SEMBOLLER

• Sembol duyularla ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne veya işaretleri temsil eder. Günümüzde ise şekillerin, harflerin, seslerin ve renklerin de temsil edebileceği kuramsal fikirler ve kavramlardır, Sembol bir fikrin, nesnenin, kalitenin, çoğunluğun vb. Kavramların tanımlanmasıdır,Felsefi açıdansa; doğadaki semboller bir belirtinin anlamı ya da sembolizmi temsil eder.

Sembol, antik Yunan kültüründe, asli ve özel anlamıyla, kilden yapılma olup, iki parça halinde kırılmış bir kabın antlaşmış iki kişi arasında pay edilen kırık parçalarını ifade etmekteydi. Antlaşmanın geçerli kılınması için, antlaşmış ya da hak sahibi iki kişiden her birinin iki kırıkparçayı birbirine mükemmelen oturtması gerekiyordu. Mecazi anlamda sembole, aynı anlamın iki ayrı temsilini birbiriyle irtibatlandıran bütün de denebilir. Buradan yola çıkılarak, sembol kavramı, içerdiği gizli anlama bağlı olan işitsel ya da görsel öğeye indirgenmiş bulunmaktadır

• Sembol, göstergebilimde (semiyoloji) anlam taşıyan bir temsildir, bir tasvirdir. Bu, yananlamın benzerliğin ifade edilmesini gösteren bir sistemdir. Ayrım ilişki veya birleştirme işlemleri birey ya da bir topluluk için bir anlam oluştururlar.

•Bir sembol iki öğe arasında bir bağ kurar. Sembol, sembolik sistemin ve simgelenenlerin benzeşim unsurlarına sahip olabildikleri zihinsel temsil yoluyla “işaret eden” rolünü oynar, Güneş-Ay ikilisinin erkek-kadın, ışık-karanlık, doğru-yalan, hakiki olan-sahte olan ikilisini temsil etmesi örneğinde olduğu gibi.

• Geniş bir kullanım alanı olan semboller çeşitli şekillerde sınıflandırılırlar. Niteliklerine göre, biçimsel semboller, sayısal semboller, renklerle ilgili semboller, doğadaki canlı sembolleri, cansız nesnelerden oluşan semboller, kişi ve kişiliklerle ilgili semboller ve olaylarla ilgili semboller olarak sınıflandırılır. Alanlarına göre sınıflandırılmaları halinde çok geniş bir yelpaze oluştururlar (dini semboller, sanatsal semboller, siyasi semboller, bilimsel semboller, ezoterik semboller, askeri semboller, trafik işaretleri vb.).

• Örneğin bir bilgisayar şirketi, reklam içinn hazırladığı bir broşüre, bir kartvizite bir beyin ve bir klavye çizimini amblem olarak koyabilir; fakat bu bir amblemdir, sembol değildir, bir ilhama dayalı olarak oluşturulmamıştır ve içeriğinde hiçbir evrensel bilgiyi gizlememektedir. Evrensel hakikatlerin, evrendeki ilke ve yasaların keşfinde birer araç olan ve kişiye “doğa-üstü” denilen alemi anlama, kavrama olanağı sunan sembollerin hiçbiri keyfi olarak oluşturulmamış, keyfi olarak seçilmemiştir ve genellikle doğaya, doğal örneklere dayalıdırlar. Sembollere daha çok, eski uygarlıklara ait eserlerde çizimler, kabartmalar, freskler ve heykeller olarak, mitolojilerde, masallarda, inisiyatik ve kutsal metinlerde ise sözcük ve kavramlar olarak rastlanmaktadır.

Sembolizmininisiyasyonlardaki temelnedenleri

1- Kimi hakikatlerin o hakikatleri öğrenme liyakatine ulaşmamış kişilerden gizlenilmesi gereği. a- Gelişim düzeyi geri, dogmatik insanların hakikatlere ait bilgileri açıklayan hikmet sahiplerine karşı her devirde tehlikeli, tutucu tepkiler göstermiş olmaları.

･ b- Hakikatlere ait bilgilerin o bilgilere gereksinimi olmayanlardan, yani gelişim düzeyleri gereği, gelişim gereksinimleri henüz bu yolda olmayanlardan ve o bilgilerin taşıdığı enerjiyi kaldıramayacak olanlardan saklı tutulması. Çünkü hakikatlere ait bilgiler bir tür enerji gibidir ki, kapasiteleri uygun olmayanlar bu enerji yükünü kaldıramazlar ve bu yük onlara yarar değil, zarar getirir. Dolayısıyla hakikatlere ait bilgiler bu enerji yüklerini henüz kaldırabilecek kapasitede olmayanlardan, sembollere büründürülerek gizlenir.

･ c- Hakikatlere ait bilgilerin ehil olmayan ellere geçmesi tehlikesi: Hakikatlere ait kimi bilgiler bir tür silah gibidir, ehil ve iyi niyetli olmayanların ellerine geçmemesi gerekmektedir.

2- Hakikatlere ait bilgilerin avam-ı beşer tarafından bilinmesi gereken kısmının, onların anlayabilmesi için, daha sade, daha basit kalıplara indirgenmesi.

Kutsal metinlerdeki sembolizmin

temel nedenleri

İnsanlar arasındaki anlayış farklılığı: İnsanlar hakikatlere ait bilgilerin taşıdıkları enerjileri kaldırabilme konusunda farklı kapasitelere sahiptirler. Her bilgiyi her insan kaldıramaz. Derin bilgiler bazı insanları ilerletmek yerine, tökezletebilir, kargaşa içerisine sokabilir, hatta onların yoldan çıkmalarına neden olabilir.

İnsanların zihinsel düzeyleri, anlayış ve duyuşları birbirlerinden farklıdır. Oysa bir kutsal metnin pek çok insana hitap edebilmesi için pek çok anlayış ve zihin düzeyine, tüm insanlara hitap edebilmesi için de tüm anlayış ve zihin düzeylerine hitap edebilecek şekilde indirilmiş olması gerekmektedir.

O halde o metin öyle hazırlanmış olmalıdırki, hem her anlayış düzeyindeki insan orada kendi anlayış düzeyine uygun ilerletici bilgiler bulsun, hem kendisini kargaşa içerisine sokucu henüz taşıyamayacağı bilgileri orada bulamasın hem de zihin ve anlayış düzeyi yükseldikçe, idraklendikçe ve bilinçlendikçe, yani kendilerini kaldırabileceği dereceye geldikçe orada yeni durumuna uygun derin bilgileri bulabilsin...

İşte bunu sağlayabilecekbir tek sistem sembolizmsistemidir.

Sembolizm sistemi evrendeki “tedriçPrensibi”ne (her gelişimin sıçramalartarzında değil, derece derece oluşması)uygun olarak, insanların hakikatlere ilişkin

bilgileri yavaş yavaş, sindire sindireöğrenmesine olanak veren bir sistemdir.

Kutsal metinlerde bazı bilgilerin

açık, bazı bilgilerin örtülü olarak

verilmiş olmasının bir nedeni

budur.

.Dönemin koşulları ve gelişim düzeyi: Bazı hakikatlerin anlaşılabilmesi için o kutsal metnin indiği dönemin koşullarının ve gelişim düzeyinin yetersiz olması. Örneğin metnin indiği dönemde insanların bilim alanındaki bilgilerinin yetersiz oluşu. Fakat zaman geçtikçe ve bilim ilerledikçe elbette insanlar o metinlerde ilk bakışta göze çarpmayan hangi anlamlarında ima ve ifade edilmiş olduğunu ve sembolik ifadelerin başka anlamlarını da keşfedeceklerdir, keşfedilmektedir de.

SEMBOLİZM

Sembolizm, evrensel bilgive hakikatlerinbasit ve sade ögelereindirgenerek ifadeedilmesidir.

Sembol, kimi sözcüklerde “dahasoyut bir şeyi anlatmaya yarayan

daha somut şey” ya da “evrenselyasa, ilke, bilgi ve fikirleriaçıklayan işaretler” olaraktanımlanır.

•Bir sembol, anlatmak istediği şeyi en kesin, en belirli, en sade, en doğal şekilde ifade eder.

•Semboller soyut düşünce veya kavramları betimleyen nesneler, kişiler, biçimler, sesler, veya renklerdir.

Simgelerin doğası

Sembolleşme, asayı bir nesne olarak,önceden sahip olmadığı bir “güç” iledonatmaktadır. Bu güç sadece asada değil, onun konumunda, söz konusuhükümdarda ve insanlarda olmak üzerebölünmüştür.

Sözcük kökeni, simgenin Latince karşılığıolan symbol sözcüğü, Yunanca(simvolon) sözcüğüne dayanmaktadır. Busözcük (sin) yani “ birlikte” ve (voli) yani “

atış” köklerinden türetilmiştir. Dolayısıyla

anlamı birlikte atmak olarak ele alınabilir.

Özetle, insanoğlu sembolleri içinde

yaşadığı dünyada yer alan güçleri

tanımlamak ve kendi amacıdoğrultusunda kullanmak içinyaratmaktadır.

•Sembol sözcüğünün kökeni, Eski Mısır dilindeki symbolon sözcüğünün Grekçe’ye geçmiş hali olan symballein fiilidir. “ birlikte tartışmak, birlikte birleştirmek, bir arada toparlayıp bağlamak” anlamlarına gelir. Latince’de symbolum biçimine dönüşmüştür.

GÖRSEL İLETİŞİMGörme duyusu insanoğlunun en önemli duyularıdandırÇevremizdeki nesneleri, olayları, durumlarıönce görerek tanımlar ve anlamaya çalışırızİnsanoğlu bu özelliğini geliştirmek için onbinlerce yıl harcamıştır

• Günlük hayatımızda yazı, iletişim sürecinde etkin olarak kullandığımız bir öğedir. Gazete ve kitapların içeriklerine, adına harf dediğimiz bu işaretlerin çözümlenmesi ile ulaşırız. Ancak bunun yanısıra pekçok sembol, şekil ve işaret de davranışlarımızda bize yön verir, mesaj alışverişi ve karar verme sürecinde önemli, aynı zamanda kalıcı bir etkiye sahiptir.

Sembol ve işaretler yardımıyla gerçekleşen iletişimi, yazıyla iletişimlekarşılaştırdığımızda belirgin farklılıklararastlarız. Sembollerle iletişimin yazıdan enbelirgin farkı; . Akılda kalıcılığı, . Kolay öğrenilebilirliği, . Hızlı anlamlandırılabilmesi, . Evrensel anlam ve algı boyutlarına sahip olmasıdır.

Ayrı dil ve kültürlerden pekçok insanın

birarada bulunduğu uluslararasıhavaalanı, olimpiyat organizasyonu gibi

organlarda, görsel iletişim elemanlarına

başvurulur.

Aynı şekilde uluslararası sembol ve piktogramlar sayesinde giysilerimizihangi ısılarda yıkamamız gerektiğinianlayabiliriz. Uçaklarda tehlikeli andayapılması gerekenler acil çıkışlar ayrıdillerde yazılı metinler yerine hep grafik

çizimler ile anlatılmıştır.

Göz saniyelerle sayılabilecekZaman dilimlerinde dahi tarama özelliğisayesinde, kimi zaman bilnçaltıkatmanlarında algılar ve gerektiğinde bubilgileri hatırlar. Kimi araştırmacıların,Gözün fotografik hafızası şeklindetanımladığı bu özeliğimiz biz farkındaolmasak da gündelik hayatta pekçok algıve araştırma sürecinde bize yardımcı olur.

İşaretler, piktogramlar ve semboller

gündelik iletişimi, hayatı ve bilgi

alışverişini kolaylaştıran görsel öğelerdir.

İŞARETLERLE İLETİŞİM

İnsan toplumsal yaşam içinde değişik

amaçlar için çok çeşitli işaretlerkullanmaktadır.İşaretler,bir durumu,

eylemi ya da bir olayı işaret edengörsel elemanlardır.

Sembollerden en belirgin ve ayırt

edici farkı; işaretlerin mesajınındoğrudan ve tanımlanmış bir boyuttaolmasına karşın, sembollerin ardında bir

öykü ya da bir olayı barındırıyor olmasıdır.

A) Dolar işareti ABD’nin resmi para biriminin bir belirtecidir.

B) Bu görüntüde aynı işaret, bir nevi sembolik yapıya ulaşmış. Artık dolar işaretinden çok “ zenginlik” kavramını ifade etmeye başlamıştır.

Bu iki kavram kimi zamanBirbirlerinden ayrılması güç şekilde

içiçe geçmiş olarak yer alabilir. Hatta

bir işaret sembole dönüştürülebilir.

Ortaçağ ve öncesi simyacılar tüm elementleri sembollerle belirtmiş ve bu sembolleri mesleklerinin gizemli bir elemanı olarak kullanmışlardır.

SEMBOLİK OLARAK GÖZ VE

GÖRSELLİK

Görerek algılamanın organı olan gözlerin,teoizm felsefesinde güneş ve ay ileözdeşleştirildiği görülmektedir. Sağ gözüngüneş, hareket ve gelecekle, sol gözün iseay, pasiflik ve geçmişle ilişkili olduğu ileri

sürülür.

Gözler insanın içten dışa vuran en saf vegizlenemez duygusal boyutlarını içindebarındırır. Bu konuda “gözler yalansöylemez” veya “ gözler kalbin aynasıdır”gibi deyişler, tüm dünyayı algılamamızdaönemli yeri olan gözlerin duyguları dışavurmaktaki önemini vurgular.

Göz; güneşi, Tanrı’yı ve Tanrı’nın görengözünü her zaman izlenmeyi simgeleyenbir sembol olarak karşımızaçıkar.Dünyanın üzerinde farklı kültür, din

ve ülkelerde kimi zaman şansı ve iyilikleri

ifade ettiği gibi, şeytanı ve kötülüklerisimgelerken de göze rastlarız.

Portekizli denizciler, balıkçı teknelerinin pruvalarına göz resimleri yaparlar. Bu gözlerin şeytanın yarattığı kötülükleri görerek onlardan koruyacağına inanırlar.

Şu anda Suriye sınırları içindeki göz tapınağında M.Ö. 3500- 3000 yıllarına ait olduğu sanılan gözleri abartılı olarak büyütülmüş binlerce idol bulunmuştur.

İslam inanışında “kalp gözü insanınTanrı’yı, Tanrı’nın da insanı gördüğügözdür” denir. El figürü içindeki gözsembolizması tüm İslam sanatındaoldukça yaygın kullanılmıştır.

El ve göz Tanrı’nın elini ve gözünü temsileder. Göz, önce ve sonrada gören; el isekader, yetkinlik ve gücün yanısıra, beşparmak ile İslamın 5 şartını sembolizeeder. Müslümanlığın 5 temel şartı namazibadetinin günde 5 vakit yapılması bu simgede dolaylı olarak yer alır.

Gözler Mısır sanatının da önemli biröğesiydi. Gözle abartılı şekilde profilden

çizilir ve güçlü bir eleman olarakresimlerde yer alırdı. Mısır sanatındasıkça kullanılan şahin ve baykuşun enönemli nitelikleri iyi görebilmeleriydi.

Ayrıca Mısır sanatında bir çeşit Tanrısal

niteliğe sahip olan bu sembol,yaşadığımız coğrafyada geniş yaygınlığa

sahip olan “nazar boncuğu” ile paralellik

taşır.

Başı ve sonu olmayan bir dairesonsuzluk sembolüdür.

Kendi içinde kapalı birşeyin resmi,evrenin, dünyanın merkezinin resmidir.Dairesel bir hedef güneşi resmetmenin en

çarpıcı yoludur.Göğe gönderme yapandairenin aksine, kare, çeşitli halklar için

dünyanın sembolüdür.

Çoğu semboller sadeleştirme süreci içinde üç temel formdan yararlanılarak üretilmiştir.Üçgen, yol gösterici ve kendi içinde bir yöne sahiptir. Buna karşılık tabanı yatay duran bir üçgen denge hissi uyandırır. Kare bir kısıtlama olarak algılanır, taşınmaz mülkler, yaşam alanını sembolize eder. Başı ve sonu olmayan daire sonsuzluk sembolüdür.

Trafik işaretlerinde temel formlardan yararlanılmıştır. Üçgen ve daire farklı anlamlar taşır. Daire yasaklamayı, üçgen ise uyarı ve dikkat mesajlarını barındırır. Örneğin kırmızı üçgen içindeki bir bisiklet dikkat bisiklet çıkabilir mesajını taşırken, aynı bisiklet göstergesi kırmızı daire içinde bisiklet giremez anlamına gelir.

Sembolik yaklaşım dinsel kültür içinde deoldukça yoğun kullanılır. Evrendeki herşeyinsembolik birer yansıması mevcuttur. Sayılar,renkler, biçimler, canlı türleri, gezegenler,yıldızlar, nesneler birer semboldür aynızamanda. Üzerlerine yüklenmiş anlamları daberaberlerinde taşırlar.

Altı köşeli yıldız Süleyman’ın mührü, üstüste bindirilmiş iki üçgenden oluşur.

Bu şekil pekçok sembolik açılıma sahiptir. Simyacıların dilinde ateş ve suyun birleşimini sembolize eder: Yukarı doğru çıkan ateş,aynı zamanda erkeği aşağı doğru olan su kadını sembolize eder. Buna bağlı olarak dünyadaki elementlerin dengesinin, evrendeki zıtlıkları, kozmik birliğin ve onun algılanması güç dengesini temsil eder.Aynı zamanda Yahudilik’in sembolüdür.

Sembollerle iletişim folklor alanında da renklerin yorumlanması, bazı eşyaların özel anlamlar taşıması şeklinde karşımıza çıkar. Ör. Eski Türkler dünyanın 4 yönünü renkler kullanarak belirtmişlerdi. Halı üzerine dokuma figürlerinde göçerliğin ve yayılmanın simgesi olarak deve motifi kullanıyorlardı.

İslamiyetin kabulünün ardından, dinen yasak olan canlı motiflerin yerine daha farklı sembolizmalar geliştirerek bunları kullanmaya başladılar. Ör. Artık aynı kavramı, deve figürü yerine deve ayak izini halı üzerine dokuyarak aktarmaya başladılar.

Eski geleneğimizde renkleri, motifleri, kumaşın cinsi ve elde tutuluş biçimi ile mendiller farklı anlamlar taşıyor ve sevgililer arasında sözsüz, yazısız bir iletişim boyutu yaratıyordu.Beyaz mendil “seni seviyorum”, mor mendil “hayatım senindir” anlamını taşırdı.

Günümüzde işaretlerle ve sembollerle yaşamımızın her anında yüz yüzeyiz. İşaret ve semboller kimi zaman bizi yönlendiren, kimi zaman karar verme sürecinde etkili, kimi zaman bilgi veren işlevleri ile çıkarlar karşımıza.

Gündelik hayatın her anında çamaşır

yıkamadan ya da ütülemeden öncetelevizyonumuzun uzaktankumandasında, otomobilimizin gösterge

tablosunda, semboller hep başroldedir.

Grafik tasarım bir bakıma sembollersanatıdır. Grafik tasarımcı bu dalın

özünde yer alan kısa sürede yoğun vekavramsal bir iletiyi iletme işlevini görsel

bir yapıda tasarlarken sembolikyaklaşımlardan faydalanır.

Bu sayede sayfalar dolusu senaryosu olan bir tiyatro eseri ya da ölümcül bir hastalık çok farklı ve özgün bir yoldan izleyiciye ulaşabilir.

SEMBOLLERİN YAŞAM DÜNYASI

Hayatla içiçe olan semboller farklı

devirlerde farklı anlamlar yüklenmiş olsa

da, anlamak ve anlatmak sürecindekendilerine has bir iletişim tarzıoluşturmuşlardır.

• Tarih öncesinden kalmadır. Hinduizm'de ve Budizm'de vardır Aryanlar, Hititler, Keltler ve Grekler tarafından kullanılmıştır.

Bukleli haç veya Anadolu sanatındaki adı

ile Çarkıfelek olarak anılan Svastika bir

evrimin sonucudur ve bu evrimsel gelişim

şekil 1.34 de görüldüğü gibi gelişmiştir.

• Nazi versiyonu, büyük ve düzenli bir gücü ve etrafını tamamen sarmış düşmanlarını temsil etmektedir.

HAÇ

Sayısız sembolik açılımlarla sınırsız

anlamlar yüklenmeye çalışılmış olan

Haç sembolü, belki de tarihin en eski

sembollerindendir.

• Azteklerdeki haç şekli

• Eski Yunanca da bu işaret ‘Chi’ şeklinde okunur, Latin ve Avrupa dillerinde Hristiyanlık (Chiristian) İsa ise (Chirst) veya benzeri seslerle okunur.

• Ankh, bir Mısır sembolüdür.

• Grek haçı, günümüzde uluslararası yardım kuruluşu Kızılhaç’ın da sembolüdür.

• Latin haçı2/3 insan oranlarına sahiptir. Hristiyanlığın sembolüdür.

• St. Peter haçı

• Türkmenistan’dan bir haç sembolü

• Yakın geçmişte Nazizmin sembolüne dönüşen gamalı haç

• Çift haç veya Kardinal haçı (Loraine)

• Üçlü Papalık haçı

• Üçlü Ortodoks haçı

• Celtic haçı

• Kudüs Tau haçı

• Meksika seramiklerinde kullanılan dekoratif biçimde bir haç sembolü

• Constantin haçı

• 6 kollu Grek haçı

• Kilim üzerinde kullanılan haç motifi, Sivas yöresi

• Kilim üzerinde kullanılan haç motifi, Reyhanlı / Hatay yöresi

Svastika, Hindistan da Brahmanların kutsal dili olan “ Sanskritçe” alfabesinin bir harfidir.Aynı zamanda ilkel bir Hint sembolü olan Svastika, daha sonraları, bu coğrafya dışında da yaygın bir üne sahip olmuştur.Yunan ve Roma mimari yapıtlarında da görülen bu motif devrin önemli bir dekoratif figürüdür.

Haç: çok ilkel anlamıyla yatay ve dikey iki çizginin kesişmesiyle oluşan bir şekil olan haç formu yoğun şekilde farklı devirlerde kullanılmış bir semboldür. Salt biçimsel olarak yorumladığımızda, dikey uzantı ayakları üzerinde duran insanı, canlıları, varlığı sembolize eder. Yatay çizgi ise ufku, dünyayı sembolize eder.

Ayağa kalkmak adeta bir çeşit var olmak anlamını taşır. Bu iki yapının bileşimi ise hayatın sembolüdür.Her türlü haç çiziminde ortaya çıkan bir diğer gerçek ise kesişme noktasıdır. Bu örtüşme, rastlaşma ve beraberlik, çoğu kez hayatın kendisidir. İnsanlar bu formu yorumlayarak üzerine farklı anlamlar yüklemiş ve sembolik bir değer olarak kullanmıştır.

Haç sembolü ilk bakışta Hristiyanlığın sembolü gibi görünsede aslında İsa’nın doğumundan binlerce yıl önce de var olan dünya üzerinde değişik coğrafyalarda kullanılan bir semboldür. Öncelikle 4 temel uzantıyla yönler, bir belirteci olarak ele alınmış ve bu anlamda kullanılmıştır. Ör. Astek kültüründe

Astekdeki haçşekli

Genel görünümü ile haçı andıran bu çiçek, Ortaçağ Avrupasında çokça kullanılan bir süs öğesi ve kraliyet amblemidir.

Fransız Monarşisinin sembolüdür. Çift anlama sahip bu çiçek, beyazla eş anlamlı olup temizlik ve bereketi simgeler. Frank’lerin kralı Clovis’in 496 da Hristiyanlığı kabulü sonrasında meleklerin kendisine verdiği çiçek olarak da bilinir.

Türkler Avrupa seferinden dönerken (Mohaç) bu çiçeğin şeklini beğenmiş ve Topkapı 2. Kapısı, Milet İlyas Bey camii mihrabında ve Urfa Rizvaniye camii’nde de görüldüğü gibi, biraz stilize edilerek kullanılmışlardır.

Ankh: Eski Mısır uygarlığında Nil’in anahtarı olarak da anılan bu sembol “kulplu haç”olarak da anılır. Mısır ikonografisinde önemli bir yere sahiptir. Ankh gizemli bir düğüm olup, isis düğümü ile özdeşleştirilmiştir. Sonsuzlukla ilgili kavramların önemli bir sembolizması olan ankh, bulunduğğu yer ve kullanım biçimine göre Mısır sanatında farklı farklı yorumlanır.

Tau haçı olarak da anılan T formu, üzerindeki dairesel biçim evreni ve sonsuzluğu imlerken, T biçimli haç insanı ve doğayı sembolize eder. Bir bütün olarak hayatın makrokozmos ile mikrokozmosun, bilinen ile bilinmeyenin, ruh ile bedenin, öncesi ve sonrasının, yalın bir simgesi gibidir.

Ankh, Mısır’ın gizemli sembolik öğreti biçimine güzel bir örnektir. Her türlü sembolik öğreti ve sistemde olduğu gibi,Eski Mısır’da da “öğretmek” sözcüğü, “bildirmek” ten çok “bulundurmak” temeline dayanır. Pek çok ezoterik öğreti aynı mantıksal kurguyla şekillenmiştir.

Zira bilginin doğrudan ve didaktik bir biçimde aktarımı, kalıplar üretir, tekrar, ve doğmalara neden olabilir.Ancak semboller bitip tükenmez kavramsal uzantıları ile, erişip bildikçe daha çok duyumsatabilme gibi, eşsiz bir yeteneğe sahip önemli araçlardır.