+ All Categories
Home > Documents > 18. Yüzyıl Divanlarında Çeşme Tarihleri

18. Yüzyıl Divanlarında Çeşme Tarihleri

Date post: 29-Mar-2023
Category:
Upload: ahbv
View: 0 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
13
Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 8/13 Fall 2013, p. 1303-1315, ANKARA-TURKEY 18. YÜZYIL DÎVÂNLARINDA ÇEŞME TARİHLERİ * Erdem Can ÖZTÜRK ** ÖZET 18. yüzyıl, Klâsik Türk Edebiyatı’nın ve Klâsik Türk Şiiri’nin son büyük temsilcilerinin yetiştiği, son başarılı numunelerinin verildiği dönem kabul edilmektedir. Yüzyılın başında Nâbî sonrasında Neylî, Nedim, Şeyh Gâlib gibi şairler bu edebiyatın son büyük temsilcileri kabul edilmiştir. Bu şairlerden ve bu devirden sonra yetişen Klâsik Edebiyat’ın temsilcileri kendilerinden önceki şairlerin seviyesine ulaşamamış; onların basit birer taklitçisi ve takipçisi olmaktan öteye gidememişlerdir. 18. yüzyıl, Klâsik Türk Edebiyatı’nın son büyük devri olmakla birlikte türlerde, nazım şekillerinde ve muhtevalarda şahsî, önceki devirlerden farklı tasarruflarda bulunulan bir devirdir. Bu değişiklikler özellikle bazı türlerde, üslup ve muhtevada görülmektedir. Ebced, diğer bir deyişle tarih düşürme geleneği ilk toplu örneklerini Ahmet Paşa Divanı’nda bulmuştur. Daha sonra yüzyıllar boyu devam etmiş, Hızır Bey, Âdem Baba, Bursalı Hâşimî, Antepli Aynî ve Sürûrî gibi şairlerde zirve noktasına çıkmıştır. 18. yüzyıl tarih manzumelerinin sayıca bir hayli fazla olduğu bir dönemdir. Bu dönemde han, hamam, saray, çeşme ve benzeri pek çok yapı için tarih düşürülmüştür. Bu manzumeler içinden 18. Yüzyıl divanlarında yer alan, çeşmeler için düşürülmüş tarihler bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Çalışmamızın esasını oluşturan tarih manzumeleri çoğunlukla kıt‘a-i kebîre ve kıt‘a-i sagîre nazım şekilleriyle yazılmıştır. Bu çalışmayla söz konusu manzumelerin şekil ve üslup özellikleri incelenecek, muhtevalarının değerlendirilmesi yapılacak ve ebced hususiyetleri ortaya konulacaktır. Anahtar Kelimeler: 18. yüzyıl, tarih düşürme, kıt‘a-i kebîre, kı‘ta- i sagîre, dîvan. * Bu makale 16-18 Ekim 2009 tarihlerinde Mardin Artuklu Üniversitesi’nde düzenlenen V. Uluslararası Kl âsik Türk Edebiyatı Sempozyumu (Prof. Dr. Harun Tolasa Hatırasına)’nda sunulan tebliğin gözden geçirilmiş ve yeni taramalarla geliştirilmiş hâlidir. Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir. ** Arş. Gör., Celal Bayar Üniversitesi Fen-Ede. Fk. TDE Bölümü, El-mek: [email protected]
Transcript

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013, p. 1303-1315, ANKARA-TURKEY

18. YÜZYIL DÎVÂNLARINDA ÇEŞME TARİHLERİ*

Erdem Can ÖZTÜRK**

ÖZET

18. yüzyıl, Klâsik Türk Edebiyatı’nın ve Klâsik Türk Şiiri’nin son

büyük temsilcilerinin yetiştiği, son başarılı numunelerinin verildiği

dönem kabul edilmektedir. Yüzyılın başında Nâbî sonrasında Neylî,

Nedim, Şeyh Gâlib gibi şairler bu edebiyatın son büyük temsilcileri kabul edilmiştir. Bu şairlerden ve bu devirden sonra yetişen Klâsik

Edebiyat’ın temsilcileri kendilerinden önceki şairlerin seviyesine

ulaşamamış; onların basit birer taklitçisi ve takipçisi olmaktan öteye

gidememişlerdir.

18. yüzyıl, Klâsik Türk Edebiyatı’nın son büyük devri olmakla birlikte türlerde, nazım şekillerinde ve muhtevalarda şahsî, önceki

devirlerden farklı tasarruflarda bulunulan bir devirdir. Bu değişiklikler

özellikle bazı türlerde, üslup ve muhtevada görülmektedir.

Ebced, diğer bir deyişle tarih düşürme geleneği ilk toplu

örneklerini Ahmet Paşa Divanı’nda bulmuştur. Daha sonra yüzyıllar

boyu devam etmiş, Hızır Bey, Âdem Baba, Bursalı Hâşimî, Antepli Aynî ve Sürûrî gibi şairlerde zirve noktasına çıkmıştır.

18. yüzyıl tarih manzumelerinin sayıca bir hayli fazla olduğu bir

dönemdir. Bu dönemde han, hamam, saray, çeşme ve benzeri pek çok

yapı için tarih düşürülmüştür. Bu manzumeler içinden 18. Yüzyıl

divanlarında yer alan, çeşmeler için düşürülmüş tarihler bu çalışmanın

konusunu oluşturmaktadır.

Çalışmamızın esasını oluşturan tarih manzumeleri çoğunlukla

kıt‘a-i kebîre ve kıt‘a-i sagîre nazım şekilleriyle yazılmıştır. Bu

çalışmayla söz konusu manzumelerin şekil ve üslup özellikleri

incelenecek, muhtevalarının değerlendirilmesi yapılacak ve ebced

hususiyetleri ortaya konulacaktır.

Anahtar Kelimeler: 18. yüzyıl, tarih düşürme, kıt‘a-i kebîre, kı‘ta-

i sagîre, dîvan.

* Bu makale 16-18 Ekim 2009 tarihlerinde Mardin Artuklu Üniversitesi’nde düzenlenen V. Uluslararası Klâsik Türk

Edebiyatı Sempozyumu (Prof. Dr. Harun Tolasa Hatırasına)’nda sunulan tebliğin gözden geçirilmiş ve yeni taramalarla

geliştirilmiş hâlidir.

Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit

edilmiştir. ** Arş. Gör., Celal Bayar Üniversitesi Fen-Ede. Fk. TDE Bölümü, El-mek: [email protected]

1304 Erdem Can ÖZTÜRK

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013

FOUNTAIN HISTORY AT 18. CEUNTRY DÎVÂN'S

ABSTRACT

18 century is accepted as an era when the classical turkish poetry

and literature's last grand represantatives were trained, and the last

successful samples were produced. At the beginning of the century after

the poet Nâbî, some poets like Neylî, Nedim and Şeyh Gâlib were

accepted as the last major represantatives of the literature. After this

era the poets, the represantatives of the classical literarature couldn't reach the same level and they became a simple imitator of the the

seniors.

Together with being an era of last grand time of classical

literature, 18 century is different from other times with its contents and

poetry which are particularly characteristic. These metomophosis are seen especially in some kinds of style, sort and content. Ebced

(composing a date order) in other words calculation of a date or other

numbers by adding up the numerical values of letters, finds its

gathered samples in Divan of Ahmet Paşa. Later on through the

centuries it reached its summit with the poets such as Hızır Bey, Âdem

Baba, Bursalı Hâşimî, Antepli Avnî and Sürûrî.

18 century at the same time an era in which historical verses are

too much. At that time ebced was used for caravansary, public bath,

palace, fountain and similiar buildings. The subject of this work ebced

(composing date order) used for the fountains which are included in the

collected poems of 18 century.

The base of our work is historical verses and they are mostly

written in the structure of kıta-i kebire and kıta-i sagire. By means of

this work the special features of style and form are going to be

evaluated and chracteristics of ebced will be exposed.

Key Words: 18 century, date composing, kıta-i kebire, kıta-i

sagire, divan.

Bu çalıĢmanın amacı 18. yüzyıl dîvânlarında yer alan çeĢmelerle ilgili tarih manzumelerini

Ģekil ve muhteva bakımından incelemektir. 18. yüzyılın türlerde çeĢitli değiĢikliklerin görülmeye

baĢlandığı ve tarih manzumesi bakımından verimli bir yüzyıl olması çalıĢma için bu yüzyılın

seçilmesinde etkili olmuĢtur.

ġiirlerin dil ve üslup özellikleri, kompozisyonu, nazım Ģekilleri ve vezinleri ile tarih

düĢürmede tercih edilen hâkim ebced usûlü incelemeye tâbi tutulacaktır. Bu amaç doğrultusunda

18. yüzyıla ait yayınlanmıĢ ve ulaĢılabilen1 dîvânlardan yüzyılın genel yapısını aksettirecek

mahiyet ve sayıda dîvân taranarak çeĢmelerle ilgili 62 adet tarih manzumesi tespit edilmiĢtir. Tespit

1 Muhammet Nur Doğan, Lâle Devri ġairi ġeyhülislâm Ġshak ve Dîvânı, MEB, Ġstanbul 1997; Muhammet Nur Doğan,

Lâle Devri ġairi ġeyhülislâm Es‟ad ve Dîvânı, MEB, Ġstanbul 1997; Muhsin Macit, Erzurumlu Zihnî Divanı, KB, Ankara

2001; Ali Fuat Bilkan, Nâbî Dîvânı, c. I, MEB, Ġstanbul 1997; Atabey Kılıç, Mîrzâ-zâde Ahmed Neylî ve Divanı,

Kitabevi, Ġstanbul 2004; Muhsin KalkıĢım, ġeyh Gâlib Dîvânı, Akçağ, Ankara 1994; Muhsin Macit, Nedîm Divânı,

Akçağ, Ankara 1997.

18. Yüzyıl Dîvânlarında Çeşme Tarihleri 1305

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013

edilen manzumelerin tam metinleri oldukça hacimli olduğu için bunların tam metni alınmamıĢ,

bunun yerine manzumelerin ilgili kısımlarını seçilerek alınmıĢtır. ÇalıĢmaya esas alınan

manzumeler numaralandırılmıĢ ve bu numaralar Ģiirlerin yanına parantez içinde yazılmıĢtır.

ÇalıĢmanın sonuna eklenen tabloda, Ģiirlerin yanındaki numaraların hangi Ģâirin hangi Ģiirine iĢaret

ettiği belirtilmiĢtir. Bu sayede söz konusu manzumelere ulaĢılması kolaylaĢtırılmaya çalıĢılmıĢtır.

Tarih manzumelerinin incelemesine geçilmeden önce, “Tarih DüĢürme” ve “Ebced”

hakkında kısaca bilgi verilecektir.

Tarih DüĢürme:

Tarih düĢürmede esas, Arap harflerini, bu harflerin ebced hesabındaki değerine göre bir

hadisenin vukû bulduğu seneyi gösterir bir kelime, bir cümle, bir mısrâ ya da bir beyit Ģeklinde

tertip etmektir.2

Tarih manzumelerinde o dönem için önem arz eden olayların tarihleri ebced hesabı ile

verilmektedir. Tarih manzumeleri fetih, düğün, sünnet, doğum, ölüm gibi önemli dönüm noktaları

için kaleme alınabildiği gibi cami, medrese, han, hamam, çeĢme vb. yapılar için de

düĢürülebilmektedir.

Tarih düĢürme sırasında en çok tercih edilen nazım Ģekli kıt‟a‟dır. Matla ve mahlas

beytinin olmayıĢıyla diğer nazım Ģekillerinden ayrılan kıt‟a, kıt‟a-yı sagîre ve kıt‟a-yı kebîre olmak

üzere iki türdür ve xa xa Ģeklinde kâfiyelenir. Kıt‟a-yı sagîre 2 beyitten 5 beyte kadar olurken, 5

beyitten fazla olanlar kıt‟a-yı kebîre olarak adlandırılmaktadır. Kıt‟alarda mahlas beyti

bulunmadığı bilgisi verilirken özellikle kıt‟a-yı kebîrelerde mahlas beytinin bulunabildiği de

kaynaklarda zikredilmiĢtir.3

Tarih düĢürme sanatı, yüksek bir kültür seviyesinin göstergesidir ve Dîvân Ģâirleri içinde

tarih düĢürme konusunda özellikle isimleri öne çıkmıĢ olanlar Hızır Bey, Âdem Baba, Bursalı

HâĢimî, Antepli Aynî ve Sürûrî gibi Ģâirlerdir.4

Ebced Hesabı:

Yukarıda da zikredildiği gibi Arap alfabesinde her harfin bir sayısal karĢılığı vardır. Tarih

düĢürme esnasında bu harflerin rakamsal değerlerinden yararlanılarak istenilen tarihe

ulaĢılmaktadır. Harflerin rakamsal karĢılıklarını kolaylıkla ezberleyebilmek için sekiz anlamsız

kelimeden yararlanılır ki bunlar Ģu Ģekilde sistematize edilmiĢtir:5

2 Tâhirü‟l-Mevlevî, Edebiyat Lügatı, Enderun, Ġstanbul 1994, s. 146. 3 Bkz. Haluk Ġpekten, Eski Türk Edebiyatı Nazım ġekilleri ve Aruz, Dergâh Yayınları, Ġstanbul 2001, s. 52. 4 ġener Demirel, “Antepli Aynî Divanı‟ndaki Tarih Manzumeleri Üzerine Bir Ġnceleme”, Turkish Studies, Volume 3/4

Summer 2008. 5 Bkz. Ġsmail Yakıt, Türk-Ġslâm Kültüründe Ebced Hesabı ve Tarih DüĢürme, Ötüken yay., Ġstanbul 2003, s. 38-42;

Ġskender Pala, Ansiklopedik Divân ġiiri Sözlüğü, L&M yay., Ġstanbul 2003, s. 138-139, 451-452; Tâhirü‟l-Mevlevî,

a.g.e., s. 38-39; Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi, Ankara 1999, s. 197; Dursun

Ali Tökel, Divan ġiirinde Harf Simgeciliği, Hece yay., Ankara 2003, s. 42-44.

1306 Erdem Can ÖZTÜRK

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013

ebced Hevvez ≈u≠≠ì kelemen saúfe´ øaraĢet §e∆∆aŸ ¬a®ı˚+len

ضظغ+ أل ثخذ قرشت سعفص كلمن حطى هوز ابجد

=ا1 =ب2 =ج3 =د4 =ه5 =و6 =ز7 =ح8

=ط9 =ى11 =ك21 =ل31 =م41 =ن51 =س61 =ع71

=ف81 =ص91 =ق111 =ر211 =ش311 =ت411 =ث511 =خ611

=ذ711 =ض811 =ظ911 =غ1111 گ=ك ژ=ز چ=ج پ=ب

“Ebced hesabı günlük hayattan mimarî eserlerin yapımına, doğumdan ölüme kadar çok

geniĢ bir alanda kullanılmıĢtır. Ebced hesabının kullanıldığı yerleri kısa baĢlıklar altında Ģöyle

sıralamak mümkündür: Günlük ihtiyaçlar ve haberleĢmelerde, isim sembolü olarak, çocuğa isim

verilirken, kitap ve makalelerde, resmî devlet kayıtlarında, fizik-matematik ve astronomi ile

mimarî, gibi fen bilimleri ile tasavvuf ve din gibi sosyal bilimlerde ve en son olarak da konumuz

olan tarih düĢürmelerde kullanılmıĢtır. Özellikle ebced hesabı denildiği zaman akla ilk gelen tarih

düĢürme olduğu için zaman içinde söz konusu iki terim birbirlerinin yerine dahi kullanılır

olmuĢtur.”6

Tarihler düĢürme sırasında Ģâirlerin baĢvurdukları yöntemler Ģunlardır:

1. Tarih-i Tam: Tarih mısrasının tüm harfleri toplanır ve tarihi tam olarak elde edilir.

2. Ta‟miyyeli Tarih: Tarih beytine ekleme ya da beyitten çıkarma yapılarak tarih elde edilir.

3. Tarih-i Mücevher: Yalnızca noktalı harfler toplanarak tarihe ulaĢılır. Menkût ya da

mûcem adı da verilir.

4. Tarih-i Mühmel: Yalnızca noktasız harfler toplanarak tarihe ulaĢılır. Bî-nukta ya da sâde

adı da verilir.

5. Tarih-i Dütâ: Tarih mısrasında verilmek istenen tarih iki kez düĢürülür.

6. Lafzen ve Mânen Tarih: Tarih hem harflerin rakamsal değeriyle düĢürülür, hem de rakam

olarak söylenir.

7. Lugazlı Tarih: Tarihler, rakam ve Ģekillerden yararlanmak suretiyle bilmece Ģeklinde

Ģiire yerleĢtirilebilir.

Bu çalıĢmanın temelini ebced ve tarih düĢürme oluĢturmadığı, bu konuda kaynaklarda

yeterli bilgi yer aldığı için konunun örnek ve ayrıntılarına yer verilmemiĢtir.7

6 ġener Demirel, a.g.m., Turkish Studies, Volume 3/4 Summer 2008. 7 Ayrıntılı bilgi ve örnekler için bkz. Pala, a.g.e., s. 138-139, 451-452; Fahir Ġz, Eski Türk Edebiyatında Nazım 2, Akçağ,

Ankara 2000, s. 531-534; Tâhirü‟l-Mevlevî, a.g.e., s. 146-149; Yakıt, a.g.e., Ötüken 2003.

18. Yüzyıl Dîvânlarında Çeşme Tarihleri 1307

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013

Tarih Manzumelerinin Nazım ġekillerine Göre Dağılımı:

Bu çalıĢmaya esas alınan 18. yüzyıla ait çeĢme tarihlerinin tamamının kıt‟a nazım Ģekliyle

kaleme alındığı görülmektedir. Bu manzumelerden 26 tanesi kıt‟a-yı sagîre, 35 tanesi ise kıt‟a-yı

kebîre nazım Ģekilleriyle yazılmıĢ manzumelerdir. Kıt‟a-yı sagîrelerden 15, 23, ve 28 numaralı

Ģiirler musarrâ, ilk beyitleri kendi arasında kâfiyeli olan, kıt‟alardandır. Kıt‟a-yı kebîrelerden ise 5,

14 ve 20 numaralı kıt‟alar musarrâdır.

Kıt‟aların genellikle matla ve mahlas beyitlerinin bulunmadığı kaynaklardan hareketle

zikredilmiĢti. Aynı kaynaklar, kıt‟alarda zaman zaman mahlas beytinin yer alabileceğini ve ilk

beytin mukaffâ olabileceğini de kaydetmektedir. Ġncelenen tarih manzumelerindeki Ģiirler arasında

musarrâ kıt‟a sayısı azdır ki bu da kıt‟a nazım Ģeklinin genel kullanımına uygunluk göstermektedir.

Bununla birlikte söz konusu manzumelerin hemen hepsinde mahlas kullanılması dikkat çekicidir.

Bu durum 18. yüzyılda kıt‟a nazım Ģeklinde birtakım değiĢiklikler yaĢanmıĢ olabileceğini akla

getirmektedir. Konuyla ilgili kesin tespitler için bu nazım Ģeklinin baĢlangıcından son örneklerine

kadar kronolojik olarak incelenmesi gerekmektedir. Bu yeni ve geniĢ hacimli incelemeleri

gerektiren bir konudur.

Tarih Manzumelerinin Vezinlere Göre Dağılımı:

Vezin ġiir Numarası

Fäúilätün Fäúilätün Fäúilätün Fäúilün 1-2-3-10-11-19-22-26-27-28-33-34-35-

38-44-46-58

Fäúilätün Fäúilätün Fäúilün 17-61

Feúilätün Feúilätün Feúilätün Feúilün 4-8-13-16-18-24-29-62

Feúilätün Feúilätün Feúilün 39

Mefäúìlün Mefäúìlün Mefäúìlün Mefäúìlün 5-20-23-25-32-36-37-40-41-42-43-45-

47-48-51-55

Mefäúilün Mefäúilün Feúùlün 49

Mefúùlü Mefäúìlü Mefäúìlü Feúùlün 6-60-54

Feúilätün Mefäúilün Feúilün 7-9-12-21-31-57-53-56

Mefúùlü Mefäúilün Feúùlün 14-15-52

Müstefúilün Müstefúilün Müstefúilün

Müstefúilün 30-50

Mefäúilün Feúilätün Mefäúilün Feúilün 59

Söz konusu ettiğimiz tarih manzumeleri vezinlerine göre incelendiğinde remel bahrinden

olan “Fäúilätün Fäúilätün Fäúilätün Fäúilün” ve hezec bahrinden olan “Mefäúìlün Mefäúìlün

Mefäúìlün Mefäúìlün” kalıplarının toplam manzume sayısının yarısından fazlasına tekâbül ettiği

1308 Erdem Can ÖZTÜRK

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013

görülmektedir. Bunları remel bahrinden “Feúilätün Feúilätün Feúilätün Feúilün” ve hafîf bahrinden

“Feúilätün Mefäúilün Feúilün” kalıpları izlerken diğer kalıplarla ancak bir ya da iki örnek olduğu

görülmektedir.

Ġncelenen manzumelerin yaklaĢık beĢte dördünün Klâsik edebiyatımızda sık kullanılan ve

diğerlerine göre daha az karmaĢık olduğu söylenebilecek olan “Fäúilätün Fäúilätün Fäúilätün

Fäúilün”, “Mefäúìlün Mefäúìlün Mefäúìlün Mefäúìlün” ve “Feúilätün Feúilätün Feúilätün Feúilün”

vezinleriyle kaleme alındığını görülmüĢtür.

Mesnevî nazım Ģeklinde her beytin kendi arasında kâfiyeli olmasının uzun hikâyelerde

Ģâire kolaylık sağladığı araĢtırmacılar arasında genel bir kabuldür. ġâirin tarih manzumesi kaleme

alırken -diğer tüm etkenler bir kenara bırakılırsa- hem vezne uymak, hem de harflerle matematiksel

bir sonuca varmak zorunda olduğu da bilinen bir gerçektir. Ġncelenen tarih manzumelerinde

Ģâirlerin daha ziyâde, âĢinâ olunan ve çok kullanılan vezinleri tercih etmesinin, mesnevî nazım

Ģeklinin uzun hikâyelerde tercih edilmesiyle benzer bir endiĢeden kaynaklandığını akla

getirmektedir.

Tarih Manzumelerinin Türlerine Göre Dağılımı:

ÇeĢme manzumeleri yukarıda kısaca değinilen tarih düĢürme türlerine göre incelediğinde

tarihlerin tamamının mânen verildiğini, lafzen veya lugazlı tarihin hiç kullanılmadığı

görülmektedir.

Söz konusu 62 çeĢme tarihinin 48 tanesi tarih-i tam ve 6 tanesi ta‟miyyeli tarih (5, 13, 41,

57, 61, 62) olup 16, 20 ve 38 numaralı tarihler de tarih-i dütâ Ģeklinde oluĢturulmuĢtur. 40 numaralı

manzume ise tarih-i mühmel ya da tarih-i bînokta olarak adlandırılan türdendir. Bunlar dıĢındaki

tarih düĢürme tekniklerine rastlanmamıĢtır.

ġiirlerin hemen hepsinde tarih, Ģiirin son beytinin son mısrasının tümüyle verilirken 15 ve

18 numaralı Ģiirlerde tarihin son mısradaki birkaç kelime ile verilmiĢtir. 21 numaralı Ģiirde ise

mahlas beytinin ardından gelen beytin tamamı tarihi vermektedir:

Bula bu beyt-i päkile Neylì

Oldı tärì∆ini anıñ gùyä

Bu Me≈emmed Efendi çeĢmesiniñ

Ġç ´afäyıla äbın eyle duúä

Nâbî 16 numaralı Ģiirde,

Mäye-yi cùĢiĢ olup ≠abúuma mänende-yi äb

Eyledüm Ģevø ü ≠arabdan iki tärì∆ ihdä

18. Yüzyıl Dîvânlarında Çeşme Tarihleri 1309

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013

beytiyle söz konusu çeĢme için aynı Ģiir içinde iki tarih düĢtüğünü belirtmektedir. Bu beytin

ardından iki mahlas beytiyle iki tarih verilmiĢtir. Bu tarihler son iki beytin ikinci mısralarının

toplanmasıyla elde edilir.

Neylî,

Birer tärì∆ olup her mı´raúı bu ma≠laúıñ Neylì

Sipihr-i täøına bu çeĢmesärıñ ferøadän oldı (20)

beytinin ardından gelen son beytin iki mısrasına iki kez tarih yerleĢtirmiĢtir:

Bu dil-cù çeĢme-yi ´äfì enäma nùĢ-ı cän oldı

Züläl-i lu≠fı Ġbrähìm PäĢänıñ revän oldı (20)

beyitleri ayrı ayrı H. 1138 – M. 1725/1726 tarihini vermektedir.

Son tarih-i dütâda ise Nedîm‟e aittir.

Va´f-ı päkinde Nedìm anuè bu beyti söyleyüp

Ġki mı´raúdan iki tärì∆ tevlìd eyledi (38)

Nedim, beytiyle tarihin dütâ olduğunu bildirdikten sonra tıpkı Neylî‟de olduğu gibi son beytin her

iki mısrasına tarihi birer kez yerleĢtirmiĢtir.

Bunların haricinde Ģiirlerin çok az bir kısmında tarih türünün verildiği (27-32-34-35-37-40-

41-42-43), genelde yalnızca beyte tarihi yerleĢtirmekle yetinildiği görülmüĢtür.

Ġncelenen Ģiirler arasındaki tek bînotka tarih ise Nedîm‟e aittir. ġâirin 40 numaralı Ģiirinde

Beyän itdi Nedìmä ˚ayr-ı menøù≠ ile täri∆in ifadesiyle makta beytinin ilk mısrasında tarihin

mühmel olduğu imâ edildikten sonra, Ģiirin son mısrasının noktasız harfleriyle tarih verilmiĢtir:

Bu raúnä çeĢme-yi pür-nùrı yapdırdı BeĢìr A˚a.

Tarih düĢüren Ģairlerin bu tasarrufları bize çeĢme tarihlerinde çok büyük oranda tarih-i tam

türünün tercih edildiğini ve tarihin tespitinin Ģiirin okuyucusuna bırakıldığını göstermektedir.

Ta„miyyeli tarihlerde dikkat çeken bir husus “su ve çeĢme” etrafındaki kelimelerin

ta„miyye için tercih edilmesidir.

Dil-i Näbì gibi äb aødı didi tärì∆in

E§er-i A≈med Efendi ide Alläh øabùl (13)

(1123-3=1120) (H. 1120 – M. 1708/1709) (Tarih-i Ta„miyye)

ġairler Ģiirlerinde ta„miye için konuya paralel kelimeleri tercih etmektedirler. Burada da

görüldüğü üzere (13) numaralı Ģiirde tarihe ulaĢabilmek için toplam sayıdan üç(=äb) sayısının

çıkarılması gerektiği, suyun akıp gitmesiyle benzerlik kurularak imâ edilmiĢtir. Suyun akıp yok

olması gibi toplam sayıdan üç(=äb) sayısının atılması çeĢme tarihine ulaĢılmasını sağlamaktadır.

1310 Erdem Can ÖZTÜRK

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013

Son mısranın ebced değeri 1123 sayısını vermektedir. Ġlk mısrada geçen “äb aødı” ibaresinden

hareketle äb‟ın ebced karĢılığı olan 3 sayısını 1123‟ten çıkarılması çeĢmenin tarihini vermektedir.

Benzer bir örnek ise Ģöyledir:

Ġçinde taúmiyyeyle didi tärì∆in Nedìm anuè

BeĢìr A˚a sebìli yapdı andan aødı hep kev§er (41)

(1873-733=1140) (H. 1140 – M. 1727/1728 ) (Tarih-i Ta„miyye)

Burada da yine “aødı” ibaresi, akıp gitmek, yok olmak mânâsında kullanılmıĢ ve tarihe

ulaĢabilmek için beyitten “hep kev§er” ibaresinin ebced karĢılığının çıkartılması gerektiğine iĢaret

edilmiĢtir. Bu çıkarma iĢlemi yaptıldığında tarihe ulaĢılır.

Tarih Manzumelerinin Kompozisyonu:

1. Tarih manzumelerindeki baĢlıkların önemli bir kısmı çeĢmeyi inĢâ ettiren kiĢinin adını

taĢımaktadır. Bunlar “Tärì∆-i ÇeĢmesär-ı Välide Sul≠än”, “Tärìh-i Çesme-yi Sul≠än A≈med Der-

Üsküdar” gibi klasik terkiplerle ifade edilmiĢtir. Bir kısım manzumeler ise sayıları az olmakla

birlikte “Tärì∆-i ÇeĢme” ya da “Tärì∆-i ġädırvän” gibi kısa ve sadece, manzumenin türünü bildiren

baĢlıklar taĢımaktadırlar. ġayet aynı yapı için birden fazla tarih varsa ikinci ve sonraki manzumeler

“Tärì∆-i Dìger Beräy-ı ÇeĢme-yi Mezbùr” “Velehu Tärì∆-i Dìger” gibi baĢlıklar almıĢlardır.

2. Tarih manzumesinin yazıldığı çeĢmeyi yaptıran kiĢi hakkında övgü dolu sözler

söylenmektedir.

Menbaúu‟l-∆ayr Mu´≠afä PäĢä

Ki Ģerefdür vücùdı insäna

Hem mu´ä≈ib hem ä´af-ı §änì

~a◊ret-i päd-Ģäh-ı devräna (9)

3. ÇeĢmeyi yaptıran söz konusu Ģahsın yaptığı hayırların devamı, iĢlerinde baĢarı bulması,

sağlığının iyi olması ve hayrının kabul edilmesi gibi hususlarda dua edilmektedir.

Saúyini meĢkùr u ∆ayrätını maøbùl eylesün

Rütbe-yi ≈add-i øabùl-i ≈a◊ret-i Rabbü‟l-úibäd (10)

4. ÇeĢmeler hakkında çok fazla söz söylenmez. Tarih manzumelerinden hareketle

çeĢmelerin fizikî özellikleri, konumu hakkında kesin bilgi edinilememektedir. Ancak çeĢmeden

18. Yüzyıl Dîvânlarında Çeşme Tarihleri 1311

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013

bahsedildiğinde bir beyitle çeĢmenin medhi yapılır ve sağlık, sıhhat vesilesi olması hususunda dua

edilir.

5. Tarih manzumesinin türünün, Ģiirlerin büyük bir çoğunluğunda belirtilmediğini

görülmekle birlikte bazı manzumelerde tarih türüne dair bilgilere rastlamak da mümkündür:

Bu mı´raúla Nedìmä söyledi tärì∆-i itmämın

Bu Ģehri mä ile Sul≠än A≈med eyledi sìr-äb (32)

Beyän itdi Nedìmä ˚ayr-ı menøù≠ ile täri∆in

Bu raúnä çeĢme-yi pür-nùrı yapdırdı BeĢìr A˚a (40)

˙älib-i däúì didüm tärì∆-i itmämın tamäm

Selsebìl-i MihriĢähì ´ub≈-ı envär-ı se≈äb (27)

6. ġiirin sonunda ise tarih beyti/beyitleri, mısrası ya da kelimesi yer almakta; Ģâirin mahlasına

da bu son beyitte rastlanmaktadır.

Tarih manzumelerinin kompozisyonunu kısaca bu Ģekilde sıralamak mümkün olmakla

birlikte hepsinin bu unsurları tam olarak taĢıdığını ya da tüm manzumelerde bu sıraya tam olarak

uyulduğunu söylemek mümkün değildir. Bu kompozisyon inceleme sırasında 18. yüzyıl çeĢme

tarihlerinde görülen hâkim usûldür.

Tarih Manzumelerinde Kullanılan Üslup:

ġiirlerin ana ekseninin çeĢmeler ve dolayısıyla su olduğu düĢünüldüğünde ilk akla gelen

Ģeylerden biri benzetme konusunda nelerin tercih sebebi olduğudur. ġiirlere bu gözle bakıldığında

benzetmelerin çok olmamakla birlikte “kevser”, “zemzem” gibi tahmin edilebilecek kavramlar

etrafında toplandığını görülmektedir. Bunlardan “zemzem” benzetmesine bir iki yerde rastlanırken

hakim olan unsurun “kevser” olduğu görülmektedir:

Mäõi cärì getürüp ∆ayr ile sìr-äb itdi

Oldı hem-reng-i bihiĢt eyledi kev§er çü du∆ùl (13)

Eyledi icrä BehiĢt-i lu≠fınuè enhärını

Bundan äb-ı kev§eri nùĢ eyle øana øana gel (26)

1312 Erdem Can ÖZTÜRK

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013

Dehen-i lùlesi Ģekker gibi eyler taørìr

Bir nümùne ´orana çäĢni-i kev§er içün (29)

˙älib øalemden aødı bil tärì∆i hem-çün selsebìl

A´≈äba zemzem hem sebìl úayn-ı ´afä-yı MihrĢäh (30)

Diğer türlerde olduğu gibi tarih manzumelerinde de dîvân Ģiirinin kendine has kelime

dünyası kullanılmıĢtır. Fakat bu manzumelerde asıl önemli bölüm tarihin verildiği kısım olduğu

için tekrarlara düĢüldüğü de görülmektedir. Nedîm‟e ait aĢağıdaki mısralarda olduğu gibi farklı

Ģiirlerde benzer mısralar tekrar edilir. Hatta bu tarihler farklı kiĢiler tarafından yaptırılmıĢ çeĢmeler

için düzenlenmiĢ manzumelerdir.

ġehen-Ģäh-ı hümäyun-päye Sul≠an A≈med-i ˙äzì

Ki Ģämildür cihäna reõfeti ebr-i bahäräsä (40)

ġehen-Ģäh-ı hümäyun-päye Sul≠än A≈med-i ˙äzì

Ki Ģämildür cihäna lu≠f u ebr-i nev-baharäsä (42)

***

O ≈äøän-ı cihänuè ma®har-ı el≠äf u i≈sänı

BeĢìr A˚a o Ÿät-ı bì-úadìl-i mekrümet-pìrä (40)

O ∆äøän-ı cihänuè sıhr-ı ∆ä´-ı mekrümetkärı

Vezìr-i aú®am Ġbrähìm PäĢä-yı Felä≠un-rä (42)

Klâsik edebiyatın yaygın sanatlarından olan mübalağaya sadece bir kaç örnekte

rastlanmaktadır.8 Bununla birlikte manzumenin sonunda tarih verilirken kullanılan ifadelerin

genelde sade ve hemen hemen aynı olduğunu görülmektedir:

8 Böyle bir ≈älet-fezä ser-çeĢme bünyäd itdi kim

Lùlesinden ´u gibi aømaødadur dürr-i úAden

Bäreke‟llah bäreke‟llah çeĢme-yi äb-ı ≈ayät

™u degül bu nùrdur ammä ki olmıĢ mevc-zen (46)

***

Áb-ı ≈ayvandan münevverdür bu úayn-ı ´äf kim

Menbaú-ı ®ulmet anuè bunuè menär-ı müõminìn (3)

18. Yüzyıl Dîvânlarında Çeşme Tarihleri 1313

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013

Neyli-i däúì didi tärì∆ini

Ġçelim úayn-ı úAlìden kev§eri (17)

Neyliyä nùĢ iden a≈bäb sitäyiĢler ile

Didi tärì∆i içün çeĢme-yi kev§eräsä (18)

Buraya kadar 18. yüzyılda yazılmıĢ çeĢme tarihlerinin Ģekil ve muhteva özelliklerinin

tespitine çalıĢılmıĢtır. Klâsik edebiyat tür ve Ģekil problemlerinin en çok halledildiği alan olsa da

hâlâ tartıĢmaların devam ettiği bilinmektedir. Bu tartıĢmaları kesin bir sonuca bağlamak tüm

türlerin ayrıntılı olarak incelenmesi, türlere ve Ģekillere ait özelliklerin tam olarak ortaya

koyulması, bunların örnek metinlerle desteklenmesi, hatta türlerin yüzyıllara göre geliĢiminin

kronolojik olarak gözler önüne serilmesiyle mümkün olacaktır. Türlerde yüzyıllara göre bir takım

değiĢikliklerin yaĢanmıĢ olması ihtimali akılda tutulmalı ve bunlar üzerinde dikkatle durulmalıdır.

Biz de temelde yukarıdaki amaçlarla bu konuda yapılacak çalıĢmalara kapı aralamak ve

katkıda bulunabilmek adına 18. yüzyıl çeĢme tarihlerinin bir takım özelliklerini ortaya koymaya

çalıĢtık.

Numaralandırma Cetveli:

1 Lâle Devri ġairi ġeyhülislâm Ġshak, Ġstanbul 1997,

s. 295-296.

32 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 139-

140.

2 Lâle Devri ġairi ġeyhülislâm Ġshak ve Dîvânı,

Ġstanbul 1997, s. 298.

33 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 140.

3 Lâle Devri ġairi ġeyhülislâm Es‟ad ve Dîvânı,

Ġstanbul 1997, s. 137.

34 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 144-

145.

4 Lâle Devri ġairi ġeyhülislâm Es‟ad ve Dîvânı,

Ġstanbul 1997, s. 142.

35 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 150.

5 Erzurumlu Zihnî Divanı, Ankara 2001, s. 88. 36 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 151-

152.

6 Erzurumlu Zihnî Divanı, Ankara 2001, s. 88. 37 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 152.

7 Nâbî Dîvânı, c. I, Ġstanbul 1997, s. 187-188. 38 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 157-

159.

8 Nâbî Dîvânı, c. I, Ġstanbul 1997, s. 189. 39 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 164.

9 Nâbî Dîvânı, c. I, Ġstanbul 1997, s. 191. 40 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 177-

178.

***

™ıdø u i∆lä´ ile bir defúa teva◊◊ì iderek

Áb-destin yed-i bey◊ä gibi eyler ra∆Ģän (4)

1314 Erdem Can ÖZTÜRK

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013

10 Nâbî Dîvânı, c. I, Ġstanbul 1997, s. 210. 41 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 179.

11 Nâbî Dîvânı, c. I, Ġstanbul 1997, s. 234. 42 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 185.

12 Nâbî Dîvânı, c. I, Ġstanbul 1997, s. 247. 43 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 186.

13 Nâbî Dîvânı, c. I, Ġstanbul 1997, s. 298. 44 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 187.

14 Nâbî Dîvânı, c. I, Ġstanbul 1997, s. 297-298. 45 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 188.

15 Nâbî Dîvânı, c. I, Ġstanbul 1997, s. 299. 46 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 190.

16 Nâbî Dîvânı, c. I, Ġstanbul 1997, s. 299-300. 47 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 191.

17 Mîrzâ-zâde Ahmed Neylî ve Divanı, Ġstanbul

2004, s. 409-410.

48 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 191-

192.

18 Mîrzâ-zâde Ahmed Neylî ve Divanı, Ġstanbul

2004, s. 412.

49 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 193.

19 Mîrzâ-zâde Ahmed Neylî ve Divanı, Ġstanbul

2004, s. 443.

50 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 193.

20 Mîrzâ-zâde Ahmed Neylî ve Divanı, Ġstanbul

2004, s. 444.

51 Nedîm Divânı, Ankara 1997, s. 194.

21 Mîrzâ-zâde Ahmed Neylî ve Divanı, Ġstanbul

2004, s. 448.

52 Kânî Divanı, Ankara 2013, s. 224-226.

22 Mîrzâ-zâde Ahmed Neylî ve Divanı, Ġstanbul

2004, s. 461-462.

53 Lebîb Divanı, KB e-kitap, s. 342-345.

23 Mîrzâ-zâde Ahmed Neylî ve Divanı, Ġstanbul

2004, s. 463.

54 Lebîb Divanı, KB e-kitap, s. 355-356.

24 Mîrzâ-zâde Ahmed Neylî ve Divanı, Ġstanbul

2004, s. 474-475.

55 Lebîb Divanı, KB e-kitap, s. 357.

25 ġeyh Gâlib Dîvânı, Ankara 1994, s. 119-120. 56 Lebîb Divanı, KB e-kitap, s. 395.

26 ġeyh Gâlib Dîvânı, Ankara 1994, s. 134. 57 Kâmî Divanı, KB e-kitap, s. 128.

27 ġeyh Gâlib Dîvânı, Ankara 1994, s. 135. 58 Kâmî Divanı, KB e-kitap, s. 131.

28 ġeyh Gâlib Dîvânı, Ankara 1994, s. 135. 59 Kâmî Divanı, KB e-kitap, s. 134-135.

29 ġeyh Gâlib Dîvânı, Ankara 1994, s. 135-136. 60 Kâmî Divanı, KB e-kitap, s. 135.

30 ġeyh Gâlib Dîvânı, Ankara 1994, s. 160-161. 61 Kâmî Divanı, KB e-kitap, s. 142-143.

31 ġeyh Gâlib Dîvânı, Ankara 1994, s. 164. 62 Kâmî Divanı, KB e-kitap, s. 169.

18. Yüzyıl Dîvânlarında Çeşme Tarihleri 1315

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/13 Fall 2013

KAYNAKÇA

BĠLKAN, Ali Fuat, Nâbî Dîvânı, c. I, MEB, Ġstanbul 1997.

DEMĠREL, ġener, “Antepli Aynî Divanı‟ndaki Tarih Manzumeleri Üzerine Bir Ġnceleme”, Turkish

Studies, Volume 3/4 Summer 2008.

DEVELLĠOĞLU, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi, Ankara 1999.

DOĞAN, Muhammet Nur, Lâle Devri ġairi ġeyhülislâm Es‟ad ve Dîvânı, MEB, Ġstanbul 1997.

---, Lâle Devri ġairi ġeyhülislâm Ġshak ve Dîvânı, MEB, Ġstanbul 1997.

Ġpekten, Haluk, Eski Türk Edebiyatı Nazım ġekilleri ve Aruz, Dergâh Yayınları, Ġstanbul

2001.

ĠZ, Fahir, Eski Türk Edebiyatında Nazım 2, Akçağ, Ankara 2000.

---, Eski Türk Edebiyatında Nazım, Akçağ, Ankara 2000.

KALKIġIM, Muhsin, ġeyh Gâlib Dîvânı, Akçağ, Ankara 1994.

KILIÇ, Atabey, Mîrzâ-zâde Ahmed Neylî ve Divanı, Kitabevi, Ġstanbul 2004.

KURTOĞLU, Orhan, Lebîb Dîvânı, Hacettepe Üniversitesi Doktora Tezi 2004, KB e-kitap.

MACĠT, Muhsin, Erzurumlu Zihnî Divanı, KB, Ankara 2001.

---, Nedîm Divânı, Akçağ, Ankara 1997.

PALA, Ġskender, Ansiklopedik Divân ġiiri Sözlüğü, L&M Yayıncılık, Ġstanbul 2003.

Tâhirü‟l-Mevlevî, Edebiyat Lügatı, Enderun, Ġstanbul 1994.

TÖKEL, Dursun Ali, Divan ġiirinde Harf Simgeciliği, Hece yay., Ankara 2003.

YAKIT, Ġsmail, Türk-Ġslâm Kültüründe Ebced Hesabı ve Tarih DüĢürme, Ötüken 2003.

YAZAR, Ġlyas, Kânî Divanı, Ankara 2012, KB e-kitap.

YAZICI, Gülgün EriĢen, Edirneli Kâmî ve Divanı, KB e-kitap.


Recommended