+ All Categories
Home > Documents > BERGAMA'NIN EKOTURİZM SEKTÖR ANALİZİ

BERGAMA'NIN EKOTURİZM SEKTÖR ANALİZİ

Date post: 18-Nov-2023
Category:
Upload: ege
View: 1 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
187
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
Transcript

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

Proje Sahibi

T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu

Proje Ortak ve İştirakçileri

T.C. Bergama Kaymakamlığı

T.C. Bergama Belediyesi

T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bergama İlçe Müdürlüğü

Bergama Ticaret Odası

Bergama Kültür ve Sanat Vakfı

Bergama Kültür ve Turizm Derneği

Bergama Tarihi Eserleri Koruma ve Yaşatma Derneği

Bergama Proje Atölyesi Derneği

Proje Sahibi T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu

Proje Yöneticisi Prof. Dr. Ertan TAŞKAVAK

T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu Müdürü

Proje Koordinatörü Öğr. Gör. Emre ATABERK

T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otel İşletmeciliği Programı

Proje Ekibi Öğr. Gör. Emre KAPLANOĞLU

T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Programı

Yrd. Doç. Dr. M. Kamil MERİÇ T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu Seracılık Programı

Projeye Katkıda Bulunanlar Mehmet ASLAN

T.C. Bergama Kaymakamlığı

Ersin GÜLEÇ, Nagehan ÇETİNKAYA T.C. Bergama Belediyesi

Adem AKLAR T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bergama İlçe Müdürlüğü

Gülay KOÇ, Saffet DÜNDAR Bergama Ticaret Odası

Ali İhsan SÜTER, Berna AVDAN Bergama Kültür ve Sanat Vakfı

Macit GÖNLÜGÜR, Mehmet SAĞLAM, Emin URGUN Bergama Kültür ve Turizm Derneği

Öğr. Gör. Mustafa ÇAKALGÖZ Bergama Tarihi Eserleri Koruma ve Yaşatma Derneği

Turan ŞEN Bergama Proje Atölyesi Derneği

Meryem GÜDÜCÜLER Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Beşeri ve İktisadi Coğrafya Doktora Programı Öğrencisi

Necati KARAÇOBAN Emekli Öğretmen, Araştırmacı Yazar

Basım Yeri ve Tarihi İzmir, Mart 2012

Bu rapor İzmir Kalkınma Ajansı’nın desteklediği “Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi” projesi kapsamında hazırlanmıştır. İçerik ile ilgili tek sorumluluk proje sahibine aittir ve İzmir Kalkınma Ajansı’nın görüşlerini yansıtmaz.

ÖNSÖZ

İzmir Kalkınma Ajansı’nın bölgenin kalkınması ve rekabet gücü açısından fırsatların

ortaya konulması, tehdit ve risklerin önlenmesi ve yatırım kararlarının yönlendirilmesini

hedefleyen 2011 yılı “Doğrudan Faaliyet Desteği Programı” kapsamında destek almaya hak

kazanan “Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi” projesi 22.12.2011 – 21.03.2012 tarihleri

arasındaki 3 aylık sürede yürütülmüştür.

Proje ile; tarihi ve turistik yapısı, doğal çekicilikleri, yerel değerleri ile bünyesinde

farklı ve güçlü potansiyelleri barındıran ilkler şehri Bergama’nın mevcut kültür turizmine

alternatif olarak ekoturizm potansiyelinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.

Projenin ilçe tabanına yayılmasının önemi de göz önüne alınarak, ilçedeki kamu, yerel

yönetim ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte ilçe sınırları içindeki toplam 72 köy muhtarı ile

doğrudan görüşmelerin yanı sıra toplantı ve çalıştaylar gerçekleştirilmiştir.

Hazırlanan bu raporda, Bergama’nın ekoturizm potansiyelini ortaya koyabilecek

haritalar çizilmiş, çizelgeler hazırlanmış ve potansiyel taşıyabilecek unsurlara ilişkin

fotoğraflamalar yapılmıştır.

Bu bağlamda, projenin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için destek ve görüşlerini sunan

ve projeyi sahiplenen tüm kurum ve kişiler ile proje ekibine teşekkür ederim.

Prof. Dr. Ertan TAŞKAVAK

T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu Müdürü

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

1

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ

İÇİNDEKİLER ............................................................................................................................... 1

ŞEKİL LİSTESİ .............................................................................................................................. 2

ÇİZELGE LİSTESİ .......................................................................................................................... 3

FOTOĞRAF LİSTESİ ..................................................................................................................... 4

GİRİŞ .......................................................................................................................................... 7

BÖLÜM I – EKOTURİZM ........................................................................................................... 11

1.1. Ekoturizm İle İlgili Tanım ve Kavramlar ...................................................................................... 11

1.2. Ekoturizmin Temel Özellikleri ve İlkeleri .................................................................................... 13

1.3. Ekoturizm ile İlgili Etkinlikler ....................................................................................................... 15

1.4. Ekoturizmde Talep ...................................................................................................................... 22

1.5. Dünyada Ekoturizm ve Uygulamaları.......................................................................................... 24

1.6. Türkiye’de Ekoturizm ve Uygulamaları ....................................................................................... 30

1.7. İzmir’de Ekoturizm ve Uygulamaları ........................................................................................... 42

BÖLÜM II – BERGAMA ve TURİZM .......................................................................................... 49

2.1. Bergama’nın Coğrafi Çevre Özellikleri ve Turizm ....................................................................... 50

2.2. Bergama’nın Kültürel Çevre Özellikleri ve Turizm ...................................................................... 56

2.3. Bergama’nın Hizmet Çekicilikleri ................................................................................................ 66

2.4. Bergama’nın Turizm Talebi ........................................................................................................ 70

2.5. Bergama’nın Turizm Çekiciliklerinin Günümüzdeki Kullanımı .................................................... 72

BÖLÜM III - BERGAMA ve ÇEVRESİNİN EKOTURİZM AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ......... 75

3.1. Bergama’nın Kırsal Coğrafyası ve Ekoturizm .............................................................................. 79

3.2. Kozak Yaylası’nın Doğal Çevre Özellikleri ................................................................................... 83

3.3. Kozak Köylerinin Yerleşme Özellikleri ve Sosyo-Ekonomik Yapısı .............................................. 85

3.4. Kozak Yaylası’nın Turistik Çekicilikleri ........................................................................................ 88

3.5. Kırsal Coğrafya, Köyler ve Ekoturizm .......................................................................................... 90

3.5.1. Kozak Yaylası Köyleri ......................................................................................................... 97

3.5.2. Madra/Turanlı/Ayaskent/Göçbeyli Köyleri (Kuzey/Kuzeydoğu Bölgesi) ........................ 120

3.5.3. Yunt Yöresi Köyleri .......................................................................................................... 138

3.5.4. Bergama Merkeze Bağlı Köyler ....................................................................................... 151

SONUÇ ve ÖNERİLER ............................................................................................................. 170

YARARLANILAN KAYNAKLAR ................................................................................................. 177

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

2

ŞEKİL LİSTESİ

Şekil-1: Dünyada Koruma Altına Alınmış Alanlar ............................................................... 26

Şekil-2: Bergama İlçesinin Coğrafi Konumu ....................................................................... 50

Şekil-3: Dünya Kültür Miras Listesine Önerilen Bergama Kültür Miras Alanlarının Dağılımı ........................................................... 62

Şekil-4: Bergama’nın Doğal ve Kültürel Çekicilikleri .......................................................... 66

Şekil-5: 2009 Yılında Turizm Bakanlığı Onaylı Turistik Tesislerin İzmir’in İlçelerine Dağılımı ..................................................................................... 67

Şekil-6: 2010 Yılında Bergama İlçesinde Konaklama Tesislerinin Tesis Türü (A) ve Yatak Kapasitesine (B) Göre Dağılımı......................................... 68

Şekil-7: 2011 Yılı Bergama Müze ve Ören Yerleri İstatistikleri ........................................... 72

Şekil-8: Bergama Çevresinin Turistik Çekicilikleri ve Ekoturizm Olanakları ....................... 80

Şekil-9: Bergama Morfografik Haritası ve Yöreleri............................................................. 92

Şekil-10: Kozak Yöresi Ekoturizm Potansiyeli Haritası ......................................................... 97

Şekil-11: Ayaskent Ekoturizm Potansiyeli .......................................................................... 120

Şekil-12: Turanlı Ekoturizm Potansiyeli .............................................................................. 121

Şekil-13: Göçbeyli Ekoturizm Potansiyeli ........................................................................... 122

Şekil-14: Yunt Yöresi Ekoturizm Potansiyeli ....................................................................... 138

Şekil-15: Bergama Merkeze Bağlı Güney Köylerinin Ekoturizm Potansiyeli ...................... 151

Şekil-16: Bergama Merkeze Bağlı Kuzey Köylerinin Ekoturizm Potansiyeli ....................... 152

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

3

ÇİZELGE LİSTESİ

Çizelge-1: Türkiye’ye Gelen Yabancıların İzmir, İstanbul ve Antalya İllerine Göre Dağılımı ................................................ 35

Çizelge-2: Türkiye’ye Gelen Yabancıların Geliş Amaçları .................................................... 36

Çizelge-3: 2010 Yılında Turizm Belgeli Konaklama Tesisi, Oda ve Yatak Sayısının İllere Göre Dağılımı ........................................................ 67

Çizelge-4: 2010 Yılında Bergama İlçesinde Konaklama Tesisleri ve Yatak Kapasitesi ......... 68

Çizelge-5: 2010 Yılında Tesislere Geliş, Geceleme, Ortalama Kalış Süresi ve Doluluk Oranının İzmir İline ve İlçelere Göre Dağılımı ....................................... 69

Çizelge-6: 2010 – 2011 Yıllarında İzmir İlinde Müze ve Ören Yeri Ziyaretçileri Sayıları ...... 71

Çizelge-7: Görüşme Yapılan Yörenin Genel Olarak Ekoturizm Potansiyeli ......................... 93

Çizelge-8: Görüşme Yapılan Köylerin Ekoturizm Potansiyeli .............................................. 93

Çizelge-9: Bergama’da Ekoturizm Potansiyeli Olan Köylerin Alfabetik Dizini ve Temel Özellikleri ................................................................... 95

Çizelge-10: Kozak Yöresi’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri ....................................... 98

Çizelge-11: Madra/Turanlı/Ayaskent/Göçbeyli Yöresi’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri .................................................................. 123

Çizelge-12: Yunt Yöresi’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri ....................................... 139

Çizelge-13: Bergama Merkez Kuzey ve Güney Köyleri’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri .................................................................. 153

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

4

FOTOĞRAF LİSTESİ

Foto-1: Kozak Yaylası Üzerindeki Mesire Yeri .................................................................. 115

Foto-2: Kozak Yaylası Fıstık Çamı Ağaçları (Demircidere) ................................................ 115

Foto-3: Kozak Yaylası’ndan Genel Bir Görünüm (Ayvatlar) ............................................. 115

Foto-4: Madra Çayı, Deve Kaya, Perperene Antik Kenti Kalıntıları (Aşağıbey) ................ 116

Foto-5: Okçular Kalesinin Kalıntıları (Okçular) ................................................................. 116

Foto-6: Granit Taşları (Ayvatlar) ...................................................................................... 116

Foto-7: Yöresel El Sanatları Kursu (Yukarıcuma) .............................................................. 117

Foto-8: Yöreye Özgü Halı Motifleri (Hacıhamzalar) ......................................................... 117

Foto-9: Kozak Yaylası’nda Arıcılık Etkinlikleri (Kıranlı) ..................................................... 117

Foto-10: Yöreye Özgü Halk Oyunları İle Yabancı Turist Karşılama (Demircidere) ............. 118

Foto-11: Yöreye Gelen Yabancı Turistler (Demircidere) .................................................... 118

Foto-12: Köy Ekmeği Yapımı (Demircidere) ....................................................................... 118

Foto-13: Eski Usul Yöntemlerle Pekmez Yapılan Şarakma (Aşağıbey) ............................... 119

Foto-14: Kozak Yöresine Özgü Fıstık Tatlısı ........................................................................ 119

Foto-15: Kozak Yöresine Özgü Saray Tatlısı ....................................................................... 119

Foto-16: Kozluca Köyünden Bir Görünüm (Kozluca) .......................................................... 137

Foto-17: Alabalık Çiftliği (Tırmanlar) .................................................................................. 137

Foto-18: Yöresel Motiflerin İşlendiği Dokuma Tezgahı (Tırmanlar) ................................... 137

Foto-19: Çam Ağaçları ve Zeytin Ağaçlarının Eşsiz Uyumu (Bozyerler) ............................. 149

Foto-20: Zeytin Toplama Faaliyeti (Koyuneli) .................................................................... 149

Foto-21: Dedegöl (Öksüzler) .............................................................................................. 149

Foto-22: Tarihi Köy Evlerinden Bir Tanesi (Seklik) ............................................................. 150

Foto-23: Menengiç Yağı Yapılmasında Kullanılan Eski Usul Taş Mekanizma (Seklik) ........ 150

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

5

Foto-24: Rumlardan Kalan Sulu Baskı Zeytinyağı Fabrikası (Sağancı) ................................ 150

Foto-25: Yağcıbedir Halısı (Çakırlar) ................................................................................... 167

Foto-26: Tarihi Su Kemeri Kalıntıları (Sindel) ..................................................................... 167

Foto-27: Tiyelti Köyü’nden Bakırçay Ovası Görünümü (Bergama) .................................... 167

Foto-28: Serapis Tapınağı (Kızıl Avlu) ................................................................................. 168

Foto-29: Antik Tiyatrosu (Akropol) .................................................................................... 168

Foto-30: Trajan Tapınağı (Akropol) .................................................................................... 168

Foto-31: Sütunlu Yol (Asklepion) ....................................................................................... 169

Foto-32: Sağlığın Sembolü (Asklepion) .............................................................................. 169

Foto-33: Bergama Ulu Cami ............................................................................................... 169

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

6

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

7

GİRİŞ

Turizm, dinlence, eğlence ve boş zamanları değerlendirme ile bütünleşmiş, teknik, ekonomik,

sosyal ve kültürel içerikli, çevre unsurlarının korunması ve geliştirilmesinde etkili, ülkelerin

kalkınmalarına yardımcı olan önemli bir hizmet sektördür. Günümüzde sosyo-ekonomik ve kültürel

koşullarının değişimine paralel yaşam standartlarının yükselmesi sonucu, turizm tüketim kalıplarında

da son yıllarda önemli değişmeler gözlenmektedir. Amaca göre adlandırılan sportif turizm, dağ

turizmi, yayla turizm, ekoturizm, sağlık turizmi, kongre turizmi, doğa turizmi, kültürel turizm vb. yeni

turizm çeşitleri ortaya çıkmıştır. Lüks turizm hareketlerine katılım azalmakta, alışılmış turizm

merkezlerinden uzaklaşma yönünde bir eğilim yaşanmaktadır.

Geleneksel ve kitlesel turizm olgusunun doğal ve kültürel çevreye zarar vermesi çevreye

duyarlı turizm yaklaşımlarının ilgi çekmesine neden olmaktadır. Bu yaklaşımların ortaya çıkmasındaki

en önemli etken turizme kaynak oluşturan doğal ve kültürel değerlerin zarar görmesi sonucu bu

yörelerin turistik çekiciliğini yitirmesidir. Kuşkusuz turistik çekicilikleri oluşturan doğal, tarihsel ve

kültürel değerler sonsuz ve sınırsız değildir. Bu nedenle sınırlı ve muhtemelen yenilenmesi olanaksız

kaynakların dikkatli ve planlı bir şekilde kullanılmasını hedef alan sürdürülebilir turizm yaklaşımı son

yıllarda önem kazanmaya başlamıştır.

Sürdürülebilir kalkınma tartışmaları bağlamında gündeme gelen sürdürülebilir turizm ve

alternatif turizmin temelinde doğal çevreyi tahrip etmeden kaynakların korunması ve geliştirilmesi

yer almaktadır. XX. yüzyılın başlarında ulusların refahını artırmada en önemli gösterge milli gelirin

artırılması, yani ekonomik büyüme olmuştur. Ancak, geçen yüzyıl boyunca küresel çevre kirliliği

sorunları ekonomik büyümenin bir gelişme-refah ölçütü olarak kullanılmasında birtakım eksiklikler

olduğu ve bu haliyle ekonomik büyümenin sürdürülemez olduğunu göstermiştir. Sürdürülebilir

kalkınma yaklaşımı ile ekonomik faaliyetlerin doğayı tahrip etmeyenleri ön plana çıkmıştır. Bunlar

içinde tabii ki turizm sektörü büyük ölçüde çevre kalitesine bağlı olan bir sektör olarak karşımıza

çıkmaktadır. Turizm sektörü özellikle XX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ekonomik anlamda çok

gelişen ve önem kazanan bir sektör olmuştur. Ancak, turizm insanın doğayı kendi çıkarları

doğrultusunda tüketmesi sonucunda tahrip etme pahasına gelişme göstermiştir. Ülkeler ve

işletmeciler turizm plan ve projelerinde çevre faktörünü dikkate almadan yatırımlarını

gerçekleştirmişlerdir. Böylece, turizm sektörünün sürdürülebilirliği ihmal edilmeye başlanarak

ekonomik nedenler yüzünden doğasının tahrip olması sonucunda cazibesini yitiren birçok bölge

beton yığını haline gelmiştir. Gelişen bu süreç yeni turist tiplerinin beklentilerini değiştirmiş, deniz-

kum-güneş üçgeninden uzak, doğa ile iç içe abartılı olmayan tesislerde iyi bir oda, iyi hizmet ve tüm

bunların dışında bozulmamış, temiz bir çevrede aktif tatiller arış göstermeye başlamıştır. Turistler

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

8

gittikleri ülkelerin tarihsel ve kültürel kalıntılarını, yerel kültürünü, yaşam şekillerini, bozulmamış

doğal çekiciliklerini, bitki ve hayvan türlerini yerinde orijinal haliyle görmek istemekte ve doğaya,

kültüre, topluma duyarlı turizm anlayışının gelişmesini istemektedir. Bu yeni turizm anlayışı

maksimum kar sağlamak isteyen kitle turizmi yerine bireysel veya daha küçük turist gruplarını

çekmeyi, turizm aktivitesini daha uzun bir zamana ve daha geniş bir mekâna yaymayı, farklı turizm

aktivitelerini geliştirmeyi tercih eder. Kıyı yağmacılığının ve kitle turizminin hâkim olduğu turizm

merkezlerinde turistik talepte gerilemeler ekoturizmin gelişmesine ve önemsenmesine zemin

hazırlamıştır.

Doğal-kültürel kaynaklarımızın kullanımında sürdürebilirlik ilkesine bağlı kalmak ve biyolojik

çeşitliliği koruyarak ekoturizmin geliştirilmesi günümüz turizm yaklaşımlarının başında gelmektedir.

Ekoturizmi bir yaklaşım ya da turizm politikası olarak değerlendirmenin temel nedeni tüm turizm

türlerinin doğal ve kültürel değerlere saygılı, ölçülü gelişmesi gerektiğinden kaynaklanmaktadır. Bu

nedenle ekoturizm bir turizm türü olarak algılanmamalı tüm turizm türleri bu yaklaşımla ele

alınmalıdır.

1990'lı yıllarda gelişme gösteren ekoturizm kavramı, kırsal ve kültürel turizmin unsurlarını

içermekte ve hassas doğal ve kültürel alanlarda geliştirilebilecek en uygun turizm türü olarak ifade

edilmektedir. Kontrolsüz gelişen kitlesel turizm hareketinin çevre ve toplum üzerindeki tahribatları

karşısında ekoturizm, sürdürülebilir gelişmenin sağlanmasında önemli bir araç olarak görülmektedir

(Avcıkurt, 2003).

Bu proje kapsamında İzmir’in Bergama İlçesi’nin Ekoturizm Sektör Analizi gerçekleştirilmiştir.

Projenin genel amacı İzmir’in turizm ve buna bağlı olarak ekoturizm alt sektöründe rekabet gücünü

arttırarak bölgesel kalkınmaya katkıda bulunmaktır. Projenin özel amaçlarını aşağıdaki gibi sıralamak

mümkündür:

• Bergama’nın ekoturizm potansiyelini belirlemek,

• Bergama’da ekoturizm farkındalığını oluşturarak, ekoturizm sektörünün çevreyle dost

sürdürülebilir gelişimi sağlamak,

• Bergama’da ekoturizmin yeni bir işkolu olarak algılanmasını sağlayarak, istihdam

yaratılmasına katkıda bulunmak,

• Bergama İzmir’in kültür turizmi merkezlerinden biridir bunun yanında önemli bir ekoturizm

merkezi olarak algılanması sağlanarak, turizmin çeşitlendirilmesine yardımcı olmak,

• Faaliyet kapsamında hazırlanacak rapor yardımıyla sektör yatırımcılarına ışık tutmak olarak

belirlenmiştir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

9

Bu amaçları gerçekleştirmeye yönelik Bergama’nın ekoturizm potansiyelini belirlemeyi

hedefleyen bu proje bir referans niteliği taşımaktadır. 22 Aralık 2011-22 Mart 2012 tarihleri arasında

yürütülen projede; literatür araştırması, alan çalışması, arazi gözlemleri, köylerde gözlem ve kişilerle

görüşmeler ve Bergama’nın toplum önderleri ile toplantılar yapılmış, GZFT analizi ve arama

konferansı sonucunda raporun üç ana bölümden oluşmasına karar verilmiştir. Öncelikle proje konusu

ile ilgili literatür taraması yapılarak konuyla ilgili kuramsal yaklaşımlar ve tanımlamalar gözden

geçirilmiş, dünyadan, Türkiye’den ve İzmir’den örnekler irdelenmiştir. İkinci bölümde Bergama ve

çevresi turizm açısından incelenmiş; coğrafi, kültürel ve hizmet çekicilikleri açıklanmış ve ilçeye olan

turizm talebi değerlendirilmiştir. Birinci ve ikinci bölüm literatür araştırması sonucu oluşturulmuş

iken; üçüncü ve son bölümde ise alan araştırmalarından elde edilen bilgiler ilgili literatür

doğrultusunda değerlendirilmiştir. Bu son bölümde, Bergama’nın ekoturizm potansiyeli ve Bergama

köylerinin ekoturizme kazandırılması için yapılması gereken faaliyet ve düzenlemelere yer verilmiştir.

Bergama köyleri ziyaret edilmiş köylerin doğal ve kültürel kaynakları, halkın ekoturizme yaklaşımı

altyapı olanakları vb. genel ve temel bilgiler tespit edilmiştir. Projenin devamında yörenin ekoturizm

özelliklerine yönelik envanter çalışmasının büyük bir bölümü tamamlanmıştır. Ancak yürüyüş

parkurlarının oluşturulması, altyapının düzenlenmesi gibi faaliyetlerin yer aldığı daha detaylı

çalışmalara gereksinim olduğunun altını çizmek gerekir.

Araştırmanın 1. Bölümünde Dünya ve Türkiye’deki örnekler ile karşılaştırıldığında

Bergama’nın turistik çekiciliklerinin yeterli olduğu; ancak talebin yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır.

Dünyada ekoturizm talebinin artması nedeniyle yüksek potansiyel taşıyan Bergama’nın bu

potansiyelini kullanması ve koruması gerektiğini belirtmeliyiz. Ancak projenin ilk bölümünde

belirtildiği gibi ülkemizde birçok yerde benzer çalışmalar başlatılmış olup Bergama’ya rakip olacak

yerlerdir. Bergama bir an önce ekoturizm faaliyetleri için gerekli altyapı/üstyapı eksikliklerini

tamamlamalı, halkını ekoturizm konusunda bilinçlendirerek olası yanlış uygulamaların meydana

gelmesini önlenmelidir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

10

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

11

Bölüm I EKOTURİZM

1.1. EKOTURİZM İLE İLGİLİ TANIM VE KAVRAMLAR

Ekoturizm kavramı kökeni Yunanca oikos (ev) ve logos (kelime)’a dayanan, organizmalar ve

onların çevresi ile ilişkilerini inceleyen ve bilimsel anlamda ekoloji olarak adlandırılan kelimeden

ortaya çıkmıştır. Ekoturizm kavramının çıkış noktasına ilişkin literatür verileri farklıdır. Ekoturizm

terimi ilk kez 1978’de Kenton Miller tarafından kullanılmıştır (Yılmaz, 2005). 1980’lerin başında bu

kavram Lascurain tarafından ortaya atılmıştır. Ceballas-Lascurian tarafından, “insanın olumsuz

etkilerinin nispeten az olduğu alanlara manzara, bitki örtüsü ve hayvanların yanısıra geçmişte ve

günümüzde halen bulunan kültürel kaynak değerlerine hayranlık duymak, hoşlanmak ve özel bir

çalışma yapmak için yapılan seyahatler” olarak tanımlanmıştır. Hetzer’e göre ekoturizm; özellikle

kuşlar ve diğer yaban hayatı, doğal alanlar, kayalıklar, mağaralar, fosil alanları, arkeolojik sitler, sulak

alanlar ve nadir türler veya tehlike altındaki türlerin bulunduğu alanlar gibi doğal ve arkeolojik

kaynaklara dayanan turizmdir.

Ekoturizmin dikkat çekici tanımlarından birini yapan Doğa Koruma Fonu (WWF) ekoturizmi,

vahşi doğa çevresinde doğal çevreye en az etkide bulunan ve bu arada yerel topluluklara ekonomik

fayda sağlayan turizm türü olarak tanımlamaktadır (Yücel, 2002).

Ekoturizm 1980’li yıllardan bu yana, doğayı, kültürü, çevreyi korumayı ve gelecek kuşaklara

bozulmadan aktarmayı amaçlayan yaklaşım olarak kabul görmektedir. Buradaki anahtar nokta

koruma-kullanma dengesinin sağlanarak turizmin geliştirilmesidir. Kitle turizmi gibi kısa zamanda çok

kazanç sağlamayı ve modern turistik yapılaşmayı öngörmez. Bir başka deyişle doğal ve kültürel

değerlerimizin korunarak turizme açılmasıdır.

Uluslararası Doğa Koruma Birliği ekoturizmi, eğlenmeyi, doğayı ve kültürel kaynakları

anlayarak korumayı destekleyen, düşük ziyaretçe etkisi olan yerli halka sosyo-ekonomik yarar

sağlayan bozulmamış doğal alanlara çevresel açıdan sorumlu seyahat ve ziyaret olarak

tanımlamaktadır.

Koruma-kullanma dengesi içinde gelişme gösteren turizm hareketlerinde sürdürülebilir

gelişim de hedeflenmektedir. Ekoturizmde büyük yatırımlara, beş yıldızlı otellere, lüks tesislere ihtiyaç

yoktur. Ekoturizmin amacı kitle turizminin tersine belirli bir dönemde yoğunlaşan turist sayısını

azaltmak, turizmi tüm yıla ve mekana yaymaktır. Ancak turizme açılan alanların artmasını yayılmasını

tehlikeli görenler bu mekanların da bozulacağı endişesini de taşımaktadırlar.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

12

Ekoturizmde sahip olduğumuz doğal ve kültürel değerlerin korunması, geliştirilmesi aynı

zamanda yerli halkın katılımını ve kalkınmasını sağlamak temel prensiptir. Ekoturizmi bu çerçevede

algılamak yapılacak olan turizm etkinliklerini ekolojik ve ahlaki ilkelere dayalı olarak yürütmek turizme

ve yerli halka çok boyutlu katkılar getirecektir.

Birleşmiş Milletler 2002 yılını uluslararası ekolojik turizm yılı ilan ederek konuya dikkat çekmiş

ve B.M. Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu, konuyla ilgili olarak Dünya Turizm Örgütünü (WTO)

görevlendirmiştir. Ekoturizm, UNEP’in (Birleşmiş Milletler Enformasyon Merkezi) araştırmasına göre,

günümüzde en hızlı büyüyen turizm çeşitlerinden birisidir. Özellikle çevreci kuruluşların yarattığı

kamuoyu genç ve aydın kesimin doğa ile bütünleşme, renkli kültürlerle bir araya gelme tutkusu bu

turizm türünün geleceğinin parlak olduğunu göstermektedir.

Kıyı alanlarındaki baskıyı azaltmak, turistik talebin mevsimlik ve alansal dağılışını sağlamak,

turizmin sosyo-ekonomik yararlarını artırmak ve azgelişmiş bölgelerde kalkınmayı sağlamak amacıyla

benimsenen ekoturizm ile pek çok ekinlik gerçekleştirilme olanağına sahiptir. Kırsal alanlarda yapılan

bir turizm etkinliği olduğu için yayla turizmi, çiftlik turizmi, kırsal turizm, yeşil turizm gibi kavramlarla

birlikte anılan ekoturizmin ortak paydasını kırsal alanlar, korunan alanlar, dağlar, su kaynakları, ilginç

jeolojik ve jeomorfolojik özellikler ve yerel kültürler oluşturduğu için zaman zaman kavram kargaşası

ortaya çıkmaktadır.

Özgün doğal yapılarının yanı sıra kültürel kimlikleriyle oldukça cazip bir turizm potansiyeli

oluşturan kırsal alanlar Dünyada olduğu kadar Türkiye’de de zengin yaşam kültürü sunmakta,

kirlenmemiş havası, temiz soğuk suları, büyüleyici güzellikte manzaraları; hormonsuz ve dalında yavaş

olgunlaşan bitkileri; doğal ortamlarında yetişen hayvanları ile dikkat çekmektedir.

Çiftlik turizmi, kırsal alanlarda konaklama ve etkinlikler köy yerine çiftliklerde yapılıyorsa bu

turizm türü çiftlik turizmi olarak adlandırılmaktadır. Herhangi bir kırsal yerleşmede ekonomik etkinlik

tarım ise turistik uygulamalarda ağırlıklı olarak tarıma dayalı programlar yer alıyorsa, bu turizm

türünün adı da tarım turizmi olmaktadır. Tarım turizmi, bir etkinlik olarak sürerken, aynı zamanda

doğal çevrenin, geleneksel kırsal coğrafi görünümün korunmasına yardım etmekte, çevre, tarım ve

turizm arasındaki bağı sağlamaktadır. Bu kavramlar kırsallığı çağrıştırmakta kırsal turizm olarak ifade

edilmektedir.

1970'li yıllardan sonra başlayan kırsal alanlara dönüş isteği, rekreasyon amaçlı olması

nedeniyle, çiftlik turizmi tercih edilir bir boyut kazanmıştır. Çiftlik turizminin yapıldığı tatil çiftlikleri

aşağıdaki türlerde toplanmaktadır:

• Tarımsal büyük çiftlikler

• Özel çiftlikler

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

13

• Tarihi yöre çiftlikleri

• Çalışma çiftlikleri

• Sportif ve rekreasyonel çiftlikler

• Çiftlik ormanı işletmeleri

Gelişmiş ülkelerde tarım artık yerini organik tarıma bırakmaya başlamıştır. İnsanlar aldıkları

besinlerde doğallığı daha çok aramaya ve bunun sonucunda tarımda yeni yaklaşımlar ortaya çıkmaya

başlamıştır. Organik tarımda amaç, suni gübre yerine doğal gübre, kimyasal ilaç ile mücadele yerine

biyolojik mücadele yaparak, hormonsuz ve hiçbir yapay katkısı olmayan doğal halde yetişen sebze ve

meyveler yetiştirmektedir. Diğer şekilde yetiştirilen tarım ürünlerine oranla maliyeti düşük fakat daha

pahalı satılmaktadır. Buna rağmen doğal olmasından dolayı daha çok tercih edilmektedir.

Doğal hayat kavramı içerisinde tüm dünyanın eğilimi de bu yönde olmaktadır. Değişik

yörelerde çiftlik hayatı içerisinde turistlere doğal yaşam sunulmaktadır. Bazı tesislerde turistlere

yetiştirilen ürünler sunulurken bazılarında da turistler üretime katılarak hobi bahçelerinde tarımla iç

içe yaşamaları sağlanmaktadır. Tesisler içinde doğal yaşam özendirilmeye çalışılmakta ve hayvansal

ürünlerin nasıl elde edildiği yerinde gösterilmektedir. Aynı uygulama hobi bahçelerinde de tarımsal

faaliyet olarak turistlere sunulmaktadır.

1.2. EKOTURİZMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ VE İLKELERİ

Ekoturizmde de kuşkusuz genel turizm, ilkeleri, yönetmelikleri ve planları geçerlidir. Ancak

kitle turizmindeki hataların tekrarlanmaması amacıyla bir takım hedeflerin ortaya konması

kaçınılmazdır. Doğal ve kültürel mirasın korunması, kırsal alanlarda ve korunmuş alanlarda yerli halkın

yaşam düzeyinin yükseltilmesi ve ekoturizmin özendirilmesi, doğal, kültürel ve yerel özellikleri

tanımak, tanıtmak, korumak, uzun vadede sürdürülebilirliği garanti etmek amacının benimsenmesi,

bunun için yöntem ve tekniklerin yaygınlaştırılması, ekoturizm ürününün güvenirliliğinin ve rekabet

gücünün ortaya çıkması için kalite sistemlerinin belgelendirilmesi önem taşımaktadır.

Toplumun, politikacıların, turizm ile ilgili kişi, kurum ve kuruluşların ekoturizm konusunda

bilgilendirilmesi, turizmin sürdürülebilirliğin sağlanması açısından önem taşımaktadır. Ekoturizm

bölgelerinde yaşayan topluluklar genellikle otantik kültüre sahip oldukları için, bölgeye turizm yoluyla

katkı sağlanırken, geleneksel değerlere, yeme-içme eğlenme biçimlerine saygı göstermek gerekir.

Ekoturizm turlarını genellikle 25 kişiyi aşmayan küçük gruplar oluşturmaktadır. Ekoturizm

merkezlerinde yer alan konaklama tesisleri de 100 yatak kapasitesini aşmayan üniteler olup bu

alanda çalışan tur operatör veya seyahat acentaları ağırlıklı olarak küçük ve orta ölçekli firmalardan

oluşmaktadır. Ekoturizmde iki önemli konu üzerinde durulmaktadır. Bunlardan ilki “doğal çevrenin

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

14

korunarak sürdürülebilirliğin sağlanması” ilkesine sıkı sıkıya uyulması ve gerektiğinde uzman rehber

kullanılmasıdır.

Tur düzenleyen seyahat acentalarının ve tur katılımcılarının uyması gereken diğer kurallar ise;

çeşitli koruma statüleriyle korunan alanlarda ilgili bakanlık ve kurumlarca konulmuş kurallara

kesinlikler uymak, girilmesi veya kamp yapılması yasak veya kısıtlamalı bölgelerdeki yasaklara uymak,

gezilen veya kamp yapılan yerlerde belirlenmiş gezi rotalarına ve tecrübeli doğa rehberlerinin uyarı ve

yol göstericiliğine uymak, flora ve faunaya zarar vermeyecek şekilde hareket etmek, çevreye hiçbir

şekilde atık bırakmamak, özellikle nesli tehlikede bulunan hayvanların bulunduğu bölgelerde gürültü

ve kirlilik yaratmamaktır. Seyahat acentaları için; flora ve faunanın korunmasına özel önem verilen

yerlerde gerek yıl içinde gerekse uzun vadede tur rotalarını, koruma ilkelerini gözeterek sık sık

değiştirmek, bu konuda eğitim almış tecrübeli rehberler kullanmak, ekoturizmden yerel halkın katkı

sağlaması için uluslararası büyük tur operatörleri yerine bölgede bulunan küçük seyahat

acentalarından yararlanılması, gereksinimlerin bölgeden sağlanması önem taşımaktadır. Ekoturizmin

ikinci önemli kriteri “yerel kültürlere saygı ve yerel halkların ekoturizmden fayda sağlamalarıdır”.

• Ekoturizmde doğal alanların korunması geliştirilmesi çevresiyle birlikte toplumun

sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunması önkoşul özelliği taşımaktadır. Ekoturizmin

geliştirileceği ülke, bölge ya da alanda mutlaka özel politika ve stratejilerin belirlenmesi ve

uygulanabilirliğinin tartışılması gerekir.

• Ulusal parklar ve korunan alanlar ekoturizmin temel kaynağını oluşturmaktadır. Bu alanların

ekoturizm ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi önemlidir.

• Ekoturizm alanlarında konaklama-yeme-içme tesislerinin doğaya uygun, abartısız yapılması

iletişim ve ulaşım araçlarının çevreyi en az kirletecek şekilde geliştirilmesi, gürültü ve kirlilik

yaratan araçlardan ve sportif etkinliklerden kaçınılması ilke edinilmelidir. İnşaat malzemesi,

mobilya ve dekorasyon yerel dokuya uygun olmalı, düşük kirlenme yaratabilecek enerji

türlerinden yararlanılmalıdır.

• Düzenlenecek tur güzergahlarının, yürüyüş, bisiklet yolları mutlaka doğanın bir parçası

şeklinde planlamalı, teknolojiden çok fazla yararlanılmamalıdır.

• Yerel toplumun ekoturizm etkinliklerinin her aşamasına katılması, planlama, yönetim ve

denetim çalışmalarını izlemesi sağlanmalıdır.

• Ekoturizmin kar sağlayan sürdürülebilir iş imkanı yaratacağı yerli halka anlatılmalı ve

ekoturizmden elde edilen gelirin büyük bir bölümünün yerli halkta kalması ve koruma amaçlı

kullanımının sağlanması gerekmektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

15

• Ekoturistler seyahatlerinde önce ve seyahat sırasında ayrıntılı ve özel bilgilere ihtiyaç

duyarlar. Yöreye ilişkin broşürler, rehber kitaplar, haritalar hazırlanmalı, eko müzeler

oluşturulmalı, tanıtım malzemeleri yörenin temel özelliklerini yansıtmalıdır. Sözgelimi; alanın

bitki örtüsü, yaban hayatı, jeolojisi, yüzey şekilleri, özel yemekleri, kılık-kıyafet şekilleri,

konaklama-yeme-içme olanakları, ekoturizmde yapılabilecek sportif etkinliklerin anlatılması,

gösterilmesi tanıtıma yardımcı olmaktadır.

• Ekoturizmde yerel mimarinin korunması, organik gıda üretim tekniklerinin geliştirilmesi

yöreye özgü ürünlerin pazarlama çalışmalarında ön plana çıkarılması yöre halkına büyük katkı

sağlar. Ekoturizm yerel kültürün en önemli temsilcileri arasında değerlendirilen yöresel el

sanatlarına ve yemeklere ilginin artmasına neden olurken unutulan geleneksel ürünlerin

yeniden değer kazanmasına da yardımcı olmaktadır.

• Yerel toplumum ekoturizm etkinliklerinin her aşamasına katılması, planlama, yönetim ve

denetim çalışmalarını izlemesi sağlanmalıdır.

• Ekoturizmin kar sağlayan sürdürülebilir iş imkanı yaratacağı yerli halka anlatılmalı ve

ekoturizmden elde edilen gelirin büyük bir bölümünün yerli halkta kalması ve koruma amaçlı

kullanımının sağlanması gerekmektedir.

Herhangi bir etkinliğin ekoturizm etkinliği sayılması için gerekli nitelikleri sıralamak

mümkündür:

• Çevre ahlakının geliştirilmesi ve buna ilişkin eğitimler verilmesi,

• Turistik amaçlı alanları koruma-kullanma dengesi içinde turizmin geliştirilmesi,

• Tüketici erozyonunu önlemek için taşıma kapasitesini dikkate alınması,

• Doğal kaynaklarla kültürel kaynakların birlikte kullanımını sağlamak temel hedeflerdir. Çünkü

ekoturizme katılan insanlar doğa ve çevre ile ilgilidir, kendi çıkarları için doğanın tahrip

edilmesini istemez, onu olduğu gibi kabul eder. Ayrıca ekoturizm doğal kaynaklara ve yöre

halkına yararlı olmak zorundadır. Doğal çevre, ekolojik ve kültürel sürdürülebilirlik, eğitim,

yerel düzeyde ekonomik fayda sağlamak ekoturizmin temel taşlarıdır.

1.3. EKOTURİZM İLE İLGİLİ ETKİNLİKLER

Dünyada ve ülkemizde kırsal mekanlara kayan ekoturizmin turistik ürün yelpazesi oldukça

geniş ve çeşitlidir. Ekoturizmi çeşitli ölçütlere göre gruplandırmak mümkündür: Bunlar turizmde

kullanılan araçlar (bisiklet, balon, kano, at vb.) gidilen yerin doğası (dağ, yayla, mağara) yapılan

etkinliğin özelliğine (akarsu, av, bilim, trekking) göre çeşitlilik gösterir.

• Dağ-doğa yürüyüşü (trekking)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

16

• Bisiklet turu

• Atlı doğa yürüyüşü (binicilik)

• Sportif olta balıkçılığı ve kara avcılığı

• Kuş gözlemciliği

• Bitki inceleme etkinlikleri

• Mağara ve fotosafari gezileri

• Kayak, çim kayağı

• Yamaç paraşütü

• Sualtı dalışları

• Akarsuların kayak, kano amaçlı kullanımı (rafting) ekoturizm kapsamında yapılan etkinlikler

arasındadır.

Dağcılık ve Doğa Yürüyüşü (Trekking)

Dağcılık hem sportif hem de kültürel etkinliği barındıran, insanın doğa ile ilişki kurarak fiziksel

ve ruhsal dinginlik sağlamasına yarayan en etkili sporlardan biridir. Dağlar macera, heyecan ve

değişiklik arayanlara, doğa yürüyüşleri, dağ bisikletiyle geziler, orienteering gibi çeşitli rekreasyonel

faaliyetler sunar. Dağlarda kayaçlar ve yüzey şekilleriyle ilgili olarak yapılan sporlar çeşitlenmiştir.

Sağlam kayaçların olduğu dik yamaçlarda kaya tırmanıcılığı, karlı alanlarda yapılan değişik sporlar

arasında karda ve buzda botla kaymak (snowspee rafting), kızak (snowscating), buzul kayağı

(snowboarding), heliskiing (helikopterle gidilerek yapılan yüksek dağ kayağı), baloon skiing (balonla

gidilerek yapılan yüksek dağ kayağı) sayılabilir.

Günümüzde trekking kavramı bir doğa sporu veya hobi faaliyeti olarak anlam kazanmaktadır.

“Trekking, dağcılık tekniği gerektirmeden, zor ve sarp yerlere girmeden, küçük patikaların takip

edildiği, belirli zorluklar ve özellikler gösteren doğa koşullarında, yaş gruplarına uygun ve zamanla

sınırlı olarak düzenlenen uzun yürüyüşlerin” genel adıdır.

Trekking, fiziksel kondisyonlarını ve yeteneklerini zaman zaman ölçme ve değişen bitki

örtüsünü gözlemleme, buzul göllerinin kenarında kamp kurma gibi etkinlikleri kapsar. Trekking

faaliyetleri sırasında ulaşılan yükseklikler ülkeye göre değişebilir. Trekking, sadece dağlara özgü bir

faaliyet de değildir. Çöller, bozkırlar, ormanlar ve akla gelecek her çeşit arazi olabilir. Trekking farklı

şekillerde yapılabilir. Sahil trekking şeklinde, geziye tekne ile başlanıp sonra karada devam edilenler,

kışın dağlarda kar üzerinde yapılanlar bunlardan bazılarıdır. Daha önceleri özel gezilerle keşfedilen

bölgelere bugün binlerce turist trekking şirketleri ile kolayca ulaşabilmektedir. En ünlü 8000 metrelik

dağların ana kamplarında trekking turları görülürken kolay yürüyüşler ile çıkılabilen bir çok 6000-7000

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

17

metrelik dağlar da vardır. Afrika’da Klimanjero Dağı (5895 m.) Arjantin de Acorgacva Dağı (6960 m.)

bu tür kolayca çıkılan trekking zirvelerinin tanınmışlığındandır(Altan, 2006).

Yapılan trekking etkinliğinin zorluk derecesine göre iki gruba ayrılmıştır:

1. Hard Trekking: Zorlu, dağcılık bilgisi ve malzemeleri gerektiren, uzun süreli yürüyüşlerdir.

2. Soft Trekking: Rahat, her kondisyon seviyesinde kişinin katılabileceği günübirlik yürüyüşlerdir.

Kano ve Rafting

Rafting, raft adı verilen botlarla, akış hızı yüksek nehirler üzerinde yapılan bir spordur.

Rafting'de asıl olan içinde bulunduğunuz botu devrilmeden; kürekle yönlendirerek kayalar ve engeller

arasından geçirmektir. Rafting, takımlar halinde yapılır ve raftı devirmeden macerayı bitirmek için

bütün takımın birbiriyle ahenkli kürek sallaması gerekmektedir.

Zevkli olduğu kadar zor da olan diğer bir spor türü olan kanoculuk ise şişme iki kişilik kanolarla

yapılır. Kano ve rafting tamamıyla doğal şartlarda gerçekleştirildiğinden çevre ile uyumlu,

betonlaşmaya ve çevre kirliliğine yol açmayan ve doğal güzellikleri ön plana çıkarma özelliğine

sahiptir.

Rafting turizmi için coğrafik koşullar önemli olmaktadır. Rafting yapılacak yer ile konaklama

yerinin ulaşımının kolay olması idealdir. Akarsular uluslararası zorluk derecelerine göre 6 klasmana

ayrılmaktadır. Parkur üzerine nehrin akış hızı, yani debisi, parkur üzerindeki kaya yoğunluğu bu zorluk

derecelerinin belirlenmesinde önemli rol oynar. Parkurlar ortalama olarak 12-20 km uzunluğundadır.

Atlı Doğa Yürüyüşü

Ekoturizmin çeşitliliği içinde yer alan atlı doğa yürüyüşleri tarihi ve doğal güzelliklerin

bulunduğu yörelerimizde düzenlenen günübirlik veya birkaç günlük gezi programları ile

yapılmaktadır. Ata binmek bir başka canlı ile yapılabilen ender sporlardan biridir. İlk olarak temel

binicilik eğitiminin alınması gerekir. Temel eğitimi aldıktan sonra, gezilere katılabilir, at üstünde safari,

orienteering yapılabilir veya daha uzun süreli bir at gezisi düşünüyorsa bir hafta on günlük gezilere

katılmak uygun olur.

Atlı Geziler: Temel eğitimini almış olanların veya geliştirmek isteyenlerin katılabileceği faaliyetlerdir.

Grup lideri denetiminde, temposu hafif, dik iniş ve çıkışları olmayan, molalar dahil en fazla 2 saatlik

gezilerdir.

Safari

Temel eğitimini almış ve atlı gezileri rahatlıkla yapabilenlerin katılabildiği, belirli oranlarda

sportifliği ve vücut esnekliğini, eğlence ile beraber yorgunluğu da göze almayı gerektiren

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

18

faaliyetlerdir. Grup lideri gözetiminde, temposu hızlı, gerektiğinde dik iniş ve çıkışları içeren

binişlerdir.

Bisiklet Turları

Günümüzde, bisiklete binmenin sağlığa yararlı olduğu görüşünün gelişmesi ile özellikle

Avrupa'da uluslararası nitelikte pek çok bisiklet turları düzenlenmektedir. Bisiklet sporu ile

ilgilenenlerin sayısının artmasıyla birçok ülkenin kent caddeleri, ulusal parkları ve belediye

parklarında bisiklet yolları ayrılmaktadır.

Bisiklet turizmi yeni yaygınlaşmaya başlayan bir turizm türüdür. Doğanın daha derinlerine yol

olmayan yerlerine gidebilmek, her yerden rahatlıkla geçebilmesi, gerekirse elinize alıp taşınabilecek

kadar hafif olması ile kısa sürede çok yer gezebilmek, aynı zamanda sürat yapıp kötü arazi koşulları ile

de mücadele edebilmenin verdiği macera duygusu ile yaygın bir spor olmuştur.

Sualtı Dalış Turları

Dünyadaki uygulamalara bakıldığında, başlıca yedi değişik sualtı dalışı disiplini bulunmaktadır.

Yeni başlayanlar için scuba dalışı iki türlü seçenek sunar: Rekreasyonel dalış ve sportif dalış. Sportif

amaçlı dalışlarda hiçbir malzeme sınırlaması yoktur. Aletli sportif dalışlarda denge yeleği, tüp basınç

göstergesi, derinlik göstergesi ve zaman saati kullanılması mecburidir. Ancak kaldırma balonu veya

aynı amaçlı malzemelerin kullanılması yasaktır. Kesinlikle kompresörsüz dalışlar yapılamaz. Dalışlar

sırasında karada veya ilgili makamlardan izin alınmış teknelerde yüksek basınçlı doldurma

kompresörleri bulundurmak serbesttir. Dalış yaptıran acenta, kulüp, kuruluş, otel, tatil köyü, okul vb.

yerler ile teknelerde ilk yardım malzemeleri bulundurulması mecburidir.

Dalışlar sırasında su altında fotoğraf çekilmesi, video kamera kullanılması serbesttir. Çekim

için gerekli her türlü malzeme kullanılabilir. Sportif amaçlı dalış düzenleyen seyahat acentaları, yat

işletmeleri, kurum ve kuruluşlar ile sualtı kulüpleri balıkadamların sahip oldukları ve kullandıkları tüp

regülatör, denge yeleği gibi dalış malzemelerinin periyodik test ve bakımlarını yaptırmak

zorundadırlar. Bu testler sivil balıkadam firma temsilciliklerinde veya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın

yetki verdiği kuruluşlarda yaptırılabilir.

Mağaracılık

Mağaracılık, bilimsel ve sportif amaçlarla yürütülen bir uğraştır. Sportif mağaracılık dünyanın

en tehlikeli doğa sporlarından biri olarak kabul edilmektedir. Bireysel olarak yapılabildiği gibi, grup

olarak da yapılabilir. Doğa turizminde mağaralar, görsel amaçlı kullanımlar için speleotem şekiller

bakımından zengin, dolaşımın kolay olması bakımından yatay yönde gelişmiş, ulaşım olanağı

sağlanabilen mağaralar seçilirler. Mağara girişi düzenlenerek, mağara içinde özel donanıma ihtiyaç

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

19

duyulmadan turistlerin dolaşması sağlanıp, aydınlatılarak turizme açılırlar ve müze şeklinde gezilirler.

Sportif amaçlı kullanımlar için derinlik ve uzunluk daha çok önem kazanmaktadır. İçinde düzenleme

yapılmayan bu mağaraları, özel donanımlı mağaracılar gezebilirler.

Kara ve Su Avcılığı

Günümüz çağdaş toplumlarında avcılık, gelişmiş silah ve malzemelerle yapılan popüler bir

spor dalı olarak görülmektedir. Avcılık ve balıkçılık, bilinçli ve kurallara uygun olarak yapılması

durumunda her yönden olumlu etkileri olan bir turizm türüdür. Bir yandan ülkenin yaban hayatını

koruyup geliştirirken, diğer yandan da önemli bir gelir kaynağını oluşturmaktadır. Doğal dengenin

oluşmasında düzenleyici rol oynayan yırtıcılar tuzak ve zehirlerle avlanılarak pek çok ortamda

tümüyle yok edilmişlerdir. Büyük düzenleyicilerin pek çok alanda yok edilmesi doğal dengenin

gelişmesini olumsuz yönde etkilemiştir. Avcılığını sürdürülebilir kavuşturmuş olan ülkelerde bu görev

avcılar tarafından yerine getirilmektedir. Başka bir ifadeyle avcılar günümüzde regülatör görevi

görmektedirler. Av turizminin önemsendiği ülkelerde av hayvanları sayıca artmakta, çevreye ve yaban

hayatına özen gösterme duygusu gelişmektedir. Ayrıca av turizminin yapıldığı yörelerde usulsüz

avcılığın azaldığı ve otokontrolün sağlandığı da görülmektedir.

Av turizmi ve balıkçılık bilinçli ve belli bir eğitime dayanarak, doğaya zarar vermeden yapılan,

sadece olgunluğu erişmiş hayvanların avlanması olayıdır. Av turizmi, ancak A Grubu seyahat

acentaları aracılığıyla yapılabilmektedir.

Kuş Gözlemciliği (Ornitoloji)

Kuş Gözlemciliği profesyonel bir uzmanlık alanı olabileceği gibi, boş zamanları değerlendirmek

için yapılan bir hobi olarak da sürdürülebilir. Dünyanın pek çok yerinde kuş gözlemciliğine merak

sarmış milyonlarca insan yaşar. Mevsimlere göre sulak bir alan, bir orman, dümdüz bir bozkır hatta

büyük bir şehrin tam ortası kuş gözlemcisinin seçtiği yer olabilir. Kuşlar uçan canlılar oldukları için

onlara yaklaşmak zordur. Bu nedenle, kuş gözlemcisi yanında bir de dürbün bulundurur. Dürbün, kuş

gözlemcisinin en temel aracıdır. Kuş gözlerken kullanılan diğer önemli araç ise içinde kuşların

resimlerinin bulunduğu kılavuz kitaptır. Kılavuz kitaptaki resimleri, kuş türlerini, onların dişileri,

erkekleri ya da gençleri arasındaki farkları, uçarken ya da bir yere konmuşken nasıl göründüklerini

gösterir. Gerekli üçüncü araç bir not defteridir.

Yaban Hayatı (Fauna) Gözlemciliği

Yaban hayatı gözlemciliği ve turizm endüstrisinde popüler olmaya başlamıştır. Kenya, Belize,

ve Güney Amerika gibi ülkelerin doğal çevreleri olanlar için bir avantaj olmakta ve ülke ekonomisinin

yararına doğal yaban hayatı alanlarını kullanmaktadır. Bu alanların bazı olumlu yönleri vardır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

20

İnsanların genel olarak hayvanlara olan ilgileri Afrika ve Güney Amerika’nın bazı ülkelerinde de gelir

olan bir endüstriye dönüşmüştür. Örneğin, Balina seyri 65 ülkede 300 bölgede yapılan önemli bir

turist faaliyetidir. Her yıl %10 artmaktadır.

Botanik (Bitki İnceleme) Turları

Son yıllarda ekoturizm etkinliklerine talebin artmasıyla beraber bu konuda hizmet veren

seyahat acentalarının sayısında artış gözlenmiştir. Buna bağlı olarak, botanik turizme rehberlerine de

talep artmıştır. Botanik turizminde, botanik konusunda yetişmiş, bilgili rehberlerin bulunmayışı bir

sorun oluşturmaktadır. Botanik turizmi rehberliği belli düzeyde bir uzmanlık istemektedir. Bitkilerin

Latince adlarının ve bunun yanı sıra belirli özelliklerinin, yetişme yerlerinin, çiçek açma mevsimlerinin,

en göz alıcı dönemlerinin bilinmesi ve buna göre bir tur güzergahının belirlenmesi gerekmektedir.

Turizm baskısının yoğun olduğu yörelerde, doğanın korunması için Orman Bakanlığı

tarafından milli park, doğayı koruma alanı, doğa parkı ve doğa anıtı gibi koruma amaçlı alanlar tesis

edilerek özellikle endemik bitki türlerimizin korunmasına çalışılmaktadır. 1983 ve 1988 yılları arasında

yayınlanan iki kararname ile yabancıların doğada bitki, hayvan ve arkeolojik materyal toplamaları izne

ve belli kurallara bağlanmış ve yasal boyut getirilmeye çalışılmıştır (Erdoğan, 2003).

Paintball

Açık hava sporu olarak gelişen paintball ya da boyatopu son 20 yıldır yaygın bir biçimde

oynanan oyuncuların rakip takım oyuncularını içi boya ile doldurulmuş küçük jelatin veya plastikten

toplardan oluşan mermiler kullanan silahlarla belli bir parkur içinde oynanan bir takım ve strateji

sporudur. Oyunun amacı ise verilen görevi gerçekleştirmektir. Eğer belirlenmiş biçimler

uygulanmakta ve tekrar edilmekte ise buna "senaryoyu uygulamak" denir. Amaç belli bir süre içinde

karşı takımın kalesindeki bayrağı ele geçirmek, bir rehineyi kurtarmak, başkanınızı güvenli bir şekilde

hedefe ulaştırmak, karşı takımın tamamını elemek, tek başına vurulmadan kalan son kişi olmaya

çalışmak, bir kaçağı yakalamak, bir tepeyi savunmak, bir köprüyü uçurmak veya ikili timlere ayrılıp

diğer timleri elemek gibi birçok seçenekten oluşabilir. Oyunun temel kuralı çok basittir. Üzerine gelen

mermi ile boyanan oyuncu oyundan çıkar; yani o oyun için ölür.

Orienteering (Yön Bulma)

Orienteering, İskandinavca bir kelimedir ve yön bulma anlamına gelmektedir. Üzerinde

kontrol noktaları işaretlenmiş büyük ölçekli (detaylı) bir harita ve pusula yardımıyla yönünü bularak

belirli bir parkuru en kısa sürede tamamlama yarışmasına orienteering denir. Parkur birbirinden uzak

ve ters yönlere konan kontrol noktaları ile çizilir. Noktalar iyice gizlenir ki, yarışmacılar harita ve

pusulayı hakkıyla kullanabilsin. Bu yüzden orienteering, koşarken satranç oynamak olarak

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

21

tanımlanmaktadır. Kontrol noktalarında her biri farklı olan şifreler ya da zımbalar bulunur.

Yarışmacılar bu şifreleri toplamak ya da ellerindeki kartı her kontrol noktasında zımbalatmak

zorundadırlar. Yarışmacılar birbirini izleme gibi bir kolaylığa yönelmemeleri için, iki dakika arayla

parkura başlarlar.

1977'de olimpik spor dalı olarak kabul edilen orienteering'in dünya üzerinde 58 ulusal

federasyonu bulunmaktadır. Orienteering önceleri zorlu doğa koşullarında yapılmıştır. Daha sonraları

kapalı mekânlara taşınarak hazine avı adı altında daha basit, program çözmeye yönelik, takım

çalışmasını destekleyen şekillerde yapılmaya başlanmıştır. Otellerin, alışveriş merkezlerinin içine

kadar taşınmıştır. Sadece noktaları bulup zımbaları basmak yerine daha değişik problemler ve çözüm

yöntemleri ortaya çıkmıştır. Ekiplerin daha fazla beceri ve hayal gücü kullanmaları gerekmişti. Bir

pastanın içinden çıkacak ipin ucundan havuzun içindeki paranın toplanmasına kadar birçok değişik

ipuçları ortaya çıkmıştır.

Orienteering'in diğer doğa sporlarına göre ters olan yanı çok kişi ile yapılmasının keyif

vermesidir. Yarışa ne kadar çok katılan varsa o kadar zevkli olmaktadır. Dünyada 20.000 kişinin aynı

günde koştuğu büyük organizasyonlar yapılmaktadır.

Orienteering yapı, bina, stat, saha gerektirmeyen çevreci bir spordur. Her şey sökülüp takılıp

işleri bitince kaldırılıp götürülebilir. Örneğin binlerce kişinin katıldığı yarışlardan sonra ertesi gün aynı

araziye gidince ayak izlerinden başka bir şey görülmez. Orienteering maliyeti çok az alt yapısı çok ucuz

bir spordur. Ancak çevreci ve ucuz yönünün dezavantajı hazırlıklarının çokluğundandır. Yarışmayı

koşmak en keyifli yanıdır; ama bu ortamı yaratabilmek için iyi bir organizasyon gereklidir.

Parapente – Yamaç Paraşütü

Macera ruhlu insanların havada yalnız uçma ve risk duygusunu yaşamak istemeleri

sonucunda 1970’lerde delta kanat bulunmuştur. Böylece insanlar serbest bir şekilde uçmaya

başlamışlardır. 1980’lerin başında Fransa’da Alpler bölgesinde Miessy adlı kasabada dağcılık da yapan

bir grup paraşütçü, uçaktan serbest atlayışta kullandıkları yönlendirilebilir paraşütlerle tırmandıkları

dağlardan koşarak havalanmayı ve inişi uçarak yapmayı düşündüler. “Parafoil” adı verilen bu

paraşütlerin uçuş açılarını biraz değiştirip bunu gerçekleştirmeyi başardılar, bu yeni alete de

“Parapente” adını verdiler. Belli bir eğime sahip, etrafında kalkış ve iniş için yeterince açık bölgeye

sahip hemen hemen her yerde uçmak mümkün. Fazla bir yükseklik de şart değildir. Eğitim ve iniş

yerleri yeterli özelliklere sahip ise sadece 20-30 m. irtifası olan yerlerden dahi kalkış yapılabilir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

22

Bungee Jumping

Bungee jumping kökeni, yüzyıl önce Güney Pasifik’te Penecoste Adaları’nda yaşayan yerlilerin

de ayaklarına sarmaşıktan yapılmış iplere bağlanarak bambu kulelerden atladıkları belirtilmektedir.

Günümüz şartlarında bu sarmaşıkların yerini elastik ipler ve bambu kulelerinin yerini de yüksek

köprüler, çelik yapılı atlama kuleleri ve vinçler almıştır.

Avrupa’da 1970’lerde Oxford Üniversitesi öğrencilerince bagaj gerdirme lastikleriyle ilk

bungee atlayışlarının temeli atılmıştır. 1980’lerde artan talep karşısında teknolojinin tüm

imkânlarından faydalanarak önemli bir sektör haline gelmiş, günümüzde ise tüm dünyada

yaygınlaşan, uluslararası alanda yarışmaları düzenlenen bir spor dalı olarak kabul görmüştür.

Balon ile Gezi

Balon turları sayesinde tüketiciler hem daha çok yeri görme şansına sahip olmakta, hem de

yürüyüşle görülmesi mümkün olmayan manzaraları görmektedirler. Bunun yanında balonla gezinti

başlı başına bir faaliyet olarak turistik tüketicilerin ilgisini çekmektedir.

Balon gezilerinin avantajı “fotoğraf avcılığı” diyebileceğimiz bir faaliyete imkan sağlamasıdır.

Gerçekten yörenin sunduğu manzaralar fotoğraf meraklıları için kaçırılmayacak bir fırsattır. Faaliyetin

bu yönü dikkate alınarak uzman kişilerce fotoğraf için daha elverişli alanlar gezi güzergâhına

alınmalıdır.

1.4. EKOTURİZMDE TALEP

Ekoturist; değerbilirlik, katılımcılık ve duyarlılık ruhu içinde, nispeten doğal özelliklerini

koruyan alanları ziyaret eden kişi olarak tanımlanmaktadır. Ekoturist, yaban hayatını ve doğal

kaynakları kullanırken tüketici bir anlayışla yaklaşmaz. Ayrıca, ekoturist yöre insanlarının ekonomik

refahına ve ziyaret edilen alanın korunmasına, doğrudan yararlanmaya yönelik istihdam ve finans

araçları yaratmasıyla da katkıda bulunur. Doğayı ziyaret eden herkesin ekoturist ve onlar tarafından

gerçekleştirilen her türlü faaliyetin de ekoturizm etkinliği olduğu şeklinde yanlış bir kanı

bulunmaktadır. Ne var ki, doğada gerçekleştirilen her faaliyet bir ekoturizm etkinliği olmadığından,

ekoturizmin tanımı konusundaki tartışmalar ekoturistler için de söz konusu olmaktadır (Western,

1993). Ekoturizm, doğaseverler ve çevre duyarlılığı olan turistlerin hareketlerinden daha geniş

kapsamlı bir konudur.

Uluslararası Ekoturizm yılı çerçevesinde Dünya Turizm Örgütü tarafından Almanya, Kanada,

İspanya, İtalya ve İngiltere’de yapılan araştırmalarda ekoturizm pazarındaki turist profili; 30-59 yaş

arası, yüksek gelir sahibi ve yüksek eğitimli, gastronomi ve kültüre ilgi duyan bir tüketici kitlesi olarak

açıklanmıştır. Üst gelir grupları ve çok geniş bir kitle olarak orta sınıf tüketicilerin talep ettiği

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

23

ekoturizm; bir yeri ziyaret eden turistlere; ilk deneyim yolu ile o yeri tanıma olanağı sağlayan, turistin

anlayışını ve beğenisini geliştiren, uygun davranışlarını, koruma etiğini zenginleştiren, bir eğitim

deneyimi içeren, çevreye karşı sorumlu, olumsuz etkileri azaltıcı çalışmalar ortaya koyan, yerel

ekonominin girdilerini en fazla ortaya çıkaran bir turizm çeşididir (Kahraman ve Türkay, 2004).

Ekonomik gelişme ile koruma amaçlarının birleştirilmesine dayanır. Toplum ve çevre üzerinde en az

seviyede olumsuz etki oluşturmalı ve yerel halkı aktif olarak kapsamalı; yerel topluluğa ekonomik

faydalar sağlamalıdır. Ekoturistler, klasik turistten ve hafta sonları pikniğe veya doğada yürüyüşe

çıkanlardan farklı bir nitelik taşımaktadırlar. Deneyimleri konusunda farklı algılamalara ve inançlara

sahiptirler. Doğayı anlama ve hoşlanmanın yanında, çevre dostu teknolojileri ve yerel kaynakları

kullanarak doğayı koruyacak eylemlerde bulundukları görülmektedir (Burton, 1998).

Ekoturistlere yönelik yapılan ilk çalışmalar genellikle ekoturistleri ortam, deneyim ve grup

dinamikleri açısından sınıflandırmıştır. Ekoturistler bir çalışmada şu şekilde sınıflandırılmıştır:

1. Kendi seyahat eden ekoturistler: Bu grup ekoturistlerin oldukça büyük bir bölümünü

oluşturmaktadır. Farklı tipte yerlerde konaklamakla birlikte, çok sayıda ortamları ziyaret etmeye

eğilimli kişilerdir. Bu tecrübelerinden dolayı oldukça esnek bir pazar yapısına sahip bir gruptur.

2. Turla seyahat eden ekoturistler: Bu grupta yer alan ekoturistler profesyonel bir şirket tarafından

iyi organize edilmiş turlarla, egzotik destinasyonlara seyahat etmeyi beklemektedirler.

3. Okul veya bilimsel çalışma gurubuyla seyahat eden ekoturistler: Bu grup, bilimsel bir çalışma

yapma amacıyla organize edilmiş turlarla veya bireysel olarak çoğunlukla belirli zamanlarda belirli

bölgelerde konaklayan ve doğa ve yer koşullarına dayanma konusunda diğer ekoturistlerden

daha sert olan ekoturistlerden oluşmaktadır.

Ekoturist tiplerinin belirlenmesinde kendini adama ve zaman unsurlarının öneminin

vurgulandığı ve seyahatlerinin gerçekleştiği yerde ekoturizm deneyimi yaşamak isteyen turistler

arasında yapılan bir çalışmada ise ekoturistler şu şekilde sınıflandırılmıştır (Demir ve Çevrigen, 2006):

1. Kararlı Doğa Turistleri: Eğitim, çöplerin kaldırılması veya buna benzer amaçlarla özellikle

düzenlenmiş turlara katılanlardan veya bilimsel araştırmacılardan oluşur.

2. Kendini Doğaya Adamış Turistler: Özellikle korunmuş alanları görmek için seyahat eden ve yerel,

doğal ve kültürel tarihi anlamak isteyen turistlerden oluşur.

3. Belirli Bir Akımı Takip Eden Doğa Turistleri: Aslında kendileri için olağan olmayan, Amazon,

Rwandan goril parklarını veya bu tip destinasyonları ziyaret eden turistler bu gruba girer.

4. Tesadüfi Doğa Turistleri: Daha genel seyahatlerinin bir parçası olarak tesadüfen doğa deneyimi

yaşayan turistler bu gruba dahil edilir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

24

Bugün dünyanın en önemli ekoturist pazarlarına bakıldığında ilk sırayı Amerika'nın aldığı

görülmektedir. Diğer ekoturist pazarları ise sırasıyla; İngiltere, Almanya, Kanada, Fransa, Avustralya,

Hollanda, İsveç, Avusturya, Yeni Zelanda, Norveç ve Danimarka'dır (Demir ve Çevirgen, 2006).

Avustralya hükümeti tarafından her üç ayda bir yayınlanan "Uluslararası Turist Araştırmaları"

sonuçlarında Avustralya'ya ekoturizmle ilgili aktivitelerde bulunmak üzere giriş yapan turistlerin pazar

eğilimleri şu şekilde özetlenmiştir:

• Ekoturizme en fazla katılım oranı Avrupa'nın Almanca konuşan bölgelerinden sağlanmaktadır.

Bu ülkeleri Kuzey Amerika ve Avrupa'nın diğer bölgelerindeki ülkeler ve daha sonra ise Asya

ülkeleri ile Yeni Zelanda takip etmektedir.

• Ekoturizmle ilgili aktivitelere katılma oranı ise ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir.

Örneğin, İsviçreli turistlerin yarısından fazlası doğa yürüyüşlerine katılırken, Yeni Zelandalı ve

Japon turistlerin yalnızca %12'si doğa yürüyüşlerine katılmaktadır. Ancak, 1995 yılında

Avustralya'da 86.000 Japon turistin doğa yürüyüşlerine katıldığı düşünüldüğünde %12'lik bu

oranın aslında ne kadar önemli bir rakam olduğu anlaşılmaktadır.

Ekoturizm aktivitelerine katılmadaki ülkeler arasındaki bu farklılıklar aynı zamanda ülkelerin

kendi içinde de görülmektedir. Bu farklılık coğrafi yapıdan kaynaklanmaktadır. Başka bir ifadeyle,

ekoturizme katılanların şehirde veya kırsal bir bölgede yaşıyor olmaları onların farklı ekoturizm

aktivitelerine yönelmelerine neden olmaktadır. Örneğin; Alman ve Kanadalı turistleri kapsayan

çalışmada yüksek gelir, büyük metropollerde yaşama ve şehir yaşamının yarattığı baskı gibi insanları

şehir dışına iten nedenler, kırsal alanda yaşayan kendi vatandaşının tersine kentli turistlerin,

ekoturizm kapsamında yer alan aktiviteleri daha çok takip etmelerini sağlamıştır. Kırsal alanlarda

yaşayan turistlerin ise, şehirlilerin tersine daha çok balık tutma veya avlanma gibi faaliyetlere

katıldıkları görülmüştür.

1.5. DÜNYADA EKOTURİZM VE UYGULAMALARI

18. yy’da başlayan kaynak değerlerinin korunması kaygısı, 19. yy sonlarında önemli ölçüde hız

kazanmış ve pek çok alan koruma altına alınarak, korumaya ilişkin yasalar çıkarılmıştır. Süreçte, her

ulus sadece kendi ülkesindeki koruma faaliyetlerinin yeterli olmadığını, dünya ekosistemlerinin

muhafazası gerektiğini anlamış ve bir araya gelmenin zaruret olduğuna inanmışlardır. Bu konuda,

uluslararası boyutta pek çok toplantı yapılmıştır. Özellikle 1933 yılında Londra’da yapılan Afrika’nın

Flora ve Faunasının Korunması Kongresi’nde Milli Park tanımı yapılmıştır. 1948 yılında kurulan

UNESCO (United Nations of Education, Science and Culture Organization) “Tabiatı insan için

korumaktır” prensibini benimsemiştir. 1969 yılında Yeni Delhi’de yapılan IUCN (International Union

Consernation of Nature)’in Genel Kurul toplantısında günümüz milli parkçılığı temel felsefe olarak

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

25

benimsenmiş, ilkeleri doğmuş ve milli parklarda bulunması gereken özellikler belirlenmiştir. 1972

yılında Stockholm (Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi) Konferansı’nda ilk defa çevre konusu dünya

gündemine getirilmiştir. Bu toplantıda gezegenimizin ekolojik açıdan duyarlı bir şekilde yönetimi için

bir dizi ilkeler üretilmiştir. Dünya liderlerinin çevre ile uyumlu ekonomik kalkınma konusunu

tartıştıkları ilk forum olan bu konferansın sonucunda çevre konusundaki uluslararası işbirliği

çalışmalarında uzlaşma sağlama rolünü üstlenen UNEP (United Nations Environmental Programme)

kurulmuştur. 03-14 Haziran 1992 yılında Rio de Janeiro’da yapılan UNCED (United Nation Conferance

on Environment and Development); çevre ve kalkınma konularında ülkelerin devlet başkanlarını

global düzeyde ilk kez bir araya getiren toplantı olması ve çok önemli 5 temel belgeyi ortaya çıkarması

nedeniyle ayrı bir önem taşımaktadır. Bu temel belgeler; Rio Deklerasyonu, Gündem 21, Orman

Prensipleri, İklim Değişikliği Sözleşmesi ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesidir. Rio Deklerasyonu,

Gündem 21, Orman Prensipleri ülkelerin devlet ve hükümet başkanları tarafından onaylanmış, İklim

Değişikliği Sözleşmesi ve Biyolojik Çeşitlilik konusundaki iki global sözleşme ise imzaya açılmıştır.

1992 yılından günümüze kadar geçen sürede dünyada ekoturizm kavramı giderek popüler

hale gelmiştir ve bu tip turizme yönelik talepler artmıştır. Dünyadaki gelişmeler artık turistlerin

geleneksel turizm kalıplarının dışına çıkmak istediklerini ortaya koymaktadır. 1997 yılında WTO’nun

yapmış olduğu bir araştırmaya göre doğaya yönelik turizmin tüm uluslararası turizm harcamalarının

içinde %7’lik bir oran ile yer aldığını göstermektedir. İstatistiklere bakıldığında 1990’lı yıllarda 43

milyon Amerikan vatandaşının ekoturizm faaliyetinde bulunduğu, Yunanistan’ı ziyaret eden 3 milyon

İngiliz turistin %3’ünün ekoturizm nedeniyle geldikleri ve Fransa’da yılda 15 milyon kişinin doğa

yürüyüşleri yaptığı görülmektedir (Arpa, 2003).

Ekoturizm kavramı son yıllarda sürdürülebilirlik kavramı bağlamında gündeme gelmiştir.

Özellikle, 1992 yılında Rio de Janerio’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma

Konferansı’nda çevre koruma ve ekonominin uluslararası bütünleşme politikasının önemli bir parçası

olması gerektiği ve ekonomik hedeflerin nesiller ötesine geçecek şekilde sürdürülebilirlik sağlaması

amaçlanmıştır. Dünyada ekoturizme yönelik destinasyonların birçoğu tropikal bölgeler, ada ülkeleri,

dağlık bölgelerden oluşan az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerdir. 1990 yılında Amerika'da

macera seyahatleri ile ilgili bir araştırmada, ekoturizmle ilgili aktivitelere yönelik çeşitli destinasyonlar

için şu programlar oluşturulmuştur:

• Doğa Yürüyüşü: Arjantin, Hindistan, Nepal, Pakistan, Peru, Türkiye.

• Doğa Tarihi: Antartika, Brezilya, Kosta Rika, Ekvator, Madagaskar.

• Vahşi Doğada Safari: Orta Afrika, Kenya, Tanzanya'dır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

26

Şekil-1: Dünyada Koruma Altına Alınmış Alanlar (Kaynak: Atlas of Population and Environment)

Belirtilen destinasyonlarla birlikte günümüzde dünyada ekoturizm açısından önemli bölgeler

arasında Latin Amerika, Karayipler ve Pasifik Adaları, Güney Doğu Asya, Güney Doğu Afrika,

Antarktika ve Avustralya sayılabilir. Diğer bölgeler de ekoturizme yönelik kaynaklara sahip olmakla

birlikte, bahsedilenlerle karşılaştırdığında oldukça yetersiz kalmaktadır. Örneğin Orta Doğu ve Kuzey

Afrika'da ekoturizm aktivitelerine yönelik fazla bir gelişme yoktur. Bu bölgeler, gerek sahip oldukları

kaynaklar gerekse politik ve sosyal istikrarsızlıklar nedeniyle ekoturizm açısından gelişme gösteren

bölgeler değildir. Mısır, Cezayir, Irak, Afganistan, İran gibi ülkeler ekoturizm açısından fırsatlara sahip

olmakla birlikte, bu destinasyonlarda ekoturizm gelişme göstermemiştir.

Dünyada ekoturizm arzı açısından önem taşıyan çok sayıda ülke bulunmaktadır. Bunlardan

özellikle ekoturizm aktiviteleri için oluşturulmuş konaklama birimleri, çevresel düzenlemeler ve

ekoturistlere uygun çeşitli olanakları sunan ve literatürde ekoturizmle ilgili çok sayıdaki örnek olaya

konu olan bazı önemli destinasyonlar bulunmaktadır. Dünya’da ekoturizm uygulamalarının görüldüğü

ülkeler aşağıda kısaca açıklanmıştır.

Belirtilen destinasyonlar günümüzde ekoturizm pazarındaki önemli arz kaynaklarını

oluşturmaktadır. Bunlara yeni destinasyonlar eklenebileceği gibi, ekoturizmin ilkelerine uygun olarak

gelişme göstermemeleri durumunda bazıları çekiciliğini yitirebilecektir.

Amerika Kıtası

Amerika Kıtası’nda ekoturizm uygulamalarının görüldüğü başlıca örnekler Arizona, Meksika,

Küba, Karayipler, Belize, Kosta Rika, Brezilya olarak verilebilir. En başarılı örneklerden biri olan

Karayipler’de 1993 yılında Dominik Hükümeti’nin teşvikiyle doğal ve kültürel kaynaklarının korunması

ve ekonomik teşvik sağlanması amacıyla ekoturizmi geliştirme planı oluşturulmuştur. Bu plan yerel

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

27

halkın katılımı ile onların kültürü, çevresi ve yaşam şartlarını geliştirecek şekilde kaynakların

yönetimini sağlamış ve turizmin Ada’nın birincil gelir kaynağı olmasını sağlamıştır. Böylece yerel halk

ürettikleri sepetler, el çantaları gibi el sanatları ve yerel tarım ürünlerinden önemli bir gelir elde

etmeye başlamıştır. Örneğin, bir el sanatları işçisi aylık 320 US$ gelir elde etmekte ve Dominik

Cumhuriyeti’nin gayri safi milli hasılasına yılda 1000 US$ katkı sağlamaktadır. Ayrıca turizm, yerel

halka kendilerine ait mülklerde küçük konaklama olanakları sunmaları, taksi şoförlüğü, tur rehberliği

gibi yeni istihdam olanakları yaratmıştır.

Saint Kitts adasının 1/4 alanını kaplayan yağmur ormanları, macera ve keşif için uygun bir

destinasyondur. Doğa yürüyüşçüleri ve dağ bisikletçileri değişik zorluk seviyelerinde çok sayıda

patikayı izleyerek tropikal bitki örtüsü, çiçek ve birçok değişik tipte ağacın yanı sıra akarsu ve şelale

görme şansına sahiptir. Yürüyüş ve bisikleti yorucu bulanlar için ise birçok tur operatörü rehberler

eşliğinde dört tekerlekli araçlarla turlar veya serbest yürüyüşler düzenlemektedir. Heyecan isteyenler,

adayı çevre dostu zeplinlerle gökyüzünden izleyebilir, kuş gözlemcileri değişik türde birçok kuşu

izleme fırsatı bulurken, diğer ziyaretçiler adanın özel bir tür canlısı olan Yeşil Vervet maymunlarını

görme şansına sahip olmaktadır. Yağmur ormanlarını gezmek ya da golf oynamak yerine spa’yı tercih

edenler için, adada iki müstesna “yeşil” spa bulunmaktadır. Adanın kuzeyinde bulunan tek odalı spa,

sadece masaj ve bakım değil, diğer bilindik spalardan farklı olarak aynı zamanda orman manzarası ve

doğal yaşamın sesleri eşliğinde, rahatlatıcı bir ortam da sunmaktadır. Adanın diğer spa’sı yoga

seansları, değişik bakım uygulamaları ve volkanik çamur gibi adanın doğal ürünlerinden oluşan bakım

ürünleri sunmaktadır. Kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Saint Kitts Deniz Kaplumbağası

İzleme/Gözlemciliği Ağı, çocuklar ve yetişkinlere Tabiat Ana ile birleşmeleri için harika fırsatlar

sunmaktadır. Bu özel koruma projesi, yuvaları Saint Kitts Adası’nda bulunan tehlike altında olan yeşil

deniz kaplumbağalarına yardım etmek amacındadır. Özel bir ekotur kapsamında ziyaretçiler özel

yetiştirilmiş rehberler eşliğinde akşam sekizden gece yarısına kadar yuva kuran diş kaplumbağaları ve

sonrasında yumurtasından yeni çıkan yavrularını görebilir. Geri dönüşümlü camlardan imal edilmiş

kaplumbağa şeklindeki el yapımı hediyelik eşyalar ziyaretçilere hatıra eşyası olarak sunulmaktadır.

Çevresel sürdürülebilirliğin turizm için öneminin bilinci ile Karayipler’de bulunan Saint Kitts adası

turizme odaklandığı 2005 yılından bu yana çevre ve ekosistem yönetimi konusunda çalışmalar

yürütmektedir. Kitts, yeni açılan tüm turizm alan ve tesislerinin çevre dostu ve sürdürülebilirlik ilkeleri

çerçevesinde oluşturulmasını sağlayan sıkı yasal düzenlemeler getirmiş, ulusal orman rezervi

oluşturmuş ve deniz ortamını korumak için sağlam adımlar atmıştır. Mercan kayalıkları, tarihi gemi

batıkları, renkli denizaltı güzellikleri ile beğenilen bir dalış merkezi olan Saint Kitts, deniz ortamını

korumak amacıyla önde gelen deniz kaynaklarını koruma organizasyonları ile birlikte çalışmaktadır.

Adanın deniz kaynakları kadar ilgi gören diğer bir doğal güzelliği ise 4000 ft. yüksekliğinde, nefes

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

28

kesici yağmur ormanları ile çevrilmiş olan pitoresk sıradağlarıdır. Bu değerli doğal hazineyi korumak

amacıyla Saint Kitts ve Nevis Ulusal Parlamentosu 1000 ft. üzerindeki tüm alanların doğal orman

rezervi ilan etmiştir. Amerikan Okyanus Yağmur ormanı sınıfında yer alan ve dünya üzerinde nadir

görülen bu hazine, bu uygulama ile yok olmak yerine, dünyadaki örneklerinin aksine genişlemektedir

(http://www.stkittstourism.kn).

Asya Kıtası

Asya Kıtası’nda Nepal, Sri Lanka, Malezya’da ekoturizm uygulamaları yapılmaktadır.

Malezya’da ekoturizm su altı deniz parklarında ve sahil kenarında yer alan marin ekoturizm diye

adlandırılabilir. Ekoturizmin bu alanı ülke için oldukça önemlidir, çünkü Malezya’nın beyaz kumlu

plajları ve berrak suları ile nefes kesen adaları ülke için önemli bir gelirdir. Gidilebilecek bazı

destinasyonlar şunlardır: Perlis’teki Wang Kelian (kalker ve kalker mağaraları, mağara ve ormanlar),

Terengganudaki Kenyir havzası (göl, balık tutma, trekking, botla gezi), Johordaki Pulau Kukup (sakız

ağaçları, vahşi yaşam ve deniz ürünleri),Sabahtaki Aşağı Kinabatangan nehri (uzun burunlu maymun

ve vahşi yaşam), Terengganudaki Pulau Redang (balık, mercan resifleri, ve büyüleyici su altı dünyası),

Sabahtaki Pulau Sipadan (balık, mercan resifleri, ve büyüleyici su altı dünyası) ve daha birçok şey. En

iyi ekoturizm uygulaması ise Peraktaki Matang Hindistan sakız ağaçları ormanı gösteriliyor (Demir ve

Çevirgen, 2006).

Avrupa Kıtası

Avrupa kıtasında da birçok ülke (İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Estonya, Portekiz,

İspanya, İngiltere, Slovenya, Hırvatistan, Fransa, İtalya, Bulgaristan, Romanya, İsviçre, Almanya,

Avusturya vd.) ekoturizme kapısını açmıştır. Tüm bu yerlerde ekoturizm; kırsal turizm, doğa turizmi,

botanik turizmi, gastronomi turizmi, etnik turizm vb. gibi türlerle entegre olarak şu özel temalar

etrafında yapılmaktadır: yemek, dağlarda ekomacera deneyimleri, ender peyzajlar, açık hava

rekreasyon-spor etkinlikleri, tarihsel-kültürel miras, plaj, deniz ve kıyı deneyimleri, yerli kabile

ziyaretleri, kırsal eğitimler, yaşam döngüsü, kadın-toplum, doğa ve barış, sağlık ve şifa, karasal ve

denizel bioçeşitlilik, kuş gözlemleme, fotoğrafçılık, çiftlik ziyaretleri, ekobutik oteller, huzur, atlı-

bisikletli doğa gezileri, uzun doğa yürüyüşleri vb. (www.ecotourism.org)

Ekoturizm dendiğinde en başarılı örneklerden biri olarak İtalya’da uygulanan kırsal turizm

göze çarpmaktadır. Son 20 yıl içerisinde İtalya genelinde kırsal turizm veya tarım turizmi diye bilinen

yeni bir turizm türü hızlı bir şekilde büyümüştür. Geleneksel konaklama türleri için mükemmel bir

seçenek olan bu tip turizm, ziyaretçilere çiftlik sahibi ailelerle kısa bir süre için birlikte yaşayıp köy

hayatını tecrübe etmek için iyi bir fırsat sunmaktadır. Ekoturistler, kırsal turizmde kiralanan

çiftliklerde çalışma, o çiftliklerden taze meyve-sebze alma ve bu sebzelerle yemek yapma, birçok

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

29

durumda geleneksel usullere göre çiftlik sahibi aile tarafından hazırlanmış yemekleri tatma şansına

sahip olmaktadır.

Toskana: Toskana agroturizmi ile ünlüdür. Toskana'nın kırsal alanlarında o bölgeye ait zeytinyağı,

şarap ve peynir üretimi yapan, kendi ürünleri ile hazırladıkları sebze ağırlıklı son derece lezzetli

yemekleri sunan ve oda kiralayan çiftlik veya şatolara sıkça rastlamak mümkündür. Ayrıca Toskana

karaciğer şikayetlerine iyi gelen sularıyla da uluslararası ün kazanmıştır. Toskana’daki bazı tarım

agroturizm çiftlikleri şunlardır (http://www.turismo.toscana.it) :

• Pietreto Roccastrada (Grosseto): Yaşlı kestane ağaçları, muhteşem manzarası ve topraktan

çıkan bir dev trakit taşları Pietreto çiftliğindeki tatili benzersiz kılmaktadır.

• Maremma Çiftliği (Roccastarda): Köyden birkaç km ve denizden 35 km. uzaklıktadır.

Çiftlik bakımlı ve özeldir, etrafı vadiye bakan yeşil tepeler ve bir zamanlar kestane kurutmak

için kullanılan ve daha sonra yenilenmiş olan güzel taş binalar ile çevrilidir. Burada eski kır

yaşamı ve gelenekleriyle tanışıp dinlendirici bir tatil geçirilebilmektedir.

• Saralisa Montecarlo (Lucca): Saralisa çiftliği, olgunlaşmış Toskana üzümlerinin en ünlü

şaraplarının bulunduğu Montecarlo (Lucca) tepelerinde yer almaktadır. Burada ziyaretçiler bir

aile ortamı geniş üzüm bağları ve zeytinliklerin ortasında tatil sırasında rahatlama ve

dinlenme imkanı bulur.

• Bramasole Montopoli in Val d'Arno (Pisa): Çiftlikevi, 18 yy.’dan kalan ve Agriturismo

Bramasole & Ginestra Montopoli Val d’Arno tepesi üzerinde yer alan bir ortaçağ çiftliğidir.

Çiftlik, tarımsal ek binaları eski ve halen bakımlı ve çalışma odun fırınıyla ve sıcak yaz

aylarında dahi temiz ve serin hava veren zeytin, selvi, akasya ağaçları ve dut ağaçları ile

çevrilidir. Çiftlik, yaklaşık 10 hektarlık bir tepenin üzerinde uzanır ve iki organik zeytin

çiftliğinden, ahşap ve düz bir vadiden oluşur. Flora hakkında bilgi almak ve Toskana’nın

muhteşem doğasında dinlendirici ve ilginç bir yürüyüş yapmak için ideal bir yerdir.

Okyanusya (Avustralya)

Avustralya turizm açısından ekonomik değer ifade eden nemli tropikal bölgeler, büyük

mercan kayalıkları, iç bölgelerdeki çöller ve dağlık alanlar gibi zengin doğal kaynaklara ve biyolojik

çeşitliliğe sahiptir. Avustralya sahip olduğu kaynaklarla önemli bir destinasyon olmasının yanında,

ekoturizmin gelişmesine doğrudan ve dolaylı büyük katkı sağlamaktadır. Ekoturizm ürünü

geliştirmeye çalışan, Pasifik ve Güney Doğu Asya bölgeleri gibi diğer ülkelere yardımcı olmak gibi bir

sorumluluğu da bulunmaktadır. Çünkü kaliteli ekoturizm ürünlerinin oluşturulması için en çok çaba

gösteren ülkelerden biridir. Avustralya'nın ekoturizmdeki başarısının altında, ekoturizmle ilgili olarak

yerel toplumu ve yerlileri de kapsayacak şekilde birçok aktörü, akademisyenleri, tur operatörlerini,

planlama konusundaki uzmanları ve hükümeti bir araya getirebilmesi yatmaktadır. Özellikle pazarın

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

30

lideri olan bu ülkede oluşturulan Ulusal Ekoturizm Akreditasyon Programı (UEAP), ekoturizm terimi ile

bütünleşmiş ve onun ilkeleri ile uyumlu olarak nasıl güvenli bir ekoturizm ürününün oluşturulacağını

göstermesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu program ekoturizm adı altında pazarlanan ve

sürdürülebilir olmayan birçok ürünün karşısında gerçek ekoturizm ürününün oluşturulmasında ve

sunulmasında tüketiciler açısından bir güvence sağlamaktadır. Avustralya'da ekoturizm işletmeciliği

yıllık tahmini 250 milyon ABD Dolan bir para hacmi yaratmakta ve 4500'ü sürekli olmak üzere toplam

6500 kişiye istihdam olanağı sağlamaktadır. Avustralya'da doğa tabanlı turizm yarattığı istihdam

kadar, yabancı ve yerli turist sayıları bakımından da önem taşımaktadır. Avustralya'da en çok ihracat

gelirlerini sağlama potansiyeline sahip endüstri olarak görülen doğa tabanlı turizm 1999 yılında, yıllık

olarak ülkenin gayri safi milli hasılasının %5.6’sını sağlamış ve aynı yıl turizm Avustralya'nın en çok

döviz getiren sektörü olmuştur.

Afrika Kıtası

Afrika Kıtası’nda öne çıkan ekoturizm uygulamaları Botswana, Kenya’da görülmektedir.

Afrika'nın doğusunda yer alan Kenya, Afrika'daki en eski ve en büyük turizm endüstrisine sahip

ülkelerden biridir. 1963 yılında 110.000 olan yabancı ziyaretçi sayısı, 1994 yılında 863.000'e

yükselmiştir. 1987 yılından beri turizm, Kenya'ya döviz sağlayan en büyük sektörlerden biridir ve 1994

yılında tüm döviz girdilerinin %34'ünü turizmden elde etmiştir. Klasik kıyı turizmindeki gelişmenin

yanında, 1993 yılında yabancı ziyaretçilerle yapılan bir araştırmada 'doğa ve yaban hayatı' %70.6'lik

bir oranla turistlerin Kenya'yı tercih etmelerinde etkili olan ilk çekicilik olarak belirtilmiş, 'plajlar' ise

%32.6'lık oranla ikinci sırada yer almıştır. Kenya ekoturizm alanında uzun zamandan beri önemli gelir

sağlayan bir destinasyondur. Bu gelirlerin büyük bir bölümü kamuya ait milli parklardan ve diğer

koruma alanlarına turistlerin ödedikleri giriş ücretlerinden sağlanmıştır.

1.6. TÜRKİYE’DE EKOTURİZM VE UYGULAMALARI

Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili, yüzölçümünün %26'sı ormanlarla kaplı olan, dört mevsimi

aynı anda yaşayabilen ve nispeten bozulmamış doğal güzellikleri ile Akdeniz çanağında yer alan ve

rakibi olan Avrupa ülkelerine göre ekoturizm açısından şanslı bir ülkedir. Bu doğal zenginliklerine,

farklı kültürlerin ve dinlerin uzun yıllardır birlikte yaşamasıyla oluşan kültürel ve tarihi değerleri de

eklendiğinde önemi daha da artmaktadır. Ayrıca ekoturizmin diğer önemli bir unsuru olan yayla,

çiftlik turizmi gibi kırsal turizme yönelik sahip olduğu değerler, ekoturizmin gelişmesini destekleyecek

önemli kaynakları oluşturmaktadır. Türkiye’de doğa korumanın tarihçesine bakıldığında; başlangıçta

ormanı korumak için alınan önlemlerin amacı, bugün de olduğu gibi kesimleri düzenlemek, gelişi

güzel faydalanmalara engel olmak ve faydalanma haklarını korumak suretiyle ormanı, en büyük

düşmanı olan insanların tahribatından korumaktı. 1937 yılında çıkarılan 3116 ve 3167 Sayılı Kanunlar

ülkemiz doğa ve yaban hayatının korunmasında yürürlüğe giren ilk yasalardır. 1956 yılında kabul

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

31

edilen 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 25. maddesi ile; nadir özellik ve güzellik arz eden sahaların Milli

Park rejimine alınması sağlanmış, yine bu madde ile mesire yerleri ihdas etme imkanı elde edilmiştir.

Bu yasaya dayanılarak ilk defa; 1956 yılında Belgrad Orman Mesire Yeri, 1958 yılında Yozgat Çamlığı

Milli Parkı, 1958 yılında 3167 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu’na göre “Belgrad Geyik Üretme İstasyonu”

tesis edilmiştir. Milli Park, Av-Yaban Hayatı ve Mesire Yerleri ile ilgili çalışmalar Orman Genel

Müdürlüğü bünyesinde uygulanmaya başlamıştır. Ulusal anlamda doğa koruma ve milli parklarla

ilgili çalışmalar devam ederken diğer taraftan da dünyada doğa koruma ile ilgili yaşanan gelişmelere

çeşitli aşamalarında entegre olunmuş ve pek çok uluslararası sözleşme, anlaşma ve protokoller

imzalanmıştır.

Bugün Türkiye’de koruma faaliyetleri; milli park, tabiat parkı, tabiatı koruma alanı, tabiat

anıtı, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahası, yaban hayatı üretme istasyonu, özel çevre koruma

alanı, doğal ve arkeolojik sit alanları, muhafaza ormanları, tohum ve gen bahçeleri gibi statülerle

yapılmaktadır. Farklı statülerle tanımlanan korunan alanlar ülke yüz ölçümünün yaklaşık %9’unu

kaplamaktadır (T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, 2004).

Türkiye'de ekoturizme yönelik kaynakların çoğunu milli parklar, tabiat alanları, tabiatı koruma

alanları, tabiat anıtları gibi koruma alanları oluşturmaktadır. Özellikle milli parklar sahip oldukları çok

çeşitli doğal, kültürel, jeolojik, tarihi ve arkeolojik değerleri ile ekoturizm açısından büyük öneme

sahiptir. Türkiye'de 2012 yılı itibari ile 41 milli park, 181 tabiat parkı, 30 tabiat koruma alanı ve 106

tabiat anıtı bulunmaktadır. Bu alanların toplam yüzölçümü 1.001.428 hektardır (T.C. Çevre ve Orman

Bakanlığı, 2012). Belirtilen koruma alanlarına ilave olarak, 14 adet özel çevre koruma bölgesi

bulunmaktadır. Bunlardan Dalyan ekoturizme yönelik güzel bir örnektir. Sahip olduğu biyolojik

çeşitlilikle birlikte, özellikle deniz kaplumbağaların üreme bölgesi olan İztuzu Kumsalı birçok turisti

buraya çekmektedir. Yine Dalyan ağzı açıklarında dünyada nesli tükenmekte olan 12 memeliden birisi

olan ve koruma altına alınan Akdeniz Foku görülebilmektedir.

Türkiye'nin ekoturizm açısından önemli diğer bir kaynağı 1.300.000 hektarlık yüz ölçümü ile

135 adet uluslararası öneme sahip sulak alanlarıdır. Bu alanlar ekosisteme birçok fayda sağlamakla

birlikte, zengin biyolojik çeşitliliği ve özellikle de barındırdığı kuş türleri ile önemli bir çekicilik

yaratmaktadır. Türkiye sulak alanlar bakımından Avrupa ve Orta Doğu'nun en zengin sulak alanlarına

sahiptir. Sulak alanlar güzel manzarası, biyolojik çeşitliliği, kuş gözlemleme, yürüyüş ve benzeri

aktiviteleri ile ekoturizm açısından önemli kaynaklardır. Ekoturizmin bu alanlarda gelişmesi doğal

kaynakların korunması, yönetimi ve civarında yaşayan halk için ilave bir gelir kaynağı yaratması

bakımından önem taşımaktadır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

32

Ekoturizmde ilgi duyulan alanlardan biri de sualtı ekosistemidir. Su faunası ve florasının

gözlemlenmesi, su altı fotoğrafçılığı veya bilimsel amaçlı olarak su altına aletli olarak yapılan dalışlar

ve şnorkel ile su yüzeyine yakın olarak yüzerek su altını gözlemlemek ilgi duyulan aktiviteler

arasındadır. Türkiye bu açıdan oldukça önemli bir potansiyele sahiptir. Kıyı şeridinin uzun olması

nedeniyle "Ayvalık'taki mükemmel mercanlar, Antalya'daki deniz tavşanları gibi her bölgesi farklı

özelliklere sahiptir. Bu biyolojik çeşitliliğin yanında, Türkiye sularında tarihi batıklar da bulunmaktadır.

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde dünyanın en büyük amfora koleksiyonu oluşturulmuştur.

Turizm Stratejisi 2023’de ekoturizm uygulanacak yörelerde, özellikle kırsal kesimde tarım dışı

istihdam alanları oluşturularak, bölgeler arasındaki dengesizliklerin azaltılması, kadının statüsünün

iyileştirilmesi, kırsal alanlardaki nüfus göçünün durdurulması ve milli değerlerin korunması ve

tanıtımına katkıda bulunulması hedeflenmektedir. Bununla birlikte ekoturizmin yaygınlaştığı

bölgelerde bu turizm türünün (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2007):

• Bölge ekonomisinde üretim çeşitliliğinin artırılarak ekonomik istikrarın sağlanmasına,

• Bölgede nitelikli, niteliksiz işgücüne önemli çalışma fırsatlarının oluşturulmasına,

• Bölgede yer alan küçük ve orta ölçekli işletmelerin gelişmesine,

• Yerel düzeyde sanayi ve ticareti uyarıcı altyapı yatırımlarının geliştirilmesine,

• Gençlerin ve toplumun eğitimi ile yerel düzeyde modernizasyon sürecinin sağlanmasına,

• Sosyo-ekonomik gelişme konusunda başka seçeneği olmayan bir yörede yerel halk ve

turistler tarafından kullanılabilecek rekreasyonel ve turistik olanaklar sağlanmasına,

• Yerel düzeyde kişisel gelirlerin ve vergi vb. kamu gelirlerinin artmasına,

• Yerel düzeyde imajın geliştirilmesi ve yerel halkın çevreyi koruma ve geliştirme bilincinin

artmasına katkı sağlayarak bölge ve kırsal kalkınmaya imkân sağlayacağına yönelik ifadeler

yer almaktadır.

Türkiye’de ekoturizm ile ilgili etkinlikler bazı başlıklar altında toplanabilir:

1. Dağlar ve yaylalar; Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri ön plana çıkmaktadır. Geleneksel ve

rekreasyonel yaylacılık, Karadeniz yaylalarında ve Toroslarda yüzyıllardır sürdürülen bir

faaliyet olarak günümüze ulaşmış, tur turizmi (güzergah turizmi) kapsamında yerli ve yabancı

turistlerin uğrak yeri haline gelmişlerdir. Dağcılık etkinlikleri çerçevesinde, Ağrı Dağı, Bolkar-

Aladağlar, Erciyes, Palandöken dağlarının da kullanıldığını belirtmek gerekmektedir

2. Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde kıyı turizmi turistlerine düzenlenen günübirlik turların bir kısmı

yakın çevredeki yaylalara ve yayla köylerine yapılmaktadır.

3. Doğa yürüyüşleri ve atlı geziler ekoturizm etkinlikleri içinde en çok yapılanlardır. Tüm kıyı

bölgelerimizde ve Kapadokya’da yaygınlık kazanmışlardır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

33

4. Büyük kentlerin yakınlarında (İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara vb), dağlarda, ormanlarda ve

yaylalarda (Kaz Dağları, Uludağ, Küre Dağları, Kozak Yaylası vd) dinlenme, eğlenme, yemek

yeme ve alışveriş olanakları sunan ortamlar, köyler, pansiyonlar, butik oteller, spa oteller,

resortler, kamplar vb. kent insanlarına özellikle hafta sonları ve kısa tatillerde ekoturizm

içerikli hizmetler vermektedir.

5. Milli parklar, tabiatı koruma alanları gibi koruma statüsüne sahip alanlar doğaseverleri,

sporcuları, yürüyüşçüleri, ekoturistleri kendine çekmektedir.

6. Orman içi dinlenme yerleri, günübirlik piknik ya da kamp yerleri olarak kullanılmaktadır.

7. Akarsular üzerinde sal yarışı, göl, delta kıyıları ve sulak alanlarda kuş gözlemleme, bitki

inceleme, doğal yaşamı izleme gibi etkinlikler de ekoturizm içinde yer almaktadır.

8. Son yıllarda Türkiye’de ekoturizm-kırsal turizm-agroturizm karışımı diyebileceğimiz “Çiftlik

Tatilleri” gündeme gelmiştir. Bu tatil çiftlikleri Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz

bölgelerinde yoğunlaşmaktadır (T.C. Narlıdere Kaymakamlığı, 2011).

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çevre korumayı hedefleyen, ekoturizmi destekleyen bazı

projeleri bulunmaktadır:

• Atak Projesi: 1989 yılında başlayan ve Ege ve Akdeniz kıyılarındaki ilçelerin ve köylerin altyapı

eksikliklerini düzeltmek, daha sonra yeni kıyı yönetim yöntemlerini tanımlamak amacı ile

tasarlanmıştır, 2020 yılına tamamlanması planlanmaktadır.

• Mavi Bayrak Projesi: Mavi Bayrak, gerekli standartları taşıyan nitelikli plaj ve marinalara

verilen uluslararası bir çevre ödülüdür. Mavi Bayrak, bu niteliği ile de turizm açısından ayrı bir

önem taşımaktadır (www.turcev.org.tr)

• Belek Yönetim Planı: 1996 yılında uluslararası teşkilatların girişimi doğal ve kültürel çevrenin

korunması ve geliştirilmesini hedeflemektedir.

• Yayla Turizmi Projesi: Doğu Karadeniz ve Akdeniz yaylalarında bugüne kadar 26 adet yayla

“Yayla Turizm Merkezi” ilan edilmiştir.

• Dağ-Doğa Yürüyüşü Projesi (Trekking): Dağ-doğa potansiyelinin planlı bir yaklaşımla turizm

olgusu içerisinde değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.

• Akarsu Turizmi (Kano-Rafting) Projesi: Çoruh Nehri, Köprüçay, Manavgat Çayı, Dim Çayı, Alara

Çayı, Adana Feke Göksu, Zamantı, Fırat Nehri vd. sal yarışı, kano ve nehir kayağı gibi

aktivitelerle kullanılması amaçlanmaktadır.

• Bisiklet Tur Güzergahlarının Geliştirilmesi Projesi: Çeşitlendirme politikası kapsamında bir

doğa sporu olarak giderek geliştirilmesi öngörülmektedir.

• Atlı-Doğa Yürüyüşü Projesi: Kapadokya, Kastamonu, Antalya, Muğla gibi yörelerde

düzenlenmektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

34

• Mağara Turizmi Projesi: Toroslar, Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Trakya ve Kuzeybatı

Anadolu bölgelerinde büyüklü küçüklü yüzlerce mağaranın bilimsel ve sportif etkinliklerle

turizmin hizmetine sunulması amaçlanmaktadır.

• Sportif Olta Balıkçılığı: Sportif ve rekreasyonel bu tür etkinliklerin konaklama süresini

uzatmaya katkı vermesi için yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.

• Kuş Gözlemciliği (Ornitoloji): Türkiye, Ramsar Sözleşmesi’ne taraf olmuş ve uluslararası

öneme sahip pek çok Ramsar sulak alanının pek çok kuş türünün kışlayıp, üredikleri yerler

olması açısından bu etkinliğin geliştirilmesi öngörülmektedir.

• Botanik (Bitki İnceleme) Turizmi: Türkiye’nin zengin bitki örtüsüne sahip olması (Avrupa’nın

tamamında tür sayısı 12.000 civarında iken Türkiye’de bu sayı 9.000 civarındadır) bu turizm

türünün geliştirilmesine olanak vermektedir.

• Av Turizmi: Türkiye’nin bitki örtüsü ve av kaynaklarının av turizmi kapsamında

değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Bugün Türkiye’de ekoturizm “Yayla Turizmi” ile birlikte anılmaktadır. Türkiye Turizm Stratejisi

2023’de ekoturizm ve yayla turizmine ilişkin stratejilere göre, bu turizm türlerinin geliştirilmesi için

turizm altyapısı geliştirilecek ve niteliği arttırılacaktır. Doğa amaçlı turizmin yapılacağı yörelerde belli

senaryolar çerçevesinde, ana tur güzergahları, varış noktaları, ara istasyon ve alt istasyon noktaları

belirlenerek planlama çalışmaları yönlendirilecektir. Yaylaların yoğunlaştığı alanlarda spot merkezler

veya aks olarak öncelikli turizm gelişme/eylem bölgeleri belirlenecektir. Kamu, özel sektör ve sivil

toplum kuruluşları işbirliği ile agroturizm, macera turizmi, mağara turizmi, spor turizmi faaliyetlerinin

gerçekleştirilmesi için eylem planları hazırlanacaktır. Türkiye’de ekoturizm ve yayla turizmini

geliştirmek için planlanan yerler:

Batı Karadeniz Kıyı Koridoru: Şile-Sinop arası, kültür, kıyı ve doğa turizmi çerçevesinde

geliştirilecektir. Balıkçı barınaklarının yenilenerek marina/balıkçı köyü kavramı çerçevesinde

turizm gelişimi sağlanacaktır. Orman içi dinlenme yerlerinde oto karavan ve çadırlı kamping

için düzenlemeler yapılacak, butik otel, pansiyonculuk, kırsal turizm tesisleri geliştirilecektir.

Yayla Koridoru: Samsun ilinden Hopa’ya kadar uzanan bu koridorda yayla, kıyı, kültür ve

sağlık turizmi ana temaları çerçevesinde uygulamalar ve planlamalar (kamp, golf, kayak,

mağaracılık, yamaç paraşütü, rafting, binicilik, balon, balık avlama, foto-safari ve bungee

jumping gibi macera sporları) yapılacak, konaklama kapasitesi artırılacak, oto karavan ve

kampçılık geliştirilecektir.

Göller Bölgesi Ekoturizm Gelişim Bölgesi: Göller esas alınarak, doğa turizmine yönelik alanlar

ve turizmi destekleyen trekking, araçlı ve çadırlı kamp, yamaç paraşütü, dağcılık, mağaracılık,

avcılık, binicilik, bisiklet, sörf, foto safari vb. gibi faaliyetler geliştirilecektir. Ayrıca, önemli bir

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

35

yaban hayatına sahip olan bölgede, habitatlar ve ekosistemler bozulmadan sürdürülebilir bir

turizm yaklaşımıyla ziyaretçilere sunulacak ve koruma konularında bilgilendirilmesi, yöredeki

doğa koruma çabalarına katkıda bulunmaları sağlanacaktır (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı,

2007).

Türkiye’nin ekoturizm uygulamalarına ve ekoturizm talebine yönelik veri bulmak oldukça

güçtür. Milli parkları ziyaret edenlerin sayına dahi ulaşmak zordur. Bu nedenle ülkemize gelen

yabancıların yıllar içindeki değişimi verilerek geliş amaçları sınıflandırılarak turizm talebi anlatılmaya

çalışılacaktır. Türkiye’ye 2010 yılında gelen yabancı turist sayısı toplam 28.632.204 kişidir. Bu sayının

İzmir, İstanbul ve Antalya bazında dağılımı Çizelge-1’de sunulmaktadır. TÜİK tarafından hazırlanan

Yabancı Ziyaretçileri Anketlerinde (Çizelge-2), yabancı turistlerin Türkiye'ye geliş amaçlarına

bakıldığında; ilk sırada gezi-eğlence, kültürel amaçlı seyahatler yer almıştır. Turistlerin Türkiye'ye geliş

nedenleri arasında doğaya dayalı bir tercih nedeni anketlerde belirtilmemiştir. Bu nedenle genel

olarak doğa turizmi pazarına yönelik bir bilgi bulunmamaktadır.

Çizelge-1: Türkiye’ye Gelen Yabancıların İzmir, İstanbul ve Antalya İllerine Göre Dağılımı

TÜRKİYE İZMİR İSTANBUL ANTALYA

Yıllar Yabancı Ziyaretçi Yabancı Ziyaretçi % Yabancı Ziyaretçi % Yabancı Ziyaretçi %

1989 4.516.363 504.747 11 1.146.373 25 608.196 13

1990 5.397.748 523.216 10 1.121.931 21 826.491 15

1991 5.582.963 284.754 5 658.000 12 625.880 11

1992 7.076.096 409.058 6 1.079.321 15 1.189.354 17

1993 9.500.938 391.481 4 1.547.925 16 1.215.800 13

1994 6.670.618 405.028 6 1.931.664 29 1.198.238 18

1995 7.726.886 538.188 7 2.007.691 26 1.939.477 25

1996 8.614.085 467.981 5 2.437.680 28 2.540.965 30

1997 9.689.004 630.831 7 2.502.728 24 2.901.788 30

1998 9.752.697 564.893 6 2.350.876 23 2.609.150 27

1999 7.464.000 376.476 5 1.737.186 23 1.824.406 24

2000 10.428.153 481.617 5 2.420.541 22 3.300.959 32

2001 11.569.000 581.906 5 2.516.763 20 4.166.797 36

2002 13.256.028 650.554 5 2.705.848 22 4.747.581 36

2003 14.029.558 534.880 4 3.148.266 20 4.682.104 33

2004 17.517.610 764.658 4 3.473.185 20 6.047.049 35

2005 21.122.798 789.492 4 4.848.680 23 6.884.636 33

2006 19.819.833 777.148 4 5.346.658 27 6.011.183 30

2007 23.341.074 970.772 4 6.453.553 28 7.291.356 31

2008 26.336.677 1.074.088 4 7.049.234 27 8.564.513 33

2009 27.077.114 1.056.948 4 7.509.741 28 8.350.869 31

2010 28.632.204 1.155 820 4 6.960.759 24 9.334.171 33

(Kaynak: http://www.tuik.gov.tr)

İzmir tarihi ve kültürel potansiyeli ile dikkat çeken bir ildir. Türkiye’de turizmin ilk geliştiği

yerlerden biri olmasına rağmen kıyı turizmindeki önceliğini Antalya ve Muğla illerine kaptırmış, fakat

Bergama, Selçuk-Efes ören yerleri ve müzeleri ile halen ülkemizin en fazla ziyaretçi çeken ili olma

özelliğini korumaya devam etmektedir. İzmir’de son yıllarda gerek giriş yapan yabancılar, gerekse

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

36

konaklama ve geceleme sayılarında hızlı bir düşüş yaşanmaktadır. Fakat tarihi ve kültürel

zenginliklere bağlı olarak gelişen kültürel turizmin bir parçasını oluşturan müze ve ören yeri ziyaretleri

turizmi ayakta tutan bir etkinlik olarak, önemini her zaman korumaya devam etmektedir (Emekli,

2009).

Çizelge-2: Türkiye’ye Gelen Yabancıların Geliş Amaçları

Geliş Nedeni 2009 2010 2011

Gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler 15.680.337 16.726.847 17.850.584

Akraba ve arkadaş ziyareti 2.825.952 2.761.520 3.332.706

Eğitim ve staj (1 yıldan az) 196.409 159.959 223.522

Sağlık ve tıbbi nedenler (1 yıldan az) 132.677 115.223 142.464

Dini / hac 124.408 106.690 102.314

Alışveriş 1.142.515 1.039.331 1.073.367

Transit 636.604 769.815 795.915

İş amaçlı (konferans, toplantı, görev vb.) 1.397.262 1.539.647 1.960.614

Diğer 955.733 997.202 1.129.607

Beraberinde giden 4.222.309 4.294.618 4.713.435

TOPLAM 27.314.205 28.510.852 31.324.528

(Kaynak: http://www.tuik.gov.tr)

Uluslararası turizm talebindeki değişen eğilimler nedeniyle Türkiye'ye gelen turistlerin

tercihleri de doğal ve kültürel değerler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Türkiye'ye gelen bu turistlerin

sayısı bilinmese de, bunlar tatilinin bir parçası olarak veya doğrudan bu amaçla gelerek sahip olunan

bu kaynaklan görmek istemektedirler. Ayrıca kitle turizmi kapsamında gelen turistler de bu

çekiciliklere ilgi duymaktadırlar.

Ekoturizm hareketleri açısından Türkiye'deki önemli alanların başında milli parklar, özel çevre

koruma alanları gibi nispeten bozulmamış doğal alanlar gelmektedir. Örneğin Dalyan-İztuzu Kumsalı,

Patara gibi deniz kaplumbağalarının üreme alanları olan özel çevre koruma bölgelerini çok sayıda

turist ziyaret etmektedir.

Milli parkların henüz kaç kişi tarafından ziyaret edildiği tam olarak bilinmemektedir. Ziyaretçi

sayılarının belirlenebildiği bazı milli parklar olmasına rağmen elde edilen bilgiler kimi zaman

gerçekleri yansıtmamaktadır. Çünkü bazı milli parklarda etkili denetim yapılamadığından, birçok

ziyaretçinin giriş fişi verilmeden içeri alındığı veya hiçbir engelleme ile karşılaşılmadan bazı milli

parklara girilebildiği tespit edilmiştir. Türkiye'de milli park işletmeciliğinin başlamadığı ve ziyaretçi

sayısının tam olarak belirlenemediği bir durumda, bu ziyaretçilerin ne kadarının ekoturist olduğunun

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

37

tespiti de mümkün olmamaktadır. Ayrıca bu sayılar bilinse de, ziyaretçilerin geliş amaçlarının

belirlenebilmesi için özel araştırmalar yapmak gerekmektedir. Milli parkları ziyaret eden turistlerin

birçoğu, milli parkın kullanıma açık günübirlik alanlarından piknik, eğlence vb. amaçlarla

yararlanmaktadır. Dolayısıyla milli parkı ziyaret eden turistlerin büyük çoğunluğu ekoturist değildir.

Temel motivasyonu kuş ve deniz kaplumbağalarını gözlemleme gibi ekoturizm aktiviteleri olan

turistlerin ziyaret ettiği Manyas Kuş Cenneti, Dalyan-İztuzu Kumsalı gibi alanlardaki ziyaretçileri

ekoturist olarak adlandırmak mümkündür.

Dünyada; Avusturya, İngiltere, Almanya, Kuzey Amerika ve Yeni Zelanda’da yapılan çiftlik

turizmi uygulamaları son zamanlarda ülkemizde de turizm arzı içinde yerini almaya başlamıştır. Son

yıllarda Türkiye’de ekoturizm-kırsal turizm-agroturizm, yayla turizmi, çiftlik turizmini içine alan hatta

zaman zaman birbirine karışan ama genel olarak kırsal alanlarda doğa içinde doğayı ve yerel kültürü

korumaya özen gösteren, yerel halkın kalkınmasına bir ölçüde katkı sağlayan uygulamaları bu

bölümde gözden geçirmekte yarar görülmektedir. Çünkü Bergama ve yakın çevresi kırsal alanları bu

tür etkinliklerin geliştirilmesi için uygun doğal güzelliklere, kültürel zenginliklere ve turizmi geliştirmek

isteyen yöre halkına sahiptir. Türkiye’de Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği tarafından

UNDP GEF Küçük Destek Programı (SGP) desteğiyle yürütülen 2004 yılında hayata geçirdiği, Tarım

Turizm Bilgi ve Tecrübe Takası (TaTuTa) projesi ile ülke genelindeki 34 noktada 72 çiftlik, çiftlik turizmi

hizmeti vermeye başlamıştır “Türkiye’de Ekolojik Çiftlik Ziyaretleri/Ta-Tu-Ta” projesine dahil olan tatil

çiftlikleri Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğunlaşmaktadır. Proje ekolojik tarım

yapan çiftçileri turizm faaliyetleriyle daha aktif hale getirerek maddi ve manevi anlamda desteklemeyi

amaçlamaktadır (Yılmaz, 2008). Temel olarak; iletişimi güçlendirme, ekolojik üretimle öncelikle kırsal

nüfus için, doğal döngülerle dost, sürekli bir yaşamsal kaynak oluşturma, kentte yaşayan insanların

ekolojik çiftliklerdeki yaşamı deneyimlemesi, ekolojik yaşamla ilgili sorumlulukları içselleştirmesi,

ekolojik yöntem, deneyim ve bilgi paylaşımı, doğa dostu üretim ve tüketim modellerinin

desteklenmesi vb. yatmaktadır (Yılmaz, 2008).

Fethiye Pastoral Vadi Organik Tarım ve Ekolojik Yaşam Çiftliği

Pastoral Vadi Çiftliği, Fethiye'nin Yanıklar Köyü sınırları içinde Kocabük mevkiinde yer

almaktadır. Fethiye'ye 18 km. Dalaman Havaalanına ise 40 km. uzaklıkta, Fethiye'yi Muğla'ya

bağlayan çevre yolundan Yanıklar Köyüne giden yoldan sonra 3 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Ekolojik

yaşam çiftliği konsepti ile 2006 yılında bölgede klasik turizm ürününe bir alternatif olarak, deniz-kum

ve güneş tatilini renklendirmek ve bu bölgede ekoturizmin de bir tatil konsepti olabileceği

düşüncesiyle faaliyetlerine başlamıştır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

38

Pastoral Vadi Organik Tarım ve Ekolojik Yaşam Çiftliği, organik tarım, ekolojik yaşam ve tatil

olgularının birlikte değerlendirildiği, ekolojik mimari yaklaşımıyla tasarlanmış taş, ahşap ve kerpiç

evlerde yılın 12 ayı konaklama olanağı sağlamaktadır.

Pastoral Vadi'nin konuklarına çiftlikte organik olarak üretilen ürünlerden yöresel geleneksel

yöntemlerle hazırlanan ve sağlıklı Akdeniz mutfağının özelliklerini taşıyan yemekler sunulmaktadır.

Çiftlikte yetiştirilmeyen ürünler ise, bölgede Pastoral Vadi'nin önderliğinde oluşturulan "Organik

Tarım Üreticileri Birliği" üyelerinin bahçe ve tarlalarından sağlanmaktadır. Sebze ve meyvelerin besin

değerlerinin korunarak ve doğal lezzetleriyle tüketilmesi, Pastoral Vadi'nin ekolojik yaşam

ilkelerinden birisi olarak değerlendirilmektedir.

Çiftliğe gelen konukların arzu etmeleri halinde tarımsal çalışmalara katılabilme, yerel kültür

ve el sanatları atölyesinde kilim dokuyabilme, topraktan çanak-çömlek yapabilme fırsatlarının

yanında ayrıca ahşap oyma, sepet örme, tarhana, erişte, reçel ve turşu yapmayı deneyebilme

imkânları bulunmaktadır. Çocuklu aileler içinde aynı şekilde çocuk atölyesinde, kendi topacını,

uçurtmasını, model uçağını, ekmeğini böreğini yapmak isteyen her yaş grubundaki çocuklar için

"üretim" isteğini harekete geçirecek ve onlara bilgisayar oyunlarının sanal dünyasını unutturacak

imkânlar sunulmaktadır.

Çiftliğin tüm çalışma alanları gelen konuklar için birer atölye olarak planlanıp hazırlanmıştır.

Misafirlerin özel ilgi alanlarına göre pek çok çalışma alanı ve etkinlik bulunmaktadır. Bu alan ve

etkinliklerin içerikleri kısaca aşağıda açıklanmıştır. Tarım atölyesi, tarımsal üretim atölyeleri, yerel

kültür atölyeleri, sanat atölyeleri; çevre etkinlikleri ve deniz etkinlikleri sunulmaktadır.

Antalya -Çiftlik Turizmi: Naturland

Türkiye’de tatil çiftliğine en güzel örneklerden birisi Antalya’da faaliyete geçen Naturland’tir.

Doğal ortamda yiyeceklerin bulundurulduğu, hayvanlarla iç içe sağlıklı yaşam olanakları sunması

bakımından bu turizm türünün yurdumuzda gelişeceği öngörülmektedir (www.naturland.com.tr)

Naturland projesi; Türk turizminin gerek büyüklük, gerek nitelik olarak en önemli

projelerinden birisidir. Çünkü Naturland, Türkiye’nin ilk ve tek ekolojik turizm yatırımıdır. Tasarım; bir

ekoloji parkı içine, bir tatil kulübü yerleştirmek ana ilkesine dayalıdır. Bu ana ilke gereği; su, orman,

toprak ve barınma ekolojilerine dayalı bir ekoloji parkı yapılmış, bu ekoloji parkı içine bir tatil

kulübünün yapıları ve fonksiyonları yerleştirilmiştir. “Naturland Vacatıon Club in Ecopark” böyle

doğmuştur. Bu ekolojik tasarım; topografik, klimatolojik özellikleri ve bilhassa yüksek biyolojik

çeşitliliğiyle çok özel bir eko sisteme sahip olan Antalya’nın Çamyuva Koyu’nda tesis edilmiş ve

işletmeye açılmıştır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

39

Naturland Vacatıon Club in Ecopark misafirlerine ve üyelerine yaklaşık 20 yıldır dört mevsim

ekolojik rekreasyon, konaklama, yeme-içme, eğlence ve ekolojik bilinçlenme hizmeti sunmaktadır.

Etkinlikler:

• Jeep Safari Turları: Turları Torosların el değmemiş büyüleyici manzarası tertemiz ve serin

havası eşliğinde özelliklerde mevsim yaz ise yoğun ağustos böcekleri sesleri arasında yol

alınır. Kimi zaman trekking yapılarak yürünen patikalar, bazen bir dere yatağından tıpkı bir

sürat motoru gibi geçer, bazen de 70 derece meyilli engebeler aşan 4×4 jeeplerle inanılmaz

anlar yaşanabilir.

• Doğa Yürüyüşleri: Alternatif tatil türlerinden biri olan ve son yıllarda zengin parkurlar

sayesinde hızla gelişen doğa yürüyüşü (trekking) fiziksel ve ruhsal bir dinginlik sağlar.

Outdoor sporları da denilen spor ve gezi etkinlikleri dinlenmek, eğlenmek, doğayı tanımak,

spor yapmak, macera yaşamak, yeni keşifler yapmak gibi birçok amacı birleştirir. Her yaşta

insan, çam ormanları, fundalıklar, büyüleyici koylar, portakal bahçeleri, dağ kekikleri,

adaçayları ve görkemli antik şehirler arasında doğa yürüyüşü yapma imkânına sahip

olabilmektedir.

• Yunus Gösterileri (Dolphinland): Zeki ve becerikli muhteşem yunusların gösterileri izlenebilir,

onlarla yüzülebilir ve fotoğraf çekilebilir.

• Dalış (Üç Adalar ve Paris Batığı )Turları: Kemer Yat Limanı’ndan bir buçuk kilometre kadar

açıkta kum bir zemin üzerinde, 25 metre derinlikte yatmakta olan Fransız yük gemisi, Paris

Batığı olarak bilinir. İkinci Dünya Savaşı sırasında batan gemi hakkında bugüne kadar detaylı

bir araştırma yapılmadığı için batış nedeni bilinmemekte sadece rivayetlere dayanmaktadır.

"Balta kafa" diye tabir edilen geminin 1896 yılında inşa edildiği tahmin edilmektedir. 3

güverte ve iki ambara sahiptir. Geminin baş altı ve ortada bulunan ambarının üstü ahşaptan

yapıldığından geçen süre içinde oldukça zarar görmüştür.

• Med Aquarium: Bir balinanın ağzından girip gövdesinin içinde ilerleyerek bir akvaryumla

buluşulur. 100.000 litre su hacimli Türkiye’nin ilk tuzlu su akvaryumudur. Hem havuzdan

yüzerek hem de etrafında dolaşarak izleyenebilen Med Aquarium, içine girildiğinde Akdeniz

su altı yaşamının tüm gizemini gözler önüne serer.

• Manej: Country Park’ın en önemli bölümlerinden birisi de Ranch bölümüdür. Bu bölümde at

severlerin oluşturduğu ve atlarını bıraktığı 15 box’lık bir misafir at oteli vardır. Naturland’e

gelen misafirler ve çocukları için ise burası bir at tanıma ve binicilik öğrenme merkezidir.

Atları tanıtan ve binicilik öğretenler veteriner eğitimli, tecrübeli hocalardır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

40

Rize - Yayla Turizmi Etkinlikleri

Rize zengin orman dokusu ve Ayder, Anzer, Çad, Elevit yaylaları dikkat çekmektedir. Rize’nin

güneyindeki Kaçkar Dağları ile yüksek dağların eteklerinde birbiriyle bağlantılı birçok güzel yayla

vardır. Bütün bu yaylalar yaz mevsiminde insanlarla dolup taşmaktadır. Olağanüstü güzellikteki bu

yaylaların hemen hepsinde ot biçme şenlikleri yapılmaktadır. Bu şenliklere katılmak mümkün olduğu

gibi yayla eteklerindeki yamaçlarda rehberlerle birlikte doğa yürüyüşü yapma imkânı da

bulunmaktadır.

• Kaçkar Dağları, hızlı akışlı akarsuların kaynağıdır. Bunların en önemlileri Fırtına Deresi,

Taşlıdere, İkizdere, Karadere ve İyidere’dir. Bu derelerde akarsu sporları (kano-rafting) için

gerekli debi rejim miktarı vardır. Bu akarsularımızda ulusal rafting gösterileri ve 2004 yılı

ulusal rafting şampiyonası gerçekleştirilmiştir. Akarsular dışında irili ufaklı birçok dere de

bulunmaktadır

• Ayder Yaylası, Çamlıhemşin İlçesi’nin 16 km. güneydoğusunda bulunan, 1250 m. yükseklikteki

Ayder Yaylası, birçok konaklama tesisiyle yaz sıcağından bunalanlara doğal bir serinlik sunar.

Yayla turizmi için gereken tüm altyapı gereksinimleri karşılanmış olan yayla, zengin flora ve

faunasının yanı sıra kaplıcası ile de bölgenin en çok tercih edilen tatil yerlerinden biridir.

• Pokut, Sal, Hazindağ Yaylaları: Çamlıhemşin İlçesi’nin güneyinde, Fırtına ve Hala Dereleri’nin

oluşturduğu vadiler arasında yer alan Pokut, Sal ve Hazindağ Yaylaları, orman üst sınırı

civarında, 1750-2000 m. yükseltilerde yer alırlar. Doğa yürüyüşü yapmak ve dinlenmek için

ideal bir ortam sergileyen yaylalar, zengin biyolojik çeşitliliklerinin yanı sıra emsalsiz bir sivil

mimari yapıya sahiptir. Yayla dizisinin ilki, Çamlıhemşin İlçesi’ne 15 km mesafede bulunan

saklı güzellikleriyle Pokut Yaylası’dır.

• Aşağı ve Yukarı Kavron Yaylaları: Ayder’e 10 km. mesafedeki Aşağı Kavron ve 14 km.

mesafede, 2300 m yükseklikte yer alan Yukarı Kavron Yaylaları ile Kavron Geçidi'nde Büyük

Kaçkar ve Kemerli Kaçkar'ın zihinlerden kolay silinmeyecek görüntülerin yakalamak

mümkündür. Kaçkarlar’ı tüm görkemiyle sergileyen bu coğrafyada gündoğumu izlemek de

kaçırılmayacak bir güzelliktir.

• Anzer (Ballıköy) Yaylası: Balıyla ünlü Anzer Yaylası’nın diğer bir adı da Ballıköy’dür. Rize il

merkezine 85 km. mesafede, ilin önemli yükseltilerinden olan Kırklardağı’nın eteklerinde yer

alan Anzer; Meles, Petran, Kabahor, Garzavan Yaylalarıyla çevrili konumuyla geleceğin önemli

turizm merkezlerinden biri olma yolundadır.

• İkizdere Çağırankaya Yaylası: İkizdere İlçesi’nin 25 km. doğusundadır. Yaylaya güzel manzaralı

bir toprak yolla ulaşılmaktadır. 3200 m. rakımlı Çağırankaya Yaylası, adını düz konumdaki

yaylanın çevresindeki dik yamaçlı kaya ve uçurumlarda sesin yankılanmasından almıştır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

41

• Elevit ve Palovit Yaylaları: Kaçkar Dağları’nın kuzeybatı yamacında, bir yanı tümüyle

ormanlarla kaplı, diğer yanı ise dağ yamacına dayalı gökyüzündeki vadi Palovit, Karadeniz’in

en güzel yükseltilerinden biridir.

• İkizdere Termal Kaplıcası, Andon İçmecesi, Şimşirli İçmecesi, Çayırlı Maden Suyu da turizmde

çeşitlilik yaratmaktadır.

• Bitki İnceleme: Rengarenk kır çiçekleri, dağ çayırları ile kaplı olan yaylaların çevresi genellikle

ladin türü çam ağaçları ile kaplıdır. Karadeniz kıyıları sahip olduğu yeşillikleri sadece bol

yağmuruna değil, nemli ve sisli havasına da borçludur. Ancak sahil şeridindeki şehirlerde

yüksek nem ve sisli hava yükseklere çıkıldıkça yerini pırıl pırıl bir güneşe, bol oksijenli temiz

havaya bırakır. Yaylalarda bitki örtüsü genel olarak köknar, ladin, sarıçam, sedir, kayın, meşe,

ıhlamur, karaağaç, gürgen, kızılağaç, yabani fındık gibi ağaç türleriyle kardelen, yabani açelya,

orman gülü, gökovan gibi binlerce çeşit kır çiçeği ile kaplıdır.

• Yaban Hayatı: Ormanlık alanda geyik, ceylan, bozayı, kurt, çakal, tilki gibi hayvanların yanı sıra

çayırlık, fundalık alanda huş tavuğu, ur kekliği, yalçın tepelerde ise çengel boynuzlu keçi gibi

türlere rastlamak mümkündür. Atmaca avcılığı ve yakalanan bu hayvanların eğitimi

sonrasında yapılan bıldırcın avcılığı yöre kültüründe önemli bir yer teşkil etmektedir.

• Dağ ve Doğa Yürüyüşü: Rize ve yakın çevresi flora ve faunasıyla çok zengin olan dağ ve

sıradağlara, dolayısıyla dağ-doğa yürüyüşüne elverişli önemli bir potansiyele sahiptir. Rize ve

Hopa arasında yer alan yıl boyunda gözlenebilen keskin buzulları masmavi gölleri, yeşilin her

tonuna sahip ormanları, coşkulu dereleri, binbir çeşit bitkileri ve hayvanları ile doğal bir park

görünümünde olan Kaçkar sıradağlarının en yüksek tepeleri Altıparmak (3480 m.), Kavran

(3932 m.) ve Verçenik’tir (3710 m.). Bu tepeler, dağcılık sporları (özellikle tırmanış) için çok

elverişlidir. Güney rotasından çıkışı kolay olan Kaçkarlar’ı her yıl yüzlerce dağcı ziyaret

etmektedir. Tırmanış esnasında, eğer sis yoksa Doğu Karadeniz Dağları’nın muhteşem

görüntüsü izlenebilmektedir. Kuzey rotasını ise daha çok deneyimli dağcılar tercih ederler.

Kuzeyden zirve yapmanın bir avantajı geri dönüşte Ayder Yaylası’nda kaplıcalara uğrayabilme

olanağıdır.

• Motosiklet ve Bisiklet Turları : Potansiyel bir turizm alanı olan Kaçkar Dağları, dağ bisikleti

faaliyeti ve motosiklet gezileri için de imkanlar sunar. Bireysel organizasyonlarla, yaylaların

güzellikleri, motosiklet keyfiyle birleştirilebilir. Her yıl dünyanın farklı bölgelerinden gelen

bisiklet ve motosiklet severler yayla yollarını kullanarak kendi rotalarını çizerler. Haziran-Eylül

ayları arasını kapsayan geniş bir sezonda, her mevsimin farklı güzellikleri görülebilir. Türkiye

Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu'nun "Kaçkarlarda Dağ Alanları Yönetimi (DAY)" adlı

çalışması çerçevesinde bisiklet geçiş rotalarına yönelik çalışmalar da yürütülmektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

42

• Sportif Olta Balıkçılığı: Rize’nin hemen her deresinde ve gölünde sportif olta balıkçılığı

yapmak mümkündür. Yaylardaki akarsularda ve özellikle de bu yaylalar arasına yayılmış

krater göllerinde tatlı su balığı bulunur.

• Atlı Doğa Yürüyüşleri : Rize yaylaları arasında atlı doğa yürüyüşü yapılmaktadır. Yemyeşil

doğası, temiz havası ve eşsiz manzarasıyla görenlere büyük bir seyir zevki veren yaylalar, atlı

doğa yürüyüşü için önemli bir potansiyel oluşturmaktadır (http://www.rizekultur.gov.tr).

Batı Karadeniz-Safranbolu Zümrüt Köyü Ekoturizm Projesi

Zümrüt Köyü Ekoturizm Projesi, Zümrüt Köyü’nde ekoturizmin altyapısının oluşturulması ve

alternatif gelir kaynaklarının oluşturulmasını amaçlar. Proje 2004 yılı yaz döneminde başlamış ve 2006

yılı sonunda tamamlanmıştır. Proje ile şu faaliyetler gerçekleştirilmiştir:

• Ekoturizm faaliyetleri çerçevesinde, ormancılık üretimi dışında rekreasyon faaliyetlerinden

ekonomik gelir oluşturulmuştur.

• Köyde yaşayan kadınlara eğitimler verilmiş, köyde yetişen ürünlerin hijyenik bir şekilde

hazırlanması ve değerlendirilerek ziyaretçilere sunulması konusunda köy kadınları

bilinçlendirilmiştir. Köy için ürün logosu geliştirilerek ürünlerin paketlenmesine köy

kadınlarına iş ve gelir imkânı sağlanmaya çalışılmıştır.

• Köyde kullanılmayan bir ilkokul restore edilerek ziyaretçi merkezine dönüştürülmüş.

• İki geleneksel ev pansiyona dönüştürülerek konaklama olanağı yaratılmıştır.

• Köyde yerel doğa kılavuzluğu sistemi geliştirilmiştir. Bu amaçla, yaklaşık 10 kişi eğitimden

geçirilerek köye gelen ziyaretçilerin yöreyi güven içinde gezmeleri sağlanmıştır.

• Doğa yürüyüşleri yapmak, ata binmek ve bisikletle dolaşmak gibi faklı aktivitelere altyapı

oluşturulmuştur.

• Ziyaretçilere farklı rekreasyon aktiviteleri sunmak amacıyla, 10 adet at atlı gezintiler için

hazırlanmıştır.

• Küre Dağları Milli Parkı’nın karstik yapısının bir sonucu olan kanyon ve mağaralar

ziyaretçilerin ilgi odağıdır. Bu alanlara yapılan ziyaretler önemli bir rekreasyon aktivitesi

olarak değerlendirilmektedir.

1.7. İZMİR’DE EKOTURİZM VE UYGULAMALARI

İzmir’in doğal bir limana sahip olması, ılıman iklimi, verimli ovaları ve yer şekillerinin kentin

çevresiyle kolayca bağlantı kurmasına olanak vermesi, İzmir'i çok eski tarihlerden beri önemli bir

yerleşim merkezi yapmış, farklı uluslardan ve kültürlerden gelen insanlar mekansal, sosyal ve kültürel

yapıya damgasını vurmuşlardır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

43

İzmir doğal-kültürel ve tarihi miras ve beraberinde getirdiği geleneksel yaşam biçimlerinin

bölgeden bölgeye farklılık gösterdiği ülkemizde “yeni turist tipinin” aradığı ve yaşamayı istediği

deneyimler sunabilecek potansiyel vardır. İzmir arz olanakları açısından yeterli, zengin ve çeşitlilik

sunan kent turizmi potansiyeline sahiptir. Kentimiz; doğal, tarihi, kültürel ve sanatsal yönden sahip

olduğu zenginlikleri, ulusal kongre ve fuar etkinlikleri için elverişli konum ve olanakları, geleneksel

eğlence, festival ve gastronomi yönünden zenginlikleri, sağlık ve spor turizmi dallarında potansiyeli

olan ve turist güvenliğinin sağlandığı bir ildir.

İzmir ilinde turizm, birbirinden çok farklı çekiciliklere sahip kıyılar ve iç kısımlar olmak üzere

geniş alanlarda gelişme göstermiştir. İzmir kent merkezi ve yakın çevresinin tarih ve kültür varlıkları,

turizm için çok önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Çünkü bu kaynak hem binlerce yıl öncesine

inmekte hem de kültür çeşitliliği açısından bir zenginlik oluşturmaktadır.

İzmir’de turizmin coğrafi dağılışına bakıldığında; şüphesiz kıyıların daha yoğun kullanıldığı ve

ilin en önemli turistik merkezlerinin buralarda bulunduğu görülür. Sözgelimi Dikili, Çandarlı, Foça,

Urla, Çeşmealtı, Mordoğan, Karaburun, Ildırı, Çeşme, Alaçatı, Seferihisar, Özdere, Gümüldür hepsi

kıyılarda konumlanmıştır.

Bunun yanısıra İzmir, Ege kıyılarında deniz seviyesinden Bozdağ’ların 2159 m’lik zirvesine

kadar çeşitli yükseltilerde son derece çekici kırsal ve kültürel coğrafi görünümlere sahiptir. İzmir;

kıyıları ve denizi, dağları, yaylaları, termal suları, kızılçam ve makilerden oluşan ormanları, Ege’ye özgü

tarımsal ürünleri ve yumuşak iklimi ile doğaya uyumlu turizm türlerini ve rekreasyonel aktiviteleri

uygulamak için eşsiz ortamlar sunar. Bugüne kadar Ege Denizi kenarındaki turistik ilçeleri ile Efes,

Meryem Ana Evi ve Bergama gibi tarihsel-kültürel değerleriyle tanınan ancak, kıyı gerisindeki yerel

kültürel zenginlikleri arka planda kalan İzmir, sahip olduğu zengin turistik potansiyelin henüz bir

bölümünü kullanmakta, çok değişik mekânlar değerlendirilme fırsatını beklemektedir.

İzmir ilinde ekoturizm, Türkiye geneli ile benzer özellikler taşımaktadır. Bilinçli ekoturizm

uygulamaları yapıldığı gibi, bazı rekreasyonel ve kırsal turizm ya da agroturizm amaçlı etkinlikler de

ekoturizm kapsamına girmektedir. Gerçek olan ekoturizmin daha çok günübirlik yapıldığı, dolayısıyla

turizmden çok rekreasyonel yönünün baskın olduğudur.

İzmir'de ekoturizm etkinlikleri, dağlar ve yaylalara çeşitli amaçlarla yapılan ziyaretler, piknik,

kırsal ortamlardaki doğa yürüyüşleri, alışveriş, yeme-içme ile sınırlıdır. Kırsal doğal çevrelerde, yol

boylarında ve köylerde giderek çoğalan hizmet üniteleri, özellikle İzmir kent insanını çekmektedir.

Ekoturizme pasif katılımcılar (yemek, alışveriş) olduğu gibi, keşfetme ve spor amaçlı aktif katılımcılar

da vardır ki bu sonuncular daha çok organize gruplar halinde katılmaktadırlar. Günübirlik açık hava

dinlenme ve eğlence istekleri orman içi dinlenme yerlerinde piknik şeklinde karşılanmaktadır. Kuş

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

44

gözlemleme, bitki inceleme, doğal yaşamı izleme gibi ekoturizm etkinlikleri için sınırlı da olsa İzmir'de

bazı noktalar bulunmaktadır. İzmir ilinde ekoturizm kapsamında öne çıkan başlıca yerler şunlardır:

• Bozdağlar, Gölcük Gölü, yaylalar, ormanlar, köyler (Ödemiş, Bayındır, Kiraz).

• Nif Dağı, ormanlar, vadiler, Alaş Kımız Çiftliği, Nazarköy (Kemalpaşa).

• Kozak Yaylası, fıstıkçamı ormanları ve köyler (Bergama, Dikili).

• Küçük Menderes Deltası Sulak Alanı, Çatal ve Gebekirse Gölleri, Belevi Gölü (Selçuk).

• Güzelhisar çayı ve Aliağa Kuş Cenneti (Aliağa).

• Karaburun Yarımadası, yerel ürünleri (enginar, hurma zeytini, nergis çiçeği vd.), köyler ve

korunmuş kırsal doku.

• Güme Dağı, Cambazlı Köyü, Kaplan Köyü, Toptepe, yerel yemekler (Tire).

• İzmir kent merkezi ve yakın çevresindeki alanlar: Kültürpark, İnciraltı Gençlik Merkezi,

Balçova Teleferik, Buca-Gölet, Yedigölller ve. Kaynaklar, Doğal Yaşam Parkı, İzmir Kuş Cenneti

(Türkiye'nin önemli kuş alanlarından biridir, İzmir körfezi kuzey kıyılarında ve Gediz Deltası

kenarında, Menemen - Çiğli ilçelerinde yer almaktadır, tuzcul ve tatlı su bataklıklarından

oluşan geniş bir kıyısal sulak alandır, çok sayıda kuş türünün barınma yeridir.), Yamanlar-

Karagöl (İzmir kent merkezinden yaklaşık 40 km. uzaklıkta, denizden 800 m. yükseklikteki

Karagöl, kızılçam ve karaçam ormanları arasındadır, çevresinde günübirlik piknik ve çadırlı

kamping alanları düzenlenmiştir).

• İzmir ilinde çeşitli yerlerde dağılış gösteren orman içi dinlenme yerleri: Tanay, Uzunkuyu

(Çeşme), Gümüldür, Kalemlik, Klaros, Kargıcak (Menderes), Teos, Ekmeksiz (Seferihisar),

Karagöl (Karşıyaka), Pamucak (Selçuk), Çiçekli (Bornova), Çınarlı (Bergama), Güvendik (Urla),

Gölcük, Mermeroluk (Ödemiş), Karabet (Kemalpaşa), Yahşelli Çamlığı (Menemen) (T.C.

Narlıdere Kaymakamlığı, 2011).

İzmir’de Ekoturizm Örnekleri

İzmir ilinde ekoturizm ile ilgili en güncel ve detaylı araştırma Ege Turizm Derneği tarafından

yayına hazırlanan İzmir Ekoturizm Güzergahları adlı kitaptır (Timur vd., 2009). Kitapta, İzmir ilçelerinin

her birinde kırsal yolları izleyen, ovalardan dağlara tırmanan, vadi boyunca uzanan, köyleri birbirine b

ağlayan, orman-tarım alanları kenarından geçen yürüyüş yollarından toplam 160 adet parkur

belirlenmiş olup İzmir'de turizmin kıyılardan uzakta birçok yerde ekoturizm uygulamalarıyla

yapılabileceği ortaya koyulmaktadır (T.C. Narlıdere Kaymakamlığı, 2011).

Karaburun

İzmir’in kuzeybatı kıyılarında yer alan Karaburun Yarımadası’nda ekoturizm ile ilgili birçok

çalışma yapılmaktadır. Karaburun, kıyıları, faunası, florası ve köyleri ile kıyı turizminin yanı sıra

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

45

ekoturizm ve kırsal turizme olanak tanır. Florasını tipik bir Akdeniz Bitki örtüsü oluşturur ama kendine

özgü bazı farkları da saklı tutar. Örneğin; zeytinde "Hurma"yı, çiçekte "Nergiz"i, sebzede "Enginar"ı,

kendine has özellikleriyle sadece bu yarımadada bulmak mümkündür. Yüzlerce şifalı otu, onlarca çeşit

Kekik ve Adaçayını, doğanın eşsiz hediyesi yüzlerce kır çiçeğini, Karaburun Yarımadası bünyesinde

barındırmaktadır. Şifalı otlar açısından oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Yarımada'da yetiştiği bilinen

ve bugün fitoterapik değeri olan yaklaşık 47 tür şifalı ot vardır. Sütleğen, yarpız, gelincik otu, kantaron

otu, kapari, kekik, kenger, sığırotu, ada soğanı, adaçayı bu tür bitkilere örneklerdir.

Doğa yürüyüşü turları: Karaburun Yarımadasının muhteşem doğası ile içiçe, değişik

parkurlarda, her yaş grubundan insanın rahatlıkla katılabileceği trekking turları ile hem spor yapma

imkanı, hem de Karaburun’un flora, fauna ve en önemlisi insanları yakından tanıma şansı

bulunmaktadır. Halen uygulamakta olduğumuz bir haftalık yürüyüş programı “Homerus’un Ayak

İzinde” ve 14 günlük yürüyüş ve kültür programı “İonyalıların Peşinde” isimli programlar, otantik ve

programların amacına son derece uyan ortamlarda konaklayarak sürdürülecektir. Stylarius

projesinde, aktiviteler içinde sportif aktiviteler çok önemli yer tutmaktadır. Sadece Trekking ile sınırlı

kalmayan bu konuda, kanyon, kaya tırmanışları, dağ bisikleti, su sporları, su altı dalışları, balık avcılığı

gibi aktiviteler yer almaktadır.

Kültür turları: Yürüyüş programlarına ek olarak, hem Karaburun Yarımadası ve hem de

Yarımada ile ilintili yakın çevre içinde (örneğin eski İonya) yapılacak kültürel gezilerle, tanımaya

çalışılan kültürün ana kaynağından başlayarak günümüze kadar gelişimi, değişimi ya da korunanları

yerinde gözlemek şansı veren kültür programları, Yarımada’nın zengin kültürel ögelerini yerinde

görmek ve tanımak yanında, bugün artık yaşamayan veya kaybolmaya yüz tutan bazı değerleri

tanıma-kaydetme olanağı da doğmaktadır. Örneğin artık pek sık rastlanmayan bazı el sanatları

(sepetçilik, çömlekçilik, vb.) atölye çalışmaları ile konuklara tanıtılacak ve hatta bizzat uygulama

yapılarak yaşamlara yeni bir renk katma olanağı doğacaktır. Kültür programları içinde bazı çok önemli

ve özel aktiviteleri ayrı bir bölümde irdelemek belki daha doğru olur.

Foto Safariler: Araba, yürüyerek, dağ bisikleti veya at sırtında, belli bir kültürel tema

çerçevesinde yarımada ve çevresine yapılacak ve yöre kültürünü yerinde tanıma ve yaşama şansı

verecek gezilerin yer aldığı bir aktivitedir. Foto safari düzenlenmesi ve böylece belli bir tema üzerinde

gerek katılımcıların yaratıcılıkları ve gerekse doğanın cömert kaynaklarını ölümsüz kılmak

amaçlanmaktadır.

Zeytin Festivali: En parlak aktivitelerinden birisi olarak görülen bu etkinlikler, zeytinin

ağaçlardan toplanmasından, proje kapsamında yer alan geleneksel zeytin değirmenine (yağhane)

getirilip yağın elde edilmesine, elde edilen yağdan değişik yemekler yapılmasından, sabun imaline

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

46

kadar uzanan, şiir, söyleşi ve müzikle süslenmiş (elbette zeytin üstüne) bir dizi aktivitelerle, Karaburun

Yarımadası için asırlardır en önemli unsurlardan birisi olan zeytini bir festival havası içinde “yaşamak”

şeklinde tanımlanmaktadır. Artık her şeyin makinelerle yapıldığı çağımızda, İyonyalılardan beri

uygulanan ve yarımadada çok kısa bir süre önce terk edilen, at ve insan gücüne dayanan geleneksel

yöntemin yaşatılması amaçlanmaktadır.

Atölye çalışmaları kapsamında, resim, seramik, el becerileri gibi uğraşılar dışında, kültürün

değişmez ve vazgeçilmez unsurlarından olan bazı el sanatlarının yaşatılması söz konusudur.

Karaburun’a özgü sepetçilik, dokumacılık, çömlekçilik gibi, bugün neredeyse kaybolan değerlerin bu

sayede yaşam bulması ve ileri nesillere aktarılması mümkün olacaktır.

Agroturizm-tarım turizmi: Ekolojik ürünlerle beslenme ya da ekolojik değerlere sahip çıkma

yanında, konukların ya da aktiviteye katılanların bizzat bu ürünlerin üretim, hasat veya

ambalajlanmasında aktif rol almaları burada esas olacaktır. Yaklaşık 5000 m²’lik tarım alanı içinde,

yarımadanın tüm endemik bitkileri, şifalı otları ve ürünlerini örnekleyerek oluşturacağı ortamda, ilgi

duyan konukların bu tarz çalışmalara katılımına olanak sağlayacaktır.

Kemalpaşa

Kemalpaşa, İzmir'e yakınlığı ile çok kolay ulaşılabilen, dağları ve ormanları ile yemyeşil

ortamlarda ekoturizme kucak açan, köylerde geliştirilecek pansiyonculuk ile kırsal turizmde gelecek

vaat eden, İzmir kıyılarına alternatif, ona en güçlü rakip yörelerden biridir.

Manisa il sınırları içindeki Spil Dağı'nın devamı niteliğindeki Nif Dağı, 1446 m.'lik zirvesiyle,

çam ormanları ve orman köyleriyle Kemalpaşa Ovası'nı güneyden ve batıdan sınırlandırmaktadır.

Nif Dağı'nı Karabel Geçidi üzerinden aşan Kemalpaşa-Torbalı karayolu, dağ yürüyüşleri için iyi

bir başlangıç noktasıdır. Yol kenarındaki Karabel Orman İçi Dinlenme Yeri'nde mola verip, piknik

yapabilir, bu çevreden aşağıda uçsuz bucaksız görülen ovaları, sıra sıra köyleri, çam, zeytin ve kiraz

ağaçları ve üzüm bağlarının eşsiz uyumu ekoturizm ve kırsal turizm için potansiyeldir.

Kemalpaşa'da bir başka gezi güzergahı olan eski Kemalpaşa-Turgutlu yolu; üzüm bağları,

şeftali ve kiraz ağaçları arasından uzanan bu yol kenarında en iyi noktalarından biri Yiğitler köyüdür.

Yiğitler Orman İçi Dinlenme Yeri, deresiyle ve ulu çınarlarıyla, Yukarı Kızılca, Ovacık, Yenikurudere gibi

köyler, orman eteklerinde, yürüyüş ve piknik için sayısız olanaklar yaratmakta, bu konuda en fazla

tercih edilen yerlerden biri de Mahmut Dağı olmaktadır.

Kemalpaşa ilçe merkezinden 25 km. kuzeydeki Spil Dağı Milli Parkı'na (Manisa), İzmir-Ankara

karayolu üzerindeki Sütçüler köyünden ayrılan bir yolla, Beşpınar köyünden geçilerek de varılabilir.

Beşpınar, Kemalpaşa'nın en yüksekte (yaklaşık 1000 m.) yer alan köyüdür. Çam ormanları ve kiraz

ağaçlarıyla çevrili köyün milli parka uzaklığı yalnızca 4 km.’dir. Kemalpaşa'nın diğer köyleri gibi buraya

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

47

da İzmirliler tarafından kırsal ikinci konutlar yapılmaya başlanmıştır. Milli park, ilginç karstik

oluşumları, 20 den fazla endemik bitki türü ve mitolojik yönüyle (dağ adını bereket tanrıçası

Kybele'den almıştır) İzmirlilerin yakından tanıdığı bir rekreasyon alanıdır. At alanı mevkiinde 25

bungalov, konaklama olanağı vermektedir.

Alaş Kımız Çiftliği: İzmir'e 29 km. uzaklıktaki Alaş Kımız Üretme Çiftliği'nde geleneksel Orta

Asya Türk Mutfağı ve içkisiyle (Kımız) gelenlere hizmet verilmektedir. Türk Çadırı özelliğini taşıyan

(Otağ) bir merkezde konuklara Türk Müziği eşliğinde servis yapılmaktadır. Ayrıca sessiz vadide at

binip, çevreyi gezebilirsiniz. Çiftlik, İzmir'e yakınlığı nedeniyle turistlerin günübirlik uğrayıp farklı bir

gün geçirdikleri yer arasındadır.

Tire

Tire, İlkçağdan Türk dönemine değin Teira adıyla anılan Tire ilçesi, Hitit, Frigya, Lidya, Pers,

Helen, Roma ve Bizans dönemlerine ait zengin bir kültür mirasına sahiptir. İlçede 15. yy’dan 18. yy’a

kadar kullanılan darphanede mangır (bakır) ve akçe (gümüş) adı verilen paralar kesilmiştir. Özellikle,

nakışlı mangırları, Osmanlı Dönemi bakır paraları arasında bir “değer” olarak kabul edilmektedir.

Toptepe: Tire ilçesini ve çevresini ayaklar altında seyredebileceğimiz Toptepe mevkiinde bir

restoran yer almaktadır. Cambazlı Köyü; Tire'ye 5 km. uzaklıktaki Cambazlı köyü, son derece güzel bir

doğal ortamda bulunmaktadır. Köy içerisinde çevreye hakim bir tepede yer alan restoran, günübirlik

ziyaretçilere hizmet vermektedir. Kaplanköy; Tire'ye 6 km uzaklıktaki Kaplanköy, türbeleri, eşsiz

doğası, suları, piknik alanı, kestane, çınar ve defne ağaçları ile ayrı bir çekicilik taşır. Piknik alanında ve

köy içerisinde bulunan iki restoranda yöresel et ve ot yemeklerini tadabilirsiniz.

Ödemiş

Ödemiş, kış sporları turizmi, yayla turizmi, ekoturizm, kırsal turizm, yeşil turizm, gibi doğrudan

doğaya dayalı turizm türleri için bir cennet sayılabilir. Bozdağlar yerel tarımsal ürünleriyle de ünlüdür.

Sözgelimi ünlü yayla patatesi, elma, ceviz, vişne ve kestane bunlar arasındadır. Zengin bitki türleri

içinde kızılçam, karaçam, ıhlamur, kestane, çınar, zakkum, kavak, hayıt, söğüt, ılgın gibi ağaçların yanı

sıra, kantaron, kekik, adaçayı, gibi şifalı otlar bakımından Bozdağlar, eşsiz güzellikleri barındırmakta

turizmi desteklemektedir. İlçe sınırları içerisinde yer alan Birgi Kentsel sit alanının mimari yapısı iç ve

dış turizmin gelişmesine uygun kültürel potansiyele sahiptir. Ayrıca kış ve yayla turizminin

yapılabildiği Bozdağ beldesi de halen iç turizm açısından önem arz etmektedir. Buradaki kayak

merkezinde 4 ay boyunca kış sporlarını yapmak mümkündür. Gölcük Yaylasında yer alan Gölcük Gölü,

rekreasyonel zenginliği arttıran doğal güzelliklerden birisidir. Bu çevredeki yayla evleri, bu doğal

güzellikleri daha da zenginleştirmektedir.

Doğa Anıtları: Gölcük Anadolu Kestanesi Doğa Anıtı.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

48

Ödemiş ilçesi, Gölcük yaylasında yer alan, 600 yaşında, 20 m. boyunda, 3 m. çapında ve 10 m.

çevre genişliğine sahip olan Anadolu Kestanesi (Castanea Sativa), anıt ağaç özelliği gösterdiği için

27.09.1994 tarihinde tescil edilmiş ve 2500 metrekarelik bir alanda korumaya alınmıştır. Anıt Ağaç,

Gölcük Orman İçi Dinlenme Yeri’nin güneydoğusunda yer almaktadır. İzmir-Ovacık Köyü Anadolu

Kestanesi Ödemiş ilçesinde yer alan, 500 yaşında, 18 m. boyunda, 2.78 m. çapında ve 8.73 çevre

genişliğine sahip kestane ağacı özelliği gösterdiği için 21.02.1995 tarihinde tescil edilmiştir.

İlçenin geleneksel dokusunu yansıtan binaları ve sokakları da vardır. Mum Dağı eteklerinde

kurulmuş Bademli kasabası dar taşlı sokakları, süslü, cumbalı evleri, kiraz ve kestane ağaçları ile dikkat

çekecek güzelliklere sahiptir.

Yayla turizmi: Bozdağ ve Gölcük yaylalarının bulunduğu Bozdağlar kütlesi, Ege bölgesinin Ege

bölümünde yer alan ve ortalama yükseltisi 1000-1200 m olan bir platodur. Bozdağ Yaylası, Bozdağlar

platosunun orta kesiminde, su bölümü çizgisini kuzeyinde kalmaktadır. Tabanında Kömürcü

Deresi’nin aktığı, genişliği yaklaşık 600-800 m. uzunluğu 4-5 km’ye varan bu oluk şekilli alüvyal vadi,

ortalama 1100 m. yükseltidedir (Soykan, 1994).

Bozdağlarda çok sayıdaki yayla arasından en tanınmış olanları, birbirine yakın konumdaki

Bozdağ, Elmabağı ve Gölcük yaylaları olup, bunlar oluk şekilli birer alüvyal vadi tabanıdır ve

buralardaki köyler, tarım alanları ve doğal bitki örtüsü birbiriyle bütünleşerek peyzajı son derece

güzel ve unutulmaz kılmaktadır. Gölcük yaylasındaki Gölcük gölü, rekreasyonel zenginliği arttıran en

önemli kaynaklardan biridir. Göl kenarındaki lokantalar, oteller, pansiyonlar, yayla evleri, yaz-kış

çevreyi canlı kılmaktadır. Mermeroluk, Çınarlık ve Kırkçeşme gibi piknik alanları, göl dışında

rekreasyon amaçlı günübirlik kullanılacak diğer alanlardan bazılarıdır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

49

Bölüm II BERGAMA ve TURİZM

Dünyada kıyı turizmi, tarihsel-kültürel önemi olan yerleri ziyaretle başlayan turizm

hareketleri, günümüzde oldukça çeşitlenmiştir. Gelişen ve değişen dünya koşulları, artan iletişim ve

ulaşım olanakları, insanların ilgi ve meraklarını artırmış, yeni turizm türlerinin doğmasına ve

çoğalmasına zemin hazırlamıştır. Kıyı ve kültür turizmine ek olarak birçok turizm türü ortaya çıkmıştır:

Gençlik turizmi, üçüncü yaş turizmi, kırsal turizm, kongre turizmi, ekoturizm, termal turizm, inanç

turizmi, sosyal turizm, yayla turizmi, kış sporları turizmi yat turizmi son yıllarda önem kazanan turizm

türlerinden bazılarıdır.

Bergama Helenistik döneme uzanan tarihsel geçmişi ve arkeolojik değerlerinin yanı sıra

bulunduğu coğrafyadan kaynaklanan doğal güzelliklere sahiptir. Madra ve Yunt Dağı ile çevrili verimli

tarım topraklarının bulunduğu Bakırçay Havzası içinde yer alan Bergama’nın deniz-güneş-kum turizmi

ile ön plana çıkmış Ayvalık ve Dikili gibi turizm merkezlerine yakınlığını farklı turizm türlerinin

entegrasyonu açısından bir avantaj olarak değerlendirmek ve çalışmayı bunun üzerine kurgulamak

mümkündür. İlçenin, coğrafi konum açısından, birinci derece karayollarına, deniz ve demiryollarına

yakınlığı diğer yerleşmelere olan erişilebilirliğini artırmakta, turizm için gerekli ulaşım altyapısını

sağlamaktadır. Yabancı ziyaretçilerin ülkemize giriş yaptığı en önemli kapılardan biri olan İzmir Adnan

Menderes Havalimanı ve Dikili Limanına yakın olması, bunun yanısıra Ayvalık ve Dikili’nin yerli

ziyaretçilerin Ege kıyılarındaki önemli uğrak ve konaklama merkezlerinden olması bölgeye ziyaretçi

çekmekte kolaylaştırıcı rol oynamaktadır.

Bilindiği gibi turistik çekicilikler doğal çekicilikler, kültürel çekicilikler ve hizmet çekicilikleri

şeklinde sınıflandırılmaktadır. Turistik çekiciliklerde nasıl bir sınıflandırma yapılırsa yapılsın doğal ve

kültürel çevre unsurları mutlaka dikkate alınmakta ve incelenmektedir. İklim, manzara güzellikleri,

spor olanakları (dağcılık, kayak, tenis, su sporları), plajlar, şifalı sular, antik şehirler, dini yerler,

kültürel etkinlikler (festival, panayır, fuar, özel gün kutlamaları vb.), ekonomik yapılar (limanlar,

barajlar, ilginç işyerleri), ulaşım merkezleri ve çeşitli eğlence olanakları çekiciliklerin

sınıflandırılmasında göz önüne alınmaktadır. Bu bölümde Bergama’nın turistik çekicilikleri

sınıflandırılarak gelişme potansiyeline sahip turizm türleri üzerinde durulacak ekoturizme dikkat

çekilecektir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

50

2.1. BERGAMA’NIN COĞRAFİ ÇEVRE ÖZELLİKLERİ VE TURİZM

Bir yerin sahip olduğu hidrografya, bitki örtüsü, iklim, topografya gibi doğal çevre özellikleri

bu bölgenin doğal çekiciliklerini oluşturmaktadır. Bergama’daki doğal çekicilikler çeşitlilik gösterdiği

için, buradaki turizm etkinlikleri üzerinde önemli bir etken olarak görülmektedir. Özellikle dağlık

alanlar kış sporları, dağcılık, trekking, teleferik, doğal parklar, seyir terasları, kayak merkezleri, çim

kayağı alanları, doğa fotoğrafçılığı, gibi etkinliklerin ve yeni eğlence alanlarının gelişmesi için avantaj

oluşturmaktadır.

Bergama coğrafi konum ve ulaşım özellikleri açısından avantajlı bir konumdadır (Şekil 2).

İzmir’in kuzeyinde yer alan Bergama ilçesi, doğal sınır olarak Bergama ilçesinin kuzeyinde 1338 m.

yükseltiye sahip Madra Dağları, kuzeybatıda l05l m. yükselti ile Geyikli Dağı ve çeşitli ören yerlerinin

yanı sıra, doğal özellikleri ile de dikkat çeken Kozak Yaylası, güneybatıda Yaylacık Dağı (1144 m.) ile

çevrilir. Kentin batı sınırı Kalarga tepesi ile sınırlanırken, doğuda ise Yunt ve Soma Dağları yer

almaktadır.

Bergama, Edremit Ovası ile Bakırçay Vadisi arasındaki granitik Madra-Kozak kütlesini,

çevresini, neojen gölcükleri, lav ve tüflerle kuşatılmış olan ve Kuzey Ege Alt Bölgesini oluşturan geniş

bir coğrafi birim üzerinde yer almaktadır (Emekli, 2001).

Şekil-2: Bergama İlçesinin Coğrafi Konumu (Kaynak: Sönmez, 2008)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

51

Turizmin çekiciliklerinde topografik özelliklerin önemi vurgulandığında; Bergama’nın ve yakın

çevresinin sahip olduğu özel yapıların ön plana çıktığı görülmektedir. Çünkü yöredeki değişik ve

kendine has yapı burada çok farklı turizm faaliyetlerinin yapılabilmesine olanak sağlamaktadır.

Bergama ve yakın çevresinde özellikle Kozak ve Madra kütlesi ön plana çıkmaktadır. Dağcılık için

uygun koşullara sahip olan Madra Dağında ve Kozak Yaylası’nda trekking için uygun parkurlar

bulunmaktadır (İzmir Ticaret Odası, 2007). Bunların yanı sıra ulaşım, doğal güzellikler, yerleşmelerin

varlığı gibi etmenler de buradaki potansiyelin temelini oluşturmaktadır.

Bergama’nın ilk kuruluş yeri olarak bilinen ve günümüzde bunun izlerini hala taşıyan Akropol

tepesi de (330 m) turizm açısından önemli bir yapı olarak belirtilmelidir. Kente hakim bir görüş

alanının olması, Bakırçay’ın izlenebilmesi, doğal güzellikler kadar sosyal ve kültürel özelliklerinde

izlenebilmesi bu alanı daha da özel kılmaktadır.

Böylelikle Bergama ve yakın çevresinin jeomorfolojik yapısı bu bölgenin değerine değer

katmakta ve geleceğe korunarak aktarılması gereken bir alan olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Bölgede jeomorfolojik özelliklerin yanı sıra buradaki bazı jeolojik unsurlar da turizm üzerinde etkili

olmaktadır. Bir ülkenin sahip olduğu eski ve yeni maden alanları sadece orada çıkarılan maden ve

minerallerin ekonomik değeri ile kullanılmaz, ayrıca bu alanlardan jeolojik, arkeolojik, tarihsel,

kültürel ve doğal güzellikler gibi özelliklerle farklı açılardan turizmde kullanılabilecek ekonomik

değere dönüştürülebilir (http://www.miningweekly.co.za). Maden alanları turizm etkinlikleri için yeni

çekim alanları oluşturabilmektedir. Özellikle son yıllarda turizm sektöründeki yeni eğilimler

doğrultusunda birçok ülkede jeoparklar oluşturulmakta, eski maden yataklarına çeşitli turlar

düzenlenmekte, turistler tesislerin işleyişini izlemektedirler. Madenlerin turizm üzerinde bu gibi

olumlu etkileri olabildiği gibi, tam tersi etkileri de mevcuttur. Araştırma sahamızda yer alan Ovacık

altın madeninde de benzer bir etki söz konusudur. Bergama’da üretim yapacak olan altın madenin

tercih edilmesiyle elde edilecek avantajların turizm, tarım, hayvancılık vb. gibi alternatiflerin

getireceği uzun süreli ekonomik ve sosyal avantajlardan daha fazla olduğu tartışma yaratmaktadır

(Emekli, 2001).

Bergama ve çevresinin morfolojik özellikleri, turizm açısından değerlendirildiğinde Madra ve

Kozak kütlesi 1338 m. yükseltisi ile çevrede heybetli bir görünüm sunar ve doğal çekiciliklerin temelini

oluşturur. Bu dağın ulaşılabilirliğinin kolay olması, özellikle Kozak çevresinde yaylacılık faaliyetlerinin

gelişmesi, kırsal yerleşmelerin varlığı ve bu yerleşmelere oldukça düzgün asfalt yollarla ulaşılabilmesi

bu yörenin doğal çekiciliğini tamamlamaktadır.

Bitki örtüsü ve orman varlığı bakımından da zengin olan bu dağlık alandan başka Bergama'nın

güneyinde uzanan Yunt Dağı da benzer özelliklere sahiptir. Bu dağlık birimler heybetli görünümüyle

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

52

panoramik görsel zenginlik sunmaktadır. Kozak'ın bir köyü olan Aşağıbey köyünde, fıstık çamları ile

kaplı Gölgeli Kıpır Tepesinden çevreye bakıldığında baştan başa fıstık çamları ile kaplı yemyeşil bir

vadi ayaklar altına serilir. Görüntü, çamlardan oluşmuş yeşil bir deniz imajı yaratır. Bu eşsiz manzara

güzelliğinin yanı sıra çam kokulu, bol oksijenli temiz hava ve kaynak suları doğal çekiciliğin diğer

unsurlarıdır. Daha sonra sözü edileceği gibi bu ortam piknik, yürüyüş, koşu, bisiklet gezileri ve kamp

kurmak için oldukça elverişlidir. Ayrıca, avcılık faaliyetleri için Madra-Kozak kütlesi bir potansiyele

sahiptir ve yöre halkı amatörce avcılık yapmaktadır.

Bergama çevresindeki bu doğal zenginlikler, yalnızca yöre halkı tarafından bilinmekte ve

turistik açıdan değerlendirilmemektedir. Hafta sonları ve tatillerde çevre halkı bu yerlere pikniğe

gelmektedir.

Bergama kent içinden virajlı bir yolla, ancak kolay ulaşılabilen 4 km. uzaklıktaki Akropol tepesi

(330 m.) Bergama kentinin ilk kuruluş yeri olarak bilinmektedir. Bu tepe üzerinden de panoramik

olarak Bergama kentinin yayılış alanı, peyzajın görsel güzellikleri rahatlıkla izlenmekte, kentin tarihsel,

kültürel değerleri olan Asklepion, Kızılavlu ve camiler de seçilmektedir. Akropol tepesine varmadan

200 m. önce, bir başka seyir noktası daha vardır. Buradan Bakırçay'ın büklümler çizerek akması

oldukça güzel bir görünüm sunmaktadır. Akropol Tepesi hem tarihsel hem de doğal güzelliği açısından

oldukça zengindir.

Kısacası Bergama kenti yakın çevresinin topografik yapısında dağ tepe, nehir gibi birimlerin

yan yana bulunması, tek düze bir doğal yapı yerine, çekiciliği olan bir ortam yaratmaktadır.

İklim özellikleri buradaki turizm faaliyetlerinin ortaya çıkmasında rol oynadığı gibi

gerçekleştirilen turizm türünü, etkinliklerini ve süresini de etkilemektedir. İklimin temel

elemanlarından olan sıcaklık, yağış, nem, rüzgar, güneşlenme süresi gibi unsurlar turizm faaliyetlerini

doğrudan etkilemekte ve bu faaliyetleri şekillendirmektedir.

Bakırçay havzasındaki yerleşmelerden birisi olan Bergama, yükseltisi fazla olmayan ve yıl

içinde çeşitli hava kütlelerinin etkisinde kalan bir alan olarak göze çarpmaktadır (Ölgen, 2002).

Yükselti ve orografik şartlar Ege Denizinden gelen ılıman etkilerin iç kısımlara kadar sokulmasına

imkan sağlar. Bergama’da yer alan meteoroloji istasyonunun verilerinden elde edilen sonuçlara göre

yıllık ortalama sıcaklık 16oC’dir. Mevsimlere göre dağılımında da kış mevsimi sıcaklık ortalaması 7.5oC,

ilkbahar ortalaması 14.3oC, yaz ortalaması 25.2oC ve sonbahar ortalama sıcaklığı da 17oC’dir (Koçman,

1993).

Araştırma alanındaki sıcaklık değerleri Nisan ayı itibari ile yükselmekte, Temmuz ayında

maksimum değerlere ulaşmakta, Ağustos ayından itibaren azalma eğilimine girmektedir. Minimum

sıcaklık değerleri ise Ocak ayında hissedilmektedir. Bölgedeki sıcaklık özelliklerinin yıllık gidişatı ve

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

53

aylık ortalama sıcaklıkları Ege bölgesinde hüküm süren Akdeniz Termik rejim tipinin burada da etkili

olduğunu göstermektedir (Emekli, 2001). Bu nedenle de Bergama ve çevresindeki alanlarda görülen

iklim özelliklerinin buradaki turizm faaliyetlerini olumlu bir şekilde etkilediği söylenebilir.

İklim elemanlarından bir diğeri olan rüzgar da buradaki turizm faaliyetleri üzerinde etkili

olmaktadır. Çünkü rüzgarlar sadece hızı, yönü ve frekansı olarak göze çarpmaz, aynı zamanda coğrafi

çevre koşullarının farklılaşmasına bağlı olarak sıcaklık, nem, buharlaşma gibi ikilimin diğer unsurlarını

da etkilemektedir. Böylelikle önemi günlük hayat ve turizm için artmaktadır.

Araştırma sahasını ifade eden rasatlardan rüzgarın daha çok KD ve GB yönlerinden estiği ve

yaz aylarında serinletici bir etki yaptığı söylenebilir. Rüzgarın hızı 3.6 m/sn ile 4.5 m/sn arasında

değişmektedir. Bu durum da Bergama ve çevresinde hafif rüzgarların egemen olduğunu ve turizm

etkinliklerine olumsuz bir etki yapmadığının bir göstergesidir (Emekli, 2001). Özellikle Bergama ve

yakın çevresinde gerçekleştirilen yayla turizmi ve ekoturizm aktiviteleri üzerinde oldukça önemli etkisi

vardır.

Yağış özellikleri de önemli olan bir diğer unsurdur. Turizm türünü belirlediği gibi turistik

faaliyetlerin süresi ve dönemi üzerinde de etkili olmaktadır. Bergama’yı ele aldığımızda, burada genel

olarak Akdeniz ikliminin hakim olduğu ve yıllık yağış miktarının da ortalama 650 mm civarında olduğu

görülmektedir. Ancak genel atmosfer dolaşımında görülen değişmelere bağlı olarak bazı yıllarda yağış

toplamı değişkenlikler gösterebilmektedir (Ölgen, 2002). Yıllar içindeki bu değişiklik, mevsimlerde ve

aylar içinde de gözükebilmektedir. Bergama’daki yağış değerlerine baktığımızda yağışın kış

mevsiminde toplandığı (%51) yaz aylarında ise yok denilecek kadar az olduğu ortaya çıkmaktadır

(Emekli, 2001).

Bir bölgedeki hidrografik özellikler sadece doğal yaşamı etkilemez bunun yanı sıra sosyal

hayatı da doğrudan etkilemektedir. Turizm etkinlikleri yine aynı şekilde hidrografik özelliklerden

etkilenmektedir. Özellikle insanlara dinlenme ve eğlenme olanağı sunması bakımından hidrografik

özellikler turizmde oldukça önemli bir unsurdur.

Her ne kadar turizm denilince akla ilk olarak deniz kıyı turizmi gelse de, göller, nehirler,

barajlar, yeraltı suları ve benzerleri de oldukça önemlidir hatta son yıllarda bu coğrafi unsurlar

kıyılardan daha ön plana çıkmaya başlamış, yeni eğilimlerle birlikte turizmde yeni olguların ortaya

çıkmasında rol oynamıştır.

Bergama ilçesinin denize kıyısının olmamasına rağmen, farklı su kaynakları ile oldukça zengin

bir yapıya sahiptir. Özellikle sahip olduğu yer altı su kaynakları eski çağlardan beri önemini yitirmemiş

ve çeşitli amaçlarla kullanılmaya devam etmektedir. İlçe sınırları dahilindeki yeraltı suyu emniyetli

rezervi 38 hm3’tür. Bu suyun tamamına yakın kısmı açılan kuyularla çekilmektedir. İlçe sınırları içinde

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

54

yeraltı suyu genel olarak ovalık kısımlarda veya dere vadilerindeki alüvyonlarda bulunmaktadır.

Bakırçay yönüne gidildikçe yüzeye yaklaşır. Ovada 3-5 m.’de Salhane civarında 10 m’de, ilçenin alt

kenarlarında, 24-27 m. arasında artezyen sularına rastlanır. (Bergama İlçesi Çed Raporu, 2004).

Yurdumuzun birçok bölgesinde olduğu gibi sıcak ve soğuk maden suları ile termal olanakları

bakımından zengin kaynaklara sahip alanlarda sağlık turizmine yönelim söz konudur. İzmir ve

çevresinde yer alan birçok kaplıca ve ılıca da aynı amaçla kullanılmakta ve var olan potansiyel en iyi

şekilde turizme kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bölgedeki sıcak su kaynakları kadar akarsu ve kolları

da önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bergama’nın da içinde bulunduğu Kuzey Ege

içerisinde en önemli akarsu Bakırçay’dır. Kocadağ eteklerinden doğan Gelenbe Deresi’nin Karakurt

Boğazı’ndan geçerek Kırkağaç Ovası’na girmesiyle birlikte Bakırçay adını alan Bakırçay Nehri’nin

uzunluğu 120 km.’dir. Madra ve Yunt Dağı’ndan çıkan irili ufaklı pek çok kolla beslenen Bakırçay’ın

belli kaynakları akış yönüne doğru Gelenbe Çayı, Aksu, Yağçıllı, Menteşe, Ilıca, Karadere, Kırkgeçit,

Gümüş, Kestel, Bergama, Sınır, Boğazasar ve Sarıazmak Dereleri’dir. En önemli kolu olan Yağcılar Çayı

ile Kınık’da birleşen Bakırçay, Bergama yakınlarından geçerek Çandarlı’dan Ege Denizine dökülür.

İlkçağda Bakırçay’ın Bergama yakınlarında denize döküldüğü tahmin edilmekle beraber oluşan

alüvyonlar sonucu zamanla nehir yatağının dolmasıyla birlikte Dikili yakınından Ege’ye ulaştığı

saptanmıştır (Gündoğdu ve Turhan, 2004).

Yörede zengin su kaynaklarının varlığı burada çeşitli amaçlara yönelik barajların kurulmasına

yol açmıştır. Her ne kadar buradaki barajlar sulama amaçlı inşa edilmiş olsalar da, peyzaj öğeleri

bakımından zengin kaynaklara sahip olup bisiklet, yürüyüş, olta balıkçılığı vb. spor faaliyetleri

açısından potansiyel turizm alanlarına dönüştürülebilmektedirler. Yöredeki bir diğer baraj olan

Yortanlı Barajı, ekonomik değer dışında turizm açısından da avantaj sağlarken Allianoi antik kentinin

su altında kaldığı gerçeği de unutulmamalıdır.

Sonuç olarak, Bergama ve yakın çevresi birbirinden farklı özelliklerdeki su kaynakları

bakımından zengindir. Bu durum ilçedeki turizm aktiviteleri üzerinde doğrudan etkili olmakla birlikte,

bu güne kadar gerekli önemin verilmeyişi, yatırımların yapılmaması ve turizm amaçlı kullanıma

gerektiği kadar açılmaması var olan potansiyelin ancak sınırlı bir bölümünün kullanılmasına neden

olmuştur. Ancak son yıllarda Bergama ilçesinde kültürel turizm ile birlikte jeotermal özellikler de

anılmaya başlanmıştır.

Turizm faaliyetlerinin gerçekleşmesinde rol oynayan doğal çekicilikler içinde yer alan bir diğer

unsur da bitki örtüsüdür. Bitki örtüsünün çeşitliliği, özellikleri, sıklığı, dağılışı gibi özelliklerin yanı sıra

görüntü açısından önemlidir. Turistlerin bitki örtüsünün özelliklerine dayanarak çeşitli faaliyetleri

gerçekleştirmelerinin yanında, yeni turizm yaklaşımlarının da doğmasına yol açmaktadır. Örneğin,

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

55

ekoturizm gibi doğaya dayalı turizm türlerinde yürüyüş güzergahlarının oluşturulması, endemik-relik

bitkileri incelemek, görmek amacıyla gezilerin düzenlenmesi gibi farklı turizm etkinliklerinin

gerçekleştirilmesinde rol oynamaktadır. Dolayısıyla bitki örtüsünün turizm faaliyetleri ile ilişkisi ve

katkısı yadsınamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bitki örtüsü açısından genel olarak Ege Bölgesinin yapısını taşıyan araştırma sahamızda da

Akdeniz iklimine paralel olarak buna uyum sağlamış maki, garig, kızılçam hakim olmakla birlikte ova

tabanlarında tarım alanları göze çarpmaktadır (Emekli, 2001).

Araştırma alanında kendine has özelliği ile Kozak yöresi ön plana çıkmaktadır. Yörenin doğal

bitki örtüsü özelliğine baktığımızda; fıstık çamı (Pinus pinea) yaygın olarak bulunmaktadır. Kuzeyde ve

güneyde kızılçamlar (Pinus brutia) yer almaktadır. 1000 m.’nin üzerinde karaçamlar (Pinus nigra)

görülmektedir. Bu ağaç topluluklarının arasında kermez meşesi (Quercus coccifera), zeytin (Olea

europea) ve saçlı meşe (Quercus cerris) gibi maki elemanları da yer almaktadır. Yöredeki fıstık çamı

topluluğu ülkemizdeki en geniş yayılış alanına sahiptir (Çetin, 2003). Bunda en önemli faktör iklim

koşulları ile yörenin granit kumlarıyla kaplı olmasıdır. Bölgenin bu özelliği turizm faaliyetleri üzerinde

de önemli bir etkinliğe sahiptir ve yöre halkına yeni bir ekonomik faaliyet alanı açmaktadır. Fıstık

çamının turizm açısından değerlendirilmesine çalışılmaktadır.

Bergama-Ovacık yöresi, fauna ve flora yönünden çok zengin olup Bern Sözleşmesi ile koruma

altına alınması gereken fauna ve flora türleri belirlenmiş ve korumaya alınan fauna ve flora

türlerinden bazıları işletme bölgesinde bulunmaktadır (http://www.jmo.org.tr).

Turizm ve benzeri çalışmalarda arazi kullanım özellikleri alansal değişim başta olmak üzere

hemen hemen her türlü gelişmeyi takip edebilmek ve sosyal, kültürel, ekonomik çalışmaları iyi bir

şekilde planlamayı sağlamak amacıyla kullanılmaktadır.

Bakırçay Ovası ve etrafında yükselen dağlar, yer yer ormanlarla kaplı olduğundan yaban

hayatının çeşitlenmesine olanak vermektedir. Aşırı avlanma ve orman tahripleri sonucu, kurt, ayı,

karaca ve alageyik gibi hayvanların tükenmesine rağmen; tilki, domuz, tavşan, porsuk, kunduz, çakal,

çulluk, bıldırcın, keklik, yabankazı gibi hayvan türleri halen mevcuttur. Yöre halkı Madra Dağı ve Kozak

çevresinde avcılık faaliyetlerinde bulunmaktadır.

Sonuç olarak, Bergama ve yakın çevresinin doğal ortam koşullarının ve ona bağlı doğal

güzelliklerinin turizm açısından bir potansiyel oluşturduğunu söyleyebiliriz. Ancak hiçbir yerde turizm,

tek bir unsura, örneğin bir doğal güzelliğe, iklime veya bitki örtüsüne bağlı olarak gelişemez gelişse de

bu turizm faaliyeti uzun ömürlü olamaz. Ülkemizdeki kıyı turizminde güneş, kum, denizin yanı sıra

doğal güzellikler bozulmamış bir doğa aranmakla birlikte, bu turistik kıyılardan (Kuşadası, Bodrum,

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

56

Marmaris, Antalya gibi) tarihi yerlere, dağlara, kırsal alanlara ziyaret; kıyı, kültür ve ekoturizm ile

bütünleşmektedir.

2.2. BERGAMA’NIN KÜLTÜREL ÇEVRE ÖZELLİKLERİ VE TURİZM

Bir yörenin turizm potansiyelinin değerlendirilmesinde doğal kaynaklar kadar önem taşıyan,

onu destekleyen diğer turizm çekiciliklerini de tarihi ve kültürel değerler oluşturmaktadır.

Ülkemizdeki kültürel değerler kapsamına; yörenin tarihini yansıtan, günümüze kadar gelmiş yapılar ve

eserler ile (cami, han, hamam, mescit, çeşme, kervansaray, yerleşme dokusu) yörede yaşamış kültür

ve medeniyetlerden bugüne ulaşmış antik şehirler (sit alanları, kale, sur, tiyatro, su kemeri, akropol,

nekropol, kilise, mabet, sarnıç vb. kalıntılar) yeraltı şehirleri, müzeler, festivaller, özel gün kutlamaları,

yöresel el sanatları, halı, kilim dokumaları, toprak, ağaç, bakır, taş mücevher işlemeleri vb

girmektedir. Yapılan araştırmalarda, kültür turizmi faaliyetlerine katılanların birçoğunun üçüncü yaş

grubu ve gelişmiş ülke insanları olduğu ortaya çıkmıştır. Son yıllarda turistik talebi yönlendiren en

önemli karakteristiğin kültürel değerler olduğunu belirtilmektedir. Bu kültürel değerler altında ise;

Prehistorik mahaller tarihsel yöreler, tarihsel mimari özellikler, müzeler, galeriler, dini ziyaret

merkezleri, sağlık merkezleri, spor etkinlikleri ve endüstri kentlerini bir araya toplamaktadır (Gunn,

1993).

Kültürel değerler ve çekicilikler turizmde çeşitliliğin yaratılmasında oldukça önemli bir

potansiyeldir. Hatta tek başına önemli bir seyahat nedeni de olabilirler. Sözgelimi ülkemizde Efes ve

Meryemana Evi'nin Hıristiyanlar tarafından ziyaret edilmesi ya da Müslümanların Mekke ve Medine’yi

haç amaçlı ziyaretleri, inanç turizmi kapsamında önemli uluslararası hareketlilik yaratmaktadır.

Bergama'nın kültürel çekiciliklerine geçmeden önce, Bergama adının kaynağı (toponomisi)

hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır.

Bergama'nın ilk adı Pergamos (Pergamon)’dur. Anadolu dillerinde bulunan asıl kök -perg- ve

-berg- ile -amo- kökü Pergamon sözcüğünü oluşturmuştur ve Anadolu kökenli olduğu açıklık

kazanmıştır. Bergama sözcüğünün ne anlama geldiği şu şekilde açıklanmaktadır:

a) Bergan: Yunanca kent demektir.

b) Perg ya da Berg, dağ anlamına da gelmektedir.

Bergama'nın Akropol tepesi üzerinde bir dağ üzerinde kurulmuş olması bu tezi

doğrulamaktadır. Bergama adının nereden doğduğuna ilişkin çeşitli mitolojik söylentiler de vardır.

Kısaca özetleyecek olursak;

Pergamos, Bergama kentinin kurucusu sayılan kahramanın adıdır. Yunanistan'dan Anadolu'ya

kaçan Pergamos bulunduğu yerdeki Teuthrania kralı düelloda öldürerek kente sahip olmuş ve

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

57

adını vermiştir.

Teuthrania kıralı Grynos bir savaşta Epir'li Pergamos'tan yardım istemiş ve yardımla savaşı

kazanmıştır. Pergamos'un yardımıyla savaşı kazandığı için kente onun adını vermiştir. Diğer

kente kendi adından kaynaklanan Grynaion demiştir.

Pergamos'un hisar anlamı da vardır. Burç demek olan eski yunan dilindeki Pyrgos

sözcüğünden Pergamos ortaya çıkmıştır.

Pergamon(s), koyun, deve ve keçi derilerini incelterek elde edilen yazı yazılabilecek yaprağa

verilen addır. Papirüs denilen bitkiden yapılan kağıt satışı Mısır'da kısıtlanınca Bergama'da

deriden kağıt yapımı gelişmiştir ve kente adını vermiştir.

Bir başka söylence de babası ölen Pergamos annesiyle Anadolu'ya gelir ve Teuthrania kralını

yenerek kente adını verir.

Bu mitolojik söylencelerden hangisinin doğru olduğu bilinmemektedir. Ancak Akhilleus'un

oğlu Pergamos tarafından kentin kurulduğu üzerinde görüş birliği vardır. Bergama'da ele geçen

buluntular burada Bergama'nın bulunduğu yerde Prehistorik dönemde bir yerleşim olduğunu

göstermektedir. Akropol’ün büyük kapısında yapılan kazılar Değirmentepe mevkiinden çıkartılan

seramikler M.Ö. 3000'de buradaki yerleşime ışık tutmaktadır.

Bergama Hellenistik dönemde (M.Ö. 283-133) 150 yıl boyunca en görkemli kültür ve sanat

merkezlerinden biri olmuştur. Zeus Sunağı, Athena Tapınağı, Kütüphane, Büyük Saray, Tiyatro (Foto-

29), Kent Duvarı bu dönemde inşa edilmiş ve Bergama Krallığın sınırları Marmara'ya kadar

genişlemiştir. Bergama Akropol'ü Hellenistik dönemin dünya görüşüne uygun olarak sosyal ve

kültürel hareketlerin geliştirildiği bir yerdir. Akropol, daha çok halk toplantılarının ve gezintilerinin

yapıldığı, günlük yaşantının geçtiği, devlet ve ticaret işlerinin görüldüğü, spor hareketlerinin

düzenlendiği alan ve yapılardan oluşuyordu. Her ne kadar kutsal yapılar ön planda geliyorsa da,

onların dinsel anlamı şekilcilikten ibaret kalıyordu.

Günümüzde en önemli kültürel çekicilik kaynağı olan Akropol, Antik Bergama kentine ait

kalıntıların bulunduğu 330 m. yükseklikte bulunmaktadır. Kent merkezinin 4 km kuzeydoğusunda

bulunmaktadır. Akropol’de dünyaca ünlü ve bugün Almanya’da sergilenen Zeus Sunağı’nın yeri de

bulunmaktadır. Akropol, Bergama’nın en çok ziyaret edilen yeridir. Zeus Sunağı, tapınılan bir yapı

olmaktan çok, başarılı savaşların simgesi ve krallığın bir tür zafer anıtı olarak inşa edilmiştir.

Akropol'un en önemli yapıları sosyal ve kültürel işlevlere sahip anıtsal yapılardır. Büyük tiyatroda

yalnız klasik dramlar, halk komedileri oynanmıyor, burada düşünürler ve şairler eserlerini

sunuyorlardı. Bilim tiyatronun üstündeki kütüphanede geliştiriliyor, bütün bu hareketleri düzenleyen

krallar, kütüphanenin hemen arkasındaki sarayda oturuyorlardı. Akropol'un tüm yapıları topografik

konum nedeniyle ve kent yolunun gerektirdiği zorunluluk sonucu güneyden kuzeye doğru

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

58

sıralanmışlardır. Bergama Akropolü'nün mimari düzeni Hattuşaş'takine benzemektedir. Yapılar l50

yıllık zaman içinde çeşitli dönemlerde yapıldıkları halde kent, düzenli bir plan ve başarılı bir

kompozisyon gösterir. Örneğin; Kent duvarı, Zeus Sunağı, Kütüphane, Büyüksaray, her çeşit kültürel

hareketin sergilendiği bir yapı olan tiyatro kompozisyonun merkezini oluşturuyordu. Böylece kent,

büyük bir mimari topluluk olarak dünyanın gözleri önüne seriliyordu. Tiyatroda, Hellenistik dönemin

sözle anlatılabilen buluşları ve başarıları insanlığa duyurulmaya çalışılıyordu (Emekli, 2001). Athena

Tapınağı andezitten yapılmış olup, günümüze tapınağın temellerinden yalnız bazı parçalar kalmıştır.

Kentin en önemli tapınağı kadın tanrı Athena’ya aittir. M.Ö. 3. yy’da inşaa edilmiştir. Bergama

Kütüphanesi, Kral Eumenes II zamanında yapılmıştır. Kütüphanenin sokağa ve meydana açılan kapıları

yoktur. Girmek isteyenler üst kattan geçmek zorundadırlar. Bu salonda papirüs ya da parşömen

üzerine yazılmış el yazmalarının 20 bin adet olduğu ileri sürülmektedir. Eski yazarlar Bergama

kütüphanesinde 200 bin cilt el yazmasının bulunduğu belirtmektedirler. Athena Tapınağını çeviren

galerilerin ve kütüphanenin hemen doğusunda Bergama krallarının sarayları yer almaktadır. Bunlar

ortalarında avluları bulunan Peristyl tipinde iki büyük evdir. Kuzeydeki küçük evin Attalos, büyük evin

de Eumenes'e ait olduğu kabul edilir. Küçük evin sütunları ağaçtan, büyüğününki ise andezittendir.

Trajan Tapınağı (Foto-30) 68x58 metre büyüklüğünde bir teras üzerinde yükselir. Bu düzlük

Akropol'un en yüksek yeridir. Tapınağın üç tarafı galerilerle çevrilidir. Hadrian ve Trajan için

yaptırılmıştır ve burada iki imparatora birden tapınılmıştır. Çünkü ikisinin de burada Kolosel mermer

heykellerin başları bulunmuştur. Söz konusu heykel başları Berlin’deki Bergama Müzesi’ndedir.

Tapınağın Restorasyonu 1976 yılından beri yapılmakta olup halen, devam etmektedir. Bergama

Tiyatrosu dik bir yamaç üzerine yükselen etkileyici görünümüyle Hellenistik dönemin en güzel mimari

eserlerinden biridir. Bütün yukarı kent yapıları bu eser çevresinde yelpaze şeklinde yer almış, böylece

tiyatronun görkemliliği ve çekiciliği artmıştır. Bergama krallığının ilk yıllarında inşa edilen ilk tiyatroda

destek duvarlarının bazı parçaları kalmıştır. Tiyatro terası Akropol'un en güzel toplantı ve gezinti

yerlerinden biridir. Yolun batısında 250 metre boyunca uzanan dor düzeninde, andezitten yapılmış

stoa terasa ve dışarıya açılmıştır. Böylece Bergamalılar istedikleri zaman kapalı galerilerde gezip

sohbet ediyor, manzarayı seyretmek isteyenler ise tiyatronun oturma sıralarında oturabiliyorlardı.

Dionysos Tapınağı, Bergamalılar tarafından özel bir düşünce ile bütün gezi yerine egemen

olacak bir şekilde inşa edilmiştir. Dionysos Tapınağı Roma çağında büyük değişikliğe uğramıştır. Zeus

Sunağı, Athena Tapınağından 25 m. kadar alçak bir yüzeyde bulunur. Bu yer yaklaşık 70x77 m.

büyüklüğünde, büyük sunak ise onun tam ortasında yükseliyordu. Zeus Sunağının terasına doğu

yönünden girilir. Sunağın dört bir yanı açıktır ve anıt her yerden rahatlıkla görülebilmektedir. Terastan

Bergama'nın aşağı kenti ve bütün ova düzlüğü seyredilmektedir. Zeus Sunağı Akropol'un en önemli ve

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

59

en büyük yapısıdır. Krallığın en parlak yıllarında II. Eumenes zamanında inşa edilmiştir. Zeus Sunağı

mimarlık ve heykel sanatlarının en iyi kaynaştırıldığı bir anıttır.

Agora, Akropol'ün güney ucunda, Zeus sunağının hemen altında yer almaktadır. Agora

meydanı kuzeydoğu ve güneybatı yönlerinde dor düzeninde andezitten birer stoa ile çevriliydi.

Agoranın sunağı meydanın batısındadır ve bugün yalnız temelleri gözükmektedir. Bergama'nın Aşağı

Agorası, II. Eumenes zamanında kentin genişletilmesi sırasında inşa edilmiştir. Yukarı Agora hem çok

yüksekte idi, hem de sadece devlet işlerine ayrılmıştı. Bu yüzden ovaya yakın bir yerde agoranın

kurulmasına ihtiyaç vardı. Aşağı Agora 64x34 m. ölçüsünde dikdörtgen bir yapıdır ve Agoranın

ortasında bir kuyu bulunmaktadır Aşağı Agora'da sergilenen gülleler, yukarıdaki arsenallerde

bulunmuş ve buraya getirilmiştir. Bizans çağında Agora'nın avlusuna küçük bir kilise yapılmıştı. Son

yıllarda aşağı agoranın batısında Hellenistik döneme ait peristyl evler kazılmıştır. Roma çağında da

kullanılan bu evlerden güzel bronz heykelcikler ele geçmiştir.

Orta kent, Eski Bergama'nın yerleşme alanının orta kesiminde, kuzeyden güneye Hera ve

Demeter tapınakları, Asklepion(s) Tapınağı, gymnasyumlar ve kent çeşmesi yer almakta idi. Yukarı

kent daha çok kral ailesi ile ileri gelenlerin, aydınların, komutanların oturduğu, gezdiği ve toplandığı

merkezdi. Orta Kentte ise az okumuşların sevdikleri tapınaklarla, gençlerin spor alanları, yani

doğrudan doğruya devlet yönetiminde olmayan yapılarla, halk topluluğunun rahatlıkla girip çıktığı

toplantı yerleri bulunuyordu. Gymnasyumların kuzeyinde ve onlardan 20 m. kadar yüksekte, Hera

Basileia tapınağı yer almaktaydı.

Demeter Tapınağı, 100x50 m. ölçüsünde büyük bir dikdörtgen teras üzerinde yer almaktadır.

Yukarı gymnasyumdan gelenler bir kapıdan geçtikten sonra bir çeşmesi ile kurban çukuru bulunan

meydana giriyorlar ve beş basamaklı bir merdivenden çıkarak Demeter Tapınağının girişine

varıyorlardı. Tapınağın sütunları andezit taşından olup, dor düzenindedir.

Asklepion(s) Tapınağı, Yukarı gymnasyumun batı kesimindeki yükseltide bulunan tapınağın

yerinde, bugün yalnız andezit temelleri görülmektedir. tapınak İon düzeninde ve 9x16 metre

ölçüsündedir. Tapınak M.Ö. 3. yy’da inşa edilmiştir. Tapınağın tüm genişliği boyunca bir platform

bulunmaktadır. Bu platformun üzerinde üçlü bir heykel grubunun yer aldığı anlaşılmaktadır.

Bergama kentinin üst üste üç ayrı terasta yer alan görkemli bir gymnasyumu vardır. Yukarı

gymnasyumun diğer bir adı da "Tören Gymnasyumu’dur Aşağı gymnasyum 50 metre, Orta

gymnasyum 74 metre, Yukarı gymnasyum ise 88 metre yüksekliktedir. Her üç gymnasyumun yapısı da

krallık devrinde en geç M.Ö. 3. yy’da inşa edilmiştir. Romalılar devrinde çok değişikliklere uğramıştır.

Bergama kentinin en önemli eserlerinden biri de Merdivenli giriş yapısıdır. Orta gymnasyumla

birlikte yukarı gymnasyumun girişini oluşturan tonozlarla örtülü merdivenli yapıdır. Bu yapı iyi

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

60

korunmuş olup, bugünkü durumu ile çok etkileyici bir eserdir. Duvarlarının ve kemerlerin işlenişindeki

beceri ve özellikle dönüşler yapan merdivenin üstünü örten tonozların birbirlerini kesişlerinde

ulaşılan ustalık çok etkileyicidir. Merdivenli giriş yapısı Doğu Hellen dünyasının en eski ve en güzel

tonozlu yapılarından biridir.

Kent çeşmesi, 2 m. uzunluğunda ve 3.30 m. genişliğinde bir yapıdır. Merdivenli yapı ile birlikte

çeşmenin de II Eumenes zamanında yapıldığı düşünülmektedir. Kentin ana caddesi aşağı kenti yukarı

kente taşır, yani sur kapısına kadar inmektedir.

Bergama Roma döneminde de önemli bir merkez olma özelliğini devam ettirmiştir.

Bergama'daki Hadrian ve Trajan tapınaklarının tamamlanmasıyla piskoposluk merkezi olma özelliği

devam etmiştir. Bizans çağında kent yeni bir surla çevrilmiştir ve surların yapımında Hellenistik ve

Roma kalıntılarından taş bloklar, heykeller ve kabartmalar kullanılmıştır. Hızlı nüfus artışı (150.000

kişi) ile Akropolden ovaya yayılan şehir imparator Hadrian zamanında Asklepion kutsal alanına sahip

olmuştur. Serapis Tapınağı (Foto-28), Eski Bergama'nın en büyük yapısı olup halkın "Kızılavlu" diye

adlandırdığı kırmızı tuğla ile inşa edilmiş ve Mısır tanrılarına adanmış bir tapınaktır. Yapının üst

kısımlarındaki mermer kuşaklar bugünde yerlerinde durmaktadır. Tapınak önündeki büyük avlu ile

birlikte 260x100 m.’lik bir alanı kaplamaktadır. Tapınak kuleli iki yapı ile birlikte 200x100 m.

büyüklüğünde bir avluya açılmaktadır. Büyük avlunun altından Bergama'nın iki çayından biri olan

Bergama (Selinos) Çayı günümüzde de olduğu gibi tonozlu iki kanal aracılığı ile akmakta idi. Tapınağın

içinde ve kuleli iki yapıda görülen havuzlarda dinsel yıkanmalar yapılmaktaydı. Tapınak Roma

İmparatoru Hadrian zamanında inşa edilmiştir. Ana yapı, Bizans çağında özellikle apsis kısmında

yapılan büyük değişikliklerle kiliseye çevrilmiştir. Roma dönemi Bergama kenti, Selinos Çayı ile

Asklepion (Foto-31) arasında kalan bölgede bulunuyordu. 50.000 kişilik anfitiyatro burada, Selinos'un

bir kolu olan Merak çayı üzerinde inşaa edilmiştir. 30.000 kişilik Roma tiyatrosunun kalıntıları biraz

daha güneydedir. Viran Kapı adını alan kalıntı bu tiyatronun ayakta kalmış bir kemeridir. Bugünkü

Bergama'nın çıkış yerinde Hellenistik ve Roma devirlerine ait Tümülüsler görülmektedir. Bunların en

büyüğü Yığma Tepe Tümülüsü 35 metre yüksekliktedir. Diğerleri Maltepe ve İkiztepe Tümülüsleridir.

Asklepion kutsal alanının M.Ö. 4. yy’dan beri var olduğu ve Hellenistik dönemde geliştiği saptanmış

ancak en parlak dönemini M.S. 2. yy’da yaşamıştır. Roma çağında Asklepion'a 820 m. uzunluğunda

sütunlu ancak dar bir yol olarak başlayan Kutsal yol ile gidiliyordu. Son yıllarda yapılan kazılarda bu

yolun ikinci ve en önemli kısmı ortaya çıkarılmıştır. Asklepion üç tarafı galerilerle çevrili ve doğu yanı

çeşitli yapılardan oluşan 110x130 m. ölçüsünde açık bir alandır. Asklepion’da Satyros ve Galenos gibi

büyük hekimler yaşamış ve ders vermişlerdir. Asklepion’da genellikle psikoterapi ve fizyoterapinin

bugün halen kullanılan çeşitli yöntemleri uygulanmakta idi (Foto-32). Su ve çamur banyoları,

masajlar, siyah otlar, kremler ve yağlanmalar başta geliyordu. Ayrıca kutsal su içiliyor, açlık ve

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

61

susuzluk kürleri uygulanıyor, soğuk havada koşular düzenleniyordu. Hastalar ne şekilde

iyileşeceklerini rüyalarında görüyorlar ve onların bu düşü görmeleri sağlanıyordu. Bunun için inşa

edilmiş uyku odaları vardı. Tiyatroda törenler yapılıyor, müzik eşliğinde ruhsal tedavi uygulanıyordu.

Asklepion’da yıkanmaya ilişkin üç havuz ve içmek için bir çeşme vardı. Yapılan tahlillerde suların

radyoaktif özellikler taşıdığı görülmüştür. Şifanın tanrı Asklepion'dan geldiğine inanılıyordu. Bu

yüzden buradaki her şeyin kutsal olduğu kabul ediliyordu. Kutsal havuzlarla, çeşmelerin, tapınakların

ve uyku odalarının bulunduğu alan 60 m. uzunluğunda tonozla örtülü bir tünelle tedavi evinin alt

katına ulaşmaktadır. Asklepion'un en önemli ve en güzel yapısı Asklepion Tapınağı'dır. Ana yapı

silindir biçimli olup, üst kısmı yarım küre şeklinde bir kubbe ile örtülü idi. Kubbenin çapı 24 m.’dir.

Duvarları 3 m. kalındığında olup iç kısmı renkli mermer mozaiklerle kaplı idi. Orta kapının karşısındaki

nişte Tanrı Asklepios'un, diğer iki nişte ise yardımcı sağlık tanrılarının heykelleri vardı.

Batı Roma İmparatorluğunun yıkılmasının ardından Bizans dönemi başlamıştır. Bizans

yönetiminde de Bergama, Hellen özelliklerini devam ettirmiş ancak eski ününü ve üstünlüğünü

yitirmeye başlamıştır. Bu dönemde, Hıristiyanlığın yedi kilisesinden birinin Bergama’da Kızılavlu içinde

yer aldığı ileri sürülmektedir.

Bergama’nın sahip olduğu bu tarihi ve kültürel yapıtlar, Bergama’nın ne kadar zengin bir

kültür kenti olduğunu çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır. UNESCO’nun 1972 yılında kabul ettiği

Dünya Doğal ve Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesine bağlı olarak oluşturulan Dünya Kültürel ve

Doğal Miras Listesi’nde 2010 yılında gerçekleşen Dünya Miras Komitesi toplantısında kabul edilenlerle

birlikte 936 miras yer almaktadır. Bunlardan 725’i kültürel, 183’ü doğal ve 28’i karma (doğal ve

kültürel) miraslardır. Türkiye’nin bu listede 8’i kültürel, 2’si karma olmak üzere 10 mirası

bulunmaktadır.

Komite tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınan bu mirasların yanı sıra bir de bu listeye

önerilmesi öngörülen ancak henüz adaylık süreçleri tamamlanmayan miraslardan oluşan Geçici Liste

bulunmaktadır. UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’nde 162 ülkenin 1509 mirası yer almaktadır.

Türkiye’nin bu listede ilki 1994 yılında sunulan ve son olarak 2011 yılında güncellenen şekliyle 24

kültürel, 2 karma olmak üzere toplam 26 mirası bulunmaktadır. Bu kültürel mirasların arasında

Bergama da bulunmaktadır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

62

Şekil-3: Dünya Kültür Miras Listesine Önerilen Bergama Kültür Miras Alanlarının Dağılımı (Kaynak: Emekli, 2009)

Dünya Miras Listesinde girebilmek için aşağıdaki ölçütler kullanılmaktadır:

1. Yaratıcı insan dehasını gösteren bir şaheser olmalı:

BERGAMA: Akropol, Asklepion (İlk telkin tedavi sağlık yurdu), Allianoi, Kızılavlu (Hıristiyanlığın ilk yedi

kilisesinden biri)

2. Bir zaman diliminde veya bir bölgede; mimaride, teknolojide, anıtsal yapılarda, şehir

planlamasında veya toprak kullanımında insani değerlerin gelişimini gösterebilmeli:

BERGAMA: Akropol, Asklepion, Kızılavlu (Antik dönem, Hıristiyanlığın ilk yedi kilisesinden biri),

Selçuklu Minaresi, Ulu Cami (Türk dönemi) (Foto-33).

3. Yaşayan veya ortadan kaybolmuş bir medeniyete veya bir kültür geleneğine ait eşsiz bir örnek

olmalı:

BERGAMA: Antik dönem eserleri, Allianoi, geleneksel ve folklorik özellikler (Kozak ve çevresi el

sanatları-dokumaları, düğün, nişan, fıstık toplama şekilleri vb), yerel tarımsal ürünler (zeytin ve zeytin

yağı, çam fıstığı, Kozak elması ve üzümü, tulum peyniri vb)

4. Teknolojik bir yapı veya mimari açıdan insanlık tarihinin önemli bir dönemini resmedebilmeli

ya da anlatabilmeli:

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

63

BERGAMA: Asklepion, Bergama Antik tiyatrosu (ilk kent tiyatrosu, en dik tiyatro), Zeus Sunağı

(Almanya’da bulunuyor), Kızılavlu

5. Halen yaşayan geleneklerle iç içe olabilmeli, edebi veya artistik açıdan ayrıcalıklı uluslararası

bir anlam taşıyabilmeli:

BERGAMA: Kozak çevresi, Uluslararası Bergama Kermesi

Görüldüğü gibi, Dünya Miras Listesinde girebilmek için kullanılan kriterlerden büyük kısmı

Bergama’ya uyarlandığında, Bergama’nın daimi listeye girmesinin hiç de uzak olmadığı ortaya

çıkmaktadır.

Antik dönemde görkemli yapılarla donatılan Bergama, Bizans döneminde bu özelliğini yitirmiş

ve mevcut yapılar da eskimişti. XIV. yy.'a kadar devam eden bu durum, Türk egemenliğinin

başlamasıyla değişmiştir. Selçuklu ve Osmanlı döneminde Türk-İslam eserleri yükselirken, antik

döneme ait yapılar ilgi görmemiştir. Bu döneme ait yapılar ne yazık ki Bergama kültür turizminde

kullanılmamaktadır. Rehberler bu eserlere zaman ayırmamaktadır. Selçuklu dönemi yapılarında

bölgenin zengin taş ocaklarından elde edilen taşlar kullanılmış, tuğla ve seramiğe elverişli topraklar

işlenmiştir. XV-XVII. yy’da özgün yapılara kavuşan Bergama, bu hızını XVII. yy’da yitirmiş, XVIII. yy’da

Geyikli suyuna kavuşmasıyla, çeşme yazıtları, mezar taşları yapılmaya başlamıştır. Çeşmelerin

çoğunun Bergama'ya getirilen Geyikli suyu üzerinde olduğu bilinmektedir. Türk -İslam eserlerinden,

günümüze ulaşan en önemlileri şunlardır. Selçuk Minaresi, Şadırvan Camisi yanında olup, Selçuklu

döneminden kalmadır. Arap Camisi olarak anılan yapıtın sadece minaresi kalmıştır. Ulu Cami, kentin

kuzeydoğusunda Tekke Boğazına giderken Bergama Çayı (Selinos) kıyısındadır. Yıldırım Beyazıt

tarafından yaptırılmıştır. Kurşunlu Cami, kubbesi kurşun kaplı olduğu için bu adla anılır. Hükümet

Konağı yanında olan cami değişik zamanlarda onarılmıştır. Hacı Hekim Camisi, et ve sebze hali

yakınında olan cami Bergama Mollası Hacı Hekim tarafından yaptırılmıştır ve özgün özelliklerini

korumaktadır. Laleli Cami, çeşitli onarımlarla günümüze gelen cami, Bergama'nın batısında ve Viran

Kapıya yakındır. Mihrabındaki lale oyması nedeniyle bu adı almıştır. Ansarlı Cami, Selçuk

mahallesinde yer alan caminin çeşme deposu Roma dönemine aittir. 1895 depreminde minaresi

yıkılmıştır. Şadırvanlı Cami, Selçuk minaresinin yanında mermer yapılı bir camidir. Avlusunda bulunan

şadırvandan adını almış 1952 yılında onarımdan geçmiştir. Aslancı Cami, Taşhan'ın arkasında Viran

Kapıya çıkan bodrumun yanındadır. Kapı üzerindeki yazıtta Aslancı-zadenin yeniden yaptırdığı ve Sofi-

zade Hacı Ahmet'in (1960) onarttığı yazılmaktadır. Kulaksız Cami, Uzunçarşıda Karadut diye anılan

mevkidedir. Eski buluntularda adı Gazi Hayreddin diye geçmektedir. Kulaksız adı verilen imamın uzun

yıllar görev yapmasıyla bu ad verilmiştir. XVI. yy’dan kalmadır. Yeni Cami, Yeşilli Cami adı da verilen

bu yapı Uzunçarşıda Karaosman sebili karşısındadır. 1814 yılında İbrahim Nazif Ağa tarafından

yaptırıldığı yazıttan anlaşılmaktadır. 1908 yılında onarılmıştır. Emir Sultan Camisi, Turabey

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

64

Mahallesinde üç kemer köprüsüne giden yol üzerindedir. Yıldırım Beyazıt zamanında, Emir Sultan

tarafından yaptırılmıştır. Taş işçiliği ile özgün bir yapıttır. Hatuniye Camisi, Hatuniye Caddesinde

bulunur. 1875 yılında yaptırıldığı yazıtında belirtilmektedir. Onarım görmüştür. Selimiye Camisi, Zafer

Mahallesinde bulunur ve 1883 yılında Tırnovalı Koca Mehmet, halk desteğiyle yaptırmıştır. Zafer

Mahallesinin eski adı Selimiye olduğu için bu ad verilmiştir. Bu camilerin hepsi günümüze ulaşmıştır.

Ancak turizm açısından en fazla değere, Selçuklu Minaresi, Ulu Cami ve Şadırvan Cami sahiptir.

Bergama'da mescitler arasında; Parmaklı mescit, Lonca Mescidi, Hoca Sinan Mescidi, İncirli Mescit,

Mescitaltı Mescidi, Harputlu Mescidi, Külahbaş mescidi gibi birçok mescit sayılabilir. Günümüzde hiç

biri turizm amaçlı kullanılmamaktadır. Bergama'da hanlar, tarihi çağlardan beri işlek ve önemli yollar

üzerinde bulunması nedeniyle önem taşımaktadır. Çukurhan (1451) Sultan Murat II zamanında

yapılmıştır. Taşhan Sultan Murat II zamanında yapılmıştır. Acerhan ise 1274 (1858) tarihinde

Karaosmanzade Müdür Ömer bey tarafından yaptırılmıştır. Bu hanla birlikte Katırhan 1274 (1858)

tarihinde yaptırılmıştır. Hanlar genellikle iki katlı olup, ahşap malzeme kullanılmıştır. Bergama'nın

hamamları, Tabaklar Hamamı, Küplü Hamam ve Hacı Hakim Hamamı, Çınarlı Hamam olmak üzere

dört tanedir. Yazıtları bulunamayan hamamlarda zengin mermer işlemeciliği dikkat çekmektedir.

Tabaklar Hamamı ile Küplü Hamam günümüze dek gelmiştir, turistik potansiyel taşımasına rağmen

turizmde kullanılmamaktadır. Bergama'daki köprülerden Bergama-Kınık yolu üzerinde (günümüzde

kullanılmıyor) Bergama'ya 5 km. uzaklıktaki Kayın köprüsü; taş olup, kireç harçla yapılmış iki kemerle

örtülmüştür. Şeytan köprüsü ise Sindel ve Kaşıkçı köyleri arasında Bakırçay üzerindedir. Bergama ile

Yunt dağı köyleri arasında iki yüzyıl geçit veren köprü 1935'de yıkılarak yenisi yaptırılmıştır. Turistik

önemini kaybetmiştir.

Bergama'daki çeşmeler; Bergama sokaklarında 40 yıl öncesine kadar tarihsel ve anıtsal

özelliğe sahip 100 kadar çeşmenin olduğu ileri sürülmektedir. Şehir suyu ve kanalizasyon çalışmaları

ile önceleri suyu kesilmiş, daha sonra bakımsızlıktan yok olup gitmişlerdir.

Bergama'daki Bedesten, Şadırvan caddesinde olup her türlü eşya satıldığı için bu ad

verilmiştir. XVI-XVII. yy’da yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu bedesten günümüzde de

kullanılmaktadır. Geçmişteki önemine kavuşturulması ve turizmde kullanılması için çalışmalar vardır.

Bergama'daki mezar taşları, tarihi olaylara ışık tutmakta, sanat açısından değer taşımaktadır

ve önemli kişilerin yaşadığı dönemleri belirtmektedir. Bergama'daki mezar taşları üç ayrı dönemin

damgasını taşımaktadır. XIV-XV. yy’da üstü sivri bir kavisle kesilmiş doğu özelliğinde kabartmalı

süslemeler vardır. XVIII. yy’ın ortalarında lahit biçiminde mezar sandıkları dikkat çekmektedir. Lahit

mezarlar İran tarzı ile Barok stili motifler taşımaktadır. XVIII. yy’ın sonlarında ise Türk motifleri

Rokoko stili ile süslenmiş ve zenginleştirilmiştir. Kabartma bir resim tablosunu andıran ve erkeklerde

kavuk başlık yer alan mezar taşlarının Avrupa etkisi altında kaldığı da gözlenmektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

65

Bergama Müzesi, 1933 yılında İzmir Valisi Kazım Dirik tarafından temeli atılmış ve 1936'da

hizmete açılmıştır. Müzenin oluşturulmasında Osman Bayatlı'nın çaba ve gayretleri büyüktür.

Bergama müzesinde, Akropol, Asklepion ve Kızılavlu’daki kazılardan elde edilen, Bronz, Arkaik,

Hellenistik Roma ve Bizans dönemine ait kalıntıların yanı sıra müzenin bahçesinde ise lahitler, yazıtlar,

kabartma ve heykeller sergilenmektedir.

Müzenin Etnografya salonunda Türk-İslam sanatının örneklerini (Bergama yöresi halı, kilim,

bez dokuma ve el işlerinin yanı sıra Anadolu’nun çeşitli yörelerine ait el işleri vb.) görmek

mümkündür. Müzede çeşitli dokuma örneklerinin yanı sıra bu dokumaların yapıldığı tezgahlar,

çıkrıklar diğer bir deyişle dokuma ile ilgili aletler de sergilenmektedir. Ayrıca Türk müzik aletlerinden

cura, zilli maşa, def, çift dilli kaval gibi aletleri sergilenmektedir.

Bergama Kermesi: Uluslararası Bergama kermesi, 1938 yılından beri yapılmakta ve Bergama

Belediyesi tarafından organize edilmekte olup, dünyanın ve ülkemizin en eski ve büyük

kermeslerinden biridir. Bu kermes eski Türk sporlarını ve eğlencelerini yaşatan bir organizasyonla

başlamıştır. Kermesin kurucusu eski İzmir valisi Fazlı Güleç'tir. Mayıs ayının son haftalarında

düzenlenen kermes günümüzde aynı tarihlerde, (Mayıs sonu Haziran başı) yapılmaktadır. Ancak ikinci

kermesin 22-28 Mayıs 1939'da yapıldığı hangi etkinliklerin gerçekleştiği hakkında bazı bilgiler vardır.

Birinci kermesin beklenenden daha fazla başarıya ulaşılması önemli bir adım sayılmıştır. Bu kermes

sayesinde Anadolu’nun tüm tarihi gözler önünden geçmiştir. İkinci kermesteki düzenleme komitesi,

Güzellik Ilıcasının onarılıp ağaçlandırılması, yerel giysilerin özenle saklandığı Kozak yöresinin

tanıtılması, Bergama’yı anlatan tiyatro eseri yazılması gibi fikirler ileri sürmüştür. Cirit, ok ve binicilik

sporlarının geliştirilmesi için çalışmaların yapılması da o yıllarda hedeflenenler arasındadır (Şekil 4).

Geçmiş yıllarda kermes Bergamalıların üretimlerini, kültürel miraslarını sergiledikleri sosyo-

ekonomik bir etkinlikti. Açılış töreni Bağlar Kır'ı (Bergama’ya yarım saat uzaklıkta) denen yerde yapılır,

kermesin bir günü Kozak'a ayrılırdı. Aşağı Cuma obasının Cennet içi adını taşıyan çayırında davullar

çalınır, bengiler oynanır, fıstık çamına tırmanma yarışları yapılırdı. Ağaca çıkamayana kız verilmezdi.

Günümüz kermesi, başlangıç kermeslerinden farklılık göstermektedir. Yöreye özgü oyun ve

eğlencelerin yanı sıra günümüz sanatçıları konserler vermekte, çeşitli forum, sempozyum ve paneller,

yazarlarla söyleşiler, film gösterileri ve çeşitli sergiler düzenlenmektedir. Ayrıca, tavla, dama, satranç

yarışmaları yapılmakta halk oyunları oynanmaktadır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

66

Şekil-4: Bergama’nın Doğal ve Kültürel Çekicilikleri (Kaynak: Sönmez, 2008)

2.3. BERGAMA’NIN HİZMET ÇEKİCİLİKLERİ

Bir seyahat ve konaklama ürünü olan turizm için konaklama tesislerinin önemi büyüktür.

Çünkü geçici olarak yerleşim yerini terk eden kişinin en başta gelen gereksinimi konaklamadır. Bu

nedenle, herhangi bir yerin turizm açısından önemi, bir noktada konaklama kapasitesine bağlı

kalmaktadır. Öte yandan, çeşitli konaklama tesis türlerinin doğması ve bugün kazandığı özellikler

büyük ölçüde turizmin gelişimiyle ilişkili olmuştur.

Geleneksel konaklama tesislerinden oteller ve ülkemizde konaklamada büyük bir paya sahip

olmakla birlikte yerini yavaş yavaş daha fonksiyonel olan tatil köylerine bırakmaktadır. Ulaşım

araçlarından özellikle otomobil kullanımının yaygınlaşması turizmin gelişmesini hızlandırmıştır.

1980’lerden sonra Türkiye'de küçük turistik kıyı yerleşmelerinin gelişmesi onların yakınlarında

tarihi ve kültürel değere sahip ören yerlerinin varlığı buralarda küçük otel ve motellerin yanı sıra

pansiyonların hızla artmasına neden olmuştur. Bergama bir kıyı yerleşmesi olmadığı halde tarihsel ve

kültürel potansiyeli nedeniyle büyük bir turist talebiyle karşı karşıyadır. Ancak geceleme talebi yok

denecek kadar az olduğundan konaklama tesislerinin kurulması ve kapasitesinin artması oldukça

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

67

yavaş seyretmiştir. Bergama Müzesi 1936 yılında açılmasına rağmen 1963 yılından itibaren müzede

tutulan kayıtlara göre günümüze doğru turist sayısının arttığı gözlenmektedir. Turist sayısının artışıyla

beraber konaklama ve yeme içme tesisleri de kurulmaya başlamıştır (Çizelge-3).

Çizelge-3: 2010 Yılında Turizm Belgeli Konaklama Tesisi, Oda ve Yatak Sayısının İllere Göre Dağılımı

Turizm Yatırımı Belgeli Turizm İşletmesi Belgeli

Tesis Sayısı Oda Sayısı Yatak Sayısı Tesis Sayısı Oda Sayısı Yatak Sayısı

Ege 259 37.753 82.427 645 68.688 145.922

İzmir 49 7.334 17.815 132 12.190 25.688

Kaynak: http://www.tuik.gov.tr

Şekil-5: 2009 Yılında Turizm Bakanlığı Onaylı Turistik Tesislerin İzmir’in İlçelerine Dağılımı

Geçmiş yıllarda, Bergama ilçe merkezi dışında Kozak’ta futbolcuların kamp yaptığı 30-40

yataklı küçük bir otelin bulunduğu, ancak günümüze ulaşmadan yıkıldığı öğrenilmiştir. Bergama

Güzellik Ilıcası Moteli 1970’li yıllarda 20-30 yatak kapasitesiyle varlık gösterirken bugün yalnızca

belediye ortaklı bir restoran olarak çalıştırılmakta, ancak yeni bir motel yapılması ve Güzellik Ilıcasının

yeniden canlandırılması düşünülmektedir.

Bergama'ya gelen turistler 1970'li yıllardan beri sadece ören yerleri ve müzeyi gezip öğle

yemeğini yedikten sonra Bergama’dan ayrıldığı için, konaklama tesislerine oranla yeme içme tesisleri

daha hızlı gelişmiştir. Bergama turistik tesislerinin asıl gelişimi 1980'li yıllardan hatta 1985 yılından

sonra olmuştur. Turizm organizasyonları ve tur bağlantıları ile daha fazla turistin Bergama'ya

getirilmesi ve bazı şirketlerin turisti kendi otellerinde konaklatma düşüncesi, otel ve pansiyon

sayısının artmasına yol açmıştır. Bergama'da bugün (2010 verilerine göre) Belediye belgeli 8

pansiyon, 6 otel bulunmaktadır. Otellerin hemen hemen hepsi kent merkezinde veya en çok 2-3 km

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

68

uzaklıktadır. Oteller, toplam tesislerin %42.8’ini, toplam yatak kapasitesinin de %70.9'unu

oluşturmaktadır. Pansiyonlar tesislerin %57.2’sini, yatak kapasitesinin %29.1’ini meydana

getirmektedir. Bergama’daki en donanımlı konaklama tesislerini üç yıldızlı üç otel başta olmak üzere

diğer oteller oluşturmaktadır (Çizelge-4).

Çizelge-4: 2010 Yılında Bergama İlçesinde Konaklama Tesisleri ve Yatak Kapasitesi

TESİS TÜRÜ TESİS SAYISI % YATAK %

Otel 6 42.8 478 70.9

Pansiyon 8 57.2 202 29.1

Toplam 14 100.0 680 100.0

(Kaynak: Ataberk, 2011)

A B

Şekil-6: 2010 Yılında Bergama İlçesinde Konaklama Tesislerinin Tesis Türü (A) ve Yatak Kapasitesine (B) Göre Dağılımı

(Kaynak: Ataberk, 2011)

Turistik işletme belgeli olan üç otel, havuz, bar, spor tesislerine sahiptir. Diğer oteller ise

Belediye denetimli kent otelleridir. Birer küçük aile işletmesi olan pansiyonlar daha ziyade yerli

turistlerin, pazarlamacıların ve iş amacıyla gelenlerin kaldığı tesislerdir.

Turizm alanlarında önemli göstergelerden biri de doluluk oranıdır. Bir konaklama tesisinde,

belli bir süre (aylık/yıllık) içinde satılan yatak veya oda sayısının toplam yatak ve oda sayısına oranına

doluluk oranı denir ve % ile ifade edilir. Doluluk oranı tesisin ve o yörenin yatak kapasitesinin yeterli

olup olmadığını ve yöreye olan talebi belirlemede de önemli bir göstergedir. Ayrıca tesis türlerine

göre doluluk oranının bilinmesi, yörede daha çok hangi tesisin niçin tercih edildiğini ortaya çıkarırken,

gelen turistin ekonomik gücü, gelir düzeyi ve geliş amacı hakkında bilgi de vermektedir.

Bergama’daki konaklama tesislerinde özellikle tur bağlantısı olan otellerin doluluk oranı yaz

aylarında yükselmektedir (%75-80). İlçede konaklama tesislerinin hepsi yıl boyunca açık kalmaktadır.

Kampingler kuşkusuz mevsimlik (Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül) faaliyet göstermekte olup kış

aylarında hizmet vermeye uygun değillerdir. Bergama’da konaklama tesislerine uygulanan anketlere

43% 57%

Otel Pansiyon

70,90%

29,10%

Otel Pansiyon

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

69

göre şirket veya tur otelleri adı verilen otellerin doluluk oranları Temmuz, Ağustos aylarında % 80’i

bulmaktadır. Bunun dışındaki otel ve pansiyonlardaki doluluk oranı aynı aylarda %30-35 arasında

değişmektedir. Kış aylarında tatil turlarının azalmasıyla doluluk oranları %5-10’a düşmektedir. Kış

aylarında daha çok mesleği gereği gelen kişiler 1-2 gece konaklamaktadır.

Konaklama tesislerindeki ortalama kalış süreleri, Bergama’daki doluluk oranlarını etkilediği

için önem taşımaktadır. Bergama turizminde tur organizasyonlarının büyük rol oynadığını daha önce

belirtilmişti. Bergama’ya turla gelen yabancı turistlerin Anadolu Turları adı verilen 8 ya da 15 günlük

süreyle İstanbul-Antalya, ya da İstanbul-Kapadokya ve İzmir turlarıyla geldiği, (% 88’i) Bergama’da 1

gece anlaşmalı oldukları tur otellerinde konakladıkları öğrenilmiştir. Bunun dışında başta İzmir ve

Ayvalık olmak üzere yakın turistik yerlerden günübirlik ya da yarım günlük gelenlerin sayısı

geceleyenlere oranla çok daha fazladır (Çizelge-5).

Çizelge-5: 2010 Yılında Tesislere Geliş, Geceleme, Ortalama Kalış Süresi ve Doluluk Oranının İzmir İline ve İlçelere Göre Dağılımı

TESİSE GELİŞ SAYISI GECELEME ORTALAMA KALIŞ SÜRESİ

İLÇELER Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam

Bornova 829 15658 16487 2855 22356 25211 3,4 1,4 1,5

Karşıyaka 240 281 521 444 412 856 1,9 1,5 1,6

Konak 184996 531205 716201 355703 751328 1107031 1,9 1,4 1,5

Aliağa 684 2602 3286 1590 4792 6382 2,3 1,8 1,9

Bergama 498 1613 2111 1958 6061 8019 3,9 3,8 3,8

Çeşme 15273 96976 112249 49393 257146 306539 3,2 2,7 2,7

Dikili 815 1717 2532 2260 4835 7095 2,8 2,8 2,8

Foça 82 4957 5039 371 7044 7415 4,5 1,4 1,5

Karaburun 426 426 1413 1413 - 3,3 3,3

Kemalpaşa 94 1212 1306 108 1968 2076 1,1 1,6 1,6

Menderes 76119 13085 89204 594438 42153 636591 7,8 3,2 7,1

Ödemiş 40 3347 3387 105 6388 6493 2,6 1,9 1,9

Seferihisar 11 230 241 23 710 733 2,1 3,1 3,0

Selçuk 203848 56277 260125 867777 134622 1002399 4,3 2,4 3,9

Tire 280 2259 2539 899 4346 5245 3,2 1,9 2,1

Torbalı 694 9369 10063 1963 17300 19263 2,8 1,8 1,9

Gaziemir 791 7547 8338 1220 12760 13980 1,5 1,7 1,7

Balçova 21329 38878 60207 72764 79760 152524 3,4 2,1 2,5

Çiğli 3148 8076 11224 4462 11114 15576 1,4 1,4 1,4

(Kaynak: http://www.tuik.gov.tr)

Konaklamaya talebin az olması nedeniyle Bergamalı yatırımcılar bu tür yatırımlar yapmaya

çekinmektedirler. Öte yandan profesyonel turist rehberleri de Bergama'ya gelen turistlerin,

konaklama tesislerinde konfor aradıklarını, bu açıdan konaklama kapasitesinin ve kalitesinin yetersiz

olduğunu savunmaktadırlar.

Bergama'da turistlere hizmet veren konaklama tesisleri dışındaki en önemli tesisler

restoranlardır. Çünkü sadece öğle yemeği yiyerek Bergama'dan ayrılanlar geceleyenlere oranla

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

70

çoğunluktadır. Bergama kent merkezinde, turist gruplarına yemek verebilecek 8 adet restoran vardır.

Ayrıca, kent girişinde 2 adet alışveriş merkezi bulunmaktadır. Yeme-içme olanakları, gelen turist

sayısına oranla yeterlidir. Hizmet ve servis kalitesi ise ortayı geçmemektedir. En iyi hizmetin ise üç

yıldızlı otel restoranlarında verildiği bir gerçektir (Ataberk ve İşçi, 2011).

Turistik eşya satan; halıcılar, dericiler, bakırcılarla birlikte, antika eşya satıcılarına ait işyerleri

daha çok kent merkezinde, İstiklal Meydanında ve Bergama-İzmir yolu başlangıcında (özellikle

mermer eşya ve değerli taş satıcıları) bulunmaktadır. En fazla dikkati çekenler ise halı ve kilimcilerdir.

Kozak, Yunt ve Yağcıbedir yöresi dokumalarından oluşan halı, kilim, heybe gibi ürünler satılmaktadır.

Ancak 1990'lı yıllara kadar daha çok satış yaptıklarını belirten mağaza sahipleri, turlarla gelen

turistlerin kent merkezinde alışveriş yapmamasından yakınmaktadırlar.

2.4. BERGAMA’NIN TURİZM TALEBİ

İzmir kent merkezindeki Arkeoloji, Etnografya ve Atatürk müzeleri ile Bergama, Selçuk,

Çeşme, Tire ve Ödemiş’teki müzelerin istatistikleri tutulmaktadır. Selçuk’ta Efes, St. Jean Bazilikası,

Meryem Ana Evi, Bergama’da Akropol, Asklepion, Kızılavlu, Menderes’te Klaros, Çeşme’de Erythrai ve

İzmir kentinde Agora, ziyaretçi sayıları en fazla olan yerlerdir. Bunun yanı sıra arkeolojik

araştırmaların sürdüğü birçok antik kent ve kalıntının (Pitane, Kyme, Phokaia, Ulucak, Smyrna-

Tepekule, Kadifekale, Klozamenai, Limantepe, Baklatepe, Metropolis, vd.) kültür turizmine katkı

vereceğine şüphe yoktur.

Bergama ve Selçuk dünya mirasına aday kültürel çekiciliklerinin yanında Batı Anadolu turistik

yol güzergahları üzerinde bulunmaları, İzmir gibi doğal, kültürel ve tarihi değerler açısından zengin bir

kente yakınlıkları (Bergama-İzmir 107 km, Selçuk-İzmir 72 km) turizmin gelişmesine ya da diğer bir

ifadeyle ziyaretçi sayılarının artmasına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca Selçuk’un ülkemizin

denizyoluyla en fazla giriş yapılan Kuşadası Limanına yakınlığı ziyaretçi sayısını artırmakta ve

devamlılığı sağlamaktadır (Çizelge-6).

Her iki ilçenin de denizlere ve deniz giriş kapılarına göre konumları bir takım avantajlar

sağlamaktadır. Bergama deniz kıyısı olmamakla birlikte Ayvalık ve Dikili deniz giriş kapılarına yakınlığı,

Midilli Adası üzerinden Bergama’ya günübirlik gelenlerin sayısını artırmaktadır. Bununla birlikte

Selçuk’un da uluslararası turizmde önemli giriş kapılarından birini oluşturan Kuşadası deniz giriş

kapısına yakınlığı, günübirlikçi sayısının artmasına büyük katkıda bulunmaktadır.

Bergama ve Selçuk ilçelerinin turistik kıyı yerleşmelerine uzak olmayan konumları turizmi ve

ziyaretçi sayılarını etkilemektedir. Bergama’nın Foça, Dikili, Çandarlı, Ayvalık gibi kıyı yerleşmelerine

yakınlığı iç ve dış turizm kapsamında buralara gelenlerin Bergama’ya uğramalarında olumlu rol

oynamaktadır. Aynı durum Selçuk için de geçerlidir. Kuşadası gibi uluslararası turizmde ünlü bir

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

71

turistik merkeze ve Seferihisar, Ahmetbeyli, Ürkmez gibi bölgesel turistik yerlere yakınlığı Selçuk’un

ziyaretçi sayısının artmasına neden olmaktadır.

Ancak coğrafi konumun oynadığı bu olumlu rol dışında bir de olumsuz rolü vardır. Zira

ilçelerin turistik yol güzergahları üzerinde bulunması, bu kıyılara yakınlık ziyaretçi sayısını artırırken

konaklama ve gecelemeleri azaltmaktadır. Çünkü bu ilçelerde müze ve ören yerlerini gezen turistler

gecelemeler için yakın olan kıyıları tercih etmektedirler. Özellikle kültürel turizmin sadece müze ve

ören yerlerini gezmeye dayalı olması, buna karşılık diğer kültür elemanlarından yararlanılmaması bu

sonuçta son derece etkili olmaktadır.

Çizelge-6: 2010 – 2011 Yıllarında İzmir İlinde Müze ve Ören Yeri Ziyaretçileri Sayıları

MÜZE/ÖREN YERİNİN ADI

2010 2011

Ücretli Ücretsiz Müzekart Toplam Ücretli Ücretsiz Müzekart Toplam

ARKEOLOJİ MÜZESİ

4.574 18.870 8.130 31.574 6.665 10.840 3.520 21.025

ATATÜRK MÜZESİ

0 42.568 0 42.568 0 51.924 0 51.924

TARİH VE SANAT MÜZESİ

20.209 5.453 2.140 27.802 30.206 5.612 2.994 38.812

AGORA 32.000 5.094 1.749 38.843 38.490 2.821 1.228 42.539

EFES MÜZESİ 149.930 30.974 18.861 199.765 205.102 34.380 28.802 268.284

EFES 1.324.666 171.424 170.385 1.666.475 1.469.894 196.182 237.724 1.903.800

ST. JEAN 193.203 22.537 16.254 231.994 268.240 25.763 23.127 317.130

YAMAÇ EVLERİ

70.463 0 8.452 78.915 133.382 15.314 0 148.696

BERGAMA MÜZESİ

10.658 6.411 5.410 22.479 8.679 7.265 7.713 23.657

AKROPOL 196.824 21.233 12.404 230.461 212.752 23.541 33.818 270.111

ASKLEPİON 90.036 10.920 9.665 110.621 105.518 20.215 18.394 144.127

BAZİLİKA 20.220 7.822 9.435 37.477 20.138 4.823 7.734 32.695

ÇEŞME MÜZESİ

18.767 9.410 5.463 33.640 26.167 6.527 7.621 40.315

ÖDEMİŞ MÜZESİ

0 3.809 0 3.809 0 2.922 0 2.922

TİRE MÜZESİ 0 6.576 0 6.576 0 8.026 0 8.026

ÇAKIRAĞA KONAĞI

0 22.966 0 22.966 958 19.277 0 20.235

TOPLAM 2.131.550 386.067 268.348 2.785.965 2.526.191 435.432 372.675 3.334.298

(Kaynak: http:// www.izmirturizm.gov.tr)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

72

Şekil-7: 2011 Yılı Bergama Müze ve Ören Yerleri İstatistikleri

2.5. BERGAMA’NIN TURİZM ÇEKİCİLİKLERİNİN GÜNÜMÜZDEKİ KULLANIMI

Bergama turizm arz çekiciliklerinin (doğal, kültürel, hizmet çekicilikleri) günümüzde nasıl

değerlendirildiği, hangi turizm türleri ve aktivitelerinin uygulandığına bakıldığında, tüm bu zenginliğe

rağmen bu çekiciliklerin yeterince kullanılmadığı ve turizm aktivitelerinin de son derece sınırlı olduğu

daha ilk başta söylenebilir.

Bergama doğal çekicilikleri içinde günümüzde en fazla kullanım alanı Kozak Yaylası olmasına

rağmen son birkaç yıla kadar hemen hemen hiçbir şekilde turistik kaynak olarak düşünülmemiş, daha

ziyade yaylada bulunan ve yaylaya da ismini veren çam fıstığı yetiştiriciliğinin ekonomik yönü

üzerinde durulmuştur. Son yıllarda Bergamalı özel bir girişimci önderliğinde, Göbeller ve Demircidere

Köyleri’nde başlayan kırsal turizm aktiviteleri günümüzde yıllık 2000 yabancı ziyaretçiye ulaşmıştır.

Bunun dışında Kozak Yaylası; bisiklet turları, doğa yürüyüşleri ve yayla içinde bulunan mesire alanı ile

yerli ziyaretçiler için günübirlik bir çekim unsuru oluşturmaktadır.

Bergama kültürel çekicilikleri, turizm çekicilikleri içinde ayrı bir öneme sahiptir. En çok

kullanılan turizm çekiciliği olmasına rağmen yine de istenilen düzeyde değildir. Yılda yaklaşık

400.000’e yakın ziyaretçi bu çekim merkezlerini ziyaret etmektedir. Bergama’nın kültür çekiciliklerinin

başında: Akropol, Bergama Müzesi, Asklepion ve Serapis Tapınağı gelmektedir.

Bergama hizmet çekiciliklerini; ulaşım kolaylıkları, konaklama hizmetleri, yiyecek-içecek

hizmetleri, diğer turizm hizmetleri oluşturmaktadır. Bergama’nın dış bağlantılarında kullanılan ulaşım

25833

295927

155959

36535 0

50000

100000

150000

200000

250000

300000

350000

Bergama Müzesi Akropol Örenyeri Asklepion Örenyeri Bazilika Örenyeri

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

73

sektörü yalnızca karayoludur. İlçe içinde de ulaşım altyapısı kalite ve köylere ulaşım açısından oldukça

yeterlidir. Bunun yanı sıra 2010 Ekim ayında hizmete giren Bergama-Akropolis teleferik hattı da,

ilçeye hem bir kolaylık hem de yenilik getirmiştir. Bergama’daki toplam turistik yatak kapasitesi

680’dir. Bergama’ya yönelik turistik talep ile Bergama’nın turistik yatak kapasitesi karşılaştırıldığında,

yatak kapasitesinin son derece kısıtlı olduğu ve ilçede nitelikli 4 ve 5 yıldızlı otellerin bulunmadığı

ortaya çıkmaktadır. Turistik tesislerin yıl içerisindeki kullanım yoğunluğuna bakıldığında tüm

mevsimlerde doluluk oranlan yüksek olduğu görülmektedir. Bunun yanında, Bergama, kültür turları

için günübirlik bir çekim yeri olmasından dolayı özellikle öğle yemeklerine hizmet veren, turist

gruplarını ağırlayan, turistik yiyecek-içecek işletmeleri gelişmiştir ve bunların tamamı turizm

sezonunda yoğundur. Ayrıca, özellikle ören yerlerinin etrafında turistik hediyelik eşya satıcıları da hiz-

met vermektedir. Öne çıkan değerler; halı, kilim, onyx, değerli taşlar, parşömen vb.dir. Son dönemde,

Bergama’nın girişinde açılan alışveriş merkezleri de ilçenin modern bir görünüm kazanmasına katkı

vermektedir (Ataberk, 2011).

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

74

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

75

Bölüm III BERGAMA VE ÇEVRESİNİN EKOTURİZM AÇISINDAN

DEĞERLENDİRİLMESİ

Dünyada ve ülkemizdeki değişime paralel olarak son yıllarda turizm şekillerinde değişimler

gözlenmektedir. Alışılmış deniz, kum ve güneş’i içeren (3S deniz-kum-güneş) kitle turizmi tatil

anlayışının yerini doğa ile iç içe ve çevreye saygılı (3E, eğlence, eğitim, heyecan) tatil anlayışı almaya

başlamıştır.

Ekolojik dengenin korunması amacıyla ortaya çıkan sürdürülebilirlik kavramı, turizm

faaliyetlerinin doğal ve kültürel kaynaklar üzerindeki olumsuz etkilerinin fark edilmesi, turizmin kendi

geleceğini tehlikeye attığının anlaşılmasıyla, daha uzun vadeli kullanıma dayanan ve farklı isimlerle

anılan ve hepsinin de temelde dayanağı aynı olan turizm türleri ortaya çıkmıştır.

Çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal-kültürel alanlara karşı duyarlı seyahat

olarak tanımlanan ekoturizm turizm felsefesi olarak dikkat çekmekte; ekonomik ve ekolojik verimliliği

bir arada yaşatmayı hedeflemektedir. Özellikle uluslararası talebin yapısındaki değişiklikler, artan

eğitim seviyeleri ve çevre konularına karşı artan ilgi ve bilinç ekoturizm seyahatlerine olan talebi

artırmaktadır.

Dünyada doğayı keşfetmek amaçlı olarak yürütülen ekoturizm, son yıllarda ülkemizde de sık

sık gündeme gelmektedir. Türkiye’nin gelişmekte olan bir ülke olması, doğal ve kırsal kültürel

değerlerinin ve mirasının büyük bölümünün varlığını canlı biçimde sürdürüyor olması, Türkiye’nin

birçok yöresinde ekoturizm için büyük bir potansiyelin varlığını göstermektedir.

Bilindiği gibi Dünyada ve ülkemizde ekoturizm etkinlikleri daha çok dağlarda, yaylalarda,

korunan alanlarda daha geniş bir tanımlama ile kırsal coğrafyada gerçekleşmekte bu nedenle kırsal

turizm, yayla turizmi, çiftlik turizmi ile zaman zaman karıştırıldığına tanık olunmaktadır. Bu kavram

kargaşası kuşkusuz ülkemizde ve literatürde de görülmektedir.

Proje alanı Bergama, M.Ö. 7. yy’da kurulmuş, tarihi ve turistik dokusuyla İzmir’in en önemli

ilçeleri arasındadır. Akropolis ve Asklepion başta olmak üzere birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapan

ilçede, jeotermal su kaynaklarının varlığı da önemli bir çekim gücü oluşturmaktadır. İlçenin tarımsal

üretim gücünü aldığı Bakırçay Ovası da verimli topraklara sahiptir. Bunun yanında ilçeye 20 km.

uzaklıkta bulunan Kozak Yaylası, Bergama Krallığı’ndan bu yana fıstık çamı üretim merkezi olmasının

yanında saklı kalmış turizm potansiyeli ile ilçenin sahip olduğu en önemli doğal çekicilik unsurlarından

biridir.

Verimli tarım topraklarıyla tarım sektörü açısından zenginlikler sunan Bakırçay Ovası ve fıstık

çamı yetiştiriciliğinin hakim olduğu doğal güzellikleri ile de ön planda olan Kozak Yaylası kültür odaklı

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

76

turizmin yanında alternatif turizm türlerinin de gelişme potansiyelinin olduğunu göstermektedir.

Turizm etkinlikleri bütüncül bir şekilde ele alınırsa, kitle turizmine alternatif olacak birçok potansiyelin

farkına varılacaktır.

Kültür turizmi Bergama için önemli olmakla birlikte, sahip olduğu doğal güzellikler ilçeyi

ekoturizm açısından da çekici hale getirmektedir. Son zamanlarda ilçede duyulan ilgi ve görülen

hareketlilik turizmin, ekoturizm temelli çeşitlenip gelişeceğinin bir işaretidir. Ekoturizm potansiyelinin

saptanmasındaki amacımız; Bergama’da ekoturizmin sürdürülebilir olarak gelişmesine katkıda

bulunurken, ilçenin rekabet gücünü arttırmasına da yardımcı olacaktır.

Bergama destinasyonunun coğrafyası “turist ağırlama bölgesi" (tourist resort region)

(Ashworth & Tunbridge, 2000) olarak tanımlanabilir. Ayrıca, Bakırçay’ın döküldüğü Ege Denizi kıyıları,

deniz-güneş-kum turizmi talebi yaratan hemen yakındaki kıyı aktivitelerini de temsil etmektedir.

Yakın çevrede yer alan ören yerleri ziyaretleri (Apollonia, Kanai, Atarneus, Perperene, Parthenion,

Akropol, Asklepion, Bazilika, Bergama Arkeoloji Müzesi, Allianoi vb.) turizm pazarında kültürel miras

turizmi olarak ayrı bir potansiyel sunmaktadır. Dahası korunmuş doğal, tarihsel ve kültürel miras

açısından çeşitlilik sunan, daha az bilinen, sanayinin gelişmediği ve kentsel gelişme baskısından

nasibini almamış yerleşmeler (Kozak Yaylası ve köyleri, Bakırçay Ovası’nın kırsal alanında tarım

ürünlerinin üretim süreçlerini izlemek, tarihi merkez ve kentsel sit alanı vb.) yeni bir paket olarak

ziyaretçilerin ilgisini çekecektir. Böylece turizm, diğer çağdaş kullanımların yanında, köklü tarihi

geçmişi olan Bergama ve çevresinde çeşitli sinerjilerin yaratılmasında farklı açılardan katkı sağlayacak,

buradaki yerleşmeler ‘tarihi turist kenti‘, ‘kültür kenti’, ‘alışveriş kenti’, ‘gastronomi kenti’ gibi rolleri

üslenecektir. (Ashworth& Tunbridge, 2000).

İlçenin ekoturizm potansiyelinin ortaya konulması, yeni turizm yatırımlarının sayısını

artırabileceği gibi, ilçeye gelen yerli ve yabancı ziyaretçi sayısında ve turizmden elde edilen gelirde de

artışa neden olabilecektir. Ancak, ilçenin ekoturizm varlığı bilinmekle beraber potansiyeli hakkında

bugüne kadar herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu tip bir çalışmanın yapılması bu potansiyelin

ortaya konulmasının yanında ekoturizmin ilçede sürdürülebilir büyümesine ve ilçenin rekabet

gücünün artmasına da katkı sağlayacaktır.

Günümüzde, turizm anlayışının değişmesiyle birlikte tek çekiciliğe yada ürüne bağlı kalarak

yapılan turizm yerine, entegre-bütünleşik turistik ürünler oluşturarak, turizmi zamana ve yaymak,

ziyaretçinin kalış süresini uzatmak ve turizmden daha çok gelir elde etmek amacıyla alternatif turizm

türleri oluşturmaya yönelik arayışlar içine girilmiştir. Bu durumda, bulunduğu eşsiz coğrafyada deniz-

güneş-kum turizmine alternatif olabilecek çeşitli potansiyelleri barındıran Bergama’da kültür turizmi

ile başlayan turizm etkinliğini Bergama ve çevresine yayarak ziyaretçilerin farklı arayışlara seçenek

sunmak güçlü bir yaklaşım olacaktır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

77

Özellikle yatırımcıların doğa ve kültür sevenlerin ilgisini çekmek, Bergama turizmini

geliştirerek hak ettiği ilgi ve geliri artırmak projenin çıkış noktası olmuştur. Ekoturizmin, doğal

çekiciliklerin ötesinde kırsal ortamların tarımsal faaliyetleri ve kırsal kültür ile bütünleşme olduğu

hatırlanırsa projenin ortaya çıkış gerekçeleri daha iyi kavranacaktır. Bu projenin amaçlarını ya da

gerekçelerini farklı şekillerde sınıflandırmak mümkündür. Ancak öncelikle Bergama ile ilgili gerekçeler

ve dünya turizmiyle ilgili gerekçeler şeklinde bir ayrım yapılabilir. Bergama açısından gerekçeler;

istihdam yaratmak,

118 köyü olan ilçede kırsal kalkınmayı desteklemek,

alternatif geçim kaynakları oluşturmak,

kadın işgücünü artırmak,

kültürel etkileşim ve işbirliği sağlamak,

koruma-kullanma ilişkilerine dikkat çekmek olarak özetlenebilir.

Dünya turizm hareketleri dikkate alındığında ise;

dünya turizmindeki yeni eğilimler, yeni destinasyonlar ile artan rekabet,

kıyılardan kırsal kesime kayan talep

yaşlanan Avrupa nüfusu,

artan turistik ürün çeşitliliği,

ağırlaşan rekabet koşulları düşünüldüğünde projenin önemi kavranacaktır.

Bergama’da Neden Ekoturizm?

Bergama’nın ekoturizm açısından cazip olmasının neden olan faktörler arz, talep ve diğer

olmak üzere üç bölümde sınıflandırılabilir.

Arz Açısından:

Bergama gibi Dünya Mirası olmaya aday bir antik kent ve tanınmışlık,

Kırların kirlenmemiş, bozulmamış ve kimliğini kaybetmemiş bir ortam sunmaları. Bu “otantik”

olma özelliği, birbirlerinden çok farklı, özgün yapıdaki kırsal alanları ve yerleşmeleri,

Kırsal alanların, doğayla bütünleşen, çok çeşitli etkinliklerin yapılmasına uygunluk göstermesi,

(sözgelimi; ata binme, uzun yürüyüşler, avlanma, bisiklete binme, meyve-sebze toplama gibi),

Geleneksel el sanatları ve yaşam örnekleri,

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

78

Ulaşım olanakları iyi olmakla birlikte konaklamanın geliştirilmesi-köy evlerinden yararlanma

olanakları,

Bergama’yı turizmde cazip kılan çekicilikler ve üstünlüklerdir.

Talep açısından:

Turizm talebindeki değişme: Kıyılardan iç kesimlere kırlara, kırsal kültüre ve Dünya

miraslarına kayma ve Bergama Müzesi ve ören yerlerini gezmeye gelenler, İzmir kent nüfusu,

İzmir’e gelenler Bergama için talep yaratabilir.

Üçüncü yaş için kültür termal-kırı birleştiren entegre turistik ürünlerin varlığı ve çekiciliği.

Genç turistlerin ilgisinin kültüre ve kırlara kayması.

İngilizce’de 3E denilen (entertainment, exciting, education) eğlence-heyecan-eğitim

isteklerinin artması sonucunda dağlar ve yaylaların doğa sporları, kamp kurma açısından

uygunluğu.

Diğer Açıdan:

Arz ve talep özellikleri dışında; Bergama’da ekoturizmin geliştirilmesinde şu nedenler önemli

role sahiptir:

Ekoturizmin, yerli halk için gelir veya ek gelir sağlaması, kadının ekonomik yaşama katılması,

Turizmin ve ekoturizmin alternatif geçim kaynağı oluşturması, iç göçü önlemesi,

Ekoturizmin, kentli ve köylüler arasındaki ilişkileri güçlendirmesi,

Ekoturizmin, doğal ve kültürel çevrenin korunmasına yardımcı olması.

Bergama’nın ekoturizm potansiyelinde arz çekicilikleri son derece zengin, doğal ve kültürel

değerlerinin rekabet düzeyi yüksektir. Potansiyeli tamamlayan talep ve pazar yönleri ise zayıftır. Bu

yüzden ilçenin ekoturizm potansiyelini tüm yönleriyle saptayıp, ondan sonra doğru yerlerde

ekoturizm geliştirilmeli ve gereklerine uygun biçimde yönetilmelidir.

Bergama’nın en önemli şanslarından biri, ekoturizmle entegre olabilecek birçok turizm

türünün aynı kırsal ortamı paylaşabilmesidir. Ekoturizm, kültür turizmi ve termal turizm çok yerde

birbirine eşlik edebilir. Önemli olan, ekoturizm uygulamasında kaliteli bir hizmet sunumu ve özgün

etkinliklerin düzenlenmesidir. Hiçbir zaman turist sayısını artırmak amaçlanmamalı, onun yerine turist

harcamalarını maksimize edecek girişimlerde bulunmalıdır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

79

3.1. BERGAMA’NIN KIRSAL COĞRAFYASI VE EKOTURİZM

Ege Bölgesi'nin dağlık ve geniş düzlükler içeren bazı kesimleri yaylacılığın geliştiği yerler olarak

öne çıkar. Yazın çıkılıp yerleşilen yüksek ve serin yerler olarak adlandırılan yaylaların bir kısmında

geleneksel olarak yaylacılık yapılmakla birlikte son yıllarda dinlenme amaçlı etkinlikler de dikkat

çekmeye başlamaktadır. Ege Bölgesi'nde Madra-Kozak kütlesi, Bozdağlar, Aydın Dağları ve İçbatı

Anadolu'daki yaylalar geleneksel yaylacılığın yapıldığı yöreler arasındadır. Yaylaların yazlık bir

ikametgah ve mera alanı olarak kullanılması, ikinci bir hayat ve geçim kaynağı yaratması, ya da tarım

yapılması, köyden uzak ama sosyo-ekonomik açıdan köye bağlı olması belli başlı ortak özellikleridir.

Yaylalar genellikle yükseğe çıkılan yerlerdir. Ancak nadir de olsa Muğla-Karabağlar yaylası gibi yükselti

itibariyle bulunulan yerden aşağı inilen yaylalar da vardır.

Günümüz yaylalarındaki kullanımlar oldukça farklılaşmış, 1990'lardan sonra rekreasyonel

amaçlı yaylacılık gelişme göstermeye başlamıştır. Turizm Bakanlığı'nın turizmi çeşitlendirme ve

turizmi tüm yıla yayma çabaları içinde Karadeniz yaylalarını turizme açma projesi, teknolojik

donanımlar ve gelişmeler, ulaşım olanaklarının artması sonucunda yaylalara kısa sürede ulaşılması ve

dinlenme amaçlı kullanımların ön plana çıkması ile yayla kullanımında çeşitlilikler dikkat çekmeye

başlamıştır.

Bergama, Ege Bölgesi’nin Ege Bölümünde ve İzmir ilinin kuzeyinde, Bakırçay Havzası’nda yer

almaktadır. İlçenin kuzeyinde Balıkesir ilinin Ayvalık, Burhaniye ve İvrindi ilçeleri, doğusunda Kınık

(İzmir), ve Soma (Manisa) ilçeleri, güneyinde Manisa Merkez İlçesi ve Aliağa (İzmir) ilçesi, batısında ise

Dikili (İzmir) ilçesi ile çevrili bulunmaktadır (Şekil-8). Bergama, İzmir kent merkezine 110 km.,

Ayvalık’a 60 km., Dikili’ye 27 km., Kınık’a 17 km. uzaklıktadır.

Bergama, 1688 km² yüzölçümüne sahip büyük bir ilçemizdir. Bergama topografyasının

temelini kuzeyde Madra Dağı ve güneyde Yunt Dağı ile bu iki dağ arasındaki Bakırçay Havzası

oluşturur. Havzanın tabanında ve ortasından geçen Bakırçay, çevresinde aynı isimde geniş bir ova

oluşturur. Madra Dağı’ndaki en yüksek nokta, 1338 m.’ye ulaşır. Diğer zirveleri, Maya Tepesi ile

Kocadağ ve Kurtburun Tepesi oluşturur. Madra kütlesinin batısında İdris Dağı, güney-güneybatısında

Geyikli Dağı uzanır. Kütlenin güneyinde yükselti azalarak Bakırçay depresyonuna geçilir. Ayrıca bu

bölümün güneyinde yine bir dağlık alan olarak doğu-batı uzantılı Yunt Dağı yer alır ve doğuya doğru

devamında da Soma Dağları başlar (Emekli, 2001). Madra Dağı’nda orta kesiminde, Bergama ilçesinin

kuzeybatısındaki Kozak Yaylası, farklı bir birim olarak kendini belli eder. Doğusunda Madra Dağı

yükseltileri, kuzeyinde Yaylacık Dağı, batısında Esirik Çayı ve güneyinde Kozak Çayı (Madra Çayı) ile

çevrelenir (Şekil-8). Bu çevrede, Kozak (Madra) çayının yerleştiği alüvyon ovaların ortalama yükseltisi

400-500 m, yaylanın ortalama yükseltisi ise 800-1000 m arasında değişmektedir. Geniş bir fıstık çamı

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

80

ormanı ile örtülü yayla, manzara güzellikleri, arkeolojik değerleri, kanyonları, jeolojik oluşumları, su

kaynakları ve kırsal kültürel değerleri ile ilgi çekici bir ortamdır (Emekli, 2003).

Şekil-8: Bergama Çevresinin Turistik Çekicilikleri ve Ekoturizm Olanakları (Kaynak: Baykal ve Emekli, 2010)

Kozak Yaylası (burada birden çok yayla olsa da halk arasında Kozak Yaylası terimi

kullanılmaktadır) Kozak-Madra kütlesinde yer alan bir yayla olup, İzmir'in Bergama ilçesi sınırları

içinde bulunan en güzel ve önemli rekreasyon alanlarından biridir. Bergama, Ege Bölgesinin ve bu

bölgenin merkezi sayılan İzmir'in kuzeyinde, Bakırçay Havzası’nda kurulmuş eski uygarlık

merkezlerinden biridir. Bergama ilçesini kuzeydoğuda Turanlı, kuzeybatıda Kozak, batıda Dikili,

güneydoğuda Kınık ilçesi, güneybatıda ise Zeytindağ yerleşmeleri çevrelemektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

81

2000 yılı verilerine göre toplam 106.536 olan Bergama İlçe nüfusu, 2008 yılı adrese dayalı

nüfus kayıt sistemi sonucuna göre ise 100.671 kişi olarak saptanmıştır. Bu nüfusun %49’u kentte,

%51’i ise kırda yaşamaktadır. Nüfusun Bergama İlçesi’ndeki dağılımında coğrafi özelliklerin belirleyici

olduğu görülmektedir. Nüfus; ova köylerinde yoğun, buna karşılık yaylalarda, Madra ve Yunt

Dağları’ndaki dağ köylerinde oldukça seyrektir. Tarım ekonomisinin yaygın olduğu Bergama’da

(Kaplanoğlu ve Meriç, 2011) yükseklerde ürün çeşidinin ve verimliliğin sınırlı olmasının, bu

kısımlardaki diğer potansiyellerin değerlendirilmemesi nedeniyle göç verilmesinin payı vardır. Verimli

Bakırçay Ovası’nda bulunan köylerde tütün pamuk, buğday, zeytin yetiştirilip bağ-bahçe tarımı

yapılmakta, Kozak Yaylası’ndaki köylerde çam fıstığı toplayıcılığı, dokumacılık, hayvancılık ve

ormancılık gelir kaynaklarını oluşturmaktadır. Bergama Merkez İlçede sanayi ve turizm gibi tarım dışı

faaliyetlerde gelişme eğilimi kaydedilmektedir. Bergama’nın kırsal kesiminde tarım sektörü

ekonominin temelini oluştururken kent merkezinde başat sektör hizmetlerdir (%64). Bergama

Merkez İlçede çalışanların %25’inin istihdam edildiği sanayi sektörü ilçenin tarım sektörünü

destekleyen önemli ekonomik etkinliktir. Kentte tarımsal üretimi işlemeye yönelik sanayi dalları

gelişirken, Bergama’nın ulaşım olanakları ve liman bağlantılarına açık coğrafi konumu nedeniyle, bu

sektör yatırıma açık bir alan olarak görülmektedir. İzmir, Manisa ve Balıkesir il merkezlerine yakınlığı,

zengin tarımsal hammaddenin işlendiği, yöreye özgü ürünlerin (fıstık çamı, peynir, dokuma)

pazarlandığı, kırsal yerleşmelerin ihtiyacı olan çeşitli eşyaların imal edildiği merkez konumunda

bulunması nedeniyle Bergama’da, hizmetler sektörünün kent ekonomisindeki etkinliğine rağmen,

turizme hizmet verecek donatıların/servislerin ve faaliyetlerin gelişmediği görülmektedir. Oysa

Bergama genç nüfus yapısıyla yaratılacak turizm etkinlikleri için gereken insan kaynağına ve ekonomik

güce sahiptir.

Bergama uygun iklim, Bakırçay gibi verimli bir ova ile Madra-Kozak ve Yunt gibi dağlık

alanlara, yaylalara sahip ilçedeki ürün çeşitliliği ile tarımdan vazgeçme lüksü yoktur, olmamalıdır.

Bergama bu yapısıyla kırsal kalkınma çalışmalarına ağırlık vermek zorundadır. Ancak konumuz gereği

bu çalışmada ekoturizme dikkat çekilecektir. Bu nedenle Bergama kırsal yerleşmelerini kısaca tanımak

gerekmektedir. Bergama köyleri 19. yüzyılda kuruluş yerlerine göre; ova köyleri, yamaç köyleri dağ

köyleri ve kıyı köyleri olmak üzere 4 gruba ayrılırken günümüzde üç grupta toplamak mümkündür

çünkü kıyı köyleri Dikili ve Çandarlı idari sınırları içinde kalmaktadır (Emekli, 2011).

1. Ova köyleri: Ova köyleri, dairesel şekilde kurulmuştur. Dairenin merkezinde cami, dükkan

veya kahve bulunmaktadır. Ova köylerinin bu dairemsi yapısı temel yapıyı bozmamak şartıyla bazı

köylerde değişikliğe uğramaktadır. Örneğin iki dairemsi köy birleşerek tek köy haline gelebilmektedir.

(Aziziye-Ayasköy). Ova köylerinde görülen diğer bir değişiklikte köyün eski dairemsi yapısına katılan

yeni evlerin yolun iki tarafında uzanmasıdır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

82

2. Yamaç köyleri; Ovayı sınırlayan bir yamaç üzerinde kurulmuşlardır. Yamaç köylerinin planı

yerleştikleri eğimin şartlarına göre değişmektedir.

3. Dağ köyleri, Madra-Kozak ve Yuntdağı köyleri bu gruba girer. Yerleşim dağınıktır. Ancak

günümüzde yerleşmelerin toplulaştığı görülmektedir. Bu köy halkının büyük bir kısmını Türkmen

(yörük) aşiretlerinin oluşturduğu ileri sürülebilir.

4. Kıyı köyleri: Rum köyleri, kazanın denize yakın kesimlerinde veya deniz kıyısında

bulunmaktaydı. Zeytindağı, Bademli, Altınova, Ayvalık, Kadıköy başlıca Rum yerleşim alanlarını

oluşturuyordu. 19. yüzyılda Bergama kentinde ve köylerinde hemen herkesin az da olsa arazisi vardı.

Bu nedenle halkın büyük bir kısmı, sebze ve meyveye para vermez, kendisi yetiştirirdi. Fazlası ile

pazara getirilip satılırdı. Ev hayvancılığı Bergama kenti ve ova köylerinde yaygındı. İnek, koyun, tavuk,

keçi, manda beslenirdi. Ev hayvancılığının yanı sıra, sürü hayvancılığı da yapılmaktaydı. Süt ve süt

ürünleri açısından oldukça önemli bir yere sahip olan Bergama bugün de bu özeliğini yitirmektedir.

Günümüzde köyler, 19. yüzyıla benzer yerleşim özellikleri göstermektedir. Rum nüfusu

olmadığı için 19. yüzyıldaki gibi bir farklılık dikkati çekmemektedir. Ova, yamaç ve dağ köyleri

şeklindeki ayrım bugün de söz konusudur. Ancak, ulaşım koşullarının gelişmesiyle köyler arasındaki

ilişki ve iletişim artmıştır. Ova köylerinde toplu yerleşim görülürken dağ ve yamaç köyleri de yerleşim

dağınıktır. Geleneksel yapısını kısmen koruyan Kozak ve ova köylerinin günümüz koşullarına uyduğu

buna karşın, Yunt Dağı ve çevresindeki köyler hala geleneksel yapılarını koruduğunu söylemek

mümkündür.

Kozak yaylasında yaşam geleneksel özelliğini korumaktadır. Halk su kaynaklarına yakın yerleri

seçerek çardak biçimi barınaklara yerleşerek günlük faaliyetlerini yapmaktadır. Kozak köylerinde su

kaynakları ve yüzey şekilleri yerleşmelerin toplu olmasında rol oynamaktadır. Yaylalarda yerleşmeler

nispeten dağılsa da suyun bulunduğu yerlerde bir toplanma görülmektedir. Geleneksel yapıyı koruyan

tek katlı ahşap malzemeli evlerin sayısı azalmakla beraber çoğu bakımsızdır. Yayla konutları ise

derme-çatma konutlar ile çardaklardan oluşmaktadır.

Dağ ve yamaç köyleri ova köylerine göre daha kapalı ve içe dönüktür. Kozak ve Yunt dağı

çevresindeki dağ köylerinde hayvancılık, dokumacılık, en önemli geçim kaynaklarıdır. Kozak ve

çevresinde fıstık çamı yetiştiriciliği, orman işçiliği ve süt hayvancılığını ayrıca ekleyebiliriz. Ova

köylerinde tarımsal faaliyetlerden bağ bahçe tarımı, zeytincilik, tütün ve pamuk tarımı yapılmaktadır

ancak ekonomik değeri her geçen gün azalmaktadır.

Turizm potansiyeli yüksek olan Kozak ve çevresi, ekoturizm ve kırsal geliştirilmesine olanak

verirken, ekonomik geliri yeterli olan Kozak halkı turizme uzak kalmayı tercih ederken, bugün

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

83

tarımdan kaynaklanan sorunlar, gelirin azalması turizmin gündemdeki yerini artırması nedeniyle

turizme ilgi gösterilmeye başlamıştır

Kozak'ın bağlı olduğu Bergama ilçesinde ilk turizm hareketleri, kuşkusuz yörenin tarihsel ve

kültürel zenginliklerine bağlı olarak gelişme göstermiştir. 1980'li yıllardan sonra, ülkemizde sağlanan

barış ve huzur ortamı, turizmi destekleyici ve geliştirici politikaların benimsenmesi turizmin

gelişmesine katkıda bulunmuştur. Söz konusu yıllardan itibaren turizm etkinlikleri ülke bütününde

hızla yayılmaya, turistik yatırımlar artmaya başlamış, bu durumdan Bergama da payını almıştır. Çünkü

1980'li yıllarla birlikte ülkemize giriş yapan turist sayısında önemli artışlar olmuş, turizmi

çeşitlendirme ve alternatif turizm arayışları gündeme gelmiştir. Bu gelişim içerisinde, tarihsel ve

kültürel zenginliğe sahip Bergama, İstanbul-Antalya turlarını yapan turist gruplarının uğradıkları bir

yer özelliğini kazanmıştır.

Müze, Akropol, Asklepion ve Kızılavlu gibi ören yerlerini ziyaret eden turist grupları kültür

turizmi kapsamında geldiği ve konaklamadığı için Bergama'da turizm bir gelişme gösterememiştir. İç

turizm faaliyetleri kapsamında ise Bergama Güzellik Ilıcasına şifa bulmak amacıyla gelen yerli

turistlerin olduğu, ancak konaklama imkanı sınırlı olduğu için yıl boyunca gelenlerin sayısının çok az

olduğu açıklanmaktadır. Kaplıcaya gelenlerin daha çok Bergama köyleri ile Dikili, Çandarlı ve Ayvalık

gibi yakın yerleşmelerden geldiği bilinmektedir. Bununla birlikte yine yakın çevre halkının günübirlik

rekreasyonel faaliyetlerde bulunmak ve piknik yapmak için Kozak'a çıktığı belirlenmiştir.

Bergama'nın kullanılmayan en önemli turistik çekiciliklerinden birini oluşturan Kozak yaylası

ve çevresindeki potansiyelden iç ve dış turizmde hiç yararlanılmamaktadır. Sadece ilkbahar ve

sonbahar aylarında güzel doğası, bitki örtüsü temiz havası ve su kaynakları ile ünlü yaylada günübirlik

rekreasyonel faaliyetler amacıyla piknik yapılmaktadır. Oysa, İzmir'in en seçkin rekreasyon

alanlarından biri olan yaylalar; dinlenme, köy yaşamını gözleme, doğa yürüyüşleri, atla gezinti,

bisiklete binme, manzara seyretme ve fotoğraf çekme gibi çok sayıdaki etkinlikler için son derece

uygun bir ortam sunmaktadır. Kozak yaylasının turistik çekiciliklerini anlatmadan önce doğal çevre

özelliklerini ve sosyo-ekonomik yapısını irdelemek gerekmektedir.

3.2. KOZAK YAYLASI’NIN DOĞAL ÇEVRE ÖZELLİKLERİ

Herhangi bir yerin turistik çekicilikleri saptanırken coğrafi verilerden mutlaka

yararlanılmaktadır. Turistik çekicilikler genel olarak doğal çekicilikler (yüzey şekilleri, kıyılar, kıyı ve

plaj özellikleri, iklim, hidrografik özellikler, bitki örtüsü) ve tarihsel-kültürel çekicilikler (antik kentler,

kalıntılar, müzeler, el sanatları, yöresel mutfak, müzik-dans-halk oyunları, tarihi öneme sahip yerler

vb.) şeklinde sınıflandırılmaktadır. Ayrıca ulaşım olanakları, konaklama kapasitesi ve konaklama

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

84

şekilleri, eğlence ve dinlenme olanakları (Foto-1), turistik donanım ve organizasyonlar, alt ve üst yapı

yeterlilikleri de turizmin gelişmesinde etkili olmaktadır.

Konumu ve ulaşımı: Kuzey Ege alt bölgesinde; Edremit Ovası ile Bakırçay vadisi arasındaki

granitik Madra-Kozak kütlesi geniş bir coğrafi birim oluşturur. Bu kütlenin en yüksek noktası

Bergama'nın kuzey doğusunda (kuş uçuşu 25 km.) 1338 m.’ye ulaşır. Madra-Kozak kütlesinin

güneyinde ise Bakırçay'ın katettiği, Bakırçay vadisi ovaları uzanır. Batıda Bayat ve Çandarlı, orta

kesimde Bergama, Soma, doğuda Kırkağaç, Gelenbe ovaları bulunmaktadır (Emekli, 2001).

Kozak yaylası Ege Bölgesi’nin asıl Ege bölümünün, kuzey Ege alt bölgesinde, Bergama ilçe

sınırları içinde yer almaktadır ve kolaylıkla ulaşılmaktadır. Selinos Çayı boyunca ilerleyen Kozak yolu

tümüyle asfalttır. Kozak yaylasının yerleşim merkezi olan Yukarıbey ile Bergama arası 20 km’dir ve 15-

20 dakikada ulaşılmaktadır. Asfalt yol Yukarıbey’den sonra, Aşağıbey'e Kaplan’a, Çamavlu ve

Güneşli'ye ulaşırken bir diğer yol ile Terzihaliller ile çevre köylerine ulaşılmaktadır. Kozak yaylasına

Ayvalık- Bergama yoluyla ulaşmak ta mümkündür.

Denize kıyısı olmayan Kozak'a en yakın kıyı yerleşmesi Dikili'dir ve 45 km.’lik mesafede yer

almaktadır. Deniz gümrük kapısı olarak Dikili (45 km) ve Ayvalık (60 km) deniz giriş kapılarına yakınlık

Bergama'ya yabancı turist gelişi açısından avantaj sağlamaktadır. (Bergama’nın demiryolu ulaşımı

açısından konumuna baktığımızda, en yakın demiryolu Soma'dan geçmektedir ve ilçeye 42 km.

uzaklıktadır. İzmir Adnan Menderes Havalimanı ise Bergama'ya en yakın havalimanıdır (125 km.).

Kozak'ın coğrafi konumu ve sit şartları, ilçe turizminde hem olumlu hem de olumsuz rol

oynamaktadır. Ana karayollarına ve deniz kıyısına yakınlığı idari açıdan zengin bir kültürel mirasa

sahip olan Bergama'ya yakınlığı Kozak'ın erişebilirliğini ve çekiciliğini artırmakta, turizm için uygun

koşullar yaratmaktadır. Bergama, İzmir, Manisa ve Balıkesir il merkezlerine ortalama 100 km.

uzaklıktadır. Ayrıca Ayvalık gibi gelişmiş bir turizm merkezine yakınlığı tarihsel ve kültürel değerler

bakımından zengin olan Bergama'ya yerli ve yabancı turist ziyaretlerini artırmakta (olumlu etki),

ancak gecelemeleri engellemektedir (olumsuz etki). İzmir, Ayvalık gibi turistik yerlere günübirlik

mesafe içinde bulunan Bergama'da konaklamalar oldukça azdır.

Yüzey şekilleri: Ege Bölgesi’nin kuzeyinde, Bergama’nın kuzeybatısında bulunan Kozak yaylası,

doğuda Madra Dağı, kuzeyde Yaylacık Dağı, batıda Esirik Çayı ve güneyde Kozak Çayı (Madra Çayı) ile

çevrilidir. Kozak granodioritik masifi Bergama, Ayvalık, Burhaniye ve İvrindi arasında yükselir. En

yüksek zirveyi 1338 m. yükseklikteki Madra Dağı'ndaki Maya tepesi ile Kocadağ ve Kurtburun tepesi

(968 m.) oluşturur (Sözer, 1990). Masifin orta kesimi Kozak (Madra) çayının yerleştiği alüvyon

ovalarının ortalama yükseltisi 400-500 m., yaylalarının ortalama yükseltisi ise 800-1000 m. arasında

değişmektedir. Geniş bir çam ormanı (Foto-2) ile örtülü yayla, manzara güzellikleri (Foto-3), arkeolojik

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

85

değerleri, dorukları, düzlükleri, kanyonları, jeolojik oluşumları, su kaynakları ve kültürel değerleri ile

ilgi çekmektedir.

İklim özellikleri: Kozak çevresinin yer aldığı kuzey Ege alt bölgesi Akdeniz ikliminin etkisi

altında kalmakla beraber konum olarak kuzeyden gelen hava kütlelerine açık olması, denizden uzak

ve yükseltisinin kıyıya oranla fazla olması nedeniyle kıyıda ve güneyde bulunan meteoroloji

istasyonlarına oranla daha serindir. Zira bu durum yazın önemli bir avantaj oluşturmaktadır. Kozak'ta

bir süre ölçüm yapan Devlet Su İşleri'nin 33 yıllık ölçümlerine göre yıllık ortalama sıcaklık 11.5oC, yıllık

ortalama yağış 939 mm.'dir. Hakim rüzgar yönü ise kuzeydir.

Yörede en soğuk ay Ocak ayıdır ve coğrafi enleme bağlı olarak sıcaklıklar güneye doğru

artmaktadır (Edremit 6.2oC, Ayvalık 7.6oC, Dikili 7.7oC). En sıcak ay Temmuzdur (Edremit 25.7oC,

Ayvalık 26.3oC). Yıllık ortalama yağış bakımından da Kozak iyi bir konuma sahiptir. Kuzey Ege alt

bölgesinde ortalamalar 600-650 mm. arasında değişirken Kozak’da 900 mm.’nin üzerindedir.

Toprak özellikleri ve bitki örtüsü: Kozak çevresinde kahverengi kireçsiz orman toprakları

hakimdir. Fıstık çamı ormanlarının anakayası granittir. Granitin kaba bünyeli ve gevşek topraklar

vermesi ağaç köklerinin derine ulaşmasına izin vermekte ve fıstık çamının gelişmesine yardımcı

olmaktadır.

Hafif eğimli bir tırmanışla ulaşılan Kozak yaylasında yol boyunca, çağla, ceviz, incir, erik,

çitlembik, zeytin, incir, asma, çınar, erguvan, böğürtlen, hayıt, zakkum, dere boyunca çınar, kavak

ağaçlarına rastlanır. Yukarılara doğru çıkıldığında ağaçlar birdenbire renk değiştirir, koyulaşır ve fıstık

çamlarının başladığı anlaşılır. Daha yükseklerde fıstık çamlarına yer yer karaçamlar eklenmektedir.

Orman altı bitki örtüsü laden, üçgül, eğrelti, fiğ, yalancı burçak, kırmızı yumak, tüylü meşe ve

böğürtlenlerden oluşmaktadır. Bu zengin bitki örtüsüne, uzun süre dalında bozulmadan kalabilen

Kozak üzümü ve Kozak elması eklenerek çeşitliliği artırmaktadır.

3.3. KOZAK KÖYLERİNİN YERLEŞME ÖZELLİKLERİ VE SOSYO-EKONOMİK YAPISI

Kozak kütlesi içinde Kozak çayının yerleştiği alüvyonlu ovada yer alan köyler Kozak köyleri

olarak anılmaktadır. Geçen yüzyılda kurulmuş Yörük yerleşmesi olan köyler kurucu Türkmen ailesinin

veya boyunun adını taşır. Kozak köylerinin coğrafi konumu, kolay ulaşımı, verimli ve zengin ardülkeye

bağlı oluşu yörenin eski çağlardan beri yararlanılmasına olanak tanımıştır.

Bergama ve Kozak çevresi tarihin erken çağlarından bu yana yerleşime sahne olmuş, istilalara

uğramış, çeşitli uygarlıkların etkisinde kalmıştır. M.Ö. 2000'lerden itibaren yöre Misia, Eolia, Pitya

uygarlıklarının yerleşim yeri olmuştur. M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'in bölgeye geldiği ileri

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

86

sürülmektedir (Eriş, 1978 ve 1996). Hellenistik ve Roma dönemi özellikleri taşıyan bölgede fıstık,

mısır, üzüm ve şarap, tomruk üretimi yapıldığı anlaşılmaktadır.

Beylikler Döneminde Karesi beyliğine bağlanan Kozak çevresi uzun süre Karasi beyin oğlu

Yahşibey tarafından yönetilmiştir. 1333 yılında Bergama'ya uğrayan İbni Batuta Kozak'a çıkmış,

çevrenin güzelliğinden yemeklerinden ve ipekten yapılan giysilerden övgüyle bahsetmiştir. Osmanlı

döneminde Kozak'ta yayla hayatı yaşanıyordu. Yazları Edremit, Burhaniye, Altınova taraflarından

Kozak yaylasına çıkma, kışları ise deniz kıyılarına inme yörüklerin en önemli hareketleri olarak

değerlendirilmekteydi. Osmanlı döneminde Bergama'da olduğu gibi Kozak'ta da tarım ve hayvancılık

en önemli geçim kaynağını oluşturmaktaydı. Bizans döneminde yoksullaşan Kozak çevresi Osmanlı

Devletinin kuruluş ve yükseliş döneminde yün, deri, üzüm, kuruyemiş, pekmez, turşu, abacılık ve

ipekçilik ürünleri ile dışa açılmış ve ün kazanmıştır (Eriş, 1996).

Kozak adı günümüzden 300 yıl önce yörüklerin bölgeye yerleşmesi ile söylenmeye başlamıştır.

Fıstık çamının ürünü olan kozalaktan dolayı bu adın verildiği ileri sürülmektedir.

Bugün Kozak'ta Yukarıbey (bucak merkezi), Aşağıbey, Aşağıcuma, Ayvatlar, Çamavlu,

Demircidere, Göbeller, Hacıhamzalar, Hisar, Kaplan, Karaveliler, Kıranlı, Okçular, Güneşli, Terzihaliller

ve Yukarıcuma olmak üzere16 köy vardır. Yukarıbey köyüne bağlı kullanılan 8-9 yayla bulunmaktadır.

Çamavlu'da ise 15-16 yayla yöre halkı tarafından kullanılmaktadır. Kıranlı, Terzihaliller, Göbeller,

Yukarıcuma ve Kaplan köylerinin de 2-3 tane yaylası bulunmaktadır. Kozak köylerinde geleneksel

yaylacılık daha çok yörenin doğu kesiminde toplanmıştır. Kozak köylerinin toplam nüfusu 1927 yılında

5795, 1950'de 6398, 1975'te 7426, 2000 yılında ise 7918'e, 2011’de 7148’e ulaşmıştır. Kozak'taki

nüfus hareketlerini değerlendirecek olursak nüfus sayımlarına baktığımızda artış oranlarının çok

yüksek olmadığı hemen dikkati çekmektedir. Çünkü yapılan görüşmelerde Kozak'ta aile başına 1-2

çocuk düştüğü, 3-4 çocuklu ailelerin oldukça az olduğu belirlenmiştir. Diğer kırsal kesimlerdeki gibi

çocuğun ekonomiye katkısı söz konusu değildir. Üstelik çamlıkların küçük parçalara bölünmesi üretim,

bakım ve hasat işlerini olumsuz etkilemekte ürün ve işçilik kayıplarına neden olmaktadır. Kozak halkı

göç düşünmez, kente yerleşmez ayrıca burada dışarıdan gelip yerleşenlere de pek rastlanmaz. Çünkü

burada malı-mülkü, çamlığı-meşeliği olmayan barınamaz, geçinemez. Üniversite ve yüksekokullarda

okuyan gençler meslek edinerek köy dışında geçimlerini sürdürür. Ancak köylerde onlar adına

yapılmış evleri bulunmaktadır.

Kozak köylerinin nüfus büyüklüklerine bakarsak; 2011 yılı itibariyle Yukarıbey ve Karaveliler'in

nüfusu 2000’e yaklaşırken, diğer köylerin nüfusları ise 200-800 arasında değişmektedir. Büyük

nüfuslu köyler birkaç mahalleli iken diğerleri genellikle tek mahallelidir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

87

Yaylada yaşam geleneksel özelliğini korumaktadır. Halk su kaynaklarına yakın yerleri seçerek

çardak biçimi barınaklara yerleşerek günlük faaliyetlerini yapmaktadır. Kozak köylerinde su kaynakları

ve yüzey şekilleri yerleşmelerin toplu olmasında rol oynamaktadır. Yaylalarda yerleşmeler nispeten

dağılsa da suyun bulunduğu yerlerde bir toplanma görülmektedir.

Köy konutları günümüz mimari özelliklerini yansıtmaktadır. Betonarme, 2-4 yana eğimli

kiremit çatılı, 2-3 katlı evler çoğunluktadır. Kozak köylerinde eğitim öğretim olanakları yeterli

düzeydedir. Hemen hemen her köyün ilköğretim okulu vardır. Kozak Lisesi ise gençlerin lise öğrenimi

tamamlayabilmesi için hizmet vermektedir. Ayrıca Bergama kent merkezine yakınlık ve çeşitli meslek

liselerinin varlığı Kozaklıların eğitim-öğretim seçeneklerini zenginleştirmektedir. Kozak'ta herkes

okuma-yazma bilmektedir. Hatta lise ve üniversite mezunu gençlerin sayısı hayli fazladır.

Ege Bölgesi’nin en geniş fıstık çamı ormanı Kozak’tadır. Fıstık çamlarıyla kaplı bu yaylada

geleneksel olarak yaylacılık faaliyetleri eski önemini yitirse de yıllardır yapılmaktadır. Kozak’ın

geleneksel yaşamında en önemli geçim kaynağı fıstık çamıdır. Özel mülkiyete ait yaylalarda çam

kozalakları, Şubat ayında 3-4 gün içinde toplanır, yazın da 5-6 günde harmanlanır. Haziran ve Temmuz

aylarında evlerin önünde “harım” denilen yerde kıştan beri bekleyen kozalaklar yayılır, güneşte

açılması beklenir ve fıstıklar kozalaklarından ayrılır. Yüksekliği 30-35 m.’ye varan ağaçlardan ürünü

toplamak zordur, ancak diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi çapalama, gübreleme, ilaçlama gibi

zahmetleri yoktur. Yaylada fıstık çamından sonra en önemli geçim kaynağını hayvancılık

oluşturmaktadır. Özellikle büyükbaş hayvancılık Kozak çevresinde mandıracılığın gelişmesini

sağlamaktadır. Çamavlu Tarım Kalkınma Kooperatifi aracılığı ile yapılan Bergama peynirleri pazarlarda

aranmaktadır. Bunun dışında geçimlik düzeyde tarım yapılmaktadır

51 yaylada yaklaşık 500 aile yaylacılık geleneğini sürdürmektedir. Kozak'ın daha çok

doğusunda toplanan yaylalarda Nisan-Eylül ayları arasında kalınmaktadır. Bu sırada büyükbaş hayvan

yetiştiriciliği hakim olmakla beraber, küçükbaş hayvancılık da yapılmakta ve bu tip hayvancılıkla

uğraşanlar yaylada daha uzun süre (kasım ayına kadar) kalmaktadır. Yayla halkının %60’ı büyükbaş,

%40’ı küçükbaş hayvancılık yapmaktadır. Ayrıca her aile suyun olduğu yerlerde geçimlik düzeyde

tarımsal faaliyetlerde de bulunmaktadır Önemli bir ekonomik faaliyet olan hayvancılık ile elde edilen

sütün bir kısmı, özel mandıralar tarafından bir kısmı da Çamavlu Köyündeki Tarımsal Kalkınma

Kooperatifi tarafından toplanmaktadır. Ünlü Bergama peynirlerinin kaynağı da Kozak'tır. Fıstık çamı

da aynı şekilde ya toptan alan özel şahıslara ya da Çamavlu Kooperatifi aracılığı ile başta Ege Bölgesi

ve tüm yurda dağıtılmaktadır.

Kozak'taki granit parke taşı üretimi de önemli bir geçim kaynağı olmaya başlamıştır. Gri ve

pembe renkli granitler yapı taşı, döşeme ve aksesuar taşı olarak kullanılmaktadır. Özellikle yurtdışına

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

88

da ihraç edilmesi ekonomik olarak önem taşımaktadır. Terzihaliller, Aşağıcuma, Hacıhamzalar granit

ocaklarının yoğunlaştığı köylerdir. 150000 ton civarında üretilen parke taşları ülke içinden başka

Almanya, İsviçre ve Arap ülkelerine satılmaktadır.

Bunların yanı sıra Kozak’ta posta, telefon sağlık (sağlık ocağı), güvenlik (jandarma) hizmetleri

de yeterlidir.

3.4. KOZAK YAYLASI’NIN TURİSTİK ÇEKİCİLİKLERİ

Turistik çekicilikleri doğal ve tarihsel-kültürel çekicilikler şeklinde sınıflandırdığımızda Kozak'ın

bu açıdan avantajlı olduğunu ifade edebiliriz. Ulaşımı, yüzey şekilleri, iklimi, bitki örtüsü turizmi

destekleyen niteliklere sahiptir. Yörenin kırsal özellikler taşıması turizm türleri bakımından çeşitlilik

sunmasına olanak sağlamaktadır. Diğer bir ifadeyle kırsal alanı paylaşan pek çok turizm türü ve

turistik etkinlik vardır: kamp-karavan turizmi, eko turizm, mağara turizmi, kış sporları ve dağ turizmi,

çiftlik turizmi, yayla turizmi ilk akla gelenler arasındadır. Kırsal alanların bir diğer özelliği de kırsal

kültürle bütünleşerek, yörenin yerel kültür özelliklerinin tanınmasına olanak sağlamasıdır. Bu nedenle

kırsal mekanlar yerel kültürle birleşerek hem kırsal hem de kültürel turizme zemin hazırlamaktadır.

Kozak yaylası doğal güzelliklerinin yanı sıra gün ışığına çıkmayı bekleyen tarihi ve kültürel

değerleri ile turizminin gelişmesine olanak tanır. Perperene antik kentinin kalıntıları, Aşağıbey’in Çakıl

yaylasında bulunmaktadır. Bu antik kent Ayvalık-Bergama yolu üzerinde, Aşağıbey köyünün 1 km.

kuzeyinde bir yayla kentidir. Bergama Krallığı döneminde yaylalardaki verimli tarımsal alanların

değerlendirilmesi amacıyla kurulduğu ileri sürülmektedir. Tiyatro, tapınak, agora ve hamam gibi

yapıların olduğu bilinmektedir. Çamavlu köyündeki Asar kale ile Roma ve Bizans dönemine ait çeşitli

kalıntılar Kozak’ın kültürel zenginliğini artırmaktadır. Perperene antik kenti kalıntıları Aşağıbey köyü

karşısında bulunan Çakıl yaylasında bulunmaktadır. Perperene küçük bir Akropol'ün içinde 2000

seyirci kapasiteli bir tiyatro, hamam ve tapınakları ile dikkat çeker (Akurgal, 1989).

Okçular köyünde bulunan, Roma ve Bizans özelliklerini yansıtan Okçular Kalesi'nin sur

duvarları ayakta kalmıştır. Askeri ve savunma özellikleri ağır basan kalede ev, saray, tapınak temelleri

ve sarnıçlar görülebilmektedir. Göbeller köyünün Roma ve Bizans döneminde dinsel bir merkez

olduğu ve Hıristiyan kesişlerin konakladığı bir yer olduğu ileri sürülmektedir. Asar tepeye doğru

yükseldikçe kayalara oyulmuş mezarlar ve lahit kapakları görülmektedir. Kozak-Kıranlı köyünde ise

küçük bir kilisenin varlığı dikkat çekmektedir.

Yörenin yerel kültürünü yansıtan halı, kilim, heybe gibi dokumalar ve bu dokumalarda

kullanılan kök boyalar, desenler, renkler oldukça ilgi çekicidir. Kozak halıları Selçuklu halılarının bir

devamıdır. Geometrik, çizgisel ve bitkisel motifli dokumalardaki hakim renk kırmızı ve mavidir. Ayrıca,

beyaz, sarı ve yeşil yardımcı renkler olarak kullanılır. Kozak'ta Çamavlu, Kıranlı, Terzihaliller,

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

89

Hacıhamzalar, Aşağıcuma, Yukarıcuma ve Yukarıbey halıcılıkta öne çıkan köylerdir. Kozak

dokumalarının, halı, kilim, heybe, seccade, çorap, çuval, ekmek torbası gibi çeşitleri bulunmaktadır.

Halı ve kilimlerdeki dokuma şekilleri, boyama teknikleri, desenleri, biçimleri dokumaların antika değer

kazanmasına neden olmuştur. Ayrıca yazma-başörtüsü kenarlarına yapılan oyalar, el sanatlarındaki

bir başka zenginliktir.

Kozak kültürünün en önemli yanlarından biri halkın gelenek ve göreneklere bağlılıklarını

sürdürmesidir. Sözgelimi, kız isteme, düğün, kına yakma, gelin oynatma, çeyiz serme, doğum, askere

gönderme, cenaze töreni, yeme-içme şekilleri, halk oyunları halen Kozak'ta tüm canlılığı ve otantikliği

ile yaşamaktadır. Bununla birlikte fıstık çamlarından ürünü toplamanın zorluğu bilinmekte ve bu

gelenekleri de etkilemektedir. Şöyle ki; Kozak’ta fıstık çamını toplama, kurutma, kozalak ayıklama,

künar süpürme, künar süzme gibi gelenekler eğlenceli bir şekilde devam etmektedir. Hatta fıstık

ağacına çıkamayana ya da çamdan düşene kız verilmemektedir. Yerel kültür ürünlerini koruyan ve

yaşatan Kozak'taki bu durum turizm açısından önemli bir çekicilik kaynağını oluşturmaktadır. Kozak

kadınları çalışkanlıkları ve becerileri ile de dikkat çekerler. Dokuma işini bilmeyenin yuva

kuramayacağına inanılır. Ayrıca, yoğurt, peynir, tereyağı, bulgur, erişte, tarhana, yufka, salça, pekmez

ve yaz sebzelerinin kurutulması kış için hala yapılan geleneksel hazırlıklardır. Bu ürünlerin turistik

ürün haline getirilmesi mümkündür. Çünkü kırsal turizmde yerel kültüre ilişkin ürünler ilgi çekici

bulunmakta, turistler bu tür ürünleri yerinde görmek-izlemek istemekte hatta bazı etkinliklere (köy

sofrasında yemek yeme, ürün toplama, halı dokuma) katılmayı arzulamaktadırlar. Ancak bu

ürünlerden turizmde yararlanılması düşünülürken Kozak halkının gelenek ve göreneklerine olan

bağlılıklarını saygıyla karşılayan bir turizm anlayışının geliştirilmesi gerektiğinin altını çizmemiz

gerekmektedir.

Verimli Bakırçay Ovası, Kozak Yaylası, Madra ve Yunt Dağları çam fıstığı, zeytin, pamuk,

buğday, tütün gibi çeşitli türdeki tarım, sebze ve meyve ürünlerinin yetiştirildiği uygun iklim

özelliklerine sahiptir. Kırsal turizm kapsamında farklı mevsimlerde çeşitli tarımsal ürünlerinin

toplama, hasat ve üretim dönemleri ziyaretçiler için cazibe yaratabilir. Bu türde etkinliklere ve

festivallere katılarak ziyaretçilerin gerek kırsal gerekse kültürel ve sportif aktivitelerde bulunmaları

sağlanabilir.

Ekoturizm açısından Kozak Yaylası’nı da içine alan Madra Dağları ve Yunt Dağı doğal (flora-

fauna), tarihsel, kültürel ve folklor özellikleri ve önemli noktalara ve gelişmiş karayollarına yakınlıkları

(ana ulaşım koridorları; İstanbul-Edirne-Çanakkale-İzmir) ile spor, koşu, bisiklete binme, yürüme,

avcılık, piknik yapma, kutlama ve diğer rekreatif aktiviteler için elverişli ortamlar ve atmosferler

sunmaktadır. Günümüzde, Kozak Yaylası ve çevresi resmi tatillerde ve hafta sonlarında kırsal

rekreasyon aktiviteleri için hizmet vermektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

90

Her yıl Mayıs ayının son haftası ve Haziran ayının ilk haftası kutlanan Bergama Kermesi’nin

ikinci günü piknik ve yürüyüş amaçlı olarak Kozak Yaylası’nda geçirilmektedir. Kozak Yaylası’ndaki köy

evlerini, ekoturizm ve kırsal turizm kapsamında, konaklama amacıyla kullanmak mümkündür.

Diğer taraftan Bergama kent merkezi içinden Bakırçay’ın ikinci önemli kolu olan Bergama Çayı

geçmektedir. Bakırçay ve kolları rafting vb. sporlar açısından elverişli değildir ama görsel açıdan ve

mikro-klima bakımından çevresel estetiğe katkı yapmakta, kıyılarında amatör balıkçılık ve

rekreasyona yönelik faaliyetlere imkân vermektedir.

Turizm etkinliğinde ‘tarihsel mirasın öneminin artması kültür turizmini yaratırken, tarihi

kaynakların değer kazandığı geniş bir pazar çeşitlenmesini de getirmektedir. Bu yöndeki yaklaşımlar

farklı amaçlardaki grupların ilgisini çeken yeni, özgün varış noktaları için yarışma olasılığı

yaratmaktadır. Ayrıca, kıyı alanları açısından tarihi, termal, kırsal yerleşmelere odaklanan yeni çekim

noktaları tatil deneyimlerini artırmanın yanında süre ve mekân açısından da farklılık ve yeni olanaklar

sağlar. İlgi çekici tarihi mekânlar hava koşullarına daha az bağımlıdır ve kıyı donatılarının bulunduğu

alanlar dışında konumlanmaktadır. Böylelikle, tatil paketlerinde tarihi ve kültürel ögelere de yer

verilmesi ile hem tatil sezonu uzatılabilir hem de tatil yöresi kıyının gerisinde kalan alanları da

kapsayacak biçimde genişletilebilir.

3.5. KIRSAL COĞRAFYA, KÖYLER VE EKOTURİZM

Bergama’da Ekoturizm Sektör Analizi Projesi kapsamında yapılacak çalışmalar hakkında

paydaşları ve hedef grubu bilgilendirmek ve projeye katılımlarını sağlamak amacıyla, proje ortakları

ve iştirakçilerinin katıldığı bir çalıştay gerçekleştirilmiş ve köy muhtarlarına yönelik bir bilgilendirme

toplantısı düzenlenmiştir. Çalıştaylarda ve bilgilendirme toplantısında alınan bilgiler ışığında

Bergama’da ekoturizm potansiyeli taşıyan köyler belirlenmiştir. Bergama ilçesinde 118 köy

bulunmaktadır; ancak proje süresinin üç ay ile sınırlı olması nedeniyle, proje başvuru formunda

öngörüldüğü üzere bu köylerden potansiyel teşkil eden köyler ile görüşülmüştür.

Köyler belirlenirken coğrafik özellikleri yanında Bergama konusunda daha önce yapılan

çalışmalar göz önüne alınarak (Emekli, 2011), Dağ köyleri, Yamaç köyleri ve Ova köyleri olmak üzere

üç bölüme ayrılmıştır. Çalıştayda ve bilgilendirme toplantısında iştirakçi kurumlar ve muhtarlardan

alınan bilgiler ışığında her bölgeyi öne çıkan özellikleriyle temsil edebilecek 72 köy tespit edilmiş ve bu

köylere öncelik verilmiştir.

Görüşme yapılan köylerin listesi aşağıdaki tabloda sunulmaktadır. Ekoturizm açısından zengin

bir arz potansiyeli taşıması ve daha önce turizm çalışmaları yapılması nedeniyle Kozak Yaylası’na bağlı

16 köyün tamamı ziyaret edilmiştir. Diğer bölgelerden ise potansiyel taşıdığı düşünülen köylere yer

verilmiştir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

91

Görüşmeler köy muhtarları ile gerçekleştirilmiş; yalnızca 6 köyde, köyün muhtarının yerinde

olmaması nedeniyle konu ile ilgili bilgi alınabilecek kişilerle (aza ve/veya okul müdür vb.)

görüşülmüştür. Görüşmelerde, köylerin demografik özellikleri, mevcut geçim kaynağı, köyün ziyaretçi

alıp almadığı, el sanatları, geleneksel değerleri, doğal yapısı, altyapı olanakları ve eksiklikleri, yöre

halkının yerli ve yabancı turiste bakışı gibi ekoturizm potansiyelini belirleyecek unsurlar ile ilgili

sorular sorulmuştur. Görüşmeler sonucunda elde edilen bilgiler ve bu doğrultuda köylerde yapılması

gereken faaliyet ve düzenlemeler raporun bu bölümünde detaylı olarak sunulmaktadır. Köyler

öncelikle bulundukları alana göre sınıflandırılmıştır; sonrasında aynı bölgede yer almasına rağmen

doğal yapı, kültür vb. açıdan farklı özellikler taşıyan köyler bağlı oldukları bölge yerine benzerlik

gösteren civarındaki bölge köyleri ile birlikte değerlendirilmiştir. Örneğin Madra Dağı’nda yer alan

köyler Kozak ile aynı bölgede bulunmasına rağmen, altyapı olanakları, yerel ürünler vb. özellikleri

farklılık göstermesi nedeniyle kuzeydoğu bölgesine dahil edilmiştir. Bu doğrultuda, rapor

hazırlanırken köyler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır. Bunlar; Kozak köyleri, Yunt ve Zeytindağ

köyleri, Madra-Turanlı-Göçbeyli-Ayaskent köyleri, Bergama merkez köyleri olmak üzere dört ana

bölümden oluşmaktadır. Aşağıdaki Bergama haritasında bölgeler verilmektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

92

Şekil-9: Bergama Morfografik Haritası ve Yöreleri (Kaynak: Sönmez, 2008)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

93

Çizelge-7: Görüşme Yapılan Yörenin Genel Olarak Ekoturizm Potansiyeli

Bergama İlçesi Ekoturizm Potansiyeli

Yöre Az Orta İyi

Kozak Köyleri +

Zeytindağ Köyleri +

Göçbeyli-Ayaskent-Turanlı-Madra Köyleri

+

Yunt Dağı Köyleri +

Bergama Merkez Köyleri +

Çizelge-8: Görüşme Yapılan Köylerin Ekoturizm Potansiyeli

ZİYARET EDİLEN KÖYLER

EKOTURİZM POTANSİYELİ

Yok Az Orta İyi

1 AKÇENGER

2 ALİBEYLİ

3 ARMAĞANLAR

4 AŞAĞIBEY

5 AŞAĞICUMA

6 AŞAĞIILGINDERE

7 AŞAĞIKIRIKLAR

8 ATÇILAR

9 AVUNDURUK

10 AYVATLAR

11 AZİZİYE

12 BALABAN

13 BAYRAMCILAR

14 BOZKÖY

15 BOZYERLER

16 ÇAKIRLAR

17 ÇALTIKORU

18 ÇAMAVLU

19 ÇAMKÖY

20 ÇELTİKÇİ

21 CEVAPLI

22 ÇİTKÖY

23 DEMİRCİDERE

24 DEREKÖY-BUCAK MERKEZİ

25 DERİCİKÖY (TEKKEDERE)

26 DOĞANCI

27 GAYLAN

28 GÖBELLER

29 GÖKÇEYURT

30 GÜLTEPE

31 GÜNEŞLİ

32 HACIHAMZALAR

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

94

ZİYARET EDİLEN KÖYLER

EKOTURİZM POTANSİYELİ

Yok Az Orta İyi

33 HİSARKÖY

34 İSMAİLLİ-BUCAK MERKEZİ

35 KADIKÖY

36 KALEARDI

37 KAPIKAYA

38 KAPLANKÖY- Kozak

39 KARAVELİLER

40 KIRANLI

41 KIRCALAR

42 KOCAHALİLLER

43 KOCAKÖY

44 KOYUNELİ

45 KOZLUCA

46 KURFALLI

47 KÜÇÜKKAYA

48 MARUFLAR

49 OKÇULAR

50 ÖKSÜZLER

51 ÖRENLİ

52 ÖRLEMİŞ

53 ORUÇLAR

54 PAŞAKÖY

55 PINARKÖY

56 SAĞANCI

57 SARICAOĞLU

58 SEKLİK

59 SİNDEL

60 TEĞELTİ

61 TEPEKÖY

62 TERZİHALİLLER

63 TIRMANLAR

64 TOPALLAR

65 YALNIZEV

66 YENİLER

67 YERLİTAHTACI

68 YORTANLI

69 YUKARIBEY-BUCAK MERKEZİ

70 YUKARICUMA

71 YUKARIKIRIKLAR

72 ZAĞNOS

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

95

Görüşme yapılan köylere ait nüfus, konum ve tarımsal ürünler aşağıdaki tabloda

sunulmaktadır.

Çizelge-9: Bergama’da Ekoturizm Potansiyeli Olan Köylerin Alfabetik Dizini ve Temel Özellikleri

KÖYÜN ADI KONUMU NÜFUSU TARIMSAL ÜRÜN

1 AKÇENGER Kuzeydoğu 275 -

2 ALİBEYLİ Kuzeydoğu 551 Mısır, Pamuk

3 ARMAĞANLAR Güneydoğu 166 Çam Fıstığı

4 AŞAĞIBEY Kozak Yaylası 621 Çam Fıstığı, Üzüm

5 AŞAĞICUMA Kozak Yaylası 651 Çam Fıstığı

6 AŞAĞIILGINDERE Kuzeydoğu 130 -

7 AŞAĞIKIRIKLAR Güneybatı 593 Pamuk, Mısır, Domates, Ayçiçeği

8 ATÇILAR Yunt Dağı 78 Antep fıstığı

9 AVUNDURUK Kuzey 92 -

10 AYVATLAR Kozak Yaylası 321 Çam Fıstığı, Üzüm

11 AZİZİYE Kuzeydoğu 339 -

12 BALABAN Yunt Dağı 42 -

13 BAYRAMCILAR Yunt Dağı 203 -

14 BOZKÖY Güneybatı 361 Pamuk, Mısır, Domates, Zeytin

15 BOZYERLER Yunt Dağı 262 Zeytin

16 ÇAKIRLAR Güneybatı 69 Zeytin

17 ÇALTIKKORU Kuzeydoğu 74 -

18 ÇAMAVLU Kozak Yaylası 578 Çam Fıstığı

19 ÇAMKÖY Güneybatı 208 Zeytin, Buğday, Mısır, Bamya, Domates, Ayçiçeği

20 ÇELTİKÇİ Kuzeydoğu 249 Tütün

21 CEVAPLI Güney 83 Zeytin, Mısır, Domates, Buğday

22 ÇİTKÖY Kuzeydoğu 202 -

23 DEMİRCİDERE Kozak Yaylası 163 Çam Fıstığı, Zeytin, Üzüm

24 DEREKÖY-BUCAK MERKEZİ Kuzeydoğu 171 Zeytin, Arpa, Buğday, Fiğ

25 DERİCİKÖY (TEKKEDERE) Güneybatı 249 Zeytin, Buğday, Pamuk, Mısır

26 DOĞANCI Kuzeydoğu 125 Pamuk, Mısır, Domates, Arpa, Buğday

27 GAYLAN Güneydoğu 158 Tütün

28 GÖBELLER Kozak Yaylası 390 Çam Fıstığı

29 GÖKÇEYURT Kuzey 70 -

30 GÜLTEPE Kuzeydoğu 39 -

31 GÜNEŞLİ Kozak Yaylası 235 -

32 HACIHAMZALAR Kozak Yaylası 258 Çam Fıstığı

33 HİSARKÖY Kozak Yaylası 234 Çam Fıstığı

34 İSMAİLLİ-BUCAK MERKEZİ Yunt Dağı 337 Antep Fıstığı

35 KADIKÖY Kuzeydoğu 532 -

36 KALEARDI Kuzey 76 Tütün

37 KAPUKAYA Kuzeybatı 50 -

38 KAPLANKÖY- Kozak Kozak Yaylası 399 Çam Fıstığı

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

96

KÖYÜN ADI KONUMU NÜFUSU TARIMSAL ÜRÜN

39 KARAVELİLER Kozak Yaylası 756 Çam Fıstığı

40 KIRANLI Kozak Yaylası 470 Çam Fıstığı, Üzüm

41 KIRCALAR Kuzeydoğu 199 Tütün, Buğday, Zeytin

42 KOCAHALİLLER Yunt Dağı 33 Maydanoz, Marul, Domates

43 KOCAKÖY Yunt Dağı 50 -

44 KOYUNELİ Yunt Dağı 395 Zeytin, Tütün, Bamya

45 KOZLUCA Kuzeydoğu 382 Pamuk, Tütün, Domates, Biber

46 KURFALLI Güneybatı 304 Bamya, Buğday, Pamuk, Mısır, Zeytin

47 KÜÇÜKKAYA Güneybatı 543 Pamuk, Zeytin

48 MARUFLAR Güney 73 -

49 OKÇULAR Kozak Yaylası 286 Çam Fıstığı, Üzüm, Zeytin

50 ÖKSÜZLER Yunt Dağı 210 Antep Fıstığı

51 ÖRENLİ Kuzey 512 -

52 ÖRLEMİŞ Yunt Dağı 341 Zeytin, Buğday, Bakla

53 ORUÇLAR Kuzeydoğu 514 Ceviz, Badem, Kestane, Fasulye

54 PAŞAKÖY Kuzeydoğu 190 -

55 PINARKÖY Güneybatı 909 Zeytin, Bamya, Pamuk, Buğday, Mısır

56 SAĞANCI Güneybatı 384 Zeytin, Bamya, Buğday

57 SARICAOĞLU Kuzeydoğu 181 Tütün

58 SEKLİK Yunt Dağı 342 -

59 SİNDEL Güneydoğu 248 Zeytin, Çilek

60 TEĞELTİ Güneybatı 224 Zeytin

61 TEPEKÖY Güneybatı 1118 Bamya

62 TERZİHALİLLER Kozak Yaylası 322 Çam Fıstığı

63 TIRMANLAR Madra Dağı 671 Zeytin

64 TOPALLAR Madra Dağı 299 -

65 YALNIZEV Güneybatı 731 Pamuk, Bamya, Tütün

66 YENİLER Kuzeydoğu 152 -

67 YERLİTAHTACI Kuzeybatı 183 -

68 YORTANLI Kuzeydoğu 76 -

69 YUKARIBEY-BUCAK MERKEZİ Kozak Yaylası 1224 Çam Fıstığı

70 YUKARICUMA Kozak Yaylası 240 Çam Fıstığı

71 YUKARIKIRIKLAR Kuzeydoğu 173 -

72 ZAĞNOS Kuzeydoğu 100 Mısır, Domates, Pamuk

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

97

3.5.1. KOZAK YAYLASI KÖYLERİ

Bergama’nın kuzeybatısında yer alan Kozak’ta 16 köy bulunmaktadır. Gerek doğal çekicilik

gerekse ekoturizm faaliyetlerinin birkaç köyde başlamış olması ve halkın bu konuya olumlu yaklaşımı

nedeniyle bu köylerin tümü ziyaret edilmiştir.

Köyler ve konumları ile taşıdığı potansiyeller aşağıdaki verilmektedir.

Şekil-10: Kozak Yöresi Ekoturizm Potansiyeli Haritası* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)

* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

98

Çizelge-10: Kozak Yöresi’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri

KOZAK YÖRESİ

KÖY ADI

FAALİYETLER

Doğa

Yürüyüşü Bisiklet

Yeme

İçme Konaklama

Kültür

Turizmi

Yerel

Ürünler Diğer

AŞAĞIBEY Kuş gözlemciliği, yamaç paraşütü, jeomorfolojik oluşumları izleme

AŞAĞICUMA - - Safari, kampçılık, av turizmi, doğa fotoğrafçılığı

AYVATLAR - Kampçılık, orienteering, festival turizmi

ÇAMAVLU - - Bitki gözlemciliği

DEMİRCİDERE - - -

GÖBELLER Kampçılık, kuş gözlemciliği

GÜNEŞLİ - - - - Kampçılık

HACIHAMZALAR - - - - - Bitki gözlemciliği

HİSARKÖY - - - - - - -

KAPLAN - - - Av turizmi

KARAVELİLER - - - -

KIRANLI - - - Yayla turizmi, çiftlik turizmi

OKÇULAR - -

TERZİHALİLLER - - - - - - -

YUKARIBEY Orienteering, doğa fotoğrafçılığı, festival turizmi

YUKARICUMA - - - -

Köyler ile yapılan görüşmeler sonucu edinilen bilgiler ve yapılan değerlendirmeler aşağıda köy

bazında sunulmaktadır:

Yukarıbey Köyü

Yukarıbey Köyü, Kozak Yaylası’nın merkez köyüdür ve diğer köylerin kesişim noktası olması

açısından önemli bir yere sahiptir. Köyün nüfusu, 590’ı erkek, 634’ü kadın olmak üzere 1224 kişidir. 0-

18 yaş dağılımının nüfusun %20’sini, 18-35 yaş dağılımının %40’ını, 35 yaş ve üstü grubun %40’ını

oluşturduğu köy muhtarı tarafından belirtilmiştir. Türkiye’de Lisesi olan tek köy olduğu söylenmiştir.

15 kişinin üniversite mezunu, 100 kişinin lise mezunu olduğu, köyde okuryazar olmayan 4 kişi

bulunmakla birlikte, geriye kalan kişilerin ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu, Yukarıbey

Köyü’nde 2 kişinin çok az İngilizce bildiği öğrenilmiştir. Köy, taş ocaklarında çalışmaya gelen işçiler

nedeniyle göç almakta olduğu vurgulanmıştır. Köy nüfusunun geçim kaynağının başta çam fıstığı

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

99

olmak üzere hayvancılık, yem bitkileri ve az miktarda arıcılık olduğu ve turizm alanında 2 kişinin yaz

aylarında Antalya’da çalışmakta olduğu ifade edilmiştir. Kadınların, fıstık fabrikalarında veya tarlada

çalıştığı, fıstık topladığı, el işleri ile uğraştığı, hayvanlara bakarak ekonomik hayata katıldığı bilgisi

alınmıştır. Köy halkının büyük bir kısmı geçimini çam fıstığından sağladığı, ancak Kozak’taki çam

ağaçlarında yaşanan kuruma ve verim kaybı nedeniyle geçtiğimiz 3 yıl içerisinde çam fıstığı ağaçlarının

çok az mahsul verdiği ve gelecek üç yılda da aynı şekilde devam edeceği vurgulanmıştır. Fıstık

çamlarında yaşanan verim kaybı nedeniyle köy halkı, arıcılık, halıcılık gibi, alternatif gelir kaynakları

aramaya başladığı belirtilmiştir. Köyün altyapı sıkıntısının bulunmadığı, yalnızca yollar dar olduğu için

maden ocaklarına giden kamyonların yolu kapattığı ve bir yerden başka bir yere varış süresini uzattığı

ifade edilmiştir.

Köy halkının çevresine ve köyün temizliğine son derece önem verdiği gözlemlenmiştir.

Çoğunlukla yaz aylarında köye turlar düzenlendiği ve yerli ya da yabancı turistlerin köye geldiği,

yöresel yemeklerin, tatlıların tadına bakma şansına sahip olduğu söylenmiştir. Köyü ziyaret eden yerli

ve yabancı turistlerin, çarşıda gezinip, çam fıstığı, fıstık tatlısı, fıstık helvası, bal ve sucuk satın aldıkları

vurgulanmıştır. En geniş pazarın bu köyde kurulduğu vurgulanmış ve bu köyde yöresel ürünlerin

satıldığı organik bir pazar kurulabileceği ve buna yönelik turizm faaliyetleri gerçekleştirilebileceği

ifade edilmiştir. Ziyaretçilerin köyde konaklamayı istediği, ancak kalacak yer olmadığı için geri

dönmek zorunda kaldığı belirtilmiştir. Fıstıkçılığın artık yeterli bir gelir kaynağı olmamasından ötürü

turizme yönelmenin iyi bir fikir olacağı tarafımıza iletilmiştir. Fıstık çamlarında verim kaybı yaşandığı

için, ailelerin ev pansiyonculuğuna sıcak baktığı, ancak çoğu ailenin evinin bunun için uygun olmadığı

ifade edilmiştir. Köy muhtarı, bungalov evler yaptırmak için fon arayışı içerisinde olduğunu

belirtmiştir. Bungalov evleri yerine her evin kendi bahçesine saz ev yapıp kiralamasının, köyün görsel

dokusunun bozulmaması açısından daha iyi olacağı ve böylelikle turistlerin çiftlik-tarım faaliyetleri

gerçekleştirebileceği ilçede yaşayan özel bir girişimci tarafından tarafımıza iletilmiştir. Yukarıbey

köyünde, ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler

şunlardır:

Bungalovlar/Saz evleri

Ev pansiyonculuğu

Yöresel yemeklerin sunulması (sütlü çorba, keşkek, güveç, saray tatlısı (Foto-15), yaprak

sarma)

Yöreye özgü ürünlerin satışı (çam fıstığı, fıstık tatlısı, fıstık helvası, fıstık ağdası, bal, sucuk)

(Köyde yöresel ürünlerin satıldığı organik pazar kurulması ile bölgeye günübirlik turist

çekilebilir)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

100

Doğa yürüyüş yolları

Festival turizmi

Kültür turizmi

Doğa fotoğrafçılığı

Bisiklet turizmi (yolları)

Doğa keşfi

Orienteering (Kozak pilot bölge)

Ulaşım sorunlarının giderilmesi

Yerel rehberler yetiştirilmesi

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması ile köyün potansiyeli değerlendirilebilecektir.

Aşağıbey Köyü

Köyün nüfusu 317’si kadın, 304’ü erkek olmak üzere 621 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan

görüşmelerin neticesinde alınan verilerden, genç ve yaşlı nüfusun eşit olarak dağılım gösterdiği

öğrenilmiştir. 10 kişinin üniversite mezunu, 30 kişinin lise mezunu, okuryazar olmayan 2 kişi

bulunmakla birlikte, geriye kalan nüfusun ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu, Aşağıbey

Köyü’nde İngilizce bilen bulunmadığı ve çalışmak, üniversite okumak için Bergama’ya veya Türkiye’nin

farklı bölgelerine göç verdiği öğrenilmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağının fıstık, bağcılık (sofralık

üzüm) ve hayvancılık olduğu ve köyde Pekmezlik üzüm (Kınalı üzüm, Ak üzüm, Kara Yaprak, Kaba

Misket, Alamşa) ve sofralık üzümün farklı türlerinin yetiştirildiği, köy muhtarı tarafından ön plana

çıkarılmıştır. Hatta Şikka (kozak beyazı), Gemre (kozak siyahı) üzümlerinin, Kozak yöresine has üzüm

türleri olarak literatüre geçtiği ifade edilmiştir. Kadınların, fıstık toplayarak, üzüm hasadı yaparak eve

ekonomik katkıda bulunduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı, topraklarının meyvecilik için çok elverişli

olduğunu, ancak tarım sulaması yapılması, aynı zamanda, köy halkının, meyvecilik eğitimi alması ve

tarım teşvikleri konusunda bilgilendirilmesi önerisinde bulunmuştur. Köyün ulaşım ve altyapıyla ilgili

bir sıkıntısı bulunmadığı ifade edilmiştir. Köy halkının, çevresine ve doğal kaynaklarına son derece

özen göstermekte olduğu gözlemlenmiştir. Aşağıbey Köyü’nde eskiden deveci yörükler

yaşamaktaymış, traktör yokken yükleri develer taşımaktaymış. Ancak şimdi köyde sadece "Gümüş"

adlı bir devenin olduğu, onun da deve güreşlerine katıldığı belirtilmiştir. Köyün kendine has özellikleri

kapsamında mimari olarak antik Perperene kalıntıları bulunduğu ve kazı çalışmaları yapılmadığı için

büyük bir bölümünün toprak altında kaldığı öğrenilmiştir (Foto-4). Köyde çok sayıda lahit, taş döşeli

yol, sütunlar ve tünellerin var olduğu köy halkı ve köye gelen arkeologlar tarafından söylenmektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

101

Aşağıbey Köyü’nde Roma döneminden kalma hamam bulunduğu ve bu hamamın 1998 yılına kadar

faaliyete olduğu, ancak daha sonra sağlık nedeniyle kullanıma kapatıldığı tarafımıza bildirilmiştir. Bu

hamamın olduğu bölgede bulunan çam ağaçlarıyla çevrili Altınova barajının manzarayı etkileyici kıldığı

vurgulanmıştır. Turizmle uğraşan özel bir girişimci tarafından, Aşağıbey Köyü’nden, Demircidere

Köyüne bir yürüyüş yolu olduğu ve eşsiz manzara ve bol oksijenli bir hava eşliğinde yürüyüş

yapılabileceği ifade edilmiştir. Yukarıbey Köyü’nün sol bölümü ve Göbeller Köyü arasının değişik kuş

türlerinin geçiş güzergâhı olduğu ve ilkbahar ve sonbaharda kuş gözlemciliği yapılabileceği

söylenmiştir. Köye, izci grupları ve derneklerin kamp kurmaya geldikleri ancak bunun bireysel olarak

yapıldığı ve bunun yaygınlaştırılmasının iyi olabileceği ilçede yaşayan turizmle uğraşan özel bir

girişimci tarafından belirtilmiştir. Bağcılığın ön planda olduğu köyde, eski usul yöntemlerle pekmez

yapılan "Şarakma" bulunmaktadır (Foto-13). Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu gelenek büyük

ölçüde azalmıştır, ancak bu köy bu geleneği hala sürdürmektedir. Köy muhtarı, Sonbahar mevsiminin

sonlarında bu şarakmada alev alev ateş yakıldığını, hasat ettikleri üzümler pekmez olurken, yanan

ateşin etrafında patates pişirildiğini ve çay kaynatıldığını, kaynayan pekmezin içine ayva, elma vb.

meyvelerin atıldığı ve bir taraftan çayların içilip, meyvelerin yendiği, diğer taraftan pekmezin

kaynamasının seyredildiğini anlatmıştır. Köye çok az sayıda yerli turist geldiği, ziyaretçilerin köy

misafirperverliğinden etkilendikleri vurgulanmıştır. Köyde çok ciddi bir turizm potansiyeli mevcut

bulunmaktadır. Aşağıbey köyünde, ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve

yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Doğa yürüyüşü

Doğa keşfi

Dağ/kaya tırmanışı

Doğa fotoğrafçılığı (Madra çayı, Deve kaya vb.)

Kampçılık

Yamaç paraşütü

Kuş gözlemciliği

Deve ile doğa gezisi

Kültür turizmi (Perperene antik kenti, lahitler, tarihi Roma hamamı, Bağ bozumu, şarakma

vb.)

Jeomorfolojik oluşumları izleme (Granit)

Yöresel yemeklerin sunulması (Yaprak sarması)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

102

Yöreye özgü ürünlerin satışı (Pekmez, fıstık tatlısı (Foto-14), fıstık helvası)

El ürünü işlerinin satışı (kilimler, el motifleri, oya)

Halıcılık tezgâhı kurulması ve halıcılık eğitimi verilmesi ile yöreye turist çekilmesi için başka bir

yöntem olarak değerlendirilebilir.

Göbeller Köyü

Göbeller Köyü’nün nüfusu 204 kadın, 186 erkek olmak üzere 390 kişidir. Köy muhtarı ile

yapılan görüşmeler neticesinde alınan bilgilerden, 0-18 yaş grubu nüfusun %10’unu, 18- 35 yaş grubu

nüfusun %30’unu, 35 ve üstü yaş grubu nüfusun %60’ını oluşturmakta olduğu ve köyde 6 kişinin

üniversite mezunu, 10 kişi lise mezunu, geriye kalanlar ilköğretim mezunu olduğu, okuryazar olmayan

2 kişinin yaşadığı, köyde geçtiğimiz yıllarda İngilizce kurslarının açıldığı ve 20 kişinin orta seviyede

İngilizce konuşabildiği öğrenilmiştir. Köyün geçim kaynağının çam fıstığı, hayvancılık olduğu ve

meyvecilik için topraklarının elverişliliği vurgulanmış, ancak sulama yapılması gerektiği ifade

edilmiştir. Kadınların, ev işleri, fıstık toplama gibi işlerle uğraşmakta olduğu söylenmiştir. Çok yüksek

oranda olmasa da köyün diğer bir geçim kaynağının da turizm olduğu ve seyahat acentaları

aracılığıyla köye turlar düzenlendiği söylenmiştir. Türkiye’deki aile yapısını görmek, yöresel

yemeklerin tadına bakmak, doğal güzellikleri keşfetmek amacıyla birçok yabancı turistin (büyük

oranda Amerikalı) köye gelmekte olduğu vurgulanmıştır. Ziyaretçilerin, 6’şar kişilik gruplar halinde

evlere alındığı, yöresel yemeklerin sunulduğu, ancak evler müsait olmadığı ve konaklama yapılacak

yer olmadığı için turistlerin, birkaç saat kalıp geri dönmek zorunda kaldığı anlatılmıştır. Tüm Kozak

köylerinde olduğu gibi bu köyde de oldukça pahalı ve değerli olan "Kuzugöbeği" mantarı bulunduğu

ve bu mantardan lezzetli yemekler yapıldığı söylenmiştir. Uluslararası Bergama Kermesi’nin, son gün

Ayvatlar ve Göbeller köyünün arasında yapıldığı vurgulanmıştır. Köyün altyapıyla ilgili bir sıkıntısı

bulunmadığı, ulaşım köyün dolmuşlarıyla sağlandığı öğrenilmiştir. Göbeller köyünde, ekoturizmin

gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Ev pansiyonculuğu

Kampçılık

Mesire alanı

Kültür turizmi (Perperene kentinin dispanseri, geleneksel Türk aile yapısı)

Yöresel yemeklerin sunulması (Köy tarhanası, nohutlu börek, yayla böreği, altüst börek)

Yöreye özgü ürünlerin satışı

Doğa keşfi

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

103

Kuş gözlemciliği

Ev pansiyonculuğuna sıcak bakılmasına karşın, evlerin müsait olmaması nedeniyle mevcut

durumda konaklama imkanı bulunmamaktadır; ancak evlerin avlusuna sazevleri yapılması ile bu

sorun ortadan kaldırılabilir. Yabancı dil ve rehberlik kurslarının açılarak yöre halkının eğitilmesi ve

yürüyüş parkurlarının açılması ile köyün ekoturizm potansiyelinin değerlendirilmesi sağlanabilir.

Okçular Köyü

Köyün nüfusu, 134 erkek, 152 kadın olmak üzere 286 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan

görüşmeler neticesinde alınan verilerden, 18-35 yaş grubunun 150- 200 kişi arasında olduğu, geri

kalan kısmın 35 yaş ve üstü olduğu, köyde lise mezunu 15 kişinin yaşadığı, nüfusun geriye kalanının

okuryazar ya da ilköğretim mezunu olduğu öğrenilmiştir. Köyde 2 kişinin az seviyede İngilizce

bilmekte olduğu ve köyün taş ocaklarında çalışmaya gelen işçiler nedeniyle göç almakta olduğu

öğrenilmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağının başta çam fıstığı olmak üzere üzüm, zeytin olduğu

bildirilmiştir. Taş ocaklarında çok az sayıda köylünün çalışmakta olduğu ve yaz aylarında birkaç kişinin

Ayvalık’ta turizm sektöründe istihdam edildiği öğrenilmiştir. Kadınların, hayvan bakımı, ev ve bahçe

işleriyle uğraşmakta olduğu belirtilmiştir. Köy halkının, çevresine ve ormanlarına önem verdiği

gözlemlenmiştir. Köy muhtarı, köyün kanalizasyon altyapısının yenilenmesi ve tarım için su

kaynaklarının yaratılması gerektiği konusunda öneride bulunmuştur. Ulaşım, köyün dolmuşlarıyla

sağlanmaktadır. Yazın bitimine doğru Kozak yaylasını görmeye gelen, yerli-yabancı turistlerin, bu köye

yöresel yemekleri yemek için uğradığı ve aynı zamanda köyün içinde köy kadınlarının işlettiği bir kafe

bulunduğu burada yemek yiyip, yöresel ürünlerden alma şansına sahip olunabileceği öğrenilmiştir.

Köy kadınlarının, sümbül figürleri kullanarak yaptığı iğne oyalarının meşhur olduğu söylenmiştir.

Köyde eski medeniyetlere ait mimari, tarihi kalıntılar bulunmaktadır. Okçular kalesinin kalıntıları

(Foto-5), 1 metre genişliğinde, 8 metre uzunluğunda işlenmiş sütunlar, taşlar, figürler, kutsal sunak

olduğu düşünülen değirmen taşı diye özel bir taş bulunduğu ve köy halkının, bu taşları, figürleri

toparlayıp bir "Açık Hava Müzesi" oluşturmak istediği vurgulanmıştır. Okçular köyünde, ekoturizmin

gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Ev pansiyonculuğu

Yöresel yemeklerinin sunulması

Doğa yürüyüş yolları

Kültür turizmi (Açık Hava Müzesi)

Doğa keşfi

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

104

Yerel halkın istekli olmasına rağmen, köyde ekoturizm uygulamalarının yapılabilmesi için

öncelikle altyapı sorunlarının giderilmesi gerekmektedir. Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

faydalı olacaktır.

Ayvatlar Köyü

Köyün nüfusu, 152 erkek, 169 kadın olmak üzere 321 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan

görüşmeler neticesinde alınan verilerden, 18-35 yaş grubunun, köy nüfusunun yarısını oluşturduğu ve

kalan yarısının %25’ini 0-18 yaş grubunun, diğer %25’ini de 35 yaş ve üstünün oluşturduğu

öğrenilmiştir. Köyde lise mezunu olan 15 kişinin dışında, okuryazar olmayan 8 kişinin, ilköğretim

mezunu, okuryazar veya ilköğretimde okuyan çocukların yaşadığı belirtilmiştir. Köyün altyapı ile ilgili

bir sıkıntısı bulunmadığı, ulaşımın köye ait bir dolmuşla sağlandığı ifade edilmiştir. Köy halkının temel

geçim kaynağı başta çam fıstığı olmak üzere, arıcılık, kerestecilik ve az miktarda bağcılık olduğu

bildirilmiştir. Köyde bağcılıkla ilgili bir potansiyel olduğu, toprağın geçirgen ve üzüm için elverişli

olduğu, ancak herkesin çam fıstığının ekonomik getirisi daha iyi olduğu için fıstıkçılığa yönelince üzüm

bağlarının kuruduğu öğrenilmiştir. Ancak fıstıkçılığın artık yeterli bir gelir kaynağı olmamasından

ötürü bağcılığa yönelmenin iyi bir fikir olacağı tarafımıza iletilmiştir. Kadınların bir kısmı köydeki fıstık

işletmelerinde çalıştığı, bir kısmının ise Ayvalık’ta zeytin toplayıcılığı yaptığı söylenmiştir. Uluslararası

Bergama Kermesi’nin, son gün Ayvatlar ve Göbeller Köyleri arasında yapıldığı vurgulanmıştır.

Dünya’nın ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen misafirlerin, köyün ve Kozak Yaylası’nın doğal,

geleneksel ve tarihsel güzelliklerini tanıma fırsatı bulduğu anlatılmıştır. Ayvatlar’da henüz kazı

çalışmaları başlamamış bir antik kent bulunduğu köy halkı ve araştırmacılar tarafından

söylenmektedir. Köyde ciddi bir ekoturizm potansiyeli bulunmaktadır. Köyün yüksek kısımlarından

Midilli Adası görünmektedir. Köyün tertemiz bir çam havası ve kayalıklarla ve ormanla bezenmiş bir

manzarası vardır. Köye, Dağ bisikletçilerinin, Motosiklet Derneği’nin, gelip kamp kurduğu ve köye

gelen ziyaretçilerin, köyün yakınında bulunan ailece yemek yenilebilen az sayıda yerden biri olan

Kafe/Restaurant da yemek yiyebileceği vurgulanmıştır. Ziyaretçilerin, konaklama yapmak istediği,

ancak konaklama yapılabilecek bir yer bulunmadığı belirtilmiştir. İlçede turizmle uğraşan özel bir

girişimciden aldığımız bilgiye göre, Ayvatlar ve Demircidere köyleri arasında "Kuşavlu" denilen bir

mevki bulunmaktadır ve burada yamaç paraşütü ve seyir noktaları yapılmasına uygun görünmektedir.

Köy, dağ doğa yürüyüşü için çok uygun olduğu söylenmiştir. Bir rivayete göre, bir horozu Ayvatlar

köyünde bir mağaraya bırakmışlar, aynı horoz Bergama’da Akropol kalesinden çıkmış. Köy muhtarı,

köyün tepelerinde bir kalenin kalıntıları bulunduğunu (Foto-6) ve bu kale yolunun açılması için gerekli

başvuruları yapmış olduğunu vurgulamıştır. Ayvatlar köyünde, ekoturizmin gelişmesi için yapılması

gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Kampçılık

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

105

Dağ doğa yürüyüşü (Ayvatlar-Demircidere-Yukarıbey-Göbeller)

Doğa keşfi

Orienteering

Yeme-içme alanları

Yöresel yemeklerin sunulması (fıstık tatlısı, fıstık helvası, cilveli çay, sura)

Festival turizmi

Kültür turizmi (Hıdırellez, kale ve tarihi kalıntılar)

Yukarıda belirtilenler ekoturizm faaliyetlerine ek olarak aşağıdaki düzenlemelerin yapılması,

köyün başarılı bir ekoturizm örneği olmasını sağlayacaktır.

Kale yolunun açılması

Bungalov/Sazevler

Köy yollarının düzeltilmesi ve genişletilmesi

Turizm konusunda bilinçlendirme

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Arıcılık eğitimi

Ağaç yetiştiriciliği

Çamavlu Köyü

Çamavlu Köyü’nün nüfusu 285 erkek, 293 kadın olmak üzere 578 kişidir. Köy muhtarı ile

yapılan görüşmeler neticesinde, 0-18 ve 18-35 yaş grubunun nüfusun %40’ını, 35 ve üstü yaş grubun

nüfusun %60’ını oluşturduğu öğrenilmiştir. Köy halkı, genel olarak ilköğretim mezunu veya okuryazar

olduğu ve Çamavlu Köyü’nde 2 kişinin orta seviyede İngilizce konuşabildiği belirtilmiştir. Köyün ulaşım

ve altyapı problemi bulunmadığı ve içme sularının, Madra Dağı’nın zirvesinden geldiği vurgulanmıştır.

Geçmişte Bergama Krallığına içme sularının buradan gittiği söylenmektedir. Köy halkının temel geçim

kaynağı başta hayvancılık, çam fıstığı ve az miktarda arıcılık olduğu belirtilmiştir. Tarıma elverişli

toprakları olduğu ve sulama sorununun olmadığı ifade edilip, burada her türlü meyve yetiştiriciliğinin

yapılabileceği söylenmiştir. Bu köyde, mandıracılığın gelişmiş olduğu gözlemlenmiştir. Köyün

hayvanlarının, suni yem olmadan, çeşit çeşit bitki ile kışın %80, yazın ise %95 doğal ortamda

beslendiği vurgulanmıştır. Köyde, yüzde yüz doğal, katkısız, kaliteli ve lezzetli sütlerden yapılan çeşit

çeşit peynirler üreten bir tesiste bulunmaktadır. Karlı Madra Dağları’nın suları, el değmemiş bakir

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

106

meraları, yaz aylarında serin ve temiz bir hava ile sizi kucaklayan yayları ile yemyeşil bir doğası

bulunmaktadır. Sadece Kozak yöresi köylerinde yetişen geven kekiği, şapla, yer sarmaşığı, çayır çiçeği,

öküz göbeği gibi faydalı bitkilerin bulunduğu söylenmiştir. Köyde hala eski fırınlar bulunmakta ve

kullanılmaktadır. Çamavlu Köyü’nde yaşayan Yılmaz Usta, hiçbir eğitim almadan granit taşlarını

oyarak heykeller yapmıştır ve bu heykelleri köyün birkaç yerinde görebilmek mümkündür. Yerli

turistlerin, her yıl Nisan-Mayıs aylarında Madra Dağı’na yürüyüş yapmak için geldiği, köyün havasını,

suyunu, doğasını, yaylalarını çok beğendiği vurgulanmıştır. Çamavlu köyünde, ekoturizmin gelişmesi

için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Dağ-doğa yürüyüşü

Bitki gözlemciliği

Doğa fotoğrafçılığı

Yöreye özgü ürünlerin satışı (Peynir çeşitleri, geven kekiği, şapla vb.)

Yeme-içme alanları

El sanatları ürünlerinin satışı (Erham, kilimler, el motifleri, oya)

Kültür turizmi (Asar kalesi)

Yukarıda belirtilenlere ek olarak, alabalık çiftliği yapılması köye turist çekmek açısından

faydalı olabilecektir.

Kıranlı Köyü

Köyün nüfusu 238 erkek, 232 kadın olmak üzere 470 kişidir. Eski köy muhtarı ile yapılan

görüşmeler neticesinde elde edilen bilgilerden, 0-18 yaş grubu nüfusun %35’ini, 18-35 yaş grubu

%45’ini ve geriye kalan %20’sini de 35 yaş ve üstünün oluşturduğu öğrenilmiştir. Köyde üniversite

mezunu olan 6 kişinin, lise mezunu olan 30 kişinin yaşadığı, köy halkının büyük bir çoğunluğunun

ilköğretim mezunu ve geriye kalan kişilerinse okuryazar olduğu ve köyde 6 kişinin çok iyi İngilizce

konuşabildiği öğrenilmiştir. Köy halkının temel geçim kaynağının başta hayvancılık, çam fıstığı ve

büyük oranda arıcılık olduğu belirtilmiştir (Foto-9). Kadınlar, erkeklerin yaptığı her türlü işi yaptığı, eve

büyük ölçüde ekonomik katkıda bulunduğu söylenmiştir. Köyün ulaşım ve altyapı ile ilgili sıkıntısı

bulunmadığı ifade edilmiştir. İlçede yaşayan ve turizmle uğraşan bir iş adamından aldığımız bilgilere

göre, bu köyde hala eski saz evlerinin altyapılarının bulunduğu, ancak sazların yangın tehlikesine karşı

atılmış olduğu ve evlerin üzerine kiremit taşı yapılmış olduğu öğrenilmiştir. Bölgede andezit taşlardan

yapılmış eski Müslüman, Rum mezarlığı ve lahitler bulunduğu ve araç geçiş yolunun Rum ve

Müslüman mezarlıklarını ikiye ayırdığı söylenmiştir. Rum mezarlarının olduğu bölgenin, eskiden

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

107

Balıkesir, İzmir, Kütahya gibi şehirlerin ticaret ve mola noktası olduğu söylenmiştir. Turizmle uğraşan

iş adamı ile yaptığımız görüşmeler sonucunda, köyün tepesinde eski ağırlık ölçüsü olduğu düşünülen

kulplu taşlar bulunduğu ve köyün daha üst bölümlerinde Maya dağı adlı mevkide oval şekilde zemin

ve diplerinde ve mozaik kalıntıları bulunduğu öğrenilmiştir. Bunun burada maya astronomisinin

yapıldığının işareti olabileceği ve Bergama tarihinin çok eskiye dayandığını gösterdiği ifade edilmiştir.

Akropol’e su getiren yatağın bulunduğu Dalak Çatlatan mevkii burada bulunduğu söylenmiştir.

Kıranlı köyünde yeni yapılmış caminin içerisinde çini işlemeleri bulunmaktadır. İlçede yaşayan

ve turizmle uğraşan iş adamı, Çamavlu köyünden, Karaveliler köyüne, oradan da Kıranlı köyüne

geçilerek yolun uzadığını, Çamavlu ve Kıranlı köyleri arasında tali yol bulunduğunu ve bu yol

kullanılarak köyün daha çok turist gelmesine müsait hale getirilebileceğini ifade etmiştir. Eski köy

muhtarı, yerli turistlerin, dağ yürüyüşü yapmak için köye geldiği ve temiz ve bol oksijenli hava, sessiz

ve yeşillerle kaplı doğa içerisinde yayları ve çiftlikleri bulunduğunu vurgulamıştır. Köylerin

sokaklarında, köy fırınları bulunmaktadır. Köy halkı, 14 bin dönümlük meraya ahşap konaklama

yerleri yapmak istediğini belirtmiştir. Kıranlı köyünde, ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler

(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Dağ doğa yürüyüşü Trekking

Yayla turizmi

Çiftlik turizmi

Yöresel yemeklerinin sunulması

Yöreye özgü ürünlerin satışı

Yeme-içme alanları

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Kaplan Köyü

Köyün nüfusu, 200 erkek, 199 kadın olmak üzere 399 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan

görüşmeler neticesinde elde edilen bilgilerden, 0-18 yaş grubu ve 18-35 yaş grubu nüfusun %40’ını ve

geriye kalan %60’ını da 35 yaş ve üstü oluşturduğu öğrenilmiştir. Köyde lise mezunu olan 6 kişi,

üniversite mezunu olan 6 kişi yaşadığı, köy nüfusunun geri kalanı, ilköğretim mezunu olduğu ve köyde

yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı belirtilmiştir. Köyde altyapı ve ulaşım sıkıntısı bulunmadığı,

köy halkının geçim kaynağının, fıstık, üzüm, hayvancılık ve arıcılık olduğu bildirilmiştir. Köyün

toprakları ve havasının, siyah yemiş denilen incir, ceviz ve badem yetiştirilmesine elverişli olduğu ve

köy halkının, badem fidanları dikme konusunda çalışmalara başladığı söylenmiştir. Kadınların,

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

108

bahçede çalışarak, hayvanlara bakarak eve ekonomik katkıda bulunmakta olduğu ve el sanatları

bağlamında iğne oyası, bindalı işlemeleri, arbalı elbiseleri motifleri vb. işler uğraştığı ifade edilmiştir.

Kaplan köyünden Dikili istikametine geçiş yolu bulunmaktadır ve bu yol üzerinde Nebiler mağarası,

şelalesi ve ılıcası bulunduğu söylenmiştir. Köye, turlar kapsamında veya Dikili ve Ayvalık’tan dönen

yerli ve yabancı turistlerin geldiği belirtilmiş, Kaplan köy meydanında 100 yıllık dev bir çınar ağacının

bulunduğu ve katlı binaların bile, ağacın yanında küçücük kaldığı ön plana çıkarılmıştır. Turistlerin, bu

çınar ağacının altındaki kahvede kahvaltı yaptığı veya bir şeyler içtiği ifade edilmiştir. Yöre halkının,

turlar kapsamında gelen turistlere yöresel yemekler yaptığı, evlerinde ağırladığı, ziyaretçilerin köy

misafirperverliğinden etkilendikleri vurgulanmıştır. Kaplan köyünde, ekoturizmin gelişmesi için

yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Dağ doğa yürüyüşü

Doğa fotoğrafçılığı

Av turizmi (yaban domuzu vb.)

Yöresel yemeklerinin sunulması (Kemiksiz kuzu kaburga, Kozak fıstığı, Keşkek vb.)

Yöreye özgü ürünlerin satışı

El sanatları ürünlerinin satışı (iğne oyaları, arbalı, bindalı işlemeleri)

Konaklama yerlerinin yapılması

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması ile köy başarılı bir ekoturizm uygulaması olabilecektir.

Demircidere Köyü

Köyün nüfusu, 82 erkek, 81 kadın olmak üzere 163 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşmeler

neticesinde alınan bilgilerden, köy nüfusunun büyük bir çoğunluğunu, 35 yaş ve üstü yaş grubun

oluşturduğu, köyde lise mezunu 8 kişi, üniversite mezunu 15 kişinin yaşadığı, köy halkının geriye kalan

kısmının ilköğretim mezunu olduğu ve köyde, yabancı dil bilen kimse bulunmadığı öğrenilmiştir. Köy

halkının geçim kaynağının zeytin, fıstık, hayvancılık, bağcılık ve el yapımı şaraplar olduğu bildirilmiş,

ancak üzüm bağlarının eskidiği ve yeniden yapan kimse olmadığı belirtilmiştir. Ulaşım ve altyapı ile

ilgili bir sorun bulunmadığı ifade edilmiştir. Köye çok sayıda turist getiren turizmci iş adamı, Ayvalık 25

km. uzaklıkta olduğu için, köy halkının Pazar alışverişine Ayvalık’a gittiği söylenmiştir. Köy

meydanındaki çınar ağacının 35-40 yıl önce askere gitmeden önce köyün gençlerinin hatıra olarak

diktikleri bir ağaç olduğu öğrenilmiştir. Demircidere köyü, bir Türkmen köyüdür ve Türkmen

gelenekleri hala sürdürülmektedir. Köyde, adaklar yapılmakta, sazlar çalınmakta ve semalar çekildiği

öğrenilmiştir. Eski usül gelenekler, köy sakinlerinin bir mirası olarak kabul ediliyor. Bu köye, 2001

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

109

yılından beri, çok sayıda yerli ve yabancı turistin geldiği ve turistlerin, geleneksel kıyafetlerle

karşılandığı, evlerde geleneksel yemeklerden, tatlılardan yeme fırsatına sahip olduğu vurgulanmıştır

(Foto-10, 11, 12). Bunun yanı sıra turistlerin, el yapımı şaraplardan içip, geleneksel kıyafetlerle (üç

etek kıyafeti) fotoğraf çekilmekten çok hoşlandıkları ifade edilmiştir. Köy halkı, evleri uygun olmadığı

için, sıcak baktığı halde ev pansiyonculuğu yapamadığını ve Demircidere’de çok güzel keşkek

yapıldığını anlatmıştır. Bunun yanı sıra "gelin alma"da yapılan "sura" diye bir yemeğin olduğu

öğrenilmiştir. Bu yemek, kemiksiz kuzu kaburga, Kozak fıstığı, kuş üzümü ve dağlardan toplanan

otlarla fırınlanmaktadır. Köylerin sokaklarında ve köy evlerinde hala eski fırınlar bulunmaktadır.

Demircidere köyünde yerli ve yabancı turistlere hizmet veren, yöreye özgü tadların sunulduğu bir

kafe bulunmaktadır. Ancak bu köyde her evin, turistleri evlerinde ağırlamaya açık olduğu

vurgulanmıştır. Demircidere köyünde, ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler ve

yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Kültür turizmi (Türkmen gelenekleri)

Doğa yürüyüşü

Yöresel yemeklerin sunulması (sura, tarhana, dolma, saraylı tatlısı, reçeller vb.)

Yöreye özgü ürünlerin satışı (fıstık, fıstık tatlısı, köy ekmeği, ev yapımı şarap, yöresel kıyafetler

vb.)

Konaklama yerlerinin yapılması

Eski usül şarap yapılacak yerlerin yapılması

İçme suyu probleminin giderilmesi

Turizm konusunda bilinçlendirme

Yerel rehberlerin yetiştirilmesi

El sanatları kursu

Hisarköy Köyü

Köyün nüfusu, 112 erkek, 122 kadın olmak üzere 234 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan

görüşmeler neticesinde alınan verilerden, 0-18 yaş grupları arasında 30 kişi, 18-35 grupları arasında

134 kişi, 35 yaş ve üstü 70 kişinin yaşadığı ve köy halkının, ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu

öğrenilmiştir ve 5 kişinin orta seviyede yabancı dil bildiği belirtilmiştir. Köyün adını, köydeki Hisar

tepesinden aldığı söylenmiştir. Köyde ulaşım diğer köylerin dolmuşları ile sağlandığı ve köyde,

kanalizasyon altyapısının biraz eski olduğu, onun dışında herhangi bir altyapı sorunu bulunmadığı

ifade edilmiştir. Köy halkının geçim kaynağı fıstık, hayvancılık ve az miktarda arıcılık olduğu ve aynı

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

110

zamanda köy halkının bir kısmını odun ve kerestecilikle de geçimini sağladığı bildirilmiştir. Ancak

köyde sunta fabrikası olmadığı için, odunlarını Balıkesir’e götürdüklerini söylemişlerdir. Köy halkı,

köye bir sunta fabrikası yapılmasını istemektedir. Köye, yerli ya da yabancı turist gelmediği

söylenmiştir. Hisarköy Köyü’nde, ekoturizmle ilgili bir potansiyel saptanamamıştır. Ancak Kozak

Yaylası’nda bulunduğu ve civar köylerde aktif ekoturizm faaliyeti yapılabileceğinden dolayı, eğer bir

kümelenme olursa bu köyün de dâhil edilebileceği düşünülmektedir.

Terzihaliler Köyü

Köyün nüfusu 165 erkek, 157 kadın olmak üzere 322 kişiden oluşmaktadır. Köy muhtarı ile

yapılan görüşmeler neticesinde alınan bilgilerden, 0-18 yaşları arasında 60, 18-35 yaşları arasında

100, 35 yaş ve üstü 162 kişi olduğu, köyde, üniversite mezunu olan 4 kişinin, lise mezunu olan 40

kişinin yaşadığı ve nüfusun geriye kalanının ise ilköğretim mezunu ve okuryazardır olduğu, 3 kişinin az

derecede İngilizce konuştuğu öğrenilmiştir. Köy halkının geçim kaynağının, hayvancılık ve çam fıstığı

olduğu, halı ve kilim dokumacılığının ekonomik bir gelir kaynağı olarak devam etmediği ifade

edilmiştir. Köy halkı, köye süt toplama merkezi yapılmasını istemektedir. Köyde ulaşım ve altyapıyla

ilgili bir sorunun olmadığı söylenmiştir. Köyde, granit taşlarının yaygın olarak bulunması ve granit taşı

kullanımının ülkemizde giderek yaygınlaşması, granit taşı işletmelerinin kurulmasına neden olmuştur.

Köyde ekoturizmle ilgili herhangi bir etkinlik yapılması uygun görülmemektedir.

Yukarıcuma Köyü

Köyün nüfusu, 124 erkek, 116 kadın olmak üzere 240 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan

görüşmeler neticesinde alınan verilerden, nüfusun %20’sini 0-18 yaş grubunu, %60’ının 18-35 yaş

grubunu, %20’sini de 35 yaş ve üstünü temsil ettiği, köyde, üniversite mezunu olan 2 kişinin, lise

mezunu olan 10 kişinin yaşadığı, köy halkının geriye kalan kısmı ilköğretim mezunu veya okuryazar

olduğu ve köyde yabancı dil bilen 2 kişinin bulunduğu öğrenilmiştir. Köy halkının geçim kaynağının,

fıstık ve hayvancılık olduğu ve tarım sulaması yapıldığı takdirde, toprakların meyve-sebze yetiştirmeye

elverişli olduğu ifade edilmiştir. Arıcılıkla uğraşan 2 kişinin bulunduğu söylenmiştir. Köyün, ulaşım ve

altyapı sıkıntısı bulunmadığı öğrenilmiştir. El sanatları bağlamında yeni yetişen kızların oya vb

çeyizlikler ile uğraştıklarını söyleyen köy muhtarı, köyde, el sanatları kursu yapıldığını ve köy

kadınlarının, burada el işleri öğrendiği ve eve ekonomik katkıda bulunduğu belirtmiştir (Foto-7). Köye

nadiren yerli turist geldiği ve köy halkının çok misafirperver ve pozitif bakışlı olduğu, ancak ev

pansiyonculuğunu gelir düzeyi yüksek insanların yapmayacağı söylenmiştir. Yukarıcuma köyünde,

ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

El sanatları ürünlerinin satışı (Pul-boncuk, iğne oyası vb.)

Kültür turizmi (Düğün, kına, harmandalı)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

111

Yöresel yemeklerin sunulması

Yöreye özgü ürünlerin satışı

Aşağıcuma Köyü

Köyün nüfusu, 315 erkek, 336 kadın olmak üzere 651 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan

görüşmeler neticesinde, genç nüfusun ağırlıkta olduğu, 18-35 yaş grubunun nüfusun %75’ini

oluşturduğu öğrenilmiştir. Köyde, orta düzeyde yabancı dil bilen 10 kişi olduğu söylenmiştir. Köy

nüfusunun geçim kaynağının, fıstık, hayvancılık ve granit işletmeciliği olduğu söylenmiştir. Köyde,

meyve yetiştiriciliğinin yapılabileceği ve üzüm bağlarının canlandırılmasının iyi olabileceği

belirtilmiştir. Köyün, granit işletmelerinde çalışmak üzere gelen günlük işçiler nedeniyle göç aldığı

söylenmiştir. Köyde ulaşım ve altyapı problemi yoktur. Aşağıcuma köyünde ormanın içinde Atatürk’ün

devasa bir heykeli bulunmaktadır. Atatürk heykelini dönemin Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer’in

yardımıyla emekli bir öğretmenin yaptırdığı söylenmiştir. Emekli öğretmenin, bu heykeli yaptırmak

için köylülerden izin istediği, köylülerin ve arazi sahibinin ise Atatürk heykelinin yaptırılacağını

duyunca bu alanı hibe ettiği söylenmiştir. Yunan savaşında mücadeleye atılan, Sandıklı Mehmet

Efe’nin Aşağıcuma köyünden olduğu söylenmiştir. Kurtuluştan sonra efeliği folklor içinde de

sürdürmüş, zeybek oyunlarının (harmandalı vb.) geliştirilmesine ve yaşatılmasına katkısı olduğu

söylenmiştir. Köye, Ayvalık’tan dönenler, dağcılar, Fransız- İtalyan grupları olmak üzere yerli ve

yabancı turistlerin geldiği ifade edilmiştir. Bu turistlerin, konaklanacak yerler olmadığı için yeme-içme

amaçlı günübirlik olarak geldiği veya kendi imkânlarıyla kamp kurduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı,

fon sağlayabilirse köyün alanına bungalov evler, yürüyüş parkurları olan doğanın içerisinde bir tesis

yaptırmak istemektedir ve bu tesiste yöresel ürünlerin satılabileceğini, kır düğünlerinin

yapılabileceğini ifade etmiştir. Köyün yemyeşil doğasının yanı sıra, köyün dağlarında ve yaylalarında

domuz, tilki, tavşan, sincap, gelincik, tahtalı kuşu gibi çeşit çeşit hayvanlar bulunduğu ve av turizmine

elverişli olduğu belirtilmiştir. Köy halkının ev pansiyonculuğuna sıcak baktığı ve yeniliklere açık olduğu

söylenmiştir. Aşağıcuma köyünde, ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve

yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Dağ doğa yürüyüşü

Safari

Kampçılık

Av turizmi

Ev pansiyonculuğu

Yöresel yemeklerin sunulması

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

112

Yöreye özgü ürünlerin satışı (çam fıstığı, fıstık tatlısı, fıstık helvası, üzüm, pekmez)

Doğa fotoğrafçılığı

Bungalov evleri

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Karaveliler Köyü

Köyün nüfusu, 380 erkek, 376 kadın olmak üzere 756 kişidir. Köy azası ile yapılan görüşmeler

neticesinde alınan bilgilerden, 0-18 yaş grubunun nüfusun %20’sini, 18-35 yaş grubunun %20’sini, 35

yaş ve üstü nüfusun %60’ını oluşturduğu öğrenilmiştir. Köyde, lise mezunu olan 50 kişi yaşamaktadır.

Nüfusun geriye kalanı ilköğretim mezunları ve okumakta olan öğrenciler oluşturmaktadır. Köyde, 10

kişi az seviyede yabancı dil konuşmaktadır. Köyde ulaşım ve altyapı sorunları bulunmamaktadır. Köy

halkının geçim kaynağı, hayvancılık, arıcılık ve fıstıkçılıktır. Sulama göleti oluşturulduğu takdirde,

topraklar tarıma da elverişlidir. Köyde, Dalıdüz alanında 17 yıl önce bir ağaçlandırma yapılmıştır. O

günden beri Mayıs ayının 3.haftasında, Dalıdüz ağaç şenliği yapılmaktadır. Burada bir piknik alanı

bulunmaktadır ve 700 yıllık bir mezar bulunmaktadır. Köyde, Ada deresi diye bir dere vardır. Yerli ve

yabancı turistler, dağlarda ve yaylalarda yürüyüş yapmak için gelmektedir. Karaveliler köyünde,

ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Dağ doğa yürüyüşü

Festival turizmi (Dalıdüz Şenliği)

Bungalov evler (Dalıdüz)

Turizm konusunda bilinçlendirme

Hacıhamzalar Köyü

Köyün nüfusu, 123 erkek, 135 kadın olmak üzere 258 kişidir. 0-18 yaş grubunun nüfusun

%10’unu, 18-35 yaş grubunun nüfusun %20’sini, 35 yaş ve üstünün ise nüfusun %70’ini oluşturduğu

köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde, lise mezunu 1 kişinin yaşadığı, geriye kalanların ise

ilköğretim mezunu olduğu söylenmiştir. Köyde yabancı dil bilen kimsenin olmadığı ifade edilmiştir.

Köyün altyapı ve ulaşım ile ilgili bir sıkıntısı bulunmadığı ifade edilmiştir. Köy nüfusunun geçim

kaynağının, fıstık, hayvancılık, çok az miktarda arıcılık ve bağcılık olduğu söylenmiştir. Köy muhtarı,

köy halkına meyvecilik ile ilgili eğitim verilmesinin faydalı olacağını ifade etmiştir. Yöreye ait eskiden

kalma kilimler olduğu ve 15 yıl önce Almanların gelip bu köy kilimlerine baktığı söylenmiştir. Şu anda

köyde kilim dokumacılığı devam etmese bile, evlerde hala eski kilimler bulunmaktadır (Foto-8). Köy

halkının yeniliklere açık olduğu ve evi müsait olan ailelerin ev pansiyonculuğuna sıcak bakacağı ifade

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

113

edilmiştir. Hacıhamzalar köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve

yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Dağ doğa yürüyüşü

Bitki gözlemciliği (yaban kerevizi, kır dikeni vb.)

Yerel turist rehberleri yetiştirilmesi

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Güneşli Köyü (Tekkeköy)

Köyün nüfusu, 121 erkek, 114 kadın olmak üzere 235 kişidir. Eski köy muhtarı ile yapılan

görüşmeler neticesinde alınan verilere göre, 0-18 yaş grubunun nüfusun %10’unu, 18-35 yaş

grubunun nüfusun %30’unu, 35 yaş ve üstünün nüfusun %60’ını oluşturduğu öğrenilmiştir. Okuyan

öğrencilerin dışında, köyde yaşayanların ilköğretim mezunu olduğu söylenmiştir. Köy nüfusunun,

temel geçim kaynağının, hayvancılık olduğu ifade edilmiştir. Köyün elektrik altyapısının 1972’den beri

yenilenmediği, ulaşımın kişiye özel arabalar ve dolmuşlarla sağlandığı ifade edilmiştir. Köye, sağma

makineleri, tarım sulaması gibi yatırımların yapılmasının köyü kalkındıracağı ifade edilmiştir. Köydeki

arazilerin genellikle devlete ait olduğu ve bunun da köy halkını mağdur ettiği ifade edilmiştir. Güneşli

köyünün, eski adının "Tekke Köy" olduğu söylenmiştir. Bunun nedeni köyde bulunan çok eski bir yatır

olduğu söylenen "Tekke Dede Türbesi’dir." Söylendiğine göre yörükler kuraklık başgösterince Çoban

Dede’yi arayıp bulmuşlar, Çoban Dede karşı yamaçtan değneğini atmış, değneğin yere saplandığı

noktada bu köy kurulmuştur. Köyde, yabancı dil bilen kimse olmadığı söylenmektedir. Köy halkının, ev

pansiyonculuğuna sıcak baktığı ifade edilmiştir. Köye 3-4 sene önce dağcıların gelip kamp kurduğu

söylenmiştir. Güneşli köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve

yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Kampçılık

Piknik ve seyir alanları (Tekke Dede türbesi etrafında)

Ev pansiyonculuğu

Yerel turist rehberleri yetiştirilmesi

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Bergama köylerinin taşıdığı potansiyel bölgeler bazında farklılık göstermektedir. Bölgeler

arasında Kozak ön plana çıkmaktadır. Taşıdığı doğal ve kültürel özellikler, altyapı ve ulaşım sorununun

olmaması potansiyel arz etmesini sağlamaktadır. Yöre halkının ekoturizme olumlu bakması ise bu

potansiyeli uygulamaya geçirmek için gerekli koşulunu yerine getirmektedir. Bölgede Göbeller,

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

114

Demircidere gibi bazı köylere tur düzenlenmiş olması yöre halkının bu faaliyetler ve sonuçları ile ilgili

bilgi sahibi olmalarını sağlamıştır. Birçok köy turizm potansiyelinin farkında olup konaklama yerleri

inşa etmek istemektedir. Yukarıbey köyü bununla ilgili somut bir girişim başlatmıştır. Ekoturizme

olumlu bakış açısının diğer bir nedeni ise yöre halkının alternatif bir geçim kaynağı arayışıdır. Bölgede

yer alan 16 köyden Güneşli dışında tüm köylerin ana geçim kaynağı çam fıstığıdır. Birkaç yıldır

çamlardan ürün alınamaması ve bunun önümüzdeki birkaç yıl daha devam edecek olması köyleri yeni

bir geçim kaynağı arayışına itmiştir.

Kozak Yaylası sahip olduğu olanaklar ile değişik ekoturizm faaliyetlerinin yapılabileceği bir

alandır. Bu faaliyetler arasında doğa yürüyüşleri, bisiklet, kültür turizm, yerel yemeklerin sunulması,

köylerde üç gün üç gece düğün gibi gelenek-görenekleri çerçevesinde yapılan faaliyetlere katılım, çam

fıstığı toplama şenliklerinin düzenlenmesi, çam fıstığı vb. yerel ürünlerin satışı sayılabilir. Hemen

hemen tüm köylerde uygulanabilecek olan bu faaliyetlerin yanısıra köylerin sahip olduğu özelliklere

göre farklı etkinlikler de düzenlenebilir. Örneğin Aşağıbey’de kuş gözlemciliği, yamaç paraşütü,

jeomorfolojik oluşumları izlemenin yanı sıra köy halkının toplanarak tarihi şarakmalarda geleneksel

usulde pekmez yapması turistik bir faaliyet haline getirilebilir. Aşağıcuma’da safari, kampçılık, av

turizmi, doğa fotoğrafçılığı, Yukarıbey ve Ayvatlar’da orienteering, festival turizmi ve kampçılık,

meraları ile ünlü olan Çamavlu’da çam fıstığından farklı olarak süt ürünleri satışı, Hacıhamzalar’da

bitki gözlemciliği, Kaplan’da av turizmi uygulanabilecek olan faaliyetlerdir. Bölge geneline aykırı

olarak, Hisarköy, Terzihaliler ve Güneşli’de potansiyel tespit edilememiştir. Güneşli köyü yakınında

bulunan yaylalar turizm faaliyeti için uygundur; ayrıca burada ziyaret edilen bir türbe bulunmaktadır;

ancak köy yoğun göç veren köylerdendir, nüfusun yaş dağılımına bakıldığında %60’ının 35 yaş üstü

olduğu görülmektedir. Özellikle yaşlı nüfus ekoturizm faaliyetine sıcak bakmamaktadır. Hisarköy’de

yöre halkı ekoturizme sıcak bakmasına rağmen el sanatları, doğal güzellik, yerel ürün vb. bir değer

tespit edilememiştir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

115

KOZAK YÖRESİNDEN FOTOĞRAFLAR

Foto-1: Kozak Yaylası Üzerindeki Mesire Yeri

Foto-2: Kozak Yaylası Fıstık Çamı Ağaçları (Demircidere)

Foto-3: Kozak Yaylası’ndan Genel Bir Görünüm (Ayvatlar)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

116

Foto-4: Madra Çayı, Deve Kaya, Perperene Antik Kenti Kalıntıları (Aşağıbey)

Foto-5: Okçular Kalesinin Kalıntıları (Okçular)

Foto-6: Granit Taşları (Ayvatlar)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

117

Foto-7: Yöresel El Sanatları Kursu (Yukarıcuma)

Foto-8: Yöreye Özgü Halı Motifleri (Hacıhamzalar)

Foto-9: Kozak Yaylası’nda Arıcılık Etkinlikleri (Kıranlı)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

118

Foto-10: Yöreye Özgü Halk Oyunları İle Yabancı Turist Karşılama (Demircidere)

Foto-11: Yöreye Gelen Yabancı Turistler (Demircidere)

Foto-12: Köy Ekmeği Yapımı (Demircidere)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

119

Foto-13: Eski Usul Yöntemlerle Pekmez Yapılan Şarakma (Aşağıbey)

Foto-14: Kozak Yöresine Özgü Fıstık Tatlısı

Foto-15: Kozak Yöresine Özgü Saray Tatlısı

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

120

3.5.2. MADRA/TURANLI/AYASKENT/GÖÇBEYLİ KÖYLERİ (KUZEY/KUZEYDOĞU BÖLGESİ)

Bu bölge içinde 23 köy ile görüşülmüştür. Köy listesi ve taşıdığı potansiyeller aşağıdaki harita

ve tablolarda sunulmaktadır.

Şekil-11: Ayaskent Ekoturizm Potansiyeli* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)

* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu

faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

121

Şekil-12: Turanlı Ekoturizm Potansiyeli* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)

* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu

faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

122

Şekil-13: Göçbeyli Ekoturizm Potansiyeli* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)

* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu

faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

123

Çizelge-11: Madra/Turanlı/Ayaskent/Göçbeyli Yöresi’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri

MADRA/TURANLI/AYASKENT/GÖÇBEYLİ (KUZEY/KUZEYDOĞU BÖLGESİ)

KÖYÜN ADI

FAALİYETLER

Doğa

Yürüyüşü Bisiklet

Yeme

İçme Konaklama

Kültür

Turizmi

Yerel

Ürünler Diğer

AKÇENGER - - - - - - -

ÇELTİKÇİ - - - - - - -

DEREKÖY - - - Av turizmi

GÖKÇEYURT - - - - - - -

GÜLTEPE - - - - - - -

KIRCALAR - - - - Av turizmi

ORUÇLAR - - - - Yayla turizmi

SARICAOĞLU - - -

TIRMANLAR - - Halıcılık, doğa fotoğrafçılığı, doğa keşfi

TOPALLAR - - - Av turizmi, yayla turizmi, kampçılık, kuş gözlemciliği

YORTANLI - - - - - Av turizmi, doğa keşfi, doğa fotoğrafçılığı

AZİZİYE - - - - - - -

ÇİTKÖY - - - - - - -

DOĞANCI - - - - - - -

ÖRENLİ - - - - Fotoğrafçılık

PAŞAKÖY - - - - - - -

ZAĞNOS - - - - - - -

ALİBEYLİ - - - - -

AŞAĞIILGINDERE - - - - - Kuş gözlemciliği, doğa fotoğrafçılığı, doğa keşfi

ÇALTIKORU - - - - - - -

KADIKÖY - - - - - - -

KOZLUCA - - - - Halıcılık, doğa fotoğrafçılığı

YENİLER - - - - - - -

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

124

Köylerle ilgili edinilen bilgilere yönelik yapılan değerlendirmeler aşağıda sunulmaktadır.

Akçenger Köyü (Turanlı Bucağı)

Köyün nüfusu, 133 erkek, 142 kadın olmak üzere toplam 275 kişidir. Akçenger Köyü’nde köy

muhtarı ile yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, nüfusun %60’ını 35 yaş ve üstü

grubun temsil ettiği, %30’unun 0-35 yaş arası olduğu, köy sakinlerinin çoğunluğunun ilköğretim

mezunu olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı öğrenilmiştir. Köyün geçim kaynaklarının

arasında hayvancılık, çiftçilik ve az da olsa arıcılığın bulunduğu, aynı zamanda köy sakinlerinin dantel,

örgü, iğne oyası vb. el işleri ile uğraştıkları söylenmiştir. Akçenger Köyü’nü diğer köylerden ayıran

özellikler arasında ormanın içinde bulunan tarihi gâvur mezarlığı, sütunlu ve kafalı taşları

gösterilmiştir. Köy muhtarı aynı zamanda yazları kuruyan Paşapulla deresine, yaz-kış akan

Kocadere’ye ve işletilen zeytinyağı fabrikasına dikkat çekmiştir. Akçenger Köyü’nde ekoturizmin

gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.

Çeltikçi Köyü (Turanlı Bucağı)

Köyün nüfusu 124 erkek, 125 kadın olmak üzere 249 kişidir. Çeltikçi Köyü’nde köy muhtarı ile

yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, 168 kişinin 35 yaş ve üstü grubu temsil etmekte

olduğu, 2 kişi haricinde herkesin ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil bilen herhangi birinin

bulunmadığı öğrenilmiştir. Temel geçim kaynaklarının yörede tipik olarak gözlemlenen tütün

yetiştirme ve hayvancılık olduğu bildirilmiştir. Köy sakinlerinin açık fikirli ve pozitif bakmasına rağmen,

Çeltikçi Köyü yerli veya yabancı ziyaretçiler ağırlamamaktadır. Eskiden 5 gün süren eski usül

düğünlerin artık Bergama’da yapıldığı köy dâhilinde düzenlenmediği belirtilmiştir. Doğal özellikler

açısından köyün barajının bulunduğu vurgulanmıştır. Çeltikçi Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için

herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.

Dereköy Köyü (Turanlı Bucağı)

Dereköy Köyü’nün nüfusu, 84 erkek, 87 kadın olmak üzere 171 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan

görüşme neticesinde alınan bilgilerden, 35 ve üstü yaş dağılımının nüfusun %80’inini oluştururken, 0-

25 yaş arası dağılımın nüfusun %20’sini oluşturmakta olduğu öğrenilmiştir. Eğitim seviyelerini

araştırdığımızda ilköğretim mezunlarının köyün %80’ini kapsarken, lise mezunu oranının yaklaşık

olarak %20 olduğu, üniversite seviyesinde eğitim gören veya görmüş kişi sayısının 2 olduğu

öğrenilmiştir. Köyde, yabancı dil bilen 2 kişinin olduğu söylenmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağının

ağırlıklı olarak tarım, hayvancılık olduğu, aynı zamanda zeytin, arpa, buğday ve fiğ yetiştirildiği

belirtilmiştir. Göç vermekte olan köyde istihdam edilen veya edilmiş olan kişi sayısının 1 olduğu

öğrenilmiştir. Sayı net olmamakla beraber, köye her ay az miktarda turist geldiği belirtilmiştir. Köyü

ziyaret eden kişilerin yoğurt vb. ev yapımı ürünleri satın aldıkları ve bu kişilerin köy

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

125

misafirperverliğinden etkilendikleri vurgulanmıştır. El sanatları bağlamında yeni yetişen kızların oya

vb çeyizlikler ile uğraştıklarını söyleyen köy muhtarı, daha önce açılmış olan halı kursunun

sürekliliğinin sağlanamadığını belirtmiştir. Köyün kendine has özellikleri kapsamında yemek-içecek

olarak kuzu dolmasının, mimari olarak çakal ve oyma evlerinin bulunduğu öğrenilmiştir. Dağ ve

ormanların yürüyüşe ve avcılığa uygun olduğu belirtilmiştir. Köyde bugüne kadar turizm potansiyeline

yönelik herhangi bir çalışma yapılmamış olsa da, köy halkının yerli ve yabancı turistlere karşı açık

fikirli olduğu vurgulanmıştır. Köye ulaşım minibüs aracılığı ile yapılmaktadır. Tarıma katkıda bulunması

adına gölet yapılmasına ve daha önce açılan fakat daha sonra kapatılan sağlık ocağının tekrar

açılmasına ihtiyaç duyulduğu söylenmiştir. Dereköy’de ekoturizmin gelişmesi için yapılması

gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Yöreye özgü ürünlerin satışı

Av turizmi

Yöresel yemeklerin sunulması

Dağ doğa yürüyüşü

Sulama göleti yapılması

Köy sağlık ocağı

Gökçeyurt Köyü (Turanlı Bucağı)

Köyün nüfusu, 38 erkek, 32 kadın olmak üzere 70 kişidir. Gökçeyurt Köyü’nde köy muhtarı ile

yapılan görüşmeler neticesinde elde edilen verilerden, 50 kişinin 35 yaş ve üstü grubu temsil ederken,

20 kişinin, 0-35 yaşları arasında olduğu, köy sakinlerinin çoğunluğunun ilköğretim mezunu olduğu ve

yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı öğrenilmiştir. Genç kesimin, yaşlı kesime oranla oldukça az

oluşunun köyde gelişemeyen veya duran kültürel faaliyetlere sebebiyet verdiği tarafımıza iletilmiştir.

Gökçeyurt Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik

gözlemlenememiştir.

Gültepe Köyü (Turanlı Bucağı)

Köyün nüfusu 17 erkek, 22 kadın olmak üzere toplam 39 kişidir. Gültepe Köyü’nde köy

muhtarı ile yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, 29 kişinin 35 yaş ve üstü grubu temsil

ettiği, 10 kişinin 18-35 yaş arası olduğu, köy sakinlerinin yalnızca 30’unun ilköğretim mezunu olduğu,

geri kalan vatandaşların okuma-yazma bilmediği ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı

öğrenilmiştir. Çiftçilik ve hayvancılık ile geçinen Gültepe Köyü’nün iş ve istihdam sınırlılığı nedeni ile

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

126

dışarıya göç verdiği bildirilmiştir. Gültepe Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme

ve yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.

Kırcalar Köyü (Turanlı Bucağı)

Köyün nüfusu 98 erkek, 101 kadın olmak üzere toplam 199 kişidir. Kırcalar Köyü’nde köy

muhtarı ile yaptığımız görüşmeler neticesinde elde ettiğimiz verilere göre, köyde 20 kişinin 0-18 yaş

grubunu, 23 kişinin 18-35 yaş grubunu, nüfusun geriye kalan kısmının 35 yaş ve üstü grubu temsil

ettiği bildirilmiştir. 4 kişinin lise mezunu, geriye kalan nüfusun ilköğretim mezunu olduğu Kırcalar

Köyü’nde İngilizce bilen bulunmadığı ve dışarıya göç verdiği öğrenilmiştir. Temel geçim kaynaklarının

hayvancılık ve tütün, buğday ve zeytin üretimini kapsayan tarım olduğu bildirilmiştir. Turizm alanında

istihdam edilen 1 kişinin bulunduğu ve bu kişinin de rehber olarak görev aldığı öğrenilmiştir. Zeytin

ağaçları ağırlıklı olmak üzere her tip ağaç cinsinin bulunduğunu belirten muhtar Enver Tan, kültürel

özellikler kapsamında eski usül düğünlere ve düzenlenen harman dönüşü eğlencelere dikkat

çekerken, tepede bulunan Kırcalar Köyü’nün doğal yapısı ile ilgili olarak manzarasını ve avcılığa

elverişliliğini ön plana çıkarmıştır. Köy kadınlarının dikiş nakış ile uğraştıkları ve daha sonra ürünlerini

sattıkları öğrenilmiştir. Köye minibüs aracılığı ile ulaşım sağlanamadığı, yalnızca özel araçlar ile ulaşım

sağlanabildiği söylenmiştir. Turizm konusunda köy halkına eğitim imkanı sağlanmasının köy

kalkınmasına katkı sağlayacağı bildirilmiştir. Tarımın artık yeterli bir gelir kaynağı olmamasından ötürü

turizme yönelmenin iyi bir fikir olacağı tarafımıza iletilmiştir. Kırcalar Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi

için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Av turizmi

Kültür turizmi (düğünler ve harman dönüşü eğlenceler)

El işi ürünlerin satışı

Turizm konusunda bilinçlendirme

Seyahat acentaları ile işbirliği yapılması

Ulaşım sorununun giderilmesi

Oruçlar Köyü

Köyün nüfusu 272 erkek, 242 kadın olmak üzere toplam 514 kişidir. Oruçlar Köyü’nde köy

muhtarı ile yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen bilgilere göre, nüfusun yaş gruplarına göre

dağılımının şu şekilde olduğu söylenmiştir: 0-18 Yaş aralığı %30; 18-35 yaş aralığı %50; 35 ve üstü yaş

aralığı %20. Okuryazar olmayan 100 kişi olduğu, köy sakinlerinin çoğunluğunun ilköğretim mezunu

olduğu, ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı öğrenilmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynaklarının

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

127

ceviz, badem, kestane, fasulye ve İncecikler, Göçbeyli, Bergama ovasında yevmiye işçiliği olduğu

iletilmiştir. Köy sakinlerinin iğne oyası vb. el sanatları ile uğraştıkları ve tahta kaşık yapıp sattıkları

belirtilmiştir. Köy muhtarı, köyün dağ yamaçlarında dağınık bir şekilde kurulmuş olduğunu, eğimli bir

araziye sahip olduklarını ve dozerle bu tarlaların düzeltilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Köyün

kanalizasyon altyapısının olmadığı ve yollarının düzeltilmesi gerektiği belirtilmiştir. Köy muhtarı

hayvancılık ve tarım alanında eğitim verilmesi konusunda öneride bulunmuştur. Köyde yayla turizmi

ve ev pansiyonculuğu yapılabileceği ifade edilmiştir. Oruçlu Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için

yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Yayla turizmi

Ev pansiyonculuğu

El ürünü işlerinin satımı (iğne oyası, tahta kaşık)

Altyapı sorunlarının giderilmesi

Sarıcaoğlu Köyü (Turanlı Bucağı)

Köyün nüfusu, 86 erkek, 95 kadın olmak üzere 181 kişidir. 0-18 yaş grubunun nüfusun

%10’unu, 18-35 yaş grubunun nüfusun %10’unu ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %80’ini oluşturduğu

köy muhtarı tarafından bildirilmiştir. Köy muhtarı, köyde 4 kişinin lise mezunu, köyde yaşayanların

geriye kalanının ilköğretim mezunu olduğunu ve 5-6 kişinin okuma-yazma bilmediğini ifade etmiştir.

Köyde, yabancı dil bilen kimse olmadığı söylenmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağının, hayvancılık,

orman işçiliği ve tütüncülük olduğu ifade edilmiştir. Köyün altyapı ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı

bulunmamaktadır. Köy muhtarı, köyde ormanların olduğunu ve doğa yürüyüşü yapılabileceğini ifade

etmiştir. Sarıcaoğlu köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve

yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Doğa yürüyüşü

Ev pansiyonculuğu

Yöreye özgü ürünlerin satışı

Yöresel yemeklerin sunulması

Tırmanlar Köyü

Tırmanlar köyü, Madra'nın Kocadağ doğu sırtlarında 650 metre yüksekliğinde kurulmuş olup,

çam ormanları içinde havası ve suyu güzel bir köydür. Köyün nüfusu, 351 kadın ve 320 erkek olmak

üzere 671 kişidir. 0-18 yaşları arasında 100, 18-35 yaşları arasında 200, 35 yaş ve üstü 371 kişinin

yaşadığı köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde 1 üniversite mezunu, 15 lise mezunu ve

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

128

nüfusun geriye kalanının ise ilköğretim mezunu ve okuryazar olduğu söylenmiştir. Köy nüfusunun

geçim kaynağının, hayvancılık, tarım, zeytincilik, arıcılık olduğu söylenmiştir. Çevre köylere oranla

ekonomik açıdan gelişmiş bir köydür. Bu köyün zeytinin çok iyi yetiştiği ve üç kilo zeytinden bir kilo

zeytinyağı üretildiği ifade edilmiştir. Köyde eski bir zeytinyağı tesisinde, zeytinyağı üretimi

yapılmaktadır. Madra Dağı’nın eteğinde olan Tırmanlar köyünün kuzey kısmı kızılçam orman, doğu

batı ve güney tarafları palamutluktur. Bu ağaçların oldukça zengin ve kerestelik olduğu ifade

edilmiştir. Bu yüzden köyde orman işçiliği de ekonomik bir gelir kaynağıdır. Gözle deresi, Uyuzpınar,

Gökpınar, Açöldüren suyu ve Babacı bayırlarından akan sular Kocaçay da toplanır. Kocaçay’ın yazın ve

kışın aktığı ifade edilmiştir. Kocaçay boyunda, meyve ağaçları ve sebze bahçeleri vardır. Tırmanlar

dağlık bir köy olduğundan, buranın kıl keçi, koyun, inek, öküz, katır, eşek yaşamasına ve üremesine

uygun olduğu söylenmiştir. Köyde bir süt kooperatifi bulunmaktadır ve buraya günlük 3 ton süt

getirildiği ifade edilmiştir. Bu sütleri bir süt ürünleri fabrikasının aldığı söylenmiştir. Bu köye

hayvancılıkla ilgili desteklerin verilmesi ve hayvancılığın daha da ilerletilmesi gerekmektedir. Köyün

yollarının bozuk olduğu ve kanalizasyon arıtma sistemi olmadığı belirtilmiştir. Köyde Ege Bölgesinin

tek alabalık üreticisi olan bir üretim çiftliği tesisi bulunmaktadır (Foto-17). Bu çiftlik, alabalık üretimi

ve dağıtımının yanı sıra, muhteşem doğası, serin ve temiz havası, şarıl şarıl akan deresiyle görsel bir

şölen eşliğinde yemek hizmeti de sunmaktadır. Yerli turistlerin, köydeki bu alabalık çiftliğine geldiği

ifade edilmiştir. Köy halkının, halk oyunları, zeytin budama, arıcılık ve dikiş nakış eğitimleri aldığı ifade

edilmiştir. Köyde, eski dokuma tezgahları bulunmaktadır ve kilim dokumacılığı az da olsa hala

yapılmaktadır (Foto-18). Köyün en meşhur yemeklerinin sura, sirkeli pilav (tavuk, tavşan etinden

sirkeyle yapılmaktaymış), kesme helvası, ballı hamur tatlıları olduğu belirtilmiştir. Köy halkı oldukça

misafirperverdir, evleri müsait olanların ev pansiyonculuğu yapacağı ifade edilmiştir. Ayrıca yer olarak

köy tüzel kişisine ait, kullanım hakkı Orman Dairesine ait olan lojmanlar bulunmaktadır. Köy muhtarı,

bu lojmanların geri alınması için başvuruda bulunduğunu ve restore edildikten sonra hizmete

geçebileceğini ifade etmiştir. Tırmanlar köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler

(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Yöresel yemeklerin sunulması (Sura, sirkeli tavuk, kesme helvası)

Yöreye özgü ürünlerin satışı (yumurta, süt, zeytin, zeytinyağı, bal, alabalık)

Doğa yürüyüş yolları

Doğa fotoğrafçılığı

Doğa keşfi (Alabalık tesisi civarı)

Ev pansiyonculuğu

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

129

Halıcılık

Yerel rehberler yetiştirilmeli

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Hayvancılık teşvikleri ve ilerletilmesi

Köy yollarının düzeltilmesi

Umumi tuvaletlerin yapılması

Çarşı fırınlarının canlandırılması

Kanalizasyon arıtma sistemi

Soğuk hava deposu (arıcılık için)

Köydeki lojmanların restore edilmesi

Örenli Köyü

Köyün nüfusu, 249 erkek, 263 kadın olmak üzere 512 kişidir. Örenli Köyü’nde konu ile çok ilgili

köy muhtarı ile gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde, 0-18 ve 18-35 yaş gruplarının 120’şer, 35 ve

üstü yaş grubunun ise 272 kişinin temsil ettiği belirtilen Örenli Köyü’nde 400 kişinin ilköğretim, 112

kişinin lise mezunu olduğu ve bu kişilerin arasından 50 köy sakininin İngilizce konuşabildiği

söylenmiştir. Civardaki birçok köyde olduğu gibi Örenli Köyü’nde de temel geçim kaynakları çiftçilik ve

hayvancılık olarak belirtiliyor. Her Mayıs Ayı’nın ilk Pazar’ında köy hayrının yapıldığını vurgulayan

Şahan, eski usül düğün ve kına gecelerinin sergilendiğini de eklemiştir. Köyde eski kum evlerin

bulunduğu fakat bakımsız olduğu söylenmiştir. Örenli Köyü’nün doğal yapısına dikkat çekilmiş,

Yortanlı barajını gören bir manzarasının bulunduğu, yukarısında yapay göllerin bulunduğu, dağ ve

ovanın iç içe olduğu ve doğa yürüyüşüne elverişli bir yapı barındırdığı öğrenilmiştir. Bunların yanı sıra

köyün sınırlı altyapı olanaklarına sahip olduğu, foseptiğinin bulunmadığı söylenmiştir. Yukarıkırıklar

Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler

şunlardır:

Kültür turizmi

Dağ Doğa yürüyüşü

Fotoğrafçılık

Altyapı sorunlarının giderilmesi

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

130

Yabancı dil bilen turist rehberlerinin yetiştirilmesi

Topallar Köyü

Köyün nüfusu, 142 erkek, 157 kadın olmak üzere 299 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşme

neticesinde alınan verilerden, 100 kişinin 0-18 yaş grubunu, 75 kişinin 18-35 yaş grubunu, nüfusun

geriye kalan kısmının 35 yaş ve üstü grubu temsil ettiği öğrenilmiştir. 3 kişinin lise mezunu, 3kişinin

üniversite mezunu, geriye kalan nüfusun ilköğretim mezunu olduğu, Topallar Köyü’nde İngilizce bilen

3 kişinin bulunduğu ve dışarıya göç verdiği öğrenilmiştir. Köy halkının geçim kaynağı hayvancılık ve

yevmiye işçiliği olduğu ve aynı zamanda köy sakinlerinin patik, el örgüsü, yazma, tahta kaşık, havan

yapımı vb. el işleri ile uğraştıkları söylenmiştir. Köy muhtarı, tarım, hayvancılık, seracılık, meyvecilik,

ağaçlandırma, turizm eğitimleri verilmesi ve maden ocağı yapılması konusunda öneride bulunmuştur.

Bunların yanı sıra köyün sınırlı altyapı olanaklarına sahip olduğu, foseptiğinin bulunmadığı, meydan

düzenlemesi olmadığı söylenmiştir. Eski usül geleneksel düğünler de köy sakinlerinin bir mirası olarak

kabul ediliyor. Köyde Bizanslılardan kalma "Çaltepesi Kalesi",Tümülüs, mağaralar bulunduğu, tarihi

miraslara sahip çıkılmadığı ve buranın turizme açık olmadığı ifade edilmiştir. Bunun yanı sıra alabalık

çiftliği olduğu, Madra dağının eteklerinde Karlı Madra kamp alanı olduğu söylenmiştir. Köy muhtarı,

Atmaz Dağı’ndan akan suyun şifa dağıttığını, köyde, kartal, şahin vb. hayvanların bulunduğunu ve

köyün avcılığa elverişliliğini ön plana çıkarmıştır. Köyün ekonomik durumunun çok kötü olduğu, ancak

sahip olduğu özellikler ve köy muhtarının konuya ilgisinden dolayı ekoturizm yapılması için çok uygun

olduğu gözlemlenmiştir. Topallar Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler

(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Av turizmi

Yayla turizmi

Alabalık çiftliğinde yeme-içme vb. faaliyetlerin gerçekleştirilmesi

Kampçılık

Kuş gözlemevi

Açık hava müzesi

Kültür turizmi (şifalı su, eski düğünler)

Yortanlı Köyü

Köyün nüfusu 42 kadın, 34 erkek olmak üzere toplam 76 kişidir. 0-18 yaşları arasında 10, 18-

35 yaşları arasında 26, 35 yaş ve üstü 40 kişinin yaşadığı köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir.

Köyde yaşayanlardan 1 kişinin lise mezunu, 50 kişinin ilköğretim mezunu ve geriye kalanların

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

131

okuryazar olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı söylenmiştir. Köy, Aliağa’ya veya

Bergama’ya çalışmak ve okumak için gidenlerden dolayı göç verdiği belirtilmiştir. Köy halkının geçim

kaynağının, tarım, hayvancılık ve arıcılık olduğu ve köyün ulaşım ve altyapı ile ilgili bir sıkıntısı

bulunmadığı öğrenilmiştir. Ulaşımın, şahsi araçlar veya köy dolmuşu ile sağlandığı söylenmiştir. Köy

muhtarı, köy halkının yeniliklere açık olduğu ve yöreye gelecek ziyaretçilere bakış açısının iyi olacağını

belirtmiştir. Ayrıca köyde boş bir iki evin bulunduğunu ve gerekli bakım yapıldıktan sonra bu evlerin

yöreye gelecek turistlere hizmet verebileceğini ifade etmiştir. Köy muhtarı, köydeki dere boyuna

dinlenme tesisleri yapılabileceğini ve Yortanlı barajının kaynağı olduğunu söylediği Dipsiz Çayından

balık tutulabileceğini ve dağlarda keklik, domuz, tavşan vb. hayvanlar olduğundan av turizmi

yapılabileceğini söylemiştir. Yortanlı köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler

(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Av turizmi

Doğa keşfi

Doğa fotoğrafçılığı

Ev pansiyonculuğu (Boş köy evlerinin restore edilmesi)

Dinlenme tesisleri

Dere boyunun yollarının yapılması

Turizm konusunda bilinçlendirme

Aziziye Köyü

Aziziye Köyü, 196 erkek, 197 kadın olmak üzere toplam 393 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan

görüşmeler neticesinde, nüfusun yarısının 35 yaş ve üstü grubu, %15’inin 18-14 yaş grubunu temsil

ederken, yalnızca %35’lik bir kesimin genç nüfusa dâhil olduğu, 10-15 kişi haricinde tüm köy

sakinlerinin ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı öğrenilmiştir.

Yöreye ait tarım ve hayvancılık gibi tipik geçim kaynaklarının yanı sıra aynı zamanda ceviz fidanlarının

mevcut olduğu bildirilmiştir. Yortanlı barajı ve İlya deresine olan yakınlığı ile bilinen Aziziye Köyü’nde

su kemerlerinin ve cineviz yapıtlarının da bulunduğu söylenmiştir. Aziziye Köyü’nde ekoturizmin

gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.

Çitköy Köyü

Köyün nüfusu, 112 kadın, 90 erkek olmak üzere toplam 202 kişidir. Çitköy’de köy muhtarı ile

yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, 25 kişi dışında, nüfusun tamamının 35 yaş ve

üstü grubu temsil ederken, köy sakinlerinin büyük bir çoğunluğunun ilköğretim mezunu olduğu ve

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

132

yabancı dil bilen birkaç kişinin bulunduğu öğrenilmiştir. Çiftçilik ile geçimini sağlayan Çitköy’ün iş ve

istihdam sınırlılıkları nedeni ile Bergama’ya göç vermekte olduğu bildirilmiştir. Yaşlı nüfusunun ağır

bastığını vurgulayan köy muhtarı, yerli ve yabancı turistlere karşı çok sıcak bakılmadığını eklemiştir.

Çitköy’de ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik

gözlemlenememiştir.

Kozluca Köyü (Göçbeyli Bucağı)

Köyün nüfusu 161 erkek, 167 kadın olmak üzere toplam 328 kişidir. Kozluca Köyü’nde konu ile

çok ilgili köy muhtarı ile gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde, 0-18 yaş arası grubun 38, 18-35 yaş

grubun 50, 35 ve üstü yaş grubunun 240 kişiden oluştuğu öğrenilmiştir. Nüfusun büyük bir

çoğunluğunun ilköğretim mezunu olduğu ve yalnızca 10 kişinin İngilizce bildiği tarafımıza bildirilmiştir.

Köy nüfusunun geçim kaynakları hayvancılık, pamuk, tütün, domates ve biber ağırlıklı olmak üzere

çiftçilik ve arıcılık olarak belirtilmiştir (Foto-16). Köyün, tabiatı, manzarası ve tiyatro ile desteklenen 3

gün süren geleneksel düğünleri ile öne çıktığı vurgulanmıştır. Tarihi hamamından yaz-kış akan ılık

suyun ve sudan kış aylarında çıkan buharın cilt yaralarına şifa dağıttığı öğrenilmiştir. Yöre halkının

yerli ve yabancı turistlere karşı misafirperver ve yeniliklere açık olduğu belirtilmiştir. Köy muhtarı,

köye yapılabilecek yatırım alanları arasında halıcılık kurslarının açılması ve hayvancılığın geliştirilmesi

konusunda öneride bulunmuştur. Kozluca Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler

(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Halıcılık

Kültür turizmi (Tarihi hamam, geleneksel köy düğünleri)

Doğa fotoğrafçılığı

Yöreye özgü ürünlerin satışı

Yukarıkırıklar Köyü

Köyün nüfusu 89 erkek, 84 kadın olmak üzere toplam 173 kişidir. Yukarıkırıklar Köyü’nde, 35

ve üstü yaş grubunun nüfusun çoğunluğunu oluşturması, ekoturizm vb. konularda yeni yatırımların

yapılmasına kısıtlı imkân sağladığı köy muhtarı tarafından belirtilmiştir. Köyde 10 kişi üniversite, 15

kişi lise mezunu, geriye kalan nüfusun ilköğretim mezunu olduğu ve İngilizce bilen sayısının oldukça

düşük olduğu söylenmiştir. İş imkânlarının sınırlılığı sebebi ile köyün dışarıya göç vermekte ve köyde

istihdam edilen kişi sayısının 5-6 olduğu bildirilmiştir. Köyün 700 yıllık tarihi olduğu ve Bakırköy

havzasını gören güzel manzarasının bulunduğu vurgulanmıştır. Köy sakinlerinin turistlere karşı pozitif

bakış açısına sahip oldukları söylenmiştir. Altyapı olanakları konusunda köyün foseptiğinin

bulunmadığı fakat sulama göletinin yapılmakta olduğu öğrenilmiştir. Köy muhtarı organik tarım

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

133

alanında yatırım yapılması konusunda öneride bulunmuş, aynı zamanda çok sayıda dikilmiş zeytin

fidanlarının değerlendirilebileceğini de eklemiştir. Yukarıkırıklar Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için

herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlikler gözlemlenememiştir.

Paşaköy Köyü

Paşaköy, Antikçağ’ın en önemli sağlık merkezlerinden biri olduğu söylenen (suyla tedavi

merkezi) Allianoi’ye kuma gömülmeden, Yortanlı barajı yapılmadan önce ev sahipliği yapan köydür.

Köyün nüfusu 86 erkek, 104 kadın olmak üzere toplam 190 kişidir. Köy muhtarından alınan

bilgilerden, 0-18 yaşları arasında 25, 18-35 yaşları arasında 15, 40 yaş ve üstü 150 kişinin yaşadığı

öğrenilmiştir. Köyde üniversite mezunu olan 1 kişinin yaşadığı, lisede okumakta olan 7-8 kişinin

olduğu, köyde yaşayanların geriye kalanının ilköğretim mezunu ya da okuryazar olduğu ve köyde,

okuryazar olmayan 2 kişinin yaşadığı ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı belirtilmiştir. Köyün

geçim kaynağının, hayvancılık ve tarım olduğu, köyde yaşayanların genel olarak emekli maaşıyla

geçindiği ifade edilmektedir. Köyün dolmuşlarının sadece Pazartesi günü kalktığı ve ulaşımın şahsi

araçlarla yapıldığı ifade edilmiştir. Köy kahvesinin yakınında 3 tane tarihi yatır bulunmaktadır. Köye,

Allianoi’yi baraj altında kalmadan önce yerli ve yabancı turistlerin geldiği ifade edilmiştir. Yortanlı

barajı yapılacağı için insanların arazilerini satıp Bergama’da kendine ev aldığı ve köyden göç ettiği

söylenmiştir. Köy kahvesine giden gelen olmadığı için kapatılacağı ve köyün bakkalının bile olmadığı

ifade edilmiştir. Bu sebeplerden dolayı köyde ekoturizme konu olabilecek bir alan bulunmamaktadır.

Aşağıılgındere Köyü

Köyün nüfusu, 61 erkek, 69 kadın olmak üzere 130 kişidir. 40 kişinin 0-18 yaş grubunu, 20

kişinin 18-35 yaş grubunu, nüfusun geriye kalan kısmının 35 yaş ve üstü grubu temsil ettiği köy

muhtarı tarafından bildirilmiştir. 3 kişinin lise mezunu, 3 kişinin üniversite mezunu, geriye kalan

nüfusun ilköğretim mezunu olduğu Aşağıılgındere Köyü’nde İngilizce bilen bulunmadığı ve dışarıya

göç verdiği öğrenilmiştir. Köy halkının geçim kaynağının tarım olduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı,

köyün dolmuşu olmadığını, köyün ilçeye uzak olduğunu ve ulaşımın çok zor sağlandığını belirtmiştir.

İlçede yaşayan ve turizmle uğraşan iş adamından aldığımız bilgilere göre, Aşağıılgındere köy evlerinde

doğal kaya taşlarından (kayrak) yapılan evler ve bir şelale bulunduğu ve köyün çok güzel bir manzarası

olduğu ve burada kuş gözlemciliği yapılabileceği öğrenilmiştir. Aşağıılgındere Köyü’nde ekoturizmin

gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Kuş gözlemciliği

Doğa keşfi

Doğa fotoğrafçılığı

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

134

Doğa yürüyüşü

Altyapı sorunlarının giderilmesi

Ulaşım sorunlarının giderilmesi

Yerel rehberlerin yetiştirilmesi

Turizm konusunda bilinçlendirme

Yeniler Köyü (Göçbeyli Bucağı)

Köyün nüfusu 74 erkek, 78 kadın olmak üzere 152 kişidir. 25 kişinin 0-18 yaş grubunu, 15

kişinin 18-35 yaş grubunu, nüfusun geriye kalan kısmının 35 yaş ve üstü grubu temsil ettiği köy

muhtarı tarafından bildirilmiştir. Köy nüfusunun tamamının ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil

bilen kimse olmadığı öğrenilmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağı hayvancılıktır ve tarımdır ve aynı

zamanda köy sakinlerinin dantel, iğne oyası vb. el işleri ile uğraştıkları söylenmiştir. Köy muhtarı, eski

usul düğün ve kına gecelerinin sergilendiğini de eklemiştir. Bunların yanı sıra köyün sınırlı altyapı

olanaklarına sahip olduğu, foseptiğinin bulunmadığı söylenmiştir. Yeniler Köyü’nde ekoturizmin

gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.

Zağnos Köyü

Köyün nüfusu, 47 erkek, 53 kadın olmak üzere 100 kişidir. Eski bir Rum köyü olan Zağnos

Köyü’nde köy muhtarı ile yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, 20 kişinin 0-18 yaş

grubuna, 20 kişinin 18-35 yaş grubuna, 60 kişinin 35 yaş ve üstü gruba ait olduğu öğrenilmiştir. 5

kişinin lise mezunu olduğu ve geriye kalanların okuryazar veya ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı

dil bilen kimse olmadığı öğrenilmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağı tarım (mısır, domates, pamuk) ve

hayvancılıktır ve aynı zamanda köy sakinlerinin dantel, örgü, iğne oyası vb. el işleri ile uğraştıkları

söylenmiştir. Köyün altyapı ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı bulunmadığı ifade edilmiştir. Köy muhtarı,

organik tarım ve tarıma dayalı sanayi yatırımları yapılması konusunda öneride bulunmuştur. Bunların

yanı sıra köyün sahip olduğu düz ovanın ekoçiftlikler için elverişli olduğu düşünülmüştür. Zağnos

Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik

gözlemlenememiştir.

Doğancı Köyü

Köyün nüfusu, 57 erkek, 68 kadın olmak üzere 125 kişidir. Doğancı Köyü’nde köy muhtarı ile

gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde, 0-18 yaş dağılımının nüfusun %10-15’ini ve 18-35 yaş

dağılımın nüfusun %30’unu oluştururken, 35 yaş ve üstü grubun %55’ini oluşturduğu öğrenilmiştir. 10

kişinin lise mezunu, geriye kalan nüfusun ilköğretim mezunu olduğu Doğancı Köyü’nde İngilizce bilen

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

135

bulunmadığı ve dışarıya göç verdiği öğrenilmiştir. Temel geçim kaynaklarının hayvancılık ve tarım

(pamuk, mısır, domates, arpa, buğday) olduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı hayvancılık ve tarım

alanında yatırım yapılması konusunda öneride bulunmuştur. Köyün altyapı ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı

bulunmadığı ifade edilmiştir. Doğancı Köyü’nde ekoturizm potansiyeli saptanamamıştır.

Çaltıkoru Köyü

Çaltıkoru Köyü’nde yapılan köy muhtarı ile yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilere

göre köy nüfusunun, 39’u kadın, 35’i erkek olmak üzere toplam 74 kişiden oluştuğu, nüfusun 65’i 35

yaş ve üstü grubu temsil ederken, yalnızca 5 kişinin 0-18 yaş arasında olduğu, 1 kişinin lise, 65 kişinin

ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil bilmeyenlerin yanı sıra okuma yazma bilmeyenlerin de

bulunduğu öğrenilmiştir. Köy arazilerinin devlet tarafından satın alınması, eskiden geçim kaynakları

olan hayvancılığın artık yapılmaması ve köyde bulunan 2 barajın köyü sular altında bırakmış olması

sebebi ile köy muhtarı tarafından köyün kapanması hususunda dilekçe verildiği, şu an cevap

beklendiği tarafımıza iletilmiştir. Çaltıkoru Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir

düzenleme ve yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.

Kadıköy Köyü (Göçbeyli Bucağı)

Köyün nüfusu, 263 erkek, 269 kadın olmak üzere 532 kişidir. Kadıköy’de köy muhtarı ile

yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, 432 kişi 35 yaş ve üstü grubu temsil ettiği,

yalnızca 100 kişinin 0-35 yaş arasında olduğu, tüm köy sakinlerinin ilköğretim mezunu olduğu ve

yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı öğrenilmiştir. Köyün temel geçim kaynaklarının bölgeye tipik

olarak tarım ve hayvancılık olduğu belirtilmiştir. Önceden geleneksel cirit oyunlarının sergilendiği ve 3

gece-3 gün eski usül düğünlerin sergilendiği Kadıköy’de artık bu tip faaliyetlerin Bergama’ya taşındığı,

köy dâhilinde düzenlenmediği belirtilmiştir. Bunların yanısıra köyün sahip olduğu düz ovanın

ekoturizm için elverişli olduğu bildirilmiştir. Yöre halkının yerli ve yabancı ziyaretçilere karşı pozitif

tutum sergileyeceklerini dikkat çeken köy muhtarı, turistleri evlerinde misafir etme konusunda sıcak

bakan kişilerin olabileceğini de eklemiştir. Merkezden Kadıköy’e her saat başı minibüs servisi

bulunduğu öğrenilmiştir. Foseptiğin köy meydanına akması altyapı eksikliği olarak belirtilmiştir.

Kadıköy’de ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik

gözlemlenememiştir.

Alibeyli Köyü (Göçbeyli Bucağı)

Köyün nüfusu, 263 erkek, 288 kadın olmak üzere toplam 551 kişidir. Alibeyli Köyü’nde köy

muhtar ile yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, 451 kişinin 35 yaş ve üstü grubu temsil

ettiği, yalnızca 100 kişinin 0-35 yaş arasında olduğu, tüm köy sakinlerinin ilköğretim mezunu olduğu

ve yabancı dil bilen 3 kişinin bulunduğu öğrenilmiştir. Köy yerlilerinin mısır, pamuk, arıcılık ve

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

136

hayvancılık ile geçimlerini sağladıkları bildirilmiştir. Yaklaşık 3 seneden beri köy çocuklarına folklorik

dans kurslarının verilmekte olduğu ve geleneksel olarak her yılın Mayıs veya Haziran aylarında hayır

düzenlendiği belirtilmiştir. Köyün doğal yapısında defineciler tarafından keşfedilen mağara ve tarihi

buluntuların mevcut olduğunu vurgulayan köy muhtarı, köylerinin aynı zamanda bir jeotermale sahip

olduğunu da ekledi. Ulaşımın, Pazartesi günleri 20 dakikada bir, diğer günler yarım saatte bir minibüs

aracılığı ile sağlanmakta olan Alibey Köyü’nün seracılık, organik tarım ve jeotermal ile ilgili yatırımlara

açık olduğu öğrenilmiştir. Alibeyli Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler

(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Kültür turizmi(folklor, hayır)

Yöresel ürünlerin satışı

Organik tarım için yatırım

Jeotermalin geliştirilmesi

Kozak’ın doğusunda, Bergama’nın kuzey ve kuzeydoğusu olan Turanlı-Ayaskent-Göçbeyli

köylerinde ise Kozak’tan çok farklı bir durumla karşılaşılmaktadır. Burada yeralan köylerin birçoğunun

altyapı sorunu bulunmaktadır. Geçim kaynağı hayvancılık olan birçok köyün gelir düzeyi Bergama

ortalamasına göre düşük kalmaktadır. Burada yeralan 23 köy içinde Tırmanlar, Topallar, Sarıcaoğlu ön

plana çıkmaktadır. Madra Dağı’nda bulunan Tırmanlar sahip olduğu dağ havası ile turistlerin son

derece ilgisini çekebilecek bir alandır. Potansiyel tespit edilen köylerde doğa yürüyüşü, yeme-içme,

yerel ürünlerin satışı ve av turizmi organize edildiği takdirde uygulanabilecek faaliyetler arasında yer

almaktadır. Potansiyel tespit edilen köyler, ev pansiyonculuğuna açıktır; ancak altyapı sorunları olan

köylerde konaklamalı faaliyetlerin yürütülmesi zor bir ihtimal olarak görülmektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

137

MADRA/TURANLI/AYASKENT/GÖÇBEYLİ YÖRESİNDEN FOTOĞRAFLAR

Foto-16: Kozluca Köyünden Bir Görünüm (Kozluca)

Foto-17: Alabalık Çiftliği (Tırmanlar)

Foto-18: Yöresel Motiflerin İşlendiği Dokuma Tezgahı (Tırmanlar)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

138

3.5.3. YUNT YÖRESİ KÖYLERİ

Bu bölge, Bergama’nın güneyinde yer alan Zeytindağ ve Yunt Dağı köylerinden 13 tanesi ile

görüşülmüştür. Köylerin listesi ve taşıdığı ekoturizm potansiyeli aşağıdaki şekil ve tablolarda

sunulmaktadır.

Şekil-14: Yunt Yöresi Ekoturizm Potansiyeli* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)

* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu

faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

139

Çizelge-12: Yunt Yöresi’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri

YUNT YÖRESİ

KÖYÜN ADI

FAALİYETLER

Doğa

Yürüyüşü Bisiklet

Yeme

İçme Konaklama

Kültür

Turizmi

Yerel

Ürünler Diğer

ATÇILAR - - - - - - -

BALABAN - - - - - - -

BAYRAMCILAR - - - Doğa fotoğrafçılığı, halıcılık

BOZYERLER - - - - Halıcılık, karavan turizmi, kampçılık

İSMAİLLİ - - - - - Av turizmi, kuş gözlemciliği, doğal yaşam parkı, halıcılık

KOCAHALİLLER - - - - - Dağ, kaya tırmanışı, av turizmi, av hayvanı yetiştirilmesi

KOCAKÖY - - - - - Doğa fotoğrafçılığı, köy yaşamı

KOYUNELİ - - - - - Av turizmi

ÖKSÜZLER

Doğa fotoğrafçılığı, kampçılık

ÖRLEMİŞ - - Av turizmi, bitki gözlemciliği, kuş gözlemciliği

SAĞANCI - - - Av turizmi

SEKLİK - - - - Köy yaşamı

DERİCİKÖY (TEKKEDERE)

- - - - - Doğa keşfi

İsmailli Köyü

Köyün nüfusu 158 erkek, 179 kadın olmak üzere 337 kişidir. Gençlerin daha çok Bozyerler

köyünde ya da Bergama’da yaşadığı köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde, üniversite

mezunu 4 kişi, lise mezunu 14 kişi yaşadığı söylenmiştir. Geriye kalanların ilköğretim mezunu ve 60

yaşın üzerindekilerin okuryazar belgesine sahip olduğu öğrenilmiştir. Köyde 1 kişinin yabancı dil

bildiği söylenmiştir. Köyde ulaşım ile ilgili bir sıkıntı yoktur. Köyün en büyük sorununun su problemi

olduğu belirtilmiştir. Köye gelen su yetersiz olduğundan İsmailli Köyü’nün ve civarındaki 5 köyün,

suyu dinamo ile çektiklerini ancak bu seferde bu köylere yüklü miktarda elektrik faturası geldiği

öğrenilmiştir. Köy halkının geçim kaynağı, hayvancılık, tarım, az miktarda arıcılık ve antep fıstığı

olduğu ifade edilmiştir. Köydeki çitlembik ağaçlarına, antep fıstığı aşılandığı ve köyde bu yöntem

yaygınlaşırsa bunun çok iyi maddi getirisi olduğu vurgulanmıştır. Köy halkı, hayvancılıkla ve

mandıracılıkla ilgili eğitim almak ve kooperatif kurulmasını istemektedir. Yerli ve yabancı turistlerin,

Aigai antik kentine giderken bu köye uğradığı söylenmiştir. Köyde eskiden halı dokumacılığı

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

140

yapılmaktaymış, ancak para getirmediği için bırakılmış, gelir getiren bir faaliyet olsa, pazarlaması da

yapılırsa yeniden başlanabileceği ifade edilmiştir. Bu köye ait olan "İsmailli Zeybeği" diye bir zeybek

oyunu olduğu söylenmiştir. Eskiden düğünlerde, ortaoyunun basit versiyonları oynanmaktaymış.

Köyün ilköğretim okulunun, model ve çok aktif bir okul olduğu, birçok projede yer aldığı ve hatta bir

Avrupa Birliği projesiyle öğrencilere yurt dışına çıkma ve farklı kültürlerle kaynaşma imkânı sağladığı

belirtilmiştir. Köyde 159 çeşit kuş olduğu ve İzmir’deki kuşların geçiş yolu üzerinde olduğu

söylenmiştir. Vahşi yılkı atları vb. karasal ve uçan hayvanların çok çeşitli olduğu söylenmiştir. Bu

yüzden bu köyün av turizmi yapılmasına ve doğal yaşam parkı kurulmasına uygun olduğu

görünmektedir. Köy halkının, yaşlı nüfus ağırlıkta olduğu için yeniliklere çok açık olmadığı ifade

edilmiştir. Bu köyde ekoturizm yapılabilmesi için, kısıtlı iş imkânı nedeniyle göç eden genç nüfusun bu

köyde durmasını sağlamak gerektiği vurgulanmıştır. İsmailli köyünde ekoturizmin gelişmesi için

yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Av turizmi

Halıcılık

Kuş gözlemciliği

Kültür turizmi

Doğal yaşam parkı

Altyapı problemlerinin giderilmesi (su)

Kooperatif kurulması

Hayvancılık eğitimi

Bozyerler Köyü

Köyün nüfusunun 134 kişi kadın, 128 kişi erkek olmak üzere 262 kişidir. 0-35 yaş grubunun

nüfusun %80’ini oluşturduğu köy muhtarı tarafından belirtilmiştir. Köyde yaşayanların ilköğretim

mezunu olduğu ve az seviyede yabancı dil bilen 7-8 kişinin yaşadığı söylenmiştir. 1993 yılında İsmailli

köyünden ayrıldığı söylenmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağı, zeytincilik, hayvancılık, inşaat ve tarım

işçiliğidir (Foto-19). Köy muhtarı, köyün zeytinyağının çok kaliteli olduğunu, en az zeytin yapanın bile

8-10 ton zeytin elde ettiğini, bu yüzden zeytinyağı ve salamura tesisi istediğini belirtmiştir. Civardaki

köylerinde, bu tesise zeytinlerini getireceğini ifade etmiştir. Köyün yolları asfalttır, ulaşım toplu

taşıma araçları veya özel araçlarla sağlanabilmektedir. Ancak su problemi olduğu, suda arsenik

oranının yüksek çıktığı, su trafosunun çalındığı söylenmiştir. Köyün topraklarının çilek yetiştirmeye

çok elverişli olduğu, ancak tarımsal sulama ile ilgili sıkıntıları olduğu belirtilmiştir. İnsanların, kendi

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

141

ihtiyaçları kadar sebze-meyve yetiştirebildiği ama sulama problemi nedeniyle ticari amaçlı olarak

yetiştirilemediği ifade edilmiştir. Baraj, sulama vb. amaçlı yatırımlar yapılırsa su probleminin

çözüleceği belirtilmiştir. Köye karavanlarla 1 geceliğine yabancı turistler geldiği ve dil problemi

nedeniyle anlaşamadıkları ifade edilmiştir. Genelde turistlerin yazın geldiği ve orman yangını

nedeniyle ormana sokulmadığı söylenmektedir. Köyde, çam ormanı ve zeytinlikler bulunmaktadır.

Köye, 12000 çam fidanı, 7000 badem, 4000 defne, 2000 akasya, 2000 selvi dikilerek bir ağaçlandırma

sahası yapıldığı söylenmiştir, burası park haline getirilip, ekoturizme kazandırılması iyi olacaktır. Ev

hanımlarının halıcılık kurslarına gidip sertifika aldığı ve köy ekoturizme açılırsa halıcılık ile ilgili

etkinliklerin yeniden yapılabileceği ifade edilmiştir. Köyde, 2 yıldır halkoyunları kursu düzenlendiği ve

"İsmailli" oyununun davulla ve sadece erkekler tarafından oynandığı söylenmiştir. Köyde, düğünlerin

3 gün (Cuma’dan başlayıp Pazar gününe kadar) sürdüğü ifade edilmiştir. 1.gün kına, 2.gün insan

gelimi, 3.gün ise gelin alımı, düğün yapılmaktaymış. 3 gün süresince komşularla dayanışma içinde

misafirler ağırlanıp, sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeği verilmekteymiş. Düğün yemeği olarak

güveç, keşkek, yufka böreği yapıldığı söylenmiştir. Halk oyunları, halıcılık ve eskiden kalma düğünlerin

hala var olması nedeniyle bu köy, ekoturizmin bir parçası olan gelenek-görenek turizmine uygun

görünmektedir. Köy halkı, misafirperverdir ve yeniliklere açıktır. Bozyerler köyünde ekoturizmin

gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Kültür turizmi

Halıcılık

Yöresel yemeklerin sunulması ( yufka böreği, keşkek, güveç)

Yöreye özgü ürünlerin satışı (zeytin, zeytinyağı vb.)

Karavan turizmi

Kampçılık

Altyapı sorunlarının giderilmesi (su ve tarımsal sulama)

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Yabancı dil bilen turist rehberlerinin yetiştirilmesi

Koyuneli Köyü

Köyün nüfusu, 201 kadın, 194 erkek olmak üzere 395 kişidir ve köyde, 0-18 yaş grubu 80 kişi,

18-35 yaş grubu 100 kişi ve 35 yaş ve üstü 215 kişinin yaşadığı köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir.

Köyde lise mezunu olan 5 kişinin yaşadığı, köy nüfusunun geriye kalan kısmının ise ilköğretim mezunu

olduğu söylenmiştir. Köyde, az seviyede yabancı dil bilen 15 kişinin yaşadığı belirtilmiştir. Köy

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

142

nüfusunun geçim kaynağının, zeytincilik (Foto-20), hayvancılık, ormancılık, tarım(tütün ve bamya) ve

maden işletmesinde işçilik olduğu ifade edilmiştir. Köyün ulaşım ve altyapı ile ilgili sıkıntısı yoktur.

Ancak tarım için sulama göleti yapılırsa ticari amaçlı tarım yapılabileceği belirtilmiştir. Köye yerli ve

yabancı turist gelmediği ifade edilmiştir. Köyün dağlarında ve yaylarında yabani hayvanların yaşadığı

söylenmiştir, bu yüzden bu köy, dağ yürüyüşleri ve av turizmi yapılabilecek potansiyele sahiptir.

Ancak köyde yaşlı nüfus ağırlıkta olduğundan, ekoturizm etkinliklerinin, seyahat acentalarının ve

turist rehberlerinin desteğiyle yapılması uygun görünmektedir. Koyuneli köyünde ekoturizmin

gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Dağ yürüyüşü

Av turizmi

Tarımsal sulama

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Yabancı dil bilen turist rehberlerinin yetiştirilmesi

Arıcılık eğitimi

Öksüzler Köyü

Köye, Arap asılı bir padişah gelip köyü yakmış yıkmış, birçok kişi öksüz kalmış, babaları ve

ataları ölmüş bu yüzden bu köyün adı "Öksüzler" olmuştur. Köyün nüfusunun 98 kadın, 112 erkek

olmak üzere 210 kişidir. 0-18 yaş grubu 27 kişi, 18-35 yaş grubu 110 kişi ve 35 yaş ve üstü 73 kişinin

yaşadığı köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde yaşayan 10 kişinin lise mezunu olduğu ve

geriye kalanların ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu ve 20 kişinin orta seviyede yabancı dil

bildiği söylenmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağı, çiftçilik, hayvancılık, antep fıstığı ve arıcılık olduğu

söylenmiştir. Köye, yerli veya yabancı turistin gelmediği söylenmiştir. Ancak köyde doğal güzellik

olarak keşfedilmemiş birçok yer bulunmaktadır. Köy yerleşiminin çok eski olduğu ve Kara Osmanlı

devletinden bir paşanın bu köyü yönettiği söylenmektedir. Birçoğu sahip çıkılmadığı için yağmalanmış

olsa da, köyün bazı yerlerinde hala o dönemden kalma tarihi kalıntılar bulunmaktadır. Köyde

"Dedegöl" adlı tarihi bir göl bulunmaktadır (Foto-21). Gölün içinde bir mezar ve eski dilde bir yazı

olduğu köy halkı tarafından saptanmıştır. Ayrıca köyde etrafı ağaçlarla çevrili boylu boyuna akan

"Karaiğren" adlı bir şelale bulunmaktadır. Köy halkı çok misafirperver ve sıcakkanlıdır. Köy halkının ev

pansiyonculuğuna olumlu baktığı muhtar tarafından ifade edilmiştir. Ayrıca köy muhtarı, köylerinin

ekoturizme açılması konusunda oldukça istekli davranmıştır. Ancak bu köyün ekoturizme açılmadan

önce altyapı sorunlarının (su-kanalizasyon) çözülmesi gerekmektedir. Öksüzler köyünde ekoturizmin

gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

143

Doğa yürüyüş yolları

Doğa fotoğrafçılığı

Doğa keşfi

Kampçılık

Ev pansiyonculuğu

Yöresel yemeklerin sunulması

Yöreye özgü ürünlerin satışı

Kültür turizmi

Yerel rehberler yetiştirilmeli

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Altyapı sorunlarının giderilmesi (su, kanalizasyon, baz istasyonu)

Hayvancılık eğitimi

Kocaköy Köyü

Köyün nüfusu, 24 erkek, 26 kadın olmak üzere 50 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşmeler

neticesinde, 20-35 yaş grubunun ağırlıkta olduğu öğrenilmiştir. Okumakta olan öğrenciler dışında,

köyde yaşayanların hepsinin ilköğretim mezunu olduğu söylenmiştir. Köy muhtarı, köyün hızlı bir

biçimde göç verdiğini, ulaşımın çok zor olması ve köyün okullara uzak olması nedeniyle köy halkının

büyük bir kısmının Dağıstanlı ovasına taşındığı ve orada henüz adı konmamış yeni bir köy kurduklarını

ifade etmiştir. Köy halkının geçim kaynağının hayvancılık, çiftçilik ve az miktarda arıcılık olduğu

söylenmiştir. Köyün su, elektrik, kanalizasyon altyapısı ile ilgili sıkıntı bulunmamaktadır. Sadece

tarımsal sulama yapılması için kuyu açılması gerektiği söylenmiştir. Köye yerli ya da yabancı turistin

gezi amaçlı gelmediği, köyü geçiş yolu olarak kullandıkları ifade edilmiştir. Köyün sınırları içerisindeki

bir dağda "Asar" adlı bir kalenin kalıntılarının olduğu söylenmiştir. Köy her türlü yatırıma açıktır,

köyün gelir kaynağı yoktur. Köyde üretilen yağ, süt, yumurta vb. ürünleri, şehir merkezine götürüp

satacak kimsenin olmadığı, şehir merkezine ulaşımın çok zor olduğu belirtilmiştir. Bu köyün doğal

güzelliği, tertemiz bir havası vardır. Ancak köyde nüfus gittikçe azalmaktadır. Kocaköy köyünde

ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Dağ doğa yürüyüşü

Doğa fotoğrafçılığı

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

144

Geleneksel yaşam

Yöreye özgü ürünlerin satışı

Ev pansiyonculuğu

Yerel rehberlerin yetiştirilmesi

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Tarımsal sulama

Seklik Köyü

Köyün nüfusu, 167 erkek, 175 kadın olmak üzere 342 kişidir. Köyde, 40 yaş ve üstünün

ağırlıkta olduğu köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde üniversite mezunu 1 kişi olduğu ve

okumakta olan öğrenciler dışında herkesin okuryazar olduğu söylenmiştir. Köyde yabancı dil bilen

kimsenin bulunmadığı belirtilmiştir. Köyün, daha önce Manisa’ya bağlı olduğu ve 800-900 yıl önce

kurulduğu ifade edilmiştir. Köy nüfusunun başlıca geçim kaynağının hayvancılık ve çok az oranda

tarım olduğu ifade edilmiştir. Köyün altyapı sıkıntısı yoktur, yalnızca kanalizasyon yapılırken kazılan

yolların düzetilmesi gerekmektedir. Köye yerli veya yabancı turist gelmediği, Manisa kalesine

giderken bu yoldan geçildiği söylenmektedir. Köyde, halı dokumasın bilen kişilerin var olduğu ancak

şu anda yapılmadığı ifade edilmiştir. Köy, çok eski bir kuruluşa sahip olduğu için restore edilmeyi

bekleyen çok sayıda ev bulunmaktadır (Foto-22). Bu evlerin bazıları, konaklama, bazılarıysa kafe-

restoran olarak değerlendirilmesi köyün kalkınması açısından iyi olacaktır. Eskiden köy düğünleri 3

gün yapılmakta, develerle gelinip, gelinin çeyizleri sergilenmekteymiş ve Zeybek havası, Kabagüvendi

oyun havası, İstanbul zeybeği oynanmaktaymış. Eskiden köyde, keçi kılından dokunan keselerin içine

çitlembik koyup yağı çıkarılmaktaymış ayrıca köyde hala bir köylünün evinde eski usul menengiç yağı

çıkarılan taş mekanizma durmaktadır (Foto-23). Köy halkı, çok misafirperverdir, ancak evler küçük

olduğu için ev pansiyonculuğuna bakış açısının nasıl olacağının bilinmediği ifade edilmiştir. Köydeki

öğrencilerin bir kısmının, İsmailli köy okulunun projesiyle yurt dışına çıktığı anlatılmıştır. Yöre halkı,

yörenin ekoturizme açılması konusunda ve yabancı turistlerin köye gelmesi konusunda çok istekli

davranmaktadır. Seklik köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve

yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Ev pansiyonculuğu

Köy yaşamı

Yöreye özgü ürünlerin satışı (süt, yumurta, peynir, menengiç, antep fıstığı)

Eski evlerin restore edilmesi

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

145

Yerel rehberler yetiştirilmeli

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Hayvancılık eğitimi

Süt tankı

Arıcılık eğitimi

Atçılar Köyü

Atçılar köyü, Bergama’nın en eski köylerinden biridir. Köyün nüfusu, 41 erkek, 37 kadın olmak

üzere 78 kişidir. Köy muhtarı, köyün sürekli göç verdiğini ve nüfusun büyük bir kısmını 35 yaş ve

üstünün oluşturduğunu ifade etmiştir. Çok güzel doğası ve geniş meraları olan köyde en büyük geçim

kaynağı hayvancılık ve az miktarda antep fıstıkçılığı olmakla birlikte son zamanlarda hayvancılığında

gerilediği söylenmiştir. Köyde bir dönem halıcılık yapılmış, ama artık diğer köylerde olduğu gibi devam

edilmemektedir. Eski tarihlerde köyün kurulduğu yıllarda eski Osmanlı beyliklerine at yetiştiriciliği

yapılırmış, köyün adı da buradan gelmekteymiş. Köyün su, elektrik, kanalizasyon altyapısı ile ilgili

sıkıntıları bulunduğu ifade edilmiştir. Köyde çok iyi yabancı dil bilen bir kişinin bulunduğu ve köye yerli

veya yabancı turistin gelmediği söylenmiştir. Köyün camisinde Bulgarlardan kalma ezan taşı

bulunmaktadır, köyün imamı köyde eski mezarların bulunduğunu ifade etmiştir. Köy halkı

misafirperverdir, ancak köyde yaşlı nüfusun ağırlıkta olduğu, genç nüfusun gittikçe azaldığı ve köyde

yaşayan genç nüfusun hayvancılıkla uğraştığı belirtilmiştir. Bu köyde ekoturizme açılacak bir etkinlik

bulunmamaktadır.

Bayramcılar Köyü

Bayramcılar Köyü’nün nüfusu, 93 erkek, 110 kadın olmak üzere 203 kişidir. Eski köy muhtarı

ile yapılan görüşmenin neticesinde alınan verilerden, nüfusun büyük bir çoğunluğunu 35 yaş ve

üstünün oluşturduğu öğrenilmiştir. Köyde lise mezunu olan 5 kişinin ve köy nüfusunun geriye kalan

kısmının ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu belirtilmiştir. Köyde ulaşım ve altyapı sorunu

bulunmamaktadır. Köyde, orta seviyede yabancı dil bilen birkaç kişinin bulunduğu ve yabancı bisikletli

turistlerin köyden gelip geçtiği ifade edilmiştir. Köy ekonomisinin çiftçilik, hayvancılık ve arıcılığa

dayandığı söylenmiştir. Eskiden köyde bağcılığın yaygın olduğu ve pekmez yapıldığı, ancak şimdi

kendilerinin bile pekmezi satın aldığı belirtilmiştir. Köyde hala az da olsa kilim dokuyan yaşlıların

bulunduğu ifade edilmiştir. Bu köyde, Gerdenli mevkisinde "Sarısu Deresi" bulunduğu ve bu derenin

suyunun dağ yamacından yoğurt renginde aktığı söylenmiştir. Köyde, toprak altında kalmış tarihi

kalelerin bulunduğu söylenmektedir. Köy halkı, genel olarak misafirperverdir. Köy, ekoturizme açılırsa

ziyaretçileri evlerinde ağırlamak isteyenlerin olacağı, ancak yazın köylünün Dağıstanlı ovasına gittiği

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

146

ve gelen ziyaretçilerle ilgilenecek pek kimsenin bulunmadığı belirtilmiştir. Bayramcılar köyünde

ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Doğa yürüyüşü

Doğa fotoğrafçılığı

Bisiklet turizmi

Doğa keşfi

Halıcılık

Ev pansiyonculuğu

Çilek yetiştiriciliği eğitimi

Kazı çalışmaları

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Yerel rehberlerin yetiştirilmesi

Balaban Köyü

Köyün nüfusu, 19 erkek, 23 kadın olmak üzere 42 kişidir. Balaban Köyü’nde köy muhtarı ile

yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilere göre köy nüfusunun tamamının, 35 yaş ve üstü

gruba ait olduğu ifade edilmiştir. Köy nüfusunun tamamının ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil

bilen kimse olmadığı öğrenilmiştir. Köyün, %100 göç vermekte olduğu ifade edilmiştir. Köy nüfusunun

geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Köyün içme suyu ve kanalizasyon ile ilgili altyapı problemleri

olduğu ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı bulunmadığı ifade edilmiştir. Balaban Köyü’nde yaşlı nüfus büyük

ağırlıkta olduğundan ve bu konunun alanına girecek bir faaliyet bulunmadığından ekoturizm

yapılamayacağı saptanmıştır.

Kocahaliller Köyü

Köyün nüfusu, 16 erkek, 17 kadın olmak üzere 33 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşme

neticesinde, köyde, 3 kişinin 0-18 yaş grubunu, 3 kişinin 18-35 yaş grubunu, nüfusun geriye kalan

kısmının 35 yaş ve üstü grubu temsil ettiği öğrenilmiştir. Köy nüfusunun tamamının ilköğretim

mezunu veya okuryazar olduğu, Kocahaliller Köyü’nde İngilizce bilen kimsenin bulunmadığı ve

dışarıya göç verdiği öğrenilmiştir. Köy halkının geçim kaynağı tarım(maydanoz, marul, domates) ve

hayvancılık olduğu belirtilmiştir. Bunların yanı sıra köyün sınırlı altyapı olanaklarına sahip olduğu,

kanalizasyon şebekesi bulunmadığı, meydan düzenlemesi olmadığı, köy yollarının kötü olduğu

söylenmiştir. Köy muhtarı, köyde tavşan, domuz, tilki, keklik vb. hayvanların bulunduğunu ve köyün

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

147

av turizme elverişli olduğunu, bunların yanı sıra dağ, kaya tırmanışı yapılabileceğini ön plana

çıkarmıştır. Köy muhtarı, küçükbaş hayvancılık ile ilgili ve av hayvanı üretimi gibi yatırımlar yapılması

konusunda öneride bulunmuştur. Köyün ekonomik durumunun çok kötü olduğu, ancak sahip olduğu

özellikler ve köy muhtarının konuya ilgisinden dolayı ekoturizm yapılabileceği gözlemlenmiştir.

Kocahaliller Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek

etkinlikler şunlardır:

Dağ, kaya tırmanışı

Av turizmi

Av hayvanı üretimi

Küçükbaş hayvancılık

Altyapı sorunlarının giderilmesi

Örlemiş Köyü

Köyün nüfusu, 169 erkek, 172 kadın olmak üzere 341 kişidir. 0-18 yaş grubunun nüfusun

%25’ini, 18-35 yaş grubunun nüfusun %50’sini ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %25’ini oluşturduğu köy

muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde üniversite mezunu olan 2 kişinin, lise mezunu 30 kişinin

yaşadığı, köyde yaşayanların geriye kalanının ilköğretim mezunu olduğu ve nüfusun sadece %2’sinin

okuryazar olmadığı ve az derecede yabancı dil bilen 5 kişinin olduğu belirtilmiştir. Köyün temiz hava

ve bol gıda olduğu için göç aldığı, çalışmak için göç verdiği ifade edilmiştir. Köyün geçim kaynağının,

tarım (zeytin, buğday, bakla), arıcılık ve fabrika işçiliği olduğu ifade edilmektedir. Köyde, ulaşımın

şahsi araçlar ile sağlandığı ve foseptik çukuru olmadığı ve yolların yapılması gerektiği ifade edilmiştir.

Köy muhtarı, halkın çevreye yeni yeni önem vermeye başladığını ve yeniliklere çok fazla açık

olmadığını belirtmiştir. Köye, yerli ve yabancı turistlerin geldiği ve ziyaretçilerin köyü gezip dolaştıkları

ifade edilmiştir. Köyde, gavur mezarları, hala taşları duran köy kalesi, köy kahvesinde haç taşı ve köy

camisinde eskiden kalma taşların bulunduğu ifade edilmiştir. Köydeki Yığma Tepe’nin altının hazine

dolu olduğu ve altından tüneller geçtiği rivayetler arasında yer almaktadır. Kekik, kuzugöbeği, çam

mantarı, çam çiçekleri vb. çeşit çeşit otlar ve 150 yaşında çınar ağaçları, ceviz ağaçları, çam ağaçları

bulunduğu söylenmiştir. Köy muhtarı, köy düğün salonu, köy tuvaletleri, köy okulu, rüzgar gülleri

yapılmasını istemektedir. Örlemiş köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler

(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Av turizmi (keklik, çulluk kuşu, üveyik kuşu, tavşan, domuz, eşek)

Yöreye özgü ürünlerin satışı

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

148

Yöresel yemeklerin sunulması

Doğa yürüyüşü

Doğa keşfi

Bitki gözlemciliği

Kuş gözlemciliği

Kültür turizmi

Köy lojmanın tadilatı

Ev pansiyonculuğu yapılabilecek birkaç evin tadilatı

Çocuk oyun parkı

Köy kahvesinin iyileştirilmesi

Arıcılık eğitimi

Zeytin budama eğitimi

Yunt köyleri incelendiğinde, bu bölgede yeralan 13 köyden ikisinde potansiyel tespit

edilememiştir. Köylerin geneline bakıldığında doğa yürüyüşü ve av turizmi birçok köyde

uygulanabilecek faaliyetler olarak göze çarpmaktadır. Ancak taşıdıkları farklı özellikler nedeniyle

bölgeyi Yunt Dağı ve Zeytindağ olmak üzere iki alt bölgeye ayırmak faydalı olacaktır. Zeytindağ’da en

önemli ürün zeytinyağıdır. Sağancı köyü muhtarı eski dönemlerde Osmanlı sarayının zeytinyağının bu

bölgeden getirdildiği bilgisi alınmıştır. Zeytinyağının bir yağdan çok antik çağlardan bu yana uzanan

bir kültür olarak görülmeye başlanması, zeytin toplanması, geleneksel yöntemler ile zeytinyağı

çıkarılması gibi faaliyetlerin turistik faaliyet olarak sunulması bölgeye katkı sağlayacaktır. Köylerde

bulunan eski usül zeytinyağı tesisleri turizme kazandırılmak üzere restore edilebilir. Bu bölgedeki bazı

köylerde tarihi değeri olan eski Rum evleri vb. Osmanlı döneminden kalma yapılar bulunmaktadır.

Ancak bunların birçoğu harap olmuş, diğerleri ise çürümeye terkedilmiştir. Köy halkı sahip olduğu

tarihi değerin farkında değildir. Köylerin ekoturizm konusunda bilinçlendirilmesi ile bu değerlere

sahip çıkılması sağlanabilir. Yunt Dağı’nda ise yapılabilecek en önemli faaliyetler biri halıcılık olacaktır.

Yunt Dağı’nın Manisa tarafında köylerin geçim kaynağı halı dokuma iken Bergama tarafında böyle bir

uygulama görülmemektedir. Halı atölyeleri açılarak turizme sunulması bölgeye gelir getirici bir

faaliyet olacaktır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

149

YUNT YÖRESİ KÖYLERİNDEN FOTOĞRAFLAR

Foto-19: Çam Ağaçları ve Zeytin Ağaçlarının Eşsiz Uyumu (Bozyerler)

Foto-20: Zeytin Toplama Faaliyeti (Koyuneli)

Foto-21: Dedegöl (Öksüzler)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

150

Foto-22: Tarihi Köy Evlerinden Bir Tanesi (Seklik)

Foto-23: Menengiç Yağı Yapılmasında Kullanılan Eski Usul Taş Mekanizma (Seklik)

Foto-24: Rumlardan Kalan Sulu Baskı Zeytinyağı Fabrikası (Sağancı)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

151

3.5.4. BERGAMA MERKEZE BAĞLI KÖYLER

Orta kısımda kalan Bergama Merkez’e bağlı köylerden 20 tanesi ile görüşülmüştür. Bu

bölümde yer alan köylere ilişkin haritaların anlaşılabilir olması amacıyla kuzey ve güney olmak üzere

iki ayrı görüntü verilmiştir.

Şekil-15: Bergama Merkeze Bağlı Güney Köylerinin Ekoturizm Potansiyeli* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)

* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu

faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

152

Şekil-16: Bergama Merkeze Bağlı Kuzey Köylerinin Ekoturizm Potansiyeli* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)

* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu

faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

153

Çizelge-13: Bergama Merkez Kuzey ve Güney Köyleri’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri

BERGAMA MERKEZ

KÖYÜN ADI

FAALİYETLER

Doğa

Yürüyüşü Bisiklet

Yeme

İçme Konaklama

Kültür

Turizmi

Yerel

Ürünler Diğer

ARMAĞANLAR - - - - - Halıcılık, doğa keşfi, av turizmi

AŞAĞIKIRIKLAR - - - - - - -

AVUNDURUK - - - - - - -

BOZKÖY - - - - - Dağcılık, kampçılık

ÇAKIRLAR - - - - - - -

ÇAMKÖY

Köy kahvaltısı, doğa keşfi, köy yaşamı

CEVAPLI - - - - - - -

GAYLAN - - - - Köy yaşamı

KALEARDI - - - - - Kampçılık, av turizmi, fotoğrafçılık

KAPUKAYA - - - - -

KURFALLI - - - - - - -

KÜÇÜKKAYA - - - - - - -

MARUFLAR - - - - - - -

PINARKÖY - - - - Doğa keşfi

SİNDEL - - - - -

TEĞELTİ/TİYELTİ - - - Fotoğrafçılık, atla gezinti

TEPEKÖY - - Yayla turizmi

YALNIZEV - - - - - - -

YERLİTAHTACI - - - - - - -

YUKARIKIRIKLAR - - - - - - -

Armağanlar Köyü

Köyün nüfusu, 89 erkek, 77 kadın olmak üzere 166 kişidir. Köy azası ile yapılan görüşmenin

neticesinde alınan verilerden, nüfusun tamamını 35 yaş ve üstünün oluşturduğu ve köy halkının

ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu öğrenilmiştir. Köy muhtarı, köyde yabancı dil bilen

kimsenin bulunmadığını ve köyün sürekli göç verdiğini belirtti. Köy halkının geçim kaynağının,

hayvancılık, çiftçilik, çam fıstığı olduğu ve eskiden köyde halı dokumacılığı yapıldığı söylenmiştir.

Köyün altyapı sıkıntısı bulunmamaktadır, ancak yağmur yağdığında yollar çamur içinde kalmaktadır.

Köye yerli ve yabancı turistin gelmediği, sadece bisikletle köyden geçtiği ifade edildi. Gençlerin köyde

kalması için iş sahası yaratılması gerektiği belirtildi. Armağanlar köyünde ekoturizmin gelişmesi için

yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Bisiklet turizmi

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

154

Halıcılık

Doğa keşfi (Sınırdere ve çamlar)

Av turizmi

Yolların düzeltilmesi

Arıcılık eğitimi

Aşağıkırıklar Köyü

Aşağıkırıklar köyü, Bergama merkeze 15 km uzaklıktadır. Köyün nüfusu 300 erkek, 293 kadın

olmak üzere 593 kişidir. 0-18 yaş grubunun nüfusun %20’sini, 18-35 yaş grubunun nüfusun %30’unu

ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %50’sini oluşturduğu köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köy

muhtarı, köyde üniversite mezunu olan 30 kişinin, lise mezunu olan 100 kişinin ve genelde ilköğretim

mezunu veya okuryazar kişilerin yaşadığını ve köyde iyi seviyede yabancı dil bilen 150 kişinin

bulunduğunu belirtti. Köyün geçim kaynağının tarım (pamuk, mısır, domates, ayçiçeği) ve hayvancılık

olduğu ve köyün seracılık bölgesi ilan edildiği söylenmiştir. Köyün ulaşım ve altyapı ile ilgili sıkıntısı

bulunmamaktadır. Köy muhtarı, köye ait 4 dolmuş olduğunu ve atık su arıtması yapıldığını ifade

etmiştir. Köy muhtarı, köy için aktif bir biçimde çalışmaktadır. Köydeki öğrenciler için muhtarlığın

içerisinde bir kütüphane oluşturmuştur. Köy muhtarı, köye yerli turistlerin rüzgargüllerini görmek için

geldiğini, ya da bisiklet turlarına gelindiğini ifade etmiştir. Köye soğuk hava deposu yapılması ve köy

halkına organik tarım ve seracılık konusunda eğitim verilmesi istenmektedir. Köyde, çok az sayıda eski

köy evleri bulunmaktadır, köy betona yenik düşmekte ve doğal ortamını kaybetmektedir. Köyde

eğilim daha çok ticari kazanç sağlama yolundadır. Köye konserve ve salça fabrikaların kurulması ve

tarımla ilgili işletmelerin kurulması istenmektedir. Bu yüzden bu köyde ekoturizm ile ilgili bir

potansiyel bulunmamaktadır.

Avunduruk Köyü

Köyün nüfusu 49 erkek, 43 kadın olmak üzere 92 kişidir. Avunduruk Köyü’nde köy muhtarı ile

yapılan görüşmeler neticesinde elde edilen verilerden, nüfusun çok büyük bir çoğunluğunun 35 yaş ve

üstü grubu temsil etmekte olduğu, herkesin ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin

bulunmadığı öğrenilmiştir. Avunduruk Köyü, yerli veya yabancı ziyaretçiler ağırlamamaktadır. Diğer

köylerde olduğu gibi Avunduruk Köyü’nde de eski usül düğün geleneğinin devam ettiği bildirilmiştir.

Köye ulaşımın haftada bir kere (her Pazartesi günü) minibüs aracılığı ile sağlandığı ayrıca altyapı

olanakları olarak kanalizasyona ihtiyaç duydukları öğrenilmiştir. Yaşlı nüfusun, genç nüfusa oranla ağır

bastığı köy sakinlerinin çok fazla yeni yatırımlardan yana olmadığı tarafımıza iletilmiştir. Avunduruk

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

155

Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik

gözlemlenememiştir.

Bozköy Köyü

Köyün nüfusu 184 erkek, 177 kadın olmak üzere 361 kişidir. Bozköy Köyü’nde köy muhtarı ile

gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde, 0-18 yaş grubun 15 kişi ve 18-35 yaş grubunun 40 kişi, 35 yaş

ve üstü grubun 306 kişi olduğu belirtilmiştir. Köy nüfusunun yarısının lise mezunu, diğer yarısının

ilköğretim mezunu olduğu ifade edilmiştir. Bozköy Köyü’nde İngilizce bilen bulunmadığı ve dışarıya

göç verdiği öğrenilmiştir. Temel geçim kaynaklarının hayvancılık ve tarım (pamuk, mısır, domates,

zeytin, ayçiçeği tohumu) olduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı, el sanatları eğitim verilmesi ve sanayi

yatırımları yapılması konusunda öneride bulunmuştur. Bunların yanı sıra köyün sınırlı altyapı

olanaklarına sahip olduğu, foseptiğinin bulunmadığı söylenmiştir. Köye yabancı turistlerin gelip, çadır

kurduğu öğrenilmiştir. Köyün "Seyrek Tepe" adlı bir tepesi bulunduğunu ve burada dağ doğa

yürüyüşü yapılabileceği ifade edilmiştir. Bozköy Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması

gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Dağ doğa yürüyüşü

Dağcılık

Kampçılık

Altyapı sorunlarının giderilmesi

Çakırlar Köyü

Köyün nüfusu 35 erkek, 34 kadın olmak üzere 69 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşmeler

neticesinde, 18-35 yaşları arasında 20 kişi yaşadığı, 35 yaş ve üstü 49 kişinin yaşadığı ifade edilmiştir.

Köyde yaşayanların ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı

söylenmiştir. Köy, Aliağa’ya veya Bergama’ya çalışmak ve okumak için gidenlerden dolayı göç

vermektedir. Köyün geçim kaynağının, büyük oranda hayvancılık olmak üzere sebze ve zeytin olduğu

ifade edilmiştir. Köyün altyapı ile sıkıntısı bulunmamaktadır. Köyün yaylarında ve köyde çeşmeler

bulunmaktadır. Köyün içme suyu çok lezzetlidir ve civar köylerden buraya su doldurmaya gelindiği

ifade edilmiştir. Köyde ulaşım kişiye özel arabalarla sağlanmaktadır. Köyde motifleri bu köye özgü

olduğu söylenen "Yağcıbedir Halısı" bulunmaktadır (Foto-25). Bu köy, küçük bir köydür. Köy muhtarı,

köy halkının sürekli kendi işleriyle, hayvanlarıyla meşgul olduğu ve köye gelen ziyaretçilerle pek

ilgilenemeyeceği belirtilmiştir. Köy muhtarının da bu konuda istekli olmadığı ve yukarıda belirtilen

sebeplerden dolayı bu köyde ekoturizm yapılamayacağı tespit edilmiştir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

156

Çamköy Köyü

Cinsiyet dağılımının yarı yarıya eşitlik gösterdiği köyün nüfusu 208 kişidir. Köy muhtarı, köyde

0-18 yaşları arasında 20, 18-35 yaşları arasında 50 kişi, 35 yaş ve üstü 138 kişinin yaşadığını ifade

etmiştir. Köyde lise mezunu olan 20 kişinin yaşadığı, köyde yaşayanların geriye kalanının ilköğretim

mezunu ya da okuryazar olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı belirtilmiştir. Köyün geçim

kaynağının, hayvancılık ve tarım (zeytin, buğday, mısır, yonca, bamya, domates, ay çiçeği) olduğu

ifade edilmiştir. Köyde bir altın madeni fabrikası vardır. Köy halkından bazıları orada çalışmaktadır.

Geyikli dağlarının eteklerinde bulunması su ve temiz havayı kullanılır kılmaktadır. Köyde süt tankı

olduğu ve çevre köylerden de süt geldiği ifade edilmiştir. Elektrik, içme suyu ve kanalizasyon

şebekeleri vardır. Köy halkının, düğünlerde dışarıdan gelen kişileri evlerinde ağırladığı ve keşkek,

nohut, pilav, sarma, güveç, tatlı olarak irmik helvası yapıldığı anlatılmıştır. Bayramlarda ise cevizli

bademli baklava, höşmerim, aşure denen tatlıların yapılmasının köyün adetlerinden olduğu

söylenmiştir. Ayrıca ekmek fırınlarına atılıp, fırının dışı da çamurla sıvanıp 6-7 saat pişirilen

etlerin(kebap) de farklı bir lezzet olduğu ifade edilmiştir. Köye, 20 sene önce çok turist gelmekteymiş.

Köy muhtarı, ev pansiyonculuğuna başlangıçta bir iki hanenin sıcak bakacağını, ancak turizm

konusunda bilinçlendirme yapılırsa bu tavrın değişebileceğini ifade etmiştir. Köyde eski bir cami

bulunmaktadır, ancak bu camiye tadilat, ek bina vb. şeyler yaptıkları için tarihi durumunu pek fazla

koruyamamıştır. Köyün orta yerinde küçük bir köy parkı bulunmaktadır. Köy halkı, çok

misafirperverdir ve yeniliklere açıktır. Köy, doğal ortamını hala korumakta ve eski köy fırınları hala

kullanılmaktadır. Çamköy köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve

yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Ev pansiyonculuğu

Köy kahvaltısı

Yöreye özgü ürünlerin satışı

Yöresel yemeklerinin sunulması

Doğa keşfi

Köy yaşamı

Kültür turizmi

Turizm konusunda bilinçlendirme

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

157

Cevaplı Köyü

Cevaplı Köyü 40 kadın, 43 erkek olmak üzere toplam 83 kişidir. 78 kişinin 35 yaş ve üstü grubu

temsil ederken, yalnızca 5 kişinin 0-18 yaş arasında olduğu, tüm köy sakinlerinin ilköğretim mezunu

olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı köy muhtarıyla yapılan görüşmeler sonucunda

öğrenilmiştir. Köyün geçim kaynağı olarak zeytin, mısır, domates ve buğday yetiştirmekte olduğu

belirtilmiştir. Merkeze 18 km uzak olması sebebi ile ulaşım imkânı özel araçlar ile sınırlı kalmıştır. Yaşlı

nüfusa dikkat çeken Kızıltan, kültürel faaliyetlerin pek bulunmadığını ve yeni yatırımlara çok olumlu

bakılmadığını eklemiştir. Cevaplı Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve

yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.

Gaylan Köyü

Köyün nüfusu 78 erkek, 80 kadın olmak üzere 158 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşmeler

neticesinde, nüfusun büyük bir çoğunluğunu 30 yaş ve üstünün oluşturduğu öğrenilmiştir. Köyde,

üniversite mezunu 1 kişinin, lise mezunu 1 kişinin yaşadığı ve nüfusun geriye kalanının ilköğretim

mezunu veya okuryazar olduğu belirtilmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağı, hayvancılık, kuru tarım

ve tütündür. Köyün altyapı sıkıntısı bulunmamaktadır, ancak köy halkı yol döşemelerinin

tamamlanmasını istediğini belirtti. Köye yerli ve yabancı turistin gelmediği ifade edilmiştir. Köyün

dağlarında, köy halkının "Gavur evleri" dediği mağaraların, mezarların bulunduğu, ifade edilmiştir.

Köyde, Armağanlar muhtarıyla işbirliği yapılıp halıcılık kursları açıldığı söylenmiştir. Gaylan köyünde

ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Bisiklet turizmi

Kültür turizmi

Köy yaşamı

Tarım sulaması yapılması

Küçükkaya Köyü

Küçükkaya köyünün nüfusunun, 260’ı kadın, 283’ü erkek olmak üzere 543 kişiden oluştuğu ve

0-18 yaş grubunun nüfusun %20’sini, 18-35 yaş grubunun nüfusun %30’unu ve 35 yaş ve üstünün

nüfusun %50’sini oluşturduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı, köy nüfusunun %30’unun lise mezunu,

%30’unun ilköğretim mezunu, %10’unun okuryazar olduğunu ve köyde yaşayanların geriye kalanının

okuma-yazma bilmediğini ifade etmiştir. Köyde yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı söylenmiştir.

Köy nüfusunun geçim kaynağının, tarım (pamuk, zeytin) ve Bergama merkezde inşaat işçiliği yapmak

olduğu ifade edilmiştir. Köyden, yarım saatte bir dolmuşun geçmekte olduğu ve köy yollarının yağmur

yağınca çamur içinde kaldığı köy yollarının yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Köy yol üstünde olduğu

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

158

için turlarla gelip, köyün yakınındaki bir restoranda yemek molası veren yabancı turistler köy

kahvesinde çay, kahve içmekte ve köyü gezip fotoğraflarını çekmektedir. Köyde, ekoturizm faaliyet

alanına girebilecek bir alan yoktur ve ekoturizm ile ilgili bir potansiyel bulunmamaktadır. Ancak köy

halkı, bu turistlere yöresel yemekleri sunabilir, yöreye özgü ürünlerin satışını yapabilir ve misafirleri

evinde ağırlamak isteyecek aileleri tespit edip, seyahat acentalarıyla işbirliği yapılarak kendisine

alternatif bir gelir kaynağı yaratabilir.

Kaleardı Köyü

Köyün nüfusu, 37 erkek, 39 kadın olmak üzere 76 kişidir. Kaleardı Köyü’nde köy muhtarı ile

yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, nüfusun 69’u 35 yaş ve üstü grubu temsil

ederken, yalnızca 7 kişinin 0-35 yaş arasında olduğu, tüm köy sakinlerinin ilköğretim mezunu olduğu

ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı öğrenilmiştir. Diğer köylerde olduğu üzere Kaleardı

Köyü’nün de temel geçim kaynaklarının arasında hayvancılık ve tütün yetiştirme olduğu ve köy

sakinlerinin örgü vb. el sanatları ile uğraştıkları bildirilmiştir. Köyü ziyaret eden yerli veya yabancı

turistlerin Kestel barajını görmeye gittikleri, kamp yaptıkları ve balık tuttukları iletilmiştir. Baraj

civarında bulunan Çoban Tepe ve Akropol Tepe’sinde tarihi duvarlar ve kalıntıların bulunduğu

vurgulanmış, köyün doğal güzelliğine dikkat çekilmiştir. Kaleardı Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için

yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Kampçılık

Av turizmi (balık tutma)

Kültür turizmi

Doğa yürüyüşü

Fotoğrafçılık

Altyapı sorunlarının giderilmesi

Kapukaya Köyü

Köyün nüfusu 23 erkek, 27 kadın olmak üzere toplam 50 kişidir. Kapukaya Köyü’nde konu ile

çok ilgili köy muhtarı ile gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde köy nüfusunun tamamının, 35 yaş ve

üstü gruba ait olduğu ve İngilizce bilen kimse olmadığı öğrenilmiştir. Köyden ziyade, Kapukaya

Köyü’nün şehre olan yakınlığından ötürü Bergama’nın bir ilçesi, mahallesi niteliği taşıdığı bildirilmiştir.

Köye ziyarete gelen ziyaretçi bulunmaktadır. Kültürel araştırmalar yapmak adına yurt içinden ziyaretçi

ağırladıklarını belirten köy muhtarı, Yunanistan’dan da tapınaklarını incelemek amacı ile bir profesörü

ağırladıklarını vurgulamıştır. Ziyaretçilerin ağırlıklı olarak tapınağı, kral kaya mezarlarını görmek

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

159

istedikleri, tapınağın önünde yöresel kıyafetlerle fotoğraf çektirmekten hoşlandıkları ve şehir ve yayla

havasını aynı anda tatmak için ormanı gezebildikleri öğrenilmiştir. Ancak köyü farklı kılan tapınağa

ulaşım imkanının bulunmamasının turizm açısından dezavantaj oluşturduğu bildirilmiştir. Eski usül

geleneksel düğünler de köy sakinlerinin bir mirası olarak kabul ediliyor. Dağ yürüyüşüne, yamaç

paraşütüne, doğa gezilerine elverişli, patikası bulunan yayla ve ormanının ve Bergama-Kozak yolu

üzerindeki şelalesinin, Kapukaya Köyü’nün sunduğu doğal imkânlarında önemli bir rol oynadığı

söylenmiştir. Ancak köy muhtarı, yaşlı nüfus sebebi ile köy halkının yeniliklere çok açık olmadığını ve

yatırıma gerek bulunmadığını belirtmiştir. Köyde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler

(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Doğa yürüyüşü

Kültür turizmi

Alt yapı sorunlarının giderilmesi (Kibele tapınağına ulaşım)

Kalacak yer (pansiyon vb)

Turizm konusunda bilinçlendirme

Yerel rehberlerin yetiştirilmesi

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Kurfallı Köyü

Köyün nüfusunun 147 kadın, 157 erkek olmak üzere 304 kişiden oluştuğu ve 0-18 yaş

grubunun nüfusun %18’ini, 18-35 yaş grubunun nüfusun %10’ unu ve 35 yaş ve üstünün nüfusun

%62’sini oluşturduğu ifade edilmiştir. Köyde üniversite mezunu olan 6 kişinin, lise mezunu olan 15

kişinin, ve genelde ilköğretim mezunu kişilerin yaşadığı ve köyde az seviyede yabancı dil bilen 15

kişinin bulunduğunu ve köyün iş ve okul için göç verdiğini belirtti. Köy halkının geçim kaynağının,

hayvancılık, tarım (bamya, buğday, pamuk, mısır, zeytin vb.), ve az oranda arıcılık olduğu söylenmiştir.

Yerli ve yabancı turistlerin, yol üstü bir köy olduğu için, köy kahvesine uğrayıp çay, kahve içtiği ifade

edilmiştir. Köyde ulaşımla ilgili bir problem yoktur, kanalizasyon ile ilgili bazı sıkıntıları bulunduğu

söylenmiştir. Köy muhtarı, organik pazar yapmak için bir girişimde bulunduğunu, ancak köy halkının

bu fikre pek sıcak bakmadığını ifade etmiştir. Köy halkı, çevresine karşı duyarlı değildir ve yeniliklere

açık değildir. Bu yüzden burada ekoturizm ile ilgili faaliyetlerin gerçekleştirilemeyeceği görülmektedir.

Maruflar Köyü

Maruflar Köyü, 40 kadın, 33 erkek olmak üzere 73 kişidir. Köy nüfusunun tamamının, 35 yaş

ve üstü gruba ait olduğu köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köy nüfusunun tamamının

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

160

ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil bilen kimse olmadığı öğrenilmiştir. Köy nüfusunun geçim

kaynağı hayvancılıktır. Köyün altyapı ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı bulunmadığı ifade edilmiştir. Maruflar

Köyü’nde yaşlı nüfus büyük ağırlıkta olduğundan ve bu konunun alanına girecek bir faaliyet

bulunmadığından ekoturizm yapılamayacağı saptanmıştır.

Pınarköy Köyü

Köyün nüfusu 456 erkek, 453 kadın olmak üzere 909 kişidir. Pınarköy’de köy muhtarı ile

yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen bilgilere göre, nüfusun yaş gruplarına göre dağılımının şu

şekilde olduğu tarafımıza belirtilmiştir: 0-18 yaş aralığı 200; 18-35 yaş aralığı 409; 35 ve üstü yaş

aralığı 300. Okumakta olan gençlerin arasından İngilizce bilenlerin olduğuna dikkat çekilmiştir. Köy

nüfusunun geçim kaynakları arasında zeytin, bamya, pamuk, buğday ve mısır üretimi olduğu

iletilmiştir. Son 2 yılda köyü ziyaret eden turist sayısının az olduğunu belirten Ceylan, aynı zamanda

İstanbul’dan 3 kişilik bir öğrenci grubunun kültürel araştırma kapsamında köyü 15 günlüğüne ziyaret

ettiğini de eklemiştir. Köy yerlilerinin yabancılara karşı açık fikirli ve misafirperver olduğu

söylenmiştir. Eskiden aktif olan halı, kilim, haybe ve çuval dokumacılığının artık devam etmediği

bildirilmiştir. Dünya’nın en iyi zeytinyağının bu bölgede üretildiği tarafımıza iletilmiştir. Pınarköy’e ait

kültürel değerler arasında eski usül düğünlerin, doğal yapılar arasında ise yaz kış akan pınarının dikkat

çektiği belirtilmiştir. Gelişmiş olan zeytinciliği kooperatif eksiklikleri nedeniyle dışarıya tanıtamadıkları

ifade edilmiştir. Pınarköy’de ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve

yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Kültür turizmi (eski usül düğünler)

Yöreye özgü ürünlerin satışı (Zeytin ve zeytinyağı)

Doğa keşfi (yeşil alan ve pınar)

Sindel Köyü

Köyün nüfusu, 136 erkek, 112 kadın olmak üzere 248 kişidir. 0-18 yaşları arasında 20, 18-35

yaşları arasında 50 kişi olduğu, nüfusun geriye kalan kısmını 35 yaş ve üstünün oluşturduğu köy

muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde lise mezunu 10 kişinin yaşadığı ve köyde yaşayanların

geriye kalanının ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu söylenmiştir. Köyde okuma-yazma

bilmeyen 6 kişinin yaşadığı belirtilmiştir. Köyün başında, kışın ortasında bile ılık akan bir su

bulunmaktadır. Köy halkının anlattığına göre, bu suyun başında bir taş varmış ve o taşın üzerinde

"Sin" yazmaktaymış. Köylülerden biri, çeşme için "Burayı deliver" demiş ve köyün adı "Sindel"

olmuştur. Eskiden Yunanlıların bu köyde yaşadığı söylenmektedir. Yunanlılara ait bir köprü bulunduğu

ve Yunanlıların savaştan sonra yöreden kaçarken, onları kimse takip etmesin diye bu köprüyü yıkıp

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

161

gittikleri anlatılmıştır (Foto-26). Sindel köyünün 250 senelik bir köy olduğu ve eskiden köyün yerlisinin

yörük olduğu söylenmektedir. Yunanlılar burayı terk ettikten sonra, herkes bulunduğu yere obalarını

kurmaya başlamış ve bu köyde o zaman kurulmuştur. Köyün 3000 yıl önce askerlerin oturduğu bir yer

olduğu söylenmektedir. Köyde hala tarihi kalıntılar bulunmaktadır ve köy muhtarı, kazı çalışmaları

yapıldığı takdirde birçok tarihi kalıntıya ulaşılacağını ifade etmiştir. Köy muhtarı, ayrıca köyde eskiden

kalma mezarlar ve işlemeli taşlar olduğunu, ancak bu mezarların ve taşların bir kısmının define

avcıları tarafından çalındığını ifade etmiştir. Köy halkının geçim kaynağının tarım, hayvancılık, zeytin,

zeytinyağı, az sayıda çilek yetiştiriciliği olduğu söylenmiştir. Köyün ulaşım problemi yoktur, ancak

kanalizasyon altyapısı olmadığı için, köy halkı lağım çukurları kazmıştır. Köyde yabancı dil bilen kimse

olmadığı, yerli veya yabancı bisikletli turistlerin köyden gelip geçtiği ifade edilmiştir. Köy halkının

oldukça misafirperver olduğu ve yöreye gelecek ziyaretçileri misafir etmek isteyecekleri söylenmiştir.

Sindel köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek

etkinlikler şunlardır:

Bisiklet turizmi

Kazı çalışmaları

Yöreye özgü ürünlerin satışı (zeytin, zeytinyağı, çilek vb.)

Altyapı sorunların giderilmesi (kanalizasyon)

Zeytinyağı fabrikası yapılması

Tarım ve hayvancılık eğitimi

Sağancı Köyü

Köyün nüfusu, 209 erkek, 175 kadın olmak üzere 384 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşme

neticesinde alınan verilerden, 30 kişinin 0-18 yaş grubunu, 20 kişinin 18-35 yaş grubunu, nüfusun

geriye kalan kısmının 35 yaş ve üstü grubu temsil ettiği öğrenilmiştir. Köy halkının %90-95’inin Selanik

göçmeni olduğu belirtilmiştir. Köy nüfusunun tamamının ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu,

Sağancı Köyü’nde İngilizce bilen kimsenin bulunmadığı ve dışarıya göç verdiği öğrenilmiştir. Köy

halkının geçim kaynağı başta zeytin ve zeytinyağı olmak üzere tarım (bamya, buğday), hayvancılık

olduğu belirtilmiştir. Köy muhtarı, köyün suyunun Geyikli Dağı’ndan geldiğini öne çıkarmış ve köyün

altyapı ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı bulunmadığını ifade etmiştir. Köyde, Rumlardan kalma tarihi sulu

baskı yağ fabrikası bulunmaktadır. Köy muhtarı, bir zamanlar Topkapı Sarayı’na zeytinyağının buradan

gittiğini ve bu köyün adının hala zeytincilikle anıldığını vurgulamıştır (Foto-24). Köyde, restore

edilmeyi bekleyen birçok tarihi Rum Evi bulunmaktadır, hatta köy muhtarı, köy camisinin eski bir

kilise olduğu ve köy halkı tarafından camiye dönüştürüldüğünü söylemiştir. Dağların, avcılığa uygun

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

162

olduğunu belirtilmiştir. Köyü ziyaret eden yerli turistlerin zeytin ve zeytinyağı satın aldıkları

vurgulanmıştır. 15- 20 yıl önce köye Yunanistan’dan yabancı turistlerin 2- 3 otobüs dolusu geldikleri

ifade edilmiştir. Yöre halkının yerli ve yabancı ziyaretçilere karşı pozitif tutum sergileyeceklerini dikkat

çeken köy muhtarı, turistleri evlerinde misafir etme konusunda sıcak bakan kişilerin olabileceğini de

eklemiştir. Köy muhtarı hayvancılık, el işi alanında eğitim verilmesi konusunda öneride bulunmuştur.

Sağancı Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek

etkinlikler şunlardır:

Av turizmi

Ev pansiyonculuğu

Yöresel yemeklerin sunulması

Yöreye özgü ürünlerin satışı (zeytin, zeytinyağı, köy yumurtası)

El sanatları ürünlerinin satışı (patik)

Kültür turizmi

Seyahat acentalarıyla işbirliği

Yerel rehberlerin yetiştirilmesi

El işleri eğitimi

Arıcılık, hayvancılık eğitimi

Tepeköy Köyü

Tepeköy Köyü 548 erkek, 570 kadın olmak üzere 1118 kişidir. 0-18 yaş grubunun nüfusun

%30’unu, 18-35 yaş grubunun nüfusun %60’ını ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %10’unu oluşturduğu

köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde üniversite mezunu olan 15 kişinin, lise mezunu olan

150 kişinin yaşadığı ve köyde yaşayanların geriye kalanının ilköğretim mezunu ve okuryazar olduğu

ifade edilmiştir. Köy halkının büyük bir kısmı, yurtdışında işçi olarak çalışıp, daha sonra köye kesin

dönüş yapan kişilerden ve yaz aylarında tatile gelen hala yurtdışında yaşayan gurbetçilerden

oluşmaktadır. Bu yüzden köyde, Almanca, İngilizce ve Japonca gibi dilleri bilen 150 kişinin bulunduğu

söylenmiştir. Bu köy, iki mahalleye ayrılmıştır: Tepeköy ve Zeytinli. Köy, Alevi köyüdür ve köyde

tamamlanmak üzere olan bir Cemevi bulunmaktadır. Köy nüfusunun geçim kaynağının, hayvancılık,

tarım (bamya), pazarcılık olduğu ve bazılarının da emekli maaşlarıyla geçindiği ifade edilmiştir. Köyde,

turizm alanında çalışmış olan 50 kişinin olduğu söylenmiştir. Köyün ulaşım ile ilgili bir sıkıntısı

bulunmamaktadır ancak köyün foseptik çukurlarının olmadığı ve kanalizasyon sularının dereye aktığı

ifade edilmiştir. Köyün birkaç tane deresi olduğu, ancak yazın, yalnız Karadere'de su bulunduğu

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

163

belirtilmiştir. Köylünün yaz aylarında çıktığı yaylaları bulunduğu ve burada yayla turizmi yapılabileceği

söylenmiştir. Köyde, tülbent, el işi, iğne oyası, örgü vb. el sanatlarıyla uğraşan bayanların olduğu ve

köy, ekoturizme açılırsa el sanatları ürünlerinin satılabileceği ifade edilmiştir. Köyün sınırları içerisinde

şu anda kullanıma açık olmayan bir otel bulunmaktadır. Köy muhtarı, bu otel açıkken köye günübirlik

turistlerin geldiğini ifade etmiştir. Köy, gelişmiş ve modern bir köydür, ancak pek fazla köy görünümü

kalmamıştır. Köy muhtarı, köyün ekoturizme açılması konusunda çok istekli olduğunu ifade etmiştir.

Tepeköy köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek

etkinlikler şunlardır:

Yayla turizmi

El sanatları ürünlerinin satımı

Kültür turizmi (köy düğünleri, cemevi)

Yöresel yemeklerin sunulması

Ev pansiyonculuğu

Doğa keşfi

Dinlenme tesisi

Yürüyüş parkı

Altyapı sorunlarının giderilmesi

Ufak çaplı konserve fabrikası (salça, bamya)

Ufak çaplı zeytinyağı fabrikası

Tekkedere (Derici) Köyü

Köyün nüfusu 122 erkek, 127 kadın olmak üzere 249 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan

görüşmeler neticesinde, 0-18 yaşları arasında 30, 18-35 yaşları arasında 80, 35 yaş ve üstü 139 kişinin

yaşadığı ifade edilmiştir. Köyde, 50 kişinin lise mezunu olduğu ve yabancı dil bilen 15-20 kişinin

bulunduğu söylenmiştir. Köy, Aliağa’ya veya Bergama’ya çalışmak ve okumak için gidenlerden dolayı

göç vermektedir. Köy halkının geçim kaynağı, tarım (zeytin, buğday, pamuk, mısır) ve hayvancılıktır.

Köyde ulaşımın, şahsi araçlar veya Yenikent dolmuşu ile sağlandığı ifade edilmiştir. Köye, park,

çiçeklik, parke taşıyla yol döşemesi vb. çevre düzenlemelerinin yapılması gerektiği söylenmiştir. Köy

halkının çöplerini dışarı döktüğü ve çevreye önem vermediği belirtilmiştir. Köye yerli ve yabancı

turistlerin gelmediği, köyde birkaç kişinin ev pansiyonculuğu yapmak isteyeceği söylenmiştir. Köyde,

bir gölet, yatır olduğu ifade edilmiştir. Köyde, kooperatif kurulduğu ancak yürümediği ifade edilmiştir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

164

Tekkedere köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek

etkinlikler şunlardır:

Dağ doğa yürüyüşü

Doğa keşfi

Konaklama yerlerinin yapılması

Köy yollarının düzeltilmesi

Köye çevre düzenlemesi yapılması

Kooperatiflerin canlandırılması

Tiyelti Köyü

Köyün nüfusu 117 erkek, 107 kadın olmak üzere 224 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan

görüşmeler neticesinde, 0-18 yaş grubunun nüfusun %20’sini, 18-35 yaş grubunun nüfusun %20’sini

ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %60’ını oluşturduğu ifade edilmiştir. Köyde üniversite mezunu olan 2

kişinin yaşadığı, lisede okumakta olan 10 kişinin olduğu ve köyde yaşayanların geriye kalanının

ilköğretim mezunu ve okuryazar olduğu ve köyde, okuryazar olmayan 3 kişinin yaşadığı belirtilmiştir.

Köyde 8-10 kişinin arkeolojik kazı çalışmalarında çalıştığı ifade edilmiştir. Köyün geçim kaynağı, zeytin

ve hayvancılıktır. Köyde ulaşım kişiye özel araçlarla, eşeklerle veya köy Bergama merkeze yakın

olduğundan, yaya olarak sağlanmaktadır (Foto-27). Köyün altyapı ile ilgili bir sıkıntısı bulunmadığı

ifade edilmiştir. Köy halkının, çevreye karşı duyarlı olmadığı, çöplerini çevreye attığı ifade edilmiştir.

Geçtiğimiz yaz köyün yakınlarındaki 8 hektar makilik alan yanmıştır. Bu sebeple köyün göç aldığı, köye

dikim çalışmaları için orman işçilerinin geldiği belirtilmiştir. Ancak okumak ve çalışmak için köyün göç

verdiği ifade edilmiştir. Fransız ve Japon turistlerin köyden geçerken, köy kahvesine uğrayıp çay,

kahve içtiği ifade edilmiştir. Eski köy düğünlerinin çok güzel olduğu ifade edilmiştir. Köyde hala eski

köy fırınları ve zeytinyağı yapmak için düvek taşları bulunmaktadır. Köylü kadınların ısınmak için

giydiği, yerli dokuması kara bezden yapılmış "Kıvrak" dedikleri çarşafların, köylü kadınlar tarafından

hala giyildiğini köyde görmek mümkündür. Köy muhtarı, köylerinin ekoturizme açılması için çok

isteklidir ve Harlak sırtına bir dinlenme tesisi, seyir tepesi yapılmasını istediğini ifade etmiştir. Harlak

sırtından, Bergama merkez ve hatta Asklepion görülebilmektedir. Harlak sırtına böyle bir tesis

yapılırsa köylülerin, tulum peyniri, gözleme, börek, kekik (kara kekik), şapla (adaçayı), zeytinyağı,

höşmerim gibi köye özgü ürünlerin satışını yapabileceği de belirtilmiştir. Tiyelti köyünde ekoturizmin

gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:

Yöresel yemeklerin sunulması

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

165

Yöreye özgü ürünlerin satışı

Atlarla turistlerin köylüler tarafından gezdirilmesi

Fotoğrafçılık

Seyir tepe veya bir dinlenme tesisi yapılması

Turizm konusunda bilinçlendirme

Yerel rehberler yetiştirilmeli

Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması

Yalnızev Köyü

Yalnızev Köyü’nün nüfusu, 352 erkek, 379 bayan olmak üzere 731 kişidir. Köy muhtarı ile

yapılan görüşme neticesinde, 0-18 yaş grubunun nüfusun %30’unu, 18-35 yaş grubunun nüfusun

%50’sini ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %80’ini oluşturduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı, köyde 15

kişinin lise mezunu, 2 kişinin üniversite mezunu, köyde yaşayanların geriye kalanının ilköğretim

mezunu olduğu ifade etmiştir. Köyde, yabancı dil bilen 20 kişinin olduğu söylenmiştir. Köy nüfusunun

geçim kaynağının, pamuk, bamya, tütün olduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı, Alacalar, Çakırlar ve

kendi köyleri sınırlarında Şahankaya adında eski kale gibi bir şey bulunduğunu ve ortasında kuyu suyu

olduğunu söylemiştir. Köyün altyapı ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı bulunmadığı belirtilmiştir. Köyde

ekoturizm konusu alanına girecek herhangi bir faaliyet bulunmamaktadır.

Yerlitahtacı Köyü

Yerlitahtacı Köyü 91 erkek, 92 kadın olmak üzere toplam 183 kişidir. 0-18 yaş grubunun

nüfusun %10’unu, 18-35 yaş grubunun nüfusun %10’unu ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %80’ini

oluşturduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı, köyde 10 kişinin lise mezunu, 6 kişinin üniversite mezunu,

köyde yaşayanların geriye kalanının ilköğretim mezunu olduğu ve bir kısmının okuma-yazma

bilmediğini ifade etmiştir. Köyde az seviyede yabancı dil bilen 6 kişinin olduğu söylenmiştir. Köy

nüfusunun geçim kaynağının, hayvancılık, orman işçiliği ve genel olarak emekli maaşı olduğu ifade

edilmiştir. Bu köy iki mahalleye ayrılmıştır: Bu köyde, altyapı sorunları yoktur, ancak ona bağlı olan

Aşağımahalle köyünde (Kozak yolu üzeri) altyapının olmadığı ifade edilmiştir. Köy muhtarı, hayvancılık

eğitimi verilmesini istemektedir. Köy muhtarı, Mayıs ayında Hıdırellez’de Beyazıt Dede yatırının orada

köylülerin kurban kestiğini anlatmıştır. Köye yerli ve yabancı turistin gelmediği ifade edilmiştir. Köyde

ekoturizm konusu alanına girecek herhangi bir faaliyet bulunmamaktadır.

Ziyaret edilen 20 köyden 10 tanesinde potansiyel tespit edilememiştir. Bunun nedenlerinin

bir kısmı köylerde potansiyel oluşturacak bir özellik olmaması iken diğer nedenleri bazı köylerde

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

166

geleneksel köy hayatından uzaklaşılmış olması, bazı köylerde ise göç nedeniyle kalan yaşlı nüfusun

yeni bir faaliyete sıcak bakmaması olarak gösterilebilir. Potansiyel tespit edilen köylerde ise yerel

ürünlerin satışı, yeme-içme gibi faaliyetler öne çıkmaktadır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

167

BERGAMA MERKEZE BAĞLI KÖYLERDEN FOTOĞRAFLAR

Foto-25: Yağcıbedir Halısı (Çakırlar)

Foto-26: Tarihi Su Kemeri Kalıntıları (Sindel)

Foto-27: Tiyelti Köyü’nden Bakırçay Ovası Görünümü (Bergama)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

168

BERGAMA KÜLTÜR MİRASINDAN FOTOĞRAFLAR

Foto-28: Serapis Tapınağı (Kızıl Avlu)

Foto-29: Antik Tiyatrosu (Akropol)

Foto-30: Trajan Tapınağı (Akropol)

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

169

Foto-31: Sütunlu Yol (Asklepion)

Foto-32: Sağlığın Sembolü (Asklepion)

Foto-33: Bergama Ulu Cami

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

170

SONUÇ VE ÖNERİLER

Potansiyel belirlemeye yönelik olarak yapılan bu proje bir referans niteliği taşımaktadır.

Öncelikle proje konusu ile ilgili literatür taraması yapılarak konuyla ilgili kuramsal yaklaşımlar ve

tanımlamalar gözden geçirilmiş, dünyadan, Türkiye’den ve İzmir’den örnekler irdelenmiştir. Son

bölümde, Bergama’nın ekoturizm potansiyelİ değerlendirilmiştir. Araştırmanın 1. Bölümünde Dünya

ve Türkiye’deki örnekler karşılaştırıldığında Bergama’nın turistik çekiciliklerinin yeterli olduğu; ancak

talebin yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır. Dünyada ekoturizm talebinin artması nedeniyle yüksek

potansiyel taşıyan Bergama’nın bu potansiyelini kullanması ve koruması gerektiğini belirtmeliyiz.

Çalışmanın ilk bölümünde belirtildiği gibi ülkemizde birçok yerde benzer çalışmalar başlatılmış olup

Bergama’ya rakip olacak birçok yer bulmak mümkündür. Ancak dünya kültür mirasına sahip yerler

bulmak ve bunu ekoturizm ile bütünleştirmek zordur. Bergama; bir an önce ekoturizm faaliyetleri için

gerekli altyapı/üstyapı eksikliklerini tamamlamalı, halkını ekoturizm konusunda bilinçlendirerek olası

yanlış uygulamaların meydana gelmesini engellenmelidir.

Herhangi bir yerde ekoturizmin geliştirilmesi düşünüldüğünde, yerleşmenin aşağıdaki

özelliklerden en az birkaçına sahip olması gerekmektedir:

Su kaynakları; içme ve kullanma suyu olarak yeterli ve kaliteli olmalı

Ulaşım kolay, ulaşım olanakları çeşitli olmalı

Yakın çevre gezileri için olanaklar ve alternatifler yer almalı

Kolay ve doğrudan rezervasyon yapılabilmeli

Konaklama kapasitesi yeterli, kaliteli ve standart olmalı,

Kırsal yapılar, kırsal etkinlikler otantik olmalı ve geleneksellik hissedilmeli

Doğal güzellikler, ilginç oluşumlar bulunmalı ve korunmuş

Tarihsel ve kültürel değerler bulunmalı ve korunmuş olmalı

Spor etkinlikleri (koşu, yürüyüş, tenis, golf, yüzme, binicilik, kayak, futbol vb)

düzenlenebilmeli

Belirli bir kırsal-geleneksel üretim biçimi (dokumacılık, mandıracılık, ağaç işleri, şarap yapımı,

seramik eşya yapımı vb.) turiste sunulabilmeli

Altyapı hizmetleri yeterli olmalı

Hizmetler, merkezi-yerel örgütsel olmalı, sağlık, güvenlik gibi konularda garanti sağlanmalı

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

171

Hizmetler, belirli bir standartta olmalı, ücretler abartılı olmamalı

Turisti oyalayacak zengin animasyonlar yaratılmalı

Kırsal halk, turizmi kabullenmiş, bu işi gönüllü yapan, turisti seven ve bu turizm türü için

eğitimden geçmiş olmalı,

Tanıtım şart olup, yetkili kişiler tarafından doğru kitlelere ve zamanında yapılmalıdır (Emekli,

2011).

Bergama köylerinin ekoturizm potansiyeli değerlendirilirken yukarıda belirtilen noktalar göz

önünde bulundurulmuştur. Bergama köylerinin taşıdığı ekoturizm potansiyeli farklılıklar göstermekte

Kozak ön plana çıkmaktadır. Taşıdığı doğal ve kültürel özellikler, altyapı ve ulaşım sorununun

olmaması potansiyeli artırmaktadır. Birçok köy turizm potansiyelinin farkında olup konaklama yerleri

inşa etmek istemektedir. Yukarıbey köyü bununla ilgili somut bir girişim başlatmıştır.

Ekoturizme olumlu bakış açısının diğer bir nedeni ise yöre halkının alternatif bir geçim

kaynağı arayışıdır. Bölgede yer alan 16 köyden Güneşli dışında tüm köylerin ana geçim kaynağı çam

fıstığıdır. Birkaç yıldır çamlardan ürün alınamaması ve bunun önümüzdeki birkaç yıl daha devam

edecek olması köyleri yeni bir geçim kaynağı arayışına itmiştir.

Kozak Yaylası, sahip olduğu olanaklar ile değişik ekoturizm faaliyetlerinin yapılabileceği bir

alandır. Bu faaliyetler arasında; doğa yürüyüşleri, bisiklet turları, kültür turizmi, yerel yemeklerin

sunulması, köylerde üç gün üç gece düğün gibi gelenek-görenekler çerçevesinde yapılan faaliyetlere

katılım, çam fıstığı toplama şenliklerinin düzenlenmesi, çam fıstığı vb. yerel ürünlerin satışı sayılabilir.

Hemen hemen tüm köylerde uygulanabilecek olan bu faaliyetlerin yanısıra köylerin sahip olduğu

özelliklere göre farklı etkinlikler düzenlenebilir. Örneğin Aşağıbey’de kuş gözlemciliği, yamaç

paraşütü, jeomorfolojik oluşumları izlemenin yanısıra köy halkının toplanarak tarihi şarakmalarda

geleneksel usülde pekmez yapması turistik bir faaliyet haline getirilebilir. Aşağıcuma’da safari,

kampçılık, av turizmi, doğa fotoğrafçılığı, Yukarıbey ve Ayvatlar’da orienteering, festival turizmi ve

kampçılık, meraları ile ünlü olan Çamavlu’da çam fıstığından farklı olarak süt ürünleri satışı,

Hacıhamzalar’da bitki gözlemciliği, Kaplan’da av turizmi uygulanabilecek olan faaliyetlerdir. Güneşli

köyü yakınında bulunan yaylalar turizm faaliyeti için uygundur; ayrıca burada ziyaret edilen bir türbe

bulunmaktadır; ancak köy yoğun göç veren köylerdendir, nüfusun yaş dağılımına bakıldığında

%60’ının 35 yaş üstü olduğu görülmektedir. Özellikle yaşlı nüfus ekoturizm faaliyetine sıcak

bakmamaktadır. Hisarköy’de yöre halkı ekoturizme sıcak bakmasına rağmen el sanatları, doğal

güzellik, yerel ürün vb. bir değer tespit edilememiştir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

172

Kozak’ın doğusunda, Bergama’nın kuzey ve kuzeydoğusu olan Turanlı-Ayaskent-Göçbeyli

köylerinde ise Kozak’tan çok farklı bir durumla karşılaşılmaktadır. Burada yeralan köylerin birçoğunun

altyapı sorunu bulunmaktadır. Geçim kaynağı hayvancılık olan birçok köyün gelir düzeyi Bergama

ortalamasına göre düşük kalmaktadır. Burada yeralan 23 köy içinde Tırmanlar, Topallar, Sarıcaoğlu ön

plana çıkmaktadır. Madra Dağı’nda bulunan Tırmanlar sahip olduğu dağ havası ile turistlerin son

derece ilgisini çekebilecek bir alandır. Potansiyel tespit edilen köylerde doğa yürüyüşü, yeme-içme,

yerel ürünlerin satışı ve av turizmi organize edildiği takdirde uygulanabilecek faaliyetler arasında yer

almaktadır. Potansiyel tespit edilen köyler, ev pansiyonculuğuna açıktır; ancak altyapı sorunları olan

köylerde konaklamalı faaliyetlerin yürütülmesi zor bir ihtimal olarak görülmektedir.

Bergama Merkez’e bağlı 20 köyden 10 tanesinde potansiyel tespit edilememiştir. Bunun

nedenlerinin bir kısmı köylerde potansiyel oluşturacak bir özellik olmaması iken diğer nedenleri bazı

köylerde geleneksel köy hayatından uzaklaşılmış olması, bazı köylerde ise göç nedeniyle kalan yaşlı

nüfusun yeni bir faaliyete sıcak bakmaması olarak özetlenebilir. Potansiyel tespit edilen köylerde ise

yerel ürünlerin satışı, yeme-içme gibi faaliyetler öne çıkmaktadır.

Yunt köyleri incelendiğinde, bu bölgede yer alan 13 köyden ikisinde potansiyel tespit

edilememiştir. Ancak taşıdıkları farklı özellikler nedeniyle bölgeyi Yunt Dağı ve Zeytindağ olmak üzere

iki alt bölgeye ayırmak faydalı olacaktır. Bu yörenin bütününe bakıldığında doğa yürüyüşü ve av

turizmi uygulanabilecek yerler göze çarpmaktadır. Zeytindağ’da en önemli ürün zeytinyağıdır. Sağancı

köyü muhtarı eski dönemlerde Osmanlı sarayının zeytinyağının bu bölgeden gönderildiği belirtilmiştir.

Zeytinyağının bir yağdan çok antik çağlardan bu yana uzanan bir kültür olarak görülmeye başlanması,

zeytin toplanması, geleneksel yöntemler ile zeytinyağı çıkarılması gibi faaliyetlerin turistik faaliyet

olarak sunulması bölgeye katkı sağlayacaktır. Bu köylerde tarihi değeri olan eski Rum evleri vb.

Osmanlı döneminden kalma yapılar bulunmaktadır. Ancak bunların birçoğu harap olmuş, diğerleri ise

çürümeye terkedilmiştir.

Yunt Dağı’nda ise yapılabilecek en önemli faaliyetlerden biri halıcılıktır. Yunt Dağı’nın Manisa

tarafında köylerin geçim kaynağı halı dokuma iken Bergama tarafında böyle bir uygulama

görülmemektedir. Halı atölyeleri açılarak turizme sunulması bölgeye gelir getirici bir faaliyet olacaktır.

Bergama’nın gerek doğal gerekse kültürel özellikleri ekoturizm için büyük potansiyel

taşımasına rağmen değerlendirilememektedir. Örneğin dağlar, bitki örtüsü, akarsular, manzara

güzelliklerini içine alan doğal çekicilikleri; bugün yalnızca sınırlı şekilde doğa yürüyüşleri ve bisikletli

geziler için Kozak Yaylası çevresinde kullanılmaktadır. Potansiyel teşkil eden diğer yörelerde de

güzergahlar oluşturulmalı ve turizme kazandırılmalıdır. Kırsal çevrede bisiklet turları, yürüyüş, atla

gezinti, tarihsel ve kültürel yerlere ziyaret, yerel şenlikleri izleme, kaplıcaları ziyaret gibi eğlence ve

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

173

heyecana yönelik aktiviteler düzenlenmelidir. Özellikle gençlere yönelik bu düzenlemeler gençlik

turizmi-kampları açısından avantaj sağlar. Bu tür etkinlikler gençleri yanı sıra kültüre-doğaya-termale

meraklı olan üçüncü yaş grubu turistleri de çekecektir.

Birçok köyde gelir seviyesinin düşük olması nedeniyle nüfus Bergama merkez ve çevre ilçelere

çalışmaya gitmekte ve köyleri terk etmektedir. Ekoturizm yeni bir gelir kaynağı yaratacak olması

açısından bu köyler için son derece faydalı olacaktır. Ancak ekoturizmde başarılı olunabilmesi için

köyler gerek gelenek görenek, gerek el sanatları vb. ekoturizm açısından önemli yerel ürünler

korunmalıdır. Bergama köyleri geleneksel yapıları ve ürünleri doğrultusunda turizm geliştirmelidir.

Sözgelimi; hayvansal ürünler, zeytin ve zeytinyağı, fıstık, üzüm, dokumacılık vb. ile ünlenmiş köylere

bir kimlik kazandırılarak turizm sokulabilir. Günümüzde turizm bilincine sahip girişimciler aracılığı ile

gelen turistlere köylerde öğle yemeği verilmeye başlaması sevindiricidir; ancak yeterli değildir.

Özellikle kadınlara yönelik olarak el sanatları eğitimi ve bunların uygulamaya geçirilmesi yörede yeni

turistik ürünler geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Buna bir örnek olarak halıcılık verilebilir. Yunt Dağı

köylerinin Manisa tarafında yeralan köylerde geçim kaynağı yoğun olarak halıcılık iken Bergama Yunt

Dağları’nda halıcılık ile ilgili hiçbir faaliyet yapılmadığı belirlenmiştir. Birçok köyde halıcılık kursu

açılmasına rağmen tezgahlarının olmaması nedeniyle devam edemedikleri bilgisi alınmıştır. Bergama

gibi halıcılığı ve halı motifleri ile ünlü bir ilçede halıcılık faaliyetlerinin devam etmesi gerek ekoturizm

gerekse yeni bir geçim kaynağı yaratacak olması açısından yöre için son derece faydalı olacaktır.

Ova köylerinde tarımsal ürünleri yetiştirilmesine-hasadına yönelik etkinlikler düzenlenebilir.

Bergama'nın en önemli tarımsal ürünlerini oluşturan zeytin, çam fıstığı ve üzümün toplanması,

işlenmesi turistin ilgisini çekebilecek etkinliklerdir. Örneğin zeytinyağı ünlü olan bir köyde turistlere

eski usül taş baskı ile zeytinyağı çıkarma ve sonrasında kendi elde ettiği ürünü hatıra olarak

satınalmasını sağlamak son dönemlerde ilgi çeken etkinlikler arasındadır. Üzüm bağları ile bilinen

köylerde, köy halkının şarakmalarda toplanarak şıra çıkarması veya bu ürünlere yönelik olarak

festivaller düzenlenmesi de yeni turistik faaliyetler olarak sunulabilir.

Köylerin kendine has ürünlerin yerel ekonomik ürünlerinin yerinde satışının yapılması hem

yerli halk hem de ekoturizm için önemlidir. Köylerde genellikle bu ürünlerin satıldığı bir alana ya da

organize bir girişime rastlanmamıştır. Özellikle fıstık çamı, üzüm ve süt ürünlerinin standart ambalaj

ve kalitede markalı ürün satışları olanakları yaratılmalıdır. Ayrıca bu ürünlerden yapılmış yiyeceklerin

ve yerel yemeklerin sunulduğu kır lokantaları özellikle yabancı turistin en fazla ilgi göstereceği

konulardan biridir. Çünkü yöresel yemekler, ekoturizmin diğer turizm türlerine göre en önemli

üstünlüklerinden biridir. Kozak köylerinin tamamı bu tür hizmet verebilecek güçtedir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

174

Değerlendirmeler sonucunda varılan diğer bir nokta ise birbirine yakın konumdaki köylerin bir

ağ kurarak, birlikte hareket etmesinin daha faydalı olacağıdır. Sözgelimi 3-4 günlük bir rezervasyonla

konaklamaya gelen turistlere, geleneksel konut mimarisine sahip köyde konaklama, çevredeki süt

ürünlerini işleyen, halı-kilim dokuması yapılan, bağcılığın geliştiği köyleri ziyaret şeklinde köyler arası

bir dayanışmayla ekoturizm yürütülebilir. Kozak köyleri, Yunt köyleri ova köyleri coğrafi bütünlükten

yararlanarak bu tür oluşumlara gidebilir.

Köylerde ekoturizm uygulamalarının başarılı olması için yukarıda belirtilenlerin yanı sıra bazı

köylerde bulunan altyapı sorunlarının çözülmesi gerekmektedir. Çözülmesi gereken önemli bir sorun

ise konaklamadır. Konaklama sorununun ortadan kaldırılması ile turistik faaliyetler günübirlik

olmaktan çıkarılmalıdır. Bazı köyler ev pansiyonculuğuna hiç sıcak bakmaz iken, buna sıcak bakan

köylerde ise evlerinin yeterli alanının olmaması nedeniyle ev pansiyonculuğu yapılamayacağı tespit

edilmiştir. Köy muhtarları ile yapılan görüşmelerde bir köyde, köye ait bir alanda bungalovlar

yapılması için girişimler başlatıldığı bilgisi alınmıştır. Diğer köyler de konaklama amacıyla bungalov

yaptırmak istemektedir. Ancak bir bölgede tüm köylerde ayrı ayrı bungalovlar yapılması, arzın

talepten fazla olmasına ve bunların atıl yatırımlara dönüşmesine neden olabilecektir. Bunun yerine

bölgelerde bir çalışma yapılarak ortak girişimler başlatılması daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Konaklama sorununa diğer bir çözüm ise evlerin avlularına köylerin mimarisine uygun saz evlerinin

yapılmasıdır. Bu sayede daha az maliyet ile bu sorun çözülebilecektir.

Ekoturizmin çevreyi koruyan yaklaşımları, geleneksel yaşantı ve ürüne ihtiyaç duyması,

kazanç yaratma olanakları Bergama halkına anlatılmalı ve bu konuda eğitimler verilmelidir. Özellikle

yöre halkına; yerel rehberlik ve girişimcilik konularında eğitim verilmesi ekoturizmin gerekleri

arasında da yer almaktadır.

Turizmde turistik ürün oluşturulması, bu ürünlerin tanıtılması ve pazarlanması çok önemlidir.

Kültür mirasına sahip ilçe vurgusunun yanısıra, ekoturizm potansiyeline sahip olduğu vurgusu da

tanıtımlarda yapılmalı ve seyahat acentalaraıyla işbirliğine gidilerek ilçeye turist çekilmelidir. Kozak

konaklamalarının ilçe bütünündeki mekansal ve turizm türleri açısından bütünleşmesinin yanı sıra,

Ayvalık turları-Midilli ile birleştirilmesi dağ-yayla-kıyı-kültür bütünleşmesi rekabet gücü yüksek bir

turistik ürün olarak pazarda yer alabilir.

Yapılan görüşmelerde ve gerçekleştirilen çalıştaylarda elde edilen bilgiler ışığında Bergama

köyleri ve çevresinin ekoturizm açısından GZFT (Güçlü-Zayıf Yönler-Fırsat-Tehdit) analizi yapılmıştır.

Analiz sonucunda aşağıdaki noktalar saptanmıştır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

175

GÜÇLÜ YÖNLER

Tarım bakımından uygun bir arazi yapısı ve coğrafi koşullar mevcuttur,

Zengin bir tarihsel dokuya sahiptir. Eski bir krallık merkezi olup tarihi birikime sahiptir.

Coğrafi konumu, Dikili ve İzmir limanına yakınlığı bölgenin gelişmesi için önem taşımaktadır.

Jeotermal ve diğer yer altı kaynakları açısından zengin bir potansiyeli bulunmaktadır.

Turizm potansiyeli yüksektir.

Genel olarak yöre halkı ekoturizm faaliyetlerine katılım göstermeye isteklidir.

Manzara ve seyir noktaları bulunmaktadır.

Yaban hayatı, yöreye özgü flora bulunmaktadır.

Av turizmi için potansiyel taşımaktadır.

Yörede ekoturizme yönelik kullanılabilecek tarım ve hayvancılık işletmeleri bulunmaktadır.

Köylerin tarihinin milattan önceye dayanmaktadır.

Jeep safari olanağına sahip alanların varlığı.

Turizm bilincine sahip girişimciler aracılığı ile özellikle Kozak’ta gelen turistlere köylerde öğle

yemeği verilmeye başlamıştır.

ZAYIF YÖNLER

Ekoturizme yönelik tanıtım yapılmamaktadır.

Girişimci ruhu eksikliği bulunmaktadır.

Ekoturizm etkinlikleri için nitelikli eleman eksikliği bulunmaktadır.

Konaklama ile ilgili yer sıkıntısı bulunmaktadır.

Birçok köyde yabancı dil bilen kişiler bulunmamaktadır; bulunan köylerde ise bu sayısı azdır.

Birçok köyde tarıma elverişli topraklar olmasına rağmen, tarım sulaması olmadığı için aktif

tarım yapılamamaktadır.

Birçok köyde kanalizasyon, su, elektrik vb. altyapı olanaklarının eksiktir.

Köy halkının, tarihi birikimine sahip çıkma bilinci eksiktir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

176

FIRSATLAR

Dünya’daki tatil talebi ekoturizm yönündedir ve buradaki köyler farklı ekoturistik aktivitelere

olanak vermektedir.

Restorasyon çalışmalarıyla uygun hale getirebilecek tarihsel bir doku mevcuttur.

Arkeolojik kazı çalışmaları yapılabilecek alanlar bulunmaktadır.

Bergama UNESCO geçici aday listesinde olup bu yönde çalışmalar yürütülmektedir.

TEHDİTLER

Köyler genellikle dışarıya göç vermektedir. Bu nedenle insan gücü nitelik ve nicelik açısından

azalmaktadır.

Kozak’taki çam fıstığı ağaçlarında kuruma ve verim kaybı yaşanmaktadır.

Planlama yapılmadan gerçekleştirilecek ekoturizm faaliyetleri ile alanın doğal yapısının

bozulma riski bulunmaktadır.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

177

YARARLANILAN KAYNAKLAR

AKURGAL, E. (1989). Anadolu Uygarlıkları. İstanbul.

ALTAN, Ş. (2006). Türkiye’de Ekoturizm Uygulamaları ve Ekonomiye Katkıları. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Niğde.

ARPA YENİLMEZ N. (2003). Ekoturizmin Korunan Alan Yönetim Planlarındaki Yeri ve Önemi, Yeşil Türkiye Dergisi, Ankara.

ARSLAN, Y. (2000). Tur Operatörlerinde Tekelleşme Eğilimleri Karşısında Türk Seyahat Acentaları İçin Alternatif Politikalar, Basılmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

ASHWORTH, G.J. and TUNBRİDGE, J.E. (2000). The Tourist Historic City; Retrospect and Prospect of Managing the Heritage City. Pergamon Press, Advances in Tourism Research Series.

ATABERK, E. (2011). Bergama Turizminde Yaşanan Sorunlara Turizm Coğrafyası Yaklaşımıyla Çözüm Arayışları. Uluslararası Bergama Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2.Cilt, s. 592-604, 7-9 Nisan 2011, Bergama, İzmir.

ATABERK, E. ve İŞÇİ, C. (2011). Bergama’da Turizme Hizmet Veren Yiyecek İçecek İşletmelerinin Çalışanlar Bakış Açısıyla Hizmet Kalitesinin Değerlendirilmesi. Uluslararası Bergama Sempozyumu, 7-9 Nisan 2011 (Poster Bildiri), Bergama, İzmir.

AVCIKURT, C. (2003). Turizm Sosyolojisi. Detay Yayıncılık, Ankara.

BAYKAL, F. ve EMEKLİ, G. (2010). Sürdürülebilir Turizm Yaklaşımıyla Dikili ve Bergama’yı Bütünleştirme Potansiyeli. TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı Projesi, Proje No: 109K323. Basılmamış Proje Raporu, İzmir.

BURTON, F. (1998). Can Ecotourism Objectives Be Achieved?. Annals of Tourism Research, 25(3).

ÇETİN, T. (2003). Doğal Ortam-Ekonomik Faaliyet İlişkisine Bir Örnek: Kozak Yöresi (Bergama). Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 23(1), 23-46, Ankara.

DEMİR, C. ve ÇEVİRGEN, A. (2006). Ekoturizm Yönetimi. Nobel Yayıncılık, İstanbul.

EMEKLİ, G. (1998). Bergama’da Turizm ve Sosyo-Ekonomik Etkileri. Basılmamış Doktora Tezi. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

EMEKLİ, G. (2001). Bergama'nın Turizm Coğrafyası ve Turizmin Sosyo-Ekonomik Etkileri. Bergama Belediyesi Kültür Yayınları, İzmir.

EMEKLİ, G. (2003). Doğa ve Yerel Kültürün Eşsiz Uyumu: Kozak (Bergama/İzmir) Yaylası ve Turistik Potansiyeli. Ulusal Dağlar Yılı Sempozyum Bildiriler Kitabı. 25-28 Haziran 2002, T.C. Orman Bakanlığı, s.241-247, Ankara.

EMEKLİ, G. (2009). Bergama Dünya Mirası Olmalı. İzmir Dergisi, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Sayı: 1, s. 110-115, Ekim 2009, İzmir.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

178

EMEKLİ, G. (2011). Kırsal Kalkınmaya Çözüm Arayışları: Kırsal Turizm ve Bergama. Uluslararası Bergama Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2.Cilt, s. 481-495, 7-9 Nisan 2011, Bergama, İzmir.

ERDOĞAN, N. (2003). Çevre ve Ekoturizm. Erk Yayınları, Ankara.

ERİŞ, E. (1978). Bergama Uygarlık Tarihi. İzmir.

ERİŞ, E. (1996). Kozak. Bergama Belediyesi Kültür Yayınları,Yayın No:28, Bergama, İzmir.

GUNN, C. (1993). Tourism Planning. Taylor& Francis Publish. New Jersey, USA.

GÜNDOĞDU, V. ve TURHAN, D. (2004). Bakırçay Havzası Kirlilik Etüdü Çalışması, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Fen ve Mühendislik Dergisi, Cilt 6, Sayı 3, s. 65-83, İzmir.

İZMİR TİCARET ODASI (İZTO) (2007). İzmir İli Turizm Envanteri ve Yatırım Potansiyelleri. İzmir Ticaret Odası Yayınları, İzmir.

KAHRAMAN, N. ve TÜRKAY, O. (2004). Turizm ve Çevre. Detay Yayıncılık, Ankara.

KAPLANOĞLU, E. ve MERİÇ, M.K. (2011). İzmir’in İlçeleri Arasında Bergama’nın Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Düzeyi’nin Analizi. Bergama Turizminde Yaşanan Sorunlara Turizm Coğrafyası Yaklaşımıyla Çözüm Arayışları. Uluslararası Bergama Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2. Cilt. 7-9 Nisan 2011, Bergama, İzmir.

KOÇMAN, A. (1993). İnsan Faaliyetleri ve Çevre Üzerine Etkileri Açısından Ege Ovalarının İklimi. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayın No: 73, İzmir

ÖLGEN, M.K. (2002). Aşağı Bakırçay Vadisi ve Çevresinin Jeomorfolojisi. Basılmamış Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir

RAHEMTULLA, Y.G. and WELLSTEAD, A.M. (2001). Ecotourism: Understanding Competing Expert and Academic Definitions. Infor. Report Nor-X-380 Canada.

SÖNMEZ, M. (2008). WEB Tabanlı CBS ile Bergama’nın Turizm Coğrafyasında Kültürel Miras Değerlendirmesi. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

SÖZER, A.N. (1990). Kozak Yaylacılığı Üzerine Bazı Gözlemler ve Notlar. Ege Coğrafya Dergisi. Sayı: 5, s: 1-9, İzmir.

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI (2004). Bergama İlçesi Çed Raporu. Çed ve Planlama Genel Müdürlüğü, Ankara.

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI (2004). Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Basılmamış Brifing Notları.

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI (2012). Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Basılmamış Brifing Notları.

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI (2007). Türkiye Turizm Stratejisi 2023.

T.C. NARLIDERE KAYMAKAMLIĞI (2011). Narlıdere’de Ekoturizm, Sağlık Turizmi ve Kültür Turizmi Sektör Analizi. İzmir Kalkınma Ajansı 2011 Yılı Doğrudan Faaliyet Desteği Programı Projesi Raporu.

Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi

179

WESTERN, D. (1993). Defining Ecotourism. Edited by Kreg Lindberg, Donald E. Hawkins, In Ecotourism: A Guide For Planners &Managers. North Ennington: The Ecotourism Society.

YENEN, Z. (2008). Bergama ve Yakın Çevresinde Turizme Alternatif Bir Bakış. Bergama Ticaret Odası Yayını, İzmir.

YILMAZ, H. (2008). Turizm Çeşitlendirmesi Kapsamında Ekoturizmin Ürünü Olarak Tatil Çiftlikleri: Türkiye'deki Tatil Çiftliklerine Yönelik Swot Analizi. Basılmamış Doktora Tezi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon.

YILMAZ, E. (2005). Bir Arazi Kullanım Planlaması Modeli: Cehennemdere Vadisi Örneği. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı Yayın No: 253, Doa Yayın No: 37, Çeşitli Yayın No: 3, 131, Ankara.

YÜCEL, C. (2002). Turizmde Yükselen Değer: Ekoturizm. Türsab Ar-Ge Departmanı Raporu, İstanbul.

İNTERNET KAYNAKLARI

http://www.ecotourism.org Erişim Tarihi: 02 / 02 / 2012

http:// www.izmirturizm.gov.tr Erişim Tarihi: 09 / 02 / 2012

http://www.jmo.org.tr Erişim Tarihi: 04 / 02 / 2012

http://www.miningweekly.co.za Erişim Tarihi: 04 / 02 / 2012

http://www.naturland.com.tr Erişim Tarihi: 14 / 02 / 2012

http://www.rizekultur.gov.tr Erişim Tarihi: 17 / 02 / 2012

http://www.stkittstourism.kn Erişim Tarihi: 07 / 02 / 2012

http://www.tuik.gov.tr Erişim Tarihi: 25 / 02 / 2012

http://www.turcev.org.tr Erişim Tarihi: 14 / 02 / 2012

http://www.turismo.toscana.it Erişim Tarihi: 12 / 02 / 2012


Recommended