+ All Categories
Home > Documents > Telekom Dünyası Nisan 2011

Telekom Dünyası Nisan 2011

Date post: 11-Mar-2016
Category:
Upload: telekom-dunyasi
View: 255 times
Download: 21 times
Share this document with a friend
Description:
Sektörün iletişim merkezi
Popular Tags:
116
ISSN 1 303-569X Erkan Akdemir AVEA CEO NİSAN- APRIL 2011 SEKTÖRÜN İLETİŞİM MERKEZİ - COMMUNICATION CENTER OF THE SECTOR
Transcript
Page 1: Telekom Dünyası Nisan 2011

TE

LE

KO

M

NY

AS

I

N

İS

AN

AP

RI

L

20

11

ISSN

1 3

03-5

69X

21,3-30,6.pdf 1 19.04.2011 15:20

E r k a n A k d e m i rA V E A C E O

NİSAN- APRIL 2011SEKTÖRÜN İLETİŞİM MERKEZİ - COMMUNICATION CENTER OF THE SECTOR

Page 2: Telekom Dünyası Nisan 2011

zeytin finans 213x303.fh11 4/21/11 3:49 PM Page 1

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Page 3: Telekom Dünyası Nisan 2011

zeytin finans 213x303.fh11 4/21/11 3:49 PM Page 1

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Page 4: Telekom Dünyası Nisan 2011

2

SÖZOL@

Genel Yayın YönetmeniPublishing [email protected]

Nurhan TaNrıöveN Geçtiğimiz ay, birbiri ardına açılışı yapılan çağrı merkez-lerinden yola çıkarak, bu ay çağrı merkezleriyle ilgili özel bir haber dosyası hazırladık. Ülkemizde uzun bir süredir bir yandan işsizlik sorunu süregelirken son 5 yıl içerisinde “bacasız fabrikalar” gibi çalışan çağrı merkezlerine top-lamda 200 milyon TL yatırım yapıldı ve özellikle son yıllarda devletin de verdiği teşvikleri kullanarak rotalarını Doğu ve Güneydoğu’ya çevirdiler. Çağrı merkezleri sadece 2010 yılı içerisinde 40 bin kişiye iş imkânı sağladı ve gelecek 5 yıl içerisinde de 45 bin kişiyi daha istihdam etmeyi planlı-yor. Biz de yöneticilere sorduk, “Çağrı merkezleri istihda-ma bir çözüm olur mu?”

Artık geleneksel hale gelen Telkoder önderliğinde dü-zenlenen Sapanca Telekomünikasyon Zirvesi’nin 5.’si yapıl-dı bu ay… Gündem o kadar doluydu ki, toplantılar uza-dıkça program aksadı. Basına kapalı yapılan toplantılarda öğrendiğimiz kadarıyla konuşulan konular arasında, sabit ve mobil hatlarda, hatta genişbant aboneliğinde yaşanan durağanlık birinci sıradaydı. Bunun çözümünün “dengeli bir rekabet” olduğu konusunda herkes fikir birliğine vardı. Toplantının ikinci gününde Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da Sapanca’ya geldi. Basına açıklamada bulunan Yıldırım, bu toplantının biçim değiştirerek dahi olsa devam etmesi gerektiğini söyledi. Daha sonra BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer ile Telkoder Başkanı Yusuf Ata Arıak soruları yanıtladılar. Acarer, Turkcell’le ilgili soruya, “Bu ko-nuda üç noktaya dikkat çekmek istiyorum. Birincisi şu anda Türkiye’de imtiyaz sözleşmesine sahip dört kurum var. Bir

We have prepared a specific news file about call centers as considering rounds of meetings were made last month. While unemployment issue have been continuing for a years, 200 million TL investments were made in last 5 years to call centers which operate like “service factory” and they directed route to East and Southeast by using government promotion especially in recent years. Call centers provided employment to 40 thousand people in only 2010 and planning to employ 45 thousand people in coming 5 years. We asked to managers: “Will call centers be a solution to unemployment?”

5th of Sapanca Telecommunication Summit which be-came a tradition, was held in Sapanca under the leader-ship of Telkoder...The agenda is so busy , as meetings were lengthen out, the programme got sidetracked. As far as we learnt, stability on fixed and mobile lines and even broad-band subscription came first among issues which were dis-cussed at closed meetings. Everybody reached a consensus on the solution is “balanced competition environment”. Ex Transportation Minister Binali Yıldırım came to Sa-panca at the second day of the meeting. Yıldırım has made press statement and stated that these meetings should con-tinue even it’ format will change. After, Chairman of ICTA Tayfun Acarer and Chairman of Telkoder Yusuf Ata Arıak answered questions. Acarer answered the question about Turkcell and added totally new dimension to the issue: “I want to emphasize three points on this issue. First of all, there are four institutions which have concession agreement

Bacasız fabrikalar…Service Factories...

TELEKOMDÜNYaSı2011NİSAN

SÖZOL@

Page 5: Telekom Dünyası Nisan 2011

3

in Turkiye. There is one company which has service contract. So Türk Telekom, Turkcell, Vodafone and Avea have con-cession agreement. Türksat has service contract. This also means that; these companies carry out this public content service on behalf of the state. They have definite time and the end of this period they will give their all subscribers, sys-tem and frequencies back to the state. So it is our legislation. Correctness and incorrectness of that can’t be discussed; it is the real. While we look at the issue from this point, actu-ally we are the party of the issue.” Yusuf Ata Arıak evaluated volume of the sector at his speech and stated that consid-ering last 3-4 years, revenues don’t increase in fixed area, revenues of mobile field increase a little. Arıak expressed that revenues of Türk Telekom, mobile operators, fixed voice and internet operators had realized as 22,7 billion TL in 2010 and in this conditions reaching to target of 160 million USD revenue which determined for 2023, is so hard.

Transportation Minister Habib Soluk gave important good news to the sector. Soluk stated that R&D studies will be supported Universal Service Fund anymore and they will publish legislation on this issue. Soluk expressed that fiber optic infrastructure will be established on highway routes and they expected this study will start in this year. Soluk has made a speech at the 9th Term Business Collective Bargain-ing Agreement ceremony of Türk Telekom and expressed that existing infrastructure of Türkiye is not enough to reach determined communication targets and said: “In this point Turk Telekom should be magnanimous, leadership, come to the fore on investments and undertake the biggest invest-ment share. At the same time we want to GSM operators and infrastructure operator companies will continue their invest-ments uninterruptedly.”

Chairman of ICTA Dr. Tayfun Acarer, President of International Commission on Non-Ionizing Radia-tion Protection Paulo Vecchia and Cerrahpaşa Medi-cal Facult Department of Biophysics Lecturar Prof. Dr. Tunaya Kalkan have joined to the meeting which was held by President of Technology Informing Platform, Ser-hat Özeren who work on creating awareness not based on scientific evidence spoken words about base stations are harmful to human health. Vecchia stated that they have been making studies on this issue since 1973. Vecchia stated that it shouldn’t relied to products which are offered with claims these products to prevent electromagnetic waves arising out of base station, mobile phones, computer, scientist who make explanations about base stations and mobile phones, shouldn’t benefit from fears of people. Chairman of ICTA Tayfun Acarer made a speech and said: ““Establishment, operating, determination of safe area and superintendence of base stations are made in definite values. The association which determines these values is International Commission on Non-Ionizing Radiation Protection (ICNIRP). Since 2001 in Turkiye, considering 4 fold safer than limit values deter-mined by ICNRP considering effects to human health and environment, carried out in accordance with a legislation that was determined by Transportation Ministry, Health Min-istry, Environment Ministry and related all institutions and organizations in cooperation and agreement.

And we also celebrate “23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve çocuk Bayramı” sincerely at 91th establishment year of Grand National Assembly Of Turkey..

In the next month, we will celebrate 17 May, World Tele-communication Day...

Goodbye…

tanede görev sözleşmesine sahip kurum var. Yani Türk Te-lekom, Turkcell, Vodafone ve Avea’nın imtiyaz sözleşmesi var. Türksat’ın da görev sözleşmesi var. Bu şu demektir; bu kuruluşlar vermiş oldukları kamu içerikli olan bu hizmeti, devlet adına yürütüyorlar. Belli bir süreleri, bu sürelerinin sonunda da tüm abonelerini çalıştırdıkları sistemi numara ve frekanslarını devlete iade edecekler. Yani bizim mevzu-atımız. Bunun doğruluğu, yanlışlığı tartışılmaz; gerçek bu. Şimdi biz bu açıdan olaya baktığımızda konunun tarafıyız aslında.” diye yanıt vererek konuya yepyeni bir boyut ka-zandırdı. Yusuf Ata Arıak ise, son 3-4 yıl dikkate alındığında sabit alanda gelirlerin artmadığına ve mobil gelirlerde de ufak bir miktar artış olduğuna dikkat çekti. Türk Telekom, mobil operatörler, sabit ses ve internet işletmecilerinin toplam gelirinin 2010 yılında 22,7 milyar TL’de kaldığını belirten Arıak, bu şartlar altında 2023 yılı için konulan 160 milyar dolarlık toplam gelir hedefine ulaşmanın zor oldu-ğunu ifade etti.

Ulaştırma Bakanı Habib Soluk, sektöre önemli bir müj-de verdi. Ar-Ge çalışmalarını artık Evrensel Hizmet Fonu’ndan gelen para ile destekleyeceklerini belirterek, bu konuya yö-nelik olarak bir yönetmelik yayınlayacaklarını kaydetti. Soluk, karayolu güzergâhlarına fiber optik altyapısı kurulacağını da belirterek, bu çalışmanın da bu yıl içinde başlamasını öngör-düklerini söyledi. Türk Telekom’un 9. Dönem İşletme Toplu Sözleşme Töreni’nde bir konuşma yapan Soluk, Türkiye’nin belirlediği iletişim hedeflerine ulaşılmasında mevcut alt ya-pının yeterli olmadığını ifade etti ve “Burada Türk Telekom’a ağabeylik, öncülük yapması, yatırımda öne çıkması ve en bü-yük yatırım payını üstlenmesi gerekiyor. Bunun yanında GSM şirketlerinin, altyapı işletmeci şirketlerin de yatırımlarına ke-sintisiz olarak devam etmesini özellikle istiyoruz” dedi.

Baz istasyonlarının insan sağlığına zararı olduğu konu-sunda söylenenlerin bilimsel gerçek kanıtlara dayanmadığı konusunda farkındalık yaratmaya çalışan Teknoloji Bilgi-lendirme Platformu Başkanı Serhat Özeren’in ev sa-hipliğinde düzenlenen toplantıya BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer, Uluslararası Non-İyonize Radyasyondan Ko-runma Komisyonu (ICNIRP) Başkanı Paulo Vecchia ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunaya Kalkan katıldılar. 1973 yılından beri konuyla ilgili çalışmalar yaptıklarını söyleyen Vecchia, baz istasyonu, cep telefonu, bilgisayar gibi cihazlar-dan yayılan elektromanyetik dalgaları engellediği iddiası ile satılan ürünlere itibar edilmemesi gerektiğini söyleyen Vecc-hia, baz istasyonları ve cep telefonları ile ilgili açıklama ya-pan bilim adamlarının, insanların korkularından yararlanma-ması gerektiğini söyledi. BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer ise şöyle konuştu: “Türkiye’de baz istasyonlarının kurulumu, çalıştırılması, güvenli alanının tespiti ve denetlenmesi belirli limit değerler içinde yapılmaktadır. Bu limitleri belirleyen ku-ruluş Uluslararası Non-İyonize Korunma Kurulu Komisyonu (ICNIRP)’dur. ICNRP’nin insan sağlığı ve çevreye etkisi göze-tilerek belirlediği limit değerlerden dört kat daha güvenli şe-kilde kabul edilerek, 2001 yılından bu yana Türkiye’de, Ulaştır-ma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve ilgili kurum ve kuruluşların görüş ve işbirliği ile belirlenen bir mevzuata uygun olarak gerçekleştirilmiştir.”

Bir de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 91. kuruluş yıldö-nümünde hepinizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nızı kutlayalım içtenlikle…

Gelecek ay, birlikte 17 Mayıs Dünya Telekomünikasyon Günü’nü kutlayacağız…

Hoşça kalın…

TELEKOMDÜNYaSı2011NİSAN

Page 6: Telekom Dünyası Nisan 2011

4

İÇİNDEKİLER

4

Bu toplantı devam etmeli5. Sapanca Telekomünikasyon Zirvesi5th Sapanca Telecommunication Summit

Prof. Dr. Ömer ANLAĞANTÜBİTAK Başkan YardımcısıVice President of TUBITAK

Türk Telekom’a özel çağrıSoluk: “Türk Telekom altyapı yatırımını üstlensin” Soluk: “Turk Telekom should undertake infrastructure”

Limit değerler içindeAcarer, “Baz istasyonlarını denetliyoruz”diyorAcarer says, “We monitor the base stations”

46

64

38

30

Bakan Soluk’tan müjdeAr-Ge’ye Evrensel Hizmet Fonu KatkısıUniversal Service Fund Contriution to R&D

24

Eşref GÜNAYDINIPTV & Web TV İçerik DirektörüIPTV & Web TV Content Director

72

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 7: Telekom Dünyası Nisan 2011

5

YIL : 10 • SAYI : 106NİSAN 2011

Yerel Süreli Yayın

K u r u c u E r d o ğ a n T A N R I Ö V E N

3TBasın Yayın Organizasyon Enerji Ltd. Şti. Adına

İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu):Nurhan TANRIÖVEN

Yayın KoordinatörüCem KIVIRCIK

Akademik EditörlerProf. Dr. İnan GÜLER • Prof. Dr. Çetin ELMAS

Haber Merkezi SorumlusuYasemin SAYGI

ÇevirmenTufan GÖBEKÇİN

Haber MerkeziKutay BADARI • Handan KALABAK

Special Correspondent for Middle East and PakistanKhalid ATHAR

Sanat YönetmeniÖzgür ÇAKIR

Danışma KuruluProf. Dr. İnan GÜLER • Prof. Dr. Çetin ELMAS

Prof. Dr. Kerim GÜNEY • Prof. Dr. Dursun Ali DİNÇProf. Dr. Işık ÖZKAN • Prof. Dr. Alemdar YALÇINProf. Dr. Ümit ATABEK • Prof. Dr. Mehmet KESİM

Prof. Dr. Kırali MÜRTEZAOĞLU • Prof. Dr. Adnan GÖRÜRDoç. Dr. Süleyman İRVAN • Doç. Dr. Peyami ÇELİKCANDoç. Dr. Şahin KARASAR • Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU

Prof. Dr. Gökhan ÖZER • Doç. Dr. Serdar ULUKANDoç. Dr. Refet RAMİZ • Dr. M. Emin BAŞER

Dr. M. Emin YILDIZ • Dr. Tuncay YİĞİTDr. Cebrail TAŞKIN • E. General Turgut NASÜN

Turgay MALERİ • Selim SARPER

TELEKOM DÜNYASI İDARE MERKEZİBarbaros Bulvarı Nisbetiye Mahallesi Uygur Apt. No: 102

Kat:4-5 Zincirlikuyu, Beşiktaş/İSTANBULTel: +90 (212) 270 06 00 Fax: +90 (212) 270 63 23

Web : www.telekomdunyasi.comE-posta : [email protected]

TEMSİLCİLER• ANKARA : Rauf AYDEMİR

• İZMİR : Doç.Dr. Cem GÜZEL• KAYSERİ : Cengiz ÇAKAR

YURTDIŞI TEMSİLCİLERİAmerika : Orhan CAM

Orta Asya Türk Cumhuriyetleri : Dr.Hasan KARASARBalkan Ülkeleri ve Bulgaristan : Ramiz ÇOLAK

Yazarlar konularıyla ilgili dokümanları (Slayt, dia, resim, fotoğraf, grafik, şekil vb.) baskı kalitesine uygun olarak CD’ye kayıtlı veya orijinallerini mutlaka yazılarına eklemelidir. Dergide yayınlanan yazılara telif ücreti ödenir.

Dergideki yazılarda ileri sürülen görüşler ve yorumlar yazı sahiplerine aittir. Dergi Yayın Kurulu, yazılarda kısaltma ve yayın tekniği yönünden değişiklik yapabilir. Dergideki yazılar ve resimler kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

TELEKOM DÜNYASISektörle ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, üniversitelere, derneklere, odalara, özel firmalara, yabancı misyon temsil-

ciliklerine, Türkiye’nin dış temsilciliklerine ve Telekomünikasyon Mühendisleri Derneği’nin üyelerine gönderilmektedir.

TELEKOM DÜNYASI, PTT ile dağıtılmaktadır.

BASKI: EGE BASIMEsatpaşa Mah. Ziya Paşa Cad. No:4 Ataşehir/İstanbul

Tel: (0216) 472 84 01 (pbx)

BASIM TARİHİ: 28 NİSAN 2011

5

Nurhan Tanrıöven

Kapak Fotoğrafı:

SİNEMA/SANATZümrüt TANRIÖVENBİR DÖNEM VE İKİ ADAMİKİ ESCOBARA PERIOD AND TWO MENTHE TWO ESCOBARS 12

TDHABERBTK BAŞKANI ACARER’DEN SEKTÖRE REKABET MESAJI:“REKABET KURULU İLE İŞBİRLİĞİ YAPACAĞIZ”COMPETITIVE MESSAGE BY PRESIDENT OF ICTA ACARER TO SECTOR:“WE WILL MAKE COLLABORATION WITH COMPETITION AUTHORITY” 18

KİŞİ-CELLMustafa AYKUTŞİFRELER 6500 YIL ÖNCE DE VARDICYPHERING FOR 6500 YEARS 26

TD HABERYILIN İLK ÜÇ AYINDA E-TİCARET CİROSU, 4.8 MİLYON TL OLDUE-TRADE TURNOVER REALIZED 4.8 MILLION TL IN FIRST 3 MONTHS 34BAZ İSTASYONLARININ ELEKTROMANYETİK DALGALARI DÜNYA STANDARTLARININ ALTINDAELECTROMAGNETIC WAVES OF BASE STATIONS ARE UNDER THE WORLD STANDARTS 38

BAKIŞ AÇISIProf. Dr. Hüseyin ALTAŞ – Nurcihan DALCIICT ALANINDA KADINLAR GÜNÜGIRLS IN ICT DAY 42TDHABERSEKTÖRDEKİ ÇAĞRI MERKEZLERİNE HİZMET KALİTESİ AYARISERVICE QUALITY REGULATION TO CALL CENTERS IN SECTOR 62PTT’DEN SGK’YA HİBRİT DOSYA DESTEĞİHYBRID POST SUPPORT TO SGK BY PTT 68TESK İLE ASSISTT ARASINDA İŞBİRLİĞİCOLLABORATION BETWEEN TESK AND ASSISTT 70

E-MAK@LEMuzaffer YILDIRIM“KURUMSAL MÜHÜRDEN KÖTÜ HABER VAR”“BAD NEWS ABOUT THE CORPORAL SEAL” 78

TD HABERHUAWEI AR-GE MERKEZİNDE GELİŞTİRDİĞİ PROJELERİ DİĞERÜLKELERE İHRAÇ ETMEYE BAŞLADIHUAWEI STARTED TO EXPORT PROJECTS DEVELOPED AT R&D CENTERS 82TARAFSIZ GÖZLEMMehmet TAŞALTINDEVLETİ ZARARA UĞRATMAKDOING A DISSERVICE TO THE STATE 86

TD HABERTÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ GENEL KURULU YAPILDIINFORMATICS ASSOCIATION OF TURKEY GENERAL MEETING WAS HELD 96IDC TÜRKİYE CIO SUMMIT 2011’İN ARDINDAN…AFTER IDC TÜRKİYE CIO SUMMIT 2011 98

İŞİM BİLİŞİM, BİLİŞİM İŞİMAdem ONARSÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN BİLİŞİMİN ÖNEMİ - 2IMPORTANCE OF INFORMATICS IN TERMS OF SUSTAINABLE DEVELOPMENT – 2 100

TDHABERBAZ İSTASYONLARININ DENETİMİ BTK VEYA YETKİ VERDİĞİ KURULUŞLARCA GERÇEKLEŞTİRİLECEKBASE STATIONS WILL BE INSPECTED BY ICTA OR AUTHORIZED INSTITUTIONS BY ICTA 104ALCATEL-LUCENT’TAN AVUÇ İÇİ KADAR BAZ İSTASYONU 106

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 8: Telekom Dünyası Nisan 2011

Erkan Akdemir

TELEKOM DÜNYASI: You are CEO of AVEA for almost two years since June 2009. What kinds of changes did you do in the past two years in Avea?

ERKAN AKDEMİR: Actually it can be seen best from the perspective of our customers... But when we look at from our perspective, we have made changes in or-ganization and marketing strategies. These two years have passed very quickly indeed, but our structural transformation activities continue. We have a number of studies that directly affect the customer and on the other hand, we continue some transformation projects that cannot be seen by the customer, but lead to en-richment in customer experience. Meanwhile, I can say that we have shaped our road map for ourselves. The motion brought by this sector is not very pleasant

TELEKOM DÜNYASI: 2009 Haziran ayından itiba-ren neredeyse iki yıldır Avea’nın genel müdürüsü-nüz. Bugün baktığınızda geçtiğimiz iki yıl içerisin-de Avea’da ne gibi değişikliklere imza attınız?

ERKAN AKDEMİR: Bunu en iyi müşteri tarafından gö-rebiliriz aslında… Fakat bizim tarafımızdan baktığımızda organizasyonda ve pazara gidiş stratejilerimizde bir takım değişiklikler yaptık. Bu iki sene aslında çok hızlı geçti, fakat yapısal dönüşüm faaliyetlerimiz bir yandan devam ediyor. Müşteriye dokunan tarafta yaptığımız bir takım çalışmalar var ve diğer yandan da müşterinin aslında doğrudan iz-lemediği ama dolaylı olarak müşteri deneyiminde zengin-leşme olarak dönecek bir takım dönüşüm projelerine de devam ediyoruz. Bu geçen süre içerisinde kendi içimizde-ki yol haritamızı şekillendirdik diyebilirim. Bu sektörün ge-

We say that operator that distorts the market and has the dominant power in the market should be subjected to the regulation. I think it is wrong to narrow the playground of other operators and apply restrictions in this direction.

Bizim Türkiye için söylediğimiz piyasayı kim bozuyorsa, piyasada kimin hâkim gücü varsa o operatörün düzeltilmesidir. Onun dışındaki operatörlerin oyun alanlarının daraltılması, kısıtlanmasının yanlış bir uygulama olduğunu düşünüyorum.

6

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 9: Telekom Dünyası Nisan 2011

Erkan AKDEMİRAvea CEOAvea CEO

for ones who make no progress. Our position is con-stantly changing in these conditions of competition, which is increasing in each passing day, and will also change. In commercial sense, market was changing very rapidly in 2009 and sector experienced growing and downsizing within this rapidly changing market. There was a similar development in 2010. There were different applications in the regulations. Therefore, the years of 2009-2010 are one of the turning points of the sector. We expect that ground will become a little more apparent and competition will be formed even more in 2011.

TELEKOM DÜNYASI: Although Avea’s invest-ment is less than other GSM operators according to the 4th quarter of 2010 report of ICTA, its EBIT-DA income is very high. What is the secret of it?

ERKAN AKDEMİR: License fee and the amount of investments in 2010 are much higher than in 2009. When we look at the numbers, our investments in 2010 appear higher than in 2009. When it comes to EBITDA, this concept is not associated with an investment in fact; it is an indicator that shows the difference between income and expenditure. Our main aim in 2010 was to

tirdiği bir devinim, yerinde sayanlar için sonuç pek iç açıcı olmuyor. Bu her geçen gün daha hızlı akan rekabet içeri-sinde bizim pozisyonumuzda devamlı olarak değişiyor ve değişecek. Ticari anlamda ise 2009 yılında çok hızlı deği-şen bir pazar ve bu hızlı değişen pazar içerisinde farklı bü-yümeler küçülmeler yaşayan bir sektör var. 2010 yılında da benzer şekilde gelişim var. O dönemler içerisinde yine düzenlemelerde de farklı uygulamalar gerçekleşti. Bu ne-denle 2009-2010 yılları sektörün dönüm noktalarından bi-ridir. 2011 yılı bu anlamda biraz daha zeminin netleştiği ve rekabetin daha da şekillendiği bir yıl olmasını bekliyoruz.

TELEKOM DÜNYASI: BTK’nın 2010 4. Çeyrek ra-porunda Avea’nın yatırımı diğer GSM operatörleri-ne göre daha düşük olmasına rağmen FAVÖK gelir-leri bir hayli yüksek. Nedir bunun sırrı?

ERKAN AKDEMİR: 2010 yılında ödediğimiz lisans ra-kamı ve yaptığımız yatırım tutarı 2009 yılının çok üstünde bir rakam. Sayısal olarak baktığımızda da 2009 yılının üze-rinde bir yatırımımız gözüküyor. FAVÖK dediğinizde ise bu kavram aslında yatırımla çok ilişkili değil, gelir ile gider arasındaki farkı gösteren bir gösterge... Bizim 2010 yılı he-defimize baktığımız zaman karlılığı en hızlı arttıran opera-tör olmaktı. Biz bu hedefi tutturduk. Bu anlamda diğer ope-

7TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 10: Telekom Dünyası Nisan 2011

be the operator the profitability of which increases at fastest pace. We achieved this aim. In this sense, we are ahead of other operators. We are the operator that has the highest value in terms of ARPU. When we look at the last quarter, figures are very promising. Avea increased its market share in the fourth quarter. The number of its subscribers increases around 200 thou-sand. There is also a serious increase in ARPU. It has reached to 19,1. We closed the year 2010 with success-ful figures and we can say that 2010 was a successful year for us. We see a satisfactory increase at average level in terms of income. Now, we have focused on our 2011 goals.

TELEKOM DÜNYASI: The number of subscrib-ers of three operators is approximately certain. Only transitions from one operator to the other take place because of campaigns. What kinds of plans do you have in order to increase revenues?

ERKAN AKDEMİR: Considering the external dy-namics of the market, your analysis is accurate. In terms of penetration, i.e. the number of mobile line or SIM card per 100 people we have reached a saturation as it seems. But I think this is a temporary plateau... This ra-tio may be increase especially in the last period of this year. After all, when we look at European countries or similar countries, a similar growth trend is continuing. These countries experienced the same period before. Asymmetry between “onnet-offnet” tariffs has been re-moved after the number portability. They went through this period earlier. We expect the same growth trend experienced in those markets. But since this rate de-creased for two years, it is apparent that we need a correction factor elsewhere. One of the biggest reasons is the thick armor shrinking, narrowing and restricting the market. I mean the tax. When it is disappeared or decreased, market will enter into a rapid growth trend.

TELEKOM DÜNYASI: Vodafone is an interna-tional company; Turkcell also began operation in Germany. Do you have a plan such as overseas expansion of Avea in the future?

ERKAN AKDEMİR: Our current priority is Türkiye. This trend adopted by our competitors is in fact bet-ter for us in this respect. Türkiye is our priority, but we can consider cooperation with different operators in different geographies.

TELEKOM DÜNYASI: When we look at your ad-vertising campaigns, you give very ironic mes-sages to your opponents. Finally, “Consumer Rights” is high on the agenda among operators. What kinds of rights do you offer as Ava?

ERKAN AKDEMİR: We also tell our ad that “Ac-

ratörlerin de önündeyiz. ARPU’da en yüksek değere sahip operatörüz. Son çeyreğe baktığımızda rakamlar çok umut verici. Avea dördüncü çeyrekte pazar payını arttırdı. Abone sayısında 200 bine yakın bir artış var. ARPU’da da ciddi bir artış söz konusu. 19,1 gibi bir seviyeye geldi. 2010 yılını bu başarılı rakamlarla kapattık ve 2010 yılının bizim için ba-şarılı bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Gelirde de ortalama artışta tatmin edici bir yükseliş görüyoruz. Bundan sonraki süreçte ise 2011 hedeflerimizi gerçekleştirmeye odaklan-mış durumdayız.

TELEKOM DÜNYASI: Baktığımız zaman üç opera-törün de abone sayıları yaklaşık olarak belli. Sade-ce kampanyalar ile bir operatörden diğer operatöre geçişler oluyor. Bunun dışında gelirleri arttırmak için ne gibi planlarınız var?

ERKAN AKDEMİR: Piyasanın dışsal dinamiklerini sor-guladığımızda analiziniz doğru bir analiz. Penetrasyon an-lamında baktığımız zaman yani 100 kişiye düşen mobil hat ya da SIM kart anlamında bir doygunluğa erişti gibi gözü-küyor. Ama bence bu geçici bir plato... Bu yılın özellikle son döneminde bu sayının artması beklenebilir. Zaten Av-rupa ülkelerine ya da benzer ülkelere baktığımız zaman da benzer bir büyüme trendi devam ediyor. Türkiye’nin şu an yaşadığı dönemi onlar daha önce yaşadılar. Numara taşı-ma arkasından “onnet-offnet” tarifeler arasındaki asimetri-nin kaldırılması noktasında onlar bizden daha önce geçtiği için o piyasaların büyüme trendi göstermesi Türkiye piya-sasının da büyümesini gerektirir diye düşünüyoruz. Ama Türkiye piyasasında bu sayının iki senedir artmayıp azal-ması aslında başka yerlerde düzeltme faktörünün olması gerektiğinin göstermektedir. En büyük sebeplerinden biri ise piyasayı küçülten, daraltan ve büyümesine engel olan etrafındaki kalın zırhıdır. Bu zırh da vergi zırhıdır. O kalktığı zaman ya da azaldığı zaman piyasanın kendisine gelip hızlı bir büyüme eğilimi içerisine gireceğini düşünüyorum.

TELEKOM DÜNYASI: Vodafone uluslararası bir şirket, Turkcell de Almanya operasyonuna başla-dı. Avea’nın da gelecekte yurtdışına açılma gibi bir planı var mı?

ERKAN AKDEMİR: Bizim şu anki önceliğimiz Türki-ye. Rakiplerimizin başka coğrafyalara odaklanmaları bizim için bu açıdan daha iyi aslında. Türkiye önceliğimiz fakat farklı coğrafyalarda farklı operatörlerle işbirliklerini de ge-lecekte değerlendirebiliriz.

TELEKOM DÜNYASI: Reklam kampanyalarına baktığımızda rakiplerinize çok ince mesajlar gönde-riyorsunuz. Son olarak operatörler arasında “Tüketici Hakları Anayasası” konusu gündemde. Siz Avea ola-rak tüketicilerinize ne gibi haklar sunuyorsunuz?

ERKAN AKDEMİR: Biz reklamda da söylüyoruz “Ayi-nesi iştir kişinin lafa bakılmaz” diye. Orada 500 sayfalık bir

8

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 11: Telekom Dünyası Nisan 2011

tions speak louder than words.” We can prepare a 500-page book and tell the customer what kinds of r ights and services we provide. I want to leave the legal process between the other two operators on this issue to consumers. I think consumers are not interested in this debate. But when we look at the picture closely, it shows that Avea is much better than others and at a very different place in terms of providing a benefit to the customers and taking sides with them. We do not want to enter into such a meaningless fight. If we make an econometr ic analy-sis, in a market with an oligopoly of two operators in the absence of Avea, the pr ice level offered by these two operators as well as the benefit and ser-vices provided by them have totally changed after Avea’s entrance to the market. Avea disrupted the oligopoly of them and actually changed and shaped the market with its pr ice level and leading role. This situation is more impor tant than Constitution or dec-laration. Moreover, I think it is not very accurate to put forward the issues demanded by the regulatory authority as if your own initiative.

TELEKOM DÜNYASI: You as Avea think you make an important contribution to the creation of conditions of competition in the market and the formation of prices for the benefit of con-sumers…

ERKAN AKDEMİR: Absolutely, this topic is very clear... When Avea entered to the market, there was almost an agreement on the interconnection fee be-tween these two operators and there was no regula-tion. When you compare the average prices per min-ute at that time and the prices of today, you can see the effect of Avea more clearly. Not just the price level, but also in terms of innovative services… Intra-group advantages, group tariffs or different approaches to-wards certain segments were all brought by Avea to the market. Moreover, we are the operator that takes initiative in terms of calling other operator under the concept of “liberty”.

TELEKOM DÜNYASI: Last year, at a meeting about interconnection fees, you said that inter-connection fees could be even lower. But other operators expressed their dissatisfaction often and said that their profits are affected. What is your opinion on this subject?

ERKAN AKDEMİR: We can be at a marginal lev-el, close to zero at interconnection fees. In fact, the structure in developed countries goes in this direc-tion. Many countries such as Britain and Germany an-nounced it and shared how they decrease the inter-connection fees in the next period. When we look at these countries, it becomes clear that Türkiye took the

kitapta yazıp müşteriye ne gibi haklar sunup, ne gibi hizmet-ler verdiğimizi anlatabiliriz. Diğer iki operatörün bu konuy-la ilgili girdikleri hukuki sürecin takdirini tüketicilere bırakı-yorum. Tüketicilerin bu tartışmalarla çok ilgilendiklerini de düşünmüyorum açıkçası. Fakat ortaya çıkan bir resim var ve bu resimde Avea’nın müşteriye fayda verme noktasında ve müşterinin yanında olma noktasında diğerlerinden çok daha iyi ve çok daha farklı bir yerde olduğunu görüyoruz. Biz böyle anlamsız bir kavganın içerisine girmek istemi-yoruz. Ekonometrik bir analiz yaparsak Avea’nın olmadığı durumda iki operatörlü oligopol bir piyasada iki operatö-rün fiyat seviyesi, müşteriye verdikleri fayda ve sağladık-ları servis sayısı ile Avea’nın piyasaya katılıp bu oligopol piyasayı bozması, oluşturduğu fiyat seviyesi ve her zaman rakiplerden farklı olarak öncü bir takım aksiyonları cesurca alması aslında piyasayı değiştirmiş ve şekillendirmiştir. Bu durum anayasadan da bildirgeden de çok daha önemlidir. Kaldı ki; düzenleyici kurumun yapılmasını istediği konuları kendi inisiyatifiymiş gibi ortaya koymanın da çok doğru ol-duğunu düşünmüyorum.

TELEKOM DÜNYASI: Avea olarak siz piyasadaki varlığınızla piyasadaki rekabet koşullarının oluş-masına ve fiyatların tüketicinin yararına oluşması-na önemli bir etken olduğunu düşünüyorsunuz.

ERKAN AKDEMİR: Kesinlikle bu konu çok net... Avea’nın piyasaya girdiği zaman iki operatörün anlaşarak ara bağlantı fiyatlarını nereden nereye çektikleri noktasın-da ki o tarihlerde herhangi bir düzenleme yoktu ve o tarih-lerdeki ortalama dakika fiyatları ile şuan ki dakika fiyatlarını karşılaştırdığınız zaman Avea’nın piyasayı nasıl salladığını daha rahat göreceksiniz. Sadece fiyat seviyesinde değil, yenilikçi servisler verme noktasında da… Piyasaya grup içi avantajlarını, grup tarifelerini ilk veren veya belli seg-mentlere yönelik farklı yaklaşımları gösteren Avea olmuş-tur. Kaldı ki son dönemlerde de “özgürlük” kavramı altında diğer operatörleri arama noktasında en fazla inisiyatif alan ve diğer operatörlerin takip ettiği operatörüz.

TELEKOM DÜNYASI: Geçtiğimiz yıl arabağlan-tı ücretlerinin konuşulduğu bir toplantıda siz ara bağlantı ücretlerinin daha da düşük olabileceğini söylediniz. Fakat diğer operatörler memnuniyetsiz-liklerini sık sık dile getirerek karlılıklarının etki-lendiğini söylüyorlar. Bu konuda sizin düşünceniz nedir?

ERKAN AKDEMİR: Ara bağlantı ücretlerinde sıfıra ya-kın marjinal bir seviyede de olabiliriz. Kaldı ki; bahsettiğim gelişmiş ülkelerdeki yapı da buraya doğru gidiyor. İngil-tere ve Almanya gibi birçok ülke de bunu duyurdu, önü-müzdeki dönemde ara bağlantı ücretleri nasıl aşağı çe-keceklerini kamuoyu ile paylaştılar. Bu ülkelere baktığınız zaman Türkiye’nin ne kadar doğru bir karar aldığını ama bunun bu seviyede durmaması, devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bunların tamamının ilk etapta opera-

9TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 12: Telekom Dünyası Nisan 2011

right decision, but I think we should not stop at this lev-el and continue in the same direction. Because it is ap-parent that all these factors will have a negative effect on the operators in the first place… We do not want them to suffer, even they are our competitor. But this practice has positive effect on the consumer and also reduces the costs of operators. It is extremely wrong to position it in a different way ... When this practice was announced, there were lots of disaster scenarios, such as the profitability of operators will decrease or the tax revenues of finance will decrease. But none of them happened and all operators will see the benefit of this practice in the medium term. It shows that this is a great barrier. We need to look at the long-term ben-efits of calling to other operators. We have explored this issue thoroughly. It has positive effect on the op-erators and the total market as well as on consumers. Since the last year, average prices paid by consumers have dropped very quickly. In addition, tax revenues derived by the public were influenced positively. It can be said that it resulted positively in terms of the resulting social benefits. I think that if this practice is taken a step forward, the resulting social benefits will increase.

TELEKOM DÜNYASI: You have made a state-ment about the allocation of frequency. You wanted a fair distribution. At the same time, you argued that a positive discrimination should be applied for Avea and all operators cannot be in the same regulation pool. Could you explain it a little more?

ERKAN AKDEMİR: Regulation is actually made for the operators that are active and dominating force in the market. These kinds of regulations are not made for operators that do not distort the market and do not have activities to obstruct the entrance of other competitors to the market. This is contrary to the ap-proach of regulation… We say that operator that dis-torts the market and has the dominant power in the market should be subjected to the regulation. I think it is wrong to narrow the playground of other operators and apply restrictions in this direction.

Frequencies are consistently re-organized in Eu-rope and equitable distribution of frequencies is maintained. However, frequencies have not been re-organized since the date of first distribution in Türkiye. Aside from the sale of 900 lines three years ago, it did not happen very seriously. In the coming period, this issue is a hot topic and an arrangement should also be done.

TELEKOM DÜNYASI: You perform your LTE tri-als very quickly. Have you set any date for the ap-plication? When do you think the conditions will

törlere olumsuz bir etki yapacağı ortada. Biz de rakibimiz de olsa zarar görmelerini istemeyiz. Fakat bu uygulama tüketiciye yansıyan ve operatörlerin de maliyetlerini azal-tan bir unsur. Bunu farklı bir şekilde konumlandırmak son derece yanlış... Bu uygulamanın açıklandığı süreçte ope-ratörlerin karlılıklarının azalacağı veya maliyenin vergi ge-lirlerinin düşeceğine dair bahsedilen felaket senaryoları-nın hiçbiri gerçekleşmedi ve orta vadede tüm operatörler bu uygulamanın faydasını da göreceklerdir. Bu neyi gös-teriyor demek ki bu büyük bir bariyerdi aslında. Müşte-rilerin konuşması diğer operatörleri aramaları konusunda kısa dönemde değil uzun dönemde sağlanan faydaya bak-mak lazım. Ben bu çalışmayı üç taraftan incelettim. Birincisi operatör tarafında; toplam pazarda pozitif bir etkisi var. Tü-keticilerin üzerinde de pozitif bir etki var. Geçen yıldan bu yana tüketicilerin ödedikleri ortalama ücretler çok hızlı bir şekilde düşmüştür. Ayrıca kamunun elde ettiği vergi gelir-leri de pozitif olarak etkilenmiştir. Elde edilen sosyal fayda ise ara bağlantı çalışması pozitif olarak sonuçlandı diyebi-liriz. Bu çalışmanın daha da ileri gitmesi elde edilen sosyal faydayı attıracaktır diye düşünüyorum.

TELEKOM DÜNYASI: Geçtiğimiz dönemde fre-kans tahsisi ile ilgili yaptığınız bir açıklama var. Yeniden adil bir dağıtım yapılmasını istiyorsunuz. Aynı zamanda Avea’dan yana pozitif bir ayrımcılık yapılmasından bahsediyorsunuz ve tüm operatörle-rin aynı regülasyon havuzunda olmasının doğru bir uygulama olmadığı kanaatindesiniz. Bu konuyu bi-raz açabilir miyiz?

ERKAN AKDEMİR: Düzenleme aslında piyasada etkin ve hâkim bir gücü olan operatörler için yapılır. Piyasayı bo-zan, piyasaya başka rakiplerin girmesinin zorlaştırıcı faa-liyetleri olmayan operatörler için bu tür düzenlemeler ya-pılmaz. Bu durum zaten düzenlemenin yaklaşımına aykırı bir durum… Bizim Türkiye için söylediğimiz piyasayı kim bozuyorsa, piyasada kimin hâkim gücü varsa o operatörün düzeltilmesidir. Onun dışındaki operatörlerin oyun alanla-rının daraltılması, kısıtlanmasının yanlış bir uygulama oldu-ğunu düşünüyorum.

Frekans konusunda ise Avrupa mütemadiyen frekansları yeniden düzenliyor ve adil bir şekilde dağılımını yapıyor. Türkiye’nin frekans verildikten bu yana statik bir şekilde bulunduruyor olması. 3 sene önce eldeki 900’lülerin satıl-masını bir yana bırakırsak çok ciddi bir şekilde gerçekleş-medi. Önümüzdeki dönemde bu konunun çok sıcak bir ko-nu olduğunun ve bu konuda da bir düzenleme yapılması gerektiğini söylüyoruz.

TELEKOM DÜNYASI: LTE denemelerini çok hızlı bir şekilde gerçekleştiren operatörlerden birisiniz. Uygu-lamaya geçme konusunda herhangi bir tarih belirledi-niz mi? Sizce şartlar ne zaman LTE için uygun olur?

ERKAN AKDEMİR: LTE için henüz erken olduğunu

10

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 13: Telekom Dünyası Nisan 2011

be appropriate for LTE?

ERKAN AKDEMİR: We think it is too early for LTE. Because it seems that the evolution of technology side of LTE as well as the formation of its commercial side especially with the terminal devices will take a few years. There are still many uncertainties in the subject of LTE. Conditions will be appropriate after these un-certainties will be clarified.

TELEKOM DÜNYASI: Avea has a great sensitiv-ity in R&D. In recent months, we have seen that certain medical tests can be performed by at-taching a lens apparatus to mobile phones at a meeting. When will we see this or similar appli-cations?

ERKAN AKDEMİR: I think such applications will be put into practice towards the end of 2012. The ap-plication you mentioned is a new application not only in Türkiye, but in the world. We have shown that it can work in the first place. We also performed a good co-operation. The second stage is the production and it is process outside of our control. Once this device is developed, it is very possible to provide it as a mo-bile service… As these studies are completed, we as Avea consider this. There are already supports of the government in this respect. But, we also benefit from a significant amount of funds in Europe. We carry out these studies in cooperation with our domestic and overseas business partners as well as the universities and research centers. But our focus is the mobile tech-nologies. Studies on how mobile technologies facilitate the lives of people will focus on this point. Products are always being developed in terms of commercial service. In addition, we think we are unrivalled in the development of innovative products. In terms of allo-cating resource to these studies, Avea is different from the other operators.

TELEKOM DÜNYASI: Femtocell is a new con-cept for us. What can you say about this?

ERKAN AKDEMİR: Femtocell will be an interesting product. We are working on this subject for two years with our group companies; both on service develop-ment and product development. We focus on this issue for a long time. When it is regulated, I believe that we can offer this product in a very short period of time.

TELEKOM DÜNYASI: What is the operation sys-tem of this product?

ERKAN AKDEMİR: It is same as the wireless ADSL box, except that it provides 3G coverage. Thus a two-sided benefit is provided. First, it provides a signifi-cant convergence and creates a different product and

düşünüyoruz. Çünkü LTE’nin hem teknoloji tarafının evrim-leşmesi, ticari tarafının ve özellikle terminal cihazları tara-fından şekilleniyor olması birkaç yılı alacak gibi gözüküyor. LTE konusunda henüz çok belirsizlikler var. Bu belirsizlik-lerin netleşmesi sonrasında şartlar uygun olacaktır.

TELEKOM DÜNYASI: Avea’nın Ar-Ge konusunda büyük bir hassasiyeti var. Geçtiğimiz aylarda bir toplantıda telefonlara özel bir mercek aparat takıla-rak belirli tıbbi tahlillerin yapılabileceğini gördük. Bu ve buna benzer ne gibi uygulamalar göreceğiz?

ERKAN AKDEMİR: Bu gibi uygulamaların 2012 so-nuna doğru gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Bahset-tiğiniz uygulama sadece Türkiye’de değil, dünyada da henüz olmayan bir uygulama. Biz bunun öncelikle çalışı-labilir olduğunu gösterdik. Güzel de bir işbirliği gerçek-leştirdik. İkinci aşamada ise bunun üretimine geçilmesidir ki bu bizim dışımızda bir gelişme. Bu cihaz geliştirildikten sonra, mobil servis olarak konumlandırılması çok olası... Bu tür çalışmalar bittikçe biz Avea olarak bu çalışmala-rı gözönünde tutmaya devam edeceğiz. Bu konuda zaten devletin de verdiği destekler var. Fakat devletin dışında Avrupa’daki fonlardan da önemli miktarda faydalanıyoruz. Bu çalışmaları Türkiye’de tek başımıza değil, hem yurti-çindeki iş ortaklarımız hem yurtdışındaki iş ortaklarımız, üniversiteler ve araştırma merkezleri ile birlikte devam ettiyoruz. Ama odaklandığımız alan mobil teknolojiler. Mobil teknolojilerin insanların hayatlarını nasıl kolaylaştı-rabileceği konusundaki çalışmaların merkezi burası ola-caktır. Ticari servis anlamında ürünler mutlaka geliştiri-liyor. Bunun dışında yenilikçi ürün geliştirme konusunda rakipsiz olduğumuzu düşünüyoruz. Bu çalışmalara kay-nak ayırma noktasında da Avea diğer operatörlere göre farklı bir yerde.

TELEKOM DÜNYASI: Yeni bir kavramla tanıştık Femtocell... Bu konuda neler söylemek istersiniz?

ERKAN AKDEMİR: Femtocell enteresan bir ürün ola-cak. Bu konuda grup şirketleri ile birlikte iki yıla yakın bir süredir çalışıyoruz hem servis geliştirme konusunda hem de ürün geliştirme noktasında. Uzun bir süredir bu konu-nun üzerine yoğunlaşmış durumdayız. Düzenleme tarafı da şekillendiği takdirde çok kısa bir süre içince bu ürünü sun-maya başlarız diye düşünüyorum.

TELEKOM DÜNYASI: Bu ürünün çalışma sistemi nedir?

ERKAN AKDEMİR: Evinizde kullandığınız kablo-suz ADSL kutusunun kutuya kadar kısmı aynı, kutudan sonraki kısım ise 3G kapsama alanı sağlıyor. Böylelikle iki taraflı bir fayda sağlanmış oluyor. Birincisi; ciddi an-lamda bir yakınsama sağlayıp farklı bir ürün farklı bir konumlandırma oluşturuyor. Aynı zamanda da 3G’deki trafiği internet şebekesi üzerinden dağıtma imkânı

11TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 14: Telekom Dünyası Nisan 2011

a different positioning. At the same time, it provides the opportunity to deploy 3G traffic over the internet network. You know, mobile data is growing very fast. It also requires operators to invest continuously in this way. This is an investment in technology to alleviate this burden in a sense.

TELEKOM DÜNYASI: In recent years, call cen-ters were established especially in the eastern region. This will make a tremendous contribution particularly to the development of employment and the creation of a source of income. What do you think on this subject? Do you as Avea intend to invest more in this field?

ERKAN AKDEMİR: We have in-house call center, but also serve through the other call centers. AssisTT, among our group companies, is one the largest call centers in Türkiye. Apart from that, we are working with different small call centers. This study was initiat-ed by former Minister of Transportation Binali Yildirim. I think it offers an insight to the companies in terms of technology as well as it provides a significant benefit in terms of employment. I know Bingöl call center were met with great enthusiasm by the people. Call center established in Erzincan is one of the largest call cen-ters that serve a considerable number of companies in Türkiye. It is really pleasing. This will be useful for the development of those regions. From our perspective, it provides advantages both in terms of the quality of

sağlıyor. Biliyorsunuz mobil data çok hızlı büyüyor. Bu da operatörlerin sürekli bu tarafa yatırım yapmalarını gerektiriyor. Bu teknolojide bu yükü de bir bakıma ha-fifletecek bir yatırımdır.

TELEKOM DÜNYASI: Son dönemde özellikle doğu bölgelerde çağrı merkezleri yoğun olarak açılmaya başlandı. Özellikle istihdamın geliş-mesi, orada gelir kaynağı yaratılması konusun-da büyük katkıları olacak. Avea olarak siz nasıl bakıyorsunuz bu konuya? Bu alana daha fazla ya-tırım yapmayı düşünüyor musunuz?

ERKAN AKDEMİR: Bizim kendi bünyemizde de çağrı merkezimiz var fakat bir yandan da diğer çağrı merkezleri üzerinden de hizmet veriyoruz. Bizim grup şirketleri arasında assisTT bu konuda hizmet aldığımız Türkiye’nin en büyük çağrı merkezlerinden biri. Bunun dışında farklı küçük çağrı merkezleri ile de çalışıyoruz. Bu çalışma eski Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım’ın başlattığı bir uygulama. Bence hem teknoloji anlamın-da şirketlere yeni bir açılım sağladı hem de o bölge-deki istihdam noktasında da önemli bir fayda sağlıyor. Bingöl’deki çağrı merkezinin halk tarafından büyük bir heyecanla karşılandığını biliyorum. Aynı zamanda Er-zincandaki çağrı merkezi de Türkiye’nin en büyük ve en çok şirkete hizmet veren çağrı merkezlerinden biri. Bunları görmek gerçekten sevindirici... Bu o bölgelerin kalkınmasına da faydalı olacak. Bizim tarafımızdan bak-tığınızda da hem servis kalitesi hem de maliyet anlamın-

12

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 15: Telekom Dünyası Nisan 2011

service and cost. In order to make these investments more attractive, some encouraging policies should be applied. I think, in that case it will progress much fast-er and move from west to east.

TELEKOM DÜNYASI: We know that you as Avea are very sensitive to the social responsibility projects. You implement a major project of social responsibility for our disabled citizens and we know that you employ more than 2000 of them. Do your applications, such as employing dis-abled citizens in your call center or providing an opportunity to work at their homes, continue?

ERKAN AKDEMİR: They continue. It is an initia-tive launched by the Ministry of Transport... In fact, we employ disabled persons working at their house or a comfortable office and their number is constantly increasing. In addition, we conduct a study in coop-eration with Physical Disabilities Foundation. We are pioneering in this respect by employing around 2700 persons. This study has been completed in Istanbul. We will continue to work with the foundation for ex-pansion of this study all over Türkiye. We see this proj-ect as bringing the important values of Türkiye to life. We will continue to work to employ disabled people in Avea and reintegrate them into the society.

TELEKOM DÜNYASI: Finally, what kinds of in-novations are waiting for us in 2011? What are the plans of Avea?

ERKAN AKDEMİR: As I said in the beginning, we expect that market will be formed a little more in 2011 in comparison with 2010. Other operators’ strategies gradually become clear in this field. The year 2011 will not fall behind 2010 in terms of competition and even it appears that the competition will be more chal-lenging. We finished the first quarter. Next month, all operators will announce their first-quarter figures. We entered the year 2011 artily and our claim will con-tinue. In addition, our structural projects, conversion projects will continue. We plan to invest more in 2011 in comparison with 2010. At the same time, we imple-ment a conversion project in our sales channels. We accelerate this project. In the same way, we try to be one of the leading players of the market vigorously in the competition environment.

TELEKOM DÜNYASI: Do you have something to add...

ERKAN AKDEMİR: Thank you for providing this opportunity. I hope I will share much more good news with you, such as bigger market and larger customer base. Our main goal is to provide fast, different and convenient service…

da da avantaj sağlıyor. Bu yatırımların daha cazip hale gelmesi için bir takım özendirci politikalar uygulanabilir diye düşünüyorum. O takdirde çok daha hızlı ilerleyece-ğini, batıdan doğuya kayacağını düşünüyorum.

TELEKOM DÜNYASI: Avea olarak sosyal so-rumluluk projelerinde çok hassas olduğunuzu biliyoruz. Engelleri vatandaşlara karşı büyük bir sosyal sorumluluk projesi yürütüyorsunuz ve 2000’in üzerinden engelli istihdamınız olduğunu biliyoruz. Bu tür çağrı merkezlerinde engelli va-tandaşların çalışması, evlerinden çalışabilir ol-maları gibi çalışmalarınız devam ediyor mu?

ERKAN AKDEMİR: Ediyor. Bu konu da Ulaştırma Bakanlığının başlattığı bir inisiyatif… Aslında bizim evinde veya rahat bir mekânda çalışarak çağrı mer-kezi hizmeti veren engelli çalışanlarımız var ve bu ça-lışan sayımızda devamlı olarak artıyor. Bunun dışında Fiziksel Engelliler Vakfı ile yürüttüğümüz bir çalışma-mız var. 2700’e yakın bir istihdama öncülük ettik. Bu ça-lışmanın İstanbul ayağı tamamlandı. İstanbul’un dışın-da tüm Türkiye’de yaygınlaştırılması konusunda vakıf ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Biz bu projeyi Türkiye’nin önemli değerlerini tekrar hayata kazandır-ma olarak görüyoruz. Engellilerin hem Avea içerisinde istihdam edilmesine hem de topluma kazandırılması için bu çalışmalarımıza devam edeceğiz.

TELEKOM DÜNYASI: Son olarak 2011 ile ilgili ne gibi yenilikler bekliyor bizi? Avea’nın planla-rı arasında neler var?

ERKAN AKDEMİR: 2011 yılı başta da söylediğim gibi 2010 yılına göre piyasanın biraz daha şekillendiği bir yıl olmasını bekliyoruz. Diğer operatörlerin bu ko-nudaki stratejileri yavaş yavaş netleşiyor. 2011 yılı re-kabet açısından 2010 yılının altında kalmayacak hatta belki daha da çetin geçeceğe benziyor. İlk çeyreği bi-tirdik. Önümüzdeki ay tüm operatörler 2011 yılının ilk çeyrek rakamlarını açıklamış olacaklar. Biz 2011 yılına çok iddalı girdik ve bu iddamızı da devam ettireceğiz. Bunun yanı sıra bahsettiğimiz yapısal projeleri, dönü-şüm projeleri devam edeceğiz. 2011 yılında 2010 yılına göre çok daha fazla yatırım planlıyoruz. Aynı zamanda bizim satış kanallarında yaptığımız bir dönüşüm çalış-ması var. Bu çalışmayı hızlandırıyoruz. Aynı şekilde pi-yasadaki rekabette dinamik bir şekilde piyasanın önde gelen oyuncularından biri olmaya da çabalıyoruz.

TELEKOM DÜNYASI: Eklemek istedikleriniz...

ERKAN AKDEMİR: Bu fırsatı verdiğiniz için teşek-kür ederiz. Bundan sonraki görüşmemizde size daha büyük bir pazar, daha geniş bir müşteri kitlesi gibi çok daha iyi haberler vereceğimizi umuyorum. Bizim tek hedefimiz hızlı, farklı ve uygun servisi sağlamak…

13TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 16: Telekom Dünyası Nisan 2011

In this year, Istanbul Film Festival had full of wonder-ful movies. We met with different, successful movies and unheard directors from whole around the world. One of them was a documentary named ‘The Two Escobars’ that produced by two brothers Jeff Zimbalist and Michael Zim-balist.

The production made premiere in festival theater un-der the title of NTV Documentary Zone and it has got jaw dropping dramatic elements. Production has lots of differ-ent details, images, videos and also unbelievable docu-ments and It actually has strong dark side. Brothers after they decision to making this documentary; both moved in Colombia and communicated with whole friends and families of Escobars’. Make those persons speak about this story that I am going to tell should have been real hard.

Bu sene yine İstanbul Film Festival’i birbirinden güzel filmlerle doluydu. Birbirinden farklı, başarılı ve duyulma-mış yönetmenlerle beraber dünyanın her bir ülkesinden filmlerle buluştuk. Onlardan birisi de Amerika’lı kardeşler Jeff Zimbalist ve Michael Zimbalist tarafından çekilen ‘İki Escobar’ isimli belgeseldi.

NTV Belgesel Kuşağı alt başlığı altında, bu seneki festi-val salonlarında açılışını yapan belgesel, tüm duygularınızı ateşleyen, akıl almaz bir dram olma özelliğini taşıyor. Birçok farklı detayı, görüntüyü, şaşırtıcı dokümanları içeren yapım, aslında oldukça karanlık bir tarafa sahip... Kardeşler, bu fil-mi yapmaya karar verdikten sonra Kolombiya’ya yerleşi-yor ve bir yıl boyunca, belgesele konu olan Escobar’ların aileleriyle arkadaşlık kuruyorlar. Birazdan bahsedeceğim konu için birilerini konuşturmak, aileleri bile belgeselde

BİR DÖNEM VE İKİ ADAM

İKİ ESCOBAR

‘THE TWO ESCOBARS’A PERIOD AND TWO MEN

14

Zümrüt Tanrıöven

zumrut@telekomdunyası.com

SİNEMA/SANAT

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 17: Telekom Dünyası Nisan 2011

buluşturup, gerçekleri söyletmek oldukça meşakkatli ol-muş olsa gerek.

Escobar’lar 90’lardan, 2000’lere uzanan süreçte, farklı yönlere olsa da döneme damgasını vuran ve aslında bir toplumu, bir ülkeyi baştan sona değiştirmeyi başarmış isimler. İyi ve kötünün keskin ay-rımlarını kaldıran yaşamlarıyla, sizin izlerken bile kimin haklı, kimin haksız olduğunu sorgula-mayı bir türlü bırakamadığınız eylemler serisini sunuyorlar bize. Hiç bir bağı olmayan bu iki ismi bağlayan tek nokta ise, aslında Türkiye’nin temel heyecanların-dan birini oluşturan; ‘futbol’.

Bu dönem boyunca, belgeselle beraber yeni bir kelimeyle karşı-laşıyoruz; Narko-futbol. Dünyanın her yerinde, özellikle belli dönem-lerde daha çok olmak üzere, hala daha devam ettiği düşünülen bu dalga, belgeselde yaşamları etki-leyen gücüyle en dramatik haline bürünüyor. Bir yanda Pablo Esco-bar, yani dünyanın o dönemdeki en güçlü, en acımasız uyuşturucu kra-lı olma özelliğine sahip ismini; bir yandan da dünya futboluna farklı bir ses getiren ve Kolombiya’nın

Escobars such names who could have successed to change whole country and nation and they made their marks on duration includes 90s and 2000s. With their lives that could delete all strict line between good and evil, and they present to you such actions they did to makes you incapable to decide which is good or evil. Only point

which is also huge excitement in Turkey, that make these men connected who are not actually related is football.

During this period, by this documentary we meet new kind of word called Narco-Football. On earth, it is a wave which still goes on and in this documen-tary; turn into most dramatic silhouette with power can af-fect lives. We watch not only Pablo Escobar who was stron-gest, powerful, bitter drug king in Colombia but also, Andres Escobar who was most talented Colombian Football player and huge part of Colombian Nation-al Team when they had gone to World Cup for the first and last time in their history. In real-ity they had no connection with each other but they attached by worst thing called ‘Drug’.

15TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 18: Telekom Dünyası Nisan 2011

Biggest boss Pablo Escobar could have made upside down to administration with his huge power and it was coming from his brutality. He spent his all money to his own Country, Colombia where is really poor. He had giv-en homes and football areas to children. He had prohib-ited drug to his own family and close friends. He did not even try cigarette and became biggest boss of drug. This is really interesting in my opinion. He was making entered drug into America and with this money was trying to in-crease comfort level of Colombian people.

Andres Escobar was a captain of National team and most talented football player in his own term. He had sis-ter and girlfriend. Andres was trying to help every single person who waited for little help and also children and his team mates tell that he is patient, humble personality about him. While his white aura was shinning from him, he was not happy with bitter situations in streets. He accepts to go to Milan finally, but his mistake at 94’s world cup, every single dream of him had died.

One common point has connected these two Escobars; Football. Pablo Escobar was interest with football very much and he wascapable to do everything for making national team number one. For this reason he started to financing football team by drug money, because holding football player, new talented players and making new qual-ity football area. For these things they only need money. Pablo Escobar has provided this and actually this makes team stronger to go to World Cup. Whole these fanati-cisms give cause for death of arbiter. While deaths were getting increase in the streets, National Football Team was

tarihinde ilk ve son defa dünya kupasına gidişindeki büyük rolüyle Andres Escobar’ı seyrediyoruz. Aslında hiç bir bağ-ları, hiç bir ilgileri olmayan bu iki isim, ‘uyuşturucu’ gibi ina-nılmaz bir yolla birbirlerine bağlanıyorlar.

Büyük patron Pablo Escobar, ülkedeki yönetimi alt üst edebilecek kadar güçlüdür ve elindeki bu güç, onun acı-masızlığından gelmektedir. Her şeyin yanında kazandığı inanılmaz paraları Kolombiya gibi çok fakir olan ülkesine harcamaktan çekinmemektedir. İnsanlara evler yaptırmak-ta, çocuklara sahalar inşa ettirmektedir. Kendisi ve bağlı olduğu herkese uyuşturucu kullanmayı yasaklamış, sigara içilmesine bile karşı durmuştur. Hayatı boyunca bir kez bile tütün denemeyen bu ismin dünyanın en büyük uyuşturucu gücü olmuş olması çok garip bir detay bence. Aslında ço-ğunu Amerika’ya sokmakta ve bunun üzerinden kazandığı parayla, ülkesinin insanlarının refah düzeylerini arttırmaya çalışmaktadır.

Andres Escobar ise yeteneğiyle dönemin en büyüleyici futbolcusu ve milli takımın kaptanıdır. Hayatında kız arka-daşı, kardeşi dışında kimse yoktur. Takım arkadaşları onun sabırlı, iyi niyetli kişiliğini vurgularken, Andres çocuklara, gençlere, yardıma ihtiyacı olan herkese yardım etmekten mutluluk duyan yapısıyla tanınmıştır. Onun bu beyaz aurası takımın içinde parlarken, ülkesinin sokaklarında süre gelen tüm şiddetin bitmesinden yana olduğunu her fırsatta dile getirmiştir. Milan gibi önemli bir takıma gitmek için anlaş-mışken 1994 Dünya kupasında yaptığı hatayla, kurduğu tüm hayaller paramparça olmuştur.

Bu iki Escobar’ı birleştiren tek bir ortak nokta vardır; ‘fut-bol’. Pablo Escobar futbola fazlasıyla düşkündür ve ülkesi-

16

SİNEMA/SANAT

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 19: Telekom Dünyası Nisan 2011

trying to fix Colombia’s image by success they all gain. They were trying to show to whole world that they were not only drug sellers. Nevermore you can never decide about good or evil, and also one sentence tells everything at movie; ‘Success which builds on evil and bad base, get fall in the end.’

At 1992 World Cup Match, Andres Escobar’s mistake was strong enough to make changing room silence, and in the end strong enough to change history. After Colom-bian team’s return because of their fail, an action who ef-fect to duration, period and talents urged violence on the streets.

Music, storytelling, interviews and content are extra or-dinary. Everybody should see this documentary. Minatory tragic and basically it tells very well about dark side of the football at that period. Interview that made with Es-cobars’ families and close friends were supremely brave and real.

In my opinion everybody should see this movie which tells a game that not only ‘football’ for a nation. A country which is exist on earth is incredibly different from ours situation, and you probably are going to mad with yourself because things you cannot do for some wrong things. You, get ready to know Narco-Football... You are going to see a real tragedy... Have a nice watch.

nin milli takımının yükselişi için her şeyi yapabilecek kadar fanatiktir. Bu nedenle uyuşturucu üzerinden kazandığı pa-rayla futbol takımını finanse etmeye başlar, çünkü futbolcu-ları tutabilmek, iyi eğitmenler ve futbolcular alabilmek, iyi çalışma alanlarını inşa etmek için sahip olmadıkları tek şey; paradır. Pablo Escobar bunu sağlamış ve aslında dünya ku-pasına çıkma başarılarında etkili olacak kadar güçlendir-miştir. Tüm bu fanatizm, bir hakemi öldürtebilecek kadar ileri gitmiştir. Sokaklarda ölümler artmaya başlamışken, futbol takımı tüm Kolombiyalı algısını düzeltmek için ça-balamakta ve kazandıkları inanılmaz başarılarla, dünyaya isimlerini, ‘futbol oynayabilir, uyuşturucudan başka şeyleri başarabilen bir ülke’ olarak tanıtmaya uğraşmaktadır. An-cak filmde gerçekte kimin iyi ya da kötü olduğuna karar verememenizle beraber, tıpkı sahnelerden birinde söylen-diği gibi ‘gerçekten kötü, vahşi temeller üzerine kurulan başarılar, eninde sonunda trajediyle yıkılır.’

1992 Dünya Kupası maçında Andres Escobar’ın yaptı-ğı hata, soyunma odasında herkesi sessizliğe bürüyen ve sonunda tarihi değiştiren bir hata olmuştur. Elenen takım Kolombiya’ya döndüğünde, futbol süreçlerini baştan aşağı yıkan ve yetenekleri harcayan bir eylem, Kolombiya’da za-ten var olan bir iç savaşı daha da körüklemiştir.

Müzikleri, anlatımı, röportajları, görüntüleri ve içerdiği birçok şeyle olağanüstü olan yapım; herkesin izlemesi ge-reken bir film... Korkutucu derecede trajik ve aslında fut-bolun karanlığa bürünen dönemini açıkça anlatan başarılı bir gözlem... Escobar’ların aileleri ve en yakın arkadaşları ile yapılan röportajlar, imkânlar dâhilinde, oldukça cesur ve şaşırtıcı.

Bir ülke için ‘sadece futbol’ olmaktan fazlası olan bir oyu-nun, tarihlerini etkileyen sürecini herkesin izlemesi gerekti-ğini düşünüyorum. Dünya üzerinde var olan bir ülkenin, bi-zim yaşam koşullarımızdan nasıl da farklı olduğunu acıyla seyrederken; düzeltme imkânınız olmayan her bir yanlışlık için kendinize nasıl kızdığınıza şaşırmanız içten bile değil. Narko-futbolu tanımaya hazırlanın... Gerçek bir dramla karşılaşacaksınız. İyi seyirler…

17TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 20: Telekom Dünyası Nisan 2011

“REKABET KURULU İLE İŞBİRLİĞİ YAPACAĞIZ”

BTK BAŞKANI ACARER’DEN SEKTÖRE REKABET MESAJI:

COMPETITIVE MESSAGE BY PRESIDENT OF ICTA ACARER TO THE SECTOR:

“WE WILL MAKE COLLABORATION WITH COMPETITION AUTHORITY”

W hile Competitive Authority (RK) fined to most of companies operating in communication sector on account of the fact that they broke competitive at

the rate of 10 percent of their income, Information and Com-munication Technologies Authority (ICTA) has taken an action. President of ICTA Tayfun Acarer stated that making regula-tion intended for growing ICT sector is getting difficult gradu-ally and expressed that they should make collaboration with RK when making regulation intended for the sector. Acarer indicat-ed that in the short period cooperation protocol will be signed between ICTA and RK within this scope and these two authority will move together in order to provide competition in the sector. Acarer called for the companies in this sector “Keep away from deadly competition and we will move on without hindrance to each other.

President of ICTA Tayfun Acarer gave information about pro-tocol, which will be signed with RK, to TELEKOM DÜNYASI, em-phasized importance of creation of competition in ICT sector and RK and ICT have common authorization. Acarer stated that both of two authorities do duties by making needed regulations in order to provide competition in the sector and said: "Both of two authorities could ask other authority's opinion in order to regula-tions intended for the sector. Within this scope there should be collaboration and coordination between these two authorities. The draft of "Cooperation Draft between Information and Com-munication Technologies Authority and Competition Authority” was prepared as a result of studies which were made coordinat-ed with Competition Authority. In the scope of protocol draft in question, in accordance with the European Union acquits, evalu-ation of issues into areas of authority and duty creation, develop-ment and conservation of competition environment in electronic communication sector, ensure commonality in interpretation of the relevant legislation, mutual cooperation and implementation of coordination are aimed. Acarer stated that with this protocol

Rekabet Kurulu (RK), iletişim sektöründe faaliyet gös-teren pek çok firmaya, rekabeti ihlal ettikleri gerek-çesiyle cirolarının yüzde 10’una varan oranlarda yük-

sek cezalar keserken, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) da konuya yönelik olarak harekete geçti. BTK Başkanı Tayfun Acarer, çok büyüyen ICT sektörüne yönelik düzen-leme yapmanın giderek zorlaştığını belirterek, sektöre yöne-lik düzenleme yaparken RK ile işbirliğine gitmeleri gerektiği-ni aktardı. Acarer, bu kapsamda BTK ile RK arasında kısa süre içinde bir işbirliği protokolü imzalanacağını belirterek, iki ku-rumun, sektörde rekabetin sağlanması için ortak hareket ede-ceğini söyledi. Acarer, sektörde faaliyet gösteren şirketlere de “Öldürücü rekabetten uzak duralım, birbirimize köstek olma-yacak şekilde yolumuza devam edelim” çağrısında bulundu.

RK ile imzalanacak protokole yönelik olarak TELEKOM DÜNYASI’na bilgi veren BTK Başkanı Acarer, ICT sektöründe rekabetin tesis edilmesinin önemine dikkat çekerek, bu alan-da BTK ve RK’nin ortak yetkilerinin olduğa dikkat çekti. Acarer, her iki kurumun da sektördeki rekabeti sağlamak için görev-lerini, gerekli düzenlemeler yaparak yerine getirdiklerini be-lirterek, “Her iki kurum sektöre ilişkin yapacakları işlem veya düzenlemeler için diğer kurumun görüşüne başvura biliyor. Bu kapsamda, iki kurum arasında belirli bir işbirliği ve koordi-nasyonun sağlanması gerekiyor” dedi. Bu kapsamda, Rekabet Kurumu ile koordineli bir şekilde yapılan çalışmalar neticesin-de hazırlanan “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Reka-bet Kurumu Arasındaki İşbirliği Protokolü” taslağı hazırlandı. Söz konusu protokol taslağı çerçevesinde Avrupa Birliği mük-tesebatı ile uyum çalışmalarına uygun olarak; Kurumumuz ile Rekabet Kurumu tarafından elektronik haberleşme sektörün-de rekabet ortamının tesisine, geliştirilmesine ve korunması-na yönelik yetki ve görev alanlarına giren konuların etkin bir şekilde değerlendirilmesi, ilgili mevzuatın yorumlanmasında müşterekliğin sağlanması, karşılıklı işbirliği ve koordinasyonun

18

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 21: Telekom Dünyası Nisan 2011

issue of collaboration effectively on “Information transfer”, “Get-ting opinion” and “Coordination and cooperation” will be regu-lated.

FREE COMPETITION ENVIRONMENT SHOULD BE PROVIDED

Acarer stated that ICT sector became one of locomotive sec-tors in economic, social and cultural development in Turkiye and developed countries and said:” For this reason, having a sector where digital divide is minimized, is so important in the process of transition to information society which will develop free and sustainable competitive opportunities, create a market, create new employment opportunities in ICT sector. This is one of the most important duties of authority... Currently, around 150 of the regulatory authority in the world trying to regulate ICT sector, due to its general rules to specific features of regulation in this sector is not possible, arrange for the needs of the information society. Our authority’s main duty is making industry-specific regulation, authorization and settlement and overseeing studies of operators in the scope of our regulations.”

WE HAVE REMOVED BARRIERS TO ENTER TO MARKET

Acarer stated that making regulation intended for growing ICT sector is getting difficult gradually and said:” Today, the number of mobile subscribers reached 63 million, the number of broad-

gerçekleştirilmesi amaçlanıyor” diye konuştu. Acarer, proto-kol ile iki kurum arasında “Bilgi aktarımı”, “Görüş alınması” ve “Koordinasyon ve işbirliği” konularında etkin bir işbirliği yapılması konuları düzenlenecek.

SERBEST REKABET ORTAMI SAĞLANMALI

Acarer, ICT sektörünün, Türkiye ve gelişmiş ülkelerde eko-nomik, sosyal ve kültürel kalkınmada lokomotif sektörlerden biri haline geldiğini belirterek, “Bu nedenle, ICT sektöründe; serbest ve sürdürülebilir rekabet olanaklarını geliştirecek, piyasa oluşturacak, yeni istihdam imkânları yaratacak, bilgi toplumuna dönüşüm sürecinde sayısal uçurumun en aza in-dirildiği bir sektöre sahip olmak önem taşıyor. Bu, düzenleyici kurumların en önemli görevlerinden birisi… Halen dünyada ICT sektörünü düzenleyen 150 civarında düzenleyici otorite-nin de yapmaya çalıştığı, kendisine özgü özellikleri nedeniyle genel kurallarla düzenlenmesi mümkün olmayan bu sektörü, bilgi toplumunun ihtiyaçları yönünde düzenlemek. Kurumu-muzun temel görevi sektöre özgü düzenleme, yetkilendirme ve uzlaştırma yapmak, işletmecilerin düzenlemelerimiz çerçe-vesinde çalışmalarını denetlemek” dedi.

PİYASAYA GİRİŞ ENGELLERİNİ KALDIRDIK

ICT sektörünün aşırı büyümesi nedeniyle sektörde düzen-leme yapmanın zorlaştığına işaret eden Acarer, “Bugün mobil abone sayısı 63 milyona, geniş bant abone sayımız 9 milyon,

19TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 22: Telekom Dünyası Nisan 2011

lisanslı işletmeci sayısı 460’a, ses trafiğimiz yıllık 130 milyar da-kikaya, SMS trafiği de 150 milyar adede ulaştı. 2002’de sadece geniş bantta Türkiye’deki abone sayısı 3 bindi, bugün 9 milyon. Günümüzde ICT sektörüne özgü düzenleme yapmak gerçek-ten zorlaşıyor. Bu nedenle, BTK, buna yönelik düzenlemeleri yaparken, Rekabet Kurumu ile her zaman verimli işbirliği yap-malı. İki kurum arasında hazırlanan, bugünlerde imzalayaca-ğımız protokol de bunun en güzel örneği. Düzenleyici kurum olarak en önemli görevimiz, piyasaya girişteki asgari engelleri kaldırmak oldu. Bu nedenle, çıkarılan yenin kanunla yetkilen-dirme yöntemleri basitleştirildi ve son 1 yılda 100’den fazla yeni işletmeci pazara dâhil oldu. Böylece 460’a ulaşan lisanslı işletmeci sayısı 2002’de 130’du. Kurum olarak amacımız, uzun vadede altyapıya dayalı sürdürülebilir bir rekabetin oluşturul-ması” diye konuştu.

REKABET ULUSLARARASI BOYUTA TAŞTI

Acarer, sektörde, birleşme ve devralmaların yanında stra-tejik ortaklıkların da yapıldığını belirterek, şunları kaydetti: “Bugün ICT piyasasında rekabetin yalnız ülke düzeyinde değil uluslararası düzeyde olduğu bir gerçek. Yenilikçiliğe (inovas-yon) yatırım yapan ülkeler, güçlü sosyal ve ekonomik yapıya ve yüksek refah seviyesine daha çabuk ulaşıyor. Ülke içindeki firmaların yenilikçiliği benimsemesi, firmalarının ekonomik gücünü ve rekabet gücünü daha fazla artırmaya katkı sağlaya-cak, ürettikleri ürün ve hizmetler toplumun yaşam seviyesinde iyileşme yapacak. Herkesin yaptığını takip ederek, benzer fa-aliyetler yaparak rekabet gücünü artırmak, rekabette avantajlı duruma geçmek çok zor. Yenilikçilikle, yeni ve farklı sonuçlar elde edilmesi için, firmaların iş yapma süreçlerinde yenilikçi ve yaratıcı düşüncelere olanak tanımaları, bunun için yatırım yapmaları gerekir. Firmaların sahip oldukları insan kayna-ğının her birinin ayrı ayrı çok nitelikli olmasından daha da önemlisi, bunların birbirlerini farklı açılardan tamamlayabilme ve yenilikçiliği firmalarına taşıyabiliyor olmaları. Bunun için yenilikçilik ve yaratıcılık gelip geçici bir akım olarak algılan-mamalı, sürekliliğine inanılmalı ve sağlanmalıdır. Yenilikçilik ve yaratıcılık sürekli desteklenmediği zaman firmaların, sektörle-rin, ülkelerin büyüme ve rekabet gücü azalıyor. Türkiye’nin mevcut rekabet gücünü koruması ve daha fazla rekabet eder hale gelebilmesi için bunun yanı sıra bilgi ve teknoloji yoğun üretim yapısına geçiş bu gelişme sürecine ivme kazandıracak. Yenilikçi faaliyetlerde bulunan firma veya sektörler küresel re-kabet gücü ve pazar payı açısından avantajlı oluyor.”

ÖLDÜRÜCÜ REKABETTEN UZAK DURUN

Türkiye’nin bölgesel ve küresel rekabet avantajını yakala-mak için gerekli olan kaynaklara sahip olduğunu ifade eden Acarer, “ICT sektöründe, diğer ülkelerin erken başladıkları alanlarda karşılaştıkları olumsuz sonuçlarla biz karşılaşmadık. Yakaladığımız bu avantajı, bu kez yenilikçilik sayesinde, geliş-miş ICT sektörlerinin kullanacağı ürünler geliştirerek sürdürü-lebilir rekabet avantajına dönüştürmeliyiz. Yalnızca kullanıcı ve izleyici olmak için harcayacak zamanımız ve parasal kaynağı-mızı, geliştirici olarak kullanmalıyız..” dedi.

band subscribers to 9 million, the number of licensed operators to 460, voice traffic to 130 billion minutes yearly and SMS traffic to 150 billion unit. Only the number of broadband subscribers was 3 thousand in 2002, today it is 9 million. Nowadays making regulations in ICT sector is getting difficult really. For this rea-son ICTA should make collaboration effectively with RK when making regulation. The protocol which was prepared between their two authorities and will be signed in coming days is good example. As regulation authority, our most important duty is moving barriers on enter the market. For this reason, methods of authorization were made simple with the law and in the last year more than 100 operators were included to the market. By this way the number of licensed operators which was 130 in 2002, reached 460. As authority our purpose is creation of competition based on infrastructure in the long term.”

COMPETITION EXCEED THE INTERNATIONAL BORDERS

Acarer stated that there are strategic partnerships in the sec-tor as well as joining and acquisitions and said:

“Nowadays competition is not only at country level but also at international level in ICT sector. Countries which making in-vestments to innovations, reach to strong social and economic structure and a high level of prosperity sooner. Adaptation of companies to innovations in the country contribute to more in-creasing of economic and competitiveness strength, their prod-ucts and services make improvement on the level of community life. Increasing competitiveness and getting advantage on com-petition by following what everyone does, is so hard. Companies have to make investments and give opportunity innovative and creative opinions on their business process in order to get totally new and different results with innovativeness. Perfection of hu-man resources of companies together in different point of view and moving innovativeness to their companies in more impor-tant than being very qualified each of them individually. For this reason innovativeness and creativity shouldn’t perceived tem-porary trend, it should be believed to its continuousness should be provided. When innovation and creativity don’t be supported continually, growth and competition strength of countries, com-panies, sectors reduce. Transition to information and technolo-gy-intensive production structure will accelerate this process in order Turkiye to protect its existing competition strength and become more competitors. Innovative companies and sector have more advantages in terms of global competitiveness and market share.”

STAY AWAY FROM FATAL COMPETITION

Acarer stated that Turkiye has resources which are necessity in order to get local and global competition strength and said:” We didn’t meet to difficulties which other countries met in the field here they have started early in ICT sector. Thanks to innova-tion we should convert this opportunity to sustainable competi-tion advantage by developing products which will be used by developed ICT sectors."

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Telekom Dunyasi 210x297.ai 1 18.04.2011 11:15

20

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 23: Telekom Dünyası Nisan 2011

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Telekom Dunyasi 210x297.ai 1 18.04.2011 11:15

Page 24: Telekom Dünyası Nisan 2011

www.tivibu.com.tr | 444 0 375 | Tivibu Ev yaz 6606’ya gönder

TTNET’lilere özel, yepyeni bir televizyon platformu geliyor, Tivibu Ev. Tivibu Ev’de en beğendiğiniz dizileri “Tekrar İzle” sayesinde kaçırmazsınız. Yüzlerce film, dizi ve belgesel içeriğine “Seç İzle” ve “Kirala İzle” ile ulaşabilirsiniz. Canlı yayınları bile “Durdur İzle” ile durdurup geri alabilirsiniz. “İnteraktif Servisler” ile arkadaşlarınızla mesajlaşır ve yemek siparişi verebilirsiniz. Ayrıca yerli ve yabancı kanallar HD görüntü kalitesiyle Tivibu Ev’de. Üstelik hepsi 9,90 TL’lik başlangıç paketinde standart. Tivibu Ev’e hemen başvurmak için, 444 0 375’i arayın ya da www.tivibu.com.tr adresini ziyaret edin.

Tivibu Ev. Yeni dönem TV!

Bu hizmet TTNET geniş bant internet aboneliği gerektirmektedir. Aboneler lokasyonundaki internet hızı ve altyapı uygunluğu halinde hizmet alabilecektir. HD ile iletilen içeriklerden altyapı imkanları dahilinde faydalanılabilecektir. İçerikler, Tivibu Ev arşivi ve seçilen paket kapsamı ile sınırlıdır. Tekrar İzle, yayıncı kanal tarafından belirlenen içeriklerle ve 7 gün gösterim süresi ile sınırlıdır. TTNET’in Tivibu Ev içeriklerini değiştirme hakkı saklıdır. Tivibu Ev hizmeti için TTNET tarafından Tivibu Ev abonelerine, mülkiyet TTNET’te kalacak şekilde HD kutu ücretsiz olarak temin edilir. Tivibu Ev aboneliği sonlandırıldığında HD kutu TTNET’e iade edilir. Ayrıntılı bilgi www.tivibu.com.tr ve 444 0 375’te.

BAŞLANGIÇ PAKETİ9,90TL

tivibiev 42,6x30,6.indd 1 18.04.2011 18:31

Page 25: Telekom Dünyası Nisan 2011

www.tivibu.com.tr | 444 0 375 | Tivibu Ev yaz 6606’ya gönder

TTNET’lilere özel, yepyeni bir televizyon platformu geliyor, Tivibu Ev. Tivibu Ev’de en beğendiğiniz dizileri “Tekrar İzle” sayesinde kaçırmazsınız. Yüzlerce film, dizi ve belgesel içeriğine “Seç İzle” ve “Kirala İzle” ile ulaşabilirsiniz. Canlı yayınları bile “Durdur İzle” ile durdurup geri alabilirsiniz. “İnteraktif Servisler” ile arkadaşlarınızla mesajlaşır ve yemek siparişi verebilirsiniz. Ayrıca yerli ve yabancı kanallar HD görüntü kalitesiyle Tivibu Ev’de. Üstelik hepsi 9,90 TL’lik başlangıç paketinde standart. Tivibu Ev’e hemen başvurmak için, 444 0 375’i arayın ya da www.tivibu.com.tr adresini ziyaret edin.

Tivibu Ev. Yeni dönem TV!

Bu hizmet TTNET geniş bant internet aboneliği gerektirmektedir. Aboneler lokasyonundaki internet hızı ve altyapı uygunluğu halinde hizmet alabilecektir. HD ile iletilen içeriklerden altyapı imkanları dahilinde faydalanılabilecektir. İçerikler, Tivibu Ev arşivi ve seçilen paket kapsamı ile sınırlıdır. Tekrar İzle, yayıncı kanal tarafından belirlenen içeriklerle ve 7 gün gösterim süresi ile sınırlıdır. TTNET’in Tivibu Ev içeriklerini değiştirme hakkı saklıdır. Tivibu Ev hizmeti için TTNET tarafından Tivibu Ev abonelerine, mülkiyet TTNET’te kalacak şekilde HD kutu ücretsiz olarak temin edilir. Tivibu Ev aboneliği sonlandırıldığında HD kutu TTNET’e iade edilir. Ayrıntılı bilgi www.tivibu.com.tr ve 444 0 375’te.

BAŞLANGIÇ PAKETİ9,90TL

tivibiev 42,6x30,6.indd 1 18.04.2011 18:31

Page 26: Telekom Dünyası Nisan 2011

AR-GE’YE EVRENSEL HİZMET FONU KATKISIUNIVERSAL SERVICE FUND CONTRIBUTION TO R&D

T ransportation Minister Habib Soluk stated that they will support R&D with money from Universal Service Fund and they will publish

legislation on this issue. Soluk expressed that fiber op-tic infrastructure will be established on highway routes and they expected this study will star t in this year.

Transportation Minister came together with report-ers who following the sector. Soluk mentioned the de-cision was taken in direction of Emergency Commu-nication Systems will monopolized and Transportation Ministry is charged with this duty on question when Emergency Communication Services which star ted to apply as a pilot in Antalya, will be widespread across the country. Soluk emphasized that they haven’t get conclusive process on study intended for wide spread-ing of Emergency Communication Services and said: “There are difference of opinion on two issues. Which one will be APCO or Tetra? They have advantages and disadvantages compared each other. One of them is good in in densely populated areas and the other one is good in rural area...There are economic differences between both two system. We will make a tender after decide one of these two systems.”

FIBER SUPPORT TO HIGHWAYS

Minister Soluk stated that they have studies intend-ed for establish fiber optics along the highway routes on question establishment fiber optic cable along the

Ulaştırma Bakanı Habip Soluk, Ar-Ge çalışmala-rını artık Evrensel Hizmet Fonu’ndan gelen para ile destekleyeceklerini belirterek, bu konuya yönelik

olarak bir yönetmelik yayınlayacaklarını kaydetti. Soluk, ka-rayolu güzergâhlarına fiberoptik altyapısı kurulacağını da belirterek, bu çalışmanın da bu yıl içinde başlamasını ön-gördüklerini söyledi.

Ulaştırma Bakanı Soluk, sektörü takip eden muhabirlerle bir sohbet toplantısında bir araya geldi. Soluk, Antalya’da pilot olarak uygulamaya geçen Acil Haberleşme Sistemi’nin ülke çapında ne zaman yaygın hale getirileceğine yönelik soru üzerine, Başbakanlık’ın kararı ile acil haberleşme hiz-metlerinin tek elde toplanılması kararı alındığını ve bu ko-nuda Ulaştırma Bakanlığı’nın görevlendirildiğini anımsattı. Acil Haberleşme Sistemi’nin yaygınlaşmasına yönelik çalış-mada nihai aşamaya gelmediklerini kaydeden Soluk, “Bu-rada iki ayrı sistem konusunda görüş ayrılıkları var. APCO mu olsun, yoksa Tetra mı olsun? Birbirine göre avantajları ve dezavantajları var. Birisi nüfusun yoğun olduğu yerler-de, diğeri kırsal alanda daha iyi... Her iki sistem arasında büyük mali farklılıklar var. Bu sistemlerden birisine karar verip, ardından da ihaleye çıkacağız” dedi.

KARAYOLLARINA FİBER DESTEK

Bakan Soluk, Türkiye’deki karayolu güzergâhları boyunca fiber optik kablo döşenmesi yönündeki projenin sorulması üzerine de karayolu güzergâhları boyunca fiberoptik altyapı kurulmasına yönelik bir çalışma içerisinde olduklarını söyle-

24

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 27: Telekom Dünyası Nisan 2011

highway routes in Turkiye. Soluk said: “Our country is on transit point of Caucasian, Middle East and West from Asia to Europe. 10 thousand km of our existing highway is used international traffic. Turkiye is also on transit point for fiber infrastructure. We have a study intended for highways will continue by tendering fiber optics. In this issue a tender will be made after legis-lation will be published. I expected it will star t in this year.”

FUND CONTRIBUTION TO R&D

On question last status of study located of a part of income of Information and Communication Technolo-gies Authority (ICTA) for R&D, Soluk stated that there is an article in Electronic Communication Law consid-ering R&D, said: “We have e trouble on using money from Universal Service Fund for this ar ticle because Finance Ministry didn’t find it enough. But today, it solved with legal regulation. Our legislation was pre-pared and decisions were taken from universities and related institutions. Then we will publish our legisla-tion and make support related R&D with this fund.”

di. Soluk, “Ülkemiz Kafkasya, Orta Doğu ve Batı’nın, Asya’dan Avrupa’ya geçiş noktasında. Şu andaki mevcut karayollarımı-zın 10 bin kilometresi transit uluslar arası trafiğe hizmet ediyor. Fiber altyapısı için de yine Türkiye transit geçiş noktasında bu-lunuyor. Bu altyapıların süratle geliştirilmesi gerekiyor. Bizim de karayolu güzergâhlarının fiber kablolarla ihale edilerek devam etmesi doğrultusunda bir çalışmamız var. Bu konuda yönetmelik yayınlanmasına müteakip ihale ilanına çıkılacak. Bu yıl içinde başlar diye ümit ediyorum” diye konuştu.

AR-GE’YE FON KATKISI

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) gelirlerinin bir kısmının Ar-Ge’ye ayrılmasına yönelik çalışmada gelinen aşamanın sorulması üzerine de Soluk, Elektronik Haber-leşme Kanununda Ar-Ge’yi ilgilendiren bir maddeleri oldu-ğunu belirterek, “Evrensel Hizmet Fonu’ndan gelen paranın bu madde için kullanılmasında Maliye Bakanlığı’nın yeterli görmemesi nedeniyle sıkıntı yaşadık. Ama şu anda yasal dü-zenleme ile o kapı açıldı. Yönetmeliğimiz hazırlandı, üniver-sitelerden, ilgili kurumlardan görüşler alındı. Ondan sonra yönetmeliğimizi yayınlayacağız ve Ar-Ge çalışmalarıyla ilgili desteklemeleri de o fondan yapacağız” dedi.

25TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 28: Telekom Dünyası Nisan 2011

Cyphering for 6500 years

Şifreler 6500 yıl önce de vardı

Transition to Higher Education Examination, applied in 2010 for the first time, is one of the most important issues on the agenda, due to the arrangement of answers rather than the content. Unlike the previous examinations, individual test booklets were provided to each examinee. In test booklets, certain numbers of possible answers were provided after the questions and only one of these possible answers were the right answers, as usual. However, the sequence of ques-tions remained same and the sequence of answers were different in customized test booklets. In order to match the right answers of one million seven hundred thousand young people with a single answer key, the right answers should be always in same place.

More simply, all the questions were brought together in master booklet that was used to produce other test book-lets. Options of each question were sorted out according to certain logic. For example, options for mathematic questions

İlk kez 2010 yılında uygulanan Yüksek Öğretime Geçiş Sına-vı (YGS), bu yıl soruların içeriğinden çok cevapların diziliş bi-çimiyle gündemin en önemli konularından birisi oldu. Yıllardır yapılagelen eski merkezi sınav uygulamalarından farkı sınava giren her kişiye özel bir soru kitapçığının verilmesiydi. Sınav kitapçıklarında her sorudan sonra olası cevaplar belirli sayıdaki şıklardan oluşuyor, ancak bunlardan sadece birisi tam doğru ce-vaba karşılık geliyordu. Kişiye özel hale getirilen sınav kitapçıkla-rının içerisinde soruların yerleri aynı olmasına karşın cevapların dizilişi farklıydı. Sınava giren bir milyon yedi yüz bin gencin ce-vaplarındaki doğruların tek bir cevap anahtarı ile çakışması için dağıtılan kitapçıklarda yer alan doğru cevapların hep aynı yerde olması gerekiyordu.

Daha basit anlatımla, bütün sorular soru kitapçığı üretmeye yarayan anaç (master) kitapçıkta toplandı. Her sorunun cevap

26

Mustafa Aykut

[email protected]

KİŞİ-CELL

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 29: Telekom Dünyası Nisan 2011

şıkları belli bir mantığa göre dizildi. Örneğin matematik sorusu ise küçükten büyüğe olması sağlandı. Anaç kitapçığın içeriği sa-yısal ortamda bir işleyiciye (processor) verildi. İşleyici sorulara ve doğru cevabın bulunduğu şıkka dokunmadı. Ancak yanlış cevapların yerlerini her kitapçık için değiştirerek farklı kopyalar üretti. Bu kopyaların her biri bir kişinin adına basıldı. Şıkların yer değiştirme işlemi belirli bir formül uygulanarak yapıldı. Bu for-mül bir algoritmadan türetildi. Biz, böyle bir işlemde kullanılan algoritmaya şifreleme algoritması diyoruz. Sorun da zaten bura-dan ortaya çıktı. Uygulanan şifreleme algoritması çok karmaşık olmayınca sınava girenler tarafından kolayca kırıldı.

Şifrelemenin tarihi geçmişi oldukça eskilere dayanıyor. Bi-linen en eski şifreleme Eski Mısır’da bundan yaklaşık 4500 yıl önce anıtların üzerine kazınan hiyeroglif yazılarında görüldü. Mezopotamya’da bulunan bazı kil tabletler üzerinde görülen yazıtlarda da şifreli ifadelerin olduğu anlaşıldı. İ.Ö. 5. ve 6. yüz-yıllarda Musevi bilim adamlarının mono-alfabe kullanarak basit şifrelemeler yaptıkları biliniyor. Antik Yunan’da, özellikle Sparta-lılar zamanında şifreleme yöntemlerine başvurulduğu tarihçi Heredot’un kitaplarında anlatılıyor. Örneğin, ağaç tabletlere yazılan mesajlar üzeri reçine ile kaplanarak gizleniyordu. Bir başka yöntem olarak da, kölelerin saçları kazıtılıyor, kafa deri-lerine dövmeler ile gizli mesajlar yazılıyor, sonra gür saçlarının uzatılmasına izin verilerek bu mesajların üzeri kapatılmış oluyor-du. Ancak, örneklerden de anlaşılacağı üzere bunlara şifreleme diğer adıyla kriptografi (cryptography) denilemez. Daha çok mesajı gizlemeye yönelik bu örnekler steganografi (steganog-raphy) olarak adlandırılır. Gerçek şifrelemenin ilk örneği belki de ‘Sezar Kodları’dır (Ceasar Cypher).

İ.S. 801-873 yılları arasında yaşamış olan Ebu Yusuf Yakup ibn İsḥak al-ḥabbaḥ al-Kindi zamanının en tanınmış Arap matematik-

were sorted in a descending order. The content of master booklet was processed by a processor on digital media. The processor did not change the questions and the place of right answers. But it produced different copies of test booklet, by changing the places of wrong answers. Each of these copies was printed on behalf of a person. Replacement procedure was performed by applying a specific formula. This formula was derived from an algorithm. We call the algorithm used in such transactions as encryption algorithm. The problem is emerged at this point. Since the encryption algorithm ap-plied in this exam was not very complex, many people got the encryption off easily.

Encryption has a long history. The oldest known encryption was found at the hieroglyphics engraved on the monument about 4500 years ago in ancient Egypt. The statements on some clay tablets in Mesopotamia turned out to be encrypt-ed. It is known that Jewish scholars used simple mono-alpha-betic encodings in the 5th and 6th centuries BC. In the ancient Greeks, certain encryption methods were used especially by the Spartans, according to the books of Heredotus, the historian. For example, messages written on wooden tablets were covered by resin. An another encryption method, they buzz cut the slave’s hair, wrote the hidden messages on their skin by using tattoos and hid their messages by allowing the slave to grow hair. However, as it can be understood from these examples, they cannot be regarded as encryption or cryptography. These examples to be used to hide messages are called steganography. Perhaps the first example of real-encryption is Caesar Cypher.

Abu Yusuf Ibn Ishaq al-Sabbah al-Kindi, who lived between 801-873 AD, was one of the most well-known Arab mathema-

27TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 30: Telekom Dünyası Nisan 2011

ticians. He also dealt with different disciplines such as phi-losophy, astronomy, physics, chemistry, medicine and music. He discovered many techniques while he was trying to solve the passwords of the Koran. He wrote the world’s first book on encryption called Risalah fi Istikhraj al-Mu’amma (Manu-script for the Deciphering Cryptographic Messages) In this book, he taught polyalphabetic encryption techniques with as well as many techniques for decoding.

Ahmad al-Qalqashandi, the Egyptian mathematician, who lived from 1355 to 1418 at fertile soils where Nile River flows into the Mediterranean, wrote the 14-volume encyclopedia of Arabic called Subh al-a ‘sha. One of its chapters was de-voted entirely to encryption. Al-Qalqashandi explained both substitution and transposition encryption methods.

Leon Battista Alberti, who is known as the ancestor of the encryption in the West, was a well-known architect, poet, philosopher, linguist and password expert in Italy where he lived from 1404 to 1472. He managed to explain the polyal-phabetic encryption clearly in 1467.

During and after the Renaissance, encryption techniques developed due to the political reasons in Europe. I. Eliza-beth, Queen of England, who got Mary Queen of Scots killed, employed messengers who transmitted the encrypted mes-sages, together with the concept of the secret agency. Years later, it was understood that a Polish naval officer had helped a Japanese officer by using passwords in the 1920s.

Today, it is very easy to obtain an encrypted text by pro-viding the text to the machines by using digital technologies. However, we see some electro-mechanical examples in the early 1920s. The machine called Enigma Machine was used to encrypt and decrypt the messages by using the charac-ters lined up on the thin cylinders, which was rotated through a small rotor. Today there are only three examples of this military machine in Munich museums. Enigma Machine, in-vented by German engineer Arthur Scherbus, was used im-mediately after World War I. Enigma Machine was purchased and used by many of the country’s military units and govern-ments. Among them, the most curious customers were the Nazis. Enigma codes used before and during World War II were broken for the first time by the Polish Cipher Bureau in 1932. Five weeks before the end of World War II, the agents of the Polish Cipher Bureau in Warsaw delivered the code solvers and solution techniques to French and British au-thorities. This event, which helped them to break the codes, played an important role in terms of ending the war. Later, the same principles were used by the British, Dutch, Ameri-cans and even the Japanese to produce enigma machines.

Today’s encryption machines can use more complex al-gorithms as a result of extensive facilities provided by digital information and communication techniques. But, everybody knows that there is no unbreakable code, only some take lon-ger to break.

çilerinden birisiydi. Aynı zamanda felsefe, astronomi, fizik, kim-ya, tıp, müzik gibi farklı disiplinlerle de uğraşan al Kindi Kuran’ın şifrelerini çözmek için çalışırken pek çok teknik keşfetti ve dün-yanın şifreleme üzerine yazılmış ilk kitabını ‘Şifreli Mesajları Çöz-mek İçin Notlar’ (Risalah fi Istikhraj al-Mu’amma (Manuscript for the Deciphering Cryptographic Messages) adıyla kaleme aldı. Bu kitapta, şifre çözme tekniklerinin yanı sıra çoklu-alfabe (pol-yalphabetic) ile şifreleme tekniklerini de öğretti.

Nil Nehrinin Akdeniz’e döküldüğü verimli topraklarda 1355-1418 yılları arasında yaşamış olan Mısır’lı matematikçi Ahmad al-Qalqashandi, o tarihlerde ‘Subh al-a ‘sha’ adını verdiği 14 ciltlik Arapça bir ansiklopedi yazdı. Ansiklopedide bir bölüm ta-mamen şifrelemeye ayrılmıştı. Al-Qalqashandi hem yerine koyan (substition) hem de geçişli (transposition) şifreleme yöntemleri ni anlatıyordu.

Batıda şifreleme çalışmalarının atası olarak anılan Leon Battis-ta Alberti 1404’ten 1472’ye kadar yaşadığı İtalya’da tanınmış bir mimar, şair, filozof, dil-bilimci (linguist) ve şifre uzmanıydı. Çoklu-alfabeye dayanan şifrelemeyi 1467 yılında en açık haliyle açıkla-mayı başardı.

Rönesans sırasında ve sonrasında daha çok politik nedenlerle Avrupa’da şifreleme teknikleri bir hayli gelişti. İskoçya Kraliçe-si Mary’yi idam ettiren o zamanki İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth, Avrupa’da ilk kez gizli ajanlık kavramıyla birlikte şifreli mesaj getirip-götüren kuryeleri işe aldı. Yıllar sonra, 1920’lerde bir Polonyalı deniz subayının bir Japon subayına şifreler kullanarak yardım ettiği anlaşıldı.

Yine başa dönersek, bir makineye şifresiz bir metin verip şif-reli bir metin elde etmek, bu gün sayısal teknolojiler kullanarak çok kolay. Oysa elektro- mekanik olarak yapılmış örneklerine yine 1920’li yılların başlarında rastlıyoruz. Bugün Almanya’da, Münih’teki müzelerde sadece askeri üç örneği kalan ve Enigma Makinesi (Enigma Machine) adıyla bilinen makine küçük motor-lar (rotor) aracılığı ile döndürülen ince silindirler üzerine dizilmiş karakterleri kullanarak hem şifreliyor hem de şifreleri çözüyordu. Alman mühendis Arthur Scherbus’un icadı olan Enigma Maki-nesi I. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra kullanılmaya başlandı. Birçok ülkenin askeri birimleri ve hükümetleri tarafından satın alınıp kullanılan makinenin en meraklı müşterileri Naziler oldu. II. Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında hep kullanılan Enigma şifreleri ancak 1932 yılında Polonya Şifre Bürosu tarafından kırı-labildi. II. Dünya Savaşının bitmesine beş hafta kala 25 Temmuz 1939’da Polonya Şifre Bürosu’nun Varşova’daki ajanları Fransız ve İngilizlere şifre çözücüleri ve çözüm tekniklerini teslim ettiler. Müttefiklerin şifreleri kırmasına yarayan bu olay savaşın bitme-sinde önemli bir rol oynadı. Daha sonraları, İngilizler, Hollanda-lılar, Amerikalılar hatta Japonlar tarafından yapılan benzerlerinin çoğunda aynı prensipler kullanıldı.

Bugünün şifreleme makineleri sayısal bilgi ve iletişim teknikle-rinin verdiği geniş olanaklarla daha karmaşık algoritmalar kulla-nabiliyorlar. Ama sonuç olarak herkesin bildiği bir şey var ki; kırı-lamayan şifre yoktur, sadece bazılarını kırmak daha uzun sürer.

28

KİŞİ-CELL

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

İnternetsiz ev kalmasın diye, şimdi 2 GB kotalı, 1 Mbps hızlı internet ilk 12 ay, ayda sadece 9,99 TL’ye. Siz de bir TTNET Satış Noktası’na gelin, evinize internet alın, hayatınızı kolaylaştırın! TTNET’le her şey mümkün!

31.05.2011’e kadar başvuran yeni aboneler 24 ay taahhütle yararlanabilir. 9,99 TL, 1 Mbps 2 GB paketinin ilk 12 ay KDV ve ÖİV dahil aylık ücreti olup sonrasında yürürlükteki tarifeden ücretlendirilir. Yeni abonelere bağlantı ücreti ayda 2 TL taksitle 12 ay boyunca yansıtılır.

Ayrıntılı bilgi ve kampanya koşulları içinwww.ttnet.com.tr | 444 0 375

HIRSIZ 21,3x30,6.indd 1 18.04.2011 18:33

Page 31: Telekom Dünyası Nisan 2011

İnternetsiz ev kalmasın diye, şimdi 2 GB kotalı, 1 Mbps hızlı internet ilk 12 ay, ayda sadece 9,99 TL’ye. Siz de bir TTNET Satış Noktası’na gelin, evinize internet alın, hayatınızı kolaylaştırın! TTNET’le her şey mümkün!

31.05.2011’e kadar başvuran yeni aboneler 24 ay taahhütle yararlanabilir. 9,99 TL, 1 Mbps 2 GB paketinin ilk 12 ay KDV ve ÖİV dahil aylık ücreti olup sonrasında yürürlükteki tarifeden ücretlendirilir. Yeni abonelere bağlantı ücreti ayda 2 TL taksitle 12 ay boyunca yansıtılır.

Ayrıntılı bilgi ve kampanya koşulları içinwww.ttnet.com.tr | 444 0 375

HIRSIZ 21,3x30,6.indd 1 18.04.2011 18:33

Page 32: Telekom Dünyası Nisan 2011

5. Sapanca Telekomünikasyon Zirvesi’nin ardından…

BU TOPLANTILAR MUTLAKA DEVAM ETMELİ

THESE MEETINGS SHOULD BE CONTIUNED CERTAINLY...

After 5th Sapanca Telecommunication Summit...

5 th Sapanca Telecommunication Summit which became a tradition organized in April and carried out with the leadership of Telkoder, was a little different than older

ones. The meetings were fruitful, the more intense and that first evening, the program was postponed. There was an in-tense curiosity because all meetings which were postponed to the day after made closed to the press. However, the faces of those who laugh when they get out of the meeting was an important sign.

EX TRANSPORTATION MINISTER BINALI YILDI-RIM “THIS MEETING SHOULD BE CONTINUE”

Ex Transportation Minister Binali Yıldırım who got out of the meeting at first, answered all questions of press mem-bers who were waiting at the door. Yıldırım stated that in this year 5th of this meeting was held and said:” Specialness of this meeting is that public, private sector, non-governmental organizations and small and medium size enterprises come together. This meeting is so beneficial which bring together parties which their interest and benefits are unparallel with each other and have same concerns and sensitivity for de-velopment of the sector. Predominant enterprises, small enterprises put their demands and objections forth in here. ICTA regulator institution notes that and consider. It share developments with participants and form an opinion about regulations to be done. In this respect, I think it was ben-eficial meeting in terms of providing all needs of citizen in the field of the growing information and communication and healthy growing conditions of full competition in the sector

S apanca Güral Otel’de Nisan ayı içerisinde yapılması ar-tık gelenekselleşen ve Telkoder’in önderliğinde ger-çekleşen 5. Sapanca Telekomünikasyon Zirvesi, bu yıl

öncekilerden biraz daha farklıydı. Toplantılar o kadar yoğun ve verimli geçti k, ilk akşamın programı ertelendi. Ertesi güne sarkan bütün toplantılar basına kapalı olunca yoğun bir merak oluştu. Ancak, toplantıdan çıkanların yüzlerinin gülmesi, önemli bir işaretti.

ESKİ ULAŞTIRMA BAKANI YILDIRIM: “BU TOPLAN-TI DEVAM ETMELİ”

Toplantıdan ilk çıkan eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, kendisini kapıda karşılayan basın mensuplarının sorularını tek tek yanıtladı. Bu yıl zirvenin beşincisinin yapıldığını belirten Yıldırım, “Bu zirvenin özelliği şu kamu tarafı, özel sektör tarafı, sivil toplum örgütleri, büyük, küçük işletmeciler hepsi bir araya geliyor. Yani ilgi ve menfaatleri bir biri ile paralel olmayan ancak sektörün sağlıklı gelişmesi için aynı hassasiyeti, aynı endişeleri duyan kesimleri bir araya getiren çok faydalı bir toplantı... Ha-kim işletmeler, küçük işletmeler birbirlerini taleplerini, itiraz-larını, sorunlarını ve bakış açılarını burada ortaya koyuyorlar. Düzenleyici kurum BTK da bunları not ediyor, dikkate alıyor. Yapılanları katılımcılarla paylaşıyor, yapılması gerekenler konu-sunda da kendileri bir fikir ediniyorlar. O bakımdan sektörün tam rekabet şartlarında sağlıklı gelişen ve vatandaşlarımızın gittikçe artan bilgi iletişim alanındaki ihtiyaçlarının en iyi şekilde sağlanması açısından çok güzel bir toplantı olduğunu düşünü-yorum ve bu toplantıların biraz daha belki formatını değiştire-rek devam edilmesinin yararlı olacağını düşünüyorum” dedi.

30

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 33: Telekom Dünyası Nisan 2011

and contiuning of this meeting by making a little change of its format will be beneficial.”

Yıldırım expressed that he has significant targets for 100th

year of Turkish Republic, said:” There are significant targets of agenda of AK Party for both new period and 100th the Turkish Republic in ICT, communication, information tech-nologies.”

Yıldırım answered the question of a press member “There are shrinking is experienced in fixed market and what the situation in mobile market is?” as follows: “All of these were discussed. Capacity in mobile market, issues such as increas-ing the quality of service according to the need for future years, joint work labor coverage area was discussed items of the agenda.”

Yıldırım gave the answer to question about developments about GSM companies as follows: “Shareholders Company which stock exchange securities, give importance to solidity of their stock. Related institutions watch over this issue.”

CHAIRMAN OF ICTA TAYFUN ACARER “WE ARE PARTY ABOUT TURKCELL”

Chairman of ICTA Tayfun Acarer answered to question about Turkcell in the explanation which was made with Presi-dent of Telkoder Yusuf Ata Arıak: “I want to emphasize three points on this issue. First of all, there are four institutions which have concession agreement in Turkiye. There is one company which has service contract. So Türk Telekom, Turkcell, Voda-fone and Avea have concession agreement. Türksat has ser-vice contract. This also means that; these companies carry out this public content service on behalf of the state. They have definite time and the end of this period they will give their all subscribers, system and frequencies back to the state. So it is our legislation. Correctness and incorrectness of that can’t be discussed; it is the real. While we look at the issue from this point, actually we are the party of the issue. Because you know, Concession agreements are 25-years on 2nd generation, 20-years on 3rd generation. Two of them will finish at the same period approximately. There are approximately 17 years to the finish. At the finish of this time in the other words at the

Cumhuriyetin 100. yılıyla ilgili önemli hedefleri olduğunu ifade eden Yıldırım, “AK Parti’nin programında bilişlim, ile-tişim bilgi teknolojileri ile ilgili hem yeni dönemle ilgili he-defler var, hem de Cumhuriyetimizin 100.yılı ile ilgili önemli hedeflere yer veriyoruz” diye konuştu.

Bir basın mensubunun “Sabit pazarda daralma yaşanı-yor, mobil pazarında durum nedir” sorusuna Yıldırım, “Tabi bunların hepsi konuşuldu. Mobil pazardaki kapasite, gele-cek yıllara göre ihtiyacın, hizmet kalitesinin arttırılmasının, kapsama alanı ile ilgili ortak çalışma yapılması gibi konular gündemin konuşulan maddeleri arasında yer aldı” diye ce-vap verdi.

GSM şirketleriyle ilgili yaşanan gelişmelere ilişkin soruya Yıldırım, “Herhalde borsaya açık olan bir şirketin hissedar-ları, hisselerinin sağlamda olmasına önem verirler. Ona da ilgili kurumlar göz kulak olur” yanıtını verdi.

BTK BAŞKANI TAYFUN ACARER: “TURKCELL KO-NUSUNDA TARAFIZ”

Bilgi Teknolojileri Kurulu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, Telkoder Başkanı Yusuf Ata Arıak ile birlikte yap-tığı açıklamada sorulan Turkcell’le ilgili soruya, “Bu konuda üç noktaya dikkat çekmek istiyorum. Birincisi şu anda Türkiye’de imtiyaz sözleşmesine sahip dört kurum var. Bir tanede görev sözleşmesine sahip kurum var. Yani Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ve Avea’nın imtiyaz sözleşmesi var. Türksat’ın da görev sözleşmesi var. Bu şu demektir; bu kuruluşlar vermiş oldukları kamu içerikli olan bu hizmeti, devlet adına yürütü-yorlar. Belli bir süreleri, bu sürelerinin sonunda da tüm abo-nelerini çalıştırdıkları sistemi numara ve frekanslarını devlete iade edecekler. Yani bizim mevzuatımız. Bunun doğruluğu, yanlışlığı tartışılmaz; gerçek bu. Şimdi biz bu açıdan olaya baktığımızda konunun tarafıyız aslında. Çünkü biliyorsunuz 2. nesilde imtiyaz sözleşmeleri 25 yıl, 3. nesilde ise 20 yıldır. Aşağı yukarı ikisi de aynı dönemde bitecek. Şuanda herhalde yaklaşık bir 17 yıl var. Bu süre bitiminde, yani imtiyaz süre-leri dolduktan sonra, bu firmaların bütün çalışan sistemlerini abone, numara ve frekanslarını devlet geri alacak. O zaman ne olur tekrar aynı firmalara mı verilir, başka firmalar mı alır, devlet kendimi işletir. Ama bir geri teslim söz konusu ve o za-

31TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 34: Telekom Dünyası Nisan 2011

man verilecek bir karar bu. Yapılacakların garantisi yok tekrar bir ihale yapılacağı var. Bu açıdan olaya baktığımızda biz im-tiyaz sözleşmesinin sonunda ne geri alacağız? O açıdan biz bu olaya tarafız. O yüzden BTK tabi ki firmaların gelişimini iz-liyor ve görevi gereği izlemek durumunda. O nedenle biz bu firmalarımızın özellikle geri alacağımız firmalarımızın en iyi değerler ile en iyi koşullar ile geri almak ister devlet o yüzden olayın tarafıyız dediğim şey bu. Ama tabi bu şu demek değil bunun altını özellikle çiziyorum; iç işlerine doğrudan müda-haleler personel hareketlerine, ürün alım satımına doğrudan müdahale anlamına gelmez bu. Ama herkes bilsin ki imtiyaz sözleşmesinin sonunda bütün bu kuruluşlar değerlerini dev-lete iade edecekler. Ondan sonra belki o günkü koşullara göre tekrar devam ederler ama bu hizmet bir şekilde süre-cek. Yani BTK’nın niçin olayın bir tarafında durduğunun izahı bu. İkincisi yine imtiyaz sözleşmesinde ki, ben bu sözleşme-de yazılanların doğruluğunu yanlışlığını ben tartışmam, orada ne yazıyorsa o geçerlidir. Ancak orada bir hüküm var ve diyor ki ‘bu hüküm kontrol unsuru değiştiği takdirde bu değişimle ilgili husus Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun onayına tabidir’ diyor. Yani bir değişiklik yapıldı zaten o yüzden de iş-letmeleri uyarıyoruz. Böyle bir kontrol unsuru değiştiği zaman hemen uygulamaya geçmeyin, çünkü çok açık imtiyaz söz-leşmesinde bu husus yazıyor ve onay olduktan sonra ancak bu kontrol unsurunun değişimi uygulamaya konabilir. Üçüncü önemli bir husus da bildiğim kadarı ile yüzde 34.5 civarın-da halka açık bir hisse var. Türkcell’in özeli bu, Vodafone’da yok mesela, Türk Telekom’da da var yüzde 15 civarında. Bu yüzde 34.5 hisse tabi on binlerce yatırımcı demektir. On bin-lerce yatırımcının da hak menfaatlerinin sağlanması devletin sorumluluğundadır. O nedenle de önümüzdeki süreçte belki Turkcell’in genel kurulunda olmaya bilir yetişmeyebilir ama ondan sonraki süreçte o çok sayıdaki hissedarların da bir şe-kilde temsil edilmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz ama tabi bu konu BTK’dan ziyade SPK’nın konusudur. O nedenle de bu konuyu kendileri ile de görüşüyoruz” dedi.

TELKODER BAŞKANI YUSUF ATAARIAK: “SABİT ALANDA GELİRLER ARTMIYOR”

Telkoder Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak, Sapanca Toplantıları’nın sektörün tüm paydaşlarının temsil edildiği bir platform olarak önemini vurguladı. Telekomü-nikasyon Zirvelerinin sektörde rekabetin desteklenmesini, büyümeyi hızlandırmayı, sektör içi dayanışmayı sağlamayı ve çözüm üretmeyi amaçladığına değinen Yusuf Ata Arıak toplantının diyalog ve uzlaşmayı merkezine alan niteliğini vurguladı. Zirvelerin başladığı günden bugüne vaat edilen-lerle gerçekleştirilen hedefleri özetleyen Arıak daha sonra sektörün genel sorunlarına ayrıntılı bir şekilde değindi.

Konuşmasında sektörün büyüklüğünü değerlendiren Yu-suf Ata Arıak, son 3-4 yıl dikkate alındığında sabit alanda ge-lirlerin artmadığına ve mobil gelirlerde de ufak bir miktar artış olduğuna dikkat çekti. Türk Telekom, mobil operatörler, sabit ses ve internet işletmecilerinin toplam gelirinin 2010 yılında 22,7 milyar TL’de kaldığını belirten Arıak, bu şart-

end of the concession period the state will take whole work-ing systems, subscribers, numbers and frequencies of these operators back. What will happen at that time, will it give to the same operators to different operators, will the state operate? But a deduction is in question and the decision will be made at that time. There is no guaranty action to be done, tender will be made. When we look at the issue from this point, what will we take back at the end of the concession agreement? From this point we are party of the issue. For this reason ICTA is monitoring development of operators and it have to monitor in the line of duty. For this reason, state wants to take companies back in optimum conditions and values back and it is the thing which I am saying “we are the party of the issue.” I am empha-sizing that especially; it isn’t mean that responses to internal business directly is not mean responses to the movement of personnel, the product trading directly. But everybody should know that these institutions will give these values back to state at the end of concession agreements. Then, according to con-ditions of that day, they may continue but this service will move on in some way. This is explication of why ICTA is part of the is-sue. Second one is about concession agreement again. I don’t discuss correctness and incorrectness of agreement’s content, writings in agreements are ruling. But there is provision and say: “In case of changing of controlling element, this provision is dependent on approval of Information and Communication Technologies Authority.” So there is a change already and we warn operators. When control element like this changed, don’t take an action immediately. Because this matter is written at the concession agreement clearly, changing of control ele-ment can be put in use only if there is approval. Third impor-tant issue is that as i know there are approximately 34, 5 per-cent public shares. It is the private of Turkcell, there is not like this situation in Vodafone and Türk Telekom has also around 15 percent. This 34,5 percent share is means ten thousands investors. Ensuring the interests of rights of ten thousands in-vestors is in responsibility of the state. For this reason, we think that these ten thousands investors should be represented but may be it cannot apply general board of Turkcell or pull up to but this issue consider SPK not ICTA. For this reason we are discuss this issue with them.”

PRESIDENT OF TELKODER YUSUF ATA ARIAK: “REVENUES DON’T INCREASE IN FIXED MARKET”

Telkoder Board Manager, Yusuf Ata Arıak empha-sized importance of Sapanca meetings as a platform where all shareholders of the sector are presented. Yusuf Ata Arıak stated that telecommunication summits aim to support com-petition in the sector, accelerate growth, provide solidar-ity within the sector and produce solution and emphasized meeting’s quality which centralize dialogue and reconcili-ation. Arıak summarized promised and performed targets since starting of these meeting and mentioned other prob-lems of the sector in details.

Yusuf Ata Arıak evaluated volume of the sector at his speech and stated that considering last 3-4 years, revenues don’t

32

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 35: Telekom Dünyası Nisan 2011

lar altında 2023 yılı için konulan 160 milyar dolarlık toplam gelir hedefine ulaşmanın zor olduğunu ifade etti. Arıak AB ortalamalarına göre sabit gelirlerin toplam gelirler içerisin-deki payının %48 olduğunun altını çizdi ve Türkiye’de sabit alanda rekabetin gelişmemesi sebebiyle bu oranın %33’de kaldığını söyledi.

Sabit telefon abone sayısının düzenli olarak azaldığını söy-leyen Arıak sabit telefon trafiğinin dikkat çekici bir biçimde gerilediğine dikkat çekti. Bunun yanı sıra ADSL abone sa-yısının artmadığını vurgulayan Arıak, sabit haberleşme için acilen çözümler üretilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Sektörün en önemli sorunu olarak gördüğü rekabetin et-kileri üzerinde önemle duran Yusuf Ata Arıak sabit internet hizmetleri pazarında yeni nesil işletmecilerin pazar payları-nın %10 civarında olduğunu AB ortalamasının ise %40-%50 seviyesinde olduğunu vurguladı ve oranların AB’ye kıyasla kabul edilemeyecek derecede düşük olduğuna dikkat çekti. Sabit internet hizmetlerinde rekabetin artırılması ve yeni fir-maların rekabete katılması gerektiğini söyleyen Arıak “Re-kabet için gereken altyapı mevcut ancak verimsiz kullanılı-yor. Acil çözüm gerekli” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin “Bilgi Toplumu” olma yarışında son birkaç yıl-da diğer ülkelerin gerisine düşmeye başladığını ve bunun tersine çevrilebilmesi için İletişim ve Bilişim alanında mevcut devlet politika ve uygulamalarının mutlaka gözden geçiril-mesi ve iyileştirilmesi gerektiğini ifade eden Arıak, sektörün eksikliklerini çarpıcı rakamlarla ortaya koydu. Telekomüni-kasyon sektörünün 2008 yılından önceki döneminde önemli gelişmeler kaydedildiğini söyleyen Arıak 2008’den sonra bu eğilimin gerilemeye başladığının altını çizdi. Bu süreçte Türkiye’nin Bilgi Toplumuna Hazır Olma Endeksi’nde 127 ülke arasında 55. sıradan 69. sıraya gerilediğini, BM Elekt-ronik Devlet Gelişimi Endeksi’ne göre 183 ülke arasında 69. sırada, ECTA Düzenleyici Kuruluş Karnesi’nde ise 22 AB ül-kesi arasında 19. sırada yer aldığını belirten Arıak “2023 he-deflerine ulaşmak istiyorsak daha hızlı ilerlemeliyiz” dedi.

Arıak önümüzdeki dönemde atılması gereken adımlara da değindi. Arıak altyapı-hizmet ayrımının ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Fiber altyapı kurulumunun desteklenmesi, mevcut altyapıların paylaşılması ve tüm bu önlemlerin arkasında kararlı bir siyasi iradenin gösterilmesi durumunda sektörde rekabetin artacağını ve dolayısıyla da büyüme hedeflerine ulaşılabileceğini ifade ederken sözle-rine şöyle devam etti: “Zirvemiz sayesinde mevcut sabit alt-yapının isteyen tüm işletmecilere ücreti karşılığında kullan-dırılması konusu BTK ve Ulaştırma Bakanlığı’nın gündemine girdi. %5 kapasite ile kullanılmakta olan bu altyapının diğer işletmecilere kullandırılmamasının hiç kimseye fayda sağla-madığı ve bunun sektörün küçülmesi demek olduğu anlaşıl-dı.” şeklinde açıklama yapan Arıak “Önümüzdeki dönemde BTK ve tüm işletmecilerin katılacağı Çalışma Gurupları ku-racağız ve telekomünikasyon sektörünü ilgilendiren stratejik konuları ele alacağız.” dedi.

increase in fixed area, revenues of mobile field increase a little. Arıak expressed that revenues of Türk Telekom, mobile operators, fixed voice and internet operators had realized as 22,7 billion TL in 2010 and in this conditions reaching to tar-get of 160 million USD revenue which determined for 2023, is so hard. Arıak emphasized that, share of fixed revenues in total revenues is 48 percent in EU averages and this rate is 33 percent in Turkiye because competition isn’t supported in fixed market of Turkiye.

Arıak said that the number of fixed line is decreasing gradually and fixed line traffic is decreasing significantly. Arıak emphasized that the number of ADSL subscriber didn’t increase and solutions must be developed for fixed commu-nication immediately.

Yusuf Ata Arıak emphasized affects of competition which the sector regard as the most important problem and the market share of a new generation of fixed internet services market operators is 10 percent, EU average is 40-50 percent and these rates are as low as unacceptable. Arıak stated that new companies should join to competition and the com-petition must be increased in fixed internet services, said: “There is infrastructure enough to competition but it is used ineffectually. There should be urgent solution.”

Arıak mentioned that Turkiye fell behind in the race of be-ing “Information Society” in last a few weeks and in order to turn the tables, existing policies and applications of the state must be reviewed and enhanced in the field of Communi-cation and ICT and put deficiencies of the sector forth with striking numbers. Arıak stated that there were significantly developments in the period of telecommunication sector before 2008 and this vocation started to fall after 2008. Arıak expressed that Turkiye regressed from the place of 55th To 69. Among 127 countries in Information Society Readiness Index and ranked 69th. Among 183 countries in UN Develop-ment of Electronic State Index, 19. Among 22 EU countries in ECTA Regulatory Agency Report Card and said: “If we get our targets for 2023, we must make a progress faster.”

Arıak mentioned steps have to be taken in the coming period. Arıak said that division of service-infrastructure must be put in to service urgently. In case of to support the installation of fiber infrastructure, share existing infrastruc-ture, show determined political will behind all these mea-sures, competition will increase in the sector and by this way targets can be reached. Arıak continued his speech as follows: “The issue of make all operators which want use ex-isting infrastructure for a fee is on the agenda of ICTA and Transportation Ministry thanks to our summit. Not to make other operators use existing infrastructure which is used with %5 capacity, is not beneficial to any part and it’s mean sector downsizing.” And added: “In the coming period, we create working groups which ICTA and all operators will participate to and we will handle out issue considering whole telecommunication sector.”

33TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 36: Telekom Dünyası Nisan 2011

İNTERNET ÜZERİNDEN YAPILAN TİCARET KAYIT ALTINA ALINACAK

YILIN İLK ÜÇ AYINDA E-TİCARET CİROSU 4,8 MİLYON TL OLDU

E-TRADE TURNOVER REALIZED 4,8 MILLION TL IN FIRST THREE MONTHS

E-TRADE THROUGH INTERNET WILL BE KEPT AN ACCOUNT

W hile turnover of e-trade reached to 4 billion 843 million 500 thousand TL in the first three months of this year compared same period of last year,

Finance Ministry took an action in order to kept account of rapidly-increasing e-trade. Finance Ministry also started a study in order to tax electronic trade by using credit card. Within this scope, ways for getting KDV through shopping from abroad via internet…

Finance Ministry started a study in order to prevent tax loss originating from rapidly-increasing shopping via inter-net. Within this scope, Finance Ministry, Revenue Adminis-tration, Ministry of Industry and Commerce and Information Technology Institute took an action in order to keep account of trade through internet. According to this, technical and ju-dicial infrastructure will be created in order to keep account of e-trade. Within the scope, Draft Law on the Regulation of Electronic Commerce is sent to Council and obligations to provide information related electronic trade and enforce-ments related application will be regulated by this draft.

TREASURY IS IN THE PURSIUT OF TAX

After creation of judicial infrastructure related electronic trade, Finance Ministry put regulations in order to keep ac-count of electronic system into action. ICTA and Revenue Administration will establish technical infrastructure related monitoring electronic trade. It is aimed this joint study to com-pleted until the end of 2012 and keep account of electronic trade completely. Finance Ministry search the ways of collect-

E -ticaret cirosu, bu yılın ilk üç ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 45 artarak, 4 milyar 843 milyon 500 bin liraya ulaşırken, Maliye Bakanlığı da

hızla artan e-ticaretin kayıt altına alınması için harekete geç-ti. Maliye Bakanlığı, kredi kartı kullanılarak gerçekleştirilen elektronik ticaretin vergilendirilmesi için de çalışma başlattı. Bu kapsamda internet üzerinden yurt dışından yapılan alış-verişlerden de KDV alınmasının yolları araştırılıyor.

Maliye Bakanlığı, internet üzerinden yapılan ticaretin hız-la artması ve buradan kaynaklı vergi kaybını önlemek için çalışma başlattı. Bu çerçevede, Maliye Bakanlığı, Gelir İda-resi Başkanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Bilişim Tek-nolojileri Kurumu, internet üzerinden yapılan ticaretin kayıt altına alınabilmesi için hareket geçti. Buna göre, e-ticaretin kayıt altına alınması için teknik ve hukuki altyapı oluşturu-lacak. Bu kapsamda, Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı Meclis’e gönderilirken, tasarıyla, elektronik ticarete ilişkin bilgi verme yükümlülükleri ve uy-gulamaya ilişkin yaptırımlar düzenlenecek.

MALİYE VERGİ PEŞİNDE

Elektronik ticarete ilişkin hukuki altyapının oluşmasının ardından da Maliye Bakanlığı, elektronik sistemin kayıt altı-na alınmasına ilişkin düzenlemeleri hayata geçirecek. Ge-lir İdaresi Başkanlığı ile BTK da elektronik ticaretin izlen-mesine ilişkin teknik altyapıyı kuracak. Konuya ilişkin ortak çalışmanın, 2012 sonuna kadar tamamlanması ve böylece elektronik ticaretin tamamen kayıt altına alınması hedefle-

34

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 37: Telekom Dünyası Nisan 2011

ing KDV by shopping through internet by using credit card and within this scope it is discussed whether KDV will be col-lected through banks. Finance Ministry authorities stated that they imposed obligation of selling through banks to e-trade websites in Turkiye, mentioned that they started to collect tax and there are obligation of collecting tax on e-trade from foreign and in this issue application of other countries will be considered, there will be legal regulation intended for taxation of e-trade. On the other hand, shopping through internet from foreign by using credit card will be monitored also in terms of limits in customs legislation. According to this, shopping more than 150 Euro will be trade and commercial-quality shop-ping which is over this limit will be monitored closely. Within this scope Undersecretariat of Customs and Interbank Card Center have made joint study and will control whether orders which are placed through internet by using credit card and sent to consumer via e-mail, over 150 Euro. If limit in question is exceeded, customs duty will be taken.

E-TRADE INCRASED 45 PERCENT IN FIRST QUARTER

At the same time, Interbank Card Center (BKM) explained e-trade turnover realized in the first quarter of this year. Ac-cording to this, e-trade reached to 4 billion 843 million 500 thousand by increasing at the rate of 45 percent in the first quarter of this year compared the same period of last year. As of the end of March, transaction unit of spending which were made by using local and foreign bank credit cards through different electronic trade website, reached 28 million 96 thou-sand 690 by increasing at the rate of 40 percent compared the same period of last year. According to data of BKM, 217

niyor. Maliye Bakanlığı, internet üzerinden kredi kartı kul-lanılarak yurt dışından yapılan alışverişlerden KDV tahsil etmenin yollarını da ararken, bu kapsamda, KDV tahsilinin bankalar üzerinden yapılıp yapılamayacağı araştırılıyor. Maliye Bakanlığı yetkilileri, Türkiye içindeki e-ticaret site-lerine banka üzerinden satış zorunluluğu getirerek, vergi almaya başladıklarını anımsatarak, yurt dışından yapılan ticaretin de vergi kapsamına alınması zorunluluğu bulun-duğunu, bu konuda diğer ülke uygulamalarına da bakı-lacağını ve e-ticaretin vergilendirilmesine dönük kanuni düzenlemeye gidileceğini söyledi. Öte yandan, internet yoluyla kredi kartı kullanılarak yurt dışından yapılan alışve-rişler, gümrük mevzuatındaki limitler açısından da ayrıca izlemeye alınacak. Buna göre, kanuni 150 Euro sınırını aşan alışverişler ticarete girerken, bu tutarı aşan ticari nitelikli alışveriş takibe alınacak. Bu kapsamda Gümrük Müsteşar-lığı da Bankalararası Kart Merkezi ile ortak çalışma yapa-rak, internetten kredi kartıyla siparişi verilen ve kişilere posta yoluyla gönderilen bu tür eşyalarda 150 Euro sınırı-nın aşılıp aşılmadığını kontrol edecek. Söz konusu limitin aşılmasıyla gümrük vergisi alınacak.

E-TİCARET İLK ÇEYREKTE YÜZDE 45 ARTTI

Bu arada, Bankalararası Kart Merkezi (BKM), bu yılın ilk üç ayına ilişkin e-ticaret cirosunu açıkladı. Buna göre, e-ticaret, yı-lın ilk çeyreğinde geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 45 artarak, 4 milyar 843 milyon 500 bin liraya ulaştı. Mart ayı sonu itibariyle yerli ve yabancı kredi kartları ile farklı elektro-nik ticaret sitelerinden yapılan harcamaların işlem adedi geç-tiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 40 artarak 28 milyon

35TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 38: Telekom Dünyası Nisan 2011

96 bin 690 adedi buldu. BKM verilerine göre e-ticaret site-lerinden 2011’in ilk üç ayı boyunca dakikada ortalama 217 adet işlem yapıldı. Harcama cirosundaki artışın işlem adedi-nin üzerinde oluşu, bu yıl e-ticaret harcamalarında daha pa-halı ürünler seçildiğini ortaya koyarken, 2011 yılı ilk üç aylık e-ticaret verilerine bakıldığında yapılan harcama başına dü-şen tutar ise 172 lira olarak gerçekleşti. 2011 yılı ilk 3 ayında kredi kartları ile e-ticaret sitelerinden yapılan harcamalara ba-kıldığında ise hizmet sektörünün başı çektiği gözlendi. Geçti-ğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 96 artan hizmet sektö-rü cirosu 790 milyon liraya ulaştı. İşlem adedinde ise yüzde 63 artış gerçekleşti. Spor salonu, restoran gibi e-ticaret harcama-larını yaptığımız hizmet sektörü harcamaları ilk sırada geldi. Havayolları yine e-ticaretin en çok yapıldığı sektörler arasın-da yer aldı. 2011 yılının ilk üç ayında e-ticaret üzerinden kredi kartlarıyla yapılan havayolu harcamaları, işlem başına ortala-ma 247 lira olarak kaydedildi. BKM’den konuya yönelik olarak yapılan açıklamada, “2011 yılının ilk üç aylık döneminde kre-di kartlarımız ile en çok yaptığımız e-ticaret harcamalarından biri de elektronik eşya ve bilgisayarlar oldu. Cep telefonun-dan, diz üstü bilgisayarlara, DVD oynatıcıdan, oyun konsolla-rına kadar farklı elektronik cihazlara yaptığımız harcamalara bakıldığında ise işlem başına yaptığımız harcamanın 190 lira olduğu gözlendi. Erkekler en çok elektronik eşya ve oto ak-sesuarları, kadınlar ise kozmetik ve tekstil ürünlerini tercih et-ti. Bilgisayar donanımı, bilgisayar, cep telefonu, elektronik eş-ya, 2.el ürünler, spor ekipmanları ve oto aksesuarları erkekler tarafından, kozmetik ürünleri ve tekstil ise kadınlar tarafından en çok tercih edilen ürünler oldu” denildi.

transactions were made in a minute averagely from e-trade websites during the first three months of 2011. While being increasing of spending turnover more than transaction level is shown that in this year more expensive products were chosen in e-trade expenses, amount per expense was 172 TL accord-ing to e-trade data of first three months of 2011. According to expenses by using credit card through e-trade website in first three months of 2011, service sector ranked on the first place. Turnover of service sector reached 790 million TL by increasing at the rate of 96 percent compared the same pe-riod of last year. There was 63 percent increasement on the transaction unit. Expenses on service sector where we made e-trade expenses such as fitness center, restaurant, ranked on the first place. Airlines placed among sectors where made e-trade expenses mostly. The average per transaction of airline expenses in first three months of 2011 by using credit cards through internet is seen as 247 TL. BKM has made explana-tion related the issue and said: “One of the expenses which we made from e-trade websites by using credit cards in the first three months of 2011 mostly, was electronic product and computer. According to expenses which we made to differ-ent electronic products from mobile phone to notebooks, DVD player to game console, spending per transaction was 190 TL. Men preferred electronic goods, auto accessories and women preferred cosmetic, textile products mostly. Comput-er hardware, computer, mobile phone, electronic equipment, 2nd hand products, sports equipment and auto accessories were preferred mostly by men, cosmetic and textile products were preferred mostly by women.”

21,3-30,6.pdf 1 19.04.2011 15:00

36

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 39: Telekom Dünyası Nisan 2011

21,3-30,6.pdf 1 19.04.2011 15:00

Page 40: Telekom Dünyası Nisan 2011

BAZ İSTASYONLARI’NIN ELEKTROMANYETİK DALGALARI

DÜNYA STANDARTLARININ ALTINDA ELECTROMAGNETIC WAVES OF BASE

STATIONS ARE UNDER THE WORLD STANDARTS

C hairman of International Commission on Non-Ionizing Radiation Protection (IC-NIRP) , Paulo Vecchia stated that they have

been carrying out impartial scientific studies about ef-fects of electromagnetic waves to human health, habitat and environment since 1973 and they haven’t get any scientific finding about electromagnetic waves arising from base stations are hazardous to human health.

Chairman of (ICNIRP), Vecchia expressed that a most of scientist determine limit values of electro-magnetic waves arising from base stations consider-ing their studies. Vecchia continued speech as follows: “These limit values were determined considering hu-man health and environmental effects. Claims such as causing cancer, headache, fatigue and miscarriage are groundless. This concern is unfounded. Researches are made and continued continuously. We are also follow-ing these researching studies closely. We are working on this issue n accordance with World Health Organi-zation. Limit values of base stations are determined as 41 Volt /Meter in Europe. Turkiye is among countries that reduce these values more. Its mean “I am more cautious.” In this point, saying that base stations are harmful is injustice.”

Vecchia stated that it shouldn’t relied to products which are offered with claims these products to pre-vent electromagnetic waves arising out of base station, mobile phones, computer, scientist who make explana-

U luslararası Non-İyonize Radyasyondan Ko-runma Komisyonu (ICNIRP) Başkanı Paulo Vecchia, 1973 yılından bu yana elektromanyetik

dalgaların insan sağlığına, hayvan ve çevreye etkileri ko-nusunda tarafsız bilimsel çalışmalar yürüttüklerini, ve baz istasyonlarında yayılan elektromanyetik dalgaların insan sağlığına zararlı olduğu konusunda bugüne kadar bilimsel bir kanıta ulaşmadıklarını söyledi.

ICNIRP Başkanı Vecchia, pek çok bilim adamının yaptık-ları çalışmalardan yola çıkarak baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik dalgaların limit değerlerini belirlediklerini kaydetti. Vecchia sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu limit değer-ler insan sağlığı ve çevreye etkisi gözetilerek oluşturuldu. Kanser yaptığı, baş ağrısı, yorgunluk yaptığı hatta çocuk düşüklerine neden olduğu gibi iddialar asılsızdır. Bu kor-ku yersizdir. Araştırmalarda sürekli yapılmakta ve devam etmektedir. Biz de tüm bu araştırma faaliyetlerini yakından takip etmekteyiz. Bu konuda Dünya Sağlık örgütü ile koor-dinasyonlu bir biçimde çalışmaktayız. Baz istasyonlarının limit değerleri Avrupa’da 41 Volt / Metre olarak belirlendi. Türkiye bu limit değerleri daha da düşüren ülkeler ara-sında yer alıyor. Bunun anlamı, ‘Ben daha da tedbirliyim’ demek. Bu noktada baz istasyonlarının zararlı olduğunu söylemek haksızlık olur.”

Baz istasyonu, cep telefonu, bilgisayar gibi cihazlardan yayılan elektromanyetik dalgaları engellediği iddiası ile sa-tılan ürünlere itibar edilmemesi gerektiğini söyleyen Vecc-hia, baz istasyonları ve cep telefonları ile ilgili açıklama

38

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 41: Telekom Dünyası Nisan 2011

tions about base stations and mobile phones, shouldn’t benefit from fears of people. Vecchia said: “Technol-ogy which makes each area of our lives easier, factor and felicity. We should inform public opinion and raise awareness properly.”

CHAIRMAN OF ICTA, DR. TAYFUN ACARER: “EVERYTHING BETWEEN LIMIT VALUES”

Chairman of Information and Communication Technologies Authority (ICTA) Tayfun Acarer stated that every electronic device has electromag-netic waves, telecommunication devices have a little bit not ionized electromagnetic waves and it shouldn’t mistake for radiation. Dr. Acarer said: “Electronic de-vices are not used only in Turkiye but also across the world. Base stations are receiver / transmitter systems which sent and receive electromagnetic waves in order to communicate with mobile phones. There are deter-mined limit values for these devices and manufacturer which don’t too many in the world and manufacture as meet needs of whole world, manufacture consider-ing these limit values.“ and continued as follows: “Es-tablishment, operating, determination of safe area and super intendance of base stations are made in definite values. The association which determines these values is International Commission on Non-Ionizing Radiation Protection (ICNIRP). Since 2001 in Turkiye, consider-ing 4 fold safer than limit values determined by ICNRP considering effects to human health and environment, carried out in accordance with a legislation that was determined by Transportation Ministry, Health Minis-try, Environment Ministry and related all institutions and organizations in cooperation and agreement.

There are offers in telecommunication sector such as base stations to move outside of cities, remove and reduce the number that are incompatible with mobile communication technology increasingly. Instead of these, issues have to be discussed are as follows: To-day, 5 billion of total world population 7 billion com-municate with each other with same mobile technol-ogy and is the mobile communication requested or isn’t requested? If requested, there are already great studies in our country in order to establishment, usage and super intendance of these communication tech-

yapan bilim adamlarının, insanların korkularından yarar-lanmaması gerektiğini söyledi. “Teknoloji hayatımızın her noktasında hayatı kolaylaştıran bir etken ve nimettir. Önem-li olan neyin nasıl kullanılması gerektiğini bilmektir” diyen Vecchia, “Kamuoyunu doğru olarak bilgilendirmemiz ve bilinçlendirmemiz gerekmektedir” dedi.

BTK BAŞKANI DR. TAYFUN ACARER: “HER ŞEY LİMİT DEĞERLER İÇİNDE”

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Tayfun Acarer, elektrikle çalışan her cihazda elekt-romanyetik dalgalar olduğunu telekomünikasyon cihazla-rının çok düşük seviyede iyonlaştırmayan elektromanyetik dalga alanında bulunduğunu ve bunun radyasyonla karış-tırılmaması gerektiğini söyledi. “Elektrikle çalışan cihazlar sadece Türkiye’de değil tüm dünyada kullanılmaktadır. Baz istasyonları cep telefonları ile iletişim kurmak amacıyla elektromanyetik dalga gönderen ve alan alıcı /verici sis-temlerdir. Bu cihazlar için belirlenen limit değerler vardır ve zaten sayıları çok fazla olmayan, tüm dünyadaki gerek-sinimi karşılayacak şekilde üretim yapan üreticiler bu limit değerlere uygun olarak üretim yapmaktadır” diyen Acarer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de baz istasyonlarının kurulumu, çalıştırılması, güvenli alanının tespiti ve denet-lenmesi belirli limit değerler içinde yapılmaktadır. Bu limit-leri belirleyen kuruluş Uluslararası Non-İyonize Korunma Kurulu Komisyonu (ICNIRP)’dur. ICNRP’nin insan sağlığı ve çevreye etkisi gözetilerek belirlediği limit değerlerden dört kat daha güvenli şekilde kabul edilerek, 2001 yılından bu yana Türkiye’de, Ulaştırma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve ilgili kurum ve kuruluşların görüş ve işbirliği ile belirlenen bir mevzuata uygun olarak gerçek-leştirilmiştir.

Türkiye’de son zamanlarda giderek artan şekilde, baz istasyonlarının şehir dışına taşınması, kaldırılması, azal-tılması gibi mobil haberleşme teknolojisi ile uyuşmayan öneriler getirilmektedir. Bunlar yerine tartışılması gere-ken bence şu: Dünyadaki toplam 7 milyara yaklaşan nü-fusun 5 milyarının bizde olduğu gibi aynı mobil teknoloji ile haberleştiği günümüzde, Türkiye’de mobil haberleş-me isteniyor mu istenmiyor mu? İsteniyorsa, bu haber-leşmenin teknolojisi bu ve bu teknolojinin insan ve çevre sağlığını olumsuz etkilemeyecek şekilde kurulması, kul-lanılması, denetlenmesi, için zaten ülkemizde çok iyi ça-

Serhat Özeren (Internet Kurulu Bşk.), Paolo Vecchia (ICNIRP Bşk.), Dr. Tayfun Acarer (BTK Bşk.), Prof. Dr. Tunaya Kalkan

39TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 42: Telekom Dünyası Nisan 2011

lışmalar yapılıyor. Türkiye’de halen 45 bin baz istasyonu var ve bu sayının, konuşma trafiği ve abone sayısı arttıkça artması gerekmektedir. Kurulu bulunan tüm baz istasyon-larının ölçümleri yapılıp güvenlik sertifikaları verilmiştir. Ayrıca, %85’inin de yerinde denetimleri kurumumuzca yapılmıştır.”

ŞEHİRDIŞINA ÇIKARILAMAZ

ICNIRP Başkanı Paulo Vecchia, baz istasyonlarının hüc-resel sistemler ile çalıştığını, şehir dışına kurulmasının mümkün olmadığını söyledi. “Böyle bir uygulama tek-nik olarak mümkün olmadığı için dünyanın hiçbir yerin-de uygulanmamaktadır” diyen Vecchia, sözlerini şöyle sürdürdü: “Baz istasyonlarına yönelik tepkiler maalesef teknolojiyi az kullanan ülkelerde yoğunlaşmaktadır. Ge-lişmiş ülkelerde ise bu tepkiler görülmemektedir. Cep telefonlarının yanı sıra kablosuz pos makinaları, araç ta-kip sistemleri ve bir çok tıp uygulamaları baz istasyonları sayesinde gerçekleşmektedir.

Bilgi Notu

Türkiye, 73 milyon nüfusu ve 814 bin metrekare yüz ölçümüyle 45 bin baz istasyonuna sahiptir. Türkiye’nin yüz ölçümü açısından yarısı büyüklükte olan Almanya’da baz istasyonu sayısı 140 bin seviyesinde. Yüz ölçümü açısından Türkiye’nin 20’de 1’i büyüklüğünde olan ve nüfusu 5.5 milyon seviyesinde olan Danimarka’da 35 bin baz istasyonu bulunuyor. Nüfusu Türkiye ile neredeyse aynı olan Fransa’da ise 100 binin üzerinde baz istasyonu bulunmaktadır.

nologies without effect to human health and environ-ment. There are still 45 thousand base stations in Tur-kiye and the number of base station should increase by increasing call traffic and the number of subscriber. All established base stations were measured and giv-en security certificate. Moreover, %85 of them is con-trolled by us on-site.”

“IT CAN’T BE MOVED TO OUTSIDE OF CITY”

Chairman of ICNIRP, Paulo Vecchia stated that base stations work with cellular system and can’t be moved to outside of city. Vecchia said: “Application lies this doesn’t applied anywhere of the world because it is im-possible technically. Unfortunately reactions intended for base stations are centered countries where technol-ogy is used barely. There aren’t these reactions in de-veloped countries. Wireless pos devices, vehicle track-ing systems and most of medicine application are work-ing thanks to this system as well as mobile phone.

Annotation

Turkiye has 45 thousand base stations with 845 thou-sand square measure and 73 million populations. The number of base station is 140 thousand in Germany which is half sized of Turkiye in terms of square mea-sure. There are 35 thousand base station in Denmark which is sized one twenty of Turkiye in terms of square measure and 5,5 million population. There are more than 100 thousand base stations in France which have almost same square measure with Turkiye.

ÜLKELER UYGULANAN LİMİT DEĞERLER BAZ İSTASYONU SAYISI

Türkiye 10,23 V/m 45 bin

Almanya 41,2 V/m 140 bin

Danimarka 41,2 V/m 35 bin

Fransa 41,2 V/m 100 bin

ÜLKELER EN AZ UYGULANAN DEĞERLER

İsviçre 4 V/m

Lüksemburg 4 V/m

Polonya 6,1 V/m

Rusya 6,1 V/m

İtalya 6,1 V/m

Türkiye 10,2 V/m

Belçika 10,2 V/m

Slovenya 1. Bölge 12,9 V/m

Yunanistan 32,9 V/m

Slovenya 2. Bölge 41 V/m

Almanya 41,2 V/m

Danimarka 41,2 V/m

Fransa 41,2 V/m

40

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 43: Telekom Dünyası Nisan 2011

ICNIRP NASIL BİR KURULUŞTUR?

ICNIRP yani Uluslararası Non-İyonize Radyasyondan Ko-runma Komisyonu, 1973 yılından beri Non-İyonize Radyas-yon yani elektromanyetik dalgaların insan sağlığına, hay-van ve çevreye etkileri konusunda tarafsız bilimsel çalışma-lar yürüten, bağımsız, kar amacı gütmeyen ve yasal olarak Almanya’da kayıtlı olan bir komisyondur. ICNIRP, bireylere non-iyonize radyasyon ve bunların insan sağlığıyla ilişkisi hakkında bilgi sağlamayı amaçlar. Bu doğrultuda ICNIRP çatısı altında çalışan pek çok bilim adamı yaptıkları çalış-malarda elektromanyetik dalgaların özellikle insan sağlığı üzerine etkilerini konu alan çalışmalarında baz istasyonla-rının insan sağlığına zararlı olup olmadıklarını belirlemek adına çalışmalar yaparlar. ICNIRP ulusal ve uluslararası alanda farklı pekçok kuruluş ile yakın ilişkiler doğrultusun-da çalışmlarını sürdürür. WHO, ILO, ICOH, IRPA ve EUROS-KIN ICNIRP’ın birlikte çalıştığı kuruluşlara örnek gösterile-bilir. ICNIRP çalışma alanları kapsamında baz istasyonla-rına ilişkin uygulanan limit değerleri de belirleyen yetkili kuruluştur.

PAULO VECCHIA KİMDİR?

1969 yılında Roma Üniversitesi Fizik bölümünden me-zun olan Paolo Vecchia, 1973 yılından beri Roma’da Ulusal Sağlık Enstitüsü, Teknoloji ve Sağlık Bölümünde araştırma Direktörü olarak aktif hizmet vermektedir. 2000 yılının Ma-yıs ayından beri ICNIRP çatısı altında çalışan Genel Baş-kan Paolo Vecchia aynı zamanda hala Dünya Sağlık Örgütü tarafından yürütülen Uluslararası EMF Projesi’nin Danışma Kurulu üyesi olarak çalışmaktadır. Vecchia, genel halkı ve işçileri korumak adına araştırmalar ve kontroller yaparak “İyonize Olmayan Radyasyon” alanında çalışmaktadır. İyo-nize Olmayan Radyasyonla ilgili konularda sağlık ve çevre otoritelerine tavsiyelerde bulunmak Vecchia’nın başlıca sorumlulukları arasında yer alır.

WHAT KIND OF INSTITUTION IS ICNIRP?

ICNIRP, International Commission on Non-Ionizing Rai-dation Protection is independent commission which has been carrying out independent scientific studies about effects of Non-Ionized Radiation, electromagnetic waves to heman health, habitat and environment since 1973 and centered in Germany legally and does’t seek profit. ICNIRP amied to provide information about relation be-tween non-ionized radiation and human health to people. In this direction, scientist under the ICNIRP roof make studies abour effects of electromagnetic waves to human health in order to determine whether electromagnetic waves are hazard to especially human health . ICNIRP is contiuning it’ studies by making collaboration with many national and international institutions. İnstitutions which work with ICNRP as follows: WHO, ILO, ICOH, IRPA ve EUROSKIN. ICNIRP is authorized institution which deter-mine limit values related base stations in the scope of it’ working area.

WHO IS PAULO VECCHIA?

Paolo Vecchia graduated in Physics at the University of Rome in 1969. Since 1973, he has been serving at the National Institute of Health (ISS) in Rome, where he is actually Research Director in the Department of Tech-nology and Health. President Paulo Vecchia has working under the roof of ICNIRP since May,2000 and Member of the International Advisory Committee of the Interna-tional EMF Project of the World Health Organization. He has been working in the field of Non Ionizing Radiation (NIR), performing both basic research and control activ-ity aimed at the protection of workers and of the general public. Responsibilities of Paolo Vecchia include advice to health and environmental authorities on any health problem related to Non Ionized Radiation.

41TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 44: Telekom Dünyası Nisan 2011

42

Nurcihan Dalcı

[email protected]

[email protected]

BAKIŞ AÇISI

Prof. Dr. Hüseyin Altaş

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

GIRLS in ICT DAY

ICT ALANINDA KADINLAR GÜNÜ

ITU (International Telecommunication Union) has de-cided to celebrate the fourth Thursday of April as “Wom-en’s Day in the Field of Information” from this year forth, with a decision taken at the meeting dated 8 April 2011.1 It is stated that this new Women’s day is a direct result of a decision taken at ITU conference held in Guadalajara in 2010. According to this decision, it is aimed to act with a gender perspective in the plans and programs of ITU such as empowerment of women through social gender policies, gender equality, information and communication technologies, and to establish Global Network of Wom-en in ICT. This network is designed to encourage young women to choose to make career in the field of technol-ogy with the help of guidance resources, and positive and high-profile role models, and to ensure the support of national institutions and authorities in this respect. In particular participation of young women in the field of ICT is also supported by Gender Unit of ITU Telecommuni-

ITU (International Telecommunication Union- Uluslararası Telekomünikasyon Birliği) 8 Nisan 2011 tarihli toplantıda al-dığı bir kararla, bu yıldan başlamak üzere her yıl Nisan ayının dördüncü perşembesinin dünyada “ICT Alanında Kadınlar Günü” olarak kutlanmasına karar verdi1. Bu yeni Kadınlar Gü-nün, 2010 yılında Guadalajara‘da gerçekleştirilen ITU temsil-cileri konferansında kabul edilen bir kararın doğrudan sonu-cu olduğu ifade edilmektedir. Bu kararda, toplumsal cinsiyet politikaları, cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi, bilgi ve iletişim teknolojileri aracılığıyla kadınların güçlendirilmesi gibi ITU plan ve programlarında cinsiyet bakış açısıyla (gender pers-pective) hareket edilmesine ve ICT alanında Küresel Kadın Ağı (Global Network of Women in ICT) kurulması sonucuna varıldı. Bu ağ, rehberlik kaynakları, pozitif ve yüksek profil rol modelleri yardımıyla genç kadınların teknoloji alanında kari-yer yapmayı seçmelerini teşvik etmek ve ulusal kuruluş ve

Page 45: Telekom Dünyası Nisan 2011

43TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

otoritelerin bu konuda kadınları desteklemeleri için tasarlan-mıştır. ICT alanında özellikle genç kadınların yer alması, ITU Telekomünikasyon Geliştirme Dairesi Cinsiyet Birimi tarafın-dan da desteklenmekte ve ICT aracılığıyla dünya çapında kadınların geçinmelerini geliştirmek için bir dizi strateji üze-rinde çalışılmaktadır.

ITU, üye devletleri ve sektörel kuruluşları, bayan öğrenci-lere yönelik olarak ICT alanında kariyer yapmayı tanıtıcı ola-rak tasarlanmış yerel, bölgesel ve ulusal etkinlikleri organize etmeleri konusunda teşvik etmektedir. ITU aynı zamanda Eğitim ve Ulaştırma Bakanlıkları ile diğer kamu kuruluşları-nı, okullar, yükseköğretim kurumları, kurum içi rehberlik ve mesleki programlar yoluyla genç bayanlarla iletişime geç-meleri konusunda özel sektör şirketleri ile işbirliği yapmaya davet etmektedir.

ICT alanında Kadınlar Günü’nün, ICT sektöründe çok ih-tiyaç duyulan kadın katılımını arttıracağı öngörülmektedir. ITU Genel Sekreteri, birçok ülkede 10 yıl içinde vasıflı ICT uzmanlarının azalacağının tahmin edildiğini ve sürdürülebilir kalkınma için teknoloji alanına genç kadınları çekmenin çok önemli olduğunu ifade etmiş ve ayrıca muhteşem iş olanakları ve çok iyi ücretle teknoloji alanında kariyerin, dünya çapında her ülkede genç kadınlar için mükemmel bir tercihi ifade et-tiğini belirtmiştir.

ITU’nün desteklediği, ICT alanında Kadınlar Gününün ilanı ve Küresel Kadın Ağı’nın lansmanı, bu yıl “ICT alanında Kadın-lar ve Kızlar” (Women and Girls in ICT) teması çerçevesin-

cation Development Department and strategies are stud-ied to provide opportunities to women all over the world through ICT.

ITU encourages the member states and industry orga-nizations to organize local, regional and national events designed to introduce the career opportunities in the field of ICT to female students. ITU also invites the Ministries of Education and Transportation and other public institu-tions to cooperate with private sector companies to make connect with young women through schools, institutions of higher education and in-house guidance and vocational programs.

It is expected to increase the much-needed participa-tion of women in ICT sector by means of Women’s Day in the field of ICT. ITU Secretary-General expressed the fact that skilled ICT professionals will reduce in many coun-tries within 10 years and it is very important to attract young women to the field of technology for sustainable development, and also underlined that career in the field of technology with great job opportunities and a very good income is a perfect preference for young women in every country.

Declaration of Women’s Day in the field of ICT and the launch of Global Women’s Network supported by ITU are among the first activities that will be carried out within the framework of “Women and Girls in ICT” theme. Another new activity is the high-level panel held for the 100th an-

Page 46: Telekom Dünyası Nisan 2011

44

BAKIŞ AÇISI

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

niversary of International Women’s Day with the theme of “Goodbye to the IT Girl: Why are the young women de-serting technology?”

At this point, it is necessary to mention a project imple-mented in Turkey. The starting point of the project is based on “Computer Use and Attitudes Survey” carried out by In-tel Türkiye. According to this survey, which reveals the fact that women are far behind men in computer and internet in our country, one-third of women is not using the internet, whereas 82 percent of men is using the internet. The same survey shows that the ratio of households in which mother is using the internet is only 18 percent in our country.2

As a result of these stunning data, Intel and Futurists As-sociation of Turkey are launching an education campaign called “Tekno-Kadın” with the support of the Ministry of National Education

“Tekno-Kadın” Project, carried out with the support of the Ministry of Education aims to help women to over-come their fears related to computer information technol-ogies, to use computer and the internet more efficiently, to reveal their entrepreneurship by taking advantage of technology and to participate economy more effectively.

This project is carried out by the Ministry of Education, Intel and Association of Futurists for the development of women in the field of technology.

In the first step, it is planned to familiarize all women of all ages and from all professions who want to develop themselves with technology and computer and internet use within the scope of Tekno-Kadın Project to be applied in 21 cities in 7 regions.3

Practical Tekno-Kadın Education to be held in Public Education Centers is composed of three phases under the headings of “Safe Internet Use”, “Basic Computer Ap-plications Development” and “Technology and Entrepre-neurship.”

This project, implemented in Türkiye, has a special im-portance in terms of giving women’s rightful place in the field of information and communication technologies.

1 15.04.2011, http://www.itu.int/net/pressoffice/press_releases/2011/CM08.aspx.

2 15.04.2011, http://futurizm.org/futurist/index.php?option=com_content&view=ar ticle&id=279:tekno-kadn-projesi-resmen-balad&catid=20:duyurular-katagorisi&Itemid=6.

3 Cities in which training will take place in 2011 were determined as Istanbul, Bursa, Kırklareli, Izmir, Aydın, Denizli and Mersin.

de sürdürülecek olan ilk faaliyetler arasında yer almaktadır. Başka bir yeni faaliyet ise, “Elveda IT kız: Neden genç kadın-lar teknolojiyi terk ediyor?” (Goodbye to the IT girl: Why are young women deserting technology?) teması ile Uluslararası Kadınlar Günü’nün 100. yıldönümü anısına düzenlenen üst düzey panel tartışmasıydı.

Bu noktada Türkiye’de hayata geçirilen bir projeye de de-ğinmek gerekmektedir. Projenin başlangıç noktası, Intel Tür-kiye tarafından gerçekleştirilen “Bilgisayar Kullanım ve Tutum Araştırması”na dayanmaktadır. Ülkemizde kadınların bilgisa-yar ve internet konusunda erkeklerin çok gerisinde olduğunu gözler önüne seren bu araştırmaya göre, erkeklerde internet kullananların oranı yüzde 82 iken kadınların üçte biri hiç in-ternet kullanmıyor. Aynı araştırmaya göre ülkemizde annenin bilgisayar kullandığı hanelerin oranı da sadece yüzde 182.

Bu çarpıcı verilerden yola çıkan Intel ve Türkiye Fütüristler Derneği, Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteğiyle Türkiye çapın-da “TeknoKadın” adıyla kadınlara yönelik önemli bir eğitim seferberliği başlatıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteği ile gerçekleşen Tekno-Kadın Projesi’nin, kadınların bilgisayar ve bilişim teknolojile-rinden korkularını yenmelerine, bilgisayar ve interneti daha etkin kullanabilmelerine, teknolojiden yararlanarak girişimci yanlarını açığa çıkarmalarına ve ekonomiye daha etkin katı-lımlarını sağlamaya yardımcı olması planlanıyor.

Bu proje, Türkiye’de kadınların teknoloji alanında gelişimi için Milli Eğitim Bakanlığı, İntel ve Fütüristler Derneği tarafın-dan birlikte yürütülüyor.

Başlangıç olarak 7 bölgeye dağılmış 21 ilde3 uygulanacak olan Tekno-Kadın Projesi kapsamında, kendini geliştirmek isteyen her yaştan ve her meslekten kadının teknolojiye ısın-dırılması ve bilgisayar ve internet kullanımına alıştırılması planlanmaktadır. İllerdeki Halk Eğitim Merkezleri’nde ger-çekleştirilecek olan uygulamalı Tekno-Kadın Eğitimleri, “Gü-venli İnternet Kullanımı”, “Bilgisayarda Temel Uygulamalar Geliştirme” ve “Teknoloji ve Girişimcilik” başlıkları altında 3 aşamadan oluşmaktadır.

Türkiye’de hayata geçirilen bu proje, kadına bilgi ve iletişim teknolojileri alanında da hak ettiği yeri verme anlamında da özel bir önem taşımaktadır.

1 15.04.2011 tarihinde, http://www.itu.int/net/pressoffice/press_releases/2011/CM08.aspx, adresinden erişildi.

2 15.04.2011 tarihinde, http://futurizm.org/futurist/in-dex.php?option=com_content&view=article&id=279:tekno-kadn-projesi-resmen-balad&catid=20:duyurular-katagorisi&Itemid=6, adresinden erişildi.

3 2011 yılı için eğitim verilmesi planlanan iller İstanbul, Bursa, Kırklareli, İzmir, Aydın, Denizli ve Mersin olarak belirlenmiştir.

tt_VM 21,3-30,6.pdf 1 19.04.2011 17:16

Page 47: Telekom Dünyası Nisan 2011

tt_VM 21,3-30,6.pdf 1 19.04.2011 17:16

Page 48: Telekom Dünyası Nisan 2011

Prof. Dr. Ömer Anlağan

TUBITAK, as an institution that makes a difference with its own projects, is now taking action to support the private sec-tor to create new technologies. With the support provided by TUBITAK, private sector carries out R & D activities in many ar-eas and brings inventions. Inviting the private sector to create innovation by taking advantage of TUBITAK support, Prof. Dr. Ömer Anlağan, Vice President of TUBITAK, said: “We have cri-teria such as development of new products, improvement of product quality or standards, development of new techniques to cut cost and raise standards and development of new pro-duction technologies.” Anlağan stated that they supported 1239 of more than five thousand applications in 2010.

Prof. Dr. Ömer Anlağan, Vice President of TUBITAK, gave information to TELEKOM DÜNYASI about the activities car-ried out by TUBITAK to develop new technologies and to sup-port the companies engaged in R&D activities. Responses of

Kendi geliştirdiği projeler ile fark yaratan TÜBİTAK, şim-di de özel sektörün yeni teknolojiler yaratması için hare-kete geçti. TÜBİTAK tarafından sağlanan desteklerle, özel sektörün pek çok alanda Ar-Ge yapması ve icatta bulun-ması sağlandı. TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Anlağan, özel sektörü, TÜBİTAK desteklerinden yararlana-rak yenilik yaratmaya davet ederken, “Yeni ürün geliştiril-mesi, ürün kalitesi veya standardının yükseltilmesi, maliyet düşürücü ve standart yükseltici yeni tekniklerin geliştiril-mesi, yeni üretim teknolojilerinin geliştirilmesi gibi kriter-lerimiz var” dedi. Anlağan, sadece 2010’de 5 bini aşkın başvurudan bin 239’unu desteklediklerini belirtti.

TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Anlağan, TE-LEKOM DÜNYASI’na, TÜBİTAK’ın yeni teknolojilerin geliş-tirilmesi ve Ar-Ge çalışması yapan şirketlerin desteklen-

Since the establishment of TUBITAK a total of 15,960 thousand projects have been proposed, 6,850 of them have been supported within 40 years (1964-2003). The total support budget of these supported projects reached 153 million TL in constant prices of 2010.

TÜBİTAK’ın kuruluşundan itibaren 40 yılda (1964-2003) toplam 15 bin 960 proje önerilmiş, 6 bin 850 proje desteklenmiştir. Bu 40 yıl süresince desteklenen projelerin toplam destek bütçesi 2010 sabit fiyatlarıyla 153 Milyon TL’yi buldu.

46

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 49: Telekom Dünyası Nisan 2011

Prof. Dr. Ömer AnlAğAnTÜBİTAK Başkan Yardımcısı

Vice President of TUBITAK

Anlağan are as follows:

TELEKOM DÜNYASI: What kinds of activities are car-ried out by TUBITAK for the development of new tech-nologies in our country?

ÖMER ANLAĞAN: TUBITAK as an innovative participa-tory and collaborative institution in the fields of science and technology, support academic and industrial research and de-velopment activities and support innovations. It manages R&D institutes carrying out research, technology-development ac-tivities in line with national priorities. In addition, it is aimed to increase the competitiveness of our country by providing fund for our universities, public institutions and industry. TUBITAK tries to provide research infrastructure by providing financial support to industry, government and academia.

THERE IS ALSO A SPACE SUPPORT GROUP

TELEKOM DÜNYASI: What are the support programs of TUBITAK for the universities and public sector?

ÖMER ANLAĞAN: Fund-raising task of TUBITAK for ac-ademia and public institutions is carried out by for the Re-search Support Programs Departments (ARDEB). TUBITAK

mesine yönelik olarak yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi. Anlağan’ın verdiği yanıtlar şöyle:

TElEKOM DÜnYASI: TÜBİTAK ülkede yeni teknolo-jilerin geliştirilmesi için ne gibi çalışmalar yapıyor?

ÖMER AnlAğAn: TÜBİTAK, bilim ve teknoloji alanla-rında yenilikçi, yönlendirici, katılımcı ve paylaşımcı bir ku-rum olarak, akademik ve endüstriyel araştırma geliştirme çalışmalarını ve yenilikleri destekliyor. Kurum, ulusal önce-likler doğrultusunda araştırma, teknoloji-geliştirme çalış-ması yürüten Ar-Ge enstitülerini işletiyor. Ayrıca, üniversi-telerimizin, kamu kurumlarımızın ve sanayimizin projeleri fonlanarak, ülkemizin rekabet gücünün artırılması hedef-leniyor. TÜBİTAK, sanayi, kamu ve akademiye mali destek sağlayarak, araştırma altyapısı sağlamaya çalışıyor.

UZAY DESTEK GRUBU DA VAR

TElEKOM DÜnYASI: TÜBİTAK’ın üniversiteler ve kamuya yönelik destek programları nelerdir?

ÖMER AnlAğAn: TÜBİTAK, akademi ve kamuya yönelik fon sağlama görevi Araştırma Destek Programla-rı Başkanlığı (ARDEB) tarafından yürütülüyor. TÜBİTAK AR-

47TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 50: Telekom Dünyası Nisan 2011

ARDEB conducts academic R&D support activities through 10 Research Groups. Research Groups within the body of TUBI-TAK ARDEB are listed as follows: Environmental, Atmospheric, Earth and Marine Sciences Research Support Group (ÇAY-DAG), Electrical, Electronics and Informatics Research Support Group (EEEAG), Public Research Support Group (KAMAG), Engineering Research Support Group (MAG ), Health Sci-ences Research Support Group (SBAG), Agriculture, Forestry and Veterinary Research Support Group (TOVAG), Basic Sci-ence Research Support Group (TBAG), Defense and Security Technologies Research Support Group (SAVTAG), Social Sci-ences and Humanities Research Support Group (SOBAG) and Space Research Support Group (UZAG)…

UNIVERSITIES ARE ALSO SUPPORTED

TELEKOM DÜNYASI: How do these support groups provide support to the projects?

ÖMER ANLAĞAN: TUBITAK ARDEB Research Groups sup-port the projects through 8 support programs and support the pat-ent through Patent Application Promotion and Support Program.

Programs conducted to support the project are as follows: Sci-entific and Technological Research Projects Support Program, National Young Researcher Career Development Program, Pub-lic Institutions Research and Development Projects Support Pro-gram, Rapid Support Program, Universal Researcher Program, International Scientific Research Projects Participation Program, Establishment of Scientific and Technological Cooperation Net-works and Platforms and International Projects Support Programs in progress. For patent application, Patent Application Promotion and Support Program is being implemented.

WE WANT THE DEVELOPMENT OF “NEW PROD-UCT”

DEB, akademik Ar-Ge destek faaliyetlerini bünyesindeki 10 Araştırma Grubu ile yürütüyor. TÜBİTAK ARDEB bün-yesindeki araştırma grupları şu şekilde sıralanıyor: Çevre, Atmosfer, Yer ve Deniz Bilimleri Araştırma Destek Grubu (ÇAYDAG), Elektrik, Elektronik ve Enformatik Araştırma Destek Grubu (EEEAG), Kamu Araştırmaları Destek Grubu (KAMAG), Mühendislik Araştırma Destek Grubu (MAG), Sağlık Bilimleri Araştırma Destek Grubu (SBAG), Tarım, Or-mancılık ve Veterinerlik Araştırma Destek Grubu (TOVAG), Temel Bilimler Araştırma Destek Grubu (TBAG), Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Araştırma Destek Grubu (SAV-TAG) , Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Destek Grubu (SOBAG) , Uzay Araştırma Destek Grubu (UZAG)…

ÜnİVERSİTElER DE DESTEKlEnİYOR

TElEKOM DÜnYASI: Bu destek grupları, proje desteklerini nasıl yürütüyor?

ÖMER AnlAğAn: TÜBİTAK ARDEB Araştırma Grupla-rı proje desteklerini 8 adet destek programı; patent destek-lerini ise Patent Başvurusu Teşvik ve Destekleme Programı aracılığıyla gerçekleştiriyor. Proje destekleri için; Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı, Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Geliştirme Programı, Kamu Kurum-ları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı, Hızlı Destek Programı, Evrensel Araştırmacı Programı, Ulusla-rarası Bilimsel Araştırma Projelerine Katılma Programı, Bilim-sel ve Teknolojik İşbirliği Ağları ve Platformları Kurma Girişi-mi Projeleri ve Uluslararası Projeleri Destekleme Programları yürütülüyor. Patent destekleri için ise Patent Başvurusu Teşvik ve Destekleme Programı uygulanıyor.

“YEnİ ÜRÜn” GElİŞTİRİlMESİnİ İSTİYORUZ

TElEKOM DÜnYASI: Özel sektör için yenilik ve

48

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 51: Telekom Dünyası Nisan 2011

TELEKOM DÜNYASI: How do you support innovation and technology programs of private sector?

ÖMER ANLAĞAN: TUBITAK provides a project-based support to research-technology development and innovation activities of private sector through Technology and Innovation Support Programs Department (TEYDEB). TUBITAK evalu-ates the project proposals made within the scope of support programs. It determines the R&D quality of projects and the scope of support. Then it follows the projects and supports the establishment of corporate R&D structures. In R&D support programs carried out for private sector, we pay attention to the criteria such as “development of new products, improve-ment of product quality or standards, development of new techniques to cut cost and raise standards and development of new production technologies.” Only R&D projects meeting the criteria are supported. In evaluation of the projects, defini-tions and concepts in Oslo and Frascati Guidelines prepared by OECD are taken into consideration. TUBITAK TEYDEB car-ries out Industrial R&D Projects Support Program, Project Mar-kets Support Program, SME R&D Start Support Program and International Industrial R&D Support Program.

PROTOTYPE SHOULD BE PRODUCED

TELEKOM DÜNYASI: Through which stages do these projects have to go?

ÖMER ANLAĞAN: Supported projects within the scope of TUBITAK TEYDEB have to go through seven R&D stages. These stages are concept development; technological /technical and economic feasibility study; laboratory and similar studies in the transition process from the concept to design; design, design development and design verification studies; prototype pro-duction; establishment of pilot facility and trial tests.

TELEKOM DÜNYASI: What kinds of expenses of the projects supported by TUBITAK are met?

ÖMER ANLAĞAN: In this context, expenses are met for at least 10 items. These are personnel costs, tool, equipment, software and publication purchases, domestic and interna-tional consulting service and other service purchases, R&D expenses carried out by the universities in our country, R&D units of TUBITAK, private sector R&D institutions and other institutions and organizations as well as supplies and con-sumables expenses, travel expenses of project personnel and any consultants.

FUTURE TECHNOLOGIES ARE SUPPORTED

TELEKOM DÜNYASI: What kinds of criteria are used to eliminate the projects? What kinds of projects can receive support?

ÖMER ANLAĞAN: Projects, applied for support pro-grams, are evaluated according to the criteria that can

teknoloji programlarına yönelik destekleriniz ne şekilde veriliyor?

ÖMER AnlAğAn: TÜBİTAK, Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) aracılığıyla, özel sektör ku-ruluşlarının araştırma-teknoloji geliştirme ve yenilik faaliyet-lerini proje esaslı destekliyor. TÜBİTAK, destek programları kapsamında yapılan proje önerilerini değerlendiriyor. Proje-lerin Ar-Ge niteliğini ve destek kapsamını belirliyor ve proje-leri izleyerek firmaların kurumsal Ar-Ge yapılanmalarını oluş-turmalarına destek oluyor. Özel sektöre yönelik yürütülen Ar-Ge destek programlarında, “yeni ürün geliştirilmesi, ürün kalitesi veya standardının yükseltilmesi, maliyet düşürücü ve standart yükseltici yeni tekniklerin geliştirilmesi, yeni üretim teknolojilerinin geliştirilmesi” gibi kriterlere dikkat ediyoruz. Ancak bu kapsamdaki Ar-Ge projeleri destekleniyor. Projele-rin değerlendirilmesinde OECD tarafından hazırlanmış olan Oslo ve Frascati Kılavuzlarındaki tanımlar ve kavramlar esas alınıyor. TÜBİTAK TEYDEB tarafından, Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı, Proje Pazarları Destekleme Programı, KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı ve Uluslararası Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı yürütülüyor.

PROTOTİP ÜRETİlMElİ

TElEKOM DÜnYASI: Desteklenen projeler geliş-tirilirken hangi aşamalardan geçmesi gerekiyor?

ÖMER AnlAğAn: TÜBİTAK TEYDEB destek prog-ramları kapsamında desteklenen projelerin yedi Ar-Ge aşamasından geçmesi gerekiyor. Bunlar, karam geliştirme, teknolojik/teknik ve ekonomik yapılabilirlik etüdü, geliştiri-len kavramdan tasarıma geçiş sürecinde yer alan laboratu-ar ve benzeri çalışmalar, tasarım, tasarım geliştirme ve ta-sarım doğrulama çalışmaları, prototip üretimi, pilot tesisin kurulması ve deneme üretimi ve tip testlerinin yapılması.

TElEKOM DÜnYASI: TÜBİTAK tarafından des-teklenen projelerin ne tür giderleri karşılanıyor?

ÖMER AnlAğAn: Bu kapsamda en az 10 kalemde gi-der karşılanıyor. Bunlar, personel giderleri, alet, teçhizat, ya-zılım ve yayın alımları, yurtiçi ve yurtdışı danışmanlık hiz-meti ve diğer hizmet alımları, ülke içindeki üniversiteler, TÜBİTAK’a bağlı Ar-Ge birimleri, özel sektör Ar-Ge kuruluş-ları ve benzeri kurum ve kuruluşlara yaptırılan Ar-Ge hizmet giderleri, malzeme ve sarf giderleri, proje personeline ve varsa danışmanlara ait seyahat giderleri sıralanabilir.

GElECEğİn TEKnOlOJİlERİ DESTEğİ KAPIYOR

TElEKOM DÜnYASI: TÜBİTAK’a başvuran proje-ler ne gibi kriterlere göre eleniyor? ne tür projeler destek alabiliyor?

ÖMER AnlAğAn: Destek programlarına başvuru-su yapılan projeler, üç boyut altında yer alan kriterlere

49TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 52: Telekom Dünyası Nisan 2011

be categorized under three main headings. Here, we are looking at criteria such as the project’s industrial R&D content, level of technology and innovative aspect, proj-ect plan and the appropriateness of the organization’s infrastructure and convertibility of project outputs to economic benefit and national achievement. According to these criteria, projects evaluated as “very good” and “good” at the end of the process are supported, but proj-ects evaluated as “not good/poor” are not supported. In our evaluation, we support projects, R&D and innovative aspects of which are strong and which include functional changes, rather than routine engineering applications. These projects should include infrastructure investments in production and research and development activities in real sense, rather than changes of form and aesthetics. Projects which are the company’s own unique contribu-tion and include research, technology development and innovation activities and bring new R&D capability, rather than the duplication and use of acquired R&D capabil-ity, get a good grade. Projects which include current and future technologies, have competent and explicit proj-ect information and have adequate R&D systematic are supported. On the other hand, we are also looking at whether the project team is adequate in quality or quan-tity to perform the project. We support projects if the company’s R&D infrastructure is sufficient to carry out project activities and project outputs can turn into eco-nomic benefit.

FORM IS NOT ENOUGH

TELEKOM DÜNYASI: To what factors do the compa-nies need to pay attention in order to take advantage from your support?

ÖMER ANLAĞAN: We also identified the character-istics that projects submitted to TUBITAK should not have. Companies have to apply by taking into account these ele-ments. Projects having these characteristics are not support-ed. The characteristics that projects submitted to TUBITAK should not have are as follows: projects R&D and innovative aspect of which are weak, projects which include routine engineering applications without any functional changes, projects which consist of only formal and aesthetic chang-es, projects which include manufacturing infrastructure in-vestment rather than research and development activities, projects in which company’s original contribution to R&D activities is limited or totally absent, projects involving the duplication of acquired R & D capability, projects including works lagging behind current technology, projects which do not have competent and explicit project information for evaluation, projects which do not have R&D systematic or insufficient in this respect, projects which do not have ad-equate project team in quality or quantity to carry out it, projects which do not have adequate R&D infrastructure and projects which do not have project output that can turn into economic benefit…

göre değerlendiriliyor. Burada, projenin endüstriyel Ar-Ge içeriği, teknoloji düzeyi ve yenilikçi yönü, proje planı ve kuruluşun altyapısının uygunluğu ve proje çıktılarının ekonomik yarara ve ulusal kazanıma dönüşebilirliği gibi kriterlere bakılıyor. Bu kriterlere göre değerlendirilerek süreç sonunda “çok iyi” ve “iyi” hükümlerini içeren kri-terleri sağlayan projeler destekleniyor ve “iyi değil/ye-tersiz” hükümlerini içeren kriterleri taşıyan projeler ise desteklenmiyor. Yaptığımız değerlendirme ile Ar-Ge ve yenilikçi yönü güçlü, rutin mühendislik uygulamalarını değil, fonksiyonel değişiklikleri içeren projeler destek-leniyor. Bu projelerin, üretim altyapısına yönelik yatırım-lara, şekil ve estetiğe yönelik değişiklikler değil gerçek anlamda araştırma geliştirme faaliyeti içermesi gereki-yor. Firmanın kendi özgün katkısının olduğu araştırma, teknoloji geliştirme ve yenilik faaliyetlerini içeren, ka-zanılmış Ar-Ge yeteneğinin tekrarını ve kullanımını de-ğil yeni Ar-Ge yeteneği kazandıracak projeler geçer not alıyor. Güncel ve geleceğin teknolojilerini içeren çalış-maları kapsayan, proje bilgilerinin, değerlendirmeyi so-nuçlandırıcı yeterlilikte ve belirginlikte olduğu, Ar-Ge sistematiği yeterli projeler destekleniyor. Öte yandan, proje ekibinin nitelik veya nicelik olarak projeyi gerçek-leştirecek yeterlilikte olup olmamasına da bakılıyor. Fir-ma Ar-Ge altyapısının, proje faaliyetlerini yürütmek için yeterli olduğu, proje çıktılarının ekonomik yarara dönü-şebilir nitelikte olduğu projelerin desteklenmesi uygun bulunuyor.

SADECE ŞEKİl YETMEZ

TElEKOM DÜnYASI: Size başvurarak destekleri-nizden yararlanmak isteyen firmaların nelere dik-kat etmesi gerekiyor?

ÖMER AnlAğAn: TÜBİTAK’a sunulan projelerin ta-şımaması gereken özellikleri de belirledik. Firmalar, bu unsurları da dikkate alarak başvurularını yapsınlar. Bu kriterleri taşıyan projelerin desteklenmesi uygun bulun-muyor. Projelerin taşımaması gereken özellikler ise şöy-le: Ar-Ge ve yenilikçi yönü zayıf, fonksiyonel değişiklik içermeyen rutin mühendislik uygulamalarını içeren pro-jeler, sadece şekil ve estetiğe yönelik değişikliklerden ibaret projeler, araştırma geliştirme faaliyeti içermeyen ağırlıklı olarak üretim altyapısına yönelik yatırım proje-leri, proje Ar-Ge faaliyetlerinde firmanın özgün katkısı-nın sınırlı olduğu ya da hiç olmadığı projeler, kazanıl-mış Ar-Ge yeteneğinin tekrarını içeren projeler, güncel teknolojinin gerisinde kalmış çalışmaları içeren projeler, proje bilgilerinin değerlendirmeyi sonuçlandırıcı yeter-lilikte ve belirginlikte olmayan projeler, proje Ar-Ge sis-tematiğinin olmadığı veya yetersiz olduğu projeler, proje ekibinin nitelik veya nicelik olarak projeyi gerçekleştire-cek yeterlilikte olmayan projeler, firma Ar-Ge altyapısı-nın proje faaliyetlerini yürütmek için yetersiz olması ve proje çıktısının ekonomik yarara dönüşebilir nitelikte ol-mayan projeler…

50

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 53: Telekom Dünyası Nisan 2011

APPLICATIONS ARE RE-CEIVED ONLINE

TELEKOM DÜNYASI: How can the companies make ap-plications to take advantage of TUBITAK support?

ÖMER ANLAĞAN: Project ap-plications for support programs pro-vided by TUBITAK to private sector firms is only made online via Project Evaluation and Monitoring System (PRODIS) at http://eteydeb.tubitak.gov.tr. TUBITAK TEYDEB Project Pro-posal Evaluation Form and Project Proposal Evaluation Report Prepa-ration Guide and the assessment criteria to be used in evaluation can be seen at www.tubitak.gov.tr .

TELEKOM DÜNYASI: TUBI-TAK provides significant support for training of scien-tists…

ÖMER ANLAĞAN: Training of human resources which plays a critical role for the development of our country in the field of science and technology is supported through TUBI-TAK’s Department of Science Fellowships and Grant Programs (BİDEB). In this context, programs are carried out for students from primary and secondary education, high school, college, graduate and doctoral programs. There are also programs for post-doctoral researchers and for scientific activities. The total number of people supported within the context of scientific activities support provided by TUBITAK BIDEB reached 18,841 in 2010 by increasing 12 times in comparison with 2003 and the amount of support given to scientist was 62 million TL by increasing 20 times in comparison with 2003.

MORE THAN A THOUSAND PROJECTS WERE SUP-PORTED IN A YEAR

TELEKOM DÜNYASI: How many company, person or institution have TUBITAK supported so far?

ÖMER ANLAĞAN: Since the establishment of TUBITAK a total of 15,960 thousand projects have been proposed, 6,850 of them have been supported within 40 years (1964-2003). The total support budget of these supported projects reached 153 million TL in constant prices of 2010. In the past seven years, a total of 30,121 projects were proposed within the scope of these programs and 7,968 of them were supported. The total support budget of these supported projects was 999 million TL in constant prices of 2010. Only in 2010 5,154 projects were proposed and 1,239 of them were supported. On the other hand, in 2009, 4,910projects were proposed and 911 of them were supported.

BAŞVURUlAR OnlInE AlI-NIYOR

TElEKOM DÜnYASI: TÜBİ-TAK desteklerinden yararlan-mak isteyen firmalar başvuru-larını nasıl yapacak?

ÖMER AnlAğAn: TÜBİTAK’ın özel sektör firmalarına yönelik destek programlarına proje başvu-ruları yalnızca http://eteydeb.tubi-tak.gov.tr adresinde bulunan Proje Değerlendirme ve İzleme Sistemi (PRODİS) uygulama üzerinden on-line olarak yapılıyor. TÜBİTAK TEY-DEB Proje Öneri Değerlendirme Formu ve Proje Öneri Değerlen-dirme Raporu Hazırlama Kılavuzu ve değerlendirmenin hangi kriter-ler altında yapıldığı, www.tubitak.gov.tr web sayfasında görülebilir.

TElEKOM DÜnYASI: TÜBİTAK, bilim insanı ye-tiştirilmesi için de ciddi destekler sağlıyor?

ÖMER AnlAğAn: TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekle-me Daire Başkanlığı (BİDEB) aracılığıyla ülkemizin bilim ve teknoloji alanında gelişmesinde en kritik rolü oyna-yan insan gücünün yetiştirilmesini destekleniyor. Bu kap-samda, ilk ve orta öğretim, lise, üniversite, lisansüstü ve doktora öğrencilerine yönelik programlar yürütülüyor. Doktora sonrası araştırmacıları desteklemek için prog-ramlarımız da bulunurken, bilimsel etkinlikleri destek-lemeye yönelik programlarımız da var. TÜBİTAK BİDEB bilim insanı destekleri kapsamında desteklenen toplam kişi sayısı 2010 yılında 2003 yılının 12 katına çıkarak 18 bin 841’e ulaşırken; bilim insanlarına verilen destek tu-tarı ise 2003 yılının 20 katına çıkarak 62 Milyon TL olarak gerçekleşti.

BİR YIlDA Bİnİ AŞKIn PROJE DESTEKlEnDİ

TElEKOM DÜnYASI: Kaç şirket, kişi ya da ku-rum, TÜBİTAK’tan destek almıştır?

ÖMER AnlAğAn: TÜBİTAK’ın kuruluşundan itibaren 40 yılda (1964-2003) toplam 15 bin 960 proje önerilmiş, 6 bin 850 proje desteklenmiştir. Bu 40 yıl süresince destekle-nen projelerin toplam destek bütçesi 2010 sabit fiyatlarıyla 153 Milyon TL’yi buldu. Son yedi yılda ise bu programlar kapsamında toplam 30 bin 121 proje önerilirken, 7 bin 968 proje desteklendi. Desteklenen projelerin toplam destek bütçesi 2010 sabit fiyatlarıyla bin 999 Milyon TL oldu. Sa-dece 2010 yılında ise 5 bin 154 proje önerilirken, bin 239 projeyi destekledik. 2009’da ise önerilen proje sayısı 4 bin 910, desteklenen proje ise 911 olmuştu.

51TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 54: Telekom Dünyası Nisan 2011

TELEKOM DÜNYASI: What is the amount of support paid for these projects?

ÖMER ANLAĞAN: When we look at the amount of support granted by TUBITAK to the private sector within the scope of R&D Support Programs, it is seen that 400 million TL granted between the years 2000-2004 has increased to 1,3 billion TL between the years 2005-2009. The amount of support granted in 2010 reached 288,3 million TL by increasing 3,6 times in comparison with 2004 in constant prices of 2010. Also, in 2010, the number of application for TUBITAK TEYDEB support programs increased 3,5 times; the number of applicants increased 4 times and the num-ber of new applicants increased 3,2 times in comparison with 2004.

ANATOLIA WAS ALSO SUPPORTED

TELEKOM DÜNYASI: Does each province of Türkiye equally benefit from these supports? Do the applica-tions remain limited to the big cities?

ÖMER ANLAĞAN: Between the years 1999-2004, 35 of the 81 provinces benefited from TUBITAK TEYDEB supports. 4 provinces received more than 10 million TL, however 46 provinces did not benefit from TUBITAK TEY-DEB supports. Between the years 2005-2010, the number of provinces benefited from the supports increased to 54 and the number of provinces received more than 10 mil-lion TL increased to 12. During this period, 27 provinces did not benefit from supports. When the distribution of the amount of TUBITAK TEYDEB supports according to the provinces between the years 1999-2004, it is seen that Istanbul, Kocaeli, Bursa and Ankara are the first four prov-inces in the list. Between the years 2005-2010 there was a development in terms of both the distribution according to the provinces and the increase in financial resources in supports provided to R&D and innovation projects of industrial enterprises. Istanbul, Tekirdag, Kocaeli, Bursa, Sakarya, Manisa, Izmir, Eskisehir, Konya and Adana came to the fore in this period.

IT ALSO CONTRIBUTES TO OUR ECONOMY

TELEKOM DÜNYASI: Can you give examples of proj-ects developed by TUBITAK?

TUBITAK’s institutes in various provinces throughout the country carry out research and technology development (R&D) activities.The main task of these institutes can be sum-marized as doing basic and applied researches in the field of positive sciences for public and private sector organizations. Many of the projects carried out in cooperation with universi-ties. In addition, we have also units providing convenience to R&D activities in terms of function. These units carry out a large number of R&D projects and make a serious contribu-tion to the country’s economy.

TElEKOM DÜnYASI: Söz konusu projeler için ödenen destek miktarı ne kadardır?

ÖMER AnlAğAn: TÜBİTAK’ın özel sektöre yöne-lik Ar-Ge Destek Programları kapsamında verilen hibe destek miktarına bakıldığında, 2000-2004 yılları arası için toplamda 400 milyon TL olan hibe destek tutarının 2005-2009 yılların arasında 1,3 milyar TL olarak gerçek-leştiği görülüyor. 2010 yılı hibe destek tutarı ise 2004 yılına göre 3,6 kat artarak 2010 fiyatlarıyla 288,3 milyon TL’ye ulaştı. Ayrıca 2010 yılında 2004 yılına göre TÜBİ-TAK TEYDEB destek programlarına yapılan proje başvu-ru sayısı 3,5; başvuru yapan firma sayısı yaklaşık 4 ve ilk kez proje başvurusunda bulunan yeni firma sayısı ise 3,2 kat arttı.

AnADOlU DA DESTEKlEnDİ

TElEKOM DÜnYASI: Söz konusu desteklerden Türkiye’nin her ili eşit şekilde yararlanıyor mu, yok-sa başvurular büyük şehirlerle mi sınırlı kalıyor?

ÖMER AnlAğAn: 1999-2004 yılları arasında 81 il-den 35’i TÜBİTAK TEYDEB desteklerden faydalandı. 4 ili-miz 10 milyon TL’nin üzerinde destek alırken 46 ilimiz TÜBİTAK TEYDEB desteklerinden faydalanmadı. 2005-2010 yılları arasında ise desteklerden faydalanan il sa-yısı 54’e, 10 milyon TL’nin üzerinde destek alan il sayısı ise 12’ye çıktı. Bu dönemde 27 ilimiz ise desteklerden faydalanmadı. 1999-2004 yılları arasında TÜBİTAK TEY-DEB tarafından projelere ödenen destek miktarının illere göre dağılımı incelendiğinde, en çok destek alan dört ilin İstanbul, Kocaeli, Bursa ve Ankara olduğu görülüyor. 2005-2010 yılları arasında ise sanayi kuruluşlarının Ar-Ge ve yenilik projelerine verilen desteklerin hem ille-re göre dağılımı ve hem de verilen finansal kaynakların artışları anlamında gelişme yaşandı ve bu dönem için ön plana çıkan illerin İstanbul, Tekirdağ, Kocaeli, Bursa, Sakarya, Manisa, İzmir, Eskişehir, Konya, İzmir ve Adana olduğu görüldü.

ÜlKE EKOnOMİSİnE KATKI SAğlIYOR

TElEKOM DÜnYASI: TÜBİTAK tarafından gelişti-rilen projelerden örnek verebilir misiniz?

Ülkemizin çeşitli şehirlerindeki TÜBİTAK’a bağlı ens-titüler, araştırma ve teknoloji geliştirme (Ar-Ge) faali-yetleri yürütülüyor. Bu enstitülerin temel görevi, kamu-ya ve özel sektör kuruluşlarına pozitif bilimler alanında, temel ve uygulamalı araştırma yapmak olarak özetle-nebilir. Buralardaki projelerin pek çoğu üniversitelerle işbirliği halinde yürütülüyor. Ayrıca fonksiyon bakımın-dan Ar-Ge faaliyetlerine kolaylık sağlayan birimlerimiz de bulunuyor. Bu birimlerde çok sayıda Ar-Ge projesi gerçekleştiriliyor ve ülke ekonomisine ciddi anlamda katkı sağlanıyor.

52

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Zirvede olmakgüzeldir...

Zirvede olmak için; teknolojiyi herkesten öncekullanmanız, yeni hizmetler veiş modelleri geliştirmeniz, kimsede olmayan insan kaynaklarına sahip olmanız, başarılarınızı ödüllerle taçlandırmanız ve uluslararası alanda rekabet eden bir oyuncu olmanız gerekir.Zirvede olmak için bütün bunları başarmanız gerekir.

Global Bilgi, kurulduğu günden bugünehep zirvede.

www.globalbilgi.com.tr

Lider Müşteri İlişkileri Yönetim Merkezi

Page 55: Telekom Dünyası Nisan 2011

Zirvede olmakgüzeldir...

Zirvede olmak için; teknolojiyi herkesten öncekullanmanız, yeni hizmetler veiş modelleri geliştirmeniz, kimsede olmayan insan kaynaklarına sahip olmanız, başarılarınızı ödüllerle taçlandırmanız ve uluslararası alanda rekabet eden bir oyuncu olmanız gerekir.Zirvede olmak için bütün bunları başarmanız gerekir.

Global Bilgi, kurulduğu günden bugünehep zirvede.

www.globalbilgi.com.tr

Lider Müşteri İlişkileri Yönetim Merkezi

Page 56: Telekom Dünyası Nisan 2011

We rank number one in virtualization with SGK Project among European countries

Sanallaştırmada SGK Projesi’yle Avrupa’nın en büyüğüyüz

ÇAĞRI MERKEZLERİÇAĞRI MERKEZLERİ

H izmet sektörünün önem kazanmasıyla birlikte yeni bir

iş kolu olan, her sektörde tüketici ile şirketleri buluş-

turan ve diğer sektörlere göre daha az sermaye ile

kurulabilen çağrı merkezileri özellikle son yıllarda istihdama

katkıda önde gelen sektörlerin başında geliyor. Çağrı merkez-

leri ülkemizde 15 yıldır faaliyet gösteriyor. En çok çağrı hizme-

ti veren sektörler ise telekomünikasyon, finans ve lojistik.

Ülkemizde uzun bir süredir bir yandan işsizlik sorunu süre-

gelirken son 5 yıl içerisinde “bacasız fabrikalar” gibi çalışan

çağrı merkezlerine toplamda 200 milyon TL yatırım yapıldı ve

özellikle son yıllarda devletin de verdiği teşvikleri kullanarak

rotalarını Doğu ve Güneydoğu’ya çevirdiler. Saece 2010 yılı

içerisinde 40 bin kişiye iş imkânı sağladı ve gelecek 5 yıl içe-

risinde de 45 bin kişiyi daha istihdam etmeyi planlıyor.

Hükümetin de desteklediği “Doğu’ya Yatırım” stratejisi çer-

çevesinde ülkemizin önde gelen çağrı merkezleri bünyeleri-

ne bir yenisini daha katarken doğudaki işsizlik oranının düş-

mesine de büyük katkı sağlamış oluyorlar. Ekonomik büyüklü-

ğü 1,4 milyar TL’ye ulaşan çağr merkezi sektörü için Malatya,

Sivas, Bitlis, Erzurum, Erzincan, Bingöl ve Diyarbakır illerinin

yanısıra Gümüşhane, Afyon, Kayseri, Düzce, Antalya ve Eski-

şehir illeri de önemli illerin başında geliyor.

Doğudaki çağrı merkezileri işsizlik sorunun önemli bir çö-

zümü olurken kadınların da iş hayatına girmesinin yollarını

açıyor. Çağrı merkezlerinde çalışanların %87’sinin 30 yaş ve

altı iken %70’ini de kadınlar oluşturuyor. Eğitim durumlarına

baktığımızda ise %60’ı üniversite ve yüksek okul mezunu iken

%40’ınun lise mezunu olduğunu görüyoruz. Şuanda çağrı

merkezleri 45 bin çalışanı istihdam ederken önümüzdeki 5 yıl

içerisinde bu sayının 85 bine çıkması hedefleniyor.

Biz de Türkiye’nin önde gelen çağrı merkezi firmalarına

özellikle işsizliğin yoğun olduğu Doğu bölgelerinde birbiri

ardına açılan çağrı merkezlerinin ülkemizin yıllardır süren iş-

sizlik sorununa çözüm olup olmayacağını sorduk...

54 TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

ÖZEL HABER

Page 57: Telekom Dünyası Nisan 2011

ÖNÜMÜZDEKİ BEŞ YILDA SEKTÖR İKİ

KATI BÜYÜYECEK

Dünya’da ve Türkiye’de müşteri memnuniyeti ve satış sonrası

hizmetlere verilen önemin artması çağrı merkezi sayısında da

ciddi bir artışa sebep oldu. Ülkemizdeki çağrı merkezilerinin iş-

sizliğin yoğun olduğu Doğu bölgelere yönelmesi ise bu bölgele-

rin ekonomik gelişimlerine büyük katkı sağlamakla birlikte refah

seviyelerini de arttırmaktadır. Devletin de verdiği teşviklerle doğu

bölgelerde birbiri ardına açılan çağrı merkezleri bu bölgelerde

işsizlik sorununa çözüm olmakla kalmayıp firmaların düzenledik-

leri eğitim seminerleri, kişisel gelişim faaliyetleri sayesinde de

kültür ve eğitim düzeylerine de büyük katkılar sağlamaktadır.

Çağrı merkezlerinin ofis ortamında çalışamayan ev hanımı, öğ-

renci ve engelli gibi vatandaşlara da “Home agent” iş modeliyle-

ebüyük bir istihdam kaynağı oluyor. Son 5 yıl içerisinde 200 mil-

yon TL yatırım yapılan çağrı merkezi sektörünün büyüklüğünün

önümüzdeki 5 yıl içerisinde 2 katına çıkacağı öngörülüyor. Çağrı

Merkezi firmaları mevcut çağrı merkezi açılan illerin dışındaki il-

lere de yatırım yapmayı planlarken, hükümette çağrı merkezleri-

nin yaygınlaştırılması için gerekli düzenlemeleri gerçekleştiriyor.

SECTOR WILL GROW TWO TIMES IN

NEXT FIVE YEARS

There are significantly increasing on the number of call centers as

a result of increasing importance of customer satisfaction and after

sales services in the world and Turkiye. To turn call centers towards

eastern region where the rate of unemployment is higher, increased

welfare level of these regions as well as provided contribution to eco-

nomic development. Call centers which are opened consecutively in

these regions with government promotion, became a solution to un-

employment problem of the region as well as contribute cultural and

educational level thanks to education seminar and personal growth

activities which are organized by companies.

Call center are employment resources to students, housewives

and citizens with disabilities who can’t work in office, thanks to

business model of “home agent”. It is predicted that call center

sector where 200 million TL investments were made in last 5

years, will be doubled in coming 5 years. While call center com-

panies plans to open call center in other cities outside of cities

where call centers have already opened, the government make

needed regulations in order to expanding of call centers.

ÇAĞRI MERKEZLERİÇAĞRI MERKEZLERİ

55TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 58: Telekom Dünyası Nisan 2011

Dünyada ve Türkiye’de şirketlerin müşteri memnu-niyetini ve müşteri ilişkilerini geliştirmeye yönelik politikalarının öncelik kazanması özellikle son yıl-

larda çağrı merkezi sektörüne yapılan yatırımların artması-na yol açmıştır. Türkiye’de son dönemde kamu sektörünün de çağrı merkezinin önemini kavraması üzerine bakanlık-ların ve ilgili kuruluşların kendi hizmetlerini sunma nokta-sında çağrı merkezi kanallarını kullanmaya yöneldiklerini görüyoruz.

Artan çağrı merkezi yatırımlarının son yıllarda özellikle doğu bölgelerine kayması ise ülke ekonomisi açısından oldukça memnun edici bir gelişme. Çalışma süresi bakı-mından süreklilik arz edecek insan kaynağının bulundu-ğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde başlayan çağ-rı merkezi yatırımları olumlu sonuçlar vermiş, işletmeler Doğu’nun sahip olduğu işgücü ve maliyet avantajlarını fark etmiştir. Türk Telekom Grubu iştiraki AssisTT olarak doğu bölgelerine yapılan çağrı merkezi yatırımlarında ise ol-dukça büyük bir katkımız bulunmakta, bu açıdan da haklı bir gurur yaşamaktayız.

Bildiğiniz gibi Doğu bölgelerinde iş olanaklarının sınırlı olması, kişi başına düşen gelirin diğer bölgelere göre dü-şük olması, nitelikli işgücünün gelişmiş bölgelere göç etme-sine neden olmakta ve bu fak-törler az gelişmiş bölgelerde gelişme potansiyelini sınırla-maktadır. Yani bu bölgelerde istihdam yaratacak yatırımlar oldukça önem taşımaktadır.

Çağrı merkezlerinin ku-rulduğu bölge açısından en önemli avantajı, birincil ser-mayesi insan kaynağı olan, dolayısıyla istihdama büyük oranda hizmet eden bir yatı-rım türü olmasıdır. Bu açıdan bakıldığında çağrı merkezi yatırımları, aynı öz kaynak büyüklüğündeki bir sanayi yatırımına nazaran oldukça yüksek oranda istihdam sağ-lamaktadır. Yapılacak çağrı merkezi yatırımları sayesinde bölgede sürdürülebilir istih-

dam sağlanacak, aynı zamanda istihdam edilen çalışanlar profesyonel bir iş deneyimine sahip olacaklardır.

Bunun yanı sıra çağrı merkezlerinin yaratacağı istihdam olanakları özellikle ofis ortamında çalışma imkânı arayan va-tandaşlara bu imkânı sağlayacaktır. Böylelikle ofis ortamında çalışmak isteyen gençlerin il dışına olası göçünün önüne ge-çilerek bölgenin kalkınmasına katkı sağlanacaktır.

Özetle soruda belirtildiği gibi, çağrı merkezleri işsiz-lik sorununa belirli oranda çare oluşturabilecek kilit bir sektördür. Dünya’da bunun en iyi örneği Hindistan’dır. Türkiye’de ise sektörde alacağımız daha çok yolumuz var. AssisTT olarak biz, 2009 itibariyle büyümemizin önemli kısmını doğu illerinde; Erzincan ve Erzurum’da açtığımız yeni lokasyonlarımızda yaptık. Biz yeni yatırımlarımız için lokasyon seçimlerimizi yaparken maliyet odaklı düşün-mekten ziyade ülke ekonomosinde bölgesel kalkınmada fayda sağlayabilecek sosyal sorumluluk bilinci ile hareket ettik. Şuan itibariyle Doğu bölgesinde bulunan iki lokasyo-numuzda yaklaşık 2.000 kişiye istihdam sağladık. Bu rakam bölge açısından oldukça önemli bir büyüklüktedir. Yaptığı-mız bu yatırımların doğu bölgesinin kalkınması bakımın-dan katkı sağlayan yatırımlar olduğuna inanıyoruz.

Erzurum ve Erzincan’da açtığımız çağrı merkezlerimiz tüm Türkiye’ye hizmet vermektedirler. Bu lokasyonlarımız-da 11818, TT, TTNET, AVEA, THY, Sağlık Bakanlığı, Ulaştır-ma Bakanlığı, KOSGEB, İnternet Kurulu gibi şirket ve ku-rumlara ait müşteri hizmetlerini vermekteyiz. Şu ana kadar elde ettiğimiz sonuçlar, verdiğimiz hizmetin kalitesi ve ça-lışanlarımızın bağlılığı ile bu yatırımları yaparak çok doğru kararlar verdiğimizi bize göstermektedir.

Adil ZEMBATAssisTT Genel Müdür

56 TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

ÖZEL HABER

Page 59: Telekom Dünyası Nisan 2011

Türkiye bugün yaklaşık 30 bin koltukla 50 bin ki-şiye istihdam sağlayan bir çağrı merkezi sek-törüne sahip. Buna rağmen, çağrı merkezleri-

nin sektörleşmesi henüz yeni yeni gerçekleşiyor ve örneğin son iki yıldır yüzde 26 ila yüzde 26,5 civa-rında büyüme yakalanıyor. İletişim, finans, medikal ve perakende gibi pek çok farklı sektöre hizmet sunan çağrı merkezleri, günümüzde yaşanan işsizlik sorunu-na karşı önemli bir cephe oluşturuyor.

Kadınların çoğunlukta olduğu, çalışanların yarıya ya-kınının lise mezunu olduğu çağrı merkezleri, işsizliğin en çok vurduğu kesime istihdam sağlıyor. İstanbul’un sonrasında Anadolu’ya açılma sürecine giren çağrı merkezleri, bulundukları yöreyi ve çevre illeri istih-dam açısından hatırı sayılır derecede iyileştiriyor.

Örneğin geçtiğimiz günlerde Bingöl’de açtığımız yeni çağrı merkezi kompleksi, Bingöl ve civardaki ille-re istihdamın yanı sıra, yeni bir hayat tarzı ve modern bir kültür merkezi de götürüyor. Teknolojiyle iç içe çalışan personelimiz, aldığı eğitimlerle hizmet verdi-ğimiz sektörler hakkında bilgi sahibi oluyor.

Öte yandan çağrı merkezlerinin, müşteri ilişkileri yönetimi dahilinde yeni iş modelleri oluşturması da, sadece ofiste çalışan personelin değil, herhangi bir sebeple aktif ofis hayatını sürdüremeyen ev hanımı, engelli, öğrenci gibi vatandaşlarımıza da dışarıdan çalışma imkanı sunuyor. Home Agent adı verilen iş modelinde, esnek çalışma saatleriyle ister yarı za-manlı, ister tam zamanlı bir “çağrı merkezi çalışanı” olmak mümkün.

Çağrı merkezlerinin önümüzdeki yıllarda da büyü-me ivmesini koruyacağını göz önünde bulundurduğu-muzda, mevcut koltuk kapasitesinin iki katına ulaşmak için uzun vadeyi beklemeye gerek kalmayacak gibi görünüyor. Henüz taze bir sektör olan çağrı merkez-leri, gerek yeni iş modelleri, gerekse genişleyen hiz-met yelpazeleriyle Türkiye’nin en büyük sorunların-dan biri haline gelen işsizlikle mücadelede aktif rol almayı sürdürecektir.

Oğuz TAŞKENTCallpex Genel Müdür

57TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 60: Telekom Dünyası Nisan 2011

Aarklı sektörlerle karşılaştırıldığında daha az bir yatı-rımla kurulabilen çağrı merkezlerinin, son dönem-de ülkemizde istihdam oluşturulmasında lokomotif

rol oynadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Mevcut durumda 45 bin civarında kişinin istihdam edildiği sektörümüzün po-tansiyeli son derece yüksek. 2015 yılına kadar iki kat da-ha büyüyerek 40 bin kişiye daha iş kapısı yaratacak çağrı merkezi sektörü, orta vadede mevcut istihdamın 10 katına erişme potansiyeli barındırıyor.

Çağrı merkezi sektörünün sağladığı en büyük katma değerlerin başında hiç şüphesiz istihdama sağladığı katkı geliyor. Özellikle genç nüfusun çok, işsizlik oranının yüksek olduğu ülkemizde, sektörümüz gençlerin istihdamı için iyi bir çözüm sunuyor. Son 5 yılda çağrı merkezlerine yapı-lan yatırım miktarı 200 milyon liraya ulaşırken, bu yatırımla sektörün sağladığı istihdam 2 katına çıktı. Coğrafi olarak da sektör, Erzurum, Diyarbakır, Uşak, Erzincan, Sivas, Gü-müşhane, Malatya, Samsun, Düzce, Eskişehir gibi illerde istihdam, teknoloji ve alt yapı yatırımı sağlıyor. Taşıma, yiyecek-içecek, ofis hizmetleri ve eğitim gibi yan sektörler için pazar oluşumu sağlıyor. Dolayısıyla sektörümüz, bü-yük bir ekosistemi de harekete geçiriyor. Türkiye’de çağrı merkezleri Anadolu ekonomisine yıllık ortalama 50 milyon TL değer yaratıyor.

Çağrı merkezleri hem lise mezunlarının hem de üniver-site mezunlarının istihdam edilebildiği, büyüme potansiye-li yüksek bir sektör olması itibariyle de günümüzün parla-yan sektörleri arasında öne çıkıyor. Türkiye çağrı merkezi sektöründe çalışanların eğitim durum-larına baktığımızda; %60’ının üniversite ve yüksekokul mezunu ya da öğrencisi, %40’ının ise lise mezunu olduğu gö-rüyoruz. Sektördeki toplam istihdamın %40’ını lise mezunları oluşturduğu için, sektörümüz lise mezunları için de önemli kariyer fırsatları sunuyor.

Katma değerli görevlerde üniversite mezunları tercih edilirken, çağrı mer-kezlerinde kendini sürekli geliştirmeye ve öğrenmeye açık lise mezunları için de kariyer olanaklarının açık olduğu görev tanımları, sürekli eğitim ve geli-şim olanakları bulunuyor. Bu noktada sektörümüzün özellikle işsizliğin yoğun olduğu doğu bölgelerdeki istihdam so-rununa sağladığı katkının yanı sıra lise mezunlarına sunduğu kariyer fırsatları-nın da dikkat çekici olduğunu söyleye-biliriz.

Türkiye çağrı merkezi sektörünü dünya ile karşılaştırdı-ğımızda sektörün gelişmesi yolunda alınacak yolun oldukça uzun olduğunu ve istihdam açısından da önemli bir potan-siyeli olduğunu söyleyebiliriz. Gelişmiş ülkelerde her 125 kişiye 1 çağrı merkezi çalışanı düşerken, bu sayı ülkemizde 2 bin civarında. Önümüzdeki 5 yıl içinde çalışan sayısının 85 bine çıkmasını hedeflediğimiz sektörümüzde, çalışan ba-şına yatırım maliyetinin 10 bin lira civarında olduğu kabul edilirse, beş yıllık toplam yatırım tutarının 4 milyar lira düze-yinde olacağı tahmin ediliyor. Bu rakama güvenlik, ulaşım, sağlık ve çeşitli yan hizmetler de eklendiğinde fazladan 10 bin kişilik istihdam olanağı daha yaratılmış olacaktır.

Biz Turkcell Global Bilgi olarak 2006’da Anadolu’da ilk

çağrı merkezini Erzurum’da açarak en büyük teknoloji yatırımlarından birini yaptık, sektöre doğuya yatırım ko-nusunda öncülük ettik. Erzurum’da bugün itibarıyla 850 kişiye istihdam sağlıyoruz. Erzurum Çağrı Merkezi’mizin sağladığı başarı ve artan iş hacminin bizi cesaretlendir-mesi sonrasında yine Anadolu’da 2008 yılında Diyarbakır Çağrı Merkezi’mizi kurduk. 12.3 milyon USD yatırımla kur-duğumuz Diyarbakır Çağrı Merkezi’nde bugün itibariyle 650 kişiye istihdam sağlıyoruz. 2010 yılının Nisan ayında kurduğumuz Eskişehir Çağrı Merkezi’mizde ise 600 ça-lışana istihdam sağlıyoruz. Yine 2010 yılının Kasım ayında Karaman’da kurduğumuz Çalışma ve Sosyal Güvenlik İle-tişim Merkezi’mizde 50’si engelli olmak üzere 100 kişiye istihdam sağlıyoruz.

Önümüzdeki dönemlerde de Anadolu’da büyümemizi ve yarattığımız istihdamı artarak sürdürmek öncelikli hedefle-rimiz arasında yer alıyor. Gerek yeni alacağımız projeler ile gerek mevcut müşterilerimiz ile olan iş hacimlerimizin art-masından dolayı ortaya çıkacak yeni ihtiyaçları Anadolu’da açacağımız yeni lokasyonlarda karşılıyor olacağız.

Bahadır Pekkan Global Bilgi Genel Müdür

58 TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

ÖZEL HABER

Page 61: Telekom Dünyası Nisan 2011

Dünya genelin-de olduğu gibi Türkiye’de de

yaşanan ekonomik kriz-lere rağmen büyümesini sürdüren çağrı merkezi sektörü, değişen ihtiyaçlar karşısında sunduğu esnek çözümlerle her dönemde ciddi bir istihdam sağlı-yor. Dış kaynak pazarının da önemli oyuncularından

biri olan çağrı merkezleri, sürekli artan koltuk kapasitesi ile yeni dönemde işsizliğe karşı önemli bir koz oluşturuyor.

Çağrı merkezi pazarının büyümesi ile sektörde, özellikle İstanbul’da kalifiye insan kaynağı temininde sorunlar yaşa-nıyor. Müşteri temsilcisi kaynağına olan talebin artmasıyla birlikte, projelerin dönemselliği ve doğal sirkülasyon da işin içine girince, dış kaynak hizmeti veren şirketler İstan-bul dışı illerde operasyon alanları oluşturma yoluna gidiyor. Lokasyondan bağımsız çalışma olanağı bulunan çağrı mer-kezleri, uygun altyapı ve talebin sağlanabildiği şehirlere kendi operasyonlarını taşıyarak, hem yöre halkına istihdam kaynağı sunuyor, hem de İK riskini en aza indiriyor.

İş dünyasının yeni iş yapış modellerinden biri olan çağrı merkezlerinin ülkemizde de yıldızı parlıyor. 2010 Eylül ayı itibariyle 23 ayrı ilde faaliyet gösteren sayısı bini aşan çağ-

rı merkezinde yaklaşık 45 bin kişi çalışıyor. Öngörüler 2015 yı-lında bu sayının 100 bine yaklaşacağını ortaya koyuyor. Bugün 1,4 milyar liralık bir pazar değerine sahip sektörün Türkiye’de önemli bir istihdam kaynağı haline geldiği ve özellikle iş bula-mayan gençler için bir umut kapısı olduğu aşikâr.

Ülkemizde çağrı merkezlerine yaklaşımda da büyük de-ğişimler gözleniyor, artık ‘danışma hattı’ gözüyle bakılmıyor. Çağrı merkezleri şirketlerle müşteriler arasında güçlü iletişim kurulmasının yanı sıra mevcut imajın güçlendirilmesinde, özel-likle tele-satışın artırılması açısından en büyük destek platfor-mu olarak algılanıyor.

Telekomünikasyon, bankacılık, sigortacılık, ulaştırma gibi sektörler yoğunluklu olmak üzere, pek çok farklı sektöre dış kaynak hizmeti veren çağrı merkezleri, İK ve pazarla-ma gibi ek çalışmalara da giriş yaptı. Hizmet yelpazesinin genişlemesiyle birlikte, çağrı merkezlerindeki iş gücü ih-tiyacı daha da hızlı biçimde artacaktır. Bu da elbette daha fazla iş imkânı demek oluyor.

Günümüzde 1,5 milyar liraya yaklaşan pazar büyüklüğü ile çağrı merkezleri, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde 100 bine ulaşan bir istihdam kaynağı haline gelecektir.

15 yıllık bir geçmişi olan çağrı merkezi sektörünün son bir-kaç yıllık gelişiminde şirketler kadar devletin rolü de büyük. Devlet yaptığı yeni düzenlemelerle sektörün önünü açtı ve aç-maya devam ediyor. Devletin sektörün önünü açan hamlelerini gelişen teknoloji destekledi. Teknolojinin sağladığı avantajlar sayesinde çağrı merkezi olarak artık nerede konuşlandığınızın önemi kalmadı. Ülkenin herhangi bir ilinde merkez açarak uçtan uca hizmet sunabilirsiniz. Özellikle telekomünikasyon ve finans sektörü bu alanda öncü oldu ve diğer şirketleri cesaretlendirdi. Şirketlerin Doğu ve Güneydoğu’ya yönelmesinin tek sebebi se-çilen lokasyonlarda maliyetlerin düşük olması değil. Şirketlerin yatırım yaptıkları bölgelerde sosyal kalkınmaya da fayda sağla-ması amaçlanıyor. Bunun sonucunda da bölgedeki genç nüfusun istihdamı ve bölgeler arası eşitliğe katkı sağlanmış oluyor.

Şirketler çağrı merkezi açtıkları illerde ekonomiye katma değer kazandırmakla kalmıyor, çalışanlara yönelik olarak dü-zenledikleri gelişim seminerleri, eğitim faaliyetleri, sportif et-kinlikler, tiyatro gösterileri ve konserlerle illerin sosyal hayatına da renk getiriyor. Açılan sosyal kulüpler, diksiyon ve bilgisayar kursları gibi kişisel gelişimi amaçlayan kurslar, gençlerin viz-yonlarını genişletiyor.

Doğu bölgesinde açılan çağrı merkezlerinin kadrolarında kadınların çoğunlukta olması, kadınların kamusal alanda yer almalarının sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Çağrı merkezlerinin bulunduğu illerde üniversite olması ise kalifiye eleman yoğunluğunu artırıyor. Üniversite mezunu ve öğrenci-ler kendilerine verilen eğitimlerle mesleki bilgilerini zenginleş-tiriyor, bu eğitimler sunulan hizmetin kalitesine de yansıyor.

Tarkan SuBAŞIProcat CEO

Cemal AKARTempo Genel Müdür

59TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 62: Telekom Dünyası Nisan 2011

Türkiye’de çağrı merkezleri hızla büyüyen bir sek-tör oluşturmaktadır. Bu haliyle ülkemizin özellik-le istihdam ile sıkıntılarında çözüm kanallarından

birisi olabilir mi konusu da sürekli bir tartışma konusu olmaktadır.

Türkiye’de çağrı merkezi sektöründe çalışan sayısı net olarak bilinmemekle birlikte 50.000’in üzerinde kişinin çağrı merkezlerinde çalıştığı tahmin edilmektedir. Tah-mini çağrı merkezi adedi ise 1.000 civarındadır. Yıllara göre değişmekle birlikte sektör yıllık %25-%30 civarında büyümektedir.

Dünya geneline bakılacak olursa ABD, İngiltere gibi ge-lişmiş ülkelerde nüfusun %1-%2’sinin çağrı merkezi sek-töründe çalıştığı görülmektedir. Türkiye’nin uzun vadede gelişimi düşünüldüğünde sektörde çalışan personel ade-dinin henüz muhtemel potansiyelin çok gerisinde olduğu açıkça görülmektedir.

Çağrı merkezleri yapıları itibariyle tek bir merkezden hizmet vermek mecburiyetinde değillerdir. Gelişen tek-noloji günümüzde dağınık çağrı merkezlerini mümkün kılmaktadır. Bu aynı zamanda çok esnek çalışma model-lerini de getirmektedir. Özellikle istihdam ile ilgili prob-lem yaşanan illerde (genellikle doğu bölgelerindeki iller) uygulanan teşvikler bu açıdan önem taşımakta ve çağrı

merkezi sektöründe hizmet veren firmaları bu bölgelere yatırım yapmaya teşvik etmektedir. Nitekim gelinen nok-ta itibariyle özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki birçok ilde çağrı merkezleri kurulmuştur. İllere kurulan her bir çağrı merkezinin 200 – 1000+ arasında personel istihdam ettiği düşünüldüğünde oluşturduğu istihdamın boyutu daha net anlaşılacaktır. Zira bu adetler zaman zaman ilgili çağrı merkezini ilin en büyük işvereni haline getirmektedir.

Çağrı merkezlerinin gerek zaman gerekse mekan açısından esnek oluşu aynı zamanda engelli, öğren-ci, ev hanımı gibi istihdam konusunda sıkıntı yaşayan gruplara da avantaj sağlamaktadır. Çağrı merkezi tek-nolojileri aynı zamanda kişilerin evlerinden çağrı karşı-lamalarına da olanak sağlamaktadır. Bu sayede engelli kişiler ve ev hanımları da çağrı alabilmektedir. Zaman esnekliği ise okulla birlikte çalışma ihtiyacı da duyan öğrencilere akşam-gece ve hafta sonu çalışma imkanı da sağlamaktadır.

Çağrı merkezlerinde çalışanların genel olarak genç yaşta (18 – 28) olması Türkiye’nin genç işsizlik problemine de çözüm üretmesi açısından önem arz etmektedir.

Tüm bu bilgiler ve sektörün büyüme potansiyeli değer-lendirildiğinde, çağrı merkezlerinin devlet tarafından daha fazla desteklenmesi ile çağrı merkezlerinin Türkiye’nin işsizliğine önemli bir katkı sağlayacağı açıktır. Özellikle esnek çalışma yapısının istihdam oluşturma konusunda zorlanılan engelli, ev hanımı gibi kişilere sağlayacağı katkı dikkate değer durumdadır.

Fatih Arslan Vodasoft Genel Müdür Yardımcısı

60 TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

ÖZEL HABER

Page 63: Telekom Dünyası Nisan 2011

Ç ağrı merkezi sektörünün ülkemizde oldukça yeni bir sektör olduğu bir gerçek. Yurtdışındaki örnek-leri ülkemize projekte ettiğimizde, bu sektörün bü-

yümesi kaçınılmaz bir durum, bu yüzden de son yıl-larda ülkemizde istihdam kapısı olarak algılanması da son derece doğal.

Türkiye’de çağrı merkezi sektörü şu anda yaklaşık 45.000 kişiye istihdam yaratıyor ve 2015’e kadar sektörde 40.000 ki-şiye daha (2015’de toplam 85.000 kişi) istihdam yaratacak potansiyel var. Bu rakamlar işsizlik oranını %11,4’ten aşağı-ya çekecektir. Çağrı Merkezi sektörünün bu trendi, Büyük Çözüm’ün önemli bir parçasını oluşturmaktadır.

Çağrı merkezleri, “İşsizliğe çözüm”ün bir parçası olurken sadece “rakamsal” olarak bir parçası olmayacaktır, çünkü çağrı merkezinde yaratılan istihdamın ülkemize önemli oldu-ğunu düşündüğüm başka katkıları da mevcut: Örneğin ;

Sektörde çalışan ortalaması 26-28 yaş aralığındadır. Vodatech’te tüm personelin yaş ortalaması şu an için 27. Amacımız bu yaş ortalamasının bir miktar yukarıya doğru seyretmesi. Bu hem sektörün karşı karşıya kaldığı yüksek personel değişim oranının düşmeye başladığının bir göster-gesi olacak, hem de çağrı merkezlerinin bir kariyer sahası olduğu algılanacaktır.

Ülke genelinde çağrı merkezinde çalışanların %70’i ba-yanlardan oluşuyor, Vodatech genelinde bu oran %74 olarak hayata geçiyor. Özellike ev hanımlarının ekonomiye kayıtlı katkı sağlaması, sosyal güvenlik sisteminden kendilerinin dorğudan yararlanmaya başlaması istihdamın arttırılmasının yanısıra, sosyal anlamda da önem taşımaktadır.

Ülke genelinde çağrı merkezinde çalışanların %65’i üni-versite, %35’i lise mezunu. Bu oran dış kaynak kullanımlı çağrı merkezleri özelinde, müşteri temsilcisi pozisyonunda çoğunlukla lise mezunu çalıştırıldığı için aksi yönde değişi-yor ve lise mezunları için ciddi bir istihdam fırsatı yaratıyor. Örneğin Vodatech’te Müşteri temsilcisi olarak çalışan perso-nelimizin çok büyük çoğunluğu lise mezunu. Sadece yöneti-cilik pozisyonlarında üniversite mezuniyeti şartı sözkonusu.

Gelecekte “Part time” çalışma yasasının çıkışından sonra aynı seat adedi için daha çok kişiye istihdam sağlanması ola-nak dahilinde olacak ve bu, sosyal güvenceden doğrudan yararlanan kişi adedinde ciddi bir artışa sebep olacaktır.

Ülke genelinde 23 ilde çağrı merkezleri bulunmakta ve her geçen gün yeni illerde çağrı merkezleri kurulmaktadır. Çağrı merkezlerinin yurt geneline yayılması istihdamın da

benzer şekilde yayılmasını sağlamakta, büyük şehirlere gö-çün de bir miktar önüne geçilebilmektedir. Vodatech’in 2004 senesinde 100 kişi ile Yalova’da kurduğu çağrı merkezi, bu-gün itibarı ile 465 çalışana ulaşmıştır.

Çağrı merkezlerinin Türkiye’nin büyük illerinin dışında-ki küçük illere yayılması sayesinde, bu illerin ekonomisine önemli miktarda katkıda bulunulmaktadır. Çalışan rakamla-rı gözönüne alındığında 2010 senesinde Vodatech’in Yalova iline yaptığı ekonomik katkı 5 milyon USD civarındadır. Ya-lova SGK İl Müdürlüğü Vodatech çağrı merkezi aracılığıy-la oluşan kaliteli/yasal istihdamın önemine vurgu yapmak-tadır. Bu amaçla kısa süre önce Vodatech, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan “TAKDİR” plaketi almıştır. Vodatech, bu plaket vesilesiyle çalışanlarının haklarının korunması konusunda gösterdiği hassasiyet ve disiplini bir kez daha kanıtlamış ol-maktadır.

Bedri YORuVodatech Genel Müdür

61TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 64: Telekom Dünyası Nisan 2011

SEKTÖRDEKİ ÇAĞRI

MERKEZLERİNE HİZMET KALİTESİ

AYARISERVICE REGULATION

TO CALL CENTERS IN THE SECTOR

W hile citizens have difficulties about call center in many of sectors, Information and Commu-nication Technologies Authority (ICTA) has

made a regulation to call centers which are operating in ICT sector. Within this scope ICTA has made a change on Electronic Communications Sector Service Quality Regulation.

According to regulation was published on official ga-zette, changes were made on some substances of Elec-tronic Communication Sector Service Quality dated 12.09.2010. The concept of “End-to-end short message service (KMH) delivery time” which is placed descrip-tion part of the regulation has changed its description. According to this, delivery time of KMH, which is gener-ated by active subscribers in coverage area, will show time term of second when delivered to subscribers from short message service center and received message by subscriber to short message center. In the first draft of this regulation this KMH time was described that from sent to a terminal device located within the coverage area is activated the moment to a terminal device is re-ceived by the same KMH’s other days and so far the time measured in seconds.

CALL CENTERS ARE ALSO IN SCOPE

Legislation’s second article of 5th substance titled “Ser-vice quality metrics and operators responsible for” is changed with the regulation. According to new substance,

V atandaşlar, pek çok sektörde faaliyet gösteren çağrı merkezlerine yönelik sıkıntı yaşarken, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), bilişim sek-

töründe faaliyet gösteren çağrı merkezlerine kalite ayarı getirdi. BTK, bu kapsamda, Elektronik Haberleşme Sektö-ründe Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nde değişiklik yaptı.

Resmi Gazete’de yayınlanan düzenlemeye gö-re, 12.9.2010 tarihinde çıkarılan Elektronik Haberleşme Sektöründe Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nin bazı maddele-rinde değişiklik yapıldı. Yeni düzenleme ile yönetmeliğin tanımlar bölümünde yer alan “Uçtan uca kısa mesaj hizmeti (KMH) teslim süresi” kavramının tanımı değiştirildi. Buna göre, KMH teslim süresi, kapsama alanı içerisinde aktif du-rumda bulunan aboneler tarafından üretilen KMH’nin, kısa mesaj merkezinden aboneye iletildiği ve abone tarafından alındı mesajının kısa mesaj merkezine gönderildiği ve sa-niye cinsinden süreyi gösterecek. Yönetmeliğin ilk halinde bu teslim süresi, KMH’nin kapsama alanı içerisinde aktif durumda bulunan bir terminal cihazından gönderildiği an-dan aynı KMH’nin diğer bir terminal cihazı tarafından alın-dığı ana kadar geçen ve saniye cinsinden ölçülen zamanı tanımlıyordu.

ÇAĞRI MERKEZLERİ DE KAPSAMDA

Düzenlemeyle, yönetmeliğin “ Hizmet kalitesi ölçütleri ve yükümlü işletmeciler” başlıklı 5’inci maddesinin ikinci fıkrası da değiştirildi. Maddenin yeni haline göre, evrensel hizmet yükümlüsü sabit telefon hizmeti ve GSM mobil te-

62

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 65: Telekom Dünyası Nisan 2011

all operators which are universal service payers and give fixed phone service, GSM mobile phone service, internet service providers and service to end users became sup-posed to compliance to targets related standards set out by Information and communication Technologies Author-ity or declaration and sent data to ICTA. “Operators which service to end users” were not placed in the first draft of legislation and ICTA has taken this segment in the scope. By this way, call centers has entered to the scope of the declaration.

CRITERIA

Within this scope, while calling call center “elapsed time in the main menu” will be short than 45 percent of total time of interactive voice response. Time limit until offer-ing to connect real person in call center in the sub menu won’t be more than 20 percent of total time period. Re-sponse time for call center will be measured with percent-age values. According to this, percentage of calls which answered in 20 seconds will be more than total calls. Complaints rate of customers considering call center will be also measured with percentage values. The total num-ber of subscribers a monthly rate of the total number of complaints will be criteria. The criteria are determined on solution period of customers’ complaint. According to this, solution period of complaints in 80 percentile which concluded as soon as possible will be criteria. Standard problem-solving time won’t be overrun 24 percent of this time.

SERVICE REGULATION TO CALL CENTERS IN THE SECTOR

President of ICTA Tayfun Acarer made assess-ment on the issue and stated that criteria and objectives related call center were determined with study of Elec-tronic Communications Sector Service Quality Regulation and during the preparing period of study international standards related call center were considered. Acarer expressed that within this scope there were exchange of views with NGOs intended for operators and call centers. Acarer emphasized that call center give service in many fields and call centers in ICT sector have the best service and service quality in this field. Acarer wanted that other call centers should obey the regulation and said: “There must be a correction related this... This issue is important necessity… Quality of call centers in other sectors could be equaled to quality of call centers in ICT sector. We standardized properly in terms of protection of customer and service quality in ICT field. If every minute during waiting in order to solution of your any problem are trou-ble for you, it shouldn’t be like this.. You pay same money for solution of your problem in a minute or 10 minutes in ICT sector. They should be answer to you in definite time and operator should be reached easily. Many of call cen-ter don’t work 7/24. You pay for every passing minute.”

lefon hizmeti sunan bütün işletmeciler, internet servis sağ-layıcılığı hizmeti sunan işletmecilerden ve son kullanıcılara hizmet veren işletmecilerden tebliğ veya Bilgi Teknolojile-ri ve İletişim Kurulu kararıyla belirlenenler ölçütlere ilişkin hedeflere uymakla ve verileri BTK’ya göndermekle yü-kümlü tutuldu. Yönetmeliğin ilk halinde, “son kullanıcılara hizmet veren işletmeciler” kapsamda yer almazken, BTK, bu kesimi de düzenleme kapsamına aldı. Böylece, tebliğ kapsama çağrı merkezleri de girmiş oldu.

İŞTE KRİTERLER

Bu çerçevede, artık çağrı merkezleri arandığında, “ana menüde geçen süre”, sesli yanıt sisteminin toplam süresi-nin yüzde 45’inden az olacak. Alt menüde çağrı merkezin-deki gerçek kişiye bağlanma seçeneğinin sunulduğu ana kadar geçen azami süre, toplam görüşme süresinin yüzde 20’sini aşamayacak. Müşteri hizmetleri için cevap verme süresi de yüzdelik değerle ölçülecek. Buna göre, 20 saniye içinde cevaplanan aramaların yüzdesi, tüm aramaların yüz-de 80’inden çok olacak. Tüketicilerin çağrı merkezlerine yönelik şikayet sıklığı da yine yüzdelik ölçüt ile ölçülecek. Burada da aylık toplam şikayet sayısının toplam abone sa-yısına oranına bakılacak. Düzenleme ile tüketici şikayetle-rinin çözüm süresi de kritere bağlantı. Buna göre, en kısa sürede sonuçlandırılan yüzde 80’lik dilim içerisindeki şika-yetlerin çözüm süresine bakılacak. Standart sorun çözme süresi de bu sürenin yüzde 24’ünü aşamayacak.

ÇAĞRI MERKEZLERİNE HİZMET STANDARTI

Konuyu değerlendiren BTK Başkanı Tayfun Acarer, Elektronik Haberleşme Sektöründe Hizmet Kalitesi Yönet-meliği ile çağrı merkezlerinin çalışmasına ilişkin ölçüt ve hedeflerin belirlendiğini belirterek, yönetmeliğinin hazır-lanması sırasında da çağrı merkezlerine ilişkin uluslararası standartların göz önünde bulundurulduğunu söyledi. Aca-rer, bu kapsamda, işletmeciler ve çağrı merkezlerine yö-nelik sivil toplum kuruluşlarıyla görüş alışverişinde bulu-nulduğunu ifade etti. Acarer, çağrı merkezlerinin pek çok alanda hizmet verdiğini aktarırken, bu kapsamda en iyi hiz-meti, bilişim sektöründeki çağrı merkezlerinin verdiğini ve en iyi hizmet kalitesine sahip olduklarını söyledi. Aca-rer, sektördeki diğer çağrı merkezlerinin de yönetmeli-ğe uymasını isterken, “Bunlarla ilgili mutlaka bir düzeltme yapılması lazım. Bu konu önemli bir ihtiyaç… Diğer sek-törlerdeki çağrı merkezlerinin hizmet kalitesi bilişim sektö-ründekilerin hizmet kalitesine eşitlenebilir. Bilişim alanında tüketicinin ve hizmet kalitesinin korunması açısından çok güzel standartlar getirdik. Bir sorununuzun çözümü için te-lefonda beklediğiniz her dakika size külfet getiriyorsa bu olmaz. Bilişim sektöründeki çağrı merkezlerinde işinizi bir dakikada da halletseniz, 10 dakikada da halletseniz aynı parayı ödüyorsunuz. Belli bir sürede size cevap verilmesi gerekiyor ve operatöre kolay ulaşılması gerekiyor. Birçok çağrı merkezi 7/24 çalışmıyor. Her geçen süre için ücret ödüyorsunuz” diye konuştu.

63TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 66: Telekom Dünyası Nisan 2011

“TÜRK TELEKOM AĞABEYLİK YAPSIN, ALTYAPI YATIRIMINI ÜSTLENSİN”

ULAŞTIRMA BAKANI SOLUK’TAN TT’YE “ ALTYAPI” ÇAĞRISI

“INFRASTRUCTURE” CALL FOR TT BY TRANSPORTATION MINISTER SOLUK

“TURK TELEKOM SHOULD BE MAGNANIMOUS, UNDERTAKE INFRASTRUCTURE INVESTMENT”

9th Term Business Collective Bargaining Agree-ment between Haber-İş Union and Turk Telekom. Transportation Minister Habib Soluk has

made a speech at the ceremony and stated that existing infrastructure of Turkiye isn’t enough to achieve to de-termined targets of Turkiye and said:” In this point Turk Telekom should be magnanimous, leadership, come to the fore on investments and undertake the biggest investment share. At the same time we want to GSM operators and infrastructure operator companies will continue their investments uninterruptedly.” General Manager of Turk Telekom Gökhan Bozkurt indi-cated importance of investments on human in order to sustain their leading role in telecommunication sector and they follow fair price policy not equal price policy within this scope.

Transportation Minister Habib Soluk, CEO of Turk Telekom Gökhan Bozkurt, General Director og Turk-İş Mustafa Kumlu and Director of Haber-İş Union Ali Akcan have joined to signing ceremony of Turk Telekom’s collective bargaining agreement. Trans-portation Minister Habib soluk has made a speech at the ceremony and stated that collective bargaining agree-ments have continued in good faith and confidence en-vironment, are completed in short time and celebrated managers of Turk Telekom and Haber-İş Union. Soluk wished the agreement will beneficial for Turk Telekom Group, Haber-İş Union, the sector and Turkiye and ex-pressed that Turk Telekom is an important company

T ürk Telekom ile Haber-İş Sendikası arasında, 9. Dönem İşletme Toplu İş Sözleşmesi imzalandı. Törende konuşan Ulaştırma Bakanı Habip

Soluk, Türkiye’nin belirlediği iletişim hedeflerine ula-şılmasında mevcut alt yapının yeterli olmadığını ifade eden Soluk, “Burada Türk Telekom’a ağabeylik, öncü-lük yapması, yatırımda öne çıkması ve en büyük yatırım payını üstlenmesi gerekiyor. Bunun yanında GSM şir-ketlerinin, altyapı işletmeci şirketlerin de yatırımları-na kesintisiz olarak devam etmesini özellikle istiyoruz” dedi. Türk Telekom Genel Müdürü Gökhan Boz-kurt ise telekomünikasyon sektöründeki öncü rollerini sürdürebilmek için insana yatırım yapmanın önemine işaret ederek, bu kapsamda eşit değil, adil bir ücret po-litikası izlediklerini söyledi.

Türk Telekom’un toplu iş sözleşmesi imza töreni-ne, Ulaştırma Bakanı Habib Soluk, Türk Telekom CEO’su Gökhan Bozkurt, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve Haber-İş Sendikası Başkanı Ali Akcan da katıldı. Törende konuşan Ulaştırma Ba-kanı Soluk, iyi niyet ve güven ortamı içinde yürütülen toplu iş sözleşmesinin kısa sürede tamamlandığını be-lirterek, Türk Telekom ve Haber-İş Sendikasının yöne-ticilerini kutladı. Sözleşmenin Türk Telekom ailesine, Haber-İş Sendikasına, sektöre ve Türkiye’ye hayırlı ol-masını dileyen Soluk, kökleri 1840’lı yıllara kadar giden Türk Telekom’un Türkiye’nin iletişim ve haberleşme alt yapısını oluşturan, kurum kültürüne sahip önemli bir kuruluş olduğunu söyledi. Türk Telekom’un teknoloji-

64

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 67: Telekom Dünyası Nisan 2011

which have organizational culture and create communi-cation infrastructure of Turkiye and have a deep-rooted history started 1840s. Soluk indicted that Turk Telekom is a leading light in Turkiye and the world with its tech-nology, infrastructure, management and organization structure and the company undertake the most efficient role on transformation of Turkiye to information society. Soluk mentioned that they have determined transpor-tation infrastructure and road map communication for 2023, determined 500 project and 100 projects of them are taken on the agenda determined for 2023 as prior-ity. Soluk said:” There are targets such as to reach vol-ume of information and communication sector which is 33 billion USD today, 160 billion USD at 2023 when 100th

establishment anniversary of Turkish Republic, reach share of expenditure allocated for R & D to 3 percent of gross domestic product, determination of software sec-tor as first primary field and increase share of software sector to 2 percent in total export.”

TURK TELEKOM SHOULD BE MAGNANIMOUS

Soluk stated that Turk Telekom made a huge move in this field with its software companies it acquired and it will continue increasingly and the number of broad-band subscribers is over 9 million, it is expected to this number will reach to 30 million until 2023. Soluk explained that they aimed to fiber optic cables will be established across the country and Turkiye will be fi-ber intersection point between regions and they have objectives such as wide spreading of fiber and broad-band wireless access technologies and existing com-munication infrastructure of Turkiye meet needs of to-day but not enough in order to achieve targets, said: “In this point Turk Telekom should be magnanimous,

siyle, alt yapısıyla, yönetim ve organizasyon yapısıyla Türkiye’de ve dünyada yıldızının parladığını ifade eden Soluk, şirketin, Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşün-de en etkin rolü üstlenen kuruluşların başında geldiğini dile getirdi. 2023 yılı için ulaştırma alt yapısı ve ileti-şimde izlenecek yol haritasını belirlediklerini anımsa-tan Soluk, yaklaşık 500 projenin belirlendiğini, bu pro-jeler içerisinde 2023’e öncelik olarak belirlenen 100 projenin gündeme alındığını belirtti. Soluk, “Bugünkü büyüklüğü 33 milyar dolar olan bilgi ve iletişim sektö-rünün Cumhuriyetimizin 100. yılında 160 milyar dolara ulaşması, Ar-Ge harcamaları için ayrılan payın gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 3 seviyesine ulaşması, yazılım sektörünün öncelikli alan olarak belirlenmesi ve toplam ihracatta yazılım sektörü payının yüzde 2’ye çıkarılması gibi hedefler var” dedi.

TÜRK TELEKOM AĞABEYLİK YAPSIN

Türk Telekom’un bünyesine kattığı yazılım şirketle-riyle bu alanda büyük bir atılım yaptığını ve bunun bü-yüyerek devem edeceğini ifade eden Soluk, geniş bant abone sayısının bugün 9 milyonu aştığını, 2023 yılında bunun 30 milyona ulaşmasının hedeflendiğini bildirdi. Türkiye genelinde fiber optik kablonun kurulmasını ve Türkiye’nin bölgeler arasında fiber kesişim nokta-sı olmasını hedeflediklerini anlatan Soluk, eve kadar fi-ber ve geniş bant kablosuz erişim teknolojilerinin yay-gınlaştırılması gibi amaçlarının olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin mevcut iletişim alt yapısının bugün ihtiya-cı karşıladığını ancak hedeflere ulaşılmasında alt yapı-nın yeterli olmadığını ifade eden Soluk, “Burada Türk Telekom’a ağabeylik, öncülük yapması, yatırımda öne çıkması ve en büyük yatırım payını üstlenmesi gereki-yor. Bunun yanında GSM şirketlerinin, altyapı işletme-

65TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 68: Telekom Dünyası Nisan 2011

ci şirketlerin de yatırımlarına kesintisiz olarak devam etmesini özellikle istiyoruz” dedi. Milli Eğitim Bakan-lığının (MEB) ‘’Milli Eğitim alanında yapmış oldukları eğitime katkı payı protokolü’’ çerçevesinde bir ‘’Fatih’’ projesini üstlendiklerini kaydeden Bakan Soluk, “Bu projeyle ilgili Haberleşme Genel Müdürlüğü, MEB ile yaptıkları ortak çalışmada kurulumu tamamlansa bile internet alt yapısının yetersiz kalacağını ve bundan tam fayda sağlanamayacağını ifade ettiler. Bu da şunu gös-teriyor, gerçekten alt yapımızın çok kısa bir sürede, ya-kın gelecekte tıkanacağını, bu nedenle kesintisiz altya-pı yatırımlarına Türk Telekom başta olmak üzere GSM şirketleri, altyapı işletmecilerinin devam etmesinin şart olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin bu hızlı iletişim ve bi-lişimdeki gelişimi bu sektördeki girişimcilerin bire bir anladığını ve gerekeni yapacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

ADİL ÜCRET POLİTİKASI

TT CEO’su Gökhan Bozkurt da şirkette görev yapan 26 bin çalışanın yaklaşık üçte ikisini oluşturan mavi ya-kalı çalışanları yakından ilgilendiren toplu iş sözleşmesi sürecinin, bir kez daha tarihi bir başarı olarak tanımla-nacak şekilde sonuçlandırıldığını söyledi. Bozkurt, “En-düstriyel barışın sağlanması ve iş huzuru ile verimlilik arasındaki dengenin korunması açısından sendikalar, şüphesiz iş hayatının önemli aktörlerindendir. Şirketle-

leadership, come to the fore on investments and un-dertake the biggest investment share. At the same time we want to GSM operators and infrastructure operator companies will continue their investments uninterrupt-edly". Minister Soluk expressed that National Education Ministry (MEB) has undertaken the project of "Fatih" in the scope of "Contribution protocol to education in the field of Education" and said: "Communication General Directorate and said that internet infrastructure will be inadequate and won’t provided full benefit from even the project which they carried out with MEB, will be completed. It is shown that our infrastructure will re-main incapable and for this reason we think continuing Especially Türk Telekom and GSM operators and infra-structure providers to their investments. I believe that entrepreneur in the sector understand fairly Turkiye’s growth rate in communication and ICT sector and they will do the necessary.”

FAIR PRICE POLICY

TT CEO Gökhan Bozkurt stated that collective bar-gaining agreement process which is considering blue-collar employees is two thirds of total 26 thousand em-ployees, is finalized in the manner that described as a historic achievement. Bozkurt said: "Unions are impor-tant players of business world in terms of ensure in-dustrial peace, protect balance between business calm

66

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 69: Telekom Dünyası Nisan 2011

rin de sendika yönetimlerinin de yaklaşımları binlerce çalışanın ve ailelerinin hayatlarında önemli etki yarat-maktadır. Bu sözleşme, sadece sonucu ile değil, süresi ve süreç kalitesi açısından da literatüre geçecek, emsal oluşturacak nitelikte gerçekleşmiştir. Tüm bu süreçte, adil olmayı temel prensip olarak benimsedik; ama adil olmak, herkese eşit olmak demek değildir. Bu nokta-dan hareketle, tüm çalışanlarımıza aynı oransal artışı uygulamak yerine, düşük ücretli çalışanlarımızın daha yüksek oranda ücret artışı alabilmelerini sağlayacak bir çözüm üzerinde yoğunlaştık” dedi.

İNSANA YATIRIM YAPTIK

Bozkurt, telekomünikasyon sektöründeki öncü rolle-rini sürdürebilmek için insana yatırım yapmanın önemi-ne işaret ederek, “Şirketlerin büyüklüğü sahip oldukla-rı ciro ya da teknolojik üstünlükle ölçülemez; büyüklük sahip olunan insan kaynağının birikim ve aidiyetinde-dir. Türk Telekom’lu olmak, Türkiye’nin her köşesinde faaliyet gösteren, yakınsama ve iletişim teknolojilerine öncülük eden, ülkemizin Telekomünikasyon sektörüne yön veren, güçlü bir kültürün, büyük bir ailenin parça-sı olmak demektir. Türkiye’nin her köşesindeki müş-terilerimize hizmet eden, geleceğe ışık tutan, sadece karlı yerlerde değil, karlı yerlerde de bulunan bu ülke-ye hizmeti her türlü değerin üzerinde tutan bir şirket-te çalışmanın ayrıcalığını tüm Türk Telekom çalışanla-rı içlerinde hissetmektedir. Türk Telekom ailesinin tüm fertleri olarak hep birlikte son yıllarda çok önemli ba-şarılara ve ulusal ve uluslararası projelere imza attık. Bu anlamda Brand Finance araştırmasında iki yıl üst üste ‘Türkiye’nin En Değerli Markası’ seçilmenin mutluluğu-nu birlikte yaşadık. Tüm bu başarının arkasında Türk Telekom ailesi içindeki köklü birlik ve beraberlik duy-gusu ve tabi ki çalışanlarımızın emeği var” dedi.

34 GÜNDE UZLAŞMA

Türk Telekom İnsan Kaynakları Deste ve Regülasyon Başkanı Şükrü Kutlu da 11 Mart tarihinde başlayan top-lu iş sözleşmesi müzakerelerinin 34 gün gibi kısa bir sürede tamamlandığını, Türk Telekom olarak sadece teknolojiye ve alt yapıya değil istihdama ve çalışanlara da yatırım yaptıklarını söyledi. Türk Telekom’un gibi 7 gün 24 saat hizmet veren bir şirkette çalışan memnu-niyetinin çok önemli olduğunu belirten Kutlu, toplu iş sözleşmesinde birinci yıl ilk 6 ay için yüzde 3,75, ikinci 6 aylık dönem için yüzde 3,5, üçüncü ve dördüncü altı aylık dönemler için yüzde 2,5 zam yapıldığını, ayrıca ikinci yıl oluşacak enflasyon farkının da ödenmesinin kararlaştırıldığını kaydetti. Türk Telekom’da son 3 yıl-da göreve başlayan teknikerlerden İstanbul’da çalışan-lara 200, Ankara ve İzmir’de çalışanları 170, diğer iller-de çalışanlara ise 150 liralık seyyanen artış yaptıklarını belirten Kutlu, ücret dışındaki sosyal haklarda da artırı-ma gittiklerini dile getirdi.

and efficiency. Approach of both companies and man-agement of unions affect to the lives of thousands of employees and their families. This study will be on the litterateur with not only its result but also time and pro-cess quality and create a precedent. In all this process, we adopted being fair but being fair is not mean to be equal to everyone. Starting from this point, instead ap-ply same rate to all of our employees, we focused to so-lution in order to our employees who get lower prices, get a higher rate of wage increase. “

WE MADE INVESTMENT TO HUMAN

Bozkurt indicated importance of investments on hu-man in order to sustain their leading role in telecom-munication sector and said: “Size of companies can’t be measured with its revenue or technological superiority; size is in accumulation and belonging of possessed hu-man resources. Being employee of Turk Telekom is be a part of strong culture, a large family which operating across Turkiye, leading to convergence and communi-cation technologies, give direction to our country’s tele-communications sector. All Turk Telekom’s employees feel privilege of working in company which is serving across the Turkiye, shedding light on the future, being in not only profitable regions but also snowy regions and keep service to this country more important than any kind of values. As all unit of Turk Telekom, we signed to very important success and international and national project with together in last year. We experienced to glad of being "The most valuable brand" of Turkiye with together in research of Brand Finance two years in a row. There are deep-rooted sense of unity and togeth-erness of Türk Telekom family and labor of our employ-ees behind this success.”

AGREEMENT IN 34 DAYS

Head of Human Resources Support and Regulation of Turk Telekom, Şükrü Kutlu stated that business collec-tive bargaining discussions which started at March, 11, is finalized in short time 34 days and as Türk Telekom they make investments to not only technology and in-frastructure but also employment and employees. Kutlu expressed that employee satisfaction who work at com-pany which service at 7/24 like Türk Telekom, is so im-portant in business collective bargaining agreement 3,75 percent raise for the first 6 months of first year, 3,5 percent raise for second 6 months of the first year and 2,5 percent for third and fourth semiannual period were determined, moreover paying difference in infla-tion for second year was decided. Kutlu emphasized that they have made raises on equal basis to technician who started to work in Turk Telekom in last 3 years, 200 TL for Istanbul, 170 TL for Ankara and Izmir 150 TL for other countries and they increased social rights as well as price.

67TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 70: Telekom Dünyası Nisan 2011

PTT’DEN SGK’YA HİBRİT POSTA DESTEĞİ

U nited post protocol was signed between PTT and Social Security Institution (SGK). According to this, information letters what sent by SGK to citi-

zen, will be sent by United Post System of PTT as hybrid mail anymore. By this way information of SGK will be sent in electronic environment and transmitted to citizen quickly by printing.

General Manager of PTT, Osman Tural and Presi-dent of SGK Emin Zararsız have joined to the signing ceremony of the protocol between PTT General Direc-torate and SGK. General Manager of PTT, Osman Tural has made a speech at the ceremony and stated that they started United Mail System with TTNET and Türk Telekom and they are on the last stage on interviews with Garanti Bank, İş Bank and some GSM operator about this system. He explained that, dispatch what is sent in elec-tronic environment, is sent printing centers in İstanbul, Ankara, İzmir or Mersin which is closest to consumer and transmitted from these centers after printing by using latest technology devices. Tural expressed that, by this way both of time and labor saving are provided. Tural mentioned that Revenue Administration’s information let-ters which are prepared with structuring for tax and debt premium, will be sent by using United Post System of PTT as well as SGK and said: “We will transmit dispatches of SGK as saving both time and price.” Tural emphasized that SGK will have 362 thousand TL saving in only cost of post thanks to this system and amount of saving will sig-nificantly increase by adding time and labor saving.

P TT ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) arasında birleşik posta protokolü imzalandı. Buna gö-re, SGK tarafından vatandaşlara gönderilecek

bilgilendirme mektupları artık PTT’nin, Birleşik Posta Sistemi ile yani hibrit mail olarak gönderilecek. Bu şe-kilde SGK’nin bildirimleri, elektronik ortamda gönde-rilecek ve daha sonra hızla basılarak vatandaşa ulaş-tırılacak.

PTT Genel Müdürlüğü ile SGK arasındaki protokolün imza törenine, PTT Genel Müdürü Osman Tural ile SGK Başkanı Emin Zararsız katıldı. PTT Genel Mü-dürü Tural, konuşmasında, Birleşik Mail hizmetini Türk Telekom ve TTNET gönderileriyle başlattıklarını anım-satarak, bu konuda İş Bankası, Garanti Bankası ve bazı GSM şirketleriyle görüşmelerinde de son aşamaya geldiğini kaydetti. Bu sistemde elektronik ortamda ile-tilen gönderinin, alıcısına en yakın olan İstanbul, Anka-ra, İzmir, Erzurum veya Mersin’deki baskı merkezlerine iletildiğini ve buralarda son teknoloji ürünü cihazlarda basılarak ulaştırıldığını anlattı. Tural, bu sayede hem za-man hem de iş gücü tasarrufu sağlandığını ifade etti. Tural, vergi ve prim borçlarına yönelik yapılandırmayla birlikte SGK’nın yanı sıra Gelir İdaresi Başkanlığı’nca hazırlanan bilgilendirme mektuplarının da Birleşik Pos-ta sistemiyle ulaştırılacağını kaydederek, “SGK gönde-rilerini hem süre hem de fiyat olarak tasarruflu şekilde ulaştıracağız” dedi. Tural, SGK’nın bu sistem sayesinde gönderilerin sadece posta harcamasında 362 bin TL’lik bir tasarruf sağlayacağını kaydederek, buna iş gücü ve

HYBRID POST SUPPORT BY PTT TO SGK

68

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 71: Telekom Dünyası Nisan 2011

HYBRID POST WILL BE AVAILABLE FOR CITI-ZEN

Tural stated that United Post System have daily 2,5 million capacity and they are using only one third of this. Tural also said that in this system they can transmit by printing one-day and they will transmit dispatches in 5 days within the scope of protocol with SGK. Tural emphasized that this system will be available for in-dividual usage in short time. Tural said:” We have the most modern printing houses of Turkiye. We have also unaddressed delivery service. We informed to all par-liamentary candidates, political parties, provincial and district presidencies that we can print and sent their in-troductory posts within the scope of The Supreme Elec-tion Board regulations.”

TIME AND LABOUR SAVING WITH HYBRID MAIL

President of SGK Emin Zararsız mentioned they have prepared information letter which will be sent to people owed to SGK within the scope of premium debt restruc-turing and they will sent these information letters to con-sumers with United Post System of PTT by providing time and labor savings. Zararsız said: “This system provides both labor and cost savings. There is a big difference between cost of this system and cost which we will pay in case of we make this delivery ourselves. Besides of costs, we can explain the issue to significantly part easier and we will be sure the dispatches are delivered.” Zararsız stated that they will be sent letter to 2 million people by this system. Zararsız emphasized that letters where kind of opportunities debtors will benefit from is written and addresses of debtors will be sent to PTT in electronic environment and feedbacks of printing letters, reproduc-tion, distribution, transportation to the address and deliv-ering of letters to addresses will be provided by PTT and by this way costs will be decreased.”

WHAT IS THE HYBRID POST?

United Post Project (The Hybrid Mail) system is put into service as of January 2010. With Hybrid Mail Proj-ect, all the bulk mail of institutions, enterprises and persons, such as bills, insurance policies, bank state-ments, brochures and greeting cards are received from the customer electronically by using PP seal or cancelling machine, the data is processed and trans-ferred to the closest print center to the destination point electronically in a fast and secure way, printed, enveloped and delivered to its addressee in the fastest way. Today in Ankara, Istanbul, Izmir, Mersin and Er-zurum print centers, due to the system using the latest technology with a strong infrastructure, the mails are delivered to their addressees by a much shorter way and correctly.

zaman tasarrufunun da eklenmesiyle tasarruf miktarı-nın büyük ölçüde artacağına dikkati çekti.

HİBRİT POSTA VATANDAŞA DA AÇILACAK

Tural, Birleşik Posta Sisteminin günlük 2,5 milyon kapa-siteye sahip olduğunu ifade ederek, bugün bunun sadece üçte birini kullandıklarını söyledi. Bu sistemde günü birlik baskı yapıp teslim edebildiklerini de belirten Tural, SGK ile imzaladıkları protokol kapsamında gönderileri 5 gün içerisinde teslim edeceklerini bildirdi. Bu sistemin kısa süre sonra bireysel olarak da kullanılabileceğini anlatan Tural, “Türkiye’nin en modern matbaaları bizde. Adressiz gönderi hizmetimiz de var. Tüm milletvekili adaylarına, partilerin il ve ilçe başkanlıklarına Yüksek Seçim Kurulu düzenlemeleri çerçevesinde tanıtım gönderilerini basıp dağıtabileceğimizi bildirdik” diye konuştu.

HİBRİT MAİL İLE ZAMAN VE İŞGÜCÜ TASARRUFU

SGK Başkanı Emin Zararsız da prim borçlarının yeni-den yapılandırılması kapsamında SGK’ya borçlu olanlara gönderilmek üzere yazı hazırladıklarını anımsatarak, bu gönderileri, PTT’nin Birleşik Posta Sistemiyle iş gücü ve zaman tasarrufu sağlayarak alıcılarına ulaştıracaklarını belirtti. Zararsız, “Bu sistem hem iş gücü hem de maliyet açısından avantaj sağladı. Bu işi bizim yapmamız halin-de karşılaşacağımız maliyetle böyle yapılması arasında çok büyük fark var. Maliyetin ötesinde çok ciddi sayıda bir kesime derdimizi rahat bir şekilde anlatabileceğiz, ulaştığına emin olacağız” dedi. Zararsız, bu sistem ile 2 milyon kişiye mektup göndereceklerini söyledi. Borçlu-ların hangi imkânlardan yararlanacağının yazıldığı mek-tupların ve borçluların adreslerinin elektronik ortamda PTT’ye iletileceğine dikkat çeken Zararsız, mektupların basılması, çoğaltılması, dağıtılması, adrese ulaşımı ve adrese ulaştı geri bildiriminin PTT tarafından yapılacağı-nı, böylece maliyetlerin düşeceğini dile getirdi.

BİRLEŞİK POSTA NEDİR?

Sistemi 2010 yılı Ocak ayı itibariyle fiilen hizmete ge-çen Birleşik Posta Projesi (Hybrid Mail) ile kurum, kuru-luş ve özel kişilerin; PP damgası ve ücret ödeme maki-nesi kullanarak, PTT’ye verdiği fatura, sigorta poliçesi, banka ekstresi, tebrik, broşür, kutlama, vb. toplu gönde-rileri, elektronik ortamda müşteriden alınıyor. Postalar, veri işlemesi yaptıktan sonra elektronik sistem üzerin-den, güvenli ve hızlı bir şekilde varış yerine en yakın baskı merkezlerine elektronik ortamda iletiliyor. Gönde-riler, burada basılıp, zarflanarak alıcısına olabilecek en hızlı şekilde ulaştırılıyor. Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin ve Erzurum’daki baskı merkezlerinde en son teknolojiyi kullanan güçlü alt yapıya sahip sistem ile basımı gerçek-leştirilen gönderiler, alıcılarına çok daha kısa yoldan ve doğru şekilde ulaştırılıyor.

69TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 72: Telekom Dünyası Nisan 2011

TESK İLE ASSİSTT ARASINDA İŞBİRLİĞİ

COLLABORATION BETWEEN TESK AND ASSISTT

C ollaboration protocol is signed between Turkey Con-federation of Tradesmen and

Artisans (TESK) and AssisTT which is customer service and call center com-pany of Türk Telekom. According the protocol, 2 million artisan connected with TESK will be able to benefit from guidance and information services of-fered by AssisTT after updating of their information. Thus customers, who call to 11818, will be able to reach to enter-prises what they want to take service, easily.

President of TESK Bendevi Pa-landöken and General Manager AssisTT Adil Zembat have joined to

signing ceremony which was held at head office of TESK. President of TESK Palandöken has made a speech at the ceremony, stated that getting service easily and quickly is an approach accepted worldwide with especially de-veloping telecommunication technologies. Palandöken expressed that tradesmen and artisans must keep step with these developing and hold their end up, mentioned that artisan must increase its customer group in order to be afloat in fast-growing and changing business life. Palandöken emphasized that approximately 2 million artisan connected with TESK will be take part in data of “118 18 Unknown numbers service” after updating

T ürkiye Esnaf ve Sanatkârları Kon-federasyonu (TESK) ile Türk Telekom’un müşteri hizmetle-

ri ve çağrı merkezi şirketi AssisTT arasın-da işbirliği protokolü imzalandı. Buna gö-re, TESK’e bağlı yaklaşık 2 milyon esnafın bilgilerinin güncellendikten sonra AssisTT şirketinin sunduğu rehberlik ve bilgi hiz-metleri servislerinden faydalanabilecek. Bu sayede, 11818’i arayan müşteriler, hiz-met almak istedikleri işletmelere kolayca ulaşabilecek.

TESK merkezinde gerçekleşen protokol imza törenine, TESK Başkanı Bendevi Palandöken ile AssisTT Genel Müdürü Adil Zembat katıldı. Burada konuşan TESK Genel Başkanı Palandöken, özellikle tele-komünikasyon teknolojisinin gelişmesiyle birlikte hizmete daha kolay ve hızlı ulaşmanın tüm dünyada kabul gören bir yaklaşım olduğunu söyledi. Esnaf ve sanatkârların da bu gelişmelere ayak uydurması ve üzerine düşeni yapması gerektiğini anlatan Palandöken, hızla gelişen ve değişen ticari hayatta esnafın ayakta kalabilmesi ve gelişmesi için öncelikle ulaştığı müşteri grubunu artırması gerektiğini ifade etti. İmzalanan protokolle, TESK’e bağlı yaklaşık 2 milyon esnafın bilgilerinin güncellendikten sonra “118 18 Bilinmeyene Numaralar Servisi” kayıtlarında yer alacağını belirten Palandöken, müşterilerin bu kayıtlarda yer alan es-nafa daha kolay ulaşabileceğini kaydetti. Palandöken,”’118

70

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 73: Telekom Dünyası Nisan 2011

of their information by this protocol and customers can reach these artisans which took apart in these data. Pa-landöken said: �Every customer who calls to 118 18, are also your potential customers. This protocol will provide easiness in connection for artisan and tradesmen. Citizen can reach closest grocer, soda fountain, taxi stand, bake house and a lot of artisan easily.”

REGISTERS WERE ACCORDING TO INDIVIDUAL

General Manager of AssisTT Adil Zembat, the proto-col of updating information of artisans in 188 18’ data is signed with TESK as a result of a collaboration which last-ed for a long time and said:” This protocol will contrib-ute to development of artisans and tradesmen what are backbones of our country.” Zembat expressed that com-munication between customer-vendor will be healthier and said: “Registrations are according to name gener-ally. Citizen who call us, ask name of company and want to learn closest grocer, restaurant..In this point we can’t right guidance. If tradesman and artisan update their in-formation in this direction, give their menus and details of their service, their customer potential will be increase significantly. Tradesman and artisans will see increasing of their customer clearly.”

Tradesman can update their information by calling 118 18 or through www.11818.com.tr costless. Guidance and information services are also provided by 118 18 as well as unknown number. The service operates 7/24.

18’i arayan her vatandaşımız aynı zamanda sizin potansiyel müşterinizdir. Bu protokol, esnaf ve sanatkârlara ulaşımda kolaylık sağlayacak. Vatandaş, bulunduğu yere en yakın bakkalı, büfeyi, taksiyi fırın ve daha birçok esnafa daha ko-lay ulaşacak” dedi.

KAYITLAR ŞAHSA GÖREYDİ

AssisTT Genel Müdürü Adil Zembat da, TESK ile uzun zamandır süren bir işbirliği sonucunda 118 18 veri taba-nında yer alan esnafın bilgilerinin güncellenmesi protoko-lünün imzalandığını belirterek, “Bu protokol, ülkemizin bel kemiği olan esnaf ve sanatkârlarımızın gelişimine önemli katkı sağlayacak” dedi. Zembat, mMüşteri-satıcı iletişimi-nin bu güncelleme ile daha sağlıklı olacağını kaydederken, “Kayıtlar genelde isme oluyor. Oysaki bizi arayan vatandaş işletme ismini soruyor, en yakın bakkalı, lokantayı... öğren-mek istiyor. O zaman doğru bir yönlendirme yapmamız söz konusu olamıyor. Eğer esnaf ve sanatkarlarımız verile-rini bu şekilde güncellerse, menüleri, verdikleri hizmetler gibi detayları da verirlerse müşteri potansiyelleri inanılmaz ölçüde artacaktır. Esnaf ve sanatkarlarımız bu güncelleme-lerin ardından müşteri artışını açık bir şekilde görecekler” diye konuştu.

TESK’e bağlı esnaflar 11818’i arayarak ya da www.11818.com.tr web sitesi üzerinden ücretsiz olarak bilgilerini gün-celleyebilecek. 11818 servisinden bilinmeyen numaraların yanı sıra rehberlik ve bilgi hizmetleri de sağlanıyor. Servis, 7 gün 24 saat hizmet veriyor.

71TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 74: Telekom Dünyası Nisan 2011

Eşref Günaydın

TELEKOM DÜNYASI: Türkiye first was acquainted with Tivibu and then IPTV. First of all, what is the dif-ference between these two technologies?

EŞREF GÜNAYDIN: You know that Tivibu is our frame brand now. At first, public was acquainted with this service trough Tivibu. We divided Tivibu into two as Tivibu Web and Tivibu Home. In fact, they are both basically internet-based television technologies. IPTV covers both in general sense as a technology. Because both of them is based on the principle of transmission of television broadcast signal over the inter-net network using the internet. Simply put, the most basic difference between them is that Tivibu Web service is dif-ferent from Tivibu Home in several ways. The first of these is their speed… Maximum speed of Tivibu Web service is 1 megabit/s... At the same time there is a system that ad-justs the speed according to the speed of the user. So if your

TELEKOM DÜNYASI: Türkiye ilk olarak Tivibu’yu tanıdı sonrasında IPTV çıktı. Öncelikle bu iki tek-noloji arasındaki fark nedir?

EŞREF GÜNAYDIN: Biliyorsunuz Tivibu artık çatı mar-kamız oldu. İlk başta kamuoyu bu servisi Tivibu ile tanımıştı. Biz Tivibu’yu Tivibu Web ve Tvibu Ev şeklinde ikiye ayırdık. Aslında temelde ikisi de internet tabanlı televizyon teknolo-jileridir. IPTV ise genel anlamda teknoloji olarak ikisini de kapsıyor. Çünkü ikisi de interneti kullanarak televizyon yayını sinyalini internet şebekesi üzerinden iletilmesi esasına daya-lı. Basitçe anlatmak gerekirse ikisi arasındaki en temel fark; Tivibu Web servisinin birkaç yönden Tivibu Ev’den farklı ol-masıdır. Bunların birincisi hızları… Tivibu Web servisimizin maksimum hızı 1 megabit/s. Aynı zamanda üzerinde hızını kullanıcının hızına göre ayarlayan bir sistem var. Dolayısıyla

There is a great demand related to the local channels. You know, the cost of a channel broadcasted via satellite is about 200 thousand dollars a year. This is a huge amount for local channels. The cost is much lower in IPTV.

Yerel kanallar ile ilgili çok fazla talep alıyoruz. Bildiğiniz gibi normalde uydu üzerinden yayın yapan bir kanalın yıllık yaklaşık maliyeti 200 bin dolar civarındadır. Yerel kanallar için çok büyük bir miktardır bu. IPTV’de yayın yapmanın maliyeti ise çok daha düşük.

72

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 75: Telekom Dünyası Nisan 2011

Eşref GÜNAYDINIPTV & Web TV İçerik Direktörü

IPTV & Web TV Content Director

connection speed drops, it adjusts its speed automatically. With this method, the broadcast is not interrupted. But it is naturally affected from the interruptions in the internet, since the broadcast is provided via the open internet. Our Tivibu Home service, launched as IPTV, is provided via separate line and is not affected from the internet. Besides, its image quality is much higher, because it is an application designed for large screens. The other is designed for a computer screen. Another difference is HD broadcast. There are HD broadcasts on Tivibu Home, but there is no HD broadcast on Tivibu Web, because much larger bandwidth is required for HD broadcast. Since there is no such a problem for IPTV, the broadcast quality is much higher. Another difference is quota… You know, all services on the web are services sub-jected to quota. In this regard, Tivibu Web is also classified among them. However, IPTV service is not subjected to quo-ta. Considering the position of services, Tivibu Home service is received through a box and depends on characteristics of the box. But the quality of Tivibu Web service varies accord-ing to the characteristics of computer, since it is provided entirely via the internet. Tivibu Home has interactive features and these features add value to this service. Since the web is already an interactive environment, I think interactivity on the web makes no sense. In addition, there are also common features; for example, “Rent and Watch” and “Choose and Watch” the contents etc.

TELEKOM DÜNYASI: What is the resolution of IPTV?

EŞREF GÜNAYDIN: By using the resolution of IPTV, you can watch real HD broadcast depending on the line you are using. Therefore, 7 Mbtps speed is required for normal publication and 12 Mbtps for HD broadcast. Of course, these speeds are in conjunction with internet speeds. In this re-

eğer bağlantı hızınız düşerse hızını kendisi ayarlıyor. Bu yön-temle kullanıcının yayınının kesilmemesini sağlamış oluyor. Fakat bir yandan da yayın açık internet üzerinden geldiği için doğal olarak internetteki kesintilerden etkilenebiliyor. IPTV olarak lanse ettiğimiz Tivibu Ev servisimiz ise ayrı bir hattan geldiği için internetten etkilenmiyor ve görüntü kali-tesi çok daha yüksek çünkü büyük ekranlar için tasarlanmış bir uygulama. Diğeri ise bilgisayar ekranı için tasarlandı. İkisi arasındaki farklardan bir diğeri ise Tivibu Ev ‘de HD yayınlar da var fakat Tivibu Web’te HD yayınlar yok çünkü HD yayın için çok daha büyük bir bant genişliği gerekiyor. IPTV de ise böyle bir problem olmadığı için yayın kalitesi çok daha yüksek. Farklardan bir diğeri ise kota… Biliyorsu-nuz web üzerindeki tüm hizmetler kota tüketen hizmetlerdir. Bu bakımdan Tivibu Web’te o kapsama giriyor. Fakat IPTV kota tüketen bir servis değil. Servislerin konumlandırıldığı yer açısından bakarsak Tivibu Ev hizmeti kutu ile alınan bir hizmet ve dolayısıyla kutunun bazı özelliklerine bağlı olarak çalışan bir servis. Tivibu Web ise tamamen internet üzerin-den çalıştığı için kelitesi bilgisayarın özelliklerine göre deği-şiklik gösterebiliyor. Tivibu Ev’de interaktif özellikler de var ve bu özellikler ona değer katıyor. Web zaten interaktif bir ortam olduğu için interaktiviteyi webte yapmanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Bunların dışında ortak özellikleri de var örneğin; içerikleri “Kirala izle”, “seç izle” gibi..

TELEKOM DÜNYASI: IPTV’nin çözünürlüğü nedir?

EŞREF GÜNAYDIN: IPTV’deki çözünürlüğümüz kullan-dığınız hatta bağlı olarak gerçek HD yayın izleyebiliyorsunuz. Dolayısıyla normal bir yayın için 7 Mbtps, HD yayın izleyebil-mek için ise 12 Mbtps hız gerekiyor. Tabi bu hızlar internet ile birlikte olan hızlar. Bu konuda sizin üye olduğunuz pake-tin hızı önemli değil. Hattınız bunu destekliyorsa daha düşük bir paket almış olsanız bile bu hızı sağlayabiliyorsunuz ve

73TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 76: Telekom Dünyası Nisan 2011

spect, the speed of package you are subscribed is not im-portant. If your line supports this speed, even if you buy low-er package you can get this speed and HD picture quality. When you apply to Tivibu House, you can learn whether your line support this service from our call center. All our boxes are HD-featured boxes. Therefore, users do not pay an extra fee to get a HD-featured box.

TELEKOM DÜNYASI: In fact, although they use dif-ferent technologies both IPTV and Tivibu have the dis-tinction of being the platform. There are a variety of platforms in Türkiye. Some of them make broadcast via satellite and some of them make broadcast via satellite as well as the internet. In addition, there are also platforms making broadcast via cable network. Considering all these, why IPTV?

EŞREF GÜNAYDIN: In this sector, it is said that “Con-tent is the king, technology is the queen.” Therefore, user will look at the content in the first place. In other words movie, sports content, series, documentaries, alterna-tive content, interactive content… IPTV technology used by Tivibu Home offers a new way to access and use the content. It differs from others with this method. What is this method? There are only TV channels in the common platform logic. Television channels are one-sided service, which do not offer too many choices actually. In the past, televisions are black-and-white, and there was only one channel. Then television became colorful and this was an option. After that the number of channels increased, and this was the second option. Remote control became avail-able as a different option. Now, we offer a new option and give you a chance to control the broadcast you are watch-ing. The first difference is the control… Tivibu Home offers this control under several headings. First of all, you can stop and rewind the broadcast you are watching. Second, there are optional broadcasts. Optionally broadcast cat-egories are available. This is called “video on demand” in the world. It offers an option to watch the broadcasts at any time.

Apart from this control, another feature of it is options… Without being dependant on the flow of broadcast, you have an option to choose from an extensive archive. At the same time, “watch again” option is also available. This service re-cords television programs on your behalf... Therefore, you can watch series, documentaries, programs a week retro-spectively. You have complete control over “watch again” property.

TELEKOM DÜNYASI: Is this archive created by channels themselves or by you?

EŞREF GÜNAYDIN: We create it. “Watch again” archive is prepared by taking into account the rating lists as well as user’s request. In order to provide this service, we make agreements with TV channels to not violate their broadcast

HD görüntü kalitesini alabiliyorsunuz. Tivibu Ev’ başvurdu-ğunuzda çağrı merkezinden hattınızın destekleyip destek-lemediğini öğrenebiliyorsunuz. Bizim bütün kutularımız HD özellikli kutular. Dolayısıyla kullanıcı HD özelliğe sahip bir kutu almak için ekstra bir ücret ödemiyor.

TELEKOM DÜNYASI: Aslında IPTV de Tivibu da teknolojileri farklı olmakla birlikte platform olma özelliğine sahipler. Türkiye’de çeşitli platformlar var. Bir kısmı yalnızca uydu üzerinden yayın yapar-ken bir kısmı hem uydu hem internet üzerinden ya-yın yapıyor. Bunun yanında bir kablo ağı ile birlikte yayın yapan da var. Bunları da göz önünde bulun-durduğunuzda neden IPTV?

EŞREF GÜNAYDIN: Bu sektörüde “İçerik kral, teknoloji de onun kraliçesidir” denir. Dolayısıyla kullanıcı en başta içeriğe bakacaktır. İçerikte ise film, spor içerikleri diziler, belgeseller, alternatif içerikler, interaktif içerikler... Tivibu Ev’in kullandığı IPTV teknolojisi aslında içeriğe erişimi ve onu nasıl kullanaca-ğınıza dair size yeni bir yöntem sunuyor. Asıl bu yöntem ile diğerlerinden farklılaşıyor. Bu yöntem de nedir? Bildiğimiz platform mantığında yalnızca televizyon kanalları var. Televiz-yon kanalları tek taraflı ieltim yapan, kullanıcıya aslında çok fazla seçenek sunmayan bir servis. Geçmişte televizyonlar siyah-beyazdı ve tek kanal vardı. Sonrasında ekran renklendi ve bu bir seçenekti. Daha sonra kanal sayısı arttı ve bu ikinci bir seçenekti. Uzaktan kumanda çıktı bu da farklı bir seçenekti. Biz bunlara yeni bir seçenek daha sunuyoruz ve diyoruz ki; iz-lediğiniz yayını siz kontrol edin. Temeldeki birinci farklılık kont-rol... Tivibu Ev kontrolü birkaç başlık altında yapıyor. Birincisi; hâlihazırda izlediğiniz yayını durdurup geri alabiliyorsunuz. Bir diğeri; isteğe bağlı yayınlar. İsteğe bağlı yayın kategorileri var. Dünyada “video on demand” adıyla kullanılır. Bu hizmet ge-nelde lüks otel ve uçaklarda verilir ve böylece biz lüks otel ve uçaklardaki konforu eve taşımış olduk. Bu da bize istediğimiz zaman izleme seçeneğini sunmuş oluyor.

Kontrolden sonraki bir diğer özelliği ise seçenek verme-si… Yayın akışına bağlı kalmadan geniş bir arşiv içerisin-den istediğinizi isleme seçeneği veriyor. Aynı zaman da “tekrar izle” seçeneği de sunuyor. Bu servis ise televizyon programlarını sizin adınıza kaydeden bir servis... Dolayı-sıyla kaçırdığınız bir diziyi, belgeseli, programı 1 haftalık geri dönük olarak izleyebiliyorsunuz. Bu tekrar izle özelliği üzerinde de tam kontrolünüz var.

TELEKOM DÜNYASI: Bu arşivi kanallar kendileri mi yapıyor yoksa siz mi yapıyorsunuz?

EŞREF GÜNAYDIN: Biz yapıyoruz. Tekrar izle arşivi şuan hem reyting listeleri hem de kullanıcıların istekleri göz önünde bulundurularak hazırlanıyor. Bu hizmeti vere-bilmek için televizyon kanallarıyla da onların yayın hakları-nı ihlal etmemek adına anlaşmalar yaptık. Dünyada yapılan araştırmalara göre tekrar izle servisleri mevcut televizyon yayınlarının izlenirliğini arttırmış durumda.

74

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 77: Telekom Dünyası Nisan 2011

rights. According to the researches in the world, “watch again” services have increased the ratings of current televi-sion broadcasts.

Added value provided by all of these features is the ease of use. So, all of these services carry the comfort of watching TV one step further. In this way, you can use your time more ef-ficiently and you have no concern such as not to miss series, documentaries or films. I think this is a feature that differenti-ates the television habits of television viewers and enhances its value. To summarize, it gives you the control in real sense, offers a choice and provides comfort.

Another feature contributing to the comfort is the user in-terface having the four-way navigation. Therefore, you can control not only through the numbers, but also right and left keys of remote control. While you are watching movies in the archive, you can choose normal standard image quality, Real 3D or HD quality. User can select the image quality. In addi-tion, you can watch the movie trailer before you buy it. We offer the latest movies within a very short time and in fact, piracy is reduced in a way.

TELEKOM DÜNYASI: Tivibu reached a large au-dience in a very short time. What is the situation for IPTV?

EŞREF GÜNAYDIN: For Tivibu Web, we had a slightly different strategy. Package costs on the Web are little more convenient. When we look at user profiles, user profile of Tivibu Home and Tivibu Web is different. Home service has a more complex technology. Home service can be provided where the speed is appropriate. But Web service can be pro-vided everywhere the internet is available. Therefore, there is a great deal of interest in this service… We have reached the number of users beyond our guess in both services.

So far, we have launched it in 30 provinces. To put sim-ply its technology, Tivibu Home service should be defined at your switchboard. In other words, we need to make the necessary infrastructure investment in that switchboard. Therefore, this service is unavailable in some areas. We have made infrastructure investment according to speed profiles and potential customers. When we receive such a great deal of interest, we need to increase the number of provinces. In our investment plan, we will make investments to increase the number of provinces from 30 to 81.

TELEKOM DÜNYASI: What are the package costs for IPTV now?

EŞREF GÜNAYDIN: In fact, it is same as with Tivibu Web. The first one is basic package valued at 9,9 TL and there are technology service, 3 HD channels, 78 channels and 100 movies in this package. The second package is 19,90 TL per month and includes 107 TV channels and more HD channels, choose and watch package and more than 1,000 content.

Tüm bu özelliklerin bize sağladığı katma değer ise kul-lanım kolaylığı. Yani televizyon izleme koonforunu tüm bu servisler bir adım ileriye taşımış oluyor. Böylece zamanınızı daha etkin değerlendirebilirsiniz, televizyon yayınlanan her-hangi bir dizi, belgesel, film gibi içerikleri kaçırmak gibi bir endişeniz de olmuyor. Bu da bence televizyon izleyicinin televizyon izleme alışkanlıklarını farklılaştıran ve onun değe-rini arttıran bir özellik. Özetleyecek olursak; kontrolü gerçek anlamda size veriyor, seçenek sunuyor ve konfor sağlıyor.

Konfora katkı sağlayan bir diğer özelliği ise dört yönlü navigasyon olan kullanıcı ara yüzü kullanıyorsunuz. Dolayı-sıyla kumanda da yalnızca sayıları kullanarak değil sağ ve sol tuşlarını kullanarakta kontrol edebiliyorsunuz. Arşivdeki filmleri izlerken de kullanırken normal standart görüntü kaltesinden, Real 3D ya da HD kalitesinde de izleyebilirsi-niz. Görüntü kalitesini kullanıcı kendisi seçebiliyor. Bunun yanında filmi satın almadan önce fragmanını da izleyebili-yorsunuz. Vizyona giren filmleri çok kısa bir süre içerisinde kullanıcımıza sunuyoruz ve bu aslında bir bakıma korsan kullanımı da azaltmış oluyor.

TELEKOM DÜNYASI: Tivibu ilk çıktığı zaman çok kısa sürede çok büyük bir kitleye ulaştı. IPTV’de du-rum nedir?

EŞREF GÜNAYDIN: Web’te biraz daha farklı bir stra-tejimiz vardı. Web’teki paket fiyatları biraz daha uygun. Kullanıcı profillerine baktığımız zaman Ev’deki kullanıcı profili ile Web’teki kullanıcı profili farklı. Ev servisinin daha kompleks bir teknolojisi var. Ev servisi hızın uygun olduğu yerlere verilebilen bir servis, diğeri ise internet olan her yere verilebilen bir servis. Bu bakımdan ilgi şuan bir hayli fazla… İki serviste de tahminlerimizin üzerinde kullanıcı sayıslarına ulaşmış durumdayız.

Şimdiye kadar 30 ilde lansmanını yapmış bulunmaktayız. Teknolojisini basitçe anlatmak gerekirse Tivibu Ev servisi-nin bağlı olduğunuz santralde tanımlı olması gerekiyor, yani bizim o santrale gerekli altyapı yatırımını yapmış olmamız gerekiyor. Dolayısıyla bazı bölgelerde bu servis kullanıla-mıyor. Bu bu santral yatırımlarını hız profillerine, potansiyel müşteriye göre yaptık. Dolayısıyla beklediğimiz üzerinden bir talep görünce bu il sayısını da arttırma ihtiyacı doğdu. Yatırım planımızda bu 30 ili 81 ile çıkarmak için yapılması gereken yatırım var.

TELEKOM DÜNYASI: IPTV’nin paket tutarları şuan nedir?

EŞREF GÜNAYDIN: Web ile aynı aslında. 3 farklı pake-timizi var. Biri giriş paketi aylık 9,9TL’ye ve içerisinde tek-noloji servisi, 3 tane HD kanal, 78 kanal, 100 adet film var. İkinci paketimiz aylık 19,90TL ve içerisinde 107 TV kanalı ve daha fazla HD kanal, seç-izle paketi, 1000’den fazla içe-rik var. Üçüncü paket ise 29,90 TL ve içerisinde 2,500 adet film, 107 tane TV kanalı var.

75TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 78: Telekom Dünyası Nisan 2011

The third package 29,90 TL per month and includes 107 TV channels and 2,500 movies.

TELEKOM DÜNYASI: What kinds of changes will oc-cur in the world of advertising and marketing thanks to this interactive TVs?

EŞREF GÜNAYDIN: We have demonstrated it at our launch. You can select the fixed or moving objects on TV and buy them. In other words, when you click an object hold by characters of TV series, you will able to choose “buy” op-tion and purchase that object. When we see them in mov-ies in the past, we called them as “future technologies� and now, they are available in Türkiye. It is possible give special ads according to user’s location, age group or occupational group the in IP-based system. In fact, we are familiar with this marketing logic in the internet. When you visit a webpage on the internet, you can see special ads according to your age, address etc. which you have specified at your profile. We can make the same thing at TV screen.

TELEKOM DÜNYASI: Your channels are mainly na-tional channels. IPTV is a highly suitable ground for the local channels. Is there any study on this subject?

EŞREF GÜNAYDIN: There is a great demand related to the local channels. You know, the cost of a channel broadcast-ed via satellite is about 200 thousand dollars a year. This is a huge amount for local channels. The cost is much lower in IPTV. But we also have some terms. Particularly the broadcast quality of local channels is low. Thus we expect a little better quality broadcasts and look forward a sustainable economy. Now we have five local channels.

It has also a regulative part. RTUK issued an IPTV regu-lation. According to this regulation, all channels whether it is local, regional or national need to receive IPTV license, and we are able to use the broadcasts of channels having this license. RTUK provides the necessary convenience and support in this respect. Türkiye is now gradually adapting to the new technologies with its regulatory foundations and its citizens and I think, we will never give up when we get used to them.

TELEKOM DÜNYASI: Looking at this momentum, when will you able to say “IPTVE has reached the tar-geted level”?

EŞREF GÜNAYDIN: We as TTNET have 6 million cus-tomers. We are able to provide this service to approximately 70% of our customers in terms of speed. In other words, we can access 2,5 million customers in 30 cities. Considering 500 thousand of them do not receive this service, our target is the reaming 2 million customers. In the first place, IPTV is a new service and we are trying to make people familiar with it. We focused on quality and speed. Therefore, it will not spread very quickly in the beginning.

TELEKOM DÜNYASI: Peki bu interaktif TVler sa-yesinde reklam ve pazarlama dünyasında ne gibi değişiklikler oluşacak?

EŞREF GÜNAYDIN: Lansmanımzda da göstermiştik. Te-levizyon üzerindeki sabit ya da hareketli objeleri işaretleyip bunlarıns atın alınmasını sağlayabiliyoruz. Yani televizyonda bir dizideki karakterin elinde olan bir nesneye tıkladığınızda “satın al” seçeneği çıkacak ve siz o nesneyi satın alabilecek-siniz. Eskiden filmlerde gördüğümüzde “geleceğin teknolo-jileri” diyorduk fakat bugün biz bunları Türkiye’de yapabilir duruma geldik. Sistem IP tabanlı olduğu için kullanıcının bulunduğu lokasyon, yaş gurubu, meslek gurubuna göre özel reklamlar da verilebiliyor. Aslında internetten aşina ol-duğumuz bir pazarlama mantığıdır bu. İnternette bir sayfa-ya girdiğinizde daha öncesinde kullandığınız yaş, adres vs.. bilgilerinden sizin profilinize yönelik ve size özel reklamlar çıkıyor. Biz de bunun aynısını ekranda yapabiliyoruz.

TELEKOM DÜNYASI: Kanallarınızın arasında daha çok ulusal kanallar var. IPTV yerel kanallar için son derece elverişli bir zemin. Bu konuda bir çalışmanız var mı?

EŞREF GÜNAYDIN: Yerel kanallar ile ilgili çok fazla talep alıyoruz. Bildiğiniz gibi normalde uydu üzerinden ya-yın yapan bir kanalın yıllık yaklaşık maliyeti 200 bin dolar civarındadır. Yerel kanallar için çok büyük bir miktardır bu. IPTV’de yayın yapmanın maliyeti ise çok daha düşük. Fakat bizim de bazı şartlarımız var. Özellikle yerel kanallarda ya-yın kalitesi düşük oluyor. Dolayısıyla biz de biraz daha ka-liteli bir yayın ve ayakta durabilir bir ekonomi bekliyoruz. Şuan 5 tane yerel kanalımız var.

Bunun bir de regülatif kısmı var. RTÜK bir IPTV yönet-meliği çıkardı. Bu yönetmeliğe göre de yerel, bölgesel ya da ulusal... Tüm kanalların IPTV lisansı alması gerekiyor ki biz de ancak IPTV lisansı olan kanakların yayınını kulla-nabiliyoruz. Bu konuda RTÜK gerekli kolaylığı ve desteği sağlıyor. Türkiye artık yavaş yavaş düzenleyici kuruluşuyla, vatandaşıyla bu yeni teknolojilere alışıyor ve alıştıkça da bence vazgeçemeyecektir.

TELEKOM DÜNYASI: Bu ivmeye bakarak ne za-man “IPTV olması gereken yere geldi” diyebilecek-siniz?

EŞREF GÜNAYDIN: Baktığımız zaman bizim TTNET olarak 6 milyon müşterimiz var. Bu müşterilerimizin yak-laşık %70’ine hız açısında bu hizmeti verebiliyoruz. Yani 30 ilde 2,5 milyon müşteriye ulaşabilir durumdayız. Bu raka-mın 500 bininin de bu hizmeti almadıklarını düşünürsek bi-zim asıl hedefimiz geriye kalan o 2 milyonluk kesimdir. İlk etapta bizim önplanda tuttuğumuz şey; IPTV yeni bir servis, insanlar bunu iyi tanısınlar. Daha çok kaliteye ve hıza önem verdik. Bu nedenle yayılma hızımız ilk zamanlarda çok yük-sek olmayacaktır.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

netas-ilan-telekom-dunyasi-cruise-A4-26042011.pdf 1 26.04.2011 12:19:28

76

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 79: Telekom Dünyası Nisan 2011

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

netas-ilan-telekom-dunyasi-cruise-A4-26042011.pdf 1 26.04.2011 12:19:28

Page 80: Telekom Dünyası Nisan 2011

“BAD NEWS ABOUT THE CORPORATE SEAL”

“KURUMSAL MÜHÜR’DEN KÖTÜ HABER VAR”

Hello Dearest Friends,

Nowadays, an intensive organization wind is blowing in information world. Before our main subject, I want to men-tion the recent activities. Information world tries to organize seminars and meetings before the summer and the listless-ness of upcoming selection. 18th Seminar for Managers of Data Processing Centre was one of the largest organizations in recent time. Around 600 IT specialists from public and private sector participated to this organization held in Aca-pulco Resort & Convention in Cyprus between 07-10 April 2011. With the help of bad weather conditions, there was an intense interest in panels and speeches. Especially, “Sectoral Impact of Information Technologies and Future Projections” panel managed by Turhan MENTEŞ; “Monitor, Measure, Fix, Improve: Standards” panel managed by Levent ÖZBAKAN; and Said NURHAN, Dr. Mehmet ÜNSOY and Mehmet AUF as speakers aroused a great interest. IT specialist had a chance

Merhaba Sevgili Dostlar,

Bu aralar bilişim dünyasında yoğun bir organizasyon rüzgârı esiyor. Yazımızın ana başlığındaki konuya değin-meden önce kısaca son dönemdeki organizasyonlardan söz etmek istiyorum. Yaz gelmeden, seçim rehaveti baş-lamadan bilişim dünyası seminer ve toplantılarını yapma-ya çalışıyor. En son yapılan büyük organizasyonlardan biri 18. Bilgi İşlem Merkezi Yöneticileri Semineri (BİMY’18)’ydi. 07-10 Nisan 2011 tarihleri arasında Kıbrıs Acapulco Resort & Convention’da düzenlenen organizasyona Kamu ve özel sektörden 600 civarı bilişimci katıldı. Biraz da kötü hava koşullarının yardımıyla panel ve konuşmalara yoğun ilgi-nin gözlendiği seminerde özellikle Sayın Turhan MENTEŞ yönetimindeki “Bilişim Teknolojilerinin Sektörel Etkisi ve Gelecek Öngörüleri” paneli, Sayın Levent ÖZKABAN yö-

78

Muzaffer Yıldırım

[email protected]

E-MAK@LE

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 81: Telekom Dünyası Nisan 2011

netimindeki “İzleyin, Ölçün, Düzeltin, Yükselin: Standartlar” paneli, davetli konuşmacılar Sayın Said NURHAN, Sayın Dr. Mehmet ÜNSOY ve Sayın Mehmet AUF oldukça büyük il-giyle izlendi. Türkiye Bilişim Derneği tarafından 18.si dü-zenlenen seminerde bilişimciler ayaküstü sohbetlerde ge-lişmeleri paylaşma ve kaynaşma şansı buldular.

Son günlerin önemli organizasyonlarından biri de 6 Ni-san 2011 Çarşamba günü İstanbul Point Otel’de gerçekleş-ti. Bu sene hem Kamuda hem de özel sektörde Doküman Yönetim Sistemi konusunda tam bir ilgi patlaması yaşanı-yor. Artık işlemleri ve iş süreçlerini elektronik ortama taşı-mak kaçınılmaz durumda, bu nedenle Doküman Yönetim ve Arşiv Sistemleri günümüzün en önemli konularından biri. Interpromedya tarafından düzenlenen etkinlikte Di-giturk, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Eyüp Be-lediyesi gibi başarılı Doküman Yönetim ve Arşiv projeleri-nin yanı sıra Başbakanlık Strateji Geliştirme Daire Başkanı Sayın Melik ÖZSÖZ tarafından Başbakanlık Bilgi ve Belge Yönetim Sistemi hakkında bilgi verildi. Başbakanlık perso-nelinin üstün çabalarıyla Sharepoint kullanılarak hazırlanan Sistem elektronik ve mobil imza ile çalışma özelliğine sa-hip. TSE standardına uygun olarak hazırlanan sistem tüm Kamu Kurumları için örnek olacak nitelikte.

Sevgili Dostlar, uzun zamandır size Kurumsal Mühür kavramından söz ediyorum. 5070 sayılı Elektronik İmza

to share the recent developments and to socialize in the 18th seminar, held by Informatics Association of Turkey.

One of the important organizations in the recent days was held on Wednesday 6 April 2011 at Istanbul Point Hotel. This year, there is an explosion of interest in Document Management System both in the public sector and the private sector. Now, it is inevitable to move operations and business processes to electronic media. Therefore, Document Management and Ar-chive Systems is one of the most important issues of today. In the event organized by Interpromedya, successful Document Management and Archive projects such as Digiturk, Istanbul Metropolitan Municipality, Istanbul Eyup Municipality were in-troduced and Melik ÖZSÖZ, head of Prime Ministry Strategy Development Department gave information about Prime Minis-try Information and Records Management System. The system, prepared by outstanding efforts of Prime Ministry personnel by using Sharepoint is capable of working with electronic and mobile signatures. The system prepared in accordance with the TSE standard will be an example for all public institutions.

Dear Friends, I am talking about the concept of Corporate Seal for a long time. Electronic signature is defined only for individuals Electronic Signature Law No. 5070. Yet, as the wet signature and stamp is used in paper environment, the same conditions are also needed in electronic environment. Other-wise, determination of the person using the electronic signa-

79TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 82: Telekom Dünyası Nisan 2011

80

E-MAK@LE

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

ture will be easy, but determination of the institution will be extremely difficult. The institution name or corporate powers is not stated in the certificates of persons and it is not expected anyway. Signature belongs to person and is used anywhere within the scope of powers of that person. Inclusion of institu-tion name and powers to the certificate will make the use of certificate difficult and it requires changing the certificate in each modification related to the institution or powers. Corpo-rate seal is not needed only for electronic documents with the personal signatures, but also for proving that corporate infor-mation belongs to that institution and this information has not been changed. For example, credentials of people are shared with the institutions by General Directorate of Population and Citizenship Affairs for years. But it is not possible to prove that this information has been published by that institution and has not been changed. If this information is shared with a corpo-rate seal, it will be much safer. In the same way, if the institu-tions demand the credential information by using corporate seal rather than the user name and password, much safer en-vironment will be provided. We are working for the enactment and widespread use of corporate seal working for a long time. In this context, corporate seal definition was added to “Draft Regulation on the Principles and Procedures to be Applied in Official Correspondence.” However, Information and Com-munication Technology Authority (ICTA) strongly opposes the corporate seal. As a result of the insistence of ICTA, descrip-tion of corporate seal was omitted from the draft regulation. I do not know the reasons, but I asked some questions ICTA about the subject. I will share their answers.

Dear friends, finally I want to share good news of Yusuf Çağlayan about ASBIS project carried out General Director-ate of Security. “Metin Tanış, head of IT Department of Gen-eral Directorate of Security, stated that they have reached millions of citizens through these services. Expressing that a very serious effort has been made in Türkiye in order to bring e-Government services together, Tanış underlined that General Directorate of Security makes the same effort in this regard. Tanış stated that the first phase of the project has been initialized in 1 May 2010 and gave the following information about the latest developments in ASBIS project: “The second phase of the project is ready. We will initiate it after the preparation of car manufacturers and importers. Citizens make a lot of vehicle registration transactions and wait in queues. There is a serious waste of time. We started planning this in 2006. ASBIS is a complete e-Government or-ganization integrating 15 different institutions.

Citizens will carry out the transactions through the notary if they buy second hand cars and through the car dealers if they buy second hand cars. For example, the buyer and the seller are going to the notary and put their signatures under the necessary documents. During this time, 1-month tempo-rary license is given by notary public until vehicle license will reach the hands of the citizens. They will not deal with the huge organization working at backstage. The transaction, lasted 3 days in the past, will be completed in 5 minutes. Therefore, we

Kanunu’nda elektronik imza sadece kişiler için tanımlanmış durumda. Oysaki kâğıt ortamda nasıl belgeye hem ıslak imza atılıp hem de kaşe vuruluyorsa elektronik ortamda da aynı koşulları sağlamak gerek. Aksi takdirde elektronik im-zayı atan kişiyi tespit etmek kolay ama kurumu belirlemek oldukça güç olur. Kişilerin sertifikalarının içinde genellikle kurum isimleri ya da kurumsal yetkileri yazmaz, yazması da beklenmez zaten. İmza kişiye ait bir şeydir ve kişi yet-kileri kapsamında istediği yerde kullanır. Sertifikanın içine kurum adı, yetki gibi kıstılar koymak hem kullanımı zor-laştırır hem de her kurum veya yetki değişikliğinde serti-fikanın değiştirilmesini gerektirir. Kurumsal mühür sadece kişisel imzalarla birleşecek elektronik dokümanlar için de-ğil aynı zamanda yayımlanan kurumsal bilgilerin o kuruma ait olduğunu ve değişmezliğini ispatlamak için tek başına da kullanılabilecek bir ihtiyaç. Örneğin yıllardır kişilerin kimlik bilgileri Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü (NVİ) tarafından kurumlarla paylaşılıyor. Ancak paylaşılan bu bilgilerin gerçekten NVİ’den yayımlandığı, değişmeden kurumlara ulaştığı konusunda bir ispat şansı yok. Bu bilgi-ler NVİ kurumsal mührüyle mühürlenip paylaşılsa çok da-ha güvenli ortam sağlanmış olacak. Aynı şekilde NVİ’den kullanıcı adı ve şifre kullanarak kimlik bilgisi talep eden ku-rumlar da taleplerini kurumsal mühür kullanarak yapsa çok daha güvenli bir ortama geçilmiş olacak. Kurumsal mühür konusunun tanımlanarak yasalaşması ve yaygın kullanımın sağlanması için uzun zamandır çalışıyoruz. Bu kapsamda kurumsal mühür tanımı “Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Taslağı”na eklenmişti. Ancak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) kurum-sal mühür konusuna şiddetle karşı çıkıyor. BTK’nın ısrarı ile kurumsal mühür tanımı Yönetmelik taslağından çıkarıldı. BTK’nın gerekçelerini bilmiyorum ama bu konuyu kendile-rine de sordum. Gelecek cevabı sizlerle de paylaşacağım.

Sevgili Dostlar, son olarak sizlerle Sayın Yusuf ÇAĞLAYAN’ın Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) ASBİS projesi hakkındaki sevindirici haberini paylaşmak istiyo-rum : “EGM Bilgi İşlem Daire Başkanı Metin Tanış, bu hiz-metler ile milyonlarca vatandaşa ulaştıklarını dile getirdi. Türkiye’de e-devletin hizmetlerinin tek kapıdan verilmesi için çok ciddi bir çaba gösterildiğini ifade eden Tanış, bu konuda EGM’nin de aynı çaba içerisinde bulunduğunun altını çizdi. ASBİS projesinin 1 Mayıs 2010’da birinci fazını devreye aldıklarını aktaran Tanış, ASBİS’teki son gelişme-lerle ilgili şu bilgileri verdi: “İkinci fazında da hazır durum-dayız. Üretici ve ithalatçı araç şirketlerinin hazırlanmasıyla devreye almış olacağız. Araç tescil işlemleriyle ilgili vatan-daş önceden bir sürü kapı dolaşıyordu, kuyruklarda sıra bekliyordu. Ciddi bir zaman kaybı vardı. Biz bunu 2006’da planlamaya başladık. ASBİS 15 farklı kurumun bütünleştiril-diği tam bir e-devlet organizasyonu. Vatandaş, ikinci el bir araç alacaksa noterle sıfır bir araç alacaksa sadece araç bayisi ile muhatap oluyor. Örneğin alıcı ve satıcı sadece notere gidiyor ve imzalarını atıyor. Bu süre içerisinde araç ruhsatı vatandaşların ellerine ulaşana kadar noter tarafın-dan 1 aylık geçici ruhsat veriliyor. Arkada çalışan devasa

Page 83: Telekom Dünyası Nisan 2011

81TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

will get much savings.” Emphasizing that ASBIS may be an ex-ample project in the world ASBIS, Tanış said: “Because Türkiye is a vast country, more than 1600 notary is able to carry out the transactions relate to the car sale. Since May 2010, sale of three million and three hundred thousand vehicles has been carried out on this system. All software of ASBIS was made by IT Department of General Directorate of Security. Notaries As-sociation has prepared its own interface.”

Tanış noted that delivery period is very short by compari-son with similar projects in the world. He continued his words as follows: “Passports are being delivered in about 1 month after the passport applications in similar projects around the world. This period is 3 days in Türkiye. Passports are being delivered within 3 days. In this respect, there is no gain in terms of time. These transactions lasted in one day in the past. But the point here is the security as an important gain… Our citizens using a normal passport were met with skepticism in foreign countries. They were subjected to long procedures, since the lack of security parameters. Our citizens are now capable of passing by holding their passports to the readers in many airports. Since the second-hand car component of ASBIS has been initiated on May 1, 2010:

- Cost paid by citizens for the transactions decreased from 450 TL to 20 TL.

- Time necessary for the transactions decreased from 3 days to 5 minutes.

- Within seven months: - Number of sales-registration transactions increased from

1,330,000 to 2,180,000.- 4,360,000 citizens benefited from the service.- 937 million TL remained in the pocket of citizens.- Citizens saved 6.5 million days.

Dear friends, that’s all about it for this month. Hope to see you next month. Take care of yourself…

organizasyonla vakit kaybetmediği ve daha önce 3 gün-de tamamlanan bu işlemin 5 dakikada bittiği düşünülürse çok büyük bir tasarrufun sağlandığını ortaya koyabiliriz.” ASBİS’in dünyaya da örnek olabilecek bir proje olduğunu vurgulayan Tanış, “Çünkü Türkiye çok büyük bir ülke, bin 6 yüzün üzerinde noter bugün araç satışı yapabiliyor. Mayıs 2010 tarihinden bugüne 3 milyon 3 yüz bin araç satışı bu sistem üzerinde gerçekleştirildi. ASBİS’in bütün yazılımları EGM Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından yapıldı. Noter-ler Birliği de kendi arayüzünü hazırladı” şeklinde konuştu.

Tanış, dünyadaki benzer projelere göre teslimat süresi-nin de oldukça kısa olduğuna dikkat çekti. Tanış sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Dünyada benzer projelerde pasaport başvurularının ardından yaklaşık 1 ayda pasaportlar teslim ediliyor. Türkiye’de bu süre 3 gün, pasaportlar 3 gün içinde üretilip ulaştırılıyor. Burada vatandaşlarımızın süre açısın-dan bakarsanız kazancı yok. Eskiden bu işlem bir günde gerçekleştirilebiliyordu. Ancak burada daha önemli olan kazanç noktası güvenlik… Daha önce normal pasaportla yurtdışına çıkan vatandaşlarımız şüphe ile karşılanıyordu. Güvenlik parametreleri az olduğu için bekletiliyordu. Bir-çok havaalanında artık vatandaşlarımız pasaportlarını sa-dece okuyuculara tutarak geçiş yapabiliyor.” ASBİS’in ikin-ci el araç bileşeninin 1 Mayıs 2010 tarihinde uygulamaya alınmasından itibaren, bir işlem için;

- Vatandaşa maliyeti 450 TL’den 20 TL’ ye indi.- Harcanan zaman 3 günden 5 dakikaya indi.- Yedi ay içerisinde; - Satış-tescil işlem sayısı 1.330.000’den 2.180.000’e çıktı.- 4.360.000 vatandaş hizmetten yararlandı.- 937 Milyon TL vatandaşın cebinde kaldı.- Vatandaşlar zamandan 6.5 Milyon gün tasarruf sağladı.”

Sevgili Dostlar, bu aylık bu kadar. Gelecek ay görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın…

Page 84: Telekom Dünyası Nisan 2011

HUAWEI, AR-GE MERKEZİNDE GELİŞTİRDİĞİ PROJELERİ DİĞER

ÜLKELERE İHRAÇ ETMEYE BAŞLADI

HUAWEI STARTED TO EXPORT PROJECTS DEVELOPED AT R&D CENTERS

H uawei is continuing to in-vestments for Istanbul R&D center. Huawei has 20 R&D

centers across the world and the half of its 100,000 employees work in this field and the company locate more than %10 of revenue for R&D centers. General Manager of Huawei Tur-kiye Philip Zhihui Liang has made a speech at the R&D annual evalua-tion meeting and stated that Turkey

is a crucial base for Huawei in meeting the demands of countries in Europe, Central Asia and BDT because Turkiye is close to these countries. Liang continued as follows: “Huawei a leading company to provide new generation telecommunication solutions to operators across the world.. Huawei offers service to 45 of the world’s leading telecom operators and has users in more than 140 countries across the world. We con-tribute directly or indirectly to infrastructure, sectors and economies of countries where we are serving with our workings. We are serving with this responsibility and mission in countries where we are operating. As a global company, investment of Huawei in Turkiye has a value as a reflection of our commitment to Turkiye. We are developing projects to different countries of the worlds in R&D center in Turkiye and in the other words we export projects.”

The company invested nearly $15 million in its R&D

Huawei, İstanbul Ar-Ge Merkezi için yatırımlarına devam ediyor. Dünya genelinde 20 Ar-Ge merkezi bu-

lunan Huawei’nin, toplam 110.000 çalışanı-nın yarısı bu alanda çalışıyor ve şirket her yıl gelirlerinin %10’undan fazlasını Ar-Ge faaliyetlerine ayırıyor. Ar-Ge Merkezi yıllık değerlendirme toplantısında konuşma ya-pan Huawei Türkiye Genel Müdürü Phi-lip Zhihui Liang, Türkiye’nin; Avrupa, Orta Asya ve BDT ülkelerine yakın olması nede-niyle bu bölgelerdeki müşterilerin ihtiyaç ve taleplerini karşılama açısından kendileri için çok önemli bir üs ol-duğunu belirtti. Liang şöyle devam etti: “Huawei, dünya-nın dört bir yanındaki operatörlere yeni nesil telekomü-nikasyon çözümleri sağlamada lider bir şirket… Şu anda 140’dan fazla ülkede dünyanın önde gelen 50 operatörü-nün 45’ine, dünya çapında iki milyarı aşkın kullanıcısıy-la birlikte hizmet sunuyoruz. Tüm dünyadaki faaliyetleri-mizde, bulunduğumuz ülkelerin altyapısına, sektörlerine ve ekonomilerine doğrudan ve dolaylı olarak katkıda bu-lunuyoruz. Var olduğumuz ülke ve bölgelerde de bu so-rumluluk ve misyonla faaliyet gösteriyoruz. Huawei’nin global bir şirket olarak Türkiye’ye yaptığı Ar-Ge yatırımı, Türkiye’ye verdiğimiz önemin bir yansıması olarak değer taşıyor. Türkiye’deki Ar-Ge Merkezimiz ile dünyanın farklı ülkelerine yönelik proje üretiyor; bir anlamda proje ihraç ediyoruz.”

Ar-Ge Merkezi’ne geçen yıl yaklaşık 15 milyon dolarlık

82

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 85: Telekom Dünyası Nisan 2011

center last year, Director of Huawei Turkiye Kamil Şahin said, adding that they expected to invest $25 mil-lion this year and stated that the company also aims to employ more engineers in the research center.

Şahin expressed that they develop technologies of the future with their R&D vision and power and they opened second largest international R&D center of the world in İstanbul and continued his speech as fol-lows: “Almost half of total Huawei’s employees work in Huawei R&D center which accredited feasibility at the country standards with R&D license taken from Ministry of Industry and Trade at 2010, July. Our R&D center carries out a lot of innovative projects. In last 1 year our engineers have worked overtime more than 500,000 hours. We have intensive training programs for our engineers in order to contribute both to skills development and achieve our aim of excellence on our projects.

Kamil Şahin stated that as Huawei Turkiye R&D Cen-ter, they have undertaken the responsibility for devel-oping software in Europe and the CIS region, in addi-tion to Turkey and continued as follows: “We produce projects here for more than 20 counties. Our teams which work on different product/technology more than 10 in our R&D center, signed to a lot of projects. Until today, we have sent more than our 150 employees to our headoffice in Chine in order to technical educa-tion. A big part of projects in Turkiye are developed for operators outside of Turkiye. Almost all of our rev-enues are provided by international projects.”

yatırım yaptıklarını, 2011’de de 25 milyon dolar civarında bir yatırım gerçekleştirmeyi öngördüklerini belirten Hu-awei Türkiye Ar-Ge Merkezi Yöneticisi Kamil Şahin, 2011 yılında daha fazla mühendisin Ar-Ge merkezinde istihdam edilmesini planladıklarını belirtti.

Tüm dünyada sahip oldukları Ar-Ge vizyonu ve gücü ile yarının teknolojilerini geliştirdiklerini ve bu bakış açısıyla en büyük ikinci uluslararası Ar-Ge merkezlerini İstanbul’da aç-tıklarını ifade eden Şahin sözlerine şöyle devam etti: “Tem-muz 2010’da Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan almış oldu-ğumuz Ar-Ge lisansı ile ülke standartlarında da geçerliliği onaylanan Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi’nde bugün, Hu-awei Türkiye’nin toplam çalışan sayısının neredeyse yarısı görev yapıyor. Ar-Ge Merkezimiz, pek çok yenilikçi projeyi hayata geçiriyor. Son 1 yılda mühendislerimiz 500.000 saat-ten fazla mesai yaptılar. Mühendislerimiz için hem yetenek-lerinin gelişimine katkı sağlamak, hem de projelerimizde mükemmellik hedefimize ulaşmak için yoğun eğitim prog-ramları uyguluyoruz.”

Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi olarak, sadece Türkiye’nin değil tüm Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)’nin yazılım geliştirme sorumluluğunu üstlendiklerini belirten Kamil Şahin; “Burada 20’den fazla ülkeye proje üretiyoruz. Ar-Ge Merkezimizde 10 farklı ürün/teknoloji grubunda ça-lışan ekiplerimiz, uzmanlık alanları çerçevesinde çok sayıda projeye imza attılar. Bugüne kadar 150’den fazla çalışanımı-zı teknik eğitim almak üzere Çin’deki genel merkezimize gönderdik. Türkiye’deki projelerimizin büyük bir çoğunluğu Türkiye dışındaki operatörler için geliştiriliyor. Gelirlerimizin neredeyse tamamı uluslararası projelerden geliyor” dedi.

83TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 86: Telekom Dünyası Nisan 2011

HUAWEI KENDİ MARKASIYLA TÜRKİYE’DE“HERKESE ANDROID TELEFON”

Android tabanlı telefonlarıyla dünyanın en büyük ilk 5 üreticisinden biri olan Huawei, Google işbirliğiyle üret-tiği dünyanın ilk “hesaplı ve ulaşılabilir” HSDPA Android 2.2 akıllı telefon modeli IDEOS’la, “Cep telefonu yerine herkese Android akıllı telefon” önererek Türkiye pazarı-na girdi. Bugüne kadar 100 milyonun üzerinde cihaz üre-ten Huawei, IDEOS’la küresel pazarda lansman sonrası ilk 3 ayda 1 milyonun üzerinde sattıktan sonra Türkiye pazarında da fiyat/performans dengelerini değiştirerek “devrim” yapmaya hazırlanıyor.

Türkiye pazarına iki farklı modelle giren Huawei, baş-langıç seviyesi olarak tanımladığı IDEOS Android 2.2 modelini 399 TL’den, daha fazla özelliğe sahip Huawei IDEOS X5 Android 2.2 modelini ise 599 TL’lik satış fiya-tıyla tüketiciye ulaştırarak, “10 Milyon Kulübü”nü hedef-liyor.

Toplantıda bir konuşma yapan Huawei Türkiye Genel Müdürü Philip Zhihui Liang, Türkiye’de akıllı telefon penetrasyonunun ha-len Avrupa ve Amerika’nın geri-sinde olduğunu belirterek, şunla-rı söyledi: “Biz 2011 yılında akıllı telefon payının daha hızla büyü-yerek artacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede daha geniş kitleleri piyasaya sunacağımız ulaşılabilir, hesaplı akıllı telefonlarla buluştu-rarak Türkiye’de rakiplerimizden farklılaşacağız.”

Huawei Türkiye Cihaz Yönetimi Pazarlama Direktörü Bilgin Demir de toplantıda bir konuşma yaptı. Türkiye’deki satış adetlerini yük-selterek pazar payında aktif rol alan bir marka olmayı hedefle-diklerini söyleyen Demir, sözle-rini söyle sürdürdü: “Huawei Tür-kiye olarak 2011 yılı hedefimizi, Türkiye’de kendi markamıza yatı-rım yapmak ve IDEOS ürün ailesi ile geniş kitlelere kaliteli ve ulaşı-labilir cihazlarımızı sunmak olarak belirledik. Huawei cihazları tasar-lanırken, müşteri talep ve ihtiyaçları göz önünde bulun-duruluyor ve kullanım kolaylığı sağlanarak piyasaya su-nuluyor. Küresel ölçekte mobil geniş banttaki % 55’lik pazar payı liderliğimizin getirdiği deneyimiz, Huawei sahip olduğu Ar-ge gücü ve cihaz üretimlerini yaptığı-mız 400’ü aşkın iş ortağımızdan öğrendiklerimizle, kişi-ye özel üretim yapabilme yeteneğine sahibiz.”

HUAWEI IN TURKIYE WITH ITS OWN BRAND“ANDROID PHONE TO EVERYONE”

Huawei which is one of the biggest 5 manufacturer with Android-based phones, entered to Turkish market by offering “Android phone to everyone instead of mo-bile phone” with Android 2.2 HSDPA smart phone model IDEOS what is the first “affordable and accessible” devel-oped with collaboration with Google.

Until today, Huawei developed devices more than 100 million, is preparing with IDEOS to make “reform” in Turk-ish market by changing balance of price/performance af-ter selling more than 1 million unit in three months after global launching.

Huawei which entered to Turkish market with two dif-ferent model, aims “10 Million Club” by offering IDEOS Android 2.2 model as a begining level for 399 TL and Huawei IDEOS X5 Android 2.2 model which has more fea-tures, for 599 TL to customers.

Turkiye General Manager of Huawei, Philip Zhihui Li-ang stated that smart phone penetration in Turkiye is still be-hind of Europe and USA and con-tinued as follows: “We think that smart phone share will increase in 2011by growing faster. Within this scope, we will become dif-ferent than our competitors by meeting larger mass with acces-sible, affordable smart phones which will be offered by us, in Türkiye."

Huawei Turkiye Device Man-agement Marketing Director Bil-gin Demir has made a speech at the meeting. Demir stated that they aim to be a brand which has more active role in market share by increasing sales volume in Turkiye and continued a follows: “As Huawei Turkiye, we deter-mined our 2011 target as invest to our brand in Turkiye and offer our high quality and accessible devices to large mass with IDEOS product family. While devices of

Huawei are designed, demand and needs of customers are considered and offered by providing ease of use. We have a capability to make personal produce with our knowledge we get from our more than 400 partnerships which we make device manufacturing with, R&D power of Huawei and experience which we get from our leadership with %55 in global mobile broadband.”

84

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 87: Telekom Dünyası Nisan 2011

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 88: Telekom Dünyası Nisan 2011

Although it is not common as before, criticism and accu-sations such as “doing a disservice to the state…” or “doing a disservice to the public…” still exist.

Of course some of them are fair. For those fair ones, ad-ministrative investigations and legal processes are carried out.

Unfortunately, the number of unfair accusations cannot be underestimated...

Those who make such accusations always wait for an opportunity.

When a job being carried out by the public staff is begun to be carried out by the private sector or when a commod-ity of good quality is purchased with a slightly higher price, rather than purchasing a cheaper commodity of poor qual-

“Devleti zarara uğratmak…” , “kamuyu zarara uğratmak…” gibi eleştiri ve ithamlara eskiye göre azalmış da olsa yine rastlanıyor.

Bu eleştirilerin içinde haklı olanlar elbette vardır. Haklı olanları için idari soruşturmalar ve hukuki işlemler zaten yapılır.

İthamların içinde haksız olanlar ise maalesef hiç de küçümsenmeyecek oranlarda...

Bu ithamcılar her zaman fırsat kollar.

Devlet kadroları aracılığı ile yapılan bir işin özel sektöre yaptırılmaya başlanıldığında, ya da; ucuza kalitesiz bir malın alınması yerine kaliteli bir malın biraz yüksek fiyata

Devleti Zarara Uğratmak (!)Doing a Disservice to the State (!)

86

[email protected]

Mehmet Taşaltın

TARAFSIZ GÖZLEM

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 89: Telekom Dünyası Nisan 2011

alınmasında ise bahane ortaya çıkmış olur

***

İthamlar bazen sadece sözlü seviyede gevezelik olarak kalır. Bazen de yazılı hale gelir. Hatta siyasete gündem bile oluşturur.

Bu bahanelerin gerçek sebebi daha çok 1960’lı ve 1970’li yıllardaki yani soğuk savaş dönemlerinde Türkiye’de hâkim olan devletçi yaklaşımın ve o atmosfer içinde yapılan eğitimlerin beyinlerdeki kalıntılarıdır. Bu kalıntıların tamamen silinmesi zamana ihtiyaç gösterecek-tir. Sözün kısası biraz daha sabretmek gerekecek.

***

Zamanında ödenmediği için daha sonra alacaklı-•ya ilave faiz ödenmesi,

Döviz kur farkından dolayı alacaklısına fazla öde-•nen TL. ,

gibi konularla “devleti zarara uğratma(!)” ithamların gerçek sebebi ise basit kıskançlık ya da siyasi fanatikliktir.

***

Haksız itham korkusu, çalışanın cesaretini kırar. Kor-kan kişi, cesur projeler yerine günlük sıradan konularla zamanını ve enerjisini tüketir.

***

İtham sahipleri kendi kimliklerini yazacak kadar mede-ni ve karakter sahibi olmazlar.

***

Sahte isimlerle yazılmış mektupları tahkikata sevk eden

ity, opportunity for such accusations emerges.

***

Sometimes these accusations remain only at the verbal level as chattering. Sometimes they are expressed in written forms. In fact, they create the agenda in politics.

The real reason of these accusations is the statist ap-proach prevailing in Türkiye especially during 1960s and 1970s, in other words the period of cold war. The remains of education in this atmosphere still exist in the brains. It takes time to delete these remains fully. In short, we have to be patient a little more.

***

Payment of additional interest to the creditor due •to not making payment on time,

Making more payment due to the difference in •currency exchange rate…

In such issues, real reasons of “doing a disservice to the state (!)”are simple jealousy or political fanaticisms.

***

Fear of unfair accusations discourages the employee. People who fear consume their time and energy for the ordinary daily subjects instead of bold projects.

***

Those who make these accusations are not civilized or character-wise enough to write their own identities.

***

Top managers who begin to investigate the letters written

87TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 90: Telekom Dünyası Nisan 2011

with fake names or internal audit employee who carries out the investigations as a serious event encourage the accusers and open up new unfair accusations unintentionally.

***

Investigations carried out for “doing a disservice to the state…” accusations are sometimes transformed into a cartoon.

Here is an example from 1980s:

In the late 1980s...

Those days, pay phones were working with coin...

There were around 100 pay phones at the old bus termi-nal in Ankara. In colloquial speech, they were “working like a mink.”

There was a Post Office branch in the terminal build-ing. There were plenty of coins in that branch. The coins can be seen almost from the windows of that branch.

But the black market coin dealers almost seized the bus terminal in an organized manner.

Their pockets were full of coins... They were screaming all over the terminal to sell coin. Citizens did not aware of in the Post Office branch or think that “as it is sold at the black market, there is no coin at PTT”.

Municipal officers could not make anything (since black marketeers do not occupy a space).

Polices also could not intervene because it is not a crime within the scope of their duty area.

Citizens immediately turned the wheel and said: “Post Office officials have an agreement with black marke-teers”.

Finally, legal portable coin dealership was provided to private parties at the bus terminal. Black marketeers disappeared. Coins were sold with the normal fee.

But it was not last long…

A letter of complaint...

A review and report of the inspector:

The report is interesting: “Although there is a Post Of-fice branch at the terminal, administrators encourage the sale of coins through portable coin dealership. But, portable coin dealers take a commission from the sale of coins. It is doing a disservice to the state… etc, etc…”

üst yöneticiler ya da vahim bir olay seviyesinde tahkikat yapan denetim elemanları ise itham sahiplerine cesaret verir. Farkına varmadan yeni haksız ithamların önünü açar.

***

“Devleti zarara uğratma(!)” ithamlarına yapılan işlemlerin bazen bir karikatüre dönüştüğü de olur.

İşte 1980’li yıllardan bir örnek:

1980’li yılların sonları…

Ankesörlü telefonların tamamen jeton ile çalıştığı yıllar…

Ankara’nın eski otobüs terminalinde 100’ e yakın ank-esörlü telefon var. Elde edilen gelir halk deyimi ile “adeta darphane gibi...”

Terminal binası içinde bir PTT şubesi var. Bu şubede bol miktarda jeton da var. Hem de vitrinde kolayca görünecek şekilde

Ama karaborsa jeton satıcıları organize bir şekilde tüm otobüs terminalini adeta ele geçirmişler.

Cepleri jeton dolu… Terminalin her yanında bağıra bağıra karaborsa jeton satılıyor. Vatandaş ise PTT şubesini ya fark etmiyor, ya da“karaborsa satıldığına göre PTT’de yoktur” zannediyor.

Belediyenin zabıta ekipleri, (karaborsacılar bir mekân işgal etmediği için) işlem yapamayacaklarını söylüyor.

Polis ise polisin görev alanına giren bir suç olmadığı gerekçesi ile müdahale etmiyor

Vatandaş ise hemen ucuz bir tahmin yaparak “PTT memurlarının karaborsacılarla ilgisinin olduğunu” söy-leyiveriyor.

Sonunda otobüs terminali içinde özel şahıslara legal seyyar jeton bayiliği verildi. Ve karaborsacılar kayboldu. Jetonlar normal ücret ile satılmaya başlandı.

Başlanmasına başlandı ama:

Hemen şikâyet mektubu…

Bir müfettişin konuyu incelemesi ve raporu:

Rapor ilginç : “terminal içinde PTT şubesi olduğu halde idareciler seyyar bayi üzerinden jeton sattırıyorlar. PTT şubesinde satılsaydı bayiye verilen komisyon devlette kalacaktı. Bayinin aldığı komisyon miktarı kadar devlet zarara uğratılmıştır… vs vs..”

88

TARAFSIZ GÖZLEM

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 91: Telekom Dünyası Nisan 2011
Page 92: Telekom Dünyası Nisan 2011

Murat Özer

TELEKOM DÜNYASI: Türkiye is a partner country of CeBIT held in Germany and we have seen a different kind of CeBIT by comparison with other years. First of all, how was CeBIT in which Türkiye is partner?

MURAT ÖZER: CeBIT was very productive this year both in terms of Türkiye’s IT sector and CeBIT Bilisim Eurasia 2011 fair. Türkiye had approximately 4500 square meters as a net area. The organization was held with the contribution of Istanbul Chamber of Commerce which is the partner of Deutsche Messe. Participation of our Prime Minister to the opening ceremony as a partner country influenced both German media and European media. It was emphasized in the entire world press for days that Türkiye is not a coun-try buying ICT, but also a country producing ICT. This was a very important issue for us. Almost exactly 50 years ago, an important part of the young population in Türkiye went to

TELEKOM DÜNYASI: Bu yıl Türkiye Almanya’da gerçekleşen CeBIT’in partner ülkesiydi ve diğer yıllardan daha farklı bir CeBIT gördük bu yıl. Önce-likle Türkiye’nin partner olduğu CeBIT nasıl geçti?

MURAT ÖZER: Bu yıl CeBIT hem Türkiye’nin bilişim sektörü açısından hem de CeBIT Bilişim Eurasia 2011 fuarı açısından çok verimli geçti. Net alan olarak yaklaşık 4500 m2’lik bir Türkiye alanı gördük. Organizasyon Deutsche Messe’nin iş ortağı olan İstanbul Ticaret Odasının da katkıla-rıyla düzenlendi. Partner ülke olarak başbakanımızın açılışa katılmasıyla gerek Almanya medyasında gerekse de Avrupa medyasında çok büyük ses getirdi. Türkiye’nin artık yalnızca bilişim satın alan ülke olmadığı aynı zamanda bilişim üreten ülke olduğu da tüm dünya basınında günlerce vurgulandı. Bu bizim için çok önemli bir konuydu. Bundan neredeyse

CeBIT Synergy Summit will be a parallel event in which business world and IT industry professionals, NGOs, academics, politicians and public institutions will come together at the conferences, seminars and panels.

CeBIT Sinerji Zirvesi iş dünyası ve bilişim sektörünün profesyonellerini STKlar, akademisyenler, politikacılar ve kamu kuruluşlarıyla ev sahipliği yapacak konferanslar, seminerler ve panellerin yer aldığı CeBIT Bilişim’e paralel bir etkinlik olacak.

90

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 93: Telekom Dünyası Nisan 2011

Murat ÖZERCeBIT Bilişim Eurasia Fuar DirektörüFair Director of CeBIT Bilişim Eurasia

work in factories in Europe, especially Germany on March of 1960. Exactly 50 years later, Türkiye is a country producing and selling information and technology in Germany on the same month.

TELEKOM DÜNYASI: In the meantime, some of the famous German electronic companies has passed into hands and some of the new owners is Turkish. What do you think about this?

MURAT ÖZER: German Chancellor Merkel has also stat-ed that there are more than 30 thousand Turkish employers or employers of Turkish origin in Germany and stressed that the number of employers in the field of the technology and IT industry is rapidly increasing. This is a very promising de-velopment both for the second generation in Germany and for exporting companies.

TELEKOM DÜNYASI: CeBIT in Germany was suc-cessful for Türkiye, as far as we have seen. So, how will be the reflections of it to CeBIT 2011 that will be held in Türkiye in October?

MURAT ÖZER: CeBIT Bilisim is a leader organization both as a fair and with the events in its content in the field

tam 50 yıl önce 1960’ların Mart ayında Türkiye’deki genç nüfusun önemli bir kısmı Avrupa’ya özellikle de Almanya’ya fabrikalarda işçi olarak çalışmak için gitmiş. Bundan tam 50 yıl sonra yine aynı ayda Türkiye Almanya’da bilgi ve teknoloji üreten ve satan ülke konumundaydı.

TELEKOM DÜNYASI: Bu arada ünlü Alman elekt-ronik firmalarının bazılarının el değiştirdiğini ve bunların bazılarının yeni sahiplerinin Türk olduğunu görüyoruz. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

MURAT ÖZER: Alman Başbakanı Merkel’in de açıkla-dığı bir konu vardı; Almanya’da 30 binin üzerinde Türk veya Türk kökenli Alman işverenlerinin olduğunu ve bu işveren-lerin arasında teknoloji ve bilişim sektöründe olanların sayısının hızla arttığını vurguladı. Bu da hem Almanya’da ki ikinci nesil için hem de ihracatçı firmalar için çok umut verici bir gelişme.

TELEKOM DÜNYASI: Almanya’da düzenlenen Ce-BIT Türkiye için başarılı geçmiş gördüğümüz kada-rıyla. Peki, bu CeBIT’in Türkiye’de Ekim ayında dü-zenlenecek CeBIT’2011 yansımaları nasıl olacak?

MURAT ÖZER: CeBIT Bilişim bulunduğu coğrafyanın

91TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 94: Telekom Dünyası Nisan 2011

of information and technology in its region. It is a leader be-tween Dubai and Hannover. Africa and the Middle East are interested in CeBIT as a result of visa facilities and the facili-ties provided by Turkish Airlines. There is a serious buying audience in CIS countries, the Balkans, the new Balkans and Russia. By comparison with the last year, we are 300% ahead this year and we have completed 60% of the fair area as of this month. The positive wind of CeBIT in Germany has triggered Turkish information sector and the demand for the fair has increased. At the same time, there will be seminars and conferences together with the fair this year. We call this “CeBIT Synergy Summit.” We will speak about technology and change at CeBIT Synergy Summit. Almost 60% of the participation to the Summit has also been confirmed.

TELEKOM DÜNYASI: Are there any increase in the international section of the fair? Is this 300% increase a result of the participation of Turkish firms?

MURAT ÖZER: Both the numbers of visitors and the participants increase. In Germany, thousands of attendees visited our booth. By means of the speech at the opening ceremony, Türkiye was the focus of attention. Both exhibi-tors and visitors wanted to understand the conditions and potential in Türkiye. They received information about CeBIT Bilisim and CeBIT Synergy Summit. Even the contracts were signed related to CeBIT Bilisim, while CeBIT Hannover was still continuing. This is perhaps a first for us. In fact, it is a very important lobby activity. You know, we actually are a mem-ber of the Customs Union. Many company learned that we are a member of the Customs Union for many years at Ce-BIT. These companies buy certain products from the Far East. This year, we’ve added the satellite communications systems to CeBIT Bilisim. There are really big companies related to satellite communication systems in Türkiye. Although some components are bought from abroad, the final production center is Türkiye. In other words, these products are made in Türkiye and can be sold to the Europe within the scope of the Customs Union. We have tried to give them prominence. A German firm will make use of at least 2-3 advantages when it prefers Türkiye. Delivery time is very fast, there will be a serious tax advantage as a result of the Customs Union and the quality of Turkish goods has proven itself in Europe. There will be a very serious difference between Turkish goods and the goods bought from the Far East. It is not pos-sible to buy under a certain amount of certain products from the Far East. But manufacturers in Türkiye are able to accept orders, which are 1/10 of these figures. Besides, they are able to produce better quality products and deliver the products 4 times faster than the manufacturers in the Far East. When you take the advantage of the Customs Union, you are able to offer same or even more affordable prices. With the support of both Istanbul Chamber of Commerce and our Ministers and the Prime Minister, all these advantages have been un-derlined. Türkiye becomes more advantageous and prefer-able by means of its geographical position, the advantage of the Customs Union, acceptance of lower quantities by com-

bilişim ve teknoloji alanındaki gerek fuar gerekse de içe-riğindeki etkinlikler ile lider organizasyonudur. Baktığımız zaman Dubai ile Hannover arasında lider durumunda ve tüm Afrika ve Orta Doğu gerek vize açısından sağlanan ko-laylıklar gerekse de Türk Hava Yollarının sağladığı kolaylık-lar ile buradaki CeBIT ile yoğun bir şekilde ilgileniyorlar. CIS ülkeleri, Balkanlar, yeni Balkanlar ve Rusya’dan ciddi bir alım kitlesi var. Geçen yıl ile karşılaştırırsak; biz bu yıl %300 öndeyiz, bu ay itibariyle elimizdeki fuar alanının %60’ını bitirmiş durumdayız. Almanya’daki CeBIT’in pozitif rüzgârı Türkiye bilişim sektörünü tetikledi, fuara olan talep arttı. Aynı zamanda bu yıl fuarla eş zamanlı olarak seminer ve konferanslar olacak. Bunun adına da CeBIT Sinerji Zir-vesi dedik. CeBIT Sinerji Zirvesinde hem teknoloji hem de-ğişimi konuşacağız. Bu Zirve’nin de hemen hemen %60’lık katılımı kesinleşti.

TELEKOM DÜNYASI: Fuarın uluslararası bölü-münde de bir artış var mı? Bu %300’lük artışın içeri-sinde yalnızca Türk firmalarının katılımları mı var?

MURAT ÖZER: Uluslararasında gerek ziyaretçi gerek-se de katılımcı artışı var. Almanya’daki standımızı binlerce katılımcı ziyaret etti. Açılış gecesindeki konuşma ile birlik-te Türk katılımcılar ilgi odağı oldu. Hem katılımcı firmalar hem de ziyaretçiler gelerek Türkiye’deki şartları, potansi-yeli anlamak istediler. CeBIT Bilişim ve CeBIT Sinerji Zir-vesi ile ilgili bilgiler aldılar. Hatta daha CeBIT Hannover devam ederken CeBIT Bilişim sözleşmeleri imzalandı. Bu bizim için belki de bir ilk. Burada çok büyükte bir lobi var aslında. Biliyorsunuz biz aslında Gümrük Birliğinde olan bir ülkeyiz. Avrupa ile yıllardır Gümrük Birliğinde olduğumu-zu birçok firma CeBIT’te öğrendi. Bazı ürünler var ki bu fir-malar Uzak Doğu’dan alıyorlar. Biz bu sene CeBIT Bilişim’in içerisine uydu iletişim sistemlerini ekledik. Türkiye’de uydu iletişim sistemleri ile ilgili gerçekten çok büyük firmalar var. Bazı bileşenleri yurtdışından almakla beraber son üre-tim merkezi Türkiye yani aslında Türk malı statüsünde ve Avrupa’ya Gümrük Birliği adı altında verilebilecek ürünler kategorisinde. Biz bunları biraz daha ön plana çıkarmaya çalıştık. Bir Alman firması tercihini Türkiye’den yana yaptı-ğında en az 2-3 tane avantaj elde etmek olacak. Teslimat sü-resi çok hızlı, gümrük birliğinden dolayı gümrükte çok cid-di avantaj sağlayacak ve Türk mallarının kalitesi Avrupa’da kendisi ispatlamış durumda. Uzak Doğu’dan aldığı adetler ile Türkiye’den aldığı adetler arasında çok ciddi fark olmuş olacak. Belli ürünlerde Uzak Doğu’dan belirli bir miktar altında sipariş veremez iken Türkiye’de ki üretici firmalar bu rakamların 1/10’undaki rakamlardaki siparişleri kabul edebiliyorlar, 1/4 sürede teslim edebiliyorlar ve kalite ola-rak çok daha üstün kalitede mal üretebilmektedir. Gümrük Birliği avantajını da kullandığınızda da başa baş fiyatlarda hatta daha uygun fiyatlarda Avrupa’ya mal verebilmekte-dir. Gerek İstanbul Ticaret Odası’nın desteği gerekse de Bakanlarımız ve Başbakanımızın desteğiyle bu avantajların tamamı vurgulanmış oldu. Türkiye’nin bulunduğu coğraf-ya, Gümrük Birliği avantajı, Uzak Doğu’dan daha düşük

92

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 95: Telekom Dünyası Nisan 2011

parison with the Far East and also shorter delivery time than the Far East. There were 90-95 Turkish companies in Ger-many. Together with these companies, we invited the visitors and participants to come to Türkiye and see their activities in place. As a result, we have reached 300% sales growth.

TELEKOM DÜNYASI: You mentioned the Synergy Summit. This is a very important, radical change… Could you tell us this summit in detail? How will the event be structured?

MURAT ÖZER: CeBIT Synergy Summit will be a parallel event in which business world and IT industry profession-als, NGOs, academics, politicians and public institutions will come together at the conferences, seminars and panels. It will take place at seminar halls of Tüyap Exhibition Center between 6-9 October. Telecommunications will be one of the main subject. E-government, e-health, e-finance, smart living concepts and internet security are among the main subjects determined for this year. However, companies may hire the seminar or conference halls to introduce their new products and organize their own product or company activities. As of today, 40% of the seminar and conference halls are hired. This is actually a result of our success in Germany… Two of the participants are from abroad; one is a German firm and the other is a British firm. We will see that CeBIT offers not only business benefits, but much more and goes to a very different position.

TELEKOM DÜNYASI: Last year, the main theme of the exhibition is “Smart Cities.”Will there be a main theme this year?

MURAT ÖZER: Last year, Smart Cities is a beginning. There were municipalities as well as companies that pro-duce solutions to municipalities; and they are always the leading companies of the world. This year, this concept continues to grow. We expect 50% increase both mu-nicipalities and technology and information companies that produce solutions to the concepts of Intelligent Life. However, this year we also included satellite, broadcast-ing, cable and TV sector. There was a separate fair called “Broadcast” for these sectors. But we included it to CeBIT this year. The structures of satellite communication and IT technology or cable services and broadcasting are not much different. They all concern for each other and cover each other.

This year, one of the innovations is a special section for the Broadcast Cable Satellite. We organize a conference on in-ternational broadcasting and satellite communication. It will have two stages. The first is a series of conferences for top level satellite industry. Top-level speakers will participate to these conferences. The latest technologies will be discussed. The second is at the level of technicians in Anatolia. Certified training programs will be provided to our work colleagues who want to learn new technologies.

adetlerde sipariş alıyor olması ve teslimat süresinin Uzak Doğu’ya göre daha kısa olması Türkiye’yi daha avantajlı ve tercih edilir hale getiriyor. Almanya’ya katılan 90-95 adet firmamız vardı. Biz de bu firmalarımız ile diğer ziyaretçi ve katılımcıları Türkiye’ye gelip Türk firmalarını yerlerinde görmeleri için davet ettik. Bunun çıktılarını da %300’lük bir satış artışı ile alıyoruz.

TELEKOM DÜNYASI: Sinerji Zirvesinden bahset-tiniz. Bu çok önemli radikal bir değişiklik... Bu zir-veyi biraz detaylandırabilir miyiz? Nasıl bir etkin-lik olacak?

MURAT ÖZER: CeBIT Sinerji Zirvesi iş dünyası ve bi-lişim sektörünün profesyonellerini STKlar, akademisyenler, politikacılar ve kamu kuruluşlarıyla ev sahipliği yapacak konferanslar, seminerler ve panellerin yer aldığı CeBIT Bilişim’e paralel bir etkinlik olacak. 6-9 Ekim tarihleri arasın-da Tüyap Fuar Merkezinde seminer salonlarında gerçekle-şecek olan bir etkinliktir. Bu seneki konulara baktığımızda telekomünikasyon bunlardan biri olacak. E-devler, e-sağlık, e-finans, akıllı yaşam konseptleri, internette güvenlik bu yı-lın şuan için belirlediğimiz ana başlıklarıdır. Bununla be-raber isteyen firmalar yeni ürün tanıtımları için de etkinlik dahilinde seminer salonları yada konferans salonları kirala-yıp kendi ürün yada firma etkinliklerini düzenleyebilecek-ler. Bugün itibariyle bu seminer ve konferans salonlarının %40’ı dolmuş durumda. Bu da bize Almanya’nın bir geri dönüşü aslında… Katılımcılarımızdan 2 tanesi yurtdışından gelen firmalar; biri Alman diğeri ise İngiliz firması. Bunlarla beraber Ekim’de CeBIT’in işten daha fazlasını sunduğunu ve çok farklı bir yere gittiğini hep beraber göreceğiz.

TELEKOM DÜNYASI: Geçtiğimiz yıl fuarın ana tema-sı “Akıllı Kentler” idi. Bu yıl bir ana tema olacak mı?

MURAT ÖZER: Geçen yıl Akıllı Kentler bir başlangıçtı. Bir yandan belediyeler diğer yandan da belediyelere çö-züm üreten firmalarımız vardı ki; bunlar hep dünyanın lider firmalarıdır. Bu yıl bu konsept büyüyerek devam ediyor. Bu alanda bu yıl gerek belediyelerden gerekse de Akıllı Yaşam Konseptlerine çözüm üreten teknoloji ve bilişim firmala-rından %50’lik bir artış bekliyoruz. Bununla birlikte bu yıl CeBIT’e uydu, yayıncılık, kablo ve TV sektörünü de aldık. Bu sektörlerle ilgili “Broadcast” adı altında ayrı bir fuarımız var-dı önceki yıllarda bu yıl CeBIT’e dâhil ettik. Çünkü artık uydu iletişimi ile bilişim teknolojisi arasında ya da kabloculuk ile yayıncılık arasında çok farklı yapılar yok. Hepsi için birbirini kapsayan ve ilgilendiren sektörler. Bu yıl ki yeniliklerden biri de; Broadcast Cable Satellite için çok özel bir bölüm yap-tık. Bununla ilgili de uluslararası yayıncılık ve uydu iletişimi konferansı düzenliyoruz. Bunun iki aşaması olacak. Birincisi top level uydu sektörüne yönelik üst düzey konuşmacıların olacağı ve en son teknolojilerin konuşulacağı bir konferans-lar serisi olacak. İkincisi ise Anadolu’da tekniker seviyesinde olup yeni teknolojileri öğrenmek isteyen çalışma arkadaşla-rımıza sertifikalı programlarla eğitimler verilmesi.

93TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 96: Telekom Dünyası Nisan 2011

Another innovation of this year will be the study on visitors. We will receive information from the companies that confirm their participation as of April about the visitors; from which areas they expect visitors, what type of visitors and the av-erage number of visitors etc. We try to ensure the partici-pation of those visitors by taking advantage from this data. With this study, we aim to bring the right client and the right participant together. The second part of this study will be the foreign countries. We will receive information from the companies about which countries and which client groups will be their target. We will share this information with two institutions. One of them is Undersecretariat of Foreign Trade as an organization that supports us constantly. Last year, they organized participants from 58 countries. The other institu-tion is Deutsche Messe with its agencies and built-in offices in 79 countries. The process is often like that: all data is col-lected and filtered in Ankara. The countries from which the participants expect to receive visitors are determined. Com-mercial attaches are notified in this respect and these com-mercial attaches inform the chambers of trade and industry as well as industry associations in their countries. The target clients are invited through Undersecretariat of Foreign Trade and our offices in 79 countries. If it is supported by Under-secretariat of Foreign Trade, a significant portion of the cost of foreign delegation is covered. We hope to receive the sup-port of Undersecretariat of Foreign Trade, as in the last year.

TELEKOM DÜNYASI: One of the issues spoken fre-quently in recent years is that particularly the big op-erators in telecommunications sector do not partici-pate in Türkiye. But, Mr. Minister of Transportation emphasized this condition, in other words the partici-pation of SMEs rather than big companies is an im-portant advantage in his speech. Will there be any dif-

Bu yıl gerçekleşecek başka bir yenilik ise ziyaretçi ça-lışması olacak. Nisan ayı itibariyle katılımlarını teyit eden firmalardan hangi bölgelerden ne tip ve ortalama ne kadar ziyaretçi bekledikleri bilgisini alarak bunun kırılımları ile de bu ziyaretçilerin fuara katılımlarının sağlanması olacak. Bu çalışmadaki amacımız da doğru alıcıyı doğru katılım-cı ile buluşturmak. Bu çalışmanın ikinci ayağı ise yurtdışı olacak. Türkiye’deki üretici bir firma hangi ülkelere ve bu ülkelerde hangi alıcıları hedefliyor ise bu bilgiler alınarak iki kurum ile paylaşılacak. Bu kurumlardan biri Dış Ticaret Müsteşarlığı ki; devamlı bizi destekleyen bir kurumdur. Ge-çen yıl 58 ülkeden katılımcıları organize etmiştir. Diğer ku-rum ise Deutsche Messe’nin 79 ülkede bulunan acenteleri ve yerleşik ofisleridir. DTM’nin uygulama şekli de genellik-le şöyle olur; Ankara’da tüm bu veriler toplanır ve süzülür. Katılımcılarımızın talep ettiği ziyaretçilerin hangi ülkelerde olduğu belirlenir. O ülkelerdeki ticari ataşeler ile iletişime geçerek bildirilir ve ticari ataşeler de kendi ülkelerindeki ticaret odalarına, sanayi odalarına ve sektörel derneklere bildirirler. Hedeflenen alıcılar DTM ve bizim 79 değişik ül-kedeki ofislerimiz aracılığı ile Türkiye’ye davet edilir. DTM bunu desteklediği takdirde ki; bizim umudumuz geçen yıl-ki gibi bu sene de desteklemesi, yurtdışından gelen alım heyetlerinin masraflarının ciddi bir kısmı karşılanır.

TELEKOM DÜNYASI: Geçtiğimiz yıllarda sıkça konuşulan konulardan biri; Türkiye’de özellikle te-lekomünikasyon sektöründeki büyük operatörlerin fuarda yer almamasıydı. Fakat Sayın Ulaştırma Ba-kanımız yaptığı konuşmada fuarda büyük firmala-rın yer almamasının ve KOBİ’lerin fuarı destekle-mesinin önemli bir avantaj olduğunun altını çizdi. Bu yıl bu telekomünikasyon sektöründeki firmalar-la ilgili bir değişiklik var mı? Siz bakanın düşünce-

94

RÖPORTAJ

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 97: Telekom Dünyası Nisan 2011

ference about the companies in telecommunications sector this year? How do you interpret the idea of the Minister?

MURAT ÖZER: We also agree with the Minister’s inter-pretation. Fairs are generally business platforms of SMEs and companies which are at the next higher level than SMEs. Ac-cording to our data, SMEs now constitute 45% of Türkiye’s economy. Of course, SMEs are our priority. Because this is a business platform... In previous years, the participation of ser-vice providers in telecommunications sector is actually related with their corporate image and their willingness to come to the fore and make acquisitions from Istanbul market. This is fluctuating and varies seasonally. There was an active partici-pation of SMEs last year. There is also a significant participa-tion of SMEs this year. In addition, when we look at Smart Liv-ing solutions, there are very big brands… Companies such as Siemens, Oracle, IBM and Motorola attended the fair last year. These companies will participate with their similar solutions also this year. In the past, companies were using areas up to 800 or 1000 square meters. But as a result of the development and advance of technology, the amount of area decreases on the hand and the quality increases on the other hand. Because, for example, there used to be large servers, but now serves providing the same functions have much smaller volume. In other words, as a result of technological developments, tech-nological tools are getting smaller and therefore the areas are getting smaller. Returning to your question, SMEs always need fairs and will continue to need. In fact, the participation to the fair is the most appropriate marketing activity economically. Because you can reach many target countries within 4 days. The alternative is to identify the target countries and organize a travel program for a sales manager with his team. Then you should carry out marketing activities in those countries in or-der to reach your export targets. But, processes will be much longer and travel costs will be much more than the cost of fair. Considering these facts, I believe that receiving visitors from your target countries and also develop your domestic network is one of the most cost-effective marketing methods.

TELEKOM DÜNYASI: Which technologies will come to the forefront this year in your opinion?

MURAT ÖZER: In smart board systems we have begun to host the world’s giants. Last year, only two companies at-tended the fair in this field, but this year there are 7-8 compa-nies. Smart board manufacturers of the world confirmed their participation in the fair. Türkiye forges ahead on this issue and even leaves behind the Europe. A pilot study has been launched in Fatih Municipality two years ago. Blackboards were replaced with white boards. The process has already been completed and almost all primary schools have white boards within the boundaries of Fatih Municipality. As of next year, this technology will be used all over Türkiye. There will be no black board within next one or two years. While the increase in the number of exhibitors was 300%, the increase in this area was %500.

sini nasıl yorumluyorsunuz?

MURAT ÖZER: Bakanın yorumuna biz de katılıyoruz. Fuarlar genelde KOBİ’ler ve KOBİ’lerin bir üst seviyesin-deki firmaların iş platformlarıdır. Bizdeki verilere göre KOBİ’ler şuan Türkiye ekonomisinin %45’ini oluşturuyor. Tabii ki KOBİ’ler bizim için önceliklidir. Çünkü burası bir iş platformu... Önceki yıllarda telekomünikasyon sektöründe-ki sağlayıcılarının fuara katılmasındaki amaç aslında biraz daha imaja yönelik, ön plana çıkma ve İstanbul pazarın-dan satın almalar yapmaktı. Dönemsel olarak bu dalgala-nır ve değişir. Geçtiğimiz yıl KOBİ’lerin ağırlıklı olduğunu gördük. Bu yıl da KOBİ’lerden ciddi bir katılım var. Bunun yanında Akıllı Yaşam çözümlerine baktığımızda; bu konuda ciddi büyük markalar var. Siemens, Oracle, IBM, Motorola gibi firmalar geçen yıl katıldılar. Bu sene de bu firmalar benzer çözümleriyle tekrar katılacaklar. Ama teknolojinin gelişmesi ve ilerlemesiyle eskiden gördüğümüz 800m2‘lik ,1000m2 katılımlar kalite olarak yükselirken alan olarak kü-çülüyorlar. Çünkü örneğin; eskiden büyük boyutlu server-lar varken şimdi aynı işlevi gören hacimsel olarak çok daha ufak serverlar var. Yani teknolojisini gelişmesi teknolojik aletlerin boyutlarının küçülmesiyle birlikte stand alanları-nın da küçülmesini beraberinde getirdi. Sonuç olarak soru-nuza dönersek KOBİ’ler için fuar her zaman bir ihtiyaçtır ve ihtiyaç olmaya da devam edecektir. Aslında fuara katılmak ekonomik olarak en uygun pazarlama faaliyetidir. Çünkü fuara katıldığınız andan itibaren ihracatta hedeflediğiniz birçok ülkeye 4 gün içerisinde ulaşmış oluyorsunuz. Bunun alternatifi ise ihracat hedeflediğiniz ülkeleri belirleyip, bir satış mühendisinizi yanındaki ekibiyle beraber seyahat programı yapacaksınız. Bu ülkelere göndererek pazarlama faaliyeti yapacaksınız. Bu yöntemle zaman olarak süreçle-riniz çok uzayacak ve seyahat masrafları da fuar masraf-larının çok daha fazlası olacaktır. Bunları hesapladığınızda hedeflediğiniz ülkelerin fuar süresince size gelmesi ve bununla birlikte iç piyasadaki networkünüzü tekrar canlan-dırmak en ekonomik pazarlama yöntemlerinden biri oldu-ğuna inanıyorum.

TELEKOM DÜNYASI: Bu yıl sizce ön plana çıka-cak teknolojilerin arasında neler var?

MURAT ÖZER: Akıllı tahta sistemlerinde dünya dev-lerine ev sahipliği yapmaya başladık. Geçen yıl bu alan-da iki firma katılımı varken bu yıl 7-8’e ulaşmış durumda. Dünyanın akıllı tahta üreticileri fuara katılımlarını teyit etmiş durumdalar. Türkiye bu konuda şuan çok hızlı bir süreç-te hatta Avrupa’nın bile önünde. Bundan 2 yıl önce Fatih Belediyesinde bir pilot çalışma başlatılmıştı. Kara tahtalar yerlerini beyaz tahtalara devredildi ve Fatih Belediyesi sı-nırları içerisindeki ilköğretim okullarının neredeyse tama-mında bu süreç tamamlanmış durumda. Önümüzdeki sene itibariyle de bu teknoloji tüm Türkiye’de kullanılıyor olacak. Önümüzdeki bir – iki sene içerisinde Türkiye’de karar tahta diye bir şey kalmayacak. Geçen yıla göre katılımcı firma sayımızdaki artış %300 iken bu alanda bu artış %500 oldu.

95TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 98: Telekom Dünyası Nisan 2011

DEVLET BAKANI YILMAZ: “YENİ BİR BİLİŞİM STRATEJİSİ HAZIRLIYORUZ”

TÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ GENEL KURULU YAPILDI

INFORMATICS ASSOCIATION TURKIYE GENERAL MEETING WAS HELD

STATE MINISTER YILMAZ:“WE ARE PREPARING A NEW ICT STRATEGY”

28th Ordinary General Meeting of Turkiye Infor-matics (TBD) Institution was held. TBD’s Board of Management which will be performing a

duty in 29th term of TBD, was determined. State Minister Cevdet Yılmaz has made a speech at the general meeting and stated that they will determine a new ICT strategy and action plan in the coming period.

State Minister Cevdet Yılmaz and Vice President of CHP Emrehan Halıcı have joined to the General Meeting of TBD. Chairman of TBD Turhan Menteş has made a speech at the General Meeting has mentioned that the institution was established at 1971by ICT professionals who used the first computer in the country. Menteş emphasized that TBD is one of the oldest non-governmental organization (NGO) of Turkiye and focused and worked on target of increase to us-age of ICT technologies across Turkiye and wide spreading ICT culture after it gain the status of non-profit association at 1994. Menteş has given information about new structure of TBD and said: “Each statement which was said about ICT until today, each issue on the agenda were said by TBD at least 10 years ago, talked on a platform and brought an offer. “ Menteş expressed that growth process of ICT sector in Tur-kiye is not at speed that wanted and immediate action plans, information society strategy and reports were prepared. Menteş mentioned entering to election process and stated that they expected that all parties should give special impor-tance to ICT in their programs and they are ready to give support to all parties without discriminating. Menteş said that they want to make institution election in electronic environ-

T ürkiye Bilişim Derneği’nin (TBD) 28. Olağan Genel Kurulu toplantısı yapıldı. Genel Kurul’da, TBD’nin 29. döneminde görev alacak yeni Yönetim Kuru-

lu da belirlendi. Genel Kurul’da konuşan Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, önümüzdeki dönemde yeni bir bilişim stratejisi ve eylem planı hazırlayacaklarını açıkladı.

TBD’nin Genel Kuruluna, Devlet Bakanı Cevdet Yıl-maz ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halı-cı da katıldı. Genel Kurul’un açılışında konuşan TBD Başkanı Turhan Menteş, derneğin ülkemizde ilk bilgisayarları kul-lanan bilişim profesyonelleri tarafından 1971’de kurulduğu-nu anımsattı. TBD’nin Türkiye’deki en eski sivil toplum kuru-luşlarından (STK) biri olduğunu vurgulayan Menteş, 1994’te kamu yararına çalışan dernek statüsünü kazanmasının ardın-dan bilişim kültürünü yayma, Türkiye çapında bilişim tekno-lojilerinin kullanımını arttırma hedefi üzerine odaklandığı ve çalışmalar yaptığının altını çizdi. TBD’nin yeni yapılanması hakkında bilgiler veren Menteş, “Emin olun bugüne kadar Türkiye’de bilişimle ilgili söylenen her söz, gündeme ge-len her konu, en az 10 yıl önce TBD tarafından söylenmiş, bir platformunda konuşulmuş, öneri geliştirilmiştir” dedi. Türkiye’deki bilişim sektörünün büyüme sürecinin istenilen hızda olmadığını belirten Menteş, acil eylem planları ve bili-şim toplumu strateji ve raporlarının hazırlandığını anımsattı. Seçim sürecine girildiğini anımsatan Menteş, bütün partile-rin programlarında bilişime özel önem vermesini bekledik-lerini ve bilişimle ilgili her konuda parti ayrımı gözetmeden herkese destek vermeye hazır olduklarını söyledi. Dernek seçimlerinin elektronik ortamda yapmak istediklerini belir-

96

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 99: Telekom Dünyası Nisan 2011

ment and expressed that infrastructure is ready for this but according to Law of Institutions they can’t do this election in electronic environment. Menteş stated that in case of change of the law, they could make this election and this application could use on country-wide elections.

A NEW STRATEGY ON ICT

State Minister Cevdet Yılmaz has made a speech at the General Meeting emphasized that discussions about ICT became more often after 1990s and countries has started to develop strategies by creating vision after 2000s. Yılmaz mentioned that ICT is a field which affect to every areas of life, make transformations and stated that they will prepare a new ICT strategy and action plan. Yılmaz expressed that they will develop New Information Society Strategy by consider-ing difficulties are result from economic crisis and global warming, said: “We want to our New Information Society Strategy become growth and employment-based strategy.” Yılmaz said that they aimed to make life of individuals easier, contribute democracy and increase economic competition strength of Turkiye with new strategy and stated that new strategy should include supply and demand-side provisions which will provide creation new business and profession fields. Yılmaz emphasized that it couldn’t be thought only public will give a shape to this strategy; the strategy will have a shape with workshops and various contributions.

A new management of TBD was determined at the Gener-al Meeting. 29th term Board of Managers which determined with 28th Ordinary General Meeting of TBD, distributed tasks. TBD’s new management and distribution of tasks are as fol-lows:

Turhan Menteş-Board ChairmanSerdar Bilecen-Second ChairmanKemal Karakoçak - TreasurerTürker Gülüm -TellerAslıhan Tüfekçi-ScribeLütfi Varoğlu - MemberLevent Berkman - MemberKoray Özer - MemberEkrem Yener - MemberNecati Etlacakuş - MemberErdem Erkul – Member

ten Menteş, bu konuda altyapılarının hazır olduğunu ancak Dernekler Kanunu’na göre bunu yapamadıklarına değindi. Yasada bir değişiklik yapılması durumunda bunu gerçekleş-tirebileceklerini bildiren Menteş, bu uygulamanın ülke ge-nelindeki seçimlerde de kullanılabileceğini ifade etti.

BİLİŞİMDE YENİ STRATEJİ

Genel Kurul’da konuşma yapan Devlet Bakanı Yılmaz, dünyada bilişim ile ilgili tartışmaların 1990’lı yıllardan son-ra yoğunlaştığına dikkati çekerek, 2000’li yıllardan itibaren de ülkelerin vizyon oluşturarak strateji geliştirdiğini kaydet-ti. Bilişimin, hayatın bütün alanlarını etkileyen ve dönüşüm-ler gerçekleştiren bir alan olduğuna işaret eden Yılmaz, önü-müzdeki dönemde yeni bir bilişim stratejisi ve eylem planı hazırlayacaklarını belirtti. Hazırlayacakları Yeni Bilgi Toplu-mu Stratejisi’ni küresel ısınma ve ekonomik krizin yarattığı sorunları dikkate alarak geliştireceklerini ifade eden Yılmaz, “Yeni Bilgi Toplumu Stratejimizin, büyüme ve istihdam odaklı bir strateji olmasını istiyoruz” dedi. Oluşturacakları stratejinin bireylerin hayatını kolaylaştırmasını, demokrasiye hizmet et-mesini ve Türkiye’nin ekonomik rekabet gücünü artırmasını hedeflediklerini vurgulayan Yılmaz, stratejinin aynı zamanda yeni iş ve uzmanlık alanlarının oluşturulmasını da sağlayacak arz ve talep yönlü tedbirleri içermesi gerektiğini de kaydet-ti. Sadece kamunun bu stratejiyi şekillendirmelerinin düşü-nülemeyeceğini belirten Yılmaz, düzenlenecek çalıştaylar ve çeşitli katkılarla stratejinin şekilleneceğini bildirdi.

Genel Kurul’da TBD’nin yeni yönetimi de belirlendi. TBD’nin 28. Olağan Genel Kurul toplantısı ile belirlenen 29. Dönem Yönetim Kurulu, görev dağılımını yaptı. TBD’nin ye-ni yönetimi ve görev dağılımı şöyle:

Turhan Menteş - Yönetim Kurulu BaşkanıSerdar Bilecen - İkinci BaşkanKemal Karakoçak - SaymanTürker Gülüm -VeznedarAslıhan Tüfekçi-YazmanLütfi Varoğlu - ÜyeLevent Berkman - ÜyeKoray Özer - ÜyeEkrem Yener - ÜyeNecati Etlacakuş - ÜyeErdem Erkul – Üye

97TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 100: Telekom Dünyası Nisan 2011

IDC Türkiye CIO Summit 2011’in ardından…

After IDC Türkiye CIO Summit 2011…

W hile “IDC Türkiye CIO Summit 2011” was held in Antalya at the second time

on April, 28-19 by IDC (International Data Corporation) which offer consul-tancy and make market research in infor-mation technologies, telecommunication

and consumer technologies, the main theme of the event was “Winning Strategies of Empowered CIOs”. CIO and high level managers of ICT sector have joined to the event which was held with the main sponsorship of world’s lead-ing IT company, Fujitsu.

The event's main sponsor, Fujitsu Türkiye General Man-ager Halit Zaim has made a speech about the event and said: “CIOs focus infrastructure investments about product and security that support several applications, in order to meet today’ business needs because of rapidly changing of ICT trends in parallel with fast-growing and changing economy. While companies prefer virtualization solutions mainly, CIP must take important decisions. We are glad to take a place in IDC Türkiye CIO Summit which aim to give support to them about this issue. We are continuing to give support to companies with our practice solutions and high-performance products. We offer the most advanced IT infrastructures and all technologies that give support to CIOs, to them.”

Portfolio Marketing Director of Fujitsu Bernhard Brand-witt has made a speech in his presentation titled “Re-

B ilgi teknolojileri, telekomü-nikasyon ve tüketici tekno-lojileri alanında pazar araş-

tırması ve danışmanlık hizmeti sunan IDC’nin (Uluslararası Data Kurumu) bu yıl Türkiye’de 2. Sini düzenlediği “IDC Türkiye CIO Summit 2011” 18-19 Nisan 2011 tarihlerinde Antalya’da gerçekleşirken, organizasyonun ana teması “Lider CIO’ların Başarı Strate-jileri” belirlendi. Dünyanın lider bilişim firması Fujitsu’nun ana sponsorluğunda gerçekleşen etkinliğe ICT sektörünün CIO ve üst düzey yöneticileri katılım gösterdi.

Etkinliğin ana sponsorluğunu üstelenen Fujitsu Türkiye Genel Müdür Halit Zaim etkinlikle ilgili olarak şunları söyledi: “Hızla gelişen ve değişen ekonomiye paralel olarak BT trend-lerinin de hızlı bir şekilde değişmesi nedeniyle CIO’lar günü-müz iş ihtiyaçlarını karşılayacak, pek çok uygulamayı destek-leyen ürün ve güvenlik konusunda altyapı yatırımlarına yöne-liyor. Şirketler ağırlıklı olarak sanallaştırma çözümlerini tercih ederken, CIO’ların önemli kararlar vermesi gerekiyor. Onlara bu konuda destek vermeyi amaçlayan IDC Türkiye 2011 CIO Summit’te yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Şirketlere pra-tik çözümlerimiz ve yüksek performanslı ürünlerimizle de destek olmaya devam ediyoruz. Dinamik BT Altyapıları viz-yonumuzla en gelişmiş bilişim altyapılarını ve CIO’lara destek olacak bütün teknolojileri kendilerine sunuyoruz”

Fujitsu Portföy Pazarlama Başkanı Bernhard Brandwitt etkin-likte yaptığı “BT’yi yeniden şekillendirmek” başlıklı sunumunda

98

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 101: Telekom Dünyası Nisan 2011

statement of ICT”: “The most important priorities of a CIO develop and improve flexible infrastructures in 2011. Creation of flexible ICT infrastructures has signifi-cant importance in terms of reducing costs, increasing quality and accelerates process. As Fujitsu, we work to support companies by developing our product and ser-vices continually.”

IDC Middle East- Africa and Türkiye Vice President and Region General Manager Jyoti Lalchandani announced results of research which was made in public and private sector of Türkiye between January- April, 2011 and stated that more than %80 of participant companies’ strategic plans in 2011 increase operational efficiency, % 60 of them aim reduce costs and % 45 of them aim gain same turnover of previous year by making structural change. According to the research, it is expected that %45 of investments in ICT sector of Turkiye will be made in telecommunication systems, %21 in network equipments, %13 in IT services, %9 packaged software and %2 in storage devices.

IDC CEMA Region General Manager Steven Fratzen ex-pressed that expending in ICT sector have been rapidly increasing since 2009 across the world and emphasized three field which will be focused by companies in last years as follows: IT efficiency, IT cost control and prolif-eration of intelligent devices.

While high level managers of leading companies of ICT world such as Intel, HP, Microsoft, Fintek ve Türksat have joined to the event and "cloud computing" was focused is-sue. Vodafone Service Management Director in Corporate Solutions Department, Berna Kulaksız gave information about collaboration with Tofaş and stated that the collabo-ration provided saving opportunities as well as increas-ing of communication speed and employee productivity thanks to solution which integrate internal fixed phone, mobile phone and internet access with each other on a mobile platform.”

şunları söyledi: “CIO’ların 2011 yılındaki en önemli öncelikleri esnek altyapılar geliştirmek ve yönetmektir. Esnek BT altyapı-larını oluşturmak masrafların azalması, kalitenin yükselmesi ve süreçlerin hızlanması konularında büyük öneme sahiptir. Biz de Fujitsu olarak ürün ve hizmetlerimizi sürekli geliştirerek şir-ketlere bu konuda destek olmak için çalışıyoruz.”

Yaptığı sunumda Ocak-Nisan 2011 arasında Türkiye’de kamu ve özel sektörde yapılan araştırma sonuçlarını açıkla-yan IDC Ortadoğu, Afrika ve Türkiye Başkan Yardımcısı ve Bölge Genel Müdürü Jyoti Lalchandani, araştırmaya katılan şirketlerin %80’den fazlasının 2011 yılındaki stratejik plan-larının operayon verimliliğini arttırma, %60’nın maliyetleri düşürme ve %45’inin ise yapısal deişiklik gerçekleştirerek önceki yıl sağladıklarını geliri düşürmeden devam etme yönünde olduğunu belirtti. Yapılan araştırmaya göre 2011 yılında Türkiye’de ICT alanında yapılacak yatırımların %45 ‘i telekomünikasyon sistemlerine, %21’i şebeke ekipman-larına, %13’ü IT servislerine,%9’ü paket yazılımlara ve %2’si de depolama aygıtlarına yapılması bekleniyor.

IDC CEMA Bölgesi Genel Müdürü Steven Fratzen ise özellikle 2009’dan itibaren dünya genelinde ICT alanında yapılan harcamaların hızla arttığını belirtirken şirketlerin son yıllarda üzerinde durdukları 3 konuyu; IT verimliliği, IT giderleri kontrolü ve akıllı cihazların yaygınlaştırılması şeklinde sıraladı.

Toplantıya Intel, HP, Microsoft, Fintek ve Türksat gibi bi-lişim dünyasının önde gelen firmalarının yetkilileri de ka-tılırken yapılan oturumların üzerinde durulan konu “bulut bilişim” oldu. Toplantıda Vodafone Kurumsal Çözümler Bölümü Servis Yönetim Müdürü Berna Kulaksız Tofaş ile gerçekleştirdikleri işbirliği hakkında bilgi verirken, bu iş-birliğinin Tofaş’ın tüm kurum içi mobil telefon, sabit telefon ve internet bağlantılarını birbirine mobil platform üzerinde entegre eden çözüm sayesinde hem tasarruf imkanı sağla-nırken aynı zamanda iletişim hızı ve çalışan verimliliğinde de artış sağlandığı belirtildi.

99TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 102: Telekom Dünyası Nisan 2011

Information and Communication Technologies has Critical Importance to Increase Our Human Develop-ment Index

In information societies, communication has an important and decisive role in the development of social, economic, commercial and cultural activities. For this reason, informa-tion and communication technologies (ICT) is recognized as one of the most important strategic sectors in global world and is called “key factor of development” to highlight its vital importance and value.

Türkiye, as a rapidly developing county that has a young and dynamic population, is endeavoring to provide its citi-zens with the most extensive possibilities of information and communication technologies in order to become an information society and a part of the modern world. This objective requires having a publishing infrastructure with a

Bilgi ve İletişim Teknolojileri, İnsani Gelişim En-deksimizin Yükselmesi İçin Çok Kritik Öneme Sa-hiptir

Bilgi toplumlarında, sosyal, ekonomik, ticari ve kültürel aktivitelerin gelişiminde haberleşme önemli ve belirleyici bir role sahiptir. Bu nedenle bilgi ve iletişim teknolojileri ( BİT ) Global dünyada en önemli stratejik sektörlerden biri-si olarak kabul edilmekte, sektörün hayati önemi ve değeri vurgulanmak üzere “ Kalkınmanın anahtar faktörü” olarak adlandırılmaktadır.

Hızla kalkınan, genç ve dinamik bir nüfusa sahip olan Türkiye, bilgi toplumuna dönüşümün ve modern dünya-nın bir parçası olma anlayışı içerisinde, vatandaşlarına, bilgi ve iletişim teknolojilerinin bütün imkânlarını en ge-

IMPORTANCE OF INFORMATICS IN TERMS OF SUSTAINABLE DEVELOPMENT – 2

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN BİLİŞİMİN ÖNEMİ - 2

100

[email protected]

Adem Onar

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

İŞİM BİLİŞİM, BİLİŞİM İŞİM

Page 103: Telekom Dünyası Nisan 2011

niş şekilde sağlama çabasındadır. Bu hedefe ulaşma-nın yolu, iyi dizayn edilmiş, kesintisiz bir Bilgi ve İleti-şim Teknolojileri ile yayıncılık altyapısına sahip olmaktan geçmektedir.

Vatandaşlarımıza daha kaliteli, daha hızlı ve daha güve-nilir alternatif haberleşme ve radyo televizyon yayıncılığı hizmetlerinin verilmesi amacıyla;

İnternet okur yazarlığının artırılması,İnternet erişiminin yaygınlaştırılması,Telekomünikasyon sektöründe rekabetin sağlanması,İnternet kullanımının artırılması,ICT sektöründe Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi,

Yayıncılık sisteminin analogdan sayısala dönüştürülmesi gerekmektedir.

Güzel ülkemiz ne durumda?

Birleşmiş Milletler, bu sene 20.sini hazırladığı İnsani Ge-lişim Raporu’nu 4 Kasım’da tüm dünyayla paylaştı. Raporun detaylarını http://hdr.undp.org/en/statistics/ linkinden bula-bilmek mümkün.

İnsani Gelişim Endeksi, 169 ülkeyi kapsayan ve sağlık, eğitim ve gelir ana başlıklarıyla değerlendirme yapan bir araç. 2010 yılında ilk on sırada; Norveç, Avustralya, Yeni Ze-landa, ABD, İrlanda, Liechtenstein, Hollanda, Kanada, İsveç ve Almanya’nın yer aldığı görülmekte.

well-designed, continuous Information and Communication Technologies.

In order to provide faster and more reliable alternative communications and radio and television services of better quality, it is necessary to:

Increase internet literacy,Popularize internet access,Ensure competition in the telecommunications sector,Increase use of internet,Support R&D efforts in ICT sector,

Concert the broadcasting system from analogue to digital.

The Position of Our Beautiful Country

The United Nations shared its 20th Human Development Report on November 4 with the world. You can find the de-tails of this report at http://hdr.undp.org/en/statistics/

Human Development Index evaluates 169 countries ac-cording to the main headings of health, education and in-come.

In 2010 the top ten countries were Norway, Australia, New Zealand, USA, Ireland, Liechtenstein, the Netherlands, Cana-da, Sweden and Germany.

Türkiye was ranked 83rd among 169 countries, with the

101TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 104: Telekom Dünyası Nisan 2011

value of 0.679. This value was calculated as 0.674 in 2008 and 2009, and Türkiye was ranked 79th last year. In this report, we are ranked after the countries such as Montenegro, Romania, Trinidad, Panama, Kazakhstan, Azerbaijan, Bosnia, Iran, and Armenia...

For economic development, provision of social welfare, unemployment reduction, the capture of reliable and sus-tainable economic dynamics, the elimination of the negativ-ity caused by the digital cliff, and therefore achieving a hu-man development index value that is worthy of our beautiful people, our country should produce and export more of Information and Communication Technologies.

It must be remembered that our country is currently the world’s 17th largest economic power. In 2023 our country will become one of the world’s 10 largest economies.

In 2023, 2.5 percent share of the Gross National Product will be allocated to R&D, the share of information and com-munication technologies will increase dramatically and the turnover of the ICT sector will be $ 160 billion.

This serious opportunities resulting from economic devel-opment will be felt by all our citizens en terms of prosperity and human development index as well as employment cre-ated in the field of Information and Communication Technol-ogies and our country’s human development index will rise rapidly from the 83rd rank to the top position.

169 ülkenin sıralandığı endekste, 0,679’luk değeriyle 83.sırada yer almaktadır. 2008 ve 2009 yıllarında bu de-ğer 0,674 olarak hesaplanmış, geçen sene de 79.sırada gö-rülmekteyiz. Bu raporda arkasından sıralandığımız ülkeler arasında Karadağ, Romanya, Trinidad, Panama, Kazakistan, Azerbaycan, Bosna, İran, Ermenistan bulunmaktadır...

Ekonominin gelişmesi, toplumsal refahın sağlanması, iş-sizliğin azalması, güvenilir ve sürdürülebilir ekonomik di-namiklerin yakalanması, dijital uçurumdan kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesi ve dolayısıyla insani gelişim endeksimizin güzel ülkemizin güzel insanlarına layık bir noktaya gelmesi için, ülkemiz Bilgi ve İletişim Teknolojileri-ni daha fazla üretmeli ve ihraç etmelidir.

Unutmamak gerekir ki ülkemiz şu anda dünyanın en bü-yük 17. ekonomik gücüdür. 2023 yılında ise ülkemiz dün-yanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmiş olacaktır. 2023 yılında Gayri Safi Milli Hasıla’dan Ar-Ge’ye yüzde 2.5 pay ayrılacak, bilgi ve iletişim teknolojilerinin payını ciddi an-lamda artacak ve BİT sektörünün cirosunu 160 milyar do-lara çıkacaktır.

Ekonomik kalkınma sonucu elde edilen bu ciddi imkânlar, Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanında oluşturulacak istih-damla refah düzeyi ve insani gelişim endeksi parametreleri açısından tüm vatandaşlarımıza yansıtılacak ve insani geli-şim endeksi açısından şu anda 83.sırada yer alan ülkemiz üst sıralara hızla yükselecektir.

102 TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

İŞİM BİLİŞİM, BİLİŞİM İŞİM

Page 105: Telekom Dünyası Nisan 2011

Employment in the Field of Information and Com-munication Technology (ICT) is Cost-Effective 25 Times less than Other Fields

SMEs in our country are the unnamed heroes of the econ-omy under the burden of employment. In comparison, em-ployment of one person costs around $ 100 thousand in the heavy industrial sector, this figure is around 3-4 thousand dollars in Information and Communication Technology sec-tor. While education of qualified personnel is around twenty thousand dollars in many sectors, this figure is about five thousand dollars in the IT sector. This provides an incredible cost advantage. Therefore, investments in information and communication technologies that supports all other sectors should continue quickly; tax cuts that began with the internet should continue by extending to the other areas of ICT sec-tor; incentives that includes only large-scale SME (ICT SMEs employing more than 50 people) and other laws related to R & D should be reviewed and completed immediately so that they will increase the employment and include small-sized SMEs (ICT SMEs employing 10-50 people).

In addition, projects aiming to increase and improve the employment rates of disabled citizens in society should be put into practice immediately, the target population should be educated both at theoretical and practical level accord-ing to the need of IT sector and these people should have the necessary opportunities to receive information and com-plete their personal development. As a result, it will be pos-sible to solve the problem of unemployment of disabled citi-zens, which is the biggest problem across the country. Thus, it will be possible to ensure these opportunities with a very low cost in a very short period and these people will reach respectable positions in society as self-confident citizens.

TüRkIyE IS THE SAME AS CHINA FOR THE WEST AND EUROPE

Our county, taking lessons from severe economic crisis, has achieved a significant acceleration of economic develop-ment and growth. In this sense, Information and Communica-tion Technology (ICT) has formed the basis for the change in economy, social life, development, communication, innova-tion in our country.

Information and communication technologies ensure the successful management of all business processes such as pro-ductivity, performance, domestic and international sales and marketing, and provide a great support to other industries and enterprises in current conditions of competition in the world.

Our industrialists and enterprises know the production very well in every aspect of our developing economy. Türki-ye is the same as China for the West and Europe, especially in the field of Information and Communication Technologies. We have to review this subject with this perspective and take advantage from this historic opportunity.

Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) Alanında İstihdam 25 Kat Daha Düşük Maliyetli

Ülkemizde KOBİ’ler, ekonominin istihdam yükünü taşıyan isimsiz kahramanlardır. Bir kıyaslama yapa-cak olursak ağır sanayi sektöründe bir kişiyi istihdam etmenin maliyeti 100 bin dolar civarında iken, bu ra-kam Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektöründe 3-4 bin dolar civarındadır. Birçok sektörde kalifiye elemanın eğitim maliyeti yirmi bin dolarlar seviyesindeyken, bi-lişim sektöründe bu rakam beş bin dolarlar seviye-sindedir. Bu da inanılmaz bir maliyet avantajı sağla-maktadır. Bu nedenle tüm sektörlere destek veren çatı sektör haline gelen bilgi ve iletişim teknolojilerine ya-tırımlar hızla devam etmeli, internetle başlayan vergi indirimleri diğer BİT sektörü alanlarında da genişle-tilerek sürmeli, şu anda sadece büyük ölçekli KOBİ ‘leri (50’den fazla kişiyi istihdam eden BİT KOBİ’leri ) kapsayan teşvik ve AR-GE ile ilgili kanunların özellik-le istihdamı arttırıcı ve teşvik edici şekilde ve küçük ölçekli KOBİ’leri (10-50 arası kişiyi istihdam eden BİT KOBİ’leri ) kapsayacak şekilde ivedilikle ele alınarak çıkartılması gerekmektedir.

Ayrıca toplumdaki engelli vatandaşlarımızın istihdam oranlarını artırıp nitelik kazandırma amacı taşıyan pro-jeler ivedilikle hayata geçirilerek, hedef kitle teorik ve pratik olarak bilişim sektörünün istediği düzeye çok kısa zamanda getirilmeli ve bu bireylerin bilgi ve ki-şisel gelişimlerini tamamlamış olmaları sağlanmalıdır. Bunun sonucunda ülke genelinde en büyük problemi oluşturan engelli vatandaşlarımızın işsizlik sorunu da çözülmüş olacaktır. Böylece bu vatandaşlarımızın kendi öz güvenlerini kazanmış bireyler olarak toplumda hak ettikleri saygın yerleri elde etmiş olmaları, çok kısa sü-relerde ve çok düşük maliyetlerle sağlanmış olacaktır.

TÜRKİYE BATININ VE AVRUPA’NIN ÇİN’İDİR

Geçirmiş olduğu ağır ekonomik krizlerden çok bü-yük dersler alan ülkemiz, çok önemli bir ekonomik ge-lişim ve büyüme ivmesi yakalamıştır. Bu anlamda Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) ülkemizde; ekonomi-de, sosyal hayatın gelişiminde, iletişimde, inovasyon-da değişimin temelini oluşturmuştur. Bilgi ve iletişim teknolojileri, ülkemiz sanayi ve işletmelerinin ayağa kalkması ve dünyayla rekabet edebilmesi noktasında; verimlilik, performans, yurtiçi- yurtdışı satış ve pazar-lama gibi tüm iş süreçlerinin büyük bir başarıyla yöne-tilebilmesini sağlamaktadır.

Ülkemiz sanayicileri ve işletmeleri, büyük bir ivmey-le gelişen ekonomimizin her alanında üretimi çok iyi bilmektedirler. Başta Bilgi ve İletişim Teknolojileri ala-nında olmak üzere pek çok alanda ülkemiz Batı’nın ve Avrupa’nın Çin’idir. Konuya bu perspektiften bakmalı ve bu tarihi fırsatı ülke olarak çok iyi değerlendirmeliyiz.

103TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 106: Telekom Dünyası Nisan 2011

BASE STATIONS WILL BE INSPECTED BY ICTA OR AUTHORIZED INSTITUTIONS BY ICTA

W hile discussions of moving base stations to out-side of cities are continuing after decision of state council, Information and Communication

Technologies Authority published new regulation that de-termine basis for inspection of base stations. According to this, base stations won’t inspected by establishing company or people.

“Regulation on Determination, Control and Inspection of Aspect Limit Values of Electromagnetic Field Intensity Aris-ing from Electronic Communication Devices According to International Standards” was prepared by ICTA, put into action by publishing on official gazette. The regulation ar-range cases related location, installation, supervision and preparing of the Security Certificate of fixed electronic com-munication devices have electromagnetic field, limit values of electromagnetic field intensity based of international stan-dards, measurement methods and institutions for measure-ment. The regulation determine procedures and principles intended for making fixed electronic communication devices which aren’t fit with electromagnetic field intensity limit val-ues according to measure, fit with limit values and sanctions which will applied to operators in case of non fulfillment of these rules, determined in the law. The regulation include fixed electronic communication devices which are fit national and international standards in case of exposing electromag-netic field involuntary, operate on 10 kHz – 60 GHz frequency band, could be serviced in this band in now or the future and used in residential area. Transmitter, receiver / transmit-

D anıştay kararının ardından baz istasyonlarının şehir dışına taşınmasına yönelik tartışmalar sürerken, Bil-gi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), baz istas-

yonlarının denetimine yönelik esasları belirleyen yeni yönet-meliği yayınladı. Buna göre, baz istasyonlarının denetimi artık istasyonu kuran kurum ve kişilerce yapılamayacak. Baz istas-yonlarının denetimi, BTK ve BTK’nın yetki verdiği kuruluşlarca gerçekleştirilecek.

BTK tarafından hazırlanan “Elektronik Haberleşme Cihaz-larından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Ulusla-rarası Standartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belir-lenmesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkında Yönetmelik”, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelikle, elektro-manyetik alan oluşturan sabit elektronik haberleşme cihazları-nın kuruluş yeri, montajı, denetlenmesi ve Güvenlik Sertifikası düzenlenmesine ilişkin hususları, uluslararası standartlar te-melinde elektromanyetik alan şiddeti limit değerlerini, ölçüm yöntemlerini ve ölçüm yapacak kuruluşları düzenliyor. Yönet-melik, ölçüm sonuçlarına göre elektromanyetik alan şiddeti limit değerlerine uygun olmayan sabit elektronik haberleşme cihazlarının limit değerlere uygun hale getirilmesine ve bun-lara uyulmaması halinde işleticiler ve işletmecilere uygulana-cak Kanunda belirtilen müeyyidelere ilişkin usul ve esasları da belirliyor. Yönetmelik, elektromanyetik alana istem dışı maruz kalma durumunda ilgili ulusal ve uluslararası standart-lara uygun olan ve 10 kHz-60 GHz frekans bandında çalışan, mevcut ve gelecekte bu banda hizmete konulabilecek ve meskûn mahal içinde kullanılan sabit elektronik haberleşme cihazlarını kapsıyor. Yine, hücresel mobil sistemlerin verici,

BAZ İSTASYONLARININ DENETİMİ BTK VEYA YETKİ VERDİĞİ KURULUŞLARCA GERÇEKLEŞTİRİLECEK

104

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 107: Telekom Dünyası Nisan 2011

ter of cellular mobile systems, mobile transmitter, receiver / transmitter which are used to offer electronic communication system temporarily are in the scope of the regulation. Bases related determination limit values of electromagnetic field intensity which comprise during installation and operating of other fixed electronic communication devices have out-put power higher than 5 Watt, measurement methods and inspection will be arranged with the regulation.

THERE WILL BE SECURITY CERTIFICATE

According to the regulation, fixed electronic communi-cation devices and radio-TV transmitter devices can be established in locations which are applicable with license type documented by the institution and broadcasting company made to Radio and Television Supreme Council and other devices can be installed in locations which de-termined in permission is given by the institution. Instal-lation location of base stations will be determined with region which including measured security space as pro-tect people access to antenna and devices without con-trol of operator and except personnel. Security space in question will be measured based on device output power, antenna gain, and the limit value of electric field consid-ering broadcasting direction beginning from antenna ac-cording to formula determined by IRPA. Garden board-ers will be considered while measuring security space in area where pre-primary education and basic education institutions are located. While installing electronic com-munication devices in healthcare organization, it is paid attention devices not to effect medical devices. Operators will have to get Security Certificate for fixed electronic communication devices. While installing of fixed commu-nication devices in residential area, security space will be considered as a minimum. Security space which is mea-sured according to main beam will be applied directional antennas. Without Security Certificate, infrastructure in-stallation such as poles, towers, sheds, container, antenna and waveguide won’t be started.

verici/alıcı cihazları ve bir mahalde elektronik haberleşme hizmetini geçici bir süre sunmak için kullanılan mobil verici, verici/alıcı cihazlar da düzenleme kapsamında olacak. Çıkış gücü 5 Watt’ın üzerinde olan diğer sabit elektronik haberleş-me cihazlarının kurulması ve işletilmesi esnasında, ortamda oluşan elektromanyetik alan şiddetinin limit değerlere uygun-luğunun belirlenmesi, ölçüm yöntemleri ve denetlenmesi ile ilgili esaslar da yine yönetmelikle düzenlenecek.

GÜVENLİK SERTİFİKASI OLACAK

Yönetmeliğe göre, sabit elektronik haberleşme cihaz-ları, radyo-TV verici cihazları yayıncı kuruluşların Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna (RTÜK) yapmış olduğu ve ku-rul tarafından belgelenen lisans tipine uygun bölgelerde, diğer cihazlar ise Kurum tarafından verilen sistem kurma izinlerinde belirtilen bölgelerde ve sayıda kurulabilecek. Baz istasyonlarının kuruluş yeri, hesaplanan güvenlik me-safesinin dâhil olduğu bölge ile anten ve cihazlara işletici ve işletmecilerin kontrolü ve personeli dışındaki kişilerin erişmesi önlenecek şekilde belirlenecek. Söz konusu gü-venlik mesafesi ise antenden itibaren ve antenlerin yayın yönü dikkate alınarak uluslar arası IRPA kuruluşunun belir-lemiş olduğu formüle göre, cihaz çıkış gücü, anten kazancı, elektrik alan limit değeri baz alınarak hesaplanacak. Okul öncesi eğitim ile temel eğitim kuruluşlarının bulunduğu mahallerde güvenlik mesafesi hesabı yapılırken, bahçe sınırları dikkate alınacak. Sağlık kuruluşlarında kurulacak elektronik haberleşme cihazlarının; tıbbi cihazları etkilen-memesine dikkat edilecek. İşletici ve işletmeciler, sabit elektronik haberleşme cihazı için Güvenlik Sertifikası al-mak zorunda olacak. Sabit elektronik haberleşme cihazla-rının meskun mahal içinde montajının yapılmasında, asgarî olarak güvenlik mesafesi dikkate alınacak. Yönlü antenler-de ana huzmeye göre hesaplanan güvenlik mesafesi uy-gulanacak. Güvenlik Sertifikası alınmadan, sabit elektronik haberleşme cihazının kuruluş yeri ile ilgili olarak direk, kule, kulübe, konteynır, anten ve dalga kılavuzu gibi altyapı montajına başlanamayacak.

105TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 108: Telekom Dünyası Nisan 2011

BİNALARA YANSITICI LEVHA

Yönetmeliğe göre, bina yüzeylerine kurulacak olan anten-lerin, arka yüzlerine gelen duvara, en az anten boyutlarında yansıtıcı levhalar monte edilecek. Paratoner, yakalama ucu ve benzeri yıldırım koruma donanımları, topraklama tesisatı ve sivil havacılık kurallarına göre gerekli ışıklandırmanın bu konu-da yayımlanan standartlara ve ilgili mevzuatlarındaki kurallara göre tesis edilmesi sağlanacak. Cihazların montajını müteakip, ölçüm cihazları ile test ve ölçümler yapılacak. Kamu güvenliği, acil durum ve afet durumlarında kurulanlar hariç olmak üzere; Güvenlik Sertifikası alan mobil istasyonlar, sistemin faaliyete geçmesini müteakip aynı yerde en fazla 3 ay hizmet verebi-lecek. İşletmeci, kurulacak sabit elektronik haberleşme cihazı için Sabit Elektronik Haberleşme Cihazı Müracaat Değerlen-dirme Formu ile Kuruma müracaat edecek. Kurum tarafından kurulması uygun bulunan sabit elektronik haberleşme cihazına müracaat tarihinden itibaren en geç 30 gün içinde Güvenlik Sertifikası düzenlenecek. Güvenlik Sertifikasının düzenlenme tarihinden itibaren en geç 120 gün içinde; sistem işletmeye alı-nıp, gerekli ölçümler yapılarak Ölçüm Değerleri Formunun aslı Kuruma teslim edecek. Sistemin işletmeye alınmaması nedeni Ölçüm Değerleri Formunun süresi içinde gönderilmemesi ha-linde Güvenlik Sertifikası iptal edilecek. Güvenlik Sertifikası, işleticiler ve işletmeciler tarafından istasyon mahallinde rahat-lıkla görülebilecek yerlere asılacak ve deforme, silinme gibi çevre şartlarının etkilerine karşı gerekli tedbirler alınacak.

DENETİMİ İŞLETİCİ YAPAMAYACAK

Baz istasyonlarına yönelik ölçümler, Kurum veya Kurum ta-rafından yetki verilen kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili mev-zuatına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişilikleri tarafından yapılacak. Ölçüm yapabilecek özel hukuk tüzel kişiliklerinde ise montaj, bakım ve işletme faaliyetlerinin yapılması hariç olmak üzere, belirlenmiş faaliyet konuları içerisinde ölçüm yapma faaliyetinin de bulunması şartı aranacak. Ölçüm yetki belgesi alacak kuruluşlar ile bu kuruluşların ortak ve yöneti-cilerinin, montaj, bakım ve işletme faaliyetleri yapan kuruluş-larla ilişkisi bulunmayacak. Ölçümlerde spektrum analizör ve geniş bantlı ölçüm cihazları kullanılır. Bu cihazlara ait minimum teknik özellikler de yönetmelikle belirlendi. Ölçüm yetki bel-gesi almak isteyen kuruluşlar ölçüm yetkisi almak istedikleri frekans bant aralığını Kuruma bildirecek. Ölçümler; üniver-sitelerin; elektrik-elektronik, haberleşme, fizik mühendisliği, fizik lisansı veya elektromanyetik dalgalar ile ilgili dersleri ala-rak teknik bölümlerin birinden veya meslek yüksek okulu ile liselerinin elektrik, elektronik haberleşme teknolojisi (teleko-münikasyon, haberleşme, haberleşme teknolojisi, elektronik haberleşme), elektronik teknoloji (elektrik-elektronik, elektrik elektronik teknikerliği, elektronik, endüstriyel elektronik) bö-lümlerinden mezun olan personel tarafından yapılabilecek. Bu personelin, ölçüm sertifikası alması da gerekecek.

ÖLÇÜM ESASLARI

Ölçüm yetki belgesi almak isteyen kuruluşlar ilgili cihazlara

REFLECTOR PLATE TO BUILDINGS

According to the regulation, reflector plate will be installed on walls at least antenna-sized behind antennas which will be installed on walls of buildings. Installation of lightning rod, catching tip, suchlike lightning protection equipment and needed lighting according to civil aviation rules will be pro-vided in accordance with standards published in this issue and rules in related legislation. After installation of devices, test and measurements will be performed by measurement devices. Mobil stations which took Security Certificate can operate in the same location maximum 3 months after go-ing into action except installed in case of public security emergency and disaster situations. Operator will apply to institution with Fixed Electronic Communication Device Ap-plication Evaluation Form for fixed electronic communication device which will be installed. Security Certificate will be prepared to fixed electronic communication device which is approved to installation, in maximum 30 days after applica-tion. In maximum 120 days after the date of preparation of Security Certificate; original of Measurement Values Form will be sent to institution by put system into use and mak-ing needed measurements. If the reason of not put system into use is Measurement Values Form didn’t sent in the de-termined period, Security Certificate will be cancelled. Se-curity Certificate will be hang to location where can be seen in station location by operators easily and needed measure-ments will be taken against effects of environmental condi-tions such as deleted and deformed.

OPERATORS WON’T MAKE INSPECTION

Measurement for base stations will be made by the institution or private law legal entities which was installed in accordance with legislation public institutions and organizations authorized by the institution. Private law legal personality capable of mea-suring in the assembly, maintenance and operational activities canceled, except in designated fields of activity in the presence of measurement condition of activity to be searched. Partner and managers of institution which will take measurement docu-ment, and institution won’t have related with institutions which make measurement and operating. Spectrum analyzer and broadband measurement equipments will be used in mea-surements. Minimum technical features of this equipment are determined by the regulation. Institutions which want to get measurement authorization document, will inform frequency bandwidth what they want, to the institution. Measurements can be made by personnel who graduated university’ departments of electrical-electronics, communications, physics, engineering, physics or electromagnetic waves related to the license by tak-ing lessons from one of the technical sections or high school’ and college’ departments of electrical, electronic communica-tion technology (telecommunications, communication, com-munication technology, electronic communication), electronic technology (electric- electronics, electric-electronics techni-cian, electronics, industrial electronics). These personnel will have to get measurement certificate.

106

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 109: Telekom Dünyası Nisan 2011

sahip olunduğuna dair belge ve nitelikleri haiz personel istih-dam edildiğini gösterir belgeler ibraz edilmek ve ölçüm yet-kisi talep edilen frekans aralığı belirtilmek suretiyle Kuruma müracaat edecek. Kurum tarafından müracaatlar değerlendi-rilerek uygun bulunması halinde iki yıl süre ile geçerli olan Ölçüm Yetki Belgesi düzenlenecek. Yapılacak olan ölçümler; temel olarak elektromanyetik alan şiddeti veya güç akı yoğun-luğu ölçümlerinden ibaret olacak. Ölçümler geniş bantlı cihaz ile yapıldığında, yakın alanda elektrik alan ve manyetik alan karmaşık bir yapı gösterdiğinden, elektrik alan ve/veya man-yetik alan probları ayrı ayrı kullanılarak ölçüm yapılır. Uzak alanda ise ölçümler sadece elektrik alan probu kullanılarak yapılacak. Bir noktada birden fazla verici bulunması halinde, geniş bantta ölçüm yapan bir cihaz ile ortamda bulunan bütün elektrik alan şiddetinin etkin değeri ölçülecek. Elektromanye-tik alan şiddetinin tek bir cihaz için belirlenen limitten fazla çıkması durumunda ortamdaki bütün vericilerin ayrı ayrı elektrik alan şiddetinin tespiti için, spektrum analizör ve yönlü anten kullanılacak. Ölçümlerde personel, üzerinde bulundur-duğu her türlü elektronik cihazı ölçüm sonuçlarını etkileme-mesi bakımından kapalı tutacak. Cihazın ilk çalıştırılmasından sonra teknik dokümanında belirtilen süre kadar cihaz kararlı duruma geçene kadar beklenecek. Her ölçüme başlama-dan evvel ölçüm cihazlarının varsa sıfırlama tuşuna basılacak. Ölçümler, ölçüm yapılacak sistemin çalışır durumda olduğu saatlerde gerçekleştirilecek. Ölçümler, verici antenin yayın paterni dikkate alınarak yapılacak. Hücresel baz istasyonları ölçümleri için bu maddede açıklanan ölçüm yöntemlerine ek olarak aşağıdaki hususlara da dikkat edilecek. Ölçümler, an-tenin yayın yaptığı yönden başlamak üzere yatayda sağa ve sola doğru en az üç değişik noktadan yapılacak. Ölçümler; antenin yayın paterni dikkate alınarak, yayına doğrudan ma-ruz kalan bölgede en az 3 noktadan yapılır.

ÖLÇÜM CİHAZINA GPS

Yönetmelikle, limitlerin aşılması halinde uygulanacak iş-lemler de belirlenirken, tek bir cihaz için izin verilen limit de-ğerin üzerinde olduğunun tespit edilmesi halinde işletici ve işletmeciye söz konusu limit değerleri sağlaması için tebliğ tarihinden başlamak üzere 10 iş günü süre verilir. Bu sürenin bitiminde yapılacak denetim ve ölçümlerde uygunsuzluğun devam ettiğinin tespit edilmesi halinde ise cihazın çalışması durdurulacak. 10 kHz-60 GHz frekans bandında çalışan, mes-kun mahal içerisindeki sabit elektronik haberleşme cihazların hücresel mobil sistemlerin verici, verici/alıcı cihazlar ile çıkış gücü 5 vatın üzerinde olan sabit elektronik haberleşme cihaz-larının kurulması, işletilmesi ile ilgili olarak gelen dilekçe ve şikayetler, BTK veya ilgili bölge müdürlüğüne yapılacak. Hüc-resel baz istasyonlarına ait dilekçe ve şikayetler ilgili işletici ve işletmeciye de yapılabilecek. Şikayet edilen baz istasyo-nuna ait güvenlik sertifikası ve ölçüm değerleri formu şikayet sahibine gönderilecek. Ölçüm cihazlarının gerçekten ölçüm yapılması gereken baz istasyonunda yapılıp yapıldığının, kim tarafından yapıldığının, değerlerin ne çıktığının ve hangi tarih-te yapıldığının tespit edilebilmesi için ölçüm cihazlarına ‘GPS’ de konacak.

MEASUREMENT BASES

Institutions that want to take Measurement Authorization Doc-ument, demonstrating that the documents and related devices have the qualifications to be submitted documents indicating that the employment of staff and the measurement frequency range of the requested authority will apply to the Authority named. Measurement Authorization Document is valid for two years will be prepared in case of approval by evaluating. Mea-surement will be done will be composed of electromagnetic field strength or power flux density measurements basically. Measurements were made with a broadband device, near the area shows a complex structure of electric field and magnetic field, electric field and / or magnetic field probes, measure-ment is done separately by using. Measurements were made using only the electric field probe in a remote area. If there is one point more than one transmitter, all located in broadband with a device to measure the effective value of the measured electric field intensity. Electromagnetic field intensity than the limit set for the case of a single device all the media-makers to determine the severity of the electric field separately, spectrum analyzer, and directional antenna used in. Personnel, have in the measurement results do not affect the terms of any electronic device to hold off during measurement. Must be waited until device will be steady after first starting of device. Will press reset button of measurement device before the start of each measurement. Measurement will be done at the period when system can operate. Measurements will be done considering broadcast pattern of transmitter antenna. Bases as follows will be considered in addition to measurement methods in this ar-ticle on cellular base station measurements. Measurements will be done from at least three different points of the antenna and the direction to begin broadcasting horizontally towards the left and right. Measurements, considering broadcasting pattern from different 3 points which is directly exposed broadcast.

GPS TO MEASUREMENT DEVICE

Procedures are determined in case of exceed limits and over the permitted limit value for a single device if it is de-termined that the limit values of the operator and the opera-tor to provide such notification shall be allowed 10 working days from the date. At the end of this period, the audit and continuing non-compliance if it is determined in measure-ments of the device stopped working. Petition and complaint intended for establishment and operating of fixed electronic communication devices, cellular mobile systems, the trans-mitter, the transmitter / receiver devices which operate on 10kHz – 60 GHz in residential area and fixed electronic com-munication devices which have output power higher than 5 Watt will be made to ICTA or related region directorate. Petition and complaints related cellular base stations can be done to related operators. Security Certificate and Measure-ment Clause Form will be sent to complainant. GPS will be integrated to measurement devices in order to determine did measurement made and by whom and when and what did the values.

107TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 110: Telekom Dünyası Nisan 2011

ALCATEL-LUCENT’TAN AVUÇ İÇİ KADAR BAZ İSTASYONU

PALM SIZE BASE STATION BY ALCATEL-LUCENT

A lcatel-Lucent is bring-ing totally new dimen-sion to telecom world

with latest technology as a results of R&D studies which Alcatel-Lucent make approxi-

mately 2,5 billion € investments to. Turkiye launch of “lightradio” is mobile technology of new generation and developed by Bell Labs was held with the partici-pation of Alcatel-Lucent Chairman Of The Board Ali Kancal, Alcatel-Lucent Bell Labs England and Ireland Director Sam Samuel.

Ali Kancal has made a speech at the press release and emphasized that 59 percent of world population use mobile phone and the number of mobile devices in the world reach to 5 billion. Kancal said: “Predic-tions show that there will be 6,5 billion mobile connec-tion in the next 3 years. In 2013, mobile phones will get ahead to computers as most common web connec-tion devices across the world. According to our studies in Bell Laboratories, there will be 18 fold increasing on the number of mart phones and 30 fold increasing on the number of wireless data traffic in 2015.”

Kancal stated it is expected that typical 4G smart phones will consume 3,4 GB data in 2015 and ex-plained importance of the technology of “lightradio” as follows: “This value is mean 8 fold of consumption of today’s 3G smart phones. Speed and extent og de-

Alcatel-Lucent her yıl 2.5 milyar € yatırım yaptığı Ar-Ge çalışmaları ne-

ticesinde gündeme getirdiği son teknolojiyle, telekom dün-yasına bambaşka bir boyut ge-tiriyor. Bell Laboratuvarları tarafından üretilen, yeni nesil mobil teknolojisi “lightRadio” Türkiye lansmanı, Alcatel-Lucent Teletaş Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kan-çal ve Alcatel-Lucent Bell Laboratuarları İngilte-re ve İrlanda Direktörü Sam Samuel’in katılımıyla İstanbul’da yapıldı.

Ali Kançal, basın toplantısında yaptığı konuşmada, dünya nüfusunun yüzde 59’unun cep telefonu kullandığını, dün-yadaki mobil cihaz sayısının ise 5 milyara ulaştığını vurgu-ladı. Kançal, “Tahminler önümüzdeki üç yıl içinde 6,5 mil-yar mobil bağlantıya ulaşılacağını gösteriyor. 2013’te, cep telefonları dünya çapında en yaygın Web erişim aygıtları olarak PC’lerin önüne geçecek. Bell Laboratuarları’ndaki çalışmalarımıza göre ise; 2015’te akıllı telefon sayısında 18 kat, kablosuz veri trafiğinde ise 30 kat artış göreceğiz” dedi.

Tipik 4G akıllı telefonların 2015 yılında, ayda 3,4GB veri tüketmesinin beklendiğini dile getiren Kançal, “ligh-tRadio™” teknolojisinin önemini şu şekilde açıkladı: “Bu değer yüksek seviyeli 3G akıllı telefonların günümüzde-ki veri tüketiminin 8 katı anlamına geliyor. Gelişen mobil teknolojilerin hızı ve yaygınlığı, 21. Yüzyıla damgasını vu-

108

TD HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 111: Telekom Dünyası Nisan 2011

veloping mobile technologies is bringing difficulties of 21th together. If we think about existing environmen-tal and economic issues result from base stations and GSM technologies, it isn’t shown to be able to meet the increase in use with existing infrastructure facilities in the future. In this point “lightradio” is the invention of the era.”

“From today there are more minimal networks needs. As Alcatel-Lucent we have created radical base sta-tion by coming together with Bell Labs and important partners.“said Kancal and according to information by him; “lightRadio™” is only mobile phone-sized will be adequate to both 3G and 4G which is the technology of the future.

It is expected that “lightRadio™” wil provide 60 per-cent savings on setting up costs and consume 50 per-cent less energy than existing base stations. It is able to get %50 CTO saving on only 3G infrastructure by getting LTE and Small cell deployments together.

Alcatel-Lucent Bell Labs England and Ireland Direc-tor Sam Samuel explained features of “lightRadio™” at the meeting. According to information by Samuel, “lightRadio™”, has a feature as being one of the great-est inventions ever is the world with the environmental and economic saving.

ran sorunları da beraberinde getiriyor. Halihazırda baz istasyonları ve GSM teknolojisinin yarattığı çevresel ve ekonomik sorunları düşünürsek, mevcut altyapı imkanları ile gelecekteki kullanım artışının karşılanması mümkün görünmüyor. Bu noktada ‘lightRadio™’ , çağın en büyük buluşu.”

“Artık daha minimal ağlara ihtiyaç var. Alcatel-Lucent olarak, Bell Laboratuarları ve önemli ortaklarla bir araya gelerek, çığır açacak yeni ve radikal bir baz istasyonu ya-rattık” diyen Kançal’ın verdiği bilgiye göre; yalnızca bir cep telefonu büyüklüğünde olan “lightRadio™” hem 3G hem de geleceğin mobil teknolojisi 4G için yeterli olacak.

Kurulum maliyetlerinde yüzde 60’a varan oranlarda tasarruf sağlaması beklenen “lightRadio™”, mevcut baz istasyonlarından yüzde 50’ye varan oranda daha az enerji tüketecek. “lightRadio™” ile LTE ve Küçük Hücre konuş-landırmalarıyla bir araya getirilerek, sadece 3G altyapı-sında bile yaklaşık %50 TCO tasarrufu elde etmek müm-kün.

Toplantıda, “lightRadio™”nun teknik özelliklerini Bell Laboratuvarları İngiltere ve İrlanda Başkanı Sam Samuel anlattı. Samuel’in verdiği bilgilere göre “lightRadio™”, çevresel ve ekonomik anlamda sunduğu tasarruf ile dün-yanın gelmiş geçmiş en büyük buluşlarından biri olma özelliğini taşıyor.

109TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 112: Telekom Dünyası Nisan 2011

ITU Secretary-General Dr Hamadoun Touré has signed an agreement with the Director General of the Secretariat of the Pacific Community (SPC),

Dr Jimmie Rodgers, which will strengthen and enhance cooperation between the two organizations and facilitate ICT development programs throughout the region.

The new Arrangements between the two parties were agreed at the Pacific ICT Ministerial Forum, which was held at SPC headquarters on April 11.

It will see ITU and SPC collaborate more actively across a range of areas, including: promoting ICT infrastructure de-velopment across the region and local industry; ICT human capacity building; cyber-security; emergency communica-tions; and new strategies. The two organizations also agreed to conduct formal annual consultations that include review of the progress made on implementation of the Arrangements.

“Last year’s Ministers’ Meeting endorsed the ‘Framework for Ac-tion on ICT for Development in the Pacific’. Since then, ITU has given priority to the pressing needs of Pacific island countries, particular-ly in the areas of capacity building, ICT applications, emergency com-munications and cyber-security," said Dr Touré. "We use meetings such as this one to make the world a better place – for everyone, wherever they live and whatever their circumstances.”

“SPC’s work cuts across many sectors and governments in the Pa-

ITU Genel Sekreteri Dr Hamadoun Touré, Paci-fic Community (SPC) Genel Sekreteri Dr. Jim-mie Rodgers ile bölge genelindeki ICT alanında

yapılan gelişmelerde iki kurum arasındaki işbirliğini arttır-mak ve güçlendirmek adına bir anlaşma imzaladı.

İki kurum arasındaki yeni anlaşma 11 Nisan’da SPC’nin merkez ofisinde gerçekleşen Pacific ICT Ministerial Forum’unda kabul edildi.

ITU ve SPC arasında bölge genelinde ve yerel endüstri-de ICT altyapısındaki gelişmelerinde desteklenmesi, ICT alanında çalışan kapasitesi geliştirmek, siber güvenlik, acil durum haberleşmesi ve yeni stratejiler gibi konularda çok daha aktif bir şekilde işbirlikleri göreceğiz. İki kurum aynı zamanda düzenlemelerin uygulanması sürecini de içeren yıllık resmi danışmanlık konusunda da anlaşma sağladılar.

Dr. Touré, konuyla ilgili : “Geçtiğimiz yıl düzenlenen Mi-nisterial Forum “Pasifikte ICT ala-nındaki gelişmeler için yapılan ak-siyonların taslağı”nı onaylamıştı. ITU o günden itibaren, özellikle kapasite geliştirme, ICT uygulamaları, acil durum haberleşmesi ve siber gü-venlik olmak üzere Pasifik’teki ihti-yaçlara öncelik vermektedir. Bu gibi toplantıları kullanarak hangi şartlar altında, nerede yaşadıklarının öne-mi olmaksızın herkes için daha ya-şanabilir bir dünya yaratmaya çalışı-yoruz.” şeklinde açıklama yaptı.

Dr. Rogers ise yaptığı konuşmada imzalanan anlaşma ile ilgili: “SPC’nin çalışmaları Pasifik’teki birçok hükümet

Ministerial Forum calls for ITU to establish a Pacific regional presence

Ministerial Forum’dan ITU’ye Pasifik’te bölgesel yapının kurulması çağrısı

110

TD DIŞ HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 113: Telekom Dünyası Nisan 2011

cific, which makes it easier for ITU and other development partners to collaborate with SPC to implement actions at the national level. Entering into Arrangements with ITU is an important step for us to progress ICT and telecommu-nication work in the region” said Dr Rodgers. “Individually we might be able to do good things, but collaboratively we might achieve even greater things.”

Jointly convened by ITU and SPC and supported by the Government of Australia and the European Union, the Pa-cific ICT Ministerial Forum was attended by ministers and senior officials from 15 Pacific island countries and ter-ritories, as well as France.

A Special Ministerial Forum Communiqué adopted by delegates recognizes the key role of ITU in ICT and tele-communication development in the Pacific and, on behalf of Pacific Member States, requests ITU to:

- Support cyber-security and Child Online Protection initiatives in the region, including continuing to support the operations of the Pacific Computer Emergency Re-sponse Team (PacCERT)

- Establish an ITU presence in the Pacific

- Continue to provide projects that focus on the identi-fied needs of the Pacific and organize more ITU events in the Pacific.

ve sektörün ötesine geçti ki bu hükümet ve sektörler ITU ile bu çalışmalar konusunda işbirliği yapmaktadır ve diğer kalkınma ortakları da ITU’ye gelişmeleri ulusal düzeyde uygulamaları konusunda ortak çalışmalar yapıyor. ITU ile böyle bir anlaşma imzalamak bölgedeki ICT ve telekomünikasyon alanını geliş-tirme açısından bizim için çok önemli bir adım. Tek başımıza mutlaka iyi işler yapabiliriz fakat işbirliği içerisinde olduğumuz-da çok daha iyi işler yapabileceğimizi biliyorum.” dedi.

ITU ve SCP tarafından ortaklaşa düzenlenen, Avustralya Hükümeti ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen Pacific ICT Ministerial Forum’una 15 Pasifik Adadan aynı zamanda da Fransa’dan bakanlar ve üst düzey görevliler katıldı.

Bildirilen Ministerial Forum Communiqué tebliğinde ise ITU’nün ICT alanındaki asıl rolü ve Pasifik’teki telekomüni-kasyon gelişmeleri belirlendi ve Pasifik Devlet Üyeleri adı-na ITU’den beklenenler belirtildi.

- Siber Güvenlik konusunda destekler, çocukların in-ternet ortamında korunması girişimler, Pacific Computer Emergency Response Team (PacCERT)’in operasyonları-nın desteklenmeye devam edilmesi.

- Pasifik’te bir ITU yapısının kurulması.

- Pasifik’te önceden belirlenmiş ihtiyaçlara yönelik yapı-lan projelerin desteklenmesi ve daha fazla ITU organizas-yonunun düzenlenmesi.

111TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 114: Telekom Dünyası Nisan 2011

The majority of smart phone users are unaware of the potential security and privacy risks that could take place if they store confidential information in their

handsets, according to a survey commissioned by the anti-virus software vendor

The study confirmed companies’ concerns focus on con-sumers indifference to the many serious security risks associ-ated with the storage and transmission of sensitive personal data on iPhone, Blackberry and Android devices.

According to the survey, 89 percent of respondents were unaware that smart phone applications can transmit confiden-tial payment information such as credit card details without the user’s knowledge or consent. In addition, 91 percent of re-spondents were unaware that financial applications for smart phones can be infected with specialized malware designed to steal credit card numbers and online banking credentials, yet nearly a third (29 percent) report already storing credit and debit card information on their devices

Just over half (56%) of respondents did not know that failing to properly log off from a social network app could allow an impos-ter to post malicious details or change personal settings without their knowledge. Of those aware, 37 percent were unsure wheth-er or not their profiles had already been manipulated.

Other Smartphone security dangers include geo-tracking based on location data embedded onto image files; the trans-mission of confidential payment information without the user’s knowledge or consent; and unauthorized premium-service orders on the monthly bill.

Officer from Research Company said: “The findings of this study signal what could be an overlooked security risk for orga-nizations created by employees’ use of smart phones. Because consumers in our study report that they often use smart phones interchangeably for business and personal, organizations should make sure their security policies include guidelines for the appropriate use of smart phones that are used for company purposes,” According to the study, 28 percent of respondents were unaware that using their smart phone for business and personal reasons can put business information at risk.

Anti-virüs yazılım üreticis tarafından yapılan araştırma; akıllı telefon kullanıcılarının büyük çoğunluğun kişi-sel bilgilerini avuçiçi telefonlarında sakladıkları tak-

dirde ortaya çıkabilecek potansiyel güvenlik ve gizlilik riskleri konusunda bilinçsiz olduğunu ortaya koydu.

Çalışma anti-virüs firmasının kullanıcılarının Iphone, Black-berry ve Android cihazlarda hassas kişisel bilgilerin saklan-ması ve iletilmesi ile ortaya çıkan birçok güvenlik riski konu-sunda kayıtsız oldukları endişesini haklı çıkardı.

Araştırma sonuçlarına göre, araştırmaya katılanların %89’u kredi kartı detayları gibi gizli ödeme bilgilerini kullanıcının bilgisi ve onayı olmadan iletebilen akıllı telefon uygulamala-rından habersiz. Aynı zamanda katılımcıların %91’i ise akıllı telefonlarda kullanılan finansal uygulamaların kredi kartı nu-maraları ya da banka detaylarını elde etmek için kötü amaçlı yazılım olabileceği konusunda herhangi bir bilgileri yok iken neredeyse %30’u ise kredi kartı bilgilerini ve hesap detayları-nı cihazlarında kayıtlı tuttuklarını belitti.

Katılımcıların yaklaşık olarak %56’sından fazlası sosyal ağ-lardan tam anlamıyla çevrimdışı olmadıklarında kötü amaçlı hesapların kullanıcıların bilgileri dışında kişisel bilgileri de-ğiştirebileceklerini ve kasıtlı olarak kötücül iletiler postalaya-bileyeceklerini bilmiyorlar. Katılımcıların %37’si ise profilleri-nin ayarlanmış olup olmadığı konusunda emin değiller.

Diğer akıllı telefon güvenlik tehlikeleri ise resim dosyaları-na gömülü lokasyon bilgilerinin takibinin yapılabilmesi. Kulla-nıcıların bilgisi ve onayı olmadan ödeme bilgi ve detaylarının transferi ve aylık ücreti olan yetkisiz özel tarifeli hizmetler.

Araştırma şirketinde bir yetkili ise yaptığı açıklamada: “Bulgu-lar kullanılan akıllı telefonları üreten firmaların bu güvenlik riskle-rini gözden kaçırmış olabileceklerini gösteriyor. Çünkü çalışma-mıza katılan müşterilerden aldığımız bilgilere göre kullanıcılar akıllı telefonları kişisel ya da iş amaçlı alternatif bir cihaz olarak kullanıyorlar, kurumlar iş amaçlı kullanılan akıllı telefonların uy-gun kullanımının ana esasları da dâhil olmak üzere güvenlik po-litikalarından emin olmaları gerekmektedir.” dedi. Araştırmaya göre, katılımcıların %28’i iş ya da kişisel amaçlı akıllı telefon kulla-nanlar iş bilgilerini riske attıklarının farkında değiller.

Mobile Device Users Are Unaware on Risks

Mobil Cihaz Kullananlar Aldıkları Risklerden Habersiz

112

TD DIŞ HABER

TELEKOMDÜNYASI2011NİSAN

Page 115: Telekom Dünyası Nisan 2011

zeytin finans 213x303.fh11 4/21/11 3:49 PM Page 1

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Page 116: Telekom Dünyası Nisan 2011

TE

LE

KO

M

NY

AS

I

N

İS

AN

AP

RI

L

20

11

ISSN

1 3

03-5

69X

21,3-30,6.pdf 1 19.04.2011 15:20

E r k a n A k d e m i rA V E A C E O

NİSAN- APRIL 2011SEKTÖRÜN İLETİŞİM MERKEZİ - COMMUNICATION CENTER OF THE SECTOR


Recommended