Date post: | 21-Feb-2023 |
Category: |
Documents |
Upload: | independent |
View: | 0 times |
Download: | 0 times |
TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ 1
TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
Ülkemizin yer şekilleri de dünyadaki diğer yerler gibi İç ve
Dış Kuvvetlerle oluşmuştur.
İç Kuvvetler: Enerjilerini Dünya’nın içinden alan
kuvvetlerdir. Volkanizma, depremler ve tektonik hareketlerdir
(Orojenez ve Epirojenez). Bunlar yeryüzünü çok hızlı
şekillendirirler ve büyük yer şekilleri oluştururlar. Bu
kuvvetlerin sonucunda yer şekilleri yükselir, kıvrılır ya da
kırılır, yeni dağlar ya da çukur alanlar oluşur v.s.
Dış Kuvvetler: Enerjilerini Güneş’ten alan kuvvetlerdir.
Akarsular, buzullar, rüzgarlar, dalgalar gibi aşındırıcı güçlerdir.
Bu güçler yavaş şekillendirme yaparlar
İç ve dış kuvvetlerin faaliyetleri günümüzde hala devam
etmektedir. Oluşumu milyonlarca yıl öncesine dayanan
ülkemizin oluşumunu jeolojik zaman çizelgesi içerisinde
inceleyelim.
JEOLOJİK ZAMANLAR VE TÜRKİYE
I. JEOLOJİK ZAMAN
Türkiye’de masif adı verilen sert kütleler oluşmuştur. Örn.
Kırşehir, Bitlis, Yıldız Dağları ve Menteşe masifleri gibi.
Zonguldak ve çevresindeki taşkömürü yatakları bu
zamanda oluşmuştur.
II. JEOLOJİK ZAMAN
Türkiye düzleşmiştir. Buna peneplenleşme denir.
Yüksek yerler aşındırılmış deniz seviyesinde hafif dalgalı
düzlükler yani peneplen halini almış.
III. JEOLOJİK ZAMAN
Alp-Himalaya kıvrım kuşağının bir uzantısı olan Toros
Dağları ve Kuzey Anadolu Dağları oluşmuş.
Linyit, bor, tuz ve petrol yatakları oluşmuş.
Volkanik faaliyetler etkinliğini arttırmış.
Bu zamanın sonunda ülkemiz toptan yükselmiş ve platolar
oluşmuştur.
IV. JEOLOJİK ZAMAN
Ege Denizi’nin olduğu yer daha önce bir kara iken çökmüş
ve Ege Denizi oluşmuştur.
Ege’nin suları Marmara Denizi sahası çökerken İstanbul
ve Çanakkale boğazlarını oluşturmuştur.
UYARI!
Türkiye daha çok yakın jeolojik devirlerde
oluştuğu için:
Genç bir ülkedir.
Akarsular denge profiline ulaşmamıştır.
Fay hatları yaygındır ve deprem riski
fazladır.
Yerşekilleri engebelidir.
Eğimli arazi fazladır.
Türkiye’nin Yerşekillerinin Genel Özellikleri
Ülkemiz yükseltisi fazla olan bir ülkedir. Ortalama 1132 m.
ile Avrupa’nın en yüksek ülkesidir. Bu durumun nedeni;
• Alp-Himalaya orojenezi sunucu oluşan genç bir arazi
olması,
Epirojenik hareketlerle toptan yükselmiş olmasıdır.
(Ancak yüksek olmasının yanı sıra iç kısımlarında birçok
çöküntü ovası bulunmaktadır. Erzurum ve Muş ovaları v.s.)
Ülkenin dağları doğu-batı uzantılıdır (Alp-Himalaya
kuşağının arasında kaldığı için)
Kuzey ve Güneyde uzanan sıradağlar doğuda birleşirler bu
da doğunun yükseltisini arttırmıştır
Kuzey ve güneyde kıyıya paralel uzanan dağlar bu kıyıların
girintisi çıkıntısı az sade bir özellik göstermesini
sağlamıştır.
Türkiye’de batıdan doğuya gidildikçe yükselti artar.
UYARI!
Türkiye yükseltisi fazla ama yerşekilleri
yönüyle çok çeşitlilik gösteren bir ülkedir. Bu
da çok çeşitli iklim tiplerinin görülmesine
tarımsal ve doğal bitki örtüsü çeşitliliğinin
artmasına neden olmuştur.
TÜRKİYE'NİN DAĞLARI
Türkiye’de dağlar çok geniş bir alan kaplar. Dağ; çevresine
göre 500 metre ve daha yüksek kabarıklıklardır. Bazıları tek
bulunurken bazıları da sıradağlar şeklindedir.
Oluşumlarına göre dağlar ikiye ayrılır.
A) Orojenik hareketle oluşan dağlar
B) Volkanizma hareketi ile oluşan dağlar
2 TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
A) Orojenik hareketle oluşan dağlar
Orojenez dağ oluşumu demektir. Yan basınçla sıkışan
yerkabuğu plakaları kıvrılarak ya da kırılarak engebe kazanır
ve sıradağlar oluşur.
Ülkemizde orojenez iki şekilde görülür.
1) Kıvrılma 2) Kırılma
1) Kıvrım Dağları
Dış kuvvetlerin etkisiyle aşındırılarak okyanus tabanlarında
birikerek oluşan tortul tabakalar birbirine doğru hareket eden
kıtalar arasında kalarak sıkışırlar. Sıkışma sonucunda kıvrılma
ve yükselme olur. Böylece kıvrım dağları oluşur. Kıvrılma ile
yükselen yere ANTİKLİNAL, çukurlaşan yere de SENKLİNAL
denir.
Senklinal
Antiklinal
Antiklinal ve Senklinal sistemi
Avrupa'da Alp'ler, Asya'da Himalayalar, Kuzey
Amerika’nın batısındaki Kayalık Dağları, Güney Amerika’nın
batısındaki And Dağları ve Türkiye'de Toros Dağları ve Kuzey
Anadolu Dağları bu tür hareketlerle meydana gelmişlerdir.
2) Kırık Dağları
Tortul tabakaların sert yapıda olanları orojenik hare-
ketlerdeki yan basınçlar sırasında kırılır. Bu şekilde oluşan
kırıklara FAY adı verilir. Bu kırıkların kenarında yer alan ve
yükselen bloğa HORST, çöken bloğa ise GRABEN adı verilir.
Horst oluşumlarına KIRIK DAĞLARI adı da verilir. Graben
çukurları akarsuların taşıdığı malzemelerle doldurulduğunda
ovalar oluşur.
Graben
Horst Horst
Graben
Horst ve Graben sistemi
Bu tür dağlar Ege Bölgesi’nde yer alır. Kazdağı, Yunt Dağı,
Bozdağlar, Aydın Dağları, Menteşe Dağları birer horst iken
Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes
Ovaları ise birer graben alanlarıdır.
Amik Ovası’da, Doğu Afrika'dan başlayıp
Kahramanmaraş'a kadar uzanan dünyanın en büyük çöküntü
alanı içerisinde yer aldığı için, burası da bir graben ovasıdır.
Ayrıca Doğu Anadolu'da birçok graben sahası mevcuttur.
UYARI!
Yerkabuğu hareketleri sırasında şiddetli yan
basınç ve gerilme kuvvetleriyle blokların
birbirine göre yer değiştirmesi sırasında
yerkabuğunun kırılma yüzeylerine fay denir.
Kırık Dağları (Horst) Kıvrım Dağları (Antiklinal)
Kaz Dağı
Madra Dağı
Yund Dağı
Bozdağlar
Aydın Dağları
Menteşe Dağları
Kuzey Anadolu Dağları (Yıldız
Dağları, Küre Dağları, Canik
Dağları, Kaçkar Dağları, Mercan
Dağları)
Toros Dağları (Bolkar, Geyik
Aladağ gibi)
B) Volkanizma hareketi ile oluşan dağlar
Yerin derinliklerindeki mağmanın yerkabuğunun zayıf ve
çatlak kısımlarından yer üstüne çıkmasıyla oluşan genelde tek
dağlardan ibaret olan dağlardır.
Volkanik sahalar mineralce zengindir. O
yüzden tarım arazileri de çok verimlidir. Ayrıca
maden bakımından da zengin alanlardır.
Türkiye’deki volkanik dağlar;
Marmara Bölgesi: Uludağ
Ege Bölgesi: Kula Tepeleri (En genç)
Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Karacadağ
İç Anadolu Bölgesi: Erciyes, Melendiz, Hasandağ, Karadağ
ve Karacadağ
Doğu Anadolu Bölgesi: Ağrı, Tendürek, Nemrut, Süphan
TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ 3
Türkiye’nin Dağları
ÖZETLE
Ülkemizin bugünkü görünümünü kazanmasında en etkili iç
kuvvet orojenezdir.
Kıvrım dağları Akdeniz, Karadeniz ve Doğu Anadolu
Bölgelerimizde yaygın iken, kırık dağları Ege Bölgesi’nde
yoğunlaşmıştır.
Ülkemizde volkanizmanm en etkili olduğu bölgeler Doğu
Anadolu ile İç Anadolu, en az etkili olduğu bölgeler ise
Marmara ve Akdeniz'dir.
Tüm tehlikelerine rağmen volkanik bölgeler, toprak
verimliliği ve maden zenginliği nedeniyle her zaman
insanları kendisine çeker.
Ülkemizdeki volkanik dağların genelde bir hat boyunca
uzanması kırık hattının varlığı ile ilgilidir.
Yerkabuğunun en eski arazilerinde depremlere pek
rastlanmazken, genç yapılı arazilerde sık sık deprem
olmaktadır.
Türkiye'de kaplıca ve ılıcaların dağılışı ile kırık (fay)
hatlarının dağılışı arasında paralellik vardır.
Türkiye'de deprem riski en az olan bölgelerimiz İç
Anadolu ile Güneydoğu Anadolu'dur.
Doğu Anadolu Bölgesinde maden çeşitliliği ve rezervlerinin
zengin olması, volkanik göllerin yaygınlığı volkanizmanın
etkinliğini gösterir.
Kırık hatları yerkabuğunun zayıf ve hareketli bölgeleridir.
I. zamanda taşkömürü yatakları;
II. zamanda kıtaların ayrılması ve tortullaşma
III. zamanda ülkemizdeki kıvrımlı sıradağlar (Toros-Kuzey
Anadolu Dağları), linyit, petrol, bor ve tuz yatakları
IV. zamanda ise buzul devreleri, Ege Denizi, Çanakkale ve
İstanbul boğazları oluşmuştur.
TÜRKİYE'NİN OVALARI
Çevrelerine göre çukurda kalan geniş düzlüklere OVA
denir.
OVA
KIYI OVALARI(DELTA)
İÇ OVALAR
TEKTONİKOVALAR
KARSTİKOVALAR
VOLKANİKOVALAR
1. Kıyı Ovaları
Ülkemizdeki ovaların bir bölümü kıyılarda, bir bölümü ise
iç kesimlerde dağlar arasında bulunur. Ülkemizdeki kıyı
ovalarının çoğu akarsuların getirdiği alüvyonlarla oluşmuş
deltalardır.
Delta: Akarsuların denize döküldükleri
yerlerde taşıdıkları maddeleri biriktirmesiyle
oluşan alüviyal ovalardır.
Deltanın oluşabilmesi için
Gel-git olayının belirgin olmaması,
kıyının sığ olması,
kıyıda güçlü bir akıntının bulunmaması,
akarsuların bol alüvyon taşıması gerekir.
Başlıcaları:
Akdeniz’de; Çukurova (Seyhan ve Ceyhan), ve (Göksu)
Silifke Ovaları’dır.
Karadeniz’de; (Kızılırmak) Bafra ve (Yeşilırmak) Çarşamba
Ege’de; Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz ve
Bakırçay
2. İç Ovaları
a) Tektonik Ovalar
Türkiye'deki ovaların büyük kısmının oluşumunda tektonik
hareketler etkili olmuştur. Bu ovalar kırık hatları boyunca
uzandıklarından deprem kuşağı üzerinde bulunurlar.
4 TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer alan ovalar;
Ezine, Manyas, Ulubat, Biga, Gönen, Bursa, İnegöl, İznik,
Yenişehir, Orhangazi, Gemlik, Bolu, Düzce, İlgaz, Ladik,
Suluova, Taşova, Vezirköprü, Turhal, Kargı, Eleşkirt, Kaynaştı,
Zile, Erbaa, Suşehri, Niksar, Erzincan, Erzurum, Pasinler ve Ağrı
ovalarıdır.
Batı Anadolu Fay Hattı üzerinde yer alan ovalar;
Bakırçay vadisinde; Bergama, Soma ve Kırkağaç
Gediz vadisinde; Manisa, Akhisar, Turgutlu, Salihli
ve Alaşehir
Küçük Menderes vadisinde; Torbalı, Tire, Ödemiş ve
Bayındır
Büyük Menderes vadisinde; Söke, Koçarlı, Aydın, Yeni
pazar, Nazilli ve Sarayköy ovalan bulunur.
Güney Anadolu Fay Hattı üzerinde yer alan ovalar;
Amik, Malatya, Elazığ, Hınıs, Muş, Varto, Elbistan,
Göynük, Afşin, Ardahan, Karlıova, Kahramanmaraş,
Iğdır, Bingöl ve Bulanık ovalarıdır.
Bu üç fay hattı dışında;
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde; Nizip, Suruç,
Ceylanpınar, Harran (Altınbaşak) ve Viranşehir
İç Anadolu'da; Eskişehir, Akşehir, Mürted, Ankara,
Çubuk ve Develi ovaları teknotik ovalardır.
b) Karstik Ovalar
Kalker (kireç taşı), jips (alçı taşı) ve kaya tuzu gibi su ile
temas ettiği zaman kolay çözülebilen kayaçlarm bulunduğu
alanlarda erime sonucunda oluşan ovalardır. Karstik ovalar
Türkiye'de kolayca eriyebilen kayaç yapısından dolayı Akdeniz
Bölgesi'nde bulunur. Bu ovalara genelde POLYE OVALARI da
denir.
Başlıca karstik ovalar;
Akdeniz'de; Tefenni, Acıpayam, Kestel, Korkuteli ve
Elmalı (TAKKE olarak kodlanabilir.)
Ege'de; Tavas, Çivril ve Muğla ovaları karstik erimeler
sonucunda oluşmuşlardır.
c) Volkanik Ovalar
Yeryüzüne çıkan lavların tektonik çukurlukları doldurma-
sıyla meydana gelen ovalardır. Türkiye'de bu tür ovalara pek
fazla rastlamimarnaktadır. Erciyes Dağı'ndan çıkan lavların
oluşturduğu Kayseri (Develi) Ovası örnek olarak gösterilebilir.
TÜRKİYE'NİN PLATOLARI
Akarsular tarafından derince yarılmış, çevresine göre
yüksekte kalan geniş düzlüklere PLATO denir. Türkiye'de
platolar daha çok İç Anadolu Bölgesi'nde bulunur. Bunun
nedeni III. zamanın sonunda ülkenin toptan yükselmesidir.
PLATONUN ADI BULUNDUĞU BÖLGE
Obruk Platosu
İÇ
ANADOLU
BÖLGESİ
Cihanbeyli Platosu
Haymana Platosu
Bozok Platosu
Uzunyayla Platosu
Yazılıkaya Platosu EGE BÖLGESİ
Taşeli PlatosuAKDENİZ BÖLGESİ
Teke Platosu
Gaziantep Platosu GÜNEYDOĞU
ANADOLU BÖLGESİŞanlıurfa Platosu
Erzurum-Kars PlatosuDOĞU ANADOLU BÖLGESİ
Ardahan Platosu
Çatalca-Kocaeli Platosu MARMARA BÖLGESİ
Türkiye’de bulunan platoların genel özellikleri
Ortalama yükseltileri 1000 m’nin üzerindedir.
Ortalama yükseltilerinin fazla olması, Türkiye’nin toptan
yükselmelere uğradığını gösterir.
Büyük bir bölümünde tahıl tarımı ve küçükbaş hayvancılık
yapılır.
Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan platolarda akan
akarsular derin vadiler içinde aktığı için ve yaz kuraklığı
nedeniyle toprakta sulama sorunu çıkar.
Alçak platolar çoğunlukla tarım alanları olarak kullanılır.
Buralar, kuru tarımın yapıldığı yerlerdir. Bu nedenle
buğday ve arpa ekim alanlarının önemli bir kısmı, alçak
plâtolar üzerinde yer alır.
Yüksek platolar ise genellikle yaylacılık etkinliklerinin
yapıldığı yerlerdir. Hayvancılığa dayalı olan yaylacılık,
çoğunlukla yüksek platolar üzerinde yapılmaktadır.
Erzurum – Kars platosu gibi.
TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ 5
Yüksekliği fazla olan platolar, yerleşime uygun olmayan
yerlerdir. Buralarda hava soğuk, toprakların verimi düşük,
yüzey suları ise yetersizdir. Onun için buralarda yerleşim
merkezleri dolayısıyla nüfus azdır. Taşeli Platosu,
Türkiye’nin en tenha yerleri arasındadır.
Çatalca - Kocaeli Platosu ise en yoğun nüfuslu alandır.
TÜRKİYE’DE HEYELAN
Ayrışma ile oluşmuş
malzemenin veya kaya
kütlelerinin yerçekiminin
etkisiyle yamaçlardan
aşağıya doğru yavaş veya
hızlı bir şekilde kütlesel
olarak yer değiştirme olayına
HEYELAN denir.
Heyelanı etkileyen faktörler;
Fazla Eğim
Şiddetli Yağış
Yerçekimi
Tabaka Durumu
Kayanın ve Toprağın Cinsi
Beşeri Faktörler
Doğal Afetler
Türkiye’de Heyelan
Ülkemizde heyelanların en fazla görüldüğü yer Karadeniz
Bölgesi’dir. Bunun nedeni buralarda eğimin kuvvetli, yağışların
fazla ve killi kayaların daha yaygın olmasıdır. Ülkemizdeki
heyelanların % 65'i ilkbaharda meydana gelmektedir. Bunun
nedeni ise ilkbahar bol yağışın ve kar erimelerinin görüldüğü
mevsimdir. Heyelanlar sonucu akarsuların akışının
kesilmesiyle Heyelan Set Gölleri oluşabilir. Abant, Yedi Göller,
Tortum, Sera gölleri böyle oluşmuştur.
TÜRKİYE’DE EROZYON
Erozyon (toprak aşınımı), toprağın aşınmasını önleyen
bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu koruyucu örtüden yoksun
kalan toprağın başta su ve rüzgârın etkisiyle aşınması ve
bulunduğu yerden başka yerlere taşınması olayı. Erozyonun
başlıca nedeni, toprağı koruyan bitki örtüsünün yok
olmasıdır. Arazi eğimi, toprak yapısı, yıllık yağış miktarı, iklim
faktörleri, bitki örtüsü, toprak ve bitkiye yapılan çeşitli
müdahaleler, erozyonun şiddetini belirleyen faktörlerdir.
UYARI!
Türkiye'de Karadeniz Bölgesi dışındaki
bölgelerde erozyon önemli bir sorundur.
Erozyonun en fazla görüldüğü bölge iç
Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’dir.
Erozyonu Arttıran Etmenler
– Bitki örtüsünün cılız olması
– Kaçak ağaç kesilmesi
– Yangınlarla ormanların tahribi
– Ormanlarda keçilerin otlatılması
– Arazinin eğimli ve engebeli olması
– Toprağın aşırı işlenmesi
– Meraların aşırı ve erken otlatılması
– Toprağın eğime paralel sürülmesi
– Yağışların düzensiz olması
– Yol, tünel ve köprü yapımı yamaç eğiminin bozulması
– Anız yakılması
Toprak Erozyonunu Önlemek İçin
Orman Arazileri yangınlarla veya yakacak temini için ya da
tarım alanı elde etmek amacı ile kesinlikle tahrip
edilmemelidir.
Çayır - meraları aşırı ve erken otlatmadan kaçınmalıdır.
Mera alanlarında düzensiz otlatmadan da kaçınılmalıdır.
Meralarda zamansız ve erken otlatma yapılmamalıdır.
Mera arazileri tarım arazisi şeklinde değerlendirilme-
melidir.
Anız yakılmamalı.
Tarla eğime dik yönde sürülmeli
Toprağın aşırı işlenmemesi
Erozyonun Etkileri
– Verimli tarım arazilerini verimsizleştirir
– Taşkınlar görülür
– Baraj Gölleri’nin zamanından önce dolmasına neden
olur
– Çölleşmeyi hızlandırır
– Göçü hızlandırır
6 TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
DEPREMLER
Yerkabuğunda doğal yollarla meydana gelen titreşim ve
salınım hareketleridir.
Türkiye “Akdeniz Deprem Kuşağı” içerisinde 1. derece
deprem ülkesidir. Çünkü Türkiye III. zamanda oluşmuş genç
kıvrım dağlarına ve kırıklı bir yapıya sahiptir. 1132 m ile
yüksekliğe sahip Türkiye’nin büyük kısmı deprem kuşağının
içerisindedir.
Türkiye'de deprem kuşakları
Yeryüzünün aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp -
Himalaya kıvrım sisteminin Akdeniz deprem kuşağında yer
alan Türkiye'nin yarısına yakını (% 42) birinci derece deprem
alanıdır.
Türkiye'de fay hatları haritası
Deprem haritası
Bu alanların dağılışı ile kırık hatlarının dağılışı birbirine
paralellik gösterir. Ülkemizde üç ana fay kuşağı vardır.
Kuzey Anadolu Fay Kuşağı (KAF): Yaklaşık 1500 kilometre
uzunluğunda olan bu hat, ülkemizin kuzeyinde doğu -batı
yönünde bir uzanış gösterir. Saros körfezinden başlayan bu
hat, Marmara denizinin kuzeyi, İzmit körfezi, Adapazarı,
Düzce, Bolu, Merzifon, Suluova, Erbaa, Niksar, Kelkit vadisi,
Erzincan, Erzurum, Varto ve Van üzerinden geçen bir hat
şeklinde uzanır.
Batı Anadolu Fay Kuşağı (BAF): Güney Marmara Bölümü
ile Kıyı Ege Bölümü'nü içine alan bu kuşakta irili ufaklı bir çok
fay vardır. Gediz, Bakırçay, Küçük Menderes ve Büyük
Menderes grabenlerindeki faylar bunların başlıcalarıdır.
Doğu Anadolu Fay Kuşağı (DAF) (Güney Doğu Anadolu
Deprem Kuşağı): Hatay'dan başlayan bu hat
Kahramanmaraş'a kadar süren bir grabeni takip ederek,
Adıyaman, Malatya, Elazığ, Bitlis üzerinden geçer ve Bingöl'ün
Karlıova ilçesi yakınlarında Kuzey Anadolu fay kuşağıyla
birleşir.
Türkiye'de Depremlerin En Az Görüldüğü Yerler
İç Anadolu (Tuz Gölü güneyi)
Toroslar (Taşeli Platosu)
Güneydoğu Anadolu (Mardin eşiği)
Trakya'nın iç ve kuzey – kuzeybatı bölümlerdir. (Ergene
Ovası ve Yıldız Dağları)
Oluşum nedenlerine göre depremler, 3 gruba ayrılır:
OLUŞUM NEDENİNE GÖRE DEPREMLER
VOLKANİKDEPREMLER
ÇÖKME (GÖÇME)DEPREMLERİ
TEKTONİKDEPREMLER
A) Volkanik Depremler
Aktif volkanların bulunduğu yerlerde, patlama ve
püskürmelere bağlı oluşan yer sarsıntılarıdır. Etki alanları
dardır. Türkiye’de aktif volkanik alan olmadığı için bu tür
depremler oluşmaz.
B) Çökme (Göçme – Karstik) Depremleri
Bu tür depremler, çözünebilen kayaçların bulunduğu
yerlerdeki yeraltı mağaralarının tavanlarının çökmesiyle
oluşur. Ayrıca kömür ocaklarının ve galerilerinin çökmesi de
bu tür depremlere neden olur. Çok küçük ölçülü sarsıntılardır.
Etki alanları dar ve zararları azdır. Türkiye’de Akdeniz
Bölgesi’nde görülür.
C) Tektonik Depremler
Yerkabuğunun üst katlarındaki kırılmalar sırasında oluşan
yer sarsıntılarıdır. Bu sarsıntılar çevreye deprem dalgaları
olarak yayılır. Yeryüzünde oluşan depremlerin büyük bölümü
tektonik depremlerdir. Etki alanları geniş, şiddetleri fazladır.
En çok can ve mal kaybına neden olan depremlerdir.
Türkiye’de en çok olan deprem türüdür.
TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ 7
TÜRKİYE'NİN AKARSULARI
Türkiye’ de irili ufaklı bir çok akarsu vardır. Bunların büyük
bir kısmı dağlardan, bazıları da ova ve yaylalardan doğarak
çeşitli havzalara yönelir. Bu havzaların en genişi Karadeniz
havzasıdır. Yani Türkiye’ deki akarsuların önemli bir kısmı
Karadeniz’e dökülür. Bu suların çoğu Karadeniz Dağları’nın
kuzey yamaçlarından doğarak az bir yol aldıktan sonra denize
varan kısa akarsular, bir kısmı da İç Anadolu’dan doğarak
Karadeniz dağları arasındaki boğazlardan geçip denize varan
uzun akarsulardır (Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya, Çoruh gibi).
Aynı durum Akdeniz’e varan sularda da görülür. Buna karşılık
Ege havzası akarsuları vadilerinin çok içerilere uzanışı
bakımından diğer iki bölgeye benzemez. Bu bölgenin kısa
akarsuları doğudan batıya uzanan oluk biçimindeki vadilerden
geçerek önemli bir dağ engeli aşmadan denize ulaşır.
Akarsularımızın bir kısmı da Marmara’ya dökülür.
AKARSU REJİMİ
Akarsular bir yıl boyunca hep aynı seviyede akmaz.
Özellikle de iklimlerin etkisi ile seviyelerinde bir alçalma ve
yükselme görülmektedir. Akarsuların yıl içindeki seviye
Değişikliklerine akarsu rejimi adı verilmektedir.
A) Düzenli Rejime Sahip Akarsular
Dört mevsim yağış alan bölgelerde akarsuların su
seviyesinde mevsimlere göre çok fazla bir değişiklik meydana
gelmez, böyle akan akarsulara düzenli rejime sahip akarsular
denir. Ülkemizde en düzenli rejime sahip akarsular Karadeniz
Bölgesi’nde akmaktadır.
B) Düzensiz Rejime Sahip AkarsularYağışların mevsimlere göre dağılımının düzensiz olduğu
yani bir mevsim yağış alan, diğer mevsimde ise kurak olan
bölgelerde akarsuların taşımış oldukları su miktarı aylara göre
değişmektedir. Yağmur yağışının fazla olduğu bölgelerde
yağmurlarla birlikte akarsuların sularında bir atış görülür.
Örneğin Akdeniz ikliminin görüldüğü bölgeler. Kar yağışının
fazla olduğu bölgelerde ise karların yağdığı aylarda karların
yağdığı dönemde akarsuyun suları azalır, karların erimeye
başladığı ilkbahar aylarında akarsuların su seviyesi yükselir.
Örneği: Doğu Anadolu Bölgesi.
Düzenli Rejim Düzensiz Rejim
Akarsu Havzası (Su Toplama Alanı)
Akarsuyun tüm kollarıyla birlikte sularını topladığı bölgeye
akarsu havzası denir. Bir akarsu havzasının genişliği iklim
koşullarına ve yüzey şekillerine bağlıdır.
Akarsu havzaları iki bölümde incelenir :
Açık Havza: Sularını denize ulaştırabilen havzalara açık
havza denir. Örnek: Yeşilırmak, Kızılırmak, Yenice, Sakarya,
Susurluk, Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes, Aksu,
Göksu, Seyhan, Ceyhan, Fırat, Dicle Çoruh
Kapalı Havza: Sularını denize ulaştıramayan havzalara
kapalı havza denir. Kapalı havzaların oluşmasındaki temel
etken yer şekilleridir. Sıcaklık ve nem koşulları da kapalı
havzaların oluşmasında etkilidir. Örnek : Van Gölü Kapalı
Havzası, Tuz Gölü Kapalı Havzası, Konya Kapalı Havzası, Göller
Yöresi Kapalı Havzası, Hazar Kapalı Havzası (Aras, Kura)
TÜRKİYE'DEKİ AKARSU REJİMLERİ
a) Yağmurlu Akdeniz Rejimi
Kış mevsiminin yağışlı olması nedeniyle akarsular bol su
taşırlar. Yaz kuraklığı nedeniyle ve kaynak suları ile yeterince
beslenemediği için yazın suları son derece azdır. Akdeniz,Ege
ve Marmara Bölgesi akarsularında görülen akarsu rejimidir.
Aylar1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
M³/sn
100
150
200
250
300
350
50
b) Kar ve Buz Suları ile Beslenen Akarsular
Yüksek alanlardan inen akarsılar buralardaki buzullarla
beslenirler. Maksimum akımları karların eridiği ilkbahar ve yaz
aylarıdır. Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ile Torosların yüksek
kesimlerinde bu tür akarsulara rastlanır.
Aylar1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
M³/sn
100
150
200
250
300
350
50
8 TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
c) Kaynak Suları ile Beslenen Akarsular
Manavgat Çayı buna güzel bir örnektir. Bu çay, Toros
Dağları’ndan doğan karstik kaynaklarla beslenir. Bir kısım
akarsularımızın bazı kolları da kaynak suları ile
beslenmektedir. Bu kaynaklar genellikle karstik kökenlidir.
d) Göl Suları ile Beslenen Akarsular
Göllerin fazla suyunu boşaltan göl ayağı (gideğen) da
denilen akarsulardır. Bunlarında debileri fazla değişmez.
Kovada Çayı, Çarşamba Suyu gibi.
e) Karma Rejimli Akarsular
Farklı iklim bölgelerinden geçen ve çeşitli kaynaklardan
beslenen akarsular karma rejimlidir. Fırat, Dicle, Seyhan,
Ceyhan, Kızılırmak ve Yeşilırmak gibi.
TÜRKİYE'DE Kİ AKARSULAR
Karadeniz'e Dökülenler
Sakarya, Filyos Çayı, Bartın Çayı, Yeşilırmak, Kızılırmak ve
Çoruh'tur.
Marmara Denizi'ne Dökülenler
Susurluk ve Gönen Çayı
Ege Denizi'ne Dökülenler
Bakırçay, Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes ve
Meriç'tir.
Akdeniz'e Dökülenler
Dalaman Çayı, Manavgat Çayı, Aksu, Göksu, Seyhan,
Ceyhan ve Asi'dir.
Ülkemizde Doğup Dış Ülkelerden Denize Dökülenler
Aras, Kura, Arpaçay, Fırat, Dicle, Çoruh
Dış Ülkelerden Doğup Ülkemizde Denize Dökülenler
Meriç ve Asi
TÜRKİYE'DEKİ AKARSULARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
Kuzey ve güney kıyılarının eğimli yamaçlarının dışında
kalan iç kesimlerdeki akarsuların genel akış yönü
doğudan batıya doğrudur. Fırat'ın kolları Karasu ve
Murat, Yeşilırmak, Kızılırmak, Gediz, Büyük ve Küçük
Menderes, Bakırçay gibi akarsularda bu durum açıkça
gözlenir.
Akış yönünün bu biçimde belirlenmesinde;
a) Dağ sıraları ile aralarındaki olukların uzanışı,
b) Doğudaki yükseltinin fazla oluşu gibi etmenlerin payı
vardır.
Kaynağını iç kesimlerden alan büyük akarsular, boğazlar
oluşturarak denizlere yönelir. Sakarya, Kızılırmak,
Yeşilırmak, Çoruh ve Fırat gibi akarsularda bu durum çok
belirgindir.
Yer yer su taşkınlarına ve erozyona neden olurlar.
Ege Denizi'ne dökülen akarsularımızda menderesler
fazladır. Anadolu'nun diğer yerlerinde akarsular dar ve
derin vadilerden akar.
Taşıdıkları alüvyon miktarları fazladır. Türkiye'nin yükselti
ortalamasının fazla oluşu eğimi arttırdığı için akarsuların
aşındırma güçleri artar. Buna bağlı olarak çoğu zaman
bulanık akışlıdırlar ve döküldükleri yerlerde deltalar
oluşmuştur.
Rejimleri düzensizdir. Bunda yağış rejiminin düzensiz
olması etkilidir.
Bazı akarsularımız kaynaklarını komşu ülkelerden alarak
topraklarımızdan geçerek denize dökülür. (Meriç, Asi)
Bazı akarsularımız kaynaklarını topraklarımızdan alarak
komşu ülkelerin denizlerine dökülür. (Çoruh, Fırat, Dicle,
Aras, Kura)
Akımları düşüktür. Yağışların az, havzalarının dar
olmasından dolayı.
Akış hızları fazladır. Dolayısıyla hidroelektrik potansi-
yelleri yüksektir.
Boyları kısadır. (Nedeni; Türkiye’nin bir yarımada özelliği
göstermesi ve dağlarının kuzeyde ve güneyde kıyıya
paralel uzanması.)
Akarsularımızdan daha çok enerji üretiminde, içme ve
sulama suyu elde edilmesinde yaralanmaktayız.
Uzunlukları fazla değildir. Bunun nedeni, dağların kıyıya
paralel uzanması ve Türkiye'nin çok geniş bir ülke
olmamasıdır.
Yer şekillerinden dolayı akarsu havzaları dardır.
TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ 9
GÖL TIPLERI
Göller, göl çanağının oluşum özelliklerine göre yerli kaya
gölleri ve set gölleri olarak iki ana bölümde toplanır.
1) Doğal Göller
Göl çanağının çeşitli nedenlerle ana kaya üzerinde
oluşturduğu göllerdir. Göl çanağını oluşturan etkene göre 4
gruba ayrılır.
a) Tektonik Göller
Yerkabuğunun tektonik hareketleri sırasında oluşan
çanaklardaki göllerdir.
Tuz Gölü, Sapanca Gölü, İznik Gölü, Manyas Gölü,
Burdur Gölü, Eber Gölü, Ulubat Gölü, Akşehir Gölü, Hazar
Gölü.
b) Karstik Göller
Karstik (çözünebilen) kayaçların bulunduğu yerlerde
oluşan göllerdir. Bu göller, karstik bölgelerde karstlaşma
sonucu, obruk ve polye gibi çanaklarda suların birikmesiyle
oluşur. Salda Gölü, Kestel Gölü, Karagöl, Kızören Gölü,
Timraş Gölü, Akgöl.
c) Buzul Gölleri
Buzullaşma döneminde buzulların aşındırmasıyla oluşan
çanaklardaki göllerdir. Aynalı Göl, Kilimli Gölü, Karagöl.
Bunun yanısıra; Uludağ, Geyik Dağları, Bolkar Dağları,
Aladağ, Munzur Dağları, Doğu Karadeniz Dağları, Cilo
Dağları, Hakkâri Dağları üzerinde de yer yer buzul göllerine
rastlanır.
G Ö L L E R
Doğal Göller
Set GölleriTektonik Göller Karstik Göller Buzul Gölleri Volkanik Göller
VolkanikSet Gölleri
KıyıSet Gölleri
HeyelanSet Gölleri
AlüvyalSet Gölleri
Yapay Göller
T Ü R K İ Y E ’ N İ N G Ö L L E R İ
Doğal Göller
Set GölleriTektonik Göller
Tuz GölüSapancaGölüİznik GölüManyas GölüBurdur GölüEğirdir GölüEber GölüAkşehir GölüHazar Gölü
Karstik Göller
Salda GölüKestel GölüKaragöl GölüKızören GölüTimraş GölüAkgöl
Buzul Gölleri
Aynalı GölüKilimli GölüKaragöl
Volkanik Göller
Nemrut GölüAcı GölüMeke TuzlasıGölcük
VolkanikSet Gölleri
KıyıSet Gölleri
HeyelanSet Gölleri
AlüvyalSet Gölleri
Tortum GölüSera Gölü
Abant GölüYedi Göller
Büyük Çekmece GölüKüçük Çekmece Gölü
Bafa (Çamiçi) GölüKöyceğiz Gölü
Van GölüErçek Gölü
Nazik GölüHaçlı GölüÇıldır GölüBalık Gölü
Mogan GölüEymir Gölü
Yapay Göller
Keban Baraj GölüHirfanlı Baraj GölüAtatürk Baraj GölüAltınkaya Baraj GölüAdıgüzel Baraj Gölü
10 TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
d) Volkanik Göller
Volkanik patlamalar ile oluşan çanaklardaki göllerdir.
Volkanik faaliyetler sonucu oluşan krater, kaldera ve maar gibi
çanaklarda biriken sular volkanik gölleri oluşturur. Göl,
yanardağın zirvesindeki baca ağzında oluşmuşsa krater gölü,
kraterin patlama ya da çökmesiyle oluşan geniş çukurlar
içinde oluşmuşsa kaldera gölü ve yer kabuğunda sıkışan
volkanik gazların patlamasıyla açılan çukurlukta oluşmuşsa
maar gölü adını alır. Isparta’daki Gölcük Gölü kaldera gölüne,
Nemrut Gölü krater gölüne, Meke Tuzlası ve Acıgöl maar
göllerine örnektir.
e) Set Gölleri
Vadiler, koylar ya da bunlara benzer göl oluşumuna
elverişli uzun ve geniş çukurların çeşitli nedenlerle önünün
kapanmasıyla oluşan göllerdir. Bu göllere setleşmeye neden
olan etmenlere göre çeşitli isimler verilmiştir.
1) Alüvyal Set Gölleri
2) Kıyı Set Gölleri
3) Heyelan Set Gölleri
4) Volkanik Set Gölleri
1) Alüviyal Set Gölleri
Akarsuların yan kollarının taşıdıkları alüvyonlarla ana
akarsuyun önünü kapatması ile oluşan göllerdir. Eymir Gölü,
Mogan Gölü, Akgöl, Marmara Gölü.
2) Kıyı Set Gölleri
Deniz akıntılarının oluşturduğu kıyı kordonlarının koyların
önünü kapatmasıyla oluşan sığ göllerdir. Bu göllere “lagün”
adı da verilir. Bafa Gölü (Çamiçi), Köyceğiz Gölü, Terkos Gölü,
Büyükçekmece Gölü, Küçükçekmece Gölü.
3) Heyelan Set Gölleri
Akarsu vadisinin önünün, toprak kayması sonucunda
toprak kütlesi tarafından kapatılmasıyla oluşan göllerdir.
Tortum Gölü, Sera Gölü, Abant Gölü, Yedigöller, Borabay
Gölü, Zinav Gölü, Sülüklü Gölü.
4) Volkanik Set Gölleri
Volkanik olaylar sırasında çıkan lavların bir çukurluğun
önünü kapatmasıyla oluşan göllerdir. Van Gölü, Çıldır Gölü,
Erçek Gölü, Haçlı Gölü, Nazik Gölü, Balık Gölü.
2) Yapay Göller (Baraj)
Akarsu vadisinin önünün yapay bir setle kapatılması ile
oluşan baraj gölleridir. Baraj gölleri enerji üretmek, içme ve
sulama suyu sağlamak, erozyonu önlemek, taşkınlardan
korunmak amacıyla yapılır.
Önemli Barajlarımız
Fırat Atatürk, Keban, Karakaya
SakaryaHasan Polatkan (Sarıyar),
Gökçekaya, Bayındır, Kurtboğazı
YeşilırmakAlmus, Hasan Uğurlu, Suat Uğurlu
ve Kılıçkaya barajları
Kızılırmak
Hirfanlı, Derbent, Kesikköprü,
Altınkaya, Kapulukaya, Çubuk 1 ve
Çubuk 2
Manavgat Oymapınar
Ceyhan Sır, Aslantaş, Menzelet, Kartalkaya
Seyhan Seyhan, Çatalan
Büyük Menderes Adıgüzel, Kemer
Gediz Demirköprü
Aksu Karacaören
DicleKralkızı, Hancağız, Ilısu, Batman,
Dicle, Devegeçidi
ÜLKEMİZDE GÖRÜLEN KIYI TİPLERİ
Boyuna kıyılar
Dağların kıyıya paralel
uzandığı Karadeniz ve
Akdeniz kıyılarında
görülen kıyı tipidir.
Enine kıyılar
Dağların kıyıya dik uzandığı Ege
kıyılarında görülen kıyı tipidir.
Dalmaçya tipi kıyı
Finike - Kaş arasında görülen kıyı
tipidir.
Ria Tipi Kıyı
İstantanbul ve Çanakkale
Boğazları ile Menteşe yöresinde
görülen kıyı tipidir.
Ülkemizde; Skayer tipi kıyı, Fyort tipi kıyı, Haliçli kıyı tipi ve
Watt kıyı tipi görülmez.
TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ 11
TÜRKİYE’DE BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ
Türkiye'de topraklar genel olarak;
Zonal Topraklar,
Azonal Topraklar,
İntrazonal Topraklar olmak üzere üç ana grupta ele
alınır.
UYARI!
Ülkemiz coğrafi bölgelerinde yer alan topraklar
birbirinden farklı özellikler gösteren tiplerde
karşımıza çıkar. Ülkemizde farklı toprak
tiplerinin ortaya çıkışında başlıca faktör ise
iklimdir.
1. ZONAL (YERLİ) TOPRAKLAR
Zonal toprak tipleri ülkemizde en geniş yayılma alanına
sahip topraklardır. Anadolu Yarımadası’nın kuzey, batı ve
güneyinde diğer bir değişle Karadeniz, Ege, Akdeniz coğrafi
bölgelerimizde oldukça belirgin bir şekilde karşımıza çıkarlar.
Zonal topraklar ülkemizde;
Kahverengi Orman Topraklar,
Kırmızı Akdeniz (Terra Rossa) Toprağı,
Kahverengi Bozkır Toprakları,
Kestane Renkli Bozkır Toprakları,
Çernezyom (Kara) Topraklar, tiplerinden oluşurlar.
Kahverengi Orman Toprakları
Orman örtüsü altında oluşan bu topraklar organik madde
bakımından zengin olduklarından renkleri koyudur.
Yıkanmanın fazla olduğu yerlerde asitli ve kireçsiz orman
toprakları oluşmaktadır. Karadeniz Bölgesi’nde, Marmara’da
Yıldız Dağları’nda (Istrancalar) üzerinde dikkati çeken bu tip
topraklar ormanlık alanlarda görülürler. İyi yıkanmış bu
topraklar çay ve kivi yetiştirmek için oldukça elverişlidir.
Kahverengi orman topraklarının doğal bitki örtüsü kışın
yaprağını döken orman ağaçlar ve çalılardır.
Kırmızı Akdeniz Toprakları (Terra-Rossa)
Akdeniz iklim bölgelerinde genellikle kalkerler üzerinde
oluşan bu toprakların bünyelerindeki demirin
oksitlenmesinden dolayı renkleri kırmızıdır. Organik madde
bakımından fazla zengin olmayan bu topraklarda genellikle
turunçgil, bağcılık ve zeytin tarımı yapılmaktadır. Bu
topraklara başta Akdeniz ve Ege bölgeleri olmak üzere,
Güney Marmara’da ve Güneydoğu Anadolu’nun batı
kesimlerinde görülür.
Kahverengi Kestane Renkli Step Toprakları
Bozkır sahalarında, yıllık yağış miktarının 400 mm'nin
altında olduğu yerlerde oluşan bu topraklar, organik madde
bakımından fazla zengin değildir. Yağış az olduğundan
toprağın altında kireç birikimi vardır. Ükemizin iç kesimlerinde
yaygın olan bu topraklarda genellikle tahıl tarımı ve küçükbaş
hayvancılık yapılmaktadır. Bu topraklara İç Anadolu, İçbatı
Anadolu ve Doğu Anadolu’nun platolarında yaygındır.
Podzol Topraklar
İğne yapraklı ormanlarla kaplı, soğuk ve nemli iklim
bölgelerinin topraklarıdır. Çok yıkanmış olduklarından üst
kısımlarının rengi soluklaşmıştır. Yine aynı sebepten dolayı,
topraktaki besin maddeleride azdır. Bunun sonucunda
verimsizleşmiştir. Türkiye’de, Batı Karadeniz Bölümü’nde
podzolik topraklar yaygındır.
Laterit Topraklar
Dönenceler arasında yer alan, sıcak ve nemli iklim
bölgelerinin karakteristik toprak tipidir. Şiddetli bir kimyasal
çözülme sonucu oluşur. Rengi kiremit kırmızısıdır. Humus
oranı azdır. Buna bağlı olarak verimli değildir. Türkiye’de tam
olarak laterit özelliği taşıyan toprak görülmez. Ancak, Doğu
Karadeniz Bölümü’nde, laterit türü (lateritleşmiş) topraklara
rastlanabilmektedir.
Çernezyom (Kara) Topraklar
Karasal iklimde çayır bitki örtüsü altında oluşan bu
topraklara Erzurum-Kars Platosu’nda yaygındır. Buradaki
uzun boylu otlar yeterince ayrışmadığından üst toprakta
birikerek toprağın koyu renk (humus) almasına neden olur.
Erzurum – Kars Platosu’nda Çernezyom topraklar üzerinde
gelişen gür otlar büyükbaş hayvancılık için elverişlidir
Tundra Toprakları
Kutuplara yakın, soğuk tundra bölgelerinin topraklarıdır.
Toprak genelde ya donmuş haldedir ya da bataklık halinde
bulunur. Bu nedenle tarım yapmaya elverişli değildir.
Türkiye’de bu tür topraklar görülmez.
12 TÜRKİYE’NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ
2. AZONAL (TAŞINMIŞ) TOPRAKLAR
Akarsular, rüzgârlar ve buzullar gibi dış kuvvetlerin, çeşitli
sahalardan aşındırarak taşıdıkları materyalleri biriktirmeleriyle
oluşan topraklardır.
Bunlardan;
Akarsu biriktirmesiyle oluşanlara alüvyal topraklar,
Buzul biriktirmesiyle oluşan topraklara moren
topraklar,
Rüzgâr biriktirmesiyle oluşan topraklara da lös
topraklar denilmektedir.
Toprakların, eğimli sahalarda, oluştuğu ana kaya
üzerinden, akarsu, rüzgâr, buzullar ve diğer dış kuvvetlerin
etkisiyle taşınarak, eğimin azaldığı yerlerde birikmesiyle
oluşur.
Alüvyal Topraklar
Eğimli sahalardan, akarsular ve sel sularının aşındırarak
taşıdığı ince unsurlu malzemelerin akarsuyun yayıldığı
alanlarda birikmesiyle oluşan topraklardır. Geniş tabanlı
vadilerde, ova ve deltalarda yaygındır. Tarımsal değeri yüksek,
oldukça verimlidir.
Ülkemizde alüvyal toprakların görüldüğü başlıca alanlar:
Karadeniz kıyılarında; Bafra, Çarşamba ve Adapazarı
ovaları.
Ege kıyılarında; Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük
Menderes ovaları.
Akdeniz kıyılarında; Çukurova, Amik Ovası, Silifke ve
Antalya ovaları.
İç kesimlerde; Erzurum, Erzincan, Muş, Erbaa, Niksar
ve Konya ovaları alüvyal toprakların geniş yer
kapladığı alanlardır.
Toprak yüzeyi, akarsuların taşıyıp getirdiği malzeme ile
sürekli yenilenmektedir. İşlenmesi kolay olan alüvyal
topraklar, mineral ve organik madde bakımından zengin
olduklarından verimleri oldukça yüksektir. Bu yüzden alüvyal
toprakların bulunduğu yerler ülkemizin önemli tarım
alanlarıdır.