Proje Sahibi
T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu
Proje Ortak ve İştirakçileri
T.C. Bergama Kaymakamlığı
T.C. Bergama Belediyesi
T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bergama İlçe Müdürlüğü
Bergama Ticaret Odası
Bergama Kültür ve Sanat Vakfı
Bergama Kültür ve Turizm Derneği
Bergama Tarihi Eserleri Koruma ve Yaşatma Derneği
Bergama Proje Atölyesi Derneği
Proje Sahibi T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu
Proje Yöneticisi Prof. Dr. Ertan TAŞKAVAK
T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu Müdürü
Proje Koordinatörü Öğr. Gör. Emre ATABERK
T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otel İşletmeciliği Programı
Proje Ekibi Öğr. Gör. Emre KAPLANOĞLU
T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Programı
Yrd. Doç. Dr. M. Kamil MERİÇ T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu Seracılık Programı
Projeye Katkıda Bulunanlar Mehmet ASLAN
T.C. Bergama Kaymakamlığı
Ersin GÜLEÇ, Nagehan ÇETİNKAYA T.C. Bergama Belediyesi
Adem AKLAR T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bergama İlçe Müdürlüğü
Gülay KOÇ, Saffet DÜNDAR Bergama Ticaret Odası
Ali İhsan SÜTER, Berna AVDAN Bergama Kültür ve Sanat Vakfı
Macit GÖNLÜGÜR, Mehmet SAĞLAM, Emin URGUN Bergama Kültür ve Turizm Derneği
Öğr. Gör. Mustafa ÇAKALGÖZ Bergama Tarihi Eserleri Koruma ve Yaşatma Derneği
Turan ŞEN Bergama Proje Atölyesi Derneği
Meryem GÜDÜCÜLER Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Beşeri ve İktisadi Coğrafya Doktora Programı Öğrencisi
Necati KARAÇOBAN Emekli Öğretmen, Araştırmacı Yazar
Basım Yeri ve Tarihi İzmir, Mart 2012
Bu rapor İzmir Kalkınma Ajansı’nın desteklediği “Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi” projesi kapsamında hazırlanmıştır. İçerik ile ilgili tek sorumluluk proje sahibine aittir ve İzmir Kalkınma Ajansı’nın görüşlerini yansıtmaz.
ÖNSÖZ
İzmir Kalkınma Ajansı’nın bölgenin kalkınması ve rekabet gücü açısından fırsatların
ortaya konulması, tehdit ve risklerin önlenmesi ve yatırım kararlarının yönlendirilmesini
hedefleyen 2011 yılı “Doğrudan Faaliyet Desteği Programı” kapsamında destek almaya hak
kazanan “Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi” projesi 22.12.2011 – 21.03.2012 tarihleri
arasındaki 3 aylık sürede yürütülmüştür.
Proje ile; tarihi ve turistik yapısı, doğal çekicilikleri, yerel değerleri ile bünyesinde
farklı ve güçlü potansiyelleri barındıran ilkler şehri Bergama’nın mevcut kültür turizmine
alternatif olarak ekoturizm potansiyelinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.
Projenin ilçe tabanına yayılmasının önemi de göz önüne alınarak, ilçedeki kamu, yerel
yönetim ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte ilçe sınırları içindeki toplam 72 köy muhtarı ile
doğrudan görüşmelerin yanı sıra toplantı ve çalıştaylar gerçekleştirilmiştir.
Hazırlanan bu raporda, Bergama’nın ekoturizm potansiyelini ortaya koyabilecek
haritalar çizilmiş, çizelgeler hazırlanmış ve potansiyel taşıyabilecek unsurlara ilişkin
fotoğraflamalar yapılmıştır.
Bu bağlamda, projenin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için destek ve görüşlerini sunan
ve projeyi sahiplenen tüm kurum ve kişiler ile proje ekibine teşekkür ederim.
Prof. Dr. Ertan TAŞKAVAK
T.C. Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu Müdürü
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
1
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ
İÇİNDEKİLER ............................................................................................................................... 1
ŞEKİL LİSTESİ .............................................................................................................................. 2
ÇİZELGE LİSTESİ .......................................................................................................................... 3
FOTOĞRAF LİSTESİ ..................................................................................................................... 4
GİRİŞ .......................................................................................................................................... 7
BÖLÜM I – EKOTURİZM ........................................................................................................... 11
1.1. Ekoturizm İle İlgili Tanım ve Kavramlar ...................................................................................... 11
1.2. Ekoturizmin Temel Özellikleri ve İlkeleri .................................................................................... 13
1.3. Ekoturizm ile İlgili Etkinlikler ....................................................................................................... 15
1.4. Ekoturizmde Talep ...................................................................................................................... 22
1.5. Dünyada Ekoturizm ve Uygulamaları.......................................................................................... 24
1.6. Türkiye’de Ekoturizm ve Uygulamaları ....................................................................................... 30
1.7. İzmir’de Ekoturizm ve Uygulamaları ........................................................................................... 42
BÖLÜM II – BERGAMA ve TURİZM .......................................................................................... 49
2.1. Bergama’nın Coğrafi Çevre Özellikleri ve Turizm ....................................................................... 50
2.2. Bergama’nın Kültürel Çevre Özellikleri ve Turizm ...................................................................... 56
2.3. Bergama’nın Hizmet Çekicilikleri ................................................................................................ 66
2.4. Bergama’nın Turizm Talebi ........................................................................................................ 70
2.5. Bergama’nın Turizm Çekiciliklerinin Günümüzdeki Kullanımı .................................................... 72
BÖLÜM III - BERGAMA ve ÇEVRESİNİN EKOTURİZM AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ......... 75
3.1. Bergama’nın Kırsal Coğrafyası ve Ekoturizm .............................................................................. 79
3.2. Kozak Yaylası’nın Doğal Çevre Özellikleri ................................................................................... 83
3.3. Kozak Köylerinin Yerleşme Özellikleri ve Sosyo-Ekonomik Yapısı .............................................. 85
3.4. Kozak Yaylası’nın Turistik Çekicilikleri ........................................................................................ 88
3.5. Kırsal Coğrafya, Köyler ve Ekoturizm .......................................................................................... 90
3.5.1. Kozak Yaylası Köyleri ......................................................................................................... 97
3.5.2. Madra/Turanlı/Ayaskent/Göçbeyli Köyleri (Kuzey/Kuzeydoğu Bölgesi) ........................ 120
3.5.3. Yunt Yöresi Köyleri .......................................................................................................... 138
3.5.4. Bergama Merkeze Bağlı Köyler ....................................................................................... 151
SONUÇ ve ÖNERİLER ............................................................................................................. 170
YARARLANILAN KAYNAKLAR ................................................................................................. 177
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
2
ŞEKİL LİSTESİ
Şekil-1: Dünyada Koruma Altına Alınmış Alanlar ............................................................... 26
Şekil-2: Bergama İlçesinin Coğrafi Konumu ....................................................................... 50
Şekil-3: Dünya Kültür Miras Listesine Önerilen Bergama Kültür Miras Alanlarının Dağılımı ........................................................... 62
Şekil-4: Bergama’nın Doğal ve Kültürel Çekicilikleri .......................................................... 66
Şekil-5: 2009 Yılında Turizm Bakanlığı Onaylı Turistik Tesislerin İzmir’in İlçelerine Dağılımı ..................................................................................... 67
Şekil-6: 2010 Yılında Bergama İlçesinde Konaklama Tesislerinin Tesis Türü (A) ve Yatak Kapasitesine (B) Göre Dağılımı......................................... 68
Şekil-7: 2011 Yılı Bergama Müze ve Ören Yerleri İstatistikleri ........................................... 72
Şekil-8: Bergama Çevresinin Turistik Çekicilikleri ve Ekoturizm Olanakları ....................... 80
Şekil-9: Bergama Morfografik Haritası ve Yöreleri............................................................. 92
Şekil-10: Kozak Yöresi Ekoturizm Potansiyeli Haritası ......................................................... 97
Şekil-11: Ayaskent Ekoturizm Potansiyeli .......................................................................... 120
Şekil-12: Turanlı Ekoturizm Potansiyeli .............................................................................. 121
Şekil-13: Göçbeyli Ekoturizm Potansiyeli ........................................................................... 122
Şekil-14: Yunt Yöresi Ekoturizm Potansiyeli ....................................................................... 138
Şekil-15: Bergama Merkeze Bağlı Güney Köylerinin Ekoturizm Potansiyeli ...................... 151
Şekil-16: Bergama Merkeze Bağlı Kuzey Köylerinin Ekoturizm Potansiyeli ....................... 152
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
3
ÇİZELGE LİSTESİ
Çizelge-1: Türkiye’ye Gelen Yabancıların İzmir, İstanbul ve Antalya İllerine Göre Dağılımı ................................................ 35
Çizelge-2: Türkiye’ye Gelen Yabancıların Geliş Amaçları .................................................... 36
Çizelge-3: 2010 Yılında Turizm Belgeli Konaklama Tesisi, Oda ve Yatak Sayısının İllere Göre Dağılımı ........................................................ 67
Çizelge-4: 2010 Yılında Bergama İlçesinde Konaklama Tesisleri ve Yatak Kapasitesi ......... 68
Çizelge-5: 2010 Yılında Tesislere Geliş, Geceleme, Ortalama Kalış Süresi ve Doluluk Oranının İzmir İline ve İlçelere Göre Dağılımı ....................................... 69
Çizelge-6: 2010 – 2011 Yıllarında İzmir İlinde Müze ve Ören Yeri Ziyaretçileri Sayıları ...... 71
Çizelge-7: Görüşme Yapılan Yörenin Genel Olarak Ekoturizm Potansiyeli ......................... 93
Çizelge-8: Görüşme Yapılan Köylerin Ekoturizm Potansiyeli .............................................. 93
Çizelge-9: Bergama’da Ekoturizm Potansiyeli Olan Köylerin Alfabetik Dizini ve Temel Özellikleri ................................................................... 95
Çizelge-10: Kozak Yöresi’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri ....................................... 98
Çizelge-11: Madra/Turanlı/Ayaskent/Göçbeyli Yöresi’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri .................................................................. 123
Çizelge-12: Yunt Yöresi’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri ....................................... 139
Çizelge-13: Bergama Merkez Kuzey ve Güney Köyleri’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri .................................................................. 153
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
4
FOTOĞRAF LİSTESİ
Foto-1: Kozak Yaylası Üzerindeki Mesire Yeri .................................................................. 115
Foto-2: Kozak Yaylası Fıstık Çamı Ağaçları (Demircidere) ................................................ 115
Foto-3: Kozak Yaylası’ndan Genel Bir Görünüm (Ayvatlar) ............................................. 115
Foto-4: Madra Çayı, Deve Kaya, Perperene Antik Kenti Kalıntıları (Aşağıbey) ................ 116
Foto-5: Okçular Kalesinin Kalıntıları (Okçular) ................................................................. 116
Foto-6: Granit Taşları (Ayvatlar) ...................................................................................... 116
Foto-7: Yöresel El Sanatları Kursu (Yukarıcuma) .............................................................. 117
Foto-8: Yöreye Özgü Halı Motifleri (Hacıhamzalar) ......................................................... 117
Foto-9: Kozak Yaylası’nda Arıcılık Etkinlikleri (Kıranlı) ..................................................... 117
Foto-10: Yöreye Özgü Halk Oyunları İle Yabancı Turist Karşılama (Demircidere) ............. 118
Foto-11: Yöreye Gelen Yabancı Turistler (Demircidere) .................................................... 118
Foto-12: Köy Ekmeği Yapımı (Demircidere) ....................................................................... 118
Foto-13: Eski Usul Yöntemlerle Pekmez Yapılan Şarakma (Aşağıbey) ............................... 119
Foto-14: Kozak Yöresine Özgü Fıstık Tatlısı ........................................................................ 119
Foto-15: Kozak Yöresine Özgü Saray Tatlısı ....................................................................... 119
Foto-16: Kozluca Köyünden Bir Görünüm (Kozluca) .......................................................... 137
Foto-17: Alabalık Çiftliği (Tırmanlar) .................................................................................. 137
Foto-18: Yöresel Motiflerin İşlendiği Dokuma Tezgahı (Tırmanlar) ................................... 137
Foto-19: Çam Ağaçları ve Zeytin Ağaçlarının Eşsiz Uyumu (Bozyerler) ............................. 149
Foto-20: Zeytin Toplama Faaliyeti (Koyuneli) .................................................................... 149
Foto-21: Dedegöl (Öksüzler) .............................................................................................. 149
Foto-22: Tarihi Köy Evlerinden Bir Tanesi (Seklik) ............................................................. 150
Foto-23: Menengiç Yağı Yapılmasında Kullanılan Eski Usul Taş Mekanizma (Seklik) ........ 150
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
5
Foto-24: Rumlardan Kalan Sulu Baskı Zeytinyağı Fabrikası (Sağancı) ................................ 150
Foto-25: Yağcıbedir Halısı (Çakırlar) ................................................................................... 167
Foto-26: Tarihi Su Kemeri Kalıntıları (Sindel) ..................................................................... 167
Foto-27: Tiyelti Köyü’nden Bakırçay Ovası Görünümü (Bergama) .................................... 167
Foto-28: Serapis Tapınağı (Kızıl Avlu) ................................................................................. 168
Foto-29: Antik Tiyatrosu (Akropol) .................................................................................... 168
Foto-30: Trajan Tapınağı (Akropol) .................................................................................... 168
Foto-31: Sütunlu Yol (Asklepion) ....................................................................................... 169
Foto-32: Sağlığın Sembolü (Asklepion) .............................................................................. 169
Foto-33: Bergama Ulu Cami ............................................................................................... 169
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
7
GİRİŞ
Turizm, dinlence, eğlence ve boş zamanları değerlendirme ile bütünleşmiş, teknik, ekonomik,
sosyal ve kültürel içerikli, çevre unsurlarının korunması ve geliştirilmesinde etkili, ülkelerin
kalkınmalarına yardımcı olan önemli bir hizmet sektördür. Günümüzde sosyo-ekonomik ve kültürel
koşullarının değişimine paralel yaşam standartlarının yükselmesi sonucu, turizm tüketim kalıplarında
da son yıllarda önemli değişmeler gözlenmektedir. Amaca göre adlandırılan sportif turizm, dağ
turizmi, yayla turizm, ekoturizm, sağlık turizmi, kongre turizmi, doğa turizmi, kültürel turizm vb. yeni
turizm çeşitleri ortaya çıkmıştır. Lüks turizm hareketlerine katılım azalmakta, alışılmış turizm
merkezlerinden uzaklaşma yönünde bir eğilim yaşanmaktadır.
Geleneksel ve kitlesel turizm olgusunun doğal ve kültürel çevreye zarar vermesi çevreye
duyarlı turizm yaklaşımlarının ilgi çekmesine neden olmaktadır. Bu yaklaşımların ortaya çıkmasındaki
en önemli etken turizme kaynak oluşturan doğal ve kültürel değerlerin zarar görmesi sonucu bu
yörelerin turistik çekiciliğini yitirmesidir. Kuşkusuz turistik çekicilikleri oluşturan doğal, tarihsel ve
kültürel değerler sonsuz ve sınırsız değildir. Bu nedenle sınırlı ve muhtemelen yenilenmesi olanaksız
kaynakların dikkatli ve planlı bir şekilde kullanılmasını hedef alan sürdürülebilir turizm yaklaşımı son
yıllarda önem kazanmaya başlamıştır.
Sürdürülebilir kalkınma tartışmaları bağlamında gündeme gelen sürdürülebilir turizm ve
alternatif turizmin temelinde doğal çevreyi tahrip etmeden kaynakların korunması ve geliştirilmesi
yer almaktadır. XX. yüzyılın başlarında ulusların refahını artırmada en önemli gösterge milli gelirin
artırılması, yani ekonomik büyüme olmuştur. Ancak, geçen yüzyıl boyunca küresel çevre kirliliği
sorunları ekonomik büyümenin bir gelişme-refah ölçütü olarak kullanılmasında birtakım eksiklikler
olduğu ve bu haliyle ekonomik büyümenin sürdürülemez olduğunu göstermiştir. Sürdürülebilir
kalkınma yaklaşımı ile ekonomik faaliyetlerin doğayı tahrip etmeyenleri ön plana çıkmıştır. Bunlar
içinde tabii ki turizm sektörü büyük ölçüde çevre kalitesine bağlı olan bir sektör olarak karşımıza
çıkmaktadır. Turizm sektörü özellikle XX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ekonomik anlamda çok
gelişen ve önem kazanan bir sektör olmuştur. Ancak, turizm insanın doğayı kendi çıkarları
doğrultusunda tüketmesi sonucunda tahrip etme pahasına gelişme göstermiştir. Ülkeler ve
işletmeciler turizm plan ve projelerinde çevre faktörünü dikkate almadan yatırımlarını
gerçekleştirmişlerdir. Böylece, turizm sektörünün sürdürülebilirliği ihmal edilmeye başlanarak
ekonomik nedenler yüzünden doğasının tahrip olması sonucunda cazibesini yitiren birçok bölge
beton yığını haline gelmiştir. Gelişen bu süreç yeni turist tiplerinin beklentilerini değiştirmiş, deniz-
kum-güneş üçgeninden uzak, doğa ile iç içe abartılı olmayan tesislerde iyi bir oda, iyi hizmet ve tüm
bunların dışında bozulmamış, temiz bir çevrede aktif tatiller arış göstermeye başlamıştır. Turistler
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
8
gittikleri ülkelerin tarihsel ve kültürel kalıntılarını, yerel kültürünü, yaşam şekillerini, bozulmamış
doğal çekiciliklerini, bitki ve hayvan türlerini yerinde orijinal haliyle görmek istemekte ve doğaya,
kültüre, topluma duyarlı turizm anlayışının gelişmesini istemektedir. Bu yeni turizm anlayışı
maksimum kar sağlamak isteyen kitle turizmi yerine bireysel veya daha küçük turist gruplarını
çekmeyi, turizm aktivitesini daha uzun bir zamana ve daha geniş bir mekâna yaymayı, farklı turizm
aktivitelerini geliştirmeyi tercih eder. Kıyı yağmacılığının ve kitle turizminin hâkim olduğu turizm
merkezlerinde turistik talepte gerilemeler ekoturizmin gelişmesine ve önemsenmesine zemin
hazırlamıştır.
Doğal-kültürel kaynaklarımızın kullanımında sürdürebilirlik ilkesine bağlı kalmak ve biyolojik
çeşitliliği koruyarak ekoturizmin geliştirilmesi günümüz turizm yaklaşımlarının başında gelmektedir.
Ekoturizmi bir yaklaşım ya da turizm politikası olarak değerlendirmenin temel nedeni tüm turizm
türlerinin doğal ve kültürel değerlere saygılı, ölçülü gelişmesi gerektiğinden kaynaklanmaktadır. Bu
nedenle ekoturizm bir turizm türü olarak algılanmamalı tüm turizm türleri bu yaklaşımla ele
alınmalıdır.
1990'lı yıllarda gelişme gösteren ekoturizm kavramı, kırsal ve kültürel turizmin unsurlarını
içermekte ve hassas doğal ve kültürel alanlarda geliştirilebilecek en uygun turizm türü olarak ifade
edilmektedir. Kontrolsüz gelişen kitlesel turizm hareketinin çevre ve toplum üzerindeki tahribatları
karşısında ekoturizm, sürdürülebilir gelişmenin sağlanmasında önemli bir araç olarak görülmektedir
(Avcıkurt, 2003).
Bu proje kapsamında İzmir’in Bergama İlçesi’nin Ekoturizm Sektör Analizi gerçekleştirilmiştir.
Projenin genel amacı İzmir’in turizm ve buna bağlı olarak ekoturizm alt sektöründe rekabet gücünü
arttırarak bölgesel kalkınmaya katkıda bulunmaktır. Projenin özel amaçlarını aşağıdaki gibi sıralamak
mümkündür:
• Bergama’nın ekoturizm potansiyelini belirlemek,
• Bergama’da ekoturizm farkındalığını oluşturarak, ekoturizm sektörünün çevreyle dost
sürdürülebilir gelişimi sağlamak,
• Bergama’da ekoturizmin yeni bir işkolu olarak algılanmasını sağlayarak, istihdam
yaratılmasına katkıda bulunmak,
• Bergama İzmir’in kültür turizmi merkezlerinden biridir bunun yanında önemli bir ekoturizm
merkezi olarak algılanması sağlanarak, turizmin çeşitlendirilmesine yardımcı olmak,
• Faaliyet kapsamında hazırlanacak rapor yardımıyla sektör yatırımcılarına ışık tutmak olarak
belirlenmiştir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
9
Bu amaçları gerçekleştirmeye yönelik Bergama’nın ekoturizm potansiyelini belirlemeyi
hedefleyen bu proje bir referans niteliği taşımaktadır. 22 Aralık 2011-22 Mart 2012 tarihleri arasında
yürütülen projede; literatür araştırması, alan çalışması, arazi gözlemleri, köylerde gözlem ve kişilerle
görüşmeler ve Bergama’nın toplum önderleri ile toplantılar yapılmış, GZFT analizi ve arama
konferansı sonucunda raporun üç ana bölümden oluşmasına karar verilmiştir. Öncelikle proje konusu
ile ilgili literatür taraması yapılarak konuyla ilgili kuramsal yaklaşımlar ve tanımlamalar gözden
geçirilmiş, dünyadan, Türkiye’den ve İzmir’den örnekler irdelenmiştir. İkinci bölümde Bergama ve
çevresi turizm açısından incelenmiş; coğrafi, kültürel ve hizmet çekicilikleri açıklanmış ve ilçeye olan
turizm talebi değerlendirilmiştir. Birinci ve ikinci bölüm literatür araştırması sonucu oluşturulmuş
iken; üçüncü ve son bölümde ise alan araştırmalarından elde edilen bilgiler ilgili literatür
doğrultusunda değerlendirilmiştir. Bu son bölümde, Bergama’nın ekoturizm potansiyeli ve Bergama
köylerinin ekoturizme kazandırılması için yapılması gereken faaliyet ve düzenlemelere yer verilmiştir.
Bergama köyleri ziyaret edilmiş köylerin doğal ve kültürel kaynakları, halkın ekoturizme yaklaşımı
altyapı olanakları vb. genel ve temel bilgiler tespit edilmiştir. Projenin devamında yörenin ekoturizm
özelliklerine yönelik envanter çalışmasının büyük bir bölümü tamamlanmıştır. Ancak yürüyüş
parkurlarının oluşturulması, altyapının düzenlenmesi gibi faaliyetlerin yer aldığı daha detaylı
çalışmalara gereksinim olduğunun altını çizmek gerekir.
Araştırmanın 1. Bölümünde Dünya ve Türkiye’deki örnekler ile karşılaştırıldığında
Bergama’nın turistik çekiciliklerinin yeterli olduğu; ancak talebin yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır.
Dünyada ekoturizm talebinin artması nedeniyle yüksek potansiyel taşıyan Bergama’nın bu
potansiyelini kullanması ve koruması gerektiğini belirtmeliyiz. Ancak projenin ilk bölümünde
belirtildiği gibi ülkemizde birçok yerde benzer çalışmalar başlatılmış olup Bergama’ya rakip olacak
yerlerdir. Bergama bir an önce ekoturizm faaliyetleri için gerekli altyapı/üstyapı eksikliklerini
tamamlamalı, halkını ekoturizm konusunda bilinçlendirerek olası yanlış uygulamaların meydana
gelmesini önlenmelidir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
11
Bölüm I EKOTURİZM
1.1. EKOTURİZM İLE İLGİLİ TANIM VE KAVRAMLAR
Ekoturizm kavramı kökeni Yunanca oikos (ev) ve logos (kelime)’a dayanan, organizmalar ve
onların çevresi ile ilişkilerini inceleyen ve bilimsel anlamda ekoloji olarak adlandırılan kelimeden
ortaya çıkmıştır. Ekoturizm kavramının çıkış noktasına ilişkin literatür verileri farklıdır. Ekoturizm
terimi ilk kez 1978’de Kenton Miller tarafından kullanılmıştır (Yılmaz, 2005). 1980’lerin başında bu
kavram Lascurain tarafından ortaya atılmıştır. Ceballas-Lascurian tarafından, “insanın olumsuz
etkilerinin nispeten az olduğu alanlara manzara, bitki örtüsü ve hayvanların yanısıra geçmişte ve
günümüzde halen bulunan kültürel kaynak değerlerine hayranlık duymak, hoşlanmak ve özel bir
çalışma yapmak için yapılan seyahatler” olarak tanımlanmıştır. Hetzer’e göre ekoturizm; özellikle
kuşlar ve diğer yaban hayatı, doğal alanlar, kayalıklar, mağaralar, fosil alanları, arkeolojik sitler, sulak
alanlar ve nadir türler veya tehlike altındaki türlerin bulunduğu alanlar gibi doğal ve arkeolojik
kaynaklara dayanan turizmdir.
Ekoturizmin dikkat çekici tanımlarından birini yapan Doğa Koruma Fonu (WWF) ekoturizmi,
vahşi doğa çevresinde doğal çevreye en az etkide bulunan ve bu arada yerel topluluklara ekonomik
fayda sağlayan turizm türü olarak tanımlamaktadır (Yücel, 2002).
Ekoturizm 1980’li yıllardan bu yana, doğayı, kültürü, çevreyi korumayı ve gelecek kuşaklara
bozulmadan aktarmayı amaçlayan yaklaşım olarak kabul görmektedir. Buradaki anahtar nokta
koruma-kullanma dengesinin sağlanarak turizmin geliştirilmesidir. Kitle turizmi gibi kısa zamanda çok
kazanç sağlamayı ve modern turistik yapılaşmayı öngörmez. Bir başka deyişle doğal ve kültürel
değerlerimizin korunarak turizme açılmasıdır.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği ekoturizmi, eğlenmeyi, doğayı ve kültürel kaynakları
anlayarak korumayı destekleyen, düşük ziyaretçe etkisi olan yerli halka sosyo-ekonomik yarar
sağlayan bozulmamış doğal alanlara çevresel açıdan sorumlu seyahat ve ziyaret olarak
tanımlamaktadır.
Koruma-kullanma dengesi içinde gelişme gösteren turizm hareketlerinde sürdürülebilir
gelişim de hedeflenmektedir. Ekoturizmde büyük yatırımlara, beş yıldızlı otellere, lüks tesislere ihtiyaç
yoktur. Ekoturizmin amacı kitle turizminin tersine belirli bir dönemde yoğunlaşan turist sayısını
azaltmak, turizmi tüm yıla ve mekana yaymaktır. Ancak turizme açılan alanların artmasını yayılmasını
tehlikeli görenler bu mekanların da bozulacağı endişesini de taşımaktadırlar.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
12
Ekoturizmde sahip olduğumuz doğal ve kültürel değerlerin korunması, geliştirilmesi aynı
zamanda yerli halkın katılımını ve kalkınmasını sağlamak temel prensiptir. Ekoturizmi bu çerçevede
algılamak yapılacak olan turizm etkinliklerini ekolojik ve ahlaki ilkelere dayalı olarak yürütmek turizme
ve yerli halka çok boyutlu katkılar getirecektir.
Birleşmiş Milletler 2002 yılını uluslararası ekolojik turizm yılı ilan ederek konuya dikkat çekmiş
ve B.M. Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu, konuyla ilgili olarak Dünya Turizm Örgütünü (WTO)
görevlendirmiştir. Ekoturizm, UNEP’in (Birleşmiş Milletler Enformasyon Merkezi) araştırmasına göre,
günümüzde en hızlı büyüyen turizm çeşitlerinden birisidir. Özellikle çevreci kuruluşların yarattığı
kamuoyu genç ve aydın kesimin doğa ile bütünleşme, renkli kültürlerle bir araya gelme tutkusu bu
turizm türünün geleceğinin parlak olduğunu göstermektedir.
Kıyı alanlarındaki baskıyı azaltmak, turistik talebin mevsimlik ve alansal dağılışını sağlamak,
turizmin sosyo-ekonomik yararlarını artırmak ve azgelişmiş bölgelerde kalkınmayı sağlamak amacıyla
benimsenen ekoturizm ile pek çok ekinlik gerçekleştirilme olanağına sahiptir. Kırsal alanlarda yapılan
bir turizm etkinliği olduğu için yayla turizmi, çiftlik turizmi, kırsal turizm, yeşil turizm gibi kavramlarla
birlikte anılan ekoturizmin ortak paydasını kırsal alanlar, korunan alanlar, dağlar, su kaynakları, ilginç
jeolojik ve jeomorfolojik özellikler ve yerel kültürler oluşturduğu için zaman zaman kavram kargaşası
ortaya çıkmaktadır.
Özgün doğal yapılarının yanı sıra kültürel kimlikleriyle oldukça cazip bir turizm potansiyeli
oluşturan kırsal alanlar Dünyada olduğu kadar Türkiye’de de zengin yaşam kültürü sunmakta,
kirlenmemiş havası, temiz soğuk suları, büyüleyici güzellikte manzaraları; hormonsuz ve dalında yavaş
olgunlaşan bitkileri; doğal ortamlarında yetişen hayvanları ile dikkat çekmektedir.
Çiftlik turizmi, kırsal alanlarda konaklama ve etkinlikler köy yerine çiftliklerde yapılıyorsa bu
turizm türü çiftlik turizmi olarak adlandırılmaktadır. Herhangi bir kırsal yerleşmede ekonomik etkinlik
tarım ise turistik uygulamalarda ağırlıklı olarak tarıma dayalı programlar yer alıyorsa, bu turizm
türünün adı da tarım turizmi olmaktadır. Tarım turizmi, bir etkinlik olarak sürerken, aynı zamanda
doğal çevrenin, geleneksel kırsal coğrafi görünümün korunmasına yardım etmekte, çevre, tarım ve
turizm arasındaki bağı sağlamaktadır. Bu kavramlar kırsallığı çağrıştırmakta kırsal turizm olarak ifade
edilmektedir.
1970'li yıllardan sonra başlayan kırsal alanlara dönüş isteği, rekreasyon amaçlı olması
nedeniyle, çiftlik turizmi tercih edilir bir boyut kazanmıştır. Çiftlik turizminin yapıldığı tatil çiftlikleri
aşağıdaki türlerde toplanmaktadır:
• Tarımsal büyük çiftlikler
• Özel çiftlikler
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
13
• Tarihi yöre çiftlikleri
• Çalışma çiftlikleri
• Sportif ve rekreasyonel çiftlikler
• Çiftlik ormanı işletmeleri
Gelişmiş ülkelerde tarım artık yerini organik tarıma bırakmaya başlamıştır. İnsanlar aldıkları
besinlerde doğallığı daha çok aramaya ve bunun sonucunda tarımda yeni yaklaşımlar ortaya çıkmaya
başlamıştır. Organik tarımda amaç, suni gübre yerine doğal gübre, kimyasal ilaç ile mücadele yerine
biyolojik mücadele yaparak, hormonsuz ve hiçbir yapay katkısı olmayan doğal halde yetişen sebze ve
meyveler yetiştirmektedir. Diğer şekilde yetiştirilen tarım ürünlerine oranla maliyeti düşük fakat daha
pahalı satılmaktadır. Buna rağmen doğal olmasından dolayı daha çok tercih edilmektedir.
Doğal hayat kavramı içerisinde tüm dünyanın eğilimi de bu yönde olmaktadır. Değişik
yörelerde çiftlik hayatı içerisinde turistlere doğal yaşam sunulmaktadır. Bazı tesislerde turistlere
yetiştirilen ürünler sunulurken bazılarında da turistler üretime katılarak hobi bahçelerinde tarımla iç
içe yaşamaları sağlanmaktadır. Tesisler içinde doğal yaşam özendirilmeye çalışılmakta ve hayvansal
ürünlerin nasıl elde edildiği yerinde gösterilmektedir. Aynı uygulama hobi bahçelerinde de tarımsal
faaliyet olarak turistlere sunulmaktadır.
1.2. EKOTURİZMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ VE İLKELERİ
Ekoturizmde de kuşkusuz genel turizm, ilkeleri, yönetmelikleri ve planları geçerlidir. Ancak
kitle turizmindeki hataların tekrarlanmaması amacıyla bir takım hedeflerin ortaya konması
kaçınılmazdır. Doğal ve kültürel mirasın korunması, kırsal alanlarda ve korunmuş alanlarda yerli halkın
yaşam düzeyinin yükseltilmesi ve ekoturizmin özendirilmesi, doğal, kültürel ve yerel özellikleri
tanımak, tanıtmak, korumak, uzun vadede sürdürülebilirliği garanti etmek amacının benimsenmesi,
bunun için yöntem ve tekniklerin yaygınlaştırılması, ekoturizm ürününün güvenirliliğinin ve rekabet
gücünün ortaya çıkması için kalite sistemlerinin belgelendirilmesi önem taşımaktadır.
Toplumun, politikacıların, turizm ile ilgili kişi, kurum ve kuruluşların ekoturizm konusunda
bilgilendirilmesi, turizmin sürdürülebilirliğin sağlanması açısından önem taşımaktadır. Ekoturizm
bölgelerinde yaşayan topluluklar genellikle otantik kültüre sahip oldukları için, bölgeye turizm yoluyla
katkı sağlanırken, geleneksel değerlere, yeme-içme eğlenme biçimlerine saygı göstermek gerekir.
Ekoturizm turlarını genellikle 25 kişiyi aşmayan küçük gruplar oluşturmaktadır. Ekoturizm
merkezlerinde yer alan konaklama tesisleri de 100 yatak kapasitesini aşmayan üniteler olup bu
alanda çalışan tur operatör veya seyahat acentaları ağırlıklı olarak küçük ve orta ölçekli firmalardan
oluşmaktadır. Ekoturizmde iki önemli konu üzerinde durulmaktadır. Bunlardan ilki “doğal çevrenin
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
14
korunarak sürdürülebilirliğin sağlanması” ilkesine sıkı sıkıya uyulması ve gerektiğinde uzman rehber
kullanılmasıdır.
Tur düzenleyen seyahat acentalarının ve tur katılımcılarının uyması gereken diğer kurallar ise;
çeşitli koruma statüleriyle korunan alanlarda ilgili bakanlık ve kurumlarca konulmuş kurallara
kesinlikler uymak, girilmesi veya kamp yapılması yasak veya kısıtlamalı bölgelerdeki yasaklara uymak,
gezilen veya kamp yapılan yerlerde belirlenmiş gezi rotalarına ve tecrübeli doğa rehberlerinin uyarı ve
yol göstericiliğine uymak, flora ve faunaya zarar vermeyecek şekilde hareket etmek, çevreye hiçbir
şekilde atık bırakmamak, özellikle nesli tehlikede bulunan hayvanların bulunduğu bölgelerde gürültü
ve kirlilik yaratmamaktır. Seyahat acentaları için; flora ve faunanın korunmasına özel önem verilen
yerlerde gerek yıl içinde gerekse uzun vadede tur rotalarını, koruma ilkelerini gözeterek sık sık
değiştirmek, bu konuda eğitim almış tecrübeli rehberler kullanmak, ekoturizmden yerel halkın katkı
sağlaması için uluslararası büyük tur operatörleri yerine bölgede bulunan küçük seyahat
acentalarından yararlanılması, gereksinimlerin bölgeden sağlanması önem taşımaktadır. Ekoturizmin
ikinci önemli kriteri “yerel kültürlere saygı ve yerel halkların ekoturizmden fayda sağlamalarıdır”.
• Ekoturizmde doğal alanların korunması geliştirilmesi çevresiyle birlikte toplumun
sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunması önkoşul özelliği taşımaktadır. Ekoturizmin
geliştirileceği ülke, bölge ya da alanda mutlaka özel politika ve stratejilerin belirlenmesi ve
uygulanabilirliğinin tartışılması gerekir.
• Ulusal parklar ve korunan alanlar ekoturizmin temel kaynağını oluşturmaktadır. Bu alanların
ekoturizm ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi önemlidir.
• Ekoturizm alanlarında konaklama-yeme-içme tesislerinin doğaya uygun, abartısız yapılması
iletişim ve ulaşım araçlarının çevreyi en az kirletecek şekilde geliştirilmesi, gürültü ve kirlilik
yaratan araçlardan ve sportif etkinliklerden kaçınılması ilke edinilmelidir. İnşaat malzemesi,
mobilya ve dekorasyon yerel dokuya uygun olmalı, düşük kirlenme yaratabilecek enerji
türlerinden yararlanılmalıdır.
• Düzenlenecek tur güzergahlarının, yürüyüş, bisiklet yolları mutlaka doğanın bir parçası
şeklinde planlamalı, teknolojiden çok fazla yararlanılmamalıdır.
• Yerel toplumun ekoturizm etkinliklerinin her aşamasına katılması, planlama, yönetim ve
denetim çalışmalarını izlemesi sağlanmalıdır.
• Ekoturizmin kar sağlayan sürdürülebilir iş imkanı yaratacağı yerli halka anlatılmalı ve
ekoturizmden elde edilen gelirin büyük bir bölümünün yerli halkta kalması ve koruma amaçlı
kullanımının sağlanması gerekmektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
15
• Ekoturistler seyahatlerinde önce ve seyahat sırasında ayrıntılı ve özel bilgilere ihtiyaç
duyarlar. Yöreye ilişkin broşürler, rehber kitaplar, haritalar hazırlanmalı, eko müzeler
oluşturulmalı, tanıtım malzemeleri yörenin temel özelliklerini yansıtmalıdır. Sözgelimi; alanın
bitki örtüsü, yaban hayatı, jeolojisi, yüzey şekilleri, özel yemekleri, kılık-kıyafet şekilleri,
konaklama-yeme-içme olanakları, ekoturizmde yapılabilecek sportif etkinliklerin anlatılması,
gösterilmesi tanıtıma yardımcı olmaktadır.
• Ekoturizmde yerel mimarinin korunması, organik gıda üretim tekniklerinin geliştirilmesi
yöreye özgü ürünlerin pazarlama çalışmalarında ön plana çıkarılması yöre halkına büyük katkı
sağlar. Ekoturizm yerel kültürün en önemli temsilcileri arasında değerlendirilen yöresel el
sanatlarına ve yemeklere ilginin artmasına neden olurken unutulan geleneksel ürünlerin
yeniden değer kazanmasına da yardımcı olmaktadır.
• Yerel toplumum ekoturizm etkinliklerinin her aşamasına katılması, planlama, yönetim ve
denetim çalışmalarını izlemesi sağlanmalıdır.
• Ekoturizmin kar sağlayan sürdürülebilir iş imkanı yaratacağı yerli halka anlatılmalı ve
ekoturizmden elde edilen gelirin büyük bir bölümünün yerli halkta kalması ve koruma amaçlı
kullanımının sağlanması gerekmektedir.
Herhangi bir etkinliğin ekoturizm etkinliği sayılması için gerekli nitelikleri sıralamak
mümkündür:
• Çevre ahlakının geliştirilmesi ve buna ilişkin eğitimler verilmesi,
• Turistik amaçlı alanları koruma-kullanma dengesi içinde turizmin geliştirilmesi,
• Tüketici erozyonunu önlemek için taşıma kapasitesini dikkate alınması,
• Doğal kaynaklarla kültürel kaynakların birlikte kullanımını sağlamak temel hedeflerdir. Çünkü
ekoturizme katılan insanlar doğa ve çevre ile ilgilidir, kendi çıkarları için doğanın tahrip
edilmesini istemez, onu olduğu gibi kabul eder. Ayrıca ekoturizm doğal kaynaklara ve yöre
halkına yararlı olmak zorundadır. Doğal çevre, ekolojik ve kültürel sürdürülebilirlik, eğitim,
yerel düzeyde ekonomik fayda sağlamak ekoturizmin temel taşlarıdır.
1.3. EKOTURİZM İLE İLGİLİ ETKİNLİKLER
Dünyada ve ülkemizde kırsal mekanlara kayan ekoturizmin turistik ürün yelpazesi oldukça
geniş ve çeşitlidir. Ekoturizmi çeşitli ölçütlere göre gruplandırmak mümkündür: Bunlar turizmde
kullanılan araçlar (bisiklet, balon, kano, at vb.) gidilen yerin doğası (dağ, yayla, mağara) yapılan
etkinliğin özelliğine (akarsu, av, bilim, trekking) göre çeşitlilik gösterir.
• Dağ-doğa yürüyüşü (trekking)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
16
• Bisiklet turu
• Atlı doğa yürüyüşü (binicilik)
• Sportif olta balıkçılığı ve kara avcılığı
• Kuş gözlemciliği
• Bitki inceleme etkinlikleri
• Mağara ve fotosafari gezileri
• Kayak, çim kayağı
• Yamaç paraşütü
• Sualtı dalışları
• Akarsuların kayak, kano amaçlı kullanımı (rafting) ekoturizm kapsamında yapılan etkinlikler
arasındadır.
Dağcılık ve Doğa Yürüyüşü (Trekking)
Dağcılık hem sportif hem de kültürel etkinliği barındıran, insanın doğa ile ilişki kurarak fiziksel
ve ruhsal dinginlik sağlamasına yarayan en etkili sporlardan biridir. Dağlar macera, heyecan ve
değişiklik arayanlara, doğa yürüyüşleri, dağ bisikletiyle geziler, orienteering gibi çeşitli rekreasyonel
faaliyetler sunar. Dağlarda kayaçlar ve yüzey şekilleriyle ilgili olarak yapılan sporlar çeşitlenmiştir.
Sağlam kayaçların olduğu dik yamaçlarda kaya tırmanıcılığı, karlı alanlarda yapılan değişik sporlar
arasında karda ve buzda botla kaymak (snowspee rafting), kızak (snowscating), buzul kayağı
(snowboarding), heliskiing (helikopterle gidilerek yapılan yüksek dağ kayağı), baloon skiing (balonla
gidilerek yapılan yüksek dağ kayağı) sayılabilir.
Günümüzde trekking kavramı bir doğa sporu veya hobi faaliyeti olarak anlam kazanmaktadır.
“Trekking, dağcılık tekniği gerektirmeden, zor ve sarp yerlere girmeden, küçük patikaların takip
edildiği, belirli zorluklar ve özellikler gösteren doğa koşullarında, yaş gruplarına uygun ve zamanla
sınırlı olarak düzenlenen uzun yürüyüşlerin” genel adıdır.
Trekking, fiziksel kondisyonlarını ve yeteneklerini zaman zaman ölçme ve değişen bitki
örtüsünü gözlemleme, buzul göllerinin kenarında kamp kurma gibi etkinlikleri kapsar. Trekking
faaliyetleri sırasında ulaşılan yükseklikler ülkeye göre değişebilir. Trekking, sadece dağlara özgü bir
faaliyet de değildir. Çöller, bozkırlar, ormanlar ve akla gelecek her çeşit arazi olabilir. Trekking farklı
şekillerde yapılabilir. Sahil trekking şeklinde, geziye tekne ile başlanıp sonra karada devam edilenler,
kışın dağlarda kar üzerinde yapılanlar bunlardan bazılarıdır. Daha önceleri özel gezilerle keşfedilen
bölgelere bugün binlerce turist trekking şirketleri ile kolayca ulaşabilmektedir. En ünlü 8000 metrelik
dağların ana kamplarında trekking turları görülürken kolay yürüyüşler ile çıkılabilen bir çok 6000-7000
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
17
metrelik dağlar da vardır. Afrika’da Klimanjero Dağı (5895 m.) Arjantin de Acorgacva Dağı (6960 m.)
bu tür kolayca çıkılan trekking zirvelerinin tanınmışlığındandır(Altan, 2006).
Yapılan trekking etkinliğinin zorluk derecesine göre iki gruba ayrılmıştır:
1. Hard Trekking: Zorlu, dağcılık bilgisi ve malzemeleri gerektiren, uzun süreli yürüyüşlerdir.
2. Soft Trekking: Rahat, her kondisyon seviyesinde kişinin katılabileceği günübirlik yürüyüşlerdir.
Kano ve Rafting
Rafting, raft adı verilen botlarla, akış hızı yüksek nehirler üzerinde yapılan bir spordur.
Rafting'de asıl olan içinde bulunduğunuz botu devrilmeden; kürekle yönlendirerek kayalar ve engeller
arasından geçirmektir. Rafting, takımlar halinde yapılır ve raftı devirmeden macerayı bitirmek için
bütün takımın birbiriyle ahenkli kürek sallaması gerekmektedir.
Zevkli olduğu kadar zor da olan diğer bir spor türü olan kanoculuk ise şişme iki kişilik kanolarla
yapılır. Kano ve rafting tamamıyla doğal şartlarda gerçekleştirildiğinden çevre ile uyumlu,
betonlaşmaya ve çevre kirliliğine yol açmayan ve doğal güzellikleri ön plana çıkarma özelliğine
sahiptir.
Rafting turizmi için coğrafik koşullar önemli olmaktadır. Rafting yapılacak yer ile konaklama
yerinin ulaşımının kolay olması idealdir. Akarsular uluslararası zorluk derecelerine göre 6 klasmana
ayrılmaktadır. Parkur üzerine nehrin akış hızı, yani debisi, parkur üzerindeki kaya yoğunluğu bu zorluk
derecelerinin belirlenmesinde önemli rol oynar. Parkurlar ortalama olarak 12-20 km uzunluğundadır.
Atlı Doğa Yürüyüşü
Ekoturizmin çeşitliliği içinde yer alan atlı doğa yürüyüşleri tarihi ve doğal güzelliklerin
bulunduğu yörelerimizde düzenlenen günübirlik veya birkaç günlük gezi programları ile
yapılmaktadır. Ata binmek bir başka canlı ile yapılabilen ender sporlardan biridir. İlk olarak temel
binicilik eğitiminin alınması gerekir. Temel eğitimi aldıktan sonra, gezilere katılabilir, at üstünde safari,
orienteering yapılabilir veya daha uzun süreli bir at gezisi düşünüyorsa bir hafta on günlük gezilere
katılmak uygun olur.
Atlı Geziler: Temel eğitimini almış olanların veya geliştirmek isteyenlerin katılabileceği faaliyetlerdir.
Grup lideri denetiminde, temposu hafif, dik iniş ve çıkışları olmayan, molalar dahil en fazla 2 saatlik
gezilerdir.
Safari
Temel eğitimini almış ve atlı gezileri rahatlıkla yapabilenlerin katılabildiği, belirli oranlarda
sportifliği ve vücut esnekliğini, eğlence ile beraber yorgunluğu da göze almayı gerektiren
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
18
faaliyetlerdir. Grup lideri gözetiminde, temposu hızlı, gerektiğinde dik iniş ve çıkışları içeren
binişlerdir.
Bisiklet Turları
Günümüzde, bisiklete binmenin sağlığa yararlı olduğu görüşünün gelişmesi ile özellikle
Avrupa'da uluslararası nitelikte pek çok bisiklet turları düzenlenmektedir. Bisiklet sporu ile
ilgilenenlerin sayısının artmasıyla birçok ülkenin kent caddeleri, ulusal parkları ve belediye
parklarında bisiklet yolları ayrılmaktadır.
Bisiklet turizmi yeni yaygınlaşmaya başlayan bir turizm türüdür. Doğanın daha derinlerine yol
olmayan yerlerine gidebilmek, her yerden rahatlıkla geçebilmesi, gerekirse elinize alıp taşınabilecek
kadar hafif olması ile kısa sürede çok yer gezebilmek, aynı zamanda sürat yapıp kötü arazi koşulları ile
de mücadele edebilmenin verdiği macera duygusu ile yaygın bir spor olmuştur.
Sualtı Dalış Turları
Dünyadaki uygulamalara bakıldığında, başlıca yedi değişik sualtı dalışı disiplini bulunmaktadır.
Yeni başlayanlar için scuba dalışı iki türlü seçenek sunar: Rekreasyonel dalış ve sportif dalış. Sportif
amaçlı dalışlarda hiçbir malzeme sınırlaması yoktur. Aletli sportif dalışlarda denge yeleği, tüp basınç
göstergesi, derinlik göstergesi ve zaman saati kullanılması mecburidir. Ancak kaldırma balonu veya
aynı amaçlı malzemelerin kullanılması yasaktır. Kesinlikle kompresörsüz dalışlar yapılamaz. Dalışlar
sırasında karada veya ilgili makamlardan izin alınmış teknelerde yüksek basınçlı doldurma
kompresörleri bulundurmak serbesttir. Dalış yaptıran acenta, kulüp, kuruluş, otel, tatil köyü, okul vb.
yerler ile teknelerde ilk yardım malzemeleri bulundurulması mecburidir.
Dalışlar sırasında su altında fotoğraf çekilmesi, video kamera kullanılması serbesttir. Çekim
için gerekli her türlü malzeme kullanılabilir. Sportif amaçlı dalış düzenleyen seyahat acentaları, yat
işletmeleri, kurum ve kuruluşlar ile sualtı kulüpleri balıkadamların sahip oldukları ve kullandıkları tüp
regülatör, denge yeleği gibi dalış malzemelerinin periyodik test ve bakımlarını yaptırmak
zorundadırlar. Bu testler sivil balıkadam firma temsilciliklerinde veya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın
yetki verdiği kuruluşlarda yaptırılabilir.
Mağaracılık
Mağaracılık, bilimsel ve sportif amaçlarla yürütülen bir uğraştır. Sportif mağaracılık dünyanın
en tehlikeli doğa sporlarından biri olarak kabul edilmektedir. Bireysel olarak yapılabildiği gibi, grup
olarak da yapılabilir. Doğa turizminde mağaralar, görsel amaçlı kullanımlar için speleotem şekiller
bakımından zengin, dolaşımın kolay olması bakımından yatay yönde gelişmiş, ulaşım olanağı
sağlanabilen mağaralar seçilirler. Mağara girişi düzenlenerek, mağara içinde özel donanıma ihtiyaç
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
19
duyulmadan turistlerin dolaşması sağlanıp, aydınlatılarak turizme açılırlar ve müze şeklinde gezilirler.
Sportif amaçlı kullanımlar için derinlik ve uzunluk daha çok önem kazanmaktadır. İçinde düzenleme
yapılmayan bu mağaraları, özel donanımlı mağaracılar gezebilirler.
Kara ve Su Avcılığı
Günümüz çağdaş toplumlarında avcılık, gelişmiş silah ve malzemelerle yapılan popüler bir
spor dalı olarak görülmektedir. Avcılık ve balıkçılık, bilinçli ve kurallara uygun olarak yapılması
durumunda her yönden olumlu etkileri olan bir turizm türüdür. Bir yandan ülkenin yaban hayatını
koruyup geliştirirken, diğer yandan da önemli bir gelir kaynağını oluşturmaktadır. Doğal dengenin
oluşmasında düzenleyici rol oynayan yırtıcılar tuzak ve zehirlerle avlanılarak pek çok ortamda
tümüyle yok edilmişlerdir. Büyük düzenleyicilerin pek çok alanda yok edilmesi doğal dengenin
gelişmesini olumsuz yönde etkilemiştir. Avcılığını sürdürülebilir kavuşturmuş olan ülkelerde bu görev
avcılar tarafından yerine getirilmektedir. Başka bir ifadeyle avcılar günümüzde regülatör görevi
görmektedirler. Av turizminin önemsendiği ülkelerde av hayvanları sayıca artmakta, çevreye ve yaban
hayatına özen gösterme duygusu gelişmektedir. Ayrıca av turizminin yapıldığı yörelerde usulsüz
avcılığın azaldığı ve otokontrolün sağlandığı da görülmektedir.
Av turizmi ve balıkçılık bilinçli ve belli bir eğitime dayanarak, doğaya zarar vermeden yapılan,
sadece olgunluğu erişmiş hayvanların avlanması olayıdır. Av turizmi, ancak A Grubu seyahat
acentaları aracılığıyla yapılabilmektedir.
Kuş Gözlemciliği (Ornitoloji)
Kuş Gözlemciliği profesyonel bir uzmanlık alanı olabileceği gibi, boş zamanları değerlendirmek
için yapılan bir hobi olarak da sürdürülebilir. Dünyanın pek çok yerinde kuş gözlemciliğine merak
sarmış milyonlarca insan yaşar. Mevsimlere göre sulak bir alan, bir orman, dümdüz bir bozkır hatta
büyük bir şehrin tam ortası kuş gözlemcisinin seçtiği yer olabilir. Kuşlar uçan canlılar oldukları için
onlara yaklaşmak zordur. Bu nedenle, kuş gözlemcisi yanında bir de dürbün bulundurur. Dürbün, kuş
gözlemcisinin en temel aracıdır. Kuş gözlerken kullanılan diğer önemli araç ise içinde kuşların
resimlerinin bulunduğu kılavuz kitaptır. Kılavuz kitaptaki resimleri, kuş türlerini, onların dişileri,
erkekleri ya da gençleri arasındaki farkları, uçarken ya da bir yere konmuşken nasıl göründüklerini
gösterir. Gerekli üçüncü araç bir not defteridir.
Yaban Hayatı (Fauna) Gözlemciliği
Yaban hayatı gözlemciliği ve turizm endüstrisinde popüler olmaya başlamıştır. Kenya, Belize,
ve Güney Amerika gibi ülkelerin doğal çevreleri olanlar için bir avantaj olmakta ve ülke ekonomisinin
yararına doğal yaban hayatı alanlarını kullanmaktadır. Bu alanların bazı olumlu yönleri vardır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
20
İnsanların genel olarak hayvanlara olan ilgileri Afrika ve Güney Amerika’nın bazı ülkelerinde de gelir
olan bir endüstriye dönüşmüştür. Örneğin, Balina seyri 65 ülkede 300 bölgede yapılan önemli bir
turist faaliyetidir. Her yıl %10 artmaktadır.
Botanik (Bitki İnceleme) Turları
Son yıllarda ekoturizm etkinliklerine talebin artmasıyla beraber bu konuda hizmet veren
seyahat acentalarının sayısında artış gözlenmiştir. Buna bağlı olarak, botanik turizme rehberlerine de
talep artmıştır. Botanik turizminde, botanik konusunda yetişmiş, bilgili rehberlerin bulunmayışı bir
sorun oluşturmaktadır. Botanik turizmi rehberliği belli düzeyde bir uzmanlık istemektedir. Bitkilerin
Latince adlarının ve bunun yanı sıra belirli özelliklerinin, yetişme yerlerinin, çiçek açma mevsimlerinin,
en göz alıcı dönemlerinin bilinmesi ve buna göre bir tur güzergahının belirlenmesi gerekmektedir.
Turizm baskısının yoğun olduğu yörelerde, doğanın korunması için Orman Bakanlığı
tarafından milli park, doğayı koruma alanı, doğa parkı ve doğa anıtı gibi koruma amaçlı alanlar tesis
edilerek özellikle endemik bitki türlerimizin korunmasına çalışılmaktadır. 1983 ve 1988 yılları arasında
yayınlanan iki kararname ile yabancıların doğada bitki, hayvan ve arkeolojik materyal toplamaları izne
ve belli kurallara bağlanmış ve yasal boyut getirilmeye çalışılmıştır (Erdoğan, 2003).
Paintball
Açık hava sporu olarak gelişen paintball ya da boyatopu son 20 yıldır yaygın bir biçimde
oynanan oyuncuların rakip takım oyuncularını içi boya ile doldurulmuş küçük jelatin veya plastikten
toplardan oluşan mermiler kullanan silahlarla belli bir parkur içinde oynanan bir takım ve strateji
sporudur. Oyunun amacı ise verilen görevi gerçekleştirmektir. Eğer belirlenmiş biçimler
uygulanmakta ve tekrar edilmekte ise buna "senaryoyu uygulamak" denir. Amaç belli bir süre içinde
karşı takımın kalesindeki bayrağı ele geçirmek, bir rehineyi kurtarmak, başkanınızı güvenli bir şekilde
hedefe ulaştırmak, karşı takımın tamamını elemek, tek başına vurulmadan kalan son kişi olmaya
çalışmak, bir kaçağı yakalamak, bir tepeyi savunmak, bir köprüyü uçurmak veya ikili timlere ayrılıp
diğer timleri elemek gibi birçok seçenekten oluşabilir. Oyunun temel kuralı çok basittir. Üzerine gelen
mermi ile boyanan oyuncu oyundan çıkar; yani o oyun için ölür.
Orienteering (Yön Bulma)
Orienteering, İskandinavca bir kelimedir ve yön bulma anlamına gelmektedir. Üzerinde
kontrol noktaları işaretlenmiş büyük ölçekli (detaylı) bir harita ve pusula yardımıyla yönünü bularak
belirli bir parkuru en kısa sürede tamamlama yarışmasına orienteering denir. Parkur birbirinden uzak
ve ters yönlere konan kontrol noktaları ile çizilir. Noktalar iyice gizlenir ki, yarışmacılar harita ve
pusulayı hakkıyla kullanabilsin. Bu yüzden orienteering, koşarken satranç oynamak olarak
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
21
tanımlanmaktadır. Kontrol noktalarında her biri farklı olan şifreler ya da zımbalar bulunur.
Yarışmacılar bu şifreleri toplamak ya da ellerindeki kartı her kontrol noktasında zımbalatmak
zorundadırlar. Yarışmacılar birbirini izleme gibi bir kolaylığa yönelmemeleri için, iki dakika arayla
parkura başlarlar.
1977'de olimpik spor dalı olarak kabul edilen orienteering'in dünya üzerinde 58 ulusal
federasyonu bulunmaktadır. Orienteering önceleri zorlu doğa koşullarında yapılmıştır. Daha sonraları
kapalı mekânlara taşınarak hazine avı adı altında daha basit, program çözmeye yönelik, takım
çalışmasını destekleyen şekillerde yapılmaya başlanmıştır. Otellerin, alışveriş merkezlerinin içine
kadar taşınmıştır. Sadece noktaları bulup zımbaları basmak yerine daha değişik problemler ve çözüm
yöntemleri ortaya çıkmıştır. Ekiplerin daha fazla beceri ve hayal gücü kullanmaları gerekmişti. Bir
pastanın içinden çıkacak ipin ucundan havuzun içindeki paranın toplanmasına kadar birçok değişik
ipuçları ortaya çıkmıştır.
Orienteering'in diğer doğa sporlarına göre ters olan yanı çok kişi ile yapılmasının keyif
vermesidir. Yarışa ne kadar çok katılan varsa o kadar zevkli olmaktadır. Dünyada 20.000 kişinin aynı
günde koştuğu büyük organizasyonlar yapılmaktadır.
Orienteering yapı, bina, stat, saha gerektirmeyen çevreci bir spordur. Her şey sökülüp takılıp
işleri bitince kaldırılıp götürülebilir. Örneğin binlerce kişinin katıldığı yarışlardan sonra ertesi gün aynı
araziye gidince ayak izlerinden başka bir şey görülmez. Orienteering maliyeti çok az alt yapısı çok ucuz
bir spordur. Ancak çevreci ve ucuz yönünün dezavantajı hazırlıklarının çokluğundandır. Yarışmayı
koşmak en keyifli yanıdır; ama bu ortamı yaratabilmek için iyi bir organizasyon gereklidir.
Parapente – Yamaç Paraşütü
Macera ruhlu insanların havada yalnız uçma ve risk duygusunu yaşamak istemeleri
sonucunda 1970’lerde delta kanat bulunmuştur. Böylece insanlar serbest bir şekilde uçmaya
başlamışlardır. 1980’lerin başında Fransa’da Alpler bölgesinde Miessy adlı kasabada dağcılık da yapan
bir grup paraşütçü, uçaktan serbest atlayışta kullandıkları yönlendirilebilir paraşütlerle tırmandıkları
dağlardan koşarak havalanmayı ve inişi uçarak yapmayı düşündüler. “Parafoil” adı verilen bu
paraşütlerin uçuş açılarını biraz değiştirip bunu gerçekleştirmeyi başardılar, bu yeni alete de
“Parapente” adını verdiler. Belli bir eğime sahip, etrafında kalkış ve iniş için yeterince açık bölgeye
sahip hemen hemen her yerde uçmak mümkün. Fazla bir yükseklik de şart değildir. Eğitim ve iniş
yerleri yeterli özelliklere sahip ise sadece 20-30 m. irtifası olan yerlerden dahi kalkış yapılabilir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
22
Bungee Jumping
Bungee jumping kökeni, yüzyıl önce Güney Pasifik’te Penecoste Adaları’nda yaşayan yerlilerin
de ayaklarına sarmaşıktan yapılmış iplere bağlanarak bambu kulelerden atladıkları belirtilmektedir.
Günümüz şartlarında bu sarmaşıkların yerini elastik ipler ve bambu kulelerinin yerini de yüksek
köprüler, çelik yapılı atlama kuleleri ve vinçler almıştır.
Avrupa’da 1970’lerde Oxford Üniversitesi öğrencilerince bagaj gerdirme lastikleriyle ilk
bungee atlayışlarının temeli atılmıştır. 1980’lerde artan talep karşısında teknolojinin tüm
imkânlarından faydalanarak önemli bir sektör haline gelmiş, günümüzde ise tüm dünyada
yaygınlaşan, uluslararası alanda yarışmaları düzenlenen bir spor dalı olarak kabul görmüştür.
Balon ile Gezi
Balon turları sayesinde tüketiciler hem daha çok yeri görme şansına sahip olmakta, hem de
yürüyüşle görülmesi mümkün olmayan manzaraları görmektedirler. Bunun yanında balonla gezinti
başlı başına bir faaliyet olarak turistik tüketicilerin ilgisini çekmektedir.
Balon gezilerinin avantajı “fotoğraf avcılığı” diyebileceğimiz bir faaliyete imkan sağlamasıdır.
Gerçekten yörenin sunduğu manzaralar fotoğraf meraklıları için kaçırılmayacak bir fırsattır. Faaliyetin
bu yönü dikkate alınarak uzman kişilerce fotoğraf için daha elverişli alanlar gezi güzergâhına
alınmalıdır.
1.4. EKOTURİZMDE TALEP
Ekoturist; değerbilirlik, katılımcılık ve duyarlılık ruhu içinde, nispeten doğal özelliklerini
koruyan alanları ziyaret eden kişi olarak tanımlanmaktadır. Ekoturist, yaban hayatını ve doğal
kaynakları kullanırken tüketici bir anlayışla yaklaşmaz. Ayrıca, ekoturist yöre insanlarının ekonomik
refahına ve ziyaret edilen alanın korunmasına, doğrudan yararlanmaya yönelik istihdam ve finans
araçları yaratmasıyla da katkıda bulunur. Doğayı ziyaret eden herkesin ekoturist ve onlar tarafından
gerçekleştirilen her türlü faaliyetin de ekoturizm etkinliği olduğu şeklinde yanlış bir kanı
bulunmaktadır. Ne var ki, doğada gerçekleştirilen her faaliyet bir ekoturizm etkinliği olmadığından,
ekoturizmin tanımı konusundaki tartışmalar ekoturistler için de söz konusu olmaktadır (Western,
1993). Ekoturizm, doğaseverler ve çevre duyarlılığı olan turistlerin hareketlerinden daha geniş
kapsamlı bir konudur.
Uluslararası Ekoturizm yılı çerçevesinde Dünya Turizm Örgütü tarafından Almanya, Kanada,
İspanya, İtalya ve İngiltere’de yapılan araştırmalarda ekoturizm pazarındaki turist profili; 30-59 yaş
arası, yüksek gelir sahibi ve yüksek eğitimli, gastronomi ve kültüre ilgi duyan bir tüketici kitlesi olarak
açıklanmıştır. Üst gelir grupları ve çok geniş bir kitle olarak orta sınıf tüketicilerin talep ettiği
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
23
ekoturizm; bir yeri ziyaret eden turistlere; ilk deneyim yolu ile o yeri tanıma olanağı sağlayan, turistin
anlayışını ve beğenisini geliştiren, uygun davranışlarını, koruma etiğini zenginleştiren, bir eğitim
deneyimi içeren, çevreye karşı sorumlu, olumsuz etkileri azaltıcı çalışmalar ortaya koyan, yerel
ekonominin girdilerini en fazla ortaya çıkaran bir turizm çeşididir (Kahraman ve Türkay, 2004).
Ekonomik gelişme ile koruma amaçlarının birleştirilmesine dayanır. Toplum ve çevre üzerinde en az
seviyede olumsuz etki oluşturmalı ve yerel halkı aktif olarak kapsamalı; yerel topluluğa ekonomik
faydalar sağlamalıdır. Ekoturistler, klasik turistten ve hafta sonları pikniğe veya doğada yürüyüşe
çıkanlardan farklı bir nitelik taşımaktadırlar. Deneyimleri konusunda farklı algılamalara ve inançlara
sahiptirler. Doğayı anlama ve hoşlanmanın yanında, çevre dostu teknolojileri ve yerel kaynakları
kullanarak doğayı koruyacak eylemlerde bulundukları görülmektedir (Burton, 1998).
Ekoturistlere yönelik yapılan ilk çalışmalar genellikle ekoturistleri ortam, deneyim ve grup
dinamikleri açısından sınıflandırmıştır. Ekoturistler bir çalışmada şu şekilde sınıflandırılmıştır:
1. Kendi seyahat eden ekoturistler: Bu grup ekoturistlerin oldukça büyük bir bölümünü
oluşturmaktadır. Farklı tipte yerlerde konaklamakla birlikte, çok sayıda ortamları ziyaret etmeye
eğilimli kişilerdir. Bu tecrübelerinden dolayı oldukça esnek bir pazar yapısına sahip bir gruptur.
2. Turla seyahat eden ekoturistler: Bu grupta yer alan ekoturistler profesyonel bir şirket tarafından
iyi organize edilmiş turlarla, egzotik destinasyonlara seyahat etmeyi beklemektedirler.
3. Okul veya bilimsel çalışma gurubuyla seyahat eden ekoturistler: Bu grup, bilimsel bir çalışma
yapma amacıyla organize edilmiş turlarla veya bireysel olarak çoğunlukla belirli zamanlarda belirli
bölgelerde konaklayan ve doğa ve yer koşullarına dayanma konusunda diğer ekoturistlerden
daha sert olan ekoturistlerden oluşmaktadır.
Ekoturist tiplerinin belirlenmesinde kendini adama ve zaman unsurlarının öneminin
vurgulandığı ve seyahatlerinin gerçekleştiği yerde ekoturizm deneyimi yaşamak isteyen turistler
arasında yapılan bir çalışmada ise ekoturistler şu şekilde sınıflandırılmıştır (Demir ve Çevrigen, 2006):
1. Kararlı Doğa Turistleri: Eğitim, çöplerin kaldırılması veya buna benzer amaçlarla özellikle
düzenlenmiş turlara katılanlardan veya bilimsel araştırmacılardan oluşur.
2. Kendini Doğaya Adamış Turistler: Özellikle korunmuş alanları görmek için seyahat eden ve yerel,
doğal ve kültürel tarihi anlamak isteyen turistlerden oluşur.
3. Belirli Bir Akımı Takip Eden Doğa Turistleri: Aslında kendileri için olağan olmayan, Amazon,
Rwandan goril parklarını veya bu tip destinasyonları ziyaret eden turistler bu gruba girer.
4. Tesadüfi Doğa Turistleri: Daha genel seyahatlerinin bir parçası olarak tesadüfen doğa deneyimi
yaşayan turistler bu gruba dahil edilir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
24
Bugün dünyanın en önemli ekoturist pazarlarına bakıldığında ilk sırayı Amerika'nın aldığı
görülmektedir. Diğer ekoturist pazarları ise sırasıyla; İngiltere, Almanya, Kanada, Fransa, Avustralya,
Hollanda, İsveç, Avusturya, Yeni Zelanda, Norveç ve Danimarka'dır (Demir ve Çevirgen, 2006).
Avustralya hükümeti tarafından her üç ayda bir yayınlanan "Uluslararası Turist Araştırmaları"
sonuçlarında Avustralya'ya ekoturizmle ilgili aktivitelerde bulunmak üzere giriş yapan turistlerin pazar
eğilimleri şu şekilde özetlenmiştir:
• Ekoturizme en fazla katılım oranı Avrupa'nın Almanca konuşan bölgelerinden sağlanmaktadır.
Bu ülkeleri Kuzey Amerika ve Avrupa'nın diğer bölgelerindeki ülkeler ve daha sonra ise Asya
ülkeleri ile Yeni Zelanda takip etmektedir.
• Ekoturizmle ilgili aktivitelere katılma oranı ise ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir.
Örneğin, İsviçreli turistlerin yarısından fazlası doğa yürüyüşlerine katılırken, Yeni Zelandalı ve
Japon turistlerin yalnızca %12'si doğa yürüyüşlerine katılmaktadır. Ancak, 1995 yılında
Avustralya'da 86.000 Japon turistin doğa yürüyüşlerine katıldığı düşünüldüğünde %12'lik bu
oranın aslında ne kadar önemli bir rakam olduğu anlaşılmaktadır.
Ekoturizm aktivitelerine katılmadaki ülkeler arasındaki bu farklılıklar aynı zamanda ülkelerin
kendi içinde de görülmektedir. Bu farklılık coğrafi yapıdan kaynaklanmaktadır. Başka bir ifadeyle,
ekoturizme katılanların şehirde veya kırsal bir bölgede yaşıyor olmaları onların farklı ekoturizm
aktivitelerine yönelmelerine neden olmaktadır. Örneğin; Alman ve Kanadalı turistleri kapsayan
çalışmada yüksek gelir, büyük metropollerde yaşama ve şehir yaşamının yarattığı baskı gibi insanları
şehir dışına iten nedenler, kırsal alanda yaşayan kendi vatandaşının tersine kentli turistlerin,
ekoturizm kapsamında yer alan aktiviteleri daha çok takip etmelerini sağlamıştır. Kırsal alanlarda
yaşayan turistlerin ise, şehirlilerin tersine daha çok balık tutma veya avlanma gibi faaliyetlere
katıldıkları görülmüştür.
1.5. DÜNYADA EKOTURİZM VE UYGULAMALARI
18. yy’da başlayan kaynak değerlerinin korunması kaygısı, 19. yy sonlarında önemli ölçüde hız
kazanmış ve pek çok alan koruma altına alınarak, korumaya ilişkin yasalar çıkarılmıştır. Süreçte, her
ulus sadece kendi ülkesindeki koruma faaliyetlerinin yeterli olmadığını, dünya ekosistemlerinin
muhafazası gerektiğini anlamış ve bir araya gelmenin zaruret olduğuna inanmışlardır. Bu konuda,
uluslararası boyutta pek çok toplantı yapılmıştır. Özellikle 1933 yılında Londra’da yapılan Afrika’nın
Flora ve Faunasının Korunması Kongresi’nde Milli Park tanımı yapılmıştır. 1948 yılında kurulan
UNESCO (United Nations of Education, Science and Culture Organization) “Tabiatı insan için
korumaktır” prensibini benimsemiştir. 1969 yılında Yeni Delhi’de yapılan IUCN (International Union
Consernation of Nature)’in Genel Kurul toplantısında günümüz milli parkçılığı temel felsefe olarak
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
25
benimsenmiş, ilkeleri doğmuş ve milli parklarda bulunması gereken özellikler belirlenmiştir. 1972
yılında Stockholm (Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi) Konferansı’nda ilk defa çevre konusu dünya
gündemine getirilmiştir. Bu toplantıda gezegenimizin ekolojik açıdan duyarlı bir şekilde yönetimi için
bir dizi ilkeler üretilmiştir. Dünya liderlerinin çevre ile uyumlu ekonomik kalkınma konusunu
tartıştıkları ilk forum olan bu konferansın sonucunda çevre konusundaki uluslararası işbirliği
çalışmalarında uzlaşma sağlama rolünü üstlenen UNEP (United Nations Environmental Programme)
kurulmuştur. 03-14 Haziran 1992 yılında Rio de Janeiro’da yapılan UNCED (United Nation Conferance
on Environment and Development); çevre ve kalkınma konularında ülkelerin devlet başkanlarını
global düzeyde ilk kez bir araya getiren toplantı olması ve çok önemli 5 temel belgeyi ortaya çıkarması
nedeniyle ayrı bir önem taşımaktadır. Bu temel belgeler; Rio Deklerasyonu, Gündem 21, Orman
Prensipleri, İklim Değişikliği Sözleşmesi ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesidir. Rio Deklerasyonu,
Gündem 21, Orman Prensipleri ülkelerin devlet ve hükümet başkanları tarafından onaylanmış, İklim
Değişikliği Sözleşmesi ve Biyolojik Çeşitlilik konusundaki iki global sözleşme ise imzaya açılmıştır.
1992 yılından günümüze kadar geçen sürede dünyada ekoturizm kavramı giderek popüler
hale gelmiştir ve bu tip turizme yönelik talepler artmıştır. Dünyadaki gelişmeler artık turistlerin
geleneksel turizm kalıplarının dışına çıkmak istediklerini ortaya koymaktadır. 1997 yılında WTO’nun
yapmış olduğu bir araştırmaya göre doğaya yönelik turizmin tüm uluslararası turizm harcamalarının
içinde %7’lik bir oran ile yer aldığını göstermektedir. İstatistiklere bakıldığında 1990’lı yıllarda 43
milyon Amerikan vatandaşının ekoturizm faaliyetinde bulunduğu, Yunanistan’ı ziyaret eden 3 milyon
İngiliz turistin %3’ünün ekoturizm nedeniyle geldikleri ve Fransa’da yılda 15 milyon kişinin doğa
yürüyüşleri yaptığı görülmektedir (Arpa, 2003).
Ekoturizm kavramı son yıllarda sürdürülebilirlik kavramı bağlamında gündeme gelmiştir.
Özellikle, 1992 yılında Rio de Janerio’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma
Konferansı’nda çevre koruma ve ekonominin uluslararası bütünleşme politikasının önemli bir parçası
olması gerektiği ve ekonomik hedeflerin nesiller ötesine geçecek şekilde sürdürülebilirlik sağlaması
amaçlanmıştır. Dünyada ekoturizme yönelik destinasyonların birçoğu tropikal bölgeler, ada ülkeleri,
dağlık bölgelerden oluşan az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerdir. 1990 yılında Amerika'da
macera seyahatleri ile ilgili bir araştırmada, ekoturizmle ilgili aktivitelere yönelik çeşitli destinasyonlar
için şu programlar oluşturulmuştur:
• Doğa Yürüyüşü: Arjantin, Hindistan, Nepal, Pakistan, Peru, Türkiye.
• Doğa Tarihi: Antartika, Brezilya, Kosta Rika, Ekvator, Madagaskar.
• Vahşi Doğada Safari: Orta Afrika, Kenya, Tanzanya'dır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
26
Şekil-1: Dünyada Koruma Altına Alınmış Alanlar (Kaynak: Atlas of Population and Environment)
Belirtilen destinasyonlarla birlikte günümüzde dünyada ekoturizm açısından önemli bölgeler
arasında Latin Amerika, Karayipler ve Pasifik Adaları, Güney Doğu Asya, Güney Doğu Afrika,
Antarktika ve Avustralya sayılabilir. Diğer bölgeler de ekoturizme yönelik kaynaklara sahip olmakla
birlikte, bahsedilenlerle karşılaştırdığında oldukça yetersiz kalmaktadır. Örneğin Orta Doğu ve Kuzey
Afrika'da ekoturizm aktivitelerine yönelik fazla bir gelişme yoktur. Bu bölgeler, gerek sahip oldukları
kaynaklar gerekse politik ve sosyal istikrarsızlıklar nedeniyle ekoturizm açısından gelişme gösteren
bölgeler değildir. Mısır, Cezayir, Irak, Afganistan, İran gibi ülkeler ekoturizm açısından fırsatlara sahip
olmakla birlikte, bu destinasyonlarda ekoturizm gelişme göstermemiştir.
Dünyada ekoturizm arzı açısından önem taşıyan çok sayıda ülke bulunmaktadır. Bunlardan
özellikle ekoturizm aktiviteleri için oluşturulmuş konaklama birimleri, çevresel düzenlemeler ve
ekoturistlere uygun çeşitli olanakları sunan ve literatürde ekoturizmle ilgili çok sayıdaki örnek olaya
konu olan bazı önemli destinasyonlar bulunmaktadır. Dünya’da ekoturizm uygulamalarının görüldüğü
ülkeler aşağıda kısaca açıklanmıştır.
Belirtilen destinasyonlar günümüzde ekoturizm pazarındaki önemli arz kaynaklarını
oluşturmaktadır. Bunlara yeni destinasyonlar eklenebileceği gibi, ekoturizmin ilkelerine uygun olarak
gelişme göstermemeleri durumunda bazıları çekiciliğini yitirebilecektir.
Amerika Kıtası
Amerika Kıtası’nda ekoturizm uygulamalarının görüldüğü başlıca örnekler Arizona, Meksika,
Küba, Karayipler, Belize, Kosta Rika, Brezilya olarak verilebilir. En başarılı örneklerden biri olan
Karayipler’de 1993 yılında Dominik Hükümeti’nin teşvikiyle doğal ve kültürel kaynaklarının korunması
ve ekonomik teşvik sağlanması amacıyla ekoturizmi geliştirme planı oluşturulmuştur. Bu plan yerel
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
27
halkın katılımı ile onların kültürü, çevresi ve yaşam şartlarını geliştirecek şekilde kaynakların
yönetimini sağlamış ve turizmin Ada’nın birincil gelir kaynağı olmasını sağlamıştır. Böylece yerel halk
ürettikleri sepetler, el çantaları gibi el sanatları ve yerel tarım ürünlerinden önemli bir gelir elde
etmeye başlamıştır. Örneğin, bir el sanatları işçisi aylık 320 US$ gelir elde etmekte ve Dominik
Cumhuriyeti’nin gayri safi milli hasılasına yılda 1000 US$ katkı sağlamaktadır. Ayrıca turizm, yerel
halka kendilerine ait mülklerde küçük konaklama olanakları sunmaları, taksi şoförlüğü, tur rehberliği
gibi yeni istihdam olanakları yaratmıştır.
Saint Kitts adasının 1/4 alanını kaplayan yağmur ormanları, macera ve keşif için uygun bir
destinasyondur. Doğa yürüyüşçüleri ve dağ bisikletçileri değişik zorluk seviyelerinde çok sayıda
patikayı izleyerek tropikal bitki örtüsü, çiçek ve birçok değişik tipte ağacın yanı sıra akarsu ve şelale
görme şansına sahiptir. Yürüyüş ve bisikleti yorucu bulanlar için ise birçok tur operatörü rehberler
eşliğinde dört tekerlekli araçlarla turlar veya serbest yürüyüşler düzenlemektedir. Heyecan isteyenler,
adayı çevre dostu zeplinlerle gökyüzünden izleyebilir, kuş gözlemcileri değişik türde birçok kuşu
izleme fırsatı bulurken, diğer ziyaretçiler adanın özel bir tür canlısı olan Yeşil Vervet maymunlarını
görme şansına sahip olmaktadır. Yağmur ormanlarını gezmek ya da golf oynamak yerine spa’yı tercih
edenler için, adada iki müstesna “yeşil” spa bulunmaktadır. Adanın kuzeyinde bulunan tek odalı spa,
sadece masaj ve bakım değil, diğer bilindik spalardan farklı olarak aynı zamanda orman manzarası ve
doğal yaşamın sesleri eşliğinde, rahatlatıcı bir ortam da sunmaktadır. Adanın diğer spa’sı yoga
seansları, değişik bakım uygulamaları ve volkanik çamur gibi adanın doğal ürünlerinden oluşan bakım
ürünleri sunmaktadır. Kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Saint Kitts Deniz Kaplumbağası
İzleme/Gözlemciliği Ağı, çocuklar ve yetişkinlere Tabiat Ana ile birleşmeleri için harika fırsatlar
sunmaktadır. Bu özel koruma projesi, yuvaları Saint Kitts Adası’nda bulunan tehlike altında olan yeşil
deniz kaplumbağalarına yardım etmek amacındadır. Özel bir ekotur kapsamında ziyaretçiler özel
yetiştirilmiş rehberler eşliğinde akşam sekizden gece yarısına kadar yuva kuran diş kaplumbağaları ve
sonrasında yumurtasından yeni çıkan yavrularını görebilir. Geri dönüşümlü camlardan imal edilmiş
kaplumbağa şeklindeki el yapımı hediyelik eşyalar ziyaretçilere hatıra eşyası olarak sunulmaktadır.
Çevresel sürdürülebilirliğin turizm için öneminin bilinci ile Karayipler’de bulunan Saint Kitts adası
turizme odaklandığı 2005 yılından bu yana çevre ve ekosistem yönetimi konusunda çalışmalar
yürütmektedir. Kitts, yeni açılan tüm turizm alan ve tesislerinin çevre dostu ve sürdürülebilirlik ilkeleri
çerçevesinde oluşturulmasını sağlayan sıkı yasal düzenlemeler getirmiş, ulusal orman rezervi
oluşturmuş ve deniz ortamını korumak için sağlam adımlar atmıştır. Mercan kayalıkları, tarihi gemi
batıkları, renkli denizaltı güzellikleri ile beğenilen bir dalış merkezi olan Saint Kitts, deniz ortamını
korumak amacıyla önde gelen deniz kaynaklarını koruma organizasyonları ile birlikte çalışmaktadır.
Adanın deniz kaynakları kadar ilgi gören diğer bir doğal güzelliği ise 4000 ft. yüksekliğinde, nefes
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
28
kesici yağmur ormanları ile çevrilmiş olan pitoresk sıradağlarıdır. Bu değerli doğal hazineyi korumak
amacıyla Saint Kitts ve Nevis Ulusal Parlamentosu 1000 ft. üzerindeki tüm alanların doğal orman
rezervi ilan etmiştir. Amerikan Okyanus Yağmur ormanı sınıfında yer alan ve dünya üzerinde nadir
görülen bu hazine, bu uygulama ile yok olmak yerine, dünyadaki örneklerinin aksine genişlemektedir
(http://www.stkittstourism.kn).
Asya Kıtası
Asya Kıtası’nda Nepal, Sri Lanka, Malezya’da ekoturizm uygulamaları yapılmaktadır.
Malezya’da ekoturizm su altı deniz parklarında ve sahil kenarında yer alan marin ekoturizm diye
adlandırılabilir. Ekoturizmin bu alanı ülke için oldukça önemlidir, çünkü Malezya’nın beyaz kumlu
plajları ve berrak suları ile nefes kesen adaları ülke için önemli bir gelirdir. Gidilebilecek bazı
destinasyonlar şunlardır: Perlis’teki Wang Kelian (kalker ve kalker mağaraları, mağara ve ormanlar),
Terengganudaki Kenyir havzası (göl, balık tutma, trekking, botla gezi), Johordaki Pulau Kukup (sakız
ağaçları, vahşi yaşam ve deniz ürünleri),Sabahtaki Aşağı Kinabatangan nehri (uzun burunlu maymun
ve vahşi yaşam), Terengganudaki Pulau Redang (balık, mercan resifleri, ve büyüleyici su altı dünyası),
Sabahtaki Pulau Sipadan (balık, mercan resifleri, ve büyüleyici su altı dünyası) ve daha birçok şey. En
iyi ekoturizm uygulaması ise Peraktaki Matang Hindistan sakız ağaçları ormanı gösteriliyor (Demir ve
Çevirgen, 2006).
Avrupa Kıtası
Avrupa kıtasında da birçok ülke (İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Estonya, Portekiz,
İspanya, İngiltere, Slovenya, Hırvatistan, Fransa, İtalya, Bulgaristan, Romanya, İsviçre, Almanya,
Avusturya vd.) ekoturizme kapısını açmıştır. Tüm bu yerlerde ekoturizm; kırsal turizm, doğa turizmi,
botanik turizmi, gastronomi turizmi, etnik turizm vb. gibi türlerle entegre olarak şu özel temalar
etrafında yapılmaktadır: yemek, dağlarda ekomacera deneyimleri, ender peyzajlar, açık hava
rekreasyon-spor etkinlikleri, tarihsel-kültürel miras, plaj, deniz ve kıyı deneyimleri, yerli kabile
ziyaretleri, kırsal eğitimler, yaşam döngüsü, kadın-toplum, doğa ve barış, sağlık ve şifa, karasal ve
denizel bioçeşitlilik, kuş gözlemleme, fotoğrafçılık, çiftlik ziyaretleri, ekobutik oteller, huzur, atlı-
bisikletli doğa gezileri, uzun doğa yürüyüşleri vb. (www.ecotourism.org)
Ekoturizm dendiğinde en başarılı örneklerden biri olarak İtalya’da uygulanan kırsal turizm
göze çarpmaktadır. Son 20 yıl içerisinde İtalya genelinde kırsal turizm veya tarım turizmi diye bilinen
yeni bir turizm türü hızlı bir şekilde büyümüştür. Geleneksel konaklama türleri için mükemmel bir
seçenek olan bu tip turizm, ziyaretçilere çiftlik sahibi ailelerle kısa bir süre için birlikte yaşayıp köy
hayatını tecrübe etmek için iyi bir fırsat sunmaktadır. Ekoturistler, kırsal turizmde kiralanan
çiftliklerde çalışma, o çiftliklerden taze meyve-sebze alma ve bu sebzelerle yemek yapma, birçok
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
29
durumda geleneksel usullere göre çiftlik sahibi aile tarafından hazırlanmış yemekleri tatma şansına
sahip olmaktadır.
Toskana: Toskana agroturizmi ile ünlüdür. Toskana'nın kırsal alanlarında o bölgeye ait zeytinyağı,
şarap ve peynir üretimi yapan, kendi ürünleri ile hazırladıkları sebze ağırlıklı son derece lezzetli
yemekleri sunan ve oda kiralayan çiftlik veya şatolara sıkça rastlamak mümkündür. Ayrıca Toskana
karaciğer şikayetlerine iyi gelen sularıyla da uluslararası ün kazanmıştır. Toskana’daki bazı tarım
agroturizm çiftlikleri şunlardır (http://www.turismo.toscana.it) :
• Pietreto Roccastrada (Grosseto): Yaşlı kestane ağaçları, muhteşem manzarası ve topraktan
çıkan bir dev trakit taşları Pietreto çiftliğindeki tatili benzersiz kılmaktadır.
• Maremma Çiftliği (Roccastarda): Köyden birkaç km ve denizden 35 km. uzaklıktadır.
Çiftlik bakımlı ve özeldir, etrafı vadiye bakan yeşil tepeler ve bir zamanlar kestane kurutmak
için kullanılan ve daha sonra yenilenmiş olan güzel taş binalar ile çevrilidir. Burada eski kır
yaşamı ve gelenekleriyle tanışıp dinlendirici bir tatil geçirilebilmektedir.
• Saralisa Montecarlo (Lucca): Saralisa çiftliği, olgunlaşmış Toskana üzümlerinin en ünlü
şaraplarının bulunduğu Montecarlo (Lucca) tepelerinde yer almaktadır. Burada ziyaretçiler bir
aile ortamı geniş üzüm bağları ve zeytinliklerin ortasında tatil sırasında rahatlama ve
dinlenme imkanı bulur.
• Bramasole Montopoli in Val d'Arno (Pisa): Çiftlikevi, 18 yy.’dan kalan ve Agriturismo
Bramasole & Ginestra Montopoli Val d’Arno tepesi üzerinde yer alan bir ortaçağ çiftliğidir.
Çiftlik, tarımsal ek binaları eski ve halen bakımlı ve çalışma odun fırınıyla ve sıcak yaz
aylarında dahi temiz ve serin hava veren zeytin, selvi, akasya ağaçları ve dut ağaçları ile
çevrilidir. Çiftlik, yaklaşık 10 hektarlık bir tepenin üzerinde uzanır ve iki organik zeytin
çiftliğinden, ahşap ve düz bir vadiden oluşur. Flora hakkında bilgi almak ve Toskana’nın
muhteşem doğasında dinlendirici ve ilginç bir yürüyüş yapmak için ideal bir yerdir.
Okyanusya (Avustralya)
Avustralya turizm açısından ekonomik değer ifade eden nemli tropikal bölgeler, büyük
mercan kayalıkları, iç bölgelerdeki çöller ve dağlık alanlar gibi zengin doğal kaynaklara ve biyolojik
çeşitliliğe sahiptir. Avustralya sahip olduğu kaynaklarla önemli bir destinasyon olmasının yanında,
ekoturizmin gelişmesine doğrudan ve dolaylı büyük katkı sağlamaktadır. Ekoturizm ürünü
geliştirmeye çalışan, Pasifik ve Güney Doğu Asya bölgeleri gibi diğer ülkelere yardımcı olmak gibi bir
sorumluluğu da bulunmaktadır. Çünkü kaliteli ekoturizm ürünlerinin oluşturulması için en çok çaba
gösteren ülkelerden biridir. Avustralya'nın ekoturizmdeki başarısının altında, ekoturizmle ilgili olarak
yerel toplumu ve yerlileri de kapsayacak şekilde birçok aktörü, akademisyenleri, tur operatörlerini,
planlama konusundaki uzmanları ve hükümeti bir araya getirebilmesi yatmaktadır. Özellikle pazarın
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
30
lideri olan bu ülkede oluşturulan Ulusal Ekoturizm Akreditasyon Programı (UEAP), ekoturizm terimi ile
bütünleşmiş ve onun ilkeleri ile uyumlu olarak nasıl güvenli bir ekoturizm ürününün oluşturulacağını
göstermesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu program ekoturizm adı altında pazarlanan ve
sürdürülebilir olmayan birçok ürünün karşısında gerçek ekoturizm ürününün oluşturulmasında ve
sunulmasında tüketiciler açısından bir güvence sağlamaktadır. Avustralya'da ekoturizm işletmeciliği
yıllık tahmini 250 milyon ABD Dolan bir para hacmi yaratmakta ve 4500'ü sürekli olmak üzere toplam
6500 kişiye istihdam olanağı sağlamaktadır. Avustralya'da doğa tabanlı turizm yarattığı istihdam
kadar, yabancı ve yerli turist sayıları bakımından da önem taşımaktadır. Avustralya'da en çok ihracat
gelirlerini sağlama potansiyeline sahip endüstri olarak görülen doğa tabanlı turizm 1999 yılında, yıllık
olarak ülkenin gayri safi milli hasılasının %5.6’sını sağlamış ve aynı yıl turizm Avustralya'nın en çok
döviz getiren sektörü olmuştur.
Afrika Kıtası
Afrika Kıtası’nda öne çıkan ekoturizm uygulamaları Botswana, Kenya’da görülmektedir.
Afrika'nın doğusunda yer alan Kenya, Afrika'daki en eski ve en büyük turizm endüstrisine sahip
ülkelerden biridir. 1963 yılında 110.000 olan yabancı ziyaretçi sayısı, 1994 yılında 863.000'e
yükselmiştir. 1987 yılından beri turizm, Kenya'ya döviz sağlayan en büyük sektörlerden biridir ve 1994
yılında tüm döviz girdilerinin %34'ünü turizmden elde etmiştir. Klasik kıyı turizmindeki gelişmenin
yanında, 1993 yılında yabancı ziyaretçilerle yapılan bir araştırmada 'doğa ve yaban hayatı' %70.6'lik
bir oranla turistlerin Kenya'yı tercih etmelerinde etkili olan ilk çekicilik olarak belirtilmiş, 'plajlar' ise
%32.6'lık oranla ikinci sırada yer almıştır. Kenya ekoturizm alanında uzun zamandan beri önemli gelir
sağlayan bir destinasyondur. Bu gelirlerin büyük bir bölümü kamuya ait milli parklardan ve diğer
koruma alanlarına turistlerin ödedikleri giriş ücretlerinden sağlanmıştır.
1.6. TÜRKİYE’DE EKOTURİZM VE UYGULAMALARI
Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili, yüzölçümünün %26'sı ormanlarla kaplı olan, dört mevsimi
aynı anda yaşayabilen ve nispeten bozulmamış doğal güzellikleri ile Akdeniz çanağında yer alan ve
rakibi olan Avrupa ülkelerine göre ekoturizm açısından şanslı bir ülkedir. Bu doğal zenginliklerine,
farklı kültürlerin ve dinlerin uzun yıllardır birlikte yaşamasıyla oluşan kültürel ve tarihi değerleri de
eklendiğinde önemi daha da artmaktadır. Ayrıca ekoturizmin diğer önemli bir unsuru olan yayla,
çiftlik turizmi gibi kırsal turizme yönelik sahip olduğu değerler, ekoturizmin gelişmesini destekleyecek
önemli kaynakları oluşturmaktadır. Türkiye’de doğa korumanın tarihçesine bakıldığında; başlangıçta
ormanı korumak için alınan önlemlerin amacı, bugün de olduğu gibi kesimleri düzenlemek, gelişi
güzel faydalanmalara engel olmak ve faydalanma haklarını korumak suretiyle ormanı, en büyük
düşmanı olan insanların tahribatından korumaktı. 1937 yılında çıkarılan 3116 ve 3167 Sayılı Kanunlar
ülkemiz doğa ve yaban hayatının korunmasında yürürlüğe giren ilk yasalardır. 1956 yılında kabul
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
31
edilen 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 25. maddesi ile; nadir özellik ve güzellik arz eden sahaların Milli
Park rejimine alınması sağlanmış, yine bu madde ile mesire yerleri ihdas etme imkanı elde edilmiştir.
Bu yasaya dayanılarak ilk defa; 1956 yılında Belgrad Orman Mesire Yeri, 1958 yılında Yozgat Çamlığı
Milli Parkı, 1958 yılında 3167 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu’na göre “Belgrad Geyik Üretme İstasyonu”
tesis edilmiştir. Milli Park, Av-Yaban Hayatı ve Mesire Yerleri ile ilgili çalışmalar Orman Genel
Müdürlüğü bünyesinde uygulanmaya başlamıştır. Ulusal anlamda doğa koruma ve milli parklarla
ilgili çalışmalar devam ederken diğer taraftan da dünyada doğa koruma ile ilgili yaşanan gelişmelere
çeşitli aşamalarında entegre olunmuş ve pek çok uluslararası sözleşme, anlaşma ve protokoller
imzalanmıştır.
Bugün Türkiye’de koruma faaliyetleri; milli park, tabiat parkı, tabiatı koruma alanı, tabiat
anıtı, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahası, yaban hayatı üretme istasyonu, özel çevre koruma
alanı, doğal ve arkeolojik sit alanları, muhafaza ormanları, tohum ve gen bahçeleri gibi statülerle
yapılmaktadır. Farklı statülerle tanımlanan korunan alanlar ülke yüz ölçümünün yaklaşık %9’unu
kaplamaktadır (T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, 2004).
Türkiye'de ekoturizme yönelik kaynakların çoğunu milli parklar, tabiat alanları, tabiatı koruma
alanları, tabiat anıtları gibi koruma alanları oluşturmaktadır. Özellikle milli parklar sahip oldukları çok
çeşitli doğal, kültürel, jeolojik, tarihi ve arkeolojik değerleri ile ekoturizm açısından büyük öneme
sahiptir. Türkiye'de 2012 yılı itibari ile 41 milli park, 181 tabiat parkı, 30 tabiat koruma alanı ve 106
tabiat anıtı bulunmaktadır. Bu alanların toplam yüzölçümü 1.001.428 hektardır (T.C. Çevre ve Orman
Bakanlığı, 2012). Belirtilen koruma alanlarına ilave olarak, 14 adet özel çevre koruma bölgesi
bulunmaktadır. Bunlardan Dalyan ekoturizme yönelik güzel bir örnektir. Sahip olduğu biyolojik
çeşitlilikle birlikte, özellikle deniz kaplumbağaların üreme bölgesi olan İztuzu Kumsalı birçok turisti
buraya çekmektedir. Yine Dalyan ağzı açıklarında dünyada nesli tükenmekte olan 12 memeliden birisi
olan ve koruma altına alınan Akdeniz Foku görülebilmektedir.
Türkiye'nin ekoturizm açısından önemli diğer bir kaynağı 1.300.000 hektarlık yüz ölçümü ile
135 adet uluslararası öneme sahip sulak alanlarıdır. Bu alanlar ekosisteme birçok fayda sağlamakla
birlikte, zengin biyolojik çeşitliliği ve özellikle de barındırdığı kuş türleri ile önemli bir çekicilik
yaratmaktadır. Türkiye sulak alanlar bakımından Avrupa ve Orta Doğu'nun en zengin sulak alanlarına
sahiptir. Sulak alanlar güzel manzarası, biyolojik çeşitliliği, kuş gözlemleme, yürüyüş ve benzeri
aktiviteleri ile ekoturizm açısından önemli kaynaklardır. Ekoturizmin bu alanlarda gelişmesi doğal
kaynakların korunması, yönetimi ve civarında yaşayan halk için ilave bir gelir kaynağı yaratması
bakımından önem taşımaktadır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
32
Ekoturizmde ilgi duyulan alanlardan biri de sualtı ekosistemidir. Su faunası ve florasının
gözlemlenmesi, su altı fotoğrafçılığı veya bilimsel amaçlı olarak su altına aletli olarak yapılan dalışlar
ve şnorkel ile su yüzeyine yakın olarak yüzerek su altını gözlemlemek ilgi duyulan aktiviteler
arasındadır. Türkiye bu açıdan oldukça önemli bir potansiyele sahiptir. Kıyı şeridinin uzun olması
nedeniyle "Ayvalık'taki mükemmel mercanlar, Antalya'daki deniz tavşanları gibi her bölgesi farklı
özelliklere sahiptir. Bu biyolojik çeşitliliğin yanında, Türkiye sularında tarihi batıklar da bulunmaktadır.
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde dünyanın en büyük amfora koleksiyonu oluşturulmuştur.
Turizm Stratejisi 2023’de ekoturizm uygulanacak yörelerde, özellikle kırsal kesimde tarım dışı
istihdam alanları oluşturularak, bölgeler arasındaki dengesizliklerin azaltılması, kadının statüsünün
iyileştirilmesi, kırsal alanlardaki nüfus göçünün durdurulması ve milli değerlerin korunması ve
tanıtımına katkıda bulunulması hedeflenmektedir. Bununla birlikte ekoturizmin yaygınlaştığı
bölgelerde bu turizm türünün (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2007):
• Bölge ekonomisinde üretim çeşitliliğinin artırılarak ekonomik istikrarın sağlanmasına,
• Bölgede nitelikli, niteliksiz işgücüne önemli çalışma fırsatlarının oluşturulmasına,
• Bölgede yer alan küçük ve orta ölçekli işletmelerin gelişmesine,
• Yerel düzeyde sanayi ve ticareti uyarıcı altyapı yatırımlarının geliştirilmesine,
• Gençlerin ve toplumun eğitimi ile yerel düzeyde modernizasyon sürecinin sağlanmasına,
• Sosyo-ekonomik gelişme konusunda başka seçeneği olmayan bir yörede yerel halk ve
turistler tarafından kullanılabilecek rekreasyonel ve turistik olanaklar sağlanmasına,
• Yerel düzeyde kişisel gelirlerin ve vergi vb. kamu gelirlerinin artmasına,
• Yerel düzeyde imajın geliştirilmesi ve yerel halkın çevreyi koruma ve geliştirme bilincinin
artmasına katkı sağlayarak bölge ve kırsal kalkınmaya imkân sağlayacağına yönelik ifadeler
yer almaktadır.
Türkiye’de ekoturizm ile ilgili etkinlikler bazı başlıklar altında toplanabilir:
1. Dağlar ve yaylalar; Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri ön plana çıkmaktadır. Geleneksel ve
rekreasyonel yaylacılık, Karadeniz yaylalarında ve Toroslarda yüzyıllardır sürdürülen bir
faaliyet olarak günümüze ulaşmış, tur turizmi (güzergah turizmi) kapsamında yerli ve yabancı
turistlerin uğrak yeri haline gelmişlerdir. Dağcılık etkinlikleri çerçevesinde, Ağrı Dağı, Bolkar-
Aladağlar, Erciyes, Palandöken dağlarının da kullanıldığını belirtmek gerekmektedir
2. Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde kıyı turizmi turistlerine düzenlenen günübirlik turların bir kısmı
yakın çevredeki yaylalara ve yayla köylerine yapılmaktadır.
3. Doğa yürüyüşleri ve atlı geziler ekoturizm etkinlikleri içinde en çok yapılanlardır. Tüm kıyı
bölgelerimizde ve Kapadokya’da yaygınlık kazanmışlardır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
33
4. Büyük kentlerin yakınlarında (İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara vb), dağlarda, ormanlarda ve
yaylalarda (Kaz Dağları, Uludağ, Küre Dağları, Kozak Yaylası vd) dinlenme, eğlenme, yemek
yeme ve alışveriş olanakları sunan ortamlar, köyler, pansiyonlar, butik oteller, spa oteller,
resortler, kamplar vb. kent insanlarına özellikle hafta sonları ve kısa tatillerde ekoturizm
içerikli hizmetler vermektedir.
5. Milli parklar, tabiatı koruma alanları gibi koruma statüsüne sahip alanlar doğaseverleri,
sporcuları, yürüyüşçüleri, ekoturistleri kendine çekmektedir.
6. Orman içi dinlenme yerleri, günübirlik piknik ya da kamp yerleri olarak kullanılmaktadır.
7. Akarsular üzerinde sal yarışı, göl, delta kıyıları ve sulak alanlarda kuş gözlemleme, bitki
inceleme, doğal yaşamı izleme gibi etkinlikler de ekoturizm içinde yer almaktadır.
8. Son yıllarda Türkiye’de ekoturizm-kırsal turizm-agroturizm karışımı diyebileceğimiz “Çiftlik
Tatilleri” gündeme gelmiştir. Bu tatil çiftlikleri Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz
bölgelerinde yoğunlaşmaktadır (T.C. Narlıdere Kaymakamlığı, 2011).
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çevre korumayı hedefleyen, ekoturizmi destekleyen bazı
projeleri bulunmaktadır:
• Atak Projesi: 1989 yılında başlayan ve Ege ve Akdeniz kıyılarındaki ilçelerin ve köylerin altyapı
eksikliklerini düzeltmek, daha sonra yeni kıyı yönetim yöntemlerini tanımlamak amacı ile
tasarlanmıştır, 2020 yılına tamamlanması planlanmaktadır.
• Mavi Bayrak Projesi: Mavi Bayrak, gerekli standartları taşıyan nitelikli plaj ve marinalara
verilen uluslararası bir çevre ödülüdür. Mavi Bayrak, bu niteliği ile de turizm açısından ayrı bir
önem taşımaktadır (www.turcev.org.tr)
• Belek Yönetim Planı: 1996 yılında uluslararası teşkilatların girişimi doğal ve kültürel çevrenin
korunması ve geliştirilmesini hedeflemektedir.
• Yayla Turizmi Projesi: Doğu Karadeniz ve Akdeniz yaylalarında bugüne kadar 26 adet yayla
“Yayla Turizm Merkezi” ilan edilmiştir.
• Dağ-Doğa Yürüyüşü Projesi (Trekking): Dağ-doğa potansiyelinin planlı bir yaklaşımla turizm
olgusu içerisinde değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
• Akarsu Turizmi (Kano-Rafting) Projesi: Çoruh Nehri, Köprüçay, Manavgat Çayı, Dim Çayı, Alara
Çayı, Adana Feke Göksu, Zamantı, Fırat Nehri vd. sal yarışı, kano ve nehir kayağı gibi
aktivitelerle kullanılması amaçlanmaktadır.
• Bisiklet Tur Güzergahlarının Geliştirilmesi Projesi: Çeşitlendirme politikası kapsamında bir
doğa sporu olarak giderek geliştirilmesi öngörülmektedir.
• Atlı-Doğa Yürüyüşü Projesi: Kapadokya, Kastamonu, Antalya, Muğla gibi yörelerde
düzenlenmektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
34
• Mağara Turizmi Projesi: Toroslar, Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Trakya ve Kuzeybatı
Anadolu bölgelerinde büyüklü küçüklü yüzlerce mağaranın bilimsel ve sportif etkinliklerle
turizmin hizmetine sunulması amaçlanmaktadır.
• Sportif Olta Balıkçılığı: Sportif ve rekreasyonel bu tür etkinliklerin konaklama süresini
uzatmaya katkı vermesi için yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
• Kuş Gözlemciliği (Ornitoloji): Türkiye, Ramsar Sözleşmesi’ne taraf olmuş ve uluslararası
öneme sahip pek çok Ramsar sulak alanının pek çok kuş türünün kışlayıp, üredikleri yerler
olması açısından bu etkinliğin geliştirilmesi öngörülmektedir.
• Botanik (Bitki İnceleme) Turizmi: Türkiye’nin zengin bitki örtüsüne sahip olması (Avrupa’nın
tamamında tür sayısı 12.000 civarında iken Türkiye’de bu sayı 9.000 civarındadır) bu turizm
türünün geliştirilmesine olanak vermektedir.
• Av Turizmi: Türkiye’nin bitki örtüsü ve av kaynaklarının av turizmi kapsamında
değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Bugün Türkiye’de ekoturizm “Yayla Turizmi” ile birlikte anılmaktadır. Türkiye Turizm Stratejisi
2023’de ekoturizm ve yayla turizmine ilişkin stratejilere göre, bu turizm türlerinin geliştirilmesi için
turizm altyapısı geliştirilecek ve niteliği arttırılacaktır. Doğa amaçlı turizmin yapılacağı yörelerde belli
senaryolar çerçevesinde, ana tur güzergahları, varış noktaları, ara istasyon ve alt istasyon noktaları
belirlenerek planlama çalışmaları yönlendirilecektir. Yaylaların yoğunlaştığı alanlarda spot merkezler
veya aks olarak öncelikli turizm gelişme/eylem bölgeleri belirlenecektir. Kamu, özel sektör ve sivil
toplum kuruluşları işbirliği ile agroturizm, macera turizmi, mağara turizmi, spor turizmi faaliyetlerinin
gerçekleştirilmesi için eylem planları hazırlanacaktır. Türkiye’de ekoturizm ve yayla turizmini
geliştirmek için planlanan yerler:
Batı Karadeniz Kıyı Koridoru: Şile-Sinop arası, kültür, kıyı ve doğa turizmi çerçevesinde
geliştirilecektir. Balıkçı barınaklarının yenilenerek marina/balıkçı köyü kavramı çerçevesinde
turizm gelişimi sağlanacaktır. Orman içi dinlenme yerlerinde oto karavan ve çadırlı kamping
için düzenlemeler yapılacak, butik otel, pansiyonculuk, kırsal turizm tesisleri geliştirilecektir.
Yayla Koridoru: Samsun ilinden Hopa’ya kadar uzanan bu koridorda yayla, kıyı, kültür ve
sağlık turizmi ana temaları çerçevesinde uygulamalar ve planlamalar (kamp, golf, kayak,
mağaracılık, yamaç paraşütü, rafting, binicilik, balon, balık avlama, foto-safari ve bungee
jumping gibi macera sporları) yapılacak, konaklama kapasitesi artırılacak, oto karavan ve
kampçılık geliştirilecektir.
Göller Bölgesi Ekoturizm Gelişim Bölgesi: Göller esas alınarak, doğa turizmine yönelik alanlar
ve turizmi destekleyen trekking, araçlı ve çadırlı kamp, yamaç paraşütü, dağcılık, mağaracılık,
avcılık, binicilik, bisiklet, sörf, foto safari vb. gibi faaliyetler geliştirilecektir. Ayrıca, önemli bir
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
35
yaban hayatına sahip olan bölgede, habitatlar ve ekosistemler bozulmadan sürdürülebilir bir
turizm yaklaşımıyla ziyaretçilere sunulacak ve koruma konularında bilgilendirilmesi, yöredeki
doğa koruma çabalarına katkıda bulunmaları sağlanacaktır (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı,
2007).
Türkiye’nin ekoturizm uygulamalarına ve ekoturizm talebine yönelik veri bulmak oldukça
güçtür. Milli parkları ziyaret edenlerin sayına dahi ulaşmak zordur. Bu nedenle ülkemize gelen
yabancıların yıllar içindeki değişimi verilerek geliş amaçları sınıflandırılarak turizm talebi anlatılmaya
çalışılacaktır. Türkiye’ye 2010 yılında gelen yabancı turist sayısı toplam 28.632.204 kişidir. Bu sayının
İzmir, İstanbul ve Antalya bazında dağılımı Çizelge-1’de sunulmaktadır. TÜİK tarafından hazırlanan
Yabancı Ziyaretçileri Anketlerinde (Çizelge-2), yabancı turistlerin Türkiye'ye geliş amaçlarına
bakıldığında; ilk sırada gezi-eğlence, kültürel amaçlı seyahatler yer almıştır. Turistlerin Türkiye'ye geliş
nedenleri arasında doğaya dayalı bir tercih nedeni anketlerde belirtilmemiştir. Bu nedenle genel
olarak doğa turizmi pazarına yönelik bir bilgi bulunmamaktadır.
Çizelge-1: Türkiye’ye Gelen Yabancıların İzmir, İstanbul ve Antalya İllerine Göre Dağılımı
TÜRKİYE İZMİR İSTANBUL ANTALYA
Yıllar Yabancı Ziyaretçi Yabancı Ziyaretçi % Yabancı Ziyaretçi % Yabancı Ziyaretçi %
1989 4.516.363 504.747 11 1.146.373 25 608.196 13
1990 5.397.748 523.216 10 1.121.931 21 826.491 15
1991 5.582.963 284.754 5 658.000 12 625.880 11
1992 7.076.096 409.058 6 1.079.321 15 1.189.354 17
1993 9.500.938 391.481 4 1.547.925 16 1.215.800 13
1994 6.670.618 405.028 6 1.931.664 29 1.198.238 18
1995 7.726.886 538.188 7 2.007.691 26 1.939.477 25
1996 8.614.085 467.981 5 2.437.680 28 2.540.965 30
1997 9.689.004 630.831 7 2.502.728 24 2.901.788 30
1998 9.752.697 564.893 6 2.350.876 23 2.609.150 27
1999 7.464.000 376.476 5 1.737.186 23 1.824.406 24
2000 10.428.153 481.617 5 2.420.541 22 3.300.959 32
2001 11.569.000 581.906 5 2.516.763 20 4.166.797 36
2002 13.256.028 650.554 5 2.705.848 22 4.747.581 36
2003 14.029.558 534.880 4 3.148.266 20 4.682.104 33
2004 17.517.610 764.658 4 3.473.185 20 6.047.049 35
2005 21.122.798 789.492 4 4.848.680 23 6.884.636 33
2006 19.819.833 777.148 4 5.346.658 27 6.011.183 30
2007 23.341.074 970.772 4 6.453.553 28 7.291.356 31
2008 26.336.677 1.074.088 4 7.049.234 27 8.564.513 33
2009 27.077.114 1.056.948 4 7.509.741 28 8.350.869 31
2010 28.632.204 1.155 820 4 6.960.759 24 9.334.171 33
(Kaynak: http://www.tuik.gov.tr)
İzmir tarihi ve kültürel potansiyeli ile dikkat çeken bir ildir. Türkiye’de turizmin ilk geliştiği
yerlerden biri olmasına rağmen kıyı turizmindeki önceliğini Antalya ve Muğla illerine kaptırmış, fakat
Bergama, Selçuk-Efes ören yerleri ve müzeleri ile halen ülkemizin en fazla ziyaretçi çeken ili olma
özelliğini korumaya devam etmektedir. İzmir’de son yıllarda gerek giriş yapan yabancılar, gerekse
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
36
konaklama ve geceleme sayılarında hızlı bir düşüş yaşanmaktadır. Fakat tarihi ve kültürel
zenginliklere bağlı olarak gelişen kültürel turizmin bir parçasını oluşturan müze ve ören yeri ziyaretleri
turizmi ayakta tutan bir etkinlik olarak, önemini her zaman korumaya devam etmektedir (Emekli,
2009).
Çizelge-2: Türkiye’ye Gelen Yabancıların Geliş Amaçları
Geliş Nedeni 2009 2010 2011
Gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler 15.680.337 16.726.847 17.850.584
Akraba ve arkadaş ziyareti 2.825.952 2.761.520 3.332.706
Eğitim ve staj (1 yıldan az) 196.409 159.959 223.522
Sağlık ve tıbbi nedenler (1 yıldan az) 132.677 115.223 142.464
Dini / hac 124.408 106.690 102.314
Alışveriş 1.142.515 1.039.331 1.073.367
Transit 636.604 769.815 795.915
İş amaçlı (konferans, toplantı, görev vb.) 1.397.262 1.539.647 1.960.614
Diğer 955.733 997.202 1.129.607
Beraberinde giden 4.222.309 4.294.618 4.713.435
TOPLAM 27.314.205 28.510.852 31.324.528
(Kaynak: http://www.tuik.gov.tr)
Uluslararası turizm talebindeki değişen eğilimler nedeniyle Türkiye'ye gelen turistlerin
tercihleri de doğal ve kültürel değerler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Türkiye'ye gelen bu turistlerin
sayısı bilinmese de, bunlar tatilinin bir parçası olarak veya doğrudan bu amaçla gelerek sahip olunan
bu kaynaklan görmek istemektedirler. Ayrıca kitle turizmi kapsamında gelen turistler de bu
çekiciliklere ilgi duymaktadırlar.
Ekoturizm hareketleri açısından Türkiye'deki önemli alanların başında milli parklar, özel çevre
koruma alanları gibi nispeten bozulmamış doğal alanlar gelmektedir. Örneğin Dalyan-İztuzu Kumsalı,
Patara gibi deniz kaplumbağalarının üreme alanları olan özel çevre koruma bölgelerini çok sayıda
turist ziyaret etmektedir.
Milli parkların henüz kaç kişi tarafından ziyaret edildiği tam olarak bilinmemektedir. Ziyaretçi
sayılarının belirlenebildiği bazı milli parklar olmasına rağmen elde edilen bilgiler kimi zaman
gerçekleri yansıtmamaktadır. Çünkü bazı milli parklarda etkili denetim yapılamadığından, birçok
ziyaretçinin giriş fişi verilmeden içeri alındığı veya hiçbir engelleme ile karşılaşılmadan bazı milli
parklara girilebildiği tespit edilmiştir. Türkiye'de milli park işletmeciliğinin başlamadığı ve ziyaretçi
sayısının tam olarak belirlenemediği bir durumda, bu ziyaretçilerin ne kadarının ekoturist olduğunun
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
37
tespiti de mümkün olmamaktadır. Ayrıca bu sayılar bilinse de, ziyaretçilerin geliş amaçlarının
belirlenebilmesi için özel araştırmalar yapmak gerekmektedir. Milli parkları ziyaret eden turistlerin
birçoğu, milli parkın kullanıma açık günübirlik alanlarından piknik, eğlence vb. amaçlarla
yararlanmaktadır. Dolayısıyla milli parkı ziyaret eden turistlerin büyük çoğunluğu ekoturist değildir.
Temel motivasyonu kuş ve deniz kaplumbağalarını gözlemleme gibi ekoturizm aktiviteleri olan
turistlerin ziyaret ettiği Manyas Kuş Cenneti, Dalyan-İztuzu Kumsalı gibi alanlardaki ziyaretçileri
ekoturist olarak adlandırmak mümkündür.
Dünyada; Avusturya, İngiltere, Almanya, Kuzey Amerika ve Yeni Zelanda’da yapılan çiftlik
turizmi uygulamaları son zamanlarda ülkemizde de turizm arzı içinde yerini almaya başlamıştır. Son
yıllarda Türkiye’de ekoturizm-kırsal turizm-agroturizm, yayla turizmi, çiftlik turizmini içine alan hatta
zaman zaman birbirine karışan ama genel olarak kırsal alanlarda doğa içinde doğayı ve yerel kültürü
korumaya özen gösteren, yerel halkın kalkınmasına bir ölçüde katkı sağlayan uygulamaları bu
bölümde gözden geçirmekte yarar görülmektedir. Çünkü Bergama ve yakın çevresi kırsal alanları bu
tür etkinliklerin geliştirilmesi için uygun doğal güzelliklere, kültürel zenginliklere ve turizmi geliştirmek
isteyen yöre halkına sahiptir. Türkiye’de Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği tarafından
UNDP GEF Küçük Destek Programı (SGP) desteğiyle yürütülen 2004 yılında hayata geçirdiği, Tarım
Turizm Bilgi ve Tecrübe Takası (TaTuTa) projesi ile ülke genelindeki 34 noktada 72 çiftlik, çiftlik turizmi
hizmeti vermeye başlamıştır “Türkiye’de Ekolojik Çiftlik Ziyaretleri/Ta-Tu-Ta” projesine dahil olan tatil
çiftlikleri Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğunlaşmaktadır. Proje ekolojik tarım
yapan çiftçileri turizm faaliyetleriyle daha aktif hale getirerek maddi ve manevi anlamda desteklemeyi
amaçlamaktadır (Yılmaz, 2008). Temel olarak; iletişimi güçlendirme, ekolojik üretimle öncelikle kırsal
nüfus için, doğal döngülerle dost, sürekli bir yaşamsal kaynak oluşturma, kentte yaşayan insanların
ekolojik çiftliklerdeki yaşamı deneyimlemesi, ekolojik yaşamla ilgili sorumlulukları içselleştirmesi,
ekolojik yöntem, deneyim ve bilgi paylaşımı, doğa dostu üretim ve tüketim modellerinin
desteklenmesi vb. yatmaktadır (Yılmaz, 2008).
Fethiye Pastoral Vadi Organik Tarım ve Ekolojik Yaşam Çiftliği
Pastoral Vadi Çiftliği, Fethiye'nin Yanıklar Köyü sınırları içinde Kocabük mevkiinde yer
almaktadır. Fethiye'ye 18 km. Dalaman Havaalanına ise 40 km. uzaklıkta, Fethiye'yi Muğla'ya
bağlayan çevre yolundan Yanıklar Köyüne giden yoldan sonra 3 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Ekolojik
yaşam çiftliği konsepti ile 2006 yılında bölgede klasik turizm ürününe bir alternatif olarak, deniz-kum
ve güneş tatilini renklendirmek ve bu bölgede ekoturizmin de bir tatil konsepti olabileceği
düşüncesiyle faaliyetlerine başlamıştır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
38
Pastoral Vadi Organik Tarım ve Ekolojik Yaşam Çiftliği, organik tarım, ekolojik yaşam ve tatil
olgularının birlikte değerlendirildiği, ekolojik mimari yaklaşımıyla tasarlanmış taş, ahşap ve kerpiç
evlerde yılın 12 ayı konaklama olanağı sağlamaktadır.
Pastoral Vadi'nin konuklarına çiftlikte organik olarak üretilen ürünlerden yöresel geleneksel
yöntemlerle hazırlanan ve sağlıklı Akdeniz mutfağının özelliklerini taşıyan yemekler sunulmaktadır.
Çiftlikte yetiştirilmeyen ürünler ise, bölgede Pastoral Vadi'nin önderliğinde oluşturulan "Organik
Tarım Üreticileri Birliği" üyelerinin bahçe ve tarlalarından sağlanmaktadır. Sebze ve meyvelerin besin
değerlerinin korunarak ve doğal lezzetleriyle tüketilmesi, Pastoral Vadi'nin ekolojik yaşam
ilkelerinden birisi olarak değerlendirilmektedir.
Çiftliğe gelen konukların arzu etmeleri halinde tarımsal çalışmalara katılabilme, yerel kültür
ve el sanatları atölyesinde kilim dokuyabilme, topraktan çanak-çömlek yapabilme fırsatlarının
yanında ayrıca ahşap oyma, sepet örme, tarhana, erişte, reçel ve turşu yapmayı deneyebilme
imkânları bulunmaktadır. Çocuklu aileler içinde aynı şekilde çocuk atölyesinde, kendi topacını,
uçurtmasını, model uçağını, ekmeğini böreğini yapmak isteyen her yaş grubundaki çocuklar için
"üretim" isteğini harekete geçirecek ve onlara bilgisayar oyunlarının sanal dünyasını unutturacak
imkânlar sunulmaktadır.
Çiftliğin tüm çalışma alanları gelen konuklar için birer atölye olarak planlanıp hazırlanmıştır.
Misafirlerin özel ilgi alanlarına göre pek çok çalışma alanı ve etkinlik bulunmaktadır. Bu alan ve
etkinliklerin içerikleri kısaca aşağıda açıklanmıştır. Tarım atölyesi, tarımsal üretim atölyeleri, yerel
kültür atölyeleri, sanat atölyeleri; çevre etkinlikleri ve deniz etkinlikleri sunulmaktadır.
Antalya -Çiftlik Turizmi: Naturland
Türkiye’de tatil çiftliğine en güzel örneklerden birisi Antalya’da faaliyete geçen Naturland’tir.
Doğal ortamda yiyeceklerin bulundurulduğu, hayvanlarla iç içe sağlıklı yaşam olanakları sunması
bakımından bu turizm türünün yurdumuzda gelişeceği öngörülmektedir (www.naturland.com.tr)
Naturland projesi; Türk turizminin gerek büyüklük, gerek nitelik olarak en önemli
projelerinden birisidir. Çünkü Naturland, Türkiye’nin ilk ve tek ekolojik turizm yatırımıdır. Tasarım; bir
ekoloji parkı içine, bir tatil kulübü yerleştirmek ana ilkesine dayalıdır. Bu ana ilke gereği; su, orman,
toprak ve barınma ekolojilerine dayalı bir ekoloji parkı yapılmış, bu ekoloji parkı içine bir tatil
kulübünün yapıları ve fonksiyonları yerleştirilmiştir. “Naturland Vacatıon Club in Ecopark” böyle
doğmuştur. Bu ekolojik tasarım; topografik, klimatolojik özellikleri ve bilhassa yüksek biyolojik
çeşitliliğiyle çok özel bir eko sisteme sahip olan Antalya’nın Çamyuva Koyu’nda tesis edilmiş ve
işletmeye açılmıştır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
39
Naturland Vacatıon Club in Ecopark misafirlerine ve üyelerine yaklaşık 20 yıldır dört mevsim
ekolojik rekreasyon, konaklama, yeme-içme, eğlence ve ekolojik bilinçlenme hizmeti sunmaktadır.
Etkinlikler:
• Jeep Safari Turları: Turları Torosların el değmemiş büyüleyici manzarası tertemiz ve serin
havası eşliğinde özelliklerde mevsim yaz ise yoğun ağustos böcekleri sesleri arasında yol
alınır. Kimi zaman trekking yapılarak yürünen patikalar, bazen bir dere yatağından tıpkı bir
sürat motoru gibi geçer, bazen de 70 derece meyilli engebeler aşan 4×4 jeeplerle inanılmaz
anlar yaşanabilir.
• Doğa Yürüyüşleri: Alternatif tatil türlerinden biri olan ve son yıllarda zengin parkurlar
sayesinde hızla gelişen doğa yürüyüşü (trekking) fiziksel ve ruhsal bir dinginlik sağlar.
Outdoor sporları da denilen spor ve gezi etkinlikleri dinlenmek, eğlenmek, doğayı tanımak,
spor yapmak, macera yaşamak, yeni keşifler yapmak gibi birçok amacı birleştirir. Her yaşta
insan, çam ormanları, fundalıklar, büyüleyici koylar, portakal bahçeleri, dağ kekikleri,
adaçayları ve görkemli antik şehirler arasında doğa yürüyüşü yapma imkânına sahip
olabilmektedir.
• Yunus Gösterileri (Dolphinland): Zeki ve becerikli muhteşem yunusların gösterileri izlenebilir,
onlarla yüzülebilir ve fotoğraf çekilebilir.
• Dalış (Üç Adalar ve Paris Batığı )Turları: Kemer Yat Limanı’ndan bir buçuk kilometre kadar
açıkta kum bir zemin üzerinde, 25 metre derinlikte yatmakta olan Fransız yük gemisi, Paris
Batığı olarak bilinir. İkinci Dünya Savaşı sırasında batan gemi hakkında bugüne kadar detaylı
bir araştırma yapılmadığı için batış nedeni bilinmemekte sadece rivayetlere dayanmaktadır.
"Balta kafa" diye tabir edilen geminin 1896 yılında inşa edildiği tahmin edilmektedir. 3
güverte ve iki ambara sahiptir. Geminin baş altı ve ortada bulunan ambarının üstü ahşaptan
yapıldığından geçen süre içinde oldukça zarar görmüştür.
• Med Aquarium: Bir balinanın ağzından girip gövdesinin içinde ilerleyerek bir akvaryumla
buluşulur. 100.000 litre su hacimli Türkiye’nin ilk tuzlu su akvaryumudur. Hem havuzdan
yüzerek hem de etrafında dolaşarak izleyenebilen Med Aquarium, içine girildiğinde Akdeniz
su altı yaşamının tüm gizemini gözler önüne serer.
• Manej: Country Park’ın en önemli bölümlerinden birisi de Ranch bölümüdür. Bu bölümde at
severlerin oluşturduğu ve atlarını bıraktığı 15 box’lık bir misafir at oteli vardır. Naturland’e
gelen misafirler ve çocukları için ise burası bir at tanıma ve binicilik öğrenme merkezidir.
Atları tanıtan ve binicilik öğretenler veteriner eğitimli, tecrübeli hocalardır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
40
Rize - Yayla Turizmi Etkinlikleri
Rize zengin orman dokusu ve Ayder, Anzer, Çad, Elevit yaylaları dikkat çekmektedir. Rize’nin
güneyindeki Kaçkar Dağları ile yüksek dağların eteklerinde birbiriyle bağlantılı birçok güzel yayla
vardır. Bütün bu yaylalar yaz mevsiminde insanlarla dolup taşmaktadır. Olağanüstü güzellikteki bu
yaylaların hemen hepsinde ot biçme şenlikleri yapılmaktadır. Bu şenliklere katılmak mümkün olduğu
gibi yayla eteklerindeki yamaçlarda rehberlerle birlikte doğa yürüyüşü yapma imkânı da
bulunmaktadır.
• Kaçkar Dağları, hızlı akışlı akarsuların kaynağıdır. Bunların en önemlileri Fırtına Deresi,
Taşlıdere, İkizdere, Karadere ve İyidere’dir. Bu derelerde akarsu sporları (kano-rafting) için
gerekli debi rejim miktarı vardır. Bu akarsularımızda ulusal rafting gösterileri ve 2004 yılı
ulusal rafting şampiyonası gerçekleştirilmiştir. Akarsular dışında irili ufaklı birçok dere de
bulunmaktadır
• Ayder Yaylası, Çamlıhemşin İlçesi’nin 16 km. güneydoğusunda bulunan, 1250 m. yükseklikteki
Ayder Yaylası, birçok konaklama tesisiyle yaz sıcağından bunalanlara doğal bir serinlik sunar.
Yayla turizmi için gereken tüm altyapı gereksinimleri karşılanmış olan yayla, zengin flora ve
faunasının yanı sıra kaplıcası ile de bölgenin en çok tercih edilen tatil yerlerinden biridir.
• Pokut, Sal, Hazindağ Yaylaları: Çamlıhemşin İlçesi’nin güneyinde, Fırtına ve Hala Dereleri’nin
oluşturduğu vadiler arasında yer alan Pokut, Sal ve Hazindağ Yaylaları, orman üst sınırı
civarında, 1750-2000 m. yükseltilerde yer alırlar. Doğa yürüyüşü yapmak ve dinlenmek için
ideal bir ortam sergileyen yaylalar, zengin biyolojik çeşitliliklerinin yanı sıra emsalsiz bir sivil
mimari yapıya sahiptir. Yayla dizisinin ilki, Çamlıhemşin İlçesi’ne 15 km mesafede bulunan
saklı güzellikleriyle Pokut Yaylası’dır.
• Aşağı ve Yukarı Kavron Yaylaları: Ayder’e 10 km. mesafedeki Aşağı Kavron ve 14 km.
mesafede, 2300 m yükseklikte yer alan Yukarı Kavron Yaylaları ile Kavron Geçidi'nde Büyük
Kaçkar ve Kemerli Kaçkar'ın zihinlerden kolay silinmeyecek görüntülerin yakalamak
mümkündür. Kaçkarlar’ı tüm görkemiyle sergileyen bu coğrafyada gündoğumu izlemek de
kaçırılmayacak bir güzelliktir.
• Anzer (Ballıköy) Yaylası: Balıyla ünlü Anzer Yaylası’nın diğer bir adı da Ballıköy’dür. Rize il
merkezine 85 km. mesafede, ilin önemli yükseltilerinden olan Kırklardağı’nın eteklerinde yer
alan Anzer; Meles, Petran, Kabahor, Garzavan Yaylalarıyla çevrili konumuyla geleceğin önemli
turizm merkezlerinden biri olma yolundadır.
• İkizdere Çağırankaya Yaylası: İkizdere İlçesi’nin 25 km. doğusundadır. Yaylaya güzel manzaralı
bir toprak yolla ulaşılmaktadır. 3200 m. rakımlı Çağırankaya Yaylası, adını düz konumdaki
yaylanın çevresindeki dik yamaçlı kaya ve uçurumlarda sesin yankılanmasından almıştır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
41
• Elevit ve Palovit Yaylaları: Kaçkar Dağları’nın kuzeybatı yamacında, bir yanı tümüyle
ormanlarla kaplı, diğer yanı ise dağ yamacına dayalı gökyüzündeki vadi Palovit, Karadeniz’in
en güzel yükseltilerinden biridir.
• İkizdere Termal Kaplıcası, Andon İçmecesi, Şimşirli İçmecesi, Çayırlı Maden Suyu da turizmde
çeşitlilik yaratmaktadır.
• Bitki İnceleme: Rengarenk kır çiçekleri, dağ çayırları ile kaplı olan yaylaların çevresi genellikle
ladin türü çam ağaçları ile kaplıdır. Karadeniz kıyıları sahip olduğu yeşillikleri sadece bol
yağmuruna değil, nemli ve sisli havasına da borçludur. Ancak sahil şeridindeki şehirlerde
yüksek nem ve sisli hava yükseklere çıkıldıkça yerini pırıl pırıl bir güneşe, bol oksijenli temiz
havaya bırakır. Yaylalarda bitki örtüsü genel olarak köknar, ladin, sarıçam, sedir, kayın, meşe,
ıhlamur, karaağaç, gürgen, kızılağaç, yabani fındık gibi ağaç türleriyle kardelen, yabani açelya,
orman gülü, gökovan gibi binlerce çeşit kır çiçeği ile kaplıdır.
• Yaban Hayatı: Ormanlık alanda geyik, ceylan, bozayı, kurt, çakal, tilki gibi hayvanların yanı sıra
çayırlık, fundalık alanda huş tavuğu, ur kekliği, yalçın tepelerde ise çengel boynuzlu keçi gibi
türlere rastlamak mümkündür. Atmaca avcılığı ve yakalanan bu hayvanların eğitimi
sonrasında yapılan bıldırcın avcılığı yöre kültüründe önemli bir yer teşkil etmektedir.
• Dağ ve Doğa Yürüyüşü: Rize ve yakın çevresi flora ve faunasıyla çok zengin olan dağ ve
sıradağlara, dolayısıyla dağ-doğa yürüyüşüne elverişli önemli bir potansiyele sahiptir. Rize ve
Hopa arasında yer alan yıl boyunda gözlenebilen keskin buzulları masmavi gölleri, yeşilin her
tonuna sahip ormanları, coşkulu dereleri, binbir çeşit bitkileri ve hayvanları ile doğal bir park
görünümünde olan Kaçkar sıradağlarının en yüksek tepeleri Altıparmak (3480 m.), Kavran
(3932 m.) ve Verçenik’tir (3710 m.). Bu tepeler, dağcılık sporları (özellikle tırmanış) için çok
elverişlidir. Güney rotasından çıkışı kolay olan Kaçkarlar’ı her yıl yüzlerce dağcı ziyaret
etmektedir. Tırmanış esnasında, eğer sis yoksa Doğu Karadeniz Dağları’nın muhteşem
görüntüsü izlenebilmektedir. Kuzey rotasını ise daha çok deneyimli dağcılar tercih ederler.
Kuzeyden zirve yapmanın bir avantajı geri dönüşte Ayder Yaylası’nda kaplıcalara uğrayabilme
olanağıdır.
• Motosiklet ve Bisiklet Turları : Potansiyel bir turizm alanı olan Kaçkar Dağları, dağ bisikleti
faaliyeti ve motosiklet gezileri için de imkanlar sunar. Bireysel organizasyonlarla, yaylaların
güzellikleri, motosiklet keyfiyle birleştirilebilir. Her yıl dünyanın farklı bölgelerinden gelen
bisiklet ve motosiklet severler yayla yollarını kullanarak kendi rotalarını çizerler. Haziran-Eylül
ayları arasını kapsayan geniş bir sezonda, her mevsimin farklı güzellikleri görülebilir. Türkiye
Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu'nun "Kaçkarlarda Dağ Alanları Yönetimi (DAY)" adlı
çalışması çerçevesinde bisiklet geçiş rotalarına yönelik çalışmalar da yürütülmektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
42
• Sportif Olta Balıkçılığı: Rize’nin hemen her deresinde ve gölünde sportif olta balıkçılığı
yapmak mümkündür. Yaylardaki akarsularda ve özellikle de bu yaylalar arasına yayılmış
krater göllerinde tatlı su balığı bulunur.
• Atlı Doğa Yürüyüşleri : Rize yaylaları arasında atlı doğa yürüyüşü yapılmaktadır. Yemyeşil
doğası, temiz havası ve eşsiz manzarasıyla görenlere büyük bir seyir zevki veren yaylalar, atlı
doğa yürüyüşü için önemli bir potansiyel oluşturmaktadır (http://www.rizekultur.gov.tr).
Batı Karadeniz-Safranbolu Zümrüt Köyü Ekoturizm Projesi
Zümrüt Köyü Ekoturizm Projesi, Zümrüt Köyü’nde ekoturizmin altyapısının oluşturulması ve
alternatif gelir kaynaklarının oluşturulmasını amaçlar. Proje 2004 yılı yaz döneminde başlamış ve 2006
yılı sonunda tamamlanmıştır. Proje ile şu faaliyetler gerçekleştirilmiştir:
• Ekoturizm faaliyetleri çerçevesinde, ormancılık üretimi dışında rekreasyon faaliyetlerinden
ekonomik gelir oluşturulmuştur.
• Köyde yaşayan kadınlara eğitimler verilmiş, köyde yetişen ürünlerin hijyenik bir şekilde
hazırlanması ve değerlendirilerek ziyaretçilere sunulması konusunda köy kadınları
bilinçlendirilmiştir. Köy için ürün logosu geliştirilerek ürünlerin paketlenmesine köy
kadınlarına iş ve gelir imkânı sağlanmaya çalışılmıştır.
• Köyde kullanılmayan bir ilkokul restore edilerek ziyaretçi merkezine dönüştürülmüş.
• İki geleneksel ev pansiyona dönüştürülerek konaklama olanağı yaratılmıştır.
• Köyde yerel doğa kılavuzluğu sistemi geliştirilmiştir. Bu amaçla, yaklaşık 10 kişi eğitimden
geçirilerek köye gelen ziyaretçilerin yöreyi güven içinde gezmeleri sağlanmıştır.
• Doğa yürüyüşleri yapmak, ata binmek ve bisikletle dolaşmak gibi faklı aktivitelere altyapı
oluşturulmuştur.
• Ziyaretçilere farklı rekreasyon aktiviteleri sunmak amacıyla, 10 adet at atlı gezintiler için
hazırlanmıştır.
• Küre Dağları Milli Parkı’nın karstik yapısının bir sonucu olan kanyon ve mağaralar
ziyaretçilerin ilgi odağıdır. Bu alanlara yapılan ziyaretler önemli bir rekreasyon aktivitesi
olarak değerlendirilmektedir.
1.7. İZMİR’DE EKOTURİZM VE UYGULAMALARI
İzmir’in doğal bir limana sahip olması, ılıman iklimi, verimli ovaları ve yer şekillerinin kentin
çevresiyle kolayca bağlantı kurmasına olanak vermesi, İzmir'i çok eski tarihlerden beri önemli bir
yerleşim merkezi yapmış, farklı uluslardan ve kültürlerden gelen insanlar mekansal, sosyal ve kültürel
yapıya damgasını vurmuşlardır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
43
İzmir doğal-kültürel ve tarihi miras ve beraberinde getirdiği geleneksel yaşam biçimlerinin
bölgeden bölgeye farklılık gösterdiği ülkemizde “yeni turist tipinin” aradığı ve yaşamayı istediği
deneyimler sunabilecek potansiyel vardır. İzmir arz olanakları açısından yeterli, zengin ve çeşitlilik
sunan kent turizmi potansiyeline sahiptir. Kentimiz; doğal, tarihi, kültürel ve sanatsal yönden sahip
olduğu zenginlikleri, ulusal kongre ve fuar etkinlikleri için elverişli konum ve olanakları, geleneksel
eğlence, festival ve gastronomi yönünden zenginlikleri, sağlık ve spor turizmi dallarında potansiyeli
olan ve turist güvenliğinin sağlandığı bir ildir.
İzmir ilinde turizm, birbirinden çok farklı çekiciliklere sahip kıyılar ve iç kısımlar olmak üzere
geniş alanlarda gelişme göstermiştir. İzmir kent merkezi ve yakın çevresinin tarih ve kültür varlıkları,
turizm için çok önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Çünkü bu kaynak hem binlerce yıl öncesine
inmekte hem de kültür çeşitliliği açısından bir zenginlik oluşturmaktadır.
İzmir’de turizmin coğrafi dağılışına bakıldığında; şüphesiz kıyıların daha yoğun kullanıldığı ve
ilin en önemli turistik merkezlerinin buralarda bulunduğu görülür. Sözgelimi Dikili, Çandarlı, Foça,
Urla, Çeşmealtı, Mordoğan, Karaburun, Ildırı, Çeşme, Alaçatı, Seferihisar, Özdere, Gümüldür hepsi
kıyılarda konumlanmıştır.
Bunun yanısıra İzmir, Ege kıyılarında deniz seviyesinden Bozdağ’ların 2159 m’lik zirvesine
kadar çeşitli yükseltilerde son derece çekici kırsal ve kültürel coğrafi görünümlere sahiptir. İzmir;
kıyıları ve denizi, dağları, yaylaları, termal suları, kızılçam ve makilerden oluşan ormanları, Ege’ye özgü
tarımsal ürünleri ve yumuşak iklimi ile doğaya uyumlu turizm türlerini ve rekreasyonel aktiviteleri
uygulamak için eşsiz ortamlar sunar. Bugüne kadar Ege Denizi kenarındaki turistik ilçeleri ile Efes,
Meryem Ana Evi ve Bergama gibi tarihsel-kültürel değerleriyle tanınan ancak, kıyı gerisindeki yerel
kültürel zenginlikleri arka planda kalan İzmir, sahip olduğu zengin turistik potansiyelin henüz bir
bölümünü kullanmakta, çok değişik mekânlar değerlendirilme fırsatını beklemektedir.
İzmir ilinde ekoturizm, Türkiye geneli ile benzer özellikler taşımaktadır. Bilinçli ekoturizm
uygulamaları yapıldığı gibi, bazı rekreasyonel ve kırsal turizm ya da agroturizm amaçlı etkinlikler de
ekoturizm kapsamına girmektedir. Gerçek olan ekoturizmin daha çok günübirlik yapıldığı, dolayısıyla
turizmden çok rekreasyonel yönünün baskın olduğudur.
İzmir'de ekoturizm etkinlikleri, dağlar ve yaylalara çeşitli amaçlarla yapılan ziyaretler, piknik,
kırsal ortamlardaki doğa yürüyüşleri, alışveriş, yeme-içme ile sınırlıdır. Kırsal doğal çevrelerde, yol
boylarında ve köylerde giderek çoğalan hizmet üniteleri, özellikle İzmir kent insanını çekmektedir.
Ekoturizme pasif katılımcılar (yemek, alışveriş) olduğu gibi, keşfetme ve spor amaçlı aktif katılımcılar
da vardır ki bu sonuncular daha çok organize gruplar halinde katılmaktadırlar. Günübirlik açık hava
dinlenme ve eğlence istekleri orman içi dinlenme yerlerinde piknik şeklinde karşılanmaktadır. Kuş
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
44
gözlemleme, bitki inceleme, doğal yaşamı izleme gibi ekoturizm etkinlikleri için sınırlı da olsa İzmir'de
bazı noktalar bulunmaktadır. İzmir ilinde ekoturizm kapsamında öne çıkan başlıca yerler şunlardır:
• Bozdağlar, Gölcük Gölü, yaylalar, ormanlar, köyler (Ödemiş, Bayındır, Kiraz).
• Nif Dağı, ormanlar, vadiler, Alaş Kımız Çiftliği, Nazarköy (Kemalpaşa).
• Kozak Yaylası, fıstıkçamı ormanları ve köyler (Bergama, Dikili).
• Küçük Menderes Deltası Sulak Alanı, Çatal ve Gebekirse Gölleri, Belevi Gölü (Selçuk).
• Güzelhisar çayı ve Aliağa Kuş Cenneti (Aliağa).
• Karaburun Yarımadası, yerel ürünleri (enginar, hurma zeytini, nergis çiçeği vd.), köyler ve
korunmuş kırsal doku.
• Güme Dağı, Cambazlı Köyü, Kaplan Köyü, Toptepe, yerel yemekler (Tire).
• İzmir kent merkezi ve yakın çevresindeki alanlar: Kültürpark, İnciraltı Gençlik Merkezi,
Balçova Teleferik, Buca-Gölet, Yedigölller ve. Kaynaklar, Doğal Yaşam Parkı, İzmir Kuş Cenneti
(Türkiye'nin önemli kuş alanlarından biridir, İzmir körfezi kuzey kıyılarında ve Gediz Deltası
kenarında, Menemen - Çiğli ilçelerinde yer almaktadır, tuzcul ve tatlı su bataklıklarından
oluşan geniş bir kıyısal sulak alandır, çok sayıda kuş türünün barınma yeridir.), Yamanlar-
Karagöl (İzmir kent merkezinden yaklaşık 40 km. uzaklıkta, denizden 800 m. yükseklikteki
Karagöl, kızılçam ve karaçam ormanları arasındadır, çevresinde günübirlik piknik ve çadırlı
kamping alanları düzenlenmiştir).
• İzmir ilinde çeşitli yerlerde dağılış gösteren orman içi dinlenme yerleri: Tanay, Uzunkuyu
(Çeşme), Gümüldür, Kalemlik, Klaros, Kargıcak (Menderes), Teos, Ekmeksiz (Seferihisar),
Karagöl (Karşıyaka), Pamucak (Selçuk), Çiçekli (Bornova), Çınarlı (Bergama), Güvendik (Urla),
Gölcük, Mermeroluk (Ödemiş), Karabet (Kemalpaşa), Yahşelli Çamlığı (Menemen) (T.C.
Narlıdere Kaymakamlığı, 2011).
İzmir’de Ekoturizm Örnekleri
İzmir ilinde ekoturizm ile ilgili en güncel ve detaylı araştırma Ege Turizm Derneği tarafından
yayına hazırlanan İzmir Ekoturizm Güzergahları adlı kitaptır (Timur vd., 2009). Kitapta, İzmir ilçelerinin
her birinde kırsal yolları izleyen, ovalardan dağlara tırmanan, vadi boyunca uzanan, köyleri birbirine b
ağlayan, orman-tarım alanları kenarından geçen yürüyüş yollarından toplam 160 adet parkur
belirlenmiş olup İzmir'de turizmin kıyılardan uzakta birçok yerde ekoturizm uygulamalarıyla
yapılabileceği ortaya koyulmaktadır (T.C. Narlıdere Kaymakamlığı, 2011).
Karaburun
İzmir’in kuzeybatı kıyılarında yer alan Karaburun Yarımadası’nda ekoturizm ile ilgili birçok
çalışma yapılmaktadır. Karaburun, kıyıları, faunası, florası ve köyleri ile kıyı turizminin yanı sıra
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
45
ekoturizm ve kırsal turizme olanak tanır. Florasını tipik bir Akdeniz Bitki örtüsü oluşturur ama kendine
özgü bazı farkları da saklı tutar. Örneğin; zeytinde "Hurma"yı, çiçekte "Nergiz"i, sebzede "Enginar"ı,
kendine has özellikleriyle sadece bu yarımadada bulmak mümkündür. Yüzlerce şifalı otu, onlarca çeşit
Kekik ve Adaçayını, doğanın eşsiz hediyesi yüzlerce kır çiçeğini, Karaburun Yarımadası bünyesinde
barındırmaktadır. Şifalı otlar açısından oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Yarımada'da yetiştiği bilinen
ve bugün fitoterapik değeri olan yaklaşık 47 tür şifalı ot vardır. Sütleğen, yarpız, gelincik otu, kantaron
otu, kapari, kekik, kenger, sığırotu, ada soğanı, adaçayı bu tür bitkilere örneklerdir.
Doğa yürüyüşü turları: Karaburun Yarımadasının muhteşem doğası ile içiçe, değişik
parkurlarda, her yaş grubundan insanın rahatlıkla katılabileceği trekking turları ile hem spor yapma
imkanı, hem de Karaburun’un flora, fauna ve en önemlisi insanları yakından tanıma şansı
bulunmaktadır. Halen uygulamakta olduğumuz bir haftalık yürüyüş programı “Homerus’un Ayak
İzinde” ve 14 günlük yürüyüş ve kültür programı “İonyalıların Peşinde” isimli programlar, otantik ve
programların amacına son derece uyan ortamlarda konaklayarak sürdürülecektir. Stylarius
projesinde, aktiviteler içinde sportif aktiviteler çok önemli yer tutmaktadır. Sadece Trekking ile sınırlı
kalmayan bu konuda, kanyon, kaya tırmanışları, dağ bisikleti, su sporları, su altı dalışları, balık avcılığı
gibi aktiviteler yer almaktadır.
Kültür turları: Yürüyüş programlarına ek olarak, hem Karaburun Yarımadası ve hem de
Yarımada ile ilintili yakın çevre içinde (örneğin eski İonya) yapılacak kültürel gezilerle, tanımaya
çalışılan kültürün ana kaynağından başlayarak günümüze kadar gelişimi, değişimi ya da korunanları
yerinde gözlemek şansı veren kültür programları, Yarımada’nın zengin kültürel ögelerini yerinde
görmek ve tanımak yanında, bugün artık yaşamayan veya kaybolmaya yüz tutan bazı değerleri
tanıma-kaydetme olanağı da doğmaktadır. Örneğin artık pek sık rastlanmayan bazı el sanatları
(sepetçilik, çömlekçilik, vb.) atölye çalışmaları ile konuklara tanıtılacak ve hatta bizzat uygulama
yapılarak yaşamlara yeni bir renk katma olanağı doğacaktır. Kültür programları içinde bazı çok önemli
ve özel aktiviteleri ayrı bir bölümde irdelemek belki daha doğru olur.
Foto Safariler: Araba, yürüyerek, dağ bisikleti veya at sırtında, belli bir kültürel tema
çerçevesinde yarımada ve çevresine yapılacak ve yöre kültürünü yerinde tanıma ve yaşama şansı
verecek gezilerin yer aldığı bir aktivitedir. Foto safari düzenlenmesi ve böylece belli bir tema üzerinde
gerek katılımcıların yaratıcılıkları ve gerekse doğanın cömert kaynaklarını ölümsüz kılmak
amaçlanmaktadır.
Zeytin Festivali: En parlak aktivitelerinden birisi olarak görülen bu etkinlikler, zeytinin
ağaçlardan toplanmasından, proje kapsamında yer alan geleneksel zeytin değirmenine (yağhane)
getirilip yağın elde edilmesine, elde edilen yağdan değişik yemekler yapılmasından, sabun imaline
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
46
kadar uzanan, şiir, söyleşi ve müzikle süslenmiş (elbette zeytin üstüne) bir dizi aktivitelerle, Karaburun
Yarımadası için asırlardır en önemli unsurlardan birisi olan zeytini bir festival havası içinde “yaşamak”
şeklinde tanımlanmaktadır. Artık her şeyin makinelerle yapıldığı çağımızda, İyonyalılardan beri
uygulanan ve yarımadada çok kısa bir süre önce terk edilen, at ve insan gücüne dayanan geleneksel
yöntemin yaşatılması amaçlanmaktadır.
Atölye çalışmaları kapsamında, resim, seramik, el becerileri gibi uğraşılar dışında, kültürün
değişmez ve vazgeçilmez unsurlarından olan bazı el sanatlarının yaşatılması söz konusudur.
Karaburun’a özgü sepetçilik, dokumacılık, çömlekçilik gibi, bugün neredeyse kaybolan değerlerin bu
sayede yaşam bulması ve ileri nesillere aktarılması mümkün olacaktır.
Agroturizm-tarım turizmi: Ekolojik ürünlerle beslenme ya da ekolojik değerlere sahip çıkma
yanında, konukların ya da aktiviteye katılanların bizzat bu ürünlerin üretim, hasat veya
ambalajlanmasında aktif rol almaları burada esas olacaktır. Yaklaşık 5000 m²’lik tarım alanı içinde,
yarımadanın tüm endemik bitkileri, şifalı otları ve ürünlerini örnekleyerek oluşturacağı ortamda, ilgi
duyan konukların bu tarz çalışmalara katılımına olanak sağlayacaktır.
Kemalpaşa
Kemalpaşa, İzmir'e yakınlığı ile çok kolay ulaşılabilen, dağları ve ormanları ile yemyeşil
ortamlarda ekoturizme kucak açan, köylerde geliştirilecek pansiyonculuk ile kırsal turizmde gelecek
vaat eden, İzmir kıyılarına alternatif, ona en güçlü rakip yörelerden biridir.
Manisa il sınırları içindeki Spil Dağı'nın devamı niteliğindeki Nif Dağı, 1446 m.'lik zirvesiyle,
çam ormanları ve orman köyleriyle Kemalpaşa Ovası'nı güneyden ve batıdan sınırlandırmaktadır.
Nif Dağı'nı Karabel Geçidi üzerinden aşan Kemalpaşa-Torbalı karayolu, dağ yürüyüşleri için iyi
bir başlangıç noktasıdır. Yol kenarındaki Karabel Orman İçi Dinlenme Yeri'nde mola verip, piknik
yapabilir, bu çevreden aşağıda uçsuz bucaksız görülen ovaları, sıra sıra köyleri, çam, zeytin ve kiraz
ağaçları ve üzüm bağlarının eşsiz uyumu ekoturizm ve kırsal turizm için potansiyeldir.
Kemalpaşa'da bir başka gezi güzergahı olan eski Kemalpaşa-Turgutlu yolu; üzüm bağları,
şeftali ve kiraz ağaçları arasından uzanan bu yol kenarında en iyi noktalarından biri Yiğitler köyüdür.
Yiğitler Orman İçi Dinlenme Yeri, deresiyle ve ulu çınarlarıyla, Yukarı Kızılca, Ovacık, Yenikurudere gibi
köyler, orman eteklerinde, yürüyüş ve piknik için sayısız olanaklar yaratmakta, bu konuda en fazla
tercih edilen yerlerden biri de Mahmut Dağı olmaktadır.
Kemalpaşa ilçe merkezinden 25 km. kuzeydeki Spil Dağı Milli Parkı'na (Manisa), İzmir-Ankara
karayolu üzerindeki Sütçüler köyünden ayrılan bir yolla, Beşpınar köyünden geçilerek de varılabilir.
Beşpınar, Kemalpaşa'nın en yüksekte (yaklaşık 1000 m.) yer alan köyüdür. Çam ormanları ve kiraz
ağaçlarıyla çevrili köyün milli parka uzaklığı yalnızca 4 km.’dir. Kemalpaşa'nın diğer köyleri gibi buraya
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
47
da İzmirliler tarafından kırsal ikinci konutlar yapılmaya başlanmıştır. Milli park, ilginç karstik
oluşumları, 20 den fazla endemik bitki türü ve mitolojik yönüyle (dağ adını bereket tanrıçası
Kybele'den almıştır) İzmirlilerin yakından tanıdığı bir rekreasyon alanıdır. At alanı mevkiinde 25
bungalov, konaklama olanağı vermektedir.
Alaş Kımız Çiftliği: İzmir'e 29 km. uzaklıktaki Alaş Kımız Üretme Çiftliği'nde geleneksel Orta
Asya Türk Mutfağı ve içkisiyle (Kımız) gelenlere hizmet verilmektedir. Türk Çadırı özelliğini taşıyan
(Otağ) bir merkezde konuklara Türk Müziği eşliğinde servis yapılmaktadır. Ayrıca sessiz vadide at
binip, çevreyi gezebilirsiniz. Çiftlik, İzmir'e yakınlığı nedeniyle turistlerin günübirlik uğrayıp farklı bir
gün geçirdikleri yer arasındadır.
Tire
Tire, İlkçağdan Türk dönemine değin Teira adıyla anılan Tire ilçesi, Hitit, Frigya, Lidya, Pers,
Helen, Roma ve Bizans dönemlerine ait zengin bir kültür mirasına sahiptir. İlçede 15. yy’dan 18. yy’a
kadar kullanılan darphanede mangır (bakır) ve akçe (gümüş) adı verilen paralar kesilmiştir. Özellikle,
nakışlı mangırları, Osmanlı Dönemi bakır paraları arasında bir “değer” olarak kabul edilmektedir.
Toptepe: Tire ilçesini ve çevresini ayaklar altında seyredebileceğimiz Toptepe mevkiinde bir
restoran yer almaktadır. Cambazlı Köyü; Tire'ye 5 km. uzaklıktaki Cambazlı köyü, son derece güzel bir
doğal ortamda bulunmaktadır. Köy içerisinde çevreye hakim bir tepede yer alan restoran, günübirlik
ziyaretçilere hizmet vermektedir. Kaplanköy; Tire'ye 6 km uzaklıktaki Kaplanköy, türbeleri, eşsiz
doğası, suları, piknik alanı, kestane, çınar ve defne ağaçları ile ayrı bir çekicilik taşır. Piknik alanında ve
köy içerisinde bulunan iki restoranda yöresel et ve ot yemeklerini tadabilirsiniz.
Ödemiş
Ödemiş, kış sporları turizmi, yayla turizmi, ekoturizm, kırsal turizm, yeşil turizm, gibi doğrudan
doğaya dayalı turizm türleri için bir cennet sayılabilir. Bozdağlar yerel tarımsal ürünleriyle de ünlüdür.
Sözgelimi ünlü yayla patatesi, elma, ceviz, vişne ve kestane bunlar arasındadır. Zengin bitki türleri
içinde kızılçam, karaçam, ıhlamur, kestane, çınar, zakkum, kavak, hayıt, söğüt, ılgın gibi ağaçların yanı
sıra, kantaron, kekik, adaçayı, gibi şifalı otlar bakımından Bozdağlar, eşsiz güzellikleri barındırmakta
turizmi desteklemektedir. İlçe sınırları içerisinde yer alan Birgi Kentsel sit alanının mimari yapısı iç ve
dış turizmin gelişmesine uygun kültürel potansiyele sahiptir. Ayrıca kış ve yayla turizminin
yapılabildiği Bozdağ beldesi de halen iç turizm açısından önem arz etmektedir. Buradaki kayak
merkezinde 4 ay boyunca kış sporlarını yapmak mümkündür. Gölcük Yaylasında yer alan Gölcük Gölü,
rekreasyonel zenginliği arttıran doğal güzelliklerden birisidir. Bu çevredeki yayla evleri, bu doğal
güzellikleri daha da zenginleştirmektedir.
Doğa Anıtları: Gölcük Anadolu Kestanesi Doğa Anıtı.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
48
Ödemiş ilçesi, Gölcük yaylasında yer alan, 600 yaşında, 20 m. boyunda, 3 m. çapında ve 10 m.
çevre genişliğine sahip olan Anadolu Kestanesi (Castanea Sativa), anıt ağaç özelliği gösterdiği için
27.09.1994 tarihinde tescil edilmiş ve 2500 metrekarelik bir alanda korumaya alınmıştır. Anıt Ağaç,
Gölcük Orman İçi Dinlenme Yeri’nin güneydoğusunda yer almaktadır. İzmir-Ovacık Köyü Anadolu
Kestanesi Ödemiş ilçesinde yer alan, 500 yaşında, 18 m. boyunda, 2.78 m. çapında ve 8.73 çevre
genişliğine sahip kestane ağacı özelliği gösterdiği için 21.02.1995 tarihinde tescil edilmiştir.
İlçenin geleneksel dokusunu yansıtan binaları ve sokakları da vardır. Mum Dağı eteklerinde
kurulmuş Bademli kasabası dar taşlı sokakları, süslü, cumbalı evleri, kiraz ve kestane ağaçları ile dikkat
çekecek güzelliklere sahiptir.
Yayla turizmi: Bozdağ ve Gölcük yaylalarının bulunduğu Bozdağlar kütlesi, Ege bölgesinin Ege
bölümünde yer alan ve ortalama yükseltisi 1000-1200 m olan bir platodur. Bozdağ Yaylası, Bozdağlar
platosunun orta kesiminde, su bölümü çizgisini kuzeyinde kalmaktadır. Tabanında Kömürcü
Deresi’nin aktığı, genişliği yaklaşık 600-800 m. uzunluğu 4-5 km’ye varan bu oluk şekilli alüvyal vadi,
ortalama 1100 m. yükseltidedir (Soykan, 1994).
Bozdağlarda çok sayıdaki yayla arasından en tanınmış olanları, birbirine yakın konumdaki
Bozdağ, Elmabağı ve Gölcük yaylaları olup, bunlar oluk şekilli birer alüvyal vadi tabanıdır ve
buralardaki köyler, tarım alanları ve doğal bitki örtüsü birbiriyle bütünleşerek peyzajı son derece
güzel ve unutulmaz kılmaktadır. Gölcük yaylasındaki Gölcük gölü, rekreasyonel zenginliği arttıran en
önemli kaynaklardan biridir. Göl kenarındaki lokantalar, oteller, pansiyonlar, yayla evleri, yaz-kış
çevreyi canlı kılmaktadır. Mermeroluk, Çınarlık ve Kırkçeşme gibi piknik alanları, göl dışında
rekreasyon amaçlı günübirlik kullanılacak diğer alanlardan bazılarıdır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
49
Bölüm II BERGAMA ve TURİZM
Dünyada kıyı turizmi, tarihsel-kültürel önemi olan yerleri ziyaretle başlayan turizm
hareketleri, günümüzde oldukça çeşitlenmiştir. Gelişen ve değişen dünya koşulları, artan iletişim ve
ulaşım olanakları, insanların ilgi ve meraklarını artırmış, yeni turizm türlerinin doğmasına ve
çoğalmasına zemin hazırlamıştır. Kıyı ve kültür turizmine ek olarak birçok turizm türü ortaya çıkmıştır:
Gençlik turizmi, üçüncü yaş turizmi, kırsal turizm, kongre turizmi, ekoturizm, termal turizm, inanç
turizmi, sosyal turizm, yayla turizmi, kış sporları turizmi yat turizmi son yıllarda önem kazanan turizm
türlerinden bazılarıdır.
Bergama Helenistik döneme uzanan tarihsel geçmişi ve arkeolojik değerlerinin yanı sıra
bulunduğu coğrafyadan kaynaklanan doğal güzelliklere sahiptir. Madra ve Yunt Dağı ile çevrili verimli
tarım topraklarının bulunduğu Bakırçay Havzası içinde yer alan Bergama’nın deniz-güneş-kum turizmi
ile ön plana çıkmış Ayvalık ve Dikili gibi turizm merkezlerine yakınlığını farklı turizm türlerinin
entegrasyonu açısından bir avantaj olarak değerlendirmek ve çalışmayı bunun üzerine kurgulamak
mümkündür. İlçenin, coğrafi konum açısından, birinci derece karayollarına, deniz ve demiryollarına
yakınlığı diğer yerleşmelere olan erişilebilirliğini artırmakta, turizm için gerekli ulaşım altyapısını
sağlamaktadır. Yabancı ziyaretçilerin ülkemize giriş yaptığı en önemli kapılardan biri olan İzmir Adnan
Menderes Havalimanı ve Dikili Limanına yakın olması, bunun yanısıra Ayvalık ve Dikili’nin yerli
ziyaretçilerin Ege kıyılarındaki önemli uğrak ve konaklama merkezlerinden olması bölgeye ziyaretçi
çekmekte kolaylaştırıcı rol oynamaktadır.
Bilindiği gibi turistik çekicilikler doğal çekicilikler, kültürel çekicilikler ve hizmet çekicilikleri
şeklinde sınıflandırılmaktadır. Turistik çekiciliklerde nasıl bir sınıflandırma yapılırsa yapılsın doğal ve
kültürel çevre unsurları mutlaka dikkate alınmakta ve incelenmektedir. İklim, manzara güzellikleri,
spor olanakları (dağcılık, kayak, tenis, su sporları), plajlar, şifalı sular, antik şehirler, dini yerler,
kültürel etkinlikler (festival, panayır, fuar, özel gün kutlamaları vb.), ekonomik yapılar (limanlar,
barajlar, ilginç işyerleri), ulaşım merkezleri ve çeşitli eğlence olanakları çekiciliklerin
sınıflandırılmasında göz önüne alınmaktadır. Bu bölümde Bergama’nın turistik çekicilikleri
sınıflandırılarak gelişme potansiyeline sahip turizm türleri üzerinde durulacak ekoturizme dikkat
çekilecektir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
50
2.1. BERGAMA’NIN COĞRAFİ ÇEVRE ÖZELLİKLERİ VE TURİZM
Bir yerin sahip olduğu hidrografya, bitki örtüsü, iklim, topografya gibi doğal çevre özellikleri
bu bölgenin doğal çekiciliklerini oluşturmaktadır. Bergama’daki doğal çekicilikler çeşitlilik gösterdiği
için, buradaki turizm etkinlikleri üzerinde önemli bir etken olarak görülmektedir. Özellikle dağlık
alanlar kış sporları, dağcılık, trekking, teleferik, doğal parklar, seyir terasları, kayak merkezleri, çim
kayağı alanları, doğa fotoğrafçılığı, gibi etkinliklerin ve yeni eğlence alanlarının gelişmesi için avantaj
oluşturmaktadır.
Bergama coğrafi konum ve ulaşım özellikleri açısından avantajlı bir konumdadır (Şekil 2).
İzmir’in kuzeyinde yer alan Bergama ilçesi, doğal sınır olarak Bergama ilçesinin kuzeyinde 1338 m.
yükseltiye sahip Madra Dağları, kuzeybatıda l05l m. yükselti ile Geyikli Dağı ve çeşitli ören yerlerinin
yanı sıra, doğal özellikleri ile de dikkat çeken Kozak Yaylası, güneybatıda Yaylacık Dağı (1144 m.) ile
çevrilir. Kentin batı sınırı Kalarga tepesi ile sınırlanırken, doğuda ise Yunt ve Soma Dağları yer
almaktadır.
Bergama, Edremit Ovası ile Bakırçay Vadisi arasındaki granitik Madra-Kozak kütlesini,
çevresini, neojen gölcükleri, lav ve tüflerle kuşatılmış olan ve Kuzey Ege Alt Bölgesini oluşturan geniş
bir coğrafi birim üzerinde yer almaktadır (Emekli, 2001).
Şekil-2: Bergama İlçesinin Coğrafi Konumu (Kaynak: Sönmez, 2008)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
51
Turizmin çekiciliklerinde topografik özelliklerin önemi vurgulandığında; Bergama’nın ve yakın
çevresinin sahip olduğu özel yapıların ön plana çıktığı görülmektedir. Çünkü yöredeki değişik ve
kendine has yapı burada çok farklı turizm faaliyetlerinin yapılabilmesine olanak sağlamaktadır.
Bergama ve yakın çevresinde özellikle Kozak ve Madra kütlesi ön plana çıkmaktadır. Dağcılık için
uygun koşullara sahip olan Madra Dağında ve Kozak Yaylası’nda trekking için uygun parkurlar
bulunmaktadır (İzmir Ticaret Odası, 2007). Bunların yanı sıra ulaşım, doğal güzellikler, yerleşmelerin
varlığı gibi etmenler de buradaki potansiyelin temelini oluşturmaktadır.
Bergama’nın ilk kuruluş yeri olarak bilinen ve günümüzde bunun izlerini hala taşıyan Akropol
tepesi de (330 m) turizm açısından önemli bir yapı olarak belirtilmelidir. Kente hakim bir görüş
alanının olması, Bakırçay’ın izlenebilmesi, doğal güzellikler kadar sosyal ve kültürel özelliklerinde
izlenebilmesi bu alanı daha da özel kılmaktadır.
Böylelikle Bergama ve yakın çevresinin jeomorfolojik yapısı bu bölgenin değerine değer
katmakta ve geleceğe korunarak aktarılması gereken bir alan olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Bölgede jeomorfolojik özelliklerin yanı sıra buradaki bazı jeolojik unsurlar da turizm üzerinde etkili
olmaktadır. Bir ülkenin sahip olduğu eski ve yeni maden alanları sadece orada çıkarılan maden ve
minerallerin ekonomik değeri ile kullanılmaz, ayrıca bu alanlardan jeolojik, arkeolojik, tarihsel,
kültürel ve doğal güzellikler gibi özelliklerle farklı açılardan turizmde kullanılabilecek ekonomik
değere dönüştürülebilir (http://www.miningweekly.co.za). Maden alanları turizm etkinlikleri için yeni
çekim alanları oluşturabilmektedir. Özellikle son yıllarda turizm sektöründeki yeni eğilimler
doğrultusunda birçok ülkede jeoparklar oluşturulmakta, eski maden yataklarına çeşitli turlar
düzenlenmekte, turistler tesislerin işleyişini izlemektedirler. Madenlerin turizm üzerinde bu gibi
olumlu etkileri olabildiği gibi, tam tersi etkileri de mevcuttur. Araştırma sahamızda yer alan Ovacık
altın madeninde de benzer bir etki söz konusudur. Bergama’da üretim yapacak olan altın madenin
tercih edilmesiyle elde edilecek avantajların turizm, tarım, hayvancılık vb. gibi alternatiflerin
getireceği uzun süreli ekonomik ve sosyal avantajlardan daha fazla olduğu tartışma yaratmaktadır
(Emekli, 2001).
Bergama ve çevresinin morfolojik özellikleri, turizm açısından değerlendirildiğinde Madra ve
Kozak kütlesi 1338 m. yükseltisi ile çevrede heybetli bir görünüm sunar ve doğal çekiciliklerin temelini
oluşturur. Bu dağın ulaşılabilirliğinin kolay olması, özellikle Kozak çevresinde yaylacılık faaliyetlerinin
gelişmesi, kırsal yerleşmelerin varlığı ve bu yerleşmelere oldukça düzgün asfalt yollarla ulaşılabilmesi
bu yörenin doğal çekiciliğini tamamlamaktadır.
Bitki örtüsü ve orman varlığı bakımından da zengin olan bu dağlık alandan başka Bergama'nın
güneyinde uzanan Yunt Dağı da benzer özelliklere sahiptir. Bu dağlık birimler heybetli görünümüyle
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
52
panoramik görsel zenginlik sunmaktadır. Kozak'ın bir köyü olan Aşağıbey köyünde, fıstık çamları ile
kaplı Gölgeli Kıpır Tepesinden çevreye bakıldığında baştan başa fıstık çamları ile kaplı yemyeşil bir
vadi ayaklar altına serilir. Görüntü, çamlardan oluşmuş yeşil bir deniz imajı yaratır. Bu eşsiz manzara
güzelliğinin yanı sıra çam kokulu, bol oksijenli temiz hava ve kaynak suları doğal çekiciliğin diğer
unsurlarıdır. Daha sonra sözü edileceği gibi bu ortam piknik, yürüyüş, koşu, bisiklet gezileri ve kamp
kurmak için oldukça elverişlidir. Ayrıca, avcılık faaliyetleri için Madra-Kozak kütlesi bir potansiyele
sahiptir ve yöre halkı amatörce avcılık yapmaktadır.
Bergama çevresindeki bu doğal zenginlikler, yalnızca yöre halkı tarafından bilinmekte ve
turistik açıdan değerlendirilmemektedir. Hafta sonları ve tatillerde çevre halkı bu yerlere pikniğe
gelmektedir.
Bergama kent içinden virajlı bir yolla, ancak kolay ulaşılabilen 4 km. uzaklıktaki Akropol tepesi
(330 m.) Bergama kentinin ilk kuruluş yeri olarak bilinmektedir. Bu tepe üzerinden de panoramik
olarak Bergama kentinin yayılış alanı, peyzajın görsel güzellikleri rahatlıkla izlenmekte, kentin tarihsel,
kültürel değerleri olan Asklepion, Kızılavlu ve camiler de seçilmektedir. Akropol tepesine varmadan
200 m. önce, bir başka seyir noktası daha vardır. Buradan Bakırçay'ın büklümler çizerek akması
oldukça güzel bir görünüm sunmaktadır. Akropol Tepesi hem tarihsel hem de doğal güzelliği açısından
oldukça zengindir.
Kısacası Bergama kenti yakın çevresinin topografik yapısında dağ tepe, nehir gibi birimlerin
yan yana bulunması, tek düze bir doğal yapı yerine, çekiciliği olan bir ortam yaratmaktadır.
İklim özellikleri buradaki turizm faaliyetlerinin ortaya çıkmasında rol oynadığı gibi
gerçekleştirilen turizm türünü, etkinliklerini ve süresini de etkilemektedir. İklimin temel
elemanlarından olan sıcaklık, yağış, nem, rüzgar, güneşlenme süresi gibi unsurlar turizm faaliyetlerini
doğrudan etkilemekte ve bu faaliyetleri şekillendirmektedir.
Bakırçay havzasındaki yerleşmelerden birisi olan Bergama, yükseltisi fazla olmayan ve yıl
içinde çeşitli hava kütlelerinin etkisinde kalan bir alan olarak göze çarpmaktadır (Ölgen, 2002).
Yükselti ve orografik şartlar Ege Denizinden gelen ılıman etkilerin iç kısımlara kadar sokulmasına
imkan sağlar. Bergama’da yer alan meteoroloji istasyonunun verilerinden elde edilen sonuçlara göre
yıllık ortalama sıcaklık 16oC’dir. Mevsimlere göre dağılımında da kış mevsimi sıcaklık ortalaması 7.5oC,
ilkbahar ortalaması 14.3oC, yaz ortalaması 25.2oC ve sonbahar ortalama sıcaklığı da 17oC’dir (Koçman,
1993).
Araştırma alanındaki sıcaklık değerleri Nisan ayı itibari ile yükselmekte, Temmuz ayında
maksimum değerlere ulaşmakta, Ağustos ayından itibaren azalma eğilimine girmektedir. Minimum
sıcaklık değerleri ise Ocak ayında hissedilmektedir. Bölgedeki sıcaklık özelliklerinin yıllık gidişatı ve
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
53
aylık ortalama sıcaklıkları Ege bölgesinde hüküm süren Akdeniz Termik rejim tipinin burada da etkili
olduğunu göstermektedir (Emekli, 2001). Bu nedenle de Bergama ve çevresindeki alanlarda görülen
iklim özelliklerinin buradaki turizm faaliyetlerini olumlu bir şekilde etkilediği söylenebilir.
İklim elemanlarından bir diğeri olan rüzgar da buradaki turizm faaliyetleri üzerinde etkili
olmaktadır. Çünkü rüzgarlar sadece hızı, yönü ve frekansı olarak göze çarpmaz, aynı zamanda coğrafi
çevre koşullarının farklılaşmasına bağlı olarak sıcaklık, nem, buharlaşma gibi ikilimin diğer unsurlarını
da etkilemektedir. Böylelikle önemi günlük hayat ve turizm için artmaktadır.
Araştırma sahasını ifade eden rasatlardan rüzgarın daha çok KD ve GB yönlerinden estiği ve
yaz aylarında serinletici bir etki yaptığı söylenebilir. Rüzgarın hızı 3.6 m/sn ile 4.5 m/sn arasında
değişmektedir. Bu durum da Bergama ve çevresinde hafif rüzgarların egemen olduğunu ve turizm
etkinliklerine olumsuz bir etki yapmadığının bir göstergesidir (Emekli, 2001). Özellikle Bergama ve
yakın çevresinde gerçekleştirilen yayla turizmi ve ekoturizm aktiviteleri üzerinde oldukça önemli etkisi
vardır.
Yağış özellikleri de önemli olan bir diğer unsurdur. Turizm türünü belirlediği gibi turistik
faaliyetlerin süresi ve dönemi üzerinde de etkili olmaktadır. Bergama’yı ele aldığımızda, burada genel
olarak Akdeniz ikliminin hakim olduğu ve yıllık yağış miktarının da ortalama 650 mm civarında olduğu
görülmektedir. Ancak genel atmosfer dolaşımında görülen değişmelere bağlı olarak bazı yıllarda yağış
toplamı değişkenlikler gösterebilmektedir (Ölgen, 2002). Yıllar içindeki bu değişiklik, mevsimlerde ve
aylar içinde de gözükebilmektedir. Bergama’daki yağış değerlerine baktığımızda yağışın kış
mevsiminde toplandığı (%51) yaz aylarında ise yok denilecek kadar az olduğu ortaya çıkmaktadır
(Emekli, 2001).
Bir bölgedeki hidrografik özellikler sadece doğal yaşamı etkilemez bunun yanı sıra sosyal
hayatı da doğrudan etkilemektedir. Turizm etkinlikleri yine aynı şekilde hidrografik özelliklerden
etkilenmektedir. Özellikle insanlara dinlenme ve eğlenme olanağı sunması bakımından hidrografik
özellikler turizmde oldukça önemli bir unsurdur.
Her ne kadar turizm denilince akla ilk olarak deniz kıyı turizmi gelse de, göller, nehirler,
barajlar, yeraltı suları ve benzerleri de oldukça önemlidir hatta son yıllarda bu coğrafi unsurlar
kıyılardan daha ön plana çıkmaya başlamış, yeni eğilimlerle birlikte turizmde yeni olguların ortaya
çıkmasında rol oynamıştır.
Bergama ilçesinin denize kıyısının olmamasına rağmen, farklı su kaynakları ile oldukça zengin
bir yapıya sahiptir. Özellikle sahip olduğu yer altı su kaynakları eski çağlardan beri önemini yitirmemiş
ve çeşitli amaçlarla kullanılmaya devam etmektedir. İlçe sınırları dahilindeki yeraltı suyu emniyetli
rezervi 38 hm3’tür. Bu suyun tamamına yakın kısmı açılan kuyularla çekilmektedir. İlçe sınırları içinde
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
54
yeraltı suyu genel olarak ovalık kısımlarda veya dere vadilerindeki alüvyonlarda bulunmaktadır.
Bakırçay yönüne gidildikçe yüzeye yaklaşır. Ovada 3-5 m.’de Salhane civarında 10 m’de, ilçenin alt
kenarlarında, 24-27 m. arasında artezyen sularına rastlanır. (Bergama İlçesi Çed Raporu, 2004).
Yurdumuzun birçok bölgesinde olduğu gibi sıcak ve soğuk maden suları ile termal olanakları
bakımından zengin kaynaklara sahip alanlarda sağlık turizmine yönelim söz konudur. İzmir ve
çevresinde yer alan birçok kaplıca ve ılıca da aynı amaçla kullanılmakta ve var olan potansiyel en iyi
şekilde turizme kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bölgedeki sıcak su kaynakları kadar akarsu ve kolları
da önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bergama’nın da içinde bulunduğu Kuzey Ege
içerisinde en önemli akarsu Bakırçay’dır. Kocadağ eteklerinden doğan Gelenbe Deresi’nin Karakurt
Boğazı’ndan geçerek Kırkağaç Ovası’na girmesiyle birlikte Bakırçay adını alan Bakırçay Nehri’nin
uzunluğu 120 km.’dir. Madra ve Yunt Dağı’ndan çıkan irili ufaklı pek çok kolla beslenen Bakırçay’ın
belli kaynakları akış yönüne doğru Gelenbe Çayı, Aksu, Yağçıllı, Menteşe, Ilıca, Karadere, Kırkgeçit,
Gümüş, Kestel, Bergama, Sınır, Boğazasar ve Sarıazmak Dereleri’dir. En önemli kolu olan Yağcılar Çayı
ile Kınık’da birleşen Bakırçay, Bergama yakınlarından geçerek Çandarlı’dan Ege Denizine dökülür.
İlkçağda Bakırçay’ın Bergama yakınlarında denize döküldüğü tahmin edilmekle beraber oluşan
alüvyonlar sonucu zamanla nehir yatağının dolmasıyla birlikte Dikili yakınından Ege’ye ulaştığı
saptanmıştır (Gündoğdu ve Turhan, 2004).
Yörede zengin su kaynaklarının varlığı burada çeşitli amaçlara yönelik barajların kurulmasına
yol açmıştır. Her ne kadar buradaki barajlar sulama amaçlı inşa edilmiş olsalar da, peyzaj öğeleri
bakımından zengin kaynaklara sahip olup bisiklet, yürüyüş, olta balıkçılığı vb. spor faaliyetleri
açısından potansiyel turizm alanlarına dönüştürülebilmektedirler. Yöredeki bir diğer baraj olan
Yortanlı Barajı, ekonomik değer dışında turizm açısından da avantaj sağlarken Allianoi antik kentinin
su altında kaldığı gerçeği de unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, Bergama ve yakın çevresi birbirinden farklı özelliklerdeki su kaynakları
bakımından zengindir. Bu durum ilçedeki turizm aktiviteleri üzerinde doğrudan etkili olmakla birlikte,
bu güne kadar gerekli önemin verilmeyişi, yatırımların yapılmaması ve turizm amaçlı kullanıma
gerektiği kadar açılmaması var olan potansiyelin ancak sınırlı bir bölümünün kullanılmasına neden
olmuştur. Ancak son yıllarda Bergama ilçesinde kültürel turizm ile birlikte jeotermal özellikler de
anılmaya başlanmıştır.
Turizm faaliyetlerinin gerçekleşmesinde rol oynayan doğal çekicilikler içinde yer alan bir diğer
unsur da bitki örtüsüdür. Bitki örtüsünün çeşitliliği, özellikleri, sıklığı, dağılışı gibi özelliklerin yanı sıra
görüntü açısından önemlidir. Turistlerin bitki örtüsünün özelliklerine dayanarak çeşitli faaliyetleri
gerçekleştirmelerinin yanında, yeni turizm yaklaşımlarının da doğmasına yol açmaktadır. Örneğin,
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
55
ekoturizm gibi doğaya dayalı turizm türlerinde yürüyüş güzergahlarının oluşturulması, endemik-relik
bitkileri incelemek, görmek amacıyla gezilerin düzenlenmesi gibi farklı turizm etkinliklerinin
gerçekleştirilmesinde rol oynamaktadır. Dolayısıyla bitki örtüsünün turizm faaliyetleri ile ilişkisi ve
katkısı yadsınamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bitki örtüsü açısından genel olarak Ege Bölgesinin yapısını taşıyan araştırma sahamızda da
Akdeniz iklimine paralel olarak buna uyum sağlamış maki, garig, kızılçam hakim olmakla birlikte ova
tabanlarında tarım alanları göze çarpmaktadır (Emekli, 2001).
Araştırma alanında kendine has özelliği ile Kozak yöresi ön plana çıkmaktadır. Yörenin doğal
bitki örtüsü özelliğine baktığımızda; fıstık çamı (Pinus pinea) yaygın olarak bulunmaktadır. Kuzeyde ve
güneyde kızılçamlar (Pinus brutia) yer almaktadır. 1000 m.’nin üzerinde karaçamlar (Pinus nigra)
görülmektedir. Bu ağaç topluluklarının arasında kermez meşesi (Quercus coccifera), zeytin (Olea
europea) ve saçlı meşe (Quercus cerris) gibi maki elemanları da yer almaktadır. Yöredeki fıstık çamı
topluluğu ülkemizdeki en geniş yayılış alanına sahiptir (Çetin, 2003). Bunda en önemli faktör iklim
koşulları ile yörenin granit kumlarıyla kaplı olmasıdır. Bölgenin bu özelliği turizm faaliyetleri üzerinde
de önemli bir etkinliğe sahiptir ve yöre halkına yeni bir ekonomik faaliyet alanı açmaktadır. Fıstık
çamının turizm açısından değerlendirilmesine çalışılmaktadır.
Bergama-Ovacık yöresi, fauna ve flora yönünden çok zengin olup Bern Sözleşmesi ile koruma
altına alınması gereken fauna ve flora türleri belirlenmiş ve korumaya alınan fauna ve flora
türlerinden bazıları işletme bölgesinde bulunmaktadır (http://www.jmo.org.tr).
Turizm ve benzeri çalışmalarda arazi kullanım özellikleri alansal değişim başta olmak üzere
hemen hemen her türlü gelişmeyi takip edebilmek ve sosyal, kültürel, ekonomik çalışmaları iyi bir
şekilde planlamayı sağlamak amacıyla kullanılmaktadır.
Bakırçay Ovası ve etrafında yükselen dağlar, yer yer ormanlarla kaplı olduğundan yaban
hayatının çeşitlenmesine olanak vermektedir. Aşırı avlanma ve orman tahripleri sonucu, kurt, ayı,
karaca ve alageyik gibi hayvanların tükenmesine rağmen; tilki, domuz, tavşan, porsuk, kunduz, çakal,
çulluk, bıldırcın, keklik, yabankazı gibi hayvan türleri halen mevcuttur. Yöre halkı Madra Dağı ve Kozak
çevresinde avcılık faaliyetlerinde bulunmaktadır.
Sonuç olarak, Bergama ve yakın çevresinin doğal ortam koşullarının ve ona bağlı doğal
güzelliklerinin turizm açısından bir potansiyel oluşturduğunu söyleyebiliriz. Ancak hiçbir yerde turizm,
tek bir unsura, örneğin bir doğal güzelliğe, iklime veya bitki örtüsüne bağlı olarak gelişemez gelişse de
bu turizm faaliyeti uzun ömürlü olamaz. Ülkemizdeki kıyı turizminde güneş, kum, denizin yanı sıra
doğal güzellikler bozulmamış bir doğa aranmakla birlikte, bu turistik kıyılardan (Kuşadası, Bodrum,
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
56
Marmaris, Antalya gibi) tarihi yerlere, dağlara, kırsal alanlara ziyaret; kıyı, kültür ve ekoturizm ile
bütünleşmektedir.
2.2. BERGAMA’NIN KÜLTÜREL ÇEVRE ÖZELLİKLERİ VE TURİZM
Bir yörenin turizm potansiyelinin değerlendirilmesinde doğal kaynaklar kadar önem taşıyan,
onu destekleyen diğer turizm çekiciliklerini de tarihi ve kültürel değerler oluşturmaktadır.
Ülkemizdeki kültürel değerler kapsamına; yörenin tarihini yansıtan, günümüze kadar gelmiş yapılar ve
eserler ile (cami, han, hamam, mescit, çeşme, kervansaray, yerleşme dokusu) yörede yaşamış kültür
ve medeniyetlerden bugüne ulaşmış antik şehirler (sit alanları, kale, sur, tiyatro, su kemeri, akropol,
nekropol, kilise, mabet, sarnıç vb. kalıntılar) yeraltı şehirleri, müzeler, festivaller, özel gün kutlamaları,
yöresel el sanatları, halı, kilim dokumaları, toprak, ağaç, bakır, taş mücevher işlemeleri vb
girmektedir. Yapılan araştırmalarda, kültür turizmi faaliyetlerine katılanların birçoğunun üçüncü yaş
grubu ve gelişmiş ülke insanları olduğu ortaya çıkmıştır. Son yıllarda turistik talebi yönlendiren en
önemli karakteristiğin kültürel değerler olduğunu belirtilmektedir. Bu kültürel değerler altında ise;
Prehistorik mahaller tarihsel yöreler, tarihsel mimari özellikler, müzeler, galeriler, dini ziyaret
merkezleri, sağlık merkezleri, spor etkinlikleri ve endüstri kentlerini bir araya toplamaktadır (Gunn,
1993).
Kültürel değerler ve çekicilikler turizmde çeşitliliğin yaratılmasında oldukça önemli bir
potansiyeldir. Hatta tek başına önemli bir seyahat nedeni de olabilirler. Sözgelimi ülkemizde Efes ve
Meryemana Evi'nin Hıristiyanlar tarafından ziyaret edilmesi ya da Müslümanların Mekke ve Medine’yi
haç amaçlı ziyaretleri, inanç turizmi kapsamında önemli uluslararası hareketlilik yaratmaktadır.
Bergama'nın kültürel çekiciliklerine geçmeden önce, Bergama adının kaynağı (toponomisi)
hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır.
Bergama'nın ilk adı Pergamos (Pergamon)’dur. Anadolu dillerinde bulunan asıl kök -perg- ve
-berg- ile -amo- kökü Pergamon sözcüğünü oluşturmuştur ve Anadolu kökenli olduğu açıklık
kazanmıştır. Bergama sözcüğünün ne anlama geldiği şu şekilde açıklanmaktadır:
a) Bergan: Yunanca kent demektir.
b) Perg ya da Berg, dağ anlamına da gelmektedir.
Bergama'nın Akropol tepesi üzerinde bir dağ üzerinde kurulmuş olması bu tezi
doğrulamaktadır. Bergama adının nereden doğduğuna ilişkin çeşitli mitolojik söylentiler de vardır.
Kısaca özetleyecek olursak;
Pergamos, Bergama kentinin kurucusu sayılan kahramanın adıdır. Yunanistan'dan Anadolu'ya
kaçan Pergamos bulunduğu yerdeki Teuthrania kralı düelloda öldürerek kente sahip olmuş ve
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
57
adını vermiştir.
Teuthrania kıralı Grynos bir savaşta Epir'li Pergamos'tan yardım istemiş ve yardımla savaşı
kazanmıştır. Pergamos'un yardımıyla savaşı kazandığı için kente onun adını vermiştir. Diğer
kente kendi adından kaynaklanan Grynaion demiştir.
Pergamos'un hisar anlamı da vardır. Burç demek olan eski yunan dilindeki Pyrgos
sözcüğünden Pergamos ortaya çıkmıştır.
Pergamon(s), koyun, deve ve keçi derilerini incelterek elde edilen yazı yazılabilecek yaprağa
verilen addır. Papirüs denilen bitkiden yapılan kağıt satışı Mısır'da kısıtlanınca Bergama'da
deriden kağıt yapımı gelişmiştir ve kente adını vermiştir.
Bir başka söylence de babası ölen Pergamos annesiyle Anadolu'ya gelir ve Teuthrania kralını
yenerek kente adını verir.
Bu mitolojik söylencelerden hangisinin doğru olduğu bilinmemektedir. Ancak Akhilleus'un
oğlu Pergamos tarafından kentin kurulduğu üzerinde görüş birliği vardır. Bergama'da ele geçen
buluntular burada Bergama'nın bulunduğu yerde Prehistorik dönemde bir yerleşim olduğunu
göstermektedir. Akropol’ün büyük kapısında yapılan kazılar Değirmentepe mevkiinden çıkartılan
seramikler M.Ö. 3000'de buradaki yerleşime ışık tutmaktadır.
Bergama Hellenistik dönemde (M.Ö. 283-133) 150 yıl boyunca en görkemli kültür ve sanat
merkezlerinden biri olmuştur. Zeus Sunağı, Athena Tapınağı, Kütüphane, Büyük Saray, Tiyatro (Foto-
29), Kent Duvarı bu dönemde inşa edilmiş ve Bergama Krallığın sınırları Marmara'ya kadar
genişlemiştir. Bergama Akropol'ü Hellenistik dönemin dünya görüşüne uygun olarak sosyal ve
kültürel hareketlerin geliştirildiği bir yerdir. Akropol, daha çok halk toplantılarının ve gezintilerinin
yapıldığı, günlük yaşantının geçtiği, devlet ve ticaret işlerinin görüldüğü, spor hareketlerinin
düzenlendiği alan ve yapılardan oluşuyordu. Her ne kadar kutsal yapılar ön planda geliyorsa da,
onların dinsel anlamı şekilcilikten ibaret kalıyordu.
Günümüzde en önemli kültürel çekicilik kaynağı olan Akropol, Antik Bergama kentine ait
kalıntıların bulunduğu 330 m. yükseklikte bulunmaktadır. Kent merkezinin 4 km kuzeydoğusunda
bulunmaktadır. Akropol’de dünyaca ünlü ve bugün Almanya’da sergilenen Zeus Sunağı’nın yeri de
bulunmaktadır. Akropol, Bergama’nın en çok ziyaret edilen yeridir. Zeus Sunağı, tapınılan bir yapı
olmaktan çok, başarılı savaşların simgesi ve krallığın bir tür zafer anıtı olarak inşa edilmiştir.
Akropol'un en önemli yapıları sosyal ve kültürel işlevlere sahip anıtsal yapılardır. Büyük tiyatroda
yalnız klasik dramlar, halk komedileri oynanmıyor, burada düşünürler ve şairler eserlerini
sunuyorlardı. Bilim tiyatronun üstündeki kütüphanede geliştiriliyor, bütün bu hareketleri düzenleyen
krallar, kütüphanenin hemen arkasındaki sarayda oturuyorlardı. Akropol'un tüm yapıları topografik
konum nedeniyle ve kent yolunun gerektirdiği zorunluluk sonucu güneyden kuzeye doğru
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
58
sıralanmışlardır. Bergama Akropolü'nün mimari düzeni Hattuşaş'takine benzemektedir. Yapılar l50
yıllık zaman içinde çeşitli dönemlerde yapıldıkları halde kent, düzenli bir plan ve başarılı bir
kompozisyon gösterir. Örneğin; Kent duvarı, Zeus Sunağı, Kütüphane, Büyüksaray, her çeşit kültürel
hareketin sergilendiği bir yapı olan tiyatro kompozisyonun merkezini oluşturuyordu. Böylece kent,
büyük bir mimari topluluk olarak dünyanın gözleri önüne seriliyordu. Tiyatroda, Hellenistik dönemin
sözle anlatılabilen buluşları ve başarıları insanlığa duyurulmaya çalışılıyordu (Emekli, 2001). Athena
Tapınağı andezitten yapılmış olup, günümüze tapınağın temellerinden yalnız bazı parçalar kalmıştır.
Kentin en önemli tapınağı kadın tanrı Athena’ya aittir. M.Ö. 3. yy’da inşaa edilmiştir. Bergama
Kütüphanesi, Kral Eumenes II zamanında yapılmıştır. Kütüphanenin sokağa ve meydana açılan kapıları
yoktur. Girmek isteyenler üst kattan geçmek zorundadırlar. Bu salonda papirüs ya da parşömen
üzerine yazılmış el yazmalarının 20 bin adet olduğu ileri sürülmektedir. Eski yazarlar Bergama
kütüphanesinde 200 bin cilt el yazmasının bulunduğu belirtmektedirler. Athena Tapınağını çeviren
galerilerin ve kütüphanenin hemen doğusunda Bergama krallarının sarayları yer almaktadır. Bunlar
ortalarında avluları bulunan Peristyl tipinde iki büyük evdir. Kuzeydeki küçük evin Attalos, büyük evin
de Eumenes'e ait olduğu kabul edilir. Küçük evin sütunları ağaçtan, büyüğününki ise andezittendir.
Trajan Tapınağı (Foto-30) 68x58 metre büyüklüğünde bir teras üzerinde yükselir. Bu düzlük
Akropol'un en yüksek yeridir. Tapınağın üç tarafı galerilerle çevrilidir. Hadrian ve Trajan için
yaptırılmıştır ve burada iki imparatora birden tapınılmıştır. Çünkü ikisinin de burada Kolosel mermer
heykellerin başları bulunmuştur. Söz konusu heykel başları Berlin’deki Bergama Müzesi’ndedir.
Tapınağın Restorasyonu 1976 yılından beri yapılmakta olup halen, devam etmektedir. Bergama
Tiyatrosu dik bir yamaç üzerine yükselen etkileyici görünümüyle Hellenistik dönemin en güzel mimari
eserlerinden biridir. Bütün yukarı kent yapıları bu eser çevresinde yelpaze şeklinde yer almış, böylece
tiyatronun görkemliliği ve çekiciliği artmıştır. Bergama krallığının ilk yıllarında inşa edilen ilk tiyatroda
destek duvarlarının bazı parçaları kalmıştır. Tiyatro terası Akropol'un en güzel toplantı ve gezinti
yerlerinden biridir. Yolun batısında 250 metre boyunca uzanan dor düzeninde, andezitten yapılmış
stoa terasa ve dışarıya açılmıştır. Böylece Bergamalılar istedikleri zaman kapalı galerilerde gezip
sohbet ediyor, manzarayı seyretmek isteyenler ise tiyatronun oturma sıralarında oturabiliyorlardı.
Dionysos Tapınağı, Bergamalılar tarafından özel bir düşünce ile bütün gezi yerine egemen
olacak bir şekilde inşa edilmiştir. Dionysos Tapınağı Roma çağında büyük değişikliğe uğramıştır. Zeus
Sunağı, Athena Tapınağından 25 m. kadar alçak bir yüzeyde bulunur. Bu yer yaklaşık 70x77 m.
büyüklüğünde, büyük sunak ise onun tam ortasında yükseliyordu. Zeus Sunağının terasına doğu
yönünden girilir. Sunağın dört bir yanı açıktır ve anıt her yerden rahatlıkla görülebilmektedir. Terastan
Bergama'nın aşağı kenti ve bütün ova düzlüğü seyredilmektedir. Zeus Sunağı Akropol'un en önemli ve
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
59
en büyük yapısıdır. Krallığın en parlak yıllarında II. Eumenes zamanında inşa edilmiştir. Zeus Sunağı
mimarlık ve heykel sanatlarının en iyi kaynaştırıldığı bir anıttır.
Agora, Akropol'ün güney ucunda, Zeus sunağının hemen altında yer almaktadır. Agora
meydanı kuzeydoğu ve güneybatı yönlerinde dor düzeninde andezitten birer stoa ile çevriliydi.
Agoranın sunağı meydanın batısındadır ve bugün yalnız temelleri gözükmektedir. Bergama'nın Aşağı
Agorası, II. Eumenes zamanında kentin genişletilmesi sırasında inşa edilmiştir. Yukarı Agora hem çok
yüksekte idi, hem de sadece devlet işlerine ayrılmıştı. Bu yüzden ovaya yakın bir yerde agoranın
kurulmasına ihtiyaç vardı. Aşağı Agora 64x34 m. ölçüsünde dikdörtgen bir yapıdır ve Agoranın
ortasında bir kuyu bulunmaktadır Aşağı Agora'da sergilenen gülleler, yukarıdaki arsenallerde
bulunmuş ve buraya getirilmiştir. Bizans çağında Agora'nın avlusuna küçük bir kilise yapılmıştı. Son
yıllarda aşağı agoranın batısında Hellenistik döneme ait peristyl evler kazılmıştır. Roma çağında da
kullanılan bu evlerden güzel bronz heykelcikler ele geçmiştir.
Orta kent, Eski Bergama'nın yerleşme alanının orta kesiminde, kuzeyden güneye Hera ve
Demeter tapınakları, Asklepion(s) Tapınağı, gymnasyumlar ve kent çeşmesi yer almakta idi. Yukarı
kent daha çok kral ailesi ile ileri gelenlerin, aydınların, komutanların oturduğu, gezdiği ve toplandığı
merkezdi. Orta Kentte ise az okumuşların sevdikleri tapınaklarla, gençlerin spor alanları, yani
doğrudan doğruya devlet yönetiminde olmayan yapılarla, halk topluluğunun rahatlıkla girip çıktığı
toplantı yerleri bulunuyordu. Gymnasyumların kuzeyinde ve onlardan 20 m. kadar yüksekte, Hera
Basileia tapınağı yer almaktaydı.
Demeter Tapınağı, 100x50 m. ölçüsünde büyük bir dikdörtgen teras üzerinde yer almaktadır.
Yukarı gymnasyumdan gelenler bir kapıdan geçtikten sonra bir çeşmesi ile kurban çukuru bulunan
meydana giriyorlar ve beş basamaklı bir merdivenden çıkarak Demeter Tapınağının girişine
varıyorlardı. Tapınağın sütunları andezit taşından olup, dor düzenindedir.
Asklepion(s) Tapınağı, Yukarı gymnasyumun batı kesimindeki yükseltide bulunan tapınağın
yerinde, bugün yalnız andezit temelleri görülmektedir. tapınak İon düzeninde ve 9x16 metre
ölçüsündedir. Tapınak M.Ö. 3. yy’da inşa edilmiştir. Tapınağın tüm genişliği boyunca bir platform
bulunmaktadır. Bu platformun üzerinde üçlü bir heykel grubunun yer aldığı anlaşılmaktadır.
Bergama kentinin üst üste üç ayrı terasta yer alan görkemli bir gymnasyumu vardır. Yukarı
gymnasyumun diğer bir adı da "Tören Gymnasyumu’dur Aşağı gymnasyum 50 metre, Orta
gymnasyum 74 metre, Yukarı gymnasyum ise 88 metre yüksekliktedir. Her üç gymnasyumun yapısı da
krallık devrinde en geç M.Ö. 3. yy’da inşa edilmiştir. Romalılar devrinde çok değişikliklere uğramıştır.
Bergama kentinin en önemli eserlerinden biri de Merdivenli giriş yapısıdır. Orta gymnasyumla
birlikte yukarı gymnasyumun girişini oluşturan tonozlarla örtülü merdivenli yapıdır. Bu yapı iyi
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
60
korunmuş olup, bugünkü durumu ile çok etkileyici bir eserdir. Duvarlarının ve kemerlerin işlenişindeki
beceri ve özellikle dönüşler yapan merdivenin üstünü örten tonozların birbirlerini kesişlerinde
ulaşılan ustalık çok etkileyicidir. Merdivenli giriş yapısı Doğu Hellen dünyasının en eski ve en güzel
tonozlu yapılarından biridir.
Kent çeşmesi, 2 m. uzunluğunda ve 3.30 m. genişliğinde bir yapıdır. Merdivenli yapı ile birlikte
çeşmenin de II Eumenes zamanında yapıldığı düşünülmektedir. Kentin ana caddesi aşağı kenti yukarı
kente taşır, yani sur kapısına kadar inmektedir.
Bergama Roma döneminde de önemli bir merkez olma özelliğini devam ettirmiştir.
Bergama'daki Hadrian ve Trajan tapınaklarının tamamlanmasıyla piskoposluk merkezi olma özelliği
devam etmiştir. Bizans çağında kent yeni bir surla çevrilmiştir ve surların yapımında Hellenistik ve
Roma kalıntılarından taş bloklar, heykeller ve kabartmalar kullanılmıştır. Hızlı nüfus artışı (150.000
kişi) ile Akropolden ovaya yayılan şehir imparator Hadrian zamanında Asklepion kutsal alanına sahip
olmuştur. Serapis Tapınağı (Foto-28), Eski Bergama'nın en büyük yapısı olup halkın "Kızılavlu" diye
adlandırdığı kırmızı tuğla ile inşa edilmiş ve Mısır tanrılarına adanmış bir tapınaktır. Yapının üst
kısımlarındaki mermer kuşaklar bugünde yerlerinde durmaktadır. Tapınak önündeki büyük avlu ile
birlikte 260x100 m.’lik bir alanı kaplamaktadır. Tapınak kuleli iki yapı ile birlikte 200x100 m.
büyüklüğünde bir avluya açılmaktadır. Büyük avlunun altından Bergama'nın iki çayından biri olan
Bergama (Selinos) Çayı günümüzde de olduğu gibi tonozlu iki kanal aracılığı ile akmakta idi. Tapınağın
içinde ve kuleli iki yapıda görülen havuzlarda dinsel yıkanmalar yapılmaktaydı. Tapınak Roma
İmparatoru Hadrian zamanında inşa edilmiştir. Ana yapı, Bizans çağında özellikle apsis kısmında
yapılan büyük değişikliklerle kiliseye çevrilmiştir. Roma dönemi Bergama kenti, Selinos Çayı ile
Asklepion (Foto-31) arasında kalan bölgede bulunuyordu. 50.000 kişilik anfitiyatro burada, Selinos'un
bir kolu olan Merak çayı üzerinde inşaa edilmiştir. 30.000 kişilik Roma tiyatrosunun kalıntıları biraz
daha güneydedir. Viran Kapı adını alan kalıntı bu tiyatronun ayakta kalmış bir kemeridir. Bugünkü
Bergama'nın çıkış yerinde Hellenistik ve Roma devirlerine ait Tümülüsler görülmektedir. Bunların en
büyüğü Yığma Tepe Tümülüsü 35 metre yüksekliktedir. Diğerleri Maltepe ve İkiztepe Tümülüsleridir.
Asklepion kutsal alanının M.Ö. 4. yy’dan beri var olduğu ve Hellenistik dönemde geliştiği saptanmış
ancak en parlak dönemini M.S. 2. yy’da yaşamıştır. Roma çağında Asklepion'a 820 m. uzunluğunda
sütunlu ancak dar bir yol olarak başlayan Kutsal yol ile gidiliyordu. Son yıllarda yapılan kazılarda bu
yolun ikinci ve en önemli kısmı ortaya çıkarılmıştır. Asklepion üç tarafı galerilerle çevrili ve doğu yanı
çeşitli yapılardan oluşan 110x130 m. ölçüsünde açık bir alandır. Asklepion’da Satyros ve Galenos gibi
büyük hekimler yaşamış ve ders vermişlerdir. Asklepion’da genellikle psikoterapi ve fizyoterapinin
bugün halen kullanılan çeşitli yöntemleri uygulanmakta idi (Foto-32). Su ve çamur banyoları,
masajlar, siyah otlar, kremler ve yağlanmalar başta geliyordu. Ayrıca kutsal su içiliyor, açlık ve
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
61
susuzluk kürleri uygulanıyor, soğuk havada koşular düzenleniyordu. Hastalar ne şekilde
iyileşeceklerini rüyalarında görüyorlar ve onların bu düşü görmeleri sağlanıyordu. Bunun için inşa
edilmiş uyku odaları vardı. Tiyatroda törenler yapılıyor, müzik eşliğinde ruhsal tedavi uygulanıyordu.
Asklepion’da yıkanmaya ilişkin üç havuz ve içmek için bir çeşme vardı. Yapılan tahlillerde suların
radyoaktif özellikler taşıdığı görülmüştür. Şifanın tanrı Asklepion'dan geldiğine inanılıyordu. Bu
yüzden buradaki her şeyin kutsal olduğu kabul ediliyordu. Kutsal havuzlarla, çeşmelerin, tapınakların
ve uyku odalarının bulunduğu alan 60 m. uzunluğunda tonozla örtülü bir tünelle tedavi evinin alt
katına ulaşmaktadır. Asklepion'un en önemli ve en güzel yapısı Asklepion Tapınağı'dır. Ana yapı
silindir biçimli olup, üst kısmı yarım küre şeklinde bir kubbe ile örtülü idi. Kubbenin çapı 24 m.’dir.
Duvarları 3 m. kalındığında olup iç kısmı renkli mermer mozaiklerle kaplı idi. Orta kapının karşısındaki
nişte Tanrı Asklepios'un, diğer iki nişte ise yardımcı sağlık tanrılarının heykelleri vardı.
Batı Roma İmparatorluğunun yıkılmasının ardından Bizans dönemi başlamıştır. Bizans
yönetiminde de Bergama, Hellen özelliklerini devam ettirmiş ancak eski ününü ve üstünlüğünü
yitirmeye başlamıştır. Bu dönemde, Hıristiyanlığın yedi kilisesinden birinin Bergama’da Kızılavlu içinde
yer aldığı ileri sürülmektedir.
Bergama’nın sahip olduğu bu tarihi ve kültürel yapıtlar, Bergama’nın ne kadar zengin bir
kültür kenti olduğunu çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır. UNESCO’nun 1972 yılında kabul ettiği
Dünya Doğal ve Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesine bağlı olarak oluşturulan Dünya Kültürel ve
Doğal Miras Listesi’nde 2010 yılında gerçekleşen Dünya Miras Komitesi toplantısında kabul edilenlerle
birlikte 936 miras yer almaktadır. Bunlardan 725’i kültürel, 183’ü doğal ve 28’i karma (doğal ve
kültürel) miraslardır. Türkiye’nin bu listede 8’i kültürel, 2’si karma olmak üzere 10 mirası
bulunmaktadır.
Komite tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınan bu mirasların yanı sıra bir de bu listeye
önerilmesi öngörülen ancak henüz adaylık süreçleri tamamlanmayan miraslardan oluşan Geçici Liste
bulunmaktadır. UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’nde 162 ülkenin 1509 mirası yer almaktadır.
Türkiye’nin bu listede ilki 1994 yılında sunulan ve son olarak 2011 yılında güncellenen şekliyle 24
kültürel, 2 karma olmak üzere toplam 26 mirası bulunmaktadır. Bu kültürel mirasların arasında
Bergama da bulunmaktadır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
62
Şekil-3: Dünya Kültür Miras Listesine Önerilen Bergama Kültür Miras Alanlarının Dağılımı (Kaynak: Emekli, 2009)
Dünya Miras Listesinde girebilmek için aşağıdaki ölçütler kullanılmaktadır:
1. Yaratıcı insan dehasını gösteren bir şaheser olmalı:
BERGAMA: Akropol, Asklepion (İlk telkin tedavi sağlık yurdu), Allianoi, Kızılavlu (Hıristiyanlığın ilk yedi
kilisesinden biri)
2. Bir zaman diliminde veya bir bölgede; mimaride, teknolojide, anıtsal yapılarda, şehir
planlamasında veya toprak kullanımında insani değerlerin gelişimini gösterebilmeli:
BERGAMA: Akropol, Asklepion, Kızılavlu (Antik dönem, Hıristiyanlığın ilk yedi kilisesinden biri),
Selçuklu Minaresi, Ulu Cami (Türk dönemi) (Foto-33).
3. Yaşayan veya ortadan kaybolmuş bir medeniyete veya bir kültür geleneğine ait eşsiz bir örnek
olmalı:
BERGAMA: Antik dönem eserleri, Allianoi, geleneksel ve folklorik özellikler (Kozak ve çevresi el
sanatları-dokumaları, düğün, nişan, fıstık toplama şekilleri vb), yerel tarımsal ürünler (zeytin ve zeytin
yağı, çam fıstığı, Kozak elması ve üzümü, tulum peyniri vb)
4. Teknolojik bir yapı veya mimari açıdan insanlık tarihinin önemli bir dönemini resmedebilmeli
ya da anlatabilmeli:
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
63
BERGAMA: Asklepion, Bergama Antik tiyatrosu (ilk kent tiyatrosu, en dik tiyatro), Zeus Sunağı
(Almanya’da bulunuyor), Kızılavlu
5. Halen yaşayan geleneklerle iç içe olabilmeli, edebi veya artistik açıdan ayrıcalıklı uluslararası
bir anlam taşıyabilmeli:
BERGAMA: Kozak çevresi, Uluslararası Bergama Kermesi
Görüldüğü gibi, Dünya Miras Listesinde girebilmek için kullanılan kriterlerden büyük kısmı
Bergama’ya uyarlandığında, Bergama’nın daimi listeye girmesinin hiç de uzak olmadığı ortaya
çıkmaktadır.
Antik dönemde görkemli yapılarla donatılan Bergama, Bizans döneminde bu özelliğini yitirmiş
ve mevcut yapılar da eskimişti. XIV. yy.'a kadar devam eden bu durum, Türk egemenliğinin
başlamasıyla değişmiştir. Selçuklu ve Osmanlı döneminde Türk-İslam eserleri yükselirken, antik
döneme ait yapılar ilgi görmemiştir. Bu döneme ait yapılar ne yazık ki Bergama kültür turizminde
kullanılmamaktadır. Rehberler bu eserlere zaman ayırmamaktadır. Selçuklu dönemi yapılarında
bölgenin zengin taş ocaklarından elde edilen taşlar kullanılmış, tuğla ve seramiğe elverişli topraklar
işlenmiştir. XV-XVII. yy’da özgün yapılara kavuşan Bergama, bu hızını XVII. yy’da yitirmiş, XVIII. yy’da
Geyikli suyuna kavuşmasıyla, çeşme yazıtları, mezar taşları yapılmaya başlamıştır. Çeşmelerin
çoğunun Bergama'ya getirilen Geyikli suyu üzerinde olduğu bilinmektedir. Türk -İslam eserlerinden,
günümüze ulaşan en önemlileri şunlardır. Selçuk Minaresi, Şadırvan Camisi yanında olup, Selçuklu
döneminden kalmadır. Arap Camisi olarak anılan yapıtın sadece minaresi kalmıştır. Ulu Cami, kentin
kuzeydoğusunda Tekke Boğazına giderken Bergama Çayı (Selinos) kıyısındadır. Yıldırım Beyazıt
tarafından yaptırılmıştır. Kurşunlu Cami, kubbesi kurşun kaplı olduğu için bu adla anılır. Hükümet
Konağı yanında olan cami değişik zamanlarda onarılmıştır. Hacı Hekim Camisi, et ve sebze hali
yakınında olan cami Bergama Mollası Hacı Hekim tarafından yaptırılmıştır ve özgün özelliklerini
korumaktadır. Laleli Cami, çeşitli onarımlarla günümüze gelen cami, Bergama'nın batısında ve Viran
Kapıya yakındır. Mihrabındaki lale oyması nedeniyle bu adı almıştır. Ansarlı Cami, Selçuk
mahallesinde yer alan caminin çeşme deposu Roma dönemine aittir. 1895 depreminde minaresi
yıkılmıştır. Şadırvanlı Cami, Selçuk minaresinin yanında mermer yapılı bir camidir. Avlusunda bulunan
şadırvandan adını almış 1952 yılında onarımdan geçmiştir. Aslancı Cami, Taşhan'ın arkasında Viran
Kapıya çıkan bodrumun yanındadır. Kapı üzerindeki yazıtta Aslancı-zadenin yeniden yaptırdığı ve Sofi-
zade Hacı Ahmet'in (1960) onarttığı yazılmaktadır. Kulaksız Cami, Uzunçarşıda Karadut diye anılan
mevkidedir. Eski buluntularda adı Gazi Hayreddin diye geçmektedir. Kulaksız adı verilen imamın uzun
yıllar görev yapmasıyla bu ad verilmiştir. XVI. yy’dan kalmadır. Yeni Cami, Yeşilli Cami adı da verilen
bu yapı Uzunçarşıda Karaosman sebili karşısındadır. 1814 yılında İbrahim Nazif Ağa tarafından
yaptırıldığı yazıttan anlaşılmaktadır. 1908 yılında onarılmıştır. Emir Sultan Camisi, Turabey
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
64
Mahallesinde üç kemer köprüsüne giden yol üzerindedir. Yıldırım Beyazıt zamanında, Emir Sultan
tarafından yaptırılmıştır. Taş işçiliği ile özgün bir yapıttır. Hatuniye Camisi, Hatuniye Caddesinde
bulunur. 1875 yılında yaptırıldığı yazıtında belirtilmektedir. Onarım görmüştür. Selimiye Camisi, Zafer
Mahallesinde bulunur ve 1883 yılında Tırnovalı Koca Mehmet, halk desteğiyle yaptırmıştır. Zafer
Mahallesinin eski adı Selimiye olduğu için bu ad verilmiştir. Bu camilerin hepsi günümüze ulaşmıştır.
Ancak turizm açısından en fazla değere, Selçuklu Minaresi, Ulu Cami ve Şadırvan Cami sahiptir.
Bergama'da mescitler arasında; Parmaklı mescit, Lonca Mescidi, Hoca Sinan Mescidi, İncirli Mescit,
Mescitaltı Mescidi, Harputlu Mescidi, Külahbaş mescidi gibi birçok mescit sayılabilir. Günümüzde hiç
biri turizm amaçlı kullanılmamaktadır. Bergama'da hanlar, tarihi çağlardan beri işlek ve önemli yollar
üzerinde bulunması nedeniyle önem taşımaktadır. Çukurhan (1451) Sultan Murat II zamanında
yapılmıştır. Taşhan Sultan Murat II zamanında yapılmıştır. Acerhan ise 1274 (1858) tarihinde
Karaosmanzade Müdür Ömer bey tarafından yaptırılmıştır. Bu hanla birlikte Katırhan 1274 (1858)
tarihinde yaptırılmıştır. Hanlar genellikle iki katlı olup, ahşap malzeme kullanılmıştır. Bergama'nın
hamamları, Tabaklar Hamamı, Küplü Hamam ve Hacı Hakim Hamamı, Çınarlı Hamam olmak üzere
dört tanedir. Yazıtları bulunamayan hamamlarda zengin mermer işlemeciliği dikkat çekmektedir.
Tabaklar Hamamı ile Küplü Hamam günümüze dek gelmiştir, turistik potansiyel taşımasına rağmen
turizmde kullanılmamaktadır. Bergama'daki köprülerden Bergama-Kınık yolu üzerinde (günümüzde
kullanılmıyor) Bergama'ya 5 km. uzaklıktaki Kayın köprüsü; taş olup, kireç harçla yapılmış iki kemerle
örtülmüştür. Şeytan köprüsü ise Sindel ve Kaşıkçı köyleri arasında Bakırçay üzerindedir. Bergama ile
Yunt dağı köyleri arasında iki yüzyıl geçit veren köprü 1935'de yıkılarak yenisi yaptırılmıştır. Turistik
önemini kaybetmiştir.
Bergama'daki çeşmeler; Bergama sokaklarında 40 yıl öncesine kadar tarihsel ve anıtsal
özelliğe sahip 100 kadar çeşmenin olduğu ileri sürülmektedir. Şehir suyu ve kanalizasyon çalışmaları
ile önceleri suyu kesilmiş, daha sonra bakımsızlıktan yok olup gitmişlerdir.
Bergama'daki Bedesten, Şadırvan caddesinde olup her türlü eşya satıldığı için bu ad
verilmiştir. XVI-XVII. yy’da yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu bedesten günümüzde de
kullanılmaktadır. Geçmişteki önemine kavuşturulması ve turizmde kullanılması için çalışmalar vardır.
Bergama'daki mezar taşları, tarihi olaylara ışık tutmakta, sanat açısından değer taşımaktadır
ve önemli kişilerin yaşadığı dönemleri belirtmektedir. Bergama'daki mezar taşları üç ayrı dönemin
damgasını taşımaktadır. XIV-XV. yy’da üstü sivri bir kavisle kesilmiş doğu özelliğinde kabartmalı
süslemeler vardır. XVIII. yy’ın ortalarında lahit biçiminde mezar sandıkları dikkat çekmektedir. Lahit
mezarlar İran tarzı ile Barok stili motifler taşımaktadır. XVIII. yy’ın sonlarında ise Türk motifleri
Rokoko stili ile süslenmiş ve zenginleştirilmiştir. Kabartma bir resim tablosunu andıran ve erkeklerde
kavuk başlık yer alan mezar taşlarının Avrupa etkisi altında kaldığı da gözlenmektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
65
Bergama Müzesi, 1933 yılında İzmir Valisi Kazım Dirik tarafından temeli atılmış ve 1936'da
hizmete açılmıştır. Müzenin oluşturulmasında Osman Bayatlı'nın çaba ve gayretleri büyüktür.
Bergama müzesinde, Akropol, Asklepion ve Kızılavlu’daki kazılardan elde edilen, Bronz, Arkaik,
Hellenistik Roma ve Bizans dönemine ait kalıntıların yanı sıra müzenin bahçesinde ise lahitler, yazıtlar,
kabartma ve heykeller sergilenmektedir.
Müzenin Etnografya salonunda Türk-İslam sanatının örneklerini (Bergama yöresi halı, kilim,
bez dokuma ve el işlerinin yanı sıra Anadolu’nun çeşitli yörelerine ait el işleri vb.) görmek
mümkündür. Müzede çeşitli dokuma örneklerinin yanı sıra bu dokumaların yapıldığı tezgahlar,
çıkrıklar diğer bir deyişle dokuma ile ilgili aletler de sergilenmektedir. Ayrıca Türk müzik aletlerinden
cura, zilli maşa, def, çift dilli kaval gibi aletleri sergilenmektedir.
Bergama Kermesi: Uluslararası Bergama kermesi, 1938 yılından beri yapılmakta ve Bergama
Belediyesi tarafından organize edilmekte olup, dünyanın ve ülkemizin en eski ve büyük
kermeslerinden biridir. Bu kermes eski Türk sporlarını ve eğlencelerini yaşatan bir organizasyonla
başlamıştır. Kermesin kurucusu eski İzmir valisi Fazlı Güleç'tir. Mayıs ayının son haftalarında
düzenlenen kermes günümüzde aynı tarihlerde, (Mayıs sonu Haziran başı) yapılmaktadır. Ancak ikinci
kermesin 22-28 Mayıs 1939'da yapıldığı hangi etkinliklerin gerçekleştiği hakkında bazı bilgiler vardır.
Birinci kermesin beklenenden daha fazla başarıya ulaşılması önemli bir adım sayılmıştır. Bu kermes
sayesinde Anadolu’nun tüm tarihi gözler önünden geçmiştir. İkinci kermesteki düzenleme komitesi,
Güzellik Ilıcasının onarılıp ağaçlandırılması, yerel giysilerin özenle saklandığı Kozak yöresinin
tanıtılması, Bergama’yı anlatan tiyatro eseri yazılması gibi fikirler ileri sürmüştür. Cirit, ok ve binicilik
sporlarının geliştirilmesi için çalışmaların yapılması da o yıllarda hedeflenenler arasındadır (Şekil 4).
Geçmiş yıllarda kermes Bergamalıların üretimlerini, kültürel miraslarını sergiledikleri sosyo-
ekonomik bir etkinlikti. Açılış töreni Bağlar Kır'ı (Bergama’ya yarım saat uzaklıkta) denen yerde yapılır,
kermesin bir günü Kozak'a ayrılırdı. Aşağı Cuma obasının Cennet içi adını taşıyan çayırında davullar
çalınır, bengiler oynanır, fıstık çamına tırmanma yarışları yapılırdı. Ağaca çıkamayana kız verilmezdi.
Günümüz kermesi, başlangıç kermeslerinden farklılık göstermektedir. Yöreye özgü oyun ve
eğlencelerin yanı sıra günümüz sanatçıları konserler vermekte, çeşitli forum, sempozyum ve paneller,
yazarlarla söyleşiler, film gösterileri ve çeşitli sergiler düzenlenmektedir. Ayrıca, tavla, dama, satranç
yarışmaları yapılmakta halk oyunları oynanmaktadır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
66
Şekil-4: Bergama’nın Doğal ve Kültürel Çekicilikleri (Kaynak: Sönmez, 2008)
2.3. BERGAMA’NIN HİZMET ÇEKİCİLİKLERİ
Bir seyahat ve konaklama ürünü olan turizm için konaklama tesislerinin önemi büyüktür.
Çünkü geçici olarak yerleşim yerini terk eden kişinin en başta gelen gereksinimi konaklamadır. Bu
nedenle, herhangi bir yerin turizm açısından önemi, bir noktada konaklama kapasitesine bağlı
kalmaktadır. Öte yandan, çeşitli konaklama tesis türlerinin doğması ve bugün kazandığı özellikler
büyük ölçüde turizmin gelişimiyle ilişkili olmuştur.
Geleneksel konaklama tesislerinden oteller ve ülkemizde konaklamada büyük bir paya sahip
olmakla birlikte yerini yavaş yavaş daha fonksiyonel olan tatil köylerine bırakmaktadır. Ulaşım
araçlarından özellikle otomobil kullanımının yaygınlaşması turizmin gelişmesini hızlandırmıştır.
1980’lerden sonra Türkiye'de küçük turistik kıyı yerleşmelerinin gelişmesi onların yakınlarında
tarihi ve kültürel değere sahip ören yerlerinin varlığı buralarda küçük otel ve motellerin yanı sıra
pansiyonların hızla artmasına neden olmuştur. Bergama bir kıyı yerleşmesi olmadığı halde tarihsel ve
kültürel potansiyeli nedeniyle büyük bir turist talebiyle karşı karşıyadır. Ancak geceleme talebi yok
denecek kadar az olduğundan konaklama tesislerinin kurulması ve kapasitesinin artması oldukça
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
67
yavaş seyretmiştir. Bergama Müzesi 1936 yılında açılmasına rağmen 1963 yılından itibaren müzede
tutulan kayıtlara göre günümüze doğru turist sayısının arttığı gözlenmektedir. Turist sayısının artışıyla
beraber konaklama ve yeme içme tesisleri de kurulmaya başlamıştır (Çizelge-3).
Çizelge-3: 2010 Yılında Turizm Belgeli Konaklama Tesisi, Oda ve Yatak Sayısının İllere Göre Dağılımı
Turizm Yatırımı Belgeli Turizm İşletmesi Belgeli
Tesis Sayısı Oda Sayısı Yatak Sayısı Tesis Sayısı Oda Sayısı Yatak Sayısı
Ege 259 37.753 82.427 645 68.688 145.922
İzmir 49 7.334 17.815 132 12.190 25.688
Kaynak: http://www.tuik.gov.tr
Şekil-5: 2009 Yılında Turizm Bakanlığı Onaylı Turistik Tesislerin İzmir’in İlçelerine Dağılımı
Geçmiş yıllarda, Bergama ilçe merkezi dışında Kozak’ta futbolcuların kamp yaptığı 30-40
yataklı küçük bir otelin bulunduğu, ancak günümüze ulaşmadan yıkıldığı öğrenilmiştir. Bergama
Güzellik Ilıcası Moteli 1970’li yıllarda 20-30 yatak kapasitesiyle varlık gösterirken bugün yalnızca
belediye ortaklı bir restoran olarak çalıştırılmakta, ancak yeni bir motel yapılması ve Güzellik Ilıcasının
yeniden canlandırılması düşünülmektedir.
Bergama'ya gelen turistler 1970'li yıllardan beri sadece ören yerleri ve müzeyi gezip öğle
yemeğini yedikten sonra Bergama’dan ayrıldığı için, konaklama tesislerine oranla yeme içme tesisleri
daha hızlı gelişmiştir. Bergama turistik tesislerinin asıl gelişimi 1980'li yıllardan hatta 1985 yılından
sonra olmuştur. Turizm organizasyonları ve tur bağlantıları ile daha fazla turistin Bergama'ya
getirilmesi ve bazı şirketlerin turisti kendi otellerinde konaklatma düşüncesi, otel ve pansiyon
sayısının artmasına yol açmıştır. Bergama'da bugün (2010 verilerine göre) Belediye belgeli 8
pansiyon, 6 otel bulunmaktadır. Otellerin hemen hemen hepsi kent merkezinde veya en çok 2-3 km
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
68
uzaklıktadır. Oteller, toplam tesislerin %42.8’ini, toplam yatak kapasitesinin de %70.9'unu
oluşturmaktadır. Pansiyonlar tesislerin %57.2’sini, yatak kapasitesinin %29.1’ini meydana
getirmektedir. Bergama’daki en donanımlı konaklama tesislerini üç yıldızlı üç otel başta olmak üzere
diğer oteller oluşturmaktadır (Çizelge-4).
Çizelge-4: 2010 Yılında Bergama İlçesinde Konaklama Tesisleri ve Yatak Kapasitesi
TESİS TÜRÜ TESİS SAYISI % YATAK %
Otel 6 42.8 478 70.9
Pansiyon 8 57.2 202 29.1
Toplam 14 100.0 680 100.0
(Kaynak: Ataberk, 2011)
A B
Şekil-6: 2010 Yılında Bergama İlçesinde Konaklama Tesislerinin Tesis Türü (A) ve Yatak Kapasitesine (B) Göre Dağılımı
(Kaynak: Ataberk, 2011)
Turistik işletme belgeli olan üç otel, havuz, bar, spor tesislerine sahiptir. Diğer oteller ise
Belediye denetimli kent otelleridir. Birer küçük aile işletmesi olan pansiyonlar daha ziyade yerli
turistlerin, pazarlamacıların ve iş amacıyla gelenlerin kaldığı tesislerdir.
Turizm alanlarında önemli göstergelerden biri de doluluk oranıdır. Bir konaklama tesisinde,
belli bir süre (aylık/yıllık) içinde satılan yatak veya oda sayısının toplam yatak ve oda sayısına oranına
doluluk oranı denir ve % ile ifade edilir. Doluluk oranı tesisin ve o yörenin yatak kapasitesinin yeterli
olup olmadığını ve yöreye olan talebi belirlemede de önemli bir göstergedir. Ayrıca tesis türlerine
göre doluluk oranının bilinmesi, yörede daha çok hangi tesisin niçin tercih edildiğini ortaya çıkarırken,
gelen turistin ekonomik gücü, gelir düzeyi ve geliş amacı hakkında bilgi de vermektedir.
Bergama’daki konaklama tesislerinde özellikle tur bağlantısı olan otellerin doluluk oranı yaz
aylarında yükselmektedir (%75-80). İlçede konaklama tesislerinin hepsi yıl boyunca açık kalmaktadır.
Kampingler kuşkusuz mevsimlik (Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül) faaliyet göstermekte olup kış
aylarında hizmet vermeye uygun değillerdir. Bergama’da konaklama tesislerine uygulanan anketlere
43% 57%
Otel Pansiyon
70,90%
29,10%
Otel Pansiyon
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
69
göre şirket veya tur otelleri adı verilen otellerin doluluk oranları Temmuz, Ağustos aylarında % 80’i
bulmaktadır. Bunun dışındaki otel ve pansiyonlardaki doluluk oranı aynı aylarda %30-35 arasında
değişmektedir. Kış aylarında tatil turlarının azalmasıyla doluluk oranları %5-10’a düşmektedir. Kış
aylarında daha çok mesleği gereği gelen kişiler 1-2 gece konaklamaktadır.
Konaklama tesislerindeki ortalama kalış süreleri, Bergama’daki doluluk oranlarını etkilediği
için önem taşımaktadır. Bergama turizminde tur organizasyonlarının büyük rol oynadığını daha önce
belirtilmişti. Bergama’ya turla gelen yabancı turistlerin Anadolu Turları adı verilen 8 ya da 15 günlük
süreyle İstanbul-Antalya, ya da İstanbul-Kapadokya ve İzmir turlarıyla geldiği, (% 88’i) Bergama’da 1
gece anlaşmalı oldukları tur otellerinde konakladıkları öğrenilmiştir. Bunun dışında başta İzmir ve
Ayvalık olmak üzere yakın turistik yerlerden günübirlik ya da yarım günlük gelenlerin sayısı
geceleyenlere oranla çok daha fazladır (Çizelge-5).
Çizelge-5: 2010 Yılında Tesislere Geliş, Geceleme, Ortalama Kalış Süresi ve Doluluk Oranının İzmir İline ve İlçelere Göre Dağılımı
TESİSE GELİŞ SAYISI GECELEME ORTALAMA KALIŞ SÜRESİ
İLÇELER Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam
Bornova 829 15658 16487 2855 22356 25211 3,4 1,4 1,5
Karşıyaka 240 281 521 444 412 856 1,9 1,5 1,6
Konak 184996 531205 716201 355703 751328 1107031 1,9 1,4 1,5
Aliağa 684 2602 3286 1590 4792 6382 2,3 1,8 1,9
Bergama 498 1613 2111 1958 6061 8019 3,9 3,8 3,8
Çeşme 15273 96976 112249 49393 257146 306539 3,2 2,7 2,7
Dikili 815 1717 2532 2260 4835 7095 2,8 2,8 2,8
Foça 82 4957 5039 371 7044 7415 4,5 1,4 1,5
Karaburun 426 426 1413 1413 - 3,3 3,3
Kemalpaşa 94 1212 1306 108 1968 2076 1,1 1,6 1,6
Menderes 76119 13085 89204 594438 42153 636591 7,8 3,2 7,1
Ödemiş 40 3347 3387 105 6388 6493 2,6 1,9 1,9
Seferihisar 11 230 241 23 710 733 2,1 3,1 3,0
Selçuk 203848 56277 260125 867777 134622 1002399 4,3 2,4 3,9
Tire 280 2259 2539 899 4346 5245 3,2 1,9 2,1
Torbalı 694 9369 10063 1963 17300 19263 2,8 1,8 1,9
Gaziemir 791 7547 8338 1220 12760 13980 1,5 1,7 1,7
Balçova 21329 38878 60207 72764 79760 152524 3,4 2,1 2,5
Çiğli 3148 8076 11224 4462 11114 15576 1,4 1,4 1,4
(Kaynak: http://www.tuik.gov.tr)
Konaklamaya talebin az olması nedeniyle Bergamalı yatırımcılar bu tür yatırımlar yapmaya
çekinmektedirler. Öte yandan profesyonel turist rehberleri de Bergama'ya gelen turistlerin,
konaklama tesislerinde konfor aradıklarını, bu açıdan konaklama kapasitesinin ve kalitesinin yetersiz
olduğunu savunmaktadırlar.
Bergama'da turistlere hizmet veren konaklama tesisleri dışındaki en önemli tesisler
restoranlardır. Çünkü sadece öğle yemeği yiyerek Bergama'dan ayrılanlar geceleyenlere oranla
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
70
çoğunluktadır. Bergama kent merkezinde, turist gruplarına yemek verebilecek 8 adet restoran vardır.
Ayrıca, kent girişinde 2 adet alışveriş merkezi bulunmaktadır. Yeme-içme olanakları, gelen turist
sayısına oranla yeterlidir. Hizmet ve servis kalitesi ise ortayı geçmemektedir. En iyi hizmetin ise üç
yıldızlı otel restoranlarında verildiği bir gerçektir (Ataberk ve İşçi, 2011).
Turistik eşya satan; halıcılar, dericiler, bakırcılarla birlikte, antika eşya satıcılarına ait işyerleri
daha çok kent merkezinde, İstiklal Meydanında ve Bergama-İzmir yolu başlangıcında (özellikle
mermer eşya ve değerli taş satıcıları) bulunmaktadır. En fazla dikkati çekenler ise halı ve kilimcilerdir.
Kozak, Yunt ve Yağcıbedir yöresi dokumalarından oluşan halı, kilim, heybe gibi ürünler satılmaktadır.
Ancak 1990'lı yıllara kadar daha çok satış yaptıklarını belirten mağaza sahipleri, turlarla gelen
turistlerin kent merkezinde alışveriş yapmamasından yakınmaktadırlar.
2.4. BERGAMA’NIN TURİZM TALEBİ
İzmir kent merkezindeki Arkeoloji, Etnografya ve Atatürk müzeleri ile Bergama, Selçuk,
Çeşme, Tire ve Ödemiş’teki müzelerin istatistikleri tutulmaktadır. Selçuk’ta Efes, St. Jean Bazilikası,
Meryem Ana Evi, Bergama’da Akropol, Asklepion, Kızılavlu, Menderes’te Klaros, Çeşme’de Erythrai ve
İzmir kentinde Agora, ziyaretçi sayıları en fazla olan yerlerdir. Bunun yanı sıra arkeolojik
araştırmaların sürdüğü birçok antik kent ve kalıntının (Pitane, Kyme, Phokaia, Ulucak, Smyrna-
Tepekule, Kadifekale, Klozamenai, Limantepe, Baklatepe, Metropolis, vd.) kültür turizmine katkı
vereceğine şüphe yoktur.
Bergama ve Selçuk dünya mirasına aday kültürel çekiciliklerinin yanında Batı Anadolu turistik
yol güzergahları üzerinde bulunmaları, İzmir gibi doğal, kültürel ve tarihi değerler açısından zengin bir
kente yakınlıkları (Bergama-İzmir 107 km, Selçuk-İzmir 72 km) turizmin gelişmesine ya da diğer bir
ifadeyle ziyaretçi sayılarının artmasına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca Selçuk’un ülkemizin
denizyoluyla en fazla giriş yapılan Kuşadası Limanına yakınlığı ziyaretçi sayısını artırmakta ve
devamlılığı sağlamaktadır (Çizelge-6).
Her iki ilçenin de denizlere ve deniz giriş kapılarına göre konumları bir takım avantajlar
sağlamaktadır. Bergama deniz kıyısı olmamakla birlikte Ayvalık ve Dikili deniz giriş kapılarına yakınlığı,
Midilli Adası üzerinden Bergama’ya günübirlik gelenlerin sayısını artırmaktadır. Bununla birlikte
Selçuk’un da uluslararası turizmde önemli giriş kapılarından birini oluşturan Kuşadası deniz giriş
kapısına yakınlığı, günübirlikçi sayısının artmasına büyük katkıda bulunmaktadır.
Bergama ve Selçuk ilçelerinin turistik kıyı yerleşmelerine uzak olmayan konumları turizmi ve
ziyaretçi sayılarını etkilemektedir. Bergama’nın Foça, Dikili, Çandarlı, Ayvalık gibi kıyı yerleşmelerine
yakınlığı iç ve dış turizm kapsamında buralara gelenlerin Bergama’ya uğramalarında olumlu rol
oynamaktadır. Aynı durum Selçuk için de geçerlidir. Kuşadası gibi uluslararası turizmde ünlü bir
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
71
turistik merkeze ve Seferihisar, Ahmetbeyli, Ürkmez gibi bölgesel turistik yerlere yakınlığı Selçuk’un
ziyaretçi sayısının artmasına neden olmaktadır.
Ancak coğrafi konumun oynadığı bu olumlu rol dışında bir de olumsuz rolü vardır. Zira
ilçelerin turistik yol güzergahları üzerinde bulunması, bu kıyılara yakınlık ziyaretçi sayısını artırırken
konaklama ve gecelemeleri azaltmaktadır. Çünkü bu ilçelerde müze ve ören yerlerini gezen turistler
gecelemeler için yakın olan kıyıları tercih etmektedirler. Özellikle kültürel turizmin sadece müze ve
ören yerlerini gezmeye dayalı olması, buna karşılık diğer kültür elemanlarından yararlanılmaması bu
sonuçta son derece etkili olmaktadır.
Çizelge-6: 2010 – 2011 Yıllarında İzmir İlinde Müze ve Ören Yeri Ziyaretçileri Sayıları
MÜZE/ÖREN YERİNİN ADI
2010 2011
Ücretli Ücretsiz Müzekart Toplam Ücretli Ücretsiz Müzekart Toplam
ARKEOLOJİ MÜZESİ
4.574 18.870 8.130 31.574 6.665 10.840 3.520 21.025
ATATÜRK MÜZESİ
0 42.568 0 42.568 0 51.924 0 51.924
TARİH VE SANAT MÜZESİ
20.209 5.453 2.140 27.802 30.206 5.612 2.994 38.812
AGORA 32.000 5.094 1.749 38.843 38.490 2.821 1.228 42.539
EFES MÜZESİ 149.930 30.974 18.861 199.765 205.102 34.380 28.802 268.284
EFES 1.324.666 171.424 170.385 1.666.475 1.469.894 196.182 237.724 1.903.800
ST. JEAN 193.203 22.537 16.254 231.994 268.240 25.763 23.127 317.130
YAMAÇ EVLERİ
70.463 0 8.452 78.915 133.382 15.314 0 148.696
BERGAMA MÜZESİ
10.658 6.411 5.410 22.479 8.679 7.265 7.713 23.657
AKROPOL 196.824 21.233 12.404 230.461 212.752 23.541 33.818 270.111
ASKLEPİON 90.036 10.920 9.665 110.621 105.518 20.215 18.394 144.127
BAZİLİKA 20.220 7.822 9.435 37.477 20.138 4.823 7.734 32.695
ÇEŞME MÜZESİ
18.767 9.410 5.463 33.640 26.167 6.527 7.621 40.315
ÖDEMİŞ MÜZESİ
0 3.809 0 3.809 0 2.922 0 2.922
TİRE MÜZESİ 0 6.576 0 6.576 0 8.026 0 8.026
ÇAKIRAĞA KONAĞI
0 22.966 0 22.966 958 19.277 0 20.235
TOPLAM 2.131.550 386.067 268.348 2.785.965 2.526.191 435.432 372.675 3.334.298
(Kaynak: http:// www.izmirturizm.gov.tr)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
72
Şekil-7: 2011 Yılı Bergama Müze ve Ören Yerleri İstatistikleri
2.5. BERGAMA’NIN TURİZM ÇEKİCİLİKLERİNİN GÜNÜMÜZDEKİ KULLANIMI
Bergama turizm arz çekiciliklerinin (doğal, kültürel, hizmet çekicilikleri) günümüzde nasıl
değerlendirildiği, hangi turizm türleri ve aktivitelerinin uygulandığına bakıldığında, tüm bu zenginliğe
rağmen bu çekiciliklerin yeterince kullanılmadığı ve turizm aktivitelerinin de son derece sınırlı olduğu
daha ilk başta söylenebilir.
Bergama doğal çekicilikleri içinde günümüzde en fazla kullanım alanı Kozak Yaylası olmasına
rağmen son birkaç yıla kadar hemen hemen hiçbir şekilde turistik kaynak olarak düşünülmemiş, daha
ziyade yaylada bulunan ve yaylaya da ismini veren çam fıstığı yetiştiriciliğinin ekonomik yönü
üzerinde durulmuştur. Son yıllarda Bergamalı özel bir girişimci önderliğinde, Göbeller ve Demircidere
Köyleri’nde başlayan kırsal turizm aktiviteleri günümüzde yıllık 2000 yabancı ziyaretçiye ulaşmıştır.
Bunun dışında Kozak Yaylası; bisiklet turları, doğa yürüyüşleri ve yayla içinde bulunan mesire alanı ile
yerli ziyaretçiler için günübirlik bir çekim unsuru oluşturmaktadır.
Bergama kültürel çekicilikleri, turizm çekicilikleri içinde ayrı bir öneme sahiptir. En çok
kullanılan turizm çekiciliği olmasına rağmen yine de istenilen düzeyde değildir. Yılda yaklaşık
400.000’e yakın ziyaretçi bu çekim merkezlerini ziyaret etmektedir. Bergama’nın kültür çekiciliklerinin
başında: Akropol, Bergama Müzesi, Asklepion ve Serapis Tapınağı gelmektedir.
Bergama hizmet çekiciliklerini; ulaşım kolaylıkları, konaklama hizmetleri, yiyecek-içecek
hizmetleri, diğer turizm hizmetleri oluşturmaktadır. Bergama’nın dış bağlantılarında kullanılan ulaşım
25833
295927
155959
36535 0
50000
100000
150000
200000
250000
300000
350000
Bergama Müzesi Akropol Örenyeri Asklepion Örenyeri Bazilika Örenyeri
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
73
sektörü yalnızca karayoludur. İlçe içinde de ulaşım altyapısı kalite ve köylere ulaşım açısından oldukça
yeterlidir. Bunun yanı sıra 2010 Ekim ayında hizmete giren Bergama-Akropolis teleferik hattı da,
ilçeye hem bir kolaylık hem de yenilik getirmiştir. Bergama’daki toplam turistik yatak kapasitesi
680’dir. Bergama’ya yönelik turistik talep ile Bergama’nın turistik yatak kapasitesi karşılaştırıldığında,
yatak kapasitesinin son derece kısıtlı olduğu ve ilçede nitelikli 4 ve 5 yıldızlı otellerin bulunmadığı
ortaya çıkmaktadır. Turistik tesislerin yıl içerisindeki kullanım yoğunluğuna bakıldığında tüm
mevsimlerde doluluk oranlan yüksek olduğu görülmektedir. Bunun yanında, Bergama, kültür turları
için günübirlik bir çekim yeri olmasından dolayı özellikle öğle yemeklerine hizmet veren, turist
gruplarını ağırlayan, turistik yiyecek-içecek işletmeleri gelişmiştir ve bunların tamamı turizm
sezonunda yoğundur. Ayrıca, özellikle ören yerlerinin etrafında turistik hediyelik eşya satıcıları da hiz-
met vermektedir. Öne çıkan değerler; halı, kilim, onyx, değerli taşlar, parşömen vb.dir. Son dönemde,
Bergama’nın girişinde açılan alışveriş merkezleri de ilçenin modern bir görünüm kazanmasına katkı
vermektedir (Ataberk, 2011).
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
75
Bölüm III BERGAMA VE ÇEVRESİNİN EKOTURİZM AÇISINDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Dünyada ve ülkemizdeki değişime paralel olarak son yıllarda turizm şekillerinde değişimler
gözlenmektedir. Alışılmış deniz, kum ve güneş’i içeren (3S deniz-kum-güneş) kitle turizmi tatil
anlayışının yerini doğa ile iç içe ve çevreye saygılı (3E, eğlence, eğitim, heyecan) tatil anlayışı almaya
başlamıştır.
Ekolojik dengenin korunması amacıyla ortaya çıkan sürdürülebilirlik kavramı, turizm
faaliyetlerinin doğal ve kültürel kaynaklar üzerindeki olumsuz etkilerinin fark edilmesi, turizmin kendi
geleceğini tehlikeye attığının anlaşılmasıyla, daha uzun vadeli kullanıma dayanan ve farklı isimlerle
anılan ve hepsinin de temelde dayanağı aynı olan turizm türleri ortaya çıkmıştır.
Çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal-kültürel alanlara karşı duyarlı seyahat
olarak tanımlanan ekoturizm turizm felsefesi olarak dikkat çekmekte; ekonomik ve ekolojik verimliliği
bir arada yaşatmayı hedeflemektedir. Özellikle uluslararası talebin yapısındaki değişiklikler, artan
eğitim seviyeleri ve çevre konularına karşı artan ilgi ve bilinç ekoturizm seyahatlerine olan talebi
artırmaktadır.
Dünyada doğayı keşfetmek amaçlı olarak yürütülen ekoturizm, son yıllarda ülkemizde de sık
sık gündeme gelmektedir. Türkiye’nin gelişmekte olan bir ülke olması, doğal ve kırsal kültürel
değerlerinin ve mirasının büyük bölümünün varlığını canlı biçimde sürdürüyor olması, Türkiye’nin
birçok yöresinde ekoturizm için büyük bir potansiyelin varlığını göstermektedir.
Bilindiği gibi Dünyada ve ülkemizde ekoturizm etkinlikleri daha çok dağlarda, yaylalarda,
korunan alanlarda daha geniş bir tanımlama ile kırsal coğrafyada gerçekleşmekte bu nedenle kırsal
turizm, yayla turizmi, çiftlik turizmi ile zaman zaman karıştırıldığına tanık olunmaktadır. Bu kavram
kargaşası kuşkusuz ülkemizde ve literatürde de görülmektedir.
Proje alanı Bergama, M.Ö. 7. yy’da kurulmuş, tarihi ve turistik dokusuyla İzmir’in en önemli
ilçeleri arasındadır. Akropolis ve Asklepion başta olmak üzere birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapan
ilçede, jeotermal su kaynaklarının varlığı da önemli bir çekim gücü oluşturmaktadır. İlçenin tarımsal
üretim gücünü aldığı Bakırçay Ovası da verimli topraklara sahiptir. Bunun yanında ilçeye 20 km.
uzaklıkta bulunan Kozak Yaylası, Bergama Krallığı’ndan bu yana fıstık çamı üretim merkezi olmasının
yanında saklı kalmış turizm potansiyeli ile ilçenin sahip olduğu en önemli doğal çekicilik unsurlarından
biridir.
Verimli tarım topraklarıyla tarım sektörü açısından zenginlikler sunan Bakırçay Ovası ve fıstık
çamı yetiştiriciliğinin hakim olduğu doğal güzellikleri ile de ön planda olan Kozak Yaylası kültür odaklı
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
76
turizmin yanında alternatif turizm türlerinin de gelişme potansiyelinin olduğunu göstermektedir.
Turizm etkinlikleri bütüncül bir şekilde ele alınırsa, kitle turizmine alternatif olacak birçok potansiyelin
farkına varılacaktır.
Kültür turizmi Bergama için önemli olmakla birlikte, sahip olduğu doğal güzellikler ilçeyi
ekoturizm açısından da çekici hale getirmektedir. Son zamanlarda ilçede duyulan ilgi ve görülen
hareketlilik turizmin, ekoturizm temelli çeşitlenip gelişeceğinin bir işaretidir. Ekoturizm potansiyelinin
saptanmasındaki amacımız; Bergama’da ekoturizmin sürdürülebilir olarak gelişmesine katkıda
bulunurken, ilçenin rekabet gücünü arttırmasına da yardımcı olacaktır.
Bergama destinasyonunun coğrafyası “turist ağırlama bölgesi" (tourist resort region)
(Ashworth & Tunbridge, 2000) olarak tanımlanabilir. Ayrıca, Bakırçay’ın döküldüğü Ege Denizi kıyıları,
deniz-güneş-kum turizmi talebi yaratan hemen yakındaki kıyı aktivitelerini de temsil etmektedir.
Yakın çevrede yer alan ören yerleri ziyaretleri (Apollonia, Kanai, Atarneus, Perperene, Parthenion,
Akropol, Asklepion, Bazilika, Bergama Arkeoloji Müzesi, Allianoi vb.) turizm pazarında kültürel miras
turizmi olarak ayrı bir potansiyel sunmaktadır. Dahası korunmuş doğal, tarihsel ve kültürel miras
açısından çeşitlilik sunan, daha az bilinen, sanayinin gelişmediği ve kentsel gelişme baskısından
nasibini almamış yerleşmeler (Kozak Yaylası ve köyleri, Bakırçay Ovası’nın kırsal alanında tarım
ürünlerinin üretim süreçlerini izlemek, tarihi merkez ve kentsel sit alanı vb.) yeni bir paket olarak
ziyaretçilerin ilgisini çekecektir. Böylece turizm, diğer çağdaş kullanımların yanında, köklü tarihi
geçmişi olan Bergama ve çevresinde çeşitli sinerjilerin yaratılmasında farklı açılardan katkı sağlayacak,
buradaki yerleşmeler ‘tarihi turist kenti‘, ‘kültür kenti’, ‘alışveriş kenti’, ‘gastronomi kenti’ gibi rolleri
üslenecektir. (Ashworth& Tunbridge, 2000).
İlçenin ekoturizm potansiyelinin ortaya konulması, yeni turizm yatırımlarının sayısını
artırabileceği gibi, ilçeye gelen yerli ve yabancı ziyaretçi sayısında ve turizmden elde edilen gelirde de
artışa neden olabilecektir. Ancak, ilçenin ekoturizm varlığı bilinmekle beraber potansiyeli hakkında
bugüne kadar herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu tip bir çalışmanın yapılması bu potansiyelin
ortaya konulmasının yanında ekoturizmin ilçede sürdürülebilir büyümesine ve ilçenin rekabet
gücünün artmasına da katkı sağlayacaktır.
Günümüzde, turizm anlayışının değişmesiyle birlikte tek çekiciliğe yada ürüne bağlı kalarak
yapılan turizm yerine, entegre-bütünleşik turistik ürünler oluşturarak, turizmi zamana ve yaymak,
ziyaretçinin kalış süresini uzatmak ve turizmden daha çok gelir elde etmek amacıyla alternatif turizm
türleri oluşturmaya yönelik arayışlar içine girilmiştir. Bu durumda, bulunduğu eşsiz coğrafyada deniz-
güneş-kum turizmine alternatif olabilecek çeşitli potansiyelleri barındıran Bergama’da kültür turizmi
ile başlayan turizm etkinliğini Bergama ve çevresine yayarak ziyaretçilerin farklı arayışlara seçenek
sunmak güçlü bir yaklaşım olacaktır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
77
Özellikle yatırımcıların doğa ve kültür sevenlerin ilgisini çekmek, Bergama turizmini
geliştirerek hak ettiği ilgi ve geliri artırmak projenin çıkış noktası olmuştur. Ekoturizmin, doğal
çekiciliklerin ötesinde kırsal ortamların tarımsal faaliyetleri ve kırsal kültür ile bütünleşme olduğu
hatırlanırsa projenin ortaya çıkış gerekçeleri daha iyi kavranacaktır. Bu projenin amaçlarını ya da
gerekçelerini farklı şekillerde sınıflandırmak mümkündür. Ancak öncelikle Bergama ile ilgili gerekçeler
ve dünya turizmiyle ilgili gerekçeler şeklinde bir ayrım yapılabilir. Bergama açısından gerekçeler;
istihdam yaratmak,
118 köyü olan ilçede kırsal kalkınmayı desteklemek,
alternatif geçim kaynakları oluşturmak,
kadın işgücünü artırmak,
kültürel etkileşim ve işbirliği sağlamak,
koruma-kullanma ilişkilerine dikkat çekmek olarak özetlenebilir.
Dünya turizm hareketleri dikkate alındığında ise;
dünya turizmindeki yeni eğilimler, yeni destinasyonlar ile artan rekabet,
kıyılardan kırsal kesime kayan talep
yaşlanan Avrupa nüfusu,
artan turistik ürün çeşitliliği,
ağırlaşan rekabet koşulları düşünüldüğünde projenin önemi kavranacaktır.
Bergama’da Neden Ekoturizm?
Bergama’nın ekoturizm açısından cazip olmasının neden olan faktörler arz, talep ve diğer
olmak üzere üç bölümde sınıflandırılabilir.
Arz Açısından:
Bergama gibi Dünya Mirası olmaya aday bir antik kent ve tanınmışlık,
Kırların kirlenmemiş, bozulmamış ve kimliğini kaybetmemiş bir ortam sunmaları. Bu “otantik”
olma özelliği, birbirlerinden çok farklı, özgün yapıdaki kırsal alanları ve yerleşmeleri,
Kırsal alanların, doğayla bütünleşen, çok çeşitli etkinliklerin yapılmasına uygunluk göstermesi,
(sözgelimi; ata binme, uzun yürüyüşler, avlanma, bisiklete binme, meyve-sebze toplama gibi),
Geleneksel el sanatları ve yaşam örnekleri,
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
78
Ulaşım olanakları iyi olmakla birlikte konaklamanın geliştirilmesi-köy evlerinden yararlanma
olanakları,
Bergama’yı turizmde cazip kılan çekicilikler ve üstünlüklerdir.
Talep açısından:
Turizm talebindeki değişme: Kıyılardan iç kesimlere kırlara, kırsal kültüre ve Dünya
miraslarına kayma ve Bergama Müzesi ve ören yerlerini gezmeye gelenler, İzmir kent nüfusu,
İzmir’e gelenler Bergama için talep yaratabilir.
Üçüncü yaş için kültür termal-kırı birleştiren entegre turistik ürünlerin varlığı ve çekiciliği.
Genç turistlerin ilgisinin kültüre ve kırlara kayması.
İngilizce’de 3E denilen (entertainment, exciting, education) eğlence-heyecan-eğitim
isteklerinin artması sonucunda dağlar ve yaylaların doğa sporları, kamp kurma açısından
uygunluğu.
Diğer Açıdan:
Arz ve talep özellikleri dışında; Bergama’da ekoturizmin geliştirilmesinde şu nedenler önemli
role sahiptir:
Ekoturizmin, yerli halk için gelir veya ek gelir sağlaması, kadının ekonomik yaşama katılması,
Turizmin ve ekoturizmin alternatif geçim kaynağı oluşturması, iç göçü önlemesi,
Ekoturizmin, kentli ve köylüler arasındaki ilişkileri güçlendirmesi,
Ekoturizmin, doğal ve kültürel çevrenin korunmasına yardımcı olması.
Bergama’nın ekoturizm potansiyelinde arz çekicilikleri son derece zengin, doğal ve kültürel
değerlerinin rekabet düzeyi yüksektir. Potansiyeli tamamlayan talep ve pazar yönleri ise zayıftır. Bu
yüzden ilçenin ekoturizm potansiyelini tüm yönleriyle saptayıp, ondan sonra doğru yerlerde
ekoturizm geliştirilmeli ve gereklerine uygun biçimde yönetilmelidir.
Bergama’nın en önemli şanslarından biri, ekoturizmle entegre olabilecek birçok turizm
türünün aynı kırsal ortamı paylaşabilmesidir. Ekoturizm, kültür turizmi ve termal turizm çok yerde
birbirine eşlik edebilir. Önemli olan, ekoturizm uygulamasında kaliteli bir hizmet sunumu ve özgün
etkinliklerin düzenlenmesidir. Hiçbir zaman turist sayısını artırmak amaçlanmamalı, onun yerine turist
harcamalarını maksimize edecek girişimlerde bulunmalıdır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
79
3.1. BERGAMA’NIN KIRSAL COĞRAFYASI VE EKOTURİZM
Ege Bölgesi'nin dağlık ve geniş düzlükler içeren bazı kesimleri yaylacılığın geliştiği yerler olarak
öne çıkar. Yazın çıkılıp yerleşilen yüksek ve serin yerler olarak adlandırılan yaylaların bir kısmında
geleneksel olarak yaylacılık yapılmakla birlikte son yıllarda dinlenme amaçlı etkinlikler de dikkat
çekmeye başlamaktadır. Ege Bölgesi'nde Madra-Kozak kütlesi, Bozdağlar, Aydın Dağları ve İçbatı
Anadolu'daki yaylalar geleneksel yaylacılığın yapıldığı yöreler arasındadır. Yaylaların yazlık bir
ikametgah ve mera alanı olarak kullanılması, ikinci bir hayat ve geçim kaynağı yaratması, ya da tarım
yapılması, köyden uzak ama sosyo-ekonomik açıdan köye bağlı olması belli başlı ortak özellikleridir.
Yaylalar genellikle yükseğe çıkılan yerlerdir. Ancak nadir de olsa Muğla-Karabağlar yaylası gibi yükselti
itibariyle bulunulan yerden aşağı inilen yaylalar da vardır.
Günümüz yaylalarındaki kullanımlar oldukça farklılaşmış, 1990'lardan sonra rekreasyonel
amaçlı yaylacılık gelişme göstermeye başlamıştır. Turizm Bakanlığı'nın turizmi çeşitlendirme ve
turizmi tüm yıla yayma çabaları içinde Karadeniz yaylalarını turizme açma projesi, teknolojik
donanımlar ve gelişmeler, ulaşım olanaklarının artması sonucunda yaylalara kısa sürede ulaşılması ve
dinlenme amaçlı kullanımların ön plana çıkması ile yayla kullanımında çeşitlilikler dikkat çekmeye
başlamıştır.
Bergama, Ege Bölgesi’nin Ege Bölümünde ve İzmir ilinin kuzeyinde, Bakırçay Havzası’nda yer
almaktadır. İlçenin kuzeyinde Balıkesir ilinin Ayvalık, Burhaniye ve İvrindi ilçeleri, doğusunda Kınık
(İzmir), ve Soma (Manisa) ilçeleri, güneyinde Manisa Merkez İlçesi ve Aliağa (İzmir) ilçesi, batısında ise
Dikili (İzmir) ilçesi ile çevrili bulunmaktadır (Şekil-8). Bergama, İzmir kent merkezine 110 km.,
Ayvalık’a 60 km., Dikili’ye 27 km., Kınık’a 17 km. uzaklıktadır.
Bergama, 1688 km² yüzölçümüne sahip büyük bir ilçemizdir. Bergama topografyasının
temelini kuzeyde Madra Dağı ve güneyde Yunt Dağı ile bu iki dağ arasındaki Bakırçay Havzası
oluşturur. Havzanın tabanında ve ortasından geçen Bakırçay, çevresinde aynı isimde geniş bir ova
oluşturur. Madra Dağı’ndaki en yüksek nokta, 1338 m.’ye ulaşır. Diğer zirveleri, Maya Tepesi ile
Kocadağ ve Kurtburun Tepesi oluşturur. Madra kütlesinin batısında İdris Dağı, güney-güneybatısında
Geyikli Dağı uzanır. Kütlenin güneyinde yükselti azalarak Bakırçay depresyonuna geçilir. Ayrıca bu
bölümün güneyinde yine bir dağlık alan olarak doğu-batı uzantılı Yunt Dağı yer alır ve doğuya doğru
devamında da Soma Dağları başlar (Emekli, 2001). Madra Dağı’nda orta kesiminde, Bergama ilçesinin
kuzeybatısındaki Kozak Yaylası, farklı bir birim olarak kendini belli eder. Doğusunda Madra Dağı
yükseltileri, kuzeyinde Yaylacık Dağı, batısında Esirik Çayı ve güneyinde Kozak Çayı (Madra Çayı) ile
çevrelenir (Şekil-8). Bu çevrede, Kozak (Madra) çayının yerleştiği alüvyon ovaların ortalama yükseltisi
400-500 m, yaylanın ortalama yükseltisi ise 800-1000 m arasında değişmektedir. Geniş bir fıstık çamı
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
80
ormanı ile örtülü yayla, manzara güzellikleri, arkeolojik değerleri, kanyonları, jeolojik oluşumları, su
kaynakları ve kırsal kültürel değerleri ile ilgi çekici bir ortamdır (Emekli, 2003).
Şekil-8: Bergama Çevresinin Turistik Çekicilikleri ve Ekoturizm Olanakları (Kaynak: Baykal ve Emekli, 2010)
Kozak Yaylası (burada birden çok yayla olsa da halk arasında Kozak Yaylası terimi
kullanılmaktadır) Kozak-Madra kütlesinde yer alan bir yayla olup, İzmir'in Bergama ilçesi sınırları
içinde bulunan en güzel ve önemli rekreasyon alanlarından biridir. Bergama, Ege Bölgesinin ve bu
bölgenin merkezi sayılan İzmir'in kuzeyinde, Bakırçay Havzası’nda kurulmuş eski uygarlık
merkezlerinden biridir. Bergama ilçesini kuzeydoğuda Turanlı, kuzeybatıda Kozak, batıda Dikili,
güneydoğuda Kınık ilçesi, güneybatıda ise Zeytindağ yerleşmeleri çevrelemektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
81
2000 yılı verilerine göre toplam 106.536 olan Bergama İlçe nüfusu, 2008 yılı adrese dayalı
nüfus kayıt sistemi sonucuna göre ise 100.671 kişi olarak saptanmıştır. Bu nüfusun %49’u kentte,
%51’i ise kırda yaşamaktadır. Nüfusun Bergama İlçesi’ndeki dağılımında coğrafi özelliklerin belirleyici
olduğu görülmektedir. Nüfus; ova köylerinde yoğun, buna karşılık yaylalarda, Madra ve Yunt
Dağları’ndaki dağ köylerinde oldukça seyrektir. Tarım ekonomisinin yaygın olduğu Bergama’da
(Kaplanoğlu ve Meriç, 2011) yükseklerde ürün çeşidinin ve verimliliğin sınırlı olmasının, bu
kısımlardaki diğer potansiyellerin değerlendirilmemesi nedeniyle göç verilmesinin payı vardır. Verimli
Bakırçay Ovası’nda bulunan köylerde tütün pamuk, buğday, zeytin yetiştirilip bağ-bahçe tarımı
yapılmakta, Kozak Yaylası’ndaki köylerde çam fıstığı toplayıcılığı, dokumacılık, hayvancılık ve
ormancılık gelir kaynaklarını oluşturmaktadır. Bergama Merkez İlçede sanayi ve turizm gibi tarım dışı
faaliyetlerde gelişme eğilimi kaydedilmektedir. Bergama’nın kırsal kesiminde tarım sektörü
ekonominin temelini oluştururken kent merkezinde başat sektör hizmetlerdir (%64). Bergama
Merkez İlçede çalışanların %25’inin istihdam edildiği sanayi sektörü ilçenin tarım sektörünü
destekleyen önemli ekonomik etkinliktir. Kentte tarımsal üretimi işlemeye yönelik sanayi dalları
gelişirken, Bergama’nın ulaşım olanakları ve liman bağlantılarına açık coğrafi konumu nedeniyle, bu
sektör yatırıma açık bir alan olarak görülmektedir. İzmir, Manisa ve Balıkesir il merkezlerine yakınlığı,
zengin tarımsal hammaddenin işlendiği, yöreye özgü ürünlerin (fıstık çamı, peynir, dokuma)
pazarlandığı, kırsal yerleşmelerin ihtiyacı olan çeşitli eşyaların imal edildiği merkez konumunda
bulunması nedeniyle Bergama’da, hizmetler sektörünün kent ekonomisindeki etkinliğine rağmen,
turizme hizmet verecek donatıların/servislerin ve faaliyetlerin gelişmediği görülmektedir. Oysa
Bergama genç nüfus yapısıyla yaratılacak turizm etkinlikleri için gereken insan kaynağına ve ekonomik
güce sahiptir.
Bergama uygun iklim, Bakırçay gibi verimli bir ova ile Madra-Kozak ve Yunt gibi dağlık
alanlara, yaylalara sahip ilçedeki ürün çeşitliliği ile tarımdan vazgeçme lüksü yoktur, olmamalıdır.
Bergama bu yapısıyla kırsal kalkınma çalışmalarına ağırlık vermek zorundadır. Ancak konumuz gereği
bu çalışmada ekoturizme dikkat çekilecektir. Bu nedenle Bergama kırsal yerleşmelerini kısaca tanımak
gerekmektedir. Bergama köyleri 19. yüzyılda kuruluş yerlerine göre; ova köyleri, yamaç köyleri dağ
köyleri ve kıyı köyleri olmak üzere 4 gruba ayrılırken günümüzde üç grupta toplamak mümkündür
çünkü kıyı köyleri Dikili ve Çandarlı idari sınırları içinde kalmaktadır (Emekli, 2011).
1. Ova köyleri: Ova köyleri, dairesel şekilde kurulmuştur. Dairenin merkezinde cami, dükkan
veya kahve bulunmaktadır. Ova köylerinin bu dairemsi yapısı temel yapıyı bozmamak şartıyla bazı
köylerde değişikliğe uğramaktadır. Örneğin iki dairemsi köy birleşerek tek köy haline gelebilmektedir.
(Aziziye-Ayasköy). Ova köylerinde görülen diğer bir değişiklikte köyün eski dairemsi yapısına katılan
yeni evlerin yolun iki tarafında uzanmasıdır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
82
2. Yamaç köyleri; Ovayı sınırlayan bir yamaç üzerinde kurulmuşlardır. Yamaç köylerinin planı
yerleştikleri eğimin şartlarına göre değişmektedir.
3. Dağ köyleri, Madra-Kozak ve Yuntdağı köyleri bu gruba girer. Yerleşim dağınıktır. Ancak
günümüzde yerleşmelerin toplulaştığı görülmektedir. Bu köy halkının büyük bir kısmını Türkmen
(yörük) aşiretlerinin oluşturduğu ileri sürülebilir.
4. Kıyı köyleri: Rum köyleri, kazanın denize yakın kesimlerinde veya deniz kıyısında
bulunmaktaydı. Zeytindağı, Bademli, Altınova, Ayvalık, Kadıköy başlıca Rum yerleşim alanlarını
oluşturuyordu. 19. yüzyılda Bergama kentinde ve köylerinde hemen herkesin az da olsa arazisi vardı.
Bu nedenle halkın büyük bir kısmı, sebze ve meyveye para vermez, kendisi yetiştirirdi. Fazlası ile
pazara getirilip satılırdı. Ev hayvancılığı Bergama kenti ve ova köylerinde yaygındı. İnek, koyun, tavuk,
keçi, manda beslenirdi. Ev hayvancılığının yanı sıra, sürü hayvancılığı da yapılmaktaydı. Süt ve süt
ürünleri açısından oldukça önemli bir yere sahip olan Bergama bugün de bu özeliğini yitirmektedir.
Günümüzde köyler, 19. yüzyıla benzer yerleşim özellikleri göstermektedir. Rum nüfusu
olmadığı için 19. yüzyıldaki gibi bir farklılık dikkati çekmemektedir. Ova, yamaç ve dağ köyleri
şeklindeki ayrım bugün de söz konusudur. Ancak, ulaşım koşullarının gelişmesiyle köyler arasındaki
ilişki ve iletişim artmıştır. Ova köylerinde toplu yerleşim görülürken dağ ve yamaç köyleri de yerleşim
dağınıktır. Geleneksel yapısını kısmen koruyan Kozak ve ova köylerinin günümüz koşullarına uyduğu
buna karşın, Yunt Dağı ve çevresindeki köyler hala geleneksel yapılarını koruduğunu söylemek
mümkündür.
Kozak yaylasında yaşam geleneksel özelliğini korumaktadır. Halk su kaynaklarına yakın yerleri
seçerek çardak biçimi barınaklara yerleşerek günlük faaliyetlerini yapmaktadır. Kozak köylerinde su
kaynakları ve yüzey şekilleri yerleşmelerin toplu olmasında rol oynamaktadır. Yaylalarda yerleşmeler
nispeten dağılsa da suyun bulunduğu yerlerde bir toplanma görülmektedir. Geleneksel yapıyı koruyan
tek katlı ahşap malzemeli evlerin sayısı azalmakla beraber çoğu bakımsızdır. Yayla konutları ise
derme-çatma konutlar ile çardaklardan oluşmaktadır.
Dağ ve yamaç köyleri ova köylerine göre daha kapalı ve içe dönüktür. Kozak ve Yunt dağı
çevresindeki dağ köylerinde hayvancılık, dokumacılık, en önemli geçim kaynaklarıdır. Kozak ve
çevresinde fıstık çamı yetiştiriciliği, orman işçiliği ve süt hayvancılığını ayrıca ekleyebiliriz. Ova
köylerinde tarımsal faaliyetlerden bağ bahçe tarımı, zeytincilik, tütün ve pamuk tarımı yapılmaktadır
ancak ekonomik değeri her geçen gün azalmaktadır.
Turizm potansiyeli yüksek olan Kozak ve çevresi, ekoturizm ve kırsal geliştirilmesine olanak
verirken, ekonomik geliri yeterli olan Kozak halkı turizme uzak kalmayı tercih ederken, bugün
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
83
tarımdan kaynaklanan sorunlar, gelirin azalması turizmin gündemdeki yerini artırması nedeniyle
turizme ilgi gösterilmeye başlamıştır
Kozak'ın bağlı olduğu Bergama ilçesinde ilk turizm hareketleri, kuşkusuz yörenin tarihsel ve
kültürel zenginliklerine bağlı olarak gelişme göstermiştir. 1980'li yıllardan sonra, ülkemizde sağlanan
barış ve huzur ortamı, turizmi destekleyici ve geliştirici politikaların benimsenmesi turizmin
gelişmesine katkıda bulunmuştur. Söz konusu yıllardan itibaren turizm etkinlikleri ülke bütününde
hızla yayılmaya, turistik yatırımlar artmaya başlamış, bu durumdan Bergama da payını almıştır. Çünkü
1980'li yıllarla birlikte ülkemize giriş yapan turist sayısında önemli artışlar olmuş, turizmi
çeşitlendirme ve alternatif turizm arayışları gündeme gelmiştir. Bu gelişim içerisinde, tarihsel ve
kültürel zenginliğe sahip Bergama, İstanbul-Antalya turlarını yapan turist gruplarının uğradıkları bir
yer özelliğini kazanmıştır.
Müze, Akropol, Asklepion ve Kızılavlu gibi ören yerlerini ziyaret eden turist grupları kültür
turizmi kapsamında geldiği ve konaklamadığı için Bergama'da turizm bir gelişme gösterememiştir. İç
turizm faaliyetleri kapsamında ise Bergama Güzellik Ilıcasına şifa bulmak amacıyla gelen yerli
turistlerin olduğu, ancak konaklama imkanı sınırlı olduğu için yıl boyunca gelenlerin sayısının çok az
olduğu açıklanmaktadır. Kaplıcaya gelenlerin daha çok Bergama köyleri ile Dikili, Çandarlı ve Ayvalık
gibi yakın yerleşmelerden geldiği bilinmektedir. Bununla birlikte yine yakın çevre halkının günübirlik
rekreasyonel faaliyetlerde bulunmak ve piknik yapmak için Kozak'a çıktığı belirlenmiştir.
Bergama'nın kullanılmayan en önemli turistik çekiciliklerinden birini oluşturan Kozak yaylası
ve çevresindeki potansiyelden iç ve dış turizmde hiç yararlanılmamaktadır. Sadece ilkbahar ve
sonbahar aylarında güzel doğası, bitki örtüsü temiz havası ve su kaynakları ile ünlü yaylada günübirlik
rekreasyonel faaliyetler amacıyla piknik yapılmaktadır. Oysa, İzmir'in en seçkin rekreasyon
alanlarından biri olan yaylalar; dinlenme, köy yaşamını gözleme, doğa yürüyüşleri, atla gezinti,
bisiklete binme, manzara seyretme ve fotoğraf çekme gibi çok sayıdaki etkinlikler için son derece
uygun bir ortam sunmaktadır. Kozak yaylasının turistik çekiciliklerini anlatmadan önce doğal çevre
özelliklerini ve sosyo-ekonomik yapısını irdelemek gerekmektedir.
3.2. KOZAK YAYLASI’NIN DOĞAL ÇEVRE ÖZELLİKLERİ
Herhangi bir yerin turistik çekicilikleri saptanırken coğrafi verilerden mutlaka
yararlanılmaktadır. Turistik çekicilikler genel olarak doğal çekicilikler (yüzey şekilleri, kıyılar, kıyı ve
plaj özellikleri, iklim, hidrografik özellikler, bitki örtüsü) ve tarihsel-kültürel çekicilikler (antik kentler,
kalıntılar, müzeler, el sanatları, yöresel mutfak, müzik-dans-halk oyunları, tarihi öneme sahip yerler
vb.) şeklinde sınıflandırılmaktadır. Ayrıca ulaşım olanakları, konaklama kapasitesi ve konaklama
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
84
şekilleri, eğlence ve dinlenme olanakları (Foto-1), turistik donanım ve organizasyonlar, alt ve üst yapı
yeterlilikleri de turizmin gelişmesinde etkili olmaktadır.
Konumu ve ulaşımı: Kuzey Ege alt bölgesinde; Edremit Ovası ile Bakırçay vadisi arasındaki
granitik Madra-Kozak kütlesi geniş bir coğrafi birim oluşturur. Bu kütlenin en yüksek noktası
Bergama'nın kuzey doğusunda (kuş uçuşu 25 km.) 1338 m.’ye ulaşır. Madra-Kozak kütlesinin
güneyinde ise Bakırçay'ın katettiği, Bakırçay vadisi ovaları uzanır. Batıda Bayat ve Çandarlı, orta
kesimde Bergama, Soma, doğuda Kırkağaç, Gelenbe ovaları bulunmaktadır (Emekli, 2001).
Kozak yaylası Ege Bölgesi’nin asıl Ege bölümünün, kuzey Ege alt bölgesinde, Bergama ilçe
sınırları içinde yer almaktadır ve kolaylıkla ulaşılmaktadır. Selinos Çayı boyunca ilerleyen Kozak yolu
tümüyle asfalttır. Kozak yaylasının yerleşim merkezi olan Yukarıbey ile Bergama arası 20 km’dir ve 15-
20 dakikada ulaşılmaktadır. Asfalt yol Yukarıbey’den sonra, Aşağıbey'e Kaplan’a, Çamavlu ve
Güneşli'ye ulaşırken bir diğer yol ile Terzihaliller ile çevre köylerine ulaşılmaktadır. Kozak yaylasına
Ayvalık- Bergama yoluyla ulaşmak ta mümkündür.
Denize kıyısı olmayan Kozak'a en yakın kıyı yerleşmesi Dikili'dir ve 45 km.’lik mesafede yer
almaktadır. Deniz gümrük kapısı olarak Dikili (45 km) ve Ayvalık (60 km) deniz giriş kapılarına yakınlık
Bergama'ya yabancı turist gelişi açısından avantaj sağlamaktadır. (Bergama’nın demiryolu ulaşımı
açısından konumuna baktığımızda, en yakın demiryolu Soma'dan geçmektedir ve ilçeye 42 km.
uzaklıktadır. İzmir Adnan Menderes Havalimanı ise Bergama'ya en yakın havalimanıdır (125 km.).
Kozak'ın coğrafi konumu ve sit şartları, ilçe turizminde hem olumlu hem de olumsuz rol
oynamaktadır. Ana karayollarına ve deniz kıyısına yakınlığı idari açıdan zengin bir kültürel mirasa
sahip olan Bergama'ya yakınlığı Kozak'ın erişebilirliğini ve çekiciliğini artırmakta, turizm için uygun
koşullar yaratmaktadır. Bergama, İzmir, Manisa ve Balıkesir il merkezlerine ortalama 100 km.
uzaklıktadır. Ayrıca Ayvalık gibi gelişmiş bir turizm merkezine yakınlığı tarihsel ve kültürel değerler
bakımından zengin olan Bergama'ya yerli ve yabancı turist ziyaretlerini artırmakta (olumlu etki),
ancak gecelemeleri engellemektedir (olumsuz etki). İzmir, Ayvalık gibi turistik yerlere günübirlik
mesafe içinde bulunan Bergama'da konaklamalar oldukça azdır.
Yüzey şekilleri: Ege Bölgesi’nin kuzeyinde, Bergama’nın kuzeybatısında bulunan Kozak yaylası,
doğuda Madra Dağı, kuzeyde Yaylacık Dağı, batıda Esirik Çayı ve güneyde Kozak Çayı (Madra Çayı) ile
çevrilidir. Kozak granodioritik masifi Bergama, Ayvalık, Burhaniye ve İvrindi arasında yükselir. En
yüksek zirveyi 1338 m. yükseklikteki Madra Dağı'ndaki Maya tepesi ile Kocadağ ve Kurtburun tepesi
(968 m.) oluşturur (Sözer, 1990). Masifin orta kesimi Kozak (Madra) çayının yerleştiği alüvyon
ovalarının ortalama yükseltisi 400-500 m., yaylalarının ortalama yükseltisi ise 800-1000 m. arasında
değişmektedir. Geniş bir çam ormanı (Foto-2) ile örtülü yayla, manzara güzellikleri (Foto-3), arkeolojik
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
85
değerleri, dorukları, düzlükleri, kanyonları, jeolojik oluşumları, su kaynakları ve kültürel değerleri ile
ilgi çekmektedir.
İklim özellikleri: Kozak çevresinin yer aldığı kuzey Ege alt bölgesi Akdeniz ikliminin etkisi
altında kalmakla beraber konum olarak kuzeyden gelen hava kütlelerine açık olması, denizden uzak
ve yükseltisinin kıyıya oranla fazla olması nedeniyle kıyıda ve güneyde bulunan meteoroloji
istasyonlarına oranla daha serindir. Zira bu durum yazın önemli bir avantaj oluşturmaktadır. Kozak'ta
bir süre ölçüm yapan Devlet Su İşleri'nin 33 yıllık ölçümlerine göre yıllık ortalama sıcaklık 11.5oC, yıllık
ortalama yağış 939 mm.'dir. Hakim rüzgar yönü ise kuzeydir.
Yörede en soğuk ay Ocak ayıdır ve coğrafi enleme bağlı olarak sıcaklıklar güneye doğru
artmaktadır (Edremit 6.2oC, Ayvalık 7.6oC, Dikili 7.7oC). En sıcak ay Temmuzdur (Edremit 25.7oC,
Ayvalık 26.3oC). Yıllık ortalama yağış bakımından da Kozak iyi bir konuma sahiptir. Kuzey Ege alt
bölgesinde ortalamalar 600-650 mm. arasında değişirken Kozak’da 900 mm.’nin üzerindedir.
Toprak özellikleri ve bitki örtüsü: Kozak çevresinde kahverengi kireçsiz orman toprakları
hakimdir. Fıstık çamı ormanlarının anakayası granittir. Granitin kaba bünyeli ve gevşek topraklar
vermesi ağaç köklerinin derine ulaşmasına izin vermekte ve fıstık çamının gelişmesine yardımcı
olmaktadır.
Hafif eğimli bir tırmanışla ulaşılan Kozak yaylasında yol boyunca, çağla, ceviz, incir, erik,
çitlembik, zeytin, incir, asma, çınar, erguvan, böğürtlen, hayıt, zakkum, dere boyunca çınar, kavak
ağaçlarına rastlanır. Yukarılara doğru çıkıldığında ağaçlar birdenbire renk değiştirir, koyulaşır ve fıstık
çamlarının başladığı anlaşılır. Daha yükseklerde fıstık çamlarına yer yer karaçamlar eklenmektedir.
Orman altı bitki örtüsü laden, üçgül, eğrelti, fiğ, yalancı burçak, kırmızı yumak, tüylü meşe ve
böğürtlenlerden oluşmaktadır. Bu zengin bitki örtüsüne, uzun süre dalında bozulmadan kalabilen
Kozak üzümü ve Kozak elması eklenerek çeşitliliği artırmaktadır.
3.3. KOZAK KÖYLERİNİN YERLEŞME ÖZELLİKLERİ VE SOSYO-EKONOMİK YAPISI
Kozak kütlesi içinde Kozak çayının yerleştiği alüvyonlu ovada yer alan köyler Kozak köyleri
olarak anılmaktadır. Geçen yüzyılda kurulmuş Yörük yerleşmesi olan köyler kurucu Türkmen ailesinin
veya boyunun adını taşır. Kozak köylerinin coğrafi konumu, kolay ulaşımı, verimli ve zengin ardülkeye
bağlı oluşu yörenin eski çağlardan beri yararlanılmasına olanak tanımıştır.
Bergama ve Kozak çevresi tarihin erken çağlarından bu yana yerleşime sahne olmuş, istilalara
uğramış, çeşitli uygarlıkların etkisinde kalmıştır. M.Ö. 2000'lerden itibaren yöre Misia, Eolia, Pitya
uygarlıklarının yerleşim yeri olmuştur. M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'in bölgeye geldiği ileri
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
86
sürülmektedir (Eriş, 1978 ve 1996). Hellenistik ve Roma dönemi özellikleri taşıyan bölgede fıstık,
mısır, üzüm ve şarap, tomruk üretimi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Beylikler Döneminde Karesi beyliğine bağlanan Kozak çevresi uzun süre Karasi beyin oğlu
Yahşibey tarafından yönetilmiştir. 1333 yılında Bergama'ya uğrayan İbni Batuta Kozak'a çıkmış,
çevrenin güzelliğinden yemeklerinden ve ipekten yapılan giysilerden övgüyle bahsetmiştir. Osmanlı
döneminde Kozak'ta yayla hayatı yaşanıyordu. Yazları Edremit, Burhaniye, Altınova taraflarından
Kozak yaylasına çıkma, kışları ise deniz kıyılarına inme yörüklerin en önemli hareketleri olarak
değerlendirilmekteydi. Osmanlı döneminde Bergama'da olduğu gibi Kozak'ta da tarım ve hayvancılık
en önemli geçim kaynağını oluşturmaktaydı. Bizans döneminde yoksullaşan Kozak çevresi Osmanlı
Devletinin kuruluş ve yükseliş döneminde yün, deri, üzüm, kuruyemiş, pekmez, turşu, abacılık ve
ipekçilik ürünleri ile dışa açılmış ve ün kazanmıştır (Eriş, 1996).
Kozak adı günümüzden 300 yıl önce yörüklerin bölgeye yerleşmesi ile söylenmeye başlamıştır.
Fıstık çamının ürünü olan kozalaktan dolayı bu adın verildiği ileri sürülmektedir.
Bugün Kozak'ta Yukarıbey (bucak merkezi), Aşağıbey, Aşağıcuma, Ayvatlar, Çamavlu,
Demircidere, Göbeller, Hacıhamzalar, Hisar, Kaplan, Karaveliler, Kıranlı, Okçular, Güneşli, Terzihaliller
ve Yukarıcuma olmak üzere16 köy vardır. Yukarıbey köyüne bağlı kullanılan 8-9 yayla bulunmaktadır.
Çamavlu'da ise 15-16 yayla yöre halkı tarafından kullanılmaktadır. Kıranlı, Terzihaliller, Göbeller,
Yukarıcuma ve Kaplan köylerinin de 2-3 tane yaylası bulunmaktadır. Kozak köylerinde geleneksel
yaylacılık daha çok yörenin doğu kesiminde toplanmıştır. Kozak köylerinin toplam nüfusu 1927 yılında
5795, 1950'de 6398, 1975'te 7426, 2000 yılında ise 7918'e, 2011’de 7148’e ulaşmıştır. Kozak'taki
nüfus hareketlerini değerlendirecek olursak nüfus sayımlarına baktığımızda artış oranlarının çok
yüksek olmadığı hemen dikkati çekmektedir. Çünkü yapılan görüşmelerde Kozak'ta aile başına 1-2
çocuk düştüğü, 3-4 çocuklu ailelerin oldukça az olduğu belirlenmiştir. Diğer kırsal kesimlerdeki gibi
çocuğun ekonomiye katkısı söz konusu değildir. Üstelik çamlıkların küçük parçalara bölünmesi üretim,
bakım ve hasat işlerini olumsuz etkilemekte ürün ve işçilik kayıplarına neden olmaktadır. Kozak halkı
göç düşünmez, kente yerleşmez ayrıca burada dışarıdan gelip yerleşenlere de pek rastlanmaz. Çünkü
burada malı-mülkü, çamlığı-meşeliği olmayan barınamaz, geçinemez. Üniversite ve yüksekokullarda
okuyan gençler meslek edinerek köy dışında geçimlerini sürdürür. Ancak köylerde onlar adına
yapılmış evleri bulunmaktadır.
Kozak köylerinin nüfus büyüklüklerine bakarsak; 2011 yılı itibariyle Yukarıbey ve Karaveliler'in
nüfusu 2000’e yaklaşırken, diğer köylerin nüfusları ise 200-800 arasında değişmektedir. Büyük
nüfuslu köyler birkaç mahalleli iken diğerleri genellikle tek mahallelidir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
87
Yaylada yaşam geleneksel özelliğini korumaktadır. Halk su kaynaklarına yakın yerleri seçerek
çardak biçimi barınaklara yerleşerek günlük faaliyetlerini yapmaktadır. Kozak köylerinde su kaynakları
ve yüzey şekilleri yerleşmelerin toplu olmasında rol oynamaktadır. Yaylalarda yerleşmeler nispeten
dağılsa da suyun bulunduğu yerlerde bir toplanma görülmektedir.
Köy konutları günümüz mimari özelliklerini yansıtmaktadır. Betonarme, 2-4 yana eğimli
kiremit çatılı, 2-3 katlı evler çoğunluktadır. Kozak köylerinde eğitim öğretim olanakları yeterli
düzeydedir. Hemen hemen her köyün ilköğretim okulu vardır. Kozak Lisesi ise gençlerin lise öğrenimi
tamamlayabilmesi için hizmet vermektedir. Ayrıca Bergama kent merkezine yakınlık ve çeşitli meslek
liselerinin varlığı Kozaklıların eğitim-öğretim seçeneklerini zenginleştirmektedir. Kozak'ta herkes
okuma-yazma bilmektedir. Hatta lise ve üniversite mezunu gençlerin sayısı hayli fazladır.
Ege Bölgesi’nin en geniş fıstık çamı ormanı Kozak’tadır. Fıstık çamlarıyla kaplı bu yaylada
geleneksel olarak yaylacılık faaliyetleri eski önemini yitirse de yıllardır yapılmaktadır. Kozak’ın
geleneksel yaşamında en önemli geçim kaynağı fıstık çamıdır. Özel mülkiyete ait yaylalarda çam
kozalakları, Şubat ayında 3-4 gün içinde toplanır, yazın da 5-6 günde harmanlanır. Haziran ve Temmuz
aylarında evlerin önünde “harım” denilen yerde kıştan beri bekleyen kozalaklar yayılır, güneşte
açılması beklenir ve fıstıklar kozalaklarından ayrılır. Yüksekliği 30-35 m.’ye varan ağaçlardan ürünü
toplamak zordur, ancak diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi çapalama, gübreleme, ilaçlama gibi
zahmetleri yoktur. Yaylada fıstık çamından sonra en önemli geçim kaynağını hayvancılık
oluşturmaktadır. Özellikle büyükbaş hayvancılık Kozak çevresinde mandıracılığın gelişmesini
sağlamaktadır. Çamavlu Tarım Kalkınma Kooperatifi aracılığı ile yapılan Bergama peynirleri pazarlarda
aranmaktadır. Bunun dışında geçimlik düzeyde tarım yapılmaktadır
51 yaylada yaklaşık 500 aile yaylacılık geleneğini sürdürmektedir. Kozak'ın daha çok
doğusunda toplanan yaylalarda Nisan-Eylül ayları arasında kalınmaktadır. Bu sırada büyükbaş hayvan
yetiştiriciliği hakim olmakla beraber, küçükbaş hayvancılık da yapılmakta ve bu tip hayvancılıkla
uğraşanlar yaylada daha uzun süre (kasım ayına kadar) kalmaktadır. Yayla halkının %60’ı büyükbaş,
%40’ı küçükbaş hayvancılık yapmaktadır. Ayrıca her aile suyun olduğu yerlerde geçimlik düzeyde
tarımsal faaliyetlerde de bulunmaktadır Önemli bir ekonomik faaliyet olan hayvancılık ile elde edilen
sütün bir kısmı, özel mandıralar tarafından bir kısmı da Çamavlu Köyündeki Tarımsal Kalkınma
Kooperatifi tarafından toplanmaktadır. Ünlü Bergama peynirlerinin kaynağı da Kozak'tır. Fıstık çamı
da aynı şekilde ya toptan alan özel şahıslara ya da Çamavlu Kooperatifi aracılığı ile başta Ege Bölgesi
ve tüm yurda dağıtılmaktadır.
Kozak'taki granit parke taşı üretimi de önemli bir geçim kaynağı olmaya başlamıştır. Gri ve
pembe renkli granitler yapı taşı, döşeme ve aksesuar taşı olarak kullanılmaktadır. Özellikle yurtdışına
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
88
da ihraç edilmesi ekonomik olarak önem taşımaktadır. Terzihaliller, Aşağıcuma, Hacıhamzalar granit
ocaklarının yoğunlaştığı köylerdir. 150000 ton civarında üretilen parke taşları ülke içinden başka
Almanya, İsviçre ve Arap ülkelerine satılmaktadır.
Bunların yanı sıra Kozak’ta posta, telefon sağlık (sağlık ocağı), güvenlik (jandarma) hizmetleri
de yeterlidir.
3.4. KOZAK YAYLASI’NIN TURİSTİK ÇEKİCİLİKLERİ
Turistik çekicilikleri doğal ve tarihsel-kültürel çekicilikler şeklinde sınıflandırdığımızda Kozak'ın
bu açıdan avantajlı olduğunu ifade edebiliriz. Ulaşımı, yüzey şekilleri, iklimi, bitki örtüsü turizmi
destekleyen niteliklere sahiptir. Yörenin kırsal özellikler taşıması turizm türleri bakımından çeşitlilik
sunmasına olanak sağlamaktadır. Diğer bir ifadeyle kırsal alanı paylaşan pek çok turizm türü ve
turistik etkinlik vardır: kamp-karavan turizmi, eko turizm, mağara turizmi, kış sporları ve dağ turizmi,
çiftlik turizmi, yayla turizmi ilk akla gelenler arasındadır. Kırsal alanların bir diğer özelliği de kırsal
kültürle bütünleşerek, yörenin yerel kültür özelliklerinin tanınmasına olanak sağlamasıdır. Bu nedenle
kırsal mekanlar yerel kültürle birleşerek hem kırsal hem de kültürel turizme zemin hazırlamaktadır.
Kozak yaylası doğal güzelliklerinin yanı sıra gün ışığına çıkmayı bekleyen tarihi ve kültürel
değerleri ile turizminin gelişmesine olanak tanır. Perperene antik kentinin kalıntıları, Aşağıbey’in Çakıl
yaylasında bulunmaktadır. Bu antik kent Ayvalık-Bergama yolu üzerinde, Aşağıbey köyünün 1 km.
kuzeyinde bir yayla kentidir. Bergama Krallığı döneminde yaylalardaki verimli tarımsal alanların
değerlendirilmesi amacıyla kurulduğu ileri sürülmektedir. Tiyatro, tapınak, agora ve hamam gibi
yapıların olduğu bilinmektedir. Çamavlu köyündeki Asar kale ile Roma ve Bizans dönemine ait çeşitli
kalıntılar Kozak’ın kültürel zenginliğini artırmaktadır. Perperene antik kenti kalıntıları Aşağıbey köyü
karşısında bulunan Çakıl yaylasında bulunmaktadır. Perperene küçük bir Akropol'ün içinde 2000
seyirci kapasiteli bir tiyatro, hamam ve tapınakları ile dikkat çeker (Akurgal, 1989).
Okçular köyünde bulunan, Roma ve Bizans özelliklerini yansıtan Okçular Kalesi'nin sur
duvarları ayakta kalmıştır. Askeri ve savunma özellikleri ağır basan kalede ev, saray, tapınak temelleri
ve sarnıçlar görülebilmektedir. Göbeller köyünün Roma ve Bizans döneminde dinsel bir merkez
olduğu ve Hıristiyan kesişlerin konakladığı bir yer olduğu ileri sürülmektedir. Asar tepeye doğru
yükseldikçe kayalara oyulmuş mezarlar ve lahit kapakları görülmektedir. Kozak-Kıranlı köyünde ise
küçük bir kilisenin varlığı dikkat çekmektedir.
Yörenin yerel kültürünü yansıtan halı, kilim, heybe gibi dokumalar ve bu dokumalarda
kullanılan kök boyalar, desenler, renkler oldukça ilgi çekicidir. Kozak halıları Selçuklu halılarının bir
devamıdır. Geometrik, çizgisel ve bitkisel motifli dokumalardaki hakim renk kırmızı ve mavidir. Ayrıca,
beyaz, sarı ve yeşil yardımcı renkler olarak kullanılır. Kozak'ta Çamavlu, Kıranlı, Terzihaliller,
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
89
Hacıhamzalar, Aşağıcuma, Yukarıcuma ve Yukarıbey halıcılıkta öne çıkan köylerdir. Kozak
dokumalarının, halı, kilim, heybe, seccade, çorap, çuval, ekmek torbası gibi çeşitleri bulunmaktadır.
Halı ve kilimlerdeki dokuma şekilleri, boyama teknikleri, desenleri, biçimleri dokumaların antika değer
kazanmasına neden olmuştur. Ayrıca yazma-başörtüsü kenarlarına yapılan oyalar, el sanatlarındaki
bir başka zenginliktir.
Kozak kültürünün en önemli yanlarından biri halkın gelenek ve göreneklere bağlılıklarını
sürdürmesidir. Sözgelimi, kız isteme, düğün, kına yakma, gelin oynatma, çeyiz serme, doğum, askere
gönderme, cenaze töreni, yeme-içme şekilleri, halk oyunları halen Kozak'ta tüm canlılığı ve otantikliği
ile yaşamaktadır. Bununla birlikte fıstık çamlarından ürünü toplamanın zorluğu bilinmekte ve bu
gelenekleri de etkilemektedir. Şöyle ki; Kozak’ta fıstık çamını toplama, kurutma, kozalak ayıklama,
künar süpürme, künar süzme gibi gelenekler eğlenceli bir şekilde devam etmektedir. Hatta fıstık
ağacına çıkamayana ya da çamdan düşene kız verilmemektedir. Yerel kültür ürünlerini koruyan ve
yaşatan Kozak'taki bu durum turizm açısından önemli bir çekicilik kaynağını oluşturmaktadır. Kozak
kadınları çalışkanlıkları ve becerileri ile de dikkat çekerler. Dokuma işini bilmeyenin yuva
kuramayacağına inanılır. Ayrıca, yoğurt, peynir, tereyağı, bulgur, erişte, tarhana, yufka, salça, pekmez
ve yaz sebzelerinin kurutulması kış için hala yapılan geleneksel hazırlıklardır. Bu ürünlerin turistik
ürün haline getirilmesi mümkündür. Çünkü kırsal turizmde yerel kültüre ilişkin ürünler ilgi çekici
bulunmakta, turistler bu tür ürünleri yerinde görmek-izlemek istemekte hatta bazı etkinliklere (köy
sofrasında yemek yeme, ürün toplama, halı dokuma) katılmayı arzulamaktadırlar. Ancak bu
ürünlerden turizmde yararlanılması düşünülürken Kozak halkının gelenek ve göreneklerine olan
bağlılıklarını saygıyla karşılayan bir turizm anlayışının geliştirilmesi gerektiğinin altını çizmemiz
gerekmektedir.
Verimli Bakırçay Ovası, Kozak Yaylası, Madra ve Yunt Dağları çam fıstığı, zeytin, pamuk,
buğday, tütün gibi çeşitli türdeki tarım, sebze ve meyve ürünlerinin yetiştirildiği uygun iklim
özelliklerine sahiptir. Kırsal turizm kapsamında farklı mevsimlerde çeşitli tarımsal ürünlerinin
toplama, hasat ve üretim dönemleri ziyaretçiler için cazibe yaratabilir. Bu türde etkinliklere ve
festivallere katılarak ziyaretçilerin gerek kırsal gerekse kültürel ve sportif aktivitelerde bulunmaları
sağlanabilir.
Ekoturizm açısından Kozak Yaylası’nı da içine alan Madra Dağları ve Yunt Dağı doğal (flora-
fauna), tarihsel, kültürel ve folklor özellikleri ve önemli noktalara ve gelişmiş karayollarına yakınlıkları
(ana ulaşım koridorları; İstanbul-Edirne-Çanakkale-İzmir) ile spor, koşu, bisiklete binme, yürüme,
avcılık, piknik yapma, kutlama ve diğer rekreatif aktiviteler için elverişli ortamlar ve atmosferler
sunmaktadır. Günümüzde, Kozak Yaylası ve çevresi resmi tatillerde ve hafta sonlarında kırsal
rekreasyon aktiviteleri için hizmet vermektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
90
Her yıl Mayıs ayının son haftası ve Haziran ayının ilk haftası kutlanan Bergama Kermesi’nin
ikinci günü piknik ve yürüyüş amaçlı olarak Kozak Yaylası’nda geçirilmektedir. Kozak Yaylası’ndaki köy
evlerini, ekoturizm ve kırsal turizm kapsamında, konaklama amacıyla kullanmak mümkündür.
Diğer taraftan Bergama kent merkezi içinden Bakırçay’ın ikinci önemli kolu olan Bergama Çayı
geçmektedir. Bakırçay ve kolları rafting vb. sporlar açısından elverişli değildir ama görsel açıdan ve
mikro-klima bakımından çevresel estetiğe katkı yapmakta, kıyılarında amatör balıkçılık ve
rekreasyona yönelik faaliyetlere imkân vermektedir.
Turizm etkinliğinde ‘tarihsel mirasın öneminin artması kültür turizmini yaratırken, tarihi
kaynakların değer kazandığı geniş bir pazar çeşitlenmesini de getirmektedir. Bu yöndeki yaklaşımlar
farklı amaçlardaki grupların ilgisini çeken yeni, özgün varış noktaları için yarışma olasılığı
yaratmaktadır. Ayrıca, kıyı alanları açısından tarihi, termal, kırsal yerleşmelere odaklanan yeni çekim
noktaları tatil deneyimlerini artırmanın yanında süre ve mekân açısından da farklılık ve yeni olanaklar
sağlar. İlgi çekici tarihi mekânlar hava koşullarına daha az bağımlıdır ve kıyı donatılarının bulunduğu
alanlar dışında konumlanmaktadır. Böylelikle, tatil paketlerinde tarihi ve kültürel ögelere de yer
verilmesi ile hem tatil sezonu uzatılabilir hem de tatil yöresi kıyının gerisinde kalan alanları da
kapsayacak biçimde genişletilebilir.
3.5. KIRSAL COĞRAFYA, KÖYLER VE EKOTURİZM
Bergama’da Ekoturizm Sektör Analizi Projesi kapsamında yapılacak çalışmalar hakkında
paydaşları ve hedef grubu bilgilendirmek ve projeye katılımlarını sağlamak amacıyla, proje ortakları
ve iştirakçilerinin katıldığı bir çalıştay gerçekleştirilmiş ve köy muhtarlarına yönelik bir bilgilendirme
toplantısı düzenlenmiştir. Çalıştaylarda ve bilgilendirme toplantısında alınan bilgiler ışığında
Bergama’da ekoturizm potansiyeli taşıyan köyler belirlenmiştir. Bergama ilçesinde 118 köy
bulunmaktadır; ancak proje süresinin üç ay ile sınırlı olması nedeniyle, proje başvuru formunda
öngörüldüğü üzere bu köylerden potansiyel teşkil eden köyler ile görüşülmüştür.
Köyler belirlenirken coğrafik özellikleri yanında Bergama konusunda daha önce yapılan
çalışmalar göz önüne alınarak (Emekli, 2011), Dağ köyleri, Yamaç köyleri ve Ova köyleri olmak üzere
üç bölüme ayrılmıştır. Çalıştayda ve bilgilendirme toplantısında iştirakçi kurumlar ve muhtarlardan
alınan bilgiler ışığında her bölgeyi öne çıkan özellikleriyle temsil edebilecek 72 köy tespit edilmiş ve bu
köylere öncelik verilmiştir.
Görüşme yapılan köylerin listesi aşağıdaki tabloda sunulmaktadır. Ekoturizm açısından zengin
bir arz potansiyeli taşıması ve daha önce turizm çalışmaları yapılması nedeniyle Kozak Yaylası’na bağlı
16 köyün tamamı ziyaret edilmiştir. Diğer bölgelerden ise potansiyel taşıdığı düşünülen köylere yer
verilmiştir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
91
Görüşmeler köy muhtarları ile gerçekleştirilmiş; yalnızca 6 köyde, köyün muhtarının yerinde
olmaması nedeniyle konu ile ilgili bilgi alınabilecek kişilerle (aza ve/veya okul müdür vb.)
görüşülmüştür. Görüşmelerde, köylerin demografik özellikleri, mevcut geçim kaynağı, köyün ziyaretçi
alıp almadığı, el sanatları, geleneksel değerleri, doğal yapısı, altyapı olanakları ve eksiklikleri, yöre
halkının yerli ve yabancı turiste bakışı gibi ekoturizm potansiyelini belirleyecek unsurlar ile ilgili
sorular sorulmuştur. Görüşmeler sonucunda elde edilen bilgiler ve bu doğrultuda köylerde yapılması
gereken faaliyet ve düzenlemeler raporun bu bölümünde detaylı olarak sunulmaktadır. Köyler
öncelikle bulundukları alana göre sınıflandırılmıştır; sonrasında aynı bölgede yer almasına rağmen
doğal yapı, kültür vb. açıdan farklı özellikler taşıyan köyler bağlı oldukları bölge yerine benzerlik
gösteren civarındaki bölge köyleri ile birlikte değerlendirilmiştir. Örneğin Madra Dağı’nda yer alan
köyler Kozak ile aynı bölgede bulunmasına rağmen, altyapı olanakları, yerel ürünler vb. özellikleri
farklılık göstermesi nedeniyle kuzeydoğu bölgesine dahil edilmiştir. Bu doğrultuda, rapor
hazırlanırken köyler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır. Bunlar; Kozak köyleri, Yunt ve Zeytindağ
köyleri, Madra-Turanlı-Göçbeyli-Ayaskent köyleri, Bergama merkez köyleri olmak üzere dört ana
bölümden oluşmaktadır. Aşağıdaki Bergama haritasında bölgeler verilmektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
92
Şekil-9: Bergama Morfografik Haritası ve Yöreleri (Kaynak: Sönmez, 2008)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
93
Çizelge-7: Görüşme Yapılan Yörenin Genel Olarak Ekoturizm Potansiyeli
Bergama İlçesi Ekoturizm Potansiyeli
Yöre Az Orta İyi
Kozak Köyleri +
Zeytindağ Köyleri +
Göçbeyli-Ayaskent-Turanlı-Madra Köyleri
+
Yunt Dağı Köyleri +
Bergama Merkez Köyleri +
Çizelge-8: Görüşme Yapılan Köylerin Ekoturizm Potansiyeli
ZİYARET EDİLEN KÖYLER
EKOTURİZM POTANSİYELİ
Yok Az Orta İyi
1 AKÇENGER
2 ALİBEYLİ
3 ARMAĞANLAR
4 AŞAĞIBEY
5 AŞAĞICUMA
6 AŞAĞIILGINDERE
7 AŞAĞIKIRIKLAR
8 ATÇILAR
9 AVUNDURUK
10 AYVATLAR
11 AZİZİYE
12 BALABAN
13 BAYRAMCILAR
14 BOZKÖY
15 BOZYERLER
16 ÇAKIRLAR
17 ÇALTIKORU
18 ÇAMAVLU
19 ÇAMKÖY
20 ÇELTİKÇİ
21 CEVAPLI
22 ÇİTKÖY
23 DEMİRCİDERE
24 DEREKÖY-BUCAK MERKEZİ
25 DERİCİKÖY (TEKKEDERE)
26 DOĞANCI
27 GAYLAN
28 GÖBELLER
29 GÖKÇEYURT
30 GÜLTEPE
31 GÜNEŞLİ
32 HACIHAMZALAR
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
94
ZİYARET EDİLEN KÖYLER
EKOTURİZM POTANSİYELİ
Yok Az Orta İyi
33 HİSARKÖY
34 İSMAİLLİ-BUCAK MERKEZİ
35 KADIKÖY
36 KALEARDI
37 KAPIKAYA
38 KAPLANKÖY- Kozak
39 KARAVELİLER
40 KIRANLI
41 KIRCALAR
42 KOCAHALİLLER
43 KOCAKÖY
44 KOYUNELİ
45 KOZLUCA
46 KURFALLI
47 KÜÇÜKKAYA
48 MARUFLAR
49 OKÇULAR
50 ÖKSÜZLER
51 ÖRENLİ
52 ÖRLEMİŞ
53 ORUÇLAR
54 PAŞAKÖY
55 PINARKÖY
56 SAĞANCI
57 SARICAOĞLU
58 SEKLİK
59 SİNDEL
60 TEĞELTİ
61 TEPEKÖY
62 TERZİHALİLLER
63 TIRMANLAR
64 TOPALLAR
65 YALNIZEV
66 YENİLER
67 YERLİTAHTACI
68 YORTANLI
69 YUKARIBEY-BUCAK MERKEZİ
70 YUKARICUMA
71 YUKARIKIRIKLAR
72 ZAĞNOS
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
95
Görüşme yapılan köylere ait nüfus, konum ve tarımsal ürünler aşağıdaki tabloda
sunulmaktadır.
Çizelge-9: Bergama’da Ekoturizm Potansiyeli Olan Köylerin Alfabetik Dizini ve Temel Özellikleri
KÖYÜN ADI KONUMU NÜFUSU TARIMSAL ÜRÜN
1 AKÇENGER Kuzeydoğu 275 -
2 ALİBEYLİ Kuzeydoğu 551 Mısır, Pamuk
3 ARMAĞANLAR Güneydoğu 166 Çam Fıstığı
4 AŞAĞIBEY Kozak Yaylası 621 Çam Fıstığı, Üzüm
5 AŞAĞICUMA Kozak Yaylası 651 Çam Fıstığı
6 AŞAĞIILGINDERE Kuzeydoğu 130 -
7 AŞAĞIKIRIKLAR Güneybatı 593 Pamuk, Mısır, Domates, Ayçiçeği
8 ATÇILAR Yunt Dağı 78 Antep fıstığı
9 AVUNDURUK Kuzey 92 -
10 AYVATLAR Kozak Yaylası 321 Çam Fıstığı, Üzüm
11 AZİZİYE Kuzeydoğu 339 -
12 BALABAN Yunt Dağı 42 -
13 BAYRAMCILAR Yunt Dağı 203 -
14 BOZKÖY Güneybatı 361 Pamuk, Mısır, Domates, Zeytin
15 BOZYERLER Yunt Dağı 262 Zeytin
16 ÇAKIRLAR Güneybatı 69 Zeytin
17 ÇALTIKKORU Kuzeydoğu 74 -
18 ÇAMAVLU Kozak Yaylası 578 Çam Fıstığı
19 ÇAMKÖY Güneybatı 208 Zeytin, Buğday, Mısır, Bamya, Domates, Ayçiçeği
20 ÇELTİKÇİ Kuzeydoğu 249 Tütün
21 CEVAPLI Güney 83 Zeytin, Mısır, Domates, Buğday
22 ÇİTKÖY Kuzeydoğu 202 -
23 DEMİRCİDERE Kozak Yaylası 163 Çam Fıstığı, Zeytin, Üzüm
24 DEREKÖY-BUCAK MERKEZİ Kuzeydoğu 171 Zeytin, Arpa, Buğday, Fiğ
25 DERİCİKÖY (TEKKEDERE) Güneybatı 249 Zeytin, Buğday, Pamuk, Mısır
26 DOĞANCI Kuzeydoğu 125 Pamuk, Mısır, Domates, Arpa, Buğday
27 GAYLAN Güneydoğu 158 Tütün
28 GÖBELLER Kozak Yaylası 390 Çam Fıstığı
29 GÖKÇEYURT Kuzey 70 -
30 GÜLTEPE Kuzeydoğu 39 -
31 GÜNEŞLİ Kozak Yaylası 235 -
32 HACIHAMZALAR Kozak Yaylası 258 Çam Fıstığı
33 HİSARKÖY Kozak Yaylası 234 Çam Fıstığı
34 İSMAİLLİ-BUCAK MERKEZİ Yunt Dağı 337 Antep Fıstığı
35 KADIKÖY Kuzeydoğu 532 -
36 KALEARDI Kuzey 76 Tütün
37 KAPUKAYA Kuzeybatı 50 -
38 KAPLANKÖY- Kozak Kozak Yaylası 399 Çam Fıstığı
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
96
KÖYÜN ADI KONUMU NÜFUSU TARIMSAL ÜRÜN
39 KARAVELİLER Kozak Yaylası 756 Çam Fıstığı
40 KIRANLI Kozak Yaylası 470 Çam Fıstığı, Üzüm
41 KIRCALAR Kuzeydoğu 199 Tütün, Buğday, Zeytin
42 KOCAHALİLLER Yunt Dağı 33 Maydanoz, Marul, Domates
43 KOCAKÖY Yunt Dağı 50 -
44 KOYUNELİ Yunt Dağı 395 Zeytin, Tütün, Bamya
45 KOZLUCA Kuzeydoğu 382 Pamuk, Tütün, Domates, Biber
46 KURFALLI Güneybatı 304 Bamya, Buğday, Pamuk, Mısır, Zeytin
47 KÜÇÜKKAYA Güneybatı 543 Pamuk, Zeytin
48 MARUFLAR Güney 73 -
49 OKÇULAR Kozak Yaylası 286 Çam Fıstığı, Üzüm, Zeytin
50 ÖKSÜZLER Yunt Dağı 210 Antep Fıstığı
51 ÖRENLİ Kuzey 512 -
52 ÖRLEMİŞ Yunt Dağı 341 Zeytin, Buğday, Bakla
53 ORUÇLAR Kuzeydoğu 514 Ceviz, Badem, Kestane, Fasulye
54 PAŞAKÖY Kuzeydoğu 190 -
55 PINARKÖY Güneybatı 909 Zeytin, Bamya, Pamuk, Buğday, Mısır
56 SAĞANCI Güneybatı 384 Zeytin, Bamya, Buğday
57 SARICAOĞLU Kuzeydoğu 181 Tütün
58 SEKLİK Yunt Dağı 342 -
59 SİNDEL Güneydoğu 248 Zeytin, Çilek
60 TEĞELTİ Güneybatı 224 Zeytin
61 TEPEKÖY Güneybatı 1118 Bamya
62 TERZİHALİLLER Kozak Yaylası 322 Çam Fıstığı
63 TIRMANLAR Madra Dağı 671 Zeytin
64 TOPALLAR Madra Dağı 299 -
65 YALNIZEV Güneybatı 731 Pamuk, Bamya, Tütün
66 YENİLER Kuzeydoğu 152 -
67 YERLİTAHTACI Kuzeybatı 183 -
68 YORTANLI Kuzeydoğu 76 -
69 YUKARIBEY-BUCAK MERKEZİ Kozak Yaylası 1224 Çam Fıstığı
70 YUKARICUMA Kozak Yaylası 240 Çam Fıstığı
71 YUKARIKIRIKLAR Kuzeydoğu 173 -
72 ZAĞNOS Kuzeydoğu 100 Mısır, Domates, Pamuk
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
97
3.5.1. KOZAK YAYLASI KÖYLERİ
Bergama’nın kuzeybatısında yer alan Kozak’ta 16 köy bulunmaktadır. Gerek doğal çekicilik
gerekse ekoturizm faaliyetlerinin birkaç köyde başlamış olması ve halkın bu konuya olumlu yaklaşımı
nedeniyle bu köylerin tümü ziyaret edilmiştir.
Köyler ve konumları ile taşıdığı potansiyeller aşağıdaki verilmektedir.
Şekil-10: Kozak Yöresi Ekoturizm Potansiyeli Haritası* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)
* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
98
Çizelge-10: Kozak Yöresi’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri
KOZAK YÖRESİ
KÖY ADI
FAALİYETLER
Doğa
Yürüyüşü Bisiklet
Yeme
İçme Konaklama
Kültür
Turizmi
Yerel
Ürünler Diğer
AŞAĞIBEY Kuş gözlemciliği, yamaç paraşütü, jeomorfolojik oluşumları izleme
AŞAĞICUMA - - Safari, kampçılık, av turizmi, doğa fotoğrafçılığı
AYVATLAR - Kampçılık, orienteering, festival turizmi
ÇAMAVLU - - Bitki gözlemciliği
DEMİRCİDERE - - -
GÖBELLER Kampçılık, kuş gözlemciliği
GÜNEŞLİ - - - - Kampçılık
HACIHAMZALAR - - - - - Bitki gözlemciliği
HİSARKÖY - - - - - - -
KAPLAN - - - Av turizmi
KARAVELİLER - - - -
KIRANLI - - - Yayla turizmi, çiftlik turizmi
OKÇULAR - -
TERZİHALİLLER - - - - - - -
YUKARIBEY Orienteering, doğa fotoğrafçılığı, festival turizmi
YUKARICUMA - - - -
Köyler ile yapılan görüşmeler sonucu edinilen bilgiler ve yapılan değerlendirmeler aşağıda köy
bazında sunulmaktadır:
Yukarıbey Köyü
Yukarıbey Köyü, Kozak Yaylası’nın merkez köyüdür ve diğer köylerin kesişim noktası olması
açısından önemli bir yere sahiptir. Köyün nüfusu, 590’ı erkek, 634’ü kadın olmak üzere 1224 kişidir. 0-
18 yaş dağılımının nüfusun %20’sini, 18-35 yaş dağılımının %40’ını, 35 yaş ve üstü grubun %40’ını
oluşturduğu köy muhtarı tarafından belirtilmiştir. Türkiye’de Lisesi olan tek köy olduğu söylenmiştir.
15 kişinin üniversite mezunu, 100 kişinin lise mezunu olduğu, köyde okuryazar olmayan 4 kişi
bulunmakla birlikte, geriye kalan kişilerin ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu, Yukarıbey
Köyü’nde 2 kişinin çok az İngilizce bildiği öğrenilmiştir. Köy, taş ocaklarında çalışmaya gelen işçiler
nedeniyle göç almakta olduğu vurgulanmıştır. Köy nüfusunun geçim kaynağının başta çam fıstığı
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
99
olmak üzere hayvancılık, yem bitkileri ve az miktarda arıcılık olduğu ve turizm alanında 2 kişinin yaz
aylarında Antalya’da çalışmakta olduğu ifade edilmiştir. Kadınların, fıstık fabrikalarında veya tarlada
çalıştığı, fıstık topladığı, el işleri ile uğraştığı, hayvanlara bakarak ekonomik hayata katıldığı bilgisi
alınmıştır. Köy halkının büyük bir kısmı geçimini çam fıstığından sağladığı, ancak Kozak’taki çam
ağaçlarında yaşanan kuruma ve verim kaybı nedeniyle geçtiğimiz 3 yıl içerisinde çam fıstığı ağaçlarının
çok az mahsul verdiği ve gelecek üç yılda da aynı şekilde devam edeceği vurgulanmıştır. Fıstık
çamlarında yaşanan verim kaybı nedeniyle köy halkı, arıcılık, halıcılık gibi, alternatif gelir kaynakları
aramaya başladığı belirtilmiştir. Köyün altyapı sıkıntısının bulunmadığı, yalnızca yollar dar olduğu için
maden ocaklarına giden kamyonların yolu kapattığı ve bir yerden başka bir yere varış süresini uzattığı
ifade edilmiştir.
Köy halkının çevresine ve köyün temizliğine son derece önem verdiği gözlemlenmiştir.
Çoğunlukla yaz aylarında köye turlar düzenlendiği ve yerli ya da yabancı turistlerin köye geldiği,
yöresel yemeklerin, tatlıların tadına bakma şansına sahip olduğu söylenmiştir. Köyü ziyaret eden yerli
ve yabancı turistlerin, çarşıda gezinip, çam fıstığı, fıstık tatlısı, fıstık helvası, bal ve sucuk satın aldıkları
vurgulanmıştır. En geniş pazarın bu köyde kurulduğu vurgulanmış ve bu köyde yöresel ürünlerin
satıldığı organik bir pazar kurulabileceği ve buna yönelik turizm faaliyetleri gerçekleştirilebileceği
ifade edilmiştir. Ziyaretçilerin köyde konaklamayı istediği, ancak kalacak yer olmadığı için geri
dönmek zorunda kaldığı belirtilmiştir. Fıstıkçılığın artık yeterli bir gelir kaynağı olmamasından ötürü
turizme yönelmenin iyi bir fikir olacağı tarafımıza iletilmiştir. Fıstık çamlarında verim kaybı yaşandığı
için, ailelerin ev pansiyonculuğuna sıcak baktığı, ancak çoğu ailenin evinin bunun için uygun olmadığı
ifade edilmiştir. Köy muhtarı, bungalov evler yaptırmak için fon arayışı içerisinde olduğunu
belirtmiştir. Bungalov evleri yerine her evin kendi bahçesine saz ev yapıp kiralamasının, köyün görsel
dokusunun bozulmaması açısından daha iyi olacağı ve böylelikle turistlerin çiftlik-tarım faaliyetleri
gerçekleştirebileceği ilçede yaşayan özel bir girişimci tarafından tarafımıza iletilmiştir. Yukarıbey
köyünde, ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler
şunlardır:
Bungalovlar/Saz evleri
Ev pansiyonculuğu
Yöresel yemeklerin sunulması (sütlü çorba, keşkek, güveç, saray tatlısı (Foto-15), yaprak
sarma)
Yöreye özgü ürünlerin satışı (çam fıstığı, fıstık tatlısı, fıstık helvası, fıstık ağdası, bal, sucuk)
(Köyde yöresel ürünlerin satıldığı organik pazar kurulması ile bölgeye günübirlik turist
çekilebilir)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
100
Doğa yürüyüş yolları
Festival turizmi
Kültür turizmi
Doğa fotoğrafçılığı
Bisiklet turizmi (yolları)
Doğa keşfi
Orienteering (Kozak pilot bölge)
Ulaşım sorunlarının giderilmesi
Yerel rehberler yetiştirilmesi
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması ile köyün potansiyeli değerlendirilebilecektir.
Aşağıbey Köyü
Köyün nüfusu 317’si kadın, 304’ü erkek olmak üzere 621 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan
görüşmelerin neticesinde alınan verilerden, genç ve yaşlı nüfusun eşit olarak dağılım gösterdiği
öğrenilmiştir. 10 kişinin üniversite mezunu, 30 kişinin lise mezunu, okuryazar olmayan 2 kişi
bulunmakla birlikte, geriye kalan nüfusun ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu, Aşağıbey
Köyü’nde İngilizce bilen bulunmadığı ve çalışmak, üniversite okumak için Bergama’ya veya Türkiye’nin
farklı bölgelerine göç verdiği öğrenilmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağının fıstık, bağcılık (sofralık
üzüm) ve hayvancılık olduğu ve köyde Pekmezlik üzüm (Kınalı üzüm, Ak üzüm, Kara Yaprak, Kaba
Misket, Alamşa) ve sofralık üzümün farklı türlerinin yetiştirildiği, köy muhtarı tarafından ön plana
çıkarılmıştır. Hatta Şikka (kozak beyazı), Gemre (kozak siyahı) üzümlerinin, Kozak yöresine has üzüm
türleri olarak literatüre geçtiği ifade edilmiştir. Kadınların, fıstık toplayarak, üzüm hasadı yaparak eve
ekonomik katkıda bulunduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı, topraklarının meyvecilik için çok elverişli
olduğunu, ancak tarım sulaması yapılması, aynı zamanda, köy halkının, meyvecilik eğitimi alması ve
tarım teşvikleri konusunda bilgilendirilmesi önerisinde bulunmuştur. Köyün ulaşım ve altyapıyla ilgili
bir sıkıntısı bulunmadığı ifade edilmiştir. Köy halkının, çevresine ve doğal kaynaklarına son derece
özen göstermekte olduğu gözlemlenmiştir. Aşağıbey Köyü’nde eskiden deveci yörükler
yaşamaktaymış, traktör yokken yükleri develer taşımaktaymış. Ancak şimdi köyde sadece "Gümüş"
adlı bir devenin olduğu, onun da deve güreşlerine katıldığı belirtilmiştir. Köyün kendine has özellikleri
kapsamında mimari olarak antik Perperene kalıntıları bulunduğu ve kazı çalışmaları yapılmadığı için
büyük bir bölümünün toprak altında kaldığı öğrenilmiştir (Foto-4). Köyde çok sayıda lahit, taş döşeli
yol, sütunlar ve tünellerin var olduğu köy halkı ve köye gelen arkeologlar tarafından söylenmektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
101
Aşağıbey Köyü’nde Roma döneminden kalma hamam bulunduğu ve bu hamamın 1998 yılına kadar
faaliyete olduğu, ancak daha sonra sağlık nedeniyle kullanıma kapatıldığı tarafımıza bildirilmiştir. Bu
hamamın olduğu bölgede bulunan çam ağaçlarıyla çevrili Altınova barajının manzarayı etkileyici kıldığı
vurgulanmıştır. Turizmle uğraşan özel bir girişimci tarafından, Aşağıbey Köyü’nden, Demircidere
Köyüne bir yürüyüş yolu olduğu ve eşsiz manzara ve bol oksijenli bir hava eşliğinde yürüyüş
yapılabileceği ifade edilmiştir. Yukarıbey Köyü’nün sol bölümü ve Göbeller Köyü arasının değişik kuş
türlerinin geçiş güzergâhı olduğu ve ilkbahar ve sonbaharda kuş gözlemciliği yapılabileceği
söylenmiştir. Köye, izci grupları ve derneklerin kamp kurmaya geldikleri ancak bunun bireysel olarak
yapıldığı ve bunun yaygınlaştırılmasının iyi olabileceği ilçede yaşayan turizmle uğraşan özel bir
girişimci tarafından belirtilmiştir. Bağcılığın ön planda olduğu köyde, eski usul yöntemlerle pekmez
yapılan "Şarakma" bulunmaktadır (Foto-13). Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu gelenek büyük
ölçüde azalmıştır, ancak bu köy bu geleneği hala sürdürmektedir. Köy muhtarı, Sonbahar mevsiminin
sonlarında bu şarakmada alev alev ateş yakıldığını, hasat ettikleri üzümler pekmez olurken, yanan
ateşin etrafında patates pişirildiğini ve çay kaynatıldığını, kaynayan pekmezin içine ayva, elma vb.
meyvelerin atıldığı ve bir taraftan çayların içilip, meyvelerin yendiği, diğer taraftan pekmezin
kaynamasının seyredildiğini anlatmıştır. Köye çok az sayıda yerli turist geldiği, ziyaretçilerin köy
misafirperverliğinden etkilendikleri vurgulanmıştır. Köyde çok ciddi bir turizm potansiyeli mevcut
bulunmaktadır. Aşağıbey köyünde, ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve
yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Doğa yürüyüşü
Doğa keşfi
Dağ/kaya tırmanışı
Doğa fotoğrafçılığı (Madra çayı, Deve kaya vb.)
Kampçılık
Yamaç paraşütü
Kuş gözlemciliği
Deve ile doğa gezisi
Kültür turizmi (Perperene antik kenti, lahitler, tarihi Roma hamamı, Bağ bozumu, şarakma
vb.)
Jeomorfolojik oluşumları izleme (Granit)
Yöresel yemeklerin sunulması (Yaprak sarması)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
102
Yöreye özgü ürünlerin satışı (Pekmez, fıstık tatlısı (Foto-14), fıstık helvası)
El ürünü işlerinin satışı (kilimler, el motifleri, oya)
Halıcılık tezgâhı kurulması ve halıcılık eğitimi verilmesi ile yöreye turist çekilmesi için başka bir
yöntem olarak değerlendirilebilir.
Göbeller Köyü
Göbeller Köyü’nün nüfusu 204 kadın, 186 erkek olmak üzere 390 kişidir. Köy muhtarı ile
yapılan görüşmeler neticesinde alınan bilgilerden, 0-18 yaş grubu nüfusun %10’unu, 18- 35 yaş grubu
nüfusun %30’unu, 35 ve üstü yaş grubu nüfusun %60’ını oluşturmakta olduğu ve köyde 6 kişinin
üniversite mezunu, 10 kişi lise mezunu, geriye kalanlar ilköğretim mezunu olduğu, okuryazar olmayan
2 kişinin yaşadığı, köyde geçtiğimiz yıllarda İngilizce kurslarının açıldığı ve 20 kişinin orta seviyede
İngilizce konuşabildiği öğrenilmiştir. Köyün geçim kaynağının çam fıstığı, hayvancılık olduğu ve
meyvecilik için topraklarının elverişliliği vurgulanmış, ancak sulama yapılması gerektiği ifade
edilmiştir. Kadınların, ev işleri, fıstık toplama gibi işlerle uğraşmakta olduğu söylenmiştir. Çok yüksek
oranda olmasa da köyün diğer bir geçim kaynağının da turizm olduğu ve seyahat acentaları
aracılığıyla köye turlar düzenlendiği söylenmiştir. Türkiye’deki aile yapısını görmek, yöresel
yemeklerin tadına bakmak, doğal güzellikleri keşfetmek amacıyla birçok yabancı turistin (büyük
oranda Amerikalı) köye gelmekte olduğu vurgulanmıştır. Ziyaretçilerin, 6’şar kişilik gruplar halinde
evlere alındığı, yöresel yemeklerin sunulduğu, ancak evler müsait olmadığı ve konaklama yapılacak
yer olmadığı için turistlerin, birkaç saat kalıp geri dönmek zorunda kaldığı anlatılmıştır. Tüm Kozak
köylerinde olduğu gibi bu köyde de oldukça pahalı ve değerli olan "Kuzugöbeği" mantarı bulunduğu
ve bu mantardan lezzetli yemekler yapıldığı söylenmiştir. Uluslararası Bergama Kermesi’nin, son gün
Ayvatlar ve Göbeller köyünün arasında yapıldığı vurgulanmıştır. Köyün altyapıyla ilgili bir sıkıntısı
bulunmadığı, ulaşım köyün dolmuşlarıyla sağlandığı öğrenilmiştir. Göbeller köyünde, ekoturizmin
gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Ev pansiyonculuğu
Kampçılık
Mesire alanı
Kültür turizmi (Perperene kentinin dispanseri, geleneksel Türk aile yapısı)
Yöresel yemeklerin sunulması (Köy tarhanası, nohutlu börek, yayla böreği, altüst börek)
Yöreye özgü ürünlerin satışı
Doğa keşfi
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
103
Kuş gözlemciliği
Ev pansiyonculuğuna sıcak bakılmasına karşın, evlerin müsait olmaması nedeniyle mevcut
durumda konaklama imkanı bulunmamaktadır; ancak evlerin avlusuna sazevleri yapılması ile bu
sorun ortadan kaldırılabilir. Yabancı dil ve rehberlik kurslarının açılarak yöre halkının eğitilmesi ve
yürüyüş parkurlarının açılması ile köyün ekoturizm potansiyelinin değerlendirilmesi sağlanabilir.
Okçular Köyü
Köyün nüfusu, 134 erkek, 152 kadın olmak üzere 286 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan
görüşmeler neticesinde alınan verilerden, 18-35 yaş grubunun 150- 200 kişi arasında olduğu, geri
kalan kısmın 35 yaş ve üstü olduğu, köyde lise mezunu 15 kişinin yaşadığı, nüfusun geriye kalanının
okuryazar ya da ilköğretim mezunu olduğu öğrenilmiştir. Köyde 2 kişinin az seviyede İngilizce
bilmekte olduğu ve köyün taş ocaklarında çalışmaya gelen işçiler nedeniyle göç almakta olduğu
öğrenilmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağının başta çam fıstığı olmak üzere üzüm, zeytin olduğu
bildirilmiştir. Taş ocaklarında çok az sayıda köylünün çalışmakta olduğu ve yaz aylarında birkaç kişinin
Ayvalık’ta turizm sektöründe istihdam edildiği öğrenilmiştir. Kadınların, hayvan bakımı, ev ve bahçe
işleriyle uğraşmakta olduğu belirtilmiştir. Köy halkının, çevresine ve ormanlarına önem verdiği
gözlemlenmiştir. Köy muhtarı, köyün kanalizasyon altyapısının yenilenmesi ve tarım için su
kaynaklarının yaratılması gerektiği konusunda öneride bulunmuştur. Ulaşım, köyün dolmuşlarıyla
sağlanmaktadır. Yazın bitimine doğru Kozak yaylasını görmeye gelen, yerli-yabancı turistlerin, bu köye
yöresel yemekleri yemek için uğradığı ve aynı zamanda köyün içinde köy kadınlarının işlettiği bir kafe
bulunduğu burada yemek yiyip, yöresel ürünlerden alma şansına sahip olunabileceği öğrenilmiştir.
Köy kadınlarının, sümbül figürleri kullanarak yaptığı iğne oyalarının meşhur olduğu söylenmiştir.
Köyde eski medeniyetlere ait mimari, tarihi kalıntılar bulunmaktadır. Okçular kalesinin kalıntıları
(Foto-5), 1 metre genişliğinde, 8 metre uzunluğunda işlenmiş sütunlar, taşlar, figürler, kutsal sunak
olduğu düşünülen değirmen taşı diye özel bir taş bulunduğu ve köy halkının, bu taşları, figürleri
toparlayıp bir "Açık Hava Müzesi" oluşturmak istediği vurgulanmıştır. Okçular köyünde, ekoturizmin
gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Ev pansiyonculuğu
Yöresel yemeklerinin sunulması
Doğa yürüyüş yolları
Kültür turizmi (Açık Hava Müzesi)
Doğa keşfi
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
104
Yerel halkın istekli olmasına rağmen, köyde ekoturizm uygulamalarının yapılabilmesi için
öncelikle altyapı sorunlarının giderilmesi gerekmektedir. Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
faydalı olacaktır.
Ayvatlar Köyü
Köyün nüfusu, 152 erkek, 169 kadın olmak üzere 321 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan
görüşmeler neticesinde alınan verilerden, 18-35 yaş grubunun, köy nüfusunun yarısını oluşturduğu ve
kalan yarısının %25’ini 0-18 yaş grubunun, diğer %25’ini de 35 yaş ve üstünün oluşturduğu
öğrenilmiştir. Köyde lise mezunu olan 15 kişinin dışında, okuryazar olmayan 8 kişinin, ilköğretim
mezunu, okuryazar veya ilköğretimde okuyan çocukların yaşadığı belirtilmiştir. Köyün altyapı ile ilgili
bir sıkıntısı bulunmadığı, ulaşımın köye ait bir dolmuşla sağlandığı ifade edilmiştir. Köy halkının temel
geçim kaynağı başta çam fıstığı olmak üzere, arıcılık, kerestecilik ve az miktarda bağcılık olduğu
bildirilmiştir. Köyde bağcılıkla ilgili bir potansiyel olduğu, toprağın geçirgen ve üzüm için elverişli
olduğu, ancak herkesin çam fıstığının ekonomik getirisi daha iyi olduğu için fıstıkçılığa yönelince üzüm
bağlarının kuruduğu öğrenilmiştir. Ancak fıstıkçılığın artık yeterli bir gelir kaynağı olmamasından
ötürü bağcılığa yönelmenin iyi bir fikir olacağı tarafımıza iletilmiştir. Kadınların bir kısmı köydeki fıstık
işletmelerinde çalıştığı, bir kısmının ise Ayvalık’ta zeytin toplayıcılığı yaptığı söylenmiştir. Uluslararası
Bergama Kermesi’nin, son gün Ayvatlar ve Göbeller Köyleri arasında yapıldığı vurgulanmıştır.
Dünya’nın ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen misafirlerin, köyün ve Kozak Yaylası’nın doğal,
geleneksel ve tarihsel güzelliklerini tanıma fırsatı bulduğu anlatılmıştır. Ayvatlar’da henüz kazı
çalışmaları başlamamış bir antik kent bulunduğu köy halkı ve araştırmacılar tarafından
söylenmektedir. Köyde ciddi bir ekoturizm potansiyeli bulunmaktadır. Köyün yüksek kısımlarından
Midilli Adası görünmektedir. Köyün tertemiz bir çam havası ve kayalıklarla ve ormanla bezenmiş bir
manzarası vardır. Köye, Dağ bisikletçilerinin, Motosiklet Derneği’nin, gelip kamp kurduğu ve köye
gelen ziyaretçilerin, köyün yakınında bulunan ailece yemek yenilebilen az sayıda yerden biri olan
Kafe/Restaurant da yemek yiyebileceği vurgulanmıştır. Ziyaretçilerin, konaklama yapmak istediği,
ancak konaklama yapılabilecek bir yer bulunmadığı belirtilmiştir. İlçede turizmle uğraşan özel bir
girişimciden aldığımız bilgiye göre, Ayvatlar ve Demircidere köyleri arasında "Kuşavlu" denilen bir
mevki bulunmaktadır ve burada yamaç paraşütü ve seyir noktaları yapılmasına uygun görünmektedir.
Köy, dağ doğa yürüyüşü için çok uygun olduğu söylenmiştir. Bir rivayete göre, bir horozu Ayvatlar
köyünde bir mağaraya bırakmışlar, aynı horoz Bergama’da Akropol kalesinden çıkmış. Köy muhtarı,
köyün tepelerinde bir kalenin kalıntıları bulunduğunu (Foto-6) ve bu kale yolunun açılması için gerekli
başvuruları yapmış olduğunu vurgulamıştır. Ayvatlar köyünde, ekoturizmin gelişmesi için yapılması
gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Kampçılık
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
105
Dağ doğa yürüyüşü (Ayvatlar-Demircidere-Yukarıbey-Göbeller)
Doğa keşfi
Orienteering
Yeme-içme alanları
Yöresel yemeklerin sunulması (fıstık tatlısı, fıstık helvası, cilveli çay, sura)
Festival turizmi
Kültür turizmi (Hıdırellez, kale ve tarihi kalıntılar)
Yukarıda belirtilenler ekoturizm faaliyetlerine ek olarak aşağıdaki düzenlemelerin yapılması,
köyün başarılı bir ekoturizm örneği olmasını sağlayacaktır.
Kale yolunun açılması
Bungalov/Sazevler
Köy yollarının düzeltilmesi ve genişletilmesi
Turizm konusunda bilinçlendirme
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Arıcılık eğitimi
Ağaç yetiştiriciliği
Çamavlu Köyü
Çamavlu Köyü’nün nüfusu 285 erkek, 293 kadın olmak üzere 578 kişidir. Köy muhtarı ile
yapılan görüşmeler neticesinde, 0-18 ve 18-35 yaş grubunun nüfusun %40’ını, 35 ve üstü yaş grubun
nüfusun %60’ını oluşturduğu öğrenilmiştir. Köy halkı, genel olarak ilköğretim mezunu veya okuryazar
olduğu ve Çamavlu Köyü’nde 2 kişinin orta seviyede İngilizce konuşabildiği belirtilmiştir. Köyün ulaşım
ve altyapı problemi bulunmadığı ve içme sularının, Madra Dağı’nın zirvesinden geldiği vurgulanmıştır.
Geçmişte Bergama Krallığına içme sularının buradan gittiği söylenmektedir. Köy halkının temel geçim
kaynağı başta hayvancılık, çam fıstığı ve az miktarda arıcılık olduğu belirtilmiştir. Tarıma elverişli
toprakları olduğu ve sulama sorununun olmadığı ifade edilip, burada her türlü meyve yetiştiriciliğinin
yapılabileceği söylenmiştir. Bu köyde, mandıracılığın gelişmiş olduğu gözlemlenmiştir. Köyün
hayvanlarının, suni yem olmadan, çeşit çeşit bitki ile kışın %80, yazın ise %95 doğal ortamda
beslendiği vurgulanmıştır. Köyde, yüzde yüz doğal, katkısız, kaliteli ve lezzetli sütlerden yapılan çeşit
çeşit peynirler üreten bir tesiste bulunmaktadır. Karlı Madra Dağları’nın suları, el değmemiş bakir
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
106
meraları, yaz aylarında serin ve temiz bir hava ile sizi kucaklayan yayları ile yemyeşil bir doğası
bulunmaktadır. Sadece Kozak yöresi köylerinde yetişen geven kekiği, şapla, yer sarmaşığı, çayır çiçeği,
öküz göbeği gibi faydalı bitkilerin bulunduğu söylenmiştir. Köyde hala eski fırınlar bulunmakta ve
kullanılmaktadır. Çamavlu Köyü’nde yaşayan Yılmaz Usta, hiçbir eğitim almadan granit taşlarını
oyarak heykeller yapmıştır ve bu heykelleri köyün birkaç yerinde görebilmek mümkündür. Yerli
turistlerin, her yıl Nisan-Mayıs aylarında Madra Dağı’na yürüyüş yapmak için geldiği, köyün havasını,
suyunu, doğasını, yaylalarını çok beğendiği vurgulanmıştır. Çamavlu köyünde, ekoturizmin gelişmesi
için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Dağ-doğa yürüyüşü
Bitki gözlemciliği
Doğa fotoğrafçılığı
Yöreye özgü ürünlerin satışı (Peynir çeşitleri, geven kekiği, şapla vb.)
Yeme-içme alanları
El sanatları ürünlerinin satışı (Erham, kilimler, el motifleri, oya)
Kültür turizmi (Asar kalesi)
Yukarıda belirtilenlere ek olarak, alabalık çiftliği yapılması köye turist çekmek açısından
faydalı olabilecektir.
Kıranlı Köyü
Köyün nüfusu 238 erkek, 232 kadın olmak üzere 470 kişidir. Eski köy muhtarı ile yapılan
görüşmeler neticesinde elde edilen bilgilerden, 0-18 yaş grubu nüfusun %35’ini, 18-35 yaş grubu
%45’ini ve geriye kalan %20’sini de 35 yaş ve üstünün oluşturduğu öğrenilmiştir. Köyde üniversite
mezunu olan 6 kişinin, lise mezunu olan 30 kişinin yaşadığı, köy halkının büyük bir çoğunluğunun
ilköğretim mezunu ve geriye kalan kişilerinse okuryazar olduğu ve köyde 6 kişinin çok iyi İngilizce
konuşabildiği öğrenilmiştir. Köy halkının temel geçim kaynağının başta hayvancılık, çam fıstığı ve
büyük oranda arıcılık olduğu belirtilmiştir (Foto-9). Kadınlar, erkeklerin yaptığı her türlü işi yaptığı, eve
büyük ölçüde ekonomik katkıda bulunduğu söylenmiştir. Köyün ulaşım ve altyapı ile ilgili sıkıntısı
bulunmadığı ifade edilmiştir. İlçede yaşayan ve turizmle uğraşan bir iş adamından aldığımız bilgilere
göre, bu köyde hala eski saz evlerinin altyapılarının bulunduğu, ancak sazların yangın tehlikesine karşı
atılmış olduğu ve evlerin üzerine kiremit taşı yapılmış olduğu öğrenilmiştir. Bölgede andezit taşlardan
yapılmış eski Müslüman, Rum mezarlığı ve lahitler bulunduğu ve araç geçiş yolunun Rum ve
Müslüman mezarlıklarını ikiye ayırdığı söylenmiştir. Rum mezarlarının olduğu bölgenin, eskiden
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
107
Balıkesir, İzmir, Kütahya gibi şehirlerin ticaret ve mola noktası olduğu söylenmiştir. Turizmle uğraşan
iş adamı ile yaptığımız görüşmeler sonucunda, köyün tepesinde eski ağırlık ölçüsü olduğu düşünülen
kulplu taşlar bulunduğu ve köyün daha üst bölümlerinde Maya dağı adlı mevkide oval şekilde zemin
ve diplerinde ve mozaik kalıntıları bulunduğu öğrenilmiştir. Bunun burada maya astronomisinin
yapıldığının işareti olabileceği ve Bergama tarihinin çok eskiye dayandığını gösterdiği ifade edilmiştir.
Akropol’e su getiren yatağın bulunduğu Dalak Çatlatan mevkii burada bulunduğu söylenmiştir.
Kıranlı köyünde yeni yapılmış caminin içerisinde çini işlemeleri bulunmaktadır. İlçede yaşayan
ve turizmle uğraşan iş adamı, Çamavlu köyünden, Karaveliler köyüne, oradan da Kıranlı köyüne
geçilerek yolun uzadığını, Çamavlu ve Kıranlı köyleri arasında tali yol bulunduğunu ve bu yol
kullanılarak köyün daha çok turist gelmesine müsait hale getirilebileceğini ifade etmiştir. Eski köy
muhtarı, yerli turistlerin, dağ yürüyüşü yapmak için köye geldiği ve temiz ve bol oksijenli hava, sessiz
ve yeşillerle kaplı doğa içerisinde yayları ve çiftlikleri bulunduğunu vurgulamıştır. Köylerin
sokaklarında, köy fırınları bulunmaktadır. Köy halkı, 14 bin dönümlük meraya ahşap konaklama
yerleri yapmak istediğini belirtmiştir. Kıranlı köyünde, ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler
(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Dağ doğa yürüyüşü Trekking
Yayla turizmi
Çiftlik turizmi
Yöresel yemeklerinin sunulması
Yöreye özgü ürünlerin satışı
Yeme-içme alanları
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Kaplan Köyü
Köyün nüfusu, 200 erkek, 199 kadın olmak üzere 399 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan
görüşmeler neticesinde elde edilen bilgilerden, 0-18 yaş grubu ve 18-35 yaş grubu nüfusun %40’ını ve
geriye kalan %60’ını da 35 yaş ve üstü oluşturduğu öğrenilmiştir. Köyde lise mezunu olan 6 kişi,
üniversite mezunu olan 6 kişi yaşadığı, köy nüfusunun geri kalanı, ilköğretim mezunu olduğu ve köyde
yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı belirtilmiştir. Köyde altyapı ve ulaşım sıkıntısı bulunmadığı,
köy halkının geçim kaynağının, fıstık, üzüm, hayvancılık ve arıcılık olduğu bildirilmiştir. Köyün
toprakları ve havasının, siyah yemiş denilen incir, ceviz ve badem yetiştirilmesine elverişli olduğu ve
köy halkının, badem fidanları dikme konusunda çalışmalara başladığı söylenmiştir. Kadınların,
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
108
bahçede çalışarak, hayvanlara bakarak eve ekonomik katkıda bulunmakta olduğu ve el sanatları
bağlamında iğne oyası, bindalı işlemeleri, arbalı elbiseleri motifleri vb. işler uğraştığı ifade edilmiştir.
Kaplan köyünden Dikili istikametine geçiş yolu bulunmaktadır ve bu yol üzerinde Nebiler mağarası,
şelalesi ve ılıcası bulunduğu söylenmiştir. Köye, turlar kapsamında veya Dikili ve Ayvalık’tan dönen
yerli ve yabancı turistlerin geldiği belirtilmiş, Kaplan köy meydanında 100 yıllık dev bir çınar ağacının
bulunduğu ve katlı binaların bile, ağacın yanında küçücük kaldığı ön plana çıkarılmıştır. Turistlerin, bu
çınar ağacının altındaki kahvede kahvaltı yaptığı veya bir şeyler içtiği ifade edilmiştir. Yöre halkının,
turlar kapsamında gelen turistlere yöresel yemekler yaptığı, evlerinde ağırladığı, ziyaretçilerin köy
misafirperverliğinden etkilendikleri vurgulanmıştır. Kaplan köyünde, ekoturizmin gelişmesi için
yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Dağ doğa yürüyüşü
Doğa fotoğrafçılığı
Av turizmi (yaban domuzu vb.)
Yöresel yemeklerinin sunulması (Kemiksiz kuzu kaburga, Kozak fıstığı, Keşkek vb.)
Yöreye özgü ürünlerin satışı
El sanatları ürünlerinin satışı (iğne oyaları, arbalı, bindalı işlemeleri)
Konaklama yerlerinin yapılması
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması ile köy başarılı bir ekoturizm uygulaması olabilecektir.
Demircidere Köyü
Köyün nüfusu, 82 erkek, 81 kadın olmak üzere 163 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşmeler
neticesinde alınan bilgilerden, köy nüfusunun büyük bir çoğunluğunu, 35 yaş ve üstü yaş grubun
oluşturduğu, köyde lise mezunu 8 kişi, üniversite mezunu 15 kişinin yaşadığı, köy halkının geriye kalan
kısmının ilköğretim mezunu olduğu ve köyde, yabancı dil bilen kimse bulunmadığı öğrenilmiştir. Köy
halkının geçim kaynağının zeytin, fıstık, hayvancılık, bağcılık ve el yapımı şaraplar olduğu bildirilmiş,
ancak üzüm bağlarının eskidiği ve yeniden yapan kimse olmadığı belirtilmiştir. Ulaşım ve altyapı ile
ilgili bir sorun bulunmadığı ifade edilmiştir. Köye çok sayıda turist getiren turizmci iş adamı, Ayvalık 25
km. uzaklıkta olduğu için, köy halkının Pazar alışverişine Ayvalık’a gittiği söylenmiştir. Köy
meydanındaki çınar ağacının 35-40 yıl önce askere gitmeden önce köyün gençlerinin hatıra olarak
diktikleri bir ağaç olduğu öğrenilmiştir. Demircidere köyü, bir Türkmen köyüdür ve Türkmen
gelenekleri hala sürdürülmektedir. Köyde, adaklar yapılmakta, sazlar çalınmakta ve semalar çekildiği
öğrenilmiştir. Eski usül gelenekler, köy sakinlerinin bir mirası olarak kabul ediliyor. Bu köye, 2001
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
109
yılından beri, çok sayıda yerli ve yabancı turistin geldiği ve turistlerin, geleneksel kıyafetlerle
karşılandığı, evlerde geleneksel yemeklerden, tatlılardan yeme fırsatına sahip olduğu vurgulanmıştır
(Foto-10, 11, 12). Bunun yanı sıra turistlerin, el yapımı şaraplardan içip, geleneksel kıyafetlerle (üç
etek kıyafeti) fotoğraf çekilmekten çok hoşlandıkları ifade edilmiştir. Köy halkı, evleri uygun olmadığı
için, sıcak baktığı halde ev pansiyonculuğu yapamadığını ve Demircidere’de çok güzel keşkek
yapıldığını anlatmıştır. Bunun yanı sıra "gelin alma"da yapılan "sura" diye bir yemeğin olduğu
öğrenilmiştir. Bu yemek, kemiksiz kuzu kaburga, Kozak fıstığı, kuş üzümü ve dağlardan toplanan
otlarla fırınlanmaktadır. Köylerin sokaklarında ve köy evlerinde hala eski fırınlar bulunmaktadır.
Demircidere köyünde yerli ve yabancı turistlere hizmet veren, yöreye özgü tadların sunulduğu bir
kafe bulunmaktadır. Ancak bu köyde her evin, turistleri evlerinde ağırlamaya açık olduğu
vurgulanmıştır. Demircidere köyünde, ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler ve
yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Kültür turizmi (Türkmen gelenekleri)
Doğa yürüyüşü
Yöresel yemeklerin sunulması (sura, tarhana, dolma, saraylı tatlısı, reçeller vb.)
Yöreye özgü ürünlerin satışı (fıstık, fıstık tatlısı, köy ekmeği, ev yapımı şarap, yöresel kıyafetler
vb.)
Konaklama yerlerinin yapılması
Eski usül şarap yapılacak yerlerin yapılması
İçme suyu probleminin giderilmesi
Turizm konusunda bilinçlendirme
Yerel rehberlerin yetiştirilmesi
El sanatları kursu
Hisarköy Köyü
Köyün nüfusu, 112 erkek, 122 kadın olmak üzere 234 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan
görüşmeler neticesinde alınan verilerden, 0-18 yaş grupları arasında 30 kişi, 18-35 grupları arasında
134 kişi, 35 yaş ve üstü 70 kişinin yaşadığı ve köy halkının, ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu
öğrenilmiştir ve 5 kişinin orta seviyede yabancı dil bildiği belirtilmiştir. Köyün adını, köydeki Hisar
tepesinden aldığı söylenmiştir. Köyde ulaşım diğer köylerin dolmuşları ile sağlandığı ve köyde,
kanalizasyon altyapısının biraz eski olduğu, onun dışında herhangi bir altyapı sorunu bulunmadığı
ifade edilmiştir. Köy halkının geçim kaynağı fıstık, hayvancılık ve az miktarda arıcılık olduğu ve aynı
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
110
zamanda köy halkının bir kısmını odun ve kerestecilikle de geçimini sağladığı bildirilmiştir. Ancak
köyde sunta fabrikası olmadığı için, odunlarını Balıkesir’e götürdüklerini söylemişlerdir. Köy halkı,
köye bir sunta fabrikası yapılmasını istemektedir. Köye, yerli ya da yabancı turist gelmediği
söylenmiştir. Hisarköy Köyü’nde, ekoturizmle ilgili bir potansiyel saptanamamıştır. Ancak Kozak
Yaylası’nda bulunduğu ve civar köylerde aktif ekoturizm faaliyeti yapılabileceğinden dolayı, eğer bir
kümelenme olursa bu köyün de dâhil edilebileceği düşünülmektedir.
Terzihaliler Köyü
Köyün nüfusu 165 erkek, 157 kadın olmak üzere 322 kişiden oluşmaktadır. Köy muhtarı ile
yapılan görüşmeler neticesinde alınan bilgilerden, 0-18 yaşları arasında 60, 18-35 yaşları arasında
100, 35 yaş ve üstü 162 kişi olduğu, köyde, üniversite mezunu olan 4 kişinin, lise mezunu olan 40
kişinin yaşadığı ve nüfusun geriye kalanının ise ilköğretim mezunu ve okuryazardır olduğu, 3 kişinin az
derecede İngilizce konuştuğu öğrenilmiştir. Köy halkının geçim kaynağının, hayvancılık ve çam fıstığı
olduğu, halı ve kilim dokumacılığının ekonomik bir gelir kaynağı olarak devam etmediği ifade
edilmiştir. Köy halkı, köye süt toplama merkezi yapılmasını istemektedir. Köyde ulaşım ve altyapıyla
ilgili bir sorunun olmadığı söylenmiştir. Köyde, granit taşlarının yaygın olarak bulunması ve granit taşı
kullanımının ülkemizde giderek yaygınlaşması, granit taşı işletmelerinin kurulmasına neden olmuştur.
Köyde ekoturizmle ilgili herhangi bir etkinlik yapılması uygun görülmemektedir.
Yukarıcuma Köyü
Köyün nüfusu, 124 erkek, 116 kadın olmak üzere 240 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan
görüşmeler neticesinde alınan verilerden, nüfusun %20’sini 0-18 yaş grubunu, %60’ının 18-35 yaş
grubunu, %20’sini de 35 yaş ve üstünü temsil ettiği, köyde, üniversite mezunu olan 2 kişinin, lise
mezunu olan 10 kişinin yaşadığı, köy halkının geriye kalan kısmı ilköğretim mezunu veya okuryazar
olduğu ve köyde yabancı dil bilen 2 kişinin bulunduğu öğrenilmiştir. Köy halkının geçim kaynağının,
fıstık ve hayvancılık olduğu ve tarım sulaması yapıldığı takdirde, toprakların meyve-sebze yetiştirmeye
elverişli olduğu ifade edilmiştir. Arıcılıkla uğraşan 2 kişinin bulunduğu söylenmiştir. Köyün, ulaşım ve
altyapı sıkıntısı bulunmadığı öğrenilmiştir. El sanatları bağlamında yeni yetişen kızların oya vb
çeyizlikler ile uğraştıklarını söyleyen köy muhtarı, köyde, el sanatları kursu yapıldığını ve köy
kadınlarının, burada el işleri öğrendiği ve eve ekonomik katkıda bulunduğu belirtmiştir (Foto-7). Köye
nadiren yerli turist geldiği ve köy halkının çok misafirperver ve pozitif bakışlı olduğu, ancak ev
pansiyonculuğunu gelir düzeyi yüksek insanların yapmayacağı söylenmiştir. Yukarıcuma köyünde,
ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
El sanatları ürünlerinin satışı (Pul-boncuk, iğne oyası vb.)
Kültür turizmi (Düğün, kına, harmandalı)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
111
Yöresel yemeklerin sunulması
Yöreye özgü ürünlerin satışı
Aşağıcuma Köyü
Köyün nüfusu, 315 erkek, 336 kadın olmak üzere 651 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan
görüşmeler neticesinde, genç nüfusun ağırlıkta olduğu, 18-35 yaş grubunun nüfusun %75’ini
oluşturduğu öğrenilmiştir. Köyde, orta düzeyde yabancı dil bilen 10 kişi olduğu söylenmiştir. Köy
nüfusunun geçim kaynağının, fıstık, hayvancılık ve granit işletmeciliği olduğu söylenmiştir. Köyde,
meyve yetiştiriciliğinin yapılabileceği ve üzüm bağlarının canlandırılmasının iyi olabileceği
belirtilmiştir. Köyün, granit işletmelerinde çalışmak üzere gelen günlük işçiler nedeniyle göç aldığı
söylenmiştir. Köyde ulaşım ve altyapı problemi yoktur. Aşağıcuma köyünde ormanın içinde Atatürk’ün
devasa bir heykeli bulunmaktadır. Atatürk heykelini dönemin Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer’in
yardımıyla emekli bir öğretmenin yaptırdığı söylenmiştir. Emekli öğretmenin, bu heykeli yaptırmak
için köylülerden izin istediği, köylülerin ve arazi sahibinin ise Atatürk heykelinin yaptırılacağını
duyunca bu alanı hibe ettiği söylenmiştir. Yunan savaşında mücadeleye atılan, Sandıklı Mehmet
Efe’nin Aşağıcuma köyünden olduğu söylenmiştir. Kurtuluştan sonra efeliği folklor içinde de
sürdürmüş, zeybek oyunlarının (harmandalı vb.) geliştirilmesine ve yaşatılmasına katkısı olduğu
söylenmiştir. Köye, Ayvalık’tan dönenler, dağcılar, Fransız- İtalyan grupları olmak üzere yerli ve
yabancı turistlerin geldiği ifade edilmiştir. Bu turistlerin, konaklanacak yerler olmadığı için yeme-içme
amaçlı günübirlik olarak geldiği veya kendi imkânlarıyla kamp kurduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı,
fon sağlayabilirse köyün alanına bungalov evler, yürüyüş parkurları olan doğanın içerisinde bir tesis
yaptırmak istemektedir ve bu tesiste yöresel ürünlerin satılabileceğini, kır düğünlerinin
yapılabileceğini ifade etmiştir. Köyün yemyeşil doğasının yanı sıra, köyün dağlarında ve yaylalarında
domuz, tilki, tavşan, sincap, gelincik, tahtalı kuşu gibi çeşit çeşit hayvanlar bulunduğu ve av turizmine
elverişli olduğu belirtilmiştir. Köy halkının ev pansiyonculuğuna sıcak baktığı ve yeniliklere açık olduğu
söylenmiştir. Aşağıcuma köyünde, ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve
yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Dağ doğa yürüyüşü
Safari
Kampçılık
Av turizmi
Ev pansiyonculuğu
Yöresel yemeklerin sunulması
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
112
Yöreye özgü ürünlerin satışı (çam fıstığı, fıstık tatlısı, fıstık helvası, üzüm, pekmez)
Doğa fotoğrafçılığı
Bungalov evleri
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Karaveliler Köyü
Köyün nüfusu, 380 erkek, 376 kadın olmak üzere 756 kişidir. Köy azası ile yapılan görüşmeler
neticesinde alınan bilgilerden, 0-18 yaş grubunun nüfusun %20’sini, 18-35 yaş grubunun %20’sini, 35
yaş ve üstü nüfusun %60’ını oluşturduğu öğrenilmiştir. Köyde, lise mezunu olan 50 kişi yaşamaktadır.
Nüfusun geriye kalanı ilköğretim mezunları ve okumakta olan öğrenciler oluşturmaktadır. Köyde, 10
kişi az seviyede yabancı dil konuşmaktadır. Köyde ulaşım ve altyapı sorunları bulunmamaktadır. Köy
halkının geçim kaynağı, hayvancılık, arıcılık ve fıstıkçılıktır. Sulama göleti oluşturulduğu takdirde,
topraklar tarıma da elverişlidir. Köyde, Dalıdüz alanında 17 yıl önce bir ağaçlandırma yapılmıştır. O
günden beri Mayıs ayının 3.haftasında, Dalıdüz ağaç şenliği yapılmaktadır. Burada bir piknik alanı
bulunmaktadır ve 700 yıllık bir mezar bulunmaktadır. Köyde, Ada deresi diye bir dere vardır. Yerli ve
yabancı turistler, dağlarda ve yaylalarda yürüyüş yapmak için gelmektedir. Karaveliler köyünde,
ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Dağ doğa yürüyüşü
Festival turizmi (Dalıdüz Şenliği)
Bungalov evler (Dalıdüz)
Turizm konusunda bilinçlendirme
Hacıhamzalar Köyü
Köyün nüfusu, 123 erkek, 135 kadın olmak üzere 258 kişidir. 0-18 yaş grubunun nüfusun
%10’unu, 18-35 yaş grubunun nüfusun %20’sini, 35 yaş ve üstünün ise nüfusun %70’ini oluşturduğu
köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde, lise mezunu 1 kişinin yaşadığı, geriye kalanların ise
ilköğretim mezunu olduğu söylenmiştir. Köyde yabancı dil bilen kimsenin olmadığı ifade edilmiştir.
Köyün altyapı ve ulaşım ile ilgili bir sıkıntısı bulunmadığı ifade edilmiştir. Köy nüfusunun geçim
kaynağının, fıstık, hayvancılık, çok az miktarda arıcılık ve bağcılık olduğu söylenmiştir. Köy muhtarı,
köy halkına meyvecilik ile ilgili eğitim verilmesinin faydalı olacağını ifade etmiştir. Yöreye ait eskiden
kalma kilimler olduğu ve 15 yıl önce Almanların gelip bu köy kilimlerine baktığı söylenmiştir. Şu anda
köyde kilim dokumacılığı devam etmese bile, evlerde hala eski kilimler bulunmaktadır (Foto-8). Köy
halkının yeniliklere açık olduğu ve evi müsait olan ailelerin ev pansiyonculuğuna sıcak bakacağı ifade
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
113
edilmiştir. Hacıhamzalar köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve
yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Dağ doğa yürüyüşü
Bitki gözlemciliği (yaban kerevizi, kır dikeni vb.)
Yerel turist rehberleri yetiştirilmesi
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Güneşli Köyü (Tekkeköy)
Köyün nüfusu, 121 erkek, 114 kadın olmak üzere 235 kişidir. Eski köy muhtarı ile yapılan
görüşmeler neticesinde alınan verilere göre, 0-18 yaş grubunun nüfusun %10’unu, 18-35 yaş
grubunun nüfusun %30’unu, 35 yaş ve üstünün nüfusun %60’ını oluşturduğu öğrenilmiştir. Okuyan
öğrencilerin dışında, köyde yaşayanların ilköğretim mezunu olduğu söylenmiştir. Köy nüfusunun,
temel geçim kaynağının, hayvancılık olduğu ifade edilmiştir. Köyün elektrik altyapısının 1972’den beri
yenilenmediği, ulaşımın kişiye özel arabalar ve dolmuşlarla sağlandığı ifade edilmiştir. Köye, sağma
makineleri, tarım sulaması gibi yatırımların yapılmasının köyü kalkındıracağı ifade edilmiştir. Köydeki
arazilerin genellikle devlete ait olduğu ve bunun da köy halkını mağdur ettiği ifade edilmiştir. Güneşli
köyünün, eski adının "Tekke Köy" olduğu söylenmiştir. Bunun nedeni köyde bulunan çok eski bir yatır
olduğu söylenen "Tekke Dede Türbesi’dir." Söylendiğine göre yörükler kuraklık başgösterince Çoban
Dede’yi arayıp bulmuşlar, Çoban Dede karşı yamaçtan değneğini atmış, değneğin yere saplandığı
noktada bu köy kurulmuştur. Köyde, yabancı dil bilen kimse olmadığı söylenmektedir. Köy halkının, ev
pansiyonculuğuna sıcak baktığı ifade edilmiştir. Köye 3-4 sene önce dağcıların gelip kamp kurduğu
söylenmiştir. Güneşli köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve
yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Kampçılık
Piknik ve seyir alanları (Tekke Dede türbesi etrafında)
Ev pansiyonculuğu
Yerel turist rehberleri yetiştirilmesi
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Bergama köylerinin taşıdığı potansiyel bölgeler bazında farklılık göstermektedir. Bölgeler
arasında Kozak ön plana çıkmaktadır. Taşıdığı doğal ve kültürel özellikler, altyapı ve ulaşım sorununun
olmaması potansiyel arz etmesini sağlamaktadır. Yöre halkının ekoturizme olumlu bakması ise bu
potansiyeli uygulamaya geçirmek için gerekli koşulunu yerine getirmektedir. Bölgede Göbeller,
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
114
Demircidere gibi bazı köylere tur düzenlenmiş olması yöre halkının bu faaliyetler ve sonuçları ile ilgili
bilgi sahibi olmalarını sağlamıştır. Birçok köy turizm potansiyelinin farkında olup konaklama yerleri
inşa etmek istemektedir. Yukarıbey köyü bununla ilgili somut bir girişim başlatmıştır. Ekoturizme
olumlu bakış açısının diğer bir nedeni ise yöre halkının alternatif bir geçim kaynağı arayışıdır. Bölgede
yer alan 16 köyden Güneşli dışında tüm köylerin ana geçim kaynağı çam fıstığıdır. Birkaç yıldır
çamlardan ürün alınamaması ve bunun önümüzdeki birkaç yıl daha devam edecek olması köyleri yeni
bir geçim kaynağı arayışına itmiştir.
Kozak Yaylası sahip olduğu olanaklar ile değişik ekoturizm faaliyetlerinin yapılabileceği bir
alandır. Bu faaliyetler arasında doğa yürüyüşleri, bisiklet, kültür turizm, yerel yemeklerin sunulması,
köylerde üç gün üç gece düğün gibi gelenek-görenekleri çerçevesinde yapılan faaliyetlere katılım, çam
fıstığı toplama şenliklerinin düzenlenmesi, çam fıstığı vb. yerel ürünlerin satışı sayılabilir. Hemen
hemen tüm köylerde uygulanabilecek olan bu faaliyetlerin yanısıra köylerin sahip olduğu özelliklere
göre farklı etkinlikler de düzenlenebilir. Örneğin Aşağıbey’de kuş gözlemciliği, yamaç paraşütü,
jeomorfolojik oluşumları izlemenin yanı sıra köy halkının toplanarak tarihi şarakmalarda geleneksel
usulde pekmez yapması turistik bir faaliyet haline getirilebilir. Aşağıcuma’da safari, kampçılık, av
turizmi, doğa fotoğrafçılığı, Yukarıbey ve Ayvatlar’da orienteering, festival turizmi ve kampçılık,
meraları ile ünlü olan Çamavlu’da çam fıstığından farklı olarak süt ürünleri satışı, Hacıhamzalar’da
bitki gözlemciliği, Kaplan’da av turizmi uygulanabilecek olan faaliyetlerdir. Bölge geneline aykırı
olarak, Hisarköy, Terzihaliler ve Güneşli’de potansiyel tespit edilememiştir. Güneşli köyü yakınında
bulunan yaylalar turizm faaliyeti için uygundur; ayrıca burada ziyaret edilen bir türbe bulunmaktadır;
ancak köy yoğun göç veren köylerdendir, nüfusun yaş dağılımına bakıldığında %60’ının 35 yaş üstü
olduğu görülmektedir. Özellikle yaşlı nüfus ekoturizm faaliyetine sıcak bakmamaktadır. Hisarköy’de
yöre halkı ekoturizme sıcak bakmasına rağmen el sanatları, doğal güzellik, yerel ürün vb. bir değer
tespit edilememiştir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
115
KOZAK YÖRESİNDEN FOTOĞRAFLAR
Foto-1: Kozak Yaylası Üzerindeki Mesire Yeri
Foto-2: Kozak Yaylası Fıstık Çamı Ağaçları (Demircidere)
Foto-3: Kozak Yaylası’ndan Genel Bir Görünüm (Ayvatlar)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
116
Foto-4: Madra Çayı, Deve Kaya, Perperene Antik Kenti Kalıntıları (Aşağıbey)
Foto-5: Okçular Kalesinin Kalıntıları (Okçular)
Foto-6: Granit Taşları (Ayvatlar)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
117
Foto-7: Yöresel El Sanatları Kursu (Yukarıcuma)
Foto-8: Yöreye Özgü Halı Motifleri (Hacıhamzalar)
Foto-9: Kozak Yaylası’nda Arıcılık Etkinlikleri (Kıranlı)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
118
Foto-10: Yöreye Özgü Halk Oyunları İle Yabancı Turist Karşılama (Demircidere)
Foto-11: Yöreye Gelen Yabancı Turistler (Demircidere)
Foto-12: Köy Ekmeği Yapımı (Demircidere)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
119
Foto-13: Eski Usul Yöntemlerle Pekmez Yapılan Şarakma (Aşağıbey)
Foto-14: Kozak Yöresine Özgü Fıstık Tatlısı
Foto-15: Kozak Yöresine Özgü Saray Tatlısı
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
120
3.5.2. MADRA/TURANLI/AYASKENT/GÖÇBEYLİ KÖYLERİ (KUZEY/KUZEYDOĞU BÖLGESİ)
Bu bölge içinde 23 köy ile görüşülmüştür. Köy listesi ve taşıdığı potansiyeller aşağıdaki harita
ve tablolarda sunulmaktadır.
Şekil-11: Ayaskent Ekoturizm Potansiyeli* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)
* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu
faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
121
Şekil-12: Turanlı Ekoturizm Potansiyeli* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)
* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu
faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
122
Şekil-13: Göçbeyli Ekoturizm Potansiyeli* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)
* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu
faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
123
Çizelge-11: Madra/Turanlı/Ayaskent/Göçbeyli Yöresi’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri
MADRA/TURANLI/AYASKENT/GÖÇBEYLİ (KUZEY/KUZEYDOĞU BÖLGESİ)
KÖYÜN ADI
FAALİYETLER
Doğa
Yürüyüşü Bisiklet
Yeme
İçme Konaklama
Kültür
Turizmi
Yerel
Ürünler Diğer
AKÇENGER - - - - - - -
ÇELTİKÇİ - - - - - - -
DEREKÖY - - - Av turizmi
GÖKÇEYURT - - - - - - -
GÜLTEPE - - - - - - -
KIRCALAR - - - - Av turizmi
ORUÇLAR - - - - Yayla turizmi
SARICAOĞLU - - -
TIRMANLAR - - Halıcılık, doğa fotoğrafçılığı, doğa keşfi
TOPALLAR - - - Av turizmi, yayla turizmi, kampçılık, kuş gözlemciliği
YORTANLI - - - - - Av turizmi, doğa keşfi, doğa fotoğrafçılığı
AZİZİYE - - - - - - -
ÇİTKÖY - - - - - - -
DOĞANCI - - - - - - -
ÖRENLİ - - - - Fotoğrafçılık
PAŞAKÖY - - - - - - -
ZAĞNOS - - - - - - -
ALİBEYLİ - - - - -
AŞAĞIILGINDERE - - - - - Kuş gözlemciliği, doğa fotoğrafçılığı, doğa keşfi
ÇALTIKORU - - - - - - -
KADIKÖY - - - - - - -
KOZLUCA - - - - Halıcılık, doğa fotoğrafçılığı
YENİLER - - - - - - -
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
124
Köylerle ilgili edinilen bilgilere yönelik yapılan değerlendirmeler aşağıda sunulmaktadır.
Akçenger Köyü (Turanlı Bucağı)
Köyün nüfusu, 133 erkek, 142 kadın olmak üzere toplam 275 kişidir. Akçenger Köyü’nde köy
muhtarı ile yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, nüfusun %60’ını 35 yaş ve üstü
grubun temsil ettiği, %30’unun 0-35 yaş arası olduğu, köy sakinlerinin çoğunluğunun ilköğretim
mezunu olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı öğrenilmiştir. Köyün geçim kaynaklarının
arasında hayvancılık, çiftçilik ve az da olsa arıcılığın bulunduğu, aynı zamanda köy sakinlerinin dantel,
örgü, iğne oyası vb. el işleri ile uğraştıkları söylenmiştir. Akçenger Köyü’nü diğer köylerden ayıran
özellikler arasında ormanın içinde bulunan tarihi gâvur mezarlığı, sütunlu ve kafalı taşları
gösterilmiştir. Köy muhtarı aynı zamanda yazları kuruyan Paşapulla deresine, yaz-kış akan
Kocadere’ye ve işletilen zeytinyağı fabrikasına dikkat çekmiştir. Akçenger Köyü’nde ekoturizmin
gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.
Çeltikçi Köyü (Turanlı Bucağı)
Köyün nüfusu 124 erkek, 125 kadın olmak üzere 249 kişidir. Çeltikçi Köyü’nde köy muhtarı ile
yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, 168 kişinin 35 yaş ve üstü grubu temsil etmekte
olduğu, 2 kişi haricinde herkesin ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil bilen herhangi birinin
bulunmadığı öğrenilmiştir. Temel geçim kaynaklarının yörede tipik olarak gözlemlenen tütün
yetiştirme ve hayvancılık olduğu bildirilmiştir. Köy sakinlerinin açık fikirli ve pozitif bakmasına rağmen,
Çeltikçi Köyü yerli veya yabancı ziyaretçiler ağırlamamaktadır. Eskiden 5 gün süren eski usül
düğünlerin artık Bergama’da yapıldığı köy dâhilinde düzenlenmediği belirtilmiştir. Doğal özellikler
açısından köyün barajının bulunduğu vurgulanmıştır. Çeltikçi Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için
herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.
Dereköy Köyü (Turanlı Bucağı)
Dereköy Köyü’nün nüfusu, 84 erkek, 87 kadın olmak üzere 171 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan
görüşme neticesinde alınan bilgilerden, 35 ve üstü yaş dağılımının nüfusun %80’inini oluştururken, 0-
25 yaş arası dağılımın nüfusun %20’sini oluşturmakta olduğu öğrenilmiştir. Eğitim seviyelerini
araştırdığımızda ilköğretim mezunlarının köyün %80’ini kapsarken, lise mezunu oranının yaklaşık
olarak %20 olduğu, üniversite seviyesinde eğitim gören veya görmüş kişi sayısının 2 olduğu
öğrenilmiştir. Köyde, yabancı dil bilen 2 kişinin olduğu söylenmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağının
ağırlıklı olarak tarım, hayvancılık olduğu, aynı zamanda zeytin, arpa, buğday ve fiğ yetiştirildiği
belirtilmiştir. Göç vermekte olan köyde istihdam edilen veya edilmiş olan kişi sayısının 1 olduğu
öğrenilmiştir. Sayı net olmamakla beraber, köye her ay az miktarda turist geldiği belirtilmiştir. Köyü
ziyaret eden kişilerin yoğurt vb. ev yapımı ürünleri satın aldıkları ve bu kişilerin köy
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
125
misafirperverliğinden etkilendikleri vurgulanmıştır. El sanatları bağlamında yeni yetişen kızların oya
vb çeyizlikler ile uğraştıklarını söyleyen köy muhtarı, daha önce açılmış olan halı kursunun
sürekliliğinin sağlanamadığını belirtmiştir. Köyün kendine has özellikleri kapsamında yemek-içecek
olarak kuzu dolmasının, mimari olarak çakal ve oyma evlerinin bulunduğu öğrenilmiştir. Dağ ve
ormanların yürüyüşe ve avcılığa uygun olduğu belirtilmiştir. Köyde bugüne kadar turizm potansiyeline
yönelik herhangi bir çalışma yapılmamış olsa da, köy halkının yerli ve yabancı turistlere karşı açık
fikirli olduğu vurgulanmıştır. Köye ulaşım minibüs aracılığı ile yapılmaktadır. Tarıma katkıda bulunması
adına gölet yapılmasına ve daha önce açılan fakat daha sonra kapatılan sağlık ocağının tekrar
açılmasına ihtiyaç duyulduğu söylenmiştir. Dereköy’de ekoturizmin gelişmesi için yapılması
gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Yöreye özgü ürünlerin satışı
Av turizmi
Yöresel yemeklerin sunulması
Dağ doğa yürüyüşü
Sulama göleti yapılması
Köy sağlık ocağı
Gökçeyurt Köyü (Turanlı Bucağı)
Köyün nüfusu, 38 erkek, 32 kadın olmak üzere 70 kişidir. Gökçeyurt Köyü’nde köy muhtarı ile
yapılan görüşmeler neticesinde elde edilen verilerden, 50 kişinin 35 yaş ve üstü grubu temsil ederken,
20 kişinin, 0-35 yaşları arasında olduğu, köy sakinlerinin çoğunluğunun ilköğretim mezunu olduğu ve
yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı öğrenilmiştir. Genç kesimin, yaşlı kesime oranla oldukça az
oluşunun köyde gelişemeyen veya duran kültürel faaliyetlere sebebiyet verdiği tarafımıza iletilmiştir.
Gökçeyurt Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik
gözlemlenememiştir.
Gültepe Köyü (Turanlı Bucağı)
Köyün nüfusu 17 erkek, 22 kadın olmak üzere toplam 39 kişidir. Gültepe Köyü’nde köy
muhtarı ile yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, 29 kişinin 35 yaş ve üstü grubu temsil
ettiği, 10 kişinin 18-35 yaş arası olduğu, köy sakinlerinin yalnızca 30’unun ilköğretim mezunu olduğu,
geri kalan vatandaşların okuma-yazma bilmediği ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı
öğrenilmiştir. Çiftçilik ve hayvancılık ile geçinen Gültepe Köyü’nün iş ve istihdam sınırlılığı nedeni ile
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
126
dışarıya göç verdiği bildirilmiştir. Gültepe Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme
ve yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.
Kırcalar Köyü (Turanlı Bucağı)
Köyün nüfusu 98 erkek, 101 kadın olmak üzere toplam 199 kişidir. Kırcalar Köyü’nde köy
muhtarı ile yaptığımız görüşmeler neticesinde elde ettiğimiz verilere göre, köyde 20 kişinin 0-18 yaş
grubunu, 23 kişinin 18-35 yaş grubunu, nüfusun geriye kalan kısmının 35 yaş ve üstü grubu temsil
ettiği bildirilmiştir. 4 kişinin lise mezunu, geriye kalan nüfusun ilköğretim mezunu olduğu Kırcalar
Köyü’nde İngilizce bilen bulunmadığı ve dışarıya göç verdiği öğrenilmiştir. Temel geçim kaynaklarının
hayvancılık ve tütün, buğday ve zeytin üretimini kapsayan tarım olduğu bildirilmiştir. Turizm alanında
istihdam edilen 1 kişinin bulunduğu ve bu kişinin de rehber olarak görev aldığı öğrenilmiştir. Zeytin
ağaçları ağırlıklı olmak üzere her tip ağaç cinsinin bulunduğunu belirten muhtar Enver Tan, kültürel
özellikler kapsamında eski usül düğünlere ve düzenlenen harman dönüşü eğlencelere dikkat
çekerken, tepede bulunan Kırcalar Köyü’nün doğal yapısı ile ilgili olarak manzarasını ve avcılığa
elverişliliğini ön plana çıkarmıştır. Köy kadınlarının dikiş nakış ile uğraştıkları ve daha sonra ürünlerini
sattıkları öğrenilmiştir. Köye minibüs aracılığı ile ulaşım sağlanamadığı, yalnızca özel araçlar ile ulaşım
sağlanabildiği söylenmiştir. Turizm konusunda köy halkına eğitim imkanı sağlanmasının köy
kalkınmasına katkı sağlayacağı bildirilmiştir. Tarımın artık yeterli bir gelir kaynağı olmamasından ötürü
turizme yönelmenin iyi bir fikir olacağı tarafımıza iletilmiştir. Kırcalar Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi
için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Av turizmi
Kültür turizmi (düğünler ve harman dönüşü eğlenceler)
El işi ürünlerin satışı
Turizm konusunda bilinçlendirme
Seyahat acentaları ile işbirliği yapılması
Ulaşım sorununun giderilmesi
Oruçlar Köyü
Köyün nüfusu 272 erkek, 242 kadın olmak üzere toplam 514 kişidir. Oruçlar Köyü’nde köy
muhtarı ile yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen bilgilere göre, nüfusun yaş gruplarına göre
dağılımının şu şekilde olduğu söylenmiştir: 0-18 Yaş aralığı %30; 18-35 yaş aralığı %50; 35 ve üstü yaş
aralığı %20. Okuryazar olmayan 100 kişi olduğu, köy sakinlerinin çoğunluğunun ilköğretim mezunu
olduğu, ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı öğrenilmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynaklarının
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
127
ceviz, badem, kestane, fasulye ve İncecikler, Göçbeyli, Bergama ovasında yevmiye işçiliği olduğu
iletilmiştir. Köy sakinlerinin iğne oyası vb. el sanatları ile uğraştıkları ve tahta kaşık yapıp sattıkları
belirtilmiştir. Köy muhtarı, köyün dağ yamaçlarında dağınık bir şekilde kurulmuş olduğunu, eğimli bir
araziye sahip olduklarını ve dozerle bu tarlaların düzeltilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Köyün
kanalizasyon altyapısının olmadığı ve yollarının düzeltilmesi gerektiği belirtilmiştir. Köy muhtarı
hayvancılık ve tarım alanında eğitim verilmesi konusunda öneride bulunmuştur. Köyde yayla turizmi
ve ev pansiyonculuğu yapılabileceği ifade edilmiştir. Oruçlu Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için
yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Yayla turizmi
Ev pansiyonculuğu
El ürünü işlerinin satımı (iğne oyası, tahta kaşık)
Altyapı sorunlarının giderilmesi
Sarıcaoğlu Köyü (Turanlı Bucağı)
Köyün nüfusu, 86 erkek, 95 kadın olmak üzere 181 kişidir. 0-18 yaş grubunun nüfusun
%10’unu, 18-35 yaş grubunun nüfusun %10’unu ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %80’ini oluşturduğu
köy muhtarı tarafından bildirilmiştir. Köy muhtarı, köyde 4 kişinin lise mezunu, köyde yaşayanların
geriye kalanının ilköğretim mezunu olduğunu ve 5-6 kişinin okuma-yazma bilmediğini ifade etmiştir.
Köyde, yabancı dil bilen kimse olmadığı söylenmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağının, hayvancılık,
orman işçiliği ve tütüncülük olduğu ifade edilmiştir. Köyün altyapı ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı
bulunmamaktadır. Köy muhtarı, köyde ormanların olduğunu ve doğa yürüyüşü yapılabileceğini ifade
etmiştir. Sarıcaoğlu köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve
yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Doğa yürüyüşü
Ev pansiyonculuğu
Yöreye özgü ürünlerin satışı
Yöresel yemeklerin sunulması
Tırmanlar Köyü
Tırmanlar köyü, Madra'nın Kocadağ doğu sırtlarında 650 metre yüksekliğinde kurulmuş olup,
çam ormanları içinde havası ve suyu güzel bir köydür. Köyün nüfusu, 351 kadın ve 320 erkek olmak
üzere 671 kişidir. 0-18 yaşları arasında 100, 18-35 yaşları arasında 200, 35 yaş ve üstü 371 kişinin
yaşadığı köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde 1 üniversite mezunu, 15 lise mezunu ve
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
128
nüfusun geriye kalanının ise ilköğretim mezunu ve okuryazar olduğu söylenmiştir. Köy nüfusunun
geçim kaynağının, hayvancılık, tarım, zeytincilik, arıcılık olduğu söylenmiştir. Çevre köylere oranla
ekonomik açıdan gelişmiş bir köydür. Bu köyün zeytinin çok iyi yetiştiği ve üç kilo zeytinden bir kilo
zeytinyağı üretildiği ifade edilmiştir. Köyde eski bir zeytinyağı tesisinde, zeytinyağı üretimi
yapılmaktadır. Madra Dağı’nın eteğinde olan Tırmanlar köyünün kuzey kısmı kızılçam orman, doğu
batı ve güney tarafları palamutluktur. Bu ağaçların oldukça zengin ve kerestelik olduğu ifade
edilmiştir. Bu yüzden köyde orman işçiliği de ekonomik bir gelir kaynağıdır. Gözle deresi, Uyuzpınar,
Gökpınar, Açöldüren suyu ve Babacı bayırlarından akan sular Kocaçay da toplanır. Kocaçay’ın yazın ve
kışın aktığı ifade edilmiştir. Kocaçay boyunda, meyve ağaçları ve sebze bahçeleri vardır. Tırmanlar
dağlık bir köy olduğundan, buranın kıl keçi, koyun, inek, öküz, katır, eşek yaşamasına ve üremesine
uygun olduğu söylenmiştir. Köyde bir süt kooperatifi bulunmaktadır ve buraya günlük 3 ton süt
getirildiği ifade edilmiştir. Bu sütleri bir süt ürünleri fabrikasının aldığı söylenmiştir. Bu köye
hayvancılıkla ilgili desteklerin verilmesi ve hayvancılığın daha da ilerletilmesi gerekmektedir. Köyün
yollarının bozuk olduğu ve kanalizasyon arıtma sistemi olmadığı belirtilmiştir. Köyde Ege Bölgesinin
tek alabalık üreticisi olan bir üretim çiftliği tesisi bulunmaktadır (Foto-17). Bu çiftlik, alabalık üretimi
ve dağıtımının yanı sıra, muhteşem doğası, serin ve temiz havası, şarıl şarıl akan deresiyle görsel bir
şölen eşliğinde yemek hizmeti de sunmaktadır. Yerli turistlerin, köydeki bu alabalık çiftliğine geldiği
ifade edilmiştir. Köy halkının, halk oyunları, zeytin budama, arıcılık ve dikiş nakış eğitimleri aldığı ifade
edilmiştir. Köyde, eski dokuma tezgahları bulunmaktadır ve kilim dokumacılığı az da olsa hala
yapılmaktadır (Foto-18). Köyün en meşhur yemeklerinin sura, sirkeli pilav (tavuk, tavşan etinden
sirkeyle yapılmaktaymış), kesme helvası, ballı hamur tatlıları olduğu belirtilmiştir. Köy halkı oldukça
misafirperverdir, evleri müsait olanların ev pansiyonculuğu yapacağı ifade edilmiştir. Ayrıca yer olarak
köy tüzel kişisine ait, kullanım hakkı Orman Dairesine ait olan lojmanlar bulunmaktadır. Köy muhtarı,
bu lojmanların geri alınması için başvuruda bulunduğunu ve restore edildikten sonra hizmete
geçebileceğini ifade etmiştir. Tırmanlar köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler
(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Yöresel yemeklerin sunulması (Sura, sirkeli tavuk, kesme helvası)
Yöreye özgü ürünlerin satışı (yumurta, süt, zeytin, zeytinyağı, bal, alabalık)
Doğa yürüyüş yolları
Doğa fotoğrafçılığı
Doğa keşfi (Alabalık tesisi civarı)
Ev pansiyonculuğu
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
129
Halıcılık
Yerel rehberler yetiştirilmeli
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Hayvancılık teşvikleri ve ilerletilmesi
Köy yollarının düzeltilmesi
Umumi tuvaletlerin yapılması
Çarşı fırınlarının canlandırılması
Kanalizasyon arıtma sistemi
Soğuk hava deposu (arıcılık için)
Köydeki lojmanların restore edilmesi
Örenli Köyü
Köyün nüfusu, 249 erkek, 263 kadın olmak üzere 512 kişidir. Örenli Köyü’nde konu ile çok ilgili
köy muhtarı ile gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde, 0-18 ve 18-35 yaş gruplarının 120’şer, 35 ve
üstü yaş grubunun ise 272 kişinin temsil ettiği belirtilen Örenli Köyü’nde 400 kişinin ilköğretim, 112
kişinin lise mezunu olduğu ve bu kişilerin arasından 50 köy sakininin İngilizce konuşabildiği
söylenmiştir. Civardaki birçok köyde olduğu gibi Örenli Köyü’nde de temel geçim kaynakları çiftçilik ve
hayvancılık olarak belirtiliyor. Her Mayıs Ayı’nın ilk Pazar’ında köy hayrının yapıldığını vurgulayan
Şahan, eski usül düğün ve kına gecelerinin sergilendiğini de eklemiştir. Köyde eski kum evlerin
bulunduğu fakat bakımsız olduğu söylenmiştir. Örenli Köyü’nün doğal yapısına dikkat çekilmiş,
Yortanlı barajını gören bir manzarasının bulunduğu, yukarısında yapay göllerin bulunduğu, dağ ve
ovanın iç içe olduğu ve doğa yürüyüşüne elverişli bir yapı barındırdığı öğrenilmiştir. Bunların yanı sıra
köyün sınırlı altyapı olanaklarına sahip olduğu, foseptiğinin bulunmadığı söylenmiştir. Yukarıkırıklar
Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler
şunlardır:
Kültür turizmi
Dağ Doğa yürüyüşü
Fotoğrafçılık
Altyapı sorunlarının giderilmesi
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
130
Yabancı dil bilen turist rehberlerinin yetiştirilmesi
Topallar Köyü
Köyün nüfusu, 142 erkek, 157 kadın olmak üzere 299 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşme
neticesinde alınan verilerden, 100 kişinin 0-18 yaş grubunu, 75 kişinin 18-35 yaş grubunu, nüfusun
geriye kalan kısmının 35 yaş ve üstü grubu temsil ettiği öğrenilmiştir. 3 kişinin lise mezunu, 3kişinin
üniversite mezunu, geriye kalan nüfusun ilköğretim mezunu olduğu, Topallar Köyü’nde İngilizce bilen
3 kişinin bulunduğu ve dışarıya göç verdiği öğrenilmiştir. Köy halkının geçim kaynağı hayvancılık ve
yevmiye işçiliği olduğu ve aynı zamanda köy sakinlerinin patik, el örgüsü, yazma, tahta kaşık, havan
yapımı vb. el işleri ile uğraştıkları söylenmiştir. Köy muhtarı, tarım, hayvancılık, seracılık, meyvecilik,
ağaçlandırma, turizm eğitimleri verilmesi ve maden ocağı yapılması konusunda öneride bulunmuştur.
Bunların yanı sıra köyün sınırlı altyapı olanaklarına sahip olduğu, foseptiğinin bulunmadığı, meydan
düzenlemesi olmadığı söylenmiştir. Eski usül geleneksel düğünler de köy sakinlerinin bir mirası olarak
kabul ediliyor. Köyde Bizanslılardan kalma "Çaltepesi Kalesi",Tümülüs, mağaralar bulunduğu, tarihi
miraslara sahip çıkılmadığı ve buranın turizme açık olmadığı ifade edilmiştir. Bunun yanı sıra alabalık
çiftliği olduğu, Madra dağının eteklerinde Karlı Madra kamp alanı olduğu söylenmiştir. Köy muhtarı,
Atmaz Dağı’ndan akan suyun şifa dağıttığını, köyde, kartal, şahin vb. hayvanların bulunduğunu ve
köyün avcılığa elverişliliğini ön plana çıkarmıştır. Köyün ekonomik durumunun çok kötü olduğu, ancak
sahip olduğu özellikler ve köy muhtarının konuya ilgisinden dolayı ekoturizm yapılması için çok uygun
olduğu gözlemlenmiştir. Topallar Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler
(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Av turizmi
Yayla turizmi
Alabalık çiftliğinde yeme-içme vb. faaliyetlerin gerçekleştirilmesi
Kampçılık
Kuş gözlemevi
Açık hava müzesi
Kültür turizmi (şifalı su, eski düğünler)
Yortanlı Köyü
Köyün nüfusu 42 kadın, 34 erkek olmak üzere toplam 76 kişidir. 0-18 yaşları arasında 10, 18-
35 yaşları arasında 26, 35 yaş ve üstü 40 kişinin yaşadığı köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir.
Köyde yaşayanlardan 1 kişinin lise mezunu, 50 kişinin ilköğretim mezunu ve geriye kalanların
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
131
okuryazar olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı söylenmiştir. Köy, Aliağa’ya veya
Bergama’ya çalışmak ve okumak için gidenlerden dolayı göç verdiği belirtilmiştir. Köy halkının geçim
kaynağının, tarım, hayvancılık ve arıcılık olduğu ve köyün ulaşım ve altyapı ile ilgili bir sıkıntısı
bulunmadığı öğrenilmiştir. Ulaşımın, şahsi araçlar veya köy dolmuşu ile sağlandığı söylenmiştir. Köy
muhtarı, köy halkının yeniliklere açık olduğu ve yöreye gelecek ziyaretçilere bakış açısının iyi olacağını
belirtmiştir. Ayrıca köyde boş bir iki evin bulunduğunu ve gerekli bakım yapıldıktan sonra bu evlerin
yöreye gelecek turistlere hizmet verebileceğini ifade etmiştir. Köy muhtarı, köydeki dere boyuna
dinlenme tesisleri yapılabileceğini ve Yortanlı barajının kaynağı olduğunu söylediği Dipsiz Çayından
balık tutulabileceğini ve dağlarda keklik, domuz, tavşan vb. hayvanlar olduğundan av turizmi
yapılabileceğini söylemiştir. Yortanlı köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler
(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Av turizmi
Doğa keşfi
Doğa fotoğrafçılığı
Ev pansiyonculuğu (Boş köy evlerinin restore edilmesi)
Dinlenme tesisleri
Dere boyunun yollarının yapılması
Turizm konusunda bilinçlendirme
Aziziye Köyü
Aziziye Köyü, 196 erkek, 197 kadın olmak üzere toplam 393 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan
görüşmeler neticesinde, nüfusun yarısının 35 yaş ve üstü grubu, %15’inin 18-14 yaş grubunu temsil
ederken, yalnızca %35’lik bir kesimin genç nüfusa dâhil olduğu, 10-15 kişi haricinde tüm köy
sakinlerinin ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı öğrenilmiştir.
Yöreye ait tarım ve hayvancılık gibi tipik geçim kaynaklarının yanı sıra aynı zamanda ceviz fidanlarının
mevcut olduğu bildirilmiştir. Yortanlı barajı ve İlya deresine olan yakınlığı ile bilinen Aziziye Köyü’nde
su kemerlerinin ve cineviz yapıtlarının da bulunduğu söylenmiştir. Aziziye Köyü’nde ekoturizmin
gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.
Çitköy Köyü
Köyün nüfusu, 112 kadın, 90 erkek olmak üzere toplam 202 kişidir. Çitköy’de köy muhtarı ile
yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, 25 kişi dışında, nüfusun tamamının 35 yaş ve
üstü grubu temsil ederken, köy sakinlerinin büyük bir çoğunluğunun ilköğretim mezunu olduğu ve
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
132
yabancı dil bilen birkaç kişinin bulunduğu öğrenilmiştir. Çiftçilik ile geçimini sağlayan Çitköy’ün iş ve
istihdam sınırlılıkları nedeni ile Bergama’ya göç vermekte olduğu bildirilmiştir. Yaşlı nüfusunun ağır
bastığını vurgulayan köy muhtarı, yerli ve yabancı turistlere karşı çok sıcak bakılmadığını eklemiştir.
Çitköy’de ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik
gözlemlenememiştir.
Kozluca Köyü (Göçbeyli Bucağı)
Köyün nüfusu 161 erkek, 167 kadın olmak üzere toplam 328 kişidir. Kozluca Köyü’nde konu ile
çok ilgili köy muhtarı ile gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde, 0-18 yaş arası grubun 38, 18-35 yaş
grubun 50, 35 ve üstü yaş grubunun 240 kişiden oluştuğu öğrenilmiştir. Nüfusun büyük bir
çoğunluğunun ilköğretim mezunu olduğu ve yalnızca 10 kişinin İngilizce bildiği tarafımıza bildirilmiştir.
Köy nüfusunun geçim kaynakları hayvancılık, pamuk, tütün, domates ve biber ağırlıklı olmak üzere
çiftçilik ve arıcılık olarak belirtilmiştir (Foto-16). Köyün, tabiatı, manzarası ve tiyatro ile desteklenen 3
gün süren geleneksel düğünleri ile öne çıktığı vurgulanmıştır. Tarihi hamamından yaz-kış akan ılık
suyun ve sudan kış aylarında çıkan buharın cilt yaralarına şifa dağıttığı öğrenilmiştir. Yöre halkının
yerli ve yabancı turistlere karşı misafirperver ve yeniliklere açık olduğu belirtilmiştir. Köy muhtarı,
köye yapılabilecek yatırım alanları arasında halıcılık kurslarının açılması ve hayvancılığın geliştirilmesi
konusunda öneride bulunmuştur. Kozluca Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler
(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Halıcılık
Kültür turizmi (Tarihi hamam, geleneksel köy düğünleri)
Doğa fotoğrafçılığı
Yöreye özgü ürünlerin satışı
Yukarıkırıklar Köyü
Köyün nüfusu 89 erkek, 84 kadın olmak üzere toplam 173 kişidir. Yukarıkırıklar Köyü’nde, 35
ve üstü yaş grubunun nüfusun çoğunluğunu oluşturması, ekoturizm vb. konularda yeni yatırımların
yapılmasına kısıtlı imkân sağladığı köy muhtarı tarafından belirtilmiştir. Köyde 10 kişi üniversite, 15
kişi lise mezunu, geriye kalan nüfusun ilköğretim mezunu olduğu ve İngilizce bilen sayısının oldukça
düşük olduğu söylenmiştir. İş imkânlarının sınırlılığı sebebi ile köyün dışarıya göç vermekte ve köyde
istihdam edilen kişi sayısının 5-6 olduğu bildirilmiştir. Köyün 700 yıllık tarihi olduğu ve Bakırköy
havzasını gören güzel manzarasının bulunduğu vurgulanmıştır. Köy sakinlerinin turistlere karşı pozitif
bakış açısına sahip oldukları söylenmiştir. Altyapı olanakları konusunda köyün foseptiğinin
bulunmadığı fakat sulama göletinin yapılmakta olduğu öğrenilmiştir. Köy muhtarı organik tarım
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
133
alanında yatırım yapılması konusunda öneride bulunmuş, aynı zamanda çok sayıda dikilmiş zeytin
fidanlarının değerlendirilebileceğini de eklemiştir. Yukarıkırıklar Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için
herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlikler gözlemlenememiştir.
Paşaköy Köyü
Paşaköy, Antikçağ’ın en önemli sağlık merkezlerinden biri olduğu söylenen (suyla tedavi
merkezi) Allianoi’ye kuma gömülmeden, Yortanlı barajı yapılmadan önce ev sahipliği yapan köydür.
Köyün nüfusu 86 erkek, 104 kadın olmak üzere toplam 190 kişidir. Köy muhtarından alınan
bilgilerden, 0-18 yaşları arasında 25, 18-35 yaşları arasında 15, 40 yaş ve üstü 150 kişinin yaşadığı
öğrenilmiştir. Köyde üniversite mezunu olan 1 kişinin yaşadığı, lisede okumakta olan 7-8 kişinin
olduğu, köyde yaşayanların geriye kalanının ilköğretim mezunu ya da okuryazar olduğu ve köyde,
okuryazar olmayan 2 kişinin yaşadığı ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı belirtilmiştir. Köyün
geçim kaynağının, hayvancılık ve tarım olduğu, köyde yaşayanların genel olarak emekli maaşıyla
geçindiği ifade edilmektedir. Köyün dolmuşlarının sadece Pazartesi günü kalktığı ve ulaşımın şahsi
araçlarla yapıldığı ifade edilmiştir. Köy kahvesinin yakınında 3 tane tarihi yatır bulunmaktadır. Köye,
Allianoi’yi baraj altında kalmadan önce yerli ve yabancı turistlerin geldiği ifade edilmiştir. Yortanlı
barajı yapılacağı için insanların arazilerini satıp Bergama’da kendine ev aldığı ve köyden göç ettiği
söylenmiştir. Köy kahvesine giden gelen olmadığı için kapatılacağı ve köyün bakkalının bile olmadığı
ifade edilmiştir. Bu sebeplerden dolayı köyde ekoturizme konu olabilecek bir alan bulunmamaktadır.
Aşağıılgındere Köyü
Köyün nüfusu, 61 erkek, 69 kadın olmak üzere 130 kişidir. 40 kişinin 0-18 yaş grubunu, 20
kişinin 18-35 yaş grubunu, nüfusun geriye kalan kısmının 35 yaş ve üstü grubu temsil ettiği köy
muhtarı tarafından bildirilmiştir. 3 kişinin lise mezunu, 3 kişinin üniversite mezunu, geriye kalan
nüfusun ilköğretim mezunu olduğu Aşağıılgındere Köyü’nde İngilizce bilen bulunmadığı ve dışarıya
göç verdiği öğrenilmiştir. Köy halkının geçim kaynağının tarım olduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı,
köyün dolmuşu olmadığını, köyün ilçeye uzak olduğunu ve ulaşımın çok zor sağlandığını belirtmiştir.
İlçede yaşayan ve turizmle uğraşan iş adamından aldığımız bilgilere göre, Aşağıılgındere köy evlerinde
doğal kaya taşlarından (kayrak) yapılan evler ve bir şelale bulunduğu ve köyün çok güzel bir manzarası
olduğu ve burada kuş gözlemciliği yapılabileceği öğrenilmiştir. Aşağıılgındere Köyü’nde ekoturizmin
gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Kuş gözlemciliği
Doğa keşfi
Doğa fotoğrafçılığı
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
134
Doğa yürüyüşü
Altyapı sorunlarının giderilmesi
Ulaşım sorunlarının giderilmesi
Yerel rehberlerin yetiştirilmesi
Turizm konusunda bilinçlendirme
Yeniler Köyü (Göçbeyli Bucağı)
Köyün nüfusu 74 erkek, 78 kadın olmak üzere 152 kişidir. 25 kişinin 0-18 yaş grubunu, 15
kişinin 18-35 yaş grubunu, nüfusun geriye kalan kısmının 35 yaş ve üstü grubu temsil ettiği köy
muhtarı tarafından bildirilmiştir. Köy nüfusunun tamamının ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil
bilen kimse olmadığı öğrenilmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağı hayvancılıktır ve tarımdır ve aynı
zamanda köy sakinlerinin dantel, iğne oyası vb. el işleri ile uğraştıkları söylenmiştir. Köy muhtarı, eski
usul düğün ve kına gecelerinin sergilendiğini de eklemiştir. Bunların yanı sıra köyün sınırlı altyapı
olanaklarına sahip olduğu, foseptiğinin bulunmadığı söylenmiştir. Yeniler Köyü’nde ekoturizmin
gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.
Zağnos Köyü
Köyün nüfusu, 47 erkek, 53 kadın olmak üzere 100 kişidir. Eski bir Rum köyü olan Zağnos
Köyü’nde köy muhtarı ile yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, 20 kişinin 0-18 yaş
grubuna, 20 kişinin 18-35 yaş grubuna, 60 kişinin 35 yaş ve üstü gruba ait olduğu öğrenilmiştir. 5
kişinin lise mezunu olduğu ve geriye kalanların okuryazar veya ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı
dil bilen kimse olmadığı öğrenilmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağı tarım (mısır, domates, pamuk) ve
hayvancılıktır ve aynı zamanda köy sakinlerinin dantel, örgü, iğne oyası vb. el işleri ile uğraştıkları
söylenmiştir. Köyün altyapı ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı bulunmadığı ifade edilmiştir. Köy muhtarı,
organik tarım ve tarıma dayalı sanayi yatırımları yapılması konusunda öneride bulunmuştur. Bunların
yanı sıra köyün sahip olduğu düz ovanın ekoçiftlikler için elverişli olduğu düşünülmüştür. Zağnos
Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik
gözlemlenememiştir.
Doğancı Köyü
Köyün nüfusu, 57 erkek, 68 kadın olmak üzere 125 kişidir. Doğancı Köyü’nde köy muhtarı ile
gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde, 0-18 yaş dağılımının nüfusun %10-15’ini ve 18-35 yaş
dağılımın nüfusun %30’unu oluştururken, 35 yaş ve üstü grubun %55’ini oluşturduğu öğrenilmiştir. 10
kişinin lise mezunu, geriye kalan nüfusun ilköğretim mezunu olduğu Doğancı Köyü’nde İngilizce bilen
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
135
bulunmadığı ve dışarıya göç verdiği öğrenilmiştir. Temel geçim kaynaklarının hayvancılık ve tarım
(pamuk, mısır, domates, arpa, buğday) olduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı hayvancılık ve tarım
alanında yatırım yapılması konusunda öneride bulunmuştur. Köyün altyapı ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı
bulunmadığı ifade edilmiştir. Doğancı Köyü’nde ekoturizm potansiyeli saptanamamıştır.
Çaltıkoru Köyü
Çaltıkoru Köyü’nde yapılan köy muhtarı ile yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilere
göre köy nüfusunun, 39’u kadın, 35’i erkek olmak üzere toplam 74 kişiden oluştuğu, nüfusun 65’i 35
yaş ve üstü grubu temsil ederken, yalnızca 5 kişinin 0-18 yaş arasında olduğu, 1 kişinin lise, 65 kişinin
ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil bilmeyenlerin yanı sıra okuma yazma bilmeyenlerin de
bulunduğu öğrenilmiştir. Köy arazilerinin devlet tarafından satın alınması, eskiden geçim kaynakları
olan hayvancılığın artık yapılmaması ve köyde bulunan 2 barajın köyü sular altında bırakmış olması
sebebi ile köy muhtarı tarafından köyün kapanması hususunda dilekçe verildiği, şu an cevap
beklendiği tarafımıza iletilmiştir. Çaltıkoru Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir
düzenleme ve yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.
Kadıköy Köyü (Göçbeyli Bucağı)
Köyün nüfusu, 263 erkek, 269 kadın olmak üzere 532 kişidir. Kadıköy’de köy muhtarı ile
yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, 432 kişi 35 yaş ve üstü grubu temsil ettiği,
yalnızca 100 kişinin 0-35 yaş arasında olduğu, tüm köy sakinlerinin ilköğretim mezunu olduğu ve
yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı öğrenilmiştir. Köyün temel geçim kaynaklarının bölgeye tipik
olarak tarım ve hayvancılık olduğu belirtilmiştir. Önceden geleneksel cirit oyunlarının sergilendiği ve 3
gece-3 gün eski usül düğünlerin sergilendiği Kadıköy’de artık bu tip faaliyetlerin Bergama’ya taşındığı,
köy dâhilinde düzenlenmediği belirtilmiştir. Bunların yanısıra köyün sahip olduğu düz ovanın
ekoturizm için elverişli olduğu bildirilmiştir. Yöre halkının yerli ve yabancı ziyaretçilere karşı pozitif
tutum sergileyeceklerini dikkat çeken köy muhtarı, turistleri evlerinde misafir etme konusunda sıcak
bakan kişilerin olabileceğini de eklemiştir. Merkezden Kadıköy’e her saat başı minibüs servisi
bulunduğu öğrenilmiştir. Foseptiğin köy meydanına akması altyapı eksikliği olarak belirtilmiştir.
Kadıköy’de ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik
gözlemlenememiştir.
Alibeyli Köyü (Göçbeyli Bucağı)
Köyün nüfusu, 263 erkek, 288 kadın olmak üzere toplam 551 kişidir. Alibeyli Köyü’nde köy
muhtar ile yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, 451 kişinin 35 yaş ve üstü grubu temsil
ettiği, yalnızca 100 kişinin 0-35 yaş arasında olduğu, tüm köy sakinlerinin ilköğretim mezunu olduğu
ve yabancı dil bilen 3 kişinin bulunduğu öğrenilmiştir. Köy yerlilerinin mısır, pamuk, arıcılık ve
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
136
hayvancılık ile geçimlerini sağladıkları bildirilmiştir. Yaklaşık 3 seneden beri köy çocuklarına folklorik
dans kurslarının verilmekte olduğu ve geleneksel olarak her yılın Mayıs veya Haziran aylarında hayır
düzenlendiği belirtilmiştir. Köyün doğal yapısında defineciler tarafından keşfedilen mağara ve tarihi
buluntuların mevcut olduğunu vurgulayan köy muhtarı, köylerinin aynı zamanda bir jeotermale sahip
olduğunu da ekledi. Ulaşımın, Pazartesi günleri 20 dakikada bir, diğer günler yarım saatte bir minibüs
aracılığı ile sağlanmakta olan Alibey Köyü’nün seracılık, organik tarım ve jeotermal ile ilgili yatırımlara
açık olduğu öğrenilmiştir. Alibeyli Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler
(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Kültür turizmi(folklor, hayır)
Yöresel ürünlerin satışı
Organik tarım için yatırım
Jeotermalin geliştirilmesi
Kozak’ın doğusunda, Bergama’nın kuzey ve kuzeydoğusu olan Turanlı-Ayaskent-Göçbeyli
köylerinde ise Kozak’tan çok farklı bir durumla karşılaşılmaktadır. Burada yeralan köylerin birçoğunun
altyapı sorunu bulunmaktadır. Geçim kaynağı hayvancılık olan birçok köyün gelir düzeyi Bergama
ortalamasına göre düşük kalmaktadır. Burada yeralan 23 köy içinde Tırmanlar, Topallar, Sarıcaoğlu ön
plana çıkmaktadır. Madra Dağı’nda bulunan Tırmanlar sahip olduğu dağ havası ile turistlerin son
derece ilgisini çekebilecek bir alandır. Potansiyel tespit edilen köylerde doğa yürüyüşü, yeme-içme,
yerel ürünlerin satışı ve av turizmi organize edildiği takdirde uygulanabilecek faaliyetler arasında yer
almaktadır. Potansiyel tespit edilen köyler, ev pansiyonculuğuna açıktır; ancak altyapı sorunları olan
köylerde konaklamalı faaliyetlerin yürütülmesi zor bir ihtimal olarak görülmektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
137
MADRA/TURANLI/AYASKENT/GÖÇBEYLİ YÖRESİNDEN FOTOĞRAFLAR
Foto-16: Kozluca Köyünden Bir Görünüm (Kozluca)
Foto-17: Alabalık Çiftliği (Tırmanlar)
Foto-18: Yöresel Motiflerin İşlendiği Dokuma Tezgahı (Tırmanlar)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
138
3.5.3. YUNT YÖRESİ KÖYLERİ
Bu bölge, Bergama’nın güneyinde yer alan Zeytindağ ve Yunt Dağı köylerinden 13 tanesi ile
görüşülmüştür. Köylerin listesi ve taşıdığı ekoturizm potansiyeli aşağıdaki şekil ve tablolarda
sunulmaktadır.
Şekil-14: Yunt Yöresi Ekoturizm Potansiyeli* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)
* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu
faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
139
Çizelge-12: Yunt Yöresi’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri
YUNT YÖRESİ
KÖYÜN ADI
FAALİYETLER
Doğa
Yürüyüşü Bisiklet
Yeme
İçme Konaklama
Kültür
Turizmi
Yerel
Ürünler Diğer
ATÇILAR - - - - - - -
BALABAN - - - - - - -
BAYRAMCILAR - - - Doğa fotoğrafçılığı, halıcılık
BOZYERLER - - - - Halıcılık, karavan turizmi, kampçılık
İSMAİLLİ - - - - - Av turizmi, kuş gözlemciliği, doğal yaşam parkı, halıcılık
KOCAHALİLLER - - - - - Dağ, kaya tırmanışı, av turizmi, av hayvanı yetiştirilmesi
KOCAKÖY - - - - - Doğa fotoğrafçılığı, köy yaşamı
KOYUNELİ - - - - - Av turizmi
ÖKSÜZLER
Doğa fotoğrafçılığı, kampçılık
ÖRLEMİŞ - - Av turizmi, bitki gözlemciliği, kuş gözlemciliği
SAĞANCI - - - Av turizmi
SEKLİK - - - - Köy yaşamı
DERİCİKÖY (TEKKEDERE)
- - - - - Doğa keşfi
İsmailli Köyü
Köyün nüfusu 158 erkek, 179 kadın olmak üzere 337 kişidir. Gençlerin daha çok Bozyerler
köyünde ya da Bergama’da yaşadığı köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde, üniversite
mezunu 4 kişi, lise mezunu 14 kişi yaşadığı söylenmiştir. Geriye kalanların ilköğretim mezunu ve 60
yaşın üzerindekilerin okuryazar belgesine sahip olduğu öğrenilmiştir. Köyde 1 kişinin yabancı dil
bildiği söylenmiştir. Köyde ulaşım ile ilgili bir sıkıntı yoktur. Köyün en büyük sorununun su problemi
olduğu belirtilmiştir. Köye gelen su yetersiz olduğundan İsmailli Köyü’nün ve civarındaki 5 köyün,
suyu dinamo ile çektiklerini ancak bu seferde bu köylere yüklü miktarda elektrik faturası geldiği
öğrenilmiştir. Köy halkının geçim kaynağı, hayvancılık, tarım, az miktarda arıcılık ve antep fıstığı
olduğu ifade edilmiştir. Köydeki çitlembik ağaçlarına, antep fıstığı aşılandığı ve köyde bu yöntem
yaygınlaşırsa bunun çok iyi maddi getirisi olduğu vurgulanmıştır. Köy halkı, hayvancılıkla ve
mandıracılıkla ilgili eğitim almak ve kooperatif kurulmasını istemektedir. Yerli ve yabancı turistlerin,
Aigai antik kentine giderken bu köye uğradığı söylenmiştir. Köyde eskiden halı dokumacılığı
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
140
yapılmaktaymış, ancak para getirmediği için bırakılmış, gelir getiren bir faaliyet olsa, pazarlaması da
yapılırsa yeniden başlanabileceği ifade edilmiştir. Bu köye ait olan "İsmailli Zeybeği" diye bir zeybek
oyunu olduğu söylenmiştir. Eskiden düğünlerde, ortaoyunun basit versiyonları oynanmaktaymış.
Köyün ilköğretim okulunun, model ve çok aktif bir okul olduğu, birçok projede yer aldığı ve hatta bir
Avrupa Birliği projesiyle öğrencilere yurt dışına çıkma ve farklı kültürlerle kaynaşma imkânı sağladığı
belirtilmiştir. Köyde 159 çeşit kuş olduğu ve İzmir’deki kuşların geçiş yolu üzerinde olduğu
söylenmiştir. Vahşi yılkı atları vb. karasal ve uçan hayvanların çok çeşitli olduğu söylenmiştir. Bu
yüzden bu köyün av turizmi yapılmasına ve doğal yaşam parkı kurulmasına uygun olduğu
görünmektedir. Köy halkının, yaşlı nüfus ağırlıkta olduğu için yeniliklere çok açık olmadığı ifade
edilmiştir. Bu köyde ekoturizm yapılabilmesi için, kısıtlı iş imkânı nedeniyle göç eden genç nüfusun bu
köyde durmasını sağlamak gerektiği vurgulanmıştır. İsmailli köyünde ekoturizmin gelişmesi için
yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Av turizmi
Halıcılık
Kuş gözlemciliği
Kültür turizmi
Doğal yaşam parkı
Altyapı problemlerinin giderilmesi (su)
Kooperatif kurulması
Hayvancılık eğitimi
Bozyerler Köyü
Köyün nüfusunun 134 kişi kadın, 128 kişi erkek olmak üzere 262 kişidir. 0-35 yaş grubunun
nüfusun %80’ini oluşturduğu köy muhtarı tarafından belirtilmiştir. Köyde yaşayanların ilköğretim
mezunu olduğu ve az seviyede yabancı dil bilen 7-8 kişinin yaşadığı söylenmiştir. 1993 yılında İsmailli
köyünden ayrıldığı söylenmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağı, zeytincilik, hayvancılık, inşaat ve tarım
işçiliğidir (Foto-19). Köy muhtarı, köyün zeytinyağının çok kaliteli olduğunu, en az zeytin yapanın bile
8-10 ton zeytin elde ettiğini, bu yüzden zeytinyağı ve salamura tesisi istediğini belirtmiştir. Civardaki
köylerinde, bu tesise zeytinlerini getireceğini ifade etmiştir. Köyün yolları asfalttır, ulaşım toplu
taşıma araçları veya özel araçlarla sağlanabilmektedir. Ancak su problemi olduğu, suda arsenik
oranının yüksek çıktığı, su trafosunun çalındığı söylenmiştir. Köyün topraklarının çilek yetiştirmeye
çok elverişli olduğu, ancak tarımsal sulama ile ilgili sıkıntıları olduğu belirtilmiştir. İnsanların, kendi
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
141
ihtiyaçları kadar sebze-meyve yetiştirebildiği ama sulama problemi nedeniyle ticari amaçlı olarak
yetiştirilemediği ifade edilmiştir. Baraj, sulama vb. amaçlı yatırımlar yapılırsa su probleminin
çözüleceği belirtilmiştir. Köye karavanlarla 1 geceliğine yabancı turistler geldiği ve dil problemi
nedeniyle anlaşamadıkları ifade edilmiştir. Genelde turistlerin yazın geldiği ve orman yangını
nedeniyle ormana sokulmadığı söylenmektedir. Köyde, çam ormanı ve zeytinlikler bulunmaktadır.
Köye, 12000 çam fidanı, 7000 badem, 4000 defne, 2000 akasya, 2000 selvi dikilerek bir ağaçlandırma
sahası yapıldığı söylenmiştir, burası park haline getirilip, ekoturizme kazandırılması iyi olacaktır. Ev
hanımlarının halıcılık kurslarına gidip sertifika aldığı ve köy ekoturizme açılırsa halıcılık ile ilgili
etkinliklerin yeniden yapılabileceği ifade edilmiştir. Köyde, 2 yıldır halkoyunları kursu düzenlendiği ve
"İsmailli" oyununun davulla ve sadece erkekler tarafından oynandığı söylenmiştir. Köyde, düğünlerin
3 gün (Cuma’dan başlayıp Pazar gününe kadar) sürdüğü ifade edilmiştir. 1.gün kına, 2.gün insan
gelimi, 3.gün ise gelin alımı, düğün yapılmaktaymış. 3 gün süresince komşularla dayanışma içinde
misafirler ağırlanıp, sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeği verilmekteymiş. Düğün yemeği olarak
güveç, keşkek, yufka böreği yapıldığı söylenmiştir. Halk oyunları, halıcılık ve eskiden kalma düğünlerin
hala var olması nedeniyle bu köy, ekoturizmin bir parçası olan gelenek-görenek turizmine uygun
görünmektedir. Köy halkı, misafirperverdir ve yeniliklere açıktır. Bozyerler köyünde ekoturizmin
gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Kültür turizmi
Halıcılık
Yöresel yemeklerin sunulması ( yufka böreği, keşkek, güveç)
Yöreye özgü ürünlerin satışı (zeytin, zeytinyağı vb.)
Karavan turizmi
Kampçılık
Altyapı sorunlarının giderilmesi (su ve tarımsal sulama)
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Yabancı dil bilen turist rehberlerinin yetiştirilmesi
Koyuneli Köyü
Köyün nüfusu, 201 kadın, 194 erkek olmak üzere 395 kişidir ve köyde, 0-18 yaş grubu 80 kişi,
18-35 yaş grubu 100 kişi ve 35 yaş ve üstü 215 kişinin yaşadığı köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir.
Köyde lise mezunu olan 5 kişinin yaşadığı, köy nüfusunun geriye kalan kısmının ise ilköğretim mezunu
olduğu söylenmiştir. Köyde, az seviyede yabancı dil bilen 15 kişinin yaşadığı belirtilmiştir. Köy
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
142
nüfusunun geçim kaynağının, zeytincilik (Foto-20), hayvancılık, ormancılık, tarım(tütün ve bamya) ve
maden işletmesinde işçilik olduğu ifade edilmiştir. Köyün ulaşım ve altyapı ile ilgili sıkıntısı yoktur.
Ancak tarım için sulama göleti yapılırsa ticari amaçlı tarım yapılabileceği belirtilmiştir. Köye yerli ve
yabancı turist gelmediği ifade edilmiştir. Köyün dağlarında ve yaylarında yabani hayvanların yaşadığı
söylenmiştir, bu yüzden bu köy, dağ yürüyüşleri ve av turizmi yapılabilecek potansiyele sahiptir.
Ancak köyde yaşlı nüfus ağırlıkta olduğundan, ekoturizm etkinliklerinin, seyahat acentalarının ve
turist rehberlerinin desteğiyle yapılması uygun görünmektedir. Koyuneli köyünde ekoturizmin
gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Dağ yürüyüşü
Av turizmi
Tarımsal sulama
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Yabancı dil bilen turist rehberlerinin yetiştirilmesi
Arıcılık eğitimi
Öksüzler Köyü
Köye, Arap asılı bir padişah gelip köyü yakmış yıkmış, birçok kişi öksüz kalmış, babaları ve
ataları ölmüş bu yüzden bu köyün adı "Öksüzler" olmuştur. Köyün nüfusunun 98 kadın, 112 erkek
olmak üzere 210 kişidir. 0-18 yaş grubu 27 kişi, 18-35 yaş grubu 110 kişi ve 35 yaş ve üstü 73 kişinin
yaşadığı köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde yaşayan 10 kişinin lise mezunu olduğu ve
geriye kalanların ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu ve 20 kişinin orta seviyede yabancı dil
bildiği söylenmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağı, çiftçilik, hayvancılık, antep fıstığı ve arıcılık olduğu
söylenmiştir. Köye, yerli veya yabancı turistin gelmediği söylenmiştir. Ancak köyde doğal güzellik
olarak keşfedilmemiş birçok yer bulunmaktadır. Köy yerleşiminin çok eski olduğu ve Kara Osmanlı
devletinden bir paşanın bu köyü yönettiği söylenmektedir. Birçoğu sahip çıkılmadığı için yağmalanmış
olsa da, köyün bazı yerlerinde hala o dönemden kalma tarihi kalıntılar bulunmaktadır. Köyde
"Dedegöl" adlı tarihi bir göl bulunmaktadır (Foto-21). Gölün içinde bir mezar ve eski dilde bir yazı
olduğu köy halkı tarafından saptanmıştır. Ayrıca köyde etrafı ağaçlarla çevrili boylu boyuna akan
"Karaiğren" adlı bir şelale bulunmaktadır. Köy halkı çok misafirperver ve sıcakkanlıdır. Köy halkının ev
pansiyonculuğuna olumlu baktığı muhtar tarafından ifade edilmiştir. Ayrıca köy muhtarı, köylerinin
ekoturizme açılması konusunda oldukça istekli davranmıştır. Ancak bu köyün ekoturizme açılmadan
önce altyapı sorunlarının (su-kanalizasyon) çözülmesi gerekmektedir. Öksüzler köyünde ekoturizmin
gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
143
Doğa yürüyüş yolları
Doğa fotoğrafçılığı
Doğa keşfi
Kampçılık
Ev pansiyonculuğu
Yöresel yemeklerin sunulması
Yöreye özgü ürünlerin satışı
Kültür turizmi
Yerel rehberler yetiştirilmeli
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Altyapı sorunlarının giderilmesi (su, kanalizasyon, baz istasyonu)
Hayvancılık eğitimi
Kocaköy Köyü
Köyün nüfusu, 24 erkek, 26 kadın olmak üzere 50 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşmeler
neticesinde, 20-35 yaş grubunun ağırlıkta olduğu öğrenilmiştir. Okumakta olan öğrenciler dışında,
köyde yaşayanların hepsinin ilköğretim mezunu olduğu söylenmiştir. Köy muhtarı, köyün hızlı bir
biçimde göç verdiğini, ulaşımın çok zor olması ve köyün okullara uzak olması nedeniyle köy halkının
büyük bir kısmının Dağıstanlı ovasına taşındığı ve orada henüz adı konmamış yeni bir köy kurduklarını
ifade etmiştir. Köy halkının geçim kaynağının hayvancılık, çiftçilik ve az miktarda arıcılık olduğu
söylenmiştir. Köyün su, elektrik, kanalizasyon altyapısı ile ilgili sıkıntı bulunmamaktadır. Sadece
tarımsal sulama yapılması için kuyu açılması gerektiği söylenmiştir. Köye yerli ya da yabancı turistin
gezi amaçlı gelmediği, köyü geçiş yolu olarak kullandıkları ifade edilmiştir. Köyün sınırları içerisindeki
bir dağda "Asar" adlı bir kalenin kalıntılarının olduğu söylenmiştir. Köy her türlü yatırıma açıktır,
köyün gelir kaynağı yoktur. Köyde üretilen yağ, süt, yumurta vb. ürünleri, şehir merkezine götürüp
satacak kimsenin olmadığı, şehir merkezine ulaşımın çok zor olduğu belirtilmiştir. Bu köyün doğal
güzelliği, tertemiz bir havası vardır. Ancak köyde nüfus gittikçe azalmaktadır. Kocaköy köyünde
ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Dağ doğa yürüyüşü
Doğa fotoğrafçılığı
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
144
Geleneksel yaşam
Yöreye özgü ürünlerin satışı
Ev pansiyonculuğu
Yerel rehberlerin yetiştirilmesi
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Tarımsal sulama
Seklik Köyü
Köyün nüfusu, 167 erkek, 175 kadın olmak üzere 342 kişidir. Köyde, 40 yaş ve üstünün
ağırlıkta olduğu köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde üniversite mezunu 1 kişi olduğu ve
okumakta olan öğrenciler dışında herkesin okuryazar olduğu söylenmiştir. Köyde yabancı dil bilen
kimsenin bulunmadığı belirtilmiştir. Köyün, daha önce Manisa’ya bağlı olduğu ve 800-900 yıl önce
kurulduğu ifade edilmiştir. Köy nüfusunun başlıca geçim kaynağının hayvancılık ve çok az oranda
tarım olduğu ifade edilmiştir. Köyün altyapı sıkıntısı yoktur, yalnızca kanalizasyon yapılırken kazılan
yolların düzetilmesi gerekmektedir. Köye yerli veya yabancı turist gelmediği, Manisa kalesine
giderken bu yoldan geçildiği söylenmektedir. Köyde, halı dokumasın bilen kişilerin var olduğu ancak
şu anda yapılmadığı ifade edilmiştir. Köy, çok eski bir kuruluşa sahip olduğu için restore edilmeyi
bekleyen çok sayıda ev bulunmaktadır (Foto-22). Bu evlerin bazıları, konaklama, bazılarıysa kafe-
restoran olarak değerlendirilmesi köyün kalkınması açısından iyi olacaktır. Eskiden köy düğünleri 3
gün yapılmakta, develerle gelinip, gelinin çeyizleri sergilenmekteymiş ve Zeybek havası, Kabagüvendi
oyun havası, İstanbul zeybeği oynanmaktaymış. Eskiden köyde, keçi kılından dokunan keselerin içine
çitlembik koyup yağı çıkarılmaktaymış ayrıca köyde hala bir köylünün evinde eski usul menengiç yağı
çıkarılan taş mekanizma durmaktadır (Foto-23). Köy halkı, çok misafirperverdir, ancak evler küçük
olduğu için ev pansiyonculuğuna bakış açısının nasıl olacağının bilinmediği ifade edilmiştir. Köydeki
öğrencilerin bir kısmının, İsmailli köy okulunun projesiyle yurt dışına çıktığı anlatılmıştır. Yöre halkı,
yörenin ekoturizme açılması konusunda ve yabancı turistlerin köye gelmesi konusunda çok istekli
davranmaktadır. Seklik köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve
yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Ev pansiyonculuğu
Köy yaşamı
Yöreye özgü ürünlerin satışı (süt, yumurta, peynir, menengiç, antep fıstığı)
Eski evlerin restore edilmesi
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
145
Yerel rehberler yetiştirilmeli
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Hayvancılık eğitimi
Süt tankı
Arıcılık eğitimi
Atçılar Köyü
Atçılar köyü, Bergama’nın en eski köylerinden biridir. Köyün nüfusu, 41 erkek, 37 kadın olmak
üzere 78 kişidir. Köy muhtarı, köyün sürekli göç verdiğini ve nüfusun büyük bir kısmını 35 yaş ve
üstünün oluşturduğunu ifade etmiştir. Çok güzel doğası ve geniş meraları olan köyde en büyük geçim
kaynağı hayvancılık ve az miktarda antep fıstıkçılığı olmakla birlikte son zamanlarda hayvancılığında
gerilediği söylenmiştir. Köyde bir dönem halıcılık yapılmış, ama artık diğer köylerde olduğu gibi devam
edilmemektedir. Eski tarihlerde köyün kurulduğu yıllarda eski Osmanlı beyliklerine at yetiştiriciliği
yapılırmış, köyün adı da buradan gelmekteymiş. Köyün su, elektrik, kanalizasyon altyapısı ile ilgili
sıkıntıları bulunduğu ifade edilmiştir. Köyde çok iyi yabancı dil bilen bir kişinin bulunduğu ve köye yerli
veya yabancı turistin gelmediği söylenmiştir. Köyün camisinde Bulgarlardan kalma ezan taşı
bulunmaktadır, köyün imamı köyde eski mezarların bulunduğunu ifade etmiştir. Köy halkı
misafirperverdir, ancak köyde yaşlı nüfusun ağırlıkta olduğu, genç nüfusun gittikçe azaldığı ve köyde
yaşayan genç nüfusun hayvancılıkla uğraştığı belirtilmiştir. Bu köyde ekoturizme açılacak bir etkinlik
bulunmamaktadır.
Bayramcılar Köyü
Bayramcılar Köyü’nün nüfusu, 93 erkek, 110 kadın olmak üzere 203 kişidir. Eski köy muhtarı
ile yapılan görüşmenin neticesinde alınan verilerden, nüfusun büyük bir çoğunluğunu 35 yaş ve
üstünün oluşturduğu öğrenilmiştir. Köyde lise mezunu olan 5 kişinin ve köy nüfusunun geriye kalan
kısmının ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu belirtilmiştir. Köyde ulaşım ve altyapı sorunu
bulunmamaktadır. Köyde, orta seviyede yabancı dil bilen birkaç kişinin bulunduğu ve yabancı bisikletli
turistlerin köyden gelip geçtiği ifade edilmiştir. Köy ekonomisinin çiftçilik, hayvancılık ve arıcılığa
dayandığı söylenmiştir. Eskiden köyde bağcılığın yaygın olduğu ve pekmez yapıldığı, ancak şimdi
kendilerinin bile pekmezi satın aldığı belirtilmiştir. Köyde hala az da olsa kilim dokuyan yaşlıların
bulunduğu ifade edilmiştir. Bu köyde, Gerdenli mevkisinde "Sarısu Deresi" bulunduğu ve bu derenin
suyunun dağ yamacından yoğurt renginde aktığı söylenmiştir. Köyde, toprak altında kalmış tarihi
kalelerin bulunduğu söylenmektedir. Köy halkı, genel olarak misafirperverdir. Köy, ekoturizme açılırsa
ziyaretçileri evlerinde ağırlamak isteyenlerin olacağı, ancak yazın köylünün Dağıstanlı ovasına gittiği
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
146
ve gelen ziyaretçilerle ilgilenecek pek kimsenin bulunmadığı belirtilmiştir. Bayramcılar köyünde
ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Doğa yürüyüşü
Doğa fotoğrafçılığı
Bisiklet turizmi
Doğa keşfi
Halıcılık
Ev pansiyonculuğu
Çilek yetiştiriciliği eğitimi
Kazı çalışmaları
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Yerel rehberlerin yetiştirilmesi
Balaban Köyü
Köyün nüfusu, 19 erkek, 23 kadın olmak üzere 42 kişidir. Balaban Köyü’nde köy muhtarı ile
yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilere göre köy nüfusunun tamamının, 35 yaş ve üstü
gruba ait olduğu ifade edilmiştir. Köy nüfusunun tamamının ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil
bilen kimse olmadığı öğrenilmiştir. Köyün, %100 göç vermekte olduğu ifade edilmiştir. Köy nüfusunun
geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Köyün içme suyu ve kanalizasyon ile ilgili altyapı problemleri
olduğu ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı bulunmadığı ifade edilmiştir. Balaban Köyü’nde yaşlı nüfus büyük
ağırlıkta olduğundan ve bu konunun alanına girecek bir faaliyet bulunmadığından ekoturizm
yapılamayacağı saptanmıştır.
Kocahaliller Köyü
Köyün nüfusu, 16 erkek, 17 kadın olmak üzere 33 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşme
neticesinde, köyde, 3 kişinin 0-18 yaş grubunu, 3 kişinin 18-35 yaş grubunu, nüfusun geriye kalan
kısmının 35 yaş ve üstü grubu temsil ettiği öğrenilmiştir. Köy nüfusunun tamamının ilköğretim
mezunu veya okuryazar olduğu, Kocahaliller Köyü’nde İngilizce bilen kimsenin bulunmadığı ve
dışarıya göç verdiği öğrenilmiştir. Köy halkının geçim kaynağı tarım(maydanoz, marul, domates) ve
hayvancılık olduğu belirtilmiştir. Bunların yanı sıra köyün sınırlı altyapı olanaklarına sahip olduğu,
kanalizasyon şebekesi bulunmadığı, meydan düzenlemesi olmadığı, köy yollarının kötü olduğu
söylenmiştir. Köy muhtarı, köyde tavşan, domuz, tilki, keklik vb. hayvanların bulunduğunu ve köyün
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
147
av turizme elverişli olduğunu, bunların yanı sıra dağ, kaya tırmanışı yapılabileceğini ön plana
çıkarmıştır. Köy muhtarı, küçükbaş hayvancılık ile ilgili ve av hayvanı üretimi gibi yatırımlar yapılması
konusunda öneride bulunmuştur. Köyün ekonomik durumunun çok kötü olduğu, ancak sahip olduğu
özellikler ve köy muhtarının konuya ilgisinden dolayı ekoturizm yapılabileceği gözlemlenmiştir.
Kocahaliller Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek
etkinlikler şunlardır:
Dağ, kaya tırmanışı
Av turizmi
Av hayvanı üretimi
Küçükbaş hayvancılık
Altyapı sorunlarının giderilmesi
Örlemiş Köyü
Köyün nüfusu, 169 erkek, 172 kadın olmak üzere 341 kişidir. 0-18 yaş grubunun nüfusun
%25’ini, 18-35 yaş grubunun nüfusun %50’sini ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %25’ini oluşturduğu köy
muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde üniversite mezunu olan 2 kişinin, lise mezunu 30 kişinin
yaşadığı, köyde yaşayanların geriye kalanının ilköğretim mezunu olduğu ve nüfusun sadece %2’sinin
okuryazar olmadığı ve az derecede yabancı dil bilen 5 kişinin olduğu belirtilmiştir. Köyün temiz hava
ve bol gıda olduğu için göç aldığı, çalışmak için göç verdiği ifade edilmiştir. Köyün geçim kaynağının,
tarım (zeytin, buğday, bakla), arıcılık ve fabrika işçiliği olduğu ifade edilmektedir. Köyde, ulaşımın
şahsi araçlar ile sağlandığı ve foseptik çukuru olmadığı ve yolların yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
Köy muhtarı, halkın çevreye yeni yeni önem vermeye başladığını ve yeniliklere çok fazla açık
olmadığını belirtmiştir. Köye, yerli ve yabancı turistlerin geldiği ve ziyaretçilerin köyü gezip dolaştıkları
ifade edilmiştir. Köyde, gavur mezarları, hala taşları duran köy kalesi, köy kahvesinde haç taşı ve köy
camisinde eskiden kalma taşların bulunduğu ifade edilmiştir. Köydeki Yığma Tepe’nin altının hazine
dolu olduğu ve altından tüneller geçtiği rivayetler arasında yer almaktadır. Kekik, kuzugöbeği, çam
mantarı, çam çiçekleri vb. çeşit çeşit otlar ve 150 yaşında çınar ağaçları, ceviz ağaçları, çam ağaçları
bulunduğu söylenmiştir. Köy muhtarı, köy düğün salonu, köy tuvaletleri, köy okulu, rüzgar gülleri
yapılmasını istemektedir. Örlemiş köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler
(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Av turizmi (keklik, çulluk kuşu, üveyik kuşu, tavşan, domuz, eşek)
Yöreye özgü ürünlerin satışı
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
148
Yöresel yemeklerin sunulması
Doğa yürüyüşü
Doğa keşfi
Bitki gözlemciliği
Kuş gözlemciliği
Kültür turizmi
Köy lojmanın tadilatı
Ev pansiyonculuğu yapılabilecek birkaç evin tadilatı
Çocuk oyun parkı
Köy kahvesinin iyileştirilmesi
Arıcılık eğitimi
Zeytin budama eğitimi
Yunt köyleri incelendiğinde, bu bölgede yeralan 13 köyden ikisinde potansiyel tespit
edilememiştir. Köylerin geneline bakıldığında doğa yürüyüşü ve av turizmi birçok köyde
uygulanabilecek faaliyetler olarak göze çarpmaktadır. Ancak taşıdıkları farklı özellikler nedeniyle
bölgeyi Yunt Dağı ve Zeytindağ olmak üzere iki alt bölgeye ayırmak faydalı olacaktır. Zeytindağ’da en
önemli ürün zeytinyağıdır. Sağancı köyü muhtarı eski dönemlerde Osmanlı sarayının zeytinyağının bu
bölgeden getirdildiği bilgisi alınmıştır. Zeytinyağının bir yağdan çok antik çağlardan bu yana uzanan
bir kültür olarak görülmeye başlanması, zeytin toplanması, geleneksel yöntemler ile zeytinyağı
çıkarılması gibi faaliyetlerin turistik faaliyet olarak sunulması bölgeye katkı sağlayacaktır. Köylerde
bulunan eski usül zeytinyağı tesisleri turizme kazandırılmak üzere restore edilebilir. Bu bölgedeki bazı
köylerde tarihi değeri olan eski Rum evleri vb. Osmanlı döneminden kalma yapılar bulunmaktadır.
Ancak bunların birçoğu harap olmuş, diğerleri ise çürümeye terkedilmiştir. Köy halkı sahip olduğu
tarihi değerin farkında değildir. Köylerin ekoturizm konusunda bilinçlendirilmesi ile bu değerlere
sahip çıkılması sağlanabilir. Yunt Dağı’nda ise yapılabilecek en önemli faaliyetler biri halıcılık olacaktır.
Yunt Dağı’nın Manisa tarafında köylerin geçim kaynağı halı dokuma iken Bergama tarafında böyle bir
uygulama görülmemektedir. Halı atölyeleri açılarak turizme sunulması bölgeye gelir getirici bir
faaliyet olacaktır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
149
YUNT YÖRESİ KÖYLERİNDEN FOTOĞRAFLAR
Foto-19: Çam Ağaçları ve Zeytin Ağaçlarının Eşsiz Uyumu (Bozyerler)
Foto-20: Zeytin Toplama Faaliyeti (Koyuneli)
Foto-21: Dedegöl (Öksüzler)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
150
Foto-22: Tarihi Köy Evlerinden Bir Tanesi (Seklik)
Foto-23: Menengiç Yağı Yapılmasında Kullanılan Eski Usul Taş Mekanizma (Seklik)
Foto-24: Rumlardan Kalan Sulu Baskı Zeytinyağı Fabrikası (Sağancı)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
151
3.5.4. BERGAMA MERKEZE BAĞLI KÖYLER
Orta kısımda kalan Bergama Merkez’e bağlı köylerden 20 tanesi ile görüşülmüştür. Bu
bölümde yer alan köylere ilişkin haritaların anlaşılabilir olması amacıyla kuzey ve güney olmak üzere
iki ayrı görüntü verilmiştir.
Şekil-15: Bergama Merkeze Bağlı Güney Köylerinin Ekoturizm Potansiyeli* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)
* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu
faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
152
Şekil-16: Bergama Merkeze Bağlı Kuzey Köylerinin Ekoturizm Potansiyeli* (Bu görüntü 08.03.2012 tarihinde Google Maps’ten yararlanılarak hazırlanmıştır)
* Kullanılan lejantlar, Narlıdere Ekoturizm çalışmasında kullanılan lejantlardır. Haritalar yorumlanırken dikkat edilmesi gereken nokta, bu
faaliyetlerin mevcut durumda yapılıyor olduğu değil, yapılma potansiyeli olduğunu belirtmesidir. Örneğin konaklama için koyulan lejant ile ilgili lejant ev pansiyonculuğu yapılan değil, ev pansiyonculuğuna istekli olan köyleri göstermektedir. Aynı şekilde, kuş gözlemciliği ya da av turizmi lejantları da bu faaliyete imkan bulunduğunu göstermektedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
153
Çizelge-13: Bergama Merkez Kuzey ve Güney Köyleri’nde Yapılabilecek Ekoturizm Etkinlikleri
BERGAMA MERKEZ
KÖYÜN ADI
FAALİYETLER
Doğa
Yürüyüşü Bisiklet
Yeme
İçme Konaklama
Kültür
Turizmi
Yerel
Ürünler Diğer
ARMAĞANLAR - - - - - Halıcılık, doğa keşfi, av turizmi
AŞAĞIKIRIKLAR - - - - - - -
AVUNDURUK - - - - - - -
BOZKÖY - - - - - Dağcılık, kampçılık
ÇAKIRLAR - - - - - - -
ÇAMKÖY
Köy kahvaltısı, doğa keşfi, köy yaşamı
CEVAPLI - - - - - - -
GAYLAN - - - - Köy yaşamı
KALEARDI - - - - - Kampçılık, av turizmi, fotoğrafçılık
KAPUKAYA - - - - -
KURFALLI - - - - - - -
KÜÇÜKKAYA - - - - - - -
MARUFLAR - - - - - - -
PINARKÖY - - - - Doğa keşfi
SİNDEL - - - - -
TEĞELTİ/TİYELTİ - - - Fotoğrafçılık, atla gezinti
TEPEKÖY - - Yayla turizmi
YALNIZEV - - - - - - -
YERLİTAHTACI - - - - - - -
YUKARIKIRIKLAR - - - - - - -
Armağanlar Köyü
Köyün nüfusu, 89 erkek, 77 kadın olmak üzere 166 kişidir. Köy azası ile yapılan görüşmenin
neticesinde alınan verilerden, nüfusun tamamını 35 yaş ve üstünün oluşturduğu ve köy halkının
ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu öğrenilmiştir. Köy muhtarı, köyde yabancı dil bilen
kimsenin bulunmadığını ve köyün sürekli göç verdiğini belirtti. Köy halkının geçim kaynağının,
hayvancılık, çiftçilik, çam fıstığı olduğu ve eskiden köyde halı dokumacılığı yapıldığı söylenmiştir.
Köyün altyapı sıkıntısı bulunmamaktadır, ancak yağmur yağdığında yollar çamur içinde kalmaktadır.
Köye yerli ve yabancı turistin gelmediği, sadece bisikletle köyden geçtiği ifade edildi. Gençlerin köyde
kalması için iş sahası yaratılması gerektiği belirtildi. Armağanlar köyünde ekoturizmin gelişmesi için
yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Bisiklet turizmi
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
154
Halıcılık
Doğa keşfi (Sınırdere ve çamlar)
Av turizmi
Yolların düzeltilmesi
Arıcılık eğitimi
Aşağıkırıklar Köyü
Aşağıkırıklar köyü, Bergama merkeze 15 km uzaklıktadır. Köyün nüfusu 300 erkek, 293 kadın
olmak üzere 593 kişidir. 0-18 yaş grubunun nüfusun %20’sini, 18-35 yaş grubunun nüfusun %30’unu
ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %50’sini oluşturduğu köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köy
muhtarı, köyde üniversite mezunu olan 30 kişinin, lise mezunu olan 100 kişinin ve genelde ilköğretim
mezunu veya okuryazar kişilerin yaşadığını ve köyde iyi seviyede yabancı dil bilen 150 kişinin
bulunduğunu belirtti. Köyün geçim kaynağının tarım (pamuk, mısır, domates, ayçiçeği) ve hayvancılık
olduğu ve köyün seracılık bölgesi ilan edildiği söylenmiştir. Köyün ulaşım ve altyapı ile ilgili sıkıntısı
bulunmamaktadır. Köy muhtarı, köye ait 4 dolmuş olduğunu ve atık su arıtması yapıldığını ifade
etmiştir. Köy muhtarı, köy için aktif bir biçimde çalışmaktadır. Köydeki öğrenciler için muhtarlığın
içerisinde bir kütüphane oluşturmuştur. Köy muhtarı, köye yerli turistlerin rüzgargüllerini görmek için
geldiğini, ya da bisiklet turlarına gelindiğini ifade etmiştir. Köye soğuk hava deposu yapılması ve köy
halkına organik tarım ve seracılık konusunda eğitim verilmesi istenmektedir. Köyde, çok az sayıda eski
köy evleri bulunmaktadır, köy betona yenik düşmekte ve doğal ortamını kaybetmektedir. Köyde
eğilim daha çok ticari kazanç sağlama yolundadır. Köye konserve ve salça fabrikaların kurulması ve
tarımla ilgili işletmelerin kurulması istenmektedir. Bu yüzden bu köyde ekoturizm ile ilgili bir
potansiyel bulunmamaktadır.
Avunduruk Köyü
Köyün nüfusu 49 erkek, 43 kadın olmak üzere 92 kişidir. Avunduruk Köyü’nde köy muhtarı ile
yapılan görüşmeler neticesinde elde edilen verilerden, nüfusun çok büyük bir çoğunluğunun 35 yaş ve
üstü grubu temsil etmekte olduğu, herkesin ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin
bulunmadığı öğrenilmiştir. Avunduruk Köyü, yerli veya yabancı ziyaretçiler ağırlamamaktadır. Diğer
köylerde olduğu gibi Avunduruk Köyü’nde de eski usül düğün geleneğinin devam ettiği bildirilmiştir.
Köye ulaşımın haftada bir kere (her Pazartesi günü) minibüs aracılığı ile sağlandığı ayrıca altyapı
olanakları olarak kanalizasyona ihtiyaç duydukları öğrenilmiştir. Yaşlı nüfusun, genç nüfusa oranla ağır
bastığı köy sakinlerinin çok fazla yeni yatırımlardan yana olmadığı tarafımıza iletilmiştir. Avunduruk
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
155
Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve yapılabilecek etkinlik
gözlemlenememiştir.
Bozköy Köyü
Köyün nüfusu 184 erkek, 177 kadın olmak üzere 361 kişidir. Bozköy Köyü’nde köy muhtarı ile
gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde, 0-18 yaş grubun 15 kişi ve 18-35 yaş grubunun 40 kişi, 35 yaş
ve üstü grubun 306 kişi olduğu belirtilmiştir. Köy nüfusunun yarısının lise mezunu, diğer yarısının
ilköğretim mezunu olduğu ifade edilmiştir. Bozköy Köyü’nde İngilizce bilen bulunmadığı ve dışarıya
göç verdiği öğrenilmiştir. Temel geçim kaynaklarının hayvancılık ve tarım (pamuk, mısır, domates,
zeytin, ayçiçeği tohumu) olduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı, el sanatları eğitim verilmesi ve sanayi
yatırımları yapılması konusunda öneride bulunmuştur. Bunların yanı sıra köyün sınırlı altyapı
olanaklarına sahip olduğu, foseptiğinin bulunmadığı söylenmiştir. Köye yabancı turistlerin gelip, çadır
kurduğu öğrenilmiştir. Köyün "Seyrek Tepe" adlı bir tepesi bulunduğunu ve burada dağ doğa
yürüyüşü yapılabileceği ifade edilmiştir. Bozköy Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması
gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Dağ doğa yürüyüşü
Dağcılık
Kampçılık
Altyapı sorunlarının giderilmesi
Çakırlar Köyü
Köyün nüfusu 35 erkek, 34 kadın olmak üzere 69 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşmeler
neticesinde, 18-35 yaşları arasında 20 kişi yaşadığı, 35 yaş ve üstü 49 kişinin yaşadığı ifade edilmiştir.
Köyde yaşayanların ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı
söylenmiştir. Köy, Aliağa’ya veya Bergama’ya çalışmak ve okumak için gidenlerden dolayı göç
vermektedir. Köyün geçim kaynağının, büyük oranda hayvancılık olmak üzere sebze ve zeytin olduğu
ifade edilmiştir. Köyün altyapı ile sıkıntısı bulunmamaktadır. Köyün yaylarında ve köyde çeşmeler
bulunmaktadır. Köyün içme suyu çok lezzetlidir ve civar köylerden buraya su doldurmaya gelindiği
ifade edilmiştir. Köyde ulaşım kişiye özel arabalarla sağlanmaktadır. Köyde motifleri bu köye özgü
olduğu söylenen "Yağcıbedir Halısı" bulunmaktadır (Foto-25). Bu köy, küçük bir köydür. Köy muhtarı,
köy halkının sürekli kendi işleriyle, hayvanlarıyla meşgul olduğu ve köye gelen ziyaretçilerle pek
ilgilenemeyeceği belirtilmiştir. Köy muhtarının da bu konuda istekli olmadığı ve yukarıda belirtilen
sebeplerden dolayı bu köyde ekoturizm yapılamayacağı tespit edilmiştir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
156
Çamköy Köyü
Cinsiyet dağılımının yarı yarıya eşitlik gösterdiği köyün nüfusu 208 kişidir. Köy muhtarı, köyde
0-18 yaşları arasında 20, 18-35 yaşları arasında 50 kişi, 35 yaş ve üstü 138 kişinin yaşadığını ifade
etmiştir. Köyde lise mezunu olan 20 kişinin yaşadığı, köyde yaşayanların geriye kalanının ilköğretim
mezunu ya da okuryazar olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı belirtilmiştir. Köyün geçim
kaynağının, hayvancılık ve tarım (zeytin, buğday, mısır, yonca, bamya, domates, ay çiçeği) olduğu
ifade edilmiştir. Köyde bir altın madeni fabrikası vardır. Köy halkından bazıları orada çalışmaktadır.
Geyikli dağlarının eteklerinde bulunması su ve temiz havayı kullanılır kılmaktadır. Köyde süt tankı
olduğu ve çevre köylerden de süt geldiği ifade edilmiştir. Elektrik, içme suyu ve kanalizasyon
şebekeleri vardır. Köy halkının, düğünlerde dışarıdan gelen kişileri evlerinde ağırladığı ve keşkek,
nohut, pilav, sarma, güveç, tatlı olarak irmik helvası yapıldığı anlatılmıştır. Bayramlarda ise cevizli
bademli baklava, höşmerim, aşure denen tatlıların yapılmasının köyün adetlerinden olduğu
söylenmiştir. Ayrıca ekmek fırınlarına atılıp, fırının dışı da çamurla sıvanıp 6-7 saat pişirilen
etlerin(kebap) de farklı bir lezzet olduğu ifade edilmiştir. Köye, 20 sene önce çok turist gelmekteymiş.
Köy muhtarı, ev pansiyonculuğuna başlangıçta bir iki hanenin sıcak bakacağını, ancak turizm
konusunda bilinçlendirme yapılırsa bu tavrın değişebileceğini ifade etmiştir. Köyde eski bir cami
bulunmaktadır, ancak bu camiye tadilat, ek bina vb. şeyler yaptıkları için tarihi durumunu pek fazla
koruyamamıştır. Köyün orta yerinde küçük bir köy parkı bulunmaktadır. Köy halkı, çok
misafirperverdir ve yeniliklere açıktır. Köy, doğal ortamını hala korumakta ve eski köy fırınları hala
kullanılmaktadır. Çamköy köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve
yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Ev pansiyonculuğu
Köy kahvaltısı
Yöreye özgü ürünlerin satışı
Yöresel yemeklerinin sunulması
Doğa keşfi
Köy yaşamı
Kültür turizmi
Turizm konusunda bilinçlendirme
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
157
Cevaplı Köyü
Cevaplı Köyü 40 kadın, 43 erkek olmak üzere toplam 83 kişidir. 78 kişinin 35 yaş ve üstü grubu
temsil ederken, yalnızca 5 kişinin 0-18 yaş arasında olduğu, tüm köy sakinlerinin ilköğretim mezunu
olduğu ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı köy muhtarıyla yapılan görüşmeler sonucunda
öğrenilmiştir. Köyün geçim kaynağı olarak zeytin, mısır, domates ve buğday yetiştirmekte olduğu
belirtilmiştir. Merkeze 18 km uzak olması sebebi ile ulaşım imkânı özel araçlar ile sınırlı kalmıştır. Yaşlı
nüfusa dikkat çeken Kızıltan, kültürel faaliyetlerin pek bulunmadığını ve yeni yatırımlara çok olumlu
bakılmadığını eklemiştir. Cevaplı Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için herhangi bir düzenleme ve
yapılabilecek etkinlik gözlemlenememiştir.
Gaylan Köyü
Köyün nüfusu 78 erkek, 80 kadın olmak üzere 158 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşmeler
neticesinde, nüfusun büyük bir çoğunluğunu 30 yaş ve üstünün oluşturduğu öğrenilmiştir. Köyde,
üniversite mezunu 1 kişinin, lise mezunu 1 kişinin yaşadığı ve nüfusun geriye kalanının ilköğretim
mezunu veya okuryazar olduğu belirtilmiştir. Köy nüfusunun geçim kaynağı, hayvancılık, kuru tarım
ve tütündür. Köyün altyapı sıkıntısı bulunmamaktadır, ancak köy halkı yol döşemelerinin
tamamlanmasını istediğini belirtti. Köye yerli ve yabancı turistin gelmediği ifade edilmiştir. Köyün
dağlarında, köy halkının "Gavur evleri" dediği mağaraların, mezarların bulunduğu, ifade edilmiştir.
Köyde, Armağanlar muhtarıyla işbirliği yapılıp halıcılık kursları açıldığı söylenmiştir. Gaylan köyünde
ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Bisiklet turizmi
Kültür turizmi
Köy yaşamı
Tarım sulaması yapılması
Küçükkaya Köyü
Küçükkaya köyünün nüfusunun, 260’ı kadın, 283’ü erkek olmak üzere 543 kişiden oluştuğu ve
0-18 yaş grubunun nüfusun %20’sini, 18-35 yaş grubunun nüfusun %30’unu ve 35 yaş ve üstünün
nüfusun %50’sini oluşturduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı, köy nüfusunun %30’unun lise mezunu,
%30’unun ilköğretim mezunu, %10’unun okuryazar olduğunu ve köyde yaşayanların geriye kalanının
okuma-yazma bilmediğini ifade etmiştir. Köyde yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı söylenmiştir.
Köy nüfusunun geçim kaynağının, tarım (pamuk, zeytin) ve Bergama merkezde inşaat işçiliği yapmak
olduğu ifade edilmiştir. Köyden, yarım saatte bir dolmuşun geçmekte olduğu ve köy yollarının yağmur
yağınca çamur içinde kaldığı köy yollarının yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Köy yol üstünde olduğu
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
158
için turlarla gelip, köyün yakınındaki bir restoranda yemek molası veren yabancı turistler köy
kahvesinde çay, kahve içmekte ve köyü gezip fotoğraflarını çekmektedir. Köyde, ekoturizm faaliyet
alanına girebilecek bir alan yoktur ve ekoturizm ile ilgili bir potansiyel bulunmamaktadır. Ancak köy
halkı, bu turistlere yöresel yemekleri sunabilir, yöreye özgü ürünlerin satışını yapabilir ve misafirleri
evinde ağırlamak isteyecek aileleri tespit edip, seyahat acentalarıyla işbirliği yapılarak kendisine
alternatif bir gelir kaynağı yaratabilir.
Kaleardı Köyü
Köyün nüfusu, 37 erkek, 39 kadın olmak üzere 76 kişidir. Kaleardı Köyü’nde köy muhtarı ile
yapılan görüşme neticesinde elde edilen verilerden, nüfusun 69’u 35 yaş ve üstü grubu temsil
ederken, yalnızca 7 kişinin 0-35 yaş arasında olduğu, tüm köy sakinlerinin ilköğretim mezunu olduğu
ve yabancı dil bilen kimsenin bulunmadığı öğrenilmiştir. Diğer köylerde olduğu üzere Kaleardı
Köyü’nün de temel geçim kaynaklarının arasında hayvancılık ve tütün yetiştirme olduğu ve köy
sakinlerinin örgü vb. el sanatları ile uğraştıkları bildirilmiştir. Köyü ziyaret eden yerli veya yabancı
turistlerin Kestel barajını görmeye gittikleri, kamp yaptıkları ve balık tuttukları iletilmiştir. Baraj
civarında bulunan Çoban Tepe ve Akropol Tepe’sinde tarihi duvarlar ve kalıntıların bulunduğu
vurgulanmış, köyün doğal güzelliğine dikkat çekilmiştir. Kaleardı Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için
yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Kampçılık
Av turizmi (balık tutma)
Kültür turizmi
Doğa yürüyüşü
Fotoğrafçılık
Altyapı sorunlarının giderilmesi
Kapukaya Köyü
Köyün nüfusu 23 erkek, 27 kadın olmak üzere toplam 50 kişidir. Kapukaya Köyü’nde konu ile
çok ilgili köy muhtarı ile gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde köy nüfusunun tamamının, 35 yaş ve
üstü gruba ait olduğu ve İngilizce bilen kimse olmadığı öğrenilmiştir. Köyden ziyade, Kapukaya
Köyü’nün şehre olan yakınlığından ötürü Bergama’nın bir ilçesi, mahallesi niteliği taşıdığı bildirilmiştir.
Köye ziyarete gelen ziyaretçi bulunmaktadır. Kültürel araştırmalar yapmak adına yurt içinden ziyaretçi
ağırladıklarını belirten köy muhtarı, Yunanistan’dan da tapınaklarını incelemek amacı ile bir profesörü
ağırladıklarını vurgulamıştır. Ziyaretçilerin ağırlıklı olarak tapınağı, kral kaya mezarlarını görmek
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
159
istedikleri, tapınağın önünde yöresel kıyafetlerle fotoğraf çektirmekten hoşlandıkları ve şehir ve yayla
havasını aynı anda tatmak için ormanı gezebildikleri öğrenilmiştir. Ancak köyü farklı kılan tapınağa
ulaşım imkanının bulunmamasının turizm açısından dezavantaj oluşturduğu bildirilmiştir. Eski usül
geleneksel düğünler de köy sakinlerinin bir mirası olarak kabul ediliyor. Dağ yürüyüşüne, yamaç
paraşütüne, doğa gezilerine elverişli, patikası bulunan yayla ve ormanının ve Bergama-Kozak yolu
üzerindeki şelalesinin, Kapukaya Köyü’nün sunduğu doğal imkânlarında önemli bir rol oynadığı
söylenmiştir. Ancak köy muhtarı, yaşlı nüfus sebebi ile köy halkının yeniliklere çok açık olmadığını ve
yatırıma gerek bulunmadığını belirtmiştir. Köyde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler
(düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Doğa yürüyüşü
Kültür turizmi
Alt yapı sorunlarının giderilmesi (Kibele tapınağına ulaşım)
Kalacak yer (pansiyon vb)
Turizm konusunda bilinçlendirme
Yerel rehberlerin yetiştirilmesi
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Kurfallı Köyü
Köyün nüfusunun 147 kadın, 157 erkek olmak üzere 304 kişiden oluştuğu ve 0-18 yaş
grubunun nüfusun %18’ini, 18-35 yaş grubunun nüfusun %10’ unu ve 35 yaş ve üstünün nüfusun
%62’sini oluşturduğu ifade edilmiştir. Köyde üniversite mezunu olan 6 kişinin, lise mezunu olan 15
kişinin, ve genelde ilköğretim mezunu kişilerin yaşadığı ve köyde az seviyede yabancı dil bilen 15
kişinin bulunduğunu ve köyün iş ve okul için göç verdiğini belirtti. Köy halkının geçim kaynağının,
hayvancılık, tarım (bamya, buğday, pamuk, mısır, zeytin vb.), ve az oranda arıcılık olduğu söylenmiştir.
Yerli ve yabancı turistlerin, yol üstü bir köy olduğu için, köy kahvesine uğrayıp çay, kahve içtiği ifade
edilmiştir. Köyde ulaşımla ilgili bir problem yoktur, kanalizasyon ile ilgili bazı sıkıntıları bulunduğu
söylenmiştir. Köy muhtarı, organik pazar yapmak için bir girişimde bulunduğunu, ancak köy halkının
bu fikre pek sıcak bakmadığını ifade etmiştir. Köy halkı, çevresine karşı duyarlı değildir ve yeniliklere
açık değildir. Bu yüzden burada ekoturizm ile ilgili faaliyetlerin gerçekleştirilemeyeceği görülmektedir.
Maruflar Köyü
Maruflar Köyü, 40 kadın, 33 erkek olmak üzere 73 kişidir. Köy nüfusunun tamamının, 35 yaş
ve üstü gruba ait olduğu köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köy nüfusunun tamamının
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
160
ilköğretim mezunu olduğu ve yabancı dil bilen kimse olmadığı öğrenilmiştir. Köy nüfusunun geçim
kaynağı hayvancılıktır. Köyün altyapı ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı bulunmadığı ifade edilmiştir. Maruflar
Köyü’nde yaşlı nüfus büyük ağırlıkta olduğundan ve bu konunun alanına girecek bir faaliyet
bulunmadığından ekoturizm yapılamayacağı saptanmıştır.
Pınarköy Köyü
Köyün nüfusu 456 erkek, 453 kadın olmak üzere 909 kişidir. Pınarköy’de köy muhtarı ile
yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen bilgilere göre, nüfusun yaş gruplarına göre dağılımının şu
şekilde olduğu tarafımıza belirtilmiştir: 0-18 yaş aralığı 200; 18-35 yaş aralığı 409; 35 ve üstü yaş
aralığı 300. Okumakta olan gençlerin arasından İngilizce bilenlerin olduğuna dikkat çekilmiştir. Köy
nüfusunun geçim kaynakları arasında zeytin, bamya, pamuk, buğday ve mısır üretimi olduğu
iletilmiştir. Son 2 yılda köyü ziyaret eden turist sayısının az olduğunu belirten Ceylan, aynı zamanda
İstanbul’dan 3 kişilik bir öğrenci grubunun kültürel araştırma kapsamında köyü 15 günlüğüne ziyaret
ettiğini de eklemiştir. Köy yerlilerinin yabancılara karşı açık fikirli ve misafirperver olduğu
söylenmiştir. Eskiden aktif olan halı, kilim, haybe ve çuval dokumacılığının artık devam etmediği
bildirilmiştir. Dünya’nın en iyi zeytinyağının bu bölgede üretildiği tarafımıza iletilmiştir. Pınarköy’e ait
kültürel değerler arasında eski usül düğünlerin, doğal yapılar arasında ise yaz kış akan pınarının dikkat
çektiği belirtilmiştir. Gelişmiş olan zeytinciliği kooperatif eksiklikleri nedeniyle dışarıya tanıtamadıkları
ifade edilmiştir. Pınarköy’de ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve
yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Kültür turizmi (eski usül düğünler)
Yöreye özgü ürünlerin satışı (Zeytin ve zeytinyağı)
Doğa keşfi (yeşil alan ve pınar)
Sindel Köyü
Köyün nüfusu, 136 erkek, 112 kadın olmak üzere 248 kişidir. 0-18 yaşları arasında 20, 18-35
yaşları arasında 50 kişi olduğu, nüfusun geriye kalan kısmını 35 yaş ve üstünün oluşturduğu köy
muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde lise mezunu 10 kişinin yaşadığı ve köyde yaşayanların
geriye kalanının ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu söylenmiştir. Köyde okuma-yazma
bilmeyen 6 kişinin yaşadığı belirtilmiştir. Köyün başında, kışın ortasında bile ılık akan bir su
bulunmaktadır. Köy halkının anlattığına göre, bu suyun başında bir taş varmış ve o taşın üzerinde
"Sin" yazmaktaymış. Köylülerden biri, çeşme için "Burayı deliver" demiş ve köyün adı "Sindel"
olmuştur. Eskiden Yunanlıların bu köyde yaşadığı söylenmektedir. Yunanlılara ait bir köprü bulunduğu
ve Yunanlıların savaştan sonra yöreden kaçarken, onları kimse takip etmesin diye bu köprüyü yıkıp
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
161
gittikleri anlatılmıştır (Foto-26). Sindel köyünün 250 senelik bir köy olduğu ve eskiden köyün yerlisinin
yörük olduğu söylenmektedir. Yunanlılar burayı terk ettikten sonra, herkes bulunduğu yere obalarını
kurmaya başlamış ve bu köyde o zaman kurulmuştur. Köyün 3000 yıl önce askerlerin oturduğu bir yer
olduğu söylenmektedir. Köyde hala tarihi kalıntılar bulunmaktadır ve köy muhtarı, kazı çalışmaları
yapıldığı takdirde birçok tarihi kalıntıya ulaşılacağını ifade etmiştir. Köy muhtarı, ayrıca köyde eskiden
kalma mezarlar ve işlemeli taşlar olduğunu, ancak bu mezarların ve taşların bir kısmının define
avcıları tarafından çalındığını ifade etmiştir. Köy halkının geçim kaynağının tarım, hayvancılık, zeytin,
zeytinyağı, az sayıda çilek yetiştiriciliği olduğu söylenmiştir. Köyün ulaşım problemi yoktur, ancak
kanalizasyon altyapısı olmadığı için, köy halkı lağım çukurları kazmıştır. Köyde yabancı dil bilen kimse
olmadığı, yerli veya yabancı bisikletli turistlerin köyden gelip geçtiği ifade edilmiştir. Köy halkının
oldukça misafirperver olduğu ve yöreye gelecek ziyaretçileri misafir etmek isteyecekleri söylenmiştir.
Sindel köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek
etkinlikler şunlardır:
Bisiklet turizmi
Kazı çalışmaları
Yöreye özgü ürünlerin satışı (zeytin, zeytinyağı, çilek vb.)
Altyapı sorunların giderilmesi (kanalizasyon)
Zeytinyağı fabrikası yapılması
Tarım ve hayvancılık eğitimi
Sağancı Köyü
Köyün nüfusu, 209 erkek, 175 kadın olmak üzere 384 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan görüşme
neticesinde alınan verilerden, 30 kişinin 0-18 yaş grubunu, 20 kişinin 18-35 yaş grubunu, nüfusun
geriye kalan kısmının 35 yaş ve üstü grubu temsil ettiği öğrenilmiştir. Köy halkının %90-95’inin Selanik
göçmeni olduğu belirtilmiştir. Köy nüfusunun tamamının ilköğretim mezunu veya okuryazar olduğu,
Sağancı Köyü’nde İngilizce bilen kimsenin bulunmadığı ve dışarıya göç verdiği öğrenilmiştir. Köy
halkının geçim kaynağı başta zeytin ve zeytinyağı olmak üzere tarım (bamya, buğday), hayvancılık
olduğu belirtilmiştir. Köy muhtarı, köyün suyunun Geyikli Dağı’ndan geldiğini öne çıkarmış ve köyün
altyapı ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı bulunmadığını ifade etmiştir. Köyde, Rumlardan kalma tarihi sulu
baskı yağ fabrikası bulunmaktadır. Köy muhtarı, bir zamanlar Topkapı Sarayı’na zeytinyağının buradan
gittiğini ve bu köyün adının hala zeytincilikle anıldığını vurgulamıştır (Foto-24). Köyde, restore
edilmeyi bekleyen birçok tarihi Rum Evi bulunmaktadır, hatta köy muhtarı, köy camisinin eski bir
kilise olduğu ve köy halkı tarafından camiye dönüştürüldüğünü söylemiştir. Dağların, avcılığa uygun
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
162
olduğunu belirtilmiştir. Köyü ziyaret eden yerli turistlerin zeytin ve zeytinyağı satın aldıkları
vurgulanmıştır. 15- 20 yıl önce köye Yunanistan’dan yabancı turistlerin 2- 3 otobüs dolusu geldikleri
ifade edilmiştir. Yöre halkının yerli ve yabancı ziyaretçilere karşı pozitif tutum sergileyeceklerini dikkat
çeken köy muhtarı, turistleri evlerinde misafir etme konusunda sıcak bakan kişilerin olabileceğini de
eklemiştir. Köy muhtarı hayvancılık, el işi alanında eğitim verilmesi konusunda öneride bulunmuştur.
Sağancı Köyü’nde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek
etkinlikler şunlardır:
Av turizmi
Ev pansiyonculuğu
Yöresel yemeklerin sunulması
Yöreye özgü ürünlerin satışı (zeytin, zeytinyağı, köy yumurtası)
El sanatları ürünlerinin satışı (patik)
Kültür turizmi
Seyahat acentalarıyla işbirliği
Yerel rehberlerin yetiştirilmesi
El işleri eğitimi
Arıcılık, hayvancılık eğitimi
Tepeköy Köyü
Tepeköy Köyü 548 erkek, 570 kadın olmak üzere 1118 kişidir. 0-18 yaş grubunun nüfusun
%30’unu, 18-35 yaş grubunun nüfusun %60’ını ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %10’unu oluşturduğu
köy muhtarı tarafından ifade edilmiştir. Köyde üniversite mezunu olan 15 kişinin, lise mezunu olan
150 kişinin yaşadığı ve köyde yaşayanların geriye kalanının ilköğretim mezunu ve okuryazar olduğu
ifade edilmiştir. Köy halkının büyük bir kısmı, yurtdışında işçi olarak çalışıp, daha sonra köye kesin
dönüş yapan kişilerden ve yaz aylarında tatile gelen hala yurtdışında yaşayan gurbetçilerden
oluşmaktadır. Bu yüzden köyde, Almanca, İngilizce ve Japonca gibi dilleri bilen 150 kişinin bulunduğu
söylenmiştir. Bu köy, iki mahalleye ayrılmıştır: Tepeköy ve Zeytinli. Köy, Alevi köyüdür ve köyde
tamamlanmak üzere olan bir Cemevi bulunmaktadır. Köy nüfusunun geçim kaynağının, hayvancılık,
tarım (bamya), pazarcılık olduğu ve bazılarının da emekli maaşlarıyla geçindiği ifade edilmiştir. Köyde,
turizm alanında çalışmış olan 50 kişinin olduğu söylenmiştir. Köyün ulaşım ile ilgili bir sıkıntısı
bulunmamaktadır ancak köyün foseptik çukurlarının olmadığı ve kanalizasyon sularının dereye aktığı
ifade edilmiştir. Köyün birkaç tane deresi olduğu, ancak yazın, yalnız Karadere'de su bulunduğu
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
163
belirtilmiştir. Köylünün yaz aylarında çıktığı yaylaları bulunduğu ve burada yayla turizmi yapılabileceği
söylenmiştir. Köyde, tülbent, el işi, iğne oyası, örgü vb. el sanatlarıyla uğraşan bayanların olduğu ve
köy, ekoturizme açılırsa el sanatları ürünlerinin satılabileceği ifade edilmiştir. Köyün sınırları içerisinde
şu anda kullanıma açık olmayan bir otel bulunmaktadır. Köy muhtarı, bu otel açıkken köye günübirlik
turistlerin geldiğini ifade etmiştir. Köy, gelişmiş ve modern bir köydür, ancak pek fazla köy görünümü
kalmamıştır. Köy muhtarı, köyün ekoturizme açılması konusunda çok istekli olduğunu ifade etmiştir.
Tepeköy köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek
etkinlikler şunlardır:
Yayla turizmi
El sanatları ürünlerinin satımı
Kültür turizmi (köy düğünleri, cemevi)
Yöresel yemeklerin sunulması
Ev pansiyonculuğu
Doğa keşfi
Dinlenme tesisi
Yürüyüş parkı
Altyapı sorunlarının giderilmesi
Ufak çaplı konserve fabrikası (salça, bamya)
Ufak çaplı zeytinyağı fabrikası
Tekkedere (Derici) Köyü
Köyün nüfusu 122 erkek, 127 kadın olmak üzere 249 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan
görüşmeler neticesinde, 0-18 yaşları arasında 30, 18-35 yaşları arasında 80, 35 yaş ve üstü 139 kişinin
yaşadığı ifade edilmiştir. Köyde, 50 kişinin lise mezunu olduğu ve yabancı dil bilen 15-20 kişinin
bulunduğu söylenmiştir. Köy, Aliağa’ya veya Bergama’ya çalışmak ve okumak için gidenlerden dolayı
göç vermektedir. Köy halkının geçim kaynağı, tarım (zeytin, buğday, pamuk, mısır) ve hayvancılıktır.
Köyde ulaşımın, şahsi araçlar veya Yenikent dolmuşu ile sağlandığı ifade edilmiştir. Köye, park,
çiçeklik, parke taşıyla yol döşemesi vb. çevre düzenlemelerinin yapılması gerektiği söylenmiştir. Köy
halkının çöplerini dışarı döktüğü ve çevreye önem vermediği belirtilmiştir. Köye yerli ve yabancı
turistlerin gelmediği, köyde birkaç kişinin ev pansiyonculuğu yapmak isteyeceği söylenmiştir. Köyde,
bir gölet, yatır olduğu ifade edilmiştir. Köyde, kooperatif kurulduğu ancak yürümediği ifade edilmiştir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
164
Tekkedere köyünde ekoturizmin gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek
etkinlikler şunlardır:
Dağ doğa yürüyüşü
Doğa keşfi
Konaklama yerlerinin yapılması
Köy yollarının düzeltilmesi
Köye çevre düzenlemesi yapılması
Kooperatiflerin canlandırılması
Tiyelti Köyü
Köyün nüfusu 117 erkek, 107 kadın olmak üzere 224 kişidir. Köy muhtarı ile yapılan
görüşmeler neticesinde, 0-18 yaş grubunun nüfusun %20’sini, 18-35 yaş grubunun nüfusun %20’sini
ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %60’ını oluşturduğu ifade edilmiştir. Köyde üniversite mezunu olan 2
kişinin yaşadığı, lisede okumakta olan 10 kişinin olduğu ve köyde yaşayanların geriye kalanının
ilköğretim mezunu ve okuryazar olduğu ve köyde, okuryazar olmayan 3 kişinin yaşadığı belirtilmiştir.
Köyde 8-10 kişinin arkeolojik kazı çalışmalarında çalıştığı ifade edilmiştir. Köyün geçim kaynağı, zeytin
ve hayvancılıktır. Köyde ulaşım kişiye özel araçlarla, eşeklerle veya köy Bergama merkeze yakın
olduğundan, yaya olarak sağlanmaktadır (Foto-27). Köyün altyapı ile ilgili bir sıkıntısı bulunmadığı
ifade edilmiştir. Köy halkının, çevreye karşı duyarlı olmadığı, çöplerini çevreye attığı ifade edilmiştir.
Geçtiğimiz yaz köyün yakınlarındaki 8 hektar makilik alan yanmıştır. Bu sebeple köyün göç aldığı, köye
dikim çalışmaları için orman işçilerinin geldiği belirtilmiştir. Ancak okumak ve çalışmak için köyün göç
verdiği ifade edilmiştir. Fransız ve Japon turistlerin köyden geçerken, köy kahvesine uğrayıp çay,
kahve içtiği ifade edilmiştir. Eski köy düğünlerinin çok güzel olduğu ifade edilmiştir. Köyde hala eski
köy fırınları ve zeytinyağı yapmak için düvek taşları bulunmaktadır. Köylü kadınların ısınmak için
giydiği, yerli dokuması kara bezden yapılmış "Kıvrak" dedikleri çarşafların, köylü kadınlar tarafından
hala giyildiğini köyde görmek mümkündür. Köy muhtarı, köylerinin ekoturizme açılması için çok
isteklidir ve Harlak sırtına bir dinlenme tesisi, seyir tepesi yapılmasını istediğini ifade etmiştir. Harlak
sırtından, Bergama merkez ve hatta Asklepion görülebilmektedir. Harlak sırtına böyle bir tesis
yapılırsa köylülerin, tulum peyniri, gözleme, börek, kekik (kara kekik), şapla (adaçayı), zeytinyağı,
höşmerim gibi köye özgü ürünlerin satışını yapabileceği de belirtilmiştir. Tiyelti köyünde ekoturizmin
gelişmesi için yapılması gerekenler (düzenleme) ve yapılabilecek etkinlikler şunlardır:
Yöresel yemeklerin sunulması
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
165
Yöreye özgü ürünlerin satışı
Atlarla turistlerin köylüler tarafından gezdirilmesi
Fotoğrafçılık
Seyir tepe veya bir dinlenme tesisi yapılması
Turizm konusunda bilinçlendirme
Yerel rehberler yetiştirilmeli
Seyahat acentalarıyla işbirliği yapılması
Yalnızev Köyü
Yalnızev Köyü’nün nüfusu, 352 erkek, 379 bayan olmak üzere 731 kişidir. Köy muhtarı ile
yapılan görüşme neticesinde, 0-18 yaş grubunun nüfusun %30’unu, 18-35 yaş grubunun nüfusun
%50’sini ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %80’ini oluşturduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı, köyde 15
kişinin lise mezunu, 2 kişinin üniversite mezunu, köyde yaşayanların geriye kalanının ilköğretim
mezunu olduğu ifade etmiştir. Köyde, yabancı dil bilen 20 kişinin olduğu söylenmiştir. Köy nüfusunun
geçim kaynağının, pamuk, bamya, tütün olduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı, Alacalar, Çakırlar ve
kendi köyleri sınırlarında Şahankaya adında eski kale gibi bir şey bulunduğunu ve ortasında kuyu suyu
olduğunu söylemiştir. Köyün altyapı ve ulaşım ile ilgili sıkıntısı bulunmadığı belirtilmiştir. Köyde
ekoturizm konusu alanına girecek herhangi bir faaliyet bulunmamaktadır.
Yerlitahtacı Köyü
Yerlitahtacı Köyü 91 erkek, 92 kadın olmak üzere toplam 183 kişidir. 0-18 yaş grubunun
nüfusun %10’unu, 18-35 yaş grubunun nüfusun %10’unu ve 35 yaş ve üstünün nüfusun %80’ini
oluşturduğu ifade edilmiştir. Köy muhtarı, köyde 10 kişinin lise mezunu, 6 kişinin üniversite mezunu,
köyde yaşayanların geriye kalanının ilköğretim mezunu olduğu ve bir kısmının okuma-yazma
bilmediğini ifade etmiştir. Köyde az seviyede yabancı dil bilen 6 kişinin olduğu söylenmiştir. Köy
nüfusunun geçim kaynağının, hayvancılık, orman işçiliği ve genel olarak emekli maaşı olduğu ifade
edilmiştir. Bu köy iki mahalleye ayrılmıştır: Bu köyde, altyapı sorunları yoktur, ancak ona bağlı olan
Aşağımahalle köyünde (Kozak yolu üzeri) altyapının olmadığı ifade edilmiştir. Köy muhtarı, hayvancılık
eğitimi verilmesini istemektedir. Köy muhtarı, Mayıs ayında Hıdırellez’de Beyazıt Dede yatırının orada
köylülerin kurban kestiğini anlatmıştır. Köye yerli ve yabancı turistin gelmediği ifade edilmiştir. Köyde
ekoturizm konusu alanına girecek herhangi bir faaliyet bulunmamaktadır.
Ziyaret edilen 20 köyden 10 tanesinde potansiyel tespit edilememiştir. Bunun nedenlerinin
bir kısmı köylerde potansiyel oluşturacak bir özellik olmaması iken diğer nedenleri bazı köylerde
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
166
geleneksel köy hayatından uzaklaşılmış olması, bazı köylerde ise göç nedeniyle kalan yaşlı nüfusun
yeni bir faaliyete sıcak bakmaması olarak gösterilebilir. Potansiyel tespit edilen köylerde ise yerel
ürünlerin satışı, yeme-içme gibi faaliyetler öne çıkmaktadır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
167
BERGAMA MERKEZE BAĞLI KÖYLERDEN FOTOĞRAFLAR
Foto-25: Yağcıbedir Halısı (Çakırlar)
Foto-26: Tarihi Su Kemeri Kalıntıları (Sindel)
Foto-27: Tiyelti Köyü’nden Bakırçay Ovası Görünümü (Bergama)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
168
BERGAMA KÜLTÜR MİRASINDAN FOTOĞRAFLAR
Foto-28: Serapis Tapınağı (Kızıl Avlu)
Foto-29: Antik Tiyatrosu (Akropol)
Foto-30: Trajan Tapınağı (Akropol)
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
169
Foto-31: Sütunlu Yol (Asklepion)
Foto-32: Sağlığın Sembolü (Asklepion)
Foto-33: Bergama Ulu Cami
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
170
SONUÇ VE ÖNERİLER
Potansiyel belirlemeye yönelik olarak yapılan bu proje bir referans niteliği taşımaktadır.
Öncelikle proje konusu ile ilgili literatür taraması yapılarak konuyla ilgili kuramsal yaklaşımlar ve
tanımlamalar gözden geçirilmiş, dünyadan, Türkiye’den ve İzmir’den örnekler irdelenmiştir. Son
bölümde, Bergama’nın ekoturizm potansiyelİ değerlendirilmiştir. Araştırmanın 1. Bölümünde Dünya
ve Türkiye’deki örnekler karşılaştırıldığında Bergama’nın turistik çekiciliklerinin yeterli olduğu; ancak
talebin yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır. Dünyada ekoturizm talebinin artması nedeniyle yüksek
potansiyel taşıyan Bergama’nın bu potansiyelini kullanması ve koruması gerektiğini belirtmeliyiz.
Çalışmanın ilk bölümünde belirtildiği gibi ülkemizde birçok yerde benzer çalışmalar başlatılmış olup
Bergama’ya rakip olacak birçok yer bulmak mümkündür. Ancak dünya kültür mirasına sahip yerler
bulmak ve bunu ekoturizm ile bütünleştirmek zordur. Bergama; bir an önce ekoturizm faaliyetleri için
gerekli altyapı/üstyapı eksikliklerini tamamlamalı, halkını ekoturizm konusunda bilinçlendirerek olası
yanlış uygulamaların meydana gelmesini engellenmelidir.
Herhangi bir yerde ekoturizmin geliştirilmesi düşünüldüğünde, yerleşmenin aşağıdaki
özelliklerden en az birkaçına sahip olması gerekmektedir:
Su kaynakları; içme ve kullanma suyu olarak yeterli ve kaliteli olmalı
Ulaşım kolay, ulaşım olanakları çeşitli olmalı
Yakın çevre gezileri için olanaklar ve alternatifler yer almalı
Kolay ve doğrudan rezervasyon yapılabilmeli
Konaklama kapasitesi yeterli, kaliteli ve standart olmalı,
Kırsal yapılar, kırsal etkinlikler otantik olmalı ve geleneksellik hissedilmeli
Doğal güzellikler, ilginç oluşumlar bulunmalı ve korunmuş
Tarihsel ve kültürel değerler bulunmalı ve korunmuş olmalı
Spor etkinlikleri (koşu, yürüyüş, tenis, golf, yüzme, binicilik, kayak, futbol vb)
düzenlenebilmeli
Belirli bir kırsal-geleneksel üretim biçimi (dokumacılık, mandıracılık, ağaç işleri, şarap yapımı,
seramik eşya yapımı vb.) turiste sunulabilmeli
Altyapı hizmetleri yeterli olmalı
Hizmetler, merkezi-yerel örgütsel olmalı, sağlık, güvenlik gibi konularda garanti sağlanmalı
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
171
Hizmetler, belirli bir standartta olmalı, ücretler abartılı olmamalı
Turisti oyalayacak zengin animasyonlar yaratılmalı
Kırsal halk, turizmi kabullenmiş, bu işi gönüllü yapan, turisti seven ve bu turizm türü için
eğitimden geçmiş olmalı,
Tanıtım şart olup, yetkili kişiler tarafından doğru kitlelere ve zamanında yapılmalıdır (Emekli,
2011).
Bergama köylerinin ekoturizm potansiyeli değerlendirilirken yukarıda belirtilen noktalar göz
önünde bulundurulmuştur. Bergama köylerinin taşıdığı ekoturizm potansiyeli farklılıklar göstermekte
Kozak ön plana çıkmaktadır. Taşıdığı doğal ve kültürel özellikler, altyapı ve ulaşım sorununun
olmaması potansiyeli artırmaktadır. Birçok köy turizm potansiyelinin farkında olup konaklama yerleri
inşa etmek istemektedir. Yukarıbey köyü bununla ilgili somut bir girişim başlatmıştır.
Ekoturizme olumlu bakış açısının diğer bir nedeni ise yöre halkının alternatif bir geçim
kaynağı arayışıdır. Bölgede yer alan 16 köyden Güneşli dışında tüm köylerin ana geçim kaynağı çam
fıstığıdır. Birkaç yıldır çamlardan ürün alınamaması ve bunun önümüzdeki birkaç yıl daha devam
edecek olması köyleri yeni bir geçim kaynağı arayışına itmiştir.
Kozak Yaylası, sahip olduğu olanaklar ile değişik ekoturizm faaliyetlerinin yapılabileceği bir
alandır. Bu faaliyetler arasında; doğa yürüyüşleri, bisiklet turları, kültür turizmi, yerel yemeklerin
sunulması, köylerde üç gün üç gece düğün gibi gelenek-görenekler çerçevesinde yapılan faaliyetlere
katılım, çam fıstığı toplama şenliklerinin düzenlenmesi, çam fıstığı vb. yerel ürünlerin satışı sayılabilir.
Hemen hemen tüm köylerde uygulanabilecek olan bu faaliyetlerin yanısıra köylerin sahip olduğu
özelliklere göre farklı etkinlikler düzenlenebilir. Örneğin Aşağıbey’de kuş gözlemciliği, yamaç
paraşütü, jeomorfolojik oluşumları izlemenin yanısıra köy halkının toplanarak tarihi şarakmalarda
geleneksel usülde pekmez yapması turistik bir faaliyet haline getirilebilir. Aşağıcuma’da safari,
kampçılık, av turizmi, doğa fotoğrafçılığı, Yukarıbey ve Ayvatlar’da orienteering, festival turizmi ve
kampçılık, meraları ile ünlü olan Çamavlu’da çam fıstığından farklı olarak süt ürünleri satışı,
Hacıhamzalar’da bitki gözlemciliği, Kaplan’da av turizmi uygulanabilecek olan faaliyetlerdir. Güneşli
köyü yakınında bulunan yaylalar turizm faaliyeti için uygundur; ayrıca burada ziyaret edilen bir türbe
bulunmaktadır; ancak köy yoğun göç veren köylerdendir, nüfusun yaş dağılımına bakıldığında
%60’ının 35 yaş üstü olduğu görülmektedir. Özellikle yaşlı nüfus ekoturizm faaliyetine sıcak
bakmamaktadır. Hisarköy’de yöre halkı ekoturizme sıcak bakmasına rağmen el sanatları, doğal
güzellik, yerel ürün vb. bir değer tespit edilememiştir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
172
Kozak’ın doğusunda, Bergama’nın kuzey ve kuzeydoğusu olan Turanlı-Ayaskent-Göçbeyli
köylerinde ise Kozak’tan çok farklı bir durumla karşılaşılmaktadır. Burada yeralan köylerin birçoğunun
altyapı sorunu bulunmaktadır. Geçim kaynağı hayvancılık olan birçok köyün gelir düzeyi Bergama
ortalamasına göre düşük kalmaktadır. Burada yeralan 23 köy içinde Tırmanlar, Topallar, Sarıcaoğlu ön
plana çıkmaktadır. Madra Dağı’nda bulunan Tırmanlar sahip olduğu dağ havası ile turistlerin son
derece ilgisini çekebilecek bir alandır. Potansiyel tespit edilen köylerde doğa yürüyüşü, yeme-içme,
yerel ürünlerin satışı ve av turizmi organize edildiği takdirde uygulanabilecek faaliyetler arasında yer
almaktadır. Potansiyel tespit edilen köyler, ev pansiyonculuğuna açıktır; ancak altyapı sorunları olan
köylerde konaklamalı faaliyetlerin yürütülmesi zor bir ihtimal olarak görülmektedir.
Bergama Merkez’e bağlı 20 köyden 10 tanesinde potansiyel tespit edilememiştir. Bunun
nedenlerinin bir kısmı köylerde potansiyel oluşturacak bir özellik olmaması iken diğer nedenleri bazı
köylerde geleneksel köy hayatından uzaklaşılmış olması, bazı köylerde ise göç nedeniyle kalan yaşlı
nüfusun yeni bir faaliyete sıcak bakmaması olarak özetlenebilir. Potansiyel tespit edilen köylerde ise
yerel ürünlerin satışı, yeme-içme gibi faaliyetler öne çıkmaktadır.
Yunt köyleri incelendiğinde, bu bölgede yer alan 13 köyden ikisinde potansiyel tespit
edilememiştir. Ancak taşıdıkları farklı özellikler nedeniyle bölgeyi Yunt Dağı ve Zeytindağ olmak üzere
iki alt bölgeye ayırmak faydalı olacaktır. Bu yörenin bütününe bakıldığında doğa yürüyüşü ve av
turizmi uygulanabilecek yerler göze çarpmaktadır. Zeytindağ’da en önemli ürün zeytinyağıdır. Sağancı
köyü muhtarı eski dönemlerde Osmanlı sarayının zeytinyağının bu bölgeden gönderildiği belirtilmiştir.
Zeytinyağının bir yağdan çok antik çağlardan bu yana uzanan bir kültür olarak görülmeye başlanması,
zeytin toplanması, geleneksel yöntemler ile zeytinyağı çıkarılması gibi faaliyetlerin turistik faaliyet
olarak sunulması bölgeye katkı sağlayacaktır. Bu köylerde tarihi değeri olan eski Rum evleri vb.
Osmanlı döneminden kalma yapılar bulunmaktadır. Ancak bunların birçoğu harap olmuş, diğerleri ise
çürümeye terkedilmiştir.
Yunt Dağı’nda ise yapılabilecek en önemli faaliyetlerden biri halıcılıktır. Yunt Dağı’nın Manisa
tarafında köylerin geçim kaynağı halı dokuma iken Bergama tarafında böyle bir uygulama
görülmemektedir. Halı atölyeleri açılarak turizme sunulması bölgeye gelir getirici bir faaliyet olacaktır.
Bergama’nın gerek doğal gerekse kültürel özellikleri ekoturizm için büyük potansiyel
taşımasına rağmen değerlendirilememektedir. Örneğin dağlar, bitki örtüsü, akarsular, manzara
güzelliklerini içine alan doğal çekicilikleri; bugün yalnızca sınırlı şekilde doğa yürüyüşleri ve bisikletli
geziler için Kozak Yaylası çevresinde kullanılmaktadır. Potansiyel teşkil eden diğer yörelerde de
güzergahlar oluşturulmalı ve turizme kazandırılmalıdır. Kırsal çevrede bisiklet turları, yürüyüş, atla
gezinti, tarihsel ve kültürel yerlere ziyaret, yerel şenlikleri izleme, kaplıcaları ziyaret gibi eğlence ve
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
173
heyecana yönelik aktiviteler düzenlenmelidir. Özellikle gençlere yönelik bu düzenlemeler gençlik
turizmi-kampları açısından avantaj sağlar. Bu tür etkinlikler gençleri yanı sıra kültüre-doğaya-termale
meraklı olan üçüncü yaş grubu turistleri de çekecektir.
Birçok köyde gelir seviyesinin düşük olması nedeniyle nüfus Bergama merkez ve çevre ilçelere
çalışmaya gitmekte ve köyleri terk etmektedir. Ekoturizm yeni bir gelir kaynağı yaratacak olması
açısından bu köyler için son derece faydalı olacaktır. Ancak ekoturizmde başarılı olunabilmesi için
köyler gerek gelenek görenek, gerek el sanatları vb. ekoturizm açısından önemli yerel ürünler
korunmalıdır. Bergama köyleri geleneksel yapıları ve ürünleri doğrultusunda turizm geliştirmelidir.
Sözgelimi; hayvansal ürünler, zeytin ve zeytinyağı, fıstık, üzüm, dokumacılık vb. ile ünlenmiş köylere
bir kimlik kazandırılarak turizm sokulabilir. Günümüzde turizm bilincine sahip girişimciler aracılığı ile
gelen turistlere köylerde öğle yemeği verilmeye başlaması sevindiricidir; ancak yeterli değildir.
Özellikle kadınlara yönelik olarak el sanatları eğitimi ve bunların uygulamaya geçirilmesi yörede yeni
turistik ürünler geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Buna bir örnek olarak halıcılık verilebilir. Yunt Dağı
köylerinin Manisa tarafında yeralan köylerde geçim kaynağı yoğun olarak halıcılık iken Bergama Yunt
Dağları’nda halıcılık ile ilgili hiçbir faaliyet yapılmadığı belirlenmiştir. Birçok köyde halıcılık kursu
açılmasına rağmen tezgahlarının olmaması nedeniyle devam edemedikleri bilgisi alınmıştır. Bergama
gibi halıcılığı ve halı motifleri ile ünlü bir ilçede halıcılık faaliyetlerinin devam etmesi gerek ekoturizm
gerekse yeni bir geçim kaynağı yaratacak olması açısından yöre için son derece faydalı olacaktır.
Ova köylerinde tarımsal ürünleri yetiştirilmesine-hasadına yönelik etkinlikler düzenlenebilir.
Bergama'nın en önemli tarımsal ürünlerini oluşturan zeytin, çam fıstığı ve üzümün toplanması,
işlenmesi turistin ilgisini çekebilecek etkinliklerdir. Örneğin zeytinyağı ünlü olan bir köyde turistlere
eski usül taş baskı ile zeytinyağı çıkarma ve sonrasında kendi elde ettiği ürünü hatıra olarak
satınalmasını sağlamak son dönemlerde ilgi çeken etkinlikler arasındadır. Üzüm bağları ile bilinen
köylerde, köy halkının şarakmalarda toplanarak şıra çıkarması veya bu ürünlere yönelik olarak
festivaller düzenlenmesi de yeni turistik faaliyetler olarak sunulabilir.
Köylerin kendine has ürünlerin yerel ekonomik ürünlerinin yerinde satışının yapılması hem
yerli halk hem de ekoturizm için önemlidir. Köylerde genellikle bu ürünlerin satıldığı bir alana ya da
organize bir girişime rastlanmamıştır. Özellikle fıstık çamı, üzüm ve süt ürünlerinin standart ambalaj
ve kalitede markalı ürün satışları olanakları yaratılmalıdır. Ayrıca bu ürünlerden yapılmış yiyeceklerin
ve yerel yemeklerin sunulduğu kır lokantaları özellikle yabancı turistin en fazla ilgi göstereceği
konulardan biridir. Çünkü yöresel yemekler, ekoturizmin diğer turizm türlerine göre en önemli
üstünlüklerinden biridir. Kozak köylerinin tamamı bu tür hizmet verebilecek güçtedir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
174
Değerlendirmeler sonucunda varılan diğer bir nokta ise birbirine yakın konumdaki köylerin bir
ağ kurarak, birlikte hareket etmesinin daha faydalı olacağıdır. Sözgelimi 3-4 günlük bir rezervasyonla
konaklamaya gelen turistlere, geleneksel konut mimarisine sahip köyde konaklama, çevredeki süt
ürünlerini işleyen, halı-kilim dokuması yapılan, bağcılığın geliştiği köyleri ziyaret şeklinde köyler arası
bir dayanışmayla ekoturizm yürütülebilir. Kozak köyleri, Yunt köyleri ova köyleri coğrafi bütünlükten
yararlanarak bu tür oluşumlara gidebilir.
Köylerde ekoturizm uygulamalarının başarılı olması için yukarıda belirtilenlerin yanı sıra bazı
köylerde bulunan altyapı sorunlarının çözülmesi gerekmektedir. Çözülmesi gereken önemli bir sorun
ise konaklamadır. Konaklama sorununun ortadan kaldırılması ile turistik faaliyetler günübirlik
olmaktan çıkarılmalıdır. Bazı köyler ev pansiyonculuğuna hiç sıcak bakmaz iken, buna sıcak bakan
köylerde ise evlerinin yeterli alanının olmaması nedeniyle ev pansiyonculuğu yapılamayacağı tespit
edilmiştir. Köy muhtarları ile yapılan görüşmelerde bir köyde, köye ait bir alanda bungalovlar
yapılması için girişimler başlatıldığı bilgisi alınmıştır. Diğer köyler de konaklama amacıyla bungalov
yaptırmak istemektedir. Ancak bir bölgede tüm köylerde ayrı ayrı bungalovlar yapılması, arzın
talepten fazla olmasına ve bunların atıl yatırımlara dönüşmesine neden olabilecektir. Bunun yerine
bölgelerde bir çalışma yapılarak ortak girişimler başlatılması daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Konaklama sorununa diğer bir çözüm ise evlerin avlularına köylerin mimarisine uygun saz evlerinin
yapılmasıdır. Bu sayede daha az maliyet ile bu sorun çözülebilecektir.
Ekoturizmin çevreyi koruyan yaklaşımları, geleneksel yaşantı ve ürüne ihtiyaç duyması,
kazanç yaratma olanakları Bergama halkına anlatılmalı ve bu konuda eğitimler verilmelidir. Özellikle
yöre halkına; yerel rehberlik ve girişimcilik konularında eğitim verilmesi ekoturizmin gerekleri
arasında da yer almaktadır.
Turizmde turistik ürün oluşturulması, bu ürünlerin tanıtılması ve pazarlanması çok önemlidir.
Kültür mirasına sahip ilçe vurgusunun yanısıra, ekoturizm potansiyeline sahip olduğu vurgusu da
tanıtımlarda yapılmalı ve seyahat acentalaraıyla işbirliğine gidilerek ilçeye turist çekilmelidir. Kozak
konaklamalarının ilçe bütünündeki mekansal ve turizm türleri açısından bütünleşmesinin yanı sıra,
Ayvalık turları-Midilli ile birleştirilmesi dağ-yayla-kıyı-kültür bütünleşmesi rekabet gücü yüksek bir
turistik ürün olarak pazarda yer alabilir.
Yapılan görüşmelerde ve gerçekleştirilen çalıştaylarda elde edilen bilgiler ışığında Bergama
köyleri ve çevresinin ekoturizm açısından GZFT (Güçlü-Zayıf Yönler-Fırsat-Tehdit) analizi yapılmıştır.
Analiz sonucunda aşağıdaki noktalar saptanmıştır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
175
GÜÇLÜ YÖNLER
Tarım bakımından uygun bir arazi yapısı ve coğrafi koşullar mevcuttur,
Zengin bir tarihsel dokuya sahiptir. Eski bir krallık merkezi olup tarihi birikime sahiptir.
Coğrafi konumu, Dikili ve İzmir limanına yakınlığı bölgenin gelişmesi için önem taşımaktadır.
Jeotermal ve diğer yer altı kaynakları açısından zengin bir potansiyeli bulunmaktadır.
Turizm potansiyeli yüksektir.
Genel olarak yöre halkı ekoturizm faaliyetlerine katılım göstermeye isteklidir.
Manzara ve seyir noktaları bulunmaktadır.
Yaban hayatı, yöreye özgü flora bulunmaktadır.
Av turizmi için potansiyel taşımaktadır.
Yörede ekoturizme yönelik kullanılabilecek tarım ve hayvancılık işletmeleri bulunmaktadır.
Köylerin tarihinin milattan önceye dayanmaktadır.
Jeep safari olanağına sahip alanların varlığı.
Turizm bilincine sahip girişimciler aracılığı ile özellikle Kozak’ta gelen turistlere köylerde öğle
yemeği verilmeye başlamıştır.
ZAYIF YÖNLER
Ekoturizme yönelik tanıtım yapılmamaktadır.
Girişimci ruhu eksikliği bulunmaktadır.
Ekoturizm etkinlikleri için nitelikli eleman eksikliği bulunmaktadır.
Konaklama ile ilgili yer sıkıntısı bulunmaktadır.
Birçok köyde yabancı dil bilen kişiler bulunmamaktadır; bulunan köylerde ise bu sayısı azdır.
Birçok köyde tarıma elverişli topraklar olmasına rağmen, tarım sulaması olmadığı için aktif
tarım yapılamamaktadır.
Birçok köyde kanalizasyon, su, elektrik vb. altyapı olanaklarının eksiktir.
Köy halkının, tarihi birikimine sahip çıkma bilinci eksiktir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
176
FIRSATLAR
Dünya’daki tatil talebi ekoturizm yönündedir ve buradaki köyler farklı ekoturistik aktivitelere
olanak vermektedir.
Restorasyon çalışmalarıyla uygun hale getirebilecek tarihsel bir doku mevcuttur.
Arkeolojik kazı çalışmaları yapılabilecek alanlar bulunmaktadır.
Bergama UNESCO geçici aday listesinde olup bu yönde çalışmalar yürütülmektedir.
TEHDİTLER
Köyler genellikle dışarıya göç vermektedir. Bu nedenle insan gücü nitelik ve nicelik açısından
azalmaktadır.
Kozak’taki çam fıstığı ağaçlarında kuruma ve verim kaybı yaşanmaktadır.
Planlama yapılmadan gerçekleştirilecek ekoturizm faaliyetleri ile alanın doğal yapısının
bozulma riski bulunmaktadır.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
177
YARARLANILAN KAYNAKLAR
AKURGAL, E. (1989). Anadolu Uygarlıkları. İstanbul.
ALTAN, Ş. (2006). Türkiye’de Ekoturizm Uygulamaları ve Ekonomiye Katkıları. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Niğde.
ARPA YENİLMEZ N. (2003). Ekoturizmin Korunan Alan Yönetim Planlarındaki Yeri ve Önemi, Yeşil Türkiye Dergisi, Ankara.
ARSLAN, Y. (2000). Tur Operatörlerinde Tekelleşme Eğilimleri Karşısında Türk Seyahat Acentaları İçin Alternatif Politikalar, Basılmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
ASHWORTH, G.J. and TUNBRİDGE, J.E. (2000). The Tourist Historic City; Retrospect and Prospect of Managing the Heritage City. Pergamon Press, Advances in Tourism Research Series.
ATABERK, E. (2011). Bergama Turizminde Yaşanan Sorunlara Turizm Coğrafyası Yaklaşımıyla Çözüm Arayışları. Uluslararası Bergama Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2.Cilt, s. 592-604, 7-9 Nisan 2011, Bergama, İzmir.
ATABERK, E. ve İŞÇİ, C. (2011). Bergama’da Turizme Hizmet Veren Yiyecek İçecek İşletmelerinin Çalışanlar Bakış Açısıyla Hizmet Kalitesinin Değerlendirilmesi. Uluslararası Bergama Sempozyumu, 7-9 Nisan 2011 (Poster Bildiri), Bergama, İzmir.
AVCIKURT, C. (2003). Turizm Sosyolojisi. Detay Yayıncılık, Ankara.
BAYKAL, F. ve EMEKLİ, G. (2010). Sürdürülebilir Turizm Yaklaşımıyla Dikili ve Bergama’yı Bütünleştirme Potansiyeli. TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı Projesi, Proje No: 109K323. Basılmamış Proje Raporu, İzmir.
BURTON, F. (1998). Can Ecotourism Objectives Be Achieved?. Annals of Tourism Research, 25(3).
ÇETİN, T. (2003). Doğal Ortam-Ekonomik Faaliyet İlişkisine Bir Örnek: Kozak Yöresi (Bergama). Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 23(1), 23-46, Ankara.
DEMİR, C. ve ÇEVİRGEN, A. (2006). Ekoturizm Yönetimi. Nobel Yayıncılık, İstanbul.
EMEKLİ, G. (1998). Bergama’da Turizm ve Sosyo-Ekonomik Etkileri. Basılmamış Doktora Tezi. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
EMEKLİ, G. (2001). Bergama'nın Turizm Coğrafyası ve Turizmin Sosyo-Ekonomik Etkileri. Bergama Belediyesi Kültür Yayınları, İzmir.
EMEKLİ, G. (2003). Doğa ve Yerel Kültürün Eşsiz Uyumu: Kozak (Bergama/İzmir) Yaylası ve Turistik Potansiyeli. Ulusal Dağlar Yılı Sempozyum Bildiriler Kitabı. 25-28 Haziran 2002, T.C. Orman Bakanlığı, s.241-247, Ankara.
EMEKLİ, G. (2009). Bergama Dünya Mirası Olmalı. İzmir Dergisi, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Sayı: 1, s. 110-115, Ekim 2009, İzmir.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
178
EMEKLİ, G. (2011). Kırsal Kalkınmaya Çözüm Arayışları: Kırsal Turizm ve Bergama. Uluslararası Bergama Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2.Cilt, s. 481-495, 7-9 Nisan 2011, Bergama, İzmir.
ERDOĞAN, N. (2003). Çevre ve Ekoturizm. Erk Yayınları, Ankara.
ERİŞ, E. (1978). Bergama Uygarlık Tarihi. İzmir.
ERİŞ, E. (1996). Kozak. Bergama Belediyesi Kültür Yayınları,Yayın No:28, Bergama, İzmir.
GUNN, C. (1993). Tourism Planning. Taylor& Francis Publish. New Jersey, USA.
GÜNDOĞDU, V. ve TURHAN, D. (2004). Bakırçay Havzası Kirlilik Etüdü Çalışması, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Fen ve Mühendislik Dergisi, Cilt 6, Sayı 3, s. 65-83, İzmir.
İZMİR TİCARET ODASI (İZTO) (2007). İzmir İli Turizm Envanteri ve Yatırım Potansiyelleri. İzmir Ticaret Odası Yayınları, İzmir.
KAHRAMAN, N. ve TÜRKAY, O. (2004). Turizm ve Çevre. Detay Yayıncılık, Ankara.
KAPLANOĞLU, E. ve MERİÇ, M.K. (2011). İzmir’in İlçeleri Arasında Bergama’nın Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Düzeyi’nin Analizi. Bergama Turizminde Yaşanan Sorunlara Turizm Coğrafyası Yaklaşımıyla Çözüm Arayışları. Uluslararası Bergama Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2. Cilt. 7-9 Nisan 2011, Bergama, İzmir.
KOÇMAN, A. (1993). İnsan Faaliyetleri ve Çevre Üzerine Etkileri Açısından Ege Ovalarının İklimi. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayın No: 73, İzmir
ÖLGEN, M.K. (2002). Aşağı Bakırçay Vadisi ve Çevresinin Jeomorfolojisi. Basılmamış Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir
RAHEMTULLA, Y.G. and WELLSTEAD, A.M. (2001). Ecotourism: Understanding Competing Expert and Academic Definitions. Infor. Report Nor-X-380 Canada.
SÖNMEZ, M. (2008). WEB Tabanlı CBS ile Bergama’nın Turizm Coğrafyasında Kültürel Miras Değerlendirmesi. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
SÖZER, A.N. (1990). Kozak Yaylacılığı Üzerine Bazı Gözlemler ve Notlar. Ege Coğrafya Dergisi. Sayı: 5, s: 1-9, İzmir.
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI (2004). Bergama İlçesi Çed Raporu. Çed ve Planlama Genel Müdürlüğü, Ankara.
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI (2004). Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Basılmamış Brifing Notları.
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI (2012). Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Basılmamış Brifing Notları.
T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI (2007). Türkiye Turizm Stratejisi 2023.
T.C. NARLIDERE KAYMAKAMLIĞI (2011). Narlıdere’de Ekoturizm, Sağlık Turizmi ve Kültür Turizmi Sektör Analizi. İzmir Kalkınma Ajansı 2011 Yılı Doğrudan Faaliyet Desteği Programı Projesi Raporu.
Bergama’nın Ekoturizm Sektör Analizi
179
WESTERN, D. (1993). Defining Ecotourism. Edited by Kreg Lindberg, Donald E. Hawkins, In Ecotourism: A Guide For Planners &Managers. North Ennington: The Ecotourism Society.
YENEN, Z. (2008). Bergama ve Yakın Çevresinde Turizme Alternatif Bir Bakış. Bergama Ticaret Odası Yayını, İzmir.
YILMAZ, H. (2008). Turizm Çeşitlendirmesi Kapsamında Ekoturizmin Ürünü Olarak Tatil Çiftlikleri: Türkiye'deki Tatil Çiftliklerine Yönelik Swot Analizi. Basılmamış Doktora Tezi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon.
YILMAZ, E. (2005). Bir Arazi Kullanım Planlaması Modeli: Cehennemdere Vadisi Örneği. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı Yayın No: 253, Doa Yayın No: 37, Çeşitli Yayın No: 3, 131, Ankara.
YÜCEL, C. (2002). Turizmde Yükselen Değer: Ekoturizm. Türsab Ar-Ge Departmanı Raporu, İstanbul.
İNTERNET KAYNAKLARI
http://www.ecotourism.org Erişim Tarihi: 02 / 02 / 2012
http:// www.izmirturizm.gov.tr Erişim Tarihi: 09 / 02 / 2012
http://www.jmo.org.tr Erişim Tarihi: 04 / 02 / 2012
http://www.miningweekly.co.za Erişim Tarihi: 04 / 02 / 2012
http://www.naturland.com.tr Erişim Tarihi: 14 / 02 / 2012
http://www.rizekultur.gov.tr Erişim Tarihi: 17 / 02 / 2012
http://www.stkittstourism.kn Erişim Tarihi: 07 / 02 / 2012
http://www.tuik.gov.tr Erişim Tarihi: 25 / 02 / 2012
http://www.turcev.org.tr Erişim Tarihi: 14 / 02 / 2012
http://www.turismo.toscana.it Erişim Tarihi: 12 / 02 / 2012