KAZAN-KAZAN TATARLARI TARİHİ
ARAŞTIRMACILARI
ve
ALAN HAKKINDAKİ ESERLERİ
İnci Yelda Şafakcı
Giriş
Araştırmam sonucunda elde ettiğim bilgiler ile Kazan ve Kazan Tatarları tarihi hakkında çalışmaları
bulunan araştırmacıların biyografilerini ve eserlerini genel anlamda özetlemeye çalıştım. Öncelikle
belirttiğim alanlarda çalışmaları olan araştırmacıların hepsinin, burada yer almadığının altını çizmek
istiyorum. Hazırladığım listede bulunan araştırmacıların bazılarının biyografilerine ulaşamadığım gibi
listemin dışında kalan bazı isimleri ise gözden kaçırmış olma ihtimalimi de belirtmeliyim. Ne yazık ki
ülkemizde biyografi alanında içerik bakımından faydalı eserler hazırlanmamakta, Türkiye Diyanet
Vakfı İslam Ansiklopedisi dışında ayrıntılı şekilde biyografi hazırlayan bir yayın da bulunmamaktadır.
Bu sebeple hakkında herhangi bir madde yazılmamış olan araştırmacıların biyografilerine ulaşmak
oldukça zor bir süreç oldu. Bu yüzden bazı araştırmacıları çalışmamın dışında bırakmak zorunda
kaldım. Ayrıca belirtmeliyim ki, araştırmacıların tüm eserleri değil sadece alan ile ilgili olan eserlerine
yer verdim. Araştırmacıları dönemlerine göre sınıflandırarak tanıtmanın doğru olacağını düşünerek,
eski, orta ve modern dönem araştırmacıları olarak bölümlendirdiğim çalışmamda, bu bölümleri
yaşamış oldukları dönemlere göre düzenledim. Aynı dönemde yaşamış olan çağdaşlarını da sırasıyla
verdim. Araştırmacıların doğum tarihleri ve doğum yerleri, aldıkları eğitim ve ilgi alanlarını fazla
ayrıntıya inmeden vermeye çalıştım. Bu sebeple her biri için genel bir çerçeve çizerek, bu şekilde
çalışmamı sonlandırdım. Son olarak aşağıda verdiğim liste ise çalışmanın genel görüntüsünü
belirtmek, içeriği hakkında bir ön bilgi sunmak amaçlıdır.
Eski Dönem Araştırmacıları
Karl Friedrich Fuchs (1776-1846)
Şihabeddin Mercani (1818-1889)
Abdürreşid İbrahim (1857-1944)
Rızaeddin b. Fahreddin (1859-1936)
Vasiliy Vladimiroviç Barthold (1869-1930)
Yusuf Akçura (1876-1935)
Hadi Atlasi (1876-1838)
Abdullah Battal Taymas (1883-1969)
Gaziz (Aziz) Salihoviç Gubaydullin (1887-1938)
Alimcan İbrahimov (1887-1938)
Orta Dönem Araştırmacıları
Akdes Nimet Kurat (1902-1971)
Berthold Spuler (1911- 1990)
Alexandre A. Bennıgsen (1913-1988)
Ali Akış (1918-2011)
Şamil Fatıhoviç Muhamedyarov (1923- )
Mirfatıh Zakiyeviç Zakiyev (1928- )
Mustafa Kafalı (1934- )
Mirkasım Abdulahatoviç Usmanov (1934-2010)
Nadir Devlet (1944 - )
Modern Dönem Araştırmacıları
Azade Ayşe Rorlich (?- )
Ahmet Kanlıdere (1961- )
İsmail Türkoğlu (1966- )
İbrahim Maraş (1967- )
Liaisan Şahin (1973- )
İlyas Kamalov (1978- )
Eski Dönem Araştırmacıları
Karl Friedrich Fuchs (1776-1846) Alman doktor, antropolog ve nümizmat. Karl
Friedrich Fuks mesleki anlamda doktorluk ile ilgilenmiştir. Ancak bunların yanı sıra
antropoloji, arkeoloji, nümizmatik ve tarih ile de ciddi anlamda meşgul olmuştur. 1805 yılında
profesör olan Fuks, 1823- 1827 yılları arasında Kazan İmparatorluk Üniversitesi‟nde
rektörlük görevini üstlenmiştir. 18 Eylül 1776 yılında Nassau, Almanya‟da doğmuştur. İlk
eğitimini ailesinde alan Fuks, 1793‟de babası Johann Friedrich Fuks‟un rektörlük yaptığı
Gerbornskoe‟deki teoloji ile alakalı olan Yüksek Akademi‟de sağlık bilimleri ile ilgili dersler
almıştır. Ancak bu konudaki derslerinin en tesirli olanlarını Göttingen Üniversitesi‟nde
görmüştür. 1798 yılında akademik çalışmalarına başlamış, Marbug Üniversitesi‟nde tıp ve
cerrahi doktoru ünvanı almıştır. Evde ilaç uygulama ile ilgili olan tezini uygulamak amacı ile
1800‟de Rusya‟ya gitmiş ve bir yıl kadar St. Petersburg‟da doktorluk yapmıştır. 1801 yılında
fen bilimleri özellikle de botanik uzmanlık amacıyla bir seyahat gerçekleştirmiştir. Nicholas
Nikitich Bulich mükemmel İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve Rusça bilmesi dolasıyla
Fuks‟tan dil uzmanı olarak söz etmektedir. 1805 sonbaharında yeni kurulan Kazan
İmparatorluk Üniversitesi‟ne profesör olarak atanmıştır. Bu atama büyük bir itibar görmüş,
Göttingen Üniversitesi‟ndeki bilim adamları ile bu görevi süresince sürekli olarak iletişim
içerisinde olmuştur. Kazan İmparatorluk Üniversitesi‟nde bulunduğu yıllar içerisinde
Kazan‟daki hastalıklarla ilgilenirken, Kazan‟ın tarihi, etnografik ve arkeolojik durumuna da
kayıtsız kalmamıştır. Volga bölgesindeki dini törenler, festivaller ve Kazan eyaletinin
insanlarını, aile hayatlarını incelemiştir. Kazan halkı Fuks‟u fazlasıyla benimsemiştir. “Tabib”
ünvanı ile halk arasında meşhur olan Fuks‟a köklü inançlarına rağmen Tatar kadınları dahi
tedavi olmak için başvurmuşlardır. Tatarlardan, Tatarca ve Arapça öğrenen Fuks, Kazan‟da
bulunduğu süre içinde halk tarafından çok sevilmiştir. Eşinin de Çuvaşlar arasında bazı
araştırmalarda bulunduğu bilinmekteir. Sikke ve el yazmalarını toplamaya başlayan Fuks
Kazan‟dan ayrılmadan önce büyük bir sikke koleksiyonunun sahibi olmuştur. 1823 yılında
Urallara bir seyahatte bulunan Fuks burada madencilik ve metalürji işçilerinin hastalıkları
üzerine de bir yazı kaleme almıştır. 1842 yılında evinin yakınında çıkan yangın sonucu ağır
yaralanan Fuks tedavi olmuş ancak, 1846 yılında ağır bir hastalık geçirmesi sonucunda vefat
etmiştir. 1996‟da Tataristan‟da adına bir anıt dikilen Fuks, Kazan fahri vatandaşı seçilmiştir.
Fuks‟un başlıca çalışmaları: Kazan Kenti Kısa Tarihçesi, (Kazan, 1822); Novgorod
Bölgesi, (Kazan,1828).
Şihabeddin Mercani (1818-1889). Tarihçi ve din âlimi. Mercani, atalarının Kazan
yakınlarındaki Mercan köyünden olmaları sebebi ile Mercani lakabıyla tanınmıştır. Doğduğu
köyde, imam olan babası Bahaeddin Hazret'in okulunda başlayan öğrenimini Buhara'da
sürdürmüş, Semerkand'da Kadı Ebu Sait'in zengin kitaplığından yararlanmıştır. On bir sene
Buhara‟da ayrıca iki sene de Semerkand‟da kaldıktan sonra 1849‟da Kazan‟a gelen Mercani,
Kazan‟ın I. mescidinin imamının istifa etmesi nedeniyle imamlığa aday olmuştur. Mahkeme-i
Şer‟iyye tarafından imamlığının tasdik edilmesi üzerine 30 Mart 1850‟de I. mescide imam
hatip ve müderris olarak tayin edilmiştir. Köyünde imamlık, öğretmenlik yapmış, Vasili
Radlof'un yönetiminde açılan öğretmen okulunda tarih ve din dersleri okutmuştur. Bir dönem
İstanbul'a gelerek Şeyhülislam Ahmet Esat Efendi, tarihçi Cevdet Paşa gibi aydın din
adamlarıyla görüştüğü bilinmektedir. Kazan'da boş inançların bırakılması, çağdaş bilim ve
tekniğin benimsenmesi yolunda çalışmıştır. Usul-i cedit adıyla anılan yenilik hareketinin
öncülerinden olan Mercani, Tatar millî şuurunun gelişmesi yolundaki pek çok tarihî esere
imza atmış seçkin bir Tatar aydınıdır. Asıl önemi ise, ıslahatçılık ile modernizm arasındaki
geçiş noktasında bulunmasıdır. Bu durum İslamiyet ile modernliği uzlaştıran yorumları
1870‟lerden itibaren modernlikle daha fazla yüz yüze gelen, fakat dine de bağlı kalmaya
çalışan Rusya Müslümanlarının hayat tarzına uygundur. Mercani birçok ulemaya kıyasen
Rusça öğrenilmesine kesinlikle karşı değildir. Çünkü Tatarların ilerlemesini dini ilimler
yanında fen bilimlerini de öğrenebilmek için Rusça öğrenmeye bağlı tutmuştur. Mercani, 28
Nisan 1889 yılında Kazan‟da vefat etmiştir. Onun sayesinde yaygınlaşan dini ıslahatçı akım
cedidci ulema ile varlığını sürdürmüş ve genç nesil medreselerin ıslahı için yeni usulün
gerekliliğine inanmıştır.
Mercani‟nin başlıca çalışmaları: Müstefadü’l-ahbar fi ahvali Kazan ve Bulgar (2 cilt,
Kazan, 1885, 1890), Mercani‟nin en önemli eseridir. Eserde, İdil- Ural bölgesi
Müslümanlarının Bulgar Devleti‟nin kuruluşundan XIX. yüzyıla kadarki tarihini anlatılır. Dili
Tatarca olup, yazarın vefatından altı ay önce tamamlanmıştır. Birinci kısımda Rus işgalinden
önceki dönem incelenmekte, Bulgarlar üzerine yoğunlaşmakla birlikte Hazar, Burtas, Başkırt,
Kıpçak ve Rus kavimlerinden bahsedilmekte, Saray Devleti, Kazan, Astrahan, Kırım, Sibir
hanlıkları ile Nogay Ordası ve Kazak hanlarının tarihleri ele alınmaktadır. İkinci bölümde ise,
Tatar toplumsal kurumlarının XVIII. ve XIX. yüzyıllardaki durumundan, buralarda görev
yapan kimselerin hayat hikâyelerinden ve Tatar tüccarından söz edilmektedir. Eserin sonraki
baskısında (1989) diğer hanlıkların anlatıldığı bölümler çıkartılmış, bazı olaylar kısaltılarak
verilmiştir. Gılatü’z- zaman fi tarihi Bulgar ve Kazan (Kazan, 1878); Keşfü’l –gıta ‘ani’l-
ebşar bi-aglati tevarihi Bulgar ve ekazibiha’ş-şariha li-zevi’l-i’tibar; el-Feva’idü’l-mühimme
( Kazan, 1297).
Abdürreşid İbrahim (1857-1944). Rusya Türkleri’nin bilinen ilk siyasi temsilcisi,
gazeteci, yazar ve seyyah. Abdürreşid İbrahim, 1857‟de Tobolsk ilinin Tara kasabasında
dünyaya gelmiştir. Babası Buharalı Özbek bir aileden gelen Ömer Bey, annesi Başkurt
Türklerinden muallim Afife Hanım‟dır. Genç yaşta eğitimi için ailesinden ayrılarak Teman
medresesine gitmiş, burada bir süre okuduktan sonra meşhur medreselerin bulunduğu
Kışkar‟a geçmiştir. 1879 yılında Orenburg‟a gelen Abdürreşid İbrahim, hacca gitmek için
İstanbul‟a oradan da Medine‟ye geçmiştir. Hacdan sonra Medine‟ye yerleşmiş, medrese
öğrenimine devam etmiştir. Beş senelik eğitiminin sonunda aldığı icazetnamesi ile 1884‟te
memleketine dönen Abdürreşid İbrahim, Tara‟da müderrisliğe başlamıştır. Müderrisliğe
başlamasından altı ay sonra öğrencileri ile birlikte tekrar hacca gitmiş, onları bir medreseye
yerleştirdikten sonra memleketine dönüp modern okullar açmakla meşgul olmuştur. Daha
sonra Medine‟ye öğrenci götürmek amacı ile İstanbul‟a gittiği sırada burada Livaü’l-hamd
adlı risalesini bastırarak Rusya‟da dağıtmıştır. Ufa‟da Orenburg Şer‟i Mahkemesi‟ne üye
seçilerek burada kadılık yapmış, daha sonra müftü ile arasında çıkan sorunlardan dolayı istifa
etmiştir. 1895 yılında İstanbul‟a giderek Rus Çarlığı‟nın Türklere yaptığı baskı ve
haksızlıkları anlattığı Rus Çarlığı‟nın Türklere yaptığı baskı ve haksızlıkları anlattığı Çolpan
Yıldızı adlı eserini yayımlayıp gizlice Rusya‟ya göndermiştir. 1896‟da Rusya‟ya gitmiş ve
buradaki Rus sosyalistlere Rusya‟daki Müslümanların durumunu anlatmıştır. 1897 yılında
çıktığı seyahatenin ardından 1900‟de Tara‟ya dönmüş, 1902‟de de Petersburg‟da Mirat adlı
dergiyi çıkarmaya başlamıştır. Bu dönemde faaliyetleri dolayısıyla kısa bir süre hapis hayatı
yaşamıştır. Hapisten sonra Petersburg‟da bir matbaa kurmuş burada Müslümanlar arasında
birlik sağlamak amacı ile 1905 yılında Ülfet, 1906 yılında ise Tilmiz adlı dergiyi çıkartmıştır.
1905‟te başlayan hürriyet havası içinde Kazanlı aydınların Rusya Türkleri‟ni bir araya
getirme faaliyetlerinin başına geçerek yoğun bir çalışmanın içerisine girmiştir. Rusya
Türkleri‟nin ilk kongresinde alınan ittifak kararı üzerine bunun gerekçelerini anlattığı Bin
Üçyüz Senelik Nazra adlı eserini neşretmiştir. İkinci kongrede ise Abdürreşid İbrahim ve
arkadaşlarının hazırladığı ittifak nizamnamesi oy birliği ile kabul edilmiştir. Yine bu dönemde
siyasi faaliyetlerine yürüttüğü muhtariyet hareketini de eklemek gerekmektedir. III. Duma
döneminde baskının artması üzerine sürgüne gönderilen Abdürreşid İbrahim ikinci büyük
seyahatine çıkmıştır. 1907 sonlarında başladığı Türkistan gezisi sonunda ailesini de alarak
Kazan‟a yerleşmiştir. 1908 yılında çıktığı seyahatinde ise Çin, Japonya, Mançurya, Kore,
Sibirya, Moğolistan, Hindistan, Hicaz ve Ortadoğu üzerinden İstanbul‟a gitmiştir. Bu
gezisinin hatıralarını Âlem-i İslam adıyla neşretmiştir. Japonya‟da bulunduğu sırada burada
İslam‟ın yayılması için çaba sarfetmiş, bunun için Asya Kuvve-i Müdafaası adlı cemiyeti
kurmuştur. İstanbul‟da bulunduğu dönemde bu seyahatinin etkilerini konferanslar ile
anlatmıştır. Trablusgarp ve Sarıkamış cephelerinde savaşan Abdürreşid İbrahim, bundan
sonraki faaliyetlerine Avrupa‟da devam etmiştir. 1934‟de ailesi ile birlikte yerleştiği
Japonya‟da ömrünün sonuna kadar İslam‟ın yayılması için çalışmıştır. 1944 yılında Tokyo‟da
vefat etmiştir.
Abdürreşid İbrahim‟in başlıca çalışmaları: Gazete ve Dergiler: Mir’at ( Petersburg,
1909); Ülfet (Petersburg, 1905); Tilmiz (Petersburg 1906); Necat (Petersburg 1906); Şirke
(Petersburg, 1907); Tearuf-i Müslimin ( İstanbul, 1910); Cihad-ı İslam (Berlin, 1916).
Bunların dışında İstanbul‟da çıkan Basiret ve Sırat-ı Müstakim, Hindistan‟da Arapça olarak
neşredilen el-Beyan, Kazan‟da oğlunun çıkardığı Beyanülhak, Bakü‟de çıkan Hayat
dergilerinde de yazılar yazmıştır. Telif ve Tercümeleri: Livanü’l-hamd (İstanbul, 1885);
Çolpan (Çoban) Yıldızı (İstanbul, 1895); Bin Üçyüz Senelik Nazra (Petersburg, 1905);
Aftonomiya ya ki İdare-i Muhtariyye (Petersburg, 1907); Asya Tehlikede (İstanbul, 1328);
Tarihin Unutulmuş Sahifeleri (Berlin, 1933).
Rızaeddin b. Fahreddin (1859-1936). Tatar din âlimi, tarihçi ve müftü. Tataristan
Türklerinin fikri hayatında etkili bir isim olan Rizaeddin b. Fahreddin 1858 yılında bir molla
ailesinin çocuğu olarak doğmuştur. Ailesi döneminin eğitimli kişileri arasında sayılmaktadır.
İlk eğitimini annesinden almış, 1867 yılında ise medreseye kaydolmuştur. Çistay
medresesinde aldığı bir yıllık eğitimin ardından, 1869 yılında Selçili köy medresesine
yazılmıştır. Bu yıldan itibaren aralıksız olarak devam ettiği medrese eğitimine, 1879 yılında
son noktayı koymuş ve Astrahan medreselerinde eğitimine devam etmek için çaba
göstermiştir. Ancak Astrahan‟a gitmek arzusu hocası Abdülfettah Efendi tarafından
engellenince bağlı bulunduğu medresede eğitim öğretimini sürdürmüştür. Daha sonra
Buhara‟da okumak istediysede bu isteğinde de başarılı olamamıştır. Ardından İstanbul‟a gitme
hayalleri doğdu ise de maddi koşullar buna engel olmuştur. Eğitim adına kurduğu hiçbir
planını gerçekleştirememiştir. 1879‟da tifoya yakalanınca bir sonraki yıl yapması gereken
askerlik hizmetinden muaf tutulmuştur. 1884 yılında basını İsmail Gaspıralı‟nın çıkardığı
Tercüman gazetesiyle tanımıştır. 1891 yılında Orenburg Müftülüğüne kadı olarak atanmıştır.
Rızaeedin Fahreddin 14 Haziran 1883 yılında Bügülme şehrinin İlbek köyüne ikinci imam
olarak atandıktan sonra medreselerde ders vermeye başlamıştır. 1891-1893 yılları arasında
kadı Maksudov‟un yerine üç yıl kadılık yapmıştır. Böylece, aralıklarla, ama aksamadan 1891-
1906, 1918-1923 yılları arasında kadı, 1923-1936 yılları arasında da molla olarak meslek
hayatı başlamıştır. Sovyet hükümetinin dine karşı açtığı yoğun, sert propaganda ve savaşa
rağmen, Rızaeddin Fahreddin, Rusya‟daki Müslümanların çoğunu başında bulunduğu Ufa
Nezareti etrafında birleştirmeyi başarmıştır. Bölgesinde pek çok mescidin açık kalmasını,
mescidlerde dini derslerin verilmesini, imam ve müezzin çocuklarının fen okullarına
alınmasını, imamlardan alınan aşırı vergilerin kaldırılmasını, tüm Rusya, özellikle de bölge
Müslümanlarının tarihleri için paha biçilmez bir hazine olan Diniye Nezareti arşivinin
korunmasını ve müftülükçe İslam Mecellesi adında bir mecmua çıkarılmasını sağlamıştır.
Rızaeddin Fahreddin düşünce ve faaliyet anlamında her zaman eğitim olgusunun merkezi
olarak hareket etmiştir. Mercani‟nin İslam‟ın doğasında bilimlere büyük değer vardır şiarını
kendi eserlerinde birebir temel düşünce olarak yansıtmaya çalışmıştır. Pratik yaşamdaki
faaliyetlerini de bu düşünce üzerinde sürdürmeye çalışmıştır. Rusya Müslümanlarının
kurultay ve toplantılarında, katıldığı küçük çaplı siyasi çalışmalarda belirleyici tavrını bu
düşünceden yana koymuştur. Rızaeddin Fahreddin rasyonel olgular alanında benimsenmiş
etnik ve dini kimliği koruyarak gelişmiş bir toplum olmanın hayalini gerçeye yansıtma
mücadelesini vermiştir. Özel ve genel anlamda hayata dair faaliyetleri yanında Rizaeddin
Fahreddin bilimsel çalışmalar yapan ve bunları kitaplaştıran fikir adamlarındandır. Geniş
kapsamlı olmasını göz önüne alırsak on altı büyük esere imzasını atmıştır. Din, felsefe,
eğitim-öğretim, coğrafya ve tarih konularında bugün de belli ölçülerde değerini muhafaza
eden, en önemlisi yaklaşık yüz yıl önceki Türk düşünce tarihinin alanlarını tespit ettirecek
eserlere imzasını atmıştır. Rızaeddin Fahreddin eserlerini toplumun her ferdi tarafından
anlaşılacak öğretici bir üslupla kaleme almıştır. Rızaeddin Fahreddin 12 Nisan 1936 yılında
vefat etmiştir.
Rızaeddin Fahreddin‟in başlıca çalışmaları: Rızaeddin Fahreddin‟in en önemli eseri
kuşkusuz Asar’dır (I-II, Orenburg, 1900-1908). Eser, İdil-Ural bölgesinde yaşayan ünlü
Müslüman Türkleri‟in biyografilerini ihtiva etmektedir. Yazma halindeki III. ve IV. Ciltler
halen Ufa‟daki Başkırdistan Fenni Merkezi Tarih, Dil, Edebiyat Enstitüsü Arşivi‟ndedir.
Meşhur Hatunlar (Orenburg, 1903); Ahmed Midhad Efendi (Orenburg, 1913); Tarih: Bulgar
ve Kazan Türkleri (nşr. Enver Hayrullin, Kazan, 1997); Kazan Hanları (nşr. Ravil Emirhan,
Kazan, 1995); Altınorda Hanları (nşr. Ravil Emirhan, Kazan, 1996).
Vasiliy Vladimiroviç Barthold (1869-1930). Meşhur Türkolog, Orta Asya
tarihçisi. St.Petersburg‟da doğdu. 1887 yılında St. Petersburg Sekizinci Okulu‟nu üstün
başarıyla bitirdikten sonra St.Petersburg Üniversitesi‟nin Doğu Dilleri Fakültesi Arap, Fars,
Türk ve Tatar Bölümü‟ne kayıt oldu ve 1891‟de birincilik diplomasıyla mezun oldu. 1891-92
yıllarında Batı Avrupa‟daki şarkiyat çalışmaları hakkında bilgi almak için kendi imkânlarıyla
Finlandiya, Almanya, İsviçre, Kuzey İtalya, Avusturya-Macaristan ülkelerini gezdi.
Döndükten sonra Doğu Dilleri Doğu Tarihi Bölümü‟nde çalışmaya devam etti. 1896‟da ders
vermeye başladı. 1897-1901 yılları arasında St.Petersburg Üniversitesi‟nin Nümizmatik
Arşivi‟nin sorumlusu olarak çalıştı. 1900‟de Doğu Dilleri Fakültesi‟nde “Moğol İstilası
Döneminde Türkistan” adlı doktora tezini başarı ile sundu. 1901‟de Ekstra Ord. Profesör,
1906‟da Ord. Profesör, 1910‟da Bilimler Akademisi‟nin asli üyesi oldu. Araştırma ve eğitim
faaliyetlerinin dışında, bilimsel araştırma amaçlı geziyle Orta Asya, Kafkasya, Batı ve
Güneydoğu Avrupa, ABD, Türkiye ve Mısır‟ı gezdi. Sosyalist Ekim Devrimi‟nden sonra
Barthold‟un bilimsel, örgütsel ve sosyal aktiviteleri daha da artmıştır. Leningrad Şarkiyat
Enstitüsü‟nde, Taşkent, Bakü, İstanbul‟da dersler vermiştir. I.Sovyetler Birliği Türkoloji
Kongresi düzenleyicilerindendir. 670 makale ve kitap yazmıştır. Bunlardan 247 tanesi İslam
Ansiklopesine yazdığı makalelerdir. Arapça, Farsça ve Türkçe‟yi noksansız bilen Barthold,
Orta Asya tarihi araştırmalarını ilmi esaslara oturtan ilk âlimdir. Orta Asya‟yı şekillendiren
muhtelif unsurların karşılıklı etkileşimlerine önem vermiştir. Barthold sadece büyük bir tarihçi
değil, ünlü bir Türk dili uzmanıdır. Bu alandaki çalışmaları arasında en değerlisi kuşkusuz
Rusçaya tercüme ettiği Kniga Moyego Deda Korkuta adlı eseridir. Leningrad‟da vefat etmiş,
Smolensk Mezzarlığı‟na defnedilmiştir.
Barthold‟un başlıca çalışmaları: (Barthold‟un kitap ve makaleleri 1966 yılında bir
araya getirilerek 9 cilt şeklinde yayınlanmıştır). Turkestan v epokhu mongol'skogo nasestvija.
Barthold'un doktora tezi olarak hazırladığı bu eser müellifin kaynaklara hâkimiyeti, sağlam
metodu ve sağlıklı hükümleriyle yayımlandığında ilim âleminin dikkatini çekmişti. Bu sahada
yapılan araştırmaların başında gelen eserin I. cildi İslâmî devir Türk tarihinin başlangıç
dönemiyle ilgili temel kaynak mahiyetindeki metinlerden oluşmaktadır. II. cilt ise asıl
araştırma konusunu teşkil etmektedir. Bu cilt, müellif tarafından düzeltme ve ilâvelerle, H. A.
R. Gibb'in yardımıyla İngilizce'ye çevrilmiştir. Turkestan down to the mongol invasion, E.
Fatih Kerimof tarafından Özbek Türkçesi'ne çevrilen eser
Kerim Kişâverz tarafından
Farsça'ya, Selâhaddin Osman Hâşîm tarafından Arapça'ya, Hakkı Dursun Yıldız tarafından da
Türkçe'ye tercüme edilmiştir); Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler. 1926 yılında
Türkiyat Enstitüsü'nün davetlisi olarak geldiği İstanbul'da Orta Asya Türk tarihi hakkında
verdiği on iki konferanstan oluşmaktadır. Ahmed Said Süleyman'ın Arapça'ya çevirdiği bu
eser aynca Zwöli Vorle-sungen über die Geschichte der Türken MîUelasiens adıyla Almanca
olarak da yayımlanmış, M. Donskis tarafından Almanca‟dan, Fransızca'ya tercüme edilmiştir.
Yusuf Akçura (1876-1935). Siyasetçi, tarihçi ve yazar. 2 Aralık 1876‟da
Moskova‟nın doğusundaki Ulyanovsk‟ta (eski adıyla Simbir) dünyaya gelmiştir. Kazan‟a göç
etmiş Kırım Türkleri‟nden aristokrat bir ailenin mensubudur. Babası çuha fabrikası sahibi
Hasan Bey, annesi ise Bibi Kamer Banu Hanım‟dır. İki yaşında iken babasını kaybetmesinin
üzerine ve annesi ile birlikte yedi yaşına gelmeden İstanbul'a göç etmişlerdir. Kuleli Askeri
Lisesi'nde öğrenim gördükten sonra 1895 yılında Harbiye Mektebi‟ne girmiş, Harbiye
yıllarında Necip Asım Yazıksız‟ın, Veled Çelebi'nin, Bursalı Tahir Bey‟in Türkçülüğe ait
yazıları ile İsmail Gaspıralı‟nın Bahçesaray‟da yayımlanan ve bir ara İstanbul‟da da dağıtılan
Tercüman gazetesi Türkçülük fikirlerinin oluşmasını etkilemiştir. 1897‟de Malumat dergisinde
yayımladığı “Şehabettin Hazret” adlı ilk makalesini Rusya Türkleri ile Osmanlı Türkleri‟ni
tanıştırma amacıyla kaleme almıştır. Okulun ikinci sınıfında iken Türkçülük hareketlerine
katılmaktan dolayı 45 gün ceza almış, Erkân-ı Harbiye sınıfına ayrıldıktan sonra askeri
mahkeme tarafından müebbet olarak Fizan‟a sürgün edilmiş ve askerlikten uzaklaştırılmıştır.
Fizan‟a sürgün edilenler ile beraber 1899‟da Trablusgarp‟a ulaşmış, onları Fizan‟a gönderecek
yol parası bulunamadığından Trablusgarp‟ta hapsedilmişlerdir. İttihat ve Terakki Partisi‟nin
girişimleri sonucu bir süre sonra şehir içinde serbest dolaşma izni ve bazı resmi görevler alan
Akçura, aynı yıl kendisiyle birlikte sürgün edilmiş olan Ahmet Ferit Bey (Tek) ile Fransa‟ya
kaçmıştır. Yusuf Akçura, Paris‟te üç yıl Siyasal Bilgiler Okulu'na devam etmiş, Türkçülük
fikirleri yaşamının bu döneminde olgunlaşmıştır. Okulda, Albert Sorel gibi ulus öğretisinin
üzerinde ısrarla duran profesörlerden dersler almıştır. Eski bir Jön Türk olan Türk mülteci Dr.
Şerafettin Mağmumi‟nin telkinlerinin de Akçura‟nın görüşlerinde etkili oluğu bilinmektedir.
“Osmanlı Devleti Kurumlarının Tarihi Üstüne Bir Deneme” adlı tezini vererek okuldan,
üçüncülükle mezun olmuş, 1903 yılında, İstanbul‟a dönmesi yasak olduğu için amcasının
yanına Kazan‟a giderek orada dört yıl kalmıştır. Tarih, coğrafya, ve Osmanlı Türk Edebiyatı
öğretmenliği yapmış, Ahmet Rıza'nın çıkardığı Şura-ı Ümmet ve Meşveret gazetelerinde adsız
yazıları yayımlanmıştır. Kazan‟da iken yazdığı ve onu Türk siyasal hayatında meşhur eden
“Üç Tarzı Siyaset” isimli makalesi 1904 yılında Mısır‟da yayımlanan Türk adlı gazetede
çıkmıştır. Akçura, İstanbul‟a geldiği 1908 yılına kadar Kazan‟da siyasel ve kültürel
faaliyetlerde bulunmuş, Türkçülük fikrini yaymak üzere Kazan Muhbiri adlı bir gazete
çıkartmıştır. Gaspıralı İsmail, Alimerdan Topçubaşı, Abdürreşid İbrahim gibi isimlerle birlikte
1905'te Rusya Müslümanları İttifakı adında büyük bir partinin kurulmasında öncülük etmiştir.
Kuzey Türkleri bu parti sayesinde ilk kez Duma‟ya temsilci göndermiştir. 1907‟de Rusya‟da
meclis dağıtılmış, kanunlar Rus olmayanlar aleyhine değişmişti. Bu gelişmelere karşı yayın
yapan Akçura, tutuklanmak için arandığı sırada Osmanlı Devleti‟nde II. Meşrutiyet‟in ilan
edildiğini öğrenmiş ve işlerini tasfiye edip 1908 yılının Ekim‟inde İstanbul‟a gitmiştir.
İstanbul‟a geldikten sonra Darülfünun‟da ve Mülkiye Mektebi‟nde tarih dersleri
vermiş, bütün ısrarlara rağmen İttihat ve Terakki Partisi‟ne mensub olmamıştır. 25 Aralık
1908'de İstanbul‟da, Ahmet Mithat, Emrullah Efendi, Necip Asım, Bursalı Fuat Raif, Feylesof
Rıza Teyfik ve Ahmet Ferit (Tek) ile birlikte Türk Derneği'nin kurucuları arasında yer almıştır.
Ancak Türk Derneği‟nin ömrü kısa olmuş, yerine 18 Ağustos 1911„de Türk Yurdu Derneği
kurulmuş, Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Hikmet, Ağaoğlu Ahmet, Hüseyinzade Ali Bey,
Doktor Akil Muhtar Bey ile birlikte Akçura da kurucular arasında yer almıştır. Derneğin yayın
organı olan Türk Yurdu dergisini on yedi yıl boyunca idare etmiş, 1912‟de kurulan Türk
Ocağı‟nın kuruluşunda da aktif rol almıştır. Yusuf Akçura, Rusya‟daki Türklerin haklarını
korumak için de büyük bir siyasi örgüt olan Rusya Mahkûmu Müslüman Türk-Tatarların
Hukukunu Müdafaa Cemiyeti ile çeşitli Avrupa ülkelerinde Rusya‟daki Türklerin haklarını
dile getiren konferanslar vermiştir. 1918 yılında Rusya‟daki Türk esirleri kurtarmak için
Hilâl-i Ahmer Cemiyeti temsilcisi olarak Rusya‟ya gitmiş ve bir yıl orada kalmıştır. 1919
yılında yurda döndüğünde ise arkadaşı Ahmet Ferit Bey‟in kurduğu siyasi bir parti olan Milli
Türk Fırkası‟na katılmıştır. Aynı yılın sonunda İngilizler tarafından tutuklanmış, 1920‟de
hapisten çıkınca Milli Mücadele‟ye katılmak üzere Anadolu‟ya geçmiştir. Hariciye
Vekâleti'nde genel müdür olarak görev yapmış ardından 1923 yılında İstanbul mebusu
seçilerek meclise girmiştir. 1925 yılında Ankara Hukuk Mektebi‟nde siyasi tarih dersleri
vermeye başlayan Yusuf Akçura, 1931‟de Mustafa Kemal tarafından Türk Tarih Kurumu‟nun
kuruluşunda görevlendirilmiş ve ertesi yıl kurumun başına getirilmiştir. I. Türk Tarih
Kongresi‟ni yönetmiş, 1933 üniversite reformundan sonra ise İstanbul Üniversitesi'nde siyasi
tarih profesörü olmuştur. Yusuf Akçura, 11 Mart 1935'te geçirdiği kalp krizi sonucunda
İstanbul‟da vefat etmiş, cenazesi Edirnekapı Şehitliği‟ne defnedilmiştir.
Yusuf Akçura‟nın başlıca çalışmaları: Üç Tarzı Siyaset (İstanbul, 1327); Türkçülük
akımının manifestosu olarak kabul edilen 32 sayfalık makalesinde Akçura, Osmanlı
İmparatorluğu'nun tekrar toparlanabilmesi için üç ana görüşün bulunduğunu (Osmanlıcılık,
İslamcılık, Türk Milliyetçiliği)ve bunlar arasında en uygununun Türk Milliyetçiliği doktrini
olduğunu savunmuştur. Eski Şura-yı Ümmet’te Çıkan Makalelerimden ( İstanbul, 1329);
Muasır Avrupa’da Siyasi ve İçtimai Fikirler ve Fikri Cereyanlar (İstanbul, 1339); Siyaset ve
İktisat Hakkında Birkaç Hitabe ve Makale (İstanbul, 1340); Ulum ve Tarih (Kazan, 1906); Üç
Haziran Vak’a-i Müessifesi (Orenburg, 1907); Rusya’daki Türk- Tatar Müslümanlarının
Şimdiki Vaziyeti ve Emelleri (İstanbul, 1914); Şark Meselesine Ait Tarih-i Siyasi Notları
(İstanbul, 1928); Türk Yılı 1928 ( I-IV, İstanbul, 1927-1935);; Ta Kendim yahut Defter-i
Amalim (İstanbul, 1944).
Hadi Atlasi (1876-1838). Siyasetçi, tarihçi. Kazan Türklerinin tanınmış tarihçi ve
milliyetçilerinden olan Atlasi, 1876 yılında Simbirsk‟in Buva kazasındaki Çeki köyünde
dünyaya gelmiştir. İlk tahsilini babasının yanında, küçük bir medresede yaptıktan sonra
Buva‟daki daha büyük bir medresede eğitimini tamamlamıştır. Eğitimi sırasında usul-i cedid
fikri ile tanışan Atlasi daha sonra imam olduğu köyde halkı aydınlatmak için faaliyetlerde
bulunmuştur. Rusya‟da meşrutiyet günlerinde II. Duma‟ya Samara ilinden mebus seçilmiştir.
Burada işçiler zümresinin arasında yer almış, Rusya‟daki Türk Müslümanları Ruslaştırma
politikasından dolayı Çar Hükümeti‟ni şiddetle eleştirmiştir. Bunun için Yeni Nizam ve
Ulemamız adlı bir eser yayınlamıştır. Ancak II. Duma dağıldıktan sonra bu eseri yazdığı için
takibata uğramış, bir ay hapis yatmıştır. Böylece bir daha mebus seçilme hakkını kaybetmiş,
bu suretle de siyasi faaliyetleri sona ermiştir. Bundan dolayı Arapça, Farsça ve Rusça bildiği
için tarih kaynaklarına eğilerek bu iş ile ilgilenmeye başlamıştır. Tarihçilik sahasındaki ilk
eseri, 1912‟de çıkan Sibir Tarihi’dir. Ardından 1913‟de çıkan Kazan Hanlığı eseri ile tanınmış
ve tarihçi ünvanını almıştır. Siyasi faaliyetlerden zevk duyan Atlasi, I. Rusya Müslümanları
Kongresinde aktif roller üstlenmiştir. Bolşevik İhtilali onun milli faaliyetlerini sekteye
uğratmıştır. Fakat 1919 ilkbaharında Kolçak (Beyaz Ruslar) kuvvetleri Bügülme‟yi aldıktan
sonra, Hadi Atlasi zamanında Zemstvo‟ya seçilmesi ve belediye azalığı yapması sebebiyle
Bügülme şehir idaresinde bir vazife almıştır. Bu defa Kızılların gelmeleri ile Atlasi, Beyazlar
ile birlikte gitmiş, bir müddet sonra da Bakü‟ye geçmiştir. Bakü‟de 1920‟de toplanan Şark
Milletleri Kongresi‟ne gayri resmi olarak katılmıştır. Kısa süre sonra Bügülme‟ye dönmüş,
Bolşevik makamları kendisine dokunmamış hatta okullarda Almanca hocalığı yapmasına
müsaade etmişlerdir. Fakat 1936-38 yıllarında başlayan takibatlar, aydınların öldürülmeleri ve
kamplara gönderilmeleri gibi olaylar sırasında Hadi Atlasi de Lubyanka hapishanesine
gönderilmiştir. Ondan sonraki akıbeti bilinmemektedir. O dönemde Solovki‟deki kampta
bulunan bir kişi, Hadi Atlasi‟nin 1938‟de henüz hayatta olduğunu anlatmıştır. Solovki‟de iken
hayatını kaybettiği düşünülmektedir.
Hadi Atlasinin başlıca çalışmaları: Kazanskoye Hanstvo (Kazan, 1913); Süyüm-Bike
(Kazan, 1914).
Abdullah Battal Taymas (1883-1969). Dil uzmanı, tarihçi ve yazar. Milli mücadele
ruhunu ölünceye kadar kaybetmeyen, Tatar asıllı Abdullah Battal Taymas, Orenburg ve
Troyskiy medreselerinde diniyat ve Arabiyat öğrenimi gördükten sonra Mısır‟a gitmiştir.
Mısır‟da Arapça öğrendikten sonra 1908‟de Rusya‟ya dönmüş, askerlik vazifesini yerine
getirdikten sonra Troyskiy şehrinde öğretmenlik görevine getirilmiştir. 1913‟te Kazan‟da
çıkan Yulduz gazetesinde yazı kurulu müdürlüğüne seçilmiştir. 1917‟ye kadar bu görevde
kalan Taymas, 1917 ihtilali üzerine bu gazeteden ayrılmış, daha sonra avukat Fuad Tuktar‟ın
yayınladığı Kurultay gazetesinin sekreterliğini yapmıştır. Bu gazetenin kapatılmasının
ardından on üç sayı olarak Altay gazetesini yayımlamıştır. Daha sonra Sibirya‟ya kaçmak
zorunda kalan Taymas, Kızılcar (Petropavlosk) şehrinde arkadaşlarıyla birlikte Mayak adlı
küçük bir gazete kurmuştur. 1921‟de Finlandiya‟ya sığınan Taymas, 1925 yılında İstanbul‟a
gelmiştir. 1927 yılında Matbuat Umum Müdürlüğü‟nde Rusça mütercimliğine tayin edilmiştir.
Bir süre sonra Matbuat Umum Müdürlüğü‟nün Dışişleri Bakanlığı‟na bağlanması üzerine
dışişlerinde görev almıştır. 1932 yılında İstanbul‟da toplanan I. Türk Dil Kurultayı‟nda
Çağatay ve Osmanlı dilleri üzerine bir tez sunmuştur. Türk Dili Tetkik Cemiyeti‟ne üye olarak
cemiyetin çeşitli çalışmalarında yer almıştır. Taymas‟ın tercüme ettiği İbnü Mühenna Lugatı
adlı eser ile Büyük Kırgız Sözlüğü daha sonra Türk Dil Kurumu adını alan Türk Dili Tetkik
Cemiyeti tarafından basılmıştır. 1947 yılında emekli olan Taymas, İstanbul‟a yerleşmiştir.
Yazı hayatına devam ederek Türk Kültürü, Türk Yurdu, Türk Dil Kurumu’nun Yıllık Bülteni’ne
makaleler yazmıştır. Dış basında da yazarın bazı makaleleri yabancı dillere çevrilmiştir.
Arapça, Farsça, Rusça ve Fince bilen Taymas, Türk tarihi, edebiyatı ve dili üzerine yapmış
olduğu çalışmaların yanı sıra Kazan tarihini de yazmış, Kazan Türkleri büyüklerinin
hayatlarını kitap şeklinde neşrederek büyük hizmetlerde bulunmuştur. Kendi hayatının bir
bölümünü teşkil eden Ben Bir Işık Arıyorum adlı eserinden başka hayat hikâyesini
düzenleyerek neşretmek istemiş, ancak vefatı dolayısıyla bu gerçekleşememiştir.
Taymas‟ın başlıca çalışmaları: Kazan Türkleri (İstanbul, 1925) (yeni baskı: İstanbul,
1996); Eser, Rus istilasından önce ve istiladan sonra olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır.
Birinci kısımda, eski Türklerin medeniyeti, Kazan Ordası ve Rus hâkimiyetine geçiş
anlatılırken, ikinci kısımda ise istiladan sonraki Kazan‟ın durumu, Başkurt ayaklanmaları, II.
Katherina‟dan sonra Kazan‟daki kültürel faaliyetler, usul-i cedid, I. ve II. Rus İhtilalleri ile
Sovyet devri anlatılmaktadır. Son söz olarak ise, Kazan Türkleri başlığı altında isim meselesi,
bunun üzerine fikirler, Mercani ve Nasiri ile Bulgar ve Kazan anlatılmıştır; İstoriya Tatar
(Kazan, 1912); Rus İhtilalinden Hatıralar (1917-1919) (İstanbul, 1947).
Gaziz (Aziz) Salihoviç Gubaydullin (1887-1938). Tatar tarihçi ve edebiyatçı.
Kazan şehrinde doğan Gubaydullin, ilk eğitimini medresede almış, gençliğinde L. N.
Tolstoy‟un ve sosyalizmin ideolojileriyle ilgilenmiştir. Kazan Üniversitesi‟nden 1916 yılında
mezun olmuştur. 1913 yılında yenilikçi ulemadan Mercani‟nin doğum yıl dönümü sebebiyle
bir mecmua komisyonunun kurulmasını sağlamıştır. Üniversitede değişik idari görevlerde
bulunmuştur. 1925 yılında Bakü Devlet Üniversitesi‟ne geçen Gubaydullin, Türk-Tatar
Halkları Tarihi bölüm başkanlığı, Şarkiyat Üniversitesi dekanı olmuştur. 1924-1937 yılları
arasında aralıklı olarak Azerbaycan Devlet Arşivi‟nde kıdemli uzman, yayın-basın bölüm
başkanı olarak çalışmıştır. Araştırma alanını genişleterek Tatar ve Başkurt tarihi dışında diğer
Türk Halklarının tarihiyle de ilgilenmeye başlamıştır. Bakü‟de gerçekleştirilen I.Türkologlar
Kongresi‟ne katılmıştır. 1930‟lu yıllardan itibaren Gubaydullin “Milliyetçi”, “Burjuva
Tarihçisi”, “Turancılık” suçlamalarına maruz kalmış, 1937 yılında tutuklanmış, 1938 yılında
ise ölüm cezasına çarptırılarak Kazan şehrindeki İçişleri Halk Komiserliği binasında kurşuna
dizilmiştir. 1998 yılında itibarı iade edilmiştir.
Gubaydullin‟in başlıca çalışmaları: Polojeniye Jenşinı u Türko-Tatarskih Narodov s
Drevneyşih Vremön Do Timura (Kazan, 1914); İstoriya Tatar (Kazan, 1924); İstoriya Tatar
(Moskova, 1994); “Uçastiye Tatar v Pugaçevşine”, Novıy Vostok, N. 1, 1925, s. 262-268; “İz
Proşlogo Tatar”, Materialı Po İzuçeniyu Tatarstana. Sbornik Statey, No. 2 (Kazan, 1925), s.
71-111; “Dokument o Dvijeniyi Sredi Tatarskih Krestyan v 1978 Godu”, Vestik Nauçnogo
Obşestva Tatarovedeniya, No. 1-2, 1925, s. 38-40; Razvitiye İstoriçeskoy Literaturı u Türko-
Tatarskih Narodov, (Bakü, 1926).
Alimcan İbrahimov (1887-1938). Dil âlimi, tarihçi, edebiyatçı ve tenkitçi. 12 Mart
1887'de Başkurdistan‟ın merkezi olan Ufa'nın güneyinde, Sultanmurad'ta doğmuştur. Alimcan
ilk eğitimini babasından almış, okuma yazma, hesap ve İslamiyet‟in temel bilgilerini
öğrenmiştir. Köylerindeki Rus-Tatar okulunu bitirdikten sonra ailesi, Orenburg'da usul-i cedid
sistemiyle eğitim vermekte olan Hüseyniye Medresesi‟ne göndermişler ancak biraz hasta
olması nedeniyle medrese idaresi onu kabul etmemiştir. Bunun üzerine yine bu şehirde
bulunan Veli Molla Medresesi‟ne gitmek durumunda kalmıştır. Medresede okuduğu sırada
Ufa'da faaliyet göstermekte olan "el-ıslah” adlı reform hareketine katıldığından hocaları ile
anlaşmazlığa düşmüş ve medreseden ayrılmak zorunda kalmıştır. 1906 yılının sonbaharında
Ufa'da bulunan Aliye Medresesi‟ne geçmiştir. Alimcan İbrahimov bu medresedeki ilk yılının
yaz tatilinde Kafkasya'ya giderek burada çeşitli köylerdeki Tatar çocuklarına okuma yazma
öğretmeye çalışmış, ilk hikâyesi olan Zeki Öğrencinin Medreseden Kovulması‟nı Kafkasya'da
bulunduğu sırada yazmıştır. 1909 yılında yazdığı Kur’an Allah’tan mı Değil mi adlı risalesi
yüzünden Aliye Medresesi‟nden ayrılmak zorunda kalmasından sonra Kazak bölgelerinde,
Ural'da çeşitli işlerde çalışmış, Astrahan bölgesinde muallimlik yapmıştır. 1909 yılının
sonlarında üniversiteye girmek gayesi ile Kazan'a geldi ise de üniversiteye girmesi mümkün
olmamıştır. 1910-1912 yılları arasında Kazan'da yaşamış, 1912 yılının sonunda Kiev'e giderek
Kiev Üniversitesi'nde misafir öğrenci olarak derslere devam etmiştir. Kiev'de tanıştığı bazı
Türk-Müslüman ve Rus sosyalist gençleriyle görüşerek Çar rejimi aleyhine çalışacak gizli bir
teşkilat kurulması çalışmalarına katılmış, 1913'de Kiev'de bulunan öğrencilerle toplantıda
bulunduğu sırada, toplantının ihbar edilmesi üzerine tutuklanmıştır. Kısa süreli hapis
hayatından sonra yeniden Kazan'a dönmüş ve burada çıkmakta olan An dergisinde çalışmaya
başlamış, dergide çalıştığı sırada Aliye Medresesi'nde hocalık yapmıştır. Daha önceki yıllarda
komünistlerle çok sıkı bir ilişkisi olmamasına rağmen, Ekim İhtilali'nin ilk günlerinden
itibaren aktif olarak sosyalistlerin arasında katılmış, Aliye Medresesi'ndeki görevini bırakarak
Ufa Müslümanları Arasında Halkçılığı Yayma Komitesi‟nde görev almıştır. Rusların Sosyalist
Revolüsyoner partisine katılarak 1917 yılında Fatih Seyfi Kazanlı ile birlikte İrek adlı bir
gazete çıkarmış ve müslüman askerlerini burjuvaziye karşı teşkilatlandırmaya çalışmıştır.
1918 yılının ocak ayında Stalin'in daveti üzerine Merkez Müslüman Komiserliği başkanı
Mollanur Vahitov'un yardımcılığını üstlemiştir. 16 Ocak 1918'de Petrograd'da çıkmaya
başlayan Çulpan isimli gazetenin redaktörü ve kurucusu olarak Tatar- Başkurt Cumhuriyeti
hakkında çok sayıda yazı yazmıştır. 1924 yılının şubat ayında Moskova'da toplanan Tatar-
Başkurt öğretmenler kurultayına katılmış, bu toplantıda millî mekteplerin geliştirilmesi,
eğitimin ıslah edilmesi ve yeni programların hazırlanması meseleleri üzerine çalışmıştır.
1925-1927 yılları arasında ise Tataristan Cumhuriyeti Eğitim Bakanlığı'nda görev yapmıştır.
1927- 1938 yılları arasında Kırım ve Yalta'da verem tedavisi görmüş, hasta olmasına rağmen
1938 yılında tutuklanarak Kazan'a getirilmiştir. Tatarların millî bağımsızlığına önem vermek,
devrim öncesi Tatar kültürünü yüceltmek, Tatar aydınlarının rolünü öne çıkarmak, Rus
komünistlerini Çarlık jandarmasıyla kıyaslamak gibi suçlardan yargılanmış ve 21 Ocak
1938'de hapishane revirinde vefat etmiştir.
İbrahimov‟un başlıca çalışmaları: Tatar Medeniyeti Nindi Yol Belen Baraçak (Kazan,
1927); Sosyalizm içinde milliyet meselesini ele almakta olup Tatar kültürünün Rus kültürü
tarafından yok edilmek istenmesine karşı bir isyan niteliğinde olan eser, Tatar birliğinin Tatar
kültürünün gelişmesinde oynayacağı role ve Tatarların diğer Türk unsurlarla ilmi ve kültürel
alışverişinin önemine işaret etmektedir. Boringi İslam Medeniyatı (Orenburg,1909); Tatar
Studentları Herekete Tarihınan Keçkene Ber Hatire (Kazan, 1922); Tatarlar Arasında
Revolyutsiya Hereketlere (Kazan, 1925); Ural hem Uralçılar (Kazan, 1927). Bunların dışında
İbrahimov‟un hikâye, dil ve edebiyat üzerine yazdığı çok sayıda eser bulunmaktadır.
Orta Dönem Araştırmacıları
Akdes Nimet Kurat (1902-1971). Tarihçi, akademisyen ve yazar. 1902 Nisanında
Kazan'ın Berkete köyünde doğmuştur. Babası Tâhir Şahmurad, annesi Şâkire İrfan'dır.
1920'de Bügülme Lisesi'nden mezun olmuş, öğrenimini Almanya'da sürdürmek amacıyla
1922'de Rusya'dan ayrılmıştır. Ancak 1924‟de İstanbul'a giderek Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlığına geçmiştir. İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi'nde felsefe ve tarih
eğitimine başlamış, Ağustos 1925'te Fuad Köprülü tarafından Türkiyat Enstitüsü'ne asistan
olarak alınmıştır. Mayıs 1928'de tarih bölümünden mezun olan Kurat, 1929'da Almanya'ya
gönderilmesiyle, Breslau ve Hamburg üniversitelerinde Doğu Avrupa, Bizans tarihi, felsefe ve
ekonomi eğitimi almıştır. Dönüşünde de orta zamanlar tarihi doçent adaylığına getirilmiştir.
Kurat, Uppsala Üniversitesi'nde ders vermek ve Stockholm Devlet Arşivi'nde araştırmalarda
bulunmak üzere İsveç'e gitmiştir. Berlin, Viyana, Paris ve Londra gibi merkezlerin arşiv ve
kütüphanelerinde de çalışmıştır. Yurda dönünce bir müddet Denizli Lisesi, Gazi Terbiye
Enstitüsü gibi kurumlarda tarih öğretmenliği yapmış, 1941 Eylülünde Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi'nde yeni açılan Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne doçent olarak tayin edilmişitr.
1944'te profesör olan Kurat, 1954'te Ortaçağlar tarihi profesörlüğüne getirilmiştir. 1946-
1947'de İngiltere'de ve 1961-1962'de Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunarak
araştırmalarını sürdürmiştir. 1954-1955'te ise Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde dekanlık
yapmıştır. Kurat‟ın Türk lehçelerinden başka Rus, Leh, Alman, Fransız, İngiliz ve İsveç dili
bilmesi, sağlam metodu, meslek disiplini ve üstün gayreti yanında bu donanımı kendisine,
kaleme aldığı eserleri için kaynak ve belgelere ulaşma ve onları kullanma imkânını diğer
meslektaşlarından çok daha fazla vermiştir. Rus idaresinde kalan Türk topraklarından gelmiş
bir ilim adamı olarak Rus ve Türk tarihine özel ilgi duymuş, bu arada Türkiye'deki siyasî
gelişmeleri ve ideolojik seyri de yakından takip etmiş, bu anlamda güncel tartışmalara
katılmaktan kaçınmamıştır. Ancak bunların ilmî mesaisine yön vermesine müsaade etmemiş,
çeşitli dergi ve gazetelerde bazen takma adla yayımladığı bu tür yazılarını meslekî kimliği
dışında tutmaya çalışmıştır. 28 Ağustos'ta Ankara'dan İstanbul'a giderken geçirdiği kaza
sonucunda ağır yaralanmış ve vefat etmiştir.
Kurat‟ın başlıca çalışmaları: Kazan Hanlığını Kuran Uluğ Muhammed Hanın Yarlığı
(İstanbul 1937); Topkapı Sarayı Müzesi Arşivindeki Altmordu, Kırım ve Türkistan Hanlarına
Ait Yarlık ve Bitikleri (İstanbul, 1940); Rusya Tarihi. Başlangıcından 1911'ye Kadar (Ankara
1948, 1999); Türkiye ve İdil Boyu. 1569 Astarhan Seferi, İdil Kanalı ve XVI-XVIII. Yüzyıl
Osmanlı-Rus Münasebetleri (Ankara, 1966); IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki
Türk Kavimleri ve Devletleri (Ankara, 1972).
Berthold Spuler (1911- 1990). Filolog, tarihçi. Alman oryantalist Spuler, 1911
yılında Karlshure „de doğmuş, 1990 yılında Hamburg‟da vefat etmiştir. Spuler Latin ve Yunan
odaklı, hümanist bir eğitim almıştır. 1920‟lerdeki ekonomik kargaşa ortamında bulunmuştur.
Filoloji konusunda oldukça bilgiye sahip olan Spuler, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Lehçe ve
Rusça bilmesinin yanında iyi derecede Arapça ve Farsça öğrenmiştir. 1943 yılında Münih
Üniversitesi‟ne filoloji ve İslam araştırmaları profesörü olarak atanmıştır. Spuler‟in çalışma
alanı Moğollar olsa da İdil-Ural coğrafyası ve bu coğrafyadaki Rus işgali ile de ilgilenmiştir.
Spuler‟in başlıca çalışmalar: Idel-Ural. Völker und Staaten zwischen Wolga und Ural.
O. Stollberg, (Berlin, 1941); Die goldene Horde. Die Mongolen in Rußland 1223-1502.
Harrassowitz, (Leipzig, 1943); 2. erweiterte Auflage ebd., (Wiesbaden, 1965); Die
Gegenwartslage der Ostkirchen in ihrer völkischen und staatlichen Umwelt. Metopen,
(Wiesbaden, 1948); 2. erg. & aktual. Auflage ebd. 1968; Die Mongolenzeit. Wissenschaftliche
Editionsgesellschaft, (Berlin, 1948); Geschichte der Mongolen. Nach östlichen und
europäischen Zeugnissen des 13. und 14. Jahrhunderts. Artemis, (Zürich, 1968); Regenten
und Regierungen der Welt. Teil II, Band 5: Neueste Zeit 1965-1970. A. G. Ploetz, (Würzburg,
1972); Gesammelte Aufsätze. Brill, (Leiden, 1980).
Alexandre A. Bennıgsen (1913-1988). Orta Asya tarihçisi. 1913‟de St.
Petersburg‟da doğmuştur. Paris Üniversitesi Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales‟de
sosyal bilimler araştırmalarının müdürlüğünü yapmıştır. Daha sonra Chicago Üniversitesi‟nde
ziyaretçi ilim adamı sıfatıyla bulunmuştur. Sovyetler Birliği‟nin Orta Asya‟daki Müslümanlar
üzerinde uyguladığı Sovyetleştirme politikalarını yakından takip etmiş ve sonunda
Sovyetlerin yıkılacağı teorisini ortaya atmıştır. Teorisinde yanılmayan Bennigsen, Orta
Asya‟daki Tatar uyanışı ile yakından ilgilenmiştir.
1988 yılında vefat eden Bennigsen ardında çok değerli çalışmalar ve öğrenciler bırakmıştır.
Kızı, Marie Broxup Orta Asya konusunda tanınmış bir araştırmacıdır.
Bennigsen‟in başlıca çalışmaları: The Evolution of the Muslim Nationalities in the
USSR and their Linguistic Problems, (London, 1961); Islam in the Soviet Union, (London,
New York, 1967); Muslim National Communism in the Soviet Union: a revolutionary strategy
for the colonial world, (Chicago, 1970), (coauthored with S. Enders Wimbush); Sultan Galiev
and the Soviet Muslims (1981); Mystics and Commissars, Sufism in the Soviet Union,
(London & Berkeley, 1985) (coauthored with S. Enders Wimbush); Muslims of the Soviet
Empire. A Guide, (London & Bloomington, Ind., 1986), (coedited with S. Enders Wimbush);
The Islamic Threat to the Soviet State, (London, 1983). (coedited with Marie Broxup).
Ali Akış (1918-2011). Siyasetçi, yazar ve tarihçi. Hayatını Türk-Tatar tarihine
adamış bir isim olan Ali Akış, 1918 yılında Mançurya‟nın Haylar kasabasında dünyaya
gelmiştir. Eğitimini Rus lisesinde alan Akış, Haylar‟ın Japonya‟nın işgaline uğramasının
ardından 1937 yılında Ezher‟de okumak üzere Kahire‟ye gitmiştir. 1940 yılında Türkiye‟ye
gelerek İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi‟nde tahsile başlamıştır. Rahatsızlığı sebebiyle
fakülteyi bırakmış, daha sonra Yedek Subay Okulu‟nda askerliğe başlayarak 1947 yılında
terhis olmuştur. NATO‟nun Ankara bürosunda işe başlayan Akış bu dönemde Ankara Türk
Ocağı‟nda İdil-Ural konferansı vermiştir. 1960‟lı yıllarda gittiği Münih‟te Hürriyet
Radyosu‟nda spiker ve mütercim olarak işe başlamış ardından Paris Bloku Genel Sekreteri
olmuştur. 1986 yılında Paris Bloku‟nun feshedilmesi ile 1990‟da Tataristan‟a ilk seyahatini
gerçekleştirmiştir. 1991 yılında Dünya Tatar Birliği başkanı seçilen Akış, aynı yıl Tataristan‟a
tekrar giderek Çalli mitinginde konuşma yapmıştır. 1992 yılında Tataristan‟da egemenliğin
ilan edilmesiyle kendisine Tataristan Milli Meclisi Fahri üyeliği verilmiştir. 2001 yılında
Almanya‟dan Türkiye‟ye kesin dönüş yapan Ali Akış 2011 yılında vefat etmiştir.
Akış‟ın başlıca çalışmaları: İdil- Ural Davası ve Sovyet Emperyalizmi (Ankara, 1963);
Kazan ve Tatar Türkleri (İstanbul, 1976); İdil- Ural’da Hürriyet Mücadelesi (1985); Aklımda
Kalanlar (Ankara, 2002).
Şamil Fatıhoviç Muhamedyarov (1923- ). Gazeteci, dilbilimci ve tarihçi. Kazan
şehrinde doğan Muhamedyarov, Kazan Üniversitesi Hukuk Fakültesi‟nden 1946 yılında
mezun olmuştur. 1957 yılında yüksek lisans tezini savunmuş, aynı yıl doçent olmuştur. 1969
yılında kıdemli uzman olarak çalışmaya başlamıştır. SSCB Gazeteciler Birliği üyesi
seçilmiştir. 1955-1965 yılları arasında Kazan Devlet Üniversitesi‟nde, 1970 yılından itibaren
Gorkıy Edebiyat Enstitüsü‟nde öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. 1950-1952 yılları arasında
SSCB İlimler Akademisi Kazan Şubesi Dil, Edebiyat ve Tarih Enstitüsü‟nde, 1952- 1955
yılları arasında SSCB İlimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü‟nde, 1965-1970 yılları arasında
İlimler Akademisi Yakut Dil Şubesi, Dil, Edebiyat ve Tarih Enstitüsü‟nde, 1970-1996 yılları
arasında Rusya İlimler Akademisi Tarih Enstitüsü‟nde çalışmıştır. 120‟den fazla yayımlanmış
çalışması bulunmaktadır.
Muhamedyarov‟un başlıca çalışmaları: Sotsialyno- Ekonomiçeskiy i Gosudarstvennıy
Stroy Kazanskogo Hanstva (XV- Pervaya Polovina XVI Veka), (Moskova, 1950); Zemelynıye
Pravootşeniya v Kazanskom Hanstve (Kazan, 1958); “ Tarhanskiy Yarlık Kazanskogo Hana
Sahib-Gireya 1523 Goda”, “Kazanskoye Hanstvo”, İstoriya Tatarskoy ASSR (Kazan, 1968); “
Sovyetler Birliğinde Volga Tatarlarının Oluşması ve Kültür Bakımından Gelişmesi Sorununun
İncelenmesiyle İlgili Çalışmalar”, VII. Türk Tarih Kongresi, II, (Ankara, 1981); “Two Kazan
Tatar Edicts: (Ibrahım‟s and Sahib Girey‟s Yarlıks)”, Between the Danube and the Caucasus,
Budapest 1987; “ Etnogenez i Etnokulyturnıye Svyazi Türkskih Narodov Povoljya i Priuralya
: ( Problemı i Zadaçi)”, Sovyetskaya Türkologiya, No. 2, (1990), s. 48-60.
Mirfatıh Zakiyeviç Zakiyev (1928- ). Edebiyatçı ve dilimci. 1928‟de Tataristan‟ın
Bügülme iline bağlı Zaypı köyünde doğmuştur. 1963 yılında doktora, 1964 yılında ise
profesör unvanı almıştır. 1951‟den itibaren mezun olduğu Kazan Üniversitesi‟nde göreve
başlamıştır. 1960‟da üniversitenin Tatar Dili bölüm başkanı, 1967‟de ise Kazan Pedagoji
Üniversitesi‟nin rektörü olmuştur. 1986 yılında Tataristan Dil, Edebiyat ve Tarih
Enstitüsü‟nün, 1992‟de Tataristan Dil, Edebiyat ve Sanat Enstitüsü‟nün müdürü olmuştur.
Zakiyev‟in ilgi alanı oldukça geniştir; Tatar dili, dil politikaları, milletlerarası münasebetler,
Bulgar-Tatar epigrafikası, Türk-Tatar edebi eserlerinin dil özellikleri ile ilgilenmiştir. Zakiyev
lise ve üniversiteler için Tatar Dili ders kitapları yazmıştır. Türkolojide Türk morfonolojisini
ilk formule eden ilim adamıdır. Üç ciltlik Tatar Grameri adlı eserin genel yayın
yönetmenliğini yapmıştır. SSCB, Rusya ve Tataristan‟ın çeşitli devlet ödüllerine layık
görülmüştür.
Zakiyev‟in başlıca çalışmaları: Tatar Halkı Telenen Barlıkka Kileyu (Kazan, 1997);
Törki- Tatar Etnogenezı (Moskova-Kazan, 1998); Proyishojdeniye Türkov i Tatar (Moskova,
2003); Türklerin ve Tatarların Kökeni, Selenge Yayınları (İstanbul, 2006).
Mustafa Kafalı (1934- ). Tarihçi, akademisyen. 1934 yılında Konya'da doğmuştur.
Yüksek tahsilini Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü'nde
yapmış, 1960 Aralık ayında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin Umumî Türk Tarihi
Kürsüsüne asistan olarak girmiştir. " Ötemiş Hacı'ya Göre Cuci Ulusu'nun Tarihi" adlı tezi ile
Aralık 1965 yılında doktor ünvanını alan Kafalı, üniversite kontenjanıyla Londra'ya giderek
ilmî incelemelerde bulunmuştur. Yurda dönüşünde tamamladığı " Altın-Orda Hanlığı'nda
Sayın Han Sülâlesi Devri (1227-1360)" adlı tezi ile 1973 Kasımı'nda doçentlik ünvanını
alarak, 1974 Kasımı'ndan itibâren bulunduğu Türk Tarihi Kürsüsü‟nde Altın-Orda ve Çağatay
Hanlıklarıyla, İlhanlı Devleti, Timur ve Timurlular tarihi, ayrıca Tarih Metodu derslerini
vermiş, "Kaynaklar" ve "Osmanlıca Metinler" üzerine seminer çalışmaları yapmıştır. 1975-
1977 ders yıllarında ise, Bağdat Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde, davetli öğretim üyesi
olarak görevde bulunmuş, Türkoloji kongrelerine katılmıştır. Profesörlük takdim tezi olarak
sunduğu "Çağatay Hanlığı (1227-1345)" adlı eseriyle 24 Mayıs 1982'de bu ünvanı almıştır.
Halen Ankara Üniversitesi Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi'nde öğretim üyeliğine devam
etmektedir.
Kafalı‟nın başlıca çalışmaları: Ötemiş Hacı’ya Göre Cuci Ulusunun Tarihi (İstanbul,
1965- Doktora Tezi); Altın-Orda Hanlığı’nda Sayın Han Sülalesi (İstanbul, 1972- Doçentlik
tezi); Altın-Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri (İstanbul, 1977).
Mirkasım Abdulahatoviç Usmanov (1934-2010). Tarihçi ve filolog. 31 Mayıs
1934‟te Doğu Türkistan‟ın Kulja şehrinde doğmuştur. 1964‟te Kazan Üniversitesi‟nden
mezun olmuş, 1968 yılında tarih alanında “XVII- XVIII Yüzyıl Tatar Kaynakları ve Onların
Özellikleri” konulu yüksek lisans tezini savunmuştur. 1982‟de doktor, 1985‟te profesör
olmuştur. 1969‟dan itibaren SSCB Yazarlar Birliği üyesidir. 1984‟te Usmanov‟a Tataristan
Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Emektar Bilim Adamı unvanı verilmiştir. 2003 yılında
Rusya Fedeerasyonu Yüksek Okulu‟na Özel Katkı Sağlayan İnsan onur belgesini almıştır.
1993 yılından itibaren doğu el yazmalarının bulunması ve onların toplanmasıyla uğraşan
arkeolojik heyetin yöneticisi, 1963 yılından beri Kazan Devlet Üniversitesi‟nde öğretim üyesi,
1983-1989 yılları arasında Tarih Bölüm başkanı, 1989-2002 yılları arasında Tatar Filolojisi
Tarihi ve Doğu Dilleri Fakültesi başkanı, 2002 yılında itibaren ise Kazan Devlet Üniversitesi
Tatar Milleti Tarihi Bölümü kurucu profesörü ve başkanı olarak çalışmıştır. 450‟den fazla
yayını bulunmaktadır. Tataristan ve Rusya Federasyonu devlet ödüllerine layık görülmüştür.
Usmanov‟un başlıca çalışmaları: “Neizvestnoe Pisymo İbraya Altınsarina”, Vestnik
Akademiyi Nauk KazSSSR, (Moskova, 1968), s. 53-56; “İstoçniki Knigi Ş. Mercani
Mustafadu‟l- Ahbar Fi Ahvali Kazan ve Bulgar”, Oçerki İstoriyi Povoljya i Priuralya, No.2-3,
(Kazan, 1969), s. 144-154; Tatarskiye İstoçniki XVII-XVIII Vekov: Sbornik Letopisey, Daftar-i
Çingiz-Name, Tavarih-i Bulgariya, Tatarskogo Şacara (Kazan, 1972); “Metodika
Organizatsiyi Sbora Vostoçnıh Rukopisey Sredi Naseleniya Povoljya i Priuralya”, Yujno-
Uralskiy Arheografiçeskiy Sbornik, No. 1, Ufa 1972, s. 170-175; “Ofitsialynıye Aktı Hanstv
Vostoçnoy Yevropı XIV-XVI v. İ İh İzuçeniye”, Arheografiçeskiy Ejegodnik za 1974
(Moskova, 1975), s. 117-135; “ Nekotorıye İtgi i Zadaçi Arheografiçeskih Ekspeditsiy
Kazanskogo Universiteta (1963,1982)”, Stranitsı İstoriyi Povoljya i Priuralya, (Kazan, 1984),
s. 147-162; “Protivoreçivıy Predstavitely Slojnoy Epohi ( K 125-Letiyu Rızi Fahretdinova)”,
Kazan Utları, No. 1, (Kazan, 1984), s. 142-154; “K İstoriyi Djuçido- Osmanskoy
Diplomatiçeskoy Dokuentatsiyi”, Sovremennoye Vostokovedeniye,(Moskova, 1988), s. 127-
134; Po Sledam Rukopisey ( Zapiski Arheografa) (Kazan, 1994); Materials For The Islamic
History of Semipalatinsk, Two Manuscrıpts by Ahmad- Wali al Qazani and Qurban Ali
Khalidi. (Das Buch, 2001).
Nadir Devlet (1944 - ). Tarihçi, akademisyen. 15 Temmuz 1944 tarihinde
Mançurya'nın Mukden şehrinde doğmuştur. Milli Bayrak dergisini çıkaran anne ve babası
Mançurya‟nın Sovyetlerce işgal edilmesinden sonra tutuklanmışlardır. 1948 yılında kendisini
evlat edinen aile ile Türkiye‟ye gelen Nadir Devlet, Alman Lisesi‟nde tahsil görmeye
başlamış, 1971 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Umumi Türk Tarihi
Kürsüsü'nü bitirmiştir. 1972-1974 yılları arasında Maximilian Üniversitesi Türkoloji ve Yakın
Doğu Enstitüsü'nde yüksek lisansını yapmıştır. 1976-1982 yıllarında İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Umumi Türk Tarihi Kürsüsü'nde, “1905-1917 Rusya Türklerinin Milli
Mücadele Tarihi” adlı teziyle doktorasını tamamlamıştır. 1963-1967 yılları arasında MEB
İslam Ansiklopedisi'nde tashih memuru, 1967-71 yıllarında ise TAE'de sözlük tarama memuru
olarak çalışmıştır. 1972-1984 yılları arasında Hürriyet Radyosu Tatar-Başkurt Servisi'nde
radyo programcılığı da yapmıştır. 1986-1991 yılları arasında Marmara Üniversitesi Türkiyat
Araştırmaları ve Uygulama Merkezi'nde Müdür Yardımcılığı görevinde bulunan Devlet,
1989-1990 yıllarında Columbia Üniversitesi Orta Asya Araştırmaları'nda misafir-araştırmacı
öğretim üyeliği yapmıştır. 1984 yılında Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih
Bölümü'nde öğretim üyesi olup, 1991 yılında Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları
Enstitüsü müdür yardımcığı görevine gelmiş, 2001 yılında buradan emekli olmuştur. Halen
Yeditepe Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‟nde bölüm başkanlığı ve öğretim
üyeliği yapmaktadır.
Devlet‟in başlıca çalışmaları: Kazak ve Tatar Türkleri (İstanbul,1976); Rusya
Türklerinin Milli Mücadele Tarihi 1905-1917 (Ankara, 1985); Çağdaş Türk Dünyası
(İstanbul, 1989); 1917 Ekim İhtilali ve Türk - Tatar Meclisi (İstanbul, 1998); İpek Yolu
Albümü (İstanbul, 1999); Millet ile Sovyet Arasında (İstanbul, 2011).
Modern Dönem Araştırmacıları
Azade Ayşe Rorlich (?- ). Tarihçi, akademisyen. Wisconsin Üniversitesi‟nde Rus
Tarihi dalında 1972 yılında “Enver Paşa ve Bolşevik Devrimi” adlı teziyle yüksek lisansını
tamamlamıştır. 1976 yılında ise, “Volga Tatarları Arasında Reform ve Dünyevileşme” adlı
teziyle doktora derecesi almıştır. 1986 yılında Volga Tatarları adlı monografi çalışması
Stanford Üniversitesi yayınları arasından çıkmıştır. Alanıyla ilgili belli başlı dergilerde birçok
makalesi yayımlanmıştır. Gerek Amerika gerekse Avrupa‟da yayımlanan monografilere pek
çok bölüm yazmıştır. Eski Sovyetler Birliği sınırları içinde yer alan muhtelif Türk
cumhuriyetlerindeki kütüphanelerde incelemelerde bulunmuştur. Kendisi yıllardır Sovyetler
Birliği‟nde yaşayan İdil (Volga) Tatarlarıyla, Türk ve Müslüman halkların tarihini
incelemektedir. Verdiği dersler, çeşitli Türk halklarının tarih ve kültürünün ağırlıklı olarak yer
aldığı Rus tarihi konusu ile alakalıdır. Rusçanın yanı sıra Sovyetler Birliği‟ndeki Türk dillerini
de bilmekte ve belli başlı Avrupa dillerini rahatlıkla kullanabilmektedir. Çalışmalarında
genellikle kimliğin inşa ve ifadesi, kültürün evrimi gibi konular üzerinde yoğunlaşmaktadır.
1977‟den beri Güney Kaliforniya Üniversitesi Tarih Bölümü‟nde profesör ünvanı ile dersler
vermektedir.
Rorlich‟in eseri: The Volga Tatars, A profile in National Resilience, The Board of
Trustees of the Leland Stanford Junior University ( Calıfornıa, 1998), ( Volga Tatarları,
Yüzyılları Aşan Milli Kimlik, çev. Mehmet Süreyya Er, İletişim Yayınları, İstanbul, 2000) .
Çeşitli dil ve alfabelerde kaynakları içeren Tatar tarihi ve kültürü üzerine kapsamlı
bibliyografyası kitabın titizliğini yansıtmaktadır. Eserde, Tatarların kadim tarihinden
başlayarak etnik kökenlerini İslamiyet‟i kabul edişlerini, yerleşik hayat tarzının özelliklerini,
kurdukları siyasi yapı olan Bulgar Hanlığı‟nın evrimine ilişkin tartışmalar yer almaktadır.
Ayrıca, Bulgar Hanlığı dönemi, Moğol istilası ve öncesi, Rus istilasında Kazan‟ın durumu
üzerinde durulmaktadır. Rus Çarlığı döneminde Tatarlar üzerinde uygulanan siyaset, 1861-
1917 yılları arasında Tatarların durumu ve ardından 1917 ihtilali ile Tatarların değişen
hayatları, İkinci Dünya Savaşı yılları ve sonrası anlatılmaktadır.
Ahmet Kanlıdere (1961- ). Tarihçi, akademisyen. Kahramanmaraş doğumlu olan
Kanlıdere, 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeniçağ Kürsüsü‟nden
mezun olmuştur. Boğaziçi Üniversitesi‟nde başladığı Yüksek Lisans çalışmasını, 1986 yılında
Marmara Üniversitesi‟nde tamamlamıştır. ABD‟nin Columbia Üniversitesi‟nde master ve
doktorasını tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi‟ne geri dönmüştür. 2000-2001 yılları
arasında Kazakistan‟ın Yesevi Üniversitesi‟nde öğretim üyesi sıfatı ile görev yapmıştır. 2004-
2007 yılları arasında ise Özbekistan‟ın Taşkent Büyükelçiliği‟nde Kültür Müşaviri olarak
görevde bulunmuştur. Halen Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‟nde
öğretim üyesi olup Genel Türk Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürmektedir.
Kanlıdere‟nin başlıca çalışmaları: Reform within Islam: The Tajdid and Jadid
Movement among the Kazan Tatars (1809-1917) (İstanbul, 1997); “Musa Jarullah Bigiyef:
Why Did the Muslim World Decline While the Civilized World Advanced”. C. Kurzman (ed.),
Modernist Islam 1840-1940: A Source Book. Oxford University Press (s. 254-256) (New
York, 2002); Reforma v ramkax islama: Tajdid i djadidskoe dvijenie sredi kazanskix tatar
(1809-1917 g.)(Kazan, 2007); Kazan Tatarları Arasında Tecdit ve Cedit Hareketi. Türkiye
Günlüğü. Sayı 46. Cilt Yaz, s. 89-96 (1997); “Islah: Tataristan, Kafkasya ve Orta Asya\'da,”.
TDV İslam Ansiklopedisi. Cilt XIX, s. 163-167 (1999); Rusya Türkleri Arasında Yenileşme
Hareketi Hakkındaki Kaynaklara Genel Bir Bakış. Müteferrika. Sayı 15. Cilt Yaz, s. 123-131
(1999); Rusya Müslümanlarının Kongrelerinde Kadın Sorunu (1905-1917). Türk Kültürü
İncelemeleri Dergisi. Sayı 2. Cilt I, s. 139-148 (2000); “Musa Carullah‟ın Ailesi ve Eserleri
Hakkında Yeni Bilgiler,”. Ölümünün 50. Yıldönümünde Musa Carullah Bigiyev (1875-1949).
Ankara, s.223-229 (2002); “XIX. ve XX. Yüzyıllarda Kazan Tatarları,”. Türkler. Cilt XVIII,
s. 415-426 (2002); “Kazan Tatars in the Nineteenth and Twentieth Centuries,”. the Turks. Cilt
VI, s. 718-729 (2002); “The Special Characteristics of the Muslim Reformism in the Volga-
Ural Region,”. Proceedings of the International Symposium on Islamic Civilization in Volga-
Ural Region, Kazan, 8-11 June 2001. s. 41-49 (2004); “Islahçı ve Ceditçi Tanımlamaları
Üzerine Bazı Düşünceler,”. İsmail Bey Gaspıralı İçin, Ankara,. s. 255-262 (2004); “Dinî
Reformculuktan Seküler Reformculuğa: Islahçı ve Ceditçilerin Zihnî Serüvenleri,”. XIV. Türk
Tarih Kongresi Ankara: 9-13 Eylül 2002: Kongreye Sunulan Bildiriler, II/2, Türk Tarih
Kurumu Yayınları,. s. 1339-1344 (2005); “Mercânî, Şihâbeddin (1818-1889): Kazanlı Tarihçi
ve Islâhâtçı Din Âlimi,”. TDV İslam Ansiklopedisi. Cilt XXIX, s. 169-172 (2005); “Mûsâ
Cârullah (1875-1949): Tatar Âlimi ve Düşünürü,”. TDV İslam Ansiklopedisi. Cilt XXXI, s.
214-216 (2006); Özbekistan Türkologları. Turkologiya Masalalari. Sayı 1. Cilt I sf 41-49
(2006); “Rusya‟dan Gelen Aydınların Meşrutiyet Dönemi Türk Düşünce Hayatına Katkıları,”.
100. Yılında Meşrutiyet: Gelenek ve Değişim Ekseninde Türk Modernleşmesi Uluslararası
Sempozyumu, 22-24 Ekim 2008, İstanbul,. s. 509-525 (2009); Yusuf Akçura ve Kuzey
Türkleri. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Dergisi. Sayı 18., Cilt I, s. 235-
258 (2009); The Trends of Thought among the Tatars and Bashkirs: Religious Reformism and
Secular Jadidism vs. Qadimizm (1883-1910); “Rusya Türklerinde Fikir Hareketleri,”. Orta
Asya Türk Tarihi, A. Kanlıdere (ed.),. s. 168-190 (2011); “Yusuf Akçura‟nın Rusya Dönemi
(1904-1908),”. İdil-Ural Tarihi Sempozyumu Bildirileri, 10-12 Ekim 2011, Ankara. Sayı
Ankara. Cilt 10-12, s. ? (2011).
İsmail Türkoğlu (1966- ). Tarihçi, akademisyen. 1966 yılında Bayburt‟ta
doğmuştur. Türkoğlu, Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‟nde aldığı
lisans eğitiminin ardından hocası Nadir Devlet‟in etkisi ile Marmara Üniversitesi Türkiyat
Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı‟nda doktorasını yapmıştır. İdil-Ural
coğrafyasında Kazan Tatarları hakkında uzmanlığı bulunan Türkoğlu Rusça, Almanca ve
Tatarca bilmektedir. Halen Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi
Anabilim Dalı‟nda öğretim üyesi olarak bulunmaktadır.
Türkoğlu‟nun başlıca çalışmaları: Sibiryalı Meşhur Seyyah Abdürreşid İbrahim
(Ankara, 1997); Rusya Türkleri Arasında Yenileşme Hareketinin Öncülerinden Rızaeddin
Fahreddin (İstanbul, 2000); İsmail Bey Gaspralı ve Dünya Müslümanları Kongresi (Hakan
Kırımlı ile birlikte) (Tokyo, 2002); Günümüz Tataristanının Sosyal ve Kültürel Yapısı (Erdal
Aksoy, İbrahim Maraş ile birlikte) (Ankara, 2003); Rokıya Devletkilde Ber Tatar Hatınının
Açı Yazmışı (Rukiye Devlet Kildi Bir Tatar Hanımın Acı Hayatı) ,(Kazan, 2005); “İbrahimov
Alimcan”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 21, s. 362-363; İ.Türkoğlu- İ. Maraş, “Kayyum
Nasıri”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 25, s. 109-110; “Kazan”, TDV İslam Ansiklopedisi,
Cilt 25, s. 134-136; “Kazan Hanlığı”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 25, s. 136-138; “Kemal
Aliasker”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 25, s.224-225; İ.Türkoğlu- İ.Maraş, “Kursavi”,
TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 26, s. 447; “Musa Akyiğitzade”, TDV İslam Ansiklopedisi,
Cilt 31, s. 213-214; İ.Türkoğlu-İ.Maraş, “Kemali Ziyaeddin”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt
25, s. 233-234; “Tataristan Tarih- Kültür ve Medeniyet”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 40, s.
163-168; “Rusya-Ülkede İslamiyet ve İslam Araştırmaları”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt
35, s. 265-270; “Müslüman Kongreleri”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 32, s. 96-98.
İbrahim Maraş (1967- ). İlahiyatçı, akademisyen. İbrahim Maraş; 1967 yılında
Kırşehir‟ in Karaman ilçesinde doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Kaman‟ da tamamlamış ve
1984 yılında Kaman Lisesi‟ nden mezun olmuştur. Aynı yıl Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi‟ne girmiş, 1989 yılında mezun olmuştur. 1990 yılında aynı fakültede Felsefe ve Din
Bilimleri Bölümü İslam Felsefesi Anabilim Dalı‟na Araştırma Görevlisi olarak atanan Maraş,
çalışmalarını Türk düşünce tarihi üzerine yoğunlaştırmıştır. 1992 Yılında “XV. Asır Osmanlı
dönemi Türk düşünürü Molla Lütfi‟ nin Felsefi ve Kelami Görüşleri” isimli teziyle yüksek
lisansını tamamlamıştır. Haziran 2000‟de ise “İdil-Ural Türklerinde Ceditçilik(Yenilikçilik)
Düşüncesi (1850-1917)” adlı teziyle İlahiyat doktoru unvanını almıştır. Yurt içinde ve yurt
dışında birçok ulusal ve uluslar arası sempozyuma tebliğci olarak katılmış, 1995-1996‟ da
Tataristan ve Başkırdistan‟da uzun süreli inceleme ve araştırmalarda bulunmuştur. 2001-2002
yılı Nisan-Ocak döneminde Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı‟ nın
(TİKA) proje desteği ile Günümüz Tataristanının Sosyo-Kültürel Yapısı isimli kitap
çalışmasını Tataristan ve Türkiye‟ de yürütmüştür. 2002-2003 öğretim döneminde Hartum
Üniversitesi‟ nde öğretim elemanı olarak görevlendirilmiştir. Yazarın Türkiye‟ de ve yurt
dışında halen yayımlanmamış ve yayımlanacak olan kitap, makale, telif, tercüme çalışmaları
bulunmaktadır. Başta Tatarca ve Başkırtça olmak üzere Türk şiveleri ile İngilizce, Rusça ve
Arapça dillerini iyi derecede bilmektedir.
Maraş‟ın başlıca eserleri: Türk Dünyasında Dini Yenileşme (1850-1917) (İstanbul,
2002); Günümüz Tataristanının Sosyal ve Kültürel Yapısı (Erdal Aksoy, İsmail Türkoğlu ile
birlikte) (Ankara, 2003).
Liaisan Şahin (1973- ). Türk-Tatar araştırmacı. Tataristan (Rusya Federasyonu)
doğumlu olan Liaisan Şahin, 1990-1995 yılları arasında Kazan Devlet Üniversitesi, Tatar
Tarihi, Filolojisi ve Doğu Dilleri Fakültesi‟nde lisans eğitimini tamamlamıştır. 1995-1998
yılları arasında yüksek lisansını Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü,
Genel Türk Tarihi Bilim Dalı, Prof. Dr. Nadir Devlet danışmanlığında “Tatar İctimai
Merkezi‟nin İlk Kurucu Kurultayı (17-18 Şubat 1989)” adlı teziyle savunarak mezun
olmuştur. 2003-2005 yılları arasında ise ikinci yüksek lisansını Boğaziçi Üniversitesi, Atatürk
İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Modern Türk Tarihi Anabilim Dalı, Prof. Dr. Zafer Toprak
danışmanlığında “Soviet Studies on Turkey, 1917-1991: Institutional History and Analytical
Perspectives” adlı teziyle savunmuştur. 2006‟dan bu yana Marmara Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‟nda doktorasını
devam ettirektedir. Rusça, Türkçe ve İngilizce bilmektedir.
Şahin‟in başlıca çalışmaları: Makaleler: “Kazan Tatarlarında Güneş Kültü ve Sanata
Yansımaları”, Sanat ve İnanç, 2. Cilt, yay. haz. Banu Mahir, Halenur Katipoğlu, Mimar Sinan
Güzel Sanatlar Üniversitesi, Türk Sanat Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Yay.,
(İstanbul, 2004), s. 149-159; “Rusya Federasyonu 2002 Yılı Nüfus Sayımı ve
Düşündürdükleri”, Avrasya Dosyası, Kış 2002, Sayı: 4, s. 295-317; “Kazan Tatarlarında
Nevruz”, Türk Dünyasında Nevruz, M.Ü. Türkiyat Araş. Ens. Yay., (İstanbul, 1999), s. 99-
104; “Tatar Adı ve Çağrışımları”, Açılım, Sayı: 5, Şubat 1999, s. 14-15. Tebliğler: “Milli
Kimlik İnşası Sürecinde Kentsel Mekanın Kullanımı ve Kentsel Mekana Ait Görsel Simgeler:
Tataristan Örneği”, Uluslararası İdil-Ural Sempozyumu, Kültür Araştırmaları Derneği ve
Kütahya Belediyesi tarafından düzenlenen sempozyum, (Kütahya, 11-12 Kasım 2006);
“İmparatorluk ve Milli Azınlıklar” Sorunu İçinde Tatar-Başkurt İlişkilerinin
Değerlendirilmesi”, Volga-Ural Araştırmaları, Bilkent Üniversitesi tarafından Edebiyat,
Kültür ve Toplum Seminerleri çerçevesi içinde düzenlenen çalıştay, (Ankara, 20-21 Şubat
2004); “Rusya Federasyonu 2002 Nüfus Sayımı ve Rusya Federasyonu‟ndaki Tatar Nüfusa
Yansımaları”, Tatarlar ve Tataristan: Dünü, Bugünü, Yarını, M.Ü. Türkiyat Araştırma ve
Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen sempozyum, (İstanbul, 27 Şubat 2002); “Kazan
Tatarlarında Çay Kültürü”, Türk Kültüründe Ayrıntılar: Çay”, M.Ü. Türkiyat Araştırma ve
Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen sempozyum, (İstanbul, 8-9 Kasım 2001); “Kazan
Tatarlarında Güneş Kültü ve Sanata Yansımaları”, Sanat ve İnanç, Mimar Sinan Üniversitesi
tarafından düzenlenen sempozyum, İstanbul, 13-15 kasım 2000; “Kazan Tatarlarında
Nevruz”, Türk Dünyasında Nevruz, M.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü tarafından
düzenlenen sempozyum, (İstanbul, 20 Mart 1998). Tercümeler: Refik Muhametşin, “Tatar
İctimai Fikir Tarihinde İsmail Gaspralı‟nın Yeri”, Yüz Yılda Gaspralı’nın İdealleri /Bildiriler,
Haz. Dr. Cezmi Bayram, Yrd. Doç. Dr. İsmail Türkoğlu, Yrd. Doç. Dr. Filiz Baloğlu, Türk
Yurdu Yay., s. 38-42, (Ankara, 2002).
İlyas Kamalov (1978- ). Türk- Tatar tarihçi, araştırmacı. İlyas Kamalov 17 Şubat
1978‟de Rusya‟nın Ulyanovsk şehrinde doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Ulyanovsk‟ta
tamamladıktan sonra 1996 yılında Türkiye‟ye gelmiştir. Bir yıl Türkçe öğreniminden sonra
1997 yılında girdiği üniversite sınavında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Tarih
Bölümü‟nü kazanarak üniversite öğrenimini 2001 yılında tamamlamıştır. 2001 yılında
Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Ortaçağ Ana Bilim Dalında Yüksek
Lisansa başlamış ve 2003 tarihinde “Altın Orda-İlhanlı Münasebetleri” adlı tezini başarıyla
savunarak, aynı yıl içerisinde Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü‟nün
Ortaçağ Tarihi Bölümünde Doktora programına başlamıştır. Rusça ve İngilizce dillerini bilen
Kamalov orta derecede de Farsça bilmektedir. Tatar uyruklu İlyas Kamalov, Avrasya Stratejik
Araştırmaları Merkezinde Rusya- Ukrayna Araştırmaları Uzmanı olarak görev yapmaktadır.
Kamalov‟un Altın Orda ve Tatarlar ile ilgili makaleleri tarih dergilerinde, Rusya ve Ukrayna
bölgesi ile ilgili yazıları da günlük gazete ve strateji içerikli dergilerde yayımlanmaya devam
etmektedir.
Kamalov‟un başlıca çalışmaları: Altın Orda ve Kazan Hanları (İstanbul, 2003 çeviri);
Avrasya Türkologları Sözlüğü 1. Cilt- 1.Kitap Rusya Türkologları (XX. Yüzyıl) (A. Kolesnilov
ile birlikte) (Ankara 2011); Avrasya Fatihi Tatarlar (İstanbul, 2007); “Altın Orda Devleti‟nin
Adı Üzerine”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, No:141, (Kasım-Aralık 2002).
SONUÇ
Kazan ve Kazan Tatarları hakkında çalışmaları bulunan araştırmacıların biyografi ve
eserlerinin yer aldığı çalışmada, araştırmacılar dönemlere göre ayrılmıştır. Bu
dönemlendirmede yaşamış ve yaşamakta oldukları yıllar esas alınmıştır. Şöyle ki; Karl
Friedrich Fuchs (1776-1846) ile başlattığım eski dönemi Alimcan İbrahimov (1887-1938) ile
bitirirken hemen ardından verdiğim orta dönem Akdes Nimet Kurat ( 1903-1971) ile
başlayarak Nadir Devlet ( 1944 - ) ile son bulmuştur. Son dönem ise modern dönem olarak
adlandırdığım bölüm ise Azade Ayşe Rorlich ile başlamış İlyas Kamalov (1978- ) ile
bitmiştir.
Türkiye ve Orta Asya‟da değil Avrupa‟da da Kazan ve Kazan Tatarları merak
uyandıran bir konu olmuştur. Tatarların fikir hayatına katkıları ve bölgede gerçekleştirmeye
çalıştıkları yenilik hareketleri, dönemin şartları da incelendiğinde dikkate değerdir. Bu sebeple
bölge, birçok Batılı araştırmacının da ilgi alanına girmiştir. Çalışmanın içerisinde isimleri
geçen Batılı araştırmacıların eserlerini vermekle, bu alanda farklı dillerde ve görüşlerde
yayınların bulunduğunu, ileride kaynak açısından kullanılabilir olduklarını da görmüş oldum.
Araştırmacılarımızın hayatlarının, özellikle de aldıkları eğitimin üzerinde durmamım
sebebi, gelecekte yapacakları çalışmaların yönünü, şeklini tayin ettikleri ve fikri
oluşumlarının başladığı dönemin genellikle tahsilleri sırasında cereyan etmesinden dolayıdır.
Çünkü gördüğüm kadarıyla ilk eğitimlerinden yüksek tahsillerine kadar geçen zaman
sürecinde çevrelerinde gelişen olaylardan etkilenmektedirler. Ailelerinin ya da yakınlarının
yaşadıkları sorunlar, milli duyguları, gelecek adına kaygıları onları araştırma yapma veya bir
eser ortaya koymaya teşvik edici konular olmuştur. Ancak görünen şu ki ideolojileri farklı
olsa da hepsini ortak noktada buluşturan; Kazan ve Kazan Tatarları için faydalı, kalıcı eserler
ortaya koyma amacıdır. Modern dönem araştırmacılarımızın da bu konuda duyarlı olduklarını,
diğer dönemlere göre eserlerin bu dönemde daha da arttığını ve Kazan Tatarlarının din, dil ve
tarih ile alakalı olan eserlerini genç nesiller ile paylaşma, onları tanıtma sorumluluğuna sahip
olduklarını söyleyebilirm.
Sonuç olarak, konuya nazaran yeterince ayrıntılı olmayan, belki de birçok hata ve
eksik barındıran çalışmam, bana biyografi yazımının ne denli zor olduğunu ispatlamış oldu.
Her ne kadar biyografi yazımı ülkemizde eksik kalmakta desem de bu işin zorluklarını
yakından görmüş oldum. Tüm zorluklarına rağmen bu çalışmanın bana kattığı tecrübelerin,
bilgilerin ise gelecek çalışmalar adına faydalı olacağını düşünüyorum.
BİBLİYOGRAFYA
Gülensoy, Tuncer. Türkiye Türkologları ve Türk Diline Emek Verenler I. Cilt, Ankara, Nisan
2012.
Kamalov, İlyas. Avrasya Fatihi Tatarlar, İstanbul, 2007.
Kamalov, İlyas. Kolesnikov, Aleksandr. Avrasya Türkologları Sözlüğü I. Cilt – I. Kitap Rusya
Türkologları (XX. Yüzyıl), Ankara, 2011.
Rorlich, Azade Ayşe. Volga Tatarları, çev. Mehmet Süreyya Er, İstanbul, 2000.
Türkoğlu, İsmail. Rızaeddin Fahreddin, İstanbul, 2000.
Kanlıdere, Ahmet. “Mercani, Şihabeddin (1818-1889): Kazanlı Tarihçi ve Islahatçı Din
Âlimi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. XXIX, İstanbul, 2005, s. 169-172.
Şakiroğlu, Mahmut H. . “Kurat, Akdes Nimet”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.
XXVI, Ankara, 2002, s. 430.
Türkoğlu, İsmail. “İbrahimov, Alimcan”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. XXI,
İstanbul, 2000, s. 362-363.
Uzun, Mustafa. “Abdürreşid İbrahim”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. I,
İstanbul, 1988, s. 295-297
Yüce, Nuri. “AKÇURA, Yusuf”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. II., İstanbul,
1989, s. 228-229.
Ahmet Kanlıdere için bknz. https://abb.marmara.edu.tr/cv/1095/ahmet-kanlidere, Erişim
tarihi: 22.12.2012.
Alexandre Bennigsen http://en.wikipedia.org/wiki/Alexandre_Bennigsen, Erişim tarihi:
20.12.2012
Ali Akış için bknz. http://aliakis.info/biografi.htm, Erişim tarihi: 20.12.2012.
Berthold Spuler için bknz. http://de.wikipedia.org/wiki/Bertold_Spuler, Erişim tarihi:
19.12.2012.
İbrahim Maraş için bknz. http://www.divinity.ankara.edu.tr/ogretimelemani_detay.php?kadro
Erişim tarihi: 24.12.2012.
İsmail Türkoğlu için bknz. turkiyat.marmara.edu.tr/dosya/akademik/kadro/ismail_turkoglu, Erişim tarihi: 22.12.2012.
Karl Friedrich Fuchs için bknz. http://fr.wikipedia.org/wiki/Karl_Friedrich_Fuchs, Erişim
tarihi: 17.12.2012.
Liasian Şahin için bknz. http://turkiyat.marmara.edu.tr/index.php?sayfa=14, Erişim tarhi:
24.12.2012.
Nadir Devlet için bknz. http://www.devletkildi.net/index.php/Nadir_Devlet, Erişim tarihi:
20.12.2012.