+ All Categories
Home > Documents > AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN...

AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN...

Date post: 01-Nov-2019
Category:
Upload: others
View: 14 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
22
AVRUPA SÜRECiNDE . , .... DINI KURUMLAR \J ve DIN EGITIMI RELIGIOUS INSTITUTIONS AND EDU CA TION in THE PROCESS of EUROPEAN UNION: Comperative Analysis of Religious lnstitutions and Education in the European Union and Turkey Toplanh International Conference 17-19 2006/ November 2006 Eresin Hotel/
Transcript
Page 1: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

AVRUPA BİRLİGİ SÜRECiNDE . ,....

DINI KURUMLAR • \J • • •

ve DIN EGITIMI RELIGIOUS INSTITUTIONS AND

EDU CA TION in THE PROCESS of EUROPEAN UNION:

Comperative Analysis of Religious lnstitutions and Education in the European Union and Turkey

Milletlerarası Tarhşmalı İlmi Toplanh International Conference

17-19 Kasım 2006/ November 2006 Eresin Topkapı Hotel/ İstanbul

İstanbul2007

Page 2: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

©Bu kitap İslami İlimler Araştırma Vakfı tarafından yayma hazırlanmış olup tebliğierin ilmi ve fikri muhteva ile dil bakımından sorumluluğu tebliğ sahiplerine, te'lif haklan İSAV'a, basım organizasyonu ise anlaşmalı olarak Erısar Neşriyat'a aittir.

Tertipleyen:

İ5I..\Mf i!JMLF.I't : ILIL\flll!!.l_~ \'XI>Fl '

iSLAMİ İLİMLER ARAŞTIRMA V AKFI (İSA V) THEFOUNDATION FOR RESEARCH IN ISLAMI C SCIENCES

Kıztaşı, Kamil Paşa Sokak, No. 7; Fatih-34260 1 İstanbul e-mail: [email protected] Web Site: http://www.isavvakfi.org

Tel: +90 (0212) 523 54 57-523 74 36 Faks: 523 65 37

Avrupa Birliği sürecinde dilli kurumlar ve din eğiitimi /:İlyas Çelebi. . ..,- l.bs .-İstanbul: Ensar Neşriyat, 2007

611 s.; 23,5 cm.

ISBN: 978-9944-704-02-1 1. Din-Örgütlenme ve kurumlar; 2.Din_Eğitim ve öğretim 291.65 DC20

Bibliyografık niteleme Angio-American Rules 2 (AACR2)'ye göte yapılmıştır.

Page 3: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

AVRUPA BİRLİGİ'NDE DİNİ KURUMLAR

ve DİN EGİTİMİ: İTALYAN MODELİ*

§ 1 Giriş

Prof. Dr. Alessmıdro FERRARI

Universitiz degli Studi dell'Insubria, Italy

58 milyonluk nüfusa sahip olan İtalya' da bunlann birçoğu "ibadet etme­se" ya da çok nadiren ibadet etseler de SO milyonu -toplam nüfusun %87' si­kendilerini Katalik olarak kabul ediyorlar. Kalan kesimin %10 (yaklaşık altı milyon kişi) inançsız olduklarını, %4'ünde ortalama (2.500.000 kişi) başka

diniere mensup olduklarını söylüyorlar. En önemli "azınlık" dinleri arasında İslfun'ı (800.000/900.000 kişi, nüfusun %1,5 oranıyla azınlık dinler arasında en kalabalık alanıdır) ve Kurtuluş Ordusu'nu (2.000 üyesiyle, nüfusun %0,003 oranıyla en küçük diıU azınlıktır) bulmaktayız. _

Bu istatistiklerden, diğer Avrupa Ülkeleri kadar sekiller olan İtalya'nın daha çok "katolik bir sekülerleşme" izlediğini açıkça görmekteyiz. Katalik özelliğinin tamamen confessionnel/diıU küreden kültürel küreye doğru bir geçişine şahit olmaktayız. Bu.da, ülkenin yaşamında bu dine (ve kilisesine), devasa bir rol verir ve kamusal yaşamda İtalyan laikliğine -ki bu Hliklik ana­yasal düzenin en üst ilkesi olarak kabul edilir- dinlerin (özellikle de Katalik dininin) rolü konusunda aynıncı olmaktan ziyade dahil edici bir özellik at­federek kimliksel referans noktası olma işlevini sürdürmesini sağlar1 •

Fransızca'dan çeviren Yrd Doç. Dr. İsmail Taşpmar.

Burada İtalyan tarzı Hilldik meselesini özetlemek imldinsızdır, bkz. Aless~dro Ferrari, Les aıııbigııi'ttis de la "saine laii:itıi" de l'Etat italien, en Des Mai:tres et des Dieux. Ecoles et_ religions en Europe, Jean-Paul Willaime'in yönetimi altında, Paris, Belin 2006, s. 45-58; Libertiı scola::tiche

Page 4: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

462 AVRUPA BİRLİGİ SÜRECİNDE DiNi KURUMLAR ve DİN EGİTİMİ

Katoliklik, her zaman için birliğini papalık devletinin külleri üzerine

kurmuş ve toprak "savaşını" geniş ölçüde Katalik olan toplumla olan ilişki

düzlemine asla aktarmayan İtalyan devletinin kimliğinin önemli bir parçası­

nı oluşturmuştur. İtalyan devleti her zaman kamu kurumları ile toplum ara­

sındaki kesişme yerlerini -bunların başında okul gelir- kurumsal ilişkilerin

üst kısırnlarında meydana gelen devlet ile kilise arasındaki kırılmanın yeni­

den oluşumunun gerçekleştiği yerlere dönüştürmeye çalışrnıştır2•

Katolik"clinl eğitimin -ya da daha doğrusu ilham alınmış katalik bir eği­timin- devlet okullarından dışlanmasının tam anlamıyla hiç gündernde ol­

maması bu nedenlerle açıklarur3• Diğer yandan katoliklerin yeni devlet yapı­

larına uyum sağlamasına elverişli bir zemin oluşturarak devlet okullarında

Katalik bir eğitimin varlığı, kiliseye artık özel değil de kamusal bir rol sağ­

lamıştır.

Bu dengenin sonuçlarından biri, İtalyan devletinin, toplumsal entegras­yon açısından kültürel (geleneksel-dini) boyutun paylaştırılınasının kamusal kurumlarcakabul edilmiş hukuksal paylaşunlarının aynadıklan rolden daha önemli bir role sahip olan "millet-devlet kimliği" (nation-state identity)4 etrafın­

da ~uş olınasıdır; diğer bir sonuç da Katalik Kilisesi'nirı özerk bir okul ağının kurulmasına yoğun yatırım yapacak yerde kamusal eğitim sisteminiri

2

3

4

e laicitii dello Stato in Italia e Frmıcia, Torino, Giappichelli 2002, passim (özellikle iki ülkenin

laikliği ışığında özel okul konusunda Fransız ve İtalyan hukuku arasında bir karşılaştır­maya bkz.) ve Laii:ite et "multiculturalisme" iı l'italienne. Le problhne de la tol€rance dans une societti liberal e et secularisee, "Archives des Sociologie des Religions". Daha genel bakış açısı için bkz. kitabıma Religioıı, Secularism and Democracy iıı Europe, for a neıv "Kelsenian Pact", "]ean Mennet Working Papers", New York Law School, 3 (2005), 1-19.

Bkz. S ta te and Churclıes in Italy: from Liberal Separatioıı to Democratic Laicitiı, en Jahrbuclı for Europiiische Verwaltungsgesclıiclıte, 14, Nomos Verlag, Baden-Baden 2002, s. 1-42.

"Tarihi Sol" hükümetin başlannda 15 Temmuz 1877 tarihli "Coppino yasası" devlet ilko­kul programından Katelik din eğitimini kaldırmış ve ortaokul ve liselerde belli bir laikleş­tirmeyi öngörmüştür. Yine de 1882 tarihli yasadan sonra Fransa' daki gelişmelerin tersine Coppina yasası'nın dini eğitim konusundaki sessizliği hiçbir zaman devlet okullarında Katelik dini eğitiminin yasaklanması olarak değil de ebeveynlerin istekleri üzerine beledi­yeler tarafından düzenlenecek seçmeli derse dönüştürülmesi olarak algılanmıştır. İtalyan belediyelerin neredeyse hepsi bu eğitimi korumuşlardır: bkz. Fransız yankısı için Jean Bauberot, La morale lai"que cantre l'ordre moral, Seuil, Paris 1997, s. 56.

Bkz. Paolo Segatti, Perc/ıli e debole la coscienza nazionale degli italiani, "il Muline", 1 (1999), s. 15-23.

Page 5: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463

içinde konumunu korumaya çalışmasıdır. Kilisenin devlet eğitim sisteminde güçlü bir konuma sahip olma isteği ve kamusal yönü -burada İtalyan Kato­liklik "vatandaşı" ifadesi kullanılabilir-, özel Katolik okullarının Katolik dininin öğretilmesi konusunda özel bir tüzüğe sahip olduklarını göz önünde bulundurduğumuzda daha iyi anlaşılacaktır.

Günümüzde ya kültürel çeşitliliklere duyarlı olan Avrupalı ve milletle­rarası bir çerçevede5 yer alan her zaman daha da parçalanmış ve çokkültürlü bir toplumun isteklerinden dolayı ya da "birlikte yaşamak" için gerekli gö­rünen bir dini "okuma yazma"nın gençlere sağlanmasının zorunluluğundan dolayı, devlet okullarında kullanılan dini göz önünde bulundurmanın "confessionneVdinl modeli"6 tartışılmaktadır. Devlet okullarının kültürel çokluğu karşılıklı olarak etkileştirme yönünde kurumsal bir sosyal kültür oluşturma görevi, fazlasıyla dikkat gerektiren bir sorun haline gelmiştir ve ülkenin Birliği'ni temsil ettiği varsayılan ''bir'' Katolik kültürüne basit bir göndermeyle çözillebilecek nitelikte değildir. Günümüzdeki gerilim, bu ül­kedeki devlet okulunun tarihi entegrasyon işlevini koruması -aynı zamanda "katolikleri" "kaybetme" den "d:i.nl model» tartışmalarıyla yüzleşmeyi kabul etmek- ile gelecekte katolik olmayan d:i.nl özel okulların sayısının çoğalması­m kabullenmek arasında bir seçimle çözülebilir.

Dolayısıyla d:i.nl eğitimde bir "İtalyan modeli"nden bahsetmek için confessionnel/d:i.nl okulların rolünü incelemeden önce devlet okullarında diniere sunulan statüyü incelemek gerekecek7•

§ 2 Devlet Okullannda Katolik Din Eğitimi

2005/2006 eğitim yılında İtalyan devlet okullarında (ana sınıfından lise­\

ye kadar) bulunan öğrencilerin %91_1 Katolik din dersi alıyorlarciı. Bu _l:ı!tı;ım

ülk=~e _(<YQ_SZ) __ göre_Güne.Jdnde-(-%98,4)--daha--y:oğundu; aynı za-

5

6

7

Bkz. MeselaAvrupa Anayasal Anlaşma'nın II-82. maddesine.

O~ulda dinin varlığına dair Avrupa'da üç temel model olduğunu söyleyebiliriz: Gelenek­sel olarak oluşturulınuş dini inançlara (confession) bağlı devlet okullarında dinin varlığını öngören dini (confessionnal) model (İtalya, İspanya, Alınanya, ... ); din olgusunun daha çok kültürel yönünü öne çıkarmaya çalışarak bu eğitimi dışlayan ayruncı model (Fransa) ve dini eğitimin farklı inançlarla ortak olarak idare edildiği ve tamamen kültürel düzleme dikkat edildiği çok-dinli model (İngiltere).

Teoloji eğitimi için yüksek kurumlar meselesini burada ele alamayacağım, bunun için bkz. Alessandro Ferrari, Entre etat et liglise: l'enseignement de la theologie catholique en Italie et en Espagııe ou de l'actualitti d'une separation, en "Studia Canonica", 37 (2003), s. 379-410.

Page 6: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

464 AVRUPA BİRLİGİ SÜREciNDE DİNİ KURUMLAR ve DİN EGİTİMİ

manda büyük kentlere ve Ortaokul ve liselere (%85) oranla ilkokullarda ve

küçük şehirlerde daha da belirgindi.

Bu eğitim anayasanın açık hükümlerini temel almaz; aslında kısmen öğ­

rencilerin dinl ihtiyaçlarına yönelik yasa koyucuların genel bir dikkatini8 ,

kısmen de 18 Şubat 1984 tarihinde İtalya ile Vatikan arasında yapılmış

Konkordatayla onaylanmış ülkenin katalik köklerine9 özel bir bakışıru temel

alır. Gerçekten de bu konkarda ta, Katalik Kilisesi'nin masrafları devlete yük­

leyerek İtalyan devlet okullarında dinl eğitim olanağım verme olasılığıru

güvence altına almış ve bu eğitim devlet ile Kilise arasında bir ortak idare

sistemi oluşturmalarım sağlamıştırıo. Okullara göre farklılık arz eden prog­

ramların belirlenmesini, "okul saati çerçevesinde" bu eğitimin somut olarak

düzenlenmesini, kitapların ve öğretmenierin meslekl niteliksel profilinin

seçimini sağlayan kriteler, İtalyan Piskoposluk Konferansları ile uzman okul

otoriteleri arasında yapılacak anlaşmalara bırakılmıştır. Milli Eğitim Bakanı

ile günümüzde bu konuyu ele alan İtalyan Piskoposluk Konferansı Başkanı

arasındaki ana anlaşma 1985 yılında imzalanmıştırn.

Bu hükümlerle Katalik din eğitimi bütün devlet okulları tarafından gü­

vence altına alınmışhr: anaokulları ve ilkokullarda haftada iki saat; ortaokul­

larda ve liselerde birer saat.

8

9

10

ll

Mesela 28 Mart 2003 tarihli n. 53 sayılı eğitim üzerine organik yasanın 2. maddesi eğitim

sistemine "Anayasa'nın ilkelerinden ilham alan manevi ve ahiili formasyon" görevini ve­rir ve aynı maddenin e) bendi anaokulunun görevleri arasına "çocuğun bilgi, ahlak, dini ve toplumsal psikomotor ve duyguların gelişmesine destek verme" yi dahil eder:

Mayıs 2004'de sunulan birinci dönem öğrencilerin (ondört yaşa kadarki dönem) "eğitim profili" zunnen Katolikliğe gönderme yaparak "iyinin ve kötünün" bilgisinin öğretilmesi­ni tavsiye eder veya İtalya'yı "klasik dünyaya ve yahudi-luristiyan mirasına" bağlayan köklerin ya da "İtalya'nın Avrupa'daki manevi ve maddi" kimliğinin bilincine varmasını devlet okullarının amaçlan arasına koyar.

Konkordata'nın 9. maddesinin 2. bölümü şunu söyler: "İtalyan cumhuriyeti dini kültürün değerini kabul ederek ve Kataliklik ilkelerinin İtalyan halkının tarihi mirasının bir parçası olduğunu göz önünde bulundurarak okulun gayeleri çerçevesinde üniversite dışında her tür ve her derecedeki devlet okulunda katolik din eğitimini üstlenmeye devam edecektir. Vicdan özgürlüğüne saygı ve ebeveynlerin eğitime ilişkin sorumluluklan çerçevesinde herkese bu eğitimi görme ya da görmeme hakkı tanınınıştır. Kayıt anında öğrenciler veya ebeveynleri, herhangi bir ayruncılığa maruz kalmaksızın okul otoritesinin isteği üzerine bu hakkı kullanacaklardır".

Bkz. Bu anlaşmayı uygulatan 16 Aralık 1985 tarihli Başbakanın n. 751 sayılı karan.

Page 7: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

AVRUPA BİRLİGİ'NDE DİNİ KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 465

Bu eğitim zorunlu değildir12 ve ait olunan dinden bağımsız olarak alına­

bilir: Anaokulu, ilkokul ve ortaokula giden öğrencilerin ebeveynleri tarafın­

. dan aÇJ.kça istenmesi gerekmektedir; Liseden itibaren ögrenciler kendi istek­

, leriyle bu dersleri doğrudan alabilirlerı3. Bu derslere katılmayan öğrenciler

_I:J,9.şka alternatif derslere girmek zorunda değiller ve bu ders saatlerinde o­

kuldan ÇJ.kabilirler14• Bunun tersine bu dersi alrriayı seçmiş olan öğrenciler yıl

boyunca derslere katılmak zorundadır ve normal okul karnesinin dışında

tu~cm bir notla değerlendirilirler. Bu durumda sınıfların oluşumunda bu

farklı seçimler göz önünde bulundurulmaz: dolayısıyla da ailelerin ve öğ­

rencilerin din dersi alma tercihlerine göre oluşturulmuş sınıf olmayacaktır15 •

12

13

14

15

Kuzeydoğuda bulunan illerde din eğitiminin seçilmesi bu eğitimi zorunlu gören Avustur­ya imparatorluğunun modeline göre ayarlanmıştır.

Yine de bir yandan eğitim yılının başında okul otoritelerinin açıkça ailelerden ve öğrenci­lerden bu eğitimi alıp alınama konusundaki istekleri ölçüsünce belli bir istek olduğunun altını çizmek gerekir. Diğer yandan 18 Haziran 1986 tarihli yasa için 18 yılı doldurmamış olan lise öğrencileri -genelde bu okullara 14 yaşlarmda başlarlar-ebeveynlerinin irnzasıyla seçimlerini teyit ettirmek zorundadırlar. Geriye 14 yaşını doldurmuş ama hala ortaokula gidenler kalıyor, bunlar için seçim hakkı tamamen ebeveynlere aittir. Daha tarafsız bir devlet okulu taraftarlarının isteklerinin tersine, bu dersler günün başında ya da sonunda değil de ortasında yer alabilir.

Bu nedenle bu eğitimin ne zorunlu ne de seçmeli olduğu söylenir, aslında isteğe bağlıdır,

çünkü öğrenciler bu ders ile başka dersler arasında bir seçim yapmazlar. Anayasa mah­kemesi için bu durum öğrencilerin vicdan ve din özgürlüklerinin bir işaretidir, çünkü se­çenekler arasında seçmek zorunda olınak, ders alına veya alınama seçimlerine engel olur­du. Bkz. 11-12 Nisan 1989 tarihli karar, n. 203 ve 11-14 Ocak 1991 tarihli karar, n. 13; Sara Dornianello, Giurisprııdenza costituzionale e fattore religioso. Le prommzie della Corte costituzionale in materin scolastica (1987-1998), Giuffre, Milano, 1999, s. 597-625. Bu kararlarla ilgili yorumlar için bkz: Silvio Ferrari, Ora di religione: per la Consulta l'ora alternativa non e obbligatoria, "Corriere giuridico", ·1989, s. 642 ve Ora di religione. La Corte costituzionale interviene sul/o "stato di non-obbligo", ibid., 1991, s. 427.

Dini etken işin içine girince pozitif faaliyetlerin (potisive actions) uygulanması karmaşık bir hal alır : 2004' de Milana'lu bir lise öğrencisi İtalyan dilini iyi öğrenemediği bir özel Müs­lüman okulundan mezun olup yalnızca Müslümanlardan oluşan bir sınıftaki derslerine son vermek zorunda kalmıştır. Dil sorununu değil de dini aidiyetlerine (İslamcı sınıf!) vurgu yapılmış olunması bu başansızlığın temelindedir, oysa Floransa yakınlarında bulu­nan Prato'daki "Çin'li sınıflar" böyle bir sorunla karşılaşmamaktadır. bkz. Roberta Aluffi Beck-Peccoz, Tlıe Islanıic class in Milan, intervention in Ninth Iııtenıational Metropolis Coııfereııce in Geneva. Workslıop: Responding to Religious Diversity in Metropolis. Case Studies, http//: www.intemational.metropolis.net.

Page 8: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

466 AVRUPA BİRLİGİ SÜREciNDE DİNİ KURUMLAR ve DİN EGİTİMİ

Bu dersleri veren öğrebnenler dini otorite tarafından seçilirler (okulun

bulunduğu yerde görev yapan piskopos), Devletin kabul ettiği bir diplama­

ya sahiptirler16 ve maaşlan devlet tarafından karşılanır (2004'te 500 milyon

euro). Anaokullarda ve ilkokullarda piskopos tarafından özel bir izin alarak

sınıf öğrebneninin kendisinin de bu dersleri verme olanağına sahiptir. Fakat

bu öğrebnenler dini otoritenin ya da derslerine katılmayarak memnuniyet­

sizliklerini gösteren öğrencilerin güvenini yitirirlerse mesleklerinden men

edilirler17. Belli süreliğine işe alınmış ve yıllık olarak görevlendirilen öğret­

menierin durumlarının belirsizliği, bunlann kaderine özgürce karar veren

dini bir otoriteye tabi olmalarıyla açıklanmıştır. Ancak hükümetin kilisenin

isteklerine olumlu cevap verme iradesi, her bölgede sınavlar açarak ve sınavı

kazananlara süresi belirsiz bir anlaşmayla devlet kadrosuna girmesini sağla­

yarak bnüç bin öğrebnenin bu belirsizlikten kurtulmalarını sağlayan 18

Temmuz 2003 tarihli 186 sayılı yasayla sonuca bağlanmıştır18. Bu sınava ka­

tılmak için ders vermek istenilen bölgenin (diocese) piskoposundan ön kabul

belgesi elde ebnek gerekmektedir. Devlet okunanna ve üniversitelere ait

öğrebnenlerden oluşan jüri, katılımcılann genel "kültürel ve didaktik hazır-

16

17

18

Yani Kilise tarafından onaylanmış bir fakültenin verdiği teoloji alanında akademik ünvan (bakalorea, lisans veya doktora); Önemli bir seminerde eğitimini tamamlamış olduğunu onaylayan bir tescil belgesi; Kilise tarafından kabul görm\iş Din Bilimleri Yüksek Enstitü­sünde (İSSR) akademik master diploması; bir devlet üniversitesi diploması ve beraberinde İtalyan Piskoposluk Konferansı tarafından kabul edilmiş bir Din Bilimleri Enstitüsü (İSR) tarafından verilmiş diploma. Bkz. Cumhurbaşkanının akademik papalık ünvaniarının ka­bulü için İtalya ile Kilise arasında yapılan anlaşmalarla ilgili 2 Şubat 1994 tarihli 751/1985 ve 175 sayılı (dipnot 10) kararlarına: Code europeen droit et religions, cilt I, U. E.- Les Pays de la Mediterranee, Salvatore Berlinge/un yönetiminde, Giuffre, Milano 2001, s. 478-490.

Öğrencilerin sayısının azalmasının dışında işten atmalar daha çok boşanmış ve tekrar evlenmiş ya da çocuklu (bu dururnda arınelik velisi dini bütünlük veliliğine yerini bırakır) tek yaşayan öğretmenlerle (genelde okulda katolik eğitimin "tekrarlanmasıru" sağlayan kadınlardır) ilgilidir; 24 Şubat 2003 tarilıli n. 2803 sayılı kararlar Temyiz mahkemesinin "raporun çözümünü belirleyerek mutlak ve kısmi zamanlı çalışmalarda hukuki imkansız­lığını" belirleyen "devlet otoriteleri · karşısında (bir piskopos tarafından) tutum sertificasının işten atmanın temyizsiz bir eylem niteliğinde" olduğu geleneksel yönelimi teyit etmiştir. Bundan da din öğretmenleri "öğretmenlik mesleğini" iyi icra etme görevin­den çok en özel seçimlerle ilgili en katı bir yedek görevine maruz kalınalarını şart koşar.

2004 yılmda yalnızca görevde bulunan din öğretmenleri sınava katılına hakkına sahipti ; daha sonraki yıllarda gerekli ünvana sahip herkesin katlİabiieceği üç yıl geçerli sınavlar öngürülınüştü.

Page 9: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 467

lıklarını" onaylamakla sınırlı kalarak bu katılımcıların "dini" hazırlıklarınıı9

değerlendirirler. Sınavı kazananların isimleri sınavda elde edilen notlan

hakkında hiçbir bilgi verilmeksizin alfabetik bir sırada uzman piskoposlara

aktanlır: Bu da piskopos seçiminde tam bir özgürlük sağlamak için yapılır.

Piskoposluk kabulünü kaybetmeleri durumunda ya da öğrenci sayılarının

azalması durumunda öğretmenler, başka bir diocese/bölgede Katolik din

dersi için yeni bir atama elde edebilir (bu bölgenin piskoposu kabul ederse),

din dersinden farklı bir ders verme olanağı bulabilir (gerekli bı:ügelere sahip­

se) veya kendisine kamu idaresinde başka bir görev verilebilir20•

Piskoposluk Konferansıyla anlaşma yapmış olan Milli Eğitim Bakanının

bir kararıyla kabul edilmiş olan Katolik din dersi programlan "okulun gaye­

leri çerçevesini" göz önünde bulundurması ve kilise öğretisiyle uyum içinde

bulunması gereken bir eğitimi taşımalıdır2ı. Bu da bu eğitimin ciddi bir bi­

limsel temeli koruması gerektiği ve her tür prozelitizmden veya ayrımcılık­

tan kaçınınası gerektiği anlamına gelir. Bu aynı zamanda devlet okulunda

anayasal ilkelere ters düşecek bir din eğitiminin kurulmasına engel olmak

için belli bir devlet denetiminin varlığının olduğu anlamına gelir. Bu mesele

günümüzde Kataliklik ile cumhuriyet değerleri arasında bir denklik olduğu

görüşü olduğu için fazla açıklanmamış ve tarhşılmıyor olsa da, bu tarhşma­

lar devlet okullarının gelecekte başka diniere açılmalanyla mümkün olacak­

m. Uygulamada ya yasal"zorunluklar''dan dolayı ya da öğrencilerin tercih­

lerinden dolayı bu eğitimi isteyen ve öğretisel bir Katolikliğe çok ilgi duy-

19

20

21

Bu onaylama kilise otoritelerine verilmiştir ya da din eğitimi için gerekli olan kakonik eğitim ünvanianna sahip olmakla da ispatlanabilir.

Böyle bir örgütlenme ister istemez ciddi tedbirler meydana getirmiştir. Katılım hakkı yalnızca dini otoriteler tarafından onay almış kişilere verilmiş olan (böyle bir şey kamu i­daresinin tarafsızlığı ilkesiyle çelişir), oluşması sivil yapılada (dinler) dini yapılar (pisko­posluk) arasında hissedilir bir içiçe girmeyi öngören, din eğitiminin başka alanlar üzerinde imtiyazlı olmasına neden olabilecek (basında "eğitimin vatikan sömürgesi"nden ya da devleti kilise otoritelerinin kararıyla karşı karşıya getirerek devlet okulunu "Vatikanın en­tegrasyon ödenekleri" -entegrasyon ödenekleri işinden ayrılan işçilere belli süre verilen bir yardımdır- haline getiren bir süreçten bahsedilmiştir) bir sınava iyi bakılmaz: bkz. http :// www.chiesacattolica.il ·

Bkz. 23 ekim 2003'de imzalanan anaokullarmda ve ilkokullarda Katolik din eğitimi için özel hedeflerle ilgili anlaşınaya ve 26 Mayıs 2004'te imzalanan ortaokul ve liselerde Kato­lik din eğitimi için özel hedeflerle ilgili aniaşına için bkz. http://www.olir.it.

Page 10: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

468 AVRUPA BİRLİGİ SÜRECİNDE DiNi KURUMLAR ve DİN EGİTİMİ

mayan temel arz edenler ve talep edenler açısından bu eğitim, bir yandan

öğretmenierin formasyanlarına ve duyarlılıklarına göre, diğer yandan da

toplumsal/eğitim/kilise bağlarnma göre Katalikliğin ve (muhtemelen) diğer

dinlerin kültürel içeriğinin ayrıntılı bir sunumu olabileceği gibi ahlakçı bir

etik de olabilir.

§ 2. 1 Başka Dinlerin Öğretilmesi

Gerçekt~n de Katalik olmayan öğrenciler, altmışlı yılların sonlarında "a­

çık Katoliklik"ten vazgeçmiş bir Katalik okul ortamında kendilerini bulurlar.

Okulların duvarlarında Katalik haçı bulunur22; Noel döneminde yoğun ola­

rak İsa'nın doğum sahneleri vardır23; bazen okulların içinde ayinler ve takdis

törenleri düzenlenir24 ve yeni eğitim programlan ülkenin Katalik kökenleri-

22

23

24

Bir araştırmada İtalyanlarm %80'nin buna olumlu baktığı ortaya çıkınıştır bkz. Franco Garelli, Gustavo Guizzardi, Enzo Pace, Un singolare pluralisnıo. Iııdagiııe sul pluralisnıo mora­le e religioso degli italiaııi, il Mulino, Bologna 2003, s. 145 (bu veriyi inceleyen: Italo de Sandre, Pratica, crede1ıza e istitıızioııalizzazioııe del/e religioııi, ibid., s. 115-157).

Özellikle anaokullarında ve ilkokullarda. Bazı okulların Noel sahnesi hazırlarnamış olma­lan veya bu sembollere gönderme yapmayan kutlamalar düzenleyen okullar çok eleştiril­miştir. Böyle bir medyatik pelemik karşısında Aralık 2004'te Milli eğitim bakanı burada vermenüz gerektiğine inandığımız bu okullara bir mektup göndenniştir: "Her yıl olduğu gibi bu yıl da sevgimizi ve başkalanna karşı cömertliğinlizi göstermek için hediyeleşmeyi seçtiğimiz, ışıklar ve hediyelerle Noeli kutlamaya hazırlanıyoruz. Ancak başka bir Noel daha vardır, bu Noel de sevgi mesajını taşırnak için bir mağarada doğınuş olan İsa'yı anla­tan Noel'dir, bu da ölümle kendini kurban etmeye kadar giden sevginin en yüce halini gösteren bir Noeldir. Noel'in gerçek anlamı da budur, hiçbir şey beklemeden bizi sevme­yeniere bile, inananlara ve inanmayanlara bu sevgiyi vermeye hazır olduğumw;u gösteren evrensel bir sevgi mesajıdır. Bu mektubu yazmadan önce çok düşündilin ve geleneklerin ön~miyle ve kültiirel kimlikle ilgili düşüncelerimi yazmaya karar verdim. Görüşlerimin sağlam olduğırndan eminim çüııkü tarihimize, kökl~i::imize saygı duymadan bizim kültü­rumüzden farklı kültilileri ve tarihleri anlarnarnız mümkün değildir. Ama Noel bayrarnırıı ve Doğumu daha kutsal kılan bir şey vardır, bu da varlığıyla, hayatıyla ve öliirnüyle İ­sa'nın bize sunduğu sevgidir. Savaşlarla, şiddetle, ayrırncılıklarla parçalanmış olan toplu­mumuzun da ihtiyacı olan bu sevgidir. Sevginin sembolünü öğrencilerimizin elinden al­mayın, bunun tersine Noel sahnesiyle bunun gerçek ve derin anlarnırıı anlarnalanna yar­dırncı olun", http ://wWw.liceoartisticoteramo.it/articoli_stampa/presepe_lettera_moratti.htm.

Cumhurbaşkanının 10 Ekim 1996 tarihli ek ve tamamlayıcı okul inisyatifleri disiplini üzerine n.567 sayılı karan dini etkinlikler düzenlemek için sık sık kullanılır. "Ek inisyatifler" ifadesinin tanımı okullara bırakılıruştır. Bunlar "parasal uyuşmayla okul ku­nırnunun gayeleriyle uyumu göz önünde tutmalıdırlar" (madde 4, ı. nokta). Bu etkinlikler "okul müfredatırun dışında irısan ve sivil gelişme için olanaklar" sunmalıdır (mad.l

Page 11: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

AVRUPA BİRLİGİ'NDE DİNİ KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 469

. ne büyük önem verir25.Başka bir deyişle devlet okullarnun topluma, ailelerin

isteklerine açilışı 11 çoğunluk" kültürünün imtiyazlı bir kabulüne dönüşme

riskini taşımaktadır26 • Bu olasılığa karşı koymak için devlet ile bazı dinler

(culte) (Yahudi cemaatleri, Adventist'ler, Tanrı meclisleri)27 arasında imzala­

nan anlaşmalar, devlet okullarnun 11 diğer ders programlarmda açık din eği­

timi biçimleri" vermeyeceğini ve öğrencilerin 11 din eğitimi ve formasyonu

üzerinde hiçbir etkisi olınayacağını" güvence altına alır 28•

25

26

27

28

nok.3}, "öğrenciler ve aileler tarafından temsil edilen istekleri" karşılamalı (mad. ı, 2. ve 3. nokta). Bu karar aynı zamanda öğrencilerin isteklerine ve öğretmenierin imkanlarına göre "gündemdeki ve özel bir ilgi uyandıran temalan derinleştirmek için" "normal ders saati­nin dışmda ek saatler eklenmesine" olanak vermektedir (mad. ı, nok.4). On yıl kadar önce ı Ağustos ı992 tarihli n. 470 sayılı bir kararla Emille Romagne İdari Mahkemesi -Bologna metodist topluluğun isteği üzerine- 567/ı996 karann "dini uygula­malarına, ayin düzenlemelerine" izin vermediğini belirtip bu olanağı ortadan kaldırnuştır (Burada okulların kutsanması ve Pazar ayinleri söz konusuydu), "Quademi di diritto e politica ecclesiastica", ı993/3, s. 753-754. Ancak 26 Mart ı993 tarihli n.392 sayılı bir talimat­la Devlet Konseyi, "azınlıkların haklarına saygı gösterilerek" gerçekleştirildiği taktirde bu eylemlerin "Katolik din dersi alınanuş olan ailelerin veya öğrencilerin özgürlüklerini" kı­sıtlamadığıru belirterek bu yonırnu geçersiz saymış, a.g.e. s. 752-753

Bkz. dipnot 9.

Aynı riskten Strasbourg Mahkemesi de bahsetmiştir, Türk üniversitelerinde başörtüsünün yasaklanmasım yas allaştırmak için 2 Mayıs ı993 tarihli Karaduman c. Turquie.

Bazı Müslüman derneklerin sunduklan uzlaşma önerileri de aynı yöndedir.

Bu düzenlemeler kamu idarelerinin anayasal tarafsızlık ve laiklik ilkelerini belirtir ve genel içerikleri açısından bütün öğrencilere tatbik edilirler. Birinci güvence doğrulannuş olsa da ikincisi o kadar da anlaşılır görünmemektedir. Ger­çekten de okul formasyonunun öğrencilerin din eğitimlerinin üzerindeki "müdahalesini" dışlamak mümkün değildir : geleneksel çevrelerden gelen öğrenciler üzerinde din ya da cinsiyet aynmının yapılınadığı eşitlik ilkesinden ilham alınış bir eğitimin etkilerini dü­şünmek yeterlidir. Diğer yandan "genel bir entegrasyon siyasetinin içinde kabul edilmiş önlemlere" devletlerin bağdaştırıcı inisyativlerinin yokluğunu, kültürel veya cemaate ait dini kimliklerin gelişmesiyle tutuculuğu bağdaştıran Çocuk haklan üzerine konvansyondur (New York - 20 Kasım ı989). Dolayısıyla özel bir dini/kültürel geleneğe saygı, eğitimle birlikte öğrencilerin yaşadıklan toplumun içinde aktif bir hayata dönüştü­rülınelidir. Bkz. Nicola Colaianni, L'istruzione religiosa nel/e scuole pubbliche, Musulnıani in Italia. La candizione giuridica del/e conıunitiı islamiclıe, sous la directian de S. Ferrari, il Muline, Bologna 2000, s. ı67-ı69.

Page 12: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

470 AVRUPA BİRLİGİ SÜREciNDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ

Bu güveneelerin ve İtalyan okul laildiğinin, öğrencilere tanıdığı dini

kimliklerini ortaya koyma özgürlüğünün ötesinde29 Katalik olmayanların

devlet okullarında kurumsal bir varlıkları yoktur. Ya sayıSal olarak az olma­

larından ya da İtalyan "kültürel mirasın" bir parçası olarak görülmedikle­

rinden30 bu kesimler, okullara bazı ek faaliyet düzenleme dışında bir tekilite

bulunarnazlar ya da "öğrenci sayıSı bunu gerekli kıldığında ya da ciddi ne­

denlerden dolayı tapınak kullanılarnadığında"31 "çocuklarının dini eğitimi

için okul birialarını kullanma izni elde edebilirler"32. Devletle bir anlaşma

i.ırı.Zalarnış olan dinler yalnızca, devletten hiçbir yardım beklerneden "din

olgusunun ve içeriklerinin incelernesi"yle33 ya da Yahudi Cemaatleri Birli­

ğiyle yapılan anlaşmanın daha ayrıntılı olarak öngördüğü "Yahudiliği:iı ince­

lenmesi" yle ilgili "öğrencilerin, ailelerinin ya da okul otoritelerinin istekleri­

ne" "cevap verme" hakkına sahiptirler 34.

29

30

31

32

33

34

24 Haziran 1998 tarihli n .. 249 sayılı "ortaokul ve lisede öğrencilerin statüsünü" içeren karar "kültürel çeşitliliğe açık bir karşılaşbrrna çerçevesinde" "öğrencilerin sivil ve ahlaki vicdanianna saygı göstererek" "tam bir formasyonu" hedefler.

Bu ayru zamanda Katoliklerden önce yanroadada yaşayan Yahudiler (ülkede uzun bir tarih~ sahiptirler) için de geçerlidir! dolayısıyla "Yahudi-Hıristiyan mirasına" yapılan göndermelerin nasıl "katolikçe" yorumlanması gerektiğini görmekteyiz.

Bkz. dipnot 25.

"Devlette kabul edilmiş inançlar" üzerine yasanın 1930 tarihli n.289 sayılı kararın 23. maddesi, 2. bölümü. Faşist rejim döneminde tasarlanan bu düzenleme üç yöne sahiptir: 1) Katolikliğin dışındaki dinlerin öğretilmesi tamamen dini olarak yorumlanır: Bu dinler kolektif İtalyan kimliğiniri inşasında hiçbir rol oynamıyor olarak kabul edilirler; 2) Bu eğitim tamamen olağanüstüdür (yalnızca tapınak yoksa) ve ayrıma bir mantıktan

1 ilham alır (her tür devlet sübvansiyonun yokluğu ve kendi kendine idare), Katolik din eği-timini ilham verenden tamamen farklıdır; 3) belirsiz niceliksel kriterlerin öngörülmesi özel alanlarda (eğilim olarak da ulusal toplu­luğun geri kalanından ayrı) yaşayan azınlık gruplarm (Mesela Piemontlu Vaudoislar) tek­ran gibi işlevsel olarak algılanan farklı din eğitimi görüşünü ortaya çıkarır.

Vaudoislarla, Tanrı Meclisleriyle, Baptistlerle ve Lüteryenlerle imzalanan ~ar bu yöndedir.

Daha kültürel bir yaklaşınun yerini aldığı faşist yasama perspektifinin (dini ve öğrencile­rin sayısına bağlı) nasıl aşıldığını görmekteyiz: Ayru zamanda "dini olgıırıun ve içermele­rinin incelenınesinden" bahsedilir; bu kiliseler dini eğitimin daha çok ailelerin veya dini topluluklarm "özel"inde olması gerektiği görüşündedirler. "Yahudiliğin incelemesine" tamamen dini bir anlam yükleyen yahudi topluluğuyla yapılan anlaşmalar buna bir istisna teşkil eder.

Page 13: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 471

Dolayısıyla İtalyan devlet okullarında Katolik olmayan dinlerin yeri di­

ğer derslerin sıradan programına, okul kitabı yazarlarının duyarlılığına ve bu topraklardaki farklı dini toplulukların kök salmalarına ve bir anlarnda

popülerliklerine bağlıdır. Bu bağlarnda İtalyan okullarının, Yahudilerle ilgili

Shoah'ın öğretilmesine ilişkin daha kültürel bir yaklaşım izlerken Müslü­

manların dini bayramlarına ilişkin daha dini bir yaklaşım izlediğini söyleye­

biliriz.

§ 2. 2 Devlet Okullannda Dini Eğitim: İlk Bilanço

" Anayasal düzenin en üst ilkesi" olarak ve "dini ve kültürel çoğulculu­

ğun" teminah olarak lfuklik ilkesinin kabul edilmesine karşın "dini modelin"

hala varolmaya devarn etmesi nasıl açıklanabiliyor? İtalya'nın Avrupa ku­

rumsal çerçevesine dahil edilmesine bağlı bir değişiklik bekleniyor mu?

İtalyan Anayasa Mahkemesi, ilk soruya bir hukuki kurguyla cevap ver­

miştir. Her şeyden önce şunu hatırlatmak gerekiyor ki bu Mahkeme lfuklik ilkesini "devletin diniere karşı kayıtsızlığı"nın değil de "devletin din özgür­

lüğünü korumanın teminah"nın bir ifadesi olarak kabul etmişt:ir35• Dolayısıy­

la bu lfuklik "devlet veya yönetici gruplar tarafından dine veya özel bir inan­ca karşı tavrı soyut ve ideolojik dışlarna, düşmanlık ya da dini kabullerine"

cevap vermek değil, . aksine "vatandaşların sivil ve dini bilincinin somut

merciierinin hizmeti"ndecJ.ir36. Bununla beraber devlet okullarından Katolik

dininin öğretilmesiyle lfuklik ilkesinin uyuşmasını sağlayan şey "tek bir di­

nin değil de sivil toplumun dini çoğulculuğunun yer aldığı dini kültürün

olumlu değerinin" kabul edilmesi ve "İtalyan halkının tarihi mirası içerisin-

35

36

Yehova şahitleriyle ve Budistlerle imzalanan anlaşmalar -ancak Parlamento tarafından henüz onaylanmamıştır- "genel" modelden farklı değildir. Üç Müslüman grup tarafından teklif edilen anlaşma önerileri Yahudi topluluğuyla imzalanan modele veya konkardater modele daha yakındır, şu anlamda ki bunlar İslam dini eğitimi için Katolik dinine verilen kurumsallığı istemektedirler. -Din özgürlüğü üzerine yeni yasa projesinin 12. maddesi, 2: noktası (bkz. "Quaderni di diritto e politica ecclesiastica", 2003/2, s. 558-568) velilere ve öğrencilere okuldan "olağan kültürel, sosyal ve sivil etkinlikler arasında" 567/1996 kararın zihniyetine uygun "okul ya­salaruun ortaya koydukları kriteriere ve yöntemlerine uygun olarak dinin incelenmesine ayrılmış ek ve serbest didaktik etkinlikler" yapma olanağını sunmaktadır.

Bkz. Anayasal Mahkeme, 203/1989 karan s. 606.

A.g.k. s. 609-610

Page 14: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

472 AVRUPA BİRLİGİ SÜRECiNDE DİNİ KURUMLAR ve DİN EGİTİMİ

de Kataliklik ilkelerinin elde edilmesi»dir 37. Yine de burada şunu gözlemle­

mek gerekir -ki bu bir kurgudur- Katolik dininin öğretilmesini düzenleyen

konkordata kanununda ne "sivil toplumun dini çoğulculuğa" açilması gere­

ken bir dinin tamamen özel bir görüşünün yer değiştirmesine ne de en azın­

dan biçimsel olarak varolan hukukta onu öğretisel ve dogmatik yan anla­

mından mahrum bırakan Katalikliğin böyle bir "kültürleşmesine" tanık ol­

maktayız38.

Tamamen dini (ve özellikle de Katolik) bir anlamlandırmanın nötrleşti­

rilme ve evrenselleştirilme isteğini idari hakimierin kararlarında da bulmak­

tayız. Bunlar, sınıflarda bulunan haçların dini olmaktan ziyade kültürel nite­

likte olduklarını vurgulayarak39, dini olsa bile haçların içerikleriyle devletin

18iklik ilkesine atfedilen içerik arasındaki denkliklerin altını çizınişlerdir.

Devlet Meclisi. için haçların varlığı Katolik olmayan öğrencilere karşı bir

ayrımcılıktan ziyade "özgürlük, eşitlik ve hoşgörü ilkelerinin ve hatta bizim

birlikte yaşamamızı temeliendiren devletin laikliğinin bir sembolünü" oluş­

turur. Dolayısıyla "topluluk-dışı öğrencilere çeşitliliğe açılış ve her tür

entegrizıni reddetme değerlerini" aktarmak ve "bütün medeniyet şoklarına

karşı" "bütün insanların onurlarına ve dayanışmanın evreriselliği gibi değer-

37 38

39

A.g.k., 609.

Bu şekilde bu eğitimin neden zorunlu olmadığı ve Mahkemenin neden bunu ailelerle

öğrencilerin seçimine bıraktığı açıklanır.

Hukuk her zaman okul binalarından haçların kaldırılması isteğini geri çevirmiştir. 13 Aralık 2004 tarihli 389 sayılı talimatla Anayasa mahkemesi (bu işaretin asılıİıasıyla ilgili kararın yasama değil tüzüksel olmasından dolayı tartışmaya katılmayı reddetmiş olsa da) sıAıflarda haçların varlığının temelinde yasama zorunluluğu olmadığını belirtmiştir ve yü­rürlükte olan tüzüklerin de yasal olmadıklarını -faşist dönemden kalmadır- açıklamıştır,

bu da haçın asılıp asılmaması meselesini okulların kendi kararlarına bırakmıştır. Meseleye son vermesi gereken idari hakimierin genel eğiliı.ıleri 27 Nisan 1988 tarihli Devlet korise­yinin ikinci bölümünün n.63 sayılı görüşüyle ifade edilmiştir ("Quaderni di diritto e politica ecclesiastica", 1989/1, pp. 197-199): "Özel bir din1 inanca gönderme aracı olmaktan bağımsız olarak ülkenin tarihsel mirasının bir parçası olan Hıristiyan kültürünün ve me­deniyetinin sembolü olan Haçın gösterilmesine karşı hiçbir anayasal yasaklama yoktur" ; bkz. La laicitii crocijissa ? Ilııodo costituzioııale dei sinıbo/i religiosi ııei luoglıi pııbblici, R. Bin, G. Brunelli, A. Pugiotto, P. Veronesi, Giappichelli, Torino 2004; Natascia Marchei, Il simbo/o religioso e il sııo regime giııridico ııell'ordiııameııto italiaııo, Symboloıı!Diaboloıı. Sinıboli, religioııi, diritti ııella polis mıılticulturale, sous la directian de E. Dieni, A. Ferrari, V. Pacillo, il Muline, Bologna 2005, s. 261-301, giincellemeler için bkz. WWIV.olir.it.

Page 15: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 473

leri gösteren kimliğimizi" yeniden teyit ebnek için haçların varlığı İtalya' da

bir araç halini alınaktad:ırW.

Fransız laikliğinden farklı olarak İtalyan lillkliği, -devlet de dahil olmak üzere- kolektif medeni bir kimliğin oluşturulmasına yönelik özel bir d:inl boyutun belirtilmesinde bir tehlike görmez. Gerçekten de Katalikliğin kamu­sal boyutuyla yakınlığı, Müslümanlardaki başörtüsü etrafında her hangi bir çalışma çıkmasına bugüne kadar engel olmuştur. Başörtüsü kadına yönelik bir ayrımcılığın sembolü olarak algılanmadan tamamen d:inl -ve aşırı siyasi bir imge olarak değil de- bir açıdan yorumlanmışhr. Bununla beraber Müs­lüman öğrenciler dilederse bu işareti devlet okullarının sınıflarında da taşı­yabilirler; bir anaokulunda başörtülü bir stajiyer çalışmış ve kimse de laiklik ya da tarafsızlık ilkelerine yönelik herhangi bir sorun olduğuna dair bir şey ileri sürmeıniştir41 • Bunun aksine ayrımcı-laiklik açısından duvarlarda haçla­rın bulunmasına izin verirken başörtüsünü yasaklamak zor olur, İtalyan lillkliği olarak "vaftiz edilen" laiklik açısından Müslüman kızların başörtü­sünü koruyan şeyin aslında duvarlardaki haçlar olduğunu söyleyebiliriz. Bu aynı zamanda insan hakları42 tarhşmasının başarılı bir benimsenişinin ifadesi olarak ve (daha önce de söylendiği gibi) devlet-millet kimliğinden (state

nation identity) ziyade bir millet-devlet kimliği (nation state ideııtitı;) olarak toplumsal dengeler fazlasıyla altüst olmadığı sürece barışçıl rolüne cevap verecek gibi görünen İtalyan tarzındaki laikliğin zayıflığını da ortaya koyar.

Burada ikinci bir soru ortaya çıkar: Sistemde göz önüne alınabilecek de­

ğişimler var mı ?

Kiliselerin statüsünün tanınmasında ulus devletlere tanınan hususiyet (mad. I-52 TUE) nedeniyle Avrupa kurumsal çerçeve doğrudan "İtalyan konkordata dengelerine" dokunamaz. Bunun dışında başka ülkelerde olup bitenin tersine Katalik Kilisesiyle yapılan konkordata (diğer inançlarla da

40

41

42

15 Şubat 2006 tarihli Devlet Konseyi karan, a.g.k.

Diğer yandan devlet okullannda rahibeler (aynı zamanda rahipler ve pederler) kendi özel kıyafetleriyle ders verebilirler. Örtülü bir kadının küçük yaştaki öğrencilere öğretmen ol­masını kabul eden kamusal idari karann, ilkokulun öğrencilerinin çok küçük yaşta olma­sını neden göstererek örtülü bir kadına ders verme hakkını tanımayan kanton otoritelerini destekleyen Strasbourg Mahkemesinin (Dahlab v./İsviçre, 15 Şubat 2001) tutumundan ne kadar uzak olduğunu burada görebiliriz.

Bu önemli noktada bkz. Silvio Ferrari, Lo spirito dei diritti religiosi. Ebraismo, cristianesinıo e İsliim a confronto, il Muline, Bologna 2002.

Page 16: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

474 AVRUPA BİRLİGİ SÜREciNDE DiNi KURUMLAR ve DİN EGİTİı\1İ

yapılan anlaşmalarda olduğu gibi) yani yasanın uyguladığı bir inanç, Parla­mentonun üçte iki çoğunluğunu gerektiren bir yöntemle değiştirilebilir. Bu da günümüz İtalyan bağlamında imkansız bir şeydir.

Yine de yasal düzenin üst kısmından olmasa da toplumun alt kısmından gelen kültürler arası bir eğitim ihtiyacına cevap bulma zorunluluğu İtalyan okulun u, Katolik olmayan inançlara karşı daha. büyük bir ilgi duymaya it­mektedir. Bu durumda okuldan okula43 çok değişebilecek olan ve kurumsal çerçeveyi en f1Zından biçimsel olarak etkilemeyecek olan idari ve hukuki düzeyde alınmış küçük uzlaşmalar söz konusudur. Bunun dışında kültürler­arası diyalog adına doğrudan buna değinmek günümüzde gelenek ile yeni ihtiyaçlar arasındaki gelgite işaret eden klasik zorluğu yansıtan zor ve korku dolu tepkiler meydana getirmektedir 44.

Ortak bir vatandaşlığın inşasında sunabiieceği katkılara4s göre devlet okullarında dinin çoğulcu varlığının bir modeline doğru iledenildiğini gös­teren bu uzlaşmalar, İtalyan devlet okullarının çoğulcu sürecinin iki başka özelliğine de işaret etmektedir. Avrupa Birliği'ne katılmak, yalnızca topluluk hukukuna bağlı olmakla sınırlı değildir, aslında her şeyden önce onun teme­lini teşkil eden değerleri ve ilkeleri paylaşmaktır. Gerçekten de topluluk kurumlarının spesifik uzmanlıkların ötesinde ve her ülke için de bunun "ti­pik" bir yerleşme olasılığının ötesinde "topluluk zihniyeti"nin toplumların bir göriinmeyen Birliği'ni ve bu kuruma biçimsel katılımın basit zorunluluk­larını aşan topluluksal sistemlerin (çoğu zaman) gizli ama değişmez bir yöneldeşliğini gerçekleştirmektedir. İtalyan uzlaşma modelinin başarısı, aynı zamanda "monist" bir sistemden "çoğulcu" bir sisteme ı1ımlı geçişi sağla­mada vazgeçilmez güvence ve aracı olan Katolik Kilisesi'nin olumlu yakla­şırnma sıkı sıkıya bağlıdır.

43

44

45

4

İtalya'da okulun özerkliği ilkesi 2001'de anayasal bir nitelik almıştır: bkz. Anayasa'nın 117. maddesine.

Birçok medya ve "islamofobinin siyasi destekleyicileri", devlet okullannın Çoğulculuğa açılamamasım Müslümanlarm tehlikeli oluşuna bağlamaktadırlar. Başka bir deyişle Mese­la günümüzde haçın sınıflarda bulunma meselesini meşru olup olmadığı tartışmasını "İs­lam'ın komünoter istilası" ve "geleneklerimizin yitirilmesi" nakarabru işitmeden açmak mümküiı. değildir, bunlar laikliği ve çoğulculuğu temel alan söylemlerini örtmektedir. Bu Giovanni Sarteri gibi çok ünlü bir politologun görüşüdür de, Pluralisnıa, Multiculturalisnıa e estranei. Saggia sıılla sacietiı multietııica, Rizzoli, Milano 2000.

Bu aynı zamanda Avrupa Konseyinin din eğitimi konusundaki tavrıdır da.

Page 17: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

AVRUPA BİRLİGİ'NDE DİNİ KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 475

§ 3 Dini Kurumlar Tarafından Verilen Din Eğitimi: Özel Katalik O­kullan

Biraz önce İtalya' da devlet okullannda Ka to lik dininin varlığı sayesinde

özellikle din eğitiminin verildiğini belirtmiştik. Gerçekten de Katalik Kilise­

si'nin eğitim sistemi, mesela komşu Fransa' da sahip olduğu öneme İtalya' cİa hiç sahip olmamış~.

2004-2005 eğitim yılında Katalik okula ilişkin istatistikler47 şu şekildeydi:

7.000 anaokulu (8.000 öğretmen ve 330.000 öğrenci -bunların 7.166sı katalik

değildir), 1.081 ilk okul (11.000 öğretmen ve 145.000 öğrenci, 613'ü katalik

değildir), 590 ortaokul (7.700 öğretmen ve 58.355 öğrenci, bunlardan 205'i

katalik değildir), 676lise (11.973 öğretmen ve 65.519 öğrenci, bunlardan 178'i

katalik değildir) ve 211 teknik okul (7.400 öğretmen ve 26.000 öğrenci). Bu

rakamlar yaklaşık olarak İtalyan eğitim sisteminin %5-7'sine denk gelmekte­

d.iJ:48.

46

47

48

1864-1865 yıllan arasında manasbrlar tarafından örgütlenen Katalik ilkokullarının 31.228 okul arasmda yalnızca 801 tane ve ortaokulların ve liselerin de 436 okul arasında 63 tane olduğuıi.u düşünmek yeterlidir. Bkz. G. Rocca, Aspetti istituzionali e linee operative ııell'attivitii dei nıwvi istitııti religiosi, in L. Pazzaglia (ed.), Chiesa e prospettive edııcative iıı

Italia tra Restaurazione e Uniftcazione, Brescia 1994, s. 190. 27 Kasım 1885 tarihli ve "İngiltere' de çocukların Hıristiyan eğitimi" üzerine Pa pa XIII. Leon'un Spectata fides adlı mektubunda "quas appellaııt lfberas" okullarının açılınası gerekti­ğini zikreden ülkeler şunlardı: Fransa, Belçika, Amerika ve İngiliz sömürgeleri ; oysa İtalya özel bir e~tiınin gerekli olduğu ülkeler arasında yer almamaktadır.

Kanonik hukuk için bir okul, bulunduğu yerin piskoposunun açıkça bu özelliği kabul ettiğinde kendisine Katalik okul diyebilir (bkz. Özellikle 801 ve 803 kararlarına cjc.). Bu okullar ya tarikatlar (özellikle geçmişte), ya piskoposluklar ve manasbrlar, ya da Hill< der­nekler tarafından idare edilebilirler. Günümüzde tarikatlar (kadın) ve di.nl kongregasyonlar tarafından idare edilen anaokullannın sayısı düşmektedir, ama yine de bunlar o/o30 gibi bir rakama sahiptirler. Tarikat anaokullan ya da laikler tarafından idare edilen anaokullan ise çoğalınaktadır. Durum daha yüksek okullar için de geçerlidir, ama buralarda tarikat ya da di.nl kongregasyonların idare ettikleri okul sayısı daha yüksektir: bkz. La scuola cattolica in dfre, en "Quaderni della Segreteria generale Cei. Notiziario dell'ufficio nazionale per l'Educazione, la Scuola e l'Universita", 2-XXVI (2001), s. 46-129.

En önemli demekler şunlardır : anaokullan için FISM (Federazione Italiana Scuole Materne, http// www.fism.net); İlkokul, ortaokul ve liseler için FIDAE (Federazione Haliana istituti Di Attivita Ediucative, http//: www.fidae.it) ve teknik okullar için de CONF AP (Confederazione Nazionale Formazione Aggiornamento Professionale, http//: WWW. confap.it).

Page 18: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

476 AVRUPA BİRLİGİ SÜRECİNDE DİNİ KURUMLAR ve DİN EGİTİMİ

Günümüzde Katalik okullan, Faşist hukukun onlara tanıdığı imtiyazlan

aşması için 1946' da temeli atılan Anayasaya dayanan ortak hukuka göre

idare edilir. Katalik okula özel olarak gönderme yapan bir tüzük içeren 1984

tarihli konkordata bile bu konudaki devlet hakkından yararlanmalarını sağ­

lamaktan başka bir şey yapmaz49. Bu hak, sistemin eksenlerini belirleyen

Anayasa'nın 33. maddesinin ilk dört paragrafında temelini bulur:

"Sanat ve bilim serbesttir ve bunların öğretilmesi de serbesttir. Cumhu­

riyet eğitimle 'ilgili genel kurallan oluşturur ve her kategoriden ve dereceden

devlet okullannın temelini atar. Kurumlar ve özel kişiler okul kurma ve dev­

letten bir şey almadan eğitim enstitüleri açma hakkına sahiptir. Devlete bağlı

alınayan ve denklik (parite) isteyen okulların haklarını ve yükümlülüklerini

belirleyerek yasa bunlara tam bir özgürlük sağlamalı ve bu kurumların öğ­

rencilerine devlet okullarındaki öğrencilerin sahip olduklan eğitim düzenini

vermelidir''.

Birinci paragraf özel kişilere -ve dinlere- idari bir izne ihtiyaç duyma­

dan okul açınalarına izin verir. Başka bir deyişle söz konusu olan açılış bina­

ların güvenliğini ve hijyenini sağlayarak ilgili kamusal idarelere bildirmek

ve öğretmenierin de gerekli diplomalara sahip olduklarını bildirmektirSO.

Aynı zamanda devletin özel okullar la devlet okulları arasında belli bir ortak

şekil oluşturmasını sağlayacak "genel eğitim kurallan" sunmakla sınıriaya­

rak orada verilen eğitimin denetlenmesine engel alınaktadır .

Özel okullar iki kategoriye ayrılır: Birincisi, devlet tarafından kabul edi­

len diplama veren okullar, ikincisi ise öğrencilerine bu olanağını sunmayan

okullar, bu okullardaki öğrenciler diğer (devlet ya da denkliğe sahip) okul-~

larda denklik sınavına girerek diplama alma hakkını elde edebilirler. Diplo-

ma verememeleri, bu okulları günümüzde denldiğe sahip okullarla devlet

49

50

Madde 9, böl. 1: "İtalyan Cumhuriyeti okul ve eğitim özgürlüğii ilkesine uygun olarak ve Anayasa'nın öngördüğii terimlerle Katalik Kilisesine her kategoriden ve dereceden okullar kurmasına ve eğitim vermesine izin verir. Resmi olarak kabul edilen bu okullara tam bir özgürlük sağlanmışhr ve öğrencileri de devlet okullarındaki öğrenciler için öngöriilen o­kul düzenine, devlet sınavı dahil olmak üzere yerel kolektivitelere sağlanan olanaklara sa­hiptirler.".

Uygulamanın bir üriinü olan bu beyanlar zorıınlu olarak göriilmezler ve ilkokullarda "izin" aslında "koşul" değil de "beyan" niteliğindedir.

Page 19: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 477

okullannın yan yana yaşadıklan ve birbirine git gide daha çok yaklaştıkları

ve daha çok bir ağ olarak algılanan eğitim sisteminin dışında tutmaktadır.

Kamusal rolünü muhafaza etmek şeklindeki geleneksel yönelimine uygun

olarak Katalik Kilisesi, okullannın denkliği sürdürmesine önem verir. Diğer

yandan denkliğe sahip (paritaire) okul kategorisine ait olmak hepsine su­

nulmuş bir olanak değildir. Böyle bir şey, temellendirici inançlar bakımın­

dan, devlet okullarındaki öğretmenierin sahip olduklan diplama ve

ünvanlara ve onlara benzer bir şekilde maaş alan öğretmenler ve yeterince

kabarık öğrenci sayısı bakımından okuldan ayrı ve özerk bir idareyle kendi­

ni gösteren büyük bir örgütlenme yeteneği gerektirir.

İlkesel olarak "denklik" kamusal bir sübvansiyon içermez. Anayasa'nın 33. maddesi kamuya ait paranın devlet okullarına aktarılmasını öngörür, özel okullara da devlet tarafından kabul ~dilen diplama verme olasılığı şek­linde daha "biçimsel" bir denkliği sağlar51 • Bununla beraber Anayasa tara­fından belli sınırlarla kabul edilmiş olan özel okulların öğrencilerine dalaylı olarak birkaç yıldır verilen yardımlar yalnızca denkliğe sahip okulların öğ­rencilerine verilmeye başlanmıştır ve 10 Mart 2000 tarihli bir yasa da doğru­dan bu okulların finansınanına yönelik bir yol açmıştır, bu yardımlar şu an devlet bilançosundaki bazı zorluklardan dolayı sınırlandırılmıştırsı. Bunun ötesinde 90'lı yılların sonundan itibaren devlet okulları, "özerkliklerin" denkliğe sahip özel okullara da tanındığına şahit olmuşlardır; bu da özel okullar ile devlet okulları arasında eski mütekabiliyei: modelini kullanışsız hale getirmişfuS3. ,.

51

52

53

Aslında devlet bir öğrenciye özel eğitim sisteminden çıkma ve orada gerekli bütün ünvanlan elde etme olanağını sunmaktadır.

Devlet yaklaşık 530 milyon euro miktannda derıklik sahibi anaokullannı ve ilkokullan sübvanse etmektedir ve öğrenciler için de 50 milyon öngörmüştür. Ortaokul ve liseler için sübvansyon 16 milyon kadardır. Özel okulların diğer finansman şekilleri ise kar amaçlı örgüt olmama özelliklerinden dolayı vergi avantajlarından yararlanmalarını ya da yine kar amaçlı bir örgüt olmamalanndan dolayı kişilerin özel vergilerini okullara yöneltme hakla­nnı kullanarak bir sübvansyon sağlamaktadır.

Bu da yasaların "denklik"le ilgili şart koştuklan karmaşık yapılada örgütlenmeye pek meyilli olmayan azınlık okullan ve eğitim sisteminin içinde yer almadan özgiir olmak is­teyen "siyasi olarak düzgiin" sayılmayan azınlık okullan sonınunu ortaya çıkarmaktadır. Başka bir deyişle özel okullar şu an için kimliklerini kaybetmeden kamu erklerinin müda­halelerinden yararlanma olanağı XIX. Asnn "liberal özgürlük" alanlannı kısıtlamaya gö­türmüştür : Denkliğe sahip olmayan okullar aslında daha kısıtlı bir özgürlüğe sahiptirler.

Page 20: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

478 AVRUPA BİRLİGİ SÜRECİNDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ

Böylece, genel çerçeve, İtalya'yı devlet okulu ile özel okul arasındaki es­

ki çabşma manbğının yerine ailelerin pragmatist bir şekilde okulların "ideal;'

veya "ideolojik" yönünden ziyade "iyi iş bulma olanağı" sunan okullara

yönelmelerine neden olan "tüketici" tutuıİlun da elverişli :kıldığı bir yardım­

laşma rnanbğının geçerli olduğu Avrupa devletlerinin yarunda yer almasını

sağlaınışbr54.

Bu tespitr. özel dini okullarm sunduklan dini eğitim meselesine doğru­

dan bağlıdır. Bu okullarm hepsi ailelerin isteklerine cevap vermek ve karnu­

sal bir kabul elde etmek amacıyla denklik elde etmek istemektedirler. Bu da

ya devletin denklik isteyen okullara şart koştuğu kurallara uymayı ya da

duadan çok "ingilizce" öğretilmesini isteyen katalik ailelerin "sekülerleşme­

sini" göz önünde bulundurmayı gerektirmektecfir5s.

Yasadan dolayı denkliğe sahip ve dolayısıyla Milli Eğitim sisteminde

yer alan dini okullardan şunlar beklenmektedir: "Cumhuriyet Anayasası

tarafından oluşturulmuş özgürlük ilkelerine" uyulması; denkliğe sahip okul­

larm "kamusal bir hizmet sunduklarını" ve "öğrencilerin belli bir ideolojiye

ya da dini mezhebe ait olmayı şart koşacak öngörülmeyen programlardaki

etkinliklere ·kablmak zorunda almamalarını" ternin edeceklerini göz önünde

bulundurarak kayıd olmak isteyen bütün öğrencilerin kayıtlarının kabul

edilmesi56, buna karşılık bu okullara "kültürel yönelim ve pedagojik ve di­

daktik metotlar konusunda tam bir özgürlük", dini bir eğitim projesiiri -~u

da açıkça belirtilmelidir- geliştirme olanağı ve kayıt olmak isteyenlerin bu

projeyi kabul etmelerini isteme hakkı tanınrnışbr.

Eğijim kurumlannın ve özellikle de Katolik olanlarm somut yaşantıla­

rında bu da -genel olarak önsözde de bahsettiğimiz gibi- dini eğitiminin devlet okullarmda uygulanan konkordata modeline uygun olan açık bir

54

55

56

Bu bağlaında Avrupa çerçevesine yapılan gönderme sayesinde özel İtalyan okullan kamu­sal bir finansman yasağmm aşılmasuu istemektedir, çünkü Avrupa ülkelerinin birçoğu bu tür parasal destekleri öngörmektedir.

Burada her dini okul için geçerli olan yalnızca devlet kurallan üzerine söyl~er değil, aynı zamanda "sekülerleşme" söylemleri de aktiftir; onlarca Yahudi okullaruu ve birkaç Müslüman okulu denemelerinin bulunduklan bağlanu da göz önünde bulundurmalıdır. Denklik de "cemaat" mantığuu aşmayı en azmdan teorik olarak ciddiye almalıdır

Bkz. 62/2000 yasası, madde 1, böl. 3.

Page 21: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN EGİTİMİ 479

eğitim anlamına gelmektedir. Dolayısıyla öğretmenierin ünvanlan (günü­

müzde bunların çoğu laiktirlers7) ve kullanılan kitaplar, zorl!lyıcı üslupta

sorulu yanıtlı olmayacak bir dini eğitimin gerçekleşmesine katkıda bulunan

devlet okullarındaki ile aynı yönde olacaktır. Aynı zamanda Katalik okullar,

yasanın kendilerine tanıdığı "tam özgürlüklerini", dini eğitimin zorunlu

oluşunu ve normalde haftada iki saat olan sürelerini bildirmeleri şarttır.

Son zamanlarda kiJiselerin öğrencilerin dini formasyonlarında okulları­

nın rolüne58 daha büyük bir dikkat -ya bu eğitimin içeriklerine ve öğretmen­Ierin profesyonel oluşlanna yönelik ya da Katalik okulların kendi aralarında

ve kilisenin diğer yapıbın (özellikle manastırlar) arasında daha büyük bir

koordinasyon arayışına özen nedeniyle- gösterdiklerini gözlemekteyiz. Bu Katalik eğitime, Katalik okulların işlevlerine ve piskoposluk konferansının

ayinleriili merkez alan ve ulusal düzeyden piskoposluk bölgeleri düzeyine kadar tekbiçimli talimatlar sunarak Katalik okullar (ve federasyonları) ara­sında bir bağ ve tutarlılık sunan "idari" bir ağın oluşması çalışmaları birkaç piskoposluk belgesinin yazılınasına neden olmuştur.59.

§ 4 Sonuç Yerine Geçecek Birkaç Tespit

İtalya, Katalikliğin özel bir küreye indirgenemez önemli bir rol oynadığı bir ülkedir. Katalik din eğitimi, ikisi arasında gerginlik veya farklılıklar ol­madan dini okullarda ve devlet okullarında mevcuttur. Katalik hiyerarşisi ·irjn önemli olan ulusal panorama içinde sesini duyurmaya devam edebil­mektir. İtalyan Katolikliği, en azından günümüzde, "bireysel ve kısmJ: kay­

malara" engel olmaya çalışarak demokratikleşme çabalarına destek olabile­

cek girişimde tarihi ılımlı niteliği sayesinde başarılı olmuştur.

57

58

59

Ne kadar okulların idaresi ve din dersleri öncelikli olarak papazlara verilmiş olsa da din adamı veya papaz personelin yetersizliği Katolik okullannda Hiik öğretmenierin çoğun­lukta olmasına neden olmuştur.

Paradokslu olarak Katolik okullan tarafından sunulan din eğitimi uzun zaman gözardı edilmiş ve fazla yüceltilmiştir. 200l'de yapılan bir ankette Katelik okullarındaki din eğiti­minin genel olarak sağlam bir kültürel formasyonu olmayan ve kendi aralarında hiçbir koordinasyona sahip olmayan öğretmeniere (%70'i kadın) verildiğini ortaya koymuştur. Bkz. Bruno Stenco, Guglielmo Malizia, I contenuti essenziali della fonuazione nella Scuola cattolica. I risultati di una recente indagine del centro Studi per la Scuola Cattolica, en "Quaderni della Segreteria generale Cei. N etiziario dell'ufficio nazionale per l'Educazione, la Scuola e l'Universitiı", 2-XXVI (2001}, s. 132-164.

Bkz. http//: www.chiesacattolica.it sitesinde yayınlanan belgeler.

Page 22: AVRUPA SÜRECiNDE DINI KURUMLAR ve DIN EGITIMIisamveri.org/pdfdrg/D170546/2007/2007_FERRARIA2.pdf · AVRUPA BİRLİGİ'NDE DiNi KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ 463 içinde konumunu korumaya

480 AVRUPA BİRLİGİ SÜREciNDE DİM KURUMLAR ve DİN E GİTİMİ

Günümüzde toplumsal değişimler devlet okullarında dini eğitimin ge­

leneksel statülerini tartışmaya açmış ve devletin daha büyük bir destek

sunmasını istedikleri Katolik okullarına yönelik piskoposluğu daha çok dik­

katli olmaya teşvik etmiştir.

Katolik okulların bünyesinde diyalog kurabilen, kritik bile olsa çağdaş

hukukun çoğulcu kültürüyle ilişkiye girebilen dini bir kimliğe doğru bir

ilerleme vardır.

Diğer yandan günümüz Avrupa'sında tek ses olarak kendini duyurmak

isteyen dinler için bu tek çare gibi görünmektedir.


Recommended