+ All Categories
Home > Documents > TÜRKİYE'DE ESKİ VE YENİ BAYRAMLAR

TÜRKİYE'DE ESKİ VE YENİ BAYRAMLAR

Date post: 10-May-2023
Category:
Upload: independent
View: 0 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
16
Önsöz Adetler, töreler, gelenek ve görenekler, dini vecibeler insanların yaşamları boyunca bünyesinde barındırdığı, kendisi için önemli gördüğü ve hayatlarına tatbik ettiği yaşam tarzlarıdır. İnsanlar bu yaşam tarzlarıyla hayatlarına yön verirler. Yaşadığı her olay, beklediği her zaman ve bunlara karşı gösterdiği tepki bu yaşam tarzlarını ortaya çıkartır. İşte insanların bu yaşam tarzlarını ortaya çıkartan değerlerden biri hatta en önemlisi de dini vecibeleri olan bayramlardır. Türk toplumunun %95’i müslüman olduğu için bayram deyince aklımıza Müslümanların bayramı olan Ramazan ve Kurban Bayramları gelir. Oysa ki bayramlar hristiyanlıkta da yahudilikte de mevcuttur. Fakat biz Türk toplumunun müslüman oluşundan dolayı müslüman bayramlarını ele alacağız. “Bayram nedir? , Eskiden bayramlarımız nasıldı?, Şimdiki bayramlarımız nasıl? Neden hep eski bayramlarımızı yad ediyoruz? Eğer bir şeyler bize eskiyi hatırlatıyorsa yeni gelenlerin zararlarını konuşmamız lazım. Gelen gideni aratıyorsa, geri gelmeyen zamanın bir mucize olup gelmesini istiyorsa günümüz dünyasında büyük bir sorun var demektir. Biz de bu sorundan etkilenen bayramları ele alacağız. 1
Transcript

Önsöz Adetler, töreler, gelenek vegörenekler, dini vecibeler insanların yaşamlarıboyunca bünyesinde barındırdığı, kendisi için önemligördüğü ve hayatlarına tatbik ettiği yaşamtarzlarıdır. İnsanlar bu yaşam tarzlarıyla hayatlarınayön verirler. Yaşadığı her olay, beklediği her zamanve bunlara karşı gösterdiği tepki bu yaşam tarzlarınıortaya çıkartır. İşte insanların bu yaşam tarzlarınıortaya çıkartan değerlerden biri hatta en önemlisi dedini vecibeleri olan bayramlardır.

Türk toplumunun %95’i müslüman olduğuiçin bayram deyince aklımıza Müslümanların bayramıolan Ramazan ve Kurban Bayramları gelir. Oysa kibayramlar hristiyanlıkta da yahudilikte de mevcuttur.Fakat biz Türk toplumunun müslüman oluşundan dolayımüslüman bayramlarını ele alacağız. “Bayram nedir? ,Eskiden bayramlarımız nasıldı?, Şimdiki bayramlarımıznasıl? Neden hep eski bayramlarımızı yad ediyoruz?Eğer bir şeyler bize eskiyi hatırlatıyorsa yenigelenlerin zararlarını konuşmamız lazım. Gelen gideniaratıyorsa, geri gelmeyen zamanın bir mucize olupgelmesini istiyorsa günümüz dünyasında büyük bir sorunvar demektir. Biz de bu sorundan etkilenen bayramlarıele alacağız.

1

BAYRAM NEDİR? Bayram, dini bir vecibedir. Bayramlar

sevinç günleridir. Dinin ‘Eğlenin, neşelenin’ dediğigünlerdir. Biz beraber sevinir, beraber üzülürüz. Tekbaşına eğlenip üzülmek, “beni yalnız bırakın” demek, ancakAmerikan filmlerinde olur1. Bayramlar bir araya gelmevesilesidir. Hayatın monotonluktan çıktığı renkligünlerdir. Bizler bayram deyince sadece müslümanlıktavar olduğunu biliyoruz. Sevdiği kişiyi gördüğü zamaninsan neşelenir Bu psikolojik bir haldir. Akrabalarlagörüşmek bir terapidir. Aynı sosyal seviyede olmasalarbile bir kişi onları görünce sevinir, morali düzelir. Oysa ki bayramlar tüm dinlerdemevcuttur. Fakat biz Türk toplumunu inceleyeceğimiziçin müslümanların bayramlarını ele alacağız.İslamiyette bayramlar iki tanedir: Ramazan Bayramı veKurban Bayramı. Bunları ayrı ayrı inceleyelim.

A)Ramazan Bayramı

1 Ekrem Buğra Ekinci, “Eski Bayramlar”, http://www.ekrembugraekinci.com/makale.asp?id=465 , (7 Ağustos 2013)

2

Hicri takvime göre herbir ay, belliözelliklere sahiptir. 11 ay vardır Hicri takvimde. Buaylardan biri de Ramazan ayıdır. Allah, Ramazan ayındamüslümanlara 30 gün oruç tutmayı emretmiş ve bu 30günün sonunda oruçlarını tutanlar için bayramı hediyeetmiştir. Bu sebeple müslümanlar her Ramazan ayınınbitiminde oruç tutmayı bırakırlar ve bayramlarınıyaşarlar. Hatta bayramların yaşanılması dinen deistenmiş ve bayramın ilk günü oruç tutmakyasaklanmıştır. Kısaca Ramazan Bayramının sebebibudur.

B)Kurban Bayramı Hz. İbrahim çocuğu olmayan birinsandı. Allah’tan çocuğunun olmasına karşılıkkendisine bir evlat kurban edeceğini söyleyerekAllah’a dua etti. Allah Hz. İbrahim’e İsmail adındabir çocuk verdi. Gün geldi Hz. İbrahim’in dilediğiadak kendisine hatırlatıldı. Hz. İbrahim çocuğunadurumu açıklayarak kendisine danıştı. İsmail bunun biradak olduğunu ve yerine getirilmesini söylemiştir. Hatta Kuran’ı-Kerim’de Allah-u Teala İsmail (as)’ınşöyle dediğini söylemiştir:“Babacığım! Sana ne emredildiyse yap. İnşallah beni (Allâh’ü Teâlâ’nın buimtihanına) sabredenlerden bulacaksın” Fakat Hz. İbrahim bıçağı oğlunun boynunavurduğu zaman bıçak kesmedi. Ve Allah, Hz. İbrahim’esözünde durduğunu söyleyip kendisine oğlunu bağışladıve Allah adına kesmesi için bir koç gönderdi. O gündenberi insanlar Allah namına Kurban kesmektedir. Fakatkurban kesmenin Allah’a ne faydası vardır? Allah’a etmi gönderecektir?

3

Peygamberimiz (SAV) bu durumu şöyle açıklamıştır: “Kestiğiniz kurbanların ne eti ne de derileri Allah’a ulaşır. AncakAllah’a sizin takvanız ulaşır”. Bu sebeple müslümanlar Allah’ın adınaher yıl hac mevsiminin sonuna doğru kurban keserler.Kurban kesmenin bir diğer iyi tarafı da insanlarayardımdır. İslam dini bir sosyal dindir. Bu sebeple etbulamayan fakir insanlara her Kurban Bayramında etdağıtılır. Bu sebeple toplumlarımızda yardımlaşmaartar. Kurban Bayramı Ramazan Bayramından yaklaşık ikiay sonra emredilen hac mevsiminin bitimiyle yapılır.

4

II. TÜRKİYE’DE ESKİ BAYRAMLAR

Ah, nerede o eski bayramlar? Herinsanın gönlünde bir maziye hasretlik, bir özlemyatar. İnsanlar yaşları ilerledikçe eski günlerini,gençliğini, yaşadığı güzel günleri hasretle yad eder.Ve bir umuttur ki zaman geçtikçe bir gün mutlaka eskigünlerin geri geleceğine inanılır. Bizim toplumumuzdameşhur olmuş ve neredeyse bir gelenek haline gelmişözlemlerden biri de “Nerede o eski bayramlar?” İşin tuhaf tarafı her insan kendi dönemindekendi yaşadığı eski bayramların daha iyi olduğunusöyler. Ve her dönemde eski bayramlar özlenir. Aşağıda1970’lerde basılan bir gazete bu durumu en güzelşekliyle açıklar;

5

Görüldüğü üzere bayramlar insanlarınbelli zamanlarına hep vurgu yapmıştır. Ve insanlar herbayram geldiğinde bu güzel vurgularını hatırlar. Eskibayramların tarifini İskender Pala’nın birmakalesinden dinleyelim;

“Ne güzelmiş o eski bayramlar!... Şehrinhamamları sabaha kadar açık olurmuş; bir deşekercileri. Temizlik, bayrama tertemiz ve kokulanmışolarak girmek bayramın ilk şartı ise şeker sözlerle,şeker sofralarla, şeker tadında ruhlarla tatlı yiyiptatlı konuşma da ikinci şartı imiş. Bayram, bir namazile başlarmış, şimdiki gibi. Minarelerden yükselenlahuti sedaların ardından, abdest nuru ile parlayanyüzlerin sokakları bir şafak aydınlığı gibi doldurduğurahmani bir namazmış o. Başların kulluk için eğildiği,alınların kulluk için yere değdiği bir namaz. Kalplericoşturan tekbir ve tehliller ile pırıl pırıl yüzlerinbiriktiği bir namaz… Şimdiki gibi…”2

2 İskender Pala, “Ne Güzelmiş O Eski Bayramlar”, www.zaman.com.tr/iskender-pala/ne-guzelmis-o-eski-bayramlar_2117516.html, (6 Ağustos 2013), s.1

6

Eskiden insanlar daha sosyaldi. Günümüzinsanlarına sosyal deyince akla sosyal paylaşımsitelerinde var olmaları, internetten, gelişendünyadan, teknolojiden haberdar olmaları akıllarınagelir. Oysa ki sosyallik insanlar arasında kurulanbağı ifade eder. İşte eski bayramlar diye ifadeettiğimiz özlemin temelinde bu sosyallik yatar. Vebayramlar da bu sosyalliği arttırır. Komşuluk,akrabalık ilişkisini geliştirir. Belki de sürekligördüğün insanı bile sırf bayram için bir kez dahaevini ziyaret etmektir. Misafirlik bizim örf veadetlerimizde büyük bir yer edinmiştir. Bu yüzdenyabancılardan kendi adımıza öğrendiğimiz bir sözvardır; “Türkler misafirperverdir”. Her ne kadar busöz eskiden olsa da bu adetimizi bir vesileyle devametmekteyiz. İnsanlar eğer Ramazan Bayramı ise sabahtanev ziyaretleri yaparlar. Kurban Bayramı ise 1. günkurban kesilir, ikinci günden itibaren ziyaretleryapılar. Küçükler büyüklerin evlerine gider, elleriniöperler, hayır dualarını alırlar. Ve misafirağırlamayı yine İskender Pala’dan dinleyelim;

     “Önce şeker ikram edilirmiş, ardındankahve. Ama kahve mutlaka sade olacaktır. Güler yüz ileherkesin gönlü yapılacak, elbette ayak da yorgana göreuzatılacaktır. Hatırlı bir ziyaretçi geldiyse eğer -aman ha- diğerlerini küstürmeyeceksiniz, zor da olsamihman mihman üstüne ağırlamayı bileceksiniz.Çekinmeyin, teşrifat kaideleri zaten birinci derecedekıymetli misafirleri ilk gün, diğerlerini kıymetlerinegöre ikinci veya son gün ziyarete imkan tanımaktadır.Birinci gün gelenlerle sarmaş dolaş olmayı, ikinci gün

7

gelenlere ayağa kalkıp bir adım geride durmayı ihmaletmeyiniz. Üçüncü gün gelenlerin de hediyesinispetinde kıymeti vardır demeyin sakın, onlar hakikibayram çiçekleridir, belki Nedim’den bir beyit ilegönüllerini almanız gerekebilir: “Pek umar teşrîf-i ıydın ahikinci gün Nedim / Gündüzün olmazsa akşam olsa da mani değil(Nedim bayram ziyareti için ikinci günde teşrif etmenine kadar umar, ah bir bilsen; hatta gündüzünde olmazsaakşamında olsa da razıdır)”.3

Eskiden insanlar bayramnamazı çıkışında caminin etrafında sıraya geçeriçeriden çıkan herkes ile bayramlaşılır, çıkan kişihalkanın sonuna katılır ve kuyruk uzar giderdi.Birbirlerini tanıyan tanımayan herkes bayramlaşır, halhatır sorardı. Belki bu adet pek çok yerde ömrünütamamlasa da kalıntıları hala devam etmekte. Örneğin,bizim akrabalar çok şükür bu adeti hala devamettirmekte İstanbul’da. Fakat halkaya baktığımda buhalkanın son nesilleri bu insanların olduğunugörüyorum. Çünkü halkada genç neredeyse hiç yok. Budurumda gelecek için insanları kaygılandırıyor.Eskiden insanlar sadece yaşayan insanlarla değil,yaşamayan insanlarla da bayramlaşırdı. Ve bir adettir

3Pala, age., s.18

ki en geç bayramın ikinci gününe kadar kabristanlarziyaret edilirdi. Vefat eden atalarının, yakınlarınınbelki de evlatlarının bayramlarını kutlayacaklardır.Onlar unutulmamıştır ve asla unutulmayacaklardır.

Peki ya çocuklar? Çocuklar dört gözlebeklerler bayramları. Bayramdan önce en güzelkıyafetler onlar için alınır. Bir tek çocuklar bukadar özenir. Aldıklar o elbiseleri giymek içinsabırsızlıkla beklerler. “Ya şimdi giysem, ama olmaz, heyecanıkaçar. Muhakkak bayram sabahı giymeli.” Aldığı elbiseleriyanına koyup uyuyan çocuklar sabah ilk kendilerikalkar bayram namazına. Çünkü biliyorlar ki o gün özelbir gün. Babalarının ellerinden tutup caminin yolunututarlar. Kız çocukları da babalarının camidengelişini beklerler. Babaları camiden gelmeden, onunelini öpmeden bayram başlamaz. Birden baba gelir vebayramlaşma başlar. Günün 24 saati birbirlerini görenaile fertleri sanki yeni görüyormuşçasına bayramlaşırve sevgiler tazelenir. Kahvaltılar yapılır ve kahvaltıbiter bitmez çocuklar sokaklara dökülür. Haydiçocuklar bayram başlıyor.

Sokaklara dökülen çocuklar kapı kapıdolaşıp insanların bayramlarını kutlarlar. Bayram günüev sahiplerinin zilleri hiç susmaz. Ya misafirdir yada çocuklar. Sevgi ile karşılanır çocuklar. Şekerverilir, harçlık verilir ve gönülleri okşanırdı. Evsahipleri kapılarının sürekli çalındığından bir parça

9

rahatsız olsalar da aslında onlar da biliyor çocuklarolmazsa bayramlar olmaz.

Ve unutmamamız gereken son bir durum;Bayram tatlıları... Bayram tatlısı bayramların olmazsaolmazıdır. Bayram hazırlığı yapanlar bayrama 2-3 günkala tatlılarını hazırlarlar. Her hususi günün birtatlısı vardır. Ramazan tatlısı güllaç ise, bayramınkicevizli baklavadır. Akide şekeri, lokum, badem ezmesigibi şekerlemeler önceden alınır. Eskiden tepsideküçük kaşıklarla envai reçel ikram edilirmiş. Sonranedense, şekerlemeler arttığı için olsa gerek, bu âdetterk edildi. Kahve ve su; ardından da tatlı servisiyapılır. Tatlı yanında ayran verilir. Zira tatlımideyi keser; ayran ise iştahı açar.

10

III. TÜRKİYE’DE YENİ BAYRAMLAR

“Nerede o eski bayramlar” diye başladık söze. Peki bizi bu söze götüren neydi? Neden her yeni gelen eski bayramların özlemini taşıyordu? Bizi buna iten sebep neydi? Önce eski bayramların tadını anlattık. Eski adetleri, gelenek ve görenekleri. Şimdiki bayramlar nasıl bir de buna bakalım.

Evet, eskiden beşeri münasebetler dahaiyi idi. Bu münasebetin kaybolmasına vesile olannedenlerden biri de modernleşmedir. Modernleşme insanhayatını etkileyen en önemli gelişmedir. Ve insanlarınmodernleşme sürecine zamanla girmesi gelenek vegöreneklerini de değiştirmiştir. Ve konumuz olanbayramlarda bundan nasibini almıştır. Bakalım EkremBuğra Ekinci bu konuda ne diyor;

“İnsanlar artık bayramı tatile çıkarakdeğerlendirmek istiyor. Aile bağları eskisi gibideğil. Vaktiyle amca çocuğu çok kıymetliyken, artıkpek bir şey ifade etmiyor. Biri zengin, diğeri fakir;belki biri şehirde yaşıyor, öteki kasabada. Sosyalşartlar değişince, hele dışarıdan evlenince; müşterekhisse azalıyor, birbirine karşı bir yakınlıkhissedilmiyor. Eskiden insanın işi evine yakındı; bukadar çok çalışılmazdı. Bugün zorlu bir iş hayatı var.Kişinin kendisine ve ailesine ayıracağı zaman

11

azalıyor. Yoğun hayat meşgalesine ancak bayramtatilleri ile mola veriliyor. Onun için tatile gidenimazur görmek lâzım.”4 Globalleşme, dünyayı küçük birköy haline getirdi. İnsanlar da ister istemezdeğerlerini, en azından ruh sağlığını koruyabilmekiçin direniyor. Bu sebeple bağlar tek tek kopmayabaşlıyor. Eskidendi Ayşe Teyzelerin çaprazkomşusu Nuri Beylerin geldiği günler. Şimdi ne AyşeTeyze var, ne de çapraz komşusu Nuri Bey. AyşeHanımlar ucuz tur bulmuşlar. Kapadokyadalar. Şimdisitelerde, yüzlerce dairelik bloklarda kim kimi tanır?Küçük yerde insanın kıymeti vardır. Biri öldüğü zaman,günlerce evin kapısı açıktır. Yemek getirir, acınızıpaylaşırlar. Bayramlar daha canlı geçer. Son yıllardaköy ve kasabaların da şehirlerden farkı kalmadı. Hergeçen gün moderniteye özlem tüm yurdu sarmaya başladı.Ve bununla birlikte bayramlarda değişen en önemli şeykutlamalardır. Artık evlere ziyarete gidip yüzyüzebayramlaşma devri bitmiştir. Yakın akraba, uzakakrabanın birbirlerine gitme faslı son bulmuştur. Pekihiç mi bu insanlar bayramlarını kutlamıyorlar? Onun dabir çaresi var; telefonlarımız...

Teknolojinin, sosyalmedyanın hayatımıza hızla girmesiyle karşılıklı4 Ekinci, age., s. 1

12

ilişkiler ve kutlamalar sanal aleme düşmüştür artık.Telefona yazılan sıradan bir kafiyeli bayram mesajı vegönderilen toplu mesajlar insanın modern çağdabayramlaşma görevini yerine getirdiğini gösterir.Adeta teknolojiyle kendimizi avuturuz. Ve biryazarımızdan alırız bu kıymet bilmez günlerimizi; “Arabeske vaktimiz yok. Tek tek arayıpbayramlaşmaya da. Bayramlar mesaj kutusunda, göndertuşunun yanıbaşında: ''Toplu mesajınız iletilmiştir'' İnternettenbulunma, ''Kurban bayramınızı en içten dileklerimizle kutlar,sevdiklerinizle beraber nice bayramlara vs. vs.'' Yanında suflörün;''Cevatları unutma, Sema Yengemlere de at.'' ''Sema Yengenler hiçkutlamaz bizi! Aman canım, bir mesaj işte, gönder gitsin, insanlık bizdekalsın.'' İnsanlık bir mesaj kutusunun içinde.Servis sağlayıcınıza göre maksimum 0.40 kuruşturnihayetinde.”5

Ve evlatlar... Evlenmişlerdir onlar.Yeni bir yuva kurmuş fakat ilk yuvalarınıunutmuşlardır. Dede ve ninelere kırk yılda birtorunlarını gösteren, “Oğlum bu bayramda karını ve çocuklarınıal da yanımıza gelin” diyen annelere “Anneciğim, bilet aldık bubayramda yurt dışına tatile gidiyoruz. Eşim öyle istedi. Aynı zamandaişlerden dolayı çok yorulduk. Kusura bakmayın bir daha ki sefere”diyen evlatlar türemiştir. İşte günümüzdeki modern hayatınbayramlara etkisi maalesef böyle gerçekleşiyor. Veinsanların kopukluğu yalnızlaşmaya doğru gidiyor.

5 Elif Key,“Bayram Dediğin”, http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/10/131015_elif_key_bayram.shtml ( 15 Ekim 2013)

13

Korkulan şu ki 10 milyar nüfusu olacak olan dünyadaherkesin yalnız kalmasıdır...

SONUÇ

Bayramları bayram yapan insanlarınbirlikteliğidir. Yalnızlıklara geçiş sürecindebayramların da tadı kalmaz. Gelişen yeni nesilmaalesef beraberinde bu sorunları getiriyor. Git gideyalnızlaşınca da eski bayramlar, birlikteliklerözleniyor. En çok çocukken güzel yaşanır bayramlar.İçlerine o müthiş heyecan, duygu var olur. Ve oduyguyu bir daha hiçbir bayramda alamayanlar eskileriyad eder. Şimdiki çocuklara veriyoruz para, onunlainternet cafelerde tüm bayramı geçiriyorlar. Akrabalıkilişkileri bu sayede gelişmiyor. Aileler eskisi gibitek sofrada oturmuyor. Bayramda tüm yakın ve uzakakraba bir araya gelemiyor. Pek çok çocuk en yakınamcaoğlusunu, teyze oğlusunu, kuzenlerini bilmez halegeldi. Ve bu durum ileride gelecek nesle çok sorunçıkartacak. Aile bağlarını, sevgileri her zaman sıcaktutmalıyız ve sevgiyi ertelememeliyiz. Sevgilerertelenirse olmaz... Sevmenin değer vermek, kıymetbilmek, hatır sormak, yardıma koşmak, kapı çalmak, duaalmak olduğunu çocuklarımıza öğretmemiz gerekiyor.İşin aslı şu olsa gerek; ölen eski bayramlar değilaslında; eski duyarlılıklar...

Onları yaşatabilsek, bayramlar da yaşar.

14

15

KAYNAKÇAEkinci, Ekrem Buğra. Eski Bayramlar.

http://www.ekrembugraekinci.com/makale.asp?id=465 .

(7 Ağustos 2013). s.1

Key, Elif. Bayram Dediğin.

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/10/131015_elif_key_bayram.shtml .

(15 Ekim 2013). s.1

Pala, İskender. Ne Güzelmiş O Eski Bayramlar.

www.zaman.com.tr/iskender-pala/ne-guzelmis-o-eski-bayramlar_2117516.html . (6 Ağustos 2013). s.1

16


Recommended