükelçisi Grew’le yaptığı bir görüşmede Türk temsilcisi İsmet Paşa, tabiiyet konusuna ilişkin bir madde anlaşmaya dâhil edildiği takdirde, Türk Hükümeti’nin Amerikan tabiiyetine geçen Türk vatandaşlarının Türkiye’ye dönüşlerini yasaklama hakkını da içermesi gerektiğini savundu.(Bulut, 2010: 163).

23 Temmuz 1923 Lozan'da Lehistan ile saadet ve refah, barış, selâmet ve dayanışma antlaşmaları yapıldı(Düstur, III. Tertip, V, 202, 204, 208).

Polonya ile ticaret antlaşması imzalandı(Soysal, 1989: 78).

24 Temmuz 1923 Türkiye ile İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya, Japonya, Romanya, Bulgaristan, Sırp-Hırvat, Yunanistan arasında Lozan Anlaşması imzalandı.(Nutuk, 2005: 506; Sonyel, 2003/II: 356; Ateş, 2008/I: 55; Hale, 2003: 45; Soysal, 2000: 94; Kocatürk, 1999: 337; Bayrak, 2000: 205).

İmzalanan Lozan Antlaşması üç çeşit metinden oluştu. Misak-ı Millî sınırları içerisindeki topraklara tam olarak sahip olamamakla beraber, Türkiye, bu sınırlar dışındaki yani İslâm Dünyası ve Ortadoğu'daki bütün resmî ve hukukî haklarından mutlak olarak feragat etti.(Akyüz, v.d., 1997: 181; Bal, 2001: 161; Irmak, 1973: 214).

Misak-ı Millî sınırları içerisindeki topraklara tam olarak sahip olamamakla beraber, bu sınırlar dışındaki yani İslam Dünyası ve Ortadoğu'daki bütün resmî ve hukukî haklarından mutlak olarak feragat etme şartının koyulduğu ve bölge insanlarına sadece tercih hakkı bırakan bu konferansın, Boğazları, denizi ve Ortadoğu'yu ilgilendiren başlıca maddelerinin özetleri ve

100

hükümlerin en önemlileri ve Türkiye açısından çözülememiş sorunlar olarak Boğazlar sorunu, Ege Adalarının durumu, Hatay ve Musul olmak üzere dört taneydi. Konferansta galip devletlerin isteklerine uygun bir karar çıkmıştı. Lozan hükümleri en hassas ve en hayati bölgesinde Türkiye güvenliği ve savunmasında bir gedik açmış bulunmaktaydı.. Fakat Sevr hükümlerine oranla Boğazlar bölgesinin sınırları çok küçültülmüştü. Bundan ötürü Türkiye o günlerde dünyanın içinde bulunduğu durum içinde antlaşmanın Türkiye açısından olumsuz ve eksik hükümlerini de ilerde düzeltmek umuduyla zaferlerin bir neticesi ve etkisi olarak elde ettikleri ve kazandıklarıyla yetindi (Pacteau-Mougel, 1995: 82-84; Soysal, 1989: 77; Sözer, 1998: 214).

Galip devletler ve TBMM Hükümeti arasında Lozan Antlaşmasıyla birlikte Boğazların Tabi olacağı Usule Dair Mukavelename imzalandı.(Demiray, 2008/I: 155). Lozan Barış Antlaşması’nın 12, 13, 14, 15 ve 16. maddeleri ile Ege Denizi’ndeki adaların hukuki statüleri tespit edildi.(İlgazi, 2008: 154). Kapitülasyonlar kaldırıldı(Bayrak, 2000: 183).

Trakya sınırına ilişkin sözleşme imzalandı(Soysal, 1989: 78). Lozan Antlaşması’nda Ankara itilafnamesi ile çizilmiş olan Türkiye Suriye sınırı aynen kabul edildi.(Tekin, 2000: 150). Lozan Antlaşması’na göre Hatay havalisine verilen tabiyet seçme hakkını 1926 da son bulmasına paralel olarak birçok Türk Türkiye ye göç etmeye hazırlandı.(Pehlivanlı v.d, 2001: 37). Lozan Antlaşması’nda Bulgaristan, sadece Boğazlar ve Karadeniz’le ilgili bölümlerde katıldı.(Hakov, 1996: 52). Lozan Antlaşmasıyla, Mondros Mütarekesinin hükümlerinin kalmadığından Alman-Türkiye bağlantı kurmasında herhangi bir engel kalmadı. Antlaşma sonucunda Almanya ile diplomatik ilişkiler kurulmasını engelleyen daha önceki anlaşma hükümlerini geçersiz hale getirdi.(Kılıç, 2005: 121; Koçak, 1991: 6). Japonya, Lozan Antlaşmasına imza attı.(Matsutani, 1995: 186).

04 Ağustos 1923 İsmet Paşa, ABD’ye, Türkiye’nin ABD’nin Türkiye’ de faaliyet gösteren eğitim, din ve hayır kuruluşlarının varlığını tanıdığını ve faaliyet göstermelerine izin verdiğini belirten bir mektup verdi (Bulut, 2010: 144).

06 Ağustos 1923 Türkiye ve ABD aralarında yeniden diplomatik münasebet tesis etmek maksadıyla, Türk-Amerikan Lozan Anlaşması imzalandı. Bu Dostluk ve Ticaret Anlaşması, Lozan’da Beau Rivage Oteli’nde ABD adına Amerikan Büyükelçisi Grew,

101

Türkiye adına İsmet Paşa, Rıza Nur Bey ve Hasan Bey tarafından imzalandı. Anlaşma, Türkiye’de onaylanma konusunda herhangi bir tereddüde yol açmadı. Tabiiyet konusu, imzalanan Türk-Amerikan Lozan Anlaşması’nın kapsamı dışında bırakıldı.(Bulut, 2010: 29, 37, 77, 163).

Türk hükümeti, antlaşma Amerikan senatosunca onaylanmadıkça, kendisi de onay yoluna gitmemiş ve Amerika ile diplomatik münasebet tesisine yanaşmadı.(Armaoğlu, 1991: 110).

Amerikan temsilcileriyle Türk temsilcilerinin, iki devlet arasındaki ilişkileri yeniden kurmak maksadıyla Amerika’nın Lozan Konferansı’na gönderdiği delege M. Grew’in, İsmet Paşa ile imzaladığı bu ikili antlaşma ile misyonerlik faaliyetlerinin yürütülmesinde kolaylık sağlamak istedi, fakat bu anlaşma kapitülasyonları kaldırması ve Ermeni meselesini dikkate almamasından dolayı senato tarafından onaylanmadı.(Harp Akademileri Komutanlığı, 1994: 19-20; Gönlübol, 1990: 41). Boğazlardan geçiş konusu Lozan Anlaşması’nın X. maddesiyle şu hükme bağlandı: “ABD’nin ticari gemi ve uçakları ile savaş gemisi ve savaş uçakları 24 Temmuz 1923’te Lozan’da imzalanan Boğazlar Sözleşmesi hükümlerine uygun hareket etmek kaydıyla Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı’ndan en ziyade müsaadeye mazhar dünya ülkelerinin gemi ve uçakları ile eşitlik prensibi çerçevesinde serbestçe geçiş ve buralarda dolaşım özgürlüğüne sahiptirler.” (Bulut, 2010: 110).

09 Ağustos 1923 Lozan Konferansı gereğince ABD kapitülasyonlardan vazgeçti(Bulut, 2010: 74).

13 Ağustos 1923 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin II. Dönem I.Yasama Yılının açış konuşmasını yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/2d1yy.htm, 30.06.2011).

14 Ağustos 1923 Rusya sözleşmeyi imzaladı. Fakat meşru saydığı haklarını ihlal ettiği için ve Karadeniz ülkelerinde barışı sağlayamadığı için tasdik etmedi.(Gürün, 1991: 100).

21 Ağustos 1923 Lozan Antlaşması, onaylanmak üzere BMM’ne sunuldu.(Sonyel, 2003/II: 356).

23 Ağustos 1923 Türkiye’de modern diplomasinin başarılı bir diplomatı olarak karşılanan İsmet Paşa, Türkiye’nin Lozan’da elde ettiği başarıyı BMM’de özetledi.(Sonyel, 2003/II: 356).

T.B.M.M., Lozan Antlaşmasını tasdik etti. İşgal kuvvetleri İstanbul'u boşalttı.(Irmak, 1973: 9).

102

24 Ağustos 1923 Türkiye’de bulunan müttefik askerleri, Lozan Antlaşması’nın imzalandığını resmen öğrenir öğrenmez, Türk topraklarını boşaltmaya başladılar.(Sonyel, 2003/II: 356).

Lozan Antlaşmasıyla Kapitülasyonlar kaldırıldı. Lozan Antlaşması’na ekli Ticaret Sözleşmesi, beş yıl süre ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugaslavya, Osmanlı Gümrük tarifesini uygulanmayı taahhüt etti.(Uluatam, 2001: 39). Lozan Antlaşması TBMM de onaylandı.(Nutuk, 2005: 5069.

25 Ağustos 1923 Yunanistan, Lozan Barış anlaşmasını onayladı.(Uyanık, 2004: 34).

31 Ağustos 1923 Bulgar Hükümeti Tador Markov’u resmi bir itimatname ile uluslararası kurallara uyarak resmi elçi sıfatıyla Türkiye’ye gönderdi.(Değerli, 2008: 71).

01 Ekim 1923 Son Müttefik askeri kuvvetleri Türkiye’den tamamen çekildi.(Sonyel, 2003/II: 356).

13 Ekim 1923 Lozan Antlaşması sonrasında hem şartların uygun olması, hem de İstanbul ile ilgili beklentilerin bitmesi üzerine TBMM, Ankara’yı başkent ilan etti ve Ankara’nın hükümet merkezi olması kanununu kabul etti.(Şapolyo, 1949: 357; Bal, 2001: 169).

17 Ekim 1923 Sadrazam Tevfik paşa, Mustafa Kemal’e bir telgraf çekerek barış konferansına beraber gidilmesini istedi ve Ankara’dan bir delege gönderilmesini talep etti.(Irmak, 1973: 183-184).

24 Ekim 1923 Kafkas, İran, Suriye ve Trakya'da hudut komiserlikleri kurularak bunların mıntıkalarında bulunacak hudut taburlarının teşkilatlanması kararlaştırıldı(B.C.A., Dos. 3818).

29 Ekim 1923 Mustafa Kemal Paşa kuruculuğunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu. Cumhuriyet resmen ilan edildi. Resmen ilan edilen cumhuriyetin cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, başbakanı İsmet Paşa oldu.(Hale, 2003: 49; Çiftçi, 2010: 189; tr.wikipedia.org, 29.10.2006)).

Türk siyasal kimliği, ulusal kimlik ve devlet kimliği ile özdeş haline geldi.(Çiftçi: 2010: 188).

04 Kasım 1923 İngiliz belgelerinde belirtilen İngiliz izlenimleri ve görüşlerine göre Hilâfet, şüphesiz Mustafa Kemal'in inkılâp projesi önündeki kaldırılması gereken bir unsurdu. Ya tamamen ortadan kaldırılabilir, ya da zararsız olabileceği bir yere gönderilebilidi. Son günlerde beklenen işaretlere göre Hilâfetle ilgili büyük gelişmeler olacaktı. Belki Anadolu'da bir yere sürgün edilecek veya statüsü önemsizleştirilecekti. Artık istense

103

bile Halîfeye hiç kimse yardım edemezdi.(Özcan, 1995: 25).

07 Kasım 1923 Amerikan Yüksek Komiseri Amiral Bristol’un başkanlığındaki G. Howland Shaw ve Edgar W. Turlington’dan oluşan Amerikan heyetiyle, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı İstanbul temsilcisi Adnan (Adıvar) Bey başkanlığındaki Münir ve İbrahim Beylerden oluşan Türk heyeti arasında, tazminat taleplerini bir çözüme bağlamayı amaçlayan müzakereler başladı.(Bulut, 2010: 172).

12 Kasım 1923 İstanbul Mebusu Yusuf Akçura, ilk ve ortaokullarda okutulan tarih derslerinin devletin yeni politikasına uygun olup olmadığına dair soru önergesi verdi(B.C.A., Dos. 6183).

11 Aralık 1923 Utah Senatörü William Henry King Amerikan Senatosu’na yaptığı bir teklifte, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Ermeniler’e ait olduğunu savunduğu bölgeden, Ankara Hükümeti birliklerini çekmedikçe bu hükümetle diplomatik ilişki kurulmamasını istedi (Bulut, 2010: 46, 47).

15 Aralık 1923 Türkiye, Arnavutluk ile Ankara’da Arnavutluk ile Saadet Ve Refah, Barış, Selâmet ve Dayanışma Antlaşması imzaladı.(Düstur, III. Tertip, VI, 127, 129; Soysal, 1989: 77; Öksüz, 2008: 13; Çiftçi, 2010: 234; Şimşir, 2001: 442).

18 Aralık 1923 İstanbul'da Macaristan İle Saadet Ve Refah, Barış, Selâmet ve Dayanışma Antlaşmaları Yapıldı.(Düstur, III. Tertip, V, 334; Soysal, 1989: 78).

24 Aralık 1923 ABD ve Türkiye arasında teati edilen notalara göre Lozan Anlaşması’ndaki tazminat talepleri konusunda geçici bir çözüme bazı adımlar atıldıysa da, tabiiyete alınmayla ilgili bir ilerleme kaydedilemedi (Bulut, 2010: 52, 173).

1924

1924 Türkiye ile Almanya arasında başlayan diplomatik ilişkilerle birlikte kültürel ilişkiler de başladı.(Kılıç, 2005: 158; Çalık, 2002: 814). Birinci Dünya Savaşı’nda kapanan Alman okulları, iki ülke arasındaki ilişkilerin başlamasıyla birlikte sadece tek bir Alman okulu olarak İstanbul’da eski binasında tekrar faaliyete başladı.(Kılıç, 2005: 167).

1924 Estonya-Türkiye dostluk ilişkileri başladı (estemb.org.tr/tur/estonya_ve_turkiye,).

104

22 Ocak 1924 Halife Abdülmecid Efendi’nin, başkâtibini Ankara’ya göndererek bazı taleplerde bulunduğunun Başvekil İsmet Paşa tarafından İzmir'de bulunan M. Kemal Paşa’ya bildirilmesi üzerine M. Kemal Paşa’nın bu olaya çok kızdı ve Başvekil İsmet Paşa’ya verdiği cevapta: “Halife ve bütün dünyanın kesin olarak hakikatte halife ve Hilâfet Makamının ne din ne de siyaset bakımından hiç bir manası olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin böyle boş şeylerle mevcudiyetini ve istiklâlini tehlikeye atmayacağını, yalnız Hilâfet Makamının tarihi bir hatıra olduğunu” bilmesi gerektiğini belirterek ilâveten Halifenin hayat temini ve maişeti için Türkiye Reisicumhurunun tahsisatından mutlaka aşağı bir tahsisatın kâfi geleceğini, maksadın debdebe ve gösteriş değil, insanca hayat ve maişet temininden ibaret olduğunu, Hilâfet hazinesinden ise maksadın ne olduğunu anlayamadığını belirterek, “Hilâfetin hazinesi yoktur ve olamaz. Böyle bir hazineye ecdadından miras kalmışsa resmen ve açık olarak malumat verilmesini rica ederim” direktifini verdi.(Önder, 1975: 194; Özkaya, 1981: 173; Unan, II, 1954: 166-167; Güz: 118; Ayaşlı: 37).

23 Ocak 1924 Türkiye, Estonya Cumhuriyeti´ni tanıdı. (estemb.org.tr/tur/estonya_ve_turkiye,).

05 Şubat 1924 Mustafa Kemal Paşa, İzmir’e gelen gazete başyazarlarına bir ziyafet vererek onlarla bir görüşme yaptı ve onlara yapılan “inkılâbın milletin selâmeti namına” olduğunu ve “Cumhuriyetin bütün gereklerini yapacağını” söyledi. Gazetecilerle görüştükten sonra, üniversite rektörleri ile de görüştü ve onların fikirlerini aldı. Harp oyunu münasebetiyle, İsmet Paşa ve Müdâfaa-i Milliye Vekili Kâzım Paşa, Erkân-ı Harbiye-i Umimiye Reisi Fevzi Paşa da İzmir'de bulunuyorlardı. Paşalar, Hilâfetin kaldırılması konusunda burada anlaştılar.(Önder, 1975: 194; Özkaya, 1981: 173; Unan, II, 1954: 166-167; Güz: 118; Ayaşlı: 37).

14 Şubat 1924 İsmet Paşa, İzmir'de toplanan generallere şunları söyledi: "Hanedanın ve Halîfenin ortadan kaldırılması... İngilizlerin Pan-İslâmîzm şüphesini yok eder ve millî meselede bize fazla güçlük çıkarmazlar" "Hilâfeti kaldırmakla... Musul meselesinde, biz İngilizleri yumuşatmak için Pan-İslâmizmin öldüğünü, dolayısıyla İngiltere'nin, Müslüman sömürgelerinde gelecekte bir sıkıntıya düşmekten endişe etmesi için bir sebep kalmadığını anlatmak istiyorlar". İsmet Paşa ile birlikte İzmir’de halifeliğin kaldırılması hakkında görüş birliğine varıldı. Bunun yanında Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'ni kaldırmayı ve tevhid-i tedrisatı da kararlaştırdılar. M. Kemal Paşa, ordu ve kolordu komutanlarının fikirlerini de aldıktan sonra Hilâfetin kaldırılmasına karar verildi.(Özcan, 1995: 25-26; Önder, 1975: 194; Özkaya, 1981: 173; Unan, II, 1954: 166-167; Güz: 118;

105

Ayaşlı: 37).

23 Şubat 1924 M. Kemal Paşa, Meclis'in açılmasının yaklaşması üzerine alınan kararları uygulamaya koymak üzere İzmir’den Ankara’ya döndü.(Ayaşlı, 1994: 37).

24 Şubat 1924 Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi, "Hilâfetin kaldırılması gerektiği ve halîfeliğin Cumhuriyetle bağdaşmadığı"na dair bir yazı yayınladı.(Hâkimiyet-i Milliye, 24 Şubat 1924).

27 Şubat 1924 İsmet Paşa, İzmir'de toplanan generallere şunları söyledi: "Hanedanın ve Halîfenin ortadan kaldırılması... İngilizlerin Pan-İslâmîzm şüphesini yok eder ve millî meselede bize fazla güçlük çıkarmazlar".(Özcan, 1995: 25).

29 Şubat 1924 "Halîfe ile hanedanın, Türkiye hudutları dışına çıkarılmaları" mevzuu Halk Fırkası'nda görüşüldü. Görüşme neticesinde kesin bir karara varıldığı, Hilâfetin Osmanlı ailesinden alınması ve Osmanlı hilâfetinin kaldırılması olayının gazetelerdeki yankısı büyük buldu. (Bıyıklı, 2007: 422).

Hilâfetin kaldırılması kesinleşmişti. Afyonkarahisar mebusu Ali Bey, Şükrü Kaya, Aydın Mebusu Zeki Bey, Hilâfetin ilgası ve hanedanın yurt dışına çıkarılması için büyük gayret sarf ettiler.(Demiryürek, 1994: 46; Tevhîd-i Efkâr, 19 Şubat 1924).

01 Mart 1924 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi II. Dönem I.Toplanma Yılını açış konuşmasında, Rusya ile ilişkilerin artık rayına girmesi gerektiği hususuna vurgu yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=184,01.07.2011; Gürün, 1991: 103).

01 Mart 1924 B.M.M.'nin beşinci çalışma yılı münasebetiyle yapacağı konuşmayı dinlemek için Ankara'ya gelen gazetecilere M. Kemal Paşa: “... Halîfe ile hanedan-ı Hilâfetin vatandaşlık haklarını kaybedeceklerini... ” söyledi(Demiryürek, 1994: 48).

03 Mart 1924 Halifelik kaldırıldı. Urfa mebusu Seyh Safvet Efendi, elli arkadaşıyla birlikte, Hilâfetin ilgası ve Hanedan-ı Âl-i Osman’ın Türkiye sınırları haricine çıkarılmasına dair kanun teklifi, 13 maddelik şekliyle ve bazı değişikliklerle, önce M. Kemal Paşa’nın da hazır bulunmasıyla, 2 Mart günü Cumhuriyet Halk Fırkası grup toplantısında görüşüldü. Cumhuriyet Halk Fırkası Meclis Grubu’nda hiç bir muhalefet gösterilmeden bütün kanun teklifleri alkışlarla kabul edildi. 13 maddelik bu bu kanunlarla beraber, “Hilâfetin kaldırılmasına ve Osmanlı Hanedanının Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına çıkarılmasına” dair kanun teklifi 3 Mart günü de Meclis Genel Kurulu’nda görüşülerek kanunlaştı(TBMM Zabıt Ceridesi, D. II, VII/1, 29-33; Hâkimiyet-i Milliye, 3 Mart 1924; İkdam, 3 Mart 1924; Bal, 2001: 172; Çiftçi, 2010: 195).

106

Tevhid-i Tedrisat (Öğretimlerin Birleştirmesi) kanunuyla diğer bakanlıklara vakıflara bağlı tüm yerli ve yabancı okullar, Milli Eğitim Bakanlığına bağlandı.(Kılıç, 2005: 148).

İki devlet arasında koparılan ilişkileri yeniden sağlamak için Türkiye- Federal Almanya arasında Dostluk Antlaşması imzalandı.(Çalık, 2002: 814; Türkiye 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 38).

Almanya-Türkiye arasında dostluk antlaşmasıyla, karşılıklı konsolosluk açma kararı alındı ve bu suretle 6 yıl sonra iki ülke arasında ilk doğrudan bağlantı sağlandı.(Kılıç, 2005: 122).

04 Mart 1924 Halife Abdülmecid, ailesi ve yakınlarıyla birlikte sınır dışı edildi. “Hal’ edilmiş Halîfe Abdülmecid, sabah Dolmabahçe sarayından Çatalca’ya akşam üzeri de oradan Simplon Ekspresiyle sınır dışına, İsviçre’ye sevkedildi”. Böylece Osmanlı hanedanının tasfiyesi de tamamlanmış oldu(Tevhîd-i Efkâr, 5 Mart 1924; Hâkimiyet-i Milliye, 5 Mart 1924; Vatan, 5 Mart 1924).

İngilizler Hilâfetin ilga edildiğini öğrenince “Türkiye bastığı dalı kendi kesti” değerlendirmesinde bulundular.

Fransa ise Hilâfet müessesesinin kaldırılmasını oldukça sevinçle karşıladı. Fransa, Türkiye’den “laik ülke” olarak bahsetmekteydi. Karar, Amerika ve Rusya tarafından memnuniyet verici olarak kabul edildi. İtalya’nın ise Müslüman tebaasının hatırı için gerekirse Halîfeyi ülkesinde barındırmayı kabulleneceğini bildirdi.(Kürkçüoğlu, 1978: 306; Rıggs, 1924: 2-3).

05 Mart 1924 Hicaz Kralı, 101 top atışıyla Halîfeliğini ilan etti. Ancak Hicaz Kralı’nın bu hareketi diğer İslâm ülkeleri tarafından tanınmadı. Şerif Hüseyin’in 20 Mart’ta Mekke’ye dönerek derhal bir Hac Kongresi toplamak ve orada bütün Müslümanlara kendisini kabul ettirme yolunu aramaya girişmesi izledi. Ancak 1924 için planladığı bu kongre, Arap olmayanlar kadar Arapların da hilâfetinin tasdik edilmemesi yüzünden beklediğini bulamadı. Emperyalist devletlerin baskı ve güdümüne giren Arap devletlerinde bir “Hilâfet Meselesi” ve “Hilâfet buhranı” baş gösterdi.(Koloğlu, 1994: 355-356).

07 Mart 1924 Talimat verilen camilerde cumhuriyetin ve milletin saadet ve selâmeti için dua edilmesi istendi ve ilk defa Osmanlı Halifesinin ismi zikredilmeden hutbe okundu.(Tevhîd-i Efkâr, 9 Mart 1924). Robert Koleji’nde görevli tarih ve sosyoloji profesörü Edgar Jacob Fisher “S.S. Reliance” adlı turistik gemide verdiği İstanbul’un tarihçesiyle ilgili bir konferansta Türk Milleti’ni rencide edici sözler sarf ettiği için Türk Hükümeti’nin baskısıyla geçici olarak okuldan uzaklaştırıldı.(Bulut, 2010:

107

152).

08 Mart 1924 İngilizlerin Hilafet yorumu şöyle oldu: “Hilâfeti kaldırmakla... Musul meselesinde, biz İngilizleri yumuşatmak için Pan-İslâmizmin öldüğünü, dolayısıyla İngiltere’nin, Müslüman sömürgelerinde gelecekte bir sıkıntıya düşmekten endişe etmesi için bir sebep kalmadığını anlatmak istiyorlar”(Özcan, 1995: s. 25-26).

10 Mart 1924 Hilafetin kaldırıldığı haberi Hindistan’a ulaştığında Müslümanları bu haber çok kızdırdı. Türkiye Cumhuriyeti’ne hemen bir heyet gönderildi. Fakat bu heyet üyelerine vize verilmedi.(Bıyıklı, 2006: 340).

16 Mart 1924 İtalya San-Remo’da ikamet etmekte olan ve Halife ve Han unvanlarını kullanmakta olan Vahideddin, Fas(Maroc) sultanına, savaş sürecinde olan gelişmeleri ve Türkiye’deki cereyan eden süreci açıklayan 12 maddelik bir yazı gönderdi. Bu yazıda, M. Kemal Paşa ve arkadaşlarını suçladı.(Eş-Şa’buni, 1991-1992: 277-280).

22 Mart 1924 Başvekil İsmet Paşa yaptığı bir değerlendirmede: “Türkiye Cumhuriyeti’nin Islahatına ayak bağı olacak her türlü mâniayı kırıp atmıştır. Azimle batılılaşma yolunda olan Türkiye Türklerindir. İcraatında hiç bir bağımlığı yoktur. Yalnız bir efkâr-ı umûmiyye tanırız. O da medeniyet âleminin efkâr-ı umûmiyesidir. Hindistan ve diğer Müslümanlar isterlerse bugünkü âleme gözlerini kapasınlar. Fakat bize hükmedemezler” dedi.(Tanin, 23 Mart 1924; Bıyıklı, 2006: 257).

05 Nisan 1924 Trablus(Libya) basınında Hilafetin ilgası yankı buldu. Libya Müslümanları, Hilâfetin ilgası üzerine, şaşkınlık içerisinde halkı mescitlere toplanmaya davet ettiler ve onları Anadolu’daki ihtilalden bahsederek, Ankara’da Osmanlı Hilâfeti’nin devamını savunanlar olduğunu belirttiler. TBMM’ne bir protesto telgrafı çekerek tepki gösterdiler. Bunun yanında Türkiye’ye çeşitli tepki telgrafları da gönderildi ve bunlara Kemal Atatürk cevap verme durumunda kaldı. Kemal Atatürk, cevabında Halîfeliğin ancak tefrika meydana getiren bir kavram, aynı zamanda bir devlet başkanlığı olduğunu, Türkiye’nin de ilan ettiği bir Cumhuriyet yönetimi ile devlet içinde devlet tutumuna giremeyeceğini belirtti.(Eş-Şa’buni, 1991-1992: 274).

22 Nisan 1924 Türkiye 92erk edilmiş92ın devletleştirilmesine karar verdi.(Kılıç, 2005: 125).

03 Mayıs 1924 Amerikan Başkanı Calvin Coolidge, Lozan Anlaşması’nı Amerikan Senatosu’na havale etmek için bu tarihe kadar beklemeyi tercih etti. Lozan Anlaşması Amerikan Senatosu’na

108

havale edildikten sonra, Amerikan Hükümeti’nin Dışişleri Bakanlığı, Senato yaz tatiline girmeden sonucu almak istedi (Bulut, 2010: 52, 53).

04 Mayıs 1924 Mustafa Kemal Paşa, Halifelik ve yabancı dini kurumlar hakkında New-York Herald yazarına bir demeç verdi.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=187, 01.07.2011).

08 Mayıs 1924 Rudolf Nadolny, Almanya’nın ilk elçisi olarak Ankara’da göreve başladı.(Kılıç, 2005: 122).

11 Mayıs 1924 Mustafa Kemal Paşa, güven mektubunu sunan Macar Elçisi’nin konuşmasına karşılık olarak cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page= SoylevDemecler&IcerikNo=188,04.07.2011).

12 Mayıs 1924 Antalya’daki Cezayir Arapları, 93erk edilmiş Ermeni mallarına nakledildiler.(B.C.A., F. Kod. 272.. 0. 0. 12).

14 Mayıs 1924 İstanbul’da toplanan Musul Konferansı’na katılan İngiliz heyetinin masrafları Türk Hükümeti tarafından karşılandı.(B.C.A., S. 524, Dos. 402-1).

19 Mayıs 1924 Musul meselesinin halledilmesi için Türkiye-İngiltere arasında Haliç Konferansı, İstanbul’da eski Bahriye Nezareti binasında toplandı ve Lozan Antlaşması hükmüne uygun olarak öngörülen ikili görüşmeler başladı. Konferansa katılan Türk heyetine Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Mebusu Fethi (Okyar) Bey İngiliz Heyetine de o sırada Irak Yüksek Komiseri bulunan Sir Penay Cox başkanlık etti Türkiye ile Irak arasındaki Musul ve sınır meselesinin halli için İngiltere ile görüşmeler yapıldı.(Kurtcephe, 2008: 450; Öke, 1991: 130; Kürkçüoğlu, 1978: 290; Turan, v.d., 2006: 221; Armaoğlu, 1991: 322; Gönlübol-Sar, 1990: 64).

21 Mayıs 1924 Haliç Konferansı’nda Türk Heyeti adına konuşan Fethi Bey, Musul’un Osmanlı sınırları içinde olduğunu Türkiye’ye geri verilmesi gerektiğini tekrar etti.(Aydın, 2001: 47).

24 Mayıs 1924 İngiltere Türkiye’ye cevap olarak Musul’un Türkiye’ye verilmesi bir yana, Hakkâri vilayetini de istedi.(Aydın). 2001: 47).

29 Mayıs 1924 İstanbul’da Türkiye-İngiltere arasında Musul için yapılan görüşmelerde, Musul’u İngilizlere bırakan anlaşma imzalandı.(Bayrak, 2000: 354).

31 Mayıs 1924 Türkiye Cumhuriyeti ile İsveç Kraliyeti arasında Ankara’da Dostluk Antlaşması imzalandı(Kocatürk, 1983, 414; kronolojisi.gen.tr/, 2005; 80 yıl kronolojisi, 2004: 39).

109

03 Haziran 1924 Utah Senatörü William Henry King Amerikan Senatosu’nun Diş İlişkiler Komitesi’ne bir önerge verdi: Bu önergede Türkiye’den elde edilen Chester imtiyazıyla ilgili olarak, Dışişleri Bakanlığı’nın açıklama yapmasını istedi.(Bulut, 2010: 47).

05 Haziran 1924 İstanbul Haliç Konferansı sona erdi ve bir sonuç alınamadan dağıldı.(Kürkçüoğlu, 1978: 90; Armaoğlu, 1994: 22).

06 Haziran 1924 İstanbul’da Papa Eftim’in teşebbüsü ile Fener Patrikhanesi dışında Türk Ortodokslarının Panaiye Kilisesinde bir Kongre yapıldı ve “Müstakil İstanbul Türk Ortodoks Kilisesi” teşkil kararı olarak Papa Eftim’i bu kilisenin başkanlığına getirildi.(Kocatürk, 1983: 414).

10 Haziran 1924 Bulgar Hükümeti ile Türkiye arasında gerçekleştirilecek dostluk antlaşması görüşmelerine başlandı.(Değerli, 2008: 72).

16 Haziran 1924 Alman elçisi Hem Nadolni, Çankaya’da itimatnamesini takdim etti.(Kocatürk, 1983: 415).

25 Haziran 1924 Polonya Elçisi Knoli Romain, Çankaya’da itimatnamesini takdim etti(Kocatürk, 1983: 415).

30 Haziran 1924 Milletler Cemiyeti, Irak’ta incelemede bulunmak ve Musul halkının görüşlerine başvurmak üzere bir soruşturma komisyonu kurarak komisyon başkanlığına da eski Macar başbakanlarından Kont Teleki getirdi.(Vakit, 3 Nisan 1925).

06 Ağustos 1924 İngiltere Musul meselesini Milletler Cemiyeti Konseyine götürdü.(Canatan, 1996: 12).

Japon Hükümeti, Lozan Andlaşması’nı imzalarayak Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıdı.(tr.emb-japan.go.jp/T_02/02.htm).

12 Ağustos 1924 Berlin Elçisi Kemalettin Sami Paşa, Ankara’ya geldi ve Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edildi.(Kocatürk, 1983: 416).

16 Ağustos 1924 Türkiye Cumhuriyeti ile Felemenk Kraliyeti arasında Ankara’da Dostluk Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 416).

20 Ağustos 1924 Kemalettin Sami Paşa, Berlin Büyükelçiliği’ne atandı.(Kocatürk, 1983: 416).

25 Ağustos 1924 Ankara Milletler Cemiyeti Konseyi’ne hitaben bir nota gönderdi.(Aydın, 2001: 49).

01 Eylül 1924 Lozan Antlaşması gereğince Türkiye ile Irak arasındaki sınır tayini ihtilafı Milletler Cemiyeti Meclisi’ne verilmiş

110

olduğundan Irak hududunun tespiti için de Milletler Cemiyeti Meclisi’nde yapılacak görüşmelere TBMM Reisi Fethi Bey, bir kararname ile baş delege olarak tayin edildi.(B.C.A., S. 849).

03 Eylül 1924 Heyet-i Vekile toplanarak Musul Meselesinin Milletler Cemiyeti Meclisindeki müzakeresine katılarak Türkiye’yi temsil edecek heyeti seçti. Irak hududunun tespiti için yapılacak görüşmelere Müşavirlik olarak Hariciye Hukuk Müşaviri Münir, Umur-ı Siyasiye Müdürü Salih ve Erkân-ı Harbiye Kaymakamı İshak Avni; Kâtipliklere ise Hukuk Müşavir Muavini Hüseyin Avni ve Hariciye Şifre Kalemi’nden Suat Tevfik tayin edildi.(B.C.A., S. 853; Mısıroğlu, 1985: 127).

20 Eylül 1924 Musul Meselesi, Cenevre Meclisi’nde görüşülmeye başlandı.(Kurtcephe, 2008: 450; Türkmen, 2003: 96; Gönlübol-Sar, 1990: 75).

27 Eylül 1924 Milletler Cemiyeti Meclisi Musul Meselesi için tekrar toplandı.(Mısıroğlu, 1985: 132).

28 Eylül 1924 Türkiye ile İspanya arasında Ankara’da Dostluk Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 420).

30 Eylül 1924 Brüksel’de tarafsız ülke temsilcilerinden oluşacak bir komisyon eliyle Musul sorununun çözüme kavuşturulması kararlaştırıldı.(Türkmen, 2003: 96).

08 Ekim 1924 Türkiye’nin ilk elçisi olarak Kemaleddin Sami Paşa Berlin’de göreve başladı.(Kılıç, 2005: 122).

09 Ekim 1924 İngilizler, verdikleri bir ültimatomda, Türk kuvvetleri 48 saat içinde İngilizler tarafından kabul edilen sınır hattı gerisine çekilmezlerse zora başvuracaklarını bildirdiler. Bunun üzerine Türkiye geçici bir sınır hattının tespiti için Milletler Cemiyeti Meclisi’ne başvurdu.(Gönlübol- Sar, 1990: 66).

10 Ekim 1924 Musul Meselesi ile ilgili Komisyon teşkili ile Cenevre’yi terk eden Türk heyeti İstanbul’a geldi.(Mısıroğlu, 1985: 134).

11 Ekim 1924 Türkiye-Çekoslovakya Dostluk Antlaşması Ankara’da imzalandı.(kronoloji.gen.tr, 2005).

14 Ekim 1924 İngiltere, Kürt İslam Komitesi ile gizli bir antlaşma yaptı.(Kurtcephe, 2008: 454).

16 Kasım 1924 I.Dünya Savaşı sonundan beri kapalı duran İstanbul’daki Alman Lisesi tekrar açıldı.(Kılıç, 2005: 159).

28-29

Ekim 1924 Brüksel’de olağanüstü bir toplantı yapan Milletler Cemiyeti Meclisi Musul Meselesini Soruşturma Komisyonu, çalışmalarını sürdürdüğü sırada İngilizlerin saldırgan tavırları

111

ve kuzeye doğru yeni toprakları işgal etmesi, kanlı olayların meydana gelmesine sebep oldu. Bunun üzerine Milletler Cemiyeti Konseyi, bir sınır tarifi yaparak “Brüksel Hattı” ismiyle ve geçici mahiyette bir Türk-Irak sınırı, eski Musul vilayet sınırı olarak tespit etti ve taraflardan bu hatta riayet etmelerini istedi.(Öke, 1991: 76; Kürkçüoğlu, 1978: 295; Umar, 2008: 383; Gönlübol, 1974: 77; Gönlübol-Sar, 1990: 65).

01 Kasım 1924 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin II. Dönem II. Yasama Yılını açış konuşmasını yaptı. Mustafa Kemal Paşa, Meclis açış konuşmasında şunları söyledi: “Deniz kuvvetlerimiz, köklü ve önemli bir yenileştirmeye ihtiyaç göstermektedir. Bu konuda, ilk önce özellikle seçkin elemanları çok iyi yetiştirip, onlardan ülkenin acil gereksinmesinde yararlanmak ve bu arada ülkenin gücü üstündeki hayallerden kaçınmak gereklidir. Ülkenin korunmasından söz ederken, askerlik dünyasında önemli ve etkili bir yeri olan hava kuvvetlerine yüce Meclisin özel ilgisini ve dikkatini çekerim” (T.B.M.M. Tutanak Dergisi, D. II, X, 1). Lozan Antlaşması’nın kesinlik kazandığı andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti, Milletler Cemiyeti ile resmen ilişki kurdu. Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne karşı güvenini belirtti ve bu güvenin uygunluğunu, gözleyeceği adil kararlarını sağlayacağını ümit etti.(M. M. Tutanak Dergisi, D. II, X, 1924, 1).

13 Kasım 1924 Musul Meselesiyle ilgili Heyet Cenevre’de toplandı.(Mısıroğlu, 1985: 134).

20 Kasım 1924 Avusturya Elçisi August’un Çankaya’da itimatnamesini takdim merasimi yapıldı ve Elçinin konuşmasına Mustafa Kemal Paşa, bir cevap konuşması yaptı(Kocatürk, 1983: 425).

25 Kasım 1924 Mustafa Kemal Paşa, “Maten” gazetesi yazarı Madam Titaniya’ya “Türkiye-Fransa ilişkileri ve Hilafetin kaldırılması” hakkında bir demeç verdi.(Kocatürk, 1983: 426; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=206, 05.07.2011).

01 Aralık 1924 ABD Dış İşleri Bakanlığı, Amerikan Senatosu’nun yeniden toplanmasıyla birlikte Lozan Anlaşması’nın onayına yönelik faaliyetlere hız kazandırdı.(Bulut, 2010: 54).

Türkiye ile Entonya arasında dostluk antlaşması imzalandı.(kronoloji.gen.tr, 2005; Kocatürk, 1983: 426).

09 Aralık 1924 Türkiye-Finlandiye Dostluk Antlaşması imzalandı.(kronoloji.gen.tr, 2005; Kocatürk, 1983: 426).

112

17 Aralık 1924 İstanbul’dan Ankara’ya oradan da Musul bölgesine gideceği anlaşılan Musul Tahkikat Komisyonu’nun, Türkiye’de bulunduğu müddetçe Hükümet hesabına misafir edilmeleri münasip görüldü, bütün barınma masrafları ve yol ücretleri için bir kararname ile hususi ödenek tahsis edildi.(B.C.A., S. 1282).

1925

01 Ocak 1925 Türkiye, Lozan Barış Antlaşması uyarınca gümrük vergilerini uygulamaya koydu.(Türkiye 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 42).

04 Ocak 1925 Ankara’ya gelen Musul Tetkik Heyeti, Mustafa Kemal Paşa ile görüşerek ve gerekli bilgileri alarak Musul’a hareket ettiler.(Aydın, 2001: 53).

09 Ocak 1925 Mustafa Kemal Paşa, Konya’da Musul Tetkik Heyeti’ni kabul etti ve görüştü.(Kocatürk, 1983: 428).

16 Ocak 1925 Musul Tetkik Heyeti, Bağdat’a vardı. Bağdat ve Musul’da tetkiklerine başladı.(Mısıroğlu, 1985: 134).

26 Ocak 1925 Musul'a giden Milletler Cemiyeti Murahhas Heyeti refakatindeki Türk heyeti, İngilizlerden saygısızlık gördü. İngilizlerin bu saygısızlıkları hakkında Rize milletvekili Ekrem, Meclise bir önerge verdi.(B.C.A., Dos. 6496).

Türkiye ile Danimarka arasında Ankara’da Dostluk Antlaşması imzalandı(Kocatürk, 1983: 428).

31 Ocak 1925 Amerika Birleşik Devletleri, Dr. Pacard vasıtasıyla Kürt ve Asuriler arasında Türkiye aleyhine faaliyet göstermekteydi.(B.C.A., S. 4269, Dos. 437/20).

Şubat 1925 Osoka Ticaret Odası bünyesinde Japon-Türkiye dış ticaret derneği kuruldu.(tr.emb-japan.go.jp/T_02/02.htm).

13 Şubat 1925 Şeyh Sait isyanı başladı.(Gürün, 1991: 113). Şeyh Sait Ayaklanması ile Türkiye, Musul üzerinde hak iddiasına dayandırdığı tezin zayıfladığını anlayınca, Milletler Cemiyeti kararını esas alıp İngilizlerle anlaşma yolunu tercih etti.(Türkmen, 2003: 97).

21 Şubat 1925 Amerikan Komitesi, dokuza karşı bir oyla (Senatör Swanson’un oyu) Lozan Anlaşması’nı Amerikan Senatosu’na gönderme kararı aldı (Bulut, 2010: 54).

Utah Senatörü William Henry King, Amerikan Dış İlişkiler Komitesi’ne bir önerge verdi: Osmanlı Devleti, tehcir edilen Ermenilerin banka hesaplarındaki altını Almanya’nın “Reichsbank” isimli ulusal bankasına yatırmış ve bunun karşılığında kâğıt bastırmıştı. Müttefikler savaştan sonra bu

113

altınlara el koymuşlardı. King önergesinde ABD’nin de altınlar üzerinde hakkı olduğunu savundu. ABD Dışişleri Bakanı Hughes, Senatör Borah’a yazdığı mektupta Utah Senatörü William Henry King’ in: “Osmanlı Devleti, tehcir edilen Ermenilerin banka hesaplarındaki altını Almanya’nın “Reichsbank” isimli ulusal bankasına yatırmış ve bunun karşılığında kâğıt bastırmıştı. Müttefikler savaştan sonra bu altınlara el koymuşlardı.” iddiasını yalanladı.(Bulut, 2010: 47).

03 Mart 1925 İsmet Paşa, Meclisten güvenoyu aldı.(Gürün, 1991: 113).

Tevfik Rüştü Aras, Dışişleri Bakanı oldu.(Aras, 2003: 7).

08 Mart 1925 Musul Meselesi, güney hududu ihtilafı ve Şeyh Said hadisesinin sonuçlandırılmasına kadar, işlemiş oldukları suçlardan dolayı güney hududundaki aşiret fertleri için açılmış olan soruşturmalar hükümet tarafından başlatıldı.(B.C.A., S. 1596, Dos. 30-29).

12 Mart 1925 İtalya Büyük Elçisi Montogno Giulio Cesare, Çankaya’da itimatnamesini takdim etti.(Kocatürk, 1983: 431).

13 Mart 1925 Lozan Anlaşması, Amerikan Senato’su tarafından gizli bir oturumda ele alındı (Bulut, 2010: 55).

16 Mart 1925 İngiliz elçisi Ronald Lindsay’in itimatnamesini takdim merasimi yapıldı ve Mustafa Kemal Paşa, Elçinin konuşmasına cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 423; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=209, 07.07.2011).

21 Mart 1925 Arapça, Kürtçe, Türkçe ve İngilizce basımı yapılan ve halkın bilgisine sunulan Irak’ın ilk anayasası ilan edildi.(Muratlı, 2005: 68).

23 Mart 1925 İstanbul'da Japon Büyük Elçiliği açıldı.(Matsutani, 1995: 186).

30 Mart 1925 Alman Büyük Elçisi Nodolsay Rudolf, Çankaya’da itimatnamesini takdim etti(Kocatürk, 1983: 434).

İngilizler, Irak'taki aşiret reislerine suikastlar düzenlediler ve Poski Aşireti reisi bu suikastlarda öldürüldü(B.C.A., S. 4253, Dos. 436/9).

19 Nisan 1925 Arnavutluk Cumhurbaşkanı Ahmet Zagu, Türkiye Cumhurbaşkanı M. Kemal Paşa’ya bir dostluk mektubu gönderdi.(Şimşir, 2001: 443).

01 Mayıs 1925 Sovyetler, Azeri Türklerinin Türk dünyası ile olan bağlarını koparacak tedbirler almaya başladılar. Alfabe değişikliği bu tedbirler silsilesinin ilkini teşkil etti. Türklerin yüzyıllar boyu kullandığı Arap alfabesi değiştirilerek Latin alfabesi

114

kullanılmaya başlandı.(Saray, 1996: 49).

05 Mayıs 1925 Yunanistan’daki Ermeni Komitacıları tarafından Mustafa Kemal Paşa’ya Suikast hazırlamakla görevlendirilen Manak Monokya, Ankara’da idam edildi.(Kocatürk, 1983: 435).

18 Mayıs 1925 Mısır Elçisi Muhammet Heddaya Paşa, Çankaya’da itimatnamesini takdim etti.(Kocatürk, 1983: 436).

01 Haziran 1925 Ahmet Ferit (Tek) Bey, Türkiye Cumhuriyeti’nin Londra elçiliğine kabul edildi.(Kocatürk, 1983: 437).

Temmuz 1925 Rusya’nın aracı olması ile muhtemel Türk-İran savaşı engellendi ve dostluk antlaşması imzalandı.(Gürün, 1991: 110).

01 Temmuz 1925 Paris’te Osmanlı borçlarının ödenme şekliyle ilgili Lozan anlaşması gereğince kurulan Komisyon, çalışmalarına başladı(Kocatürk, 1983: 437).

07 Temmuz 1925 Tokyo'da Türkiye Büyük Elçiliği açıldı.(Matsutani, 1995: 186).

16 Temmuz 1925 Milletler Cemiyeti Soruşturma Komisyonu, hazırladığı Musul meselesi raporunu Cemiyet Meclisi'ne sundu. Komisyon, raporunda Musul halkının hiçbir tarafa katılmaksızın bağımsız kalmak istediğini bildirdi. Buna rağmen Komisyon Cemiyeti Meclisine şu tavsiyelerde bulundu: 1) Musul Irak’ın bir parçası sayılacak ve Irak 25 yıl süre ile İngiliz mandası altına konulacaktır. 2) Türkiye ile Irak arasındaki sınır hattı Brüksel’de tespit edilen hat alacaktır. Komisyonun bu tavsiyeleri gerek Türk halkı gerek Cenevre’deki Türk temsilcilerinin şiddetli tepki ve itirazlarına sebep oldu.(Soysal, I, 1989: 304; Yurdakul, 1975: 36-37, Aydın, 2001: 55; Gönlübol-Sar, 1990: 66).

24 Temmuz 1925 Arnavutluk’un liman şehri Avlanya’da Türk konsolosluğu açıldı.(Şimşir, 2001: 443).

03 Ağustos 1925 İspanya Elçisi Vest Juan Servet, Çankaya’da itimatnamesini Mustafa Kemal Paşa’ya takdim etti.(Kocatürk, 1983: 437).

06 Ağustos 1925 Mustafa Kemal Paşa, güven mektubunu sunan Yunan Elçisi Arkiropulus’un konuşmasına karşılık olarak cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=211, 07.07.2011).

15 Ağustos 1925 Türk hükümeti Kayseri’de bir uçak fabrikası kurulması için Alman Junkers firmasıyla girişimlerde bulundu ve bunun üzerine bir uçak ve uçak motoru fabrikası kurulmasına ilişkin firmayla bir anlaşma imzalandı.(Kılıç, 2005: 125; Kocatürk, 1983, 426; kronoloji.gen.tr, 2005).

115

17 Eylül 1925 Türk-Sovyet Saldırmazlık Antlaşması’nı fesheden Sovyetler Birliği, Türkiye’den Kars ve Ardahan’ı istedi. Ayrıca boğazlarda üs bulundurmayı talep etti.(Kurtcephe, 2008: 470).

19 Eylül 1925 Türkiye'nin, Milletler Cemiyeti Soruşturma Komisyonunun hazırladığı Musul meselesi raporuna itiraz etmesi üzerine, Konsey, La Haye Adalet Divanı'ndan görüş istedi.(Soysal, I, 1989: 304; Yurdakul, 1975: 36-37).

Türkiye-İsviçre arasında Cenevre’de Dostluk Antlaşması imzalandı(Kocatürk, 1983: 442; kronolojisi.gen.tr, 2005).

26 Eylül 1925 Türkiye ile Yunanistan arasında Atina’da Kliring Antlaşması imzalandı(Kocatürk, 1983: 442; Uyanık, 2004: 43; Türkiye 80 Yıl Kronoloji, 2004: 43).

17 Ekim 1925 Japonya'nın ilk Türk Büyük Elçisi Yukici Obation, göreve başladı.(tr.emb-japan.go.jp/T_02/02.htm).

18 Ekim 1925 Bulgar ve Türk Hükümeti arasında 5 maddeden oluşan Dostluk ve İyi Komşuluk Antlaşması ile Ek Protokol ve ikamet sözleşmesi imzalandı.(Bulut, 2010: 77; Değerli, 2008: 739; Çiftçi, 2010: 234; Kocatürk, 1983: 426; Türkiye 80 yıl kronoloji, 2004: 43; Hakov, 1996: 25).

21 Ekim 1925 Japon büyük elçisi Obation, itimatnamesini Cumhurbaşkanı M. Kemal'e sundu.(tr.emb-japan.go.jp/T_02/02.htm).

28 Ekim 1925 Türkiye, Yugoslavya ile Ankara’da Barış ve Dostluk Antlaşması imzaladı.(Öksüz, 2008: 13; Çiftçi, 2010: 234).

Kasım 1925 Locarno antlaşması müştereken katılmak üzere balkan devletlerinin iştiyakı yolunda yunan hükümetinden bir davet aldı.(Gürün, 1991: 111).

Kasım 1925 Locarno Antlaşmalarına iltihak etmek üzere, bütün Balkan devletlerinin birlikte yapacakları teşebbüse katılması için Türkiye’ye çağrıda bulunuldu.(Gürün, 1991: 115).

01 Kasım 1925 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin II. Dönem III. Yasama Yılını açış konuşmasını yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/2d3yy.htm,08.07.2011).

03 Kasım 1925 İtalya Elçisi Olsini Barone, Çankaya’da itimatnamesini takdim etti ve Mustafa Kemal Paşa, Elçinin konuşmasına cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 446; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=241,08.07.2011).

06 Kasım 1925 Memduh Şevket (Esendal) Bey, Tahran Büyükelçiliğine tayin

116

edildi.(Kocatürk, 1983: 447).

11 Kasım 1925 Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşması'nın 13. maddesi ahkâmına aykırı olarak sınır güneyinde, Suriye'de ikamet edip, kuzeyde, Türkiye'de arazisi olanlardan 1920-1921 yıllarında Türkiye hükümetince vergi alınmış olmasına mukabele-bilmisil Fransız memurları tarafından da Türkiye tarafında ikamet edip ve Suriye'de arazisi bulunan Türk tebaasından def'aten üç senelik vergi istenildi ve vermedikleri takdirde mallarının satılacağı ihtar edildi. Mugayir durumun düzeltilmesi hususunda kararlar alınarak Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşmasının 13. maddesine göre gereği yapıldı.(B.C.A., S. 1378, Dos. 438-5.

16 Kasım 1925 Milletler Cemiyet Meclisi, Musul’u Irak’a bağlayan ve Irak üzerindeki İngiliz mandasını 25 yıla çıkaran bir karar aldı.(Canatan, 1996: 34).

17 Kasım 1925 Türkiye, Sovyetler Birliği ile Paris’te Tarafsızlık ve Saldırmazlık Antlaşması imzaladı.(Canatan, 1996: 34).

21 Kasım 1925 Moskova’daki Türk sefiri, Rus hariciye komiser yardımcısına, Türkiye ile Rusya’nın görüşlerinin aynı olması ve Doğudaki ülkelerle özellikle de Türkiye ile ilişkilerin iyi tutulması gerektiği söyledi.(Gürün, 1991: 111).

23 Kasım 1925 Mustafa Kemal Paşa, güven mektubunu sunan Japon Elçisi Obana’nın konuşmasına karşılık olarak cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=243,08.07.2011).

Aralık 1925 Almanya ve Türkiye karşılıklı nota ile birbirilerini en imtiyazlı ülke olarak tanıdı.(Kılıç, 2005: 123).

07 Aralık 1925 Amerikan Senatosu tatilden sonra tekrar açıldı ve Lozan Anlaşması’nın onaylanabilmesi hakkında oluşmuş karamsar hava daha da yoğunlaştı (Bulut, 2010: 55).

08 Aralık 1925 Milletler Cemiyeti Meclisi, Türkiye'nin karşı çıkmasına rağmen, Musul meselesi konusunda Divan'ın kararını kabul ettiğini açıkladı.(Soysal, I, 1989: 304; Yurdakul, 1975: 36-37).

16 Aralık 1925 Türkiye’nin katılmadığı oturumda Milletlerarası Adalet Divanı, Musul’un Irak’a verilmesine karar verdi.(İlgazi, 2008: 183; Gürün, 1991: 116).

Milletler Cemiyeti Meclisi, Soruşturma Komisyonu Raporu'nu kabul ederek, Brüksel Hattı'nın güneyindeki toprakların Irak'a bırakılması ve Türk-Irak sürekli sınırı olarak kabul eden kararı aldı. Türkiye, Milletler Cemiyeti kararına büyük tepki gösterdi(Soysal, I, 1989: 304; Yurdakul, 1975: 36-37;

117

Kocatürk, 1983: 449; Türkiye 80 yıl kronolojisi, 2004: 449).

17 Aralık 1925 Türkiye ile Sovyet Rusya arasında Paris’te Çiçerin ile Türk Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras tarafından bir Dostluk, Aldırmazlık, Tarafsızlık ve İyi Komşuluk Antlaşması imzalandı.(Armaoğlu, 1994: 68; Gürsel, 1968: 96; Gürün, 1991: 111; Bal, 2001: 215; Gönlübol-Sar, 1990: 49; Bulut, 2010: 77).

22 Aralık 1925 M.Kemal Paşa, Arnavutluk Cumhurbaşkanı Ahmet Zago’nun dostluk mesajına dostça cevap verdi.(Şimşir, 2001: 443).

26 Aralık 1925 Çıkarılan bir kanunla uluslararası takvim ve saat kabul edildi.(Kili, 1982: 168).

1926

02 Ocak 1926 Türkiye kendisiyle ticaret anlaşması olmayan ülkelerden % 60 daha fazla gümrük vergisi alacağını ilan etti.(Bulut, 2010: 56).

21 Ocak 1926 İstanbul’da yaşayan Amerikalılar, Amerikan Senatosu’na 104 imzalı bir mektup göndererek Lozan Anlaşması’nın onaylanmasını istedi.(Kocatürk, 1983: 440; Bulut, 2010: 62).

29 Ocak 1926 Amerikan Senato Dış İlişkileri Komitesi, Lozan Anlaşması’nı ikinci defa Amerikan Senatosu’na havale etti.(Bulut, 2010: 55).

30 Ocak 1926 Türkiye ile Şili arasında Roma’da, Dostluk Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 450).

09 Şubat 1926 Türkiye’nin Arnavutluk’taki ilk elçisi Tahir Lütfi, Tiran’da göreve başladı.(Şimşir, 2001: 443).

16 Şubat 1926 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Fransa’nın Suriye Yüksek Komiseri Henri de Kouvenel’i kabul etti.(Kocatürk, 1983: 451).

17 Şubat 1926 Türkiye elçisi Tahir Lütfi, güven mektubunu ve aynı zamanda Atatürk’ün özel mektubunu Arnavutluk Cumhurbaşkanı Ahmet Zogu’ya sundu.(Şimşir, 2001: 443).

18 Şubat 1926 Türkiye ve Fransa görüşmelerinde Dostluk ve İyi Komşuluk” sözleşmesi imzalandı ve sınır tanzim antlaşması yapıldı.(B.C.A., S. 3656; Sander, 2003: 87; Armaoğlu, 1994: 323).

20 Şubat 1926 Türkiye-ABD aralarında gümrük vergisi sebebiyle, karşılıklı nota teatisi yoluyla 6 ay geçerliliği olan “modus vivendi” (geçici anlaşma) imzalandı (Bulut, 2010: 56).

24 Şubat 1926 Afgan Elçisi Gulam Ceylâni Han’ın Çankaya Köşkü’nde itimatnamesini takdim merasimi yapıldı ve Elçinin

118

konuşmasına Mustafa Kemal Paşa, cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 451; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=245, 10.07.2011).

11 Mart 1926 Türkiye ile Sovyet Rusya arasında Ankara’da Ticaret ve Seyrisefain Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 451).

13 Mart 1926 Mustafa Kemal Paşa, güven mektubunu sunan Arnavutluk Ortaelçisi Rauf Bey’in konuşmasına karşılık olarak cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=246,10.07.2011).

17 Mart 1926 İngiltere'nin Irak ve Musul'da, İtalya'nın da Balkanlarda izleyecekleri siyaset konusunda İngiltere ve İtalya, Rapollo'da anlaştılar.(B.C.A., Dos. 1139/40).

24 Mart 1926 Lozan Anlaşması’nın Amerikan Senato’su tarafından gizli bir oturumda ele alındı ve gizli olan metin ve diğer yazışmalar ifşa edildi.(Bulut, 2010: 55).

03 Nisan 1926 ABD okullarından alınacak, veraset ve hediye vergileri kanunu çıkarıldı.(Bulut, 2010: 155).

22 Nisan 1926 Türkiye’nin protestoları karşısında, ilişkileri daha dostane bir zemine oturtmak için Tahran’da Türkiye-İran Dostluk, Güvenlik ve İyi Komşuluk Antlaşması imzalandı.(Çetinsaya, 2008/I: 331; Saray, 1999: 113; Bulut, 2010: 77; Bal, 2001: 216).

24 Nisan 1926 Mustafa Kemal Paşa, güven mektubunu sunan Lehistan Elçisi Bader’in konuşmasına karşılık olarak cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=Soylev Demecler&IcerikNo=248,12.07.2011).

17 Mayıs 1926 Alman Büyükelçisi Nadohy’in girişimleriyle İstanbul’da “Türkische Post” adlı günlük gazete yayına başladı.(Kılıç, 2005: 160).

21 Mayıs 1926 Musul Antlaşması kabul edildi.(geocities. com/almamakTürkiye, 25. 5. 2005).

30 Mayıs 1926 Suriye ve Lübnan üzerinde sahip olduğu yetkiye dayanarak, Fransa ve Türkiye ile Dostluk ve İyi Komşuluk Antlaşması imzalandı. Fransa ile sınır çizme çalışmalarına başlamak üzere bir sınır hattı yapıldı. Antlaşması ile İskenderun Sancağına ilişkin özel yönetim teyit edildi.(Gönlübol-Sar, 1990: 82; Armaoğlu, 1994: 323-324; B.C.A., S. 3656; İlgazi, 2008: 184; Pehlivanlı, 2001: 2; Kocatürk, 1983: 455).

119

01 Haziran 1926 Fransa ile Barış, Yardımlaşma ve İyi Komşuluk Antlaşması yapıldı. Antlaşmanın 7. Maddesine göre Hatay bölgesi için kurulan özel rejim daima göz önünde bulundurulacaktı(B.C.A., S. 3656, F. Kod. 30. 18. 1. 1).

05 Haziran 1926 Türkiye, İngiltere-Irak ile Ankara’da bir Dostluk Antlaşması imzalayarak Milletler Cemiyetinin kararını kabul etti. Bu antlaşma ile Musul Irak’taki İngiliz mandasına terk edildi. Milletler Cemiyeti’nin Musul Meselesi Kararı, Türkiye'de İngiltere'ye karşı bir savaş durumu meydana getirmiş olmasına ve Türkiye defalarca Musul konusundaki İngiliz oyunlarını kabul etmeyeceğini açıklamasına rağmen bu tavrında direnemedi ve İngiliz yanlısı Milletler Cemiyeti kararına uymak mecburiyetinde kaldı. Ankara Antlaşması ile Musul'u Irak'a istemeyerek de olsa terk etmeyi kabul etti. Antlaşma, TBMM tarafından 7 Haziran 1926 tarihinde onaylandı. Oylamaya 145 milletvekili katılmış, bunlardan 142'si kabul, 2'si red oyu kullandı, l milletvekili ise çekimser kaldı. Oylamaya katılmayan milletvekili sayısı ise 141'dir(TBMM Zabıt Cerideleri, D. II, XXVI: 164-195; Armaoğlu, 2005: 322-323; Çiftçi, 2010: 235; Bulut, 2010: 77; Bayrak, 2000: 33, 357; Türkmen, 2003: 97; Bal, 2001: 213; Sander, 2003: 90; Türkiye 80 yıl kronolojisi, 2004: 47).

07 Haziran 1926 Mısır Kralının Kahire Hilâfet Kongresine karşılık olarak, İbni Suud da, 7 Haziran-5 Temmuz tarihleri arası Mekke'de "İslâm Dünyası Kongresi" başlıklı milletlerarası bir toplantı tertip etti. Bu kongreye çeşitli İslâm hükümetlerinin gönderdiği temsil heyetleri katılarak, bütün Müslümanları alakadar eden meseleleri ele aldılar. Bu kongrenin Hilâfet hakkındaki kararları Kahire Kongresiyle büyük benzerlik göstermekle birlikte temsilciler, kongrenin sürekliliğini temin için bir daimi komisyon tayin ettiler.(Cleveland, 1991: 147-149; Lambert, 1926). Türkiye, Irak Hükümeti ve üzerinde haiz olduğu salâhiyete dayanarak hareket eden İngiltere ile, Irak sınırları üzerinde tarafların özellikle güvenlik ve iyi komşuluk ilişkilerini sağlayacak bir biçimde imzalanan Musul Meselesi Ve Sınır Hattı, Barış, Yardımlaşma Ve İyi Komşuluk Antlaşması Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce onaylandı.(B. C. A, S, 3666; B.C.A., S. 3666; Öke, 1991; Soysal, 1983: 306).

12 Haziran 1926 Sancak Meclisi, İskenderun’un Suriye Devleti içinde muhtar bir bölge olarak kalmasına karar verdi(Gönlübol-Sar, 1990: 426).

14 Haziran 1926 Türk Teavün Cemiyeti, Lozan Anlaşması’nın onayına yönelik, “Türkiye ile Yapılan Anlaşma Neden Onaylanmalıdır?” isimli kitabı çıkardı.(Bulut, 2010: 58).

120

18 Haziran 1926 Türkiye, İngiltere-Irak arasında yapılan Ankara Antlaşması yürürlüğe girdi.(Soysal, 1983: 306).

26 Haziran 1926 İzmir’de Fuat, Karabekir gibi paşaların bulunduğu 49 sanık yargılanmaya başlandı.(Çiftçi, 2010:)

01 Temmuz 1926 Türkiye, Uluslararası Cenevre Antlaşması’na katıldı.(kronolojisi.gen.tr/index. php3, 2005).

02 Temmuz 1926 Amerikan Hükümeti Türkiye 20 Şubat 1926 tarihli gümrük meselesi sebebiyle imzalanacak olan anlaşmanın tarihinin belirlenmesini sağladı.(Bulut, 2010: 56).

Amerikan Hükümeti, Türk-ABD Lozan Anlaşması’nı Amerikan Senatosu’nun onayına vermek için bu tarihe kadar bekledi (Bulut, 2010: 77).

18 Temmuz 1926 Türk Hükümeti ABD ile gümrük meselesi sebebiyle imzalanmış olan modus vivendiyi uzatmak için Tevfik Rüştü Bey’e gerekli yetkiyi verdi (Bulut, 2010: 56).

02 Ağustos 1926 Lotus isimli Fransız gemisi, Türk sularında Bozkurt adlı Türk gemisini batırdı. Çarpışma, uluslararası bir davanın doğmasına sebep oldu.(kronolojisi.gen.tr/index. php3 16/12/2005).

17 Ağustos 1926 Türkiye-Bulgaristan arasında Oturma Sözleşmesi imzalandı.(Soysal, 1983: 63).

20 Ağustos 1926 Türkiye-ABD arasında Şubat 1926 tarihli gümrük vergisi sebebiyle imzalanan modus vivendi geçerliliğini kaybetti.(Bulut, 2010: 56).

25 Ağustos 1926 Moskova Türk Büyükelçiliğinin dışişlerine yolladığı telgraf: “Milletler Cemiyeti’ne girmemiz Rusya tarafından temkinle karşılanmıştır”.(Gürün, 1991: 118).

12 Eylül 1926 Türklük mefkûresi ve Musul'un Türklere iadesi uğruna Musullu Nakipzade Mehmet Cemal, büyük mesai sarf etti. Ancak bu çaba ve mesaisinden dolayı İngilizler tarafından takibata alındı ve bu sebeple Türkiye'ye iltica etti. Mehmet Cemal Bey, İstanbul’da Şehzadebaşı Maliye Tahakkuk Şubesi Kazanç Tahakkuk Kitabetinde istihdam edildi ve Musul mebusları gibi arzu ettiği mahalde âdiyen iskânı tasvip ve kabul olundu.(B.C.A., S. 4104).

06 Ekim 1926 Şerif Hüseyin tarafından el konulan Hicaz'daki Türklere ait mallar, İbn-i Suud tarafından iade edildi.(B.C.A., S. 4260, Dos. 436A-3M).

30 Ekim 1926 Hüsrev Gerede, Sofya elçisi olarak atandı.(Değerli, 2008: 74).

121

Kasım 1926 Tevfik Rüştü Aras, Çiçerin ile Odessa’da buluştu ve Musul meselesinden dolayı Milletler Cemiyeti’ne girmeyi düşünmediğinin söyledi.(Gürün, 1991: 1199).

01 Kasım 1926 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin II. Dönem IV. Yasama Yılını açış konuşması yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/2d4yy.htm, 13.07.2011).

01 Aralık 1926 Türkiye ile Yunanistan arasında Atina’da Ahali Mübadelesi hakkında itilafname, Türk Yunan Etabli Antlaşması imzalandı.(Armaoğlu, 1991: 326; Kocatürk, 1983: 463; Gönlübol-Sar, 1974: 57; Soysal, 2000: 663; Oran, 1991: 81).

04 Aralık 1926 Mustafa Kemal Paşa, güven mektubunu sunan Yunan Ortaelçisi Camados’un konuşmasına karşılık cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=259,14.07.2011).

21 Aralık 1926 İkdam Gazetesi, Güneydoğu Avrupa’da Balkan Antlaşması’nın acil olduğuna dair bir yazı yayınladı.(Cemil, 1995: 304).

1927

05 Ocak 1927 Ali Fuat, Refet Bey, Cafer Tayyar paşalar askerlikten emekliye ayrıldı.(Çiftçi, 2010: 202).

07 Ocak 1927 New York Piskoposu William T. Manning, Amerikan Senatosu’na Lozan Anlaşması aleyhtarı bir mektup yazdı.(Bulut, 2010: 44).

10 Ocak

1927 Amerikan koloni üyeleri, Lozan Anlaşması Amerikan Senatosu’nda onaylanmadan önce, son bir telgraf ile sonuca tesir etmek istediler.(Bulut, 2010: 62).

12 Ocak 1927 Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya arasında Ankara’da Karşılıklı İkamet Antlaşması imzalandı. Anlaşma, ticari ilişkileri için bir zemin oluşturdu.(Çalık, 2002: 816; Kılıç, 2005: 122).

13 Ocak 1927 Lozan Anlaşması’nın onaya sunulmasına çok yakın bir tarihte, T.C. New York Başkonsolosu Celal Bey, T.C. Dışişleri Bakanlığına gönderdiği bir telgrafta anlaşmanın Amerikan Senatosu’nca onaylanacağına inandığını dile getirdi.(Bulut, 2010: 71).

18 Ocak 1927 Lozan Barış Anlaşması’nın Amerikan Senatosu’nca onaylanmasını isteyenler ve buna karşı olanlar, Amerikan siyasal sistemine yönelik yoğun bir lobi faaliyetine giriştiler. Söz konusu faaliyetlerin sonucunda, anlaşmanın Senato tarafından onaylanmasına karşı olanlar galip geldiler ve

122

anlaşma reddedildi. Böylece Amerikan senatosu, Ermeni meselesini hiç nazarı itibare almadı ve kapitülasyonların ilgasını onaylamayı reddetti.(Bulut, 2010: 40; Armaoğlu, 1991: 90).

02 Şubat 1927 Türkiye ve ABD, Lozan Anlaşmasıyla ilgili müzakereleri resmi boyuta taşımaya karar verdiler.(Bulut, 2010: 82).

17 Şubat 1927 Amerikan Komitesi, Lozan Anlaşması Amerikan Senatosu’nda reddedildikten sonra “Amerikan Kamuoyu Amerikan-Türk Anlaşması’nın Onaylanmamasını Kınar” isimli broşür yayınladı (Bulut, 2010: 60). Türkiye adına Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, ABD adına da Türkiye’deki Amerikan Yüksek Komiseri Amiral Mark Lambert Bristol, biri diplomatik ilişkileri başlatmaya diğeri de ticari ilişkilerdeki statükoyu muhafaza etmeye yönelik iki notayı (modus vivendi) imzalayarak teati ettiler. Buna göre, ABD-Türkiye arasındaki ticari ilişkilerdeki statüko bir yıllık bir süre için muhafaza edilecek ve bu sürenin bitiminde taraflar herhangi bir değişiklik talebinde bulunmadığı takdirde statüko bir üç ay daha korunacaktı.(Bulut, 2010: 83; Armaoğlu, 1991: 110; Bulut, 2010: 84).

09 Mayıs 1927 Amerikan Dışişleri Bakanı Kellogg, Amiral Bristol’dan Amerikan müsteşarı Grew’in Türkiye Büyükelçisi olarak atanmasına Türk Hükümeti’nin onay verip vermeyeceğini öğrenmesini istedi.(Bulut, 2010: 86).

25 Mayıs 1927 Türk Hükümeti, ABD’ye Ahmet Muhtar Bey’i, büyükelçi olarak atamak için ABD’den onay istedi.(Bulut, 2010: 89).

15 Haziran 1927 Almanlar, Kayseri-Ulukışla demiryolu hattı ile birlikte krom madeninin sevkiyatını kolaylaştıracak olan, Kütahya-Balıkesir hattının da yapımını üstlendiler ve bu demiryolu hatlarının yapım bedeli olan 120 milyon Marklık kredi de, yapılan kredi anlaşmasıyla sağlandı.(Kılıç, 2005: 125).

17 Haziran 1927 Faysal’ın Suriye Komitesi ile beraberlik içinde bulunan Mezopotamya ittifakı, “Bağımsız Mezopotamyalılara” hitaben bir bildiri yayınladı.(Winstone, 1999: 461).

23 Haziran 1927 Devletin genel politikasını ve bilhassa dış politikasını haleldar edebilecek bazı haberlerin, ehemmiyeti takdir edilmeyerek gazetelerde neşri esefle karşılandı. Basının ehemmiyeti ve Türkiye'deki lüzumu takdir ve kanun dairesinde basın hürriyeti vurgulanmakla beraber bu günlerde Türk dış politikasına kötü tesir yapacak ve sırf bu sahaya ait bulunacak bazı haber ve yazıların geçici bir müddet için neşrine engel olmak üzere basılmadan önce sansüre tabi tutulması, meselenin acil ehemmiyetine mebni olarak uygun görüldü.(B.C.A., Dos. 856).

123

11 Temmuz 1927 Türkiye ile Arnavutluk arasında, Tiran’da, Şehbenderlik Mukavelenesi imzalandı.(Şimşir, 2001: 444).

26 Temmuz 1927 Mustafa Kemal Paşa, Dolmabahçe Sarayı’nda kendisini ziyaret eden Hukuk Öğrenci Cemiyeti Heyeti’ne, Lozan Barış Anlaşması hakkında bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=263, 15.07.2011).

01 Ağustos 1927 ABD’nin Türkiye Büyükelçisi olarak atanan Grew, New York’tan ortamın gergin olduğu bir zamanda ayrıldı.(Bulut, 2010: 87).

Eylül 1927 Türk- İran sınırındaki Kürt kabileleri, her iki ülkeye meydan okurcasına hareket etmeye başladılar ve açıkça isyan ettiler.(Saray, 1999: 114).

01 Kasım 1927 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin III. Dönem I. Yasama Yılını açış konuşmasını yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/3d1yy.htm, 15.07.2011).

28 Kasım 1927 Türk Büyükelçisi Ahmet Muhtar Bey, ortamın gergin olduğu bir sırada New York’a gitti.(Bulut, 2010: 91).

02 Aralık 1927 ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Grew, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı’na gönderdiği muhtırada Amerikan Board’ın bahse konu okulların açılmasını, personel kadrosu hazır olduğu için de, Talas ve Maraş’takilere öncelik verilmesi istediğini “gayri-resmi” olarak bildirdi. Fakat Tevfik Rüştü Aras okulların açılıp açılmaması kararını Milli Eğitim Bakanlığı’nın vermesi gerektiğini ve hususun müzakeresi için söz konusu okullara bir temsilci tayin etmesi gerektiğini bildirdi. Bunun üzerine Grew, Amerikan okulları adına bir temsilci belirlediğini bildirdi.(Bulut, 2010: 145).

05 Aralık 1927 ABD’nin Türk Büyükelçisi Ahmet Muhtar Bey, ABD Başbakanı Calvin Coolidge’a güven mektubu sundu ve Türk-Amerikan diplomatik ilişkileri başladı.(Bulut, 2010: 92).

24 Aralık 1927 Başbakan İsmet İnönü, Fevzi Çakmak istemiyor bahanesi ile Bahriye Bakanlığını kaldırdı ve bütün silahlı kuvvetleri tek bir Milli Savunma Bakanlığı'na bağlayarak deniz kuvvetlerini ikinci plana attı.(Büyüktuğrul: 631-632).

1928

1928 Anadolu Demiryolları Cumhuriyet Hükümeti tarafından tamamen satın alınarak devletleştirildi.(Kılıç, 2005: 42). Bursa Amerika Koleji’nde iki Müslüman öğrencinin Hıristiyan olması nedeniyle bu okul tamamen kapatıldı.(Kılıç, 2005: 152).

124

Ankara’da bir ziraat okulu kurmak üzere Oldanburg Başkanlığında 14 Alman tarım uzmanı Türkiye’ye geldi.(Kılıç, 2005: 159).

Musul Sorununun çözülmesinden sonra, Türkiye’nin İngiltere başta olma Batılı devletlere yakınlaşmaya başlaması üzerine İtalya da Türkiye ile yakınlaşma arayışlarına girdi. İmzalanan Türk-İtalyan Antlaşması iki ülke İlişkilerini ancak kısa bir süre için düzeltebildi.(Öztürk, 2005: 54). Irak ile dostça ilişkiler yavaş yavaş gelişti, karşılıklı elçilikler kuruldu.(Koçsoy, 1990: 15).

13 Ocak 1928 Darülfünun Hukuk Fakültesi Cemiyeti “vatandaşa Türkçe konuş sloganıyla” azınlıkları Türkçe konuşmaya mecbur edecek bir kampanya başlatmaya karar verdi.(Çiftçi, 2010: 226).

16 Ocak 1928 Irak Elçisi, Salih Nuhat Ankara’da güven mektubunu sundu.(Canatan, 1996: 53).

23 Ocak 1928 Atatürk, Yugoslav Elçisi Y. Taditch’in güven mektubunu kabul etti ve Elçi’nin konuşmasına cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1999: 408).

30 Ocak 1928 Bursa Amerikan Koleji, Türklerin aleyhine yaptığı faaliyetlerden dolayı kapatıldı.(Bulut, 2010: 146).

07 Şubat 1928 ABD’nin Türk Büyükelçisi Grew, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey’le bir görüşme yaptı.(Bulut, 2010: 150).

12 Şubat 1928 Türkiye-Bulgaristan Ticaret ve Denizcilik Antlaşması yapıldı.(Değerli, 2008: 101).

13 Şubat 1928 T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Bursa Amerikan Koleji’nde görev yapan biri müdür 3 öğretmen hakkında Bursa Sulh Ceza Mahkemesi’nde açtığı davanın ilk duruşması yapıldı.(Bulut, 2010: 147).

29 Mart 1928 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Yunan Elçisi Mösyö Jean Papa ile Danimarka Elçisi Otto Carl Mohr’un güven mektuplarını kabul etti ve Elçilerin konuşmalarına cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1999: 409; atam.gov.tr/index.php?Page=Soylev Demecler&IcerikNo=269, 17.07.2011.).

10 Nisan 1928 Anayasada değişiklikler yapılarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik devlet karakteri açıklığa kavuştu. Anayasada mevcut bulunan “Devletin dini İslam’dır” hükmü kaldırıldı.(Turan vd., 2006: 298).

08 Mayıs 1928 Bursa Amerikan Koleji olaylarını anlatan Mehmet Emin’in yayımlanan yazıları o kadar büyük bir öneme sahipti ki

125

ABD’nin Türk Büyükelçisi Grew, ABD Başkanı Kellogg’a gönderdiği raporda bu yazı dizisinden bahsetmek zorunda kaldı.(Bulut, 2010: 147).

Borçlar Kanunu yürürlüğe girdi.(Irmak, 1973: 223).

18 Mayıs 1928 Mustafa Kemal Paşa, Romanya Elçisi Filality’nin yinelenen güven mektubunu kabul etti.(Kocatürk, 1999: 410)

19 Mayıs 1928 Mustafa Kemal Paşa, Belçika Elçisi Baron Luis Luklerni’nin güven mektubunu kabul etti ve Elçinin konuşmasına cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1999: 410; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=270,18.07.2011).

20 Mayıs 1928 Türkiye’ye gelen Emanullah Han, çok içten ve sıcak karşılandı. Mustafa Kemal Paşa, Emanullah Han, Kraliçe Süreyya ve onun şahsında Afgan milletine ilgi ve dostluk gösterdi. Mustafa Kemal Paşa, Emanullah Han ve eşi onuruna Ankara Palas’ta verdiği yemekte Türk milletinin Afgan milletine karşı sıcak duygularını belirten bir konuşma yaptı. Mustafa Kemal Paşa, Afganistan Kralı Emanullah Han ve Kraliçe Süreyya ile beraber, T.B.M.M.’ndeki görüşmeleri izledi ve İstiklal Madalyası takılışı merasiminde hazır bulundu ve Emanullah Han’a, öncelikle güçlü bir ordu kurmayı tavsiye etti.(Atatürk, 1945: 250-253; Kocatürk, 1999: 410; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=271,20.07.2011).

21 Mayıs 1928 Mustafa Kemal Paşa, Afganistan Kralı Emanullah Han ve Kraliçe Süreyya ile beraber, öğleden sonra at yarışlarını izledi.(Kocatürk, 1999: 410).

22 Mayıs 1928 Türkiye ve Afganistan arasında Dostluk Ve Teşrik-i Mesai Muahedenamesi adıyla yeni bir antlaşma imzalandı. Bu anlaşmada; iki devletin birbirleriyle dost oldukları, düşmanlarına karşı ortak tavır alınması ve ilerlemek için gerekenleri sağlamada imkânları iyi olan tarafın diğerine yardımcı olması gibi esaslar yer aldı. Buna göre Türkiye Cumhuriyeti; ilmi, hukuki, askeri alanlardaki uzmanlarından bir kısmını Afganistan’da görevlendirecekti.(Saray, 1981: 124).

Mustafa Kemal Paşa, Afganistan Kralı Emanullah Han ve Kraliçe Süreyya şerefine akşam ziyafeti verdi.(Kocatürk, 1999: 411).

25 Mayıs 1928 Afgan Kralı Emanullah Han Ankara'yı ziyaret etti.(Dursun, 1995: 415).

27 Mayıs 1928 Mustafa Kemal Paşa, Afganistan Kralı Emanullah Han Ankara’dan ayrılırken, Hâkimiyet-i Milliye gazetesine bir

126

demeç verdi.(Kocatürk, 1999: 411).

30 Mayıs 1928 Türkiye ile İtalya Krallığı arasında Tarafsızlık, Uzlaştırma ve Hukuki Çözüm Antlaşması imzalandı.(Soysal, 2000: 343).

05 Haziran 1928 22 Nisan 1926 günü Türkiye ile İran arasında imza edilen Dostluk ve Güvenlik anlaşmasına bağlı protokolün imzası için Dış İşleri Bakanlığında toplanıldı.(Saray, 1999: 286).

15 Haziran 1928 Tarhan’da imzalanan 1926 antlaşmasına ek olarak yeni ek bir protokol imzalandı.(Çetinsaya, 2008/I: 331; Saray, 1999: 114).

27 Ağustos 1928 Briand-Kellog Paktı’na Türkiye de davet edildi. Amerikan Türk Büyükelçisi, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’a Türkiye’nin Briand-Kellogg Paktı’na katılmasını teklif etti.(Gürün, 1991: 123; Bulut, 2010: 100).

28 Ağustos 1928 Briand-Kellogg Paktı, ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Çekoslovakya ve Japonya tarafından Paris’te imzalandı.(Bulut, 2010: 99).

28-30

Ağustos 1928 Venezileos’un Türkiye ile dostluk kurmak için İsmet Paşa’ya gönderdiği mektuba, İsmet Paşa, olumlu cevap verdi.(Soysal, 2000: 668).

01 Eylül 1928 Arnavutluk Parlementosu Krallık ilan etti ve Cumhurbaşkanı Ahmet Zogu’yu, “Arnavutluk Kralı Birinci Zogu” unvanıyla kral seçti.(Şimşir, 2001: 444).

25 Eylül 1928 Mustafa Kemal Paşa, güven mektubunu sunan Afganistan Büyükelçisi Gulam Ceylânî’nin konuşmasına karşılık olarak cevabi bir konuşma yaptı. (atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=277, 22.07.2011).

26 Eylül 1928 T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Bursa Amerikan Koleji’nde görev yapan biri müdür olan 3 öğretmen hakkında Bursa Sulh Ceza Mahkemesi’nde açtığı davada verilen kararı Temyiz Mahkemesi bozsa da, Bursa Sulh Ceza Mahkemesi buna uymadı.(Bulut, 2010: 147).

27 Eylül 1928 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Fransız Büyükelçisi Charles de Chambrun’un güven mektubunu kabul etti ve Elçi’nin konuşmasına cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1999: 417; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=278, 22.07.2011).

03 Ekim 1928 Arnavutluk’ta krallık ilan edilmesi üzerine T.C Tiran Elçisi Tahir Lütfi, Ankara’ya çağrıldı.(Şimşir, 2001: 444).

10 Ekim 1928 Türk harfleriyle eğitim, Bulgar Milli Eğitim Bakanlığınca dört

127

yıl süreyle yasaklandı.(Değerli, 2009; 89).

21 Ekim 1928 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da İran Elçisi Furugi Muhammed Ali’nin güven mektubunu kabul etti.(Kocatürk, 1999: 417).

25 Ekim 1928 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Irak Elçisi Suphi Bey, Mısır Elçisi Ratıp Bey ve Polonya(Lehistan) Elçisi Kazimierz Olszowsky’in güven mektuplarını kabul etti ve Elçilerin konuşmalarına cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1999: 417).

01 Kasım 1928 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin III. Dönem II. Yasama Yılını açış konuşmasını yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/3d2yy.htm, 26.07.2011). Latin harflerinden oluşan Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun, T.B.M.M.’nden geçti.(Kocatürk, 1999: 418).

11 Kasım 1928 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da İsviçre Elçisi Martin Henri’nin güven mektubunu kabul etti.(Kocatürk, 1999: 418).

21 Kasım 1928 İlk Türk Elçisi Lütfi Tokay, Bağdat’ta güven mektubunu sundu.(Canatan, 1996: 53).

28 Kasım 1928 Türkiye-ABD tabiiyet sorununun çözüme kavuşturulması düşünülürken Türkiye’nin çıkardığı vatandaşlık kanunu, sorunu karmaşıklaştırdı.(Bulut, 2010: 164).

10 Aralık 1928 Türkiye’nin, demiryollarını devletleşmesine karar vermesine Deutsch Bank başta sorun çıkarmışsa da Alman elçisinin bizzat girişimiyle elindeki demiryollarını satmaya razı oldu.(Kılıç, 2005: 125).

18 Aralık 1928 İtalyan Hariciye Müsteşarı Grandi, Ankara’ya geldi. Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey tarafından şerefine bir ziyafet verildi.(Kocatürk, 1983: 486).

19 Aralık 1928 Mustafa Kemal Paşa, Ankara’da, İtalyan Dış İşleri Bakanlığı Müsteşarı Grandi’yi kabul etti(Kocatürk, 1999: 418).

1929

1929 1929 Ekonomik Bunalımı’nın sarsıntısını yaşayan Balkan ülkeleri kısa süre içinde Almanya’ya bağımlı hale gelirken; karma ekonomi modeliyle kendi iç çözümünü arayan Türkiye Cumhuriyeti ekonomik bağımsızlıktan tavizvermemeye çalıştı.(Öksüz, 2008: 16). Gümrük Tarifeleri Kanunu ile yeni bir gümrük tarifesi uygulanmaya başlandı.(Tekinşen, Önder, 2008/I: 226).

128

Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsaları Kanunu Hakkında Kanun ile kambiyo rejimi yürürlüğe girdi.(Tekinşen, Önder, 2008/I: 226).

1929 protokolünün imzalanması ile Türkiye gerek İngiltere, gerek Romanya ile siyasi anlaşma yapmadan önce Rusya’nın muvafakatini alma taahhüdünü yüklemiş oldu.(Gürün, 1991: 126).

Türkiye’de çok sayıda komünist tutuklandı.(Gürün, 1991: 121). İngiliz harp filosunun Türkiye ziyareti. Türk-İngiliz çatışmalarının sona ermiş olduğunun habercisi oldu(Özdemir, 2004: 38).

Balkan birliği fikri ortaya atıldı.(Gürün, 19991: 132).

Ocak 1929 Türkiye, Briand-Kellogg Paktı’nı imzaladı.(Çiftçi, 2010: 235).

01 Ocak 1929 Türkiye-ABD tabiiyet sorununun çözüme kavuşturulması için çıkarılmış olan vatandaşlık kanunu yürürlüğe girdi.(Bulut, 2010: 164). Fransızlar, Lübnan-ı Kebir, Şam, Halep Hükümetleri ismiyle birer müstakil devlete dönüşmüş olan Suriye idaresini, bu tarihten itibaren bir hükümet şeklinde birleştirdiler.(B.C.A., Dos. 43810).

14 Ocak 1929 Bulgaristan Milli Eğitim Bakanlığı Türk okullarında, Türk harfleriyle öğretimin dört yıl süreyle ertelenmesi yolundaki karardan vazgeçildiğini açıkladı.(Değerli, 2008: 90).

Afganistan’da Emanullah Han, tahtı kardeşi İnayetullah Han’a bıraktı. Ancak İnayetullah Han da birkaç gün sonra tahttan çekilmek zorunda kaldı. Habibullah Han’ın altı ay sürecek idaresi, başladı.(Uluatam, 2001: 71).

16 Ocak 1929 Amerikan Senatosu Kellogg Paktını onayladı.(Bulut, 2010: 100).

Şubat 1929 Japonya-Türkiye Derneği tarafından Ertuğrul Fırkateyni anıtının inşaatı(tr.emb-japan.go.jp/T_02/02.htm).

03 Şubat 1929 Fransızların, Lübnan-ı Kebir, Şam, Halep Hükümetleri ismiyle birer müstakil devlete dönüşmüş olan Suriye idaresini, 1 Ocak 1929 tarihinden itibaren bir hükümet şeklinde birleştirdikleri ve bu dört devletin bugün ayrı ayrı gayet geniş bir adem-i merkeziyeye sahip birer vilâyet haline dönüştüğü, memurların masraflarının çokluğu halkın söylentilerini mucip olduğundan bu yeni teşkilâtta her dört hükümet içinde pek çok memurun açığa çıkarıldığı, maaş miktarlarının indirildiği, bir çok malül Arap zabitan ve efradının ihraç edilerek yerlerine Ermeni ve Hıristiyanlar kayıt edilmekte olduğu, Adana Mıntıka Kumandanlığı tarafından, Türk icra vekilleri heyeti

129

başkanlığına bildirildi.(B.C.A., Dos. 43810).

05 Mart 1929 T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Bursa Amerikan Koleji’nde görev yapan biri müdür olan 3 öğretmen hakkında Bursa Sulh Ceza Mahkemesi’nde açtığı davada verilen kararı Temyiz Mahkemesi bozsa da, Bursa Sulh Ceza Mahkemesi buna uymayarak direndi ve bunun üzerine cezalar onaylandı.(Bulut, 2010: 147).

06 Mart 1929 Türkiye ve Bulgaristan arasında Bitaraflık, Uzlaşma, Adli Tesviye ve Hakem Antlaşması imzalandı.(Değerli, 2008: 101).

18 Mart 1929 ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin Türk Büyükelçisi Grew’e ABD’nin Türkiye’nin ticaret anlaşması yapılması teklifini kabul ettiğini bildirdi.(Bulut, 2010: 130).

01 Nisan 1929 Türkiye Litvinov Paktı’na katıldı.(Gürün, 1991: 123).

07 Nisan 1929 Türkiye'nin Japonya Büyük Elçiliği Maslahat Güzarı Cevat Bey, göreve başladı.(tr.emb-japan.go.jp/T_02/02.htm).

09 Nisan 1929 Türkiye-ABD tabiiyet sorununun çözüme kavuşturulması için çıkarılmış olan vatandaşlık kanununda bazı değişiklikler yapıldı: Türkiye’de doğan çocukların 18 yaşına girmelerini müteakip anne veya babalarının tabiiyetlerini seçebilmeleri ilkesi benimsendi.(Bulut, 2010: 164).

10 Nisan 1929 ABD-Türkiye arasındaki ilişkiler modus vivendiler vasıtasıyla yürütülüyor ve bu sayede birbirlerine en ziyade müsaadeye mazhar millet statüsünü veriyorlardı. Böylece gümrük vergilerinde indirimler yapılıyordu. Fakat Türkiye’nin bu tür düzenlemeleri geçersiz sayacak kanun çıkarması üzerine Amerikalılar ticari konulardaki statükoyu koruyacak, zaman sınırlamasız bir nota teatisi yapma teklifinde bulundular.(Bulut, 2010: 129).

11

Nisan 1929 Mardin bölgesinde Tilki Tepe civarında iki köy, 80 kadar Suriyeli tarafından sarıldı, ancak köylünün direnişi üzerine bunlar sınırı geçerek güneye kaçtılar.(Umar, 2003: 202).

19 Nisan 1929 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da İngiltere’nin eski Mısır Fevkalade Komiseri Lord Lloyd’u kabul etti.(Kocatürk, 1999: 418).

20 Nisan 1929 Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras Berlin’e resmi bir ziyaret yaptı.(Koçak, 1991: 31).

16 Mayıs 1929 Türkiye-Almanya arasında Ankara’da imzalanan Hakem ve Uzlaşma Antlaşması ile iki ülke arasında süre gelen ihtilaflar çözüldü. Türkiye Almanya diplomatik ve ekonomik ilişkileri sağlıklı bir yapıya kavuşturuldu.(Kılıç, 2005: 122; Çalık, 2002:

130

816).

28 Mayıs 1929 Türkiye ile Almanya Cumhuriyeti Hükümetleri arasında imza edilen Karşılıklı Konsolosluk Antlaşması, yeni diplomatik ilişkileri sağlam temeller üzerine oturttu.(Çalık, 2002: 816).

03 Haziran 1929 Japon imparatoru Hirohoto Ertuğrul Şehitliğini ziyaret etti. İki ülke arasında ilk Ticaret Andlaşması imzalandı.(Matsutani, 1995: 186).

24 Temmuz 1929 Kellogg Paktı, Beyaz Saray’da yapılan törenden sonra yürürlüğe girdi.(Bulut, 2010: 100).

06 Ağustos 1929 ABD Dışişleri Bakanı Stimson ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Grew’e Türkiye ile yapılacak olan ticaret anlaşmasının taslağını gönderdi.(Bulut, 2010: 131).

06-10

Ekim 1929 Dünya Barışı Derneğinin 6-10 Ekim 1929’da Atina’da yaptığı toplantıda, kongre başkanı eski Yunan Başbakanlarından Papanastasru, devamlı bir “Balkan Paktı” kurulması fikrini ortaya attı ve teklif bütün Balkan delegeleri tarafından kabul edildi.(Gürün, 1991: 125; farabi. selcuk. edu. tr/suzep/tarih/ders_notlari/ bahar_yariyili/bolum_13/bolum13. html).

01 Ekim 1929 Türkiye adına Zekayi ve Menemenli Numan Beyler, ABD adına da Joseph C. Grew tarafından Türk-Amerikan Ticaret ve Seyr-ü Sefain Muahedenamesi imzalandı.(Bulut, 2010: 132). Türkiye, ABD’ye, kısa ve öz bir yerleşme ve ikamet anlaşması yapmayı teklif etti (Bulut, 2010: 166).

17 Ekim 1929 Afganistan’da Nadir Han Kral oldu.(Uluatam, 2001: 76).

23 Ekim 1929 T.C. Maslahatgüzarı Ahmet Rüştü (Demirel) Tiran’da göreve başladı.(Şimşir, 2001: 444).

01 Kasım 1929 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin III. Dönem III. Yasama Yılını açış konuşmasını yaptı. Meclis konuşmasında deniz ticaretini ve özellikle deniz yolları yönetimindeki gelişmelere vurgu yaparak, deniz yollarını gerek deniz araçları ve gerek fabrikaları ile kapsamlı bir biçimde kuvvetlendirmek gerektiğini belirtti.(T.B.M.M.Tutanak Dergisi, D. III, XIII, 2).

07 Kasım 1929 Mustafa Kemal Paşa, Ankara’da İtalya eski Maliye Nazırı Kont Volpi’yi kabul etti.(Kocatürk, 1999, 423).

25 Kasım 1929 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Alman biyografi yazarı Emil Ludwig’i kabul etti.(Kocatürk, 1999: 423).

131

30 Kasım 1929 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da, yeni Yunan Elçisi M.Polohronyadis’in güven mektubunu sunma töreninde elçinin konuşmasına karşılık olarak cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=286, 26.07.2011).

13 Aralık 1929 Amiral Fredrick Field komutasındaki İngiltere Akdeniz filosu, ziyaret amacıyla İstanbul’a geldi. Filo komutanı 14 Ekim’de Ankara’da Atatürk tarafından kabul edilmişti.(Gürün, 1991: 125).

17 Aralık 1929 Sovyet Dışişleri Bakan yardımcısı Karahan’ın Türkiye’yi ziyareti sırasında 1925 ant uzaması yerine, iki yıl daha dostluk anlaşması uzatıldı ve çeşitli yenilemelerle 1945 Mart’ında Sovyet Rusya tarafından feshedilinceye kadar devam ve Türk dış politikasının önemli bir unsurunu teşkil etti.(Armaoğlu, 1994: 331; Gürün, 1991: 124).

28 Aralık 1929 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Irak Elçisi Rauf Bey’in güven mektubunu kabul etti ve Elçinin konuşmasına cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1999: 424; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=288, 26.07.2011).

1930

01 Ocak 1930 ABD-Türkiye arasındaki ilişkiler modus vivendiler vasıtasıyla yürütülüyor ve bu sayede birbirlerine en ziyade müsaadeye mazhar millet statüsünü veriyorlardı. Böylece gümrük vergilerinde indirimler yapılıyordu. Fakat Türkiye’nin bu tür düzenlemeleri geçersiz sayacak kanun çıkarması üzerine Amerikalılar ticari konulardaki statükoyu koruyacak, zaman sınırlamasız bir nota teatisi yapma teklifinde bulundular. Türkiye bir ticaret anlaşması imzalamak istedi. ABD, bu anlaşma yapılsa bile en erken Senato’nun Aralık 1929’daki birleşiminde onaya sunulabileceğini belirtti. Türk tarafı hâlihazırda yürürlülükte olan modusu uzatabileceğini beyan etti.(Bulut, 2010: 130).

03 Şubat 1930 Türkiye ile Fransa arasında Paris’te Dostluk, Uzlaştırma ve Hakemlik Antlaşması imzalandı. Türkiye -Suriye sınırı, yapılan bir protokolle kesin olarak belirlendi.(Soysal, 1989: 393; Pehlivanlı, 2001: 36).

17 Şubat 1930 Amerikan Senatosu Ticaret ve Seyr-i Sefain Antlaşması’nı onayladı.(Bulut, 2010: 133).

24 Şubat 1930 Eski Afgan Kralı Amanullah Han, İstanbul’a geldi.(Kocatürk, 1983: 498).

132

25 Şubat 1930 Eski Afgan Kralı Amanullah Han, Ankara’ya geldi.(Kocatürk, 1983: 498).

01 Mart 1930 Türkiye ile Büyük Britanya arasında Ankara’da Ticaret ve Seyr-i sefain Sözleşmesi imzalandı.(Kocatürk, 1983: 498).

12 Mart 1930 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü’nde, güven mektubunu sunan yeni İtalya Büyük Elçisi Baron Aloisi’nin konuşmasına karşılık olarak cevabi bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=289,27.07.2011).

24 Mart 1930 Macar Hariciye Nazırı Walko, Ankara’ya geldi ve Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edildi.(Kocatürk, 1983: 498).

04 Nisan 1930 Türkiye ile İspanya arasında Ankara’da Uzlaştırma, Yargı, Çözüm ve Hakemlik Antlaşması imzalandı.(Soysal, 1989: 668).

08 Nisan 1930 ABD’nin Türk Büyükelçisi Grew, veraset ve hediye vergileriyle ilgili konuları Tevfik Rüştü Bey ile görüştü.(Bulut, 2010: 155).

19 Nisan 1930 Mustafa Kemal Paşa, Japon Elçisi Ysaburo Yoshida’nın, Çankaya’da itimatnamesini takdim merasiminde, elçinin konuşmasına cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 500; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=290, 27.07.2011).

22 Nisan 1930 TBMM ve ABD arasındaki Ticaret ve Seyr-i Sefain Antlaşması ile ilgili tasdiknameler teati edildi.(Bulut, 2010: 133).

Mayıs 1930 Fransa Dışişleri Bakanı, Milletler Cemiyeti’nin Avrupalı üyelerine, Avrupa Birliği teklifi yapan bir muhtıra verdi.(Aras, 2003: 74).

21 Mayıs 1930 Türkiye ile Federal Almanya arasında Ankara’da Ticaret ve Seyr-i sefain Sözleşmesi imzalandı.(T.B.M.M.’de onaylanması; 7 Haziran 1930).(Kocatürk, 1983: 501). Türkiye ile Macaristan arasında Ticaret Antlaşması imzalandı.(kronoloji.gen.tr /index. php3. 21 Aralık 2005).

27 Mayıs 1930 Ankara’da yeni bir Türk-Alman Ticaret Antlaşması imzalandı.(Çalık, 2002: 816). Türkiye ile Bulgaristan arasında Ankara’da Ticaret ve Seyr-i sefain sözleşmesi imzalandı.(Kocatürk, 1983: 500).

30 Mayıs 1930 Türkiye Fransa ile dostluk anlaşması imzaladı.(Bulut, 2010: 77). İtalya ile Türkiye arasında Roma’da bir Tarafsızlık ve Uzlaşma Antlaşması imzalandı.(Bal, 2001: 215).

133

31 Mayıs 1930 Türkiye ile Danimarka arasında Ankara’da, İkamet, Ticaret ve Seyr-i sefain sözleşmesi imzalandı.(T.B.M.M.’de onaylanması; 8 Haziran 1931; Kocatürk, 1983: 500; Soysasl, 2000: 669).

10 Haziran 1930 Türkiye ile Yunanistan arasında Ankara’da Lozan ve Atina’da imzalanan itilafnamelerin tatbikatından doğan meselelerin halli nüfus mübadelesinden doğan tüm sorunların çözümüne ilişkin Ankara Antlaşması imzalandı.(T.B.M.M.’de onaylanması; 17 Haziran 1930)(Kocatürk, 1983: 502; Soysal, 1989: 66; Öksüz, 2008: 14; Soysal, 2000: 669).

16 Haziran 1930 Mısır'da Ahrar Desturin Fırkası'nın fikirlerini neşreden ve öteden beri Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti aleyhinde şiddetli makaleler yazan Essiyasiye gazetesi, Büyük Millet Meclisi'nin son celselerinin birinde rüşvet kanunu projesi müzakereleri, Türkiye pek geniş ve büyük imar programını borç almadan sırf kendi vasıtaları ve kaynaklarıyla başarmaya kalkışarak ekonomik krizi halletmek istemesinin sebeplerinden bahseden, "Türkiye ve İstikraz, Hükümetin İktisadi Politikası, Mali Buhran Halledilmek Üzeredir" başlıklı uzun bir makale neşretti.(14/7/1930, B.C.A., Dos. 17423).

22 Haziran 1930 Türkiye ile Avusturya arasında Ticaret ve Hukuk Antlaşması imzalandı.(kronoloji.gen.tr/index. php3 21 Aralık 2005).

02 Temmuz 1930 ABD okullarından alınacak veraset ve hediye vergileriyle ilgili kanun Bakanlar Kurulu tarafından açıklandı: Göztepe Amerikan Kız Lisesi vergiden muaf olacak, diğer okullarda bu kanundan faydalanabilecekti.(Bulut, 2010: 156).

Ağustos 1930 Fransa Dışişleri Bakanı’nın Milletler Cemiyeti’nin Avrupalı üyelerine gönderdiği Avrupa Birliği teklifi yapan muhtıraya Avrupalı üyeler olumsuz cevap verdi.(Aras, 2003: 74).

22 Ağustos 1930 Türkiye ile Çekoslovakya arasında Prag’da Suçluların İadesi ve Ceza İşlemlerinde Adli Yardım antlaşması imzalandı.(T.B.M.M.’de onaylanması; 2 Temmuz 1932)(Kocatürk, 1983: 505).

27 Ağustos 1930 Türkiye'de çok partili hayata geçiş için ikinci defa bir adım atılmış olması, Fransız basınında(Le Petit Parisien), "Türk Politikası Yeni Bir Döneme giriyor" şeklinde ifade edildi.(B.C.A., Dos. 85107M).

03 Eylül 1930 Türkiye ve Almanya Cumhuriyeti Hükümetleri arasında Suçluların İadesi Antlaşması imzalandı.(Çalık, 2002: 816).

17 Eylül 1930 Türkiye-Litvanya arasında Dostluk Anlaşması imzalandı.(kronoloji.gen.tr/index. php3, 22 Aralık2005).

134

Ekim 1930 Japonya-Türkiye Ticaret ve Denizlicilik Antlaşması imzalandı.(tr.emb-japan.go.jp/T_02/02.htm).

05-06

Ekim 1930 Yugoslavya, Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya’nın iştirak ettiği Birinci Balkan Konferansı, Atina’da toplandı. Toplantıda alınan kararların 2. Maddesine göre "Bir Balkan Paktı" hazırlamak; bu pakt içinde savaşın yasaklanması, uyuşmazlıkların barış yoluşla çözülmesi ve bir tecavüz halinde karşılıklı yardımda bulunması hakkında hükümler bulunacaktı.(Kocatürk, 1983: 508; Armaoğlu, 1991: 338; Gönlübol, 1974: 207; Gürün, 1991: 133; Soysal, 1990: 64).

11 Ekim 1930 Türkiye ile Japonya arasında Ankara’da Ticaret ve Seyr-i sefain(Denizcilik) Antlaşması imzalandı.(Uluatam, 2001: 86; Kocatürk, 1983: 509; Matsutani, 1995: 186).

16 Ekim 1930 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü’nde güven mektubunu sunan Yugoslavya Elçisi M.Nechitch’in ve Romanya Elçisi M.Jean Camp’ın konuşmalarına karşılık olarak cevabi birer konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page= SoylevDemecler&IcerikNo=293,27.07.2011; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=292, 27.07.2011).

18 Ekim 1930 ABD-Türkiye arasında bir yerleşme ve ikamet anlaşması imzalamaya yönelik müzakereler başladı.(Bulut, 2010: 111).

25 Ekim 1930 Mustafa Kemal Paşa, güven mektubunu sunan Irak Elçisi Naci Şevket Bey ve İsveç Elçisi M.De Heidenstan’ın konuşmasına karşılık olarak cevabi birer konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=295, 29.07.2011; atam.gov.tr/index.php?Page=Soylev Demecler&IcerikNo=294, 29.07.2011).

27 Ekim 1930 Yunanistan Başbakanı Venizelos Türkiye’yi resmen ziyaret etti. Venezilos, Ankara’ya geldi ve Mustafa Kemal Paşa ile görüştü.(Kocatürk, 1983: 509; Demiray, 2008/I: 268; Gönlübol, 1974: 73).

28 Ekim 1930 Macar Başvekili K. Bethlen, Ankara’ya geldi ve Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edildi.(Kocatürk, 1983: 509).

135

30 Ekim 1930 Yunanistan ile Türkiye arasında, Ankara’da İkamet ve Seyrisefain Sözleşmesi; Dostluk, Tarafsızlık Hakemlik ve İyi Komşuluk Antlaşması ve Deniz Kuvvetlerinin tahdidi hakkında protokol imzalandı.(Çiftçi: 2010234; Soysal, 2000: 401; Bilge, 2000: 163; Oran, 1991: 36; Armaoğlu, 1994: 327; Kocatürk, 1983: 509; Gönlübol, 1974: 3).

Mustafa Kemal Paşa, Ankara Türk Ocağı’ndaki Cumhuriyet Balosunda, misafir Yunan gazetecilerinin ricası üzerine bir demeç verdi. (atam.gov.tr/index.php?Page=Soylev Demecler&IcerikNo=296, 29.07.2011).

01 Kasım 1930 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin III. Dönem IV. Yasama Yılını açış konuşmasını yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/3d4yy.htm,29.07.2011).

08 Kasım 1930 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da güven mektubunu sunan Mısır Elçisi Abdülmalik Hamza Bey, Norveç Elçisi M.Benston ve Lehistan(Polonya) Elçisi M.Kazimir Olszevski konuşmalarına karşılık olarak cevabi birer konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=300,29.07.2011; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler& IcerikNo=299, 30.07.2011; atam.gov.tr/index.php?Page= SoylevDemecler& IcerikNo=298, 30.07.2011).

11 Kasım 1930 Mustafa Kemal Paşa, Ankara Gazi Orman Çiftliği’nde, yanında ABD Büyükelçisi Joseph C. Grew bulunduğu halde Amerikalılara seslenerek bir konuşma yaptı. Atatürk’ün bu konuşması, Fox film şirketi tarafından video filme çekildi.(tccb.gov.tr/sayfa/ata_ozel/video/,02.08.2011; Kocatürk, 2007: 434).

25 Kasım 1930 Türkiye, ABD’den iki ülke arasında yerleşme ve ikametle ilgili hâlihazırda yürürlükte herhangi bir anlaşma olmadığına dair tek taraflı bir bildirgede bulunmasını istedi ve delegasyonlar arasındaki müzakereler başladı.(Bulut, 2010: 169).

13 Aralık 1930 Türkiye ile İsviçre arasında Ankara Ticaret ve İkamet sözleşmesi imzalandı.(Kocatürk, 1983: 512).

1931

13 Ocak 1931 Mustafa Kemal Paşa, Japon Prensi Takamutsu ve Japonya Hakkında, Marmara Köşkünde prensin şerefine verilen ziyafette bir konuşma yaptı. (atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=304, 02.08.2011).

136

17 Ocak 1931 Türkiye ile Çekoslovakya arasında Ticaret Antlaşması imzalandı.(kronoloji.gen.tr/index. php3, 19 Aralık 20005).

16 Mart 1931 Türkiye ile Sovyet Rusya arasında Ticaret ve Seyr-i sefain Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 520). Rus Dışişleri Bakanı Litvinof, 1921 antlaşmasının 10.yılı münasebetiyle Dr. Rüştü Aras’a bir dostluk mesajı gönderdi.(Gürün, 1991: 126).

Türkiye ile Norveç arasında İkamet, Ticaret ve Seyr-i sefain Antlaşması imzalandı.(kronoloji.gen.tr/indeks.php3, 19 Aralık 20005).

17 Mart 1931 Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında deniz kuvvetlerinin sınırlandırılmasına ilişkin protokol imzalandı.(Soysal, 1989: 669).

Türkiye ile Çekoslovakya arasında Ankara’da, Hukuki Çözüm, Hakemlik ve Uzlaştırma Antlaşması, imzalandı(Soysal, 1989: 669).

28 Mart 1931 Afgan Elçisi Ahmet Han'ın ve İran Elçisi Mirza Sadık Han'ın, Çankaya’da itimatnamelerini takdim merasimleri yapıldı ve elçilerin konuşmalarına Mustafa Kemal Paşa, cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 521).

08 Nisan 1931 Türkiye ile Belçika arasında, Ankara’da, Uzlaştırma, Hakemlik ve Yargı Yolu Sözleşmesi imzalandı.(Soysal, 1989: 392).

Mayıs 1931 Sovyet Rusya ve Türkiye, Avrupa birliği komisyonuna davet edildi.(Gürün, 1991: 126).

25 Mayıs 1931 Türkiye elçisi ile görüşen Kral Faysal, Kuzey Irak’daki Barzani Aşiretinden ve İngilizlerden duyduğu sıkıntıları dile getirdi ve Ankara’ya gelerek bunları görüşmek istediğini bildirdi.(Kurtcephe, 2008: 461).

05 Temmuz 1931 Brezilya Elçisi Pementel Brontos, Çankaya’da itimatnamelerini takdim merasimleri yapıldı ve elçilerin konuşmalarına Mustafa Kemal Paşa, cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 523).

07 Temmuz 1931 Mustafa Kemal Paşa, Irak Kralı I. Faysal ve Türkiye-Irak İlişkileri Hakkında Kralın şerefine Ankara Palas’ta verilen ziyafette bir konuşma yaptı. (atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=315, 02.08.2011).

30 Temmuz 1931 Türkiye ile Belçika arasında Ankara’da, İkamet Sözleşmesi imzalandı.(Kocatürk, 1983: 525).

03 Ağustos 1931 Mustafa Kemal Paşa, Newyork’tan İstanbul’a uçan Amerikalı tayyarecilere Yalova’da bir demeç

137

verdi.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=316, 02.08.2011).

23 Ağustos 1931 Yunan Başbakanı Venezilos, İstanbul’a geldi ve Dolmabahçe sarayında Başvekil İsmet Paşa, Hariciye vekili Tevfik Rüştü Bey’le görüştü.(Kocatürk, 1983: 525; Uyanık, 2004: 67).

25 Ağustos 1931 Türkiye Cumhuriyeti Maslahatgüzarı Z.Hakkı Tiran’da göreve başladı.(Şimşir, 2001: 444).

29 Ağustos 1931 Türkiye ile Polonya arasında Ankara’da, Ticaret, Seyr-i sefain ve İkamet Sözleşmesi imzalandı.(Kocatürk, 1983: 526).

06 Eylül 1931 Yunanistan, yayınladığı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kara suları genişliği üç mil olmasına rağmen hava sahasını kıyıdan itibaren on mile çıkardı.(Bal, 2002: 93).

14 Eylül 1931 İtalya Başbakanı Mussolini, Türkiye Cumhuriyeti Başvekili İsmet Paşa’yı ve Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey’i İtalya’ya davet etti.(Çelebi, 2002: 667).

28 Eylül 1931 ABD-Türkiye aralarındaki ekonomik ilişkiyi geliştirmek için eski Maliye Bakanı Şükrü Saraçoğlu ve onun sekreterliğini ve tercümanlığını yapmak üzere Mukdim Osman Bey’den oluşan iki kişilik heyet görevlendirildi.(Bulut, 2010: 134).

05 Ekim 1931 Türkiye Başbakanı İsmet Paşa ile Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras Yunanistan’ı ziyaret ettiler. Ziyaretleri Sırasında 1930 Türk-Yunan Dostluk Antlaşması yürürlüğe konuldu(Armaoğlu, 1991: 327; Girgin, 1994: 133; Gönlübol, 1974: 74; Soysal, 2000: 669; byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/belirligun /ekim/belirligun_ekim7.htm, 25 Aralık 2005).

20 Ekim 1931 İkinci Balkan Konferansı, İstanbul’da başladı.(Kocatürk, 1983: 527; Gönlübol, 1974: 107).

23 Ekim 1931 ABD-Türkiye aralarındaki ekonomik ilişkiyi geliştirmek için eski Maliye Bakanı Şükrü Saraçoğlu ve onun sekreterliğini ve tercümanlığını yapmak üzere Mukdim Osman Bey’den oluşan Saraçoğlu heyeti New York’a vardı.(Bulut, 2010: 134).

25 Ekim 1931 Mustafa Kemal Paşa, İkinci Balkan Konferansı’nın Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı son oturumunda, İkinci Balkan Konferansı üyelerine Fransızca bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=318,05.08.2011).

26 Ekim 1931 Mustafa Kemal Paşa, 2.Balkan Konferansı üyelerini kabulü dolayısıyla Arnavutluk Kralı Zogu’ya dostça bir telgaraf gönderdi. Arnavutluk ilişkilerinde 3 yıl süren gerginliği sona erdirildi.(Şimşir, 2001: 444).

138

27 Ekim 1931 Sovyet Hariciye Komiseri Litvinof, Ankara’da Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edildi.(Kocatürk, 1983: 527).

28 Ekim 1931 Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında, Ankara’da, İkamet Sözleşmesi imzalandı(Kocatürk, 1983: 527; Soysal, 1989: 335; Bulut, 2010: 169).

30 Ekim 1931 Rusya ile Türkiye arasında 1929 protokolü süresi uzatıldı, 5 yıl süreyle yeni bir protokol imzalandı. Uzatma protokolü, Rus dışişleri bakanı Litvinov’un Ankara’yı ziyareti sırasında onun tarafından imza edildi.(Gürün, 1991: 126,127).

31 Ekim 1931 Japon Prenses ve Prensi Tokomatsu, Türkiye'yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı M.Kemal ile görüştü.(Matsutani, 1995: 186).

01 Kasım 1931 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin IV. Dönem I. Yasama Yılının açış konuşmasını yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/4d1yy.htm, 07.08.2011).

06 Kasım 1931 İtalya’da yaptırılan Dumlupınar ve Sakarya denizaltı gemileri donanmaya katıldı ve sancak çekme merasimi yapıldı.(Kocatürk, 1983: 528).

28 Kasım 1931 Türkiye ile İngiltere arasında Adli Müzaheret Sözleşmesi yapıldı.(Bıyıklı, Aralık 2008: 369).

02 Aralık 1931 Bulgar Başbakanı Muşanof, Çankaya’da Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edildi.(Kocatürk, 1983: 528).

07-17

Aralık 1931 Filistin meselesinin İslâmî boyutuna dikkat çekmek maksadıyla Hacc Emini El-Hüseyni, Kudüs'te dört yüzden fazla temsilcinin katıldığı başarılı bir umumi İslâm Kongresi topladı. La Nation Arabe, kongreyi "İslâm'ın manevî ve sosyal Meclisi" ilan etti ve bunun yeni bir İslâmî uyanışa vesile olmasını diledi.(Cleveland, 1991: 162-163).

25 Aralık 1931 Kudüs'te toplanan İslâm Kongresini müteakip eski Hindistan Umum Valisi ve eski İngiltere Dış İşleri Bakanı ve Yahudi asıllı Lord Reading'in, Yahudilerle temas etmek ve onlara "Hilâfet oyunu"ndan bir tehlike gelmeyeceğini anlatmak ve Yahudi inkişafını tetkik etmek için Londra'dan Mısır yoluyla Filistin'e gitti. Lord Reading'in Filistin Siyonist reisleri ile yaptığı temaslar ve bu münasebetle Türkiye'deki Mason teşkilâtı ile bu teşkilata mensup Yahudiler, Filistin'de söz konusu vaki gizli görüşmeler yaptı ve beyanlarda bulundu.(B.C.A., Dos. 438A).

29-30

Aralık 1931 Eski Hindistan Umum Valisi ve eski İngiltere Dış İşleri Bakanı ve Yahudi asıllı Lord Reading, on bir gün Filistin'de kaldı. Önemli Yahudi şehirlerini ve Kolonilerini gezdi. Her yerde

139

Yahudi ileri gelenleriyle görüştü. Kudüs'te "Ajans-Siyonist"'te yapılan resmî kabulde bir konuşma yaptı ve Türklerin aleyhinde söylenen konuşmayı da tasvipkâr bir şekilde dinledi. Lord Reading, Tel-Aviv Yahudi şehrinde Belediye Dairesinde ve Kudüs'te Ajans-Siyonist binasında Yahudi adamlarıyla gizli müzakerelerde bulundu. 29-30 Aralık 1931 gecesinde altı saat devam etmiş olan Kudüs gizli toplantısında bütün Dünya Siyonist Teşkilâtı'ndan gelen bu senenin raporları okundu ve Filistin'de takip olunmakta olanLord Reading, Tel-Aviv Yahudi şehrinde Belediye Dairesinde ve Kudüs'te Ajans-Siyonist binasında Yahudi adamlarıyla gizli müzakerelerde bulundu. 29-30 Aralık gecesinde altı saat devam etmiş olan Kudüs gizli toplantısında bütün Dünya Siyonist Teşkilâtı'ndan gelen bu senenin raporları okunmuş ve Filistin'de takip olunmakta olan büyük planın tatbikatı hakkında kararlar verildi. Aynı zamanda çeşitli memleketlerdeki Yahudilerin durumları da tetkik edildi ve bazı yerlerden Filistin'ne göçün şekli tespit edildi. Bu meyanda Türkiye Siyonist Raporu da okundu ve Türk Yahudilerinin durumu ve yardımları şayanı şükran görüldü. Bilhassa Başkan Arlozorof, Türkiye Yahudilerinin I. Dünya Savaşı'nda İngiltere'ye yaptıkları yüksek hizmetleri andı ve Türkiye'deki Mason teşkilâtının Yahudilere temin ettiği mevkiden, memnuniyetini açıkça ifade etti. Türkiye'deki Mason teşkilâtının, İngiltere istihbaratına yaptığı hizmetlerden başka, Yahudilerin Türkiye'de yıkılmaz ekonomik hâkimiyetlerine de âmil olduğu anıldı. Yahudi yurdu için dünyanın her yerinden senede Filistin'e gelen paranın, üç milyar İngiliz Lirası olduğu belirtilmiş, Türkiye Yahudi Siyonistliğinden gelen miktar kesin surette tespit edilmemiş ise de, elli bin İngiliz Lirasından fazla olduğu anlaşıldı.(B.C.A., Dos. 438A).

1932

1932 Türkiye Milletler Cemiyetine girerek aktif bir şekilde uluslar arası iş birliğine katılmaya başladı.(Pehlivanlı, 2001: 46).

Yüksek Ziraat Okulu Yüksek Ziraat Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Friedrich Falke Türk Hükümetinin daveti üzerine göreve başladı.(Kılıç, 2005: 159). Türkiye’nin makine sanayisinin %57’7’sine Almanlar egemen olmuş ve pamuk üretimin çok yoğun olduğu Çukurova bölgesinde Alman tarım makine sanayisi çok başarılı ticarette bulundu.(Kılıç, 2005: 124).

04 Ocak 1932 Türkiye ile İtalya arasında kısa da olsa iyi ilişkiler döneminde Türkiye ile İtalya arasında sorun oluşturan Ege’deki bazı küçük ada ve adacıkların statüsüne ilişkin ihtilaflar barışçıl bir yolla çözüme kavuşturuldu. Anadolu sahilleri ile Meis adası arasındaki ada ve adacıklar hakkında Ankara’da antlaşma imzalandı(Kocatürk, 1983: 529; Soysal, 1989: 670; Öztürk,

140

2005: 54).

09 Ocak 1932 Türkiye ile Irak arasında Suçluların İadesi ve İkamet Sözleşmeleri imzalandı.(Kocatürk, 1983: 529).

10 Ocak 1932 Türkiye ile Irak arasında Ankara’da Ticaret Antlaşması imzalandı(Kocatürk, 1983: 529).

23 Ocak 1932 Türkiye ile İran arasında Uzlaştırma, Yargısal Çözüm ve Hakem anlaşması, Ankara’da, imzalandı. İki ülke arasında yapılan bu antlaşma ile Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne intikal eden sınırın ayrıntılarıyla son bir daha tespiti yapıldı. İmzalanan sınır antlaşmasına göre Ağrı Dağı’nın tamamının Türkiye topraklarına kalması karşılığında İran’a Van sınırında bir toprak parçası(Kotur) verildi.(Saray, 1999: 117; Çetinsaya, 2008/I: 331; Soysal, 1989: 670; Gönlübol, 1974: 97; Armaoğlu, 1991: 332).

28 Ocak 1932 İstanbul’da Balkan Konferansı Konseyi, açıldı.(Kocatürk, 1983: 530).

Şubat 1932 Toplanan Silahsızlanma Konferansında, Sovyetlerin tam silahsızlanma üzerine ısrar ettiklerinde, tek destekleyen ülke Türkiye oldu.(Armaoğlu, 1994: 336).

Silahsızlanma Konferansı’nda Çekoslovakya Cumhurbaşkanı Dr. Beneş, raportör oldu.(Aras, 2003: 68).

19 Şubat 1932 Türkiye ile İsveç arasında Cenevre’de, Uzlaştırma, Hukuki Çözüm ve Hakem Antlaşması imzalandı(Soysal, 1989: 670).

08 Mart 1932 Türkiye ile Danimarka arasında Uzlaştırma, Hukuki Çözüm ve Hakem Antlaşması Cenevre’de imzalandı(Soysal, 1989: 670).

20 Mart 1932 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da, Habeşistan İmparatoru Haile Selasiye’nin mektubunu getiren Elçi Babjerande Zellake Asoudou’yu kabul etti ve elçinin konuşmasına cevabi konuşma yaptı(Kocatürk, 1983: 531).

13 Nisan 1932 Türkiye, Milletler Cemiyeti ile işbirliği yapmaya hazır olduğunu bildirdi.(Armaoğlu, 2005: 322).

16 Nisan 1932 Türkiye ile Hollanda arasında, Cenevre’de, Uzlaştırma, Hukuki Çözüm ve Hakem Antlaşması, imzalandı.(Soysal, 1989: 670).

24 Nisan 1932 Başvekil İsmet Paşa, Tevfik Rüştü Aras’la İstanbul’dan Rusya’ya hareket etti.(Girgin, 1994: 133; Kocatürk, 1983: 532; Gürün, 1991: 128).

28 Nisan 1932 İsmet Paşa başkanlığındaki Türk heyeti, Moskova’da itibar gördü. SSCB ile yapılan görüşmede iki ülke arasındaki sıkı işbirliğinin taraflar için yararlı olduğu ve değişen dünya

141

düzeninde bu iş birliğinin hızla geliştirilmesi ve arttırılması gerektiği sonucuna varıldı. İsmet Paşa, 10 Mayıs ta Türkiye ye geri döndü.(Gürün, 1991: 129; Kolesnikov, 2010: 34).

03 Mayıs 1932 Türkiye-ABD arasında Ankara’da imzalanan Yerleşme ve İkamet Anlaşması Amerikan Senatosu’nda onaylandı.(Bulut, 2010: 170).

20 Mayıs 1932 Amerikan Büyük Elçisi General Sherrill ve Litvanya Elçisi Jurgis Battrusaitis, Çankaya’da itimatnamelerini takdim ettiler ve elçilerin konuşmalarına Mustafa Kemal Paşa, cevabi konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 533).

22 Mayıs 1932 Başvekil İsmet Paşa ile Hariciye vekili Tevfik Rüştü Bey, İstanbul’dan vapurla İtalya’ya hareket etti(Kocatürk, 1983: 533; Girgin, 1994: 133; Çelebi, 2002: 667).

29 Mayıs 1932 Türkiye ile Macaristan arasında Ankara’da Suçluların İadesi ve Cezai İşlerde Adli Yardım Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 533).

02 Haziran 1932 İsa Yusuf Alptekin Pekin’e gitti.(Alptekin, 1995: 29).

04 Haziran 1932 Türkiye-ABD arasında Ankara’da imzalanan Yerleşme ve İkamet Anlaşması TBMM’de 317 milletvekilinden 159’unun katıldığı bir oylamada 159 oyla kabul edildi.(Bulut, 2010: 170).

12 Haziran 1932 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Hicaz Umumi valisi Emir Faysal’ı kabul etti.(Kocatürk, 1983: 534).

26 Haziran 1932 T.C. Maslahatgüzarı Basri Reşid, Tiran’da göreve başladı.(Şimşir, 2001: 444).

03 Temmuz 1932 Türkiye ile Fransa arasında Antakya'da askeri antlaşma imzalandı. Antlaşma uyarınca Türk askeri birlikleri 5 Temmuz'da Hatay’a girdi.(kronoloji.gen.tr/indeks. php3, 20 Aralık 2005).

06 Temmuz 1932 Milletler Cemiyeti, Türkiye Cumhuriyeti’ni üyeliğe davet kararı aldı.(Kocatürk, 1983: 533).

18 Temmuz 1932 Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne üye oldu. Milletler Cemiyeti Asamblesi, 43 devletin ittifakıyla Türkiye’yi üyeliğe kabul etti.(Armaoğlu, 2005: 337; Kocatürk, 1983: 536; Armaoğlu, 1994: 336; Bal, 2001: 217; Aras, 2003: 107).

12 Ağustos 1932 Tekstil fabrikalarının inşaatı ve Türkiye’ye kredinin verilmesi konusundaki anlaşmanın imzalanması için Türkiye’ye başta tekstilciler olmak üzere Sovyet uzmanlar getirildi.(Kolesnikov, 2010: 68).

142

25 Eylül 1932 ABD Genelkurmay Başkanı Mac Arthur “Dacia” isimli gemiyle Romanya’nın Köstence şehrinden İstanbul’a geldi.(Bulut, 2010: 102; Kocatürk, 1983: 538).

27 Eylül 1932 Mustafa Kemal Paşa, Dolmabahçe sarayında Amerikan Genelkurmay Başkanı Mac Arthur’u kabul etti ve bir süre görüştü. Türk Dil Kurultayı'na Katılan ve Avrupa’nın durumu hakkında ne düşündüğünü kendisine soran Amerikan Genelkurmay Başkanı Mc. Arthur’a Mustafa Kemal Paşa cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 538; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=321,07.08.2011; isteataturk.com/haber/4858/ataturkun-antoneskuya-verdigi-mulakat-17031937,07.08.2011; geocities. com/almanakturkiye/ 22 Aralık 2005).

03 Ekim 1932 İngiltere’nin, Irak Mandası hakkındaki teklifi reddedildi. Irak’ın Milletler Cemiyeti’ne üyeliği kabul edildi. Irak bağımsızlığını ilan etti.(Koçsoy, 1990: 22).

23-26

Ekim 1932 Üçüncü Balkan Konferansı Bükreş’te toplandı.(Gönlübol, 1974: 108; Armaoğlu, 1994: 338; Osmanlı Devri Balkan Harbi, 1965: 152).

Bükreş’te yapılan üçüncü konferansta da, Bulgaristan, azınlık meselesinin kendi isteklerine uygun bir şekilde halledilmemesine küserek konferansı terk edince Balkan Paktı konusunda sonuç alınamadı.(http://farabi. selcuk. edu. tr/suzep/tarih/ders_notlari/ bahar_yariyili/bolum_13/bolum13. html).

25 Ekim 1932 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da İtalyan Elçisi, Yugoslavya ve İspanya Elçilerinin itimatnamelerini kabul etti ve elçilerin konuşmalarına cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 539).

27 Ekim 1932 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da İran Hariciye Nazırı Furugi Han’ı kabul etti.(Kocatürk, 1983: 539).

30 Ekim 1932 Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliğinin istihbaratı olarak Irak, Suriye, Hicaz ve Doğu Ürdün hükümetleri arasında bir gümrük birliği yapmak için temas ve faaliyetler olduğu haberinin sıhhat derecesi resmî istek üzere Bağdat Elçiliği tarafından araştırıldı ve Başbakanlığa takdim edildi. Söz konusu tahriratta belirtildiği üzere; yıkılan Osmanlı Devleti'nden ayrılmış Arap memleketlerinin birliği, Kral Faysal'ın ve binaenaleyh Irak'ın millî politika umdelerinden biri haline geldi.(22/11/1932, B.C.A., Dos. 436105).

01 Kasım 1932 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin IV. Dönem II. Yasama Yılını açış konuşmasını yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/4d2yy.htm,

143

08.08.2011).

04 Kasım 1932 Türkiye ile İtalya arasında, Anadolu kıyısı ile Meis Adası arasında karasuların sınırlandırılması ve Bodrum karşısındaki Kara Adanın egemenliği konusunda sözleşme imzalandı.(Soysal, 2000: 348).

05 Kasım 1932 İran ile Türkiye, Ankara’da, Güvenlik, Dostluk ve Ekonomik İşbirliği Antlaşması imzaladı.(Çiftçi, 2010: 235; Saray, 1999: 117; Kocatürk, 1983: 540; Soysal, 1989: 432; Gönlübol, 1974: 9).

1933

14 Ocak 1933 Mustafa Kemal Paşa, güven mektuplarını sunan Yunan elçisi ve Avusturya elçisinin konuşmalarına karşılık olarak cevabi birer konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler &IcerikNo=326, 08.08.2011; atam.gov.tr/index.php?Page= SoylevDemecler&IcerikNo=325,09.08.2011.).

30 Ocak 1933 Almanya’da Hitler başbakan oldu.(Gürün, 1991: 130).

08 Şubat 1933

Mustafa Kemal Paşa, Dolmabahçe Sarayı’nda eski Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa, Berlin Elçisi Kemalettin Sami Paşa ve şair Abdülhak Hamit’i kabul etti.(Kocatürk, 1983: 540).

15 Şubat 1933 Türkiye-ABD arasında Ankara’da Yerleşme ve İkamet Anlaşması’nın tasdiknameleri Washington’da teati edildi ve İstanbul’da iki ülkeden de ikişer üyenin bulunduğu bir komisyon toplandı.(Bulut, 2010: 170, 173).

14 Mart 1933

Mustafa Kemal Paşa, Amerika Devlet Başkanı Roosevelt’e göreve başlaması münasebetiyle bir tebrik telgrafı gönderdi(Kocatürk, 1983: 545).

24 Mart 1933 Londra’da yapılan Silahsızlandırma Konferansı’nda İngiltere, dünya devletlerine silahları azaltma mukavelesi projesi teklif etti. Türkiye de Boğazların silahsızlandırılmasını istedi, ancak bu istek reddedildi.(İlgazi, 2008: 181; Aras, 2003: 99).

29 Mart 1933

Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Amerika Büyük Elçisi Charles Sherrill’in veda ziyaretini kabul etti.(Kocatürk, 1983: 545).

04 Nisan 1933 ABD, Türkiye’den tazminat talebinde bulunurken elinde yaklaşık 55 milyon dolarlık tazminat talep dosyası bulunduğunu, ancak bu rakamın %10’unundan da azına yani beş milyon dolara razı olacağını beyan etti (Bulut, 2010: 175).

15 Nisan 1933 Bulgar Elçisi Antanof’un Çankaya’da itimatnamesini takdim merasimi yapıldı ve Mustafa Kemal Paşa, Elçinin konuşmasına

144

cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 545).

22 Nisan 1933

Paris’te, Fransa ile Türkiye arasında Borç Sözleşmesi imzalandı.(Sander, 2003: 87; Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 74).

Düyunu Umumiye kaldırıldı(Bayrak, 2000: 362).

14 Mayıs 1933

Yeni Arnavutluk Elçisi Cavit Bey’in Çankaya’da itimatnamesini takdim merasimi icra edildi ve elçinin konuşmasına Mustafa Kemal Paşa, cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 547; atam.gov.tr/index.php?Page= SoylevDemecler&IcerikNo=327, 09.08.2011.).

19 Mayıs 1933

Mustafa Kemal Paşa, Amerika Reisicumhuru Roosevelt’in dünya devletleri reislerine ve bu arada kendisine gönderdiği cihan barışı ile ilgili hitabesine cevap verdi.(Kocatürk, 1983: 547).

23 Mayıs 1933 İngiltere’nin silahları azaltma sözleşmesi projesinin 19. maddesinde geçen kara silahlarını azaltıp deniz silahlarını artırma uygulamasından dolayı, Türkiye, boğazların güvenliğinin tehlike altına girmesini göstererek sözleşmeye karşı çıktı.(Aras, 2003: 99).

28 Mayıs 1933 Alman Lisesi ve Ticaret Mektebi tekrar açıldı.(Kılıç, 2005: 172).

01 Haziran 1933 Türkiye ile İsviçre arasında Ankara’da Suçluların İadesi ve Cezai İşlerde Adli Yardım Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 547).

12 Haziran 1933 Londra’da Harciye Vekili Tevfik Rüştü Bey’in Başbakanlığında, İktisat Vekili Celâl Bayar ve Londra Elçisi Münir Bey’den oluşan Türk Heyeti’nin de katıldığı maliye, para ve iktisat konularında Dünya İktisat Kongresi başladı.(Kocatürk, 1983: 548).

14 Haziran 1933 Polonya Elçisi Potocki’nin Çankaya’da itimatnamesini takdim merasimi yapıldı ve Elçinin konuşmasına Mustafa Kemal Paşa, cevabi bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 548; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=328,09.08.2011).

16 Haziran 1933 Londra’da 12 Haziran 1933’de açılan Dünya İktisat Kongresi’nde Harciye vekili Tevfik Rüştü Bey bir konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 548).

Temmuz 1933 Almanya’da iktidara gelen Hitler, Mustafa Kemal Paşa’yı çok takdir ettiğinden hatta Berlin’i ziyaret eden Türk Parlamento Heyetine, Mustafa Kemal Paşa’dan sitayişle bahsetti ve iki ülke

145

arasında çok özel birlikteliğin varlığından söz etti.(Kılıç, 2005: 126).

03-04

Temmuz 1933

Dünya İktisat Konferansı sırasında “Tecavüzün(saldırganın) Tarifi” konusunda Türkiye, Estonya, Letonya, Polonya, Çekoslovakya, Romanya, Sovyetler Birliği, İran ve Afganistan arasında sözleşme imzalandı. Bu anlaşmaların maksadı, muhtemel bir tecavüz(saldırı) olayı karşısında gerçek mütecavizi ortaya çıkarmak ve dolayısıyla bu devletleri içine alan yeni bir grup teşkil etmekti.(Gönlübol-Sar, 1974: 115, 118; Soysal, I, 2000: 435, 437). Londra da saldırganın tanımlanması hususunda iki sözleşme imzalandı.(Gürün, 1991: 131).

12 Temmuz 1933 Roma’da Musolini ile Tevfik Rüştü Bey arasında Türk-İtalyan ilişkileri hakkında bir görüşme yapıldı.(Kocatürk, 1983: 549).

24 Temmuz 1933 Mustafa Kemal Paşa, Lozan barışı hakkında bir açıklama yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=330,10.08.2011).

28 Temmuz 1933 Türkiye ile Fransa arasında Paris’te Ticaret Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 549).

01 Ağustos 1933 Türkiye ile Macaristan arasında Ankara’da Ticaret Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 550).

11 Ağustos 1933 Türkiye ile Almanya Arasında Berlin’de Ticaret Antlaşması imzalandı(Kocatürk, 1983: 550; Çalık, 2002: 817).

26 Ağustos 1933 Tevfik Rüştü'nün, Milletler Cemiyeti'nin 1932'deki toplantısında Suriyelilerin istiklâli temennileri hakkındaki konuşmaları üzerine, Feth'ül-Arap gazetesinin sahibinin kardeşi olan Doktor Şeyhert, Kemal Atatürk'e bir çok Suriye vatanperverlerinin imzasını taşıyan bir mektup gönderdi. Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosluğu, verilen talimat üzerine, İskenderiye'deki Suriye Fırkası başkanı Abdurrahman Şehbender Bey tarafından Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine bazı tekliflerde bulunmaya memur edildiğini söyleyen Suriye vatandaşlarından olan Doktor Şeyhert ile görüştü.(B.C.A., Dos. 438277).

02 Eylül 1933 Rusya, İtalya ile saldırmazlık anlaşması imzaladı.(Gürün, 1991: 131).

11 Eylül 1933

Yunan Başbakanı Çaldaris, Hariciye Nazırı Maximos ve İktisat Nazırı Pesmazoğlu Ankara’ya geldiler ve Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edildiler.(Kocatürk, 1983: 551).

14 Eylül 1933 Almanya’da Nazi Partisi’nin iktidara geçmesi Balkan Devletleri’ni yeniden harekete geçirdi. Ancak Bulgaristan

146

bütün ısrarlara rağmen, I. Dünya Savaşı’ndan sonra imzalanan Nevilly Antlaşmasını kendi lehine değiştirmek istediği için ittifak sisteminin dışında kalmayı tercih etti. Bunun üzerine Türkiye ve Yunanistan, Bulgaristan’ın bir revizyonist politikasını önlemek için Ankara’da, bir dostluk ve işbirliği antlaşması olan "Samimi Anlaşma Misakı"nı imzaladılar. Antlaşma 10 yıl için yapıldı(Armaoğlu, 1994: 338; Gönlübol-Sar, 1990: 98; Soysal, 2000: 443; Bilge, 2000: 163; Çiftçi, 2010: 234; Bal, 2001: 216).

20 Eylül 1933

Bulgaristan’ın Balkan Antantı’na girmesini tehlikeye sokabilecek olan endişeleri önlemek maksadıyla Başbakan İsmet Paşa ve Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey, Sofya’yı ziyaret ettiler(Gönlübol- Sar, 1974: 109; Kocatürk, 1983: 551).

22 Eylül 1933 İsmet Paşa ve Tevfik Rüştü Bey, Sofya’da Bulgar Kralı Boris tarafından kabul edildiler ve bu ziyaret esnasında Bulgaristan’la daha önce yapılmış olan Türk-Bulgar Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması’nın 5 sene uzatılması hakkında Varna’da protokol imzaladılar.(Günlübol, 1997: 116; Kocatürk, 1983: 551).

25 Eylül 1933

Eski Yunan Başkanı Venizelos ve eşi, İsmet Paşa’nın hususi misafiri olarak İstanbul’a geldi ve rıhtımda İsmet Paşa tarafından karşılandı.(Kocatürk, 1983: 552).

26 Eylül 1933

Venizelos, Dolmabaçe Sarayı’nda Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edildi ve görüştü.(Kocatürk, 1983: 553; http://krnoloji.gen.tr/index. hhp3, 01. 12. 2005).

04 Ekim 1933

Mustafa Kemal Paşa, Dolmabahçe’de Yugoslavya Kralı I. Aleksandr ile Kraliçeyi kabul etti.(krnoloji.gen.tr/ index. hhp3, 01. 12. 2005).

15 Ekim 1933 Romanya Hariciye vekili Titulesco, Ankara’ya geldi ve Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edildi.(Kocatürk, 1983: 552).

16 Ekim 1933

Amerika Elçisi Robert Pect Skinner ve Japonya Elçisi Vikont Kintoma Mushkoji, Çankaya’da itimatnamelerini takdim merasimleri icra edildi ve elçilerin konuşmalarına, Mustafa Kemal Paşa cevabi birer konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 552; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=332,10.08.2011; atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=331,10.08.2011).

17 Ekim 1933

Fransız Elçisi M. Kammener, Meksika Elçisi M.Genaro Estroda, Avusturya Elçisi Buchberger’in Çankaya’da itimatnamelerini takdim merasimleri icra edildi ve elçilerin konuşmalarına Mustafa Kemal Paşa, cevabi birer konuşma yaptı.(Kocatürk, 1983: 553; atam.gov.tr/index.php?Page= SoylevDemecler&IcerikNo=335,11.08.2011; atam.gov.tr/index.

147

php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=334,11.08.2011;atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler& IcerikNo=333, 12.08.2011.

Türkiye ile Romanya arasında Ankara’da, Dostluk, Saldırmazlık, Hakem ve Uzlaştırma Antlaşması imzalandı.(Armaoğlu, 1994: 339; Soysal, 1990: 56; Cemil, 1995: 304)

22 Ekim 1933

Türkiye ile Macaristan Tarafsızlık Antlaşması’nın 5 sene uzatılması hakkında Protokol, Ankara’da kabul edildi.(Kocatürk, 1983: 553).

27 Ekim 1933 Deutsche Bank Müdürü Petzold’ün Berlin’de yapmış olduğu şu açıklama Almanların niyetinin I.Dünya savaşından beri hiçbir şekilde değişmediğini en bariz şekilde açıklıyordu: “Türk biliminin ve okulunun Alman etkisi altına alınması elden geldiği kadar genişletilmelidir.”(Kılıç, 2005: 160).

Voroşilof başkanlığında Sovyet Heyeti, Ankara’ya geldi ve Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edildi(Kocatürk, 1983: 553).

29 Ekim 1933 Cumhuriyetin ilanının 10.yıl dönümü kutlandı ve Mustafa Kemal Paşa, kordiplomatik için akşam yemeği verdi. Sovyet Büyükelçisi Suriç'in, Kordiplomatik adına yaptığı konuşmasına karşılık olarak cevabi bir konuşma yaptı.(Gürün, 1991: 132; Güven, 2005: 88; isteataturk.com/haber/2379/ cumhuriyet-bayraminin-10yil-donumunde-kordiplomatikin-tebrik-mesajini-dinlerken-29101933,12.08.2011).

30 Ekim 1933 Mustafa Kemal Paşa, Büyük Millet Meclisi’nde Macar Heyeti’ni kabul etti.(Kocatürk, 1983: 554).

01 Kasım 1933 Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin IV. Dönem III. Yasama Yılını açış konuşmasını yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/4d3yy.htm,14.08.2011).

26 Kasım 1933 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Macar Elçisi Tahi’yi kabul etti.(Kocatürk, 1983: 555).

27 Kasım 1933 Türk Dışişleri Bakanının Belgrat’ı ziyaret sırasında Türkiye ile Yugoslavya arasında Dostluk, Saldırmazlık, Saldırmazlık, Hakem ve Uzlaştırma Antlaşması imzalandı.(Armaoğlu, 1994: 339; Soysal, 1989: 450).

04 Aralık 1933 İtalya, Türk hariciyesinden, Bulgaristan’ın saf dışı bırakılmamasını istedi.(Gürün, 1991: 134).

09 Aralık 1933 Türkiye ile Yunanistan arasında Ankara’da Türk-Rum Ahali Mübadelesi Muhtelif Komisyon’un kaldırılmasına dair

148

Antlaşma imzalandı.(Kocatürk, 1983: 556).

21 Aralık 1933

Türkiye ile Bulgaristan arasında Ankara’da Ticaret Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 556).

1934

09 Ocak 1934 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Macar elçisi Michel Yungerth Arnöthy’nin itimatnamesini, Romen Elçisi B. Jean P. Carp’ın veda mektubunu kabul etti.(Kocatürk, 1983: 557).

09 Şubat 1934 Yapılan diplomasi faaliyetleri sonucunda Türkiye’nin komşularıyla iyi ilişkiler siyasetinin en belirgin örneği olan ve Bulgaristan ve Arnavutluk’un sonradan politika değiştirerek katılmamalarına rağmen Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında dört devletin dışişleri bakanlarının tasarısını hazırladıkları Balkan Paktı imzalandı. Türkiye ve Yunanistan ittifakı üzerine Yugoslavya Kralı Aleksandr’ın ve Romanya Dışişleri Bakanı Mr. Titulesko’nun eklenen teşebbüsleri ile dört Balkan devleti arasında Balkan Birliği hayali gerçek oldu. Pakt’ın hükümlerine göre, dört devlet birbirlerinin Balkan sınırları konusunda güvence verdiler ve çıkarlarına yönelen bir tehdit durumunda birbirleriyle görüşmelerde bulunmayı taahhüt ettiler.(Sander, 2003: 93; Armaoğlu, 1994: 339; Gönlübol-Sar, 1990: 100; Aras, 2003: 158; İnan, 1977: 135; Bal, 2001: 218; Turan, v.d., 2006: 230; Soysal, 1990: 229.).

12 Şubat 1934 Türk-ABD arasındaki Yerleşme ve İkamet Anlaşması’nın tasdiknameleri teati edildi ve İstanbul’da iki ülkeden de ikişer üyenin bulunduğu bir komisyon toplandı. ABD komisyondaki iki Amerikan üyeden biri olan G. Howland Shaw’ın yerine daha önce ABD ve Meksika arasındaki tazminat taleplerini müzakere eden komisyonda da görev almış olan Avukat Fred K. Nielsen’i atadı.(Bulut, 2010: 175).

15 Şubat 1934 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da İngiltere Elçisi Percy Loreine’in itimatnamesini kabul etti.(Kocatürk, 1983: 558).

19 Şubat 1934 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Yong Şiyeh başkanlığında Çin Askeri Heyeti’ni kabul etti.(Kocatürk, 1983: 558).

26 Şubat 1934 Mustafa Kemal Paşa, Romanya Elçisi Edmand Ciuntu kabul etti.(Kocatürk, 1983: 558).

06 Mart 1934 Balkan Paktı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylandı.(Kocatürk, 1983: 559).

12 Mart 1934 İtalya Büyükelçisi Vincenzo Lojacano ile Hariciye Vekâleti Umumi Kâtibi Numan Menemencioğlu arasındaki görüşmede elçi, şikâyetlerini dile getirdi.(Çelebi, 2002: 669).

149

Türkiye ve Yunanistan’ın, 14 Eylül 1933’de imzaladığı "Samimi Antlaşma Paktı" yürürlüğe girdi.(http://farabi. selcuk. edu. tr/suzep/tarih/ders_notlari/bahar_yariyili/bolum_13/bolum13. html).

21 Mart 1934 Türk-ABD arasındaki tazminat talepleri meselesini konuşmak için toplanan komisyon, taleplerin dosyalanması için, dosyaları incelemeye başladı.(Bulut, 2010: 175).

24 Mart 1934 Danimarka Elçisi Axel Noergaord, Çankaya’da itimatnamesi takdim etti.(Kocatürk, 1983: 559).

31 Mart 1934 Fethi Okyar Bey, Londra Büyükelçiliği’ne atandı.(Kocatürk, 1983: 559).

02 Nisan 1934 Afyonkarahisar Mebusu Ruşen Eşref Bey, Tiran Elçiliğine atandı.(Şimşir, 2001: 445).

04 Nisan 1934 Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Cumhuriyeti arasında Ankara’da Dostluk Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 560).

Türkiye ile İtalya arasında Ankara’da Ticaret Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 560).

18 Nisan 1934 Türkiye Elçisi Ruşen Eşref Bey, Arnavutluk Kralı Zogu’ya güven mektubunu sundu ve aynı zamanda Mustafa Kemal Paşa’nın bir mesajını sözlü olarak krala arz etti.(Şimşir, 2001: 445).

19 Nisan 1934 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Yugoslav Hariciye Nazırı Yevtiç’i kabul etti.(Kocatürk, 1983: 561).

Ortadoğu'da Arap topraklarının birleştirilmesi ve Arap birliği kurulması faaliyetleri başladı(B.C.A., Dos. 438A9).

05 Mayıs 1934 Solotaf Başkanlığındaki Rus Sanayi Heyeti, Ankara’ya geldi.(Kocatürk, 1983: 562).

07 Mayıs 1934 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Yunan Harbiye Nazırı General Kondilis ile Yunan Genelkurmay Başkanı’nı kabul etti.(Kocatürk, 1983: 562).

10 Haziran 1934 İran Şahı Rıza Pehlevi, Gürcübulak’ta Türk sınırına geldi ve törenle karşılandı.(Uyanık, 2004).

11 Haziran 1934 İran Şahı Rıza Pehlevi, Iğdır’dan Kars’a geldi, burada geceledi.(Uyanık, 2004).

12 Haziran 1934 İran Şahı Rıza Pehlevi, Kars’dan Erzurum’a geldi burada geceledi.(Uyanık, 2004).

150

16 Haziran 1934 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü’nde verilen ziyafette, İran Şahı Rıza Pehlevi ve Türkiye-İran ilişkileri hakkında bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=338,14.08.2011).

18 Haziran 1934 Türkiye-ABD arasında ticaret, denizcilik, yerleşme ve ikamet anlaşması ardından suçluların iadesi meselesi çözüme kavuşturuldu.(Bulut, 2010: 112).

02 Haziran 1934 Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’da Irak Elçisi Naci Cevdet’in itimatnamesini kabul etti.(Kocatürk, 1983: 562).

25 Haziran 1934 Görevi sona eren Sovyet Elçisi Suriç, Ankara’dan ayrıldı.(Kocatürk, 1983: 565).

05 Haziran 1934

Balkan Antantı çerçevesinde tanzim olunan Türkiye Cumhuriyeti ile Yugoslavya ve Türkiye Cumhuriyeti ile Romanya arasındaki mukaveleler, Cenevre’de imzalandı.(Kocatürk, 1983: 563).

06 Haziran 1934 Türkiye ile Yugoslavya arasında Suçluların İadesi Antlaşması yapıldı.(Kocatürk, 1983: 563). Brezilya Elçisi Noscimento, Çankaya’da itimatnamesini takdim etti.(Kocatürk, 1983: 567).

15 Ağustos 1934 Anadolu Ajansı tarafından, Avrupa'ya verilmesine ve Havas Ajansı bültenine geçmesine rağmen, Avrupa kamuoyuna sunulmasında fayda görülen, Türkiye'nin resmî makamları tarafından vaki olan bazı önemli olaylar ve beyanları Avrupa basını yayınlamadı. Bulgaristan başbakanının, Avrupa'yı pek az alakadar eden ve sırf Bulgar iç işlerinin geçirmekte olduğu safha ve gelişmeleri gösteren beyanlarına Temps gibi bir gazete yer vermekle beraber, Türk politikası ile ilgili haberler Avrupa basınında nadir yer aldı ve bu konunun mahiyeti hakkında Paris Büyükelçiliğinin hazırladığı bir rapor Başbakanlığa takdim edildi. Batı basını, Doğu ajanslarının geçtiği haberleri değil, kendi muhabirlerinin gönderdiği bilgi ve haberleri neşrettiği ve bunun dikkate alınması gerektiği adı geçen vesikada vurgulandı.(B.C.A., Dos. 400-3266).

16 Ağustos 1934 ABD, Türkiye’den tazminat talebinde bulunurken elinde yaklaşık 55 milyon dolarlık tazminat talep dosyası bulunduğunu, ancak bu rakamın % 10’unundan da azına yani beş milyon dolara razı olacağını beyan etmişti ve bu miktar, iki buçuk milyon dolara indi.(Bulut, 2010: 176).

23 Ağustos 1934 Fahrettin Altay, başkanlığında bir askeri heyet, Rus ordusu manevralarını izlemek üzere Rusya’ya gitti.(Kocatürk, 1983: 567).

151

10 Eylül 1934 Vasıf Çınar, Moskova Büyükelçiliğine atandı.(Kocatürk, 1983: 568).

17 Eylül 1934

Türkiye, Milletler Cemiyeti Konseyi üyeliğine seçildi.(Kocatürk, 1983: 568; Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 81).

23 Eylül 1934 Türkiye ile Hollanda arasında, Ankara’da Ticaret Sözleşmesi imzalandı.(Kocatürk, 1983: 568).

02 Ekim 1934 İsveç Kralı Prens Gustav Adolf ile eşi Luiz ve kızı Prenses İngrit, İstanbul’a geldi.(Kocatürk, 1983: 568).

03 Ekim 1934 Mustafa Kemal Atatürk, şerefine Çankaya Köşkü’nde verilen ziyafette İsveç Kralı Prens Gustav ve Türkiye-İsveç ilişkileri hakkında bir konuşma yaptı.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler &IcerikNo=339,14.10.2011).

06 Ekim 1934 Çin Askeri Heyeti, Ankara’ya geldi.(Kocatürk, 1983: 568).

17 Ekim 1934 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Finlandiya Elçisi Onni Talas’ın itimatnamesini kabul etti.(Kocatürk, 1983: 569).

19 Ekim 1934 On bir senedir faaliyet gösteren “Muhtelit Mübadele Komisyonu”, görevini bitirerek dağıldı.(Kocatürk, 1983: 569).

27 Ekim 1934 Türk dış politikasına yazıları dokunan mecmua ve gazetelerin Türkiye'ye sokulması yasaklandı. Yarısı Türkçe yarısı Fransızca olarak Paris’te Beyaz Ruslar tarafından çıkarılan ve Paris’te yayınlanan "Şimali Kafkasya" dergisinin, Türkiye Devleti’nin dış politikasını bozacak yazıları ihtiva ettiği gerekçesiyle matbuat kanununun 51. maddesi mucibince Türkiye'ye sokulması yasak edildi.(B.C.A., S. 2/1482, Dos. 86-160). ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Robert P. Skinner, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’la yaptığı görüşmede ABD’nin Türkiye ile ikili bir Boğazlar sözleşmesi imzalamak istediğini söyledi.(Bulut, 2010: 113).

28 Ekim 1934 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Romanya Hariciye Vekili Titulesko’yu kabul etti(Kocatürk, 1983: 570).

01 Kasım 1934 Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin IV. Dönem IV. Yasama Yılının açış konuşmasını yaptı.(tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/4d4yy.htm,15.08.2011).

08 Kasım 1934 Elçi Ruşen Eşref Ünaydın’ın Tiran’daki görevi sona erdi.(Şimşir, 2001: 445).

152

10 Kasım 1934 Türkiye-Yunanistan arasında Ankara’da, yeni Ticaret Anlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 570).

22 Kasım 1934 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da İsveç Elçisi Vinter’in itimatnamesi kabul etti.(Kocatürk, 1983: 570).

29 Kasım 1934 Türkiye Elçisi Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Tiran’da göreve başladı.(Şimşir, 2001: 445).

05 Aralık 1934 İtalya’nın Etiyopya(Habeşistan) üzerine saldırısı tüm dünyada yankı uyandırdı.(Gürün, 1991: 144).

12 Aralık 1934 T.C. Elçisi Yakup Kadri Karaosmanoğlu Tiran’da göreve başladı.(Şimşir, 2001: 445).

29 Aralık 1934 Tapu Kanununun 3. Maddesiyle yabancılara ait okullar ismini taşıdıkları ülkenin gayri menkülu olarak kabul ediliyordu.(Kılıç, 2005: 153).

30 Aralık 1934

Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Irak Dışişleri Bakanı General Nuri’yi kabul etti.(Kocatürk, 1983: 572).

1935

12 Ocak 1935 İtalya elçisi Gali Carlo, Çankaya’da Atatürk’e itimatnamesini takdim etti.(Kocatürk, 1983: 572).

21 Ocak 1935

Sovyetler Birliğinin sanayi maddeleri ve makine ithalatı için Türkiye’ye 8 milyon dolarlık bir kredi açması hakkında mutabakata varıldı. Protokol Ankara’da imzalandı.

07 Mart 1935 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Japon elçisi İyemasa Takugawa’nın itimatnamesi kabul etti.(Kocatürk, 1983: 574).

27 Mart 1935

Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Fransa’nın Suriye Fevkalâde Komiseri Kont De Martel ile Fransa Elçisi Kammerer’î kabul etti.(Kocatürk, 1983: 574).

15 Nisan 1935 Türkiye ile Almanya arasında Ticaret Antlaşması imzalandı.(Çalık, 2002: 818).

18 Nisan 1935 Uluslararası Kadınlar Kongresi, İstanbul’da toplandı.(Bayrak, 2000: 364). Balkan Ekonomi Konseyi, Ankara’da açıldı.(Kocatürk, 1983: 575; Türkiye 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 84).

05 Mayıs 1935 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Romanya Elçisi Evgene Flioti’nin itimatnamesini kabul etti.(Kocatürk, 1983: 575).

08 Mayıs 1935 Türkiye ile Yunanistan arasında Ticaret

153

Antlaşmasıimzalandı.(krnoloji.gen.tr/index. hhp3, 01. 12. 2005).

16 Mayıs 1935 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da, Çin Elçisi Ho-Yao-Tsu'yu kabul etti.(Kocatürk, 1983: 576).

02 Haziran 1935 Moskova Büyük Elçisi Vasıf Çınar öldü.(Kocatürk, 1983: 577).

04 Haziran 1935 Türkiye ile İngiltere arasında Ankara’da Ticaret ve Tediye Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 577).

06 Haziran 1935 Türkiye ile Finlandiya arasında Ankara’da Ticaret Sözleşmesi imzalandı.(Kocatürk, 1983: 577).

10 Haziran 1935 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Macar Elçisi Zolta de Marriassy’in itimatnamesini kabul etti.(Kocatürk, 1983: 578).

20 Haziran 1935 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Çekoslovak Elçisi Karel Halla’nın itimatnamesini kabul etti.(Kocatürk, 1983: 578).

21 Haziran 1935 Mustafa Kemal Atatürk, yeni bir savaş tehlikesi, böyle bir savaşta Amerika’nın durumu, dünya barışının şartları, Türkiye ve Boğazlar’ın silahlandırılması hakkında Gladye Baker’e bir demeç verdi.(atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo =345,15.08.2011.

09 Temmuz 1935 Ekonomi Bakanı Celâl Bayar, Rusya’ya gitmek üzere vapurla İstanbul’dan Odesa’ya hareket etti.(Kocatürk, 1983: 579).

10 Temmuz 1935

Ekonomi Bakanı Celal Bayar, Sovyet Sanayisini incelemek üzere SSCB’ye gitti.(http://www. geocites. com/ almanak türkiye/, 01. 12. 2005).

22 Ağustos 1935

Beşinci Uluslararası İzmir Panayırı, Ekonomi Bakanı Celâl Bayar’ın konuşmasıyla açıldı.(Kocatürk, 1983: 581).

14 Eylül 1935 Milletler Cemiyeti’nin genel toplantısında, Tevfik Rüştü Aras, silahsızlanma konusunda bir konuşma yaptı.(Aras, 2003: 100).

16 Eylül 1935 Sovyet mühendislerinin idaresindeki tekstil fabrikası Kayseri’de resmen açıldı.(Kolesnikov, 2010: 70).

21 Eylül 1935 Mustafa Kemal Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’nda, Pratakof başkanlığında Sovyet Sanayi Heyeti’ni kabul etti.(Kocatürk, 1983: 582).

26 Eylül 1935 Türkiye ile Yunanistan Arasında Atina’da, 30 Ekim 1930 tarihli, İkamet, Ticaret ve Seyrisefain Sözleşmelerine Ek Antlaşma imzalandı.(Kocatürk, 1983: 582). Ortadoğu'da İtalyan ajanları tarafından Habeşistan'a

154

gönderilmek üzere işçi toplanmaya başlandı.(B.C.A., Dos. 400-3326).

02 Ekim 1935

İtalyan tehlikesine karşı Türkiye, İran ve Irak, Cenevre’de üçlü bir antlaşma parafe ettiler.(Gönlübol-Sar, 1974: 115; Armaoğlu, 1991: 343; Koçsoy, 1990: 34).

03 Ekim 1935 İtalya’nın Habeşistan’ı ilhak etmesi ve Almanya’nın açıkça İtalya’nın yanında yer alması Türkiye-Almanya ilişkilerini olumsuz yönde etkiledi.(Kılıç, 2005: 129).

05 Ekim 1935 Yapılan İtalyan Süel manevralarında, yabancı subayların Kıral ve Başbakana takdimleri esnasında Mussolini'nin bir manevra esnasında Roma Türk Ateşemiliterine; son zamanlarda Türk gazetelerinin İtalya lehine makaleler yazmaya başlamasından ve bu yeni cereyandan duyduğu memnunluğunu, dolayısıyla Türkiye ile dost siyaseti takip etmek istediğini ifade eden sözleri ve İtalya yeni Deniz Bakanlığı Müsteşarı Amiral Cavagnari'nin, Türkiye'den gelen deniz arkadaşının aralarına gelmesinden duyduğu memnuniyeti ve kendilerinin her hususta yardıma hazır olduğunu, Türklerin isteklerini büyük iştiyakla telakkî edeceklerini, Türk sahillerine yakın geçecek her geminin hareketinden kendilerini zamanında haberdar edeceklerini ifade etti.(B.C.A., Dos. 424414).

İtalya’nın Habeşistan’ı işgali Türk-İtalyan münasebetlerindeki güvensizliği arttırdığı kadar, bu savaşın doğurduğu buhran içinde Türkiye’nin, barışın korunmasında Batılılarla sıkı bir işbirliğine girme devresini de açtı.(Armaoğlu, 1990: 340).

23 Ekim 1935 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Yugoslavya Elçisi Branko Lazarevitch’in itimatnamesini kabul etti.(Kocatürk, 1983: 583).

07 Kasım 1935 Türkiye ile Sovyet Rusya arasında Ankara’da Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması ve buna ait protokollerin 10 sene müddetle uzatılması hakkında protokol imzalandı.(Kocatürk, 1983: 584; Kolesnikov, 2010: 35).

Çıkartılan bir yönergeye göre yabancı okullarda okutulan Türkçe kitapların Türk okullarla aynı olma zorunluluğu, bu okullardaki öğrencilerin kendi milli tarihi ve milli coğrafyalarını öğrenmeleri için okutulacak kitapların ve diğer tüm yabancı dildeki kitaplarının, Türk Devleti aleyhinde olmaması zorunluluğu ve birçok kültür dersinin Türkçe olması zorunluluğu getirildi.(Kılıç, 2005: 144).

11 Kasım 1935 İtalya, Milletler Cemiyeti kararlarına uyan diğer devletler gibi Türkiye’ye de protesto notası gönderdi.(Gönlübol-Sar, 1990: 111).

13 Kasım 1935 İtalya’nın Habeşistan’a saldırması üzerine, Türkiye’de tedbirler alındı. Batı Anadolu’nun stratejik bölgelerine askeri yığınaklar

155

yapıldı.(geocites. com/almanak türkiye/, 01. 12. 2005).

Aralık 1935 İngiltere; İspanya, Yugoslavya, Yunanistan ve Türkiye’ye askeri güvence verdi.(Sander, 2003: 94).

17 Aralık 1935

Milletler Cemiyeti Konseyi'nde, Türkiye Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Boğazların silahsızlandırılmış olması konusunu ele alarak, bu meselenin Türkiye’nin güvenliği ile yakından ilgili bulunduğunu, Boğazların askerden tecridi ile gerçekte Türkiye’nin savunmasının zayıflatılmış olduğunu ve bu sebeple bu hükümlerin kaldırılmasını istedi.(Armaoğlu, 1991: 343).

20 Aralık 1935 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Amerika Elçisi Robert P. Skinner’in veda ziyaretini kabul etti.(Kocatürk, 1983: 585).

31 Aralık 1935 Türkiye ile İspanya arasında Madrit’te, Ticaret Antlaşması imzaladı.(Kocatürk, 1983: 585).

1936

06 Ocak 1936 Afganistan Dışişler Bakanı Serdar Feyz Muhammed resmi bir ziyaret için Ankara’ya geldi ve Atatürk tarafından, Çankaya’da kabul edildi.(Kocatürk, 1983: 586; Uluatam, 2001: 129).

21 Mart 1936 İçişleri bakanlığına Hatay’dan gizli bir rapor gönderildi.(Pehlivanlı v.d, 2001: 66).

10 Nisan 1936 İtalya’nın Habeşistan’ ı işgali, On İki Ada’yı silahlandırması ve Almanya’nın Locarno Anlaşmaları’nın hilafına Ren Bölgesini silahlandırması üzerine Türkiye Lozan’da Boğazlar Sözleşmesi’ ne imza atan devletlere; İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya, Sovyet Rusya ve Bulgaristan’a birer nota verdi. Bu notada Avrupa’daki buhranların 1923 Boğazlar Sözleşmesi ile Boğazların güvenliği için verilmiş olan kolektif garantiyi artık işlemez hale getirdiğini belirterek kendi güvenliğinin korunması ve savunması bakımından bu statünün değiştirilerek Boğazların askerileşmesini istedi. Notada Türkiye, boğazlar konusundaki endişelerini anlatarak Lozan’da imzalanan boğazlarla ilgili değişikliği yapmak için Lozan Boğazlar Sözleşmesi’ne imza atan devletlerin bir konferansta toplanması için çağrıda bulundu.(Bulut, 2010: 108; Armaoğlu, I, 1991: 344). Sir Percy Loranin Türkiye’de Boğazlar konusunda görüşmelerde bulundu, Atatürk, dostça danışmanlık için kendisine teşekkür etti.(Özdemir, 2004: 61).

11 Nisan 1936 Türk hükümeti, Boğazlar Sözleşmesini imzalayan devletlere birer muhtıra vererek sözleşmenin tadili ve yeni boğazlar rejimini ortaya koymak üzere konferansın toplanmasını istedi.

156

İngiltere, Balkan Antantı Daimi Konseyi bu isteği haklı bularak desteklediler.(Armaoğlu, I, 1991: 344; Eroğlu, 1982: 363; Gönlübol-Sar, 1990: 121).

Romanya, Balkanlardaki toprağının korunmasını göz önünde bulundurarak Türkiye’nin notasını kabul etti.(Gürün, 1991: 148).

16 Nisan 1936 Sovyetler Birliği, Türk notasına olumlu cevap verdi.(Gürün, 1991: 148).

23 Nisan 1936 Ankara’daki İngiltere Büyük Elçisi Sir Percy, daha Montreux Konferansı toplanmadan ve çok gizli damgalı raporunda Atatürk’ün Doğu Akdeniz’deki durumu ve buna bağlı çok önemli bir güvenlik endişesini Foreing Office’e bildirdi.(Özdemir, 2004: 53).

29 Nisan 1936 Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa arasında eski Duyun-ı Umumiye borçlarının ödeme şekliyle ilgili anlaşma imzalandı.(Kocatürk, 1983: 587; Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 88).

04 Mayıs 1936 Romanya’daki Türklerin 1933-1934 yıllarında yaptıkları göç, gelen 1600 göçmenle hız kazandı.(Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 88).

12 Mayıs 1936 Türkiye ile Çekoslovakya arasında Prag’da Ticaret Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 587). Boğazların geleceği konusunda bir konferansın toplanması için hazırlık yapıldığıbu sırada Roma Büyükelçisi Hüseyin Ragıp Baydur ile Mussolini arasında bir görüşme yapıldı.(Çelebi, 2002: 669).

14 Mayıs 1936 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da İran Elçisi Halil Fahimi’yi kabul etti.(Kocatürk, 1983: 587).

16 Mayıs 1936 İngiliz Büyükelçisi Percu Lorrain, 8. Edward’ın tahta çıkışı münasebetiyle Çankaya’da yeni itimatnamesini takdim etti.(Kocatürk, 1983: 587).

30 Mayıs 1936 Fransa ile imzalanan anlaşma ile Sancak için öngörülen özel yönetim teyit edildi.(Pehlivanlı, 2001: 36).

Haziran 1936 Karabük’te kurulacak olan demir-çelik işletmelerinin kurma hakkının Alman firması Kurupp’a verileceği söylentileri dolaşırken İngiliz Bossert firmasına verilmesi, Türkiye’nin Alman iktisadi baskısını azaltmak için düşündüğü bir çare oldu(Gönlübol-Sar, 1990: 114).

12 Haziran 1936 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Polonya Elçisi Michel Sckonicky ve Bulgaristan Elçisi Teder Chrristov’un

157

itimatnamelerini kabul etti.(Kocatürk, 1983: 589).

20 Haziran 1936 Türkiye ile Finlandiya arasında Ankara’da Ticaret Sözleşmesi imzalandı.(Kocatürk, 1983: 589).

22 Haziran 1936 Tevfik Rüştü Aras, Montrö’ye gitti. Ruslar boğazları savaş zamanı kapalı, normal zamanda ise serbest olsun istedi.(Gürün, 1991: 149). Litvinov, Lozan Konferansı açıldığında Tevfik Rüştü Aras’a, boğazların savunulması için bir ittifak teklifinde bulundu.(Gürün, 1991: 153).

Türkiye Balkan Paktı’nın imzacı devletlerinden Montrö Boğazlar sırasında destek gördü.(Öksüz, 2008: 16).

İtalya, Boğazlar Konferansı’nın toplanmasının mevsimsiz olduğunu ve Türkiye’nin iddia ettiği gibi Akdeniz halen bir savaş tehlikesi mevcut olmadığını ileri sürdü.(Çelebi, 2002: 669).

Montreux’de Boğazlar Konferansı başladı. İtalya hariç Boğazlar sözleşmesini imzalayan diğer devletlerin de uygun bulmaları üzerine 1923 Boğazlar Sözleşmesi değiştirecek konferans İsviçre’de Montreux’de toplandı.(İlgazi, 2008: 181; Duran, 2008/I: 36; Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 89; Aras, 2003: 165).

Toplanan Montrö Konferansı’na ABD öncülüğünü ticari konular oluşturduğundan gözlemci olarak bile iştirak etmedi.(Bulut, 2010: 113).

23 Haziran 1936 Montreux’de Boğazlar Konferansı’nın ikinci günü oturumda Türk temsilcisi Türkiye’nin 13 maddelik ta'dil tasarısını açıkladı.(Gönlübol-Sar, 1990: 123).

25 Haziran 1936 Tevfik Rüştü Aras, Karadeniz ülkeleri saldırıya uğrarsa ne yapılmalı konusunda Litvinov’dan pakt yapılmasını istedi.(Gürün, 1991: 153).

06 Temmuz 1936 Tevfik Rüştü Aras, Türkiye’nin sadece boğazlardan ibaret olmadığını ve Rusya’ya taraflı bağlılığının olmayacağını söyledi.(Gürün, 1991: 155).

08 Temmuz 1936 Litvinov, Karadeniz’de bir ülke saldırıya uğrarsa Boğazların kapanıp kapanmayacağını konusunu görüştü.(Gürün, 1991: 151).

15 Temmuz 1936 Türkiye, İtalya’ya karşı uyguladığı iktisadi ve mali tedbirleri kaldırdı.(Çelebi, 2002: 669).

18 Temmuz 1936 Tevfik Rüştü Aras, Litvinov ile aralarının iyi olduğunu hatta aralarında tekrar barışı tazeleyeceklerini söyledi.(Gürün, 1991:

158

156).

20 Temmuz 1936 Montreux Konferansı 9 devletin katılımıyla 1 ay sürdü ve yeni bir boğazlar sözleşmesi imzasıyla sona erdi. Montreux Sözleşmesi adını alan, Türkiye’ye uluslararası ticari ulaşım kolaylığı ve boğazları tekrar silahlandırmayı sağlayan, Boğazlar üzerindeki egemenliğini düzenleyen ve boğazlarda Türk egemenliğini tanıyan Montreux Antlaşması, yani Boğazlar Sözleşmesi, Türkiye’nin Boğazlar hakkındaki tekliflerri haklı görülerek kabul edildi ve imzalandı. İmzacı devletlerden İtalya Milletler Cemiyetine üye olmasına rağmen, toplanma zamanının uygun olmadığı gerekçesiyle katılmadı ancak haklarını ciddi şekilde saklı tuttuğunu ifade etti. Sözleşme, Türkiye, İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği, Japonya, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve Yugoslavya arasında imzalandı. İmzalanan Montrö Anlaşması ile Türkiye, Boğazlar üzerinde egemenlik ve silahsızlandırılmış bölgede yeniden asker sokma hakkına sahip oldu. Lozan Antlaşmasında Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki haklarını kısıtlayıcı maddeler bulunmaktaydı. Montreux Antlaşması ile Türkiye Boğazlar üzerindeki bütün haklarına kavuştu. Bu antlaşma ile Ticaret Gemilerinin geçmesi serbest bırakıldı, savaş gemilerinin geçişi ise, şartlar ayrıntılı olarak belirtildi. Türkiye kendi gücüne dayanarak Boğazlarda kendi savunmasını yapabilme imkânına kavuştu. Uluslararası ilişkilerde Türkiye'nin saygınlığı arttı. Batı ile ilişkilerde de yeni bir dönem başladı. Boğazlardan geçiş serbestliği yalnız ticaret gemilerine ait oldu, havadan geçişler tamamıyla Türk devletinin inisiyatifine bırakıldı.(Şapolyo, 1949: 410; Bal, 2001: 220; Uluatam, 2001: 86; Matsutani, 1995: 186; Soysal, 2000: 509; Salışık, 1968: 350; İlgazi, 2008: 165; Bulut, 2010: 108; Duran, 2008/I: 43; Demiray, 2008/I: 159; Çiftçi, 2010: 236; Bayrak, 2000: 224; Eroğlu, 1982: 363; Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 89; Sander, 2003: 157; Özdemir, 2004: 62).

Montreux Sözleşmesi’nin imza günü Atatürk, Türkiye’ye dönen Afet İnan Hanım’a “Şimdi Antakya, İskenderun, yani Sancak meselemiz var” dedi.(Pehlivanlı, 2001: 47).

Ağustos 1936 Foreing Office tarafından Türkiye’nin Londra büyük elçisi Sedat Zeki Örs’e yazılan bir mektupta Kral ve yanındakiler için Türk sularında serbest dolaşım belgesi başvurusu yapıldı.(Özdemir, 2004: 79).

15 Ağustos 1936 Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesine göre Boğazlar’dan yeni geçiş rejimini uygulamaya başladı.(Bulut, 2010: 109). Rusya, Almanya’dan cephane almamızı istemedi.(Gürün, 1991: 158).

04 Eylül 1936 İngiltere Kralı VII. Edward, Türkiye’yi ziyaret etti ve Atatürk tarafından İstanbul’da karşılandı. Edward, İstanbul’da ki sıcak

159

ilgiden memnun kaldı.(Özdemir, 2004: 70; Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 89).

09 Eylül 1936 Fransa ile Suriye arasında, Paris’te, Suriye’nin geleceği için süren görüşmeler, bir anlaşma ile sonuçlandı. Suriye ile Fransa arasında yapılan antlaşma ile Suriye’den “manda idaresi” kaldırıldı ve Suriye bağımsızlık için Fransa ile anlaştı. Bu şekilde Fransa, Suriye üzerindeki hak ve yetkilerini Suriye Hükümetine devretti. Suriye-Fransa anlaşması ile Suriye ye bağımsızlık verilirken özel statüye tabi olan İskenderun sancağı hakkında hiçbir hüküm yer almadı. Hatay’ın durumu hususunda Türk Hükümeti bunu kabul etmeyince konu Milletler Cemiyeti'ne intikal etti. Burada Fransa ile yapılan görüşmelerden sonuç alınamayınca 9 Ekim'de Hatay’a bağımsızlık verilmesi istendi. Türkiye, Hatay konusunda çok kararlı bir tutum izledi.(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, I, 1945: 392; Pehlivanlı v.d, 2001: 2, 47; Acar, 1989: 30; Tekin, 2000: 220).

18 Eylül 1936 İsa Yusuf Alptekin, Doğu Türkistan’ı temsilen Çin Millet Meclisi üyeliğine seçildi.(Alptekin, 1995: 29).

26

Eylül

1936

Milletler Cemiyeti Meclisi oturumunda, Tevkif Rüştü Aras, Sancak Meselesinin çözümü konusunda Fransız hükümeti ile ikili görüşme yapılmasını teklif etti.(Pehlivanlı v.d, 2001: 48; Gönlübol, 1997: 135; Gönlübol-Sar, 1990: 128).

05 Ekim 1936 Tevkif Rüştü Aras, Ankara ya uzun bir telgraf gönderdi ve telgrafta Rusya’nın Türkiye ile ilişkilerinin düzelmesinden çok memnun olduklarını söyledi.(Gürün, 1991: 158).

07-08

Ekim 1936 Başbakan İnönü, Atatürk ile görüşerek Tevkif Rüştü Aras’a şu cevabı verdi: “biz Rusya ile ilişkilerimizin bozulmasının asla istemeyiz fakat onlar haksız yere şüphe göstererek bu dostluğu zedelediler”.(Gürün, 1991: 160).

09 Ekim 1936 Türk Hükümeti tarafından Fransa'ya bir nota verildi. Bu notada Suriye’ye verilen bağımsızlığın İskenderun Sancağına da verilmesi gerektiği belirtildi(Sander, 2003: 88; Armaoğlu, 1991: 34; tr.wikipedia.org/wiki/ Hatay_Devleti, 01.12.2006).

28 Ekim 1936 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Yugoslav Başkanı Stoyadinoviç’i Kabul etti.(Kocatürk, 1983: 598).

29 Ekim 1936 Mustafa Kemal Atatürk, Türk-Yugoslav dostluğu hakkında Yugoslav gazetecilerine Ankara’da bir demeç verdi. (atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=348,16.08.2011).

Bekir Sıtkı Paşa, Irak’ta askeri darbe ile hükümeti ele geçirdi.(Koçsoy, 1990: 33).

160

30 Ekim 1936 Türkiye’nin Hatay konusunda kararlılığını sezen Hatay Türkleri, bu tarihte Atatürk’e ve Başbakan İnönü’ye Antakya-İskenderun ve havalisi halkı, İdare Heyeti adına müracaat yaptı.(Pehlivanlı, 2001: 56)

01 Kasım 1936 Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin V. Dönem II. Yasama Yılının açış konuşmasını yaptı. (bmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/5d2yy.htm,16.08.2011).

Türkiye, Hatay davasına resmen el attı. Avrupa’da siyasi konjonktürün elverişli bir duruma geldiğini bekleyen Türkiye, Fransa’nın Suriye’ye bağımsızlık vermeye hazırlandığı bir arada, Hatay konusu iç ve dış kamuoyuna planlı bir şekilde geldi. Artık Hatay, iç ve dış kamuoyunda yürütülen propaganda ile 1936 sonbaharında itibaren Türkiye’nin önemli davsı haline geldi.(Pehlivanlı, 2001: 48,139). Avrupa buhranlarının aldığı istikamet karşısında Fransa, Suriye ve Lübnan ile münasebetlerini yeni bir düzene sokarak 1936 Eylül’ünde Suriye ye ve 1936 Kasım’ında da Lübnan’a bağımsızlık verdi.(Armaoğlu, 1990: 349). Almanların Emden Savaş Gemisi, İstanbul’a geldi ve I. Dünya Savaşı'nın Türk-Alman mücadele hatırasının tazelenmesine vesile olan hareketli gösterilere sebep oldu.(Armaoğlu, 1991: 352).

02 Kasım 1936 Mustafa Kemal Atatürk, Tayfur Sökmen ile yaptığı görüşmede Hatay meselesine resmen el koyduğunu ve Antakya-İskenderun havalisine “Hatay” adını verdiğini söyledi. Antakya- İskenderun ve havalisinin ismi Hatay oldu..(Pehlivanlı, 2001: 54, 55; İlgazi, 2008: 189).

05 Kasım 1936 İngiltere Dışişleri Bakanı Antony, Akdeniz’in ulaşım güvenliğinin Büyük Britanya için taşıdığı önemine işaret etti ve Akdeniz’in başlıca anayol olduğunu vurguladı.(Özdemir, 2004: 53).

09 Kasım 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 26. maddesi uyarınca Türkiye’ninkiyle birlikte en az 6 onay belgesinin Paris’te Fransız Hükümetine sunulması işleminin yerine getirilmesi üzerine yürürlüğe girdi.(Bulut, 2010: 109).

10 Kasım

1936

Türkiye’nin 9 Ekim 1936 tarihli notasına cevap veren Fransa İskenderun sancağına bağımsızlık vermenin Suriye’yi parçalamak demek olduğu ve Mandater devlet olarak buna yetkisinin bulunmadığını, sadece sancağın özerkliğinin korunup geliştirilebileceğini belirtti.(Armaoğlu, 1990: 349; Pehlivanlı v.d, 2001: 55).

Mustafa Kemal Atatürk, Ankara Palas’ta Fransız büyükelçisi M.Ponsat ile bir görüşme yaptı.(Pehlivanlı v.d, 2001: 63).

161

12 Kasım 1936 İçişleri Bakanlığı’na Hatay’dan gönderilen gizli bir raporda; buradaki Türklerin kalplerinde dolaşan tek kelimenin “Türkiye’ye ilhak” olduğu belirtildi.(Pehlivanlı, 2001: 55).

13 Kasım 1936 Fransa ile Suriye arasında, Suriye’nin geleceği için yapılan Anlaşma, Lübnan meclisinde oy birliğiyle kabul edildi.(Acar, 1989: 30).

16 Kasım 1936 Hatay bölgesinde seçimlere etnik grupların katılma ve katılmama durumları ile gerekçeleri bir istihbarat raporunda belirtildi. Raporda, Atatürk’ün meclisin açılışı sırasında söylediği nutkun Türkler ve Türkiye yanlısı olanlar üzerindeki etkileriyle ilgili bilgilere rastlandı.(Pehlivanlı, 2001: 49, 58).

08

Aralık 1936

Türkiye, Milletler Cemiyeti’ne müracaat ederek, sancak konusundaki Türk Fransız ihtilafının, hürriyetleri ve canları tehdit altında bulunan Sancak halkının emniyeti hakkında alınan tedbirlerin 14 Aralıkta olağanüstü bir toplantıda görüşülmesini kabul etti.(Pehlivanlı v.d, 2001: 56).

09 Aralık 1936 Hatay’ın idari, iktisadi ve ticari durumunu ilgilendiren politikalarını ilgilendiren bilgileri elde edildi. Bu bilgiler bir rapor halinde hükümete sunuldu.(Pehlivanlı, 2001: 41).

10 Aralık 1936 Mustafa Kemal Atatürk, Ankara Palas’ta Fransız büyük elçisi M. Ponsot ile görüştü.(Pehlivanlı, 2001: 53).

11 Aralık 1936 Bir raporda İskenderun halkıyla ilgili şöyle denilmektedir: İskenderun’da başta Türk tebaasından Dörtyollu Nazif, Malatyalı Muallim Mehmet, Konyalı Ali Kutsi, Sancak Türkleri arasına tefrika koymak için dini yollara müracaat ederek cahil köylüleri aldatmaya teşebbüs ettiler.(Pehlivanlı, 2001: 63).

14032 sayılı bir raporunda, Fransızların Suriye ve Sancak köylerinde mekkâre ve binecek hayvanların cins ve miktarı ile hudut köylerinde askerin işine yarayacak su kaynaklarını tespit ettikleri bildirmekteydi.(Pehlivanlı, 2001: 67).

14 Aralık 1936 İskenderun Sancağına Bağımsızlık verilmesi konusunda Milletler Cemiyeti olaya el koydu. Milletler Cemiyeti, İsveçli Sandler’i Hatay konusuyla ilgili raportör tayin etti.(Armaoğlu, 1991: 349; Gönlübol, 1997: 135; İlgazi, 2008: 184).

24 Aralık 1936 Elçi Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Tiran’daki görevi sona erdi. Aynı gün Türk Hükümeti tarafından Tiran Elçiliğine Ali Türkgeldi atandı.(Şimşir, 2001: 445).

25 Aralık 1936 Fransızların teşviki ile Antakya Belediye reisi Sancak’a gelecek Birleşmiş Milletler Heyetine verilmek üzere bir takım raporlar hazırladı.(Pehlivanlı, 2001: 66).

162

31 Aralık 1936 Milletler Cemiyeti Konseyi tarafından Hollanda, İsveç ve İsviçreli üç kişilik bir gözlemci heyet oluşturarak Hatay’da göreve başlatıldı.(Pehlivanlı, 2001: 77).

Ocak 1937 Türk-Fransız ilişkileri gergin bir safhaya girdi(Armaoğlu, 1991: 349).

1937

02 Ocak 1937 İtalya ile Akdeniz Meseleleri hakkında bir anlaşma imzalandı. Bu olay Türkiye ile İtalya arasında yani bir siyasi yakınlaşmaya yol açtı. İtalya ile Türkiye, Gantlemens Agreemet adını alan ve Akdeniz Bölgesindeki toprakların Milli Egemenliği bakımından statükoyu değiştirmemeyi taahhüt eden bir anlaşma imzaladılar.(Gönlübol-Sar, 1990: 112; Armaoğlu, 1991: 342).

04 Ocak 1937 Fransa yüksek komiseri tarafından, Lübnan Anayasanın yeniden tam olarak yürürlüğe koyulduğu ilan edildi.(Acar, 1989: 31).

08 Ocak 1937 Türkiye’de ilk radyo yayını Hatay meselesi üzerine yapılmaya başlandı.(Pehlivanlı, 2001: 91).

12 Ocak 1937 Bir raporda, Fransızların 19 Aralık 1936 tarihinde Napolyon vapuru ile Beyrut’a 506 sandık 7. 5’luk top mermisi ve 167 sandık talim fişeği getirdikleri yazılmaktaydı.(Pehlivanlı, 2001: 68).

14 Ocak 1937 Bir raporda 6 Ocak Marsilya’dan İskenderiye’ye gelen Mariyet Paşa isimli Fransız vapurunda Beyrut’a çıkarılmak üzere malzeme teçhizat ve bazı personel olduğu bildirildi.(Pehlivanlı, 2001: 68).

20 Ocak 1937 Milletler Cemiyeti, tekrar toplandı, Türk-Fransız temsilcileri, İngiliz Dışişleri Bakanı Eden’in dostane teşebbüsü ile Sancak meselesi üzerine ikili görüşmeler yaptılar.(Gönlübol-Sar, 1990: 130).

23 Ocak 1937 Fransızlar, Kırıkhan Ermenilerini silahlandırarak 300 kişilik bir çete teşekkül ettirdi.(Pehlivanlı, 2001: 73).

24 Ocak 1937 Yugoslavya’nın, statikodan memnun olmayan Bulgaristan’la bir dostluk anlaşması yapması Balkan Antantı’nın temelini sarstı.(Gönlübol-Sar, 1990: 102).

26 Ocak

1937

Türk-Fransız görüşmeleri sonunda, Sancak meselesi üzerinde bir prensip anlaşmasına varıldı. Yapılan anlaşma ile Sancak, dış işlerinde Suriye’ye bağlı, iç işlerinde de serbest, ayrı; bir varlık haline getirildi.(Pehlivanlı v.d, 2001: 114; Gönlübol, 1997: 136).

163

27 Ocak 1937 Milletler Cemiyeti Konseyinin, Hatay’ın “ayrı bir varlık” olduğunu onaylaması üzerine, Hatay Egemenlik Cemiyeti, yayınladığı beyannamede Hatay’ın bağımsızlığı amacıyla birlikte hareket etmeye davet eden birleştirici ifadeler kullandı. Milletler Cemiyeti ve İngiltere’nin arabulucuğu ile, Cenevre toplantısında Hatay’ın bağımsızlığı konusunda yeni bir statü kabul edildi. Buna göre Hatay, kendine özgü anayasa ile içişlerinde serbest, dış işlerinde Suriye hükümetine bağlı oldu. Türkçe ve Arapça resmi dil olarak kabul edildi. Fransa ile Suriye arasında özel ilişkiler göz önünde tutularak, Türkiye ile Suriye arasında dostluk ve iyi ilişkileri, Türkiye, Fransa ve Suriye ile ilişkiler bulunmaları yoluyla bir dostluk ve güvence anlaşması yapmaya karar verdiler.(Pehlivanlı, 2001: 89; Kocatürk, 1983: 598; Armaoğlu, 1991: 349; Umar, 2003: 336).

28 Ocak 1937 Milletler Cemiyeti Konseyinde alınan kararların onaylanması üzerine, Türkiye ve Hatay’da mitingler yapılması için İçişleri Bakanlığı tarafından bütün vilayetlere ve müfettişliklere talimat gönderildi.(Pehlivanlı, 2001: 79)

30 Ocak 1937 Elçi Ali Türkgeldi, Tiran’da göreve başladı.(Şimşir, 2001: 445).

02 Şubat 1937 Elçi Ali Türkgeldi, güven mektubunu Arnavut Kralı Zogo’ya sundu.(Şimşir, 2001: 445).

03 Şubat 1937 Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, İtalya’yı ziyaret etti. Milano’da, İtalyan Dışişleri Bakanı Kont Ciano ile görüşmelerde bulundu.(Armaoğlu, 1990: 342; Kocatürk, 1983: 598; Turan, v.d., 2006: 239).

05 Şubat 1937 CHP’nin altı oku Anayasaya konuldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, cumhuriyetçilik, laiklik, inkılâpçılık, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik olarak tanımlandı.(Çiftçi, 2010: 227).

08 Şubat 1937 Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Dörtlü Pakt imzalandı.(Dursun, 1995: 416).

10 Şubat 1937 Milli Hatay mitingleri yapıldı. Bütün gazetelere tebligat gönderilerek, gazetelerin özel bir sütun açarak milli dava olan Hatay konusunda kamuoyunu aydınlatmaları istendi.(Pehlivanlı, 2001: 91).

16 Şubat 1937 Japonya, Möntrö Andlaşması’nı onayladı. Tokyo Camii açıldı.(Matsutani, 1995: 186).

20 Şubat 1937 Sandler Raporu çerçevesinde Milletler Cemiyeti Konseyi toplanarak Sancak Statü ve Anayasa’sını hazırlamak üzere beş kişilik bir Uzmanlar Komitesi kurulmasını kararlaştırdı.(Pehlivanlı, 2001: 81)

164

26 Şubat 1937 Almanya’nın Türkiye’ye verdiği bir notada, sözleşmenin bazı hükümlerinin özellikle Sovyet savaş gemilerinin Akdeniz’e serbestçe çıkabilmeleri ile ilgili olmalarının Alman Hükümeti tarafından tasvip edilmediği açıklandı.(Gönlübol-Sar, 1990: 115).

04 Mart 1937 Doğu ve Cenup Vilayetleri Mıntıkası Canlı Hayvan İhracatçıları Birliği T.A.Ş. kuruldu.(Tekinşen, Önder, 2008/I: 227).

17 Mart 1937 Mustafa Kemal Paşa, Ankara Palas’ta Romanya Dışişleri Bakanı Antonescu’ye bir konuşma yaptı. (atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=350,18.08.2011).

07 Nisan 1937 Fransa’nın politikasına karşılık Türkiye, Ankara’da Mısır ile Bozulmaz Barış ve Samimi ve Daimi Dostluk Anlaşması imzaladı.(Gönlübol-Sar, 1990: 105; Armaoğlu, 1991: 347Pehlivanlı, 2001: 84; Bıyıklı, 2008: 340). Türkiye ile Irak arasında 1926 tarihinde imzalanan ve süresi biten Dostluk Anlaşması yenilendi(Gönlübol-Sar, 1990: 105).

26 Nisan 1937 Türkiye, Almanya’dan 10 adet eğitim uçağı aldı.(Kılıç, 2005: 135).

Mayıs 1937 Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hamdi Arpağ’ı kabul eden Hitler, Türkiye ile yakın ve dostane ilişkiler kurmak istediklerini belirtti.(Çalık, 2002: 818).

26 Mayıs 1937 Başbakan İsmet İnönü, Atina’yı ziyaret etti.(Bilge, 2000: 173).

27 Mayıs 1937 Sınırda bir düzeltme yapılabilmesi için Tahran’da bir anlaşma imzalandı.(Saray, 1999: 288).

29 Mayıs 1937 Milletler Cemiyeti Hatay için bir anayasa hazırlamak için bir komisyon kurmuştu. Komisyonun, Türkiye ile Fransa’nın da görüşlerini alarak hazırladığı anayasa Milletler Cemiyeti Konseyi tarafından kabul edildi. Kabul edilen İskenderun Sancağı Statüsü ve Anayasası, yürürlüğe girdi ve Hatay’da Türklerin üstünlüğü Fransa tarafından kabul edildi. Anlaşma ile Hatay, Türkiye ile Fransa’nın ortak garantisi altıda girdi.(Armaoğlu, 1990: 349, 351; Pehlivanlı, 2001: 104).

03 Haziran 1937 Milletler Cemiyeti Konseyinde, Hatay’ın anayasası kabul edilmesi üzerine, Suriye Meclis’i bir bildiri yayınlayarak Sancak’ı Suriye topraklarının bir parçası saydığını, yapılan anlaşma ve belirlenen statüyü tanımadığını açıkladı.(Pehlivanlı, 2001: 83). Ertuğrul Gemisi şehitleri için Japonya'nın Kaşinosaki şehrinde

165

yapılan anıt, törenle açıldı.(Uluatam, 2001: 42).

08 Haziran 1937 Türkiye’nin uluslararası konjönktürü iyi değerlendirerek Hatay meselesine el atması, bu konudaki kararlılığını bölgedeki faaliyetleri ile de ortaya koyması, Hatay sınırları dışında kalan Türkleri de ümitlendirdi. Nitekim Trablus-Şam hakkında iki kişi Türkiye’nin Beyrut Başkonsolosluğunu ziyaret ederek bin kadar imzalı dilekçe verdi.(Pehlivanlı, 2001: 93).

Şarki Ürdün Emiri Abdullah, Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulundu.(Atatürk’ün Milli Dış Politikası, 1981: 17).

10 Haziran 1937 Suriye’de yayınlanan El-Kabas Gazetesi’nde yayınlanan; “İskenderun’da Araplığı nasıl muhafaza ederiz?” Başlıklı yazıda, Sancak’ta Araplığı yayacak cemiyet ve kulüpler açmak gibi tedbirlerin alınması istenildi.(Pehlivanlı, 2001: 83).

14 Haziran 1937 Başvekil İsmet İnönü Balkan seyahatinden döndükten sonra yaptığı bir konuşmada Balkan Devletleri arasındaki münasebetler hakkında bir demeç verdi.(Gönlübol-Sar, 1990: 102-103).

Temmuz 1937 İspanya iç savaşı, Akdeniz güvenliğinin ciddi şekilde sarsacak bir gelişmeye yol açmış, milliyeti bilinmeyen korsan denizaltılar Akdeniz de herhangi bir ihtarda bulunmadan ticaret gemilerini batırmaya başlamışlardı.(Gürün, 1991: 171).

04 Temmuz 1937 Paris’te başlayıp Ankara da devam eden görüşmeler sonucunda Türkiye-Fransa arasında Dostluk Anlaşması imzalandı(Armaoğlu, 1991: 350). İran-Irak sınır uyuşmazlığı yapılan bir antlaşma ile çözüldü.(Canatan, 1995: 17).

07 Temmuz 1937 Filistin'in taksimi hakkında Lord Peel başkanlığındaki İngiliz Tahkik Komisyonu tarafından hazırlanan raporun metni neşredildi.(B.C.A., Dos. 438A24).

08 Temmuz 1937 Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Tahran’da Sadabat Paktı imzalandı. Türkiye'nin, İran Şahının yazlık sarayı Sadâbat Sarayı'nda, dostları Afganistan, Irak ve İran ile imza etmiş olduğu dörtlü antlaşma(Sadâbat Paktı), büyük bir sevinçle kayda değer barış eserlerinden biri olarak tarihe geçti. Antlaşma, 14 Ocak 1938’de TBMM tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. Türkiye, İran, Irak, Afganistan, Sadabat Paktı’nı kurarak Afganistan’ı, Alman ve İtalyan nüfuzuna düşmekten kurtardı. Böylece bu dört İslam ülkesi, II. Dünya Savaşı öncesi zor günlerde birlikte hareket edip birbirlerine destek oldular. Sadabat Paktı’ndan en çok rahatsız olan ülke Sovyet Rusya oldu. Türkiye, Dış İşleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ı Moskova’ya göndererek bu paktın Rusya aleyhinde bir cephe olmadığı ve dört İslam ülkesi arasında dostluk ve işbirliği

166

amaçlı olduğunu izah gereği duydu. Atatürk’ün önderliğindeki Balkan Paktı ile İtalya ve Almanya’nın faşist tehdidi, Sadabat Paktı ile de, Sovyet Rusya’nın komünist tehdidi önlenmiş oldu.(Gresh-Vidal, 1991: 77; Soysal, 1994: 3129-3158; Koskosoğlu, 1999: 541-547; Sander, 2003: 97, 98; Gönlübol-Sar, 1990: 105; Armaoğlu, 1991: 347; Aras, 2003: 110; Pehlivanlı, 2001: 84; Bağcı, 1990: 44; Canatan, 1995: 17; Bal, 2001: 221; Kalafat, 1994: 9; Saray, 1999: 119).

17 Temmuz 1937 Filistin'in İngiliz, Arap ve Yahudiler arasında taksimi kararı aleyhinde olmak üzere Bağdat'ta, "Hayderhane Camii"nde düzenlenen, yirmi bini aşkın halk iştiraki ile yapılan ve çeşitli hatipler tarafından İngiltere politikası aleyhine şiddetli nutuklar söylenen protesto mitingi düzenlendi. Bağdat Türk Elçiliğinden alınan yazıda belirtildiğine göre Miting sonunda, halk, ellerinde, “Arap kuvvetinin arkasında İslâmlar vardır”, "Kahrolsun komisyon kararı”, “Yaşasın Arap birliği”, "Araplık kuvvet ve haktır”, "Filistin Hıristiyanlığın mehdi ve Kur'an'ın kıblesidir", "Filistin'in taksimi ateşle oynamaktır", "Filistin için hepimiz askeriz", "Yahudi emtiasına boykot ediniz", "Kahrolsun Siyonistlik", "Siyonistler istismar simsarlarıdır", yazılı bayraklar olduğu halde sokakları dolaştılar ve "Kahrolsun İngiltere ve Yahudi siyaseti" diye slogan attılar(B.C.A., Dos. 438A24).

18 Temmuz 1937 Odessa’yı ziyaret eden Türk bakanlar, “Gürcistan” adlı gemiyle ayrıldı.(Kolesnikov, 2010: 36).

Ağustos 1937 Antakya Konsolosluğunu açan Türkiye resmen Hatay’da Halk Partisi ve Halk evleri de kurmaya başladı.(Pehlivanlı, 2001: 88)

Ağustos 1937 1937’de kabul edilen Sancak statü ve anayasasında Müslümanlar diye bir cemaat bulunmamasına rağmen mandater makamlar Türkleri bölmek amacıyla bir Müslüman Partisi kurdurtmaya çalıştılar.(Pehlivanlı v.d, 2001: 91).

02 Ağustos 1937

Amude’de Hıristiyan ve Müslümanlar arasında meydana gelen olaylardan dolayı 1000 Müslüman Suriye’li Türkiye’ye sığındı.(Umar, 2003: 197).

06 Ağustos 1937 Irak'taki Nadi'ül-Müsenna Cemiyeti'nin İngiltere Büyük Elçisine verdiği ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne de takdimi ricası ile bir örneği Bağdat Elçiliğine verilen protestonamesi büyük yankı uyandırdı. Protestoname'de belirtildiğine göre rapor, Arap ve Müslümanlar üzerinde ve hususiyle Filistin ve çevresi üzerinde pek fena bir tesir meydana getirdi. Bozuk İngiliz politikası bölgeye felâket ve musibetler ve hayatın politik ve idarî yönlerinde anarşi ve karışıklık getirdi ve 1917 Balfour Beyannamesi'nin ilanından Arap hükümdarlarının aracılığına kadar birbirini takip eden

167

kanlı isyanlara sebebiyet verdi.(B.C.A., Dos. 438A24).

Eylül 1937 Türk-İtalyan İlişkileri, İtalyan-Habeş Savaşından sonra geçici olarak düzelmişsede Akdeniz’de yapılmakta olan denizaltı korsanlığını önlemek amacıyla toplanan Nyon Konferansı sonunda aktedilen Nyon Antlaşması ile yeniden bozuldu.(Armaoğlu, 1990: 523).

10-11

Eylül 1937 Nyon'da Akdeniz Konferansı toplandı. Konferansa, Türkiye adına Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras katıldı. Nyon Konferansı’na Almanya, İtalya ve Arnavutluk katılmadı, lakin Türkiye katılarak İngiltere’yi destekledi. Türkiye’nin bu hareketi ise yerini ve yönünü belirlemiş olduğunu göstermekteydi.(Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 93; Armaoğlu, 2005: 342).

08 Ekim 1937 Sovyetler Birliği ile Türkiye arasında Ticaret ve Denizcilik Anlaşması imzalandı.(Kolesnikov, 2010: 73).

15 Ekim 1937 Türkiye ile Rusya arasında karşılıklı bir yardımlaşma anlaşması yapılması yönünde son temas ve müzakereler bu yılın 15 Nisan’da başladı ve 15 Ekim’e kadar devam etti fakat hiçbir olumlu sonuca varmadan kesildi.(Gürün, 1991: 175).

09 Ekim 1937 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya Köşkünde Yunan Başbakanı General Metaksas’ı kabul etti. Mustafa Kemal Atatürk ile görüşen Metaxas, Bulgar tehlikesine karşı Balkan Paktı açısından Türk-Yunan işbirliğini sağlamayı hedefledi.(Bilge, 2000: 174; Değerli, 2008: 84; Türkdoğan, 2000: 17; Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 93).

20 Ekim 1937 Ankara’ya gelen General Metaksas, Başbakan Vekili Celal Bayar ile görüştü.(Bilge, 2000: 173).

25 Ekim 1937 Tevfik Rüştü Aras, İsmet Paşa’nın istifasının ardından kurulan Celal Bayar Hükümeti’nde yeniden Dışişleri Bakanı oldu.(Aras, 2003: 8).

27 Ekim 1937 Türkiye ile Japonya arasında Ankara’da Ticaret Antlaşması imzalandı(Kocatürk, 1983: 610).

28 Ekim 1937 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Romanya Başbakanı Tataresko’yu kabul etti.(Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 94).

01 Kasım 1937 Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin V. Dönem III. Yasama Yılını son açış konuşmasında tavrı, düşüncesi, inancı ve zamanının icraatı, yönetimi ve politikası konusunda son sözlerini söyledi. Atatürk, deniz politikası ve sorunu konusunda da hedefini ve isteğini belirtti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne son mesajını verdi. (M. M. Tutanak

168

Dergisi, D. V, XX, 1937: 3; tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma /5d3yy.htm,18.08.2011.).

16 Kasım 1937 Mustafa Kemal Atatürk’ün katıldığı törenle, Irak ve İran sınırlarına ulaşacak olan Diyarbakır-Cizre demiryolu hattının temeli atıldı.(Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 94).

29 Kasım 1937 Hatay Anayasası yürürlüğe girecekti ve ilk iş olarak seçimlerin yapılması gerekiyordu. Hatay’ın Statü ve Anayasa’sının yürürlüğe gireceği sırada da Suriye Meclisi ve basını Suriye bayrağının Hatay’dan indirilmesini protesto etti. Milletler Cemiyeti Konseyi, Hatay’daki yeni rejimi bu tarihte uygulamasına karar vermiş olmasına rağmen Fransız yönetimi yeni rejimi resmen ilan etmedi. Milletler Cemiyeti Konseyi’nin kararına göre Hatay’da yeni rejim yürürlüğe girdi.(Hatay’daki Fransız mümessili Roger Garreau’nun mukavemeti ve bazı olaylar sebebiyle Türklerin yapmak istedikleri törenler önlendi ve yeni rejimin yürürlüğe girdiği resmen ilan edildi.(Armaoğlu, 1990: 350; Pehlivanlı, 2001: 82, 84, 86; Kocatürk, 1983: 612; Armaoğlu, 1991: 350).

01 Aralık 1937 Mustafa Kemal Paşa, Hatay’ın bağımsızlığı hakkında Ulus gazetesi başyazarına bir demeç verdi. (atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=355, 18.08.2011).

Fransa’nın, Hatay’da yeni rejimi ilan etmemesi üzerine verilen demeçlerde Türkiye, durumu protesto etti.(Pehlivanlı, 2001: 86).

03 Aralık 1937 Türk Hükümeti, Milletler Cemiyetinin Hatay’la ilgili kararlarına sadık kalınması hakkında Fransız Hükümeti’ne bir nota verdi(Kocatürk, 1983: 612).

06 Aralık 1937 Türk Hükümeti, Fransa Hükümeti’ne, tatbik kabiliyetini kaybettiği gerekçesiyle, 1926 yılında Türkiye ile Fransa arasında Ankara’da imzalanan Türkiye-Suriye Dostluk Antlaşması’nın feshedildiği ve zamanın gereğine uygun şekilde yeniden tanzimi için görüşmeye hazır olduğunu bildirdi.(Kocatürk, 1983: 612).

15 Aralık 1937 Hatay’daki Türkler aleyhinde hükümler bulunan seçim yönetmeliğine karşı çıkan Türkiye, belirtilen tarihte Milletler Cemiyeti’ne başvurarak seçim yönetmeliğinin düzeltilmesini istedi.(Pehlivanlı, 2001: 72, 86).

21 Aralık 1937

Suriye Başbakanı Cemil Mardam, Ankara’ya geldi ve Atatürk tarafından kabul edildi.(Pehlivanlı, 2001: 86).

169

27 Aralık 1937 Mustafa Kemal Atatürk, Balkan gazetecilerine hitaben Çankaya’da bir konuşma yaptı.(Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, III, 1945: 81).

28 Aralık 1937 Suriye Başbakanı Cemil Mardam'ın Türkiye'yi ziyaretinde gördüğü ilgiden dolayı İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'ya, Fransızca yazılı bir teşekkür mektubu gönderdi. Mektupta ifade edildiğine göre Türkiye gezisi Mardam üzerinde çok derin tesirler bırakmış ve gezi esnasında anlayış, güven ve dostluklar kazanmanın ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin değişik organlarını tanımanın yanında, doğu politikaları konusunda iki tarafın menfaatleri çerçevesinde sağlam ve sürekli, temel esasların tesisine uygun bir anlaşma zemini bulmaya çalışıldı. Özellikle Kemal Atatürk'ün kendisine gösterdiği ilgi Mardam'da derin bir intiba ve minnettarlık duygusu oluşturdu ve bu gezinin iki devlet arasında ve doğu devletlerinde barışın tesisinde önemli rol oynayacağı ümit edildi.(7/1/1938, B.C.A., Dos. 438529).

29 Aralık 1937 Türkiye, Türk-Fransız Dostluk Antlaşması’nı feshettiğini açıkladı.(İlgazi, 2008: 185).

Mustafa Kemal Atatürk, Hatay’ın Bağımsızlığına kavuşması vesilesiyle Ulus Gazetesi’ne beyanatlar verdi.(Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, III, 1945: 80).

1938

1938 Avrupa’da uluslararası ilişkiler giderek gerginleşmeye, özellikle Almanya ve İtalya’nın barışı tehdit eden tutumları belirginleşmeye başladı.(Pehlivanlı, 2001: 95). Türkiye’nin talebi üzerine Almanya ile Türkiye hükümetleri arasında kredi anlaşması görüşmeleri başladı.(Çalık, 2002: 819).

Almanya’nın Türkiye’ye sevk ettiği demirin değeri 3.325.000 marka yükseldi.(Kılıç, 2005: 134).

Türkiye’nin Almanya’ya sattığı krom, 3.048.000 mark idi.(Kılıç, 2005: 138).

Türkiye’nin Almanya’ya silah siparişlerini 45 milyon lirayı buluyordu.(Kılıç, 2005: 141).

İngiltere, Türkiye’ye 10 milyonu ticari kredi ve 6 milyonu da savaş gemisi ve savaş malzemesi satın alınması için, 16 milyon liralık bir kredi açtı.(Armaoğlu, 2005: 346). Afganistan ile İran arasında 1903’den beri devam eden sınır sorununda Türkiye’nin hakem olması istendi. Türkiye, Kazım Orbay başkanlığında bir heyet göndererek sorunu halletti. Ayrıca Türkiye, Afganistan’ı uluslararası alanda düştüğü yalnızlıktan kurtarmak için Milletler Cemiyeti’ne girmesini

170

sağladı. Yine aynı yıllarda Türkiye, çeşitli ülkelerdeki büyükelçilikleri vasıtası ile Afgan çıkarlarını korumaya çalıştı.(Saray, 1997: 198-210).

Mayıs’ın ortalarında Cenevre Paris ve daha sonra Ankara’da devam eden Türk-Fransız görüşmeleri askeri müzakerelere paralel olarak devam etti ve olumlu bir hava içinde geçti.(Pehlivanlı v.d, 2001: 99).

Hatay Devleti’nde görevlendirmek amacıyla başta memurlar olmak üzere Türkiye’de yaşayan Hatay doğumluları Hatay’a görevlendirildi.(Pehlivanlı, 2001: 91).

Ocak 1938 Cemiyet Meclisi, Hatay Sancak’ta uygulanacak seçim sistemini görüştü ve bu sistem Türkiye’yi tatmin edecek şekilde değiştirildi.(Gönlübol-Sar, 1990: 132).

Türk, Yunan ve Bulgar delegelerinin katılımıyla Ankara’da Şark Tütün Kongresi toplandı.(Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 96; Kocatürk, 1983: 614).

12 Ocak 1938 Türkiye ile Letonya arasında Riga’da Ticaret ve Kliring Sözleşmeleri imzalandı.(Kocatürk, 1983: 614).

14 Ocak 1938 Türkiye-Irak-İran-Afganistan arasında 8 Temmuz 1937’de imzalanan Sadabat Paktı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde onaylanarak yürürlüğe girdi.(Kocatürk, 1983: 614; Uluatam, 2001: 148, Koçsoy, 1990: 41).

25 Ocak 1938 Paris’te çıkan Ermeni Gazetesi “Haraç”, “Türk Tehlikesi” başlıklı yazısında Türkiye’nin çeşitli hile ve manevralarla Sancak’a 7000-8000 kişi sokmayı temin edeceği, bir ay zarfında gelenleri 3000’i bulduğu, Hatay’a girecek kişilerin aileleri ile birlikte 35000’i bulacağı şeklinde oldukça abartılı rakamlar verildi.(Pehlivanlı, 2001: 93).

27 Ocak

1938

Milletler Cemiyeti Konseyinin Hatay’ın ayrı bir varlık olduğunu onaylaması üzerine Hatay egemenlik cemiyeti yayınladığı beyannamede birleştirici ifadeler kullandı.(Pehlivanlı v.d, 2001: 93).

09 Şubat 1938 Türkiye ile Belçika arasında Brüksel’de suçluların iadesi Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 619).

25 Şubat 1938 Başbakan Celal Bayar, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya Başbakanları ile toplantı yaptı.(geocities. com/ almanakturkiye/1969. htm /30/11/2005).

27 Şubat 1938 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya Köşkü’nde verilen çay ziyafetinde Balkan gazetecilerinin istekleri üzerine, Balkan Antantı hakkında gazetecilere bir konuşma yaptı. (atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=357,

171

20.80.2011).

07 Mart 1938 Türkiye’nin itirazını dikkate alan ve 31 Ocak 1938’de seçim yönetmeliğinde gerekli düzenlemelerin yapılmasına karar vermiş olan Milletler Cemiyeti Konseyi ve seçim komitesi gerekli düzenlemeleri tamamladı.(Umar, 2003: 228; Pehlivanlı v.d, 2001: 94).

12 Mart 1938 Almanya’nın Avusturya’yı ilhakı, Türkiye’nin belli bir tepkisine neden olmadı ve tam tersine Almanya’nın Versay zincirini koparması olarak nitelendirildi. Bu durum, Türkiye’nin Sevr zincirlerinden kurtulmasıyla özdeşleştirilip hoşgörü ile karşılandı. Almanya’nın Avusturya’yı ilhak ettiği tarihten sonra İstanbul’da bulunan iki Avusturya okulu Sankt Georg Kız Lisesi ve Sankt Georg Erkek Lisesi, Almanların yönetimine geçti ve Almanya’nın savaşı kaybedeceğinin anlaşılması üzerine, dönemin Milli Eğitim Bakanın talimatıyla Alman okulu kapatılıncaya kadar bu okullar Almanların yönetiminde bulundu.(Kılıç, 2005: 129, 170).

Avusturya’nın ilhak edilmesi, İkinci Dünya Savaşı’nın yapılmasını ateşleyen bir kıvılcım oldu.(“İkinci Dünya Savaşının Dış Politikası”, (Çevrimiçi) http://tr.wikipedia.org./wiki/, 05.10.2006).

13 Mart 1938 Elçi Hulusi Fuad Tuğay, Tiran’da göreve başladı.(Şimşir, 2001: 446).

24 Mart 1938 Devletçe Cumhurbaşkanı Yatı olarak satın alınan Soverona Yatı’na İngiltere’nin Sauthampton Limanında bayrak çekme töreni yapıldı.(Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 96).

08 Nisan 1938 İstanbul Yıldız Sarayı’nda, Balkan Basın Birliği Kongresi ve Balkan Antantı Ekonomik Konseyi, çalışmalarına başladı.(Kocatürk, 1983: 617).

17 Nisan 1938 Her fırsatı değerlendiren Ermeniler, Hatay’dan Halep’e gelen Fransız ayan üyelerinden Gotiro ile görüşmeler yaptı.(Pehlivanlı, 2001: 123).

25 Nisan 1938 Başbakan Celal Bayar ve Dışişleri Bakanı Saraçoğlu, Atina’ya gitti.(Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, 2004: 96).

27 Nisan 1938 Türkiye ile Yunanistan arasında Atina’da 30 Ekim 1930 tarihli, Dostluk, Tarafsızlık, Uzlaşma ve Hakem Anlaşmalarıyla 14 Eylül 1933 tarihli Samimi Anlaşma misakına ek anlaşma imzalandı(Kocatürk, 1983, 618; Soysal, 2000: 597; Almanak, 1986: 358; Atatürk’ün Milli Dış Politikası, 1981: 31).

02 Mayıs 1938 Boğazlar Konferansı’na katılmamış olan İtalya, Boğazlar

172

Sözleşmesi’ne bu tarihte katıldı.(Demiray, 2008/I: 159; Gürün, 1991: 152).

03 Mayıs 1938 Hatay’da Nisan 1938’de başlaması gereken seçimler Milletler Cemiyeti Seçim Komisyonu’nun gözetimi altında başladı.(Pehlivanlı, 2001: 96).

08 Mayıs 1938 Başbakan Celal Bayar, Yugoslavya’ya gitti.(geocities. com/almanakturkiye/1969. htm /30/11/2005).

18 Mayıs 1938 Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da Yugoslavya Harbiye ve Bahriye Nazırı Orgeneral Meriç’i kabul etti.(Kocatürk, 1983: 618).

20 Mayıs 1938 Mustafa Kemal Atatürk, Mersin’de toplanan askeri birliklere saatlerce süren resmigeçit töreni yaptırarak Fransa’ya gözdağı vermek istedi.(Pehlivanlı, 2001: 97).

24 Mayıs 1938 Mustafa Kemal Atatürk, Adana’da toplanan askeri birliklere resmigeçit töreni yaptırarak Fransa’ya gözdağı vermek istedi.(Pehlivanlı, 2001: 97).

31 Mayıs 1938 Başbakan Celal Bayar, verdiği direktifte sınırdaki birliklerin takviye edilerek Hatay sınırı üzerinde harekete hazır hale getirilmesini istedi.(Pehlivanlı, 2001: 97).

06

Haziran 1938 Abdurrahman Melek, Hatay valiliğine atandı.(Pehlivanlı v.d, 2001: 96).

09 Haziran 1938 Hatay yönetiminde yapılan değişikliklere paralel olarak bu tarihte seçimlerin tekrar başlamasına rağmen, sonuçlar Türkler aleyhine gelişmeye devam etti.(Pehlivanlı, 2001: 98).

Afganistan’da bulunan Türk uzmanlar, olağanüstü çabalar gösterdiler. Bunlardan birisi de Prof. Dr. Mehmet Ali Dağpınar’dı. Dağpınar hukuk müşaviri olarak gittiği Kabil’de Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bina ve hoca yokluğuna rağmen kurdu.(Saray, 1997: 275-284).

13 Haziran 1938 Türk ve Fransız temsilciler Sancak’ta güvenliği sağlamak amacı ile görüşmelere başladı.(Umar, 2008: 402). Fransa’nın Suriye orduları kumandanı Orgeneral Huntzinger başkanlığındaki heyetle başlayan müzakereler 3 Temmuz 1938 günü sonuçlandı ve anlaşma imzalandı.(Tekin, 2000: 225).

15 Haziran 1938 Türk İstihbaratı’nın raporunda Suriye, Hatay Devleti’nin aleyhinde çalışmalarını her vesile ile yürütülmekteydi. Fransızlarla görüşmeler yapılırken bir kısım Taşnaklılar Türk ordusunu Hatay’ı işgal edeceği propagandası yürüttükleri bilinmekteydi. Bu konuda Ankara uyarılmaktaydı.(Pehlivanlı,

173

2001: 102, 116).

17 Haziran 1938

Fransa’nın politikasında meydana gelen yumuşamaya parelel olarak Türk ve Fransız hükümetince sancağın toprak bütünlüğünü garanti altına alan 29 Mayıs 1937 anlaşmasının 2. ve 3. maddesine dayanarak 2 ülke askeri heyetleri Antakya’da görüşmelere devam etti. Askeri heyetler arasında başlayan görüşmelerde Fransa, Hatay’a girecek Türk müdahale kuvvetinin sembolik bir kuvvet olmasını istedi.(Pehlivanlı v.d, 2001: 83, 100).

19 Haziran 1938 Mustafa Kemal Atatürk, Savanora Yatı’nda Romanya Kralı Krol’u kabul etti.(Kocatürk, 1983: 621).

24 Haziran 1938 Dışişleri Bakanı Dr. Rüştü Aras'ın Halep'ten geçtikleri sırada Türkiye'yi gezmek, Türk inkılabını ve müesseselerini yakından incelemek isteyen gazetecileri davet etmesi üzerine içlerinde Suriye Maarif Umumiye müfettişi ve Halep vilâyeti maarif müfettişi de bulunan on kişilik bir Suriye gazeteci gurubunun, Ankara-İzmir-İstanbul-Zonguldak güzergâhını izleyecek Türkiye'deki seyahatlerinde idarî bakımdan bir mahzur görülmedi.(B.C.A., Dos. 23984).

26 Haziran 1938 New York Times’da Joseph M. Nevy'nin, "Devletler Türkiye'nin Teveccühünü Kazanmaya Çalışıyorlar" başlıklı Hatay ve Ortadoğu'yla ilgili bir yazı yayımladı.(12/7/1938, B.C.A., Dos. 402477).

05 Temmuz 1938 Türk askeri kuvvetlerinin geleceğini haber alan Hataylılar gece yarısından itibaren sokaklara fırladılar.(Umar, 2003: 192).

03 Temmuz 1938 Avrupa’da harp tehlikesinin büyük boyutlara ulaştığı bir sırada bilhassa Fransa Doğu Akdeniz güvenliği için Boğazlara sahip olan Türkiye ile dostluğun önemini anladı. Bu sebeple Hatay meselesi için masa başına geldi. Türk-Fransız askeri temsilcileri arasında yapılan görüşmeler sonunda Hatay Sancak’ın toprak bütünlüğü ve siyasi statüsünün iki devlet tarafından ortaklaşa korunması ve 2. 500’er kişilik askeri kuvvet göndermesi esas alındı(Sander, 2003: 88; Armaoğlu, 1991: 350).

Hatay ve Ortadoğu'yla ilgili olarak Yunanistan'da Atina'da çıkan "Hükümet Taraftarı Gazete" Proia'da, "Türk-Fransız Anlaşması: Doğu Akdeniz ve Balkanlar bugünkü bulanık dünyanın en duru noktalarıdır" başlıklı bir yazı yayımlandı.(12/7/1938, B.C.A., Dos. 402477).

04 Temmuz 1938 Hatay meselesinin çözümüne yönelik Türk-Fransız Dostluk antlaşması imzalandı.(Pehlivanlı, 2001: 103). Türkiye ile Fransa arasında dostluk anlaşması imzalandıktan sonra Hatay sorunu çözümü

174

kolaylaştı.(tr.wikipedia.org/wiki/Hatay_Devleti, 01.12.2006).

Lozan Antlaşması'nın 31. maddesinin tatbiki dolayısıyla ve 30 Mayıs 1926 tarihli Ankara Sözleşmesi'nin 3. maddesi hükümlerine uygun olarak vatandaşlık tercih hakkını Türkiye, Suriye veya Lübnan lehine kullananlar da olmaktaydı. Ancak Suriye ve Lübnan lehine tercih hakkı kullanan kimselerden bir taraftan Türkiye'ye, diğer taraftan Suriye ve Lübnan'a ikametgâhlarını henüz nakletmemiş olanlar hakkında bu tercih hakkı şartları ve kullanımı için, 4 Temmuz tarihli "Optanlara Mütedair Protokol" imzalanmış ve bu protokolde yer alan şartlar dairesinde tercih haklarının kullanımının temin ettiği kazançları kesin surette kaybedecekleri ve re'sen bir taraftan Suriye ve Lübnan tabiiyetini, diğer taraftan Türkiye tabiiyetini kazanacakları bildirildi(B.C.A., Dos. 402454). Avrupa’daki gelişmeler çevresinde Fransa, Türkiye ile doğu Akdeniz ve balkanlarda bir dayanışma aradı. Anlaşmanın yapılası, esnasında bunu hissettirdi.(Pehlivanlı v.d, 2001: 103).

05 Temmuz 1938 Türk öncü birlikleri Kurmay Albay Şükrü Kanatlı komutasında Paya ve Hassa üzerinden Hatay topraklarına girdi.(Pehlivanlı, 2001: 85, 101; Atatürk’ün Milli Dış Politikası, 1981: 33; ). Suriye'de Şam'da çıkan Fetel-Arab gazetesinde, Hatay ve Ortadoğu'yla ilgili olarak, "İstikbâldeki Millî Vazifemiz: Şam ve Irak'ı Birleştirmeye Çalışmalıyız. İskenderon Felâketinden alınan ders" başlıklı bir yazı yayımladı.(12/7/1938, B.C.A., Dos. 402477).

07 Temmuz 1938 28. 11. 1931 tarihli Türkiye-İngiltere Adli Müzaheret sözleşmesinin Filistin ve Doğu Ürdün arazilerine de uygulanmasını temin etmek için hazırlanan ek sözleşme projesi ele alındı.(B.C.A., S. 2/9191, Dos. 438-26).

Bulgaristan'da Utro'da çıkan G. P. Genof'un, "İngiltere ve Fransa Yakın Şarkda: İngiltere Şark Siyasetini değiştiriyor-Türkiye'nin Anadolu için endişeleri- İngiliz-Fransız Birliği ve Roma-Berlin Mihveri- İskenderun'un hakiki 'Ansohluss'u Neticeler" başlıklı Hatay ve Ortadoğu'yla ilgili bir yazı yayımladı(12/7/1938, B.C.A., Dos. 402477).

Dış İşleri Bakanlığı genel sekreteri Numan Menemencioğlu, Berlin’de Ribbentrop ile yaptığı görüşmelerde Alman Dış İşleri Bakanı Türkiye’nin Montreux ve sancak meselelerindeki davranışı ile revizyonist bir devlet olduğunu, bu yüzden revizyonist devletlerin grubuna katılması gerektiğini söyledi.(Gönlübol-Sar, 1990: 116).

08-10

Temmuz 1938 Bayır, Bucak nahiyesinden köylüler Türk makamlarına gelerek, Suriye makamlarının nahiye müdürleri ve jandarmalar vasıtasıyla baskılarını üç aydır son derece arttırdıkları, şapka giymeyi, Latin harfleriyle kitap ve gazete okumayı ve

175

Türkiye'yi istemediklerine ait Arapça mazbataları zorla imza ettirdikleri ve bu hale tahammül edemeyerek mallarını mülklerini bırakıp Payas civarına hicret etmeyi göze aldıklarını şikayet ederek anlatması üzerine Payas'taki Türk yetkililer kendilerini münasip bir suretle teselli ve teskine ve yerlerine dönmeye iknaya çalışmakla beraber Ankara'dan bu husussa son verdirilmesi temin için gereken teşebbüslerin yapılması istendi(B.C.A., Dos. 402473; Pehlivanlı, 2001: 92, 93).

15 Temmuz 1938 Cevat Açıkalın, Hatay’a giderek, Fransız temsilcisi ile resmi temaslara başladı.(Pehlivanlı, 2001: 106). Milletler Cemiyeti, Hatay konusunda Türkiye’nin itirazlarına dikkati çekerek Seçim Tüzüğü hazırladı.(Armaoğlu, 1991: 350).

22 Temmuz 1938 Hatay konusunda, yeni oluşturulan seçim komisyonu, bir bildiri yayınlayarak Milletler Cemiyeti Seçim Komisyonu’nun bıraktığı yerden seçimlere devam edileceğini açıkladı.(Pehlivanlı, 2001: 107).

24 Temmuz 1938 Halep’te Özbegiye Bahçesinde Fransızların Suriye’ye ilk girdikleri sırada şehit olan Harbiye Nazırı Yusuf Elazma için bir anma merasimi yapıldı.(Pehlivanlı, 2001: 117).

25 Temmuz 1938 Berlin’de imzalanan ticaret antlaşması Türkiye ile Almanya arasında ticari ilişkileri arttıracak hükümler yer aldı. Ticaret antlaşmasında Türk ihraç malları kontejan sınırlaması olmaksızın Almanya’ya girebilme hakkına kavuştu ve iki ülke arasında 1937 de bozulan dış ticaret dengesi tekrar sağlandı.(Çalık, 2002: 819; Kılıç, 2005: 137). Almanlar, Büyükelçi Numan Menemencioğlu’ndan, maden cevheri ve yiyecek maddeleri konusunda kendilerini İngilizlerden geri bırakılmamaları sözünü aldı.(Kılıç, 2005: 137). Almanların Ticaret Bakanı Funk’un Türkiye’yi ziyaretinde 150 milyon Mark’lık bir kredi anlaşması imzalandı.(Armaoğlu, 1991: 353).

16 Ağustos 1938 Halep İtalyan Kulübü Başkanı, 50 kulüp memuru ile birlikte Hatay’a seyahat etti.(Pehlivanlı, 2001: 75).

20 Ağustos 1938 Lozan Anlaşmasıyla Türk-Bulgar ve Yunan sınırları arasında ayrılmış gayr-ı askeri sahanın, Selânik’te Balkan Antantı Devletleriyle Bulgaristan arasında imzalanan antlaşma sonucu ortadan kalkmasıyla, Türk askeri birliklerinin bu bölgeye giriş töreni yapıldı.(Kocatürk, 1983: 623). Antakya, İskenderun ve Kırıkhan kazalarında ikinci derece seçmenler tarafından milletvekillerinin seçileceği ilan

176

edildi.(Pehlivanlı, 2001: 108, 111).

24 Ağustos

1938

Milletvekili listelerinin hazırlanmasından sonra 21 Ağustos’ta listeler ilan edildi ve Hatay milletvekili seçimi yapıldı.(Pehlivanlı v.d, 2001: 112).

25 Ağustos 1938 Hatay’da seçimlerin tamamlamasından sonra, meclisin açılması ve devletin kuruluşu için hazırlıklar hızla tamamlandı. Bu arada Cevat Açıkalın’ın daveti üzerine Tayfur Sökmen, Hatay’a geldi, Halk Partisi ve halk tarafından törenlerle karşılandı. Fransız temsilcisi Collet ile de samimi bir havada görüşme yaptı.(Pehlivanlı, 2001: 112; Umar, 2008: 402).

02 Eylül 1938 Türk-Fransız yakınlaşması ve yapılan meclis seçimlerinden sonra, Meclis, parlak bir törenle ilk toplantısını yaptı ve bağımsız devlet için Hatay Cumhuriyeti adını kabul etti. Atatürk’ün adayı olan Tayfur Sökmen Hatay Cumhurbaşkanlığına getirildi. Hatay devleti gerçekte her yönüyle yapay ve geçici niteliğe sahipti.(Melek, 1991: 65; İlgazi, 2008: 185; Armaoğlu, 1991: 351, Pehlivanlı, 2001: 116).

04 Eylül 1938 Mustafa Kemal Atatürk, Hatay Devlet Başkanlığına seçilen Tayfun Sökmen’e bir tebrik telgrafı gönderdi.(Kocatürk, 1983: 624).

06 Eylül 1938 Toplana Hatay Meclisi, hükümete güvenoyu verdi ve aynı gün Milletler Cemiyeti tarafından hazırlanan Anayasa onaylandı. Devletin resmi adı, “Hatay Devleti” oldu. Milli marş olarak Türk İstiklal Marşı ve yeni bayrak kanunu kabul edildi.(Pehlivanlı, 2001: 110,113).

29 Eylül 1938 Türk Gizli Servisi’nin Ankara’ya aktardığı tespitleri şöyledir: “Hatay Dâhiliye Vekili, Collet’ye yazdığı bir tezkirede: Suriye’den her kim isterse Hatay’a gelebilir. Hatta yolcular için tatbik ettiğimiz takayyüdat ile alakadar değiliz. İsterseniz bu takayyüdatı ref edebilirsiniz. Çünkü biz umumi af ilan ettik” şeklinde aktarıldı.(Pehlivanlı, 2001: 121).

Hitler’in baskısı ve Münih Antlaşmasıyla Sudan bölgesi Almanya’ya verildi.(“İkinci Dünya Savaşının Dış Politikası”, (Çevrimiçi), http://tr.wikipedia.org./wiki/, 05.10.2006).

10 Ekim 1938 Dr.Funk ve Türkiye İktisat Bakanı Şakir Kesebir arasında Ankara’da Almanya’nın Türkiye’ye 150 milyon marklık bir kredi açması kabul edildi.(Çalık, 2002: 819).

12 Ekim 1938 Türk Gizli Servisi verdiği raporda Halep’teki Suriyeli Emniyet Müdürünün gerçekte Suriyeli olmadığını tespit etti.(Pehlivanlı, 2001: 122).

15 Ekim 1938 Türkiye ile İtalya arasında Ankara’da Ticaret ve Tediye

177

Antlaşması imzalandı.(Kocatürk, 1983: 626).

17 Ekim 1938 Türkiye-Suriye, telefon konuşmalarına başladı.(24/10/1938, B.C.A., Dos. 438712).

20 Ekim 1938 Suriye’nin Hatay sınırlarını kapatması üzerine, Hatay hükümeti, Suriye’ye bağlı olarak yönetilen İskenderun gümrüklerine el koydu ve gümrüklerin Hatay Devleti’ne devri için işlemler başlatıldı. Hatay devleti adına vergi alınmaya başlandı.(Tekin, 2000: 200; Pehlivanlı v.d, 2001: 117).

21 Ekim 1938 Hatay Devleti, Suriye sınırını kapattı.(Tekin, 2000: 205).

01 Kasım 1938 TBMM’nin V. Dönem IV. Yasama Yılı açılışında Mustafa Kemal Atatürk’ün konuşması, rahatsızlığı dolayısıyla Celal Bayar tarafından okundu.(Kolesnikov, 2010: 36; tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/5d4yy.htm,22.08.2011.).

10 Kasım 1938 Mustafa Kemal Atatürk, Dolmabahçe Sarayı'nda Öldü.(Irmak, 1973: 248).

178

BİBLİYOGRAFYA

ARŞİV BELGELERİ:

BaşbakanlıkCumhuriyetArşivi (B.C.A.):

B.C.A., S.4260, Dos.436A-3M, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.260.748.5.1.

B.C.A., S, 3666, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.19.36.7, 7/6/1926.

B.C.A., S.1860/61, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.5.29.16/17.

B.C.A., S.2/1482, Dos.86-160, F.Kod.30.18.1.2, Y.No.49.73.20.

B.C.A., S.2/9191, Dos.438-26, F.Kod.30.18.1.2, Y.No.84.62.10.

B.C.A., S.4253, Dos.436/9, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.258.736..5.3.

B.C.A., S.4269, Dos.437/20, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.260.753.1.1.

B.C.A., S.550, Dos.75-5, F.Kod.30..18.1.1, Y.No.2.29.16.

B.C.A., S.731, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.2.38.18.

B.C.A., S.849, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.10.42.5.

B.C.A., S.853, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.10.42.9.

B.C.A., S.524, Dos.402-1, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.9.26.1; .

B.C.A., S.533, Dos.440-3, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.2.28.19.

B.C.A., S.1282, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.12.63.13.

B.C.A., S.1326, Dos.96-12, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.4.45.2.

B.C.A., S.1413, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.4.49.9.

B.C.A., S.1452, Dos.80-3, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.4.51.8.

B.C.A., S.1596, Dos.30-29, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.13.13.6.

B.C.A., S.1516, Dos.97-29, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.4.54.12.

B.C.A., S.1635, Dos.136-36, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.5.18.10.

B.C.A., S.1378, Dos.438-5, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.12.68.8.

B.C.A., S.1919, Dos.97-37, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.5.32..15.

B.C.A., S.3666, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.19.36.7.

179

B.C.A., S.4104, F.Kod.30.18.1.1, Y.No.20.58.6.

B.C.A., Dos.856, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.83.545.6.

B.C.A., Dos.438A1, F.Kod.30..10.0.0Y.No.266.793.1.

B.C.A., Dos.438A, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.266.793.3.

B.C.A., Dos.438A9, F.Kod.30..10.0.0, Y.No: 266.793.9.

B.C.A., Dos.438A24, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.266.793.24.

B.C.A., Dos.1139/40, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.12.71.38/39.

B.C.A., Dos.400-3326, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.221.492.24.

B.C.A., Dos.400-3266, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.221.490.18.

B.C.A., Dos.400-121, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.218.472.21.

B.C.A., Dos.3818, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.45.291.18.

B.C.A., Dos.4962, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.54.357.2.

B.C.A., Dos.6183, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.6.32.21.

B.C.A., Dos.6496, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.7.40.33.

B.C.A., Dos.17423, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.166.153.13.

B.C.A., Dos.23984, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.200.369.3.

B.C.A., Dos.43810, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.262.764.11.

B.C.A., Dos.85107M, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.83.550.5.

B.C.A., Dos.402454, F, Kod, 30.10.0.0, Y, No, 224.510.10.

B.C.A., Dos.402473, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.224.511.1.

B.C.A., Dos.402477, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.224.511..5.

B.C.A., Dos.424414, F, Kod.30.10.0.0, Y.No.238.606..15.

B.C.A., Dos.436105, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.259.741.23.

B.C.A., Dos.438277, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.263.770.33.

B.C.A., Dos.438529, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.264.779.5.

B.C.A., Dos.438712, F.Kod.30.10.0.0, Y.No.264.783.31

180

B.C.A., F.Kod.272..0.0.12Y.No.41.48.24.

MİLLET MECLİSİ ZABIT CERİDESİ

D.I, C. 9, 1 Mart 1921.

D. I, C. 18, 1 Mart 1922.

D. II, C. 10, 1 Kasım 1924.

D. V, C. 20, 1 Kasım 1937.

KİTAPLAR VE MAKALELER:

Acar, İrfan C., (1989), Lübnan Bunalımı ve Filistin Sorunu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

Ahmet, Sadık (1995) “Batı Trakya’da Yaşayan Tür Toplumunun Şikâyetleri ve İstekleri”, Yeni Türkiye, Mart-Nisan 1995 Yıl 1 Sayı 3, Ankara, ss.34-40.

Akpınar, Yavuz (1995) “Türkiye İran İlişkilerinde Azerbaycan’ın Önemi”, Yeni Türkiye, Mart-Nisan 1995 Yıl 1 Sayı 3, Ankara, ss.356-365.

Akşin, Aptülahat, (1991), Atatürk’ün Dış Politika İlkeleri ve Diplomasisi, Ankara, T. T. K., Yay.

Akşin, Sina, (1992), İstanbul Hükümetleri ve Millî Mücadele, Mutlakıyete Dönüş (1918-1919), I, 2. bsk., İstanbul, Cem Yay.

Akyüz, v.d., Yahya, (1997), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I / 1 Türk İnkılabı’nın Hazırlık Dönemi ve Türk İstiklal Savaşı, 5.Baskı, Yüksek Öğretim Kurulu Yayınları, Ankara.

Almanak 20. Yüzyıl, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1986.

Alptekin, İsa Yusuf (1995) “Bağımsızlık Mücadelem”, Yeni Türkiye, Mart-Nisan 1995 Yıl 1 Sayı 3, Ankara, ss.29-33.

Andican, Abat (1995) “Çeçenistan Açmazında Rus Ruleti”, Yeni Türkiye, Mart-Nisan 1995 Yıl 1 Sayı 3, Ankara, ss.307-312.

Aras, Tevfik Rüştü, (2003), Atatürk’ün Dış Politikası, Kaynak Yayınları, İstanbul.

Armaoğlu, Fahir, (1987), 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914-1980), Türkiye İş Bankası Yayınları, Ankara.

181

Armaoğlu, Fahir, (1982), Siyasi Tarih, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara.

Armaoğlu, Fahir, (1994), 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914-1980, Cilt.1, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara.

Armaoğlu, Fahir, (1991), Belgelerle Türk Amerikan Münasebetleri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.

Armaoğlu, Fahir, (1991, 1994), 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914-1980, C. I, Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Armaoğlu, Fahir, (2005), 20.yy. Siyasi Tarihi, 15.Baskı, C.1-2, Alkım Yayınları, İstanbul.

Armaoğlu, Fahir, (1990), 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi Cilt1-2, (1914-1945), Alkım Yayınevi, Ankara.

Armaoğlu, Fahir, Siyasi Tarih (1789-1960), Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları.

Arslan, Ali, (1995), Darülfünun’dan Üniversiteye, Kitabevi Yay., İstanbul.

Atatürk, Kemal, (1987), Nutuk, I, 15. baskı, MEB Yay., İstanbul

Atatürk, Kemal, (2005), Nutuk, Haz. Zeynep Korkamaz, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara.

Atatürk, Mustafa Kemal, (1945), Söylev ve Demeçler (1906-1938), I. Cilt, İstanbul.

Atatürk’ün Milli Dış Politikası 1923-1938, Kültür Bakanlığı Yay. Ankara, 1981.

Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri(1917-1938), C. 4, 1964.

Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C. I, Ankara, 1945.

Ateş, Toktamış, (1980), Türk Devrim Tarihi, Y.Güryay Matbaası, İstanbul.

Ayaşlı, Münevver, (1994), “1 Teşrinasâni ve Ötesi-1”, Tarih ve Medeniyet, S. 9, Kasım, s. 33-38.

Aydın, Mesut, (2001), Türkiye ve Irak Hududu Meselesi, Asam Yayınları, Ankara.

182

Bagidov, Y.A., (2000), Kurtuluş Savaşı Yıllarında Azerbaycan – Türkiye İlişkileri I, Yeni Gün Haber Ajansı Yayınları.

Bağcı, Hüseyin, (1990), Demokrat Parti Dönemi Dış Politikası, İmge Kitapevi, Ankara.

Bal, İdris, Değişen Dünyada Uluslararası İlişkiler, Lalezar Kitapevi, Ankara 2006.

Bal, M.Akif, (2001), Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Akademi Yayınevi, Rize.

Barlas, Dilek, (1997), Atatürk Döneminde Türkiye’nin Balkan Politikası, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara.

Bayrak, M. Orhan, (2000), Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Sözlüğü (1918-2000), Turan Kitapevi, İstanbul.

Bayrak, Orhan, (2000), 1918-2000 Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Sözlüğü, Milenyum Yayınları, İstanbul.

Beden, Aydın- Kurtcephe, İsrafil, (2008), “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Musul-Kerkük Politikası”, Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Cilt: 2, Editör: Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayınları, İstanbul.

Bıyıklı, Mustafa, (2007), “Kronoloji/Zamanbilimi ve Tarih Metodu ve Araştırma Yöntemlerindeki Yeri”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, Sayı: 168, Mayıs-Haziran, ss. 89-106.

Bıyıklı, Mustafa (2006, 2007), Batı İşgalleri Karşısında Türkiye’nin Ortadoğu Politikaları -Atatürk Dönemi-, Gökkubbe Yayınları İstanbul.

Bıyıklı, Mustafa (2008), “Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Orta Doğu’ya Yönelik Siyasi ve Askeri Yaklaşımları ve Politikaları (1917-1938)”, Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Cilt: 2, Editör: Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayınları, İstanbul.

Bıyıklı, Mustafa, (2008), “Uluslararası Politikalar ve Afriavsarya Stratejileri Çemberinde Türkiye’nin Önemi Ve Hayat Sahası”, Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Editör: Dr. Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayınları, Cilt I, İstanbul, ss.11- 35.

183

Bıyıklı, Mustafa, (Aralık 2008), “Kaynakçalı ve Açıklamalı Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası Kronolojisi”, Dumlupınar üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 22, ss.347-388.

Bilge, A.Suat, (2000), Büyük Düş Türk-Yunan Siyasi İlişkileri 1919-2000, 21.Yüzyıl Yayınları, Ankara.

Budak, Mustafa, (1999), “I. Dünya Savaşı Sonrası Yeni Uluslararası Düzen Kurulması Sürecinde Osmanlı Devleti’nin Tavrı Paris Barış Konferansı’na Sunulan 23 Haziran 1919 Tarihli Muhtıra”, Dîvân İlmî Araştırmalar, S: 7, İstanbul, s. 196-200.

Budak, Mustafa, (2002), İdealden Gerçeğe: Misâk-ı Millî’den Lozan’a Dış Politika, 1. bsk., İstanbul, Küre Yay.

Büyüktuğrul, Afif, (1984), Osmanlı Deniz Harp Tarihi ve Cumhuriyet Donanması, 5 c., İstanbul, Genelkurmay Başkanlığı Deniz Kuvvetleri Yay., 1984.

Canatan, Yaşar, (1996), Türk-Irak Münasebetleri(1926-1958), Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.

Canatan, Yaşar, (1995), Türk Irak Münasebetleri (1932-1959), Ankara.

Cebesoy, Ali Fuat, (1955), Moskova Hatıraları, Vatan Neşriyatı, İstanbul.

Cebesoy, Ali Fuat, (1982), Moskova Hatıraları, Ankara, Kültür Bakanlığı Yay.

Cemil Öztürk, Türk Tarihi ve Kültürü, Pegama Yayıncılık, Ankara, 2005.

Cemil, Hee- Soolee – İlhan, İbrahim, (1989), Osmanlı Japon Münasebetleri ve Japonya’da İslamiyet, Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara.

Cemil, Tahsin (1995) “Romen-Türk Dostluğunun Tarihi Temelleri”, Yeni Türkiye, Mart-Nisan 1995 Yıl 1 Sayı 3, Ankara, ss.302-306.

Cerîde-i Resmiye, Gayri resmî Kısım, nr.: 4,, 2 Eylül 1923.

Cleveland, William L, (1991), Batı’ya Karşı İslam, Şekip Arslan’ın Mücadelesi, Terc.: Selahattin Ayaz, İstanbul, Yöneliş Yayınları.

Çalık, Ramazan, (2002), ”Türk Alman İlişkileri (1923-1945)”, Türkler, Cilt16, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara.

Çelebi, Mevlüt, Atatürk Dönemi Dış Politikasında İtalya Faktörü (1923-1938), Türkler, C.16, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002.

184

Çelebi, Mevlüt, Milli Mücadele Döneminde Türk-İtalyan İlişkileri Stratejik Araştırma Merkezi Notları No.1/99, Ankara, Haziran 1999.

Çetinsaya, Gökhan, (2008), “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İran Politikası”, Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Dr. Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayınları, Cilt I, İstanbul, ss. 329–347.

Çiftçi, Kemal, (2010), Tarih, Kimlik, Eleştirel Kuram Bağlamında Türk Dış Politikası, Siyasal Kitapevi, Ankara.

Danışmend, İsmail Hami, (1955), İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, C. IV, İstanbul.

Demiray, Muhittin, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Güvenlik Politikaları Ve Güvenlik Stratejilerinin Gelişimi” Türk Dış Politikası -Cumhuriyeti Dönemi-, Editör: Dr. Mustafa Bıyıklı, Gökkube Yayınları, Cilt I, İstanbul, ss. 91- 141.

Demiryürek, Mehmet, (1994), “Hilâfetin Kaldırılmasının Türk Basınındaki Yankıları-II”, Toplumsal Tarih, S. 12, Aralık.

Doğan, D. Mehmet (1995) “Hilafetin Kaldırılması: Osmanlı Devleti’nin Yok Edilmesi Sürecinin Sonu veya İslam’ın Dünya Siyasetinin Dışına Çıkarılması”, Yeni Türkiye, Mart-Nisan 1995 Yıl 1 Sayı 3, Ankara, ss.565-579.

Duran, Hasan, (2008), “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Dış Politika Anlayışı Ve İlkeleri”, Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Editör: Dr. Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayınları, Cilt I, İstanbul, ss. 35- 53.

Dursun, Davut (1995) “Türkiye İslam Dünyasının Neresinde?”, Yeni Türkiye, Mart-Nisan 1995 Yıl 1 Sayı 3, Ankara, ss.413-419.

Ecevit, Bülent (1995) “Bölge-Merkezli Dış Politika”, Yeni Türkiye, Mart-Nisan 1995 Yıl 1 Sayı 3, Ankara, ss.64-70.

El-Nuaymi, Ahmed Nuri, (1994), “Arap-Türk İlişkilerinin Geleceğine Dair Gerçekçi Temeller”, Arap Türk İlişkilerinin Geleceği: Milletlerarası Platformda Çözüm Önerileri 15-18 Kasım 1993 Arap Birliği Araştırmalar Merkezi Beyrut-Lübnan, Terc.: Ali Çankırılı, İstanbul, Timaş Yay., s. 344-356.

Ermeni Sorunu El Kitabı, (2002), Haz.Şenol Katrancı-Kamer Kasım-İbrahim Kaya-Sedat Laçiner, Ankara Ünv.Basımevi, Ankara.

Eroğlu, Hazma, (1982), Türk İnkılâp Tarihi, İstanbul, MEB Yay.

185

Esmer, Ahmet Şükrü, (1959), “Türk Diplomasisi(1920-1955)”, Yeni Türkiye, İstanbul, Nebioğlu Yayınları, s. 65-95.

Eş-Şa’buni, Muhammed, (1991-1992), “Mevkıfu’l-Buldani’l-Mağaribiye Min Mes’eleti’l-Hilafe 1914-1926”, Tunıs, Camiat Tunıs Al-Ûlâ, Külliyetü’l-Ulûmü’l-İnsaniye ve’l-İctimaiye(yayınlanmamış doktora tezi),

Genç, Reşat, (1997), “Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti” Türk Dünyası II, Yeni Türkiye Yayınları, Temmuz-Ağustos.

Girgin, Kemal, (1994), Osmanlı ve Cumhuriyet Devrimleri, Hariciye Tarihimiz (Teşkilat ve Protokol), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

Gnkur. Atase Arşivi, Kol: İSH, Kutu: 14, Göm: 66, Bel.: 66-1.

Gökbilgin, Tayyib, (1965), Milli Mücadele Başlarken, C. 2, Ankara, Türkiye İş Bankası Yay.

Gönlübol vd., Mehmet, (1974), Olaylarla Türk Dış Politikası (1913-1973), Atatürk Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara.

Gönlübol, Mehmet vd., (1996), Olaylarla Türk Dış Politikası (1919-1995), 9. Baskı, Siyasal Kitapevi, Ankara.

Gönlübol, Mehmet -SAR, Cem, (1974), Olaylarla Türk Dış Politikası, Sevinç Matbaası, Ankara.

Gönlübol, Mehmet- SAR, Cem, (1990), Atatürk ve Türkiye’nin Dış Politikası (1918 -1938), Atatürk Araştırma Merkezi yay., Ankara.

Gönlübol, Mehmet, (1974), Olaylarla Türk Dış Politikası (1919-1973), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Yayınları, Ankara.

Gönlübol, Mehmet, (1997), Atatürk ve Türkiye’nin Dış Politikası, Atatürk Araştırma Merkezi Yay., Ankara.

Gresh, Alain ve Vidal, (1991), Dominique: Ortadoğu: Mezopotamya’dan Körfez Savaşı’na, Terc.: Hamdi Türe, İstanbul, Alan Yay.

Günlübol, Mehmet, (1997), Atatürk ve Türk Dış Politikası, Ankara.

Gürsel, Haluk F., (1968), Tarih Boyunca Türk-Rus İlişkileri, Ak Yayınları, İstanbul.

Gürün, Kamuran, (1991), Türk-Sovyet İlişkileri(1920-1953), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları, Ankara.

186

Güven, Ertuğrul, (2005), ”Türkiye’nin Kafkasya Politikası”, Türk Dış Politikası Sempozyumu 29-30 Nisan 2004, Editör: Hacali Necefoğlu, Kafkasya ve Orta Asya Araştırma Merkezi Yayınları, Kars, ss.85-94.

Güz, Nurettin, (1991), Türkiye’de Basın-İktidar İlişkileri(1920-1927), Ankara.

Güzel, Hasan Celal (1995) “21. Asır Türk Asrı Olacaktır”, Yeni Türkiye, Mart-Nisan 1995 Yıl 1 Sayı 3, Ankara, ss.118-126.

Hâkimiyet-i Milliye, 19 Teşrîn-i sani 1922; 24 Şubat 1924, S. 1053; 24 Teşrîn-i sani 1922, S. 670; 3 Mart 1924; 5 Mart 1924.

Hakov, Cengiz, (1996), Atatürk ve Bulgaristan, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara.

Hale, William, (2003) Türk Dış Politikası 1774-2000, Çeviren: Petek Demir, Mozaik Yayınları, İstanbul.

Harp Akademileri Komutanlığı(1994), Türkiye ABD İlişkilerinin Dünü, Bugünü ve Yarını, Harp Akademileri Yay., İstanbul.

Helmreich, Paul C, (1996), Sevr Entrikaları, Büyük Güçler, Maşalar, Gizli Anlaşmalar ve Türkiye’nin Taksimi, Terc.: Şerif Erol, İstanbul, Sabah Kitapları.

Hilâfet ve Millî Hâkimiyet(1339), Ankara, Matbuat ve İstihbarat Müdüriyet-i Umumiyesi Neşriyatı.

Hilâfet ve Saltanat Meselesi Hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1 Teşrîn-i sanî 1338 Tarihinde Mün’akit Yüz Otuzuncu İçtimaının Birinci Celsesinde Neşr ve İlanı Müttefikan Kabul Edilen Karar Sureti, Beyazıt Devlet Kütüphanesi Mersinli K. Cemal Paşa kitaplığı.

Hüber, Reinhard, (1943), Yeni Türkiye, Avrupaya Giden Yol, Terc.: Osman Zeki Torgay, y. y., Andree Kitabevi.

Irmak, Sadi, (1973), Atatürk Devrimleri Tarihi, Fatih Yayınevi, İstanbul.

İkdam, 3 Mart 1924.

İlgazi, Abdullah (2008), “Milli Mücadele Döneminde İzlenen Dış Politika stratejileri”, Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Cilt: 2, Editör: Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayınları, İstanbul.

187

İnan, A. Afet, (1977), Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi, Ankara, TTK Yay.

İnan, A.Afet, (1977), Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi, İlavelerle İkinci Baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.

İnayet, Hamid, (1991), Arap Siyasi Düşüncesinin Seyri (Seyri der Endişe-i Siyasi-yi Arab), Terc.: Hicabi Kırlangıç, İstanbul, Yöneliş Yay.

Jaeschke, Gotthard, (1989), Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

Kalafat, Yaşar, (1994), Kuzey Afganistan Türkleri ve Karşılaştırmalı Halk İnançları, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul.

Karabekir, Kâzım, (1988), İstiklâl Harbimiz, Merk Yay., İstanbul.

Karaca, Recep, (2001), Kaynakçalı Ermeni Meselesi Kronolojisi(1878-1923), Başbakanlık Basımevi, İstanbul,

Karasar, Hasan Ali, (2005), “Türkistancılık, Avrasyacılık ve Türkiye Türk Dış Politikası Sempozyumu 29-30 Nisan 2004, Editör: Hacali Necefoğlu, Kafkasya ve Orta Asya Araştırma Merkezi Yayınları, Kars, ss.127-132.

Kılıç, Sezen, (2005) Türk-Alman İlişkileri ve Türkiye’deki Alman Okulları (1852’den 1945’e Kadar). Divan Yayıncılık, Ankara.

Kili, Suna, Türk Devrim Tarihi, 3.Basım, Tekin Yayınevi, İstanbul 1982.

Kocatürk, Utkan, (1983), Atatürk ve Türk Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi, Türk Dil Kurumu, Ankara.

Kocatürk, Utkan, (1983), Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi 1918-1938, Türk Tarih Kurumu Basımevi. Ankara.

Kocatürk, Utkan, (1999), Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara.

Kocatürk, Utkan, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi (1918-1938), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1983.

Koçak, Cemil, (1991), Türk Alman İlişkileri (1923-1939) İki Dünya Savaşı Arasındaki Dönemde Siyasal, Kültürel, Askeri ve Ekonomik İlişkiler, TTK Yayınları, Ankara.

188

Koçsoy, Şevket, (1990), Türk-Irak İlişkileri(1932-1963), Hacettepe Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara,

Kolesnikov, Aleksandır, (2010), Atatürk Dönemi Türk-Rus İlişkileri, Rusçadan Çeviren; İlyas Kamalov, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara.

Koloğlu, Orhan, (1994), Gazi’nin Çağında İslâm Dünyası, İstanbul.

Kurat, Yuluğ Tekin, (1976), Osmanlı İmparatorluğunun Paylaşılması, Ankara.

Kutay, Cemal, (1979), Türk Milli Mücadelesinde Amerika, Boğaziçi Yay., İstanbul.

Küççük, Zeynel Abidin, (2004), “Sözde Ermeni Sorunu”, Hava Kuvvetleri Dergisi, Haziran.

Kürkçüoğlu, Ömer, (1978), Türk-İngiliz ilişkileri (1919-1926), Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara.

Lajos, Fekete, (1940), “Yeni Türkiye”, Terc.: Tayyip Gökbilgin, IV Numaralı Türk Tarih, Arkeologya ve Etnografya Dergisinden ayrı basım, İstanbul: Maarif Matpaası.

Lambert, Eduart, (1926), Le Califat: Son Evolution vers une Société des Nations Orientale, Paris, Librairie Orientaliste Paul Geuthner: 13, Jacab, 13.

Lütem, Ömer Engin, (2008), “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Ermenilere Ve Ermeni Sorununa Yönelik Dış Politikası(Lozan’dan Günümüze)”, Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Editör: Dr. Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayınları, Cilt I, İstanbul, ss. 189- 221.

Lütfi Bey, Osmanlı Sarayı’nın Son Günleri, İstanbul, Hürriyet Yay.

Manaz, Abdullah. Siyasi Siyonizm Tarihi.

Matsutani, Hironao, (1995), Japonya’nın Dış Politikası ve Türkiye, Bağlam Yayıncılık, İstanbul.

Melek, Abdurrahman, (1991), Hatay Nasıl Kurtuldu, 3. Baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.

Meram, Ali Kemal, (1969), Türk-Rus İlişkileri Tarihi, Kitaş Yayınları, İstanbul.

189

Mugbisuddin, Oya Akgönenç (1995) “Türkiye’nin Rus Dış Politikası: 1990 Sonrası Gelişmeler ve Bu Gelişmeler Çerçevesinde Dış Politika Tercihleri”, Yeni Türkiye, Mart-Nisan 1995 Yıl 1 Sayı 3, Ankara, ss.444-454.

Muratlı, Ahmet, (2005), “Irak Türkmenlerinin Dünü, Bugünü ve Türkiye” Türk Dış Politikası Sempozyumu 29-30 Nisan 2004, Editör: Hacali Necefoğlu, Kafkasya ve Orta Asya Araştırma Merkezi Yayınları, Kars, ss.66-81.

Muratlı, Ahmet, (2005), “Irak Türkmenlerinin Dünü, Bugünü ve Türkiye”, Türk Dış Politikası Sempozyumu 29-30 Nisan 2004, Editör: Hacali Necefoğlu, Kafkasya ve Orta Asya Araştırma Merkezi Yayınları, Kars, ss.66-81.

Mustafa Kemal, Alem-i İslâma Beyanname, Bayazıt Devlet Kütüphanesi, Nadir Eserler, No: 29004.

Oran, Baskın, (1991), Türk-Yunan İlişkilerinde Batı Trakya Sorunu, Bilgi Yayınevi.

Osmanlı Devri Balkan Harbi, (1965), Genel Kurmay Basımevi, Ankara.

Öke, Mim Kemal, (1991), Musul Meselesi Kronolojisi(1918-1926), İstanbul, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yay.

Öksüz, Hikmet (2008), “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Balkan Politikası” Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Cilt: 2, Editör: Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayınları, İstanbul.

Önder, Mehmet.(1975), Atatürk’ün Yurt Gezileri.

Özbudun, Ergun, (1992), “Atatürk ve Devlet Hayatı”, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi: Atatürkçülük, Atatürkçü Düşünce Sisteminin Temelleri, 3. Baskı, Ankara: Yükseköğretim Kurulu Yay.,

Özcan, Azmi, (1995), “3 Mart 1924 Hilâfetin Sonu”, İzlenim, İstanbul, Mart.

Özcan, Murat, (2005), Tarihin Işığında Yunan Mezalimi, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul.

Özdemir, Hikmet, (2004), Atatürk ve İngiltere, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara.

Özkaya, Yücel.(1981), Türk İstiklâl Savaşı ve Cumhuriyet Tarihi.

Öztürk, Kazım, (1990), Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi Açık ve Gizli Oturumundaki Konuşmaları, C. I, Ankara.

190

Pacteau-Mougel, S.-F. C, (1995), Uluslararası İlişkiler Tarihi, 2. bsk., İstanbul: İletişim Yayınları.

Pehlivanlı, Hamit, (2001), Türk Dış Politikasında Hatay (1918-1939), Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları, Ankara.

Rafık, Abdülkerim, (1994), “Türkiye-Suriye İlişkileri”, Terc.: Sebahattin Samur, Türk Dünyası Araştırmaları, S. 88, Şubat.

Rıggs, Ernest W, (1924), “ The American Board and The Turks”, The Moslem World, Vol. XIV, No: 1, Boston January.

SéKaly, Achille, (1926), Le Congres Du Khalifat (Le Caire, 13-19 mai 1926), ET Le Congres Du Monde Musulman (La Mekke, 7 Juin - 5 Juillet 1926), Paris, Editions Ernest Leroux: 28, Rue Bonaparte, 28.

S. Değerli, Esra (2008), “Lozan Konferansı Süresince Türkiye’nin İzlediği Dış Politika ve Lozan’dan Kalan Dış Politika Meseleleri”, Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Cilt: 2, Editör: Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayınları, İstanbul.

S. Değerli, Esra (2008), “Türkiye’nin Bulgaristan’a Yönelik Dış Politikası (1918-1939)”, Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Cilt: 2, Editör: Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayınları, İstanbul.

Salışık, Selahattin, (1968), Tarih Boyunca Türk-Yunan İlişkileri ve Etnik-i Eterya, İstanbul.

Saray, Mehmet, (2006), Türkiye ve Yakın Komşuları, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınalrı, Ankara.

Saray, Mehmet, (1981), Dünden Bugüne Afganistan, Boğaziçi Yayınları, İstanbul.

Saray, Mehmet, (1996), Yeni Türk Cumhuriyetleri Tarihi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları, Ankara.

Saray, Mehmet, (1997), Afganistan ve Türkler, Kitapevi Basımcılık, 2.Baskı, İstanbul.

Saray, Mehmet, (1999), Türk-İran İlişkileri, Atatürk Araştırmaları Merkezi, Ankara.

Saray, Mehmet, (1998), Türk-Rus Münasebetlerinin Bir Analizi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.

191

Saray, Mehmet, (2005), Ermenistan ve Türk-Ermeni ilişkileri Atatürk Araştırma Merkezi Yay., Ankara.

Semih, Bulut, (2010), Atatürk Dönemi Türkiye-ABD İlişkileri (1923-1938), Girişim Matbaası, Ankara.

Sonyel, Selahi, (2003), Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika II, 2.cilt, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.

Soysal, İsmail (1983), Tarihçeleri ve Açıklamaları ile Birlikte Türkiye’nin Siyasal Antlaşmaları (1920-1945), C.1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

Soysal, İsmail, (1983), Türkiye’nin Siyasal Antlaşmaları, T.T.K Yayınları, Ankara.

Soysal, İsmail, (1990), Türkiye’nin Siyasal Antlaşmaları, Atatürk Kültür Dil Tarih Yüksek Kurumu Yayınları, İstanbul.

Soysal, İsmail, (1997), Soğuk Savaş Dönemi ve Türkiye, Olaylar ve Kronolojisi (1945-1975) İsis Yayınları, Temmuz.

Soysal, İsmail, (2000), Türkiye’nin Siyasal Anlaşmaları C.I, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

Şahin, F.Şayan Ulusan, (2001), Türk-Japon İlişkileri, 1976-1908, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara.

Şapolyo, Enver Behnan, (1949), Türk İnkılâbı Tarihi Notları, Harpokulu Yayınevi.

Şerif’ül-Hasan (Pakistan Basın Ateşesi), (1966), ‘’Atatürk ve Pakistan”, Hayat Tarih Mecmuası, Cilt: 1 Sayı: 3, İstanbul, 1 Nisan.

Şimşir, Bilal N., (1995), “Atatürk’ün Elçileri Üzerine”, Yeni Türkiye, Mart-Nisan 1995 Yıl 1 Sayı 3, Ankara, ss.539-547.

Şimşir, Bilal, (2001), Türkiye Arnavutluk İlişkileri Büyükelçilik Anıları, Asam Yayınları, Ankara.

Tansel, Selahattin, (1991), Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, C.I, IV, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, İstanbul.

Tansı, Deniz, (2005), “ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi ve Türkiye’ye Biçilen Roller”, Türk Dış Politikası Sempozyumu 29-30 Nisan 2004, Editör:

192

Hacali Necefoğlu Kafkasya ve Orta Asya Araştırma Merkezi Yayınları, Kars, ss.50-58.

Tekinşen, Ali/ Önder, Hüseyin, (2008), “Türk Dış Politikaları Üzerine Genel Bir Değerlendirme(XIX. Yüzyıldan Günümüze)”, Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Editör: Dr. Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayınları, Cilt I, İstanbul, ss. 221- 239.

Togan, Zeki Velidi, (1969), Hatıralar, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul.

Turan, Mustafa, (1999), Yunan Mezalimi, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara.

Turan, v.d., Refik, (2006), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, 11. Baskı, Gazi Kitabevi.

Türkdoğan (Yay. Haz.), Berna, (2000), Atatürk Dönemi Dış Politikası, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara.

Türkmen, Zekeriya, (2003), Musul Meselesi Askeri Yönden Çözüm Arayışları (1922-1925), Atatürk Araştırma. Merkezi Yayınları, Ankara.

Uluatam, Özhan, (2001), Cumhuriyet Dönemi İktisadi, Mali Siyasi Olaylar Kronolojisi, 1920-2000, İmaj Yay., Ankara.

Uluatam, Özhan, (2001), Cumhuriyet Dönemi İktisadi, Mali Siyasi Olaylar Kronolojisi, 1920-2000, İmaj Yay., Ankara.

Umar, Ömer Osman (2008), “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Güney Sınır Komşularına Yönelik Dış Politikaları (Suriye-Irak)”, Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Cilt: 2, Editör: Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayınları, İstanbul.

Umar, Ömer, Osman Türkiye-Suriye İlişkileri, Ortadoğu Araştırmaları Merkezi, Elazığ.

Uslu, Nasuh, (2002), Türk- Amerikan İlişkileri, 21. YY Yayınları, Ankara.

Uyanık, M.Mesut, (2004), Türkiye Cumhuriyeti 80 Yıl Kronolojisi, Anadolu Ajans Yayınları, Ankara.

Winstone, H.V.F, (1999), Ortadoğu Serüveni 1898- 1926 Yılları Arasında Ortadoğu’daki Siyasi ve Askeri İstihbaratın Öyküsü, Tercüme: Fuad Davudoğlu, Risale Basın-Yayın, İstanbul.

193

Yakupoğlu, Enver (1976), Irak Türkleri, Boğaziçi Yayınları, İstanbul.

Yalçın, Durmuş, v.d., (2005), Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara.

Yavuz, Bige, (1994), Kurtuluş Savaşı Döneminde Türk-Fransız İlişkileri Fransız Arşivi Belgeleri Açısından 1919-1922, Türk Tarih Kurumu, Ankara.

Yurtsever Ateş, Nevin, (2008), ”Cumhuriyet Türk Dış Politikaları”, Türk Dış Politikası -Cumhuriyet Dönemi-, Editör: Dr. Mustafa Bıyıklı, Gökkubbe Yayıncları, Cilt I, İstanbul, ss. 53- 91.

Âl-i Cündî, Ethem, (1960), Târîhu’s-Sevrât’ü’s-Suriye fî Ahdi’l-İndidâbi’l-Fransî, Şam.

RESMÎ İNTERNET KAYNAKLARI:

TBMM Kütüphane ve Arşivi:

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/1d1yy1.htm, 19.05.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/1d2yy1.htm, 20.05.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/1d4yy.htm, 24.06.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/2d1yy.htm, 30.06.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/2d2yy.htm, 05.07.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/2d3yy.htm, 08.07.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/2d4yy.htm, 13.07.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/3d1yy.htm, 15.07.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/3d2yy.htm, 26.07.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/3d3yy.htm, 26.07.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/3d4yy.htm,29.07.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/4d1yy.htm, 07.08.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/4d2yy.htm, 08.08.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/4d3yy.htm,14.08.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/4d4yy.htm,15.08.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/5d1yy.htm,15.08.2011.

194

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/5d2yy.htm,16.08.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/5d3yy.htm,18.08.2011.

http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/5d4yy.htm, 22.08.2011.

http://www.tccb.gov.tr/sayfa/ata_ozel/video/,02.08.2011.

Atatürk Araştırma Merkezi Web Kütüphanesi:

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=102, 29.05.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=104, 03.06.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=117, 04.06.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=120, 08.06.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=126, 10.06.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=127, 13.06.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=129, 14.06.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=142, 18.06.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=145, 18.06.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=146, 22.06.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=184,01.07.2011

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=187, 01.07.2011.

195

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=188, 04.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=206, 05.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=209, 07.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=211, 07.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=241, 08.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=243, 08.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=245, 10.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=246, 10.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=248, 12.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=259, 14.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=263, 15.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=268, 17.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=269, 17.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=270, 8.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=271, 20.07.2011.

196

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=277, 22.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=278, 22.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=279, 25.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=280, 25.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=281, 23.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=286, 26.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=288, 26.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=289, 27.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=290, 27.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=292, 27.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=293, 27.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=294, 29.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=295, 29.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=296, 29.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=298, 30.07.2011.

197

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=299, 30.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=300, 29.07.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=304, 02.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=315, 02.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=316, 02.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=318, 05.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=321, 07.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=325, 09.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=326, 08.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=327, 09.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=328, 09.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=330, 10.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=331, 10.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=332, 10.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=333, 12.08.2011.

198

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=334, 11.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=335, 11.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=338, 14.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=339, 14.10.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=345, 15.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=348, 16.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=350, 18.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=355, 18.08.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=357, 20.80.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=48, 19.05.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=66,20.05.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=80, 20.05.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=81, 20.05.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=84, 21.05.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=85, 22.05.2011.

199

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=86, 25.05.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=87, 25.05.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=92, 27,05.2011.

http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=SoylevDemecler&IcerikNo=93, 29.05.2011.

‘’İki Halk Kahramanı M.Kemal Atatürk ve M.Ali Cinnah”, http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFE603BF9486D4, 29.10.2006.

Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü:

http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/belirligun/ekim/belirligun_ekim7.htm , 25 Aralık 2005.

DİĞER İNTERNET KAYNAKLARI:

“Türkiye”, http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%Bcrkiye , 29.10.2006.

“HatayCumhuriyeti”, http://tr.wikipedia.org/wiki/Hatay_Devleti, 1.12.2006.

“İkinci Dünya Savaşının Dış Politikası”, http://tr.wikipedia.org./wiki/, 05.10.2006.

“Japonya-Türkiye ilişkilerinin kronolojisi”, http://www.tr.emb-japan.go.jp/T_02/02.htm, 08.12.2006.

“Kronoloji”, (cevirimiçi)http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/kronoloji/index.html , 12.12.2006.

http://www.geocities.com/almanakturkiye/1969.htm, /30/11/2005.

http://www.krnoloji.gen.tr, 01.12.2005.

“Lozan’dan Günümüze Ermeni Sorunu” http://www.ermenisorunu.gen.tr, 22.12.2006.


Recommended