+ All Categories
Home > Documents > TÜRKİYE'NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ TÜRKİYE'NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

TÜRKİYE'NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ TÜRKİYE'NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

Date post: 21-Feb-2023
Category:
Upload: independent
View: 0 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
12
TÜRKİYE’NİNFİZİKİ ÖZELLİKLERİ 1 TÜRKİYE’NİNFİZİKİ ÖZELLİKLERİ Ülkemizin yer şekilleri de dünyadaki diğer yerler gibi İç ve Dış Kuvvetlerle oluşmuştur. İç Kuvvetler: Enerjilerini Dünya’nın içinden alan kuvvetlerdir. Volkanizma, depremler ve tektonik hareketlerdir (Orojenez ve Epirojenez). Bunlar yeryüzünü çok hızlı şekillendirirler ve büyük yer şekilleri oluştururlar. Bu kuvvetlerin sonucunda yer şekilleri yükselir, kıvrılır ya da kırılır, yeni dağlar ya da çukur alanlar oluşur v.s. Dış Kuvvetler: Enerjilerini Güneş’ten alan kuvvetlerdir. Akarsular, buzullar, rüzgarlar, dalgalar gibi aşındırıcı güçlerdir. Bu güçler yavaşşekillendirme yaparlar İç ve dış kuvvetlerin faaliyetleri günümüzde hala devam etmektedir. Oluşumu milyonlarca yıl öncesine dayanan ülkemizin oluşumunu jeolojik zaman çizelgesi içerisinde inceleyelim. JEOLOJİK ZAMANLAR VE TÜRKİYE I. JEOLOJİK ZAMAN Türkiye’de masif adı verilen sert kütleler oluşmuştur. Örn. Kırşehir, Bitlis, Yıldız Dağları ve Menteşe masifleri gibi. Zonguldak ve çevresindeki taşkömürü yatakları bu zamanda oluşmuştur. II. JEOLOJİK ZAMAN Türkiye düzleşmiştir. Buna peneplenleşme denir. Yüksek yerler aşındırılmış deniz seviyesinde hafif dalgalı düzlükler yani peneplen halini almış. III. JEOLOJİK ZAMAN Alp-Himalaya kıvrım kuşağının bir uzantısı olan Toros Dağları ve Kuzey Anadolu Dağları oluşmuş. Linyit, bor, tuz ve petrol yatakları oluşmuş. Volkanik faaliyetler etkinliğini arttırmış. Bu zamanın sonunda ülkemiz toptan yükselmiş ve platolar oluşmuştur. IV. JEOLOJİK ZAMAN Ege Denizi’nin olduğu yer daha önce bir kara iken çökmüş ve Ege Denizi oluşmuştur. Ege’nin suları Marmara Denizi sahası çökerken İstanbul ve Çanakkale boğazlarını oluşturmuştur. UYARI! Türkiye daha çok yakın jeolojik devirlerde oluştuğu için: Genç bir ülkedir. Akarsular denge profiline ulaşmamıştır. Fay hatları yaygındır ve deprem riski fazladır. Yerşekilleri engebelidir. Eğimli arazi fazladır. Türkiye’nin Yerşekillerinin Genel Özellikleri Ülkemiz yükseltisi fazla olan bir ülkedir. Ortalama 1132 m. ile Avrupa’nın en yüksek ülkesidir. Bu durumun nedeni; • Alp-Himalaya orojenezi sunucu oluşan genç bir arazi olması, Epirojenik hareketlerle toptan yükselmiş olmasıdır. (Ancak yüksek olmasının yanı sıra kısımlarında birçok çöküntü ovası bulunmaktadır. Erzurum ve Muş ovaları v.s.) Ülkenin dağları doğu-batı uzantılıdır (Alp-Himalaya kuşağının arasında kaldığı için) Kuzey ve Güneyde uzanan sıradağlar doğuda birleşirler bu da doğunun yükseltisini arttırmıştır Kuzey ve güneyde kıyıya paralel uzanan dağlar bu kıyıların girintisi çıkıntısı az sade bir özellik göstermesini sağlamıştır. Türkiye’de batıdan doğuya gidildikçe yükselti artar. UYARI! Türkiye yükseltisi fazla ama yerşekilleri yönüyle çok çeşitlilik gösteren bir ülkedir. Bu da çok çeşitli iklim tiplerinin görülmesine tarımsal ve doğal bitki örtüsü çeşitliliğinin artmasına neden olmuştur. TÜRKİYE'NİN DAĞLARI Türkiye’de dağlar çok geniş bir alan kaplar. Dağ; çevresine göre 500 metre ve daha yüksek kabarıklıklardır. Bazıları tek bulunurken bazıları da sıradağlar şeklindedir. Oluşumlarına göre dağlar ikiye ayrılır. A) Orojenik hareketle oluşan dağlar B) Volkanizma hareketi ile oluşan dağlar
Transcript

TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ 1

TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

Ülkemizin yer şekilleri de dünyadaki diğer yerler gibi İç ve

Dış Kuvvetlerle oluşmuştur.

İç Kuvvetler: Enerjilerini Dünya’nın içinden alan

kuvvetlerdir. Volkanizma, depremler ve tektonik hareketlerdir

(Orojenez ve Epirojenez). Bunlar yeryüzünü çok hızlı

şekillendirirler ve büyük yer şekilleri oluştururlar. Bu

kuvvetlerin sonucunda yer şekilleri yükselir, kıvrılır ya da

kırılır, yeni dağlar ya da çukur alanlar oluşur v.s.

Dış Kuvvetler: Enerjilerini Güneş’ten alan kuvvetlerdir.

Akarsular, buzullar, rüzgarlar, dalgalar gibi aşındırıcı güçlerdir.

Bu güçler yavaş şekillendirme yaparlar

İç ve dış kuvvetlerin faaliyetleri günümüzde hala devam

etmektedir. Oluşumu milyonlarca yıl öncesine dayanan

ülkemizin oluşumunu jeolojik zaman çizelgesi içerisinde

inceleyelim.

JEOLOJİK ZAMANLAR VE TÜRKİYE

I. JEOLOJİK ZAMAN

Türkiye’de masif adı verilen sert kütleler oluşmuştur. Örn.

Kırşehir, Bitlis, Yıldız Dağları ve Menteşe masifleri gibi.

Zonguldak ve çevresindeki taşkömürü yatakları bu

zamanda oluşmuştur.

II. JEOLOJİK ZAMAN

Türkiye düzleşmiştir. Buna peneplenleşme denir.

Yüksek yerler aşındırılmış deniz seviyesinde hafif dalgalı

düzlükler yani peneplen halini almış.

III. JEOLOJİK ZAMAN

Alp-Himalaya kıvrım kuşağının bir uzantısı olan Toros

Dağları ve Kuzey Anadolu Dağları oluşmuş.

Linyit, bor, tuz ve petrol yatakları oluşmuş.

Volkanik faaliyetler etkinliğini arttırmış.

Bu zamanın sonunda ülkemiz toptan yükselmiş ve platolar

oluşmuştur.

IV. JEOLOJİK ZAMAN

Ege Denizi’nin olduğu yer daha önce bir kara iken çökmüş

ve Ege Denizi oluşmuştur.

Ege’nin suları Marmara Denizi sahası çökerken İstanbul

ve Çanakkale boğazlarını oluşturmuştur.

UYARI!

Türkiye daha çok yakın jeolojik devirlerde

oluştuğu için:

Genç bir ülkedir.

Akarsular denge profiline ulaşmamıştır.

Fay hatları yaygındır ve deprem riski

fazladır.

Yerşekilleri engebelidir.

Eğimli arazi fazladır.

Türkiye’nin Yerşekillerinin Genel Özellikleri

Ülkemiz yükseltisi fazla olan bir ülkedir. Ortalama 1132 m.

ile Avrupa’nın en yüksek ülkesidir. Bu durumun nedeni;

• Alp-Himalaya orojenezi sunucu oluşan genç bir arazi

olması,

Epirojenik hareketlerle toptan yükselmiş olmasıdır.

(Ancak yüksek olmasının yanı sıra iç kısımlarında birçok

çöküntü ovası bulunmaktadır. Erzurum ve Muş ovaları v.s.)

Ülkenin dağları doğu-batı uzantılıdır (Alp-Himalaya

kuşağının arasında kaldığı için)

Kuzey ve Güneyde uzanan sıradağlar doğuda birleşirler bu

da doğunun yükseltisini arttırmıştır

Kuzey ve güneyde kıyıya paralel uzanan dağlar bu kıyıların

girintisi çıkıntısı az sade bir özellik göstermesini

sağlamıştır.

Türkiye’de batıdan doğuya gidildikçe yükselti artar.

UYARI!

Türkiye yükseltisi fazla ama yerşekilleri

yönüyle çok çeşitlilik gösteren bir ülkedir. Bu

da çok çeşitli iklim tiplerinin görülmesine

tarımsal ve doğal bitki örtüsü çeşitliliğinin

artmasına neden olmuştur.

TÜRKİYE'NİN DAĞLARI

Türkiye’de dağlar çok geniş bir alan kaplar. Dağ; çevresine

göre 500 metre ve daha yüksek kabarıklıklardır. Bazıları tek

bulunurken bazıları da sıradağlar şeklindedir.

Oluşumlarına göre dağlar ikiye ayrılır.

A) Orojenik hareketle oluşan dağlar

B) Volkanizma hareketi ile oluşan dağlar

2 TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

A) Orojenik hareketle oluşan dağlar

Orojenez dağ oluşumu demektir. Yan basınçla sıkışan

yerkabuğu plakaları kıvrılarak ya da kırılarak engebe kazanır

ve sıradağlar oluşur.

Ülkemizde orojenez iki şekilde görülür.

1) Kıvrılma 2) Kırılma

1) Kıvrım Dağları

Dış kuvvetlerin etkisiyle aşındırılarak okyanus tabanlarında

birikerek oluşan tortul tabakalar birbirine doğru hareket eden

kıtalar arasında kalarak sıkışırlar. Sıkışma sonucunda kıvrılma

ve yükselme olur. Böylece kıvrım dağları oluşur. Kıvrılma ile

yükselen yere ANTİKLİNAL, çukurlaşan yere de SENKLİNAL

denir.

Senklinal

Antiklinal

Antiklinal ve Senklinal sistemi

Avrupa'da Alp'ler, Asya'da Himalayalar, Kuzey

Amerika’nın batısındaki Kayalık Dağları, Güney Amerika’nın

batısındaki And Dağları ve Türkiye'de Toros Dağları ve Kuzey

Anadolu Dağları bu tür hareketlerle meydana gelmişlerdir.

2) Kırık Dağları

Tortul tabakaların sert yapıda olanları orojenik hare-

ketlerdeki yan basınçlar sırasında kırılır. Bu şekilde oluşan

kırıklara FAY adı verilir. Bu kırıkların kenarında yer alan ve

yükselen bloğa HORST, çöken bloğa ise GRABEN adı verilir.

Horst oluşumlarına KIRIK DAĞLARI adı da verilir. Graben

çukurları akarsuların taşıdığı malzemelerle doldurulduğunda

ovalar oluşur.

Graben

Horst Horst

Graben

Horst ve Graben sistemi

Bu tür dağlar Ege Bölgesi’nde yer alır. Kazdağı, Yunt Dağı,

Bozdağlar, Aydın Dağları, Menteşe Dağları birer horst iken

Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes

Ovaları ise birer graben alanlarıdır.

Amik Ovası’da, Doğu Afrika'dan başlayıp

Kahramanmaraş'a kadar uzanan dünyanın en büyük çöküntü

alanı içerisinde yer aldığı için, burası da bir graben ovasıdır.

Ayrıca Doğu Anadolu'da birçok graben sahası mevcuttur.

UYARI!

Yerkabuğu hareketleri sırasında şiddetli yan

basınç ve gerilme kuvvetleriyle blokların

birbirine göre yer değiştirmesi sırasında

yerkabuğunun kırılma yüzeylerine fay denir.

Kırık Dağları (Horst) Kıvrım Dağları (Antiklinal)

Kaz Dağı

Madra Dağı

Yund Dağı

Bozdağlar

Aydın Dağları

Menteşe Dağları

Kuzey Anadolu Dağları (Yıldız

Dağları, Küre Dağları, Canik

Dağları, Kaçkar Dağları, Mercan

Dağları)

Toros Dağları (Bolkar, Geyik

Aladağ gibi)

B) Volkanizma hareketi ile oluşan dağlar

Yerin derinliklerindeki mağmanın yerkabuğunun zayıf ve

çatlak kısımlarından yer üstüne çıkmasıyla oluşan genelde tek

dağlardan ibaret olan dağlardır.

Volkanik sahalar mineralce zengindir. O

yüzden tarım arazileri de çok verimlidir. Ayrıca

maden bakımından da zengin alanlardır.

Türkiye’deki volkanik dağlar;

Marmara Bölgesi: Uludağ

Ege Bölgesi: Kula Tepeleri (En genç)

Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Karacadağ

İç Anadolu Bölgesi: Erciyes, Melendiz, Hasandağ, Karadağ

ve Karacadağ

Doğu Anadolu Bölgesi: Ağrı, Tendürek, Nemrut, Süphan

TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ 3

Türkiye’nin Dağları

ÖZETLE

Ülkemizin bugünkü görünümünü kazanmasında en etkili iç

kuvvet orojenezdir.

Kıvrım dağları Akdeniz, Karadeniz ve Doğu Anadolu

Bölgelerimizde yaygın iken, kırık dağları Ege Bölgesi’nde

yoğunlaşmıştır.

Ülkemizde volkanizmanm en etkili olduğu bölgeler Doğu

Anadolu ile İç Anadolu, en az etkili olduğu bölgeler ise

Marmara ve Akdeniz'dir.

Tüm tehlikelerine rağmen volkanik bölgeler, toprak

verimliliği ve maden zenginliği nedeniyle her zaman

insanları kendisine çeker.

Ülkemizdeki volkanik dağların genelde bir hat boyunca

uzanması kırık hattının varlığı ile ilgilidir.

Yerkabuğunun en eski arazilerinde depremlere pek

rastlanmazken, genç yapılı arazilerde sık sık deprem

olmaktadır.

Türkiye'de kaplıca ve ılıcaların dağılışı ile kırık (fay)

hatlarının dağılışı arasında paralellik vardır.

Türkiye'de deprem riski en az olan bölgelerimiz İç

Anadolu ile Güneydoğu Anadolu'dur.

Doğu Anadolu Bölgesinde maden çeşitliliği ve rezervlerinin

zengin olması, volkanik göllerin yaygınlığı volkanizmanın

etkinliğini gösterir.

Kırık hatları yerkabuğunun zayıf ve hareketli bölgeleridir.

I. zamanda taşkömürü yatakları;

II. zamanda kıtaların ayrılması ve tortullaşma

III. zamanda ülkemizdeki kıvrımlı sıradağlar (Toros-Kuzey

Anadolu Dağları), linyit, petrol, bor ve tuz yatakları

IV. zamanda ise buzul devreleri, Ege Denizi, Çanakkale ve

İstanbul boğazları oluşmuştur.

TÜRKİYE'NİN OVALARI

Çevrelerine göre çukurda kalan geniş düzlüklere OVA

denir.

OVA

KIYI OVALARI(DELTA)

İÇ OVALAR

TEKTONİKOVALAR

KARSTİKOVALAR

VOLKANİKOVALAR

1. Kıyı Ovaları

Ülkemizdeki ovaların bir bölümü kıyılarda, bir bölümü ise

iç kesimlerde dağlar arasında bulunur. Ülkemizdeki kıyı

ovalarının çoğu akarsuların getirdiği alüvyonlarla oluşmuş

deltalardır.

Delta: Akarsuların denize döküldükleri

yerlerde taşıdıkları maddeleri biriktirmesiyle

oluşan alüviyal ovalardır.

Deltanın oluşabilmesi için

Gel-git olayının belirgin olmaması,

kıyının sığ olması,

kıyıda güçlü bir akıntının bulunmaması,

akarsuların bol alüvyon taşıması gerekir.

Başlıcaları:

Akdeniz’de; Çukurova (Seyhan ve Ceyhan), ve (Göksu)

Silifke Ovaları’dır.

Karadeniz’de; (Kızılırmak) Bafra ve (Yeşilırmak) Çarşamba

Ege’de; Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz ve

Bakırçay

2. İç Ovaları

a) Tektonik Ovalar

Türkiye'deki ovaların büyük kısmının oluşumunda tektonik

hareketler etkili olmuştur. Bu ovalar kırık hatları boyunca

uzandıklarından deprem kuşağı üzerinde bulunurlar.

4 TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer alan ovalar;

Ezine, Manyas, Ulubat, Biga, Gönen, Bursa, İnegöl, İznik,

Yenişehir, Orhangazi, Gemlik, Bolu, Düzce, İlgaz, Ladik,

Suluova, Taşova, Vezirköprü, Turhal, Kargı, Eleşkirt, Kaynaştı,

Zile, Erbaa, Suşehri, Niksar, Erzincan, Erzurum, Pasinler ve Ağrı

ovalarıdır.

Batı Anadolu Fay Hattı üzerinde yer alan ovalar;

Bakırçay vadisinde; Bergama, Soma ve Kırkağaç

Gediz vadisinde; Manisa, Akhisar, Turgutlu, Salihli

ve Alaşehir

Küçük Menderes vadisinde; Torbalı, Tire, Ödemiş ve

Bayındır

Büyük Menderes vadisinde; Söke, Koçarlı, Aydın, Yeni

pazar, Nazilli ve Sarayköy ovalan bulunur.

Güney Anadolu Fay Hattı üzerinde yer alan ovalar;

Amik, Malatya, Elazığ, Hınıs, Muş, Varto, Elbistan,

Göynük, Afşin, Ardahan, Karlıova, Kahramanmaraş,

Iğdır, Bingöl ve Bulanık ovalarıdır.

Bu üç fay hattı dışında;

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde; Nizip, Suruç,

Ceylanpınar, Harran (Altınbaşak) ve Viranşehir

İç Anadolu'da; Eskişehir, Akşehir, Mürted, Ankara,

Çubuk ve Develi ovaları teknotik ovalardır.

b) Karstik Ovalar

Kalker (kireç taşı), jips (alçı taşı) ve kaya tuzu gibi su ile

temas ettiği zaman kolay çözülebilen kayaçlarm bulunduğu

alanlarda erime sonucunda oluşan ovalardır. Karstik ovalar

Türkiye'de kolayca eriyebilen kayaç yapısından dolayı Akdeniz

Bölgesi'nde bulunur. Bu ovalara genelde POLYE OVALARI da

denir.

Başlıca karstik ovalar;

Akdeniz'de; Tefenni, Acıpayam, Kestel, Korkuteli ve

Elmalı (TAKKE olarak kodlanabilir.)

Ege'de; Tavas, Çivril ve Muğla ovaları karstik erimeler

sonucunda oluşmuşlardır.

c) Volkanik Ovalar

Yeryüzüne çıkan lavların tektonik çukurlukları doldurma-

sıyla meydana gelen ovalardır. Türkiye'de bu tür ovalara pek

fazla rastlamimarnaktadır. Erciyes Dağı'ndan çıkan lavların

oluşturduğu Kayseri (Develi) Ovası örnek olarak gösterilebilir.

TÜRKİYE'NİN PLATOLARI

Akarsular tarafından derince yarılmış, çevresine göre

yüksekte kalan geniş düzlüklere PLATO denir. Türkiye'de

platolar daha çok İç Anadolu Bölgesi'nde bulunur. Bunun

nedeni III. zamanın sonunda ülkenin toptan yükselmesidir.

PLATONUN ADI BULUNDUĞU BÖLGE

Obruk Platosu

İÇ

ANADOLU

BÖLGESİ

Cihanbeyli Platosu

Haymana Platosu

Bozok Platosu

Uzunyayla Platosu

Yazılıkaya Platosu EGE BÖLGESİ

Taşeli PlatosuAKDENİZ BÖLGESİ

Teke Platosu

Gaziantep Platosu GÜNEYDOĞU

ANADOLU BÖLGESİŞanlıurfa Platosu

Erzurum-Kars PlatosuDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Ardahan Platosu

Çatalca-Kocaeli Platosu MARMARA BÖLGESİ

Türkiye’de bulunan platoların genel özellikleri

Ortalama yükseltileri 1000 m’nin üzerindedir.

Ortalama yükseltilerinin fazla olması, Türkiye’nin toptan

yükselmelere uğradığını gösterir.

Büyük bir bölümünde tahıl tarımı ve küçükbaş hayvancılık

yapılır.

Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan platolarda akan

akarsular derin vadiler içinde aktığı için ve yaz kuraklığı

nedeniyle toprakta sulama sorunu çıkar.

Alçak platolar çoğunlukla tarım alanları olarak kullanılır.

Buralar, kuru tarımın yapıldığı yerlerdir. Bu nedenle

buğday ve arpa ekim alanlarının önemli bir kısmı, alçak

plâtolar üzerinde yer alır.

Yüksek platolar ise genellikle yaylacılık etkinliklerinin

yapıldığı yerlerdir. Hayvancılığa dayalı olan yaylacılık,

çoğunlukla yüksek platolar üzerinde yapılmaktadır.

Erzurum – Kars platosu gibi.

TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ 5

Yüksekliği fazla olan platolar, yerleşime uygun olmayan

yerlerdir. Buralarda hava soğuk, toprakların verimi düşük,

yüzey suları ise yetersizdir. Onun için buralarda yerleşim

merkezleri dolayısıyla nüfus azdır. Taşeli Platosu,

Türkiye’nin en tenha yerleri arasındadır.

Çatalca - Kocaeli Platosu ise en yoğun nüfuslu alandır.

TÜRKİYE’DE HEYELAN

Ayrışma ile oluşmuş

malzemenin veya kaya

kütlelerinin yerçekiminin

etkisiyle yamaçlardan

aşağıya doğru yavaş veya

hızlı bir şekilde kütlesel

olarak yer değiştirme olayına

HEYELAN denir.

Heyelanı etkileyen faktörler;

Fazla Eğim

Şiddetli Yağış

Yerçekimi

Tabaka Durumu

Kayanın ve Toprağın Cinsi

Beşeri Faktörler

Doğal Afetler

Türkiye’de Heyelan

Ülkemizde heyelanların en fazla görüldüğü yer Karadeniz

Bölgesi’dir. Bunun nedeni buralarda eğimin kuvvetli, yağışların

fazla ve killi kayaların daha yaygın olmasıdır. Ülkemizdeki

heyelanların % 65'i ilkbaharda meydana gelmektedir. Bunun

nedeni ise ilkbahar bol yağışın ve kar erimelerinin görüldüğü

mevsimdir. Heyelanlar sonucu akarsuların akışının

kesilmesiyle Heyelan Set Gölleri oluşabilir. Abant, Yedi Göller,

Tortum, Sera gölleri böyle oluşmuştur.

TÜRKİYE’DE EROZYON

Erozyon (toprak aşınımı), toprağın aşınmasını önleyen

bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu koruyucu örtüden yoksun

kalan toprağın başta su ve rüzgârın etkisiyle aşınması ve

bulunduğu yerden başka yerlere taşınması olayı. Erozyonun

başlıca nedeni, toprağı koruyan bitki örtüsünün yok

olmasıdır. Arazi eğimi, toprak yapısı, yıllık yağış miktarı, iklim

faktörleri, bitki örtüsü, toprak ve bitkiye yapılan çeşitli

müdahaleler, erozyonun şiddetini belirleyen faktörlerdir.

UYARI!

Türkiye'de Karadeniz Bölgesi dışındaki

bölgelerde erozyon önemli bir sorundur.

Erozyonun en fazla görüldüğü bölge iç

Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu

Bölgesi’dir.

Erozyonu Arttıran Etmenler

– Bitki örtüsünün cılız olması

– Kaçak ağaç kesilmesi

– Yangınlarla ormanların tahribi

– Ormanlarda keçilerin otlatılması

– Arazinin eğimli ve engebeli olması

– Toprağın aşırı işlenmesi

– Meraların aşırı ve erken otlatılması

– Toprağın eğime paralel sürülmesi

– Yağışların düzensiz olması

– Yol, tünel ve köprü yapımı yamaç eğiminin bozulması

– Anız yakılması

Toprak Erozyonunu Önlemek İçin

Orman Arazileri yangınlarla veya yakacak temini için ya da

tarım alanı elde etmek amacı ile kesinlikle tahrip

edilmemelidir.

Çayır - meraları aşırı ve erken otlatmadan kaçınmalıdır.

Mera alanlarında düzensiz otlatmadan da kaçınılmalıdır.

Meralarda zamansız ve erken otlatma yapılmamalıdır.

Mera arazileri tarım arazisi şeklinde değerlendirilme-

melidir.

Anız yakılmamalı.

Tarla eğime dik yönde sürülmeli

Toprağın aşırı işlenmemesi

Erozyonun Etkileri

– Verimli tarım arazilerini verimsizleştirir

– Taşkınlar görülür

– Baraj Gölleri’nin zamanından önce dolmasına neden

olur

– Çölleşmeyi hızlandırır

– Göçü hızlandırır

6 TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

DEPREMLER

Yerkabuğunda doğal yollarla meydana gelen titreşim ve

salınım hareketleridir.

Türkiye “Akdeniz Deprem Kuşağı” içerisinde 1. derece

deprem ülkesidir. Çünkü Türkiye III. zamanda oluşmuş genç

kıvrım dağlarına ve kırıklı bir yapıya sahiptir. 1132 m ile

yüksekliğe sahip Türkiye’nin büyük kısmı deprem kuşağının

içerisindedir.

Türkiye'de deprem kuşakları

Yeryüzünün aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp -

Himalaya kıvrım sisteminin Akdeniz deprem kuşağında yer

alan Türkiye'nin yarısına yakını (% 42) birinci derece deprem

alanıdır.

Türkiye'de fay hatları haritası

Deprem haritası

Bu alanların dağılışı ile kırık hatlarının dağılışı birbirine

paralellik gösterir. Ülkemizde üç ana fay kuşağı vardır.

Kuzey Anadolu Fay Kuşağı (KAF): Yaklaşık 1500 kilometre

uzunluğunda olan bu hat, ülkemizin kuzeyinde doğu -batı

yönünde bir uzanış gösterir. Saros körfezinden başlayan bu

hat, Marmara denizinin kuzeyi, İzmit körfezi, Adapazarı,

Düzce, Bolu, Merzifon, Suluova, Erbaa, Niksar, Kelkit vadisi,

Erzincan, Erzurum, Varto ve Van üzerinden geçen bir hat

şeklinde uzanır.

Batı Anadolu Fay Kuşağı (BAF): Güney Marmara Bölümü

ile Kıyı Ege Bölümü'nü içine alan bu kuşakta irili ufaklı bir çok

fay vardır. Gediz, Bakırçay, Küçük Menderes ve Büyük

Menderes grabenlerindeki faylar bunların başlıcalarıdır.

Doğu Anadolu Fay Kuşağı (DAF) (Güney Doğu Anadolu

Deprem Kuşağı): Hatay'dan başlayan bu hat

Kahramanmaraş'a kadar süren bir grabeni takip ederek,

Adıyaman, Malatya, Elazığ, Bitlis üzerinden geçer ve Bingöl'ün

Karlıova ilçesi yakınlarında Kuzey Anadolu fay kuşağıyla

birleşir.

Türkiye'de Depremlerin En Az Görüldüğü Yerler

İç Anadolu (Tuz Gölü güneyi)

Toroslar (Taşeli Platosu)

Güneydoğu Anadolu (Mardin eşiği)

Trakya'nın iç ve kuzey – kuzeybatı bölümlerdir. (Ergene

Ovası ve Yıldız Dağları)

Oluşum nedenlerine göre depremler, 3 gruba ayrılır:

OLUŞUM NEDENİNE GÖRE DEPREMLER

VOLKANİKDEPREMLER

ÇÖKME (GÖÇME)DEPREMLERİ

TEKTONİKDEPREMLER

A) Volkanik Depremler

Aktif volkanların bulunduğu yerlerde, patlama ve

püskürmelere bağlı oluşan yer sarsıntılarıdır. Etki alanları

dardır. Türkiye’de aktif volkanik alan olmadığı için bu tür

depremler oluşmaz.

B) Çökme (Göçme – Karstik) Depremleri

Bu tür depremler, çözünebilen kayaçların bulunduğu

yerlerdeki yeraltı mağaralarının tavanlarının çökmesiyle

oluşur. Ayrıca kömür ocaklarının ve galerilerinin çökmesi de

bu tür depremlere neden olur. Çok küçük ölçülü sarsıntılardır.

Etki alanları dar ve zararları azdır. Türkiye’de Akdeniz

Bölgesi’nde görülür.

C) Tektonik Depremler

Yerkabuğunun üst katlarındaki kırılmalar sırasında oluşan

yer sarsıntılarıdır. Bu sarsıntılar çevreye deprem dalgaları

olarak yayılır. Yeryüzünde oluşan depremlerin büyük bölümü

tektonik depremlerdir. Etki alanları geniş, şiddetleri fazladır.

En çok can ve mal kaybına neden olan depremlerdir.

Türkiye’de en çok olan deprem türüdür.

TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ 7

TÜRKİYE'NİN AKARSULARI

Türkiye’ de irili ufaklı bir çok akarsu vardır. Bunların büyük

bir kısmı dağlardan, bazıları da ova ve yaylalardan doğarak

çeşitli havzalara yönelir. Bu havzaların en genişi Karadeniz

havzasıdır. Yani Türkiye’ deki akarsuların önemli bir kısmı

Karadeniz’e dökülür. Bu suların çoğu Karadeniz Dağları’nın

kuzey yamaçlarından doğarak az bir yol aldıktan sonra denize

varan kısa akarsular, bir kısmı da İç Anadolu’dan doğarak

Karadeniz dağları arasındaki boğazlardan geçip denize varan

uzun akarsulardır (Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya, Çoruh gibi).

Aynı durum Akdeniz’e varan sularda da görülür. Buna karşılık

Ege havzası akarsuları vadilerinin çok içerilere uzanışı

bakımından diğer iki bölgeye benzemez. Bu bölgenin kısa

akarsuları doğudan batıya uzanan oluk biçimindeki vadilerden

geçerek önemli bir dağ engeli aşmadan denize ulaşır.

Akarsularımızın bir kısmı da Marmara’ya dökülür.

AKARSU REJİMİ

Akarsular bir yıl boyunca hep aynı seviyede akmaz.

Özellikle de iklimlerin etkisi ile seviyelerinde bir alçalma ve

yükselme görülmektedir. Akarsuların yıl içindeki seviye

Değişikliklerine akarsu rejimi adı verilmektedir.

A) Düzenli Rejime Sahip Akarsular

Dört mevsim yağış alan bölgelerde akarsuların su

seviyesinde mevsimlere göre çok fazla bir değişiklik meydana

gelmez, böyle akan akarsulara düzenli rejime sahip akarsular

denir. Ülkemizde en düzenli rejime sahip akarsular Karadeniz

Bölgesi’nde akmaktadır.

B) Düzensiz Rejime Sahip AkarsularYağışların mevsimlere göre dağılımının düzensiz olduğu

yani bir mevsim yağış alan, diğer mevsimde ise kurak olan

bölgelerde akarsuların taşımış oldukları su miktarı aylara göre

değişmektedir. Yağmur yağışının fazla olduğu bölgelerde

yağmurlarla birlikte akarsuların sularında bir atış görülür.

Örneğin Akdeniz ikliminin görüldüğü bölgeler. Kar yağışının

fazla olduğu bölgelerde ise karların yağdığı aylarda karların

yağdığı dönemde akarsuyun suları azalır, karların erimeye

başladığı ilkbahar aylarında akarsuların su seviyesi yükselir.

Örneği: Doğu Anadolu Bölgesi.

Düzenli Rejim Düzensiz Rejim

Akarsu Havzası (Su Toplama Alanı)

Akarsuyun tüm kollarıyla birlikte sularını topladığı bölgeye

akarsu havzası denir. Bir akarsu havzasının genişliği iklim

koşullarına ve yüzey şekillerine bağlıdır.

Akarsu havzaları iki bölümde incelenir :

Açık Havza: Sularını denize ulaştırabilen havzalara açık

havza denir. Örnek: Yeşilırmak, Kızılırmak, Yenice, Sakarya,

Susurluk, Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes, Aksu,

Göksu, Seyhan, Ceyhan, Fırat, Dicle Çoruh

Kapalı Havza: Sularını denize ulaştıramayan havzalara

kapalı havza denir. Kapalı havzaların oluşmasındaki temel

etken yer şekilleridir. Sıcaklık ve nem koşulları da kapalı

havzaların oluşmasında etkilidir. Örnek : Van Gölü Kapalı

Havzası, Tuz Gölü Kapalı Havzası, Konya Kapalı Havzası, Göller

Yöresi Kapalı Havzası, Hazar Kapalı Havzası (Aras, Kura)

TÜRKİYE'DEKİ AKARSU REJİMLERİ

a) Yağmurlu Akdeniz Rejimi

Kış mevsiminin yağışlı olması nedeniyle akarsular bol su

taşırlar. Yaz kuraklığı nedeniyle ve kaynak suları ile yeterince

beslenemediği için yazın suları son derece azdır. Akdeniz,Ege

ve Marmara Bölgesi akarsularında görülen akarsu rejimidir.

Aylar1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

M³/sn

100

150

200

250

300

350

50

b) Kar ve Buz Suları ile Beslenen Akarsular

Yüksek alanlardan inen akarsılar buralardaki buzullarla

beslenirler. Maksimum akımları karların eridiği ilkbahar ve yaz

aylarıdır. Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ile Torosların yüksek

kesimlerinde bu tür akarsulara rastlanır.

Aylar1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

M³/sn

100

150

200

250

300

350

50

8 TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

c) Kaynak Suları ile Beslenen Akarsular

Manavgat Çayı buna güzel bir örnektir. Bu çay, Toros

Dağları’ndan doğan karstik kaynaklarla beslenir. Bir kısım

akarsularımızın bazı kolları da kaynak suları ile

beslenmektedir. Bu kaynaklar genellikle karstik kökenlidir.

d) Göl Suları ile Beslenen Akarsular

Göllerin fazla suyunu boşaltan göl ayağı (gideğen) da

denilen akarsulardır. Bunlarında debileri fazla değişmez.

Kovada Çayı, Çarşamba Suyu gibi.

e) Karma Rejimli Akarsular

Farklı iklim bölgelerinden geçen ve çeşitli kaynaklardan

beslenen akarsular karma rejimlidir. Fırat, Dicle, Seyhan,

Ceyhan, Kızılırmak ve Yeşilırmak gibi.

TÜRKİYE'DE Kİ AKARSULAR

Karadeniz'e Dökülenler

Sakarya, Filyos Çayı, Bartın Çayı, Yeşilırmak, Kızılırmak ve

Çoruh'tur.

Marmara Denizi'ne Dökülenler

Susurluk ve Gönen Çayı

Ege Denizi'ne Dökülenler

Bakırçay, Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes ve

Meriç'tir.

Akdeniz'e Dökülenler

Dalaman Çayı, Manavgat Çayı, Aksu, Göksu, Seyhan,

Ceyhan ve Asi'dir.

Ülkemizde Doğup Dış Ülkelerden Denize Dökülenler

Aras, Kura, Arpaçay, Fırat, Dicle, Çoruh

Dış Ülkelerden Doğup Ülkemizde Denize Dökülenler

Meriç ve Asi

TÜRKİYE'DEKİ AKARSULARIN GENEL ÖZELLİKLERİ

Kuzey ve güney kıyılarının eğimli yamaçlarının dışında

kalan iç kesimlerdeki akarsuların genel akış yönü

doğudan batıya doğrudur. Fırat'ın kolları Karasu ve

Murat, Yeşilırmak, Kızılırmak, Gediz, Büyük ve Küçük

Menderes, Bakırçay gibi akarsularda bu durum açıkça

gözlenir.

Akış yönünün bu biçimde belirlenmesinde;

a) Dağ sıraları ile aralarındaki olukların uzanışı,

b) Doğudaki yükseltinin fazla oluşu gibi etmenlerin payı

vardır.

Kaynağını iç kesimlerden alan büyük akarsular, boğazlar

oluşturarak denizlere yönelir. Sakarya, Kızılırmak,

Yeşilırmak, Çoruh ve Fırat gibi akarsularda bu durum çok

belirgindir.

Yer yer su taşkınlarına ve erozyona neden olurlar.

Ege Denizi'ne dökülen akarsularımızda menderesler

fazladır. Anadolu'nun diğer yerlerinde akarsular dar ve

derin vadilerden akar.

Taşıdıkları alüvyon miktarları fazladır. Türkiye'nin yükselti

ortalamasının fazla oluşu eğimi arttırdığı için akarsuların

aşındırma güçleri artar. Buna bağlı olarak çoğu zaman

bulanık akışlıdırlar ve döküldükleri yerlerde deltalar

oluşmuştur.

Rejimleri düzensizdir. Bunda yağış rejiminin düzensiz

olması etkilidir.

Bazı akarsularımız kaynaklarını komşu ülkelerden alarak

topraklarımızdan geçerek denize dökülür. (Meriç, Asi)

Bazı akarsularımız kaynaklarını topraklarımızdan alarak

komşu ülkelerin denizlerine dökülür. (Çoruh, Fırat, Dicle,

Aras, Kura)

Akımları düşüktür. Yağışların az, havzalarının dar

olmasından dolayı.

Akış hızları fazladır. Dolayısıyla hidroelektrik potansi-

yelleri yüksektir.

Boyları kısadır. (Nedeni; Türkiye’nin bir yarımada özelliği

göstermesi ve dağlarının kuzeyde ve güneyde kıyıya

paralel uzanması.)

Akarsularımızdan daha çok enerji üretiminde, içme ve

sulama suyu elde edilmesinde yaralanmaktayız.

Uzunlukları fazla değildir. Bunun nedeni, dağların kıyıya

paralel uzanması ve Türkiye'nin çok geniş bir ülke

olmamasıdır.

Yer şekillerinden dolayı akarsu havzaları dardır.

TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ 9

GÖL TIPLERI

Göller, göl çanağının oluşum özelliklerine göre yerli kaya

gölleri ve set gölleri olarak iki ana bölümde toplanır.

1) Doğal Göller

Göl çanağının çeşitli nedenlerle ana kaya üzerinde

oluşturduğu göllerdir. Göl çanağını oluşturan etkene göre 4

gruba ayrılır.

a) Tektonik Göller

Yerkabuğunun tektonik hareketleri sırasında oluşan

çanaklardaki göllerdir.

Tuz Gölü, Sapanca Gölü, İznik Gölü, Manyas Gölü,

Burdur Gölü, Eber Gölü, Ulubat Gölü, Akşehir Gölü, Hazar

Gölü.

b) Karstik Göller

Karstik (çözünebilen) kayaçların bulunduğu yerlerde

oluşan göllerdir. Bu göller, karstik bölgelerde karstlaşma

sonucu, obruk ve polye gibi çanaklarda suların birikmesiyle

oluşur. Salda Gölü, Kestel Gölü, Karagöl, Kızören Gölü,

Timraş Gölü, Akgöl.

c) Buzul Gölleri

Buzullaşma döneminde buzulların aşındırmasıyla oluşan

çanaklardaki göllerdir. Aynalı Göl, Kilimli Gölü, Karagöl.

Bunun yanısıra; Uludağ, Geyik Dağları, Bolkar Dağları,

Aladağ, Munzur Dağları, Doğu Karadeniz Dağları, Cilo

Dağları, Hakkâri Dağları üzerinde de yer yer buzul göllerine

rastlanır.

G Ö L L E R

Doğal Göller

Set GölleriTektonik Göller Karstik Göller Buzul Gölleri Volkanik Göller

VolkanikSet Gölleri

KıyıSet Gölleri

HeyelanSet Gölleri

AlüvyalSet Gölleri

Yapay Göller

T Ü R K İ Y E ’ N İ N G Ö L L E R İ

Doğal Göller

Set GölleriTektonik Göller

Tuz GölüSapancaGölüİznik GölüManyas GölüBurdur GölüEğirdir GölüEber GölüAkşehir GölüHazar Gölü

Karstik Göller

Salda GölüKestel GölüKaragöl GölüKızören GölüTimraş GölüAkgöl

Buzul Gölleri

Aynalı GölüKilimli GölüKaragöl

Volkanik Göller

Nemrut GölüAcı GölüMeke TuzlasıGölcük

VolkanikSet Gölleri

KıyıSet Gölleri

HeyelanSet Gölleri

AlüvyalSet Gölleri

Tortum GölüSera Gölü

Abant GölüYedi Göller

Büyük Çekmece GölüKüçük Çekmece Gölü

Bafa (Çamiçi) GölüKöyceğiz Gölü

Van GölüErçek Gölü

Nazik GölüHaçlı GölüÇıldır GölüBalık Gölü

Mogan GölüEymir Gölü

Yapay Göller

Keban Baraj GölüHirfanlı Baraj GölüAtatürk Baraj GölüAltınkaya Baraj GölüAdıgüzel Baraj Gölü

10 TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

d) Volkanik Göller

Volkanik patlamalar ile oluşan çanaklardaki göllerdir.

Volkanik faaliyetler sonucu oluşan krater, kaldera ve maar gibi

çanaklarda biriken sular volkanik gölleri oluşturur. Göl,

yanardağın zirvesindeki baca ağzında oluşmuşsa krater gölü,

kraterin patlama ya da çökmesiyle oluşan geniş çukurlar

içinde oluşmuşsa kaldera gölü ve yer kabuğunda sıkışan

volkanik gazların patlamasıyla açılan çukurlukta oluşmuşsa

maar gölü adını alır. Isparta’daki Gölcük Gölü kaldera gölüne,

Nemrut Gölü krater gölüne, Meke Tuzlası ve Acıgöl maar

göllerine örnektir.

e) Set Gölleri

Vadiler, koylar ya da bunlara benzer göl oluşumuna

elverişli uzun ve geniş çukurların çeşitli nedenlerle önünün

kapanmasıyla oluşan göllerdir. Bu göllere setleşmeye neden

olan etmenlere göre çeşitli isimler verilmiştir.

1) Alüvyal Set Gölleri

2) Kıyı Set Gölleri

3) Heyelan Set Gölleri

4) Volkanik Set Gölleri

1) Alüviyal Set Gölleri

Akarsuların yan kollarının taşıdıkları alüvyonlarla ana

akarsuyun önünü kapatması ile oluşan göllerdir. Eymir Gölü,

Mogan Gölü, Akgöl, Marmara Gölü.

2) Kıyı Set Gölleri

Deniz akıntılarının oluşturduğu kıyı kordonlarının koyların

önünü kapatmasıyla oluşan sığ göllerdir. Bu göllere “lagün”

adı da verilir. Bafa Gölü (Çamiçi), Köyceğiz Gölü, Terkos Gölü,

Büyükçekmece Gölü, Küçükçekmece Gölü.

3) Heyelan Set Gölleri

Akarsu vadisinin önünün, toprak kayması sonucunda

toprak kütlesi tarafından kapatılmasıyla oluşan göllerdir.

Tortum Gölü, Sera Gölü, Abant Gölü, Yedigöller, Borabay

Gölü, Zinav Gölü, Sülüklü Gölü.

4) Volkanik Set Gölleri

Volkanik olaylar sırasında çıkan lavların bir çukurluğun

önünü kapatmasıyla oluşan göllerdir. Van Gölü, Çıldır Gölü,

Erçek Gölü, Haçlı Gölü, Nazik Gölü, Balık Gölü.

2) Yapay Göller (Baraj)

Akarsu vadisinin önünün yapay bir setle kapatılması ile

oluşan baraj gölleridir. Baraj gölleri enerji üretmek, içme ve

sulama suyu sağlamak, erozyonu önlemek, taşkınlardan

korunmak amacıyla yapılır.

Önemli Barajlarımız

Fırat Atatürk, Keban, Karakaya

SakaryaHasan Polatkan (Sarıyar),

Gökçekaya, Bayındır, Kurtboğazı

YeşilırmakAlmus, Hasan Uğurlu, Suat Uğurlu

ve Kılıçkaya barajları

Kızılırmak

Hirfanlı, Derbent, Kesikköprü,

Altınkaya, Kapulukaya, Çubuk 1 ve

Çubuk 2

Manavgat Oymapınar

Ceyhan Sır, Aslantaş, Menzelet, Kartalkaya

Seyhan Seyhan, Çatalan

Büyük Menderes Adıgüzel, Kemer

Gediz Demirköprü

Aksu Karacaören

DicleKralkızı, Hancağız, Ilısu, Batman,

Dicle, Devegeçidi

ÜLKEMİZDE GÖRÜLEN KIYI TİPLERİ

Boyuna kıyılar

Dağların kıyıya paralel

uzandığı Karadeniz ve

Akdeniz kıyılarında

görülen kıyı tipidir.

Enine kıyılar

Dağların kıyıya dik uzandığı Ege

kıyılarında görülen kıyı tipidir.

Dalmaçya tipi kıyı

Finike - Kaş arasında görülen kıyı

tipidir.

Ria Tipi Kıyı

İstantanbul ve Çanakkale

Boğazları ile Menteşe yöresinde

görülen kıyı tipidir.

Ülkemizde; Skayer tipi kıyı, Fyort tipi kıyı, Haliçli kıyı tipi ve

Watt kıyı tipi görülmez.

TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ 11

TÜRKİYE’DE BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

Türkiye'de topraklar genel olarak;

Zonal Topraklar,

Azonal Topraklar,

İntrazonal Topraklar olmak üzere üç ana grupta ele

alınır.

UYARI!

Ülkemiz coğrafi bölgelerinde yer alan topraklar

birbirinden farklı özellikler gösteren tiplerde

karşımıza çıkar. Ülkemizde farklı toprak

tiplerinin ortaya çıkışında başlıca faktör ise

iklimdir.

1. ZONAL (YERLİ) TOPRAKLAR

Zonal toprak tipleri ülkemizde en geniş yayılma alanına

sahip topraklardır. Anadolu Yarımadası’nın kuzey, batı ve

güneyinde diğer bir değişle Karadeniz, Ege, Akdeniz coğrafi

bölgelerimizde oldukça belirgin bir şekilde karşımıza çıkarlar.

Zonal topraklar ülkemizde;

Kahverengi Orman Topraklar,

Kırmızı Akdeniz (Terra Rossa) Toprağı,

Kahverengi Bozkır Toprakları,

Kestane Renkli Bozkır Toprakları,

Çernezyom (Kara) Topraklar, tiplerinden oluşurlar.

Kahverengi Orman Toprakları

Orman örtüsü altında oluşan bu topraklar organik madde

bakımından zengin olduklarından renkleri koyudur.

Yıkanmanın fazla olduğu yerlerde asitli ve kireçsiz orman

toprakları oluşmaktadır. Karadeniz Bölgesi’nde, Marmara’da

Yıldız Dağları’nda (Istrancalar) üzerinde dikkati çeken bu tip

topraklar ormanlık alanlarda görülürler. İyi yıkanmış bu

topraklar çay ve kivi yetiştirmek için oldukça elverişlidir.

Kahverengi orman topraklarının doğal bitki örtüsü kışın

yaprağını döken orman ağaçlar ve çalılardır.

Kırmızı Akdeniz Toprakları (Terra-Rossa)

Akdeniz iklim bölgelerinde genellikle kalkerler üzerinde

oluşan bu toprakların bünyelerindeki demirin

oksitlenmesinden dolayı renkleri kırmızıdır. Organik madde

bakımından fazla zengin olmayan bu topraklarda genellikle

turunçgil, bağcılık ve zeytin tarımı yapılmaktadır. Bu

topraklara başta Akdeniz ve Ege bölgeleri olmak üzere,

Güney Marmara’da ve Güneydoğu Anadolu’nun batı

kesimlerinde görülür.

Kahverengi Kestane Renkli Step Toprakları

Bozkır sahalarında, yıllık yağış miktarının 400 mm'nin

altında olduğu yerlerde oluşan bu topraklar, organik madde

bakımından fazla zengin değildir. Yağış az olduğundan

toprağın altında kireç birikimi vardır. Ükemizin iç kesimlerinde

yaygın olan bu topraklarda genellikle tahıl tarımı ve küçükbaş

hayvancılık yapılmaktadır. Bu topraklara İç Anadolu, İçbatı

Anadolu ve Doğu Anadolu’nun platolarında yaygındır.

Podzol Topraklar

İğne yapraklı ormanlarla kaplı, soğuk ve nemli iklim

bölgelerinin topraklarıdır. Çok yıkanmış olduklarından üst

kısımlarının rengi soluklaşmıştır. Yine aynı sebepten dolayı,

topraktaki besin maddeleride azdır. Bunun sonucunda

verimsizleşmiştir. Türkiye’de, Batı Karadeniz Bölümü’nde

podzolik topraklar yaygındır.

Laterit Topraklar

Dönenceler arasında yer alan, sıcak ve nemli iklim

bölgelerinin karakteristik toprak tipidir. Şiddetli bir kimyasal

çözülme sonucu oluşur. Rengi kiremit kırmızısıdır. Humus

oranı azdır. Buna bağlı olarak verimli değildir. Türkiye’de tam

olarak laterit özelliği taşıyan toprak görülmez. Ancak, Doğu

Karadeniz Bölümü’nde, laterit türü (lateritleşmiş) topraklara

rastlanabilmektedir.

Çernezyom (Kara) Topraklar

Karasal iklimde çayır bitki örtüsü altında oluşan bu

topraklara Erzurum-Kars Platosu’nda yaygındır. Buradaki

uzun boylu otlar yeterince ayrışmadığından üst toprakta

birikerek toprağın koyu renk (humus) almasına neden olur.

Erzurum – Kars Platosu’nda Çernezyom topraklar üzerinde

gelişen gür otlar büyükbaş hayvancılık için elverişlidir

Tundra Toprakları

Kutuplara yakın, soğuk tundra bölgelerinin topraklarıdır.

Toprak genelde ya donmuş haldedir ya da bataklık halinde

bulunur. Bu nedenle tarım yapmaya elverişli değildir.

Türkiye’de bu tür topraklar görülmez.

12 TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

2. AZONAL (TAŞINMIŞ) TOPRAKLAR

Akarsular, rüzgârlar ve buzullar gibi dış kuvvetlerin, çeşitli

sahalardan aşındırarak taşıdıkları materyalleri biriktirmeleriyle

oluşan topraklardır.

Bunlardan;

Akarsu biriktirmesiyle oluşanlara alüvyal topraklar,

Buzul biriktirmesiyle oluşan topraklara moren

topraklar,

Rüzgâr biriktirmesiyle oluşan topraklara da lös

topraklar denilmektedir.

Toprakların, eğimli sahalarda, oluştuğu ana kaya

üzerinden, akarsu, rüzgâr, buzullar ve diğer dış kuvvetlerin

etkisiyle taşınarak, eğimin azaldığı yerlerde birikmesiyle

oluşur.

Alüvyal Topraklar

Eğimli sahalardan, akarsular ve sel sularının aşındırarak

taşıdığı ince unsurlu malzemelerin akarsuyun yayıldığı

alanlarda birikmesiyle oluşan topraklardır. Geniş tabanlı

vadilerde, ova ve deltalarda yaygındır. Tarımsal değeri yüksek,

oldukça verimlidir.

Ülkemizde alüvyal toprakların görüldüğü başlıca alanlar:

Karadeniz kıyılarında; Bafra, Çarşamba ve Adapazarı

ovaları.

Ege kıyılarında; Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük

Menderes ovaları.

Akdeniz kıyılarında; Çukurova, Amik Ovası, Silifke ve

Antalya ovaları.

İç kesimlerde; Erzurum, Erzincan, Muş, Erbaa, Niksar

ve Konya ovaları alüvyal toprakların geniş yer

kapladığı alanlardır.

Toprak yüzeyi, akarsuların taşıyıp getirdiği malzeme ile

sürekli yenilenmektedir. İşlenmesi kolay olan alüvyal

topraklar, mineral ve organik madde bakımından zengin

olduklarından verimleri oldukça yüksektir. Bu yüzden alüvyal

toprakların bulunduğu yerler ülkemizin önemli tarım

alanlarıdır.


Recommended