+ All Categories
Home > Documents > Weber, Veblen ve Ahmed Midhat Efendi'nin Kahramanları

Weber, Veblen ve Ahmed Midhat Efendi'nin Kahramanları

Date post: 27-Nov-2023
Category:
Upload: uni-goettingen
View: 0 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
17
KurumSI1llktisat Veblen, T., "Why is Economics Not an Evolutionary Science?'', Cambridge journal of Economics, 22, 1998,403-414. Vromen, ]. ]., Economic Evolution: An Enquiry into the Foun- dations of New Institutional Economics, Routledge, Londra, 1995. Vromen, ]. ]., "Evolutionary Economics: Precursors, Paradig- matic Propositions, Puzzles and Prospects", der. Reijnders, ]., Economics aiJd Evolution, Edward Elgar, Cheltenham, 1997,41-68. Wallerstein, I., "World System Analysis", der. Giddens, A. ve Turner, ]. T., Social Theory Today, Stanford University Press, Stanford, California, 1987,309-324. Wang,]. ve Wang,]., "An Analysis of New-tech Agglomeration in Beijing: a New Industrial District in the Making?", Envi- ronment and Planning A, 30, 1998, 681-701. Veblen, Weber ve Ahmet Midhat Efendi'nin Kahramanlan D. Taner Kllzn(:oglu · Kurumsallktisat modern toplumun anlama yolunda verilen bilimsel yapt1g1 kimi ozgun ve tu- tarh katk1larla yirminci ylizyilda one ve onde kal- masml bir ak1m1dlr. Ozellikle bu okulun 6ncusu Thorstein Veblen'den (1857-1929) mo- dern <;;agm 6nemli toplumsal ger<;;eklerinden biri olan tli- ketim kulturunun yolunda Kurumsallktisat'm <;;ok 6nemli tezleri vard1r. Ornegin Veblen'in iktisat yazml- na tamup tuketim' (conspicuous consumption) kavram1, genel tliketim an- hemen her toplumsal s1mf i<;;in kullamlabile- cek <;;ok 6nemli bir anahtard1r. Ortaya at1lan bir kuramm ge<;;erliligini dogrulamak, dogal bilimlerde deneyler ve gozlem yoluyla daha olas1yken, toplumsal bilimlerde bunu yapabilmek en iyim- ser yarg1yla <;;ok <;;etin, daha ger<;;ek<;;i bit ise olanak- 1441
Transcript

KurumSI1llktisat

Veblen, T., "Why is Economics Not an Evolutionary Science?'', Cambridge journal of Economics, 22, 1998,403-414.

Vromen, ]. ]., Economic Evolution: An Enquiry into the Foun­dations of New Institutional Economics, Routledge, Londra, 1995.

Vromen, ]. ]., "Evolutionary Economics: Precursors, Paradig­matic Propositions, Puzzles and Prospects", der. Reijnders, ]., Economics aiJd Evolution, Edward Elgar, Cheltenham, 1997,41-68.

Wallerstein, I., "World System Analysis", der. Giddens, A. ve Turner, ]. T., Social Theory Today, Stanford University Press, Stanford, California, 1987,309-324.

Wang,]. ve Wang,]., "An Analysis of New-tech Agglomeration in Beijing: a New Industrial District in the Making?", Envi­ronment and Planning A, 30, 1998, 681-701.

Veblen, Weber ve Ahmet Midhat Efendi'nin Kahramanlan

D. Taner Kllzn(:oglu ·

l.G~

Kurumsallktisat modern toplumun karma~1khgm1 anlama yolunda verilen bilimsel ugra~a yapt1g1 kimi ozgun ve tu­tarh katk1larla yirminci ylizyilda one <;;Ikmi~ ve onde kal­masml bilmi~ bir du~unce ak1m1dlr. Ozellikle bu okulun 6ncusu Thorstein Veblen'den (1857-1929) ba~layarak, mo­dern <;;agm 6nemli toplumsal ger<;;eklerinden biri olan tli­ketim kulturunun anla~Ilmas1 yolunda Kurumsallktisat'm <;;ok 6nemli tezleri vard1r. Ornegin Veblen'in iktisat yazml­na tamup yaygmla~urd1g1 'gosteri~li tuketim' (conspicuous consumption) kavram1, genel tliketim davram~lanmn an­la~Ilmasmda hemen her toplumsal s1mf i<;;in kullamlabile­cek <;;ok 6nemli bir anahtard1r.

Ortaya at1lan bir kuramm ge<;;erliligini dogrulamak, dogal bilimlerde <;;e~itli deneyler ve gozlem yoluyla daha olas1yken, toplumsal bilimlerde bunu yapabilmek en iyim­ser yarg1yla <;;ok <;;etin, daha ger<;;ek<;;i bit ba~la ise olanak-

1441

Kurumsallktisat

sizdir. Toplumsal bir kavramm yararhhgm1 ya da kuramm ge~erliligini anlayabilmek i~in birbirinden ~ok degi;;ik ve elden geldigince ~ok saYidaki toplumsal yapiYI incelemek zorunlu, ama bir o kadar da gu~ ve sab1r isyteyen bir i;;tir. Bu ~ah;;mada, boylesi bir katk1 yonunde bir ad1m at1lmas1 amadanmaktadir.

(:ah;;mam1zda, Kurumsal Iktisat'm ve ozellikle bu ak1mm oncusu olan Thorstein Veblen'in iktisat kuramma kazandud1g1 'gosteri;;li tuketim' kavrammm genel olarak toplumsal ya:;;amdaki onemini vurgulamak i~in bu kavra­mm geli;;tigi kulturel baglamdan ~ok farkh bir ortamda or­taya pkan bir ornek uzerinde durmak amacmdaYIZ. Bu ama~la, ondokuzuncu yllzYil Osmanh yazmmm en onemli isimlerinden olan Ahmet Midhat Efendi'nin (1844-1912) ~ah;;malanndan yararlanacag1z.

Ahmet Midhat Efendi'nin bu ~ah;;maya konu ahnmas1 birka~ yonden onemlidir. Birincisi, Veblen'in ya;;ad1g1 top­luma hi~ benzemeyen bir ulkede, Osmanh lmparatorlu­gu'nda kar;;1m1za ~1kan orneklerden yola ~1kmak, Kurum­sal lktisat ~ozumlemelerinin evrenselligini gostermek a~I­smdan ~okyararh olacakt1r. Ikincisi, Ahmet Midhat, eri;;­tigi okuyucu kitlesinin geni;;ligi nedeniyle ~ok ses getirmi;; yazmsal yapnlannda ya;;ad1g1 ~agm Osmanh (ozellikle Is­tanbul) ya;;amm1 tum toplumsalhg1 i~inde en iyi yansnan yazarlardan biridir. D~uncusu, bu unlu Osmanh ayd1m, yazar kimliginin yam s1ra, donemin iktisat kuramm1 ince­lemi;; ve bu ~er~evede kendi ulkesi ve toplumu i~in du­;;unceler geli;;tirip kaleme alml;>, boylece ulkemizde yaygm iktisadm geli;;iminde onemli rol oynam1;; bir yazardir. Dor­duncusu ise, Ahmet Midhat Efendi yap1tlanm Veblen'den ~ok daha once kaleme alm1;;, ustelik goru;;lerinin ~ogunu iktisadi kuramlardan ~ok dogrudan toplumsal gozlemler­den yola pkan dogadamalara dayand1rm1;>tlr. K1sacas1, Ahmet Midhat Efendi, ~ozumlemelerinde yer yer Veblen'e

1442

Veblen, Weber ve Ahmet Midhac Efendi'nin Kahraman!an

~ok yakla;;m1;; bile olsa bunda bir etkilenme bulmak ola­naks1zd1r; durum boyle olunca varabilecegimiz mannkh sonu~ Veblen'in onculuk ettigi tuketim odakh bir Kurum­sal Iktisat du;;uncesinin ger~ek~iligi ve evrensel ge~erliligi olacaktlr.

Diger yandan, Ahmet Midhat Efendi'nin yapnlan ~a­h;;mamlzda ba;;ka bir konuyu daha ele almam1z1 zorunlu k1lmaktad1r: Max Weber'in (1864-1920) 'Protestan ahlak1' kavramL 1 Bunun nedeni, yazann inceledigimiz yapnlann­da hep 'iyi-kotll', 'dogru-yanh;;' kar;;nhklannm kullamlma­SI ve 'kotu' ve 'yanh;;' olarak tammlanan davram;;lann gos­teri;;li tuketimle, 'iyi' ve 'dogru' davram;;lann ise Osmanh Imparatorlugu'na ozgu bir tllr 'Protestan ahlak1yla' ili;;ki­lendirmesidir. Gerek Avusturya Okulu ile Alman Tarihsel Okulu arasmda bir sentez ger~ekle;;tirme ~abas1, gerekse Avrupa'da geli;;en Kurumsallktisat'la kan bag1 ta;;1yan ki­mi yakla;;1mlar uzerindeki etkisi nedeniyle Weber'i de biz ayn1 du;;unsel gelenegin i~inde goruyoruz. Ahmet Midhat Efendi'nin yap1tlanm soz ettigimiz ~er~evede ele almadan once ya;;ad1g1 ~ag, yazar kimligi ve ki;;iligi uzerinde k1saca durmakta yarar var.

a. Tanzimat Donemi

Ondokuzuncu yllzYihn ozellikle ikinci yans1, Osmanh lm­paratorlugu'nun biiyllk bir donii;;um ya;;ad1g1, kar;>Ila;;Ilan sorunlann ~ozumu ir;;in 'Altm (:ag'a donu;;' ulkusunden ar-

<;:ah~mam1zda, 'Protestan ahlakm1' dinsel anlamda degil, iktisat yazm1 ic;in­deki anlam1yla ele alacagiz. Hepimizin bildigi gibi, ne bu ahlak ogretisinin yaraUCISI Weber'dir ne de biz Ahmet Midhat'm Muslilman kahramanlannm 'Protestan' ahlak1 ta~lmalanru bekliyoruz. Bizi ilgilendiren konu, 'Protestan ahlak1' ad1 altmda bir araya getirilmi~ niteliklerin ekonomik sonuc;land1r. K1sacas!, 'Protestan ahlak1' deyi~iyle Weber'in Protestanhk orneginde sapta­d1g1, ama Protestanhkla Slmrh kalmad1g1 belli olan bir c;al~ma etigini ele

alacaglZ.

Kurumsallktisat

nk vazge<;ilip, kokten degi~imlere giri~ilen bir donemdi. Bu ama<;la, donemin Osmanh yoneticilerinin ve aydmlan­mn <;ogu yuzlerini, ya~ad1klan sorunlann benzerlerini uzun zaman once a~m1~ olan Ban'ya donduler. Osmanh se<;kinleri, bilimde, teknolojide, siyasal ve ekonomik sis­teminde buyiik yenilikler yaparak Dogu dunyas1yla araYI iyice a<;ml~ bulunan Ban dunyasm1 inceledik<;e, bu 'yeni dunyaya' hayran oldular. Boylece <;ozumun, Ban benzeri bir duzenin, eski ve kohnemi~ 'Dogulu' duzenin yerini al­masl olduguna yonelik yaygm bir kam ortaya <;IktL Bu tur 'yllce' ama<;larla yola pk1lm1~ olsa da, Osmanh'mn Banh­la~ma sureci k1sa surede Ban taklit<;iligine donu~tu. Daha 1830'larda Halil Rlfat Pa~a'nm sozleri, bu saghks1z geli~­menin kamn gibidir. Pa~a, "Devlet-i Aliye'nin ya~am1 i<;in Garb-1 taklit etmekten ba~ka <;aresi" olmad1gm1 a<;Ik<;a say­ler (Tanpmar, 1987: 72).

Banhla~mamn, tarn~1lmaz geli~me yolu olarak gorul­dugu bu donemde, 'Dogulu = yanh~, eski, olu', 'Bat1h = dog­ru, yeni, canh' yakla~1m1 bir sure sonra makro boyuttan mikro boyuta ta~macakn. Ozellikle Istanbul ve buyiik li­man ~ehirlerinde ya~ayan Osmanh se<;kinleri yeni ya~am tarz1 olarak bu anlaYI~l benimseyecekler (Ortayh, 1987: 193); benimseyemeyen eski Osmanhlann kendileri degilse de <;ocuklan ister istemez yeni ya~ama ayak uyduracaklar­dl. Ban'ya oykunme, bu toplumsal kesimin tum tuketim kahplanm ve davram~lanm kokten degi~tirecekti. Art1k Frans1zca ogrenilecek ve konu~ulacak, en azmdan gunluk dile birka<; sozcuk de olsa mutlaka soku~turulacaktL Luks tuketimden en temel olanlara kadar her gereksinim ithal urunlerle kar~1lanacakn. Eglence i<;in, donemin bir anlamda simgesi olan Beyoglu'ndaki 'Cafe'lere, 'Club'lere, 'hotel'lere

. gidilecek; dogaldu ki bu buyiik harcamalar 'franc' uzerin­den yap1lacakt1.

Veblen, Weber ve Ahmet Midhat Efendi'nin Kahramanlan

'Sefahat ve gosteri~', donemin ya~anns1m uygun olarak yansltan sozcukler olsa da, bu donemi bu iki sozcuge s1g­d1rarak ozetlemeye kalk1~mak buyiik bir yamlg1 olur. Tan­zimat doneminin, iktisadi buyllme ve sanayile~me <;abasm1, yeni aplan okullarla birlikte ger<;ekle~en egitimdeki geli~­meleri, kadmlann toplumsal ya~ama artan kanhmm1, bun­lann yam s1ra Ban dunyasma a<;Ik <;agda~ kafalann ortaya <;1kmasm1 saglad1gm1 da ammsamak gerekir. Ozellikle bu son oge konumuz a<;Ismdan onemlidir.

Osmanh aydm1, Tanzimat doneminde buyiik bir degi­~im ya~ad1. Ozellikle donemin yaygm yabanc1 dili olan Frans1zcamn ogrenilmesiyle Bat1'mn du~unce dunyas1, agrr aksak da olsa Osmanh'ya ula~maya ba~lad1. Aydmlan­ma sonrasmm bu en gu<;lu du~unce dunyas1yla kar~1 kar­~Iya gelen aydmlann du~unme bi<;imleri degi~meye yllz tuttu. Bu donemde, eskiden kalma deger yarg1lan ve du­~unce kahplannm butunuyle degi~tigini soyleyemesek bile "(:agda~ bilimsel du~unceye bir pencere a<;1ld1" demek yanh~ olmaz. Bu tur aydmlar arasmda, Ahmet Midhat Efendi ozellikle <;ok <;e~itli konularda verdigi <;ok saYida ve ses getiren yapltlanyla hem <;ag1m yansltan ve etkileyen hem de Osmanh-Turk yazmmm gelecegini bi<;imlendi­ren en onemli yazarlardan biri olacaknr.

b. Ahmet Midhat Efendi

Ahmet Midhat Efendi ondokuzuncu yiizYihn ikinci yansma damgasm1 vunnu~, bir<;ok konuda yap1tlar vermi~ uretken bir yazard1. (:agda~1 olan diger Osmanh du~unurleri gibi o da Osmanh lmparatorlugu'nun kurtulu~u uzerine kafa yormu~ ve du~unduklerini kaleme alnn~t1r. Ahmet Midhat'm bu konudaki goru~u, Nam1k Kemal gibi devrimci du~unurlerinkinden farkl1d1r. Ahmet Midhat, Imparator­luk'un kuitulu~unu siyasal giri~imlerde degil, egitimde arar.

1445

Kurumsal !krisat

Ona gore, toplum egitilir ve yeni bir toplum, yeni bir insan tipi yaranlabilirse sorunlar kokten <;ozulebilirdi.

(:ok geni~ bir yelpazede yer alan hemen her konuyla ilgilenmesi ve edindigi bilgileri okuryazar Osmanhlann kolayca anlayabilecegi basit oykuler haline getirmesi, ya­zann ununu saglayan en onemli etken olmu~tur. Bu yolla hem okuryazar kitleyi hem de <;ocuklugu bu kitle i<;inde ge<;en kendisinden sonraki yazar ku~agm1 derinden etki­lemi~tir. Yazd1klannm edebiyat degeri <;ok yiiksek degildir; ancak o, 'Hace-i Evvel'dir, yani ilk ogretmen. K1sacas1, Ahmet Midhat'm as1l derdi edebiyat degil egitimdir.

Ahmet Midhat Efendi, ozellikle 1870'lerin ilk yansm­da politik iktisatla yogun olarak ilgilenmi~, Osmanh lmpa­ratorlugu'nda yeni yeni gundeme gelen bu konudaki ate~li tarn~malara tara£ olarak kanlml~tlr. "KorumaCl ve kalkm­maCl politika onerileri, kar~lt goru~te olanlarla arasmda buyiik tarn~malara neden olmu~tur." Aynca "Colbert'i klasik yakla~1ma kar~1 bir se<;enek olarak diriltmekle kal­maml~; Klasik anlaJ!~m temelinde yatan 'ekonomik insan'a (homo economicus) kar~1, ondan <;ok belirgin bi<;imde ay­nlan 'Osmanh insam'nm (homo ottomanicus) tammlan­masmda 1srarC1 olmu~tur" (Ozveren, 2002: 139). Ahmet Midhat Efendi'nin kafasmdaki insan, "<;ah~kan, tasarrufa riayetkar, kurallara boyun egen, disipline olmu~, hesabm1 iyi bilen, kanaatkar ve nihayet tesanut<;ulugu [dayam~ma­Clhgl] benimsemi~" bir.tipti (Sayar: 2000).

Dogrudan iktisadi konular uzerine yazd1g1 yap1tlar (ornegin Ekonomi Politik; Sevda-yz Sa'y ii Amel; Te?rik-i Mesai-Taksim-i Mesal) d1~mdaki roman ve oykulerinde, kafasmdaki 'Osmanh insamm' aynnt1lanyla ortaya koy­mu~tur. Konumuzla ilgili yapltlanna ~oyle bir goz att1g1-m1zda Ahmet Midhat'm tarz1 hemen kendisini gosterir. Oykulerinde, ba~an ve ba~ans1zhk arasmdaki ili~kiyi, gun­luk ya~amda zaman zaman kar~1m12a pkan ger<;ek<;i kah-

1446

Veblen, Weber ve Ahmet Midhat Efendi'nin Kahramanlan

ramanlar arasmdaki ili~ki bi<;iminde ortaya koyar. Ahmet Midhat'a gore "birey zenginle~irse, Devlet de zenginle~ir" (Kurdakul, 1997: 126). DolaJ!slyla yazann ba~an-ba~an­Slzhk (zenginle~me-iflas) oykuleri, lmparatorluk'un iktisadi geli~mesi (ya da kurtulu~u) hakkmdaki anlaJ!~mm dogru­dan bir yansimas1d1r.

Ahmet Midhat bu oykulerini bi<;imlendirirken kar~l­la~tlrmah bir yontem izler. Bir yanda <;ah~kan, tutumlu, ak1lc1 ve sorumlu ancak yoksul bir kahraman yogun pba­larla buyiik bir servet edinirken diger yanda bu kahrama­nm tembel, savurgan, ak1ls1z ve sorumsuz ancak varhkh bir arkada~1 vanm yogunu gosteri~e yonelik savurgan bir tiiketimle yiyip bitirir. Yazar, bu iki kahramam kar~lla~u­rarak okuruna ba~anya giden yolu gosterir. l~in ilgin<; yam, bu oykulerin kahramanlan bize, Ahmet Midhat'tan <;ok daha soma iktisat yazmmdaki yeri Kurumsal Iktisat <;er<;e­vesinde peki~ecek iki kavram1 <;agn~tmr: 'Gosteri~li tuke­tim' (Veblen, 1899) ve 'Protestan ahlak1' (Weber, 1904-5).

c. 'Goste~li Tuketim' ve 'Protestan Ahlak1' Kavramlan

'Gosteri~li tiiketim'2, k1saca sahip olunan servetin apk bir gostergesi olmas1 amaCiyla yap1lan tuketim diye tammla­nabilir (Stankovic, 1987, Cilt 1: 579). Kavram olarak gos­teri~li tuketim, ge<;mi~1 <;ok gerilere gitmekle birlikte an­cak Amerikah kurumsal iktisat<;l Veblen'in The Theozy of Leisure Class (Aylak S1mfm Kuram1) (1899) adh <;ah~ma­slyla iktisat kurammm odagmda bir yer edinmi~tir. Veblen'e gore bu kavram, genel tuketim davram~1m an­lamak apsmdan onemli bir anahtard1r.

'Conspicuous consumption'deyi~ini, bu tuketim davram~mm bilin<;li olmast dolaylSlyla "gosteri~<;i tuketim" olarak da <;evirmek olanakltdtr. Ancak kan­~tkhk yaratmamak amactyla, Turk<;e iktisat yazmmda 6nceden var olan kar­~thgt, "gosteri~li ruketim" deyimini, kullamna)'l uygun goruyoruz. Bkz. (Go­run, 1998: 54).

Kurumsal lktisat

Protestan ahlak1 ise, Max Weber'e gore kapitalizmin gel~mesini saglayan temel glidlidlir. Yazar linlli The Protestant Ethic and The Spirit of Capitalism (Protestan Ahlakl ve Kapitalizmin Ruhu, 1904-5) kitabmda, Prates­tan ahlakmm elden geldigince ~ok ve dlizenli ~ah~ma; dlinya nimetlerinden ( ~ah~manm getirdigi kazan~tan)

mlimklin oldugunca az yararlanma gorli~line dayanan bir ~e~it 'zahitlik' anlaYI~m1 savundugunu sayler. Weber'e go­re kapitalizmin dogu~unda bu anlaYI~ olmazsa olmaz onemde bir rol oynam1~Ur. Weber'in 'giri~imci kapitalist­ler' olarak tammlad1g1 ve kapitalizmin as1l yaranc1lan ola­rak gordligli insanlann ya~aYI~lan boyledir. Bu ya~aYI~m

· (ya da 'ahlakln') sonucu ise, tliketime getirilen s1mrlama ve zorunlu tasarruf nedeniyle yatmm i~in gerekli olan sermaye birikiminin ortaya pkmas1du.

(:ah~mamiZm bundan sonraki k1smmda Ahmet Midhat Efendi'nin yapltlannda bu iki kavramm izlerini arayacag1z; bunun i~in de, ya~adigi ~agm siyasal ve top­lumsal ozelliklerinden ve dli~lince dlinyasmdan yararlana­cagiz. Biz burada Ahmet Midhat Efendi'nin kendi yonte­mine bir oklide sad1k kalmak istiyoruz. Soyle ki, once gosteri~li tliketimi, Ahmet Midhat'm oykli kahramanlan­nm kimliginde inceleyecegiz, soma da Protestan ahlakm1 ammsatan kahramanlan onlarla bulu~turup bu kar~Ithktan bir sonuca gidecegiz.

2. Ahmet Midhat Efendi'nin Yap1tlarmda 'Gosteri~li Tuketim'

Ahmet Midhat Efendi'nin yapltlannda bu tlir bir olgunun yans1malannm pe~ine dli~meden once. 'gosteri~li tliketim' kavramm1 ve kavramm iktisat yazmmdaki yerini daha ay­nnnh olarak incelemekte yarar vard1r. K1saca gosteri~li tli­ketim, "tliketim mallanmn, olagan tliketici gereksinimle-

1448

Veblen, Weber ve Ahmet Midluu Efendi'nin Kahramanlan

nm kar~Ilamaktan ~ok, ba~kalanm etkilemek amae1yla gosteri~ yapmak ic;in kullamlmas1dir. Servetin gostergesi olarak yap1lan tliketimdir" (Stankovic, 1987, c. 1: 579). Veblen'e gore bu tlir tliketim, aylak s1mfm {leisure class), aYinc1 davram~ ozelligidir:

'Aylak s1mf, soylu ve ruhban smlf1ann, maiyetleriyle birlik­te, tiimtmu i<:erir. Bu s1mfm i~leri geni~ bir yelpazeye ya­yilmi~tir; ancak hepsinin, uretici olmamak gibi ortak bir ekonomik niteligi vard1r; ... fist s1mflar uretici i~lerden ba­gi~Iknrlar ve bu bag1~1khk, iistun konumda bulunmanm ekonomik bir yansimas1d1r (Veblen, 1957: 21).

Bu saurlarda Veblen, farkh ~ah~ma tlirlerine gore 'list' ve 'alt' s1mflann aynmm1 ortaya koyuyor. 'Ost' s1mflar, "yone­tim, sava~, dini torenler ve spor" gibi liretken olmayan i~­lerle ugra~1rken 'alt' sm1flar genelde endlistriyel ya da kol emegine dayah i~lerde yogunla~1yorlar (Veblen, 1957: 21). (:ah~ma niteliklerindeki bu farkhhgm toplumsal konumu belirlemesine ek olarak, 'gosteri~li aylakhk' (conspicuous leisure) bireysel saygmhgm bir gostergesi haline gelmi~tir:

<;ah~maktan, belirgin ~ekilde ka<:mmak, daha ustiin parasal ba~annm ve saygmhgm geleneksel gostergesi haline gelir; tam tersine, iiretici i~lerde <:ah~maya ba~vunnak, yoksulluk ve bag1mhhgm gostergesidir, toplumda saygm bir yer edin­mekle <:eli~ir (Veblen, 1957: 43).

Veblen, toplumda, gosteri~li tliketim ve gosteri~li savruk­lugun (conspicuous waste), list s1mftan olmamn simgeleri oldugunu belirttikten soma, list sm1flarda "mallann ve­rimsiz kullamm1 onur vericidir" (Veblen, 1957: 61) der ve ekler: "[T] uketim, soyluluk ic;indeki konumu gosterir" (Veblen, 1957: 65). Veblen bu c;ozumlemeleri daha ~ok 'aylak s1mf ic;in yapsa da, benzer davram~lann, alt s1mfm

1449

Kurumsallkrisar

ust s1mfa 'benzemeye <;ah~mas1' (emulation) yoluyla alt Sl­mfa da yans1d1g1, boylelikle her s1mftan insanda gorulebi­lecegini savunur. Sonu<;ta, gosteri~li tuketimin genel tuke­tim davram~mm bir par<;as1 oldugu sonucu ortaya pkar. <;:unku "kendine saygmm ah~1lm1~ temeli, kom~ulannm ki~iye gosterdigi sayg1d1r" (Veblen, 1957: 38). Ancak aylak sm1fm parasal gucunun daha <;ok olmas1, bu davram~lann daha <;ok ust smlflann uyelerinde gorulmesini dogal k1lar.

Gosteri~li tuketim, Veblen tarafmdan kavramla~nnla­rak iktisatm odagma ta~mm1~ olsa bile ondan onceki kimi iktisat<;llann benzer <;ozumlemeler yapm1~ olduklanm ammsamakta yarar var:

Adam Smith ... kendilerinden ba:;;ka kimsede bulunmayan servetin aylTt edici i:;;aretlerini gostermekten ho:;;lanan in­sanlardan s6z eder. Bu insanlann gozunde, yararh ya da gu­zel olan herhangi bir :;;eyin degeri, onun az bulunurlugun­dan kaynaklamr... Ancak, 'gosteri:;;li tuketim' kavrammi kullanan ilk yazar, Kanadah iktisat<;I John Rae'dir (1796-1872). [Rae], luksun dogas1 ve etkileri hakkmdaki apkla­malanm, ovunmenin insan ya:;;ammdaki 6nemine dayandi­nr (Stankovic, 1987, Cilt 1: 580).

Rae, ovunmenin insan gudulerinin temel etkenlerinden bi­ri oldugunu ve sermaye birikimi uzerind~ yava~lauo bir etki yapngm1 ileri surer (Rae, 1965: 159). Ozellikle bu son tumce, tartl~mamlz a<;1smdan 6nemlidir. <;:unku Veblen, "gosteri~li tuketimin mal savruklugu, gosteri~li aylakhgm ise zaman savruklugu" oldugunu soylerse de (Ekelund ve Hebert, 1990: 463) bu kavramlann sermaye birikimi teme­linde <;6zumlemesini yapmaz. tleride gorecegimiz gibi Ahmet Midhat Efendi boyle bir <;ozumlemeyi, gosteri~li tliketimle '<;ah~mak ve tutumlu olmaYl' kar~1la~tmrken, dolayh yoldan da olsa yapar. Ahmet Midhat Efendi'nin, Tanzimat sonras1 donemin <;ok<;a ele~tirilen ya~anusma

\450

Veblen, Weber ve Ahmet Midha£ Efendi'nin Kahramanlan

yonelik asll tepkisi, "giyim-ku~am ya da yanm yamalak ogrenilmi~ Frans1zca degildir; onu surekli me~gul eden esas konu, toplumda alafrangahgm yol a<;t1g1 israft1r" (U<;man, 2002: 147).

Ahmet Midhat'm gosteri~li ve savruk tuketim gozlem­lerinin temelinde kendisinin de etkin olarak yer ald1g1 Tanzimat Beyoglu'sunun ya~am1 yatar. Yazann s6z konusu oykuleri de genellikle bu <;evrede ge<;er. Kendi ya~antlSl daha <;ok olumlu kahramanlannm ya~ant1sma benzetilse de bir a~amada bunun tersi bir durum da gorulmu~tur: "Ahmet Midhat'1 bir arahk Rus<;uk'a avdet ederek [done­rek], sefahat alemlerine anlm1~ goruyoruz, bir muddet de­vam eden bu ruhi bunahm esnasmda intihara bile te~ebbus ettigi olmu~tur" (Siyavu~gil, 1965: 184). Bu durumda, yazdlgl oykuler, yakmdan gozlemledigi bir dunyamn izle­rini ta~1makla kalmaz, kendi ruh halini ve davram~lanm da yansltlr.

Ahmet Midhat Efendi'nin zenginle~me oykulerinde <;ok <;ah~an ve tutumlu kahraman ile tembel ve savurgan kahraman kar~1 kar~1ya konu~landmhr. Felatun Bey ve Rak1m Efendi (1876) romanmda gosteri~<;i tip Felatun Bey olurken; Bahtiyarlii<ta (1886) 'Senai ve Para!'da Sulhi bu rolu ustlenir. .Simdi Ahmet Midhat'm oykulerindeki bu gosteri~<;i, savurgan ve tembel kahramanlara daha yakm­dan baklp yazann kafasmdaki 'g6steri~li tuketim' anlaYl~l­m saptayacag1z.

Felatun, Turk yazmmdaki alafranga karakterin proto­tipi olarak gorulur. Babas1 zengindir ve artan servetleriyle birlikte ailece Oskudar'dan Beyoglu'na ta~mm1~lard1r.3 Do­nemin ust s1mf ailelerinin <;ocuklannda <;ok s1k goruldugu gibi, Bat1hla~madan Bat1h gibi giyinmeyi, Beyoglu'nda ge-

Yazar bu ta~mmayla Banhla~maya yoneli~i simgeler; bu simgeleme Falllz­Harbiye (Safa, 1999) adh yapua damgasm1 vuran .;:el~kiden c;:ok once ger­<;ekle~tirilmi~tir.

Kurumsallktisat

zip ealenmeyi ve gosteri~ yapmay1, Frans1zca konu~mak ~a da d~ha genel anlamda Frans1z gibi olmayt_ anlayan bu kahramandtr Felatun Bey. Metresinin deytmiyle ona yal­mzca u(: ~ey gerekir: Sarap, kadm ve muzik ("~ara~, kan, bir de muz1ka") (Ahmet Midhat, 1876: 98). Gosten~, _Y~l~ mzca tuketim yoluyla olmaz elbette; Felatun Bey ken~Isml zeki kulturlu ve sayg1deger bir beyefendi olarak goster­mek ister (Felatun ad1 antik Yunan filozofu Platon'dan ge­lir!). Oysaki son derece tembel, cahil, s~vurgan ve ahlak­sizdir. Veblen'in aylak sm1f (:6zumlemesme uygun olara~, bir 'kalemde' (devlet dairesi) memur olsa da, o donemm 'Bey'lerinde s1k~a goruldugu gibi, i~yerine pek ugram~z: (ah~mak yerine, kendisine buyllk paralara mal olan Po~~m isimli metresiyle sm1rs1z bir gosteri~ i~inde ya~ar. Ornegt~, pek (:Ok kimsenin gucunun yetmeyecegi kadar pahah bu otelde kahrlar ("bu otelde herkes ya~ayamayarak, oraya kesesine gu.venenler gidebilir") (Ahmet Midhat, 1876: 9?)~ Felatun, metresine (:ok degerli armaganlar, bu arada (:e~Hh mucevherler ahr. Metresinin gosteri~e olan tutkusu da kendisininkinden hi(: a~ag1 kalmaz.

Konumuz a(:Ismdan romanm en onemli k1sm1 yazann dogrudan dogruya gosteri~li tuketimden soz ettig~ be~ say­f kadar bir bolumdur. Ahmet Midhat Efend1 burada, ;elatun Bey ve "elmas ve inci i(:ine garkolm_u~" halde_ met­resi Polini'nin, (Ahmet Midhat, 1876: 133) 1k1 tane luks at arabasl, her biri on be~-yirmi ki~iden olu~an iki ork~str_a _v~ u~aklar e~liginde ger(:ekle~en gosteri~li bir ~1r -~~zmnsmt anlatlr. Turlu turlu yiyecek ve i(:ecegin tukenldigi, bol ~ol bah~i~in dagltlld1g1, o s1rada (:evrede bulunan kalabahgm ilgiyle tamkhk ettigi bu gezintide bllyll~ paralar ~harcamr, ama bu sahneyi hayranhkla izleyenlenn yapng1 _yo rum bunca masrafa degdini gosterir: "A~kolsunl Henf avu~ avu~ lira sapyor, ama prens-vari egleniyor al" (Ahmet Midhat, 1876: 133). Daha sonra yazar, butun bu debdebe-

\452

Veblen, Weber ve Ahmet Midhat Efendi'nin Kahramanlan

nin as1l nedenini apklar. Onceki gece Felatun kumarda buyu.k paralar kaybetmi~ ve oyundan (:ekilmek istemi~tir. Polini, kumarda gozunu k1rpmadan buyllk paralar kaybe­den "Felatun Bey'in metresi olmak iftihanm herkese gos­termek istediginden", (Ahmet Midhat, 1876: 134) 'sahne­den' inmek istememi~ ve Felatun'a oyunu surdurmesi i~in bask1 yapm1~ur.4 Gece, buyllk bir parasal kaytpla bitmi~se de Polini'nin toplumsal konumu i~in bir kaytptan soz et­mek gll(:tllr. Metresi yllzunden yitirdigi paralar nedeniyle surat asan Felatun Bey, Polini'nin bir de uste pk1p kllsme­siyle neye ugrad1gm1 ~a~mr. (unku sevgilisiyle ban~mak i(:in ald1g1 pahah hediyeler bir yana, yukanda sozu edilen "~anh, ~erefli Kagnhane alemi bu dargmhktan ban~mak­hgm ~ukranesi olarak icra edilmi~ti[r]!.." (Ahmet Midhat, 1876: 136). Boylece, gosteri~(:ilik nedeniyle ya~anan bir bunahm, ba~ka bir gosteri~ten avuntu saglayarak gideril­mek istenir.

Ahmet Midhat Efendi'nin bu tllr davram~lara yonelik a(:Iklamasl, gosteri~li tu.ketim hakkmdaki goru~lerini yan­sHir:

Cibillet-i he?eriye iktizasmdandzr ki [insan dogasmm gere­gidir ki] insan kendi saadet halinden yalmz kendisi haber­dar olmas1yla kanaat etmez. Herkesi dahi haberdar etmek ister. Hatta bir adam fi-nefsul-emr [ger~ekte] mesut degilse bile, halka kendi saadet halini inandumak i~in hilekarhg1 ve yalanCihgi dahi irtikap eder [ba~vurur ]. Cibillet-i he?eriyenin bu iktizasz adeta umumi gibi bir ?ey oldugun­dan o kadar da nazar-z ehemmiyete rarpmaz [dikkat ~ek­mez] ise de be~ lirahk bir saate, yirmib~ lirahk veyahut da­ha ziyade bir baha etmek uzere elmash kordon takmak gibi

Burada, Veblen'in, soylulann yanmda .;:ah~anlan da 'iist smtfa' dahil ettigini haurlamak, Polini'nin durumunu daha iyi a<;tklar. Veblen'e gore 'aylak smtf', soylu ve ruhban smtftann, maiyetleriyle birlikte, tiimiiml i~;erir (Veblen, 1957: 21).

Kurumsa! lktisat

numay~ler [gosteriler), bu cibilletin en adi mertebesinin icabatmdand1r. Haydi bakahm du~unelim:

Vak1a saat insan ic;;in luzumlu bir alettir. Kostek neye la­zimdir? Saati muhafazaya laz1m olduguna gore bu i?i bir gaytan dahi gorebilir. Hapr, i? oyle degil !nsan oglu ister ki, kendisinde yalmz saatini muhafaza i(:in istim!il edecegi [kullanacajjJ} gaytamn yirmibe? a/tin k1ymeti olacak kadar serve! bulundugunu a/em gorsiin. (Ahmet Midhat, 1876: 131; vurgular bizim).

Bu ac;:1klamanm ardmdan Ahmet Midhat, gosteri~c;:i davra­m~a ba~ka bir ornek olarak o donemde yap1lan kn gezinti­lerini verir ve bu gezintilerin amacmm "km, sahraYI, ac;:Ik­hgi, c;:imenleri gormekten ziyade, halk1 gormek yahut daha dogrusu halka kendisini gostermek" oldugunu sayler (Ahmet Midhat, 1876: 132).

Ahmet Midhat'm gosteri~li tuketim anlaYI~mm en ac;:1k yans1masm1 yukandaki sanrlarda ve onlan izleyen k1s1mda buluyoruz. Ahmet Midhat Efendi'nin, 'gosteri~li ruketim' davram~m1, snadan luks tuketimle kan~t1rmadtg1 ve ad1 gec;:en davram~l ba~h ba~ma bir olgu olarak ele aldtgt bu­rada ac;:tkttr. Ancak almnladtgtmtz ktstmdaki vurguladtgt­mtz bohimlere ozellikle dikkat edilmelidir. Bunlar, Ahmet Midhat'm du~uncelerinin, Veblen'in kendisinden yakla~1k c;:eyrek ylizy1l sonra yapacagt c;:ozumlemelerle ~a~trtlcl ko­~utluklar gosterdigi yerlerdir. Birincisi, Ahmet Midhat, olaYI 'cibillet-i be~eriye'ye, yani insan dogasma dayandmr. Bilindigi gibi Veblen, butun kurumlan, insandaki temel ic;:gudulere dayanduarak ac;:tklar. lkincisi, Ahmet Midhat Efendi, t1pk1 Veblen gibi, gosteri~li tuketimin genel tuke­tim davram~mm parc;:as1 oldugunu, toplumda yaygm ola­rak goruldugunu ve kamksandtgmt belirtir ("Cibillet-i be~eriyenin bu iktizast adeta umumi gibi bir ~ey oldugun­dan o kadar da nazar-1 ehemmiyete c;:arpmaz"). Oc;:uncusu,

1454

Veblen, Weber ve Ahmet Midhat Ekndi'nin Kahraman!an

yazar, gosteri~li tuketimin c;:agda~ bir tammtm, c;:ok daha yaygm anla~tlabilecek bic;:imde yaptyor: " ... i~i bir gaytan dahi gorebilir. HaYir, i~ oyle degil. Insan oglu ister ki, kendisinde yalmz saatini muhafaza ic;:in istimal edecegi gaytamn yirmibe~ alnn ktymeti olacak kadar server bulun­dugunu alem gorsun." Bu betimin c;:agda~ bir iktisat sozlu­gunden aktardtgtmlZ "[gosteri~li ruketim], tuketim mallan­mn, olagan tliketici gereksinimlerini kar~tlamaktan c;:ok, ba~kalanm etkilemek amactyla gosteri~ yapmak ic;:in kul­lamlmastdir. Servetin gostergesi olarak yaptlan tuketim­dir" (Stankovic, 1987, Cilt l: 579) tammtyla neredeyse bi-rebir ortu~tugu c;:ok ac;:tknr. ·

Butunuyle A vrupa ozentisi, ilkesiz, ozensiz, savurgan ya~ammda ba~mdan birc;:ok trajikomik olay gec;:en Felatun Bey'in oykusu, babasmdan kalan buylik miras1 gosteri~ ic;:inde tuketmesi ve ustune ustluk buy-uk bir borca girme­siyle son bulur. Sonunda lskenderiye'de bir memuriyet bu­lur ve oraya dogru yola c;:tkar. Fakat yolculugundan once, daha sonra inceleyecegimiz, ya~ammm ba~1 ve sonu kendi­sininkinin tam tersi alan arkada~1 Raktm'a soyledigi sozler, Ahmet Midhat Efendi'nin, gosteri~c;:iligi, ya~am deneyi­minden c;:ok, insanm huyunda ve dolaYistyla insan doga­smda aradtgmm kan1t1 gibidir: "Bundan sonra alacagtm maa~tan kendimi besledikten sonra art1racag1m miktarla bin be;; yliz lira borcu odemeye omrum kifayet ederse bel­ki doksan ya~mda iken yine sefahate vakit bulabilirim" (Ahmet Midhat, 1876: 200).

'Bahtiyarhk' (1886) oykusundeki Senai, aym tipleme­nin ikinci bir ornegidir. Bursa'da ya~ayan zengin bir toprak agasmm oglu alan Senai, yalmzca Batt'ya hayranhk duymaz, Osmanh ya da Turk alan her ~eyden de nefret eder. "Ben terbiyeyi bir ham Turk'ten almaya muhtac;: degilim!", "Ku­sur hep Osmanh lisamnda, hep Osmanhhkta!" gibi s1kc;:a gorulen sozleri donemin insanlanndaki a~ag1hk duygusu-

1455

Kurumsal !ktisar

nu yansltn (Ahmet Midhat, 1886: 316). Bir toprak agasl­nm oglu olmak, Avrupah bir soylu gibi ya~amak ister. Or­negin, mektuplanru 'Senai de Berrak Pmar' olarak imzalar ve "Avrupa'ca zadeganm [Avrupah soylu aile ~ocuklannm] paras1z kald1g1 zamanlar velileri vefat ederek mirasa kon­duklannda tesviye edilmek [odenmek] uzere borca girdik­leri dahi Senai'nin malumu oldugundan Senai Beyefendi bir yandan da bu yoldaki istikrazatla senyorluk ~arum ik­mal eylemekte [ dir 1 [ tamamlamaktad1r 1" (Ahmet Midhat, 1886: 292). Aym Felatun gibi, babas1 oldukten sonra kalan miras1 gosteri~li bir ya~am i~inde harcar ve t-uketir. Gen;i bu oykude yazann gosteri~li tuketim anlay1~1, Felatun Bey ve Rak1m Efendide oldugu kadar a~1k d1~a vurulmaz, an­cak Senai'nin davram~lannda da gosteri~li tuketim ~ok be­lirgindir. Bu oykude gosteri~li t-uketimin en a~1k olarak go­ruldugu k1s1m, servetinin tumunu harcad1ktan sonra, deb­debeli ya~amm1 surdurebilmek i~in zengin bir klZla ev­lenmeye ~ah~mas1 baglammda ortaya pkar. Babasmm bu­tun malvarhgm1 bitirdikten ve bir miktar da borca girdik­ten sonra annesinin mallanna gozunu diker. Ancak as1l amac1, mallann satl~mdan gelecek parayla bor~lanm ode­mek ve kalan parayla ya~ayacag1 luks ya~am sayesinde zengin oldugunu kamtlamakt1r; k1sacas1, elindeki bu son parayla yapacag1 tuketim, 'hayali' servetinin gostergesi ola­caktl:

Elde kalan nakdin bakiyesiyle o kadar akilane ve kibarane bir zaman ge<:irmeye ba~lad1 ve akdeyledigi izdivaca liyaka­tini o derece isbat etti ki Abdulcabbar Beyi tamyanlann ka­fesi [tiimii} bu kadar alicenap [comert] bir damada maliki­yetten [sahip olmaktan] dolay1 kendini tebrike miisaraat [giri~tiler] eylediler (Ahmet Midhat, 1886: 332).

Sonunda Senai'nin yalanlan ortaya ~1kar, fakat daha buyuk gizlerle birlikte:

Veblen, Weber ve Ahmet Midhat Efendi'nin Kahramanlan

Senai Bey tesviye-yi duyun [bon;:lann odenmesi] ile itibar­lanm kazand1g1 zevata ve onlardan baz1lannm kefaletiyle diger bir<:ok adamlara muracaat eyleyerek elmas ve giimii~ ve alnn tak1m1 gibi miibayaattan -[satm ah~lardan] maada [ba~ka] nakden istikrazat suretiyle dahi on bin liraya karip [yakm] bir borcu kaym pederi Abdulcabbar Beyin namma kaydettirmi~ (Ahmet Midhat, 1886: 336).

Senai, surdurdugu gosteri~li ya~am nedeniyle bir degil iki ailenin tUm servetini tuketmi~, son olarak toparlad1g1 on yedi bin lirahk nakitle lsvi~re'ye kapag1 atml~tlr. Ahmet Midhat Efendi bu oykusunde, gosteri~in nas1l buyuk fela­ketlere yol a~acagma yonelik bir ornek vermi~tir.

Felatun turu kahramanlardan bu ~ah~mada ele alaca­gimlz son ornek 'Para!' (1888) oykusundeki Sulhi'dir. Admdan da anla~llacag1 gibi bu oykunun ana konusu para­dir. Sulhi, en degerli varhgm ve insamn toplumsal konu­munu belirleyen etkenin, sahip oldugu para oldugunu du­~unur ("Para bir mikyas-1 umumidir. [Para bir genel kar~l­la~tlrma ol~usudur.1 Bir adam1 soracaklan zaman tabip ve­ya cerrah m1 oldugunu sormazlar. Ka~ parahk adam oldu­gunu sorarlar" (Ahmet Midhat, 1888: 526)). Felatun'da da gordugumuz gibi, hi~bir yetenegi ve ustun yonu olmama­sma kar~m kendisini oldugundan farkh gostermeye ~ah~an ve bu konuda ozellikle paranm gucune inanan bir gen~tir. Burada, paranm bir ara~ oldugunu, toplumsal konumun o para sayesinde yap1lan gosteri~li tuketimle sagland1gm1 soy­lemek yanh~ olmaz. Tembelligi nedeniyle Mekteb-i Tibbi­ye'den (Tlp Okulu-Fakultesi) at1ld1ktan sonra, "[h]alamm saye-i servetinde [serveti sayesinde] ge~inmek i~in ne ta­biplige ne hi~bir ~eye ihtiyaCim yok ise de bilfarz [diyelim ki1 ben de zengin olmak ister isem tarik-i ticarete suluk edebilirim [ahm-sanma anlabilirim] ya" (Ahmet Midhat, 1888: 526) diyerek ~ah~manm yer almad1g1, aylak bir ha­yan se~er. Her ne kadar Ahmet Midhat'm deyimiyle "Be-

1457

Kurumsal!ktisat

yoglu'nda mirasyedilerin servet ve samamm [zenginlik] mahveden", "tenezzlil olunamayacak" eglencelere kendini kapnrmasa da, gosteri~ ic;inde gec;en glinlerinde kendisine miras kalan blitlin serveti tliketir. Olaym geli~imi, onceki kahramamm1z Senai'de gordliglimliz gibidir; serveti tlike­nince, c;ok zengin bir adamm k1z1yla evlenip, parlak ya~a­mml slirdlirmeyi amac;lar. Kendisini, "[i]smim Mehmet Sulhi'dir. Semtim Aksaray! lrad ve akar [gelir getiren mlilk] sahibi bir adam1m. Hic;bir ~im gliclim olmad1g1 halde kendi irad ve akanmla gec;inirim" diye tamtarak, (Ahmet Midhat, 1888: 534) Veblen'in soz ettigi list s1mftan oldugunu belir­tir. Sozlerini kamtlamak ic;inse, aym Senai'nin yapt1g1 gibi, dliglin s1rasmda elinde kalan son varhgm1 da gosteri~ ic;in harcar:

Vak1a Sulhi ic;; guveyisi girdiginden guya hic;;bir masrafa du­c;;ar edilmiyor [katilmiyor] idiyse de ayda iki yuz lira varida­tl [geliri] olan bir damadm hic;;bir :;;ey yapmad1g1 halde bir iki bin liraCik olsun sarf edivermesi iddia eyledigi servetle ancak mutenasip [uygun] du:;;eceginden ve kaz gelecek yer­den tavuk esirgenmemek laz1m gelip Sulhi'nin feda eyleye­cegi tavuga nispetle umdugu kaz degil, okuz ve fil nispetini bulacagmdan halasmm kendisine terk eyledigi servetin es­ham [senetler] kismim tamam1yla elden <;;1karmaya mecbur olmu:;; idi (Ahmet Midhat, 1888: 542).

Oyklinlin gerisi, Senai ve yakmmdakilerin sonuna c;ok ben­zer. Sulhi, damat olarak girdigi evde, hie; bitmeyecek sam­ian bliylik bir serveti, kendisine bliylik bir toplumsal say­gmhk kazand1ran gosteri~li ya~ant1s1 ic;in harcaytp tliketir. Oyklinlin sonunda, daha soma inceleyecegimiz c;ah~kan kahraman Vahdeti, Sulhi'ye her ~eye yeniden ba~lamas1 ic;in bir miktar bore; para (ba~lang1<; sermayesi olarak) ve­rebilecegini soyleyince, Sulhi, " [ o] lie; be~ yliz lirayt az va­kit zarfmda yiyecegimden emin isem de sermaye ittihaziy-

1458

Veblen, Weber ve Ahmet Midhat Efendi'nin Kahramanlan

la [edinmeyle] para kazanabilecegimden emin degilim" di­yerek (Ahmet Midhat, 1888: 562) Felatun Bey gibi, ya~am anlayt~mm deneyimleriyle degi~medigini ve kendi i<;inden, ba~ka bir deyi~le dogasmdan geldigini kamtlar.

Ozetlersek, birincisi, Ahmet Midhat'm kahramanlan Veblen'in soz ettigi ve gosteri~li tliketimin niteliksel olarak s1k gorlildligli list s1mflann davram~lanna fazlas1yla uyu­yor. Bu kahramanlar liretime yonelik hic;bir i~ yapm1yorlar ve bunu ovlinc;le belirtiyorlar; listlin nitelikleriyle degil, tliketim davram~lanyla toplumsal saygmhk kazanmaya c;a­h~Iyorlar. lkincisi, Ahmet Midhat Efendi, Osmanh toplu­mundaki list s1mflan inceleyerek, Veblen'inkilere benzer c;ozlimlemeler yap1yor ve gosteri~li tliketimi ac;1k<;a ortaya koyuyor. U<;linclisli, Veblen'in yapngmdan bir ad1m oteye giderek bu tarz tliketimi sermaye birikimi c;erc;evesinde ele ahyor. Bu noktayt ileride daha ac;1k olarak gorecegiz; <;lin­kli bunu kuramsal olarak dile getirmese de, yoksul kah­ramanlanmn bir tlir Protestan ahlak1yla zengin olmalan ve zengin kahramanlannm gosteri~li tliketimle vanm yogunu tliketmeleri Ahmet Midhat'm giri~ime ve sermaye biriki­mine yapt1g1 vurguyla birle~tirilince bu sonuca ula~mak olanakhd1r. Son olarak, Ahmet Midhat Efendi, yukanda sozlinli ettigimiz c;ozlimlemelerin c;ogunu bilimsel yon­temle degil, daha pratik ve sagduyuya dayah, toplum ic;in­de daha yaygm bir yoldan yapml~tlr. Kahramanlanna yan­SlZ yakla~mam1~, gosteri~c;i olanlan ac;1k<;a yermi~tir. Or­negin, Felatun Bey ic;in, "Adam buak ~u sefihi be! ... 0 hoppayt bu hikayeye hie; bile katmamahyd1" der (Ahmet Midhat, 1876:177). (:ah~kan ve tutumlu olanlan ise ac;1k<;a savunur; bundan yola c;1karak bu kahramanlann yazann kendisini simgeledigi bile soylenmi~tir. 5 Blitlin bunlardan soma 'gosteri~li tliketim' olgusunun Ahmet Midhat'm ka-

Ahmet Midhat Efendi'nin renkli ya~am oykusii giri~imci kimligi \;er\;evesin­de de ele almmt~ur (Okay, 2002).

Kurumsal !krisar

fasmda nas1l canland1g1 konusunda iki etkenden soz edile­bilir: donemin toplumsal ve ekonomik ko~ullan; donemin iktisat yazm1 ve ozellikle de Adam Smith'in unhi yapitm­daki birtak1m ipu<;lan. Ancak bu konunun daha a<;Ik orta­ya konulabilmesi i<;in aynnt1h bir <;ah~maya gereksinim vard1r.

3. Ahmet Midhat Efendi'nin Yap1dannda 'Protestan' Ahlakl

Ahmet Midhat Efendi'nin <;ok <;ah~an, bu dunyanm ge<;ici zevklerine aldirmaJip para biriktiren kahramanlanna ge<;­meden once, onlann davram~lanm daha iyi anlayabilmek i<;in once 'Protestan ahlak1' kavramm1 ele almakta yarar var. Bu kavramm Weber du~uncesinden <;ok ayn bir yeri vard1r. Ostelik Weber sonras1 sosyal bilimlerde pek <;ok <;a­h~maya esin kaynag1 olmu~tur. Weber, The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism (1904-5) adh kitabmda, kapitalizmi tetikleyen temel gudunun Protestan ahlak1 ol­dugunu sayler:

Ashnda, bu ahlakm summum bonumu [en iistiim1] olan daha fazla para kazanma, hayatm biitiin anhk zevklerinden daha fazla kapnmayla birle~tiginde, eud<Pmonist [mutlu­luk~u], hatta hedonist [hazCI] anlay1~tan biitiiniiyle yok­sundur; oylesine kendi i~inde biten bir ama~ olarak dii~ii­niihir ki, bireyin mutlulugu ya da yaran a~1smdan, biitii­niiyle dogaiistii ve kesinlikle usd1~1 goriiniir. Maddi kazan~, aruk yalmzca maddi gereksinimleri kar~Ilamaya yaramaz; para kazanmak insana egemen olur. Saf bir baki~ a~1s1yla baklld1gmda anlams1z olan, dogal ili~kinin bu tersine donii­~ii, kapitalizmin son derece a~1k ve kesin olan temel ilkesi­dir. Bu ilke, kapitalist etki altmda ya~amayan tum insanlara yabanCidu (Weber, 1958: 53).

Veblen, Weber ve Ahmer Midhar Efendi'nin Kahramanlan

Weber, sozu edilen ahlakln, tarih boyunca tum toplumlar­da gorulmu~ altm JlgiCihgmdan (ya da auri sacra /ames­lanetlenmi~ altma susam1~hk) farkh oldugunu sayler. (iinku 'altma susam1~hk', maddi gereksinimlerin kar~I­lanmasl amaCiyla ortaya pkar ve bir ama<;tan <;ok ara<;nr. Insanlar, hayatm zevklerini art1rabilmek i<;in daha <;ok al­tm (ya da para) pe~inde ko~arlar. Oysa Protestan ahlak1, "ki~isel gereksinimlerin otesinde bir sermaye birikimini ama<;lar" ve "bu ahlakm, istemeden de olsa vanlan sonu­cu ... yatmm i<;in sermaye birikimidir" (Beetham, 1987: 887). Weber'e gore kapitalizm, bir yandan da, var olan sermayenin, sozu edilen ahlaktan kaynaklanan gudulerle, ak1lc1 olarak kullamlmas1yla geli~mi~tir. Ona gore kapita­lizm, aym zamanda bir modernle~me ve ussalla~ma sure­cidir ve boylelikle "geleneksel!modern" <;eli~kisi <;ozum­lemelerinde onemli bir yer tutar:

Ahlaki yaptmmlara bagh, belli bir standart ya~am bi~imi olarak beliren kapitalizm ruhunun sava~mas1 gereken en buyiik dii~man, yeni durumlar kar~1smda ortaya ~1kan, ge­leneksellik olarak adlandudigimiz her tiirlii tutum ve dav­ram~tlr (Weber, 1958: 58).

Weber, <;ozumlemelerinde, ornek bir kapitalist )';U.k;?A.Hr

cinin de a<;Iklamasml yapar. Bu a<;1klama konumuz apsm­dan onemlidir:

[Kapitalist giri~imcinin], toplumda 'yiiksek' isteyen ki~ilerle uzaktan yakmdan ilgisi yoktur. ve gereksiz harcamadan ka~md1g1 gibi sahip verdigi bilin~li zevkten ka~mn ve toplumdaki belirgin i~aretleri onu rahats1z eder ... Servetinden. kendi i~ini iyi yapmanm yaratt1g1 usd1~1 duygu . kendisi i~in hi;;;bir ~ey almaz (Weber, 1958: 71).

Kurumsal lkdsat

Ahmet Midhat Efendi'nin ~ah~kan kahramanlanmn, Weber'in belirttigi pek ~ok niteligi ta~1malan ilgin~tir.

Hepsi ~ok ~ah~1r, tutumlu davramp para biriktirirler, ya­~amm ge~ici zevklerinden uzak dururlar, bu yolla kazan­diklan toplumsal saygmhgm belirgin gostergelerine pek ald1rmazlar, ya~amlanna belli bir akakgonulluhik yansltlr­lar ve sonu~ta ciddi bir sennaye birikimi saglarlar. Ancak bu kahramanlar, ya~ad1klan ortamda gelismi~ ya da hlZla geli~en bir kapitalizmin yoklugundan dolaJl, giri~imci ka­pitalistlere donu~emezler. Yine de, ozellikle "Bahtiyarhk" (1886) oykusundeki Sinasi, kapitalizm ruhunun erken ve tanmla s1mrh bir turunu somutla~t1rd1g1 i~in konumuz a­psmdan dikkat ~eker.

Bu kls1mda, Felatun Bey ve Rak1m Efendi, "Para!" ve "Bahtiyarhk" oykulerindeki, s1ras1yla, Rak1m, Vahdeti ve Sinasi adh kahramanlar incelenebilir. Hepsi de ~ok ~ah~­kan, bir anhk zevklere s1rt ~evirmi~, yalmzca ~ah~maYl ve para biriktirmeyi du~unen, gosteri~ten uzak ya~ayan, ahlak sahibi insanlard1r. Ancak Rak1m ve Vahdeti, bu yolla zen­ginle~seler de, zenginle~meyi sermaye birikimine ~evirdik­leri soylenemez. Buna kar~1hk, daha once de belirttigimiz gibi Sinasi, (tanmsal da olsa) sermaye birikimi saglad1g1 i~in ozellikle bu a~amada onu incelemek, Ahmet Midhat'm kafasmdaki 'giri~imci' anlaYl~m1 daha iyi anlayabilmek ap­smdan bize yararh olacaknr.

"Bahtiyarhk" oykusundeki Sinasi'nin pkl~ noktas1, koyluluge olan ilgisidir. Henuz Mekteb-i Sultani'de okur­ken, daha once inceledigimiz yakm arkada~1 Senai'nin ak­sine kaye gitmeyi ve 'uretken' bir ya~am surmeyi du~ler. Sinasi, lstanbul'da kahrsa, kendisini rahathkla ge~indirebi­lecek bir 'memuriyet' bulacagmdan emin olsa bile, ~ehir­deki 'tuketim' odakh ya~am1 degil, koydeki uretime yone­lik ya~am1 ~ekici bulur. Burada Ahmet Midhat hakkmda yaz1lan a~ag1daki sanrlann Sinasi'ye de birebir uydugu

1462

Veblen, Weber ve Ahmet MJdhat Efendi'nin Kahramanlan

hemen dikkatimizi ~eker: "l~indeki ~ah~ma hm1 sebebiy­le, memuriyete yana~mamakta, memur olarak alacag1 pa­ranm i~ kar~1hg1 degil, suf bir lutuf olduguna inanmakta­dlr. ldeali ise elinin emegiyle ya~amaknr" (Okay, 2002: 130-136). Sinasi'nin koyluluge ilgisi iyi bir okulda ald1g1 ~agda~ egitimle birle~ince uretime daha ak1lC1 ve bilimsel bakmasm1, tanmsal uretimin ~agda~ yontemleri uzerine surekli okumasm1 birlikte getirir. Okul bitince, du~lerini ger~ekle~tirmek uzere Anadolu'ya ge~meden once, ba~lan­gl~ sermayesi i~in babasmdan, kendisine verdigi har~hg1 surdurmesini ister:

Geliniz bana ~u paraYJ. bir iki sene daha veriniz. Anadolu'ya gideyim. Koyhihik halini tecrube edeyim ... Paray1 ktllliyen zayi bile edecek olsam lstanbul'da dahi o para bizde kalma­yacak idi ya? Bu har~hktan her ne artlrabilir isem sermaye edinm~ olurum. Cenab-1 Hak muvaffakiyet verir ise belki sermayem de buyur (Ahmet Midhat, 1886: 297).

Bursa'ya ge~ip kay ya~annsma ba~laymca, neredeyse hi~ para harcamad1gmdan dolay1, har~hgmm tllmunu bir par­~a toprak ve Istanbul'dan getirttigi 'modern' tanm ara~la­nna harcar. Boylece, kay yerinde daha once gorulmemi~ bi~imde, modern tanml yava~ yava~ ba~lanr. Sozunu etti­gimiz 'modern' aradann, kazma, kurek, ~apa, bel, tohum gibi bugunku anlamda son derece ilkel ara~lar oldugunu belirtmek, o gunku tanmm geriligini anlamam1z apsmdan onemlidir: "Herif oyle kor kazma, aga~ kurek, kufe ve se­petle i~ gormuyor ... Su demir kurekleri ruyamzda gordu­gunuz var m1 idi?..." (Ahmet Midhat, 1886: 295). Tohum, gorulmemi~ bir yeniliktir; dahas1, koyluleri ~a~kma ~eviren bir makine yapar Sinasi: Bir kulu~ka makinesil Rostow'un, geleneksel toplumu, Sllllrh llretim fonksiyonlan i~inde ge­li~en ve ~agda~ bilim ve teknolojinin ya bulunmad1g1 ya da duzenli ve sistemli olarak uygulanmad1g1 toplum diye ni-

1463

Kurumsal lkdsat

telemesine dayanarak (Rostow, 1961: 4), ~inasi'nin c;ah~­masmm gelenekselden modernle~meye dogru bir kopu~; ilkel ve tanmsal da olsa bir kapitalistle~me sureci oldugu­nu soylemek yanh~ olmaz. Bilim ve teknolojiyi bilinc;li ola­rak kullam~1; yogun girdi-<;1kt1 ve fayda-maliyet hesaplan yapmasl, hele hesap tutmasl6 bu oykuye damgasml vurur. Ornegin bir yerde, "hayvanat-l ehliyenin en karllSl tavuk­tur" der (Ahmet Midhat, 1886: 303). Weber'i ammsatuca­sma ~inasi'deki -ilkel de olsa- kapitalist ruh, koydeki gele­neksel du~unceyle c;an~u ve onu alt eder.

~inasi bir yandan, en azmdan kendine yetecek kadar uretim yaparken bir yandan da tutumlulugunu surdurur. Para artuabilmek ic;in, i~c;i tutmaz, kendisi c;ah~1r: "Kendi gundeligim on kuru~ oldugu halde iki amele kullanmak ic;in bunu sarf edecek olursam ne ile sermaye edinece­gim?" (Ahmet Midhat, 1886: 300). Ki~isel gereksinimleri­ne hemen hie; para harcamadan ya~ad1gmdan oturu kuc;uk 'c;iftligi' surekli buyur; hayvanlar ahr ve kendisine bir ku­lube yapar. ~inasi'nin uretim arac;lanna bir tutkuyla bagh olmas1 dikkat c;ekicidir. Yatmma ve yatmm ara<;lanna olan bu a~k1 anlatan pek ~ok bolum vard1r:

lstanbul'da pederinden istedigi edevat geldi. Bunlan ilk muayene ettigi zaman Sinasi'nin her birine kemal-i muhab­betinden na~i [biiyuk sevgisinden ileri gelen] edevat-1 mezkureyi [ad1 gec;;en arac;;lan] hirer hirer optugunu ve hat­ta bir a~ak-1 ~edid-asa [buyuk bir a~kla] gozlerinden ya~ bile akngm1 gorse idiniz hayrette kahr idiniz (Ahmet Midhat, 1886: 299).

Sinasi'nin horozlanmn sedasmdan ald1g1 lezzeti Beyog­lu'nda Senai'nin Kafe Santan klzlannm sedasmdan ald1g1

Aym yerde, babasma yazdtgt, o giine kadar harcadtgt paranm ve aldtgt iirii­niin hesabmt i<;:eren mektubu, yapug1 titiz hesaplan g6rmek a<;:!Slndan il­gin<;tir.

Veblen, Weber ve Ahmet Midhat Efendi'nin Kahramanlan

lezzete klyas edebilmek kabil midir? ... "Onlar beni bahtiyar edecekler, ben de onlara hizmet etmeliyim" diye c;;ok defalar ekmegini bunlara taksim etmekten kendisi ac;; kalm1~ idi (Ahmet Midhat, 1886: 300-301).

Weber'in dedigi gibi, "surekli ~ah~mayt gerektiren i~i, ya­~ammm 'zorunlu' bir par~as1 haline gelir" (Weber, 1958: 70). Bu c;ah~mamn sonucunda, altl ytl gibi k1sa bir surede 'toprak agas1' olur; boylece sermayesi ~ok buyumu~tur. Babasmdan har~hk olarak toplam yirmi dort bin kuru~ alm1~ olmasma kar~m aln ytl sonunda, yirmi bin kuru~u a~an degerde bir araziye, otuz yedi bin kuru~luk ara~ ve hayvana sahip olmu~tur; bu arada i~~i de ~ah~tumaya ba~­laml~tlr (Ahmet Midhat, 1886: 323). Mutluluguna diyecek yoktur; "bedavet aleminde [bu ge~ici dunyadal bahtiyar" olmu~tur (Ahmet Midhat, 1886: 337). l<;inde bulundugu maddi ko~ullar, endustriyel anlamda giri~imci kapitalist olmasm1 onlemi~tir, ama aln ytl i~inde tanmsal uretim ya­pan bir kapitaliste donu~mu~tur. Eger bu aln ytldan sonra­smi da gorebilseydik, belki, elimizde konumuz a~1smdan ~ok daha iyi bir malzeme olacakn!

Oykude, zengin kahraman Senai'nin butun servetini tukettigini ve yoksul kahramamn ~ah~arak buyuk bir ser­vet edindigini du~unecek olursak, oykuyu Weber'in sozle­riyle ozetleyebiliriz:

(:agda~ kapitalizmin yayllmasmdaki itici guc;;, kapitalist kul­lamma uygun sennaye birikimlerinin bulunmasmdan c;;ok, kapitalizm ruhunun geli~mesine dayamr. Bu ruh, ortaya <;;1kt1g1 ve etkili oldugu yerde, kendi sennayesini ve para kaynaklanm yaratti; fakat tersi asla olmad1 (Weber, 1958: 68).

Ahmet Midhat Efendi, her ne kadar du~uncelerini bilimsel anlamda kuramsalla~nrmami~sa da, ondokuzuncu yuzytl-

1465

Kurumsallktisar

da orneklerine s1k rastlad1g1mlz bir tur ba$anmn gizini ~ozmli$tli. Dli$lincelerini, Osmanh toplumuna anlatabil­mek; toplumu ve dolaYJ.siyla Devleti 'ba$anh' k1labilmek, "birey zenginle$irse, Devlet de zenginle$ir" savm1 kamtla­yabilmek i~in okuryazar Osmanhlann online, kendi i~le­rinden ornekler koydu. Modernizmin uretim bi<;:imi' olan kapitalizmin temelindeki itici gu<;: olan Protestan ahlakma benzer bi<;:i.mde, Osmanh toplumuna <;:ok ~ah$maYJ., tu­tumlulugu, gosteri$siz ya$aml, ba$annm ve zenginle$me­nin zevklerinden smuh ol<;:ude yararlanmay1 ve uzun do­nemli dli$linmeyi ogutledi. Dli$lincelerinin geli$imini in­celeyecek olursak, <;:agda$ iktisat bilimine olan ilgisi, lmpa­ratorluk'un o donemki toplumsal-iktisadi yap1s1 ve savur­ganhk, ~ah$ma, ahlakh ya$ama ili$kin dinlerin ortak hu­kumleri gibi dli$linceler kar$1m1za <;:1kar.

Adam Smith, Ahmet Midhat Efendi'nin ya$ad1g1 <;:aga damgasm1 vuran dli$linurlerden biriydi ve dli$linceleri Osmanh aydmlan tarafmdan da biliniyor, tartl$lhyordu. Adam Smith'in a$ag1daki sozleri, yazanmlZln dolayh da ol­sa esinlenebilecegi bir kaynak a<;:1smdan bizlere ipucu ve­rebilir:

Sermaye, cimrilikle artar; savurganhk ve kotu yonetimle tukenir. <;:ah~kanhk degilse de, cimrilik, sermaye art1~mm ilk nedenidir. <;:ah~kanhk, aslmda, cimriligin biriktirdigi ~eyi getirir. <;:ah~kanhk ne kadar elde ederse etsin, eger cimrilik koruyup, biriktirmezse sermaye asla daha buyuk olamaz (Smith, 1937: 321).

Smith'in ondokuzuncu yUZYJ.l Osmanh iktisat dli$linu uze­rindeki etkisi goz online almacak olursa, Osmanh aydmla­rmm, sermaye birikimi hakkmdaki buna benzer dli$lince­lere, dogrudan ya da dolayh yollardan ula$ml$ olduklan soylenebilir. Aydmlann Bat1'ya a<;:Ilmasl, orada dogan

1466

Veblen, Weber ve Ahmer Midhar Efendi'nin Kahramanlan

modernizmi ve bu <;:agm itici gu<;:lerini gormeleri ve kendi toplumlanyla kar$Ila$tlrmalan da onemli bir noktad1r. Ay­nca, zaman ve kaynaklan bo$a harcayan T anzimat donemi se<;:kinlerinin yaygmla$nrd1g1 ya$am bi<;:imine duyulan tepkinin yaratt1g1 dli$linceleri de degerlendirmemize kat­mamu dogru olacaktu. So>.1 olarak, dl$ bor<;:lar da dahil olmak uzere hemen tum kaynaklann sefahat ve gosteri$e harcand1g1 bir donemin ardmdan gelen sanayile$me <;:aba­lanna dikkat etmek gerekiyor. Tum bunlann, Osmanh ay­dmmm kafasmda 'kurtulu$' i~in birtaklm 'dogru' ve 'yanh$' davram$ kahplan olu$turmasl ka<;:1mlmazd1. Ahmet Midhat Efendi'de olu$an deger yarg1lan, kendisinin roman ve oy­kulerinde bir tur deneme ve yamlma iktisad1 geli$tirmesi­ne yol a<;:ml$tlr. Bu tur doga<;:lama iktisadi dli$linceler ken­disinden sonra gelen Banh bilim insanlannm ortaya koy­duklan dli$lincelerle buyuk benzerlikler gostermektedir.

Tum bunlann yam s1ra, bugun arnk <;:ok fazla amm­sanmayan, ancak ya$ad1g1 ~agda <;:ok etkili olmu$ bir ya­zardan da soz etmek gerekir: Samuel Smiles (1812-1904). Bi<;:im ve konu a<;:lSlndan farkh olsalar da, Ahmet Midhat ve Smiles onemli ko$utluklar sergilerler. Smiles, kapitalist ~agm insanma ornekler vermek i<;:in pek <;:ok biyografi ka­leme alml$; insanlann online <;:e$itli ba$an ornekleri koya­rak kendi dli$lincekrini anlatmaya ~ah$ml$tlr. En etkili eseri olan Self-Help (Kendine Yet~bilme), 7 1859'da yaYJ.m­lanml$ ve MlSlr H1divi'nden, Mao Zedung'a kadar bir<;:ok dunya liderini etkilemi$tir (Smiles, 1966:27). Tarih<;:i Asa Briggs bu kitap i<;:in, "tarihte <;:ok az kitap, <;:agmm ruhunu bu kadar ba$anh bir $ekilde yansltlr" der (Smiles, 1966:1). Smiles'm ba$ka bir kitabm1 derleyen Hughes onsozunde $oyle yazar:

Bas1h halini edinemedigimiz bu eski esere, internet iizerinden http://emotionalliteracyeducation.cornlclassic books online/selfhlO.htm ad­resinden ula~t!abilir.

Kurumsal !kdsat

Smiles, hem (agmi yanslttl hem de <;agm1 etkiledi. Ozellik­le, <;evreyi -ve toplumu- hiZh sanayile~me sureciyle donu~­turen muhendisleri, mucitleri ve sanayicileri yazd1. Kitapla­n, kendi kendine yetme (self-.help), tutumluluk, gorev ve sebatm ba~anmn ko~ullan olduguna inanan insanlara <;agn niteligindeydi (Smiles, 1966: l).

Kitap, Ahmet Midhat'm "birey zenginle~irse, Devlet de zen­ginle~ir" g·5n1~um1 ammsatan ]. S. Mill'in "bir Devletin zenginligi, uzun donemde, onu olu~turan bireylerin zen­ginliginin toplam1d1r" deyi~iyie ba~lar. Daha da ilginci, ta­rih(i Carter Findley, Ahmet Midhat Efendi'nin, Self-Helpi Turk(eye (evirdigini sayler (Findley, 1989: 12). Ustelik Findley'e gore, Ahmet Midhat'taki Rak1m Efendi, "kendine yetebilme (self-help) ruhuna ve memuriyetten daha uretici i~ler yapmanm gerektigini savunan anlaYI~a omektir. Kendi i~i arzuhalcilik de olsa. [. .. uretici] i~lerin neler ola­bilecegi konusunda sm1rh da olsa haberdar oldugunu gos­terir" (Findley, 1989: 12). Ancak yukanda da anlauldlgi gibi, Rak1m'm daha ileriye gitmi~ bir ornegi alan Sinasi, kendine yetebilme ruhuna (ok daha iyi bir ornektir. Sinasi orneginde Ahmet Midhat Efendi, "o tur i~lerin neler olabi­lecegi" sorusunun yamtma daha (ok yakla~m1~ gorunur. Bu durumda, Weber'den once yazan Ahmet Midhat Efen­di, 'kapitalizmin ruhu' gibi bir kavramdan ister istemez henuz habersiz olsa bile, onun bir onculu saYilabilecek 'kendine yetebilme ruhunu' tammaktadir.

Burada sermaye birikimi ile Protestan ahlak1 arasmda­ki bagm Weber'den (Ok daha once ortaya kondugunu da belirtmekte yarar var. Konunun bu boyutu da Ahmet Midhat'm kafasmdakilerin kaynagma giden yolda yard1mc1 olabilir. Burada ele alacag1m1Z yazar, Ahmet Midhat'm ula~m1~ oldugu bir yazar degildi. Sermaye birikimi ile Pro­testanhk arasmdaki bag1, Weber'den yakla~1k altm1~ Yil once Karl Marx da ortaya koymu~tur. Marx, Ekonomi Po-

1468

Veblen, Weber ve Ahmet Midhat Efendi'nin Kahramanlan

litigin Ele~tirisine Katkz (1859) adh kitabmda Protestanh­gm kurucusu Martin Luther'den uzun almnlar yaparak sermaye birikimi ile Protestanhk anismdaki bag1 (Ozum­lemi~tir: "Para YiglCl, zaten, dunya zevklerine s1rt (evirdigi olc;ude, kendini (ah~maya verdigi ol(ude, esas olarak Pro­testanhgi ve daha (ok puriten dinini benimser" (Marx, 1993:151). Marx Kapital'in ilk cildinde de (1867) konu­muz a(Ismdan yol gostericidir:

Altmm para olarak elde tutulmas1 ve istiflenmesi i<;in, dola­~Imma ya da zevk aracma donu~mesine engel olunmas1 ge­rekir. Para ytg1n, bunun i<;in altm feti~i adma, bedensel zevklerden fedakarhk yapar. Kutsal kitabin perhiz bahsine buyuk bir i<;tenlikle uyar ... (:ok <;ah~mak, tutumluluk ve hasislik onun ba~hca li<; erdemidir ve <;ok sanp·, az satm al­mak ekonomi politigin 6zetidir (Marx, 2000: 139).

Marx aynca, birikim i(in ki~isel zevklerden vazge(menin, sermaye birikiminin ilk a~amalannda s1k s1k goruldugu­nu belirtir ve (e~itli iktisatplann konu uzerindeki goru~­lerinden ornekler verir (Marx, 2000:565-571). Ozellikle, Marx'm klasik iktisadm burjuvaziye bi(tigi rolu ele~tiren a~ag1daki sanrlan, Ahmet Midhat'm sermaye birikimi i(in 'zahitligin' gerekli oldugu du~uncesini '(ok eski kaynak­lardan' alm1~ olabilecegine yonelik onemli ipw;lan ta~1r:

Biriktirin biriktirin! Musa da boyle der, peygamberler de! 'Sanayi, tasarrufun biriktirdigi malzemeyi saglar.' (A. Smith, lc., b.II, ch.lll, [s.367J) Bunun i<;in, tasarruf tasarruf; yani art1 degerin ya da arti-urunun elden geldigince buyuk k1s­m1m sennayeye <;eviriniz (Marx, 2000: 568).

4. Sonw;

Butun bu tarn~malardan sonra iki temel sonuca ula~abili­yoruz. Birincisi, Ahmet Midhat Efendi'nin roman ve oyku-

1469

Kurumsallktisat

lerinde kendisinden <;:ok sonra iktisat yazmma giren iki onemli kavram1 onceleyen birtaklm <;:ozumlemeleri doga<;:­lama da olsa yapm1~ olmas1; ikincisi ise, Veblen tarafmdan ortaya anlan 'gosteri~li tuketim' kavrammm 'evrensel' ola­rak nitelenebilecek toplumsal bir ger<;:ekligi yansnngm1 gosteren bulgulara Osmanh toplumu ornegi uzerinden ula~mam1zd1r. Bu ikinci sonucu, 'Protestan ahlakl' kavram1 i<;:in de aym okude ge<;:erli varsaymanm bizce birtak1m sa­kmcalan olabilir. 'Protestan ahlak1' daha <;:ok Avrupa top­lumlannm geli~me ayncahgm1 a<;:1klamak uzere belli bir kulturel yap1yt ongorerek kurguland1g1 i<;:in pk1~ noktasl nedeniyle evrensel bir kavram olmayabilir. Ancak yine de, kavramm i<;:erdigi niteliklerin, Ahmet Midhat Efendi tara­fmdan modern <;:agda ba~annm yolu olarak kendi toplu­muna onerilmi~ olmas1 yeterince ilgin<;: ve onemli bir du­rumdur.

Ahmet Midhat'm kuramsal olmaktan <;:ok i<;:inde ya~a­d1g1 toplumu gozlemleyerek, deyim yerindeyse 'el yorda­mtyla' ula~t1g1 sonu<;:lann Kurumsal lktisat ve ozellikle Veblen'in tezlerinin ger<;:ek<;:iligi a<;:Ismdan onemi buyllktur. Kurumsallktisat aklmmm anayurdu alan Birle~ik Devlet­ler'den <;:ok farkh toplumsal nitelikler ta~lyan bir ulkede bu tezlerin ge<;:erliligine ili~kin gozlemler, ustelik henuz bu tezler ortaya anlmadan <;:ok once ortaya konmu~tur. Bu durum, goru~lerinin ger<;:ek<;:iliginin smanmas1 yolunda bir bilimsel du~unce okulunun ba~ma gelebilecek belki de en iyi ~eydir. Yerle~ik iktisadm tek ve ger<;:ek iktisat bilimi olarak sunulmaya <;:ah~1ldigl gunumuz dunyasmda, Ku­rumsallktisat gibi buna direnen bir yakla~1mm onemi bu­yuktllr. Bu nedenle, yerle~ik iktisada se<;:enek olarak ge­li~tirilen savlan ve yontemleri destekleyen kamtlann sergi­lenmesinin anlamm1, yalmzca bu gibi 'muhalif ak1mlann gu<;:lenmesi a<;:1smdan degil, genel olarak iktisat biliminin 'ak1l saghg1' a<;:Ismdan da gormezden gelemeyiz.

1470

Kaynakca

Ahmet Midhat Efendi, Felatun Bey ve Rak1m Efendi, Ak<;;ag Ya­ymlan, Ankara, 2000 [1876].

Ahmet Midhat Efendi, "Bekarhk Sultanhk m1 Dedin?", F. Gok­<;;ek ve S. (:agm (der.), Letaif.i Rivayat, (:agn Yaymlan, Istan­bul, 2001 [1878].

Ahmet Midhat Efendi, "Bahtiyarhk", der. F. Gok<;;ek ve Sabahat­tin (:agm, Letaif.i Rivayat, (:agn Yaymlan, Istanbul, 2001 [1886].

Ahmet Midhat Efendi, "Para!", der. F. Gok<;;ek ve Sabahattin (:a­gm, Letaif.i Rivayat, (:agn Yaymlan, Istanbul, 2001 [1888].

Beetham, David, "Weber, Max", The New Palgrave: A Dictionary of Economics, 4 c., John Eatwell, Murray Milgate ve Peter Newman (haz.), Macmillan Press, Londra, 1987.

Ekelund, Robert B. ve Hebert, Robert F., A History of Economic Theory and Method, McGraw-Hill, New York, 1990.

Findley, V. Carter, Ottoman Social Officialdom, A Social His­lory, Princeton University Press, Princeton, 1989.

Findley, V. Carter, Ahmet Midhat Efendi Avrupa'da, Tarih Vakil Yurt Yaymlan, Istanbul, 1999.

Gorun, Fikret, !ktisat Terimleri Sozlugu, 3. Baskl, Remzi Kitabevi, Istanbul, 1998.

Kurdakul, Necdet, Tanzimat Donemi Basmmda Sosyo-Ekono­mik Fikir Hareketleri, TC Kcdtur Bakanhg1 Yaymlan, Anka­ra, 1997.

Marx, Karl, Ekonomi Politigin Ele?tirisine Katk1, (5. Baskl), <;;ev. Sevim Belli, Sol Yaymlan, Ankara, 1993 [1859].

Marx, Karl, Kapital, c. I, (6. Baskl), <;;ev. Alaattin Bilgi, Sol Yaym­lan, Ankara, 2000 [1867].

Okay, M. Orhan, BatJ Medeniyeti Kar?Ismda Ahmet Midhat Ekndi Atatiirk Universitesi Edebiyat Fakiiltesi Ya)'lm, Ankara, 1975. '

Okay, M. Orhan, "lktisatta Milli Dii~iinceye Dogru ve Ahmet Midhat'm (:ah~malan", Sanat ve Edebiyat Yaz1lan, Dergah Ya)'lnlan, Istanbul, 1990.

Okay, M. Orhan, 'Te~ebbiise Sarfedilmi~ Bir Hayatm Hikayesi', Kitap-hk, 54, 2002, 130-136.

Kurumsa!lktisat

Ortayh, llber, lmparatorlugun En Uzun Yuzph, Hil Yaym, Is­tanbul, 198.

Ozveren, Eyiip, "Ottoman Economic Thought and Economic Policy in Transition", der. M. Psalidapoulos ve M. E. Mata, Economic Thought and Policy in Less Developed Europe, The Nineteenth Century, Routledge, Londra, 2002.

Rado, Sevket, Ahmet Midhat Efendi, Kultur ve Turizm Bakanhg1 Yaymlan, Ankara, 1986.

Rae, John, John Rae: Political Economist; an Account of His Life and a Compilation of His Main Writings, der. R. Warren james, University of Toronto Press, Toronto, 1965.

Rostow, Walt Whitman, The Stages of Economic Growth, Cam­bridge University Press, Cambridge, 1961.

Safa, Peyami, Fatih-Harbiye, Otuken Ne~riyat, [1931], Istanbul, 1999.

Sayar, Ahmed Guner, Osmanh lktisat DO?l1ncesinin (;agda?la?­masJ, (2. Baskt), Otuken Yaymohk, Istanbul, 2000.

Siyavu~gil, Sabri Esat, "Ahmet Midhat Efendi", Islam Ansiklope­disi, l3 c., Milli Egitim Bastmevi, Istanbul, 1965.

Smiles, Samuel, Selections From Lives of Engineers with An Ac­. count of Their Principles Works, der. I. H. Hughes, M.l.T.

Press, Cambridge, 1966. · Smiles, Samuel, Self-Help, with Illustrations of Conduct and

Perseverance, Lubbock's Hundred Books, Londra, 1859. Smith, Adam, The Wealth of Nations, der. E. Cannan, The Mod­

emLibrary, NewYork, 1937 [1776]. Stankovic, F., "Conspicuous Consumption", The New Palgrave: A

Dictionary of Economics, 4 c., john Eatwell~ Murray Milgate ve Peter Newman (haz.), Macmillan Press, Londra, 1987.

Tanpmar, Ahmet Hamdi, 19uncu As1r Turk EdebiyatJ Tarihi, (.ag­layan Kitabevi, Istanbul, 1985.

U~man, Abdullah, "Turk Romanmda Ilk Alafranga Tip: Felatun Bey", Kitap-hk, 54, 2002: 140-147.

Veblen, Thorstein, The Theory of Leisure Class: An Economic Study of Institutions, The New American Library, New York, 1957 [1899].

Weber, Max (1958) [1904-5], The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism, New York: Charles Scribner's Sons.

Yazarlar

Fikret Adaman: Bogazi~i Oniversitesi Iktisadi ve ldari Bilimler Fakultesi Ekonomi Bolumu Ogretim Oyesi. Bogazi~i Oniversitesi lisans ve yiiksek lisans mezunu. 1993'te Ingiltere'de Manchester Oniversitesi'nde doktorasmi tamamlad1. (.ok say1da yaz1s1 yurt­i~inde ve yurtd1~mda ~e~itli dergi ve kitaplarda yay1mland1. Pat Devine ile birlikte Economy and Society: Money, Capitalism and Transition adh kitab1 derledi (Black Rose Books, 2002). (.evre Iktisati uzerinde yogunla~maktadtr.

Burak Beyhan: Orta Dogu' Teknik Oniversitesi Mimarhk Fakultesi Sehir ve Bolge Planlama Bolumu'nde Mersin Oniversi~ tesi adma 35. Madde Ara~tlnna Gorevlisi. Lisans (B.C.P.) ve yuksek lisans (M.R.P.) 6grenimini Orta Dogu Teknik Oniversi­tesi'nde tamamlad1. Hem ozel hem de kamu sektorunde alamyla ilgili ~e~itli kurumlarda bir sure ~al~n. Ulusal ve uluslararas1 kongrelerde planlama mevzuat1, bolgesel ve ekonomik kalkmma ve kent tarihi uzerine bildiriler sundu. Bolge Planlama, Ekono­mik Kalkmma ve Yenilik Sistemleri alanlannda yogunla~makta-

1473


Recommended