+ All Categories
Home > Documents > Sosyolojide Temel Yaklaşımlar

Sosyolojide Temel Yaklaşımlar

Date post: 17-Feb-2023
Category:
Upload: independent
View: 0 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
28
Sosyolojide İlk Dönem Gelişmeler SOSYOLOJİDE TEMEL YAKLAŞIMLAR
Transcript

Sosyolojide İlk Dönem Gelişmeler

SOSYOLOJİDE TEMEL YAKLAŞIMLAR

Saint Simon (1760-1825)Fransız Devrimi sonrasında toplumda ortaya çıkan sorunların çözülmesi için pozitif bir bilimin gerektiğini savunmuştur.

Pozitivist ve evrimcidir. Toplumların feodal ve askeri toplumlardan sanayi toplumlarına doğru bir geçiş aşaması yaşadığını belirtir.

Sanayi toplumu aşaması “üretim,teknoloji,bilgi,bilim,iş bölümü,sınıf yapısı ve siyasal yapı” bakımından diğer aşamalardan ayrılır.

Simon “sanayi toplumu” kavramını ilk kullanan ve “ilk sosyolog” olarak nitelendirilen kişidir.

İkinci Dünya Savaşından yıkılmış ve harap olmuş bir durumda çıkan Almanya, kendi iç insan gücü ile kısa sürede gelişme göstermiş bir süre sonra yetersiz kalması sonucunda insan gücü fazlası olan ülkelerden 1960’lı yıllarda emek göçü talep etmiştir.

http://www.kamu-is.org.tr/pdf/7221.pdf

Auguste ComteSosyoloji ismini kullanan ilk kişidir ve pozitivist sosyoloji geleneğini kurmuştur.

Evrimci ve pozitivisttir.Comte toplumu biyolojik bir organizmaya benzetir ve burdan yola çıkarak sosyolojiyi ikiye ayırır. Toplumsal düzeni ‘toplumsal statik’, toplumsal değişmeyi ise ‘toplumsal dinamik’ olarak adlandırır.

Comte toplumların gelişmesini, insan düşüncesine bağlı olduğunu ve üç aşamadan geçerek pozitif hale ulaştığını savunur.Bu gelişim üç hal yasası olarak bilinir.

1)Teolojik aşama2)

Metafizik aşama

3) Pozitif aşama

Kör Adamlar ve Bir Filin Hikayesi John Saxe’ın bir şiirinde kör adamlar ve bir filin hikayesi şöyledir: bir filin farklı fiziksel bölgeleriyle karşı karşıya gelen ve gözleri görmeyen üç adamdan fili tanımlamaları istendiğinde her biri kendi özgün deneyimine dayanarak cevap vermiştir. Filin ayağına dokunan kişi fili bir ağaca, kuyruğuna dokunan kişi onu bir ipe,

hortumuna dokunan kişi ise fili bir yılana benzetmiştir vs. her bir tanımlama belli bir ölçüde doğrudur, fakat bu kişiler filin tümünden çok, filin yalnızca bir kısmını tanımladıkları için aynı zamanda sınırlıdır.Yani parçalar tek başına bütünü anlamaya yetmez. Comte’un toplumu biyolojik organizmaya benzetmesi.http://haber.sat7turk.com/kor-adamlar-ve-fil/

Herbert SpencerComte’un pozitivizmini geliştirmiş ve organizmacı bir toplum modeli benimsemiştir.Spencer pozitivizm toplumsal değişmeyi, Darwinci bir çerçevede güçlülerin ayakta kaldığı zayıfların ise yok olduğu tezine yani doğal seleksiyon yasalarına göre açıklar.

Siyasal açıdan da serbest piyasa ve rekabetten yana olup devlet planlamasına, müdahalesine ve sosyal devlet uygulamalarına doğal olmadığı gerekçesiyle karşıdır.Örneğin; Papua Yeni Gine de yaşayan Korowai, ilkel bir kabile.

https://www.youtube.com/watch?v=X0lG0duiOLQ

KLASİK SOSYOLOJİKlasik sosyolojinin üç büyük düşünürü:

KARL MARX EMILE DURKHEIM MAX WEBER

KARL MARX (1818-1883)Marx, Hegel'in idealist felsefesini materyalist tarih felsefesine çevirir. Marx'a göre insan hem kendini hem toplumu üreten sosyal varlıktır. Tarihsel süreçteki bu üretim insanlar arasındaki toplumsal ilişkiyi geliştirir. Bu üretim sürecinde sınıf çatışmaları yaşanır (üretim aracı olan ve olmayanlar). Üretim aracına sahip olan sınıf diğer sınıf üzerinde egemen olur.

Marx'ın toplumsal analizinde alt yapı(ekonomi) ve üst yapı(hukuk,siyaset,aile ve ideolojiler) ayrımı vardır. Egemen sınıf, üst yapıları kendi güçlerini meşrulaştırmak için kullanır.

Toplumsal değişme sürecinde üretim içerisinde çelişkiler yaşanır. Kapitalizmde tüm zenginlikleri işçiler üretmesine rağmen karşılığını alamaz. Marx da bu çelişkiler arttığı için sosyalizmin geleceğine inanır. Görüşleri sosyolojinin gelişmesine katkıda bulunmuş ancak ekonomiyi ön planda tutması bazı çevrelerde eleştirilmesine neden olmuştur.

ABD-Irak SavaşıABD’nin Irak serüveni, 1980-1988 İran-Irak savaşının neden olduğu mali kayıplar nedeniyle kendini bir anda büyük bir ekonomik sorunla karşı karşıya bulan Saddam rejiminin sorunlarını kısa yoldan çözümlemek için, "ortak petrol yataklarından fazla petrol çıkardığı ve aşırı üretim yaptığı için petrol fiyatlarını düşürdüğü" gibi gerekçeler öne sürerek 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgal etmesiyle başlamıştı.

http://www.milliyet.com.tr/irak-ta-bir-donem-resmen-son-buldu-/dunya/dunyadetay/15.12.2011/1475959/default.htm

EMILE DURKHEIM (1858-1917)Durkheim'a göre kolektif nitelikli toplumsal olgular birey üzerinde baskıcı ve sınırlandırcı güce sahiptir bu nedenle toplumsal olguları sosyolojinin çalışma konusu olarak tanımlar.

Toplumsal olguların nedensel ve işlevsel olarak iki farklı yöntemde araştırılmasını savunur. İşlevselci toplum modelini benimser ve toplumsal değişmenin iki farklı tipinden söz eder: “Mekanik dayanışma”, “Organik dayanışma”.

Durkheim'a göre bireysel eylem olarak görülen davranışlar toplumsal nedenlerden kaynaklanır. Sosyal hayatı düzenleyen değerler ani toplumsal değişmelerde zayıflar ve anomi denen tehlike ortaya çıkar. Böyle durumlarda suç, intihar vs. normal düzeyin üzerinde olur. Buna örnek olarak;

İntahar Oranı En Yüksek Ülke: LİTVANYA

http://www.sabah.com.tr/fotohaber/dunya/intihar-orani-en-yuksek-ulkeler/46467

• Ülkedeki bu değişim toplum üzerinde intihara sebebyet vermiştir.

MAX WEBER (1864-1920)Pozitivizm karşıtı olan Weber'e göre düşünebilen insan diğer insanların düşünce ve tepkilerine göre hareket eder. Bu yüzden insan eylemleri toplumsaldır.

Sosyoloji, toplumsal eylemi açıklarken yasalardan değil ideal tiplerden yararlanır. Weber, modern toplumda akılcı düşünerek hareket etme yönünde eğilim olduğundan bu tiple ilgilenir. Ona göre bürokrasi, yasalardan ve insanın özgürlüğünü yok eden yönetmeliklerden oluşur. Modern toplum için de gelecekteki en büyük tehdit olarak bürokrasiyi görür.

Toplumsal değişimde ekonomik olan ve olmayan faktörlerin birlikte rol oynadığını düşünerek Marx'ın düşüncesine karşı çıkar. Sınıf çatışması için saygınlık temelinde bölünmeler olduğunu söyleyerek yine Marx'ın düşüncesiyle ter düşer. Çoğu ülkede toplumsal değişmeyi engellediği düşünülen dinin endüstriyel kapitalizme katkıda bulunduğunu savunduğu için eleştirilir.

MODERN SOSYOLOJİNİN GELİŞİMİModern sosyolojiyi temellendiren teoriler üç genel yaklaşımla incelenir.İŞLEVSELCİLİKMARXİZM VE ÇATIŞMA TEORİSİSEMBOLİK ETKİLEŞİMCİLİK

İŞLEVSELCİLİKİşlevselcilik sosyolojide ilk olarak Durkheimın çalışmalarında şekillenmiştir. Talcott Parsons ve Robert K. Merton tarafından geliştirilmiştir.

İşlevselcilik toplumu birbiri ile bağlantılı parçalardan oluşan ve öz düzenlemeye sahip bir sistem olarak ele alır. Yani toplum,kendini koruma ve dengede olma gibi doğal bir eğilime sahiptir.

• işlevselciliğe göre toplumsal sistemde hayatta kalabilmek için gereksinimlerin karşılanması gerekir.

• Örneğin; son günlerde gündemde olan ebola virüsüne karşı yeni aşıların bulunması toplumun varlığını,sürekliliğini koruyabilme adına yaptığı bir çalışmadır.

Durkheim’ın işlevselciliği toplumda çatışmanın neredeyse hiç olmadığı bir sistem gibi sunması bazı sosyologlar tarafından işlevselciliğin daha esnek bir yaklaşım olarak geliştirmesini sağlamıştır.

Merton’a sistem içindeki bir ögenin olumlu olduğu gibi olumsuz işlevi de olabilir veya açık bir işlevi varken bireyler tarafından bilinmeyen, amaçlanmamış gizli bir işlevi de olabilir. Örneğin; bir ülkede nüfus gücü simgelerken aynı zamanda ekonomik sorunları vb sıkıntılarıda beraberinde getirebilir.

Bir toplumsal öğe bireyler tarafından olumlu bir şekilde amaçlanmışken bu durum zaman içerinsinde tersine dönebilir.

http://www.ensonhaber.com/evinden-zorla-alinip-kurtaj-yaptirildi-2013-10-06.html

Çin’de Nüfus Politikası

Marxizm ve Çatışma TeorisiMarx’ın çalışmalarından etkilenip sosyal bilimciler tarafından geliştirilen marksist anlayış günümüzde de etkili olan bir yaklaşımdır .Geleneksel ve Yeni Marksist teoriler olarak ikiye ayrılır.Yeni marxistler kapitalist toplumda yönetilen kesimin yani işçi sınıfının sınıf bilinçlerinin nasıl şekillendirilerek kontrol altına alındığını irdelemeye çalışırlar.Yeni Marksist teorisyenlerden en önemlisi AntonioGramscidir.Gramsci, kapitalist toplumdaa baskın sınıfın boyun eğenlerin izniyle güç kazanıp egemen olduğu bir sistem olan hegemonya yı savunur. Yapısal Marksizm teorisinin geliştiricisi ALTHUSSER ise üç temel toplumsal yapıdan söz eder.Bunlar;ekonomik,siyasal ve ideolojik toplumsal yapılardır.(NOT:ideoloji teorisinin felsefi gelişiminin ana kaynaklarından birisi marksizmdir)

ELEŞTİREL TEORİ: Frankfurt okuluna bağlı olarak ortaya çıkmış ve geliştiricisi MaxHorkheimer. Bilinçlerin kitle kültürü aracılığıyla manipüle edildiği ve tüketim ile baştan çıkarılan toplumun araştırmaya ve düşünmeye yönelmemeye başladıklarını vurgularlar.

ÇATIŞMA TEORİSİ: Marx ile marxisterin teorileri işlevselciliğe karşıt olarak gelişen çatışmacı yaklaşım olarak ele alınır.İşlevselcilerin aksine toplumun farklı çıkarlara sahip gruplardan oluştuğunu kabul ederler. Çatışmanın Marx’ın ifade ettiği gibi sınıfsız bir topluma geçişle sona ereceğine değil,kaçınılmaz ve sürekli olduğuna inanırlar. Ralf Dahrendorf tarafından geliştirilmiştir ve toplumda çatışmaların otoriteyi uygulayanlar ile ona tabi olanlar arasında oluşacağını savunmuştur.

•Toplumda sınıf çatışmasının kaçınılmaz olduğunu anlatıyor.

http://www.youtube.com/watch?v=DfGs2Y5WJ14

Reklamlar ve GerçeklerMc Donald's, müşterilerinin satın aldıkları ürünlerinin tanıtım fotoğraflarında ve reklamlarda görünen ürünlerle farklılık gösterdikleri için şikâyette bulunmaları üzerine bir video ve çeşitli fotoğraflar yayınlayarak bir açıklama yapma gereği hissetmiştir. Videoda, müşterilerin satın aldıkları ürüne nelerin dâhil olduğunu görebilmeleri adına ve ürünün daha estetik görünmesi adına

ürüne müdahale ettiklerini, normalde satın alınan ürünün 10 dakikada hazırlandığını ama reklam fotoğrafı için hazırlanan ürünün 4 saatte hazırlandığını ve bu yüzden ürünün sadece görselinin farklı olduğunu, içeriğinin aynı olduğunu söylemektedirler. Satışa yönelik yapılan manipülasyon girişiminin ortaya çıkması sonucu firma, yeni bir manipülasyon girişimi ile durumu kendi lehine yönlendirmeye çalışmaktadır.

https://www.academia.edu

Nokia Lumia 920modelinin reklam filminde, piyasanın genelinden çok daha iyi ve özellikli kameraodaklı ürününü öne çıkarmak istemektedir. Fakat reklam, “reklamda gösterildiği gibiNokia Lumia 920′yle değil bir DSLR’la çekilmiş!

• Bu reklam tüketiciye, reklamda gördüğü görüntükalitesini vaat etmektedir fakat bunu yaparken tüketicinin o telefonla aslaulaşamayacağı kalitede bir görüntü ile ürünün reklamını yaparak bir manipülasyongirişiminde bulunmaktadır.

http://www.youtube.com/watch?v=EF9SO_xLgxU

SEMBOLİK ETKİLEŞİMCİLİKSosyal psikolojiye yakın bir sosyolojik yaklaşım olarak bilinir. Kurucusu Mead’dır. Weber sosyolojisindeki gibi toplumsal eyleme,toplumsal etkileşime,anlamlandırma ve yorumlaya ağırlık veren bir yaklaşımdır.

Ancak Weber sosyolojisi bürokrasi,din,devlet,sınıf ve statü grupları ile ilgilenen makro sosyolojik bir yaklaşımdır.Sembolik etkileşimcilik ise toplumu bireylerin gündelik yaşamdaki sembolik etkileşimlerinin bir ürünü olarak ele alan mikro sosyolojik bir yaklaşımdır.(Makro yaklaşımlardan ayrılan diğer bir yönü ise merkezinde bireyin kendisinin olmasıdır.)

Semboller veya simgeler onlara atfettiğimiz anlamları temsil ettiklerinden önemlidirler. Bir sembol nesneyi sadece temsil etmez onu belli yönlerden tanımlarda.Semboller gündelik yaşamda toplum üyelerinin etkileşimi sırasında ortaya çıkar.Sembollere yüklenen anlamlar etkileşim sürecinde olduğu için değişebilirler.

FEMİNİST VE POSTMODERN YAKLAŞIMLAR

Son dönemlerde giderek etkili hale gelen yaklaşımlardan en önemlileri feminist ve postmodern yaklaşımlardır .

Feminist ve postmodern yaklaşımlar klasik ve modern sosyolojideki tüm sosyolojik yaklaşımlara eleştirel bakmaktadırlar.

Feminizme göre sosyolojide günümüze kadar yer alan bütün teoriler erkek bakış açısıyla geliştirildiği için kadın bakış açısıyla geliştirilen yeni teorilere ihtiyaç olduğunu düşünürler.

Kadın-erkek arasındaki eşitsizlikleri toplumsal cinsiyet ve patriarki kavramlarıyla analiz etmeye çalışırlar.(patriarki:ataerkil,erkek egemen toplumsal yapıdır.)

Modernizme tepki olarak ortaya çıkan postmodernizm ise toplumsal gerçekliğin modern çağda ortaya çıkan sosyolojik yaklaşımlar tarafından gerçekte analiz edilemediğine ,toplumsal yaşamın da akılcı düşünme biçimleriyle iyileştirilemeyeceğini savunurlar.

Feminzme örnek

http://www.milliyet.com.tr/fransizlar-matmazel-e-veda-ediyor/dunya/dunyadetay/22.02.2012/1506389/default.htm

Emine YANIK


Recommended