+ All Categories
Home > Documents > "Kazan-Kazan Tatarları Tarihi" Araştırmacıları ve Alan Hakkındaki Eserleri

"Kazan-Kazan Tatarları Tarihi" Araştırmacıları ve Alan Hakkındaki Eserleri

Date post: 10-Jan-2023
Category:
Upload: marmara
View: 0 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
23
KAZAN-KAZAN TATARLARI TARİHİ ARAŞTIRMACILARI ve ALAN HAKKINDAKİ ESERLERİ İnci Yelda Şafakcı Giriş Araştırmam sonucunda elde ettiğim bilgiler ile Kazan ve Kazan Tatarları tarihi hakkında çalışmaları bulunan araştırmacıların biyografilerini ve eserlerini genel anlamda özetlemeye çalıştım. Öncelikle belirttiğim alanlarda çalışmaları olan araştırmacıların hepsinin, burada yer almadığının altını çizmek istiyorum. Hazırladığım listede bulunan araştırmacıların bazılarının biyografilerine ulaşamadığım gibi listemin dışında kalan bazı isimleri ise gözden kaçırmış olma ihtimalimi de belirtmeliyim. Ne yazık ki ülkemizde biyografi alanında içerik bakımından faydalı eserler hazırlanmamakta, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi dışında ayrıntılı şekilde biyografi hazırlayan bir yayın da bulunmamaktadır. Bu sebeple hakkında herhangi bir madde yazılmamış olan araştırmacıların biyografilerine ulaşmak oldukça zor bir süreç oldu. Bu yüzden bazı araştırmacıları çalışmamın dışında bırakmak zorunda kaldım. Ayrıca belirtmeliyim ki, araştırmacıların tüm eserleri değil sadece alan ile ilgili olan eserlerine yer verdim. Araştırmacıları dönemlerine göre sınıflandırarak tanıtmanın doğru olacağını düşünerek, eski, orta ve modern dönem araştırmacıları olarak bölümlendirdiğim çalışmamda, bu bölümleri yaşamış oldukları dönemlere göre düzenledim. Aynı dönemde yaşamış olan çağdaşlarını da sırasıyla verdim. Araştırmacıların doğum tarihleri ve doğum yerleri, aldıkları eğitim ve ilgi alanlarını fazla ayrıntıya inmeden vermeye çalıştım. Bu sebeple her biri için genel bir çerçeve çizerek, bu şekilde çalışmamı sonlandırdım. Son olarak aşağıda verdiğim liste ise çalışmanın genel görüntüsünü belirtmek, içeriği hakkında bir ön bilgi sunmak amaçlıdır. Eski Dönem Araştırmacıları Karl Friedrich Fuchs (1776-1846) Şihabeddin Mercani (1818-1889)
Transcript

KAZAN-KAZAN TATARLARI TARİHİ

ARAŞTIRMACILARI

ve

ALAN HAKKINDAKİ ESERLERİ

İnci Yelda Şafakcı

Giriş

Araştırmam sonucunda elde ettiğim bilgiler ile Kazan ve Kazan Tatarları tarihi hakkında çalışmaları

bulunan araştırmacıların biyografilerini ve eserlerini genel anlamda özetlemeye çalıştım. Öncelikle

belirttiğim alanlarda çalışmaları olan araştırmacıların hepsinin, burada yer almadığının altını çizmek

istiyorum. Hazırladığım listede bulunan araştırmacıların bazılarının biyografilerine ulaşamadığım gibi

listemin dışında kalan bazı isimleri ise gözden kaçırmış olma ihtimalimi de belirtmeliyim. Ne yazık ki

ülkemizde biyografi alanında içerik bakımından faydalı eserler hazırlanmamakta, Türkiye Diyanet

Vakfı İslam Ansiklopedisi dışında ayrıntılı şekilde biyografi hazırlayan bir yayın da bulunmamaktadır.

Bu sebeple hakkında herhangi bir madde yazılmamış olan araştırmacıların biyografilerine ulaşmak

oldukça zor bir süreç oldu. Bu yüzden bazı araştırmacıları çalışmamın dışında bırakmak zorunda

kaldım. Ayrıca belirtmeliyim ki, araştırmacıların tüm eserleri değil sadece alan ile ilgili olan eserlerine

yer verdim. Araştırmacıları dönemlerine göre sınıflandırarak tanıtmanın doğru olacağını düşünerek,

eski, orta ve modern dönem araştırmacıları olarak bölümlendirdiğim çalışmamda, bu bölümleri

yaşamış oldukları dönemlere göre düzenledim. Aynı dönemde yaşamış olan çağdaşlarını da sırasıyla

verdim. Araştırmacıların doğum tarihleri ve doğum yerleri, aldıkları eğitim ve ilgi alanlarını fazla

ayrıntıya inmeden vermeye çalıştım. Bu sebeple her biri için genel bir çerçeve çizerek, bu şekilde

çalışmamı sonlandırdım. Son olarak aşağıda verdiğim liste ise çalışmanın genel görüntüsünü

belirtmek, içeriği hakkında bir ön bilgi sunmak amaçlıdır.

Eski Dönem Araştırmacıları

Karl Friedrich Fuchs (1776-1846)

Şihabeddin Mercani (1818-1889)

Abdürreşid İbrahim (1857-1944)

Rızaeddin b. Fahreddin (1859-1936)

Vasiliy Vladimiroviç Barthold (1869-1930)

Yusuf Akçura (1876-1935)

Hadi Atlasi (1876-1838)

Abdullah Battal Taymas (1883-1969)

Gaziz (Aziz) Salihoviç Gubaydullin (1887-1938)

Alimcan İbrahimov (1887-1938)

Orta Dönem Araştırmacıları

Akdes Nimet Kurat (1902-1971)

Berthold Spuler (1911- 1990)

Alexandre A. Bennıgsen (1913-1988)

Ali Akış (1918-2011)

Şamil Fatıhoviç Muhamedyarov (1923- )

Mirfatıh Zakiyeviç Zakiyev (1928- )

Mustafa Kafalı (1934- )

Mirkasım Abdulahatoviç Usmanov (1934-2010)

Nadir Devlet (1944 - )

Modern Dönem Araştırmacıları

Azade Ayşe Rorlich (?- )

Ahmet Kanlıdere (1961- )

İsmail Türkoğlu (1966- )

İbrahim Maraş (1967- )

Liaisan Şahin (1973- )

İlyas Kamalov (1978- )

Eski Dönem Araştırmacıları

Karl Friedrich Fuchs (1776-1846) Alman doktor, antropolog ve nümizmat. Karl

Friedrich Fuks mesleki anlamda doktorluk ile ilgilenmiştir. Ancak bunların yanı sıra

antropoloji, arkeoloji, nümizmatik ve tarih ile de ciddi anlamda meşgul olmuştur. 1805 yılında

profesör olan Fuks, 1823- 1827 yılları arasında Kazan İmparatorluk Üniversitesi‟nde

rektörlük görevini üstlenmiştir. 18 Eylül 1776 yılında Nassau, Almanya‟da doğmuştur. İlk

eğitimini ailesinde alan Fuks, 1793‟de babası Johann Friedrich Fuks‟un rektörlük yaptığı

Gerbornskoe‟deki teoloji ile alakalı olan Yüksek Akademi‟de sağlık bilimleri ile ilgili dersler

almıştır. Ancak bu konudaki derslerinin en tesirli olanlarını Göttingen Üniversitesi‟nde

görmüştür. 1798 yılında akademik çalışmalarına başlamış, Marbug Üniversitesi‟nde tıp ve

cerrahi doktoru ünvanı almıştır. Evde ilaç uygulama ile ilgili olan tezini uygulamak amacı ile

1800‟de Rusya‟ya gitmiş ve bir yıl kadar St. Petersburg‟da doktorluk yapmıştır. 1801 yılında

fen bilimleri özellikle de botanik uzmanlık amacıyla bir seyahat gerçekleştirmiştir. Nicholas

Nikitich Bulich mükemmel İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve Rusça bilmesi dolasıyla

Fuks‟tan dil uzmanı olarak söz etmektedir. 1805 sonbaharında yeni kurulan Kazan

İmparatorluk Üniversitesi‟ne profesör olarak atanmıştır. Bu atama büyük bir itibar görmüş,

Göttingen Üniversitesi‟ndeki bilim adamları ile bu görevi süresince sürekli olarak iletişim

içerisinde olmuştur. Kazan İmparatorluk Üniversitesi‟nde bulunduğu yıllar içerisinde

Kazan‟daki hastalıklarla ilgilenirken, Kazan‟ın tarihi, etnografik ve arkeolojik durumuna da

kayıtsız kalmamıştır. Volga bölgesindeki dini törenler, festivaller ve Kazan eyaletinin

insanlarını, aile hayatlarını incelemiştir. Kazan halkı Fuks‟u fazlasıyla benimsemiştir. “Tabib”

ünvanı ile halk arasında meşhur olan Fuks‟a köklü inançlarına rağmen Tatar kadınları dahi

tedavi olmak için başvurmuşlardır. Tatarlardan, Tatarca ve Arapça öğrenen Fuks, Kazan‟da

bulunduğu süre içinde halk tarafından çok sevilmiştir. Eşinin de Çuvaşlar arasında bazı

araştırmalarda bulunduğu bilinmekteir. Sikke ve el yazmalarını toplamaya başlayan Fuks

Kazan‟dan ayrılmadan önce büyük bir sikke koleksiyonunun sahibi olmuştur. 1823 yılında

Urallara bir seyahatte bulunan Fuks burada madencilik ve metalürji işçilerinin hastalıkları

üzerine de bir yazı kaleme almıştır. 1842 yılında evinin yakınında çıkan yangın sonucu ağır

yaralanan Fuks tedavi olmuş ancak, 1846 yılında ağır bir hastalık geçirmesi sonucunda vefat

etmiştir. 1996‟da Tataristan‟da adına bir anıt dikilen Fuks, Kazan fahri vatandaşı seçilmiştir.

Fuks‟un başlıca çalışmaları: Kazan Kenti Kısa Tarihçesi, (Kazan, 1822); Novgorod

Bölgesi, (Kazan,1828).

Şihabeddin Mercani (1818-1889). Tarihçi ve din âlimi. Mercani, atalarının Kazan

yakınlarındaki Mercan köyünden olmaları sebebi ile Mercani lakabıyla tanınmıştır. Doğduğu

köyde, imam olan babası Bahaeddin Hazret'in okulunda başlayan öğrenimini Buhara'da

sürdürmüş, Semerkand'da Kadı Ebu Sait'in zengin kitaplığından yararlanmıştır. On bir sene

Buhara‟da ayrıca iki sene de Semerkand‟da kaldıktan sonra 1849‟da Kazan‟a gelen Mercani,

Kazan‟ın I. mescidinin imamının istifa etmesi nedeniyle imamlığa aday olmuştur. Mahkeme-i

Şer‟iyye tarafından imamlığının tasdik edilmesi üzerine 30 Mart 1850‟de I. mescide imam

hatip ve müderris olarak tayin edilmiştir. Köyünde imamlık, öğretmenlik yapmış, Vasili

Radlof'un yönetiminde açılan öğretmen okulunda tarih ve din dersleri okutmuştur. Bir dönem

İstanbul'a gelerek Şeyhülislam Ahmet Esat Efendi, tarihçi Cevdet Paşa gibi aydın din

adamlarıyla görüştüğü bilinmektedir. Kazan'da boş inançların bırakılması, çağdaş bilim ve

tekniğin benimsenmesi yolunda çalışmıştır. Usul-i cedit adıyla anılan yenilik hareketinin

öncülerinden olan Mercani, Tatar millî şuurunun gelişmesi yolundaki pek çok tarihî esere

imza atmış seçkin bir Tatar aydınıdır. Asıl önemi ise, ıslahatçılık ile modernizm arasındaki

geçiş noktasında bulunmasıdır. Bu durum İslamiyet ile modernliği uzlaştıran yorumları

1870‟lerden itibaren modernlikle daha fazla yüz yüze gelen, fakat dine de bağlı kalmaya

çalışan Rusya Müslümanlarının hayat tarzına uygundur. Mercani birçok ulemaya kıyasen

Rusça öğrenilmesine kesinlikle karşı değildir. Çünkü Tatarların ilerlemesini dini ilimler

yanında fen bilimlerini de öğrenebilmek için Rusça öğrenmeye bağlı tutmuştur. Mercani, 28

Nisan 1889 yılında Kazan‟da vefat etmiştir. Onun sayesinde yaygınlaşan dini ıslahatçı akım

cedidci ulema ile varlığını sürdürmüş ve genç nesil medreselerin ıslahı için yeni usulün

gerekliliğine inanmıştır.

Mercani‟nin başlıca çalışmaları: Müstefadü’l-ahbar fi ahvali Kazan ve Bulgar (2 cilt,

Kazan, 1885, 1890), Mercani‟nin en önemli eseridir. Eserde, İdil- Ural bölgesi

Müslümanlarının Bulgar Devleti‟nin kuruluşundan XIX. yüzyıla kadarki tarihini anlatılır. Dili

Tatarca olup, yazarın vefatından altı ay önce tamamlanmıştır. Birinci kısımda Rus işgalinden

önceki dönem incelenmekte, Bulgarlar üzerine yoğunlaşmakla birlikte Hazar, Burtas, Başkırt,

Kıpçak ve Rus kavimlerinden bahsedilmekte, Saray Devleti, Kazan, Astrahan, Kırım, Sibir

hanlıkları ile Nogay Ordası ve Kazak hanlarının tarihleri ele alınmaktadır. İkinci bölümde ise,

Tatar toplumsal kurumlarının XVIII. ve XIX. yüzyıllardaki durumundan, buralarda görev

yapan kimselerin hayat hikâyelerinden ve Tatar tüccarından söz edilmektedir. Eserin sonraki

baskısında (1989) diğer hanlıkların anlatıldığı bölümler çıkartılmış, bazı olaylar kısaltılarak

verilmiştir. Gılatü’z- zaman fi tarihi Bulgar ve Kazan (Kazan, 1878); Keşfü’l –gıta ‘ani’l-

ebşar bi-aglati tevarihi Bulgar ve ekazibiha’ş-şariha li-zevi’l-i’tibar; el-Feva’idü’l-mühimme

( Kazan, 1297).

Abdürreşid İbrahim (1857-1944). Rusya Türkleri’nin bilinen ilk siyasi temsilcisi,

gazeteci, yazar ve seyyah. Abdürreşid İbrahim, 1857‟de Tobolsk ilinin Tara kasabasında

dünyaya gelmiştir. Babası Buharalı Özbek bir aileden gelen Ömer Bey, annesi Başkurt

Türklerinden muallim Afife Hanım‟dır. Genç yaşta eğitimi için ailesinden ayrılarak Teman

medresesine gitmiş, burada bir süre okuduktan sonra meşhur medreselerin bulunduğu

Kışkar‟a geçmiştir. 1879 yılında Orenburg‟a gelen Abdürreşid İbrahim, hacca gitmek için

İstanbul‟a oradan da Medine‟ye geçmiştir. Hacdan sonra Medine‟ye yerleşmiş, medrese

öğrenimine devam etmiştir. Beş senelik eğitiminin sonunda aldığı icazetnamesi ile 1884‟te

memleketine dönen Abdürreşid İbrahim, Tara‟da müderrisliğe başlamıştır. Müderrisliğe

başlamasından altı ay sonra öğrencileri ile birlikte tekrar hacca gitmiş, onları bir medreseye

yerleştirdikten sonra memleketine dönüp modern okullar açmakla meşgul olmuştur. Daha

sonra Medine‟ye öğrenci götürmek amacı ile İstanbul‟a gittiği sırada burada Livaü’l-hamd

adlı risalesini bastırarak Rusya‟da dağıtmıştır. Ufa‟da Orenburg Şer‟i Mahkemesi‟ne üye

seçilerek burada kadılık yapmış, daha sonra müftü ile arasında çıkan sorunlardan dolayı istifa

etmiştir. 1895 yılında İstanbul‟a giderek Rus Çarlığı‟nın Türklere yaptığı baskı ve

haksızlıkları anlattığı Rus Çarlığı‟nın Türklere yaptığı baskı ve haksızlıkları anlattığı Çolpan

Yıldızı adlı eserini yayımlayıp gizlice Rusya‟ya göndermiştir. 1896‟da Rusya‟ya gitmiş ve

buradaki Rus sosyalistlere Rusya‟daki Müslümanların durumunu anlatmıştır. 1897 yılında

çıktığı seyahatenin ardından 1900‟de Tara‟ya dönmüş, 1902‟de de Petersburg‟da Mirat adlı

dergiyi çıkarmaya başlamıştır. Bu dönemde faaliyetleri dolayısıyla kısa bir süre hapis hayatı

yaşamıştır. Hapisten sonra Petersburg‟da bir matbaa kurmuş burada Müslümanlar arasında

birlik sağlamak amacı ile 1905 yılında Ülfet, 1906 yılında ise Tilmiz adlı dergiyi çıkartmıştır.

1905‟te başlayan hürriyet havası içinde Kazanlı aydınların Rusya Türkleri‟ni bir araya

getirme faaliyetlerinin başına geçerek yoğun bir çalışmanın içerisine girmiştir. Rusya

Türkleri‟nin ilk kongresinde alınan ittifak kararı üzerine bunun gerekçelerini anlattığı Bin

Üçyüz Senelik Nazra adlı eserini neşretmiştir. İkinci kongrede ise Abdürreşid İbrahim ve

arkadaşlarının hazırladığı ittifak nizamnamesi oy birliği ile kabul edilmiştir. Yine bu dönemde

siyasi faaliyetlerine yürüttüğü muhtariyet hareketini de eklemek gerekmektedir. III. Duma

döneminde baskının artması üzerine sürgüne gönderilen Abdürreşid İbrahim ikinci büyük

seyahatine çıkmıştır. 1907 sonlarında başladığı Türkistan gezisi sonunda ailesini de alarak

Kazan‟a yerleşmiştir. 1908 yılında çıktığı seyahatinde ise Çin, Japonya, Mançurya, Kore,

Sibirya, Moğolistan, Hindistan, Hicaz ve Ortadoğu üzerinden İstanbul‟a gitmiştir. Bu

gezisinin hatıralarını Âlem-i İslam adıyla neşretmiştir. Japonya‟da bulunduğu sırada burada

İslam‟ın yayılması için çaba sarfetmiş, bunun için Asya Kuvve-i Müdafaası adlı cemiyeti

kurmuştur. İstanbul‟da bulunduğu dönemde bu seyahatinin etkilerini konferanslar ile

anlatmıştır. Trablusgarp ve Sarıkamış cephelerinde savaşan Abdürreşid İbrahim, bundan

sonraki faaliyetlerine Avrupa‟da devam etmiştir. 1934‟de ailesi ile birlikte yerleştiği

Japonya‟da ömrünün sonuna kadar İslam‟ın yayılması için çalışmıştır. 1944 yılında Tokyo‟da

vefat etmiştir.

Abdürreşid İbrahim‟in başlıca çalışmaları: Gazete ve Dergiler: Mir’at ( Petersburg,

1909); Ülfet (Petersburg, 1905); Tilmiz (Petersburg 1906); Necat (Petersburg 1906); Şirke

(Petersburg, 1907); Tearuf-i Müslimin ( İstanbul, 1910); Cihad-ı İslam (Berlin, 1916).

Bunların dışında İstanbul‟da çıkan Basiret ve Sırat-ı Müstakim, Hindistan‟da Arapça olarak

neşredilen el-Beyan, Kazan‟da oğlunun çıkardığı Beyanülhak, Bakü‟de çıkan Hayat

dergilerinde de yazılar yazmıştır. Telif ve Tercümeleri: Livanü’l-hamd (İstanbul, 1885);

Çolpan (Çoban) Yıldızı (İstanbul, 1895); Bin Üçyüz Senelik Nazra (Petersburg, 1905);

Aftonomiya ya ki İdare-i Muhtariyye (Petersburg, 1907); Asya Tehlikede (İstanbul, 1328);

Tarihin Unutulmuş Sahifeleri (Berlin, 1933).

Rızaeddin b. Fahreddin (1859-1936). Tatar din âlimi, tarihçi ve müftü. Tataristan

Türklerinin fikri hayatında etkili bir isim olan Rizaeddin b. Fahreddin 1858 yılında bir molla

ailesinin çocuğu olarak doğmuştur. Ailesi döneminin eğitimli kişileri arasında sayılmaktadır.

İlk eğitimini annesinden almış, 1867 yılında ise medreseye kaydolmuştur. Çistay

medresesinde aldığı bir yıllık eğitimin ardından, 1869 yılında Selçili köy medresesine

yazılmıştır. Bu yıldan itibaren aralıksız olarak devam ettiği medrese eğitimine, 1879 yılında

son noktayı koymuş ve Astrahan medreselerinde eğitimine devam etmek için çaba

göstermiştir. Ancak Astrahan‟a gitmek arzusu hocası Abdülfettah Efendi tarafından

engellenince bağlı bulunduğu medresede eğitim öğretimini sürdürmüştür. Daha sonra

Buhara‟da okumak istediysede bu isteğinde de başarılı olamamıştır. Ardından İstanbul‟a gitme

hayalleri doğdu ise de maddi koşullar buna engel olmuştur. Eğitim adına kurduğu hiçbir

planını gerçekleştirememiştir. 1879‟da tifoya yakalanınca bir sonraki yıl yapması gereken

askerlik hizmetinden muaf tutulmuştur. 1884 yılında basını İsmail Gaspıralı‟nın çıkardığı

Tercüman gazetesiyle tanımıştır. 1891 yılında Orenburg Müftülüğüne kadı olarak atanmıştır.

Rızaeedin Fahreddin 14 Haziran 1883 yılında Bügülme şehrinin İlbek köyüne ikinci imam

olarak atandıktan sonra medreselerde ders vermeye başlamıştır. 1891-1893 yılları arasında

kadı Maksudov‟un yerine üç yıl kadılık yapmıştır. Böylece, aralıklarla, ama aksamadan 1891-

1906, 1918-1923 yılları arasında kadı, 1923-1936 yılları arasında da molla olarak meslek

hayatı başlamıştır. Sovyet hükümetinin dine karşı açtığı yoğun, sert propaganda ve savaşa

rağmen, Rızaeddin Fahreddin, Rusya‟daki Müslümanların çoğunu başında bulunduğu Ufa

Nezareti etrafında birleştirmeyi başarmıştır. Bölgesinde pek çok mescidin açık kalmasını,

mescidlerde dini derslerin verilmesini, imam ve müezzin çocuklarının fen okullarına

alınmasını, imamlardan alınan aşırı vergilerin kaldırılmasını, tüm Rusya, özellikle de bölge

Müslümanlarının tarihleri için paha biçilmez bir hazine olan Diniye Nezareti arşivinin

korunmasını ve müftülükçe İslam Mecellesi adında bir mecmua çıkarılmasını sağlamıştır.

Rızaeddin Fahreddin düşünce ve faaliyet anlamında her zaman eğitim olgusunun merkezi

olarak hareket etmiştir. Mercani‟nin İslam‟ın doğasında bilimlere büyük değer vardır şiarını

kendi eserlerinde birebir temel düşünce olarak yansıtmaya çalışmıştır. Pratik yaşamdaki

faaliyetlerini de bu düşünce üzerinde sürdürmeye çalışmıştır. Rusya Müslümanlarının

kurultay ve toplantılarında, katıldığı küçük çaplı siyasi çalışmalarda belirleyici tavrını bu

düşünceden yana koymuştur. Rızaeddin Fahreddin rasyonel olgular alanında benimsenmiş

etnik ve dini kimliği koruyarak gelişmiş bir toplum olmanın hayalini gerçeye yansıtma

mücadelesini vermiştir. Özel ve genel anlamda hayata dair faaliyetleri yanında Rizaeddin

Fahreddin bilimsel çalışmalar yapan ve bunları kitaplaştıran fikir adamlarındandır. Geniş

kapsamlı olmasını göz önüne alırsak on altı büyük esere imzasını atmıştır. Din, felsefe,

eğitim-öğretim, coğrafya ve tarih konularında bugün de belli ölçülerde değerini muhafaza

eden, en önemlisi yaklaşık yüz yıl önceki Türk düşünce tarihinin alanlarını tespit ettirecek

eserlere imzasını atmıştır. Rızaeddin Fahreddin eserlerini toplumun her ferdi tarafından

anlaşılacak öğretici bir üslupla kaleme almıştır. Rızaeddin Fahreddin 12 Nisan 1936 yılında

vefat etmiştir.

Rızaeddin Fahreddin‟in başlıca çalışmaları: Rızaeddin Fahreddin‟in en önemli eseri

kuşkusuz Asar’dır (I-II, Orenburg, 1900-1908). Eser, İdil-Ural bölgesinde yaşayan ünlü

Müslüman Türkleri‟in biyografilerini ihtiva etmektedir. Yazma halindeki III. ve IV. Ciltler

halen Ufa‟daki Başkırdistan Fenni Merkezi Tarih, Dil, Edebiyat Enstitüsü Arşivi‟ndedir.

Meşhur Hatunlar (Orenburg, 1903); Ahmed Midhad Efendi (Orenburg, 1913); Tarih: Bulgar

ve Kazan Türkleri (nşr. Enver Hayrullin, Kazan, 1997); Kazan Hanları (nşr. Ravil Emirhan,

Kazan, 1995); Altınorda Hanları (nşr. Ravil Emirhan, Kazan, 1996).

Vasiliy Vladimiroviç Barthold (1869-1930). Meşhur Türkolog, Orta Asya

tarihçisi. St.Petersburg‟da doğdu. 1887 yılında St. Petersburg Sekizinci Okulu‟nu üstün

başarıyla bitirdikten sonra St.Petersburg Üniversitesi‟nin Doğu Dilleri Fakültesi Arap, Fars,

Türk ve Tatar Bölümü‟ne kayıt oldu ve 1891‟de birincilik diplomasıyla mezun oldu. 1891-92

yıllarında Batı Avrupa‟daki şarkiyat çalışmaları hakkında bilgi almak için kendi imkânlarıyla

Finlandiya, Almanya, İsviçre, Kuzey İtalya, Avusturya-Macaristan ülkelerini gezdi.

Döndükten sonra Doğu Dilleri Doğu Tarihi Bölümü‟nde çalışmaya devam etti. 1896‟da ders

vermeye başladı. 1897-1901 yılları arasında St.Petersburg Üniversitesi‟nin Nümizmatik

Arşivi‟nin sorumlusu olarak çalıştı. 1900‟de Doğu Dilleri Fakültesi‟nde “Moğol İstilası

Döneminde Türkistan” adlı doktora tezini başarı ile sundu. 1901‟de Ekstra Ord. Profesör,

1906‟da Ord. Profesör, 1910‟da Bilimler Akademisi‟nin asli üyesi oldu. Araştırma ve eğitim

faaliyetlerinin dışında, bilimsel araştırma amaçlı geziyle Orta Asya, Kafkasya, Batı ve

Güneydoğu Avrupa, ABD, Türkiye ve Mısır‟ı gezdi. Sosyalist Ekim Devrimi‟nden sonra

Barthold‟un bilimsel, örgütsel ve sosyal aktiviteleri daha da artmıştır. Leningrad Şarkiyat

Enstitüsü‟nde, Taşkent, Bakü, İstanbul‟da dersler vermiştir. I.Sovyetler Birliği Türkoloji

Kongresi düzenleyicilerindendir. 670 makale ve kitap yazmıştır. Bunlardan 247 tanesi İslam

Ansiklopesine yazdığı makalelerdir. Arapça, Farsça ve Türkçe‟yi noksansız bilen Barthold,

Orta Asya tarihi araştırmalarını ilmi esaslara oturtan ilk âlimdir. Orta Asya‟yı şekillendiren

muhtelif unsurların karşılıklı etkileşimlerine önem vermiştir. Barthold sadece büyük bir tarihçi

değil, ünlü bir Türk dili uzmanıdır. Bu alandaki çalışmaları arasında en değerlisi kuşkusuz

Rusçaya tercüme ettiği Kniga Moyego Deda Korkuta adlı eseridir. Leningrad‟da vefat etmiş,

Smolensk Mezzarlığı‟na defnedilmiştir.

Barthold‟un başlıca çalışmaları: (Barthold‟un kitap ve makaleleri 1966 yılında bir

araya getirilerek 9 cilt şeklinde yayınlanmıştır). Turkestan v epokhu mongol'skogo nasestvija.

Barthold'un doktora tezi olarak hazırladığı bu eser müellifin kaynaklara hâkimiyeti, sağlam

metodu ve sağlıklı hükümleriyle yayımlandığında ilim âleminin dikkatini çekmişti. Bu sahada

yapılan araştırmaların başında gelen eserin I. cildi İslâmî devir Türk tarihinin başlangıç

dönemiyle ilgili temel kaynak mahiyetindeki metinlerden oluşmaktadır. II. cilt ise asıl

araştırma konusunu teşkil etmektedir. Bu cilt, müellif tarafından düzeltme ve ilâvelerle, H. A.

R. Gibb'in yardımıyla İngilizce'ye çevrilmiştir. Turkestan down to the mongol invasion, E.

Fatih Kerimof tarafından Özbek Türkçesi'ne çevrilen eser

Kerim Kişâverz tarafından

Farsça'ya, Selâhaddin Osman Hâşîm tarafından Arapça'ya, Hakkı Dursun Yıldız tarafından da

Türkçe'ye tercüme edilmiştir); Orta Asya Türk Tarihi Hakkında Dersler. 1926 yılında

Türkiyat Enstitüsü'nün davetlisi olarak geldiği İstanbul'da Orta Asya Türk tarihi hakkında

verdiği on iki konferanstan oluşmaktadır. Ahmed Said Süleyman'ın Arapça'ya çevirdiği bu

eser aynca Zwöli Vorle-sungen über die Geschichte der Türken MîUelasiens adıyla Almanca

olarak da yayımlanmış, M. Donskis tarafından Almanca‟dan, Fransızca'ya tercüme edilmiştir.

Yusuf Akçura (1876-1935). Siyasetçi, tarihçi ve yazar. 2 Aralık 1876‟da

Moskova‟nın doğusundaki Ulyanovsk‟ta (eski adıyla Simbir) dünyaya gelmiştir. Kazan‟a göç

etmiş Kırım Türkleri‟nden aristokrat bir ailenin mensubudur. Babası çuha fabrikası sahibi

Hasan Bey, annesi ise Bibi Kamer Banu Hanım‟dır. İki yaşında iken babasını kaybetmesinin

üzerine ve annesi ile birlikte yedi yaşına gelmeden İstanbul'a göç etmişlerdir. Kuleli Askeri

Lisesi'nde öğrenim gördükten sonra 1895 yılında Harbiye Mektebi‟ne girmiş, Harbiye

yıllarında Necip Asım Yazıksız‟ın, Veled Çelebi'nin, Bursalı Tahir Bey‟in Türkçülüğe ait

yazıları ile İsmail Gaspıralı‟nın Bahçesaray‟da yayımlanan ve bir ara İstanbul‟da da dağıtılan

Tercüman gazetesi Türkçülük fikirlerinin oluşmasını etkilemiştir. 1897‟de Malumat dergisinde

yayımladığı “Şehabettin Hazret” adlı ilk makalesini Rusya Türkleri ile Osmanlı Türkleri‟ni

tanıştırma amacıyla kaleme almıştır. Okulun ikinci sınıfında iken Türkçülük hareketlerine

katılmaktan dolayı 45 gün ceza almış, Erkân-ı Harbiye sınıfına ayrıldıktan sonra askeri

mahkeme tarafından müebbet olarak Fizan‟a sürgün edilmiş ve askerlikten uzaklaştırılmıştır.

Fizan‟a sürgün edilenler ile beraber 1899‟da Trablusgarp‟a ulaşmış, onları Fizan‟a gönderecek

yol parası bulunamadığından Trablusgarp‟ta hapsedilmişlerdir. İttihat ve Terakki Partisi‟nin

girişimleri sonucu bir süre sonra şehir içinde serbest dolaşma izni ve bazı resmi görevler alan

Akçura, aynı yıl kendisiyle birlikte sürgün edilmiş olan Ahmet Ferit Bey (Tek) ile Fransa‟ya

kaçmıştır. Yusuf Akçura, Paris‟te üç yıl Siyasal Bilgiler Okulu'na devam etmiş, Türkçülük

fikirleri yaşamının bu döneminde olgunlaşmıştır. Okulda, Albert Sorel gibi ulus öğretisinin

üzerinde ısrarla duran profesörlerden dersler almıştır. Eski bir Jön Türk olan Türk mülteci Dr.

Şerafettin Mağmumi‟nin telkinlerinin de Akçura‟nın görüşlerinde etkili oluğu bilinmektedir.

“Osmanlı Devleti Kurumlarının Tarihi Üstüne Bir Deneme” adlı tezini vererek okuldan,

üçüncülükle mezun olmuş, 1903 yılında, İstanbul‟a dönmesi yasak olduğu için amcasının

yanına Kazan‟a giderek orada dört yıl kalmıştır. Tarih, coğrafya, ve Osmanlı Türk Edebiyatı

öğretmenliği yapmış, Ahmet Rıza'nın çıkardığı Şura-ı Ümmet ve Meşveret gazetelerinde adsız

yazıları yayımlanmıştır. Kazan‟da iken yazdığı ve onu Türk siyasal hayatında meşhur eden

“Üç Tarzı Siyaset” isimli makalesi 1904 yılında Mısır‟da yayımlanan Türk adlı gazetede

çıkmıştır. Akçura, İstanbul‟a geldiği 1908 yılına kadar Kazan‟da siyasel ve kültürel

faaliyetlerde bulunmuş, Türkçülük fikrini yaymak üzere Kazan Muhbiri adlı bir gazete

çıkartmıştır. Gaspıralı İsmail, Alimerdan Topçubaşı, Abdürreşid İbrahim gibi isimlerle birlikte

1905'te Rusya Müslümanları İttifakı adında büyük bir partinin kurulmasında öncülük etmiştir.

Kuzey Türkleri bu parti sayesinde ilk kez Duma‟ya temsilci göndermiştir. 1907‟de Rusya‟da

meclis dağıtılmış, kanunlar Rus olmayanlar aleyhine değişmişti. Bu gelişmelere karşı yayın

yapan Akçura, tutuklanmak için arandığı sırada Osmanlı Devleti‟nde II. Meşrutiyet‟in ilan

edildiğini öğrenmiş ve işlerini tasfiye edip 1908 yılının Ekim‟inde İstanbul‟a gitmiştir.

İstanbul‟a geldikten sonra Darülfünun‟da ve Mülkiye Mektebi‟nde tarih dersleri

vermiş, bütün ısrarlara rağmen İttihat ve Terakki Partisi‟ne mensub olmamıştır. 25 Aralık

1908'de İstanbul‟da, Ahmet Mithat, Emrullah Efendi, Necip Asım, Bursalı Fuat Raif, Feylesof

Rıza Teyfik ve Ahmet Ferit (Tek) ile birlikte Türk Derneği'nin kurucuları arasında yer almıştır.

Ancak Türk Derneği‟nin ömrü kısa olmuş, yerine 18 Ağustos 1911„de Türk Yurdu Derneği

kurulmuş, Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Hikmet, Ağaoğlu Ahmet, Hüseyinzade Ali Bey,

Doktor Akil Muhtar Bey ile birlikte Akçura da kurucular arasında yer almıştır. Derneğin yayın

organı olan Türk Yurdu dergisini on yedi yıl boyunca idare etmiş, 1912‟de kurulan Türk

Ocağı‟nın kuruluşunda da aktif rol almıştır. Yusuf Akçura, Rusya‟daki Türklerin haklarını

korumak için de büyük bir siyasi örgüt olan Rusya Mahkûmu Müslüman Türk-Tatarların

Hukukunu Müdafaa Cemiyeti ile çeşitli Avrupa ülkelerinde Rusya‟daki Türklerin haklarını

dile getiren konferanslar vermiştir. 1918 yılında Rusya‟daki Türk esirleri kurtarmak için

Hilâl-i Ahmer Cemiyeti temsilcisi olarak Rusya‟ya gitmiş ve bir yıl orada kalmıştır. 1919

yılında yurda döndüğünde ise arkadaşı Ahmet Ferit Bey‟in kurduğu siyasi bir parti olan Milli

Türk Fırkası‟na katılmıştır. Aynı yılın sonunda İngilizler tarafından tutuklanmış, 1920‟de

hapisten çıkınca Milli Mücadele‟ye katılmak üzere Anadolu‟ya geçmiştir. Hariciye

Vekâleti'nde genel müdür olarak görev yapmış ardından 1923 yılında İstanbul mebusu

seçilerek meclise girmiştir. 1925 yılında Ankara Hukuk Mektebi‟nde siyasi tarih dersleri

vermeye başlayan Yusuf Akçura, 1931‟de Mustafa Kemal tarafından Türk Tarih Kurumu‟nun

kuruluşunda görevlendirilmiş ve ertesi yıl kurumun başına getirilmiştir. I. Türk Tarih

Kongresi‟ni yönetmiş, 1933 üniversite reformundan sonra ise İstanbul Üniversitesi'nde siyasi

tarih profesörü olmuştur. Yusuf Akçura, 11 Mart 1935'te geçirdiği kalp krizi sonucunda

İstanbul‟da vefat etmiş, cenazesi Edirnekapı Şehitliği‟ne defnedilmiştir.

Yusuf Akçura‟nın başlıca çalışmaları: Üç Tarzı Siyaset (İstanbul, 1327); Türkçülük

akımının manifestosu olarak kabul edilen 32 sayfalık makalesinde Akçura, Osmanlı

İmparatorluğu'nun tekrar toparlanabilmesi için üç ana görüşün bulunduğunu (Osmanlıcılık,

İslamcılık, Türk Milliyetçiliği)ve bunlar arasında en uygununun Türk Milliyetçiliği doktrini

olduğunu savunmuştur. Eski Şura-yı Ümmet’te Çıkan Makalelerimden ( İstanbul, 1329);

Muasır Avrupa’da Siyasi ve İçtimai Fikirler ve Fikri Cereyanlar (İstanbul, 1339); Siyaset ve

İktisat Hakkında Birkaç Hitabe ve Makale (İstanbul, 1340); Ulum ve Tarih (Kazan, 1906); Üç

Haziran Vak’a-i Müessifesi (Orenburg, 1907); Rusya’daki Türk- Tatar Müslümanlarının

Şimdiki Vaziyeti ve Emelleri (İstanbul, 1914); Şark Meselesine Ait Tarih-i Siyasi Notları

(İstanbul, 1928); Türk Yılı 1928 ( I-IV, İstanbul, 1927-1935);; Ta Kendim yahut Defter-i

Amalim (İstanbul, 1944).

Hadi Atlasi (1876-1838). Siyasetçi, tarihçi. Kazan Türklerinin tanınmış tarihçi ve

milliyetçilerinden olan Atlasi, 1876 yılında Simbirsk‟in Buva kazasındaki Çeki köyünde

dünyaya gelmiştir. İlk tahsilini babasının yanında, küçük bir medresede yaptıktan sonra

Buva‟daki daha büyük bir medresede eğitimini tamamlamıştır. Eğitimi sırasında usul-i cedid

fikri ile tanışan Atlasi daha sonra imam olduğu köyde halkı aydınlatmak için faaliyetlerde

bulunmuştur. Rusya‟da meşrutiyet günlerinde II. Duma‟ya Samara ilinden mebus seçilmiştir.

Burada işçiler zümresinin arasında yer almış, Rusya‟daki Türk Müslümanları Ruslaştırma

politikasından dolayı Çar Hükümeti‟ni şiddetle eleştirmiştir. Bunun için Yeni Nizam ve

Ulemamız adlı bir eser yayınlamıştır. Ancak II. Duma dağıldıktan sonra bu eseri yazdığı için

takibata uğramış, bir ay hapis yatmıştır. Böylece bir daha mebus seçilme hakkını kaybetmiş,

bu suretle de siyasi faaliyetleri sona ermiştir. Bundan dolayı Arapça, Farsça ve Rusça bildiği

için tarih kaynaklarına eğilerek bu iş ile ilgilenmeye başlamıştır. Tarihçilik sahasındaki ilk

eseri, 1912‟de çıkan Sibir Tarihi’dir. Ardından 1913‟de çıkan Kazan Hanlığı eseri ile tanınmış

ve tarihçi ünvanını almıştır. Siyasi faaliyetlerden zevk duyan Atlasi, I. Rusya Müslümanları

Kongresinde aktif roller üstlenmiştir. Bolşevik İhtilali onun milli faaliyetlerini sekteye

uğratmıştır. Fakat 1919 ilkbaharında Kolçak (Beyaz Ruslar) kuvvetleri Bügülme‟yi aldıktan

sonra, Hadi Atlasi zamanında Zemstvo‟ya seçilmesi ve belediye azalığı yapması sebebiyle

Bügülme şehir idaresinde bir vazife almıştır. Bu defa Kızılların gelmeleri ile Atlasi, Beyazlar

ile birlikte gitmiş, bir müddet sonra da Bakü‟ye geçmiştir. Bakü‟de 1920‟de toplanan Şark

Milletleri Kongresi‟ne gayri resmi olarak katılmıştır. Kısa süre sonra Bügülme‟ye dönmüş,

Bolşevik makamları kendisine dokunmamış hatta okullarda Almanca hocalığı yapmasına

müsaade etmişlerdir. Fakat 1936-38 yıllarında başlayan takibatlar, aydınların öldürülmeleri ve

kamplara gönderilmeleri gibi olaylar sırasında Hadi Atlasi de Lubyanka hapishanesine

gönderilmiştir. Ondan sonraki akıbeti bilinmemektedir. O dönemde Solovki‟deki kampta

bulunan bir kişi, Hadi Atlasi‟nin 1938‟de henüz hayatta olduğunu anlatmıştır. Solovki‟de iken

hayatını kaybettiği düşünülmektedir.

Hadi Atlasinin başlıca çalışmaları: Kazanskoye Hanstvo (Kazan, 1913); Süyüm-Bike

(Kazan, 1914).

Abdullah Battal Taymas (1883-1969). Dil uzmanı, tarihçi ve yazar. Milli mücadele

ruhunu ölünceye kadar kaybetmeyen, Tatar asıllı Abdullah Battal Taymas, Orenburg ve

Troyskiy medreselerinde diniyat ve Arabiyat öğrenimi gördükten sonra Mısır‟a gitmiştir.

Mısır‟da Arapça öğrendikten sonra 1908‟de Rusya‟ya dönmüş, askerlik vazifesini yerine

getirdikten sonra Troyskiy şehrinde öğretmenlik görevine getirilmiştir. 1913‟te Kazan‟da

çıkan Yulduz gazetesinde yazı kurulu müdürlüğüne seçilmiştir. 1917‟ye kadar bu görevde

kalan Taymas, 1917 ihtilali üzerine bu gazeteden ayrılmış, daha sonra avukat Fuad Tuktar‟ın

yayınladığı Kurultay gazetesinin sekreterliğini yapmıştır. Bu gazetenin kapatılmasının

ardından on üç sayı olarak Altay gazetesini yayımlamıştır. Daha sonra Sibirya‟ya kaçmak

zorunda kalan Taymas, Kızılcar (Petropavlosk) şehrinde arkadaşlarıyla birlikte Mayak adlı

küçük bir gazete kurmuştur. 1921‟de Finlandiya‟ya sığınan Taymas, 1925 yılında İstanbul‟a

gelmiştir. 1927 yılında Matbuat Umum Müdürlüğü‟nde Rusça mütercimliğine tayin edilmiştir.

Bir süre sonra Matbuat Umum Müdürlüğü‟nün Dışişleri Bakanlığı‟na bağlanması üzerine

dışişlerinde görev almıştır. 1932 yılında İstanbul‟da toplanan I. Türk Dil Kurultayı‟nda

Çağatay ve Osmanlı dilleri üzerine bir tez sunmuştur. Türk Dili Tetkik Cemiyeti‟ne üye olarak

cemiyetin çeşitli çalışmalarında yer almıştır. Taymas‟ın tercüme ettiği İbnü Mühenna Lugatı

adlı eser ile Büyük Kırgız Sözlüğü daha sonra Türk Dil Kurumu adını alan Türk Dili Tetkik

Cemiyeti tarafından basılmıştır. 1947 yılında emekli olan Taymas, İstanbul‟a yerleşmiştir.

Yazı hayatına devam ederek Türk Kültürü, Türk Yurdu, Türk Dil Kurumu’nun Yıllık Bülteni’ne

makaleler yazmıştır. Dış basında da yazarın bazı makaleleri yabancı dillere çevrilmiştir.

Arapça, Farsça, Rusça ve Fince bilen Taymas, Türk tarihi, edebiyatı ve dili üzerine yapmış

olduğu çalışmaların yanı sıra Kazan tarihini de yazmış, Kazan Türkleri büyüklerinin

hayatlarını kitap şeklinde neşrederek büyük hizmetlerde bulunmuştur. Kendi hayatının bir

bölümünü teşkil eden Ben Bir Işık Arıyorum adlı eserinden başka hayat hikâyesini

düzenleyerek neşretmek istemiş, ancak vefatı dolayısıyla bu gerçekleşememiştir.

Taymas‟ın başlıca çalışmaları: Kazan Türkleri (İstanbul, 1925) (yeni baskı: İstanbul,

1996); Eser, Rus istilasından önce ve istiladan sonra olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır.

Birinci kısımda, eski Türklerin medeniyeti, Kazan Ordası ve Rus hâkimiyetine geçiş

anlatılırken, ikinci kısımda ise istiladan sonraki Kazan‟ın durumu, Başkurt ayaklanmaları, II.

Katherina‟dan sonra Kazan‟daki kültürel faaliyetler, usul-i cedid, I. ve II. Rus İhtilalleri ile

Sovyet devri anlatılmaktadır. Son söz olarak ise, Kazan Türkleri başlığı altında isim meselesi,

bunun üzerine fikirler, Mercani ve Nasiri ile Bulgar ve Kazan anlatılmıştır; İstoriya Tatar

(Kazan, 1912); Rus İhtilalinden Hatıralar (1917-1919) (İstanbul, 1947).

Gaziz (Aziz) Salihoviç Gubaydullin (1887-1938). Tatar tarihçi ve edebiyatçı.

Kazan şehrinde doğan Gubaydullin, ilk eğitimini medresede almış, gençliğinde L. N.

Tolstoy‟un ve sosyalizmin ideolojileriyle ilgilenmiştir. Kazan Üniversitesi‟nden 1916 yılında

mezun olmuştur. 1913 yılında yenilikçi ulemadan Mercani‟nin doğum yıl dönümü sebebiyle

bir mecmua komisyonunun kurulmasını sağlamıştır. Üniversitede değişik idari görevlerde

bulunmuştur. 1925 yılında Bakü Devlet Üniversitesi‟ne geçen Gubaydullin, Türk-Tatar

Halkları Tarihi bölüm başkanlığı, Şarkiyat Üniversitesi dekanı olmuştur. 1924-1937 yılları

arasında aralıklı olarak Azerbaycan Devlet Arşivi‟nde kıdemli uzman, yayın-basın bölüm

başkanı olarak çalışmıştır. Araştırma alanını genişleterek Tatar ve Başkurt tarihi dışında diğer

Türk Halklarının tarihiyle de ilgilenmeye başlamıştır. Bakü‟de gerçekleştirilen I.Türkologlar

Kongresi‟ne katılmıştır. 1930‟lu yıllardan itibaren Gubaydullin “Milliyetçi”, “Burjuva

Tarihçisi”, “Turancılık” suçlamalarına maruz kalmış, 1937 yılında tutuklanmış, 1938 yılında

ise ölüm cezasına çarptırılarak Kazan şehrindeki İçişleri Halk Komiserliği binasında kurşuna

dizilmiştir. 1998 yılında itibarı iade edilmiştir.

Gubaydullin‟in başlıca çalışmaları: Polojeniye Jenşinı u Türko-Tatarskih Narodov s

Drevneyşih Vremön Do Timura (Kazan, 1914); İstoriya Tatar (Kazan, 1924); İstoriya Tatar

(Moskova, 1994); “Uçastiye Tatar v Pugaçevşine”, Novıy Vostok, N. 1, 1925, s. 262-268; “İz

Proşlogo Tatar”, Materialı Po İzuçeniyu Tatarstana. Sbornik Statey, No. 2 (Kazan, 1925), s.

71-111; “Dokument o Dvijeniyi Sredi Tatarskih Krestyan v 1978 Godu”, Vestik Nauçnogo

Obşestva Tatarovedeniya, No. 1-2, 1925, s. 38-40; Razvitiye İstoriçeskoy Literaturı u Türko-

Tatarskih Narodov, (Bakü, 1926).

Alimcan İbrahimov (1887-1938). Dil âlimi, tarihçi, edebiyatçı ve tenkitçi. 12 Mart

1887'de Başkurdistan‟ın merkezi olan Ufa'nın güneyinde, Sultanmurad'ta doğmuştur. Alimcan

ilk eğitimini babasından almış, okuma yazma, hesap ve İslamiyet‟in temel bilgilerini

öğrenmiştir. Köylerindeki Rus-Tatar okulunu bitirdikten sonra ailesi, Orenburg'da usul-i cedid

sistemiyle eğitim vermekte olan Hüseyniye Medresesi‟ne göndermişler ancak biraz hasta

olması nedeniyle medrese idaresi onu kabul etmemiştir. Bunun üzerine yine bu şehirde

bulunan Veli Molla Medresesi‟ne gitmek durumunda kalmıştır. Medresede okuduğu sırada

Ufa'da faaliyet göstermekte olan "el-ıslah” adlı reform hareketine katıldığından hocaları ile

anlaşmazlığa düşmüş ve medreseden ayrılmak zorunda kalmıştır. 1906 yılının sonbaharında

Ufa'da bulunan Aliye Medresesi‟ne geçmiştir. Alimcan İbrahimov bu medresedeki ilk yılının

yaz tatilinde Kafkasya'ya giderek burada çeşitli köylerdeki Tatar çocuklarına okuma yazma

öğretmeye çalışmış, ilk hikâyesi olan Zeki Öğrencinin Medreseden Kovulması‟nı Kafkasya'da

bulunduğu sırada yazmıştır. 1909 yılında yazdığı Kur’an Allah’tan mı Değil mi adlı risalesi

yüzünden Aliye Medresesi‟nden ayrılmak zorunda kalmasından sonra Kazak bölgelerinde,

Ural'da çeşitli işlerde çalışmış, Astrahan bölgesinde muallimlik yapmıştır. 1909 yılının

sonlarında üniversiteye girmek gayesi ile Kazan'a geldi ise de üniversiteye girmesi mümkün

olmamıştır. 1910-1912 yılları arasında Kazan'da yaşamış, 1912 yılının sonunda Kiev'e giderek

Kiev Üniversitesi'nde misafir öğrenci olarak derslere devam etmiştir. Kiev'de tanıştığı bazı

Türk-Müslüman ve Rus sosyalist gençleriyle görüşerek Çar rejimi aleyhine çalışacak gizli bir

teşkilat kurulması çalışmalarına katılmış, 1913'de Kiev'de bulunan öğrencilerle toplantıda

bulunduğu sırada, toplantının ihbar edilmesi üzerine tutuklanmıştır. Kısa süreli hapis

hayatından sonra yeniden Kazan'a dönmüş ve burada çıkmakta olan An dergisinde çalışmaya

başlamış, dergide çalıştığı sırada Aliye Medresesi'nde hocalık yapmıştır. Daha önceki yıllarda

komünistlerle çok sıkı bir ilişkisi olmamasına rağmen, Ekim İhtilali'nin ilk günlerinden

itibaren aktif olarak sosyalistlerin arasında katılmış, Aliye Medresesi'ndeki görevini bırakarak

Ufa Müslümanları Arasında Halkçılığı Yayma Komitesi‟nde görev almıştır. Rusların Sosyalist

Revolüsyoner partisine katılarak 1917 yılında Fatih Seyfi Kazanlı ile birlikte İrek adlı bir

gazete çıkarmış ve müslüman askerlerini burjuvaziye karşı teşkilatlandırmaya çalışmıştır.

1918 yılının ocak ayında Stalin'in daveti üzerine Merkez Müslüman Komiserliği başkanı

Mollanur Vahitov'un yardımcılığını üstlemiştir. 16 Ocak 1918'de Petrograd'da çıkmaya

başlayan Çulpan isimli gazetenin redaktörü ve kurucusu olarak Tatar- Başkurt Cumhuriyeti

hakkında çok sayıda yazı yazmıştır. 1924 yılının şubat ayında Moskova'da toplanan Tatar-

Başkurt öğretmenler kurultayına katılmış, bu toplantıda millî mekteplerin geliştirilmesi,

eğitimin ıslah edilmesi ve yeni programların hazırlanması meseleleri üzerine çalışmıştır.

1925-1927 yılları arasında ise Tataristan Cumhuriyeti Eğitim Bakanlığı'nda görev yapmıştır.

1927- 1938 yılları arasında Kırım ve Yalta'da verem tedavisi görmüş, hasta olmasına rağmen

1938 yılında tutuklanarak Kazan'a getirilmiştir. Tatarların millî bağımsızlığına önem vermek,

devrim öncesi Tatar kültürünü yüceltmek, Tatar aydınlarının rolünü öne çıkarmak, Rus

komünistlerini Çarlık jandarmasıyla kıyaslamak gibi suçlardan yargılanmış ve 21 Ocak

1938'de hapishane revirinde vefat etmiştir.

İbrahimov‟un başlıca çalışmaları: Tatar Medeniyeti Nindi Yol Belen Baraçak (Kazan,

1927); Sosyalizm içinde milliyet meselesini ele almakta olup Tatar kültürünün Rus kültürü

tarafından yok edilmek istenmesine karşı bir isyan niteliğinde olan eser, Tatar birliğinin Tatar

kültürünün gelişmesinde oynayacağı role ve Tatarların diğer Türk unsurlarla ilmi ve kültürel

alışverişinin önemine işaret etmektedir. Boringi İslam Medeniyatı (Orenburg,1909); Tatar

Studentları Herekete Tarihınan Keçkene Ber Hatire (Kazan, 1922); Tatarlar Arasında

Revolyutsiya Hereketlere (Kazan, 1925); Ural hem Uralçılar (Kazan, 1927). Bunların dışında

İbrahimov‟un hikâye, dil ve edebiyat üzerine yazdığı çok sayıda eser bulunmaktadır.

Orta Dönem Araştırmacıları

Akdes Nimet Kurat (1902-1971). Tarihçi, akademisyen ve yazar. 1902 Nisanında

Kazan'ın Berkete köyünde doğmuştur. Babası Tâhir Şahmurad, annesi Şâkire İrfan'dır.

1920'de Bügülme Lisesi'nden mezun olmuş, öğrenimini Almanya'da sürdürmek amacıyla

1922'de Rusya'dan ayrılmıştır. Ancak 1924‟de İstanbul'a giderek Türkiye Cumhuriyeti

vatandaşlığına geçmiştir. İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi'nde felsefe ve tarih

eğitimine başlamış, Ağustos 1925'te Fuad Köprülü tarafından Türkiyat Enstitüsü'ne asistan

olarak alınmıştır. Mayıs 1928'de tarih bölümünden mezun olan Kurat, 1929'da Almanya'ya

gönderilmesiyle, Breslau ve Hamburg üniversitelerinde Doğu Avrupa, Bizans tarihi, felsefe ve

ekonomi eğitimi almıştır. Dönüşünde de orta zamanlar tarihi doçent adaylığına getirilmiştir.

Kurat, Uppsala Üniversitesi'nde ders vermek ve Stockholm Devlet Arşivi'nde araştırmalarda

bulunmak üzere İsveç'e gitmiştir. Berlin, Viyana, Paris ve Londra gibi merkezlerin arşiv ve

kütüphanelerinde de çalışmıştır. Yurda dönünce bir müddet Denizli Lisesi, Gazi Terbiye

Enstitüsü gibi kurumlarda tarih öğretmenliği yapmış, 1941 Eylülünde Dil ve Tarih-Coğrafya

Fakültesi'nde yeni açılan Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne doçent olarak tayin edilmişitr.

1944'te profesör olan Kurat, 1954'te Ortaçağlar tarihi profesörlüğüne getirilmiştir. 1946-

1947'de İngiltere'de ve 1961-1962'de Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunarak

araştırmalarını sürdürmiştir. 1954-1955'te ise Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde dekanlık

yapmıştır. Kurat‟ın Türk lehçelerinden başka Rus, Leh, Alman, Fransız, İngiliz ve İsveç dili

bilmesi, sağlam metodu, meslek disiplini ve üstün gayreti yanında bu donanımı kendisine,

kaleme aldığı eserleri için kaynak ve belgelere ulaşma ve onları kullanma imkânını diğer

meslektaşlarından çok daha fazla vermiştir. Rus idaresinde kalan Türk topraklarından gelmiş

bir ilim adamı olarak Rus ve Türk tarihine özel ilgi duymuş, bu arada Türkiye'deki siyasî

gelişmeleri ve ideolojik seyri de yakından takip etmiş, bu anlamda güncel tartışmalara

katılmaktan kaçınmamıştır. Ancak bunların ilmî mesaisine yön vermesine müsaade etmemiş,

çeşitli dergi ve gazetelerde bazen takma adla yayımladığı bu tür yazılarını meslekî kimliği

dışında tutmaya çalışmıştır. 28 Ağustos'ta Ankara'dan İstanbul'a giderken geçirdiği kaza

sonucunda ağır yaralanmış ve vefat etmiştir.

Kurat‟ın başlıca çalışmaları: Kazan Hanlığını Kuran Uluğ Muhammed Hanın Yarlığı

(İstanbul 1937); Topkapı Sarayı Müzesi Arşivindeki Altmordu, Kırım ve Türkistan Hanlarına

Ait Yarlık ve Bitikleri (İstanbul, 1940); Rusya Tarihi. Başlangıcından 1911'ye Kadar (Ankara

1948, 1999); Türkiye ve İdil Boyu. 1569 Astarhan Seferi, İdil Kanalı ve XVI-XVIII. Yüzyıl

Osmanlı-Rus Münasebetleri (Ankara, 1966); IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki

Türk Kavimleri ve Devletleri (Ankara, 1972).

Berthold Spuler (1911- 1990). Filolog, tarihçi. Alman oryantalist Spuler, 1911

yılında Karlshure „de doğmuş, 1990 yılında Hamburg‟da vefat etmiştir. Spuler Latin ve Yunan

odaklı, hümanist bir eğitim almıştır. 1920‟lerdeki ekonomik kargaşa ortamında bulunmuştur.

Filoloji konusunda oldukça bilgiye sahip olan Spuler, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Lehçe ve

Rusça bilmesinin yanında iyi derecede Arapça ve Farsça öğrenmiştir. 1943 yılında Münih

Üniversitesi‟ne filoloji ve İslam araştırmaları profesörü olarak atanmıştır. Spuler‟in çalışma

alanı Moğollar olsa da İdil-Ural coğrafyası ve bu coğrafyadaki Rus işgali ile de ilgilenmiştir.

Spuler‟in başlıca çalışmalar: Idel-Ural. Völker und Staaten zwischen Wolga und Ural.

O. Stollberg, (Berlin, 1941); Die goldene Horde. Die Mongolen in Rußland 1223-1502.

Harrassowitz, (Leipzig, 1943); 2. erweiterte Auflage ebd., (Wiesbaden, 1965); Die

Gegenwartslage der Ostkirchen in ihrer völkischen und staatlichen Umwelt. Metopen,

(Wiesbaden, 1948); 2. erg. & aktual. Auflage ebd. 1968; Die Mongolenzeit. Wissenschaftliche

Editionsgesellschaft, (Berlin, 1948); Geschichte der Mongolen. Nach östlichen und

europäischen Zeugnissen des 13. und 14. Jahrhunderts. Artemis, (Zürich, 1968); Regenten

und Regierungen der Welt. Teil II, Band 5: Neueste Zeit 1965-1970. A. G. Ploetz, (Würzburg,

1972); Gesammelte Aufsätze. Brill, (Leiden, 1980).

Alexandre A. Bennıgsen (1913-1988). Orta Asya tarihçisi. 1913‟de St.

Petersburg‟da doğmuştur. Paris Üniversitesi Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales‟de

sosyal bilimler araştırmalarının müdürlüğünü yapmıştır. Daha sonra Chicago Üniversitesi‟nde

ziyaretçi ilim adamı sıfatıyla bulunmuştur. Sovyetler Birliği‟nin Orta Asya‟daki Müslümanlar

üzerinde uyguladığı Sovyetleştirme politikalarını yakından takip etmiş ve sonunda

Sovyetlerin yıkılacağı teorisini ortaya atmıştır. Teorisinde yanılmayan Bennigsen, Orta

Asya‟daki Tatar uyanışı ile yakından ilgilenmiştir.

1988 yılında vefat eden Bennigsen ardında çok değerli çalışmalar ve öğrenciler bırakmıştır.

Kızı, Marie Broxup Orta Asya konusunda tanınmış bir araştırmacıdır.

Bennigsen‟in başlıca çalışmaları: The Evolution of the Muslim Nationalities in the

USSR and their Linguistic Problems, (London, 1961); Islam in the Soviet Union, (London,

New York, 1967); Muslim National Communism in the Soviet Union: a revolutionary strategy

for the colonial world, (Chicago, 1970), (coauthored with S. Enders Wimbush); Sultan Galiev

and the Soviet Muslims (1981); Mystics and Commissars, Sufism in the Soviet Union,

(London & Berkeley, 1985) (coauthored with S. Enders Wimbush); Muslims of the Soviet

Empire. A Guide, (London & Bloomington, Ind., 1986), (coedited with S. Enders Wimbush);

The Islamic Threat to the Soviet State, (London, 1983). (coedited with Marie Broxup).

Ali Akış (1918-2011). Siyasetçi, yazar ve tarihçi. Hayatını Türk-Tatar tarihine

adamış bir isim olan Ali Akış, 1918 yılında Mançurya‟nın Haylar kasabasında dünyaya

gelmiştir. Eğitimini Rus lisesinde alan Akış, Haylar‟ın Japonya‟nın işgaline uğramasının

ardından 1937 yılında Ezher‟de okumak üzere Kahire‟ye gitmiştir. 1940 yılında Türkiye‟ye

gelerek İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi‟nde tahsile başlamıştır. Rahatsızlığı sebebiyle

fakülteyi bırakmış, daha sonra Yedek Subay Okulu‟nda askerliğe başlayarak 1947 yılında

terhis olmuştur. NATO‟nun Ankara bürosunda işe başlayan Akış bu dönemde Ankara Türk

Ocağı‟nda İdil-Ural konferansı vermiştir. 1960‟lı yıllarda gittiği Münih‟te Hürriyet

Radyosu‟nda spiker ve mütercim olarak işe başlamış ardından Paris Bloku Genel Sekreteri

olmuştur. 1986 yılında Paris Bloku‟nun feshedilmesi ile 1990‟da Tataristan‟a ilk seyahatini

gerçekleştirmiştir. 1991 yılında Dünya Tatar Birliği başkanı seçilen Akış, aynı yıl Tataristan‟a

tekrar giderek Çalli mitinginde konuşma yapmıştır. 1992 yılında Tataristan‟da egemenliğin

ilan edilmesiyle kendisine Tataristan Milli Meclisi Fahri üyeliği verilmiştir. 2001 yılında

Almanya‟dan Türkiye‟ye kesin dönüş yapan Ali Akış 2011 yılında vefat etmiştir.

Akış‟ın başlıca çalışmaları: İdil- Ural Davası ve Sovyet Emperyalizmi (Ankara, 1963);

Kazan ve Tatar Türkleri (İstanbul, 1976); İdil- Ural’da Hürriyet Mücadelesi (1985); Aklımda

Kalanlar (Ankara, 2002).

Şamil Fatıhoviç Muhamedyarov (1923- ). Gazeteci, dilbilimci ve tarihçi. Kazan

şehrinde doğan Muhamedyarov, Kazan Üniversitesi Hukuk Fakültesi‟nden 1946 yılında

mezun olmuştur. 1957 yılında yüksek lisans tezini savunmuş, aynı yıl doçent olmuştur. 1969

yılında kıdemli uzman olarak çalışmaya başlamıştır. SSCB Gazeteciler Birliği üyesi

seçilmiştir. 1955-1965 yılları arasında Kazan Devlet Üniversitesi‟nde, 1970 yılından itibaren

Gorkıy Edebiyat Enstitüsü‟nde öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. 1950-1952 yılları arasında

SSCB İlimler Akademisi Kazan Şubesi Dil, Edebiyat ve Tarih Enstitüsü‟nde, 1952- 1955

yılları arasında SSCB İlimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü‟nde, 1965-1970 yılları arasında

İlimler Akademisi Yakut Dil Şubesi, Dil, Edebiyat ve Tarih Enstitüsü‟nde, 1970-1996 yılları

arasında Rusya İlimler Akademisi Tarih Enstitüsü‟nde çalışmıştır. 120‟den fazla yayımlanmış

çalışması bulunmaktadır.

Muhamedyarov‟un başlıca çalışmaları: Sotsialyno- Ekonomiçeskiy i Gosudarstvennıy

Stroy Kazanskogo Hanstva (XV- Pervaya Polovina XVI Veka), (Moskova, 1950); Zemelynıye

Pravootşeniya v Kazanskom Hanstve (Kazan, 1958); “ Tarhanskiy Yarlık Kazanskogo Hana

Sahib-Gireya 1523 Goda”, “Kazanskoye Hanstvo”, İstoriya Tatarskoy ASSR (Kazan, 1968); “

Sovyetler Birliğinde Volga Tatarlarının Oluşması ve Kültür Bakımından Gelişmesi Sorununun

İncelenmesiyle İlgili Çalışmalar”, VII. Türk Tarih Kongresi, II, (Ankara, 1981); “Two Kazan

Tatar Edicts: (Ibrahım‟s and Sahib Girey‟s Yarlıks)”, Between the Danube and the Caucasus,

Budapest 1987; “ Etnogenez i Etnokulyturnıye Svyazi Türkskih Narodov Povoljya i Priuralya

: ( Problemı i Zadaçi)”, Sovyetskaya Türkologiya, No. 2, (1990), s. 48-60.

Mirfatıh Zakiyeviç Zakiyev (1928- ). Edebiyatçı ve dilimci. 1928‟de Tataristan‟ın

Bügülme iline bağlı Zaypı köyünde doğmuştur. 1963 yılında doktora, 1964 yılında ise

profesör unvanı almıştır. 1951‟den itibaren mezun olduğu Kazan Üniversitesi‟nde göreve

başlamıştır. 1960‟da üniversitenin Tatar Dili bölüm başkanı, 1967‟de ise Kazan Pedagoji

Üniversitesi‟nin rektörü olmuştur. 1986 yılında Tataristan Dil, Edebiyat ve Tarih

Enstitüsü‟nün, 1992‟de Tataristan Dil, Edebiyat ve Sanat Enstitüsü‟nün müdürü olmuştur.

Zakiyev‟in ilgi alanı oldukça geniştir; Tatar dili, dil politikaları, milletlerarası münasebetler,

Bulgar-Tatar epigrafikası, Türk-Tatar edebi eserlerinin dil özellikleri ile ilgilenmiştir. Zakiyev

lise ve üniversiteler için Tatar Dili ders kitapları yazmıştır. Türkolojide Türk morfonolojisini

ilk formule eden ilim adamıdır. Üç ciltlik Tatar Grameri adlı eserin genel yayın

yönetmenliğini yapmıştır. SSCB, Rusya ve Tataristan‟ın çeşitli devlet ödüllerine layık

görülmüştür.

Zakiyev‟in başlıca çalışmaları: Tatar Halkı Telenen Barlıkka Kileyu (Kazan, 1997);

Törki- Tatar Etnogenezı (Moskova-Kazan, 1998); Proyishojdeniye Türkov i Tatar (Moskova,

2003); Türklerin ve Tatarların Kökeni, Selenge Yayınları (İstanbul, 2006).

Mustafa Kafalı (1934- ). Tarihçi, akademisyen. 1934 yılında Konya'da doğmuştur.

Yüksek tahsilini Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü'nde

yapmış, 1960 Aralık ayında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin Umumî Türk Tarihi

Kürsüsüne asistan olarak girmiştir. " Ötemiş Hacı'ya Göre Cuci Ulusu'nun Tarihi" adlı tezi ile

Aralık 1965 yılında doktor ünvanını alan Kafalı, üniversite kontenjanıyla Londra'ya giderek

ilmî incelemelerde bulunmuştur. Yurda dönüşünde tamamladığı " Altın-Orda Hanlığı'nda

Sayın Han Sülâlesi Devri (1227-1360)" adlı tezi ile 1973 Kasımı'nda doçentlik ünvanını

alarak, 1974 Kasımı'ndan itibâren bulunduğu Türk Tarihi Kürsüsü‟nde Altın-Orda ve Çağatay

Hanlıklarıyla, İlhanlı Devleti, Timur ve Timurlular tarihi, ayrıca Tarih Metodu derslerini

vermiş, "Kaynaklar" ve "Osmanlıca Metinler" üzerine seminer çalışmaları yapmıştır. 1975-

1977 ders yıllarında ise, Bağdat Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde, davetli öğretim üyesi

olarak görevde bulunmuş, Türkoloji kongrelerine katılmıştır. Profesörlük takdim tezi olarak

sunduğu "Çağatay Hanlığı (1227-1345)" adlı eseriyle 24 Mayıs 1982'de bu ünvanı almıştır.

Halen Ankara Üniversitesi Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi'nde öğretim üyeliğine devam

etmektedir.

Kafalı‟nın başlıca çalışmaları: Ötemiş Hacı’ya Göre Cuci Ulusunun Tarihi (İstanbul,

1965- Doktora Tezi); Altın-Orda Hanlığı’nda Sayın Han Sülalesi (İstanbul, 1972- Doçentlik

tezi); Altın-Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri (İstanbul, 1977).

Mirkasım Abdulahatoviç Usmanov (1934-2010). Tarihçi ve filolog. 31 Mayıs

1934‟te Doğu Türkistan‟ın Kulja şehrinde doğmuştur. 1964‟te Kazan Üniversitesi‟nden

mezun olmuş, 1968 yılında tarih alanında “XVII- XVIII Yüzyıl Tatar Kaynakları ve Onların

Özellikleri” konulu yüksek lisans tezini savunmuştur. 1982‟de doktor, 1985‟te profesör

olmuştur. 1969‟dan itibaren SSCB Yazarlar Birliği üyesidir. 1984‟te Usmanov‟a Tataristan

Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Emektar Bilim Adamı unvanı verilmiştir. 2003 yılında

Rusya Fedeerasyonu Yüksek Okulu‟na Özel Katkı Sağlayan İnsan onur belgesini almıştır.

1993 yılından itibaren doğu el yazmalarının bulunması ve onların toplanmasıyla uğraşan

arkeolojik heyetin yöneticisi, 1963 yılından beri Kazan Devlet Üniversitesi‟nde öğretim üyesi,

1983-1989 yılları arasında Tarih Bölüm başkanı, 1989-2002 yılları arasında Tatar Filolojisi

Tarihi ve Doğu Dilleri Fakültesi başkanı, 2002 yılında itibaren ise Kazan Devlet Üniversitesi

Tatar Milleti Tarihi Bölümü kurucu profesörü ve başkanı olarak çalışmıştır. 450‟den fazla

yayını bulunmaktadır. Tataristan ve Rusya Federasyonu devlet ödüllerine layık görülmüştür.

Usmanov‟un başlıca çalışmaları: “Neizvestnoe Pisymo İbraya Altınsarina”, Vestnik

Akademiyi Nauk KazSSSR, (Moskova, 1968), s. 53-56; “İstoçniki Knigi Ş. Mercani

Mustafadu‟l- Ahbar Fi Ahvali Kazan ve Bulgar”, Oçerki İstoriyi Povoljya i Priuralya, No.2-3,

(Kazan, 1969), s. 144-154; Tatarskiye İstoçniki XVII-XVIII Vekov: Sbornik Letopisey, Daftar-i

Çingiz-Name, Tavarih-i Bulgariya, Tatarskogo Şacara (Kazan, 1972); “Metodika

Organizatsiyi Sbora Vostoçnıh Rukopisey Sredi Naseleniya Povoljya i Priuralya”, Yujno-

Uralskiy Arheografiçeskiy Sbornik, No. 1, Ufa 1972, s. 170-175; “Ofitsialynıye Aktı Hanstv

Vostoçnoy Yevropı XIV-XVI v. İ İh İzuçeniye”, Arheografiçeskiy Ejegodnik za 1974

(Moskova, 1975), s. 117-135; “ Nekotorıye İtgi i Zadaçi Arheografiçeskih Ekspeditsiy

Kazanskogo Universiteta (1963,1982)”, Stranitsı İstoriyi Povoljya i Priuralya, (Kazan, 1984),

s. 147-162; “Protivoreçivıy Predstavitely Slojnoy Epohi ( K 125-Letiyu Rızi Fahretdinova)”,

Kazan Utları, No. 1, (Kazan, 1984), s. 142-154; “K İstoriyi Djuçido- Osmanskoy

Diplomatiçeskoy Dokuentatsiyi”, Sovremennoye Vostokovedeniye,(Moskova, 1988), s. 127-

134; Po Sledam Rukopisey ( Zapiski Arheografa) (Kazan, 1994); Materials For The Islamic

History of Semipalatinsk, Two Manuscrıpts by Ahmad- Wali al Qazani and Qurban Ali

Khalidi. (Das Buch, 2001).

Nadir Devlet (1944 - ). Tarihçi, akademisyen. 15 Temmuz 1944 tarihinde

Mançurya'nın Mukden şehrinde doğmuştur. Milli Bayrak dergisini çıkaran anne ve babası

Mançurya‟nın Sovyetlerce işgal edilmesinden sonra tutuklanmışlardır. 1948 yılında kendisini

evlat edinen aile ile Türkiye‟ye gelen Nadir Devlet, Alman Lisesi‟nde tahsil görmeye

başlamış, 1971 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Umumi Türk Tarihi

Kürsüsü'nü bitirmiştir. 1972-1974 yılları arasında Maximilian Üniversitesi Türkoloji ve Yakın

Doğu Enstitüsü'nde yüksek lisansını yapmıştır. 1976-1982 yıllarında İstanbul Üniversitesi

Edebiyat Fakültesi Umumi Türk Tarihi Kürsüsü'nde, “1905-1917 Rusya Türklerinin Milli

Mücadele Tarihi” adlı teziyle doktorasını tamamlamıştır. 1963-1967 yılları arasında MEB

İslam Ansiklopedisi'nde tashih memuru, 1967-71 yıllarında ise TAE'de sözlük tarama memuru

olarak çalışmıştır. 1972-1984 yılları arasında Hürriyet Radyosu Tatar-Başkurt Servisi'nde

radyo programcılığı da yapmıştır. 1986-1991 yılları arasında Marmara Üniversitesi Türkiyat

Araştırmaları ve Uygulama Merkezi'nde Müdür Yardımcılığı görevinde bulunan Devlet,

1989-1990 yıllarında Columbia Üniversitesi Orta Asya Araştırmaları'nda misafir-araştırmacı

öğretim üyeliği yapmıştır. 1984 yılında Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih

Bölümü'nde öğretim üyesi olup, 1991 yılında Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları

Enstitüsü müdür yardımcığı görevine gelmiş, 2001 yılında buradan emekli olmuştur. Halen

Yeditepe Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‟nde bölüm başkanlığı ve öğretim

üyeliği yapmaktadır.

Devlet‟in başlıca çalışmaları: Kazak ve Tatar Türkleri (İstanbul,1976); Rusya

Türklerinin Milli Mücadele Tarihi 1905-1917 (Ankara, 1985); Çağdaş Türk Dünyası

(İstanbul, 1989); 1917 Ekim İhtilali ve Türk - Tatar Meclisi (İstanbul, 1998); İpek Yolu

Albümü (İstanbul, 1999); Millet ile Sovyet Arasında (İstanbul, 2011).

Modern Dönem Araştırmacıları

Azade Ayşe Rorlich (?- ). Tarihçi, akademisyen. Wisconsin Üniversitesi‟nde Rus

Tarihi dalında 1972 yılında “Enver Paşa ve Bolşevik Devrimi” adlı teziyle yüksek lisansını

tamamlamıştır. 1976 yılında ise, “Volga Tatarları Arasında Reform ve Dünyevileşme” adlı

teziyle doktora derecesi almıştır. 1986 yılında Volga Tatarları adlı monografi çalışması

Stanford Üniversitesi yayınları arasından çıkmıştır. Alanıyla ilgili belli başlı dergilerde birçok

makalesi yayımlanmıştır. Gerek Amerika gerekse Avrupa‟da yayımlanan monografilere pek

çok bölüm yazmıştır. Eski Sovyetler Birliği sınırları içinde yer alan muhtelif Türk

cumhuriyetlerindeki kütüphanelerde incelemelerde bulunmuştur. Kendisi yıllardır Sovyetler

Birliği‟nde yaşayan İdil (Volga) Tatarlarıyla, Türk ve Müslüman halkların tarihini

incelemektedir. Verdiği dersler, çeşitli Türk halklarının tarih ve kültürünün ağırlıklı olarak yer

aldığı Rus tarihi konusu ile alakalıdır. Rusçanın yanı sıra Sovyetler Birliği‟ndeki Türk dillerini

de bilmekte ve belli başlı Avrupa dillerini rahatlıkla kullanabilmektedir. Çalışmalarında

genellikle kimliğin inşa ve ifadesi, kültürün evrimi gibi konular üzerinde yoğunlaşmaktadır.

1977‟den beri Güney Kaliforniya Üniversitesi Tarih Bölümü‟nde profesör ünvanı ile dersler

vermektedir.

Rorlich‟in eseri: The Volga Tatars, A profile in National Resilience, The Board of

Trustees of the Leland Stanford Junior University ( Calıfornıa, 1998), ( Volga Tatarları,

Yüzyılları Aşan Milli Kimlik, çev. Mehmet Süreyya Er, İletişim Yayınları, İstanbul, 2000) .

Çeşitli dil ve alfabelerde kaynakları içeren Tatar tarihi ve kültürü üzerine kapsamlı

bibliyografyası kitabın titizliğini yansıtmaktadır. Eserde, Tatarların kadim tarihinden

başlayarak etnik kökenlerini İslamiyet‟i kabul edişlerini, yerleşik hayat tarzının özelliklerini,

kurdukları siyasi yapı olan Bulgar Hanlığı‟nın evrimine ilişkin tartışmalar yer almaktadır.

Ayrıca, Bulgar Hanlığı dönemi, Moğol istilası ve öncesi, Rus istilasında Kazan‟ın durumu

üzerinde durulmaktadır. Rus Çarlığı döneminde Tatarlar üzerinde uygulanan siyaset, 1861-

1917 yılları arasında Tatarların durumu ve ardından 1917 ihtilali ile Tatarların değişen

hayatları, İkinci Dünya Savaşı yılları ve sonrası anlatılmaktadır.

Ahmet Kanlıdere (1961- ). Tarihçi, akademisyen. Kahramanmaraş doğumlu olan

Kanlıdere, 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeniçağ Kürsüsü‟nden

mezun olmuştur. Boğaziçi Üniversitesi‟nde başladığı Yüksek Lisans çalışmasını, 1986 yılında

Marmara Üniversitesi‟nde tamamlamıştır. ABD‟nin Columbia Üniversitesi‟nde master ve

doktorasını tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi‟ne geri dönmüştür. 2000-2001 yılları

arasında Kazakistan‟ın Yesevi Üniversitesi‟nde öğretim üyesi sıfatı ile görev yapmıştır. 2004-

2007 yılları arasında ise Özbekistan‟ın Taşkent Büyükelçiliği‟nde Kültür Müşaviri olarak

görevde bulunmuştur. Halen Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‟nde

öğretim üyesi olup Genel Türk Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürmektedir.

Kanlıdere‟nin başlıca çalışmaları: Reform within Islam: The Tajdid and Jadid

Movement among the Kazan Tatars (1809-1917) (İstanbul, 1997); “Musa Jarullah Bigiyef:

Why Did the Muslim World Decline While the Civilized World Advanced”. C. Kurzman (ed.),

Modernist Islam 1840-1940: A Source Book. Oxford University Press (s. 254-256) (New

York, 2002); Reforma v ramkax islama: Tajdid i djadidskoe dvijenie sredi kazanskix tatar

(1809-1917 g.)(Kazan, 2007); Kazan Tatarları Arasında Tecdit ve Cedit Hareketi. Türkiye

Günlüğü. Sayı 46. Cilt Yaz, s. 89-96 (1997); “Islah: Tataristan, Kafkasya ve Orta Asya\'da,”.

TDV İslam Ansiklopedisi. Cilt XIX, s. 163-167 (1999); Rusya Türkleri Arasında Yenileşme

Hareketi Hakkındaki Kaynaklara Genel Bir Bakış. Müteferrika. Sayı 15. Cilt Yaz, s. 123-131

(1999); Rusya Müslümanlarının Kongrelerinde Kadın Sorunu (1905-1917). Türk Kültürü

İncelemeleri Dergisi. Sayı 2. Cilt I, s. 139-148 (2000); “Musa Carullah‟ın Ailesi ve Eserleri

Hakkında Yeni Bilgiler,”. Ölümünün 50. Yıldönümünde Musa Carullah Bigiyev (1875-1949).

Ankara, s.223-229 (2002); “XIX. ve XX. Yüzyıllarda Kazan Tatarları,”. Türkler. Cilt XVIII,

s. 415-426 (2002); “Kazan Tatars in the Nineteenth and Twentieth Centuries,”. the Turks. Cilt

VI, s. 718-729 (2002); “The Special Characteristics of the Muslim Reformism in the Volga-

Ural Region,”. Proceedings of the International Symposium on Islamic Civilization in Volga-

Ural Region, Kazan, 8-11 June 2001. s. 41-49 (2004); “Islahçı ve Ceditçi Tanımlamaları

Üzerine Bazı Düşünceler,”. İsmail Bey Gaspıralı İçin, Ankara,. s. 255-262 (2004); “Dinî

Reformculuktan Seküler Reformculuğa: Islahçı ve Ceditçilerin Zihnî Serüvenleri,”. XIV. Türk

Tarih Kongresi Ankara: 9-13 Eylül 2002: Kongreye Sunulan Bildiriler, II/2, Türk Tarih

Kurumu Yayınları,. s. 1339-1344 (2005); “Mercânî, Şihâbeddin (1818-1889): Kazanlı Tarihçi

ve Islâhâtçı Din Âlimi,”. TDV İslam Ansiklopedisi. Cilt XXIX, s. 169-172 (2005); “Mûsâ

Cârullah (1875-1949): Tatar Âlimi ve Düşünürü,”. TDV İslam Ansiklopedisi. Cilt XXXI, s.

214-216 (2006); Özbekistan Türkologları. Turkologiya Masalalari. Sayı 1. Cilt I sf 41-49

(2006); “Rusya‟dan Gelen Aydınların Meşrutiyet Dönemi Türk Düşünce Hayatına Katkıları,”.

100. Yılında Meşrutiyet: Gelenek ve Değişim Ekseninde Türk Modernleşmesi Uluslararası

Sempozyumu, 22-24 Ekim 2008, İstanbul,. s. 509-525 (2009); Yusuf Akçura ve Kuzey

Türkleri. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Dergisi. Sayı 18., Cilt I, s. 235-

258 (2009); The Trends of Thought among the Tatars and Bashkirs: Religious Reformism and

Secular Jadidism vs. Qadimizm (1883-1910); “Rusya Türklerinde Fikir Hareketleri,”. Orta

Asya Türk Tarihi, A. Kanlıdere (ed.),. s. 168-190 (2011); “Yusuf Akçura‟nın Rusya Dönemi

(1904-1908),”. İdil-Ural Tarihi Sempozyumu Bildirileri, 10-12 Ekim 2011, Ankara. Sayı

Ankara. Cilt 10-12, s. ? (2011).

İsmail Türkoğlu (1966- ). Tarihçi, akademisyen. 1966 yılında Bayburt‟ta

doğmuştur. Türkoğlu, Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‟nde aldığı

lisans eğitiminin ardından hocası Nadir Devlet‟in etkisi ile Marmara Üniversitesi Türkiyat

Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı‟nda doktorasını yapmıştır. İdil-Ural

coğrafyasında Kazan Tatarları hakkında uzmanlığı bulunan Türkoğlu Rusça, Almanca ve

Tatarca bilmektedir. Halen Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi

Anabilim Dalı‟nda öğretim üyesi olarak bulunmaktadır.

Türkoğlu‟nun başlıca çalışmaları: Sibiryalı Meşhur Seyyah Abdürreşid İbrahim

(Ankara, 1997); Rusya Türkleri Arasında Yenileşme Hareketinin Öncülerinden Rızaeddin

Fahreddin (İstanbul, 2000); İsmail Bey Gaspralı ve Dünya Müslümanları Kongresi (Hakan

Kırımlı ile birlikte) (Tokyo, 2002); Günümüz Tataristanının Sosyal ve Kültürel Yapısı (Erdal

Aksoy, İbrahim Maraş ile birlikte) (Ankara, 2003); Rokıya Devletkilde Ber Tatar Hatınının

Açı Yazmışı (Rukiye Devlet Kildi Bir Tatar Hanımın Acı Hayatı) ,(Kazan, 2005); “İbrahimov

Alimcan”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 21, s. 362-363; İ.Türkoğlu- İ. Maraş, “Kayyum

Nasıri”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 25, s. 109-110; “Kazan”, TDV İslam Ansiklopedisi,

Cilt 25, s. 134-136; “Kazan Hanlığı”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 25, s. 136-138; “Kemal

Aliasker”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 25, s.224-225; İ.Türkoğlu- İ.Maraş, “Kursavi”,

TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 26, s. 447; “Musa Akyiğitzade”, TDV İslam Ansiklopedisi,

Cilt 31, s. 213-214; İ.Türkoğlu-İ.Maraş, “Kemali Ziyaeddin”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt

25, s. 233-234; “Tataristan Tarih- Kültür ve Medeniyet”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 40, s.

163-168; “Rusya-Ülkede İslamiyet ve İslam Araştırmaları”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt

35, s. 265-270; “Müslüman Kongreleri”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 32, s. 96-98.

İbrahim Maraş (1967- ). İlahiyatçı, akademisyen. İbrahim Maraş; 1967 yılında

Kırşehir‟ in Karaman ilçesinde doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Kaman‟ da tamamlamış ve

1984 yılında Kaman Lisesi‟ nden mezun olmuştur. Aynı yıl Ankara Üniversitesi İlahiyat

Fakültesi‟ne girmiş, 1989 yılında mezun olmuştur. 1990 yılında aynı fakültede Felsefe ve Din

Bilimleri Bölümü İslam Felsefesi Anabilim Dalı‟na Araştırma Görevlisi olarak atanan Maraş,

çalışmalarını Türk düşünce tarihi üzerine yoğunlaştırmıştır. 1992 Yılında “XV. Asır Osmanlı

dönemi Türk düşünürü Molla Lütfi‟ nin Felsefi ve Kelami Görüşleri” isimli teziyle yüksek

lisansını tamamlamıştır. Haziran 2000‟de ise “İdil-Ural Türklerinde Ceditçilik(Yenilikçilik)

Düşüncesi (1850-1917)” adlı teziyle İlahiyat doktoru unvanını almıştır. Yurt içinde ve yurt

dışında birçok ulusal ve uluslar arası sempozyuma tebliğci olarak katılmış, 1995-1996‟ da

Tataristan ve Başkırdistan‟da uzun süreli inceleme ve araştırmalarda bulunmuştur. 2001-2002

yılı Nisan-Ocak döneminde Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı‟ nın

(TİKA) proje desteği ile Günümüz Tataristanının Sosyo-Kültürel Yapısı isimli kitap

çalışmasını Tataristan ve Türkiye‟ de yürütmüştür. 2002-2003 öğretim döneminde Hartum

Üniversitesi‟ nde öğretim elemanı olarak görevlendirilmiştir. Yazarın Türkiye‟ de ve yurt

dışında halen yayımlanmamış ve yayımlanacak olan kitap, makale, telif, tercüme çalışmaları

bulunmaktadır. Başta Tatarca ve Başkırtça olmak üzere Türk şiveleri ile İngilizce, Rusça ve

Arapça dillerini iyi derecede bilmektedir.

Maraş‟ın başlıca eserleri: Türk Dünyasında Dini Yenileşme (1850-1917) (İstanbul,

2002); Günümüz Tataristanının Sosyal ve Kültürel Yapısı (Erdal Aksoy, İsmail Türkoğlu ile

birlikte) (Ankara, 2003).

Liaisan Şahin (1973- ). Türk-Tatar araştırmacı. Tataristan (Rusya Federasyonu)

doğumlu olan Liaisan Şahin, 1990-1995 yılları arasında Kazan Devlet Üniversitesi, Tatar

Tarihi, Filolojisi ve Doğu Dilleri Fakültesi‟nde lisans eğitimini tamamlamıştır. 1995-1998

yılları arasında yüksek lisansını Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü,

Genel Türk Tarihi Bilim Dalı, Prof. Dr. Nadir Devlet danışmanlığında “Tatar İctimai

Merkezi‟nin İlk Kurucu Kurultayı (17-18 Şubat 1989)” adlı teziyle savunarak mezun

olmuştur. 2003-2005 yılları arasında ise ikinci yüksek lisansını Boğaziçi Üniversitesi, Atatürk

İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Modern Türk Tarihi Anabilim Dalı, Prof. Dr. Zafer Toprak

danışmanlığında “Soviet Studies on Turkey, 1917-1991: Institutional History and Analytical

Perspectives” adlı teziyle savunmuştur. 2006‟dan bu yana Marmara Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‟nda doktorasını

devam ettirektedir. Rusça, Türkçe ve İngilizce bilmektedir.

Şahin‟in başlıca çalışmaları: Makaleler: “Kazan Tatarlarında Güneş Kültü ve Sanata

Yansımaları”, Sanat ve İnanç, 2. Cilt, yay. haz. Banu Mahir, Halenur Katipoğlu, Mimar Sinan

Güzel Sanatlar Üniversitesi, Türk Sanat Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Yay.,

(İstanbul, 2004), s. 149-159; “Rusya Federasyonu 2002 Yılı Nüfus Sayımı ve

Düşündürdükleri”, Avrasya Dosyası, Kış 2002, Sayı: 4, s. 295-317; “Kazan Tatarlarında

Nevruz”, Türk Dünyasında Nevruz, M.Ü. Türkiyat Araş. Ens. Yay., (İstanbul, 1999), s. 99-

104; “Tatar Adı ve Çağrışımları”, Açılım, Sayı: 5, Şubat 1999, s. 14-15. Tebliğler: “Milli

Kimlik İnşası Sürecinde Kentsel Mekanın Kullanımı ve Kentsel Mekana Ait Görsel Simgeler:

Tataristan Örneği”, Uluslararası İdil-Ural Sempozyumu, Kültür Araştırmaları Derneği ve

Kütahya Belediyesi tarafından düzenlenen sempozyum, (Kütahya, 11-12 Kasım 2006);

“İmparatorluk ve Milli Azınlıklar” Sorunu İçinde Tatar-Başkurt İlişkilerinin

Değerlendirilmesi”, Volga-Ural Araştırmaları, Bilkent Üniversitesi tarafından Edebiyat,

Kültür ve Toplum Seminerleri çerçevesi içinde düzenlenen çalıştay, (Ankara, 20-21 Şubat

2004); “Rusya Federasyonu 2002 Nüfus Sayımı ve Rusya Federasyonu‟ndaki Tatar Nüfusa

Yansımaları”, Tatarlar ve Tataristan: Dünü, Bugünü, Yarını, M.Ü. Türkiyat Araştırma ve

Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen sempozyum, (İstanbul, 27 Şubat 2002); “Kazan

Tatarlarında Çay Kültürü”, Türk Kültüründe Ayrıntılar: Çay”, M.Ü. Türkiyat Araştırma ve

Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen sempozyum, (İstanbul, 8-9 Kasım 2001); “Kazan

Tatarlarında Güneş Kültü ve Sanata Yansımaları”, Sanat ve İnanç, Mimar Sinan Üniversitesi

tarafından düzenlenen sempozyum, İstanbul, 13-15 kasım 2000; “Kazan Tatarlarında

Nevruz”, Türk Dünyasında Nevruz, M.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü tarafından

düzenlenen sempozyum, (İstanbul, 20 Mart 1998). Tercümeler: Refik Muhametşin, “Tatar

İctimai Fikir Tarihinde İsmail Gaspralı‟nın Yeri”, Yüz Yılda Gaspralı’nın İdealleri /Bildiriler,

Haz. Dr. Cezmi Bayram, Yrd. Doç. Dr. İsmail Türkoğlu, Yrd. Doç. Dr. Filiz Baloğlu, Türk

Yurdu Yay., s. 38-42, (Ankara, 2002).

İlyas Kamalov (1978- ). Türk- Tatar tarihçi, araştırmacı. İlyas Kamalov 17 Şubat

1978‟de Rusya‟nın Ulyanovsk şehrinde doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Ulyanovsk‟ta

tamamladıktan sonra 1996 yılında Türkiye‟ye gelmiştir. Bir yıl Türkçe öğreniminden sonra

1997 yılında girdiği üniversite sınavında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Tarih

Bölümü‟nü kazanarak üniversite öğrenimini 2001 yılında tamamlamıştır. 2001 yılında

Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Ortaçağ Ana Bilim Dalında Yüksek

Lisansa başlamış ve 2003 tarihinde “Altın Orda-İlhanlı Münasebetleri” adlı tezini başarıyla

savunarak, aynı yıl içerisinde Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü‟nün

Ortaçağ Tarihi Bölümünde Doktora programına başlamıştır. Rusça ve İngilizce dillerini bilen

Kamalov orta derecede de Farsça bilmektedir. Tatar uyruklu İlyas Kamalov, Avrasya Stratejik

Araştırmaları Merkezinde Rusya- Ukrayna Araştırmaları Uzmanı olarak görev yapmaktadır.

Kamalov‟un Altın Orda ve Tatarlar ile ilgili makaleleri tarih dergilerinde, Rusya ve Ukrayna

bölgesi ile ilgili yazıları da günlük gazete ve strateji içerikli dergilerde yayımlanmaya devam

etmektedir.

Kamalov‟un başlıca çalışmaları: Altın Orda ve Kazan Hanları (İstanbul, 2003 çeviri);

Avrasya Türkologları Sözlüğü 1. Cilt- 1.Kitap Rusya Türkologları (XX. Yüzyıl) (A. Kolesnilov

ile birlikte) (Ankara 2011); Avrasya Fatihi Tatarlar (İstanbul, 2007); “Altın Orda Devleti‟nin

Adı Üzerine”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, No:141, (Kasım-Aralık 2002).

SONUÇ

Kazan ve Kazan Tatarları hakkında çalışmaları bulunan araştırmacıların biyografi ve

eserlerinin yer aldığı çalışmada, araştırmacılar dönemlere göre ayrılmıştır. Bu

dönemlendirmede yaşamış ve yaşamakta oldukları yıllar esas alınmıştır. Şöyle ki; Karl

Friedrich Fuchs (1776-1846) ile başlattığım eski dönemi Alimcan İbrahimov (1887-1938) ile

bitirirken hemen ardından verdiğim orta dönem Akdes Nimet Kurat ( 1903-1971) ile

başlayarak Nadir Devlet ( 1944 - ) ile son bulmuştur. Son dönem ise modern dönem olarak

adlandırdığım bölüm ise Azade Ayşe Rorlich ile başlamış İlyas Kamalov (1978- ) ile

bitmiştir.

Türkiye ve Orta Asya‟da değil Avrupa‟da da Kazan ve Kazan Tatarları merak

uyandıran bir konu olmuştur. Tatarların fikir hayatına katkıları ve bölgede gerçekleştirmeye

çalıştıkları yenilik hareketleri, dönemin şartları da incelendiğinde dikkate değerdir. Bu sebeple

bölge, birçok Batılı araştırmacının da ilgi alanına girmiştir. Çalışmanın içerisinde isimleri

geçen Batılı araştırmacıların eserlerini vermekle, bu alanda farklı dillerde ve görüşlerde

yayınların bulunduğunu, ileride kaynak açısından kullanılabilir olduklarını da görmüş oldum.

Araştırmacılarımızın hayatlarının, özellikle de aldıkları eğitimin üzerinde durmamım

sebebi, gelecekte yapacakları çalışmaların yönünü, şeklini tayin ettikleri ve fikri

oluşumlarının başladığı dönemin genellikle tahsilleri sırasında cereyan etmesinden dolayıdır.

Çünkü gördüğüm kadarıyla ilk eğitimlerinden yüksek tahsillerine kadar geçen zaman

sürecinde çevrelerinde gelişen olaylardan etkilenmektedirler. Ailelerinin ya da yakınlarının

yaşadıkları sorunlar, milli duyguları, gelecek adına kaygıları onları araştırma yapma veya bir

eser ortaya koymaya teşvik edici konular olmuştur. Ancak görünen şu ki ideolojileri farklı

olsa da hepsini ortak noktada buluşturan; Kazan ve Kazan Tatarları için faydalı, kalıcı eserler

ortaya koyma amacıdır. Modern dönem araştırmacılarımızın da bu konuda duyarlı olduklarını,

diğer dönemlere göre eserlerin bu dönemde daha da arttığını ve Kazan Tatarlarının din, dil ve

tarih ile alakalı olan eserlerini genç nesiller ile paylaşma, onları tanıtma sorumluluğuna sahip

olduklarını söyleyebilirm.

Sonuç olarak, konuya nazaran yeterince ayrıntılı olmayan, belki de birçok hata ve

eksik barındıran çalışmam, bana biyografi yazımının ne denli zor olduğunu ispatlamış oldu.

Her ne kadar biyografi yazımı ülkemizde eksik kalmakta desem de bu işin zorluklarını

yakından görmüş oldum. Tüm zorluklarına rağmen bu çalışmanın bana kattığı tecrübelerin,

bilgilerin ise gelecek çalışmalar adına faydalı olacağını düşünüyorum.

BİBLİYOGRAFYA

Gülensoy, Tuncer. Türkiye Türkologları ve Türk Diline Emek Verenler I. Cilt, Ankara, Nisan

2012.

Kamalov, İlyas. Avrasya Fatihi Tatarlar, İstanbul, 2007.

Kamalov, İlyas. Kolesnikov, Aleksandr. Avrasya Türkologları Sözlüğü I. Cilt – I. Kitap Rusya

Türkologları (XX. Yüzyıl), Ankara, 2011.

Rorlich, Azade Ayşe. Volga Tatarları, çev. Mehmet Süreyya Er, İstanbul, 2000.

Türkoğlu, İsmail. Rızaeddin Fahreddin, İstanbul, 2000.

Kanlıdere, Ahmet. “Mercani, Şihabeddin (1818-1889): Kazanlı Tarihçi ve Islahatçı Din

Âlimi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. XXIX, İstanbul, 2005, s. 169-172.

Şakiroğlu, Mahmut H. . “Kurat, Akdes Nimet”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.

XXVI, Ankara, 2002, s. 430.

Türkoğlu, İsmail. “İbrahimov, Alimcan”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. XXI,

İstanbul, 2000, s. 362-363.

Uzun, Mustafa. “Abdürreşid İbrahim”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. I,

İstanbul, 1988, s. 295-297

Yüce, Nuri. “AKÇURA, Yusuf”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. II., İstanbul,

1989, s. 228-229.

Ahmet Kanlıdere için bknz. https://abb.marmara.edu.tr/cv/1095/ahmet-kanlidere, Erişim

tarihi: 22.12.2012.

Alexandre Bennigsen http://en.wikipedia.org/wiki/Alexandre_Bennigsen, Erişim tarihi:

20.12.2012

Ali Akış için bknz. http://aliakis.info/biografi.htm, Erişim tarihi: 20.12.2012.

Berthold Spuler için bknz. http://de.wikipedia.org/wiki/Bertold_Spuler, Erişim tarihi:

19.12.2012.

İbrahim Maraş için bknz. http://www.divinity.ankara.edu.tr/ogretimelemani_detay.php?kadro

Erişim tarihi: 24.12.2012.

İsmail Türkoğlu için bknz. turkiyat.marmara.edu.tr/dosya/akademik/kadro/ismail_turkoglu, Erişim tarihi: 22.12.2012.

Karl Friedrich Fuchs için bknz. http://fr.wikipedia.org/wiki/Karl_Friedrich_Fuchs, Erişim

tarihi: 17.12.2012.

Liasian Şahin için bknz. http://turkiyat.marmara.edu.tr/index.php?sayfa=14, Erişim tarhi:

24.12.2012.

Nadir Devlet için bknz. http://www.devletkildi.net/index.php/Nadir_Devlet, Erişim tarihi:

20.12.2012.


Recommended