Date post: | 08-Jan-2023 |
Category: |
Documents |
Upload: | adnanmenderes |
View: | 0 times |
Download: | 0 times |
121
Bilimsel Araştırma Yöntemleri (Kavramlar-Analizler-Araştırmalar)
ÖLÇÜM TEORİSİNİN KAVRAMSAL İNCELEMESİ VE ARAŞTIRMA ANALİZLERİYLE İLİŞKİSİ
Dr. Akan YANIK
Adnan Menderes Üniversitesi
Ölçüm teorisinin istatistiksel kuramları son 100 yıl içinde gelişmiştir. Teorik temelleri 1900’lü
yılların başlarına, Charles Spearman’ın bir dizi çalışmasına dayanan ve çeşitli istatistiksel teoremler
ve eşitliklere sahip ölçmenin en popüler kuramı olan ölçüm teorisi başlangıçta bilişsel psikoloji ve
eğitimde ölçme için geliştirilmiştir (Caratheodory, 1963). Bugün ise, psikiyatriden tıbba, işletmeden
mühendisliğe kadar çok çeşitli disiplinlerde kullanılmakta veya yararlanılmaktadır. 1900’lü yılların
başlarında başlayan ve çeyrek yüzyılın üstünde devam eden -ilk- süreçte, Charles Spearman’ın yanı
sıra, Karl Pearson, George Udny Yule, Truman Lee Kelley, Edward Lee Thorndike, William Brown
gibi isimlerin de klasik ölçüm kuramı ve gelişimine önemli katkıları vardır (Halmos, 1967). Bir
araştırmacı araştırmasının istatistik altyapısını sağlıklı yaratmak ve çalışmasının anlamlarını gerçek
anlamda keşfetmek için ölçüm teorisinin temel aşamalarını bilmesi gerekmektedir. Araştırmacı klasik
ölçüm kuramıyla ilgili çalışmalar sürdürüyorsa veya bilimsel etkinliklerde bulunuyorsa, güvenirlik ve
geçerlik kavramlarıyla ilgili çağdaş gelişmeleri takip etmeli, değişen ya da anlam değiştiren bu
kavramlar ve içerikleriyle ilgili yenilikleri de ölçüm teorisi ışığında çalışmalarına aktarmalıdır.
Bu bölümde matematiğin ve istatistik çalışmalarının temel konularından olan ölçüm teorisi
hakkında genel bilgiler vererek özellikle kavramın istatistik analizlerle ilişkisi ortaya konulacaktır.
Bölümde matematiksel bir kaygı değil istatistik yöntemlerle ilgili bir kaygı olduğundan formül
yorumlarından ziyade istatistik kullanımları içeren genel ilişkisel yorumlar yer alacaktır.
ÖLÇÜM TEORİSİ
Ölçüm kavramı matematiğin temel konularından biridir. Önceleri ekim yapılan tarla alanı,
sutaşıma sistemleri için küpün hacmi, mevsimsel afetleri engellemek için sel ve kuraklık grafikleri gibi
basit ve sonlu kümelerle ifade edilebilen kavramlar için ölçüm kuralları bulunmuştur. Zamanla
matematiğin gelişmesiyle birlikte sonsuz kümeler olarak ifade edilen daha karmaşık yapıların veya
olayların ölçümü için ölçüm teorisi kullanılmaya başlanmıştır. Ölçüm teorisi matematikte ve
istatistikte reel analizlerin konusu olarak tanımlanmaktadır. Konu ile ilgili araştırma yapıldığında
teori daha çok Lebesgue ölçümü olarak anlatılmakta (Shafer, 1976) ve verilen fonksiyonlar
Lebesgue’nin teoremleri altında verilmektedir. Ölçüm teorisinin tüm analiz ve fonksiyon
teoremlerinde Lebesgue integralleriyle karşılaşılır. Lebesgue integralleri ölçüm teorisi teoremleri
ışığında Reimann gibi integrallenmeyen fonksiyonların integrallerini alabilmekte yardımcı olur (Yen,
1990). Fakat klasik ölçüm teorisi daha çok reel basit analizlerde kullanılır. Örneğin reel doğru üzeride
122
Yanık, A. “Ölçüm Teorisinin Kavramsal İncelemesi ve Araştırma Analizleriyle İlişkisi”
0 ile 1 arasındaki reel sayıların kümesi ölçümünün ne olacağı, bu kümeden 0 ve 1’in çıkarılmasıyla
oluşan kümenin ölçümünün ne olacağı veya bu kümeden bütün rasyonel sayıların çıkarılmasıyla
oluşan kümenin ölçümünün ne olacağı gibi sorular üzerinde durulmuştur. Ölçüm teorisi ve kümeler
sistemi istatistikte özellikle faktör, regresyon, integral ve diskriminant gibi hesaplamalarla, küme
içinde yer alan sınıfların değerlerini ortaya koyar. Bu matematiksel hesaplamalar özellikle istatistik
bilimi için en temel analizler olarak yer almaktadır.
Ölçüm kavramı bir küme fonksiyonu olduğundan dolayı kümelerin cebirsel yapıları önemlidir.
Özellikle ölçüm kuramının tanımlanacağı küme sınıfları, bu küme sınıflarının ürettikleri halkalar,
cebirler ile bulanık kümeler ve bulanık kümeler üzerindeki cebirsel yapılar ile ilgili temel tanım ve
teoremler üzerinde durulması gereken önemli konulardandır (Zadeh, 1978). Ölçüm teorisi ve küme
sınıfları ile ilgili tüm modern ilişkilendirmeler bulanık kümeler kavramını ortaya atan Azeri bilim
adamı Zadeh’in çalışmalarından yola çıkılmıştır. Ölçüm teorisinin temelini oluşturan küme sınıfları, X
kümesinin bütün alt kümelerinin oluşturduğu kuvvet kümesi olarak adlandırılır ve P(X) ile gösterir.
P(X) in alt kümeleri ise sınıf olarak adlandırılır (Zadeh, 1965).
Ölçüm teorisinde basit yapılar için belirlenmiş olan ölçüm kurallarının daha karmaşık yapılara
nasıl genişletileceği önemli bir sorun olmuştur. Bu konularda özellikle Fransız matematikçiler Emile
Borel (1871-1956) ve Henri Lebesgue (1875-1941)’in yapmış olduğu çalışmalar bugünkü ölçüm
teorisinin temelini oluşturmuştur (Wang ve Zhang, 1984). Borel, ortaya attığı Borel Cebri ile ölçüm
teorisi ışığında, analitik kesişebilen kümelerin hesaplanabilmesini ve bu kümelerdeki sınıfların
değerlerinin integrallerini alabilmeyi sağlamaktadır. Ölçüm teorisinde borel cebrinin tanımsal ifadesi
şu şekilde yapılmaktadır (Wang ve Klir, 1992) :
, ’in alt kümelerinin bir ailesi olsun ama bir cebri olmasın. ’yi içeren ve üzerinde
tanımlanan cebirlerinin kesişimi de bir cebridir. , cebrine tarafından üretilen cebri denir.
için eğer bir metrik veya topolojik uzaysa ’in açık alt kümelerinden bahsedebiliriz.
Borel cebridir. Yani bütün açık kümelerini içeren en küçük
cebrine Borel cebri denir.
123
Bilimsel Araştırma Yöntemleri (Kavramlar-Analizler-Araştırmalar)
Ölçüm teorisinin temelindeki ölçümün toplamsallık özelliğinden dolayı bu ölçümlere toplamsal
ölçüm denilmiştir. Bilimin hızla ilerleyişine bağlı olarak toplamsallık şartının çoğu zaman kısıtlayıcı
olduğu görülmüştür. Buna bağlı olarak toplamsallık yerine monotonluk, süreklilik gibi daha esnek
şartlar kullanılarak oluşturulan ölçüm kuralları oluşturulmuştur. Bu konuda özellikle G.Choquet,
Dempster, Shafer, Sugeno ve Zadeh tarafından önemli çalışmalar yapılmıştır. Ölçüm teorisi
çerçevesinde geliştirilen bu çalışmalar genel olarak bulanık ölçüm olarak adlandırılır. Bulanık
ölçümler klasik ölçümlerin genelleştirilmiş halidir. Son yıllarda yapılan çalışmalarla toplamsal
ölçümün birçok özelliği bulanık ölçümler içinde düzenlenebilmiştir. Ancak bulanık ölçümlerin
genişlemesi için birçok çalışma yapılmasına rağmen Caratheodory’nin toplamsal ölçümlerde yaptığı
gibi genel bir genişleme teoremi yazılamamıştır (Şahin, 2007).
Toplamsal ölçümlerin cebirsel ifadesiyle ilgili olarak Yunan matematikçi Constantine
Caratheodory’nin yaptığı çalışmalar önemli bir yer tutmuştur. Özellikle Caratheodory tarafından
geliştirilen “bir küme üzerindeki ölçümün bu kümedeki sonuçlar aynı kalmak üzere onu kapsayan bir kümede
de ölçüm olma şartlarını sağlayacak şekilde genişletilmesiyle” (Caratheodory, 1963) ilgili çalışma, ölçüm
teorisindeki toplamsal ölçümler için önemli katkı sağlamıştır.
Ölçüm teorisinde özellikle küme içindeki sınıfların değerlerinin genişletilmesi ve daha kompleks
cebirsel yapıların çözümlenmesi için teori içinde bulanık küme analizi geliştirilmiştir. Ölçüm teorisini
konu alan bu bölümde özellikle bulanık küme analizine geniş yer ayrılacaktır. Çünkü Borel ve
Lebesgue’nin geliştirdiği analiz temel klasik ölçüm teorisi olarak yer alırken; bulanık küme ölçümü,
benzerlik ölçümü, makul ve güvenirlik ölçümü ve olanak ölçümü gibi analizler modern ölçüm teorisi
başlığı altında ele alınmaktadır. Genel olarak bu ölçümlerden bahsedecek olursak; bulanık ölçümlerle
ilgili çeşitli tanım ve kavramlar geliştirilmiştir. Bulanık ölçüm düşüncesi ilk olarak Sugeno tarafından
tasarlanmıştır. Sugeno aynı zamanda λ-bulanık ölçümün de yazarıdır. Benzerlik ölçümü Wang
tarafından düzenlenmiştir. Makul ve güvenirlik ölçümleri Shafer tarafından geliştirilmiş ve Dempster
tarafından alt ve üst olasılıklar olarak düzenlenmiştir. Bunlar Dempster-Shafer kanıt teorisi olarak da
bilinir. Bu teorinin bulanıklaştırılması ile ilgili daha sonra başta Höhle, Dubois ve Prade, Yen olmak
üzere çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Olanak ve gereklilik ölçümleri makul ve güvenirlik ölçümlerinin
özel bir hali olarak Shafer ve bulanık küme bağlamında Zadeh tarafından düzenlenmiştir. Ayrıca bu
ölçümler olanak ölçüm teorisi adı altında Dubois ve Prade tarafından hazırlanmıştır.
Ölçüm teorisi içerisinde daha çok bulanık küme olarak görülebilecek matematiksel analiz, 1961
yılında Azeri bilim adamı Zadeh tarafından temelleri oluşturulan bir mantık yapısıdır (Dönmez,
2001).
124
Yanık, A. “Ölçüm Teorisinin Kavramsal İncelemesi ve Araştırma Analizleriyle İlişkisi”
Klasik yaklaşımda bir varlık, ya kümenin elemanıdır ya da değildir. Matematiksel olarak ifade
edildiğinde varlık küme ile olan üyelik ilişkisi bakımından kümenin elemanı olduğunda “1”; kümenin
elemanı olmadığı zaman “0” değerini alır. Ölçüm teorisi içindeki bulanık kümeler aslında, klasik
küme gösteriminin genişletilmesidir. Çünkü bir varlık koşul içinde belirtilen iki kümeye de ait
olmayabilir. Bu durumda o varlık için küme genişletilmeli ve her varlığın [0,1] aralığı içinde bir değeri
olmalıdır. İstatistikte “Uzaklık Matrisi” (D) ile varlığın H0’a uzaklığı ve değerinin belirlenmesi de
aslında ölçüm teorisi içinde ele alınır.
Ölçüm teorisinde bulanık küme içindeki her bir elemanın üyelik derecesi vardır. Elemanların
üyelik derecesi, [0,1] aralığında herhangi bir değer olabilir ve bu 𝜇(𝑥) üyelik fonksiyonu ile gösterilir.
Örnek olarak; klasik ölçüm teorisinde, normal oda sıcaklığı 23 derece olarak kabul edilirse, 23
derecenin üzerindeki sıcaklık dereceleri sıcak olarak kabul edilir ve bu derecelerin sıcak kümesindeki
üyelik dereceleri “1” olur. 23 derece altındaki sıcaklık dereceleri ise soğuktur ve sıcak kümesindeki
üyelik dereceleri “0” olur. Soğuk kümesi temel alındığında bu değerler tersine döner. Ölçüm teorisi
içindeki bulanık küme yaklaşımı ise klasik ölçüm teorisinin üyelik derecesini biraz daha geliştirerek;
üyelik değerlerini [0,1] aralığında tamsayı olmayan değerler yerleştirerek kümeyi oluşturan her bir
sınıfın da kendi aralarındaki oranlarını ortaya koyar. Örneğin; 21 sıcaklık derecesi için üyelik değeri
“0,75” olabilir. Ölçüm teorisindeki klasik kümelerde olduğu gibi bulanık kümeler de A,B,C … gibi
büyük harflerle ve bunların üyelik fonksiyonları 𝜇a, 𝜇b, 𝜇c, … ile gösterilir. 𝜇a(x) e x elemanının A
kümesindeki üyelik derecesi denir. X in bütün bulanık alt kümelerin sınıfı 𝔉(X) ile gösterilir
(Castineira, Cubillo ve Trillas, 2007).
ÖLÇÜM TEORİSİ VE İSTATİSTİK ARAŞTIRMA ANALİZLERİ BAĞLANTISI
Kümeler ve sınıflar konusu istatistiğin analiz sistemi ve hesaplama mantığındaki en temel
matematiksel bilgilerdir. İstatistikte elde edilen veriler hesaplanabilirlik açısından çeşitli analiz
yöntemleriyle benzeşen kümelere ayrılırlar. İstatistikte özellikle, faktör analizi ve kümeleme analiziyle
kümelenen veriler yine bu analizlerle her bir faktör veya küme içindeki veri maddesine (matematikte
bu maddelere sınıf denir) bir değer verir. Bu değerler, ölçeği geliştiren bilim adamı tarafından
geçerlilik ve güvenirlilik sınırları içerisinde belirlenir. Ölçüm teorisi de en basit anlamda herhangi veri
yığınını ilk önce kümeleştirir ve daha sonra verilen koşullar altında bir küme içerisinde sınıflara ayırır.
Ölçüm teorisinin istatistikte nicel araştırma yöntemlerinin temelini oluşturan matematiksel fonksiyon
bağıntısını bir örnekle sunmak gerekirse; Adnan Menderes Üniversitesi’nde görev yapan tüm
akademisyenlerin yaşlarının olduğu tek bir veri yığınını ele alalım.
125
Bilimsel Araştırma Yöntemleri (Kavramlar-Analizler-Araştırmalar)
Bu veri yığınındaki koşul ise tüm akademisyenleri “Genç” (G) ve “Yaşlı” (Y) kuvvet kümelerine
ayırmaktır. X=[0,100] insanların yaş dönemlerinin aralığı olursa G (Genç) üyelik fonksiyonu;
iken Y (Yaşlı) üyelik fonksiyonu;
ise 28 yaşın G kümesi üyelik derecesi “0.8” iken 45 yaşın hem G kümesine hem de Y kümesine
üyelik derecesi “0” olduğu görülür. Dolayısıyla 45 yaşındaki bir akademisyene genç denilemeyeceği
gibi yaşlıda denilemez. Bu üyelik fonksiyonlarına göre [“genç değil” “yaşlı değil”], [“genç değil” ve
“yaşlı değil”] kümeleri aşağıdaki gibi olur;
Böylece Y ⊂ Ĝ yani “yaşlı” ise “genç değildir” olduğu anlaşılır. Bu üyelik fonksiyonlarına göre
32 yaşındaki bir akademisyenin “Genç” kümesine ait üyelik derecesi yaklaşık 0.6, “Yaşlı” kümesine
ait üyelik derecesi 0 olur. Burada bir akademisyenin yaş olarak sadece bir kümeye aitliğini değil; diğer
kümeye olan uzaklığına da fonksiyon olarak değer verilmiştir. Ölçüm teorisinde koşullar değiştikçe
matris sistem değişeceğinden, kümeler, sınıflar ve sınıfların değerleri de değişmektedir. Yukarıdaki
örnekte görülen ölçüm teorisinde bulanık küme analizi birçok istatistikî analiz için de geçerli olan bir
matematiksel bilgidir. Bulanık küme ölçümü, benzerlik ölçümü, makul ve güvenirlik ölçümü ve
olanak ölçümü gibi analizler modern ölçüm teorisi başlığı altında ele alınmaktadır (Şahin, 2007).
126
Yanık, A. “Ölçüm Teorisinin Kavramsal İncelemesi ve Araştırma Analizleriyle İlişkisi”
Ölçüm teorisinin en son aşamasının temelleri istatistikte “Normallik Testi”nden de tanınan
Andrey Nikolaevich Kolmogorov atmıştır. Kolmogorov, Richard von Mises tarafından ortaya atılan
örneklem uzayı kavramlarını ölçüm kuramı kavramları ile birleştirerek 1933'te modern ölçüm ve
olasılık kuramı için esas olan Kolmogorov aksiyomlarını ortaya atmıştır (Dubois ve Prade, 1992). Bu
gelişme bilim camiası tarafından hiç karşı çıkan kuram olmadan, modern olasılık kuramının ana
aksiyom sistemi olarak benimsenmiştir.
Ölçme teorisi ile istatistiki analizlerin en basit ilişkisi ölçme teorisinin küme fonksiyonlarını
belirlemek için yaptığı sınıflandırmadır. Ölçüm sınıflandırmaları matematikte fonksiyonların matris
değerlerini belirlemek için hayati önem taşımaktadır. Çünkü bir değerin anlamı tamamen hangi ölçü
sınıfına girdiğiyle alakalıdır. Bir sıcaklık derecesinin ölçüm sınıflandırmasıyla bir psikometrik
sorunun ölçüm sınıflandırması çok farklıdır. Bu fark özellikle araştırmanın normallik testi ve
geçerliliğine önemli etkilerde bulunmaktadır. Ölçüm sınıflandırmalarının ilki “metrik” ölçümlerdir.
Ölçmenin temel reel ve rassal araştırmaları ve bu araştırmaların duyarlılık, güvenirlilik, hata ve güven
testleri metrik ölçümlerle sağlanmaktadır. İkinci ölçüm genellikle değişkenliğin çoğul kaynaklarının
ölçümü, hipotez sorgulama testleri, ANOVA, ölçme hata kaynaklarının tespiti gibi çeşitli analizler için
kullanılan “biyometrik” ölçümlerdir. Üçüncü sınıflandırma olan “psikometrik” ölçüm zeka testlerinde
sıklıkla kullanılan latent testleri, faktör analizleri ve kümeleme analizlerinde kullanılır. Eğitimsel
ölçüm ise duyarlılık ölçümü skalaları, ikili yanıtlar gibi Rasch Modelleri konusuna ve IRT (Item Yanıt
Teorisi)’ne girmektedir. Klinimetrik ölçüm ise tanı sistemleri için çok boyutlu özetler yaratan klinik
indekslerinde görülmektedir. Son olarak ekonometrik ölçüm, yararlılık puanlarının işlendiği maliyet-
yarar analizlerinde görülmektedir. Yukarıda belirtilen ölçüm sınıflarının grafiği aşağıdaki gibidir:
Tablo – 1: Ölçüm Sınıfları Grafiği
Amaçlar Örnekler Teorisyenler
Metrik Ölçmenin temel reel ve
rassal araştırmaları
Duyarlılık, güvenirlilik,
hata, güven
Carl Gauss, Adolphe
Quetelet
Biyometrik Değişkenliğin çoğul
kaynaklarının ölçümü
Hipotez sorgulama
testleri, ANOVA, ölçme
hataları kaynakları
Karl Pearson, Ronald
Fisher,
Psikometrik Latent değişkenler ve
zeka testleri Faktör analizi, güvenirlik
Charles Spearman, Lee
Cronbach, Rensis Likert
Eğitimsel Ölçüm Duyarlılık ölçümü
skalaları, ikili yanıtlar
Rasch Modelleri, IRT
(Item Yanıt Teorisi) Georg Rasch
Klinimetrik Araştırmanın prognostik
özellikleri, tanı sistemleri
Klinik indeksler ve çok
boyutlu özetler Alvan Feinstein
Ekonometrik Yararlılık puanları Maliyet-Yarar Analizleri George Torrance,
Kaynak: http://www.bayar.edu.tr\~saykad\sunumlar2\PeterFayers-MeasuringQoL.pdf
127
Bilimsel Araştırma Yöntemleri (Kavramlar-Analizler-Araştırmalar)
Ölçüm teorisi ve istatistik araştırma analizleri ilişkisini ayrıca veri serisindeki ortogonal
dalgalanmaları düzeleştirirken görmekteyiz. Hareketli ortalamalar metodu, Holt’s ve Winters üstsel
düzgünleştirme metotlarında zaman serisi ölçüm teorisi ışığında incelenir. Bu incelemeler sonucunda
özellikle zaman serilerinin trend, mevsimsellik dalgalanmaları, periyodik dalgalanmalar ve rassal
değişkenlik bileşenlerinden en az birine sahip olduğu belirlenir. Ölçüm teorisi ayrıca, çok boyutlu
analizlerde normallik dağılımını varyans seçeneği dışında integral boyutta çarpıklık ve basıklığını
sunan teoremleri sunmaktadır (Michalikova, 2008). Özellikle Lebesgue İntegrali çok boyutlu
araştırmalarda veri setlerindeki her boyutun matrislerini ortaya koyarak bir histogram ortaya
koyabilir. Kolmogorov’a göre ölçüm teorisinde sunulan teoremlerin ve matematiksel formüllerin daha
çok zaman serilerinin önemli olduğu araştırmalarda kullanılması gerekmektedir.
SONUÇ
Ölçüm teorisi istatistik için çok temel bir matematiksel teori olduğundan istatistik ilişkisi çok
daha fazla boyuttadır. İstatistikte korelasyon analizlerinde ve özellikle Spearman Sıra
Korelasyonu’nda klasik ölçüm teorisinin teoremlerini görebiliriz. Bunun yanı sıra; kovaryans analizi,
çoklu doğrusal regresyon modeli, faktör analizi, ayırma analizi de denilen diskriminant analizi ve
kümeleme analizi gibi birçok analizin ölçüm metotlarında ölçüm teorisinin sunduğu fonksiyonları ve
yöntemleri görebilmekteyiz. Ölçüm teorisi ile ilgili araştırma yapıldığında teori daha çok
Lebesgue’nin teoremleri altında verilmektedir. Ölçüm teorisinin tüm analiz ve fonksiyon
teoremlerinde ve özellikle kümeye üyelik dereceleri konularında Lebesgue integralleriyle karşılaşılır.
Lebesgue integralleri ölçüm teorisi teoremleri ışığında Reimann gibi integrallenmeyen fonksiyonların
integrallerini almaktadır. İntegrali alınamayan fonksiyonların integrallerinin alınması ve uzaklık
matrisi ile küme üyeliklerinin belirlenebilmesi ölçüm teorisinin daha karmaşık yapılara nasıl
genişletileceği gibi önemli bir sorunu ortadan kaldırmıştır. Ölçüm teorisi klasik yaklaşımdaki “bir
varlık, ya kümenin elemanıdır ya da değildir” savını genişleterek tüm verilerin araştırmalara dahil
edilmesini sağlamıştır. Daha açık anlatmak gerekirse; ölçüm teorisi bulanık kümeler mantığıyla klasik
küme gösteriminin genişletmiştir. Çünkü, bir varlık koşul içinde belirtilen iki kümeye de ait
olmayabilir. Bu durumda o varlık için küme genişletilmeli ve her varlığın [0,1] aralığı içinde tam sayı
olmayan ve uzaklığının belirtildiği bir değeri olmalıdır. İstatistikte “Uzaklık Matrisi” (D) ile sağlanan
bu durum, varlığın H0’a uzaklığı ve değerinin belirlenmesiyle ilgili fonksiyonlar ölçüm teorisi ile
sağlanmaktadır. Ölçüm teorisi özet olarak herhangi veri yığınını ilk önce kümeleştirir ve daha sonra
verilen koşullar altında bir küme içerisinde sınıflara ayırır. Ölçüm teorisi istatistikte nicel araştırma
yöntemlerinin temelini oluşturan bir kuram olduğundan tüm istatistiksel analizlerde etkisi
görülmektedir.
128
Yanık, A. “Ölçüm Teorisinin Kavramsal İncelemesi ve Araştırma Analizleriyle İlişkisi”
KAYNAKÇA
Caratheodory, C. (1963). Algebraic Theory of Measure and Integration. New York, Chelsea
Publishing.
Castineira, E., Cubillo, S., ve Trillas, E., (2007). On the coherence between probability and
possibility measures. International Journal ‘’Information Theories & Applications’’, 14, 303-
310
Dönmez, A. (2001). Reel Analiz. Ankara, Seçkin Yayıncılık.
Dubois, D. ve Prade, H. (1992). When upper probabilities are possibility measures. Fuzzy Sets
and Systems, 49, 65-74.
Halmos, P.R. (1967). Measure Theory. New York, Van Nostrand.
Michalikova, A. (2008). Caratheodory outer measure on IF-sets. Mathematica Slovaca, 58, 63-76
Shafer, G. (1976). A Mathematical Theory of Evidence. New Jersey, Princeton: Princeton Universty
Press.
Şahin, M. (2007). On Caratheodory extension theorem on fuzzy measure spaces. Far East Journal of
Mathematical Sciemces, 26, 311-317.
Wang, Z. ve Klir, G. J. (1992). Fuzzy measure theory. New York, Plenum Press.
Wang, Z. ve Zhang, Z. (1984). On the extension of possibility measures. Busefal, 18, 26-32. ,
Yen, J. (1990). Generalising the Dempster-Shafer theory to fuzzy sets. IEEE Transactions on
Systems,Man, and Cybernetics, 20, 559-570.
Zadeh, L.A. (1965). Fuzzy Sets. Information and Control, 8, 338-353.
Zadeh, L.A. (1978). Fuzzy sets a basis for theory of possibility. Fuzzy Sets and Sytems, 4, 3-28.