+ All Categories
Home > Documents > "Askeri Düzenlemeler", Osmanlı Devleti'nde Yenileşme Hareketleri 1703-1876 içinde, Anadolu...

"Askeri Düzenlemeler", Osmanlı Devleti'nde Yenileşme Hareketleri 1703-1876 içinde, Anadolu...

Date post: 25-Feb-2023
Category:
Upload: istanbul
View: 0 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
24
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra; Zorunlu vatandafl askerli¤i ile ulus-devletleflme sürecini iliflkilendirebilecek, Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas›n›n sebeplerini ve etkilerini tan›mlayabilecek, Askerî teflkilattaki yenileflmenin iç ve d›fl dinamiklerini tan›mlayabilecek, Osmanl› Devleti’nde zorunlu askerli¤e geçifl sürecini özetleyebilecek, Osmanl› Devleti’nin askerî teknoloji alan›ndaki durumunu tesbit edebile- ceksiniz. ‹çindekiler Frans›z Devrimi ve Napolyon Savafllar› Yeniçeri Oca¤›’n›n Kald›r›lmas› Düzenli Ordu Talim ve Terbiye • Tanzimat Asâkir-i Nizamiyye Zorunlu Askerlik Kura Sistemi • Seferberlik Teknoloji Transferi Askerî Sanayi Anahtar Kavramlar Amaçlar›m›z Askerî Düzenlemeler FRANSIZ DEVR‹M‹ VE ZORUNLU VATANDAfi ASKERL‹/‹NE GEÇ‹fi YUNAN ‹SYANI VE YEN‹ÇER‹ OCA/I’NIN KALDIRILIfiI II. MAHMUD DÖNEM‹NDE DÜZENL‹ ORDUNUN KURULUfiU TANZ‹MAT DÖNEM‹NDE DÜZENL‹ ORDU VE ZORUNLU ASKERL‹K ASKERÎ TEKNOLOJ‹ TRANSFER‹ VE OSMANLI ASKERÎ SANAY‹ 2 OSMANLI DEVLET‹’NDE YEN‹LEfiME HAREKETLER‹ (1703-1876) Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Hareketleri (1703-1876)
Transcript

Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;Zorunlu vatandafl askerli¤i ile ulus-devletleflme sürecini iliflkilendirebilecek, Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas›n›n sebeplerini ve etkilerini tan›mlayabilecek,Askerî teflkilattaki yenileflmenin iç ve d›fl dinamiklerini tan›mlayabilecek,Osmanl› Devleti’nde zorunlu askerli¤e geçifl sürecini özetleyebilecek,Osmanl› Devleti’nin askerî teknoloji alan›ndaki durumunu tesbit edebile-ceksiniz.

‹çindekiler

• Frans›z Devrimi ve NapolyonSavafllar›

• Yeniçeri Oca¤›’n›n Kald›r›lmas›• Düzenli Ordu• Talim ve Terbiye• Tanzimat

• Asâkir-i Nizamiyye• Zorunlu Askerlik• Kura Sistemi• Seferberlik • Teknoloji Transferi• Askerî Sanayi

Anahtar Kavramlar

Amaçlar›m›z

NNNNN

AskerîDüzenlemeler

• FRANSIZ DEVR‹M‹ VE ZORUNLUVATANDAfi ASKERL‹⁄‹NE GEÇ‹fi

• YUNAN ‹SYANI VE YEN‹ÇER‹OCA⁄I’NIN KALDIRILIfiI

• II. MAHMUD DÖNEM‹NDEDÜZENL‹ ORDUNUN KURULUfiU

• TANZ‹MAT DÖNEM‹NDEDÜZENL‹ ORDU VE ZORUNLUASKERL‹K

• ASKERÎ TEKNOLOJ‹ TRANSFER‹ VEOSMANLI ASKERÎ SANAY‹

2OSMANLI DEVLET‹’NDE YEN‹LEfiMEHAREKETLER‹ (1703-1876)

Osmanl› Devleti’ndeYenileflme Hareketleri

(1703-1876)

FRANSIZ DEVR‹M‹ VE ZORUNLU VATANDAfiASKERL‹⁄‹NE GEÇ‹fi 1789 Frans›z Devrimi, Avrupa ve dünya siyasi tarihinde bir dönüm noktas› olarakkabul edilir. Devrim sonras›nda yaflanan krall›ktan cumhuriyete ve hanedan devle-tinden ulus-devlet temelli cumhuriyete geçifl süreci, daha sonra di¤er ülkeler tara-f›ndan da model al›nm›flt›r. Frans›z Devrimi’nin modern ordu ve savafl yap›s›ndayaratt›¤› büyük dönüflüm genelde bilinmez. 1793’te yürürlü¤e sokulan zorunlu va-tandafl askerli¤i uygulamas› dünya askerî tarihinde bir milâtt›r. O tarihe kadar Fran-sa ve Osmanl› Devleti de dahil Avrupa’n›n bütün devletlerinde ordular a¤›rl›kl› ola-rak gönüllü profesyonel savaflç›lardan oluflur; bir devletin ordusu içinde yabanc›paral› askerlere, hatta komutanlara da s›kl›kla rastlan›rd›. Avrupa ordular›n›n buprofesyonel çekirdek kuvvetini sefer dönemlerinde milis olarak askere al›nan ka-sabal› ve köylü kalabal›klar desteklerdi. Devrimin ard›ndan milisli¤i la¤veden Fran-s›z Milli Meclisi, “Frans›z milleti”nin zorla askere al›nmas› fikrini reddetti; ayr›ca, sa-dece aristokratlara ait bir imtiyaz olan ordunun komuta kademelerini di¤er s›n›fla-ra da açarak flehirli orta s›n›fla (burjuva) köylülere de subay olma hakk› tan›d›.

Devrimden iki sene sonra Bourbon Hanedan›’na ait krall›¤›n kald›r›l›p FransaCumhuriyeti’nin ilân edilmesi, Avrupa’daki di¤er krall›klarla Fransa aras›nda savaflla-ra sebep oldu. Fransa’daki yeni rejimin Avrupa’daki jeo-politik dengeleri sarsmas›n-dan korkan pek çok devletle karfl› karfl›ya gelen Cumhuriyet idaresi zor durumdakald›. Böylece bir yandan her yurttafl›n “vatan savunmas›”na kat›lmas› gerekti¤i fikriifllenirken, bir yandan da orduya kat›lanlara ücret vaad edilerek fakir köylü ve esnafkökenli gönüllüler askere al›nmaya çal›fl›ld›. Ancak devam eden savafllar asker ihti-yac›n› artt›r›nca Mart 1793’te askerlik zorunlu hale getirildi. Befl cephede sürdürülensavafllara iç isyanlar da eklenince asker ihtiyac› daha da artt›. Hükümetin, bununüzerine ç›kard›¤› 23 A¤ustos 1793 tarihli seferberlik kararnamesine göre, “düflman,Cumhuriyet’in ülkesinden at›lana kadar her Frans›z erke¤i orduda hizmet edecek,delikanl›lar do¤rudan cepheye giderken evliler silâh imali ve mühimmat nakliyat›n-da, kad›nlar çad›r ve üniforma imalat›nda çal›flacak; yafll› erkekler de meydanlardakrala hakaret edip cumhuriyetin birli¤i hakk›nda halka nasihat edeceklerdi.”

Böylece “zorunlu askerlik” ya da “vatandafl askerli¤i” olarak bilinen uygulamakitle ölçe¤inde ilk kez Fransa’da bafllam›fl oldu ve sa¤l›k problemi bulunmayan 18-25 yafl aras› bütün genç erkekler askerlikle mükellef tutuldu. Ertesi sene ç›kan ikin-ci bir kanunla, belirli bir bedel ödeyerek askerlikten muaf olma hakk› kald›r›ld›.

Askerî Düzenlemeler

Ulus-devlet: Ulus-devlet,devlet idaresinin belirli birhanedana ya da aristokratikzümreye mahsus olmay›pyönetenlerin yönettiklerimilletin temsilcisi ve vekiliolarak kabul edildi¤i politikrejimdir. Fransa modeli“üniter ulus-devlet”te, ülke,devlet ve millet bir bütünolarak kabul edilir.

Seferberlik: Savafl ya daâcil durumlarda iktidarlarcabelirlenmifl milli amaçlar›desteklemek için baflta orduolmak üzere millikaynaklar›n toplan›p askerîkullan›ma verilmesine denir.19. yüzy›la kadar ordulardaha küçük ve savafllarcephelerle s›n›rl› oldu¤u içink›smî seferberlik yeterliolurdu.

Dünya askerî tarihinde her erkek yurttafl›n askerlik hizmetiyle mükellef tutulmas›na daya-nan zorunlu askerlik ilk kez Fransa’da 1793’te ortaya ç›kt› ve 19. yüzy›lda baflta Avrupa ol-mak pek çok ülkede uygulan›r oldu. ‹mparatorluk ve krall›klar›n ulus-devlet esasl› cum-huriyetlere dönüflmesinin en önemli sebeplerinden biri, zorunlu askerlikle birlikte siya-set diline giren eflitlik, millet ve vatan kavramlar›yd›.

Baflta Güney Fransa’n›n da¤l›k bölgesi olmak üzere pek çok yerde zorunlu as-kerlik uygulamas›na karfl› isyan ç›kt›¤› gibi, zorla askere al›nanlar›n bir k›sm› da fi-rar etti; ancak, Fransa, yine de düflük ayl›klarla istihdam etti¤i gençlerden bir ordukurmay› baflararak Avrupa’daki askerî dengeleri kendi lehine de¤ifltirdi. Çünküaralar›nda Osmanl› Devleti’nin de bulundu¤u pek çok imparatorluk ve krall›¤›n,farkl› etnik ve dini kökenlere sahip gruplardan oluflan tebaalar›n› ortak bir “vatanhizmeti”ne ikna etmesi kolay de¤ildi. Kald› ki bu devletlerde hakim olan saltanatya da krall›k sistemi, cumhuriyet rejimi gibi yönetenler ve yönetilenlerin eflit ve öz-defl kabul edildi¤i bir milliyetçilik ideolojisine de sahip de¤ildi.

Vatandafllar›n zorunlu askerlik hizmetiyle mükellef tutulmas› ile ulus-devletin do¤ufluaras›ndaki iliflki nedir ?

Pek çok Avrupa devleti 1793-1815 aras›ndaki Koalisyon Savafllar›, NapolyonSavafllar› ve ‹spanya Savafl›’nda Fransa ile karfl› karfl›ya geldi. Bunlar aras›nda Os-manl› Devleti de vard›. General Napolyon komutas›ndaki ordunun 1798’de M›s›r’›iflgal etmesi üzerine Osmanl› ordusu da ‹kinci Koalisyon Savafl›’nda karfl› ittifak-taki yerini ald›. Girdi¤i pek çok savafl› kazanan Frans›z ordusunu güçlü k›lan zo-runlu askerlik, topçu ve piyadelerin müflterek harekât› ile yeni piyade talimi gibihususlar, III. Selim döneminde kurulan Nizam-› Cedid ordusuna ilham kayna¤›oldu. Ancak, 1807’de ç›kan ve Kabakç› Mustafa ‹syan› olarak nitelendirilen isyanneticesinde III. Selim tahttan indirildi¤i gibi, Nizam-› Cedid projesi de sona erdi;böylece, Frans›z modelinde düzenli ve talimli yeni bir ordu kurma plan›, II. Mah-mud’un Yeniçeri Oca¤›’n› ortadan kald›rmas›yla bafllayan askerî reformlara kadarertelenmifl oldu.

YUNAN ‹SYANI VE YEN‹ÇER‹ OCA⁄I’NIN KALDIRILIfiI Sultan III. Selim’in kanl› bir ayaklanmayla tahttan indirilmesinden sonra yerine ge-çen IV. Mustafa’n›n k›sa süren saltanat›, III. Selim’i tekrar tahta ç›karmak üzere Ru-meli’den birlikleriyle ‹stanbul’a gelen Alemdar Mustafa Pafla’n›n müdahelesiyle so-na erdi. III. Selim’in katledilmesini engelleyemeyen Alemdar, II. Mahmud’u tahtageçirdi. Yeni padiflah ilk y›llar›n› ‹stanbul ve taflradaki politik dengeleri gözetmeklegeçirdi. Ülkesi üzerindeki hükmü zay›flam›fl padiflah›n karfl›s›nda ‹stanbul’da Yeni-çeri Oca¤› ile ulema; Rumeli, Anadolu, M›s›r ve Irak’ta ise âyân ya da derebeyi ola-rak an›lan mahalli güçler vard›. Bütün politik rakiplerini ayn› anda karfl›s›na almak-tan kaç›nan II. Mahmud, 1810’lu y›llar›n ortalar›ndan itibaren âyanlar› tek tek tasfi-yeye yöneldi. Bölgelerinde valilerinin yerine geçmifl olan bu karizmatik liderlerdenbir k›sm›n›n o tarihlerde eceliyle ölmesi de padiflah›n iflini kolaylaflt›rd›. Orta Ana-dolu’da hakimiyet kurmufl âyanlardan Çapano¤lu Süleyman Bey 1814’te ve Karaos-mano¤lu Ömer A¤a 1816’da; Rumeli âyanlar›ndan Serezli ‹smail Bey ile Pazvanto¤-lu Osman Pafla’dan sonra Vidin’e hakim olmufl olan ‹dris Pafla ard arda vefat etti.Padiflah böylece Orta Anadolu ile Tuna boylar›nda otoritesini yeniden sa¤lad›.

24 Osmanl › Devlet i ’nde Yeni leflme Hareket ler i (1703-1876)S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

1

Merkezî hükümete karfl› direnen âyanlar ölümle cezaland›r›ld›. Köse Pafla ha-nedan›ndan Veli Pafla’n›n 1813’teki idam›yla Güneydo¤u Anadolu’da ve Tuzcuo¤-lu Memifl A¤a’n›n 1817’deki idam›yla da k›sa bir süreli¤ine de olsa Do¤u Karade-niz’de kontrol sa¤land›. Balkanlarda da baz› idamlar›n yap›lmas›ndan sonra, II.Mahmud’un siyasi gücünü ülkenin tamam›na hakim k›lmas›n›n önünde art›k ikiengel kalm›flt›: Bugünkü Yunanistan ve Arnavutluk topraklar› aras›nda kalan Epirbölgesinde idaresini kurmufl olan Yanya Valisi Tepedelenli Ali Pafla ile yar› ba¤›m-s›z bir konuma gelmifl olan M›s›r Valisi Kavalal› Mehmed Ali Pafla.

1821 y›l› sonlar›nda görevden al›nan ve bu karar› kabul etmeyerek isyan edenYanya Valisi Tepedelenli Ali Pafla’n›n kuvvetleri ‹stanbul’dan gönderilen Osmanl›ordusu taraf›ndan da¤›t›ld›. Teslim olan Tepedelenli ileride yeni bir muhalif hare-ket bafllatmas›ndan korkularak idam edildi. Ortadan kald›r›lmas›, onun kontrol al-t›nda tuttu¤u ayr›l›kç› Yunan hareketini alevlendirdi. Bugünkü Romanya toprakla-r›na karfl›l›k gelen Eflak ve Bo¤dan ile bugün Yunanistan topraklar› içinde kalanMora yar›madas›nda bir Yunan ‹syan› patlak verdi. Büyük Avrupa devletleriyleRusya’dan destek alan bu ayaklanma befl y›l sürdü. Vur-kaç takti¤iyle gayrinizamibir harp yürüten Yunanl› çetelere karfl› 23 Nisan 1826’da Missolonghi’de niha-i bir galibiyet elde eden Osmanl› kuvvetlerinin baflar›s›ndaki as›l unsur yeniçerilerde¤il, II. Mahmud’un siyasi merkeziyetçilik politikas›na karfl› gücünü korumay›sürdüren M›s›r Valisi Mehmed Ali Pafla’n›n ordusuydu. 1810’lar›n ortalar›nda Arapköylüleri zorla askere al›p bafllar›na Türk, Arnavut ve Çerkes subaylar koyan Meh-med Ali Pafla, Avrupa ordular›na benzer düzenli ve talimli birlikler kurmufl; ayr›ca,ordusunun e¤itimi ve idaresini Fransa’dan getirtti¤i general ve subaylara b›rakm›fl-t›. ‹flte isyan›n bast›r›lmas›nda en büyük rolü, Mehmed Ali Pafla’n›n o¤lu ‹brahimPafla kumandas›nda yollad›¤› bu yeni birliklerle donanma oynam›flt›.

II. Mahmud ve onunla birlikte hareket eden devlet adamlar› Yunan ‹syan›’n›nbast›r›ld›¤› haberinin gelmesinin ard›ndan toplant›lara bafllad›lar. Savaflç› özellikle-ri iyice zay›flam›fl yeniçerilerle savafl zamanlar›nda ifle al›nan ücretli savaflç›lardanoluflan Osmanl› ordusu bekleneni veremiyordu. Avrupa ordular›yla Mehmed AliPafla’n›n kurdu¤u askeri birliklerde gözlenen disiplin ve düzen ile sürekli talimedayal› atefl ve manevra gücü, Osmanl› devlet adamlar›n›n kendi ordular›nda dagörmek istedikleri bafll›ca özelliklerdi. III. Selim’in 1792’de kurdu¤u Nizam-› Cedidile 1807’de tahttan indirilmesinden sonra Alemdar Mustafa Pafla’n›n oluflturdu¤uSekban-› Cedid birliklerinde de bu ilkeler esas al›nm›fl; ancak, her iki deneme deyeniçerilerin bafl›n› çekti¤i ayaklanmalarla ortadan kald›r›lm›flt›.

Uzun süre bast›r›lamayan Yunan ‹syan›’n›n Avrupal› güçlerin taraf olmas›yladiplomatik bir krize dönüflmesi, II. Mahmud’un bir süredir haz›rl›¤›n› yapt›¤› Yeni-çeri Oca¤›’na hakim olma plan›n› a盤a ç›kard›. Padiflah, rical, ulema ve ocak ko-mutanlar›n›n yapt›klar› gizli toplant›lar neticesinde, Yeniçeri Oca¤› içinde Eflkinciad› verilen talimli tüfekçi birliklerin kurulmas› kararlaflt›r›ld›. Oca¤›n yeni bir flube-si görüntüsü verilse de, sürekli talime dayal› bir ifl düzenine sahip bu birliklerin ye-ni bir askeri teflkilat›n habercisi oldu¤u aç›kt›. Padiflahla iflbirli¤i yapmayan alt veorta rütbeli yeniçeriler de bunun fark›ndayd›. Ancak, III. Selim’in durumuna düfl-mek istemeyen II. Mahmud, Yeniçeri Oca¤› ve ulema içinde önceden kendineyandafllar buldu. S›rp ve Yunan isyanlar›n›n ‹ngiltere ve Rusya gibi devletler tara-f›ndan da desteklendi¤ine dikkat çeken ulema, düflman› yenebilmek için onunteknik ve taktiklerini kullanman›n dini bir zorunluluk oldu¤u teziyle yeniçerileriikna etmeye çal›flmaktayd›. II. Mahmud, Yeniçerilerin Avrupai askeri talime “gâvurtalimi” diye karfl› ç›kmas›n› engellemek için talimin yabanc›lardan de¤il, M›s›r’dan

252. Ünite - Asker i Düzenlemeler

al›nd›¤›n›n üzerinde durulmas›n› ulemaya tenbihledi. II. Mahmud, bir sene öncesi-ne kadar Yeniçeri Oca¤› a¤as›yken muhtemel bir ayaklanmada bafl› çekebilecekocak mensuplar›n› tasfiyeye çal›flan A¤a Hüseyin Pafla’y› Eflkinci birliklerinin kurul-mas›n›n hemen öncesinde Bo¤az muhaf›zl›¤›na atayarak korumaya ald›. Ayr›ca,ocak içindeki orta komutanlar›n› ani bir darbeyle ortadan kald›r›p problemi kö-künden çözmek fleklindeki A¤a Hüseyin’in teklifini de kabul etmedi.

Yeni birliklerin e¤itime bafllamas›ndan üç hafta sonra beklenen oldu. Gidiflat›nkendi lehlerine olmad›¤›n› düflünen yeniçeriler 14 Haziran 1826 akflam› son kezayakland›lar. O s›rada flehir merkezinde olmayan II. Mahmud ve çevresi bu kez ha-z›rl›kl›yd›. Ertesi gün yap›lan acil toplant›dan ayaklanman›n bast›r›larak oca¤›n kal-d›r›lmas› karar› ç›kt›. Saray halk›n›n yan›s›ra Tophane, Humbarahane ve Tersane gi-bi teknik s›n›flar padiflaha sad›k kald›klar› gibi, ulema da, III. Selim’in tahttan indi-rilmesi ve Alemdar Mustafa Pafla’n›n katline yol açan iki isyandan farkl› olarak pa-diflah›n yan›nda yer ald›. Halife-sultan›n açt›¤› sanca¤›n alt›nda toplanan Müslümanhalk Topkap› Saray›’na gelip da¤›t›lan silâhlardan alarak padiflah›n birliklerine vemedrese talebeleri de bafllar›nda hocalar› oldu¤u halde ittifaka kat›ld›. Muhtemelenbunlardan bir k›sm› farkl› yeniçeri gruplar›n›n flehirde çat›fl›p durmas›ndan b›k›pusananlar; bir k›sm› da yeniçeri geçinenlerin uluorta kad›nlara sark›nt›l›k etmelerin-den flikâyetçi olanlard›. Ahalinin büyük ço¤unlu¤u, esnafl›k ya da amelelik yapankimi yeniçerilerin baz› ifl kollar›nda tekel kurmas›ndan rahats›zd›. Asl›nda 16. yüz-y›ldan beri devletin verdi¤i maafl yetmedi¤i gerekçesiyle baflka ifllerle meflgul oldu-¤u bilinen yeniçeriler, 18. yüzy›l›n sonlar›nda iyice sivilleflmifllerdi. Silâh tafl›mahaklar› ve adli dokunulmazl›klar› bulundu¤u için ticaret ve iflçilik yaparken rakip-lerinin önüne geçiyorlard›. Anadolu veya Rumeli’den ‹stanbul’a gelen köylü deli-kanl›lar› bu yüzden solu¤u ocakta al›r; esâme elde etmek için çabalard›.

Topkap› Saray› ve Sultanahmed Camii’nden ç›karak birkaç koldan Süleymani-ye’deki Yeniçeri K›fllas›’na giden padiflah yanl›s› asker ve siviller, k›sa süre içerisin-de ayaklanmay› bast›rd›. Yeniçeri K›fllas› topa tutularak yüzlerce ocakl› öldürüldü.Canl› yakalananlar›n bir k›sm›na idam veya hapis; bir k›sm›na ise memleketlerineya da Tuna boyundaki kalelere sürgün cezalar› verildi. Yeniçeri birlikleri olan or-talar›n mallar›na el konuldu. 17 Haziran 1826’da Yeniçeri Oca¤›’n›n resmen kald›-r›ld›¤›na dair ferman ve mahkeme ilâm› yay›nland›. Karar›n gerekçesi, oca¤›n birsüredir düzenini kaybetti¤i, düflman›n kulland›¤› teknik ve taktikleri ö¤renmeyireddetti¤i ve ‹slâm’›n düflmanlar›na karfl› devleti savunmaktan âciz kald›¤›yd›.Ocak içine yabanc› devlet casuslar›n›n s›zd›¤› ya da ocakl›lar›n aç›kça dine haka-ret etti¤i gibi zorlama iddialar da suçlamalar aras›ndayd›.

Oldukça h›zl› geliflen ve devrin resmi tarih yaz›c›lar› taraf›ndan Vak’a-› Hayriy-ye, yani “Hay›rl› Olay” olarak nitelendirilen bu tasfiye harekât› yeniçerilerle s›n›rl›kalmad›. Yeniçeri Oca¤›’n›n sosyal taban› ve o güne kadar ç›kan yeniçeri isyanla-r›n›n destekçileri oldu¤u düflünülen taflradan gelip ocak tekelindeki ifl kollar›ndatutunmaya çal›flan hammallar, manavlar, sebzeciler, kay›kç›lar, beygirciler ve kah-vehaneciler gibi alt s›n›flar›n mensuplar› da ‹stanbul’dan sürülmek istendi. Öncekiayaklanmalarda rol oynayan Arnavut kökenli f›r›nc› ve mezbahac›lar da mallar›nael konularak memleketlerine gönderilen gruplar aras›ndayd›. Yeniçerilerin sahipoldu¤u ve onlarla birlikte flehrin alt kesimlerinin sosyalleflti¤i kahvehane ve berberdükkânlar› kapat›ld›; Üsküdar’da Yeniçeri Oca¤› mensuplar›yla taraftarlar›n›n yafla-d›klar› bekâr evleri y›kt›r›ld› ve yeniçerili¤i hat›rlatan unvan ve sembollerin kulla-n›m› yasakland›. Ocak ortalar› için manevi önemi büyük olan kazanlara el konul-du. Ellerinde bol miktarda yeniçeri esâmesi bulunan ulemay› tedirgin etmemek

26 Osmanl › Devlet i ’nde Yeni leflme Hareket ler i (1703-1876)

Yeniçeri esâmesi: Esâme yada di¤er ad›yla esâmetezkeresi, yeniçerilereulûfelerinin, yanimaafllar›n›n ödenmesi içindüzenlenmifl olan resmievrakt›r. ‹lk dönemlerdesadece görevdeki askerlerinelinde bulunan bu belgelerzamanla askerlikle ilgisiolmayan kiflilerin elindesat›l›r olmufl ve devlethazinesine ilâve yükgetirmiflti.

için esâmelerini getirip orijinalliklerini kan›tlayanlar›n hak kayb›na u¤ramayaca¤›ilân edildi. Ancak bu tasfiye harekât›nda büyük rol oynayan A¤a Hüseyin Pafla’n›nesâmeyle gelenlere gösterdi¤i sert tav›r yüzünden pek ço¤u para talebinden vaz-geçti. Son darbe ocakla ve onun sosyal taban›yla irtibat› oldu¤u ve muhalif fikirle-rin geliflmesine zemin haz›rlad›¤› düflünülen Bektafli tarikat›na vuruldu ve diningereklerini yerine getirmemek suçlamas›yla karfl› karfl›ya kalan Bektafli derviflleri-nin bir k›sm› idam, hapis veya sürgünle cezaland›r›ld›; tarikata ait tekkeler kapat›-l›p tafl›n›r ve tafl›nmaz mallar›na devlet ad›na el konuldu.

Yeniçeri Oca¤›’n›n 14 Haziran 1826’da bafllayan ayaklanma sonras›nda 15 Haziran1826’da ‹stanbul’da yaflanan silâhl› çat›flmalarla ortadan kald›r›lmas› sadece bir askerîteflkilat de¤iflikli¤i de¤ildir. Oca¤a karfl› bafllat›lan tasfiye operasyonu sonras›nda II.Mahmud ve dan›flmanlar›n›n tehlikeli gördü¤ü pek çok sivil ve sosyal grup da çeflitli bas-k›lara maruz kalm›flt›r.

‹stanbul’da ve taflran›n pek çok yerinde ama fliddetle ama sukûnetle k›sa süre-de sonland›r›lan yeniçeri tasfiyesinin aylarca bitmedi¤i bölgeler de oldu. Rumeli’deBosna-Hersek ve Arnavutluk baflta olmak üzere, Anadolu’nun Tokat, Amasya,Kayseri, Marafl ve Antep gibi flehirlerinde yeniçeriler ve yerel destekçileri hüküme-tin karar›na karfl› ç›kt›lar. ‹dam ve sürgün gibi sert tedbirlere ra¤men devam edenbu direnifller, askerlik kadar ticaret ve vergi toplama iflleriyle de meflgul olan yeni-çerilerin mahalli ulema, eflraf, tüccar ve halkla derin ba¤lar kurdu¤unu gösterir.Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas›ndan iki sene sonra ç›kan 1828-29 Osmanl›-Rus Sa-vafl›’n›n ma¤lubiyetle neticelenmesi, ‹stanbul ve söz konusu direnifl bölgelerinde“yeniçeri ruhu”nun yeniden dirilmesi korkusunu gündeme getirdi. Ancak, art›kocak bir daha geri dönmemek üzere tarih sahnesinden silinmiflti.

Sonradan bu hadiseyi de¤erlendiren Osmanl› vakanüvisleriyle (tarih yaz›c›lar›)dönemin Avrupal› gözlemcilerine göre, Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas›n›n etkileriaskerî alanla s›n›rl› de¤ildi ve en örgütlü muhalif grup olan yeniçerilerin kald›r›lma-s› politik sistemin daha otoriter ve merkeziyetçi bir hal almas›na sebep olmufltu.Böylece, devaülasyonlara, yabanc›larla yap›lan serbest ticaret anlaflmalar›na ve ye-ni vergilere karfl› ç›kacak organize bir güç kalmam›flt›. Yeniçeri Oca¤› Osmanl› Dev-leti’nde halk müslümanl›¤›n›n ve savaflç› ruhunun da tafl›y›c›s›yd›. Yüzy›llar içindeaskerî aç›dan etkinli¤ini yitirmifl olsa da, askerli¤e ve orduya dair gelenek ve de¤er-ler ocak bünyesinde korunup yeni nesillere aktar›l›rd›. Oca¤›n hükmi flahsiyetiylesembollerine karfl› yürütülen mücadele, baflta ‹stanbul olmak üzere Müslüman aha-linin savafl, ordu ve devlete bak›fl›nda büyük bir manevi boflluk do¤uracakt›.

Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas›n›n d›fl rekabet kaynakl› askeri sebepleri ile iç siyasi se-beplerini birlikte de¤erlendiriniz.

II. MAHMUD DÖNEM‹NDE DÜZENL‹ ORDUNUNKURULUfiU17 Haziran 1826’da Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›ld›¤› ve yerine Asâkir-i Mansure-iMuhammediyye adl› yeni bir ordunun kurulaca¤› resmen ilân edildi. Asl›nda aske-riyede köklü bir de¤iflikli¤e gitmek için flartlar pek uygun de¤ildi. Bu s›rada büyükdevletlerin Yunanistan’›n ba¤›ms›zl›¤› için diplomatik bask›lar› yo¤unlaflm›fl; Os-manl› Devleti’yle Rusya aras›ndaki diplomatik iliflkiler kopma ve tekrar savafla gir-me noktas›na gelmiflti. Dönemin baz› yabanc› gözlemcilerine göre, II. Mahmud, bu

272. Ünite - Asker i Düzenlemeler

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

2

s›rada yeni bir ordu kurmaya çal›flarak büyük bir risk alm›flt›. Yeni ordunun kurul-mas›ndan sadece iki sene sonra patlak veren 1828-29 Osmanl›-Rus Harbi bu tah-minleri hakl› ç›kard›.

Asâkir-i Mansure-i Muhammediyye bafllang›çta 12.000 mevcutlu profesyo-nel bir ordu olarak planland›. K›sa sürede haz›rlanan Asâkir-i Mansure Kanunna-mesi ile ordunun hiyerarflisi belirlendi. En üst komutan› serasker olup ilk seraskerA¤a Hüseyin Pafla oldu. Beyaz›t’taki Eski Saray’›n seraskerlik makam›, yani Bâb-›Seraskeri olmas› kararlaflt›r›ld›. Bugün ‹stanbul Üniversitesi’nin kulland›¤› âbideviSeraskerlik binas› Sultan Abdülaziz döneminde infla ettirildi. Asâkir-i Mansure Nâ-z›r›, ordunun ikmal ve lojistik hizmetlerinden; baflkâtibi ise, askerî yaz›flmalarla bü-rokratik ifllerden sorumluydu. Ordu, her biri 1527’fler personele sahip 8 tertiptenoluflacak; her tertibin bafl›nda bir binbafl› bulunacakt›. Her tertip 2 kola ayr›lacakve her kol da 6’flar saftan meydana gelecekti. Kollar›n bafl›nda sa¤ kola¤as› ve solkola¤as› yer al›rken, saf›n komutas› ise yüzbafl›ya b›rak›lacakt›.

Ertesi y›l seraskerli¤e Hüsrev Pafla getirilince ordunun talim sisteminin yan›s›rateflkilat yap›s›nda da de¤iflikli¤e gidildi. Bugünkü anlamda alay yerine geçen ter-tipler taburlara ayr›ld›. Saf yerine bölük kavram› tercih edilerek kollar kald›r›ld›.Böylelikle bir tertibin 3 taburdan, bir taburun da 8 bölükten oluflmas› ve her terti-bin toplamda 2.580’er kiflilik mevcuda sahip olmas› esaslar› benimsendi. Taburabinbafl› ve tertibe de miralay (albay) komuta edecekti. 1828-29 Osmanl›-Rus Sava-fl›’ndan sonra tertip yerine alay tercih edildi ve ‹stanbul’da 4’er taburdan di¤er yer-lerde ise 3’er taburdan teflekkül edecek düzenli alaylar›n kurulmas›na baflland›.

Mehmed Ali Pafla’n›n M›s›r ordusu ile Osmanl› ordusu aras›nda 1832 y›l›nda ya-p›lan savafltan sonra ise bölük-alay aras› taktik birliklerin üstüne liva (tugay) ve f›r-ka birimleri eklendi. ‹ki alay›n oluflturdu¤u livan›n bafl›na “pafla” ünvan› tafl›yacakbir mirlivan›n (tu¤general) getirilmesi kararlaflt›r›ld›. ‹ki livan›n bir araya gelmesin-den bir f›rka (kolordu, sonradan tümen) oluflacakt›. Son olarak 1836 y›l›nda ordu-nun en tepe komuta noktas›na müflir (mareflal) rütbesi verilerek hiyerarflik silsiletamamland›. Ayn› y›l askerî iflleri görüflüp karara ba¤layacak olan Dâr-› fiûra-y› As-keri (Askeri fiûra) adl› yüksek dan›flma kurulu oluflturuldu. Görevi, ordunun silâh,techizat ve k›yafet ihtiyaçlar›n› belirlemek, al›m sat›mlarda ihaleler düzenlemek veürünlerin kalite kontrolünü yaparak ödemelere onay vermek, asker dilekçelerinide¤erlendirmek, askeri kanun, kararname ve teflkilat tasar›lar›n› görüflmek, maaflla-r› belirlemek ve yüksek subaylar›n terfi listesini haz›rlay›p seraskerli¤e sunmakt›.

Piyade s›n›f›, en küçü¤ünden en büyü¤üne kadar bütün birliklerde ana omur-gay› oluflturmaktayd›. Avrupa ordular›nda oldu¤u gibi süvari, topçu, top arabac›s›ve cebeci gibi s›n›flar›n da belirli oranlarda birliklerde yer almas› ve askerî bando-cu (muz›kac›lar), mühendis, doktor ve imamlar›n da orduda bulunmas› kararlafl-t›r›ld›. Mühendislere önceki dönemlerden daha fazla alan b›rak›ld›. Önceden gidiptalim yap›lacak alan›n geniflli¤ini ve ne kadar asker alaca¤›n› hesaplamak ve talimdüzenini belirlemek mühendislerin ifliydi. Sefer zaman› ise, çad›rlar› kurup askerîistihkâmlar› infla etmek, taburun etraf›n› tabya ve hendeklerle çevirmek, gecelerikarakol yerlerini belirlemek, ordunun geçti¤i nehirler üzerinde köprü kurmak,muharebe meydan›n›n haritas›n› ç›karmak, düflman›n yerini dikkate alarak savafltaaskerlerin flekil de¤ifltirifllerini hesaplamak, kale kuflatmalar› öncesinde komutan-lara görüfl bildirmek ve öncü olarak gidip ordunun nerede konaklayabilece¤i hak-k›nda inceleme yapmak gibi hizmetleri yerine getirirlerdi.

Osmanl› Devleti’nde Avrupa ülkelerinde mevcut harp mekteplerine benzer birkurum olmad›¤› için ilk y›llarda subaylar ya II. Mahmud’un yak›n hizmetinde bu-

28 Osmanl › Devlet i ’nde Yeni leflme Hareket ler i (1703-1876)

Asâkir-i Mansure-iMuhammediyye: Kelimemanas› olarak “Hz.Muhammed’in MuzafferAskerleri” demektir. Yeniordunun ad›nda zaferevurgu yap›lmas›, Osmanl›devlet adamlar›n›n güçlü birorduya sahip olmabeklentilerinin ifadesidir.Ordunun ad›nda “Hz.Muhammed’in askerleri”ibaresinin geçmesi ise, hemhalk›n askerli¤e olan meyliniartt›rmak hem de Avrupaitarzda talimin ‹slâm’a ayk›r›oldu¤u propagandas›n›nönüne geçmek için tercihedilmifl olmal›d›r. 1843y›l›ndan itibaren bu isminyerine düzenli ordumanas›na gelen Asâkir-iNizamiyye kullan›lm›flt›r.

lunan Topkap› Saray› Enderun a¤alar›ndan veya Serasker Hüsrev Pafla’n›n köleolarak maiyetine al›p devlet hizmetine soktu¤u kiflilerden seçilirdi. Ancak komutakademesinde tahsil görmüfl ikinci mülâz›m (te¤men) ve üstü subaylar›n azl›¤›, bü-tün ifllerin onlar›n omuzlar›na kalmas›na sebep oluyordu. Rütbeler aras›nda ast-üstiliflkisinin yeterince kurulamad›¤› bu y›llarda talimler s›ras›nda disiplini sa¤lamakda zordu. Çünkü neferlerle komutanlar› aras›nda fazla bir bilgi ve beceri fark› yok-tu. Komutanlar›n ço¤u erler gibi okuma yazma bilmiyordu.

Osmanl› ordusuna komutan yetifltirecek Mekteb-i Harbiyye, yani Harp Okulu,1835 y›l›n›n ortalar›nda geçici olarak Râmi K›fllas› içindeki odalarda faaliyete geçti.‹lk y›llarda ulema a¤›rl›kl› hoca kadrosu olan ve Maçka K›fllas› tahsis edilen mek-tepte 1836 sonlar›nda e¤itime baflland›. Eksikliklerin tamamlanmas› ise 1837 son-lar›n› buldu. Ertesi y›l buna ilâveten bir Topçu Mektebi hizmete sokuldu. Osmanl›Devleti’nde harp okullar›n›n aç›lmas› gecikmifl gözükse de, ordunun ve donanma-n›n mühendis/istihkâm subay› ihtiyac›n› karfl›layacak mühendishaneler 1826 tarihiitibariyle yaklafl›k 50 yafl›ndayd›. Mühendishane-i Berrî (Kara Mühendis Mekte-bi)’de kara ordusuna ve Mühendishane-i Bahrî’de ise donanmaya gerekli olan mü-hendisler yetifltirilmekteydi. Hasköy’deki Kara Mühendishanesi az mezun verdi¤iiçin Asâkir-i Mansure’nin mühendis kadrolar›n› doldurmak kolay de¤ildi.

1834’de Heybeliada’ya tafl›nan Deniz Mühendishanesi, Mekteb-i Bahriyye (De-niz Harp Okulu)’ye dönüflerek 1838’de yeniden e¤itime bafllad›. Osmanl› Devle-ti’nde yeterince Müslüman hekimin bulunmamas› yüzünden, Asâkir-i Mansure’ninkurulmas›n›n ard›ndan ‹stanbul’da aç›lan T›bhane-i Âmire, daha sonra ikiye bölü-nerek içinden Cerrahhane-i Askerî’yi ç›kard›. Daha sonra Avusturyal› Profesör K.A. Bernard’›n müdürlü¤ü esnas›nda Mekteb-i T›bb›yye-i fiâhâne ad›n› ald›. Askerie¤itim ve ö¤retim kurumlar› kaynak bulundukça Avrupa’dan getirtilen kitaplar vearaç gereçlerle donat›ld›. Ayr›ca 1835 y›l›ndan itibaren hem Mekteb-i Harbiyye’denhem de Kara Mühendishanesi’nden seçilen ö¤renciler Paris, Londra, Viyana veBerlin’deki benzeri kurumlara tahsile gönderilmeye baflland›.

Henüz zorunlu askerlik uygulamas›na geçilmedi¤i için yeni ordunun 12 sene-lik sözleflmelerle ifle al›nacak 15-25 yafl aras› maafll› askerlerden oluflmas› öngörül-müfltü. Kiflinin askerlikten ayr›l›p sivil hayata dönebilmesi, ticaret veya ziraatle u¤-raflabilmesi ve emeklili¤e hak kazanabilmesi için bu sürenin dolmas› gerekmektey-di. Bekârlara yüzbafl› mülâz›m› olana kadar evlenmek yasakt›. Ancak evli olanlar›norduya girmesine engel yoktu. Nizam-› Cedid’de neferlerin bir ayl›k talimden son-ra izinli say›larak köy ve kasabalar›na gitmelerine ve memleketlerinde iflleriyle u¤-raflmalar›na izin verilmiflken, Asâkir-i Mansure’de bu kap› kapat›lm›flt›.

Avrupa ordular›nda oldu¤u gibi yeni Osmanl› merkez ordusu da toplumun sosyo-politik ve sosyo-ekonomik olarak en alt zümresinden gelen fakir ya da iflsiz delikan-l›lara dayanmaktayd›. Çünkü, askerlik, uzun hizmet süresi ve nisbeten düflük ücretlersebebiyle pek cazip de¤ildi. Askere yaz›lanlar›n ço¤u, Rumeli ve Anadolu’nun Türk-çe konuflan Müslümanlar›ndand›. Bat›, Orta, Güney ve Kuzeydo¤u Anadolu, Bat›Trakya ve bugünkü Bulgaristan’la Makedonya topraklar›na denk düflen sancak ve ka-zalar bafll›ca asker kaynaklar›yd›. Süvarilik için ilk adres ise göçer Türkmen afliretle-riydi. Düzenli orduya kadrolu asker olarak yaz›lmaktan uzak duran ve sefer vakti nor-malin üzerinde bir ücretle geçici hizmet al›nabilen bu göçer savaflç›lar f›rsat› bulduk-lar› anda firar etmekteydi. Silistre’de kurulan ilk Asâkir-i Mansure süvari alay›, Tatar,Türkmen ve Hristiyan Potkal› Kazak kabilelerinden al›nan atl›lardan oluflturuldu. Bualay, Asâkir-i Mansure ordusu içinde gayrimüslim asker bar›nd›ran ilk ve tek birlikti.1826’dan 1837 fiubat›na kadar Asâkir-i Mansure’ye kat›lan asker say›s› 161.036 idi.

292. Ünite - Asker i Düzenlemeler

Asâkir-i Mansure personeli gönüllülük esas›na göre istihdam edildi; ancak, or-dunun say›ca küçüklü¤ü savafl zamanlar›nda Müslüman halka yönelik seferberlikilân›n› zorunlu k›ld›. 1828-29 Osmanl›-Rus Harbi bunun ilk örne¤iydi. Rus ordusu-nun Osmanl› topraklar›na girme riski bulunan Rumeli ve Do¤u Anadolu baflta ol-mak üzere ülkenin pek çok yerindeki yerel yöneticilere emirler gönderilerek “12yafl›ndan 70 yafl›na kadar harbe gücü yetip eli silâh tutan bütün Müslüman erkek-lerin cihada kat›lmas›” istendi. Bar›fl döneminde asker olmamalar›na ra¤men seferzaman› orduya ça¤r›lan bu kiflilere nefîr-i ‘amm denirdi. Mahalli yöneticilerin ço-¤u kere zorla yakalay›p cepheye gönderdi¤i nefîr-i ‘ammlar›n bir k›sm› yafll›, has-ta veya ifl göremez durumdayken, bir k›sm› da daha cepheye gitmeden firar et-mekteydi. Piyadelerin elinde tüfek yoktu; süvarilerin atlar› ise yürümekten âcizdi.Bunlar, düflman topu patlar patlamaz kaçmakta ve düzenli birliklerin de firar›nasebep olmaktayd›. Bu yüzden zoraki askerlerin yerine alternatifler üretildi.

II. Mahmud döneminde kurulan yeni Osmanl› merkez ordusuna rütbesiz personel temi-ninde karfl›lafl›lan güçlükleri sebepleriyle birlikte aç›klay›n›z.

Bunlardan ilki asker al›nmas› güç olan ya da cepheye uzak yerlerin ahalisindennakdî bedel almakt›. Bir çeflit savafl vergisi fleklindeki bu bedel ödemeleri, Bat› ve Do-¤u cephelerindeki ordu komutanlar›na yak›n bölgelerdeki profesyonel savaflç›lar› iflealma imkân› sa¤l›yordu. Ayl›klar› Asâkir-i Mansure neferlerinden çok daha yüksekolan, ancak seferle birlikte sözleflmeleri sona eren bu ücretli savaflç›lar Türkmen,Kürt, Arnavut ve Do¤u Karadenizli afliret ve kabilelere mensuptu. Savafl alan›ndan ko-layca firar edebilen ve ayl›klar› zaman›nda ödenmedi¤inde ifli b›rakabilen bu askerlerde Osmanl›-Rus ve Osmanl›-M›s›r savafllar›nda pek faydal› olamad›. Bu yüzden 1835’temerkez ordusu hükmündeki Asâkir-i Mansure ile padiflah ve ‹stanbul’un muhafaza-s›yla görevli Asâkir-i Hassa’n›n yan›nda, yeni bir yedek asker havuzu oluflturuldu. Ba-r›fl zamanlar› çift ve çubuklar›yla u¤rafl›p y›lda sadece iki kez birlikte talim yapacak veaz da olsa bir maafl alacak bu sivil-askerler redif birliklerini oluflturacakt›. Ayn› y›l için-de 19’u Anadolu’da ve 8’i Rumeli’de toplam 37.000 kiflilik 27 Redif taburu meydanagetirildi. Ancak zorunlu askerli¤e direnen Arnavutluk (‹flkodra, Yanya, Avlonya), Bos-na-Hersek, Erzurum, Van, Kars, Diyarbekir, Trabzon, Canik ve Gümüflhane gibi böl-gelerde redif birliklerini oluflturabilmek için nüfus say›mlar› yap›lam›yordu. Buna ra¤-men, 1838 Mart› itibar›yla redif birliklerinin mevcudu 85.000’i bulmufltu.

Asâkir-i Mansure neferlerinden askerlikten baflka hiçbir iflle meflgul olmamalar› vevakitlerini talimlerle geçirmeleri istenmiflti. Böylece Avrupa savafl sahnesindeki rakip-lerle atefl ve manevra kabiliyetlerinde denklik sa¤lanabilece¤i ve askerlerin siyaset veticaretle u¤raflmas›n›n önüne geçilebilece¤i umulmaktayd›. O dönemde Avrupa’n›nbafll›ca kara gücü oldu¤u için, Nizam-› Cedid gibi, Asâkir-i Mansure için de Frans›z pi-yadesi örnek al›nd›. Savafl meydanlar›nda etkinli¤ini kan›tlam›fl ordular “paradigmaordusu” haline gelir, yani, ça¤dafl› di¤er ordularca model al›n›r. Bu yüzden 18. yüzy›-l›n ortalar›ndan 19. yüzy›l›n sonlar›na kadar Osmanl› ordusu için Frans›z ordusununörnek al›nmas›na flaflmamak gerekir. Bunu Osmanl› Devleti’nin “geç kalm›fl Bat›l›lafl-mas›” fleklinde de¤erlendirmek hatal›d›r. Osmanl› ordusu da t›pk› ‹spanya, Avustur-ya, Hollanda, ‹sveç, Fransa, Almanya, ‹ngiltere ve Rusya ordular› gibi, zaman gelmiflrakiplerine model olmufl ve zaman gelmifl rakiplerinden teflkilat, techizat ve taktik hu-suslar›nda ödünç alma yoluna gitmiflti. II. Mahmud dönemi askerî yenileflmelerininöncekilerden fark›, üniformadan askeri müzi¤e kadar ordunun görünür sembollerin-de Avrupa’y› örnek almas› ve daha fazla yabanc› uzman› orduda istihdam etmesiydi.

30 Osmanl › Devlet i ’nde Yeni leflme Hareket ler i (1703-1876)

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

3

15. yüzy›ldan günümüze dünya askerî tarihine bak›ld›¤›nda bazen yüz bazen iki yüzy›ll›k dö-nemlerde bir ordunun di¤erlerine model olacak flekilde ön plana ç›kt›¤› görülür. Girdi¤i mu-harebeleri kazanan ve teflkilat, teçhizat, taktik ve stratejik etkinli¤ini ortaya koyan orduya“dönemin paradigma ordusu” denir. ‹nsanlar›n birinci önceli¤i hayatta kalmak oldu¤undan,ülkeler ve devletler aras›ndaki al›flveriflin en h›zl› ve yo¤un yafland›¤› alan askeriyedir.

Silâhlarla di¤er askerî teçhizat›n bir ülkeden di¤erine ithali nisbeten kolayd›r;ancak, teknik ve taktik bilgilerin edinilmesi öyle de¤ildir. Asâkir-i Mansure’de Av-rupa disiplin ve talim sistemlerinin uygulanmas› kararlaflt›r›lm›fl; ancak, bu konu-larla ilgili yetiflmifl personel s›k›nt›s› çekilmiflti. Günümüz ordular› için de geçerlili-¤ini koruyan ve çok say›da piyade askerine tüfek ve top gibi ateflli silâhlar› ayn›anda ve birlikte kullanma becerisini edindiren yanafl›k düzen e¤itimi, ilk kez 16.yüzy›l›n sonlar›nda Hollanda ordusunda uygulanm›fl; kat› disipline dayal› olan busistem s›ras›yla ‹sveç, Fransa ve Almanya ordular›nda uygulan›p gelifltirilmiflti.Fransa’da Cumhuriyet’in ilân›n›n ard›ndan idareyi ele geçiren General Napolyondöneminde hem piyade birlikleri say›ca çok büyümüfl hem de toplara hareket ka-biliyeti kazand›r›larak piyade-topçu müflterek harekât› öne ç›km›flt›.

III. Selim, 1792’de kurdu¤u Nizam-› Cedid birlikleri için bu yüzden Fransa’dansubaylar getirtmiflti. Napolyon’un M›s›r’› iflgaline kadar asker e¤itiminden silâhimaline kadar her konuda orduda dan›flmanl›k yapan bu subaylar, iflgal bafllay›n-ca ülkelerine geri gönderilerek yerlerine ‹ngiliz, ‹sveçli ve Alman uzmanlar getirtil-di. Ayn› y›llarda Osmanl› co¤rafyas›n›n de¤iflik bölgelerinde hüküm süren âyanlar-la valiler de askerî birlikleri için Avrupa’dan subay ve generaller getirtmekteydi.M›s›r Valisi Mehmed Ali Pafla ile Yanya Valisi Tepedelenli Ali Pafla’n›n Frans›z;Ba¤dad Valisi Süleyman Pafla ile yine Ba¤dad’›n memlûk kökenli idarecisi DavudPafla’n›n ise ‹ngiliz subay ve dan›flmanlar› vard›.

Asâkir-i Mansure ordusunu kuran II. Mahmud’un ilk göreve ça¤›rd›¤› kifliler III.Selim döneminde Nizam-› Cedid talimlerine kat›lm›fl Osmanl› askerleri ile M›s›r Vali-si Mehmed Ali Pafla’n›n ordusunda görev yapan subaylar oldu. Ancak her iki kay-naktan da yeterli personel bulamad›. Eflkinci birlikleri kuruldu¤unda Mehmed AliPafla’n›n ‹stanbul’daki kethüdas› Necib Efendi ile temasa geçilerek Binbafl› DavudA¤a M›s›r’dan ‹stanbul’a getirtilmiflti. Asâkir-i Mansure için e¤itimci komutan isteyenII. Mahmud’a olumlu cevap vermeyen Mehmed Ali Pafla, yeni Osmanl› ordusununkendi askerî kuvvetini dengelemek amac›yla kuruldu¤u fikrindeydi. Uzman gönder-memesine, Asâkir-i Mansure Kanunnamesi’nde mevcut “mühtedilere ve ecnebilereorduda yer verilmemesi” yönündeki flart› gerekçe gösterdi. Zira, Avrupal› talimcilerkanundaki bu flarta uymuyordu; Müslüman komutanlar ise yetersizdi. Ayr›ca, kendi-sinin yüklü maafl verdi¤i Avrupal› e¤itimcilerin ‹stanbul’da ellerine geçecek ücreteraz› olmayacaklar› da gerekçelerinden di¤eriydi.

II. Mahmud bu cevap üzerine Nizam-› Cedid tecrübesini yaflam›fl zâbitlerin pe-fline düfltü. Kabakç› Mustafa ‹syan›’ndan beri köflesine çekilmifl olan Osman A¤abunlardan biriydi. Süvari binbafl›s› olmas›na ve piyade talimine kumanda etmekteyavafl kald›¤›n› bilmesine ra¤men onu Asâkir-i Mansure binbafl›l›¤›na atad›. Çünküelinde baflka kimse yoktu. Yine zaman›nda Nizam-› Cedid’de görev yapm›fl olanHazine Ko¤uflu a¤alar›ndan Çukadar Mehmed Emin de talimcili¤e getirildi. Nizam-› Cedid süvarileri borucusu Vay Belim Ahmed A¤a süvari talimcili¤iyle Ahmed Us-ta ise bandoculara tranpet ö¤retmekle görevlendirildi. Ayr›ca, Alemdar Mustafa Pa-fla’n›n Sekban-› Cedid’inden ve son Eflkinci projesinden kalma birkaç talimci de ye-ni orduya binbafl› olarak atand›.

312. Ünite - Asker i DüzenlemelerS O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

‹stanbul’da bu geliflmeler olurken, ocak kald›r›l›¤› s›rada donanman›n bafl›ndaAkdeniz’de bulunan Kapudan-› Derya Hüsrev Pafla ‹zmir’e dönmüfl ve burada kar-fl›laflt›¤› M. Gaillard ad›ndaki bir Frans›z çavuflunu donanmadan seçti¤i 100 askereFrans›z usulü e¤itim yapt›rmakla görevlendirmiflti. Bafllar›na M›s›r usulü fes giyenbu grup, Hüsrev Pafla’n›n M›s›r’da valiyken iflgalci Frans›z ordusundan esinlenerekkurdurdu¤u talimli birliklerin bir örne¤iydi. Hüsrev Pafla 1826 sonbahar›nda dön-dü¤ü ‹stanbul’da da askerî talimler yapt›rmay› sürdürdü. Sadrazam Selim MehmedPafla’y›, yapt›rd›¤› talimlerin “her devlette geçerli oldu¤u”na iknaya çal›flt› ve 11Mart 1827’de Topkap› Saray›’na davet edildi. Asâkir-i Mansure’de uygulanan Ni-zam-› Cedid e¤itimlerinin eski ve kendi yapt›rd›¤›n›n Fransa’daki en yeni talim sis-temi oldu¤unu II. Mahmud’a anlatt›. Bunun üzerine Gülhane Kasr›’na giderek Hüs-rev Pafla’n›n yapt›rtt›¤› e¤itimleri bizzat izleyen padiflah, gördüklerinden etkilene-rek “Hüsrevî talim” denilen bu usulün Enderun’da da uygulanmas›n› istedi. M›s›rvalili¤ini Mehmed Ali Pafla’ya b›rakmak zorunda kalmas› ve kapudan-› deryal›ktanda yine onun teflebbüsüyle azledilmesi yüzünden Kavalal›’ya düflmanl›k besleyenHüsrev Pafla, iki ay sonra Asâkir-i Mansure seraskerli¤ine getirildi.

Piyade taliminde Frans›z çavufl Gaillard, nâm-› di¤er Hurflid A¤a’n›n yöntemibenimsenirken, süvari talim sistemi de k›sa bir süre sonra bir ‹talyan subay taraf›n-dan de¤ifltirildi. II. Mahmud, süvarileri e¤itmekle görevlendirilen Vay Belim Ah-med A¤a’n›n performans›ndan memnun de¤ildi ve onun yerine geçirece¤i birisiniar›yordu. Asl›nda padiflah ve çevresi, tepki çekebilece¤i gerekçesiyle Avrupal› birsubay›n Müslüman askerler üzerinde komutanl›k yapmas›na s›cak bakm›yordu. Lâ-kin çok geçmeden bu kanaat esnetilerek yabanc› subaylar›n en az›ndan talim ça-vufllu¤u seviyesinde ifle al›nmalar› kararlaflt›r›ld›. Ayn› tarihlerde Mehmed Ali Pa-fla’n›n ordusunu bir Frans›z generalin yönetti¤i düflünülürse Osmanl› hükümetininçekingenli¤i daha rahat anlafl›labilir.

Asâkir-i Mansure’nin ilk kadrolu Hristiyan ve Avrupal› talimcisi ‹talyan süvarisubay› Giovanni Timoteo Calasso oldu. Napolyon Bonaparte’›n Rusya seferine dekat›lm›fl olan Calasso, ülkesi Piemonte’de yaflanan devrimin Avusturya güçlerincebast›r›lmas›ndan sonra yüzbafl› rütbesindeyken buradan ayr›lm›fl ve çeflitli Avrupaordular›nda profesyonel asker olarak hizmet görmüfltü. Calasso, ‹stanbul’dakiFrans›z elçisi taraf›ndan Serasker A¤a Hüseyin Pafla ve halefi Hüsrev Pafla’ya tavsi-

32 Osmanl › Devlet i ’nde Yeni leflme Hareket ler i (1703-1876)

Resim 2.1

Asâkir-iMansure’ninSultanahmedMeydan›’nda geçitresmi

Kaynak: C. Y›lmaz(ed.), II. MahmudYeniden Yap›lanmaSürecinde ‹stanbul,‹stanbul 2010.

ye edildi. Hüsrev Pafla’n›n önerisiyle padiflahlagörüflen Calasso’dan Topkap› Saray›’ndaki 280iço¤lan›na binicilik dersleri vermesi istendi. II.Mahmud, ona Rüstem A¤a ismini verdi. Calas-so, Gülhane Bahçesi’nde yapt›rd›¤› süvari ta-limleriyle yüzy›llard›r devam eden Osmanl› bi-nifl tarz› yerine Macar hafif süvarilerinin e¤iti-mini getirdi. Ayr›ca, Osmanl› eyer ve üzengile-ri terkedilerek Macar eyerlerini and›ran Tatareyerleri kullan›lmaya baflland›. Osmanl› süvari-lerinin bu de¤iflikliklere al›flmalar› biraz zor ol-du. Eski e¤erleri üzerinde sanki bir divanda otu-rur gibi yar› ba¤dafl halinde at binerlerken, ye-ni eyer ve üzengilerle ayaklar›n› afla¤› do¤rusark›tmak zorunda kalm›fllard›. Bu de¤ifliklikle-re onay veren ve yeni süvari talimlerine bizzatkat›lan II. Mahmud dahi bu yüzden birkaç kezattan düflmüfltü. O tarihlerde ‹stanbul’da bulu-nan baz› ‹ngiliz gözlemcilere göre, Osmanl› or-dusunun güçlü taraf› olan süvari s›n›f›nda yap›-lan bu de¤ifliklik bir hatayd›.

Asl›nda daha yüksek komuta görevleri deüstlenebilecek olan Calasso’ya talim çavufllu¤u-nun ötesinde bir görev verilmedi. Daha sonraOsmanl› hizmetine giren Avrupal› subaylar, t›p-k› Calasso gibi rütbe ve liyakatlerine uygun po-zisyonlarda istihdam edilmemelerinden ve ne-ferlerle halk›n kendilerine dostça davranmama-lar›ndan flikâyetçi oldular. Baflta Serasker Hüs-rev Pafla olmak üzere yeni ordu içindeki iktidar-lar›n› kimseyle paylaflmak istemeyen baz› devlet adamlar›, Hristiyanl›klar›n› baha-ne ederek yüksek görevlere gelmelerini engellediler. May›s 1829’da ‹stanbul’a ge-len Frans›z General Kont Hulôt ve ‹ngiliz D›fliflleri Bakan› Palmerstone’un 1834 y›-l›nda gönderdi¤i Leh as›ll› General Chrzanowski gibi baz› askerler ise talimcilikleyetinmeyip ülkelerine döndü.

Calasso’nun ard›ndan ülkelerini siyasi sebeplerle terketmek zorunda kalan bafl-ka ‹talyanlar da talim çavuflu olarak görevlendirildi. ‹lerleyen y›llarda bu macera-perest subaylar›n yerini, Osmanl› ordusundaki yeniden yap›lanmay› takip etmekisteyen Avrupal› devletlerin gönderdi¤i resmi askeri heyetler ald›. Prusya, ‹ngilte-re, Fransa, Avusturya ve hatta Rusya’dan yollanan piyade, süvari, topçu ve istih-kâm subay ve mühendisleri, bazen maafllar› da kendi devletlerince ödenerek Os-manl› hizmetine girdiler. Ço¤u talimcilik; az bir k›sm› ise, kale, istihkâm ve topla-r›n modernizasyonuyla buharl› makine gücüyle çal›flan silâh fabrikalar›n›n kurulu-flunda teknik dan›flmanl›k yapt›. Diplomatik yak›nl›k kurmak ad›na Avrupa devlet-lerinden askeri dan›flmanlar isteyen Osmanl› hükümeti, bazen ayn› anda gönderi-len farkl› ülke subaylar›n› nas›l istihdam edece¤ini bilemedi. Avrupa devletleri derakip bir devletin gösterece¤i tepkiyi hesaba katarak askeri heyet yollamakta çe-kingen davranabiliyor veya di¤er bir devletin Osmanl› ordusuna subay gönderme-sini engelleme ad›na protestoda bulunabiliyordu.

332. Ünite - Asker i Düzenlemeler

Resim 2.2

Üzerinde üniformas› yeni üzengi ve eyerlerle ata binmiflII. Mahmud

Kaynak: C. Y›lmaz (ed.), II. Mahmud Yeniden Yap›lanmaSürecinde ‹stanbul, ‹stanbul 2010.

Ulus-devletin ve milliyetçili¤in dünya siyasetine hakim olmaya bafllad›¤› 19. yüzy›l›n ikinciyar›s›na kadar askerlik mesle¤i profesyonel bir alan olarak görülüyor; gerek savaflç› toplu-luklar gerekse rütbeli subay ve generaller kendi ülkelerinin d›fl›nda ücret karfl›l›¤› hizmetverebiliyordu. Frans›z Devrimiyle bafllayan ulus-devletleflme sürecinin Avrupa ve dünyadagüç kazanmas›yla beraber, hem er hem de subay düzeyinde askerlik bir “vatan hizmeti” ola-rak görülmeye baflland›. ‹mparatorluklar›n da¤›lmas›yla birlikte ordular›n ayn› ülkede do¤-mufl, ayn› inanç ve kültür kökenine sahip kiflilerden oluflmas› ilkesi yayg›nlaflt›.

Osmanl› ordusunda Avrupal› subay ve generallere komuta vazifesi verilmemesinin politikve sosyal sebepleri nelerdir?

TANZ‹MAT DÖNEM‹NDE DÜZENL‹ ORDU VEZORUNLU ASKERL‹KII. Mahmud döneminde bafllayan yeni bir merkez ordusu kurma çal›flmalar›, hemgeç Osmanl› ordusunun hem de Cumhuriyet dönemi Türk Silâhl› Kuvvetleri’ninteflkilat›n›n ana çerçevesini çizmifltir. Osmanl› ordusu ile M›s›r Valisi Mehmed AliPafla’n›n silâhl› kuvvetleri aras›nda 1839’da gerçekleflen ikinci muharebe, II. Mah-mud döneminin son noktas›n› oluflturur. Zaten padiflah da cepheden gelen ma¤-lubiyet haberinin ‹stanbul’a ulaflmas›ndan az önce vefat etmiflti.

Geç Osmanl› askerî tarihinde 1826-1839 aras›ndaki bu ilk dönemi takip edenikinci aflama Osmanl› tarihinde Tanzimat dönemi olarak bilinen 1839-1876 aras›-d›r. Kavalal›’ya karfl› al›nan ve Osmanl› toprak bütünlü¤ünü tehdit eden 1839 ma¤-lubiyeti, askeriyedeki yeniden yap›lanman›n yeterli olmad›¤›n› göz önüne serdi¤igibi, ayr›ca, art›k M›s›r’la yetinmeyip gözünü Suriye, Lübnan ve hatta Anadolu’yadiken Mehmed Ali Pafla’y› da Osmanl› saltanat›n› tehdit eder bir konuma getirmifl-ti. 1838’de Osmanl› hükümetiyle Serbest Ticaret Antlaflmas› imzalam›fl olan ‹ngilte-re bölgedeki güç dengesinin bu flekilde de¤iflmesinden rahats›zd›. Fransa ise Meh-med Ali Pafla’n›n yan›nda yer ald›. ‹stanbul-Kahire aras›ndaki bu çat›flma, Avustur-ya ve Rusya gibi devletlerin de kat›lmas›yla uluslararas› siyasetin bir problemi ha-line geldi. Neticede, Fransa d›fl›ndaki devletlerin deste¤ini alarak Mehmed Ali Pa-fla’n›n askerî ilerleyiflini durduran ‹stanbul hükümeti, askeri alanla birlikte idari,mali, iktisadi ve sosyal alanlarda da köklü bir yeniden yap›lanma sürecine girdi.

II. Mahmud’un yerine tahta geçen o¤lu Sultan Abdülmecid’in saltanat›n›n (1839-1861) hemen bafl›nda, 3 Kas›m 1839’da ilân edilen Gülhane Hatt-› Hümayunu ve-ya Tanzimat Ferman› olarak bilinen siyasi belge ile, padiflah, bürokrasi ve halkaras›ndaki iliflkiler hukuk çerçevesinde yeniden ele al›nd›. Fermanda, halk›n vergive askerlik konular›ndaki mükellefiyetlerinde yeni bir düzenlemeye gidilece¤ininiflareti verilir. Vergi salarken ve seferberlikte asker toplarken baz› kesimlere fazlayüklenildi¤i belirtilerek bundan böyle vergi ve asker toplarken âdil davran›laca¤›-na vurgu yap›l›r. Ancak burada önemli bir ayr›nt›ya yer verilir ve her Müslüman›n“vatan savunmas›”na kat›lmas›n›n dini bir vecibe oldu¤u ifade ile Osmanl› tarihin-de ilk kez zorunlu vatandafl askerli¤ine geçilece¤i ima edilir.

Bugün kulland›¤›m›z anlam›yla “vatan” kavram›, Frans›z Devrimi sonras›nda Avrupa siya-si sözlü¤üne girmifltir. ‹mparatorluklar ve hanedan devletler ça¤›nda siyasi birlikteli¤isa¤layan temel fley üzerinde yaflan›lan ülke de¤il, kral ya da sultan›n flahs›, onun mensupoldu¤u hanedan (aile) veya dinî aidiyetlerdi. Avrupa’da 1618-1648 aras›nda yaflanan OtuzY›l Savafllar›’nda Katolik ve Protestan gruplar›n çat›flmalar›, dinî mezhep yerine bir pren-

34 Osmanl › Devlet i ’nde Yeni leflme Hareket ler i (1703-1876)S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

4

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

sin hakimiyetindeki ülkenin birlefltirici zemin olarak kabulüne yol açt›. Frans›z Devrimiy-le birlikte krall›¤›n yerine cumhuriyet ilân edilince “kral›n topra¤›” olarak görülen ülke otopraklarda yaflayan “millet”in “vatan”› olarak yüceltildi. Osmanl› Devleti’nde “vatan” de-nince önceleri kiflinin do¤up büyüdü¤ü yer kasdedilirken, Tanzimat Ferman› sonras›ndadevlete ait topraklar herkes için “vatan” olarak takdim edilmeye bafllan›r ve askerli¤in “va-tan borcu” olarak görülmesi de bu süreçte ortaya ç›kar.

Tanzimat Ferman›’nda yer alan bu hükmün hayata geçirilmesi kolay de¤ildi.Çünkü vergi ve askerlik yükümlülüklerinin herkese eflit da¤›t›labilmesi için impara-torlu¤un her yerinde nüfus say›m›n›n yap›lmas› gerekiyordu. Ayr›ca nüfusunun bü-yük bir k›sm› k›rsal ya da göçebe hayat süren Osmanl› Devleti’nde sadece gayrimüs-limler de¤il, Müslümanlar da uzun süreli askerli¤e s›cak bakm›yordu. Tanzimat Fer-man›’ndan ancak dört sene sonra beklenen düzenleme yap›labildi. Öncelikle II.Mahmud döneminde verilen “Asâkir-i Mansure-i Muhammediyye” ismi de¤ifltirilerekyerine “Sultan›n Düzenli Askerleri” manas›na gelen Asâkir-i Nizamiyye-i fiâhâne ter-cih edildi.

Osmanl› Devleti’nde düzenli ordu için k›saca Asâkir-i Nizamiyye, Nizamiye, NizamiyeAskeri veya Asâkir-i Muntazama tabirleri kullan›lm›flt›r. Günümüzde k›fllalar ve askerîtesislerin ana girifl kap›lar›na Nizamiye Kap›s› denilmesi de bu gelene¤in uzant›s›d›r.

Daha önce Asâkir-i Mansure ve Asâkir-i Hassa olarak ikiye ayr›lm›fl olan ordu,1843 y›l›nda cografi bölgeler esas al›narak befl ordu komutanl›¤› fleklinde yenidenteflkilatland›r›ld›. Bu befl ordunun ve merkez karargâhlar›n›n bulunaca¤› flehirler fluflekildeydi: Hassa Ordusu, ‹stanbul; Dersaadet Ordusu, ‹stanbul; Rumeli Ordusu,Manast›r; Anadolu Ordusu, Harput (sonradan Erzincan) ve Arabistan Ordusu, fiam.Her ordunun hangi sancak ve kazalardan asker toplayaca¤› da belirlendi. 1849’dabunlara ilâveten Ba¤dad merkezli Irak Ordusu kuruldu. ‹lk düzenlemeden yirmisene sonra, 1863’te devrin seraskeri Fuad Pafla ordu adlar›n› rakamlara dönüfltüre-rek baz›lar›n›n merkezlerini de¤ifltirdi. Hassa Ordusu yine ‹stanbul merkezli olarakI. Ordu olurken alan› ‹stanbul, Bat› Anadolu, Girit Adas› ve Trablusgarb olarak be-lirlendi. II. Ordu unvan›n› alan Dersaadet Ordusu’nun merkezi ‹stanbul’dan fium-nu’ya tafl›nd› ve Tuna havzas› bu orduya ba¤land›. Rumeli Ordusu yine Manast›rmerkezli olarak III.; Anadolu Ordusu Erzincan merkezli olarak IV.; Arabistan Or-dusu yine fiam merkezli olarak V. ve Irak Ordusu da VI. Ordu adlar›n› ald›. Harbi-yeli ilk serasker olan Hüseyin Avni Pafla, 1869 tarihli Kuvve-i Umumiyye-i Askeri-ye Nizamnamesi (Askeri Kuvvetler Yönetmeli¤i) çerçevesinde bunlara Yemen’inSan’a flehri merkezli VII. Ordu’yu ilâve etti.

Yine ayn› tarihte ç›kar›lan Terfi-i Rütbe Nizamnamesi ile bugün de Türk ordu-sunda geçerli olan askerî terfi sisteminin temelleri at›ld›. 1845’te aç›lan Erkân-› Har-biyye Mektebi’yle Osmanl› ordusunda “erkân-› harb” (kurmay subay) yetifltirilme-si için harekete geçildi. Mekteb-i Harbiyye’yi bitiren askeri ö¤rencilerden baz›lar›iki senelik bir e¤itime tâbi tutularak Erkân-› Harb s›n›f›na ayr›l›yordu. 1864’te ç›ka-r›lan Erkân-› Harbiyye Nizamnamesi ile hem ordular›n karargâhlar›nda hem de se-raskerlikte erkân-› harbiyye zâbitlerinin bulunmas› kararlaflt›r›ld›.

Hüseyin Avni Pafla’n›n 1869 tarihli terfi yönetmeli¤iyle, harp okullar›n› ve Mü-hendishane’yi bitiren askerî ö¤rencilerin mülâz›m (te¤men); Erkân-› HarbiyyeMektebi’nden (Harp Akademisi) mezun olanlar›n ise yüzbafl› rütbesiyle vazifeyebafllamalar› kararlaflt›r›ld›. Subayl›k kariyeri belirli rütbe bekleme sürelerine daya-

352. Ünite - Asker i Düzenlemeler

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

nan dört aflamadan olufluyordu. Bunlardan ilki, alay çavuflu, cephaneci çavufl, bafl-çavufl, s›ra çavuflu ve bölük eminini; ikincisi, mülâz›m, yüzbafl› ve kola¤as› rütbe-lerini; üçüncüsü, alay emini, binbafl›, kaimmakam (yarbay) ve miralay (albay) rüt-belerini ve nihayet dördüncüsü de, en tepedeki “pafla” olarak da an›lan mirliva(tu¤general), ferik (korgeneral) ve müflir (mareflal) rütbeli generalleri kaps›yordu.Harp Mektebi kökenli bir subay›n bulunmad›¤› birliklerde çavufllar mülâz›m-› sâ-nilik (aste¤menlik) yapabilirlerdi. Bu yönetmelikle objektif kriterlere dayal› bir ter-fi ve atama sistemi getirilmeye çal›fl›ld›. Yine 1869’da ç›kart›lan Asâkir-i Berriyye-iMülûkâne Tekaüd Kanunnamesi (Kara Askerleri Emeklilik Kanunu) ile ordu men-suplar›n›n özlük haklar› teminat alt›na al›nmak istendi.

Osmanl› döneminde “erkân-› harp”, Cumhuriyet döneminde “kurmay” olarak adland›r›lansubaylar, Harbiye mezunu devre arkadafllar›ndan farkl› olarak stratejik düzeydeki büyük bir-likleri ve farkl› askerî s›n›flar›n ortaklafla icra edece¤i müflterek harekâtlar› sevk ve idare et-mek üzere e¤itilirler. Stratejik birlik denildi¤inde kasdedilen alay üstü askerî birliklerdir (tu-gay, tümen, kolordu, ordu). Alay ve daha küçük birliklere ise taktik-operatif birlikler denir.Kurmaylar da di¤er subaylar gibi k›ta görevi yapabilir; ancak esas meflguliyetleri karargâhlar-daki planlama a¤›rl›kl› iflleri yapmakt›. Ordularda genelkurmaylar›n öne ç›kmas› 1860’lardaPrusya’da bafllam›fl ve Osmanl› dâhil pek çok ülkeye Prusya Genelkurmay› örnek olmufltur.

Mart 1844’ten itibaren fiilî askerlik befl ve bir çeflit ihtiyat askeri olan rediflik iseyedi olmak üzere askerlik süresi 12 y›l olarak belirlendi. ‹ki sene sonra askerî tefl-kilatta önemli bir düzenleme daha yap›ld›. Asâkir-i Mansure’nin ilk 20 y›l›nda, sa-vafl halleri d›fl›nda, gönüllü profesyonellik esas›na dayanan askerlik, 1846 y›l›ndaç›kar›lan ilk Kur‘a Kanunu ile bütün Müslüman erkeklerin vatandafll›k görevinedönüfltürüldü. Zorunlu askerlik hizmetine dair ç›kar›lan kanuna “Kur‘a Kanunu”denmesinin sebebi, belirli bir yafla gelmifl olan Müslüman erkeklerden hangilerininaskere gidece¤inin çekilecek kura ile belirlenecek olmas›ndand›. Her idari birimenüfusu dikkate al›narak bir asker kotas› verilecek ve bu miktar doluncaya kadar20-25 yafl aras› Müslüman erkekler kura çekimiyle askere al›nacakt›. Böyle yap›l-mas›n›n nedeni, askerlik yafl›na gelen herkesin orduya al›nmas› durumunda insangücüne dayal› zirai ekonominin sekteye u¤rama ihtimaliydi. Ayr›ca devletin afl›r›büyük bir ordunun finansman›n› kald›racak mali kudreti de yoktu. O y›l kurada is-mi ç›kmayanlar 26 yafl›na gelinceye kadar bir sonraki senenin kura torbas›na akta-r›lacak; ismi ç›kmadan bu yafla ulaflanlar ise redifli¤e geçirileceklerdi.

Askerlik hizmetinden sürekli ya da geçici olarak muaf olanlar da vard›. Sarayçal›flanlar›, üst düzey devlet görevlileri, ‹stanbul’da oturanlar, medrese hocalar›ylatalebeleri, kad›lar, vaizler, tekke fleyhleri, bir evin tek erke¤i veya dul bir kad›n›ntek o¤lu bunlar aras›ndayd›. Ayr›ca çeflitli sebeplerle askerlik hizmetini yerine ge-tiremeyecek olanlar bedel olarak yerlerine baflkas›n› yollayabilir veya nakit ödeye-bilirlerdi. Bedel uygulamas› Müslümanlar için istisnai, gayrimüslimler için kural ol-du. Çünkü gayrimüslimler tam anlam›yla eflit yurttafll›k elde etmeden askerli¤e ya-naflmad›klar› gibi, Osmanl› devlet adamlar› da Müslümanlarla gayrimüslimlerin ay-n› orduda görev yapmalar›na s›cak bakm›yorlard›. Tanzimat döneminin bu ilk as-kerlik kanunu dönemin Frans›z ve Prusya asker alma sistemlerini bünyesinde bir-lefltirmiflti. Askerli¤e elveriflli erkeklerden belirli bir k›sm›n› kura ile seçmek 1815sonras› Fransa’s›nda geçerli bir uygulamayd›. Esas ordunun yan›na bir yedek orduoluflturma fikri ise, nüfusu o tarihlerde Fransa’ya nisbetle daha az olan Prusya’n›ngelifltirdi¤i bir alternatifti.

36 Osmanl › Devlet i ’nde Yeni leflme Hareket ler i (1703-1876)

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

Askerlik kanununun ç›kmas› bunun Osmanl› co¤rafyas›n›n her yerinde hemendevreye sokuldu¤u anlam›na gelmiyordu. Bilhassa göçer kabile ve afliretlerin ya-flad›¤› bölgelerde nüfus say›m› ve asker toplama çal›flmalar›na karfl› ciddi bir dirençgösterildi. Hatta, Osmanl› ordusunun mesaisinin önemli bir k›sm›n› asker al›m›nadirenen bu topluluklara karfl› yapt›¤› harekâtlar ald›. Kuzey Afrika ile Arabistan ya-r›madas›n›n çöl bölgeleri neredeyse Osmanl› Devleti’nin sonuna kadar asker almasisteminin d›fl›nda kald›. Filistin, Cebel-i Lübnan, Suriye’nin afliretlerin yo¤un oldu-¤u alt bölgesi, Irak’›n kuzey ve güneyi, Anadolu’nun kabile ve afliretlerin yaflad›¤›Güney, Kuzeydo¤u, Do¤u ve Güneydo¤u bölgeleri, Bosna-Hersek, Arnavut kabi-lelerin yaflad›¤› bugünkü Arnavutluk ve Yunanistan topraklar› 19. yüzy›l›n üçüncüçeyre¤ine kadar askerli¤e karfl› direnmeyi sürdürdü. Buralardaki Müslüman afliret-ler, savafl zamanlar› ücretli asker olmay› zorunlu askerli¤e tercih ediyordu.

‹lk kanundan yaklafl›k 25 sene sonra, Avrupa ve Rusya ile ayn› tarihlerde Os-manl› Devleti’nde de yeni bir Kur‘a Kanunu yay›nland›. 1870 tarihli bu kanunlamuvazzaf askerlik süresi 4 y›la indirildi. Bunu s›ras›yla 2 sene ihtiyatl›k (yedeklik),6 sene rediflik ve 6 sene müstahf›zl›k (geri hizmet ve kale muhaf›zl›¤›) görevleriizlemekteydi. Ticaret ve esnafl›kla u¤raflanlar için bedellilik uygulamas› belirli ku-rallara ba¤lanarak sürdürüldü. Sultan Abdülaziz’in saltanat› (1861-1876) s›ras›ndayap›lan bu de¤ifliklikle, Osmanl› ordusunun as›l kuvvetinin 150.000’e; yedek kuv-vetinin 60.000-65.000’e; redif mevcudunun 192.000’e ve müstahf›z denen geri hiz-met k›talar›n›n da 300.000’e ç›kar›lmas› planland›. Ancak ilki hariç bu rakamlar›nço¤u k⤛t üstünde kald›.

Osmanl› Devleti’nde zorunlu askerlik uygulamas›n›n aflamal› olarak yürürlü¤e sokulabil-mesinin sosyo-politik ve sosyo-ekonomik sebeplerini tan›mlay›n›z.

ASKERÎ TEKNOLOJ‹ TRANSFER‹ VE OSMANLIASKERÎ SANAY‹‹Osmanl› askerî tarihine bir bütün olarak bak›ld›¤›nda devlet idarecilerinin tek-noloji alan›nda her zaman yeniliklere aç›k bir tav›r sergiledi¤i görülür. Osman-l›lar’›n 15. yüzy›l›n ilk yar›s›nda Balkanlarda yay›lmalar› ve 1453’te ‹stanbul’ufethetmeleri, baflta top olmak üzere ateflli silâhlar› rakiplerine göre daha etkinkullanmalar›yla iliflkilidir. 16. yüzy›la gelindi¤inde Osmanl› tüfeklerinin Çin’dedahi kendine müflteri buldu¤u, Osmanl› ok, yay ve k›l›çlar›n›n flöhretinin s›n›r-lar› aflt›¤› söylenebilir.

Ordunun ihtiyac› olan silâh ve teçhizat›n temininde esnek davranan Osmanl›devlet adamlar› yeri geldikçe ithalata yönelmifl; ancak, yerli askerî sanayii de ihmaletmemifllerdi. Baflta ‹stanbul olmak üzere Osmanl› co¤rafyas›n›n çeflitli yerlerindekurulan top, tüfek, barut, k›l›ç vs. imalathaneleri ve tersanelerle ordu ve donanma-n›n ihtiyaçlar› karfl›lanmaya çal›fl›lm›flt›. 19. yüzy›l öncesinde, dünyan›n her yerindeoldu¤u gibi, Osmanl› Devleti’nde de el eme¤ine dayal› bir savafl sanayi mevcuttu. ‹n-giltere’de bafllad›¤› kabul edilen buharl› makinaya dayal› endüstriyel üretim hayat›nher alan›n› oldu¤u gibi savafllar›n da tabiat›n› de¤ifltirmifl; Bat› ülkeleriyle Osmanl›Devleti aras›ndaki askerî güç dengesini birinciler lehine bozmufltu. Ordu ve donan-man›n yeniden yap›land›r›ld›¤› 19. yüzy›lda Osmanl› Devleti’nin silâh ve teçhizat ala-n›nda giderek ithalata a¤›rl›k vermesi bunun bir neticesidir. Hammadde eksiklikleri,teknolojiyi gelifltirmek için gerekli bilgi altyap›s›n›n kurulamamas›, tar›ma dayal› eko-nominin büyük ölçekli askerî sanayi yat›r›mlar›n› finanse etmekten uzak oluflu ve ka-rar vericilerin yanl›fl tercihleri bu durumun kal›c› olmas›n› sa¤lad›.

372. Ünite - Asker i Düzenlemeler

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

5

Asâkir-i Mansure ordusunun kurulmas›yla beraber silâh ve teçhizat teminindeilk çal›nan kap› ‹stanbul ve ‹zmir’deki Avrupal› tüccarlar (müstemin tüccar) oldu.Ayr›ca, Belgrad gibi s›n›r flehirlerinde yabanc› tüccarlardan silâh al›nd›¤› olurdu.Osmanl› hükümeti Yunan ‹syan› s›ras›nda ters düfltü¤ü ‹ngiltere’nin yerine, Belçi-ka, ‹talya, Fransa, Almanya ve Avusturya yap›m› tüfeklere yöneldi. Osmanl› Dev-leti’nin silâh temininde zorluk çekmedi¤ini gören ‹ngiltere, birkaç ay sonra ambar-goyu kald›r›p silâh ve askerî teçhizat sat›fllar›n› serbest b›rakt›. Do¤al olarak bual›mlarda son sözü söyleyen II. Mahmud, tüfeklerin parçalar›n›n sa¤lam olmas› veifle yaramayan malzeme için bofluna para harcanmamas› konular›nda devlet adam-lar›n› uyarmaktayd›.

‹htiyaçlar›n âcil oldu¤u bu ilk y›llar›n ard›ndan ‹stanbul ve Rumeli’nin baz› fle-hirlerindeki ustalar›n el eme¤ine dayal› yerli tüfek imalat›n› artt›rmak için çarelerarand›. Tüfenkhane-i Âmire’nin kurulmas› için çal›flmalar bafllat›larak ‹ngiltere’denbuhar gücüyle çal›flan makinalar getirtildi. Fabrika 1830’lu y›llar›n ortalar›nda Dol-mabahçe’de üretime bafllad›. Benzer flekilde ‹ngiltere’den getirtilen buhar kazanla-r› ve makinalarla çal›flacak bir top fabrikas› kuruldu. Osmanl› Devleti’nde Topha-ne-i Âmire olarak bilinen top üretim tesisleri yüzy›llard›r mevcuttu; ancak, yenifabrika buhar gücüyle çal›flmaktayd›.

Top, tüfek ve bu ateflli silâhlarda kullan›lacak mühimmat (mermi, gülle, yuvar-lak, dâne) imalat›nda hammadde olarak demir ve bak›ra ihtiyaç duyuldu¤u içinBalkanlardaki maden iflletmeleriyle dökümhanelerin de elden geçirilmesi gerekti.Çünkü askerlerin standart silâhlara sahip olabilmeleri, ancak hammaddelerin debelirli bir standart ve kalitede olmas›yla mümkündü. K›rklareli’nde bulunan Sama-kocuk (Demirköy) ve bugünkü Bulgaristan’da yer alan Nifl’e ba¤l› Samakov dö-kümhaneleri ‹ngiliz dan›flmanlar›n görüflleri do¤rultusunda yenilendi. Ergani’debulunan demir madenlerinde de idari düzenlemelere gidildi. Yine, II. Mahmud dö-neminde askerlerin takacaklar› feslerin üretilmesi için Haliç k›y›s›nda bir Feshane;asker ayakkab›lar›n›n imali için Beykoz’da bir kundura fabrikas›; Hereke’de bir çu-ha fabrikas› ve Sultan Abdülmecid döneminde de bu giriflimleri tamamlay›c› mahi-yette ‹stanbul Zeytinburnu’nda büyük bir demir fabrikas› kuruldu. Demir fabrika-s›nda sadece demir de¤il, silâh ve mühimmat da üretildi. Tanzimat’›n sanayileflmepolitikas› çerçevesinde askerî sanayi tesislerinin de gelifltirilmesine gayret edildi.

Sultan Abdülaziz dönemi, Osmanl› ordu ve donanmas›n›n do¤rudan d›fl al›m-larla donat›lmas›n›n en ileri noktas›n› teflkil eder. 1860’l› y›llarda Avrupal› ve Ame-rikal› silâh firmalar›n›n gelifltirdikleri yivli tüfek ve top namlular›, ateflli silâhlar›nisabet oran›n› büyük ölçüde artt›rm›fl; ayr›ca, tüfeklerin ateflleme mekanizmalar›n-da i¤neli ve kapsüllü arkadan dolma sisteme geçifl de atefl h›z›nda önemli geliflme-ler sa¤lam›flt›. Maliyenin durumunun iyi olmamas›na ra¤men eldeki yivsiz borunamlulu (kaval) ve çakmakl› (filinta) tüfeklerin yivli (fleflhâneli) tüfeklerle de¤iflti-rilmesi için ithalat yoluna gidildi. ABD, ‹ngiltere, Prusya, Fransa, Belçika ve Avus-turya’daki firmalardan tüfek, top, fiflek ve kurflun al›mlar› yap›ld›. Amerikan yap›-m› Henry Martini ve Winchester ile Frans›z yap›m› Sneider tüfekleri bunlar›n enönde gelenleriydi. Ayr›ca, Osmanl› ordusunun envanterinde mevcut çakmakl› vea¤›zdan dolma tüfeklerin Dolmabahçe ve Zeytinburnu tüfenkhanelerinde dönüfl-türülmesine çal›fl›ld›.

Benzeri bir tablo toplar için de geçerli olup Avrupa’da top namlular›nda da yiv-li modellere geçilmiflti. ‹ngiliz Armstrong ve Alman Krupp firmas›na verilen siparifl-lerle Osmanl› ordusunda kaval olarak adland›r›lan düz namlulu toplardan çelik yiv-li namluya sahip fleflhâne toplar›na geçildi. Bunlar›n a¤›zdan dolan modelleri oldu-

38 Osmanl › Devlet i ’nde Yeni leflme Hareket ler i (1703-1876)

¤u gibi arkadan dolanlar› da vard›. Sadece Osmanl› Devleti de¤il, Rusya, Çin, Ja-ponya, Brezilya ve Arjantin gibi pek çok devlet de bu toplardan sat›n ald›. Tüfekteyapt›¤› yerli imalatla ithalat› k›smen de olsa dengeleyen devlet, top konusunda dabenzeri bir yol izledi. Abdülaziz döneminde ‹stanbul’daki iki büyük baruthanedenbiri olan Küçükçekmece yak›nlar›ndaki Azadl› Baruthanesi kapat›ld› ve sadece Ba-k›rköy’deki ‹stanbul Baruthanesi ile Ba¤dad Baruthanesi’nde üretim sürdürüldü.

Sultan Abdülaziz dönemi Osmanl› donanmas›n›n ahflap gemilerden z›rhl› ge-milere geçifline tan›kl›k etti. Asl›nda yelkenlilerden buhar gücüyle çal›flan gemile-re geçifl II. Mahmud döneminde bafllam›fl ve ‹ngiltere’den sivil nakliye gemilerisat›n al›nm›flt›. 1856 y›l›nda 78 toplu Peyk-i Zafer kalyonuna ‹ngiltere’de makina-lar›n tak›lmas›yla Osmanl› donanmas› buhar gücüyle çal›flan ilk savafl gemisinesahip oldu. Bilindi¤i gibi z›rhl› muharebe gemisi dünyada ilk kez 1861’de yap›ld›.Güçlü bir donanma kurma konusunda Sultan Abdülaziz’in gösterdi¤i flahsi merakneticesinde 1864’de ‹ngiltere’ye siparifl edilen z›rhl› muharebe gemisi, k›sa bir sü-re sonra Osmanl› donanmas›ndaki yerini ald›. Yerli gemi sanayi teflvik edildi. Os-manl› donanmas›, k›sa bir süre içerisinde gemi adedi bak›m›ndan dünyan›n dör-düncü büyük filosu oldu. Ancak deniz gücü demek sadece sahip olunan gemiadedinden ibaret de¤ildi. Böylesi bir donanman›n bak›m›n› yapma ve modernizeetmenin orta vadede getirece¤i mali yük hesaplanmam›fl; teçhizata a¤›rl›k verilir-ken iflin personel taraf› ihmal edilmiflti. Bu yüzden Abdülaziz döneminde dünyas›ralamalar›na giren Osmanl› donanmas› askerî ve siyasi aç›dan devlete umulanfayday› sa¤layamad›.

Osmanl› askeri teknoloji politikas›n›n Avrupal› devletlere karfl› zay›f yanlar› nelerdir?

392. Ünite - Asker i Düzenlemeler

S O R U

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE

DÜfiÜNEL ‹M

SIRA S ‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL ‹M

D ‹ K K A T

SIRA S ‹ZDE SIRA S ‹ZDE

AMAÇLARIMIZAMAÇLARIMIZ N NK ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

M A K A L EM A K A L E

6

40 Osmanl › Devlet i ’nde Yeni leflme Hareket ler i (1703-1876)

Zorunlu vatandafl askerli¤i ile ulus-devleti iliflki-

lendirebilme

Frans›z Devrimi, Avrupa siyasi tarihinde milliyet-çilik ideolojisi ve cumhuriyet rejiminin birlikteli-¤ine dayal› ulus-devletin milâd›d›r. Yönetenlerleyönetilenlerin ayr› s›n›flar olarak kabul edildi¤idevletlerde askerlik aristokratlarla profesyonelle-re ait bir imtiyazd›. Frans›z devrimiyle berabersubayl›k kariyeri halka aç›ld›. 1793’te ç›kart›lanbir kanunla her yurttafl›n vatan savunmas›na ka-t›lmas› gerekti¤i ilân edildi. Millet, yurttafl, vatangibi kavramlar devrimle birlikte bugünkü anlam-lar›n› kazand›. Kanuni bir zorunlulukla, ama üc-ret almadan gönüllü yap›lmas› beklenen askerlikhizmeti ancak böylesi bir ulus-devlet yap›s›ndamümkün olabilirdi.

Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas›n›n sebeplerini

tan›mlayabilme

Yeniçeri Oca¤› Osmanl› merkez ordusunun çe-kirde¤iydi. Avrupa’n›n ilk düzenli ordusu say›la-bilecek olan yeniçeriler tam zamanl› profesyonelaskerlerdi. Disiplin ve askerî beceri aç›s›ndan 15.yüzy›ldan 17. yüzy›la kadar oldukça etkinlerdi;ancak, 17. yüzy›lda Avrupa savafl sahnesindeateflli silâhlar›n ve piyadenin öne ç›kmas›, disip-linli ve düzenli ordular›n kurulmaya bafllanma-s›yla beraber rakiplerine üstünlük sa¤lamaktazorlanmaya bafllad›lar. Geçim s›k›nt›s› çeken ye-niçeriler sivil hayatta baz› gelir kap›lar› edindi¤igibi, askerlikle ilgisi olmayan pek çok kifli de ay-l›k alabilmek amac›yla oca¤a yaz›ld›. Yeniçerile-rin padiflahlara bafl kald›rd›¤›, devlet ifllerine ka-r›flt›¤› ve darbelerle istedikleri padiflah veya dev-let adam›n› göreve getirdikleri vâki idi. Yunan ‹s-yan›’nda Kavalal› Mehmed Ali Pafla’n›n kurdu¤uyeni düzenli birlikler baflar›l› olurken yeniçerile-rin etkisiz kalmas› bütün bu zaaflar› su yüzüneç›kard›. Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas›n›n askeriolmayan baz› sebepleri de vard›. Giderek dahada merkezilefltirdi¤i politik sistemde güçlü birmuhalefet istemeyen II. Mahmud, oca¤›n maliyükünden de kurtulmak amac›ndayd›. Yeni ver-gilerin sal›nabilmesi ve paran›n de¤erinin kolay-ca düflürülebilmesi için yeniçeri engelini bir fle-kilde aflmas› gerekiyordu.

Askerî teflkilattaki yenileflmenin iç ve d›fl dina-

miklerini tan›mlayabilme

1792’de Nizam-› Cedid ad› alt›nda yeni bir aske-rî yap›lanmaya gidilmiflti. Yar›m kalan bu girifli-min ard›ndan II. Mahmud, 1826’da Yeniçeri Oca-¤›’n›n yerine Asâkir-i Mansure adl› bir ordu kura-rak Osmanl› askerî ve siyasi tarihinde yeni birdönemi bafllatt›. Bu hamle padiflah›n siyasi ra-kiplerini tasfiye politikas›n›n son halkas›yd›.Âyanlar ve onlar›n askeri kuvvetlerinin tasfiye-sinden sonra s›ra Yeniçeri Oca¤›’na gelmiflti. Ye-ni bir ordu inflas› hem padiflah›n eline daha sa-d›k ve güçlü bir askerî cihaz verecek, hem de ül-kedeki kaynaklar›n kontrol alt›na al›nabilmesiiçin meflru bir zemin haz›rlayacakt›. M›s›r ValisiMehmed Ali Pafla’n›n Avrupa’dan dan›flmanlargetirterek kendine ba¤l› düzenli ordu birliklerikurma çabas› da askerî yenileflme hamlesinin içsiyasi sebeplerindendi. Öte yandan Osmanl› or-dusunun 18. yüzy›l›n son çeyre¤inden beri bafltaRusya olmak üzere düflmanlar›na karfl› süreklima¤lup oldu¤u da bir gerçekti. Her ne kadar ra-kipleriyle aras›ndaki askeri güç fark› san›ld›¤› ka-dar derin olmasa da, Osmanl› devlet adamlar›Avrupa tarz›nda yeni bir ordu kurman›n gere¤i-ne inanm›fllard›.

Osmanl› Devleti’nde zorunlu askerli¤e geçifl sü-

recini özetleyebilme

Osmanl› Devleti’nde askerli¤in bütün Müslümantebaa için bir mükellefiyet haline gelmesi Tanzi-mat döneminin bir ürünüdür. Önce Tanzimat Fer-man›’nda bu konu zikredilerek ilk iflaret verilmifloldu; ard›ndan 1843’te silâhl› kuvvetleri impara-torlu¤un bütün bölgelerine da¤›lacak çoklu ordusisteminin temelleri at›ld›. Ertesi sene yap›lan birdüzenlemeyle askerlik süresi, befl senesi muvaz-zaf ve yedi senesi de yedek olmak üzere 12 se-ne olarak belirlendi. Nihayet 1846’da ç›kar›lanilk Kur‘a Kanunnamesiyle 20-25 yafl aras›ndakiMüslüman erkeklerin her sene bir miktar›n›n ku-ra ile orduya seçilmesi usulü getirildi. Gayrimüs-limler zorunlu askerli¤in d›fl›nda tutuldu. Pek çokk›rsal ve göçer Müslüman topluluk uzun süre as-ker olmaya karfl› direndi. Askere alma sistemininyürürlü¤e girebilmesi için gerekli olan nüfus sa-

Özet

1NA M A Ç

2NA M A Ç

3NA M A Ç

4NA M A Ç

412. Ünite - Asker i Düzenlemeler

y›mlar›, pek çok yerde ancak y›llar sonra yap›la-bildi. 1870’te ikinci Kur‘a Kanunu ç›kt›¤›nda zo-runlu askerlik henüz yerleflmifl bir sistem de¤ildi.Buna ra¤men, göçer kabile ve afliretlerle Gayri-müslimler d›fl›ndaki Müslüman nüfus askerli¤indinî ve milli bir vazife oldu¤una her yeni nesildebiraz daha inand›.

Osmanl› Devleti’nin askerî teknoloji alan›ndaki

durumunu tesbit edebilme

Osmanl› Devleti tarihi boyunca askerî teknolojialan›ndaki yeniliklere aç›k bir tav›r sergiledi. ‹s-tanbul’un fethini müteakip kurulan silâh, teçhi-zat ve mühimmat imalathaneleri ve tersanelerlegüçlü bir yerli askerî sanayi oluflturdu. 17. yüz-y›ldan itibaren Avrupa’da yaflanan siyasi rekabetaskerî teknolojideki geliflmeleri de h›zland›rd›.Tüfek ve top teknolojisinde iyileflmeleri savaflgemilerindeki geliflmeler izledi ve nihayet buharmakinas›n›n icad›yla beraber askerî sanayide deseri imalata geçildi. 19. yüzy›lda bu yenilikleri ta-kip etmek için çaba gösteren Osmanl› devletadamlar›, son model silâh ve teçhizatlar, z›rhl›gemilerle askerî sanayide kullan›labilecek maki-ne ve kazanlar› ithal ettikleri gibi, benzerleriniülke içinde üretmeye çal›flt›larsa da askerî tekno-lojiyi gelifltiren de¤il, kullanan pozisyonunda kal-d›lar. Bilgi üretiminin yetersizli¤i, finansman vehammadde eksikli¤i, uzman personel yetifltire-meme ve karar al›c›lar›n yanl›fl tercihleri bununsebeplerindendi.

5NA M A Ç

42 Osmanl › Devlet i ’nde Yeni leflme Hareket ler i (1703-1876)

1. Zorunlu yurttafl askerli¤i uygulamas›n› Avrupa’da ilkbafllatan ülke afla¤›dakilerden hangisidir?

a. Prusyab. ‹sveçc. Fransad. ‹ngilteree. Osmanl› Devleti

2. Afla¤›dakilerden hangisi, Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›l-mas›n›n askerî sebeplerinden biri de¤ildir?

a. Yeniçerilerin Yunan ‹syan›’n›n bast›r›lmas›ndaetkin olamamalar›

b. Yeniçerilerin yeni tarz talim yapmay› reddetmeleric. Yeniçerilerin ateflli silâhlar› kullanamamalar›d. Yeniçerilerin padiflaha sad›k bir askerî kuvvet

olmaktan ç›kmalar›e. Yeniçeri Oca¤› içine asker olmayanlar›n da al›n-

m›fl olmas›

3. Afla¤›dakilerden hangisi Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›l-mas›ndan sonra ‹stanbul’dan uzaklaflt›r›lan toplum ke-simlerinden biridir?

a. Sarraflarb. Müslüman hammallarc. Tüfek imalatç›lar›d. Medrese talebelerie. Rumlar

4. Afla¤›dakilerden hangisi Asâkir-i Mansure teflkilat›n-da yer alan birliklerden biri de¤ildir?

a. Alayb. Kolorduc. F›rkad. Livae. Tabur

5. Afla¤›dakilerden hangisi II. Mahmud döneminde or-duya personel yetifltirmeyi amaçlayan e¤itim-ö¤retimkurumlar›ndan biridir?

a. Mühendishane-i Berri-i Hümayunb. Erkân-› Harbiyye Mektebic. Dâr-› fiûra-y› Askerid. T›bhane-i Âmiree. Hasköy Dökümhanesi

6. Afla¤›dakilerden hangisi yabanc› subaylara Asâkir-iMansure Ordusu’nda verilen görevlerden biri de¤ildir?

a. Top modernizasyonu b. Talim çavufllu¤uc. Kalelerin güçlendirilmesid. Silâh fabrikalar›n›n kurulmas›e. Sefer planlar›n›n haz›rlanmas›

7. Osmanl› ordusunda alay üzeri birlikleri idare edenkomutanlara verilen ortak unvan afla¤›dakilerden han-gisidir?

a. Müflirb. Miralayc. Paflad. Ferike. Serasker

8. Afla¤›dakilerden hangisi Osmanl› Devleti’nde zorun-lu askerlikten muaf tutulan gruplardan biri de¤ildir?

a. Saray çal›flanlar›b. Medrese talebeleric. Tekke fleyhlerid. ‹stanbul sâkinlerie. Göçebe afliret mensuplar›

9. Afla¤›dakilerden hangisi Osmanl› Devleti’nin 1826sonras› askerî teknoloji politikas› için geçerli de¤ildir?

a. Osmanl› Devleti silâh ithalat›n› yerli üretimledengelemeye çal›flm›flt›r.

b. Osmanl› Devleti askerî sanayide mekanizasyo-nu desteklemifltir.

c. Osmanl› Devleti Avrupa’dan teknoloji transferi-ne u¤raflm›flt›r.

d. Osmanl› Devleti Avrupa askerî sanayini takipedememifltir.

e. Osmanl› Devleti dünyan›n önde gelen firmala-r›yla çal›flm›flt›r.

10. Afla¤›dakilerden hangisi yivli tüfek ve toplar içinOsmanl›lar taraf›ndan kullan›lan kavramlardan biridir?

a. Kavalb. Harbic. Filintad. fieflhânee. Çakmakl›

Kendimizi S›nayal›m

432. Ünite - Asker i Düzenlemeler

1. c Yan›t›n›z yanl›fl ise “Frans›z Devrimi ve Zorun-lu Vatandafl Askerli¤ine Geçifl” konusunu yeni-den gözden geçiriniz.

2. c Yan›t›n›z yanl›fl ise “Yunan ‹syan› ve YeniçeriOca¤›’n›n Kald›r›l›fl›” konusunu tekrar okuyunuz.

3. b Yan›t›n›z yanl›fl ise “Yunan ‹syan› ve YeniçeriOca¤›’n›n Kald›r›l›fl›” konusunu yeniden gözdengeçiriniz.

4. b Yan›t›n›z yanl›fl ise “II. Mahmud DönemindeDüzenli Orduya Geçifl” konusunu yeniden göz-den geçiriniz.

5. d Yan›t›n›z yanl›fl ise “II. Mahmud Döneminde Dü-zenli Orduya Geçifl” konusunu yeniden gözdengeçiriniz.

6. e Yan›t›n›z yanl›fl ise “II. Mahmud Döneminde Dü-zenli Orduya Geçifl” konusunu yeniden gözdengeçiriniz.

7. c Yan›t›n›z yanl›fl ise “Tanzimat Döneminde Dü-zenli Ordu ve Zorunlu Askerlik” konusunu ye-niden gözden geçiriniz.

8. e Yan›t›n›z yanl›fl ise “Tanzimat Döneminde Dü-zenli Ordu ve Zorunlu Askerlik” konusunu ye-niden gözden geçiriniz.

9. d Yan›t›n›z yanl›fl ise “Askerî Teknoloji Transferive Osmanl› Askerî Sanayi” konusunu yenidengözden geçiriniz.

10. d Yan›t›n›z yanl›fl ise “Askerî Teknoloji Transferive Osmanl› Askerî Sanayi” konusunu yenidengözden geçiriniz.

S›ra Sizde 1

Ulus-devlet yöneten ile yönetilenlerin özdeflli¤ine da-yan›r. Dolay›s›yla devletin sahibi olarak onu bünyesin-den ç›karan millet görülür. Ulus-devlette devletin ve ül-kenin varl›¤›na karfl› bir tehdit ortaya ç›kt›¤›nda milletinher ferdinden savunma görevine kat›lmas› beklenir. As-kerlik milliyetçi duygularla yap›lan bir “vatan hizmeti”olarak takdim edildi¤i için bu hizmete karfl›l›k bir ücretödenmez.

S›ra Sizde 2

Yeniçeri Oca¤›’n›n 18. yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan itiba-ren Avrupa savafl sahnesinde etkinli¤ini kaybetti¤i bi-linmektedir. Avrupa devletlerinin kurdu¤u düzenli vetek tip piyade birliklerine karfl› yeniçerilerin atefl ve ma-nevra kabiliyetleri yetersiz kalm›flt›. E¤itimli ve disiplin-li Avrupa ordular›na bafl›na buyruk yeniçerilerle karfl›koymak mümkün de¤ildi. Bu tabloyu de¤erlendirenOsmanl› devlet adamlar› art›k yeniçerilerin askeri ola-rak ifle yaramad›¤› kanaatindeydi. Buna ra¤men Yeni-çeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas›n›n ülkenin sosyo-politik vesosyo-ekonomik düzenine etkileri oldu. Zira, Osmanl›ülkesinin hemen her yerinde mevcut olan örgütlü ve si-lâhl› muhalif gücü Yeniçeri Oca¤› idi. Yeniçeriler, savaflilân›ndan devaülasyonlara, yeni vergilerden yabanc›lar-la yap›lacak ticaret anlaflmalar›na kadar toplumun belir-li kesimleri ad›na direnme kapasitesine sahipti.

S›ra Sizde 3

Asâkir-i Mansure ordusu profesyonellik esasl› kurul-mufltu. Ancak, ilk bafllarda er düzeyinde personel bul-makta zorluk çekildi. Çünkü hem maafllar düflüktü hemde emeklilik için flart koflulan zorunlu hizmet süresiuzundu. Seferberlik dönemlerinde gönüllü olarak ordu-ya kat›lmas› istenen Müslüman erkekler düflman kap›yadayanmadan davete icabet etmiyorlard›. Göçer kabileve afliret mensubu süvariler ise düzenli ordu ve mutlakitaat konseptine karfl›yd›lar.

S›ra Sizde 4

Hem flekil hem de etkinlik aç›s›ndan Avrupa ordular›nabenzemesi istenen Asâkir-i Mansure’de bu e¤itimleriverecek yerli personel s›k›nt›s› vard›. Bu yüzden çeflitlisebeplerle memleketlerinden ayr›l›p Osmanl› ülkesinegelmifl olan Avrupal› profesyoneller ifle al›nd›. Zamanlabunlar›n yerini Avrupa devletlerinin gönderdi¤i resmiaskeri heyetler ald›. Ancak, Osmanl› idaresi, Avrupal›

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› S›ra Sizde Yan›t Anahtar›

44 Osmanl › Devlet i ’nde Yeni leflme Hareket ler i (1703-1876)

subaylar› rütbesine ve birikimine bakmaks›z›n talimci-likten yukar›daki pozisyonlarda kullanmad›. Oysa, Os-manl› ordusunun komuta kademesinde de nitelikli per-sonel eksikli¤i vard›. Bu tercihte, Osmanl› askerleriningayrimüslim bir komutana itaat etmekte zorlanacaklar›düflüncesinin yan›nda, II. Mahmud ve Serasker HüsrevPafla’n›n yeni ordunun kendi kontrolleri d›fl›na ç›kma-mas› yönündeki kayg›lar› da etkili oldu. Her ikisi de or-dunun komuta kademelerini sadakatinden emin olduk-lar› kiflilerle doldurmay› tercihe etti.

S›ra Sizde 5

19. yüzy›lda zorunlu askerlik uygulamas›n› devreye so-kan her devlette oldu¤u gibi, Osmanl› ‹mparatorlu¤uda önemli bir sosyal dirençle karfl›laflt›. Farkl› toplumkesimleri de¤iflik gerekçelerle bu yeni mükellefiyetinalt›na girmeye yanaflmad›. Gayrimüslimler daha önced›fl›nda b›rak›ld›klar› askerlik hizmetine so¤uk bakt›lar.Resmiyette Müslümanlarla eflit kabul edilmemeleri debu kararda etkendi. Müslümanlar ise, uzun süreli ve ge-ri dönme ihtimali zay›f olan bu zorunlu hizmet netice-sinde kay›plar›n›n büyük olaca¤›n›n fark›ndayd›lar. ‹s-ter esnaf ister köyde ziraatle meflgul olsun Müslümanbir erkek için iflinden ve ailesinden senelerce ayr› kal-mak kolay de¤ildi. Göçer hayat› yaflayan Müslüman afli-ret ve kabileler ise zorunlu askerli¤i ba¤›ms›zl›klar›nabir tehdit olarak görüyorlard›. Say›lar› az olan okur ya-zar flehirli nüfusu ve ‹stanbul halk›n› askere almak daOsmanl› devlet adamlar›n›n tercih etmedi¤i bir fleydi.Bütün bu sebeplerden dolay› zorunlu askerli¤in herke-si içine al›r bir hale getirilmesi için y›llar gerekti.

S›ra Sizde 6

Ülke içinde kurulan askerî sanayi tesislerini destekleye-cek bilgi üretimi, finansman, hammadde ve personeleksikli¤i, Osmanl› askerî teknoloji politikas›n› olumsuzetkiledi. Rakiplerde bulunan silâh ve teçhizat›n kendi-lerinde de olmas› durumunda güçlü bir orduya sahipolunaca¤›n›n san›lmas›, bu zay›fl›klar›n gözden kaçma-s›na sebep oldu. 19. yüzy›lda askerî teknolojiyi geliflti-ren Avrupal› rakipleriyle karfl›laflt›r›ld›¤›nda, Osmanl›ekonomisinin a¤›rl›kl› olarak tar›ma dayand›¤› ve ülkekaynaklar›n›n bir envanterinin ç›kart›lamad›¤› görülür.Sürdürülebilir ve kal›c› bir askeri teknoloji politikas›n›nbelirlenememesinde bu makro faktörler de etkili oldu.

Aksan, Virginia H., Kuflat›lm›fl Bir ‹mparatorluk Osman-

l› Harpleri, çev. G. Ç. Güven, ‹fl Bankas› Kültür Ya-y›nlar›, ‹stanbul 2011.

Ay›n, Faruk, Tanzimat’tan Sonra Askeralma Kanunla-

r› (1839-1914), Genelkurmay Bas›mevi, Ankara1994.

Heinzelmann, Tobias, Cihaddan Vatan Savunmas›na

(Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Genel Askerlik Yü-

kümlülü¤ü), çev. T. Noyan, Kitap Yay›nevi, ‹stan-bul 2009.

Uyar, Mesut; Erickson Edward J., A Military History of

the Ottomans from Osman to Atatürk, ABC-CLIO,Santa Barbara 2009.

Ünal, U¤ur, Sultan Abdülaziz Devri Osmanl› Kara Or-

dusu (1861-1876), Genelkurmay Askeri Tarih veStratejik Etüt Baflkanl›¤› Yay›nlar›, Ankara 2008.

Y›ld›z, Gültekin, Neferin Ad› Yok. Zorunlu Askerli¤e Ge-

çifl Sürecinde Osmanl› Devleti’nde Siyaset, Ordu ve

Toplum, Kitabevi Yay›nlar›, ‹stanbul 2009.Y›ld›z, Gültekin, “Ottoman Military Organization (1800-

1918)”, The Encyclopedia of War (ed. Gordon Mar-tel), Blackwell Publishing Ltd, Londra 2012.

Yararlan›lan Kaynaklar


Recommended