Post on 28-Jan-2023
transcript
Tarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS)
Haziran 2014 Haziran 2014
Yıl 7, Sayı XVIII, ss. 337-358. Year 7, Issue XVIII, pp. 337-358.
DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh511
XVII. YÜZYILDA KALMUKLARIN İDİL-YAYIK BÖLGESİNDEKİ
FAALİYETLERİ
Oktay BERBER
Özet
XV. yüzyılda Çağatay Hanlığı’na karşı kazanılan başarılar sayesinde Balkaş
Gölü’nden Baykal’a ve Çin Seddi’ne kadar uzanan kuzeydoğu-güneybatı
doğrultusundaki topraklar Kalmukların ana faaliyet alanı olmuştur. Bu alan içerisinde
yoğunlaşan Kalmuk gruplarının bir kısmı göç ederek XVII. yüzyılla birlikte İdil-Yayık
bölgesine ulaşmışlardı. İşte hem Doğu Türkistan’da kalarak burada güç kazanan grup,
hem de İdil-Yayık hattına doğru yönelen grup, Türk dünyası için oldukça derin izler
bırakacak bir istila sürecinin yaşanmasına neden olmuştur. Günümüzde Hazar’ın
kuzeybatı kıyısında bir bölgede yaşamını sürdüren Kalmuklar, XVII. yüzyılda İdil-
Yayık hattına doğru göç eden Kalmuk grubunun bakiyeleri olup, özellikle XVII.
yüzyılın ikinci yarısından itibaren Çarlık Rusyası ile sağladıkları anlaşmalarla bölgedeki
Tatar, Nogay, Karakalpak, Başkurt gibi toplulukların tarihlerinde önemli rol
oynamışlardır.
Anahtar Kelimeler: Kalmuklar, Başkurtlar, Nogaylar, Karakalpaklar, Tatarlar.
Kalmykian Activities at the Idil-Yayik Region in the XVIIth
Century
Abstract
The lands in the northeast-southwest direction from Balkhash Lake to Baikal
Lake and the Great Wall of China have become the main settlement area of Kalmyks
following the victories gained against the Chagatai Khanate in the XVth century. Some
of the Kalmyk groups who have settled intensely in this area have migrated and reached
Bu makale, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih (Genel Türk Tarihi) Anabilim
Dalı’nda Prof. Dr. Saadettin Yağmur Gömeç danışmanlığında tamamlanmış olan “Kalmuk İstilası ve Türk Dünyasına Etkileri” başlıklı doktora tezinin ikinci bölümünden yararlanılarak
hazırlanmıştır. Dr., Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tarih Bölümü. Eskişehir.
Oktay Berber
[338]
the Idil (Volga)-Yayik (Ural) region in the XVIIth century. The group which has
remained in East Turkestan and gained power and the group that has reached the Idil-
Yayik region have started an invasion which has left deep scars in the Turkish world.
The Kalmyks who live in an area in the northwest coast of the Caspian Sea in our day
are the descendants of the Kalmyk groups that have migrated to the Idil-Yayik region in
the XVIIth century and they have played an important role in the history of Tatar, Nogai,
Qaraqalpaq and Bashkir communities in the region especially through the agreements
they have entered into with the Tsarist Russia subsequent to the second half of the
XVIIth century.
Key Words: Kalmyks, Bashkirs, Nogais, Qaraqalpaqs, Tatars.
İdil-Yayık Bölgesindeki Kalmuk Varlığı
Kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre, Kazan Hanlığı henüz Rusların
eline geçmemişken Kazan şehrinin kuzeyinde Kalmuk varlığı söz konusudur.
Kazan Hanlığı’nın IV. İvan tarafından 2 Ekim 1552 tarihinde işgal
edilmesinden önce bir kısım Kalmuk ile Çuvaş ve Çirmiş halkı Rus idaresine
girmiştir. Rus işgalinden hemen önce yaklaşık bir yıl Kazan Hanı olan Şah Ali1,
Kazan’ın yaklaşık 60 km kuzeyinde İdil’in bir kolu olan Züye boyunda
(Sviyajsk) bir yerleşim inşa ettirmiş, buradaki Kalmuklar da Ruslar’a
bağlanmıştır2. Bu noktada esas vurgulamak istediğimiz Kazan Hanlığı
topraklarındaki Kalmuk varlığıdır. Aşağıda da ayrıntısıyla değineceğimiz üzere,
günümüzde Hazar’ın kuzeyinde yer alan Kalmuklar, XVII. yüzyılın başında
Cungarya’dan İdil’e göç etmişlerdir. Yani kaynaklarda bu göçten önce bölgede
herhangi bir Kalmuk varlığından söz edilmemektedir.
Sibir Hanlığı’nın ortadan kalkması ve Moskova yönetiminin henüz tam
olarak gücünü gösterememesi, Kalmukların batıya hareketini kolaylaştırmıştı.
Tar şehrinde ticaret yapma izni konusunda Ruslarla görüşmeye başlamışlar,
hatta bazı Kalmuk tayşileri3 Rus idaresine girmek üzere yemin etseler de
1608’de başlayan görüşmeler 1618’e değin sürmesine rağmen sonuç
1 Bu dönemde Kazan Hanlığı ciddi bir şekilde IV. İvan’ın baskısı altındaydı. 1551-1552 arasında
kısa bir süre hanlığın başına geçen Şah Ali Han döneminde Rus yönetimi Kazan Hanlığı’nın önce dağlık tarafını ele geçirecektir. Burada sözünü ettiğimiz Şah Ali Han da kendisine hanlık bahşettiği için IV. İvan’a minnet duymaktaydı. Bk. Serkan Acar, Kazan Hanlığı-Moskova Knezliği Siyasi İlişkileri (1437-1552), TTK Yayınları, Ankara, 2013, s. 241.
2 Şehabeddin Mercani, Müstefâdü’l-Ahbâr Fi Ahvâl-i Kazan ve Bulgar, Metni Yay.: E. N. Hayrullin, Türkçesi: Mustafa Kalkan, Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, Ankara, 2008, s. 161.
3 Tayşi terimi, Çince asıllı Tai-zu kelimesinin Moğolca şekli olup, prens, şehzade (han veya noyanın oğlu) anlamına gelmektedir. Bk. Ekrem Kalan, Cungar Hanlığı’nın Siyasi Tarihi, TTK
Yayınları, Ankara, 2008, s. 7.
XVII. Yüzyılda Kalmukların İdil-Yayık Bölgesindeki Faaliyetleri
[339]
vermemiştir. Bu sürecin olumsuz sonuçlanması ikinci Kalmuk dalgasının
başlamasına neden olmuştur. Öncelikle Louzang ve Eydeng idaresindeki öncü
topluluk Batı Sibirya’nın güneyinden Emba ve Or Nehri boylarına inmiş, esas
büyük grup ise bunları takiben harekete geçmişti. Ho-örlök idaresindeki
Kalmuk boylarından Torguutlar, Cungarya’daki Aladağlar ve Tarbagatay’dan
harekete geçmişti. Bu gruba İli nehri, Kukunor ve Zaysan gölü kıyısında
yaşamakta olan Hoşuut ve Dörbetlerin bazı uruğları da katılmıştı. İşte bu ikinci
kalabalık Kalmuk dalgası önce kuzey ve kuzeybatı Kazakistan’daki İşim,
Tobol, Emba nehri boylarına, daha sonra da 1630 – 1632 yıllarında İtil nehri
boylarına ulaşmıştı4. Trepavlov’a göre, Zamanla Emba nehrinden kalkıp gelen
grubun yaptığı şiddetli baskınlar, bir patlama şeklinde göç dalgasına neden
olmuştur5.
İdil ve Yayık nehirleri arasındaki geniş steplere gelen Kalmuklar,
böylelikle Hazar Denizi’nden Samara’nın kuzeyine kadar olan bölgede
yerleşmiş oldular6. Esas yıkıcı Kalmuk etkisinin ikinci göç dalgasıyla gelmesi,
sayılarının çok büyük oranlara ulaşmasıyla orantılıdır. Çünkü Ho-Örlök’ün,
yaklaşık 50,000 ailenin başında batıya doğru geldiğinden söz edilmektedir7. Bu
göç hareketini sistemli, planlı mükemmel bir fetih hareketi olarak niteleyen
Chantal Lemercier-Quelquejay, Kalmukların arkalarında kan ve harabe
görüntüsü bırakmak suretiyle Kazak bozkırını geçerek İdil’e ulaştığını
kaydeder8. Burada verilen rakamın aile olarak nitelendirilmesi ve her ailede
ortalama 4-5 kişi olduğu düşünülürse karşımıza en az 200,000 kişilik bir grup
çıkmaktadır. Ancak bu sayı o dönemdeki bozkır şartlarında pek mümkün
gözükmemektedir. Çünkü Ho-Örlök, o dönemde Kalmukların içerisindeki
yalnızca bir grubun başındadır. Diğer Kalmuk gruplarının da en az yarısı kadar
olabileceği varsayımından hareketle, İdil bölgesinin bu kadar nüfusu
4 A. Zeki Velidi Togan, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakın Tarihi, Enderun Kitabevi, İstanbul,
1981, s. 158-159; Osman Yorulmaz, Başlangıcından Hanlığın Feshine Kadar Kazak Türkleri ile Çarlık Rusyası Arasındaki Siyasi İlişkiler, TTK Yayınları, Ankara, 2013, s. 29-30.
5 V. V. Trepavlov, İstoriya Nogayskoy Ordı, İzdatelskaya Firma “Vastoçnaya Literatura” RAN, Moskva, 2002, s. 411.
6 N. Nefedyevım, Podrobnıya Svedeniya o Voljskih Kalmıkah, S.Peterburg, 1834, s. 17-18. 7 J. Miyawaki, “History of the Dzungars: Introductory Survey”, History of Civilization of Central
Asia (Development in contrast: from the sixteenth to the mid-nineteeth century), Vol. V, Ed.: Chahryar Adle-Irfan Habib, Co-ed.: Karl M. Bipakov, Unesco Publishing, 2003, s. 146.
8 Chantal Lemercier-Quelquejay, “Les Kalmuks de la Volga entre l’Empire russe et l’empire otoman sous le regne d Pierre le Grand (d’apres les documents des Archives Ottomanes)”,
Cahiers du Monde Russe et Sovietique, vol. VII/1 (1966), s. 64.
Oktay Berber
[340]
beslemesinin mümkün olamayacağını söylemeliyiz. O halde 50,000 aile olarak
verilen sayı belki 50,000 kişi olarak değerlendirilebilir. Ayrıca Ho-Örlök’ün
başarılı faaliyetleri sonucu İdil bölgesine gelen Hoşut, Cungar, Hoyt ve
Dörbetlerden oluşan dört Oyrat şubesinin varlığını biliyoruz. Dolayısıyla bu
dört şubenin toplam sayısı 50,000 aile olmalıdır.
Kalmukların XVII. yüzyılın hemen başında neden batıya doğru bir göç
hareketi içerisinde olduğu konusu da bir problem olarak gözükmektedir. Çünkü
bu konuda Çin ve Rus kaynaklarında birbirinden farklı yaklaşımlar mevcuttur.
Çin kaynakları, doğuda Cungar Hanlığı’nı tesis edecek grubun hâkimiyetini
kabullenemeyen Kalmuk boylarının batıya göç ettiğini yazarken, Rus
kaynakları da Oyratların en batıda yer alan grubunun doğudan itilmesinin doğal
bir sonucu olarak İdil boyuna geldiğini yazmaktadır9. Esasında batıya doğru
gerçekleşen Kalmuk göçünün nedeni olarak birbirinden farklı gibi görünen bu
iki görüşü kabul etmek mümkündür. İlk olarak söylemeliyiz ki, XVII. yüzyıla
gelindiğinde Türkistan’daki hanlıkların kendi içlerinde hâkimiyet mücadeleleri
söz konusudur. Bu türden çekişmeler ise, bölgede merkezi bir otoritenin
kurulamamasını beraberinde getirmişti. İşte bu nedenle boyların birbirleri
arasındaki hâkimiyet mücadeleleri Kalmukların batıya doğru gidişini
kolaylaştıran bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. İkinci husus bozkır yaşamı
ile ilişkilendirilebilir. Çünkü bozkır kültüründe göçebe veya konar-göçer olarak
adlandırılan gruplar, kendi yaşantılarını daha rahat devam ettirebilecekleri yeni
alanlara ihtiyaç duymakta ve bunun doğal sonucu olarak da göç olgusu
karşımıza çıkmaktadır. Bütün bunlardan dolayı Kalmuk göçü ile ilgili söylenen
iki ana nedeni, yani kavimlerin birbirini itmesi ve yeni yaşam alanı bulma
arayışı, aslında birbirleriyle bağlantılı etkenler olup, bir arada değerlendirmek
yerinde olacaktır.
Kalmukların XVII. Yüzyılın İlk Yarısındaki Faaliyetleri
İdil – Yayık bölgesine doğru seyreden Kalmuk akınları, onlarla
Başkurtları karşı karşıya getirmiştir. 1606 yılında Tobol ırmağının yukarı
kısımlarında ilk kez görülen Kalmuklar, bu tarihten sonra sürekli Başkurt
arazisini yağma etmiştir. Bu yağma hareketi de İseti ve Pışma nehirlerine
9 Konuralp Ercilasun, “Kalmuk Göçlerinin Türkistan’a Etkisi Hakkında Bazı Görüşler”,
Uluslararası Altay Toplulukları Sempozyumu Göçler ve Ulusların Doğuşu (18-19 Mayıs 2011/İstanbul), İstanbul Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği Yayını, Ed.: Han Woo Choi-İlhan
Şahin vd., İstanbul, 2013, s. 159-160.
XVII. Yüzyılda Kalmukların İdil-Yayık Bölgesindeki Faaliyetleri
[341]
varıncaya kadar devam etmişti. Başkurt arazisi, hayvancılık faaliyetlerinin
devam ettirilmesi için önemli idi. Bu sırada Kalmuklar, Çarlık yönetimi ile
yerleşme ve ticaret yapma izni konusunda görüşmekteydiler10
.
İdil nehri kıyılarına ulaşan Kalmuk akınları, bölgede daha geniş alanlarda
var olmak isteyen yöneticiler nedeniyle çevredeki etkisini hemen göstermişti.
1610 civarında iki grup halinde faaliyet gösteren Kalmukların birinci grubu
kuzeybatıda ve Om nehri çevresinde; ikinci grup ise güneybatıda İrtiş’in yukarı
bölgesindeydi. Aynı yıllarda Samara, Pommel ve Ezheltne arasındaki alanda
Kalmuklarla Nogaylar sürekli çatışma içerisine girmişlerdir. İşte yukarıda da
sözünü ettiğimiz 40,000 çadır Nogay’ın kontrol altına alınması hadisesi de bu
çatışmalar sırasında, Büyük Nogay Ordası’na saldırıldığı 1628 yılında
gerçekleşmiştir. Nogaylar durumun kendi aleyhlerine olması nedeniyle barış
yapmak isteseler de Kalmuk beyleri özellikle Emba nehri civarındaki arazilere
ihtiyaç duymaları yüzünden çatışmaları sürdürmüşlerdir. 1630 yılına değin
süren amansız baskın ve çatışmalar, Kalmukları Müslüman topluluklar üzerinde
önemli bir güç haline dönüştürmüştü. Şüphesiz ki, Kalmuklar bu başarıyı
bölgedeki dağınık siyasi yapıya ve askeri güçlerinin üst seviyede olmasına
borçludur11
.
Bölgede faaliyetlerine devam eden Kalmuklar, 1621 yılında Başkurtlar’ı
yenilgiye uğrattıktan sonra 1629 ve ardından 1633 yıllarında Katay bölgesine
saldırmışlardı. Başkurtlarla Kalmuklar arasında devam eden karşılıklı saldırılar
XVIII. asrın başlarına değin sürmüştü. Bu olaylar sırasında Kalmukların bir
grubunun Ural’ın ötesine geçerek yerleştiği ve Çarlık Rusyası’nın hizmetine
girdiği görülmektedir12
. Çarlık Rusyası’na karşı isyan girişiminde bulunan
Başkurtlar’a zaman zaman destek de verilmekteydi. Bu bağlamda 1601-1606,
1636 yıllarındaki mücadelelerde Kalmukların yardımı dikkat çekmektedir13
.
1630’lu yıllar Kalmukların hızlı bir göç hareketi içerisinde olduğu
zamanlardır. Bu devrede Kalmuk yöneticileri olan tayşilerden Ho-Örlök ve oğlu
Dayçin, Torguutları da yanlarına alarak Nogaylar’ın zayıf olmasından
faydalanıp, Volga yakınındaki otlak bakımından zengin toprakları ele
10 Yu. A. Absalyamova, “Başkirsko-Kalmıtskoe Mejetniçeskoe Vzaimodeystvie v Vostoçnom
Orenburje v Pervoy Polovine XVII v.”, Vestnik, KİGİ RAN, No: 2 (2009), s. 3. 11 Mehmet Alpargu, Nogaylar, Değişim Yayınları, İstanbul, 2007, s. 105-106. 12 R. G. Kuzeyev, İtil-Ural Türkleri, çev.: Arif Acaloğlu, Selenge Yayınları, İstanbul, 2005, s.
258. 13 Yakup Deliömeroğlu, “Başkurt İsyanları”, Türkler, 18. Cilt, Ed.: Hasan Celal Güzel-Kemal
Çiçek-Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s. 428.
Oktay Berber
[342]
geçirmişti. Gerçekleşen bu hareket onlara Rus pazarlarının da kapısını açmış
oldu. 1632 yılında tekrar Nogaylar’a saldıran Ho-Örlök, Yayık nehrini geçme
imkânı elde etmiştir. Kalmuklar bu dönemde Rusya’yı henüz bir engel olarak
görmüyordu. Bu nedenle, Yayık nehrinden İdil’e kadar uzayan alan içerisinde
kendini Tatarlara karşı koruyarak, Astrahan’a saldırılmış, burada kalıcı
olunmaya çalışılmıştı14
. İdil ve Yayık nehirleri arasındaki zengin meralara tek
başına hâkim olmak istediklerinden burada Nogaylar’a amansız baskınlar
verilmekteydi. 1630’lu yıllarda Nogaylar üzerinde artan baskının bir türlü
sonunun gelmemesi neticesinde Nogayların İdil Nehri’ni geçmesi Rus
hükümetine ciddi rahatsızlık vermişti. Ruslar, Nogayları eski yerlerine
döndürme konusunda başarısızlığa uğrayınca Kalmuklarla temas kurma yolunu
seçmiştir. 13 Nisan 1633 tarihinde Tepkir bölgesinde bulunan göçebeleri
perişan eden Kalmuklar üzerine bir Rus askeri birliği gönderilmişti. Askeri
birlik 22 Nisan 1633 tarihinde Büyük Uzen Nehri kıyısına ulaşmış, ancak sayıca
çok kalabalık olan Kalmuklar, askeri birliği çevirmişti. Bölgede bulunan bir
kamışlığın ateşe verilmesi nedeniyle nişan alma kabiliyetini yitiren Rus
askerlerinin başı A. Şuserin, karşı tarafla görüşmelere başlamaya karar
vermiştir. Görüşmeler sırasında Kalmuk tayşileri, Ruslarla herhangi bir
problemleri olmadıklarını, yalnızca Nogaylar’a kızdıkları için savaştıklarını
belirtmiştir. Görüşmeler sonunda anlaşmaya varılmış, tayşiler esir aldıkları 900
Nogay’ı bırakacağını söylemiştir. Varılan bu anlaşma da Ruslar’a karşı
kazanılan önemli bir başarı olarak görülmektedir15
. Sağlanan bu başarı ile
Nogaylar da Don Nehri’ne sürülmüşlerdi16
. Rus-Nogay askeri birliğinin
Kalmuklar karşısında tutunamaması, onların askeri yönden üstün olması ile
ilgiliydi. Nitekim Rus-Nogay askeri ittifakına destek veren Tatarların da
yağmalanması için harekete geçilmişti. İdil boyundaki kasaba ve köylere pek
çok akın düzenlediği görülen Kalmukların, Rus kasaba ve kalelerini almakta
başarılı olamamalarına karşılık, Rusların askeri güçleri de bu akınları
durdurmakta muvaffak olamamıştır17
. Nogaylar üzerindeki Kalmuk baskısı
14 M. Novoletov, Kalmıki istoriçeskiy oçerk, S.-Peterburg, 1884, s. 6 15 A. A. Novoselyskiy, XVII. Yüzyılın Birinci Yarısında Moskova Devletinin Tatarlarla
Mücadelesi, Ter.: Kemal Ortaylı, Yayına Haz.: Erhan Afyoncu-İlyas Kamalov, TTK Yayınları, Ankara, 2011, s. 243.
16 Marsel Muritoviç Mannapov, “K Voprosu o Mejetniçeskih Kontaktah i Letnih Koçevkah Başkir i Kalmıkov v XVII v. v Stepnom Zavolje”, İzvestiya Altayskogo Gosudarstvennogo Universiteta, İstoriya, Politologiya, No. 4/3 (2008), s. 156.
17 Mehmet Alpargu, Nogaylar, s. 106-107.
XVII. Yüzyılda Kalmukların İdil-Yayık Bölgesindeki Faaliyetleri
[343]
ciddi anlamda 1620’lerde hissedilmeye başlandığında sonuçlarının yaklaşık on
yıl içinde Moskova yönetimini etkileyeceğini kimse tahmin etmemişti.
1640’lı yıllarda Rus topraklarına doğru gerçekleştirilen Tatar akınlarında
ise Urmehmed Mirza’ya tabi olan Nogay ulusu hariç olmak üzere Büyük Nogay
Ordası bu akınlara katılmamıştı. Çünkü 1642 yılında Ulu Nogay Ordası
Kırım’dan ayrılarak yeniden Volga Nehri tarafına geçmiş ve Rus himayesine
girmişti18
. Don Kazaklarının Büyük ve Küçük Nogaylar’a saldırısı sonrası 1636
yılında Nogayların Kırım tabiyetine girmeleri ardından Kalmuklar, Dayçin
önderliğinde artık Yayık nehri civarında etkinliğini artırmış, adeta bu bölgenin
sahibi gibi hareket etmeye başlamıştı19
.
1642 yılına gelindiğinde Kalmukların Salks bozkırında olduğu
görülmektedir. Keykubat Nogayları ve Kanay Bey Nogayları’na da saldırılar
düzenlenmiş, asıl hedef ise Nogayların göç yollarını takiple onlara ulaşmak
olarak belirlenmiştir. Çünkü Nogaylar kontrol altında tutulmakla adeta köle gibi
kullanılmak istenmekteydi. Don Kozaklarıyla iyi ilişkiler de tesis eden
Kalmuklar, 1645 yılına doğru İdil ötesinde Rus hükümetinden sonraki en
önemli güç haline gelmişti20
.
1642 yılında Büyük Nogay Ordası’nın Tinmemed ve Urmehmed mirzalar
arasında bölünmesi ardından Astrahan voyvodaları, bölgeye gelen Nogaylar’ı
tekrar Volga Nehri’nin gerisine yerleştirmek istese de bunda pek başarılı
olamamıştı. Çünkü Nogaylar üzerindeki Kalmuk baskısı devam etmekteydi. Bu
baskı 1643 Şubatı’nda da tekrar hissedilmiştir. Bu yıl Altavul Tatarları ile
birlikte hareket eden Kalmuklar, Astrahan civarında bulunan Nogaylar üzerine
saldırı gerçekleştirmişti. Hatta bu saldırı ardından Yedisan ve Altavul Tatarları
ile bir kısım Nogay’ın Kalmuklar’a katılımı dikkati çekmektedir. Astrahan
Voyvoda yardımcısı İ. Trahaniyotov’un engellemelerine rağmen önü
alınamayan bu katılımlar sonucu 1646 yılında Kalmuklar’a tabi olanlar şu
şekildeydi21
:
1- Yedisan mirzaları: Ablı Mirza Tinbayev, Abdul ve Yusuf
Tinikeyevler, Saltanay, Seyitey, Urazlı Rahmangulovlar ve 700 ailelik bir grup.
18 A. A. Novoselyskiy, XVII. Yüzyılın Birinci Yarısında Moskova Devletinin Tatarlarla
Mücadelesi, s. 369. 19 V. V. Trepavlov, İstoriya Nogayskoy Ordı, s. 415. 20 Mehmet Alpargu, Nogaylar, s. 109. 21 A. A. Novoselyskiy, XVII. Yüzyılın Birinci Yarısında Moskova Devletinin Tatarlarla
Mücadelesi, s. 370-371.
Oktay Berber
[344]
2- Nogay mirzaları: Saltanalı Mirza Aksakov, Kaspulat Mirza Mamayev
ve 500 aile.
3- Altavul mirzaları: Saltanay, Şahmehmed, Arslan, Zorum Mirzalar ve
500 aile.
Batıya ilerleyen Kalmuklar, Nogaylar’ı ve onların yaşam alanlarını ciddi
şekilde etkilemişti. Bununla birlikte Nogaylar, akınlardan kendilerini sakınmaya
çalışmıştı. Ancak Kalmuklar’a karşı 1644 yılında önemli bir zafer de
kazanılmıştı. Bu yılda Kuzey Kafkasya’da Rusların Terek Kalesi’ni kuşatan Ho-
Örlök komutasındaki yaklaşık 10,000 Kalmuk askeri, Kabarda(y) bölgesine
saldırmıştı. Ancak Kabarda Prensi Alayuk (Alaguk), 10,000 kişilik askeri
kuvveti ile geçit bölgesinde onları çevirmişti. Kılıç ve ok kullanan Kalmuklar’a
karşı ateşli silahlarla karşılık veren Alayuk’un yardımına Kırım Hanı IV.
Mehmed Giray tarafından bir grup Nogay askeri birliği gönderilmişti. Böylece
Kabarday-Nogay birleşik güçleri başarı sağlamıştı. Bu çatışmada Ho-Örlök ve
oğulları ölmüş, pek çok Kalmuk askeri de esir alınmıştı22
.
Kalmuklar’a karşı kazanılan bu önemli zafer, onları durdurmaya
yetmemiştir. Ancak olay önemli bir duruma işaret etmesi bakımından dikkate
değerdir. Kalmuk hareketinin önüne geçilemeyip, durumun bir istilaya
dönüşmesine neden olan en önemli etken bu noktada saklıdır. Kalmuk
hareketinin ilk ortaya çıktığı andan Çin baskısı ile son bulacağı XVIII. yüzyıl
ortalarına kadarki uzun süreçte, Kalmukların birbirinden kopuk ve birlik
olamayan topluluklara karşı üstünlük sağladıkları görülmektedir. Genel
ekseriyeti Kalmukların lehine olan bu çarpışmalarda birbirinden kopuk bu
topluluklar adeta tarih sahnesinden silinecek derecede zor durumlara
düşmüşlerdi. Tıpkı 1644 yılındaki gibi gerçekleşmiş ve daha sonraki süreçte de
gerçekleşecek akınlarda Kalmukların çok büyük sayıya ulaşan güçlerle
saldırmadıkları görülecektir. Dolayısıyla göçebe yaşam süren bir kavmin askeri
özelliklerine sahip olmaları, 1644 yılında Kabarday-Nogay askeri birleşmesinde
görüleceği üzere, düzenli bir birlik sağlandığı takdirde yenilebildiklerini
göstermektedir. İşte bu durum Kalmuklar’ın başarıya ulaşmasını sağlayan Türk
dünyasının birbirleriyle bağları zayıflamış dağınık yapısını ortaya koymaktadır.
Yukarıda sözünü ettiğimiz dağınık yapı örneğinde Nogay ordaları önemli
bir yer teşkil etmektedir. Çünkü bu süreçte Özi bölgesinde yaşayan Nogaylar ile
22 Evliyâ Çelebi b. Derviş Mehemmed Zıllî, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, VII. Kitap, haz.: Yücel
Dağlı – Seyit Ali Kahraman – Robert Dankoff, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2003, s. 441-442;
Mehmet Alpargu, Nogaylar, s. 110.
XVII. Yüzyılda Kalmukların İdil-Yayık Bölgesindeki Faaliyetleri
[345]
Büyük Nogay Ordası adeta birbirine düşman durumdadır. İşte böyle bir ortamda
Büyük Nogay Ordası yöneticileri Özi boyundakilerden intikam almak
maksadıyla Kalmukları da yanlarına almak suretiyle Moloçnye Vodu (Süt
Irmağı) kenarındaki önemli miktarda at çalarak Don nehri boylarına
dönmüşlerdir. Kırım Hanı İslam Giray ise durumu Osmanlı sarayına haber
vererek yardım amacıyla bir kuvvet göndermiş, ancak Büyük Nogaylarla birlik
olan Kalmuklar kaçmayı başarmışlardır. Bu kaçış sırasında Don Nehri’nin
geçilmesinde Kozaklar’dan da yardım alınmıştı. Kırım Hanı’nın ise, kaçan
Kalmuk grubu için rüzgar gibi kaçtıkları ifadesini kullandığı bilinmektedir23
.
Başkurtlarla ilgili olarak 1646 Nisanı’nda Ufa’dan Çarlık yönetiminin
temsilcisi A. B. Kudryavtsev ve Kalmuk Tayşisi Lauzan arasında bir görüşme
gerçekleştirilmiş, ancak görüşmenin bir sonuca ulaşmaması Yukarı Yayık
bölgesindeki Başkurtlar üzerindeki baskıyı da arttırmıştır. Bu tarihten sonra Ulu
Oba denilen bölgede (bugünkü Samara bölgesinde) Kalmuklarla Başkurtlar
arasında bir savaş olmuştu. Bölge güvenliğini tehlikede gören Çarlık idaresi
Şukur Dayçin’e Temmuz 1649’da uzlaşma önermek durumunda kalmıştı.
Kalmukların Başkurt arazisindeki yağmasına karşın Temmuz 1649 yılında
Çarlık tarafından gönderilen gramotada (ferman) Tayşi Dayçin’den Yayık ve
Emba nehirlerinden Or nehri ve Samara’ya kadar olan bölgede dolaşmamaları,
ayrıca Başkurtlar’a baskın vermemeleri istenmişti24
. Bu görüşmede Moskova
yönetiminin gücüne ihtiyaç hisseden Dayçin, Rus hâkimiyetine geçmeye sıcak
bakacak, bu tarihten sonra Çarlık Rusyası’na hizmet eden Kalmuklar, bölgede
önemli bir gücü de arkalarına almış olacaktır25
. Bu tarihten sonra yine serbest
hareketlerde bulunmakla birlikte, bölgede genellikle Çarlık Rusyası’nın
politikaları doğrultusunda hareket edeceklerdir. Kalmuklarla Çarlık Rusyası
arasında gerçekleşen karşılıklı elçi gidiş gelişi Kırım Hanı’nın durumdan
rahatsız olmasına yol açmıştı. Kırım Hanı, Rus yönetimine bir mektup yazarak
Çarlık ile aralarındaki dostluğun devamı için Rus Çarı Aleksey Mihayloviç ile
23 Mehmet Alpargu, Nogaylar, s. 110-111. Söz konusu ifade, Kalmukların göçebe yaşam tarzının
bir yansıması olarak değerlendirilebilir ki, bozkır yaşantısında hızlı hareket edebilme önemli bir üstünlük vasfıdır.
24 Yu. A. Absalyamova, “Başkirsko-Kalmıtskoe Mejetniçeskoe Vzaimodeystvie v Vostoçnom Orenburje v Pervoy Polovine XVII v.”, s. 3-4.
25 Marsel Muritoviç Mannapov, “K Voprosu o Mejetniçeskih Kontaktah i Letnih Koçevkah
Başkir i Kalmıkov v XVII v. v Stepnom Zavolje”, s. 157.
Oktay Berber
[346]
Kalmukların bu yakınlaşmasının sonlandırılması istenecektir26
. Gerçekleşen
yakınlaşma, ileride değinileceği üzere, bölgenin Rus hâkimiyetine geçişini
kolaylaştıracak bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kalmukların göç dalgası istila niteliğinde bir hareketti. Çünkü bu büyük
hareket sonucu bölgeye yönelen büyük dalga, burada yaşamakta olan
toplulukların yaşamlarını sarsmıştı. Kalabalık Kalmuk göçebeleri, bölgenin
verimli alanları olan nehir boylarının yetersiz kalmasına neden olmuştur. Ayrıca
hareketin yağma şeklinde ilerlemesi de bölge halkını huzursuzluğa itmiştir. Bu
nedenle Orta İrtiş, İşim, Tura ve Tobol nehirleri civarında yaşayan Mangıt-
Nogay ve Kazak urugları, Sırderya’ya hareket ederek Güney Kazakistan’a
kaçmıştır. Ayrıca bu grubun bir kısmı da Başkurdistan’a gitmek zorunda
kalmıştır. Ortaya çıkan bu göç dalgası içerisinde
Rus idaresindeki Tara (Tura) ve
Tümen vilayetleri yağmalandı27
. İdil-Yayık havalisinde yaşayan kırkbin çadır
Nogay, Mangışlak Türkmenleri ve bazı Tatar boyları yağma edilerek kontrol
altına alınmıştır. Kısa sürede İdil Nehri, Başkurdistan ve Hazar denizi
arasındaki bölgeye hâkim olan28
Kalmukların saldırıları, XVII. yy.ın ortalarında
Harezm’e kadar ulaştı29
. XVII. yüzyılın ilk yarısında İdil-Ural bölgesinde
gerçekleştirilen bu türden faaliyetler neticesinde Kalmuklar, artık bölgede yeni
bir siyasi güç olarak algılanmaya başlamıştı. Bu yeni siyasi güçe karşı Nogay
Prensi İşterek ve Başkurtlar arasındaki görüşmede Kalmuk hareketi
değerlendirilmişti. Bu dönemde Kalmuklar, komşuları olan Başkurt, Nogay ve
Kazaklar ile aralıksız savaş halindeydi30
.
XVII. yüzyıl ortalarında ve sonrasında Kalmukların Rus toprakları
içerisinde veya çevresinde nasıl bu kadar rahat dolaşabildikleri bir başka
duruma açıklık getirmeyi zorunlu kılmaktadır. Daha sonra Rus hükümeti ile
Kalmuklar arasındaki ilişkileri derinlemesine ele almaya çalışacağız. Ancak
26 V.V. Velyaminov-Zernov, Kırım Yurtına ve Ol Taraflarga Dair Bolgan Yarlıglar ve Hatlar,
Haz.: A. Melek Özyetgin-İlyas Kamalov, TTK Yayınları, Ankara, 2009, s. 423, 424. 27 A. Zeki Velidî Togan, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakın Tarihi, s. 159. 28 N. Popov, V. N. Tatişçev i Yego Vremya, Moskva, 1861, s. 236 ve N. Nefedyev, Podrobnıya
Svedeniya o Voljskih Kalmıkah, Sanktpeterburg 1834, s. 17-18’den aktaran Osman Yorulmaz, “XVI-XVIII. Yüzyıllarda Altay’dan İdil-Ural’a Kalmuk Göçleri”, Uluslararası Altay Toplulukları Sempozyumu Göçler ve Ulusların Doğuşu (18-19 Mayıs 2011/İstanbul), İstanbul Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği Yayını, Ed.: Han Woo Choi-İlhan Şahin vd., İstanbul, 2013 s. 154.
29 V. V. Barthold, Oçerk İstorii Semireçya, Frunze, 1943, s. 84. 30 Marsel Muritoviç Mannapov, “K Voprosu o Mejetniçeskih Kontaktah i Letnih Koçevkah
Başkir i Kalmıkov v XVII v. v Stepnom Zavolje”, s. 156.
XVII. Yüzyılda Kalmukların İdil-Yayık Bölgesindeki Faaliyetleri
[347]
burada şu kadarını söylemeliyiz ki, XVII. asır ortalarında henüz Rus yönetimi
her türlü duruma tedbir alacak veya önleyecek bir kudrette değildir. İdil
civarında hareketlerini yoğunlaştıran Kalmuklar’a karşı ancak iyi donatılmış
güçlü bir askeri kuvvetle karşı konabilirdi. Oysa Rus yönetimi henüz ülkenin
her yanına hâkim olabilecek kadar geniş bir askeri sisteme sahip değildi.
Dolayısıyla Kalmuklar’ın en önemli faaliyet alanlarından biri olan İdil
boyundaki Rus garnizonları da gelişimini tamamlayamamıştı. Ancak burada
Rus hükümeti, ileride de göreceğimiz üzere, durduramadıkları Kalmuklarla iyi
ilişkiler kurarak, özellikle Kırım gibi kendisi açısından stratejik öneme sahip
bölgelerdeki Türk topluluklarına karşı onlardan yararlanma yolunu seçti31
. Bu
nedenle bir yandan Kalmuklar’ın Volga çevresinde dolaşmalarına izin
verilirken, diğer yandan Rus kasabalarında ticaret yapmalarına da ses
çıkarılmamıştı.
Rus – Kalmuk Yakınlaşması ve Ayuka Han
İdil bölgesindeki Kalmuk varlığı, Nogaylar için hayati öneme sahip İdil’i
yaşamla ölüm arasındaki bir sınır haline getirmişti. Çünkü nehrin bir yanı eski
yurtları, bir yanı ise çeşitli baskılar karşısında sığınma yolu seçtikleri yeni
topraklardı. Ancak yerleşilen yeni bölgelerde üzerlerinde var olan baskıyı
atamamaları, sürekli yaşadıkları Kalmuk akınlarıyla ilgiliydi. Buna ek olarak
Moskova yönetiminin Nogayların bu yer değiştirmesine sıcak bakmayışı
nedeniyle onları eski yurtlarına döndürme gayreti, Nogayların maruz kaldığı
baskının artmasına sebep olmuştu. Nogaylar’ı büyük kayıplara uğratan devamlı
göç hareketi kendi aralarındaki bölünmeyi tetikliyordu. Bu durum pek doğaldır
ki, birbirinden kopuk, parçalanmış ve her türlü hedefe açık bir Nogay
manzarasını önümüze koymaktadır.
Bölgede gerçekleşen Nogay hareketliliği en başta Moskova’yı
ilgilendirmekteydi. Güney sınırlarını tehlikeye açık bırakan bu kaygan zemin,
önlem alınması gereken ciddi bir problem teşkil etmekteydi. İleride değinileceği
üzere, bölgenin kaderini değiştiren Kalmuklarla Rus yönetimini birbirine
yaklaştıran en önemli etken de bu görüntü olacaktır. Bu yakınlaşmanın ilk
31 Mehmet Alpargu, Nogaylar, s. 111.
Oktay Berber
[348]
somut örneği ise, 4 Şubat 1655 tarihinde Ho-Örlök’ün oğlu Şukur Dayçin
tarafından gerçekleştirilen ve adına şert denilen bağlılık yeminidir32
.
Çarlık Rusyası ve Kalmuklar arasındaki şert denilen bu ilk adım,
ilişkilerin seyrini değiştirmiş, İdil bölgesinde Kalmuklarla Rusları her zaman
olmasa bile müttefik konumuna getirmişti. Ancak burada şertlere bakış açısı
anlamında iki tarafından birbirinden farklı düşündüğünü de belirtmeliyiz. Çarlık
yöneticileri şerti bir çeşit vatandaşlık yemini olarak olarak görüp, bağlılık
beklerken, tayşiler dostluk ve yardımlaşma sözleşmesi olarak algılamaktaydı33
.
İki tarafın şerte bakışındaki bu ayrım oldukça önem taşımaktadır. Çünkü
birbirine zıt iki yaklaşım, Kalmuklar ve Ruslar arasında neden pek çok kez şert
getirme olayının yaşandığını açıklamaktadır. Kalmuklar bölgede tutunabilmek
adına dostluğu artırmak maksadıyla şert getirmekte, dolayısıyla çarlığa yüzde
yüz bağımlılık söz konusu değildi. O nedenle Kalmuk yöneticileri farklı
hareketlerde bulunduğunda Ruslar, Kalmuk tayşilerine tekrar şert getirtiyordu.
İdil nehri boyuna gelen ve daha sonraları İdil Kalmukları olarak
adlandırılacak olan Kalmuklar, burada yurt tutma meseleleriyle bir süre
uğraşmışlardır. 1655, 1657, 1661 yıllarında yapılan antlaşmalarla İdil – Yayık
nehirleri boyuna yerleşme izni almışlardır34
. Çarlık Rusyası, bu izni vermekle
askeri bir kuvvet elde etmişti. Böylelikle Kalmuklar, başta Kırım Hanlığı’na
karşı Çarlık yönetimine askeri destek taahhüdünde bulunmuş oldular. 1669
yılında Kalmuk Tayşisi Puntsuk’un yerine geçen Ayuka, Emba Irmağı’ndan
Don nehrine ve Hazar Denizi’nden Samara şehrine kadar olan geniş alan
içerisinde güçlü bir birlik teşkil ederek, Çarlığı da rahatsız eden faaliyetlerde
bulunmuştur. Ancak 1684 (veya 1685) yılında Çarlık hükümeti ve Ayuka
arasında gerçekleştirilen bir antlaşma ile itaat altına alınmışlardır35
. Çarlık
Rusyası’yla yakınlaşmanın gerçekleşmesinden evvel İdil bölgesindeki
Kalmukların buradaki XVII. yüzyılın son çeyreğine doğru Nogaylar üzerindeki
baskısı nedeniyle yalnız çarlık yöneticilerini değil, hem Kırım Hanlığı, hem de
Devlet-i Aliyye’yi rahatsız ettiklerini görmekteyiz. Örneğin 1663 yılında
32 Daha sonra sırasıyla Puntsuk tarafından 9 Aralık 1661 tarihinde ve Ayuka tarafından da 27
Şubat 1673, 24 Ocak 1683, 17 Temmuz 1697, 30 Eylül 1708, 5 Eylül 1710 tarihlerinde şert getirilecektir. Bk. M. Novoletov, Kalmıki istoriçeskiy oçerk, S.-Peterburg, 1884, s. 6-7.
33 İ. A. Nozdrina, “Kalmıtsko-Tsinskoe Otnoşeniya v Pervoy Treti XVIII v. i Pozitsiya Rossii”, Mejdunarodnie Otnoşeniya v Tsentralnoy Azii: istoriya i sovremennost. Materialı Nauçnoy Konferentsii, Pod. Red. İ. V. Anicimovoy-Yu. A. Lısenko, İzdatelstvo Altayskogo Gosudartsvennogo Universiteta, Barnaul, 2008, s. 101.
34 N. Nefedyevım, Podrobnıya Svedeniya o Voljskih Kalmıkah, S.Peterburg 1834, s. 21-22. 35 Osman Yorulmaz, “XVI-XVIII. Yüzyıllarda Altay’dan İdil-Ural’a Kalmuk Göçleri”, s. 155.
XVII. Yüzyılda Kalmukların İdil-Yayık Bölgesindeki Faaliyetleri
[349]
Kalmukların Rus Kazakları ile birlik olarak, Nogaylar üzerine hareket etmeyi
planlaması, Kırım Hanlığı’nın Özi’yi geçerek Divan geçidi yakınlarında kendi
himayesinde olan Nogayları korumasına sebep olmuştu36
. Bundan yaklaşık bir
yıl sonra da Kırım Hanı, İstanbul’a 1,000 kadar Kalmuk’un esir alındığını
bildirmişti37
. İşte Kırım Hanlığı ile Osmanlı Devleti’ne rahatsızlık vermesi
nedeniyle bu tarihten sonra Çarlık Rusyası’nın Kalmuklar ile ilişkilerini
geliştirdiği ve çeşitli antlaşmalarla Rus dış siyasetinde önemli bir yer tutmaya
başladığını söyleyebiliriz.
Hızlı devam eden Kalmuk akınlarında XVII. yüzyıl ortalarında bir
duraksama yaşanmıştı. 1670 yılına kadar devam eden bu süreçte Nogaylar’ın bir
kısmı Kalmuk tahakkümünden kendini kurtarmıştı. Ancak 1669 yılında baş
tayşi Monçak’ın ölümünden sonra yerine geçen Ayuka, durumu tekrar
Kalmukların lehine çevirmiştir. 1671 yılında Yedisan Nogaylarından bir grubun
yerlerini terk ederek İdil’den Kuban’a gitmesi ardından harekete geçen Ayuka
Han, Küçük Nogay Ordası üzerine yaptığı seferle onları tekrar kendine
bağlamıştı. Ayuka Han buradan hareketle Büyük Nogay Ordası üzerine
yönelmiş ve Kuban Nehri yukarılarında gerçekleştirilen iki aylık hücumlarla
İdil havzasının kontrol yeniden Kalmukların eline geçmiştir38
. 1667-1672 yılları
arasında İdil’deki Kalmuk hareketliliğinin en önemli dayanak noktasını Don
Kozaklarından Stenka (Stefan) Razin’in isyanı oluşturmaktaydı. Bu isyan
hareketinden yararlanan Kalmuk göçebeleri, Orta ve Yukarı İdil’i yağma
etmişlerdir39
.
Kalmukların bu yağma hareketlerini zaman zaman Kırım Hanlığı arazisi
yönünde gerçekleştirdiğini ve bölgede korkuya neden olduklarını Adil Giray
Han’ın Çar Aleksey Mihayloviç’e gönderdiği 1668 tarihli belgeden40
görebiliyoruz. Daha sonra ayrıntılı olarak ele alacağımız üzere bu askeri
seferlerde Ruslardan yardım alan Ayuka Han, eskiden hâkimiyet altında tuttuğu
Nogay grubu üzerinde tekrar kontrolü ele geçirdikten sonra onları yeniden İdil
boyundaki otlaklarına getirmişti.
36 Râşid Mehmed Efendi, Çelebizâde İsmaîl Âsım Efendi, Târîh-i Râşid ve Zeyli, Haz.:
Abdülkadir Özcan-Yunus Uğur-Baki Çakır-Ahmet Zeki İzgöer, 1. Cilt, Klasik Yayınları, İstanbul, 2013, s. 27, 33.
37 Târîh-i Râşid, 1. Cilt, s. 64. 38 Mehmet Alpargu, Nogaylar, s. 113. 39 Chantal Lemercier-Quelquejay, “Les Kalmuks de la Volga entre l’Empire russe et l’empire
otoman sous le regne d Pierre le Grand (d’apres les documents des Archives Ottomanes)”, s. 65. 40 V.V. Velyaminov-Zernov, Kırım Yurtına ve Ol Taraflarga Dair Bolgan Yarlıglar ve Hatlar, s.
575.
Oktay Berber
[350]
Ayuka’nın Kalmukların başına geçmesinden sonra bölgede Kalmuk
etkinliği artmıştı. 1671 yılında Dugar ve Bok Tayşiler ile birlikte Kabardinlerin
Prensi Çerkaskiy ve Don Kozaklarıyla birlikte isyancı Nogaylardan Malibaş ve
Yamboyluk üzerine hareket edilmiştir. Daha sonra 1672 yılında Kuban nehrinin
üst bölgesindeki Nogaylar ve Yedisanlara karşı hareketle, onların pek çoğu esir
edilmişti41
. Kalmukların Nogaylar’a karşı faaliyetleri devam ederken, bu durum
Kırım Hanlığı ve Devlet-i Aliyye’yi rahatsız ettiğinden onların bu hareketlerine
son verilmesinin yolu aranmaktaydı42
. İdil’de faaliyet gösteren Kalmuklar,
Ayuka Han ile birlikte Çarlık Rusya, Osmanlı Devleti ve Çin İmparatorluğu
arasında uluslararası ilişkilerde önemli bir faktör haline gelmişti43
. Ayuka
Han’ın gerçekleştirdiği faaliyetler Çarlık yönetiminin Kalmuklar’a kayıtsız
kalamamasını beraberinde getirmişti. Bundan sonra Çarlık Rusyası Kalmuklarla
kurduğu ittifaklar yoluyla bölgede önemli bir güç elde edecektir.
Ayuka Han döneminde Çarlık Rusyası ile Kalmuklar arasındaki ilk şert
getirme olayı, 27 Şubat 1673 tarihinde gerçekleşmişti. Astrahan’da Boyar ve
Voyvoda olan Prens Yakov Nikitiç Odoyevski ve diğer Rus memurların
huzurunda varılan bu anlaşmada ilk kez Kırım Hanlığı’na karşı madde
bulunmaktaydı. Ayuka, bu şertin beşinci maddesiyle Çar Aleksey
Michayloviç’e tam bir bağlılıkla hizmet etmeyi vaad ederken, hiçbir şekilde
Osmanlı Devleti’ne, Kırım Hanlığı’na, İran Şahı’na, Azak Beylerine,
Temrükler’e, Tabanlar’a, Besleneyler’e, Kumuklar’a ve diğerlerine
bağlanmayacağına, onlara at ve insan yardımı yapmayacağına söz vermişti.
Anlaşmanın on birinci maddesiyle hükümetin emri olmadan Kırım’a
ilerlemeyeceğini belirtmişti44
. Anlaşmadan sonra Ağustos’ta Ayuka ve Prens
Çerkaskiy, Kumuk Prensi Çapolov ile Nogay Mirzası Kara-Kasay’a karşı
hareket etmişti. Ayuka bu hareket sırasında 10.000 Kalmuk askerini Prens
Çerkaskiy’nin 50 Kabardin soylusu ile birlikte Kırım Tatarları ile savaşmak için
41 Michael Khodarkovsky, “Kalmyk-Russian Relations, 1670-1697 (Development of a Pattern of
Relations Between Nomadic and Sedentary Societies)”, Central Asian Survey, Vol. 2/3
(November 1983), s. 7. 42 Târîh-i Râşid, 1. Cilt, s. 27. 43 Chantal Lemercier-Quelquejay, “Les Kalmuks de la Volga entre l’Empire russe et l’empire
otoman sous le regne d Pierre le Grand (d’apres les documents des Archives Ottomanes)”, s. 65-66.
44 Anlaşmanın bütün maddeleri için bk. Michael Khodarkovsky, “Kalmyk-Russian Relations, 1670-1697 (Development of a Pattern of Relations Between Nomadic and Sedentary Societies)”, s. 8-9; Where Two Worlds Met: The Russian State and Kalmyk Nomads, 1660-1771,
Cornell University Press, 1992, s. 105-106.
XVII. Yüzyılda Kalmukların İdil-Yayık Bölgesindeki Faaliyetleri
[351]
göndermiştir. Ayrıca Mazan Batur liderliğinde 5,000 Kalmuk da Don
Nehri’ndeki İvan Kitrovo’nun emrindeki Rus birliğine katılmak üzere hareket
etmiştir. Bundan yaklaşık bir yıl sonra da Kırım ve Azak Tatarları’na karşı
Prens Çerkaskiy’nin emrine Kalmuk askerleri verilmişti45
. Yine aynı dönemde
Osmanlı Devleti’nin Lehistan üzerine sefere karar vermesi üzerine Çar,
İstanbul’a bir mektup göndererek Andrusuvo Barışı’nın dördüncü maddesini
hatırlatarak, Sultan’ın Lehistan üzerine hareket etmesi halinde, kendisinin
Kalmukların da bulunduğu büyük bir kitleyi Türk topraklarına sokacağı
tehdidinde bulunmuştu46
.
Ayuka Han, Çarlık yönetimi ile 1673 yılında yapılan ittifak ardından bir
yandan Kırım Tatarları’na karşı Kozaklar ve Çerkaskiy müttefikliğinde hareket
etmekte, diğer yandan, Kalmuk ulusu üzerindeki Başkurt baskısından
çekinmekteydi. Bu çekinme dolayısıyla 1675 yılında iki Kalmuk elçisi
Moskova’ya gönderilerek yardım talebinde bulunulmuştu47
. Bununla birlikte
1677–1678 yıllarında da benzer bir problem Don Kozakları ile yaşanmaktaydı.
Ayuka’nın bu durumu Çar’a haber vermesi üzerine Çarlık yönetimi Don nehri
üzerindeki Kozak yerleşimlerine bir talimatname göndererek, Kalmuk ulusu
üzerindeki baskınların sonlandırılması istenmişti48
.
Kırım Tatarları’na karşı uygulanan politikalarda Kalmuklar’ı başarılı bir
şekilde kullanan Çarlık yönetimi, Osmanlı Devleti ile gerilen ilişkilerinde de
Kalmuklar’dan yararlanma yolunu seçmiştir. Çarlık Rusya ve Osmanlı Devleti
arasında yaklaşmakta olan savaşta Kalmuklar, Kırım Tatarları’na karşı önemli
bir karşı güç olarak hareket edecekti. Bu doğrultuda yeni bir şerte ihtiyaç duyan
Çarlık, 15 Ocak 1677 tarihinde yine Astrahan’da Ayuka Han’a bağlılık yemini
ettirecektir. Ancak bu kez, öncekinden farklı olarak, Ayuka’nın kardeşleri
Puncuk Tayşi ve Solom-Seren Tayşi de şert getirmiştir. Yeni anlaşmada, Kırım
ve Kalmuk elçilik heyetlerinin birbirleriyle temaslarından rahatsızlık
duyulduğundan, eğer herhangi bir Kırım elçisi tayşilere gidecek olursa bu
45 Michael Khodarkovsky, “Kalmyk-Russian Relations, 1670-1697 (Development of a Pattern of
Relations Between Nomadic and Sedentary Societies)”, s. 10. 46 Akdes Nimet Kurat, Rusya Tarihi Başlangıçtan 1917’ye Kadar, TTK Yayınları, 5. Baskı,
Ankara, 2010, s. 236. 47 Michael Khodarkovsky, “Kalmyk-Russian Relations, 1670-1697 (Development of a Pattern of
Relations Between Nomadic and Sedentary Societies)”, s. 11. 48 Michael Khodarkovsky, agm., s. 15.
Oktay Berber
[352]
durumun Çar’a haber verilmesi şartı ilave edilmişti49
. Bu şertten bir yıl sonra
Rus askeri birliği ile birleşen iki binden fazla Kalmuk askeri ile Rus Kazakları50
,
Özi’yi geçmek üzere birlikte hareket etmişti. Osmanlı Devleti de Rumeli,
Balkanlar ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden oluşturduğu askeri birliği
bölgeye sevk ediyordu51
. Tarihte Çehrin Seferi olarak bilinen ve birbiri ardına
iki seferle Osmanlı Devleti ve Çarlık Rusyası’nın karşı karşıya geldiği bu olay,
Ukrayna topraklarının bir kısmını 1681 yılında Osmanlı hâkimiyetine bırakan
Bahçesaray Antlaşması ile sona erecekti.
Yapılan ittifaklara rağmen, Kalmuklar’ın bütün ilişkilerini Çarlık
Rusyası’nın isteği üzerine kurduğunu söyleyemeyiz. Zira 1680 – 1683 yılları
arasında Kalmuk hareketinde Rus karşıtı eğilimler daha belirgin hale gelmişti.
Örneğin 1679 sonunda Ayuka Han on iki temsilcisini Azak Paşası’na
göndermişti. Bu temsilciler daha sonra Kırım Hanı I. Murad Giray’a
gönderilmiş ve bahar aylarında yapılacak sefer için Kırım Hanı’nın emrine
2.000 süvari verileceği sözü iletilmişti. 1680’de ise Kırım Hanı ile barış
yapılmış ve 1,000 süvari gönderilmişti. Aynı dönemde Ayuka Han’ın yedi
temsilcisi de Yayık Kozakları’na gönderilerek, Ufa Başkurtları ile uzlaşma
sağlanmaya çalışılmıştı. Bu anlaşmalar için Ayuka Han, Çarlık ile olan
işbirliğinden daha fazla uğraşmıştı. Hatta aynı yılın sonunda Kırım ve Azak
Tatarları ile Kalmuklar’dan oluşan toplam 3.000 kişilik süvari birliği Rus
yerleşimi olan Penza’yı yağmalamıştı. Ardından 2 Ocak 1681 tarihinde de
Kırım Hanı’nın elçisi hediyelerle birlikte Kalmuklar’a gönderildi52
.
Ayuka Han ile Kırım Hanı I. Murad Giray arasındaki bu yakınlaşma
Çarlık yönetimini fazlasıyla rahatsız etmişti. Üstelik 1677 yılında getirilen şerte
aykırı olarak Ayuka Han, Kırım temsilcisi ile görüşmüştü. Yaşanan gelişmeler
karşısında Rus Çarı, Prens Çerkaskiy’i Ayuka Han’a gönderecek ve Ayuka Han
49 Bu şertin bir başka önemli yanı da Kalmuklar’a yapılan para yardımıyla ilgilidir. Çünkü şert
getiren Ayuka Han ve diğer tayşiler 590 ruble nakit para almışlardır. Bununla birlikte başka tayşilerin de gelip, buradaki Kalmuklar’a katılması halinde aynı ödemenin yapılacağının
duyurulması üzerine, Dayan-Ombo, Tseren, Dol, Bauşey, Ayuka Şarapov tayşiler Cungarya’dan gelerek Ayuka Han’ın ulusuna katılmış ve her biri 590 ruble almıştır. Bk. Michael Khodarkovsky, “Kalmyk-Russian Relations, 1670-1697 (Development of a Pattern of Relations Between Nomadic and Sedentary Societies)”, s. 12-13.
50 Burada adı geçen Kazaklar, Osmanlı Kroniklerinde Barabaş ismiyle zikredilmektedir. Don Kazaklarına atıfla kullanılmaktadır. Bk. Târîh-i Râşid, 1. Cilt, s. 204.
51 Târîh-i Râşid, 1. Cilt, s. 204. 52 Michael Khodarkovsky, “Kalmyk-Russian Relations, 1670-1697 (Development of a Pattern of
Relations Between Nomadic and Sedentary Societies)”, s. 16.
XVII. Yüzyılda Kalmukların İdil-Yayık Bölgesindeki Faaliyetleri
[353]
13 Mart 1681 tarihinde yeniden bağlılık yemini edecektir53
. Kozaklara karşı
Kırım Hanı ile Ayuka arasındaki görüşmeler devam etse de Çarlık ile olan
ilişkilerde olumsuz bir görüntü olmaması için çaba harcanmaktaydı. Çünkü
bölgede Kalmuk varlığının devam ettirilmesi için Çarlık ile olan iyi ilişkilerin
devamı gerekli görülüyordu.
I. Selim Giray Han, 1695 yılında Rus Çarı’na gönderdiği mektupta
Kalmuk Hanı Ayuka Han nitelemesi yapmakta ve onu ebedi dost ve kardeş
olarak tanımlamaktaydı. Ayuka’nın bir han olarak tanımlanması ise, ilk kez
Kırım Hanı ile aynı seviyede olduğunu göstermekteydi54
. Burada Selim Giray
Han’ın Ayuka’dan han olarak bahsetmesi, Kalmuklar’ın Kırım üzerindeki
tesirinin önemini ortaya koymaktadır.
I. Petro’nun Azak’ı ele geçirmesi, bölgede bir takım gelişmeleri de
beraberinde getirmiş, özellikle belirli bir siyasi birlikteliğe sahip olmayan
topluluklar Çarlığa daha yakın olmaya çaba harcamıştır. Bölgede etkili olduğu
görülen topluluklardan biri olan Kalmukların, İtil boyunda bulunan Hanı Ayuka
de Azak’ın Ruslar tarafından ele geçirilişinden hemen sonra 1697 yılında Don
Kozaklarına elçi göndermiş, o güne kadar Kırım Hanlığı ile sürdürdükleri
dostluklarının son bulduğunu bildirmiştir. Ayrıca Kırım Hanlığı ve Kuban
Nogaylarının topraklarına saldırılması için Don Kozakları ile anlaşmaya
varılmıştır. Daha sonra ise 1697 Temmuzunda Ayuka Han ile Çarlığı temsilen
Boyar Prens B. M. Golitsin arasında Kamuşenka ırmağı kıyısında her iki tarafın
birbirine yardımını öngören altı maddelik bir anlaşma yapılmıştır. Anlaşma
Çarlık Rusyası’nın özellikle Buhara, Karakalpak ve Kazaklarla sınır olan güney
bölgesinin Kalmuklar tarafından korunmasını öngörmekteydi55
. Taraflar
arasında yapılan anlaşma ardından Çarlık tarafından Nogay ileri gelenlerinden
olan Sultan Murad adındaki kişiye dokuz samur kürk, yetmiş donluk çuka ve bir
miktar da para gönderilmiştir. Daha sonra Ayuka Han’ın gönderdiği bir grup
mirza, Çapdarçap Mirza yanına giderek yapılacak bir sefere kadar İtil’i geçerek
Kuban nehri tarafına gelmek üzere anlaşmışlardır56
. Taraflar arasında imzalanan
bu anlaşmadan sonra Kozaklarla birlikte toplanan 6,000 kişilik bir kuvvet Çar I.
53 Michael Khodarkovsky, agm, s. 17 54 Michael Khodarkovsky, Where Two Worlds Met The Russian State and the Kalmyk Nomads,
1600-1771, s. 126-127. 55 Michael Khodarkovsky, “Kalmyk-Russian Relations, 1670-1697 (Development of a Pattern of
Relations Between Nomadic and Sedentary Societies)”, s. 23, 24. 56 Mehmet Topal, Nusretnâme Tahlil ve Metin, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tarih Anabilim Dalı Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, 2001, s. 228.
Oktay Berber
[354]
Petro’nun emrine verilmiştir57
. Osmanlı tarafından gelecek askeri bir sefere
tedbir amacıyla Kuban Nehri’nin Azak’a döküldüğü yerde bir kale inşa
ettirilmiş, buna ek olarak Nogay beylerinin desteği alınmıştır58
.
Rusya ile Kalmuklar arasında gerçekleşen yakınlaşma Osmanlı Devleti
tarafından da takip edilmekteydi. Bu doğrultuda, Rusların askeri faaliyetlerine
tedbir olması ve Azak’ın kurtarılması amacıyla Serasker tayin edilen Vezir
Moralı Ali Paşa’nın emrine yaklaşık 17,000 kişilik bir kuvvet tahsis edilmiştir.
Bu arada I. Petro da Osmanlı’nın bölgeye yönelmesi sebebiyle 30,000 kişilik
askeri kuvveti Azak’ta toplayarak, buradan ayrılmıştır. Moralı Ali Paşa’ya
destek veren Kırım Hanı I. Selim Giray da Azak’ı kuşatmak yerine Rusların
Azak üzerinden Karadeniz’e geçişini, Taman ve Kuban nehri tarafına
yönelmelerini engellemek maksadıyla Şah adası ucunda Acu kalesini inşa
ettirmiştir. Kalmuklar ise Ruslarla yaptıkları anlaşmaya uygun hareket ederek,
kalenin inşasını önlemeye çalışmışlar, ancak başarısız olmuşlardır59
.
Sonuç
XVII. yüzyılın başlarında Kalmukların çok büyük bir nüfusla İdil-Yayık
bölgesine gelmesi, buradaki mevcut siyasi ve sosyal yapının değişmesine neden
olmuştur. Bölgedeki Kalmuk varlığı başta Nogayların yerlerini terk ederek
dağılmalarına yol açmıştı. Birbirinden kopan Nogay ordalarının bir kısmı Kırım
Hanlığı yönüne kaçarken bir kısmı da Sırderya’ya doğru gitmişti. Bu bölgeye
giden Nogaylar ise, daha sonra Buhara Hanlığı’nda Mangıt hanedanlığını
başlatacak grubu oluşturmuştu.
İdil’e gelen Kalmuk boyları bu bölgedeki faaliyetlerine devam ederken,
diğer yandan zaman zaman daha güneye doğru da akınlar düzenlemekteydi.
Bunların en önemlilerinden birisi ise Mangışlak bölgesine gerçekleştirilmişti.
57 M. Sadık Bilge, Osmanlı Devleti ve Kafkasya, Eren Yayınları, İstanbul, 2005, s. 94. 58 Nusretnâme, s. 239. 59 Târîh-i Râşid, 1. Cilt, s. 538. Bölgedeki Kalmuk akınları, her ne kadar kale inşasını önlemeye
yetmemişse de 1697 ve 1698 yıllarında Kuban bölgesindeki çok sayıda Nogayın ölmesine neden olmuştur. On bin çadır halkı denilen Nogaylar, Hıristiyan olmaları yönünde baskı gördüklerinden, bulundukları bölgeyi terk etmek zorunda bırakılmıştır. Bunlardan bir kısmı Şah adasına iskân edilirken, bir kısmı ise Osmanlı topraklarına yerleşmek üzere yurtlarını terk etmiştir. Kaçan Nogayları öldürmek üzere hareket eden Kalmuk Hanı Ayuka ve oğulları, komutalarındaki 12.000 kişilik birlikle Kalgay Devlet Giray tarafından büyük bir yenilgiye uğratılmıştır. Böylelikle peşlerindeki Kalmuk tehlikesinden kurtulan Nogaylar, Çerkezistan’a iskân edilmiştir. Bk. M. Sadık Bilge, Osmanlı Devleti ve Kafkasya, s. 95, Nusretnâme, s. 275 –
277.
XVII. Yüzyılda Kalmukların İdil-Yayık Bölgesindeki Faaliyetleri
[355]
Mangışlak’a gerçekleştirilen akınla buradaki Türkmenlerin bir kısmı Kuzey
Kafkasya’ya götürülmüştü. Günümüzde Stavropol Türkmenleri denilen grup da
Kalmuklar tarafından Kafkasya’ya getirilen Türkmenlerin bakiyeleri olarak
bilinmektedir.
İdil-Yayık bölgesinde gerçekleşen başta Nogayların göç hareketliliği
kavimlerin birbirini tetiklemesine yol açmıştı. Bölgedeki Nogay hareketliliği ve
Kalmuk baskısından etkilenen Kazaklar, XVIII. yüzyılın ilk çeyreğinde
Karakalpakların aşağı ve yukarı olmak üzere iki gruba ayrılmasına sebep
olacaktır.
Bölgedeki Kalmuk hareketliliği, XVII. yüzyılın ilk yarısında Çarlık
Rusyayı oldukça rahatsız etse de yüzyılın son çeyreğinden itibaren durum
değişmiştir. Gerçekleştirilen anlaşmalar yoluyla Çarlık yöneticileri Kalmukların
askeri vasıflarından yararlanmayı bilmişlerdir. XVIII. yüzyılla birlikte daha
somut hale gelen Rus ilerleyişinde Kalmuk baskısı nedeniyle aralarındaki bağlar
zayıflayan Türk topluluklar üzerinde Rus hâkimiyeti sağlanmaya çalışılmıştır.
Bir başka deyişle Kalmukların yıkıcı saldırıları, Çarlık Rusyası’nın koruyucu
olarak algılanmasını sağlamıştır. Ayrıca bu baskı karşısında gerçekleşen göçler,
boş kalan bölge topraklarında Rus ilerleyişinin zeminini oluşturmuştur.
Böylelikle başta Küçük Cüz Kazakları olmak üzere 1730’lardan itibaren Türk
topluluklarının Rus himayesine geçtiği görülmektedir. Çarlık hükümetinin bu
yönde sağladığı başarıyı, Türk topluluklarının düşmana karşı birlik olamamaları
ve üzerlerindeki Kalmuk baskısı nedeniyle aralarındaki bağların zayıflaması
neticesinde elde ettiği görülmektedir. Ayrıca Çarlık idarecilerinin birini diğerine
karşı kullanmak yoluyla, birbirine düşman olarak hareket eden halkların
arasındaki çekişmelerden faydalandıklarını belirtmek gerekir.
Ayuka Han ile İdil-Yayık hattında en güçlü dönemini yaşayan İdil
Kalmukları ise, XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren eski güçlerini
kaybetmişlerdi. Çünkü artık eskisi gibi rahat hareket edemedikleri gibi, Rus
kasaba ve köylerinin de birer şubesi haline gelmişlerdi. Yaşadıkları ekonomik
problemlerin yanı sıra alışık oldukları göçebe yaşamdan uzaklaşan Kalmuklar
arasında Çarlık yönetimine bağlılığa son verilmesi gerektiği fikri oluşmaya
başlamıştı. Nitekim 1771 yılında İdil Kalmukları’nın pek çoğu bölgeyi terk
ederek anavatan Cungarya’ya dönmek üzere göç hareketine başlayacaktır.
Oktay Berber
[356]
KAYNAKÇA
Absalyamova, Yu. A. (2009), “Başkirsko-Kalmıtskoe Mejetniçeskoe
Vzaimodeystvie v Vostoçnom Orenburje v Pervoy Polovine XVII v.”, Vestnik,
KİGİ RAN, No: 2, s. 3-5.
Acar, Serkan (2013), Kazan Hanlığı-Moskova Knezliği Siyasi İlişkileri
(1437-1552), TTK Yayınları, Ankara.
Alpargu, Mehmet (2007), Nogaylar, Değişim Yayınları, İstanbul.
Barthold, V. V. (1943), Oçerk İstorii Semireçya, Frunze.
Bilge, M. Sadık (2005), Osmanlı Devleti ve Kafkasya, Eren Yayınları,
İstanbul.
Deliömeroğlu, Yakup (2002), “Başkurt İsyanları”, Türkler, 18. Cilt, Ed.:
Hasan Celal Güzel-Kemal Çiçek-Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara,
s. 427-434.
Ercilasun, Konuralp (2013), “Kalmuk Göçlerinin Türkistan’a Etkisi
Hakkında Bazı Görüşler”, Uluslararası Altay Toplulukları Sempozyumu Göçler
ve Ulusların Doğuşu (18-19 Mayıs 2011/İstanbul), İstanbul Esnaf ve Sanatkar
Odaları Birliği Yayını, Ed.: Han Woo Choi-İlhan Şahin vd., İstanbul, s. 157-
167.
Evliyâ Çelebi b. Derviş Mehemmed Zıllî (2003), Evliya Çelebi
Seyahatnâmesi, VII. Kitap, haz.: Yücel Dağlı – Seyit Ali Kahraman – Robert
Dankoff, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.
Kalan, Ekrem (2008), Cungar Hanlığı’nın Siyasi Tarihi, TTK Yayınları,
Ankara.
Khodarkovsky, Michael (1983), “Kalmyk-Russian Relations, 1670-1697
(Development of a Pattern of Relations Between Nomadic and Sedentary
Societies)”, Central Asian Survey, Vol. 2/3, s. 5-36.
Khodarkovsky, Michael (1992), Where Two Worlds Met: The Russian
State and Kalmyk Nomads, 1660-1771, Cornell University Press.
Kurat, Akdes Nimet (2010), Rusya Tarihi Başlangıçtan 1917’ye Kadar,
TTK Yayınları, 5. Baskı, Ankara.
Kuzeyev, R. G. (2005), İtil-Ural Türkleri, çev.: Arif Acaloğlu, Selenge
Yayınları, İstanbul.
Lemercier-Quelquejay, Chantal (1966), “Les Kalmuks de la Volga entre
l’Empire russe et l’empire otoman sous le regne d Pierre le Grand (d’apres les
documents des Archives Ottomanes)”, Cahiers du Monde Russe et Sovietique,
vol. VII/1, s. 63-76.
XVII. Yüzyılda Kalmukların İdil-Yayık Bölgesindeki Faaliyetleri
[357]
Mannapov, Marsel Muritoviç (2008), “K Voprosu o Mejetniçeskih
Kontaktah i Letnih Koçevkah Başkir i Kalmıkov v XVII v. v Stepnom Zavolje”,
İzvestiya Altayskogo Gosudarstvennogo Universiteta, İstoriya, Politologiya, No.
4/3, s. 156-159.
Mercani, Şehabeddin (2008), Müstefâdü’l-Ahbâr Fi Ahvâl-i Kazan ve
Bulgar, Metni Yay.: E. N. Hayrullin, Türkçesi: Mustafa Kalkan, Atatürk Kültür
Merkezi Yayınları, Ankara.
Miyawaki, J. (2003), “History of the Dzungars: Introductory Survey”,
History of Civilization of Central Asia (Development in contrast: from the
sixteenth to the mid-nineteeth century), Vol. V, Ed.: Chahryar Adle-Irfan Habib,
Co-ed.: Karl M. Bipakov, Unesco Publishing, s. 142-152.
Nefedyevım, N. (1834), Podrobnıya Svedeniya o Voljskih Kalmıkah,
S.Peterburg.
Novoletov, M. (1884), Kalmıki istoriçeskiy oçerk, S.-Peterburg.
Novoselyskiy, A. A. (2011), XVII. Yüzyılın Birinci Yarısında Moskova
Devletinin Tatarlarla Mücadelesi, Ter.: Kemal Ortaylı, Yayına Haz.: Erhan
Afyoncu-İlyas Kamalov, TTK Yayınları, Ankara.
Nozdrina, İ. A. (2008), “Kalmıtsko-Tsinskoe Otnoşeniya v Pervoy Treti
XVIII v. i Pozitsiya Rossii”, Mejdunarodnie Otnoşeniya v Tsentralnoy Azii:
istoriya i sovremennost. Materialı Nauçnoy Konferentsii, Pod. Red. İ. V.
Anicimovoy-Yu. A. Lısenko, İzdatelstvo Altayskogo Gosudartsvennogo
Universiteta, Barnaul, s. 101-109.
Râşid Mehmed Efendi (2013), Çelebizâde İsmaîl Âsım Efendi, Târîh-i
Râşid ve Zeyli, Haz.: Abdülkadir Özcan-Yunus Uğur-Baki Çakır-Ahmet Zeki
İzgöer, 1. Cilt, Klasik Yayınları, İstanbul.
Togan, A. Zeki Velidi (1981), Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakın Tarihi,
Enderun Kitabevi, İstanbul.
Topal, Mehmet (2001), Nusretnâme Tahlil ve Metin, Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yayımlanmamış
Doktora Tezi, İstanbul.
Trepavlov, V. V. (2002), İstoriya Nogayskoy Ordı, İzdatelskaya Firma
“Vastoçnaya Literatura” RAN, Moskva.
Yorulmaz, Osman (2013), Başlangıcından Hanlığın Feshine Kadar
Kazak Türkleri ile Çarlık Rusyası Arasındaki Siyasi İlişkiler, TTK Yayınları,
Ankara.
Oktay Berber
[358]
Yorulmaz, Osman (2013), “XVI-XVIII. Yüzyıllarda Altay’dan İdil-
Ural’a Kalmuk Göçleri”, Uluslararası Altay Toplulukları Sempozyumu Göçler
ve Ulusların Doğuşu (18-19 Mayıs 2011/İstanbul), İstanbul Esnaf ve Sanatkar
Odaları Birliği Yayını, Ed.: Han Woo Choi-İlhan Şahin vd., İstanbul, s. 151-
156.
Zernov, V.V. Velyaminov (2009), Kırım Yurtına ve Ol Taraflarga Dair
Bolgan Yarlıglar ve Hatlar, Haz.: A. Melek Özyetgin-İlyas Kamalov, TTK
Yayınları, Ankara.